AHSYET. Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AHSYET. Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI"

Transkript

1 *-,);;FA,-A8&&G5=G&EE3G>BB SLÂM HUKUKUNDA AHSYET VE HAKK AHIS Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI Personality and Nature Person in Islamic Law Islamic Law recognized natural personality and legal personality and regulated many principles about legal personality. Islamic Lawyers explained the ssues of the person and personal law in the fqh and jurisprudence books in the related places. We may find out these ssues explained under the person - al-mahkûm alayh/mukallaf - n jurisprudence books and hereby legal capacity ssue explained; we find, person, legal capacity and related ssues examined in fqh books under the various title marriage, mahr (dower), nafaqh (maintenance) divorce, imcompetency (affecting legal capacity), bankruptcy, wasiyyah (bequest)and law of succeession etc. We may conclude that person and legal capacity is not explained in the same part in Islamic Law. Comptemparary uslim jurists explained the subject as a separate title and enumurated related issues as principles. Personality divided into the natural personality and legal personality as well as person divided into nature person and legal person. In this paper we only examine nature person on the other hand we will make a little touch to the modern law in order to compare. Key words: person, nature and legal person, personality, legal capacity, islamic law G"R"* Türkler tarihin ilk dönemlerinden bu yana yer yüzünde görülen bir topluluktur. Tarihin bize naklettieine göre de bütün tarihi boyunca sürekli bir bayrak altnda toplanp bir millet olarak yaama özelliei kazanm bir topluluktur. Bu sebeple de o, tarihin her döneminde bir Devlet kurmutur. Devlet olmak demek, tebaann yönetilmesi, her türlü ilerin belli kurallara göre yürütülmesi ve dolays ile orada kendilerine uyma mecburiyeti bulunan baz kurallarn bulunmas demektir. Bu kurallar, balangçta bir takm gelenek, görenek olarak ortaya çkp sonra da örf ve âdetler haline gelse bile, bunlarn zamanla kanun haline gelmi oldueunu düünmemiz hatal olmaz. Bir devletin uygulade kendisine uyulmas mecburi hale gelmi ve herkes tarafndan bu ekilde alglanm kurallar/kanunlar da o devletin örf ve âdetinden kaynaklanr. Bugün Hukukta kabul edilen de örf ve âdetlerin hukukun kaynaklar arasnda yer aldedr. Belli bir dönemden sonra Müslüman olan Türk milleti üzerinde, slâm Dininin her yönden tesirinin oldueu da inkâr edilemez bir gerçektir. Gerek fert ve gerek bir devlet olarak Türk milletinin benimseyip inande, kurallarn uygulade bu dinin, üzerlerinde müspet katklar olmu; kurduklar devletlerde uyguladklar

2 3!" onun getirdiei hükümler onlar olgunlatrm bulunmaktadr. Bu tesirleri, bugün bile, en ücra yerlerde yaayan topluluklar üzerinde görmemiz mümkündür. Yer yüzünün hür ve en büyük devleti olarak görünen milletimizin, kurulu yllarndan itibaren süre gelen yllarda, baz milletlere göre bilim, fen ve teknik açdan geri kalm bulundueu da bir gerçektir. Bir millet, geri kalden hissettiei ilim, fen ve tekniei kendilerinden ileride gördüeü millet ve topluluklardan alabilir; fakat o milletleri asla taklit edemez. Zira taklit, mukallit olan kii ve topluluklar kendilerini taklit ettikleri kii ve topluluklar seviyesine getirmez. Taklit bir geri kalmlk alâmetidir. Hele böyle bir millet, Türk milleti gibi zeki, anlayl ve her yönü ile kabiliyetli olursa, bunlarn bir baka milleti taklit etmesi ve onlarda olan aynen almas asla düünülemez, düünülmemesi gerekir. Türk milleti de zaten bunu kendisine yaktramaz, hazmedemez. DiEer taraftan, bir milletin baka baz milletlerden, bilim ve teknik açdan geri kalm olmas ve dieer milletlerin bu yönlerden kendilerine olan üstünlüeü, o milletin tarihi boyunca ortaya koyup gelitirdiei medeniyetini, âdet ve kültürünü ortadan kaldrmaz. Türk milleti de asrlarn kendisine kazandrde tarihi tecrübe ve medeniyet ile slâm Dininin kendilerine kazandrde güzel ahlâk ve fazilete sahip bir millettir. Milletimizin belli bir dönemde ilim ve teknik açdan dieer milletlerden geri kalm olmas, onlarn kültürlerini, medeniyetlerini ve hukuklarn almalarn tabii ve meru klmaz. Çünkü Türk milleti olarak bizim, hem kendimize has kültürümüz, hem medeniyetimiz ve hem de yaaymza uygun, kendi hukukumuz vardr. Asrlardan beri uyguladklar slâm Hukuku Milletimize kendi özellieini tezahür ettiren bir benlik kazandrm ve bu hukuk onun ayrlmaz bir vasf hâline gelen temel unsuru olmutur. Bugün pek çok ülkenin Hukuk Fakültelerinde okutulmakta olan hukuk sistemleri arasnda slâm Hukukunun da okutulmakta oldueunu görmekteyiz. Ancak 1926 ylnda sviçre Medeni Kanunu nu, oldueu gibi tercüme ederek almamz ve uygulamaya koymamzla birlikte o zamana kadar okutulmakta olan slâm Hukuku artk Hukuk Fakültesinin programndan da çkarlm, ders olarak okutulmaktan kaldrlm bulunmaktadr. Sadece okutulmaktan kaldrlmakla kalnmam, bu fakültede bir taraftan modern hukuk okutulurken, dieer taraftan da slâm Hukukuna, hiçbir ilmilik özelliei tamayan, yani bilimsel olmayan tenkitler yöneltilmesi de ihmal edilmemitir. Böylece, asrlarca pek çok devlet tarafndan uygulanm ve uygulande her memlekette o milletin müspet hukuku olmu, Türk milletinin benlieini oluturmu bu hukuk aleyhine, cehâlet ve bilgisizce bir dümanlk doemutur. Yeni yetien hukukçularmz da bu hukuktan tamamen uzak olduklar için, bu söylenenlerin doeru oldueunu kabul etmek durumunda kalmlardr. Bugün slâm Hukukunun baz Hukuk Fakültelerimizde seçmeli ders olarak okutulmakta olmas onun tarihe terk edilemeyeceeinin bir iareti olarak kabul

3 *-J,);;%4&50);&;&4A = edilebilir. Bu sebeple biz de slâm Hukukuna giri nitelieinde slâm Hukukunda 2ahsiyet Ve Hakiki 2ahs konusuna bir göz atarak Hakiki 2ahs üzerinde durmak, konunun slâm Hukuku açsndan ne ifade ettieini deeerlendirmek istiyoruz. Durumu slâm Hukuku açsndan ele alrken, ayn zamanda bugünkü hukukun konuya nasl baktena da yer vereceeiz. Böylece konunun, ilgilenen kimseler açsndan mukayeseli hale gelmi olacaen düünüyoruz. Ancak böyle bir inceleme önceki yllara dayandendan, bugünkü hukukumuzla ilgili olarak vereceeimiz bilgiler ve atfta bulunacaemz Medeni Kanun maddeleri, eski kanun maddeleri olacaktr. Buna da balangçta dikkat çekmek isteriz. I *AHS"YET Hukuk söz konusu oldueu yerde önce akla insan gelir. Çünkü hukukla en yakn ilgisi olan insandr. Hukuk, bir ahs olarak insanlarn birbirleri ile ve âmme ile karlkl münasebet ve menfaatlerini düzenleyen kurallarn bütünüdür. 1 slâm Dininin hem insanlarn birbirleri ile ve hem de Allah la olan münasebetlerini tanzim edici olarak getirdiei esaslar, slâm Hukuku birer kural haline getirerek düzenlemitir. Bu duruma göre her iki münasebette de insan, hukukun süjesi durumundadr. Toplum halinde yaayan insan hukuk açsndan iki yönden deeerlendirmek mümkündür. Bunlardan birisi, insann tek bana ele alnarak hukuki yönden incelenmesidir. nsan tek bana ele alnnca, onun ahsiyeti ve ahs ile ilgili olan haklar incelenebilir. DiEeri de insann, dieer insanlar ve hak sahipleri ile olan baellk ve münasebetleri yönünden ele alnp incelenmesidir. 2 Hukuki anlamda ahs, hak sahibi olabilen, haklardan yararlanabilen varlk demektir. Çünkü haklar ahslar için vardr. Bir hakkn tasavvur edilebilmesi için onunla birlikte bu hak kendisine baelanm bulunan bir ahs n bulunmas zaruridir. Hukukta her hakkn bir sahibi vardr. Sahipsiz, mücerret ve bolukta duran bir hak tasavvur etmeye imkân yoktur. Hususi Hukukta sahipsiz ey olabilir, fakat sahipsiz hak olamaz. 3 sviçre ve Türk Medeni Kanunlar, ahsn manevi varlklar üzerindeki haklarn hepsini birden ahsiyet haklar olarak kabul etmitir. Buna göre ahsiyet, insann kendi mevcudiyetine bael fizik ve manevi, hukuki deeer ve varlklarnn bütününü ifade eder. Ancak bu durum, yalnzca insana ait bir ey olmade için de Türk Medeni Kanunu ahs tabiri ile hem tek ve fizik varlk olan insan, hem de topluluk mahiyeti gösteren hükmi ahs lar ifade etmektedir. Fransz ve Roma hukuklarnda ise ahs tabiri sadece insan ifade eder. 1 Birsen, Kemaleddin, Medeni Hukuk Dersleri, Beˆinci bask~, st., 1959, s.6. 2 Birsen, a.g.e., Velidedeo lu, H~fz~ Veldet, Türk Medeni Hukuku, st., 1959, I., Cüz 1, s.252,253; cüz 2, s.19; Karaman, Hayreddin, Mukayeseli!slâm Hukuku, I-II, st., 1974, I, 171.

4 B!" sviçre ve Türk Medeni Kanunlar insan için, hakiki ahs tabirini kullanarak onu, insandan ayr bir ahsiyet varle bulunan hükmi ahs tan ayrr. Çünkü hakiki ahs lar tek kiidirler. Halbuki her hükmi ahsta bir topluluk mefhumu bulunmaktadr. Bu topluluk, derneklerde oldueu gibi, insan toplulueu; vakf ve tesislerde oldueu gibi, mal toplulueu veya umumi olarak, ticari irketlerde oldueu gibi, hem insan ve hem de mal toplulueu olabilir. 4 Bu topluluk ve varlklar ister irketler, ister cemiyetler eklinde olsun, kendilerini oluturan ahslardan ayr birer ahsiyete sahiptirler. Bunlar da dieer insanlar yani hakiki ahs lar gibi, kendi aralarnda akitler yapabilir, daha önce gerçeklemi akitleri bozabilir, bakalarn borçlandrp kendileri de borçlanabilirler ve mülkiyet haklar vardr. Bunlara bugünkü hukuk dilinde itibari ahsiyet veya manevi ahsiyet denir ki, personnalité morale karledr. Hukukçular bu tür ahsiyetin mâhiyetinde ihtilâf etmilerdir. Bu ahsiyet gerçek bir ahsiyet midir? Yoksa böyle bir ahsiyet farazî midir? Mevcudiyetinin ve muteber olmasnn artlar nelerdir?... gibi hususlar hukukçular arasnda münakaa konusu olmutur. Fakat bu münakaalar onun varlena ve sahip oldueu ehliyete tesir etmemitir. slâm Hukuku da hakiki ahsiyet le birlikte manevi ahsiyet i de kabul etmi ve hükmi ahsiyet le ilgili olarak pek çok hüküm açklamtr 5. sviçre ve Türk Medeni Kanunlarnda da ahs tabirinden hem hakiki ahs ve hem de hükmi ahs anlalmaktadr. Hükmi ahslarda aile münasebetleri bahis konusu deeildir. Bundan dolay sviçre ve Türk Medeni Kanunlarnda ahsn hukuku ile aile hukuku ayr olarak ele alnm, birletirilmemitir. Fakat buna mukabil Fransz Medeni Kanununda ahs tabirinden yalnzca insan kastedildiei için, ahsn hukuku ile aile hukuku birletirilmitir. 6 slâm Hukukunda ise bu konu belli bir bölümde toplu olarak ele alnmamtr. slâm Hukukunun kendine has bir sistematiei vardr. Bundan dolay slâm hukukçular ahs ve ahsn hukuku ile ilgili konular, iledikleri konunun gerektirdiei tarzda Fkh ve Fkh Usûlü ile ilgili eserlerin çeitli konular içinde deeerlendirmilerdir. Bu konularn Fkh Usûlü ile ilgili yazlan eserlerin elmahkumu aleyh/müklellef bale altnda ele alnden ve burada ehliyet konusunun ilenmi oldueunu; Fkhla ilgili eserlerin de nikâh, mehir, talâk, nafaka, hacir, iflâs, vasiyet ve ferâiz gibi bölümlerinde ahs ile ehliyetin ve ahsn haklar ile yükümlülüklerinin ele alnarak incelenmi oldueunu görmekteyiz. Durumu bir cümle ile ve genel olarak ifade edersek; slâm Hukukunda ahs ile ehliyet bir arada ele alnarak ilenmemitir. 4 Velidedeo lu, a.g.e., cüz 2, s., 21, 27-28; Zerkâ, Mustafa Ahmed, el-f%khu l-!slâmî fî sevbihi l-cedîd, I-III, D~maˆk, 1385/1965, III, 236 vd. 5 Zerka, a.g.e., III, Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s

5 *-J,);;%4&50);&;&4A C Ancak, Asrmzda bu konuyu ele alan slâm Hukukçularnn onu müstakil bir balk altnda ele alarak incelediklerini ve konu ile ilgili hususlar maddeler halinde deeerlendirdiklerini görmekteyiz. Bu açklamalardan sonra görüyoruz ki, ahsiyet hakiki ahsiyet ve hükmi ahsiyet olarak ikiye ayrlmakta oldueu gibi, ahs da hakiki ahs ve hükmi ahs olarak ikiye ayrlmaktadr. Biz bu incelememizde bunlardan yalnzca hakiki ahs ele almak ve bunun üzerinde durmak istiyoruz. Böylece bir taraftan konuya slâm Hukukunun nasl bakten tespit ederken, bir taraftan da bir mukayese imkân doesun diye, Medeni Hukukta konunun nasl deeerlendirildieine de temas edeceeiz. Haklar ahslar için oldueuna göre, ahs ve ahsiyet in iyi tespit edilmesi gerekir. Aksi halde haklar, ahs olmayan varlklara da nispet etmek gibi bir gariplikle karlaabiliriz. DiEer taraftan ahslarn yaptklar bir takm faaliyetler de vardr. Ancak bu faaliyetlerin hukuken geçerli olabilmesi, faaliyette bulunan ahslarn hukukun koydueu kurallara riayet etmelerine, yani kendi istek ve iradeleri ile ve yetkileri dahilinde bu faaliyetlerini sürdürmelerine baeldr. DiEer bir deyile, yaplan bir iin hukuki bir netice doeurabilmesi veya hukuken geçerli olabilmesi için onu yapan kimsenin sadece ahs olmas yeterli deeildir. Burada ahsiyetle ehliyet arasnda sk bir ilikinin bulundueu ortaya çkmaktadr. Bundan dolay da ikisinin bir arada ele alnarak deeerlendirilmesi önemlidir. Böyle yapmak ayn zamanda, konu ile ilgilenen kimselere topluca bir bilgi vermek demek olur. Ancak, biz bu makalemizde yalnzca hakiki ahs ele almak ve ehliyet konusunu sonraki bir makaleye brakmak istiyoruz. II - HAK"K" *AHIS Gerçek kii de dedieimiz hakiki ahs, ehliyet ve zimmet sahibi, haklar ve vecibeleri olan insann kendisidir. Fakat bu yalnzca insann vücut varlen deeil, ayn zamanda manevi varlen da ifade eder. Hak sahibi olmak için sadece insan olmak yeterlidir. Bütün çaeda/medeni milletlerin hukukunda, hukuki manada ahs saylmak ve medeni haklardan yararlanmak ehliyetini haiz olabilmek için, insan olarak dünyaya gelmi olmak yeterli görülmütür. 7 Gerçi eski hukuklarda köle hak sahibi saylmaz, o ancak hakka konu olurdu. Nitekim Roma ve ran da, câhiliye dönemi Araplarnda ve hatta medeni saylan Avrupa devletlerinin sömürgelerinde bulunan köleler hiçbir zaman hak sahibi olmam, tamamen bir eya gibi ancak hakka konu olmulardr. Çünkü, 7 Zerkâ, a.g.e., III, 240; Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 21.

6 3E!" haklara ehliyet konusunda umumilik prensibi, ancak köleliein kaldrlmasndan sonra ortaya çkmtr. 8 slâm Hukuku ise, köle yapma yollarn daraltm, yalnzca harp neticesinde elde edilen esirlerle snrlandrm; buna mukabil köleleri hürriyetlerine kavuturmay çok sevapl bir i olarak deeerlendirmi ve baz olaylarda kefaret kabul etmek suretiyle köle azat etme yollarn geniletmitir. Böylece kölelik müessesesini kaldrmay hedeflemi, onlara ahsiyet vermitir. Neticede medeni Avrupa nn ancak geçen asrda gerçekletirmeye çalte bu konudaki baary slâm Hukuku asrlarca önce saelam bulunmaktadr. 9 slâm Hukukuna göre insan için asl olan hürriyettir, eitliktir. Yoksa esirlik ve kölelik deeildir. Baz ilerin özellikleri gereei olan durumlar istisna kabul edilirse, erkek ile kadn, halife/devlet bakan ile basit bir içi ve Arap ile Arap olmayan arasnda hukuk yönünden tam bir eitlik bulunmaktadr. 10 Hakiki ahs dedieimiz ve varlen elle tutup gözle gördüeümüz, bütün faaliyetlerini müahede ettieimiz insan, bir uzviyet ve fizik varlk oldueuna göre onun ahsiyeti de bu vücut varlenn balade ve sona erdiei zaman arasnda, hukuken bir mevcudiyet ifade eder. Bir baka deyile, hukuk insan bu süre içinde bir ahsiyet olarak tanr. nsann, hayat boyunca ayn durumda kalmade ve zaman içinde bir takm deeiiklikler geçirdiei de bir gerçektir. nsan doedueu, yani dünyaya geldiei andan itibaren büyümeye, ya almaya balar. Yllar ilerledikçe de bedeni ve fikri kabiliyetleri geliir. Bu sebeple insan, fiil ve muamelelerinde hayatta kalde süre içinde hep ayn deeildir. Bundan dolay da hayatnn farkl dönemlerinde, ahsiyeti icab, haiz olabileceei haklar bakmndan, yani ehliyeti açsndan haklardan istifade etmesi ve haklar kullanmas yönünden farkllklar göstermesi de normaldir. Zaten baka türlü olmas düünülemez. 11 Bundan dolay insann ehliyetini, geçirdiei deeiikliklere göre ele almak gerekir. Onun için bizim de evvela ahsiyetin balangç ve biti noktalarn tespit etmemiz gerekmektedir. Konuya önce bugünkü hukukta nasl oldueuna bir göz atarak bakmak ve daha sonra da slâm Hukukundaki durumunu, konumunu tespit etmek istiyoruz. A) *AHS"YET"N BA*LANGICI 2ahsiyetin balangc, en az onun devam ettiei ve bittiei zaman kadar önemlidir. Çünkü hak ve borçlanmalar ahsiyetin varlena baeldr. Bu bakmdan her eyden önce bu konuyu ele almamz gerekmektedir. 1. Bugünkü Hukuka Göre *ahsiyetin Ba:langc 8 Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 26; Ebû Zehra Muhammed, Usûlü l-f%kh, Kahire, 1377/1957, s. 86; Karaman, a.g.e., I, Ebu Zehra, a.g.e., 86-87; Karaman, a.g.e., I, Ansay, Sabri akir, Hukuk Tarihinde!slâm Hukuku, kinci bask~, Ankara, 1954, s. 70, Velidedo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 28; Birsen, a.g.e., 6.

7 *-J,);;%4&50);&;&4A 3D sviçre ve Türk Medeni Kanunlarnda ahsiyetin balangc u ekilde belirlenmektedir: 2ahsiyet, çocueun sae olarak tamamyla doedueu andan balar. 12 Bundan ahsiyetin kazanabilmesi için, çocueun tam olarak doemu olmas, yani göbeei kesilmese bile, annesinden sae bir ekilde tam ayrlmas gerektiei anlalmaktadr. Ayn zamanda hayatn sürdürebilme gücünde oldueunu göstermese de bir an için dahi olsun, yaam olmas çocueun sae olarak doedueu anlamna gelecektir. Halbuki Fransz Medeni Kanununa göre, çocueun haklardan faydalanabilmesi için, yalnzca sae olarak doemu olmas yeterli olmayp hayat kabiliyetini de haiz olmas gerekir. 13 Ancak konu ile ilgili olarak yukarda zikrettieimiz maddenin ikinci ksmnda: Çocuk, sae olarak doemak artyla, ana rahmine dütüeü andan itibaren, medeni haklardan istifade eder 14 denmektedir. Henüz Anne karnnda bulunan ve bu durumda iken kendisine cenin denen çocuk için Medeni Kanunun bir çok maddesinde hükümler yer almaktadr. Bunlardan birisi de mirasla ilgilidir. Medeni Kanunda mirasla ilgili olarak öyle denmektedir: Cenin sae olarak doearsa, mirasç olur. Ölü doean çocuk mirasç olamaz. 15 Konu ile ilgili bir baka madde de öyledir: Mirasçlar arasnda cenin varsa taksim, doemasna braklr. 16 Bunlardan anlalmaktadr ki, Medeni Kanunda her ne kadar, ahsiyetin balangc için, doeumun art oldueu açkça söylenmi ise de, ceninin hak sahibi oldueunun belirtilmesi ile doeumdan önce de onun ahsiyet varle kabul edilmektedir. Çünkü onun miras hakknn varlendan söz etmek, onun bir ahsiyet varlk olarak kabul edilmi olmas demektir. Ancak Medeni Kanunun 525. maddesi bu konuda daha da dikkat çekicidir. Çünkü bu maddeye göre cenin daha ana rahmine dümemi olsa bile, ileride var olacae göz önünde bulundurularak ona hak tannmaktadr. Madde öyledir: Miras açlde zaman, henüz mevcut olmayan bir kimseyi, terekenin tamam veya terekeye dahil muayyen bir mal için namzet tayin etmek caizdir. 17 Bu maddeye göre bir kimse, gelecekte olacak bir çocuk için bir vasiyette bulunabilir. Vasiyet yaplde srada, isterse o çocuk henüz ana rahmine düme- 12 Medeni Kanun, Madde, 27/1. 13 Velidedeo lu, a.g.e, I, cüz 2, s ; Zerkâ, a.g.e, III, Medeni Kanun, madde, 27/2. 15 Medeni Kanun, madde, Medeni Kanun, madde, Medeni Kanun, madde, 525.

8 3!" mi olsun, vasiyet geçerlidir; kanunen muteberdir. EEer vasiyet yapldenda çocuk ana rahminde mevcut ise, sae olarak ve tamamen doeunca bu mala hak kazanr. Ancak vasiyet yapan ölmü olsa ve o öldüeünde çocuk henüz ana rahmine dümü olmasa, yani anne karnnda mevcut deeilse, miras almaya önce kanuni vârisler hak kazanr. Ancak ileride böyle bir çocuk meydana gelirse, yukarda zikrettieimiz madde mucibince, mirasa hak kazanan vârisler vasiyet edilen mal o çocuea intikal ettirmekle mükelleftirler. 18 Dikkat edilirse Medeni Kanunun ahsiyetin balangcn sae olarak ve tamamen doemaya baelayan maddeleri ile cenine ve hatta henüz cenin bile olmayan mutasavver bir varlea hak tanyan bu maddeleri arasnda açk bir tenakuz bulundueu görülür. Çünkü Türk Medeni Kanunu, ahsiyet olarak kabul etmediei, brakn ana rahminde olmay, tamamen mutasavver bir varlk için hak tanmak suretiyle onu hak sahibi kabul etmektedir. Halbuki hak sahibi olmak ahsiyet olmay gerektirir. Zira haklar ancak ahslar için düünülebilir; bu sebeple de ahsiyet nispet edilemeyen mutasavver bir varlea hak tannmas gerekir. 19 Bize göre bu çelikili durum, ahsiyetin balangcn tamamen doemaya deeil, ceninin anne karnnda bulunmasna, ana rahmine dümü olmaya baelanmakla giderilebilir. Böylece ahsiyetin balangc daha önceye çekilmi, yalnzca ahsiyetini kazanm bir varlea hak tannm, böylece kanun da ahsiyet saymade bir varlea hak tanm olmaktan kurtarlm olur. 2. "slâm Hukukuna Göre *ahsiyetin Ba:langc 2ahsiyetin balangcn tespit hususunda bugünkü hukukun, özellikle de sviçre ve Türk Medeni Kanunlarnn tespit ve deeerlendirmelerini böylece verdikten sonra, imdi de slâm Hukukunun konuya bakn tespit etmeye çalalm. Bu konuda hemen unu söyleyebiliriz; slâm Hukuku anne karnndaki çocuk/cenin için baz haklar tanmtr. Demek ki, slâm Hukuku cenini bir ahsiyet varlk olarak görmektedir. Anne karnndaki çocuea, yani cenine haml de denir. 20 Cenin anne karnnda bulundueu süre içinde, onun bir parças durumunda olmas sebebiyle, onun aleyhine hiçbir hak yüklenemez; o borçlandrlamaz. Hiçbir yükümlülüeünün bulunmamasndan dolay o zimmet ve ehliyet sahibi de deeildir. Fakat bir insan olmas sebebiyle de müstakil bir fizik varlk olarak kabul edilmitir. Çünkü o bal bana bir hayata sahiptir ve annesinden ayr bir ahstr. Bu yönden bakldenda ise, lehine tahakkuk edecek baz haklara sahip ve ehil olmaldr ve öyledir. Nitekim onun nesep, vâris olma, yaplan vasiyeti 18 Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s Zerkâ, a.g.e., 241 vd. 20 Seydiˆehrî, Mahmud Es ad b. Emin, Ferâidü l-ferâiz, zmir, 1311, s. 30; Zerka, a.g.e., III, 242.

9 *-J,);;%4&50);&;&4A 3 alma ve adna yaplan bir vakfn gelirinden istifade etme haklar bulunmaktadr. 21 Ayrca bir kimse, vurmak suretiyle veya her hangi bir baka sebeple, anne karnndaki çocueun dümesine sebep olsa, ilerde açklayacaemz üzere, bu çocuk sae doemu saylr ve bundan dolay, bu ii yapan kimse veya âkle dedi- Eimiz yakn akrabas, çocueun yaknlarna be yüz dirhem gümü miktar diyet ödemek mecburiyetindedir. Bu diyet, düen çocueun hayatta bulunan vârisleri arasnda miras hisselerine göre pay edilir. 22 Düürülen çocueun yaknlarna diyet olarak ödenen bu tazminat, Roma Hukukundan ve bugünkü hukukumuzdan daha geni bir tarzda haml in, yani anne karnndaki çocueun mirasçlarna intikal etmektedir. 23 Anne karnndaki çocueu düüren veya dümesine sebep olan kimsenin ödediei bu diyete gurre denir. Bu miktar diyet, tam diyetin yirmide biridir. Bir kimse hâmile bir kadna, meselâ tekme ile vursa veya onu dövse veyahut baerp korkutsa da o kadn da bundan dolay, ba, kollar, trnae, saç gibi baz uzuvlar belli hale gelmi, müstebînü l-hlka olmu çocueunu düürse, bu kimsenin bu diyeti ödemesi gerekir. Hâmile bir kadn, kocasnn izni olmakszn, karnndaki çocueu düürmek için, meselâ ilâç yapp, yukarda belirttieimiz vasflar bulunan çocueunu düürse onun da gurre dedieimiz diyeti ödemesi gerekir. Bu diyet, çocueun vârisleri arasnda taksim edilirken de eeer düüren ve bu sebeple diyet ödeyen anne de hayatta olup vâris durumunda bulunuyorsa, o yokmu gibi davranlr ve mirastan ona her hangi bir hisse verilmez. 24 Bir çocuk henüz anne karnnda iken baz haklar tanyan slâm Hukuku, bu haklarn kendisine, sae doemas artyla verileceeini bildirmektedir. Bu bakmdan çocueun bu haklardan faydalanabilmesi için sae olarak dünyaya gelmesinin önemi vardr. Onun için de önce bunu tespit etmemiz gerekmektedir. Her eyden önce unu söyleyelim ki, her hangi bir tecavüz sonucu düürülen cenin bu srada sae kabul edilir ve böyle hayata takdiri hayat denir. Yani cenin düürüldüeünde sae olarak doemu kabul edilir. 25 Normal olarak bir çocuk dokuz ayda doear. Ancak bu süre bazen uzar ve bazen de ksa olabilir. Buna göre, bir çocueun anne karnnda azami ve asgari 21 Ûdeh, Abdülkadir, et-te.rî u l-cinâi l-!slâmî, kinci bask~, I-II, Kahire, 1964, II,292; Zerkâ, a.g.e., III, 740; Buhârî, Abdülaziz, Ke.fü l-esrâr alâ Usûli l-bezdevî, I-IV, st., 1308, IV, bnü Rüˆd, Ebü l-velid Muhammed b. Ahmed b. Ahmed el-kurtubî (el-hafîd), Bidâyetü l-müctehid ve nihâyetü lmuktes%d (Abdülhalim Muhammed Abdülhalim ve Abdurrahman Hasen Mahmud tashihi ile), I-II, Kahire, 1975, II, 479 vd.; bnü Âbidîn, Muhammed Emîn, Reddü l-muhtar ale d-dürri l-muhtâr, I-V, stanbul, 1257, V, 517; ed- D~meˆkî, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdurrahman, Rahmetü l-ümme fî htilâfi l-eimme, Bulak, 1300, s Ansay, a.g.e., âfi î, Ebû Abdillah Muhammed b. dris, el-ümm, I-VII, yy., 1388/1968, VI, 93-94; Müzenî, smail b. Yahya, el- Muhtasar (el-ümm ile birlikte), V, 143; Seydiˆehrî, a.g.e., s ; Ayr~ca farkl~ görüˆler için bak. âfiî, a.g.e., VII, 383 vd. 25 Zerka, a.g.e., III, 240.

10 3!" kalma sürelerinin belirlenmesi, hem onun hak sahibi olmas ve hem de her hangi bir hakknn zayi olmamas açsndan önemli ve gereklidir. Bir ceninin anne karnnda kalma süresi hakknda slâm Hukukçular arasnda farkl görüler bulunmaktadr. Bu süre, her ne kadar rivayet zincirinde tannmayan birisinin bulundueu ve rivayetin yalan oldueu konularnda tenkit edilmise de 26 Hz. Âie den (v. 57/677) nakledilen bir esere dayanarak, Ona, Ebû Hanîfe (v. 150/767) ve genel olarak Hanefilere ve Hanbelilere göre azami iki yl; Leys b. Sa d a (v. 175/794) göre üç yl, mâm Mâlik in (v. 179/795) mehur görüüne göre ise be yldr. Bir baka rivayette ise Hanefilerin dnda kalan dieer üç mezhep imamna göre haml in azami süresi dört yldr. Ahmed b. Hanbel den (v. 241/855) nakledilen dieer bir görüe göre ise iki yldr. mam Sevrî (v. 161/778) ve Leys in mezhepleri de böyledir. mam Zührî ye (v. 124/742) göre de haml alt, yedi yl sürebilir. 27 Hz. Ömer ve bn Hazm a (v.456/1064) göre ise azami süre, normal doeum süresi olan dokuz aydr. Bu konudaki deeerlendirmelerin bu kadar farkl olmasnn sebebi, bu konuda âyet ve hadislerde, üzerinde âlimlerin ittifak edebilecekleri, bir açklamann bulunmamasdr. Bundan dolay her müçtehit, sahabe ve tâbiînden nakledilen kavillerden kendisince sahih olana veya çevresinden edindiei bilgi ve tecrübelerine göre hüküm vermi bulunmaktadr. Ancak yaanan hayatta bu kadar farkl zamanlarda doeumlar gerçeklemise bile, genelletirmek yerine bunlar ender olaylar olarak deeerlendirmek gerekir. Zira hükümler nadir olana deeil, mutat olana göre verilir. Hamlin asgari süresi ise ihtilâfsz alt aydr. Hz. Ali de hamlin asgari süresinin alt ay oldueunu söylemitir. Hamlin en az süresinin alt ay oldueunu söyleyenler, bu hükmü âyetlerden çkarmaktadrlar. Nitekim bir âyette Allah (, ", > "+) Onun (anne karnndaki çocueun) tanmas ile sütten kesilmesi otuz ay sürer 28 buyurulmutur. Buna göre çocueun anne rahmine dümesi ile onun sütten kesilmesi arasnda otuz ay geçmektedir. Allah yine bir baka âyette de ( 9G!, 90 :, )& A. 9 9' 9' ) Anneler çocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki yl emzirirler 29 buyurmutur. Önceki âyette belirtilen, çocueun anne üzerindeki hakkn beyan eden otuz aylk emzirme süresini çkardemzda, çocueun anne karnnda en az kalma süresini buluruz ki, o da alt ay eder bn Hazm, el-muhallâ, VII, Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukuk-%!slâmiyye Ve Ist%lahât-% F%kh%yye Kamusu, I-VI, stanbul, 1950, II, 423; Ebü l- Yakazan, At~yye el-cebûrî, Hükmü l-mîrâs fî.-.erî ati l-!slâmiyye, Ba dad 1388/1969, s el-ahkâf, 46/ el-bakara, 2/ bnü l-arabî, Ebû Bekr Muhammed b. Abdillah, Ahkâmü l-kur ân (Ali Muhammed el-becâvî tahkiki), I-IV, sâ l- Bâbi l-halebî ve ürekâh, / , I, 202; III, ; Seydiˆehrî, a.g.e., s. 35.

11 *-J,);;%4&50);&;&4A 3 Bu duruma göre bir cenin, nesebinin ölen babasndan sabit olabilmesi ve ona vâris olabilmesi için, babasnn ölümünden itibaren, yukarda belirttieimiz âlimlerin farkl görülerine göre, süresi içinde ki, bu sürenin en ksas olan iki yla kadar doemas ve bakasna vâris olabilmesi veya kendi adna yaplacak bir vasiyeti kabul edebilmesi için de murisinin ölümünden veya kendisine vasiyet yaplde andan itibaren en geç alt aya kadar doemu olmas gerekir. Çünkü hamlin en az süresi alt aydr. Böylece vasiyet yapldenda veya vâris olmas gereken, bir yaknnn öldüeü zamanda anne rahminde oldueu kesinlik kazanm olsun. Bu olaylar vuku bulduktan sonra anne rahmine dümü olma ihtimali ise ortadan kalkm olur. 31 EEer çocuk âlimlerin ittifak ettikleri veya farkl olarak belirledikleri süreler içinde doemayacak ve daha sonra doeacak olursa, kendisine ancak dieer vârisler kabul ettikleri takdirde miras verilebilir. DiEer vârisler bunu kabul ederlerse, bu onlarn, murisin ölümü srasnda çocueun anne karnnda bulundueunun tasdiki anlamna gelir. Günümüz tbb, bir çocueun bir güne takvimi ylndan, yani 365 günden fazla bir süre anne karnnda kalabileceeini kabul etmemektedir 32. Normal süreyi aan durumlarda da suni doeum yaptrma yoluna gidilmektedir. Bugün tp bilgileri anne karnndaki çocueun kaç aylk, hatta kaç haftalk oldueunu tespit etme imkân verdieine göre, durumunun belirlenmesine ihtiyaç duyulan bir kadnn hem hâmile olup olmadenn tespitinde, hem de normal doeum süresini geçiren kadnn hâmilelik durumu ile ilgili olarak bu bilgilerden faydalanmak yerinde olur. Bu bilgilere dayanarak fetva vermek ise, ayn zamanda, sadece ender görülecek durumlara göre deeil, her türlü tecrübeden sonra, ilmin verilerine dayanarak ve mevcut fiili duruma göre fetva vermek demek olacaktr. Bu arada una dikkat etmemiz gerekir; çocuea miras veya adna yaplan vasiyeti verebilmemiz için, çocuk sae olarak doemu olmaldr. Bu da çocueun doeumu annda belirlenir. Yani çocuk doedueu srada canl olmaldr. Daha önce de açklademz gibi, belli vasflar kazanm bulunan, fakat düürülen çocuk sae doemu olarak kabul edilecektir. Bir çocueun doeum srasnda sae ve canl oldueu, çocueun baermas, aelamas, gülmesi, aksrmas veya bir uzvunu hareket ettirmesi/kmldatmas, emmesi... gibi hayat alâmetlerinden birisini göstermesi ile anlalr. 33 Yalnzca hareketi, yani kmldamay hayat belirtisi için kesin bir delil olarak görmeyen âlimler de bulunmaktadr. Çünkü mücerret hareket/kmldama, dar yerden çkmay takip eden, cismin titremesinden ileri gelebilir. Bu bakmdan böyle düünen kimselere göre çocueun sae doedueunun kabul edilebilmesi ve 31 âfi î, a.g.e., IV, 39; Ebü l-yakazân, a.g.e., s. 43; Seydiˆehrî, a.g.e., s. 36 vd.; Zerkâ, a.g.e., III, 240; Bilmen, a.g.e., IV, 629; Ansay, a.g.e., s Zeydân, Abdülkerim, el-mufassal fî ahkâmi l-mer e ve l-beyti l-müslim fî.-.erî ati l-!slâmiyye, kinci Bask~, Beyrut, 1415/1994, IX, 350; bn Rüˆd, a.g.e., II, 295; Bilmen, a.g.e., IV, bn Rüˆd, a.g.e., II, 295; Bilmen, a.g.e., IV, 629.

12 33!" böyle bir üphenin giderilebilmesi için, çocueun sae oldueuna delâlet eden bir baka alâmet daha bulunmaldr. 34 EEer bu hayat belirtilerini gösterdieinde çocueun vücudunun çoeu çkm ise, çocuk sae doemu kabul edilir. Fakat vücudunun az bir ksm çkm iken bu alâmetlerden birini göstermi ve ölmü ise çocuk ölü olarak doemu saylr. Az veya çoeunun çkm oldueunu gösteren ölçü ise, normal olarak doean çocuklarda göeüstür; göesün tamam çkm iken hayat alâmetlerinden biri kendisinde görüldükten sonra ölenler sae; göesün tamam çkmadan bu alâmetlerden biri kendisinde görüldükten sonra ölenler ölü doemu kabul edilir. EEer doeum ters olur ve çocuk dünyaya ayak tarafndan gelirse, bu durumda göbek ölçü olarak alnr; sae iken göbeei çkm ise, çocuk sae doemu, henüz göbeei çkmadan ölenler de ölü olarak doemu kabul edilirler. 35 Yukardan beri izah etmeye çaltemz, slâm Hukukçularnn anne karnndaki çocuk için beyan ettikleri bu hükümler gösteriyor ki, slâm Hukukuna göre ahsiyet, isterse takdiren sae saylsn, sae olarak doemak art ile, çocuk daha anne rahmine dütüeü andan balamaktadr. 36 Ayrca slâm Hukukçularnn, ceninin anne karnnda kalabileceei azami ve asgari süreleri tespit etmi olmalar, ceninin sahip olabileceei sadece lehine olan haklar tahakkuk ettieinde, mutlaka anne karnnda bulundueunun bilinmesi gereeini ortaya koyarak ilerde doeabilecek çekimelere/anlamazlklara meydan vermemeye çaltklarn göstermektedir. Ayn zamanda bu durum, slâm hukukunun hak ahsa tanm oldueunu, ahs olmayan, henüz ahsiyet kazanmam, mutasavver bir varlea hak tanmaden da gösterir. Böylece slâm Hukuku, hak ahslar içindir prensibine uygun hareket etmi olmaktadr. B) *AHS"YET"N SONA ERMES" Hukuk açsndan, ahsiyetin balangc kadar, biti noktas da önemlidir. Çünkü hak ve vecibeler, ahsiyetin bulunmade dönemlerde söz konusu olamaz. Bu bakmdan hukuken ahsiyetin sona erdiei zamann da bilinmesi gerekir. Acaba slâm Hukukuna göre ahsiyet ne zaman sona ermektedir? Bunu tespit etmeye çalrken, yine önce günümüz hukukunda durumun nasl oldueuna bir bakalm; sonra da slâm Hukukçularnn bu konudaki, deeerlendirmelerini tespit etmeye çalalm. 1. Bugünkü Hukuka Göre *ahsiyetin Sona Ermesi Eskiden medeni ölüm müessesesi denilen hukuki bir müessese vard. Yani fiilen hayatta ve yaamakta olan bir kimse, hukuken ölmü saylrd. Böyle kabul edilen kimseler medeni haklardan faydalanma ehliyetlerini kaybettikleri 34 Ûdeh, a.g.e., II, Zerkâ, a.g.e., III, 240; Bilmen, a.g.e., IV, 629; Berki, Ali Himmet,!slâm Hukukunda Feraiz ve!ntikal, stanbul, 1954, s. 17; Berki, Ali Himmet, Miras ve Tatbikat, Ankara, 1968, s Zerkâ, a.g.e., III, 240; Karaman, a.g.e., I, 174.

13 *-J,);;%4&50);&;&4A 3= için, bu duruma düen kimselerin mallar mirasçlarna intikal eder, karlar da kendilerinden ayrlm saylr ve dul kabul edilirlerdi. Bu duruma düen bir kimse ayn zamanda siyasi haklardan da mahrum olurdu. Ancak biyolojik varlklarn devam ettirebilmeleri için yalnzca ivazl akitler yapabilme hususunda kendilerine cüzi bir ehliyet tannmt. Bu yolla bir mal iktisap etmilerse, öldükleri zaman bu mallar devlete kalrd. Eski Fransz hukukuna göre ruhban snfna intisap edenler, müebbet kürek, müebbet sürgün gibi baz ceza alanlar kanunen medeni ölümün neticesine maruz kalrlard. 37 Ancak bugünkü hukuk sistemleri içerisinde böyle hukuki bir müessese bulunmamaktadr. Ölümün de doeum gibi hukuki bir olay oldueunda üphe yoktur. Çünkü ölüm de hukuki neticeler doeurur. Zaten hukuki olay diye hukuki neticeler do- Euran olaylara diyoruz. 38 Ancak sae olan bir kimsenin, eskiden oldueu gibi, hukuki ahsiyetini kaybetmesine imkân yoktur. 39 Yani ahsiyetin sona ermesi hukuki bir duruma deeil, doerudan doeruya biyolojik ve fizik bir olay olan ölüme baeldr. 2ahsiyet ölümle sona erer. 2artlarn mevcut olmas halinde de mahkemece verilen, biraz sonra açklayacak oldueumuz kayplk karar ölümün do- EurduEu hukuki neticeleri doeurur. 40 Bu izahlardan açkça anlalmaktadr ki, ahsiyet iki sebepten biri ile sona ermektedir; ölüm ve Mahkemece verilecek kayplk karar. Bunlar ayr ayr ele alarak açklamamz konunun tam olarak anlalmasn saelayacaktr. Bu bakmdan önce ölümün ne demek oldueuna ve haklara hangi yönden ve ne ekilde tesir ettieine bir göz atalm. a) Ölüm Ve Haklara Tesiri Bu balk altnda ilk olarak ele alacaemz konu ölüm dür. Sonra da ölümün doeuracae neticeleri ele alacak ve deeerlendirmeye çalacaez. aa- Ölüm Bir kimsenin öldüeü, ahsi hal sicili dedieimiz nüfus sicillerinden veya ahitlerin beyanlarndan anlalr. Bir kimsenin sae oldueunu veya ölümünü iddia eden, bu iddiasn ispat etmekle yükümlüdür. Nitekim konu ile ilgili olarak Türk Medeni Kanununda öyle denmektedir: 37 Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s.26; Birsen, a.g.e., s Velidedeo lu, a.g.e., I, Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 26; Birsen, a.g.e., s Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 143; Birsen, a.g.e., s. 193.

14 3B!" Bir hakkn kullanlmas için, bir kimsenin vücudunu, yahut öldüeünü, yahut muayyen bir zamanda veya dieer bir ahsn vefatnda sae bulundueunu iddia eden kimse iddiasn ispata mecburdur. 41 Bazen bir kimsenin cesedi bulunamaz veya toplu ölüm olaylarnda hangisinin önce ölmü oldueu bilinemez. te bu gibi durumlarda nasl hareket edilmesi gerektiei konusunda da Medeni Kanun öyle demektedir: Ölüsü bulunamayan bir kimse, ölümüne muhakkak nazaryla baklmay icap edecek ahval içinde kaybolmu ise, o kimse hakikaten ölmü addolunur. 42 Böyle bir durumla karlaan kimseler gerçekten ölmü saylrlar. Konu ile ilgili olarak Medeni Kanunun dieer bir maddesinde de öyle denmektedir: Hangisinin önce veya sonra öldüeünü tayin mümkün olmakszn ölenler, bir anda ölmü saylrlar. 43 Böyle bir durumda da, ölenler birbirlerine vâris olabilecek bir yaknlea sahip bulunsalar bile, birbirlerine vâris yaplmakszn, her birinin bunlarn dndaki vârisleri kendilerine ayr ayr vâris olurlar. 44 ab- Ölümün Haklara Tesiri Ölümden sonra bir kiiden bütün mali ve bedeni teklifler düer. Fakat bakalarnn kendi üzerinde ve kendisinin bakalar üzerinde sabit ve mevcut olan haklar ve kendi ihtiyaçlar hususunda ahsn zimmetinin ölümünden sonra da devam ettiei kabul edilir. Bir ahsn ölümü ile birlikte, mal varle ile ilgili haklar, doerudan doeruya mirasçlarna intikal eder. Böyle bir intikal için menkul/tanr mallarda teslim, gayrimenkul/tanmaz mallarda tapu kaytlarna tescil gibi bir takm art ve muamelelere gerek yoktur. Kiinin ahs varle haklar da ölümle sona erer. 2ahsiyet haklar, münhasran ahsa bael olan haklar ve ahsi irtifak (gayrimenkul üzerinde braklan yararlanma) hakk böyledir. 45 Fakat bir ahs ölmeden bir vasiyet veya bir miras mukavelesi yapm ise, bu ahs ölünce, miras kendi iradesi doerultusunda taksim edilir. Bu durum gösteriyor ki, ölüme bael tasarruflarda, miras brakann saelenda açklade irade, onun ölümünden sonra da yürümektedir. 46 b) Mahkemece Verilen Kayplk Karar ve Hukuki Neticeleri 41 Medeni Kanun madde, 28/1. 42 Medeni Kanun, madde, Medeni Kanun, madde, 28/2. 44 Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s ; Birsen, a.g.e., s Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 144; Berki, Ali Himmet, Hukuk Mant%7% ve Tefsir, Ankara, 1948, s, Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s, 144.

15 *-J,);;%4&50);&;&4A 3C Ölümle ilgili olarak bu deeerlendirmeleri yaptktan sonra, bir de mahkemece verilen kayplk kararnn hangi hallerde geçerli oldueuna, bir ölüm olay gibi deeerlendirilmesi gerektieine ve bunun haklar üzerindeki tesirine bir göz atalm. Ancak her eyden önce, kayplk kararnn mahkemece nasl verildieini ksaca anlatalm. ba) Mahkemece Verilen Kayplk Karar nsanlar bazen ölüm tehlikesi bulunan bir yerde kaybolurlar veya böyle bir tehlike bahis konusu olmade halde, kendilerinden uzun zaman hiçbir haber alnamaz. Ölüm tehlikesi bulunan bir yerde kaybolma durumunda, kaybolan kimse hakknda, kayplk karar isteyebilmek için, kaybolma zamanndan itibaren en az bir yl geçmi olmas gerekir. Fakat tehlike mutlak ve kesin ise, o zaman kayplk kararna lüzum kalmaz. Çünkü bu durumda o kimse gerçekten ölmü saylr. 47 Kendisinden uzun zaman hiçbir haber alnamayan bir kimse hakknda kayplk karar alabilmek için, kendisinden en son haber alma tarihinden itibaren en az be yl geçmi olmas gerekir. 48 Bununla birlikte bir kimse hakknda kayplk karar alabilmek için, yukardaki artlarn tahakkuk etmesi halinde, haklar onun ölümüne bael kimselerin, meselâ kayp kimsenin kars, kayp kar ise kocasnn, dieer kanuni mirasçlarnn, ölüme bael bir tasarrufla kendisi tarafndan nasbedilen mirasçlarn veya belli bir mal üzerinde hak sahibi baka kiilerin talepte bulunmalar gerekir. Böyle bir talepte bulunuldueu zaman hâkim, muayyen bir müddet içinde, kaybolan kimse hakknda, malumat verecek olanlar usulüne uygun olarak ilân edilecek olan bir tebliele mahkemeye davet eder. Bu müddet birinci, ilân tarihinden itibaren en az bir yldr. 49 Buna göre ölüm tehlikesinin bulundueu yerde kaybolan bir kimse için kayplk karar, kayboldueu andan itibaren en az iki, kendisinden uzun zaman her hangi bir haber alnamayan kimseler hakknda, en az alt yl sonra alnabilecek demektir. lân süresi bitmeden kayp kimse ortaya çkar veya kendisinden kesin bir haber alnrsa veyahut ölmü olup da ölüm tarihi bilinecek olursa, kayplk karar talebi düer. Fakat bahsedilen süre içinde kendisi hakknda hiçbir bilgi alnamazsa, hakknda, hâkim tarafndan kayplk karar verilir. 50 bb) Kayplk Kararnn Hukuki Neticeleri 47 Medeni Kanun, madde, Medeni Kanun, madde, 32/1. 49 Medeni Kanun, madde, Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s

16 =E!" Bir kimse hakknda kayplk karar alnnca, bu karar baz hukuki neticeler doeurur. Kayplk kararnn, ölümden farkl olarak makabline de ümulü vardr. Nitekim bu konuda Medeni Kanunda öyle denmektedir: Ölüm tehlikesinden, yahut son haber gününden itibaren hüküm ifade eder. 51 Ölümde oldueu gibi, kayplk karar verildieinde de kaybolan kimsenin ahs varle haklar ortadan kalkar, fakat ei dul kalm olmaz; evlilikleri devam eder. Çünkü Medeni Kanunda konu ile ilgili olarak: GaipliEine hükmedilen kimsenin kocas veya kars, hâkim evliliein feshine hükmetmedikçe, evlenemez. Gaibin kar veya kocas evliliein feshini gaiplik davas ile birlikte talep edebileceei gibi, ayrca da dava edebilir, 52 denmektedir. Hakknda kayplk karar verilen kiinin mal varle hakk da bu kararla kanuni mirasçlarna geçer. EvliliEin feshine karar verilmediei durumlarda e de, kanuni mirasç saylde için ve aralarnda henüz evlilik bae devam ettieinden, miras alr. Ancak bu ekilde ein, hem kayp hayatta imi gibi, onunla evli kabul edilmesi, hem de ondan miras almas, hukuk yönünden garip bir durum arz etmektedir. 53 Miras kayplk karar verildikten sonra açlr ve taksim olunur. Yalnz mirasçlardan, kayp kimsenin meydana çkmas halinde, miras ona iade etmeyi garantiye almak için, bir teminat alnr. Bu teminat ölüm tehlikesinin bulundueu durumlarda verilen kayplk karar için be yl, uzun süre kendisinden bir haber alamamaktan dolay alnan kayplk karar için on be yldr. EEer kayp kimse, bu kayple esnasnda baka birine vâris olmu da mahkeme onun hissesini resmen idare etmi ise, bu mal kayp kimsenin mirasçlarna deeil de bu mal brakan kimsenin ölümü halinde, kayp hayatta olmasayd, kimlere düecek idi ise, o kimselere teminat karlenda teslim olunur. 54 Kayp kimse geri gelirse, aradan ne kadar zaman geçmi olursa olsun, mirasa el koymu olanlar bu miras iade etmeye mecburdurlar "slâm Hukukuna Göre *ahsiyetin Sona Ermesi Günümüz hukukuna göre ölüm ve bunun getirdiei hukuki neticeleri böylece tespit ettikten ve bu kadarla yetinmeyi yeterli bulduktan sonra, imdi de slâm Hukukuna göre, önce ölümün nasl deeerlendirilmi oldueuna bir göz atalm. 51 Medeni Kanun, madde, Medeni Kanun, madde, Velidedo lu, a.g.e., I, cüz 2, s Medeni Kanun, madde, 526, 528; Velidedo lu, a.g.e., I, cüz 2,s Velidedeo lu, a.g.e., I, cüz 2, s. 157.

17 *-J,);;%4&50);&;&4A =D a) Ölüm slâm Hukuku açsndan üç türlü ölüm düünülmütür; takdiri ölüm, hükmi ölüm ve hakiki ölüm. 2imdi de bunlar ksaca açklamaya çalalm. aa- Takdiri Ölüm Bunlardan takdiri ölüm, anne karnndaki çocueun düürülmek suretiyle meydana gelen ölüm eklidir. Cenin dedieimiz anne karnndaki bu çocueun, annenin karnna vurmak veya baka bir sebeple düürülmesine sebep olan kimseye, daha önce izah ettieimiz üzere, gurre denen 500 dirhem gümü miktar bir bedel/diyet ödeme cezas verilir. Böyle bir ceza verilmesi için, slâm Hukukçularnn çoeunlueuna göre, ceninin uzuvlarnn teekkül etmi olmas gerekir. BilindiEi gibi anne karnndaki çocuk takdiren sae kabul edilmektedir. Bu sebeple cenin ölü olarak dütüeü için, hayat gibi onun ölümü de takdiridir. ab- Hükmi Ölüm Hükmi ölüm de kayp kimse hakknda hâkim tarafndan verilecek hükümle belirlenecek ölüm durumudur. Kayp kimseye mefkûd denir. Mefkûd, nerede oldueu, ölü veya sae oldueu bilinmeyen kimse demektir. Konunun özelliei bulunmas sebebiyle, bu ölüm ekli üzerinde ayrca durulacak ve hükümleri açklanacaktr. ac- Hakiki Ölüm Hakiki ölüm dedieimiz, bir kimsenin gerçekten vefat etmesi ile ortaya çkan ölüm eklidir. Bu ölüm, konu ile ilgili kimselerin ikrar ve bizzat görmek veya duymak suretiyle, yaplacak ahitliklerle sabit olur. 56 Kaybolan kimsenin ölümü ile ilgili olarak yaplacak âhitlikle onun hakiki ölüm ü de sabit olur. Meselâ, kaybolan bir kimsenin vârisleri onun vefat etmi oldueunu söyleyerek emanette bulunan bir maln veya bir alacaen almak için dava etseler, kendisinde emanet bulunan veya bu kaybolan kiiye borçlu olan kimseler de o ahsn ölmedieini söyleseler; vârislerin iki âdil âhitle ölmü oldu- Eunu ispat etmi olmalar halinde, bu kimsenin hakikaten ölmü oldueu sabit olur. Böylece artk o kimse mefkûd olmaktan da çkm olur. Böyle bir durumda mefkûdun ölümü hakknda ileri sürülen delil, hayatta oldueuna dair ileri sürülen delile tercih edilir. Meselâ, böyle bir kimsenin ölümü halinde ona vâris olabilecek birisi, onun ölmü oldueunu; ona borçlu bulunan birisi de onun halen hayatta oldueunu iddia ederek, iddialarn ispat için karlkl olarak ayn derecede delil getirseler, bunlardan vârisin getirdiei delil tercih olunur. 57 b) Ölümün GetirdiBi Hukuki Neticeler 56 Ebü l-yakazan, a.g.e., s Seydiˆehrî, a.g.e., s. 22 vd.

18 =!" slâm Hukukuna göre ahsiyet, isterse doeumun hemen akabinde vuku bulsun, ölümle sona erer. Fakat ölümle sona eren ahsiyet, onun eserlerinden olan ehliyet ve zimmet in de sona ermesini gerektirmemektedir. Bir sonraki yazmzda daha geni bir ekilde üzerinde duracaemz ehliyet in lügat anlam, yeterli ve lâyk olmak; stlah anlam da 2âri in ahsta takdir ettiei, onu er î hitaba uygun bir mahal klan vasf demektir. Zimmet ise, korunmas gereken ve kaybedilmesi knanmay gerektiren ahid, taahhhüd ve eman demektir. Istlah olarak da ahsn emir ve nehiylere muhatap olma, haklar ve borçlar edinme ehliyet ve kabiliyeti demektir. Yani zimmet, kiinin hukuken bir ahs olmasn saelayan veya bunu meydana getiren mümeyyiz vasf; dieer bir deyile, ahsn hak ve vazifeye, borçlanmaya ve borçlandrmaya ehil olmasdr. 58 Bu duruma göre vücub ehliyeti ve zimmet, ahsn ölümden önceki hayatyla ilgili baz ilere bael olan haklarn tasfiyesine kadar devam eder. Meselâ, bir kimse ölmeden önce, umuma ait bir yolda, izinsiz olarak bir çukur kazsa da, ölümünden sonra buraya bir hayvan düerek ölse, tazmin etmesi gereken bir ii bizzat yapm olmasndan dolay o hayvann kymeti çukuru kazan kimsenin zimmetine taalluk eder ve hayvann deeeri brakte terekesinden alnr. Yine ölmeden önce, avlanmak için kurdueu bir tuzaea ölümünden sonra düen bir av da, henüz hayatta iken mülkiyetin sebebini bizzat ilemi olmasndan dolay, onun mal olur ve bu av brakte terekesine dahil edilir. Ancak Ansay a göre ölüm esas itibariyle zimmet e son verir. 59 Her ne kadar konu ile ilgili hüküm, özet olarak böyle ise de ehliyet ve zimmet in ölümden sonra da devam ettieinin kabul edilmesi istisnai bir durumdur. Bu, hakknda hüküm bulunmasndan dolay zaruretten dolay böyle olmutur. Yoksa ehliyet ve zimmet in ölümden sonra, yeni hükümler meydana getirmeye elverili olmas ve bunun devam etmesi bahis konusu deeildir. Bundan dolay meselâ, ölüye yaplacak bir vasiyet veya hibe sahih ve geçerli olmaz. 60 Bu görü Hanefi âlimlerine ait olup bu konuda deeiik daha baka tercihler de bulunmaktadr. Ancak konunun daha iyi anlalabilmesi, bu görülere ehliyet ve zimmet hakknda yeterli bilgi verdikten sonra ileride yer vermek istiyoruz. c) Kayp/Mefkûd/Gaip Kimse Gerek hakknda hâkim tarafndan bir karar verilmi olsun, gerek verilmeden önceki duruma göre, hukuki yönden ele alnmas gereken kimselerden birisi de kayp kimse dir. Yukarda da ifade ettieimiz gibi nerede oldueu, sae olup 58 Yaz~r, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur an Dili Yeni Mealli Türkçe Tefsir, I-IX, stanbul, 1936, III, ; Ansay, a.g.e., s Ansay, a.g.e., s Zerkâ, a.g.e., III, 242; Karaman, a.g.e., I, 174, 175.

19 *-J,);;%4&50);&;&4A = olmade bilinmeyen kimseye mefkûd denir. 61 Böyle bir kimseye gaybet-i munkata ile gâib de denir. 62 EEer kaybolan kimsenin sae oldueu biliniyor da nerede oldueu bilinmiyorsa buna mefkûd deeil, gâib denir. 63 Yukarda müstakil bir balk altnda inceleyeceeimizi söyledieimiz hükmi ölüm karar da böyle kimseler hakknda verilen bir karardr. Bu bakmdan bu konuyu biraz açklamamz faydal olacaktr. 2ahsiyeti sona erdiren olaylardan biri de hâkimin vereceei ölüm karar ile tahakkuk edecek olan hükmi ölüm dür. Böyle bir hükmün nasl verildieine geçmeden önce mefkûd ile ilgili ne gibi hükümler düünülmü, onun hakknda ne gibi hükümlerin var oldueuna bir göz atmamz uygun olacaktr. d) Mefkûd la "lgili Hükümler Âlimler mefkûd la ilgili iki türlü hüküm olabileceeini düünmülerdir. Bu hükümlerin neler oldueunu ele alarak deeerlendirmeye çalalm. da) Mefkûd un Ölümüne BaBl Bulunan Ve Kendisi "le "lgili Olan Hükümler Mefkûd, kendisi ile ilgili hükümlerde sae kabul edilir. Çünkü kayboldu- Eunda onun hayatta oldueu kesin olarak bilinmektedir. Zira, bir eyin bulundu- Eu hal üzere kalmas asldr 64 ve bir zamanda sabit olan eyin, hilâfna delil olmadkça, bekasyla hükmolunur 65 gibi külli kaideler bunu gerektirir. Binaenaleyh hakikaten veya hükmen aksi sabit oluncaya kadar, kaybolan kimsenin ya- ade kabul edilir. Bundan dolay ölümüne bael olan ve kendisiyle ilgili hükümlerde mefkûd sae saylr. Buna göre mefkûd hakknda öldüeüne dair bir hüküm verilmeden önce, ona kimse vâris olamaz. Mallar yaknlar ve akrabalar arasnda taksim edilemediei gibi, bu mallara hazine de müdahale edemez. Aksine onun mallarnn idare ve muhafazas için mahkemece bir kayym tayin edilir. EEer daha önce bir vekil var idiyse, onu tayin eden kimse kaybolmakla bu vekil azledilmi olmaz. Vekilin vekâleti devam eder. Hakknda, hâkim tarafndan, öldüeüne dair bir karar verilmeden mefkûd un kars da bir bakas ile evlenemez. Ancak Mâlikilere göre, aradan dört yl geçtikten sonra, kars isterse, hâkim, kadnn kocas ile aralarn ayrr ve kadn gerekli iddetini de bekledikten sonra, bir bakas ile evlenebilir. ÖldüEüne dair hüküm verildikten sonra, vârisleri arasnda, mallar da taksim edilebilir. Mefkûd, hâkim tarafndan, ölümüne dair hüküm verildikten sonra çkagelse, kars hakknda verilen ayrlma karar bozulmaz. Mallar eeer vârislerin elle- 61 Ansay, a.g.e., s Seydiˆehrî, a.g.e., s Zerkâ, a.g.e., III, Mecelle, madde, Mecelle, madde, 10.

20 =!" rinde mevcut bulunuyorsa, bu mallar kendisine geri verilir. Fakat vârisler tarafndan daha önce harcanm, bir ekilde elden çkarlm ise, bu mallar ayrca onlara ödettirilmez. 66 db) Mefkûdun Hayatna BaBl Bulunan Ba:kas "le "lgili Hükümler Mefkûd, hayatna bael bulunan ve bakas ile ilgili hükümlerde ölü saylr. Gerçek ortaya çkncaya kadar da bütün haklar sakl tutulur. Bu duruma göre kaybolmasndan sonra, mefkûdun bir yakn vefat edecek olsa, ondan kendisine isabet eden miras hissesi ayrlp bekletilir. DiEer vârislerde bu kimse kaybolmadan önce ne kadar hisse alacak idi iseler, kendilerine o kadar miras verilir. Kaybolan kimse hayatta iken, miras alamayacak durumda bulunanlar varsa onlara da miras verilmez. Mirastan mefkûdun hissesine düen miktar kayym tarafndan korunur. EEer mefkûd daha sonra çkar, gelir veya hayatta oldueu anlalrsa, ayrlan bu hisse kendisine verilir. Kaybolan kimsenin ölmü oldueu anlalr veya bekleme süresi doldueu için hâkim, öldüeüne hüküm verirse, mefkûd kayboldueu tarihte ölmü saylr. Bundan dolay, o yokken kimlerin ne nispette vâris olmalar ve bunlarn ne kadar miras almalar gerekiyorsa, mefkûd için ayrlan hisse, bunlara o nispette taksim edilmek üzere geri verilir. Ayrca bunun yoklueunda vâris olacak durumda bulunanlara da, almalar gereken hisse verilir. Böylece mefkûd, kayboldueu zaman ile ölümüne dair hüküm verildiei zaman arasnda ölen bir yakn bulunsa ona vâris olamaz. Mefkûda bir ey vasiyet edildieinde bu da onun adna bekletilir. EEer hayatta oldueu anlalrsa vasiyet edilen bu mal kendisine verilir. Bekleme süresi sona erdiei için hâkim tarafndan ölümüne hüküm verilince de vasiyet edilen ey, vasiyet eden kii halen hayatta ise kendisine, eeer o bu hükümden daha önce ölmüse, onun vârislerine geri verilir. Daha sonra da mallar vârisler arasnda mirastaki hisseleri nispetinde taksim edilir. 67 mâm Mâlik (v. 179/795) ve mâm 2âfi î nin (v. 204/819) mefkûdun miras ile ilgili hususlardaki görüleri Hanefilerinki gibidir. 68 e) Mefkûdun Ölümü Mefkûdla ilgili olarak hükümleri böylece sraladktan sonra, onun ölümü ile ilgili duruma da bir göz atalm. 66 Seydiˆehrî, a.g.e., s. 23; Zerkâ, a.g.e., III, 254; Ansay, a.g.e., s. 64, Kâsânî, Alâuddin Ebû Bekr b. Mes ûd, Bedâi u s-sanâi fî tertîbi.-.erâi, I-X, Kahire, , VIII, 3858; Seydiˆehrî, a.g.e., s. 23 vd.; Ansay, a.g.e., s. 76; Karaman, a.g.e., I, 175, Kâsânî, a.g.e., VIII, 3858; Seydiˆehrî, a.g.e., s. 25, 26; Ebü l-yakazan, a.g.e., s. 171.

4.CC$ D)E E" F G 03GBBG EHLYET

4.CC$ D)E E F G 03GBBG EHLYET 4.CC$ D)E E" F G 03GBBG A@;A3 SLÂM HUKUKU AÇISINDAN EHLYET Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI & 4I3'A$'&G +"F (H()0 ( " C K) )" H", )" H" )0 " 9,)0 9,)0,F,() ")",))"H" : (H()0K," ),,)) )")" (,) +"F(H()0K#""I",","K)K

Detaylı

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 Av. Hüseyin KARAKOÇ ÖZET Vergi Davaları idare lehine sonuçlandığı zaman davacı aleyhine

Detaylı

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014 11. MİRAS HUKUKU 1 Mirasın Konusu Miras bırakanın, ölümü ile sona ermeyen ve mirasçılarına intikal etmeye elverişli hakları, borçları, diğer hukuki ilişkileri mirasın konusunu oluşturur. 2 MİRAS HUKUKU

Detaylı

islam HUKUKUNDA ŞAHSiYET VE HAKiKi ŞAHlS

islam HUKUKUNDA ŞAHSiYET VE HAKiKi ŞAHlS islam Hukuku Araşt ırmaları Dergisi, sy. 7, Nisan 2006, s. 55-88 islam HUKUKUNDA ŞAHSiYET VE HAKiKi ŞAHlS Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI PersonaUty and Nature Person ın I slamı c Law ls lamıc Law recognlzed

Detaylı

4.CC$ D)E E" F G 03GBBG @;3 GÖRE

4.CC$ D)E E F G 03GBBG @;3 GÖRE 4.CC$ D)E E" F G 03GBBG @;3 SLAM HUKUKUNA GÖRE EVLLKTE VELAYET VE KAPSAMI Muhammet Ali DANIMAN * The authority of wiljya and its scope regarding to mariage in Islamic law In this article we studied that

Detaylı

KÜTAHYA İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

KÜTAHYA İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI KÜTAHYA İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO HİZMETİN ADI BAŞVURUDA İSTENEN HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (ENGEÇ) 1 ONSEKİZ YAŞINI TAMAMLADIKTAN SONRA DOĞUMA İLİŞKİN YURT DIŞINDAN

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI İİK. nun 277. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Her ne kadar İİK. nun 277/1 maddesinde İptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmetmektir.

Detaylı

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ Madde 11- Bu vergiye mevzu olacak malların değerleme günü, miras yoliyle vukubulan intikallerde mirasın açıldığı, diğer suretle vâki intikallerde malların hukuken

Detaylı

MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU

MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU Ayşe GINALI * GİRİŞ : Mükellefiyetin başlangıcından sona ermesine kadar geçen süreçte mükellefler bildirimler, defter ve belgeleri tutma ve düzenleme,

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESI I. GENEL OLARAK...3 II. İLKENİN TAPU

Detaylı

NAFAKA-TAZMİNAT-VELAYET MAL PAYLAŞIMI VE AİLE KONUTU

NAFAKA-TAZMİNAT-VELAYET MAL PAYLAŞIMI VE AİLE KONUTU I Herkes İçin Hukuk: 4 BOŞANMANIN HUKUKİ NETİCELERİ NAFAKA-TAZMİNAT-VELAYET MAL PAYLAŞIMI VE AİLE KONUTU Av. Osman OY II Yay n No : 2013 Hukuk Dizisi : 939 1. Bas Ocak 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-906

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss. 171 187. OMÜ FD 171

UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss. 171 187. OMÜ FD 171 ARAPDLBELÂGATINDAELKAVLUB L MÛCBVEKUR ÂNIKERÎM DEK UYGULAMALARI HASANUÇAR * i * Yrd.Doç.Dr.,AksarayÜnv.slamilimlerFak.[hasanucar@aksaray.edu.tr] OndokuzMaysÜniversitesi lahiyatfakültesidergisi, 2013,say:35,ss.171187.

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[229-2012/VUK-1-...]--25513/02/2015 Konu : Tasfiye zararının geçmiş yıl karlarına

Detaylı

7. KİŞİLER HUKUKU (ŞAHSIN HUKUKU)

7. KİŞİLER HUKUKU (ŞAHSIN HUKUKU) 7. KİŞİLER HUKUKU (ŞAHSIN HUKUKU) KONULAR GİRİŞ KİŞİ (ŞAHIS) TANIMI KİŞİLİK (ŞAHSİYET) ŞAHSİ HALLER ŞAHSİYET HAKLARI ŞAHIS TÜRLERİ Hakiki Şahıslar Hakiki Şahsiyetin Başlangıcı Hakiki Şahsiyetin Sona Ermesi

Detaylı

EHL HUKUKUNDA ORT DARALTAN VEYA SLÂM HLYET RTA- SEBEPLER. Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI GR YERNE

EHL HUKUKUNDA ORT DARALTAN VEYA SLÂM HLYET RTA- SEBEPLER. Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI GR YERNE '(&44?@(@A%%B>BCDDEBQE/DD SLÂM HUKUKUNDA EHL HLYET DARALTAN VEYA ORT RTA- DAN KALDIRAN SEBEPLER Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI '("9#:";7":!:'8#/ #!0 "%(A(G%4G(A((G%$(1G-%1%A-(%1% -H%G1-4%1G8G(A-%% 1GGG8(A(G%H%(($-%

Detaylı

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/158-161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17762 Karar No. 2011/19801 Tarihi: 30.06.2011 CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI ÖZETİ Cezai şart öğretide,

Detaylı

4.CC$ D)E E" F G 03GBBG A;3

4.CC$ D)E E F G 03GBBG A;3 4.CC$ D)E E" F G 03GBBG A;3 MAKSAD YORUM Prof. Dr. Yunus Vehbi YAVUZ ÖZET Maksadî yorum aslna uygun ifadesi ile kullanlmal, maksada ulamada anlama, özellikle Kur an ve hadis metinleri ile fkh anlamak almas

Detaylı

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. (1) Ana babanın parasal durumları iyi olsa bile, ilerde birgün yardıma muhtaç olmayacaklarını önceden kestirmek olanaksız bulunmasına

Detaylı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1 e-makâlât Mezhep Araştırmaları, VII/1 (Bahar 2014), ss. 261-265. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR Ali Rabbânî Gülpâyigânî, Önsöz Yayıncılık, İstanbul 2014 456 sayfa, Adem Sezgin

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r. HURDAYA AYRILAN VARLIKLARIN MUHASEBELELMELER VE YAPILAN YANLILIKLAR Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman info@omerdag.net 1.G Kamu idarelerinin kaytlarnda bulunan tarlar ile maddi duran varlklar doalar gerei

Detaylı

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN GİRİŞ Bilindiği gibi, 4842 sayılı Kanunla 1 vergi kanunlarında köklü değişiklik ve

Detaylı

BOLU ÇĠMENTO SANAYĠĠ A.ġ. ESAS SÖZLEġME DEĞĠġĠKLĠK METNĠ

BOLU ÇĠMENTO SANAYĠĠ A.ġ. ESAS SÖZLEġME DEĞĠġĠKLĠK METNĠ Amaç ve Konusu: ESKĠ METĠN Amaç ve Konusu: YENĠ METĠN Madde 3 Şirketin amacı ve faaliyet konuları şunlardır: A- Türkiye de çimento ve hazır beton üretimi için gerekli tesis ve fabrikaları kurmak, B- Üretilen

Detaylı

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ A) 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanun unda yer alan düzenleme metni: Pazarlamacılık Sözleşmesi A. Tanımı ve kurulması I. Tanımı MADDE 448- Pazarlamacılık sözleşmesi, pazarlamacının

Detaylı

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi KİŞİLER HUKUKU Medenî Hukuk-Kişiler Hukuku Konusu: Hukuk bakımından hak sahibi

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN Dr. Ziya KOÇ Hâkim CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR...xix Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK, TARİHSEL GELİŞİM, KATILANIN BİREYSEL YARARLARI, ULUSLARARASI

Detaylı

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi Mal Rejimleri ve Tasfiyesi Nazan Moroğlu, LL.M. MEF Ü. Hukuk F. Mal rejimleri 1926 tarihli Medeni Kanunda Mal Rejimleri Yasal mal rejiminin (Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi) özellikleri Mal rejimlerine

Detaylı

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin veya Tescili Yönetmelik 8.1.2005 25694 SAYILI GAZETE BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Amaç Madde 1 Bu hangi maddelerin ticaret ve zorunlu en az tespitine ve borsaya

Detaylı

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİNİN İZAHI TATBİK TARZINA DAİR UMUMİ HÜKÜMLER 1 Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki Barolar vilâyet itibarile üç sınıfa ayrılmıştır. A. Birinci sınıfa dahil

Detaylı

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ Prof. Dr. Haluk Nami NOMER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Doç. Dr. Mehmet Serkan ERGÜNE İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK

Detaylı

Edinilmiş mal sayılan değerler:

Edinilmiş mal sayılan değerler: MAL REJİMİ Evlilik birliği içerisinde eşlerin mallarının tabi olduğu rejim mal rejimidir. Eşler mal rejimini kendileri seçebilir ve evlilik süresince değiştirebilirler. Eşlerin açıkça mal rejimi seçimine

Detaylı

! "!! # $ % &'( )#!* )%" +!! $ %! + ')!

! !! # $ % &'( )#!* )% +!! $ %! + ')! ! "!! # $ % &'( )#!* )%" +!! $ %! + ')! &( '!#,-.! /,! 0 + # ' #! * #! 0 #! 0! ) '! '1# + $ # )' * #! 0!! #! 0! "! '!% # #! 0 " 2 3) # ' $ 4!# ) '.*,5 '# 0! )'* $ $! 6 )' '+ " 7 ) 2#!3)# ' $ 4!# '#"'1

Detaylı

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB İ Ç İ N D E K İ L E R Lügatler 5 Ön söz, 7 BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime Feraiz lstıhları.... - 9 Velânın mânası, kısımları, hukukî mahiyyeti 11-13 Hesap Istıhlaları 15 BİRİNCİ BAB İrsin Rüknü 17 Terike

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

ARSAN TEKST L T CARET VE SANAY ANON M RKET SER :XI NO:29 SAYILI TEBL E ST NADEN HAZIRLANMI YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU

ARSAN TEKST L T CARET VE SANAY ANON M RKET SER :XI NO:29 SAYILI TEBL E ST NADEN HAZIRLANMI YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU 1. Raporun Dönemi : 01.01.2008 31.03.2008 2. Faaliyet Konusu Arsan Tekstil Ticaret Ve Sanayi A.. (irket) 1984 ylnda Türkiye de kurulmu# olup faaliyet konusu; her türlü pamuk ipli)i üretimi, sentetik iplik

Detaylı

MEDENİ HUKUK. Karine: Mevcut ve bilinen olgulardan bilinmeyen bir sonucun çıkarılmasıdır. Kanuni: (Kanundan alınır)

MEDENİ HUKUK. Karine: Mevcut ve bilinen olgulardan bilinmeyen bir sonucun çıkarılmasıdır. Kanuni: (Kanundan alınır) 6.Madde: MEDENİ HUKUK İspat yükü: Bir hakkın ileri sürüldüğü durumlarda o hakkın dayandığı olgunun kimin tarafından ispat edileceğinin belirlenmesidir, iddaa eden kişide ispat etme yükü altındadır. İstisnalar:

Detaylı

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ Prof. Dr. Haluk Nami NOMER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Doç. Dr. Mehmet Serkan ERGÜNE İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK

Detaylı

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir: SORU 1: 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir: (i) Ayla dönütürülebilir yllk nominal %7,8 faiz oran ile her ay eit taksitler halinde

Detaylı

yargýtay kararlarý T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ YARGITAY ÝLAMI ESAS NO : 2002/6042 KARAR NO : 2002/6339 KARAR TARÝHÝ : 17.04.

yargýtay kararlarý T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ YARGITAY ÝLAMI ESAS NO : 2002/6042 KARAR NO : 2002/6339 KARAR TARÝHÝ : 17.04. yargýtay kararlarý ESAS NO : 2002/6042 KARAR NO : 2002/6339 KARAR TARÝHÝ : 17.04.2002 : ÝÞVERENÝN HÝZMET AKDÝNÝ HAKLI NEDENLE FESHÝ Grev devam ettiði sýrada davacýnýn iþyerine gelen servis aracýna girerek,

Detaylı

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI (1) En Nisa Sûresi: 11. (2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84. (3) El Mavsili-A.g.e. C:

Detaylı

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[1] 25 inci maddesi

Detaylı

HKZ 412 DENİZ TİCARETİ SİGORTA HUKUKU PROF. DR. KEMAL ŞENOCAK DOÇ. DR. İSMAİL DEMİR

HKZ 412 DENİZ TİCARETİ SİGORTA HUKUKU PROF. DR. KEMAL ŞENOCAK DOÇ. DR. İSMAİL DEMİR HKZ 412 DENİZ TİCARETİ SİGORTA HUKUKU PROF. DR. KEMAL ŞENOCAK DOÇ. DR. İSMAİL DEMİR DENİZ TİCARETİ HUKUKU DERSLERİ 5. HAFTA IX. GEMİ SİCİLİ Gemi sicili, genel olarak gemilerin kaydedildikleri sicildir.

Detaylı

Av. Merve Nur BAŞ SOBACI GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN SORUMLULUKLARI

Av. Merve Nur BAŞ SOBACI GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN SORUMLULUKLARI Av. Merve Nur BAŞ SOBACI GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN SORUMLULUKLARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİ

Detaylı

SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile. 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler

SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile. 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2015 yılı

Detaylı

(Resmî Gazete ile yayımı : 21.5.1991 Sayı : 20877)

(Resmî Gazete ile yayımı : 21.5.1991 Sayı : 20877) 350 Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Cumhuriyeti Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun (Resmî Gazete ile yayımı : 21.5.1991

Detaylı

Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31

Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31 Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31 TÝCARET HUKUKU - 1-Aþaðýdakilerden hangisi Ticaret Sicili Tüzüðüne göre, ticari iþletmenin genel unsurlarýndan biri

Detaylı

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN 6405 TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 3002 Kabul Tarihi : 8/5/1984

Detaylı

SĐRKÜLER Đstanbul, 15.04.2014 Sayı: 2014/085 Ref: 4/085

SĐRKÜLER Đstanbul, 15.04.2014 Sayı: 2014/085 Ref: 4/085 SĐRKÜLER Đstanbul, 15.04.2014 Sayı: 2014/085 Ref: 4/085 Konu: MĐRASÇILARIN VERGĐSEL YÜKÜMLÜLÜKLERĐ REHBERĐ YAYINLANDI Mirasçıların vergisel yükümlülüklerine ilişkin olarak Gelir Mirasçıların Vergisel Yükümlülükleri

Detaylı

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karaküçük: Devleti Yönetecek Güç

Detaylı

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR 1 İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KURALLARINA UYMAYAN İŞVERENLERİN KARŞILAŞABİLECEKLERİ YAPTIRIMLAR A- İŞ KAZASI MEYDANA GELMEDEN: (İş güvenliği kurallarını

Detaylı

TMSF YE GEÇEN KIYI BANKALARINDAN ELDE EDĐLEN FAĐZ GELĐRLERĐNĐN VERGĐLENDĐRĐLMESĐYLE ĐLGĐLĐ TEBLĐĞ YAYIMLANDI

TMSF YE GEÇEN KIYI BANKALARINDAN ELDE EDĐLEN FAĐZ GELĐRLERĐNĐN VERGĐLENDĐRĐLMESĐYLE ĐLGĐLĐ TEBLĐĞ YAYIMLANDI 01.07.2008/105 TMSF YE GEÇEN KIYI BANKALARINDAN ELDE EDĐLEN FAĐZ GELĐRLERĐNĐN VERGĐLENDĐRĐLMESĐYLE ĐLGĐLĐ TEBLĐĞ YAYIMLANDI ÖZET : TMSF ye geçen bazı kıyı (offshore) bankalarında mevduat hesabı bulunan

Detaylı

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI Bülent SEZGİN* 1-GİRİŞ: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun (TTK) 503 üncü maddesinde limited şirket, iki

Detaylı

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı.

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı. SİRKÜLER TARİH : 28.04.2016 SAYI : 2016-04-4 KONU ÖZETİ : Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı. : Mükellefler; borç durumunu

Detaylı

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası)

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası) Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu, Yasası 5192 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kanun No. 5192 Kabul Tarihi : 17.6.2004 MADDE 1.

Detaylı

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ ESKİ METİN YÖNETİM KURULU MADDE 8- Şirket Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. Şirket Yönetim Kurulu altı üyeden oluşur ve bu üyelerin tamamı

Detaylı

FİKİR ve SANAT ESERLERİ KANUNU

FİKİR ve SANAT ESERLERİ KANUNU 6 25 FİKİR ve SANAT ESERLERİ KANUNU Kavramlar Sinema Filmleri Hakkında Kanun Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunu Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik

Detaylı

Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir.

Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir. 6. FİNANSAL KİRALAMA KANUNU Kanunun tam adı : Finansal Kiralama Kanunu Kanun No. : 3226 Kabul Tarihi : 10 Haziran 1985 Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 28 Haziran 1985 / 18795 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

Detaylı

TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası

TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (5136 sayılı, numaralı, nol TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası 5136 sayılı,

Detaylı

Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/2010 15:39

Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/2010 15:39 Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/2010 15:39 Çek Kanunu'nun hangi yenilikleri getirdiðini biliyormuyuz 1- KANUNUN AMAÇ VE KAPSAM Çek kanununun amaç ve kapsamý 1. maddesinde Bu Kanunun

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. İZMİR ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönerge; İzmir Üniversitesi nin Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu ve bölümlerinde ÖSYM ve Üniversite tarafından

Detaylı

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI ESKİ METİN YÖNETİM KURULU VE SÜRESİ: Madde 7: Şirket işlerinin idaresi, genel kurul tarafından, hissedarlar arasından en çok üç yıl

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM BOŞANMA

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM BOŞANMA İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V İÇİNDEKİLER VII KISALTMALAR Xn GİRİŞ 1 I. Genel Olarak : 1 II. İnceleme Konusu ve Sınırlandırılması 2 III. Konunun İnceleniş Şekli ve Plan 2 BİRİNCİ BÖLÜM BOŞANMA 1. Milletlerarası

Detaylı

Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE İLIŞKIN GENEL ESASLAR

Detaylı

MÜSLÜMAN SESNE KULAK

MÜSLÜMAN SESNE KULAK 4.CC$ D)E E" F G 03GBBG B;A Konferans J. ESPOSTO, MLYARLARCA MÜSLÜMAN ÜSLÜMAN IN SESNE KULAK VERMEK (11 KASIM 2006, TÜRKYE DYA YANET VAKFI SLAM ARATIRMALARI MERKEZ ERKEZ), STANBUL STANBUL. ), Necmettin

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ KISIM Topluluk Mülkiyeti. BİRİNCİ BÖLÜM Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Konusu Hakkında Genel Bilgi İKİNCİ BÖLÜM

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ KISIM Topluluk Mülkiyeti. BİRİNCİ BÖLÜM Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Konusu Hakkında Genel Bilgi İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Bölümü ve Konunun adı BİRİNCİ KISIM Topluluk Mülkiyeti BİRİNCİ BÖLÜM Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Konusu Hakkında Genel Bilgi I Topluluk Mülkiyeti 17 18 İKİNCİ BÖLÜM Müşterek Mülkiyet

Detaylı

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA Arş. Gör. Oğuz ERSÖZ Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

Detaylı

DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ

DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ İş bu sözleşmenin altında adları, soyadları ve adresleri ile imzaları bulunan kişiler (aşağıda Devre Mülk Hakkı Sahibi ve Ortak Malik olarak anılacaktır.), aşağıdaki şartlarla

Detaylı

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde 1. FAİZ KAVRAMI, UNSURLARI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ-1 I. FAİZ KAVRAMI VE UNSURLARI-1 II. FAİZİN HUKUKİ NİTELİĞİ-3 A. Faizin Asıl Alacağa Bağlı Olması (Fer ilik Kuralı)-3 B. Faizin Asıl Alacaktan Bağımsız

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. BirinciBölüm YABANCILARIN TÜRKİYE'YE GİRİŞ, İKAMET VE SEYAHATLERİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. BirinciBölüm YABANCILARIN TÜRKİYE'YE GİRİŞ, İKAMET VE SEYAHATLERİ İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ ÖNSÖZ KISALTMALAR III V XV GİRİŞ I. Yabancılar Hukukunun Konusu 1 II. Yabancı Kavramı 1 III. Yabancılara İlişkin Mevzuat 5 A. Türk Yabancılar Yasasının Yokluğu 5 B. İltica

Detaylı

Danman-Ö renci letiiminde Önemli Ö eler:yetikinlerin Ö renme Özellikleri ve Temel letiim Becerileri

Danman-Ö renci letiiminde Önemli Ö eler:yetikinlerin Ö renme Özellikleri ve Temel letiim Becerileri Danman-Ö renci letiiminde Önemli Ö eler:yetikinlerin Ö renme Özellikleri ve Temel letiim Becerileri Prof.Dr.Berna Musal Yard.Doç.Dr.Sema Özan DEÜ Tp Fakültesi Tp E itimi Anabilim Dal Sunum Çerçevesi Yetikinlerin

Detaylı

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası 01.01.2012-31.12.2012 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık belgesinin

Detaylı

ÖĞRETİM TEST USULÜ SINAVLARLA İLGİLİ BİR DENEME

ÖĞRETİM TEST USULÜ SINAVLARLA İLGİLİ BİR DENEME ÖĞRETİM TEST USULÜ SINAVLARLA İLGİLİ BİR DENEME Prof. Dr. Tuğrul ANSAY Ankara Hukuk Fakültesi, İstanbul Hukuk Fakültesi gibi çok sayıda öğrencili fakülte olmanın sorunları ile uzun zamandır karşı karşıyadır.

Detaylı

7 Mirasçılık belgesinin iptali

7 Mirasçılık belgesinin iptali 01.07.2008-31.12.2008 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından 3.150,00 YTL Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR HAK KAVRAMI, TÜRLERİ ve YÖNETİMİ HAKKIN YÖNETİMİ Hakkın yönetimi, hakkın kazanılması,

Detaylı

HADİM NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ NÜFUS HİZMETLERİNE AİT STANDARTLARI TABLOSU

HADİM NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ NÜFUS HİZMETLERİNE AİT STANDARTLARI TABLOSU HADİM NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ NÜFUS HİZMETLERİNE AİT STANDARTLARI TABLOSU 1 SIRA NO VATANDAŞA SUNULAN HİZMETİN ADI BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ SÜRE) 1 Nüfus cüzdanı verilmesi

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUKUN KOLLARI VE ALT DALLARI Hukukun Kollara ve Dallara Ayrılması Hukuk eskiden beri iki temel kola ve bunların

Detaylı

*işlerden birinin talebi olmalı Kanun bazı haklı sebep hallerini örnek olarak saymıştır. Buna göre;

*işlerden birinin talebi olmalı Kanun bazı haklı sebep hallerini örnek olarak saymıştır. Buna göre; MAL AYRILIGI VE MAL PAYLASIMI 1. GENEL HÜKÜMLER 1-A. MAL REJİMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ Hakim Kararıyla(m.206) 1-Şartları; *haklı sebep olmalı, *işlerden birinin talebi olmalı Kanun bazı haklı sebep hallerini

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Sunuş...III İçindekiler...V Kısaltmalar...XIII 1. GİRİŞ...1 I. İş Hukuku Kavramı...1 II. İş Hukukunun Niteliği... 8

İÇİNDEKİLER. Sunuş...III İçindekiler...V Kısaltmalar...XIII 1. GİRİŞ...1 I. İş Hukuku Kavramı...1 II. İş Hukukunun Niteliği... 8 İÇİNDEKİLER Sunuş...III İçindekiler...V Kısaltmalar...XIII 1. GİRİŞ...1 I. İş Hukuku Kavramı...1 II. İş Hukukunun Niteliği... 8 Birinci Bölüm GENEL BİLGİLER 2. İŞ HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ... 17 I. Dünyadaki

Detaylı

ÜRÜN SORUMLULUK POLİÇESİ:

ÜRÜN SORUMLULUK POLİÇESİ: ÜRÜN SORUMLULUK POLİÇESİ: Sigortalının ürettiği malların/ürünlerin kullanılması esnasında 3.şahısların uğrayacağı zararlar neticesinde yasal olarak ödemekle sorumlu olduğu bedeni ve/veya maddi zararları

Detaylı

T E K L İ F M E K T U B U D U R GÖZLÜ TARIM İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ ALIM-SATIM VE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

T E K L İ F M E K T U B U D U R GÖZLÜ TARIM İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ ALIM-SATIM VE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA T E K L İ F M E K T U B U D U R GÖZLÜ TARIM İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ ALIM-SATIM VE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA Müdürlüğünüzce 17.06.2016 tarihinde kapalı teklif alma usulü ile yapılan Polietilen Örtülük Alım

Detaylı

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri Yrd. Doç. Dr. Evrim ERİŞİR Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...

Detaylı

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR 10.04.2006 / 75 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR 5479 Gelir Vergisi Kanunu,Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü Sayı : 45404237-130[I.12.151.]-118 14/04/2014 Konu : Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAREKETİ I TARİHÎ GELİŞİM İÇİNDE TÜKETİCİNİN KORUN MASI '.. 5

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAREKETİ I TARİHÎ GELİŞİM İÇİNDE TÜKETİCİNİN KORUN MASI '.. 5 İÇİNDEKİLER Bibliyografya Kısaltmalar XVII XXIX GİRİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAREKETİ I TARİHÎ GELİŞİM İÇİNDE TÜKETİCİNİN KORUN MASI '.. 5 1 Ortaçağdaki Durum 5 A Ekonomik Yapı 5 B Loncalar

Detaylı

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ: 17.06.

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ: 17.06. Yargıtay Kararları Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN - Av. Arzu GÖKALP Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ: 17.06.2009 İLGİLİ MEVZUAT:

Detaylı

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI Sirküler Rapor 20.12.2011/ 149-1 VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının 17.10.2011

Detaylı

İZMİR BAROSU 01.01.2011-31.12.2011 TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

İZMİR BAROSU 01.01.2011-31.12.2011 TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ İZMİR BAROSU 01.01.2011-31.12.2011 TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ 01.01.2011-31.12.2011 DÖNEMİ AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ Avukatlık ücreti peşin ödenir. Tarifede belirlenen ücretler

Detaylı

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2 Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3 Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4 Vergi Hukukunda Yorum ÜNİTE:5 1 Vergi Mükellefiyeti ve Sorumluluğu ÜNİTE:6

Detaylı

GAYRİMENKUL ALIM-SATIMINDA POTANSİYEL MÜKELLEFLER AÇISINDAN EN ÇOK YANLIŞ YAPILAN KONULAR

GAYRİMENKUL ALIM-SATIMINDA POTANSİYEL MÜKELLEFLER AÇISINDAN EN ÇOK YANLIŞ YAPILAN KONULAR GAYRİMENKUL ALIM-SATIMINDA POTANSİYEL MÜKELLEFLER AÇISINDAN EN ÇOK YANLIŞ YAPILAN KONULAR Fatih GÜNDÜZ* I-GİRİŞ Son birkaç yıldır ekonomide meydana gelen olumlu ve olumsuz gelişmelerle gayrimenkul piyasası

Detaylı

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI GENEL ŞARTLARI

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI GENEL ŞARTLARI ZORUNLU DEPREM SİGORTASI GENEL ŞARTLARI Hazine Müsteşarlığından A SİGORTA KAPSAMI A.1 Sigortanın Kapsamı 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız

Detaylı

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2),

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2), M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2), 203-220 *...... " ".. : Özet Ebussuûd Efendi, Osmanlnn yetitirdii seçkin âlimlerden birisidir. Onun, hayat boyunca ortaya koyduu icraatlar ve geride brakt eserler

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

MADDE 88-8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması

MADDE 88-8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması MADDE 88-8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine birinci ve dördüncü

Detaylı

EK-1. bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden vazgeçilir.

EK-1. bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden vazgeçilir. EK-1 Madde 17 fıkra 9: a) 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Kanun kapsamında, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından 31/12/2010 tarihinden önce

Detaylı