İTO, Van da hayatını kaybeden Japon Doktor Miyazaki adına ilköğretim okulu yaptıracak

Transkript

1 Kelepçeleme Sözleşmeler başlıklı konferansa akademik çevreden ve sinema dünyasından çok sayıda isim katıldı. T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı nın İllerimiz AB ye Hazırlanıyor programı kapsamında, İstanbul Valiliği Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi tarafından yürütülmekte olan, Avrupa Birliği Farkındalığı İstanbul da Şekilleniyor projesi Proje Döngüsü Eğitimi sertifika töreni, AB Bakanı sayın Egemen BAĞIŞ ve İstanbul Valisi sayın Hüseyin Avni MUTLU nun katılımıyla 28 Ekim 2011 Cuma günü İstanbul Ticaret Üniversitesi nin Eminönü Kampüsünde yapıldı. Sinema sektörü Türkiye de son 15 yılda hızlı bir ilerleme kaydetti. Buna bağlı olarak yapımcılar ve eser sahipleri arasındaki münasebetler, Türk Borçlar Kanunu nda düzenlenerek, kişiler arasında yapılan sözleşmeler belirli kurallarla belirlenip uygulamaya konuldu. Mine Vargı Devamı sayfa 2 de Devamı sayfa 3 de İçimizden biri hayat kurtarmak için Van daydı. Yıl: 4 / Sayı: 18 / Üniversitemizin İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Ali Osman Özel, Van da deprem olduğunu haber alır almaz deprem bölgesine koşanlardan biri. Devamı sayfa 4 de İTO, Van da hayatını kaybeden Japon Doktor Miyazaki adına ilköğretim okulu yaptıracak İstanbul Ticaret Odası (İTO), Van da kısa arayla gerçekleşen iki büyük depremin yaralarını sarmak için harekete geçti. Üniversite-Sanayi El ele Uzay ve havacılık teknolojileri gibi pek çok alanda, 31 eğitimli personel ve bin şirketle faaliyet gösterecek olan, İstanbul Ticaret Odası ile İstanbul Ticaret Üniversitesi nin de ortaklığının bulunduğu Teknopark İstanbul un temelleri Kurtköy de atıldı. Ar-GE binasının temeli, Bakan Nihat Ergün, İTO Başkan Vekili Şekip Avdagiç ve üst düzey yetkililerce atıldı. Teknopark İstanbul A.Ş, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile İstanbul Ticaret Odası nın ana ortaklığında kuruldu. Ayrıca İstanbul Ticaret Üniversitesi, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. ile Savunma Teknolojileri Mühendislik A.Ş. diğer ortaklar arasında yer alıyor. Temel atma töreninde konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 10 yıl önce sadece iki tane teknoparkı olan Türkiye nin, bugün 40 dan fazla teknoparkı bulunduğunu kaydetti. Kurtköy deki Teknopark İstanbul un Türkiye nin önemli teknoloji merkezlerinden biri haline geleceğini, belki de en önemlilerinden biri olacağını söyleyen Ergün, 25 yıl önce tasarlanmıştı, bugüne nasip oldu. Maalesef ülkemizde bazen oluyor. 25 yıl önce gecikmeden yapabilmiş olsaydık, bugün burada ve başka yerlerde çok daha muhteşem gelişmelere şahit olabilirdik şeklinde konuştu. Türkiye nin istikametinin bilim ve teknolojiyi geliştirmek, üniversitesanayi işbirliğini arttırmak ve ileri teknolojili ürünler üretmek olduğunu, bunun da ancak Ar-Ge merkezleri, teknoparkları yaygınlaştırmak ve bütün şirketleri teknolojik geliştirmeye yöneltmekle mümkün olabileceğini belirten Ergün, Yakın bir gelecekte özellikle bilgi ve iletişim teknolojileriyle büyük bir teknoloji bölgesini Gebze de hayata geçirmiş olacağız dedi. İTA 17 Kasım Perşembe günü gerçekleştirilen İTO Meclis toplantısında okul yaptırılması kararı onaylanırken, okula, Van da Bayram Otel in enkazı altında kalan Japon yardım gönü llüsü doktor Atsushi Miyazaki nin adının verilmesi önerisi de kabul edildi. Okula, Doktor Miyazaki nin adının verilmesi önerisi İTO Meclis Başkanı İbrahim Çağlar dan geldi. Yaptırılacak ilköğretim okulu, Van ın Muradiye İlçesi Ünseli Beldesi nde 16 derslikli olarak inşa edilecek. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Atsushi Miyazaki nin Türk halkının gözünde bir kahraman olarak kalacağını ve daima hayırla anılacağını söyledi. Başkan Yalçıntaş, Doktor Miyazaki depremden hemen sonra Japonya dan buraya gele rek, yardımda bulunmaya çalışan gönüllülerden biriydi. Hayatı uğruna, insanlık sevgisini bizimle paylaştı. Miyazaki nin enkazdan sağ çıkartıldıktan sonra tüm müdahalelere rağmen vefat etmiş olması, hepimizi derinden üzdü. Miyazaki, Türk halkı tarafından hiçbir zaman unutulmayacak. Tıpkı Ertuğrul Fırkateyni faciasında kaybettiklerimiz gibi, Japonya ile Türkiye arasında güçlü dostluk bağlarının simgesi olarak yaşayacak. İstanbul Ticaret Odası olarak Van da yaptıracağımız okula Miyazaki nin adını vererek, hatırasını sonsuza kadar yaşatmayı arzu ediyoruz. Bu okulda okuyan gençler, Miyazaki nin insan sevgisini kendilerine örnek alacaklar dedi. İTA

2 2 AB projesi sertifika töreni İTİCU da T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı nın İllerimiz AB ye Hazırlanıyor programı kapsamında, İstanbul Valiliği Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi tarafından yürütülmekte olan, Avrupa Birliği Farkındalığı İstanbul da Şekilleniyor projesi Proje Döngüsü Eğitimi sertifika töreni, AB Bakanı sayın Egemen BAĞIŞ ve İstanbul Valisi sayın Hüseyin Avni MUTLU nun katılımıyla 28 Ekim 2011 Cuma günü İstanbul Ticaret Üniversitesi nin Eminönü Kampüsünde yapıldı. Cansu Naz Sivrioğlu Medya ve İletişim Sistemleri 1 Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, törendeki konuşmasında, Avrupa Birliği için İstanbul un çok önemli bir şehir olduğunu ifade etti. Bağış, Bu güzel şehir, İstanbul doğunun en batılı batının en doğulu şehri. Burada sadece kıtalar değil medeniyetler buluşuyor. Burada arzla talep buluşuyor. tüketiciler mamulleriyle buluşuyor; ama hepsinden önemlisi barışı arayanlar İstanbul da buluşuyor. Bugün birbirleriyle geçinemeyen ülkelerin yöneticilerini Türkiye İstanbul da ağırlıyor. İnanın bana işte bunlar Avrupa daki ön yargı duvarlarını kırmaya vesile oluyor. Bu ülkeye gelip bu insanların içtenliğini gören bir Avrupalı nın Türkiye nin AB üyeliğine karşı çıkması çok zor hale geliyor dedi. Bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye nin AB üyeliği konusunda zorluk çıkardığını vurgulayan Bağış, Avrupa da kimileri müzakere sürecini durdurmak için uğraşıyorlar. Açık net söylüyorum. Müzakere sürecimizi etkileyebilirler ama reform sürecimizi sadece kamçılarlar. Belki fasıl açılıp kapanma törenlerinde farklı bir dönemi yaşıyor olabiliriz. Ama reform sürecinde hiçbir yavaşlama yoktur dedi. AB yolundaki reformlara devam ettiklerini söyleyen Bağış, Bütün bunları yaparken Egemen Bağış Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma idealinde ilerliyoruz. Bakın büyük Atatürk çağdaş medeniyletler seviyesini yakalamak dememiş; üstüne çıkmak demiş. Onun için bize düşen AB standartlarını yakalamak değil, onun da üstüne çıkmak. Nasıl bugün Suriye deki, Mısır daki, Tunus taki insanlar Türkler bunu başarmış. Biz niye başarmayalım? diyorlarsa kendi ülkelerinde bir kalkınma sürecini başlattılarsa, Avrupalılar da nasıl ekonomik potansiyelimizi, genç nüfusumuzu örnek almak için bir çaba içine girmişlerse, her alanda, doğuya batıya, kuzeye güneye ilham kaynağı olmaya de- Prof. Dr. Nazım Ekren Rektör vam edeceğiz. Bize yakışan budur. Ecdadımızın bize bıraktığı hatıra budur şeklinde konuştu. Bakan Bağış, Türkiye nin büyük bir sıçrama içinde olduğunu da kaydederek, konuşmasını, Dünya siyasetinin oyun sahası bizim bölgemizdir. Türkiye farklı bir kulvarda oynuyor. En önemli özelliğimiz demokrasimiz. Demokrasimizin geldiği noktada da AB sürecimizin önemli etkisi vardır. Bu nedenle hedefimiz tabii ki tam üyelik sözleriyle noktaladı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise, projeye verilen destekten ötürü teşekkür etti. Vali Mutlu konuşmasının sonunda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı da kutladı. Vali Mutlu, Bugün Cumhuriyet Bayramımız. Özellikle bayramımızın milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Nice yıllara, Cumhuriyetimizin huzurlu ve sağlıklı ulaşmasını temenni ediyorum. Ama bugün bu bayramı acılı kutluyoruz. Bu vesileyle Van da hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza ve yaralılara rahmet ve şifa dileklerimizi bu vesileyle paylaşmak istiyorum dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, proje kapsamında, sertifika eğitimine katılan 30 kişiye AB süreciyle ilgili önemli bilgiler aktarıldığını kaydet- ti. Ekren, Avrupa Birliği üyelik sürecinin farkındalığını arttırmada sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, kamu kurum kuruluşları önemli rol ve fonksiyonlarına sahip olmaktadır. Üniversitemiz bünyesinde kurulunan, Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi inter-disipliner bir yaklaşımla, Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin, kuruluşlarımızın, bireylerimizin ihtiyacı olan ve bilgileri derleyen ve onlarla paylaşan özel bir araştırma merkezimiz. Bir başka önemli merkezimiz de; sürekli eğitim merkezi. Bu merkezimiz özellikle sertifakalı eğitim programında uzmanlaşmış, kamu ve özel sektör kuruluşlarının AB ye uyum süreci içinde aktif yer almalarını sağlayan, onlara veri ve bilgi aktaran merkezlerimizden bir tanesi. İstanbul dünyanın elbette özel şehirlerinden biri. Ülkemizin hem küresel sistemle entegrasyonunda, hem de ilişkisinde her zaman önemli ve kilit bir konuma sahip olmuştur. Farkındalık ise; bireyleri ve kuruluşlarımızı bilgilendirmede önemli bir belirleyicidir dedi. Nazım Ekren projede emeği geçenlere teşekkür ederek, Verilen 64 saatlik eğitim programında, katılan 30 kişiye, AB süreciyle ilgili çok değerli, çok detaylı bilgiler aktarıldı. Avrupa Birliği ve Entegrasyon Süreci nin içeriği ve mekanizması, Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri ve Gümrük Birliği, Ticaret Politikası, Adalet ve İçişleri Politikaları gibi otuzu aşkın farklı başlıkta eğitim yapılmış oldu. Proje çerçevesinde iller, AB fonlarının kullanımı konusunda da bilgilendirilmiş oldu. Böylece AB projeleri ve mali yardımlardan yararlanma konusun- parçası olan Sürekli Eğitim Merkezi ile müdürü olduğum Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi nin programa eğitim desteği olmuştur. Yaklaşık 72 saatlik bir programla, temel AB eğitimi döngüsü yönetimi ve sunum teknikleri konusunda katılımcılarla bilgi paylaşımında bulunulmuştur. Biz bu tür daki farkındalık da önemli ölçüde arttırıldı. Projenin kapsamının daha da geliştirilip, kamu ve özel sektör yelpazesini kapsayacak hale gelmesi projenin amacına daha fazla hizmet edecektir dedi. çalışmalara ve proje desteklerine her zaman hazırız sözleriyle gerek bakanlıktan ve gerek valiliklerden gelecek tüm çalışmalarda yer alabilecekleri mesajını verdi. Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olan İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Oğurlu ise, Bizim hayat boyu öğrenmenin bir Konuşmaların ardından eğitiminde sertifika almaya hak kazananlara sertifikaları verildi. Fotoğraf: Asiye Ceren Duran Erhan Erken, Egemen Bağış

3 3 Kişilik Haklarını Sınırlayan Kelepçe Sözleşmeler Eminönü Kampüsünde Tartışıldı Açılış konuşmasını Prof. Dr. Ömer Cüneyt Binatlı nın yaptığı Kelepçe Sözleşmeler başlıklı konferansa akademik çevrelerden ve sinema dünyasından çok sayıda isim katıldı. Asiye Ceren Duran Medya ve İletişim Sistemleri 1 Sinema sektörü Türkiye de son 15 yılda hızlı bir ilerleme kaydetti. Buna bağlı olarak yapımcılar ve eser sahip leri arasındaki münasebetler, TürkBorçlar Kanunu nda düzenlenerek, kişiler arasında yapılan sözleşmeler belirli kurallarla belirlenip uygulamaya konuldu. Borçlar kanununda eser sahibinin haklarının korunması için gerekli düzenlemeler bulunu yor. Ancak, eser sahibinin haklarınınkorunması ve bu hakları, kimin ne kadar, nasıl kullanabileceği ve bu hakların nasıl devredilebileceği konuları, yapılacak sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar arasında yer alıyor. Türkiye de uygulamaya bakıldığında, eser sahibinin bütün haklarının devri söz konusu Yani bugüne kadar göz lemlenen, yapımcılar, hem eser sa- hibinin hem de bağlantılı hak sahiplerinin bütün haklarını devralma koşuluyla sözleşme imzalıyor sayılı yasaya göre düzenlenen bu sözleşmeler, eser sahibi bakımından Yrd. Doç. Dr. Nejat Çetinok birçok noktada bağlayıcı nitelik taşımaktadır. İstanbul Ticaret Üniversitesi nin ev sahipliği yaptığı, İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Fikri Mülkiyet Hukuku ve Rekabet Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği nin ortaklaşa düzenlediği, Sinema Sektöründe Genel İşlem Koşulları, Kelepçeleme Sözleşmeler başlıklı konferansta, tüm bu sorunlar masaya yatırıldı. bunun yanlışlığını anlatamazsınız. Buna kural koymanız lazım. On gün önce Seul deydik. Seul de Tivibu uygulamasını çok rahat izleyebiliyorsunuz. Geçmiş bütün Yasayı değiştirmek Anaya- dizileri izleme imkânınız var ve sa yapmaktan daha zor hiçbir kısıtlama yok, hiçbir bedel Konferansta konuşan THSGM (Telif ödemenize de gerek yok. Maalesef Hakları Sinema Genel Müdürlüğü) ülkemizde bu kadar net ve detaylı Genel Müdürü Dr. Abdurrahman - izleme imkânı mevcut değil.bu Çelik, sinema sektöründeki ilerleme ye paralel olarak sektör içerisinde yapılaşmanın değiştiğine işaret ederek, daha nitelikli ve profesyonel uzmanların yönetim kademesinde yer alması gerektiğini belirtti. Çelik e göre 5846 sayılı yasada düzenlemelerin yapılması gerekli. Çelik, 5846 sayılı kanunun yaklaşık maddesi değişecek. O maddeler içerisinde bu sözleşmelerle ilgili düzenlemeleri yapacağız. Daha önce sektörden, ilgili bakanlıklardan aldığımız görüşler çerçevesinde hazırlanan son taslağı, Doç. Dr. Muzaffer Şeker önümüzdeki Şubat ayından itibaren son görüşmeleri yapıp, Başbakanlığa gitme konusunda hızlı noktada ya bırakılacak ve böyle davranacağız. Ama bana göre 5846 devam edecek ya da teknik olarak sayılı yasa yeniden yazılmalı. Çünkü- birtakım kısıtlamalar konulacak. değişikliklerden sonra yamalı boh Mesela Apple Tv var. Bu platformda, çaya dönmüş durumda şeklinde itunes adlı programın çıkardığı tüm konuştu. Abdurrahman Çelik, yasayı eserler, bir takım kısıtlamalara tabi. değiştirmenin anayasa yapmaktan Film elinizde indirilmiş olarak bir daha zor olduğunu belirterek, İşin ay kalıyor ancak bir ay sonra silinibir yanında sanat dünyası var diğer yor. Eğer bu tip teknik tedbirler yanda kullanıcılar var. Mesela TV alınırsa hukuk rahatlar. Hergün Yayıncıları ayrı bir güç, Türkiye Oda- yeni bir şey gelişiyor. Geliştikçe de lar ve Borsalar Birliği ayrı bir güç. yeni tedbirler almak gerekiyor, bubunların hepsini bir araya getirip bu nun sonu yok şeklinde konuştu. yasayı çıkarmak cesaret ister dedi. Ön sözleşme imkânı tanınmalı Hukuk teknolojiye yetişemiyor İletişim Fakültesi öğretim üyesi Konferansta konuşan İstanbul Ti- Yard. Doç. Dr. Nejat Çetinok, yükümcaret Üniversitesi İletişim Fakül- lülük ve sözleşme kavramlarıyla tesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Binatlı, ilgili sanat hayatında karşılaştığı başladı konferans teknolojinin hızla değiştiğini ve bu anılarıyla değişime hukukun yetişemediğini konuşmasına. Çetinok, Bir film belirtti. Eser hakları ve korsan yönetmeni bir sözleşme koydu yayınlara da değinen Binatlı, önüme. 60 lı yılların başıydı. Gönül Bence ana kural hüsniyettir. İyi Yazar ve Tanju Gürsu yla başrol niyettir, herşey hüsniyete bağlıdır. - oynayacağım. Yönetmen burada Bir kişinin film veya müzik indir 12 bin lira yazıyor. Biz buraya 12 bin mesinin önüne geçemezsiniz ve lira yazıyoruz ama bunlar bono- dur, daha sonra kırdıracaksın dedi. Peki, bana 12 bin liralık bono mu vereceksiniz diye sordum, aldığım yanıt ise hayır, sana 6 bin liralık bono vereceğiz oldu. Neden böyle yazdınız dediğimde ise aldığım yanıt hayli ilginçtir: Bu senin ilk filmin ve ilk başrolün Piyasaya yeni giriyorsun. Desinler ki, Nejat Çetinok 12 bin liralık adamdır. Yrd. Doç. Dr. Nejat Çetinok, sözleşmeler hazırlanırken tarafların dürüstlük ve açıklık ilkelerine göre hareket etmelerinin önemine değindi.çetinok, sözleşmeyi düzenleyen lerin çelişkili davranmamasına ilişkin yasada ilkeler var. Bu tür sözleşmeleri imzalayacak kişi, madem ki korunuyor diye umuyorum, yanına bir danışman bulundurabilir diye düşünüyorum. Eskiden meslek birlikleri yoktu, sendikalı olamıyordunuz. Artık BİROY umuz var, derneklerimiz ve sendikalarımız var. Artık eskisi kadar yalnız değiliz. Ama bir yandan da özel sözleşme de yapılabilmeli. Ön sözleşme olanağı düşünülmeli önerisinde bulundu. Bürokrasiden bıkmış durumdayız Konferansta konuşan Yapımcı Timur Savcı, sözleşmeler açısından eser sahibi ve oyuncular hakkında şüphede kaldıkları durumlar olduğunu belirterek, Bu işin bir standartı olmadığı için her bir yayın yapacağınız işe sıfırdan başlamak gerekiyor ve bence en büyük sorunlardan biri bu. Bu işlerin bir disiplin ve bir düzen içerisinde yapılıyor olması lazım. Fakat bu genel işlem koşullarıyla ilgili çıkarılan maddelere baktığımda faydalı tarafları olacağı kesin, ama bence yeterli olmayacak. Değişen maddelerde iki taraf düşünüldüğünde hem avantaj hem de dezavantajlar olabilir. Bence kişiye özel, yani yapacağımız işte herkesin yükümlülüklerini daha detaylandırılan, şablon olmayan sözleşmelere ihtiyaç var. Bir yapımcı olarak bu işleri azaltma kanısındayım, çünkü gittikçe iş yapmak zorlaşıyor. Arkamıza bakmaktan önümüze bakamıyoruz. Bürokrasiden bıkmış durumdayız dedi. Hukukun sağlam altyapısı Konferansta konuşan Avukat Sedef Erken, dünyada sözleşmeler konusunda oldukça uzmanlaşmış ülkeler olduğunu belirterek, Çoğunda genel işlem şartlarının bağlamında oturmuş sözleşmeler var. Ama o sözleşmelerin koşulları adil. Karşılıklı, faydayı, paylaşmayı hedefleyen sözleşmeler uyguluyorlar. Üstelik kapitalist sistem içinde bunu yapıyorlar. Fakat belirtmek gerekir ki, onların hukuki altyapıları oldukça sağlam. Bu yüzden orada bir sorun çıktığında hukuki olarak üç ayda çözdüğü için sonuçları çok daha hızlı olmakta ve sektör bu hızdan olumlu oranda etkileniyor dedi. Fotoğraflar: Hurşit Galip Görgülü Mine Vargı, Av.Sera Kadıgil, İsmail Güneş

4 4 İçimizden biri hayat kurtarmak için Van daydı Üniversitemizin İletişim fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Ali Osman Özel, Van da deprem olduğunu haber alır almaz deprem bölgesine koşanlardan biri. Yıllarca hayat kurtarabilmek için eğitim aldığı Akut Arama Kurtarma Ekibi nde görevli olan Özel, afet bölgesinde yaşadıklarını ve izlenimleri aktardı. Gizem Eyüboğlu Medya ve İletişim Sistemleri 2 Deprem haberini Akut tayken aldım Akut un İstanbul Ataşehir de bulunan lojistik deposunda her pazar günü rutin olarak yaptığımız çalışmalardan birinde genel olarak bir operasyon sırasında kullanacağımız malzemelerin bakım ve temizliğini yapmaktaydık. Operasyon sırasında kullandığımız tüm malzemelerin düzenlemelerini bitirmek üzeredeydik. Tam tüm düzenlemelerimizi bitirmek üzerken, Van depreminin meydana geldiğini ve büyük ihtimalle böl geye gideleceği haberi merkezimiz tarafından bildirildi. O dakikadan sonra tüm ekip arkadaşlarımla beraber deprem bölgesine gidecek olan 4.5 ton malzemeyi arabalara yükleyerek operasyona çıkacakmış gibi hazır beklemeye başladık. Bize ilk uçağın 18:00 gibi Van a kalkacağı haberinin gelmesiyle iki saat gibi bir sürede ilk ekibimizi hazırlayarak uçağa yetiştirmek için zamanla yarışıyorduk. İlk ekip havaalanına doğru yola çıkarken, ben ve iki arkadaşım depremden bir gün önce bakımları yapılması için verdiğimiz büyük çadırları fab- rikadan alıp havaalanına yetiştirmek üzere yola çıktık. Çadırları fabrikadan alıp havaalanına yetiştirmek için saat kadar vaktimiz vardı. Pazar gününün inanılmaz yoğun olan trafiğinde çadırlarımızı Kemerburgaz dan alıp, Atatürk Havalimanı na yetiştirdik. Açıkcası havalimanına vardığımızda gerçekten şaşkındım. Bu yoğun trafikte nasıl yetiştiğimizi hâlâ anlamış değilim. Depodan gelen 4.5 tonun üstündeki tüm malzemeyi kargo uçağına yükledikten sonra inanılmaz derecede rahatlamıştım. Çünkü Van da kullanacağımız tüm malzeme buydu. Tek amacım hayat kurtarmak Ben deprem bölgesine gidecek üçüncü ekibin içerisindeydim. Bu sırada sürekli uçuşlar erteleniyordu. Bizim uçağımız gece yarısı 2 gibi Van a doğru hareket etti. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Van havaalanına indiğimizde havalanının bir kısmının zarar gördüğünü gördüm. Açıkçası Havaalanından Erciş bölgesine gidene kadar çok büyük bir yıkım görmediğim için olayın ne denli büyük afet olduğunun farkına varmış değildim. Ta ki, Erciş in merkezine asıl yıkımın gerçekleştiği alana gidene kadar. Şehir merkezine girerken yıkık binalar, arama kurtarma çalışmaları ve tam bir kaos görüntüsü beni yıllar önce çok şiddetli yaşadığım 1999 Marmara Depremi ne götürdü. 99 depreminde afet bölgesinde yaşadığım tüm anılar ve görüntüleri yıllar sonra tekrar görmek beni çok derinden sarstı ve tüylerim diken diken oldu. O an İstanbul da bırakıp geldiğim ailem aklıma geldi ve bunun gibi birçok karmakarışık düşünce. Açıkcası o anda neler hissettiğimi kelimelere dökmek benim açımdan çok kolay olmasa gerek. 99 depreminde 9 yaşında olmamın verdiği çaresizlikle birlikte o gün kendime bir söz vermiştim. İleride mutlaka böyle bir afet olduğunda hangi şartlarda olduğumu önemsemeden insanlara yardım etmeyi o gün kafama koymuştum. O ana kadar hisettiğim çelişkileri, olumsuzlukları ve kötü düşünceleri herşeyi bir tarafa bırakarak kendimi tamamen o işe yönlendirdim. Tek amacım vardı ; o da hayat kurtarmaktı. Hayat kurtarmak eğitim için zorlu Akut gönüllüsü olmadan önce herhangi bir eğitimim yoktu bu konuda. Deprem de arama kurtarma eğitimi aldıktan sonra bilgilerimi birçok enkaz çalışmasında ve tatbikatlarda geliştirme şansı buldum. Bunun dışında birçok eğitim aldım. Bunlar, amatör telsizcilik eğitimi ve telsiz kullanım teknikleri, cankurtaranlık eğitimi, TAMT (Toplum Afet Müdahale Takımı ) eğitimi, doğada arama teknikleri, ilk yardım eğitimi yangın eğitimi, ip teknikleri, lojistik farkındalık ve malzeme kullanım eğitimi, trafik kazalarına müdahale teknikleri, amatör denizcilik eğitimi, su kurtama ve bot sürüş teknikleri, temel dağ teknik arama kurtarma eğitimi gibi birçok eğitim aldım. Bu teknikleri hayat kurtarmak için öğreniyoruz ve uyguluyoruz. Bu yüzden tüm eğitimleri doğru bir şekilde öğrenmeye ve bilinçli bir şekilde uygulamaya dikkat ettim. Bir insanın hayatını kurtarayım derken, aynı zamanda o insanın hayatını kaybetmesine de sebep olabilirsiniz. Deprem bölgesindeki durum içler acısıydı Havaalanının çevresinde ve Van ın çevresinde çok hasarlı bina yoktu. Fakat Erciş bölgesine yaklaştıkça depremin yıkıcı gücünün ne denli güçlü olduğunun farkına varmaya başlamıştım. Erciş in ana caddesine girdiğimizde manzara tam bir afet bölgesi görünümündeydi. Kafamı çevirdiğim her yerde enkazlar, enkazların üzerlerinde yüzlerce insan ve arama kurtarma ekiplerini

5 5 pet şişelerin içine koydukları sıcak sularla ısınmaya çalışıyorlardı. Gittikçe artan yorgunluğum ve uykusuzluk beni fazlasıyla zorlamaya başlamıştı. Devam eden çalışmalar yüzünden ne kadar yorulsamda uyumak fikri o an yapmamam gereken bir hareketmiş gibi geliyordu.ama uykusuzluk yüzüden sağlıklı düşünemiyor ve yanlış bir karar vermek beni korkutuyordu.lojistik deposundaki arkadaşlarımla yorgunluk durumlarımıza göre malzemelerin içinde durduğu kutuların üzerlerinde uyumaya çalışıyorduk. Sürekli yaşanan şiddetli artçılar zaten çok kısa olan uykumuzu bölüyordu. görüyordum. Yakınlarını kurtarabilmek adına enkazların üzerinde bilinçsizce hareket eden halkı, asker ve polis kuvvetleri enkazlardan uzak tutmaya çalışırken bölgedeki gerginliği ve halkın ne denli bir şok içerisinde olduğunu otobüsten inmeden anlayabiliyordum. Enkazlardan ve kalabalık yüzünden yolun kapalı olmasından dolayı ana kampımızın kurulduğu bölgeye ancak yürüyerek varabildik. Bu sırada diğer AKUT ekipleri de bölgeye ulaşmışlar ve ana kampı kurmuşlardı. Kampa kadar yürürken gördüğüm enkazlar ve yakınlarını kaybeden insanların bizlere çaresizce bakışları beni çok derinden etkiledi. O ana kadar birşey yapamamıştım belki ama artık bölgedeydim ve elimden geleninde fazlasını yapmam gerektiğini, insanların bakışlarından çok net anlayabiliyordum. Tüm malzememizi araçlardan indirdikten sonra çadırlarımızı kurarak tüm malzemelerimizi çadırlara yerleştirdik. Bu sırada kriz masası sürekli şekilde enkazlardan gelen ihbarları bize iletiyordu. Enkazlarda canlı olup olmadığını köpekli arama ekibimiz kontrol ettikten sonra canlı olma ihtimaline göre kurtarma ekibimiz o enkaza yöndendiriliyordu. Operasyona çıkan ekiplere malzemenin hazırlanması, verilmesi ve bakımlarının yapılması benim bulunduğum birimin görevi olduğundan sürekli şekilde malzeme hazırlıyor ve ekiplere gönderiyorduk. Bu süre zarfında ekiplerimizin enkaz altından çıkarttıkları kazazedelerin haberlerinin gelmesi bizi daha da azimle çalışmaya itiyordu. Gece düşen sıcaklık en büyük düşmanımızdı. Güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte havanın biraz da olsa ısınması bizi mutlu ediyordu. Ama asıl kabus güneşin batmasıyla birlikte başlıyordu. Hayatımda bu kadar üşüdüğümü hiç hatırlamıyorum. Bazı ekip arkadaşlarımın montlarının içlerine En çok zorlandığımız konulardan biri de enkazlarda çalışırken, enkaz altında kalanların yakınlarının kurtarma ekiplerine yaptıkları baskılardı. Enkaz altından herhangi bir canlı olduğuna dair bir işaret alamazken, enkazın altında yakınları olanların, yakınım enkaz altında ama neden çıkarmak istemiyorsunuz söylemleri bizi derinden üzüyordu. Zaten o bölg eye kendi isteğimizle hayat kurtarmak için gitmiştik, böyle bir olayın olması söz konusu bile değildi. söylüyorlardı. Uzun uğraşlar sonunda koltuğa ulaşabildik.çok dikkatli şekilde çalışıyorduk çünkü kazazede koltuğun altında olabilirdi ve biz ona ulaşmak isterken ona zarar verebilirdik. Koltuğu çıkarmamıza engel olan buzdolabını parçalara ayırarak çıkardık. İçimden bir ses kazazedenin koltuğun altında olabileceğini söylüyordu fikrine çok inanmıştı belki de o an orda olmasını istediğim için öyle hissediyordum. Buzdolabını çıkardıktan sonra çok dikkatli bir şekilde koltuğu çıkarmaya başladık. O an herkes nefesini tutmuş koltuğun altında kazazedenin olup olmadığını merak ediyordu. Fakat orada yoktu. Yine kırmaya devam ettik, karşımıza ne çıksa kesip parçalıyoduk, halı, fırın,parkeler Belki de deprem sırasında evin başka bir bölümüne kaçmaya çalışırken bina çökmüştü. Bilemiyorduk, sadece yakınlarının tariflerine göre arama yapıyorduk. Dört günlük geceligündüzlü çalışmanın sonucunda Akut ekibi olarak 14 kazazedeyi sağ salim çıkarmayı başardık. Gönüllüler arasında olmaktan gurur duyuyorum Van da binlerce arama kurtarma personeli vardı. 99 depremine kıyasla arama kurtarma ekiplerinin sayılarının artması çok önemli bir dönüm noktası ülkemiz için. Bir çok üniversitenin arama kurtarma ekibinin olması ve üniversiteler tarafından desteklenmeleri çok önemli bir nokta. Bir çok gönüllü insan biraraya gelerek hayat kurtarmak adına, kendi canlarını hiçe sayıyorlar. Ancak yine de gönüllü ekiplerin devlet tarafından mutlaka desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence tüm kurtarma ekipleri arasında evrensel standartlara uygun olarak çalışan bir tek AKUT tur.tamamen gönüllülük esasıyla çalışan Akut halktan gelen bağışlarla ve dış kurumlara verdiği eğitimlerle ayakta durabiliyor e yaklaşan gönüllüsüyle Türkiye nin çeşitli bölgelerindeki 26 operasyon ekibiyle hayat kurtarmaya devam ediyor. Ben de bu ekibin bir parçası olmaktan şeref ve mutluluk duyuyorum Fotoğraf: Ali Osman Özel İlk çalıştığım enkaz beş katlı bir binaydı. Beş katlı bina tamamen çökmüş ve altında bir tane tüp kamyonu kalmıştı. Enkaz altında kaldığı söylenen kazazedeye ulaşabilmek için ekip arkadaşlarımla birlikte aralıksız şekilde 6-7 saatten fazla çalıştık. Betonu sürekli kırıp, birinci kata ulaşmaya çalışıyorduk. Katlar arasında hiç boşluk kalmaması ümitlerimizin tükenmesine neden oluyordu yavaş yavaş ama yılmadan sürekli devam ettik. Enkaz altındaki kazazedenin yakınları, deprem sırasında koltukta uzandığını ve koltuğun altında olabileceğini Basın şehitlerini saygıyla anıyoruz Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz, 23 Ekim tarihinde Van da meydana gelen ve 600 den fazla kişinin ölümüne neden olan 7,2 şiddetindeki deprem afetinin sonuçlarını yerinde inceliyorlardı. İki gazeteci çarşamba günü kurtarma çalışmalarını izledikten sonra saat sıralarında, tam deprem meydana geldiği anda, çalıştıkları kuruma haber geçmek üzere otellerindeydi. Gün- lerce enkazda kurtarma ekiplerinin çalışmalarını izlerken, kendileri enkaz altında kaldılar, haber yaparken haber oldular. Tanısak da tanımasak da onlar meslektaşlarımızdı. Onlar, kamuoyunu bilgilendirmek gibi önemli bir toplumsal görev üstlenen basın emekçileriydi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere bakanlar, basın örgütleri ve çeşitli kuruluşların başsağlığı mesajı yayımladığı görev şehidi Sebahattin Yılmaz Erzurum da, Cem Emir de Tunceli de gözyaşları arasında toprağa verildi. Gazetem ekibi olarak basın şehitlerimize Allah tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. İTA Sağlık Bakanlığı, önemli bir etkinliğe imza attı. Türkiye deki bütün iletişim fakültelerinden en az iki akademisyenin davet edildiği, geniş katılımlı bir çalıştay yapıldı. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Daire Başkanlığınca Sağlık İletişimi Çalıştayı Kasım 2011 tarihleri arasında Ankara da gerçekleştirildi. İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültes ini temsilen, Öğretim Görevlisi Engin Çağlak ve Araştırma Görevlisi Erdem Tatlı nın katıldığı çalıştayda Sağlık ve İletişim üzeri- ne çok önemli fikirler, çözümler ve öneriler tartışıldı. İki gün süren çalıştayın ilk gününde altı ayrı grup konularına göre bir sunum hazırladı. Çalıştayın ikinci gününde ise gruplar sunumlarını yaptı ve çeşitli konular tartışıldı. Sağlık iletişimi kapsamında halkın sağlık bilincinin arttırılmasına yönelik Bakanlık, il ve ilçe düzeyinde yapılacak çalışmalar grubunun Sağlık ve Akıllı İşaretler ve Hastanelerde yönlendirme levhaları ve renklerinin standart hale getirilmesi fikirleri dikkat çeken örneklerden birkaçıydı.

6 6 Ünlü sinema yönetmeni Ömer Lütfi Akad (95), son yolculuğuna uğurlandı. Hurşit Galip Görgülü Medya ve İletişim Sistemleri 2 Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Akad ın 100 yıla yakın bir ömür yaşadığını ve 1948 den bu yana Türkiye sinemasıyla haşır neşir olduğunu, Türkiye sinemasındaki bütün güzel gelişmelerin temelini attığını kaydetti. Bakan Günay, Hepimiz, ömrümüzde Türk Sineması nda ne görmüşsek, büyük ölçüde onun bıraktıklarının üzerinden gördük. Hepimizin yaşamında onun bir filminin mutlaka özel bir izi vardır. Onun ruhunu şad ettirecek olan, Türk Sineması nın iyi bir yere gelmiş, üretkenliğinin, seyircisinin artmış, içeride ve dışarda ödüller alıyor olmasıdır. Bu, onun gayretinin, emeğinin, boşa gitmediğinin güzel örnekleri- ni oluşturuyor diye konuştu. Akad ın, çok büyük işler yapan insanların tevazusunun özel örneklerinden biri olduğunu ifade eden Günay, Akad ın öz güven içinde, müthiş bir alçak gönüllülük ile herkese yardımcı olup yol gösterdiğini söyledi. MSGSÜ Rektörü Prof. Yalçın Karayağız da, Akad ın, filmlerinde herkesin çocukluğuna, ruhuna ve aklına bir yerde müdahale ettiğini ifade ederek, Bizim için mümtaz bir kişiydi. Benim de hocamdı. Benim bugünlere gelmemde, Türk Sineması nın bugünlere gelmesinde büyük emeği vardı. Kendisine son yolculuğunda Tanrı dan rahmet diliyorum diye konuştu. Akad ın cenaze törenine sevenleri, öğrencileri ve meslektaşları katıldı. Asırlık çınar, gözyaşları arasında Ulus Mezarlığı nda toprağa verildi. Ertuğrul Günay Üsküp te 3. Türk Filmleri haftası düzenlendi Kültür ve Turizm Bakanlığı nca Makedonya nın Üsküp ve Manastır şehirlerinde Kasım tarihlerinde 3. Türk Filmleri Haftası düzenlendi. Açılışta Türkan Şoray rüzgârı esti. Vedat Abdül Görsel İletişim Tasarımı 1 Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ile Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği organizasyonluğunda gerçekleşen film haftasının açılışında, Türkan Şoray, Makedonya daki hayranlarına seslendi. Türkan Şoray Türkan Şoray, açılışta yaptığı konuşmada, Buraya gelmem için aldığım daveti, hiç düşünmeden kabul ettim. Buraları görmek, tanımak her zaman istediğim bir şeydi. Yapılan bu organizasyonu da çok takdir ediyorum. Çünkü sinema öyle bir dal ki insanları, kültürleri, milletleri birbirine bağlıyor. Benim burada olabilmemin sebebi sinema değil mi zaten? sözlerini dile getirdi. Yapılan söyleşide Şoray ın annesinin Rumeli kökenli olduğunu söylemesi, salondaki dinleyicilerini bir hayli sevindirdi. Katılımcıların yoğun alkışı Türkan Şoray ın duygu dolu dakikalar yaşamasına sebep oldu. Açılışın ardından hayranlarıyla fotoğraf çektiren Türkan Şoray ın, sevdikleriyle bu denli yakınlaşmasının yarattığı sevinç yüzüne yansıdı. Türkan Şoray ın katılımıyla düzenlenen 3. Uluslararası Türk Filmleri Haftası, katılımcılara sunulan birbirinden güzel Türk filmleriyle tamamlandı.

7 7 Genç İletişimciler Yeniden AB Yolunda Birincisi 2011 yılının Mart ayında, Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından düzenlenen AB Yolunda Genç İletişimciler Yarışması nda TV kategorisinde ikinci olan İletişim Fakültemiz, düzenlenen törenle Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ın elinden teşekkür yazılarını aldı. Danışman Öğretim Görevlisi Engin Çağlak, Medya ve İletişim Sistemleri 2. Sınıf öğrencileri Murat Kuş ve Çağatay Önaldı, ikincilik ödülü olarak Belçika - Brüksel gezisiyle ödüllendirildiler. Brüksel de Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu, Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliği ve Yunus Emre Kültür Merkezi ziyaret edildi. Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan AB Yolunda Genç İletişimciler Yarışması nın tanıtım toplantısı Avrupa Birliği Bakanlığı nın İstanbul Ofisi nde yapıldı. Ortaköy de 24 Kasım 2011 Perşembe günü yapılan toplantıya geçen sene ödül alan öğrenciler ve danışmanlarının yanı sıra çok sayıda medya mensubu da katıldı. Geçen yıl sadece İstanbul daki İletişim Fakültelerinin katıldığı yarışma, bu sene Türkiye genelinde yapılacak. Yaklaşık 93 üniversite ve meslek yüksekokulundan katılımın beklendiği yarışmada dört ayrı kategoride eser bekleniyor. TV, Radyo, Basın ve Açık Hava Reklamı kategorilerine, geçen yıldan farklı olarak İnternet ve Sosyal Medya Uygulamaları kategorisi de eklendi. İTA Genç Şair, Genç Yetenek Ufuk Necat Taşçı, 1992 yılında İstanbul da doğdu te ailesinin işleri nedeniyle memleketi olan Kayseri ye taşındı. Burada TED Kayseri Koleji nde ilköğretimini tamamladıktan sonra Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi ni kazandı ve lise öğrenimini İstanbul da tamamladı. Şu anda İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü nde okuyor. Bir yandan kendisini gelecekte yapacağı mesleğe hazırlarken, diğer yandan çocukluğundan bugünlere değin artarak gelen tutkusu şiir yazmaktan vazgeçmiyor. Taşçı nın 12 yaşında yazmaya başladığı ilk şiirleri, kitap haline getirilerek geçen ay yayımlandı ve büyük ilgi gördü. Genç şair bugünlerde ikinci kitabı için hazırlık yapıyor kimse inanmadı. Sen bu kadar ne yaşadın? diye sordular. Ben aslında sadece hayata farklı yerlerden bakmayı seçtim. İnsanları yargılamadan önce empati kurmayı denerim. Yerine kendimi koyarım. Bazen oymuşum gibi acısını hissederim. Sen olsaydın dostun için ne yapardın? diye kendime sorular sorarım. Kitabın çıkış hikâyesi nasıl oldu? Ve içerisine koyacağınız şiirlere karar verirken nasıl bir yol izlediniz? Zeynep Avcıkurt Medya ve İletişim Sistemleri 1 Şiire nasıl başladığınızı kısaca anlatır mısınz? Şiire 12 yaşında, bir akşamüstü evde otururken, kâğıda birkaç satır yazarak başladım. Ailem yazdığım satırları okuyunca inanamadı. Kütüphanemiz vardı ve oradaki bütün kitaplara baktılar, internete baktılar, şiiri nerden almış olabileceğimi düşündüler ama hiçbir yerde bulamayınca inandılar. ayrıdır: Necip Fazıl Kısakürek. Onun eserlerini okuyarak büyüdüm diyebilirim. Çile adlı şiiri beni çok etkiledi. Çile den sonra diğer kitaplarını okumaya başladım. Hayatımın dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Onun dışında Nazım Hikmet, Özdemir Asaf, Cemal Süreyya, Cemal Safi... Ama birini örnek alarak ona benzemeye çalışarak şiir yazmadım ben kendim olmayı seçiyorum. Örnek aldığınız ya da kendinize yakın bulduğunuz şairler var mı? 12 yaşlarındaki bir çocuğun neler yaşamış olduğunu ve nasıl bu kadar duygu yüklü şiirler yazmayı başardığını merak ediyorum? Gerçekten başınızdan birtakım olaylar geçti mi o yıllarda? Hepsine aynı oranda saygı duyuyorum. Ama birinin yeri bende çok Bu tepkinin geleceğini bildiğim için önsözde açıkladım. Açıkçası Sadece ilk şiirimi kitaba koymadım. Onun bana özel kalmasını istedim. Kitabın çıkış aşamasına gelirsek; aslında bir hayaldi. Yedi senedir hep söylüyordum ama açıkcası peşine düşmüyordum. Sonra babamın Erzurum Üniversitesi nde akademisyen arkadaşları beni gördü ve tebrik etti. Şiirlerimin yayınlanması gerektiğini söylediler. Halam çok destek oldu, şiirlerimi İnci Asena ya göstermiş. Çok olumlu tepkiler almış ve hatta şiirleri benim yazdığıma inanamış. Daha sonrada şiirlerimi, Manifesto Yayınları na gönderdik. Bana bir hafta sonra geri döndüler ve şiirleri yayınlamak istediklerini söylediler. Açıkcası bu kadar hızlı olması bana da sürpriz oldu Şubat ayında böylece kitabım çıkmış oldu. Kitabın D&R satış listelerinde birçok ünlü şairden daha fazla satılmış durumda Başarı sende nasıl bir etki yapıyor? Açıkcası benim en çok korktuğum şey kibre düşmek. Bağlı bulunduğum yayınevi beni Tüyap Kitap Fuarı nın imza günü için çağırdı ama ben gitmedim. Açıkcası daha o kadar yoğun bir ilgiyi kaldıracağımı düşünmüyorum. Popüler olmak için şiir yazmıyorum. Başka türlere yönelmeyi düşünüyor musunuz? Kendimi en rahat ifade ettiğim tür şiir türü. Kısa kısa deneme ler yazıyorum ama bir hikâye, bir roman düşünmedim. Bunlar yetenek işi, belli olmaz. Bütün şiirleriniz sizin için çok değerlidir eminim ama içinden en çok beğendiniz ve diğerlerinden ayrılan bir şiiriniz var mı? Tabii ki hepsini çok seviyorum. Yazdıktan sonra tekrar gözden geçirip bakıyorum, okuyorum. Hepsini ayrı duygularla yazıyorum. Ama kafiye yönü oturmuş türde var mı? derseniz kitabın arka kapağındaki şiir benim için çok özeldir. Şiirlerinizi yazdıktan sonra özellikle okuttuğunuz ve tepkisini merak ettiğiniz biri var mı? Genelde dayıma gösteririm. Tepkisini çok merak ederim. Ama artık onun objektifliğini kaybettiğini düşünüyorum, beni sevdiğinden midir bilemiyorum fakat artık çok objektif baktığını düşünmüyorum. Mümkün olduğunca objektif bakacak birine göstermeye çalışıyorum. Bunu konuda halam çok iyidir ve çok dobra konuşur. Kitabınızla ilgili olarak ne tür eleştiriler aldınız? Açıkcası internetten, ailemden, arkadaşlarımdan ya da tanımadığım insanlardan çok büyük eleştiriler almadım. Zaten insanların dikkatini çeken şey şiirlerin, yaş aralığında yazılmış olması O yüzden çok fazla eleştirmiyorlar. Ama ikinci kitabımda daha eleştirel olacaklarını düşünüyorum. Akkoyun karakoyun belli olacak gibi. Kendinizi bir 10 ya da 20 yıl sonra nerede görüyosunuz? Şairlik, hayatım boyunca devam edecek. Bunun yanında Uluslararası Ticaret Bölümü nü okuduğum için mesleğimi icra etmek istiyorum. Çünkü bu mesleği seviyorum. Kayserili olmamdan mı kaynaklanıyor bilemiyorum ama ticaretin kanımda olduğunu düşünüyorum.

8 8 Kültür Sanat Rehberi Sinema DVD Dedemin İnsanları Mungo Gölü 25 Kasım 2011 Yönetmen: Joel Anderson As Sanat Yönetmen: Çağan Irmak Oyuncular: Çetin Tekindor, Hümeyra, Yiğit Özşener 16 yaşındaki Alice Palmer baraj gölünde yüzerken trajik biçimde boğularak ölür. Cansız bedeni bulunur, kazara öldüğüne dair karara varılır ve Alice gömülür. Sonraki günlerde yas tutan aile üyeleri, bir dizi garip ve açıklanamayan olaylar yaşamaya başlar. Rahatsız ve korkmuş durumda olan Palmer ailesi, psişik parapsikoloji uzmanı Ray Kemeny den yardım ister. Doğru cevapları ararken Alice in garip yaşamını ve karanlık sırlarını keşfederler. Aile, bir gücün kızlarını takip ettiğini ve korkunç gerçeğin Mungo Gölü nde saklandığını öğrenecektir. Tür: Dram, Tarih, Türk Filmi Dedemin İnsanları, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere bir defa daha, ama bu kez farklı bir yerden bakacaksınız. KİTAP Kısa Saçlı Kadınlar Patrice Leconte Çeviren: Yaşar İlksavaş TİYATRO Kırmızı İstanbul DT / 2 perde - 2 saat Mimari devler Philip Johnson ve Mies Van Der Rohe nin tasarladığı, New York un en görkemli yapılarından biri olan Seagram Binası nın tepesindeki ünlü Dört Mevsim restaurantında sergilen mek üzerebir seri müral siparişi verilmiştir. Fakat bu resimleri yapması istenen kişi sıradan biri değil, modern sanat algısının temellerini sarsan deha Mark Rothko dur. Sanat anlayışı üzerine yaptığı yorumlar ve sıradışı renkleriyle kendi üslubunu tüm dünyaya kabul ettiren ressam Rothko, bu oyun ile çalışma atölyesinde yarattığı yenibir dünya nın tablosunu göstermek tedir. Bu, sıradan bir manzara resmi olmanın ötesinde, kendi renklerini Ayda bir yayımlanan haber ve kültür - sanat gazetesidir. Yıl: 4 / Sayı: 18 / 2011 İdeal kadının izinde Thomas nın eğlenceli ve hareketli yaşamına tanık olacaksınız. Adım Thomas, hoş biriyim, bir kırtasiye dükkânında çalışıyorum, kısa saçlı kadınlardan hoşlanırım. Ve hayatımın kadınını bulmak için üç yıldan az zamanım kaldı. Evet, Thomas yirmi yedi yaşında ve en geç otuz yaşında hayatının kadınıyla evlenmek zorunda. Çünkü annesine söz verdi. Ama bu o kadar kolay değil. Evleneceği kadın kısa saçlı, esmer olmalı ve kesinlikle sakız çiğnememeli. Thomas böyle bir kadının kendisini bir yerlerde beklediğinden emin. Kısa Saçlı Kadınlar da ideal kadının izinde tüm Paris i turlamak zorunda kalsa da umudunu kaybetmeyen Thomas nın eğlenceli, bir o kadar da hareketli yaşamına tanık olacaksınız. Yazan: John Logan Çeviren: Eray Eserol Yöneten: İskender Altın KONSER oluşturan bir trajedidir. Sanatçının üretim aşamasında yaşadığı katmanları, hayatın içinden bir dille, son derece gerçek bir biçimde sahnede görmek mümkündür. Bulutsuzluk Özlemi Asistanı Ken ile ressamın olası yaşam algısı üzerine yaptığı tartışmalar, bir sanatçının yaşamın gölgesindeki iç dünyasını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Gila Bahar Medya ve İletişim Sistemleri 1 Beyoğlu Hayal Kahvesi Müziğine Batı kaynaklı rock melodi ve ritmlerine Anadolu nun yüzlerce yıllık birikimini de katmayı başaran ve bu sayede büyük ilgi gören Bulutsuzluk Özlemi, Türkiye de İstanbul Ticaret Üniversitesi adına sahibi Prof. Dr. Nazım Ekren Görsel Danışman Uzm.İhsan Eken 5187 sayılı kanunla sorumlu müdür Prof. Dr. Cüneyt Binatlı Redaksiyon Yrd.Doç.Dr.Ala Sivas Yayın Kurulu Öğr.Gör.Engin Çağlak Arş.Gör.Burak Yenituna Uzm.İhsan Eken Akd.Uzm.Gözde Sunal Sayfa Tasarımı Yağız Can Özen (Görsel İletişim Tasarımı 1) uzun süre tartışılan Türkçe sözlü rock yapılır mı? sorusuna yaptıkları müzikle cevap verdi. Nejat Yavaşoğulları, Sina Koloğlu, Sunay Özgür, Deniz Demiröz ve Gencay Kıymaz dan oluşan grup her zaman Editörler Iraz Ateş Sevgül Öztop Muhabirler Ali Osman Özel, Gizem Eyüboğlu, Hurşit Galip Görgülü,Iraz Ateş, Sevgül Öztop,Asiye Ceren Duran, Cansu Naz Sivrioğlu, Gila Bahar, Davut Erdim belli bir kalitenin üzerinde kalmayı başardı. Müzik serüvenlerinin 20. yılında Bulutsuzluk özlemi, Beyoğlu Hayal Kahvesi nde sevenleriyle buluşuyorlar. Adres: Selman-ı Pak Cad. Üsküdar İstanbul Tel: / Gazetem, İstanbul Tİcaret Üniversitesi öğrencileri tarafından İTA da hazırlanmıştır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Gazetem e aittir. Yazılı izin almadan alıntı yapılamaz.