HÜCRE ZARI (PLAZMA ZARI, HÜCRE MEMBRANI, PLAZMA MEMBRANI, PLAZMALEMMA)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HÜCRE ZARI (PLAZMA ZARI, HÜCRE MEMBRANI, PLAZMA MEMBRANI, PLAZMALEMMA)"

Transkript

1 HÜCRE ZARI (PLAZMA ZARI, HÜCRE MEMBRANI, PLAZMA MEMBRANI, PLAZMALEMMA) Bütün hücrelerin dış taraftan bir zar ile çevrili olduğu, elektron mikroskobu kullanılmadan önce de tahmin ediliyordu. Ancak bu zar çok ince olduğundan ışık mikroskobunda görülemiyor ve yapısı hakkında fazla bilgi edinilemiyordu. Hücre zarının yapısı ile ilgili ilk çalışmalar Charles Ernest Overton ( , İngiliz botanikçi) tarafından 1890 larda başlatılmıştır. Overton yılları arasında yaptığı deneylerde, hücrelerin hipotonik çözeltilere bırakıldığı zaman şiştiğini, hipertonik çözeltilerde ise büzüldüğünü gösterdi. Bu deneylerin yapıldığı dönemlerde hücrelerin bir zarla çevrili olabileceği ve hücre zarının seçici geçirgen bir özelliğe sahip olabileceği tahmin edilmekteydi. Overton yaptığı deneylerde lipitlerde çözünebilen maddelerin hücre zarından daha hızlı geçtiklerini gördü. Irving Langmuir ( , Amerikalı kimyacı ve fizikçi), 1917 yılında organik bir çözücü olan benzen içerisinde çözünmüş fosfolipitleri suya ekleyerek, yapay zarlar yaptı. Bu deneylerde, benzen buharlaştıktan sonra geriye su yüzeyini ince bir film halinde kaplayan fosfolipitler kaldığını, bu fosfolipitlerin sadece hidrofilik başlarının su üzerinde yüzer halde olmaları nedeniyle onların amfipatik (hem hidrofilik hem de hidrofobik kısımlar içerme) özelliğe sahip olduklarını buldu te iki Hollandalı bilim adamı Evert Gorter ( , çocuk doktoru ve biyokimyacı) ve asistanı François Grendel ( ) insan eritrositlerinden lipitleri izole ederek ılık su yüzeyinde yüzdürdü ve fosfolipitlerin su yüzeyinde unipolar bir tabaka oluşturabildiğini, hidrofilik baş kısımlarının suyun yüzey kısmında, hidrofobik kuyruk kısımlarının ise havaya doğru yöneldiğini gösterdiler. Bu araştırmacılar, kırmızı kan hücrelerinden elde edilen zarların fosfolipit içeriğini ölçtü ve hücreleri iki tabaka halinde kaplamaya yetecek miktarda lipit buldu. Bu nedenle hücre zarlarının iki tabakalı lipit içerdiklerini öne sürdü. Ancak izole edilen zarların yapısında fosfolipitlerden başka, proteinler de vardı. Fosfolipitlerin baş kısımları hidrofilik olsalar bile, çift tabakalı fosfolipitten oluşan yapay bir zarın yüzeyi suya gerçek bir biyolojik zardan daha az tutunuyordu. Hugh Davson ( , İngiliz fizyolog) ve James Frederick Danielli ( , İngiliz biyolog) hücre zarının her iki yüzeyinin hidrofilik proteinlerle kaplanmış olmasının, gerçek bir biyolojik zarın suya daha güçlü bağlanmasının nedeni olabileceğini düşündüler ve 1935 yılında, hücre zarı yapısı için iki globüler protein tabakası arasında yer alan çift tabakalı fosfolipit şeklindeki sandviç modeli önerdiler. Bu model hücre zarının yapısıyla ilgili ilk bilimsel modeldi. Araştırmacılar hücreleri incelemek için ilk kez 1950'lerde elektron mikroskobunu kullandıklarında, elde edilen resimler (elektron mikrografları) Davson-Danielli modelini destekler görünümdeydi. Ağır metal atomlarıyla boyanan hücrelerin elektron mikrograflarında hücre zarı, boyanmamış bir tabakayla birbirlerinden ayrılmış iki koyu (boyalı) bant içeren üç tabaka halindeydi. İlk elektron mikroskobistler, ağır metal atomlarının proteinlere ve fosfolipitlerin hidrofilik başlarına bağlandığını, ama zarın ortadaki hidrofobik kısmını boyamadığını düşündüler. Davson-Danielli sandviç modeli 1960'larda sadece hücre zarının değil, hücredeki bütün iç zarların yapısı olarak geniş çaplı kabul gördü. Ancak bu dönemin sonunda birçok hücre biyologu, bu modelin iki sorunu olduğunu fark etti. Birincisi, hücrelerdeki bütün zarlar özdeş olamazdı. Çünkü elektron mikroskobunda bütün zarlar birbirlerine benzer görünmüyordu. Örneğin, hücre zarı 7-8 nm kalınlığında ve üç tabakalı yapıya sahipmiş gibi göründüğü halde, mitokondri iç zarı sadece 6 nm kalınlığındaydı ve boncuk dizisi gibi görünüyordu. Ayrıca biyokimyasal çalışmalar, mitokondri zarlarının protein yüzdelerinin hücre zarlarından oldukça fazla olduğunu, özel fosfolipit ve diğer lipit çeşitleri açısından farklılıklar bulunduğunu gösteriyordu. Sandviç modeline ilişkin daha önemli ikinci bir sorun, proteinlerin yerleşimiydi. Sitozolde çözünmüş proteinlerin aksine, zar proteinleri suda çok fazla çözünür değildi. Zar proteinleri hidrofilik bölgelere sahip oldukları gibi, hidrofobik bölgeler de içerir (yani amfipatiktir). Eğer bu proteinler zar yüzeyinde yayılıyorlarsa, hidrofobik kısımlarının sıvı ortamda olmaları gerekiyordu. S.J. Singer ve Garth L. Nicolson (1943, Amerikalı biyokimyacı) zar modelini gözden geçirdiler ve 1972 yılında yeni bir zar modeli önerdiler. Sıvı mozaik model (akıcı mozaik model) adı verilen bu modelde proteinler amfipatik karakterlerine uygun bir yerleşime sahipti: Zar proteinleri dağınık haldeydi ve her bir protein sadece hidrofilik kısımları suya maruz kalacak şekilde, çift katlı fosfolipit tabakaya gömülü haldeydi.

2 Bu moleküler düzenlenme, protein ve fosfolipitlerin hidrofilik kısımlarının maksimum ölçüde su ile temasını sağlarken, hidrofobik kısımlarının susuz ortamda olmasına olanak verir. Bu modele göre zar, çift katlı fosfolipit sıvısı içerisinde aşağı yukarı hareket eden protein moleküllerinden oluşmuş bir mozaik gibidir. Sıvı mozaik model terimi buradan kaynaklanmaktadır. Dondurma (Dondurup)-kırma yöntemi ile hazırlanan hücreler elektron mikroskobunda incelendiğinde, protein parçacıklarının sıvı mozaik modelde olduğu gibi, ikili fosfolipit tabakasının iç kısmına yerleşmiş olduğu görülür. Bu düzenleniş başka kanıtlarla da desteklenir. Sıvı Mozaik Zar Modeli Hücre zarlarında bulunan tüm fosfolipitler amfipatik özelliğe sahip olup, polar baş kısımları (hidrofilik) suya doğru, yağ asidinden meydana gelen hidrofobik kısımları ise zarın iç kısmına doğru yönelerek iki (çift) tabakalı bir yapı oluşmasını sağlar. Fosfolipit tabakasının sitoplazma tarafındaki tabakasına (yaprağına) sitoplazmik tabaka (iç tabaka, sitoplazmik yaprak, iç yaprak), hücre dışı matrikse bakan tabakasına ektoplazmik tabaka (dış tabaka, ektoplazmik yaprak, dış yaprak) adı verilir. İki fosfolipit tabakası, özgül lipit bileşimleri bakımından farklı olabilir. Hücre zarlarında proteinler zar yüzeyinde veya zara gömülmüş halde bulunur. Zara gömülü proteinlere integral (intrinsik) proteinler denir. İntegral proteinlerin hidrofobik kısımları polar olmayan amino asitleri içerir ve genellikle α heliks şeklinde kıvrılmıştır. Hidrofobik kısımlar bu proteinlerin fosfolipitlere kovalent bağlarla bağlanmalarını sağlar. İntegral proteinlerin hidrofilik kısımları zarın her iki yüzündeki sulu çözeltiyle temas halindedir. İntegral proteinlerin bir kısmı sadece hücrenin bir yüzeyine doğru çıkıntı yapmalarına rağmen, bir kısım integral proteinler zarı baştanbaşa kat edip, hücrenin her iki yüzeyine de çıkıntı yapabilir. Böyle integral proteinlere transmembran protein adı verilir. Transmembran proteinler tek veya çok geçişli olabilir. Zar yüzeyine yerleşmiş proteinlere periferal (ekstrinsik) proteinler denir. Periferal proteinler çoğunlukla integral proteinlerin yüzeye uzanan kısımlarına tutunur ve fosfolipitlerin polar baş kısımları ile etkileşim halindedir. Bu haliyle hücre zarı, içinde proteinlerden yapılmış adalar taşıyan bir lipit denizi veya üzerinde rafting yapılan bir lipit nehri (rafting botları proteinleri simgeler) gibi görünür. Hücresel Zarlar (Hücre Zarı ve Organel Zarları) Hücre zarı gibi organel zarlarının yapısı da sıvı mozaik zar modelindeki gibidir. Hücre zarının kalınlığı hücreden hücreye veya hücre üzerindeki bölgelere göre 7-12 nm arasında değişir. Organel zarları ise daha ince olup 6-8 nm kadardır. Zarlar, kendisini oluşturan moleküllerin sıkıca yerlerine tutunup hareketsiz kaldığı yapılar değildir. Fosfolipitlerin çoğu zar düzlemi içerisinde yanal olarak hareket edebilir. Bu şekilde komşu fosfolipitler yer değiştirebilir (saniyede kere meydana gelir.). Fosfolipitlerin dikey olarak zardaki yanal hareketi oldukça hızlı olup, ortalama olarak saniyede 2 µm kadardır. Fosfolipit molekülleri kendi uzun eksenleri boyunca dönebilir (rotasyon; çok sık meydana gelir.) veya esneme hareketi (fleksiyon) yapabilir. Bir fosfolipit molekülü zarın bir fosfolipit tabakasından diğerine geçemez, geçse bile takla (flip-flop) adı verilen bu olaya oldukça seyrek rastlanır (Endoplazmik retikulum zarlarında daha sık, diğer zarlarda ayda bir veya daha seyrek), çünkü molekülün bunu yapabilmesi için, hidrofilik kısmının zarın iç kısmındaki hidrofobik bölgeyi geçmesi gerekir. Zarın işlevlerini yerine getirebilmesi için akışkan olması zorunludur. Bu nedenle, hücre zarları sıvı yağ (salata yağı) kıvamındadır. Zar katılaştığında, geçirgenliği değişir ve zardaki enzim proteinleri inaktif hale gelir. Hücre zarı sıcaklık azalsa bile katılaşmadan sıvı halde kalır. Yağların katılaşması fosfolipitlerin sıkı bir paketlenme düzenine geçmesiyle olur. Hücre zarının katılaşma sıcaklığı, zardaki lipitlerin çeşidine bağlıdır. Doymamış yağ asidi açısından zengin olan bir zar, düşük sıcaklıklarda bile sıvı halde kalır. Çift bağların yer aldığı noktalardaki dirseklerden ötürü, doymamış yağ asitleri doymuş yağ asitleri kadar sıkı paketlenemez.

3 Hücre zarlarındaki fosfolipit molekülleri arasına kama gibi sokularak zarın dayanıklılığını artıran bir steroit olan kolesterol, zarın akışkanlığını da etkiler. Nispeten ılık sıcaklıklarda, örneğin insanların vücut sıcaklığı olan 37 C de kolesterol fosfolipitlerin hareketini kısıtlayarak, zarı daha az akışkan yapar. Aynı zamanda fosfolipitlerin sıkı paketlenmesini önlediğinden dolayı, zarın katılaşması için gerekli sıcaklığı da düşürür. Zardaki kolesterol dağılımı asimetriktir. Sitoplazmaya bakan tarafta, dış tabakanın 3-7 katı fazla kolesterol mevcuttur. Kolesterol organellerin zarında hücre zarındakine göre çok daha az bulunur. Hücre zarındaki kolesterolün miktarı hücreden hücreye değişiklik gösterir (%4-%13). Prokaryotlarda hücre zarında kolesterol bulunmaz. Kolesterol zarın geçirgenliğini azaltması yanında, zarın dayanıklılığını ve esnekliğini artırır. Hücreler kendi zarlarının lipit bileşimini, değişen sıcaklığa uyum sağlamak üzere değiştirebilir. Örneğin kışlık buğday gibi aşırı soğukları tolere edebilen bitkilerin birçoğunda, zarların kış mevsiminde katılaşmasını önleyici bir adaptasyon (uyum) olarak sonbaharda doymamış fosfolipitlerin oranı artar. Kutuplarda yaşayan canlılarda, zardaki doymamış yağ asidi oranı fazlalığı bu soğuk karşısında zarın katılaşmasını önler. Sinir hücrelerinde hücre zarının %82 kadarını lipitler oluşturur, diğer hücrelerde ise zardaki moleküllerin %40-50 si lipit olup, bu lipitlerinin dağılımı şöyledir: %24 fosfolipit, %13 kolesterol ve %3 diğer lipitler. Organel zarlarında ise lipitlerin oranı daha düşüktür; örneğin mitokondri iç zarında %25 kadar lipit vardır. Zar proteinlerinin bazıları hücre zarı düzleminde yanal olarak hareket edebilir. Ancak, proteinler lipitlerden çok daha büyük oldukları için, bu hareket daha yavaştır. Bazı zar proteinleri sürüklenircesine hareket eder, bazılarının da belirli bir yöne doğru hareket ettikleri görülür. (Bu proteinler, muhtemelen zar proteinlerinin sitoplazmik bölgelerine bağlı haldeki motor proteinler tarafından hücre iskeleti lifleri boyunca hareket ettirilir.) Bazı zar proteinleri ise hücre iskeleti ile bağlantı yapmasına rağmen hareketsiz durumdadır. Bu proteinler hücreye şekil veren hücre korteksinin oluşmasından sorumludur. Hücre zarları bir internal (iç), bir de eksternal (dış) yüzeye sahip olup, bu yüzeyler sitoplazmik ve ektoplazmik yüzey olarak da bilinir. Ektoplazmik yüzeyde ise bazı zar proteinleri hücre dışı matriksin liflerine tutunmuş durumdadır. (Bu bağlantılar hayvan hücrelerine hücre zarının sağladığından daha güçlü bir dış iskelet kazandırır.) Çift tabakalı fosfolipit zarın temel yapısını kurmakla birlikte, zarın özgül işlevlerinin birçoğu proteinler tarafından belirlenir. Hücre zarı ve çeşitli organellerin zarlarının her biri, kendine özgü protein çeşitliliğine sahiptir. Örneğin, bugüne kadar kırmızı kan hücrelerinin hücre zarında 50 den fazla protein çeşidi saptanmıştır. Hücre zarında bulunan proteinlerin tümü yapısal özellikte olmayıp, bir kısmı hücresel faaliyetlere katılır. Hücre zarındaki proteinlerin altı temel işlevi vardır: 1- Zardan bazı moleküllerin taşınması (Kanal proteinleri ve taşıyıcı proteinler) 2- Enzimatik aktivite (Hücre dışı ve hücre içi) 3- Hücre haberleşmesinde sinyal iletimi (Reseptörler) 4- Hücreler arası bağlantı, hücre iskeleti ve hücre dışı matrikse bağlanma (Adezyon molekülleri) 5- Hücrelerin birbirini tanıması (Antijenik özellik; MHC proteinleri) Belirli bir hücre bu işlevlerin birkaçını bir arada sergileyen zar proteinlerine sahip olabildiği gibi, belirli bir protein de birden fazla işleve sahip olabilir. Dolayısıyla zar, hem yapısal hem de işlevsel olarak bir mozaik niteliğindedir. Glikokaliks (Hücre Mantosu) Hayvan hücrelerinde zarların iç ve dış yüzleri birbirlerinden farklıdır, yani asimetriktir: Zarın dış kısmında karbonhidratlardan oluşmuş glikokaliks adı verilen bir tabaka bulunur. Kovalent bağlarla zarın protein ve lipitlerine bağlanan glikokalikste bu karbonhidratlar, zarın glikoprotein ve glikolipitlerini meydana getirir. Zarın glikokaliksindeki karbonhidratlar, genellikle 15 den az şeker birimi içeren, dallanmış oligosakkaritlerdir. Bu oligosakkaritler, türden türe, türün bireyleri arasında ve hatta aynı bireyin hücre tipine göre farklılık gösterir. Bu moleküllerin çeşitlerinin ve hücre yüzeyindeki yerleşimlerinin farklı olmasıyla, oligosakkaritler bir hücreyi diğerinden ayırt eden işaretler olarak işlev görür. Diğer bir ifadeyle

4 glikokaliksteki glikoprotein ve glikolipitler hücrelere antijenik özellik kazandırır. Örneğin, insanlardaki dört farklı kan grubu (A, B, AB ve O), kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki oligosakkaritlerin farklı olmasından kaynaklanır. Hücrelerin birbirlerini tanıması, yani bir komşu hücre tipini diğerinden ayırt edebilme yeteneği, bir organizmanın işleyişi açısından hayati öneme sahiptir. Örneğin, bir hayvan embriyosunda hücrelerin dokulara ve organlara dağılımı çok önemlidir. Bu özellik, doku ve organ naklinde yabancı hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından reddedilmesinin de temelini oluşturur. Bağışıklık sistemi, omurgalı hayvanlardaki önemli bir savunma yoludur. Hücrelerin diğer hücreleri tanıması, yüzeydeki moleküller ile özellikle de, hücre zarı üzerindeki karbonhidratlar aracılığı ile mümkündür. Hücre yüzeyinin negatif yük kazanmasının nedeni glikokaliksteki karbonhidratlardır. Proteinlerin, lipitlerin ve karbonhidratların hücre zarındaki asimetrik dağılımı, endoplazmik retikulum tarafından zar oluşturulurken belirlenir. ER'un iç yüzeyinden başlangıç yapan moleküller, sonuçta hücre zarının dış yüzeyinde yer alır. HÜCRE YÜZEYĠ VE BAĞLANTI BÖLGELERĠ Hücre yüzeyinde önemli işlevler gören bazı ek yapılar vardır. Hücre zarı canlı hücrenin sınırı olarak değerlendirilmekle birlikte, çok sayıda hücre, hücre zarının dışında yer alan değişik tipte kılıflar sentezler ve salgılar. Hücre Duvarı (Hücre Çeperi) Prokaryotlardan bakterilerin ve arkelerin çoğu, protistlerden algler, funguslar ve bitkiler hücre duvarına sahiptir. Mikoplazmalar (en küçük bakteriler), bazı arkeler, hayvanlar ve protozoonlarda hücre duvarı bulunmaz. Bakteri hücre duvarı peptidoglikanlardan yapılmıştır. Gram pozitif (Gram +) bakterilerde peptidoglikanlar tabakadan ibaret nm kalınlığında bir duvar oluşturur. Duvarda bazı lipit ve proteinler de bulunur. Gram negatif (Gram _ ) bakterilerde hücre duvarı iki tabakadan oluşur: Dış zar (membran) olarak isimlendirilen dıştaki tabaka 7-8 nm kalınlığındadır ve lipopolisakkarit ve mukopeptit içerir. Dış zar ile iç zar (hücre zarı, sitoplazmik zar) arasında nm genişliğinde bir boşluk bulunur. Periplazmik alan (boşluk) adı verilen bu boşlukta 2-3 nm kalınlığında bir peptidoglikan tabakası vardır. Boşluk, ayrıca, çeşitli proteinler, kemoreseptörler ve enzimleri de barındırır. Arkelerin hücre duvarının kimyasal yapısı değişebilir; protein veya glikoprotein S tabakaları, psödopeptidoglikan veya polisakkaritlerden oluşabilir. Funguslarda hücre duvarı nm kalınlığındadır. Selüloz içermeyen duvarın %80-90 ını oluşturan ana bileşenleri polisakkaritler [β-1,3, β-1,6 ve α-1,3 glukanlar (glukoz polimeri), mannan (6C lu mannozun polimeri) ve kitin] ve proteinlerdir. Alglerin hücre duvarı birçok bakımdan bitki hücre duvarına benzer: Polisakkarit, lipit ve proteinlerden ibaret şekilsiz (amorf) bir materyal içine gömülmüş bir mikrofibril (mannoz polimeri olan mannan dan yapılmış) ağından oluşur. Golgi aygıtında toplanan duvar maddeleri hücre zarından hücre dışına verilir ve hücre zarındaki enzimler mikrofibrilleri sentezler. Bazı alglerde hücre duvarının ağırlıklı bileşeni selülozdur. Diatomlar (kabuklu algler) ise silisik asitten ibaret bir hücre duvarına sahiptir. Bitki Hücre Duvarı: Hücre duvarı bitki hücrelerini hayvan hücrelerinden ayıran özelliklerden birisidir. Duvar bitki hücresini korur, ona biçim verir ve aşırı su alınmasını engeller. Bitkinin bütünü, özelleşmiş hücrelerinin güçlü duvarları sayesinde yerçekimine karşı koyar. Bitki hücre duvarı hücre zarından çok daha kalın olup, kalınlıkları 0.1 µm ile birkaç mikrometre arasındadır. (Genellikle genç hücreler gelişmişlere oranla daha ince duvarlıdır.) Hücre duvarının bileşimi türden türe ve

5 aynı bitkideki hücrelerin tipine göre değişmekle birlikte, temel duvar yapısı hepsinde aynıdır: Bir polisakkarit olan selülozdan yapılmış mikrofibriller (Bir mikrofibrilde yaklaşık 80 selüloz molekülü vardır) diğer polisakkaritler ve proteinden yapılmış olan bir matriks içine gömülmüştür. Bu şekildeki madde birlikteliği, çelikle desteklenmiş betona benzetilebilir. Genç bir bitki hücresi önce oldukça ince ve esnek bir duvar salgılar. Buna birincil (primer) hücre duvarı adı verilir. Komşu hücrelerin birincil duvarları arasında, pektin olarak adlandırılan ve yapışkan polisakkaritler açısından zengin olan ince bir tabaka bulunur. Orta lamel adı verilen bu tabaka, hücreleri birbirlerine yapıştırır (Pektin, reçel ve marmelatların kıvamını artırmada kullanılır). Hücre olgunlaşıp, büyümesi durunca, duvarını güçlendirir. Bazı bitki hücreleri bunu birincil duvar içine sertleştirici maddeler salgılayarak yapar: Birincil duvarda, selüloz moleküllerinin bir araya gelerek oluşturduğu selüloz mikrofibrilleri, Golgi aygıtında sentezlenen ve hücre dışına salınan hemiselüloz zincirleriyle bağlanır ve oluşan selüloz-hemiselüloz ağı pektinden ibaret matriks içine gömülüdür. ( glukoz molekülü içeren ve dallanmayan selüloz molekülleri bitki hücresinin zarının dış tarafında bulunan selüloz sentaz enzimi tarafından sentezlenir.) (Hemiselüloz şeker birimi içeren, dallanmış bir polisakkarittir. Şeker birimleri çok değişiktir: Glukozdan başka ksiloz, mannoz, galaktoz, ramnoz ve arabinoz içerir.) Bazı bitki hücreleri, hücre tamamen büyüdükten sonra hücre zarı ile birincil duvar arasına kalın bir tabaka halinde ikincil (sekonder) hücre duvarı oluşturur. Ksilemde bulunan hücreler gibi bazı hücrelerde, hücre duvarı lignin de içerir. Karmaşık bir fenolik polimer olan ve selüloz, hemiselüloz ve pektin arasındaki boşluklara giren lignin duvarı güçlendirir ve suyu dışarıya atarak duvarı su geçirmez yapar. İkincil hücre duvarındaki hemiselüloz tipi ksilandır. İkincil hücre duvarında selüloz %35-50, ksilan %20-35 ve lignin %10-25 oranlarında bulunur. Odunun temel yapısı ikincil duvarlardan ibarettir. Çoğu bitki hücresinin duvarında %1-5 yapısal proteinler de bulunur. Epidermis ve endodermis hücre duvarları suberin veya kütin de içerebilir. Bu poliester benzeri iki polimer hücreyi herbivorlardan (otçullardan) korur. (Mum yapısında bir madde olan suberin meşe ağacının mantarındaki ana bileşendir. Kütin ise mum yapısında olup, bitkinin tüm toprak üstü kısımlarının yüzeyini kaplayan kütikulanın esas iki bileşeninden biridir.) Hücre duvarı hücre zarından farklı olarak tam geçirgendir. Geçirgenlik duvardaki deliklerle sağlanır. Birincil duvardaki deliklere primer (birincil) geçit alanları denir. Kalınlaşmış ikincil duvardaki delikler ise geçit adını alır. (Geçitler iki tiptir: Basit geçitler ve kenarlı geçitler) Hücre duvarındaki delikler komşu hücreler arasında kanal oluşturur; bu kanallar su ve suda erimiş maddelerin alış verişini sağlayan difüzyon alanlarıdır. Hücre duvarında bulunan selüloz dışındaki maddelerin sadece yapısal görevi yoktur. Bu maddeler çimlenmede ve büyümede depo karbonhidratları olarak da kullanılır. Kapsül Bazı bakteriler hücre zarının dışında, kapsül adı verilen polisakkaritlerden yapılmış bir kılıfla çevrilidir. Kapsül kimi bakterilerde (B. anthracis) polipeptitten, kimilerinde (Bacillus megaterium) ise polipeptit ve polisakkaritten yapılmış olabilir. Kapsül kaygan ve kırılgan olduğu için kapsüllü bir bakteri kendisini fagosite edecek bir fagositten kolayca kaçabilir. Kapsülün içerdiği su olumsuz çevre şartlarında bakteriyi kurumaktan korur. Kapsül varlığı virüslerin ve deterjan gibi toksik maddelerin bakteriye bağlanmasını engeller. Ayrıca, bakterilerin yüzeye tutunmalarına yardım eder. On dört farklı kapsül tipi vardır; her bir tipin kendine özgü antijenitesi vardır. Bu nedenle, bir kapsül tipi için oluşan bağışıklık diğer kapsül tipini etkilemez. Kapsül Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae ve Haemophilus influenzae gibi gram negatif bakterilerde daha yaygın olarak bulunur. Bununla birlikte, bazı gram pozitif bakteriler de kapsül bulundurur. Bacillus megaterium ve Streptococcus pyogenes kapsüllü gram pozitif bakterilere örnektir. Kapsül çok nadir olarak bazı funguslarda da vardır. Örneğin, Cryptococcus neoformans bakterilerdekine benzer bir kapsüle sahiptir.

6 Hücre Dışı Matriks (HDM) (Ekstraselüler Matriks=ECM) Hayvan hücreleri bitki hücreleri gibi hücre duvarı içermemekle birlikte, karmaşık yapılı bir hücre dışı matriks (HDM) içerir. HDM in temel bileşenleri hücreler tarafından salgılanan glikoproteinlerdir. Birçok hayvan hücresinin HDM inde en bol bulunan glikoprotein, güçlü lifler oluşturan kollajendir. Hayvan vücudundaki toplam proteinin hemen hemen yarısı kollajendir. Kollajen lifleri, bir glikoprotein sınıfı olan proteoglikanlardan örülmüş ağ yapısı içine gömülmüş haldedir. Proteoglikan molekülleri karbonhidrat açısından zengin (%95'e kadar) olup, büyük kompleksler oluşturabilir. HDM teki bir başka glikoprotein tipi fibronektinlerdir. Fibronektinler hücre zarına yerleşmiş olan ve integrin adı verilen reseptör proteinlere bağlıdır. İntegrinler transmembran proteinlerdir ve sitoplazmik tarafları ile hücre iskeletinin mikrofilamentlerine bağlanır. Dolayısıyla, integrinler HDM teki değişiklikleri hücre iskeletine, hücre iskeletindeki değişiklikleri ise HDM e iletecek konumdadır. Fibronektinler ve integrinler üzerinde yapılan son araştırmalar, hücrelerin yaşamında HDM in etkili bir rolü olduğunu göstermektedir. İntegrinler aracılığı ile hücreyle iletişim kuran HDM, hücrenin davranışını düzenleyebilir. Örneğin gelişme halindeki bir embriyonun bazı hücreleri, kendi mikroflamentlerinin konumlarını HDM teki liflerle uyumlu hale getirerek kendilerine HDM te özgül yollar oluşturup göç eder. Araştırıcılar HDM in çekirdekteki genleri etkileyebildiğini de göstermiştir. HDM e ilişkin bilginin çekirdeğe ulaşması büyük bir olasılıkla mekanik ve kimyasal sinyallerin karışımı halinde gerçekleşmektedir. Mekanik sinyallerin iletimi, fibronektinler, integrinler ve hücre iskeleti aracılığı ile sağlanır. Hücre iskeletindeki değişiklikler ise hücre içindeki kimyasal sinyal yollarını tetikleyebilir. Bu yolla belirli bir dokunun hücre dışı matriksi, dokudaki tüm hücrelerin eşgüdümlü olarak davranmasına yardımcı olur. Hücreler arasındaki doğrudan bağlantılar da bu eşgüdümde görev alır. Bazal Lamina: Epitel hücrelerinin alt kısmındaki hücre dışı bir yapıdır. Epitel hücreleri tarafından salgılanan bazal lamina nanometre kalınlığındadır ve proteoglikanlardan meydana gelir. Bazal lamina epitel hücrelerine mekanik dayanıklılık sağlar. Hücrelerarası Bağlantılar Bir hayvan ya da bitkideki birçok hücre, dokular, organlar ve organ sistemleri şeklinde organize olur. Komşu hücreler, doğrudan fiziksel temas noktaları aracılığı ile birbirlerine tutunur, birbirleriyle etkileşir ve iletişim kurar. Bitkilerdeki cansız hücre duvarları, hücreleri yalıtıyormuş gibi görünebilir. Ancak daha önce belirtildiği gibi, bitki hücre duvarları, içerdikleri kanallar nedeniyle delikli bir yapıya sahiptir. Bu kanallara plazmodezma (çoğulu plazmodezmata; Yunanca desmos=bağlanmak) adı verilir. Sitozol plazmodezma içinden geçerek, komşu hücrelerin sitozolüyle bağlantı kurar. Plazmodezmalar birçok bitkiyi kesintisiz bir bütün haline getirir. Komşu hücrelerin hücre zarları da plazmodezma aracılığı ile devamlılık gösterir; yani hücre zarı kanalların içini döşer. Su ve suda çözünmüş küçük moleküller serbestçe hücreden hücreye geçer. En son deneyler, belirli koşullarda bazı protein (sinyal molekülü, hormon ve virüs) ve RNA moleküllerinin de bunu yapabildiklerini göstermiştir. Komşu hücrelere aktarılacak olan makromoleküller hücre iskeletinin lifleri tarafından plazmodezmaya taşınır. Hayvanlarda üç temel hücrelerarası bağlantı tipi bulunur: Sıkı bağlantılar, dezmozomlar ve oluklu bağlantılar. Bu üç bağlantı tipi de vücudun iç yüzeylerini döşeyen epitel dokuda yaygın olarak bulunur. Her bağlantı tipi kendi işlevine uygun bir yapıya sahiptir. Sıkı bağlantılarda komşu hücrelerin zarları kaynaşmış haldedir, yani hücreler arasında aralık (hücrelerarası alan) yoktur. Bu bağlantılar hücrelerin çevresinde bir kemer gibi kesintisiz kuşaklar oluşturarak, hücre dışı sıvısının epitel hücre tabakasının diğer tarafına sızmasını engeller. Örneğin bağırsak epitelinin sıkı bağlantıları, bağırsak içeriğini epitelin diğer tarafındaki vücut sıvısından ayrı tutar. Dezmozomlar (tutturucu, tutundurucu bağlantılar olarak da adlandırılır) perçin gibi iş görerek hücreleri birbirlerine bağlar. Epitel hücreleri dezmozomlarla bağlanarak güçlü tabakalar oluşturur. Dayanıklı bir protein olan keratinden yapılmış ara (intermediyer) filamentler dezmozomları destekler. Mekanik etki

7 altında kalan hücrelerde dezmozom daha fazladır. Dezmozom bölgelerinde komşu hücreler arasında nm genişliğinde bir aralık vardır. Oluklu bağlantılar (iletişim, haberleşme bağlantıları veya neksus olarak da adlandırılır) komşu hayvan hücrelerinin birbirine yaklaştıkları bölgelerde özel zar proteinlerinin oluşturduğu borucuklardır. Bu borucuklar ile iki hücre arasında sitoplazmik bağlantılar kurulur. Borucuklar 1000 daltona kadar büyüklükteki iyonların, şekerlerin, amino asitlerin ve diğer moleküllerin (nükleotitler, vitaminler, steroit hormonlar) geçmesine izin verecek genişliktedir. Elektriksel uyarımlar da diğer hücrelere bu geçit bölgelerinden iletilir. Kalbin kas dokusundaki oluklu bağlantılardan geçen iyonlar, hücrelerin kasılmasını eşgüdümlü hale getirir. Oluklu bağlantılar özellikle, hücreler arasındaki kimyasal haberleşmenin çok gerekli olduğu hayvan embriyolarında yaygındır. Çünkü bir zigotun gelişerek, aralarında düzenleme ve işbölümü oluşmuş, yapısal olarak farklılaşmış hücreleri meydana getirmesi, hücreler arasındaki iletişim ile mümkün olmaktadır. Yüzey Farklılaşmaları Tek hücrelilerde veya çok hücrelilerdeki, belli bir lümene veya dış ortama bakan hücrelerde, zarın serbest yüzeyinde bazı farklı oluşumlar görülebilir. Bu oluşumlara aşağıda kısaca değinilmiştir. Mikrovillus: Hücre zarı dışarı doğru küçük parmaksı çıkıntılar oluşturabilir. Mikrovillus denen bu oluşumlar hemen bütün hücrelerde az çok görülebilse de, özellikle bazı organların lümen epitelinde belirgindir. Hücrede yüzey alanını artırır ve böylece emilimi hızlandırır. Örneğin, bağırsak epitelinin lümene bakan hücrelerinde kadar mikrovillus bulunur. Bazal katlanma: Sıvı alış verişinin fazla olduğu hücrelerde (Örneğin böbrek tübüllerinin epitel hücreleri), hücrenin taban kısmındaki hücre zarı hücre içine doğru birçok kıvrım ve girinti yapar. Sil ve kamçı: Bazı protozoonlarda (Ciliata), memelilerin solunum yollarındaki epitelde ve yumurta kanalındaki epitelde çok sayıda, küçük (5-10 mikron uzunluğunda, mikron çapında) sil (silyum, titrek tüy) bulunur. Protozoonlarda harekete ve beslenmeye yardımcı olan bu oluşumlar, solunum sisteminde mukusa yapışan toz ve diğer parçacıkların süpürülmesini, yumurta kanalında oositin hareketini sağlar. Bir epitel hücresinde kadar sil olabilir. Hareketli sillere kinosil, hareketsiz olanlara stereosil denir. Stereosiller, kinosillerden uzundur. Kamçılı protozoonlarda (Mastigophora) ve spermatozoonlarda kamçı adı verilen ve yapısal olarak sile benzeyen, ancak çok daha büyük ve uzun olan, harekette rol oynayan bir veya daha fazla sayıda oluşumlar vardır. Uzunluğu 150 mikron kadar olabilir; insan spermatozoonun kamçısı mikron uzunluğundadır. Sil ve kamçıların yüzeyleri hücre zarının devamıdır. Ancak bakterilerde kamçı proteindir.

Hücre zarının yapısı ile ilgili ilk çalışmalar Charles Ernest Overton (1865-1933, Ġngiliz botanikçi) tarafından 1890 larda yapılmıştır.

Hücre zarının yapısı ile ilgili ilk çalışmalar Charles Ernest Overton (1865-1933, Ġngiliz botanikçi) tarafından 1890 larda yapılmıştır. HÜCRE ZARI Hücre zarının yapısı ile ilgili ilk çalışmalar Charles Ernest Overton (1865-1933, Ġngiliz botanikçi) tarafından 1890 larda yapılmıştır. Yrd.Doç.Dr. Nadim Yılmazer Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

Hücre membranının biyolojik özellikleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

Hücre membranının biyolojik özellikleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre membranının biyolojik özellikleri Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre membranı Hücre zarı Plazmalemma Plazma membranı Sarkolemma (Kas hücre zarı) Oolemma (Yumurta hücre zarı) Hücre membranı, 6-10 nm

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

Membran Organizasyonu

Membran Organizasyonu Membran Organizasyonu Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Tıp Fakültesi Biyofizik AD Biyolojik Zarlar plazma zarları mitokondri, kloroplast, lizozom gibi organelleri sitoplazmadan ayıran hücre içi zarlar mitokondri

Detaylı

ZAR YAPISI VE İŞLEVİ

ZAR YAPISI VE İŞLEVİ ZAR YAPISI VE İŞLEVİ Zar yapısı Karbohidratlar, lipitler ve proteinler zarların temel bileşenleridir. Zarlarda en bol bulunan lipitler fosfolipitlerdir. Fosfolipitler, amfipatik moleküllerdir. Zardaki

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! DERS : BİYOLOJİ KONU: HÜCRE BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimidir.( Virüsler hariç) Şekil: Bir hayvan

Detaylı

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi HÜCRE Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi Hücre Canlıların en küçük yapı taşıdır Bütün canlılar hücrelerden oluşur Canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilir Bitki ve hayvan hücresi = çok

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

Hücre Membranı Prof.Dr.SELMA YILMAZER Prof.Dr.TURGUT ULUTİN

Hücre Membranı Prof.Dr.SELMA YILMAZER Prof.Dr.TURGUT ULUTİN Hücre Membranı Prof.Dr.SELMA YILMAZER Prof.Dr.TURGUT ULUTİN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı HÜCRE MEMBRANI PLAZMA MEMBRANI PLAZMALEMMA 75-80 Aº Elektron Mikroskobu

Detaylı

HÜCRE MEMBRANI. Prof. Dr. Turgut Ulutin

HÜCRE MEMBRANI. Prof. Dr. Turgut Ulutin HÜCRE MEMBRANI Prof. Dr. Turgut Ulutin HÜCRE MEMBRANI PLAZMA MEMBRANI PLAZMALEMMA 75-80 Aº EM * Mekanik mikromanipulasyon 1926 Chamber * Fizyolojik deneyler hipotonik hipertonik Fonksiyonları 1.Sitozol

Detaylı

ZAR YAPISI ve FONKSİYONLARI

ZAR YAPISI ve FONKSİYONLARI ZAR YAPISI ve FONKSİYONLARI ZARLAR Zarlar yaşayan hücrede 5-10nm kalınlığında iki fosfolipit tabakadan oluşur. Burada yer alan fosfolipit tabaka amfipatik (amphipatic)bir özelliğe sahiptir. Amfipatik terimi,

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Biyolojik zarların genel yapısı sıvı mozaik modelle açıklanır.

Biyolojik zarların genel yapısı sıvı mozaik modelle açıklanır. 6 Hücre zarları 6 Hücre zarları 6.1 Biyolojik zarın yapısı nasıldır? 6.2 Hücre zarı, hücre tutunması ve tanımasında nasıl bir rol oynar? 6.3 Zardan madde geçişlerinde pasif taşıma 6.4 Zardan madde geçişlerinde

Detaylı

HÜCRE ZAR SİSTEMLERİ. Yüzey (plazma) zarı: Tüm hücrelerde var. İç zar: Ökaryotik hücrelerde var.

HÜCRE ZAR SİSTEMLERİ. Yüzey (plazma) zarı: Tüm hücrelerde var. İç zar: Ökaryotik hücrelerde var. HÜCRE ZAR SİSTEMLERİ Yüzey (plazma) zarı: Tüm hücrelerde var. İç zar: Ökaryotik hücrelerde var. HÜCRE ZARININ GÖREVLERİ Hücre içini çevresinden ayırır Hücrenin iç bölümlerini belirler Proteinlere bağlı

Detaylı

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Çoğunluğu peptidoglikan yapıdır. Bunun yanında teikoik asitte içerirler. Bu yapı gliserol veya Ribitolün PO4 gruplarına bağlanmasıyla oluşur. Teikoik asitler peptidoglikan

Detaylı

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

ayxmaz/biyoloji 7-Hücreye antijen özellik kazandırır.kalıtımın kontrolü altındadır Örn: Kan grupları 8- Oluşumunda golgi etkendir Hücre zarı

ayxmaz/biyoloji 7-Hücreye antijen özellik kazandırır.kalıtımın kontrolü altındadır Örn: Kan grupları 8- Oluşumunda golgi etkendir Hücre zarı Hücre zarı özellikleri ve görevleri 1-Hücreyi çepe çevre kuşatır 2-Yağ-protein ve karbonhidrattan oluşur.temel yapı yağdır. 3-Hücreye şekil verir 4-Hücreyi dış etkilerden korur 5-Bazı organelleri oluşumunda

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı Hayvan hücreleri mikroskop ile incelendiğinde hücre şekillerinin genelde yuvarlak

Detaylı

Bütün hücrelerin olmazsa olmazları. Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom

Bütün hücrelerin olmazsa olmazları. Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom Bütün hücrelerin olmazsa olmazları Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom Hücre Ökaryotik hücre Nukleus var Zarla çevrili organeller var Genellikle prokaryotik hücreye oranla daha büyüktür. Ökaryotlardaki

Detaylı

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Atomların molekülleri,

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015 Canlıların prokaryot ve ökoaryot olma özelliğini hücre komponentlerinden hangisi belirler? MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015 B. Stoplazmik membran C. Golgi membranı D. Nükleer membran E. Endoplazmik retikulum

Detaylı

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı. Histoloji I Hücre. Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı. Histoloji I Hücre. Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı Histoloji I Hücre Doç.Dr. Nejdet ŞİMŞEK HÜCRE *Organizmanın özel yapı ve fonksiyonuna sahip olan **dış ortamdan aldığı maddeleri

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ

ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ Anahtar kavramlar 5.1.Hücre zarları sıvı haldedir ve yağ ile protein moleküllerinden meydana gelmişlerdir. 5.2.Hücre zarlarının birbirlerini tanımasında karbonhidrat

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA KOLONİ VE DOKULAŞMA Yeryüzünde çok sayıda tek hücreli canlı vardır ve bunlar basit yapılıdır. Oysaki çok hücreli olmak gelişmiş canlı olmanın gereklerindendir. Çünkü tek hücreli bir canlı (örneğin Euglena

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ 1 HÜCRE Kompleks çok hücreli organizmaların, (hayatın karakteristik özelliklerine sahip) en küçük yapısal birimine HÜCRE denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal

Detaylı

KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ

KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ Karbonun önemi Hücrenin % 70-95ʼ i sudan ibaret olup, geri kalan kısmın çoğu karbon içeren bileşiklerdir. Canlılığı oluşturan organik bileşiklerde karbon atomuna

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA 2) Sitoplazma Hücrenin içini dolduran sıvıdır. İçinde inorganik ve organik maddeler vardır. Ayrıca görevleri birbirinden farklı olan organeller de bulunur.

Detaylı

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 İçindekiler 1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 1. BÖLÜM: BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI ve BİYOLOJİ... 12 A. BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ... 12 1. Bilim İnsanı ve Bilim... 12 B. BİLİMSEL YÖNTEMİN AŞAMALARI...

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ BAKTERİLER ALEMİ Prokaryot hücre yapısına sahip olan tek hücreli canlıların oluşturduğu alemdir. Mikroskobun icadından sonra keşfedilmişlerdir.

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

Genel Mikrobiyoloji. Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır.

Genel Mikrobiyoloji. Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır. Genel Mikrobiyoloji Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır. KAYNAK: Brock Mikroorganizmaların Biyolojisi, (Ed: Madigan, M. T., Martinko, J. M.), Çeviri Editörü:

Detaylı

Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu

Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu Yeryüzündeki yaşam su içinde ortaya çıkmış ve canlıların karalar üzerine yayılışından önceki 3 milyar yıl boyunca su içinde

Detaylı

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı İlhan Onaran Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK 3) Çekirdek Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. Prokaryot hücreli canlılarda bulunmaz. GÖREVLERİ: 1) Genetik maddeyi taşıdığından

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri Ortamdan ham materyali alırlar Enerji üretirler. Bu enerji iç ortam dengesini sağlamak ve sentez reaksiyonlarını yürütmek

Detaylı

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA HÜCRE İSKELET ELEMANLARI Sitoplazmanın içinde bulunan özel proteinlerdir. 3 çeşit hücre iskelet elemanı bulunur. Her iskelet elemanının görev ve yapısı

Detaylı

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR HÜCRE İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR ANLAMINA GELEN HÜCRE DEMİŞTİR.ANCAK HÜCRE BİLİMİNİN

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar yapılarında.. (C),.. (H) ve. (O) atomu bulunduran organik bileşiklerdir. Karbonhidratların formülü ( ) ile gösterilir. Nükleik asitlerin, ATP nin, hücre, bitkilerde yapısına

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 TEK ZARLI ORGANELLER 4) Koful Hücre içerisinde çeşitli görevleri bulunan organeldir. Genel olarak hayvan hücrelerinde çok sayıda küçük küçük ;bitki hücrelerinde

Detaylı

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Bitkilerde bulunan hücredir.bu hücrelerde hücre duvarı bulunduğundan hayvan hücresinden ayrılır. Hücre duvarı vardır. Kofulu büyük ve az sayıdadır. Şekli dikdörtgen

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Canlının en küçük birimi Hücre 1665 yılında ilk olarak İngiliz bilim adamı Robert Hooke şişe mantarından kesit alıp mikroskopta

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ CEVAP 1: (TOPLAM 9 PUAN) 1.1: Eğer terleme ve su emilimi arasındaki ilişkide ortam sıcaklığının etkisini öğrenmek istiyorsa; deneyi aynı sayıda yaprağa sahip aynı tür

Detaylı

Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? * * 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız?

Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? * * 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız? Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : A 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız? 3- Hücre teorilerinin açıklayınız? 4- Ökaryatik hücre yapısına sahip canlıları yazınız?

Detaylı

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven LİZOZOMLAR Doç.. Dr. Mehmet GüvenG Lizozomlar tek bir membran ile çevrili evrili veziküler yapılı organellerdir. Lizozomlar eritrosit dışıd ışındaki tüm t m hayvan hücrelerinde h bulunur. Ortalama olarak

Detaylı

B İ T K İ B İ Y O L O J İ S İ

B İ T K İ B İ Y O L O J İ S İ B İ T K İ B İ Y O L O J İ S İ *BİTKİSEL DOKULAR www.sanalbiyoloji.com Bitkiler damarsız tohumsuz, damarlı tohumsuz ve tohumlu bitkiler olmak üzere üç grupta incelenir. Damarsız tohumsuz bitkilerde kök,

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır.

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır. ORGANİK BİLEŞİKLER **Organik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenirler. Yapılarında C, H, atomlarını bulundururlar. Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12 1) İnsanda döllenme sırasında, I. Spermdeki çekirdek, sentrozomun yumurtaya geçmesi II. Spermdeki akrozomun patlayarak zona pellusidayı eritmesi III. Yumurtadaki salgı maddelerinin

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ Hücre içi ve hücre dışı sıvılar bileşimleri yönünden oldukça farklıdır. Hücre içi sıvı intraselüler sıvı, hücre dışı sıvı ise ekstraselüler sıvı adını alır.

Detaylı

Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları

Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları Hücre, göze ya da odacık, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16 1) Topraktaki azotlu bileşik miktarını, I. Denitrifikasyon bakteri sayısındaki artış II. Saprofit bakterilerce gerçekleşen çürüme III. Şimşek ve yıldırım olaylarındaki artış

Detaylı

BİY 315 BİYOLOJİK ZARLAR VE TAŞINMA. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 315 BİYOLOJİK ZARLAR VE TAŞINMA. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 315 BİYOLOJİK ZARLAR VE TAŞINMA Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi Hücre zarı ya da plazma zarı hücrenin organellerini ve sıvı içeriğini saran ve hücreye yapısal bütünlük sağlayan

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ

ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ Hücre zarı canlıdır ve seçici-geçirgendir. Bu özelliği nedeniyle bazı maddeler hücre zarından geçebilirken bazı maddeler geçemez. Hücre

Detaylı

Hücre-Matriks İlişkileri

Hücre-Matriks İlişkileri Hücre-Hücre Hücre-Matriks İlişkileri Prof.Dr. Alp Can (A.Ü. Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji ABD) Hücreler arasındaki bağlantı ve yapışma birimlerinin i i i yapı ve işlevleri l i Hücrenin çevresindeki

Detaylı

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Bitkilerin Yapısı Biyoloji Ders Notları A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Karasal bitkiler iki organ sistemine sahiptir. Toprakların su ve mineral alınmasını sağlayan toprak altı kök sistemi ve gövde,

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU 9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ

HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ Hücre Canlıların en küçük yapı ve görev birimidir. Genellikle gözle görülemeyecek kadar küçüktür ve mikroskopla incelenirler. Gözle görülen hücreler de vardır. Yumurta hücresi,

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında oluşmuş kanalcıklardır. Yumurta hücresi, embriyonik hücreler ve eritrositler(alyuvar)

Detaylı

CANLININ İÇ YAPSINA YOLCULUK

CANLININ İÇ YAPSINA YOLCULUK CANLININ İÇ YAPSINA YOLCULUK EN KÜÇÜK OLANINDAN EN BÜYÜK OLANINA KADAR TÜM CANLILARIN YAPISINI OLUŞTURAN BİRİM: HÜCRE Canlıların tüm özelliklerini taşıyan en küçük birimine hücre denir. Canlı bir hücreden

Detaylı

Böceklerde Boşaltım Yapıları

Böceklerde Boşaltım Yapıları Böceklerde Boşaltım Yapıları Boşaltım Boşaltım sistemi metabolik atıklar ve diğer toksik maddeleri vücut bölümlerinden ayırarak ve elemine ederek içsel çevrenin devamını sağlar. Bu atıklar çoğunlukla suda

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21 1) Aşağıda bazı dönüşüm tepkimeleri gösterilmiştir. a 2) Enzimlerin çalışma hızına etki eden faktörlerle ilgili; RH RH ADP + Pi ATP I II b Buna göre a ve b yönlerindeki değişimlerle

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

Hücre Zarı ve Yapısı

Hücre Zarı ve Yapısı YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİK BÖLÜMÜ Hücre Zarı ve Yapısı Doç.Dr. Banu Mansuroğlu İstanbul Kaynak:Moleküler Hücre biyolojisi, Prof.Dr.Hasan Veysi GÜNES

Detaylı

Bitkilerin ve bitki organlarının temel yapı maddesi diğer canlılarda olduğu gibi HÜCREdir.

Bitkilerin ve bitki organlarının temel yapı maddesi diğer canlılarda olduğu gibi HÜCREdir. HÜCRE: Bitkilerin ve bitki organlarının temel yapı maddesi diğer canlılarda olduğu gibi HÜCREdir. Bitkiler görevleri özel olan milyonlarca hücreden oluşmuştur. Hayvan hücrelerinin aksine, bitki hücreleri

Detaylı

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR MOTOR PROTEİNLER Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre iskeleti, Hücre şeklini ve sitoplazmanın organizasyonunu belirleyen bir yapı iskelesi görevi yapar. Hücre hareketlerinin gerçekleşmesinden sorumludur.

Detaylı

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Su bitkinin yaşamında yaşamsal bir rol oynar. Bitki tarafından yapılan her gram başına organik madde için kökler tarafından 500 gr su alınır. Bu su, bitkinin bir ucundan

Detaylı

BİTKİ BİYOKİMYASI (I.HAFTA)

BİTKİ BİYOKİMYASI (I.HAFTA) BİTKİ BİYOKİMYASI (I.HAFTA) Prof.Dr. Yıldız AKA KAÇAR Prof.Dr.Yıldız AKA KAÇAR 1 Hücre canlıların en yapısal ve fonksiyonel ünitesidir. Bütün biyokimyasal reaksiyonlar ya hücre içinde veya hücre organellerinde

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar

Detaylı

Hücre yüzey özelleşmeleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

Hücre yüzey özelleşmeleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre yüzey özelleşmeleri Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre şekli; Fonksiyonuna Bulunduğu yere Bulunduğu şartlara göre değişiklik gösterir. Hücre doku organ sistem organizma Majör doku tipleri Sinir doku

Detaylı

Canlıların en küçük yapı birimine HÜCRE denir. Tüm canlılar hücrelerden oluşmuşlardır. Tarihte birçok bilim adamı hücre ile ilgili çalışmalar

Canlıların en küçük yapı birimine HÜCRE denir. Tüm canlılar hücrelerden oluşmuşlardır. Tarihte birçok bilim adamı hücre ile ilgili çalışmalar HÜCRE #1 SELİN HOCA Canlıların en küçük yapı birimine HÜCRE denir. Tüm canlılar hücrelerden oluşmuşlardır. Tarihte birçok bilim adamı hücre ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Hücre İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Detaylı

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

Hücre çeperi (Hücre duvarı)

Hücre çeperi (Hücre duvarı) Hücre çeperi (Hücre duvarı) Mycoplasmalar dışındaki tüm prokaryotlarda vardır. Görevleri: Bakteriyi kendi iç basıncına karşı korur(hücre içi ozmotik basıncı % 10-20 sakkaroz çözeltisi yoğunluğuna eşittir).

Detaylı

BAKTERİ GENETİĞİ DERSİ

BAKTERİ GENETİĞİ DERSİ BAKTERİ GENETİĞİ DERSİ 1.Prokaryotların Yapısal Özellikleri Bakterilerin dış yüzeyleri bulundukları çevreyle doğrudan yüzleşen kısımlardır. Bu nedenle çevreyle bağlantılı çok çeşitli özelliklere (Ör: Hareket,

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

Tüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile

Tüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile Su Kimyası Tüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile canlılık için gerekli ortamı sunar. Canlıların

Detaylı