SPOR ATLARINDA PERFORMANS ARTIRICI MADDELERİN ANALİZLERİ VE ÖNEMİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SPOR ATLARINDA PERFORMANS ARTIRICI MADDELERİN ANALİZLERİ VE ÖNEMİ"

Transkript

1 VET348 SPOR ATLARINDA PERFORMANS ARTIRICI MADDELERİN ANALİZLERİ VE ÖNEMİ Prof. Dr. Tevhide Sel Prof. Dr. Ulvi Reha Fidancı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Dışkapı/Ankara

2 Çeşitli kurum ve araştırmacılar tarafından değişik biçimlerde tanımlanmaya çalışılan doping, uyarıcı maddeler kullanılarak organizmanın gücünün yapay olarak ve kural dışı olarak geçici bir süre ile artırılması olayıdır. Bununla birlikte performans artırsın yada artırmasın bu amaçla verilen maddelerin tümünü doping olarak kabul eden tanımlar da vardır. Tarihin çok eski dönemlerinden itibaren insanlar fiziksel güç ve performansı artırdığına inandıkları çeşitli maddeleri kullanmışlardır. Örneğin Roma lılar hızlarını arttırmak için savaş arabalarının atlarına hidromel adını verdikleri bal ve su karışımı bir doping maddesi vermişlerdir. Benzer uygulamalar daha sonraki dönemlerde yarışlara yönelik olarak yaygınlaşmış, insan ve hayvan yarışlarında güç ve hız kazandırmak amacı ile değişik doping maddeleri kullanılmıştır. 18. Yüzyılda genellikle depressant dopingler uygulanmıştır. Arsenik, kurşun mermiler, opium gibi maddeler yarış öncesi atlara viski ile birlikte verilmiş ve atlar durdurulmaya çalışılmıştır. 19. Yüzyılın sonlarına doğru uyarıcı doping maddelerinin geliştirilmesi ile doping uygulamalarının yönü de değişmiştir. Önce Amerika Birleşik Devletleri nde geliştirilen ve üretilen birçok uyarıcı 20. Yüzyılın başlarında Avrupa ya da getirilmiş ve kullanılmıştır. At yarışlarının artan popülaritesi ile yaygınlaşan doping uygulamaları, doping kullanımının önlenmesi yönünde çalışmaları zorunlu kılmış ve ilk kez 1903 yılında İngiltere de atklarda doping kullanımı Jokey kulübünce yasaklanarak suç kabul edilmiştir. İngiltere yi Fransa ve diğer ülkeler takip etmişlerse de doping maddelerinin ve bu amaçla geliştirilen ilaçların kullanımında tek başına yasakların bir etkisi olamamıştır. Yasakların etkili olabilmesi için doping maddelerinin kullanıldığının ispatlanması gerektiğinden bu maddelerin tesbitine yönelik yöntemlerin geliştirilmesi zorunluluğu doğmuştur yılında Prof James Munch tarafından, fareler kullanılarak gerçekleştirilen Straub testi bu alandaki ilk adımı oluşturmuştur. Daha çok morfin benzeri ilaçların tesbit edildiği bu testte, yarış atlarından alınan idrar örneklerinin enjekte edildiği farelerin kuyruğunun S şeklini alması, bu tür ilaçların kullanıldığını göstermiştir. Sistematik testler ise çok daha sonra, 1960 yılında Dr. Richard Ray ve ark.tarafından gaz kromatografisi ile elektron capture deteksiyonunun uygulamasıyla gerçekleştirilmiştir. DOPİNG MADDELERİ Atlara yarış kaybettirmek için yüksek dozlarda tranklizan, sedatif veya depresant verilerek gerçekleştirilen doping uygulamaları yanında kazandırmaya yönelik uygulamalar daha önemli bir yer tutmaktadır. Doping maddeleri kullanım amaçlarına göre aşağıdaki şekilde incelenmektedir. 1. Kazandırmak amacıyla: a) Akut uygulama: Amfetamin, kokain, narkotikler gibi kısa etkili uyarıcılar. b) Kronik uygulama: Vitamin veya anabolik steroidlerin haftalarca devam eden dozlarda verilmesi. 2. Kaybettirmek amacıyla: Yüksek dozda tranklizan, sedatif veya depresant verilmesi.

3 3. Tedavi amacıyla: a) Non-steroid antienflamatuvar ilaçlar: Fenilbutazon ve benzeri ilaçlar kontrol altında uygulanmaları şartı ile kabul edilebilen ilaçlardır. b) Kortikosteroidler: Eklem ağrılarında intraartiküler olarak uygulanabilir. Kullanımı genel olarak kabul edilmez. c) Lokal anestezikler: Hissizleştirerek veya dondurarak sinir veya eklem bölgesini bloke eder. Kullanımları yasaktır. d) Sıvı ve elektrolit uygulanması: Sıklıkla kabul edilir. 4. Yanlışlıkla kullanılan dopingler: a) Prokain penisilin kullanımı sonucu prokain pozitif çıkabilir. b) Pelet yemlerde bulunan koka kabuklarından dolayı kafein, pozitif bulunabilir. c) Gliserol-guaiacolate den ileri gelen Robaxin pozitif çıkabilir. d) Yem bitkilerinden dolayı pozitifler yada yanlış pozitifler bulunabilir. 5. Uygulanan dopingleri maskelemek amacıyla: Dipyrone ve tiyamin uygulanması ile kullanımı yasak olan ilaçların varlığı maskelenebilir. 6. Uygulalanan diğer ilaçları seyreltmek-sulandırmak amacıyla: Furasemid gibi diüretikler verilen esas doping maddelerini seyreltir. 7. Diğerleri: Yarış öncesi kan transfüzyonları (Kan dopingi) veya bikarbonat verilmesi (Bikarbonat dopingi) gibi uygulamalar da vardır. Günümüzde yarış atlarında kullanılması yasak olan maddeler şunlardır : 1. Sentral sinir sistemi üzerine etki eden ilaçlar. 2. Otonom sinir sistemi üzerine etki eden ilaçlar 3. Kardiovasküler sistem üzerine etki eden ilaçlar 4. Gastrointestinal fonksiyonlar üzerine etki eden ilaçlar 5. İmmun sistem üzerine etki eden ilaçlar 6. Antibiyotikler, sentetik antibakteriyel ve antiviral ilaçlar 7. Antihistaminikler 8. Antimalarial ve antiparazitik ajanlar 9. Antipiertikler, analjezik ve antienflamatuvar etkili ilaçlar 10. Diüretikler 11. Lokal anestezikler 12. Solunum uyarıcıları 13. Cinsiyet hormonları, anabolik ajanlar, kortikosteroidler 14. Kanın pıhtılaşmasına etki eden maddeler 15. Hücre içi zehir etkili maddeler. Non Steroid Antiinflamatuvarlar NSAID dan en çok bilineni aspirindir. Diğeri ise fuilbutazonedur. 2. Dünya savaşında insanlarda çok kullanılmış, fakat daha sonra apilastik anemi ve agranulositosis sonucu ölümler görülünce kullanımı kısıtlanmıştır. Anti enflamatuvar etkileri bir çok özelliklerinin ortak sonucudur. Bunların hepsi asidik ilaçlardır. Bu asidik yapılarından dolayı % plasma proteinlerine bağlanırlar. Plazma proteinine bağlanmaları önemlidir.çünkü bu grup ilaçlar salyaya geçmez ve salya bu grup ilaçların tayini için kullanışsızdır. Asidik yapılarıda önemlidir, çünkü yangı dokusunda toplanmalarını sağlar ve bu birikim sonucu (birikmelerini) normal dokulara göre yangılı dokularda etkili olur.

4 Bunun yanında mide, ince barsak ve böbreklerde de birikir ve genellikle bu dokularda toksik etkiler meydana getirirler. İnsanlarda ilacın kendisi toksik etki oluştururken, atlarda metabolizması çok hızlı olduğundan metabolitleri toksik etkiye neden olur. Fenilbutazon İ.V. verildiğinde 3 hst.da etkisini gösterir. Etki şekli Pg sentezinin inhibe edilmesi üzerinden olmaktadır. Fenilbutazon bir anestezik değildir ve anestezik etkiside yoktur. Ağrıya duyarlılığı önlemekte veya bloke etmektedir. Flunixin Meglumine (Banamine) peros, İ.V veya İ.M verildiğinde benzer etkili özellikle spastik ve glatulent koliklerde etkilidir. Fenilbutazondan çok daha etkilidir. Çok daha az miktarları etkili olduğundan plazma ve idrar konsantrasyonlarıda düşüktür. Bu nedenle tesbiti güçtür. Plazma yarı ömrü kısadır, fakat uzun etkisi vardır. Bu ilaçlarda pek rastlanmayan bir durum bu nedenle etki mekanizmasında (şüpheler) sorular vardır. Meclofenamic asit (Arguel) oral olarak granül şeklinde verilen bir preparatdır. İdrarla % atılır, esas uzaklaşma yolu safra ve dışkıdır. Aspirin atların ve diğer herbivorların idrarlarında az miktarlarda bulunmaktadır. Bu çimen ve otlardan ileri gelmektedir. Bu nedenle yarış atlarının idrarlarında salisilat (+) sonucuna hemen varmak güçtür. Çünkü at idrarının normal içeriği içinde salisilatlar vardır ve salisilat çok kolaylıkla idrarla atılmaktadır. Asit ilaç bazik idrarla çok çabuk atılmaktadır. Salisilatlar enjeksiyon şeklinde pek kullanışlı değildir. Asetilsalisilik asit, thiosalisilat şeklinde enjeksiyon olarak daha kullanışlıdır. Tiosalisilat kimyasal olarak salisilik asitten hafif farklılıklar gösterir. Dimetil Sulfoksit (DMSO) her şekilde kullanılabilmektedir. Lokal olarak deride de kullanılmakadır. İdrar kabından tayini yapılabilir. Çünkü DMSO nun hücrelerde meydana gelir. Metabolitleri sarımsak kokusundadır. Bu nedenle de idrar numunesinde kolaylıkla tesbit edilir. Orgotein (Palosein) Cu ve Zn ihtiva eden metalloprotein olan superoksit dismutaz adlı enzimin bir versiyonudur. Özellikle intraartikular kullanımın uygundur. İdrara önemli miktarda geçmez. Geçsede idrarda tayini çok zordur. Hyaluronik Asit yüksek moleküler ağırlıkta çok sayıda elektrik yüküne sahiptir. Bu nedenle de surface-protesting propertiesdir. Yarışa katılyamacak durumdaki at örn. Danger Image adlı atta olduğu gibi fenilbutazon verildiğinde üstün performans gösterip, yarışı kazanmaktadır. Dolayısıyla yarışın eşitliğini, güvenilirliğini bozmaktadır. Sarford ve ark. Fenilbutazonu İ.M verildiklerinde (23 saat önce yarıştan) aynı mesafeyi daha kısa sürede koştukları (zaman muhakelerinin performansında artma) görmüşler. Maskeleme etkileri yok ve analiz metodları ile kolayca tayin edilebilir.

5 Napronen özellikle yumuşak doku hastalığı ve tying up (Bağlanma) hastalığında analjezik ve antipretik bir ilaçtır. Laktik asit birikimine bağlı görülen ağrı, şişlik vs yi geçirmede etkildir. Peros uygulanabilir ve % 50 oranında emilebilir. İ.M. uygulamalrı da bulunmaktadır. Tayini çok kolay ve çabuk tesbit edilebilir. U.V. Spektrofotometre ile dahi tayin yapılabilmektedir. En düşük metaboliti 2-(6- hidroksinapthyl) propionik asitdir. Narkotik Analjezikler Opiat narkotikler insanda sedasyon (narkoz) ve solunumu deprese eder. Atlardada ağrıyı ve solunumu deprese etmekle beraber, aynı zamanda uygun dozları uyarıcıdır. Doğal opiat afyonlu ilaç, morfin Sentetik opiat ise, fentanyl, pentazocine, butarphanol. Bunlar atlarda etkili lokomotor (koşmayı) uyarıcılardır. Fentanyl in Performansı artırıcı etkisi İ.V. verildiğinde ortaya çıkmaktadıır. Bu nedenle fentanil kullanılırken ilacın doğru yoldan verilmesine ve doğru dozda kullanılmasına dikkat etmek gerekmektedir. Morfin in etkisi fentanilden daha uzundur. Pentazosine gibi nartoki analjezikler, düşük dozlarda yeme davranışını stimule etmektedir. Atlarda sedatif etkisi görülmemiştir. Yüksek dozlarda ise at kendini inkoordinasyon sonucu duvara vurarak yaralayabilir. Amfenatimin, metafetamin ve metilphenidat, farmakolojik etkilerin presnaptik bölgeden norepinefrin salınmasını artırarak etki ederler. Norepinefrin postsinaptik reseptöre bağlanır ve etki eder. Bazı ilaçlarda örn. Apomorfin direkt olarak pastsinaptik reseptörü uyarır, idopamirejik sınırlarda). Fenotiazin tranklizanlar (acepromacin gibi) bunlar direk postsinaptik adrenerjik ve dopamirjek reseptörleri bloke ederek etki gösterirler. Stimulan ilaçlarda doz ayarlanması bir problemdir. Çünkü attan ata doz miktarı değişmektedir. Bir ata yeterli gelen doz diğerine az gelebilmektedir. Atları tam uyaranlar (Amfetamin, kokain, kafein, metilfenident ve diğerleri) uarıcı etkilerini norepinefrin adı verilen nörohormonun beyindeki etkisiyle gösterirler. Amfetamin ve metinafetamin: Beyni uyarıcı etkileri, sinir uçlarından norepinefrin ve dopamin salgılanmasını uyararaktır. Atlarda amfetamin verildiğinde tremor, uykusuzluk, huzursuzluk, motor aktivitelerinde artma, çarpınma vs görülmektedir. Bu etkiler, serebral korteksin uyarılması sonucudur. Dolaşım sisteminde özellikle kan basıncını artırır. Ekzersizden sonra düzensiz kalp vurumları görülür, nedeni ise kalp kasının eksitabilitesinde artmadır. Diğer bir etkisi ise, bronşiyal kaslarda relaksiyondur ki buda akciğerdeki solunum yollarının çaplarını artırır. Solunum merkezi genellikle uyarılır. Metabolizması, 24 saat

6 içinde metabolize olur. % 4 anfetamin şeklinde idrarla atılır. Plazma yarı ömrü idrar ph sandan etkilenmez. Ayrıca bazik bir ilaç olarak asit idrarda yüksek miktarlarda olur. Esas atılım ürünleri 4-hidroksiamfetaminde (bağlı veya konjuge), % 4 amfetamin, % 12 1-fenilpropaz-2-ol, % 28 1-fuilpropa-2-dir. Amfetamin verildikten 48 saat sonraya kadar idrarda bulunabilir. Toksisitesinde, konvulsiyon, ateş, dolaşım kollapsı, koma ve ölüm görülür, cerebral hemaraji vardır Ephedrin bitkilerde de bulunmaktadır. Günümüzde çoğunlukla organik sentezleri yapılmaktadır. Amfetamin gibi etki ettiği gibi direkt norepinefrin reseptörlerini de uyarabilmektedir. Ayrıca beyine uyarıcı etkisi daha az kalp, kan ve akçiğere etkileri amfetamine göre yüksektir. Norefedrin, 4-OH norefedrin, 4-Oh efedrin şeklinde (serbest ve konjuge) % 87 si 24 saat de idrarla atılır. Metilfenidat oral olarak çok iyi emilen bir ilaçtır. Plazma yarı ömrü çok kısa bir ilaç verildikten bir saat sonra serumda pik düzeyine ulaşılmakta ve 6 saat sonra ise bulunamamaktadır ve idrarda ise 24 saatte temizlenmektedir. Kokain bitkilerden (koka) elde edilmektedir. nceleri lokal anestezik olarak kullanılmış, fakat daha az toksik ve daha spesfik etkili prokain kullanılmasıyla bırakılmıştır. Kısa bir dönemde şarap ve yumuşak içkilerede katılmış. Beyindeki uyarıcı etkisinin sinaptik aralıktaki norepinefrin içeri pompalayan enzim sistemini bloke ederek gösterir. Böylece nörohormon daha uzun süre reseptöre bağlı kalarak metabolik etkide yüksek olur. Kokain solunum hızında artışa neden olur, düşük dozlarda solunum hızı artarken, doz, yükselince azalma görülür. Attan ata doz değişmektedir. Kokain yorgunluğa duyarlılığı maskelemektedir. Vazokonstriksiyon ve kalp hızında artırıcı etkisi sonucu kan basıncında artma olur. Isı düzenleme merkezi üzerine direk etkisi sonucu vücut ısısında artma görülür. Bu özellikle sıcak iklimlerde koşyan atlarda sıcak çarpmasına neden olmaktadır. Kafeinin etki mikenazmisı hem postsinaptik hemde intrasellülerdir. Kafein fosfodiesteraz enzimini inhibe eder. Fosfodiesteraz camp nin yıkımını yapan enzimdir. Enzim inhibe olunca postsinaptik hücrelerdeki camp miktarı artar, camp ise norepinefrinin etki etmesinde rol oynayan ikinci masajcıdır. Artan camp eşdeğer oranda postsinoptik reseptörlerdeki norepinefrin miktarı artar ve sonuçta beynin uyarıcı etkisi meydana gelir. Plazma yarı ömrü uzundur, verildikten sonra 9 güne kadar idrarda bulunur. Konjuge metabolikleri yok, % 30 metilurik asit deriveleri, % 4 kafein, % 15 paraksantin, % 15 tcesilin ve % 15 tcokromin şeklinde metabolize olur. Diüretik etkiside vardır. Theobromin kafein metabolitidir. Kafein yokken teobromin + çıkarsa, teobromin verilmiştir. Apomorfin doğruda dopaminerjik reseptörleri uyayarak etki gösterirler. Apomorfin s.c. daha az etkilidir. Lipid soluble olduğunda hızla beyne ulaşır.

7 DOPİNG MADDELERİNİN UYGULAMA YOLLARI Bazı ilaçlar yağlı solüsyonlar şeklinde deri altına enjekte edilmektedir (Adrenalin gibi). Bu özellikle yarıştan hemen önce yapılmakta ve jokey startla birlikte bacağı ile enjeksiyon yerine vurarak ilacı çabuk bir şekilde dağıtmakta, etki göstermesini sağlamaktadır. Kas içi uygulamalarda genellikle boyun ve gluteal bölge kasları seçilmekte ve enjeksiyon yapılmaktadır. Fentanyl gibi bazı ilaçlar ise damar içi yolla verilmektedir. Bu yolla verilen ilaçlar deri altı ve kas içi uygulamalara göre çok daha hızlı bir etki sağlamaktadır. Bazı maddeler doğrudan sinir ve eklemlere enjeksiyonla verilebilmektedir. Örneğin kortikosteroidler intraartiküler olarak kullanılmaktadır. Merkezi sinir sistemi uyarıcılarından Metilfenidat gibi ağız yolu ile verilen ilaçlar ise yavaş emilmekte, bazen de tam emilim olmamaktadır. Bazı ilaçlarda (Dimetilsülfoksit gibi) deriye yüzeysel olarak uygulanmaktadır. Rektal yolla infüzyon veya süpozituvar olarak da ilaç verilebilir. Ayrıca inhalasyon şeklinde solunum ile de dopingler kullanılabilmektedir. DOPİNGLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Orijini ne olursa olsun, dopinglerin etkilerini gösterebilmeleri için vücutta spesifik reseptörlerle, pompalarla veya diğer sistemlerle etkileşmeleri gerekir. Reseptörler ya hücre içinde yada hücre dışında lokalize olmuştur. İlaç reseptöre bir dakikadan az bir süre bağlı kalır ve reseptörün konfigürasyonunu değiştirir. Sonra ayrılarak yeni bir ilacın bağlanmasını sağlar. Kortikosteroidler etkilerini hedef hücreleri içinde reseptöre bağlanarak gösterirler. Lasix, furosemid gibi bazı ilaçlar böbrekte klor iyonlarının geri emilme pompasını bloke ederek etki gösterirler. Lokal anestezikler ise hücre membranındaki sodyum kanalını bloke ederek bölgede anesteziyi sağlar. Salisilatların prostaglandin sentezindeki enzimleri yada kafeinin fosfodiesteraz enzimini bloke etmesi gibi bazı ilaçlarda enzimlerin etkilerini bloke ederek etki gösterirler. Bazı ilaçlarda neurohormonlar üzerinden etki gösterirler. Örneğin apomorfin neurohormon olarak dopamin, rezerpin ise norepinefrin veya serotonin salınımına neden olur. DOPİNGLERİN METABOLİZMASI Doping amacıyla verilen ilaçların emilmesinde yağda çözünürlüğün önemi oldukça büyüktür. Yağda çözünen ilaçlar hücrenin lipid membran yüzeyinden kolaylıkla emilirler ve hızla vücuda dağılarak etkilerini gösterirler. Ancak, yağda çözünen ilaçların kolay emilimlerine karşın vücuttan uzaklaştırılmaları zordur. Genelde ilaçların metabolize olduğu yer karaciğerdir. Bunun yanında bazı ilaçlar böbrek, akciğer ve barsak duvarında da metabolize olabilirler. Procaine gibi bazı ilaçlarda atlarda kan plazmasında (kandaki esteraz enzim sistemince) metabolize olurlar. İlaçların karaciğerde metabolize olmaları iki ayrı fazda olur. İlk fazda metabolik değişikliklerin etkisiyle ilaç molekülüne OH, NH 2 veya COOH gibi gruplar eklenerek ilacın sudaki çözünürlüğü artırılır. Bu arada ilacın farmakolojik etkileride değişir. Farmakolojik aktivite genellikle azalır, bazen de artarak orijinal

8 ilaçların daha toksik hale gelir. İlk fazda meydana gelen değişiklik ile ilacın vücuttan atılmasının kolaylaşması ikinci faz ile tamamlanır ve suda çözünen konjugasyon ürünleri meydana gelir. Konjugasyon genellikle glukuronik asit ile olmaktadır. Konjuge ürünlerin farmakolojik etkileri yoktur. Atlarda ilaçların atılımında esas yol idrardır. İdrara geçiş üç yolla olur. birinci ve en önemli yol glomeruler filtrasyondur. Bütün ilaçlar ve metabolitleri bu yolla idrara geçer. İkinci olarak özel organik asit ve baz pompaları ile asidik ve bazik ilaçlar idrara pompalanırlar. Örneğin penisilin (organik asit) değişmeden doğrudan idrara pompalanmaktadır. Diğer bir örnek ise furosemiddir. Üçüncü şekilde ise basit diffüzyonla ilaç idrara geçmektedir. Bu tür ilaçlar yağda çözünen ilaçlardır. Böbrekten idrara geçtiği gibi kolaylıkla geri emilebilirler. Bu tür ilaçların idrardaki konsantrasyonu idrarın ph sına (asitliğine) bağlıdır ve idrarın hacminin değişmesinden etkilenmez. DOPİNG MADDELERİNİN YAN ETKİLERİ Doping amacıyla kullanılan ilaçların etkileri farklı olup yan etkileride vardır. Uyarıcılar, yorgunluğu azaltıcı, uyanıklığı, kasların çalışma kapasitesini ve performansını artırıcı etkilidir. Ancak uzun süreli kullanımı performansı olumsuz yönde etkiler. Ağrı, yorgunluk ve sıcak stresi algılanamadığından yaşamı tehlikeye sokan tablolar ortaya çıkar. Örneğin kokain beyni uyararak yorgunluğa duyarlılığı maskelemektedir. Vazokonstriksiyon ve kalp hızında artma sonucu kan basıncında artma olur. Isı düzenleme merkezi üzerine dogrudan etkisi sonucu vücut ısısı yükselir. Bu özellikle sıcak iklimlerde koşan atlarda sıcak çarpmasına neden olmaktadır. Atlarda tam bir uyarıcı etki sağlayan amfetamin verildiğinde ise tremor, uykusuzluk, huzursuzluk, motor aktivitede artma görülmektedir. Bu etkiler beyin korteksinin uyarılması sonucudur. Dolaşım sisteminde genellikle kan basıncı artar, koşudan sonra düzensiz kalp vurumları görülür. Sinir hücrelerinin yıkımıyla oluşan anestezi kalıcı olmaktadır. Lokal anesteziklerin etkisiyle atlarda sinirlerin blokajı yanında beyin uyarılmaktadır. Bu etkisiyle performans üzerinde etkili olmaktadır. Fakat lokal anesteziklerin kullanılmaları sonucu ayaklarda ve eklemlerde zedelenmeler olabilmektedir. Oluşabilecek zedelenmelerde atın düşme riskini artırmaktadır. Bunun sonucu hem atın hem jokeyin ciddi yaralanmaları hatta ölümleri şekillenebilmektedir. Detomidine gibi narkotik olmayan yatıştırıcı (sedatif) analjeziklerin yüksek dozlarında hipoksi ve siyanoza paralel solunum depresyonu görülmektedir. Kaslarda tremor ve terleme diğer yan etkilerdir. Alkol, üre, fenol gibi maddelerin lokal anestezik olarak kullanılmalarında sinir hücrelerinde yıkımlar oluşmaktadır. Anabolik steroidlerin (beldenon, nondrelone gibi) ciddi yan etkilerinin beklenen faydadan daha önemli olduğu bildirilmektedir. Anabolik steroidlerin esas ciddi yan etkileri genç atlarda görülmektedir. Epifizyal olgunluğun üzerinde kemik büyümesi sonucu, premature epifizyal kapanma görülmektedir. Bunun yanında artan vücut ağırlığının baskısı sonucu epifizitis meydana gelmektedir. Artan kas kitlesine karşılık, kemik büyümekte fakat direnci aynı oranda olmamaktadır. Tendomların zayıf kalması sonucu, kemik tendon rupturu görülebilmektedir. Ayrıca gelecekte üreme kapasitesinde azalma olmaktadır. Kas kitlesinde ve kuvvetinde artışa karşılık testislerde küçülme, fokal dejenerasyon ve normal spermatozoa yapma kabiliyetinde azalma olmaktadır. Anabolik steroidlerin

9 metillenmiş derivelerinin kullanılması karaciğerde ciddi toksisitelere neden olmaktadır. Hatta uzun süre kullanıldıklarında karaciğer kanseri görülmektedir. Anabolik steroidlerin kullanımları yasaklanmıştır. Klorpromazin, asetilpromazin gibi fenotiazin tranklizanlar hipotalamik hormonların salgılanmasına etki etmektedirler. Follikül stimulan hormon (GSH) ve lutein hormon (LH) salgılanmasını bloke ederek ovulasyonu ve östrus siklusunu baskılamaktadır. Bunun sonucu intertilite ve yalancı gebeliğe neden olmaktadır. Kortikosteroidler uzun süreli eforlarda sürrenal bezlerin yetersiz hale geldiği düşünülerek doping amacıyla kullanılmaktadır. Fakat eklem bozukluklarına neden olmaktadır. Kortikosteroidler kullanımı ile eklem kıkırdağında azalmaya karşılık matrik sentezi şekillenmekte, proteoglikan miktarında azalma sonucu kıkırdağın dayanıklılığında azalma olmaktadır. Bu durumda at koşturulduğunda kondrosit ölümü, eklem yüzünde erozyon ve fonksiyon kaybı sonucu kuru eklem kortikosteroid artropatileri meydana gelmektedir. Ciddi yan etkileri, nedeniyle kullanımları yasaktır. İnsanlarda non-steroid antienflamatuvar ilaçların (fenilbuzaton, salisilik asit vs) kendisi toksik etki oluştururken atlarda metabolitleri özellikle mide, ince barsak ve böbreklerde birikerek toksik etkiye neden olmaktadır. DOPİNG MADDELERİNİN KONTROL KURALLARI Yukarıdaki maddelerin tedavi amaçlı uygulamaları veya normal beslenme şartlarında yemlerin bu gruplardaki maddeleri içermeleri pozitif sonuçlara neden olmakta doping olarak kabul edilebilmektedir. Non steroid antienflamatuvar ilaçların (fenilbutazon ve diğerleri) kontrol altında ve belirli dozlardaki uygulamaları kabul edilebilirken, kortikosteroidlerin eklem ağrılarında intraartiküler olarak uygulamaları kabul edilse bile yarış dönemlerinde kullanılması tavsiye edilmez. Doping olarak kullanılan rezerpin, salisilik asit, opium gibi maddeler normal olarak atların yemlerinde bulunmaktadır. Bu nedenle sağıtım amaçlı kullanılan ilaçlarla yemlerde de bulunabilen bu maddelerin kan ve idrarlarındaki eşik değerleri de dikkate alınarak, performansı artırıcı yapay yollara başvurmayı engellemek için kurallar konulmuştur da ilaç uygulaması ile ilgili olarak bildirilen 4 kural şunlardır: 1. Hiçbir kalıntı bulunmama kuralı: Bu kurala göre hiçbir vücut sıvısında herhangi bir ilaç bulunmayacaktır. İngiltere, Kanada ve Avustralya da uygulanmaktadır. 2. Tolerans sınır kuralı: İlaçlar için belli sunurlar konulmaktadır ve bu aşılmayacaktır. Örneğin fenilbutazon için tolerans sınırı 2 μg/ml dir. 3. Zaman kuralı: Belli ilaçlar yarıştan önce belli bir zamandan sonra kullanılmayacaktır. Örneğin New York da fenilbutazon yarıştan 48 saat önce, pentazosin 72 saat önce verilebilir. Prokain in ise yarıştan 7 gün önce verilmesi durdurulur. Ancak bu kuralın uygulandığının denetimi çok zordur. 4. Serbest kuralı: Bazı maddelerin tesbiti çok pahalı veya zor olacağından dikkate alınmamaktadır.

10 Bu dört kuralın birlikte uygulanması önerilmektedir. Ancak kurallar oldukça karışık ve tartışılan bir konu olmaya devam etmektedir. Almanya da 1987 yılında hayvanlarda doping maddelerinin kullanılması tamamen yasaklanmış ve ağır cezalar getirilmiştir. DOPİNG AMACI İLE KULLANILAN MADDELERİN TAYİN YÖNTEMLERİ Sadece yasakların konulması yaptırımda tam etkili olamamaktadır. Yarışlarda eşitliği sağlamak ve doping kullanılmasını önlemek için eser miktardaki maddelerin analizlerini gerçekleştirip, doping yapılıp yapılmadığını kontrol etmek gerekmektedir. Örneğin İngiltere de 1976 yılına kadar etkili bir test olmadığı için anabolik steroidler yaygın olarak kullanılmıştır. Fakat 1976 da Radioimmunoassay (RIA) in anabilok steroidlerin aranmasında kullanılmasıyla bir hafta içinde pozitif numune % 12 den sıfıra inmiştir. Günümüzde Radioimmunoassay (RIA), Enzim Linked Immunsorbent Assay (ELISA), Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi (HPLC) ve Gaz Kromatografisi Kütle Spektrumu (GC-MS) yöntemleri kullanılarak doping maddelerinin analizleri başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Analiz materyali olarak kan ve/veya idrar numuneleri kullanılmaktadır. Genellikle yarış öncesi kan ve yarış sonrası idrar numunesi alınmaktadır. Bunların avantaj ve dezavantajlarına göre farklı ülkelerde değişik uygulamalar yürütülmektedir. Nadiren salya ve ter numunelerinde de faydalanılmaktadır. Doping maddelerinin veya bunların metabolitlerinin, idrarda ve kanda saptanabilmesine olanak veren en hassas yöntem (GC-MS) dir. Diğer yöntemlerle doping maddeleri izlenmekte, analizde doping kuşkusu uyanırsa daha ince ayırım yapabilen GC-MC ile teyid yoluna gidilmektedir. GC-MS de numune referans madde örneği ile karşılaştırılır, sonuç yine pozitif olduğu takdirde doping yapıldığına hükmedilir. RADİOİMMUNOASSAY (RIA) RIA yönteminde, reaksiyon sırasında antikorun serbest bağlanma yüzeyine bağlanmak üzere işaretli ve işaretsiz antijen molekülleri yarışarak, antijenantikor kompleksi meydana getirirler. Bağlı işaretli antijen miktarı, işaretsiz bağlı antijen ile ters orantılıdır. Bağlı ile serbest kısımlar denge haline geçtikten sonra ayrılırlar ve her iki fraksiyondaki radioaktivite ölçümü yapılarak numunedeki antijen konsantrasyonu ölçülür. ENZİM LİNKED IMMUNSORBENT ASSAY (ELISA) Biyolojik numunede antijen (ilaç) varsa, pleytteki antikora bağlanır. Bu durumda sonradan eklenen enzim işaretli antijen antikora bağlanamaz ve ortama substrat eklenince renk oluşmaz. Numunede antijen olmadığı durumda, enzim işaretliantijen antikora bağlanır, ortama substrat ilave edilince renk oluşur. Oluşan renk konsantrasyonu ile numunedeki ilaç miktarı ters orantılıdır.

11 YÜKSEK BASINÇ SIVI KROMATOGRAFİSİ (HPLC) Hareketli faz olarak kullanılan sıvı çözücü, güçlü bir pompa yardımıyla tüm sistemden geçirilir. Sonra ilave edilen numune hareketli faz yardımıyla kolona (sabit faz) geçer ve orada ayrılır. Ayrılan maddeler değişik zamanlarda kolonu ters ederek detektöre ulaşırlar ve burada genellikle optik özellikleri vasıtasıyla (UV absorpsiyonu, ışığı kırması, fluoresans göstermesi) konsantrasyonlarıyla orantılı olarak elektrik akımı oluştururlar. Kuvvetlendirilen bu akım bir kaydedici tarafından piklerden oluşan kromatograma dönüştürülür. Retensiyon zamanı (Rt) değerlerine göre kalitatitf, pik alanlarının madde konsantrasyonuyla orantılı olmasından yararlanarakta kantitatif analiz yapılır. GAZ KROMATOGRAFİSİ (GC) Hareketli faz gaz (örneğin azot veya helyum) olup, basınç altında çelik bir tüpten sağlanır ve aletin enjektör kısmına bir boru ile gelir. Numune enjektörle bu kısma verildiği zaman burada buharlaşır ve taşıyıcı gaz ile kolona geçer. Kolonda ayrılma olayı gerçekleşir. Ayrılan maddeler yine farklı zamanlarda kolonu terk ederek detektöre ulaşırlar. Burada değişik şekillerde, örneğin bir hidrojen/hava alevinde yakılarak (Flameionisation Detector, FID) veya etrafından geçtiği kızgın bir telin iletkenliğini değiştirerek (Thermal Conductivity Detector, TCD) elektrik akımına dönüştürülür. Akım elektronik bir kısımda kuvvetlendirildikten sonra kaydedici tarafından milivolt olarak zamana karşı kaydedilir. Piklerden oluşan bu kromatogram retensiyon zamanı (Rt) değerlerine göre kalitatif, pik alanlarının madde konsantrasyonuyla orantılı olmasından yararlanarak kantitatif değerlendirme yapılmasını sağlamaktadır. GAZ KROMATOGRAFİ-KÜLTE SPEKTROFOTOMETRESİ (GC-MS) Gaz kromatografisine, külte spektrofotometrisinin bağlanmasıyla numunelerin kütle spektrumları alınabilir. GC den gelen numune vakum odasına alınarak elektron bombardımanına tutulur. Bu sırada molekülden elektronlar kopar ve sonuçta (+) yüklü iyonlar elde edilir. Bir kısmı da elektronların etkisiyle başka parçalanmalarada uğrar. Daha sonra (+) yüklü iyonlar bir magnetik alan içerisinde hızlandırılırlar ve kütle/yük (m/e) oranlarına göre ayrılırlar. Ayrılan iyonlar detektörde kaydedilir. Kütle spektrumları bilinen benzer yapıdaki madde spektrumları ile karşılaştırılarak sonuç hesaplanır. DÜNYADA DOPİNG UYGULAMALARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR Belçika da yılları arasında yapılan doping analizlerinde; periyodunda daha çok klasik stimulan ilaçlara (anfetamin, kafein gibi) rastlanmıştır, periyodunda ise amfetamin kullanımı azalırken kafeinin halen kullanıldığı, bunun yanında arsenik kullanımının arttığı bildirilmektedir. Şili de yılları arasında yarış sonrası ve özellikle kazanan atlardan alınan 9733 numunenin analizinde 15 pozitif sonuç alınmıştır. En sık rastlanan ilaç amfetamin olmuştur (Aynı dönemde müsaade edilen ilaç yönünden 227 pozitif bulunmuştur); yıllarında ise numune de 27 pozitif bulunmuştur.

12 Avustralya, Melbourne de yılları arasında yapılan yarışlarda yarış sonrası ve daha çok kazanan atlardan alınan numunenin doping analizlerinde % 0.06 pozitif bulunmuştur. Pozitif numunelerin % 50 sini non steroid-antienflamatuarlar, % 12 ksantinler, % 12 kortikosteroidler oluşturmaktadır. Kuzey Amerika da çeşitli eyaletlerde yılları arasında yarış öncesi veya sonrası kan ve idrar numunelerinde yapılan doping analizlerinde en düşük pozitiflik New Jersey de (0.2/1000 numunede) en yüksek Güney Dakota da (6.5/1000 numunede) bulunmuştur. Verilen değerler stimulanlar, depresanlar, narkotikler, trankilizanlar ve lokal anestezikler içindir. Stimulanlar, depresanlar, narkotikler, trankilizanlar ve lokal anestezikler için İngiltere de yılları arasında yapılan analizlerden % 0.46 sı pozitif bulunmuştur. Yunanistan da aynı dönem için oran % 0.07 dir. Trinidad- Tobaco daki % 19 civarındaki doping pozitiflik etkili kontroller sonucu 3-5 ay içinde % 0 a inmiştir yıllarında İran da ise pozitiflik oranı % dür. İran daki yüksek düzeyde doping maddelerinin kullanımı, doping maddelerinin kontrollerinin yetersizliğine bağlanmaktadır. İstatistik bilgilere göre atların % 12 sinde illegal ilaç uygulaması yapıldığını göstermektedir. TÜRKİYE DE DOPİNG UYGULAMALARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR Ülkemizde at yarışları için bir doping yönetmeliği bulunmakta ve yasal düzenlemelerde Türkiye Jokey kulübü (TJK) tarafından yürütülen at yarışlarında doping kontrolü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı ilgili kuruluşlarca yapılmaktadır. Türkiye de atlarda doping kontrolüne yönelik ilk araştırma, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Türkiye Binicilik Federasyonu tarafından yürütülen konkurhipik yarış atlarında gerçekleştirilmiştir. Ankara Üniversitesi Araştırma Fonu nun desteklediği bir proje kapsamında Binicilik Federasyonu 1993 yarış programı çerçevesinde yapılan yarışlara katılan 26 konkurhipik yarış atından, yarış sonrası kan örnekleri alınmıştır. Ayrıca yarış dışı 20 konkurhipik yarış atından da kan örnekleri alınarak 11 doping maddesinin (Fenilbutazon, Furasemid, Rezerpin, Morfin, Prokain Etorpin, Butarfenol, Klenbuterol, Pentazosin, Dekzametazon, Fentanil) analizleri ELISA ile yapılmıştır. Aynı örnekler Almanya da GC-MS ile de analiz ettirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre 11 doping maddesinin 9 tanesi ELISA ile pozitif bulunmuştur. Pozitiflik yüzdesi % 4-27 arasında değişmektedir. GC-MS ile yapılan analizlerin sonucuna göre ise sadece fenilbutazon pozitif bulunmuştur. Analiz edilen 11 doping maddesi için ELISA ile pozitif serum örneklerinin deteksiyon limitleri tesbit edilmiştir. Bir diğer çalışmada ise, binicilik Fedarasyonunun 1997 yarış programı çerçevesinde yapılan yarışmalarda konkurhipik yarış atlarından yarış sonrası toplanan 12 serum örneğinde Amfetamin, Kokain, Detomidin, Teofilin ve Flumixinin ELISA ile analizleri yapılmıştır (Tablo 1). Yarış dışı 20 yarış atından da serum örnekleri toplanarak aynı doping maddelerinin ELISA ile analizleri yapılmıştır. Amfetamin, Kokain, Detomidin, Teofilin ve Flumixin için ELISA ile pozitif serum örneklerinin deteksiyon limitleri saptanmıştır.

13 Organizmanın gücünü yapay olarak ve kural dışı bir şekilde artırmak amacı ile kullanılan uyarıcı maddeler doping olarak tanınmaktadır. Uluslararası Binicilik Federasyonu (FEI), yarışlarda yer alacak atların sağlıklı olmalarını ve kendi kalıtsal güçleri ile yarışmaları gerektiğini bildirmektedir. Zararlı yan etkileri yanında yarış koşullarına aykırı olduğu için doping yapılmasını önlemek ve her geçen gün sayıları artan, performans artırıcı yapay yollara başvurmayı engellemek için bugün dünyada bu maddelerin uygulanması ile ilgili kurallar mevcuttur. Yasaklanan doping maddeleri farmakolojik etkili tüm maddeleri içermektedir. Yasaklanan bu maddeler atların performansını etkilemekte veya sağlık problemlerini maskeleyebilmektedir. Sadece yasaklanır konulması yaptırımda tam etkili olamamaktadır. Kullanımı azaltmak için kontrolde kullanılan analiz yöntemlerinin de çok hassas olması gerekir. Ülkemizde TJK tarafından yürütülen at yarışlarında doping kontrolü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı ilgili kuruluşlarca yapılmaktadır. Türkiye Binicilik Federasyonu organizatörlüğünde yapılan ulusal ve uluslar arası yarışlarda ise doping kontrolü amacı ile alınan kan numuneleri yurt dışında, Uluslararası Binicilik Federasyonu nun kabul ettiği uluslararası nitelikteki laboratuvarlarda analiz ettirilmektedir. Ülkemizde de bu spor dalında atlar arasında eşitliği sağlamak doping kullanılmasını önlemek ve standardizasyonu oluşturmak şarttır. Bu nedenle; yapılacak yeni yasal düzenlemelerle ülkemiz yarış atlarında doping kontrolüne yönelik uluslar arası nitelikte referans laboratuvarları oluşturulmalı, serum ve idrar için doping maddelerinin deteksiyon limitleri belirlenmeli, diğer ülkelerde olduğu gibi yasak olan doping maddalerinin kullanılıp kullanılmadığı hassas yöntemlerle belirlenerek, kurallar ve yasaklar etkin hale getirilmelidir. Ancak bu şekilde her biri servet olan elit atlarımızın sağlığının korunması ve yarışların eşit şartlarda yapılabilmesi mümkün olabilecektir.özellikle doping kullanımının etik yönü üzerinde ısrarla durulmalıdır. Çünkü doping yapmak hiledir. Hakça oyun, eşit şans, kurallara uygun yarışma ve sağlıklı yarışma ilkelerine uymaz. Yarışmada atın sağlığında belirebilecek olumsuzluklar hem organizasyon düzenini ve yarışmalarla ilgili tüm kişi ve kurumları doğrudan etkileyecek hem de spor ve toplum etiği bağlamında izleyicilere uzanacaktır. Sadece yasakların konulması yaptırımda tam etkili olamamaktadır. Kullanımı azaltmak için kontrolde kullanılan analiz yöntemlerinin de çok hassas olması gerekir. Hasas yöntemlerin kullanılması atlarda doping kullanımı için bir baskı oluşturabilecek ve yasal olmayan kullanımı azaltacak, hassas yöntemlere dayalı kurallar ve yasaklar korunabilecektir. KAYNAKLAR 1 - Sel, T., Karagül, H., Özdemir, T., Borazancı, N., Fidancı, U.R. (1995): Atlarda Doping Grubu Maddelerin Deteksiyon Limitlerinin ELISA ile Tesbiti. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 42 (2): Karagül, H., Sel, T., Fidancı, U.R. (1997): Yarış Atlarında Kullanılan Doping Maddeleri ve Tayin Yöntemleri. Spor Atı Cerrahisi Sempozyumu Mayıs 1997, Kirazlıyayla-Bursa

Yasaklı maddeler Kullanımı kısıtlı maddeler Kullanımı izinli olan maddeler Yasaklı doping yöntemleri

Yasaklı maddeler Kullanımı kısıtlı maddeler Kullanımı izinli olan maddeler Yasaklı doping yöntemleri Dopingin Tanımı Doping, "Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından yasaklanmış madde veya yöntemlerin sporcu tarafından bilinçli veya bilinçsiz olarak kullanımı" diye tanımlanmaktadır. Yasaklı maddeler

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

Yasak maddeler: Kullanımı sınırlı maddeler: Yasak metodlar:

Yasak maddeler: Kullanımı sınırlı maddeler: Yasak metodlar: DOPİNG YÖNTEMLERİ Yasak maddeler: o Uyarıcılar o Narkotik analiezikler o Anabolizan steroidler o Beta blokerler o Diüretikler Kullanımı sınırlı maddeler: o Alkol o Lokal anestezikler o Kortikosteroidler

Detaylı

DOPİNG İÇİN KULLANILAN MADDELER. Prof. Dr. ALİ BİLGİLİ

DOPİNG İÇİN KULLANILAN MADDELER. Prof. Dr. ALİ BİLGİLİ DOPİNG İÇİN KULLANILAN MADDELER Prof. Dr. ALİ BİLGİLİ 1 DOPİNG Doping = bir yarışa girecek olan veya giren insan veya hayvanlarda (at, köpek, deve vb) yarış hızı ya da gücünün artırılması; ama, belirtilen

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

MSS ni Uyaran İlaçlar

MSS ni Uyaran İlaçlar MSS ni Uyaran İlaçlar Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MSS ve solunum uyarıcıları Baskı altına alınmış solunum merkezini uyarırlar Nefes

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ İLAÇ İlaç, canlı hücrelerde oluşturduğu etki ile bir hastalığın teşhisini, iyileştirilmesi veya belirtilerinin azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan,

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

ERGOJENİK YARDIM. Yunancada Ergon = İŞ Genon = ÜRETMEK anlamına gelir.

ERGOJENİK YARDIM. Yunancada Ergon = İŞ Genon = ÜRETMEK anlamına gelir. ERGOJENİK YARDIM Yunancada Ergon = İŞ Genon = ÜRETMEK anlamına gelir. İş üretmeye yada iş yapmaya yardım eden maddeler yada yöntemler Sportif performansı arttırmak amacıyla yetenek ve antrenmanın dışında

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. 1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz. 2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını

Detaylı

BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL Kromatografi, katı veya sıvı bir durağan fazın yüzeyine veya içine uygulanmış bir karışımdaki moleküllerin, sıvı veya gaz halindeki bir hareketli

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

Narkotik Olmayan Ağrı Kesiciler

Narkotik Olmayan Ağrı Kesiciler Narkotik Olmayan Ağrı Kesiciler Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi»Ağrı kesici, ateş düşürücü, yangı önleyici»etki güçleri farklı»aspirin

Detaylı

ÖNFORMÜLASYON 5. hafta

ÖNFORMÜLASYON 5. hafta ÖNFORMÜLASYON 5. hafta Partisyon katsayısı (P y/s ): Bir etkin maddenin yağ/su bölümlerindeki dağılımıdır. Lipofilik/hidrofilik özelliklerinin tayin edilmesidir. Oktanol içinde tayin edilir Partisyon katsayısının

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

KROMATOGRAFİ. Bir parça kağıt şeridin aşağı hizasından 1 cm kadar yukarısına bir damla siyah mürekkep damlatınız.

KROMATOGRAFİ. Bir parça kağıt şeridin aşağı hizasından 1 cm kadar yukarısına bir damla siyah mürekkep damlatınız. KROMATOGRAFİ Kromatografi, bir karışımda bulunan maddelerin, biri sabit diğeri hareketli faz olmak üzere birbirleriyle karışmayan iki fazlı bir sistemde ayrılması ve saflaştırılması yöntemidir. KROMATOGRAFİ

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III 1: DİYABET...1 Diabetes insipedius...2 Diabetes mellitus...2 Diyabetin Etkileri...3 Belirtiler...4 Nedenler...4 Tedavi...4 Bitkilerin Rolü...5 Tıbbi Faydaları...6 2: KARACİĞER

Detaylı

Uyarıcılar UYARICILAR

Uyarıcılar UYARICILAR Uyarıcılar merkezi sinir sistemi üzerine doğrudan etkiyle uyarım yapan maddelerdir. Metabolizma hızına, beyin, omurilik ve kalp üzerine uyarıcı etkileri vardır.uyarıcılar sınıflaması içinde yer alan efedrin,

Detaylı

DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır.

DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır. DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır. 1. Etkisiz Doz 2. Terapötik Doz ( Efektif Doz, Tedavi Dozu) 3. Toksik Doz 4. Letal Doz Terapötik

Detaylı

Sıvılardan ekstraksiyon:

Sıvılardan ekstraksiyon: Sıvılardan ekstraksiyon: Sıvı haldeki bir karışımdan bir maddenin, bu maddenin içinde bulunduğu çözücü ile karışmayan ve bu maddeyi çözen bir başka çözücü ile çalkalanarak ilgili maddenin ikinci çözücüye

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Böbreklerin işlevleri (fonksiyonları) Düzenleyici işlevler Endokrin işlevler Metabolik işlevler Ekskretuvar işlevler 2 Böbreklerin

Detaylı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji Homeostasi

Ayxmaz/biyoloji Homeostasi Homeostasi - Değişen dış koşullara rağmen nispeten sabit bir iç fizyolojik ortamı sürdürme sürecidir. -Böylece vücut organlarının, normal sınırlarda verimli bir şekilde çalışması sağlanır. İki ana kontrol

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

Genellikle 1-3 günlük tedavi yeterlidir. Romatizma tedavilerinde en az bir hafta uygulanır.

Genellikle 1-3 günlük tedavi yeterlidir. Romatizma tedavilerinde en az bir hafta uygulanır. Prospektüs FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Metamizol steroid olmayan yangı giderici bir pyrazolone'dur. Analjezik, antiinflamatuar ve antipiretik etkilere sahiptir. Narkotik olmayan analjezikler grubuna girer.

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi

Detaylı

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Mikotoksinlerin Önemi ve Mikotoksin Test Metotları Dilek ÇİMEN TÜBİTAK ATAL 8-9 EKİM 2008 İZMİR MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler, Mantarlar tarafından uygun ortam, ışık,sıcaklık ve nem şartlarında sentezlenen

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ 961 1. HAFTA İLAÇ Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve

Detaylı

Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler

Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı İdrar söktürücüler İdrarı asitleştiren veya alkalileştiren Vücutta su

Detaylı

KADIN VE EGZERSİZ PROF. DR. ERDAL ZORBA

KADIN VE EGZERSİZ PROF. DR. ERDAL ZORBA KADIN VE EGZERSİZ PROF. DR. ERDAL ZORBA MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Ergenliğe kadar boy, ağırlık ve kuvvet bir cinsiyet farkı göstermezken, ergenlikten sonra cinsiyetler arasındaki bazı değişiklikler belirginleşir.

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zehirlenmelerde vücuda alınan toksinin uzaklaştırılmasında birçok

Detaylı

Yeni doğan ve çocukta ilaç metabolizması ve dikkat edilmesi gereken hususlar

Yeni doğan ve çocukta ilaç metabolizması ve dikkat edilmesi gereken hususlar Yeni doğan ve çocukta ilaç metabolizması ve dikkat edilmesi gereken hususlar 1937 yılında 107 çocuk streptokok enfeksiyonu için aldıkları sülfonilamid ekstresinden dolayı ölmüşlerdir. Nedeni araştırıldığında

Detaylı

Psikofarmakolojiye giriş

Psikofarmakolojiye giriş Psikofarmakolojiye giriş Genel bilgiler Beyin 100 milyar nöron (sinir hücresi) içerir. Beyin hücresinin i diğer beyin hücreleri ile 1,000 ile 50,000 bağlantısı. Beynin sağ tarafı solu, sol tarafı sağı

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC) Yrd. Doç. Dr. Gökçe MEREY SIVI KROMATOGRAFİSİ Hareketli fazın sıvı olduğu bu kromatografi türünde sabit faz bir dolgu maddesi üzerine

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 2.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN Absorbsiyon Kan hücreleri Dağılım Dokularda depolanma Eliminasyon Kimyasal Serum proteinleri Kan veya plazma Etki bölgesi Metabolizma Eliminasyon

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 3.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN Hücre membranları önemli engel! Çevre İnterstisyel sıvı Mukoza deri Absorbsiyon Plazma Kapiler membranı İnterstisyel sıvı Kapiler membranı Hücre

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel Anestezikler Prof. Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel olarak sinir dokusuyla temasta iletiyi dönüşümlü olarak engellerler İleti

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM. Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü

ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM. Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü ETKİLEŞİMDE PRENSİPLER Farmasötik Farmakokinetik Emilim Dağılım infüzyon sıvılarındakimyasal

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar Hepatik reaksiyonlar Çoğu ilaç kolestatik ya da hepatoselüler karaciğer değişikliklerine neden olur. Paraaminosalisilik asit, sülfonamidler, fenotiazinler karaciğerin

Detaylı

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN KAFEİN HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN KAFEİN NEDİR? Önemli fizyolojik etkileri olan alkoloid grubunun azotlu organik bir bileşiğidir. Kimyasal ismi trimethylxanthine dir ve formülü

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI DROGSAN SODYUM BĐKARBONAT % 8.4 Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde Yardımcı maddeler : 10 ml lik ampul de 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. : Enjeksiyonluk su Bu ilacı

Detaylı

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır. EFORJİN. Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Non-steroid Antienflamatuvar

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır. EFORJİN. Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Non-steroid Antienflamatuvar Prospektüs Veteriner Non-steroid Antienflamatuvar Eforjin ; berrak, renksiz, yada açık krem renkli, kokusuz, akışkan bir çözelti olup her ml sinde 500 mg metamizol içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Steroid

Detaylı

Progestinler ve Metabolik Risk

Progestinler ve Metabolik Risk Progestinler ve Metabolik Risk Dr. Erkut ATTAR İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Reprodüktif Endokrinoloji ve İnferitlite Bilim Dalı Cumhuriyet Bayramı Kutlu

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 1 İlaçların,öncelikle yararlı etkileri için kullanılmaktadır. Ancak bazen ilaç kullanımı yan etkiler gösterebilmektedir. Bazı hastalarda aynı ilaç için

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

DOPİNG VE ERGOJENİK YARDIMCILAR

DOPİNG VE ERGOJENİK YARDIMCILAR DOPİNG VE ERGOJENİK YARDIMCILAR Doç.Dr.AYDIN ŞENTÜRK KORKMAZ ATALAY DOPİNG KONTROLÜ Doping kontrolü, dürüst bir yarışma için sporcuların haklarını korumak ve ilaçsız amatör ve profesyonel sporun yaygınlığını

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

EFEDRİN Çin de 5000 yıldır kullanılan Ephedra

EFEDRİN Çin de 5000 yıldır kullanılan Ephedra EFEDRİN Çin de 5000 yıldır kullanılan Ephedra genusuna ait bitkilerden elde edilen bir ilaç etken maddesi Bitki Ma-Huang yöresel adıyla biliniyor Dünyada 40 kadar türü var 40-200 cm boyda dik ya da yatık

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU 9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Aktif ve pasif iyon alımı

Aktif ve pasif iyon alımı Aktif ve pasif iyon alımı Moleküllerin membranı geçerek taşınmaları için aktif proses her zaman gerekli değildir. Moleküllerin bir kısmı dış ortamdan membran içine konsantrasyon farkına bağlı olarak çok

Detaylı