TED GENEL MÜDÜRÜ SEVĠNÇ ATABAY OKULUMUZU ZĠYARET ETTĠ

Transkript

1 TED-ES ES TE D E S KİŞ E H İR KOLE J İ Ö ĞREN Cİ GA Z E TE S İ Ma rt S a y ı : 4 Fiy a t ı: 1 GN K TED GENEL MÜDÜRÜ SEVĠNÇ ATABAY OKULUMUZU ZĠYARET ETTĠ Okul geliģtirme programı çerçevesinde okulumuza gelen genel merkez yöneticilerimiz okul-aile birliği üyeleri, öğretmenlerimiz ve velilerimizle görüģmeler yaptılar. YerleĢkemizin bina ve donanımını inceleyen genel müdürümüz ve ekibi, okul üst yönetimi ve ilgili yetkililerle yeni inģaat projeleri hakkında görüģmeler de yaptılar. Ziyaret sırasında 7/A sınıfı öğrencileri BaĢak Karık ve Lâl Kanatlı Genel Müdürümüz ile öğrenci gazetemiz TEDES adına bir röportaj yaptılar. Verdiği röportajda Sevinç Atabay, kendi çocukluğundan KardeĢ okulumuza projeksiyon makinesi ve bilgisayar hediye ettik KardeĢ okulumuz Ahmet Olcay Ġlköğretim Okuluna bilgisayar ve projeksiyon hediyelerimizi sunmak üzere 17 ġubat 2009 tarihinde bir ziyaret düzenledik. Projeksiyon ve bilgisayar cihazlarının satın alımı için gereken para okul gazetemiz TED-ES in ilk üç sayısının satıģından ve okul aile birliğimizin düzenlediği kermesten elde edilen gelirlerle sağlandı. Ziyarete Okul-Aile Birliği BaĢkanı Sedef Karık ve BaĢkan Yardımcısı Sedat Öncel de katıldı. Okul Müdürü BarıĢ Hancı bu sosyal paylaģım projesinin gerçekleģmesi için çaba harcayan öğrencilerimize ve okul -aile birliğimize teşekkür etti. Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi 19 ve 20 ġubat 2009 tarihlerinde okulumuzu ziyaret etti. Ziyarete Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Sevinç Atabay ın yanı sıra Koordinatör AyĢe KöĢker, Eğitim Uzmanları Eda Tüzemen ve Biriz Kutoğlu katıldılar. dünya sorunlarına kadar değiģik konularda anı ve düģüncelerini bizimle paylaģtı. Bu röportajı gazetemizin 8. ve 9. sayfalarında okuyabilirsiniz. Öğrencilerimizin Yazıları Ünlü TED liler: Gürgen Öz Matematik ve Fen Etkinlikleri Dilimize Sahip Çıkalım Ömer Tarık Esengür Lületaşı Kulübümüz 15 Spor Haberleri 20

2 TED-ES ÖGRENCİLERİMİZDEN Sayfa 2 SINAV BİTMEK BİLMİYOR Benim hayatım sorularla dolu, ġıklar kararsızlıkla dolu, Her anım soru, Sınav bitmek bilmiyor. Sayılar, metinler, Hepsi bir cümleyle anlamdırılıyor. O Ģıkkı bulma bana zor geliyor. Sınav bitmek bilmiyor. Korkuyorum bir yandan, YanlıĢsa cevap. Utanıyor yüzüm, Sınav bitmek bilmiyor. Rabia KURNAZ Kardeş okulumuz Ahmet Olcay İlköğretim Okulu 5/A Sınıfı Öğrencisi NOT: Bu Ģiir Yapı Kredi Yayınlarının aylık olarak yayınladığı Kitap-lık dergisinin ġubat sayısının eki ile verilen 2008 ġiir Yıllığı nda yayınlanmıģtır. EDĠTORYAL AÇIKLAMA Okuduğunuz bu gazete TED EskiĢehir Koleji Özel Ġlköğretim Okulu ikinci kademe öğrencileri tarafından hazırlanmaktadır. Sadece redaksiyon ve dizgi aģamasında öğrencilerimiz yardım almaktadır. Her ne kadar belli bir fiyatı olmasa da bu gazeteden elde edilen gelir, kardeģ okulumuz olan AHMET OLCAY ĠLKÖĞRETĠM OKULU na eğitsel yardım için kullanılmaktadır. Melih Uysal Çiziyor Kartal ile Kanarya Bir gün kartal avlanırken kanaryanın acı dolu çığlıklarınını duymuş. Normal bir günde asla yardım etmezmiş fakat bu gün yardım etmeye karar vermiş. Kanaryanın yanına gitmiş ve ona ne olduğunu sormuş. Kanarya da Uçarken kanadımı kırdım. demiş. Kartal da yardım ederek onu evine taşımış. - Evin çok soğuk, demiş kanarya. - Ne zamandır doğalgaz faturamı ödeyemedim o yüzden ısınma problemi yaģıyorum. - Seni çok iyi anlıyorum kartal kardeş ben de yakın zamanda iģten çıkartıldım kiramı çok zor ödeyebiliyorum. Böyle giderse iģler ancak üç ay daha dayanabilirim. - Ben de senden fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. - Moralim ona bozuk değil aslında ben geçen hafta Ġstanbul a nasıl 2-0 yenildiğimizi düģünüyorum. - Bence sizin sorununuz Guiza. - Olabilir. Sence aslanın takımına ne olacak? - Bence aslanın takımı 5-2 yenilecek. - Bu arada Lulin Kuyruklu Yıldızı Dünya ya yaklaģıyormuģ Dünya ya çarparsa ne yapacağız? - En azından doğalgaz faturası gelmeyecek. - Kartal kardeş biz hangi şehirde yaşıyorduk? - İstanbul niye sordun ki? - Yakında su kesintisi olacakmış ta o aklıma geldi. - En azından su faturası gelmeyecek. - Su olmazsa ölürsün ama. - Ölürsem de en azından hiçbir şeyin faturası gelmez. - Şimdi boş ver faturayı da biz bu arada iyi arkadaģ olduk sanırım. - Bence de, uzun zamandır kimseyle bu kadar sohbet etmemiģtim.en güçlü hayvanlardan biri olduğum için herkes benden kaçardı. - En güçlü ne demezsin(!). - O zaman maçta görüşürüz. - Tamam ama unutma ağlamak yok. - Kim ağlıyormuş göreceğiz. - Maç bir yana kanadım için teşekkür ederim. - Önemli değil. Kendine iyi bak. Ġkisi de vedalaģıp ayrıldılar. Böylece kartal kendine hakim olup kanaryayı yememeyi kanarya ise; düģman gibi gözükenlerin de aslında iyi biri olabileceğini anlamıģ oldu.anlamıģ oldu. EFE & OZAN

3 TED-ES YABANCI DİL BÖLÜMÜ Sayfa 3 KONNICHIWA FROM JAPAN TED EskiĢehir Koleji nin 9 Mart 2009 da Japonya dan misafirleri vardı. 4., 5. ve 6. sınıf öğrencileri, Japonya dan gelen üç Ġngilizce öğretmeninin sunduğu JAPAN: A Different Culture isimli sunuyu izlediler. Öğretmenler, ülkelerine ait farklı kültürel öğeleri, yerleri ve konuları Ġngilizce olarak öğrencilerimize sundular ve öğrencilerimizle birlikte origami çalıģması yaptılar. Bu, 7/A sınıfı öğrencilerinden Lâl KANATLI ve BaĢak KARIK ın Antalya daki hayali bir orman yangını ile ilgili yazdığı bir gazete hikayesidir. Lâl ve BaĢak bu hikayeyi Ġngilizce kitaplarının 9. Ünitesi olan Disasters (Felaketler) ın Writing (yazma)bölümüne göre yazdılar PerĢembe This is a newspaper story that Lal KANATLI and BaĢak KARIK from 7/A wrote about an imaginary forest fire in Antalya. They wrote the story according to their English Book s 9th Unit-Disasters Thursday A FOREST FIRE IN ANTALYA It was a very hot August day last year. In one of the biggest forests of Antalya, somebody dropped a cigarette and the dry leaves caught fire. The strong wind made the fire bigger and spread it all around the forest.there was a small village next to the forest. Somebody from the village saw the fire and called the fire fighters as soon as possible. They came immediately but the fire got so big that they couldn t even control it. A few hours later the fire sprang to the houses in the village and they started to burn. The people had to leave their homes to save their lives. After all the houses in the village were burnt, the fire fighters were able to manage to control the fire. Finally this was the biggest disaster for the villagers who lost their everything. Lâl KANATLI BaĢak KARIK

4 TED-ES 3 ler ve 4 ler Sayfa 4 Canım Kitabım Eskiden kitap okumak bana çok büyük bir zaman kaybı ve sıkıntı gibi gelirdi. 4.sınıfın baģlarında bir arkadaģımın Hannah Montana serisinin 1. Kitabını getirmesiyle değiģti. Çünkü Hannah Montana yı çok severim. Okumaya baģladım. Hiç bırakmak istemiyordum. Annemin ısrarlarına karģın okudum ve o gün bitirdim. Hannah Montana serisini size de öneririm. Çünkü bana göre çok eğlenceli bir seri. Belki de en büyük hayranı olmamdan kaynaklanıyor. Ama sizin de sevebileceğiniz gibi macera dolu bir kitap. Beni en çok etkileyen yanlarından biri de kitabın ortasında bölümle ilgili fotoğraf olması. Çok güzel bir Ģey. KeĢke her kitapta böyle özellikler olsa.bu kitapları okurken sanki yaģıyormuģum gibi oluyor. Fotoğraflar sayesinde bu kolaylaģıyor.ġģte bu kitap sayesinde kitap okumanın eğlenceli olduğunu öğrendim ve tabi önemini. Ben çok sevdim; umarım sizde seversiniz. Bu kitap benim için kitap dünyasının anahtarı oldu. Umarım siz de o dünyayı bulmuģsunuzdur. Eğer bulmadıysanız bu kitabı bence okumalısınız. Kitap Okurken Hissettiklerim Zeynep ÖZKAN Ben okumaya ilk baģladığım zaman kitapları sıkıcı sanır, hiçbir iģe yaramayacaklarını düģünürdüm. Neydi o öyle, Ela Lale ye top at? Ama bir gün üçüncü sınıfta iken kitapçıda dolaģıyorduk. Çocuk bölümünde gözüme bir kitap çarptı Pıtırcık O kitabı çok merak etmiģtim. Babama zorla da olsa aldırdım ve içimden okuyacağıma dair söz verdim.eve gider gitmez okumaya baģladım.çok eğlenceli komik ve ilginçti. Okumayı bırakmak istemiyordum adeta ĠĢte o gün Pıtırcık adlı kitabı okumanın çok büyük bir zevk olduğunu anladım. Aynı zamanda herkesin dediğine göre kitap en büyük hazineymiģ Ben kitap okumayı çok seviyorum. Sizin de sevdiğinizi ya da yakın zamanlarda kitap okumayı çok seveceğinize inanıyorum. Size Pıtırcık adlı kitabı öneriyorum. Eminim siz de bu kitapla okumanın zevkine varırsınız Melike Zeynep TURAN ASANSÖR FIKRASI Temel bir binada kapıcılık yapıyormuģ. ÇalıĢtığı binanın asansörü bozulmuģ. Temel de asansörün üzerine: Asansör bozuktur. Bir süreliğine karģı binanın asansörünü kullanınız. yazmıģ. TATĠL FIKRASI Sanem Nil ġahġn 3/A Sınıfta Afacan Ahmet e sordular, tatilini nerede geçirdin?... Ġlk haftasını Uludağ da çok güzel kayarak, ikinci haftasını alçıda geçirdim Soykan ĠNAN 3/A Okumanın Mutluluğu ve Güzelliği Kitap okumayı çok seviyorum. Eskiden hiç sevmezdim çünkü kitabın bu kadar güzel olduğunu bilmezdim. DeğiĢik ve güzel kitaplar okumak istiyordum. Eskiden incecik ve büyük yazılı kitaplar okuyorduk. Hiç eğlenceli değildi. Ama okuldaki kitaplıktan Bana Annemi Anlat adlı kitap ilgimi çekti. Kitabı okumaya baģladım tam benim istediğim gibiydi içinde heyecan, mutluluk ve daha çok duygu vardı. Kitap okurken küçük bir odada olsam bile hayal gücümü kullanıyor kitabın içine girerek aynı olayı yaģıyorum. ÇeĢitli duygulara sahip oluyorum. Bu beni mutlu ediyor. Ben size bu kitabı tavsiye ederim umarım siz de benim hissettiğim duyguları yaģarsınız. Ġyi okumalar Gülnaz ÇAVUġOĞLU

5 TED-ES ÜNLÜ TEDLİLER Sayfa 5 GÜRGEN ÖZ Hazırlayan Ege Balcı 1978'de Zonguldak'ta doğdu. Sunucu,sinema ve dizi oyuncusudur. Mühendis baba ve tarih öğretmeni annesi Ġstanbul'da üniversitedeyken tanıģmıģ. Babasının görevi nedeniyle evlendikten sonra Zonguldak'a yerleģmiģlerdir. Ablası Yaprak ve Gürgen, ortaokul ile liseyi TED Zonguldak Koleji'nde okuduktan sonra üniversite için ailenin Ġstanbul'daki evlerine yerleģmiģlerdir. Ablası Amerikan Dili ve Edebiyatı okurken, Gürgen de tarihe olan merakı yüzünden Ġstanbul Üniversitesi'nde Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölümünde okumaktaydı. Fakat çocukken oyun oynama duygusuyla oyunculuğa ve lisedeyken de okul tiyatrosunda tiyatroya baģladığından; her Ģeyi olabileceği hayaller dünyası, aģık olduğu mesleği oyunculuğu öğrenmek için baba ve annesinden gizli "Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü", oyunculuk ana sanat dalı giriģ sınavlarına girdi ve kazandı. Okulda Prof. Zeliha Berksoy ve MüĢfik Kenter baģta olmak üzere birçok önemli hocanın öğrenciliğini yaptı. Konservatuardayken yazdığı "Alman Satrancı" adlı oyunu kısa filme çekildi. Yurtiçi ve yurt dıģında çeģitli ödüller aldı. Okul zamanı ve sonrası "Bakırköy Belediye Tiyatroları" ve "Devlet Tiyatroları"nda görev aldı. BBT'de, YaĢar Kemal'in yazdığı, MüĢfik Kenter'in yönettiği, görev aldığı son oyun olan "Teneke"de baģrolü üstlendi yılında mezun olduktan sonra aynı bölümde tiyatro rejisi mastırına baģladı. Prof. Zeliha Berksoy'la beraber, Bertolt Brecht'in "Üç KuruĢluk Opera" adlı eserini bölüm oyunu olarak sahneye ÖĞRENCĠLERĠMĠZDEN ESKĠġEHĠR ġġġrlerġ ESKĠġEHĠR ĠM koydu. Konservatuvarda iki yıl asistan hocalık yaptı. Bu sırada okul arkadaģlarının tiyatro grubuyla yurt dıģında birçok festivale katıldı. Yurt içinde de birçok festival dıģında 14.Uluslararası Ġstanbul Tiyatro Festivali'ne katıldı. Çe- Ģitli dizilerde ufak roller aldıktan sonra televizyon kariyerine baģladı. Okan Bayülgen'le çalıģmaya baģlayınca yoğunluk nedeniyle tez aģamasında yüksek lisans eğitimini yarım bırakmak zorunda kaldı. Bir yıl sonra "Bakırköy Belediye Tiyatroları"ndaki görevinden yine yoğunluk nedeniyle ayrıldı yazında sona eren, Okan Bayülgen'in sunduğu Makina programında da Murat Akkoyunlu ile birçok tipleme yaparak, Türk halkının beğenisini kazanmıģtır. Avrupa Yakası adlı dizide 'Cesur' karakterini canladırmıģtır.bu rolün kendisine uymadığını düģünerek diziden ayrılmıģtır. GÜZEL ġehġr ESKĠġEHĠR Bir dünya kentisin Anadolu da Heykellerin, tramvayın var EskiĢehir im, LületaĢıyla anar, sever seni herkes Bir baģkasın EskiĢehir im ġifa kaynakları, kaplıcalar, hamamlar, Tarihin beģiğisin EskiĢehir im Seyit Battal gazi, ġeyh Edebali GeçmiĢten geleceğe köprüsün, EskiĢehir im Adalar, Hamamyolu, Yediler Tam ortada yeģil nehir, Porsuk Gar unutulur mu hiç Güvercinler uçar dört bir yana Yunus Emre kardeģliğin simgesi, AĢılar herkese dostluğu, sevgiyi Bir dünya kentisin Anadolu da Bir baģkasın EskiĢehir im. Rukan TEPEOĞLU Porsuk çayıyla ünlüdür. Sabahları öten kuģ bülbüldür. Yeni bir Ģehir Güzel Ģehir EskiĢehir Odun pazarı güzeldir. Yazılıkaya yı herkes bilir. Anadolu nun merkezidir. Güzel Ģehir EskiĢehir Sakarya akar durur. Ġnsanlar huzur bulur. Burada herkes birbirini korur. Güzel Ģehir EskiĢehir DayanıĢma var burada Çok sanayi olmasa da Huzur var Ģu topraklarda Güzel Ģehir EskiĢehir Kübra ÖZÇELĠKÖRS GÜZEL ġehrġm EskiĢehir güzel Ģehrim, Dünya güzeli her yerin, Parkların bahçelerin, Ömre bedel her yerin. Ġçinden akan Porsuk, Hayat verir her yere, Canlandırır toprağı, YeĢertir bitkileri. EskiĢehir güzel Ģehrim, Dünya güzeli her yerin, Parkların bahçelerin, Ömre bedel her yerin. Damla YAKUT

6 TED-ES ANAOKULU Sayfa 6 CAM SANATLARI MÜZESĠ GEZĠSĠ Anaokulumuz 12 ġubat PerĢembe günü Cam olan ġubat ayı proje konusu kapsamında ÇağdaĢ Cam Sanatları Müzesi ne gitti. Camın farklı hallerini ve camdan yapılan eserleri gören öğrencilerimiz, müzede hoģ zaman geçirdiler. Sık sık yapılan kültürel etkinlikleri de yakından takip eden okulumuz aynı gün 4. Uluslararası EskiĢehir Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali kapsamında ÇağdaĢ Cam Sanatları Müzesi Çocuk Sahnesi nde, Bulgaristan State Puppet Theatre Dore Gabe Dobrich tarafından sunulan Yıldız Çocuk (Starling) oyununu izlediler. ÖĞRENCĠLERĠMĠZ DÖNEM SONU PORTFOLYO DOSYALARINI ALDILAR TED EskiĢehir Koleji Özel Anaokulu Eğitim Öğretim yılının 1. dönemini baģarı ile tamamladı. Klasik bir karne yerine portfolyo geliģim dosyası ve madalya alan öğrencilerimiz, mutlu bir Ģekilde tatil için okulumuzdan ayrıldılar.

7 TED-ES ANAOKULU Sayfa 7 ANAOKULUMUZ FESTĠVAL OYUNUNDAYDI Anaokulumuz 12 ġubat PerĢembe günü 4. Uluslararası EskiĢehir Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali kapsamında ÇağdaĢ Cam Sanatları Müzesi Çocuk Sahnesi nde, Bulgaristan State Puppet Theatre Dore Gabe Dobrich tarafından sunulan Yıldız Çocuk (Starling) oyununu izlediler. Anaokulumuz öğrencilerinden Ali Kamil KARAOĞUZ un (8 Ocak) ve Baran KARIK ın (29 Ocak) yaģ günleri okulumuzda hep birlikte kutlanmıģtır. DOĞUM GÜNLERİMİZ Öğrencilerimize sevdikleriyle birlikte sağlıklı, mutlu ve baģarılı bir yaģam dileriz.

8 TED-ES ETKİNLİK Sayfa 8 NĠÇĠN MATEMATĠK? Anadolu Üniversitesi nin 50. KuruluĢ Yılı kutlamaları çerçevesinde uluslararası nitelikte Niçin Matematik adlı sergideydik. Güncel hayatta matematik nerede kullanılır, Doğada matematik var mıdır, Matematik ne iģe yarar? Niçin matematik? sergisi bu soruların cevabını keģfetmeye, matematiğin günlük hayatımızın her yerinde olduğunu görmeye davet ediyor. Niçin matematik? sergisi enteraktif Ģekilde tasarlanmıģ 10 ayrı tema ile objeler, resimler, videolar, simülasyonlar ve gösterimlerle matematiğin ilginç, ĢaĢırtıcı ve gerekli olduğunu, herkes tarafından anlaģılabilir olduğunu, günlük hayatımızın her anında mevcut olduğunu ve kültürel, bilimsel ve toplumsal geliģimde çok önemli bir yere sahip olduğunu kısacası matematiğin ne olduğunu ve ne iģe yaradığını gösteriyor.merak eden herkese açık olan sergi,matematiğin dünyasına eğlenceli ve orijinal bir yolculuğa davet ediyor. Bizde TED EskiĢehir Koleji 6. Ve 7. Sınıf öğrencileri olarak bu yolculuğa çıktık. Öğrencilerimizin Sergi Ġzlenimleri Hayatımda ilk kez bir matematik sergisine gittim, çok değiģik ve ilginç oyunlar vardı.en çok elinizin görüntüsünü netleģtirin oyunu hoģuma gitti.yörüngedeki uydular oyunu sayesinde uyduların dünyanın etrafında tam daire Ģeklinde dönmediğini gördük...en çok kare tekerlekli bisiklet oyununu sevdim, özel olarak tasarlanmıģ zikzaklı bir zeminde gidiyordu, ama en fazla 30 kiloya kadar yük taģıyordu, deneyemedim, bu da beni üzdü. Gülendam ÇETĠNKAYA (6\A) BüĢra OĞUZOĞLU (6/B) içi boģ bir karenin içine 11 tane küpü sığdırmaya çalıģtık, küpler o kadar kolay sığdı ki küplerin eksik olduğunu düģündük. Hatta biz ve bizden önceki arkadaģlarımızın bu oyunu tamamladığını görünce oradaki görevli öğretmenimize büyüklerin bile yapamadığı soruyu çözdüler demiģ, Bunun üzerine öğretmenimiz de oradaki hatıra defterine TED EskiĢehir adına küçük bir anı yazdı ve bizimle ne kadar gururlandığını belirtti.. Ekin DERMANLI (7\A)

9 TED-ES ETKİNLİK Sayfa 9 Fen ve Teknoloji Dersi ile Bilim ve Çevre Kulübü Ortak ÇalıĢması Bilim ve Çevre Kulübü öğrencilerinden BüĢra Oğuzoğlu ve Suna Su Yılmaz Fen Bilgisi dersinde öğrendikleri elektrik devresi kurma bilgilerinden yola çıkarak Küçük Sınav Oyunu hazırladılar. Hazırlanan bu oyunu Fen Bilgisi dersi, Türkçe dersi ve Matematik dersinde gördüğü konularla ilgili sorular sorarak 6. Sınıf ve 7. sınıf öğrencilerine 1 hafta boyunca uyguladılar. Daha sonraki süreçte bu oyun bütün sınıflar için uyarlandı ve öğrenciler tarafından oynandı. Büyük sınıflar için tasarlanan bu oyun küçük sınıflardan da ilgi görünce kulüp öğrencileri Suna Su Yılmaz ve BüĢra Oğuzoğlu, her türlü değiģikliğin kolay yapılabileceği, daha büyük, estetik ve doğru bilindiğinde zilin çaldığı bir devre oluģturdular. Bundan sonraki süreçte her branģ öğretmeni veya sınıf öğretmeni her sınıf düzeyi için bu oyunu kullanabilecek.

10 LÂL & BAġAK TED-ES AYIN RÖPORTAJI Sayfa 10 Değerli Arkadaşlar; LÂL: Okulumuza hoģ geldiniz. Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü olduğunuzu biliyoruz. Ama biz sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Bize kendinizi tanıtır mısınız? S.A: Ben ilk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara da yaptım. Ġngilizce öğretmeniyim. Ama mezun olduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu nda çalıģmaya baģladım. Ġngiltere ve Amerika bölgesi sorumluluğu ilk görevimdi. ĠĢim, bu ülkelerde okuyan öğrencilerin aldığı diplomalarının Türkiye deki denkliğini incelemekti. Bu iģ sayesinde yurt dıģında pek çok okul gezme, deği- Ģik ülkelerin eğitim sistemlerini inceleme ve bilgi birikimi arttırma olanağı buldum. Hatta bu yüzden mesleğe baģladığımım ikinci yılı Hollanda Büyükelçiliği ndeki görevim için Flamanca dili öğrenmem bile gerekti. AkĢam iģten çıktıktan sonra bir de Flamanca kurslarına gidiyordum. Öğretmen olarak mezun olduğum için, yabancı diller yüksek okulu diye bilinen okulların akģam kısımlarında öğretmenlik yaptım. Tabii akģam okulu olduğu burada okuyanlar gündüz çalıģan gece okuyan öğrencilerdi ve çoğunun yaģı benden büyüktü. Hatta bir kere sınıfa girdiğimde bir öğrenci beni o sınıfın devamsız öğrencilerinden biri sanmıģtı. Öğretmen olduğumu öğrenince çok ĢaĢırmıĢtı. YaklaĢık dokuz sene Talim Terbiye Kurulu nda çalıģtıktan sonra Devlet Lisan Okulu na geçtim yılında Chicago Eğitim AtaĢesi oldum. Amerika daki üç yıllık eğitim ataģeliğim sırasında da Harold Washington College ı bitirdim. Gündüz çalıģıyor, akģamları derslere ve sınavlara gidiyordum. Döndükten sonra çok farklı alanlarda çalıģtım. Ġngilizce ders kitaplarının yazımından ve incelenmesinden programların hazırlanmasına kadar 2000 yılında, yani Milli Eğitim Bakanlığı ndaki yirminci yılımda Avrupa Birliği Genel Sekreterliği nde göreve baģladım ve Türkiye nin eğitim koordinatörü oldum. Hem koordinatörlük hem de bilim araģtırma komisyonu üyeliği yaptım. Bu altı yıllık görevim sırasında Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği de yaptım. O zaman Dergimizin bu ayki röportaj konuğu Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Sevinç Atabay. Bu yazıyla hem TED okullarının bir numaralı yöneticisini hem de çağdaş ve başarılı bir Türk kadınının portresini tanımış olacaksınız. Keyifle okuyun... TED li olmanın avantajını ömrünüz boyunca yaģayacaksınız on üç kiģiden oluģuyordu bu kurul. Kuruldaki tek kadın üye bendim. Bütün bunların ardından, yirmi altı yıllık devlet memurluğundan sonra 2006 yılında emekli oldum ve Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü oldum. ġimdi ise buradayım. Sizinle birlikteyim BAġAK: Bize unutamadığınız bir çocukluk anınızı anlatır mısınız? S.A: Tabii ki çok güzel anılarım var. Biz çok sokakta oynardık. O kadar çok oynardık ki, mümkünse her okuldan geliģimizde çantamızı hemen eve bırakıp, üzerimizdeki önlüklerle sokağa çıkmak ve oyun oynamak isterdik. Özellikle de akģam sokağa çıkmayı severdik. Çoğu akģam sokağa çıkardık. Çünkü çok güvenliydi sokaklar. Üstelik saklambaç oynardık. DüĢünebiliyor musunuz, karanlıkta saklambaç oynuyorsunuz Ebenin iģi çok zordu. Çok oyuncak yoktu o zaman. Bazen kendimiz üretirdik oyuncaklarımızı. Doğrusu, bunların tekrar yaģanabilmesini çok istiyorum

11 TED-ES AYIN RÖPORTAJI Sayfa 11 LÂL: Okulumuzu nasıl buldunuz? TED okullarının diğer okullardan farkı nedir sizce? S.A: Bu soru biraz Ģuna benziyor. Hani beģ çocuğu olan bir anneye en çok hangi çocuğunuzu seviyorsunuz? diye sorsalar, cevap veremez, değil mi? Bana da sorunuz öyle geliyor. Her gittiğim TED okulundan bana soruyorlar. Okulumuzun diğer TED okullarından farkı nedir diye Ben de diyorum ki, hiçbir farkı yok. Çünkü bütün okullarımızın adlarının baģında Türk Eğitim Derneği, yani TED yazıyor Ama her okulun bulunduğu ildeki özelliklerden dolayı, elbette ve bizim de olmasını istediğimiz gibi- farklılıkları var. Sizin oklunuzun özellikle mimarisini çok beğeniyorum. Çok modern bir okul... Bu açıdan çok Ģanslı olduğunuzu düģünüyorum. Önemli bir farkı bu Öteki farkı ise yirmi iki okulun en yenisi olması BAġAK: Türk Eğitim Derneği gibi bir kurumun genel müdürü olmak önemli bir sorumluluk olmalı Bize sorumluluğun gereklerinden biraz söz edebilir misiniz? S.A: Gerçekten önemli bir sorumluluk. Kolay değil Çok çalıģmamız gerekiyor Ben tek baģıma genel müdürlük yapmıyorum. Orada bana destek olan bir ekip var. Onlarla birlikte bu görevi yapmaya çalıģıyoruz. Bu nedenle zor bir iģi, hep birlikte çalıģarak kolay bir hale getirdiğimizi söyleyebilirim. Genel merkezde yaklaģık otuz kiģi çalıģıyoruz ve çok uzun mesai saatleri harcıyoruz. Eve dönüģ saatimiz bile belli olmuyor. LÂL: Bu okuldan mezun olmak bize geleceğimizle ilgili ne tür avantajlar sağlayacak? S.A: Bir TED Okulundan mezun olmak size zaten bir avantaj sağlıyor. Çünkü siz seksen yıl önce bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün kurduğu bir okulun öğrencilerisiniz. Bu zaten sizin en büyük avantajınız. Öte yandan, Atatürk bu okulları kurarken üç önemli nitelik istemiģ: Bu okullar öncelikle yabancı dili iyi öğreten ama kendi dilini ve kültürünü de iyi öğretebilen okullar olsun demiģ. Bu okullar öğrencilerini sosyal sorumluluk almaya yöneltsin istemiģ. Bu öğrenciler bulundukları yerde eğitim ıģığı saçsınlar istemiģ. Ayrıca bu okulların maddi imkânı olmayan öğrencilere hizmet verebilmesini de istemiģ. ĠĢte siz böyle bir okulda okuyorsunuz. Bu yüzden diyorum ki, sizin en büyük avantajınız TED li olmaktır. Bu avantajı ömrünüz boyunca yaģayacaksınız. Ġkincisi, yabancı dil bilginiz çok iyi olacak. Üçüncüsü, iyi birer birey olacaksınız, iyi vatandaģlar olacaksınız. Ülkesini, bayrağını seven, Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyete bağlı, laik, çağdaģ, iyi donatılmıģ Türk gençleri olacaksınız. ĠĢte bunlar sizin avantajlarınız. BAġAK: SavaĢlardan en çok çocukların etkilenmesi hepimizi çok üzüyor Ülkemizin, dünyanın ve çocukların geleceğiyle ilgili neler düģünüyorsunuz? S.A: Siz çocuklar huzurlu, barıģ dolu bir dünyada ya- Ģamak istersiniz hepiniz Ama ne yazık ki, savaģlar hala devam ediyor. Yirmi birinci yüzyıldayız ve hala dünyanın birçok yerinde, en yakın komģularımız da bile savaģlar yaģanıyor. Bu savaģlardan en fazla etkilenenler de çocuklar oluyor. Sadece fiziksel değil ruhsal olarak da etkileniyorlar. Bir yetiģkin olarak buna ben de çok üzülüyorum. Hiç savaģ olmasın istiyorum. Ülkelerin dünyaya, insanlığa hizmet edecek buluģlar için barıģ ortamı içinde rekabet etmesini istiyorum. Ve böyle bir dünyada çocukların hiç zarar görmemesini istiyorum. LÂL: Türk Eğitim Derneği okuma olanağı bulunmayan birçok öğrenciye burs vererek onları hayata kazandırıyor. ġimdiye kadar 47 bin öğrenci bu burslardan yararlandığını biliyoruz. Bu öğrenciler arasında çok baģarılı ve ilginç örnekler olduğunu tahmin ediyoruz. Bize örnek verebilir misiniz? S.A: Bu soruya yanıt veremem. Çünkü kendilerinin izni olmadan bu öğrencilerinin adını açıklamam doğru olmaz. Ama kendisi her zaman paylaģtığı için Sayın Filiz AKIN ın TED Ankara Koleji nde burslu okuyan öğrencimizden olduğunu bir örnek olarak söyleyebileceğim. Bu konuda beni anlayıģla karģılayacağınızı umuyorum. BAġAK: Sizinle sohbet etmek çok güzeldi. Biz TED Ankara Koleji ni çok merak ediyoruz ve sizi orada ziyaret etmek istiyoruz. Bize zaman ayırdığınız için çok teģekkür ederiz. S.A: Ben size teģekkür ederim. Ne zaman isterseniz TED Ankara Koleji ne ve genel merkezimize gelebilirsiniz. Sizi konuk etmekten mutluluk duyacağım.

12 TED-ES DENEME Sayfa 12 TEDDY nin Sepeti Ceylanlar Giderken Ceylan ın ansiklopedik tanımı Ģöyle: Çiftparmaklılardan, boynuzlugiller familyasından, çöllerde yaģayan, çok hızlı koģan, gözlerinin güzelliği ile tanınan, ince bacaklı, zarif, memeli hayvan. Ceylan sözcüğü Moğolcadan dilimize geçmiģ. Moğolcada bu güzel hayvana ceren de deniyor. Ama bayan ismi olma dıģında bu sözcük pek kullanılmıyor artık. Oysa Karacaoğlan ın Dedim akça ceren çölde ne gezer diye bir dizesini hatırlıyorum. Ceylan ın Farsçadaki karģılığı ahu. Halk ve divan edebiyatlarında sıkça geçer ahu sözcüğü. Mesela Yavuz Sultan Selim in Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek diye bir dizesi vardır. Ayna grubunun Ahu Gözlüm diye çok popüler bir Ģarkısı vardı. Ahududu nedir diyecek olursanız. O da ahu ve dut sözcüklerinin birleģmiģ hali. Ceylan yemiģi anlamına geliyor. Ama bunun konumuzla alakası yok. Fransızca ve Ġngilizcede ceylan sözcüğünün karģılığı gazelle. Tahmin edilebileceği gibi bu sözcük Ġngilizceye Arapçadaki gazal sözcüğünden geçmiģ. Arapçada ceylan anlamına gelen gazal, bize yine bir bayan adı olarak hazal ve bir sanat uğraģı olarak gazel Ģekillerinde geçmiģ. Gazel in bildiğimiz üç anlamı var. Birinci anlamı divan edebiyatında lirik konuları olan beyitli ve uyaklı bir nazım biçimi demek. Ġkinci anlamı, Klasik Türk müziğinde herhangi bir makamda gezinerek yapılan sesli taksim yani giriģ demek. Hatta hem gerçek hem de mecaz anlamı olan gazel okumak diye bir deyim de vardır. Gazel okumayı meslek edinene eskiden gazelhan denirdi. Üçüncü anlamı ise sonbaharda ağaçtan dökülen kuru yaprak. CoĢkun sular gibi akıp durulma. Kuru gazel gibi esip savrulma demiģ Karacaoğlan Bunun da konumuzla alakası yok Yine de bu sözcüğün bizde farklı ama güzel anlamları var. Bütün bu örneklerle anlatmak istedim konu, ceylanın bizim kültürümüzde güzellik kavramıyla, özellikle kadın zarafetiyle özdeģleģmiģ olmasıdır. Günlük deyimlerimizde bile vardır, ceylan gibi sekmek ya da ceylan bakıģlı gibi ifadeler. Mesela rüyada ceylan görmek, bir kadının aģk tuzağına düģmek diye yorumlanır hep Dilimizde ve kültürümüzde hala canlı bir güzellik imgesi olarak yaģayan ceylanlar, artık maalesef aramızda yaģamıyor. Onları sadece Urfa Ceylanpınar da olduğu gibi üretme çiftliklerinde ya da hayvanat bahçelerinde görebiliriz. Çünkü ülkemizde ceylanların doğal yaģam alanları neredeyse tamamen yok oldu. Ġnsan denen yaratığın yaģam alanını hoyratça geniģletmesinin kurbanlarından biri de ceylanlar Gelecek kuģaklar ceylan yerine yeni güzellik imgeleri bulmak zorunda kalacaklar. Ben Ģimdiden bir tane buldum: Klavyelim, webcam gözlüm! Bu sitede neylersin? 30 YILDIR KORU- MA ALTINDALAR 30 yıl önce koruma altına alınan ceylanların, Ceylanpınar Üretme Çiftliği ve Şanlıurfa daki koruma alanındaki sayıları bugün toplam 2 bine ulaşıyor. Bir kısmı doğal hayata bırakılıyor ama yaşam alanları kısıtlı olduğu için hayatta kalmaları çok zor gibi görünüyor.

13 TED-ES KİTAP TANITIMI Sayfa 13 KÜÇÜK AĞACIN EĞĠTĠMĠ Forrest Carter Say Yayınları, Aralık 2008 Küçük Ağacın Eğitimi Çeroki Kızılderilisi olan yazar Forrest Carter in kendi otobiyografik hikayesini anlattığı kitabıdır..forrest Carter, yani Küçük Ağaç, küçük yaģında anne ve babasını yitirince büyükbaba ve büyükannesi tarafından, on yaģına gelinceye dek eğitilen bir çocuk..küçük bir kulübede yaģamaktadırlar. Büyükbaba, yüksek patikaya gideceği zaman zorlamaz Küçük Ağaç ı onunla gitmesi için, kendi kendine uyanabilirse birlikte gidebileceklerini söyler sadece.. ama sabah kalktığında onun duyabileceği kadar gürültü yapar ve küçük ağaç kendi iradesi ile kalkarak büyükbabaya katılır. Bu Küçük Ağaç a verilen ilk derstir..kararlarını kendi kendine verebilmesi için bir ders.. Ġkinci ders, bir Tal-con un (Ģahinin) bir bıldırcını yakalamasına üzülen Küçük Ağaç a büyükbabanın gidiģat üzerine verdiği derstir: Üzülme Küçük Ağaç! GidiĢat böyle. Tal-con yavaģ olanı yakaladı. Böylece yavaģ olan, gene yavaģ olan çocuklar yetiģtiremeyecek. Bıldırcın yumurtalarını en az bin fare yer. Hem hızlı hem de yavaģ bıldırcın yumurtalarını Yani tal-con, GidiĢat sayesinde yaģar. Bıldırcına yardım eder. GidiĢat böyle. Yalnız gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaģ olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir. Pa-koh (panter) bunu bilir. Sen de bilmelisin. Küçük Ağaç, beģ yaģından on ya- Ģına kadar yanlarında kaldığı büyükanne ve büyükbabadan sevgiyi, duyarlılığı, samimiyeti, anlayıģı ve daha bir sürü Ģeyi öğrenir..say yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan bu kitap, bir bilgelik kitabıdır..ġnsanın doğayla tam uyumlu bir halde yaģayabileceğini anlatan bir bilgelik kitabı TÜRK BİLİM ADAMININ HARİKA BULUŞU! Tamer KumaĢ tan Bir Bilimkurgu Kompozisyonu Bugüne dek birçok bilim adamı tıp alanında buluģ yapmıģtır. Bu bilim adamlarından biri de Louis Pasteur dür. Louis Pasteur, kuduz aģını bularak birçok insanın hayatını kurtarmıģtır. Ben de böyle bir buluģ tasarlayarak birçok insanın hayatını kurtarmayı istiyorum. Ġnsan vücudunda, insan elinin giremediği bölgelerde oluģan kanserli hücreli yok etmek için kullanılacak Nanobot teknolojisinden söz etmek istiyorum. Bu teknolojiyle baģta AIDS olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde de kesin sonuçlara ulaģılacağını düģünüyorum. Nano, Yunanca da mini anlamına gelmektedir. 1 nanometre 1 metrenin 1 milyarda biri kadardır. Nanobotların gövdelerini, geoit Ģeklinde tasarladım.. Bu geoidin içine tümörün özelliğine göre ilaç konabilir. Geoit Ģeklini destekleyen mikro küçüklükte alüminyum Ģeritlerle bu cam geoit Ģekli dıģ etkenlere karģı korunmuģ olur. Mekanik bacakları ve hastalıklı bölgeyi iyileģtirecek olan ilaçları enjekte edecek olan iğne, bu geoit ve alüminyum Ģeritlere bağlanır. Geoidin üst tarafına da komutlarınızı iletecek olan çip yerleģtirilir. Uygulama nasıl gerçekleģtirilecek derseniz: Robotlar, iğne ve kapsül yardımıyla hasta kiģinin vücuduna aktarılır.mikro küçüklükte üretilen bu robotların içlerine mikro çipler yerleģtirilir. Bu çipler sayesinde robotlar verilen komutları alır. Robot hastanın sorunlu bölgesini temizler ve o bölgeye gerekli iģlemi yapar; hastalıklı bölgeye gerekli ilaçları aktarır. ĠĢleri bittiğinde robotlara kapanma komutu verilir ve robolar en güvenli yere yapıģıp diğer komutu beklemeye geçerler. Aslında bir kez bu uygulamanın yapıldığı kiģinin herhangi bir hastalıktan ölmesi imkansız hale gelir. Bu çalıģmaların çok kolay olmayacağını biliyorum. Belki çok uzun yıllarımı alacak ama ülkem ve insanlık adına uğraģmaya değer diye düģünüyorum. Bu çalıģmaları yaparken bilim adamlarından Pasteur u örnek alacağım. BaĢta bu konu ile ilgili tüm bilimsel geliģmeleri araģtırıp veri toplayacağım. Belki de bir ekip kurmam gerekebilir. Sanırım bana para desteği yapacak kurumlara da ihtiyacım olacaktır. Belki de okuduğum üniversite de bana destek verir. Eğer baģarırsam kendimi bir kahraman gibi hissedeceğim. Bunu çok isterim. Benden söz ederlerken, TED okulundan mezun olduğumu da söyleyecekler, hatta yurt dıģında adım geçerse Türk Bilim adamı diye söz edecekler. Ülkem için ne kadar gurur verici bir Ģey olurdu. Bilim adamı olmak Ģu ana kadar benim için sadece bir hayaldi. Ama artık gelecekte ne olmak istediğimi biliyorum.

14 TED-ES DENEME Sayfa 14 DĠLĠMĠZE SAHĠP ÇIKALIM! Ömer Tarık ESENGÜR (6/A) Türkçemiz bizim parmak izimizdir. Fakat artık günlük yaģantımızın birçok yerinde yabancı sözcükler kullanıyoruz. Bu da Türkçemizi bozuyor. Msn de, günlük konuģmalarda, televizyonda bu sözcükleri çok kullanıyoruz. Peki bu sözcüklerin Türkçe karģılıkları yok mu? Elbette ki var! Fakat bizim insanlarımız alıģtıkları için hep bu sözcükleri kullanıyorlar. Örneğin; hi, bye, ok, oyee, deģarj olmalıyım, ciesem, in-out, kull gibi sözcükleri günlük hayatta çok kullanıyoruz. Peki Türkçemizi bu sözcüklerden arındırmak için ne yapmalıyız? ĠĢte, aģağıda bazı çözüm yolları var: Bu gibi sözcükleri hayatımızdan çıkarmaya çalıģmalıyız. Msn, internetteki bloklar gibi yerlere yazdığımız yazılarda bu sözcükleri kullanmaktan kaçınmalıyız. AfiĢler hazırlamalıyız. Kısaltmalardan kaçınmalıyız. Kendileri Türk oldukları halde adlarını yabancı isim koyan firmalara dilekçe gibi bir araç ile onları bu konu hakkında uyarmalıyız. Ayrıca bazı firmalar, sahipleri Türk oldukları halde yabancı isim koyuyorlar. Örnekler saymakla bitmez. Hepimiz dilimize sahip çıkalım. Lütfen Türkçemiz Turkchee olmasın! TED EskiĢehir Koleji öğrencileri sokaklardan çektikleri resimlerle ve hazırladıkları panolarla yabancı dillere özenerek verilen marka adlarını ve tabela yazılarını gözler önüne serdiler. Güzel Türkçemize sahip çıkma konusunda ne kadar duyarlı olduklarını böylece

15 TED-ES KULÜPLER Sayfa 15 OKULUMUZDA BĠR LÜLETAġI KULÜBÜ VAR LületaĢı Hakkında LületaĢı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin derinliklerindeki baģkalaģım katmanları içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaģması sonucunda oluģmuģ kayaçtır. OluĢumunu sağlayan tepkimeler dolayısıyla, lületaģı yeraltında ıslak halde bulunur. LületaĢının toprak içindeyken temizliğini, çıkarıldıktan sonra da kolay iģlenmesini, gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar. Doğrudan veya iģlendikten sonra kurutulan lületaģı, kaybettiği nem oranında hafifler ve önemli bir direnç kazanır. EskiĢehir ilinin batısında kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan sahalarda, yüzeyle 300 metreyi aģan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular halinde lületaģı bulunan baģkalaģım katmanlarına rastlanır. BaĢlangıçta tamamı ihraç edilen ham lületaģları Avrupa'da iģlenmekteydi. Günümüzde ham lületaģı ihracı önlenmiģ ve tamamının, Cumhuriyet döneminde yetiģmiģ EskiĢehir'li ustalar tarafından iģlenmesi sağlanmıģtır. Atakan IĢık ve Görkem KocabaĢ Okulumuzda, bizi lületaģıyla tanıģtıran ve her hafta ÇarĢamba günleri bize kurs veren değerli lületaģı ustası Sayın RAMAZAN BAĞLAN ile bir söyleģi yaptık. Bize kendinizi tanıtır mısınız? Adım Ramazan Bağlan yılında ilkokulu bitirip mesleğe çırak olarak baģladım. Bu mesleğin bir sonu zirvesi yoktur derler ya öğrenmenin sınırı da yok, yaģı da yok. Kendimi önce çırak, sonra da kalfa, kalfadan sonra usta olarak görmeye baģladım ama kendimi tam bir usta olarak göremem çünkü çok eksiğimiz var. Biz bu iģi pratik olarak öğrendik, teknik olarak değil. Bizim zamanımızda teknik yoktu maalesef. Mesleğinizi tam olarak nasıl adlandırıyorsunuz? Mesleğimiz lületaģı iģçiliği. LületaĢı iģçiliği hakkında bilgi veriri misiniz? Ġncelikleri nelerdir? Ġncelikleri konusunda öncellikle yetenek gerekir. Bazı insanlar çok kısa sürede kavrar, bazı insanlar bilek kıvrılması, bilek kırılması dediğimiz olayla biraz daha uzun sürede kavrar. Bu iģe çok dikkatli bakmanız gerekir. Hedefe bir anda ulaģılmaz. Bu bıçak hareketleri çok önemlidir. Bu mesleğe nasıl merak saldınız? Merak salma değil, baba mesleği sayılır; babamın teģvikiyle oldu bu ve ondan sonra çok sevdim. Çok güzel bir meslek. Mesleğimden de son derece memnunum. Usta çırak iliģkisi galiba değil mi hocam? Evet aynen öyle baģladık yılından 1968 e kadar çırak olarak çalıģtım daha sonra kendi kendime ustamdan görerek kendimi geliģtirmeye çalıģtım ama henüz arzu ettiğim sanatı icra edemedim. Bizim pratiğimizle sizin tekniğiniz birleģince ortaya güzel bir eser çıkacak. LületaĢının ülkemizin turizmine ve kültürüne ne gibi bir katkısı vardır? Döviz olarak getirisi çok büyük. Peki kültürel anlamda dıģarıda tanıtıyor mu ya da uluslararası bir fuarda veya EskiĢehir adına böyle bir Ģey var mı? Var. Uluslararası fuarlara katılıyoruz, ben katılmadım ama katılan arkadaģlarımız var. EskiĢehir de bu iģi yapanlar arasında ödül alanlar var mı? Ödül alanlar denildiğinde zirvede olan kiģiler var. Peki lületaģının tanıtımı dıģarıya yapılıyor mu, diğer illerde ticaret amaçlı ya da Ģehir dıģında ilgi nasıl? Maalesef son zamanlarda bu iģte sahtecilik yapılmaya baģlandı. Biz daha yeni yeni o imajı silip yerine lületaģının adını koymaya baģladık. Çünkü son dönemlerde alçıyı lületaģı olarak satmaya baģladılar. Biz bu mesleğe gelmeden son 5-6 yıl önce alçı furyası baģlamıģtı. Alçıyı lületaģından ayırtabilmek için lületaģını suya koyduğunuz zaman olduğu gibi kalır oysa alçı dağılır. Avrupalılar lületaģını pipo olarak kullanmayı çok seviyorlar. Nikotini %100 emen bir madde. Amerikalılar bunu uzay çalıģmalarında kullanmayı düģünüyorlar ama rezervleri olmadığı için kullanamıyorlar; çünkü ısı yalıtımı son derece etkili, 4800 dereceye dayanıklı bir maddedir ve sadece Türkiye de çıkıyor. LületaĢı nerelerde çıkıyor? Gerçek lületaģı EskiĢehir de Beyaz altın köyü eski Sepetçi köyünde. Türkmentokat köyü ile Kayıcılar köylerinde de çıkarılmaktadır. Eskiden lületaģından pipo yapılıyordu Ģimdi sigarayı bırakma kampanyaları baģlayınca artık pipo yerine dekoratif süs eģyaları ve takılar yapılıyor. Her hafta okulumuza gelip bizimle iki saat çalıģıyorsunuz. Bu görevi neden kabul ettiniz? Ben bildiklerimi sizin gibi çocuklara aktarmak istiyorum benim pratiğim sizin yeteneğinizle birleģince bu meslek zirveye çıksın istiyorum. Benim bundan hiçbir maddi beklentim olmadı. Ben sadece bu sanatla ilgili bilgilerimi yeni nesillere aktarmak istiyorum. Bu meslek zirveye çıksın yaģasın istiyorum. Bu söyleģi için size teģekkür ediyoruz.

16 TED-ES PDR Sayfa 16 BĠR ERGENLE / ERĠNLE YAġAMAK Dünyada ergen olmaktan daha zor bir Ģey varsa, o da ergenlik çağındaki bir gencin anne-babası/ yetiģkini olmaktır. Ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını karģılamakla yükümlüdürler. Ancak çocuklarının bu ihtiyaçları ilgi ve istekleri bitmez, tükenmez. Göz ardı edilen ise, anne babanın ihtiyaçlarıdır. 1.Ön Ergenlik (10-14Yaş)* Hızlı bir fiziksel geliģim dönemi ile baģlar. * Beden değiģimi * Boy uzaması * Ağırlığın artması * Boy farkları * ġiģmanlama * Orantısız büyüme 2.Ergenlik (14-16 Yaş) Bu dönem yeni bedene psikososyal uyum çabaları ile geçer. - Yeni beden imgesi oluşturma, - Bedensel sakarlıklar, - Cinsel ilgilerde artma - Duygusal oynaklıklar soyut düşüncenin kazanılması ile zihinsel uğraģlarda artma, - Katı ancak yetişkine benzer ahlak anlayıģı geliģmesi, - Özgür olma ve anne-babadan ayrı olma isteği - Akran ilişkisi önem kazanma karģı cinse ilgi - Ders başarısında görece azalma, - Hormonal aktivitede artma -Çocuk bedeninden, cinse özgü yetiģkin bedensel görünüme geçiģ, Çocuğumuzu ilgilendiren bir durum olduğunda; kararları: -Ya kendisi verir. -Ya biz veririz. -Ya da birlikte veririz En önemli karar : Kararı ona mı bırakacağız, birlikte mi vereceğiz, Önemli olan sınırlarımızı bilmek ve sınırlarını çizmesini sağlamaktır. DUYGU DURUM 3. Orta Gençlik (16-18 Yaş) Bu dönemin en temel görevi KĠMLĠK geliģiminin tamamlanmasıdır. - ÖzdeĢimlerini harmanlar, - Akranlar, kimlik geliģiminde ayna görevi görür. - Alt kültür oluģturma isteği, grup normlarını benimseme, - Otorite ile yoğun çatıģma, - Kendilik duygusuna yönelik kendini tanıma uğraģları yoğundur. - Geleceğe yönelik düģler, planlar,programlar ve kendini gerçekleģtirme isteği ile KĠMLĠK DUYGUSU kazanılır. Ergenlik sorunu ve sorunlu ergen tanımlarını ayırmak önemlidir. Ergenlik sorunu : Heyecanlı, riski seven, cesaretli, macera heveslisi, hayal kırıklıkları olur. Çabuk kırılırlar. Onur ve baģarıya daha çok önem veririler. Elleri açık ve iyilikseverdirler. Çabuk güvenip çabuk bağlanırlar. Yüksek hayaller ve amaçlar edinirler. Ġstekleri aģırıdır, tutkularının kölesi olurlar. Duygular iniģ çıkıģlıdır. Birden üzülür, birden sevinirler. Olur olmaz Ģeyi sorun yaparlar. Fiziki görünüme, süse-giyime, merakları fazladır. Spora ilgileri artar. Aynayla fazla zaman geçirirler. Kolay depresif olurlar. SakarlaĢırlar. CĠLT BÜLT 1, EN SAYI T ARĠHĠ 1 Sorunlu ergen : Hırsızlık, yalan söyleme, tik, tırnak yeme, evden-okuldan kaçma, ders çalıģmama, sinirlilik, dik kafalılık, yalnızlık hissi, sürekli iç sıkıntısı çekme, uyumsuzluk aģırı hayaller kurma, aģırı hayaller kurma, öfkelilik, otoriteye düģmanlık Ergenlik çağındaki çocuğunuzu etkin dinleyebilmeniz için öneriler. -Ona anlatmak istediklerini anlatabilmesi için yeterince süre ve ortam sağlayın. -Gerçekten dinlemeye hazır olduğunuzda dinleyin. -Anlattıklarını anladığınız kadarıyla tekrar edin. -Dinlemenin tek yolu sözel dinleme değildir. -Yargılamadan dinleyin. EleĢtiri aracı olarak değil. Unutmayın; EleĢtiri, nasihat geri teper. Baskı, tehdit, korkutma ve sindirme isyana, yalana, kural yıkıcılığa yol açar. Gençlerin emir duymak yerine fikir alıģveriģine, nasihat edilmesi yerine aktif dinleyicilere ihtiyaçları vardır. Gencin sevinç ve üzüntülerinden haberdar olmak gerekir.

17 TED-ES PDR Sayfa 17 NEDENLERİ: Genetik ya da fizyolojik bir nedeni olabilmektedir. AraĢtırmalarda bazı çocukların doğuģtan daha sinirli, alıngan ve kolayca öfkelenebilen bir yapıda olduklarına dair kanıtlar vardır. Haksızlığa uğramak ve fiziksel cezaya maruz kalmak Ġstekleri ve fiziksel ihtiyaçları karģılanmadığında engellenmenin yarattığı gerginlikten kurtulma isteği Anne, baba ve öğretmenlerin aynı durum ve davranıģlar için tutarsız davranmaları, birinin takdir ettiği davranıģı diğerinin cezalandırması KardeĢi ya da diğer çocuklarla karģılaģtırılması, çok sık eleģtirilmesi ve çocuktan yapamayacağı Ģeylerin beklenmesi Süregelen hastalığı olan çocukların bu hastalığın getirdiği nedenlerle engellenmesi Akademik güçlüklere yönelik bir tepki Okul baģarısızlığının yarattığı yetersizlik duygusu. Çocuk, yakın çevresindeki büyüklerin sık öfkelendiklerini ve isteklerini bu yolla gerçekleģtirdiklerini gördükçe kendisi de aynı yola baģvuracaktır. BELĠRTĠLERĠ Her gün sınıf arkadaģlarıyla tartıģıyor ve baģkalarına vuruyorsa, Aynı yaģtaki diğer çocuklara göre daha yoğun öfke gösteriyor ve sık ağlıyorsa, YanlıĢ yaptığında ya da zorlandığında çoğu zaman öfkeleniyorsa, BeĢ dakikadan uzun süren öfke nöbetine benzeyen davranıģlardan yorgun düģüyorsa, YaĢamın her alanında öfkelenecek bir Ģey buluyor ve belli bir kiģi ya da olay nedeniyle değil genel olarak kendini öfkeli hissediyorsa, Öfkeyi bir iletiģim kurma yolu veya sorunları çözme aracı olarak kullanıyorsa, Engellenmeye karģı toleransı düģükse, Küçük bir hatanın düzeltilmesi gibi baģına gelen basit bir olayı bile kendisine yapılmıģ bir haksızlık gibi algılıyorsa, Olayları olduğu gibi kabullenmekte güçlük çekiyorsa, Daha önce hiç sıkılmadan uğraģtığı Ģeylere öfkelenmeye baģladıysa, olaylarla baģ etme yöntemlerinde önemli değiģiklikler görülüyorsa, Çocuk kendini öfkelendiren kiģi ya da duruma karģı bir Ģey yapamayıp kendi kendine vurarak, kendimden nefret ediyorum Ģeklinde ifadeler kullanarak öfkesini kendine yöneltiyorsa, öfke bir sorun haline gelmiģ olabilir. ÖNERİLER Öfke kontrolünde amaç öfkenin dıģa vurulmasını engellemek değil, öfkenin nasıl uygun bir dille ifade edilebileceğini bilmektir. Çocuğunuzun kuralları tartıģmasını doğal karģılayarak, dilini ayarladığı müddetçe size itiraz etmesine hak tanırsanız hem sizi daha iyi anlamasını sağlamıģ hem de hakkını aramasını öğretmiģ olursunuz. Öfke önemsenmeli; ancak çocuk öfkelenmesin diye de onun her istediğini yapması hoģ görülmemelidir. Çocuğa yapabileceği iģlerde sorumluluklar vermekten çekinilmemelidir. Ancak verilen sorumlulukları yerine getirmesi eziyet verici bir hal alıyor ise, bu iģi yapması için ısrar edilmemelidir. Öfkesi hakkında çocukla konuģarak, öfkenin uygun Ģekillerde ifade edilmesi desteklenmelidir. Öfkeyi kontrol ederek kendimize zarar vermeyi engellemenin elimizde olduğu hem anlatılmalı hem de örnek davranıģlarla gösterilmelidir. Anne, babanın yerine getirmesi gereken önemli sorumluluklardan biri, çocuklarına duygularına nasıl yön verebileceklerini öğretmektir. Çocuğa kızgınlığını sağlıklı bir yolla ifade etme öğretilmezse, içinde birikenler bir gün patlamayla ortaya çıkabilir. Anne, baba incindiğinde, duygusunu paylaģarak çocuğa davranıģlarının kendisi dıģındaki bireyleri nasıl etkilediğini gösterebilir. Çocuğun, elde etmek istediği amacın değiģtirilmesi yahut ilgisinin baģka tarafa çekilmesi de öfkenin önlenmesinde denenebilecek yollardandır. Örneğin; Çocuğun elindeki oyuncağı alıp ondan sonra bunun yarattığı öfkeyi ortadan kaldırmaya çalıģmaktansa, önce çocuğun ilgisini baģka bir Ģeye çekmek, ondan sonra elindeki oyuncağı almak çok daha doğru olur. Gerçekte ciddi öfke patlamalarının zaman zaman yaģanmadığı bir aile hayal etmek zordur. Olay geride kaldıktan sonra anne yada baba çocuğa "Birbirimize gerçekten de çok kızdık, öyle değil mi?" diyebilir. Bu önemsiz bir Ģey olarak görünse de, çocuğun; öfkenin doğal ve kabul edilebilir bir insani duygu olduğunu anlamasına yardım etmek için iyi bir yol olabilir. Hazırlayan: Meltem BĠLGĠCĠ Kaynaklar:

18 TED-ES MİZAH Sayfa 18 Tamer KumaĢ ın Robotlar Alemi Berk Arkan ın Gugılı

19 TED-ES SPOR / YORUM Sayfa 19 NBA DE DOĞU ATLANTĠK GRUBU DEĞERLENDĠRMESĠ Doğu grubunun en güçlü üyesi Boston Celtics in de bulunduğu bu grupta çekiģme var takımları önce bir tanıyalım: New Jersey Nets: Nets deyince akla ilk gelen isim Vince Carter. Carter takımın her Ģeyi konumunda takım en kuvvetli halkası. Devin Harris ve Brook Lopez ise Vince Carter ın en büyük yardımcıları. Yi Jianlian ise takımın ilk 5 te oynayan oyuncusu konumunda. Ayrıca Takım çok genç, genel ilk beģe baktığım ı z d a ; V i n c e Carter 10. Yi Jianlian 1. Jarvis Hayes 5. Devin Harris 4. Brook Lopez daha çaylak sezonunda. Aynı zamanda Carter 21.5 Devin Harris 22.0 Brook Lopez ise11.4 sayı ortalamasıyla oynuyorlar. Ayrıca Ģuan Regular Sezon da doğu grubunda 7. sırada bulunuyordu. ġuana kadar 19 Galibiyet -24 Yenilgi aldı. ĠĢin kötü yanı Ģuan üst üste beģ defa yenildiler ve bu yüzden 9. sıraya düģtüler. Philadelpiha 76ers: Ligin orta halli takımı Sixers takımında yıldız denebilecek oyuncular bulunmaması onların takım oyununu bozmadı. Takımın liderleri Elton Brand, Andre Iguodala ve Andre Miller takımın değiģmez üçlüsü konumunda. Ayrıca taraftar bu üçlüden çok Ģey bekliyor. Yani en azından bir Play-off lara kalma baģarısını bekliyor. Bu üçlünün sayı ortalaması aynı, 15.9! her biri birbirinden kaliteli basketbolcular. ġu an çok Ģey baģarabilirler. Onlarda sanırım bunun farkındalar. Toronto Raptors: Ligin tek Kanada takımı Raptors, Chris Bosh ve yandaģları gibi görünselerde aslında Bosh gibi onlarda çok iyi örnek olarak Jose Calderon bu sene yapılacak olan Slam Dunk 2009 da yarıģacak isimlerden biri. Ayrıca Calderon bu sene serbest atıģ çizgisinde rekor kırıyor. Serbest atıģ çizgisinden 80/80 giderek NBA rekoruna imza atıcak gibi Ayrıca Toronto da eskiden Fenerbahçeli ismi de bu sene kadrosuna kattı. Bu ismi de zaten herkesin bildiği Will Solomon. O bu sezon Toronto da 33 maçın 9 unda ilk 5 baģladı. Doğu konferasında 13, Atlantik grubunda ise 5. Sırada bulunuyor. New York Knicks: Takım ruhunun yüksekte, egonun olmadığı takımlardan biri. Takım gücünü sahaya iyi yansıtıyor. Bir elin nesi var iki elin sesi var mantığını Regular Sezonun BaĢından beri bozmadılar. Chris Duhon ve Al Harrington takımda biraz da olsa öbürlerine göre daha ağır basıyorlar. 11. Sırada bulunmalarına karģın iyi bir takım görünümü çiziyorlar. Harrington çok hareketli kılıyor takımı. Harrington un maç baģına sayı ortalaması 20.3 olması göze çarpmıyor değil Boston Celtics: Herhalde bu takımı tanımayan yoktur ġampiyonu, takımında bir değiģiklikte bulundurmamaya çalıģtı. Takımda Rajon Rondo gibi isimler öne çıkmaya baģladı. Yedeklerde artık maçlarda forma Ģansı bulduruyor koç Glenn Rivers. Önceki sezon sanki sadece takımda sadece beģ kiģi var zannediyordu ancak belikli anlamıģ 12 kiģi olduğunu Koç Glenn Rivers Cem Özgen 6/B

20 TED- TED ES KİŞEH İR KOLEJİ ÖĞREN Cİ GA Z ETESİ MĠLLĠ GURUR MĠLLĠ FORMA SERGĠSĠNĠ GEZDĠK Türkiye Futbol Federasyonu nun, eski baģkanı merhum Hasan DOĞAN ın anısına organize ettiği MĠLLĠ GURUR, MĠLLĠ FORMA sergisi, Türkiye de 30 ilde gerçekleģecek Ģekilde planlandı. 14 ilde yapılan serginin 15. Ayağı EskiĢehir de gerçekleģti. 17 Ocak 2009 Cumartesi günü, ilimizde açılan Milli Gurur Milli Forma sergisi 6 ve 7. Sınıf öğrencilerimiz tarafından ziyaret edildi. Beden eğitimi öğretmenleri nezaretinde gezilen sergide öğrencilerimiz; Türk Milli Futbol Takımımızın 1923 ten bu yana, müsabakalarda giymiģ olduğu 42 çeģit forma, eski gazete kupürleri, federasyona ait eski pullar, eski maç biletleri, önemli maçlarda oynanan toplar gibi sergilenen nostaljik eserleri inceleme ve öğrenme imkanı buldular. Barkovizyon gösterileri ile eski maçları izleme imkânı bulan öğrencilerimiz; hafta sonunu faydalı bir faaliyetle geçirdikleri için memnun olduklarını dile getirdiler ESKĠġEHĠR ve BALIKESĠR TAKIMLARI ARASINDAKĠ TEKERLEKLĠ SANDALYE BASKETBOL MÜSABAKASINI ĠZLEDĠK 17 Ocak 2009 Cumartesi günü, 6 ve 7. Sınıf öğrencilerimiz ile birlikte, Bedensel Engelliler Tekerlekli Sandalye Basketbol 2. Ligi müsabakasına, EskiĢehir ve Balıkesir takımlarını izlemeye ve desteklemeye gittik. Müsabakadan önce her iki takım oyuncularına, öğrencilerimiz çiçekler verdi ve toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. SPOR ENGEL TANIMAZ, SĠZLERĠ YÜREKTEN DESTEKLĠYORUZ yazılı bir pankartla tribünde yerini alan öğrencilerimiz, maç boyunca her iki takımı da coģkuyla desteklediler. SOSYAL SORUMLULUK PROJE ETKĠNLĠKLERĠ çerçevesinde yaptığımız bu etkinlikte öğrencilerimiz; yeterli önlemler alınır ve uygun ortamlar yaratılırsa, engelli vatandaģların da sağlıklı insanların yaptığı aktiviteleri baģarı ile yapabileceğini, engelli insanlar için sporun önemini, sporun engelli vatandaģlar üzerindeki rehabilitasyon, rekreasyon ve fizyoterapi yönlerinden olumlu etkilerini, sosyal iliģkilerinin artmasındaki önemli rolünü benimsediler. ÖĞRENCĠ YAYIN KURULU Efe Öncel, Ozan Diken ve Cem Özgen REHBER ÖĞRETMENLER Saime Timurçin ve Oğuz Turan Sp or Say fası