BİRKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur. 4

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİRKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur. 4"

Transkript

1 BİRKAÇ SÖZ Foreword / Par l éditeur Merhaba sevgili okur, Millî Folklor 91. sayısıyla ellerinizde. Bu sayıda hakemlik süreçlerini başarıyla tamamlayan 22 özlü makaleye ve Dan Ben-Amos un Halkbilimi Öğreniminde Tür Kavramının Konumu başlıklı yazısının Meriç Kurtuluş tarafından yapılan çevirisine yer verdik. Özlü yazıların 9 u Halk Edebiyatı, 2 si Kültür Ekonomisi, 2 si Halk Müziği, 3 ü Halk Bilgisi alanındaki konulardan oluşmaktadır. Özlü yazıların son bölümünde yer alan ve 6 yazıdan oluşan dosyamızda Türk halk edebiyatı metinlerine Büyülü Gerçekçilik açısından yöneltilmiş soruları ve çözüm önerilerini bulacaksınız. Bu sayımızı da beğenerek ve ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun Armağanı Bilindiği üzere kurulduğu günden beri dergimize danışman, hakem ve yazar olarak katkı sağlayan saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun un emekli olması nedeniyle bir armağan sayı hazırlayacağımızı önceki sayılarımızda duyurmuştuk yılının Bahar sayısı Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun Armağanı olarak yayımlanacaktır. Dergimizde yer alan bu duyuru armağan sayıya katılmak isteyenlere çağrı niteliğinde olup, başka bir yöntemle yazı talep edilmemektedir. Ahmet B. Ercilasun ve çalışmaları konulu yazılarınızı 15 Ocak 2012 tarihine kadar gönderebilirsiniz. Armağan sayı konusuyla ilgili olsa da her öz lü yazı hakemlik süreçlerine tabi olduğundan öz lü yazıların belirlenen tarihten daha önce gönderilmesi, editörlüğümüze kolaylık sağlayacaktır. Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu Armağanı Dergimizin danışman ve hakemlerinden Uludağ Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu 27 Mayıs 2010 tarihinde emekli olmuştur. Dergimize ve halkbilimine uzun yıllar yapmış olduğu katkılar için kendisine teşekkür ederiz. Bilindiği üzere dergimiz alanımıza yapmış olduğu değerli katkılar nedeniyle emekli olan hocalarımıza armağan sayı hazırlama geleneğini sürdürmektedir yılının Bahar sayısı Mustafa Cemiloğlu Armağanı olarak yayımlanacaktır. Hatırlanacağı üzere dergimizde yer alan bu duyuru armağan sayıya katılmak isteyenlere çağrı niteliğinde olup, başka bir yöntemle yazı talep edilmemektedir. 2013: Folklor un 100. Yılı Özel Sayısı Bilindiği üzere, 1913 yılı Ziya Gökalp ın Halka Doğru dergisinde yayımladığı Halk Medeniyeti-1 başlıklı yazıda İngilizce folklor terimine Türkçe karşılık olarak halkiyatı önerdiği yıldır yılı ise folklor tarihi için bu önemli ve anlamlı önerinin 100. yıldönümüdür. Bu nedenle, 2013 yılının Güz sayısının Ziya Gökalp ve Folklor, Folklor ve Yerine Önerilen Terimler, Folklorda Terminoloji Sorunları na yönelik konuları işleyen yazılara yer vereceğiz. Bu yazı Özel Sayıya katılmak isteyenlere çağrı niteliğindedir. Özür ve Düzeltme Dergimizin 90. Sayısında yayımlanan Erzurum Düğünlerinde Elma Atma Geleneği adlı yazı iki yazarlı ve Prof. Dr. Kerime Üstünova ve Yard. Doç. Dr. Mustafa Üstünova ya ait iken dergimizin hatası sonucu Prof. Dr. Kerime Üstünova imzasıyla yayımlanmıştır. Düzeltir ve sayın yazarımız Yard. Doç. Dr. Mustafa Üstünova ve siz okurlarımızdan özür dileriz. Kışın yayımlanacak olan 92. sayıda buluşmak dileğiyle M. Öcal Oğuz Yayın Yönetmeni 4

2 ÇOK MEKÂNLI VE/VEYA ÇOK MEZARLI ANLATI KAHRAMANLARI: YUNUS EMRE Narrative Heroes with Many Places or Many Graves: Yunus Emre Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ** ÖZ Yunus Emre nin Risaletü n-nüshıyye adlı mesnevisi ile sözlü gelenek içinde yaşatılması mümkün olmayan kimi şiirlerin de yer aldığı Divan ı ile tarihî bir kişilik olduğu anlaşılıyor. Ancak Yunus Emre bu iki eserdeki yazılı kültüre aidiyet özelliklerinin dışında tamamen sözlü geleneğin ve sözel belleğin içinde yaşıyor. Birden çok Yunus un olması, Yunus Emre nin birden çok mezarının ve şiirlerinin birçok varyantının bulunması, hakkında menkabe ve efsane tarzı birçok anlatının kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılması, Yunus Emre yi tarihsel kişilikten çok anlatı kahramanı olarak ele almayı gerektirmektedir. Yukarıda adları verilen iki eseriyle 13. yüzyılda yaşadığı kabul edilen proto-tipik Yunus Emre ile halk arasında birçok yüzyıl boyunca ve farklı coğrafyalarda anlatılan Yunus Emre nin aynı yöntemle incelenmesi doğru sonuçlar vermemiştir. Proto-tipik Yunus Emre yazan şair olarak edebiyat tarihçisinin ilgi alanına girebilir. Anlatılan derviş veya adına şiir üretilen şair olan Yunus Emre yi ise folkloristin incelemesi gerekir. Sözlü kültür alanında dervişliği ve adına üretilen şiirlerle yaşayan ve bu popülerleşme sayesinde günümüze gelen Yunus Emre yi yazılı kültür uzun süre benimsememiştir. Yunus Emre nin yazılı kültür tarafından benimsenmesi ile folklor çalışmalarının önem kazanması doğru orantılıdır. Bu da Yunus Emre nin folklor disiplininin incelediği sözlü kültür alanında var olduğunun bir başka kanıtı olarak görülebilir. Bu ve benzer nedenlerle Yunus Emre, menkabeler içindeki hayatı, mezar ve makamları, her yüzyıldan ayrı bir lezzet barındıran varyantlı şiirleri ile folkloristin incelemesi gereken bir anlatı kahramanıdır. Anahtar Kelimeler Edebiyat Tarihi, Biyografi, Edisyon-Kritik, Anlatı, Eş-metin ABSTRACT It is understood that Yunus Emre is a historical figure because of his mathnawi Risaletü n-nüshıyye and his Divan which consists of some of his poems that cannot be kept in oral tradition. However, in spite of having these two texts containing the qualities of written culture, Yunus Emre is totally living in oral tradition and collective memory. Since there is more than one Yunus and their graves, there are many variants of his poems and there are many legends about him being transferred from one generation to other generation Yunus Emre should be considered as a narrative hero rather than a historical figure. The prototype Yunus Emre who is accepted to have lived in the 13th century with his works mentioned above should not be analyzed with the one who has been told among people for centuries in different geographies. The prototype Yunus Emre can take place in the field of literary historians as a literate poet. However, Yunus Emre who is the narrative dervish or the traditional poet to whose name poems are composed should be analyzed by the folklorists. The written culture did not take up seriously the existence of oral culture s Yunus Emre who is popular as a dervish and traditional poet. There is a direct proportion between the adoption of Yunus Emre studies in written culture and his taking attention in folklore studies. This can be accepted as another evidence of his existence in oral culture that folklore studies analyze. Therefore, Yunus Emre with his life story told in legends, his many graves, and variants of his poems from many centuries should be analyzed by folklorists as a narrative hero. Key Words History of literature, biography, edition-critic, narration, identical text Yunus Emre, Türk kültürünün bu başlık için en uygun isimlerinden biridir. Onun kim olduğu veya kim olmadığı gibi her türlü soruya araştırmacılar tarafından büyük bir yetkinlikle cevaplar verilir. Herkes kendi zaviyesinden çok iddialı bir dille onu bir yerlere yerleştirir ve buradan hareketle yoğun tartışmalar yürütür. Ancak bütün bu farklı bakış açılarının arasında Yunus Emre çalışmalarının uzlaşı cümlesi hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az bilgimiz vardır şeklinde karşımıza çıkar. Bu nedenle de hakkındaki uzun izahatlardan sonra * Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Halkbilimi Bölümü Öğretim Üyesi, ocaloguz@gazi.edu.tr 5

3 doğduğu ve öldüğü yılların sonuna çoğu zaman ihtiyaten bir? konulur. Sona konulan soru işaretine rağmen yaşadığı dönem konusundaki bu tereddütlü ikna edicilik, onu bir yere yerleştirmeye gelince büsbütün zayıflar ve araştırıcısını çaresizlikler iklimine sürükler. Bugüne kadar kayda geçirilenlere göre Yunus Emre nin mezarı, makamı veya türbesi diye adlandırılan ve bağlam tarafından mezar olduğuna inanılan yerlerin sayısı Yunus Emre den söz eden bir çok kaynaktan derlendiği ve Yunus Emre araştırmalarıyla tanınan Mustafa Tatçı nın da kaydettiği şekliyle 15 in üzerindedir: Eskişehir (Mihalıççık, Sarıköy, köyün şimdiki adı Yunus Emre), Karaman (Kirişçi Baba veya Yunus Emre Camii), Kırşehir (Niğde Ortaköy ile Kırşehir arasında), Bursa (Emir Sultan a giden yol üzerinde Şibli mevkii Sadi Tekkesi), Ordu (Ünye), Manisa (Kula ile Salihli arasında Emre Sultan Köyü nde Taptuk Türbesi ve Yunus Mezarı), Erzurum (Palandöken Dağı Tuzcu/Dutçu Köyü Taptuk ve Yunus Emre Mezarı), Isparta (Keçiborlu, Uluborlu Eğirdir), Afyon (Döğer Köyü Emre Sultan Mezarı ve Sandıklı Yeniçay köyü), Sivas, İzmir (Tire Yunus Emre Camii), Aksaray (Tapduk Köyü nde Tapduk ve Yunus a ait iki mezar), Tokat, bugünkü Yunanistan da olan Limni adası ve Kuzey Azerbaycan ın Gah (Tatçı 2011; ) bölgesi (Yunus Emre ve şeyhi Taptuk Emre adına iki türbe) bilinen ve literatüre geçen yerler arasındadır (Tatçı 1990: 34-43). Bu mezarların bir bölümü Taptuk Emre ile Yunus Emre nin ortak mekânı olmaktadır. Bu mezarların şeyhinin dergâhına 40 yıl doğru odun taşıyan Yunus Emre nin kendisine bizim Yunus dedirtmek için son zamanlarında gözleri görmeyen şeyhinin geçtiği eşiğe boylu boyunca yattığına dair anlatılarla ilişkili olmalıdır. Bu durumda Yunus Emre nin birden çok yerde karşımıza çıkması ve birden çok mezarının bulunması gerek bağlam gerekse araştırıcılar tarafından nasıl izah ediliyor? Bağlam gerek inanma ve tarih algısı gerekse 20. yüzyılda oluşan folklorizm (Gürçayır 2007) etkisiyle gerçek Yunus Emre nin kendi yerleşimlerinde olduğunu, öldüğünü ve yattığını söylüyor. Araştırıcılar ise, yeterli belge yokluğunu gerekçe göstererek bu yerlerden hanginin Yunus Emre nin mezarı olduğunu bilemediklerini itiraf ediyorlar ve halkın sevdiği kişilere mezarları dışında da makam inşa ettiği tezini ortaya atıyorlar. Kuzey Afrika da Tunus şehrinde Hacı Bektaş Veli ye atfen Sidi Bakdeş adıyla bir türbenin 16. yüzyılda inşa edildiği (Oğuz 2002) dikkate alınırsa, makam fikrinin yabana atılmaması gerekir. Ancak bu makamların anlatı kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğu ve bir benimseme ve yerlileştirme işlevi gördüğü de unutulmamalıdır. Zira konuya sevgi ölçütünü getirirsek Mevlana, Hacı Bayram Veli veya Fatih Sultan Mehmet in halk tarafından sevilmediği için birden fazla makam ve türbesinin olmadığı sonucu çıkarılabilir ki böyle bir tespitin isabetsizliğini tartışmaya bile gerek yoktur. Dolayısıyla Yunus Emre nin birden çok yerde mezarının bulunması onun ne denli sevildiğinden çok ne denli anlatıldığını göstermektedir. Anlatılan Yunus Emre nin hikâyesi nasıldı? Genç Yunus Emre nin Taptuk Emre ile buluşması, ona tabi olup kırk yıl dergâhında hizmet görmesi, bu hizmetin sonunda şiir söylemeye ve seyahat etmeye icazet alması, muhtemel bir dervişlik hikâyesinin epizotları olabilir. Çünkü genç Yunus un kimliğinden, nereli olduğundan başlayarak varyantlar oluşmaktadır. Nasibini arayan genç Yunus un Taptuk Emre yi 6

4 nerede bulduğu da Yunus Emre ve Taptuk Emre mezarlarından anlaşılacağı üzere çok varyantlıdır. Bu ve benzeri varyantlar arasından hangisi doğrudur sorusu Yunus Emre araştırmalarının asıl çıkmazını oluşturmaktadır. Bu nedenle çok varyant ve çok mekân folklor çalışmalarında çok anlatılanı işaret eder. Çok anlatılan bu metin veya metinlerin türsel özelliklerinin ne olduğu, nasıl bir bağlamda anlatıldığı veya hangi mekânlara yayıldığı soruları bu kabule bağlı olarak sorulabilir. Örneğin Köroğlu haksızlığa uğramış kahraman, Karacaoğlan güzellere düşkün âşık, Pir Sultan Abdal ötekileştirilen Alevilerin sesi gibi özellikleriyle karşımıza çıkarken Yunus Emre nin günümüze gelememiş, belki bütünlenememiş hikâyesi nasibini arayan genç dervişin olgunlaşma serüveni olarak kurgulanmış ve anlatılmış olabilir. Anlatılardan kurgulandığı ve benimsendiği şekliyle Yunus Emre nin yaşadığı dönem ve mekân kadar ona ait olduğu düşünülen, onun mahlasını taşıyan şiirler de tarihsel kişilik oluşturma açısından sorunludur. Yunus Emre şiirlerinin sayısını yazmaları karşılaştırarak belirleyen ve ona ait şiirlerin toplam sayısının 415 olduğunu söyleyen Mustafa Tatçı bu durumu Divanda verdiğimiz 415 şiirden başka, elimizde 300 kadar daha Yunus mahlaslı şiir bulunmaktadır. Bu şiirlerin başka Yunuslara ait olduğunu sanıyoruz. şeklinde açıklıyor (1991; 41). Bu cümleler Yunus Emre ile ilgili bir başka sorunlu alanı daha işaret ediyor: Yunus veya Yunus Emre mahlasını kullanan diğer şairlerin varlığı veya aynı Yunus Emre nin yerlileşirken yeni söyleyiciler eliyle yeniden üretilmesi ihtimali. Yunus Emre şiirlerini muhtelif Yunus lar arasında taksim ederken çeşitli dönemlerin, zamanların, bağlamların ve sözlü kültür içinde Yunus Emre adına üreten şairlerin varlığını dikkate almak gerekir. Dolayısıyla Yunus Emre şiirlerinin arasından Yunus mahlaslı diğer şiirleri ayırmaya çalışırken farklı Yunus lar kadar anlatı bağlamlarının Yunus Emre leri üzerinde de durmak gerekir. Ayrıca yazan Yunus Emre ile söyleyen Yunus Emre arasına konulacak çizginin ve şiirlerle ilgili yapılacak bölüştürmenin kuramsal yaklaşımının ve çözümleme yönteminin ne olacağı yeterli düzeyde analitik ve ikna edici olmalıdır. Şiirleri varyantlaşan ve hayatı efsaneleşen Yunus Emre de sözlü şiir geleneğinin diğer temsilcileri gibi yaşadığı dönemden ziyade, Batı Avrupa da ortaya çıkan ve yaklaşık iki yüzyıl sonra Türkiye ye ulaşan folklor hareketleriyle birlikte aydının ve yazılı alanın gözünde önem kazanmış ve değerli bulunmuştur. Bu nedenle onunla ilgili yazılı kaynakların büyük çoğunlu yazılı düşünce sisteminin değil, cönk ve mecmua gibi sözlü kültür kayıtlarının arasındadır. Sözlü kültür içindeki varyantlı şiirleri ve bin bir renge bürünmüş menkabeleriyle günümüze ulaşan Yunus Emre yi Türkiye de değerli bulan aydınlarla ancak 1908 de ilan edilen II. Meşrutiyet ten sonra karşılaşılmıştır. Örneğin Tanzimat Dönemi nin güçlü üç temsilcisi folklor ateşinin kıvılcımlarının Osmanlı topraklarına da düşmesiyle halk ve halkçılık terimlerini kullanmaya başlamışlarsa da Yunus Emre yi bu bakışın bir parçası olarak görmemişlerdir. Yani klasik dönemin Şuara Tezkireleri (İsen vd.2002) yazıcıları gibi, iki Meşrutiyet arasının ikircikli Tanzimat aydınları da Yunus Emre konusunda suskundur. Menkabeleri ve varyantlı şiirleriyle Yunus Emre ilk kez Türkçülük hareketiyle edebiyatın temeline halk edebiyatı nı koyanlardan ilgi görmüştür. M. Fuad Köprülü nün ( ) bir bölümünde Yunus Emre den söz ettiği Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (1919) adlı 7

5 kitabı 1908 hareketinin bir ürünüdür. Yazılı edebiyatı millî olmamakla itham ederek edebiyatı ve edebiyat tarihini folklorik alandan oluşturmaya çalışan bu akım, folklorun tarihen varlıkları ve hayatları belirsiz şairleriyle, hikâye, menkabe veya efsane kahramanlarını edebiyat tarihinin konusu hâline getirmiş ve onların halk arasında yaşayan anlatılarından biyografiler oluşturmuşlardır. Böylece bu hikâyeleri tarih algısıyla anlatan veya saklayan sözel bellek ile edebiyat tarihini yeniden yazmak isteyen aydın, folklorizm in önlenemez yükseliş sürecinde aynı düzlemde buluşmuş ve buradan ihtiyacını duyduğu her şeyi bir anlamda icat etmiştir. (Gürçayır 2007) Dolayısıyla Yunus Emre nin varyantlı şiirleri ile çok mekâna ve çok mezara sahip menkabevi hayatı da bu süreçten nasibini almıştır. Eğer tartışmasız bir şekilde varlığı biliniyorsa 13.yüzyılda yaşayan ve yazan Yunus Emre ile sözlü kültür ortamında anlatılan ve bu anlatıma paralel olarak her yüzyılda hakkında şiir veya menkabe üretilen Yunus Emre arasındaki proto-tipik ilişki, edebiyat tarihçisinin değil folkloristin konusu olmalıdır. Edebiyat tarihçisi, yazılmış ise 13. yüzyıldaki eseri ve biyografiyi dikkate alarak değerlendirmesini yapmalıdır. Sözlü geleneğin kendi kuralları içinde yeniden üretilen şiirlerin ve hayatların edebiyat tarihçisine yanılgıdan başka verebileceği bir şey yoktur. Edebiyat tarihçisi yanıldıkça ve çelişkileri izah edemedikçe bulunması gereken yeni belgelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek kaçamak yollara sapacaktır. Sözlü gelenek ortamında söylene söylene varyantlaşmış şiirleri edisyon-kritik yöntemiyle tek örneğe indirmek veya anlatıla anlatıla varyantlaşmış ve birçok mekâna yerleşmiş hayatlar içinden folklorizm den akla yakın lığa kadar birçok öznel kritere göre en uygun unu tercih etmek Yunus Emre gibi çok mezarlı ve çok mekânlı anlatı kahramanları ile ilgili tartışmaları ortadan kaldırmamıştır. Bu durumda tartışmayı aynı düzlemde yürütmek ve sonucu bulunacak yeni belgeler e havale etmek yerine, sözlü kültür ortamları ve bu ortamlardaki eserlerin üretim biçimleri üzerinde düşünmek gerekir. Esasen bu konuda Türk edebiyatı ve Türk aydını yalnız değildir. Sözlü ortamda üretilen metinlerin halk tarafından kabul edilen tarihselliğinin aydın veya araştırıcı tarafından da benimsenmesi sorunu birçok kültür kuramcısının ele aldığı bir konudur. Bu kuramlarda sözel bellek, saklama, aktarma ve yeniden üretme süreçleri bakımından sorgulanmaktadır. Bu kuramların büyük çoğunluğunun 20. yüzyılda ortaya çıkmış ve birçok alana uygulanmış olmasına rağmen ne yazık ki Türk edebiyatının örneğin Yunus Emre gibi sorunlu alanlarında hemen hemen hiç tartışılmamıştır. Yunus Emre gibi çok mekânlı ve çok mezarlı anlatı kahramanlarının yerel veya ulusal duygular veya turizm gibi kaygılarla özellikle 20. yüzyılda büyük değişimlere uğradığı görülür. Eskişehir deki Sarıköy ün adının Yunus Emre olarak değiştirilmesinden, tarihî mezardan veya türbeden bambaşka bir külliyenin doğuşuna, sahiplenme ve turizm açısından başarılı görülen bu uygulamanın başka Yunus Emre mekân ve mezarlarında karşımıza çıkmasına kadar izlenemez ve kontrol edilemez bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin büyük çoğunluğu halkbiliminin fakelore yaklaşımları ile sorgulanmayı hak etmektedir. Nitekim Selcan Gürçayır tarafından çevrilen makalelerden oluşan Folklorun Sahtesi: Fakelore (2007) adlı kitapta yer alan görüşler Yunus Emre uygulamaları özelinde ele alınmamıştır. Yunus Emre metinleri üzerine çalışırken başta Risâletü n-nüshıyye (Gü- 8

6 nay-horata 2004) gibi sözel bellekte saklanması ve yeniden üretilmesi mümkün olmayan şiirlerin tarihselliği ile her cönkte ve mecmuada varyantlaşmış olarak karşımıza çıkan ve bu hâlleriyle de sözel ortamlarda yeniden üretilmiş oldukları belli olanların folklorik liğinin iki ayrı okuma biçimi önerdiğini unutmamak gerekir. Bu iki ayrı okuma biçimini edebiyat tarihçiliği veya folklor lehine teke indirmenin doğru sonuçlar veremeyebileceğini göz önünde tutmak gerekir. Türkiye de Yunus Emre üzerine yapılan yayınlar birbirinden tamamen farklı amaç ve sonuçları olması gereken bu iki bakış açısını daha çok edebiyat tarihçiliği lehine birleştirmişlerdir. Her ne kadar Yunus Emre de diğer çok mekânlı veya çok mezarlı menkabe kahramanları gibi gerçek hayatı ve menkabevi hayatı adlarını taşıyan başlıklar altında iki farklı düzlem ve iki farklı gerçeklik temelinde tanınsa da sonuçta yapılan yorumlar menkabevi hayatı edebiyat tarihi temelinde aklileştirme ve anlatı ortamının gerçekliğine teslim olma sonucu doğurmaktadır. Âşık Paşa, Gülşehri, Baki veya Şeyh Galip gibi hayatları ve şiirleri görece daha az varyantlaşan tarihsel kişilikler ile Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Köroğlu, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal veya Ercişli Emrah gibi yaşamışlarsa bile proto-tipik gerçek hayatları ve gerçek şiirleri ile onlar için bağlam tarafından üretilen biyografiler ve şiirler nedeniyle anlatı kahramanlarına dönüşenlerin aynı sorular ve aynı yöntemler etrafından incelenmesinin zorluğu ve sonuçsuzluğu ortadadır. Anlatı kahramanlarını tarihsel kişiler olarak çözümlemeye çalışmak bugüne kadar ikna edici sonuçlar doğurmamıştır. Her araştırıcı son cümlesini ya bence diye bitirmek zorunda kalmış ya da doğru sonuca ulaşmayı ileride bulunacak yeni belge lere havale etmiştir. Bence Yunus Emre nin gerçek mezarı şurasıdır, bence bu şiir Yunus Emre ye ait değildir veya Yunus Emre nin gerçek kimliği eldeki belgelerden anlaşılmıyor, ilerde bulunacak belgeler bu konuyu aydınlatacaktır ifadeleri anlatı kahramanlarını tarihsel kişilik olarak çözümlemek isteyenlerin bir anlamda dramatik sonuç cümleleri olmuştur. Anlatı kahramanları ile ilgili olarak ilk cümlede hayatı hakkında fazla bilgimiz yoktur dedikten sonra ona aidiyeti varsayımsal olarak kabul edilen ve en eski örnekleri şairinin ölümünden ortalama yıl sonra yazıya aktarılmış şiirlerden ve belki çok daha sonra derlenmiş menkabelerden ayrıntılı kronolojiler çıkarmak işin bir başka tutarsızlığıdır. Bütün bu çelişkileri ortadan kaldırmanın yolu folklorik metinlerin tarihsel belge fetişizmi nden farklı yöntemlerle incelendiği gerçeğini kabul etmek ve folklorun da diğer bütün bilimler gibi okunacak bir kütüphanesi ve uzmanlık süreçleri içinde edinilebilecek kendine özgü kuramları, yöntemleri, soruları ve sorunları olduğunu ve bunların da kendi içinde bir tarihi ve dönüşümü bulunduğunu görmek gerekmektedir. Öcal Oğuz un Sözel Belleğin Tarihe Tanıklığı ve Âşıkların İnanılan Biyografileri başlıklı makalesinde ayrıntılı olarak tartıştığı kuramları burada tekrar hatırlamanın Yunus Emre nin çok mekânlı ve çok mezarlı folklorik kişiliğini anlaşılır kılmak için gerekli olduğu kanısındayım (Oğuz, 2010). Baba ve oğul folklor araştırmacıları olan Julius ( ) ve Kaarle ( ) Krohn Türkçe ye Halk Bilimi Yöntemi olarak çevrilen Die folkloristische Arbeitsmethode adlı kitaplarında her halk anlatısının bir ilk biçimi (ur-formu) olduğunu kabul etmişler ve önerdikleri yöntemle bu ilk biçime ulaşılabileceğini savunmuşlardır. Bu yöntem daha sonra Tarihî-Coğrafi Fin Kuramı olarak tanınmış ve birçok folklor çalışmasının temelini oluştur- 9

7 muştur. Edebiyat tarihinde karşımıza çıkan edisyon-kritik yöntemi ile çok metni teke indirme açısından benzerlik taşıyan bu kuram etkisini Yunus Emre araştırmalarında da hissettirmiş, birçok Yunus Emre şiirinden ve mezarından birinin asıl olması gerektiği algı ve beklentisini doğurmuştur. Bu kuramın eş-metin ve benzer metinleri ur-forma ulaşmada bir araç olarak görmesinin eleştirisi, her eş-metnin ve benzer metnin bir başka metne bağlı olmaksızın folklor disiplini için bütünlüklü bir metin olduğu ve kendi bağlamındaki gerekliliğinin vurgulanması sürecini doğurmuştur. Carl W. Von Sydow ( ), Tarihî-Coğrafi Fin Kuramı nın eş-metinleri urform yolunda teke indirmeye ve bir anlamda değersizleştirmeye çalışan bakışını eleştirerek ekotip görüşünü ortaya atmıştır. Von Sydow a göre her anlatı farklı bağlamlarda yeniden üretilir ve bulunduğu coğrafyaya bu başarıyı sağladıktan sonra yerleşir. Halk anlatılarının kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşaması bir anlamda bu yerleşme ve yerelleşmeye bağlıdır. (2005). Ekotip yaklaşımı, varyantlaşmayı ana yoldan sapma olarak ele almak yerine yeni mekâna uyum sağlama olarak görmekte ve bu uyumun anlatının yeni taşıyıcılar kanalıyla anlatılmasını, böylece kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılmasının sağladığını savunmaktadır. Yeni yerine yerleşen eski metin bambaşka bir kimliğe ve biçime bürünmektedir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre veya Köroğlu nun geniş bir coğrafyada paylaşılamayan gezginliği ni anlamlandırmak için Von Sydow un kayda değer öneriler sunduğunu görmek gerekiyor. Milman Parry ( ) ve asistanı Albert Lord un ( ) geliştirdiği Sözlü Formül Kuramı, her anlatının her anlatışta değişime uğradığını, sözel şairlerin asla ezberlemediği ve anlatılarını her defasında söz kalıplarını kullanarak eş-metinler ve benzer metinler biçiminde yeniden ürettiğini kanıtlamıştır. Parry ve Lord un, Dorson un Günümüz Folklor Kuramları adlı eserinde ifade etiği gibi (2006), 1930 lardan başlayarak Balkanlarda yaptıkları derleme ve araştırmaların ortak sonucu, halk anlatılarının her anlatışta yeni durumlara bağlı olarak değiştiği gerçeğinin belirlenmesidir. Ege Denizi çevresinin anlatı kahramanı olarak kabul ettikleri Homeros un torunları olarak görmek istedikleri Balkan halklarının anlatıları üzerinden Homeros yaratıcılığını anlamaya çalışan bu folklorcuların söyledikleri uygulamaya yönelik çok farklı sonuçları ortaya çıkarmıştır. Buradan hareketle biz de Yunus Emre ye şu soruyu sorabiliriz: Yunus Emre birden çok mekânda anlatıldığına göre, bu anlatıların değişmeden yüzyıllar boyunca sürdürüldüğünü savunmak mümkün müdür? Mit Ritüel Kuramı nın kurucusu Lord Raglan ( ) kimi bölümleri Türkçeye Geleneksel Kahraman, Tarih ve Mit ve Mit ve Ritüel başlıklıyla çevrilen Kahraman adlı eserinde sözel belleğin sahibinin işine yaramayan bilgiyi saklamayacağını ve gelecek kuşaklara aktarmayacağını söyleyerek yazılı olmayan hiçbir tarihsel bilginin doğru biçimde yıldan daha fazla korunamayacağını, ilkelin aile tarihinden verdiği örneklerle kanıtlamaya çalışır. Raglan, eğer önemli bir neden veya birebir görüşme gibi etkenler devreye girmiyorsa sözlü bellek sahibinin büyük-büyük dedesinin adını dahi hatırlamayacağını söyleyerek sözlü gelenekte anlatılanların tarih değil, mit ve ritüel olduğunu savunur(2007). Folklorun Biçimleri: Nesir Anlatılar başlığıyla Türkçeye çevrilen makalesinde William R. Bascom ( ), inanma, gerçeklik ve tarih düzleminde halk anlatılarını değerlendirir. Ona göre halk, mit, efsane ve masalı birbirlerinden bu açılardan ayırmaktadır. Halk tarafından masal inanılmayan ve gerçek dışı, buna karşılık mit ve efsane 10

8 ise tarih, inanılan veya gerçek olarak kabul ediliyor. (2006). Bu durumda Yunus Emre ile ilgili olarak Molla Kasım anlatıları halk gözünde inanılan, tarih ve gerçek niteliğini kazanmaktadır. Bunun gibi Yunus Emre nin Taptuk Emre ye 40 yıl hizmet etmesi, bu hizmet sırasında odunun bile eğrisini dergâha sokmaması ve icazet alabilmek için eşiğe uzandığında şeyhinin bizim Yunus demesi Bascom un işaret ettiği gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim kimi yerlerdeki Yunus-Taptuk mezarlarının da bu menkabeyi doğrular tarzda inşa edildiği düşünülebilir. Raglan ın sözel belleğin işlevsiz bilgiyi saklama kapasitesinin olmadığı ve salt tarih olan şeylerin ancak yıl ancak korunabildiğini savunurken Bascom un halkın bir varmış bir yokmuş veya evvel zaman içinde gibi uyarıcı ifadelerle inanılmaması gerektiğini hatırlattığı anlatıların dışındaki türlere tarih gözüyle baktığını ve inandığını söylüyor. Her ne kadar Bascom, Raglan ın Mit-Ritüel görüşünü eleştirdiği bir başka makalesinde onun yıl ile ilgili görüşüne tam olarak katılmıyor ve sözel belleğin yerine göre 400 yıl öncesini de hatırladığını söylüyorsa da (2009) salt tarih ile halk anlatıları arasındaki ilişkinin sorunlu olduğunu türlerle ilgili makalesi açık bir şekilde göstermektedir. Sonuç olarak, Julius ve Kaarle Krohn, Von Sydow, M. Parry, A. Lord, W. Bascom, Lord Raglan gibi sözlü kültür metinleri üzerine çalışan onlarca bilim insanının oluşturduğu belleği, çözümleme önerilerini ve benzer durumlarda kullandıkları yöntemleri görmeden ve bu yöntemlerle bir anlamda hesaplaşmadan çok mezarlı ve çok mekânlı hayatları ve varyantlaşmış şiirleriyle folklorik bir alan yaratan Yunus Emre gibi anlatı kahramanlarını anlaşılır kılmak mümkün olmayacaktır. Halkın Yunus Emre ile ilgili olarak yüzyıllar içinde oluşturduğu ve kuşaktan kuşağa aktarırken değiştirip dönüştürdüğü sözel belleğinin folkloristin geliştirdiği kuram ve yöntemlerle incelenmesi gerekir. KAYNAKÇA Bascom, William R. (Çevirenler Yeliz Özay vd.). Folklorun Biçimleri: Nesir Anlatılar. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-1. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Bascom, William R. (Çeviren: Selcan Gürçayır). Mit Ritüel Teori. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-3. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Dorson, M. Richard. (Çevirenler: Selcan Gürçayır- Yeliz Özay). Günümüz Folklor Kuramları. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Gürçayır, Selcan. Folklorun Sahtesi: Fakelore. Ankara: Geleneksel Yayınları, Günay, Umay-Osman Horata. Risâlet n-nushıyye. Ankara: Akçağ Yayınları, İsen, Mustafa- Filiz Kılıç-İsmail Hakkı Aksoyak- Aysun Eyduran, Şair Tezkireleri, Ankara: Grafiker Yayını, Köprülüzade Mehmed Fuad, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. İstanbul: Krohn, Julius-Kaarle. (Çeviren: Günseli İçöz, Yayına Hazırlayan: Fikret Türkmen) Halk Bilimi Yöntemi. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayını, Oğuz, Öcal. Türk Dünyası Halkbiliminde Yöntem Sorunları. Ankara: Akçağ Yayınları, Oğuz, Öcal. Tunuseli İncelemeleri/Etudes de Tunisie. Ankara: Millî Folklor Yayınları, Oğuz, Öcal. Sözel Belleğin Tarihe Tanıklığı ve Âşıkların İnanılan Biyografileri. Millî Folklor, Sayı: 87 (Güz 2010), s Raglan, Lord. (Çeviren: Metin Ekici). Geleneksel Kahraman. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-1. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Raglan, Lord. (Çeviren: Levent Soysal). Tarih ve Mit. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-2. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Raglan, Lord. (Çeviren: Evrim Ölçer Özünel). Mit ve Ritüel. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-2. Ankara: Geleneksel Yayıncılık, Tatçı, Mustafa. Yunus Emre Divanı İnceleme. Ankara: Kültür Bakanlığı, Tatçı, Mustafa. Yunus EmreDivanı. Ankara: Akçağ Yayıncılık, Tatçı, Mustafa. Yukarı İllerde Bir Gezgin Derviş: Yunus Emre (Azerbaycan Notları) Türk Kültür Ve Hacı Bektaş veli Dergisi, S. 58 (İlkbahar 2011). Von Sydow, Carl Wilhelm, (Çeviren: Tuğçe Işıkhan). Coğrafya ve Masal Ekotipleri. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-3. Ankara: Geleneksel Yayıncılık,

9 BİR ANA-METİN OLARAK NASREDDİN HOCA HİKÂYELERİ ÜZERİNE KİMİ DÖNÜŞTÜRMELER Quelques faits de transformation des anecdotes de Nasreddin Hoca en tant qu un hypertexte Prof. Dr. Kubilây AKTULUM* ÖZ Değişik ülkelerde değişik adlarla anılan Nasreddin Hoca hikâyeleri verdiği ahlaki ve felsefi mesajlarla tanınmaktadır. Pek çok ülkede hikâyeleri ya oldukları gibi yinelenmiş ya da yenidenyazılarak biçim ve içerik bakımından kimi dönüşümlere uğratılmışlardır. Nasreddin Hoca hikâyelerinin yinelemeye ve yenidenyazılmaya açık olması onlara bir evrensellik özelliği kazandırmıştır. Bu özelliği ile Nasreddin Hoca nın kişiliği yanında hikâyeleri metinlerarası ilişkiler bağlamındaki anlamıyla bir ana-metin durumuna gelmişlerdir. Bir başka deyişle sürekli bir gönderge durumuna gelen ya da alıntılanan, yenidenyazılan hikâyeler değişik ülkelerde, değişik koşullarda, yeni bağlamlarda durmadan yinelenirken oldukları gibi değil içerik ve biçimsel bakımdan dönüştürülmüşlerdir. Kuşkusuz bir ana-metin durumuna gelen, durmadan yenidenyazılan hikâyelerin birbirleriyle olan alışverişlerini sorgularken dönüştürme biçimleri üzerinde içeriksel olduğu kadar yapısal sorgulamalar yapmak onların hem metinlerarasılık boyutunu hem de dolaşımda olan değişmez yapılarının belirlenmesine katkı sağlayacaktır. Hikâyelerde sözünü ettiğimiz evrensellik boyutu ancak onların yapısal, türsel, sözceleme, bir başka deyişle üretim sürecinin çözümlenmesiyle olası olacaktır. Bununla da kalmayıp, türsel bakımdan benzerleriyle bir dizi karşılaştırma yapmak onların evrenselliği yanında özgünlüğünün belirlenmesine yarayacaktır. Hikâyelerin gerisinde duran tüm ayrışık özellikler evrensel kültürün alanına evrensel geçerliliği olan, kuramsal olarak yeterince tanımlanmış yeni bakış açılarının verilerinin kullanıma sokulmasıyla dâhil edilebilecektir. İşte bu amaçlarla, bu çalışmada sınırlı da olsa, Nasreddin Hoca hikâyelerinin kimi dış kaynaklı varyantlarında ağırlıklı olarak metinsel bakımdan ne gibi dönüştürüm işlemleri gerçekleştirildiği belirlenecektir. Bu yapılırken aynı zamanda hikâyelerin türsel ve yapısal bakımdan benzerleri karşısında konumunun ne olduğu ortaya konularak, bir tür ana-metin durumuna getirilen Nasreddin Hoca hikâyelerinin ne denli geniş bir etki alanı yarattığı vurgulanacaktır. Mots Clès Nasreddin Hoca, hikaye, dönüştürme, yenidenyazma, kısa biçim RÉSUMÉ Les anecdotes de Nasreddin Hoca, appelé sous divers noms dans divers pays, sont connues par leur message moral et philosophique. Ses histoires sont reprises dans plusieurs pays telles qu elles sont, ou elles ont été réécrites en effectuant des transformations aussi bien au niveau de la forme qu au niveau du contenu. Le fait que les anecdotes de Nasreddin Hoca soient ouvertes aux phénomènes de reprises et de réécritures leur fait acquérir une dimension universelle. Cette particularité chère à la personnalité de Nasreddin Hoca a fait de lui et de ses anecdotes un hypertexte dans le sens intertextuel du terme. Pour le dire autrement, les anecdotes de Nasreddin Hoca, qui sont devenues une référence continuelle, empruntées ou réécrites de telle ou telle manière n ont pas été reprises telles qu elles sont, mais, au contraire ont subi de diverses transformations dans divers contextes, dans diverses conditions selon les pays. Sans doute, quand on interroge les échanges des diverses anecdotes entre elles, qui sont perçues comme un hypertexte perpétuel et qui sont réécrites sans cesse, et quand on poursuit cette interrogation transformationnelle au niveau du contenu et de la structure, contribuera à saisir soit leur dimension intertextuelle, soit déterminer leur structure profonde qui est en cours dans diverses versions. Il ne sera possible de parler de l universalité des anecdotes que si on en fait une analyse au niveau structurel, générique et énonciatif, leur processus de production. Pour pousser la tentative un peu plus loin, faire une série de rapprochements génériques avec leurs semblables permettra de déterminer aussi bien leur universalité que leur originalité. Toutes ces particularités hétérogènes cachées derrière les anecdotes ne pourront être transférées au domaine de la culture universelle qu à la seule condition que si l on utilise les données des approches et des perspectives dont la validité est prouvée universellement. Pour le faire, dans ce travail, nous nous proposons donc, quoique limitée, de mettre en lumière quelles sont les transformations qui ont lieu au niveau textuel, et ce, à partir de quelques variantes étrangères des anecdotes de Nasreddin Hoca. Pour le faire, nous voulons également de préciser la position générique et formelle des anecdotes de Nasreddin Hoca, en tant qu un hypertexte, face à ses semblables, souligner ainsi à quel point elles ont créé un sphère d influence. Key Words Nasreddin Hoca, anecdote, transformation, réécriture, forme brève * Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı, aktulum@sdu.edu.tr 12

10 Nasreddin Hoca hikâyelerinin yalnızca bizde değil, pek çok başka ülkede anlatıldığını, benzerlerinin yazıldığını, her ülkenin kendi koşullarına uygun benzer tiplemeler yarattığını biliyoruz. Değişik ülkelerde Nasreddin Hoca tipine karşılık gelen, benzer ya da değişik adlarla anılan, birer mit durumuna gelmiş kişiler ve hikâyeleri bulunmaktadır. Nasreddin Hoca hikâyelerinin çeşitlemeleri, benzerleri konusunda bu alanda çalışan kimi araştırmacılarca çeşitli yazılar yazılarak onların değişik ülkelerdeki benzerleriyle bir dizi karşılaştırma yapılmıştır. Bu çalışmada biz de bir karşılaştırmacı tutumuyla Nasreddin Hoca hikâyelerinin değişik ülkelerde yazılan kimi versiyonlarına ilişkin birkaç belirleme yapacağız. Amacımız Nasreddin Hoca hikâyelerinin tüm olası kaynaklarını ortaya çıkararak bir kaynak eleştiri araştırması yapmak değildir; daha çok bitmiş, kapalı birer dizge durumuna gelmiş, kendi içlerinde belli bir işleyişi olan, böylelikle bir tür olarak belirlenmiş Nasreddin Hoca hikâyelerinin (fıkralarının) metinsel düzlemde yapısal kimi özelliklerini belirleyerek onların biçimsel olarak sahip oldukları tipik diyebileceğimiz özelliklerinin hangi bakımlardan benzerleriyle örtüştüğünü ortaya koymaktır. Bununla da kalmayıp hikâyeleri işleyiş bakımından Batı kültüründeki kimi türlerle (örneğin karnaval) ilişkilendireceğiz. Artsüremsel değil, daha çok eşsüremsel bir bakış açısıyla (ancak artsüremselliği tümüyle dışarıda bırakmadan) hikâyelerin uğradıkları kimi dönüşümlerin neler oldukları üzerinde duracağız. Dönüşümün sorgulanması Nasreddin Hoca hikâyelerinin bir anametinsellik özelliğine sahip olduklarını gösterecektir. Nasreddin Hoca hikâyeleri, Mihail Baktin in deyişiyle çoksesli (polifonik) yapıdadırlar. Baktin romanın çoksesli bir tür olduğunu kanıtlamaya uğraşırken parodik roman türünün temel isimlerinin çalışmalarından yola çıkar. Temel amacı bu türden eserlerin teksesli değil çoksesli bir yapıda olduklarını kanıtlamaktır. Parodik romanlar güldürürken ciddi mesajlar veren türler sınıfında yer alırlar. M. Baktin parodik roman dışında güldürürken ciddi mesajlar veren başka türler de saptar. Örneğin komedi bu türlerden birisidir. Folklorun temel bir unsuru olan karnaval ise bir diğeri. Ayrıca Menipos Taşlamalarını, Socrates Söyleşilerini çoksesli yapıda türler arasında sayar. Ona göre parodik roman türü, özellikle de taşlamalar hem güldürür hem de insanın koşuluna, gerçekliğe ilişkin ciddi bir mesaj vermeye uğraşırlar; Batı kültüründeki karnaval geleneği yine çoksesli yapıya uygundur. Ya zın alanına aktarıldığında, bir imge olarak karnaval söyleminin, çokseslilik ile ilgili birkaç özelliğini şu biçimde belirler: karnaval bir gösteri olsa da sahnede oynanmaz; tam bir eşitlik içerisinde, karnaval a katılanlar aynı zamanda hem oyuncu hem de seyirci dirler. Orada kural, kanun, yasaklama, toplumsal rütbeler, eşit sizlik yoktur. İnsanlar arasındaki her tür uzaklık silinir; herkes serbestçe, birbirine son derece yakın olarak karnavala katılır. Yetkeci yaşam biçimine karşı bir biçim olan karnavalda herkes özgürce konuşur, düşüncelerini dile getirir. İster dü şünceler, ister değer dizgeleri, ister olgular söz konusu olsun, her konuya el atılır. Dolayısıyla yukarı/ aşağı, kutsal/dindışı, yüce/anlamsız vb. karşıtlıklar yok olur. Üstelik yetkeye, dinsel olana serbestçe eleştiriler yöneltilebilir. Bu nedenle karnaval ço ğu zaman çiftanlamlı, daha doğrusu çiftdeğerli yönüyle belirir. Örneğin, gülme hep çiftdeğerli bir nitelik taşır. Komedi 13

11 türünde yazarlarca güldürürken aynı zamanda ciddi bir mesaj verilir. Yasaklanan çoğu şey gülme yoluyla açıklanır. Yasal düzen, siyaset adamları, din vb. yine onunla alaya alınır. Komedi türünde güldürürken ya da eğlendirirken ciddi mesajlar verilmek istendiğinden ondan çoksesli bir tür olarak söz edilir. Bu açıdan bakıldığında, bir komedi türü olmasa da, örneğin La Fontaine in masalları söz konusu tanımlamalara oldukça uygun düşmektedir. Anlattığı masallarda yazar eğlendirir, ancak sonunda bir ahlak dersi vermekten, okura felsefi bir bildiri göndermekten geri durmaz. Çokseslilik masalın değişmez yapısal özelliklerinden birisi durumuna gelir. Bu açıdan bakıldığında Nasreddin Hoca hikâyeleri de kanımızca Baktin in sözünü ettiği çoksesli tür tanımına oldukça uygun düşmektedir. Gerçekten de hikâyelerde amaç çoğu zaman ilk anda eğlendirmek ya da güldürmek olsa da arka planda insanın gerçekliğine ya da koşuluna ilişkin ciddi mesajlar verilir. Fransa da Nasreddin Hoca nın olağanüstü serüvenleri başlığıyla yayımlanan çizgi romanda (2006), Nasreddin Hoca dan sözbilimde geçen bir oxymoron (karşıt iki terimin yan yanalığı) kullanımıyla çılgın bilge diye söz edilir; tutumu çelişik ve kışkırtıcıdır. Çiftdeğerlilik Nasreddin Hoca nın hikâyeleri yanında kişiliğine de yakıştırılır. Hikâyelerin gerisinde toplumun değişik kesimlerine eleştiriler de yöneltilmektedir (örneğin Nasreddin Hoca nın Tunus ta yazılan versiyonlarında bu arayış temeldir). Nasreddin Hoca hikâyeleri yazınsal bir tür olarak Baktin in sözünü ettiği edebiyatın karnavallaştırılması tanımlamasına uygun düşmektedir. Gerçekten de Nasreddin Hoca hikâyeleri çift değerlilik özelliği taşıyan türden anlatılardır. Güldürü öğesine bağlı olarak Nasreddin Hoca hikâyeleri içlerinde parodik unsurlar barındırırlar. Hem parodik unsurlar barındırır hem de ciddi mesajlar verirler. Bu bakımdan başka ülkelerde yazılmış olan, anlatılan Nasreddin Hoca hikâyelerinin değişik versiyonlarında, kendi ortamlarına, coğrafyalarına uygun olarak bir dizi dönüştürüme uğratıldıkları görülmektedir. Ciddi mesajlar verilmek istendiğinde, işlevin farklılaşması durumu gündeme geldiğinden, Nasreddin Hoca hikâyelerinde bir çiftdeğerlilik, yani çokseslilik özelliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Metinlerarası ilişkiler bağlamında (metinlerarasılığın bir karşılaştırmalı sorgulama biçimi olduğunu anımsatalım) ana-metinlerin ciddi düzende dönüşümü başlığı altında, ana-metin (şu ya da bu amaçla, biçim ve içerikle oynansa bile sürekli bir gönderme-metin durumuna getirilen metin) düzleminde, alt-metnin (ya da gönderge metin) bir oyun düzeninde, daha çok eğlendirmek ve/ya yermek amacıyla dönüştürülmesi yanında, dönüşümün bir oyun düzeni dışında da gerçekleştirildiği olur. Nasreddin Hoca hikâyeleri bu şemaya oldukça uygun düşmektedir. Toplumda aksayan ya da insanın koşuluna ilişkin yanları eğlenceli, alaycı, yergisel vb. amaçlarla eleştirmek yanında (bu bakımdan parodik bir dönüştürmeden yanadırlar) ahlak dersi, ya da felsefi bir mesaj vermeye yeltendiği durumlarda dönüşümler ciddi düzende tanımlanırlar. Öyleyse güldürme, eğlendirme, yerme işleviyle belirlenen ilk uygulamanın karşısına ciddi düzende yer alan, ciddi mesajlar vermeye yönelik dönüşüm ve taklitleri yerleştirmek gerekir. Genette in önerdiği değiştirim (transposition) kavramı bir konum ve bağlam değişikliğini öne çıkarır. Dolayısıyla Nasreddin Hoca hikâyeleri sürekli olarak konum ve bağlam değişti- 14

12 rerek söz konusu evrenselliği yakalamıştır. Ancak bu değişiklik (ya da dönüşüm) biçimsel olduğu kadar içeriksel, doğal olarak da kimi işlevsel değişiklikleri de beraberinde getirmiştir; hikâyeler öyleyse bir çokdeğerlilik, çokseslilik yapısına uygun durumdadırlar. Söz konusu işlevlere ve değineceğimiz gibi, kullanılan biçime göre ana-metin durumuna gelen Nasreddin Hoca hikâyelerinin değişik versiyonlarında gönderge-metnin anlamı üzerinde oy nama derecesine göre biçimsel olabileceği gibi, izleksel ya da anlamsal değiştirimler (dönüştürümler) de gerçekleştirilebilir. Nasreddin Hoca hikâyelerinin değişik versiyonları ya da varyantları ağırlıklı olarak biçimsel değiştirimler kategorisine ilişkindir. Özellikle biçimsel dönüştürüm yöntemlerinden birisi olan çeviri oldukça bilinen bir uygulamadır. Nasreddin Hoca hikâyeleri pek çok dile çevrilmiş; çeviri yoluyla değişik ülkeler arasında sürekli bir kültürel akış sağlanmıştır. Kimi zaman hikâyelerde yine biçimsel bir dönüştürüm biçimi olan indirgeme (şu ya da bu hikâyenin kimi unsurlarını çıkartmak) ya da genişletme (yenidenyazıldığı ortamın koşullarına göre şu ya da bu unsuru eklemek) yöntemine uygun olarak dönüştürme işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede bizi ilgilendiren bir diğer dönüştürme biçimi anlamsal dönüşümler kategorisinde karşımıza çıkar. Daha çok bir hikâyenin izleğiyle oynanarak anlamsal kimi dönüşümler gerçekleştirilir. İlke olarak ana-metin başka bir dile, biçeme aktarı lırken biçimsel dönüşümler uygulanır. Yapıtlar kimi ekleme ve/ya çıkarma işlemine tabi tutulduklarından anlamları da bir ölçüde değiştirilir. Bu tür dönüşümler izleksel ya da anlamsal dönü şümlerdir. Anlamsal dönüşümlerden ilki, bir öyküsel ya da içeriksel değişikliği öne çıkaran bir öyküsel dönüşüm ; ikincisi ise olayları ve eylemi kuran yol ların değiştirilmesi olan pragmatik (edimsel) dönüşüm dür. Genette in tanımlamalarını izlersek, öykü ile tarihsel ve coğrafi çerçeveyi anlamak gerekir. Buna göre bir hikâye ya da hikâyede geçen bir eylem bir öykü/ öyküleme zamanından başka bir öy kü/ öyküleme zamanına ya da bir yerden başka bir yere aktarılırken eylem de/ hikâyede meydana gelecek değişiklikler öyküsel-dönüşüm adı altında ele alınır. Bunun sonucunda da edimsel bir dönüşüm, yani eylemin-olayın akışında bir dönüşüm ortaya çıkar. Nasreddin Hoca hikâyelerinde tanımladığımız bu iki düzene ilişkin uygulamalara rastlanır. Bu bakımdan hikâyeler bir çokseslilik tanımlamasına uygun düşmektedir diye düşünüyoruz. Anımsattığımız tanımlamaları yalınlaştırdığımızda en azında farklı tarihlerde ve coğrafyalarda yazılan aynı ya da benzer öykülerde biçimsel olduğu kadar verilmek istenen mesaj bakımından benzerlikler bulunabildiği gibi ayrımlar da bulunabilmektedir. Ortak olan temel yan, Nasreddin Hoca hikâyelerinin kullanılan biçim ve buna bağlı olarak verdikleri mesaj, ya da işlevleri açısından sanki zaman ve uzam dışı (Nasreddin Hoca nın tam olarak ne zaman ve nerede doğduğu konusundaki kuşkular bu düşüncesini destekler niteliktedir) 1 birer ana-metin durumuna geldiklerini ileri sürebiliriz. Öyle ya Nasreddin Hoca hikâyelerinin evrensel bir nitelik kazanması, çok sayıda ülke kültürünün ayrılmaz bir parçası durumuna gelmesi, ortak yapıları ve işlevlerin yinelenmesi bu görüşü haklı çıkarmaktadır. Öyleyse sözünü edeceğimiz Nasreddin Hoca hikâyelerinin yalnızca eğlendirmek, yermek amacıyla parodik birer dönüştürüm olduklarını söylemek yetersiz 15

13 olurdu; Nasreddin Hoca hikâyeleri aynı zamanda ciddi düzende tanımlanan, ciddi mesajlar veren bir tür tanımlamasına uygun düşmektedir. Yazınsal tür bakımından ise kısa biçim sınıfında yer almaktadırlar. Öyleyse yapılması gereken şeylerden birisi, söz konusu hikâyelerin coğrafi ve tarihsel anlamda dolaşımını göz önünde bulundurarak, bir kısa biçim formuna uyduklarına göre, ana-metnin hangi yapısal ve içeriksel özelliklerinin dönüştürülerek yinelendiklerini belirlemek, aralarında kimi yaklaştırmalar yapmaktır. Bu bakış açısı onların çoksesliliğini kavramamızı kolaylaştıracaktır. Nasreddin Hoca nın hikâyelerinde, La Fontaine in Masallar ında yaptığına benzer bir biçimde yarattığı yaşam felsefesi önemsenir. Nasreddin Hoca, La Fontaine den ayrı olarak güldürü unsurunu öne çıkarır. Üstelik Nasreddin Hoca nın hikâyeleri, La Fontaine inkiler gibi şiir formunda değil düzyazı formundadır. Bununla birlikte her ikisinin de kullandığı tür (birinde masal diğerinde hikâye ya da fıkra) ortak bir özellik sunmaktadır. Her ikisi de birer kısa biçim sınıfında yer alırlar (Alain Montandon un belirlediği 99 çeşit kısa biçim arasında masal ve fıkra/hikâye de yer almaktadır). Onun kısa biçim tanımlaması başlığı altında konumlandırabileceğimiz, aforistik (özlü söz) yapıya (daha çok fıkraların bitiş tümceleri bu yapıya oldukça uygun düşmektedir) benzer olan hikâyelerinde, La Fontaine in masallarında olduğu gibi, insanın koşuluna ilişkin saptamalar evrensel bir doğrulukla yapıldığı için ilgi çeker. Yaratılan güldürü etkisi, mizah bir yazınsal tür olarak kısa biçimin öne çıkan özellikleri olarak bilinirler. En kısa şakaların en iyiler olduğu görüşü bu ilişkiyi (kısa biçim ve mizah) ortaya koyar. Mizahi unsurun sürpriz, şaşkınlık, beklenmediklik, gülme etkisi yaratması için kısalık öne çıkarılır. Genellikle bir durumun, bir düşüncenin bir dizi sözcük oyunuyla, anlamın koparılmasıyla bir saçmalık durumu yaratılır. Nasreddin Hoca hikâyelerinde gönderme yapılan durumların çoğunun görünürde eğlendirici bir saçmalık düşüncesi yarattıkları sanılır, bununla birlikte hikâyeler değişik biçimlerde yoruma açıktırlar; ahlak dersi veren ve düşündüren hikâyeler, ahlaki ve düşünsel değerleri yanında tinsel bir değere de sahiptirler. Idries Shah, Batılılar için derlediği Nasreddin Hoca hikâyelerinin tasavvuf geleneğine uygun olarak tinsel bir açıdan yorumlanabileceklerinden söz eder (2004, 2005). Öyleyse Nasreddin Hoca hikâyelerinde amaç yalnızca güldürmenin ötesinde kendi davranışlarımızı, tutumlarımızı, alışkanlıklarımızı, sürekli olarak içinde yaşadığımız ve kendi içimizde yarattığımız dünyayı gözden geçirmeye zorlamaktır; bu nedenle onları Balzac ın İnsanlık Komedyası na benzer bir tarzda, alabildiğine indirgenerek kısa biçim özelliğine dönüştürülen felsefi alt yapısı güçlü hikâyeler olarak görmek gerekir. Bu özelliği nedeniyle Nasreddin Hoca hikâyeleri kurgusal bakımdan, değindiğimiz gibi, Mihail Baktin in sözünü ettiği güldürürken ciddi iletiler veren türler içerisine yerleştirilebilirler. Bu yapıya uyan türler arasında öne çıkan parodik roman (ve andığımız diğer türler) dışında parodik bir yapıya sahip hikâyeler söz konusu özellikleri nedeniyle bu tür içerisinde sınıflandırılabilirler. M. Baktin in tanımladığı biçimiyle, Nasreddin Hoca hikâyeleri güldürürken ciddi mesajlar veren yapıt tanımlamasına oldukça uygun düşmektedir. Baktin in türsel olduğu kadar içeriksel olarak folklorik unsurları daha çok Rabelais nin yapıtları üzerinden çözümleyerek, mi- 16

14 zah, alay, yergi gibi aynı sözlüksel alan içerisinde tanımladığı yazınsal türler Socrates ten başlayarak Batı kültüründe ikili bir işleve sahip türler sınıfında konumlandırılmışlardır. Nasreddin Hoca hikâyeleri de benzer özellikleri nedeniyle aynı sınıfa katılırlar, evrensel özelliklere sahip oldukları bu açıdan yeterince kanıtlanır. Evrensel özellikleri nedeniyle hikâyeler sürekli olarak yeni dönüşümlere, yenidenyazmalara açık duruma gelirler. Dilbilimcilerin deyişiyle gösterilen, yani içerik (aynı zamanda gösteren, yani biçim) düzleminde bir dizi dönüştürüm gerçekleştirerek bir ana-metin olarak Nasreddin Hoca nın hikâyelerini yenidenyazan, bu bakımdan bir metinlerarasılık sürecinin de önünü aralayan yapıtlara değişik ülke kültürlerinde rastlamak olasıdır. Onun kısa biçim tanımına oldukça uygun düşen, biçimsel anlamda yalın, ancak düşünsel anlamda oldukça derinlikli hikâyeleri bu özelikleri nedeniyle sanki zaman dışı sürekli bir gönderme durumuna getirilmiştir. Öykülerin değişik dillere çevrilmesi yanında, pek çok ülke kültüründe benzer karakterlerin ve durumların yaratılması eserlerinin oldukça geniş bir coğrafyada etki alanı yarattığını yeterince göstermektedir. Balkan ülkelerinden başlayarak Moğolistan a uzanan, Sırpçaya ve Hırvatçaya, Farsçaya, Arapçaya, Fransızcaya, İngilizceye, Yunancaya, Rusçaya ve çok sayıda başka dile çevrilen Nasreddin Hoca hikâyeleri ile kültürel anlamda yoğun bir etki, etkilenme sürecine girilir. En başından, Nasreddin Hoca adının benzer adlandırmalarla, kimi sessel ve biçimsel dönüşümlerle tipleşmiş bir figür olarak bir öncedenbilinen durumuna getirildiği görülür. Makedonya da Stradin Hoca; Polonya da Hodża ya da Chodża; Özbekistan da Khodja Nasreddin; Azarbeycan da Molla Nasreddin; Pakistan da Molla Nesiruddin; Kafkaslarda Moullah Nasreddin; İngiltere de ve Orta Doğu da Mulla Nasrudin; Afkanistanda Mullah Nasruddin; Fransada Nasr Eddin Hodja; Romanyada Nastratin Hogea; Arnavutlukta Nasredin Hoxha; Kırgızistan da Nasreddin Afandi; Türkmenistan da Nasreddin Ependi; Kazakistan da Nasreddin Hoja; Sırbistan ve Hırvatistan da Nasruddin Hodza; Bosna da Nasruddin Khoja; Bulgaristan da Nastradin Hoca; Yunanistan da Nastradhin Chotzas adlandırmalarıyla bilinir. Bu değişik biçimler Nasreddin Hoca nın kişiliğinin ve hikâyelerinin ne denli evrensel özellikli olduklarını, temel bir folklorik gönderme durumuna geldiğini yeterince göstermektedir. Bu denli geniş bir coğrafyada adını duyurmuş olan Nasreddin Hoca nın kişilik özellikleri yine değişik ülkelerde yaratılan kişiliklerle buluşturulur. Tunus, Cezayir, Fas gibi ülkelerde Jeha, Joha, Jha, Djha ya da Djouha adıyla anlatılan hikâyeler, Nasreddin Hoca hikâyelerinin birer dönüştürülmüş biçimleridir; söz konusu hikâyelerde de benzer yapı ve içerik yinelenir, anlatısal düzlemde işleyiş birbiriyle büyük ölçüde örtüşür; dönüştürüm bir yineleme kullanımıyla gerçekleşir: Bir Cuma günü Djouha camiye gider; cami imamı, verdiği vaazın sonunda şunları söyler: Allahım bizi dinden imandan etme, bizi bağışla ve bize yol göster. Allahım bizi affet ve bizi iyi birer inançlı kişi yap. Djouha imamın konuşmasının ardından daha yüksek bir sesle şunları söyler: Allahım bizi zengin et, güzel kadınlar ver, bize gece gündüz hizmetkârlık edecek köleler ver, bize altın ver, hem de çok altın. Bu sözleri duyan öfkeli imam ona 17

ÇOK MEKÂNLI VE/VEYA ÇOK MEZARLI ANLATI KAHRAMANLARI: YUNUS EMRE

ÇOK MEKÂNLI VE/VEYA ÇOK MEZARLI ANLATI KAHRAMANLARI: YUNUS EMRE ÇOK MEKÂNLI VE/VEYA ÇOK MEZARLI ANLATI KAHRAMANLARI: YUNUS EMRE Narrative Heroes with Many Places or Many Graves: Yunus Emre Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ** ÖZ Yunus Emre nin Risaletü n-nüshıyye adlı mesnevisi

Detaylı

BİR ANA-METİN OLARAK NASREDDİN HOCA HİKÂYELERİ ÜZERİNE KİMİ DÖNÜŞTÜRMELER

BİR ANA-METİN OLARAK NASREDDİN HOCA HİKÂYELERİ ÜZERİNE KİMİ DÖNÜŞTÜRMELER BİR ANA-METİN OLARAK NASREDDİN HOCA HİKÂYELERİ ÜZERİNE KİMİ DÖNÜŞTÜRMELER Quelques faits de transformation des anecdotes de Nasreddin Hoca en tant qu un hypertexte Prof. Dr. Kubilây AKTULUM* ÖZ Değişik

Detaylı

AHMED YESEVİ: ANLATILAN HAYAT VE ADINA ÜRETİLEN HİKMET

AHMED YESEVİ: ANLATILAN HAYAT VE ADINA ÜRETİLEN HİKMET AHMED YESEVİ: ANLATILAN HAYAT VE ADINA ÜRETİLEN HİKMET Ahmed Yasawi: Narrated Life and Wisdom Generated in His Name Prof. Dr. Öcal OĞUZ* ÖZ 2016 yılında UNESCO Anma ve Kutlama Yıldönümleri Programı kapsamında

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Tarihi-Coğrafi Fin Kuramı ve Yöntemi DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Tarihi-Coğrafi Fin Kuramı ve Yöntemi Kurucuları Kuramın Temel Paradigmaları ve Eleştiriler

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Yapısalcı Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Yapısalcı Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri A) Kahraman biyografisinin yapısal çözümleme modelleri

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Sözlü Kompozisyon Teorisi DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Sözlü Kompozisyon Teorisi Teorinin ortaya çıkışı ve kavramsal yapının oluşumu Milman Parry ve Sözlü Kompozisyon

Detaylı

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş Çoğuldizge Kuramı Ünal Yoldaş* Giriş Kuram, çeviribilimin en temel unsurlarındandır. Dünyada çeviribilim üzerine çalışan birçok insan mutlak suretle ortaya konulan temel çeviribilim kuramlarından faydalanmakta,

Detaylı

SÖZEL BELLEĞİN TARİHE TANIKLIĞI VE ÂŞIKLARIN İNANILAN BİYOGRAFİLERİ

SÖZEL BELLEĞİN TARİHE TANIKLIĞI VE ÂŞIKLARIN İNANILAN BİYOGRAFİLERİ SÖZEL BELLEĞİN TARİHE TANIKLIĞI VE ÂŞIKLARIN İNANILAN BİYOGRAFİLERİ Témoignage à l histoire de la mémoire orale et Biographies crues des achiqs Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ* ÖZ Âşık edebiyatının üretim ve aktarım

Detaylı

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI GÜZ YARIYILI DERSLERİ Dersin Kodu Dersin Adı T U K Dersin Türü TEA 500* Seminer 020 Zorunlu TEA 501

Detaylı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz: METİN ÇÖZÜMLEME METİN NEDİR? Bir olayın, bir duygunun bir düşüncenin yazıya dökülmüş haldir. Metin öncelikle yazı demektir. Metin kavramı aynı zamanda organik bir bütünlük demektir Metin kavramı öncelikle

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA Sayı : 10476336-100-E.531 29/01/2019 Konu : Ders İçerikleri-Çağdaş Türk Lehçerleri ve Edebiyatları Bölümü İLGİLİ MAKAMA Bu belge 5070 Elektronik İmza Kanununa uygun olarak imzalanmış olup, Fakültemiz Çağdaş

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ...13

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ...13 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM EVLİYA ÇELEBİ VE SEYAHATNAME 1.1. EVLİYA ÇELEBİ NİN HAYATI...17 1.2. EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ HAKKINDA GENEL BİLGİ...25 1.3. ARAŞTIRMA

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 2

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004. ÖZ GEÇMİŞ Adı Soyadı: M. Gül Uluğtekin Bulu Unvanı: Öğretim Görevlisi, Dr. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sosyoloji ODTÜ 1999 Y. Lisans Sosyoloji ODTÜ 2002 Y. Lisans Türk Edebiyatı Bilkent 2004 Doktora

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü http://ogr.kocaeli.edu.tr/koubs/bologna/genel/listesi_prn.cfm?ed... 1 / 7 22.05.2018 15:55 Fen - Edebiyat Fakültesi Türk ve Edebiyatı Bölümü Adı 2017/2018 Listesi 1. YARIYIL TLU Atatürk İlkeleri ve İnkılap

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı ÖZELLİKLERİ ÖZELLİKLERİ

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Doç. Dr. Mustafa Alkan Doç. Dr. Mustafa Alkan, Manisa nın Kula ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Manisa da tamamladı. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu.

Detaylı

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ A B KAZANIM NO KAZANIMLAR 1 11 30027 1 / 31 Kelimelerin anlam oluşturmada birbirleriyle ilişkilerini belirler. 2 12 30027 Kelimelerin

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Erken Dönem Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Mitolojik Teori Mitlerin Meteorolojik Gelişimi Teorisi Güneş Mitolojist Okul ve Güneş

Detaylı

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ X 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti 2011-2012 DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" YENİ DERS PLANI** 1.YARIYIL 1.YARIYIL Birleşti ATA 101 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ I Z 2+0 2 X X X X ATA 101 ile ATA 102

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

BÖLÜM 1 Nitel Araştırmayı Anlamak Nitel Bir Araştırmacı Gibi Düşünmek Nicel Araştırmaya Dayalı Nitel Bir Araştırma Yürütme...

BÖLÜM 1 Nitel Araştırmayı Anlamak Nitel Bir Araştırmacı Gibi Düşünmek Nicel Araştırmaya Dayalı Nitel Bir Araştırma Yürütme... İÇİNDEKİLER Ön söz... xiii Amaç... xiii Okuyucu Kitle... xiv Kitabı Tanıyalım... xiv Yazım Özellikleri... xv Teşekkür... xvi İnternet Kaynakları... xvi Çevirenin Sunuşu... xvii Yazar Hakkında... xix Çeviren

Detaylı

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK DİLİ 2 TKL 202 4 2 + 0 2 2 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi 1970. Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi 1970. Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971 Resim ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Prof. Dr. Ensar ASLAN İletişim Bilgileri :Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Adres Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığı Telefon : Mail : 2. Doğum Tarihi : 3. Unvanı

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 1 2 2 2 3 2 4 2 1 2 2 2 3 2 4 2 KONU ADI KAZANIMLAR 1. İletişim sürecini oluşturan ögeleri ve iletişimde dilin işlevini belirler. 2. Dil ve kültür arasındaki ilişkiyi 1.

Detaylı

KARACAOĞLAN: ANLATICILAR VE BİYOGRAFİLER

KARACAOĞLAN: ANLATICILAR VE BİYOGRAFİLER KARACAOĞLAN: ANLATICILAR VE BİYOGRAFİLER Karacaoğlan : Narrateurs et Biographies Karacaoğlan: Narrators and Biographies Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ* ÖZ Türk folklor çalışmalarında Karacaoğlan ı tarihsel bir

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri Kurucuları ve Okullar ( W. Wundt Okulu,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004. ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: M. Gül Uluğtekin Unvanı: Okutman, Dr. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sosyoloji ODTÜ 1999 Y. Lisans Sosyoloji ODTÜ 2002 Y. Lisans Türk Edebiyatı Bilkent 2004 Doktora Türk Edebiyatı

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TARİHİ COĞRAFİ FİN KURAMI UYGULAMALARI DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Axel Olrik in Epik Yasaları Anti Aarne nin Masal Tipleri Kataloğu Stith Thompson un Halk

Detaylı

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI 11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI A. RAPOR: Herhangi bir konuyu, olayı veya incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları

Detaylı

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15) FOLKLOR Folklor, bir ülke ya da belirli bir bölge halkına ilişkin maddi ve manevi alandaki kültürel ürünleri konu edinen, bunları kendine özgü yöntemleriyle derleyen, sınıflandıran, çözümleyen, yorumlayan

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan USTALARA SAYGI-ANMA SOKAK AÇILIŞI F.DOSTOYEVSKİ SÖYLEŞİ / DİNLETİ - İMZA ATAOL BEHRAMOĞLU

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI 1 KAZANIMLAR Eylem araştırmalarının ortaya çıkış nedenini ve felsefi temelini açıklayabileceğiz Eylem araştırmalarının araştırma sorularını belirleyebileceğiz

Detaylı

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı TDE 601 Divan Şiiri

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI UNESCO NUN 1989 TARİHLİ POPÜLER VE GELENEKSEL KÜLTÜRÜN KORUNMASI TAVSİYE KARARI NIN HALKBİLİMİ ÇALI MALARINA ETKİSİ Hazırlayan

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Performans Teori Teorinin ortaya çıkışı ve tarihçesi Alan Dundes ve Üçlü Araştırma Modeli Performans Teori nin İcra Olayı Tahlil

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

Kültür Bilimi ve Yönetimi

Kültür Bilimi ve Yönetimi Kültür Bilimi ve Yönetimi Yazar Prof. Dr. Nebi Özdemir ISBN: 978-605-9247-68-9 1. Baskı Ağustos, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 240 Web: grafikeryayin.com Kapak, Sayfa Tasarımı, Baskı ve Cilt

Detaylı

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI 1- MAKALE Herhangi bir konuda öne sürülen bilgi görüş ve düşünceleri kanıtlamaya yönelik yazı türüdür. Yazan öne sürdüğü görüş

Detaylı

DOKTORA DERSLERİ VE İÇERİKLERİ

DOKTORA DERSLERİ VE İÇERİKLERİ DOKTORA DERSLERİ VE İÇERİKLERİ TDE 601 Tarihi Türk Lehçelerinin Karşılaştırmalı Ses Bilgisi Türk lehçelerinin tasnifi, ana Türkçenin ses özellikleri ve tarihi süreç içinde geçirdiği değişiklikler. Ana

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ TDE729 1 3 + 0 6 Sosyal bilimlerle ilişkili

Detaylı

Doç.Dr. CANER IŞIK. Eğitim Bilgileri

Doç.Dr. CANER IŞIK. Eğitim Bilgileri Doç.Dr. CANER IŞIK Fen-edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1994-1998 Lisans Ege Üniversitesi 1999-2002 Yüksek LisansEge Üniversitesi Edebiyat

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF MERKEZÎ ORTAK SINAVLARI TÜRKÇE DERSİ AÇIK UÇLU SORU VE YAPILANDIRILMIŞ CEVAP ANAHTARI ÖRNEKLERİ Örnek Soru

Detaylı

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I Yazar Feyza Tokat ISBN: Takım Numarası: 978-605-9247-50-4 (Tk) Cilt I: 978-605-9247-51-1 (1.c) 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No:

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 KONULAR Avrupa da Folklor sözcüğünün kullanımı ile ilgili çalışmalar Folklorun ilk derneği Folklorun tanımı DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 AVRUPA DA FOLKLOR SÖZCÜĞÜNÜN

Detaylı

Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) İhtisas Komitesi. Prof. Dr. Öcal OĞUZ Komite Başkanı

Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) İhtisas Komitesi. Prof. Dr. Öcal OĞUZ Komite Başkanı Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) İhtisas Komitesi Prof. Dr. Öcal OĞUZ Komite Başkanı Komite Üyeleri Komite Başkanı: Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Başkan

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. arzuuatik@gmail.com EĞİTİM Doktora 2003-2009: Marmara Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Tez konusu:

Detaylı

BİRKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur. 4

BİRKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur. 4 BİRKAÇ SÖZ Foreword / Par l éditeur Merhaba sevgili okur, Millî Folklor un 87. sayısı ellerinizde. Bu sayıda 20 özlü makale yer alıyor. Bu makaleler oluşturduğumuz dosyalarda şu şekilde paylaşıldı: 2 makale

Detaylı

Köy Seyirlik Oyunlarında İnsan, Doğa ve Topluluk İlişkisi

Köy Seyirlik Oyunlarında İnsan, Doğa ve Topluluk İlişkisi Köy Seyirlik Oyunlarında İnsan, Doğa ve Topluluk İlişkisi Yazar Ezgi Metin Basat Kapak Fotoğrafı Prof. Dr. M. Muhtar Kutlu Arşivi nden ISBN: 978-605-9247-83-2 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş ÖZGEÇMİŞ I. Adı Soyadı (Unvanı) Muammer Mete Taşlıova (Doç. Dr.) Doktora: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006 E-posta: (kurum/özel) metetasliova@gmail.com Web sayfası Santral No: 0312-4667533

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB211 3 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM Ders No : 0310340004 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE ALAN, Y. (2017). Dr. Muhammed Hüküm ün Şair - Sosyolog: Kemal Tahir Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2895-2900. DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL

Detaylı

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı 1. Yarıyıl Türkçe Öğretiminde Çağdaş Yaklaşımlar ETO701 1 2 + 1 7 Türkçe öğretiminde geleneksel uygulamalardan

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

DAVUTOĞLU SÜLEYMAN HİKÂYESİ

DAVUTOĞLU SÜLEYMAN HİKÂYESİ DAVUTOĞLU SÜLEYMAN HİKÂYESİ -Metinlerarası bir okuma- Dr. Özkan DAŞDEMİR FENOMEN YAYINLARI Eser Adı / DAVUTOĞLU SÜLEYMAN HİKÂYESİ -Metinlerarası bir okuma- Yazar / Dr. Özkan DAŞDEMİR Kapak Tasarımı / Çağrı

Detaylı

Türk Dili 2 El Kitabı

Türk Dili 2 El Kitabı Türk Dili 2 El Kitabı Editörler Osman Gündüz Tacettin Şimşek Yazarlar Osman Gündüz Nurşat Biçer Kürşad Çağrı Bozkırlı Tacettin Şimşek Erhan Durukan Osman Mert ISBN: 978-605-9247-94-8 1. Baskı Ocak, 2018

Detaylı

Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS

Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1965 BURDUR T: 24222744003306 F: sevkiyenas@akdeniz.edu.tr

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

Soru Sınıf ve Nu: Müfredat 18. 9.sınıf YGS Harita Bilgisi-Arazi Rehberimiz: İzohipsler

Soru Sınıf ve Nu: Müfredat 18. 9.sınıf YGS Harita Bilgisi-Arazi Rehberimiz: İzohipsler 2010 YGS SOS.BİL. TESTİNDEKİ / COĞRAFYA SORULARININ MÜFREDAT AÇISINDAN ANALİZİ Soru Sınıf ve Nu: Müfredat 18. Harita Bilgisi-Arazi Rehberimiz: İzohipsler 19. Hayali Rehberler: Paraleller ve Meridyenler

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2) Arnavutça () Programın amacı, Arnavut dili, kültürü, tarihi ve edebiyatını tanıyan bu alanda çalışma yapacak nitelikte bireyler yetiştirmektir Metinlerinden yola çıkarak Arnavut dilinde metin okur ve yazar,

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık 2015-15 Ocak 2016) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı Türkiye Türkçesi ETO703 1 2 + 1 8 Türk dilinin kaynağı, gelişimi; Türkiye Türkçesinin diğer dil ve lehçelerle

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Timothy Corrigan FİLM ELEŞTİRİSİ Elkitâbı

Timothy Corrigan FİLM ELEŞTİRİSİ Elkitâbı Timothy Corrigan FİLM ELEŞTİRİSİ Elkitâbı Çeviri: Ahmet Gürata dipnot Yayınları İÇİNDEKİLER Çevirmenin Notu H Türkçe Baskıya Önsöz 12 Önsöz 13 1. BÖLÜM FİLMLER HAKKINDA YAZMAK 17 Neden Filmler Hakkında

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Bağlam Merkezli Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Bağlam Merkezli Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri: İşlevsel Halkbilimi Kuramı Malinowski

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

I. SINIF / I. YARIYIL

I. SINIF / I. YARIYIL I. SINIF / I. YARIYIL COG 101-Çocuk Gelişimi I: Gelişimle ilgili temel kavramlar; gelişim dönemleri, gelişim ilkeleri, gelişime etki eden faktörler, çocuk gelişiminin önemi, çocuklarda fiziksel gelişim,

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık 2012 25 Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık 2012 25 Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık 2012 25 Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık 2012 25 Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık 2012 25 Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık 2012 25 Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu bültende yer almaktadır. Böylece temalara bağlı düzenlediğimiz

Detaylı

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi Biliminin Doğuşu 18. yüzyıla gelene değin özellikle sosyal bilimler felsefeden bağımsız olarak ayrı birer bilim disiplini olarak özerklik kazanamamışlardı Tarih

Detaylı

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ 1953 yılında Adapazarı nda doğan Mustafa İsen, 1975 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. Mezuniyetten

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN 4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN (28 Ekim 2013-13 Aralık 2013) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında 28 Ekim 2013-13 Aralık 2013 tarihleri arasında işlediğimiz

Detaylı

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 015 016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 1. SINIF DİL VE ANLATIM İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EYLÜL ÜNİTE I SANAT METİNLERİ ÜNİTE 1 İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR HAFTA HAFTA 8 Eylül-

Detaylı

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 1. SINIF GÜZ YARII I.YARI KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İKİLİ ÖĞRETİM

Detaylı

Çeviri Eleştirisi (ETI402) Ders Detayları

Çeviri Eleştirisi (ETI402) Ders Detayları Çeviri Eleştirisi (ETI402) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Çeviri Eleştirisi ETI402 Bahar 2 0 0 2 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin

Detaylı

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984. Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi 1992-1993

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984. Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi 1992-1993 1. Adı Soyadı: H. İbrahim DELİCE 2. Doğum Tarihi: 01 Nisan 1964 3. Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi 1979-1984 Y. Lisans

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Tel: Belgeç: E MAİL:

ÖZGEÇMİŞ. Tel: Belgeç: E MAİL: ÖZGEÇMİŞ ADI SOYADI: Mustafa DURMUŞ ÜNVANI: Doç. Dr. DOĞUM TARİHİ: 10.08.1975 DOĞUM YERİ: İstanbul YABANCI DİLİ: İngilizce MEDENİ HÂLİ: Evli İŞ ADRESİ: Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No. ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI 1.KURUMUN ADI 2.KURUMUN ADRESİ 3.KURUCU TEMSİLCİSİ ADI :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.79 Fethiye /MUĞLA :ARTI ÖZEL

Detaylı

Teori (saat/hafta) Yerel Kredi Türkçe Dil Becerileri I TRK Yarıyıl 2/14 2/14 3 3

Teori (saat/hafta) Yerel Kredi Türkçe Dil Becerileri I TRK Yarıyıl 2/14 2/14 3 3 Dersin Adı Kodu Yarıyılı Teori (saat/hafta) Uygulama (saat/hafta) Yerel Kredi Türkçe Dil Becerileri I TRK111 1. Yarıyıl 2/14 2/14 3 3 Önkoşul(lar)-var ise Dersin Dili Dersin Türü Dersin verilme şekli Dersin

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı HİKÂYE Edebiyat

Detaylı

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Elveda Rumeli Merhaba Rumeli İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Hamdi Fırat BÜYÜK* Balkan Savaşları nın 100. yılı anısına Kitap Yayınevi tarafından yayınlanan Elveda Rumeli Merhaba

Detaylı

Olumlu. bakıyorum. Olumsuz. bakıyorum. Kararsızım. Bilmiyorum

Olumlu. bakıyorum. Olumsuz. bakıyorum. Kararsızım. Bilmiyorum Hürriyet, 7 Mayıs 1995 Türkiye Avrupa ve AB Üyeliği Algısı Şüphesiz her aday ülkede olduğu gibi, Türkiye de AB üyeliği konusunda kendi ekonomik ve politik beklentileri doğrultusunda bir tutum sergilemektedir.

Detaylı