T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI

Transkript

1 T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :33 CELSE TARĐHĐ : BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN ÜYE :HASAN HÜSEYĐN ÖZESE ÜYE :SEDAT SAMĐ HAŞILOĞLU C. SAVCISI :MEHMET ALĐ PEKGÜZEL C. SAVCISI :NĐHAT TAŞKIN KATĐP :MEHMET ALĐ ALTUNKAYNAK Mahkeme heyeti başkan Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 19 Ocak 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Oğuz Bulut, Kenan Temur, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanıklar müdafilerinden sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Özlem Durdağı, sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı, Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Armağan Güner, sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Mehmet Danışman, sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Uğur Alacakaptan, Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafi Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Sanıklar Birol Başaran, Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Hüseyin Vural Vural ve Đlyas Çınar müdafi Av. Hüseyin Ersöz, sanık Emcet Olcaytu müdafi Av. Osman Aydın şahin geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Gürbüz Çapan huzura alındı. ÇAPRAZ SORGUSUNA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA: Mahkeme Başkanı:" Bir sorunuz varsa Gürbüz Çapan a var mı bir sorusu olan? Buyurun. Sanık Ahmet Tuncay Özkan söz istedi verildi:" Efendim dün açıklayıcı oldu ama kısa bir soruyla neden beni aradı. Dün sayın Gürbüz Çapan a sorgusu sırasında Nihat bey bir soru sordu. Kendisi evine gelen polislerle ilgili olarak bir suikast ihbarının gece yarısı iletildiğini bu ihbara bağlı olarak bazı gazetecilere mesaj çektiğini bunlardan bir tanesi de benim olduğumu. Diğer gazetecileri söylemedi sayın Nihat bey ama, niçin Tuncay Özkan a mesaj çektiniz diye bir soru sordu. Bununla ilgili bir açıklama yapmak istiyorum soru değil ama size yöneltmiş olayım soru şeklinde. Mesajın ardından benim aradığım kişi Adnan Bulut tur. Tutanaklarda bütün bu telefon konuşmaları yer almaktadır. Ben Adnan Bulut a telefon ediyorum ve bana mesaj çekmiş, ben mesajdan sonra Gürbüz Çapan la konuşuyorum. Gürbüz Çapan a olayın ne olduğunu soruyorum, kendisine karşı bir suikast ihbarı olduğun ve kapıda bazı kişilerin olduğunu bunların kendisini öldürmeye geldiğini söylüyor. bunun üzerine bitişik evde oturan Adnan Bulut u arıyor haber müdürümüz olan Adnan Bulut u arıyorum ve yanına bir kamera al gazeteci olduğunu unutma Gürbüz Çapan a böyle bir olay varmış, Gürbüz Çapan ın evine git diyorum. Buda telefon tapesi olarak tutanaklarda yer alıyor. Ancak nedense bu kısımlar konuşulmadan sadece belirli bölümler anlatılarak olgu aktarılıyor. Ben Gürbüz Çapan a şunu sormak istiyorum sayın başkanım. Bu konuda başka bir diyeceği var mıdır? Onu öğrenmek istiyorum. Sanık Gürbüz Çapan: Olay böyledir, aynen böyledir. Yani ben yakınlarım o anda panik halinde aklıma kim geldiyse onları şey yaptım mesaj çektim şey yapın diye, olayı duyurun diye o kadar.

2 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:2 Mahkeme Başkanı:" Başka bir sorusu olan var mı? efendim avukatlardan sorusu olan var mı? var mı sorunuz var mı? efendim. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı söz istedi verildi:" Efendim Gürbüz Çapan a üyesi olduğu örgütün olduğu iddia edilen örgütün amaçlarına ilişkin iddianamede açıklamalar var. Kendisine bugüne kadar kendisiyle yapılmış olan röportajlardan ve yazmış olduğu yazılardaki bir takım hususları sorarak, bunların doğru olup olmadığının teyidini alacağım ve böylece bu iddia edilen örgütle bir amaç birliği fikir birliği içerisinde olup olmadığı konusunun açıklığa çıkartılmasını sağlamaya çalışacağım, sorularım bu amaca yöneliktir. Şimdi sayın Gürbüz Çapan, tarihinde Cumhuriyet gazetesinde sizin yayınladığınız yazdığınız söylenen bir yazı var. Aziz Đstanbul sizin doğum yerinizdir, onu ne çok sevdiğinizi biliyorum. Đstanbul u biliyor ve seviyorsunuz. Onun gereği olan korumayı biraz gecikmiş olsa da lütfen başlatın. Kızılcahamam da yaptığınız yerel yönetim toplantısında Đstanbul u öne çıkartmışsınız. Đstanbul un yağmalanmasına karşı çıkarak seçimi kaybetme pahasına radikal davranın talimatı vermişsiniz. Sizi kutluyorum, Đstanbul daki çalışmalarınızı, gayretlerinizi sevgiyle anıyorum. Ancak sizinde çok iyi bildiğiniz yaşadığınız yasal bir yığın engeller var. Şimdi bunları çözmenin yeni yasal düzenlemeler yapmanın zamanıdır. Diye başlayan ve devamında sonucunda, haydi başbakanımızın açtığı ve açacağı yolda Đstanbul için her yurttaşımız ona yardım etmeye elinden tutmaya çalışıyorum. Hiçbir şey yapamazsam çamur atmamaya karalamaya çağırıyorum. Bir daha ki yerel yönetim toplantısında Đstanbul dan iyi örnekler verilmesini diliyorum diye başbakan Recep Tayip Erdoğan a yazdığınız söylenen bir yazı var. Bu yazı size mi aittir? Doğru mudur? Sanık Gürbüz Çapan: Evet bana aittir. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Şimdi tarihinde yine Cumhuriyet gazetesinde yazdığınız söylenen gecikmiş yılbaşı yazısı isimli bir yazı var. Başbakana açık mektup. Geçen yazımla ilgili çeşitli tepkiler aldım, başbakana yakınlığım sorgulandı. Yurttaşlık haricinde hiçbir yakınlığım yoktur. O başbakan ben ise düz yurttaşım. Đstanbul için bir şeyler yapmanın zamanı geldi diye düşünmekteyim. Cumhuriyetimizin fazileti olarak halka güveniyorum. Halkımızda onlara güven verdi, tek başına iktidar oldular. Bunun gereği de Đstanbul için yeni yenileştirici koruyucu çalışma başlatmalarını istiyorum, söylüyorum yapacakları iyi şeylerin yanında olacağım yineliyorum öneride bulunuyorum, yapmalarını bekleme hakkımı kullanacağım. Sonra da hesap sorma hakkımı kullanmayı düşünüyorum. Kısır tartışmalara girmek durumunda değilim, bir kabızlığı kısırlığı gidermeye çalışıyorum. Üç ay içinde Đstanbul kanunu ve arkasından uygulama bekliyorum, hiçbir gerekçeye sığınma hakları yoktur. Tuz, un, tencere, tava, mutfak ellerinde helva bekliyorum Đstanbul bunu hak ediyor. Bu yazı size mi aittir? Bu başbakan Recep Tayip Erdoğan A yazdığınız yazıdan dolayı okurunuzdan eleştiri mi aldınız, buna bir cevap mıdır? Bunu açıklamanızı istiyorum. Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi efendim bu seçimlere ben seçimlere inanıyorum yani seçimlerle dünde söyledim Cumhuriyet çoban Sülü yü altı sefer başbakan yaptı, sonra cumhurbaşkanı yaptı. Sonra Hafız öğretmenin oğlunu başbakan, cumhurbaşkanı yaptı. Đşte Tayip beyi hem Đstanbul a belediye başkanı hem başbakan yaptı. Đşte bizim gibi sıradan insanları çok iyi yerlere geldik iyi şeyler yaptık, hep halkın Cumhuriyetin sayesinde oldu bunlar. Yani halka güvenmek gerekir, halka güvenmemiz gerekiyor. Ayrıca Tayip Erdoğan ı ben kişi olarak çok severim çok çalışkandır dünde söyledim. Ama bizde şey var böyle bir kamplaşma var, kafadan şey var onları kötü yapacak filan yani nereden biliyorsun kötü yapacağını? Đstanbul un ciddi problemleri var. Đstanbul da Eminönü nde iki buçuk metre tapular var. Đstanbul da Fatih te tapu, yerleşme hakkı çok allak bullak durumdadır. Yani bugün Fener-Balat hattını temizleyip onları dinler merkezi yapılabilir. Fatih tümüyle üniversite merkezi yapılabilir, Eminönü nün tümü moda merkezi, konferans merkezi haline düzenlenebilir. Yani surun içi Đstanbul açık müze haline getirilirse, açık müze kent haline getirilirse Bürüç gibi örneğin söylüyorum. Dünyanın ilgi odağı haline gelir işte BOP deniliyor, bölgemize BOP un başkenti haline gelebilir. Hukuk indirimi 2

3 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:3 merkezi haline gelebilir. Ticaret hukuku dünya ticaret hukuku Londra da kuruluyor ikinci merkez Đstanbul olabilir. Gibi fikirlerimiz var, ben bunu Tayip Erdoğan la paylaşmıştım. O da yapabileceğini ama zorlukları da söylemişti. Mesela Fatih le ilgili yani onların zorluklarıyla benim zorluklarım farklıdır. Fatih te mesela çingeneleri onlar başka tarafa taşıdılar şimdi ama orada yani bana göre bana sorulsaydı, ben orayı üniversite kentine yönelik imara açardım. Ama orada mülk edinmiş bazı şahıslar şimdi bina haline geliyor. Bu doğru değil bunu doğru bulmuyorum ama, tek parti iktidarı Türkiye içinde Đstanbul içinde özel anlamlı bir şanstı. Kısmen kullanıldı kısmen kullanılamadı bunlar başka bir şey yani şey değilim demokrasiye eğer soruyorsanız bana Cumhuriyetten ben çok şey gelmişti o zaman, okurlardan ne demek istiyorsun falan diye. Demek istediğim çok açık yani halk ona yetki vermiş biz onu bekliyoruz yani. Yurttaş olarak hakkımız bu bizim, yani ben aynı mesafedeyim oy verenler vermeyen gibi. Onu kullanmıştım. Mahkeme Başkanı:" Demek istediklerinizi yazdınız yazıya döktünüz. Sanık Gürbüz Çapan: Yazdım, yani onla benim görüşlerimdir. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yine size ait olduğu söylenen bir yazı var. Yasaklar başlıklı bir yazı. Hiçbir konuda yasakların savunuculuğunu yapamayız, özgürlüklerden yana olmalıyız. Ama yalnızca kendi özgürlüğümüzü değil başkalarının özgürlüklerini savunmalı ve korumalıyız. Bu yazı size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Bana ait. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: tarihinde Cumhuriyet gazetesinde, mavim karardı başlıklı bir yazı yazdınız mı? Sanık Gürbüz Çapan: Yazdım. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Yazıda siyaseti kamulaştırmışlarla komplocuların el ele resimleri zihnimi bulandırıyor. Danıştay da sadece görevini yapmaya çalışan bir yargıç katledildi. Onun ruhu katillerin boğazını hergün sıkacaktır. Aynı zamanda onun ölüsü üzerinden siyasi bezirganlık yapanların da yakasına yapışacaktır. Yazı size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Aynı hala öyle düşünüyorum. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: tarihli Cumhuriyet gazetesinde ille ölmek mi gerekiyordu başlıklı yazı. Size ait olduğu söyleniyor. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Türkiye bir tarih yazdı aman Allah ım ne çok ermeni varmış. Bir Türk olarak araya zor soktum kendimi, ama anlamadığım bir şey var, daha önce neredeydik, daha önce neredeydin sevgili Özkök? Benim koyun kaçakçısı arkadaşım. Đkimizde koyun kaçakçılığından yargılandık, ikimizde sustuk tıpkı Hrant Dink 301 den yargılanırken sustuğumuz gibi. Bizim hiç suçumuz yok mu? 301. maddenin cengaveri Baykal neredeydin? Senin oğlun yada kızın insan hakları savunuyor diye Hrant ın akıbetine uğrasa ne yapardın? Sende hiç empati denilen duygu yok mu? cinayetten hemen sonraki tavrın niye değiştirdin? Biz birimiz ölmeden çığlık atmayacak mıyız? Hrant ı Kerinçsizler in kucağına atarken neredeydik? Türkiye nin hangi adresinde hangi adliyede mahkeme basıp tehditler savruluyor terör estiriliyor? Bunlar yapılırken biz neredeydik? Bu Kerinçsiz tayfası olmazsa Türk hukuk sistemi Türk adliyesi çalışmayacak mı? bizim halkımız kokudan anlar. Yüzünde Muhammet nuru olmayan bir gurup adliyeyi basmak cesaretini nerede buluyor? Kim o adalet sistemini bunların vesayetine soktu? Bu Türk halkının güvendiği savunduğu Türk hakimi, Türk sistemi. Bu tabloya seyirci kalan uzatmayayım. Sonuç olarak Türkiye iyi bir yurttaşını bende iyi bir arkadaşımı kaybettim. Hrant a söz veriyorum, Türklüğü ben savunacağım. Bu Türklüğün katillik olmadığını, cellatlık olmadığını anlatarak savunacağım, bunu savunmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım. Bu yazı size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Benim, benim yazım. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: tarihli Cumhuriyet gazetesinde cumhurbaşkanlığı gerginliği isimli yazı. Biz toplum olarak seçim işine alışamadık bir 3

4 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:4 türlü her seçimde alabildiğine geriliriz germeye çalışırız. Her gurup diğer gurubu bildiğimiz siyasal küfür ve aşağılamayla bir güzel bezer, muhtarlıkta, belediye başkanlığı da milletvekilliği seçimi de böyle olur. Şimdi iki güçlü kamp oluştu, laik Cumhuriyetçi gurupla anti laik gurup. Her iki kamp bir diğerini elindeki bütün siyasal küfürle süslüyor, kamplaştırılmış iki partili düzene zorlanıyoruz. Bu yazı size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Benim yazım evet. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Şimdi aksiyon dergisinde sizinle yapıldığı söylenen bir röportaj var. Türkiye deki bütün ideolojilerin aksiyon yazıyor, tercüme olduğu vurgusu yapan Gürbüz Çapan, sorunların temelinde merhametsiz bir toplum olmanın ve birbirimizle konuşmayı beceremediğimizin yattığını söylüyor. diyalog kuramıyoruz konuşabilseydik hiç kimse hiç kimsenin burnunu kanatmazdı. Çünkü hepimiz aynı şeyle beslenmişiz. Yahu bende yoksulluğa karşıydım, bende adalet istiyorum, bende hürriyet istiyordum. MHP lide Müslüman dı herkes bunları istiyor. Ama kimse birbiriyle konuşamıyor. Geldik şimdi ideolojiler bitti, bizim ideoloji tercümeydi faşizm de tercümedir kominizim de. Yani Türk solu kendin doğuramadı, aybarı boğduk, biz boranı teslimiyetçilikle suçladık. Çünkü biz gözümüzle değil kulağımızla besleniyoruz. Yani dayanışma ruhumuz yok, birbirimiz hakkında bir sürü ön yargımız var belki kırılacak bu. Dediğiniz söyleniyor, doğru mu? Sanık Gürbüz Çapan: Evet doğru. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Çapan çarpıcı açıklamalarıyla devam ediyor diyor aksiyon dergisi. Türkiye kendisini tercüme ideolojilerden kurtaramadı ama esas sorun bu, birbirimizle konuşamıyoruz. Belediye başkanıyken seçim arifesinde kürsü kurdum her parti gelsin konuşsun diye, mukaddere Başeğmez karşı çıktı Kürtler. O da dedi ki ya buraya onbaşı gelse hepiniz ayağa kalkıyorsunuz. Biz burada siviliz diye bir şey yapıyorsunuz. Sosyalleşemiyoruz bir türlü, yani ötekine el uzatamıyorsun. Soruyorsun necisin? Ülkücüyüm diyor. Ne demek ülkücü? Herkesin ülküsü var, ülküsüz insan olur mu? faşistsin diyemiyor Türk faşistleri kendilerine. Türkiye nin komünistleri kendisine komünist diyemedi, yani ne isen o olacaksın. Her şeyde deforme ettiğimiz gibi onu da deforme ediyoruz. Yani bunlar hep tercüme inanmıyorlar. Bu sözler size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Bana ait evet. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Şimdi milli gazetede sizinle yapıldığı söylenen bir röportaj var. Bir soru sorulmuş, PKK olayı mı artıyor dersiniz? O ayrı bir sıkıntı, Türkiye problemlerini çözmüyor erteliyor. Türkiye Kürt ile problemini çözmüyor, Müslüman la problemini çözmüyor çözümsüzlüğe ve çürümeye bırakıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti Đslam diniyle barışmalıdır, Kürdüyle barışmalıdır, din çeket gibidir çıkarır elinde sallarsan sana çeket görevi yapar mı? din kültürün köküdür dayanacağın esaslardan biridir, milleti millet yapan şeylerden birisidir dinsiz toplum olmaz, vicdansız toplum olmaz, din korkusalla korkusu olmadan toplumu bir yerde tutamazsın. Biz Avrupa da olduğu gibi dini yerine oturtmak istiyoruz. Doğru mu size mi ait bu? Sanık Gürbüz Çapan: Evet bana ait. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Bir soru sorulmuş size, cevap verdiğiniz iddia ediliyor şu şekilde, tabi ki ABD Türkiyelilerin ağlama duvarıdır. Çünkü adamın partisi 377 millet vekille tek başına iktidara geliyor fakat kendisi milletvekili seçildiği halde milletvekili olamıyor. Böyle çarpık bir düzen olur mu? adam milletvekili olmuş, sonra seçim iptal edilerek hapse atılmış. Bütün bunlar Türkiye ye özgü, mesela bende seçilmiş başkandım tutup içeri attılar, 1 sene hapis yattım. Sonra suçsuzluğum anlaşıldı tekrar göreve iade edildim. Türkiye de milletvekilliğinin, belediye başkanının can güvenliği yok. yani Türkiye de burjuva demokrasisi var, bizi burjuvamız yani dışarıya Amerika ya bağımlı, Türkiye yi onlar yönetiyor. Size mi ait bu? Sanık Gürbüz Çapan: Evet bana ait o da bana ait. 4

5 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:5 Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Türban yada başörtüsü konusunda ne düşünüyorsunuz diye bir soru sorulmuş size, bana göre adı ne olursa olsun serbest olmalı. Daha önce de söyledim, benim cemaatimin bu konudaki yasakçı inadını anlamış değilim. Bana göre bunlar asıl sömürü için suni gündemler. Size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Bana ait, bu benim laflarım her zaman söylediğim şeyler. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Daha önce de söyledim ya serbest olmasından yanayım dediğiniz söyleniyor, doğru mu? Sanık Gürbüz Çapan: ben hep serbest olmasından yana, yani ben kız çocuklarının okumadığını, okutamadığımızı ve türbanlı türbansız herkesin okuması gerektiğini savunan birisiyim. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Eşi başörtülü bir milletvekili cumhurbaşkanı olabilir mi? başbakan olabiliyorsa cumhurbaşkanı neden olamasın, tabi olur, bunla suni gündemler size mi ait? Sanık Gürbüz Çapan: Bana ait evet. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Peki, bu yazılardan da sonra hükümete karşı halkı hükümete karşı isyan etmeye bir silahlı terör örgütüne üye oldunuz mu? Sanık Gürbüz Çapan: Yani böyle bir örgüt bilmiyordum, yani üyede olmam zaten yani cebir. Benim görüşüm sandıktan yanadır. Yani ben halka inanıyorum, ben halkımıza inancımı hiç kaybetmedim. Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı: Bu kadar Sayın başkanım. Sanık Hasan Ataman Yıldırım söz istedi verildi:" Ben 2006 yılında çağdaş Türkiye partisi genel başkanı olarak medyaya göndermek üzere bir faks listesi hazırlamaya başlamıştık. Bu benim iddianamede var, orada birkaç gazeteden başladı, işte Cumhuriyet gazetesi var akşam gazetesi bir iki gazete öylelikle kaldı biz bunu denetleme için yapıyorduk kaldı. Orada Gürbüz Çapan ve Mustafa Balbay ın da adı var bu iddianamede onlarla ilişkili olduğum şeklinde gösteriliyor. O faks listesini hazırladık ama artık bu devirde faks kullanmak uygun olmadı diye bıraktık. Ama ben şu soruyu soracağım kendisine, benden Hasan Ataman Yıldırım olarak veya çağdaş Türkiye partisi olarak kendisine bu şekilde bir faks geldi mi? Sanık Gürbüz Çapan: Gelmedi çağdaş Türkiye partisi ben hapisteyken kurulmuş. Bizi gazeteci zannettikleri için telefonumuzu almışlar bize de bildirsinler duyurularını, benimle şeyi yok haberim yok yani. Sanık Hasan Ataman Yıldırım: Zaten biz o listeyi şeyden aldık gazeteden aldık yani. Zaten ben kendisini tanımış olsam o gazetede değil de başka yere gönderirdim. Onun dışında ikinci sorum, o faks olmadığına göre onun dışında benden herhangi bir şekilde telefon, tanışıklık, bir toplantıda bir araya gelmek, bir konuşmak gibi herhangi bir irtibatı olmuş mudur? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır tanımıyorum kendisini, burada tanıdım. Sanık Hasan Ataman Yıldırım: Đlk defa beni nerede gördünüz tanıdınız? Sanık Gürbüz Çapan: Burada gördüm. Sanık Hasan Ataman Yıldırım: Peki, teşekkür ederim. Sanık Emcet Olcaytu söz istedi verildi:" Efendim dün bende bulunana 52 numaralı DVD olarak savcıların bahsettiği Gürbüz Çapan ile Ferit Đlsever arasındaki konuşmayla ilgili olarak beni de ilgilendirdiği için söz aldım. Dün Gürbüz Çapan anlattı aslında meseleyi bunu teyit eden mahiyette 16 Mart 2008 tarihli aydınlık dergisinin 6. sayfasında bir açıklama var, Gürbüz Çapan adına yapılmış açıklama kısa bir açıklama onu okuduktan sonra sorumu size tevcih edeceğim uygun bulursanız yönelteceksiniz. Başlık şöyle haberin başlığı, Gürbüz Çapan iki nokta üst üste, bu haberleri yazan şerefsizdir. Metni okuyorum, aydınlıka konuşan Gürbüz Çapan da milliyet, radikal ve yenişafak gazetelerinde çıkan haberler yalanladı. Toplantı davetini Kemal Özden in yaptığını belirten Çapan şöyle konuştu. Kemal Özden Cumhuriyet gazetesine destek olmak ve bu amaçla ortak bulmak için çalışıyordu, bu amaca bağlı olarak benim sahip olduğum 5

6 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:6 Cumhuriyetin yüzde 20 hissesini satın almaya talip oldu. Enka tesislerindeki yemekte bu konuyu konuştuk ve Kemal le anlaşamadık. Đki gündür gazetelerde yer alan Veli Küçük ile Ferit Đlsever in Cumhuriyeti satın alarak bir ulusal medya gurubu kurmaya ve bu amaçla bendeki Cumhuriyet hisselerini satın almaya çalışmaları haberleri yalandır, bu haberleri yazan şerefsizdir. Đlsever le aramızda böyle bir konuşma geçmemiştir. Đşçi partisi genel başkanı Doğu Perinçek ve Ferit Đlsever ile birlikte Đlhan Selçuk la birkaç kez buluşarak ulusal kanalla Cumhuriyetin olanaklarını birleştirerek bir Cumhuriyet TV kurulması projelerini görüştük ama pahalı bir proje olduğu için gerçekleştiremedik, gerçekler bundan ibarettir. Ben bu dergiyi heyetiniz aracılığıyla sunayım. Sayın Gürbüz Çapan ın dün söylediklerini doğrular nitelikte ama kendisi bu açıklamayla ilgili herhangi bir beyanda bulanacak mı? o nedenle söz aldım. Sanık Gürbüz Çapan: Bu açıklamayı Ferit Đlsever yazdı benim sekretere gönderdi sonra bizim oradan tekrar gazeteye gitti. Bana telefonla konuşması var telefon tapelerinde var zaten o. Yani ben dedi şey yapmış mıyım? Bende Kemal le konuştuğumu söyledim her yerde söyledim bunu yani öz itibariye doğrudur. Şey değil yani, ama yazıyı şey yazdı Ferit bey yazmıştı. Sanık Emcet Olcaytu: Teşekkür ederim. Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Hüseyin Ersöz söz istedi verildi:" Sayın Çapan iddianamede müvekkilimizle sizin aranızda bir örgütsel irtibat tesis edilmekte ve bu örgütsel irtibat özellikle müvekkilimize bir ev hediye ettiğiniz ve ofisini de yine tefriş ettiğiniz konusunda. Müvekkilimizi hangi tarihten itibaren tanıyorsunuz? Kaç defa görüştünüz? Ve iddianamede ki bu iddiaların isnatların doğru olup olmadığı konusunda bir açıklama yapar mısınız? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi dün anlattım ben bunu, yani herhangi bir ev verme falan durumu yani ayrıca Adil Serdar Saçan ın polislikten atıldığını ben kaza geçirdiğinde Adnan dan öğrendim. Yani bürosunun olduğunu bilmiyordum. Yani onu dün söyledim detaylıca, detaylı anlattım bilmiyorum gerek var mı başkanım yeniden anlatmaya? Mahkeme Başkanı:" Efendim var mı başka bir soru? Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Gürbüz bey, size birkaç sorum olacak belki daha önce cevaplamış olabilirsiniz ama biraz daha tafsilatlı alabilmek için soruyorum. Đstanbul a hangi yıl geldiniz? Sanık Gürbüz Çapan: 87 sonunda geldim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O zaman tıp doktoru muydunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Hale tıp doktoruyum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Tayininiz Đstanbul a çıktı. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O şekilde geldiniz. Sanık Gürbüz Çapan: Tayinim Đstanbul a çıktı. Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kardeşleriniz Gülay Çapan ve Çetin Çapan ne iş yapıyorlardı? Đstanbul a ne zaman geldiler o tarihlerde? Sanık Gürbüz Çapan: Almanya daydılar kardeşlerim, Almanya daydılar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Almanya daydılar. Sanık Gürbüz Çapan: Hı, hı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne zaman döndüler Türkiye ye? Sanık Gürbüz Çapan: Bilmiyorum 93 te falan döndüler galiba, bilmiyorum 93 falan gibi galiba yani tam tarihini hatırlamıyorum, 93 olsa gerek. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kemal Özden i nerden tanırsınız? Sanık Gürbüz Çapan: Kemal Özden i yani bir yerden tanımıyorum o USĐAD başkanı olduğu için belediye başkanı olunca herkes gelip sizle tanışıyor. Öyle tanıştığım birisi yani. Đşte USĐAD başkanı olmuş, bir arkadaşım getirmişti yani öyle tanıdım yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ümit Ülgen i nereden tanırsınız? 6

7 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:7 Sanık Gürbüz Çapan: Ümit Ülgen kooperatif başkanımızdır yani bizim Esenkent te 75 kooperatifimiz vardı, Boğazköy de 115 kooperatifimiz var, Beylikdüzü nde 80 kooperatifimiz var. O kooperatif başkanından birisiydi Ümit Ülgen, oradan tanıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Veli Küçük ü nereden tanırsınız? Sanık Gürbüz Çapan: Tanımıyorum Veli Küçük ü yani o yemekte tanıdım yani kamuoyundan biliyordum Veli Küçük ü namından biliyordum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha önce yüz yüze görüşmüş müydünüz? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi yılları arasında belediye başkanlığı yaptınız. Sanık Gürbüz Çapan: 2004 arasında, 89 dan 2004 e kadar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: 89 dan 2004 arasında. Sanık Gürbüz Çapan: 15 yıl evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha önce ne iş yapıyordunuz? Ondan sonra ne iş yapıyordunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Doktordum. Ben tıp, ben doktorum ben. Efendim doktorum ben. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Belediye başkanlığından sonra ne iş yaptınız? Sanık Gürbüz Çapan: Şey yapıyorum, ticaret yapıyoruz. Ticaret yapıyoruz. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şirketiniz mi vardı? Yani işyeriniz mi vardır? Sanık Gürbüz Çapan: Şirketimiz var, Semerkant diye bir şirketimiz var. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: o Semerkant şirketi ne zaman kuruldu? Sanık Gürbüz Çapan: Bilmiyorum ki ne zaman kuruldu, ya tarihini bilemeyeceğim ama inşaat şirketi olarak organize ettik. Đnşaat yapmaya başladık yani 90, şey 2005 miy di 2006 mıydı hatırlamıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Belediye başkanlığı dönemi önce mi sonra mı? Sanık Gürbüz Çapan: Sonra. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O tarihlerde kuruldu. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ortakları kimlerdi? Sanık Gürbüz Çapan: Çetin var kardeşim var, aile şirketimizdir yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kimlerdir yani Günay Çapan, Çetin Çapan. Sanık Gürbüz Çapan: Günay yok Çetin var, ben varım başka kim var bilmiyorum yani şirketin şeyini bilemeyeceğim. Başta Çetin duruyordu da ben şey yapmam çok ilgilenmem böyle ticaret işleriyle falan. Ben biraz dışarıdan hariçten gazel okuduğum için yani çok şey yapmam bilmem ne olduğunu ne yaptığını. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz bu Semerkant şirketinin resmi ortağı mıydınız? Sanık Gürbüz Çapan: Ortağıydım evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hala devam ediyor mu bu Semerkant yapı isimli inşaat şirketi? Sanık Gürbüz Çapan: Şirket devam ediyor da hisselerimi devrettim. Hisselerimizi devrettik başka birine sattım şirketi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Gürbüz Çapan: Yani ticaret yapamaz hale geldik. Yani şimdi hiçbir banka bize kredi açmıyor, bankalarla çalışamıyoruz filan yani sıkıntıdayız iş yapamadık. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O şirketin kurucu ortakları kimlerdi yani Günay Çapan. Sanık Gürbüz Çapan: Günay Çapan yok orada yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Çetin Çapan? Sanık Gürbüz Çapan: Çetin var ben varım. 7

8 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:8 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Başka kimler var? Sanık Gürbüz Çapan: Başka da bilmiyorum yani şirketi tamamlamak için birkaç kişi daha vardı galiba yani ufak hisseleri olan şeyler var. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu şirketteki hisselerinizin oranı nedir? Sanık Gürbüz Çapan: yüzde 75 ti, yüzde 75. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu şirket hangi faaliyetlerde bulunuyordu. Sanık Gürbüz Çapan: Đnşaat yapıyoruz o şirketle, konut yapıyoruz. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Nerelerde inşaat yapıyordu? Sanık Gürbüz Çapan: Semerkant konaklarını yaptık Esenkent e, Beylikdüzü nde bir proje yaptık, Bodrum da yaptık iki proje ondan sonra iki üç proje yaptık Bodrum da. Biz Đzmir de bir şey yapacaktık o da yarım kaldı öyle. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu yaptığı inşaat işlerinde nasıl bir anlaşma yapıyor? Yani arsa mı alıyor yoksa arsa karşılığı? Sanık Gürbüz Çapan: Kat karşılığı arsa aldık yaptık, arsa aldık yaptık filan şeye göre yani yerine göre anlaşmamıza göre. Yani Bodrum dakiler tümü kat karşılığı yaptık orada. Esenkent öyle kat karşılığı yaptık, birisinde arsayı aldık yaptık filan. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Cumhuriyet gazetesiyle bağlantılı olan Yenigün holding anonim şirketinde hisse almışsınız zannediyorum. Sanık Gürbüz Çapan: Kardeşim hisselerini bana devretti evet, 2005 te. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne zaman aldınız? Sanık Gürbüz Çapan: 2005 galiba 2005 öyle hatırlıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: 2005 yılında aldınız. Sanık Gürbüz Çapan: Belediye başkanlığından sonra. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: siz mi aldınız, kardeşiniz Günay Çapan mı aldı? Sanık Gürbüz Çapan: Belediye başkanlığı bittikten sonra Günay hisselerini ben devraldım bana devretti Günay onları. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki hisseler alınırken parayı kim ödedi? Siz mi ödediniz yoksa kardeşiniz mi ödedi? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim daha önce kardeşim ödemişti parayı, yani kardeşim bana devrederken de borç şeyi yaptık, para vermedim ben kardeşim hisseleri bana devretti. Ben gazetede yönetime geçecektim vazgeçtim sonra şey yapmadım. Sadece köşe, haftada bir yazı yazdım orada. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki kardeşiniz size devretmesinin bir sebebi var mıdır? Yani zaten o hissedar. Sanık Gürbüz Çapan: Yo, yo. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Günay Çapan. Sanık Gürbüz Çapan: Yo, yokta yani şey var Cumhuriyette bende şeyim olsun diye yaptım yani. Benim olsun istedim yani, ben bizzat olmak istedim işin içinde. Sonra baktım gazetede hiçbir yetkisi yok şeyin o hisselerin bir anlamı yok karşılığı yok, öyle kaldı yani öyle duruyor. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu hisseden ticari bir karlılığı var mıydı, yani herhangi bir temeddüh kar payı ödeniyor muydu? Veya hisse. Sanık Gürbüz Çapan: Hayır kar payı, bu şirketi özelliği oraya para yatırıyorsun o parayı şeyde gazeteye finanse ediyor. Başka bir özelliği yok başka bir şeyi yok yani kar etme amacı yok. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Herhangi bir karar elde ettiniz bu hisselerinizden dolayı? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır yok. edilmiyor. 8

9 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:9 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne kadara devralmıştınız? Parayı ödediniz mi kardeşiniz Günay Çapan a? Sanık Gürbüz Çapan: 1 milyon dolar galiba, 1 milyon dolar gibiydi yani şeyi hatırlamıyorum ama avukat şey yapabilir o yani o işleri takip eden avukat arkadaşımız var o söyleyebilir size. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Oranı neydi? Hissenizin oranı? Sanık Gürbüz Çapan: Yüzde 10 du ama şimdi yüzde 9 a düşmüş yani bu sürekli şey olduğu için sermaye artırmaya gittikleri için ben yüzde 10 biliyordum yüzde 9 olmuş yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha sonra hisse senedi aldınız mı? yani hissedar oldunuz mu? o oran arttı mı? Sanık Gürbüz Çapan: Yeni hisse almadım, hayır hisse hiç yeni hisse almadım. Daha önce kardeşimin aldığı ilk hisse neyse o öyle duruyor. O diğer katılımcı oldukça bizim hisse azalıyor. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi bu hisse bu şirketteki yani Yenigün holding anonim şirketindeki hisselerin miktarı konusunda bir değişik miktarlar var. Yüzde 20, yüzde 40, yüzde 60, yüzde 100 e varan hisselerin olduğu söyleniyor, açıklar mısınız bu konuyu? Sanık Gürbüz Çapan: Ben nasıl açıklayalım? Onu yazanlara sormak lazım. Yani hiçbir zaman yüzde 20 nin üzerine çıkmamış bizim hisse. E biz yüzde 20 ortaktır oraya, yani yüzde 40 olmadık, yüzde 60 almadık, yüzde 100 e sahip olmadık birisi yazmış onları hakim bey. Birisi oturmuş kenardan biri yazıyor, biri senaryo yazıyor burayı Gürbüz Çapan aldı falan diye. Yani yok esası yüzde 20. sonra para koymak gerekiyor biz para koymayınca bizim hisse azalmış. Yani biz kimseye hisse satmamışız, hisse almamışız yeni yani gazeteyi ele geçirelim falan öyle bir derdimiz olmamış e o kadar. O kadar para koymuşuz yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi beyanınıza göre, 1 milyon dolar ödeyerek Günay Çapan a ödemişsiniz, hissesin borç.2 Sanık Gürbüz Çapan: Borçlanarak, borçlanarak evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Fiili olarak para ödemediniz ancak borçlandınız öyle mi? Sanık Gürbüz Çapan: Yok bu evet borç senedi yaptık. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu şekilde Yenigün holding anonim şirketinin yüzde 10 hissesine sahip oldunuz öyle mi? Sanık Gürbüz Çapan: Yani o hisse bende şimdi, bende evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha sonra bu hisselerin devri konusunda bir takım toplantılar bir yemek buluşmaları yapılmış. Sanık Gürbüz Çapan: Bu hisseler değil, bu daha önce yani Günay hissedar olduğu zaman 2000 senesinde. Günay ın yüzde 20 hissesi var ya onu istediler bizden. Yani Kemal Özden onu istedi benden. Bende olur dedim, iki milyon verirseniz veririz dedim. Yani bu görüşmelerle onlar ayrı zamanda olan şeyler. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani izah eder misiniz yani biraz karışıklık var bu konuyu aydınlatır mısınız? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi şöyle, biz yani böyle bir şirket kurmuştuk yüzde 20 sini biz almışız. Ama bu sonradan herkes ortak olmak istedi o şirkete işte sonra Turgay oldu büyük hissedar o galiba şimdiki yani o ticaret sicil gazetesi var ya hepsinin hissesi Karamehmetoğlu, Aydın Doğan var, Đnan Kıraç var 185 kişi filan galiba yani öyle bir sayı var. Bizim hissemiz orada yüzde 20 yani bizim hissemizi istediler, bende olur vereyim dedim yani, yani paramı verirseniz veririm şey değil yani. Ama sonra parada vermediler olmadı kaldı öyle. Ama bizim hissemiz hiç yüzde 40, yüzde 60, yüzde 100 olmadı yani yok öyle bir şey. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi yaklaşık 185 hissedar var diyorsunuz ama. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. 9

10 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:10 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizin kadar büyük oranda hissedar olan var mı içlerinde? Sanık Gürbüz Çapan: Turgay bizden büyük efendim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne kadar oranı var? Sanık Gürbüz Çapan: Yüzde kaç 60 mı ne kadar? Yüzde 40 mıdır bilmiyorum bizden fazla. Yani ben bilmiyorum bizden fersah fersah fazla yanı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Gürbüz Çapan: Bizim kadar olan sadece şey var, Karamehmet var, Đnan Kıraç var galiba gerisi Turgay ın, öyle gözüküyor. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Armada oteli, Enka tesisleri Akatlar da bir akşam yemekleri olmuş, bunların zamanlarını ve kimlerle yapıldığını, ne amaçla yapıldığını açıklar mısınız? Sanık Gürbüz Çapan: Yani Armada daki yemekleri Đlhan abiyle yemeğe gideriz buraya zaman zaman, yandaki müşteriler değişir hatırlamıyorum ama Enka daki yemeği hatırlıyorum. Yani Enka daki yani Enka nın yerini de hatırlamıyordum ama olayı biliyordum olayı hafızamda duruyordu. Bu işler patlayınca bana sordular dedim ki evet doğrudur böyle yemek oldu orada Kemal Özden diye bir arkadaşımız vardı USĐAD başkanıydı, gazete yapmak istiyorlardı, bende önce şeyi konuştuk yani böyle bir şey yapar mısın? Ben dedim yani ben bu çizgide bir gazete mazete beraber olmam dedim sizinle. Yani ulusalcı çizgiyle yani milliyetçi bir çizgide olmam dedim. Ondan sonra hisseni devret dediler, olur dedim vereyim. Sonra biz seni koruruz falan şeyine yattı. E sonra ben kızdım sen kimi koruyorsun nasıl koruyacaksın sen kimsin ki beni koruyasın falan diye. Ben hep şey yaparlar dünde anlattım herkes Kürt zannediyor. Yani şey gibi korunmaya muhtaç biri zannediyorlar yani Kürtlükten kurtuluyorum bu sefer alevi zannediyorlar filan, o mahallede büyüdüm onların arasında büyüdüm, mutluyum hiçbir sıkıntım yok ne Kürtlerden ne Alevilerden ama yani bağırmamda gerekmiyor ben Türküm diye. Bu ülke bizim yani bende yurttaşım onlarda yurttaş böyle bakan biriyim ben. Sonra şey yaptılar işte böyle hava gerildi ben kalkacak gibi oldum, Veli paşa dedi ki yav biz seni tanıyoruz sen işte sende Dağıstan muhacirisin bende dağıtsa muhaciriyim filan. Şeyi yumuşatmak istedi havayı fakat şey olmadı ben kalktım gittim. Yani yemekte yemedim yemekle bitmedi, sonra onlar kaldılar ben gittim oradan. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani gergin bir ortam mı oldu yumuşatmak istedi diyorsunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Böyle söyleyince ben sizi koruyacağım dersem gerilmez misiniz siz? Ben sizi korurum desem siz gerilmez misiniz? Şey yaptı yani ben sizi korurum dedi. Yani sen şey yaparız dedi filan. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl koruyacaklarmış? Sanık Gürbüz Çapan: Bilmiyorum onu işte öyle koruyorlar onlar. Türkiye de hep böyle biri birilerini koruyor ya. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl koruyor? Sanık Gürbüz Çapan: Ne bileyim kabadayılar var Đstanbul da işte çeşitli yerleri koruyorlar, adamları koruyorlar falan öyle oluyor ya, bilmiyor musunuz yani? Hiç duymaz mısınız? Đstanbul un şeyi bu. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Herkes hukukun güvencesi altında. Sanık Gürbüz Çapan: Bende korunmaya ihtiyacım olmadığını söyledim. Yani bazıları hukukun güvencesi altında olmuyor, mesela bir manken kız her zaman babalara sığındı, sonra hapse girdi yattı çıktı filan hatırlarsınız belki, Tuğba Özay diye bir kız yanlış hatırlamıyorsam ismini. Ben yazıda yazmıştım yani hep babalara geliyor, niye bunu devlet korumuyor diye. Yani devlet her zaman korumuyor maalesef. 10

11 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:11 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi biraz daha somutlaştırmak isteyeceğim şimdi bu Armada oteli hangi yıl yapıldı,? Armada otelinde yemek buluşması hangi tarihte yapıldı? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim ben 1997 den itibaren aşağı yukarı ne zaman yemeğe gitsem Đstanbul a gidince Armada otele giderim ben. Yani Armada daki garsonları tanıyorum, sahibini tanıyorum. Bir fener lokantası var Yeşilköy de balık lokantası oraya giderim. Ondan sonra Filiz restoran var Tarabya da oraya giderim. Yani 3-4 lokantaya gidiyorum ben şey güvenlik sorunum olduğu için, oraya yani ne zaman ki hatırlamıyorum yani kimlerle gittik onları da hatırlamıyorum. Yani bu şöyle bir şey. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O bahsettiğiniz konuşmanın yapıldığı yemek buluşması hangi tarihte yapıldı? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim tarihi hatırlamıyorum ama Doğu Perinçek le bir araya geldiğimizde beraber televizyon yapalım falan dedi. Bende beraber olmamak için rakamı yükselttim, rakamı büyüttüm yüz milyon dolarlık bir şey yapalım diye. Yani kurtulmak için şey yaptım, beraber yapmam onlarla bir şey ben. Dün anlattım belki meşguldünüz dinlediniz yani ben onlarla bir şey yapmam. Bunlar on yılda bir görüşleri değişiyor bunların. Her on yılda bir bir başka bir kılıç kalkan bürünüyorlar. Yani biz şeyiz solcu gözüküyoruz ama aynı kafada değiliz, aynı görüşte değiliz, aynı yerden bakamıyoruz maalesef. Yani hatırlamıyorum onu, yani tarihini hatırlamıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O teklifin yapıldığı tarihte siz böyle Cumhuriyet televizyon kanalı diye bir kanal kurmayı düşünüyor muydunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Cumhuriyet televizyonu kanalı kurmaya çalıştık, malzeme aldı kardeşim fakat frekans tahsisi alamadığımız için ıskata uğradı yarım kaldı, kaldı öyle. Sonra malzemelerin bir kısmı Ufuk Güldenbir e verdim bir kısmını da gerçek tv diye bir arkadaşımız bir şeyden yayın yapıyor böyle basit bir yayını var ona verdim, dağıttım malzemeyi gitti yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu tür faaliyeti ne amaçlı giriştiniz? Yani ticari amaçla mı yoksa başka amaçla mı giriştiniz? Sanık Gürbüz Çapan: Ticari amaçla giriştim ama beceremedik yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kardeşim dediğiniz Günay Çapan mı yoksa Çetin Çapan mı? Sanık Gürbüz Çapan: Günay Çapan. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Günay Çapan. Sanık Gürbüz Çapan: Hı, hı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Enka tesislerinde yapılan bir buluşma var. O ne zaman oldu? Sanık Gürbüz Çapan: Demin konuştum ya efendim. Tarihi hatırlamıyorum, 2000 miydi? Đşte o zamanlar 2000 deydi galiba. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kemal Özden katıldı mı? Sanık Gürbüz Çapan: Kemal Özden vardı, Kemal Özden çağırdı bizi yemeğe ben Ümit le beraber gittim Ferit Đlsever vardı. Birde sürpriz diye şeyi getirdiler Veli paşayı getirdiler, onu orada gördüm orada tanıdım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne konuştular tam açıklar mısınız? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne konuştular tam açıklar mısınız? Yani kim ne söyledi, ne istedi? Sanık Gürbüz Çapan: Oturduk işte biz tanıştırdılar zaten Ferit Đlsever i tanıyordum yani Kemal i tanıyor, Veli paşayla tanıştırdılar. Sonra Kemal şey yaptı yani USĐAD toplanmış karar vermişler yani onların bir televizyon radyo madyo yapacaklarmış filan. Buradaki hisselerini bize verir misin dediler? Bende veririm dedim. Yani ben ulusal çerçevede milliyetçi çerçevede bir işin içinde olmak istemem dedim. Halen de olmam hiçbir zamanda olmam. Türkiye Cumhuriyeti var, 11

12 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:12 yani ayrıca milliyetçi olmaya gerek yok diye düşünen birisiyim. Devletimiz var bu devlet bizim. Yani Türkiye Türk tür Türk kalacak diye bağırmanın alemi yok. biz Fransız ız desek bizi kim kabul eder? Biz Türk üz zaten. Burada yaşayan herkese Türk diyorlar bu coğrafyada yaşayan misaki milli içinde yaşayan herkese Türk derler. Biz kalkıp desek ki biz Fransız ız, Almanız bizi alırlar mı içlerine? Ha ben Arap ım demem, Afganlıyım demem,đranlıyım demem. E öbürüne desek de bir anlamı olmaz. Dolayısıyla yani lüzumsuz bir laftır milliyetçi lafı milliyetçilik lafı, ulusalcılık lafı. Yani işe yarar adam az nüfus kaliteli hayat savunan birisiyim ben. Nüfus planlaması savunan birisiyim, nüfus planlaması çok çaba sarf ettim hekimlik yaptığım zamanlarda. Az insan kaliteli insan istiyorum kursağından çok kafası dolu bir insan istiyorum, işe yarayan insan istiyorum. Yoksa Türk müş ne yapayım çok bir Türk bir dünyaya bedel ya 70 milyon fazla var. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi oraya katılan kişilerin sıfatları neydi yani Yenigün holding anonim şirketinin hisselerinin devrini istiyorlar sizden bir bağlantıları var mı o şirketle? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim, hiçbir bağlantıları yoktu, hiçbir ciddiyeti olmadığı içinde kimseye de söylemedim. Yani orada bitti zaten yani benim hissemi istediler, bende vereyim dedim parasını söyledim sonra o kadar para bulamadık dediler kaldı öyle. Kemal şeyi yapan ama sonradan bu belgelere bakıyorum ki Kemal in eniştemsimiymiş kayınımıymış Mete Akyol. Sonra Şevket Sabancı yla görüşmüşler bilmem ne yapmışlar falan yani bu buradan öğrendim onları da, onları bilmiyordum o zaman. Yani benimle konuşan Kemal di ulusa sanayici işadamları adına konuştu benle, ya o istedi şeyi yani Ferit in alamayacağını biliyorum Ferit te para yok bir şey yok Ferit te. Yani öbürlerde zaten şey yapmadılar Kemal le konuştuk tümüyle yani ikimizin diyaloguydu şeydeki konuşma. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizden hisselerinizi bedelli mi yoksa bedelsiz mi olarak devretmenizi istediler? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim bedelli yani bedelsiz olsa zaten verir çıkardık da. Bedelsiz olsa verir çıkarım, bu şimdi tartışmıyorduk bunları vermiş olurdum yani, niye verdiniz diye sorardınız. Efendim hisselerimi vermiş olsaydım niye verdiniz diye sormanız gerekirdi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ben toplantının mahiyetini öğrenmeye çalışıyorum, yani konuşulan şeyleri öğrenmeye çalışıyorum. Sanık Gürbüz Çapan: Bedelsiz versem, şimdi orada bir bedelsiz şeyi var. Đstem bedelsiz isteğin diye var, e bedelsiz verseydim şimdi niye verdin diye sorabilirdiniz yada hiçbir şey sormazdınız. Yada ben hep şeyi düşünüyorum acaba ben bu hisseleri vermediğim için mi buralardayım diye düşünmekteyim. Yani bu savcılar ben bu hisseleri onlara vermediğim için mi buradayım? Keşke verseymişim acaba bende kendime sorarım zaman zaman. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz hisselerinizi kime devredecektiniz? Sanık Gürbüz Çapan: Nasıl kime? Kim para verirse ona devredecektim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kemal Özden mi yoksa başka biri mi? Sanık Gürbüz Çapan: Kemal Özden ulusal sanayici işadamları, genç işadamları, TUSĐAD falan filan Türkiye büyük memleket yani büyük iş adamaları falan var yani onlar isteyince ne bileyim kim parayı verirse ona vereceğiz ne bileyim nereden bileyim ki yani ben ev satıyorum şimdi evi bir görürse parayı kim verirse ona veriyoruz. Buda netice itibariyle ticaret bir şey faaliyet bu yani ticari bir mal parayı kim verirse ona vereceğiz. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz ne kadar istediniz onlar ne kadar verdiler yani, anlaşma ortamı doğmadı mı? Sanık Gürbüz Çapan: efendim kaç sefer söylemem gerekiyor? Kaç sefer söyleyeyim bunu? Yüzde 20 hissem vardı adam verir misin? Veririm dedim fiyatı şu bir daha dönmediler vermedik yani kaldı. Verse miydim? Yani hissemi devretse miydim? 12

13 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:13 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: O size bağlı olan bir şey yani, yani eğer size uygun geliyorsa verebilirdiniz, uygun gelmiyorsa vermeyebilirsiniz. Sanık Gürbüz Çapan: Efendim bunda anlaşılmayan ne var? şimdi hakim bey burada anlaşılmayan ne var burada? Yani hissemi istemişler bende vermemişim. Hissemi istemişler vermemişim, sebebi de paramı vermemişler onun için vermemişim. Paramı verseler verirdim. Yani paramı alsaydım verirdim, bir şey yok ki bunda. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Size herhangi bir baskı yapıldı mı veya herhangi bir telkin o toplantıda? Sanık Gürbüz Çapan: Tabiri düzgün değildi yani anlattığım gibi böyle seni koruyayım falan filan şeyine girince, ben korunacak biri değilim benim korunmaya ihtiyacım yok, ben kendimi korurum ben. Yani oradan bir rahatsızlık duydum ben, şey değil yani başka da bir şey olmadı yani. Ondan sonrada yani ben ne zaman yemeğe gitsem, yani Đstanbul a geldiğimden beri çektiğim sıkıntı şu ben Diyarbakır tıp mezunuyum. Ben Kürt düşmanı değilim, Kürtlerin çok iyiliğini gördüm yemeklerini yedim, sofralarında şey yaptım. Yani çokça insanlığını gördüm başka kötülüklerini görmedim ben. Kürtler, Aleviler bir şeyler konuşacaklar yani öyle demeyin işte çoğusu düzgündür yani işte yamuğu yumuğu var, bizde de var bizde yok mu sanki? Siz hakimsiniz bunca yıllık suçlu hep Kürtler mi geliyor? Herkes var. bu coğrafyada yaşayan herkes gelip gidiyor. Ya onlar daha fazla olabilir çünkü adamın 18 çocuğu var 20 çocuğu var, e gaspçılıkta ona düşüyor işte her türlü gayri kanuni işler onlar yapıyorlar falan filan. Bu tür şey içine giriyoruz ondan beni Kürt zannederler sürekli. Hangi masaya otursam yani tekrar dünde söyledim gene söyleyeyim yani üzüntüyle söyleyeyim bunu önce başlarda biz Kürdü severiz filan, niye seviyorsun kürdü? Adam beni Kürt zannediyor yani kafalamak için önce Kürdü sevmeye başlıyor. E Kürt değilim diyorum. Bu sefer dönüyor biz Alevileri severiz diyor. Ben Alevi de değilim. Hatta bir televizyonda Kanal7 de böyle bir tartışma oldu, dediler ki biz sizi şey yani sen mezhepsin ama biz mezhebi severiz filan. Hangi mezhepçiyim ben? Đşte biz Alevileri severiz. Dedim ki ben alevi değilim maalesef yezidim dedim hatta yani epeyce şey oldu şöyle şamatası oldu bunun. E şimdi durumumuz bu yani her yerde sorguya çekilmekteyim. Ne Kürt olsam ne yapacaksın yani? Yani Kürt olma hakkım yok mu? yada herhangi bir şey Anadolu da kim yok ki ya? Hani diyoruz mozaik burası, hepimiz eşitiz denkiz. Bu tartışma oldu mu rahatsız oluyorum ben şey değil. Ben Trabzon da askerlik yaptım, Giresun da doktorluk yaptım orada da Kürt doktor derlerdi bana, Kürt geldi Kürt gitti diye. Ne yani ne diyeyim adama yakama Türküm diye tabela mı asmam gerekiyordu? Şimdi bu Ergenekon savcıları sayesinde Türk olduk sağ olsunlar, bundan sonra herhalde şey demezler bize yani Kürt muamelesi yapmazlar. Anlatabildim mi meramı mı? efendim sıkıntımı anlıyor musunuz benim? Bu sıkıntımı anlatabildim mi? ya hakikaten anlatmaya ihtiyacım var bu ciddi bir sıkıntı bende bu, kendimi anlatamıyorum izah edemiyorum kendimi. Mahkeme Başkanı:" Hakim bey devam edin. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha sonra Mehmet Karamehmet e hissenizin yarısını devretmişsiniz. Bu nasıl oldu bir izah eder misiniz? Sanık Gürbüz Çapan: Karamehmet e hissemizin yarısını devretmemişim, Karamehmet gelmiş hisse almış şirketten bu sermaye artırmaya gelince ben sanki ona hisse devretmişiz gibi biliyordum, yanlış biliyor muşum. O hisse alınca bizim hisse azalmış yani sermaye şirketi olduğu için yeni para kondukça bizde para koymamız gerekiyor. Para koymayınca hissen düşüyor. Şu anda yüzde 9 a düşmüş hissemiz. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani Mehmet Karamehmet e hissenizi devrettiniz mi devretmediniz mi? Sanık Gürbüz Çapan: Etmedik hayır, etmemişiz. Etmemişiz yani Karamehmet para yatırınca sermaye şirketine bizim hisse azalmış. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu şirketteki son durumunuz nedir? 13

14 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:14 Sanık Gürbüz Çapan: Şu anda yüzde 9 hissemiz var. yani şu andaki rakam yüzde 9 gibi gözüküyor hissemiz, hisse oranımız. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Başlangıçta yüzde 20 mıydi? Sanık Gürbüz Çapan: Yüzde 20 ydi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yüzde 20 ydi. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Geri kalan yüzde 10 ne olmuştu? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yüzde 10 hisseyi kime devrettiniz, ne yaptınız? Sanık Gürbüz Çapan: Sermaye artırmaya gitmişler işte. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Sermaye artım nedeniyle bu hale mi düştü? Sanık Gürbüz Çapan: O hale, sermaye artırmaya gidince bizim ki para yatırmayınca azalıyor hisseniz. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz kimseye herhangi bir hisse devretmediniz öyle mi? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır yok. yok yani bir sefer Kemal istedi benden başka hiçbir kimse bu hisseyi istemiyor. Yani bu hisseleri kimse almaz bizden o hisse yani ticari bir şirket değil yani para kazanan bir şirket olmadığı içi almazlar. Gazetede etkinliği yok, gazetenin ( 1 kelime anlaşılmıyor) yok hiçbir şey dediğin olmuyor falan, bir şey yok sadece parayı verip geliyorsun o kadar. Yani bu da bizim için prestijdir, dün anlattım yani bir adam cami yapınca para mı kazanıyor? Müslüman Allah a ibadet yapar kendi ibadet yapıyor, işte Müslüman cemaatte prestij kazanmak için cami yaptırıyor filan. Bende sol cemaatte Cumhuriyetçi cemaatte, Kemalist cemaatte prestijim olsun diye Cumhuriyet gazetesinde para verdim o kadar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu hisselerinizden dolayı şu an için kar mi ettiniz zarar mı ettiniz? Sanık Gürbüz Çapan: Kar etmedik, zararda etmedik duruyor öyle. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kar etmediniz. Sanık Gürbüz Çapan: Yok. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Akatlar da yapılan akşam yemeği var. Sanık Gürbüz Çapan: O şu dedeminki konuştuğumuz Aktalar yemeği o. Kemal Özden, Veli paşa, Ferit, ben o yemek bütün yemek tek yemek o konuşulan yemek hepsi o. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu hisselerin devri konusunda başka bir herhangi telkin ve tavsiyesi oldu mu? Sanık Gürbüz Çapan: Anlattım ya. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Konuşulanlar dışında, bahsettikleriniz dışında. Sanık Gürbüz Çapan: Yok hayır Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hissedarların bu gazetenin yayın politikasına herhangi bir etkisi oluyor mu, olmuyor mu? Sanık Gürbüz Çapan: Hiçbir etkisi yoktur. Hiçbir etkisi yoktur, yani anlaşmanın kendisi editörüne karışmadan sadece finans şirketidir bu. Yani para ihtiyacı olunca oradan şirketten para alırlar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu biraz önce bahsettiğiniz işte hisse devriyle ilgili buluşmalarda yemek buluşmalarında Cumhuriyet gazetesinin veya şirketin haber var mıydı? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Cumhuriyet vakfının veya Yenigün ün herhangi bir şekilde haberi var mıydı? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır kimseye haber vermedim yani şey olsaydı devrederken haber verecektim. Ama yani para bulmayınca para teklifi bir daha geri gelmeyince kimseye geri söylemedim. 14

15 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:15 Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Veli Küçük ün yaklaşık 13 işadamının katıldığı bir Çırağan sarayında bir toplantı yapılmış, bu toplantıya katıldınız mı? Sanık Gürbüz Çapan: Benle ilgili bir iddia yok orada katıldı falan diye, katılmadım da yani benle ilgili bir şey yok orada. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki davet olundunuz mu? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır, benim ki tek yemekli bir şey. Tek yemek, tek orası başka hiçbir sefer beni ne aradılar ne sordular, ne olduğunu bilmem, orada ne konuşulur onları da bilmem yani kendi aralarında ne yapıyorlar filan şimdi dokümanlara bakınca başka şey çıkıyor ortaya. Yani Mete Akyol u getirtip gazetenin başına koymak bilmem ne yapmak falan filan diye, onları o dokümanları onu çıkarıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki biraz önce bir dokunulmazlık vaat edildiğinden bahsettiniz. Size dokunulmazlık sağlanacağından bahsettiniz. Sanık Gürbüz Çapan: Dokunulmazlık değil seni koruruz dedi şey Kemal bey. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Korunacağınızdan bahsettiniz ya sizi korumaya alınacağınızdan bahsettiniz. Bu Đstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava arasında ne kadar süre geçti? Yani nasıl başladı olay bir anlatır mısınız? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi yani ben bu mesela ben bu yemeği çok önemsememiştim de şimdi bakınca böyle geriye doğru bakınca bir şey kuruyorsun. Mesela ondan sonra beni partiden attılar. Deniz Baykal beni partiden attı,arkasından bu operasyon başladı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi tarihte başladı? Sanık Gürbüz Çapan: 2001 Nisan ında galiba 2001 Nisanda bizi içeri aldılar. Yani 2001 in işte CHP kongresi yapıldı. Kemal Özden CHP ye parti meclisine girdi o zaman. E ben tabi şey yapamadım yani onlara bir anlam verememiştim o zaman. Yani şimdi bakıyorum öyle zincirleme bir şey gözüküyor orada. Sonra biz içeri girdik işte bir sene hapis yattım o arada hakkımda Erzurum da Kürtçülükten dava açtılar, Kürtçülük işte Ermeni asıllı Kürt olmak, mesela koyun kaçakçılığı yapmak filan. Yani devletin tankı üzerimize geldi bizi ezdiler, sonra çıktım mahkemelere bütün belediye faaliyetlerim mahkemelik oldu hepsini suç yazdı mahkemelere gönderdiler. Hepsinden beraat ettik, son dosyaya bir şey koymuşlar işte avukat kanalıyla 750 bin dolar göndermişiz şeye Nurettin beye o vermişim, o da beni mahkemeden aklamış diye, o da kendini aklamak için bizi karaladı bana ceza verdi. Ben kardeşlerimden çete yaptım. Đnsan kardeşi çete olur mu? yani biz aileyiz yani insan bir büyük abiler çete reisi diğer üç kardeş çete üyesi filan. Böyle ceza olur mu? kendini aklamak için bizi yaktı adam. Şimdi siyaset dışına atmaya çalışıyorlardı attılar sağ olsunlar, bundan sonra da bir şeyimde kalmadı artık kimseyi de rahatsız edecek halimde kalmadı. Şimdi hepten düz yurttaş oldum. Ne yapım ne yapabilirim yani, ne diyeyim, kime gideyim? Bağırıyorum ya kimsem yok sizden başka, ben size güveniyorum diyorum ya dediğim şey bu, yok kimsem yok. arka sonu yok bu. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Oğlunuzun geçirdiği bir kaza var. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Onunla ilgili hangi mahkemeye dava açıldı? Sanık Gürbüz Çapan: Şişli de bir dava açtılar mahkemeye gitmedim hiç. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hala devam ediyor mu dava. Sanık Gürbüz Çapan: Yok bitti davası, çocuğa ceza verdiler tecil ettiler sonra. Ailesi şikayetçi olmayınca, nişanlısından dolayı şey yaptı yani 3,5 yıl ceza verdiler şey yaptılar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Doğu Perinçek i nereden tanırsınız? Sanık Gürbüz Çapan: Ben solcuyum efendim. Her bahtı kara solcu Doğu Perinçek i tanır bilir. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne zaman tanıdınız, tanışıklığınız ne zaman, nasıl tanıdınız, aranızdaki ilişki nasıldır? 15

16 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:16 Sanık Gürbüz Çapan: Doğu Perinçek i ne zaman tanıdım? Doğu Perinçek i 72 yılında üniversiteye başladığımdan beri yada 73 te oradan bilirim. Protel devrimci aydınlık şeyi vardı sonra aydınlık oldu bunlar. Kendisiyle görüşmeye ne zaman başladım? Ben belediye başkanı olduktan sonraydı galiba. Yani belediye başkanlığı üç aylık belediye başkanıydım, bunların dergide bir yazı yazmışlardı. Okulun dibinde istasyon yapılıyor, belediye de tankerleriyle ve damperli kamyonlarıyla oraya mıcır taşıyor su taşıyor diye. Bizim belediyenin hiç aracı yoktu, belediyemizin personeli dahi yoktu. Yani ben kendi arabamla gidip geliyordum belediyeye. Yani belediyemizin ne makam aracı var ne bir şeyi var. gittim o zaman dergiye 2000 e doğru diye bir dergi çıkarıyorlardı bunlar. Dedim ki hangi araçla hangi neyle götürmüşüz filan. Yani bunların şerrinden korunmak için iyi geçinmeye çalıştım ama kurtulamadım bir türlü. Yani mesela bir nükleer kaçakçılığı, nükleer silah kaçakçılığı mı nükleer silah kaçakçılığı diye bir şey yapmışlar, orada bir hasta bir ruh hastası bir herif vardı, binbaşı olduğunu söylüyorlardı. Onu götürdüm gezdirdim şeyi santrali doğalgaz santraldi nükleer santral değildi. Başka türlü ikna olmuyor. Yani bizim nükleer santral yaptığımızı zannediyor adam. Durumumuz bu yani ilişkimiz bu öyle, aynı mahallede olduğumuz için aynı mahallenin insanlarıyız yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Devamlı görüşür müsünüz? Sanık Gürbüz Çapan: Hayır efendim, şeyden sonra bu hapse düştükten sonra görüşmedim, onlar jandarmayla beraber oldular jandarma ne dediyse onu yaptılar arkadaşlar bende bir daha görüşmedim görüşmüyordum ondan sonra, yani çok seyrek yani şey yaptık yani, yani böyle protokol anlamında. Birbirimizle görüşürüz ama nasılsınız iyi misiniz falan filan öyle. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Cumhuriyet tv kanalını kurmak için size teklifte bulunduğunu bahsettiniz. O hangi tarihte yapılmıştı. Sanık Gürbüz Çapan: Şeyde hapse düşmeden önceydi, bulundular yapmadım. Yapmadık yani, yapmama gerekçemde bunlar yani bunların siyasi oynaklığı git gelliği yani aynı yerde durmuyor bunlar. Çok milliyetçileştiler çok şey yaptılar çok kaydılar. Yani adları solcu ama şeyde mesela Türk sol diye bir gurup var, sadece lafta sol. Yani şeyin içine girince ırkçı, faşist felaket bir şey. Sloganlarına bakıyorsun neler söylüyorlar yalnız, öyle şey olur mu? Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Size bir suikast girişimi yapılacağından bahsediyorsunuz ve size haber verildiğini belirtiyorsunuz. Bu ihbar hangi tarihte yapıldı? Sanık Gürbüz Çapan: Bu son suikastı mı diyorsunuz? Son suikast girişimini yani bu yazındı işte şey yani hapse düşmeden evvelki yazdı. Bir akşam gece 11 de birisi geldi ben polisim dedi, elinde bir kağıt tebligat yaptı bana dedi sana suikast yapacaklar dedi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kim haber verdi? Sanık Gürbüz Çapan: Şey bir polis. Gece 11 de haber verdi, bende şaşırdım yani bende yakınlarıma arkadaşlarıma haber verdim, bana suikast yapacaklar diye, yapılacaklarmış diye. Sonra valiliğe başvurdum, koruma istedim koruma vermediler bu mafya davasından yargılandığım için, mafyayı korumazlarmış. E sonra silah ruhsatı istedim onu da vermediler. O arada eski polis arkadaşım var Fahri o getirdi bana tabancasını bir kutuda mermi, fişek koydu. Gittik başvurduk silahta alamayınca sonra silahını aldı gitti mermiyi unutmuş orada. Mermi yemek masasının başında komidinin orada duruyordu, yani gelir alır diye. Fakat şey oldu sonra işte bu Ergenekon baskını uğrayınca orada fişeği buldular, ya adam dilekçe yazdı bunlar benimdir diye ama anlatamıyoruz yani şeyi yok, faturasını göstermiş bilmem ne yapmış gene olmuyor, gene sayılmıyor. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki kim ne amaçla yapacakmış size suikastı? Sanık Gürbüz Çapan: Kim ne amaçla yaptığını bilmiyorum, ama şimdi anladığım şu, yani böyle bir paniğe kapılayım yada silah milah alayım işte silahlı külahlı adamlar toplayalım başımıza işte bassınlar Ergenekon silahlı cephaneliği yakalansın diye herhalde haber yapsınlar diye, oradan şüphelenmekteyim şimdi. Bir kumpas olduğundan şüphelenmekteyim, benim düşmanım yok ben kimseye düşman değilim. Yani beni öldürecek beni hiç kimsenin beni 16

17 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:17 öldürecek bir şey yapmadım ben kimseye benim hayatımda kimseye kötülüğüm olmadı. Yani herhangi bir yurttaş beni öldürebilir diye aklıma gelmiyor kimse. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz yaralayan Maykıl isimli bir şahıs var. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu olayı anlatır mısınız? Yani niçin sizi yaralamış; arkasında kim var? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi iddiası şu, babamın gecekondusunu yıkacakmışız, yani babasının gecekondusunu yıkacakmışız, gelmiş bana ateş açmış bu. Đddiası o, bunu başka bir noktaya taşımadı gitmedi yani jandarma sorguladı onu söyledi, poliste onu söyledi, ondan sonra adliyede onu söyledi filan, o kadar. Bu şeyde bir hırsız bu Sultanbeyli de bu gazi mahallesinde hırsız bu yani bu sonra karısı hırsızlık yaparken kapkaç yaparken polisler tarafından öldürüldü filan, sabıkalı birisi. Bu adam 1 Eylül günü vurdu, 99 un 1 Eylül üydü galiba yada 98 in 1 Eylül dü. Yani sizin mahkemede yargılandı, o yani niye vurdu, niye vurdu halen bilmiyorum niye vurduğunu. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Teşekkür ederim sağ olun. Sanık Gürbüz Çapan: Ben teşekkür ederim, sağ olun. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu: Gürbüz bey benimde sorularım olacak. Sanık Gürbüz Çapan: Buyurun. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu: Yenigün holding AŞ de 2005 yılında kardeşinize borçlanarak aldığınız, 1 milyon Amerikan doları yüzde 10 a tekabül eden payınız olduğun beyan ettiniz. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu: yılında ise Cumhuriyet gazetesinin maddi açıdan zor duruma düşmesi nedeniyle kardeşinize kurulacak finans şirketine ortak olmasını önerdiğinizi beyan ettiniz. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu: Đlk etapta yüzde 20 hisse aldığını söylediniz. Sanık Gürbüz Çapan: Evet. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu: Bu yüzde 20 hisseyi 1 milyon dolara aldığını. Sanık Gürbüz Çapan: 5 milyon dolarlık şirketmiş o, 5 milyon dolarlıkmış. Sonra 10 milyona çıkınca bizimki o zaman 5 milyonken yüzde 20 gözüküyor, sonra yüzde para iki katına çıkınca yüzde 10 a düşmüş hisse. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Gerek emniyet gerek savcılık beyanlarınızda avukatınız Danişment in refakatinde ki beyanlarınız da, beyanınıza göre 2002, 2003 tarihinde bu yüzde 10 hisseyi Mehmet Emin Karamehmet e sattığınızı açıkça ifade ediyorsunuz. Ancak savunmanızı ve çapraz sorguda ki sorularda bunun sermaye artırımı nedeniyle. Sanık Gürbüz Çapan: Yanlış biliyormuşum ben yani. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Mehmet Emin Karamehmet ismini özellikle telaffuz etmenizin sebebi ne yani? Yanlış bilmenizle. Sanık Gürbüz Çapan: Karamehmet ler geldiğinde hissenin yüzde 10 a düştüğünü biliyorum yani sanki biz satmışız gibi algılanmıştım, sonra öyle değilmiş mesele. Oradan parayı yatırıyorsun, bir daha geri alamıyorsun yani hissedar yeni hissedar bulunuyor şey çoğalıyor senin hissen azalıyor, falan öyle bir şey oyluyormuş. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Miktarda belirtiyorsunuz 1 milyon dolara satıldı Karamehmet e diye. Sanık Gürbüz Çapan: 1 milyon,1 milyon Salonda anlaşılmayan konuşmalar oldu. Mahkeme Başkanı : Bir dakika, bir dakika ya, bir dakika diyorum, bir dakika 17

18 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:18 Sanık Gürbüz Çapan: Şey koyunca sanki biz şey yapmışız gibi zannettim ama ben yanlış biliyormuşum yani, yanlış biliyormuşum ben yani o zamana kadar kardeşim biliyordu, daha sonra ben ilgilenmeye başladım yani ben yani şeyi uzaktan bildiğim için detayını çok bilmiyordum. Yani yanlış biliyormuşum şeyi, ya doğrusu bu. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Hisse alımını ticari olarak değil bir gönül bağı sebebi ile yaptığınızı ifade ediyorsunuz. Sanık Gürbüz Çapan: Cumhuriyet in korunmasını istedim. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Yani Günay Çapan Sanık Gürbüz Çapan: Ona ben söyledim git al diye, git şey yap diye Cumhuriyet e para verin diye şey yaptım yani, yani Cumhuriyet te parayı bağış, mağış gibi almadığı için böyle bir şirket kurdular oraya ortak olduk. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Günay Çapan la aynı Dünya görüşüne sahipsiniz. Sanık Gürbüz Çapan: kardeşim benim, Günay benimle aynı görüşe sahip değil ama kardeşim benim. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Kemal Özden ile Mehmet Emin Karamehmet arasında bir ilişki, tanışıklık var mıdır? Sanık Gürbüz Çapan: Bilmiyorum, sanmıyorum Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Hisse devri yapılmakta mıdır sizinle 180 ortağın, ortak olduğu bu şirkette hisse devri yapılmaktadır? Sanık Gürbüz Çapan: Yapılabilir ama yani kim alacak ki o hisseyi? Kimse almaz sanmıyorum. Yani size kar etmiyor, bilmem ne yapmıyor falan öyle şey yani, yani camiye bağış yapmışsın adını yazmışlar burada. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Cumhuriyet vakfını yani yayın politikasını belirleyen vakfı finanse etmek için kurulan bir şirket. Sanık Gürbüz Çapan: Gazeteyi finanse etmek için kurulan bir şirket, evet Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Gazeteyi finans etmek için, dolayısıyla bir ticari satış olmaz mı diye düşünüyorsunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Ticari niteliği yok yani şeyi yok ticari niteliği yok, prestiji var sadece. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Şener Eruygur u tanıdığınızı beyan ediyor ve sizi tutuklatan kişilerden biri olduğunu söylüyorsunuz. Bu tanışıklığınız sizi tutuklatma sebebi bunu izah eder misiniz? Neden sizi tutuklatmış olabilir? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi bir şey oldu böyle bir partide CHP de bir Çerkez operasyonu başladı, Çerkezler makbule geçti, bende Kürt ilan edildim, Şener Eruygur u tanımıyorum biliyorum yani Jandarma komutanı onun zamanında tutuklandım. Ama bu işi asıl aytaç Yalman başlattı yani Aytaç Yalman ın daha sonra bir yakını olduğunu söyleyen birisi Jandarma alay komutanı oldu Đstanbul a. Yani bizde şey değil, yani geldiler, kim Kürt kim değil diye, Kürtsünüz diye sorgulandık biz. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Şener Eruygur la, CHP, Çerkezleşme, Kürtleri dışlama onun bağlantısı nedir? Sanık Gürbüz Çapan: CHP kongresinde Aytaç Yalman döneminde kongreye müdahale edildiğini biliyorum. Doğu ve Güneydoğudan gelen delegeler açık oy kullandılar, Baykal ı seçtiler sonra Baykal bizi attırdı partiden, attılar, sonra da hapse düştük. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Şener Eruygur un nedir dahili yani sizin tutuklanmanızla? Sanık Gürbüz Çapan: Efendim bir rapor verdim dün Erzurum a dava açıyorlar. Bizim, benim ermeni asıllı Kürt olduğumu, PKK ya yardım ettiğimi, Ermenistan a koyun kaçakçılığı yaptığımı. Mahkeme beraat veriyor, saymıyor diyor ki siz yeteri kadar bilgi sahibi değilsiniz, ben 18

19 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:19 yeniden bilgi göndereyim falan diye. Bir daha, bir dava tahkikat açtılar, bir daha gene takipsizlik kararı verildi filan yani nedir derdi bilmiyorum. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Şimdi bu bir olgu fakat bu bir olgu ama siz tutuklatmanızı, tutuklanmanızı Şener Eruygur la ilişkilendiriyorsunuz beyanlarınızda, ya nasıl tutuklanmanıza karar verdi, yönlendirdi ise, her neyse artık? Sanık Gürbüz Çapan: Ya efendim şimdi Yozgat ta bir operasyon olsa, Yozgat jandarma mı bakar yoksa Ankara dan jandarma mı gider oraya? Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Yozgat tır genelde yani. Sanık Gürbüz Çapan: Bize niye yani bana gelince Ankara dan asker geliyor, Edirne den asker geliyor, Đstanbul un askeri bakmıyor? Demek ki kasıt oradan başlıyor. Yani böyle yorumluyorum, böyle bakıyorum. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Beyaz Şahin operasyonunu mu kastediyorsunuz? Sanık Gürbüz Çapan: Beyaz Şahin operasyonu evet. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Her hangi bir şekilde daha önce bir tanışıklığınız, aranızda husumet, hesap vesaire var mıydı? Sanık Gürbüz Çapan: Yok tanımıyorum, hayır yok tanımıyorum, tanımıyorum daha önceden yani bir sormak lazım niye yani nerden niye bunu Kürt diye belledin yani zorun ne filan ermeni asıllı Kürt olduğumu nasıl bildi? Yazmışlar ermeni aslı Kürt diye. Đyide biz aşağılık işte gelmiş dedesi orada çobanlık yapmış bilmem ne yapmış falan feşmanken, e bizde taş kovuğundan gelmiyorum, benim ailem bilinen bir ailedir. Yani Kars ta bizi herkes bilir, hatırlı bir aileyiz biz yani. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Adem Gürses le yaptığınız görüşmede de bu konuya değiniyorsunuz, ya şeyler Şener Eruygur ya ben onların mağduruyum zaten gözünü seveyim onlar beni hapse attılar diyorsunuz burada da. Sanık Gürbüz Çapan: Evet öyleyim yani işte dedim ki televizyonda bir şey yapın, bende bir haber, yani bir röportaj yapsınlar dedim, orada şeyi demişler, bir seremoni yapmışlar, yani bana demişler ki hisseni verir misin? Evet demişim ben, ondan sonra sonuna kadarda para yardımı eder misin? Evet, bilmem ne evet falan filin böyle bin seremoni yapmışlar, dedim ki bunu düzeltin yani şey yapın dedim benim arkadaşım şey Adem öyle yapamadı zaten şey yapamadı yani beni çağırın televizyona gelip şey yapayım. Ben söyleyeyim ne olduğunu ben anlatayım yani. Benim saklayacak bir şeyim yok yani ben hayatımda hiçbir kısmı gizli değil. her şeyi mi herkes bilir, her zaman herkes bildi, yani kabahatimde, iyiliğimde her şeyimi herkes bildi, bir şey, hiç saklı bir şeyim yok benim. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: 266. klasör, dizi 172,173 de kardeşiniz çetin Çapan ın tarihinde bilgisine başvuruluyor ve Çetin Çapan söyle bir beyanda bulunuyor; Ferit Đlsever in de bulunduğu yemekte Veli Küçük abim Gürbüz Çapan dan Cumhuriyet gazetesinde ki hisseleri satmasını istemiş abim bu hisseleri Đlhan Selçuk a danışarak aldığını ve satmayacağını söylemiş. Veli Küçük ün bu baskısı üzerine abim karşı durunca Beyaz Şahin olarak bilinen operasyonlar başladı ve bu şahıslar yüzünden aile olarak çok yıprandık ve ekonomik itibarımız zedelendi demektedir, Şener Eruygur ile Veli Küçük arasında ne gibi bir irtibat vardır? Burada sizde dolaylı olarak ifade ettiniz kardeşiniz açık olarak isim söyledi. Sanık Gürbüz Çapan: Bizim yani bizim ailece yorumumuz öyle bir şey yani bu jandarmada görev aşımına girdi, bu arkadaşlar görevlerini kötü kullandı bize karşı yani böyle bir şey düşünmekteyiz yani yoksa elimizde bir kanıt, bir bilgi yok ama kafamızda böyle şey geçiyor. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Veli Küçük le irtibatlandırmanız, Şener Eruygur la da irtibatlandırdığınız, yukarda ki telefon görüşmenizi. Sanık Gürbüz Çapan: Jandarma diye irtibatlandırmışızdır, jandarmadır herhalde işte birinin haberleri var diye böyle öyle bir şeyde bulunuruz yani ama bir kanıtımız bir şeyimiz yok, 19

20 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:33 Sayfa:20 böyle kanaatimiz bu, yani aile arasında konuşmamız o yani Çetin de o ailenin kanaatini söylemiş yani bir şey değil yani. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Büyükçekmece de bu operasyonları yöneten kolluk görevlisi kimdir? Sizin aleyhinizde ki operasyonları? Sanık Gürbüz Çapan: Büyükçekmece de bilmiyorum. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Kolluk amiri yani bu Beyaz Şahin operasyonunda bu Ankara dan geldiği söylenen ekiple birlikte çalışan birisi var mıdır? Sanık Gürbüz Çapan: Mustafa yüzbaşı vardı ama onları hiç şeye katmamışlar şeye operasyona falan. Bize operasyon yapanlar, Ankaralılar hiç Esenyurt u tanımıyorlar şey yapmıyorlar filan yani sora sora bulmuşlar herkese. Đbrahim paşa vardı. Đbrahim Tüysüz, Đbrahim Tüysüz yani benim hakkımda kanaat belirttiği için onu da şey yapmışlardı, onu da bypass etmişlerdi. Yani hakikaten başıma gelen yani kimsenin başına gelmedi. Ya niye yaptınız yani derdiniz ne? Dedim ki beni sorgulayın beni alın yani jandarma askersiniz ittihat terakki usulü sorgulayın, kanım helal size yani neye cevap vermesem işte olmadığı yerde çek kafama kurşun sık ne yapayım yani? Ama yani yok gizlim sazlım hiçbir şeyimi saklamadım yani buradayım bir yere gitmem, gelmem yani hastayım yurtdışına gitmişim, belli ne yapacağız çıktım geldim, yani ben size güvenirim siz bana niye güvenmiyorsunuz yani? Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Size doğrudan veya dolaylı olarak Şener Eruygur, Veli Küçük veya yakınlarının bu hisselerinizi devretmemenizden dolayı bu operasyonların yapılacağını, yapıldığını ifade ettiler mi? Böyle bir şey oldu mu? Sanık Gürbüz Çapan: Yok hayır, yok hayır, hayır olmadı. Yani şey var benim bu gazete bu şey yapmamı hiç istememişler yani şeyden şimdi çıkarıyorum Mustafa Beyin notlarından filan bakınca yani sonra ne alakaları var onu da anlamıyorum yani para vermişim başka bir şeyimiz yok ki. Bizim gazete de bir etkinliğimiz, yetkimizi falan yok yani kimseye şunu yaz şimdi gazete dün de söyledim yani ben 1,5 yıldır burada hapisteyim, 2 sefer haber yapmışlar beni. Bir sefer yakalanmışım, bir sefer tutuklanmışız diye yani gazete benim olsa ben gazetenin patronu olsam yani gazete patronları böyle mi yapıyor? Ben Mustafa için işte Mustafa gelecek yazı yazacak, kampana yapılıyor, gerçi yapsınlar yapıyorlar da yani benim için onu da yapmadılar yani hiçbir şey yapmadılar. Ne diyeyim? Napayım yani Şeyde Ulusal Kanal da şey var, yiğitler, yiğitler diye şey gösteriyor mesela oraya da koymuyorlar beni, ben onların yiğidi de değilim yani ben kimseden değilim ben çakmayım burada. Yani başıma gelenler bunlar, bunlardan yorum yap, oraya çık, buraya çık filan çokta zorlamakta istemiyorum, zorlasam insan kendisini yoruyor yani şeyim yok kime ne diyeyim? Yani ülkem burası gidecek yerim de yok. Nereye gideyim? Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Turgut Büyükdağ ile tanıştığınızı, babasını tanıdığını beyan ettiniz, Strateji dergisi ve Strateji grubu ile ilgili bir bilgiye sahip misiniz? Bu konuda ki malumatınız nedir? Sanık Gürbüz Çapan: Şimdi Turgut un babası Ferhat amca bizim büyüğümüzdür, hacıdır. Yani böyle abim falan filan Turgut yaramaz bir oğlandır böyle, böyle çok böyle delifişek bir şeydir, her tarafa gider bulaşır, bilmem napan filan işte küçükken de MHP liydi. Bildiğim bu yani ama babasını söylersem babası hakkında yarım saat konuşurum, hocadır, düzgün adamdır, sözüne güvenilir adamdır falan ama Turgut hakkında bir kanaatim yok. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Strateji dergisi, Strateji grubu hakkında bir bilginiz var mı? Sanık Gürbüz Çapan: Bilmiyorum, bilmiyorum. Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: Veli Küçük ile tanıştığınızı söylediğiniz toplantıya hangi sıfatınızla katıldınız neticede hisse sahibi siz değilsiniz Günay Çapan yüzde 20 sahip. Sanık Gürbüz Çapan: Ben ailenin reisim, ben Kars ında hatırlı birisiyim yani Karslıların da beni ailemin de hatırlı biriyim, lafım geçer, bir şey söylerim, Günay ben gönderdim gitsin, 20