Kanser Araştırmaları-

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kanser Araştırmaları-"

Transkript

1 Kanser Araştırmaları-Yeni telomeraz inhibitörlerinin, günümüzde kullanılan geleneksel kemoterapi ilaçlarına alternatif yeni kemoterapi ilaçlarının, DA interkelatörlerin sentezi ve biyomakromoleküllerle (DA, RA gibi) etkileşim çalışmaları; Kanser en önemli sağlık sorunlarından birisidir ve farklı toplumlarda sıklıkla görülmektedir yılında Dünya Sağlık Örgütü nün verdiği rakamlara göre tüm dünyada 11 milyon insana farklı türde kanser teşhisi konulmuş, bunların 7,1 milyonu yaşamını yitirmiştir. Yine 2002 yılında, 2020 yılında 16 milyon insana çeşitli tipte kanser teşhisi konulacağı öngörülmüştür. Fakat geçtiğimiz yıl itibariyle bu rakam 25 milyona ulaşmıştır yılında açıklanan tahmini rakamlara göre ise, 2030 yılında yaşayan kanser hastası sayısının 75 milyona (26 milyon yeni tanı ile birlikte), ölenlerin sayısının ise 17 milyona çıkacağı tahmin edilmiştir. Bu rakamlar dünyada kanser teşhisi ve tedavisinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizde 1970 li yıllarda sebebi bilinen ölümler sırasında dördüncü sırada yer alan kanser, son yıllarda kardiyovasküler sistem hastalıklarından sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olan kanserin bu denli hızlı artış göstermesi ülkemizde kanserin teşhisi ve tedavisi ile etkin mücadele edilmesini gerekli kılmaktadır. Kanserle daha etkin mücadele edebilmek adına Ulusal Kanser Enstitüsü kurulması zorunluluğu Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı tarafından geçtiğimiz senelerde sürekli olarak dile getirilmiştir. Ayrıca, bu alandaki çalışmalar oldukça büyük önem kazanmış olup, kanser teşhisi ve tedavisinde kullanılacak moleküllerin sentezi ve uygulamaları güncel araştırma konularının içinde olmuştur. Günümüzde, kanserin tedavisinde kemoterapi ilacı olarak kullanılan moleküllerin önemli bir dezavantajı seçici olmamalarıdır. Bunlar, tümör hücrelerinin yanında sağlam hücrelerin DA yapısını bozar ve bazen sağlam hücrelerde tamiri mümkün olmayan yan etkilere sebep olur. Yeni sentezlenen moleküllerdeki temel hedef; sadece tümör hücrelerine karşı seçicilik sonucu düşük zehir etkisidir. Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte tümör hücrelerine karşı yüksek seçicilik gösteren bileşikler sentezlenmiştir. Bu moleküllerin büyük bir kısmının hücre içi ve dışında tümör hücrelerine karşı aktif olduğu belirlenmiş olup farklı tedavi yöntemlerinde kullanılmaktadır. Farklı yöntemlerin ve moleküllerin kullanımı, kanserin türüne ve oluşum evresine bağlıdır. Klinik olarak kullanılan birçok antikanser ilacı DA ya interkelasyon prosesi ile bağlanmaktadır. Bu proses düzlemsel aromatik ya da heteroaromatik halka sistemleri içeren bileşiklerin heliks eksenine dik ve Watson Crick hidrojen bağının neden olduğu istiflenme düzeninin tümünü bozmadan bitişik baz çiftlerinin arasına yerleşmesidir. Son birkaç yıldır, interkelasyon yapan floresans moleküller oldukça önem kazanmış olup kanser tedavisinde kemoterapi ilacı; biyofiziksel kimya ve moleküler biyolojide floresans uç ve sensör; DAbozunma reaksiyonlarında fotosensetizer ve floresans lekeleyici olarak kullanılmaktadır. DA ya kovalent olmayan etkileşmelerle bağlanan floresans interkelatörler tümör hücrelerinin etrafında seçici olarak toplanıp tümör hücrelerinin çoğalmasını engellemektedir. İnterkelasyon tipik olarak DA nın yapısal bozulmasıyla sonuçlanır ki bu da antikanser etkisini göstermesine neden olmaktadır.

2 Şekil 1. a) Etidinyum Bromür (Etidinyum bromür (EB) karakteristik bağlanma özellikleri ile en hassas floresans uçlardan biridir ve DA ya interkelasyon ile bağlanır) b) Etidinyum Bromürün DA çift sarmalına interkelasyonla bağlanması İnterkelatörler genellikle maksimum istiflenmeyi ve baz çiftleriyle hidrofobik etkileşimleri sağlayan polisiklik aromatik halkalardan oluşmaktadır. Ancak bu tanıma uymayan istisnai interkelatörler de bulunmaktadır. Gerçekte birçok interkelatör ya pozitif yüklüdür ya da fizyolojik şartlarda protonlanabilecek bazik gruplara sahiptir. Çünkü; pozitif yüklü kısımlar DA interkelasyonunda daha etkilidir. İlk aşamada bu kısımlar negatif yüklü DA şekerfosfat iskeleti ile daha iyi etkileşmekte ve ayrıca interkelasyon fosfat grubu ile ilişkili olan a + gibi yüklü yapıları serbest bırakmaktadır. Bu durum interkelasyon için önemli bir itici güçtür; çünkü birbirine çok yakın olan karşıt yükler arasındaki itme kuvvetlerini azaltır. 7-Aminokumarin Fenantiridin Proflavin(acridine orange) Etidinyum bromür (a) Thiazole orange Metilen mavisi (b) Şekil 2. a) Polisiklik aromatik halkalardan oluşan bazı DA interkelatörleri b) İstisnai bazı DA interkelatörleri

3 Çoğu interkelatör 2-4 baz çifti ile etkileşmektedir ve dizin seçimli interkelasyonla beraber hücrede seçimli bir toksisiteye sahiptir. İnterkelasyonun başka tür DA bağlanma türleri ile kombine edilmesi veya sentezlenen moleküllerin sahip olacağı enzim inhibisyonu (Topoizomeraz I ve Topoizomeraz II) özellikleri ile DA interkelatörlerinin kullanımındaki bu sınırlamanın üstesinden gelinebilir. Örneğin interkelatörün aynı zamanda bir topoizomeraz inhibitörü olduğu yapılar kanserli hücrenin çoğalmasını farklı iki açıdan engellemeyi hedeflemektedir. Mitoxantrone, daunorubicin, doxorubicin, dactinomycin gibi sıklıkla kullanılan antikanser ajanlarının etki mekanizmalarından biri de interkelasyon yapmalarıdır. Bu bileşiklerin topoizomeraz II enzimi üzerinde etkili olarak ya da singlet oksijen üreterek de DA ya zarar verdiği bilinmektedir. Bunun dışında yine sıklıkla kemoterapi ajanı olarak kullanılan bleomycin, bakteriden izole edilen bir glikopeptit antibiyotik olup, yapıda bir interkelasyon bölgesi içermekte ve bununla DA ya bağlanmaktadır. 2 O 2 SMe 2 CO 2 O C O 3 O 2 O C 3 C O 3 C O 3 O O O O O O O O O O O O 2 bleomycin A Şekil 3. Bleomycin molekülü S S O İnterkelasyon bölgesi DA topoizomerazları DA nın üç boyutlu geometrisini (topolojisini) düzenleyen, topolojik izomerlerin birbirine dönüşmesine neden olan ve relaksasyonu sağlayan enzimlerdir. Bu enzimler DA nın transkripsiyon ve replikasyonunda elzem olan DA nın süper burulmasının (supercoilling) düzenlenmesi ile ilgilenmektedirler. Topoizomeraz seviyesinde aktivite gösteren bazı anti tümör ilaçları enzimatik aktiviteyi sonlandırır ki bunlara katalitik topoizomeraz inhibitörleri denir. Diğer topoizomeraz hedefli ilaçlar ise (ki interkelatörler bunlara dahildir) bölünebilir DA kompleksini tuzaklayarak enzimin bölünme ve yeniden katılma aktivitesine müdahale eder. Böylece geçici topoizomeraz katalizli DA kırılmasının yarı ömrünü uzatır. Birçok klinik çalışması yapılmış antikanser ilacı ikinci tiptedir ve bunlar topoizomeraz zehirleri (topoisomerase poison) olarak adlandırılır; çünkü bunlar topoizomeraz enzimini, DA-hasar verici ajanlara dönüştürür. Son yıllarda, sentezlenen interkelatörler tasarlanırken, genellikle kemoterapide kullanılan mevcut interkelatörler temel alınmakta ve onların ana iskeleti korunarak onlara bir takım yan zincirler (halkalı veya düz zincirli aminoalkil grupları) takılmakta veya hetero/karbosiklik halkaların yapıya dahil edilmesi ile π-delokalizasyonu arttırılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca interkelatörlerin, interkelasyon bölgesine ilgisini ve orada geçireceği süreyi artırmak için tek bir molekülde iki veya daha fazla aynı (örn: bisakridinler, diterkelinyum) veya farklı

4 (örn: metallointerkelatörler, akridine alkil zincirleriyle bağlı cis platin) yapıda interkelatör özelliği taşıyan grupların bağlı olduğu sinergistik interkelatörler de sentezlenmektedir. Bu doğrultuda klinik çalışmalarda kullanılan birçok mono-interkelatörün esnek ve esnek olmayan değişken karbon zincirleriyle birbirlerine bağlanmasıyla akridin ve fenantridin temelli çok sayıda bis-interkelatör sentezlenmiştir. Bu bis-interkelatörlerin mono- interkelatörlerinden daha düşük konsantrasyonda kullanıldığı ve daha yüksek sitotoksik etki gösterdiği rapor edilmiştir. 3 CO 3 CO Cl Pt Bisakridin interkelatörü Cl 2 Matallo (Cis platin) akridin interkelatörü Diterkelinyum Şekil 4. Bazı bis ve sinergistik interkelatörlerin yapıları İnterkelatörler ile biyomakromoleküllerin etkileşimi sonucunda ortaya çıkan bir takım fiziksel değişimlerin ileri spektroskopik yöntemlerle (CD, floresans, MR) kolaylıkla görüntülenmesi bu moleküllerin yapı ve fonksiyonlarının belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle DA ya interkelasyonla bağlanan organik floresans interkelatörler DA yı görüntülemekte ve interkelatör temelli ilaç tasarımında daha çok tercih edilmekte olan bileşiklerdir. Grubumuz gelecek üç yıl içerisinde geleneksel kemoterapi ilaçlarına benzer fakat onlardan daha seçici olacağını öngördüğümüz bileşiklerin sentezi ve uygulama çalışmaları üzerine çalışmalar yapacaktır. Bu bileşiklerin bir kısmı 15 Kasım 2011 Tarihinde başlatılan TÜBITAK projemizde sentezlenecektir. Bu projede şimdiye kadar sentezlenen organik interkelatörlerden daha yüksek seçiciliğe sahip, toksik yan etkisi düşük, biyouyumlu, yüksek verimle kolay sentezlenebilen, anti-tümör etkisi bilinen ana iskelete ve yan gruplara sahip bir seri yeni Organik Floresans İnterkelatör sentezlenecektir. Bu amaç için ana iskelet olarak pirazol/pirazolon gibi yüksek biyolojik aktifliği bilinen heterohalkaları seçilmiştir. Pirazol/Pirazolon türevi bileşikleri çok geniş farmakolojik özelliğe ve kanser hücrelerine karşı anti-tümör etkiye sahiptir. Bu amaç doğrultusunda, projede bir seri pirazol ve pirazolon merkezli çok fonksiyonlu biyolojik aktif 1,3,4,5-pirazol ve 1,3,4-pirazolon türevleri sentezlenecektir. Sentezlenecek hedef bileşiklerin floresans özelliğe sahip olmasından dolayı bu bileşiklerin fotosensetizer (ışığa duyarlı molekül) olarak da kullanılma potansiyeli araştırılacaktır. Bu çok fonksiyonlu interkelatörlerin, günümüzde kanser tedavisinde kullanılan geleneksel organik interkelatörlerden daha üstün nitelikleri bir arada bulundurarak çok geniş bir kullanım alanına sahip olacağı düşünülmektedir.

5 Günümüzde anti-kanser ilaçları olarak kullanılan piyasadaki çoğu ilaçlarda hücre bölünmesinde DA ın kendini eşlemesi sırasında kullanılan topoizomeraz I ve topoizomeraz II enzimlerinin inhibisyonu hedeflenmektedir. Ancak bu enzimler hem normal hücrelerde hem de kanserli hücrelerde aktif olduğu için kanser tedavisi sırasında normal yaşam hücreleri de zarar görmektedir. Bu amaçla daha etkin ve sadece kanserli hücrelerin yok edilmesine özgü araştırmalarda DA ın G-dörtlü yapısı hedeflenmiş ve daha etkin ve seçici alternatif antikanser ilaçları geliştirilmiştir de ikili DA için çift sarmal yapısı önerildikten sonra, 1962 yılında G-dörtlüsü (Gquadruplex, G-tetrad) modeli ilk kez Davies ve arkadaşları tarafından önerilmiştir. Ancak model önerildikten uzun zaman sonra G-dörtlü DA yapılarının biyolojik süreçlerdeki önemi anlaşılmaya başlanmıştır. Bir G-dörtlü yapısı dört guanin biriminden oluşur, bu yapı sekiz oogsteen hidrojen bağıyla yassı bir tabaka şeklinde bir arada bulunur. Bu tabakalar birbiri üzerinde istiflenerek kararlı bir G-dörtlüsü yapısı oluştururlar. Bu yapısıyla G-dörtlü DA çift sarmal DA dan oldukça farklıdır. Çift sarmal DA ile G-dörtlü yapısı arasındaki denge DA ya bir protein veya küçük moleküllerin bağlanması, sıcaklığın ve p ın değişmesi ve moleküler kalabalıklaşma ile değişebilir. Dörtlü yapıların fizyolojik şartlardaki (p:7,4) kararlılığı, bazların kenarları arasındaki hidrojen bağları ve her dört bazlı birimin ortasında yer alan bir metal iyonunun (a + veya K +, çoğunlukla K + ) kelasyonu ile gerçekleşir. Şekil 5. Kare şeklinde düzenlenen dört guanin molekülünün oogsteen hidrojen bağları ile birbirine bağlanmış kararlı G-dörtlü yapısı ve çift sarmal DA ile G-dörtlü yapısı arasındaki denge

6 Guaninlerin sin/anti konformasyonları ve tek sarmal DA nın yönelimine bağlı olarak farklı G-dörtlüsü yapıları da mevcuttur. Şekil 6. Tek sarmal DA nın molekül içi toplanması sonucu Sandalye ve Basket şekli ve alternatif olarak iki, üç veya dört DA tek sarmalının birleşip moleküller arası G-dörtlü yapılarını oluşturabilir. Telomerlerin ucundaki bu düzenlenme ayrıntılı olarak incelendiğinde çok farklı G-tetrad yapılarının olabileceği gözlemlenmiştir. Şekil 7. Polimorfik G-dörtlü yapılar DA nın G-dörtlü yapısına karşı olan ilgi, biyolojik süreçlerdeki öneminin kavranmasıyla hızla artış göstermiştir. Son yıllarda bir çok çalışma grubunun G-dörtlüsü üzerine yaptığı çalışmalarda, küçük moleküller ile kararlı kompleks oluşturan G-dörtlü DA yapılarının tümör hücrelerinin çoğalmasını durdurduğu belirlenmiştir ve bu kanser tedavisinde umut verici bir gelişme olmuştur. Bunun için önerilen iki mekanizma vardır: Kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkojen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyelinin olmasıdır. Alınan patoloji örneklerinde bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkansızdır. Bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. Bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. er hücrede, onkojenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkojenler (Tümör Baskılayıcı Gen) bulunmaktadır. Antionkojenlerin kaybolması veya aktifliğinin durması durumunda onkojen aktivitesine izin verilmiş olur. Bunu da kanserin oluşumu izler. G-dörtlü DA yapısının oluşumu biyolojik sistemde bu genlerin düzenlenmesinde önemli bir rolü olduğu görülmüştür. Bu

7 yapıların tümör hücrelerinin çoğalmasını durdurması kanser hücrelerinde c-myc, c-kit ve KRAS benzeri proto-onkojenlerin oluşumunun durdurulması ile olur. Moleküller arası G- dörtlü yapıların (Tetrameric ve airpin dimer) c-myc onkojeninin çoğalma aktivitesini bastırdığı belirlenmiştir. Çoğalma aktivitesinin engellenmesi ile ilgili iki model vardır: 1. DA ın promoter bölgesinde oluşacak G-dörtlü DA yapısı transkripsiyonunu engeller. Böylece kanser hücresi oluşumu sağlayacak proteinlerin oluşumu engellenmiş olur. Şekil 8. G-dörtlü yapı ile gen aktarımının engellenmesi 2. Genetik kodlanmayan bölgede oluşan G-dörtlü DA yapısı, kodlayan bölgenin etkinliğini arttırır ve ardı sıra gelen genin tanınmasını sağlar. Kanser tedavisinde G-dörtlü yapının kullanıldığı ve daha geniş bir çalışma alanına sahip ikinci öneri de ise; Telomerik DA nın 3 ucundan uzamasında katalizör görevi gören bir ribonükleoprotein kompleksi olan telomeraz enziminin aktifliğinin durdurulması amaçlanmaktadır. G-dörtlü DA yapısının oluşumu, tümör hücrelerinin ölümsüzlüğüne sebep olan (telomerin uzamasına katkı sağlayan) telomerazın aktivitesini hücre içi ve dışında durdurduğu rapor edilmiştir. Son yıllarda kanser araştırmalarında, anti-kanser ilaç tasarımı için önerilen G- dörtlüsü hedef olarak araştırmacılar tarafından oldukça ilgi görmektedir. Şekil 9. Ligand ile G-dörtlüsünün kararlı hale gelmesi ile olası telomeraz aktivitesinin ve onkojen oluşumunun durdurulmasının mekanizması.

8 Telomerler ve Telomeraz Telomerler doğrusal kromozomların uçlarıdır ve binlerce kez tekrarlanan kısa DA dizileri (insanda TTAGGG) içerirler. Telomerler, kromozom uçlarının parçalanmasını veya diğer kromozomlarla kaynaşmasını engelleyerek, kromozomların yapısal bütünlüğünün korunmasını sağlarlar. Telomerleri sentezleyen ve koruyan telomeraz enzimidir. RA içeren bu olağanüstü enzim, telomerik DA dizilerini doğrusal kromozomların uçlarına ilave eder. er replikasyon (yenileme) sonrası kromozom kısalır; çünkü DA polimeraz ana zincirinde, 3 ucunda yeni bir DA sentezini başlatamaz. Telomeraz, bu uç-replikasyon problemini de çözmüştür. Enzim, sayısız telomerik tekrar dizilerini kromozomun 3 ucuna takarak kromozomun kısalmasını engeller. Şekil 10. Ökaryotik Kromozomda Telomer ve Telomerik DA dizisi. e yazık ki, normal yaşam hücrelerinde telomeraz dinamiği negatif olup, her hücre çevriminde kaybedilen telomerik DA miktarı, yeniden sentezlenen telomerik DA miktarından fazladır. ormal bir hücrenin her bölünüşünde, telomer boyu yaklaşık 100 baz çifti kadar kısalır. Örneğin, fibroplast, lökosit gibi yaşam hücrelerinin telomer uzunluklarının, yaşlı hücrelerde gençlere oranla daha kısa olması telomerlerin kısalması sonucunda hücrelerin yaşlanması hipotezini desteklemektedir. ormal hücreler özgül sayıdaki hücre bölünmesinden sonra yaşlanırken, kanser hücrelerinde durum böyle değildir. Bu yüzden, kanserin hücrede birkaç genetik mutasyonunun birikimi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu mutasyonlar, normal hücre büyümesini ve bölünmesini kontrol eden ve dengeleyen işlemleri bozar. er hücre bölünmesinin ardından kanser hücresinde telomerler kısalırsa, tümör hücreleri yaşlılığa yenik düşecek ve bölünmeleri duracaktır. Ancak bu hücreler telomeraz enzimini sentezlerse, yavaşlama duracak ve ölümsüzlük kazanacaklardır. Bugüne kadar incelenen farklı tür tümör hücrelerinin % nında telomeraz aktivitesi bulunmaktadır ve telomerleri dayanıklıdır, yani kısalmaz. Tümör hücresinin kontrolsüz üremesi ile telomeraz aktivitesi arasında oldukça doğrusal bir orantı olduğundan, kanserin tanı belirleyicisi olarak telomeraz aktivitesi ile ilgili yöntemler, geliştirilmeye başlanmıştır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, telomerazın aktivitesinin durdurulmasının, tümör baskılayıcı mekanizmalardan biri olduğu ve bu enzimin tümör hücrelerinde apoptozu (programlı hücre ölümü) düzenleyen mekanizmalarda bir bozunma oluşturduğu görüşü giderek yaygınlaşmaktadır. Son birkaç yıldır, telomerazın kansere karşı kullanılan ilaçlar için ideal bir hedef olabileceği görülmüştür. Telomeraz aktivitesini engelleyen ilaçlar, telomer boylarını kısaltır ve kanser

9 hücrelerini yaşlandırarak öldürür. İnsan normal hücrelerinin(somatik hücreler) çoğunda telomeraz aktivitesi bulunmadığı için böyle bir tedavi, kanser hücrelerine özgüdür. Günümüzde kullanılan geleneksel kanser ilaçlarından daha az yan etkisinin olacağı saptanmıştır. Optimum telomeraz aktivitesi katlanmamış tekli telomerik DA da görülmüştür. Telomerlerde G-dörtlü DA yapılarının bulunması ve bu yapının oluşumunun telomerlerin uzamasını engellediği kanıtlandıktan sonra, G-dörtlü DA yı kararlı kılan bileşikler kanser tedavisinde ilgi çekmeye başlamıştır. Bu ilaçlarla muamele edilen tümör hücreleri telomerik dizilerini kaybettiği ve yaklaşık 25 hücre bölünmesinden sonra öldüğü bildirilmiştir. G-dörtlü DA yı hedef alan seçici (diğer tüm nükleik asitlere karşı düşük ilgisi olan) küçük moleküllerin anti-kanser ilaç olarak kullanılma potansiyeli olması son birkaç yılda bu alanda çalışan bilim insanlarında heyecan yaratmıştır. Bu ligandların G-dörtlüsüne karşı seçicilik ve ilgisinin yüksek olması anti-kanser ilacı olarak kullanılmasında önemli etkendir. Şimdiye kadar sentezlenen G-dörtlüsü ligandları, hücre içi ve dışında G-dörtlü DA ya bağlandığı ve onu kararlı kıldığı bir çok araştırma grubu tarafından rapor edilmiştir. Bu ligandlar dörtlü yapının döngüleri (loop) ve olukları (groove) ile etkileşirler. Aynı zamanda, bu tip ligandlar G-dörtlü ile π-π istiflenmesine (stacking) girecek aromatik merkeze ve fizyolojik şartlar altında pozitif yükle yüklenerek dörtlünün dış sarmalındaki oluklarla etkileşecek bazik alkilamino yan zincirine sahiptir. Şimdiye kadar birçok molekül potansiyel telomeraz inhibitörü olarak sentezlenmiştir. Antrakinonlar ve 3,6-disübstitüe akridinler bunların ilkleridir. Sonrasında sentezlenen trisübstitüe akridinler, porfirinler ve triazinler ile telomeraz aktivitesinin azaltılması amaçlanmıştır Şekil 11. Bilinen en önemli G-dörtlüsü ligandları.

10 Telomeraz inhibitörü olarak bilinen en önemli bileşiklerden birisi BRACO19 (3,6,9- trisübstitüe akridin) dur. Bu bileşiğin hücre içi ve dışında 1 mikromolar konsantrasyonun altında tümör büyümesini durdurduğu rapor edilmiştir. BRACO19 da akridin ana iskeletine 3,6-konumlarından bağlanan, uç amino sübstitüentlerinin büyüklükleri insanda molekül içi telomerik DA dörtlüsüne bağlanmada etkili bir faktördür. Ayrıca, çok yakın bir zamanda sentezlenen bazı bileşikler, geleneksel alkilamino sübstitüentlerinin yerine esnekliği daha az olan iki guanilhidrazon grubu içermektedir. Beklenmeyen bir şekilde bu bileşiklerin yüksek G-dörtlü ilgisine ve kayda değer şekilde antitelomeraz aktiviteye sahip olduğu rapor edilmiştir. Berberin ve telomestatin gibi doğal bileşikler de insan telomeraz enziminin aktifliğinin durdurulmasına karşı etki göstermiştir. Ayrıca, telomestatin hücre içi/dışında birçok insan tümör hücresinin büyümesini azaltıcı bir etki göstermiştir. G-dörtlü yapılarını özellikle piperidino-berberin türevleri daha kararlı kılmış ve daha iyi anti-telomeraz aktivitesi göstermiştir. Perilendikarboksiimidler, G-dörtlü yapıları ile etkileşirerek farklı G-dörtlü yapılarının oluşumu için iyi bir eğilim gösterirler. Bu yapıların telomerazın aktifliğinin durdurması ve dörtlü yapıyı kararlı kılması imid azotuna bağlı olan yan zincirin bazikliğine ve uzunluğuna bağlıdır. Birçok ligand şimdiye kadar literatürde G-dörtlü yapıları kararlı kılan ligandlar olarak önerildiği halde, şimdiye kadar araştırmalarda en çok katyonik porfirin TMPyP4 bileşiği kullanılmıştır.

11 KAYAKLAR 1.Eckhardt, S., Recent progress in the development of anticancer agents, Curr. Med. Chem.- Anti-Cancer Agents 2, ,(2002). 2. Lee, C. W., ong, D.., an, S. B., Jong, S.-., Kim,. C., Fine, R. L., Lee, S.-., Kim,. M., A novel stereo-selective sulfonylurea, 1-[1-(4-aminobenzoyl)-2,3-dihydro-1-indol-6- sulfonyl]-4-phenyl-imidazolidin-2-one, has antitumor efficacy in in vitro and in vivo tumor models, Biochem. Pharmacol., 64, ,(2002). 3. Ihmels,., Otto, D., Intercalation of Organic Dye Molecules into Double-Stranded DA General Principles and Recent Developments, Top Curr Chem, vol 258, (2005) Pp: Thurston, D.E., ucleic acid targeting: therapeutic strategies for the 21st century, Br J Cancer 80, 65-85, (1999). 5. urley, L,., DA and its associated processes as targets for cancer therapy, atl. Rev. Cancer 2, , (2002). 6. Foye, W. O., Cancer chemotherapeutic agents. ACS, Washington, DC(ed) (1995) 7. eidle, S., Thurston, D.E. In: Kerr DJ, Workman, P. (eds) ew targets for cancer chemotherapy. CRC Press, Boca Raton, FL, (1994), Pp: Propst, C.L, Perun, T. L. (eds) ucleic acid targeted drug design. Dekker, ew York, (1992). 9. Baguley, B. C. Anti-Cancer Drug Design vol 6, 1, (1991). 10. Ihmels,., Engels, B., Faulhaber, K., Lennarzt C., ew Dyes Based on Amino- Substituted Acridizinium Salts-Synthesis and Exceptional Photochemical Properties, Chem.Eur.J. 6,15, , (2000). 11. Ihmels.,Thomas L., in Materials Science of DA Chemistry, (Ed.: J.-I. Jin), CRC Press, Boca Raton, Chapter 4; Intercalation of Organic Ligands as a Tool to Modify the Properties of DA, in press. 12. Lakowicz, J.R., Principles of Fluorescence Spectroscopy, 3 rd Edition, Bölüm 21, DA Technology, Springer Science, ew York. (2006), Pp Wheatea,.J., Brodiea, C.R., Collinsb, J.G., Kempa, S., Aldrich-Wrighta, J.R., Mini- Reviews in Medicinal Chemistry, DA Intercalators in Cancer Therapy: Organic and Inorganic Drugs and Their Spectroscopic Tools of Analysis 7, , (2007). 14.Martinez, R., Chacon-Garcia, L., The Search of DA-Intercalators as Antitumoral Drugs: What it Worked and What did not Work, Current Medicinal Chemistry, 12, 2, , (2005). 15.Wheatea.J, Brodiea C.R, Collins J.G, Kempa S and Aldrich-Wrighta J.R, Mini-Reviews in Medicinal Chemistry, 2007, 7, 627.

12 16. T.C. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı Yayınları, ULUSAL KASER PROGRAMI , isan 2009, Bakanlık Yayın o: 760, Editör, Murat Tuncer. 17.Wong, E.,Giandomenico, C. M. Chem. Rev., 1999, 99, Barton, J. K., Odom, D. T., Erkkila, K. E. Chem. Rev., 1999, 99, Biochemistry, Editör: Reginald. Garrett and Charles M.Grisham, Saunders College Publishing, Second Edition, J. D. Watson, F.. C. Crick, ature 1953, 171, M. Gellert, M.. Lipsett, D. R. Davies, Proc. atl. Acad. Sci.USA 1962, 48, D. Rhodes, R. Giraldo, Curr. Opin. Struct. Biol. 1995, 5, J. L. uppert, Chem. Soc. Rev. 2008, 37, J. T. Davis, Angew. Chem. Int. Ed. 2004, 43, a) S. Burge, G.. Parkinson, P. azel, A. K. Todd, S. eidle, ucleic Acids Res. 2006, 34, 5402; b) S. eidle, G.. Parkinson, Biochimie 2008, 90, D. J. Patel, A. T. Phan, V. Kuryavyi, ucleic Acids Res. 2007, 35, S. Burge, G.. Parkinson, P. azel, A. K.Todd, S. eidle, ucleic Acids Res. 2006, 34, Luedtke.W., Chimia, 2009, ans J. Lipps, Rhodes D. Trends in Cell Biology 2009, 19(8), 414 (Review). 30.A. M. Zahler, J. R. Williamson, T. R. Cech, D. M. Prescott, ature 1991, 350, S. eidle, G. Parkinson, at. Rev. Drug Discov. 2002, 1, Slijepcevic P. Experimental Cell Research 1998, 244, Shay WJ, Wright WE. Current Opinion in Oncology 1996, 8, Franceschin M., Eur. J. Org. Chem. 2009, Pommier Y., Cherfils J. "Interfacial inhibition of macromolecular interactions: nature's paradigm for drug discovery." Trends Pharmacol. Sci. 26, , (2005). 36. Brana M. F., Ramos A., Curr. Med. Chem. Anticancer Agents 1: 237, (2001). 37. Avendano C., Menendez J. C., Medicinal Chemistry of anticancer drugs, Chapter 7: DA İntercelators and Topoisomerase Inhibitors, Elsevier, , (2008).

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş KİMYA-IV Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş Organik Kimyaya Giriş Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda, elde edildikleri kaynaklara bağlı olarak Anorganik ve Organik olmak üzere, iki sınıf altında toplanmışlardır.

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) TRANSKRİPSİYONU (ÖKARYOTİK) STOPLAZMA DNA Transkripsiyon hnrna RNA nın işlenmesi mrna G AAA Eksport G AAA NÜKLEUS TRANSKRİPSİYONU (PROKARYOTİK) Stoplazma

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ

TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ TRANSLASYON Translasyonda nükleik asit kullanılır fakat son ürün bir nükleik asit değil proteindir. Translasyon mekanizması 4 ana bileşenden oluşmaktadır: 1. mrnalar 2. trnalar

Detaylı

Hücre içinde bilginin akışı

Hücre içinde bilginin akışı Hücre içinde bilginin akışı 1 DNA Çift Zincir Heliks 2 Hücre Çekirdeği ve Çekirdek Zarının Yapısal Organizasyonu Hatırlıyor musunuz? DNA Kromatin Kromatid Kromozom RNA Protein Çekirdek Çekirdekcik Nükleotid

Detaylı

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar 5.111 Ders Özeti #12 Bugün için okuma: Bölüm 2.9 (3. Baskıda 2.10), Bölüm 2.10 (3. Baskıda 2.11), Bölüm 2.11 (3. Baskıda 2.12), Bölüm 2.3 (3. Baskıda 2.1), Bölüm 2.12 (3. Baskıda 2.13). Ders #13 için okuma:

Detaylı

KİMYA-IV. Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu)

KİMYA-IV. Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu) KİMYA-IV Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu) Aromatiklik Kavramı Aromatik sözcüğü kokulu anlamına gelir. Kimyanın ilk gelişme evresinde, bilinen hidrokarbonların çoğu kokulu olduğu için, bu bileşikler

Detaylı

Kanser Tedavisi: Günümüz

Kanser Tedavisi: Günümüz KANSER TEDAVİSİNDE MOLEKÜLER HEDEFLER Doç. Dr. Işık G. YULUĞ Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yulug@fen.bilkent.edu.tr Kanser Tedavisi: Günümüz Geleneksel sitotoksik ilaçlar ve

Detaylı

vitamininin indirgenmesi istemli midir?

vitamininin indirgenmesi istemli midir? 5.111 Ders 27 Geçiş Metalleri Konular: Koordinasyon komplekslerinin oluşumu, koordinasyon sayısı, koordinasyon komplekslerinin gösterimi, koordinasyon komplekslerinin yapıları, şelat etkisi, izomerler,

Detaylı

PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU. ve REGÜLASYONU. (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler)

PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU. ve REGÜLASYONU. (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler) PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU ve REGÜLASYONU (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler) Nihal EYVAZ (050559015) Şerife OKAY (050559025) Prof. Dr. Figen ERKOÇ Gazi Eğitim Fakültesi Gen

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

KİMYA-IV. Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu)

KİMYA-IV. Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu) KİMYA-IV Aromatik Hidrokarbonlar (Arenler) (5. Konu) Aromatiklik Kavramı Aromatik sözcüğü kokulu anlamına gelir. Kimyanın ilk gelişme evresinde, bilinen hidrokarbonların çoğu kokulu olduğu için, bu bileşikler

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

Genetik materyal: DNA replikasyonu

Genetik materyal: DNA replikasyonu Genetik materyal: DNA replikasyonu Umut Fahrioglu, PhD MSc DNA Replikasyonu DNA replikasyonu genomların ve içerdikleri genlerin nesilden nesile aktarılmasında çok önemli bir rol oynar. Hücreden hücreye

Detaylı

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ Seçici gen ifadesi embriyonun gelişmesini sağlayan 4 temel işlevi denetler: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre farklılaşması 3. Hücre etkileşimleri 4. Hücre hareketi HÜCRE

Detaylı

Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu. Dr. Mahmut Çerkez Ergören

Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu. Dr. Mahmut Çerkez Ergören Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu Dr. Mahmut Çerkez Ergören Genetik materyal; Kendini çoğaltır. Bilgi depolar. Bilgiyi ifade eder. Mutasyonla varyasyonlara izin verir. Genetik Tarihçe

Detaylı

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ Değişik canlı gruplarında kalıtsal molekülün çeşidi, sayısı, biçimi ve organizasyonu bakımından farklılıklar bulunur. Ortak özellik: nükleik

Detaylı

KİMYA-IV. Alkenler (3. Konu)

KİMYA-IV. Alkenler (3. Konu) KİMYA-IV Alkenler (3. Konu) Alkenler (Olefinler) En az bir tane C=C çift bağı içeren hidrokarbonlara alkenler veya olefinler denir. Alkenler doymamış yapıda hidrokarbonlar olup, katalizörler eşliğinde

Detaylı

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. TIBBİ GENETİK I-DERS TANIMLARI 1-Tanım: DNA ve RNA yapısının öğretilmesi. b. Amaç: DNA nın genetik materyal olmasında moleküler yapısının önemi ve RNA yapısının proteine geçiş ve gen ekspresyonu kontrolündeki

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER NÜKLEİK ASİTLER Nükleik asitler, bütün canlı hücrelerde ve virüslerde bulunan, nükleotid birimlerden

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

2. Histon olmayan kromozomal proteinler

2. Histon olmayan kromozomal proteinler 12. Hafta: Nükleik Asitler: Nükleik asitlerin yapısal üniteleri, nükleozitler, nükleotidler, inorganik fosfat, nükleotidlerin fonksiyonları, nükleik asitler, polinükleotidler, DNA nın primer ve sekonder

Detaylı

KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ

KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ Karbonun önemi Hücrenin % 70-95ʼ i sudan ibaret olup, geri kalan kısmın çoğu karbon içeren bileşiklerdir. Canlılığı oluşturan organik bileşiklerde karbon atomuna

Detaylı

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ GENETİK MATERYALLER VE YAPILARI HER HÜCREDE Genetik bilgilerin kodlandığı bir DNA genomu bulunur Bu genetik bilgiler mrna ve ribozomlar aracılığı ile proteinlere dönüştürülür

Detaylı

Yeni Nesil Optik ve Elektronik Malzemeler: Tasarım Sentez ve Uygulamalar

Yeni Nesil Optik ve Elektronik Malzemeler: Tasarım Sentez ve Uygulamalar Yeni esil Optik ve Elektronik Malzemeler: Tasarım Sentez ve Uygulamalar Dr FATİH ALGI falgi@comu.edu.tr Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Organik Malzeme Laboratuvarı (LOM) 25.01-02.02.2014 1 Sensör

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ KİMYASALBAĞLAR BAĞLAR KİMYASAL VE HÜCRESEL REAKSİYONLAR Yrd. Doç.Dr. Funda BULMUŞ Atomun Yapısı Maddenin en küçük yapı taşı olan atom elektron, proton ve nötrondan oluşmuştur.

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

BİYOKİMYAYA GİRİŞ: ATOM, MOLEKÜL, ORGANİK BİLEŞİKLER

BİYOKİMYAYA GİRİŞ: ATOM, MOLEKÜL, ORGANİK BİLEŞİKLER BİYOKİMYAYA GİRİŞ: ATOM, MOLEKÜL, ORGANİK BİLEŞİKLER Biyokimyanın tanımı yaşamın temel kimyası ile ilgilenen bilim dalı (Bios, Yunancada yaşam demektir.) canlı sistemin yapısını ve fonksiyonlarını kimyasal

Detaylı

RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri

RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri RNA (Ribonükleik Asit) Nükleik asitler, Friedrich Miescher tara2ndan 1869'da keşfedildi. İl=haplı bandajlardan izole edilen bu maddeye nüklein adını

Detaylı

A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ

A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ DNA nın Yapısı ve Replikasyonu Biyoloji Ders Notları A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ İlk olarak Friedrich Miescher (1869) akyuvar hücreleri ve balık sperminde yönetici molekülleri tespit etmiştir. Çekirdekte

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin

HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin HÜCRE YAŞLANMASI Hücrenin biyosentez mekanizmalarındaki hatalar toplamıdır Hücresel metabolizmanın yavaşlaması sonucu geri dönüşü olmayan olaylar toplamıdır Yaşlılık

Detaylı

11. Hafta: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI NÜKLEOTİDLER

11. Hafta: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI NÜKLEOTİDLER 11. Hafta: Nükleik Asitler: Nükleik asitlerin yapısal üniteleri, nükleozitler, nükleotidler, inorganik fosfat, nükleotidlerin fonksiyonları, nükleik asitler, polinükleotidler, DNA nın primer ve sekonder

Detaylı

Biyokimya (CEAC 212) Ders Detayları

Biyokimya (CEAC 212) Ders Detayları Biyokimya (CEAC 212) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Biyokimya CEAC 212 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i CEAC 202 Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ

24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ 24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ Radyasyona aşırı duyarlı bazı hücreler kullanılarak hücresel radyasyon cevabının genetik kontrolü ile ilgili önemli bilgiler sağlanmıştır.bu hücreler genellikle

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

Ökaryotik Kromozomlar

Ökaryotik Kromozomlar Telomer Ökaryotik Kromozomlar Mitoz metafazında kromozomlar mikroskop altında görülebilir Kromozomların uçlarında telomer denilen yapılar vardır, bu yapıların görevi kromozomu korumaktır Ortaya yakın bir

Detaylı

Chapter 10 Lecture. Genetik Kavramlar Concepts of Genetics Tenth Edition. 1. DNA Yapısı. Çeviri: Aslı Sade Memişoğlu

Chapter 10 Lecture. Genetik Kavramlar Concepts of Genetics Tenth Edition. 1. DNA Yapısı. Çeviri: Aslı Sade Memişoğlu Chapter 10 Lecture Genetik Kavramlar Concepts of Genetics Tenth Edition 1. DNA Yapısı Çeviri: Aslı Sade Memişoğlu Genetik malzeme nedir? Çoğunlukla genetiğin ikili sarmalın keşfiyle başladığı düşünülür

Detaylı

KİMYA-IV. Alkenler (3. Konu)

KİMYA-IV. Alkenler (3. Konu) KİMYA-IV Alkenler (3. Konu) Alkenler (Olefinler) En az bir tane C=C çift bağı içeren hidrokarbonlara alkenler veya olefinler denir. Alkenler doymamış yapıda hidrokarbonlar olup, katalizörler eşliğinde

Detaylı

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI Receptörler İntrasellüler hidrofobik(llipofilik)ligandlara baglananlar Nükleer hormon reseptörleri Guanylate siklaz(nitrikoksid receptor) Hücre yüzey hidrofilik ligandlara

Detaylı

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1 DNA (Deosiribo Nükleik Asit) Kalıtım maddesi hücre çekirdeğinde bulunur. Kalıtım maddesi iğ ipliği (Yumak) şeklinde bir görünümdedir. İğ ipliğindeki kalıtım maddesi

Detaylı

Bakteri Hücrelerinde Bölünme

Bakteri Hücrelerinde Bölünme Bakteri Hücrelerinde Bölünme Bakteri hücrelerinde eşeysiz çoğalma görülür. Bu da ana hücrenin DNA miktarını ikiye (replikasyon) çıkardıktan sonra yaşadığı bir sitokinezle gerçekleşir. Yrd.Doç.Dr. Yosun

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz.

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası Kitabı ndan okuyunuz. KİMYASAL BAĞLAR Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz. KİMYASAL BAĞLAR İki atom veya atom grubu

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ. Çeşitli Pirimidin Türevlerinin Sentezi. Doç.Dr. Esvet AKBAŞ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ. Çeşitli Pirimidin Türevlerinin Sentezi. Doç.Dr. Esvet AKBAŞ YÜZÜCÜ YIL ÜİVERSİTESİ FE FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ Çeşitli Pirimidin Türevlerinin Sentezi Doç.Dr. Esvet AKBAŞ SUUM İÇERİĞİ: Pirimidin ve Pirimidin Türevleri Genel Özellikleri Kullanım Alanları Reaksiyonları

Detaylı

Transkripsiyon ve Transkripsiyonun Düzenlenmesi

Transkripsiyon ve Transkripsiyonun Düzenlenmesi MBG 505 BAKTERİ GENETİĞİ Transkripsiyon ve Transkripsiyonun Düzenlenmesi Emrah ÖZÇELİK Ribonükleik asit (RNA) 3 tip RNA Mesajcı RNA (mrna) (genetik seviyede) Transfer RNA (trna) Ribozomal RNA (rrna) (fonksiyonel

Detaylı

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Onkolojide Sık Kullanılan Terimler Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Kanser Hücrelerin aşırı kontrolsüz üretiminin, bu üretime uygun hücre kaybıyla dengelenemediği, giderek artan hücre kütlelerinin birikimi..

Detaylı

FARMAKOLOJİYE GİRİŞ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOLOJİYE GİRİŞ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOLOJİYE GİRİŞ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Farmakoloji : İlaç Bilimi demektir. Farmakoloji ilaçların ve ilaç olabilme potansiyeli olan maddelerin kaynakları, aktiviteleri, etki mekanizmaları, yararları

Detaylı

Tarifname P53 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR FORMÜLASYON

Tarifname P53 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR FORMÜLASYON 1 Tarifname P3 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, p3 aktivasyonu vesilesi ile anti-karsinojenik etki göstermeye yönelik oluşturulmuş bir formülasyon

Detaylı

DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU. Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN

DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU. Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN REPLİKASYON (DNA nın Eşlenmesi-Hangi DNA ) nükleer-mitokondrial Nerede? Ne zaman? Neden? DNA Replikasyon Mekanizmasının Özellikleri Özgül

Detaylı

DNA REPLİKASYONU. Dr. Mahmut Cerkez Ergoren

DNA REPLİKASYONU. Dr. Mahmut Cerkez Ergoren DNA REPLİKASYONU Dr. Mahmut Cerkez Ergoren Arthur Kornberg 1959 Nobel Ödülü "the mechanisms in the biological synthesis of DNA DNA Replikasyonu Replikasyon genetik materyalin tamamen kendi benzeri yeni

Detaylı

TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ

TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ İ.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Genetik TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ Merve YILMAZER 2601120219 İÇERİK Kromatin ve nükleozom yapısı Transkripsiyon aşamasında

Detaylı

1.1. BİLGİSAYAR DESTEKLİ İLAÇ ETKEN MADDE TASARIM VE GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ

1.1. BİLGİSAYAR DESTEKLİ İLAÇ ETKEN MADDE TASARIM VE GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ 1.1. BİLGİSAYAR DESTEKLİ İLAÇ ETKEN MADDE TASARIM VE GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren araştırmacılar, yeni ilaç etken maddesi bileşiklere ulaşabilmek amacıyla kimyasal

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Transforming growth factor ß. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur.

Transforming growth factor ß. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur. Transforming growth factor ß Hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda gelişimin düzenlenmesinde önemli işlevleri vardır. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur.

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #8

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #8 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #8 1) Arkebakteriler sıra dışı koşullarda bile yapısı bozulmadan kalabilen enzimlere sahiptir. Arkelere ait bu enzimler, I. Kalitesi düşük metal cevherlerinin işlenmesi, II. Zehirli

Detaylı

DNA Replikasyonu. Doç. Dr. Hilal Özdağ. A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: /202 Eposta:

DNA Replikasyonu. Doç. Dr. Hilal Özdağ. A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: /202 Eposta: DNA Replikasyonu Doç. Dr. Hilal Özdağ A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: 2225826/202 Eposta: hilalozdag@gmail.com 1 Watson ve Crick Gözümüzden kaçmamış olan bir nokta da.. Replikasyon

Detaylı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Cover Page. The handle  holds various files of this Leiden University dissertation Cover Page The handle http://hdl.handle.net/1887/38405 holds various files of this Leiden University dissertation Author: Balcıoğlu, Hayri Emrah Title: Role of integrin adhesions in cellular mechanotransduction

Detaylı

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005 DNA ONARIMI VE MUTASYON Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005 *DNA nın dölden döle değişmeden aktarımı için 2 süreç önemlidir: DNA ONARIMI 1. Replikasyon sürecinin doğru yapılması

Detaylı

Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten. Kimyasal Bağlar.

Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten. Kimyasal Bağlar. Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar 3 temel tip bağ vardır: İyonik İyonlar arası elektrostatik etkileşim

Detaylı

TRANSLASYON VE TRANKRİPSİYON

TRANSLASYON VE TRANKRİPSİYON TRANSLASYON VE TRANKRİPSİYON GEN İFADESİ (GEN EKSPRESYONU) Gen ifadesinin düzenlenmesi çeşitli aşamalarda olur: 1) Primer transkriptlerin oluşumu 2) Primer mrna dan matür (olgun) mrna oluşumu 3) mrna nın

Detaylı

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ Sait Murat Doğan, A. Pınar Erçetin, Zekiye Altun, Duygu Dursun, Safiye Aktaş Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, İzmir Slayt 1 / 14 Meme Kanseri

Detaylı

Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri

Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri mrna trna - rrna Taşıyıcı (transfer) RNA (trna) Nispeten küçük moleküllerdir. Bir öncu molekülün nükleusta işlenmesiyle oluşurlar. trna molekülleri, mrna

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

RİBOZOM YAPI, FONKSİYON BİYOSENTEZİ

RİBOZOM YAPI, FONKSİYON BİYOSENTEZİ RİBOZOM YAPI, FONKSİYON VE BİYOSENTEZİ Ribozom Palade adlı araştırıcı tarafından elektron mikroskop ile tanımlanmıştır. Viruslar hariç tüm canlılarda bulunan bir membranla çevrili olmayan organellerdir.

Detaylı

Soygazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasındandır.

Soygazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasındandır. KİMYASAL BAĞLAR Kimyasal bağ, moleküllerde atomları birarada tutan kuvvettir. Bir bağın oluşabilmesi için atomlar tek başına bulundukları zamankinden daha kararlı (az enerjiye sahip) olmalıdırlar. Genelleme

Detaylı

Sınıf ; Çalışma yaprağı 3

Sınıf ; Çalışma yaprağı 3 Öğrencinin Adı ve soyadı ; Sınıf ; Çalışma yaprağı 3 F.8.2. DNA ve Genetik Kod / Canlılar ve Yaşam Bu ünitede öğrencilerin; DNA ve genetik kod ile ilişkili kavramları açıklamaları ve aralarındaki ilişkileri

Detaylı

BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR

BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR 1) P. Volhardt, N. Schore; Organic Chemistry-Structure and Function, Sixth Edition. 2) H. Hart, L. E.

Detaylı

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati I. Hafta Ders Saati 15.09.2014 16.09.2014 17.09.2014 18.09.2014 19.09.2014 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Makromoleküller (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ataş) Türk Dili

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Apoptoz, Hücre döngüsü, Kanser kök hücresi, Multiselüler tümör sferoid, Prostat,Trabectedin

Anahtar Kelimeler: Apoptoz, Hücre döngüsü, Kanser kök hücresi, Multiselüler tümör sferoid, Prostat,Trabectedin [PS14] Trabectedin in (Yondelis; ET-743) CD133+/ CD44+ İnsan Prostat Kanser Kök Hücresi Üzerindeki Etkilerinin İki Boyutlu (2D) ve Üç Boyutlu (3D) Sistemde İncelenmesi Eda Açıkgöz 1, Ümmü Güven 2, Fahriye

Detaylı

8. Hafta Amino Asitler, Peptidler ve Proteinler: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI PEPTİT BAĞI

8. Hafta Amino Asitler, Peptidler ve Proteinler: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI PEPTİT BAĞI 8. Hafta Amino Asitler, Peptidler ve Proteinler: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI PEPTİT BAĞI Bir amino asidin -amino grubu 2. bir amino asidin -karboksil grubuyla reaksiyona girince bir molekül su ayrılarak

Detaylı

TRANSLASYON ve PROTEİNLER

TRANSLASYON ve PROTEİNLER TRANSLASYON ve PROTEİNLER Prof. Dr. Sacide PEHLİVAN 13 Aralık 2016 mrna daki baz sırasının kullanılarak amino asitlerin doğru sıra ile proteini oluşturmasını kapsayan olayların tümüne Translasyon veya

Detaylı

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ ENZİMLER; Tüm canlıların yapısında bulunan, Esas olarak proteinden oluşmakla beraber, organik-inorganik maddeleri de bünyesinde barındıran, Biyokimyasal tepkimeleri gerçekleştiren

Detaylı

Proteinlerin Primer & Sekonder Yapıları. Dr. Suat Erdoğan

Proteinlerin Primer & Sekonder Yapıları. Dr. Suat Erdoğan Proteinlerin Primer & Sekonder Yapıları Dr. Suat Erdoğan Sunum planı Proteinlerin moleküler yapılarını hangi kimyasal güçler belirler? Proteinlerin moleküler yapıları Primer yapı Sekonder yapı α-heliks

Detaylı

DNA REPLİKASYONU. Doç.Dr. TUĞBA YILMAZ ÖZDEN

DNA REPLİKASYONU. Doç.Dr. TUĞBA YILMAZ ÖZDEN DNA REPLİKASYONU Doç.Dr. TUĞBA YILMAZ ÖZDEN DNA sentezi (replikasyon) DNA çift heliksini oluşturan iki zincir birbirinden ayrıldığında, bu zincirlerden her biri sentezlenecek yeni zincir için kalıp olarak

Detaylı

DNA ve Özellikleri. Şeker;

DNA ve Özellikleri. Şeker; DNA ve Özellikleri Hücrelerdeki hayatsal olayların yönetimini çekirdek sağlar. Çekirdek içinde, hücrenin beslenme, solunum, üreme gibi canlılık faaliyetlerin yönetilmesini sağlayan genetik madde bulunur.

Detaylı

DNA dan Kromozomlara

DNA dan Kromozomlara DNA dan Kromozomlara Giriş DNA nın genetik bilgiyi barındırdığının anlaşılmasından sonra; DNA nın genler halinde nasıl organize olduğu ve Genetik işlevin kromozomlar halinde nasıl organize olduğu araştırılmaya

Detaylı

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu 4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ

Detaylı

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek

Detaylı

Serüveni 7.ÜNİTE Endüstride -CANLILARDA ENERJİ hidrokarbonlar

Serüveni 7.ÜNİTE Endüstride -CANLILARDA ENERJİ hidrokarbonlar Serüveni 7.ÜNİTE Endüstride -CANLILARDA ENERJİ hidrokarbonlar HİDROKARBONLAR C ve H elementlerinden oluşan bileşiklere denir. Temel element karbondur. KARBON ELEMENTİNİN BAĞ YAPMA ÖZELLİKLERİ Karbon atomları

Detaylı

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Sunum Akışı DNA replikasyonu Telomer Telomeraz Telomeraz eksikliğinde görülen hastalıklar

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA 12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA DNA (DEOKSİRİBONÜKLEİK ASİT) Temel nükleik asittir. Prokaryot hücrelerin sitoplazmasında, ökaryot hücrelerde çekirdek, mitokondri ve kloroplast organelinde bulunur.

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

18.Eyl Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi Rektörlük Programı Eğitim Köyü Rektörlük Programı Eğitim Köyü

18.Eyl Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi Rektörlük Programı Eğitim Köyü Rektörlük Programı Eğitim Köyü 18.Eyl.17 09.00-09.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi 10.00-10.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 11.00-11.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 13.00-13.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 14.00-14.50

Detaylı

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test Yeni Nesil DNA Dizileme (NGS), İmmünHistoKimya (IHC) ile Hastanızın Kanser Tipinin ve Kemoterapi İlacının Belirlenmesi Kanser Tanı

Detaylı

Prof. Dr. Esin AKI E-Mail: esinaki@ankara.edu.tr. CADD 3D QSAR > 3D İlaç Tasarımının Uygulanma Yöntemleri

Prof. Dr. Esin AKI E-Mail: esinaki@ankara.edu.tr. CADD 3D QSAR > 3D İlaç Tasarımının Uygulanma Yöntemleri E-Mail: esinaki@ankara.edu.tr CADD 3D QSAR > 3D İlaç Tasarımının Uygulanma Yöntemleri MOLEKÜLER ELEKTROSTATİK POTANSİYEL (MEP) HESAPLAMALARI 2 Molekülün belli bir uzaklıkta iken etkileşmesinde ilk önemli

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR 2. AROMATİK 1. ALİFATİK HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR TEK HALKALI (BENZEN VE TÜREVLERİ) DOYMAMIŞ

HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR 2. AROMATİK 1. ALİFATİK HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR TEK HALKALI (BENZEN VE TÜREVLERİ) DOYMAMIŞ HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR HİDROKARBONLAR 1. ALİFATİK HİDROKARBONLAR 2. AROMATİK HİDROKARBONLAR DOYMUŞ HİDROKARBONLAR DOYMAMIŞ HİDROKARBONLAR TEK HALKALI (BENZEN VE TÜREVLERİ) BİTİŞİK İKİ HALKALI (NAFTALİN)

Detaylı

BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR

BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR 1) P. Volhardt, N. Schore; Organic Chemistry-Structure and Function, Sixth Edition. 2) H. Hart, L. E.

Detaylı

hendisliği BYM613 Genetik MühendisliM Tanımlar: Gen, genom DNA ve yapısı, Nükleik asitler Genetik şifre DNA replikasyonu

hendisliği BYM613 Genetik MühendisliM Tanımlar: Gen, genom DNA ve yapısı, Nükleik asitler Genetik şifre DNA replikasyonu BYM613 Genetik MühendisliM hendisliği Hacettepe Üniversitesi Biyomühendislik BölümüB 2012-2013 2013 Güz G z DönemiD Salı 9.00-11.45, D9 Dr. Eda Çelik-AKDUR edacelik@hacettepe.edu.tr İçerik Tanımlar: Gen,

Detaylı

00220 Gıda Biyokimyası

00220 Gıda Biyokimyası 00220 Gıda Biyokimyası Hazırlayan: Doç.Gökhan DURMAZ 00220 Gıda Biyokimyası-Şubat 2013 1 Bu notların hazırlanmasında aşağıdaki eserlerden yararlanılmıştır; Biyokimya, Engin Gözükara, Nobel Tip Kitabevi,

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

RNA DNA. Nükleosit Baz + Şeker Riboz (RNA) Deoksiriboz (DNA) Ribonükleozitler : Adenozin, Pürinler: Pirimidinler: AveGdışında

RNA DNA. Nükleosit Baz + Şeker Riboz (RNA) Deoksiriboz (DNA) Ribonükleozitler : Adenozin, Pürinler: Pirimidinler: AveGdışında Bazlar : Nükleik Asitlerin karakteristik Özellikleri DNA RNA Yasin EREN Recep LiMAN Muhsin KONUK Nükleik Asitlerin Yapısı Pürinler: Pirimidinler: AveGdışında TU T,U ve Sdışında d bazı theobromin, kafein,

Detaylı