Ben sizin bütün günahlarınızım tutup bir türlü yüzleşemediğiniz
|
|
- Gülistan Abacı
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Ben sizin bütün günahlarınızım tutup bir türlü yüzleşemediğiniz 1
2 2
3 Bir yere gitmek için değil Bir yerden gitmek için 3
4 4
5 ... Benim deli gibi mutlu olmama da, mutsuzluktan ölmeyi bile istememe de neden olabiliyorsun. Seni seviyorum. Bunu sana yaşadığım en büyük heyecan ve içtenlikle söylüyorum. Seni bir parçam gibi seviyorum. Mektup tan N. Kenti,
6 Bir uzaklık olan Sevgili ye... Kendisi uzak, sevgisi hep yakın Oğulcuk a... Anıları bizi asla terk etmeyen babalar a... Ve elbette Haksızlıklarımızın değiģmez tek muhatabı anneler e... 6
7 Bu şehrin bize benzeyen bir yanı var yaşadıklarımız uydurma Bu yolu yürürken elbette birbirimize yaslanacaktık zaten yollardan gayrı kaç dostumuz kaldı ki! 7
8 GEZGİN VE KATİL Uzaklara giden ses uzaklarda kaybolur Yolun zulmü yolcuyadır Büyük acılarla yürünür göç yolları Erir toprak ayaklar altında Bir kentin de üģüyen yerleri olur Tek baģınalık acıtır insanı Solgun bir gözyaģı ansızın dökülür ayrılıģ sözlerine ah, nasıl da dalgın olur insan bekleyiģ kapısında oysa mendilin kaçıncı konukluğudur bu göz ucunda bu kaçıncı unutuģudur kendini sokak ortasında bu kaçıncı son durağıdır ah, bu yalnızlık kalabalıklar ortasında ah, bu konukluk tüketiyor insanı tut, üstüne gelmesin yeryüzü 8
9 Yolun hükmü yolcuyaydı bu yetmedi, göğsünü jiletledi bir renk, yetmedi vurdular bildin acı, ah dedi oracıkta vurdun, birden kan durup dururken sözlerinde söz aktı, söz aktı söz aktı sızıldayan her yerden al beni ne olur bu kalabalıktan, dedin al beni yalnızlığımıza büyük çocukları avutamıyor artık anneler al şarkıların sesi ayrılığın soluduğu yanık kokulara benzemeden 9
10 bildin önce bir tanrı eskidi; bir kitap, bir mucize ve onların yalancısı bir peygamber bir ZerdüĢt, onun sönmeyen ateģ kazanları kendini durmadan göğe taģıtan bir kilise vergiyle yalıtılmıģ bir ayazma, bir cami bir Ģaman, bir tanrı misafiri, bir hain, bir kısas-ı enbiya on bir kiģilik bir yemek, artı bir uzak belki unuttuğumuz bir havra, uzaklarda bir Buda tapınağı gerçek bir tanrı: insan, hüzünlü bir keģiģ, bir tarikat kokusu yüreğinin gizlisindeki o bir ulus büyüklüğünde düģ o büyük çağlayan, o ucu bucağı görünmez ırmak yatağı denizler, o gün doğumları, o bir sevda günahı o bekleyiģi haklı kılan kavga; o sevimli, o büyük kin omuzlarında büyümüģ bir çocuk gülüģü ilk kez kusursuz bir ses yığını bir zaman ayarlı bomba, bir ilahi söz taģ üzerinde ilk kez bir sesleniģ yakın bir kavimden -kavmin yollarda büyüyüp düģlerini düzlükte yitiren kavminkutsal bir ayrılık, inkârcı bir softa çerçinin biri, antika düģkünü bir sarraf eskidi, küçüldü; mal, can için ölümdü ellerini alnına götürdün, sesin eyvah az daha unutuyordun: yüreğin Ģuracıkta bir yerde söyledin, dinlemediler; sesin eyvah, kırmızı sesim eyvah yola çık 10
11 Bekledin: değiģen olur diye belki bir dokunan olur diye düģlerine bekledin: belki çarmıhın da bir sevabı vardır elbet senin de anlayacağın bir dil bulunur yola çık, toprağa dokun yola çık, suyu dinle yola çık, ateģ seninle büyütsün tarihini yola çık, uzaklar, elbette anlar dilinden yola çık; yol, elbette zulmündür. 11
12 Yola çıktın, unutmadın: onu gördün bir ırmak serinliği, bir ceviz tazeliği, bir toprak bereketi onu: bir yalnız, bir keģiģ, bir havari, bir yasa koyucu elbet tasavvuf ehli bir sonsuz yolcu gördüm: Tanrının kutsal yerlerinde tanrının memurları oturuyor mezar taģlarının üstünde onlar yiyor cennet meyvelerini kıbleler sonsuz bir kazanç çan sesinin durmadan çoğalttığı mücevherler onların ellerinde temiz halklar durmadan çarmıha gerilirken durmadan çarmıha gerilirken halklar kâbeler köle tüccarı, kilise sütunlarında Afrika karası. Unutma: mabetler yükselirken Ģehirlerde insanlar su diplerinde boğulur. Unutma: Tuz, gemi ambarlarında yakar ulusları Yelken rüzgârları onların ciğerlerinden beslenir Unutma: halkların vergisiyle parlatılır apoletler Unutma: çarmıhta ölümü beklerken dilimiz Ģarabî Ortadoğu çöl unutma: kuytuluk yerlerde kan sızar sesimizden unutma: her din kendi iģkencesiyle karģılar peygamberini onu gördün, biliyorum, unutmadın bir kimsesizlik, sonsuza rüzgarla yürüdü senin ardından yürüdün ve gördün: 12
13 Yollar çığlıktır gezgin! Bak: iktidar göz yaģartıcıdır! Dinle: ezilen halkların bahçesinde kırmızı öter güvercin! Bil: sevgili parmaklar dokununca açar yürek! Yürü: Sokağın sesi elbette yenecektir iktidarın sesini yola çık, yaralı suda yıkan yola çık, bakir topraklarda temizlen yola çık, seninle büyüyen uzaklar seninle kucaklasın kendini yola çık, ateģ bir kez daha sınasın kendi diliyle seni yola çık zulüm insan olup elbet bekleyecek seni her yol ayrımında 13
14 Yola baģladın. Önce kendin. Sonra kardeģlerin sonra katliamlar! Bunlar senin bedenin bu ırmak, ezilen halkların bahçesinde. Islak bu kesik baģ, öylesine, son kez gülümser gibi gülüģünü yüzünde unutmuģ gibi yanına almamıģ kör kuyu bakıģlarını. Katı hep böyle olmuģ gibi sahaflar, aktarlar, ırgatlar bir gezgin: saklısında bir uzak bir katil: ardında hep devlet ve göğüste sertleģmiģ keçe Karadeniz de benzetilmiģ bir altıpatlar Trakya da günebakan toprağı karģı kıyıda unutulmuģ bir Kalimera mayında bırakılmıģ bir evlat Ermeni dilinde kıyım Süryanice bir elveda kuģ dilinde yeter artık ta ki ezilen halkların bahçesinde kırmızı kokuncaya dek güvercin ta ki sevgili dilinde yeģerinceye dek hayat 14
15 Nesneler dilin durağanlığıdır gezgin! Otur düģler devingendir. Su bu yüzden akar. Yıkan söze söz acıya acı kavgaya kavga ekle ama ihanet bırak tek baģına asılı kalsın gökte bırak bu çığlık sonuna dek götürsün partizanı kavgaya yol ancak böyle yaratılır yol ancak böyle baģlatır kendini bağır çığlık bu çığlık bu çığlık hiçbir kıyı yok yola çık 15
16 ġimdi sen Sen, Ģimdi kendini yangın sokakları sanacaksın önceden yaģanmıģ bir zaman, küçük bir gülüģ kaçak sayılmıģ bir coğrafya haritalara hiç tanımadığın bir sesle eklenen bir ova adı değiģtirilmiģ bir yağmur susmalara gizlenmiģ bilgin bütün ateģlerin yalana yanıp söndüğü sürek avları, talanlar ve bir ayin üzre konaklanmıģ sema sanacaksın dönen dur, dönen dur, dönen dur bir mesnevi üzre bir çelebi namazgâhı bil gülü. 16
17 Gül, bir Mevlevi secdesidir elbet. Nice ki Tebriz nice ki ġems Sen nice ki Mevlana, nice ki Celaleddini Rumi! Çünkü elimize düģen o bahar mihengi ansızın bir sonra güne miras kalacak o hantal ay parçası ve hiç olmayacak bir mısrayı birlikte yürümek demek mavi bir kuģ sesi çeltik tarlalarında demek bir yağma daha baģladı. Korkma dönen dur, bil Ģehrin bir sorusu varsa dağın elbette cevabı vardır, dönen dur uç Sen onu yangın sokakları sanmaya devam et. Sen onu hüznünü mavzer kılıp gezinen eģkıya, yağız yüzlü mermi sen. KöreltilmiĢ yas, göğe iliģtirilmiģ suret sen onu cepte yasak bir kitap, dudaklarda isyan bir ıslık her an çekip gidebilir gezgin... Sen onu... 17
18 Bil söz eskir ölüm aldatır insanı, sahipsiz bir bekleyiģ olur bak iģte böyle de yürünebilir böyle de ölünebilir belki bir yurt daha eskir, yağmur yağar efsane ilkin insanla baģlar, efsane mutlaka insanla baģlar insanla baģlar haklı olan her insan, sözle büyür bir elinden tarih sızar, bir elinden onun bütün rezillikleri bil: ġehrin soruları oldukça, dağın mutlaka cevabı olacaktır. Yola çık 18
19 Sabah. Serinlik. ġehir. Kokusundan anlaģılan uykusuz bir sokak Umarım tanıdık bir köģe baģı, bir kavģak bir ev, hiç olmazsa böyle tek baģına yürümez ağaçlar, seslen belki bir duyan olur. KonuĢ belki dilini bilen biri çıkar Sabah. Yükselen ıģık. Kapısı aralanan gece. Ġlkin karanlıkta tattığın küçük yalanlar terk eder seni uzakta sesinden korktuğun birileri olur bir uzağa daha ihtiyaç duyarsın anlamak için kendini belki bunun için gözlemektedir uzaklar seni bunu anlarsın: üstüne yıkılmıģ her borç kendinedir bunu anla: sendendir giden her güzellik 19
20 anla: parçaladıkları bu yürek senin sızan bu kırmızılık senin damarlarından anla: bu ip senin için yağlanmıģ bu bıçak senin için keskin bu mermi senin için hızlı anla: bu uzaklar senin için anla: belki bir baģka gün bir baģka vakit bir baģka yerde olurum bir de orada parçalanırım, taģlanırım, derim yüzülür belki bir sevgili düģü olurum. Sabah... Oldu. Yürüdün kendini. Bıraktıklarını hatırla: bu bulutu daha önce de görmüģtün, bu çimen serinliğini bu dağı, bu toprağı da ama sen bu insanı da, üstelik bu zulmü... 20
21 Belki bütün bunları söylemek için yaratıldın ama dayanamadın, ekledin: Kapıma bekleyiģi yazdılar. Yetmedi, yalnızlığı yazdılar. Yetmedi, korkulu yüzümü kazıdılar taģlara. Baktım geride kocaman bir kırgınlık benimle duruyor yüreğimde ıģık olan ne varsa oraya bıraktım ilkin tenden sızdı kan; yetmedi, tırnaktan ve topraktan fahiģenin namusunu temizlemek bana düģtü, kırıldım belki bir yararı olur diye yol diliyle yazdım: Zürafaların boynu uzamak zorundadır. Anladım: bu kan durmalı haritalar buraya kadar bundan sonrası canavar öyle ya da böyle sevgilim topraktır anla 21
22 anla: sokaktan toplandı pazar eģyaları sadece kokusu nane yapraklarının sadece yıllar önce kendini terk etmiģ bir kentin gölgesi kasabalar, dedin kasabalar, anne dilinde cız... dır. Görmeye baģla: dayanılmaz aldanıģlar, onulmaz sözler gelip kapına dayanan bir ayrılık vakti önce bir kırgınlık, bir Ģehir asla böyle terk edilmez bildiğin veda kelimeleri yetmez dönersin, ne kadar az sevinç var yedeğinde kırgınlıkların ne çok, dönmezsin dönebileceğin hiçbir yurt senin değildir yine de bak: 22
23 bu senin ilk düģlerin, yanına bir türlü varamadığın bir ses bu senin ilk boyunbağın ilk bununla öğrenmiģtin ölülerin rengini gördün: her dost her sevgili yeni ve uzun bir yolculuktur. Hayatı onlar büyütür: Yollar, acılar, sevgiler. Bir Ģehir baģlar ansızın, mutlaka bir insan sen dönüp geçmiģ denizlerinde bir ada bulmak istersin Su biter. Yol baģlar. Gör: geçmiģle hesaplaģır her aģk bir Ģafak, bir serinlik, bir göl kıyısı nasılsa unutulmuģ bir çocuk düģü bir baba ölüsü, bir sürgün yurt, bir kaçak söz Yolun ortasında dur Geldiğin ve gideceğin her yer aynı cehennem Anla: hüzün nedense hep ağır çekiyor yağmurlardan Anla: bir ayrılık daha bekliyor bizi yolda Anla ve yürü bekleyene doğru 23
24 Bir ölünün yüzünde kendimize en çok benzettiğimiz nedir nedir bizi kendi cenazemize gitmekten alıkoyan Uygun adım marş! tören kıtası hazır, silah sesleri Komutanım, düşman yok, her taraf insan! Gömülmek için siper kazılacak, kaz! Erteleyelim erteleyelim ne olur bu gidiģi, kıt a dur! Gittim: 24
25 Gittim ve anladım. BaĢka dile çevrilemezdi hüzünler aģklar da, ayrılıklar da herkes kendi diliyle öderdi gözyaģlarının bedelini çılgınlıktı suyun fıģkırdığı yere duyulan hayranlık Git. Gece ayrılıktır, saçlarını tarama tırnağını kısa kes ama mutlaka Ģarkılarını söyle sokaklara seni anlayan biri bulunur elbette. Her ne kadar uzaksa da gece öykünü bir gün biri yazar ama acı ekler ama sevgi ekler ama mutlaka ayrılıklarla Yola çık geleceğin bir ucundan tut anla beyaza yakın bütün renkler beyaz sayılmalıdır kanın akıtıldığı yerlerde acıya benzeyen seslerle söylenir türküler biraz da bunun için korkulardır insanı insan yapan biraz da bunun için bir taģra istasyonu her seferinde ağlar her seferinde mendil bağlar gözlerine gidenin ardından 25
26 bırak ateģte ve suda ihanette ıssız topraklarda, bir ucu sevgi olan gökte gözyaģlarıyla biriken denizde bırak dağda, acıda, umutta, sevdada... Dağ dağa, acı acıya, umut umuda hesap sormada ustadır Bil: Sevda acemidir... Bil: Her acı, mutlaka bir yerinden kırılır. Bu yüzden bir tenhalıkta tutar bir gülüģ iliģtiririz yüzümüze, kimse bilmez tutar bir sevinç takarız göğsümüze, kimse anlamaz tutar bir sevgili çizeriz gözlerimize kimse görmez; yürürüz: 26
27 Yürüdün. Yılan kıvrıldı. Keklik öttü. Durdun. Belki insan unuttu kıyımları. Sen, onlardan değildin. Bir ateģi çıplak tutup yüreğine koydun. Kor, günahlarına değdi yıka öyleyse kendini ateģinle, tenini sıyır etinden, gör: gün, dönüyor. Bir silah sesi, kar fırtınası ayaklar altında eriyen bir toprak bir yoldaģın yanık sesi, masum türküsü, kara tütünü Dedin: Biz bu çiçeğe kanımızı verdik ömrümüzle yazdık bu tarihi yoldaģlarımızı toprağa bıraktık ĠĢte birinin daha aramızdan ayrılıģı, bir çalı sesi, çıt! Güzellik olan ne varsa kendimizle ödedik bedelini ucuz değil bunun için kavga bunun için satılık ilanları yok hayatımızın üstünde 27
28 Deli olan bir yanım varsa çocuk bir bombanın pimi bir silahın tetiği bir hançerin kabzası ve ayaklar altındaki boynum Deli olan bir yanım varsa çocuk yola çık bir yumruk alnını soğukla sınayan çocuk onun için bir yumruk gibi bir inat gibi tutunuyorum dünyaya onun için bir kavga gibi anlıyorum sevgiyi gülen bir gözüm varsa bundandır günü ısıran bir diģim varsa bundan bunun için Deli olan bir yanım var çocuk... 28
29 Dedin: kimse ağlamayacak gülüģler analar içindir. Gün dönecek geceye sığın, kuytulara dikkat et, kendini koru tüfeğin, mermin... Seninle birlikte büyüyen sorular Kınından çıkmıģ bıçak gibi yalnızlık uysal bir çocuk sanki, eski sevdaları hatırlayacak kadar ve uyanık ateģi renk diye bilen suyu tanıyan yolları, uçurumları, dağları gören rüzgarı ve kartalı ĢimĢeği, büyük yer uğultularını, inancı duyan kendine dokunan kınında olmayan bir hançer gibi orada doğan orada büyüyen yollarda bil katliamlar Ģehirlerde yapıldı Tarih, hep sur dıģındaydı 29
30 Dur yine vuruldun on sekizinde bir kan sızdı silahtan Dur kendini satamazsın üretim fazlası olarak ansızın tutuklanır bir ev, acıyla yüzleģilir Acıya katlan, dağlansın yaraların, ölüm uslansın sen diren ve kaldır yiğit baģını gideceksin, kuģku yok, inancını çaldılar kuģku yok, vuracaklar; Ģakağın büyük sığınak ellerine sahip ol, parmaklarını koru, tırnakların düģmesin senin bu, senin hayatla olan kavgan, vurulduğun ama düģmediğin, zikrettiğin ve haykırdığın toprak kokusu, direnç rengi sevgiline dair ansıdığın son mermi son dipçik tutuģu, son yasak bildiri, Celalî senin bu, bıraktığın ve kuģkuya düģtüğün kavgasını baģın üzre yürüttüğün, efsanelerin, Kürdî senin bu, asla unutmadığın, Jîn büyük bir direniģ bu, senin bu, Mem asla bir vazgeçmeyiģ, Apé Musa durdular, tarihini yaktılar, ansıdın ve dedin: Toprağa düģen can topraktan gelmiģtir Kırmaya değil, kırılmaya geldik dünyaya! 30
31 Göğün ve tüm varlıkların istediği dünya yalanlanmıģ kadınlar, beklenmedik misafirler bütün bunların ardında bir sonsuzluk bir sıcaklık, beklenmeye değer düģ Artık, bir menekģe eklenmeli öykümüze Bir sevda kazınmalı ürkek tarihimize yeni ülkeler, eski giysiler, dost sevgililer inanılabilecek bir kardeģ, bir pir efsanesi ve bütün serçelerle birlikte kendi tarihine kanat vurmak desem inanılmayacak serüven sanılacak meydanlarda yürümek siren sesleri ilkin kendini korkutacak uzak yaģamak bir türlü kabullenilmeyecek böylece kimileyin geri çekilmek zorunda kalacak insan sanırım bütün günah ezgiler de böyle baģlayacak Yolu yarat, seni seviyorum, Ģehri terk et Unutma: Sömürgecilerin vitrininde canlı yanar ıģıklar bir ulus, sözünde yakar kendini ilkin ateģ saçlarında sözcükler tutuģur Unutma: DireniĢler tarihidir insan partizan yürüyüģler bitirir tarih kitaplarının yoksulluğunu cephe, insanın kendisi olur 31
32 Yürü: ĠĢte Vietnamlı bir kadın kurģunların önünde yiğit. ĠĢte: bir Buda öğrencisi bedenini ateģle sınayarak büyütüyor kendini ĠĢte: yeraltı sığınakları, büyük direniģi bizim çocukların ĠĢte: kirli ellerin onurlu boyunlarda ölümle dolaģması ĠĢte: büyük yürüyüģ, büyük kavga, büyük onur ĠĢte. Pirinç tarlaları kutsaldır, bir halkın özgürlüğü de. ĠĢte: devrimcilerin onurlu direniģi Gör: iģgalcileri Yürü: iktidarın olmadığı yerde güzeldir insan kanla yükselmiģtir saraylar mermerleri parlatan terdir saraylar, yetim ulusların solgun yüzleridir. Gör: tuhaf bir yalnızlık diktatörler Yürü: mülkiyet yakılsın meydanlarda Yürü: sevgi, devrimcidir; sen dağlısın Yeryüzünün renkleri ilkin seninle bilinir göğe çıksan bir ayağın topraktır. 32
33 Elbette halkların bahçesinden toplanır ganimetler Tören alanları, uygun adım marģlar, mermi paraları oradan ölüler oradan mezar taģları oradan anaların çığlığı bir yetim kalmıģlık oradan ayrılık, halkların bahçesinden derlenir. Oradan bir çocuk düģü, ağıtlar, hüzün rengi, gözyaģları bir gelinlik, bir ziynet eģyası, eklenmiģ bir karanfil kokusu bir ağıt, sonra bütün bir gelecek orada gözleri bir umut Kürt anası orada elveda sözü dökülür Süryani dilinden orada Keldani bir çıkmaz sokak dur, Rumca bir Ģarkı söylemek lazım Ģimdi dağın terkisine kurmak lazım köyü kavgayı unutma oradan direniģ de derlenir elbet yeraltında bir Fransız, kendini ateģ kılan bir Hindistan taģlarda büyüyen bir Filistin kâbenin Ģehrin dıģına kurulması kendi Ģarkısını kendi dilinde söylemek isteyen insanlar Doğrudur: Halkların bahçesine kurulur zindanlar. 33
34 Bütün kıyılar biter elbet sonra büyük bir boģluk elbette yol Uzak bir atlıyı barındıran zamanlarda bütün ayrılıklarda kendini sağdığın toprakta bir anlam soyunup koynuna girer. Dur. Bu ülke senin değil kimse anlamıyor dilini eğreti bir öpüģ gibi duruyor ağzında sözcükler Acısan, acına sarılacak kimse yok düģsen, kaldıracak bir tek insan Dur: buralı değilsin sen. 34
35 Evet, pervasızsın, pervasızım bizim gördüğümüzü onlar görmüyor bizim yaģadığımızı onlar yaģamıyor bizim direniģimizi bizim sevgili kavgamızı bizim gülüģümüzü bizim yenilgimizi DüĢ sonra ezgi sonra bir yüzyılın emeği ganimet sonra dağın gölgesine sığınmıģ bir Ģarkı Ģarap ve ay ıģığının dallar arasındaki korkusu ay yükselir, ben Rum um kalbim, yokuģ aģağı doludizgin koģan bir yalnızlık Ġhanet, kendi diliyle ödeyecek elbette her bedeli 35
36 Gör, bebek ölüleri akıyor, ürperiyoruz yürü, hiç bu denli korkunç ve ağlayıģ olmamıģtı doğumlar yürü, silahlar iģliyor iģte yeniden topraklarımızda yürü, aralıksız çalıģıyor hafiyeler yürü, bir perde çekilmiģ hayat ile aramıza, gizleniyoruz gör, ayrılık mendilleri var cebimizde gör, çalıntı imzamı atabilirdim istedikleri yere gör, çay içtik, bakıģtık elvedayı bilerek sakladık birbirimizden Gördün: kimimiz uykudaydı göğsümüzden çiçek adlarını koparıyorlardı Yürü ve anla: sürgünde bir çocuksun yeryüzünün bütün parçalarında doğumun anlamlıydı, ölürken yüzün ıģıldamalı Sen bütün bunları önce beyninle sonra elinle en son dilinle anlatmaya çalıģtın duymadılar anladın: yollara çıkmalısın, yollarda ölmeye 36
37 Anladın: sesin en uzun çığlıktır kıģın ortasında Dedin: Hadi vurun artık en uysal yerinden yaralı hayvanı sürek yağmurları dökülsün üstüne avın yumuģak sözlerle anlatılmaya çalıģılsın yaģananlar Hadi vurun artık bu yaralı çığlığı! 37
38 Zaman öldürüyor seni Usul! Oysa ayrılık senin asi saçlarına hep asılı dururdu hadi bir daha dene, savurmaya çalıģ anıları nasıl olsa bir yerde yüreğini yedeğe alırlar bütün bunları anlamaya çalıģ Anlamaya çalıģtın: Bir ölüden hangi aģk sızardı ki geriye bir hançer kalbimize, bir kılıç boynumuza vurun vurun hadi Yaralı ceylanı en çok kanatan onu seyreden ceylan değil midir? Eğilip bir çiçeğe su verdin dedin: acılar bizim için değilse kimin içindir? acıdın: 38
39 Ölüm kendini öğütür, seni tanır, beni sıraya alır katlin sonradır, büyüdükçedir. ġimdi efkâr dağıt, mermileri savur baģucunda gürlesin tüfeğin demirin ve ateģle suyun büyüdüğü bütün günlerin kardeģlendiği emek bilinsin sen iģte sensin bu, düģün iģte sensin ve ucuz ölürsün altmıģ bin kiģiyle Urfa Ģima da sensin, usulsun, tanrısın Anladın: Gece, kadın örtüsüyle gizlenir günün ardına ve raks eden semah eski bir yumuģaklıkla resmeder kendini ölüm ikrar bilinir. ĠĢte ikrar bilindik, senin ve seninle birlik bütün dinlerin zamanı bu yavaģ ve basit. Öylesine çocuk ve taze. 39
40 O Yavru. Ve kesik ezgi. O Bala. Ki hey! Ġkrarınla öleyim. Sen yüksek çığlık gecelerin karanfil tadı... Tüy nasıl uçuģur hafif bir esintinin ritmiyle! Nasıl değer ellerine ellerim! Öyle uysal, sessiz. Yavru balaban. Sen su içmeye ineceksin kıyıya. ĠĢte ikrar ĠĢte buyruk: birlikte vuracaklar bizi. Sen bir garip bir uysal balaban. Ben çılgın gecelerin karanfil tadı. ĠĢte ikrar: sen su içmeye ineceksin kıyıya DüĢün iģte sensin bu ve gittikçe ucuzlarsın namluların dilinde. 40
41 Ġnsen suya, ceylanlara koģsan. Ġnsen suya ceylanlara koģsan. Ġnsen suya... KuĢkusuz birileri tanır seni yeni bir duvar görene dek koģarsın Sonra oturup ağla. Ġnsen suya, ceylanlara koģsan. Sonra sevin BağıĢık bir gönlün var yenilgilere Güne suçlu çiçeklerin bilinir insen suya. Hiçbir kaptan anlamasa seyrini. Sular unutulsa Sonra ağla. Sonra sevin. Uzun uzadıya anlat kendini ki mümkündür: insen suya... DüĢün iģte sensin bu ve gittikçe ucuzlarsın ateģin dilinde yanlıģ bir imlayla tüketirsin kalbini Deneyimli bir yanlıģ olmaya kalksan düģünmeye vaktin var. Sonra sen hep kendini sorsan, kendini yanıtlasan ki mümkündür: insen suya biri gülse sana anlaģılmaz bir kimlikle tüketirsin kendini resmin çizilir yola Bil: aydınlığa dönük yüzümle yaģadım bunları ben bildim: avuttuğum bu yürek benim değil artık 41
42 Ölüm segâh ve sürgün. Hapishane duvarında yaralı gelincik türkülenmiģ sevgi ve erken bir matem tadı durup sözün kendi sınırlarında öylece durup kendini en saklı, en ayıp yerlerinden okģatan ve öylece gezinen sipahi ulufeyle büyüyen yeniçeri kanla beslenen iktidar eziyeti hak etmiģ rezil reaya ve baģak tanesi, kum fırtınası ve gün doğusu ve düzene bulanan korku ve kıyıda yaģanan gün. Ve yitik gibi. Ġkrardır, durgun sular ve ölü mevsimlerce... Devletin beylik silahlarıyla vurulduk o uzun düzlükte kölenin efendiye saygısı olduk ve sonsuz sözümüzü söyledik: her isyan, kendi bedeninde çürür taşlarda özetlenir her ölüm dedik: ölüm segâh ve sürgün dediler: Fırat kükremiş, turnanın umrunda mı? 42
43 Dedin: ĠnatlaĢan yüzlerimiz ve sevecen yüreklerimizle dağılıp giden, kırılan bir Ģeyler var hayatımızda güzellikle baģlayan ve sürdükçe tükenen hep eksik kalan ve kokusunu geleceğe süren iģte bu bütün yaptığımız: uzakları umut bilmek ĠĢte bu Ömrümüz: sokakların tenhalıkları Bir rüzgar geçiyor üstümüzden bütün tanıdık korkular gibi hep yan yana ve uzak, öpüģürken öylesine ayrı hep düģünmek için vaktimiz var oysa daha bütünüyle silinmedik listelerden kendi adımızın altını imzalayabiliyoruz bizim için bir yer ayırıyorlar sinemada mesela oturup konuģuyoruz, istesek denizi duyuyoruz bir balığın pullarını kokluyoruz bir vezneye yanaģıp para ödüyoruz aylık hesaplarımız var, kefaletimiz geçersiz ama kendimize yetmiyoruz bizim yerimize de konuģuluyor kararları bizim adımıza da alıyorlar gazeteler yazınca biliyoruz oyumuzun rengini 43
44 ġimdi duyuyoruz: dönüp dönüp vitrinlerle oynaģılmıģ kendini bir mankene denk düģüren insanlar meydanlarda adı konulmamıģ çocuklar ve çılgın boyalar sürünmüģ sokak afiģleri Sonra bana gülecekler, sonra gülecekler sonra hep gülecekler tenha sularda raks edecek semah eski bir yumuģaklıkla resmedecek kendini Yola çıkacaksın. Yola çık. Biz bu yola kendimizden baģladık uzaklardan baģladık ilkin senin çocukluğundan baģladık sevgili senin ufacık saçlarından ve hüznünden dev hüznün senin sevgili bir damla su olan bakıģın sana ait, senden sonra, hep bağırma isteği: Seni seviyorum, Ģehri terk et seni seviyorum, Ģehri terk et 44
45 Hangi yoldur seni eskiten Usul! Yola çık, uzaklara çevir ruhunu. Senin mekânın yok artık Çocukluğun inanılmaz bir büyümüģlük/ seni ey sevgili orada, o uzak ülkede öpme isteği Biraz bekle, cenazemi kaldıracaklar duamı kendim okuyacağım 45
46 Hep bir yerlere yetiģme kaygısı yarattıklarına denk düģen bir ömür seni, ey sevgili/ seni hep özlemek, sana değebilmek seni, ey sevgili/ dokunsam, belki de un-ufak bir coğrafya sırf yok olmasın diye bu aldanıģ bir yerlerde ağlamasın diye bir insan Seni, ey sevgili/ bak: bu, benim bak, dokunmanın da bir dili vardır isyan, en güzel dokunuģtur sevgiliye Senin ülken sensin artık, senin ülken çocukluğun Bana uysal sesinle yeniden anlat. Söyle: hangi efsanedir yolu kaçınılmaz kılan ne alıp götürür bir insanı kendi ruhundan bir kadını ne düģürür sokağa bir gece vakti hangi ayrılık düģüncesidir onu toprağından koparan bu hançer, ay ıģığında neden böyle parlar dağın ateģini tutuģturan gerilla onu çoğaltmak için neden kendini yakar bombanın pimini çek bombanın pimini çek bombanın pimini yola çık hayat, tek baģına da büyüyebilen bir çocuktur 46
47 Ölümün iz sürdüğü, yitirilmiģ bir ömrün cennetinde geciken giysilerimiz oldu, boyasız ayakkabılarımız ayaklarımızda kar tanecikleri ve sırtına mavzer yüklediğimiz çocukluğumuz isyan kokuları... Güzel giysilerimizi gizledik, Ģen türkülerimiz sonrada ağlayıģlarımızda hayatla kesiģen hıçkırıklar düģlerimizde gülüģün tazeliği BekleyiĢ, belki de hiç silinmeyecek tarihten eski evlerin, avluların unutulmazlığı Kapı önünde bitkin duran zamanlar hep o bir büyümemiģlik tandırlı odalar, dost sesler ansızın Ģehrin boynuna dolanan bir ip birden gözyaģı bir tarih toprakta kan rengi her koku beyaza yakın bütün renkler demiģtin oysa kanatlarını kendine vuran ülkesini ateģe dayayan ve eriyen mumlarını hiçbir zaman yakamayan bir abartma tanrısı, demiģtin bir anı iģte sana anılar arasında bir bakarsın bir baba vurulmuģ bir meydanda bir bakarsın bir bekleyiģ daha yetim kalmıģ 47
48 Yıldırımlarda, demiģtin mutlaka bir ağaç yıkılacaktır gökyüzü senden utanacaktır mutlaka sabi gözyaģlarından giysilerden, gömleklerden, yazmalardan ĠĢte anılardan artakalan bir ağıt Yıllar sonra da olsa hep aynı çocukluk yıkımları bir babanın vuruluģu/ hey!/ meydanlar Söyle, anlat, konuģ de: Yola çık, bir de seni vursunlar meydanlarda Ve birden bir sıla Ve birden bütün bir acının Ģiiri Ve bir Ortadoğu Elleri bahara değen bir sonsuzluk Sevdaya gönlü düģen bir çığlık ve hâlâ Kale, taģtan iki burç değil Meydanlar da vurulsun 48
49 Hâlâ aklında nasıl tutarsın kimse anlamaz gizil sözleri ve hasreti kimse anlamaz bir toprak neden öpülür bir yazı neyi anlatır baģucunda bir çiçek adı neden açmalıdır göğsümüzde neyine vurgunsun mezarların kimse anlamaz taģlarda seni çeken kokuyu ġimdi rüzgâra ver ruhunu anılar, yılları kanla geçiyor. Yüreğini kan göllerine hazırla. Bu/ senin en ateģ günün. Bu ses çağların bakir yorgunluğunu taģıyor. Hatırla ölümler senin çocuk ellerinle avuçlanıp babaların göğsünden koparılıyor ġakaklarındaki kızgın hançer rengi ve kırık defne dalının yaģlı sesi yeryüzüne yayılıyor: babamı vurmuģlar bir meydanda bir efsaneyi bir sonrasızlıkla vurmuģlar yetim koymuģlar beni/ hey! 49
50 Sen orda gölgesi kendini serinleten bir mesnevi mısrası gibi büyüyorsun tek baģına... Ben burda kendi kozamı örüyorum içine bütün acılarımı koyarak Sen orda tek baģına büyüyorsun oğulcuk bir çınar gibi ben burda bir ömrü törpülüyorum içimi kanatarak Yüzüm ıģıldıyor ne zaman aklıma gelsen ne zaman seni düģünsem ay parlıyor kendi rengini tanımaya çalıģan bir su akıp gidiyor aramızdan akıp gidiyor su bütün kumları alıp götürüyor ama giderken 50
51 Sen Gül dün oğulcuk Yeryüzü gül dü ilk kez. Yürümek istedim bütün hüzünleri yollarda bir yalnızlık daha aradım kendimden baģka tırmanmak için hazırdım sevgilere dağlarda yağmur gökte ıslık toprakta ıģıltı derken Sen Güldün. Çıkıp gidiyorum iģte her bir yerden durup dururken hep bir umut çiziyorum yolun sonuna sana sonsuz sarılıyorum asla duymadığın Ģarkılar söylüyorum uzaklara tutup Ģimdi gözyaģlarımla yıkasam yüzünü Ah, kimse bilmeyecek ayrılık neden acıdır kimse anlamayacak neden gecenin yüzü soğuk biz neden üģüyoruz böyle ateģler içinde Sen orda bir çınar ağacı gibi büyü dur, tek baģına Ben elbette bir mesnevi mısrası olup beklerim seni her yol sonunda 51
52 Ben sizin kapınıza yılgınlığımı bırakmak isterdim en çok kendimi kanatan sözlerimi Ģarkıları bırakmak isterdim hiç olmazsa yanık bir mektup ucu gibi Ben sizin kapınıza kendimi bırakmak isterdim Ben tuttum yitik bir evlat gibi yürüdüm Yürüdüm geçtim gözlerinizden tuttum bu yolu bir yurt gibi sevdim Ben sizin evlerinize konuk olmak istedim. Dedim: Birbirimize acılarımızı gösterelim, kırgınlıklarımızı sevinçlerimizi, ayrılıklarımızı ve buluģma anlarındaki gülüģleri bir kapı aralığına sıkıģmıģ parmak morluklarımızı göç zamanı geride bıraktığımız çocukluğumuzun bütün anlarını babalarımızın mezarlarını; ilk aģkları, doğumları ölümden hemencecik sıyrılmıģ hıçkırıklarımızı GözyaĢlarımızı birbirimize sürelim gülüģle ıslatalım bir diğerinin yüzünü bir korku bir korkuyla çürüsün bir umut bir umutla beslensin birden Ģehrin bütün ıģıkları sönsün üstümüze suyun zamanıdır, diyelim kendi içimizde buna 52
53 Birbirimize acılarımızı gösterelim, en zayıf yanlarımızı AĢklarımızı gösterelim, yılgınlıklarımızı Sonra çocuksu yanlarımızı büyüdüğümüzde yanılgılarımızı DüĢkırımlarını, bir merdiven baģı yorgunluğumuzu Kapısı açık unutulmuģ yolları Sonra tutup birbirimizi yaģamaya mecbur kılalım Diyelim: Sen benden, ben ondan, o hepimizden sorumlu Birlikte büyüyelim. Büyüyelim, büyüyelim. Ölürken: birbirimize çıplaklığımızı, kimsesizliğimizi gösterelim. Acırken sesimiz Diyelim: Sesin Usul, sesin yağmurlu bir sokaktır artık Her suyun baģında bir baģka ıslanır 53
54 Anla Usul: Senin yokluğun bu, düģe kalka büyüyen sesine sessizliği iģleyen Ağaç bir dal verdi sonunda... Ey yaprak: bir daha sustun, bir toprağa eğildin. Sen dilin yaralandığı tek sözdün Eğer süzülen bir Ģafağın ıģıkları dökülürse eğer gölgeler kirlenirse Bir kurģun akıtılır önce. Ġnsanlar dizilir duvarlara bir kadın gözyaģlarını bahara gizleyip ilk ıģıklara yaslar baģörtüsünü. ġarkılar söylenir, bayraklar çekilir göndere ġimdi bırak gecenin bağrına düģen sözlerin çözsün sessizliği Bak! Bu yaprak benim, bu kurģun da ben Bak! Bu yol da, bu yolcu da Bak ve bil: Kendime dokunuyorum, sana dokunduğumu sanarak 54
55 Anla Usul: Altın taslarda kanımızı içiyorlar. Anla: Suyun öte yanına atar bir iktidar seni bir ölüyü bir yanda bırakırsın, bir yüreği öte yanda kalbinin yarısı fermanla gider komģunun adını değiģtirir hesaplanmıģ bir karanlık bir adresi alıp götürür kül rengi bir yağma caddeler cam kırıkları kristal geceler, ayaklar altında bir hayat yüzde belli bir korku, saklıda elbette kin yağmur utanarak siler sermayenin kirini vergi çıkartılır yolculuklara, varlıklısın tarihin yağmalanır her kapı çalınıģında kapa kapıları, Ģehri terk et, yol anlar seni, bak bir insan ancak kendinde baģlayıp kendinde biter dur 55
56 Her sevgilinin bir rengi, kokusu olmalı bir yol, onun adıyla baģlamalı; bir umut onun sesiyle Sen burada burada büyütmeye çalıģırken kendini bir kız orada, kıyıda intiharı ömrünün bir parçası sayıyor damarlarını bir broģ gibi takıyor göğsüne Her sevgilinin bir kanı olmalı kanı büyüten upuzun bir boynu bir yol, onun özlemiyle bitmeli bir umutsuzluk onun sesiyle O, orada O, orada yok artık. ağzının yarısında bıraktığı öpüģ en son kendine dokunan elleri sonraya bıraktığı bekleyiģi ve çıplaklığı, kırgınlığı, acıları Sevgili ben sende senin çocukluğunu sevdim ağlayıģını, bekleyiģ kapısında benden olan gülüģünü. Tuttum yolları kokladım her seferinde senin kokunu duydum ölümün karanlık çadırında. 56
Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.
Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde
DetaylıTuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde
Tuğrul Tanyol Beyaz at Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde Karanlık avlularda oturdum İçimde vahşi tamtamları inlerken ölümün Tüm putların
DetaylıRafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.
Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıAy Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı
Ay Yine Gecikti Ferhat Şahnacı 4 TEŞEKKÜRLER Şiirlerimi okuyarak değerli görüşlerini okuyucuyla paylaşan Sayın Ataol Behramoğlu na, şiirlerimi yönettiği sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlayan Sayın
DetaylıGünaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk
- Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible
DetaylıNafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 01.08.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıCennet, Tanrı nın Harika Evi
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible
DetaylıYücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,
Yücel Terkanlýoðlu Onaylayan Administrator Cumartesi, 23 Þubat 2008 Son Güncelleme Pazartesi, 27 Ekim 2008 Besteciler.org HTML clipboard Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için
DetaylıKÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127
KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem
DetaylıMÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.
Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür
DetaylıEZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK
Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte
DetaylıBirbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...
Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim
DetaylıRamazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıPolat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 26.04.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıYýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar
Yýldýz Tilbe 1 Onaylayan Administrator Pazar, 06 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org ADAM OLSAYDIN Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar Kendini arattý, beni bulmadý yar Düþtüm
DetaylıÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ
ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.
DetaylıKırgınlığım anlatılmaz On üç yaģında görücü kesti sözü Karanlıklar doğurdu içime, çürüttü özü.
BEN RODĠNA Aciz bir damla kan pıhtısı! Asırlardır dinmeyen sızı. Çöllerde beģinci yüzyıl uykusu ; Ġblisle eģdeğer diģilerin, Ruhunu kemiren kabusu, Toprağa, diri diri gömülüģ KORKUSU!... Bir bozkır tecavüzünden
Detaylıgece bana gündüzleri uğramaz gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır
geçiş geçtim beklemekten uzun hikayedir gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır o hep kızar söylenir öper koklar ve hep kızar çağırır beni kollarının beşiğine yatırır
DetaylıO sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç
O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek
DetaylıYIL DEDE'NİN DÖRT KIZI
Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp
DetaylıUFUK GÜRBÜZDAL TURK 102-3
UFUK GÜRBÜZDAL 21302411 TURK 102-3 (Ayhan Türker/ Çiçekçi / turkerart.com) BÜTÜN YEMİŞLER DALLARINIZDADIR Çiçekçi bir abi var kireci dökülen binamızın önünde, yaşı binanın kapısından bakınca kırk, kırk
DetaylıInsanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri
1950 Sivas Gürün'de doğdu. 10 yaşlarında saz çalıp, türkü-deyişler okudu. 15 yaşında kendi yapıtı ilk plağıyla büyük üne kavuştu. Konser turneleri, kasetler, plaklar, uzunçalar, long playler ve günümüz
DetaylıYukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?
1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini
DetaylıDELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın
DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler Gülten Akın Gül ten Akın ın YKY de ki ki tap la rı: Sonra İşte Yaşlandım (1995) Toplu Şiirler 1956-1991 (1996) Şiiri Düzde Kuşatmak (1996) Şiir Üzerine Notlar (1996) Sessiz
DetaylıBahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.
1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle
DetaylıBir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..
BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat
DetaylıErotik Şiirler Atlasım. Serkan Engin. (Derleme)
Erotik Şiirler Atlasım (Derleme) gecenin G noktası gecenin G noktasına değdi tenimiz kırmızı bir zelzele tenin tenha yerlerinde dilbaz oldu şehvet nefesin örtününce bedenime nefesin ki önsözüdür yağmurlu
DetaylıSezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.
Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun
DetaylıGünler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin
Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.
DetaylıSoðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi
BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.
DetaylıYüreğimize Dokunan Şarkılar
On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma
DetaylıĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK
ĠÇĠNDEKĠLER Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK ( ENERJĠ TASARRUFU HAFTASI) Evimizi aydınlatır, makineleri çalıģtırır, Giderse birden, karanlıkta kalırız aniden (Elektrik)
DetaylıMuzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 05.05.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR
ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi
Detaylıİsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali
Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet
DetaylıDersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan
Detaylıİntikam. Ölüm Allah ın Emri
İntikam Bilir misin sen her gece Kendinle oturup konuşmayı Geceden uyanmamaya ant içip Gün ışığıyla yeniden doğmayı Bilir misin sen her güne hayata küskün başlamayı Anti sosyal kişilik olup da Şişelerin
Detaylı5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?
5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) Öğle üstü bir cip gelip obanın çadırları önünde durdu. Çocuklar hemen çevresinde toplaştılar. Cipten önce veteriner, sonrada kaymakam indi. Obanın yaşlıları hemen
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz
Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir Resimleyen: Burcu Yılmaz 2. basım Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI Resimleyen: Burcu Yılmaz Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş
DetaylıDEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK
DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK ETKİNLİK SÜRESİ: 30 DK. ETKİNLİK ZAMANI: TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
DetaylıBahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,
Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıAYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım. Aynı yalınlıkla ölmek isterim. Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
AYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde Yeryüzü uzansın altımda sessiz. Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
DetaylıMucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen
ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin Mucizeleri YAYIN NO: 85 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar bask, cilt: Vesta Ofset tel:0 212 445 72 52 Birinci bask
DetaylıMelih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıEvimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım
Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa
DetaylıEn güzel 'Anneler Günü' şiirleri
On5yirmi5.com En güzel 'Anneler Günü' şiirleri En güzel 'Anneler Günü' şiirlerini sizler için listeledik... Yayın Tarihi : 10 Mayıs 2013 Cuma (oluşturma : 1/17/2017) 12 Mayıs Anneler Günü... Sizin için
DetaylıHiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;
Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü
Detaylıedersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları
RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki
DetaylıSöylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.
Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece
DetaylıSamuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Lyn Doerksen Türkçe Hanna, Elkana adındaki iyi bir
DetaylıArapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin
DetaylıOkuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri
Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde
DetaylıKIRMIZI KANATLI KARTAL
Resimleyen: Vaqar Aqaei Refik Durbaş KIRMIZI KANATLI KARTAL ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir 1. basım Refik Durbaş KIRMIZI KANATLI KARTAL Resimleyen: Vaqar Aqaei www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın
DetaylıTürkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri
Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Sohbetler *Kendimi tanıyorum (İlgi ve yeteneklerim, hoşlandıklarım, hoşlanmadıklarım) *Arkadaşlarımı tanıyorum *Okulumu tanıyorum
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM 2016 EĞİTİM BÜLTENİ ELMA KURDU Ben bir elma kurduyum Kıvrıla kıvrıla gezerim Nerde bir elma görsem Dayanamaz süzerim Dalda duran elmayım
DetaylıGürsel Dönmez SAF SİYAH ŞİİRLER 1984-2014
Gürsel Dönmez SAF SİYAH ŞİİRLER 1984-2014 Dr. Gürsel DÖNMEZ; 1964 yılında Kırcaali de doğdu. İlkokula Bursa da başladı. Sakarya-Arifiye Öğretmen Lisesi nden mezun oldu (1982). Ankara Üniversitesi Siyasal
DetaylıFiruze Keleş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 14.9.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıBir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,
Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.
DetaylıSamuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
Detaylı1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.
1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır. Cümlesinde altı çizili kelimenin zıt anlamlısı hangi cümlede vardır? 1. A. Bugün çok çalıştım. 2. B. Akşamları az yemek yemeliyiz. 3.
DetaylıUmutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.
Düş Kırıklığı Karnı iyice acıkmıştı. Harabeler içinde bulunan bekçi kulübesinin ardındaki, begonvil, yasemin ve incir ağaçlarıyla çevrili alana doğru koştu. Leziz yemeğinin tadını uzaktan bile duyumsuyordu.
DetaylıYALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 2.1.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin
DetaylıALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?
ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for
DetaylıHaydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır
1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Hezekiel: Görümler Adamı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Hezekiel: Görümler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible
DetaylıUĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ
UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ TARİHLER 06-10 MART 13-17 MART 20-24MART 27-31 MART KONULAR İlkbahar Eski İstanbul- Değerler eğitimi Dürüstlük Bitkiler- Orman Haftası TiyatroGünü- Kütüphane
DetaylıEKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?
2017-2018 EKİM AYI 5-6 YAŞ PLANI EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?.HAFTA: EVİMİZ VE AİLEMİZ Evi izi Evi izi eşyaları ı ta ıyalı. Ailemizde kimler var. Çekirdek aile ve ge iş aileyi ta ıyalı. ölü leri i ta
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU KASIM 2018 EĞİTİM BÜLTENİ 10 KASIM 10 kasım 10 kasım 10 kasım benim en büyük yasım Sen yüreğimde sen damarımda Sonsuzluğa akan kansın Yurdumu
DetaylıŞam / Mart. Medine / Ocak. Semerkand / Şubat. Kayrevan / Nisan. İstanbul / Mayıs. Gırnata / Haziran. Kudüs / Ağustos. Bahçesaray / Eylül
0 Medine / Ocak Semerkand / Şubat Şam / Mart Kayrevan / Nisan İstanbul / Mayıs Gırnata / Haziran raybosna / Temmuz Kudüs / Ağustos Bahçesaray / Eylül Beyrut / Ekim Kahire / Kasım Isfahan / Aralık Medine
DetaylıHakan Gökbaş. - şiirler - Yayın Tarihi: 22.5.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 22.5.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıAgape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures
Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures Yuhanna 15:9 Baba'nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Yesaya 43:1 Ey Yakup soyu, seni yaratan, Ey İsrail, sana biçim veren
DetaylıM. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller
yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi
DetaylıEvren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası
Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir
DetaylıAkın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 28.11.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıKahraman Kit Misafirlikte
Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project
DetaylıBir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak
DetaylıŞiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,
Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince
DetaylıÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR
RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk
DetaylıTanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for
Detaylıİnci Uluçay. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 30.9.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıNİŞANTAŞI AKADEMİ MART AYI AYLIK BÜLTENİ YILDIZLAR SINIFI
NİŞANTAŞI AKADEMİ MART AYI AYLIK BÜLTENİ YILDIZLAR SINIFI GÜNLERİMİZ PAZARTESİ (OYUNCAK GÜNÜMÜZ) SALI (KİTAP GÜNÜMÜZ) ÇARŞAMBA (PAYLAŞIM GÜNÜMÜZ) PERŞEMBE (GÖSTER ANLAT GÜNÜMÜZ) CUMA (GEZİ GÜNÜMÜZ) BELIRLI
DetaylıYAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:
YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:
DetaylıBÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ
BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya
DetaylıGülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!
Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,
DetaylıCÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.
CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE Fiil Cümlesi *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir. İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez. Seçilmiş birkaç kitaptan güzel ne olabilir. İsim
Detaylı5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ
5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü
DetaylıİNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU
25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma
DetaylıSEVGİLİM MELTEMDİR SÖYLEYEN. Sevgilim, meltemdir söyleyen fırsatının bembeyazlığını... Gözlerim seni görmeyecek; bekliyor seni yüreğim!
İspanyol şair Antonio Machado y Ruiz 26 Temmuz 1875'te Sevilla'da doğdu, 21 Şubat 1939'da Colliuse'da öldü. Madrid'te Institucion Libre de Ensenanza'da ve Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde edebiyat üzerine
DetaylıDerleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen
Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ARALIK YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu
DetaylıTEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ
Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.
DetaylıBirinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.
Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli
DetaylıMurat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıDefne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.
30.10.2015 DENİZATI ndan Herkese Merhaba! Haftanın ilk günü sohbet saatimizde herkes hafta sonu neler yaptığını anlattı. Duvarda asılı olan Atatürk resimlerine dikkat çeken öğretmenimiz onu neden asmış
DetaylıTEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut
Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,
DetaylıFatma Atasever.
Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,
Detaylı