Mevlana'ya Göre Fiziksel-Manevî Gelişim Paralelliği

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Mevlana'ya Göre Fiziksel-Manevî Gelişim Paralelliği"

Transkript

1 Mevlana'ya Göre Fiziksel-Manevî Gelişim Paralelliği İnsanın sûret varlığının, mânâsından izler taşıması nedeniyle Mevlânâ, insanın fiziksel gelişimi ile manevî gelişimi arasında paralellik görmektedir. Şöyle ki; insanın fiziksel gelişim evreleri ile bunların özellikleri iyi okunup, yorumlanabilirse, insanın manevî gelişimine dair önemli ipuçları barındırdığı görülecektir. Cenin, öncelikle ana rahminde kan ile beslenerek büyüyüp gelişir. Doğum vakti geldiğinde dışarıdaki geniş dünyayı bilmediğinden kendi vatanını terk etmek istemez. Sancılı ve sıkıntılı bir süreçten sonra insan, yeni âlemine yani dünyaya taşınır. Bir dönem adaptasyon zorluğundan sonra bu vatanına da alışır. Dünya insan için terk edilmesi zor ve mükemmel bir âlemdir artık. Tasavvufî düşüncede dünya gerçek âlemin sadece sınırlı bir sûreti olması hasebiyle sonsuz âleme nispetle daracık ana rahmi mesabesindedir. İnsanın kendi sonsuz mahiyetini keşf ederek, kendi varlığını bu daracık âlemden sonsuzluk arenasına taşımak için yaptığı tüm uygulamalar sülûkun kapsamındadır. İnsanın bu âlemdeki fiziksel varlığı ve gelişimi, doğum ile başladığı gibi insanın sülûk süreci içindeki yolculuğu da tasavvufî literatürde "vilâdet-i sânî/ikinci doğum" denilen doğumla başlamaktadır. Sâlik, bu doğumda sûfî ıstılahında kalp çocuğu (veled-i kalbî) denilen can potansiyelinin nüvesini, kendi derûnunda vücûda getirerek yeni bir varlık boyutu ve gerçek "ben"ini keşfe başlamıştır.[1] İnsanın fiziksel gelişimi emekleme, ayağa kalkma, yürüme gibi evrelerden; bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve ihtiyârlık gibi dönemlerden oluştuğu gibi ihtiyaçları da bu gelişim aşamalarına uygun şekilde değişim gösterir. İnsan gelişiminde öncelikle sûret varlığın yani bedenin ihtiyaçları fark edilirken; mânâ cihetinin ihtiyaçları kendilerini daha sonra hissettirirler. İnsanın sûret varlığının gereksinimlerinde somut/fiziksel olandan soyut olana doğru bir ilerleyiş gözlenmektedir. Örneğin insan, öncelikle yeme-içme, barınma, güvenlik gibi alt gereksinimlerini karşıladıktan sonra övülme, toplumda statü sahibi olma, sevme-sevilme gibi üst gereksinimlerini tatmine yönelir. Mevlânâ, insanın değişik dönemlerdeki ihtiyaçlarının fiziksel olandan manevî olana doğru değişimine atıfta bulunarak bununla, insanın manevî benlik dönüşümü arasında bağ kurar. Fiziksel ihtiyaçlardaki değişim, Mevlânâ'ya göre benlik dönüşümünün gerekliliğini bildiren birer habercidir. Mevlânâ, insanî ihtiyaçlardaki hiyerarşiyi şöyle dile getirir: "İnsan, önce ekmeğe harîstir... çünkü gıda ve ekmek, canın direğidir. Canını avucuna alır da hırsla, ümitle ve yüzlerce hilelere, düzenlere başvurarak çalışıp ekmeğini elde etmeye savaşır.

2 Fakat az bir şey elde eder de ekmek için çalışmaya ihtiyacı kalmazsa artık şöhrete, ada sana ve şâirlerin methine âşık olur. İster ki onlar, kendisinin aslını, faslını övsünler... lütfunu, ihsânını anlatmada minberler kursunlar... Bu sûretle de onun lutfu, ihsânı, altın bağışlaması, söz arasında amber gibi koksun!"[2] Aynı hususu diğer bir yerde şöyle ifade eder: "İnsan, önce uykuya, yemeye muhtaçtır... fakat nihayet meleklerden de üstün olur. Pamuk ve kükürdün himayesinde şulesi ve nuru, süha yıldızına kadar çıkar! Karanlık âlemi aydınlatır... demirden yapılma tomruğu bile iğneyle deler geçer!"[3] Mevlânâ'nın insan gelişimine dair bu ifadeleri, derin bir insan doğası bilgisinden mülhemdir. Günümüz insanına Maslow'un ( ) ihtiyaçlar hiyerarşisini hatırlatmaktadır. Hümanist psikolojinin "kurucusu" sayılan Abraham Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisiyle ilgili bir formülasyon sunmakta; insan ihtiyaçlarını, yeme-içme, barınma, uyku gibi biyolojik-fizyolojik ihtiyaçlar ve emniyet, sevgi, aidiyet, saygı, öz saygı ve kendini gerçekleştirme gibi üst gereksinimler şeklinde bir ayrıma tabi tutmaktadır. Maslow, insanın hakîkat, güzellik, aşkın olma vs. için duyduğu ihtiyaçları da meta ihtiyaçlar[4] ve Being/Varlık değerleri olarak nitelemektedir.[5] Maslow bu ihtiyaçların da tıpkı alt düzeydeki biyolojik-fizyolojik ihtiyaçlar gibi temel ve içgüdüsel olduklarını anlatmaktadır. İçgüdüsel olan bu meta/aşkın ihtiyaçların tatmin edilememesi durumunda; bunun, insanda duygu ve değer kaybına yol açacağını, anksiyete ve yabancılaşmaya sebebiyet vereceğini, sonuç olarak insanda metapatoloji adını verdiği hastalığın ortaya çıkacağını belirtmektedir.[6] İnsan hayatında aşkın bir estetik, dinî ve felsefî vechenin, herhangi bir biyolojik ihtiyaç gibi insan doğasının gerçek ve aslî bir ihtiyacı olduğu sonucuna varmaktadır.[7] Maslow insanın transpersonel diğer bir ifadeyle bilinen sınırlı/mahdût benlik alanının ötesine geçişini, tüm hedeflerin en yücesi, hatta kendini gerçekleştirmenin de üzerinde bir düzeyde kabul eder.[8] Maslow bu konuda şöyle demektedir: "İnsan doğasının en zirve boyutlarının ve potansiyelinin en son olasılıklarının incelenmesi, yıllardır üzerine titrenilen aksiyomların sürekli olarak zayıflamasına, köklü bir şekilde inanılan ve uzun zamandır duymaya alıştığım zâhiren eleştirilemez olarak kabul edilen psikoloji kanunlarının büyük bir gürültüyle yıkılmasına sebep oldu."[9] Dr. V. Frankl, toplama kampında geçirdiği ve logoterapiyi keşfetmesine yol açan kendi deneyimlerini anlattığı eserinde; insanın var oluşunun gerçek amacını, kendi varlık sınırları içinde kalarak bulmasının mümkün olmadığını belirtir. İnsanın var oluşu ona göre aslında kendini gerçekleştirmeden ziyade kendini aşan bir süreçte gerçekleşir. Çünkü

3 insanoğlu, kendini aşabilen tek varlıktır ve kendini gerçekleştirme, sadece kendini aşmanın bir yan ürünü olduğunda; kişinin anlam arayışına cevap verebilecektir.[10] Ancak şunu söylemek gerekir ki psikologlar, insan davranışlarına ilişkin tanımlayıcı birçok yeni bilgi sunmalarına rağmen insanın bu yüksek yetileri nasıl elde edip hayata geçireceğine ilişkin imkân ve metotları gösterememişlerdir.[11] Çünkü psikoloji, kıstas olarak kendisine ölçülebilen "normal" ve "ortalama" insan davranışlarını esas aldığından ideal insan tipinin nasıl oluşacağıyla ilgilenmemiş ve buna dair bir bakış açısı geliştirememiştir.[12] Psikolojinin amacı, insan davranışını tanımlamak, tahmin ve kontrol etmektir.[13] Teorilerininin niceliksel ve fiziksel bir temele dayandırılma geleneği onu, insanın metafizik/aşkın yönüyle ilgilenmekten uzaklaştırmıştır. Psikoloji biliminde, insanın, aşkın yönü ile barış ve telifine yönelik son dönem çalışmalarında ise bu yönde henüz fazla mesafe kat edildiği söylenemez.[14] Mevlânâ, insanın fiziksel gelişimini, onun manevî gelişiminden bağımsız görmez. Esasen metafizik olana ağırlık vermesine rağmen Mevlânâ, fiziksel olanı da kabul eder; aralarında mukayese ile insanın manevî gelişimini îzah eder. İnsanın fiziksel varlığındaki gelişimin başarıyla sürdürülmesi; diğer bir ifadeyle bir sonraki aşamaya geçebilmenin şartı; bir önceki aşamanın gereklerinin yerine getirilmesi olduğu gibi manevî terakkinin şartı da Mevlânâ'ya göre içinde bulunulan aşamanın gereklerine riâyet etmektir. Bunu, söylenenlere kulak vermeyen bir çocuğun konuşmayı öğrenemeyeceği vurgusuyla bir bebeğin dil öğrenim süreci örneği üzerinden anlatır.[15] Mevlânâ, kâinatta her şeyde cari olan değişim ilkesinden bahsederek; bu külliyatın zübdesi, mikro bir nüvesi olan insanın da fiziksel varlığı itibariyle bu değişimden hissemend olduğunu belirtir. İnsanın fiziksel gelişim ve değişiminin ilahî bir lütuf olduğunu belirten Mevlânâ, zamanı da bu lütuf meyvelerini örtüp gizleyen yapraklara benzetir.[16] Ürün insanın elinde mevcuttur, ancak ürünün meydana geldiği zaman unutulmuştur.[17] Mevlânâ, insanın bu süreçte fiziksel değişiminden ibret alarak benliğini de bir değişim ve dönüşüme tabi tutması gerekliliğine işaret etmektedir.[18] Mevlânâ'ya göre zamanın geçmesi ile insan varlığının maddî cephesinde yaşanan fiziksel değişim, kudret ve güzelliklerin yavaş yavaş yitirilişi, insan bedenine ait bu görüntü varlığın, mevhûm ve geçici bir varlık olduğunu göstermektedir.[19] Bu yitiriliş, bir başka kaynaktan yansıyan nurun yavaş yavaş kendi aslına döndüğünün habercisidir.[20] Mevlânâ'ya göre insana düşen, bu asıl kaynağa yönelerek varlığının aslını bulmaktır; geçici olanı ebedî hâle getirmeye çalışarak boş ve abes bir uğraşın içinde olmak değildir. Ona göre insanın, doğumdan itibaren yaşadığı fiziksel değişimler, insana bu âlemde bir yolcu olduğunu hatırlatmakta; sûret benliğinin, mevhûmluğunu ve geçiciliğini insana göstermektedir. Bunu idrâk edemeyenler Mevlânâ'ya göre mevhûm olanı, kendilerinin zannederek bir varlık cerimesi içindedirler.[21] Bir çok renkli camdan yansıyan ışığın

4 aslından habersiz camlara gönül vermişlerdir.[22] Zaman, iğreti olan her şeyi onların elinden alarak bu varlık suçunun karşılığını gösterecektir. Bu yüzden insan, fiziksel varlığındaki değişimleri tam bir aldanışa sürüklenmeden doğru okumalıdır.[23] Mevlânâ, görünen (sûret) varlığını besleyen ilahî nurun farkına varanların ise bu değişim ve yıpranmalarla bir şey kaybetmeyeceğini belirtir.[24] Çünkü fiziksel değişim ve zevâller, sûret varlığını elinden alsa da gönlündeki değişmez, ezelî bene bir şey yapamaz. Mevlânâ'ya göre bu idrâke ermiş kişi, varlıktaki sûreti sembolize eden renkli camlar gözünün önünden alınsa bile nuru camlarsız görmeyi adet edindiğinden iğreti yansımanın olmaması onun için eksiklik olmak bir yana daha da makbuldür.[25] Mevlânâ, kemik yaşları ilerlemesine rağmen manevî gelişiminde herhangi bir terakkî olmayanları anlattığı kocakarı hikâyesiyle[26] hicveder.[27] Uzun yıllar ve tücrübeler yaşamasına rağmen bu tür mevhûm lezzetlerin halen peşinde koşanları ve sülûk yolunda ilerleme kaydedemeyenleri; "Bir insan kocaldı da bu yolda er olmadı mı adını kocakarı takıver!" vurgusuyla belirtir.[28] İnsanın fiziksel ve manevî gelişimi arasındaki paralellikten dolayı Mevlânâ'ya göre insanın fiziksel gelişimi, beraberinde manevî açıdan da bir gelişim ve tekâmülü getirmelidir.[29] Mevlânâ, bir ârif[30] ile papaz arasında geçtiğini belirttiği diyalogda da bu hususu vurgular.[31] Bu pasajlarda Mevlânâ, insanın, hayvanî benliğine yani bedenine ve onun gereksinimlerine olan aşırı düşkünlüğünü, öküz sevdası diye niteleyerek bu sevdadan vazgeçmediği müddetçe insanın sülûkta yol kat edemeyeceğini belirtir.[32] Mevlânâ, yılların ilerlemesine rağmen varlığını, meziyetlerle donatmamış, benliğini manevî açıdan terakki ettirememiş kişinin, değersizliğini ve işe yaramazlığını anlattığı şu fıkra ile esprili bir üslupla vurgulamaktadır: "Evin birine bir yoksul geldi. Kuru ekmek yahut taze nane var mı dedi. Ev sahibi, burada ekmek ne arar? Burası ekmekçi dükkânı mı, aptal mısın sen, dedi. Dilenci bari biraz yağ ver deyince dedi ki: Burası kasap dükkânı değil ki. Ey ev sahibi! Birazcık un ver bari deyince ev sahibi burasını değirmen mi sandın, dedi. Dilenci her şeyden vazgeçtik, bari bir çanak olsun su ver dedi. Ev sahibi cevap verdi: Burası ırmak yahut çeşme değil. Hâsılı ekmekten kepeğe kadar ne istediyse ev sahibi kendisiyle alay etti, acıklandı, yok dedi. Yoksul, içeri girip eteklerini kaldırdı evin içinde tuvaletini yapmaya niyetlendi. Ev sahibi; hey çirkin herif ne yapıyorsun, deyince dedi ki: Böyle yıkık yere abdest bozayım da bari ferahlayayım. Burada yaşamanın madem ki imkânı yok, böyle eve ancak abdest bozulur."[33]

5 Mevlânâ, kemik yaşları ilerlemiş olmasına rağmen bir çok insanın sülûk yolunda henüz daha çocuk mesabesinde olduğunu "Ey bu yolu adım adım adımlamaya karar veren kişi, sen hamın hamısın, hamın hamısın, hamın hamı!"[34] şeklinde belirterek sıradan insanın dünya yaşamına yönelik tutku ve arzularını, sahipliklerini, övünmelerini, savaşlarını; hakîkate nispetle gerçekliği olmadığından, birer çocuk oyununa benzetir. Bu hususu aşağıdaki pasajlarda şöyle îzah eder: "Allah sarhoşundan/mest-i Hudâ'dan gayrı herkes (bu yolda) çocuk (mesabesindedir.) Hevâ ve hevesinden kurtulmuş kişiden başkası buluğa ermiş değildir. Cenâbı Hak Kur'an-ı Kerîm'de 'Bu dünya hayatı bir oyun/la'b ve eğlence/lehv'dir.[35] sizler de (bu oyun içinde oynayan) çocuklarsınız' buyurdu. Şüphesiz Hak Teâlâ doğru buyurur. Oyunu, oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Rûhun arınmadıkça (çocukluktan çıkıp) nasıl temiz ve (kâmil bir insan) olabilirsin? Ey yiğit (sâlik)! Bil ki, buradakilerin (dünyadaki bu kozmik oyun içindekilerin dünyaya karşı) müptelası oldukları (her türlü) şehvetleri, çocukların cimaı gibidir. Bir Rüstem'in, güçlü kuvvetli bir yiğidin cimaına nispetle çocuğun cimaı nedir ki? Ancak bir oyundan ibarettir. Cihân halkının savaşları da çocukların savaşı gibi tamamen mânâsız, esassız ve hakirdir! Hepsi de sopadan (yaptıkları) kılıçlarla savaşırlar.[36] Hepsi faydasız bir gaye uğrunda uğraşıp dururlar. Hepsi de sopalardan yaptıkları atlara binerler ve: 'Bu bizim Burak'ımız Düldül gibi giden atımız' derler. (Hakîkatte atın) yükünü sırtlarında taşıyan onlardır, fakat bilgisizliklerinden kendilerini yüksekte ata binmiş, yol gidiyor sanırlar."[37] "Noksan sıfatlardan temizdir o Allah ki toprağa bir renk verir, çocuk gibi bizi ona kaptırır, birbirimize düşürür. Eteğimizi çocuklar gibi toprakla doldururuz. Bizim gözümüzle o toprak, madenden çıkmış altın görünür. Çocuğun, yetişmiş erlere karşı bir mecali yoktur. Allah, çocuğu, erkeklerle bir araya koymaz, bir derecede tutmaz ki. Meyve, eski olsa bile hamlığı devam ettikçe, olmadıkça ona koruk derler. O ham ve ekşi meyva, yüz yıllık bile olsa fikri çevik ve keskin kişiye nazaran yine çocuktur, yine koruktur. Saçı, sakalı ağarsa bile yine korku ve ümit çocukluğundan kurtulmamıştır."[38] "Allah, toprağa bir renk, bir parlaklık verir, onu mücevher hâline getirir. Çocuk tabiatlı olanları da onlara meylettirir, savaşa sokar.

6 Hamurdan deve ve aslan şekillerinde çörekler pişirirler. Çocuklar, onları görünce hırslarından ellerini dişlerler. Fakat ağızda aslan da ekmek olur, deve de. Fakat çocuklara bu söz, tesir etmez ki."[39] Yine insanın mevhûm benlikten kendini kurtarıp onu ezelî benliğine yöneltmesinden dolayı gamın, ıstırabın bir hazine olduğunu ancak bu tür sözlerin sülûk yolunun çocuklarına tesir etmeyeceğini şöyle ifade eder: "Gam bir hazinedir ve senin zahmet ve meşakkatin de madendir. Fakat bu söz, çocuklara nerden tesir edecek? Çocuklar, oyun adını duydular mı hepsi de yaban eşeği gibi yarışa girişirler."[40] İnsan bedeninin arzu ve isteklerini, ceviz ve kuru üzüme benzeterek, değerli gönlünü bırakıp da mevhûm benliğinin hevesleri peşinde koşan kişiyi, çerez için ağlayan hakîkat bilgisinden yoksun çocuklara benzetir: "Çocuk, ceviz ve kuru üzüm için ağlar. Hâlbuki bu, büyük adama göre hiçbir şey değildir Gönüle göre de beden, cevizle kuru üzümdür. Çocuk, nerden büyüklerin bilgisine sahip olacak? Kim, perde ardındaysa zaten çocuktur. Er ona derler ki kırılmaz."[41] Mevlânâ'ya göre mevhûm benliğin geçici heveslerine hitap eden dünya hevesleri uğrunda, ömür sermayesini geçirerek benlik dönüşümünden geri kalanlar da sülûk yolunun çocuklarıdırlar ve onlar, oyuna dalarak asıl gayelerinden mahrum kalmışlardır.[42] Yıllar geçmesine rağmen sülûkta herhangi bir ilerleme gösteremeyenlerin Allah'a sığınmaktan başka çarelerinin olmadığını belirten Mevlânâ, Hakk'ın dergâhına yönelmeleri konusunda onları teşvik eder.[43] Yine o, hiç kimsenin zamana karşı ilânihaye direnmesinin mümkün olmadığını belirterek, insanın beden cihetinde sürekli bir gençlik ve güzellik aramasının beyhude bir temenni, boş bir uğraş olduğunu vurgular.[44] İnsanın ebedî gençliği ve güzelliği ancak Allah'a sığınarak elde edeceğine işaret eder.[45] İnsan varlığındaki fiziksel değişimi, insanın manevî gelişim ve dönüşümü için bir haberci sayan ve aralarındaki mukayese ile konuyu îzah eden Mevlânâ'ya göre sülûk sürecindeki benlik dönüşümünün başarılması; kişinin mevhûm benliğinin tüm unsurlarından arınmasıyla mümkündür. Boğumları temizlenip ney hâline getirilmeyen bir kamışın ses çıkaramayacağı, kendi elbiselerinden soyunmayan kişinin de Kabe'de tavaf yapmasının makbûl olmayacağı örneklerinden hareketle Mevlânâ, insanın mevhûm benliğinin unsurlarından sıyrılıp soyunmadan ilahî esrârın mazharı ve Cenâbı Hak'ın makbûlü olamayacağını ifade eder.[46] İnsanın sûret benliği mevhûm ve mahdût oluşuna rağmen Hakk'ı göstermemesi bakımından Mevlânâ'ya göre en büyük engel ve bağdır. İnsan,

7 varlığının derûnundaki Hakk'ı, ancak mevhûm benliğinin arzu ve heveslerinden arınmak suretiyle görebilecektir. Aksi takdirde mahdût benliği insanı kendi aslını görmekten ve insanî varlığının temel ödevini yapmaktan alıkoyacaktır. Mevlânâ bu hususu söyle îzah eder: "Canı, heveslerden arınmış olanlar sadece, Hakk'ın cemâlini ve onun temiz dergâhını görebilirler. (Nitekim) Hz. Muhammed, bu ateşten, bu dumandan (varlığın sûretini kaplamış olan bu kesretten) pâk olduğu için her nereye baktı ise orada Allah'ın cemalini gördü. Seni kötülüğe sevk edenin vesveselerine yoldaş oldukça 'Semme vechullah'ı/allah'ın vechi oradadır'ı nasıl bilebilirsin?[47] Kimin sinesinde bir kapı açılırsa o, her zerrede güneşi görür hâle gelir.[48] Yıldızların içinde ay nasıl (belirgin şekilde) görünürse Cenâbı Hak da mâsivâ/digerân arasından (onun bu gönül gözüne) öyle görünür. (Fakat) iki parmağını, gözlerinin önüne getir; bir şey görebiliyor musun? (Öyleyse) insaf et! Sen göremiyorsun diye bu cihân yok demek değildir. Kabahat, senin şom nefsinin parmağındadır. (O hâlde) dikkat et! (Nefsin) parmağını (yani mevhûm benlik engelini) gözünden kaldır da ondan sonra ne istersen gör. Nûh'a ümmeti; 'Hani o sevap (dediğin şey) nerede?' dediler. O taraftandır, dedi. Hâlbuki onlar onu görmemek için (mevhûm varlık) elbiselerine büründüler (ve onu göremediler). '(Mevhûm varlık) elbiselerinize bürünüp yüzünüzü, başınızı sardınız (yani canınızın yetilerini atıl hâle getirdiniz); bu sebepten şüphesiz gözünüz var ama göremiyorsunuz' dedi. İnsan demek, göz demektir.[49] Gerisi kabuktan ibarettir. Göz ise ancak dostu görendir. (Gerçek ve ebedî) dostu görmeyen gözün, kör olması daha iyidir. (Çünkü) bekâsı olmayan dostun uzak olması (görülmemesi) daha iyidir."[50] Mevlânâ, çeşitli vesilelerle insanın fânî mevhûm varlığını terk edip, ebedî benliğini bulmasının gerekliliğini hatırlatır. Zira bu benlik, mevhûm olduğundan yani nihâyetinde bir vehme dayandığından insanın ondan ayrılması kaçınılmazdır. Her insan, tabiî ölümle kendisini çevreleyen bu vehimden ayrılacaktır. Mevhûm benliği onu terk edecektir. Benliğinin hakîkatini idrâk eden ise irâdî ölümle, mevhûm benliği kendini terk etmeden onu terk eder ve ezelî benine kavuşur. Mevlânâ, sâliki bu terke teşvik ederek bu hususu şöyle îzah eder:

8 "Ne mutlu ona ki bu yurttan yüceldi çıktı... çünkü ecel gelince ölüm, bu yurdu nihayet yıkar, viran eder!"[51] "Gönül, (bu mevhûm varlığın) sana da vefa etmez, seni de terk edip gider. O senden vazgeçmeden sen ondan vazgeçmeye çalış. Fırsat elden çıkmadan Meryem gibi sen de sûrete (yani sûret varlığına) 'Senden Rahman'a sığınırım' de."[52] "Vehmin, seni şaşkın bir hâle getirdiyse neden öbür vehmin etrafında dönüp dolaşırsın?... Canla başla benlikten, varlıktan kurtulmayı istiyorum ki onun o güzelim savlicanına top olayım. Kim benliğinden kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmadığı için herkese dost kesilir. Nakışsız bir ayna hâline gelir, değer kazanır. Çünkü o, bütün nakışları aksettirir."[53] Mevlânâ, diğer bir teşbihinde insanın mevhûm varlığını terk etmesinin gerekliliğini; insanın sûret varlığını karanlık bir dağa benzeterek, ay ışığı ile sembolize ettiği ilahî nurun bu dağın altındaki karanlığı aydınlatabilmesini, dağın yıkılmasına yani mevhûm benliğin arzu ve heveslerinden sülûk süreci ile sıyrılmasına bağlı olduğunu belirtir. Bu yönüyle Mevlânâ, benlik dönüşümünü sâlikin benliğinde gerçekleşen bir kıyâmet tahakkuku olarak niteler.[54] Mevlânâ, bedenin hazlarından müteşekkil mevhûm benlik algısı içerisinde sürdürülen bir yaşamı, insanın kendini ulvî yönünden mahrum olarak çamur ve bataklık içinde geçirdiği süflî bir yaşam tarzı olarak görmektedir. Bir eşeğin dahi saplandığı çamurdan kurtulmak için çaba gösterdiğini belirterek insanî bir farkındalığa sahip olan kişinin, kendini bu tarz bir yaşamdan çekip yükseltmesi gerektiğine vurgu yapar.[55] Çeşitli te'vil ve mazeretlerle bu yaşam tarzının sürdürülmesini ise o kişi için Allah'ın bir gazabı sayar.[56] Tenin istek ve arzularını, canın, bu âleme hapsedilmesine sebep olan bir prangaya benzeten Mevlânâ, sülûk sayesinde bu prangaların çözülüp canın özgürleşeceğini belirtir.[57] Canını bu şekilde özgürleştirenin rûh simurgu Âlemlerin Şah'ı olan Cenâb-ı Hakk'a doğru yücelecektir.[58] Mevlânâ insanın, asıl varlık değerine, sülûk sürecinde gerçekleştireceği benlik dönüşümü sayesinde kavuşacağını belirterek her insanı buna teşvik etmektedir: "Gel de güneş gibi, dolunay gibi, hilâl gibi kolsuz ve kanatsız gökyüzünde dön dolaş!.. Yürümeye başladın mı rûh gibi ayaksız yürürsün... çiğneme zahmetine uğramadan yüzlerce yemekler yersin! Ne gemine gam timsahı çarpar... ne ölümden kötüleşirsin!

9 Sen hem padişahsın, hem asker, hem taht... sen hem iyi bir bahta nâil olursun, hem bizzat baht ve talih kesilirsin! Fakat zâhirde bahtın iyi olursa, yüce bir sultan olursa ne fayda... bu baht başkasınındır, bir gün gelir olur, bahtın döner! Sen de yoksullar gibi muhtaç bir hâle düşersin... ey seçilmiş kişi, sen baht ol, sen devlet kesil! Ey mânevi er, kendin baht olur, talih kesilirsen nasıl olur da bu bahtı, bu talihi kaybedersin? Ey güzel huylu, bizzat sen, kendine mal, mülk olursan bunları nasıl olur da kaybedersin... imkân mı var buna?"[59] Mevlânâ çeşitli vesilelerle sülûkun gerekliliğini hatırlatır ve insanları buna teşvik eder. İnsanın meleklerden üstün hâle gelebilmesinin ve kendi varlığını bir hikmet pınarı hâline getirmesinin ancak sülûk ile mümkün olduğunu,[60] sülûkun; insanın kendi mevhûm benliğinden kendini kurtarması yani bir benlik dönüşümü olduğunu ifade eder. Kendini, mevhûm benliğinin vasıflarından (evsâf-ı hod) temizleyenin kendi pak ve saf zatını göreceğini, kitaba ve müzakereye gerek duymadan Peygamberlerin ilimlerini gönlünde bulacağını[61] ve insanlara doğruyu gösteren bir delil ve burhan haline geleceğini belirtir.[62] Mevlânâ'ya göre "Her an gayb âleminden (insana) yeni yeni can (ve fuyuzât) erişir ve ten cihânından dışarı çık nidası gelir."[63] Ancak insan, mevhûm varlık engelinden dolayı, bu mesajları doğru okuyamaz. Mevlânâ, insanın derûnunda gizlenen can tûtîsinin, manevî gıdası verilse de verilmese de aslını ve oradaki misakını hatırladığını ve insana da bunu hatırlattığını belirtir.[64] Bu mesajı doğru alanlar sülûk ile kendi asıllarına yönelirken; alamayanlar, rûhun bu huzursuzluk ve açlığını farklı arayışlara girerek tatmine çalışır ancak tatmin edemezler. Mevlânâ, benlik dönüşümünü başarmış olan Allah dostlarının sâlike yapacağı ilk ve temel rehberliğin benlik değişiminin gerekliliğini ona hissettirmek olduğunu belirtir. Çünkü Mevlânâ'ya göre insanlar, aslında var gibi görünen bir vehmin içinde yaşadıklarından gerçek varlığı inkâr etmektedirler.[65] Kaynak: Osman Nuri Küçük (Tez Danışmanı : Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu). Mevlânâ'da Benliğin Dönüşümü: Sülûk. Basılmamış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi. Temel İslâm Bilimleri (Tasavvuf) Anabilim Dalı. Ankara, Sf

10 [1] Birgitte Dorst, "Üstad, Mürid ve Sûfî Grubu: Günümüzde Sûfî İlişkileri", Jung Psikolojisi ve Tasavvuf, edit.: J. Marvin Spiegelman vd., s. 26. [2] Mesnevî, c. IV, b (Çalışmamızda Mesnevî'nin beyit numaraları hususunda Nicholson neşri ve bu neşirden tercüme edilen MEB tercümesi esas alınarak verilmiştir. Çevirilerde İzbudak çevirisinden istifâde edilmesi yanında özellikle Tahirü'l-Mevlevî tercümesinden istifade edilmiştir. Yer yer Şefik Can ve Gölpınarlı çevirileri ile de mukayese edilerek metne ve bağlama uygun ortak bir çeviri verilmeye çalışılmıştır.) [3] Mesnevî, c. IV, b [4] Meta terimi buradaki kullanımıyla daha yüce, ötede ve aşkın anlamlarını karşılamaktadır. (Walsh & Vaughan, Ego Ötesi, s. 220). [5] Geniş bilgi için bkz. Maslow, The Farther Reashes of Human Nature, ss [6] Maslow, "Bir Metamotivasyon Kuramı: Değer-Yaşamın Biyolojik Kökeni", Ego Ötesi, ss [7] Maslow'un bu görüşleri hakkında ayrıca geniş bilgi için bkz. Maslow, The Farther Reashes of Human Nature; Toward a Psychology of Being, 2nd ed., New York: Van Nostrand, (Maslow'un bu eseri dilimize İnsan Olmanın Psikolojisi şeklinde çevrilmiştir. Bkz. çev.:okhan Gündüz, Kural dışı Yay., İstanbul 2001); yine aynı yazarın, Religions, Values and Peak Experiences, Columbus, OH: Ohio State University Press, 1964; (Bu eser de dilimize Dinler, Değerler, Doruk Deneyimler, şeklinde çevrilmiştir. Bkz. çev.: H. Koray Sönmez, Kuraldışı Yay., İstanbul 1996). [8] Walsh & Vaughan, Ego Ötesi, s. 60. Maslow, kurucusu olduğu hümanist psikolojinin yerini şöyle tanımlar: İnsalcıl psikolojiyi, üçüncü bir güç olarak daha üst bir dördüncü psikolojiye geçiş bir hazırlık olarak düşündüm. İnsan ihtiyaçlarının ve ilgilerinin ötesinde evren merkezli insanlık, kimlik, kendini gerçekleştirme ve benzeri karvramların ötesine geçen, birey ötesi bir psikoloji olarak düşündüm. Maslow'un bu fikirleri temel olarak şu iki eserinde (The Farther Reashes of Human Nature, Toward a Psychology of Being) işlenmektedir. [9] Maslow, Toward a Psychology of Being, ss Kendini gerçekleştiren insanları da Maslow, aşkın tecrübe yaşamamış ama tamamen sağlıklı olanlar ve aşkın/metafizik tecrübe yaşamış olanlar diye iki sınıfa ayırmaktadır. Daha çok önem verdiği ikinci sınıftakilerin bir takım ortak özelliklerini sıralamıştır. (bkz. Maslow, Dinler, Değerler, Doruk Deneyimler, ss [10] Vıktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı, çev.: Selçuk Budak, Öteki Yay., Ankara 1992, s. 99. Frankl'in yaklaşımlarına dair bir değerlendirme için bkz. Abdulkerim Bahadır, İnsanın Anlam Arayışı ve Din, İnsan yay., İstanbul 2002, s. 52. [11] Wilcox, Sûfîzm ve Psikoloji, s. 12.

11 [12] J. Donald Walters, Modern Düşüncenin Krizi: Anlamsızlık Sorununa Çözümler, çev.: Şehabeddin Yalçın, İnsan Yay., İstanbul 1995, ss [13] Age., s [14] Age., ss [15] Mesnevî, c. I, b [16] Mesnevî, c. VI, b ; Ayrıca bkz. c. VI, b [17] İnsandaki fiziksel değişimleri bu yönüyle Mevlânâ yazın elde edilen pamuğa veya kış meyvesine benzetir. Bu meyvelere daha sonra bakıldığında kış ve yaz hatırlanmaz, meyvelere odaklanılır. (Bkz. Mesnevî, c. VI, b , ). [18] Mesnevî, c. I, b [19] Mesnevî, c. V, b [20] Mesnevî, c. V, b [21] Mesnevî, c. V, b [22] Mesnevî, c. V, b [23] Mesnevî, c. V, b [24] Mesnevî, c. V, b [25] Mesnevî, c. V, b [26] Hikâye için bkz. (Mesnevî, c. VI, b ). [27] Bkz. Mesnevî, c. VI, b [28] Mesnevî, c. VI, b [29] Mesnevî, c. IV, b [30] Anlatılan olaydaki ârifin Mevlânâ'nın kendisi olduğunu Eflaki'deki bir menkıbeden anlıyoruz. Adı geçen menkıbede olayın Mevlânâ ile papaz arasında geçtiği belirtilmektedir. (Tahirü'l-Mevlevî, c. XVII, s. 205) [31] Mevlânâ'nın ifadeleri şöyledir: "Bir ârif, papazın birine sordu: Sen mi daha yaşlısın sakalın mı? Papaz dedi ki: Ben ondan önce doğdum. Sakalsız nice zamanlarım var. Ârif dedi ki: Sakalın ağarmış, eski hâlini terk etmiş. Öyle olduğu hâlde yazıklar olsun, kötü huyun hâlâ dönmemiş! O senden önce doğmuş seni geçmiş. Sense tirit sevdası ile böylece kala kalmışsın. Önce doğduğun renktesin hâlâ. Ondan bir adım bile ileri atmamışsın. Hâlâ kaptaki ekşi ayransın. Hâlâ o yoğurdun yağını ayıramamışsın. Hâlâ balçık küpteki hamursun, bir ömürdür ateşli tandırdasın ama hâlâ pişmemişsin. Heves yeli ile başın dönüyor ama tepedeki ot gibi ayağın toprakta. Musa kavmi gibi Tih çölünün ortasında, durduğun yerde tam kırk yıl kala kalmışsın a akılsız adam! Her gün, ta akşama kadar koşup duruyorsun. Fakat

12 kendini yine de ilk konak yerinde görmedesin! O öküze âşık oldukça şu üç yüz yıllık uzaklıktan kurtulamazsın. Onların da gönüllerinden öküzün hayali çıkmadıkça sahibi bir girdaba benzeyen o çölde kaldılar. Bu öküzü bir tarafa bırak, Allahdan sonsuz lütuflara ermiş, nihayetsiz nimetler görmüşsün. Fakat öküz tabiatlısın, onun için o büyük, büyük iyilikler, bu öküzün aşkı ile gönlünden gidiverdi." (Mesnevî, c. VI, b ). [32] Bkz. Mesnevî, c. VI, b [33] Mesnevî, c. VI, b [34] Mesnevî, c. V, b [35] Dünyanın bir oyun/la'b ve eğlence/lehv olduğunu bildiren bu ifadeler En'am 6/32 ve Hadîd 57/20 ayetlerinden iktibâs edilmiştir. [36] Sopa, insan aklını; bununla savaşmak da insanların akıllarıyla birbirlerine üstünlük sağlama mücâdelelerini sembolize etmektedir. [37] Mesnevî, c. I, b [38] Mesnevî, c. VI, b [39] Mesnevî, c. VI, b [40] Mesnevî, c. III, b [41] Mesnevî, c. V, b [42] Mesnevî, c. VI, b [43] Bu teşviklerinden birinde şöyle der: "Ne iştesin sen? Seni ne diye satın alsınlar? Ne kuşusun sen? Seni ne diye yesinler? Bu değer bilmezlerin dükkânından vazgeç, yücel 'Allah satın alır' ihsânının dükkânına gel! Köhneliğinden kimsenin almadığı o kumaşı o kerem sahibi alır." (Mesnevî, c. VI, b ). [44] Mesnevî, c. VI, b [45] Mesnevî, c. VI, b [46] Örnekler için bkz. Mesnevî, c. I, b [47] Beyitte "Hangi tarafa dönseniz Allah'ın vechi oradadır" ayetinden iktibâs yapılmıştır. (Bakara 2/115). [48] Mevlânâ'nın her zerrede güneşin görülmesine ilişkin dile getirdiği husus son zamanlarda evren algısıyla ilgili ortaya çıkan deliller ile desteklenmektedir. Buna göre evrendeki her bir parça, sadece evrendeki diğer her şeyle ilintili olmakla kalmayıp, aynı zamanda gerçekte tüm evren, her bir parça içinde dürülüdür. (Walsh & Vaughan, age., ss. 32-3).

13 [49] İnsan/Adem kelimesinin lügatteki anlamlarından biri de göz bebeği/dide anlamına gelmektedir. (bkz. İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, "e ne se" mad.) Beyitte bu mânâya işaret edilmektedir. [50] Mesnevî, c. I, b Son beyit, İzbudak çevirisinde (Böyle adam Süleyman bile olsa karınca ondan iyidir" şeklinde verilmiş. (bkz. İzbudak çevirisi, Mesnevî, c. I, b. 1407) Yukarıdaki tercümede ise şu çevirilerden yararlanılmıştır. (Konuk, Mesnevî-i Şerîf Şerhi, c. I, s. 427, b. 1432; bkz. Tahirü'l-Mevlevî, c. III, s. 735; Ken'an Rifaî, Şerhli Mesnevî-i Şerif, s. 192, b. 1430). [51] Mesnevî, c. IV, b [52] Mesnevî, c. III, b Son beyitteki ifade Meryem 19/18 ayetinden iktibâs edilmiştir. [53] Mesnevî, c. V, b [54] Mesnevî, c. II, b [55] Mesnevî, c. II, b [56] Mesnevî, c. II, b [57] Mesnevî, c. II, b [58] Mesnevî, c. V, b [59] Mesnevî, c. IV, b [60] Bkz. Mesnevî, c. I, b [61] Mesnevî, c. I, b [62] Mesnevî, c. II, b [63] Mesnevi c.1 b Nicholson nüshasında ve bu nüshadan çevrilen İzbudak (MEB) çevirisinde olmayan bu beyit, Konuk, Tahir el-mevlevî ve Kenan Rifaî çevirilerinde mevcuttur. (bkz. Konuk, Mesnevî-i Şerîf Şerhi, c. II, s. 96, b. 2260; Tahirü'l-Mevlevî, Şerh-i Mesnevî, c. IV, s. 1084, b. 2226; Ken'an Rifaî, Şerhli Mesnevî-i Şerif, s. 319, b. 2259). [64] Bkz. Mesnevî, c. I, b [65] Mesnevî, c. I, b

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) Ben seni sevdiğim için eğer bahâ derler ise İki cihân mülkün verem dahı bahâsı yetmeye (Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) İki cihân

Detaylı

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. KİTABİYAT Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Yayınlanalı yedi yıl olmuş. İlk yayınlandığını bir gazetede mütercim ile yapılmış

Detaylı

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Üzerindeki bilgelik hırkasından, madde ve mânâ dünyasındaki mutluluğun şifrelerini verir bize Mevlânâ. Onun ilmini ve söylemlerini kâğıtlara, kitaplara, ansiklopedilere sığdıramamakla birlikte, deryada

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele 14 Mesnevi den (şiirli) H i k â e y r l e ÖNSÖZ Sevgili Okur, Medeniyetimizin temeli olan değerlerimizi Hz. Mevlâna mızın Mesnevi sinden anlatmaya Adalet kavramıyla devam ediyoruz. Adalet kavramına işaret

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow KİŞİLİK GELİŞİMİ Carl Rogers & Abraham Maslow 1 CARL R. ROGERS(1902 1987) 2 CARL ROGERS IN YAŞAMI Illinois de 8 Ocak 1902 de katı dini görüşleri olan çiftçi bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi.

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir. Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir. Görünümü Elbiseleri Hz. Peygamber çeşitli renk ve desenlerde elbiseler giymiştir. Ancak daha çok

Detaylı

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden 2 Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden mezun oldu. Farklı kurumlarda çalıştıktan sonra 2 arkadaşı

Detaylı

HLM ye göre İÇ HUZURU

HLM ye göre İÇ HUZURU HLM ye göre İÇ HUZURU 1 Dr. Ö. Üyesi Hayrullah Yazar Saü Helal Yaşam Tıbbı Öğrenci Topluluğu 1439/2018 helallifemedicine.com helallifemedicine.org helalyasamtibbi.com helallifemedicine@gmail.com Not: Sunumdaki

Detaylı

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder. Hak dostlarından Üftâde Hazretleri(*), bir gün müritleriyle bir kır sohbetine çıkar. Emri üzerine bütün dervişler, kırın rengârenk çiçeklerle bezenmiş yerlerini dolaşarak hocalarına birer demet çiçek getirirler.

Detaylı

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele 8 Mesnevi den (şiirli) r l e H i k â e y ÖNSÖZ Hoşgörülülükte deniz gibi ol Mevlâna Celâleddîn Geleceğimizin teminatı olan kıymetli çocuklarımız, Geçmişimizde atalarımızın yaşadığı ve bu günlerde kaybolma

Detaylı

Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin!

Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin! Böyle buyurdu ekonomi, iş adamına. Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin! Çok kazanacak, çok büyüyeceksin. Başkalarından geri kalmayacaksın. Bir eksiğin olmayacak.

Detaylı

Sanatta Doğa ve İnsan İlişkisi

Sanatta Doğa ve İnsan İlişkisi FURKAN ŞAHİN Sanatta Doğa ve İnsan İlişkisi Yaşadığımız evren ve doğa ile olan ilişkimiz geçmişten bugüne bizlerin üzerinde ihtiyatla durduğu bir konu. İhtiyatlı yaklaşma sebebimiz ise kadim zamanlardan

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde! Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde! İstanbul, bu yıl ikinci kez Mevlana Celaleddin-i Rumi nin ölüm yıldönümü olan Şeb-i Arus törenlerine ev sahipliği yapıyor.

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

semih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde

semih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde semih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde Hayal ne? Hayalin ne? Hayalin yok mu? Hayalin var ama mı? Hayal varoluş sebebini bulmak demek. Ruhunun sesini

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ Dersi Veren: Osman SEZGİN Telefon: (216) 521 97 97 E-posta:

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Yuhanna 1:1 Yaşam O ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Yuhanna 1:4 1 İsa şöyle dedi: Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 4. ÜNİTE: OPTİK 5. Konu RENKLER ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 4. ÜNİTE: OPTİK 5. Konu RENKLER ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. SINIF KONU ANLATIMLI 4. ÜNİTE: OPTİK 5. Konu RENKLER ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 4 Optik 4. Ünite 5. Konu (Renkler) ETKİNLİK-1 Cevapları a) b) c) ç) d) e) gül kısmı da, yapraklar da f) g) karpuzun

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1 ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1 12/17/2013 2 12/17/2013 3 KISA KISALAR 12/17/2013 4 12/17/2013 5 İLİM VE MEVLANA Bizzat kendisi büyük bir alim olan Mevlana ilmin değerine inanır. Ona göre ilim ; Hz. Süleyman'ın

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures Yuhanna 15:9 Baba'nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Yesaya 43:1 Ey Yakup soyu, seni yaratan, Ey İsrail, sana biçim veren

Detaylı

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ itaate mecbur bırakılan çocuk: edilgen çocuk Her çocuk, anne-babasıyla uyum içinde yaşamaktan büyük huzur duyar. Çünkü annebaba, çocuk için yaşamın kurallarını

Detaylı

Atasözleri Sözlüğü T. Taşa çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur. Bk. Ağaca çıkan keçinin, dala bakan... Atasözleri Sözlüğü T

Atasözleri Sözlüğü T. Taşa çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur. Bk. Ağaca çıkan keçinin, dala bakan... Atasözleri Sözlüğü T Atasözleri Sözlüğü T Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır. Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar

Detaylı

DİNLEDİM NEY DEN HASRETİ Pazartesi, 11 Haziran 2012 14:59

DİNLEDİM NEY DEN HASRETİ Pazartesi, 11 Haziran 2012 14:59 İnsan hep bir şeylerin özlemi ile yaşar. İçinde hep bir şeylerin özlemi vardır. Hasret insanoğlunun adeta içine işlemiştir. Biz bezm-i âlemden geldik ve hep oraların hasreti ile yanarız. Biz dünyaya gönderildik

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Lütfi ŞAHİN /

Lütfi ŞAHİN / Lütfi ŞAHİN / www.lutfisahininsitesi.com Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları Ramazan Bayramı Sevinci Maun Suresi ve Anlamı BÖLÜM: 2 Sosyal hayatımızı

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı; Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü

Detaylı

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz? DEĞERLER EĞİTİMİ SELAMLAŞMA Selam ne demektir? Selâm, kelime olarak; huzur, barış, sağlık ve iyi dileklerini sunma anlamlarına gelir. Selamlaşmak; insanların karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, huzur,

Detaylı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.5.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi, DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi, 1 / 9 Gönül tamircisi!, Tıpkı, Yunusun dediği gibi: Ben gelmedim kavga için!/benim

Detaylı

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER İnsana eliyle kazandığından başkası yoktur. Simyacılık gafil işidir HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER BU BÖLÜMDE: Kim vardı diyâr-ı kîmyâya (Ayrıca bakınız: Gaflet içinde yaşamak) Allah bes, baki

Detaylı

13-29 ŞUBAT FEBRUARY 2016

13-29 ŞUBAT FEBRUARY 2016 Tuba KORKMAZ Ferhâd ile Şirin VARLIK DAĞI 44X58,5 cm, Karışık teknik, 2016 13-29 ŞUBAT FEBRUARY 2016 AÇILIŞ / OPENING: 13 ŞUBAT FEBRUARY SAAT TIME 18:00 KORKMAZ TUBA 1980 Diyarbakır da doğdu. 1998 de Eskişehir

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

7 den 77 ye 7TEPE PRP

7 den 77 ye 7TEPE PRP 7 den 77 ye 7TEPE PRP Prof. Dr. Ayseli Usluata Mehmet Akif Kaya Mert Sabancı Atilla Aydemir Berk Sarıca Tuğçe Orhun Seda Bayram Ege Güneş Özge Balkaya Müge İlhan Özge Aras Amy Negri Tuna Karaman Derya

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Bilge Şair Yunus Emre

Bilge Şair Yunus Emre Konu: Ruhsal İnsan Yazı: 04 Bilge Şair Yunus Emre Doç. Dr. Haluk Berkmen Yunus Emre nin doğum tarihi kesin olmasa da 1238 yılında doğduğuna dair bilgiler vardır. Mevlâna ile çağdaş olan Yunus Taptuk Emre

Detaylı

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız? sağlık (/saglik) Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız? 04.10.2016 Salı 13:11 3 0 Uzman Psikolog Özge Genlik aşık olduğumuz kişiyi neden unutamadığımızı anlattı Aşık olduğumuz kişiyi unutmak yerine anlamlandırmamız

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir Sonbahar 2012 Sayı:7 ISNN: 2146-281X Tilki Tilki Baksana Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri

Detaylı

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir?

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir? 1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir? 1. A. dostun açıkça 2. B. arkadaşın gizlice 3. C. dostun yüzüne 4. D. arkadaşın kırmadan 2) Aşağıdaki hangi atasözünün

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır. Lilay Koradan www.gencgelisim.com - Bir ara sinemaya ya da tiyatroya gidelim mi? demek yerine, iki kişilik bilet alın. Ona Sürpriz, yarın akşam sinemaya gidiyoruz dediğiniz zaman sizinle gelecektir. -

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü:

Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü: Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü: Hoşgörü ile Yenişim ve Girişim Yaklaşımları Halil Kulluk Yönetim Kurulu Başkanı İntekno Şirketler Topluluğu Selçuk Üniversitesi - 16 Aralık 2013 Yeniliğe Doğru

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

İslami edebiyatta her beyti ayrı kafiyeli bir nazım şekli olan Mesnevi tarzında vücuda geldiği için aynı isimle anılmaktadır.

İslami edebiyatta her beyti ayrı kafiyeli bir nazım şekli olan Mesnevi tarzında vücuda geldiği için aynı isimle anılmaktadır. Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Yıl :1268. Yer :Konya. Eser sahibi :Mevlâna Muhammed Celaleddin. Nesir dili :Farsça. Altı ciltte tamamlanmış

Detaylı

Mutluluk nedir? Kenan Kolday

Mutluluk nedir? Kenan Kolday Mutluluk nedir? Kenan Kolday İzmir 2017 1 2 KENAN KOLDAY Holistik gelişim, ruhsal yolculuk, yaşam koçluğu, hakikati arayış, üst düzey yöneticilik 1975 yılında İzmir de Dünya ya geldi. Özel İzmir Amerikan

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK ve YAYIN NO: 266 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar tashih: Suat Ünsal bask, cilt: Vesta Ofset tel: 0 212 445 72 52 Mahmutbey

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim Öksürük şurubu Temel odanın içinde zıplayıp duruyormuş. Arkadaşı sormuş : - Ne oldu, ne yapıyorsun böyle? - Öksürük şurubu içtim. - E, niye zıplıyorsun peki? - Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın

Detaylı

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok Yâri ararım devrederek hâne be hâne Yâr ise benim hâneme gelmiş haberim yok. Said Paşa Meşhur bir ressam günün birinde dünyanın

Detaylı

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO BİZ, MELEKLER - DRUNVALO http://www.kosulsuz-sevgi.com/ruhu-yukselten-yazilar/biz-melekler-drunvalo-2/ Drunvalo Melchizedek En azından, Sümer de 6000 yıl önce uygarlık başladığından beri, melekler insan

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15 İçindekiler Giriş Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15 Kafamızın içindeki bariyer Hiçbir şeyi hak etmediğini sanan kadın Yanlış bir hayata çakılıp kalan adam

Detaylı

Cenâb-ı Hak geçmiş ümmetleri çeşitli cezalar ile cezalandırmış,ağır imtihanlarla,ince elekten eler gibi elemiştir.

Cenâb-ı Hak geçmiş ümmetleri çeşitli cezalar ile cezalandırmış,ağır imtihanlarla,ince elekten eler gibi elemiştir. KANSER VE SEBEBLERİ Erişkin olan bir insanda takriben 50 trilyon hücre bulunmaktadır. Hayat tek bir hücre ile başlar. Büyüme tamamlanıncaya kadar milyonlarca defa bölünme gerçekleşir. Bölünme,lalettayin

Detaylı

Kongresi. 1. Milli Mevlana SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 3"- 5 MAYIS 1985 KO NYA - (.1 EBtiGtER).

Kongresi. 1. Milli Mevlana SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 3- 5 MAYIS 1985 KO NYA - (.1 EBtiGtER). SELÇUK üniversitesi YAYINLARI : 9 SELÇUKLU ARAŞTIRMALARI MERKEZİ YAYINLARI. : 1 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 1. Milli Mevlana Kongresi (.1 EBtiGtER). 3"- 5 MAYIS 1985 KO NYA - f SELÇUK ÜNİVERSİTESİ BASIMEVİ \ \_

Detaylı

Kaleme Gelen SÖZE BAŞLARKEN

Kaleme Gelen SÖZE BAŞLARKEN Kaleme Gelen SÖZE BAŞLARKEN Galiba, işin içine gönlünü de koymaya çalışan bir felsefe adamının duyabileceği en yüksek hazlardan biri de, şimdi artık yetkin birer bilim ve düşünce insanı olmuş öğrencileri

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf)

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Her uzun yol bir adımla başlar. Olmasını istediğimiz her şey uzun

Detaylı

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı