ODALARI TÜRK TARIMI DEĞERLENDİRMESİ BAŞARISI. Türk Çiftçisinin Sesi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar dan TZOB UN MEDYA

Transkript

1 Ziraat TZOB UN MEDYA BAŞARISI Tarımın Sesi Yine TZOB oldu TZOB yazılı basında, tüm meslek kuruluşları, birlik, odalar ve dernekler arasında tarımda 1. genel haberlerde 2. sırada yer aldı. >>Sayfa 4 Türkiye Ziraat Odaları Birliği Aylık Yayını Yıl: 4 Sayı: 37 OCAK 2012 TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar dan 2011 TÜRK TARIMI DEĞERLENDİRMESİ GIDADA AB STANDARTLARI DÖNEMİ Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye yi gıda konusunda AB standartlarına ulaştıracak, Gıda Güvenilirliği Sistemi nin detaylarını, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın da katıldığı ve İstanbul Kongre Merkezi nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. >>Sayfa 5 Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar düzenlediği basın toplantısında 2011 yılı Türk tarım sektörününün değerlendirdi. Çiftçi, Cumhuriyetin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyebilecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomiye 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirebilir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin >>Sayfa 2 BAYRAKTAR, BAKAN ÇELİK İ KONUK ETTİ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Bakanlık üst düzey bürokratlarıyla çalışma yemeğinde bir araya geldi. >>Sayfa 5 TARIM SEKTÖRÜ İHRACAT REKORU KIRDI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektörü ihracatının, geçen yıl rekor kırdığını; sektörün ihracatının 2011 yılında, 2010 yılına göre, %19,07 ile toplam ihracatın üzerinde artarak 17 milyar 887 milyon 224 bin dolara ulaştığını bildirdi. >>Sayfa ENFLASYON DEĞERLENDİRMESİ 2011 yılında tarımda enflasyon, Ocak-Şubat-Mart, gıdada ise tüm aylarda ÜFE nin altında kaldı dedi. >>Sayfa 8 Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TRT, Bereket TV ile NTV nin canlı yayınlarına katılarak, soruları yanıtladı; sorunları, çözüm önerilerini ve hedefleri anlattı. >>Sayfa 6 CEVİZ YETİŞTİRİCİLİĞİ Ceviz gerek meyvesi, odunu, gerekse de yaprağı, kabuğu ve kerestesine kadar çok yönlü yararlanılan bir bitki türüdür. Meyvesi, protein ve yağlar yönünden zengindir. >>Sayfa 12

2 2 Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK 2012 TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar SESLENİŞ [ ] Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, Acı, tatlı anılarıyla bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yılınızı bir kez daha kutluyorum. Yeni bir yıl, bir önceki yılın hesabının tutulduğu, muhasebesinin yapılması gerektiği; eksiklerin, sorunların tespit edilip çözümlerinin saptanıp uygulamaya alınmasını da gerektiriyor. Biz de Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 2011 yılını üreticilerimiz açısından değerlendirdik; saptamalarımızı, yaptıklarımızı, bu yıla bıraktıklarımızı ve kısa ve uzun vadeli sorunlarımızı, çözüm önerilerimizi düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştık. Bizim hemen her fırsatta üzerine basa basa tekrar ettiğimiz bir gerçek var: Türk çiftçisi yıldır bekleyen yapısal sorunlarına, rekabet ettiği ülkelerin üreticileri karşısındaki olumsuzluklarına rağmen, 74 milyonluk Türkiye nüfusunu, 30 milyon turisti doyurmuş, bunların yanı sıra yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla bir rekora da imza atmıştır. Geride bıraktığımız yılda da Türk çiftçisi, yıldır bekleyen yapısal sorunların bir bölümünde önemli adımlar atılsa da çözüm bekleyen birçok sorununa karşın bu üretimi, bu katma değeri gerçekleştirmiştir. Değerli dostlarım, Gelecekte, tarıma hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Akılcı devlet politikalarıyla desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla sektöre sahip çıkacağı bir ortamda üreticilerimiz, Türkiye mizi de bu ülkeler arasına sokacak bilgi birikimi; tecrübe, azim ve kararlığa sahiptir. Şu gerçek asla unutulmamalıdır: Biz üretemezsek Türkiye aç kalır. Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda, Türk çiftçisi, Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir. Türkiye nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın. Biz bunu sağlayacak güçteyiz. Tarım sektörü, döneminde, 2007 yılı hariç, istikrarlı bir şekilde büyüdü; geçtiğimiz yılın Ocak-Eylül dönemi itibarıyla da yüzde 5,3 lük büyüme yakalandı. Bu durum üreticimiz ve ülkemiz açısından övünülecek bir ivmedir. Yeterli midir? Tabii ki hayır. Yapılması, yerine getirilmesi gereken, oluşturulacak ortak bir akılla sektörün bütün paydaşlarının aynı amaç doğrultusunda sergileyeceği gayrettir. Ayrıca, yeri gelmişken şu gerçeklerin tespitinde de fayda var. Tarım ve gıda fiyatları, sektörün gelirlerini düşürmesine rağmen, enflasyona azaltıcı yönde, olumlu etki sağlıyor; tarım sektörü toplam istihdam içindeki önemini koruyor. Tarım sektörü, dış ticaretine tarım ve gıda toplamı olarak baktığımızda da sektör, 3 milyar doları aşkın dış ticaret fazlası veriyor; bir başka deyişle, tarım sektörü, ekonomimizin en büyük sorularından biri olan dış ticaret açığımızın azaltılmasına önemli bir katkı sağlıyor. Değerli arkadaşlarım, Bir yandan sektörümüzün büyük ölçekli sorunlarının çözümü noktasında çalışmalarımızı sürdürürken bir yandan da gündeme sunulan problemlere, alt planında başka hesaplar döndüğüne inandığımız yapay konulara karşı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunlardan birini ay içerisinde sütte yaşadık. Süte ilişkin kamuoyu gündemine getirilen, gerçeklerden uzak iddialara biz de gereken cevabı verdik ve gerekli denetimlerin yapıldığını, endişe edilecek bir durum olmadığını belirten bir açıklama yaptık. Ancak, açıklamamızda her ne olursa olsun, Bakanlıkça yapılan denetimlerin etkin şekilde sürdürülmesini ve her kim olursa olsun, sağlıksız süt üretenlere cezalarının verilip ayrıca teşhir de edilmesini talep ettik. Değerli çiftçi dostlarım, Uzun süre soğuk ve kurak seyreden hava koşulları son günlerde yağan karla değişti, sıcaklıklar yükseldi; yoğun kar yağışı kuraklık tehlikesini, don endişesini ortadan kaldırdı; bizleri, çiftçimizi sevindirdi. Yurdumuzun büyük bölümünde etkili olan ve biz üreticilerin beyaz bereket kabul ettiğimiz kar yağışı günlük hayatı olumsuz etkilese de bu yağışlar topraktaki yetersiz nemi giderecek, bitkinin gelişimine katkı sağlayacaktır. Bizleri sevindiren hava şartlarının beklentilerimizin doğrultusunda devam etmesini, 2012 nin ürünü bol, hasadı bol ve bereketli bir yıl olmasını dilerim. Ş. Şemsi BAYRAKTAR Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Türk Tarımı Değerlendirmesi Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçinin yapısal sorunları çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuşturulduğunda, Cumhuriyetin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyebileceğini, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacağını, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomiye 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirebileceğini söyledi. Bayraktar, Türkiye nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın. Biz bunu sağlayacak güçteyiz. Şu gerçek asla unutulmamalıdır: Biz üretemezsek Türkiye aç kalır dedi. Gelecekte, tarıma hükmeden ülkelerin dünyaya da hükmedeceğini bildiren Bayraktar, akılcı devlet politikalarıyla desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla sektöre sahip çıkacağı bir ortamda üreticinin Türkiye yi de bu ülkeler arasına sokacak bilgi birikimi; tecrübe, azim ve kararlığa sahip olduğunu söyledi. Bayraktar, TZOB Genel Merkezi nde düzenlediği basın toplantısında, 2011 yılını tarım sektörü açısından değerlendirdi, 2011 gerçekleşmelerini ve 2012 hedef ve beklentilerini anlattı. Şemsi Bayraktar, tarım sektörünün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, döneminde, 2007 yılı hariç, istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü, 2011 yılında da Ocak-Eylül dönemi itibarıyla yüzde 5,3 lük büyümeyi yakaladığını bildirdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçinin desteklerden faydalandığı halde, kayıtlı olmayan yaklaşık 2,5 milyon çiftçinin bundan mahrum kaldığını bildiren Bayraktar, bu nedenle bütün çiftçileri kayıt altına alacak şekilde, gerekli çalışmalar yapılmalıdır dedi. Tarım ve gıda fiyatlarının enflasyonu azaltıcı yönde olumlu etkisi olduğunu, ancak sektörün gelirlerini azalttığını da bildiren Bayraktar, şunları söyledi: Tarım sektörü dış ticaretine tarım ve gıda toplamı olarak baktığımızda sektör 3 milyar doları aşkın dış ticaret fazlası vermektedir. Bu rakamlardan anlaşıldığı üzere, tarım ve gıda sanayi birlikte düşünüldüğünde, net dış ticaret fazlamız bulunmaktadır. Görüldüğü gibi tarım sektörü, ekonomimizin en büyük sorularından biri olan dış ticaret açığımızın azaltılmasına katkı sağlamaktadır. Tarım sektörü, toplam istihdam içindeki önemini de korumaktadır. Tarımsal istihdamdaki artış, tarım dışı istihdam yaratılamamasından kaynaklanmaktadır. Kırsalda tarım dışı istihdam yaratılarak, tarımdaki nüfusun bu alana transfer edilmesi ülke ekonomisine fayda sağlayacaktır. İstihdama olumlu katkısı dikkate alınarak, tarım sektörünün daha da yoğun ve etkin bir biçimde desteklenmesi gerekmektedir. İmtiyaz Sahibi TZOB Adına Genel Başkan Ş. Şemsi Bayraktar Genel Yayın Müdürü M. Nuri Şeyda Sorman Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen Görsel Yönetmen Mustafa Abadan Yayın Kurulu Vedat Koç Ömer Kaya Metin Türkyılmaz Mehmet Efe Salim Altay Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Doç. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yönetim Yeri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: (Pbx) Fax: tzob.basin@gmail.com tzobbasin@yahoo.com.tr Yapım Ajansı ajansala Kurumsal Yayıncılık - Pazarlama İletişimi Baskı MRK Baskı ve Tanıtım Hizmetleri Uzayçağı Caddesi Sokak No: 2 Ostim / ANKARA Tel: Basım Tarihi Dağıtım MNG Kargo Ziraat Odaları aylık yayını basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilemez.

3 Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK Gübre fiyat artışları ve mazottaki vergi yükü Gübre fiyat artışlarına ve mazottaki vergi yüküne dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti: Gübre kullanımı, tarımsal girdi olarak çiftçimizi azami derecede etkileyen faktörlerden biridir yılında gübre fiyatları, çeşitlerine göre yüzde 40 ile yüzde 100 arasında artmıştır. Gübre kullanımında halen devam eden bu düşüşün en büyük sebebi, gübre fiyatlarındaki çok yüksek artıştır. Bunun yanı sıra çiftçilerimizin toprak gübre analiz sonuçlarına göre bilinçli gübre kullanması da gübre tüketimini azaltmaktadır. Gübre fiyatlarındaki yüksek artış çiftçinin ekonomik olarak erimesine, zaman zaman gübre kullanımını azaltmasına neden olmaktadır. Ülkemiz, tarımda dünyanın en pahalı mazotunu kullanan ülkeler arasındadır. Bu sebeple mazottaki fiyat artışlarına ürün fiyatları yetişememektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verileriyle mazot desteğine emsal tüketim 1,5 milyar litredir. Ancak Birliğimizin yaptığı çalışmaya göre, Türk çiftçisinin yıllık kullandığı mazot miktarı 3,3 milyar litreyi bulmaktadır. Bundan da anlaşıldığı üzere mazot desteği, Çifti Kayıt Sistemine dahil çiftçileri kapsadığı için, üreticilerimizin önemli bir bölümü bu destekten mahrum kalmaktadır. Yukarıda vurgulanan, çiftçilerimizin temel iki girdisinin fiyatları, devamlı surette kontrol edilerek, çiftçinin ekonomik açıdan ezilmemesi sağlanmalıdır. Temel girdilerdeki vergiler kaldırılmalıdır Büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz temel girdilerindeki vergiler kaldırılmalıdır. Bilindiği üzere mazot bedelinin yaklaşık yüzde 30 unu özel tüketim vergisi (ÖTV) oluşturmaktadır. Buna ilaveten mazotta yüzde 18 katma değer vergisi (KDV) yükü vardır. Çiftçilere verilen mazot desteği, tarımda kullanılan mazota ödenen bedelin yüzde 5 ini ancak karşılamıştır. Bu rakam da mazot için çiftçinin ödediği KDV nin ancak 4 te 1 ine tekabül etmektedir. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi için, çiftçimizin kullandığı mazota ÖTV ve KDV istisnası getirilmelidir. Öte yandan çiftçimizin 2010 yılında gübre için ödediği bedel yaklaşık 3,8 milyar liradır yılında gübre desteği 622 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Böylece üreticinin gübreye ödediği paranın yüzde 16 oranında destek sağlanmıştır gübre desteği ise Ekim ayı itibarıyla 625 milyon lira olmuştur. Tarım sektörünün dünya ile rekabet edebilmesi için üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. İşsizliğin yükünü de taşımaya devam eden tarımda, üretim maliyetlerinin düşürülmesi için, öncelikle temel girdiler üzerindeki vergi yükü kaldırılmalı veya çiftçiye geri ödemesi sağlanmalıdır. Tarım Ürünleri 2011 Yılı İkinci Rekolte Tahminlerine göre, hububatta yüzde 7,5, yağlı tohumlarda yüzde 2,5, sebzelerde yüzde 5,76, meyvelerde yüzde 3,7 üretim artışı beklendiğini, endüstri bitkilerinde yüzde 7,5, baklagillerde yüzde 7 üretim azalacağı tahmin edildiğini, yumru bitkiler üretiminde ise değişim öngörülmediğini vurgulayan Bayraktar, Yağışların bu yıl hububat verimine olan olumlu etkisi, üretim artışının en önemli nedenidir. Mısır üretiminin ise yüzde 2,5 oranında azalarak 4,2 milyon tona ineceği tahmin edilmektedir dedi. Endüstri bitkilerinden şeker pancarında yüzde 10,8 oranında üretim azalması beklendiğini bildiren Bayraktar, Bu azalmanın en önemli nedenlerinden biri, Doğu Anadolu Bölgesi nde hasat öncesi yaşanan don afeti sonucu oluşan ürün kaybıdır. Bu yıl zeytinde hasat döneminde gerçekleşen aşırı yağışlar, kaliteyi olumsuz etkilemiştir. İklim koşulları ve yok yılı olması da fındık rekoltesinde düşüşe yol açmıştır diye konuştu. Et ithalatı Türkiye de 2010 yılında yaklaşık 780 bin ton kırmızı et üretildiğini, 2011 yılı Ekim ayı itibarıyla bakıldığında, 10 aylık dönemde, üretimin 560 bin tonları geçtiğini, 2011 yılında üretimin 2010 yılını geçemeyeceğini, olsa olsa geçen yılki üretime yaklaşabileceğinin söylenebileceğini belirten Bayraktar, ithalatın başladığı tarihten günümüze geçen 1,5 yıllık dönemde yapılan büyük ve küçükbaş hayvan ile et ithalatına toplamda yaklaşık 1,5 milyar dolar döviz ödendiğini kaydetti. Bayraktar, şöyle devam etti: Bir buçuk yıldır uygulanan ithalat sürecinde gelinen noktaya bakıldığında, ithalatla istenilen hedefin gerçekleşmediği görülmektedir. Gerek üreticilerimizin ve tüketicilerimizin menfaatleri, gerekse ülke hayvancılığımızın geleceği açısından ithalat uygulamalarının, sektör paydaşlarının bir araya geldiği bir platformda tekrar değerlendirilmesini ve bu eksende yeni yol haritasının belirlenmesini zorunlu görmekteyiz. İthalata bağımlılıktan kurtulmak, iç üretimi sürdürülebilir kılmak için, zarar edilen bu farkın mutlaka devlet tarafından karşılanarak çiftçilerimize verilmesi gerekmektedir. Hükümetimizden bu yönde adım atmasını, en son 2011 Temmuz ayında verdiği besicilere yönelik destek uygulamasını yeniden başlatmasını talep ediyoruz. Ülkemizde taraflarca belirlenen ve imza altına alınan çiğ süt fiyatları çoğu zaman tek taraflı olarak, genelde de sanayiciler tarafından ihlal edilmekte, bu ise, yapılan ihalelerin tartışılmasına neden olmaktadır yılında devletin öncülüğünde ve liderliğinde önemli adımların atılması gerekmektedir. Sütün fiyatının 90 kuruş veya 1 liraya çıkması değil, üreticilerimizin 1 kilogram süt sattığında, en az 1,5 kilogram yem alabilmesi gerekir. Ülkemiz, tarımda dünyanın en pahalı mazotunu kullanan ülkeler arasındadır. Mazottaki fiyat artışlarına ürün fiyatları yetişememektedir Çiftçi, Cumhuriyetin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyebilecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomiye 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirebilir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin Kırmızı et ihtiyacının da mutlaka dana eti haricinde başka bir kaynaktan da ikame edilmesi gerektiğini, bunun için en önemli alternatifin de küçükbaş hayvancılık olduğunu hatırlatan Bayraktar, hükümetimizin son zamanlarda küçükbaş hayvancılığa verdiği destekleri çok olumlu buluyor ve önemsiyoruz. Desteklerin artarak devam etmesini bekliyoruz. Küçükbaş canlı hayvan ve ette ihracata dayalı bir üretim politikası desteklenirse, Türkiye, 1 milyar 400 milyon dolarlık Orta Doğu küçükbaş ithal pazarının en önemli ihracatçı aktörlerinden biri olabilir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği nin talebi ile Hayvansal Ürünler Piyasa Düzenleme Kurumu nun kurulacak olmasını da memnuniyetle karşılıyoruz diye konuştu. Bayraktar, kanatlı sektörünün de güçlü alt yapısıyla son zamanlarda gerek üretimde, gerekse dış ticarette hızlı bir ivme yakaladığını, hızla büyümeye devam ettiğini bildirerek, Bugün yumurta üretimimiz 15 milyar adetlere, kanatlı eti üretimimiz ise 1,5 milyon tonlara yükselmiştir. Sektör, ihracatta da ciddi bir atılım gerçekleştirmiş, bugün itibarıyla yumurta ihracatımız 200 bin tonlara (250 milyon dolar değerinde), kanatlı eti ihracatımız ise 200 bin tonlara (340 milyon dolar) yükselmiştir dedi. Tarımsal riskler, krediler ve sigorta tarım yılında yöresel ve bölgesel olarak, sel, don, dolu, aşırı yağış, fırtına gibi tarımsal risklerin oldukça fazla yaşandığını anlatan Bayraktar, tarım sigortasında prim bedellerinin düşürülmesi, muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmesi, üreticileri sigorta yaptırmaya teşvik edici tedbirler alınması, eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi, 2012 yılı için sigortalanma oranı artışına yönelik hedef tespit edilmesi gerektiğini kaydetti. Bayraktar, kuraklık ile tarla ürünlerinde yaşanan don gibi önemli riskler, en kısa zamanda sigorta kapsamına alınmalıdır yılında üreticiler tarımsal risklere karşı yeteri kadar korunamamıştır. Tarım ve balıkçılık sektörüne, 2010 Eylül sonu itibarıyla kullandırılan kredi miktarı 18,8 milyar lira iken, 2011 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla bu rakam yüzde 60 artışla 30 milyar liraya ulaştığını bildiren Bayraktar, Kredi faiz oranlarının devlet desteğiyle düşürülerek Ziraat Bankası ve TKK aracılığıyla kullandırılması 2011 yılında da devam etmiştir dedi. Sulamaya açılan alan ile suyun verimli kullanılması amacıyla basınçlı sulama sistemlerinin artırılmasına katkı sağlayan faizsiz kredi kullanımının oldukça yerinde bir karar olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Üreticilerimizin yüzde 34 ü, kredi faiz oranı yüzde arasında değişen diğer bankalara yönelmek zorunda kalmışlardır. Diğer bankaların takip oranının yüksekliği, üreticileri arazilerinin satılması riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle yabancı sermayeli bankalar dikkate alındığında, tarım arazilerinin yabancılara satışı

4 4 Ziraat gündeme gelmekte, bu durum geleceğe yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda ek bir kaynak ayrılarak, üreticilerin özel bankalara olan borçları yapılandırılmalıdır. Yabancılara arazi satışını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan bir Kanun Taslağı gündemdedir. Bu Taslak yasalaştığı takdirde özel bankalara borcunu ödeyemeyen çiftçilerin arazilerinin yabancılara satışı kolaylaşabilecektir. Bundan endişe duymaktayız. Taslakta bu endişelerin giderilmesine yönelik düzenlemelerin alınması sağlanmalıdır. Bitkisel üretimde zirai ilaç kullanımının azaltılması bakımından desteklemelerin yanı sıra verilen desteğin miktarı da önemli olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi: Çiftçilerin yıllık zirai mücadele maliyeti dikkate alınarak, destek miktarının artırılması gerekmektedir. Çoğu odamızda teknik eleman yetersizliği bulunmaktadır. Birliğimiz ve Bakanlık arasında yapılacak bir protokol ile teknik altyapı oluşturulmalıdır. Ayrıca, Birliğimizce de odalarımızın teknik ve idari seviyesinin yükseltilmesini teminen Ziraat Mühendisi ve Veteriner Hekim istihdamı artırılacaktır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca Türkiye genelinde toplulaştırmaya ihtiyaç olan 14 milyon hektar alanın 4 milyon hektarının 2012 yılı sonuna kadar toplulaştırılması hedefini memnuniyetle karşılıyoruz. Toplulaştırma çalışmalarının hızlı bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Bir taraftan arazileri toplulaştırırken, mevcut tarım topraklarının yeniden parçalanmaması için, miras hukukunun en kısa zamanda değiştirilmesi, tarım arazilerinin mirasla parçalanmasının önlenmesi tarımımız için hayati önem taşımaktadır. Çiftçi eğitimi Bu çerçevede, çiftçinin tarımdaki yeniliklere daha kolay ulaşmasını sağlamak amacıyla TZOB ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında Ağustos 2009 yılında bir protokol imzalandığını hatırlatan Bayraktar, Bu protokol çerçevesinde, 2010 yılından itibaren, farklı illerde bulunan Ziraat Odaları ile Tarımsal Araştırma Kuruluşlarının işbirliği yapmaları sağlanarak bölge ihtiyacına göre belirlenen çeşitli konularda çiftçilerimizin eğitim almaları sağlanmıştır. Bu kapsamda, Sakarya, Diyarbakır, Mersin, Erzurum, Eskişehir, İzmir ve Şanlıurfa da eğitimler gerçekleştirilmiştir dedi. TZOB un, yurt dışındaki pek çok çiftçi kuruluşuyla da ikili ilişkilerine önem verdiğini bildiren Bayraktar, şunları söyledi: Bu çerçevede Filistin Ziraat Odası ile de ilişkiler sürdürülmektedir. Birliğimiz, Filistinli çiftçilere karşı İsrail Hükümetinin insan haklarına aykırı olan tutumunu her zaman kınamış, Filistin halkı ve çiftçisinin yanında olduğunu çeşitli vesilelerle ifade etmiştir. Büyük bir baskı altında olan, ürününün hasadına mani olunan, arazilerine ulaşmakta zorlanan, sulama kuyuları tahrip edilen Filistin çiftçisine Birliğimizce 2011 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın İzmir Uluslararası Tarımsal Bankaların takip oranının yüksekliği, üreticileri, arazilerinin satılması riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu konuda ek bir kaynak ayrılarak, üreticilerin özel bankalara olan borçları yapılandırılmalıdır Yıl:4 Sayı: 37 OCAK yılında gübre fiyatları, çeşitlerine göre %40 ile %100 arasında artmıştır. Gübre fiyatlarındaki yüksek artış, çiftçinin ekonomik olarak erimesine, zaman zaman gübre kullanımını azaltmasına neden olmaktadır Araştırma Eğitim Merkezi Müdürlüğü nde, Modern Sulama Teknikleri konulu bir eğitim düzenlenmesi, yeni sulama teknikleri konusunda katkı sağlamıştır. Son yıllarda danışmanlık hizmeti veren ziraat odalarımız, üreticilere ödenen bu desteklemenin, doğrudan kendilerine verilmesinin sağlanmasını talep etmektedir. Sistemin daha iyi çalışmasını temin etmek açısından, Tarımsal Danışmanlık Hizmeti veren ziraat odalarımızın bu konudaki taleplerinin dikkate alınması ve danışmanlık desteğinin doğrudan odalarımıza verilmesinin sağlanması önemlidir. Birliğimizin girişimleri ve etkili çabaları sonucu çiftçi kadınların aile reisliği kavramından kaynaklanan sigortalılıkla ilgili hak kayıpları, Aralık ayı içinde yapılan yasal düzenlemeyle giderilmiştir. Bu konuda emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz. Herkesin yeterli miktarda gıdaya, uygun fiyatlarla erişmesi, üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkının kapatılabilmesiyle sağlanabileceğine dikkat çeken Bayraktar, Fakat bugün gelinen noktada üreticiden tüketiciye ulaşan süreçte fiyatlar 2-3 kata varan oranlarda artmaktadır. Bu durumdan zarar gören yine üreticiler ve tüketiciler olmaktadır. Herkesin yeterli miktarda gıdaya, uygun fiyatlarla erişmesini sağlamak için hükümetin toptan kırmızı ve beyaz et ile bulgurda katma değer vergisini (KDV) yüzde 8 den yüzde 1 e çeken uygulamasını takdirle karşılıyoruz. Hükümetin, ayrıca bütün temel gıda ürünlerinde KDV nin düşürülmesi konusunda harekete geçtiğini memnuniyetle takip ediyoruz dedi de, yıldır bekleyen yapısal sorunların bir bölümünde önemli adımlar atılsa da yapılması gereken, olmazsa olmaz gördükleri birçok sorunun hala çözüm beklediğini bildiren Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: Türk çiftçisi olumsuzluklara, uluslar arası rakipleri karşısındaki dezavantajlarına rağmen, 2011 yılında 74 milyonluk Türkiye nüfusunu, 30 milyon turisti doyurmuş, bunların yanı sıra yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla bir rekora da imza atmıştır. Gelecekte, tarıma hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Akılcı devlet politikalarıyla desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla sektöre sahip çıkacağı bir ortamda üreticilerimiz, Türkiye mizi de bu ülkeler arasına sokacak bilgi birikimi; tecrübe, azim ve kararlığa sahiptir. Şu gerçek asla unutulmamalıdır: Biz üretemezsek Türkiye aç kalır. Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda, Türk çiftçisi, Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir. Türkiye nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın. Biz bunu sağlayacak güçteyiz.

5 Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK GIDADA AB STANDARTLARI DÖNEMİ BAŞLADI Gıda Güvenilirliği Sistemi Genel Başkan Bayraktar ın da katıldığı toplantıda açıklandı TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sektör temsilcisinin katıldığı toplantıda konuşan Eker; Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında, bugünden itibaren uygulanacak mevzuata ilişkin, Yediğimiz içtiğimiz her şeyin, her aşamasıyla ilgili çağdaş standartları belirlemek ve zincirin her aşamasında denetlemek gerekiyor, bu mevzuat bunun için hazırlandı dedi. Eker, AB standartlarında bir gıda denetim sisteminin yeniden tesis edildiğini ve 100 ün üzerinde düzenlemenin yürürlüğe girdiğini belirtti. kolay olacağını, Türkiye nin bunu yerine getirdiğini göstermesi bakımından önemli dedi. Bakan Eker, ticari olarak da Türkiye nin marka alanını gıdanın oluşturduğunu, Türkiye kelimesinin yurt dışında gıda ile olduğu kadar başka hiçbir endüstriyel ya da teknoloji ürünüyle anılmadığını vurgulayarak, çıkarılan mevzuatın bu açıdan da büyük önemi bulunduğunu kaydetti. Çatalınızın ucuna gelene kadar kontrol ediliyor 5996 sayılı kanunun ve bu kapsamda çıkarılan yeni mevzuatın ayrıntılarından da kayıt altına alınırken, bundan sonra sadece üretim yapan değil, toplu tüketim ve satış yerleri de kayıt altına alınacak. İzleme güvenliği olacak. Yumurta hangi çiftlikten, ilden geldi bileceğiz. Et ve et ürünleri nerede imal edilmiş, hangi bölge ve hangi çiftlikte imal edilmiş, bunu geriye doğru izleyebileceğiz. Ancak gerekli hazırlıkların yapılması nedeniyle sebze ve meyvede bu uygulamanın başlaması zaman alacaktır. Hileli ürün üreten de sağlıklı üreten de teşhir edilecek Tüketici sağlığının korunması amacıyla taklit ve hileli ürün üreten firmalar artık Bakanlıkça kamuoyuna açıklanacak. Eskiden bu yasal olarak mümkün değildi. Sadece ceza hak edenleri teşhir etmek maksadıyla değil, toplum sağlığına katkı amacıyla da uygun ürün satan firmalara da ödül vereceğiz. Böylece iyi ve kötüyü birbirinden ayıracağız. Yem fabrikaları ve çiftlikler ürettikleri, hayvanlara yedirdikleri yemlerin kaydını tutacaklar. Artık hayvanlara kötü muamele yapılamayacak. Gerek çiftlikte, gerek taşınırken, gerekse kesilirken eziyet olmaması esas. Hayvanlara ayrılan alanın belli standardları olacak. Hayvanlara 8 saatten fazla yolculuk yaptırılmayacak. Belli aralıklarla dinlendirilecek. Hayvan haklarıyla ilgili standartlar geliştirildi. Türkiye nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin sürdüğüne işaret eden Eker, bu konuda Türkiye nin yaşayabileceği en büyük problemin, gıda konusunda olacağını söyleyenler olduğunu hatırlatarak, Bu haksızlıktır. Doğru değildir. Ve bu gıda kanunuyla bu mevzuatla aslında Türkiye nin AB standartlarını çok rahat bir şekilde yakaladığını, yakalayabileceğini ve uygulama kabiliyetine sahip olduğunu göstermiş oluyoruz. Diğer birçok fasıl, henüz müzakereye açılmamışken, biz gıda faslını müzakereye açtık ve bu kanunla uygulamaya şimdi koyduğumuz 102 yönetmelik, aslında AB yle uyumun ve entegrasyonun da gıda ve gıda sektörüyle ilişkili olarak daha örnekler veren Bakan Eker, Gıda, toprağa atılan tohumdan, çatalınızın ucuna tabağınıza gelinceye kadar bütün safhaları kontrol ediliyor dedi. Gıdanın standartlara uygunluğu yetkisinin de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesine verildiğini dile getiren Eker şöyle devam etti: Gıda güvenliği için oluşturulan stratejik plan çerçevesinde 12 ayrı eylem planı hazırlandı. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, alkollü ve alkolsüz içecekler, takviyeli gıdalar vb. gıda güvenliği eylem planına alındı. İzleme güvenliği olacak Bir başka husus işletme kaydı ve onayı. Daha önce sadece gıda üretim yerleri BAYRAKTAR, BAKAN ÇELİK İ KONUK ETTİ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Bakanlık üst düzey bürokratlarıyla çalışma yemeğinde bir araya geldi. Bayraktar ın ev sahipliğindeki toplantıya Bakan Çelik in yanı sıra Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Müsteşar Namık Ata ve SGK Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Acar ile üst düzey bürokratlar katıldı. Toplantıda çalışma hayatı ile çiftçilerin sosyal güvenlikle ilgili durumları ele alındı.

6 6 BAYRAKTAR, TRT, NTV VE BEREKET TV DE Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TRT, Bereket TV ile NTV nin canlı yayınlarına katılarak, soruları yanıtladı; sorunları, çözüm önerilerini ve hedefleri anlattı. Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK 2012 NTV de yayımlanan Ekonomi Notları programına konuk olan Bayraktar, tarım ve gıda fiyatlarının enflasyona etkisinin biraz da popülist yaklaşımla dile getirildiğini, bu söylentilere pek aldırış etmemek gerektiğini belirtti. Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, üretici fiyatları bir yıl içinde yüzde 13,33 oranında arttı. Buna karşılık tarım ürünlerinde yüzde 10,54, gıdaya baktığımızda da yüzde 12 lik bir artış görüyoruz. Bu açıklanan enflasyon rakamlarının altında bir rakam demektir. Dolayısıyla tarım ve gıda menfi değil, müspet, enflasyonu aşağı düşürücü yönde ekonomiye olumlu katkıda bulunmuştur dedi. Tarım ürünlerinde tarladan seraya, seradan tarlaya geçiş esnasında tarım ürünleri fiyatlarında bir takım oynamalar olabileceğini kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti: Doğal afetler zaman zaman Türk tarımını vuruyor. Bazen don, bazen dolu, ba- şılayacak. Hatta önemli ölçüde ihracatçı da olabiliriz. Süt fiyatlarıyla ilgili olarak bir alt sektörde üretici de rahatsızlık varsa tüketicinin de rahatsız olacağını bildiren Bayraktar, her noktada sürdürülebilir üretiminin olmasının fevkalade önemli olduğunu kaydetti. Süt hayvancılığında fiyat istikrarı noktasında yıllardan beri bir sıkıntı yaşandığını belirten Bayraktar, fiyat istikrarı sağlanamadığı için de verimlilik yükselmesine karşın istenen seviyeye gelinemediğini anlattı. Yem fiyatlarının aşırı yüksek olduğunu, 80 kuruş süt, 80 kuruş yem. Parite 1 dir. Bu paritenin aşağı yukarı 1,3-1,5 olması gerekiyor dedi. Sütte kanserojen etkisi olan madde kalıntıları olduğuna yönelik iddialar konusunda da şunları söyledi: Burada iki şey var. Biri antibiyotik, diğer ise aflatoksin kalıntısı. Antibiyotik hayvana verildiği için süte geçiyor, afla- görünüyor. En son Türkiye İhracatçıları Meclisi (TİM) rakamlarına bakıldığında aşağı yukarı 18 milyar dolar ihracatımız var. Bu fevkalade sevindirici bir gelişme ama hedefimiz bu değil. Türkiye, mevcut potansiyelini çok iyi değerlendirmek suretiyle milyar dolarlık ihracat rakamı yakalayabilir. Diğer hedefimiz Cumhuriyetin 100. yılında 150 milyar dolarlık bir tarımsal hasıla. Türk çiftçisi desteklendiği takdirde başarabilir. Çiftçi kayıt sistemine giremeyen 2-2,5 milyon üretici var. Bunlar hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek üretim yapıyorlar. Veraset ilamı var, intikalini yaptırmamış varislerini bulamıyor. 2-B arazilerinden doğan sorunlar var. Ama her halükarda bu sorunlar Ziraat Odalarının da içinde bulunduğu, bir komisyon marifetiyle üretim yapan bu insanlar bu desteklerden süratle yararlanır. Komisyon tarımın envanterini de çıkarır. Özel bankaların yüksek faizli kredileri üreticiyi zaman zaman zorluyor. Tabii bu borç çevrilemiyor ve çiftçi icra kıskacına giriyor. Bu yüzden biz çiftçinin Ziraat Bankası ndan borçlandırılması ve özel sektör borçlarının kapatılması gerektiğini söylüyoruz. Bunu en kısa zamanda da sağlamamız lazım. re, tarım destekleri, hayvancılık, bitkisel üretim, krediler gibi, üreticiler açısından çok önemli konularda yöneltilen soruları cevaplandırdı, sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, NTV Radyo da yayımlanan Halkın Sesi programında da sebze-meyve fiyatlarına ilişkin soruları yanıtladı. Üretim alanlarının başka ürünlere kayması, yüksek işçilik masrafları, Kasım- Aralık ta yaşanan don ve ihracat gibi nedenlerle Aralık ayında fiyatı en fazla artan ilk 5 ürünü sebzelerin oluşturduğuna dikkati çeken Bayraktar, portakalın ise fiyatı en fazla düşen ürün olduğunu belirtti. Bayraktar, Aralık ayında tüketici fiyatları, karnabaharda yüzde 48,89, patlıcanda yüzde 40,16, salatalıkta yüzde 38,41, lahanada yüzde 23,82, domateste yüzde 10,94 arttı. Portakal fiyatları yüzde 22,34, limon fiyatları da yüzde 7,54 geriledi dedi. Karnabahar ve lahananın ağırlıklı olarak Ege bölgesinde, özellikle İzmir Tire, Torbalı, Aydın Söke de yapıldığını bildiren Bayraktar, pamukta geçen yıl yaşanan fiyat artışı sonucu pamuğa yönelme olması nedeniyle bu yıl üretimde azalma yaşandığını belirtti. zen aşırı yağışlar üretimi fevkalade olumsuz etkileyebiliyor. Bunlar da ürünlerde fiyat artışlarına sebebiyet verebiliyor. Ama biz yıl ortalamalarına baktığımızda enflasyonu olumsuz yönde etkileyecek manzara oluşmuyor. Bayraktar, kırmızı et fiyatları ve ithalatı konusundaki soruya, Tabii ithalatın başladığı zaman Haziran 2010 du. O zaman perakende dana etinin fiyatı 23 lira civarındaydı. Kasım 2011 fiyatlarına baktığımızda fiyat yüzde 9 artışla 25 lira gelmiş. Kuzu eti fiyatına baktığımızda 22 liradan yaklaşık yüzde 27 artışla 28 lira civarına çıkmış. Bu şunu da gösteriyor. İthalat fiyatları düşürücü yönde bir etki yaratmamış. Tüketiciyi koruyan bir referans da olmamış. Üretimi artırmak esastır. İthalata başlamadan evvel 5-6 ay daha beklenmiş olsaydı üretim artıyordu. Biraz acele edildi. İthalat başladı. İthalata devam edilecekse üreticinin girdi bazında desteklenmesi çok önemli. Üretimi artırdığımızda Türkiye nin potansiyeli ihtiyacımızı kar- toksin yemle alakalı bir konu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker in açıklamaları, kamuoyunu rahatlattı. Binde 1 dahi değil. Aslında biz sanayiciyi ve üreticiyi buluşturduk. Bugün yıllık 7 milyon ton süt üreticiden sanayiciye gidiyor. Tabii bu çok iyi denetleniyor. Hijyen koşullar da sağlanıyor. Ben binde 1 in altındaki değerleri çok önemsemiyorum. Avrupa Birliği ülkelerine de gitseniz bu rakamın altında bulamazsınız. Telaşlanacak bir şey yok. Türkiye de gayet iyi, tertemiz süt üretiliyor. Türkiye de bunun teknolojisi de fevkalade yayılmış durumda. Ham olarak bakıldığında Türkiye nin tarım ürünlerinde 4 milyar dolar ihracatı, aşağı yukarı 8 milyar dolar da ithalatı bulunduğunu, işlenmiş gıda ürünleri de katıldığında Türkiye nin net ihracatçı olduğunu ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti: TÜİK in açıkladığı rakamlara göre 3 milyar dolaylarında bir dış ticaret fazlamız Bayraktar, Bereket TV Genel Müdürü Mehmet Öztürk ün hazırlayıp sunduğu programda, 2011 yılını tarım sektörü açısından değerlendirdi. Bayraktar, Mehmet Öztürk ün istihdam rakamları, tarımsal girdi kullanımı, bitkisel ve hayvansal üretim, tarım sigortaları, desteklemeler, çiftçinin kullandığı banka kredileri ile TZOB ve Ziraat Odalarının işlevini, ülke tarımına olan katkılarına yönelik sorularını cevaplandırdı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, TRT Anadolu da canlı yayımlanan Bu Toprağın Sesi programında da sunucu Umut Özdil in sorularına yanıt verdi. Bayraktar, programda, 2011 yılının tarım sektörü açısından değerlendirmesini yaptı, güb- Domates, salatalık, patlıcanın en önemli örtü altı ürünler olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Sera şeklinde yapılan domates, salatalık ve patlıcan üretimi, her yıl bu dönemlerde azalmaktadır. Bundan dolayı piyasaya arz edilen miktar azalıyor ve fiyatlar da buna bağlı olarak yükseliyor. İhracatı devam eden domates, salatalık ve patlıcanda zaten az olan ürün arzının daha da azalması iç piyasada fiyat yükselişlerine neden oldu. İlerleyen dönemlerde ciddi bir don olayıyla karşılaşılmazsa, piyasaya arz edilen ürün miktarının artmasıyla birlikte fiyatların düşmesi beklenmektedir.

7 Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK Tarımın Sesi Yine TZOB oldu TZOB Yazılı Basında, tüm meslek kuruluşları, birlik, odalar ve dernekler arasında tarımda 1. genel haberlerde 2. sırada yer aldı TZOB UN KAMUOYU OLUŞTURMADA MEDYA BAŞARISI Medya takip ajansı Interpress tarafından yapılan ve tarım sektörüne yön veren kurum ve kuruluşları kapsayan araştırmaya göre, 2011 de yazılı basında açık arayla ilk sırada Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) kaynaklı haberler yer aldı. Interpress ten yapılan açıklamaya göre, tarım sektöründeki kurum ve kuruluşlar arasında TZOB ilk sırayı yazılı basında yer bulan 20 bin 577 adet haberle aldı. Tarım sektöründe yazılı basında 3 bin 619 haberle Ziraat Mühendisleri Odası ikinci, 3 bin 86 haberle Tarım Kredi Kooperatifleri üçüncü, bin 984 haber Pankobirlik de dördüncü sırada yer buldu. Öte yandan, Interpress in verdiği bilgiler ışığında ekonominin geneline bakıldığında Türkiye Ziraat Odaları Birliği haberleri, 24 bin 837 haberi yazılı basında yer alan TOBB un ardından 20 bin 557 adetle ikinci sırada yer aldı. Ekonomiye yön veren kurum ve kuruluşlar arasında 9 bin 750 haberle TÜSİ- AD üçüncü, 8 bin 882 haberle MÜSİAD dördüncü, 6 bin 596 haberle de Türkiye İhracatçılar Meclisi de (TİM) beşinci sırada yer buldu. TARIM SEKTÖRÜ İHRACAT REKORU KIRDI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektörü ihracatının, geçen yıl rekor kırdığını; sektörün ihracatının 2011 yılında, 2010 yılına göre, %19,07 ile toplam ihracatın üzerinde artarak 17 milyar 887 milyon 224 bin dolara ulaştığını bildirdi. Bayraktar: Sektörün ihracatı, 2011 yılında % 19,07 ile toplam ihracatın üzerinde artarak 17,9 milyar dolara ulaştı Bayraktar, Türkiye İhracatçılar Meclisi nin (TİM) dün açıkladığı ihracat rakamlarına göre, 2010 yılında 15 milyar 22 milyon 49 bin dolar olan tarım sektörü ihracatının, 2011 yılında 2 milyar 865 milyon 175 bin dolar arttığını belirtti. Tarım sektörü ihracat artışında, yüzde 47,73 yükselişle hayvansal ürünler ihracatının ilk sırada yer aldığını kaydeden Bayraktar, Hayvansal ürünler ihracatı 459 milyon 220 bin dolar artışla, 962 milyon 206 bin dolardan 1 milyar 421 milyon 426 bin dolara yükseldi dedi yılında 11 milyar 132 milyon 857 bin dolar düzeyinde olan bitkisel ürünler ihracatının 2011 de %17,43 artışla 13 milyar 73 milyon 97 bin dolara ulaştığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: Bitkisel ürünler ihracatının 5 milyar 459 milyon 28 bin dolarını hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri oluştururken, yaş meyve ve sebze ihracatı 2 milyar 339 milyon 308 bin dolar, fındık ve mamulleri ihracatı 1 milyar 762 milyon 755 bin dolar, kuru meyve ve mamulleri ihracatı 1 milyar 372 milyon 595 bin dolar, meyve sebze mamulleri ihracatı 1 milyar 204 milyon 755 bin dolar, süs bitkileri ihracatı 76 milyon 322 bin dolar oldu. İhracat, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde %33,07, yaş meyve ve sebze ihracatı %7,36, fındık ve mamulleri ihracatı % 13,92, kuru meyve ve mamulleri ihracatı yüzde 10,57, meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 7,68, süs bitkileri ihracatı yüzde 35,83 arttı. Bitkisel ürünler içinde yer alan alt kalemler içinde tütün ve mamulleri ile zeytin ve zeytinyağı ihracatı düşüş gösterdi. Tütün ve mamulleri ihracatı 2011 yılında yüzde 3,07 düşüşle 677 milyon 121 bin dolara, zeytin ve zeytinyağı ihracatı yüzde 4,25 düşüşle 181 milyon 212 bin dolara indi. Tarım sektörü içinde yer alan ağaç ve orman ürünleri ihracatı 2011 yılında yüzde 15,91 artarak 3 milyar 392 milyon 701 bin dolara ulaştı. Ağaç ve orman ürünleri ihracatı 2010 yılında 2 milyar 926 milyon 986 bin dolar düzeyindeydi. Tarım sektörü ihracatının toplam ihracat içindeki payı Toplam ihracatta tarımın payının ise geçen yıl, 2010 yılına göre 0,1 puan artışla yüzde 13,29 a çıktığını kaydeden TZOB Genel Başkanı, tarımın ihracattaki payının böylece 2001 yılından bu yana en yüksek orana ulaştığının altını çizdi. Bayraktar, sektörün toplam ihracattaki payına ilişkin şu bilgileri verdi: Sektörün ihracattaki payı 2000 yılında yüzde 14,8 iken, 2001 yılında yüzde 15,2 ye ulaştı. Tarımın 2002 yılında yüzde 12,6 ya düşen ihracattaki payı, 2003 yılında yüzde 12,7 ye yükseldi. Sektörün, 2004 yılında yüzde 11,9 a inen ihracattaki payı, 2005 yılında yüzde 13,2, 2006 yılında yüzde 11,4 oldu. Tarım sektörünün ihracattaki payı 2007 ve 2008 yıllarında, yüzde 10,7 ve yüzde 10,6 ile yüzde 11 in altına indi. Toplam ihracatta, 2009 yılında yüzde 13,1 e çıkan tarımın payı, 2010 yılında yüzde 13,19 oldu. Sektörün, toplam ihracat içindeki payı, geçen yıl 0,1 puan arttı ve yüzde 13,29 a yükseldi. Yıllara göre tarım sektörü ihracat rakamları Bayraktar, TİM rakamlarına göre, 2000 yılında 4 milyar doları aşan tarım sektörü ihracatının, 2001 yılında 4,8, 2002 yılında 4,56, 2003 yılında 6,09, 2004 yılında 7,59, 2005 yılında 9,23, 2006 yılında 9,76 milyar dolara çıktığını kaydetti. Sektörün ihracatının, 2007 yılında ilk kez 11,36 milyar dolarla 10 milyar dolar sınırını aştığını vurgulayan Bayraktar, Tarım sektörü ihracatı, 2008 yılında 13,57, 2009 yılında 13,26 milyar dolara ulaştı. Sektör ihracatı, 2010 yılında 15,02 milyar dolarla ilk kez 15 milyar dolar sınırını aştı. Tarımda ihracat, geçen yıl rekor kırarak 17,9 milyar dolarla 18 milyar dolar sınırına dayandı. Sektörün ihracatı 11 yılda 4,5 katına çıktı ve 13,9 milyar dolar artış gösterdi dedi. Bayraktar: Toplam ihracatta tarımın payı, geçen yıl, 2010 yılına göre 0,1 puan artışla yüzde 13,3 e çıktı, Tarımın ihracattaki payı 2001 yılından bu yana en yüksek orana ulaştı

8 ENFLASYON DEĞERLENDİRMESİ Ziraat Yıl:4 Sayı: 37 OCAK olumlu bir yıl oldu 2011 yılında bazı bölgelerde çeşitli riskler yaşansa da genel olarak ülke genelini olumsuz etkileyen afetlerin yaşanmadığı tarımsal ürünlerde verimlerin arttığı olumlu bir yıl olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, enflasyonu özellikle Ocak-Nisan döneminde tarım ve gıdanın artıracağı iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında genel olarak tarım ve gıda fiyatları menfi değil, müspet, enflasyonu aşağı düşürücü yönde ekonomiye olumlu katkıda bulunduğunu, 2012 yılında da yıl sonu tarım ve gıda enflasyonunun ÜFE artışının altında kalmaması için hiçbir gerekçenin olmadığını kaydetti. Enflasyonun tek sorumlusunu tarım ve gıda olarak gören anlayışın yanlış olduğunu, bunların girdi fiyatlarını da kontrol etmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, enflasyon sepetinde ve insan hayatında gıda ve tarımın ağırlığının tartışılamayacağını, en önemli kalemler olduğunu belirtti. Enflasyonun sorumlusu olarak çiftçiyi görmek doğru değildir. Gıda ve tarım fiyatları tüm dünyada önemlidir. Tabii ki Türkiye de de ekonomiyi ve toplumun tümünü en çok etkileyecek unsurlardır diyen Bayraktar, şunları kaydetti: Yalnız, enflasyonun sorumlusu olarak meyve sebze fiyatlarını ve çiftçiyi görmek doğru değildir. Rakamlar da bunun böyle olmadığını kanıtlıyor. Gıda ve tarım fiyatlarındaki artış, yıl sonu ve yıllık ortalama itibarıyla üretici fiyatları endeksindeki (ÜFE) yükselişin altında kalıyor de Ocak, Şubat ve Mart aylarında yıllık tarım enflasyonu, yıllık ÜFE deki artışın üzerinde seyretti. Bu 3 ay dışındaki 9 ayda yıllık tarım enflasyonu yıllık ÜFE deki artışın altında kaldı. Yıllık tarımsal ürün enflasyonu, özellikle 2011 yılının Ağustos ayında yüzde 2,34, Eylül de yüzde 2, Ekim de yüzde 4,39 geriledi yılı Ocak ayında yıllık ÜFE oranı yüzde 10,8 iken tarım fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 14,95 olarak gerçekleşti. Şubat ta tarımda enflasyon yıllık yüzde 12,86, Mart ta 10,54 e düştü. Gıda da ise tüm aylarda yıllık gıda enflasyonu ÜFE yıllık rakamlarının altında kaldı deki ilk 3 aydaki artışın sebepleri 2010 yılına don olaylarıyla başlandığını, arkasından bölgesel görülen sel afetleri ve aşırı yağışların ürün rekoltelerini önemli ölçüde etkilediğini bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: TÜİK Tarım Ürünleri 2010 Yılı İkinci Rekolte Tahminlerine göre tahılda yüzde 2,5, sebzede yüzde 3, meyvede ise yüzde 5 azalma oldu. Üretim, özellikle kışlık sebzelerde daha fazla azalma gösterdi yılında üretimindeki azalma; domatesteki güve zararlısı sonucu domates fiyatlarındaki aşırı artış, buğday ve pamuk fiyatlarındaki artış 2011 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları tarım fiyatlarının artmasında etkili oldu. Ayrıca, Aralık, Ocak ve Şubat ayları halkın en fazla tükettiği sebze ürünlerinin tarla üretiminin olmaması, çoğunlukla seralarda üretimin yapılması, yaşanabilecek afetlerle üretimin azalması, kışlık tarla sebzelerinin don, fırtına gibi risklerden daha fazla etkilenmesi, ülke içi ihtiyacın dışında ihracatın devam etmesi bu aylarda piyasaya giren ürün arzını azaltmakta, ihtiyaç tam olarak karşılanamadı. Bu durum kış döneminde tarım ürün fiyatlarının ÜFE rakamlarının üzerine çıkmasına neden oldu. Ancak bu sürenin 2011 yılı rakamlarından da görüldüğü üzere iki aylık kısa bir dönem olduğunu vurgulayan Bayraktar, 2010 yılının olumsuz etkilerinin azalması ve 2011 yılı Mart, Nisan aylarında ülke genelini etkileyecek afetlerin yaşanmamasıyla geçen yıl tarım fiyatlarında gerileme oldu dedi. Bu durum tarım fiyatlarına da yansıdı, 2011 yılının 9 ayında tarım fiyatları, ÜFE artış rakamlarının altında seyretti. Özellikle birçok tarım ürününün hasat dönemi olan Ağustos-Eylül-Ekim aylarında tarım fiyatları geriledi, üretici gelirleri azaldı. Aralık ayında bazı bölgelerde afetler yaşanmasına üreticinin zarar görmesine rağmen yıllık tarım fiyatları artışı, ÜFE deki yıllık artışın altında kaldı. Sonuç olarak, 2011 yılında genel olarak tarım ve gıda fiyatları menfi değil, müspet, enflasyonu aşağı düşürücü yönde ekonomiye olumlu katkıda bulundu üretim döneminde yeterli yağışlar alındı üretim dönemine, ekim döneminde ülke genelinde yeterli yağışlar alınarak olumlu başlangıç yapıldığını bildiren Bayraktar, gelecek döneme ilişkin beklentilerini ise şöyle açıkladı: 2012 yılı Ocak ayı başlarında Akdeniz ve Ege Bölgesinde gerçekleşen sel, fırtına, hortum, sera ürünlerine ve narenciye ürünlerine zarar verdi. Ancak bu afet ülke üretimini etkileyecek boyutta değil. Önümüzdeki aylarda ülke genelini etkileyecek afetin yaşanmaması durumunda tarım ürün fiyatlarında önemli artışlar beklemiyoruz. Bilindiği üzere, günümüzde ülkelerin öncelikleri arasında yer alan en önemli konu gıda güvencesinin sağlanmasıdır. Gıda güvencesini sağlamanın yolu ise tarımsal üretimden ve bu üretimi artırmaktan geçer. Üreticiler girdi fiyat artışları, afetlerin verdiği zararlar ve benzeri nedenlerle yeterli geliri elde edemezken 1-2 ayı değerlendirerek üretici fiyatlarının ÜFE rakamlarını artırmasından bahsetmek doğru değildir. AKDENİZ ve EGE de YAĞIŞ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Akdeniz ve Ege bölgelerinde aşırı yağışlar, bazı yerlerde görünen fırtına ve hortumun en fazla sera ürünlerine zarar verdiğini bildirerek, odalarımızın da içinde yer aldığı hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Oluşan zararın boyutları önümüzdeki günlerde netleşecek dedi. Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, mevsim itibari ile tarlada ürün olmamasının avantaj olduğunu ve zararın azalmasını sağladığını kaydetti. Ziraat odalarının da içinde yer aldığı hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Bayraktar, ancak özellikle sera üreticilerinin zararının fazla olduğunun göründüğünü belirtti. Hasar tespit çalışmalarını takiben öncelikle çiftçilerin bankalara olan kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi gerektiğine dikkat çeken Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Bayraktar, Çiftçilerimiz Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin dışında diğer bankalardan da kredi kullanmaktadırlar. Özel bankalar da bu durumu göz ardı etmemeli, kredi borçlarını faizsiz ertelemelidir açıklamasında bulundu. Ziraat odalarından alınan ilk bilgiler Akdeniz Bölgesinde gerçekleşen yağışlar, fırtına ve hortumun serada yetiştirilen önemli ürünlere zarar verdiğini, Ege Bölgesinde yaşanan aşırı yağışlar sonucu meydan gelen seller ve derelerin taşması ve kanalların patlaması sonucu ortaya çıkan taşkınların, yerleşim yerleri yanında, tarım arazilerini sular altında bıraktığını, hasadı devam eden narenciye ürününü vurduğunu bildiren Bayraktar, Ziraat Odalarından alınan ilk bilgiler konusunda şunları kaydetti: Antalya Kumluca: Türkiye serada yetiştirilen domates üretiminin yüzde 60 ını gerçekleştiren Kumluca ilçesinde gerçekleşen kuvvetli hortum 30 dekar alanda yer alan projeli tünel seraların yarıdan fazlasının çökmesine neden oldu. Seraların çoğunluğunda domates olmakla birlikte, biber ve patlıcan ürünleri de bulunuyordu. Kumluca da zarar gören seralarda sigorta yaptıran çiftçi sayısı yok denecek kadar azdır. Sigorta yaptırmamanın önemli nedeni tapuların hisseli olmasıdır. İlk gözlemlere göre hortumun neden olduğu zararın 1 milyon liraya ulaşması bekleniyor. İlçede 1 dekar tünel seranın maliyeti bin lirayı buluyor. Maliyetin yüksek olması zararın boyutunu artırdı. Antalya Merkez: Muratpaşa ve Kepez ilçelerinde yaklaşık dekar serada domates başta olmak üzere, kesme çiçek ve çeşitli sebzeler zarar gördü. Antalya Demre: İlçede gerçekleşen fırtına ve hortum 120 dekar sera alanında seralara ve biber, domates ve kabak ürünlerinde zarar meydana geldi. Bu alanlarda yer alan seraların bir kısmının naylonu sökülürken bir kısım serada da çökme oldu. Muğla Köyceğiz: 6 Ocak Cuma günü başlayan yağışlar çay ve derelerin taşmasına neden oldu. İlçe merkezin de birçok eve zarar verdi. Tarım arazileri sular altında kaldı. Özellikle narenciye bahçelerine henüz girilemedi. Muğla Ortaca: İlçede gerçekleşen fırtına seraların camlarının kırılmasına ve plastiklerinin yırtılmasına sebep olurken ürünler önemli zarar gördü. Fırtına ayrıca narenciye bahçelerinde meyvelerin dökülmesine neden oldu. Son günlerde Denizli Sarayköy: Aşırı yağışlar Büyük gerçekleşen Menderes nehrinin taşırmış, oluşan taşkın sera ürünlerine yağışlar en fazla ilçedeki ova köylerde zarar verdi tarım alanlarının sular altında kalmasına neden oldu. Bir iki ay önce ekimi yapılmış olan buğdaylarda tohumların çürümesinden endişe duyuluyor. Denizli Tavas: Aşırı yağışlar özellikle drenaj alanlarındaki dar kanalların patlamasına neden oldu. Buğday, arpa ekili alanlar sular altında kaldı. Denizli Kale: Akçay dere kenarında bulunan arazilerde sıkıntı yaşandı. Üretim dönemi itibariyle arazide fazla ürün olmaması zararı azalttı. Kale biberi ekim dönemi olması nedeniyle yağışlar Kale biberinin ekim zamanının gecikmesine neden oldu. Edirne: Son birkaç günde gerçekleşen yağışların nehir kapaklarının açılmasını gerektirecek kadar olmadığı ilde tarımsal konuda herhangi bir sorun olmadı. Tunca nehrinin debisinin zaman zaman arttığı yağışlar devam ederse bir sıkıntı oluşabilir.