Ýnönü Üniversitesi Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi Yýl:2011 Sayý 3

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ýnönü Üniversitesi Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi Yýl:2011 Sayý 3"

Transkript

1 Ýnönü Üniversitesi Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi Yýl:2011 Sayý 3 ANESTEZÝ TEKNÝKERLÝÐÝ ÇOCUK GELÝÞÝMÝ ECZANE HÝZMETLERÝ EVDE HASTA BAKIMI ÝLK VE ACÝL YARDIM TIBBÝ DOKÜMANTASYON VE SEKRETERLÝK TIBBÝ GÖRÜNTÜLEME TEKNÝLERÝ Ýnönü Üniversitesi Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi Yýl:2011 Sayý 3 http//: TIBBÝ LABORATUVAR TEKNÝKLERÝ

2 Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi Ġnönü Üniversitesi Adına Sahibi: Owner on behalf of Ġnönü University: Rektör Prof. Dr. Cemil ÇELĠK Editör/Editor: Doç.Dr.Aysun BAY KARABULUT Editör Yardımcıları/Assoc. Editors: Yrd. Doç. Dr. Z. Deniz YAKINCI Öğr. Grv. Remziye AYDIN Akademik DanıĢma Kurulu/Academic Advisory Board: Prof. Dr. Sevcan AKESĠ Prof. Dr. Davut ALPTEKĠN Prof. Dr. Ramazan KAYAPINAR Prof. Dr. Saim YOLOĞLU Prof. Dr. Mustafa YILDIZ Prof. Dr. Hakkı Engin AKSULU Prof. Dr. Ġrfan DEĞĠRMENCĠ Prof. Dr. Fatma UYANIK Doç. Dr. Aysun BAY KARABULUT Doç. Dr. Nigar VARDI Doç. Dr.Mevlüt TÜRE Doç. Dr. Gülden SINMAZIġIK Yrd. Doç. Dr. Z. Deniz YAKINCI Yrd. Doç. Dr. Ayhan ÖZġAHĠN Yrd. Doç. Dr. Yasemin KAVLAK Yrd. Doç. Dr. Meral YÜKSEL Öğr.Gör.Dr.Nuran AKYURT Yayın Sekreteri/Publication Secratary: Ġlker ĠSPĠR YazıĢma Adresi/Correspondence Addres: Ġnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Merkez Kampüsü/44280 MALATYA E-posta: Tel/Faks:

3 ĠÇĠNDEKĠLER 1. YÖNETĠM, YÖNETĠCĠ VE LĠDER Öğr. Grv. Aykut PĠġKĠN SAĞLIK HĠZMETLERĠNDE KALĠTE VE AKREDĠTASYON Doç. Dr. Aysun BAY KARABULUT YENĠ BĠR UMUT: KÖK HÜCRELER ArĢ. Grv. Azibe YILDIZ, Prof. Dr. Ali OTLU, ÇALIġMA HAYATI VE KADIN Öğr. Grv. Bennur KOCA GÜNÜMÜZDE RADYASYON Yrd. Doç. Dr. Z. Deniz Yakıncı OTĠZM Özel Eğitim Öğretmeni Hakan METĠN YAġLILIK ÇAĞI DEPRESYONU EPiDEMĠYOLOJĠSĠ VE RĠSK FAKTÖRLERĠ Öğr. Grv. NeĢe MEHMETOĞLU KARAKAġ YAZIM KURALLARI..78

4 YÖNETİM, YÖNETİCİ VE LİDER Öğr. Grv. Aykut PİŞKİN İnönü Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Malatya E-Posta: Yönetim birden çok anlamı olan kavramlardandır. Yönetim kimi kez örgüt(teşkilat), kimi kez yönetsel etkinlikler (idari faaliyetler), kimi kez de yönetme (sevk ve idare) anlamında kullanılmaktadır. Yönetim, belli bir amacın gerçekleştirilmesi için bireylerin işbirliği yapmalarıdır. Bu anlamda yönetim, örgütlenmenin yanında, örgütün işlerliğini sağlayacak her türlü yönetsel etkinlikleri, başka bir deyişle, kaynakların bir araya getirilmesini, eşgüdüm sağlanmasını, izlenecek yöntemleri ve denetimi içine alır. Yönetim bu anlamı ile evrenseldir; hem kamu kesimi, hem özel kesim için geçerlidir [5]. Yönetim en yalın anlatımıyla insanlar aracılığı ile amaçların başarılması süreci olarak tanımlanabilir [7]. Yönetim kavramı çoğu insan için iş yönetimi ile eş anlamlıdır. Gerçekten de bugünkü anlamıyla yönetim ilk kez büyük çaplı iş kuruluşlarında ortaya çıkmıştır. Ancak bugün bilinmektedir ki yönetim, sadece ticaret yada kar amaçlı kuruluşlar için değil, hatta ticari olmayan kuruluşlar için daha fazla önem taşımaktadır. İster kamu yararına bir kuruluş, ister devlet dairesi, ister gönüllü kuruluş olsun tüm kurum ve kuruluşlar için gerekli bir kavramdır yönetim. Yönetim insanlarla işlerin yapılmasını sağlamaktır. Yönetim, saptanan amaçların insanlarla birlikte ve onlar sayesinde gerçekleşmesi için gereken örgütsel bir süreçtir. Önceden belirlenen hedeflere, insanlar ve diğer kaynaklar yardımıyla örgütlü bir biçimde ulaşmak için gerekli olan, birbiri ile ilişkili teknik ve faaliyetler ile işlevlerden oluşan süreçtir [6]. 1

5 Yönetim Kapsamı Bir bütün olarak ele alındığında yönetim işlevlerinin neleri içereceği konusunda ayrı görüşler vardır. Bu görüşlerden en çok benimsenen ikisi aşağıda açıklanmıştır. a) 5M Formülü: Yönetsel işlevlerin nelerden oluştuğunu açıklayan görüşlerden birisi 5M formülü adı ile anılmaktadır. Bu görüş yönetimin İngilizce M harfiyle başlayan 5 işlevi olduğunu ileri sürmektedir. Bu işlevler şunlardır: M. Money(para) M. Men(İnsanlar) M. Materials(malzemeler) M. Machines(makinalar) M. Management(Yönetim) Bu görüşün tanımlaması da şöyle yapılmaktadır. Yönetim, bir amaca varmak üzere insanlar, malzeme makinalar ve paranın kullanılmasıdır. a) Yönetsel işlevlerin neler olduğunu açıklayan tanınmış bir başka kurama da POSDCoRB kuramı adı verilmektedir. Bu sözcük de, gene ingilizce bazı sözcüklerin baş harflerinden oluşmuştur. Bu sözcükler ve Türkçe karşılıkları şunlardır: P. Planning(planlama) O. Organising(örgütleme) S. Staffing(personel kullanma, personel alma) D. Directing(yönlendirme) Co. Coordinating(eşgüdüm sağlama) R. Reporting(veri toplama, rapor verme B. Budgeting (bütçeleme, mali işleri yürütme) Bu iki görüş ve burada anılmayan diğer görüşler, aslında yönetimin hangi işlevlerden oluşacağını özetleyen görüşlerdir. Değişik görüşlere göre yönetimin işlevleri de azalıp çoğalmaktadır. Ancak hepsinde ortak yanlar vardır [4]. Tüm görüşler yönetimin şimdiki durumu değerlendirmekle işe başlayacağını, eldeki kaynakları (İnsanlar, makinalar, para, binalar, araç-gereç ve zaman) göz önüne alıp gerçekçi amaçlar saptayacaklarını, sonra da ekonomi ve verimliliği göz önünde tutup bu amaçlara varmak için çaba harcayacaklarını ortaya koymaktadırlar [4]. 2

6 Yönetimin Özellikleri Yönetimin başlıca dört özelliği vardır. 1- Birbiri ile ilişkili ve sürekli olan faaliyetler ile işlevlerden oluşan bir süreçtir. 2- Örgütsel amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesine yöneliktir. 3-Hedeflerin gerçekleştirilmesinde insanların yardımını ve kaynakların uygun şekilde kullanımını öngörür. 4- Örgütlü bir düzenleme içinde gerçekleşir. Yönetimin İşlevleri: Yönetimin işlevleri klasik olarak, yöneticilerin, insanların yardımı ile ve kaynakları kullanarak, hedefler doğrultusunda yaptıkları işlerin nasıl yapıldığının bir sınıflandırılmasıdır. Etkili bir yönetimin başlıca işlevleri planlama, örgütleme, eleman alma ve çalıştırma, yönlendirme ve denetlemedir. I.Planlama: Teknik bir işlev olan planlama mevcut durum ve gelecekteki durum ile ilgilidir. Bu anlamda nelerin, ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğini kapsar. Planlama kısa yada uzun vadeli olabilir. Diğer yönetim işlevleri bununla yakından ilişkili olduğu için önemlidir. II- Örgütleme: Teknik bir işlev olan örgütleme, yetki sorumluluk ve raporlama ilişkilerinin kurulması ve yapılanmanın oluşturulması anlamını taşır. Örgütleme sırasında gerekli olan faaliyetler ve eldeki kaynaklar göz önünde tutularak, bir mantık zinciri içerisinde, iş bölümü ve görev paylaşımı yapılır, iş ve işlemlerin nasıl yapılacağı birimler arasında koordinasyonun nasıl kurulacağı, bilgi akışının nasıl ve kontrol mekanizmalarının neler olacağı tanımlanır. III- Eleman Alma ve Çalıştırma Personel yönetiminin hem teknik hem de sosyal yönü vardır. Teknik yönü, insan kaynaklarının planlanması, görev analizi, seçme değerlendirme ve atama, performansın değerlendirilmesi, yönetsel yararlar ile iş güvenliği ve sağlığıdır. Sosyal yönü, örgüt elemanlarının performans ve davranışlarını etkileyecek faaliyetler ile hizmet içi eğitim, ödüllendirme, danışmanlık ve disiplin gibi faaliyetleri içermesidir. IV-Yönlendirme: Yönlendirme işlevi, insanla ilgili olması nedeniyle doğal olarak psiko-sosyal 3

7 bir işlevdir. Başlıca yönlendirme faaliyetleri olarak, motivasyon, liderlik, iletişim ile çalışanların davranışlarını etkileyebilecek diğer faaliyetler sayılabilir. Çatışmaların çözümü, rol dağılımı, çalışanların görev yada yapılanma sayesinde kaynaştırılması da bu anlamda önem taşır. V-Denetleme-Kontrol: Teknik bir işlev olup, izleme, uyarlama ve performansı arttırma konularını içerir. Denetlemenin anlamı, sonuçları değerlendirmek için gereken performans standartlarının belirlenmesi, izleme ve müdahaleye karar verme için gerekli olan sistem ve tekniklerin tanımlanmasıdır. VI-Karar verme: Karar verme teknik bir işlev olup, yönetimin tüm diğer işlevleri ile yakından ilişkilidir. Yönetici demek kararı veren demektir. Karar vermek demek seçenekler arasında en uygun olanı seçmek demektir. Bu işlev tüm yöneticiler için gerekli ortak bir işlev olmakla birlikte, yapılan işin niteliğine, yapılanmaya, görevlerin ve teknolojinin gereklerine, insanlar arası ilişkilere bağlı olarak farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir [6]. Yönetici Yönetici yönetim görevini üstlenen kişiyi ifade etmektedir. Bir amacın başarılması için gerekli tüm kaynakların (maddi ve beşeri) hazır bulunması o amacın gerçekleştirilmesini güvence altına almaz. Bu kaynakları harekete geçirecek olan bir öğeye gereksinme duyulur. Bu öğe yönetimdir [7]. Yönetici, bilginin uygulanmasından ve performansından sorumlu olan kişidir [6]. Her dereceden yönetici aslında karar(lar) veren ve bu karar(lar)ı uygulayan, uygulatan kişidir. Karar vermek birden çok seçenekten birini uygulamak demektir. Seçenek yalnız bir tane ise, daha doğru bir anlatışla seçenek yoksa, karar vermek söz konusu olmaz [4]. Karar vermek zorunda kalan birçok yönetici daha fazla zamana, daha fazla bilgiye ve danışacak birilerine ihtiyaç duyar. Kararlılık bir kişilik özelliğidir. Bu özelliğe sahip olanlar kolay karar verirler. Ancak doğru karar ve kolay karar birbirinden farklıdır. Her sorunun hızlı, kolay ucuz, yanlış bir çözümü vardır ve bu çözüm bir sonraki sorunun temelini oluşturur. 4

8 Bu sözlerden doğru kararın yavaş alınması gerektiği sonucunu çıkarmak hatalı olur. Yapılması gereken amaca hizmet eden karar ı mümkün olduğu kadar hızlı biçimde almaktır. Gecikme alınacak kararı anlamsız kılar. Kararsızlığı önleyecek veya kararlarda gecikmeyi azaltacak adımlardan biri zaman sınırı koymaktır. Yönetici herkesi memnun etmeye çalışırsa aslında kimseyi memnun edemez. Yöneticileri iğneleyen ve alaya alan çok sayıda fıkra vardır. Oysa yönetici yönettiği kişilere kendini güldürmektense, onlarla birlikte gülmek durumundadır. İnsanları zorlamadan başarılı sonuçlar alınamaz [1]. Hiç kimse yöneticilik kademesinden, üst düzey yöneticilik kademesine bir hazırlığı olmadan gelemez. Üst düzey yöneticilerine bir bakın. Bu başarılı insanlar sizce, sadece şans yardımıyla mı bu yerlere gelmişlerdir? Şans, büyük başarılarda küçük roller oynar. Asıl olan, insanın yapmak istediği şeyi ve gitmek istediği yeri iyi bilmesi ve buna hazırlıklı olmasıdır [2]. Yöneticiliğin en güzel tarafı işinizde daha fazla kontrole ve günlük olaylarda karar verme yetkisine sahip olmanızdır. Bir yönetici olarak enerji ve dikkatinizi bir yandan iş sonuçlarına, diğer yandan da insan ilişkilerine yönlendirmeniz gerekmektedir. Bunların ikisi de önemlidir. Ancak iş sonuçlarına ve ilişkilere uygun ölçüde önem verildiği takdirde verimli ve keyifli bir çalışma iklimi yaratılır. Birçok yönetici bu ilk basamakta otorite sağlama konusunda tereddüt yaşar. Yaygın inanç, otoritenin güçle sağlanacağı yönündedir. Otoritenizi güce veya bilgiye dayandırabilirsiniz. Otoritenizi güce dayandırdığınız takdirde araçlarınız; tehdit etmek, yanlışları yakalamak, nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağını söylemek, emir, direktif ve ceza vermektir. Bunun sonucunda, emin olabilirsiniz ki astlarınız sizden uzaklaşacak ve kaçınma davranışı göstereceklerdir. Size gittiği zaman mutlu eden, hayat enerjilerini çalan, içlerini ve yollarını karartan bir yönetici gözüyle bakacaklardır. Siz yanlarındayken çalışır gözükecekler, olmadığınız zaman kaytaracaklardır. Siz de sık sık on kere söylüyorum, yine de olmuyor diye yakınacaksınız. Otoritenin diğer bir kaynağı bilgi ve yeterliliktir. Otoritenizi bilgiye dayandırdığınız takdirde araçlarınız doğruları yakalamak, güçlü yönlere odaklanmak, söyle- 5

9 mek yerine doğruları bulmaları için çalışanları konuşturmak ve onlara söyletmek olacaktır. Bunun sonucu olarak astlarınız size yaklaşacaklar ve sizi besleyen, enerji veren, yollarını ve önlerini aydınlatan bir iş lideri, bir mentor (akıl hocası) olarak göreceklerdir. İş yapmak konusundaki gayret ve motivasyonları sizin varlığınız veya yokluğunuzdan çok az etkilenecek, siz olmadığınız zaman da benzer gayret ve istekle çalışacaklardır. Sizinle çalıştıkları süre içinde insan olarak da gelişip olgunlaşacaklardır [1]. Lider Liderlik Hakkında Çeşitli Tanımlar Kişinin astlarını etkilemek sureti ile çeşitli istenilen şekilde davranmasını sağlama süreci Grup içerisindeki bireylerin çalışmalarını yönetmek ve koordine etmek Organize olmuş bir grubu hedeflerine ulaşabilmeleriiçin etkileme süreci İnsanların ortak bir çizgiye gelmesi ve disiplinli, karşılıklı sorumluluk, sinerji ve bağlılık içinde eyleme geçmeleridir Liderlik kurumsal başarıyı arttıran etkili bir davranış izleme sürecidir Liderlik, nesnelerden, insanlardan olağan bir yöneticiliğin sağlayacağı faydanın çok daha fazlasını elde edebilmek için, onun entelektüel boyutunu, gizli kalmış ortaya çıkmamış gücünü estetik yaratıcılığı katarak ortaya çıkarmak ve olağanüstü faydalar elde etmenin sanatsal bir yoludur [3]. Liderlik Özellikleri Bütün başarılı liderlerde belirli bazı vasıflar ortaktır. Yaptıkları her işte iç disipline sahiptirler. Devam, işe gelme, çalışma, iş pratiği ve bunun gibi. Nezle nedeniyle izin alıyorsanız, geç geliyorsanız, dağınık görünüyorsanız, güvenlik elemanlarını yerli yerinde kullanmıyorsanız, sizin kötü alışkanlık ve davranışlarınız etrafınızdakileri de etkileyecek, onlar da dağınık, düzensiz ve demotive olacaklardır. Tersine iyi liderler kendilerini işe adarlar, sürekli çalışma oranlarını ve performanslarını geliştirmek için uğraşırlar. Doğruluk, tüm liderlerin çok fazla ve her zaman sahip olmaları gereken önemli bir niteliktir. Yaptığınız her şeyde doğru ve adil görünmelisiniz, gerektiği zaman ve yerde övmek, uygun olan yerde düzeltmek ve disipline etmek, hak edenleri kutlamak ve cesaretlendirmek gibi. 6

10 Moral ve cesaret de önemlidir: Zor problemlerle baş etmek için yeterli cesarete ihtiyacınız var- yargılarınızda hata yaptığınızı kabul etmek veya gevşek bir çalışanı disipline etmek için. Kazanan lider potansiyel olarak daha güçlü vasıflarını iç disiplin, moral, cesaret gibi başkalarını gözeten davranışlarla dengelemelidir. En iyi liderler aynı zaman da ekibine bağlı liderlerdir. İnsanlara görevlerini engelleme olmaksızın yapmalarına izin vererek güveninizi göstermelisiniz. Sizin olduğunu iddia etmek yerine onların başarılarıyla iftihar edin. Benzer biçimde başarısızlıklarınız için onları suçlamayın. Arkalarından eleştirmek yerine kalabalık önünde onları destekleyin [8]. Lider, potansiyeli performansa çeviren kişidir. Liderin görevi, çalışanlar için bilinmez olanı belirgin ve üstesinden gelinebilir kılmaktır [1]. Anket: İyi Bir Lider Misiniz? Bütün sorulara EVET diyorsanız iyi bir lidersiniz. Değilse gelişmeye ihtiyacınız var demektir. Evet Bazen Hayır Siz ve takımınız tam olarak ne yapmanız gerektiğini bilir misiniz? Takım üyelerinizin önüne zorlayıcı fakat başarılabilir hedefler koyar mısınız? Bu hedefler kolayca izlenebilir ve ölçülebilir mi? Takım üyeleri açık seçik ne yapmak zorunda olduklarını bilirler mi? 7

11 Vicdan sahibi misiniz? Çalışkan mısınız? İyi bir örnek oluştururmusunuz? Adil ve makul bir lider misiniz? Zor kararları almaya gönüllü müsünüz? Takım üyelerinizle gerçekten ilgilimisiniz? Onlara güvenir misiniz? Onları destekler misiniz? Liderlik stilinizi koşullara göre ayarlar mısınız? Takım üyelerine eşit davranırmısınız? Her zaman onları dahil edermisiniz? Onların ilerlemelerini ve başarılarını kabullenir ve teşvik eder misiniz? Hedeflerini gerekli olduğunda değiştirip düzeltir misiniz? [8]. 8

12 Kaynaklar: 1- Baltaş, A. Yeni Yöneticinin El Kitabı 1. Basım Remzi Kitabevi İstanbul S:5-67.(2007) 2- Edgett D.James Yönetme Sanatı Çeviren: A.Haykır Öteki Yayınevi Ankara S:177(1999) 3- Erel, C Lider, MMP Baskı tesisleri İstanbul S: (2008) 4- Eren, N Sağlık Yönetimine Giriş, Somgür yayıncılık Eğitim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi Ankara S:10-12 (2000) 5- Gözübüyük, Ş. Yönetim Hukuku 4. Baskı T.Yayınları Ankara S:1(1991) 6- Hayran, O Sağlık Hizmetleri El Kitabı. Sağlık Hizmetlerinin Yönetimi(Ed. Osman HAYRAN ve Haydar SUR) Yüce yayım İstanbul S: (1998) 7- Kavuncubaşı, Ş. Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi. Siyasal Kitabevi Ankara S:4(2000) 8- Maitland, I. İnsanları Motive Etmek. Çeviren: A.BORA; O.KOÇAK I. Baskı İlk Kaynak Kültür ve Sanat Ürünleri Ltd. Şti. Ankara, S:14-16(1997) 9

13 SAĞLIK HİZMETLERİNDE KALİTE VE AKREDİTASYON Doç. Dr. Aysun BAY KARABULUT İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD, Malatya E-Posta: ÖZET Son yıllarda sağlık kuruluşlarımızın, sağlık hizmetlerinin özellikli yönlerini dikkate alan uluslararası akreditasyon standartlarını uygulama konusundaki çalışmalarının arttığı görülmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki kalite iyileştirme faaliyetleri, ülkelerin sağlık bakım sistemi, sosyal değerleri, sağlık reformu, kalite güvencesinin tarihçesi, kalite dili ve politikalarına göre değişmektedir. Bununla birlikte, sağlık hizmetlerinde kaliteyi iyileştirmek için toplam kalite yönetimi/sürekli kalite iyileştirme, TSE EN ISO 9001, klinik uygulama rehberleri, kalite ödülleri, akreditasyon ve sertifikasyon gibi yaklaşımların yaygın olarak kullanıldığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Kalite yönetimi, Türkiye, Sağlık Hizmeti Giriş Çeşitli ülkelerdeki kalite iyileştirme uygulamaları, ülkelerin sağlık bakım sistemi, sosyokültürel değerleri, sağlık reformu, kalite güvencesinin tarihçesi, kalite uygulama ve politikalarına göre değişmektedir [1]. Bununla birlikte, bazı kalite Yönetimi yaklaşımları dünyadaki birçok ülkede uygulanmaktadır. Dünya genelinde sağlık hizmetlerinde kaliteye duyulan ilgi ve girişimler [1] bireyselden örgütsele; [2] hastaneden ayakta sunulan (temel) sağlık hizmetlerine ve 10

14 uzun dönemli bakıma kadar değişen hizmet sunum yerlerine; [3] klinikten yönetime kadar ve [4] kalite güvencesinden kalite iyileştirmeye kadar çeşitlilik göstermektedir [5]. Geniş anlamda kaliteyi sistematik olarak incelemeyi ve düşük kaliteyi önlemeyi amaçlayan herhangi bir faaliyet anlamında kullanılan kalite güvencesi, Avrupa daki ülkelerin çoğunda uzun bir geçmişe sahiptir. Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) bu terim dışarıdan inceleme, standart koyma ve uyumu kontrol etme anlamında kullanılır dan beri birçok Avrupa ülkesi kalite konusundaki ilgisini beş alanda yoğunlaştırmıştır. Birincisi, İngiltere, Fransa, İsveç, Hollanda ve Norveç, profesyonellerin ve hastanelerin kalite ve kalite güvencesi konusunda düzenlemeler yapmıştır. İkincisi, birçok devlet, profesyonel derneklerin ve diğer örgütlerin finansal olarak desteklenmesi ve bağımsız ulusal kalite örgütlerinin kurulması yoluyla kaliteyle ilgili faaliyetleri teşvik etmektedir. Hollanda daki Ulusal Kalite Güvencesi Örgütü, Belçika, Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya daki bu tür örgütler için bir model teşkil etmiştir. Üçüncüsü, devletler, halkın sağlık hizmetlerini eleştirmesine, maksimum bekleme süreleri gibi hizmet garantileri önererek ve hasta haklarını belgeleyerek cevap vermeye çalışmaktadır. Dördüncüsü, devletler, örneğin Uluslararası Standartlar Örgütü (International Standards Organization -ISO) normları ya da gönüllü örgütsel denetimler (audits) yoluyla, sağlık kuruluşlarının akreditasyonu (ya da sertifikasyonu) ile gittikçe daha fazla ilgilenmektedir. Beşincisi, devletler, maliyetleri azaltma ve kaliteyi iyileştirme yaklaşımları olarak toplam kalite yönetimine (TKY) ve sürekli kalite iyileştirmeye (SKİ) olan ilgilerini dile getirmektedir [1]. Toplam kalite yönetimi, müşteri ihtiyaçlarını karşılama ve aşma sürecidir. 11

15 ABD de, TKY ve SKİ terimleri çoğu kez birbirinin yerine kullanılmakla birlikte, Avrupa da SKİ yi, TKY şemsiyesi altındaki birçok yaklaşımdan biri olarak, belirli bir kalite yaklaşımı şeklinde görme eğilimi vardır [1]. Toplam kalite yönetimi /sürekli kalite iyileştirme [6]: Kurumsal süreçlerin iyileştirilmesi yoluyla sürekli iyileştirme felsefesine sahiptir. Problemleri teşhis etmek ve gelişmeyi izlemek için istatistiksel yöntemleri katarak yapısal problem çözme süreçlerini kullanır. İyileştirme çalışmasını başlatmak için ana mekanizma olarak farklı fonksiyonları olan ya da farklı departmanlarda çalışan ekipleri kullanır. Kalite problemlerini ve iyileştirme fırsatlarını belirlemek ve gerekli faaliyetlerde bulunmak için çalışanları güçlendirir. Hem dış hem de iç müşterilere odaklanır. ABD de yapılan bir ulusal araştırmada, hastanelerin % 69 u SKİ/TKY çalışmalarına aktif olarak katıldıklarını belirtmişlerdir [7] yılında ABD ve Kanada da yapılan başka bir araştırmada, SKİ uygulayan hastane yöneticilerinin, SKİ nin geçici bir moda olmadığına ve hastanelerinin yaşaması için gerekli olduğuna inandıkları bulunmuştur [8] yılında ABD de yapılan ulusal hastane kalite iyileştirme araştırmasına göre, araştırmaya katılan 1928 hastanenin % 93 ü SKİ ya da TKY yöntemlerini kullanmaktadır. Sağlık sistemleri bu yöntemlerle parasal tasarruf ve bazı hasta çıktılarında iyileşme sağlamaktadır. Ancak, hastane personelinin sadece % 35 i ve doktorların % 22 si SKİ ya da TKY yöntemleri konusunda eğitilmiştir [9]. 12

16 Tayvan da çeşitli hastaneler, sağlık hizmetlerinin kalitesini iyileştirmek için farklı klinik ve idari departmanlarda SKİ/TKY teorilerini uygulamaktadır [10] yıllarında SKİ, kanıta dayalı uygulama rehberleri ve kalite indikatörlerini tanıtma çalışmaları yapılmıştır [10]. Rusya, Finlandiya, İspanya, İngiltere ve Norveç te de ulusal TKY programları uygulanmaktadır [1]. Kalite iyileştirme çalışmalarında klinik uygulama rehberleri önemli bir konu haline gelmiştir. Klinik rehberler, belirli klinik durumlarda sunulacak sağlık hizmetleri hakkında, uygulayıcıların ve hastaların kararlarına yardımcı olmak için sistematik olarak geliştirilmiş ifadelerdir [11]. Bir klinik rehberi geliştirmek ve uygulamak için üç ana neden vardır: Uygulamadaki değişimi kontrol etmek, maliyeti azaltmak ve yaygın olmayan bir probleme yaklaşımı planlamak. Maliyeti azaltmak, varyasyonu kontrol etmenin sadece bir nedenidir; daha zorlayıcı bir neden kaliteyi iyileştirmektir [12]. Klinik rehberlerle ilgili ABD de çoğulcu bir yaklaşım vardır: sağlık profesyonelleri, yönetilen bakım örgütleri, eyalet ya da federal kuruluşlar, hastaneler ya da sigorta kuruluşları tarafından başlatılan çok çeşitli rehberler bir arada bulunur. Fransa da [13], İsviçre de, Hollanda da, Almanya da [14], Brezilya da ve diğer ülkelerde de çeşitli klinik rehberler geliştirilmiştir. Ontario hastanelerindeki tıbbi kalite güvence programları üzerinde yapılan bir araştırma, hastanelerin çoğunun kriter denetimleri, indikatör envanteri, vaka taraması ve raporlanması, kullanımın incelenmesi ve yönetimini içeren çok çeşitli kalite güvencesi faaliyetlerini yürüttüğünü göstermiştir [14]. Avustralya da da hastane genelinde tıbbi indikatörler geliştirilmiş ve akreditasyon sürecine formal olarak katılmıştır. Bu indikatörler Avustralya hastane- 13

17 lerinde kalite güvencesinin artışını teşvik etmiştir [15]. Almanya da, hastaneler ödemeyi yapan örgütlere emeklilik fonları ya da hastalık fonları tarafından bu amaçla kurulmuş olan bir kuruluş- performansla ilgili veri hazırlayıp sunmak zorundadır. Bazı hastaneler, ISO standartlarına göre kalite yönetim sistemleri uygulamaktadır [17] te vakaya dayalı ya da hizmet başına ödeme şeklindeki finansmanın başlatılmasıyla, bazı prosedürler için kalite rehberleri oluşturulmuştur [18]. Kore de, 1997 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 400 ya da daha fazla yataklı hastanelerin % 28 inde kalite iyileştirme bölümü bulunmaktadır. Bu bölümlerin misyonlarında en çok belirttikleri amaç, hasta memnuniyetinin artırılması, tıbbi bakımın değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi; en çok göze çarpan faaliyeti ise performansın izlenmesidir [19]. Sağlık hizmetlerinde kalite yönetimi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde de başlamıştır. Mısır, İsrail, Ürdün, Fas ve Filistin de bazı sağlık bakım örgütleri, klinik olan ve klinik olmayan süreçleri iyileştirmek için kalite yönetimi projeleri uygulamışlardır. Örneğin bir hastane, cerrahi departmanındaki aşırı antibiyotik kullanımını düzeltme projesi uygulamış, temel sağlık hizmetlerinin sunulduğu bir merkez ise doğum öncesi kliniğindeki bekleme süresini azaltma projesi uygulamıştır [20] ların başından beri İngiltere ve kuzey Avrupa ülkelerindeki hastanelerin çoğu, kalitelerini küresel olarak değerlendirmek için kurumsal denetimleri ve kalite ödülü çerçevelerini kullanmaktadır. Avrupa Kalite Ödülü, Norveç ve İsveç Kalite Ödülleri, ABD deki Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülüne dayanmaktadır [1]. Brezilya da [21] ve Japonya da da [22] kalite ödülleri verilir. İngiltere de, aynı bölümden olanların incelemesiyle 14

18 yapılan kurumsal denetim daha popüler bir yaklaşımdır. Bu denetimin misyonu, Avrupa ve diğer yerlerdeki akreditasyon uygulamalarından uyarlanmıştır. Örgütsel denetim programını yürüten bağımsız kuruluşun yaptığı denetim isteğe bağlıdır. Diğer bir yaklaşım ISO kalite sistemidir ların başlarında, standardın çok fazla üretim yönelimli olduğu şeklindeki eleştirilere cevap olarak, hizmetler için ISO standardı sunulmuştur. Kapsamlı belgeleme yüzünden ve klinik kaliteyi iyileştirmek için maliyet-etkili bir yol gibi görünmediğinden, bu sistem bazı klinik personeli ve yöneticileri tarafından beğenilmemektedir [1]. Hastanelerin ve diğer sağlık bakım kurumlarının akreditasyonuna gittikçe artan uluslararası bir rağbet vardır. Bu rağbetin arkasındaki nedenler çeşitlidir: bütün dünyada sağlık bakım profesyonellerinin gelişme isteği; halk sağlığını iyileştirme isteği; birçok ülkede sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi yönündeki eğilim; sağlık hizmetlerinin artan maliyetleri göz önüne alındığında, sağlık bakım harcamalarına ilişkin endişeler; Internet aracılığıyla, bakımın kalitesiyle ilgili konulardaki bilginin artan erişilebilirliği; ve evrensel şirketlerin dünyanın birçok ülkesinde bulunan çalışanları için güvenli ve etkili sağlık hizmetleri sunulması konusundaki ilgileri [23]. Akreditasyon, klinik uygulama için doğru çevreyi yaratabilir. Hastanenin güvenliği ve başarısı için bir izleme aracı olarak kullanılabilir. Akreditasyon sisteminin çıktısı, halkı ve hizmeti satın alanları hastanelerinin ya da yerel sağlık hizmetlerinin akreditasyon statüsü hakkında bilgilendirmek ve güvenlikle ilgili bütün olası önlemlerin alındığı konusunda güvence vermek için kullanılabilir. Akreditasyon statüsü, halka ve hizmeti satın alanlara bir hastanenin diğerleriyle karşılaştırıldığında ne kadar iyi çalıştığı konusunda karşılaştırmalı bilgi sağlayacak, seçime yardımcı 15

19 olacak ya da sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için yerel baskı yapılmasını teşvik edecek şekilde sınıflandırılabilir [24]. Akreditasyon, tamamen isteğe bağlı olması, kuvvetle teşvik edilmesi ya da zorunlu olması; temel gerekliliklerden güncel beklentilere kadar değişebilen standartların katılığı; inceleme süreci sırasında sunulan danışmanlık ve eğitim düzeyi; ve akreditasyon belgesinin süresi bakımından ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. [25]. Akreditasyon ABD, Avustralya, Kanada, İspanya ve İngiltere dahil az sayıda ülkede iyi yerleşmiştir [26]. Fakat Tayvan [27], Latin Amerika bölgesi [4], Polonya [28], Rusya [11], Slovanya, İsveç [18], İsviçre [29], Hollanda [30], Almanya [31], Güney Afrika, Yeni Zelanda, Çek Cumhuriyeti, İsrail, Japonya [32] ve diğer birçok ülkede de gelişmiş ya da gelişmektedir. Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması veya yaygınlaştırılması amacıyla 1991 yılında Kalite Derneği (KalDer) kurulmuştur. KalDer, 1992 yılından bu yana her yıl kalite profesyonellerinin buluştuğu, ülkemizdeki tüm özel/kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının uygulama ve deneyimlerini paylaştığı Ulusal Kalite Kongresi düzenlemektedir. Son yıllarda, sağlık hizmetlerinde kalite çalışmaları oldukça yaygınlaşmş ve sağlığın olmazsa olmazı haline gelmiştir. Ülkemiz sağlık sektöründe 1990 lı yıllardan itibaren ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi kullanılmaya başlanmış, 2000 li yıllardan itibaren de bu yönetim sistemine göre yapılanma çalışmaları yaygınlaşmıştır. Bugün sağlık hizmeti sunan kuruluşların yaklaşık % 20 u ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi belgesine sahiptir. Ülkemizde Türk Akreditasyon Kurumu (TURKAK) ndan ve başka ülkelerin akreditasyon kurumlarından akredite olmuş belgelendirme kuruluşları ISO 9000 konusunda denetim ve belgelendirme hizmeti vermektedir. Bununla birlikte Avrupa Kalite Yönetimi 16

20 Vakfı (EFQM) mükemmellik modeli konusunda da çalışan sağlık kuruluşları bulunmaktadır. Bu konudaki çalışmaları Türkiye Kalite Derneği (KALDER) yürütmektedir. Son yıllarda sağlık kuruluşlarımızın, sağlık hizmetlerinin özellikli yönlerini dikkate alan uluslararası akreditasyon standartlarını uygulama konusundaki çalışmalarının arttığı görülmektedir. Akreditasyon; bir sağlık kuruluşunun önceden belirlenmiş ve yayınlanmış standartlara uygunluğunun, herkesçe kabul gören bir tüzel kişilik tarafından değerlendirilip onaylandığı resmi bir süreçtir [33]. Sağlık hizmetlerinin akreditasyonu; hastanın değerlendirilmesi, bakımı, tedavi sürecine etkisi olan hasta ve yakınlarının eğitimi, hasta hakları ve yönetimle ilgili süreçlere kadar uzanan oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Sağlık hizmetlerinin kalitesini geliştirerek sürekliliğini sağlamak ve halkımızın sağlık hizmetinin kalitesine olan güvenini arttırmak için sağlık akreditasyon sisteminin kurulması gündeme gelmiştir. Akreditasyon sisteminin uluslararası deneyimler ışığında kurulması amacıyla Sağlık Bakanlığı ile Joint Commission International (JCI) arasında; sistemin yapılandırılması, standart geliştirme, kalite izleme ve ölçme sistemlerinin geliştirilmesi, veri tabanı oluşturulması konularını kapsayan bir iş birliği protokolü imzalanmıştır. Yataklı Tedavi Kurumları Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi içerisinde JCI nın hastane akreditasyon standartlarından yararlanılarak hazırlanan Kalite Geliştirme ve Değerlendirme Kriterleri yer almaktadır. Bu yönerge hastanelerin sağlık akreditasyon sistemine hazırlanmalarını sağlayacaktır. Şu an Sağlık Bakanlığına bağlı tüm hastaneler Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesinde ta- 17

21 nımlanan kriterleri yerine getirmek ve kriterler doğrultusunda yapılanmak üzere çalışmalarını sürdürmektedir. Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından, yataklı tedavi kurumlarında verilmekte olan sağlık hizmetleri ile ilgili olarak yürütülen Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları, Sağlık Bakanlığına bağlı yataklı tedavi kurumlarında sunulan hizmetlerin ve yürütülen faaliyetlerin, Toplam Kalite Yönetimi anlayışı ile; kalite, güven, yüksek verim, motivasyon, süreklilik, rekabet, ekip anlayışı ve kalite kültürü içinde yürütülmesine ilişkin usûl ve esasları düzenlemek amacıyla "Yataklı Tedavi Kurumları Kalite Yönetimi Hizmet Yönergesi" hazırlanarak, Ocak 2002 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. TKY yi başarı ile uygulayan kuruluşların örnek modeller olarak ortaya çıkartılması ve TKY nin daha yaygın bir biçimde Türkiye de uygulanmasının teşvik edilmesi amacı ile Kalder ve TÜSİAD tarafından, her yıl TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü verilmektedir. Türkiye de Kurumsal Mükemmellik anlayışının yaygınlaştırılması ve bu alanda başarılı örneklerin ortaya çıkarılarak kazanılan deneyimin paylaşılması amacıyla 1993 yılından bu yana yürütülen Ulusal Kalite Ödül süreci, ülkemizde bu açıdan gelinen aşamaya önemli katkılarda bulunmuştur. Ulusal Kalite Ödülü değerlendirmeleri, Avrupa Kalite Ödülü nde de kullanılan EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Mükemmellik Modeli esas alınarak ve bu konuda özel yetiştirilmiş değerlendiricilerden oluşan ekipler tarafından yapılmaktadır. Hizmet sunumunun yüksek maliyetlerle gerçekleştiği sağlık kuruluşlarında etkililik ve verimlilik önemlidir. Mevcut kaynakların, kurumun misyonu ve politikaları doğrultusunda etkili ve verimli bir şekilde kullanması gereklidir. Örneğin: Hastanede merkezi yatak yönetimine geçilerek yatak kapasitesinin verimli kullanıl- 18

22 ması, bu konudaki yetki ve sorumluluk zincirinin doğru bir şekilde kurulması, yatak devir hızı ve yatak işgal oranlarının izlenerek yeni yatak politikalarının belirlenmesi, ameliyathane verimliliğinin arttırılmasına yönelik önlemlerin alınması vb. Sağlık kuruluşlarında, hasta ve çalışan güvenliğini olumsuz etkileyebilecek pek çok faktör bulunmaktadır; Yanlış hasta kayıt düzeltilmesini sağlayacak önlemleri almaları gereklidir. Bu kapsamda bir felsefe ve yönetim yaklaşımı olarak kalite yönetimi, Sağlık sistemi içinde yer alan tüm bileşenlerin hasta mutluluğunu esas alacak biçimde yönetilmesi ifade edilmektedir. Bu da sağlık sisteminde kalite yönetimi çalışmaları ile gerçekleştirilecek bir hedef olarak görülebilir. Ayrıca bilgisi girilmesi, Yanlış ilaç uygulaması, Bilgilendirme eksikliği, Laboratuvar radyoloji cihazlarının ve diğer ölçüm cihazlarının kalibre olmaması, Tesis güvenliğinde yaşanan aksaklıklar, İğne ucu yaralanmaları, Yanlış taraf cerrahisi, Hastane enfeksiyonları, hastaların transferinde yaşanılan olumsuz olaylar (Düşmeler ve yaralanmalar), Sağlık kuruluşlarının, süreçlerdeki basit hataların hastaya zarar verecek şekilde ortaya çıkmasını engelleyecek yeni tasarımlar yapmaları, hataların hastaya ulaşmadan önce tespit edilmesini ve hasta memnuniyetinin ötesinde, çalışanların memnuniyeti de sağlık sisteminde kalitenin sürdürülebilirliği açısından önemli bir unsurdur. Çeşitli ülkelerdeki, ülkelerin sağlık bakım sistemi, sosyal değerleri, sağlık reformu, kalite güvencesinin kalite iyileştirme faaliyetleri, kalite dili ve politikalarına göre değişebilse de [1], bunlar; sağlık hizmetlerinde kaliteyi iyileştirmek için, klinik uygulama rehberleri, kalite ödülleri, akreditasyon ve sertifikasyon gibi yaklaşımların yaygın olarak kullanıldığını göstermektedir. 19

23 Kaynaklar 1. Øvretveit J. Would It Work for Us? Learning from Quality Improvement in Europe and Beyond. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23, 7-22, (1997). 2. Donahue K.T. and Yen J. Joint Commission International. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23, 71, (1997). 3. Barrable B. A survey of medical quality assurance programs in Ontario hospitals. Canadian Medical Assocation Journal 146, , (1992). 4. Arce H.E. Accreditation: the Argentine experience in the Latin American region. International Journal for Quality in Health Care 11, (1999). 5. Brommels M., Outinen M., Kupiainen O., Stahlberg M.R., Taipale E. and Alanko A. Local Heroes Beat National Champions: Quality Improvement in Finnish Health Care. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23, 23-31, (1997). 6. Gaucher E.J. and Coffey R.J. Total Quality in Health Care From Theory to Practice. Jossey-Bass Publishers, California,(1993). 7. Maguerez G. The CQI/TQM Journey in France. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23 (1): 33-37,(1997). 8. Chan Y.L. and Ho S.K. Continuous Quality Improvement: A Survey of American and Canadian Healthcare Executives. Hospital & Health Services Administration 42, , (1997) 9. U.S. Department of Health and Human Services, Public Health Service, Agency for Health Care Policy and Research Using Clinical Practice Guidelines to Evaluate Quality of Care. Volume 1: Issues, AHCPR Pub. No (1995). 10. Huang P. Quality Assurance in Taiwan, the Republic of China. International Journal for Quality in Health Care 8 (1): (1996). 11. Tillinghast S.J. Can Western Quality Improvement Methods Transform the Russian Health Care System? The Joint Commission Journal on Quality Improvement 24 (5): , (1998). 12. Huttin C. The Use of Clinical Guidelines to Improve Medical Practice: Main Issues in the United States. International Journal for Quality in Health Care 9 (1): (1997). 20

24 13. Durieux P. and Ravaud P. From Clinical Guidelines to Quality Assurance: the Experience of Assistance Publique- Hôpitaux de Paris. International Journal for Quality in Health Care 9, (1997). 14. Birkner B.R. National Quality of Care Activities in Germany. International Journal for Quality in Health Care 10, (1998). 15. Collopy B.T. and Balding C. The Australian Development of National Quality Indicators in Health Care. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 19, (1993). 16. Collopy B.T. Clinical Indicators as a Stimulus to QA in Hospitals An Early Report. International Journal for Quality in Health Care 6, (1994). 17. Paeger A. Quality Improvement in Germany. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23, (1997). 18. Wu A.W. and Johansen K.S. Lessons from Europe on Quality Improvement: Report on the Velen Castle WHO Meeting. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 25, , (1999). 19. Kim C. and Cho S. Institutionalization of quality improvement programs in Korean Hospitals. International Journal for Quality in Health Care 12 (5): (2000). 20. Habib J., Massoud M.R.F., Aboulafia M. and Greenberg D. Quality Management for Health Care in the Middle East and North Africa: Professional Cooperation as Part of the Peace Process. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23 (1): (1997). 21. Noronha J.C.D. and Rosa M.L.G. Quality of Health Care- Growing Awareness in Brazil. International Journal for Quality in Health Care 11 (5): (1999). 22. Takahashi T. The Paradox of Japan: What About CQI in Health Care? The Joint Commission Journal on Quality Improvement 23 (1): 60-64, (1997). 23. Schyve P.M. Editorial: Accreditation and globalization. International Journal for Quality in Health Care 10 (6): , (1998). 24. Scrivens E. International Trends in Accreditation. International Journal of Health Planning and Management 10: , (1995). 21

25 25. Ente B.H. Joint Commission World Symposium on Improving Health Care Through Accreditation. The Joint Commission Journal on Quality Improvement 25 (11): , (1999). 26. Hayes J. and Shaw C.D. Implementing Accreditation Systems (23 May 1994, Treviso, Italy). International Journal for Quality in Health Care 7 (2): , (1995). 27. Huttin C. The Use of Clinical Guidelines to Improve Medical Practice: Main Issues in the United States. International Journal for Quality in Health Care 9 (1): , (1997). 28. Nabialczyk M. Quality Management-A Challenge for the Health Care System in Poland. International Journal for Quality in Health Care 9 (6): , (1997). 29. Schilling J., Cranovsky R. and Straub, R. Quality programmes, accreditation and certification in Switzerland. International Journal for Quality in Health Care 13 (2): , (2001). 30. Van Gennip E.M.S.J. and Sillevis Smitt Sr P.A.E. The Netherlands Institute for Accreditation of Hospitals. International Journal for Quality in Health Care 12 (3): , (2000). 31. Shaw C.D. External quality mechanisms for health care: summary of the ExPeRT project on visitatie, accreditation, EFQM and ISO assessment in European Union countries. International Journal for Quality in Health Care 12 (3): (2000). 32. Scrivens E. and Heidemann E. Guest Editorial. International Journal of Health Planning and Management 10: , (1995). 33. Scrivens E. International Trends in Accreditation. International Journal of Health Planning and Management 10: ,(1995). 34. T.C. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yataklı Tedavi Kurumları Kalite Yönetimi Hizmet Yönergesi. Tarih: , Sayı:10311 (2001). 22

26 YENİ BİR UMUT: KÖK HÜCRELER Arş. Grv. Azibe YILDIZ, Prof. Dr. Ali OTLU, İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı Kök Hücre Tanımı ve Genel Özellikleri Organizmanın gelişim sürecinde (organogenez, histogenez) ve doku onarımında büyük bir öneme sahip olan [1] kök hücreler, uzun süre bölünerek kendilerini yenileme ve farklı hücre tiplerine dönüşebilme potansiyeline sahip olan farklılaşmamış hücrelerdir [2]. Vücudumuzdaki her hücrenin belirli bir hedefi vardır ve bölündüklerinde yine kendilerine benzeyen hücreler oluştururlar. Örneğin hepatositler bölününce genç hepatositleri, fibroblastlar bölününce genç fibroblastları oluştururlar. Ancak kök hücrelerin bu şekilde belirlenmiş bir görevleri yoktur. Bölündüklerinde ya kendileri gibi bir hücre, ya da aldıkları sinyallere uygun yeni bir hücre tipine dönüşebilirler [3]. Hücrelerin bölünme kapasitesini, yani bir bakıma ömrünü belirleyen en önemli faktör, kromozomların ucunda bulunan ve telomer adı verilen DNA zincirleridir. Bir hücrenin telomeri ne kadar uzun olursa, bölünme kapasitesi de o kadar fazla olur. Her bölünmede, telomerik uçlar bir miktar kısalır ve bu kısalma hücresel yaşlanmaya neden olur. Telomer zincirlerinin uzun kalması ise telomeraz aktivitesine bağlıdır. Kök hücrelerde telomeraz aktivitesi çok yüksektir ve buna bağlı olarak da bu hücreler uzun telomer zincirlerine sahiptir. Bu durum kök hücrelerin tekrar tekrar bölüne- 23

27 rek kendilerini kopyalayabilmesini sağlar [4,5]. Kök Hücre Türleri Gelişim evrelerine bağlı olarak kök hücrelerin bölünme ve farklılaşma potansiyelleri giderek azalır. Bu nedenle kök hücreler bu potansiyellerine göre totipotent, pluripotent, multipotent ve unipotent kök hücreler olmak üzere dört gruba ayrılır [2]. Sperm ile oositin birleşmesi sonucunda oluşan zigot, totipotent bir hücre olup, tek başına bir organizmayı oluşturabilecek genetik bilgiye ve güce sahiptir [2,3,6]. Döllenmeyi izleyen ilk dört gün içinde oluşan tüm hücreler de totipotenttir [3]. Totipotent hücreler gelişimin ileri evrelerinde pluripotent hücrelere dönüşürler. Tek bir hücre olan zigotun 5-6. kez bölünmesi ile blastosist oluşur, meydana gelen hücreler giderek çoğalır ve farklılaşır. İnsanda 4-6 günlük bir blastosistin iç hücre kitlesinde yer alan hücrelere embriyonik kök hücresi denir. Pluripotent hücreler olan embriyonik kök hücreler bütün hücreleri, organları ve sistemleri oluşturma yeteneğine sahip oldukları halde, plasenta ve membranlar gibi gelişim için gerekli olan ekstraembriyonik dokuları oluşturamazlar [2]. Multipotent kök hücreler ise gelişimin daha ileri evrelerine ait olan hücrelerdir. Ana görevleri bulundukları dokuyu korumak ve tamir etmek olan bu hücreler içinde bulundukları dokuya özgü hücreleri oluştururlar [5]. Bununla birlikte, bu hücreler uygun ortam ve sinyaller sağlandığında bulundukları dokuya ait olmayan farklı hücre tiplerini de oluşturabilirler [2,3]. Unipotent kök hücreler tek yönde farklılaşmak üzere programlanmışlardır. Bu nedenle bu hücreler tek tip hücre oluşturabilme gücüne sahiplerdir [6]. Kök hücreler ayrıca bulundukları yere göre sınıflandırılırlar. Blastosistin iç hücre kitlesinde yer alan hücreler embriyonik kök hücreler olarak adlandırılırken, doku- 24

28 ların gelişmesiyle birlikte doku içinde yerleşmiş olan hücreler dokuya özgü kök hücreler veya erişkin kök hücreler olarak adlandırılır [1]. Embriyonik Kök Hücreler Bilinen bütün hücrelere dönüşebilme potansiyeline ve sınırsız bölünebilme kapasitesine sahip olan, diğer bir ifadeyle pluripotent hücreler olan embriyonik kök hücreler (EKH), ilk kez 1981 yılında, birbirinden bağımsız iki çalışma grubu tarafından, fare embriyosundan elde edilmiştir. Fare EKH lerinden elde edilen tecrübeler insan EKH lerinin kültüre edilmesinde ve farklılaştırılmasında kullanılacak yöntemlere ilişkin ipuçları sağlamıştır yılında ise Thomson ve arkadaşları in vitro fertilizasyon yöntemiyle blastosist aşamasına kadar kültüre edilmiş insan embriyolarından EKH elde etmişlerdir [2]. Her çeşit hücre ve dokuya dönüşebilme kapasitesi nedeniyle doku mühendisliği ve rejeneratif tıp alanında önemle üstünde durulan EKH ler, blastosist iç hücre kitlesinden elde edilmektedir [2,7,8]. Blastosist, zigotun mitoz bölünmeler geçirmesiyle yaklaşık olarak 4-6. günde oluşan küresel bir yapıdır. İki tabakadan oluşan blastosistin dış tabakası trofoblast olarak adlandırılır ve bu tabaka plasentayı oluşturmakla görevlidir. İç hücre kitlesi ise embriyoblast (nodus embriyonalis) olarak adlandırılır ve bu tabaka da fetusu oluşturur [9,10]. Üç temel embriyonik tabakanın öncüsü olan embriyoblast hücreleri EKH lerdir [2,8,11].. Embriyonik Kök Hücrelerinin Tanımlanmaları EKH ler yuvarlak ve düzgün bir görünümde izlenirler [2]. Diğer hücrelere oranla son derece yüksek bir nükleus/stoplazma volüm oranına sahiptirler [7,12]. Nükleolusları belirgindir [12]. Kültürleri sırasında üç boyutlu bir koloni oluştururlar. Kolonileri oluşturan hücrele- 25

29 rin sınırları ayırt edilemez, ancak nükleusları kolaylıkla görülebilir. Koloniler faz kontrast mikroskopla incelendiğinde koloni sınırları parlak görülür [2]. Yüksek alkalen fosfataz ve telomeraz aktivitesi gösteren EKH ler [2,7,8], karakteristik yüzey antijenleri (stage-specific embriyonic antigen, tumor rejection antigen, germ cell tumor tumor monoclonal-2) ve transkripsiyon faktörlerine (Oct-4, Sox-2, Nanog) sahiptirler [2,10,12]. Erişkin Kök Hücreler Erişkin kök hücreleri veya dokuya özgü kök hücreler olarak adlandırılan bu hücreler [13], gelişimin ileri evrelerinde görülürler [4]. Erişkin kök hücreleri farklılaşmış dokulardaki farklılaşma yeteneğini saklı tutan hücrelerdir. Bunlar organizmanın yaşamı boyunca kendilerini yenileyebilme özelliklerini korurlar [13]. Multipotent hücreler olan bu hücreler, erişkin dokulardaki öncü ve özelleşmiş hücrelere farklılaşabilme yeteneğindedirler. Ancak daha çok bulundukları dokuya özgü hücrelere dönüşme potansiyeline sahiptirler [4]. Erişkin kök hücreleri doğum öncesi dönemde, özellikle prenatal 5. aydan itibaren niş adı verilen ve özgün bir yapıya sahip olan mikroçevre içinde yer alırlar. Buradaki kök hücreler doku yenilenmesini ve doğal hücre ölümü veya yaralanmalarla hasara uğrayan hücrelerin yerini alarak doku hemostazını sağlayan en önemli hücre grubudur [13]. Erişkin kök hücrelerinden en yaygın çalışılanları mezenkimal kök hücrelerdir [13]. Mezenkimal Kök Hücreler İlk olarak postnatal kemik iliğinde saptanan mezenkimal kök hücreler (MKH), daha sonra çeşitli dokulardan (periosteum, perikondrium, perimizyum, yağ dokusu, 26

30 fetal karaciğer, fetal akciğer, fetal dalak, amnion sıvısı, kordon kanı ve plasenta) izole edilmiştir [14]. Çalışmalar bu hücrelerin kendileri gibi mezoderm kökenli olan adiposit, tenosit, osteosit, miyosit ve kondrositlere dönüştüğünü göstermiştir [15,16,17]. Ancak son yıllardaki yayınlarda bu hücrelerin nöroektoderm ve endoderm kökenli hücrelere de farklılaştığı rapor edilmiştir [13]. Kemik iliği yerleşimli MKH ler ilk defa 1980 lerde farelerde çalışılmıştır [13]. Bu hücreler insanda genellikle superior iliak kanattan alınan kemik iliği aspiratından elde edilirler. Ayrıca femoral ve tibial medullar kısımlarından ve torasik lomber vertabralardan da elde edilebilirler [16]. Kemik iliğinden elde edilen nükleuslu hücrelerin yenidoğanda 1/10.000, 80 yaşındaki bir kişide ise 1/ i MKH dir [14]. Mezenkimal Kök Hücrelerin Tanımlanmaları İğ şeklinde fibroblastik bir görünümde izlenen MKH lerin belirteçleri çok iyi ifade edilememiştir [13,17]. Bununla birlikte bu hücrelerin CD73 (SH3, SH4), CD54, CD105 (SH2), CD39, CD49e gibi belirteçleri ekprese ettikleri bildirilmiştir. Bu belirteçlerden bazıları (CD54=ICAM-1, CD49e=α5-integrin vb.) hücrelerin birbirlerine tutunmalarında görev alan proteinlerdir. [13]. İmmünomodülatör etkiye sahip olan MKH lerin en belirgin özelliklerinden bir tanesi alıcıda inflamasyonu ve immünolojik yanıtları baskılamasıdır [13,17]. Çalışmalar MKH lerinin T lenfositlerinin aktivasyonunu ve proliferasyonunu baskıladığını göstermiştir [17]. Bununla birlikte in-vitro testlerde, MKH lerinin karışık lenfosit tepkime testlerinde allojenik yanıt göstermediği ve sitotoksik T hücreleri ile doğal öldürücü hücreler tarafından ortadan kaldırılmadığı tespit edilmiştir. 27

31 MKH lerinin bağışıklık düzenleyici özellikleri bu hücrelerin HLA tip-ii reseptörlerinin olmamasıyla ve sitokin salgılamamasıyla açıklanabilir [13]. Ayrıca MKH lerinin kemotaktik yeteneği sayesinde inflamasyon ve hasarlı bölgelere göç edebilme yeteneği vardır [14]. Farklılaşmayı Sağlayan Faktörler Kök hücrelerin davranışlarında iki temel düzenleyici mekanizma rol oynar. Bunlardan bir tanesi intrensek unsur olarak kabul edilen hücrenin genetik yapısı ve dolayısıyla buna bağlı sentezlediği proteinler ve bunun sonucunda oluşturduğu fenotiptir. İkincisi ise ektrensek unsur olarak bilinen çevresel düzenleyicilerdir. Bir kök hücrenin davranışında bu iki unsurun birlikteliği belirleyicidir [1]. Embriyonik gelişim süresince kök hücrelerin farklılaşmasını belirleyen en önemli faktörlerden biri bulunduğu çevredir (Niş). Hücre bulunduğu bu çevre içinde maruz kaldığı sinyal moleküllerine göre farklılaşmaya başlar. Kök hücrelerin mikroçevresini oluşturan sinyal molekülleri arasında; nöronal farklılaşma için retinoik asit [ ], kardiyomiyosit farklılaşması için 5-aza-2 deoksitidin [21], hepatosit farklılaşması için sodyum butirat [22], osteojenik farklılaşma için askorbik asit [14] ve hemopoietik hücrelere farklılaşması için çeşitli sitokinler [23] sayılabilir. Hücreler, mikroçevresindeki yapılanmaya ve bazı iç faktörlere bağlı olarak simetrik ve asimetrik bölünmelerle çoğalabilir, farklı hücre hatlarına dönüşebilir veya programlı hücre ölümüne gidebilirler [2]. Kök Hücrelerin Tedavi Amaçlı Kullanım Alanları Kök hücreler ile ilgili yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar, bu hücrelerin yakın gelecekte tedavi imkanı olmayan veya son derece sınırlı olan hastalıklara tedavi imkanı sağlayabileceklerini göstermektedir. Böylece kendini yenileme ve 28

32 onarım kapasitesi olmayan hücrelerin kaybına bağlı olarak gelişen hastalıklar tedavi edilebilecektir. Alzheimer [24], Parkinson [25], multipl skleroz [26], osteoartrit [27], miyokard infarktüsü [28] ve diyabet [29] bu hastalıklar arasında sayılabilir. İn vitro olarak çeşitli hücrelere dönüştürülebilen kök hücrelerin in vivo tedavi potansiyelleri yapılan bazı çalışmalarla gösterilmiştir. Ölümcül dozda radyasyona maruz bırakılan farelere enjekte edilen bu hücreler, kayıp kemik iliği kök hücrelerinin yeniden yapımını sağlamıştır [30]. Hayvan modellerinde kök hücrelerden elde edilen nöron prekürsör hücrelerin [31,32], insülin salgılayan hücrelerin [29], kardiyomiyositlerin [11,21,28] ve diğer bazı prekürsör hücrelerin transplantının başarılı olduğu, nakledildikleri dokuda yaşadıkları ve bölgeye entegre olduğu bildirilmiştir. Üstelik bu çalışmaların bir kısmında transplante edilen hücrelerin alıcıda işlev yaptığı gösterilmiştir. Ayrıca üreme hücresi oluşturabildikleri gösterilen EKH lerin, gelecekte infertilite tedavisinde kullanımının da gündeme gelebileceği kaydedilmiştir [7]. Yapılan bir çalışmada, erkek germ hücresi elde etmek için, EKH ler in vitro ortamda kültüre edildiğinde veya fonksiyonel testis içine inplante edildiğinde presperm hücrelere dönüştürülmüştür. Aynı çalışmada yenidoğan testis dokusu ile kültüre edilen embriyonik cisimciklerin over dokusuna benzer yapılara dönüştüğü gösterilmiştir [33]. Başka bir çalışmada ise fare EKH lerinden oosit elde edilmiştir [34]. Kök hücreler in vitro kültür şartlarında üretilirken, organizmaya zararlı olabilecek genetik mutasyonlara uğrayabilmektedir. Araştırmalarda kullanılan serum, kimyasal madde ve besiyerleri varlığında üretilen hücrelerin insan sağlığı için ne gibi potansiyel riskler taşıdığı bilinmemektedir [6]. Bununla birlikte kök hücrelerin farklı hücrelere dönüşümünde rol oynayan me- 29

33 kanizmalar tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Bu nedenle bu hücrelerin tedavi amaçlı kullanımlarından önce farklılaşma mekanizmalarının, tedavi edici potansiyellerinin ve olası yan etkilerinin detaylı olarak araştırılması gerekmektedir. 6. Kansu, E., Kök hücre biyolojisi ve plastisitesinde güncel kavramlar, Hacettepe Tıp Derg., 36: , (2005). 7. Sökmensüer LK., Embriyonik kök hücreler ve tedavi amaçlı kullanım alanları. Hacettepe Tıp Derg., 38:15-19, (2007). 8. Vatansever, S., Embriyonik kök hücreler. Sağlıkta Birikim Derg., cilt 1: sayı 5, (2009). Kaynaklar: 1. Can, A., Kök hücresi nişleri yapı-işlev ilişkisi, 4. ulusal kemik iliği transplantasyonu ve kök hücre tedavileri kongresi, (2007). 2. Taş, A., Fare embriyonik kök hücrelerin kültürü, farklılaşması ve karekterizasyonu. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara, (2005). 3. Şahin F., Saydam G. ve Omay SB., Kök hücre plastisitesi ve klinik pratikte kök hücre tedavisi, THOD 1:15, (2005) 4. İnan, S., Özbilgin, K. Kök hücre biyolojisi. Sağlıkta Birikim Derg., cilt:1, sayı:5, (2009). 5. Ural, AU., Kök hücreler, TOTBİD, cilt:5, sayı:3-4, (2006). 9. Sadler, TW., Medikal Embriyoloji, 11. Baskı, Palme Yayıncılık, Ankara, 47. Çeviren: Başaklar, AC, (2011). 10. Terskikh, AV., Bryant, PJ. and Schwartz, PH, Mammalian stem cells, Pediatric Research, Vol, 59, No, 4, Pt 2, (2006). 11. Lee, MY., Sun, B., Schliffke,S., Yue, Z., Ye, M., Paovola, J., Bozkulak, EC., Amons, PJ., Ren, Y., Ju, R., Jung, YV., Ge, X., Yue, L., Ehrlich, BE., Oyang, Y., Derivation of functional ventricular cardiomyocytes using endogenous promoter sequence from murine embryonic stem cells, Stem Cells Research, 8, 49-57, (2011) 12. Ameén, C., Strehl, R., Björquist, P., Lindahl, A., Hyllner, J., Sartipy, P., Human embryonic stem cells: Current Technologies and emerging industrial 30

34 applications, Critical Reviews in Oncology/Hematology 65, 54-80, (2008). 13. Can, A., Karahüseyinoğlu, S., Erişkin kök hücrelerin farklanmasındaki hücresel ve moleküler mekanizmalar, Sağlıkta Birikim Derg., cilt 1, sayı 5, (2009). 14. Bernardo, ME., Locatelli,F., Fibbe, WE., Mesenchymal stem cells: A novel treatment modality for tissue repair, Hematopoietic Stem Cells VII: Ann. N.Y. Acad. Sci. 1176: , (2009). 15. Deans, RJ., Moseley AB., Mesenchymal stem cells: Biology and potential clinical uses, Experimental Hematology, , Minguell JJ., Alejandro E., Conget P., Mesencyhmal stem cells, Experimental Biology and Medicine, 226: , (2001). 17. Alma JN., FibbeWE., Immunomodulatory properties of mesenchymal stromal cells, Blood, 110: , (2007). 18. Kömürcü, M., Özkan H., Mezenkimal kök hücre ve ortopedide kullanımı, TOTBİD Derg., cilt: 5, sayı: 3-4, (2006). 19. Parsons, XH., Teng, YD., Parsons, JF., Syneder, EY., Smotrich, DB., Moore, DA., Efficient derivation of human neuronal progenitors and neurons from pluripotent human embryonic stem cells with small molecule induction, J Vis Exp. 28;(56), (2011). 20. Nistor, G., Siegenthaler, MM., Poirier SN., Rossi, S., Poole, AJ., Charlton, ME., McNeish, JD., Airriess, CN., Keirstead, HS., Derivation of high purity neuronal progenitors from human embryonic stemm cells, PLoS One, 6 (6):e22612, (2011). 21. Xu, C., Police, S., Rao, N., Carpenter, MK., Characterization and enrichment of cardiomyocytes derived from human embryonic stem cells, Cire Res., 20;91: , (2002). 22. Rambhatla, L., Chiu, CP., Kundu, P., Peng, Y., Carpenter, MK., Generation of hepatocyte like cells from human embryonic stem cells, Cell Transplant, 12:1-11, (2003). 23. Zhan, X., Dravid, G., Ye, Z., Hammond, H., Shamblott, M., Gearhart, J., Cheng, L., Functional antigen-presenting leucocytes derived from human embryonic stem cells in vitro, Lancet, 364: , (2004). 24. Zilka, N., Zilkova, M., Kazmerova, Z., Sarissky M., Cigankova, V., Novak, M., Mesnchymal stemmcells rescue the 31

35 Alzheimer s disease cell model from cell death induced by misfolded truncated tau, Neuroscience, 193:330-7, (2011). 25. Danielyan, L., Therapeutic efficacy of intranasally delivered mesenchymal stem cells in a rat modal Parkinson disease, Rejuvenation Res., 14(1):3-16, (2011). 26. Karussis, D., Safety and immünological streptozotocin-induced diabetic mice, Diabetes 49:157-62, (2000). 30. Hollands, P., Differantiation of embryonic haemopoietic stem cells from mouse blastocysts grown in vitro, Development., 102(1):135-41, (1988). 31. Brüstle O., Jones KN., Learish, LD., Karram, K., Choudhary, K., Wiestler, OD., effects of mesenchymal stem cell Duncan, ID., McKay, RD., Embriyonic transplantation in patients with multiple sclerosis and amyotrophic lateral sclerosis, Arch Neurol. 67(10): , (2010). 27. Davatchi. F., Abdollahi, BS., Mohyeddin, M., Shahram, F., Nikbin, B., Mesenchymal stem cell therapy for knee osteoarthritis, Preliminary report of four patients, İnt J Rheum Dis. 14(2):211-5, (2011). 28. Yang, K., Xiang, P., Zhang, C., Zou, L., Wu, X., Gao, Y., Kang, Z., He, K., Liu, J., Peng, C., Magnetic resonance evaluation of transplanted mesenchymal stem cells after myocardial infarction in swine. Can J Cardiol, (2011). 29. Soria, B., Roche, E., Berná, G., León- Quinto, T., Reiq, JA., Martín, F, Insulinsecreting cells derived from embryonic stem cells normalize glcemia in stem cell-derived glial procursors: a source of myelinating transplants, Science, 285(5428):754-6, (1999). 32. Nasonkin, I., Mahairaki V., Xu, L., Hatfield, G., Cummings, BJ., Eberhart, C., Ryuqo, DK., Maric, D., Bar, E., Koliatsos, VE., Long term, stable diffrentiation of human embryonic stem cell-derived neural precursors grafted into the adult mammalian neostriatum, Stem Cells, 27(10): , (2009). 33. Lacham-Kaplan, O., Chy, H., Trounsan, A., Testicular cell conditioned medium supports differentiation of embryonic stem cells into ovarian structures containing oocyts, Stem Cells; 24:266-73, (2006). 34. Hubner, K., Derivation of oocytes from Mouse embryonic stem cells, Science; 23:1251-6,(2003). 32

36 ÇALIŞMA HAYATI VE KADIN Öğr. Grv. Bennur KOCA İnönü Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Malatya E-posta: ÇALIŞMA HAYATINDA KADININ ÖNEMİ Özet Kadının toplum içerisindeki yeri ve önemi azımsanmayacak kadar büyüktür. Nitekim toplumları, nesilleri meydana getiren, onları doğuran ve büyüten, topluma kazandıran da kadındır. Kadın, sağlıklı, huzurlu, bilgili ve eğitimli bir neslin yetişmesinde en önemli kişidir [1]. Kadının çalışması ve para kazanması özgürlüğün ilk adımıdır. Buna karşın, genel olarak kadına ilişkin görevler ya da işler söz konusu olduğunda, ilk akla gelenler onun geleneksel görevleri olan annelik ve ev kadınlığı olmaktadır. Oysa insanlığın var olusundan bu yana kadın, annelik ve ev işlerinin yanı sıra üretim hayatına da katkıda bulunmaktadır [2]. Ekonomik hayata katılma, kadınlar için yeni bir olgu değildir. Kadın dünya kurulduğundan bu yana çalışmaktadır. İlkel toplumlardan gelişmiş toplumlara kadar uzanan toplumsal gelişim süreci içinde kadın gerek evin içinde, gerekse evin dışında ekonomik hayata aktif olarak katılmıştır. Son 25 yıl içerisinde, dünya genelinde çalışma yaşamına katılan kadın sayısında önemli artışlar kaydedilmiş olmakla birlikte kadının çalışma yaşamında aynı doğrultuda bir iyileşme olmamıştır. Anahtar Kelimeler: Kadın, çalışan kadın, tarihte kadın 33

37 Giriş Günümüzde dünyadaki nüfusun yaklaşık yarısını (%49.7) kadınlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla tarihin her döneminde ekonomik ve toplumsal yaşamın bir yanını kadınlar, diğer yanını da erkekler teşkil etmişlerdir. Ancak kadınların ekonomik yaşama katılımları ile toplumsal ve ekonomik kalkınmadan yararlanma düzeyleri, doğru orantılı değildir. Bu durum her ne kadar ülkelerin gelişim düzeyleriyle ilişkilendirilse de genelde kadınların tüm toplumlarda erkeklerin gerisinde kaldıkları bir gerçektir. Kadınların, ekonomik ve toplumsal alanda ikincil konumda olmalarının çeşitli nedenleri vardır. Toplumların yapısal özellikleriyle yakından ilişkilidir [3]: 1-Bu nedenler erkek egemen kültüre dayalı (her alandaki) toplum ayrımcılığı, 2-Kadınların eğitim olanaklarından daha az yararlandırılması, 3-Kadının erkekten fizyolojik olarak farklılığı, 4-Yasal düzenlemelerdeki eksikler ve yanlışlıklar gibi nedenlerdir. Kadınların Çalışma Hayatına Katılımı Kadınların çalışma yaşamına katılmalarını; eğitim, iş tecrübesi, başarma arzusu, çalışma azmi vb. konulara bakarak değerlendirmek, toplumda birey olarak aileden bağımsız statüsü olduğu takdirde anlamlı olmaktadır. Ancak toplum tarafından kadın, bağımsız bir birey olarak, özellikle de kocasından bağımsız birey olarak değerlendirmemektedir. Çünkü kadının çalışma yaşamına katılımı değerlendirildiğinde kocanın toplumsal statüsü belirleyici bir etken olmaktadır [4]. Kadınlar, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın getirisinde, erkeklere göre 34

38 daha az faydalanması ve dolayısıyla kadınların çalışma yaşamına erkeklerden daha geride kalmaları beklenen bir durumdur. Çünkü erkek egemen bir toplumsal yapıda kadına yönelik ayrımcılık baskın bir ideoloji olarak kurumsallaşmıştır [5]. Bu bağlamda kadının çalışma yaşamındaki bazı niteliklerini şöyle özetlenebilir [6]: *Kadınlar bazı sektörlere yığılmış, başka bir ifade ile ayrıştırılmışlardır(hizmet sektöründe kadınların çok olması ve/veya sanayi sektöründe dokuma, gıda gibi bazı dallarda kadın çalışanların fazla olması) *Aynı işyerinde de benzer şekilde ayrıştırmalar veya yığılmalar olmuştur. (Kadınların yoğunlaştığı bölümlerde daha az beceri gerektiren işlerin yanında en rutin, tekrar gerektiren, en az doyum sağlayan ve en az inisiyatifin kullanıldığı işler söz konusu olmaktadır.) *Kadın çalışanların yükselme olanakları da erkeklere göre daha zayıf kalmaktadır. Karar alıcı, yönetici, düzenleyici ve sorumluluk gerektiren işler yapmaktan çok, kararları uygulayan, yönetilen, emir ve görevleri yerine getiren konumundadırlar(kadınların yoğun olduğu meslek gruplarında bile yönetim kadrolarını erkekler işgal etmektedir). *Kadın çalışanların göreceli olarak ücretleri düşüktür. Ülkeler arasında farklılık olsa da genellikle erkeklerin elde ettikleri kazancın yarısı ile dörtte üçü arasında bir ücret almaktadırlar. Eşit ise eşit ücret uygulamalarının, bu durumu tam anlamıyla düzeltici bir etkisi olmamaktadır. *Ekonomik kriz dönemlerinde işten ilk çıkartılan genellikle kadın çalışanlar olmaktadır. Çalışan kadının bu niteliklerine bakarak Türkiye de kadın işgücünü üç ayrı grupta ele almak mümkündür [7]; *Yoğun olarak tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi konumunda çalışan, kırsal alanda yaşayan kadınlar; 35

39 *Kentlerde emek-yoğun işlerde istihdam edilen düşük ücretli eğitimsiz veya kısıtlı eğitimli, alt sosyo-ekonomik sınıftan gelen kadınlar; *Diğer grup ise meslek sahibi, yüksek eğitimli, yüksek yada yüksek orta sınıf kadınlardır. Tarihsel Süreç İçerisinde Kadın İşgücü Kadın, tarihsel süreç içinde, her dönemin koşul ve niteliklerine göre değişen biçim ve statülerde çeşitli ekonomik faaliyetlere katılmıştır. Bununla birlikte; kadınlar, gerçek anlamda, ilk kez sanayi devrimi ile birlikte, ücretli olarak ve işçi statüsü altında çalışma yaşamı içinde yer almışlardır. XV ve XVIII. yüzyıllar arasında, Ortaçağda Avrupa da terzilik, ayakkabıcılık ve fırıncılık, kadınların erkekler ile birlikte en yoğun olarak çalıştıkları işkollarının başında gelmekteydi [8]. Bu dönemde, kadınlar, siyaset ve savaş gibi erkek işlerine dahil edilmeseler de çalışma yaşamında da ev yaşamında da etkin bir konuma sahiptiler. Kasaba ve kentlerde, küçük sanat kollarında meydana gelen önemli gelişmelerle birlikte, lonca üretim düzenin giderek önem kazandığı görülmektedir. Lonca düzeni içinde; lonca otoritesi ve denetimi altında bazı sanayi kollarında yaygın ve yoğun biçimde olmasa bile, kadın çalışanlara rastlanmış, hatta daha sonraki yıllarda, yalnızca kadınların çalıştığı bazı iş kolları doğmuştur [9]. Sanayi Devrimini izleyen yıllarda, dokuma sektöründeki gelişmelere paralel olarak, kadın işgücü sayısı hızla artmış; bu durumda özellikle teknik gelişmelerin, üretim tekniğini basitleştiren makinelerin, işbölümü ve uzmanlaşmanın kadın emeğinden yararlanmayı kolaylaştırması ve dokuma sektöründe kadın işgücünün, erkeklerden çok daha başarılı olmalarının büyük rolü olmuştur [10]. Özellikle bu dönemde kadınları birçok bakımdan sömü- 36

40 rüye maruz kaldıklarını söylemek gerekmektedir. XIX. yüzyılda kamu ve hizmet sektörlerinde yaşanan büyüme, kadınların toplam işgücü içindeki oranlarını hızla arttırmıştır [11]. Buna karşılık, I. ve II. Dünya Savaşı nın yaşandığı yıllara gelindiğinde, kadın işgücünün ekonominin tüm kesimlerinde sayıca arttığı, özellikle de savaş sanayisinde silah altında bulunan erkek işgücünün yerini aldığına tanık olunmaktadır [12]. Ayrıca, II. Dünya Savaşı ndan sonra uluslararası sosyal politikanın gelişiminde de önemli adımlar atılması, kadın işgücünü koruyucu ve destekleyici hukuksal düzenlemelerin geliştirilmesine yol açmıştır. Nitekim 1950 li yıllarda, istatistiksel verilere göre, yaş grubundaki kadın nüfusun, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 50 si, gelişmiş ülkelerde ise, yüzde 47 ekonomik olarak aktif, yani çalışma Araştırmaya göre, kadın istihdamının en yüksek olduğu ülke, her yüz kadından 71 inin istihdam edildiği Danimarka, ikinci sırayı % 70 ile İsveç, üçüncü sırayı % 66 ile Hollanda, dördüncü sırayı % 65 ile Finlandiya, beşinci sırayı % 62 ile İngiltere alır iken, Türkiye % 24 ile AB ülkeleri içinde kadın istihdamı en düşük ülke konumundadır [14]. Türkiye de Kadın İş Gücü Türkiye de kadınların tarım ve ev dışındaki çalışma hayatına girmesi, 20. yüzyılın başlarında yaşanan savaşlar dolayısıyla erkeklerin çoğunun orduya katılması sonucu azalan işgücünü desteklemek zorunluluğuyla başlamıştır [15]. Fakat özellikle Cumhuriyet sonrası hızlanan sanayileşme ve onun getirdiği kentleşme ve göç etkenlerinin yanı sıra cumhuriyetin getirmiş olduğu hukuk sisteminin kadına tanıdığı kadın-erkek eşitliği, istediği alanda öğrenim görme ve meslek edinme hakları, yaşamı içinde yer almaktadır [13]. 37

41 kadınlar için yeni iş alanlarının açılmasına neden olmuştur [16]. Ülkemizde TNSA 2008 yılı verilerine göre istihdama katılan kadınların; kente göre (% 20.8) kırsal alanda daha çok kadın işgücüne katılıyor (% 32.9) gibi görünse de kırdaki 100 kadından 84 ü tarım kesiminde ve bunların yüzde 77 si herhangi bir ücret almaksızın ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır [17]. Türkiye geneline bakıldığında 2008 yılı verilerine göre kadın istihdam oranı yüzde 21.6 iken AB-15 te yüzde 60.4, AB- 271 de bu oran yüzde 59.1 dir. Ülkemizde 2008 yılı verilerine göre istihdama katılan kadınların yüzde 42.1 i tarım sektöründe, yüzde 15.7 si sanayi sektöründe, yüzde 42.2 si ise hizmetler sektöründe çalışmaktadır [14]. İşteki durumları açısından bakıldığında 100 kadından sadece 12.4 ü kendi hesabına ve işveren konumunda çalışmakta, 53.2 si herhangi bir ücret ya da yevmiye karşılığında çalışmakta ve 44.4 ü ücretsiz aile işçisi olarak çalışma yaşamında yer almaktadır [14]. Ayrıca, köyden kente göçü yoğun olarak yaşayan ülkemizde, köyde işgücü içinde görülen kadın kente geldiğinde yeterli eğitim ve mesleki bilgibeceriye sahip olmaması nedeniyle kent işgücü piyasasına girememekte, işgücü dışında kalarak genellikle ev kadını olmaktadır. İşgücüne katılmayan 100 kadından 62 si işgücüne katılmama nedeni olarak "ev kadını" olmalarını göstermektedir. Bu olgu hem kırda hem de kentte kadının işgücüne katılımını azaltmaktadır. Gelir azlığı nedeniyle çalışmak zorunda olan kadın, sosyal güvencesiz düşük statülü-gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Kadın işgücünün en çok istihdam edildiği ikinci sektör hizmetler sektörüdür. Bu sektördeki iş alanlarından bazıları özellikle "kadınlar için uygun alanlar" olarak toplumsal kabul görmüşlerdir. 38

42 Üçüncü sektör olan sanayi sektörü, özellikle imalat sanayi halen kadın işgücünün oldukça sınırlı olduğu bir sektör olma özelliğini korumaktadır. Oysa aynı sektörde tekstil, gıda, hazır giyim gibi emek yoğun sanayi dalları için kadınlar halen tercih edilen işgücü konumundadır. Her iki sektörde de özellikle kayıt dışı işyerlerinde yoğunlukla kadın ve çocuk işgücü her türlü sosyal hak ve güvenceden yoksun şekilde çalıştırılmaktadır. İstihdamda yer alan 100 kadından 58 i herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmaksızın çalışmakta, bunların da yüzde 58 ini ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar oluşturmaktadır. Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadınların yüzde 26.6 sı, işveren kadınların yüzde 33.8 i, kendi hesabına çalışan kadınların yüzde 90.7 si herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmaksızın çalışmaktadır [14]. Kayıtdışı çalışma Türkiye genelinde yüzde 43.5 olup, kırsal kesimlerde 2000 yılında % 73.8 (kadın %91.4; erkek % 64) ve kentsel yerlerde % 28.8 (kadın % 30; erkek % 28.5) iken; 2008 yılında kırsal yerlerde % 68.2 (kadın % 89.7; erkek % 56.9) ve kentsel yerlerde % 30,8 (kadın % 34; erkek % 30) dir. Bu oran tarımsal faaliyetlerde 2008 yılında yaklaşık % 88 iken, tarım dışı faaliyetlerde yaklaşık yüzde 30 dur. Bu durum, kayıtdışılığın daha çok kırsal bölgelerde tarımsal faaliyetlerle uğraşanlarda özellikle de ücretsiz aile işçilerinde yoğunlaştığını göstermektedir yılında kayıtdışı olarak ücretsiz aile işçisi konumunda tarımsal faaliyetlerle uğraşanların yüzde 20.6 sını erkekler oluştururken; yüzde 79.4 ünü kadınlar oluşturmaktadır [14]. İşsizlik oranları Türkiye genelinde yüzde 11, kentte yüzde 12,8 ve kırsal alanda yüzde 7.2 dir. Kentte yaşayan en az lise mezunu olan genç kadın nüfusundaki işsizlik oranı yüzde 17, aynı durumda olan erkekler için ise yüzde 9.6 dır [14]. 39

43 Eğitimsiz ve donanımsız kadının yanında eğitimli ve genç kadın nüfusta da işsizlik oranlarının yüksek olması, kadın istihdamında yaşanan sorunlar açısından önemli bir göstergedir [14]. Bu durum büyük ölçüde gelir dağılımına da yansımaktadır. Kadın ve kız çocuklarının yaşamlarının her alanında gelir dağılımındaki bozulmadan en fazla etkilenen grup olduğu açıktır. Gelirin, dolayısıyla yaşam standartlarının düşüşü kadınları bir yandan daha çok marjinal işlerde çalışıp azalan geliri artırmaya zorlarken, diğer yandan, ev içi üretime ayırdıkları zamanı artırmıştır [14]. Kadının Siyaset Ve Karar Alma Mekanizmalarına Katılımı Yirminci yüzyılda geleneksel yaşam biçimlerinden çağdaş yaşam biçimlerine yönelişin kazandığı ivme ve özellikle seçmeseçilme konusunda yasalarda yapılan eşitlikçi düzenlemeler, kadın siyasal katılımında görüntü değişikliğine yol açmıştır. Yine de günümüzde kadın siyasal katılımı hala erkeklerle eşit düzeye gelememiştir. Özellikle seçilme hakkından yararlanma ve siyasal karar mekanizmalarında yer alma konusunda cinsler arası eşitsizlik çok belirgin bir biçimde varlığını sürdürmekte ve kadınlar erkeklerin çok gerisinde kalmaktadırlar [14]. Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımı sadece adalet ve demokrasi talebi olmakla kalmayıp aynı zamanda kadının statüsünün geliştirilmesinin de gerekli bir koşuludur. Kadının her düzeyde yönetime faal katılımı sağlanmadan ve karar almanın bütün düzeylerine eşitlikçi toplumsal cinsiyet ana yaklaşımı yerleştirilmeden kalkınma ve çağdaşlık hedeflerine ulaşılamayacaktır [14]. Kadınların siyasal karar mekanizmalarında eksik temsilinin bir başka olumsuz sonucu da, kadın statüsü konusunda kendisini göstermektedir. Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında çok kere kadın sorunlarına duyarlılık yeterince 40

44 oluşmamakta; bu sorunların yeterince bilincine varılamamakta ve dolayısı ile kadın statüsünü yükseltecek yeterli çözümlere ulaşılamamaktadır. Bütün bunlar göz önünde tutularak, özellikle son 20 yıldır, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınların siyasal yaşamda gereğince temsil edilmelerini sağlayacak destek politikaları oluşturulmakta; uluslararası sözleşmelerle cinslerarası eşitlik, pozitif ayrımcılık ve özel önlemler kavramları ulusal hukuk düzenlerine aktarılmaya çalışılmaktadır [14] tarihli T.C. Anayasası 67, 68 ve 70 inci maddelerinde yerel ve milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme, siyasi parti kurma, usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma, halkoylamasına katılma, kamu hizmetlerine girme haklarını; 25, 26, 28, 29, 33 ve 34 üncü maddelerinde düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, toplantı hak ve hürriyetleri ni tüm vatandaşlara tanımıştır. Anayasamızın 68. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, siyasal partilerin kadın kolu kuramayacakları na ilişkin yasak, tarih ve 4121 sayılı yasa ile kaldırılmış; böylece siyasal partilere, kadınlar için ek bir katılma alanı açma fırsatı verilmiştir. Yasalarımızda siyasal haklar konusunda cinsiyet ayırımı yapan hükümler mevcut değildir. Ayrıca 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 83. maddesinde siyasal partilerin, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu prensibine aykırı amaç güdemeyeceği bildirilerek, cinsiyet ayrımcılığına yönelik parti çalışmaları engellenmiştir sayılı Siyasi Partiler Kanununun 91. maddesinde yer alan 1982 tarihli Anayasanın 68. maddesindeki yasağa paralel düzenlemenin, Anayasa değişikliği ile uyum 41

45 sağlamak üzere değiştirilmesiyle, Anayasal düzeyde siyasal partilere tanınan kadın kolları kurma olanağı, yasal düzeye de yansımıştır. Türkiye Cumhuriyetinde, dünyadaki pek çok ülkeden önce, 1930 yılında yerel seçimlerde, 1934 yılında da milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını erkeklerle eşit bir biçimde elde eden kadınlarımızın, yüksek bir siyasal katılım düzeyine ulaşmış oldukları söylenememektedir. 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde Parlamentodaki 550 milletvekilinden 50 si kadın milletvekilidir. Bu sayı oransal olarak yüzde 9.1 e tekabül etmektedir. Bakanlar Kurulunda 2 kadın bakan bulunmaktadır [14]. Kadının siyasal yaşama katılımının ilk basamağı kabul edilebilecek yerel yönetimlerde de temsili sınırlıdır. 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde, Türkiye genelinde oy kullanma oranı yüzde 80 olup 81 i il olmak üzere 2946 ilçe ve belde belediyesinde yerel yönetici adayları yarışmıştır. 19 Siyasi partinin katıldığı 2009 yerel seçimlerinde, 44 kadın il belediye başkanlıklarına, 321 kadın da ilçe ve belde belediye başkanlıklarına aday gösterilmiştir. Söz konusu seçimlerde, Türkiye Genelinde toplam belediye başkanı seçilmiş olup bunlardan sadece 27 tanesi (% 0.9) kadındır. Bu kadınlardan ise sadece iki tanesi il belediye başkanı olmuştur Belediye Meclis üyesinin ise tanesini (% 0.42) kadınlar oluşturmaktadır. İl Genel Meclisi üye sayısına bakıldığında da durum çok farklı görünmemektedir. Toplam İl Genel Meclis üyesinin 110 tanesi (% 3.25) kadındır [14]. 29 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilen Yerel Seçimlere ilişkin sonuçların cinsiyete göre detaylandırılmış hali incelendiğinde; Kadınların yerel yönetimlerde temsilinin hala istenilen düzeye ulaşmadığı söylenebilir. Bunun yanı sıra, Türkiye de kamu 42

46 kurum ve kuruluşlarında üst düzey yöneticiliklerde, kurul, komisyon ve komitelerde de kadınların temsil düzeyinin düşük olduğunu söylemek gerekir. Ancak, Türkiye de uzmanlık gerektiren mesleklerde kadın oranları oldukça yüksek düzeydedir. Bugün ülkemizde üniversitelerde kadın öğretim elemanı oranı yaklaşık % 41.6 olup, toplam profesörler içinde kadın oranı % 27.8 e ulaşmıştır. Ayrıca, 132 üniversitenin 13 ünde kadın rektör görev yapmaktadır [14]. Kadın Ve Yönetim Çeşitli ülkelerde kadınların yönetim kademesindeki oranlarına baktığımızda gerçekten de kadınların işe seçilme, işe yerleştirilme ve yükseltilme (kariyer) sürecinde karşılaştıkları eşit olmayan farklı yaklaşımlar göze çarpmaktadır [18]. Bunun sebeplerinin, çoğunlukla kişisel özelliklerden kaynaklanmadığı açıktır. Genel olarak baktığımızda Avrupa da çalışan kadınların ancak % 10 unun orta ve alt kademe yönetici olmalarına karşılık, % 5 den azı tepe yönetimde yer alabilmektedir. Batı Avrupa ve öteki gelişmiş ülkeler genelinde, ancak kamu yönetimlerinde, özellikle sosyal işlerle uğraşan bakanlıklarda üst düzeylerde, karar verme organlarında yer alan kadınların oranı % 13.1 olmaktadır [14]. Avrupa daki çeşitli ülkelere göre kadınların yönetim kademesindeki oranları aşağıdaki gibidir. İngiltere: İşgücü içindeki kadınların % 26 sı yönetim kademelerinde yer almasına karşılık, ancak % 2 si üst yönetimdedir, İrlanda: Çalışan kadınların % 7.4 ü yönetim kademelerindedir, Fransa: Çalışan kadınların % 25 i yönetim kademesinde bulunmaktadır. Bunların % 9.8 i mühendislik ve teknik alanda yönetici olup, % 10 u tepe yönetimde yer almaktadır. Ancak bunların sosyal, sağlık, ilkokul eğitmenliği alanında tepe yönetimde oldukları dikkat çekmektedir. Böylece kadınların toplum 43

47 hizmetlerinin yönetiminde daha fazla yer aldıkları görülmektedir. Almanya: Kamu sektöründe tepe yöneticilerin % 11.2 si kadın. Özel sektör yöneticilerinin ise % 5 i kadın. Ancak % 0.7 si direktör pozisyonunda. Genel olarak baktığımızda sağlık, sektöründe çalışanların % 86 sı, sosyal hizmetlerde çalışanların % 79 u, perakende hizmetlerde çalışanların % 62 si, eğitim hizmetleri alanında çalışanların % 48 i kadındır. Dolayısıyla kariyer şansları bu sektörlerde daha yüksektir. Dünya da kadın yönetici durumunu inceleyecek olursak ; İtalya : Çalışan kadınların ancak % 3 ü tepe yönetici pozisyonunda, İspanya : Çalışan kadınların ancak % 5 i üst pozisyonda yönetici, Yunanistan : Kadınların işgücüne katılma oranı % Yönetici pozisyonda bulunanların oranı ise % 8 olarak belirlenmiştir [14]. İskandinav ülkelerine baktığımızda ise bu oranların Avrupa ülkelerine nazaran biraz daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Örneğin, Danimarka ve Finlandiya daki oranlar aşağıdaki gibidir. Danimarka: İşgücünün % 46 sı kadındır. Bunlardan % 10 u özel ve kamu sektöründe orta kademe yöneticisidir tarihli araştırmaya göre 755 şirket direktörünün % 4 ü kadındır, Finlandiya: İşgücü içindeki kadınların % 21 i üst kademe yöneticisi. Kadın tepe yöneticiler özellikle bankacılık ve kamu sektöründe yoğunlaşmış bulunmakta, Japonya da ise, işgücünün % 40 ını oluşturan kadınların ancak % 1 i yönetim kademelerinde yer almakta, Amerika Birleşik Devletleri ne baktığımızda ise, işgücünün % 45 ini kadınlar oluşturmakta. Kadın yöneticilerin oranı 1970 de % 16 dan 1992 yılında % 42 ye yükselmiş. Bu oran giderek artmasına karşılık ancak % 4. 3 ünün tepe yönetimde olduğu görülmekte. Türkiye de ise kadınların işgücüne katılma oranları düşük olup, yıllara göre sürekli azalma göstermektedir. İşgü- 44

48 cüne katılma oranı Ekim 1990 da % 34 den 1996 da % 30 a gerilemiştir. Müteşebbis, direktör ve üst kademe yöneticiliği konumunda yer alan kadınların oranı % 0.19 dur. Bunların çoğunluğunun hizmet sektöründe yer aldığı dikkati çekmekte. Kamu yönetimi, yüksek eğitim görmüş kadınların başlıca çalışma alanıdır. Ancak karar alma mekanizmasında kadın sayısı çok azdır [14]. Kamuda üst ve orta düzey yönetici statüsünde çalışan kadınların % 80 i şef, % 15 i şube müdürü, % 3.7 si daire başkanı, % 0.12 si genel müdür statüsünde. Genel olarak bakıldığında, kamu sektöründe tepe yönetimdeki kadın oranı sadece % 4.2. Özel sektörde ise üst düzey yönetimde çalışan kadın sayısı çok daha düşük. İstanbul da 80 büyük işletmeyi kapsayan araştırmada 100 işçiden çok işçi çalıştıran 63 büyük işletmenin yalnızca 6 sında toplam 7 üst düzey kadın yönetici bulunduğu (% 2.8), 100 işçiden az işçi çalıştıran işletmelerin ise hiçbirinde üst düzey kadın yönetici olmadığı ortaya konmuştur [14]. Kadınların bürokrasi içerisinde üst düzey karar verici konumlarda yer alması da oransal olarak düşüktür. Ancak bu tür görevlere gelen kadınların çok başarılı oldukları da bir gerçektir. Örneğin bütün dünyada erkeklerin egemen olduğu diplomatik görevlerde Türk Dışişlerinde görev yapan 155 Büyükelçimizden 16 sı kadındır. Ülkemizdeki kadın Vali bulunmamaktadır. Türkiye de halen 23 kadın mülki idare amiri bulunmaktadır. 448 Vali Yardımcısından 10 u kadındır ve yaklaşık 804 Kaymakamdan 13 ü kadındır. Kadınların üst düzey bürokrasi içinde durumlarına bakıldığında, 20 müsteşar içerisinde hiç kadın bulunmamaktadır. 79 Müsteşar Yardımcısının ise 2 tanesi kadındır. Bağlı Kurum Genel Müdürlerinden 43 tanesi içinde 5 tanesi kadındır. 387 Genel Müdür Yardımcısından 32 tanesi, 871 Daire Başkanından ise 128 i kadındır [14]. 45

49 Kadın yöneticilerin sayısının az olması, büyük ölçüde geleneksel cinsiyet ayrımcılığına dayalı tutumların eğitim alanına da yansıması sonucu, eğitimde fırsat eşitliğinin tam anlamıyla gerçekleştirilememesi ve bunun doğal sonucu olarak kadınların, işlerinin gerektirdiği bilgi ve beceriyle yeterince donatılamamış olmalarına bağlıdır [14]. OECD verilerine göre: Kadın istihdam oranının en düşük olduğu ülke, Türkiye dir. Türkiye, %24 oranı ile %56 lık AB düzeyinin halen çok uzağındadır. Üstelik, birbirine eklenen yıllar Türkiye deki durumu iyileştirmek yerine, kötüleştirmektedir yılında %33 olan kadın istihdam oranı döneminde yılda ortalama %2 azalmıştır [14]. Kadınları diğer meslek gruplarında inceleyecek olursak; *Mimarların yüzde 38 si, avukatların ise yüzde 37 si ve bankacıların %50,2 si kadındır. Kadın polis sayısı 10 bin 889, erkek polis sayısı 182 bin 253 tür. Gazete ve dergilerde çalışan toplam kadın sayısı 15 bin361, toplam erkek sayısı 37 bin 89 dur. Toplam kadın öğretmen sayısı 338 bin 55, toplam erkek öğretmen sayısı 341 bin 318 dir. Yaygın eğitim kurumlarında 8 bin 693 kadın, 1082 erkek öğretmen çalışmaktadır. Günümüzde kadın işgücü sayısının artmasında, hizmet sektöründeki gelişmelerin yanı sıra, birbiriyle ilişkili pek çok faktörün etkili olduğu bilinmektedir. Bu faktörlerin başlıcaları şunlardır [11]. *Dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmeler, eğitim olanaklarının artması, standart dışı (atipik) çalışma şekillerinin ortaya çıkması ve giderek yaygınlaşması, evlenme oranlarında azalma, buna karşılık boşanma oranlarında artış, Toplumların, kadınların ça- 46

50 lışmasına yönelik tutumlarında meydana gelen olumlu gelişmeler, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmeler olarak sıralanmaktadır. Çalışan Kadının Sorunları Kadınlar çalışma yaşamına girerken bir takım sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunlar [19]; *Kültürel değerlerin kadının çalışmasını engellenmesi, temel ve mesleki eğitimin yetersizliği, eğitimli, genç kızların daha çok kadına uygun işlere yöneltilmesi, işlerin sosyal güvenceden yoksun olması, ücretlerin düşüklüğü, iş saatlerinin düzensizliği, çalışma şartlarının olumsuzluğu, iş arama yöntemleri konusunda bilgisizlik ve güvensizlik, işe alımlarda cinsiyete dayalı ayrımcılık, köyden kente göç ve kadınların kentte çalışmaya uygun görülmemesi, kayıtdışılık (özellikle kadınların çalıştığı alanlarda) Çalışan kadınların ana sorunları ise [20]; *Kentlerde çalışan kadınların kayıt dışı işlerde yoğunlaşması, kayıt dışı işlerin yapısının özellikle kadın işgücünün istihdam edilmesini kolaylaştırması, kadınların evlilik, doğum ve çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi nedenlerle işten ayrılmaları ya da işlerinin kesintiye uğraması, işgücü piyasasının cinsiyet temelinde ayrışması, kadınların karar mekanizmalarında yetersiz temsil edilmesi, sendikalarda kadınların temsil edilmemesi, cinsel tacizlerin olması olarak belirtilmektedir. Cinsiyet faktörüne bağlı olarak kadınların iş yaşamında karşılaştıkları sorunları belli başlı dört grupta toplamak mümkündür. Bunlar sırasıyla; *Eğitim ve mesleki eğitimde eşitsizlik, iş bulma ve yükseltilmede eşitsizlik, ücretlendirmede eşitsizlik, sosyal haklardan yararlanmada eşitsizliktir. 47

51 Türkiye'de istihdamdaki kadın işgücünün eğitim düzeyini incelediğimizde (TİSK); Okuryazar olmayan % 22, ilkokul mezunu % 51, ortaokul mezunu % 9, lise mezunu % 10, yüksekokul ve üniversite mezunu %8 dir. Kadınların işgücüne katılımlarını belirleyen en önemli etmenlerden birisini eğitim olduğu, eğitim düzeyi arttıkça kadınların daha fazla işgücü piyasasında yer aldıkları, fakat evli olmak ve 0-6 yaş arası çocuğa sahip olmanın kadınların işgücüne katılımlarını azalttığı bildirilmektedir [21-22]. Eğitim seviyesinin düşük olması kadınların toplumsal yaşamdan dışlanmalarının en önemli nedenlerinden birisidir [22]. önem kazanmıştır. İşgücünün beceri ve yeterliliğini geliştirerek istihdam edilebilirliğin artırılmasını amaçlayan aktif işgücü politikaları, işgücü yetiştirme, (mesleki) eğitim ve işgücü uyum programlarını, mesleğe yöneltme, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin sunulmasını, iş arama stratejilerinin geliştirilmesini, işsizler, özürlüler, kadınlar ve gençler gibi dezavantajlı grupların iş bulmasını, girişimcilik eğitimlerini ve istihdam garantili eğitim programlarını kapsamaktadır. Kadın, kadınlık sorunu, insanlık sorunu olarak ele alınmalı ve çözüm yolları aranmalıdır. Toplumlar, kadın ve erkeği birbirine rakip olarak değil, birbirini bütünleyen / tamamlayan unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde stratejiler geliştirmelidir [14]. Çalışan Kadının Toplumdaki Yerini Desteklemek İçin Yapılan Plan Ve Programlar Aktif işgücü politikaları vasıtasıyla istihdamın artırılması VIII. Plan döneminde Sonuç Ve Öneriler Kadınlar çalışma yaşamına girerken ve çalışma yaşamı içinde engellerle karşılaşmaktadır Bu engeller, Kadınların geleneksel rolleri ve bu rollere uygun toplum- 48

52 sal beklentilerle çalışma yaşamının bağdaşmaması, çocuk bakımı ve ev işlerinin toplumsal organizasyonlarının olmaması veya çok pahalı olması, eğitim düzeylerinin düşük olması nedeniyle bazı işlere ulaşamamaları, belli işlerin kadınlara yazılı olan ve olmayan kurallara göre kapalı olması, yükselmelerinin engellenmesi ve desteklenmemesi, cinsel taciz olarak özetlenebilir. Bu doğrultuda kadınların gelişimine daha da destek vermek adına; Kadın, kadınlık sorunu, insanlık sorunu olarak ele alınmalı ve çözüm yolları aranmalıdır. Toplumlar, kadın ve erkeği birbirine rakip olarak değil, birbirini bütünleyen / tamamlayan unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde stratejiler geliştirmelidir. Öneriler: *MEB kız çocukların okullaşma oranlarını *Mesleki ve teknik eğitimde kapsamlı bir reform sürecinde genç kızlar geleneksel mesleklerin dışında da eğitilmeli, *Kadın emeğiyle ilgili düzenli ve sistemli istatistikler toplanmalı, *Kadın emeği ve istihdamına ilişkin proje ve araştırmalara ilişkin envanter oluşturulmalı, *Çocuk, hasta yaşlı bakımının erkeklerin eşit katılması gereken toplumsal sorumluluk olması temelinde kamusal hizmetler yaygınlaştırılmalı, *Kadın girişimcilere kamu ihalelerinde öncelik verilmeli, Küçük işletmeleri destekleyici bir yaklaşımla kayıtdışılıkla mücadele edilmeli, *Kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarında Kadın-Erkek Eşitliği Büroları kurulmalı, artırmak için destek uygulamalarını artırmalı, 49

53 *İşyerlerinin ihtiyaçlarına göre kısa süreli meslek kazandırma programları ve aktif istihdam tedbirleri geliştirilmeli, *Okuma-yazma bilmeyen kadın sayısının hızla azaltılması için özel bir eğitim planı uygulanmalıdır. *Eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasında güçlü bağlantı kurulmalıdır. Yaşam boyu öğrenmeye ve kırdan kente göçenlerle genç işsizlerin eğitimlerine odaklanılmalıdır. *Kadın-erkek ayrımcılığını önlemeye yönelik girişimlerde bulunulmalı, Devlet bu doğrultuda kadını desteklemeli, *Şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi, fırsat eşitliğine dönük uygulamaların geliştirilmesi için sivil toplum kesimleriyle işbirliği gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda, erkeklerin bilinçlendirilmesine yönelik eğitim de fevkalade önem taşımaktadır. *İŞKUR un temel görevleri arasına kadın istihdamının artırılmasına ilişkin bir düzenleme konulmalı, *İŞKUR un tüm faaliyetleri toplumsal cinsiyet duyarlılığı taşımalı, hizmetlerden yararlanan kadın sayısını artırmak için somut hedefler konulmalı, *Yeni kredi destek paketi erkeklerle aynı düzeyde tutulmalı, *Kadınların iyi eğitim, mesleki eğitim ve yeniden eğitim almaları ve bilgi teknolojilerine erişimleri sağlanmalı, Kaynaklar 1.Pınar F. Barbara Frischmuth ta Çalışan Kadının Sorunları ve Kültürel İlişkiler. (Yüksek Lisans Tezi). Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Demir G. Çalışan Kadınlarda Rol Çatışmaları (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Malatya :İnönü Üniversitesi Sosyoloji Ana Bilim Dalı; Kocacık F, Gökkaya V. Türkiye de Çalışan Kadınlar ve Sorunları. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ; 6:

54 4. Eyüboglu A, Özar Ş, Tufan Tanrıöver H. Kentli Kadınların Çalışma Koşulları ve Çalışma Yaşamını Terk Nedenleri. İktisat Dergisi. 1998; 7:38 12.Altan Ö. Z. (1980). Kadın İşçiler ve Türkiye de Kadın İşçilerin 1475 Sayılı İş Kanunuyla Korunması. E.T.T._.A. Yayınları. Eskişehir;1980: Eyüboglu A, Özar Ş, Tufan Tanrıöver H. Kentli Kadınların Çalışma Koşulları ve Çalışma Yaşamını Terk Nedenleri. İktisat Dergisi. 1998; 7: Koray M. Çalışma Yaşamında Kadın Gerçekleri. AMME İdaresi Enstitüsü Dergisi.Ankara ;1992: KSSGM(T.C Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü) t_2010.pdf. 15. BKSSGM. Sağlık Sektöründe Kadın. Ankara; 2000: Ersöz G.A. Yönetici Kadınların ve Eşlerinin Ev İçi İş Bölümü Konusundaki Tutum ve Davranışlarına İlişkin Sosyolojik Bir Araştırma. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi;1993: Koç İ. Hacettepe Üniversitesi, Nüfus Etütleri Enstitüsü TNSA 2008 Sonuçları. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması. Ankara; 2008: Aklar N. Kamu Sektöründe Kadın ve Türkiye de Çalışma Hayatında Kadınlara Yönelik Ayrımcılık. Friedrich-Nauman Vakfı ve Liberal Düşünce Topluluğu Yayını, Ankara; 1996: Yıldız E.Üretim ve Yeniden Üretim sürecinde Ücretli Kadın Emeği. Toplumsal Araştırmalar Dergisi. 1985;.9: İpek İ. Kentli Kadınlar ve Çalışma Yaşamı. 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler. Tarih Vakfı Yayınları. Ankara;1998: Gıddens A. Sosyoloji.Ayraç Yayınevi. Ankara: 2000: Yurdakul S. Çalışan Kadının Korunması (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ersöz G.A. Yönetici Kadınların ve Eşlerinin Ev İçi İş Bölümü Konusundaki Tutum ve Davranışlarına İlişkin Sosyolojik Bir Araştırma. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi; 1993: Tokol A.Dünya da Kadın İşgücü. Türkiye de Kadın İşgücü Seminerleri. TISK I-II, Tisk Yayınları; 1999:

55 19. Kadın Emeği Platformu Komisyon Raporu, a.g.k. : Aytaç S.Çalışma Yaşamında Kadın ve Kariyer. Türkiye de Kadın İşgücü Seminerleri, I, II, TİSK Yayınları; 1999: Tunalı İ. İstihdam Durum Raporu Türkiye de İşgücü Piyasası ve İstihdam Araştırması Çakır Ö. Türkiye de Kadının Dışlanması. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 2008;31:

56 GÜNÜMÜZDE RADYASYON Yrd.Doç.Dr.Z.Deniz Yakıncı İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Malatya Özet Radyasyon elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. Günlük hayatımızın hemen her alanında, gerek doğal yollardan, gerekse teknolojik gelişmelerin getirdiği kolaylıkların bir sonucu olarak sürekli radyasyona maruz kalmaktayız. Hiç farkında olmadığımız bir şekilde organlarımız, dokularımız radyasyonla etkileşime girmektedir. Bu etkileşim bazı durumlarda gözle görülür sonuçlar doğururken, bazen de hiç haberimiz olmadan vücudumuzun içinden geçip gitmektedir. Radyasyon, daima doğada var olan ve birlikte yaşadığımız bir olgudur. İletişim araçlarının, iletişimini olanaklı kılan radyo dalgaları, tıpta, endüstride kullanılan x-ışınları; güneş ışınları, günlük hayatımızda alışkın olduğumuz radyasyon türleridir. Radyasyon içeren herhangi bir uygulamanın fayda ve riskleri konusunda doğru karar alınması ve risklerin en aza indirilmesi gerekir. Radyasyon tıpta tanı ve tedavide çarpıcı ilerlemelere önderlik etmiş ve endüstri, tarım ve araştırma alanlarında yaygın biçimde kullanımını sağlamasına karşılık, insana zarar verebileceği için, kişiler gereksiz ya da gereğinden fazla radyasyon ışınlanmasından korunmalıdır. Böylece kontrol edilebilir durumlarda, kişilerin radyasyon ile ışınlanmalarında göz önüne alınan fayda ve risk arasındaki dengenin dikkatli bir şekilde oluşturulması gerekir. Anahtar Kelimeler Radyasyon, foton, atom 53

57 Giriş bulunduğuna ait ilk deneysel kanıt J.J.Thomson un ( ) 1897 de elektronları keşfetmesiyle başlamıştır[2]. Her bir atom, merkezinde pozitif yüklü küçük bir çekirdek ve bu çekirdeğin etrafında belli sayıda elektron bulundurur. Elektronlar, negatif elektrik yüklüdür ve çekirdek etrafında zayıf bağlı sınırlarda bir bulut (kabuk olarak da adlandırılan) içerisinde hareket eder. Çekirdek; elektron bulutundan kez daha küçüktür ve elektronlar ise daha da küçüktür. Atom çekirdeği elektronların negatif yüküne eşit pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur. Her bir atom eşit sayıda proton ve elektron bulundurduğundan elektriksel olarak yüksüzdür[3]. Radyasyon, dalga parçacık veya foton olarak adlandırılan enerji paketleri ile yayılan enerjidir. Radyasyonun doğal olarak her yerde bulunduğu bir dünyada yaşıyoruz. Radyoaktif maddeler çevrede doğal olarak bulunur ve vücudumuz karbon-14, potasyum-40 gibi doğal olan radyoaktif maddeleri içerir. Yeryüzündeki tüm yaşam, radyasyonun varlığında gelişmiştir[1]. İnsan bedeni, tabiattaki hemen her canlı gibi radyoaktif bileşenler içeriyor ve yaşamsal süreçleri sonucunda radyasyon üretiyor. Yediğimiz doğal yiyeceklerin, meyve ve sebzelerin hemen hepsinde, tüm bitkilerde, giyeceklerimizde, içeceklerimizde, güneşten gelen ışınlarda, soluduğumuz havada ve kendi bedenimizde doğal bir radyoaktivite var. Maddenin yapısı Dünyada her şey atomlardan oluşmaktadır.19.yüzyılda maddenin en küçük yapıtaşı elektron olarak tanımlanan atomların birer iç yapısı 54

58 Radyasyon tipleri Radyasyonun bilinen tiplerinden pek çoğu radyoaktif maddelerden yayınlanır, ancak radyasyonun bazı tipleri farklı şekillerde üretilir. En önemli örnek ise, metal bir hedef (genellikle tungsten) bir elektron demeti ile ışınlanmasıyla üretilen X-ışınlarıdır. Metaldeki elektronlar, elektron demetindeki enerjiyi soğurur ve daha sonra enerji X-ışını şeklinde açığa çıkar. Dolayısıyla, radyasyon metal atomlarından ortaya çıkar ancak radyoaktiviteden farklı olarak çekirdekten kaynaklanmaz. Radyasyonu temel olarak ikiye ayırabiliriz. İyonlaştırıcı Radyasyonlar, olmasına rağmen enerjileri yüksektir. Elektromanyetik dalgaların hepsi boşlukta aynı hızla yol alırlar. Bu hız saniyede km dir[4]. Gama (Y) Işınları: Belirli bir elektrikle yüklü değillerdir. Gama ışınları elektromanyetik dalgalardan meydana gelmiştir. Radyoaktif bozunmalar ya da nükleer reaksiyonlar sonucu oluşan kararsız atom çekirdeklerinden yayılan bir çeşit elektromanyetik ışınlardır[5]. X Işınları: X ışınları gözle görülemez ve elektromagnetik tayfın morötesi ışınları ile gamma ışınları arasında kalan kesiminde İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyonlar. yer alırlar. X ışınlarını 1895'te, Alman 1)İyonlaştırıcı Radyasyonlar: Girdiği ortama iyonları ayrıştıran radyasyonlara denir. İki tip iyonlaştırıcı radyasyon vardır; a) Elektromanyetik radyasyonlar: Gama (Y) ve X ışınları elektromanyetik radyasyonlardır. Bunlar yüksek frekanslı görünen ışık ve radyo dalgaları gibi elektromanyetik dalgalardır ve dalga boyları çok küçük bilim adamı Wilhelm Conrad Röntgen keşfetti. Bu yüzden bu ışınlara Röntgen ışınları da denir[6]. b) Parçacıklı Radyasyon: Alfa (α) Işınları: Kararsız atom çekirdeği tarafından yayınlanan, pozitif yüklü helyum çekirdeğidir. Nispeten daha ağır bir parçacıktır, ancak havada kısa menzile (sadece 1-55

59 2 cm) sahiptir, ince kağıt veya cilt tarafından 2-İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyonlar Ultraviyole ışınları: Asıl kaynağı güneştir. UV ışınları güneş tam doğarken bolca yayılmaktadır. UV ışınları beyaz elbise giyilerek engellenebilir. Bazen bu ışınlar kar tamamen soğurulabilir. Bununla beraber alfa radyasyonu solunum ya da sindirim yoluyla vücuda alındığında, yakınındaki akciğer veya mide dokularının yüksek radyasyona maruz kalmasına neden olabilir. Beta (β) Işınları: (+) ve (-) elektrik yüklerinden meydana gelmişlerdir. İnce bir su, metal levha yada cam tabakası bu elektronları durdurmak için yeterlidir. Beta radyasyonu plastik, cam veya metal tabakalar tarafından tamamen soğurulabilir. Normal olarak veya kumdan yansıyarak kar ve güneş körlüğü yapabilir. UV nin derine inmesi giriciliği az olduğu için büyük oranda deri ve gözleri etkilemektedir. Bu tür deri kanserlerinin çoğu %80 UV ışınlarından kaynaklanmaktadır. EMR Nitelikli Radyasyonlar: Radyo dalgaları, mikrodalgalar, mobil ve cep telefonları, radyo FM ve TV vericileri, radarlar, trafolar, bilgisayarlar, akım taşıyan kablolar bu gruba girmektedir. cildin üst tabakasından öteye geçemezler. Ancak yüksek enerjili beta yayınlayıcılar ile aşırı derecede ışınlanma cilt yanıklarına neden olabilir. Bu tip beta yayınlayıcılar, solunum ya da sindirim yoluyla vücuda alındığı takdirde tehlike yaratabilirler. 56

Kalite Kurumları ve Kalite Güvence Sistemleri

Kalite Kurumları ve Kalite Güvence Sistemleri Kalite Kurumları ve Kalite Güvence Sistemleri - 1 Kalite Kurumları American Society of Quality Control (ASC) Union of Japanese Scientists and Engineers (JUSE) European Foundation of Quality Management

Detaylı

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK Kök Hücre Biyolojisi Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK Kök hücre nedir? Kök hücreler organizmanın tüm dokularını ve organlarını oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler

Detaylı

Ġstanbul Üniversitesi Hastaneleri BütünleĢik Kalite Yönetim Sistemi. 30.4.2013 İTF Kalite Yönetim Birimi

Ġstanbul Üniversitesi Hastaneleri BütünleĢik Kalite Yönetim Sistemi. 30.4.2013 İTF Kalite Yönetim Birimi Ġstanbul Üniversitesi Hastaneleri BütünleĢik Kalite Yönetim Sistemi 30.4.2013 İTF Kalite Yönetim Birimi 1 SUNUM ĠÇERĠĞĠ Kalite nedir?- Sağlıkta Kalite nedir? İÜH Bütünleşik Kalite Yönetim Sistemi nedir?

Detaylı

Embriyonik Kök Hücre. Blastosist adı verilen hücre kümesinden alınan hücrelerin her birine embriyonik kök hücre denir. fertilised. egg. 8-cell.

Embriyonik Kök Hücre. Blastosist adı verilen hücre kümesinden alınan hücrelerin her birine embriyonik kök hücre denir. fertilised. egg. 8-cell. Embriyonik Kök Hücre Blastosist adı verilen hücre kümesinden alınan hücrelerin her birine embriyonik kök hücre denir. Inner cell mass egg fertilised egg 2-cell 8-cell blastocyst Day 0 Day 1 Day 2 Day 3

Detaylı

Nivîskar SamoCan THURSDAY, 17 FEBRUARY :17 - Nûkirina dawîyê THURSDAY, 17 FEBRUARY :27

Nivîskar SamoCan THURSDAY, 17 FEBRUARY :17 - Nûkirina dawîyê THURSDAY, 17 FEBRUARY :27 There are no translations available. Kök hücre tedavileri, dejeneratif hastalıklar CD34-pozitif hücreler CD34 ile, hematopoietik kök hücrelerin üst yüzeyinde bulunabilecek özel bir molekül yapısına atıfta

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ. İl Performans ve Kalite Koordinatörlüğü Tıb.Tek.Fatma Türkan TAŞKIN Ekim 2012

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ. İl Performans ve Kalite Koordinatörlüğü Tıb.Tek.Fatma Türkan TAŞKIN Ekim 2012 TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ İl Performans ve Kalite Koordinatörlüğü Tıb.Tek.Fatma Türkan TAŞKIN Ekim 2012 KALİTE NEDİR? Kalite, kullanıma uygunluktur (Dr.J.M. JURAN) Kalite, ihtiyaçlara uygunluktur(p.b.crosby)

Detaylı

Uzm.. Dr. Rukiye BERKEM Uzm S.B.Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Bölümü V. Ulusal Kan Merkezleri ve Transfüzyon Tıbbı Kongresi 1818-22 Kasım 2012 Akreditasyon; sağlık hizmeti sunan

Detaylı

ISO NEDİR? TSE, ISO nun üyesi ve Türkiye deki tek temsilcisidir. EN NEDİR?

ISO NEDİR? TSE, ISO nun üyesi ve Türkiye deki tek temsilcisidir. EN NEDİR? ISO Türk Standardları Enstitüsü 132 sayılı kuruluş yasası ile kendisine verilen Standardlara uygun ve kaliteli üretimi teşvik edecek her türlü çalışmayı yapmak ve bunlarla ilgili belgeleri düzenlemek görevini

Detaylı

Yönetim Sistemleri Eğitimleri

Yönetim Sistemleri Eğitimleri Yönetim Sistemleri Eğitimleri ISO 9001-2008 /2015 EĞİTİMİ Kuruluşlarında kalite yönetim sistemi kuracak, geliştirecek ve/veya uygulayacak katılımcılara kalitenin tanımlarını ve kalite yönetim prensiplerini

Detaylı

Pluripotent Kök Hücreler

Pluripotent Kök Hücreler Dönem 1-Sunum 4/ 2016 Pluripotent Kök Hücreler Prof.Dr. Alp Can Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji ABD www.alpcan.com Dr. Rudolph Virchow (1821-1902) Omnis Cellula e Cellula Yıl: 1858

Detaylı

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI NİSAN 2018 1 2 İÇİNDEKİLER 1. Neden İç Kontrol?...5 2. İç

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Kök Hücre Biyolojisi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(

Detaylı

MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ

MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ Prof. Dr. A. Eser ELÇİN 1 İÇERİK 1. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELER 2. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN TANIMLANMASI 3. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN HÜCRE YÜZEY MARKERLARI 4. MEZENKİMAL KÖK

Detaylı

Değerlendirme Araçları Projesi

Değerlendirme Araçları Projesi Hastanelerde Kalite Geliştirme için Performans Değerlendirme Araçları Projesi (PATH) ve Türkiye nin Katılımı Günnur ERTONG Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi 20 Mart 2009 PATH NEDİR? Hastanelerin emsalleriyle

Detaylı

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir? T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KİHBİ Dairesi Başkanlığı 10 SORUDA İÇ KONTROL MAYIS 2014 ANKARA 1- Neden İç Kontrol? Dünyadaki yeni gelişmeler ışığında yönetim anlayışı da değişmekte ve kamu yönetimi kendini sürekli

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi AVRUPA BİRLİĞİ NDE SAĞLIK TURİZMİ Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık turizmi nedir? hastaların ihraç edilmesi? tıbbi hizmetlerin ithal edilmesi? sağlığın/sağlık hizmetlerinin

Detaylı

TEDAVİ PLANLARI CLINICAL CRITICAL PATHWAYS

TEDAVİ PLANLARI CLINICAL CRITICAL PATHWAYS SAĞLIK İŞLETMELERİ YÖNETİMİ TEDAVİ PLANLARI CLINICAL CRITICAL PATHWAYS B Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT *Tedavi planları,esas olarak mühendislik alanında geliştirilen ve kullanılan bir yöntemdir. * Sağlık hizmetlerinde

Detaylı

T. C. KAMU İHALE KURUMU

T. C. KAMU İHALE KURUMU T. C. KAMU İHALE KURUMU Elektronik İhale Dairesi KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ BT Strateji Yönetimi BT Hizmet Yönetim Politikası Sürüm No: 6.0 Yayın Tarihi: 26.02.2015 444 0 545 2012 Kamu İhale Kurumu Tüm hakları

Detaylı

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar. SAĞLIK ARAŞTIRMALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DAİRE BAŞKANLIKLARI YÖNERGESİ Amaç MADDE 1- (1) Bu yönerge, Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilat yapısını, görevlerini, yetkilerini ve

Detaylı

KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMALARI

KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMALARI KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMALARI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KALİTE BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Kalite İnsanların Yanlızca Çalışma Hayatı ile İlgili Değil, Tüm Yaşamlarıyla İlgili Bir konudur. Hidayet ŞAHİN TSE hisakys@gmail.com

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç Madde 1- Bu yönerge, Tıp Fakültesi ndeki eğitim ve genel amaçlı kurul ve komisyonların

Detaylı

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON MİSYON Eğitim, sağlık hizmeti ve araştırmada yenilik ve mükemmelliği teşvik ederek, ulus ve ötesinde, sağlığı korumak ve geliştirmektir.

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1- (1) Bu Yönergenin amacı, Acil Sağlık Hizmetleri

Detaylı

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı HÜCRENİN ÇOĞALMASI VE FARKLILAŞIMININ BİYOFİZİĞİ HANDAN TUNCEL İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı hntuncel@istanbul.edu.tr G1; presentetik, S; DNA sentez fazı G2;

Detaylı

14. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI DENETİM. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

14. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI DENETİM. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT 14. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI DENETİM 1 2 DERS İÇERİĞİ Denetimin tanımı ve özellikleri Denetimin diğer yönetim fonksiyonları ile ilişkisi Denetim kaynakları ve özellikleri 3 YÖNETİM NEDİR? Kaynaklar

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönergenin

Detaylı

Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri. 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi

Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri. 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi Place image here with reference to guidelines Serhat Akmeşe

Detaylı

2015 YILI KURUMSALLAŞMA KOMITE RAPORLARI FAALİYET RAPORU

2015 YILI KURUMSALLAŞMA KOMITE RAPORLARI FAALİYET RAPORU KURUMSALLAŞMA KOMITESI KOMITE RAPORLARI GÖREVİ Başkan Başkan Yrd. Sekreter ADI SOYADI HIDIR ÖZDEN GÖZDE OKYAY TURUNÇ GÖZDE ERTAŞ HACER MELTEM AKDOĞAN AKSAÇ NEŞE YILMAZ HÜSEYİN DOĞAN ÇİĞDEM ASLANCAN MURAT

Detaylı

T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı

T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL Ankara-2012 İÇİNDEKİLER 1 Neden İç Kontrol? 2 İç Kontrol Nedir? 3 İç Kontrolün Amacı Nedir? 4 İç Kontrolün Yasal

Detaylı

Tibbi Laboratuvarlarda ISO Akreditasyon Süreci: Sorunlar ve Çözümleri Teknik Uzman Gözüyle

Tibbi Laboratuvarlarda ISO Akreditasyon Süreci: Sorunlar ve Çözümleri Teknik Uzman Gözüyle Tibbi Laboratuvarlarda ISO 15189 Akreditasyon Süreci: Sorunlar ve Çözümleri Teknik Uzman Gözüyle Dr. Diler Aslan Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı IFCC Diyabet Biyobelirteçlerinin

Detaylı

9.ULUSLARARASI SAĞLIKTA KALİTE, AKREDİTASYON VE HASTA GÜVENLİĞİ KONGRESİ SAĞLIK KURUMLARI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE EĞİTİM UYGULAMALARI

9.ULUSLARARASI SAĞLIKTA KALİTE, AKREDİTASYON VE HASTA GÜVENLİĞİ KONGRESİ SAĞLIK KURUMLARI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE EĞİTİM UYGULAMALARI 9.ULUSLARARASI SAĞLIKTA KALİTE, AKREDİTASYON VE HASTA GÜVENLİĞİ KONGRESİ SAĞLIK KURUMLARI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE EĞİTİM UYGULAMALARI Kumral ORALALP-Ayşe SÖNMEZ Ege Üniversitesi Araştırma ve Uygulama

Detaylı

Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim Görevlisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı (2006).

Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim Görevlisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı (2006). Kişisel Bilgiler Adı Soyadı Akademik Unvanı e-posta Adresi Yabancı Dil Eğitim Arzu ÜZGÜL YENİDİKİCİ Öğretim lisi arzuuzgul@gmail.com İngilizce (ÜDS:73). Doktora Gazi Üniversitesi Sağlık Kurumları Yönetimi

Detaylı

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER MİSYON Eğitim, sağlık hizmeti ve araştırmada yenilik ve mükemmelliği teşvik ederek, ulus ve ötesinde, sağlığı korumak ve geliştirmektir.

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 4.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER Kalite Planlaması Kalite Felsefesi KALİTE PLANLAMASI Planlama, bireylerin sınırsız isteklerini en üst düzeyde karşılamak amacıyla kaynakların en uygun

Detaylı

İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre

İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre Kök Hücre Blastosist adı verilen hücre kümesinden alınan hücrelerin her birine embriyonik kök hücre denir. İç Hücre Kitlesi Bu hücreler pluripotensi özelliklerini koruyarak

Detaylı

KAYISI ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ EK 3.4 KALİTE YÖNETİM / İÇ KONTROL BİRİMİ

KAYISI ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ EK 3.4 KALİTE YÖNETİM / İÇ KONTROL BİRİMİ KAYISI ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ EK 3.4 KALİTE YÖNETİM / İÇ KONTROL BİRİMİ Kalite Yöneticisi Dök.No KAİM.İKS.FRM.081 Sayfa No 1/ 3 İŞİN KISA TANIMI: Kayısı Araştırma İstasyonu Müdürlüğü üst yönetimi

Detaylı

10 SORUDA İÇ KONTROL

10 SORUDA İÇ KONTROL T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı 10 SORUDA İÇ KONTROL 1 Neden İç Kontrol? Dünyadaki yeni gelişmeler ışığında yönetim anlayışı da değişmekte ve kamu yönetimi kendini

Detaylı

1. KNA ve HTEA 2. Risk Analizi 3. Kalite Kavramı 4. Hastane ç Tetkikçi Eğitimi 5. Klinik ve dari Süreçler 6. ndikatör Kavramı ve ndikatörler 7.

1. KNA ve HTEA 2. Risk Analizi 3. Kalite Kavramı 4. Hastane ç Tetkikçi Eğitimi 5. Klinik ve dari Süreçler 6. ndikatör Kavramı ve ndikatörler 7. 1. KNA ve HTEA 2. Risk Analizi 3. Kalite Kavramı 4. Hastane ç Tetkikçi Eğitimi 5. Klinik ve dari Süreçler 6. ndikatör Kavramı ve ndikatörler 7. Sağlık Kurumlarında Entegre Kalite Yönetim Sistemleri 8.

Detaylı

Sağlık k Hizmetlerinde. Kalite ve Akreditasyon. 100 Milyon Saatte Ölüm İhtimali. Bilge AYDIN

Sağlık k Hizmetlerinde. Kalite ve Akreditasyon. 100 Milyon Saatte Ölüm İhtimali. Bilge AYDIN Sağlık k Hizmetlerinde Kalite ve Akreditasyon Bilge AYDIN T.C. Sağlık Bakanlığı Kalite Koordinatörlüğü 100 Milyon Saatte Ölüm İhtimali Gebe Olmak 1 Tren Yolculuğu 5 Evde Çalışmak 8 Tarımda Çalışmak 10

Detaylı

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN İnsan kaynakları bir organizasyondaki tüm çalışanları ifade eder. Diğer bir deyişle organizasyondaki yöneticiler, danışmanlar,

Detaylı

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Balanced Scorecard DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Bu yöntemin ortaya çıkışı 1990 yılında Nolan Norton Enstitüsü sponsorluğunda gerçekleştirilen, bir yıl süren ve birçok şirketi kapsayan Measuring performance

Detaylı

Sedona. Nisan 2013 Eğitim Kataloğu

Sedona. Nisan 2013 Eğitim Kataloğu Nisan 2013 Eğitim Kataloğu 8 Nisan 2013 Sedona, yazılım firmalarına ve büyük çaplı organizasyonların bilişim departmanlarına organizasyonel yapılanma, yöneticilik, takım çalışması ve kalite süreçleri alanlarında

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TIBBİ LABORATUVAR YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TIBBİ LABORATUVAR YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TIBBİ LABORATUVAR YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak Amaç MADDE 1- Bu Yönergenin amacı Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve

Detaylı

Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri

Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri Ye#şkin Kök Hücre Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri 1. Değişken hücreler (Labile cells) - Sürekli bir kayıp ve yenilenme vardır. - Skuamöz ve salgı bezi hücreleri - Kemik iliğindeki hematopoe>k

Detaylı

ISO 15189 Akreditasyonunun Klinik Laboratuvarlara Etkisi

ISO 15189 Akreditasyonunun Klinik Laboratuvarlara Etkisi ISO 15189 Akreditasyonunun Klinik Laboratuvarlara Etkisi Dr.Ömer Güzel Biruni&Centro Laboratuvarları 18 EKİM 2014 MALATYA 21. Yüzyılda Laboratuvarların Geleceği Otomasyon, Konsolidasyon, Moleküler tanı,

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

GÖREV TANIMLARI. : Genel Müdür. İşin Adı. Bağlı Olduğu Kişi : Hizmet Sorumluluğu Olduğu Bölüm / kişi (var ise) : Tüm Bölümler.

GÖREV TANIMLARI. : Genel Müdür. İşin Adı. Bağlı Olduğu Kişi : Hizmet Sorumluluğu Olduğu Bölüm / kişi (var ise) : Tüm Bölümler. Sayfa No 1/ 5 İşin Adı Bağlı Olduğu Kişi : Hizmet Sorumluluğu Olduğu Bölüm / kişi (var ise) : Tüm Bölümler Organizasyon Alt Bağ : Tüm Bölümler İşin Amacı : Yokluğunda Vekâlet Durumu Kime Vekâlet Edeceği

Detaylı

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI Bölgesel Yenilik Stratejisi Çalışmaları; Kamu Kurumlarında Yenilik Anketi İstanbul Bölgesel Yenilik Stratejisi Kamu Kurumlarında Yenilik Anketi Önemli Not: Bu anketten elde

Detaylı

Kök Hücre ve Erkek Genital Sisteminde Kök Hücrenin Kaynakları

Kök Hücre ve Erkek Genital Sisteminde Kök Hücrenin Kaynakları Kök Hücre ve Erkek Genital Sisteminde Kök Hücrenin Kaynakları Doç. Dr. Gülperi Öktem Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji AD. Designed by TheTemplateMart.com Kök Hücre Embriyogenezis

Detaylı

PERFORMANS SİSTEMİ. Prof. Dr. YAVUZ ÇOŞKUN Gaziantep Üniversitesi

PERFORMANS SİSTEMİ. Prof. Dr. YAVUZ ÇOŞKUN Gaziantep Üniversitesi PERFORMANS SİSTEMİ Prof. Dr. YAVUZ ÇOŞKUN Gaziantep Üniversitesi SAĞLIK SİSTEMİ TANIMI WHO Dünya Sağlık Raporu (2000) de : Sağlık sistemi, birincil amacı sağlığın geliştirilmesi, yeniden tesisi ve sürekliliğinin

Detaylı

Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir.

Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir. PROJE YÖNETİMİ Proje: Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir. Proje Yönetimi: Kısıtlı zaman, maliyet ve teknik durumları dikkate alarak, projenin en etkin

Detaylı

2- PROJE YÖNETİMİ BİLGİ ALANLARI Y R D. D O Ç. D R. K E N A N G E N Ç O L

2- PROJE YÖNETİMİ BİLGİ ALANLARI Y R D. D O Ç. D R. K E N A N G E N Ç O L 2- PROJE YÖNETİMİ BİLGİ ALANLARI Y R D. D O Ç. D R. K E N A N G E N Ç O L 10 TEMEL BILGI ALANı (PMI YAKLAŞıMı) Proje Entegrasyon Yönetimi Proje Kapsam Yönetimi Proje Zaman Yönetimi Proje Maliyet Yönetimi

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

KALİTE KAVRAMI VE KALİTENİN BOYUTLARI

KALİTE KAVRAMI VE KALİTENİN BOYUTLARI KALİTE YÖNETİMİ KALİTE KAVRAMI VE KALİTENİN BOYUTLARI Hizmet veya üründe kalite kavramı için farklı tanımlar kullanılmaktadır. En genel hâliyle ihtiyaçlara uygunluk (Crosby), ürün veya hizmetin değeri

Detaylı

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR Prof. Dr. İhsan Karadoğan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Kök Hücre Nedir? Kendileri için uygun olan bir çevre içinde

Detaylı

SAĞLIK YÖNETİMİ HASTANE YÖNETİMİ

SAĞLIK YÖNETİMİ HASTANE YÖNETİMİ SAĞLIK YÖNETİMİ HASTANE YÖNETİMİ Kaynak: Sağlık İşletmeleri Yönetimi Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Yrd. Doç. Dr. Oğuz IŞIK Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT *Hastanelerin Tanımı *Hastanelerin Özellikleri *Hastanelerin

Detaylı

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN Almanya; Orta Avrupa da bir ülkedir. Kuzeyinde Kuzey denizi, Danimarka, ve Baltık denizi; doğusunda Polonya ve Çek cumhuriyeti; güneyinde Avusturya ve İsviçre;

Detaylı

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37 KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37 Risk kültürü (1/5) Etkin bir risk yönetimi için çok boyutlu düşünme kültürü geliştirilmeli, farklılıklar ve riskler fırsatlara dönüştürülmelidir.

Detaylı

Bir Bakışta Proje Döngüsü

Bir Bakışta Proje Döngüsü 1 Bir Bakışta Proje Döngüsü Carla Pittalis, Operasyonlar Sorumlusu Dünya Bankası UYGULAMA DESTEK ÇALIġTAYI Ankara, 6-10 Şubat 2012 2 Amaçlar Proje hazırlık ve yönetim çalışmalarının önemini vurgulamak

Detaylı

HASTANE HİZMET KALİTE STANDARTLARI METODOLOJİSİ

HASTANE HİZMET KALİTE STANDARTLARI METODOLOJİSİ HASTANE HİZMET KALİTE STANDARTLARI METODOLOJİSİ Sağlıkta Dönüşüm Programının ana hedeflerinden biride sağlık hizmetlerinde sürekli kalite gelişimini sağlamaktır. 2003 yılında ülkemize özgü bir uygulama

Detaylı

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı ve kapsamı; İstanbul

Detaylı

KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ (ISO 9001:2015)

KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ (ISO 9001:2015) KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ (ISO 9001:2015) NELER GETIRDI www.sigmacenter.com.tr www.sigmaakademi.com Kalite Yönetim Sistemi; o bütün dünyada kalitenin ortak dilidir o diğer yönetim sistemlerinin temelini oluşturur

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2. Kurum:BeykentÜniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu

ÖZGEÇMİŞ. 2. Kurum:BeykentÜniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: M. Süheyl Pozantı 2. Kurum:BeykentÜniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu 3. Görev : Yardımcı Doçent Doktor Telefon: 444 1997 E-mail: suheylpozanti@beykent.edu.tr 4. Doğum Tarihi:

Detaylı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik ve Spor Yönetimi Spor Yönetim Prensipleri Tarafsızlık Yeterlik (Bireylerin neyi en iyi yapabileceklerini bilmek ve

Detaylı

BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI

BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI OCAK 2015 Sunum Planı İç Kontrol ün Tanımı ve Amaçları Birimlerin Sorumlulukları İç Kontrol Standartları Bakanlıkta

Detaylı

T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ İÇ DENETİM BİRİMİ KALİTE GÜVENCE VE GELİŞTİRME PROGRAMI

T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ İÇ DENETİM BİRİMİ KALİTE GÜVENCE VE GELİŞTİRME PROGRAMI T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ İÇ DENETİM BİRİMİ KALİTE GÜVENCE VE GELİŞTİRME PROGRAMI ANKARA-2017 İÇİNDEKİLER 1. GENEL HÜKÜMLER... 3 2. İÇ DEĞERLENDİRMELER... 3 2.1. SÜREKLİ İZLEME... 3 2.2.

Detaylı

NASIL AKREDİTE OLUNUR? DR. YASEMİN HEPER ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KAN MERKEZİ SORUMLUSU

NASIL AKREDİTE OLUNUR? DR. YASEMİN HEPER ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KAN MERKEZİ SORUMLUSU NASIL AKREDİTE OLUNUR? DR. YASEMİN HEPER ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KAN MERKEZİ SORUMLUSU Akreditasyon yolculuğu ETKİLİ BİR LİDERLİK TAKIM ÇALIŞMASI HERKESİN KATILIMI ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Detaylı

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Daha İyi Bir Yaşam İçin 1

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Daha İyi Bir Yaşam İçin 1 TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Daha İyi Bir Yaşam İçin 1 Bugünü ve geleceği etkileyen unsurlar Küreselleşme Teknolojik gelişmeler İletişim Ulaştırma Her alanda rekabet Hammadde/enerji Kaynakları ve refah İçin

Detaylı

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL KASIM 2013 İÇİNDEKİLER 1. Neden İç Kontrol? 2. İç Kontrol Nedir? 3. İç Kontrolün Amacı Nedir? 4.

Detaylı

İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek!

İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek! İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek! Yönetim, Eğitim, Taahhüt Hizmetleri www.sibernetiks.com 0850 840 23 90 Uyum

Detaylı

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE SUNUM PLANI 1. RİSK VE RİSK YÖNETİMİ: TANIMLAR 2. KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ 3. KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ DÖNÜŞÜM SÜRECİ

Detaylı

İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir

İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir Kurumlarımızda kullanılmakta olan önemli yönetim araçlarımız bulunmakta; İç Kontrol, Risk Yönetimi, Stratejik

Detaylı

HASTA BAKIMININ ORGANİZASYONU. Öğr. Gör. Sultan TÜRKMEN KESKİN

HASTA BAKIMININ ORGANİZASYONU. Öğr. Gör. Sultan TÜRKMEN KESKİN HASTA BAKIMININ ORGANİZASYONU Öğr. Gör. Sultan TÜRKMEN KESKİN İyi bir hasta bakım organizasyonu oluşturulması, - Hemşirelik bakım kalitesini arttırır, - Hasta bakım maliyetini azaltır. Bir serviste hasta

Detaylı

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ. BİLGİ YÖNETİM SİSTEMİ Mevcut Durum Analiz ve Kapasite Geliştirme Projesi

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ. BİLGİ YÖNETİM SİSTEMİ Mevcut Durum Analiz ve Kapasite Geliştirme Projesi ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ ÜST DÜZEY YÖNETİCİ SUNUMU BİLGİ YÖNETİM SİSTEMİ Mevcut Durum Analiz ve Kapasite Geliştirme Projesi Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı OCAK 2009 1 Gündem Bilgi Yönetimi Yol Haritası

Detaylı

Sedona. Eğitim Kataloğu

Sedona. Eğitim Kataloğu Eğitim Kataloğu 1. Organizasyonel yapılanma Organizasyonel yapılanma kapsamında yer alan takım yapıları, yönetim anlayışı, yazılım süreçleri gibi kavramlar, yazılım projelerini başarıya taşıyan yapıtaşları

Detaylı

KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KERİM ÖZBEYAZ

KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KERİM ÖZBEYAZ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KERİM ÖZBEYAZ 3.4.4. Toplam Kalite Yönetiminin Başarısını Etkileyen Faktörler 1. İç Faktörler: A. Misyon: B. Vizyon: C. Liderlik Tarzı D. Motivasyon E. Koordinasyon F. Ortak Kültür

Detaylı

MESLEK KAVRAMI VE MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

MESLEK KAVRAMI VE MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ AHMET ARSLAN MESLEK KAVRAMI VE MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ Meslek, kişilerin topluma yararlı mal ve hizmet üreterek geçimlerini temin etmek ve para kazanmak için yaptıkları, belli bir eğitimle kazanılan, sistemli

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

Siber Güvenlik Risklerinin Tanımlanması / Siber Güvenlik Yönetişimi

Siber Güvenlik Risklerinin Tanımlanması / Siber Güvenlik Yönetişimi KURUMLAR İÇİN SİBER GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİ ÖLÇME TESTİ DOKÜMANI Kurumlar İçin Siber Güvenlik Önlemlerini Ölçme Testi Dokümanı, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör temsilcilerinin siber güvenlik adına

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

Yazılım ve Uygulama Danışmanı Firma Seçim Desteği

Yazılım ve Uygulama Danışmanı Firma Seçim Desteği Yazılım ve Uygulama Danışmanı Firma Seçim Desteği Kapsamlı bir yazılım seçim metodolojisi, kurumsal hedeflerin belirlenmesiyle başlayan çok yönlü bir değerlendirme sürecini kapsar. İş süreçlerine, ihtiyaçlarına

Detaylı

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1. (1) Bu Yönergenin amacı İstanbul Teknik Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma

Detaylı

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI Source: Pexels Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ödeme Davranışları, Euler Hermes Ekonomik Araştırmalar YÖNETİCİ ÖZETİ

Detaylı

SAĞLIK HİZMETLERİNDE KALİTE YÖNETİM VE ORGANİZASYON YAPISI NASIL OLMALI? MPHG KALİTE YÖNETİM MODELİ

SAĞLIK HİZMETLERİNDE KALİTE YÖNETİM VE ORGANİZASYON YAPISI NASIL OLMALI? MPHG KALİTE YÖNETİM MODELİ SAĞLIK HİZMETLERİNDE KALİTE YÖNETİM VE ORGANİZASYON YAPISI NASIL OLMALI? MPHG KALİTE YÖNETİM MODELİ Nihal KAFALI ÜNLÜTÜRK MPHG Kalite Grup Müdürü 9. Uluslararası Sağlıkta Kalite, Akreditasyon ve Hasta

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v. 1. Bölüm Toplam Kalite Yönetimi (Total Quality Management)

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v. 1. Bölüm Toplam Kalite Yönetimi (Total Quality Management) İÇİNDEKİLER Önsöz... v 1. Bölüm Toplam Kalite Yönetimi (Total Quality Management) 1. Toplam Kalite Yönetiminin Tanımı, Önemi, Gelişimi ve Guruları... 1 2. Turizm Sektörü Açısından Toplam Kalite Yönetimi

Detaylı

SUNUM PLANI. Politika ve Proje Daire Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü

SUNUM PLANI. Politika ve Proje Daire Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü SUNUM PLANI Sağlık Hizmetlerinde Geri Ödeme Yeni Ödeme Sistemlerine Neden İhtiyaç Duyulmaktadır? Neden DRG/TİG? SGK DRG/TİG Projesi Amaç / Hedef / Kurgu Proje Kapsamında Yapılan Çalışmalar ve Gelinen Son

Detaylı

7. HAFTA MODERN SONRASI ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

7. HAFTA MODERN SONRASI ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT 7. HAFTA MODERN SONRASI ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR 1 2 Ders İçeriği Kültürel Farklılıklar Yaklaşımı Toplam Kalite Yönetimi Öğrenen Örgütler Yaklaşımı 3 KÜLTÜREL FARKLILIKLAR YAKLAŞIMI Küreselleşme etkisi

Detaylı

Sunum Planı. Akreditasyon. Standardizasyon, Harmonizasyon ve akreditasyon İç akreditasyon : Yüksek Öğretim Kurumu Plan.

Sunum Planı. Akreditasyon. Standardizasyon, Harmonizasyon ve akreditasyon İç akreditasyon : Yüksek Öğretim Kurumu Plan. Sunum Planı Akreditasyon Standardizasyon, Harmonizasyon ve akreditasyon İç akreditasyon : Yüksek Öğretim Kurumu Plan Tıp eğitimi genel Tıbbi Biyokimya Eğitiminde Akreditasyon AKREDİTASYON Bir öğretim kurumunun

Detaylı

F.Nesrin CAN DİALİFE Diyaliz Merkezleri Hemşirelik Hizmetleri Koordinatörü

F.Nesrin CAN DİALİFE Diyaliz Merkezleri Hemşirelik Hizmetleri Koordinatörü F.Nesrin CAN DİALİFE Diyaliz Merkezleri Hemşirelik Hizmetleri Koordinatörü Kalite, bir ürün veya hizmet ile ilgili özelliklerin, belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama derecesidir. Sağlık Hizmetlerinde

Detaylı

ETKİN YÖNETİM BECERİLERİ - FERDİN HOYİ 10 MART 2010- ÇARŞAMBA İNSAN ODAKLI YÖNETİM - FERDİN HOYİ 24 MART 2010 - ÇARŞAMBA

ETKİN YÖNETİM BECERİLERİ - FERDİN HOYİ 10 MART 2010- ÇARŞAMBA İNSAN ODAKLI YÖNETİM - FERDİN HOYİ 24 MART 2010 - ÇARŞAMBA MART EĞİTİMLERİ ETKİN YÖNETİM BECERİLERİ - FERDİN HOYİ 10 MART 2010- ÇARŞAMBA İNSAN ODAKLI YÖNETİM - FERDİN HOYİ 24 MART 2010 - ÇARŞAMBA EĞİTİM PROGRAMLARI Geçmişten geleceğe köprü... MART/ 2010 10 MARTT

Detaylı

Senin tercihin. Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık. Aksiyon un Ötesi

Senin tercihin. Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık. Aksiyon un Ötesi 1 Senin tercihin? Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık Aksiyon un Ötesi Hakkımızda SürAkSiYon (Sürdürülebilir Akılcı Sistematik Yönetim) markası ile TÜBİTAK Marmara Teknoloji Geliştirme Bölgesi

Detaylı

KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ

KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ Kalite Güvencesi ve Kalite Güvence Sistemleri Ürün kalitesi, gerek ISO tarafından belirlenmiş ölçülere ve gerekse Türkiye de TSE nin ortaya koyduğu standartlara göre belli bir

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Hafta 2 Yrd. Doç. Dr. Semra BORAN Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan

Detaylı

İÇ DENETİM NEDİR? Ali Kamil UZUN, CPA, CFE

İÇ DENETİM NEDİR? Ali Kamil UZUN, CPA, CFE İÇ DENETİM NEDİR? Ali Kamil UZUN, CPA, CFE İçinde bulunduğumuz mayıs ayı Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) tarafından tüm dünyada Uluslararası İç Denetim Farkındalık Ayı olarak ilan edilmiştir.

Detaylı

YÖNETMELİK. Tanımlar MADDE 4 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Merkez: Bitlis Eren Üniversitesi Kariyer Araştırma ve Uygulama Merkezini,

YÖNETMELİK. Tanımlar MADDE 4 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Merkez: Bitlis Eren Üniversitesi Kariyer Araştırma ve Uygulama Merkezini, 1 Nisan 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29313 YÖNETMELİK BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ KARİYER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu

Detaylı

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004 III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* *connectedthinking PwC İçerik İç kontroller İç kontrol yapısının oluşturulmasında COSO nun yeri İç denetim İç denetimi

Detaylı

IV. Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi (02 04 Mayıs 2013 / Ankara) SÖZEL BİLDİRİ LİSTESİ Bildiri

IV. Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi (02 04 Mayıs 2013 / Ankara) SÖZEL BİLDİRİ LİSTESİ Bildiri IV. Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi (02 04 Mayıs 2013 / Ankara) SÖZEL BİLDİRİ LİSTESİ Bildiri Bildiri Adı Kodu 6 Sağlıkla İlişkili Enfeksiyonlar ve El Hijyeni Konusunda Geçerliliği

Detaylı

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Madde 1 Bu Yönergenin amacı Bülent Ecevit Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri

Detaylı

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris)

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris) TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris) Dr. A. Alev BURÇAK Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Sunu Planı OECD Hakkında

Detaylı