T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AROMATERAPİ MASAJININ BEBEKLERDE KOLİĞİN GİDERİLMESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AROMATERAPİ MASAJININ BEBEKLERDE KOLİĞİN GİDERİLMESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AROMATERAPİ MASAJININ BEBEKLERDE KOLİĞİN GİDERİLMESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÇOCUK SAĞLIĞI ve HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ HAZIRLAYAN Bengü ÇETİNKAYA TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Zümrüt BAŞBAKKAL İZMİR

2 2

3 ÖNSÖZ Çalışmanın yürütülmesinde değerli katkıları olan çok değerli danışmanım Doç.Dr. Zümrüt BAŞBAKKAL a, Çalışmanın yürütülmesine olanak sağlayan Denizli İli Sağlık Müdürlüğü ne bağlı 1, 4, 20 no lu sağlık ocakları çalışanlarına, Çalışmaya katılan tüm bebeklere ve annelerine, Bu tezin hazırlanmasında destekleri kelimelerle ifade edilemeyecek kadar çok olan sevgili anneme, babama ve kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bengü ÇETİNKAYA Denizli,

4 İÇİNDEKİLER Sayfa No BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Problemin Tanımı Araştırmanın Amacı Araştırmanın Önemi Araştırmanın Hipotezleri Araştırmanın Sınırlılıkları Tanımlar Genel Bilgiler İnfantil Koliğin Tanımı İnfantil Koliğin Etiyolojisi İnfantil Koliğin Prevelansı İnfantil Kolikte Tanı İnfantil Kolikte Tedavi İnfantil Kolikte Hemşirelik Yaklaşımları Aromaterapinin Tanımı Aromaterapi Uygulama Yöntemleri Oral Yolla Absorbsiyon Dokunma Olmadan Absorbsiyon Dokunma Yoluyla Absorbsiyon Aromaterapi Masajı Çocuklar İçin Önerilen Esansiyel Yağlar ve Dozları Tamamlayıcı Tedavilerde Hemşirenin Rolü Hemşirelik Girişimleri ve Tamamlayıcı Tedavilere İlişkin Varsayımlar Tamamlayıcı Tedavinin Uygulanmasında Hemşirenin Sorumlulukları

5 SAYFA NO BÖLÜM II GEREÇ VE YÖNTEM 2.1. Araştırmanın Tipi Araştırmanın Yeri ve Zamanı Araştırmanın Evreni Araştırmanın Örneklemi Araştırmada Kullanılan Veri Toplama Araçları Veri Toplama Yöntemi İzlemler Aromaterapi Masajı Eğitimi Araştırmanın Bağımlı- Bağımsız Değişkenleri Verilerin Analizi Süre ve Olanaklar Araştırmanın Etiği BÖLÜM III BULGULAR 3.1. Kolikli Bebeklere ve Annelere İlişkin Tanıtıcı Bilgiler Annelere İlişkin Sosyo-demografik Özellikler İnfantil Kolikle İlgili Değişkenler Annelerin Sosyal Destek ve Sürekli Kaygı Düzeyleri Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin Kolik Durumu Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin Ön ve Son İzlemde Kolik Durumları Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Değişimi Deney ve Kontrol Grubu Annelerin Durumluluk Kaygı Durumları Deney ve Kontrol Annelerin Ön İzlem ve Son İzlem Durumluluk Kaygı Puan Ortalamalarına İlişkin Bilgiler 55 5

6 Sayfa No Deney ve Kontrol Grubu Annelerin Durumluluk Kaygı Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Değişimi Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin Ağlama Süresi Deney ve Kontrol Grubu Kolikli Bebeklerin Ön ve Son İzlem Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarına İlişkin Bilgiler Deney ve Kontrol Grubu Kolikli Bebeklerin Haftalık Ağlama Süresi Ortalamaların İzlemlere Göre Değişimi Bağımsız Değişkenlerin Bağımlı Değişkenlerle İlişkisi Annelere İlişkin Sosyo-demografik Özellikler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalaması Arsındaki İlişki İnfantil Kolikle İlgili Değişkenler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalaması Arasındaki İlişki İnfant Kolik Ölçeği Puanları ile Sosyal Destek Ölçeği ve Sürekli Kaygı Ölçeği Puanları Arsındaki İlişki.. 70 BÖLÜM IV TARTIŞMA 4.1. Anne ve Bebeklere İlişkin Tanıtıcı Özelliklerin İncelenmesi Annelere İlişkin Sosyo-demografik Özelliklerin İncelenmesi İnfantil Kolikle İlgili Değişkenlerin İncelenmesi Annelerin Sosyal Destek ve Sürekli Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin Kolik Durumunun İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin Ön İzlem ve Son İzlemde Kolik Durumlarının İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Değişiminin İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Annelerin Durumluluk Kaygı Durumlarının İncelenmesi 81 6

7 Sayfa No Deney ve Kontrol Grubu Annelerin Ön İzlem ve Son İzlemde Durumluluk Kaygı Durumlarının İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Annelerin Durumluluk Kaygı Durumlarının İzlemlere Göre Değişiminin İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Kolikli Bebeklerin Ağlama Sürelerinin İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Kolikli Bebeklerin Ön İzlem ve Son İzlem Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarının İncelenmesi Deney ve Kontrol Grubu Kolikli Bebeklerin Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarının İzlemlere Göre Değişiminin İncelenmesi Bağımsız Değişkenlerin Bağımlı Değişkenlerle İlişkisi Annelere İlişkin Sosyo-demografik Özellikler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalaması Arasındaki İlişkinin İncelenmesi İnfantil Kolikle İlgili Değişkenler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalaması Arasındaki ilişkinin İncelenmesi İnfant Kolik Ölçeği Puanları ile Sosyal Destek Ölçeği ve Sürekli Kaygı Ölçeği Puanları Arasındaki ilişkinin İncelenmesi. 93 BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER SONUÇLAR ÖNERİLER 99 BÖLÜM VI ÖZET ABSTRACT BÖLÜM VII YARARLANILAN KAYNAKLAR 105 7

8 EKLER EK I. Kolikli Bebeklerin ve Annelerinin Tanımlayıcı Özelliklerini Belirleme Formu EK II. İnfant Kolik Ölçeği EK III. Durumluluk-Sürekli Kaygı Envanteri EK IV. Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği EK V. Ağlama Süresi İzlem Formu EK VI. Kolikli Bebek ve Karın Masajı El Kitabı EK VIII. Bilgilendirme Formu EK IX. Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Etik Kurul Yazısı EK X. T.C. Denizli Sağlık Müdürlüğü İzin Yazısı ÖZGEÇMİŞ 8

9 TABLOLAR DİZİNİ Tablo No Sayfa No 1 İnfantil Kolikte Semptom ve Bulgular Esansiyel Yağların Bebek ve Çocuklar için Önerilen Dozları Denizli İl Merkezinde Bulunan Sağlık Ocaklarının Yerleşim Bölgelerinin Sosyo- Ekonomik Durumlarına Göre Dağılımı 25 4 Annelerin Sosyo-demografik Özelliklere Göre Dağılımı Kolikli Bebeklerin Cinsiyet ve Doğum Sırasına Göre Dağılımı 39 6 Kolikli Bebeklerin Yaş, Doğum Ağırlığı ve Ağlama Süresine Göre Dağılımı Annelerin Bebeklerini Planlı Gebelik Sonucu Dünyaya Getirme Durumlarına Göre Dağılımı Bebeklerin Kolik Nöbeti Sırasında Bakım Şekillerine Göre Dağılımı Kolikli Bebeklerin Beslenme Şekline Göre Dağılımları Annelerin Diyetlerinden Gıda Çıkarma ve Çıkarılan Gıda Durumlarına Göre Dağılımları Annelerin Günlük Süt İçme Durumlarına ve Süt İçme Miktarlarına Göre Dağılımları Annelerin Bebeklik Döneminde Kolik Sorunu Yaşamalarına Göre Dağılımı Annelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalarının Dağılımı Annelerin Sürekli Kaygı Puan Ortalamalarının Dağılımı Kolikli Bebeklerin Ön İzlemde Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının Dağılımı Kolikli Bebeklerin Son İzlemde Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının Dağılımı 50 9

10 17 Kolikli Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Dağılımı Kolikli Bebeklerin İzlemler Arası İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması Annelerin Ön İzlemde Durumluluk Kaygı Ölçeği Puan Ortalamalarının Dağılımı Annelerin Son İzlemde Durumluluk Kaygı Ölçeği Puan Ortalamalarının Dağılımı Annelerin Durumluluk Kaygı Ölçeği Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Dağılımı Annelerin İzlemler Arası Durumluluk Kaygı Ölçeği Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması Kolikli Bebeklerin Ön İzlemde Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarının Dağılımı Kolikli Bebeklerin Son İzlemde Haftalık Ağlama Süresi 61 Ortalamalarının Dağılımı 25 Kolikli Bebeklerin Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarının İzlemlere Göre Dağılımı Kolikli Bebeklerin İzlemler Arası Haftalık Ağlama Süresi 64 Ortalamalarının Karşılaştırılması 27 Annelere İlişkin Sosyo-demografik Özellikler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamasının Dağılımı İnfantil Kolikle İlgili Değişkenler ile İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamasının Dağılımı

11 ŞEKİLLER 1 Araştırmanın Zamanlanması

12 GRAFİKLER 1 Kolikli Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puan Ortalamalarının İzlemlere Göre Dağılımı Annelerin Durumluluk Kaygı Ölçeği Puan Ortalamalarının 58 İzlemlere Göre Dağılımı. 3 Kolikli Bebeklerin Haftalık Ağlama Süresi Ortalamalarının İzlemlere Göre Dağılımı Kolikli Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puanları ile Doğum Ağırlıkları Arasındaki İlişki 70 5 Kolikli Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puanları ile Annelerin Sosyal Destek Ölçeği Puanları Arasındaki İlişki 71 6 Kolikli Bebeklerin İnfant Kolik Ölçeği Puanları ile Annelerin Sürekli Kaygı Ölçeği Puanları Arasındaki İlişki 71 12

13 BÖLÜM I GİRİŞ 1.1 PROBLEMİN TANIMI Bebekler, gereksinimlerini ağlayarak ifade ederler. Bebek, gereksinimleri düzgün aralıklarla karşılandıkça, beklemeyi öğrenir ve daha az şiddette ağlayarak anneyi yanına çağırır. Bebeğin tepkilerine duyarlılık kazanan anneler, zamanla ağlamanın, niteliğinden bebeğin altının ıslandığını, acıktığını, kucağa alınmak istediğini anlayabilirler. Bebeğin fiziksel gereksinimini belirleyen anne onu uygun şekilde rahatlatmaya çalışır (27, 78). Bebekler, genellikle öğleden sonra ve akşama doğru daha fazla huzursuzdurlar ve ağlamaya eğilimlidirler. Ancak ağlama nöbetleri kısa sürelidir ve kolay sakinleştirilebilirler (1). Bebeklerin bir kısmı, uzun süre ağlarlar, sakinleştirilmeleri güçtür ve ağlamalarının yoğunluğu, şiddeti, süresi ve sıklığı normal fizyolojik ağlamadan farklıdır (68). Aşırı ağlama, Wessel ve arkadaşlarının (1954) çalışmasında, başlangıcı ilk haftalarda olan, genellikle ilk 3 ayda görülen, günde 3 saatten fazla, haftada 3 günden fazla ve en az 3 hafta devam eden, genellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde ortaya çıkan, açıklanamayan ve kontrol edilemeyen ağlama nöbetleri olarak tanımlanmaktadır (72). Bebeklerin aşırı ağlaması, birçok farklı hastalık ve fizyolojik anormallik sonucu ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenler, klinik uygulamada genellikle saptanabilirler. Bebeğin sistemik bir sorunu olmamasına karşın aşırı ağlamasının olması infantil kolik olarak değerlendirilmektedir (1, 74,77). İnfantil kolik, iyi gelişen sağlıklı bebeklerde, daha çok akşam saatlerinde görülen, paroksismal özellikte, etyolojisi tam olarak aydınlatılamamış, bacaklarını 1

14 karına çekme, yumruklarını sıkma, gaz çıkarma ile birlikte olan, tüm çabalara karşın durdurulması zor, aşırı ağlama ile karakterize bir sendromdur (8, 77). Kolik nöbetleri genellikle 2.haftada ortaya çıkmakta ve 6. haftada en üst düzeye ulaşmakta ve 4-6 aya kadar devam edebilmektedir ( 13, 47). İnfantil koliğe neden olabilecek faktörler arasında, gastrointestinal sistem sorunları, ebeveyn-bebek iletişiminin bozulması, merkezi sinir sitemi immaturitesi sayılmaktadır (8, 64, 74). İnfantil kolik, bebeğin gereksiz hospitalizasyonuna, ebeveyn-bebek ilişkisinde çatışmalara, evlilikte problemlere ve bebeğin istismarına yol açabilir (7). Canivet (2000) in, kolikli bebekleri 4 yaşında değerlendiridiği çalışmasında, bu çocukların daha negatif kişiliklerinin olduğu, yemeklerde sorun yaşandığı, daha fazla mide ağrısı tanımladıkları bildirilmiştir (20). İnfantil koliğin, bebeğe, aile-bebek ilişkisine zarar vermesi nedeniyle semptomların ortadan kaldırılması veya hafifletilmesi önemlidir (74). İnfantil koliğe yaklaşımda, farmakolojik tedavi, diyet tedavisi, davranışsal tedavi uygulanmaktadır. Uygulanan tedavilerden kesin bir sonuç alınamamış, tedavi yaklaşımı konusunda fikir birliği oluşmamıştır. Tüm yaklaşımlar içinde, bebeğe bakan kişinin bebeğin ağlamasına erken cevap vermesinin (90 saniye içinde) ve aşırı uyarılardan kaçınarak yumuşak, sakinleştirici hareketler yapmasının çok önemli olduğu vurgulanmaktadır (7, 76, 77). Huhtala ve arkadaşlarının ( 2005) farklı 2 masaj tekniğini karşılaştırdıkları çalışmalarında, ebeveynlere, kolik semptomları sırasında, 15 dakika karın masajı önerilmektedir (40). İnfantil kolik, bebek populasyonun %30 unu etkilemektedir. Bu yüzden pediatri alanında çalışan hemşireler uygulamaları sırasında kolikle karşılaşabilirler (59). İnfantil kolikte hemşirelik yaklaşımının amacı, ailenin etkili baş etme yöntemleri geliştirmesinin sağlanması, ebeveynlerin bebeğe bakma konusunda 2

15 kendilerine güvenlerinin arttırılmasıdır. Bu amaçları sağlamaya yönelik hemşirelik girişimlerinden bazıları, ebeveynlerin koliğin özellikleri hakkında bilgilendirilmeleri, ebeveynlere kendilerine boş zaman yaratmaları için yardımcı olma, koliği azaltacak veya giderecek yöntemleri uygulamaktır (62). Masaj, Avrupa da kolik tedavisi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Jan-Helge Larsen (1990) kolikli bebeklerde karın masajının etkinliğini ispatlamıştır (52). Kılıç ın (2000) çalışmasında, bebek masajının bebeklerde koliğin tekrarlama sıklığını etkilediği, bebeklerde koliğin önlenmesi, azaltılması ve giderilmesinde etkili olduğu belirtilmektedir (49). Çocukları ilgilendiren, masajla ilgili çalışmaların bazılarında masajın esansiyel yağ kullanılarak yapıldığı görülmektedir. Dilüe edilmiş esansiyel yağlarla masaj yapılması, yağların etkisini arttıran kombine bir yöntem olarak dikkate alınmaktadır (57). Styles (1997) HIV li çocuklarda aromaterapi masajının faydaları hakkında çalışmıştır ve bütün yaş gruplarında analjezi ihtiyacının azaldığını saptamıştır (67). Bitkisel kaynaklardan (yapraklar, çiçekler, ağaç kabukları, meyveler, kökler) çıkarılmış, konsantre edilmiş aromatik veya esansiyel yağların terapötik etkileri için kullanılması aromaterapi olarak tanımlanmaktadır (15). Aromaterapinin hemşirelik bakımında kullanımı birçok uygulama alanında popüler hale gelmeye devam etmektedir. Jennings ve Wilkinson un (2004) review çalışmasında, hemşirelik literatüründe, esansiyel yağların düşük dozlarda masaj için kullanılmasıyla ilgili birçok makale bulunduğu belirtilmektedir (44). On yıl önce, klinik aromaterapi, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde hemşireler tarafından, hemşirelik bakımını geliştirmek amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Aromaterapi holistik hemşireliğin bir parçası olarak kabul edilmektedir (16). 3

16 Türkiye de aromaterapi masajının hemşirelik bakımında kullanılmasıyla ilgili planlı çalışmalara gereksinim vardır. 1.2 ARAŞTIRMANIN AMACI Bu çalışma, aromaterapi masajının bebeklerde koliğin giderilmesi üzerine etkisinin incelenmesi amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Çalışmada, bu genel amaç altında; Kolikli bebeklerin haftalık ağlama sürelerinin incelenmesi Kolikli bebeklerin annelerinin durumluluk kaygı düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. 1.3 ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ Kolikli bebeğe bakım vermek, ebeveynler açısından oldukça streslidir. Sosyal destekten yoksun ailelerde, kolik ebeveyn-bebek ilişkisini olumsuz etkileyebilir (31). Gereksinimleri uygun şekilde karşılanan bebeklerin temel güven duyguları gelişmektedir ve bu ilerideki hayatlarını olumlu yönde etkilemektedir (27, 78). Aromaterapi masajının hemşirelik alanında kullanımı son yıllarda artmıştır. Aromaterapinin odak noktası tedaviden çok semptom kontrolüdür. Aromaterapinin, sağlığın geliştirilmesi ve stresin azaltılmasında etkinliği kanıtlanmıştır (15). Çocuklarda ve genç insanlarda aromaterapi masajıyla ilgili yeterli çalışma yoktur (57). Hemşirelik uygulamaları kanıt baza ihtiyaç duymaktadır (15). Bu çalışmanın, aromaterapi masajının bebeklerde uygulanabilmesi için gerekli olan kanıtların oluşmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir. 1.4 ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ H 1: Deney grubundaki kolikli bebeklerin infant kolik ölçeği puan ortalamaları son izlemde kontrol grubundaki kolikli bebeklerin puan ortalamasından daha düşüktür. 4

17 H 2 :Deney ve kontrol grubundaki kolikli bebeklerin izlemlere göre infant kolik ölçeği puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark vardır. H 3: Deney grubundaki kolikli bebeklerin annelerinin durumluluk kaygı puan ortalamaları son izlemde kontrol grubundaki annelerin puan ortalamalarından daha düşüktür. H 4: Deney ve kontrol grubu kolikli bebeklerin annelerinin izlemlere göre durumluluk kaygı puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark vardır. H 5: Deney grubundaki kolikli bebeklerin haftalık ağlama süreleri ortalamaları son izlemde kontrol grubundaki kolikli bebeklerin ortalamasından daha düşüktür. H 6: Deney ve kontrol grubu kolikli bebeklerin izlemlere göre haftalık ağlama saati ortalamaları arasında anlamlı bir fark vardır. 1.5 ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI Deney ve kontrol grubunda izlemlerin ev ziyareti ile yapılması planlandığı için, izlemlerin aksamaması, ailelere daha kolay ulaşılabilmesi amacıyla ve zaman sınırlılığı nedeniyle, küçük örneklem grubuyla çalışılması, araştırmanın sınırlılığını oluşturmaktadır. 1.6 TANIMLAR İnfant: 0-1 yaş grubundaki çocuklardır (65). İnfantil Kolik: İnfantil kolik, yaşları 2 hafta ile 4 ay arasındaki iyi gelişen sağlıklı bebeklerde, daha çok akşam saatlerinde görülen, paroksismal özellikte, etiyolojisi tam olarak aydınlatılamamış, bacaklarını karına çekme, yumruklarını sıkma, gaz çıkarma ile birlikte olan, tüm çabalara karşın durdurulması zor, aşırı ağlama ile karakterize bir sendromdur (8, 77). 5

18 Aromaterapi: Bitkisel kaynaklardan (yapraklar, çiçekler, ağaç kabukları, meyveler, kökler) çıkarılmış, konsantre edilmiş esansiyel yağların terapötik etkileri için kullanılmasıdır. (15, 17, 51). Masaj: Kan ve lenf dolaşımını sürdürmek, kasları gevşetmek, ağrıyı dindirmek ve uykuyu sağlamak gibi terapötik amaçlarla vücudun yumuşak dokularının ellerle veya mekanik olarak uyarılmasıdır (15, 51). Sirkadyan Ritm: 24 saatte bir tekrarlayan ritm (71). Durumluluk Kaygı: Bireyin içinde bulunduğu stresli (baskılı)durumdan dolayı hissettiği subjektif korkudur. Stresin yüksek olduğu zamanlarda durumluluk kaygı seviyesinde yükselme olur (60). Sürekli Kaygı: Bireyin kaygı yaşantısına olan yatkınlığıdır. Kişinin içinde bulunduğu durumları genellikle stresli olarak algılama ya da stres olarak yorumlama eğilimidir (60). 1.7 GENEL BİLGİLER İNFANTİL KOLİĞİN TANIMI İnfantil kolik, iyi gelişen sağlıklı bebeklerde, daha çok akşam saatlerinde görülen, paroksismal özellikte, etyolojisi tam olarak aydınlatılamamış, bacaklarını karına çekme, yumruklarını sıkma, gaz çıkarma ile birlikte olan, tüm çabalara karşın durdurulması zor, aşırı ağlama ile karakterize bir sendromdur (8, 77). Kolik nöbetleri genellikle 2.haftada ortaya çıkmakta ve 6. haftada en üst düzeye ulaşmakta ve 4-6 aya kadar devam edebilmektedir ( 13, 47). Aşırı ağlama, Wessel ve arkadaşlarının (1954) çalışmasında, başlangıcı ilk haftalarda olan, genellikle ilk 3 ayda görülen, günde 3 saatten fazla, haftada 3 günden fazla ve en az 3 hafta devam eden, genellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde ortaya çıkan, açıklanamayan ve kontrol edilemeyen ağlama nöbetleri olarak 6

19 tanımlanmaktadır (72). Aşırı ağlama konusunda ortak bir görüş olmasa da, Wessel ve arkadaşlarının tanımı üzerinde birleşilmiştir (74) İNFANTİL KOLİĞİN ETİYOLOJİSİ İnfantil koliğin etiyolojisi, son 40 yıldaki çalışmaların artmasına karşın hala aydınlatılamamıştır. Literatürde birçok neden ortaya atılmıştır. İnfantil koliğin etyolojisini açıklamaya çalışan bazı teoriler bulunmaktadır (53, 74). 1.İmmatür Gastrointestinal Sistem İnfantil koliğe neden olan gastrointestinal sorunlar artmış gaz, barsak distansiyonu ve spazmı, anormal barsak motilitesi ve gastroözofajiyel reflü olmak üzere 4 kategori altında toplanmıştır (32). Ellet in belirttiğine göre, bazı araştırmacılar, barsaklarda hava artışının koliğe neden olabileceğini ileri sürmüşler, ancak yapılan radyolojik çalışmalarda normal ve kolikli olgular arasında bir fark saptanamamıştır. Gaz içeriğinde artış bulunmasının, ağlamanın bir nedeninden çok sonucu olduğu da düşünülmektedir (32). Ellet in belirttiğine göre, gastroözofajiyel reflünün sonucu oluşan özofajitin, ağrıya neden olduğu düşünülmüş, ancak ph monitorizasyonu aracılığı ile yapılan çalışmalarda kolikli bebeklerde gastroözofajiyel reflü olmadığı saptanmıştır (32). 2.İmmatür Santral Sinir Sistemi Ellet in belirttiğine göre, Eppinger ve Hess(1915) kolikli bebeklerin anormal bir şekilde hassas santral sinir sistemine sahip olduklarını öne sürmüştür. Bu yazarlar, hafif bir uyaranın, ciddi ağlama periyodlarına neden olabileceğini ve bunun da gerilimi azaltma yolu olduğunu ileri sürmüşlerdir (32). Son zamanlarda, serotonin-melatonin teorisi üzerinde durulmaktadır. Artmış serotonin konsantrasyonunun intestinal kramplara neden olduğu, melatoninin ise tam tersine intestinal düz kasların relaksasyonunu sağladığı saptanmıştır. Her ikisinin de 7

20 sirkadyan bir ritmi vardır ve akşamları pik yapar. Doğumda sadece seratoninin sirkadyan ritmi olduğundan melatonin relaksasyon etkisini gösteremez. Melatonin ritmi 3. ayda başlar ve bu aydan itibaren kolik kliniği de azalıp kaybolur(8, 74, 76). 3.Mizaç Bazı bebeklerin yapısal olarak aşırı ağlamaya yatkın oldukları ileri sürülmüştür. Bir çalışmada, zor bebeğin ağlamayla eş anlamlı olmadığı, ancak biyolojik fonksiyonlarda düzensizlik, yoksunluk, adaptasyon güçlükleri ve aşırı reaksiyon ile ilişkisi olabileceği belirtilmektedir. İlk üç ayda aşırı ağlaması olan bebekler genellikle ilk bir yılda yaşıtlarından daha fazla ağlamaktadırlar (77). 4.Optimal ebeveyn-bebek iletişiminin azalması Huysuz olarak adlandırılabilecek bebek davranışlarına, ebeveynlerin uygun tepki vermemesiyle karakterize kısır döngü olarak tanımlanabilir. Aşırı ağlayan bebeklerin annelerinde annelik rolü ile tezat oluşturan psikolojik durumlar, bebeğe düşmanlık ve bebekle uygun olmayan bir ilişki saptanmıştır. Anne anksiyetesinin ve gebelikteki depresyonun kolik oluşumunda etkili olabileceği vurgulanmıştır (10, 74). 5.İnek Sütü/Soya Proteini Alerjisi veya İntoleransı Protein ve karbonhidrat intoleransı infantil koliğin gelişmesine neden olabilir. Anne sütü ve hazır mamalarda bulunan en önemli karbonhidrat laktozdur. Zamanında doğmuş dört aylık bebek yetişkin düzeyinde barsak mukozal aktivitesine sahip olmasına karşın, anne sütü ve hazır mamalardaki laktozu tam olarak absorbe edememektedir. Bunun sonucunda, bağırsaklarda büyük miktarda gaz oluşmakta ve bu durum solunum havasında hidrojen tayini ile saptanabilmektedir (10, 32, 74, 77). 8

21 İnek sütü alerjisi yaşamın ilk yılında %2.5 sıklıkta, anne sütü ile beslenenlerde %1.4 ve hidrolize formüla alanlarda %1.5 oranında bildirilirken, infantil kolikli bebeklerde bu oran %25 e ulaşmaktadır (8, 10, 32, 77). Anne sütü ile beslenenlerde annenin diyetindeki süt ve süt ürünleri nedeniyle inek sütü proteinleri anne sütüne geçebilmekte ve yatkın olan bebeklerde alerjik tablo oluşabilmektedir. Gıda alerjileri açısından, infantil kolikli olgularda histolojik ve humoral değişiklikler, bebek ve ailede atopi öyküsü ve sorumlu olduğu düşünülen antijene karşı reaktivite araştırılmıştır. Yiğit ve arkadaşlarının belirttiğine göre, yapılan birçok çalışmada atopi öyküsü sağlıklılara oranla daha yüksek bulunmadığı gibi, IgE ve inek sütüne spesifik IgE antikor düzeyleri de farklı bulunmamıştır (77) İNFANTİL KOLİĞİN PREVELANSI İnfantil koliğin prevelansı popülasyonlara ve tanımlamalara göre değişmekle birlikte, tüm prevelans %5-28 arasında rapor edilmektedir (8, 10, 77). İnfantil kolik sigara içen annelerin bebeklerinde daha fazla görülürken, anne sütü alanlarda ise daha az görülmektedir. Bunun aksine, sosyoekonomik durumu iyi olan, anne yaşının yüksek olduğu ve anne sütü alan bebeklerde de görülmektedir. Ayrıca, düşük doğum ağırlıklı bebeklerde daha sık görülebilmekte ve başlangıcı daha geç olmaktadır (8, 10, 77) İNFANTİL KOLİKTE TANI Üç hafta ile üç ay arasındaki bebeklerde nedeni açıklanamayan şiddetli ağlama nöbetleri haftada en az 3 gün olup, günde 3 saatten fazla sürüyor ve bu durum en az üç hafta devam ediyorsa infantil kolik düşünülmelidir (76). Ağlama nöbetleri günün her saatinde olabilmekte, ancak daha çok akşamları beslendikten sonra gelişmektedir. Bu nöbetler ciddi olgularda saate kadar 9

22 uzayabilmektedir. Klinikte dizlerin karına doğru çekilmesi, karında şişlik, hassasiyet ve fazla miktarda gaz çıkarma görülebilir (76). Ayırıcı Tanı İyi bir anamnez ve fizik muayane, otitis media, üriner enfeksiyon, inkarsere herni, klavikula kırığı, korneal abrasyon veya organik MSS problemini ortaya koyabilir. İshal, mukuslu dışkı, konstipasyon ve kusma primer gastrontestinal hastalığa işaret eden bulgulardır. Anal fissür olmaksızın dışkıda makroskopik veya gizli kan, inek sütü veya soya protein intoleransına işaret edebilir (8). 10

23 Tablo 1. İnfantil Kolikte Semptom ve Bulgular Semptomlar Hasta Sayısı Yüzdeler Ağrıya bağlı ağlama 54/54 %100 Ağlamanın ani başlangıcı 53/54 %98!5 dakikadan fazla ağlama 54/54 %100 Avutmanın işe yaramaması 54/54 %100 Fazla miktarda gaz çıkışı 48/54 %89 Uyku süresinin azalması 24/54 %47 Beslenme problemleri 30/54 %56 Bulgular Ağlama 31/54 %58 Bacakların karna çekilmesi 30/54 %56 Karında şişkinlik 24/54 %44 Hipertonisite 46/54 %86 Yüzde kızarma 30/54 %56 Yay şeklini alma 11/54 %20 Kaynak: Yılmaz, G., Gürakan B. (1999). İnfantil Kolik: Etyoloji, Tanı ve Tedavi, Türkiye Klinikleri Pediatri Dergisi, 8: İNFANTİL KOLİKTE TEDAVİ A.İLAÇ TEDAVİSİ 1.Antikolinerjik İlaçlar Etkisi en çok araştırılan ilaçlar, dicyclomine ve dicycloverine dir. Lucassen ve arkadaşlarının(1998) metaanaliz çalışmasında, 177 bebekte dicyclomine (5 mg/gün/4 doz) tedavisinin plasebo tedavisine göre daha etkili olduğunu 11

24 saptamışlardır (55). Bir başka metaanaliz çalışmasında da benzer şekilde dicyclomine nin etkili olduğu saptanmıştır (35). Ancak bu çalışmalarda özellikle olgu sunumları şeklinde bildirilen solunum güçlüğü, konvülziyon, senkop, asfiksi, muskuler hipotoni ve koma gibi yan etkilerin belirgin şekilde fazla olduğu saptanmıştır (35, 55). Sonuç olarak antikolinerjik grubu ilaçlar, kolik tedavisinde etkili olmakla birlikte nadir de olsa ciddi yan etkileri nedeniyle önerilmemektedir (55). 2.Simetikon Simetikon, bağırsak gazını gidermek amacıyla kullanılan bir maddedir (45). Hava yutmuş bebeklerde gaz çıkışını sağlayarak etki etmektedir. İnfantil kolikli bebeklerin büyük bir bölümünde gaz çıkarma ile rahatlama görülmektedir. Simetikon kullanımının birçok çalışmada kolik semptomlarının tam olarak ortadan kalkmasını sağladığı saptansa da Metcalf ve ark.(1994) semptomların düzelmesine karşın plasebodan farklı etkinlikte olmadığını ileri sürmüşlerdir (58). Simetikonun, kolik tedavisinde kesinlikle faydalı olduğu konusunda yeterli kanıt bulunmamaktadır (35). B.DİYET TEDAVİSİ 1.Anne Sütü Kullanma Anne sütü ile beslenen bebeklerde, formula ile beslenenlere göre daha yüksek prevalans rapor edilmesine karşın sonuçlar çelişkilidir. Annenin tükettiği gıdalar (yumurta albumini, inek sütü proteini gibi) anne sütü yolu ile bebeğe geçerek onu sensitize edebilir. Annede diyet kısıtlamasının kolikli bebeğe faydası ile ilgili karşıt yayınlar vardır. Yapılan bazı araştırmalarda kolikli infantların bir kısmında, annenin diyetinin sütten kısıtlanması ile düzelme olduğu rapor edilmektedir (42, 55). 12

25 2.Soya ve Protein Hidrolizat Formulalar Kolik prevalansı, anne sütü ve formula ile beslenen bebeklerde eşit kabul edildiği için formula değişikliğinin pek anlamlı olmadığı kabul edilmektedir. Buna karşın, formula değişikliği hekimler tarafından sıkça kullanılan bir tedavi modelidir. Sık kullanılan formulalardan soya bazlı olanlar hipoallerjenik değildir. Antijenik yapıları inek sütüne yakındır. Amerikan Pediatri Akademisi 1983 yılında bu formulaların kolikli bebeklerin tedavisinde kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir (8). 3.Sükroz Solüsyonu Kolikli bebeklere 2 ml %12 konsantrasyonda verilen sukroz solüsyonu semptomların düzelmesinde yararlı olmuştur. Bu durum, sukrozun endojen opiatları uyararak ağrı giderici etki yapmasına bağlanmıştır. Ancak bu analjezik etkinin hayatın ilk 2 haftasına kadar olduğu, bundan sonra azaldığı ileri sürülmüştür. Bu durum küçük bebeklerin opiatları daha yavaş olarak metobolize etmelerine bağlanmıştır (76). 4.Bitkisel Çaylar Bitkisel çaylar, hafif antispazmodik etkileriyle bazı infantlarda günlük kolik süresini azaltmaktadır. Bu tedavi modelinde bebeklerde enfeksiyon riskinin artması ve günlük kalori miktarında azalma olacağı şeklinde görüşler bulunmaktadır (74, 76). C.DAVRANIŞ MODİFİKASYONLARI Davranışsal tedavide uygulanan yöntemler arasında, bebeğin daha fazla kucağa alınması, sallama, arabada sallama, anne baba eğitimi, bebeğin stimulasyonunu azaltmak, emzik kullanma sayılabilir. Yöntemlerin etkinliği konusunda net sonuçlar yoktur (8, 74). 13

26 İNFANTİL KOLİKTE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI Aile ve çocukla çalışan hemşireler sıklıkla infantil kolikle karşılaşabilmektedirler. İnfantil kolikli bebeği olan ebeveynlerde, yorgunluk, öfke, depresyon, suçluluk, hayal kırıklığı görülebilmektedir (37, 46, 62). İnfantil Kolikte Hemşirelik Yaklaşımının Amaçları 1.Problemlerin ve gereksinimlerin tanımlanması 2.Ebeveynlerin özgüvenini arttırmak 3.Ebeveynlerin baş etmesine yardım etme 4.Koliğin süresini ve şiddetini azaltmak olarak sınıflandırılabilir (37, 46, 62). Hemşirelik Girişimleri 1.Ebeveynlerin koliğin özellikleri hakkında eğitilmesi (süresi, zamanı ve ağlama özellikleri) 2.Bebeğin rahatsızlığından ailenin sorumlu olmadığı hakkında bilgilendirilmeleri 3.Ebeveynlerin ağlama ile olumlu bir şekilde baş edebilmeleri için plan yapmalarına yardımcı olunması 4.Ebeveynlere dinlenme zamanı planlayabilmeleri için yardımcı olunması 5.Ebeveynlere yardıma gereksinim duyduklarında hemşirelerini aramalarının söylenmesi 6.Emzirme tekniklerinin ve formula hazırlama tekniklerinin yeniden gözden geçirilmesi 7.Ebeveynlere bebeğin beslenmesi sırasında sakin bir ortam sağlamalarının tavsiye edilmesi 8.Emzik kullanımının sağlanması (Emzik kullanımı barsağın peristaltik hareketlerini arttırabilir ve gaz çıkışı sağlanabilir) 14

27 9.Ebeveynlere bebeği besledikten sonra yarım saat dik pozisyonda tutmalarının söylenmesi 10.Ebeveynlere bebeğin sırtını/karnını nazikçe ovmalarının önerilmesi 11.Ebeveynlere müzik kutusu kullanmalarının önerilmesi (37, 46, 62) AROMATERAPİNİN TANIMI Bitkisel kaynaklardan (yapraklar, çiçekler, ağaç kabukları, meyveler, kökler) çıkarılmış, konsantre edilmiş esansiyel yağların terapötik etkileri için kullanılması aromaterapi olarak tanımlanmaktadır (15, 17, 51). Bilimsel gelişmeler, günümüzde bitkilerin önemli tedavi potansiyeli bulunduğunu ortaya koymakta ve bu tür tedavi yöntemlerinden de tamamlayıcı tedavi olarak söz edilmektedir (48). Hemşirelik alanında tamamlayıcı tedavilerin kullanımı artmaktadır (29). Aromaterapi de tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir ve hemşirelik girişimlerinde sık kullanılmaktadır (16). Alternatif tedavi tamamlayıcı tedavi kavramları çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmasına karşın, iki kavram aynı anlamı ifade etmez. Alternatif tedavi, modern tıbbın yerine kullanılan bir tedavi şeklidir. Tamamlayıcı tedavi ise, modern tıpla birlikte kullanılan bir tedavi şeklidir (48, 34). Aromaterapinin odak noktası tedaviden çok semptom kontrolüdür (15) AROMATERAPİ UYGULAMA YÖNTEMLERİ Esansiyel yağlar vücut tarafından 3 yolla absorbe edilmektedir. Oral Yolla Absorbsiyon: Kapsül Dokunma Olmadan Absorbsiyon: İnhalasyon Dokunma Yoluyla Absorbsiyon: Masaj, kompres veya banyo Oral Yolla Absorbsiyon Esansiyel yağların oral yolla kullanımı, gastrointestinal problemlerin çözümü, dental bakımın sağlanması, çeşitli ağız enfeksiyonlarının tedavisi gibi durumlarda 15

28 kullanılmaktadır. Oral yolla kullanılan esansiyel yağlar, aromatik ilaç olarak adlandırılmaktadır ve jelatin kapsül içinde uygulanmaktadır (17, 18) Dokunma Olmadan Absorbsiyon Esansiyel yağlarda bulunan çeşitli maddeler, psikolojik, fiziksel ve hücresel düzeylerde etki gösterirler. Aromaterapide, dokunma olmadan absorbsiyon direkt ve indirekt inhalasyonla sağlanmaktadır. Direkt inhalasyonda uygulanan birkaç yöntem vardır. Esansiyel yağın, pamuk üzerine damlatılarak 5-10 dakika inhale edilmesi, esansiyel yağın sıcak suya eklenerek buharının 10 dakika inhale edilmesi ve oksijen başlığıyla uygulama bu yöntemler arasındadır. İndirekt inhalasyonda uygulanan yöntemler arasında ise, esansiyel yağın sıcak suya eklenerek odanın güvenli bir yerine bırakılması ve oda havasına karışan buharın inhale edilmesi, nebulizerle uygulama ve sprey şeklinde uygulama sayılabilir. İnhalasyon yoluyla aromaterapi masajı uygulaması, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, astım, yüksek ateş, baş ağrısı, depresyon, yorgunluk, uykusuzluk gibi durumların tedavi edilmesi ve ayrıca çapraz enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi amacıyla kullanılmaktadır (17, 18) Dokunma Yoluyla Absorbsiyon Hemşirelik uygulamalarında, aromaterapinin topikal yolla uygulanma şekilleri kullanılmaktadır. Basınç bölgelerine ve enfekte alanlara kompres uygulanması, çeşitli türlerde aromatik banyolar ( ayak, el, oturma banyosu) ve masaj bu uygulamalar arasında yer almaktadır. 16

29 Esansiyel yağların topikal olarak uygulanması aşağıdaki durumlarda kullanılabilir. Lokalize travmaların azaltılması amacıyla Kasları dinlendirmek amacıyla Antienflamatuar etkisi için Antispazmodik etkisi için Antiviral, antifungal, antibakteriyel olarak kullanılmaktadır (17, 18) AROMATERAPİ MASAJI Aromaterapi masajı, masaj ve aromaterapinin olumlu etkilerini birleştiren, verilen bakımın daha etkili olmasını sağlayan, tamamlayıcı tedavi yöntemidir. (41, 57). Esansiyel yağların emilmesi ve kan dolaşımına katılması, masajın dermisteki kan damarlarının dilatasyonunu sağlamasıyla gerçekleşir (17, 18). Masaj, mekanik bir olay değil, bedenin tümünü ya da belirli bir bölümünü rahatlatmak için yapılan dokunma sanatıdır. Bebek masajının sayısız yararı vardır. Bebeğin sağlığı, yaşam kalitesi, anne iletişimi açısından önemlidir. Kas koordinasyonunu geliştirir, fiziksel gelişimine yardımcı olur, dolaşım, solunum ve sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur. Bebeğin rahatlamasını ve uyumasını sağlar, kolik semptomları üzerinde etkilidir (75, 26, 54). Aromaterapinin ve aromaterapi masajının etkileri incelendiğinde, ağrı, deri problemleri, uyku problemleri, madde bağımlılığı, kemik ve kas problemleri, üreme organları, immün sistem, migren, depresyon/anksiyete ve sindirim sistemi, solunum sistemi, sinir sistemi üzerinde yararlı etkileri olduğu görülmektedir (15, 41). Aromaterapi masajı, pediatri alanında rahatlamanın sağlanması, ağrının giderilmesi, egzema, astım, infantil kolik gibi durumlarda sık kullanılmaktadır (33, 41). 17

30 ÇOCUKLAR İÇİN ÖNERİLEN ESANSİYEL YAĞLAR VE DOZLARI Pediatride, esansiyel yağların güvenli bir şekilde uygulanmasında ve toksik etkilerinin önlenmesinde, bebek ve çocuklar için uygun yağın, uygun uygulama yolunun belirlenmesi, uygulama sıklığı önemlidir. İstenmeyen etkilerin önlenmesinde kullanılan başka bir yöntem de esansiyel yağın dilüe edilerek aromaterapi masajında kullanılmasıdır (17, 57). Buckle (1993), çocuklar için Lavandula Angustifolia (lavanta) ve Roman Chamomile (papatya) yağlarını önermiştir (14). Literatürde, papatyanın anafilaktik şoka neden olduğunu destekleyen çalışmalar bulunmaktadır (43 63, 69). Bu nedenle araştırmada masaj sırasında lavanta yağı kullanılmasına karar verilmiştir. Lavanta yağı, soluk sarı renkli mat bir sıvıdır. Yağ, bitkinin taze çiçek tepelerinden elde edilmektedir. Lavanta yağı uygulaması için, topikal ve inhalasyon olmak üzere iki yol önerilmiştir. Yağ, aromaterapi masajı uygulamalarında çok yaygın olarak kullanılmaktadır (18, 24, 57, 61). Lavanta yağı, sedatif, antispazmodik, antikolik etkilidir (12, 17, 24, 67). Bu etkilerinden dolayı koliğin semptomlarının ortadan kaldırılmasında önerilmektedir (17, 33). Tablo 2. Esansiyel Yağların Bebek ve Çocuklar için Önerilen Dozları Yenidoğan-6 ay 20 ml ye 1 damla % ay-2 yaş 10 ml ye 1 damla % yaş 5 ml ye 1 damla % yaş 5ml ye 1-2 damla % yaş 5 ml ye 1-5 damla %1-5 Kaynak: Buckle J. (2003). Clinical Aromatherapy, 2nd Edition, Churchill Livingstone, China. 18

31 Esansiyel yağlar yüksek konsantrasyonludur ve dilüe edilmeden deri üzerinde kullanılmamalıdır. Masaj için kullanılacak esansiyel yağın dilüe edilmesi gerekmektedir. Bunun için bitkisel yağlar, krem, jel veya su kullanılabilir (18). Aromaterapi masajı 5-15 dakika uygulanabilir(18, 40). England (2000), kolikli bebeğe yapılacak aromaterapi masajı için, esansiyel yağın badem yağı içine eklenmesini önermektedir (33) TAMAMLAYICI TEDAVİLERDE HEMŞİRENİN ROLÜ Tamamlayıcı tedavi yöntemlerine, sağlık bakımı içinde yer verilmesinde hemşireler en uygun profesyonel gruptur. Tamamlayıcı tedavi uygulamalarının sağlık bakımı içinde araştırmaya dayalı, bağımsız bir alan olarak yer almasında hemşirelik önemli bir rol oynamaktadır (48). Hemşirelik uygulamalarının ve tamamlayıcı tedavilerin temel felsefesi aynıdır. Her ikisinin benzer yönleri, bireye holistik açıdan yaklaşmaları, tedavi sırasında destekleyici rolde olmaları, sağlığın yükseltilmesine ve hastanın aktif rolde olmasına odaklanmalarıdır. Hemşirelik ve tamamlayıcı tedavi, bilgi tabanı ve uygulamalarını geliştirmede benzer bir felsefe ve yaklaşım kullanırlar. Her ikisi de tümdengelim ve niteleyici süreç gibi değerlendirme yöntemlerini kullanırlar. Yine her ikisi, uygulamalarını kabul ettirmede bilime dayalı disiplinlerde olduğu gibi, benzer problemlerle karşılaşırlar. İkisi arasında bulunan ortak bir özellik, bakımın felsefesidir. Hemşirelik uygulamalarının her bir boyutu hastanın gereksinimlerinin karşılanmasına yöneliktir. Tamamlayıcı tedavinin değişik formları da, gereksinimlerinin karşılandığına inanan geniş bir kitlenin isteklerinin sonucunda ortaya çıkmıştır. 19

32 Hemşirelik Girişimleri ve Tamamlayıcı Tedavilere İlişkin Varsayımlar Hasta Seçimi ve İyilik Hali Hemşireler, hasta seçimi ile ilgili etik değerlere ve hastanın iyilik haline saygı duymalıdırlar. Hastalar, bakım ve tedaviyle ilgili kendi kararlarını verme hakkına sahiptirler. Hemşireler, hastaların tedaviyle ilgili bilgilendirilmiş bir seçim yapmaları için uygun ve yeterli bilgiyi sağlamaktan sorumludurlar. Ayrıca karar verme sürecinde hastaya yardımcı olmalıdırlar (48). Hastalar hemşirelerden çeşitli tamamlayıcı tedavi yöntemlerini ve uygulamalarını isteyebilirler. Hemşireler tamamlayıcı tedavinin uygunluğunu tanımakla sorumlulardır. Hemşireler, hasta için risk ve yararları tanılamak amacıyla tedavinin etkileri ve eylemle ilgili yeterli bilgi sahibi olmalı ve girişimin uygun olup olmadığını belirlemek için bilgiyi sağlayacak mevcut kaynaklara ulaşmalıdırlar (34, 48). Hemşirelik Uygulama Alanı Hemşirelik uygulamaları, sağlığın yükseltilmesi ve izlenmesini, bakımın sürdürülmesini, sağlığın optimal düzeyde sürdürülebilmesine yönelik destekleyici, önleyici, tedavi edici girişimleri kapsamaktadır (48). Belirli bir girişimi gerçekleştirmeden önce, girişimin hemşirelik uygulama alanı içinde olup olmadığını, hemşirenin rolüne uygun bir girişim olup olmadığını değerlendirmek önemlidir. Hemşire, tamamlayıcı tedavinin hastaya yarar sağlayacağına inanıyorsa, hastaya bu tedaviyi uygulamayı önerebilir. Bu öneri, diğer sağlık ekibi üyeleri ile işbirliği içinde yapılmalı ve hastanın bakım planına dahil edilmelidir. 20

33 Mesleki Sorumluluk Mesleki sorumluluk belirli bir tedavinin uygun olup olmadığının belirlenmesi ve değerlendirilmesinin doğal bir parçasıdır. Bakımın sağlanmasında hemşireler, kendi mesleki sorumluluklarının farkında olmalıdırlar. Mesleki sorumluluk yapılan girişimlerden sorumlu olma ve sonuçlarını kabullenme anlamına gelir (48). Tamamlayıcı tedavi uygulamaya karar veren hemşireler, uygulanan tedavinin, hastanın durumuna uygunluğunu saptamaktan ve tedavinin yeterli bir şekilde hazırlanmasından sorumludurlar Tamamlayıcı Tedavinin Uygulanmasında Hemşirenin Sorumlulukları Hemşireler, her girişimlerinden sorumlu oldukları için, bakım verirken, tamamlayıcı tedaviler konusunda yeterli bilgiye sahip olmaları beklenir. Hemşire, bu konudaki sorumluluklarını üç adımda gözden geçirmelidir (48). I. Adım: Tamamlayıcı Tedaviyi Uygulamak için Uygunluk Durumu Aşağıdaki durumlar gözden geçirilmelidir (48). Hastanın sağlık durumu Tedavinin potansiyel yararı Tedavinin potansiyel riskleri Tedavinin beklenen sonucu Hastanın imzalı onayı Hemşirenin tedaviyi gerçekleştirme yetkisi 21

34 II. Adım: Hemşirenin Tedaviyi Güvenli ve Etkili Şekilde Uygulamak için Gerekli Bilgi, Beceri ve Karara Sahip Olma Durumu Hemşireler, sürekli tanılama yapabilmeleri ve tedavinin etkilerini değerlendirebilmeleri için, gerekli tanılama becerilerine sahip olmalıdırlar. Bu amaçla, tamamlayıcı tedaviyi bakım planına dahil edebilmek için hemşirelik süreci kullanılmalıdır (48). Her hemşirenin topluma karşı sorumlulukları vardır. Hemşireler, hastayla ilgili uygulamaları gerçekleştirmek, kanuni gerekleri ve mesleğin standartlarını yerine getirmekle sorumludurlar. Bazı tedaviler teknik beceri gerektirmektedir. Bu tür tedavileri gerçekleştiren hemşirelerin teknik konularda yeterli olmaları gerekir. III. Adım: Hemşirenin Tedavinin Olası Sonuçlarının Farkında Olma Durumu Hemşireler, tamamlayıcı tedavinin hastanın sağlık durumu üzerindeki etkilerini değerlendirebilmeli ve ilave bilgi, beceri, uzmanlık gerektiğinde bunu kabul edebilmelidirler (48). 22

35 BÖLÜM II GEREÇ VE YÖNTEM 2.1 ARAŞTIRMANIN TİPİ Bu çalışma girişim uygulanmayan kontrol grubu ile zaman dizisi modelinde yarı deneysel bir araştırmadır (6, 19). 2.2 ARAŞTIRMANIN YERİ VE ZAMANI Araştırma 9-Ekim-2006/29-Aralık-2006 tarihleri arasında, Denizli İli Sağlık Müdürlüğüne bağlı 1, 4, 20 no lu sağlık ocağı bölgelerinde yürütülmüştür. Düşük sosyoekonomik düzeye sahip olan 1 no lu sağlık ocağı Muratdede, Saraylar, Uçancıbaşı Mahallelerinde nüfusa hizmet vermektedir. Sağlık ocağında 8 doktor, 3 sağlık memuru, 4 hemşire, 13 ebe çalışmaktadır. Sağlık ocağının hizmet verdiği bölgede 195 bebek vardır (79). Orta sosyoekonomik düzeye sahip olan 4 no lu sağlık ocağı Merkezefendi, Akkonak, Günbattı, Gürpınar, Saltak, Sırakapılar Mahallelerinde nüfusa hizmet vermektedir. Sağlık ocağında 8 doktor, 4 sağlık memuru, 3 hemşire, 18 ebe çalışmaktadır. Sağlık ocağının hizmet verdiği bölgede 456 bebek vardır (79). Yüksek sosyoekonomik düzeye sahip olan 20 no lu sağlık ocağı Mehmetçik ve Kuşpınar Mahallelerinde nüfusa hizmet vermektedir. Sağlık ocağında 5 doktor, 3 sağlık memuru, 9 hemşire, 17 ebe çalışmaktadır. Sağlık ocağının hizmet verdiği bölgede 261 bebek vardır (79). 2.3 ARAŞTIRMANIN EVRENİ Araştırmanın evrenini Denizli il Sağlık Müdürlüğüne bağlı, üç farklı sosyoekonomik düzeyi temsil eden, 1, 4, 20 no lu sağlık ocağı bölgelerinde yaşayan, araştırma kriterlerine uyan 42 kolikli bebek ve anneleri oluşturmuştur. 23

36 Sağlık ocaklarının hizmet verdiği bölgeler sosyoekonomik düzeylerine göre seçilirken, Denizli İli Sağlık Müdürlüğü nden bilgi alınmıştır (Tablo 3). Sağlık ocaklarının seçiminde, sağlık ocakları sosyoekonomik düzeylerine göre kümelere ayrıldıktan sonra, Basit Rasgele Örnekleme Yöntemi ile seçim yapılmıştır (70). Araştırmaya üst sosyoekonomik ve kültürel düzeyi temsilen 20 no lu sağlık ocağının hizmet verdiği bölge; orta sosyoekonomik ve kültürel düzeyi temsilen 4 no lu sağlık ocağının hizmet verdiği bölge; alt sosyoekonomik ve kültürel düzeyi temsilen 1 no lu sağlık ocağının hizmet verdiği bölge alınmıştır. Kolikli bebeklerin belirlenmesinde, bebeklerin bilgilerine ve annelere sağlık ocaklarında ebelerin doldurduğu Ev Halkı Tespit Fişleri nden yararlanılarak ulaşılmıştır. 1, 4, 20 no lu sağlık ocaklarına kayıtlı, 2-6 haftalık, doğum ağırlığı gr olan, gestasyonel yaşı hafta arasında, düzenli büyüme-gelişme gösteren 92 bebeğin anneleri ile telefonla görüşülmüştür. Bebeğin haftada 3 günden fazla en az 3 saat süreyle ağlama durumu sorgulanmıştır. Bu sorunu yaşadığını belirten 51 anne ile evlerinde görüşülerek 7 gün süre ile bebeklerinin ağlama sürelerini not etmeleri istenmiştir. Süre sonunda toplanan formların incelenmesi sonucu 42 bebeğin haftada 3 gün ve günde 3 saatten fazla ağladığı saptanmıştır. 24

37 Tablo 3. Denizli İl Merkezinde Bulunan Sağlık Ocaklarının Yerleşim Bölgelerinin Sosyo- Ekonomik Durumlarına Göre Dağılımı Düşük Sosyo-Ekonomik Orta Sosyo-Ekonomik Yüksek Sosyo-Ekonomik Düzeydeki sağlık Ocakları Düzeydeki sağlık Ocakları Düzeydeki sağlık Ocakları Merkez 1 No lu Sağlık Ocağı Merkez 4 No lu Sağlık Ocağı Merkez 3 No lu Sağlık Ocağı Merkez 2 No lu Şoförler ve Otomobilciler Odası Sağlık Ocağı Merkez 5 No lu Sağlık Ocağı Merkez 7 No lu Fatih Sağlık Ocağı Merkez 8 No lu Yeşilyurt Sağlık Ocağı Merkez 17 No lu Bakırlı Sağlık Ocağı Merkez 18 No lu Topraklık Sağlık Ocağı Merkez 19 No lu Topraklık Sağlık Ocağı Merkez 21 No lu Sevindik Sağlık Ocağı Merkez 6 No lu Esentepe Sağlık Ocağı Merkez 9 No lu Karaman Sağlık Ocağı Merkez 10 No lu İlim Şehitleri (Sümer) Sağlık Ocağı Merkez 11 No lu Şifabul (Bahçelievler) Sağlık Ocağı Merkez 14 No lu Yenimahalle Sağlık Ocağı Merkez 15 No lu Pelitlibağ Sağlık Ocağı Merkez 16 No lu Yenişehir Sağlık Ocağı Merkez 12 No lu Kınıklı Sağlık Ocağı Merkez 13 No lu İstiklal Sağlık Ocağı Merkez 20 No lu Mehmetçik Sağlık Ocağı 2.4 ARAŞTIRMANIN ÖRNEKLEMİ Araştırmanın örneklemini tam sayım (sensus) yoluyla tüm evren oluşturmuştur (2). İki anne araştırmaya katılmayı kabul etmemiştir. Araştırmanın örneklemini 20 deney, 20 kontrol grubu olmak üzere 40 kolikli bebek ve anneleri oluşturmaktadır. Her iki grubun yaş, doğum sırası, kilo, haftalık ağlama saati, beslenme durumu, cinsiyet yönünden eşleşmesi sağlanmıştır. Örneklem grubu rastlantısal ( randomizasyon) örnekleme yöntemi ile seçilmiştir (19). 25

38 Deney grubu bebeklerin, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından, karın ultrasonu, idrar ve dışkıda gizli kan tetkikleri ile incelenmeleri ve kolik tanısı almaları sağlanmıştır. Kontrol grubu bebekler ise bağlı bulundukları sağlık ocakları tarafından fiziksel muayeneden geçirilmiş ve kolik tanısı almışlardır ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ TOPLAMA ARAÇLARI Araştırma verilerinin toplanmasında aşağıdaki veri toplama araçları kullanılmıştır. 1.Kolikli Bebeklerin ve Annelerinin Tanımlayıcı Özelliklerini Belirleme Formu (EK I) Bölüm1: Annelere İlişkin Sosyo-demografik Değişkenler Bölüm 2: İnfantil Kolikle İlgili Değişkenler 2.İnfant Kolik Ölçeği (EK II) 3. Durumluluk-Sürekli Kaygı Envanteri(EK III) 4.Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (Ek IV) 5.Ağlama Süresi İzlem Formu (EK V) 6.Kolikli Bebek ve Karın Masajı El Kitabı (EK VI) 26

39 1.Kolikli Bebeklerin ve Annelerinin Tanımlayıcı Özelliklerini Belirleme Formu Bu form iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, kolikli bebeklerin annelerinin sosyo-demografik özelliklerini içermektedir. Annelerin yaşı, eğitim durumu, gelir durumu, çalışma durumu, sosyal güvence durumu, aile tipini içeren toplam 6 sorudan oluşmaktadır. İkinci bölüm ise, infantil kolikle ilgili yaş, cinsiyet, bebeğin beslenme tipi, annenin beslenme durumu, annede kolik öyküsü gibi değişkenleri içeren toplam 22 sorudan oluşmaktadır. 2.İnfant Kolik Ölçeği İnfant Kolik Ölçeği 2002 yılında Marsha L.Cirgin Ellet ve arkadaşları tarafından, koliği tanılamada ve değerlendirmede sağlık profesyonellerine yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek, İnek sütü/soya proteini alerjisi/intoleransı, immatür sindirim sistemi, immatür merkezi sinir sistemi, zor bebek, ebeveyn-bebek etkileşimi+sorunlu bebek olmak üzere toplam 5 alt boyuttan ve 22 sorudan oluşmaktadır. Ölçeğin cronbach alpha katsayı 0.73 olarak bulunmuştur (31). İnfant kolik skalasının maddeleri 6 puanlı likert skala üzerinde değerlendirilmiştir. Ölçek maddeleri 1 den 6 ya kadar değişen likert tipi puanlama ile derecelendirilmiştir. Derecelendirme 1 (kesinlikle katılmıyorum) dan 6 (kesinlikle katılıyorum) şeklinde yapılmıştır. Puanların yorumlanmasında tutarlılık olması için negatif sorular tersine kodlanmıştır. İmmatür sindirim sistemi alt boyutunda yer alan madde 3, immatür merkezi sinir sistemi alt boyutunda yer alan madde 7, 8, 9, zor bebek alt boyutunda yer alan madde 13, 14, 15, ebeveyn-bebek etkileşimi+sorunlu bebek alt boyutunda yer alan madde 17 ve madde 19 ters kodlanmıştır. Ölçekten 27

40 alınan toplam puan ortalamasının düşük olması koliğin azaldığını, puan ortalamasının yüksek olması ise koliğin arttığını göstermektedir (28, 31). Ölçeğin Türkiye deki geçerlik ve güvenirlik çalışması 2006 yılında Çetinkaya ve Başbakkal tarafından 110 kolikli bebekte yapılmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirliğini değerlendirmek amacıyla, madde toplam korelasyonları incelenmiş ve analiz sonucunda immatür sindirim sistemi alt boyutuna ait madde 5 (Bebeğim sütü sindirmeden kusuyor) ve madde 6 (Bebeğim kakasını yapmakta zorlanmıyor) ile immatür merkezi sinir sistemi alt boyutuna ait madde 11 (Bebeğim hergün aynı saatte besleniyor) ölçekten çıkarılmıştır. Sonuç olarak 22 maddelik ölçek 19 maddeye inmiştir (28). Faktör analizi sonucunda, ölçeğin 5 alt boyuttan oluştuğu saptanmıştır. Ölçek toplam varyansın %57.63 ünü açıklamaktadır. Ölçeğin zamana göre değişmezliği test-retest güvenirliği ölçümü ile değerlendirilmiştir. Toplam ölçek için test-retest korelasyon katsayısı 0.65 olarak bulunmuştur. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirliği için incelenen cronbach alpha katsayısının 0.73 olduğu saptanmıştır (28). 3.Durumluluk-Sürekli Kaygı Envanteri Spielberger ve arkadaşları (1970) tarafından geliştirilmiş, Öner ve LeCompte (1985) tarafından Türkçeye uyarlanmış 40 sorudan oluşan bir ölçektir. Sorulardan 20 si durumluluk, 20 si sürekli kaygı düzeyini belirlemektedir (60). Durumluluk kaygı, bireyin içinde bulunduğu stresli (baskılı) durumdan dolayı hissettiği subjektif korkudur. Stresin yüksek olduğu zamanlarda durumluluk kaygı seviyesinde yükselme olur. Durumluluk kaygı ölçeğindeki ifadeler için dört seçenek bulunmakta olup bunlar hiç(1), biraz (2), çok (3), tamamıyla (4) şeklindedir. Ölçekteki 1, 2, 5, 8, 10, 11, 15, 16, 19, 20. maddeler tersine dönmüş ifadelerden oluşmaktadır. Değerlendirmede, doğrudan ifadelerin toplam puanından tersine 28

41 dönmüş ifadelerin toplam puanı çıkarılır ve 50 sayısı eklenerek durumluluk kaygı puanı elde edilir (60). Sürekli kaygı, bireyin kaygı yaşantısına olan yatkınlığıdır. Buna, kişinin içinde bulunduğu durumları genellikle stresli olarak algılama ya da stres olarak yorumlama eğilimi de denilebilir. Sürekli kaygı ölçeğindeki ifadeler için dört seçenek bulunmakta olup bunlar hiç(1), biraz (2), çok (3), tamamıyla (4) şeklindedir. 21, 26, 27, 30, 33, 36, 39. maddeler tersine dönmüş ifadelerden oluşmakta olup, doğrudan ifadelerin toplam puanından tersine dönmüş ifadelerin toplam puanı çıkarılır ve bulunan değere 35 sayısı eklenerek sürekli kaygı puanı elde edilir (60). Ölçeklerden elde edilen puanlar 20 ile 80 arasında değişmektedir. Büyük puan yüksek kaygı seviyesini, küçük puan ise düşük kaygı seviyesini ifade etmektedir (60). 4.Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Zimet ve arkadaşları (1988) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin Türkçe ye uyarlaması Eker ve Arkar (1995) tarafından yapılmıştır (30). Çok boyutlu algılanan sosyal destek ölçeği, üç farklı kaynaktan alınan sosyal desteğin yeterliliğini öznel olarak değerlendiren, kullanımı kolay, kısa bir ölçektir. Ölçek, 12 maddeden oluşmaktadır. Her biri 4 maddeden oluşan, desteğin kaynağına ilişkin 3 grubu içermektedir. Bunlar, aile, arkadaş ve özel bir insandır. Aile alt ölçeğini madde 3, 4, 8, 11, Arkadaş alt ölçeğini madde 6, 7, 9, 12, özel bir insan alt ölçeğini madde 1, 2, 5, 10 oluşturmuştur. Her madde, 7 aralıklı bir ölçek kullanılarak derecelendirilmiştir (30). Ölçeğin değerlendirilmesinde, her alt ölçekteki maddelerin puanlarının toplanması ile alt ölçek puanı elde edilmekte, ve bütün alt ölçek puanlarının 29

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı. HS-003 Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı. İstanbul) Sezgi ÇINAR PAKYÜZ (Celal Bayar Üniversitesi, Manisa Sağlık Yüksekokulu,

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi Ebe Huriye Güven Gebelik dönemi fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin yaşandığı ve bu değişimlere

Detaylı

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi EBE SEMRA TUNCAY* YRD. DOÇ DR. SENA KAPLAN ** DOÇ.DR. ÖZLEM MORALOĞLU

Detaylı

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 GÜVENLİ ANNELİK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 Bu sunum; Arş. Gör. Dr. Tuğçe Şanver, Arş. Gör. Dr. Can Keskin ve Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış tarafından hazırlanmıştır.

Detaylı

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ Slayt No: 22 Bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini kolaylaştırır. Bebekte kulak enfeksiyonları

Detaylı

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ Özlem Bulantekin Düzalan*, Sezgi Çınar Pakyüz** * Çankırı Karatekin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ** Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık

Detaylı

Normal Doğum Öncesi Dönem ve Uygulaması Ders Tanıtımı

Normal Doğum Öncesi Dönem ve Uygulaması Ders Tanıtımı Normal Doğum Öncesi Dönem ve Uygulaması Ders Tanıtımı DERSİN TANIMI : Bu ders öğrenciye; anne sağlığının önemini kavratarak anneyi etik değerlerle ailesi ve yaşadığı toplum içinde bir bütün olarak ele

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Halil Coşkun ÇELİK 15 Mayıs 2008 Hemen hemen her bilim alanındaki gelişmeler, yapılmış sistematik araştırmaların katkılarına bağlıdır. Bu yüzden genel olarak araştırma,

Detaylı

İnfantil Kolik. Dr. Sevtap Güney Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı

İnfantil Kolik. Dr. Sevtap Güney Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı İnfantil Kolik Dr. Sevtap Güney Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı Sunu Planı Tanım Sıklık Neden olur? Ne zaman geçer? Neden önemli?

Detaylı

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU Hemşire Deniz YALÇIN Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma Ve Uygulama Merkezi Pediatri Hematoloji Onkoloji Kliniği Servis Sorumlu Hemşiresi Sunum Planı Hastanın servise kabulü

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Yasemin ELİTOK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması, Toplumun bilgi seviyesinin

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK TANILAMASI (HEM 601 TEORİK 2, 2

Detaylı

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ Sevil Şahin 1, İlknur Demirhan 1, Sibel Peksoy 1, Sena Kaplan 1, Gülay Dinç 2 1 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sağlık Bilimleri

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma İnt. Dr. Muhammed Türk Olgu 4 yaş, 10 aylık kız hasta Yaklaşık bir yıldır

Detaylı

Yok bir şey. Ne kadar sürede geleceğini merak ettim! HUZURSUZ BEBEK

Yok bir şey. Ne kadar sürede geleceğini merak ettim! HUZURSUZ BEBEK Yok bir şey. Ne kadar sürede geleceğini merak ettim! HUZURSUZ BEBEK Doç.Dr.Meda KONDOLOT Erciyes Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD Sosyal Pediatri Bölümü Sunum planı 1 2 3 4 Fizyolojik özellikler

Detaylı

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA Sağlık Çalışanlarının Çalışan Güvenliği Uygulamalarından Memnuniyetleri ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Hakkındaki Bilgi Düzeyleri (Eğitim ve Araştırma Hastanesi Örneği) Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana

Detaylı

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlu

Detaylı

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ S O N U Ç R A P O R U MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ ISBN: 978-605-5307-07-3 Mebusevleri Mah. Şerefli Sk. No:27/3 Tandoğan / ANKARA T: 0312 222 03 55 F: 0312 222 03 09 MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ

Detaylı

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü Yaşam başlangıcından ölümüne kadar, sağlık ve hastalık durumunu anlama, uygun girişimleri planlayarak sorunu çözme sorumluluğuna sahip olan hemşirelik; insanı ele alan

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 22.10.2016 Gülay Turgay 1, Emre Tutal 2, Siren Sezer 3 1 Başkent Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri

Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşlarından Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri, Türkiye nin yerinde sağlık ve bakım çözümleri sunan ilk ve en büyük kuruluşudur.

Detaylı

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR GİRİŞ Hasta eğitimi, sağlığı koruyan ve bireylerde davranış değişikliği geliştirmeye yardım eden öğrenim deneyimlerinin

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN KAYGI DÜZEYLERİNİN SAPTANMASI VE HEMŞİRELERİ İŞ ORTAMINDA ETKİLEYEN STRES FAKTÖRLERİNİN TANIMLANMASI

Detaylı

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ): ÖYKÜ YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU Adı Soyadı: Doğum tarihi/yaş: Cinsiyeti: Eğitimi: Medeni durumu: Çocuk sayısı: İşi-mesleği: Gelir kaynakları: Boy/kilo / BKİ): Şu anki sağlık sorunları: Sosyal güvence: Emeklilik

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK BİLİMLERİNDE KURAM VE MODELLER Sağlık

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ

BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ Öğr. Gör. Dr. Neslihan GÜNÜŞEN DANIŞMAN Prof.Dr. Besti ÜSTÜN Tanımlayıcı Tükenmişlik Araştırmaları Randomize değil Kesitsel

Detaylı

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HASTA BAKIM PLANI FORM VE SKALA REHBERİ

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HASTA BAKIM PLANI FORM VE SKALA REHBERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HASTA BAKIM PLANI FORM VE SKALA REHBERİ AĞRI TANILAMA VE TEDAVİ FORMU Gördüğünüz Tabloda Kodlayın ve Resim Üzerinde Ağrı Yerini İşaretleyiniz Ağrı Değerlendirmesi: Ağrı / Rahatsızlık:

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ) SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ) Yrd. Doç. Dr. Nilgün ULUTAŞDEMİR *, Öğr. Gör. Habip BALSAK ** * Avrasya Üniversitesi,

Detaylı

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI Hazırlayan : Julie A. KUENZİ, RN,MSN,CDE,CPT Medical College of Wisconsin Çeviren: Doç.Dr. Nermin OLGUN Marmara Üniversitesi Hemşirelik

Detaylı

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI VIII. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI VIII. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI VIII. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI Prof. Dr. Behzat ÖZKAN İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Hazırlayan: Uzm. Hem. Pınar AKÇAY-Tıbbi

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size bir antikanser ajan olan Docetaxel tedavisi önerildi. Tedavi yaklaşık 1,5 saat sürer ve üç hafta aralıklarla

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü Dr. Fatma Fariha Cengiz, Dr. Gülhan Cengiz, Dr. Sermin Kesebir Erenköy RSHEAH, İstanbul 29 Mayıs Hastanesi,

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNİN ANNENİN PRENATAL UYUMUNA ETKİSİ

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNİN ANNENİN PRENATAL UYUMUNA ETKİSİ DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNİN ANNENİN PRENATAL UYUMUNA ETKİSİ Arş. Gör. MEHTAP UZUN AKSOY* Doç. Dr. AYTEN ŞENTÜRK ERENEL* Prof. Dr. AYDAN BİRİ** *Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü

Detaylı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Özgün Problem Çözme Becerileri Özgün Problem Çözme Becerileri Research Agenda for General Practice / Family Medicine and Primary Health Care in Europe; Specific Problem Solving Skills ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ

Detaylı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK BİLİMLERİNDE KURAM VE MODELLER (HEM 701

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size üç antikanser ajan or ilaç oluşan FEC tedavisi öneriliyor.: Fluracedyl, Epirubicin ve Cyklofosfamid Üç haftalık

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ KLİNİK UYGULAMA DERSİ DEĞERLENDİRME REHBERİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ KLİNİK UYGULAMA DERSİ DEĞERLENDİRME REHBERİ 2015 2016 DEĞERLENDİRME REHBERİ Sevgili öğrencimiz, Klinik Uygulama Dersi nde, lisans eğitimi süresince kazandığınız bilgi ve becerilerinizi birey, aile ve toplumun sağlık bakımı gereksinimlerini karşılamada

Detaylı

Gebelerin Ağız ve Diş Sağlığına İlişkin Bilgi ve Görüşleri. Araş. Gör. Meltem MECDİ Doç.Dr. Nevin HOTUN ŞAHİN

Gebelerin Ağız ve Diş Sağlığına İlişkin Bilgi ve Görüşleri. Araş. Gör. Meltem MECDİ Doç.Dr. Nevin HOTUN ŞAHİN Gebelerin Ağız ve Diş Sağlığına İlişkin Bilgi ve Görüşleri Araş. Gör. Meltem MECDİ Doç.Dr. Nevin HOTUN ŞAHİN Giriş Gebeliğin periodontal sağlığı olumsuz etkilediği kabul edilmektedir. Diş ve diş etlerinde

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Menopozda Öz-bakım Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Yapılan araştırmalar, kadınların menopozun ne olduğunu, bedenlerinde meydana gelen değişikliklerin

Detaylı

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D. Yaşamın İlk İki Yılında Demir Profilaksisinin Önemi ve Anemi Taramasında Hemogram ile Birlikte Ferritin Ölçümü: Rutin Taramanın Bir Parçası Olabilir Mi? Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z,

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK TANILAMASI (HEM 601 TEORİK 2, 2

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

Yeni Nütrisyonel Kılavuzların Karşılaştırılması. Diyetisyen Merve DAYANIK

Yeni Nütrisyonel Kılavuzların Karşılaştırılması. Diyetisyen Merve DAYANIK Yeni Nütrisyonel Kılavuzların Karşılaştırılması Diyetisyen Merve DAYANIK Sunum Planı Nütrisyonel Kılavuzlar Nütrisyonel Kılavuzların Değerlendirilmesi Nütrisyonel Kılavuzların Karşılaştırılması; Nütrisyon

Detaylı

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur. Stress Yönetimi STRES NEDİR? Bireylerin, fiziksel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi veya zorlanması ile ortaya çıkan psikolojik bir durumdur. Kişilerde meydana gelen ve onları normal faaliyetlerinden

Detaylı

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİKTE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması Bu derste öğrencinin; birey, aile ve toplumun sağlık gereksinimlerini belirleyen

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI www.muzikegitimcileri.net Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirisi, 26-28 Nisan 2006, Pamukkale Ünv. Eğt. Fak. Denizli GİRİŞ İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI Arş. Gör. Zeki NACAKCI

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

YENİDOĞANDA AĞRI DEĞERLENDİRMESİ

YENİDOĞANDA AĞRI DEĞERLENDİRMESİ YENİDOĞANDA AĞRI DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Meltem ASLAN Acıbadem Maslak Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ekip Lideri Hazırlanma Tarihi: 01/09/2015 http://i00.i.aliimg.com/wsphoto/v0/1660484062/free-shipping-famous-painting-of-font-b-jesus-b-font-font-b-christ-b-font-the.jpg

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ Teskereci G*., Arslan İ*. & Akman G** *Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Antalya ** Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun

Detaylı

KONAK İBN-İ SİNA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ

KONAK İBN-İ SİNA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ DALLARIN GÖREV TANIMLARI Ebe Yardımcılığı Dalı; 1) Doğurganlık sınırları içerisindeki kadınların üreme sağlığı konusunda kayıtlarının tutulmasına yardım eder. 2) Gebelik öncesi dönemde gebeliğe hazırlık

Detaylı

KONSTİPASYON (KABIZLIK)

KONSTİPASYON (KABIZLIK) KONSTİPASYON (KABIZLIK) Hazırlayan Doç. Dr. Sabire Yurtsever Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi KONSTİPASYON (KABIZLIK) NEDİR? Konstipasyon, dışkının kuru ve sert olması, barsak boşaltımının

Detaylı

Doç.Dr. Emine EFE. Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu eefe@akdeniz.edu.tr

Doç.Dr. Emine EFE. Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu eefe@akdeniz.edu.tr Türkiye de Bazı İllerde Çocuk Servislerinde Çalışan Doktor ve Hemşirelerin 0-6 Ay Arası Bebeklerin Yatış Pozisyonları Konusundaki Bilgi ve Uygulamaları Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu eefe@akdeniz.edu.tr

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ Zelha Türk*, Serpil Türker **, Pelin Gökoğlu***,Eda Ulutaş**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK BİLİMLERİNDE KURAM VE MODELLER (HEM 701

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Psikososyal Güvenlik İklimi Psikososyal güvenlik iklimi, örgütsel iklimin spesifik bir boyutu olup, çalışanların psikolojik

Detaylı

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ Meryem Karataş*, Aysun Çakır Özçelik*, Canan Sarı*, Sevinç Kaymaz* *Liv Hospital Ulus GİRİŞ Kadın sağlığı açısından gebelik

Detaylı

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku-uyanıklık ritmi Sirkadiyen ve homeostatik süreçlerin etkileşimi sonucu uyku ve

Detaylı

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

HOŞGELDİNİZ. Diaverum HOŞGELDİNİZ 1 HEMODİYALİZ HASTALARININ DİYALİZ KLİNİKLERİNDEN BEKLENTİLERİ Gizem AKYOL¹, Nergiz TEKYİĞİT¹,Ayşegül TEMİZKAN KIRKAYAK¹,Fatma KABAN²,Filiz AKDENİZ²,Tevfik ECDER²,Asiye AKYOL³ 1-Diaverum Özel

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

14 Aralık 2012, Antalya

14 Aralık 2012, Antalya Hamilelerde Uyku Bozukluğunun Sorgulanması ve Öyküden Tespit Edilen Huzursuz Bacak Sendromunda Sıklık, Klinik Özellikler ve İlişkili Olabilecek Durumların Araştırılması A Neyal, G Benbir, R Aslan, F Bölükbaşı,

Detaylı

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUM TANILAMA SÜRECİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUMUN TANIMI A.Ü.AHE 402 Halk Sağlığı Hemşireliği Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II BEBEK MAMASI ÜRETİMİ Doğumdan sonraki dönemde, bebekler, belirli esansiyel besin elementlerine fazlaca gereksinim duymakla birlikte, organların çoğu işlevlerini henüz yeterince

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

Özel Bir Hastanede Hemşireler Çalışma Zamanlarını Nasıl Kullanıyorlar?

Özel Bir Hastanede Hemşireler Çalışma Zamanlarını Nasıl Kullanıyorlar? Özel Bir Hastanede Hemşireler Çalışma Zamanlarını Nasıl Kullanıyorlar? Doç. Dr. Dilek Ekici* Uzm. Hem. Emel Gürçay** *Gazi Üniversitesi, SBF, Hemşirelik Bölümü **Güven Hastanesi, Hemşirelik Hizmerleri

Detaylı

DÜŞÜK KAN ŞEKERİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

DÜŞÜK KAN ŞEKERİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ DÜŞÜK KAN ŞEKERİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ HİPOGLİSEMİ (KAN ŞEKERİNİN DÜŞMESİ) Tedavi planınız kan şekerinizi hedef değerler arasında tutmada daha etkili hale geldikçe, arada sırada hipoglisemi (düşük

Detaylı

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Ayfer Ayan(1) Cemile Aksoy(2) Hande Edizkan Budak(3) 1 Acıbadem Bursa Hastanesi, Hemşirelik Hizmetleri Müdürü 2 Acıbadem Bursa Hastanesi, Eğitim ve

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı

STRES ÇEŞİTLERİ. Duygusal Stres Yaşamımızı direkt etkilemeyip, dolaylı olarak etkileyen strestir.

STRES ÇEŞİTLERİ. Duygusal Stres Yaşamımızı direkt etkilemeyip, dolaylı olarak etkileyen strestir. STRES YÖNETİMİ 1 STRES NEDİR? Bireylerin, fiziksel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi veya zorlanması ile ortaya çıkan psikolojik bir durumdur. Kişilerde meydana gelen ve onları normal faaliyetlerinden

Detaylı

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ Egemen Ünal*, Reşat Aydın*, Gülnur Tekgöl Uzuner**, Oğuz Osman Erdinç**, Selma Metintaş* *Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Detaylı

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ T.C AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ Nilüfer TOK KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA AİLE SAĞLIĞI BİRİMİNDE EKİP Aile Hekimi Aile Sağlığı Elemanı Sözleşmeli Hemşire-Ebe BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM AİLE SAĞLIĞI BİRİMİNDE HİZMETLER Kayıtlı

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA) 1 EDOKSABAN (LİXİANA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı oluşmasını ve oluşan pıhtının büyümesini

Detaylı

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU Dersin adı Üreme Sağlığı Anabilim dalı Sorumlu öğretim üyesi E-posta adresi Halk Sağlığı Prof.Dr.Haldun SÜMER

Detaylı

GESTASYONEL DİYABETLİ GEBE OLGU SUNUMU

GESTASYONEL DİYABETLİ GEBE OLGU SUNUMU İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI GESTASYONEL DİYABETLİ GEBE OLGU SUNUMU EBE HATİCE CANSARAN OĞUZ GDM TANI KRİTERLERİ Gebelerde 24 ile 28 hafta arasında 75 gr şeker

Detaylı

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110) 0 yılında ilk mezunlarını veren programımızın değerlendirilmesi, mesleki deneyim süresi olarak en az birinci yılını dolduran 9 mezunumuzdan ulaşılabilen ve değerlendirme yapmayı kabul eden 0 mezun tarafından

Detaylı

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi 186 Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi Filiz Kantek, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu, Antalya,Türkiye, fkantek@akdeniz.edu.tr

Detaylı