MAKROEKONOMi-SiYASET

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MAKROEKONOMi-SiYASET"

Transkript

1 EKONOMiK YAKLAŞlM 37 MAKROEKONOMi-SiYASET ilişkileri: POLiTiK DEVRESEL DALGALANMALAR Funda TELATAR* GiRiŞ Demokratik rejimierin temel niteliğinin, politika otoritelerinin seçmen tercihlerini yansıtan seçimler yoluyla göreve getirilmesi olduğu söylenebilir. Seçimlerin çok sayıda işlevi bulunmaktadır. Örneğin, seçmenler politika otoritesinin gösterdiği performans hakkındaki değerlendirmelerini seçimler aracılığıyla ortaya koyabilmektedir. İktidardaki partinin görevde kaldığı sürece gösterdiği performans hayal kırıklığı yarattığı takdirde, seçmenler tepkilerini bir sonraki seçimde verecekleri oy lar ile dile getirecek ve yeniden seçilme olasılığı azalacaktır. Seçimler yoluyla aday partiler arasında en yeteneklisinin iktidara getirilmesi de mümkün olabilmekte veya ideolojik tercihleri seçmenierin çoğunluğunun tercihlerine en yakın olan parti göreve getirilebilmektedir. Seçmenierin hangi partiye oy verecekleri konusunda karar verme sürecinde iktidar partisinin peıformansının değerlendirilmesi, siyasi sistem ile ekonomik sistem arasındaki ilişkileri ortaya koymaktadır. Seçmenler, iktidar partisinin performansını değerlendirirken veya tercihlerini en iyi yansıtan otoriteyi göreve getirmek amacıyla oy kullanırken, partinin iktidar süresince izlediği politikaların ekonomik sonuçlarını da dikkate almaktadırlar. Seçmen tercihleri ile politik partilerin davranışları arasındaki söz konusu ilişki, ekonomik politikaların siyasi boyutunu oluşturmaktadır. Siyasi partiler, varlık nedenleri olan iktidara gelme veya iktidarda kalma amaçlarına ulaşabilmek için, izledikleri ekonomik politikaların seçmenierin oy verme kararları üzerindeki etkisini dikkate almak durumundadır. izlenen ekonomik politikaların yalnızca ekonomik sonuçları ile ilgilenen makroekonomik politika çalışmalarında, siyasi faktörlerin dışsal olarak kabul edildiği görülmektedir. Başka bir deyişle, politika otoritelerinin siyasi amaçlarının bulunmadığı kabul edilmektedir. 1970'1i yıllardan itibaren popüler olmaya başlayan 'politik devresel *Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Iktisat Bölümü Ekonomik Yaklaşım, Cilt 9, Sayı 31, Kış 1998

2 38 Funda TELATAR dalgalanmalar' (political business cycles) teorisinde, politika otoritelerinin uyguladıkları ekonomik politikaların siyasi sonuçları da dikkate alınmakta; ekonomik yöntemler kullanılarak siyaset-ekonomi ilişkileri incelenmektedir. Politik devresel dalgalanmalar teorisinin ortaya çıkışı, birisi ekonomik diğeri siyasi yaşam ile ilişkili olmak üzere, iki gözleme dayanmaktadır. Ekonomik yaşama ilişkin gözlemlerimiz, politik tercihierin toplumun gelecekteki refah düzeyini çeşitli şekillerde etkilediğini ortaya koymaktadır: Toplumun gelecekte sahip olacağı sermaye stoku -binalar, makina ve teçhizat, yollar vb.- büyük ölçüde bugünkü kuşakların tüketmek yerine yatırım yapma derecesine bağlıdır. Benzer şekilde, bugün sahip olunan doğal kaynak stoku geçmişteki koruma çabaları ile doğrudan ve yakından ilişkilidir. 1970'li yıllardan itibaren ekonomistler, bugün izlenen ekonomik politikaların enflasyonist (veya deflasyonist) sonuçlarının da sonraki nesillere aktarıldığı sonucuna ulaşmışlardır (Nordhaus, 1975: 169). Dolayısıyla, ekonomik yaşam hükümetlerin izledikleri politikalardan doğrudan etkilenmektedir. Başka bir deyişle, izlenen politikalar bugünkü refah düzeyi ile gelecekteki refah düzeyi arasında yapılan tercihi içermekte ve bu yönü ile 'siyaset-ekonomi' bağlantısını önemli hale getirmektedir. "Seçmenler ekonomi ile ilgilenirken, politikacıların sahip oldukları güç konusunda endişelendikleri" şeklindeki siyasi yaşama ilişkin gözlemler, politik devresel dalgalanmalar teorisinin diğer çıkış noktasını oluşturmaktadır. 'Güç' iktidara gelme yoluyla kazanıldığına göre, politikacıların esas amacı iktidara gelebilmek, iktidarda olanlar için ise 'yeniden seçilebilmek' olmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi, iktidardaki politika otoritesinin seçimde elde edeceği sonuç, büyük ölçüde, seçim dönemlerinde ekonominin göstediği performansa bağlıdır ve söz konusu otoritenin makroekonomik performansı etkileyen politika enstrümanları üzerinde belirli bir kontrolü bulunmaktadır. Politik devresel dalgalanmalar teorisinde, belirtilen gözlemlerden hareketle, iktidardaki politika otoritelerinin kendi lehlerine sonuçlan garantilernek amacıyla, seçim öncesinde ekonomiyi manipüle etmeye çalışacakları vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, 1970'li yıllardan başlamak üzere yoğun ilgi kaynağı haline gelmiş olan politik devresel dalgalanmalar teorisinin günümüze kadar izlediği gelişme çizgisinin aktarılması amaçlanmaktadır. İkinci bölümde, politik devresel dalgalanmalar teorisini şekillendiren unsurlar ve üzerinde durulan temel sorunlar tanıtılmaktadır. Üçüncü kısım, teorinin günümüze kadar geçirmiş olduğu aşamaların ve bu aşamalarda yapılan temel nitelikteki çalışmaların incelenmesine ayrılmıştır. Dördüncü bölümde, politik devresel dalgalanmalar konusundaki farklı yaklaşımlar genel olarak değerlendirilmektedir.

3 EKONOMiK YAKLAŞlM 39 POLiTiK DEVRESEL DALGALANMALAR TEORiSiNiN GENEL ÇERÇEVESi Politik. devresel dalgalanmalar teorisinde ele alınan grupta toplanabilir (Nordhaus, 1989: 2): temel faktörler ve konular beş - Seçmenler. Oy verme sürecini etkileyen ve yönlendiren faktörler nelerdir? Ekonomik olayların oylama davranışı üzerinde etkisi var mıdır? Seçmenler partiler arasında tercih yaparken, gelecekte gösterecekleri performansları mı karşılaştırmaktadır, yoksa yalnızca partilerin geçmişte göstermiş oldukları performansları mı baz alırlar? Seçmenler rasyonel beklentilere sahip ve iyi bilgilendirilmiş birimler midir, yoksa rasyonel olmayan ve eksik bilgi sahibi birimler midir? - Partiler. Siyasi liderleri veya partileri motive eden esas unsurlar nelerdir? Geçmişteki konumlarını, parti taraftarlarının görüşlerini ve izleyecekleri politikaların yaratacağı fiili sonuçları dikkate almaksızın, yalnızca seçilme (veya yeniden seçilme) olasılıklarını maksimize edecek şekilde 'oportünistik' davranış mı sergilemektedirler, yoksa 'ideolojik veya partizan' davranış içinde, iktidara gelmeye ve politik popülariteye özel bir ağırlık vermeksizin, belirli seçmen gruplarının çıkarları doğrultusunda ekonomik ve sosyal sonuçlar yaratacak politikalar mı izlemektedirler? - Ekonomik Yapı. Ekonominin yapısı nedir? Siyasi partiler veya hükümetler, izledikleri politikalar yoluyla, ekonomik sonuçlar üzerinde etkili olabilirler mi, yoksa politika etkinsizliği mi söz konusudur? Ekonomik sonuçlar üzerinde etki yaratma açısından önem taşıyan politika enstrümanları (maliye politikası, transfer ödemeleri, para politikası vb.) nelerdir? Söz konusu enstrümanlar hangi otoritenin (hükümet, merkez bankası vb.) kontrolü altındadır? - Şoklar. Siyasi süreci ve ekonomiyi etkileyen şoklar nelerdir? Şoklar dışsal nitelikte midir (kasırga, kıtlık, dış savaşlar vb.), yoksa siyasi sürecin kendi bünyesinden kaynaklanan 'içsel' nitelik mi taşımaktadır (örn. hükümetin yerine gelecek hükümete büyük bir bütçe açığı veya yüksek düzeyde enflasyon devretmesi)? - Beceri (competence) düzeyi. Partiler amaçlarına yeterli ve etkin biçimde ulaşabilmekte midir, yoksa izledikleri politikalar yoluyla seçmenleri tatmin edememekte ve/veya ideolojik amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak sonuçlar elde edememekte midir? Literatürde yukarıda verilen beş temel unsur üzerine çok sayıda yaklaşım geliştirilmiş olmasına rağmen, esas olarak üzerinde durulan konuların seçmen ve parti davranışları olduğu görülmektedir.

4 40 Funda TELATAR POLiTIK DEVRESEL DALGALANMALAR TEORISININ GELiŞIM EVRELERI Politik devresel dalgalanmalar üzerine literatür, birbirinden kesin çizgiler ile ayrılabilen, iki evrede gelişmiştir. Birinci evre, 70'li yılların ortalarında Nordhaus (1975) ve Lindbeck (1976)'in "oportünistik" devresel dalgalanmalar üzerinde yaptıkları etkili çalışmalar ile Hibbs (1977)'in "partizan veya ideolojik" devresel dalgalanmalara ilişkin çalışması tarafından şekillendirilmiştir. Söz konusu çalışmaların ortak noktaları, seçmen davranışlarında geçmişe yönelik (retrospective), uyarlayıcı beklentileri esas almalan ve ekonomiyi negatif eğimli Phillips ilişkisi itibariyle tanımlamalarıdır. Politik devresel dalgalanmalar teorisindeki ikinci evre, rasyonel beklentilerin makroekonomi literatürüne devrim niteliğindeki girişi ile başlayan süreç tarafından şekillenmiştir. Söz konusu evrede yapılan çalışmalar, 80'li yılların ortalarında geliştirilen pozitif ekonomik politika teorisine oyun-teorik yaklaşımın bir uzantısı niteliğindedir. Cukierman ve Meltzer (1986), Rogoff ve Sibert (1988), Rogoff (1990) ve Persson ve Tabeliini (1990) 'rasyonel oportünistik' modeller ortaya koyarken, Alesina (1987) 'rasyonel partizan' yaklaşımı geliştirınektedir. 1. I. EVRE: RASYONEL BEKLENTlLER ÖNCESl POLlTtK DEVRESEL DALGALANMALAR TEORlSl Yukarıda belirtildiği gibi, politik devresel dalgalanmalar teorisinin birinci evresinde yer alan modeller, seçmen davranışları konusunda aynı yaklaşımı benimsemekte ve esas olarak siyasi parti davranışları konusunda yaptıkları varsayımlar itibariyle farklılaşmaktadır. 'Oportünistik' modellerde, politik partiler popülariteleri ya da yeniden seçilme olasılıklarını maksimize etmekte iken, 'partizan (veya ideolojik)' modellerde partiler farklı seçmen gruplarının çıkarlarını temsil etmekte ve iktidara gelmeleri halinde kendilerini destekleyen grupların yararına olan politikalar izlemektedirler. A. OPORTÜNİSTİK DEVRESEL DALGALANMALAR İlk kez Nordhaus (1975) ve McRae (1977)'nin çalışmaları ile ortaya atılan politik devresel dalgalanmalar teorisinin (PBC) varsayımları aşağıda verilmektedir (Alesina ve Roubini, 1990: 101): 1. Ekonomi Phillips eğrisi ile tanımlanmaktadır: u 1 == u + out+ ı + y (ıt 1 n0 + Ft, (. < o < ı, y < (. (1) Burada u işsizlik düzeyini göstermektedir. (1) numaralı denklemden hareketle elde edilen terimi 1t 1-o, durağan durum 'doğal' işsizlik düzeyini ifade etmektedir. Iıı içinde bulunulan dönemde gerçekleşen enflasyon, n~ beklenen enflasyon, E sıfır

5 EKONOMiK YAKLAŞlM 41 ortalamalı tesadüfi şok terimi, a ve y parametrelerdir. 1 Denklemdeki otoregresif terim, işsizlikte çeşi-tli nedenlerden dolayı süreğenlik olduğunu ifade etmektedir. "Doğal" işsizlik düzeyi, genellikten kaybetmeksizin, sıfırda normalleştirilmektedir Enflasyon beklentilerinin oluşum süreci uyarlayıcı (adaptive) niteliktedir: (2) Yukarıda verilen denkleme göre, içinde bulunulan dönemde beklenen enflasyon yalnızca geçmişteki enflasyona bağlıdır. 1. ve 2. varsayımlar, enflasyonda ortaya çıkan bir artışın işsizlikte her zaman için bir düşüş yaratacağı anlamına gelmekte ve enflasyon beklentileri uyarlayıcı nitelikte tanımlandığı için, fiili enflasyonu ancak gecikme ile yakalayabilmektedir. 3. Politika otoriteleri enflasyonu doğrudan kontrol edebilmektedir.3 4. Politikacıların ilgilendikleri tek şey iktidara gelmek veya iktidarda kalmaktır; başka bir deyişle, 'oportünist' olarak nitelenen bir davranış sergilemekte, partizan (veya ideolojik) amaçları bulunmamaktadır.4 5. Seçmenler hangi partiye oy verecekleri konusunda karar verirken geçmişe yönelik (retrospective) bir davranış göstermektedir. İktidar partisinin performansını, görevde kaldığı süre içinde ekonominin durumuna bakarak ve uzak geçmişe ait gözlemleri iskonto ederek değerlendirmektedirler. Ayrıca seçmenler, rastlantısal olarak ortaya çıkan olumlu koşulları, politika otoritelerinin becerilerinden kaynaklanan olumlu koşullardan ayırt edememektedirler. 6. Seçim zamanları dışsal olarak belirlenmektedir. Yukarıda verilen varsayımlardan çıkan temel hipotez, iktidar partilerinin (hükümetlerin) yeniden seçilme şanslarını arttırmak amacıyla, ekonomi üzerindeki kontrollerini kullanacaklarıdır. Seçmenlerin, aşağıda belirtildiği gibi, yüksek gelir, yüksek büyüme, düşük işsizlik ve düşük enflasyon konusunda 'oturmuş' (well-established) tercihleri olduğu için, iktidar partisinin her seçim öncesinde seçmen tercihlerine uygun sonuçlar yaratmaya çalışması beklenmektedir. Politik devresel dalgalanmalar teorisi yukarıda açıklanan basit mantık üzerine kuruludur. Nordhaus (1975), seçmenierin makroekonomik trade-off'u bilmediklerini varsaymakta ve bu nedenle oy lama davranışlarında parti platformlarının her yönü ile dikkate alındığını varsaymanın akla uygun olmadığını belirtmektedir. Modelde, ekonomik yaşamda hanehalklarını oluşturan seçmenlerin, partilerin geçmişteki davranışlarından hareketle 'olağan' davranışlarının neler olduğu konusunda bir beklentiler seti oluşturdukları varsayılmaktadır. Seçmenler, iktidardaki partinin içinde bulunulan dönemdeki

6 42 Funda TELATAR davranışlarını, geçmişteki olayları da içeren 'olağan' davranışları ile karşılaştırarak, bir değerlendirme yapmaktadırlar. Gerçekleşen ekonomik koşullar partilerin 'olağan' davranışları ile şekillenen 'beklentilere' oranla kötüleşmiş ise, seçmenler iktidar partisine oy vermemekte; tersi durumda ise iktidar partisi lehine oy kullanmaktadırlar. Nordhaus (1975: 1 73)'ta bireysel oy lama süreci şöyle açıklanmaktadır: Aralarında tercih yapılacak iki parti bulunmaktadır. Seçmenler içinde bulunulan t zamanında, iktidar partisinin gösterdiği performansı (zt), subjektif performans standartları ~1 ile karşılaştırmaktadır. 5,6 İktidar partisi subjektif standardın üzerinde performans göstermiş ise seçmenler bu partiye; standardın altında performans göstermiş ise muhalefet partisine oy vermektedir. Modelde, seçmenierin oylama fonksiyonu ile temsil edilen (V) tercihlerinin partiler tarafından tam ve mükemmel biçimde bilindiği varsayılmaktadır.7 Dolayısıyla, hükümet iktidarda kaldığı süre boyunca, bir somaki seçimlerde elde edeceği oy oranını maksimize edecek politikalar izlemektedir. Başka bir deyişle, partiler seçimleri kazanmak amacıyla seçmenleri etkileyecek politikaları tercih etmektedirler. Partilerin tek amaçlarının iktidara gelmek olduğu varsayımının en önemli implikasyonu, 'ortadaki seçmen' (median voter) teoreminden hareketle, iki partinin seçmen tercihleri hakkında aynı bilgiye sahip olmalan halinde, seçim rekabetinin parti politikalarının tam olarak 'yakınsaması' (full convergence) sonucunu doğurmasıdır. seçim öncesinde aynı politikaları izlemektedir. Buna göre, iki parti ortadaki seçm~nin oyunu almak amacıyla, Nordhaus (1975:175), aşağıda verilen bütüncül (aggregate) oylama fonksiyonunun iskonto edilmiş bugünkü değerini sosyal refah fonksiyonu olarak kullanmaktadır: S (3) (3) denklemine göre, hükümetin izleyeceği politikalara yönelik seçim öncesinde hazırladığı strateji (izleyeceği politikalara ilişkin plan), seçmenierin vaat edilen işsizlik ve enflasyon oranlarına ilişkin oylamalarının zaman içinde p oranında iskonto edilmiş kısmı ile değerlendirilmektedir. İktidar partisi (hükümet) (1) ve (2) numaralı denklemlerde verilen ve ekonominin yapısı ile seçmen davranışlarını tanımlayan kısıtlar altında (3) numaralı denklemdeki sosyal refah fonksiyonunu maksimize etmeye çalışmaktadır. Nordhaus (1975)'ta, iktidar partisinin oylama fonksiyonu itibariyle tanımlanan sosy~l refah fonksiyonunu maksimize etme çabaları, politik devresel dalgalanmaların kaynağını oluşturmaktadır. İdeolojik farklılık göstermediği varsayılan partiler, iktidarda iken aynı politikayı izlemektedirler9: Görev süresinin sonuna doğru 'kısa-dönem' Phillips eğrisinin avantajlarından yararlanarak ekonomiyi manipüle etmektelo; seçim sonrasında seçim öncesinde yaratılan ekonomik genişlemenin sonucu olarak enflasyonda artış ortaya

7 EKONOMİK YAKLAŞlM 43 çıkmakta ve iktidar partisi enflasyonu düşürmek amacıyla daraltıcı politikalar izlenmektedir. ı ı Modelin diğer temel öngörüsü, seçmenierin geçmişe yönelik değerlendirmeleri nedeniyle, politik sistemin kısa bir zaman ufkuna sahip olduğu ve yüksek enflasyon dengesine doğru hareket edeceğidir (Nordhaus, 1989: 4). Yukarıda açıklanan 'oportünistik' devresel dalgalanmalar teorisine, gerek teorik gerekse ampirik düzlemlerde yoğun eleştiriler yöneltilmiştir. McCallum (1978), Golden ve Poterba (1980), Beck (1982,1984), Chapell ve Keech (1986) ve Havrilevsky (1987), pür PBC hipotezini, açık veya örtük biçimde, reddetmektedirler. Tufte (1978), Frey ve Schneider (1978), Laney ve Willett (1983) ise, enflasyon ve işsizlik yerine harcanabilir gelir ve transferler üzerine kurulu modellerinde PBC lehine bazı sonuçlara ulaşmaktadırlar. Nordhaus'un pür PBC modeli lehine tatmin edici ampirik desteğin sağlanmamış olması, aşağıda açıklanan 'partizan' teoriye, özellikle para politikası açısından duyulan ilgiyi arttırmıştır (Alesina ve Sachs, 1988: 65). Pür PBC modeline yönelik eleştirilerin esas olarak modelin varsayımları üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Politikacıların esas amaçlarının iktidarda kalmak olduğu genel olarak kabul edilse de, seçmen davranışları ve politikacıların ekonomi üzerinde fiilen sahip oldukları kontrolün derecesi hakkında bazı şüpheler doğmuştur. ı 2 Söz konusu şüphelerden kaynaklanan eleştirilerden birisi, para ve maliye politikasına ilişkin kararların doğrudan hükümetler tarafından değil, çıkarları seçimle göreve gelmiş kişilerden tamamen farklı olabilen diğer otoriteler tarafından verildiği şeklindedir. Buna göre, kamu harcamalan ve vergilerin toplanması çok sayıda bürokratın etkisi altında iken, para arzı ve faiz oranları hakkındaki kararlar, genellikle, en azından kısmen bağımsız merkez bankası yöneticilerinin kontrolündedir. Nordhaus 'un PBC modeline yönelik itirazların genel çizgisinden bir ölçüde ayrılan bir eleştiri Schultz (1995) tarafından yapılmaktadır. Schultz'a göre modelin temel eksikliği ve hatası, politikacıların esas olarak iktidan amaçladıkları şeklindeki varsayımın, hükümetlerin izleyecekleri politikalar konusundaki karar hesaplannın kapsamlı analizine izin vermemesidir. Modeldeki asıl unsur konumundaki hükümetlerin çıkarları tam olarak anlaşılınadığı sürece, seçmenierin hükümetlerin beklenen davranışıarına ilişkin değerlendirmeleri kaçınılmaz biçimde eksik olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, kurumsal kısıtlar ve seçmen davranışiarına yönelik eleştiriler ikinci planda kalmaktadır. Schultz, birincil aktörlerin (hükümetler) çıkarlarının eksik tanımlanmış olmasının, pür PBC modellerinin ampirik çalışmalardaki başarısızlığının nedeni olduğunu ileri sürmektedir. Schultz'a göre, söz konusu modellerde örtük olarak yer alan "hükümetlerin ekonomiyi manipüle etme konusunda her seçim döneminde benzer güdüler ile karşı karşıya kaldığı" varsayımı gerçekleri doğru biçimde yansıtmamaktadır; söz konusu güdüler, dönemin politik gereklerine bağlı olarak seçimden seçime değişebilmektedir. Hükümetin ekonomiyi

8 44 Funda TELATAR manipüle etmeksizin sahip olduğu yeniden seçilme olasılığı ne kadar yüksek ise, inandırıcılığına (reputation) zarar vereceğini bildiği ve gelecekteki makroekonomik performans üzerindeki etkileri nedeniyle, kendisi açısından maliyet yaratacak dalgalanmalara yol açmaktan elde edeceği kazanç da o kadar düşük olacaktır.13 Dolayısıyla, hükümetlerin ekonomiyi manipüle etme derecesinin, seçime giderken sahip oldukları politik güvence ile ters yönde ilişkili olması gerekmektedir.l 4 Pür PBC modellerinde, hükümetlerin seçimler arasında farklılaşan güdüleri dikkate alınmadığı için, politika manipülasyonlarının ortaya çıkmadığı seçim dönemleri, PBC modeline yönelik tesderin başarısız olması sonucunu yaratabilmektedir. Schultz (1995: 83)'a göre, hükümetlerin ekonomiyi manipüle etme derecelerinin seçimden seçime değiştiği varsayımının ne ölçüde anlamlı olduğunu görmek için, hükümetlerin her seçim döneminde karşı karşıya kaldığı optimizasyon probleminin incelenmesi gerekmektedir. Hükümetler politika manipülasyonu derecesini, sağlanacak marjinal faydayı ortaya çıkacak marjinal maliyete eşit olacak düzeyde belirleyeceklerdir. Buradan hareketle, pür PBC modelinde varsayıldığı gibi, her seçim döneminde manipülasyon derecesinin aynı olduğu şeklindeki kabulün geçerli olması için gerekli koşullar ortaya konulabilir. Birinci koşul, ekonomik manipülasyonun marjinal fayda ve maliyetlerinin seçimden seçime önemli farklılık göstermeyen değişkenierin fonksiyonu olarak tanımlanmasıdır. Bu durumda, her seçim döneminde aynı manipülasyon düzeyi seçilecektir. İkinci koşul, seçim öncesinde ekonomiyi manipüle etmenin hiç bir maliyet yaratmamasıdır. Buna göre, marjinal fayda seçimden seçime değişse bile, hükümetlerin elde etmeyi bekledikleri seçim kazançlarını arttırabilecek politikalardan vazgeçmeleri gerekmeyecektir. Sonuç olarak, politika manipülasyonlarının her seçimde ulaşılabilir maksimum düzeyde gerçekleşmesi beklenecektir. Schultz, pür PBC modelinin doğru olabilmesi için gerekli koşulların gerçekte var olduğuna inanmanın iki nedenden dolayı anlamlı olmadığını ileri sürmektedir. Birincisi, ekonomiyi manipüle etmenin marjinal faydası, büyük ölçüde, hükümetin seçime giderken içinde bulunduğu siyasi ihtiyaçlara bağlıdır. Seçim rekabeti ne kadar yoğun ise, politika manipülasyonunun marjinal faydası o kadar yüksek olacaktır. İkincisi, ekonomiyi manipüle etmenin maliyetsiz olması beklenemez. Maliyederin kaynağı, oportünist politikaların hükümetlerin seçmenler nezdindeki inandırıcılığı açısından taşıdığı riskler ve ekonomi üzerinde yarattığı zararlı etkilerdir.l5,l6 Hükümet seçime giderken kendisini ne kadar güvencede hissediyorsa, ekonomiyi manipüle etmenin marjinal faydası o kadar küçük, gelecekte yaratacağı maliyetler o kadar büyük olacaktır. Hükümetin kendisini oy potansiyeli açısından zayıf hissetmesi durumunda ise, manipülasyon sonucu elde edilecek faydalar büyük olurken, gelecekteki maliyetler büyük ölçüde azalacaktır.

9 EKONOMiK YAKLAŞlM 45 B. PARTİZAN (İDEOLOJİK) DEVRESEL DALGALANMALAR Douglas Hibbs (1977) tarafından geliştirilmiş olan 'partizan (ideolojik)' teoride (PT), daha önce incelenen PBC teorisinin 1., 2., 3. ve 6. varsayımları geçerliliğini korumakta; 4. ve 5. varsayımlar ise, aşağıda verilen varsayımlar ile değiştirilmektedir 17 (Alesina ve Roubini, 1990: 103): 4' Politikacılar, farklı partilerin farklı amaç fonksiyonlarını maksimize etmesi anlamında, 'partizan' davranmaktadırlar. Siyasi yelpazenin solunda yer alan partiler işsizliğe, sağında yer alan partiler enflasyona göreli olarak daha büyük ağırlık vermektedir. 18 5' Seçmenler, partiler arası partizan farklılığın bilincindedir ve 'en çok tercih ettikleri' ekonomik sonuçlara yakın politikaları izleyeceğini vaat eden partiye oy vermektedirler. Hibbs (1977: 468)'in analizinin temelini, üretim faktörlerinin milli gelirden aldıkları payların 'genişleme-daralma' şeklinde ortaya çıkan devresel dalgalanmalar boyunca gösterdiği değişim kalıbı oluşturmaktadır. Hibbs, devresel dalgalanmanın çukur noktasından sonra, kar/ücret oranının gittikçe arttığını, ekonomik genişlemenin yarısında maksimum düzeye ulaştığını ve daha sonra önemli ölçüde düştüğünü kabul etmektedir. Dolayısıyla, işsizlik düşerken enflasyonun arttığı yükseliş döneminin ikinci yarısında, karlar ücretiere oranla önemli ölçüde daralmaktadır; söz konusu dönemler 'ücret-önderliği' (wagelead) veya 'kar deflasyonu' dönemleri olarak tanımlanmaktadır. Hibbs, ücret ve karlarda gözlenen devresel kahbın uzun süreli genişleme dönemlerinde devam edip etmediğini söylemenin güçlüğüne işaret ederek, ücret ve maaş gelirli grubun ekonomik durumunun, göreli olarak düşük işsizlik-yüksek enflasyon dönemleri boyunca -gerek göreli gerekse mutlak anlamda- önemli ölçüde iyileştiğini ortaya koymaktadır. Üretim faktörleri paylarında devresel dalgalanmalar boyunca gözlenen değişim, enflasyon ve işsizliğe ilişkin kaygıları sosyal sınıf- bağlantılı hale getirmektedir: Düşük ve orta gelir grubu, işsizlikten enflasyona oranla daha fazla kaçınma güdüsüne sahip iken, yüksek gelir grubu enflasyon konusunda işsizlikten daha fazla endişe duymaktadır _19 Ekonomik koşullara karşı duyarlılık açısından gelir grupları arasında ortaya çıkan farklılık, sözkonusu grupların öncelik verdiği politikaları izlemeyi vaat eden politikacılara oy vermeleri sonucunu yaratmaktadır. Partizan teoride, partilerin destek aldıkları seçmen gruplarının çıkarları doğrultusunda davrandığı; başka bir deyişle, söz konusu grupların tercihlerine uygun politikalar izledikleri kabul edilmektedir. Gelişmiş sanayi ülkelerinin büyük kısmında politik partilerin, kendilerine destek veren seçmen gruplarının sosyal statüsü, gelir düzeyi ve diğer ilgili sosyoekonomik karakteristikler açısından önemli ölçüde birbirinden ayırt edilebildikleri şeklindeki gözlem, belirtilen varsayımın temelini oluşturmaktadır. Başka bir deyişle, sağ ve sol partilerin ekonomik hedeflerinin birbirinden farklı olması, gelir ve meslek gruplarının

10 46 Funda TELATAR ekonomik çıkar ve tercihierindeki farklılıkları yansıtmaktadır. Dolayısıyla, İngiltere örneğindeki gibi, işçi-kökenli, çalışan sınıf bazlı sosyalist ve işçi partilerinin tam istihdama verdiği önem enflasyondan çok daha büyük iken, sermaye sahibi, daha yüksek gelir grubu bazlı muhafazakar partilerin fiyat istikrarına verdiği ağırlık daha fazla olmaktadır. Hibbs'in, sekiz sanayileşmiş ülkedeki deneyimlerden hareketle uyarladığı ve ekonomik politika hedeflerine verilen öncellikler açısından sol-sağ partiler arasında gözlenen farklılıkları yansıtan tablo aşağıda verilmektedir. Tablo 1. Politik Partilerin Ekonomik Hedeflere Yönelik Tercihleri* Sosyalist-İşçi Merkez Muhafazakar Tam istihdam Gelir dağılımında adalet Ekonomik büyüme Fiyat istikrarı Ödemeler dengesi Fiyat istikrarı Fiyat istikrarı Ekonomik büyüme Ödemeler dengesi Tam istihdam Gelir dağılımında adalet Ekonomik büyüme Ödemeler dengesi Tam istihdam Gelir dağılımında adalet *Partilerin ekonomik hedeflere verdiği ağırlıklar yukarıdan aşağıya doğru azalmaktadır. Hibbs, ABD ve İngiltere için yaptığı zaman serisi analizinde, gözlemlerine uygun biçimde, ABD'de Demokrat Parti'nin Cumhuriyetçi Parti'ye oranla ve İngiltere'de İşçi Parti'sinin Muhafazakar Parti'ye oranla, işsizliğe enflasyondan daha fazla ağırlık verdiklerini göstermektedir: Demokrat Parti ve İşçi Parti' sinin iktidar dönemlerinde işsizlikte düşüş olduğu gözlenirken, Cumhuriyetçi Parti ve Muhafazakar Parti yönetimlerinde işsizliğin arttığı görülmektedir. Bulgularından hareketle, Hibbs, siyasi partilerin iktidarda bulundukları süre boyunca, kendi seçmen gruplarının ekonomik tercihlerine uygun politikalar izledikleri sonucuna ulaşmaktadır. Siyasi partilerin açıklanan davranışı, sol partilerin Phillips eğrisi üzerinde, sağ partilerin tercih ettiğinden daha yüksek enflasyon-daha düşük işsizlik içeren bir noktayı tercih ettiklerini göstermektedir. Siyasi partilerin makroekonomik sonuçlar konusunda farklı tercihlere sahip oldukları dayanan.'ideolojik' veya 'partizan' devresel dalgalanmalar, 'oportünistik' düşüncesine

11 EKONOMiK YAKLAŞlM 47 devresel dalgalanmalardan önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Partizan teoride siyasi partiler yeniden seçilebilmek amacıyla ekonomiyi manipüle etmemekte ve devresel dalgalanmalar, iktidardaki partinin değişmesi halinde ortaya çıkmaktadır. 2. ll. EVRE: RASYONEL BEKLENTtt..ER SONRASI POLİTİK DEVRESEL DALGALANMALAR TEORİSİ Uyarlayıcı beklentiler mekanizmasına ve negatif eğimli Phillips eğrisine dayalı pür PBC modellerinde, partilerin tek amacı iktidarda kalmak veya iktidara gelmek şeklinde ortaya konulduğu için, partiler seçilme şanslarını arttıracağı beklentisi ile seçimlere yakın sosyal optimal politikadan ayrılma güdüsüne sahip olmaktadırlar.20 Rasyonel beklentilere sahip olmayan ve oylarını geçmişe yönelik değerlendirmelere göre veren seçmenleri kandırmak göreli olarak kolay olmaktadır (Alesina ve Tabellini, 1988:544).21 Seçmenler, güncel olaylara geçmişteki olaylardan çok daha büyük ağırlık verdikleri için, hemen seçim öncesinde düşük işsizlik (veya düşük enflasyon) gözledikleri takdirde iktidar partisine, tersi durumda muhalefet partisine oy vermektedirler.22 Pür PBC modellerinde seçmenierin geçmişteki olayları geriye doğru artan ölçüde değer kaybına uğradıkları başka deyişle, zayıf bir hafızaya sahip oldukları varsayıldığı için, her seçim döneminde yeniden kandırılabilmektedirler. Böyle bir kurguda, seçmenler geçmişten asla ders almamakta ve politika otoriteleri inandırıcılıklarını asla kaybetmemektedirler. Rasyonel beklentilerin makroekonomik teoriye devrim niteliğindeki girişi ile birlikte, pür PBC modellerinin varsayımları ve öngörüleri sorgulanmaya başlamıştır. Rasyonel beklentiler hipotezi, geleneksel olarak nitelenebilecek 'oportünistik' ve 'partizan' teorilerde tanımlanan seçmen davranışının yeniden formüle edilmesini gerektirmiş ve makroekonomisiyaset ilişkileri, siyasi partiler ile seçmenler arasındaki karşılıklı stratejik hareketler ile şekillenen oyun-teorik bir çerçevede incelenmeye başlamıştır. 1. RASYONEL OPORTÜNlSTlK DEVRESEL DALGALANMALAR Persson ve Tabellini (1990)'de, oportünistik devresel dalgalanmalara rasyonel beklentiler yaklaşıırunın (RPBC) Rogoff ve Sibert (1988) öncülüğünde ortaya atılan temel öngörülerini özetleyen bir model sunulmaktadır. Söz konusu modelde, 1., 3., 4. ve 6. varsayımlar, Nordhaus modelindeki şekli ile korunmaktadır. 2. ve 5. varsayımlar ise aşağıdaki şekilde değiştirilmektedir: 2' n:~ (n:, It-ll seçmenler ilgili tüm ekonomik değişkenler hakkında rasyonel beklentilere sahiptir. Burada E(.) beklenti işlemeisi ve, t-1 döneminde seçmenierin sahip olduğu bilgi setidir. Seçmenierin t dönemine ilişkin beklentilerini, t-1 döneminde mevcut tüm bilgiye dayalı olarak oluşturduğu varsayılmaktadır. 2" It- ı farklı politik partilerin ekonomiyi idare etme konusundaki 'beceri' düzeyleri dışında, ilgili tüm bilgiyi içermektedir. Başka bir deyişle, seçmenler, hükümetin ekonomiyi

12 48 Funda TELATAR idare etme konusundaki yeteneksizliğinden kaynaklanan 'olumsuz' şokların etkilerini, dışsal şokların etkilerinden mükemmel biçimde ayırt edememektedirler. 5' Seçmenler, seçildikleri takdirde kendilerine en büyük faydayı sağlayacağını rasyonel olarak bekledikleri adaya oy vermektedirler. Ayrıca, seçmenler ekonomiye vuran dışsal şokların etkilerini hükümetin ekonomiyi idare etme konusundaki yeteneksizliğinden kaynaklanan şokların etkilerinden ayırt edebilmek için çaba harcamaktadırlar. s" Seçmenierin fayda fonksiyonları arasında farklılık bulunmamaktadır. Yukarıda verilen 2" varsayım, politika otoriteleri ile seçmenler arasında bilgi asimetrisi olduğunu ifade etmekte ve aşağıda açıklandığı gibi RPBC modelinin öngörüleri açısından kritik önem taşımaktadır. Hükümetin kendi gerçek beceri düzeyi hakkında bilgi sahibi olmasına karşılık, seçmenierin bu konuda tam bilgi sahibi olmamaları, modeldeki asimetrik bilgi yapısının kaynağını oluşturmaktadır. Politika otoritelerinin becerisi, enflasyonu göreli olarak düşük düzeyde tutarken, işsizliği de düşük (veya büyüme hızını yüksek) tutabilme yeteneği; başka deyişle, politika problemlerini çözebilme yeteneği veya Cukierman ve Meltzer (1986)'deki gibi, ekonomiyi tesadüfi şoklardan uzak tutabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.23' 24 Nordhaus (1989: 4)'ta belirtildiği gibi, seçmenierin 'ultrarasyonel' oldukları varsayımı, pür PBC modeline yönelik en etkili eleştiri konumundadır. Ultrarasyonalite varsayımına göre, seçmenler partiler ile aynı bilgiye sahiptir; kararlarını bugün izlenen politikaların gelecekte yaratacağı sonuçları da dikkate alarak (forward-looking) vermekte ve ilk kez McCallum (1978)'da ortaya konulduğu gibi, bir kez gözledikleri olayı bir daha asla unutmamaktadırlar. Görüldüğü gibi, politik devresel dalgalanmalar literatürünün ikinci evresinde, gelecekteki performansa ilişkin rasyonel beklentilere sahip seçmenler, birinci evrede tanımlanan ve beklentilerini oluştururken geleceği hesaba katmayan 'miyop' seçmen tipinin yerini almıştır. Seçmen tanımındaki söz konusu değişiklik, politik partileri ekonomiyi manipüle etme ve seçim şanslarını etkileme yetenekleri açısından ilave kısıtlar altına sokan, yeni bir öngörüler seti yaratmıştır. Bu bağlamda seçimler, iktidar partisi üzerine yeni güdü kısıtları getiren unsurlar olarak görülmekte; hükümetin değişmesine yol açabilmeleri nedeniyle de, gelecekteki ekonomik politikalar hakkında belirsizlik yaratmaktadırlar. İktidardaki partinin seçtiği politikalar, kısmen seçimleri kazanma ve dolayısıyla seçmenleri hoşnutetme arzusu tarafından şekillenmektedir. Modelde, seçmenler hükümetin seçimleri kazanmak amacıyla ekonomiyi manipüle etme güdülerini doğru biçimde algıladıkları sürece, seçim öncelerinde istihdamda sistematik bir artış (veya işsizlikte sistematik düşüş) gözlenmeyeceği ileri sürülmektedir.25 Rogoff ve Sibert (1988: 1), söz konusu argümanı bir örnek çerçevesinde yönelttikleri sorular ile açıklamaktadır: "Hükümetin halkı memnun etmek için, seçim öncesinde transfer ödemelerini arttırdığı veya vergileri düşürdüğü" kabul edildiği takdirde, seçmenierin vergi

13 EKONOMiK YAKLAŞlM 49 çarpıklıklarını (distortion) zaman içine optimal olmayan biçimde dağıtan bir adayı tercih etmeleri nasıl açıklanabilir? Ayrıca, iktidar partisinin bu tip politikalar izleyerek gelecek dönem için iyi sonuçlar yaratacağını ileri sürmek mümkün müdür? Bu noktada, 2" varsayımdaki bilgi asimetrisinin model açısından taşıdığı önem ortaya çıkmaktadır. Seçmenler ile partilerin aynı bilgiye sahip olmaları halinde, yani bilgi asimetrisinin bulunmadığı durumda, partilerin ekonomiyi seçimleri kazanmak amacıyla manipüle ederek seçmenleri 'kandırmaları' mümkün değildir. Hükümet, seçmenierin bugünkü kazançları gelecekteki maliyetlere tercih ettikleri düşüncesinden hareketle, seçim öncesinde ekonomiyi manipüle edecek olursa, nitrarasyonel seçmenler hükümetin amaçlarını derhal aniayacak ve hükümetin çabaları sonuç vermeyecektir. Bunun sonucu olarak, seçmenleri kandıramayacağının bilincinde olan rasyonel oportünist partiler, seçim öncesi ekonomiyi manipüle etmeye çalışmayacak ve dolayısıyla politik devresel dalgalanmalar yaratmayacaklardır. O halde, modelde iktidar partisinin ekonomiyi manipüle ederek, seçmenleri 'kandırabilmesi' için, seçmeniere oranla sahip olduğu bilgi üstünlüğünü kullanması gerekmektedir. Rogoff ve Sibert'in modelinde, iktidar partisinin beceri düzeyi, karşı karşıya kaldığı politika problemlerinin yapısına bağlı olduğu için, tesadüfi yapıdadır. Bununla birlikte, beceri düzeyinin kısmen süreklilik gösterdiği de ileri sürülmektedir. Bunun gerisindeki mantık şöyle açıklanabilir: İktidardaki parti geçmiş dönemde ekonomi yönetimi konusunda becerisini ispatlamış ise, dışsal koşulların yavaş değişiyor olması ve/veya problemlerle başa çıkabilme yeteneğinin dönemler itibariyle pozitif ilişkili olması nedeniyle, gelecek dönemde de başarılı olması beklenecektir. Seçmenler muhalefet partisinin beceri düzeyini gözleyemedikleri için, seçim öncesinde iktidar partisinin beceri düzeyi hakkında olumlu sinyaller aldıkları sürece, bu partiye oy vereceklerdir.26 Bundan dolayı, hükümetin seçim öncesinde beceri düzeyi hakkında seçmeniere sinyal verme güdüsü bulunmaktadır. Hükümet söz konusu sinyali, Rogoff ve Sibert (1988)'deki gibi, seçim öncesinde vergileri düşürerek veya Persson ve Tabellini (1990)'deki gibi, istihdamı arttırarak verebilir.27 Bununla birlikte, seçim öncesinde sinyal verme amacıyla kullanılan politikaların seçim sonrasında yaratacağı maliyetierin uygun politikalar aracılığıyla ortadan kaldırılması gerekmektedir. Örneğin, hükümet seçim öncesinde vergileri düşürmüş ise, daha sonra senyoraj yoluyla kamu harcamalarını finanse etme yoluna gidebilir; seçim öncesinde istihdamı arttırmış ise, seçim sonrasında ortaya çıkan enflasyonist sonuçları telafi etmek 1 amacıyla sıkı politikalar izieyebilir ve bu şekilde resesyon yaratabilir. Daha önce belirtildiği gibi, seçmenler hükümetin gerçek beceri düzeyini gecikme ile algılayabilmektedirler. Söz konusu algılama seçim sonrasına rastladığı takdirde -bu dönemde seçim olmadığı varsayımı altında- bir önceki seçim dönemindeki olaylar zinciri tekrarlanmaktadır. Seçim döneminde hükümet, yarattığı en yeni 'beceri şoku'nu büyütme eğilimindedir. Seçmenler beceri şokunu gecikme ile gözleyebildikleri için, seçimlerin yapıldığı dönemler dışında kandırma

14 so Funda TELATAR politikasının izlenmesi mümkün değildir. Tekrarlamak gerekirse, rasyonel oportünistik (RPBC) modellerde devresel dalgalanmaların en önemli kaynağı, hükümet ile seçmenler arasındaki bilgi asimetrisidir. Bu modelde, iktidar partisi bilgi asimetrisinden yararlanarak Nordhaus tipi PBC'ye uygun davranmaktadır. Bununla birlikte, seçmenierin rasyonel ve politik partilerin sahip olduğu güdülerin farkında oldukları varsayıldığı için, politikacılar 'oportünist' davranışlarında sınırlanmış durumdadır. Partilerin gereğinden fazla oportünistik davranınaları halinde seçmenler tarafından cezalandırılacak olmaları nedeniyle, RPBC modelinde ortaya çıkan devresel dalgalanmalar, Nordhaus modelindekinden daha kısa süreli ve daha düzensizdir (Alesina ve Roubini, 1990: 103). Yukarıda açıklanan 'sinyal verme' sürecinin yaratacağı maliyetler de, hükümetin beceri düzeyine göre değişmektedir. Gerçekte beceri düzeyi düşük bir hükümet, yeniden seçilme şansının seçmenler tarafından algılanan beceri düzeyine bağlı olduğunu bildiği için, seçim öncesinde beceri düzeyi yüksek bir hükümeti taklit etme (mimicking) güdüsüne sahip olabilir. Bunun yanısıra, beceri düzeyi gerçekten yüksek bir hükümet de, gerçek kimliği hakkında sinyal verme amacıyla, örneğin istihdamı arttırma eğiliminde olabilir. Burada hükümet, gerçek beceri düzeyine bağlı olarak, 'taklit etme' veya 'gerçek kimliği hakkında sinyal verme' güdüleri ile istihdamı arttırmanın gelecekte yaratacağı enflasyonist maliyetler arasında bir seçim yapma durumu ile karşı karşıya kalmakta; başka bir deyişle, bir trade-off söz konusu olmaktadır. Bununla birlikte, hükümetin beceri düzeyi gerçekten yüksek ise, belirli bir istihdam düzeyine ulaşmak için yaratmak zorunda olacağı enflasyon, beceri düzeyi düşük hükümete oranla daha düşük düzeyde olacak ve dolayısıyla daha düşük bir 'sinyal verme' maliyetine katianma durumunda kalacaktır. 2. RASYONEL PARTİZAN DEVRESEL DALGALANMALAR Rasyonel oportünistik devresel dalgalanmalar modelinde, tüm seçmenler ve politik partilerin makroekonomik sonuçlar konusunda aynı tercihlere sahip oldukları varsayılmakta; politik partilerin 'iktidar-güdümlü' davranışları veya seçilme arzuları, seçmenler ile iktidar partisi arasında bir çıkar çatışması yaratmakta idi. Alesina (1987, 1988) tarafından geliştirilen 'rasyonel partizan' devresel dalgalanmalar (RPT) modelinde ise, pür partizan teoride olduğu gibi, seçmenierin ve politik partilerin izlenecek politikalara yönelik tercihleri açısından farklılaştıkları, literatürde tanımlandığı şekli ile 'partizan veya ideolojik' davrandıkları, varsayılmaktadır. Bununla birlikte, RPT modelinin PT modelinden en önemli farkı, seçmenierin rasyonel beklentilere sahip olduğu varsayımıdır. Rasyonel partizan devresel dalgalanmalar modelinde, daha önce verilen 1.2'., 3., 4', 5' ve 6. varsayımlar geçerliliğini korumaktadır. Alesina (1988:796)'da belirtildiği gibi, partilerin yalnızca seçimleri kazanma ile ilgilenmedikleri, seçimleri kendi seçmen grupları lehine politikalar uygulayabilme yolu olarak da gördükleri kabul edilmektedir. Alesina (1987)'ya göre, seçmenierin tercihleri konusunda belirsizlik söz konusu olduğu takdirde,

15 EKONOMİK YAKLAŞlM 51 partiler seçmen tercihlerinin dağılımı konusunda aynı bilgiye sahip olsalar bile, birbirinden farklı politikalar önereceklerdir. Dolayısıyla, RPT modelinde farklı partiler farklı amaç fonksiyanlarına sahip oyuncular olarak tanımlanmaktadır. Seçmen tercihleri konusunda var olan belirsizlik, seçmenierin rasyonel olarak beklediği politikalar veri iken, seçim sonuçlarını olasılıklara tabi hale getirmektedir. RPT modelinde iki partinin maksimize edeceği amaç fonksiyonları aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır (Alesina ve Roubini, 1990: 103): T o o W 10 = L gt r- (1tt- c') 2 - b 1 (Uı-K 1 ) 2 ], o< ö <ı t=o (4) Burada i = L, R sırasıyla 'sol' ve 'sağ' partileri göstermektedir. c 10 parametresi, i. partinin optimal enflasyon oranını, Kt, i. partinin hedeflediği işsizlik düzeyini ifade etmektedir. İki parti arasındaki farklılık, aşağıda verilen üç eşitsizlikten birisi ile ortaya konulmaktadır: bl > br ;;:::: O; KL < KR ::; u ; 1-a (5) Yukarıda verilen üç eşitsizliğe göre, iki partinin amaçları açısından gösterdiği farklılığın ortaya konulabilmesi için, sağ partinin optimal enflasyon oranı sol partinin optimal enflasyon oranından daha düşük olmalı; sol partinin işsizliğin hedeflenen düzeyinden sapmasına verdiği ağırlık sağ partiden daha büyük olmalı veya sağ partinin hedeflediği işsizlik düzeyinin doğal işsizlik oranından farkı sol partiden daha büyük olmalıdır. (5) numaralı denklemde yer alan son eşitsizlik, aslında, ilk kez Kydland ve Prescott (1977) tarafından ortaya atılan ve Barro ve Gordon (1983) tarafından geliştirilen oyun-teorik para politikası modelindeki 'zaman-tutarsızlık' (time-inconsistency) problemini ifade etmektedir. Barro-Gordon oyununda, özel ekonomik birimler (veya ücret belirleyiciler) ilk hareketi yaparak, nominal ücreti saptamaktadırlar. Politika otoritesi, özel sektörden sonra politikasını seçmektedir.28 Politika otoritesinin özel sektör beklentilerini oluşturmadan önce düşük enflasyon politikası ilan etme güdüsü bulunmakta; ancak böyle bir politika ilanından sonra bir ikilem ile karşı karşıya kalmaktadır: İlan ettiği politikaya uygun davranabilir veya ilan ettiğinden daha yüksek enflasyon (sürpriz veya öngörülmedik enflasyon) yaratarak, kısa dönem Phillips eğrisinin sağladığı istihdam artışı avantajından yararlanabilir. Bununla birlikte, özel sektör rasyonel ve tanı bilgiye sahip olduğu için, politika otoritesinin öngörülmedik enflasyon yaratma güdüsünü anlamakta ve nominal ücreti politika otoritesinin sürpriz enflasyon yaratma güdüsünü ortadan kaldıracak ölçüde yüksek belirlemektedir. Söz konusu para politikası modelinde, politika otoritesini ilan ettiği politikadan ayrılmaktan caydırıcı nitelikte bağlayıcı-sabit bir politika ortamı

16 52 Funda TELATAR (precommitment) yaratılamadığı sürece, oyunun sonucu sosyal refah açısından optimal olmamaktadır.29 Dengede, istihdam doğal düzeyinde kalırken, enflasyon sosyal olarak optimal orandan daha yüksek gerçekleşmektedir.3 Alesina (1987: 72)'da, yukarıda açıklanan para politikası modeline benzer şekilde, seçmenierin rasyonel oldukları ve kararlarını geleceği de hesaba katarak verdikleri; partilerin ise yalnızca iktidara gelme ile değil aynı zamanda seçildikleri takdirde izleyecekleri politikalar ile de ilgilendikleri varsayımları altında, seçim rekabetinin bir 'zaman-tutarsızlık' problemi yaratacağı ileri sürülmektedir. Bu bağlamda, zaman tutarsızlık problemi şu şekilde ortaya çıkmaktadır: Partilerin seçilme şanslarını arttırmak amacıyla, seçim öncesinde birbirine yakın politikalar ilan etme güdüsü bulunmaktadır.31 RPT'de, partilerin seçim öncesinde yakınsak politikalar ilan etme güdüleri, seçilme şanslarını artırmak için ideolojiden vazgeçmeye istekli oldukları anlamına gelmektedir (Alesina ve Tabellini, 1988: 545). Bununla birlikte, iktidara gelen parti daha önce ilan ettiği politikaları izleyeceği konusunda bağlayıcı nitelikte bir taahhüt altına girmemiş ise, seçildikten sonra ilan edilmiş politikadan ayrılarak 'en çok tercih edilen' politikayı (most preferred policy) izleyecektir.32 Burada 'en çok tercih edilen politika' partinin esas olarak temsil ettiği seçmen grubuna en fazla faydayı sağlayacak politika olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda iktidara gelen parti bir tercih yapma duıumu (trade-off) ile karşı karşıya kalmaktadır: Kendi seçmen grubu yararına, kısa dönemli faydaları maksimize edecek politikalar izieyebilir veya herhangi bir bağlayıcılık söz konusu olmasa da, uzun dönemde her iki seçmen grubu lehine sonuçlar yaratacak işbirliği politikasını benimseyebilir. Seçmenler, bağlayıcı-sabit taahhütlerin yapılamadığı bir ortamda, partilerin iktidara geldikten sonra başlangıçta ilan ettikleri politikalardan vazgeçeceklerini rasyonel olarak beklemekte ve dolayısıyla tek dönemli (one-shot) bir oyundaki tek zaman-tutarlı dengeye, politikalar arası yakınsamanın olmadığı durumda ulaşılabilmektedir.33 Dengede, her iki parti 'en çok tercih edilen' politikalarını izlemekte ve seçmenler rasyonel olarak bu sonucu beklemektedirler. PT'de ileri sürülen politikalar arası yakınsamanın ortaya çıkabileceği tek durum, RPT çerçevesinde, partilerin seçim sonrası izleyecekleri politikalar konusunda tamamen kayıtsız oldukları durumdur (Alesina, 1988: 796).3 4 Buradan hareketle, PT'de partilerin seçim öncesinde aynı politikayı izleyeceği varsayımı, RPT'den farklı olarak, partilerin seçim öncesi politikalar konusunda bağlayıcı nitelikte taahhütlere girebildikleri şeklinde yorumlanabilir. Alesina ve Roubini (1990: 104)'de belirtildiği gibi, işgücü sözleşmelerinin duruma koşullu (state-contingent) olmadığı ve belirli aralıklarla imzalandığı, seçim sonuçlarının belirsizlik taşıdığı varsayımları altında, politik bir devresel dalgalanma ortaya çıkacaktır.35 Buradaki temel düşünce, ücret sözleşmelerinin duruma uyartanmasındaki yavaşlık veri iken, hükümet değişikliklerinin enflasyon oranında yarattığı değişikliğin reel ekonomik faaliyetlerin doğal düzeyinden ayrılmasına yol açmasıdır. Bununla birlikte, RPT modelinde

17 EKONOMİK YAKLAŞlM 53 tanımlanan devresel dalgalanmalar PT modelinden farklıdır. RPT' de devresel dalgalanmaların geçici nitelikte olduğu kabul edilirken, PT'de, örneğin sol hükümetin enflasyon oranını sürekli arttırarak düşük bir işsizlik düzeyini sürdürmesi mümkündür. Yukarıda açıklanan RPT modelinin implikasyonları, daha spesifik olarak, şöyle ifade edilebilir: (i) Sol (sağ) partinin iktidara geldiği dönemin başlangıcında üretim artışı doğal düzeyin altında (üstünde) ve işsizlik doğal düzeyin üstünde (altında)dir; (ii) Özel kesim beklentileri oluştuktan, fiyat ve ücretler uyarlandıktan sonra, üretim ve işsizlik doğal düzeyine geri dönmekte; başka bir deyişle, uyarlama süreci tamamlandıktan sonra, ekonomik faaliyet düzeyi iktidardaki partiden bağımsız hale gelmektedir; (iii) cl=cr olduğu durumda bile ( KL<KRveya BL>BR olduğu sürece), enflasyon oranı sol hükümetin görev süresi boyunca, sağ hükümetin yaratabileceğinden daha yüksek olmaktadır. Başka bir deyişle, ekonomik faaliyetler doğal düzeyine geri döndükten sonra, sol partinin yarattığı zaman tutarlı (fakat optimal olmayan) enflasyon oranı, sağ partinin yaratacağından daha yüksek olmaktadır. RPT'de, toplumsal açıdan maliyet yaratan devresel dalgalanmalan önlemenin tek yolu, partilerin uzun dönemde her iki seçmen grubunu daha iyi duıuma getirecek, işbirliğine dayalı ortak bir politika kuralı izleyecekleri konusunda bağlayıcı-sabit taahhütlere girebilmeleridir. Bağlayıcı-sabit oıtam yaratıldığı takdirde, her iki parti işbirliğine dayalı kurala uygun davranmak zorunda olacaktır. Buna karşılık, partileri kuraldan ayrılmaktan ca ydırıcı faktörlerin bulunmaması halinde, işbirliğine dayalı politika güvenilirlik (credibility) taşımayacaktır. Burada belirtilmesi gereken husus, kuraldan ayrılma durumunda bir maliyete kadanınayı gerektiren caydırıcı faktörlerin ortaya çıkabilmesi için, seçim sürecinin zaman içinde tekrarlanan bir oyun olarak modellenmesinin gerekli olmasıdu; tek dönemli bir oyunda, partilerin gelecekte herhangi bir maliyete katianma kaygısı bulunmaması nedeniyle, caydırıcı faktör bulunmamaktadır. Alesina ve Tabeliini (1988: 546)'de gösterildiği gibi, caydırıcı faktörlerden ilki oylama davranışından kaynaklanabilir. Partiler, kuraldan ayrılma anlamında 'yanlış' davrandıkları takdirde, bir sonraki seçimlerde iktidardan düşürülme şeklinde bir maliyete katianma durumunda kalabilirler. İlk kez Friedman (1971) tarafından ortaya atılan bu mekanizma, Rogoffve Sibert (1988)'de politik devresel dalgalanmalar modeli çerçevesinde formel olarak ortaya konulmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu mekanizmanın 'büyük' oyuncunun (hükümet) atomistik birimlerin (seçmenler) davranışları ile cezalandırılması şeklinde işlemesi, eleştirilere konu olmuştur (Alesina ve Tabellini,1988: 546). işbirliğine dayalı politikanın uygulanmasını sağlayabilecek bir diğer mekanizma, iki rakip partinin davranışianna dayanmaktadır. Buna göre, iki partiden birisi iktidara geldiğinde işbirliği politikasından ayrılıp, 'en çok tercih edilen' politikayı izlediği takdirde, diğer partinin de iktidara geldiğinde bu şekilde davranacağının farkında olacak ve bu da

18 54 Funda TELATAR partileri işbirliğine dayalı politikayı izlemeye yöneltecektir. Burada, seçmenierin uyguladığı cezalandırmadan farklı olarak, stratejiler iki 'büyük' oyuncu tarafından belirlenmektedir. SONUÇ 1970'li yıllardan başlamak üzere, ekonomi-siyaset ilişkisi, makroekonomi literatüründe yoğun olarak incelenen alanlardan birisi olmuştur. Günümüze kadar geliştirilen yaklaşımlar, seçmen ve parti davranışları, ekonomik yapı, şoklar ve partilerin ekonomiyi idare etme konusundaki beceri düzeyleri hakkında farklı varsayımiara dayanmakla ve bunun sonucu olarak birbirinden farklı politik devresel dalgalanmalar tanımlamaktadırlar. Politik devresel dalgalanmalar üzerine literatür, seçmen ve parti davranışları konusundaki varsayımlar çerçevesinde iki farklı gruplamaya tabi tutulabilmektedir. Seçmen davranışiarına ilişkin varsayımlar dikkate alındığında, literatürün rasyonel beklentiler öncesi ve sonrası olmak üzere iki evrede geliştiği görülmektedir. Rasyonel beklentiler öncesi evrede yer alan 'oportünistik' ve 'partizan (ideolojik)' devresel dalgalanma modellerinde, seçmenierin uyarlayıcı beklentilere sahip olduğu, oy verme kararlarını geçmişe yönelik olarak verdikleri varsayılmaktadır. Ayrıca, her iki modelde, partilerin politika enstrümanları üzerinde kontrole sahip olduğu, politikanın etkinliği ve partilerin amaçlarını yeterli ve etkin biçimde izledikleri kabul edilmektedir. 'Rasyonel oportünistik' ve 'rasyonel partizan' olarak isimlendirilen rasyonel beklentiler sonrası modellerde ise, seçmenierin rasyonel olduğu ve oy kararlarını geleceği de dikkate alarak verdikleri varsayılmaktadır. Seçmen davranışlannın tanımı konusundaki farklılık, modellerde açıklanan devresel dalgalanmaların niteliğine, sürekliliğine ve büyüklüğüne ilişkin öngörüleri de farkhlaştırmaktadır. Seçmenierin rasyonel kabul edilmediği modellerde ortaya çıkan devresel dalgalanmalar, rasyonel seçmenierin var olduğu modellerden daha şiddetli ve daha uzun süreli olmaktadır. Politik devresel dalgalanmalar üzerine literatür, parti davranışları konusunda yapılan varsayımlar itibariyle de iki gruba ayrılabilmektedir. 'Oportünistik' ve 'rasyonel oportünistik' modellerde, partilerin tek amaçlarının iktidara gelmek veya iktidarda kalmak olduğu varsayılmaktadır. Sözkonusu modellerde, iktidar partisinin seçim öncesinde istihdamı (işsizliği) arttırmak (azaltmak) amacıyla ekonomiyi manipüle edeceği, seçim sonrasında ise daha önce izlenen politikaların yarattığı enflasyonist sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik politikalar izleyecekleri öngörülmektedir. 'Partizan' ve 'rasyonel partizan' modellerde ise, partilerin esas amaçlarının kendi seçmen gruplarının yararına sonuçlar yaratacak politikalar izlemek olduğu varsayılmaktadır. Burada, politik partiler siyasi yelpazenin sol veya sağında yer almalarına bağlı olarak, istihdam artışı ve enflasyon

19 EKONOMİK YAKLAŞlM 55 problemlerine farklı ağırlıklar vermekte ve kendi seçmen gruplarının tercih ettiği politikaları izlemeyi amaçlamaktadırlar. Sözkonusu modellerde, oportünistik modellerden farklı olarak, seçim öncesi ve sonrasında değil, iktidarın sağ ve sol partiler arasında el değiştirmesi halinde politik devresel dalgalanmalar ortaya çıkmaktadır. NOTLAR 1. parametresinin negatif olması, öngörülmedik enflasyonun işsizliği azalttığını ifade etmekte; başka bir deyişle, enflasyon ile işsizlik arasında kısa dönem trade-off'unun varlığı kabul edilmektedir. 2. Okun yasası gereği, aynı model işsizlik yerine üretim artışı 11 itibariyle de kurulabilir. 3. Nordhaus (1975)'ta, politika otoritelerinin toplam talebi kontrol etme yoluyla, delaylı olarak, enflasyonu kontrol ettikleri varsayılmaktadır. Söz konusu farklılık, modelin sonuçları açısından herhangi bir farklılık yaratmamaktadır. 4. Politikacıların tek amacının seçim kazanmak olduğu şeklindeki varsayım, ilk olarak Downs (1957} tarafından ortaya atılmıştır. 5. Burada Z=(Z 1,Z 2,..,Zm bireylerin tercihlerini oluştururken dikkate aldıkları ekonomik değişkenleri göstermektedir. z1 =-1t=-enflasyon oranı Z2=-u=-işsizlik oranı Z3,... Zm= diğer ekonomik değişkenler olarak tanımlanmaktadır. i. bireyin tercih sıralaması reel değerli u1 o= u1 o (Z) fonksiyonu ile gösterilmektedir. u1 'nin quasi-concave olduğu (azalan marjinal ikame oranı); pozitif ve Z'lerin artan bir fonksiyonu olacak şekilde indekslenmiş olduğu varsayılmaktadır. 6. Nordhaus, subjektif standardı iktidar partisinin 'beklenen' performansı olarak yorumlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, seçmenler ekonomi hakkında fazla bilgiye sahip olmasalar da, nelerden hoşlandıklarını bilmektedirler. 7. Bütüncül (aggregate) oylama fonksiyonu, iktidar partisinin t döneminde ekonomi yönetiminde gösterdiği performans ile seçmenierin performansa ilişkin subjektif beklentilerinin fonksiyonu olarak tanımlanmaktadır: A n jo n ]O A] Vt = V(zt, Zt)= l: Vt = l: 0t (Zt, Zt) ( 0 =J 1 =] 8. Seçmenierin enflasyon ve işsizlik oranına ilişkin değerlendirmeleri dikkate alınarak, oylama fonksiyonu Vt=g (ut, ıtt) şeklinde tanımlanmaktadır. 9. Partilerin izledikleri politikalar, 'ortadaki seçmen'in tercih ettiği politikalardır. 'Ortadaki seçmen', parti fanatiklerinin dışında kalan ve izlenen politikalar aracılığıyla etkilenme olanağı bulunan seçmen olarak tanımlanabilir.

20 56 Funda TELATAR 1 O. Ekonomik manipülasyon, iktidar partisinin seçim öncesinde yeniden seçilebilmek amacıyla, para ve maliye politikalarını kullanarak arzulanan ekonomik sonuçları yaratma çabası olarak tanımlanabilir. 11. Nordhaus, enflasyonun seçim öncesinde artması gerektiğini ileri sürmektedir. Bununla birlikte, toplam talep politikalarının üretim ve enflasyon üzerindeki etkileri arasındaki gecikmeler dikkate alınırsa, enflasyonun seçimlerden önce değil sonra arttığı bir model kurmak da mümkündür. 12. Oportünistik PBC modellerinde tanımlanan seçmen davranışına yönelik en önemli eleştiri, 2. kısımda açıklanan rasyonel beklentiler hipotezine dayanmaktadır. 13. Hükümetin inandırıcılığı, birbirini izleyen dönemlerde ilan ettiği politikaya uygun davranmasına bağlı olarak artacak; başlangıçta açıkladığı politikalardan ayrıldığı ölçüde azalacaktır. 14. Schultz'un çalışmasında, politik güvence düzeyi kamuoyu anketlerinde elde edilen sonuçlar ile ölçülmektedir. Bununla birlikte, söz konusu çalışmanın bu doğrultudaki ilk çalışma olmadığı belirtilmelidir. Frey ve Schneider (1978), hükümetlerin politika kararlarını verirken "popülarite açık"larına tepki verdiğini ileri süren ilk çalışmadır. Frey ve Schneider, hükümetlerin seçimler yaklaştıkça artan popülarite hedeflerine sahip olduklarını varsaymaktadır. Hükümetin gerçek popülaritesi hedeflenen düzeyin altına düştüğü takdirde, durumunu iyileştirmek için ekonomiyi manipüle etmekte; tersi durumda ise partizan politikalar izlemektedir: Sol partiler istihdamı arttırmaya çalışırken, sağ partiler enflasyonla savaşmaya öncelik vermektedirler. 15. Friedman (1968)'da belirtildiği gibi, ekonominin manipüle edilmesi, orta vadede enflasyonu arttırmakta ve enflasyon-işsizlik trade-off'unu gösteren Phillips eğrisini dışarıya doğru itmektedir. Bunun sonucunda, veri bir işsizlik düzeyi daha yüksek enflasyon oranları ile birlikte ortaya çıkacak ve devresel dalgaların büyüklüğü artacaktır. Kuşkusuz, bir hükümetin söz konusu maliyeti dikkate alması için, kısa dönemli kazançlar peşinde koşmak yerine uzun vadeli sonuçlar ile ilgileniyor olması gerekmektedir. 16. Yapay biçimde yaratılan canlanma ve çöküş dönemleri, devresel dalgalanmaların değişkenliğini (volatility) arttırarak, ekonomideki belirsizlik düzeyinin de artmasına yol açacaktır. Ekonomide belirsizliğin artması ise, özel sektörü 'geri dönülemez' yatırım kararları alma konusunda isteksiz hale getirebilir. Bunun bir sonucu olarak, seçim öncesi manipülasyonların enflasyonist etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla seçim sonrasında yaratılan ılımh resesyon bile, ekonomik faaliyetlerde amaçlananın üzerinde düşüşlere neden olabilir ve dolayısıyla ciddi siyasi sonuçlar yaratabilir. 17. Nordhaus'un PBC modeli ile Hibbs'in PT modelinin birlikte yer alması da mümkündür. Politikacıların hem oportünist hem de partizan amaçlara sahip olduğu ve seçmenierin 5. varsayımdaki gibi geçmişe yönelik davrandıkları varsayımı altında, Frey ve Schneider (1978) ve Nordhaus (1989)'taki gibi, seçim öncesi oportünist, seçim sonrası partizan davranış unsurları bir araya getirilebilmektedir. 18. Partizan teoride devresel dalgalanmalar, PBC modelinde olduğu gibi, iki partili sistem çerçevesinde incelenmektedir.

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik

Detaylı

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

Ayrım I. Genel Çerçeve 1 İçindekiler Önsöz İçindekiler Ayrım I. Genel Çerçeve 1 Bölüm 1. Makro Ekonomiye Giriş 3 1.1. Ekonominin Tanımlanması ve Bir Bilim Olarak Ekonomi 4 1.2. Ekonomi Teorisi ve Politikası 5 1.3. Makro Ekonomi

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI BÖLÜM 10 TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI IS-LM Modelinin Oluşturulması Klasik teori 1929 ekonomik krizine çare üretemedi Teoriye göre çıktı, faktör arzına ve teknolojiye bağlıydı Bunlar ise

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 21.Enflasyon Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 21.1.Nedenlerine Göre Enflasyon 1.Talep Enflasyonu:

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

ÜNİTE 8: PARA VE FİYATLAR

ÜNİTE 8: PARA VE FİYATLAR ÜNİTE 8: PARA VE FİYATLAR Temel ekonomi politikası amaçlarından biri, fiyat istikrarının sağlanmasıdır. Ekonomi politikası yapıcıları, politik kararlarını şekillendirirken ortalama fiyatların düzeyini

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden 1. Her arz kendi talebini yaratır. şeklindeki Say Yasasını aşağıdaki iktisatçılardan hangisi kabul etmiştir? A İKTİSAT 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6 1. LM eğrisini oluşturan noktalar neyi ifade etmektedir? LM eğrisinin nasıl elde edildiğini grafik yardımıyla açıklayınız. 2. Para talebinin gelir esnekliği artarsa LM eğrisi nasıl değişir? Grafik yardımıyla

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

Modern Konjonktür Teorileri ve İktisat Politikası

Modern Konjonktür Teorileri ve İktisat Politikası Modern Konjonktür Teorileri ve İktisat Politikası Giriş Modern konjonktür teorileri : - Reel iş ÇevrimleriTeorisi - Yeni Keynesyen Model Modern konjonktür teorileri iktisat politikası analizlerine neler

Detaylı

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir. 1 BÖLÜM 8: HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: ALTERNATİF MAKRO MODELLER Bu bölümde AD ve farklı AS eğrileri birlikte ele alınarak farklı makro modellerde P ve Y düzeylerinin nasıl belirlendiği incelenecektir. 8.1

Detaylı

Ekonomi I. Ne Öğreneceğiz?? Ne Öğreneceğiz?? Tüketicilerin neden öyle davrandıkları ve neden fiyatı düşen bir maldan normal olarak daha fazla,

Ekonomi I. Ne Öğreneceğiz?? Ne Öğreneceğiz?? Tüketicilerin neden öyle davrandıkları ve neden fiyatı düşen bir maldan normal olarak daha fazla, Ekonomi I Tüketici Teorisi Ne Öğreneceğiz?? Tüketicilerin neden öyle davrandıkları ve neden fiyatı düşen bir maldan normal olarak daha fazla, fiyatı yükselen bir maldan da daha az aldıklarıyla ilgileneceğiz.

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır. Dersin Adı: Araştırma Teknikleri Dersin Kodu: MLY210 Kredi/AKTS: 2 Kredi/4AKTS Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

KAMU TERCİHİ 2 1. POLİTİK PİYASA

KAMU TERCİHİ 2 1. POLİTİK PİYASA KAMU TERCİHİ 2 1. POLİTİK PİYASA 2 1.1. POLİTİKACI VE SEÇMENLERİN DAVRANIŞI 3 1.1.1. Kamu Malları 3 1.1.2. Dışsallıklar 3 1.2. ÇIKAR GRUPLARI VE YENİDEN BÖLÜŞÜM 4 1.2.1. Ortanca Seçmen Kuramı 4 1.3. GELİRİN

Detaylı

İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER

İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER I. İKTİSADİ DALGALANMALAR Her ekonomi zaman içerisinde bazı dalgalanmalar gösterir. Başka bir deyişle ekonomik gelişme düz bir trend

Detaylı

Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele

Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele Bölüm 12 Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele Geçen haftaki derste rasyonel beklentiler kavramını açıklamış ve bu kavramla birlikte ortaya çıkan Yeni Klasik ve Yeni

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş BÖLÜM 9 Ekonomik Dalgalanmalara Giriş Çıktı ve istihdamdaki kısa dönemli dalgalanmalara iş çevrimleri diyoruz Bu bölümde ekonomik dalgalanmaları açıklamaya çalışıyoruz ve nasıl kontrol edilebileceklerini

Detaylı

Para Teorisi ve Politikası Ders Notları

Para Teorisi ve Politikası Ders Notları Para Teorisi ve Politikası Ders Notları A. YASEMIN YALTA TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ AÇIK DERS MALZEMELERİ PROJESİ SÜRÜM 1.0 (EKİM 2011) İçindekiler 1 Paranın Tanımı ve İşlevleri 1 1.1 Para Tanımı..............................

Detaylı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS ve LM eğrilerinin kesiştiği nokta milli geliri belirliyor. Birinin kayması kısa dönem dengeyi değiştiriyordu. Maliye politikası Hükümet harcamaları artışı IS eğrisi sağa

Detaylı

İÇİNDEKİLER III. Önsöz

İÇİNDEKİLER III. Önsöz İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM PARA, EKONOMİ VE FİNANSAL SİSTEM 1.1.Paranın Doğuşu 1.2.Para ve Ekonomi 1.3. Finansal Sistem 1.3.1. Finansal Sistemin Tanımı Ve Yapısı 1.3.2. Finansal Sistemin Temel Fonksiyonları

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) 1- Bir ekonomide işsizlik ve istihdamdaki değişimler iktisatta hangi alan içinde incelenmektedir? a) Mikro b) Makro c) Para d) Yatırım e) Milli Gelir

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı DERS NOTU 03 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - I Bugünki dersin içeriği: 1. TOPLAM HARCAMA VE DENGE ÇIKTI... 1 HANEHALKI TÜKETİM VE TASARRUFU... 2 PLANLANAN YATIRIM (I)... 6 2. DENGE TOPLAM ÇIKTI (GELİR)...

Detaylı

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003 15.433 YATIRIM Ders 19: Menkul Kıymet Analizi Bahar 2003 Giriş Piyasada gözlemlediğimiz fiyatlar nasıl açıklanır? Etkin bir piyasada, fiyat kamuya açık olan tüm bilgileri yansıtır. Piyasa bilgisini piyasa

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model 1 Toplam Talep Toplam Talebin Elde Edilmesi 2 Para Politikası AD Eğrisi 3 4 Eğrisi Toplam Talep Toplam Talebin Elde Edilmesi Keynes (1936), The General Theory of Employment, Interest, and Money Toplam

Detaylı

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI Faiz oranlarının yapısı; Menkul kıymetlerin sahip olduğu risk, Likidite özelliği, Vergilendirme durumu ve Vade farklarının faiz oranlarını nasıl etkilediğidir. FAİZ ORANLARININ

Detaylı

8. DERS: IS/LM MODELİ

8. DERS: IS/LM MODELİ 8. DERS: IS/LM MODELİ 1 Mal Piyasası ve Para Piyasası...2 2. Faiz Oranı, Yatırım ve IS Eğrisi...2 A.IS eğrisi nin özellikleri:...3 B.Maliye Politikası IS Eğrisini Nasıl Kaydırır?...5 3. Para Piyasası ve

Detaylı

REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK

REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK Doç. Dr. Cevdet Akçay 15 Haziran 2004 İstanbul Hilton Oteli Nominal Döviz Kuru Reel Döviz Kuru E = E TL/$ q = q TL/$ R Nominal Faiz

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI 1. John Maynard Keynes e göre, konjonktürün daralma dönemlerinde görülen düşük gelir ve yüksek işsizliğin nedeni aşağıdakilerden

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Ricardo, bir ülkenin hiçbir malda mutlak üstünlüğe sahip olmadığı durumlarda da dış ticaret yapmasının, fayda sağlayabileceğini açıklamıştır. Eğer bir ülke her malda mutlak

Detaylı

AD AS MODELİ. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

AD AS MODELİ. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 AD AS MODELİ Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Toplam talep ve toplam arz analizi ekonomide kısa dönemde ortaya çıkan dalgalanmaları anlamak toplam çıktı ve enflasyonun nasıl belirlendiğini anlamak için

Detaylı

İktisat Politikası ve Toplam Talep Toplam Arz Analizi. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

İktisat Politikası ve Toplam Talep Toplam Arz Analizi. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 İktisat Politikası ve Toplam Talep Toplam Arz Analizi Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Amaçlar İktisat politikasının amaçlarını anlamak Enflasyon ve çıktı da istikrar arasındaki ilişkiyi anlamak Para politikasının

Detaylı

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI Problem 1 (KMS-2001) Bir ekonomiyle ilgili olarak aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Y net milli geliri, Ca tüketimi, In net yatırımı, Xn net ihracatı, G hükümet

Detaylı

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Şubat, 2016 www.kto.org.tr 0 GİRİŞ 2008 küresel ekonomik krizinin ardından piyasalarda bir türlü istenilen hareketliliği yakalayamayan

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

DEĞER MÜHENDİSLİĞİ. Veli KOÇAK Yazılım Mühendisi. Maltepe Üniversitesi - 2014

DEĞER MÜHENDİSLİĞİ. Veli KOÇAK Yazılım Mühendisi. Maltepe Üniversitesi - 2014 DEĞER MÜHENDİSLİĞİ Veli KOÇAK Yazılım Mühendisi Maltepe Üniversitesi - 2014 GİRİŞ Günümüzün rekabetçi koşullarında varlığını sürdürmek isteyen işletmeler, düşük maliyetli, yüksek kaliteli ve müşteri isteklerine

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ 1.Makro İktisat Nedir?...1 2. Makro İktisat Ne İle Uğraşır?... 4 3. Başlıca Makro İktisat Okulları...5 3.1.Klasik Makro İktisat

Detaylı

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme trend Daralma Kriz, küçülme 12,00 Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008

Detaylı

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE Sevinç Karakoç Raziye Akyıldırım Yasemin Ağdaş Duygu Çırak NELER ANLATILACAK? FİYAT İSTİKRARI NEDİR? FİYAT İSTİKRARININ YARARLARI NELERDİR? TÜRKİYE DE FİYAT İSTİKRARI Bir toplumu

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Sayı: 2015-16 BASIN DUYURUSU 3 Mart 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 1,10 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

Reyting Metodolojisi. Fonmetre Metodoloji Dokümanı Temmuz, 2012. 2012 Milenyum Teknoloji Bilişim Ar-Ge San. Tic. Ltd. Şti.

Reyting Metodolojisi. Fonmetre Metodoloji Dokümanı Temmuz, 2012. 2012 Milenyum Teknoloji Bilişim Ar-Ge San. Tic. Ltd. Şti. Reyting Metodolojisi Fonmetre Metodoloji Dokümanı Temmuz, 2012 İçerik Giriş Tarihçe Kategori Bazında Gruplama Yatırımcı İçin Anlamı Nasıl Çalışır? Teori Beklenen Fayda Teorisi Portföy Performans Ölçümü

Detaylı

Sayı: 2006-34 26 Mayıs 2006. Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006

Sayı: 2006-34 26 Mayıs 2006. Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006 Sayı: 2006-34 26 Mayıs 2006 PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006 1. Para Politikası Kurulu (Kurul), kararlarını enflasyonun orta vadeli hedeflerle uyumlu olmasını

Detaylı

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr.

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen Ünite 3 Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU 1 Ünite 3 EKONOMI Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU İçindekiler 3.1.

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ İÇERİK: Risk Yönetimi Nedir? Risk Yönetiminin Faydaları Kritik Başarı Faktörleri Risk ile İlgili Tanımlar Görev ve Sorumluluklar

RİSK YÖNETİMİ İÇERİK: Risk Yönetimi Nedir? Risk Yönetiminin Faydaları Kritik Başarı Faktörleri Risk ile İlgili Tanımlar Görev ve Sorumluluklar RİSK YÖNETİMİ İÇERİK: Risk Yönetimi Nedir? Risk Yönetiminin Faydaları Kritik Başarı Faktörleri Risk ile İlgili Tanımlar Görev ve Sorumluluklar STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI 2 Nedir Risk Yönetimi Nedir

Detaylı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Temmuz ayı içerisinde Dünya Bankası Türkiye

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MAKRO İKTİSAT TEORİSİ MAK214 4 3 + 0 3 5

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MAKRO İKTİSAT TEORİSİ MAK214 4 3 + 0 3 5 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MAKRO İKTİSAT TEORİSİ MAK214 4 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi

Detaylı

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI Soru KPSS 2001 Otonom tüketim harcamalarının artması aşağıdakilerin hangisine neden olur? a) Denge üretim düzeyinin artmasına, LM eğrisinin sağa doğru kaymasına b) Denge üretim

Detaylı

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 20.Para Teorisi ve Politikası Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 20.1.Para Teorisi Para miktarındaki

Detaylı

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ TOLAM TALE VE TOLAM ARZ: AD-AS MODELİ AD-AS IS LM ve IS LM B modellerinde fiyatlar genel düzeyinin sabit olduğu varsayılırken, bu analizde fiyatlar genel düzeyi () ile reel milli gelir (Y) arasındaki ilişkiler

Detaylı

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7. MALİYETLER 193 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7.1. Kısa Dönem Firma Maliyetleri 7.1.1. Toplam Sabit Maliyetler 7.1.2. Değişken Maliyetler 7.1.3. Toplam Maliyetler (TC) 7.1.4. Marjinal Maliyet (MC) 7.1.5.

Detaylı

MALİYE POLİTİKASI KISA ÖZET KOLAYAOF

MALİYE POLİTİKASI KISA ÖZET KOLAYAOF MALİYE POLİTİKASI KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Sayfa 2 1. Ünite Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları

Detaylı

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından 3.Ders Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından önemli unsurlardır. Spor endüstrisi içerisinde yer

Detaylı

Selçuk Üniversitesi 26 Aralık, 2013 Beyşehir Turizm Fakültesi-Konaklama İşletmeciliği Genel Ekonomi Dr. Alper Sönmez. Soru Seti 3

Selçuk Üniversitesi 26 Aralık, 2013 Beyşehir Turizm Fakültesi-Konaklama İşletmeciliği Genel Ekonomi Dr. Alper Sönmez. Soru Seti 3 Soru Seti 3 1) Q D = 100 2P talep denklemi ve Q S = P 20 arz denklemi verilmiştir. Üretici ve tüketici rantlarını hesaplayınız. Cevap: Öncelikle arz ve talep denklemlerini eşitleyerek denge fiyat ve miktarı

Detaylı

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII BİRİNCİ BÖLÜM Makro İktisat 1. MAKRO İKTİSATIN ANLAMI... 1 2. MAKRO İKTİSATTA KARAR BİRİMLERİ (SEKTÖRLER)... 2 3. MAKRO İKTİSATTA PİYASA

Detaylı

B. Sermaye stoğunun durağan durum değerini bulunuz. C. Bu ekonomi için altın kural sermaye stoğu ne kadardır?

B. Sermaye stoğunun durağan durum değerini bulunuz. C. Bu ekonomi için altın kural sermaye stoğu ne kadardır? A.Ü. SBE 2015-2016 Bahar Dönemi Makro İktisat - II Çalışma Soruları - 2 1. Nüfus artışı veya teknolojik ilerlemenin olmadığı Solow Modeli nde bazı parametreler şu şekilde olsun: s = 0.2(tasarruf oranı)

Detaylı

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi Ekonomi I 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Teorik Altyapı Piyasa ekonomisinin

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur?

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur? 2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur? A) A malını tüketen insanların sayısının artmasına yol açan bir nüfus artışı B) A normal bir mal ise, tüketici

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006) -MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006) A) Artar, çünkü bireyler gelirlerinin daha büyük bir kısmını ödünç vermek ister. B) Artar, çünkü

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu ünite tamamlandığında; Alternatif yöntemleri kullanarak IS eğrisini elde edebileceğiz IS eğrisinin eğiminin hangi faktörlere bağlı olduğunu ifade edebileceğiz

Detaylı

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi:

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi: .E.. Orta Vadede (Dönemde) iyasa Dengesi: S e D n öyle bir dengede denge şartı noktasında gerçekleşmektedir. Üretim kadar piyasa fiyat düzeyi ise seviyesinde gerçekleşmektedir. Olaya S eğrisi açısında

Detaylı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Hazırlayan: Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı Türkiye Düzenli Ekonomi Notu ve Raporun İçeriği Hakkında

Detaylı

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity İskender GÜMÜŞ* Nebi Sümer, Nevin Solak, Mehmet Harma İşsiz Yaşam: İşsizliğin

Detaylı

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir? ÇALIŞMA SORULARI MAKRO İKTİSAT SORU ÇÖZÜMLER 1- Toplam tüketim fonksiyonu C = 120 + 0,8 (Yd) ve T = 50 + 0,2 Y ise, Gelir 2500 birim olduğunda toplam tüketim harcamaları kaçtır? (C: tüketim miktarı, Y:

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

ÜNİTE:1. Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2. Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2. Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2 Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3 Maliye ve Para Politikalarının Nispi Etkinliği ÜNİTE:4 İradi Politikalar ve Otomatik

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 4.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER Kalite Planlaması Kalite Felsefesi KALİTE PLANLAMASI Planlama, bireylerin sınırsız isteklerini en üst düzeyde karşılamak amacıyla kaynakların en uygun

Detaylı

İKTİSAT. İktisata Giriş Test Dolmuş ile otobüs aşağıdaki mal türlerinden

İKTİSAT. İktisata Giriş Test Dolmuş ile otobüs aşağıdaki mal türlerinden İktisata Giriş Test - 1 1. Doğada insan ihtiyaçlarına oranla kıt olan elde etmek için çaba sarf edilen ve fiyatı olan mallara ne ad verilir? A) Serbest mallar B) İktisadi mallar C) Nihai mallar D) Üretici

Detaylı

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır: Sızıntılar: Harcama akımından çıkanlar olup, kapalı ekonomide tasarruflar (S) ve vergilerden (TA) oluşmaktadır. Enjeksiyonlar: Harcama akımına yapılan ilaveler olup, kapalı bir ekonomide yatırımlar (I),

Detaylı

Finansal Yatırım ve Portföy Yönetimi. Ders 7 Modern Portföy Teorisi

Finansal Yatırım ve Portföy Yönetimi. Ders 7 Modern Portföy Teorisi Finansal Yatırım ve Portföy Yönetimi Ders 7 Modern Portföy Teorisi Kurucusu Markowitz dir. 1990 yılında bu çalışmasıyla Nobel Ekonomi ödülünü MertonH. Miller ve William F. Sharpe ilepaylaşmıştır. Modern

Detaylı

OYUN TEORİSİ. Özlem AYDIN. Trakya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

OYUN TEORİSİ. Özlem AYDIN. Trakya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü OYUN TEORİSİ Özlem AYDIN Trakya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü TANIM ''Oyun Teorisi'', iki yada daha fazla rakibi belirli kurallar altında birleştirerek karşılıklı olarak çelişen olasılıklar

Detaylı

PARA TALEBİ VE KURAMLARI

PARA TALEBİ VE KURAMLARI PARA TALEBİ VE KURAMLARI Kişilerin servetlerinin bir kısmını ellerinde para olarak tutmalarına para talebi adı verilir. İktisadi düşünceler anlamında bakıldığında para talebi kuramları paranın fonksiyonlarına

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

TÜRKİYE DE SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMALARININ GELENEKSEL OPORTÜNİST SEÇİM ÇEVRİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

TÜRKİYE DE SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMALARININ GELENEKSEL OPORTÜNİST SEÇİM ÇEVRİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3, Sayı 5, 2007, ss. 89 116. TÜRKİYE DE SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMALARININ GELENEKSEL OPORTÜNİST SEÇİM ÇEVRİMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Doç.Dr. Gülsüm AKALIN Marmara

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri. Giriş Temel ekonomik birimler olan tüketici ve üretici için benzer kavram ve kurallar kullanılır. Tüketici için fayda ve fiyat kavramları önemli iken üretici için hasıla kâr ve maliyet kavramları önemlidir.

Detaylı