Çevre Dostu Üniversiteyiz

Transkript

1 01-31 Aralık 2012 Baskı Tarihi: 15 Ocak 2013 Sayı: Siyasal Bilgiler Fakültesi 153 Yaşında Kimya Bölümü Zehirli Atıklardan Temizlendi Çevre Dostu Üniversiteyiz Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan Yayınlar Patent Başvurusuna Dönüşmüyor Kimya Bölümü nde bulunan değişik birimlerin çalışmalarından doğan kimyasal atıklar; çalışanlar, öğrenciler ve çevre açısından oluşturduğu risk nedeniyle yerleşkeden uzaklaştırıldı. 6 da Prof. Dr. Naciye Güngörmüş e Macar Devlet Liyakat Nişanı Törende, Fakültenin 1962 yılı mezunlarına madalyon verildi. 2 de Çiftçilere Sulama Eğitimleri Vereceğiz Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki 11 köyden, aralarında kadınların da yer alacağı yaklaşık 400 çiftçiye, bir yıl süreyle damla ve yağmurlama sulama konularında eğitim verilecek. 18 de SKS den Yenilikler Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nde Android Laboratuvarı Açıldı 26 da Üniversitemizi ziyaret eden Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan: ABD deki Bayh-Dole Yasası benzeri bir yasa hazırlıyoruz. Bu yasa, hak sahipliğini üniversiteye veriyor ama buluşu yapan kişi de belli oranda pay alıyor. 5 te Hungaroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Naciye Güngörmüş e Macaristan Cumhuriyeti şövalye liyakat nişanı verildi. Liyakat Nişanı nı, Macaristan Cumhurbaşkanı adına Büyükelçi János Hóvári sundu. 14 te Üniversitemizin Olimpik Yüzme Havuzu üyelik ücretlerinde mensuplarımıza ilave indirim yapıldı. 32 de

2 Siyasal Bilgiler Fakültesi 153 Yaşında Törende, Fakültenin 1962 yılı mezunlarına birer madalyon verildi. Dekan Prof. Dr. Yalçın Karatepe: Mülkiye geleneği her zaman özgürlüklerin, hoşgörünün, demokrasinin, çoğulculuğun yanında olmuştur ve Mülkiyeliler her zaman bu yolda mücadele etmiştir. Osmanlı devleti zamanında kamuya yönetici yetiştirmek üzere kurulan, Cumhuriyetin kurulmasının ardından da Ankara ya taşınarak Siyasal Bilgiler Okulu adını alan Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye), kuruluşunun 153 üncü yıldönümünü 4 Aralık 2012 tarihinde Fakültede düzenlenen bir törenle kutladı. Törene, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş in yanı sıra, Fakülteden mezun kamu ve özel kuruluşların yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve Fakültenin 1962 yılı mezunları katıldı. Mezunlara, mezuniyetlerinin 50. yılı anısına birer madalyon armağan edildi. Toplumsal Yararı Ön Planda Tutan Yöneticiler Yetiştirmeye Devam Ediyoruz Devlet Konservatuvarı sanatçıları Burcu Zorlu, Çınar Yazgan, Pınar Aydınlık ve Ayşegül Özcan ın, Beethoven in Yaylı Çalgılar İçin Dörtlü No: 11 Op. 95-Allegro ma non troppo ve Allegra con brio eserlerinden oluşan konseriyle başlayan törende bir konuşma yapan Dekan Prof. Dr. Yalçın Karatepe, adını Mustafa Kemal Atatürk ün Siyasal Bilgiler Okulu olarak koyduğu bu güzide kurumun, Türkiye deki herhangi bir idari bilimler fakültesi olmadığını, bu ismin standart İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerine benzer şekilde, pek çok üniversitede açılan fakültelere verilmesini doğru bulmadıklarını ve bunu, Siyasal Bilgiler adının sulandırılması ve değersizleştirilmesi çabası olarak yorumladıklarını kaydetti. Mekteb-i Mülkiye nin, Tanzimat Fermanıyla başlayan ve Osmanlı İmparatorluğunun, kurumlar ve kurallar çerçevesinde yönetilmesi gerektiği ilkesi gereği ihtiyaç duyulan yönetici kadroları yetiştirmek üzere kurulmuş bir kurum olduğunu ve kurulduğu tarihten beri toplumsal yararı ön planda tutan yöneticiler yetiştirmeye devam ettiğini belirten Prof. Dr. Yalçın Karatepe; Mülkiye geleneği her zaman özgürlüklerin, hoşgörünün, demokrasinin, çoğulculuğun yanında olmuştur ve Mülkiyeliler her zaman bu yolda mücadele etmiştir. Bu nedenle Mülkiye ve Mülkiyeliler, baskıcı yönetim dönemlerinde en fazla zarar görmüş kesimler arasında yer almaktadır dedi. Ülkemize Bilim Ocağı Olarak Hizmet Ediyor Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş de konuşmasında 153 yıldır Mülkiyelilik ruhuyla buradan çağdaş, demokrat, aydın, yurtsever insanlar yetiştiğini söyledi. Siyasal Bilgiler Fakültesi nin, ülkemize bilim ocağı olarak hizmet ettiğini belirten Prof. Dr. Erkan İbiş; Adaletin, aklın ve bilimin ışığında buradan yetişen pek çok aydın, yazar, edebiyatçı, siyasetçi, yönetici, bilim insanı ve mesleğinde öncü daha birçok insan ülkemize Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet kazanımları, insan temel hak ve özgürlükleri ve evrensel değerlerle hizmet etmişler, hizmet etmektedirler ve hizmet etmeye de devam edeceklerdir. İnanıyorum ki gelecekte de aynı felsefeyle Siyasal Bilgiler Fakültemiz, Mülkiyelilik felsefesiyle, Mülkiyelilik bilinciyle bu hizmetini yerine getirecek ve bilim ocağı olma özelliğini korumayı sürdürecektir dedi. Mülkiyeli Olmanın Sorumluluğu Siyasal Bilgiler Fakültesi nin, tarihi değeri ve bugünkü bulunduğu konum itibarıyla çok farklı bir noktada olduğunu; burada öğrenim görmenin, buradan mezun olmanın ve Mülkiyeli olmanın bir gurur, bir ayrıcalık, bir farklılık ve sorumluluk olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Mülkiyeli olmanın sorumluluğu hakkında şunları söyledi: Mülkiyelinin topluma, ülkeye karşı sorumlulukları vardır. Değişim sorumluluğu, çağdaşlık sorumluluğu vardır, demokrasi sorumlulukları, entelektüel olma sorumluluğu ve Mülkiye ye özgü muhalif olma sorumluluğu da vardır. Ayrıca geleneklerine bağlı olma sorumluluğu da vardır. Mülkiyeliliğin geleneğinde yenilgiye direnme gücü vardır. Aydınlık geleceğe koşma heyecanı vardır. Çağdaşlık için sürekli gelişme ruhu vardır. Bitmez tükenmez vatan sevgisi vardır. Kimliğimizin Oluşturucu Mekanlarından Biri Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Doç. Dr. Sevilay Çelenk de Türkiye de sırtını 153 yıllık bir tarihe yaslayan köklü kurumların sayısının fazla olmadığını belirterek; Mülkiye sadece tarihi olan bir kurum değil, toplumsal kahramanları olan, uzun ve etkileyici bir hikayesi olan 2

3 bir kurumdur aynı zamanda. Bir o kadar da sanat üretmiştir. Mülkiye bizim, her birimizin kimliğimizin oluşturucu mekanlarından biridir dedi. Törende, yazar Ayla Kutlu da Yaşamımızda Mülkiye İmgesi başlıklı bir konferans sundu. Mülkiye Marşı nın, duygularını tsunami dalgaları gibi kabarttığını söyleyen Ayla Kutlu, Mülkiye nin bir kıymet olduğunu, çok değerli bir kuyum olan insanı işlediğini, çok yararlı ağaçlar yetiştirmeyi amaç edilen bir bahçıvan gibi olduğunu kaydetti. İlk Sivil Yükseköğretim Kurumu 1962 yılı mezunları adına konuşan Prof. Dr. Ergun Türkcan ise 54 yıl önce Fakülteye girdiklerinde, 50. mezuniyet yılını kutlayacaklarını düşünmediklerini dile getirdi. Burasının, Türkiye nin ilk sivil yükseköğretim kurumu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ergun Türkcan, Atatürk ün adını koyduğu son derece az Osmanlı kurumundan biri olduğunu; Atatürk ün, Ankara ya Osmanlı üniversitelerini getirmediğini ama Mülkiyeyi getirip adını da bizzat kendisinin koyduğunu, bunun bir anlamı olduğunu kaydetti. ÖYP Koordinatörü Prof. Dr. Gülgün Kılcıgil: ÖYP de Mezunları Önde Öğretim Üyesi Yetiştirme Programıyla (ÖYP) Üniversitemize gelen Araştırma Görevlileriyle ilgili durum saptaması yapmak amacıyla Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Rektör Yardımcıları, ÖYP Koordinatörü Prof. Dr. Gülgün Kılcıgil ve Fakültelerin ÖYP temsilcilerinin katılımıyla 20 Aralık 2012 tarihinde Rektörlükte bir toplantı düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara Üniversitesi ne diğer üniversitelerden ÖYP kapsamında gelen Araştırma Görevlisi sayısını arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye nin, alanında önde, en nadide fakültelerinin Ankara Üniversitesi çatısı altında olduğunu ancak bu fakültelerin mekan sıkıntıları bulunduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Koşullarımızı mümkün olduğunca zorlayalım. Fakülteler olarak yüksek hedef koyun, yüksek hedefler bizi başarıya daha hızlı taşırlar dedi. ÖYP Koordinatörü Prof. Dr. Gülgün Kılcıgil de Mevcut durumda Üniversitemizde toplam 352 ÖYP Araştırma Görevlisi olduğunu belirterek, ÖYP kapsamında bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak yerleşen öğrenciler içinde mezunlarının birinci sırada olduğunu dile getirdi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sibel A. Özkan, ÖYP kapsamında danışman öğretim üyesinin de yurt dışına gidebildiğini ama bu kongre katılımının yalnızca öğrencinin çalışmasıyla ilgili olması gerektiğini ve mümkünse öğrenciyle birlikte yapılması gerektiğini anlattı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Karakütük de ÖYP yi tamamlayan Araştırma Görevlilerinin Yardımcı Doçent olarak atandığını, bunun için ÖYP deki Araştırma Görevlilerine öğretmenlik eğitimi verilmesi gerektiğini kaydetti. Fakülte ÖYP temsilcileri ise ÖYP ile gelen araştırma görevlilerinin seçiminde anabilim dallarının söz hakkı olmadığını, bu nedenle anabilim dallarının bu öğrenciler için hevesli olmadıklarını dile getirdiler. 3

4 Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş: OSTİM le İlişkileri Geliştirmek İstiyoruz OSTİM Başkanı Orhan Aydın, Üniversitelerle işbirliklerine her geçen gün daha çok ihtiyaçları olduğunu belirterek; Çünkü değişen dünya bize bunu dayatıyor; yoksa hayatta kalma şansımızı kaybedeceğiz dedi., üniversite-sanayi işbirliğini arttırma yönündeki girişimlerini sürdürüyor. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş başkanlığındaki öğretim üyelerimiz, 11 Aralık 2012 tarihinde Türkiye nin önde gelen işletmelerinin yer aldığı OSTİM i ziyaret etti. Değişik fakülte ve yüksekokullardan öğretim üyelerinin katıldığı ziyarette, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmenin yolları irdelendi. İlgi Alanlarımız Çakışıyor Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, OSTİM deki firmaların ilgi alanlarıyla Ankara Üniversitesi nin ilgi alanlarının birçok yerde çakıştığını söyledi. Üniversitemizin gelecekte yoğunlaşacağı alanlar içinde enerji, gıda ve sağlığın başta geldiğini belirten Prof. Dr. Erkan İbiş; Enerji Malzemeleri Bölümü nü seneye açıyoruz. Gıda ve yeraltı kaynakları da çok önemli bir uğraşı alanımız. Bu alanlarda çok güçlü kadrolarımız var ve biz daha da güçlenmek istiyoruz. Medikal alanda, aşı üretiminden malzeme üretimine kadar her konuda daha çok nasıl var olabilir, nasıl daha çok yol gösterebilir, nasıl daha çok fikir ve proje ortaya koyabilir diye düşünüyoruz ve beyin fırtınalarını kendi içimizde yapıyoruz. Çevre dostu projelerinizi görmek beni mutlu etti. Üniversitemiz dün de bugün de çevre dostudur ve çevre dostu üniversite olmaya devam edecektir dedi. İşbirliği İcraata Dönüşmeli OSTİM in Uluslararasılaşma bağlamındaki hedeflerinin yle örtüştüğünü, özellikle Afrika ya ekonomik, ticari, teknoloji transferi desteğini Afrika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi aracılığıyla verebileceklerini söyleyen Prof. Dr. Erkan İbiş, Üniversitemizin OSTİM in yardımcısı olacağını ama işbirliğinin mutlaka icraata dönüşmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Stajlarını Burada Yapabilirler OSTİM Başkanı Orhan Aydın da Üniversitelerle işbirliklerine her geçen gün daha çok ihtiyaçları olduğunu belirterek; Çünkü değişen dünya bize bunu dayatıyor; yoksa hayatta kalma şansımızı kaybedeceğiz. Ama üniversitelerimizden de biraz saha ve piyasa odaklı, işe dokunma odaklı bir değişim bekliyoruz dedi. öğrencilerinin staj ve bitirme tezleri için burada firma bulabileceklerini, kısmi zamanlı öğrenci çalıştırabileceklerini belirten Orhan Aydın; Güneşle ilgili bir projemiz var. Çevredeki işyerlerinin üstüne güneş paneli koyup enerji üretmeyi planlıyoruz. OSTİM in tüm çatılarını güneş santrali haline getireceğiz. Dışarıdan, şu malzemeyi nerede yaptırabiliriz diye soranlara cevap veren bir merkezimiz var. Türkiye nin şu anda fırlattığı uydunun birçok parçaları OSTİM de yapıldı. OSTİM in benzer örneklerinin dünyanın çeşitli yerlerinde kurulması çalışmalarımız var dedi. Neler Yapabiliriz? OSTİM le Ankara Üniversitesi arasındaki ilişkilerin nasıl geliştirilmesi ve hangi alanlarda çalışma yapılabileceğiyle ilgili de ziyarete katılan öğretim üyeleri fikirlerini söyledi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı, öğretim üyelerinin, firmaların sorunlarından ve taleplerinden haberdar olamadıklarını, işbirliği çalışmalarının küçük de olsa somut çalışmalarla başlayabileceğini ve böylelikle yaygınlaşabileceğini dile getirdi. GAMA Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ziya Telatar, Firmaların proje hazırlamak konusunda eksiklikleri olduğunu kaydetti. Biyoteknoloji Enstitüsü nden Doç. Dr. Duygu Özel Demiralp, Biyoteknolojik KİT lerin OSTİM de üretilebileceğini belirtti. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak, Ankara nın Tarım Teknoparkına ihtiyacı olduğunu, burada tarımsal üretime danışmanlık verilebileceğini, dünyada yeni üretilmeye başlanan enformatik traktörün bazı parçalarının yapılabileceğini ifade etti. Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doç. Dr. M. Emin Candansayar, 200 metrenin altında jeotermal sondaj yapacak cihazların üretilebileceğini, bu cihazların C sıcaklığa dayanıklı borularının olması gerektiğini vurguladı. Küçük İşletmecilik ve Girişimcilik Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Dilber Ulaş, Verecekleri eğitimlerle firmaların kredi başvurularını daha rahat yapabileceklerini anlattı. Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Niyazi Meriç de Nükleer bataryaların OSTİM de üretilebileceğini kaydetti. 4

5 Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan: Yayınlar Patent Başvurusuna Dönüşmüyor Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, 18 Aralık 2012 tarihinde Üniversitemizi ziyaret ederek, Üniversitemiz yöneticileri ve öğretim üyelerine Üniversitelerde Sınai Mülkiyet Bilgisinin Yaygınlaştırılması Projesi hakkında bilgi sundu. Avrupa ve Amerika da patent başvuruları içinde üniversitelerden yapılan başvuruların sayısının sürekli arttığını, bunun nedeninin de patentin sahibinin üniversite sayılmasını sağlayan ve Bayh-Dole yasası diye anılan yasaları çıkarmaları olduğunu belirten Prof. Dr. Habip Asan, Türkiye için de benzer bir yasa hazırladıklarını, yasanın şu anda Başbakanlıkta olduğunu, 2013 yılında çıkmasını beklediklerini söyledi. Bu yasanın, hak sahipliğini üniversiteye verdiğini ama buluşu yapan kişinin de belli oranda pay alacağını kaydeden Prof. Dr. Habip Asan, patent veri tabanlarının kullanımı konusunda üniversitelerde eğitim vermeyi planladıklarını belirterek; Üniversitelerin yayın sayısı dünyada 18. sırada. Ama bunların çoğu patent başvurusuna dönüşmüyor. Bunların çoğunun patente dönüşebileceğini düşünüyorum. Bazı hocalarımız, yaptığı şeyin ticarileşebileceğini sonradan fark ediyor ama bir başkası önceden bununla ilgili patent başvurusu yapmış olabiliyor dedi. Prof. Dr. Habip Asan, İnovasyonun realize edildiği bir üniversitenin, sadece parayı bilgiye dönüştüren değil, bilgiyi de paraya dönüştüren bir üniversite olduğunu sözlerine ekledi. TÖMER in Tescil Çalışmaları Son Aşamaya Geldi Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de Türkiye de patent elde etme konusundaki çalışmalara önem verilmesinden sonra bu sayının giderek arttığını, Üniversitemizde de 2009 yılında Patent Destek Birimi nin oluşturulduğunu söyledi. Prof. Dr. Erkan İbiş, Patent ve faydalı model başvurusunda 17 yılda yüzde 900 lük bir artış olmuş. Keza uluslararası patent başvurusu da Türkiye den 2007 de 359 iken 700 e çıkmış yani 5 yılda yüzde yüzlük bir artış olmuş, yine marka başvurusunda son 12 yılda yüzde 400 lük bir artış olmuş. Üniversitelerden uluslararası patent başvurusunda da artış olmuş te 30 tane, 2011 de 160 tane olmuş. Habip hocam, akılla üret, tescille kazan dedi. Biz de mutlaka akıl ve bilim ışığında üreteceğiz ve patent tescili ile kazanacağız dedi. Prof. Dr. Erkan ibiş, TÖMER in tesciliyle ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini de müjdeledi. Bilimde İyi Olmak Yeterli Olmuyor Üniversitemizin araştırmalardan sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı da Patent Enstitüsü yle güzel bir organik bağ oluşturabilmek amacıyla Üniversitemizin BAP biriminde bir öğretim üyesinin ve Patent Enstitüsü nde de öğretim üyelerine bilgi vermek üzere bir uzmanın olacağını, öğretim üyelerinin, patentle ilgili merak ettikleri konuları Patent Enstitüsü ndeki ilgili uzmana sorabileceklerini belirtti. Araştırmaların patente dönüşmesi konusunun, Türkiye de olduğu gibi Avrupa da da sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Ayhan Elmalı şunları söyledi: 2000 li yıllarda Avrupa, 6. ve 7. Çerçevenin olduğu dönemde, Biz bilimde çok iyiyiz ama bunu uygulamaya, ürüne, ticarileşmeye aktarmada ABD ya da Japonya yla karşılaştırdığımızda iyi değiliz konusunu tartışıyordu. 7. Çerçeve Programında, proje ortaklarına özel sektörü ve KOBİ leri katarak iyileşme konusunda çaba gösterdiler. Şimdi ise yılları arasında 7. Çerçeveden sonra uygulayacakları programın taslağını hazırlıyorlar. AB 2020 hedefini, Yenilikçi Avrupa olarak adlandırıyorlar. Buradaki argümanlardan bir tanesi de yenilikçi KOBİ ler. Patent sayısının artması için üniversite ile özel sektör arasında organik bağlar kurulması çok önemli. Bilimde iyi olmak yeterli olmuyor, bu bilgiyi bilinçli bir şekilde ürüne, patente, faydalı modele dönüştürebilmek gerekiyor. Fikri ve Sınai Haklar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arzu Oğuz da gelecek yıl patent konusunda tezsiz yüksek lisans programına başlayacakları bilgisini verdi. Prof. Dr. Habip Asan; Akılla üret, tescille kazan. 5

6 Çevre Dostu Üniversiteyiz Kimya Bölümü Zehirli Atıklardan Temizlendi Rektörlüğün, Tandoğan yerleşkesinde başlatmış olduğu çevre düzenleme, ağaçlandırma ve yeşillendirme gibi çevreci faaliyetlere bir yenisi eklendi. Kimya Bölümü nde, gerek yeni nesil analiz sistemleri ve gerekse geleneksel temel uygulamalardan çıkan artık kimyasallar, uzun süren titiz bir çalışma sonucunda özel bidonlara aktarılarak, mevzuatlara uygun şekilde yetkilendirilmiş firmalara teslim edilerek kampüsten uzaklaştırıldı. Tandoğan Kampüsümüzde bilimsel araştırmalarda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan, uzun yıllardır birikmiş olan kimyasal atıkların uzaklaştırılması, Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş in talebi üzerine Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuarı tarafından koordine edildi. Biyoteknoloji Enstitüsü, çalışanlarına ve öğrencilerine yıllardır Laboratuar Güvenliği eğitimi kapsamında bu konularda eğitim veriyor. Biyoteknoloji Enstitüsü aynı zamanda, bütün atık üreticileri gibi Üniversitelerin de uymakla yükümlü olduğu atık yönetimi ile ilgili mevzuatlara uygun şekilde kimyasal ve tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi ve hatta uygun olanların geri kazanımı için faaliyete geçtiği 2005 yılından bu yana bu konuda hassasiyet gösteriyor. Enstitü yetkilileri, tıpkı tıbbi atıklara uygulandığı gibi kimyasal atıklar için de kampüsler bazında merkezi toplama birimlerinin oluşturulması ve bu atıkların sağlıklı bir şekilde üniversite birimlerinden uzaklaştırılması gerekliliği üzerinde titizlikle duruyor. Uygun olmayan ortamlarda belirsiz sürelerle yapılacak atık kimyasal muhafazasının bu kaplarda meydana gelecek korozyonlar neticesinde insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerine, hiç arzu edilmese de er ya da geç maruz kalınabileceği Kimya Bölümü nde bulunan değişik birimlerin çalışmalarından doğan kimyasal atıklar; çalışanlar, öğrenciler ve çevre açısından oluşturduğu risk nedeniyle kampus alanından uzaklaştırıldı. Bölüm de, 1945 lerden kalan kimyasallar bulunuyordu. bildiriliyor. Söz konusu atıkların laboratuvar ve/veya binaların ortak giderlerine dökülmemesi, özel kimyasal taşıyıcılarında depolanması gerekliliğini bir kez daha hatırlatan Biyoteknoloji Enstitüsü uzmanları, bu konuda kampüsler genelinde bilgilendirme çalışması yapabileceklerini belirttiler. Arkeologlar, Beypazarı MYO Turizm Rehberliği Öğrencilerine Juliopolis Kazılarını Anlattılar Beypazarı nın yaklaşık 20 km batısındaki Çayırhan beldesinde dört yıldır sürdürülen Juliopolis nekropolü (mezarlığı) kazıları buluntularıyla ilgili Anadolu Medeniyetleri Müzesinden Ark. Mustafa Metin ve Ark. Okan Cinemre, Üniversitemiz Beypazarı Meslek Yüksekokulu Turizm Rehberliği öğrencilerimize 20 Aralık 2012 tarihinde sunum yaptı. Büyük ilgi gören sunumu yerel SRT televizyonu da Beypazarı nda yayımladı. Mezardan çıkarılan tıp ve diş hekimliği aletleri, süs eşyaları, göz yaşı şişeleri, kumaş ve ayakkabı kalıntıları ve sikkelerin görüntüleri yanında kazıları yürüten Ark. Mustafa Metin ve Okan Cinemre nin yorum ve tahminleri de büyük bir ilgi uyandırdı. Juliopolis ile ilgili daha geniş bilgiye aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir. 6

7 Üniversitemiz Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi nin Kuşaklararası Dayanışma Ziyaretleri Sürüyor Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM), Avrupa Birliği Aktif Yaşlanma ve Kuşaklararası Dayanışma yılı nedeniyle kuşaklararası dayanışma ziyaretlerini sürdürüyor. YAŞAM bu kez gençler ile birlikte Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezine 10 Aralık 2012 tarihinde Kuşaklararası Dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. Gençler ile olgun gençlerin buluştuğu ziyarette YAŞAM Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete, yaşlılığın yaşamın anlamının yeniden ERASMUS Temsilcileri Toplantısı keşfedildiği; yaşamla bütünleşmenin sağlandığı bir dönem olduğunu belirterek, aktif ve başarılı yaşlanmanın önemine dikkat çekti. Yaşlılığın bilgelik olduğunu; yaşlıların bilgi ve deneyimlerini gençlere aktarmalarının toplumsal ve kültürel bilincin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli hale geldiğini açıkladı. Ziyarette gençlerden Melda Diyapoğlu (Gitar), Tolga Taş (Gitar), Mehmet Doğdu (Cümbüş), Ogün Emre Özel (Bendir), Kevser Başkara (Solist) oluşan müzik grubu, yaşlıların keyifle dinledikleri bir konser sundu. ERASMUS Programıyla yurt dışına giden öğrencilere, nin geçmişte olduğu gibi yeniden maddi destek vermesinin yolları araştırılıyor... Üniversitemizin Fakülte, Yüksekokul, Konservatuvar ve Enstitülerinin Erasmus temsilcileri, 30 Kasım 2012 tarihinde Rektörlükte bir araya gelerek program kapsamında yaptıkları çalışmaları anlattı. Toplantıya katılan Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş, Erasmus kapsamında son 8 yıldır yıllık civarında öğrencinin yurt dışına gönderildiğini, bunun yeterli olmadığını belirterek, birim temsilcilerinden daha fazla tanıtım faaliyeti yapmalarını istedi. Üniversitenin öğrenci sayısının en az yüzde 5 inin her yıl bu programdan yararlanabilmesi hedefini işaret eden Prof. Dr. Erkan İbiş, buna göre nin her yıl 2 bin öğrenciyi Erasmus kapsamında yurt dışındaki üniversitelere gönderebilmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Erkan İbiş; Bunu başaracağımıza inanıyorum. Öğrencileri, hocaları, yöneticileri motive etmemiz gerekiyor. Sadece duyuru yapmak yetmiyor. Telefonla aramak, sık sık toplantılar yapmak, internetten duyurmak gerekiyor dedi. İkili anlaşmaları çoğaltmak gerektiğini de belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, bu konuda birim temsilcilerine çok görev düştüğünü, diğer üniversitelerin uygulamalarını da incelemek gerektiğini kaydetti. Erasmus programıyla yurt dışındaki üniversitelere giden öğrencilere geçmişte nin de bir miktar maddi destek verdiğini ama bunun ilerleyen yıllarda kaldırıldığını da anlatan Prof. Dr. Erkan İbiş, bunun yeniden ödenmesi için Maliye Bakanlığı ile görüşeceğini, Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı nın gelirlerinin artması durumunda bu ödemenin Vakıf tan yapılması yollarını da araştıracaklarını dile getirdi. Erasmus Koordinatörü Prof. Dr. Sibel Süzen de Erasmus programının, Üniversitemizin yurt dışındaki tanıtımı açısından da çok önemli olduğunu belirtti ve bunun için web sayfalarının daha göz alıcı hazırlanması gerektiğini vurguladı. Web sayfalarının, renkli ve her şeyi anlatan bir formatının olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sibel Süzen, birim temsilcilerinin, öğrencilerle ilgili duyuruları daha iyi yapabilmeleri için öğrenciler arasından da kendilerine birer yardımcı seçmelerini istedi. Prof. Dr. Sibel Süzen; Öğrencilerin yanı sıra öğretim elemanları da bu konuda cesaretlendirilmeli. öğrencilerle ayrı, öğretim elemanlarıyla ayrı toplantılar yapılıp Erasmus un önemi vurgulanmalı dedi. 7

8 Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi 11. Çalıştayı Üniversitemizde Yapıldı nin koordinatörlüğünde, Kalkınma Bakanlığının desteği ve 12 Üniversitenin işbirliği ile yürütülen Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM) projesinin 11. Çalıştayı ve 19. Proje Yönetim Kurulu toplantısı 30 Kasım-2 Aralık 2012 tarihleri arasında Üniversitemiz Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü nde 140 proje üyesinin ve yetkililerin katılımı ile gerçekleştirildi. Açılışta, 30 Kasım 2007 de Isparta da düşen uçakta hayatlarını kaybeden proje üyesi 6 öğretim üyesi ve görevlisi için bir de anma töreni düzenlendi. Projeyi Önemsiyoruz Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş Çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, bilime, teknolojiye ve eğitime önem vermeyen ülkelerin gelişemeyeceğini, parçalanıp yok olup gideceğini; bu bağlamda Cumhuriyetin ilk olan olarak bilimi, teknolojiyi, eğitimi, kültürü ve sanatı çok önemsediklerini belirtti. Türk Hızlandırıcı Merkezi nin çok önemli görevleri yerine getireceğine inandığını kaydeden Prof. Dr. Erkan İbiş; bu tür çalışmaların sadece fizik değil, enerjiden iletişime, savunmadan sağlığa, çevreden ulaşıma kadar birçok alanda kullanılabilir değerli bilgiler üreteceğini söyledi. nin projeyi önemsediğini ve destek sağladığını belirten Prof. Dr. Erkan İbiş; Bu çok büyük bir proje. Bütçesiyle, ekibiyle gerçekten bir üniversiteyi aşan bir proje. Biz her zaman öncülüğümüzü ve desteğimizi koruyacağız ama bu projenin sürdürülebilir olması için li yıllarda bugün hedeflediğimiz noktalara gelebilmemiz için hep birlikte yol haritasını ve atılacak adımların ne olduğunu iyi belirlememiz gerekir dedi. Hızlandırıcılar 300 Değişik Alanda Kullanılıyor Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Ömer Yavaş ise 2000 yılında Türk Hızlandırıcı Merkezi ni önerirken değişik boyutlarda tesisleri, dünyayla entegre olmayı ve çok kaliteli uzmanlar yetiştirmeyi ortaya koyduklarını söyledi. Prof. Dr. Ömer Yavaş; Bugün eğitimden güvenliğe, yaşam bilimlerinden akıllı malzemelere, enerjiye kadar yaklaşık 300 alanda hızlandırıcıların kullanıldığını görüyoruz. Biz istiyoruz ki bu jenerik teknolojileri hem Ar-Ge için hem teknoloji geliştirmek için ülkemizde de kullanalım. Neden jenerik, neden doğurgan teknoloji dediğin zaman peşine birçok teknolojiyi takıp sürükleyen bir olgu. Yani uzaya çıkacağım dediğin zaman salt olarak uzaya çıkmıyorsunuz, birçok alanda iyi olmanız gerekiyor dedi. Türk Fizik Derneği nden Doç. Dr. Ela Ganioğlu da Hızlandırıcı ve detektör teknolojileri hızla ilerlemekteyken, ülkemizde deneyimli ve bilgili genç bilim insanlarının yetişmesi ve uluslararası düzeyde bilim ve teknolojiye yapılacak olan katkılar göz önüne alındığında Ulusal Hızlandırıcı Merkezimizi kurmak üzere oluşturulan; nin yürütücülüğünü yaptığı Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi nin ne kadar önemli olduğu açıktır dedi. Temel Bilimlerin Yararı Anlaşılamadı Doğuş Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serkan Ali Çetin ise Türkiye de hala temel bilimlerin ne işe yaradığının anlaşılamadığını, öğretmen olamayacaksa fizikçi ne olur tartışmasının dışına çıkılamadığını söyledi. Prof. Dr. Serkan Ali Çetin; Salondaki gençler yarın öbür gün bu meslekte ne yapabileceklerinin maalesef garantisi altında değiller. Biz hala refah seviyemizi arttırabilmek için teknoloji geliştirmenin, yenilik bulabilmenin temelinde araştırma içgüdüsü olduğunu anlamadık diye konuştu. Teknolojide Son Kullanıcı Olmak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu SANAEM (Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi) Müdürü Dr. Ali Tanrıkut da Türkiye nin, bilim ve teknolojiyi kendi topraklarında üretme noktasında yetersiz kaldığını dile getirdi. Ali Tanrıkut; Sıfır noktasında değiliz. Pek çok şey yapılıyor, değişik sektörlerde atılımlar var ama maalesef dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığımızda bir yetersizlik söz konusu. Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi son derece iddialı bir projedir. Türkiye böyle bir projeyi yapmak ve böyle bir altyapıya sahip olmak durumundadır. Yoksa teknolojide son kullanıcı olmaktan öteye gidebilmemiz mümkün değildir. Çalıştayın son günü olan 2 Aralık 2012 de yapılan 19. Proje Yönetim Kurulu toplantısında sonuç olarak proje çalışmalarının geldiği nokta ve yol haritası detaylı olarak ele alındı. Proje çalışmalarının 2014 yılından başlayarak Ulusal Araştırma Merkezi çatısı altında devamı için halen projeye destek sağlayan Üniversitelere düşen görevler ve Türk Hızlandırıcı Merkezinin teknolojik, bilimsel ve toplumsal stratejisi ele alındı ve bu konuda 2013 yılında yapılacak çalışmalar planlandı. Toplantının sonunda, Proje Yönetim Kurulu nun, Türkiye nin CERN e Tam Üyeliğine Yönelik Görüşü de yayınlandı. Ülkemizin CERN den tam üyelik yoluyla sağlayacağı bilgi ve teknoloji transferine ek olarak edineceği tecrübe, THM nin kurulabilmesi için de olmazsa olmaz bir öneme sahiptir denildi. Konuyla ilgili detaylı bilgi için: 8

9 Üniversitemiz Rektörlüğü ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi nin (KAYAUM) düzenlediği 21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayı, 6-7 Aralık 2012 tarihleri arasında Rektörlük 100. Yıl Salonu nda gerçekleştirildi. Kurultayda, yeni yüzyılda bilimsel temele sahip planlama düşüncesinin, yeni yaklaşımların ve önerilerin görüşülmesi, teşviki ve bütün bunların süreklilik kazanması çalışmaları hedeflendi. KAYAUM Müdürü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen, Üniversitenin temel işlevinin eleştirel durmak olduğunu, geleceğin kurulmasına hizmet ettiğini belirterek, Bir ülkenin planlaması inanılmaz büyük zorluklar içeriyor. Kaldı ki öncelikle yönetici kademenin, kendi aklını kullanmayı öğrenmeleri Meslek Odalarından Temsilciler Katıldı Geçmişte ciddi bir planlama deneyimi yaşamış olan ülkemizde, bugün ortaya çıkan yeni gereksinmelerle akademik dünyada ve meslek alanlarında planlamanın önemini değerlendirmek için düzenlenen Kurultayda ilk olarak Enerji Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ın yönettiği ve EMO Enerji Birimi Koordinatörü gerekiyor. Başka hazır paket programları değil dedi. Aklın ve Aydınlanmanın Varisi Kurultay Başkanı Prof. Dr. Bilsay Kuruç da Aklın ve aydınlanmanın gerçek varisinin ancak üniversitelerde bulunabileceğini, Ankara Üniversitesi nin hakikaten aklın ve aydınlanmanın gerçek varisi olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Bilsay Kuruç; 20. yüzyıl bize göstermiştir ki bilim tesadüflerle değil, üniversite aklının planlı girişimleriyle ilerlemiştir ve hayal edilemeyen hedeflere bu sayede ulaşılabilmiştir. Şimdi önümüzdeki mesele 21. yüzyılda bunun varisi olmak. Yani yeni çağı kavramak, onun insanını hazırlayabilmenin adımını atabilmek. Bu bakımdan yeni yüzyılda piyasa mı plan mı gibi bir tartışmaya Olgun Sakarya, Makina Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ve Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir in konuşmacı olarak katıldığı Enerji Alanında Sorunlar ve Planlama başlıklı oturum düzenlendi. Etkinliğin öğleden sonraki kısmında Prof. Dr. Oktar Türel in yönettiği ve Dr. Serdar Şahinkaya, MMO dan Yavuz Bayülken ve Türkiye takılmadan insan aklının yaratıcılığına uygun başka hareket noktaları bulmak zorundayız. Çünkü planlamanın yeni ufuk açabilme niteliği, üzerinde en çok durmamız gereken şeydir. Planlama, zaten yapılabilecek olan işlerin bir sıraya konması değildir. Yapılamayacak olanları tasarlamak ve yapabilmenin yöntemini bulmak ve buradan ilerlemek, yapılamayacak olanları tasarlayabilmektir dedi. 21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayı Üniversitemizde Düzenlendi Bütün Amaç, Toplumun Yaşam Düzeyinin İyileştirilmesi Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Karakütük de Birinci beş yıllık sanayi planının 1933 yılında yürürlüğe girmesiyle Türkiye nin dünyada ikinci planlama yapan devlet olduğunu söyledi. Planlamanın bütün amacının, toplumun yaşam Kalkınma Bankası ndan Oktay Küçükkiremitçi nin yer aldığı Sanayi Alanında Sorunlar ve Planlama başlıklı oturum gerçekleştirildi. Etkinliğin ikinci gününde MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ın yönettiği ve Prof. Dr. Çağlar Güven, Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu ve Gazeteci- Yazar Aykut Göker in konuşmacı olarak yer aldığı Sanayi ve Enerjide Planlama İçin Kurumlaşma, Model ve Politika Önerileri düzeyinin iyileştirilmesi olduğunu, sosyal boyutunun ön planda olduğunu belirten Prof. Dr. Kasım Karakütük, şunları söyledi: Planlama yönetim sürecinin bir parçasıdır. Planlama yapmayan bir yönetim hangi hedefleri gerçekleştireceğini bilemeyecektir. Dolayısıyla planlama, yapılmak zorunda olan bir süreçtir. Devletin eğitim kurumları, kâr amacı güden kurumlar değildir. Kâr amacı güden kurumlar olmadığına göre orada nasıl bir piyasa anlayışıyla eğitimi planlayacağız sorusunun üzerinde iyi durulması gereklidir. Toplantılarda sonuç olarak, Türkiye nin sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, istihdam, sanayi ve enerji politikaları tartışılırken, planlı ekonominin, bir ülkenin kalkınmasındaki rolüne dikkat çekildi. başlıklı oturum yapıldı. Öğleden sonra ise TMMOB 34. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Kiper in yönetiminde Genel Değerlendirme başlıklı oturum düzenlendi. Bu oturum Prof. Dr. Sencer İmer, Türkiye Kalkınma Bankası ndan Oktay Küçükkiremitçi, MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ve Gazeteci-Yazar Mustafa Sönmez in katılımı ile gerçekleştirildi. 9

10 Kök Hücre Bağışçılarına Tükürükten Analiz Yöntemi Başladı Balkan Savaşlarının 100 üncü Yılı Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından 12 Aralık 2012 tarihinde Balkan Savaşları nın 100. yılı nedeniyle 100. Yılında Balkan Savaşları ( ): Hürriyet ve İtilaf-İttihad ve Terakki Çekişmelerinden Balkan Savaşlarına başlıklı bir panel düzenlendi. Gazi Üniversitesi Tarih Bölümünden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Reşat Genç in yönetiminde gerçekleşen panele Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih Bölümü nden Prof. Dr. Ömer Turan Balkan Savaşları Başlarken, DTCF Tarih Bölümü nden Prof. Dr. Hamiyet Sezer Feyzioğlu Anılarda Balkan Savaşları ve Gazi Üniversitesi nden Prof. Dr. Necdet Hayta Balkan Savaşlarını Bitirmeye Yönelik Barış Çabaları ve Büyük Devletler başlıklı konuşmalarıyla katıldı. Lösemi, lenfoma, talesemi, anemi, bağışıklık yetmezliği, kanser, kansızlık gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan uygun kök hücreyi bulmak için bağışçılara zorunlu olarak yapılan kan testi tarihe karışıyor. Tıp Fakültesi, kök hücre bağışı yapacaklardan kan alımını durdurup tükürük analiziyle DNA testi yapmaya başladı. Tıp Fakültesi Kordon Kanı Bankası ve Akraba Dışı Kordon Kanı Bankası Sorumlusu Prof. Dr. Meral Beksaç, tükürükle doku tiplendirmenin Türkiye de yeni yapılmaya başladığını belirterek; bunun için gereken tükürüğün Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi İç Hastalıkları Polikliği nde veya bu merkezden temin edilecek kitin posta yoluyla bile merkeze yollanmasıyla verilebileceğini kaydetti. 10 Romanya Büyükelçisinden Öğretim Görevlimize Şükran Diploması Romanya Büyükelçisi Radu Onofrei, Romen Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi İffet Tosun u Şükran Diploması ile onurlandırdı yılında kurulan ve bu yıl 150. yıldönümünü kutlamakta olan Romanya Dışişleri Bakanlığı nın kutlama etkinlikleri kapsamında Ankara Romanya Büyükelçiliği 17 Aralık 2012 tarihinde bir resepsiyon verdi. Bu yıl ilki düzenlenen ve Şükran günü adıyla gerçekleştirilen bu etkinlik kapsamında uluslararası ilişkilerde evrensel ve Romen değerlerin gelişmesine özel katkılarından dolayı Büyükelçi Radu Onofrei tarafından Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Romen Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi İffet Tosun a Romen Dışişleri Bakanı Titus Corlatean imzalı Şükran Diploması sunuldu. Resepsiyon, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrencileri ve akademik personeli, Ankara Üniversitesi nde Romen dil kurslarına devam eden öğrenciler, Romen-Türk Dostluk Derneği üyeleri, Erasmus değişim programı ile nde eğitim gören bazı yabancı öğrenciler ile AB Eğitim Programları Koordinatörü Prof. Dr. Sibel Süzen in katılımı ile gerçekleştirildi.

11 Tıpta Uygulama Hataları Sempozyumu Üniversitemiz Tıp Fakültesi nin, artık gelenekselleşen Tıpta Uygulama Hataları Sempozyumu nun dördüncüsü, 20 Aralık 2012 tarihinde İbn-i Sina Hastanesi nde gerçekleştirildi. Sempozyumda, Hekim Raporlarının Geçerliliği ve Güvenilirliği, Hekim Raporlarının Niteliği ve Onkoloji de Güncel Uygulama Hataları konulu paneller gerçekleştirildi. Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Bilge, performans ölçütü gereği 150 kadar hastanın muayene ve raporunun beklenilmesinin tıpta uygulama hataları riskini yükselttiğini söyledi. İş yerinde şiddete ve sonuçta tükenmişliğe yol açılmasının da sorunlardan olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar Bilge; Çalışma süresinin haftada 40 saati aşmaması ve tatil, dinlenme sürelerinin bulunması, çalışanın eğitim ve öğretimine de zaman ayırması çalışanların ihtiyaçlarındandır dedi. Hukuki Düzenlemeler Bilinmiyor Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Berahitdin Albayrak da tıpta uygulama hatalarının çok komplike bir olay olduğunu, işin etik, hukuki, tıbbi, eğitim ve yönetsel boyutları bulunduğunu söyledi. Cerrahide uygulama hatalarından kaynaklanan binde 8 lik bir ölüm olduğunu belirten Prof. Dr. Berahitdin Albayrak; Ülkemizin bütününde, tıbbi uygulama hatalarından kaynaklanan ölümler ve olayların bütünü bilinmiyor. Yerel anketlerde gözüme çarpan şöyle bir şey oldu. Hekimlerin yüzde 39 u aydınlatılmış onam almıyormuş. Hatta yüzde 57 si ülkemizde bu yöndeki hukuki düzenlemelerden haberdar değil dedi. Ankara 20. Asliye Hukuk Hakimi Adem Albayrak da eskiden az başvurulan bilirkişiliğe artık daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, çünkü davaların artık daha çetrefilli ve uzmanlık istediğini söyledi. Hakimlerin, hukuk dışında özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurduğunu anlatan Adem Albayrak, bilirkişi olarak görevlendirilen kişi mahkemeye gelmezse tutuklanabileceğini, ancak kişilerin belli koşullar altında bilirkişilikten çekilebileceğini dile getirdi. Kayseri Milletvekili İsmail Tamer de tıpta uygulama hatalarının, insan faktörü, kurum faktörü ve teknik faktörler olarak üç faktörden kaynaklanabileceğini kaydetti. Aile hekimliğinin gerçek anlamda henüz uygulanamadığını belirten Tamer, Hekim hatalarıyla ilgili sigorta sisteminin çıktığını da anlattı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Berahitdin Albayrak tan Fakülte,Y.O., Enstitü Sekreterlerine Binanızın İçinde Kalmayın, Çevreye Duyarlı Olun Üniversitemiz Fakülte, Yüksekokul ve Enstitü Sekreterleri, 20 Aralık 2012 tarihinde kendileri için Rektörlükte düzenlenen Yeni Yıl kutlaması kapsamında Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Berahitdin Albayrak, Prof. Dr. Ayhan Elmalı, Prof. Dr. Sibel A. Özkan ve Genel Sekreter Serpil Güner le bir araya gelerek birimlerinin sorunlarını dile getirdiler. Birimlerden yoğun olarak yeni personel talebinin geldiğini, bunların karşılanmasında sorunlar bulunduğunu belirten Prof. Dr. Berahitdin Albayrak, hizmetiçi eğitim programlarıyla mevcut personelin yeterliliklerinin arttırılacağını söyledi. Gölbaşı yerleşkesinin ulaşım sorunu için EGO ile görüşüldüğünü, araç sayısının arttırıldığını anlatan Prof. Dr. Berahitdin Albayrak, elektronik imzaya da kaosa neden olmamak için yoğunluğu göreli olarak daha düşük birimlerden başlanarak geçileceğini belirtti. Sekreterlerin birimleriyle ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Berahitdin Albayrak; 4271 idari personelimiz ve birçok yerleşkemiz var. Binanızın içinde kalmayın. Lütfen ortak alanlara dikkat edin. Bakım onarım konusunda sizlerin katkısı gerekiyor. Yemek sevkiyatı ve dağıtımını izleyin, yetersizlikleri bildirin. Güvenlik eksikliklerini tespit edin, kamera gerekiyorsa bildirin yerleştirelim. İdari personel çok mutsuz, onları motive edin. Bu konuda sizin katkınız yadsınamaz. İdari personelin hastanelerden yararlanması konusunda da biraz zamana ihtiyaç var. İdari personeli önemsememek diye bir şey kesinlikle yok dedi. 11

12 Dünya Felsefe Günü Üniversitemizde Kutlandı 12 Türkiye Felsefe Kurumu ve Üniversitemiz Eğitim Bilimleri Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen Günümüz Eğitim Sorunları Karşısında Felsefe konulu Dünya Felsefe Günü kutlaması 23 Kasım 2012 tarihinde Eğitim Bilimleri Fakültesi Hasan Âli Yücel Salonu nda gerçekleştirildi. Ece Kaptanoğlu nun piyano dinletisiyle başlayan etkinlikte Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Bıkmaz ve Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş birer konuşma yaptı. Prof. Dr. Erkan İbiş, Felsefe eğitiminin önemli olduğunu, bu eğitimin uygulanma alanının da üniversiteler olduğunu söyledi. Prof. Dr. Erkan İbiş; Üniversiteler bilimin sanatın, kültürün ve felsefenin buluştuğu ve bunların insanlık için bilgi ürettiği, yöntem ortaya koyduğu bilgi ve bilim yuvalarıdır. Üniversitelerde Dünya Felsefe Günü Paneli Beden Üzerine Dünya Felsefe Günü etkinlikleri çerçevesinde Felsefe Bölümü ve Felsefe Topluluğu işbirliği ile Beden Üzerine başlıklı panel düzenlendi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Işıl Bayar Bravo nun oturum başkanlığını yaptığı panele konuşmacı olarak DTCF Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sabri Büyükdüvenci, Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Direk ve ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam katıldı. Felsefe tarihi boyunca ele alınan ruh mu bedenin hapishanesidir yoksa beden mi ruhun hapishanesidir sorusu bağlamında beden konusu tartışılarak oturum başladı. Bedenin bir özne olarak ele alınmasının fenomenoloji geleneği içinde izi sürüldü. Bedenin kullanılma yetkisi var mıdır, bu yetki kime aittir; devlete mi, öteki bedenlere mi yoksa kişinin kendisine mi? soruları bağlamında konu tartışıldı. Bedenin, kişinin kendisi veya iktidar odakları tarafından kullanılmasının bedenin organsızlaştırılması olarak değerlendirilebileceği ifade edildi. Bedenin organsızlaştırılması bakış açısına alternatif olarak bedenin organlı, mekanik bir organizma olup olmadığı fikri filozoflara dayandırılarak ele alındı. sadece felsefe dersi vermekle kalınmamalı aynı zamanda felsefi düşünce ve felsefi bakış açısı mutlaka öğretilmelidir dedi. Felsefe Eğitiminin Önemi Dünya Felsefe Günü nedeniyle, Türkiye Felsefe Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Harun Tepe nin yönettiği, Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Demirdöven ve Üniversitemiz Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Felsefesi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. H. Haluk Erdem in konuşmacı olduğu açıkoturum düzenlendi. Açıkoturumda konuşmacılar felsefenin eğitim için günümüzdeki önemine dikkat çektiler. Mesajlar 50 Yıl Sonra Açılacak Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi, 2012 yılı Dünya Felsefe Günü nedeniyle bir mesaj gönderdi. Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi mesajında şunları söyledi: UNESCO, paydaşlarına, bu yılın kutlamaları için yapacakları diğer etkinlikler yanında, çocuklara ve gençlere yönelik bir etkinlik de yapmalarını önermiş bulunuyor. Önerilen çalışma, şu andaki çocukların ve gençlerin, dünya problemleri karşısında özlemlerini dile getirecekleri bir tartışmanın düzenlenmesi ve bu tartışma sırasında oluşacak Yarınki Dünya için Nasıl bir Gelecek? istediklerine ilişkin düşündüklerini kapsayan metinlerin hazırlanmasıdır. Hazırlanan felsefî mesajlar tartışmalara katılanların adlarını ve imzalarını taşıyacak. Metinler bir kapsülün içinde saklanacak ve bu kapsüller 50 yıl sonra de-, bu projeye katılan kuruluşların düzenleyecekleri bir etkinlikle, çocuklar ve gençler tarafından açılacak ( ) Bunun için felsefe öğretmenlerine ve Üniversitelerimizin Felsefe Bölümlerinin yöneticilerine sesleniyorum: Bu projeye katılmak istiyorsanız, öğrencilerinizin 50 yıl sonra nasıl bir dünya görmek istediklerine ilişkin düşüncelerini tartışmalarına, sonra da bunun sonuçlarını kapsayan bir metin hazırlamalarına önderlik eder misiniz?. Bir Dünya İstiyorum Ankara Anadolu Lisesi öğrencilerinden Büşra Dedeoğlu nun 2062 projesi için kaleme aldığı Bir Dünya İstiyorum başlıklı yazısı da etkinlikte okundu. Yazının bir bölümünde şunlar aktarılıyor: İnsanın insan olduğunu unutmadığı bir dünya istiyorum! Hırsların olmadığı, insani duyguların kaldığı bir dünya Paranın hüküm sürmediği, komşuluk, arkadaşlık ilişkilerinin olduğu

13 Artvin li Öğrenciler Eczacılık Fakültesi nde Artvin Anadolu Öğretmen Lisesi son sınıf öğrencileri 28 Kasım 2012 tarihinde Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi ni ziyaret etti. Artvin Anadolu Öğretmen Lisesi Müdür Yardımcısı Rifat Ceylani ve Ebru Saygın ile rehber öğretmen Muhammet Akpınar eşliğinde gerçekleştirilen geziye Ankara daki Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği rehberlik yaptı. Gezide Fakültenin bölümleri, olanakları, istihdam imkanları ile ilgili bilgiler verildi. Öğretmenler, Eczacılık Fakültesi ne yaptıkları gezinin, öğrencilere hem Eczacılık Fakültesi olanaklarının tanıtılması hem de sınav motivasyonlarının yükseltilmesi açısından çok yararlı olduğunu bildirdiler. Andes Üniversitesi Rektörü Üniversitemizin Konuğuydu Türkiye deki Kolombiya Büyükelçiliği ve Üniversitemiz Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (LAMER) işbirliği ile düzenlenen etkinlik kapsamında, Kolombiya Andes Üniversitesi Rektörü Pablo Navas, 7 Kasım 2012 tarihinde Üniversitemizi ziyaret ederek, 100. Yıl Konferans Salonu nda Latin Amerika da Kolombiya ve Dünyada Latin Amerika: Sorunlar ve Olasılıklar konulu bir konferans verdi. Konferansa, Kolombiya Büyükelçisi Fernando Panesso Serna, Meksika Büyükelçisi Jaime Garcia Amaral, Küba Büyükelçisi Jorge Quesada Concepcion, Portekiz Büyükelçisi Jorge Cabral ile çeşitli fakültelerden pek çok akademisyen ve öğrenci de katıldı. Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren LAMER Müdürü Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu, Andes Üniversitesi nin Kolombiya yükseköğretim sistemindeki kendine özgü yerine değinerek, bir özel üniversite olarak Andes Üniversite nin fakülte ve öğrenci sayıları itibariyle ile karşılaştırılabilir büyüklük ve önemde olduğunu vurguladı ve iki üniversite arasında geliştirilebilecek akademik işbirliği olanaklarına dikkat çekti. Andes Üniversitesi Rektörü Pablo Navas, Kolombiyalılar olarak Türkiye hakkında fazla bir bilgi birikimlerinin olmadığını, ancak bu tür organizasyonlarla bu açığın kapatılabileceğini belirtti. Latin Amerika kıtasının genel tarihini, İstanbul un tarihi ile kıyaslamalı olarak anlatarak, bu kıta içerisinde Kolombiya nın bulunduğu yere coğrafi ve demografik özellikler itibariyle değindi. Pablo Navas, GSMH, enflasyon, yoksulluk, istihdam, orta sınıfların durumu, yabancı yatırımlar, iç ve dış ticaret gibi ekonomik konularda Türkiye nin ve Kolombiya nın istatistiksel verilerini, grafikler üzerinde karşılaştırmalı bir şekilde açıklayarak bu iki ülkenin Latin Amerika ekonomileri arasında tuttuğu yeri anlattı. Türkiye nin Kolombiya ya göre kimi ekonomik konularda görece ileride olduğunu, ancak Kolombiya nın orta ölçekli bir ekonomi olarak hem bölgede hem de uluslararası alanda iktisadi anlamda ivme kazandığını anlattı. Kolombiya da toplumsal bir sorun olan şiddetin giderek azaldığını belirterek, bunun ülke ve bölge güvenliği açısından önemine dikkat çekti. Bayındır Hastaneleri Bilim Ödülü, Öğretim Üyemizin Bayındır Sağlık Grubu tarafından, tıp alanındaki seçkin araştırma, çalışma ve hizmetleri kamuoyuna duyurmak ve bilimsel çalışmaları teşvik etmek amacıyla düzenlenen 13. Bayındır Hastaneleri Tıp Ödülleri sahiplerine sunuldu. Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cihan Yurdaydın a viral hepatit, hepatik ensefolopati ve karaciğer hastalıklarının ekstrahepatik manifestasyonlar konusunda yaptığı çalışmalar nedeniyle Bilim Ödülü verildi. 13

14 İLEF e İki Ödül Aydın Doğan Vakfı nın düzenlediği 24 üncü Genç İletişimciler Yarışması nda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. 31 üniversitenin iletişim fakültelerinden öğrencilerin 1163 çalışma ile katıldığı yarışmanın Basın Reklamı kategorisinde Üniversitemiz İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencilerinden Ümit Aydın Lipton Yeşil Çay adlı çalışmasıyla ikincilik ödülünü; Radyo Reklam Metni kategorisinde de Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Cem Etyemez, Dilara Egin ve Hüseyin Gündüz Sakın Gelme adlı çalışmalarıyla ikincilik ödülünü kazandı. Hungaroloji Ab.D. Başkanı Prof. Dr. Naciye Güngörmüş e Macar Devlet Liyakat Nişanı Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Hungaroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Naciye Güngörmüş e Macaristan Cumhuriyeti şövalye liyakat nişanı verildi. Liyakat Nişanı, 23 Kasım 2012 tarihinde Macaristan Büyükelçiliği Rezidansında düzenlenen özel bir törenle Macaristan Cumhurbaşkanı adına Büyükelçi János Hóvári tarafından sunuldu. Prof. Dr. Naciye Güngörmüş e bu nişan, DTCF Hungaroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Başkanı olarak eğitimöğretim faaliyetlerine katkıları, bugüne kadar yapmış olduğu bilimsel çalışmaları ve yayınları, çeviri çalışmaları yanı sıra ayrıca Türk-Macar eğitim ve kültür ilişkilerinin geliştirilmesine olan katkıları nedeniyle verildi. Liyakat Nişanı, Macar Devleti nin bilim, kültür, sanat ve diğer alanlarda çalışanlara kendi alanlarında yaptıkları örnek çalışma ve tutumlarının bir takdiri olarak Başbakan veya kabine üyesi bir Bakanın önerisi ile Cumhurbaşkanı na teklif edilen ve Macar Devlet Başkanı nın onaylamasıyla sivillere verilen en yüksek devlet liyakat nişanı olma özelliğini taşıyor. Nişan takdim törenine Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, DTCF Dekanı Prof. Dr. Rahmi Er, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Özçağlar, Hungaroloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri de katıldı. Macaristan Elçisi nden Kitap Bağışı Macaristan Büyükelçisi János Hóvári, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Hungaroloji Anabilim Dalı nın eğitim öğretim faaliyetlerinde kullanılmak üzere çok sayıda kitap bağışladı. Hungaroloji Anabilim Dalı nda 21 Kasım 2012 tarihinde öğrenciler, öğretim üyeleri, Macar Türkolog ve aynı zamanda Macaristan ın Ankara Büyükelçisi olan Dr. János Hóvári ile Macar-Türk Dostluk Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden Tibor F. Tóth ve DTCF Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Özçağlar ın da katılımıyla kitap tanıtma etkinliği düzenlendi. Kitap tanıtma etkinliğinde Magyar-Török Baráti Társaság ın yayınları arasında yer alan János Hóvári nin yazmış olduğu Türk-Macar ilişkilerinin önemli bir kesitinden söz eden Rodostói emlékek és tanulságok & Beszédes Kálmán-Rodostó magyar képírója adlı kitabı Büyükelçi J. Hóvári tanıttı. Mkes Kelemen Rodostó magyar krónikása/tekirdağ Tarihinin Macar Yazarı Kelemen Mikes/ adlı eser ve Derneğin diğer akademi yayınları hakkında da yayın sorumlusu Tibor F. Tóth bilgi verdi. 14

15 Macaristan ın Ankara Büyükelçisi János Hóvári den Konferans Lale Devrinde Macar Mülteciler Macaristan ın Ankara Büyükelçisi Janos Hovari, Üniversitemiz Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü tarafından 21 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen etkinlikle Lale Devrinde Macar Mülteciler konulu bir konferans sundu. Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Berahitdin Albayrak, Macar Türk dostluğunun tarihsel serüveniyle ilgili çok sayıda gerçeğin olduğunu, ancak Türk Macar ilişkileri dendiğinde akla gelen kişilerden birinin de İbrahim Müteferrika olduğunu söyledi. Prof. Politik Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi nden Şiddet ve Terör Paneli Politik Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi nin (POLPAUM) düzenlediği Şiddet ve Terör konulu panel, 26 Kasım 2012 tarihinde Rektörlük 100. Yıl Salonu nda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kasım Karakütük ve Merkez Müdürü Prof. Dr. Abdülkadir Çevik in yaptığı panelde Politik Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi nden Dr. Rifat S. İlhan, Doç. Dr. Ayşegül Yılmaz Özpolat, Doç. Dr. Tuğba Özel Kızıl, Yrd. Doç. Dr. B. Senem Çevik- Ersaydı ve Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Özeren konu ile ilgili bilgi ve görüşlerini sundu. Dr. Rifat S. İlhan Şiddetin Psikodinamik Etiyolojisi ve Kimlik adlı sunumunda bireylerin ve grupların gelişimlerindeki kritik süreçlere, bu Dr. Berahitdin Albayrak, İbrahim Müteferrika Osmanlı da matbaayı kuran kişidir. Bu yönüyle onu hepimiz biliriz. Macar asıllı bir Osmanlıdır. İbrahim Müteferrika 1723 te kurduğu matbaasıyla lugatlar, tarih kitapları basmış, dini kitaplar hariç birçok kitap basmıştır. Ama Katip Çelebi nin Cihannüma adlı eserine ek yapmış ve Kopernik Devrimini anlatmıştır te yayımlanan Kopernik in eserini 1732 lerde basmış ve dolayısıyla lale devrinde bir Macar asıllı Osmanlı, Anadolu daki süreçlerin grup kimliği ve grup liderlerinin, özellikle kötücül narsisistik liderlerin etkisine vurgu yaptı, şiddetin önlenmesinde gelişim sürecinin bilinmesine dikkat çekti. Doç. Dr. Ayşegül Yılmaz Özpolat, ötekileştirme ve düşman algısı arasındaki ilişkiye ve bunun terörle olan ilişkisine odaklanırken Doç. Dr. Tuğba Özel Kızıl terör, terörizm tanımları ve politik psikoloji ile olan bağlantısına değindi. Doç. Dr. Süleyman Özeren, Teröristin Kararında Aile, Birey ve Örgütün Rolü isimli sunuşunda, Türkiye de faaliyet gösteren terör örgütüne dair yapılmış araştırma verileri üzerinden terör-aile aydınlanmanın temelini oluşturan şahsiyetlerden birisi olmuştur dedi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Er de Prof. Dr. János Hóvári nin bir tarihçi ve bir Türkolog olduğunu söyledi. DTCF Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Kurt ise Macaristan ilişkisini, örgüte katılımı etkileyen faktörleri, örgütün suça itmedeki taktiklerini dinleyicilerle paylaşmasının yanında terörist ve terörün algılanış biçimi ile gerçekler arasındaki farkın tartışılması gerektiğini vurguladı. Yrd. Doç. Dr B. Senem Çevik Ersaydı, terör ve medya arasındaki bağımlılık ilişkisine ve terör olaylarının medyada yer alış biçimine tartışmacı bir yaklaşım ile yer verdiği sunumunda, konuya dair çözüm önerilerinde bulundu. Soru-cevap kısmında, Türkiye deki terör sorununa yapıcı çözüm önerileri getirildi ve bu konuda daha geniş bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. Osmanlı ilişkileri Osmanlı tarihi boyunca devam etmiş ve çoğu zaman iyi ilişkilere vesile olmuştur. Sayın Büyükelçinin anlatacağı Macar Mülteciler ise Osmanlı tarihinin en ilginç konularından birisidir. Yıllarca burada kalmışlar, burada ölmüşler, sonra da Macarlar onların mezarını götürmüştür dedi. Türkiye İş Kurumu yla Protokol Dünya Bankası İstihdam ve Eğitim Proje Koordinasyon Birimi nce satın alınarak Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ne verilen ve bir süredir Üniversitemiz Basımevi nde kullanılan iki renkli ofset baskı makinası ile kağıt kesme makinasının önümüzdeki beş yıl daha tarafından kullanılması ile ilgili işbirliği protokolü imzalandı. 18 Aralık 2012 tarihinde Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Nusret Yazıcı tarafından imzalanan işbirliği protokolüne göre, Ankara Üniversitesi Basımevi, baskı makinalarının kullanımına karşılık, Türkiye İş Kurumu nun belli bir miktar baskısını, ücret almadan yapacak. 15

16 Geliştirme Vakfı İlköğretim Okulu ndan Hititleri Tanıyalım Projesi Hititleri Tanıyalım projesi, Sosyal Bilgiler, Görsel Sanatlar ve Teknoloji Tasarım öğretmenlerinin işbirliğiyle yürütülüyor. Proje kapsamında öğrenciler Boğazköy, Alacahöyük ve Çorum Müzesi ne gitti. Geliştirme Vakfı Özel Okulları 6. sınıf Sosyal Bilgiler dersinde öğrencilere Anadolu ve Mezopotamya da yaşamış ilkçağ uygarlıkları öğretiliyor. Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri yerinde görmelerini ve gerekli incelemeler yaparak öğrendikleri bilgileri içselleştirmelerini sağlamak amacıyla Hititleri Tanıyalım projesi başlatıldı. Proje, Sosyal Bilgiler, Görsel Sanatlar ve Teknoloji Tasarım öğretmenlerinin işbirliği ile yürütülüyor. Proje birkaç aşamadan oluşuyor. Projenin birinci aşamasında 6. sınıf öğrencilerine, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Tunç Sipahi tarafından Arkeoloji ve Anadolu daki Eski Yerleşim Yerleri hakkında konferans verildi. Aynı gün okul bahçesinde kurulan arkeoloji çadırında arkeoloji kazılarında kullanılan malzemeler ile kazılarda çıkarılan tarihi nesneler tanıtıldı. Projenin ikinci aşamasında öğrencilerle Anadolu Medeniyetleri Müzesi ne gidildi. Bu gezi sırasında öğrencilere rehberlik eden Doç. Dr. Tunç Sipahi, müzedeki eserler hakkında bilgi verdi. İlkçağ Uygarlıklarına ait eserleri inceleyen öğrenciler, müzede drama, resim çizme gibi çeşitli etkinliklerde bulundular. Projenin üçüncü aşamasında da gönüllü öğrenci ve velilerin katılımıyla Kasım 2012 tarihlerinde Boğazköy, Alacahöyük, Çorum Müzesi ne eğitim amaçlı gezi düzenlendi. Doç. Dr. Tunç Sipahi öğrencilere eşlik ederek, bilgilerini paylaştı. Öğrenciler, derste öğrendikleri bilgileri yerinde görmenin heyecanını yaşadı ve müzede kil çalışması, Hititlere ait takı tasarımı gibi çeşitli eğitsel etkinlikler yaparak bilgilerini içselleştirdi. Projenin diğer aşamaları okulda yapılan etkinliklerle devam edecek. Ziraat Fakültesi ile Beypazarı nda İşbirliği Olanakları Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ve Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ramazan Öztürk ile Prof. Dr. Halit Apaydın 3 Aralık 2012 tarihinde Üniversitemiz Beypazarı Meslek Yüksekokulu nu ziyaret etti. Konuklara, Beypazarı nda tarım işletmelerinin güncel durumu hakkında bilgi verildi. Beypazarı ndaki tarım işletmelerinden özellikle gıda kurutma işletmelerin Ziraat Fakültemizden nasıl yararlanabileceği konusu görüşüldü. Nallıhan yolu üzerinde Fasıl mevkiindeki Bey Fide işletmesini ziyaret eden konuklara işletme ortaklarından Zir. Müh. Saffet Soykan, fide yetiştirme ve pazarlama sürecini anlattı. Çevre il ve ilçelere sipariş üzerine fide üretip teslim ettiklerini belirten Soykan, bahar ve yaz mevsiminde 40 kadar personelle çalıştıklarını söyledi. Saffet Soykan Ziraat Fakültesi nin yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin deneyleri için fide yetiştirebileceklerini, Ziraat Fakültesi ile araştırma ve geliştirmede işbirliği yapmaktan, özellikle tohum hususunda çalışmaktan mutluluk duyacaklarını söyledi; stajyer öğrenci de kabul edeceklerini belirtti. 16

17 Atatürk ün Ankara ya Gelişi nin 93. Yıldönümü ve Emekli Öğretim Üyelerimiz İçin Anı Belgesi Töreni Ankara, ve Aidiyet Üniversitemiz Rektörlüğü, Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün Ankara ya gelişinin 93. yıldönümü dolayısıyla 27 Aralık 2012 tarihinde Ankara, ve Aidiyet konulu bir etkinlik gerçekleştirdi. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü ve Devlet Konservatuvarı nın Türkiye Cumhuriyeti- Ezgilerin Cumhuriyeti adlı Müzik Dinletisi-Tarih Anlatısı nı gerçekleştirdiği etkinlikte, Ceddin Deden marşından başlayıp, Çanakkale, Sarıkamış, Sakarya Savaşları gibi Osmanlı Devleti nin son ve Türkiye Cumhuriyeti nin ilk yıllarında yaşanan geçiş dönemlerini anlatan türküler sunuldu. Müzik Dinletisi- Tarih Anlatısı Slaytlar eşliğinde ve dramatik bir anlatımın ardından seslendirilen türküler, etkinliğe katılan öğretim üyelerine hüzünlü anlar yaşattı. Metin ve kurgusu Prof. Dr. Temuçin Faik Ertan a, anlatıları Dr. Necdet Aysal ve Çiğdem Cihangir a ait olan etkinlikte Demet Gürhan (Soprano), Asu Karanfil (Alto), Sırrı Ali Talay (Tenor), Prof. Dr. Hasan Yener (Bariton) solist olarak yer aldı. Dr. Hepşen Okan ve Elif Berrak Tosun piyanoyla, Çağlar Uysal da flütle eşlik etti. Müzik Dinletisi-Tarih Anlatısı nın ardından da son bir yılda Üniversitemizden emekli olan öğretim üyelerine anı belgesi ve birer armağan sunuldu. Ankara, İstanbul Yönetimine Baş Kaldıran İlklerden Olmuştur Törende bir konuşma yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün Ankara ya sade bir vatandaş gibi ve boynunda idam fermanıyla, halkın coşkulu gösterileri ve tezahüratları arasında geldiğini belirterek şunları söyledi: Çevresindeki insanlara soruyor, buraya neden toplandınız arkadaşlar diye. Oradan hep birlikte bir cevap geliyor. Millet yolunda can vermeye geldik. O da, fikrinizde sabit misiniz diye soruyor. Cevap; Andolsun. Milli mücadelenin fitilleri bana göre burada ateşlenmiş oluyor. Mustafa Kemal Atatürk Ankara yı değişik nedenlerle seçmiş, çünkü Ankara, İstanbul yönetimine baş kaldıran ilklerden olmuş. İstanbul un yönetimini tanımayan, kurtuluş kavgamızın verilmesi gerektiğine inanan bir kent olmuş. Ya istiklal ya ölüm talimatını Ankara dan veren büyük Atatürk, bu mücadeleyi de yine Ankara da başarıyla sonlandırmıştır. Ve arkasından da Ankara ya vefasını, Ankara yı başkent yaparak, Türkiye Cumhuriyeti nin merkezi yaparak göstermiştir. Bilim İnsanlığından Emekli Olunmaz Emekli öğretim üyeleri için düzenlenen tören hakkında da duygularını dile getiren Prof. Dr. Erkan İbiş, Törenlerin; sevginin, saygının, vefanın beşiği olduğunu; kendisinin de içinde olduğu çok sayıda Ankara Üniversiteli nin törenleri önemsediğini ve bu törenlerin daha güçlü oluşması için ellerinden gelen çabaları ortaya koyduklarını söyledi. Emekli olmuş öğretim üyelerini kutlayan Prof. Dr. Erkan İbiş, bilim insanlığından emekli olunamayacağını da belirterek, Bundan sonra da Üniversitemize, bilim dünyasına aynı heyecanla, aynı özveriyle katkılarının devam edeceğine inanıyorum dedi. Emekli öğretim üyeleri adına bir konuşma yapan Mühendislik Fakültesi nden Prof. Dr. Rahim Çelik Tarımcı da öğrenciliğinden bugüne Üniversitemizin geçirdiği değişiklikleri anlattı yılında öğrenci olarak geldim. O zaman, ne geldik demiyorduk. Sadece kayıt olduğumuz fakülteyi tanıyorduk diyen Prof. Dr. Rahim Çelik Tarımcı, Üniversitedeki öğrencilerin bir araya geldiği tek ortam olduğunu düşünebileceğimiz yer, Fen Fakültesi bünyesinde yürütülen FKB isimli yani Fizik, Kimya, Biyoloji, eğitiminin verildiği dersti. Bu konulara ihtiyaç duyan fakültelerin öğrencileri buraya geliyorlardı. O zaman biz başka fakültelerin öğrencileri ile bir araya geliyorduk. Fen Fakültesi ndeki amfi de diğer fakültelerden gelen öğrencilerin birlikte ders aldığı ve birbiriyle sınırlı da olsa kaynaştığı yerdi dedi. Prof. Dr. Necdet Serin den başlayarak Rektörlerimizin, Üniversite kimliğinin oluşması yönünde önemli çalışmaları olduğunu belirten Prof. Dr. Rahim Çelik Tarımcı, Yeni Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş in de önemli katkıları olacağına inanıyorum dedi. 17

18 Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki 11 Köyden 400 Çiftçiye Damla ve Yağmurlama Sulama Eğitimleri Vereceğiz Su Yönetimi Enstitüsü, su kaynaklarının miktar ve kalitesi açısından çok sıkıntılı olan Gölbaşı bölgesinde mevcut su kaynaklarının sulamada ve evsel tüketimde etkin kullanımının sağlanması ve çatı su hasadı ile yağmur suyundan yararlanılması amacıyla bir proje hazırladı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)-EVERY DROP MATTERS tarafından desteklenen Gölbaşı Bölgesinde Etkin Su Kullanımı ve Yağmur Suyu Hasadı ile İklim Değişikliğine Adaptasyonun Sağlanması projesi kapsamında bir yıl süreyle Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki 11 köyden, aralarında kadınların da yer alacağı yaklaşık 400 çiftçiye, damla ve yağmurlama sulama konularında eğitim verilecek. Yine Gölbaşı ve köylerinde çalışan yaklaşık 40 mühendis ve teknik elemana da eğitimler verilecek; köylerde de çocukların da içinde olduğu ailelere evde etkin su kullanımı konusu anlatılacak. Eğitimlerle, ülkemizde sulama konusunda projeleme ve kullanım hatalarının azaltılmasına, etkin su kullanımına ve çiftçi gelirinin arttırılmasına katkı sağlanması amaçlanıyor. Proje İçin 16 Dekar Alan Tahsis Edildi Üniversitemiz Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Kodal ın yürütücülüğünde gerçekleştirilecek Proje kapsamında öncelikle Ziraat Fakültesi nin Dışkapı daki arazileri içinde bir demonstrasyon alanı oluşturularak çiftçi, teknik eleman ve mühendislerin eğitiminde kullanılacak otomatik meteoroloji istasyonu, örnek yağmurlama ve damla sulama sistemleri ve sulama otomasyonu kurulacak. Bununla ilgili Ziraat Fakültesi yerleşkesinde 6 parselde toplam 16 dekar alan projeye tahsis edildi. Bu alanlarda çim, sebze, meyve, bağ, tarla bitkilerinde damla ve yağmurlama sulama, toprakaltı damla sulama, lateral ve damlatıcı tipleri düşük basınçlı damla sulama, damla sulamada toprakta nem dağılımı, eğimin nem dağılımına etkisi gibi birçok konuda demonstrasyonlar kurulacak. Ayrıca, Bahçe Bitkileri Bölümü nce yeni kurulan Küçük Bahçıvanlar Okulu binasının çatısına yağmur suyu hasadı sistemi monte edilecek ve çatıdan toplanan ve filtre edilen suyun, tuvalet sifonunda ve bahçe-peyzaj alanlarının damla sulama sistemi ile kullanılmasına yönelik demonstrasyon yapılacak. Projeye Tarla Bitkileri Bölümü ile Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü de katkı sağlayacak. Merkez Kurulması Düşünülüyor Çiftçiler, teknik elemanlar ve mühendislere sulama prensipleri, sulama malzemeleri, sulama projeleri, sulama sistemlerinin işletilmesi, sulamada otomasyon kullanımı, sulama sistemlerinin bakım ve onarımı konularında eğitimler verilecek alanın ileride Sulama Eğitim ve Araştırma Merkezi haline getirilmesi planlanıyor. Büyüklüğü ve kapsamı açısından ülkemizde ilk ve tek olacak merkezde, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kurumların giderek artan eğitim talepleri de karşılanacak. Çiftçileri Konya da Sulama Fuarına da Götüreceğiz Prof. Dr. Süleyman Kodal projeyle ilgili şunları söyledi: 18

19 Projenin tanıtımı amacıyla 20 Aralık 2012 tarihinde Üniversitemizin Gölbaşı Yerleşkesi TÖMER Konferans Salonunda 100 ü aşkın kişinin katılımıyla bir toplantı yapıldı. Toplantıya Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı, Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Turhan Aküzüm, Every Drop Matters (Her Damla Değer Katar) Programı Yöneticisi Doç. Dr. Boğaçhan Benli ve UNDP Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Programı Yöneticisi Dr. Katalin Zaim konuşmacı olarak; nin birçok bölümünden öğretim üyeleri, Enstitü yetkilileri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Bakanlığa bağlı birçok kurum, Orman ve Su işleri Bakanlığı ve Bakanlığa ve bağlı kurumlar, Tarım Kredi Koop. Genel Müdürlüğü ve bağlı birimler, Gölbaşı Ziraat Odaları, Gölbaşı ilçesine bağlı muhtarlar, sulama firmaları katıldı. Proje kapsamında Nisan 2013 ve Eylül 2013 tarihlerinde toplantılar yapılacak. Türkiye de yüzey sulama çok kullanılıyor ama sulama randımanı düşük ve çeşitli sıkıntılar var. Projemiz kapsamında Ziraat Fakültesi Yerleşkesinde yapacağımız demonstrasyon alanında damla ve yağmurlama sulamanın her şeyini anlatacağız; bu sistemde kullanılan ekipman ve malzemelerle ilgili eğitim vereceğiz. Damla sulama, son teknoloji ve su tasarrufu daha yüksek olan bir sistem. Az suyla daha fazla alanı sulama şansınız var. Daha yüksek verim, daha az enerji gibi birçok avantajı var. Burada ağaç altı mikro yağmurlama, çim sulamasında kullanılan damla sulama, toprak altı damla sulama, patateste toprak altı damla sulama, çeşitli sebzelerde damla sulama, meyvelerde damla sulama, yağmurlama sulama, ağaç altı yağmurlama sulama demostrasyonları kurup çiftçileri eğiteceğiz. Proje kapsamında iki kez Konya ya teknik gezi düzenlenecek. Bu gezilere yaklaşık 80 çiftçiyi götüreceğiz. Konya da sulamayla ilgili iki fuarın gezilmesi, fuarın dışında Konya da sulamayla ilgili örnekleri göstereceğiz. Çiftçiler sulamayla ilgili uygulama alanlarını bu gezimizde bizzat görecekler. Çiftçiler bu eğitim gezisi süresince ulaşım-konaklama dâhil hiçbir ücret ödemeyecekler. Proje kapsamında çiftçilerin dışında Gölbaşı ilçe ve köylerinde çalışan yaklaşık 40 civarında ziraat mühendisi ve teknik elemana eğitim vereceğiz, ayrıca yaklaşık 100 kişiye de köylerde evsel su kullanımı eğitimi sunacağız. Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Atasoy Türk Mastifi nin (Malaklı) Ayrı Bir Köpek Irkı Olduğunu Kanıtladı Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Atasoy ve ekibi tarafından gerçekleştirilen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında, Türkiye nin Orta Anadolu bölgesinde yetiştirilen ve yörede Aksaray veya Orta Anadolu Malaklısı olarak tanınan Mastif tipi köpeklerin ayrı bir ırk olduğu genetik araştırmalarla da ortaya kondu. Proje kapsamında, Aksaray, Ankara, Nevşehir, Niğde, Afyonkarahisar, Şereflikoçhisar, Kulu ve Cihanbeyli bölgelerinde halk elinde yetiştirilen 77 si dişi ve 200 ü erkek olmak üzere toplam 277 Malaklı tipi köpekten canlı ağırlık, baş ve beden ölçüleri alınıp, vücut rengi, nişaneler, baş yapısı gibi özellikler belirlendi. Köpeklerden kan örnekleri alınarak genetik analizleri gerçekleştirildi. Yapılan genetik analizler sonucunda bu köpeklerin Kangal, Akbaş ve Kars çoban köpeklerinden genetik benzerlik bakımından ayrı bir grup oluşturduğu ve farklı bir ırk olabileceği belirlendi. Prof. Dr. Atasoy, Bu sonuçlarla genetik çeşitlilik bakımından zengin bir ülke olan Türkiye nin hayvan gen kaynaklarına yeni bir ırkı eklediklerini söyledi. Proje sonuçları ve Türk Mastifi ırkı köpeğin özellikleri ile ilgili detaylı bilgiler Prof. Dr. Fatih Atasoy tarafından, Türk Mastifi Köpeklerin Morfolojik ve Genetik Özelliklerinin Belirlenmesi ve Bu Köpeğin Tanıtılması adlı bir kitap olarak yayınlandı. 19

20 Mühendislik Fakültesi Manyetik Malzemeler Araştırma Grubunda Geliştirilen Malzemeye Dünya Patenti Mühendislik Fakültesi Manyetik Malzemeler Araştırma Grubu Laboratuvarlarında 2009 yılında geliştirilen (CoMn0.9Fe0.1Ge) malzemesi ile ilgili Dünya Patenti kabul edilerek 26 Temmuz 2012 tarihinde yayınlandı. Böylece, geliştirilen manyetik soğutucu malzemeyle ilgili buluş 115 ülkede koruma altına alındı. 20 Mühendislik Fakültemiz Manyetik Malzemeler Araştırma Grubu laboratuvarlarında 2009 yılında geliştirilen ve manyetik soğutma teknolojisi için büyük önem taşıyan malzeme (CoMn0.9Fe0.1Ge) ile ilgili dünya patenti yayınlandı (WIPO - WO 2012/ A1). Konu ile ilgili olarak Prof. Dr. Yalçın Elerman şunları söyledi: Son yıllarda dünya soğutma endüstrisinin Ar-Ge harcamalarının önemli bir kısmı, orta ve uzun vadede gaz sıkıştırmalı soğutma sistemlerinin yerine geçecek alternatif soğutma teknolojilerinin geliştirilmesine harcanmaktadır. Alternatif soğutma teknolojilerinden biri olan manyetik soğutma, yüksek verime sahip olmasının yanında, hem çevre konusundaki endişeleri yanıtlayan, hem de az enerji tüketen bir teknoloji olarak ön plana çıkmaktadır. Manyetik Malzemeler Araştırma Grubu (www. malzemebilimi..edu. tr) laboratuvarlarında, 2009 yılında en üstün manyetik soğutma özelliğine sahip olan CoMn0.9Fe0.1Ge kimyasal formüllü malzeme üretilmesi başarılmıştır. Bu malzemenin özelliklerinin geliştirilmesi için dünyanın önde gelen soğutucu firmalarından olan BOSCH-SIEMENS HAUSGERAETE GMBH - BSH firması ile anlaşmaya varılmıştır. BSH-Firmasının destekleri ile iki yıllık bir Ar-Ge projesi başarı ile tamamlanmıştır. Bu Ar-Ge çalışması sonunda CoMn0.9Fe0.1Ge malzemesinin manyetik soğutucu özellikleri %15 oranında arttırılmıştır. Dünya Patentimiz Yayınlandı BSH firması ile ortaklaşa yapmış olduğumuz dünya patenti başvurumuz kabul edilerek 26 Temmuz 2012 tarihinde yayınlanmıştır. Böylece, geliştirdiğimiz manyetik soğutucu malzemeyle ilgili buluşumuz, dünyadaki Prof. Dr. Yalçın Elerman Bilim Akademisi Asli Üyeliğine Seçildi Bilim akademisinin 24 Kasım 2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yalçın Elerman, yapılan bilimsel değerlendirmeler sonucunda oy birliği ile Bilim Akademisi üyeliğine seçildi. Doktorasını TÜBİTAK bursu ile 1978 yılında Fizik Mühendisliği Bölümü nde tamamlayan Prof. Dr. Yalçın Elerman, 1992 yılından itibaren aynı bölümde Katıhal Fiziği Profesörü olarak görev yapıyor. Alexander von Humboldt bursu, Avrupa bursu, Novartis Bilim Ödülü sahibi olan Prof. 115 ülkede koruma altına alınmıştır. Dr. Yalçın Elerman 2006 yılında Federal Almanya hükümetinin üstün liyakat nişanını kazandı. Prof. Dr. Yalçın Elerman ın, Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış 220 ve diğer dergilerde yayınlanmış 5 bilimsel makalesi bulunuyor.