GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU"

Transkript

1 İçindekiler 1. Şüphe Feshi ve Türk Hukukundaki Yeri Sayılı Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Yönetim Kurulu Üyelerinin Temsil Yetkisinin Sınırları ve Ultra Vires Teorisi Haberler ve Yargıtay Kararları ŞÜPHE FESHİ VE TÜRK HUKUKUNDAKİ YERİ Bir iş ilişkisinde, ilişkinin devamı için zaruri bir husus olarak addedilen güven olgusunun ortadan kalkmasına veya ağır biçimde zarar görmesine yol açacak ölçüde, bir işçi davranışının varlığı noktasında işverenin duyduğu ağır ve objektif şüpheden dolayı iş akdini feshedebilmesi olarak kısaca tanımlanabilecek Şüphe Feshi, asli ve biricik kaynağını Alman İş Hukuku ndan almakta olup (Verdachtskündigung); 2007 tarihli Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ilamı 1 ile Türk iş hukuku doktrininde yer bulmaya başlamıştır. 1. GENEL OLARAK Alman hukukunda yeşeren bir olgu olan iş akdinin işverenin şüphesi üzerine feshi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin 22 Ekim 2007 tarih ve 16878/30923 sayılı ilamı ile Türk İş Hukuku içtihadında yer almaya başlamış ve tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Kavramın içtihatta zikredilmesi bu ilam ile sınırlı kalmamış; yine aynı hukuk dairesinin 24 Nisan 2008 ile 2 Haziran 2008 tarihli kamuoyunun vakıf olduğu, şüphe feshi temalı içtihat ürünleri ortaya konmuştur. Önemle; Şüphe feshinin gerekli olup olmadığı hususunun işbu makalenin amacının çok üzerinde bir seviyede tartışılması gereken bir husus olduğunu belirtmekle beraber, içtihadın son zamanlardaki görüntüsü de dikkate alınarak, bu nazik fesih türünün hangi konumda, hangi sınırlandırmalar ile tatbik edilebileceğinin belirtilmesi için, içtihadın şu ana kadar şüphe feshini nasıl algıladığını analiz etmek zaruret arz eder. 1 Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin tarihli ve 16878/30923 sayılı ilamı. 1

2 2. ÖNCÜ BELİRTİLERİ Söz konusu ilamların incelemesine geçilmeden evvel, 22 Ekim 2007 tarihinden önce Yargıtay ın ortaya koyduğu bazı içtihatların, şüphe feshini kabul eden ilamların sürpriz olarak karşılanmaması gerektiğini belirtmek gerekir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin 24 Mart 2005 tarihli ve 7971/9918 sayılı ilamı 2 uyarınca: Davacı işçiye daha önceki işlemleri nedeniyle uyarı yapılmış olmasına, dışarıdan temin ettiği programları bilgisayarına yükleyerek virüs bulaştırma sonucu bilgisayar programlarına zarar verme ve iş kaybı ile bakım maliyetlerine yol açma ihtimali- bulunmasına göre feshin geçerli nedenle kabulü gerekir. Görülüyor ki Yüksek Mahkeme işverenin ilişkinin sağlıklı devamına yönelik endişesini dikkate alarak, zaman içerisinde şüphe feshinin kabulünün mümkün olabileceğini belli etmiştir. İş akdinin fesihlerinde kabul edilen ispat yükü sahipliği hususundaki yaklaşımın yakın zamandaki içtihatla değişime uğraması dikkat çekici bir başka noktadır. Kaynağını Medeni Kanun un 6.maddesinde bulan herkes iddiasını ispat etmelidir mealindeki anlayışın varlığı genel kural olmakla beraber; iş güvencesinin geçerli olduğu hallerde ispat yükü işçinin yararına yorumlanarak işveren üzerine yüklenilmiş; feshin 2 Fevzi Demir, Geçerli Sebeple Fesih Kavramı ve Uygulama, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2006, Sayı:10, s.477. dayandığı geçerli ya da haklı nedenlerin varlığını ispat etmek, 158 sayılı sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, işveren sorumluluğuna bırakılmıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin 13 Ocak 2005 tarihli ve 31427/630 sayılı ilamı 3, bu durumun işveren lehine yumuşatılması eğilimini ortaya koymaktadır. Feshe konu olayda işverenin şikâyeti üzerine Asliye Ceza Mahkemesi ne dava açılmış ve aynı zamanda işçinin iş akdi haklı sebeple feshedilmiştir. Ceza yargılaması neticesinde işçi lehine beraat kararı verilmiş, buna rağmen mahkeme işyerinin normal işleyişinin işçi davranışı sebebiyle etkilenmesi kanaatiyle, işçinin tasdik edilmiş masumiyeti göz ardı edilerek, feshin geçerli nedenle gerçekleştiğini kabul etmiştir. 3. TÜRK İÇTİHADINDAKİ YERİ Yargıtay ın konu hakkındaki ilk ilamı, 22 Ekim 2007 tarihli ve 16878/30923 sayılı dokuzuncu hukuk dairesi ilamıdır. Devlet demiryolları bünyesinde 1976 tarihinden itibaren aralıklarla çalışan işçinin iş akdi, davacının geçmişte yasadışı örgüt üyesi olması, davacının görev yaptığı bölgede terör olaylarının artması ve demiryolu ulaşımının da hedefte bulunması gerekçeleri ile işveren açısından iş ilişkisinin devamı için gerekli bulunan güvenin sarsılmasına yol açan güçlü 3 Bektaş Kar, İş Güvencesinde İspat Yükü ve Deliller, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2005, Sayı:7, s.1039, dipnot: 54. 2

3 şüpheye dayanarak feshedilmiş, bu husus Yüksek Mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Doktrinde büyük tartışmalar yaratan bu karar, yukarıdaki açıklamalar ışığında mehaz Alman hukukunun aradığı şartları göz önüne alıp almadığının incelenmesini gerekli kılmaktadır: i. Her şeyden evvel; incelemeye alınan kararda son derece soyut olarak, işçinin görev yaptığı bölgede terörist faaliyetlerin artması ve demiryolu ulaşımının söz konusu faaliyetlerin olası hedefleri arasında bulunması; iş ilişkisinin devamı için varlığı aranan güven in sarsılması açısından yeterli görülmüş; mehaz Alman hukuk içtihadında aranan şüphenin objektif olgularla ortaya konması gerekliliği, kamuoyunun vakıf olduğu ilam metninde görüleceği üzere, dikkate alınmamıştır. Ünal Narmanlıoğlu, bir soyut endişeye dayanarak, her ne kadar art niyetin var olmadığı iddia edilse de, uzun süredir çalışan işçinin akdinin feshinin kabulü ile, zaten nazik bir yapıya sahip kavramın bu şekilde tatbikine belirtmiştir 4. katılmadığını 4 Nağme Hozar, Alman Hukukunda Şüphe Feshi, Şüphe Feshi, Sicil-Mess Yayınları, Aralık 2008, s.243. ii. Bu noktadan hareketle; söz konusu olayda faili belli olmayan, işverene yönelik bir zarar meydana getirici yeni fiil veyahut olgular var olsa idi, her ne kadar işçinin aleyhine fesih prosedürünün işletilmesini tarafımızca makul hale getirmese de, en azından işveren açısından ilişkinin temelinin oluşturan güven olgusunun objektif olarak zarar görmesi anlaşılabilirdi. Böyle bir şüpheye mahal verecek olguların yokluğuna rağmen, sadece sabıkalı olduğu için işçinin feshine cevaz verilmesi hatalıdır. iii. Aynı olayda, işletmeye zarar verileceğine inanılan ve bu sebepten dolayı hakkında objektif şüphe duyulan bir işçi söz konusu olsaydı bu yönde bir eleştiride bulunmak pek kolay olmayacaktı. Fakat sadece geçmiş sabıkasına bakılarak güven ilişkisinin çöktüğü iddiası ile bir işçiyi işten çıkarmanın şüphe feshi ile hedeflenen menfaatin son derece dışına çıkılması olarak kabul edilmesi gerekliliği izahtan varestedir. İşçi, sabıka sahibi olduğu yaptırım süreci boyunca geçmişte sorumlu olduğu suçtan kaynaklanan cezasını tamamlamıştır. Buna rağmen çalıştığı bölgede kendi dışında yaşanan olgulardan dolayı zan 3

4 iv. altında bırakılması ve daha da vahimi; ekonomik imkanlarını kaybetmesi ne ceza hukuku hükümleri ile, ne de hukukumuzda geçerli eski hükümlüyü istihdam etme zorunluluğu ile bağdaşmaz 5. Alman hukukunda şüpheden dolayı bir işçinin iş akdini feshetmek isteyen işveren; her şeyden evvel işçinin savunmasını almakla mükelleftir. Çalışmanın ileriki safhalarında yine değinilecek bu nokta; aleyhinde oluşan şüphelerin giderilmesi için işçiye verilmiş bir imkân olup, Alman Hukuku tarafından bir geçerlilik şartı olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar ilamda bir ayrıntı verilmemiş olsa da, işverenin fesihten önce işçinin savunmasını aldığına yönelik herhangi bir ibarenin bulunmamasından ötürü şüphe feshinin tatbikinde zaruret arz eden bir yükümlülüğün yerine getirilmediği anlamına gelir ve bu yönüyle de mevcut kararı tartışılır hale getirir. Ayrıca unutulmamalıdır ki zikredilen bu yükümlülük; hukukumuzda da geçerli olan ve 158 sayılı ILO Sözleşmesi nin yedinci maddesine uygun olarak getirilen İşçinin Savunmasının Alınması zorunluluğunun 6 şüphe feshindeki görünümüdür. v. Şüphe feshinin kabul edildiği bu ilk kararda tesadüf odur ki; bu fesih türünün gerektirdiği koşulların neredeyse tamamına riayet edilmediği gözlemlenmektedir. Bu görüşün oluşmasına neden olan bir başka husus; işverenin şüphesinden dolayı işçisinin sözleşmesini iki haftalık bir vade içerisinde feshetmesi gerekliliğidir. Kaldı ki bu sürenin; işverenin olgulardan haberdar olmasından, şüphe söz konusu olduğunda en geç işçinin savunmasının alınmasından itibaren işlemeye başladığı hatırlanırsa; ortada ne bu yönde bir şüpheye işvereni gark edecek somut olguların ne de işçinin bir alınmış savunmasının bulunmaması bu süreyi tamamen belirsiz hale getirmektedir. Bu kriter göz ardı edilerek şüphe feshinin kabulü, ulusal hukuk politikası neyi gerektirirse gerektirsin, hatalı ve eksik olacaktır. 5 Yenisey, Polat Soyer, Feshe Karşı Korumanın Genel Çerçevesi ve Yargıtay Kararları Işığında Uygulama Sorunları, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Toplantısı, İstanbul 2005, s.57. 4

5 Kamuoyunun malumu olduğu üzere; şüphe feshinin konu edildiği ikinci Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararı 28 Nisan 2008 tarihli ve 2007/31288 esas sayılı ilamıdır. İşbu ilam metni uyarınca; müşteri ilişkileri departmanında yönetici yardımcısı olarak çalışan işçinin iş akdi, kredi alan müşterilerden elden para alması konusunda işverenin hissettiğini iddia ettiği şüphe uyarınca haklı nedenle feshedilmiş; işçinin yargı yoluna başvurması üzerine Yüksek Mahkeme; işverenin konuyu aydınlatmak için çalışma yaptığını, şüphenin diğer çalışan ifadeleri ile kuvvetlendiğini göz önüne alarak talebi kabul etmemiş ve/fakat mevcut durumun haklı neden olmamakla beraber geçerli neden olabileceğini belirterek işe iade talebini reddetmiştir. Yargıtay hukuk dairesinin bir önceki ilama göre, en azından ortada şüphe uyandıran somut olguların var olduğu bir konuda şüphe feshinin yasallığını tasdiki daha kabul edilebilir bir durumdur. Bununla beraber, Yargıtay ın genel uygulamasında görülebileceği üzere; haklı feshin geçerli fesih olarak değiştirilmesi ve işçinin işe iade talebinin reddi konusundaki istikrarlı içtihadı doktrinde eleştirilmektedir. Zira bu yönde bir anlayışın kabulü, haklı fesih nedeni bulunmasa da her işverenin öncelikle İK m. 25 uyarınca haklı feshi öne sürmesine neden olacaktır 7. Öngörülen bu 7 Murat Engin, İşe İade ve Uygulama Sorunları, İş Hukuku Uygulama Sorunları ve Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeniden Yapılanma, İstanbul 2006, s.81. tehlike, şüphe feshinin hassasiyeti dikkate alındığı zaman daha önemli hale gelmektedir. Özellikle şüphe feshine dayanmak isteyen işverenin, önce mutlaka şüpheli işçinin savunmasını almasının gerekmesi; Yargıtay ın bu yerleşmiş içtihadının şüphe feshinde de tatbiki durumunda kötü niyetli şekilde bu yükümlülüğün işletilemez hale gelmesine neden olacaktır. Yargıtay ın konu hakkındaki bilinen son ilamı 2 Haziran 2008 tarihli ve 39391/13515 sayılıdır. Karara konu olan olay; normalde görevi olmamasına rağmen başka bir şubeye götürmek üzerine kendisine teslim edildiği iddia edilen parayı hedeflenen yere teslim etmeyip zimmetine geçirdiği şüphesiyle sözleşmesi haklı nedenle feshedilen banka çalışanının işbu feshe karşı işe iade talebinde bulunmasıdır. Davalı işverenin ortaya koyduğu emareler ile kendisinin olayın aydınlatılması için yeterli incelemeyi yaptığı ama buna karşın mevcut bulunan objektif vakıa ve emarelere dayalı kuvvetli şüphenin varlığı sebebiyle işçinin işe iade talebi kabul edilmemiş, ancak yukarıda incelen ilamda olduğu gibi, alışılagelmiş yaklaşımı ile Yüksek Mahkeme, öne sürülen nedenin geçerli fesih nedeni olarak mütalaa etmiştir. Biraz önceki açıklamaların tekrar edilmesine lüzum bulunmadığından, sadece haklı feshin; temyiz aşamasında geçerli feshe dönüştürülmesinin yaratacağı sakıncaların şüphe feshinde daha fazla önem arz ettiğini hatırlatmakla yetiniyoruz. 5

6 4. HAKLI NEDENLE FESİH OLARAK TATBİKİNİN İMKÂNSIZLIĞI Yüksek Mahkeme nin şüphe feshini kabul eden örneklerinde her ne kadar bu yönde bir yanılgıya düştüğü gözlenmemiş olsa da, doktrinde kimi yazarlarca; bu fesih türünün İş Kanunu nun 25. maddesinde yer alan Haklı Fesih içerisinde de mütalaa edilebileceği dile getirilmiştir 8. Mehaz Alman hukukunda işverenin şüphesinin fesih için haklı bir neden olarak addedilmesinin söz konusu algı yanlışlığına neden olduğuna inanmakla beraber; hukukumuzdaki fesih türlerinin, farklarıyla irdelenmesi suretiyle, şüphe feshinin İK m. 25 kapsamında uygulanmasının imkânsız olduğu ortaya konulabilir. Türk iş hukukunda işveren tarafından iş akdini feshinin (iş güvencesi kapsamına giren işçiler açısından 9 ), geçerli olarak (İK m. 18) ya da haklı nedenle (İK m. 25) gerçekleşebileceği kabul edilmiştir. Bu iki fesih türü arasındaki fark; konumuz itibarı ile incelenen işçinin davranışının taraflar arasında ilişkinin devamı için bulunması gereken güven temelini etkileme eşiği ile ortaya konabilir. Zira işçinin ahlak ve iyi niyete uymayan davranışı neticesinde işveren açısından iş ilişkisine devam etmesi için gerekli bulunan güven temeli çökmüş ve bu şekilde dürüstlük kuralları gereğince ilişki çekilmez hale gelmişse İK m. 25 uyarınca işveren iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Öte yandan, işçi davranışı güven temelini çökertecek ağırlıkta olmamakla beraber; işin normal işleyişini bozuyor, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve bu sebeple kendisinden iş ilişkisine devamı önemli ve makul ölçüde 10 beklenemiyorsa işverenin İK m. 18/f.1 uyarınca geçerli fesih hakkı olduğu kabul edilir 11. İşverene bu yönde akdi sona erdirme yetkisinin verilmesi; sürekli borç ilişkisinin taraflar arasında sıkı bir güven ilişkisi kurmasının ve tarafların karşılıklı olarak bu güven ortamı içerisinde borç ilişkisini sürdürmek durumunda olmasının doğal bir sonucudur. Bu iki fesih türünün aynı olgulardan kaynaklanabilip, ağırlık bakımından ayrışmasının yorum açısından neden olabileceği sorunlar doktrinde dile getirilmiş olsa da 12, içtihadın yaklaşımı sorunu pratik düşüncelerle aşmaktan yanadır. Bu kısa girişten sonra, şüphe feshinin Türk iş hukukundaki haklı nedenle fesih olarak uygulanamayacak olmasının nedenlerinden bahsetmek icap eder: 8 Öcal Kemal Evren, Şüphe Feshi, Terazi Hukuk Dergisi, Kasım 2009, s.49 vd. 9 İş güvencesi kapsamına girmeyen işçiler açısından sözleşmenin belirsiz süreli olması fesih hakkının doğumu için yeterli olup, kendileri İş Kanunu madde 18 de belirtilen geçerli sebeple fesih tatbik edilmez. İşverenin süreli fesih hakkına ilişkin tek sınır ise hakkın kötüye kullanılması teorisidir. 10 Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin 13 Ocak 2005 tarihli ve 16366/1996 sayılı ilamı. 11 Süzek, İş Hukuku, Soyer, 45. 6

7 Öncelikle iki fesih türündeki farkın ölçülülük ilkesi çerçevesinde mütalaası önem arz eder. Hâkimin işçi davranışı ile uygulanan fesih türü arasında bir ölçülülük denetimi yapması; fiili işlediği bile henüz kanıtlanamamış işçinin en ağır şekilde yaptırıma uğraması ve herhangi bir maddi hak elde edememesinin yanında kişilik haklarının da ağır ihlali sonucuna yol açacak haklı nedenle fesih kurumunun işletilmesini olanaksız kılmaktadır. Zira hâkim tarafından yapılacak ölçülülük denetimi, işverenin girişim özgürlüğü ile işçinin çalışma hakkı arasındaki ihtilafta olabildiğince adil bir dengenin bulunması olup, bu iki menfaatin mukayesesi neticesinde feshin ölçüsüz olması durumunda geçersiz kılınacağı kabul edilir 13. Zikredilen bu menfaat dengesi ışığında, iki fesih türünün yaptırımları da birbirlerinden son derece farklıdır. Geçerli fesih söz konusu olduğunda işveren bildirim sürelerine uyarak ve koşulları oluştuğu takdirde kıdem tazminatı ödeyerek iş akdini feshedebilir. Ancak haklı fesih nedenleri oluştuğu takdirde, işveren bildirim sürelerini beklemeden ve kıdem tazminatı ödemeden iş akdini hemen sona erdirebilir. Son derece objektif biçimde işçisinin işyerini 13 Süzek, İş Hukuku, 518. ilgilendiren bir suç işlediğine inanan ve bu doğrultuda güveni tamamen ortadan kalkmış bir işverenden; o ilişkiye devam etmesinin beklenmemesi anlayışla karşılanabilir; fakat madalyonun öbür yüzündeki işçinin olası masumiyetine rağmen tüm ekonomik haklarını kaybederek işinden olmasına cevaz vermek; bir önceki madde ile beraber düşünüldüğünde mümkün ve adil gözükmemektedir. Özellikle iş güvencesi kavramının en önemli unsur ve amaçlarından birisinin; işçinin menfaatleri göz önüne alınarak, keyfi işten çıkarmaların önüne geçmek olduğu düşünüldüğünde 14, işçinin tek ekonomik kaynağından, sabit olmayan nedenlerle mahrum kalması kabul edilemez. Yabancı hukuktan bir kurum ithal edildiğinde, o kurumun hususi koşullarının tatbiki de önem arz eder. Hele ki ithal edilen bu kurum; şüphe feshi gibi son derece nazik ise ve hassasiyet istiyorsa. Bu girişin yapılmasının nedeni; Alman hukukunda şüphe feshini işletmeden evvel işverenin savunma alma yükümlülüğü ve inceleme konusu iki fesih türünün bu konuda birbirlerinden 14 Bektaş Kar, İş Güvencesi Kavramı, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2005, Sayı:6, s

8 ayrılmasıdır. Zira geçerli feshe yol açıldığına inanılan davranışlar ortaya çıktığında; muhtelif zamanlarda işçiye ihtar verilmiş olsa dahi 15, iş sözleşmesinin feshinden evvel işverenin savunma alması bir şarttır ve işçinin savunması alınmadan yapılan fesih geçersiz sayılır. Kanunun sarih düzenlemesi karşısında hâkimin göz önüne alacağı bu husus; her ne kadar doktrinde genel olarak taraftar bulmadığı söylenebilse de 16 ; haklı nedenle fesihte gerekli görülmemiştir. Görüldüğü üzere; işçinin aleyhine işletilmesi düşünülen fesih yaptırımına karşı kendisine savunma hakkının verilmesi geçerli fesih prosedüründe öngörülmüş olup, hakkındaki şüpheleri giderebilme şansı olmadan iş akdinin derhal feshedilmesinin görülebilmesi mümkün değildir. mazur Bununla beraber; Alman hukukunda Askıya Alma kurumunun yokluğu; şüphe feshine ihtiyaç duyulup yasal hale getirilmesinde en önemli nedenlerden biri olarak gösterilir 17. Türk hukukunda ise, iş güvencesine ilişkin hükümler bir 15 Demir, Süzek, İş Hukuku, Michel, 426. nispi butlan halini düzenlediğinden fesih; hakimin vereceği karara kadar bozucu şarta bağlı olarak askıya alınmış sayılır. Mahkemenin feshin geçersiz olduğuna karar vermesi halinde fesih işlemi geçmişe etkili olarak ortadan kalkar 18. İş güvencesi kapsamındaki işçiler açısından öngörülen geçerli fesih prosedüründeki hukuki rejimin bu yönde olması; hakkındaki şüpheleri yargılama esnasında ortadan kaldırabilme şansının tanınabilmesi açısından işçi için hayati önem taşır. Menfaatler dengesinin göz önüne alınma prensibi de dikkate alındığında şüphe feshinin yalnızca geçerli fesih türü olarak tatbikinin mümkün olabileceği ortaya çıkmaktadır. Yargıtay ın şüphe feshini konu 18 Engin, Çil, 517. ettiği kararlarda yalnızca geçerli fesih olarak kabul etmesinin yanı sıra; haklı nedenle feshin konu edildiği kimi ilamlarında da bu fesih türünün yalnızca İK m. 18 kapsamında uygulama alanı bulabileceği anlaşılmaktadır. Yüksek Mahkeme bir ilamında işverenin haklı nedenle feshi tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya koyması gerektiği vurgularken 19 ; bir başka ilamında 8

9 ise işverenin haklı nedenle iş akdini feshederken işçi hakkındaki varsayımlarına göre sonuca gidemeyeceğini belirtmiştir 20. Şüphe feshinde ise işçinin masum olma ihtimali son derece ciddi bir tereddüt yaratırken; ayrıca ciddi de olsa bir varsayım sonucunda oluşan şüphe nedeniyle iş akdi feshedilir. Bu nedenle, alıntılanan Yüksek Mahkeme ilamları uyarınca şüphe feshini İK m. 25 uyarınca öngörülen haklı nedenle fesih başlığı altında uygulayabilmek söz konusu değildir. 5. İŞÇİNİN BAŞVURABİLCEĞİ HUKUKİ YOLLAR Yargılama esnasında feshe konu edilen hususun gerçekten geçerli bir fesih sebebi olup olmadığının araştırılması; özellikle şüphe feshi gibi karakteristik ve hukukumuza yabancı bir kavramın tatbiki söz konusu olduğunda nasıl gerçekleştirilecektir? Bu noktada, 158 sayılı ILO sözleşmesinin 9. maddesinin 2. bendinin a fıkrasına uygun olarak hukukumuzda kabul edildiği üzere; feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat yükü üzerinde bulunan işveren; şüphe feshi söz konusu olduğunda işçiye yükletilebilecek bir davranışın varlığını mı ispat etmelidir, yoksa yalnızca şüphe duymasını makul kılacak olguların varlığını mı? Bu sorular şüphe feshinin zamanla Türk içtihat ve doktrindeki algılanması ve yerini tam belirleyebilmesi ile cevaplanabilir. Şu an için incelenebilecek husus; kendisine yükletilmesi kuşkulu olan bir husustan dolayı iş akdi feshedilip, kişilik hakkı ihlal edilme tehlikesi altındaki işçinin başvurabileceği hukuki mekanizmalardır. Sosyal koruma düşüncesiyle işverenin fesih serbestine getirilen sınırlamalardan biri 21 ; İK m. 20 uyarınca; akdi geçerli olarak feshedilen işçinin; feshin kendisine tebliğinden itibaren bir ay içerisinde feshe konu edilen sebebin kanunen geçerli bir sebep olmadığı iddiasıyla işe iadesini mahkemeden talep edebilmesidir. Bu halde fesih; hakimin vereceği karara kadar bozucu şarta bağlı askı konumundadır. Hak düşümü süresinde açılan dava neticesinde mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiği takdirde fesih işlemi geçmişe etkili şekilde ortadan kalkar 22. Mahkemenin kararının kesinleşmesi halinde kendisine yapılan tebliğden itibaren on iş günü içerisinde işe başlama amacıyla işverene başvuran işçinin talebini işveren bir ay içerisinde kabul ederse iş akdinin; yeniden kurulmadan, yapılmış fesih geçersiz sayılarak, taraflar arasında herhangi bir kesinti olmaksızın devam ettiği kabul edilir 23. Kanun un emredici 21. maddesi gereğince, yargı organı tarafından feshin geçersizliğine karar verildiğinde işçiyi bir ay içinde işe başlatmayan işveren iş akdini feshetmiş kabul edilir. İşçinin işe iade davasını süresinde açtığı varsayımında; aleyhindeki şüpheleri çürüttüğü takdirde feshin geçersiz mi kalacağı, yoksa yargı makamı denetiminin işverenin fesih 20 Çil, Murat Demircioğlu-Tankut Centel, İş Hukuku, 9.Baskı, İstanbul 2003, s Engin, Süzek, İş Hukuku,

10 anındaki şüphesinin ciddi ve objektif olmasını incelemekle mi sınırlı olacağı noktasında, şüphe feshinin hukukumuzda genç bir kavram olmasından dolayı, pratik uygulamaya dayalı bir yanıt bulmak kolay değildir. Fakat; doktrinde genel kabul görüldüğü üzere feshin, hakimin vereceği karara kadar bozucu şarta bağlı askı durumunda olduğunun kabulü işçinin masumiyetinin ortaya konması halinde feshin geçersiz addedilmesi gerektiği yönünde ipucu vermektedir. Ki Alman hukukunda şüphe feshinin incelenmesi esnasında yer verilen 1964 tarihli Federal mahkeme ilamındaki yaklaşımın da göz önüne alınması gerekir 24. Bunun yanı sıra; şüphe sebebiyle yapılan geçerli fesih üzerine açılan davada; mahkemenin inceleyeceği hususun yalnızca işverenin şüphe duymasının makul ve beklenebilir olduğunun tespiti olduğunun kabulü halinde, işçinin masumiyetini ortaya koyması için herhangi bir motivasyonu kalmamaktadır; zira masumiyetini ispatlasa dahi, dikkate alınacak husus başka olduğu için sözleşmesi yine de geçerli bir sebepten feshedilmiş sayılacaktır. İşçi lehine yorum ilkesinin egemen olduğu iş hukukunda 25 bu durumun kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bununla beraber, faili olmamasına rağmen kendisine yükletilen fiillerden dolayı iş akdi feshedilen işçi; kendisine haksızlık yaptığına ve kişilik haklarını ihlal ettiğine 24 Bkz. 33 numaralı dipnot. 25 Süzek, İş Hukuku, 21. inandığı işverenin emri altında yeniden çalışmak istemeyebilir ki bu da onun en doğal hakkıdır. Öğretinin kabul ettiği üzere; İK m. 20 uyarınca bir aylık sürede işe iade davası açmayan işçinin, artık geçerli feshin hüküm ve sonuçları doğacağı için, kötü niyetli feshe maruz kaldığı iddiasıyla kötü niyet tazminatı istemiyle dava açması hukuken mümkün olup 26, işverenin şüphe duymasının objektif ve makul sebeplere dayandığının ortaya konması üzerine işçinin talebinin kabul edilemeyeceği, zira yapılacak incelemenin MK m. 2 uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kuralları sınırında kalacağı söylenebilir. İşçinin, feshin kendisine tebliğinden itibaren işlemeye başlayan bir aylık süre dahilinde işe iade talebi yerine kötü niyet tazminat talebinin söz konusu olup olamayacağı içtihat ve doktrin arasında tartışmaya mahal vermiş; yüksek mahkemenin işçiye bu yönde bir hak tanımamasına karşın 27, doktrinde haklı olarak bu yaklaşım eleştirilmiştir 28. Zira işverenin geçersizlik kararı üzerine mutlaka işçiyi işe başlatma zorunluluğunun olmayıp, seçme şansının bulunması; sürekli ve kişisel ilişki kuran iş sözleşmesinin güven temeline dayanması ve işverenin geçersiz feshi işletmesine karşın ilişkiye devama zorlanmasının kişilik haklarını olumsuz etkileyecektir. Kanun koyucunun bu yorumunun, güçler 26 Engin, Süzek, İş Hukuku, Engin, 84; Süzek, İş Hukuku,

11 dengesi gözetildiğinde daha mağdur kabul edilebilecek işçi lehine de kabul edilmemesi isabetsiz gözükmektedir. Hele ki ortada, sırf kendisinden şüphelenildiği için akdi feshedilen bir işçi var ise; ondan aynı işverenin emir ve komutası altında çalışmaya devamını beklemek, kişilik haklarının hiç bir surette gözetilmediği sonucunu doğurur. Üstelik; iş güvencesine sahip ülkelerde işe iade ile tazminat arasında takdir yetkisi yargıca ait iken 29 ve yasanın dar ve lafzi değil, işçinin korunması için amaçsal yorumlanması kabul edilmiş iken 30 ; İş Kanunu nun seçim hakkını yalnızca işverene tanımış olması, işçinin korunması ilkesine aykırılık teşkil edip, işçinin kişilik haklarının ihlali söz konusu olduğundan Anayasa ya aykırıdır 31. Kaldı ki, işe iade davaları esnasında ekonomik haklarından yoksun kalacak işçinin hayatının devamı için başka bir işte çalışması ve ücret geliri elde etmesi uygulamada sıkça görünür bir durumdur 32. Kendisine haksızlık yaptığına inandığı işverene karşı yalnızca o iş yerine dönme talebi ile dava açabilmesi, uygulamada karşılaşılan bu hakikatle beraber makul bir yaklaşım olarak gözükmemektedir. 29 Engin, Engin, Engin, Şule Uluç, İşverenin İş Sözleşmesini Geçerli Nedenle Feshi, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2009, Sayı:22, s

12 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU KAPSAMINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARI VE ULTRA VİRES TEORİSİ 6762 sayılı Ticaret Kanunu nun 137. maddesinde ultra vires teorisinin etkileri görülmektedir. Her ne kadar madde ticaret şirketlerinin hak ve fiil ehliyetine ilişkin düzenlemeyi katı ve net tutsa da zamanla bu teori esnetilmiş ve günümüzde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu ilke tamamen terk edilmiştir. Ticari hayatın gerekleri nedeni ile ultra vires teorisinin uygulamada daha esnek şekilde uygulanması makul karşılanırken, yokluğu halinde getirilen düzenlemelerin korumaya ve ispata ilişkin boşluklar içermesi nedeniyle uygulamada sorun yaratacağı şüphesizdir. I. GENEL OLARAK YÖNETİM KURULU NUN GÖREV VE YETKİLERİ Yönetim Kurulu anonim şirketin temsilinde tek yasal temsil organıdır. Yönetim Kurulunun görev ve yetkilerini idareye ve temsile ilişkin görev ve yetkiler başlıkları altında sıralamak mümkündür. Görev ve yetkilerin kaynağı kanun ve ana sözleşmedir. Görev ve yetkiler kural olarak kurul şeklinde kullanılmakla beraber, istisnaları da kanunda mevcuttur. İdareye ilişkin görev ve yetkiler şirkete dair işleri, şirket ile ortaklar arasındaki işleri ve ortaklar arasındaki iş ve ilişkileri kapsar. Temsile ilişkin görev ve yetkiler ise, ortaklara karşı, üçüncü kişilere karşı işleri kapsar, ortaklığı hak ve borç sahibi yapabilir ve unvanın altına imza atmak suretiyle kullanılır. Klasik anlatım ile yönetim kurulu iç ilişkide yani idare yetki ve görevlerini kullanırken şirketi yönetmekle birlikte, şirketi ortaklara karşı; dış ilişkide ise temsil yetkisini kullanırken üçüncü kişilere karşı temsil eder. Yönetim Kurulu şirketin tek temsil organıdır. Bu durumun istisnaları ise, mevcut yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası ikame edilmesi halinde veya Yönetim Kurulunun Genel Kurul kararlarının iptali için dava ikame etmesi halinde şirketi denetçilerin temsil etmesi halleridir. Aksi yönde hüküm bulunmadığı sürece temsil yetkisi çift imza ile kullanılır. Ancak ana sözleşmede aksine hüküm bulunması halinde, temsil yetkisi, muharras üye veya müdürlere devredilebilir. Bu yetkiler de sadece yer veya birlikte temsil olarak sınırlandırabilir, aksi yöndeki bölünmeler sadece idare görev ve yetkilerini kapsar. 12

13 6762 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU NDA TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARI VE ULTRA VİRES TEORİSİ Temsil yetkisinin ilk sınırı ortaklığın hak ehliyetinin sınırlarıdır. Hak ehliyetinin sınırları dışında şirket hukuken yoktur ve şirketin hukuken olmadığı bir hususa ilişkin hakkı kullanması mümkün değildir. Bu nedenle, temsil yetkisinin ilk sınırı olan ultra vires teorisi 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 137. maddesinde yer almaktadır: Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup, şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çerçevesi içinde kalmak şartıyla bütün hakları ve borçları iktisap edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdır. Bir nevi tüzel kişilerin, özellikle ticaret şirketlerinin hak ehliyetinin çerçevesini çizen hükümdür. Ancak Medeni Kanun un 48. maddesinde tüzel kişilerin hak ehliyetine ilişkin benzer bir düzenleme yer almaktadır. Anılan düzenlemeye göre Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 137. Maddesi, Medeni Kanun un 48. maddesi ile karşılaştırıldığında, bir görüş bu iki hükmün birbirini tamamlayan hükümler niteliğinde olduğunu diğer bir görüş ise, Ticaret Kanunu nun bu hükmünün özel hüküm niteliğinde olduğunu savunmaktadır. İkinci görüş, şirketlerin esas sözleşmelerinde yazılı işletme konuları dışında hak ehliyetine sahip olmadıklarını savunmaktadır sayılı Ticaret Kanunu nda ultra vires ilkesine yer verilmemesi bir anlamda bu tartışmayı bertaraf etmiştir. Buna göre, ticaret şirketlerinin hak ehliyetini sınırlayacak bir hükme yer verilmediğinden, ticaret şirketlerinin hak ehliyetlerine ilişkin sadece Medeni Kanun un 48. maddesi yol gösterecektir. Bir şirketin işletme mevzusu demek, o şirketin devamlı yapacağı işlemler demektir. Ancak, bir şirketin doğrudan işletme mevzusuna girmemekle birlikte, o şirketin ticari faaliyetleri ile ilişkili olan, kolaylaştıran, yardım eden bir ticari iş ise bunu da o şirketin işletme mevzusundan saymak icap eder. İşletme mevzusu kavramına, sadece ortaklık sözleşmesinde yazılı olan hususların dahil olduğunu, yazılı olmayan hususların kat i bir şekilde şirketin işletme mevzusuna dahil olamayacağını kabul etmek ticari hayatın olağan akışı dikkate alındığında mümkün değildir. Ultra vires, bir ticaret şirketinin hak ehliyetinin, ortaklık sözleşmesinde belirlenen işletme konusu ile sınırlı olması anlamına gelmektedir. Diğer bir ifadeyle, ticaret şirketi ana 13

14 sözleşmesinde yazılı işler haricinde işlemler yapmaya ehil değildir. Aksi takdirde yapılan işlemler yoklukla maluldür. Belirtmek gerekir ki, doktrinde işletme konusu haricinde yapılan işlemlerin hükümsüzlüğüne ilişkin tartışmalar da vardır. Bir görüş, işletme konusu dışında yapılan işlemin yoklukla batıl olduğunu ve verilecek icazet ya da ana sözleşmenin sonradan değiştirilmesinin bu ultra vires işlemi geçerli hale getiremeyeceğini ileri sürmekte; diğer görüş ise, batıl olma sebebinin ehliyetsizlikten kaynaklandığını ve bu nedenle ana sözleşmenin değiştirilmesi ile işleme geçerlilik kazandırabileceğini, yokluğun ancak işlemin kurucu unsurlarının olmaması hallerinde gündeme geldiğini ve ehliyetsizliğin olmamasının o işlemin yok olmasına değil, batıl olmasına sebep olduğunu ileri sürmektedir. Türk doktrinindeki baskın görüş ve Yargıtay uygulamasına göre, işletme konusu dışında yapılan işlemler şirketi bağlamaz. Tekinalp, ultra vires doktrinin bir yansıması olarak yer alan m. 137 nin katı bir şekilde uygulanmasını yerinde görmemekte ve işletme konusunun elde edilmesine yardımcı olan işlemlerin de işletme konusu dahilinde kabul edilmesi ve uygulamaya esneklik getirilmesi gerektiği görüşündedir. 33 Keza, zamanla bu katı görüşün giderek esnetildiğini ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile gelinen noktada bu görüşün tamamen terk edildiğini belirtmek gerekir. 1. Ticaret Şirketlerinin Fiil Ehliyeti 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 137 ile getirilen düzenleme ile ultra vires teorisi tüzel kişilerin hak ehliyetinin (şirketler hukukuna uyarlamak gerekirse; temsil yetkisinin) çerçevesini belirler. Türk Ticaret Kanunu m. 321 ise anonim şirketin fiil ehliyetinin (temsil organı olan yönetim kurulu nun temsil yetkisini kullanmanın) sınırlarını çizer. Bu bağlamda, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu na göre, şirketlerin hak ehliyetinin sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. Türk Ticaret Kanunu madde 321/1 de yer alan temsil yetkisinin sınırlarına ilişkin düzenleme şöyledir: Temsile salahiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nev i işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 321/1 şirket temsilcilerinin maksat ve mevzuu dahilinde her türlü hukuki işleme ehil olduklarını söylüyor. Madde 137 de ise sadece işletme mevzu ifadesi kullanılmıştır. Ama bu ifade Türk Ticaret Kanunu madde 137 de ile benimsenen ultra vires teorisinden ayrıldığı anlamına gelmemektedir. Bu ikilik, kanun 33 Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 1.Cilt, 4. Bası, Beta, 2004, s

15 koyucunun terim seçmesindeki özensizliğinden kaynaklanmaktadır sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu nda ultra vires teorisinin kaldırılması ile bu karışıklık da giderilmiş oldu sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 137 deki mevzuu ifadesi ile 321/1 deki maksat ve mevzuu ifadeleri bir arada ele alındığında fiil ehliyetinin hak ehliyetinde daha geniş olduğu gibi bir anlam çıkmaktadır ki, hukuken bu mümkün değildir. Hak ehliyetinin olmadığı yerde fiil ehliyeti zaten yoktur. 35 Bu nedenle, konuya ilişkin ortaya çıkan görüşlerden birine göre, hak ehliyetinin mevzu ile sınırlanmış olması karşısında, fiil ehliyetinin açıkça maksat ve mevzu ile sınırlanmış olmasına rağmen bu ehliyetin de mevzu ile sınırlanmış olduğunu kabul etmek gerekir. Diğer görüşe göre, her iki maddede kullanılan deyimler aynıdır ve madde 137 deki mevzuu deyiminin geniş yorumlanması gerekmektedir. Ancak, önemle belirtmek gerekir ki, fiil ehliyetinin sınırlarının hak ehliyetinin sınırlarını aşması mümkün olmadığından geniş yorumlamaya ilişkin teorinin uygulanabilmesi mümkün değildir. Tam tersi bir bakış açısı ile ancak fiil ehliyetinin ancak hak ehliyeti dahilinde sınırlanabileceğinden hareketle, maksat ve mevzuu ifadesinin mevzuu ifadesini genişlettiğini değil, aksine sınırlandırdığını kabul etmek daha yerinde olacaktır. Diğer taraftan mevzu yani konu kelimesinin kendisinin de geniş yorumlanması icap ettiği yönünde doktrinde neredeyse bir görüş birliği bulunmaktadır. Yukarıda da bahsedildiği gibi, şirketlerin işletme mevzusuna ve/veya konularında yazılı işlere ek olarak bunlar ile bağlantılı ticari faaliyetlerinde konu dahilinde sayılması gerekmektedir. Öyle ki, ortaklığın, sözleşmesinde gösterilen alanda faaliyette bulunarak kazanç sağlamak ve paylaşmak amacına ulaşabilmesi için yardımcı, gerekli bütün işlemler yani konu ile amaçsal ilişkisi olan tüm işlemler konu içinde sayılmalıdır. Diğer bir deyişle, piyasa telakkilerine göre konunun birlikte getirdiği işlemler fiil ehliyetinin sınırları içinde sayılmalıdır. 36 Bu noktada, konunun dışında olan işlemler şirketin maksadı çerçevesinde ele alınmalıdır. Örneğin, halk tipi ucuz konutlar yaptırıp satmak amacı ile kurulan bir anonim şirkette, ortaklık konusu bina inşaatı, maksadı ucuz konut yapıp satmaktır. Bu ortaklık lüks villa inşaatına başlar ise, konuya girmekle beraber maksadın dışında kaldığı için bu konuya ilişkin temsil yetkisi yoktur. Yargıtay şirketlerin varlıklarını sürdürebilmeleri için krediye muhtaç oldukları düşüncesinden hareketle, bir şirketin diğer bir şirket lehine kefil olmasını, şirketin amacına ulaşması yada bundan bir menfaati olması şartıyla konu dahilinde saymıştır. 37 Yargıtay bir başka kararında, bir anonim şirketin siyasi partiye bağışta bulunmasını şirketin maksat ve mevzusu dışında saymış ve bu işlemlerin şirketi bağlamayacağını ifade etmiştir. Ticaret 34 Poroy, Reha; Tekinalp, Ünal; Çamoğlu, Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 9. Bası, Beta, 2003, s İmregün, Oğuz, Anonim Ortaklıklar, 3. Bası, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, s Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin tarihli 1982/851 Esas, 1982/1225 Karar sayılı ilamı. 15

16 şirketleri kar etmek için kurulmuş olsalar da sosyal sorumluluk gereği yardımda bulunabilirler. Ancak yapılacak bağış ve yardımlar şirketin mali durumu ile paralel ve örf ve adetin gerekleri çerçevesinde yapılmalıdır. Şirketlerde, konunun dışında yapılan işlemler hukuken yok hükmündedir. Bu nedenle, ana sözleşme değiştirilerek ultra vires işlem şirketin amaç ve konusuna dahil edilse dahi, geçerlilik kazanamaz Sınırları Temsil yetkisinin sınırlarını düzenleyen TTK m.321/2 şöyle düzenlenmiştir: Temsil salahiyetinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmez, ancak temsil salahiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen tahditler muteberdir. Temsil yetkisinin sınırlandırılması yasadan yani madde 137 ve madde 321/1 den doğan bir sınırlama değil, aksine temsil yetkisinin tüzel kişinin kendi iradesi ile yaptığı sınırlamadır. 39 Temsil yetkisindeki işletme konusu ve maddenin fıkrasında sayılan müşterek imza, merkez ve şubeyle ilgili sair tahditler iyiniyetli 3. şahıslara karşı ileri sürülemez, kötü niyetli 3. şahıslara karşı ileri sürülebilir. Konu, miktar, değere ilişkin yapılan bölünmeler talimat niteliğinde olup, sadece idare için geçerlidir, üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.ancak maddenin bu fıkrasına belirtilen iki istisnai durumda Yönetim üyelerinin temsil yetkisi üçüncü şahıslara ileri sürülebilecek şekilde sınırlanabilmektedir, meğer ki bu sınırlar tescil ve ilan ile muteberlik kazanmış olsun. Yargıtay ın bir kararına göre, bir bankayı ancak yönetim kurulu temsil edebilir ve bu nedenle yetkisiz olan banka genel müdür yardımcısı ile yapılan gemi kiralama akdi bankayı bağlamaz. 40 Maddede yer alan hüsnüniyet kavramı Medeni Kanun un 3. maddesindeki anlamından dar yorumlanmalıdır. Buradaki hüsnüniyet bilmesi gereken durumları kapsamaz. Sadece müspet olarak bildiği durumları kapsar. Bu durumlarda, şirketi üçüncü şahıslara karşı temsil etmenin sınırlarının tescil ve ilan edilmesi ve bununla beraber müspet olarak bilinmesi halinde o kişinin iyi niyetinden söz edilemez. Yani imza sirkülerinin üçüncü kişinin eline geçmiş olması gerekmektedir. Bir tacir olan üçüncü kişinin durumu itibari ile yönetim kurulu üyesinin bu işlemi yapmaya yetkisinin olmadığını bilebilecek durumda olması tek başına 38 Karşı görüş, Doğanay, İsmail, s Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Bası, Karahan, 2011, s Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun tarih, 1964/308 Esas sayılı ilamı. 16

17 yeterli değildir. Örnek vermek gerekirse bir anonim şirkette A isimli yönetim kurulu üyesinin işlem yapma yetkisinin üst sınırı imza sirküsü ile 5000 TL olarak belirlenmiş olabilir. Bu durumda bu yönetim kurulu üyesi tek başına TL değerinde mobilya almak için sözleşme imzalamış ise, şirket üçüncü kişi olan mobilya şirketine karşı bu yetkisizliği ileri süremez. Bu durumda ancak mobilya şirketinin eline sirküler geçmiş ise ve A isimli yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisi olmadığı bilgisine muttali olmasına rağmen işlem yapmışsa, madde 321/2 yi ileri süremez. II SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU UYARINCA TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARININ BELİRLENMESİ VE ULTRA VİRES TEORİSİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun tasarısının genel gerekçesine göre, Avrupa Ekonomik Topluluğu nun şirketlere ilişkin yayınladığı yönergelerinde üye ülkelerin ultra vires ilkesini terk etmesini koşul olarak öngörmesi tasarıda ultra vires ilkesine yer verilmemesinin en önemli etkenlerinden biridir. Bu yönergelere göre, ultra vires teorisinin kaldırmanın amacı temel olarak üçüncü kişileri korumak, işlem ve pazar güvenliğini sağlamaktır. Genel gerekçede bahsedildiği üzere, bu etken ile beraber, ultra vires teorisine ilişkin doktrindeki Medeni Kanun a atıfta bulunarak ileri sürülen tartışmalar da dikkate alınmış yeni Türk Ticaret Kanunu nda ultra vires teorisine yer verilmemiştir. Temsil yetkisinin kapsamı ve sınırları madde 371 de, ultra vires ilkesinin yerine temsil yetkisinin sınırı ise madde 372/2 de ele alınmıştır. Kanunun gerekçesi ve lafzı incelendiğinde ise, 371/1 ile 321/1 in aynı olduğu görülmektedir maddenin 2. fıkrası şöyledir: Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her türlü işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücu hakkı saklıdır. Bu fıkra 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 321/1 maddesinde olduğu gibi şirketi temsil yetkisine haiz kişilerin yapabilecekleri iş ve işlemlere karşı şirketin rücu edebilmesinin sınırını göstermektedir. Ultra vires teorisi kaldırıldığı için artık hak ehliyetinin sınırını şirketin mevzusu çizmemektedir. Bu madde hak ehliyetinin değil, fiil ehliyetinin yani şirketin amaç ve konusu çerçevesinde yapılacak işlemlerde rücu edilip edilemeyeceğinin çerçevesini çizer. Diğer bir ifadeyle, şirketin amacı ve işletme konusu dışında kalan işlerle ilgili yapılan işlemler de şirketi bağlar, üçüncü kişiye karşı şirket sorumludur, ancak yetkisini aşan temsilciye rücu edebilir. Madde 371 nin 2. fıkrası ise kanunda şöyle yer almaktadır: 17

18 Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğer ki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda olduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından tek başına yeterli delil değildir. Düzenleme ultra vires teorisinin kaldırılması nedeniyle yeni bir koruma öngörmektedir. Kanun koyucu bu korumayı gerekçede aşağıdaki gibi izah etmiştir: İkinci fıkra işletme konusu dışındaki işlemlerin şirketi bağlaması kuralının istisnasını düzenlemektedir. Şirket, yapılan işlemin, işletme konusunun dışında bulunduğunu üçüncü kişinin bildiğini veya halin icabından bilebilecek durumda bulunduğunu ispat ederse işlem şirketi bağlamayacaktır. Ancak, şirket esas sözleşmesinin ilân edilmiş olması, bu hususun ispatı için tek başına yeterli görülmemiştir. Bu hüküm 354 üncü madde ile uyumludur. Çünkü, anılan maddeye göre şirketin amaç ve konusunda sicil müspet işlevini icra etmez; yani ilân edildiği için üçüncü kişi şirketin amaç ve konusunu bilmek zorunda değildir sayılı Türk Ticaret Kanunu ile ultra vires teorisi son bulduğuna göre, şirketler üzerindeki hak ehliyetine ilişkin sınırlamamanın kalktığını söylemek mümkündür. Bu durumda, ticaret şirketlerinin hak ehliyetine ilişkin bir düzenleme olmadığını söylemek yanlış olur. Çünkü Medeni Kanun madde 48 de tüzel kişilerin hak ehliyeti açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda Yeni Türk Ticaret Kanunu nda ticaret şirketleri için sınırsız bir hak ehliyeti olduğunu, ancak fiil ehliyetine ilişkin sınırlamanın devam ettiğini (madde 372/2) söylemek mümkündür. Diğer bir ifade ile yeni Türk Ticaret Kanunu nun benimsediği sistem ile Medeni Kanun un 48. maddesinde öngörülen düzenleme aynı doğrultuya çekilmiştir. Buna göre artık işletme konusu gibi bir sınır olmadığından anonim şirketin yaptığı tüm işlemler, ana sözleşmede yazılı işlere bakılmaksızın şirketi bağlar. Ancak üçüncü kişinin yapılan işlemin anonim şirketin işletme konusu dışında olduğunu bildiği veya bilebileceği durumlarda bu işlemler şirketi bağlamaz. Hüküm Medeni Kanun un 3. maddesi ile uyumludur sayılı Türk Ticaret Kanunu nda Medeni Kanun un 3. maddesi dar yorumlanmalı deniyordu, üçüncü kişinin bilmesi şirketin korunması için yeterli değildi, üçüncü kişinin şirketin işletme konusu hakkında müspet bilgisinin olması aranıyordu. Yeni düzenleme ile artık müspet bilgi aranmıyor, bilmek veya bilebilecek durumda olmak iyi niyetin ortadan kalkması için yeterli kabul edilmiş. Bu durum, başta her ne kadar şirket lehine getirilen bir kolaylık gibi görünse de ispat yükü şirketin üzerinde olduğu için uygulamada sorun yaratacaktır. Çünkü maddenin devamında ve gerekçede işletme konusunun yazılı olmasının ve bunun Ticaret Sicil 18

19 Gazetesi nde ilan edilmiş olmasının üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunun ispatı bakımından tek başına delil sayılmayacağı açıkça belirtilmiştir. Tekinalp e göre bunun iki sebebi vardır: Birincisi, şirketin işletme konusu Yeni Ticaret Kanunu nun 354. maddesine göre Yeni Ticaret Kanunu nun 36. maddesinin uygulanamayacağı hususlardandır. İkincisi, bir işlemin işletme konusuna girip girmediği analiz ve yargılama gerektirir. 41 Diğer bir ifade ile bu maddelere göre, şirketin işletme konusunda sicil müspet işlevini icra etmez, üçüncü kişi ortaklığın işletme konusunu bilmek zorunda değildir. 42 Bu noktada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 354. maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 300. maddesi karşılaştırıldığında şirketin maksat ve mevzuu nun Yeni Ticaret Kanunu nun 354. maddenin kapsamına alınmadığı bu nedenle, sicilin müspet işlevini icra etmediği ve ana sözleşmenin bu nedenle temsil yetkisinin dışındaki işlemler bakımından tek başına delil niteliği olmadığı söylenmektedir. Ancak, 354. maddeye göre maddede sayılanlar dışındaki hususlar hakkında madde 36 nın yani sicilin müspet işlevinin uygulamayacağı belirtilmekte ve aynı maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde sicilin müspet işlevinden yaralanacak hususlar arasında şirketin ticaret unvanı ve merkezi açık bir şekilde sayılmaktadır. 41 Tekinalp, Ünal, Yeni Anonim ve Limited Ortaklıklar Hukuku ile Tek Kişi Ortaklığının Esasları, 2.Bası, Vedat, 2011, s Altaş, Soner, Yeni Türk Ticaret Kanunu na Göre Anonim Şirketler, 2. Bası, Seçkin, 2011, s.168. Halbuki bilindiği gibi, ticaret unvanları ana sözleşmede yer alan amaç ve konu başlığı altındaki belirlenen hususlara atıf yapar ve bir anlamda ana sözleşmedeki amaç ve konu başlığı altında ele alınan işletme konusunun özeti mahiyetindedir. Buradan hareketle, ana sözleşmedeki işletme konusunun 354. madde ile uyumlu olarak takdiri delil niteliğinde olduğunu söyleyip, şirket unvanını madde 36/1 kapsamında saymak uygulama ciddi bir çelişki ve karışıklığa yol açacaktır. Bu durumda, şirket işletme konusu dışında yapılan işlemin kendisini bağlamadığını nasıl ispat edeceği sorusu gündeme gelmektedir. Bu nedenle, doktrine göre, somut olaylarda değerlendirmenin farklılaşabileceği belirtilerek bazı kıstaslar oluşturulmuştur. Bu kıstaslar şöyledir: İşletme konusunun yer aldığı ana sözleşme mahkemenin takdirine bağlı bir yardımcı delil niteliğindedir. Yukarıda da açıkladığımız üzere, bu kıstasın nedeni madde 36/1 ve 354 ışığında; i. işletme konusunun sicilde müspet işlevi olmamasından kaynaklıdır. Ancak 354. maddeye göre, işletme konusuna atıf niteliğinde olan ticaret unvanının sicilde müspet işlevi olduğu kabul edildiğine göre, mahkemenin bu durumda ana sözleşmeyi delil olarak kabul edip etmeyeceği konusunda çelişki bulunmaktadır. ii. Üçüncü kişi şirketin o husus hakkında kesinlikle işlem yapmayacağına dair bilgiye sahipse 19

20 ve bunu müspet bilgi derecesinde biliyorsa iyi niyetten bahsedilemez. Tekinalp, bu kıstasa açıklık getirmek için bir mermer-işlemeçıkarma işi ile uğraşan bir şirketin tatil sitesi satın almasını örnek göstermiştir. 43 Belirtmek gerekir ki, bu örnek bu kıstası betimlemek için oldukça net ve keskin bir örnektir. Ancak uygulamada işletme konusunu dahilinde olup olmadığını ayırt edebilmek için işletme konusuna daha yakın ama dışında olan işlemler için nasıl bir yol izleneceği konusunda gerek doktrin gerek kanun sessiz kalmıştır. Örneğin, işletme konusu hastane işletmeciliği olan bir hastanenin, medikal cihazlar üretmesi, bunları doğrudan ithal veya ihraç etmesi ya da satım işine girmesi ve bununla bağlantılı olarak üçüncü şahıslarla işlemler akdetmesi halinde bu kıstas nasıl ele alınacaktır? Şüphesiz ki hastane işletmeciliğinin genel dinamikleri arasında medikal cihazların alımı, üçüncü şahıslar aracığı ile ithali gibi konular mevcuttur. Ancak, hastane işleten şirketin kendi ihtiyaçları ve bilgi birikimi doğrultusunda bu pazara girmesi halinde bu işlemler, işletme konusunun geniş yorumlanması görüşünün ışığında şirketin işletme konusu dahilinde sayılabilir mi? 43 Tekinalp, Ünal, s.144 iii. iv. Kanaatimizce, birbirine bu kadar yakın ama aslında farklı nitelik ve amaçları olan bu iki işletme konusu ilintili kabul edilmemelidir. Böyle bir durumda, işlem yapılması halinde, üçüncü kişinin bildiğini veya bilebilecek durumda ya da müspet bilgi derecesinde bilebilecek durumda olduğunu iddia eden şirketin bu iddiasını nasıl ispatlayacağı konusunda kanun herhangi bir yol göstermediği gibi, doktrinde de herhangi bir kıstas belirtilmemiştir. İşlem, şirketin değil, işlemi yapanın menfaatineyse, yani bu işlemden şirketin bir yararı olmadığı ispatlanabilirse, üçüncü kişinin iyiniyetli olmadığı kabul edilebilir ve yapılan işlem yok hükmünde sayılabilir. Sonuç olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile benimsenen düzenlemeyi genel olarak değerlendirmek gerekirse, şirketlerin hak ehliyetlerinin Medeni Kanun un 48. maddesindeki kişilere ilişkin düzenleme ile eşit hale getirildiği ve iyiniyetli 3. kişiye karşı temsil sınırının dışında yapılan işlemler için Medeni Kanun un 3. maddesinin dar yorumlanması ilkesinin ve müspet bilgi şartının kaldırıldığı yani, bilmesi ve bilebilecek durumda olması ilkesinin geldiği söylenebilir. 20

GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU 6102 SAYILI TTK KAPSAMINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARI VE ULTRA VİRES TEORİSİ

GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU 6102 SAYILI TTK KAPSAMINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARI VE ULTRA VİRES TEORİSİ GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU 6102 SAYILI TTK KAPSAMINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLARI VE ULTRA VİRES TEORİSİ Öğretim Üyesi : Doç. Dr. Necla Güney Hazırlayan : ELİF GÖKSEL YILMAZ İSTANBUL,

Detaylı

I- 6102 SAYILI TTK NIN KAPSAMINA GİREN TİCARET ŞİRKETLERİ

I- 6102 SAYILI TTK NIN KAPSAMINA GİREN TİCARET ŞİRKETLERİ İçindekiler I- 6102 SAYILI TTK NIN KAPSAMINA GİREN TİCARET ŞİRKETLERİ... 1 II- 6102 SAYILI TTK NUNDA ŞİRKETLERİN FAALİYET KONULARI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER... 1 III- 6102 SAYILI TTK İLE ULTRA VİRES İLKESİ

Detaylı

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA Stj. Av. Müge BOSTAN 8.2.2017 İŞE İADE DAVASI İş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu nun 18 inci maddesinde yer alan bir sebebe dayandırılmaksızın

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/36528 Karar No. 2009/16179 Tarihi: 01.06.2009 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 FESİH TARİHİNİ İŞÇİNİN KESİN OLARAK BELİRLEYECEK NİTELİKTE İŞLEM YAPMASI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/37925 Karar No. 2014/7 Tarihi: 13.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2,18-21 6356 S. TSK/25 GEÇERSİZ FESİH ALT İŞVEREN ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAAYA

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17402 Karar No. 2011/19618 Tarihi: 30.06.2011 İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 CEZAİ ŞART KARŞILIKLIK İLKESİ BAKİYE ÜCRETİN YANINDA CEZAİ ŞARTINDA İSTENEBİLECEĞİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/6057 Karar No. 2015/19194 Tarihi: 26.05.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/3 İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22 ÇALIŞMA KOŞULLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK

Detaylı

İŞÇİNİN BAŞKA BİR İŞYERİNDE ÇALIŞTIRILMASI DÜRÜSTLÜK KURALI

İŞÇİNİN BAŞKA BİR İŞYERİNDE ÇALIŞTIRILMASI DÜRÜSTLÜK KURALI İŞÇİNİN BAŞKA BİR İŞYERİNDE ÇALIŞTIRILMASI DÜRÜSTLÜK KURALI ÖZET: İşçinin il sınırları içinde veya dışında başka bir işyerinde çalıştırılacağını öngören sözleşme hükmü geçerlidir. Ancak, bu yetkinin işveren

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/5173 Karar No. 2012/485 Tarihi: 24.01.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 MUVAZAALI ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ İŞE İADENİN ASIL İŞVERENE VERİLMESİ İŞE İADE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı Dr. Hediye BAHAR SAYIN Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR LİSTESİ... XIX Giriş...1 Birinci

Detaylı

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR?

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR? İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR? Mustafa ŞEN* 45 * ÖZ Hakkında işe iade kararı verilen işçilere önemli bir güvence sağlayan iş güvencesi tazminatı, işe başlatmama tazminatı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/40952 Karar No. 2017/22871 Tarihi: 25.10.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 SENDİKANIN ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLUP OLMADIĞININ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/768 Karar No. 2018/5989 Tarihi: 07.03.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK- LANAN FESİH İŞÇİNİN ASTI KONUMUNDA BİR BAŞKA

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi: 06.05.2015 İŞE İADE BAŞVURUSUNUN KOŞULLARI İŞE İADE BAŞVURUSU KABUL EDİLEN İŞÇİNİN MAKUL

Detaylı

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10 Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10 Aylık İş Hukuku Bülteni Eylül 2017 Türk Hukukunda Fazla Çalışma Onayı Hukukumuzda fazla çalışma, 2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu nun 41. Maddesinde ve yine bu maddenin

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 410 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/21152 Karar No. 2012/20477 Tarihi: 12.06.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 DAVA ŞARTI GİDER AVANSININ

Detaylı

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016 Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016 Konu: Anayasa Mahkemesi nin adil ve mülkiyet hakkının ihlal edilip edilmediğine ilişkin değerlendirmelerini içeren bireysel başvuru kararı. Özet: İdarece verilen

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2007/41150 Karar No. 2009/6661 Tarihi: 12.03.2009 İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17 İHBAR TAZMİNATI İŞ SÖZLEŞMESİNİN EMEKLİLİK ASKERLİK EVLİLİK NEDENİYLE SONA ERMESİNDE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/20255 Karar No. 2010/11968 Tarihi: 03.05.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 GÜVENLİK HİZMETLERİNİN YARDIMCI İŞ OLMASI HAKLI NEDENLERLE FESİHTE SAVUNMA

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26324 Karar No. 2015/14105 Tarihi: 07.09.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 582 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/1966 Karar No. 2012/6464 Tarihi: 05.04.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/6647 Karar No. 2016/4850 Tarihi: 07.03.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62 İŞÇİ ÜCRETLERİNDEN EKSİLTME YAPILA- MAMASI İŞÇİ YARARINA ŞART TİS İLE İŞ SÖZLEŞMESİNDEKİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/22865 Karar No. 2016/20937 Tarihi: 28.11.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/19841 Karar No. 2017/17723 Tarihi: 08.11.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İKALE (BOZMA) SÖZLEŞMESİ MAKUL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/4545 Karar No. 2008/411 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/4545 Karar No. 2008/411 Tarihi: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/4545 Karar No. 2008/411 Tarihi: 18.02.2008 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 İŞ KOŞULLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK NEDENİYLE İŞVEREN TARAFINDAN YAPILAN FESİH

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/19244 Karar No. 2017/5337 Tarihi: 30.03.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 İŞ SÖZLEŞMESİNE SADECE İŞÇİ ALEYHİNE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/35044 Karar No. 2017/14049 Tarihi: 13.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25 İŞÇİNİN İŞYERİNDE SATILAN ÜRÜNÜN PARASINI İŞVERENE ÖDEMEMESİ MÜŞTERİ-

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/13462) Karar Tarihi: 22/12/2016 BİRİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan ler Raportör Yrd. Başvurucu : Burhan ÜSTÜN

Detaylı

ANONİM ŞİRKETLERDE TASFİYE MEMURLARININ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA OLDUĞU GÖREV VE SORUMLULUKLAR

ANONİM ŞİRKETLERDE TASFİYE MEMURLARININ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA OLDUĞU GÖREV VE SORUMLULUKLAR ANONİM ŞİRKETLERDE TASFİYE MEMURLARININ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA OLDUĞU GÖREV VE SORUMLULUKLAR Ufuk ÜNLÜ* 18 ÖZ 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu nda anonim şirketin sona ermesi ve tasfiyesine ilişkin düzenlemeler

Detaylı

İŞ GÜVENCESİ İŞVEREN VEKİLİ SIFATI

İŞ GÜVENCESİ İŞVEREN VEKİLİ SIFATI İŞ GÜVENCESİ İŞVEREN VEKİLİ SIFATI ÖZET: İş güvencesi hükümleri dışında kalarak işveren vekili konumunun tespitinde iki temel ölçüye göre değerlendirme yapılır. Buna göre işletmenin bütününü sevk ve idare

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/648 Karar No. 2014/1121 Tarihi: 30.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK ÖZETİ: Mahkemenin 30.12.2010 tarihli kararı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /17-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /17-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/761 Karar No. 2014/11250 Tarihi: 03.04.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /17-21 İŞLETMESEL KARARIN YARGISAL DENE- TİMİ FESHİN SON ÇARE OLMA İLKESİ ÖZETİ:

Detaylı

ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKETLER AÇIK ADRESLERİNİ ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE BELİRTMEK ZORUNDA MIDIR?

ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKETLER AÇIK ADRESLERİNİ ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE BELİRTMEK ZORUNDA MIDIR? ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKETLER AÇIK ADRESLERİNİ ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE BELİRTMEK ZORUNDA MIDIR? Soner ALTAŞ 20 * ÖZ Anonim ve limited şirketler açısından bir anlamda anayasa işlevini haiz şirket sözleşmesinde,

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 17409 Karar No. 2014/19210 Tarihi: 21.10.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2015/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ İTİRAZI

Detaylı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Giriş 1 Hukukumuzda 1950 yılından bu yana uygulanmakta olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ( Mülga Kanun ) 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmış

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi: 13.04.2015 MEVSİMLİK İŞLERİN İŞ YASASI PRATİĞİNDE YILLIK 330 GÜNÜ AŞMAYAN İŞLER OLARAK

Detaylı

Çev.: Alpay HEKİMLER*

Çev.: Alpay HEKİMLER* Alman Federal Mahkeme Kararları Federal İş Mahkemesi Çev.: Alpay HEKİMLER* Karar Tarihi: 12.08.2008 Sayısı : 9 AZR 632/07 İşveren tarafından düzenlenip işçiye verilecek olan çalışma belgesinin, işkolunun

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41 488 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/4805 Karar No. 2012/12361 Tarihi: 11.04.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41 FAZLA ÇALIŞMA ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/1967 Karar No. 2014/1792 Tarihi: 10.02.2014 İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ İŞYERİNE YENİ ALINAN İŞÇİLERİN

Detaylı

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret Özet : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi tarafından yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/24063 Karar No. 2018/8966 Tarihi: 18.04.2018 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-

Detaylı

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/13336 KARAR NO : 2013/13573 Y A R G

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/84-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/829 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/7568 Karar No. 2014/13812 Tarihi: 21.05.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 İŞ SÖZLEŞMESİNİN VAR OLUP OLMADIĞI- NIN BAĞIMLILIK ÖLÇÜTÜNE GÖRE BELİRLE-

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/26985 Karar No. 2015/24025 Tarihi: 03.07.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞE İADE SONRASI İŞÇİNİN İŞE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/13969 Karar No. 2017/16218 Tarihi: 19.10.2017 İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/420 1475 S. İşK/14 TEK TARAFLI SADECE İŞÇİ ALEYHİNE KARARLAŞTIRILAN CEZAİ ŞARTIN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/16084 Karar No. 2018/9793 Tarihi: 03.05.2018T. Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17 FESİH HAKKININ TEK TARAFLI KARŞI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/32276 Karar No. 2010/216 Tarihi: 18.01.2010 Yargıtay Kararları İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14 İHBAR TAZMİNATI ÖDENMEDEN İŞÇİNİN EMEKLİ OLMASI İŞÇİNİN EMELİLİK

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: 28.04.2015 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAKLARIN İHLALİ DURUMUNDA ORTAYA ÇIKAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/841 Karar No. 2014/834 Tarihi: 24.01.2014 İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 PROFOSYONEL SENDİKA YÖNETİCİSİNİN HİZMET ÖDENEĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNARAK İPTAL

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/8311 Karar No. 2016/8126 Tarihi: 04.04.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, 35 6356 S. STSK/36 İŞÇİ LEHİNE

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi: 05.02.2010 ÜCRET BORDROSUNUN GERÇEĞİ YANSITMAMASI ÜCRET ARAŞTIRMASININ GEREKMESİ ÖZETİ:

Detaylı

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI TEMEL AMAÇ: Yargılama öncesinde veya yargılamanın devamı sırasında alınan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/25068 Karar No. 2018/17398 Tarihi: 03.10.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/25 818 S. BK/100 İŞÇİLERİN İŞVERENİN GÖREVLENDİR- MESİYLE GİTTİKLERİ BİR BAŞKA

Detaylı

Alman Federal Mahkeme Kararları. Belirli süreli bir hizmet sözleşmesinin fiilen başlamasından önce yazılı olarak düzenlenmesi gerekir.

Alman Federal Mahkeme Kararları. Belirli süreli bir hizmet sözleşmesinin fiilen başlamasından önce yazılı olarak düzenlenmesi gerekir. Federal İş Mahkemesi Karar Tarihi: 1.12.2004 Sayısı : 7 AZR 198/04 Belirli süreli bir hizmet sözleşmesinin fiilen başlamasından önce yazılı olarak düzenlenmesi gerekir. Özü: Belirli süreli bir hizmet sözleşmesi

Detaylı

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19.

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19. 2016 BAHAR ARA - A TİCARET HUKUKU A 1. 2. 3. 4. Tacirler arasında gerçekleşen aşağıdaki ihbar veya ihtarlardan hangisi Türk Ticaret Kanununun öngördüğü şekil şartına uygun değildir? Noter kanalıyla yapılan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1856 Karar No. 2014/215 Tarihi: 16.01.2014 İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 REKABET YASAĞI SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ MAHKEMENİN TİCARET MAHKE- MESİ OLDUĞU

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/33707 Karar No. 2010/22634 Tarihi: 09.07.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17,41 1475 S.İşK/14 DERHAL FESİHLERDE ÖNEL SÜRESİ İÇERİSİNDE İŞÇİNİN EMEKLİ OLMASI

Detaylı

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 24.05.2017 belce@eryigithukuk.com İtirazın iptali davası; takip konusu yapılmış olan alacağa karşılık borçlu

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3. T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/22557 Karar No. 2014/3546 Tarihi: 11.02.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/3 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3. İŞ MAHKEMELERİNDEN VERİLEN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/31285 Karar No. 2012/3117 Tarihi: 13.02.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/3 İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1 DENİZ İŞ YASASININ KAPSAMI ÖZETİ:

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) IV- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ İLE İLGİLİ GENELGELER 1. GENELGE NO: 2007/02 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması lüğü GENELGE NO: 2007/02...VALİLİĞİNE Tüketiciler tarafından Bakanlığımıza ve Tüketici Sorunları

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078 SİRKÜLER İstanbul, 09.04.2019 Sayı: 2019/078 Ref: 4/078 Konu: DÜZELTME BEYANNAMELERİNİN İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEBİLECEĞİNE DAİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Vergi dairesinin, taşımacılık işi ile iştigal eden

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/6153 Karar No. 2017/5875 Tarihi: 19.09.2017 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇ- LARINDAN SORUMLULUĞU İÇİN HAKLI NEDEN OLMADAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/30688 Karar No. 2010/29172 Tarihi: 15.10.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18 İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ BELİRLENMESİNDE ALTI AYLIK KIDEM ALTI AYI DOLDURMAYA

Detaylı

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINDAKİ TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINDAKİ TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINDAKİ TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR Arb. Y. Burak ASLANPINAR 10 Aralık 2018 06:00 I- GİRİŞ Türkiye de 2013 yılında yürürlüğe girerek ilk defa uygulanmaya başlayan arabuluculuk, 01.01.2018

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 12921 Karar No. 2014/18766 Tarihi: 14.10.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2015/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 İŞE İADE DAVASINDA ALTI AYLIK

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26162 Karar No. 2015/14624 Tarihi: 09.09.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32 İŞÇİNİN YAZILI OLURU ALINMADAN

Detaylı

GRUP ŞİRKETLERİNDE İŞÇİLERDEN BİR KISMININ AYNI ANDA BİRDEN FAZLA İŞVERENE HİZMET VERMESİNDEN DOĞAN SORUN

GRUP ŞİRKETLERİNDE İŞÇİLERDEN BİR KISMININ AYNI ANDA BİRDEN FAZLA İŞVERENE HİZMET VERMESİNDEN DOĞAN SORUN Grup Şirketlerinde İşçilerden Bir Kısmının Aynı Anda Birden Fazla İşverene 25 GRUP ŞİRKETLERİNDE İŞÇİLERDEN BİR KISMININ AYNI ANDA BİRDEN FAZLA İŞVERENE HİZMET VERMESİNDEN DOĞAN SORUN Prof. Dr. Nuri ÇELİK

Detaylı

Avrupa Adalet Divanı Kararı

Avrupa Adalet Divanı Kararı Avrupa Adalet Divanı Kararı Karar Tarihi : 14.04.2005 Sayısı : C-341/02 İnşaat işçileri için belirlenmiş olan asgari ücret, yabancı işverenler tarafından ödenmekte olan tüm ek ödemeleri kapsamamaktadır.

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/1650 Karar No. 2011/15378 Tarihi: 25.05.2011 Yargıtay Kararları İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 İKALE İKALE İLE SONA EREN İŞ SÖZLEŞ- MESİNDE DE KIDEM TAZMİNATI

Detaylı

S.M.Mali Müşavir Oğuzhan GÜNGÖR

S.M.Mali Müşavir Oğuzhan GÜNGÖR G ünümüzde fazla mesai yapmayan iş yeri yok denecek kadar azdır. Zira ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ Ankara, 14 Kasım 2013 PERSONEL BİRİMLERİ TÜM ÇALIŞANLARIN; İşe alınmaları, İstihdamı, sözleşmelerinin tanzimi ve uygulanması, Atama, yükselme ve diğer özlük hakları, Sosyal haklar ve

Detaylı

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ (Danıştay Karar İncelemesi) 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu

Detaylı

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 80755325-105.05.07-1116 09/02/2016 Konu : Geçici Personele Ek Ödeme Yapılması ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) İlgi : 09.10.2015 tarihli

Detaylı

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken, A- 01/10/2011 yürürlük tarihli 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu ndan önce yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 43. maddesinde düzenlenen İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI müessesesi

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/5583 Karar No. 2015/15936 Tarihi: 30.04.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 FESHİN YAZILI YAPILMASININ FESİH

Detaylı

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI 6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI 1. KONU: 6736 sayılı Kanuna uygun olarak GV, KV ve KDV yönünden matrah artırımında

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2013/7569 Karar No : 2016/853 Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi Özeti: Abonelik sözleşmeleri uyarınca

Detaylı

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar Av. Ömer GÖREN* * Ankara Barosu. Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar / GÖREN Genellikle idari davalarda ve bu incelememiz

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582 T.C D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785 Karar No : 2012/3582 Anahtar Kelimeler : Haciz İşlemi, İhtiyati Haciz, Şirket Ortağı, Teminat, Kişiye Özgü Ev Eşyaları Özeti: Teşebbüsün muvazaalı olduğu

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/6250 Karar No. 2017/4721 Tarihi: 23.03.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞÇİNİN DİSİPLİN CEZASININ İPTALİ

Detaylı

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire Esas No : 2009/1602 Karar No :2013/6426 Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği Özeti : Müteselsil sorumlulardan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.STSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.STSK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/2623 Karar No. 2016/4559 Tarihi: 22.02.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 6356 S.STSK/25 SENDİKAL TAZMİNAT İŞVERENİN İŞÇİLERİ SENDİKADAN İSTİFA-

Detaylı

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ Özeti : Mevzuat hükümlerine aykırılığı gümrük idarelerince tespit edildiği tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/34978 Karar No. 2017/14058 Tarihi: 13.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 TİS VEYA İŞYERİ YÖNETMELİKLERİYLE BELİRLENMİŞ DİSİPLİN KURULUNU USULÜNE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17, S. İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17, S. İşK/14 TC. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/5102 Karar No. 2017/10030 Tarihi: 08.06.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17,24 1475 S. İşK/14 İSTİFA İŞÇİNİN

Detaylı

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî ve hukukî yollara başvurulacaktır.

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/3212 Karar No. 2018/10029 Tarihi: 26.04.2018 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25 SENDİKAL FESİH KARİNESİ İŞÇİLERİN SENDİKA DEĞİŞTİRMELERİ NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMELERİNİN

Detaylı

İŞYERİNDE 15 YIL VE 3600 GÜN ŞARTINI TAMAMLAYAN HER İŞÇİ KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANIR MI?

İŞYERİNDE 15 YIL VE 3600 GÜN ŞARTINI TAMAMLAYAN HER İŞÇİ KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANIR MI? İŞYERİNDE 15 YIL VE 3600 GÜN ŞARTINI TAMAMLAYAN HER İŞÇİ KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANIR MI? Umut TOPCU * 1- GİRİŞ Kıdem tazminatı, İş Kanunu na tabi olarak çalışan işçilerin hizmet akitlerinin Kanun da

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/36161 Karar No. 2010/31045 Tarihi: 01.11.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21 MUVAZAA ASIL İŞTE ÇALIŞIP ÇALIŞMAMAYA GÖRE YARDIMCI İŞLERDE İŞ ALAN ALT

Detaylı

Noktalama İşaretleri ve harf büyütme.

Noktalama İşaretleri ve harf büyütme. Noktalama İşaretleri ve harf büyütme. Sağ parmaklarımızın kullandığı harfleri büyütmek için sol serçe parmağımızla SHİFT'i kullanıyoruz. Sol parmaklarımızın kullandığı harfleri büyütmek için sağ serçe

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/12378 Karar No. 2016/19443 Tarihi: 27.06.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29 TOPLU İŞTEN ÇIKARTMAYA İLİŞKİN YASAL PROSEDÜRE UYULMAMASININ FESHİ GEÇERSİZ

Detaylı

SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU

SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU Av. Merve GÜRKAN **KARAR İNCELEMESİ I. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 1. Fikri ve

Detaylı

İSG PROFESYONELLERİNİN STATÜSÜ ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ İŞ GÜVENCESİ

İSG PROFESYONELLERİNİN STATÜSÜ ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ İŞ GÜVENCESİ İSG PROFESYONELLERİNİN STATÜSÜ ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ İŞ GÜVENCESİ DOÇ.DR.SAİM OCAK MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ . İSG PROFESYONELLERİNİN DURUMU İSG PROFESYONELLERİNİN DURUMU İSG Hizmetlerinin Yerine

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/46184 Karar No. 2018/5467 Tarihi: 01.03.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞLETMESEL KARAR İŞLETMESEL KARARDA YERİNDELİK DENETİMİ YAPILAMAYACAĞI SÜRESİ

Detaylı