BATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİTAYI - TANZİMAT DÖNEMİ( )

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİTAYI - TANZİMAT DÖNEMİ( )"

Transkript

1 GİRİŞ Türk edebiyatı üç döneme ayrılır: İslam öncesi, İslam etkisindeki ve Batı etkisindeki edebiyat. İslam dan önce Türk edebiyatının ürünleri genelde sözlüdür. Destanlar, sagular, koşuklar, savlar bu dönemin ürünleridir. Ayrıca bu dönemde oluşumunu milattan öncelere kadar indirebileceğimiz bir nazım ve nesir dili vardır. Orhun Kitabeleri ndeki dile bakıldığında bu gayet açık bir şekilde görülebilir. Türkler Müslümanlaştıktan sonra yeni bir edebiyat doğmaya başlamıştır. Bu edebiyatın kaynakları Kur an, hadisler, tasavvuf, Farsların Şehname si, Arap edebiyatı, yerli malzemedir. Kutadgu Bilig, İslami dönemin ilk ürünüdür ve bu Şehname kalıbıyla yazılmıştır. Ayrıca ilk dönem ürünlerinde aruzun heceye yakın kalıpları kullanılmıştır. On birinci asırdan itibaren dile Farsçadan ve Arapçadan kelimeler girmeye başlamıştır. 13 ve 14. asırda Yunus Divanı ndan da anlaşılacağı üzere dil milliliğini korumaktadır. Bilhassa bu dönemde Türkçe yazan şairlere Farsça tam anlamıyla nüfuz edememiştir. 15. asra geçtiğimizde Necati, Şeyhi ve Ahmet Paşa yla beraber dil Arapça ve Farsçadan oldukça fazla etkilenmeye başlamıştır. Yeni bir şiir dili doğmaktadır. Bu dil Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerden örülü Osmanlı Türkçesidir. Dilde ve edebiyattaki bu kökten değişimin en birinci sebebi aruz ölçüsü, diğer sebepler İran ve Arap edebiyatlarının etkisidir. Bu dönemde şairler İran şairleriyle boy ölçüşebilmek için yarışmışlar, onları taklit etmişlerdir. Ayrıca medrese eğitimi ve tecvit kurallarının farz gibi telakkisi bu dil değişimini hızlandırmıştır. Divan şiirinin olgunlaşması İstanbul ağzıyladır. Bilhassa 16. asırda Baki, 17. asırda Nef i, Şeyhülislam Yahya, 18. asırda Nedim bu olgunlaşmanın göstergeleridir. Baki yle beraber aruzun ahengi Türkçeye uymaya başlamıştır. Kafka hatıralarında bir Yahudi için, Almanca anne ve baba kelimelerinin hiçbir zaman tam manasıyla bu kelimelerden beklenen sıcaklığı vermediğini söyler. Divan şiiri de kimi değerlendirmecilere göre böyledir. Sanat, estetik harikuladedir ama istenen sıcaklık yoktur; çünkü şiir dili yüzde seksenlere varan yabancı kelime ve tamlamaların hâkimiyetindedir. Divan şiir bir bakıma ümmet şiiridir. Çin den Fas a, Tunus a, Tuna ya kadar olan coğrafyayı içine alır. Bununla da kalmaz Farslı şairlerin hayallerini, kelimelerini, tarihini ve mitolojisini de içine katar. İmparatorluğun şartları da divan şiirini çok etkilemiştir. Tanzimat tan itibaren divan şiirinin en çok eleştirilen yönleri de hazır hayalleri, yabancı dilden alınan kelimeler ve sıkı kuralcılığıdır. Örneğin sevgili mazmunu: Göz kamaştıran aydınlığıyla güneşe; güzelliği, nazı ve istiğnasıyla güle; kaşı, gözü, kirpiği, yan bakışı ile hükümdara benzer. Hükümdar beşeri anlamda padişah, ilahi anlamda Allah, beşeri aşk anlamında sevgilidir. Şiirde şairin hususiyetlerine göre anlam değişir. Aynı mazmunu Fuzuli kullansa başka mana veririz, Nedim kullansa başka mana veririz. Namık Kemal, bu hazır hayallerle alay etmiştir. Tasavvuf ise divan şiirinde her çağda etkili olmuştur. Divan şiirinin kafiyeye sıkı sıkıya bağlılığı aynı uyakla birçok şiir yazılmasına, nazirelere, tahmis, terbi, taştir gibi nazım şekillerinin zorunluluğuna sebep olmuştur. Kaliteli şairler aynı kafiyelerle farklı söyleyiş güzelliğine ulaşmışlar ama kalitesiz şairler aynı kafiyelerin taklitçisi olarak kalmışlardır. Bilhassa taştir söylemek çok zordur. Nitekim edebiyatımızda şairin beytine uygun bir taştir bulmak çok güçtür. Doğu edebiyatında kendi kendine yeterim anlayışı vardır. Nitekim eski Yunan ve Latin edebiyatları hulasa şeklinde tercüme edilmiştir. Tanzimat a kadar Osmanlı edebiyat anlayışı da bu vaziyettedir. Batı dan yeni türlere rağbet edilmemiştir. Tanzimat la beraber Batılı türler edebiyatımıza girmeye başlamıştır. Giren bu yeni türler aslında toplumun Batılılaşmasıyla bire bir orantılıdır Tanzimat Fermanı ile Osmanlı kapılarını Batı ya sonuna kadar açtığını bir bakıma ilan etmiştir. İmparatorluk asırlarca içinde yaşadığı bir medeniyetin dairesinden çıkıp mücadele halinde bulunduğu bir medeniyet dairesine girdiğini ilan etmiş, onun değerlerini açıkça kabul etmiştir. Bu fermandan sonra Batı nın tesiri günden güne artmış ve bu özümseme sürecinin ardından 1860 ta yeni edebiyat başlamıştır. Sanatçılar asrın sonlarına doğru kaliteli ürünler vermeye başlar. Batı ile ta Haçlı Seferlerine dayanan sıkı ve devamlı münasebetimiz III. Ahmet Devrine kadar ne örf ve adette ne de fikir ve sanat meselelerinde belli başlı bir tesir göstermez. Osmanlı, Avrupalının Rönesans ından, Reform undan bigâne kalmıştır. Matbaanın açılmasıyla bazı etkileşimler olsa da bu bir toplumu harekete geçirecek seviyede değildir. 17. asırda Evliya Çelebi nin Avrupa ya bakışıyla 18. asırda Yirmisekiz Mehmet Çelebi nin bakışı bir değildir. Evliya Çelebi Batı yı kendinden yüksek seviyede görmez, Batı ile Osmanlı yı teferruatlı bir şekilde kıyas etmez. Çünkü o dönemde Osmanlı Batı dan daha üstün görünmektedir. Bir asır sonra Mehmet Çelebi Batı ya karşı daha kıyasa dayalı ve hayranlıkla bakar. Bu da Osmanlı nın Batı dan daha geride olduğunun göstergesidir. Yirmi sekizinci Mehmet Çelebi nin sefaretnamesinde (1720) Batı yı bütün olarak gözlemlemiş ve değerlendirmiştir. Bu sunulan rapor gereği gibi değerlendirilemediği için yetkililerce iyi anlaşılamamıştır. Osmanlı Devleti nde Batılı anlamda yenilikler ara ara kesintiye uğrasa da Lale Devrinden itibaren devam edegelmiştir: 1726 da Tercüme Heyeti kurulmuş, 1728 de matbaa faaliyete geçmiştir. Matbaada sadece doğu eserlerinin çevirisi vardır. Pozitif bilimler önemsenmemiştir. Yapılan yenilikler daha çok ordu ile ilgilidir da yeniliklerin düşmanı olan Yeniçeri Ocağı kaldırılınca yenilik çalışmaları artış göstermiştir. Yeniçerilerin tarikatı olan Bektaşiliğin tekkeleri de genel mana da kapatılmış, tarikat devletçe gözetim altına alınmıştır. II. Mahmut döneminde ordu, maarif vs. alanlarda yenilikler başlamıştır. Harp okulu açılmış, bu okulda öğretim Fransızcadır. Avrupa ya öğrenci gönderilmiştir. İlk resmi gazete Takvim-i Vakayi (1831) haftada bir gün Türkçe ve Fransızca olarak yayımlanmaya başlamıştır. Yine bu dönemde ilkokul seviyesinde Rüştiyeler İstanbul da açılmıştır. 1

2 Bu okullarla beraber ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir da Tanzimat Fermanı ilan edilmiş, bu fermanla devlet halkıyla barışma, hak ve özgürlükler verme yoluna gitmiştir. Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti nin kapılarını Batı ya açtığının bir duyurusudur. Yenileşme Osmanlı da devlet yöneticileri ve aydınlar tarafından savunulmuştur. Halkın böyle bir hareketi olmamıştır. 19. asrın padişahlarından III. Selim, II. Mahmut ve I. Abdülmecid yenilik taraftarıydılar. Tanzimat ın mimarı Mustafa Reşit Paşa tam anlamıyla kanun, adalet, medeniyet, Batı taraftarı bir aydın veziriazamdı. Tanzimat edebiyatında cereyan eden fikirlerin ilki Osmanlıcılıktır. Osmanlıcılık, din ve mezhep farkı gözetmeksizin, imparatorlukta yaşayan bütün halkların tek bir milletten oluştuğu görüşüdür. Bu fikir Tanzimat senelerinde herhangi bir muhalefete uğramamıştır. Osmanlıcılığı, İslamcılık takip eder. İslam Birliği anlayışı Abdülhamit döneminin genel politikasıdır. İstanbul da bir Aşiret Mektebi kurdurarak Arap ve Kürt aşiret beylerinin çocuklarını okutup onların ilerde devletin değişik mevkilerinde yer alacak ve Türklerle kaynaşacak şekilde yetiştirilmelerini sağlamak için gösterdiği çaba kısa zamanda boşa çıkmıştır. Türkçülük akımı 1900 lere kadar pek dile gelmese de tohumları bu dönemde atılmıştır. Milliyetçi akımın ürünü olan bu akım yeni kurulacak devletin fikri ideolojisidir. Bu görüşü az da olsa dillendirenler: Süleyman Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Mithat tır. Batılıcılık akımı Tanzimattan sonra kendini göstermeye başlamıştır. 19. asra geldiğimizde Batılı yaşam tarzı bilhassa sosyetik muhitlerde rağbet görmeye başlar. Batı, gençler tarafından taklit edilmeye başlanır: Fransızca öğrenmek, Batılılar gibi giyinmek, hal ve hareketler sergilemek İstanbul da bilhassa Beyoğlu nda ecnebi kıyafet ve adetleri görülür. Batı hayatının unsurları taklit ve moda ile gündelik hayata girmeye başlar. Devrin gazetelerindeki bakıldığında her gün Avrupa dan yeni bir modanın geldiğini görebiliriz. 19. asır baştan sona Batılılaşmanın temellerinin atıldığı bir yüzyıldır. Yüzyılın ikinci yarısında Batılılaşma hız kazanmıştır. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatının Genel Özellikleri Bu asırda divan şiiri tıkanmıştı. Kaliteli, gelecek nesilleri etkileyecek büyük bir şair çıkmadı. Enderunlu Vasıf, Nedim in yolundan gidiyor, şiire mahalli unsurları sokuyor ancak başarılı olamıyordu. İzzet Molla nın Mihnet-i Keşan adlı mesnevisi bir nevi gezi yazısı türündeydi. Akif Paşa, Adem Kasidesi ile yokluğu anlatır, ölüm ve şikayet temleri üzerinde durur. Divan şiiri 19. asır boyunca devam etmiş ancak son divan şiiri ustası Şeyh Galip e erişememiştir te gizlice İstanbul da kurulan Yeni Osmanlılar Cemiyeti nin amacı padişaha meşrutiyeti ilan ettirmektir. Bu cemiyete genelde devlet memurluğu yapmış, dönemin iyi yetişmiş şahısları katılmaktadır. Ziya Paşa, Ali Suavi ve Namık Kemal bu cemiyetin üyesidirler de bu cemiyet hakkında araştırmalar başlar. Cemiyetin kadrosu Avrupa ya kaçar. Avrupa da Mustafa Fazıl Paşa bu kişileri himaye eder. Avrupa da fikirlerini gazeteler aracılığıyla yaymaya devam ederler. Nitekim meşrutiyetin ilanıyla birçoğu yurda dönmüştür. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval in 1960 ta yayımlanmasıyla başlar, 1896 yılına kadar devam eder. Tanzimat edebiyatını iki döneme ayırabiliriz. Birinci dönemde Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Ziya Paşa; ikinci dönemde Recaizade Mahmut Ekrem, Abdulhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabızade Nazım ve Muallim Naci en etkin isimlerdir. Birinci dönemde toplum için sanat anlayışı hâkimken ikinci dönemde genelde sanat için sanat anlayışı hâkimdir. Birinci dönem sanatçıları toplumsal konulara ağırlık verirken; ikinci dönem sanatçıları bireysel konulara yönelmişlerdir. Roman, hikâye, makale, deneme, tiyatro gibi Batılı türler edebiyatımıza bu dönemde girmiştir. Kısa bir meşrutiyet yönetiminden sonra meclisin kapatılmasıyla meşrutiyet yerini mutlakiyete bırakır. Tanzimat ın bu ilk ve ateşli edebi neslinin hem siyasi hem de edebi hayatları sona erer. Fakat bu neslin ektiği tohumlar yeşermiştir. Ahmed Rıza, Mizancı Mehmed Murad, Abdullah Cevdet, Sami Paşazade Sezai, Ali Kemal, İbrahim Temo, İshak Sukuti, Tunalı Hilmi Yeni Osmanlıların Fransızca karşılığı olan Jön Türkler i kendilerine ad yaparak, İttihat ve Terakki isimli yine gizli bir siyasi cemiyet kurmuşlardır (1889). Amaçları meşrutiyeti yeniden ilan ettirmektir. Yurt içinde ve dışında sürdürdükleri mücadelelerinin karşılığı olarak 1908 de meşrutiyeti ilan ettirmişlerdir. Bu asırda; eğitimde, şiirde, nesirde, hayat tarzında vs. alanlarda hep ikiliğin olduğu görülür: eski-yeni, doğu-batı, klasik-modern Dilin sadeleşmesi sürekli savunulmuş ancak şiirde aruzun varlığı bu çabaları boşa çıkarmış kayda değer bir başarı sağlanamamıştır. Nesir alanında ise divan nesrine ve Tanzimat şiirine göre oldukça sade bir dil vardır. Tanzimat ın ikinci döneminde ise dil tekrar ağırlaşır. Tanzimat Dönemi eserleri teknik olarak kusurludur. Bu dönemde kaleme alınan türler hakkında sanatçılar daha az bilgi sabidirler. Yabancı dilleri de çok gelişmiş değildir. Tanzimat eserlerine önemli ama güzel değil diyebiliriz. Nesir alanında sadeleşme gazeteyle başlamıştır. İlk gazete olan Takvim-i Vakayi 1831 de haftada bir gün çıkmaya başlar. Bu en uzun soluklu gazetemizdir e kadar yayın hayatına devam eder. Bu gazetede daha çok halkın 2

3 ilgisini uyandıracak güncel haberler, memur tayinleri, ülkede yaşanan gelişmeler vs. daha çok resmi konular yer almaktadır. Eleştiri ve değerlendirmelere pek girilmemektedir. Ardından yarı resmi gazete olan Ceride-i Havadis ile toplum gazete kültürüne sahip olmaya başlamış, bu gazeteler zorunlu olarak nesir dilinde bir sadeleşmeyi beraberinde getirmiştir. Bu gazete bizde gazete ve gazetecilik mesleğinin yerleşmesinde öncü olmuştur. Günlük haberlerden, trajedi, komedi, vodvil ve opera gibi sanat haberlerine kadar değişik nitelikteki yazıların yanı sıra bu gazete Ali Bey, Münif Efendi gibi gençleri de yazı hayatına kazandırmıştır. İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval le beraber dilde sadeleşme savunulmuş, bu konu hakkında makaleler yazılmıştır. Ayrıca Batı dillerinden de sızmalar başlamıştır ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval, Şinasi ve Agâh Efendi tarafından çıkarılmıştır. Bu gazeteyi 1862 de Şinasi nin çıkarmaya başladığı ve Namık Kemal in devam ettirdiği Tasvir-i Efkar, 1866 da başyazarlığını Ali Suavi nin yaptığı Muhbir, 1872 de Namık Kemal in başyazarlığını yaptığı İbret, 1873 te Ebuzziya Tevfik in çıkardığı Hadika, 1875 te başyazarlığını Kemal Paşazade Said in yaptığı Vakit, 1876 da başyazarlığını Şemseddin Sami nin yaptığı Sabah gazeteleri takip etti.bu gazetelerle birlikte teşkilatlı olmamakla beraber siyasi idareye bir muhalefet doğmuş oldu. Paris te Ziya Paşa ve Namık Kemal Hürriyet gazetesini, Ali Suavi de Londra da İhbar gazetesini çıkarmıştır. Gazete, 1860 Tercüman-ı Ahval den 1873 Vatan yahut Silistre ye kadar yeniliği tek başına idare eder. Gazetelerde çeşitli fikri ve edebi konuların işlenmesi tenkit türünün doğmasına katkı sağlar; roman, hikaye, tiyatro, makale, eleştiri türlerindeki yazılar gazetelerde yayımlanır; gazete, halkı eğitmek için bir çeşit okul olarak telakki edilir; dilin sadeleşmesi gerektiği savunulur; tercüme faaliyetlerin hızlanmasında büyük etkisi olur. Bu çalışmalar etrafında hakiki, gerçek, somut bir insan teşekkül eder. Tanzimat döneminin hemen hemen bütün önemli simaları gazetede yetişmiştir. Abdülhak Hamit Tarhan gazete terbiyesinden geçmemiştir, nitekim savrukluğu, düzensizliği bunun sonucudur. Tasvir-i Efkar ın kimi nüshaları yirmi bin civarında satmıştır. Bu da gösteriyor ki kitleler okuma zevkini gazetede tatmıştır. Gazeteye kadar kapalı bir zümrenin imtiyazı olan fikir ve edebiyat umumun malı olmuştur. Şairler şiirlerini sıcağı sıcağına gazetede yayımlamışlardır. Bu da şiiri topluma indirmiştir. Örneğin Namık Kemal makalelerini yazarken kendini toplumun karşısında nutuk çeken biri olarak düşünmüşse bunu şiirlerinde (Hürriyet Kasidesi) de yapar ten sonra gazete yerini kitaba ve tiyatroya bırakmaya başlar. Gazetenin tek başına üstlendiği bu yenilik misyonu artık kitap ve tiyatro ile paylaşılmaktadır. Şiir alanında Şinasi nin Batı dillerinden çevirileri yeniliğin anahtarı olmuştur. Bu çeviriler eski şiire de bir başkaldırıdır. Tanzimat sanatçısı yeni fikir, imge ve anlatımı eski şekillerle (gazel, kaside, terkib-i bent vb.) sunmuştur. Yeni şekil denemeleri bilhassa Abdülhak Hamit Tarhan da görülür. Birinci dönemde şiire vatan, millet, hürriyet, adalet, ilim, akıl, medeniyet, kanun, hak ve ödevler gibi toplumu ilgilendiren imgeler girmiştir. İkinci dönemde ise aşk, acı, metafizik, tabiat ve ölüm temleri sıkça işlenir. Tanzimat şiiri şekil olarak divan şiirinin benzeridir ama içerik olarak yenidir. Şiirde ölçü aruzdur. Hece ölçüsü sanatçılarca denenmiştir. Abdülhak Hamit Tarhan tarafından ölçüsüz şiir de yazılmıştır. Kafiye ve redif hala etkinliğini sürdürmektedir. Eski, klasik, soyut sevgili tipi değişmiş; yerine yaşayan kadın sevgili olmuştur. Şiir hayatla buluşmuştur. Bu dönemde Ziya Paşa vecize gibi beyitlerle bir nevi hikemi şiir temsilcisidir, Namık Kemal divan şiirine hücum etmiştir, Hamit tüm kuralları yıkan adamdır. İlk pastoral şiir olan Sahra yı, ilk kafiyesiz ve ölçüsüz şiiri de Hamit yazmıştır. Şiirde romantizmin etkisi vardır. Bilhassa ikinci dönemde ağır doğa tasvirleri yapılmıştır bu akımın etkisiyle. Lemartine den etkilenilmiştir. Şiire yeni istiareler girmiştir. Eski şiir din, tasavvuf ve İran kaynaklarına bağlıyken yeni şiir eski Yunan ve Latin kaynaklarıyla Avrupa edebiyatlarının etkisi altına girmeye başlamıştır. Şinasi nin Demez mi ki biriniz su kızı suya boğmuş. mısrasında su perisi istiaresini bütün edebiyatımızda göremeyiz. Bu istiare Yunan mitosundan gelir. Sadullah Paşa nın 19. Asır Manzumesi bize Tanzimat şiiri ve fikri hakkında bilgi verir. Bu manzumede eski devrin eleştirisi ve yeni devrin yani akıl devrinin övgüsü vardır. Tiyatro Tanzimat tan önce bizde yoktu. Meddah, Karagöz ve orta oyunu tiyatroyla pek alakalı değildi. İtalyan müzisyeni Donizetti, II. Mahmut devrinde mehterin yerine ilk batılı askeri bandoyu kurmuştur. Abdülmecit devrinde saraydaki genç erkek ve kızlardan oluşan iki fanfarla - yalnız madeni nefesli çalgılardan kurulu müzik topluluğubir de bale topluluğu kurmuştur yılında devlet bir tiyatro binasına sahiptir. İlk tiyatro İtalyanların Basco Tiyatrosudur.(1840). İtalyanlardan sonra Fransızlar 1843 yılında tiyatro binası yaptırmışlardır. Yabancı toplulukların İstanbul da temsiller vermesi, bu temsillere halkın rağbet etmesi tiyatro binalarının yapılmasını sağlar. İlk yerli teşebbüs ise Hoca Naum un tiyatrosudur(1854). Bu girişimlerden sonra tiyatro Türk halkı arasında rağbet gören bir tür olmuştur. İlk ciddi yerli tiyatro Güllü Agop(Osmanlı Tiyatrosu) tur(1867). Bu tiyatroyu 1884 te II. Abdülhamit yıktırır. Artık 1908 e kadar tiyatrolara tuluat tiyatroları hakimdir. Tanzimat tiyatrosu kaynağını hem halk tiyatrosu, hem de Batı tiyatrosu örneklerinden almıştır. Moliere. Racirine. CorneilIe, Goldoni, Shakespeare gibi Batılı tiyatro yazarlarının eserlerinden çeviri ve uyarlamalar yapılmıştır. 1870'li yıllara kadar komedi türü daha fazla rağbet görmüş, bu tarihten sonra romantik tiyatro daha fazla etkin olmaya başlamıştır. "Ancak romantik dramda ferdi ihtiraslar büyük yer tuttuğundan tarihi temalara değer veren Tanzimat tiyatrosunun daha çekici olan ferdi konulara yönelmesini önlemek amacıyla "Milli Tiyatro" adını verdikleri bir tiyatro çeşidi çıkarılmış ve bununla da konularını İslam tarihinden veya Osmanlı imparatorluğundaki Müslüman halkların hayatından alan piyesler kastedilmiştir. Abdulhak Hamit, Şemseddin Sami gibi sanatçılar bu görüşe uygun eserler vermiştir. Oyunlarda sosyal fayda esastır, tarihi konular işlenmiş- 3

4 tir.1880 den sonra dil ağırlaşmaya başlamıştır. Artık tiyatrolar oynanmak için değil okunmak içindir. İlk tiyatro eserimizi Şinasi nin Şair Evlenmesi dir. Ardından Ali Haydar Bey in manzum tiyatrosu olan Sergüzeşt-i Perviz ve II. Ersas ın Sergüzeşti izler ila 1880 yılları arasında 400 civarında oyun yazılmıştır. Ahmet Vefik Paşa, Moliere adapteleriyle; Direktör Ali Bey, yerli komedileriyle; Teodor Kasap, yine Moliere tercümeleriyle; Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemseddin Sami, Abdulhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem gibi sanatçıların katkısıyla bu dönemde tiyatronun alt yapısı oluşturulmuştur. Tiyatro oyuncuları genelde Ermenilerdir. Saf Türkçeyi sahnede ne yazık ki pek göremiyoruz. İlk kadı oyuncumuz Afife Jale 1919 da sahnede görülecektir. Tanzimat sanatçıları için tiyatro Kemal in deyişiyle Faydalı bir eğlencedir. Bir mekteptir. Tiyatro, halkı eğitmek için bir araç olarak görülmüştür. Tanzimat Döneminde kaleme alınan oyunlar genellikle komedi, trajedi, dram ve melodramdır. Şair Evlenmesi ile başlayan komedi tarzı, Ahmet Vefik Paşa nın uyarlamalarıyla rağbet kazanır. Trajedi ise Ali Haydar Bey in Sergüzeşt-i Perviz i ve II. Ersas ın basit kuruluştaki denemeleri ile görünür. Bu türün en başarılı örneklerini Hamit; Nesteren, Eşber, Tezer, Hakan, Sardanapal gibi oyunları iler verir. Dramları ise iki koldan değerlendirmek gerekir. Birincisi tarihi dramlardır. Bu tarzın başarılı örnekleri arasında Hamit in Macera-yı Aşk; Namık Kemal in Celaleddin Harzamşah; Şemseddin Sami nin Gave ile Seydi Yahya; Samipaşazade Sezai nin Şîr adlı piyesleri gösterilebilir. İkincisi ise romantik dramlardır. Bu türe örnek olarak da Namık Kemal in Vatan yahut Silistre, Gülnihal ve Akif Bey; Ebuzziya Tevfik in Ecel-i Kaza; Hamit in Finten, Ahmet Mithat ın Ahz-ı Sar ile Çerkes Özdenler adlı oyunları verilebilir. Melodram türünde ise Recaizade Ekrem in Afife Anjelik, Vuslat; Ahmet Mithat Efendi nin Hükm-i Dil; Hamit in İçli Kız adlı oyunları alınabilir. Roman ve hikâye türlerinin benzerleri olabilecek türler eski edebiyatta mesneviler ve halk hikâyeleriydi. Ama bu türler roman ve hikâyenin yerini tam tutamıyordu. Anlatılanlar pek yaşanabilir cinsten değildi, fazlaca abartı vardı, ayrıca sanat yapmak esastı. İslam da ilk günah anlayışının olmaması halk hikâyeciliğinden romana geçişi engellemiştir diyebiliriz. Rusların romancılığı gözümüzün önünde çok başarılı bir şekilde ilerlerken biz de bu gelişim çok yavaş olmuştur. Rusların Ortadoks Kilisesi ndeki aleni itiraf müessesesine neler borçlu olduğu malumdur. Bizde mesnevi ve halk hikâyesinden romana geçmekte zorlanışımızın en önemli engellerinden biri de tenkit eksikliğidir. Nitekim eleştiri olursa gelişim olacaktır. Eski edebiyatın nesri de ne yazık ki süs ve sanat yığınıdır. Bu hal Tanzimat romancısını bocalatmıştır. Bir birikim olmayınca kaliteli değil de daha çok çeviri ya da uyarlama tarzı eserlerin verilmesine sebep olmuştur. Hatta ilk dönem romancıları eserlerinde halk hikâyeciliği geleneğinden çok yararlanmışlardır. Halk bu kültürle yetişmiş, ne yapabilirlerdi ki! Nesrin kendini tamamlayamamasın sebeplerinden biri de resim, heykeltıraş gibi sanatların bizim medeniyetimizde yokluğudur. Sanatçılar renkten, çizgiden yoksun kalmışlar ve bu yoksunluğu, bu sanat eksikliğini süslü, secili nesirle doldurmaya çalışmışlardır. Tahsil dilinin de Türkçe olmayışı nesri olumsuz etkilemiş uzun cümle ve tamlamalarla oluşturulmuş bir edebiyat karşımıza çıkmıştır. 19. Asırdan itibaren medresenin yanında yeni okulların da açılması, Avrupa ya öğrenciler gönderilmesi, dilde sadeleşme cereyanı ve gazete nesrin gelişmesine çok katkıda bulunmuştur. Tanzimat Devri Türk Edebiyatı başlangıcında ve gelişmesinde çevirilerin çok önemlidir. İlk ürünlerde çeviriler dikkat çekmektedir.yusuf Kamil Paşa nın Fenelon dan çevirdiği Telemak adlı roman ilk çeviri romanımız olup dil ve anlatım yönüyle Nergisi nin süslü nesrine benzer. Bu eserle Doğulu bir anlatımla da olsa Yunan mitolojisi edebiyatımıza girmiştir. Truva savaşına katılan Yunan mitolojik kahramanlarından Odiseus un savaş dönüşü yolunu kaybetmesi, bu gecikmeyi merak eden babasının aramak için oğlu Telemakas un yola çıkması, kendisine insan kılığına girerek yoldaşlık eden akıl ve bilgi tanrıçası Atena nın ülke yönetiminde nelere uyulması gerektiği hakkında telkin ve tavsiyelerden oluşan bir eserdir. Eserin roman tekniği ile bir alakası yoktur. Kutadgu Bilig de olduğu gibi telkin ve tavsiyeler yer alır. Victor Hugo nun Sefilleri özetlenerek Münif Paşa tarafından; Robenson, Ahmet Lutfi tarafından; Monte Cristo, Teodor Kasap tarafından çevrilmiştir. Volfaire, Malicse, Bernardin de Saint Prierre, Chateabriand, Lemartine, Alexandre Dumas Fils, Junes Verne, Rocine, Labbe Prevost, Detave Feulliet, Jean Jacgues Roesseau, Eugene Sue, George Ohnet, Tanzimatçıların en çok beğendikleri yapıtlarını çevirdikleri şair ve yazarlardır. Bu dönem sanatçılarının çevirileri tesadüfen olmuştur. Sanatçı eline geçirdiği ya da bildiği birini almış romanını çevirmiştir. Hugo nun Sefilleri bile özet şeklinde çevrilmiştir. Balzac, Stendal, Dickens, Cervantes i çevirmemeleri büyük bir talihsizlik olmuştur. Ayrıca bu dönem sanatçıları iyi bir Batı tahsili de görmemiştir. Eserleri genelde tercümelerinden okumuşlardır. İlk hikaye Letaif-i Rivayat ve Kıssadan Hisse ile Ahmet Mithat Efendi ye aittir. Hemen ardından Emin Nihat ın Müsameretname si yayımlanır. Letaif-i Rivayat, rivayetlerin güzelleri demektir. Müsameretname ise gece sohbetleri demektir. Bu iki sanatçı da eski meddah hikâyeciliğinden çok şeyler taşıdıkları muhakkaktır. Bu ilk denemeler teknik bakımından kusurludur. Batılı teknikle yazılmış ilk hikâye olarak Samipaşazade Sezai nin Küçük Şeyler i söylenebilir. Türk edebiyatında hikayenin masaldan kurtuluşu 19. yüzyılın sonlarındadır. Batı anlayışında bizde ilk hikaye örneklerini verenler Nabizade Nazım Kara Bibik, Ebubekir Hazım Tepeyran Küçük Paşa, Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler ikinci dönem Tanzimat Edebiyatı içerisinde anılmaya değer. Karabibik iin önsözü, Türk Edebiyatı nda realizm ve naturalizmin ilk ve küçük bir beyannamesi halindedir. Cezmi den sonra İslam Birliği ideolojisini ele alan Turfanda mı yoksa Turfa mı? (1890) romanının yazarı Mehmed Murad ı da kaydetmek gerekir. Devrinin siyasi olaylarına muhalif olarak karışan ve Mizan adında bir gazete çıkardığı için Mizancı Murad Bey (? 1917) diye de anılan yazar, siyasi mücadelelere de yer verdiği bu romandaki göz- 4

5 lemleri ve çevre tasvirleri ile dikkati çekmektedir. Vakasının bir kısmı köyü ve köylüyü kalkındırmak gayesi ile köyde geçen bu romana, Ahmed Midhat ın Bir Gerçek Hikaye ve Bahtiyarık hikayeleri ve Nabizade Nazım ın Karabibik hikayesi ile birlikte, aynı zamanda köy romanlarının öncüleri arasında da yer vermek gerekir. Edebi tenkit alanında Namık Kemal in Takip ve Tahrib-i Harabat ı; Ziya Paşa nın Şiir ve İnşa makalesi ile Harabat ın ön sözü; Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem in atışmaları bu döneme damgasını vurmuştur. Edebiyatımızda objektif eleştirinin nasıl olacağını ilk açıklayan:r. Mahmut Ekrem dir. Toplumun romana alışması A.Mithat la gerçekleşmiştir. A. Mithat okuyucuya bir öğretmen gibi davranmış, bilgiler vermiş ve sosyal fayda için yazmıştır eserlerini. İlk antoloji Ziya Paşa nın Harabat ıdır. İlk günlük Direktör Ali Bey in Seyahat Jurnali dir. İlk atasözleri derlemesi, Şinasi nin Durub-ı Emsal-i Osmani sidir. İlk yerli roman Şemseddin Sami nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat ıdır. İlk edebi roman Namık Kemal in İntibah ı, ilk tarihi roman yine Namık Kemal in Cezmi si ve Ahmet Mithat Efendi nin Yeniçeriler idir. Samipaşazade Sezai nin Sergüzeşt i romantik ögelerin ağır bastığı ancak ilk realist etkilerin görüldüğü romandır. Recaizade Mahmut Ekrem in Araba Sevdası ilk realist romandır. İlk köy romanı Nabızade Nazım ın Karabibik i, ilk tezli roman yine Nabızade Nazım ın Zehra sıdır. Mizancı Mehmed Murat ın Turfanda mı Yoksa Turfa mı adlı romanı ilk otobiyografik romandır. Bu dönemin en çok yazan sanatçısı Ahmet Mithat Efendi dir. Felatun Bey le Rakım Efendi adlı romanı Doğu-Batı çatışmasını işler. Tanzimat Devrinde, Batılı anlamdaki mizahın ilk örneğini Ethem Pertev Paşa, Av avaname (Havlama Kitabı) eseriyle vermiştir. Ziya Paşa nın Zafername si Sadrazam Ali Paşa yı sözde göklere çıkarırken çok ağır bir şekilde hicveder. Namık Kemal in Hürriyet Kasidesi ve Hirrename (Kedi Kitabı) si hiciv örnekleridir. Direktör Ali Bey in Lehçetü l Hakayık adlı eseri Türkçenin ilk mizah sözlüğüdür. Bu devrin doğrudan doğruya hicivle uğraşan ismi Mehmed Eşref tir. Teodor Kasap ın çıkardığı Diyojen adlı gazete ilk mizah gazetesidir. Abdulhalim Memduh un Tarih-i Edebiyat-ı Osmani adlı eseri ilk edebiyat tarihimizdir. Bu dönem roman ve hikâyelerinde esaret, aşk, yanlış Batılılaşma, mirasyedilik, hürriyet, adet ve göreneklerin eleştirisi, alafrangalık, verem hastalığı, tarih gibi konular işlenir. Bu dönem romanlarında, romanın akışı kesilerek bilgi verilir. Kişiler tek yönlü verilir: Ya çok iyi ya çok kötüdür. Romanın sonunda iyiler mükâfatlandırılmış, kötüler cezalandırılmış, ders vermek istenmiştir. Tesadüflere yer verilir. Kişilerin isimlerine göre roller verilir. Tasvirlerde dil birden ağırlaşmış, uzun, secili cümlelere yer verilmiştir. Teknik bakımından bu dönemde yazılan hikâye ve romanlar kusurludur. İlk dönemde romantizmin ikinci dönemde realizm ve natüralizmin etkisi ağır basar. Tanzimat sanatçılarından Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Direktör Ali Bey Klasisizm den; Namık Kemal, Ahmet Mithat, Abdulhak Hamit Tarhan romantizmden; Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai hem romantizm hem de realizmden; Nabızade Nazım naturalizden etkilenmiştir den sonra romantizm en parlak devrini yaşarken, yavaş yavaş pozitivist, realist ve materyalist fikirler belirmeğe başlamıştır. Bu fikirlerin en tanınmış temsilcisi Beşir Fuad dır. Roman bizde iki koldan ilerlemiştir: Birinci kolda Ahmet Mithat Efendi halkı eğitmek için roman yazmış ve bu sebepten dolayı halkın yabancı olmadığı eski tür anlatımlardan faydalanmıştır. Bu geleneği ilerde Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi Gürpınar devam ettirmiştir. İkinci kol ise Namık Kemal den gelir. Kemal romanın Batılı tarzda yazılmasını ister ve bu yüzden Batılı romanları taklit etmeyi önerir. Bu yolu Nabızade Nazım, Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem takip eder ve Servetifünun Döneminde Halit Ziya Uşaklıgil bu yoldan yürüyecektir. İlk kadın romancımız Fatma Aliye Hanım da Tanzimat Dönemi sanatçılarındandır. Mecelle nin en önemli yazarı Ahmet Cevdet Paşa nın kızıdır. Eserlerde mekan genelde İstanbul dur. İstanbul un da Beyoğlu, Çamlıca gibi sosyetik mekanlarıdır. Nesir dili şiire ve divan edebiyatı nesrine göre oldukça sadedir. Bu dönemde yazılan ilk makale Şinasi nin Tercüman-ı Ahval mukaddimesidir. Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat, Recaizade, Muallim Naci gibi sanatçılar makale yayımlamışlardır. Tenkit türü de bu dönemde gelişmiştir. 5

6 TANZİMAT SANATÇILARI etti. der. Hükümetin İstanbul sokaklarının aydınlatılması fikrini destekler ve bir de makale yazar. Şinasi, bu aydınlığı kalpten bedene, bedenden meskene ve bütün hayata götürmemizi ister. Şinasi de ışık demek akıl demektir. İbrahim Şinasi Efendi ( ) Şinasi, devlet ve hükümetle ilgili yazılarında kapalı ifadeler kullanır. Bu ifadelerden anladığımız kadarıyla halkın iktidara ortak olmasını istemektedir. Hatta Tasvir-i Efkâr da buna benzer konular tartışılmıştır. Mesela İstibdat idareleri her işi ellerinde tuttukları için mesuliyetleri daima en ağır olanlardır. der. Şinasi Doğu ilimlerini öğrenmiş, Fransızca dersleri almış, devlet memurluğu yapmış bir Osmanlı aydınıdır. Devlet tarafından 1849 da Paris e gönderilmiş, Paris te Batı kültürünü tanımaya çalışmış ve yurda döndüğünde de bu öğrendiklerini halka ulaştırmak için çaba harcamıştır. Yusuf Kamil Paşa ve Mustafa Fazıl Paşalarla iyi anlaşmış, Ali ve Fuad Paşalarla pek anlaşamamıştır. Yeri gelmiş Ali ve Fuad Paşaları hicvetmiştir. Şinasi, siyasete hiç girmemiş, iktidarla iyi geçinmeye çalışmış, eleştirilerinde ve övgülerinde orta bir yol izlemeye çalışmış, söyleyeceklerini kapalı ifadelerle dile getirmiştir te Paris kaçmış, buradaki hayatı hakkında pek bilgi sahibi değiliz ancak Litre ve Renan la dost olduğunu bilmekteyiz te İstanbul a döner. Bu dönüşünde Şinasi tamamen susmuş, matbaasıyla meşgul olmuştur de beyninde çıkan bir urdan ölmüştür. Edebiyatımızda Batı dan ilk şiir çevirilerini yapan Şinasi dir da Tercüme-i Manzume diye bu çevirileri yayımlar. Kendi şiirlerini ise Müntehabat-ı Eş ar kitabında yayımlar. Şinasi saf şiir taraftarı değildir. Şiirde sade bir dil aramıştır. Mücerretten müşahhasa yönelmek istemiştir. Eski şiir kökünden sarsmıştır. Şiirlere genel ad vermekten vazgeçerek özel adlar vermiştir. Çok az redif kullanmıştır. Bu tarzıyla Namık Kemal i kendi çizgisine çekmiştir. Şiiri düşüncesi uğruna fakirleştirmekten çekinmemiştir. Buna rağmen şiirlerini eski şiirin ölçüsü olan aruzla yazmış ve bazı mısralarında eski şiirin söyleyişinden etkilenmiştir. Müntehabat-ı Eş ar adlı şiir kitabında insanın değişmesini buluruz. Bu kitapta yeni bir kâinat görüşüyle, yeni bir dil anlayışıyla karşılaşırız. Şinasi akla çok değer vermiştir. Birçok şiirinde de akıl kelimesi geçer. Şinasi kader karşısında kişinin hürriyetini savunur, insanın dünyada hakiki yerini almasını ister. Bu da ancak akılla mümkündür, der. Akıl onun için medeniyete ulaşmak için bir araçtır. Şinasi nin eserlerine bakılırsa çok güzel, estetik yapıtları yoktur. Şinasi çok da konuşmamıştır. Ama çığır açıcılığı yönüyle çok önemli biridir. Şinasi Batı nın Anahtarı dır. Batılıdır, medeniyetçidir, akılcıdır, Tanzimat ı ve onun getirdiği kanun fikrini benimsemiştir. Medeniyeti kapısını açan Reşit Paşa yı bir peygamber gibi över, Ona medeniyet resulü der. Şinasi ye göre kanun, medeniyetin tasdikleyicisidir. Adalet, hikmet, ilim, irfan, hak gibi kavramlar; zulüm, esaret ve cehaletten kurtuluşun olmazsa olmazıdır. Şinasi doğrudan doğruya hürriyet kelimesini kullanmaz. Hiçbir rejim değişikliği tavsiyesinde bulunmaz. Bir yere kadar padişahlık da onu pek rahatsız etmez. Fakat zulüm ve esarete hücum eder. Zulüm ve esaretin elinde köle idik; Reşit Paşa nın kanunu, sultana haddini bildirerek bizi azat Şinasi hiçbir din meselesi hakkında konuşmamıştır. Eserlerinde geçen dini kavramlar cemiyet gerçeklerinin ürünüdür. Naati yoktur. Tarihleri dışında peygamberin ismine rastlanmaz. Şinasi tiyatro alanında da bir ilke imza atmıştır. Edebiyatımızın ilk tiyatrosu olan Şair Evlenmesi ni yazmıştır. Tek perdelik bir töre komedisidir. Görücü usulüyle evliliğin yanlışlığı anlatılır. Batılı ögelerin yanında orta oyunu ve meddah geleneklerinin de tesiri vardır. İsimler rollere uygun olarak verilmiştir: boş ve çok konuşan düzenbaz, cahil imam Ebullaklaka, süprüntücü Atak Köse, bekçi Batak Ese, hevesli aşık Müştak Bey, genç ve güzel kız Kumru Hanım, aklı başında, becerikli dost Hikmet Efendi, sağdıç hanım Ziba Dudu. Bu oyundaki şahıslar mahalli ağızla konuşurlar. Bu eserde Şinasi yeni insanı vermeye çalışır. Eski geleneğe cephe alır, aklı ön planda tutar. Hayali olanı değil de hayatın ta kendisini anlatmaya çalışır. Halka doğru gitmek ister. Nitekim edebiyatımızın ilk atasözleri derlemesi olan Durub-ı Emsal-i Osmani adlı eseri de bu amaca yöneliktir. Paris teyken Şinasi nin bütün Türk lehçelerini içine alan ve etimolojik hususiyetler üzerinde duran bir sözlük çalışması yaptığı ve yurda dönünce de bu çalışmasına devam ettiği; ancak çalışmasını tamamlamaya ömrü yetmediğini biliyoruz. Ayrıca Paris teyken Emile Littre den etkilenmiştir. İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval i 1860 yılında Agâh Efendi ile beraber çıkarır. Bu gazetede yayımlanan Mukaddime edebiyatımızın ilk makalesidir. Bu makalede Halkın vatanı hakkında fikirlerini söylemeye hakkı vardır. der. Bu söz gazetenin halkın sesi olacağı iddiasını taşır. Gazetede halkın anlayacağı bir dil kullanılmasının lüzumundan bahseder. Agah Efendi ile anlaşamayınca gazeteden ayrılır ve 1862 de Tasvir-i Efkar ı çıkarır. Şinasi, gazeteyi bir mektep gibi düşünmüştür. Şiir, roman, hikaye, mahalli olaylar, tiyatro, makale, fizik ve kimya makaleleri, dünyadan haberler, yerli eserler, yabancı eserlerin tercümelerini gazetelerde yayımlamıştır. Gazetede okuyucusunu kendi eliyle yetiştirmek ister. Bu sebepten çok titiz davranır. Namık Kemal, Ahmet Mithat, Recaizade Mahmut Ekrem hep Şinasi yi örnek almışlardır. Ayrıca edebiyatımızda ilk noktalama işaretlerini kullanan, ilk fabl çevirilerini yapan sanatçıdır. Klasisizm akımından etkilenmiştir. 6

7 Şinasi nin Mustafa Reşit Paşa ya yazdığı kasidelerden Hakk u insaf ile kan etmeden ettin kanun Oldu batıl işi cellad-ı leimin battal ( Sen, hak ve insaf ölçüleri içinde kan dökmeden kanunlar yaptın, böylelikle alçak celladın bilinçsiz işi ortadan kalktı.) Ziya-yı akl ile tefrik-i hüsn-ü kubh olunur Ki nur-ı mihrdir elvan-ı eyleyen teşhir ( Güneşin ışığı, renkleri gözler önüne serdiği gibi güzellik ve çirkinliğin ayrımını da aklın ışığı yapan, söze döken bir dildir. Acep midir medeniyet resulü dense sana Vücud-ı mucizin eyler taassubu tahzir ( Sana medeniyet elçisi denilse tuhaf mı karşılanır? Çünkü senin yaratıcı varlığın bütün bağnazlığa korku verir.) Not: Şinasi burada, Reşit Paşa ya resul gibi kutsal ve dini bir sıfat yakıştırarak onun medeniyet yolundaki yapmak istediklerini kutsallaştırır. Paşa nın şiirleri şekil ve içerik bakımından eskinin devamıdır. Hikmetli, veciz söyleyişleri vardır. Şiirlerinde devrinin eleştirileri fazlaca yer tutar. Asıl şöhretini Terci-i Bent ve Terkib-i Bent iyle sağlamıştır. Şiirleri Eş ar-i Ziya adıyla basılmıştır. Terci-i Bent inde yaratılışı ve insanı sorgular. Bu şiir Türkçede dini çerçeve içinde ilk defa felsefi bir huzursuzluğun uyanmasıdır. Bu uyanış Abdülhak Hamit Tarhan da daha da kuvvetlenecektir. Bu şiirinde, kainatta nizamdan çok nizamsızlık görür. İnsanda kudret değil acizlik görür. Yaratılış ve insanla ilgili sorulara akıla bir cevap bulamaz; şüpheci, kaderci, aciz bir insan tipi çizer. Terkib-i Bent i ise Bağdatlı Ruhi ni meşhur Terkib-i Bent ine bir naziredir. Bu şiirinde insanın mesuliyetlerinden bahseder. Adalet ister. Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Hece ölçüsüyle yazılmış bir de türküsü vardır. Kafiye ve redife sıkı sıkıya bağlıdır. Eşek ile Tilki hikâyesinden Çıktı bir bağın içinden yaşlı bir hımar Nakl için beldeye yüklenmiş idi ruyi Nigar Derken aç karnına bir tilki görünce geldi Böyle bir taze üzüm hasreti bağrın deldi Öteki çifteyi attı bu yanaştıkça biraz Sonra lakin aradan kalktı bütün naz u niyaz Tilki: Gelsem olmaz mı huzura a benim arslanım Ta yakından bakayım hüsnünüze hayranım Ziya Paşa bir gazetecidir. Gazetede yayımladığı makaleler büyük bir cilt teşkil eder. Meşrutiyeti, adaleti ve kanunu savunur. Tanzimat ı açıklar, eksikliklerini tenkit eder. Defter-i Amal anı kitabıdır. Veraset Mektupları Fuat Paşa yı yermek için yazılmış iki mektubudur. Rüya da yaşadıklarını padişaha anlatır, meşrutiyeti ilanını ister, Ali Paşa yı ve Bab-ı Ali yi hicveder. Tarih alanında da Engizisyon Tarihi ve Endülüs Tarihi adlı eserleri vardır. Zafername adlı eseri üç bölümden oluşur: kaside, tahmis ve şerh. Bu eserinde Paşa, devrin sadrazamı Ali Paşa yı sözde göklere çıkararak çok ağır bir şekilde hicvetmiştir. Şiir ve İnşa makalesinde asıl şiirimizin halk şiiri olduğunu, divan şiirin taklit olduğunu dile getirmiştir. Bu makalesinden 5-6 yıl sonra Harabat ın mukaddimesinde tam tersini söyleyerek Halk şiirini eşek anırmasına benzetmiş ve sanat olarak görmemiş, divan şiiri hakkında değerlendirmelerde bulunmuş, asıl şiirimizin divan şiiri olduğunu söylemiştir. Bu ikilemi, Namık Kemal çok sert eleştirmiştir. Ziya Paşa ( ) Eski şiir muhitlerinde yetişmiş, çeşitli üst düzey devlet memurlukları yapmıştır. Yeni Osmanlılar Cemiyetine katılmış, cemiyetin araştırılması üzerine 1867 de Paris e kaçmıştır. Paris te Mustafa Fazıl Paşa nın desteğini almış; Namık Kemal le birlikte Hürriyet gazetesini çıkarmıştır te yurda döndüğünde çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş, Namık Kemal le Kanun-i Esasi Komisyonunda çalışmıştır. Zeki, saray adamı, hürriyet aşığı, tam ikbale erecekken kaybeden, bütün hayatı ikiliklerle geçen Tanzimat Devri aydınıdır. Edebiyatımızın ilk antolojisi diyebileceğimiz Harabat ta dil zevkinin Baki yle başladığını, İran şairlerinin üstünlüğünü, divan şiirinde üstat olan isimleri över. Bu isimlerin ve çağdaşı olan divan şairlerinin eserlerini antolojisine alır. Ziya Paşa Harabat ın Mukaddimesi nde Meydan şairlerinin eşek anırtısını andıran şiirleri, bende ilk merakı uyandırmıştı. der. Halk şiirini eleştirir. İran şairlerini, Anadolu divan şairlerini, Arap şairlerini okumuş, anladığı kadarıyla onlar hakkında değerlendirmeler de bulunmuştur. Onda rintler bir araya geleceği için adını Harabat (mayhane) koydum. der. Şiiri, İran şairlerinden Hafız ve Sadi yi okuyarak öğrendiğini; Fuzuli, Baki, Nabi, Nef i, Nedim, Şeyh Galip, Necati, Ahmet Paşa, Naili, Süleyman Çelebi, Şeyhülislam Yahya, İzzet Molla vb. birçok şairin adını zikreder onlar hakkında yorumlarda bulunur. 7

8 Ziya Paşa dan Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez Zafername den Himmetiyle edeli kaide-i adl zuhur Nice mazlumların hatırı oldu mesrur Böyle lütfun kim eder şükrünü ifada kusur Saysinde o kadar etti cihan kesb-i huzur Eylemez kimse duasında dakika ihmal (Onun yardımıyla adalet kuralları işlemekte, pek çok zavallının gönlü hoş oldu. böylesine lütfun memnuniyetini yerine getirmede kim kusur işler? Onun sayesinde cihan öylesine bir huzura kavuştu ki kimse onun için duadan geri kalmaz.) Nâ-merd olayım çarha eğer minnet edersem Cevrinle senin ben keder etsem mi sanırsın Pek rengine aldanma felek eski felektir Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir İkbal için ahbabı siayet yeni çıktı Bilmez idk evvel bu dirayet yeni çıktı ( Yükselmek, iyi bir mevkie gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı.) Milliyet-i nisyan ederek her işimizde Efkar-ı Frenge tebaiyet yeni çıktı (Her işimizde milli benliğimizi unutarak Batı düşüncesine körü körüne bağlılık yeni çıktı.) Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar Rencide olur dide-i huffaş ziyandan ( Yarasanın gözü ışıktan rahatsız olduğu gibi, marifet sahibi olan bir kimseyi, kendisinde eksiklik olan kişi sevmez.) Sarban-ı vakt isen hazm eyle zira vakt olur Bir topal merkep belasıyla katar elden gider ( Bu zamanın kervancı başı isen görevinde sebat et, işini tam yap, yoksa bir topal eşek uğruna bir büyük kervanı elden kaçırırsın.) Kıyam-ı mülk ümidin eyleme bidad lazımsa Muhakkaktır zeval-i devlet istibdad lazımsa ( Zulüm söz konusu ise ülkenin ayakta durmasından ümidi kes; baskı rejimi söz konusu ise devletin yok olması kaçınılmazdır.) Ya Rab niçin bu arsada her şahs-ı arifin Miktar-ı fazlına göre derdi olur füzun Her kangı suya atf-ı nigah etse bi-huzur Her kangı şeye sarf-ı hayal etse aklı dun (Ya Rab! Bu dünyada neden her arif kişinin faziletinin ölçüsüne göre derdi artar? O, her ne tarafa baksa huzursuz olur, her ne şeyi hayal etse aklı yetersiz kalır.) Namık Kemal ( ) Namık Kemal in çocukluğu ve ilk gençlik yılları dedesi Abdullatif Paşa nın yanında geçmiştir. Bu zat nereye tayin olsa Kemal, onunla gitmiş, tahsilini de gittiği yerlerde tamamlamaya çalışmıştır. Namık Kemal de her şey erkendir. 16 yaşında evlenir, yirmi iki yaşında divan sahibi olur, yirmi beş yaşında devrin en meşhur simalarında biri olur ta Encümen-i Şuara nın en genç ismidir de Şinasi ile tanışır ve yeni edebiyat safına geçer. Tercüme Odası na tayin edilir de Tasvir-i Efkar da yazmaya başlar te Şinasi, Paris e gidince gazeteyi Kemal e bırakır. Kemal de bu tek başınalığın verdiği özgürlükle eskiye hücum eder. Bu yıldan sonra Şinasi ile Namık Kemal in bir araya gelmediğini görürüz. Hatta Şinasi nin cenaze merasimine bile katılamam, demiştir. Yeni Osmanlılar Cemiyetinin üyesidir. Bu cemiyetin araştırılması üzerine Paris e kaçar. Gazeteye Recaizade Ekrem e bırakır. Orada Mustafa Fazıl Paşa nın korumasıyla Ziya Paşa ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkarır. Paris te hukuk tahsili görür te yurda döner. Ali Paşa nın ölümüne kadar dilini tutar, yazılarında eleştiriler yapmaz. Ali Paşa nın ölümüyle birkaç gazetede makalelerini yayımlamaya başlar. İbret gazetesinde halka siyasetin öğretileceğinden, medeniyet yolunda rehberlik edileceğinden, daha elverişli bir basın kanunu elde etmek için çalışılacağından bahseder te Güllü Agop tiyatrosunda Vatan yahut Silistre adlı oyunu sahnelenir. Bu oyun büyük tezahürat alır. Neticede İbret kapatılır ve Namık Kemal Magosa ya sürülür. Bu sürgün 38 ay sürer. Bu sürgün süresince İntibah romanını; Zavallı Çocuk, Gülnihal, Akif Bey, Kara Bela adlı piyesleri; Takip ve Tahrib-i Harabat adlı eleştirilerini; Silistre Muhasarası, Kanije tarihi eserlerini yazar.1876 da sürgün biter, İstanbul a gelir. Kanun-i Esasi Encümenliğinde çalışır. Adı padişahın haline teşebbüse karışır ve beş buçuk ay hapiste kalır. Hapisten çıktıktan sonra İstanbul dan memuriyetlik verilere uzaklaştırılır. Midilli, Rodos ve Sakız da memurluk yapar ve 1888 de Sakız da zatürreden ölür. 8

9 Şinasi den önce divan şiiri geleneğine bağlıyken Şinasi ile tanışınca eski şekillerle vatan, hürriyet ve hamaset şiirleri yazdı. Kemal, yeni şekiller de denemiştir. Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmış, heceyi de denemiştir. Victor Hugo nun etkisindedir. Romantik akıma bağlıdır. Kafiye ve redifi hep kullanmıştır. Şiire vatan, millet, hak, adalet, hükümet gibi yeni imgeler getirmiştir. Vatan şairi olarak anılır. Şiir dilinin sadeleşmesini savunmuş ama dili sadeleştirememiştir. Şiirlerinde sanki karşısında bir topluluğa hitap etme havası vardır. Sanat toplum içindir görüşüne sahiptir, sosyal faydayı önemser. Namık Kemal, gerçek kişiliğini ve kimliğini gazetede bulmuştur. O gazeteyle halka inmeyi düşünmüştür. Tanzimatçıların en büyük eksikliklerinden biri halka inmeyi düşünürler ama hiçbiri de halktan bir değildir. Hepsi elit tabakadan sanatçılardır. Gazetelerde birçok makale, tenkit yazıları yayımlanmıştır. Lisan-ı Osmani nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir adlı makalesinde edebiyat ve dil meselelerini etraflı bir şekilde ele alır. Bu makalede, Türkçe gramer yapılmasını, bir lügat tanziminin gerekliliğini, lisanımıza mahsus bir belagat kitabının telif ve tedrisini, yabancı dillerden alınan kelimelerin Türkçede ne anlama geldiğinin ve nasıl kullanıldığının tespit edilmesi gerektiğini anlatır. Kemal tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak tanımlar. Tiyatro bir sanattan ziyade onun için bir davadır, mekteptir. Vatanseverlik, insan hakları, sosyal bozuklukların eleştirisi, geleneği tenkit, lüzumlu gördüğü fikirleri halka aktarmak için bir araçtı tiyatro. İdeolojiktir. Piyeslerinde aşk ve ihtirasa çok yer vermiştir. Shakespeare, Hugo ve Corneille den etkilenmiştir. Eserleri teknik bakımdan kusurludur. Namık Kemal, Vatan yahut Silistre de, vatan sevgisini; Zavallı Çocuk'ta, genç bir kızın kendisinden oldukça yaşlı biriyle görücü yoluyla evlendirilmesine karşı çıkışını; Akif Bey'de, vatan sevgisinin kişisel mutluluktan önce geldiğini; Gülnihal'de, yarı feodal bir Rumeli şehrinde geçen zulme karşı bir isyan vakasını, baskıya karşı duyduğu tepkiyi; Karabela da bir ihtirası; Celalettin Harzemşah'ta İslam birliği düşüncesini anlatır. Ayrıca Kemal in tarih ve biyografi alanlarında da eserleri vardır. Bunların en önemlileri Osmanlı Devleti nin yükselme dönemlerini anlatan Devr-i İptila; Selahaddin-i Eyyubi, Fatih ve Yavuz Sultan Selim in biyografilerini çizdiği Evrak-ı Peişan; İstanbul u fethini konu alan Baraka-i Zafer ve Osmanlı Devleti nin kuruluşunu ve gelişmesini anlatan Osmanlı Tarihi dir. Ayrıca Büyük İslam Tarihi, Silistre Muhasarası ve Kanije Tarihi adlı eserleri de vardır. Namık Kemal in siyasi, sosyal ve edebi alanlarda bazı fikirleri vardır: hürriyet, vatan, millet, eğitim, aile, hukuk, kadın, vicdan ve değerler, ferdin hakları, meşrutiyet, iktisadi fikirler, medeniyetçilik, Osmanlılık, İslam birliği, dilin sadeleşmesi. Roman alanında iki önemli eser vermiştir: İlk edebi roman olan İntibah ve ilk tarihi roman olan Cezmi. Roman geleneği bakımından Ahmet Mithat gibi her ağza gelenin söylenmemesi gerektiğini, bu alanda ilerlemek için Batı nın örnek alınması gerektiğini savunmuştur. Eski hikayeleri olağanüstülüklerin çokluğunda dolayı kocakarı masallarına benzetir. Romanlara bir aşk unsurunun katılmasını savunur. İntibah romanında aşk ve kadın nedir bilmeyen toy bir gencin, bir hayat kadınına âşık olması, onun rüzgârına kapılıp gitmesi ve hayatının altüst olması anlatılır. Yazar, gençlerin arkadaşlık kuracakları yahut evlenecekleri kişileri seçerken duygularının esiri olmamaları gerektiğini, daha dikkatli olmalarını, aksi takdirde hayatlarının darmadağın olacağını, mutlu olamayacaklarını anlatmak istemiştir. Cezmi de Adil Giray ın İran ile Osmanlı arasında yapılan savaştan sonra esir düşüp, orada Perihan, Şehriyar ve Cezmi ile olan ilişkilerini anlatmaktadır. İki insan birbirini gerçekten seviyorsa hiçbir engel bu iki insanı birbirinden ayıramaz, mezarda bile. ana fikri işlenir romanda. Ziya Paşa nın Şiir ve İnşa makalesi ile Harabat ın mukaddimesindeki fikirlerin zıt oluşuna Takip ve Tahrib-i Harabat adında iki eleştirel eser yazmıştır. Namık Kemal bu eleştirilerinde, eski edebiyatın yeniden canlandırılmak istenmesine kızmıştır. Eskiyi hortlatıyorsun, onu beraber gömmeye azmetmiştik. sözleri eleştirilerinin kapsamını vermektedir. Kemal, edebiyatımızda İran tesirine karşıdır. Eski edebiyatın insanla hayat arasında tam bir münasebet kuramadığını söyler. Eski şiirin ufku dardır; ancak onun bittiği yerde duygularımızın kainatı ve hayatın türlü manzarası başlar. der. Eski şiirin hazır hayalleriyle alay eder. Ahmet Mithat Efendi ( ) Fakir bir esnaf ailesinde yetişti. Mithat ismini dönemin ünlü Mithat Paşa sı vermiştir. Çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu. Bir ara tapu defterlerini kopya ederek hayatını kazandı. Politikayı sevmese de gazeteciliği onu politikaya ister istemez sürüklemiştir. Nitekim Vatan yahut Silistre piyesinin sahnelenmesinden sonra oluşan atmosferden sorumlu tutularak Rodos a sürülmüştür. Rodos hayatı yazarımız için verimli geçmiştir. Dünyaya İkinci Geliş, Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Açık Baş, Ahz-ı San, Menfa adlı eserlerini burada yazmıştır. sürgünü 1876 da biter ve bundan sonra iktidarla iyi geçinmeye çalışır. Hatta Takvim-i Vakayi ye müdür olur de Tercüman-ı Hakikat adlı gazetesini çıkarır. Bu gazete 1908 yılına kadar uzun bir müddet çıkacaktır. Bir nevi Ahmet Mithat gazeteciliği geçim kaynağı yapmıştır. Bu gazetede Muallim Naci, Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi gibi sanatçılar yetişecektir. Ömrünün sonlarına doğru öğretmenlik yapmıştır. Ben hikâyenin büyüklüğüne, küçüklüğüne asla ehemmiyet vermem. Tertip ve tasvirine bakarım. Hikâye denilen şey yalnız bir zatın hallerini anlatmaksa ona hikâye demekten ziyade bir hal tercümesi demek yakışık alır. der. Romanın birçok vakadan oluşması gerektiğini söyler. 9

10 Ahmet Mithat Efendi halka yönelmiş, halkın kültür seviyesini yükseltmek için çalışmış, bu sebeple eserlerinde ansiklopedik bilgiler vermiş, halkı eğitmeyi amaçlamış, kendine özgü bir okuyucu kitlesi oluşturmuş, okuyucusuyla sohbet eder gibi yazmış, beğenmediği karakterleri kötüleyip beğendiklerini savunmuş yani eserlerinde taraf tutmuş, güncel konulara ağırlık vermiş, meddah-orta oyunu- halk hikayeciliği geleneğinden çokça yararlanmış, edebiyatı faydalı bir eğlence olarak görmüş, eserlerinde iyileri mükafatlandırıp kötüleri cezalandırarak okuyucuya ders vermiş, romanlarda tesadüflere çok yer vermiş, iki yüz civarında eser yazmıştır. Tüm teknik kusurlarına rağmen o, bizde halka dönük, halk için yazma yolunu açan ilk yazardır. Dili sadedir. Eserlerinde macera, kölelik, töre, tarih, sosyal hayat, güncel konular, Batılı hayatın tenkidi, gençlerin evlendirilmesi ve okutulması bilhassa kızların okutulmasının gerekliliği, düşkün kadınlar, doğu-batı çatışması gibi konuları işlemiştir. Milli roman görüşü vardır. Milli roman, vakasını İslam cemaatinden alan, kahramanların ferdi hayatlarını anlatan roman anlayışıdır. Bu görüşe göre her milletin farklı bir kültürü vardır. Yabancı milletlerden alınan romanlarda bu kültüre uydurulmalıdır. Toplumun iyi yanı da kötü yanı da romanları konusu olmalıdır. Yerli roman örneği de vermiştir (Müşahedat). Ali Suavi Devlet memurlu, camilerde vaizlik yapan halktan biridir. Ehli sünnet akidesine bağlı olduğunu söyler. Yeni Osmanlılar Cemiyetine mensuptur. Cemiyetin tetkik edilmeye başlamasıyla Londra ya kaçar. Burada yine gazete çıkarır. Yurda 1876 da döner. Meşrutiyet taraftarlığından vazgeçmiş hatta padişaha meşrutiyeti ilan etmemesinin telkin eder. Ali Suavi iyi bir tahsil görmemiş, fikirlerinde de sabit kalamamıştır. Suavi nin sanatı kurudur. Onu fikirleriyle değerlendirmek gerekir. Bir din alimi olduğunu iddia eder ama şapka giyer, Hıristiyan bir kadınla beraber yaşar. Ön saflarda yer almak ister, kendine hayran biridir. Kur an ın tercüme edilmesi gerektiğini, hutbelerin insanların kendi lisanıyla verilmesi gerektiğini savunur. Namaz Arapça olmalıdır; çünkü Arapça dinin dilidir. der. Arap ve Fars gramerinin Türkçe içinde kullanılmasına itiraz eder. Yabancı yazarlardan öğrendiklerini kendininmiş gibi sunması Namık Kemal tarafından eleştirilmiştir. şarlatanlıkla suçlanmıştır. Yazılarında ilmi bir derinlik yoktur. Masonik hareketlerden etkilenmiştir. II. Abdulhamit i tahtan indirmek istemiş ama isyanda ölmüştür. Hasan Mellah, yazarın ilk romanıdır. Hüseyin Fellah, Süleyman Muslu, Yeryüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında, Jön Türk diğer belli başlı romanlarıdır. Alexandre Dumas tan etkilenmiştir. Romantik akıma bağlıdır. Felatun Bey le Rakım Efendi romanında Doğu nun manevi ve ahlaki değerlerinin insana verdiği değerin Batı dan üstün olduğunu açıkça savunmuştur. Ayrıca Batı nın da ilmini, tekniğini ve dilini bilmenin gerekliliğini savunmuş, Doğu-Batı sentezi bir tip oluşturmak istemiştir. Körü körüne Batı taklitçiliğine karşıdır. Letaif-i Rivayat adlı hikayeleri edebiyatımızın ilk hikayeleridir. Kıssada Hisse de hemen bu hikayelerden sonra yayımlanmıştır. Eyvah adlı piyesi Güllü Agop ta Vatan yahut Silistre den önce sahnelenmiştir. Oyunun konusu Batılılaşmanın aile çevresindeki tesirleri, birden fazla kadınla evlenmedir. Tiyatro alanında 12 kadar eseri vardır. Bütün eserleri gibi tiyatro alanında da sosyal fayda gütmüştür. Ahmet Mithat tiyatroya pek yönelmemiştir. Şemseddin Sami ( ) Tiyatroları: Ahde Vefa(1875) : Müslüman Arnavutların yaşayışını işler. Seydi Yahya(1875) : Endülüs Tarihini işler. Gav e(1878) : İran mitolojisinden alır konusunu. Milli tiyatro anlayışına bağlıdır. Milli Tiyatro anlayışı başka milletlerin tarihi, yaşayışı vs. değerlerini işleyen tiyatrodur. Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat. İlk yerli romanımızdır. Teması aşktır. Romantik akıma bağlıdır. Kamus-ı Türki:Türkçe Sözlük Kamus-ı Fransevi: Türkçe-Fransızca Sözlük Kamusu l Alam: Tarih, coğrafya ve ünlüler ansiklopedisidir. Orhun yazıtlarını ve Kutadgu Bilig i Türkiye Türkçesi ne çevirmiş ancak yayımlamaya ömrü yetmemiştir. Necip Asım bu eserleri ilk kez kitap halinde edebiyat dünyasına sunan isimdir. Ahmet Vefik Paşa ( ) Avrupa da Bir Cevelan, gezi yazısı türündeki eseridir. Üss-i İnkılap adlı eserinin birinci cildinde Tanzimat ı hazırlayan koşullardan II. Abdulhamit in cülusuna kadar olan dönemin değerlendirmesini yapar. Osmanlıcılık ideolojisi anlatılır. İkinci cildinde Abdulhamit in ilk saltanat senesini ve meşrutiyeti anlatır. Tarih, coğrafya, edebiyat, roman, hikaye, makale, tenkit, tiyatro gibi birçok türde eseri vardır. Çok yazmasından dolayı yazı makinesi denmiştir. Tanzimat döneminin önemli devlet ve siyaset adamlarındandır. Paris te Fransızca, Latince, Grekçe ve İtalyanca öğrendi. Moliere den yaptığı 16 uyarlamayla Tanzimat tiyatrosunun gelişmesine yararı dokunmuştur. Bursa da vali iken tiyatro binası yaptırmıştır. Tarih, dil, folklor çalışmaları vardır. Türkçülük akımının ilk kıpırtılarının olduğu sanatçılardan biridir denebilir. Milliyetçi biridir. Lehçe-i Osmani: Dil alanındadır. Şecere-i Türk: Tarih alanındadır. Fezleke-i Tarih-i Osmani eserinde Türk lehçeleri hakkında bilgi vermiştir. 10

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105 TANZİMAT EDEBİYATI (1860 1896) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105 TANZİMAT EDEBİYATI 1860'da Tercüman-ı Ahval Gazetesinin çıkmasıyla başlayan, Divan edebiyatı geleneklerini bir yana bırakarak Batı kültürüne

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM SANATÇILARI

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM SANATÇILARI TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM SANATÇILARI İBRAHİM ŞİNASİ (1826-1871) Tanzimat edebiyatının öncüsüdür. Klasisizm akımından etkilenmiştir. Dilde sadeleşme düşüncesini gündeme getiren ilk yazardır. Şinasi nin

Detaylı

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ İstanbul da doğdu. Arapça, Fransızca, Farsça dersleri

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914) Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunan genç şair ve yazarlara destek olmuş, onlar Edebiyatımızın Batılılaşmasında önemli

Detaylı

Osmanlı'da Batılılaşma hareketiyle birlikte edebiyatta da birtakım yenilikler oldu. İşte bu yeniliklerin başladığı dönemdir Tanzimat Dönemi...

Osmanlı'da Batılılaşma hareketiyle birlikte edebiyatta da birtakım yenilikler oldu. İşte bu yeniliklerin başladığı dönemdir Tanzimat Dönemi... On5yirmi5.com Tanzimat Edebiyatı Osmanlı'da Batılılaşma hareketiyle birlikte edebiyatta da birtakım yenilikler oldu. İşte bu yeniliklerin başladığı dönemdir Tanzimat Dönemi... Yayın Tarihi : 23 Mayıs 2013

Detaylı

Yeniçeri Ocağı nın kaldırıldığı 1826 dan başlayarak ıslahat kültürü yoğunluk kazanmış, Batılılaşma her alanda kendisini daha çok hissettirmiştir.

Yeniçeri Ocağı nın kaldırıldığı 1826 dan başlayarak ıslahat kültürü yoğunluk kazanmış, Batılılaşma her alanda kendisini daha çok hissettirmiştir. İçindekiler 1 Tanzimat Edebiyatı Genel Özellikleri 1.1 Batı etkisindeki Türk edebiyatı şu dönemlere ayrılır 2 Tanzimat Edebiyatı (1860-1895) 2.1 Hazırlık Dönemi 2.2 1.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1878)

Detaylı

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ÖĞRETİCİ METİNLERİN ÖZELLİKLERİ VE YAZILIŞ AMAÇLARI Öğretici metinler, bir konuyu

Detaylı

1. Dönem Tanzimat Edebiyatı nın Genel Özellikleri:

1. Dönem Tanzimat Edebiyatı nın Genel Özellikleri: TANZİMAT EDEBİYATI 1. Dönem Tanzimat Edebiyatı nın Genel Özellikleri: Tanzimat edebiyatı, ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin 1860 ta çıkarılmasıyla başlar. Tanzimat sanatçıları, edebiyatı

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Tanzimat Edebiyatı (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Dr. Ahmet Faruk GÜLER Dr. Nuran ÖZLÜK Dr. Mehmet ÖZGER Dr. Macit BALIK Yayın Editörü: Doç. Dr.

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

TANZİMAT DÖNEMİ. Yunus MACİT Adilşah SEVDİN Garip AŞKIN

TANZİMAT DÖNEMİ. Yunus MACİT Adilşah SEVDİN Garip AŞKIN TANZİMAT DÖNEMİ Yunus MACİT Adilşah SEVDİN Garip AŞKIN Tanzimat Fermanının ilan Sebepleri: 1)Avrupalı Devletlerin iç işlerimize karışmasına engel olmak. 2)Mısır ve Boğazlar konusunda Avrupalı Devletlerin

Detaylı

TANZIMAT DÖNEMI EDEBIYATI (1860-1896) Tanzimat Dönemi Edebiyatı nın Oluşumu

TANZIMAT DÖNEMI EDEBIYATI (1860-1896) Tanzimat Dönemi Edebiyatı nın Oluşumu TANZIMAT DÖNEMI EDEBIYATI (1860-1896) Tanzimat Dönemi Edebiyatı nın Oluşumu Tanzimat Edebiyatı (1860-1896) Dönem Özellikleri Edebi Metinler Öğretici Metinler Hazırlık Dönemi (1839-1860) I. Dönem Tanzimat

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

11. Sınıf. defter notları fatih kasva. tanzimat dönemi edebiyatı

11. Sınıf. defter notları fatih kasva. tanzimat dönemi edebiyatı 11. Sınıf defter notları fatih kasva tanzimat dönemi edebiyatı Fatih Kasva www.fatihkasva.com 29.10.2014 Tanzimat Edebiyatı (1860-1895) YENİLEŞME DÖNEMİ Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17.

Detaylı

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde 1831 de yayınlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir. Haftalık olarak yayınlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice,

Detaylı

Yeni Türk Edebiyatına Giriş (I)

Yeni Türk Edebiyatına Giriş (I) Yeni Türk Edebiyatına Giriş (I) (Ünite I) Edebiyat dili, dilin ses ve anlam zenginliğini kullanarak eser ortaya koymayı amaçlar. Bunu yaparken mecaz ve semboller en sık başvurulan biçimlerdir. Bilim olarak

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : YENİ TÜRK EDEBİYATI II Ders No : 0020110013 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

11. SINIF SOYADI: DENEME 1 1. DONEM 1. YAZILI TANZİMAT YENİLEŞME DÖNEMİ. 1. Osmanlı dönemindeki yenileşme ne zaman başlamıştır?

11. SINIF SOYADI: DENEME 1 1. DONEM 1. YAZILI TANZİMAT YENİLEŞME DÖNEMİ. 1. Osmanlı dönemindeki yenileşme ne zaman başlamıştır? ADI : 11. SINIF SOYADI: DENEME 1 1. DONEM 1. YAZILI TANZİMAT YENİLEŞME DÖNEMİ 1. Osmanlı dönemindeki yenileşme ne zaman başlamıştır? 2. Boşlukları doldurunuz. a. Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I YENİ TÜRK EDEBİYATI - I Yayın Yönetmeni Sadettin Bayrak Yayın Editörü Dr. Özcan Bayrak Kapak Tasarımı Hüseyin Özkan İç Tasarım Özlem Özkan Baskı ve Cilt Çalış Ofset Davutpaşa Caddesi Yılanlı Ayazma Sokak

Detaylı

TANZİMAT DÖNEMİ KONU TARAMA SORULARI Gönderen admin - 31/01/ :30

TANZİMAT DÖNEMİ KONU TARAMA SORULARI Gönderen admin - 31/01/ :30 TANZİMAT DÖNEMİ KONU TARAMA SORULARI Gönderen admin - 31/01/2012 23:30 1. (...) adlı eser köy konusunun işlendiği ilk romanımızdır. Yine (...) yazdığı (...) edebiyatımızda ilk psikolojik roman denemesi

Detaylı

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Yenileşmeyi Hazırlayan Faktörler: Edebi dönemler sosyal ve siyasi hayattan bağımsız düşünülemez. Osmanlı devletinin 17. yy.dan önce güçlü olma sebebi merkezi otoritesi ve

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI. Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK. Redaksiyon. Burcu Yılmaz. Başak Kutucu. Esra Acar. Pınar Seyfittinoğlu

11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI. Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK. Redaksiyon. Burcu Yılmaz. Başak Kutucu. Esra Acar. Pınar Seyfittinoğlu 11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK Redaksiyon Pınar Seyfittinoğlu Başak Kutucu Burcu Yılmaz Esra Acar Ankara 2015 Nitelik Yayınları 9 11. Sınıf Türk Edebiyatı Konu Anlatımlı / Mustafa

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. ŞİİR TÜRLERİ 1. EPİK ŞİİR Epik, destan niteliğinde olan, destansal demektir. Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. Destanlar, epik şiirin

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2010-2011 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM 11. SINIF MF-DİL GRUBU GRUBU TÜRK EDEBİYATI DERSİ III

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2010-2011 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM 11. SINIF MF-DİL GRUBU GRUBU TÜRK EDEBİYATI DERSİ III ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2010-2011 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM 11. SINIF MF-DİL GRUBU GRUBU TÜRK EDEBİYATI DERSİ III. YAZILI SINAVI SORULARI Öğrencinin Adı ve Soyadı : Sınıfı:

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I TEVFİK FİKRET (1867 1915) Servetifünun edebiyatının öncüsü ve üstadı sayılmaktadır. Şiirlerinde aşk, doğa, aile, çocuk, acıma gibi bireysel duyarlılıkları karamsar bir bakış

Detaylı

KONU: TANZİMAT EDEBİYATI DÖNEMİ ESERLERİMİZ

KONU: TANZİMAT EDEBİYATI DÖNEMİ ESERLERİMİZ KONU: TANZİMAT EDEBİYATI DÖNEMİ ESERLERİMİZ DERGİ VE GAZETELER BEDİR: Ahmet Mithat Efendi; gazete; 1870 yılında çıkarılan kısa süreli bir gazetedir CERİDE-İ HAVADİS: 1840 yılında çıkarılan ilk yarı resmi

Detaylı

Ziya Paşa. Zeus tarafından yazıldı. Pazartesi, 05 Nisan :27 - Son Güncelleme Pazartesi, 05 Nisan :03

Ziya Paşa. Zeus tarafından yazıldı. Pazartesi, 05 Nisan :27 - Son Güncelleme Pazartesi, 05 Nisan :03 Yazı İçerik Ziya Paşanın Hayatı Ziya Paşanın Edebi Kişiliği Ziya Paşanın Eserlerinin Özellikleri Ziya Paşa ve Jön Türkler Ziya Paşanın Eserleri 1 - Defter-i Amal 2 - Harabat Mukaddimesi 3 - Harabat 4 -

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT EDEBİYATI ( )

BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT EDEBİYATI ( ) BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896) 18. Yüzyıl Türk Edebiyatı nın Genel Özellikleri Mahallîleşme akımı Halk şiiri ile klâsik şiir arasında yakınlaşma Halk şiirinin etkisiyle

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ (1860-1896) MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT.

TANZİMAT EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ (1860-1896) MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT. TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896) FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT. Tanzimat Dönemi, 1839 da Gülhane Parkı nda okunan Tanzimat Fermanı ile başlar. Modern Avrupa düşünce ve

Detaylı

11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI www.edebiyatogretmeni.org Türk Edebiyatı Dil ve Anlatım Dersleri Kaynak Sitesi RETGREGTGTGRTGTRGGT[Metni yazın] Sayfa 1 I. ÜNİTE: EDEBİYATLA DÜŞÜNCE, SOSYAL ve SİYASÎ

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

Tanzimat II. Dönem Edebiyatı ( )

Tanzimat II. Dönem Edebiyatı ( ) Tanzimat II. Dönem Edebiyatı (1876-1895) Katkıları İçin Teşekkürler http://akademi.yucelkesen.com II. Abdülhamit Dönemi (1876-1909) Meclis-i Umumî nin 20 Mart 1877'de Dolmabahçe Sarayı'ndaki açılış töreni

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

Çek - Kopar FASİKÜL 2

Çek - Kopar FASİKÜL 2 Çek - Kopar FASİKÜL 2 Ünite 2 TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATI (1860-1896) Bölüm 1: Tanzimat Dönemi Edebiyatı'nın Oluşumu 2 Bölüm 2: Öğretici Metinler 5 Bölüm 3: Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir)

Detaylı

Tanzimat Dönemi Edebiyatı

Tanzimat Dönemi Edebiyatı Tanzimat Dönemi Edebiyatı [1860 1896] Tanzimat Dönemi Edebiyatı 1. Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu Yusuf Kamil Paşa nın 1859 da Telemak adlı Fransızcadan çevirisi Osmanlı sanat çevrelerinde Batı edebiyatına

Detaylı

Tanzimat Dönemi Edebiyatı

Tanzimat Dönemi Edebiyatı Tanzimat Dönemi Edebiyatı [1860 1896] Tanzimat Dönemi Edebiyatı 1. Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu 11. Sınıf 2. Ünite Yusuf Kamil Paşa nın 1859 da Telemak adlı Fransızcadan çevirisi Osmanlı sanat

Detaylı

LYS EDEBİYAT ÖN SÖZ. LYS EDEBİYAT Liselere Yardımcı Ders Kitabı 978-605-4459-69-8. Sevgili Öğrenciler,

LYS EDEBİYAT ÖN SÖZ. LYS EDEBİYAT Liselere Yardımcı Ders Kitabı 978-605-4459-69-8. Sevgili Öğrenciler, II LYS EDEBİYAT LYS EDEBİYAT Liselere Yardımcı Ders Kitabı 978-605-4459-69-8 ÖN SÖZ EDİTÖR Turgut MEŞE YAZAR Hakan KAMAÇ 2012 Baskı Dönemi Tüm hakları DATA Yayınları na aittir. Yayıncının izni olmaksızın,

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

ÖSY S S Y S d e M a M sa s l 1989-ÖYS CEVAP: D

ÖSY S S Y S d e M a M sa s l 1989-ÖYS CEVAP: D http://egitimvaktim.com EDEBİYAT KONU ANLATIMI Masal Öykü(hikaye) Roman Makale Fıkra Söyleşi(sohbet) Deneme Eleştiri Anı Günlük Yaşamöyküsü(Biyografi) Özyaşamöyküsü(Otobiyografi) Mektup Söylev Gezi Yazısı(seyahatname)

Detaylı

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının Dönemleri (1860-1923)

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının Dönemleri (1860-1923) Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının Dönemleri (1860-1923) TANZİMAT SERVET-İ FECR-İ ATİ DÖNEMİ FÜNUN TOPLULUĞU TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATI (1860-1896) (1896-1901) (1909-1911) MİLLİ EDEBİYAT AKIMI CUMHURİYET

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ X 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti 2011-2012 DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" YENİ DERS PLANI** 1.YARIYIL 1.YARIYIL Birleşti ATA 101 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ I Z 2+0 2 X X X X ATA 101 ile ATA 102

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

Edebiyat ve Sosyal Hayat İlişkisi, Yenileşme Dönemi, Tanzimat ın Oluşumu. 4. 19. yüzyıl Osmanlı Devleti nde ilk defa posta ve karantina

Edebiyat ve Sosyal Hayat İlişkisi, Yenileşme Dönemi, Tanzimat ın Oluşumu. 4. 19. yüzyıl Osmanlı Devleti nde ilk defa posta ve karantina EDEBİYAT Edebiyat ve Sosyal Hayat İlişkisi, Yenileşme Dönemi, Tanzimat ın Oluşumu 11. SINIF EA-SÖZEL 01 1. Şu boğaz harbi nedir var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14 MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/2012 23:14 1.Aşağıdaki sanatçılarımızdan hangileri Beş Hececiler grubunda yer alır? A) Orhan Veli Kanık Ahmet Kutsi Tecer B) Yusuf Ziya Ortaç Faruk Nafiz Çamlıbel

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI( ) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi

TANZİMAT EDEBİYATI( ) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi TANZİMAT EDEBİYATI(1860-1895) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839 da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ABD YENİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI SEMİNER ÇALIŞMASI Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri Konuşmacı Emre ERDOĞAN Beylerbeyi nde doğmuşum, bostanlara karşı bir evde yıl 1895 babam,

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete ROMAN ROMAN *dünya edebiyatında ilk modern roman: Don Kişot, Servone *ilk çeviri roman: Fenelonda (Tercümanı Telemogue) *ilk yerli roman: Taaşuku Talat ve Fitnat *bir edebi akım (romantizm) etkisiyle yazılan

Detaylı

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ Bu kaynakta belli başlı düz yazı (nesir) türleri ile ilgili kısa bilgiler bulunmaktadır. Her türle ilgili ayrıntılı bilgiler için, üst menümüzdeki Edebi Türler sekmesinden faydalanabilirsiniz..

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 1. SINIF GÜZ YARII I.YARI KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İKİLİ ÖĞRETİM

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

En İyisi İçin. Cevap 1: II. Meşrutiyet Dönemi Ne x t Le v e l Ka r i y e r 300ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Tar i h Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

CENGİZHAN ANADOLU LİSESİ

CENGİZHAN ANADOLU LİSESİ CENGİZHAN ANADOLU LİSESİ TÜRK EDEBİYATI 11 Ders Notları Türk Dili ve Edebiyatı Zümresi İSTANBUL 2014-1 - I.ÜNİTE YENİLEŞME DÖNEMİ OSMANLIDA YENİLEŞME HAREKETLERİ 16. yüzyılın sonlarına kadar sürekli gelişen

Detaylı

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Neslihan Erkan İlan-ı Hürriyet II. Meşrutiyet, 1878 de askıya alınan Kanun-i Esasi nin yeniden yürürlüğe girmesiyle 23 Temmuz 1908 de başladı. Osmanlı coğrafyasında yeniden meşruti

Detaylı

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507 YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ABD LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI Türk Dili ve Edebiyatı Tezli Yüksek Lisans Programı Programın öngörülen

Detaylı

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA GECMIŞTEN GUNÜMUZE HABER YAZILARI Halka günlük olayları haber verme geleneğinin şimdilik Atina da başladığı sanılmaktadır. Eski Atina da, halk günün belirli saatinde,

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II

SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II SERVETİFÜNUN SANATÇILAR - II SERVETİFÜNUN DÖNEMİ BAĞIMSIZ SANATÇILARI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864 1944) Ahmet Mithat ın halk için roman yazma geleneğini sürdürmüştür. Natüralizmin ilk önemli temsilcisidir.

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA İLKLER A-) İSLAMİYET ÖNCESİ VE İSLAMİ DEVİR TÜRK EDEBİYATINDA İLKLER

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA İLKLER A-) İSLAMİYET ÖNCESİ VE İSLAMİ DEVİR TÜRK EDEBİYATINDA İLKLER TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA İLKLER A-) İSLAMİYET ÖNCESİ VE İSLAMİ DEVİR TÜRK EDEBİYATINDA İLKLER Türkçenin yazıldığı ilk alfabe Batı'da runik diye adlandırılan Göktürk alfabesidir. Bu yazıya Batı'da runik

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRENLER DİZİSİ NÜKTEDAN NAMIK ŞAİR NEYZEN KEMAL EŞREF TEVFİK

YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRENLER DİZİSİ NÜKTEDAN NAMIK ŞAİR NEYZEN KEMAL EŞREF TEVFİK 1 2 YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRENLER DİZİSİ NÜKTEDAN NAMIK ŞAİR NEYZEN KEMAL EŞREF TEVFİK 3 2015, Can Sanat Yayınları A.Ş. İllüstrasyonlar: Oğuz Demir Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖĞRENİM DURUMU Lisans: 1976-1980 Doç. Dr. Rıza BAĞCI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Yüksek Lisans: 1984-1987 EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

19. yüzyılda Türk edebiyatı, batılılaşma hareketine bağlı olarak roman, hikâye, tiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle çağdaş bir çizgiye girdi.

19. yüzyılda Türk edebiyatı, batılılaşma hareketine bağlı olarak roman, hikâye, tiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle çağdaş bir çizgiye girdi. Yazı İçerik Tanzimat Devri Türk Edebiyatı Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) Fecr-i Ati Topluluğu BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- ) Çağdaş Türk Edebiyatı, Osmanlı Devleti nin gerilemesinin

Detaylı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN 1) XI. Yüzyıl dil ürünlerinden olan bu eserin değeri, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve

Detaylı

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Genel Bilgiler H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı; a. Türk Dili, b. Eski Türk Edebiyatı, c. Yeni Türk

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ Dersi Veren: Osman SEZGİN Telefon: (216) 521 97 97 E-posta:

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 I. BÖLÜM EDEBİYAT NEDİR? 1.1. Edeb den Edebiyata...11 1.2. Edebî Eser...13 1.3. Edebî Metin...14 1.4. Edebiyat Bilimi...33 1.5. Edebiyat Sosyolojisi...33 1.6. Edebiyat Tarihi...35

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü *BEL5BEH3M* Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanlığı Sayı :70677404/105.04/E.80966 13/09/2017 Konu :2017-2018 Güz Dönemi

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI( ) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi

TANZİMAT EDEBİYATI( ) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi TANZİMAT EDEBİYATI(1860-1895) Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839 da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu

Detaylı

Orhan Okay Hoca, dönem

Orhan Okay Hoca, dönem TANITIMI Edebiyat Edebi Eser Üzerine* Orhan Okay Hoca, dönem edebiyab tefekkürünün mihenk olan Fuat, Ahmet Midhat Efendi, Mehmet Akif, Necip Nurettin Topçu son olarak Ahmet Hamdi gibi birbirinden saha

Detaylı

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI 1- MAKALE Herhangi bir konuda öne sürülen bilgi görüş ve düşünceleri kanıtlamaya yönelik yazı türüdür. Yazan öne sürdüğü görüş

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları KLASİK ÜSLUP Günlük konuşma diline ait unsurların yoğun bir şekilde kullanıldığı folklorik üslup, klasik estetiğin derinlik ve zarafetinden yoksun olması sebebiyle basit bulunmuş, folklorik üslubun yüzeyselliğine

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Secaattin Tural 2. Doğum Tarihi : 15.07.1966 3. Unvanı : Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Kırklareli Üniversitesi Derece Alan Üniversite Lisans Türk Dili

Detaylı

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ A B KAZANIM NO KAZANIMLAR 1 11 30027 1 / 31 Kelimelerin anlam oluşturmada birbirleriyle ilişkilerini belirler. 2 12 30027 Kelimelerin

Detaylı