i n d e k s in deks Bizim Dünyamız kariyer Aylin COŞKUNOĞLU NAZLIAKA 86 Söz Sizde İ.Deniz COŞKUNSU 70 Portre Prof. Dr. Tanju MEHMETOĞLU 69

Transkript

1

2

3 in deks 2 I N D E K S 8 6 Söz Sizde kariyer Aylin COŞKUNOĞLU NAZLIAKA 86 İ.Deniz COŞKUNSU Aktüalite Turan TANYER 34 Çevre İrem Mutlu GÜVEN Sosyal Sorumluluk Emekli Tümgeneral Salih GÜLOĞLU Sosyal Sorumluluk TSK Elele Vakfı Emekli Tümgeneral Sabri DEMİREZEN Portre Prof. Dr. Tanju MEHMETOĞLU 69 Keyif Miro Restaurant Çocuk Beyza ÖĞETÜRK Ponaromik Bakış Aylin AKPINAR 77 Fikir Bahçesi Ceran ARSLAN OLCAY Bizim Dünyamız 32 Sağlık Prof. Dr.Celal KERVANCIOĞLU 68 i n d e k s

4 in deks 3 Ya yýn Ku ru lu Zerrin Dağcı ( 71) Füsun Okutan ( 80) Ay fer Nið de li oð lu ( 81) Demet Baysal Aydýn ( 83) Ebru Savun ( 85) Ceran Arslan Olcay ( 95) Efe Çakıroğlu ( 03) Ecehan Sakarya ( 04) Yaşam Kalitesi Doç. Dr. Selvin AYDIN Yaşam Kalitesi Mehmet TÜMER 81 Yayın Kurulu Koordinatörü Ayda Uçul ( 81) Ya zý Ýþ le ri Mü dü rü Şenol Sarısoy ( 82) TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Dergi Sorumlusu İlhan Koçak ( 73) Gonca Aksungur 52 Gezi Murat Özsoy Kitap Mustafa Selim ÖZKÖK Baský Ajans-Türk Basým A.Þ. Ýstanbul Yolu 7. km. Necdet Evliyagil Caddesi No: , Ankara Tel : Fax : Ya pým Aral Ajans Dudu Kütük(Ko or di na tör) Renk Ay rý mý Film san Okur öne ri le ri ve yo rum la rý için e-ma il: yayin@kolej.org in fo@ko lej.org Yönetim Yeri TED AN KA RA KO LE JÝ ME ZUN LA RI DER NE ÐÝ Taşpınar Mah Cad. No:5, Gölbaşı/Ankara Tel : Fax : lej.org Ým ti yaz Sa hi bi An ka ra Ko lej li ler LTD. ÞTÝ. adý na Bü lent Bað dat lý ( 81) Basým Tarihi: 30 Aralık 2011 Yayýn Türü: Yerel süreli - 3 aylýk ISSN: adet bas tý rýl mýþ týr. Der nek üye le ri ne üc ret siz da ðý týl mak ta dýr. Ya zý la rýn hu ku ki me su li ye tirö por taj sa hip le ri neve ya zar la rý na ait tir. Yayımlanan yazı ve fotoğraflar Derneğin ve yazarların izniolmadan kullanılamaz. Türk dilbilgisi imla kuralları Aral Ajans tarafından uygulanmıştır. 62 Mesaj Kutusu 54 Kültür Sanat Meltem Yaprak DARCAN 87 Tuncer KAYALAR Anılarımız 64 Uzman Görüşü Mehmet Efe BİRESSELİOĞLU Türk Eğitim Derneği Spor Kaybettiklerimiz 72 Kampüs

5

6 baþ kan dan me saj 5 Sevgili Kolejliler, Bü lent BAÐ DAT LI 81 TED An ka ra Ko le ji Me zun la rý Der ne ði Ge nel Baþ ka ný TED Ankara Koleji Mezunları Derneği olarak, sosyal-kültürel faaliyetlerle ve birbirinden renkli etkinliklerle dolu bir yılı geride bırakıyoruz. Özel gün ve haftaların yanı sıra, her yıl geleneksel olarak düzenlenen Mezunlar Balosu, Kuru Fasulye Günü, Uçurtma Şenliği ve Tenis Turnuvası gibi organizasyonlarla, sizleri bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadık. K-Sohbet, K-Seminer, Kavaklıdere Tenis Kulübü Happy Hour, Kolejlilerin sahibi olduğu mekanlarda Happy Friday buluşmaları, Kentpark Prestige Sinemaları özel gala gösterimleri, Devlet Opera ve Balesi nde Kolejlilere özel olarak tahsis edilen bale, opera ve müzikal tiyatro etkinlikleri, Okulumuzdaki söyleşiler, Optimum Bowling Turnuvası gibi faaliyetlerle, Mezunlarımızı buluşturmayı hedefledik. Yıl boyu özgün yazıları, röportajları ve her geçen gün artan kalitesiyle ortaya çıkan Kolejliler dergimizle, sizlere konuk olduk. Gerek faaliyetlerimizin ortaya konmasında gerekse dergimizin çıkarılmasında gönüllü olarak görev alan tüm Çalışma Grubu Başkan ve Üyelerini, dernek profesyonellerimizi emeklerinden dolayı kutluyor, teşekkürlerimi sunuyorum yılı için de yoğun bir gündemle Mezunlarımızı bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Etkinlik programlarımız belli oldukça, derneğimizin iletişim kanalları ile duyurmaya devam edeceğiz. Türkiye açısından acı tatlı pek çok olayın yaşandığı 2011 yılı, Okulumuzun kuruluşunun 80. yılı olması nedeniyle bizim için ayrı bir anlam ifade etmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün ülkemiz gençlerine duyduğu güvenin, umudun ve inancın somut örneği olan TED Ankara Koleji, bir ekol olmaya ve Atatürk ilke ve inkılâplarının ışığında başarılı gençler yetiştirmeye devam ediyor. Ülke çapında üzüntü duyduğumuz şehitler ve Van-Erciş depremi nedeniyle ertelenen Okulumuzun 80. yılı için özel olarak hazırlanan Can Atilla nın bestelediği 80. Yıl Oratoryosu 16 Kasım akşamı Kolej camiasıyla buluştu. Duygu dolu anlar yaşadığımız ve Kolejli olmanın haklı gururunu hissettiğimiz gecede, öğrencilerimiz de gösterileriyle bizlere keyif dolu anlar yaşattı. 80.Yılımıza özel hazırlanan diğer bir önemli eser ise, yazar Turan Tanyer in kaleme aldığı, Cumhuriyet in ilk yıllarından günümüze TED Ankara Kolejinin tarihini belgelere ve döneme tanıklık eden kişilerin ifadelerine dayanarak anlatan Cumhuriyet in Meşalesi TED Ankara Koleji adlı kitap oldu. Bir kez daha, Cumhuriyetimizin 88 inci, TED Ankara Kolejinin de 80. Kuruluş Yıldönümü nü kutluyor, yeni yılın ülkemize birlik beraberlik, Cumhuriyetimize güç kuvvet, sizlere ve ailenize de sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum. Bülent Bağdatlı 81 Genel Başkan ARALIK 2011 kolejliler

7 söz sizde 6 Siyasette Bir Kolejli Aylin Coşkunoğlu NAZLIAKA yaşında, üstelik de o yıllarda pek bilinmeyen bir meslek alanında kendi işimi kurunca çok mücadele etmem gerekti. Siyaset de girişimcilik gibi mücadele ve sabır gerektiren bir alan. Disiplinli çalışma alışkanlığımı siyasete de taşıyarak ülkemin sorunlarına çözüm üretmek istiyorum. Aylin COŞKUNOĞLU NAZLIAKA 86 İş yaşamı bisiklete binmeye benziyor. Pedal çevirmezseniz düşersiniz Şirketimi ilk kurduğumda iki konuda çok zorlandım. Birincisi yaptığım işin içeriği ile ilgiliydi. O yıllarda insan kaynakları danışmanlığı, Türk iş dünyasının yabancı olduğu bir konuydu. Bu yüzden müşteri talebi yaratmak zordu. Şirketlere önerecek nitelikli aday bulmak da kolay değildi. O nedenle okul arkadaşlarımdan kendilerinin ve yakınlarının özgeçmişlerini istedim. Hatta ilk faturamı da bir Kolejli arkadaşımı işe yerleştirerek kestim. İkinci zorlandığım konu ise Danışman olmak için yaşımın küçük olmasıydı. Firma yetkilileri beni görünce Bizim eleman sorunumuzu bu mu çözecek diye düşünmesin diye saçımı topuz yapıp, orta yaş kıyafetleri giyiyordum. Yılmadan çalışıp, işimi severek yapınca bir süre sonra kendi pazarımızı yarattım. Şirket düzenli gelir elde etmeye başlayınca, iyi bir ekip kurdum de İstanbul, 1997 de de İzmir ofislerini açtık. O yıllarda Türkiye de personel departmanlarını insan kaynaklarına dönüştürme süreci başladı. İK nın adı daha bir duyulur oldu. Bu amaçla biz de tirajı yüksek olan iki gazetenin insan kaynakları eklerine hem içerik hem de reklam desteği anlamında katkı vermeye başladık. Hatta bu gazetelerden birisi 1998 krizinde İK eki çıkartmaktan vazgeçmek üzereydi. Kararlarını değiştirmelerinde epey etkim olduğunu söyleyebilirim. Çalıştığımız her müşteri yeni müşterileri, işe yerleştirdiğimiz her aday yeni adayları getirdi. Bu arada, insan kaynakları alanında düzenlenen kongre, seminer ve panellere konuşmacı olarak davet ediliyordum. Yaptığımız araştırma ya da yorumlarla sık sık basında yer almaya başladık. Böylece Danışmanlık insan kaynakları alanında bir marka oldu. Bu aşamada verdiğimiz hizmetleri genişlettik. Ayrıca bir de eğitim firması kurduk. Yönetici seçme ve işe yerleştirme alanında uluslararası bir firmanın temsilciliğini aldık. Gelsin ödüller İşimi severek yapmanın ve disiplinli çalışmanın ürünü olarak hem ben hem de şirketim bazı ödüller aldı. İş hayatımda, şirketteki yöneticilik görevimin yanı sıra her zaman bazı ek sorumluluklar da üstlendim. Özel İstihdam Büroları ile ilgili hazırlanan ilk mevzuatın düzenlenmesinde epey katkım oldu. Ayrıca uzun yıllar sivil toplum örgütlerinde çalıştım. KİGEP de (Kişisel Gelişim Platformu) mentorluk yaptım. PERYÖN ve Özel İstihdam Büroları gibi meslek örgütlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev aldım. Uluslararası bir girişimcilik derneği olan Endeavor da Danışma Kurulu Üyeliği yaptım. Güzel ve yalnız ülkemin sorunları ile her zaman ilgilenen birisi oldum Sivil toplum örgütlerinde üstlendiğim roller sayesinde bazı toplumsal faydalar yaratabildiğimi gördüm ama bir süre sonra bu bana yetmemeye başladı. Çünkü yarattığımız fark sadece o sivil toplum örgütünün faaliyet alanı ile sınırlı oluyordu. Bir yandan da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ün kurduğu çağdaş, laik ve demokratik Türkiye den giderek uzaklaşmakta olduğumuzun endişelerini yaşıyordum. Bu tip kaygılar içindeyken, 2010 yılının Haziran ayında Cumhuriyet Halk Partisi nden bir teklif geldi. Zaten CHP li bir aileden geldiğim için hiç düşünmeden kabul ettim. Siyaset zor elbette Siyasette kadın olmak da zor. Ama içinde bulunduğumuz dönemde Türkiye nin hem sosyal hem siyasal hem de ekonomik olarak önemli bir dönemeçten geçtiğini düşünüyorum. Böyle bir dönemde bence herkesin elini taşın altına sokması gerekiyor. Siyasette daha çok genç ve daha çok kadının yer alması şart. Bu vesileyle, tüm kolejliler ARALIK 2011

8 söz sizde 7 Kolejli arkadaşlarımı da siyaset yapmaya davet ediyorum. Kalbime çikolata parçacıkları serptiniz Siyasi kariyerim, CHP nin Parti Meclisine seçilmemle birlikte oldukça yoğun bir sürece evrildi. İlk işim, gençlere yönelik bir proje tasarlamak oldu. GenceArtı İstihdamda Fırsat Eşitliği Yaratma Projesi yle Türkiye nin pek çok ilinde gençlerle buluştuk. Bu projede çalışacak bir gönüllü ekibi kurdum. Gururla söylüyorum ki ekibin çoğunu Kolejli arkadaşlarım oluşturdu. Teknoloji sayesinde müthiş bir iletişim ve paylaşım ağı kurduk; birisi proje müziğimizi besteledi, diğeri kayıt yapabilmemiz için stüdyosunu açtı, diğeri sosyal medyayı yönetti, sunumları hazırladı, bir başkası organizasyonları üstlendi. Müthiş bir tempoyla çalıştık. Proje çok başarılı oldu ve epey ilgi gördü. 16 ilde etkinlikler düzenledik e yakın gencimize eğitim verdik, meslek tanıtım toplantıları düzenledik, ünlülerin kariyer hikayelerini dinlettik, psikolojik danışmanlık hizmeti sunduk, kariyer rehberliği yaptık. Gençlerin bir kısmına burs, bazılarına da iş ya da staj imkanı sağladık. Eğitim için gittiğimiz illerde, eğitim sonunda genç arkadaşlarımız bizlere birer mektupla duygu ve düşüncelerini yazdılar. Mardin de bir gencimizin mektubu, doğru şeyler yapmış olduğumuzu bir kez daha hissettirdi. Şöyle diyordu mektubunda: Mardin e geldiniz, kalbime çikolata parçaları serptiniz, mutlu ettiniz beni. Sanırım gönüllü arkadaşlarımın desteği ile yaptığım bu proje beni Meclis e taşıdı. Siyasette fark yaratmak gerekiyor Türkiye Büyük Millet Meclisine adımımı attığım ilk günden bu yana iktidarı denetleme görevinin yanı sıra Meclis e yenilikler katmak ve vatandaşlarımıza fayda yaratmak için çalışıyorum. Öncelikle dürüst ve farklılıklardan fark yaratan bir siyasetçi olmayı ve böylece gençlerin ve kadınların karar mekanizmalarında yer almasını teşvik edecek bir rol model olmayı arzu ediyorum. Fransa dan, Yunanistan dan önce seçme ve seçilme hakkını kazanmış olan Türk kadınlarının, bugün toplumsal rolü giderek zayıflıyor. Eğitimde, iş yaşamında ve karar mekanizmalarında yeterince yer alamıyor. Töre cinayetlerinden şiddete, ayrımcılıktan çocuk yaşlarda evlendirilmeye kadar pek çok sorunla mücadele etmek durumunda kalıyor. Kadınların tüm sorunlarını Meclis e taşıyorum, taşımaya da devam edeceğim. Öteki olarak konumlandırılarak sırf dini, ırkı, cinsiyeti nedeniyle nefret cinayetlerinin mağdurları olanlar için de mücadele ediyorum. İnsana dair, çevreye dair, hayvan haklarına dair her soru- nu Meclis e taşıyorum, taşımaya da devam edeceğim. Ülkemizin daha eşitlikçi, daha özgür, daha adil, daha çevreci olmasını, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel açıdan dünya üzerindeki gücünü ve etkisini artırmasını istiyorum. Ulusal bütünlüğümüze sahip çıkarak, aydınlık yarınlara doğru yol almalıyız. Bunun için de Atatürk ün ilkelerinden ve kurduğu çağdaş, laik, demokratik ve sosyal devletten ödün vermemeliyiz. Ben, Meclis te böyle düşünen ve hissedenlerin sesi olmayı hedefliyorum. Son olarak Kolejli dostlarımın bilmesini isterim ki, Kolejli olmanın çok önemli bir ayrıcalık olduğuna yürekten inanıyorum. Okulumuzu Parlamento da layıkıyla temsil etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. Aylin COŞKUNOĞLU NAZLIAKA yılında Ankara da doğdu yılında TED Ankara Koleji ve 1990 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun oldu. Çalışma hayatına Koç Holdingde başladı. 24 yaşındayken Türkiye nin insan kaynakları alanında faaliyet gösteren ilk şirketlerinden birini kurdu. HRM Danışmanlık adındaki şirketiyle yönetim ve insan kaynakları alanında Türk iş dünyasına yön veren kişilerden birisi haline geldi. Gerek Türkiye de, gerekse yurt dışında birçok ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve panele konuşmacı olarak katıldı. PERYÖN, Özel İstihdam Büroları Derneği ve Endeavor gibi sivil toplum örgütlerinde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi, danışma kurulu üyesi gibi etkin roller üstlendi. Canlı olarak yayınlanan İş ve Kariyer Dünyası adlı haftalık programı hazırlayıp sundu de Yılın İş Kadını, 2002 de ODTÜ Takdir Ödülü, 2008 de Yılın Genç İş Kadını Ödülü nü aldı. Cumhuriyet Halk Partisinin gençlere hediyesi olan GenceArtı İstihdamda Fırsat Eşitliği Yaratma Projesi nin mimarıdır. 18 Aralık 2011 tarihinde yapılan kurultayda 1100 oyla CHP Parti Meclisi Üyeliğine seçildi. 12 Haziran 2011 Seçimleri nde TBMM 24. dönem Ankara Milletvekili seçildi. Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Karma Parlamentosu üyesidir. ARALIK 2011 kolejliler

9 kariyer 8 Yapabileceğinin En İyisini Yaptı İbrahim Deniz COŞKUNSU 70 Dorçe Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Deniz Coşkunsu 70, Kolej eğitiminin faydasını iş yaşamında fazlasıyla gören başarılı işadamlarımızdan biri. Kolej de aldığı lisan eğitimi sayesinde ticaret yaptığı sektörle ilgili yurt dışı kaynaklarını tarayarak işini geliştiren Coşkunsu, yine Kolej in verdiği güven duygusu sayesinde büyük şirketlerle işbirliği içerisine giriyor. Ticari başarısının temelinde yatan nedeni ise Coşkunsu, Kolej yıllarında oynadığı basketboldan kalan bilgisine; Oyunun kurallarını bil, disiplin içinde oyna, hangi pozisyonda görev verilirse en iyisini yap prensibini iş hayatına adapte etmesine bağlıyor. Eğitim hayatınızın ardından gelişen kariyer geçmişinizden bahseder misiniz? 1970 yılında Ankara Maarif Kolejinden ve 1975 yılında A.D.M.M.A. İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. Mühendislik okulunun son sınıfında iken ve araya giren iki yıllık askerlikten sonra da bir yıl Türkiye nin en büyük ön gerilimli beton prefabrik fabrikasında görev yaptım. Dorçe yi kurmaya nasıl karar verdiniz? 1983 yılında yine Kolejli bir arkadaşımla beraber Ankara Siteler deki küçük bir atölyede ana şirketimiz ALÇE LTD.ŞTİ.ni kurduk; 3-4 yıl küçük çelik konstrüksiyon işleri ve çelik mobilya üretimi yaptık. Bu yıllar içinde Kolej in ilk faydasını gördüm. Bana öğrettiği İngilizce İ. Deniz COŞKUNSU 70 ile bazı Avrupa magazinlerinde, fabrikada üretilen çelik yapılar dikkatimi çekti. O zamanlar Türkiye bu konuya oldukça açıktı. Prefabrik yapılar konusundaki birikimimi, çelik yapılar üzerinde değerlendirmeye başladım. Altı işçim ile beraber Siteler de ürettiğimiz bazı örnek yapılar oldu. Bu ürettiğim yapıları etrafa tanıtırken, Kolej in bana ikinci katkısı da oluşmuştu; bana vermiş olduğu kendine güven duygusu sayesinde, dönemin önemli inşaat firmalarına giderek yaptıklarımı tanıttım ve anlattım. Böylece Gama, Güriş, Kutlutaş gibi büyük firmalara iş yapmaya başladım. Artık yerimiz dar gelmeye başlamıştı. İstanbul Yolu ndaki Sarayköy de 10 dönüm tarla alarak fabrikamızın ilk temellerini attık. Toplam 40 kişi olmuştuk. Fabrikaya taşınınca işlerimiz arttı ve bugünün Amiral Gemisi DOR- ÇE yi 1989 yılında kurduk. Dorçe Holding, bünyesindeki şirketlerle hangi sektörlerde faaliyet gösteriyor? Holdingimizde 5 adet şirketimiz; ayrıca 8 adet de yurtdışı şirket ve şubelerimiz mevcuttur. Bizim tüm şirketlerimiz iki ana tema üzerine çalışıyor; bir kolumuz sanayi, diğer kolumuz inşaat grubu. Sanayi grubunda, ağır çelik konstrüksiyon, prefabrik çelik yapılar üretimi ve montajları ile sonradan büyüyen işler anahtar teslimi projeler almamıza neden olunca, ikinci kol olarak inşaat taahhüt işlerine başladık. Halen merkez binamızda ve m2 kapalı alanı olan, m2 arazi üzerindeki fabrikamızda; 600 kişiden fazla personel çalışmakta olup, 150 civarında mühendis, 300 civarında teknik personel, toplam şantiyelerimizle beraber 1500 kişinin üzerinde istihdam sağladığımızı söyleyebilirim. Şu günlerde Cezayir, Moritanya, Kazakistan, Abu Dhabi, Suudi Arabistan, Nijerya, Oman ve Irak ta, çeşitli şantiyelerimiz mevcuttur. Kendi konumuzda Avrupa nın kolejliler ARALIK 2011

10 kariyer 9 Yaptığınız işi iyi bileceksiniz, disiplinli çalışacaksınız ve hangi işi yaparsanız yapın yapabileceğinizin en iyisini yapacaksınız. Bu kişisel özellikleri, kurduğunuz takımınıza ve iş ailenize de yansıtacaksınız. Büyüyen işler kadar kadrolaşmayı ve paylaşmayı bileceksiniz. Başarı ve üzüntüyü, çalışan her fert hissedecek ve yaşayacak... ve dünyanın en kapasiteli ve büyük kuruluşlarından birisi olduğumuzu zannediyorum. İstihdam yaratma ve ihracat dallarında Türkiye de, özellikle de Ankara daki sayılı şirketlerden biri konumundasınız. İsminizin hep başarılarla anılmasını hangi faktörlere bağlıyorsunuz? Gerek ihracat konusunda gerekse sanayi üretimi konusunda belirli sıraları tutuyoruz. Tabii bu çok gurur verici ve saygınlık yaratan bir durum. Yabancı firmalarca ismen aranılan bir kurum haline geldik. Bunu çok çalışarak ve doğru zamanda, doğru adımlar atarak sağlıyoruz. Ayrıca dünyada oluşan trendleri ve yatırım pazarlarını takip ederek, kendimize iş yaratmaya çalışıyoruz. Grubumuzda iyi yetişmiş 5 adet Business Development yapan yöneticimiz, devamlı olarak dünyayı gezerler ve iş yaratmaya çalışırlar. Türkiye de ve yurtdışında yer aldığınız projelerden bahseder misiniz? Yurtdışında hangi ülkelerde çalışmalarınız bulunuyor? Halen en büyük işlerimiz Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Moritanya da devam etmektedir. Irak ın 15 ilinde çelik inşaat işlerimiz, Basra da 1500 konut ile muhtelif sosyal yapılar, toplam m2; Emirlikler de ise kişilik ve kişilik; iki ayrı gruba üçer katlı işçi yaşam merkezleri yapmaktayız. Son olarak da Irak ta 400 yataklı bir hastane ihalesin de birinci sıradayız. Günümüzde firmaları ön plana çıkaran ve farklılık yaratmasını sağlayan AR-GE çalışmalarında ve personel eğitimlerinizde nasıl bir politika izliyorsunuz? Bu soru belki de firmaları birbirlerinden ayıran en önemli kriter. Araştırma ve geliştirme grubumuz; 20 kişi ve sadece bu konu ile ilgili çalışıyorlar. Yenilikleri, müşteri isteklerini her türlü mimari ve iklim şartlarına göre tasarlıyor ve uyguluyorlar. Şirketlerimizde ERP programı kullanılmaktadır. Bu firmalar ve departmanlar arasında daha efektif ve koordineli çalışmayı sağlamaktadır. Ben ARGE nin yanına bir de TANI- TIM maddesini yerleştirdim. Yani üretimlerinizi ve farklılıklarınızı iyi bilecek ve tanıtacaksınız. Tanıtım olmazsa hiçbir şey olmaz ve kendi kutunuzda kapalı kalırsınız. Biz bu işe, her yıl çok büyük miktarda para harcıyoruz. Yılda 50 nin üzerinde yurtdışı fuarına katılıyor, yine yurtdışı yazılı basına reklam veriyoruz. Dünya çapında yapılan konferans ve seminerlere katılıyor, personelimizi her şekilde kendi konusu ile eğitiyor ve bilgilendiriyoruz. TED Ankara Koleji sizin için ne ifade ediyor, burada aldığınız eğitimin kariyeriniz üzerine etkileri nasıl oldu? Unutmadığınız anılarınızdan birkaçını bizimle paylaşır mısınız? Ben her zaman iyi bir Kolejli oldum. Kolej ailemizin, mezun olduktan sonra da çeşitli kadrolarında görevler yaptım. 8 sene Kolej takımlarında basketbol oynadım ve 1973 sezonunda o zaman kolay kolay inanılmayacak bir başarı elde ederek, Türkiye Kupası nı kazandık ve müzemize koyduk. Son görevim ise, 2 yılı başkanlık olmak üzere, 4 yıl TED Ankara Koleji Vakıf Yönetim Kurulu Üyeliği yapmak oldu yılında ise, yönetimde olan arkadaşlar, beni Mezunlar Derneği Onur Kurulu Üyeliği ile taltif ettiler. Okulda iken oldukça haylaz ancak saygılı bir öğrenciydim. Hocalarımız beni çok severdi. Ortaokulda çok başarılı, lisede ise vasat bir öğrenci oldum. Basketbola fazla kaptırdığım için lise 2 yi iki sene de okudum. Dolayısı ile kulakları ağır işiten rahmetli fizik hocamız Ertuğrul Birlik bana eski ve kıymetli anlamına gelen Hint kumaşı derdi. Yanlış örnek olmamak için de yaramazlıklarımdan daha fazla bahsetmeyeyim. Bana hayatımdan sonra da, kalıcı olacak bu sahifelerde yer ayırdığı için, TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Başkan ve Yöneticilerine ve bu okulda okuttuğu için rahmetli anne ve babama teşekkür ederim. İ. Deniz COŞKUNSU yılında TED Ankara Kolejinden, 1975 yılında da Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Yüksek Okulu İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldu yılında Alçe Prefabrik Çelik Yapı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketini kurarak başladığı serbest iş hayatında, halen kurucusu olduğu çok sayıda Uluslararası Sanayi ve İnşaat Taahhüdü yapan şirketlerin ortaklığını yapmaktadır. Dorçe Holding AŞ.de Yönetim Kurulu Başkanıdır ve Orta Anadolu İhracatçılar Birliği (OAIB), Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Ankara Sanayi Odası (ASO) da üyelikleri bulunmaktadır. ARALIK 2011 kolejliler

11 bizim dünyamız 10 7 den 70 e Ata yı Ziyaret Cumhuriyetimizin 88. TED Ankara Kolejinin 80. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde tüm Kolej Ailesi, 26 Ekim 2011 Çarşamba günü bir araya gelerek Anıtkabir i ziyaret etti. Mozoleye çelenk koyarak saygı duruşunda bulunan Kolejliler, Atatürk ün temellerini attığı bir okulun mensubu olarak Ata- türk e minnet ve şükranlarını sundu. İçimizden Biri Atatürk Prof. Dr. İlknur Güntürkün Kalıpcı nın katılımıyla 22 Kasım 2011 Salı günü TED Ankara Koleji Vakfı Okulları, İdari Bina Çok Amaçlı Salon da İçimizden Biri Atatürk konulu Atatürk ü anma toplantısı yapıldı. Ata ya saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan konferansta İlknur Güntürkün Kalıpcı, etkin hitabetiyle Kolejli öğrencilere ve tüm katılımcılara Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında yaptığı engin araştırmaları anlatırken, kimi zaman duygulu kimi zaman da coşkulu anlar yaşattı. 80. Yıl Oratoryosu TED Ankara Kolejinin 80. Kuruluş Yıldönümü, 16 Kasım 2011 tarihinde ATO Kongre Merkezinde düzenlenen bir dizi etkinlikle kutlandı. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı kokteyl ile başlayan kutlama programı çerçevesinde, Can Atilla nın 80. Kuruluş Yıldönümüne özel bestelediği TED Ankara Koleji 80. Yıl Oratoryosu Kolejli öğrencilerin şarkı ve dans gösteri- leriyle izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. kolejliler ARALIK 2011

12 bizim dünyamız 11 Türk Eğitim Derneğinden Anlamlı Kutlama Cumhuriyet Bayramını, yine Türkiye için anlamlı bir amaçla toplanarak kutlayan Türk Eğitim Derneği, 25 Ekim 2011 tarihinde yapılması planlanan baloyu şehitlerimiz ve deprem felaketi nedeniyle erteleme kararı almıştı. 13 Aralık 2011 Salı akşamı düzenlenen Cumhuriyet Balosu ndan elde edilen gelir maddi yetersizlikler nedeniyle öğrenim göreme- yen öğrencilere burs sağlamak amacıyla kullanılacak. Anka- ra JW Marriott Hotelde gerçekleştirilen baloya TED camiası- nın yanı sıra, Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa İsen ve onlarca kolejli katılım gösterdi. Çakırcalı Efe Yaşar Kemal in eserinden uyarlanarak Çakırcalı yı öldüren müfrezenin kumandanı Albay Rüştü Kobaş la yapılan bir röportajın anlatımıyla sahnelenen 2 perdelik dans tiyatrosu Çakırcalı Efe, 19 Aralık Pazartesi akşamı Kolejlilerle buluştu. ARALIK 2011 kolejliler

13 bizim dünyamız 12 K-Seminer Doğru İletişimin Sırları TED Ankara Koleji Mezunları Derneği tarafından 19 Kasım 2011 Cumartesi tarihinde TED Genel Merkezinde Doğru İletişimin Sırları konulu bir seminer gerçekleştirildi. Serdar Bilecen 83 tarafından TED Ankara Koleji Mezunları Derneği üyele- rine verilen seminerde, iletişimin doğruları ve sosyal yaşamımızdaki yeri hakkında görsel ve uygulamalı bilgi verildi. Seminerin sonunda katılımcılara sertifika takdim edildi. K-Sohbet Kaldığı Yerden Devam Ediyor TED Ankara Koleji Mezunları Derneği üyeleri Pin Kodu konulu söyleşide bir araya geldi. 30 Kasım 2011 tarihinde Kavaklıdere Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilen söyleşide Sibel Arda 80; doğum tarihinden yola çıkarak oluşturulan bu sistemin yaratıcısı Douglas Forbes dan edindiği tecrü- beler ile Pin Kodu nun detaylarını anlattı. K-Seminer Geleceğini Sen Şekillendir! Fütürizm: Geleceği Nasıl Şekillendiririz konulu seminer 17 Aralık Cumartesi, TED Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Dr Cenk Tezcan 78 Fütürizm ve Fütürist nedir konularına açıklık getirirken katılımcılara seminer sonunda sertifikaları takdim edildi. kolejliler ARALIK 2011

14 bizim dünyamız 13 Kolejliler Kolejlileri Ağırlıyor Doğa dan & Doğaldan Yana, Ödüllü Bir Kolejli TED Ankara Koleji Mezunları Derneği üyeleri, 25 Kasım Cuma günü Camelot Irish Pub da bir araya gelerek Neşet Güne 87 DJ performansı ile eğlenceli bir akşam geçirdi. Dünyada, sıcak iklimde, üstelik bir Alışveriş Merkezi içerisinde gerçekleştirilen ilk Buz Müzesinin mimari projesini tasarlayarak uygulayan AkyürekElmas Mimarlık ın kurucu ortağı Çağla AKYÜREK ELMAS 87 bir Kolejli! AkyürekElmas Mimarlık, Google ve Bloomberg TV nin işbirliğinde bu yıl 17. si düzenlenen Avrupa nın en prestijli gayrimenkul yarışması 2011 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri nde MAGIC ICE Buz Müzesi için tasarladıkları ve hayata geçirdikleri mimari projeleri ile Kamu Hizmet Binaları İç Mimari kategorisinde hem Türkiye nin hem de Avrupa nın En İyi Projesi seçildi. 12 Aralık ta düzenlenen uluslararası seçmelerde ise Akyürek Elmas Mimarlık; Asya Pasifik, Afrika, Amerika, İngiltere ve Orta Doğu bölgelerinin birincisi rakiplerini geride bırakarak Dünyanın En İyisi ödülüne layık görüldü. Geçtiğimiz yıl, Nisan ayında Norveçli yatırımcı firma Lofoten Trading tarafından Forum İstanbul Alışveriş Merkezi içerisinde hizmete açılan, Sıcak iklimde gerçekleştirilen ilk Buz Müzesi Magic Ice, Alışveriş Merkezi içerisinde yer alması nedeniyle de dünyada bir ilk! 88 Mezunları Buluştu 88 Mezunları Demirhan Şerefhan ın düzenlediği anlamlı organizasyon ile bir araya geldiler. ARALIK 2011 kolejliler

15 bizim dünyamız 14 Optimum Roll House Bowling Turnuvası TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Bowling Turnuvası 3 Aralık 2011 Cumartesi günü Optimum Outlet Sponsorluğunda Roll House da gerçekleştirildi. TED Ankara Koleji Mezunları Derneğinin düzenlediği ve oldukça çekişmeli geçen turnuva sonucunda, Hülya Orer 79 kadın oyuncular, Deniz Şen 05 de erkek oyuncular arasında en fazla skor elde eden isimler oldu. Takım sıralamasında ise Ahmet Can Kuyumcu 92, Deniz Karaboncuk 92, Serhat İpek 92, Can Yıldırım 92 takımı birinci; Utku Seçkin 89, Hakan İnandık 89, Barış Oralkan 89, Selçuk Börekçi 89 takımı ikinci; Güven Gündüz 00, Süleyman Çelik 00, Korat Kılıç 00, Oluş Kibar 02 takımı üçüncü oldu. Bu etkinliğe katkılarından dolayı Sayın Süha Günel 84 e teşekkürlerimizi sunarız. Sinema Keyfine Alacakaranlık Efsanesi yle Devam Stephenie Meyer ın romanlarından uyarlanan Twilight serisinin en yeni filmi, iki bölüm halinde 18 Kasım 2011 tarihinde vizyona girdi. Filmin vizyona girdiği gün Kolejliler, KentPark Prestige Group Sinemalarında serinin ilk filmini The Twilight Saga: Breaking Dawn -Part 1 (Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti - Bölüm 1) beraber izleme şansı yakaladı. Ali Baba ve Kırk Haramiler Operası na Büyük İlgi TED Ankara Koleji Mezunları Derneği üyeleri, 21 Kasım 2011 Pazartesi akşamı Ankara Opera Sahnesi nde Selman Ada ile S.Rashıd Muratov un Orkestra Şefliğini yaptığı, H.Rıza Murat Göksu rejisörlüğünde sahnelenen Ali Baba ve Kırk Haramiler Operası nı izledi. kolejliler ARALIK 2011

16 bizim dünyamız 15 Dergi Çalışma Grubu Zerrin Dağcı 71, Demet Aydın 83, Ebru Savun 85, İlhan Koçak 73, Ayda Uçul 81, Ayfer Niğdelioğlu 81, Gonca Aksungur, Füsun Okutan 80, Ceran Olcay 95, Ecehan Sakarya 04 Dergi çalışma Grubu; TED Ankara Koleji Mezunları Derneğinin yayın organı olan Kolejliler Dergisinin 3 ayda bir, yılda 4 sayı olarak periyodik çıkarılmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuş, üyeleri gönüllü olarak bir araya gelen ve amatör bir ruh ama profesyonel disiplin ile çalışmalarını sürdüren bir çalışma guru- budur. Bugün itibariyle 108 sayı çıkaran Dergi Çalışma Grubunda, Kolejliler Dergisinin 1.sayısının yayınlandığı ilk günden bugüne kadar görev alan tüm çalışma gurubu başkanları ve üyeleri aynı şevk ve aynı özende titiz çalışmaları ile bir bayrak yarışı gibi çıtayı elden ele daha da yük- selterek devretmişlerdir. Bilindiği gibi Kolejliler Dergisi; TED Ankara Koleji Mezunları Derneğinin üyeleri arasındaki iletişimi ve kaynaşmasını sağlamak, mezunlar ile Kolejlilik bağının devam etmesinde aracı rol üstlenmek, Kolejlilik ruhunu canlı tutmak gibi genel misyonunun yanında; mesleki hayatında başarılı olmuş mezunlarımızın bir yandan tanıtımını yaparken, diğer yandan uzmanlık alanlarıyla ilgili (bilim-teknoloji, çevre, gezi, kültür-sanat, sağlık vb.) çeşitli konularda dernek üyelerimizin bilgilendirilmesi ile TED Ankara Koleji çatısı altında yer alan çeşitli kuruluşların faali- yetlerini yansıtmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla yayın hayatını sürdüren Kolejliler Dergisi Yayın Kurulu; derginin içeriğinde yer alacak yazıları, derneğin misyonu çerçevesinde belirlemek, yayın kurulu üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda yazıları oluşturmak, mezunlarımız ile dernek üyelerimizden gelen öneri ve istekleri değerlendirerek dergi içerisinde yer vermek, yayın kurulunun çalışmaları sonucunda bir araya getirilen yazıları yayınlanabilir hale getirmek, yayınlanacak yazıların görsel tasarımımın yapılmasını sağlamak, derginin baskısı ve elektronik ortamda yayınlanması aşamasındaki çalışmaları organize etmek ve basımı gerçekleştirilen sayının dernek üyelerine ulaştırılmasını sağlamak görevleriyle ayda 2 kez toplanarak çalışmalarını sür- dürmektedir. Dergi Çalışma Grubu; Yayın Kurulu Koordinatörü: Ayda Uçul 81 Yazı İşleri Müdürü: Şenol Sarısoy 82 Yayın Kurulu Üyeleri: Füsun Okutan 80, Ayfer Niğdelioğlu 81, Ceran Arslan Olcay 95, Zerrin Dağcı 71, Demet Baysal Aydın 83, Ecehan Sakarya 04, Efe Çakıroğlu 03, Ebru Savun 85 Dergi Sorumlusu: Dernek Profesyonellerimiz İlhan Kocak 73 ve Gonca Aksungur. Keyifli çalışmalarında, Kolej ruhunu önde tutan Dergi Çalışma Grubumuz; önümüzdeki dönemde yeni fikir ve projelerle, dergimizin içeriğini geliştirmeye devam edecektir. Öneri ve düşünceleriniz için; yayin@kolej.org ve info@kolej.org adreslerinden bizlere ulaşabilir, fikir- lerinizle bizlere ışık tutabilirsiniz. Çalışmalarımızı takdirleri ile destekleyen, bizlere şevk ve güç veren Değerli Kolejlilere sevgilerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz. ARALIK 2011 kolejliler

17 bizim dünyamız 16 K-İnsan Çalışma Grubu İrem Aksoy 93, Korhan Kaya 98, İbrahim Uçak 99, Ayda Uçul 81, İlknur Seven 80, Feyza Gürcan Uçak 01, Tamer İşcen 86 K-İnsan Çalışma Grubu; TED Ankara Koleji Mezunları Derneğinin Kolejli Kolejliyle Çalışır sloganından yola çıkarak Kolejlilere iş hayatında, eleman arayışında, çözüm ortaklığında, iş birliğinde, yeni teknoloji ve innovasyon ile birleşen buluşmayı hedefleyen; K-İnsan projesinin çalışmalarını gerçekleştirmek, iş hayatında, profesyonel yaşamda da Kolejlilik bağının devamını sağlamak için oluşturulmuş bir çalışma gurubudur. Dünya üzerinde yaygın iş ve kariyer ağında faaliyet gösteren, Türkiye de çalışmalarına başladıktan sonra Derneğimizle iş birliği yapmayı teklif eden XING A.G. ile 2010 yılında 2 yıllık bir sözleşme imzalanmasının ardından, bir grup sayfası kurulmuştur. Halen grup sayfası olarak üye olabileceğiniz, iş ağında iletişim için kullanımınız için faaliyette ve hizmetinizdedir. Gönüllü olarak, Kolejli Kolejli İle Çalışır felsefesini yaygınlaştırabilecek, Kolej mezunlarını profesyonel hayatta bir araya getirmek amacıyla resmi internet sayfasında 1 Temmuz 2011 tarihi itibarıyla İş İlanları bölümü hayata geçirilmiştir. Bu sayede eleman arayışında olan Kolejlilerin ilanlarını verebileceği ve iş ya da iş değişikliği arayışında olan, kariyerinde değişiklik planlayan tüm mezunlarımızın yararlanabileceği, kendilerine uygun olabilecek iş ilanlarını dilerlerse takip edebilecekleri İş İlanları bölü- mü yaratılmaya çalışılmıştır. Değerli üye- lerimizin, mezunlarımızın kullanımı ile İş İlanları bölümümüzün önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacağına, benimseneceğine inanmaktayız. Hiç şüphesiz ki benzer ortamlarda bulunmuş, benzer kültürel alt yapıya sahip bireylerin iş birlikleri çok güçlü ve verimli olacaktır. Bizleri birbirimize bağlayan en önemli bağ olan Kolejlilik Ruhu nu, iş hayatı ve profesyonel yaşamda sürdürmek ve daha da sağlamlaştırmak için K-İnsan Çalışma Grubu olarak Kolejlileri bir platformda buluştur- mayı hedefledik. Mezunlarımız için iş, kariyer, profesyonel yaşamda karşılaşılan alanlarda bilgilendirme, bilişsel olarak farkındalık yaratma amacıyla 2011 Nisan ayında Ksohbet toplantılarını hayata geçirdik. K- Sohbet toplantılarında, iş yaşamında, kariyer planlaması ve gelişimi için mezunlarımızın ilgisini çekecek konuları, konusunda uzman mezunlarımız HRM Danışmanlık şirketinden Bürge Yıldırım ve İlknur Seven 80, TED Üniversitesi İnsan Kaynakları Yöneticisi İlkşen Çetintaş 83, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu 86 ve Pin Kod Kişilik ve İlişki Analizi Uzmanı Sibel Arda 80 ın sunumlarıyla başlayan, sonrasında sohbet havasında devam eden interaktif çalışmalar olarak bizlere katkıda bulundular. K-Tablet Seminerlerinin ilki olan, 19 Kasım 2011 tarihinde Serdar Bilecen 83 ın Doğru İletişimin Sırları konusunda verdiği seminer, çok sayıda mezunumuzun katılımıyla gerçekleşti. Yine 17 Aralık 2011 tarihinde Fütürizm, Geleceği Nasıl Planlarız başlığını Dr. Cenk Tezcan 78 dan, çok sayıda mezunumuzun katıldığı seminerimizde irdeledik. K-Tablet Seminerler ve K-Sohbet toplantıları, önümüzdeki yıl da ilginç konularla ve değerli konuşmacılarla mezunlarımızı buluşturmaya devam edecektir. K-İnsan Çalışma Grubu Başkan: İlknur Seven 80 Sekreter: Korhan Kaya 98 Üyeler: Ayda Uçul 81, İbrahim Uçak 99, Feyza Gürcan Uçak 01, İrem Aksoy Cetin 93, Türker Sinici 91, Şeref Topkaya 84, Özgür Eralp 93, Efe Çakıroğlu 03, Açelya Altan 00, Tamer İsçen 86. K-İnsan Çalışma Grubu olarak toplantılarımıza yenilerini de ekleyerek siz Kolej mezunlarımızı bir araya getirmeye ve çalışmalarımızı, sizden aldığımız geri bildirimler ile daha da ileriye götürmeye devam edeceğiz. Öneri ve düşünceleriniz için; kinsan@kolej.org mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz. kolejliler ARALIK 2011

18 Kolejli Kolejli ile Çalışır Tüm Kolejliler, iş ilanları bölümünde geçerliliğini koruyan iş ilanlarını takip ederek kariyerlerine yön verebilirler. Web sayfamız da iş ilanları bölümümüz, 1 Temmuz 2011 tarihinde faaliyete geçmiştir. Hem iş ilanları takibi hem de iş ilanları vermek isteyenlerin yararlanabileceği iş ilanları bölümümüzü incelemenizi öneririz.

19 bizim dünyamız 18 Kurumsal İletişim Çalışma Grubu Çağlar Kurç 02, Kutluhan Olcay 93, Serdar Bilecen 83, Mustafa Ünsay 66, İrem Aksoy Çetin 93 Kurumsal İletişim Çalışma Grubu, TED Ankara Koleji Mezunları Derneği ile üyeler arasındaki iletişimi sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir çalışma grubudur. Dernek bünyesinde gerçekleştirilen tüm sosyal etkinlikleri, duyuruları üyeler ile paylaşmakla sorumludur. Günümüzde çeşitliliği artan iletişim araçlarından üyelerimiz tarafından en çok tercih edilen kurumsal web sayfamız, facebook, twitter, sms, gibi yöntemlerle üyelerimize ulaşılmaktadır. Kurumsal İletişim Grubu, gönderilecek olan mesajları düzenler ve kurumsal imajı- mıza uygun bir şekilde üyelerimizle paylaşır. TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Kurumsal İletişim Grubunun sorumlu oldu- ğu; Kurumsal web sayfamız: Facebook sayfamız: TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Twitter hesabımız ise; TED Ankara Koleji MD dir. TED Ankara Koleji Mezunları Derneğindeki tüm çalışma gruplarının faaliyetleri, duyurularının üyelerimize ulaşmasından da sorumlu olan çalışma grubumuz, bu anlamda bir köprü olmaktadır. Kurumsal İletişim Çalışma Grubu: Başkan: Kutluhan Olcay 93 Üyeler: Mustafa Ünsay 66, Sibel Oğuzutku 89, İrem Aksoy Çetin 93, Çağlar Kurç 2002, Değerhan Usluel 88, Türker Sinici 91, Serdar Bilecen 83 ve Anıl Yunatcı 95. Grup üyeleri her ay en az iki kere toplanarak, çalışma grupları tarafından iletilen duyuruları, istekleri gözden geçirir, düzenler ve üyelere ulaştırır. Üyelerimizin ve tüm mezunlarımızın Kurumsal İletişim Çalışma Grubuna ulaşabilecekleri mail tur. kolejliler ARALIK 2011

20 bizim dünyamız 19 Orda Bir Köy Var Yakında Tamer İşcen 86 TED Ankara Koleji 1986 yılı mezunlarından Tamer İşçen, ilköğretim 2. sınıfta okuyan kızı Mine İşçen ile birlikte, köy okullarına yardım için başlattığı çalışmalarını Orda Bir Köy Var Yakında ismiyle Facebook grup sayfasına taşıdı. Büyük çoğunluğunu Kolej mezunlarının oluşturduğu grubun üye sayısı yaklaşık e ulaşmış durumda. Yardım amacıyla ilk olarak tespit edilen Erzurum Şenkaya Yanıkkaval İlköğretim Okulunun 105 öğrencisine başta bot, palto, çorap, eldiven, bere, atkı ve kazak olmak üzere, kırtasiye malzemeleri ve kitap satın alındı. Bu yardım malzemelerinin dağıtımı sırasında köyü ziyaret eden Tamer İşçen 29 Ekim 2011 günü Yanıkkaval Köyü öğrencileri ve öğretmenleri ile güzel bir buluşma yaşadı. Güne ait coşku ve sevinç tüm öğrencilerin yüzüne yansımıştı. Ayrıca yine gruptaki yardımseverler tarafından okula gönderilen 110 adet bayrak ile köy süslenmiş ve bir gelincik tarlasını andırıyordu. Grup tarafından temin edilen oyuncaklar ve diğer malzemeler ile birlikte çok güzel bir anaokulu yapıldı ve öğrencilerin kulla- nımına açıldı. Yine bu gezi sırasında tespit edilen ve aynı yörede bulunan Aşağı Mahalle İlköğretim Okulu öğrencileri için de daha sonra bot, palto, çorap, eldiven, bere ve atkı da satın alınarak öğrencilere ulaştırıldı. Okula ayrıca printer, toner, öğretmenler odasına sandalye, halı ve temizlik malzemeleri ile sabun ihtiyacı yine grup tarafından karşılandı. En son olarak bütün çocuklara diş macunu ve diş fırça- sı temin edildi. Van depreminden sonra, grup çalışmalarını Van a yoğunlaştırarak Van-Erciş depreminde, büyük mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız için de ilk etapta battaniye ve bebeklere mama tedarik edilerek bölgeye Orda Bir Köy Var Yakında adına ulaştırıldı. Daha sonra tespit edilen Van daki Koç İlköğretim Okulundaki 74 öğrenci için kazak, mont, eşofman tedarik edilerek okula gönderildi. Yine Van nın Başkale İlçesi Sallıdere İlköğretim Okulundaki 154 öğrenciye palto, atkı, bere ve eldiven gönderildi. En doğru ve sağlıklı yardım gönderme şeklinin ve yönteminin öğretmenler aracılığı ile olduğunu düşünen grup üyeleri, daha birçok okula ve çocuğa yardım etmeyi istiyor ve planlıyor. Yardımlarla sadece çocuklar mutlu edilmiyor, aynı zamanda tüm atkı ve berelerin ördürüldüğü Düzce nin dağ köylerindeki köylü kadınlara da maddi katkı sağlanmış oluyor. Köy okullarına, burada eğitim gören öğrenciler için her türlü yardım, öneri, işbirliğiniz ve desteğiniz için; http// internet adresinden bize ulaşabilirsiniz. ARALIK 2011 kolejliler

21 bizim dünyamız 20 TED Ankara Koleji Özgün ve İlklere İmza Atmış Bir Ekol Kolej camiasına hem TED Ankara Koleji mezunu hem de bir eğitimci olarak dahil olan TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Müdürü Zuhal Üstündağ 81, şimdi ve gelecekte de öğrencilerin, mezunların Kolejli olmaktan gurur duyacakları Ankara Koleji nin devamlılığını sağlamak ve geliştirmenin yegane amaçları olduğuna dikkat çekiyor. Yöneticiler olarak çağın hızlı değişimlerine ayak uydurabilecek yönetim kalitelerini yakalamayı hedeflediklerini ve Öğrencilerin çok yönlü gelişimini desteklemek amacıyla eğitimin yanı sıra güzel sanatlar, müzik ve spor aktiviteleri için daha fazla motivasyon yaratmaya çalıştıklarını belirten Üstündağ, dergimize okul çalışmaları ve projelerini anlattı. TED Ankara Kolejinden mezun oldunuz ve şu anda da TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Müdürü olarak görevinizi sürdürüyorsunuz. Dolayısıyla hem Kolejli bir öğrenci hem de Kolejli bir eğitimcisiniz. Her iki durumunuza ilişkin neler paylaşmak istersiniz? Bizler öğrencisiyken de mezun olduktan sonra da Kolejli olmaktan her zaman gurur duyduk ve halen aynı duygular içindeyiz. Bizlere bu gururu yaşatan, Koleji eğitimde lider bir kurum yapan öğretmenlerimiz ve yöneticilerimizdir. Şimdi ve gelecekte de öğrencilerin, mezunların Kolejli olmaktan gurur duyacakları Ankara Koleji nin devamlılığını sağlamak ve geliştirmek en büyük amacım. Zuhal ÜSTÜNDAĞ 81 Öğrencilerimizi, Atatürkçü düşünceyi özümsemiş, laik, çağdaş yaşamın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerlerle donatılmış özgüven sahibi, yaratıcı bireyler olarak yetiştirmek en büyük hedefimizdir. Eğitim yönetiminde uluslararası gelişmeleri izlemiş biri olarak, TED Ankara Koleji Vakfı Özel Okullarında uygulanan eğitim yönetimi konusundaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? İçinde bulunduğumuz yüzyılda insanlık, bugüne kadar yaşamadığı seviyede ve hızlılıkta bir değişim yaşamıştır. Toplumsal yaşantıda, teknolojide ve kullanılan araçlarda uzun yıllar içinde görülen değişmeler, farklılaşmalar artık bir yıl, bir ay, hatta bir gün içinde gözlenmekte ve yaşanmaktadır. Buna paralel olarak bilgiye ulaşma yolları, yönetim yaklaşımları, metotları ve anlayışları da hızla değişmektedir. Her alanda olduğu gibi daha iyisini, işlevselini, hızlı ve etkilisini arama çalışmaları yönetim alanında da görülmekte- dir. TED Ankara Koleji olarak bu konuda şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Yönetim kalitesini arttırma, çağın gereklerine göre revize etme ve bunu kurum geneline yayma çalışmalarında bize rehberlik eden, yönetim kadrosunda güçlü bir motivasyon yaratan değerli Genel Müdürümüz Sn. Sevinç Atabay a müteşekkirim. TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulunun amaçları ile eğitim sisteminizin temelinde yatan değerlerden bahseder misiniz? Mustafa Kemal Atatürk ün yönlendirmeleri ile kurulan TED Ankara Koleji eğitim alanında, kurumsal geleneklerini, çağın yenilikleri ile sentezlemeyi başarmış, özgün ve ilklere imza atmış bir ekol; donanımlı kadrosuyla uyumlu ve koordineli çalışan dev bir eğitim kurumudur. kolejliler ARALIK 2011

22 Öğrencilerimizi, Atatürkçü düşünceyi özümsemiş, laik, çağdaş yaşamın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerlerle donatılmış özgüven sahibi, yaratıcı bireyler olarak yetiştirmek en büyük hedefi- mizdir. Öğrencilerinizin donanımlı yetişmesi için okulunuzda uygulan programlar ile yabancı dil eğitimi konusunda bilgi verir misiniz? Öğrenme-öğretme ve ölçme değerlendirme süreçlerinde bir standardizasyon sağlamak hedeflerimizden biridir. Bunun için kampüsün iç ve dış mekanlarının etkili kullanımını sağlamak ve kampüs dışı etkili öğrenme-öğretme alanları yaratmak çalışmalarımız içindedir. Öğrencilerin çok yönlü gelişimini desteklemek amacı ile eğitim ve öğretimin yanı sıra güzel sanatlar, müzik ve spor aktiviteleri için daha fazla motivasyon yaratmak var olan hedeflerimizdendir. Bu hedefimiz için 55 kulüp çalışmamız ve sunumları var. Ayrıca Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler, Görsel Sanatlar, Müzik ve Yabancı Dil alanlarında; ev sahipliği yaptığımız veya katılımcı olarak yer aldığımız çeşitli uluslararası, ulusal ve TED okulları arası etkinliklerimiz vardır. Okulumuzun kuruluşunun 80. Yılı Etkinlikleri, Bilim Şenliği, Globe projesi, Benim Gözümde Matematik Belgeseli, Pi Günü Etkinliği, TED Ankara Koleji Grafiti Çalışmaları, Çanakkale Destanını Yaşatmak, Ses ve Dans Yarışmaları, Junior MUNES- CO ve COMENIUS projeleri bu etkinlik- lerden bazılarıdır. İlköğretim okulu mezunu öğrencilerimizin, Avrupa birliği ülkelerinde uygulanan dil eğitimi standartidasyonunda ana dili İngilizce olan dil eğitimi düzeyine çıkmasını hedefliyoruz. İngilizce eğitiminde; elektronik ortamda interaktif yöntem izlenmekte, öğrencilerimizin uluslararası başarı sağladığı, debate, drama çalışmaları ve sözcük yarışmaları yapılmaktadır. İngilizcenin yanında ikinci yabancı dil olarak Almanca ve Fransızcada öğrencilerimizin dil eğitimi standartidasyonlarında belirli hedeflere ulaşması en önemli amaçlarımız içindedir. Ankara Koleji olarak öğrencilerimize birçok alanda spor etkinliklerine katılım imkanı sağlıyoruz. Okul takımlarımız kızerkek öğrencilerimizden oluşan 13 branşta, 32 kategoride (bireysel çalışmalar hariç) çok başarılı bir şekilde temsil edilmektedir. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Derginizi ilgiyle takip ediyorum. Camiamızın basılı yayın organı olarak önemli bir misyonu yerine getiriyorsunuz. Teşekkürler ve hepimize başarılar. Zuhal ÜSTÜNDAĞ yılında TED Ankara Kolejinden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra 1985 yılında, TED Ankara Kolejinde Fen Bilgisi Öğretmeni olarak göreve başladı yılında Müdür Yardımcısı olarak atandı ve bu süreçte, İngiltere de Bath Üniversitesi uzaktan eğitim programına katıldı. Bu programla, eğitim yönetimindeki gelişmeleri uluslararası bir perspektifte analiz etme imkanı buldu öğretim yılında Müdür Başyardımcılığının ardından halen TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yapmaktadır. ARALIK 2011 kolejliler

23

24

25 bizim dünyamız 24 Atatürk Müze Köşkü nü Ziyaret Ankara Şehremaneti (Belediyesi) tarafından 30 Mayıs 1921 de Mustafa Kemal e armağan edilen Çankaya daki Bağevi günümüzde restore edilerek Atatürk Müze Köşkü adıyla ziyarete açıldı. Atatürk Müze Köşkü ne, 11 Kasım 2011 tarihinde TED Ankara Koleji Mezunları Derneği üyeleri bir ziyaret gerçekleştirdi. Üyelerimizden Zerrin Dağcı 71, köşk ziyaretinin ardından duygu ve izlenimlerini bizlerle paylaştı. Cumhuriyetimizin Kuruluş Yıllarına Adeta Bir Gezinti Yaptık Atatürk Müze Köşkü nü TED Ankara Koleji Mezunları olarak, kişilik 3 grup halinde ziyaret ettik. Atamızın yılları arasında konut ve çalışma mekanı olarak kullandığı bu binanın 19. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Değişik zamanlarda eklemelerle ihtiyaçlara cevap verecek şekilde genişletilen ancak mütevazılığını koruyan bu yapı, içinde yaşayan kişilerin önemi nedeniyle Köşk olarak anılmaktadır. Köşkün kuzeyindeki girişte bulunan rüzgarlık, Mimar Vedat Tek tarafından tasarlanmış ve yapıya sonradan eklenmiştir. Binaya girdiğimizde bizi karşılayan portmanto, iki koltuk, dört sandalye ve bir kapaklı kanepe, Macaristan Devleti tarafından hediye edilmiştir. Eve giriş rüzgârlıktan sağlanmaktadır. Bir zamanlar, ortasında sekizgen mermer kaideli süs havuzu olan taşlık, yıllarındaki genişletme çalışmaları sırasında havuzun üzeri kapatılarak konukların ilgili bölüme alınmadan önce bekletildikleri bir hol haline dönüştürülmüştür. Giriş holünün solunda (binanın doğusu) bulunan küçük oda yıllarında yapılan genişletmeyle Ankara ya atanan büyükelçilerin güven mektuplarını sundukları salon olarak kullanılmıştır. Giriş holünün hemen sağında (binanın batısı) bulunan konuk kabul odası, Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk ün çalışma odası olarak kullanılmıştır. Mekan genişletmesinden sonra dekorasyonda hakim renkten dolayı Yeşil Salon olarak anılmaktadır. Atatürk ün eşi Latife Hanım, büyükelçi eşlerini, yabancı konukları, gazeteci ve yazarları bu salonda ağırlamıştır. F.Zerrin DAĞCI 71 Yemek salonu, mütevazı görünüşüne rağmen sıradan bir yemek salonundan farklıdır. Atatürk ün 28 Ekim 1923 gecesinde Arkadaşlar, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz dediği yer bu salondur. Atatürk ün sofrası sadece yemek yeme yeri değil, aynı zamanda devlet işlerinin konuşulduğu, tartışıldığı bir mekandır. Bu nedenle her tabak servisinin yanında bir not defteri ve kalem bulunur. Sofranın konukları devletin ileri gelenleri ve uzmanlar olunca, burası yemek yerken çalışılan bir mekân olarak da düşünülebilir. Masadaki yemek takımlarında GMK (Gazi Mustafa Kemal) ya da KA (Kemal Atatürk) logoları bulunmaktadır. Fikriye Hanım ın piyanosu da salonun güneydoğusunda bulunmaktadır. Yemek salonuna eklenen ve iki basamakla çıkılan Radyo Sigara Odası, dinlenme köşesi olarak düşünülmüştür. Giriş holünün solundaki (güneydoğu köşesi) köşedeki merdivenlerden üst kata çıkıldığında sağ tarafta bulunan oda, Atatürk ün annesi Zübeyde Hanım a aittir. Ankara manzaralı ve sade döşenmiş bu oda, Zübeyde Hanım ın vefatından sonra misafir yatak odası olarak kullanılmıştır. Odanın kuzeydoğusunda, bir Güney Amerika hayvanı olan Armadillo kabuğundan yapılmış bir abajur bulunmaktadır. Bu abajurun ne zaman ve nasıl geldiği bilinmemektedir. Giriş holündeki taşlığın üstünün kapatılmasıyla üst katta bütün odaların açıldığı bir hol oluşturulmuştur. Burada Paris ten getirtilmiş bir bilardo masası bulunmaktadır. Bu bölümün batısında yer alan oda, Mimar Vedat Tek in düzenlemesiyle Kütüphane ve Çalışma Odası olarak kullanılmıştır. Atatürk ün 1932 yılında Pembe Köşke taşındıktan sonra da zaman zaman gelip bu odada çalıştığı bilinmektedir. Nutuk un büyük bir bölümü de bu odada yazılmıştır. Köşke yapılan eklemelerle, evin güneybatısındaki kulenin üst katı, Latife Hanım ın çalışma odası olarak düzenlenmiştir. Bu odada bulunan kutup ayısı postu Türkiye nin Moskova Büyükelçisi Muhtar Bey in hediyesidir. Atatürk ün yatak odası ve banyosu da üst katta bulunmaktadır. Atamız, sabahları kalkar kalkmaz penceresinin önündeki koltuğa oturup, güne burada başlar, çam ağaçlarını seyrederek kahvesini içermiş yılında yapılan düzenleme sırasında inşa edilen mutfak ve çamaşırlık bölümü, zaman içinde özgünlüğünü yitirdiği için ara duvarlar kaldırılarak sergi salonu olarak düzenlenmiştir. Bu salonda, Köşkün tarihsel gelişimi, yapılan onarımlar ve Atatürk ün kullandı- ğı eşyalar sergilenmektedir. Atatürk Müze Köşk üne Başvurular için Tel: kolejliler ARALIK 2011

26

27 aktüalite 26 Turan Tanyer in Kaleminden Cumhuriyet in Meşalesi TED Ankara Koleji TED Ankara Kolejinin 80. Kuruluş yıl dönümüne özel hazırlanan önemli bir eser Cumhuriyetin Meşalesi TED Ankara Koleji. Turan Tanyer in kaleme aldığı kitapta; Cumhuriyet in ilk yıllarından günümüze TED Ankara Kolejinin tarihi, belgelerle ve döneme tanıklık eden kişilerin ifadeleriyle anlatılıyor, geçmiş zamanda unutulan, belleklerden silinen, kıyıda köşede kalmış, işlenmemiş bazı konulara dikkat çekiliyor. Turan Tanyer, son derece kısıtlı zamanda, yoğun bir çalışma süreciyle hazırladığı kitabın ortaya çıkış aşamalarını ve kendisinde uyandırdığı duyguları dergimiz için anlattı. TED Ankara Kolejinin 80. Yılına özel bir kitap kaleme aldınız. Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz, bize biraz yazma sürecinizden bahseder misiniz? Kitabın önsözünde de belirttiğim gibi 2011 Nisan ayının sonlarıydı, Genel Müdür Sevinç Atabay aradı, okulda görüştük. TED Ankara Kolejinin sekseninci Turan TANYER yılının kutlanacağını söyledi ve bir kitap yazıp yazamayacağımı sordu. Yapılan teklifi kabul ettim. Yalnız kitabın 2011 Ekim ayına hazır olması gerekiyordu. Zaman azdı. Gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak, kaleme almak, ayrıca kitabın tasarımı için günler sayılıydı. O yüzden çok hızlı hareket etmek gerekliydi. Yazdığınız kitapla aynı zamanda TED Ankara Kolejinin tarihine de ışık tutuyorsunuz. Okulun tarihçesini yazarken hangi kaynaklardan yararlandınız? Bu kaynaklara ulaşmak sizin için kolay oldu mu? Şunu söyleyeyim; kitap, TED Ankara Kolejinin geçmişine ne kadar ışık tutuyor, benim söylemem doğru olmaz ama ana çizgiler üzerinden bir TED Ankara Koleji kitabı ortaya çıktı. Bazı bölümleri ayrıntılı yazdım. Yapmak istediğim; geçmiş zamanda, unutulan, belleklerden silinen, kıyıda köşede kalmış, işlenmemiş bazı konulara dikkat çekmekti. Kaynaklara gelince; bence bir Tarih parçası üzerinde çalışan kişinin kaynak seçme lüksü yoktur. Konu üzerinde yazmaya başlamadan önce, şunu alayım, bu kalsın gibi Kolej için bir şeyler yazmak beni hem keyiflendirdi hem de mutlu etti. Bence kitap bitmiş de değil, atılan ilk adım sadece. Dilerim, daha kapsamlısı, ileride başka ellerde daha iyi yazılır. bir düşünceyle hareket etmemek gerek. Geçmişle ilgili her bilgi, imge, obje geçmişin bize bıraktığı kaynaklardır. Başta önemsiz görünen, en hurda bilgi size kapıları açıverir. Düşünmek, gözlemlemek zorundasınız. Bir anı parçası, bir gazete haberi, bir kitap kapağı, bir fotoğraf, binlercesi geçmişi bugüne taşırlar. Örneğin Türk Eğitim Derneğinin genel kurul tutanakları, öncesindeki çalışma raporları binlerce sayfa tutuyor. Yönetim Kurulu kararları da öyle. Zaten bir bölümü de dernek arşivinde yoktu. Bulduklarımın tümünü okumadım elbette. Bazı dönemlerin tutanak ve kararlarını okudum; ama sayfaları çok karıştırdım. Gerçi dernekle ilgili bir kitap yazmayacaktım. Ancak derneğin okulla olan organik ve hukuksal konumunu, geçmişin seyrini izlemek zorundasınız. O çalışma raporlarda, tutanaklarda Kolej ile ilgili öyle önemli bilgiler var ki, bunları kaçırmamak, değerlendirmek gerekiyordu. Dernek ve okulda Arşiv adı altında toplanan bütün malzemeden kendimi haberli kıldım, diyebilirim. Tabii gerek okulda gerekse dernekte, her şey toplanmış, kolejliler ARALIK 2011

28 saklanmış değildi. Geçmiş zaman epeyce hırpalamış, tahrip etmiş, yutmuş pek çok şeyi. Zaman içerisinde çok şey kaybolup gitmiş. Bunun nedenleri çeşitli; su baskınları dosyaları kapıp götürmüş, geride kalanının bir kısmını kullanılmaz hale getirmiş, taşınmalar arşivleri hırpalamış. Atılmış, yakılmış, hurdaya da çıkarılmış olabilir. Haksızlık etmeyeyim. Şimdi, arşivler toparlanmaya çalışılıyor. Okulun müzesi de kuruldu. Bunlar önemli. Müze ve arşiv zaman içerisinde muhakkak gelişecektir; eminim. Birkaç yıldır, artık daha farklı bakılıyor. Öte yandan kişisel arşivim, bazı dostların koleksiyonlarına aldıkları belgeler de kitaba dahil edildi. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi nden de yararlandım, gazetelerden, dergilerden de. Genel olarak kitabın içeriğinden bahseder misiniz? Çok sayıda görsel malzemenin eşlik ettiği bir kitap ortaya çıktı. Yol Ayrımı başlığı altında Cumhuriyet in eğitimöğretim alanında belirlenen güzergâhın hikâyesinden sonra, Türk Maarif Cemiyeti nin kuruluşu ve ilk yılları anlatılıyor. Sonra Yenişehir de Cemiyet okulunun hikâyesine geçiliyor. Çeşitli aşamalardan sonra bugüne geliniyor. Ben daha çok TED Ankara Kolejinin geçirdiği aşamaları vermeye çalıştım. Yoksa bu kitap ne tanıtım ne propaganda kitabı. Ne de uzun uzun isim listelerinin verildiği bir kitap. Türk Maarif Cemiyeti, hangi şartlar sonucu doğdu; bu tarihsel zemine konuyu yaymazsanız, kurum ve okul açıklanamaz. Sadece eğitim-öğretim alanında değil, bence, gerek dernek gerekse okul, Türkiye nin önemli parçaları. Ve Ankara yı oluşturan önemli damarlar... Kitabı hazırlarken herhangi bir konuda zorlandığınız oldu mu? Başta, kullanılan dil ve yazım kuralları geliyor. Yazım kurallarını dönemi içerisinde kullanmaya çalıştım. Örneğin, Millî Eğitim Bakanlığı, bir dönem Maarif Vekâleti, bir dönem Kültür Bakanlığı. Metin içerisinde bütün bu başlıklar bir birini izliyor. Dönemin kavramları, sözleri neyse, onları dönem içerisinde bırakmak gerekiyor. Dikkatli olmalısınız bu konuda. Öte yandan çok kısa zamana sıkışık yoğun bir tempoyla çalıştım. Zorlanıyorsunuz tabii. Sayılı günler hemen tükeniveriyor. İkincisi, kaynak çalışmaları Bir yandan kaynakları tarıyorsunuz, bir yandan yazıyorsunuz. Tasarım aşamasının sonuna gelindiğinde bütün enerjim tükenmişti. Şöyle bakıyorum da kitapta kullandığım, kullanmadığım notlar, belgeler, fotoğraflar yığınla dosyalarında. Kullanamadıklarım bu kitap kadar. Çalışmaya başladıktan bir süre sonra, 600 sayfalık bir kitap planlamıştım. Ama planımı tam olarak uygulayamadım. Kitap yetişmeyecekti çünkü. Bölümleri azaltıp, birleştirdim. Ve ağırlığı daha çok ilk otuz-kırk yıla yaydım. Bence, önemli olan, nereden geliyoruz gibi ve benzeri sorulara somut karşılıklar verebilmekti. Kitapta sizi en çok etkileyen bölüm hangisi? Tabii ki, ana sınıfının kurulmasıyla başlayan ilk dönem beni etkiledi. O ilk yıllar, ilk kısmın ardından, orta kısmın, lisenin kuruluşu, 1930 lu yıllar. O dönemin heyecanı ve dinamikleri çok farklı. Bir defa, Atatürk yaşıyor ve başımızda. Türk Maarif Cemiyeti nin çalışmalarıyla yakından ilgileniyor. Sonra karşınıza bazı adlar çıkıyor. Örneğin, Niyazi Berkes. İlk Müdür. Ardından gelen Hasip Ahmet Aytuna. Büyük pedagog. Böyle öncü kişilerin Cemiyet in okulunda görev almaları başkasını bilmem ama beni heyecanlandırdı. Bu adların altlarını çizmek gerek. Kolejliler bu büyük insanların okullarının harcını yerleştiren buna gayret eden insanlar olduklarını bilmelerı gerek. Enver Behnan Şapolyo, tarih öğretmeni olarak karşınıza çıkıyor. Bakıyorsunuz, Behice Boran, çiçeği burnunda doçent, sosyoloji, felsefe derslerine geliyor. Yine o dönemde, Turhan Seyfioğlu öğrencisi olmuş okulun. Çocukluğumun, elli yıl öncesinin sinema oyuncusu; filmlerini kaçırmazdım. Herkes Gündüz Kılıç ın, bu büyük spor adamının, futbol öğretmeni Baba Gündüz ün Galatasaray Lisesi mezunu olduğunu sanır, öyle yazarlar. Galatasaray Lisesi de ülkemizin güzel bir kurumu; ama Baba Gündüz Yenişehir Lisesi nin mezunnları arasında, hem de ilk mezunlardan, döneminden. İşte, böyle yüzlerce bilgiyi, üst üste yığıyorsunuz, yavaş yavaş kitap biçimleniyor, mutlu oluyorsunuz. TED Ankara Kolejinin tüm tarihini incelemiş ve kaleme almış biri olarak, TED Ankara Kolejinin Türk eğitimi içerisindeki yeri ve önemi konusunda neler söylemek istersiniz? Evet, bugün gerek dernek gerekse okul, seksen küsur yıllık bir sürecin çok farklı bir noktasındalar. Güzel çalışmalar yapılıyor. Vakfın okulu TED Ankara Koleji göz kamaştıran bir kampüs içerisinde. Yaşam sürüyor. Bence, bütün Kolejlileri ayrıcalıklı kılan bir nokta var, hoşuma gidiyor. TED Ankara Kolejinin temelindeki Türk Eğitim Derneği, o zamaki adıyla Türk Maarif Cemiyeti, ilk meclis binasında kurulmuş. O meclis binası ki, Cumhuriyet orada ilan edilmiş. Cumhuriyet meşalesi orada yakılmış. Beş yıl sonra, Cumhuriyet i kuranlar yine aynı binada toplanmışlar, Kolejin meşalesini yakmışlar. O yüzden kitabın uzun başlığında Cumhuriyet in Meşalesi dedim çünkü TED Ankara Kolejine yakışıyor. Turan Tanyer Kimdir? 14 Mayıs 1949 da Kuşadası nda doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara da yaptı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Fakülte öğrenciliği yıllarında Barış, Yeni Ulus, Ankara, Politika gazetelerinde muhabir olarak çalıştı. Ankara Sinematek Derneği yönetiminde bulundu. Yankı, Özgür İnsan gibi bazı dergilerde sinema yazıları yazdı. Gazeteciliği bıraktıktan sonra bir süre serbest avukatlık yaptı. Daha sonra devlet memuru oldu. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumundan emekliye ayrıldı. Ankara da yayımlanan Siyah Beyaz ve Günlük Haber gazetelerinde ( Tevfik Doğan müstearı ile) köşe yazıları yazdı. Bazı incelemeleri Tombak, Koleksiyon gibi popüler dergilerde yayımlandı. ARALIK 2011 kolejliler

29 portre 28 Belediye Başkanı Gibi Görev Yapıyorum Prof. Dr. Tanju MEHMETOĞLU yılından bu yana Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) nde Genel Sekreterlik görevini yürüten ve önümüzdeki sene görev süresi dolacak olan Prof. Dr. Tanju Mehmetoğlu 69, ODTÜ nün daha ileriye gitmesi ve çağdaş Türkiye nin övünç kaynağı olmasının devamına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. ODTÜ Kampüsünü 35 bin kişilik bir belde olarak tanımlayan ve kendisinin de bu beldenin belediye başkanı gibi görev yaptığını belirten Mehmetoğlu, yaptığı işin, maddi ve manevi açıdan büyük sorumluluk gerektirdiğini söylüyor. Nasıl bir okul hayatı geçirdiniz? Kariyerinizi yönlendirmenizde nelerin ya da kimlerin etkisi oldu? İlkokulun ilk 2 senesini Aydınlıkevler de, İhsan Sungu İlkokulunda okudum. Daha sonra 3. Sınıftan itibaren TED Ankara Koleji sınavını kazanarak Kolej e başladım. Öğretmenimiz rahmetli Zehra Arıcıoğlu idi. Kendisinden her yönüyle mükemmel bir eğitim aldık. Daha sonra ortaokulu ve liseyi de Kolej de tamamladım.1969 yılında liseden mezun oldum. ODTÜ sınavları o zamanlar ayrı yapılıyordu. Haziran ayında yapılan ilk sınav, sorular çalındığı için iptal edildi ve eylül ayında tekrar sınava girdim. Kimya Mühendisliği bölümünü kazandım. Bu bölümü tercih etmemim nedeni, iki ablamın da o bölümde okuyor olmasıydı. Üniversitedeki ilk dönemin sonunda ODTÜ de 5 Mart 1971 Olayları oldu ve üniversite uzun süre kapatıldı. Daha sonra hızlandırılmış bir eğitim süreci geçirdik, 1974 yılında ODTÜ den dereceyle mezun oldum. Eğitim hayatımda, Prof. Dr. Tanju MEHMETOĞLU 69 kendilerinden çok şey öğrendiğim ve örnek aldığım birçok iyi hocam oldu ama ilkokul öğretmenimin katkısı hepsinden fazla olmuştur; kendisini rahmetle ve minnetle anıyorum. ODTÜ deki Genel Sekreterlik görevinizin detaylarından bahseder misiniz? Bir üniversitede idari görevde olmak kişiye ne tür sorumluluklar yüklüyor? ODTÜ de geleneksel olarak genel sekreterlik görevi, öğretim üyeleri tarafından yürütülüyor. ODTÜ Kampüsünü, 25 bini öğrenci olan 35 bin kişilik bir belde olarak tanımlamak mümkündür; bu durumda genel sekreterlik görevinin de Yapacağınız her işi, bir başkasının onu bir daha düzeltme şansı olmayacağını düşünerek yapın. bu büyüklükteki bir kasabanın belediye başkanlığı olduğunu düşünebilirsiniz. Gerçekten de bir belediye başkanının rutin işleri olan inşaat işleri ve alt yapı hizmetlerine ek olarak, güvenlik, öğrenci olayları, trafik, taşıt işletme, Eymir Gölü, ODTÜ ormanı, misafirhaneler, anaokulu ve lojmanlarla da uğraşmam gerekiyor. Birbirinden çok farklı konularda ortaya çıkan sorunlara, çok karmaşık ve durmadan değişen yasalar ve mevzuatlar çerçevesinde ivedi çözüm bulmayı gerektiren ve hem maddi hem de manevi büyük sorumluluk isteyen bir uğraş. Ama bizi en çok üzen ve uğraştıran, Ankara nın ciğeri olan ODTÜ Ormanına, genellikle rant amacıyla yapı- lan saldırılar oluyor. Ülkemizde birçok üniversite bulunuyor. Sizce bunlar arasında ODTÜ nün önemi ve farklı yanları nelerdir? Benim şöyle bir düşüncem var: Özellikle Türkiye gibi ülkelerde, insanların doğuştan gelen sorgulama, yaratıcılık ve araştırmacılık becerileri; aile, eğitim ve toplum baskısı nedeniyle körelmekte. Üniversiteler bu sürecin tersine çevrilmesi gereken yerler. Biz ODTÜ de öğrencilerimizin gerekli bilgiyle donanmaları yanında, sorgulayıcı ve yaratı- kolejliler ARALIK 2011

30 portre 29 cı ve araştırıcı yanlarının de gelişmesine olanak veriyoruz. Bence mezunlarımızın diğer meslektaşlarından en önemli farkları bu alanlarda oluyor. Belki de bu nedenle mezunlarımız her gittikleri yerde lider konumuna geliyor. İlerisi için plan ve projelerinizi anlatır mısınız? Şu an için bütün planlarım ODTÜ nün daha ileriye gitmesi ve çağdaş Türkiye nin övünç kaynağı olmasının devamına yönelik. Önümüzdeki sene görev süremiz sona erecek. Daha ilerisi için plan ve programım yok ama idari görevim bitince eşim ve çocuklarımla sakin ve stressiz bir yaşam umuyorum. İyimser bakış açısına sahip birisi olarak önümüzdeki günlerin daha iyi olacağına inanıyorum. Örnek gösterilecek kariyere sahip biri olarak, gençlere mesleki yaşamlarında neler tavsiye edersiniz? Öncelikle, iltifatınız için teşekkür ederim. Öğretim üyesi olduğum bölümden mezun olanlar benimle vedalaşmaya gelince hep bir tavsiyem olur: Yapacağınız her işi, bir başkasının onu bir daha düzeltme şansı olmayacağını düşünerek yapın. derim. Bu özellikle her bir sondaj maliyetinin 10 milyon dolarla ölçüldüğü petrol mühendisliğinde çok geçerli bir öğüt. Ama bence bütün gençler iş hayatlarında bunu düşünerek çalışırlarsa vazgeçilmez elemanlar olabilir- ler. Özel ilgi alanlarınız nelerdir? Neler yapmaktan keyif alırsınız? Özellikle bahçeyle uğraşmaktan büyük keyif alırım. Kitap okumak diğer sevdiğim uğraşımdır. Bu aralar, özellikle uluslararası politika stratejileri konusundaki kitapları okuyorum. Çok nadiren de olsa, mutfağa girip yeni yemekleri denemekten büyük keyif alırım. TED Ankara Kolejindeki yıllarınızla ilgili neler söylemek istersiniz? Kolejin bizim zamanımızda iyi bir eğitim verdiğini ve sosyal tarafı kuvvetli bireyler yetiştirdiğini düşünüyorum. Bunun hala devam ettiğini de bizim üniversiteye gelen Kolej mezunlarını gözleyerek görüyorum. Kolej günlerime baktığımda, okulun bize o zaman sağladığı sportif ve kültürel olanakların ne kadar iyi olduğunu görüyorum, keşke daha fazla faydalansaydım. O zamanlar Kolej Basketbol Takımı birinci ligdeydi ve hafta sonları kızlı-erkekli mutlaka maçlara gider ve çok eğlenirdik. Takımda oynayan herkesi yakından tanıdık; bir kısmı arkadaşımızdı. Bir de o zamanlar TRT tarafından organize edilen 16 Soru Bilgi Yarışması hatıralarımda önemli bir yere sahip. O çalışmalardan edindiğim genel kültür, hayatım boyunca hep işime yara- mıştır. Kolej de bizim eğitimimize katkıda bulunmuş bütün öğretmenlerime ve yöneticilerimize saygılarımı ve minnetlerimi sunmak istiyorum. Vefat etmiş olanları da rahmetle anıyorum. Prof. Dr. Tanju MEHMETOĞLU yılında TED Ankara Kolejinden, 1974 yılında ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümünden dereceyle mezun oldu. Lisans eğitiminin ardından İngiltere UMİST (University of Manchester Institue of Technology) de master yaptı ve yüksek lisans derecesiyle mezun oldu yılında Kanada Montreal McGill Üniversitesinde doktora yaptı. Bir süre aynı üniversitede araştırmacı olarak çalıştı yılında Türkiye ye döndü. 1 sene Samsun 19 Mayıs Üniversitesinde çalıştı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliğine geçti ve 4 sene orada Yardımcı Doçent ve Doçent olarak görev yaptı yılında ODTÜ Petrol Mühendisliği Bölümünde göreve başladı. O zamandan beri bu bölümde çalışıyor yılları arasında Bölüm Başkanlığı yaptı arasında ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsünde Rektör Yardımcısı olarak çalıştı Ağustos ayından bu yana ODTÜ Genel Sekreter Vekili olarak görev yapıyor. ARALIK 2011 kolejliler

31 panaromik bakış 30 Bir Alan Çalışması Kayıtdışı Çalışan Kadın İşçiler Türkiye de kadınların işgücü piyasasına katılımları oldukça düşük düzeyde seyretmektedir. TÜİK 2011 Mayıs ayı verilerine göre bu oran %28 dir ve son yirmi yıldaki artış sadece %1.8 oranında olmuştur. Kadınların işgücü piyasasına katılım oranı içinde tarım sektöründe çalışmaları da yer almaktadır. Ancak bu istihdamın biçimi ağırlıkla (%76 sı) ücretsiz aile işçisi statüsündedir. Erkeklerin işgücü piyasasına katılım oranı ise %70 gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir düzeydedir. TÜİK 2010 Mayıs ayı verileri itibari ile kayıt dışı çalışma oranı, erkek istihdamında %37.4 iken, kadınlar için %58.9 dur lerden itibaren ama özellikle 2000 li yıllarda, dünyada pek çok ülkede istihdam güvencesinin olmadığı bir yapı, iş piyasalarına hakim olmuştur. Aylin AKPINAR 77 Neoliberal ideoloji Özgürlük söylemini kullanarak serbest piyasa önemlidir. Çünkü kadınlar, tüm sosyo- kadınların istihdamını arttırmak açısından ekonomisini dünyada egemen kılmış; kültürel engellere rağmen, ekonomik zor- luklar karşısında hanelerini ayakta tuta- Esnek Çalışma adı altında sosyal güvencesiz çalışma biçimleri iş piyasalabilmek için işgücü piyasasına katılmaktadır. Ama hiçbir sosyal güvencelerinin vrına damgasını vurmuştur. Kayıtdışı ekonomi, Türkiye gibi dengeli gelişmekte haklarının olmaması onları, piyasadan zorluklar yaşayan ülkelerde ağırlıklı olarak kentsel marjinallikten beslenmekte- ekonomik kriz zamanlarında, çok düzen- kısa zamanda çekilmeye veya özellikle dir. Herhangi bir sözleşme sorumluluğu- siz aralıklarla iş piyasasına tekrar ve han- gi işi bulurlarsa girmeye itmektedir. na girmeksizin, keyfi biçimde işten çıka- rılabilen, talebe bağlı üretimin hızına Marmara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu desteği ile paralel olarak aşırı verimli olması beklenen kayıt dışı işçiler, küresel rekabetin yılları arasında Sosyoloji dayanağı olmaktadır. Bölümünde Kadın ve İstihdam: Değişen Kayıtdışılık ile mücadele, Türkiye de Koşullar, Değişmeyen Eğilimler: Tekstil, Gıda ve Hizmet Sektörlerinde İş Güvencesi ve Sosyal Koruması Olmadan Çalışan Kadın İşçiler başlığı altında; Belkıs Kümbetoğlu, İnci User ve Aylin Akpınar yürütücülüğünde gönüllü 13 öğrencinin de katıldığı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma, 2012 yılında Bağlam Yayınları tarafından yayınlanacaktır. Araştırma alanı olarak İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Düzce illeri seçilmiştir. Araştırmanın çalışma evreni kadınların çok yoğun biçimde yer aldığı tekstil, gıda ve hizmet sektörlerinde kayıtdışı çalışan kadın işçilerdir. Veriler 213 yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme ve 3 odak grup görüşmesi ile oluşturulmuş; tekstil, gıda ve hizmet sektörlerindeki çeşitli işyerlerinde yapılan gözlemlerle de destek- lenmiştir. Araştırma bulguları, kayıt dışı çalışan kadınların yüz yüze bulundukları çocuk yaşta çalıştırılma, yüksek işçi devir oranları, asgari ücretin altında kalan ve düzenli olarak ödenmeyen ücretler, uzun çalışma saatleri, karşılığı ödenmeyen zorunlu gece mesaileri, işverenlerin taciz ve istismarı gibi bir dizi sorunu ortaya sermektedir. Kayıtdışı çalışmayı herhangi bir sosyal güvenlik örgütüne kayıtlı olmamak gibi bir tanıma hapseden yaklaşımların çok daha karmaşık bir tabloyu aşırı basite indirgemek ve gerçekliğini sergilememek anlamına geldiği gözlemlenmiştir. Ataerkil cinsiyet rejiminin hakim olduğu toplumumuzda, kadın ve erkeğin toplumsal fırsatlara erişim şansları eşit değildir. Kadınlara biçilen toplumsal cinsiyet kolejliler ARALIK 2011

32 panaromik bakış 31 rollerinin sonucunda kadın emeği değersizleştirilmekte, kadınlardan erkeklerin gereksinimleri lehine fedakarlık beklenmektedir. Ataerkil cinsiyet rejimi içinde kadınlar ev dışında çalışmaları konusunda çeşitli engellerle kuşatılmaktadır. Örneğin, namus nedeniyle evden dışarı çıkamamak ya da ancak sınırlı çevrelerde hareket edebilmek, evde kalıp çocuk ve yaşlı bakmak bu engellerin başında gelmektedir. Araştırma, işçi kadınların çalışmak için çok büyük fedakarlıklar yaptıklarını göstermiştir. Sabah erken işe gidip, çok geç gelen ya da birkaç gün eve gelemeyen işçi kadınlar çocuklarıyla istedikleri gibi ilgilenememektedir. Bu koşullarda dışarıda çalışmak ile aile yaşamını birlikte götürmek oldukça zordur. Örneğin, vardiyalı çalışan evli kadın ve erkek işçiler uzun aralıklarla birbirlerini görememektedir. Tekstil, gıda ve hizmet sektörlerinde ağır işlerde çalışan kadın işçiler işle birlikte iyi bir annelik yapamamanın acısını da çekmektedir. Kocalarının işlerine yardım etmek, kayınvalide ve kayınpedere yaşlılıklarında bakmak, komşu çocuklarına tüm gün bakmak gibi durumlar aslında tam zamanlı ücretli işler sayılabileceği halde bu işlerin parasal karşılığı yoktur. Bu norma bağlı olarak işçi kadınlar da girdikleri işlerde uygun bir ücret ya da sosyal güvence talep etmeyebilmektedir. Toplumun erkeğe yüklediği ev geçindirme sorumluluğu karşısında kadınlar, yaptıkları işlerin çoğu için parasal bir karşılık almamaktadır. Yine aynı nedenle kadınlar, kendi çalışmalarını çok uzun dönemler için öngörememekte, çok kısa sürelerle çalışıp işten ayrılabilmekte, ayakta kalma stratejisi olarak kocalarının sigortalı çalışabilmesine ve ailede bir sigortalı olmasına odaklan- maktadır. Kayıtdışı çalışan işçi kadınların sıkça karşılaştıkları bir sorun da, fazla mesai yaptıkları zaman ya çok az para kazanmaları ya da hiç kazanamamalarıdır. Çalıştıkları yerlerin denetimden kaçması bu sömürüyü mümkün kılmakta, kadınlar da işsiz kalmamak için boyun eğmektedir. Kadınları gerek yorgunluk gerekse aile içinde üstlendikleri görevlerin aksaması açısından en fazla zorlayan koşul, fazla mesailerdir. Bunların işe girerken üzerinde anlaşılan net bir süresi olmadığı gibi, işçi kadınlar ne zaman mesaiye kalacaklarını da bilmemektedir. Ayrıca dinsel/geleneksel sosyalizasyonun da etkisiyle toplumumuzda bireyler çok fazla şükretmeyi öğrenmiştir. Şükür kültürü bazen işçilerin, işverenin yerine getirmesi gereken yükümlülüklerinin farkına varmak yerine oynadığı Baba işveren rolünü benimsemesine yol açmaktadır. Ancak emeklilik hakkı kazanmaktan yoksun bırakılan kadınlar geleceğe dair umut besleyememektedir. Araştırma alanı içine giren illerde genel olarak Türkiye deki eğilime paralel olarak hem kentleşme eğilimlerinin, hem de hizmetler sektöründe artan işlerin çalışan kadınların sayısının artmasına etkisinden bahsetmek mümkündür. Araştırma alanı içine giren ve kent ekonomisi içinde tarımın payının halen yüksek olduğu illerde, dönemsel olarak kadınların tarım sektöründe çalıştıkları gözlenmiştir. Böyle durumlarda kadınların kendilerini ne tam köylü ne de tam işçi olarak görebilmesi mümkün olmamakta; buna bağlı olarak kadınlar işçi hakları konusunda bilinçlenebilmekten yoksun bırakılmaktadır. Türkiye de kadınların istihdamının artışı hedefleniyorsa işgücü piyasasında kadınlar için var olan işlerin koşullarının, onların işgücü piyasasına katılımını arttırı- cı hale getirilmesi gerekmektedir. Aylin AKPINAR yılında Ankara da doğdu yılında TED Ankara Kolejinden, 1981 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu yılları arasında Hacettepe Üniversitesinde Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümünde asistanlık yaptı yılları arasında Stokholm Üniversitesinde Lisans Sonrası Sosyal Bilimler Diploma Programını bitirdi yılında Uppsala Üniversitesinde doktora programına kabul edildi yılları arasında 15 yıl süre ile İsveç- Stokholm da yaşadı ve çeşitli sosyal projelerde çalıştı yılında Türkiye ye kesin dönüş yaptı. Japon Sasakawa Vakfından kazandığı bir burs ile Sabancı Üniversitesinde 2 yıl süre ile doktora sonrası çalışma yaptı yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalıştı yılları arasında Yeditepe Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesinde yarı zamanlı statüde dersler verdi yılından itibaren Marmara Üniversitesinde kadrolu olarak çalışıyor yılları arasında Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Halen aynı Üniversitede Yardımcı Doçent statüsünde görev yapıyor. ARALIK 2011 kolejliler

33 sağlık 32 KOLESTEROL Azı karar çoğu zarar Tüm dünyada, bilimsel kanıtlarla ortaya konulmuş olan KOLES- TEROL gerçeği, bugünlerde ülkemizde gereksiz karmaşa yaratan bir gündem oluşturmuş bulunuyor. Bugün özellikle kolesterol düşürücü ilaç kullananlar, endişe içinde, Kolesterol yararlı mı, zararlı mı? Kolesterol ilacı zararlı mı, değil mi? sorusuna yanıt arıyor. Tartışmanın asıl nedeni, sanırım baktığınız açı; tıpkı yarısı dolu olan bir bardak için farklı kişilerin farklı yorum yapması gibi Şimdi gelin, bazı soruları yanıtlıyarak bu konudaki sis perdesini aralıyalım. Kolesterol gerçekten öcü mü? Kolesterol, vücudumuz için olmazsa olmaz önemli bir yapı taşı; mum kıvamında yağımsı bir madde ve beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunuyor. Organlarımızın hücre zarları, birçok hormon, D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerinin yapısında yer alıyor. Kanda belirli ve düşük düzeydeki kolesterol bu işlemler için yeterli. Prof. Dr. Celal KERVANCIOĞLU 68 Kandaki kolesterol nasıl oluşur? Kandaki kolesterol düzeyinin kabaca ¼ ü yediğimiz besinlerden, ¾ ü ise karaciğerde yapılarak oluşuyor. Besinlerimiz arasında kolesterolden zengin olanları başlıca, hayvansal kaynaklar, özellikle de sakatat, kırmızı et, tam yağlı süt ve ürünleri, kabuklu deniz ürünleri ve yumurta olarak sıralayabiliriz. Büyük bölümü karaciğerde sentezlendiğinden, diyetimize çok özen göstersek hatta vejetaryen olsak bile kan kolesterol düzeyini ancak %15-20 oranında düşürebiliyoruz. İşte bu noktada esas olarak kalıtsal özellikler ile bir ölçüde fizik egzer- sizin etkileri ön plana çıkıyor. Kolesterol yüksekliğinde kalıtsal özellik nedir? Anne ve babadan geçen fiziksel özelliklerimiz gibi kolesterol düzeyimiz de soya çekimle benzerlik göstermektedir. Genetik yapısı kolesterol yüksekliğine kodlanmış bireylerde bu unsur öne çıkar. Bu kişilerde diyet ve egzersize rağmen güvenli kolesterol düzeyi sağlanamazsa tıbbi destek gerekir. Kan yağları (lipidler) denilince ne anlaşılır? Ana grup olarak kolesterol ve trigliseridleri anlarız. Total kolesterol içinde, HDL kolesterol ( Halkımız: İyi = yararlı = hayırlı kolesterol diyor.), LDL kolesterol (Halkımız: Kötü = zararlı = lanetli diyor.) ile bir de VLDL kolesterol bulunur. Doymamış yağlar (daha yararlı) genelde bitkilerden elde edilir ve kolesterol yüksekliği olan hastalara önerilen yağlardandır. Doymuş yağlar (fazlası zararlı) hayvansal yağlardır ki kalp, damar hastalıklarını arttırıcı özelliğe sahiptir. Kan yağlarının normal düzeyleri ne kadardır? Toplumlar arasında kalıtsal, çevresel ve edinsel farklılıklara bağlı olarak bazı değişiklikler görülse de, günümüzde biliniyor ki, Kolesterol düzeyleri yükseldikçe, damar sertliği riski artar ifadesi, tüm dünyada tartışmasız kabul görür. Bu gerçek ışığında total kolesterol değeri 200mg/dl nin altında ise normaldir. LDL kolesterol 130mg/dl nin altında olsun istenir. Yararlı olan HDL kolesterol 40mg/dl nin üzerine çıktıkça koruyucu etki de artıyor. Damar sertliği gelişiminde trigliserid yüksekliği de sorumlu olabiliyor ve 150mg/dl nin altı normal kabul ediliyor. Bu düzeyler her birey için aynı mı olmalıdır? Bu düzeyler, farklı bireyler için belirli ölçüde esneklik gösterebilmektedir. Bireyin cinsiyeti, yaşı, yaşam ve beslenme tarzı, sigara kullanımı, kilosu yanısıra kolesterol yüksekliğine eşlik eden diğer hastalıklar ve risk faktörleri dikkate alınarak o kişi için hedef düzeyler belirlenir. Örneğin, birinci derece yakınlarında koroner kalp hastalığı yok ve kendisinde de kolesterol yüksekliği dışında başka risk faktörü bulunmayan genç bir bireyde LDL kolesterol'ün 160mg/dl yi geçme- kolejliler ARALIK 2011

34 sağlık 33 mesi kabul edilebilir bir değer iken, aynı şahısta hipertansiyon ya da diyabet varsa 130 u geçmemesi hedeflenir. Eğer aynı şahıs kalp krizi geçirmiş ise LDL kolesterol 100mg/dl nin altında tutulmaya çalışılır. Bu şahısta aterosklerozun (damar sertliğinin) hızlı ilerlediğini gösteren bulguların varlığında ise LDL kolesterol için hedef 70mg/dl nin altı olmaktadır. Kolesterolü yükselten nedenler nelerdir? Büyük çoğunluğu karaciğerde yapılmakla birlikte geri kalanı, beslenmemizin özellikle hayvansal kaynaklı (doymuş yağ asitlerinden zengin) olması, hareketsiz ve sedanter bir yaşam tarzı, sigara kullanımı, yoğun stres altında olmamız, direkt ya da dolaylı olarak kandaki kolesterolün artmasına neden olabilmektedir. Kolesterol yüksekliği saptanırsa ne yapılır? Kolesterol yüksekliği bulunan kişinin kapsamlı sorgulama ve muayenesi ile genel tıbbi analizleri sonucunda uygun diyet, zararlı beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi, sigaranın bırakılması, eşlik eden hastalıkların tedavisi yanı sıra sportif aktivite uygulamaları ile hedef kolesterol düzeyine ulaşılmaya çalışılır. Yeterli sonuç alınamayanlar için kolesterol düşürücü ilaç tedavisi gündeme gelir. İnsanoğlunun doğasında var olan, kendini çevresine kabul ettirme içgüdüsü sonucu kimilerini, konunun kompetanı olsun olmasın, hele de sağlık alanında Bana göre diye başlayan ders vermelerin içinde görürüz. Hele de bugünlerin günceli olduğundan kolesterol düşürücü ilaç tedavisi adeta ağızda sakız. Pek tabiidir ki zorunluluk yoksa ilaçlara başvurulması önerilmez. Ancak yapılan geniş ölçekli çalışmalarla çok iyi biliniyor ki, LDL-K değerlerindeki her 10 mg/dl lik artış, kalp krizi riskini yaklaşık %20 oranında arttırmaktadır. Buna karşılık HDL-K değerlerindeki yükseklikle birlikte kalp krizi riskinde azalma olmaktadır. HDL-K değerlerindeki her 10 mg/dl lik artış, kalp damar hastalığı gelişme riskini %20-30 oranında azaltmaktadır. İşte bu noktadan hareket ederek, kolesterol yüksekliği belirlenmiş kişilerden, tanımlanmış damar sertliği sorunu bulunanlarda hastalığın ilerlemesinin durdurulması, henüz tanı almamış olan ve fakat damar sertliği ile ilişkili hastalık gelişmesine aday olanların geleceklerinin sağlıklı kalmasını güvenceye almak amacıyla kolesterol düşürücü tedaviye başvuruyoruz. Kolesterol düşürücü tedavide kullanılan ilaçların, tıpkı diğer ilaçlarda da olduğu gibi yan etkileri olabiliyor. Ancak bu ilaçlarla tedaviye karşı abartılı bir yanlış kanı geliştiğinden Karaciğerimi bozar endişesi ile önerilmiş ilacı hiç kullanmama ya da başlanmış olan tedaviyi bırakma, çok sık karşılaştığımız bir durum. Oysa başta karaciğer ve adaleler üzerinde olmak üzere tüm yan etkilerin görülme sıklığı %4 ü geçmemektedir. Kaldı ki karaciğer için ALT ve AST, adaleler için ise CK tetkiki yapıldıktan sonra tedaviye başlanıp ilk 4-6 ay geçirildiğinde bu testler yinelenerek takip yapılmaktadır. Böylece ilaca ait yan etki görülmeyenlerde yıllık takiplerle hedeflenen kolesterol değerleri elde edilmek üzere ilaç dozu ayarlanır. Az önce sözünü ettiğimiz karaciğer ve adale enzimlerinde normalin üst sınırının 2,5-3 katından fazla bir artış görülmesi halinde ise ya ilaç dozu azaltılır ya da bir başka tür ilaca geçilerek devam edilir. Buna rağmen yan etki devam edenlerde ilaç kesilerek, karaciğer ya da adalede oluşan etkiler hiç bir kalıcı hasar bırakmaksızın tümüyle kaybolmaktadır. Bu nedenle uzman kontrolünde kullanılan kolesterol düşürücü ilaçlar için, hastalarda oluşan Yan etkiler organlarıma zarar verirse endişesi yer- sizdir. Sonuç olarak; KOLESTEROLÜN AZI KARAR, ÇOĞU ZARAR olup diyet ve fizik egzersiz ile kontrol altına alınamayan bireylerde uzman kontrolünde ilaç desteği güvenle uygulanır. Sağlıklı, uzun yaşam dileklerimle Prof. Dr. Celal KERVANCIOĞLU 68 İlkokulu Gaziantep te bitirdikten sonra yıllarında TED Ankara Kolejinde yatılı okudu. Lise eğitimi sonrasında girdiği Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1975 de mezun oldu. Aynı fakültede önce iç hastalıkları, sonra kardiyoloji uzmanı olan Kervancıoğlu, 1984 te Yardımcı Doçent, 1987 de Doçent oldu ve 1993 yılında Kardiyoloji Profesörlüğüne yükseltildi. Halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim dalı öğretim üyesi alarak görev yapmaktadır. ARALIK 2011 kolejliler

35 çevre 34 Rüzgarı İçmek Su, günümüz dünyasında öncelikli bir konu ve zorlu mücadeleler barındırıyor; bir yanda kuraklıklar, diğer yanda yükselen su seviyeleri. Basmakalıp hale gelen uyarı ve tembihlerin altında, hafife alınmayacak, çoğumuzun farkında olmadığı gerçekler yatmakta. Artan dünya nüfusu, gelişen küresel ekonomi ve iklim değişikliği nedeniyle suyun erişilebilirliği, maliyeti ve kalitesi her zamankinden daha da önemli hale gelmekte. İçme suyu tesisleri; doğal su kaynaklarından su alır, arıtır ve tüketiciye iletir. Atık su tesisleri ise toplumun harcadığı suyu, bu temin edilen suyun yaklaşık % 70 i olmaktadır, değişen miktarlarda gelen yeraltı ve yüzey sularıyla birlikte toplar. Çok sayıda eski yerde atık su, aynı zamanda yağmur ve eriyen kar veya buzdan kaynaklanan yüzey akımının da giderimi için yapılmış kanalizasyon sistemlerine deşarj edilmeye devam etmek- İrem MUTLU GÜVEN 98 Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi tedir. Buna Birleşik kanalizasyon adı verilir. Ancak; çoğu genç yerleşimde atık su ve yağmur suyu, bunların karışımının rastgele dökülerek su yollarını kirletmesinin önlenmesi amacıyla her biri kendi ayrı kanalizasyon ve yağmursuyu drenlerine gitmektedir. Buna Ayrık kanalizasyon adı verilir. Toplanan atık sular arıtılır ve genellikle doğal bir drenaj kanalına, nadiren toprak üstüne deşarj edilir. Çoğu zaman, alıcı ortam, aynı zamanda önemli bir su kaynağı olarak birçok amaca hizmet etmeye devam etmektedir. Doğadaki suyun bu çoklu kullanımı sağlam bir su kalitesi yönetiminin gerekliliğini anlamamızı kolaylaştırmaktadır. İçme suyu temini ve atık su bertarafının birbirine bağımlılığından ne kadar söz edilirse bölgesel kentleşme de o kadar ilerleyecek ve genel ve sağlığa ilişkin ekonomi de o kadar ileri gidecektir. İçme suyu temini ve atık su bertarafı; konutlar, ticari kuruluşlar ve sanayilerdeki içme suyu ve atık su borulama sistemiyle birbirine bağlanır. Katı atığın toplanması, çoğunlukla ayrı bir iştir. Çöp öğütme ve bunun kanalizasyona deşarjı ile çöp yakma tesislerinin atıksu arıtma tesisleriyle bağlantılı olarak işletilmesi buna istisnadır. Modern içme suyu arıtma tesisleri çok çeşitli şekillerde tüketici ihtiyaç ve isteklerini karşılayacak nitelikte tasarlanabilmektedir. Ham su kalitesi ne olursa olsun, uygun arıtma yöntemleriyle istenilen güvenlik, berraklık ve kimyasal bileşimde çıkış suyu üretilebilmektedir. Modern atık su arıtma tesisleri çoğunlukla belirlenen herhangi bir performans gerekliliğini yerine getirebilse de gerçek proses ve işlem seçimi hijyen, estetik ve ekonomi meselesidir. Genellikle atık su arıtımının amacı, alıcı doğal ortamın kullanışlılığının zarara uğramasına karşı tam koruma sağlamak olmaktadır. Normal şartlar altında atık su arıtımının hiçbir zaman içmesuyu kalitesine yaklaşan nitelikte çıkış suyu olması gerekmemek- tedir. İçme suyu talebi her geçen gün nüfusla birlikte artarak sınırlı su kaynakları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Mevcut kaynakların korunabilmesi için insani faaliyetler nedeniyle meydana gelebilecek olumsuz etkileri ortadan kaldırmak amacıyla atık su deşarjları yasalarla sınırlandırılmaktadır. Doğal su kaynaklarına deşarj edilecek gerek evlerde ve ticari alanlarda gerekse sanayide kullanılmış olan atık suyun belli bir kaliteye kadar arıtıldıktan sonra doğaya verilmesi bir zorunluluktur. Burada, Su Kalitesi ve Kirlilik kavramlarından söz etmemiz gerekir. Suyun kirliliğini belirlemek için birtakım parametreleri ölçmemiz gerekmektedir. Suyun asitliği veya bazlığını gösteren ph, çözünmemiş haldeki çökelebilir veya süzülebilir maddeyi gösteren AKM (Askıda Katı Madde), mikroorganizmalar tarafından indirgenebilen maddenin bir göstergesi olan BOİ (Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı), asitle yakılarak oksidize edilebilen maddeyi gösteren KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı), besin maddesi olan azot ve fosfor bu parametrelerdendir. Atık suyun belli ortamlara deşarj edilebilmesi için bu parametrelerin belli değerlerde olması gerekmektedir. İlgili yasal düzenlemeler Avrupa ülkelerinde 1970 li yıllarda yapılmaya başlamıştır. Zamanla daha sınırlayıcı standartlar getirilmiştir. Türkiye de Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, Kentsel Atık Su Arıtımı Yönetmeliği, Atık Su Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği gibi yasal mevzuat, Avrupa Birliği ile uyum süreci çerçevesinde geçtiğimiz yıllarda düzenlenmiş, standartlar sıkılaştırılmıştır. Daha sıkı standartlar, yeni teknoloji ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. kolejliler ARALIK 2011

36 çevre 35 Alışılagelmiş bir evsel atık su arıtma tesisi tasarımında ön arıtma için kullanılan fiziksel yöntemler; ızgara veya süzgeçlerle mekanik süzme, kum tutucular ve çökeltme tanklarında çökeltme, yağ tutucularda yüzdürmedir. Tesiste kullanılan biyolojik yöntemler ise suyun içindeki çözünmüş organiklerin veya çökelemeyen partiküllerin mikroorganizmalar tarafından tüketilmesi esasına dayanır. Seçilen proses türüne göre tesisin kapladığı alan, enerji tüketimi, ilk yatırım bedeli çok değişiklik gösterebilmektedir. Burada, arıtılmış su elde edilmesinin yanı sıra bertaraf edilmesi gereken bazı atıklar da çıkmaktadır; girişteki ızgara veya süzgeçlerde tutulan bez, naylon, tahta parçaları ve proses sonucu oluşan çamur (prosesin türüne göre çamurun miktarı ve ayrı bir işlemden geçip geçmeyeceği değişir). Coğrafi koşulların hayatta kalmak için yenilikçi çözümler üretmek zorunda bıraktığı Hollanda gibi ülkelerde su alanında yeni keşif ve icatlara rastlanmaktadır. Örneğin, atık su arıtımında şu ana kadar kullanılmakta olan mikroorganizmalara alternatif yeni bir mikroorganizma keşfedilmiştir. Bu bakteriyle daha az enerji tüketilerek çok daha az karbondioksit yayılmakta, % 50 daha az alana ihtiyaç duyulmaktadır. Geçmişten bugüne artan duyarlılıkla sıkılaştırılan yasal mevzuattan bir diğeri içme suyu standartlarıdır. Dünya Sağlık Örgütü İçme Suyu Kalite Standartları nın kökeni 1950 lere dayanmaktadır. Ülkemizde ilgili mevzuat; İçme Suyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmelik, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik olarak sıralanabilir. Elektrik iletkenliği, sertlik, ağır metal derişimleri, azotlu bileşik derişimleri gibi ölçülmesi gereken birçok parametre içme suyu kalitesinin belirlenmesinde de rehberlik eder. Belirli değerlere sahip su bir iş için kirli olarak nitelendirilebilirken diğer bir iş standartlarına göre temiz nitelendirilebilmektedir. Farklı sanayilerde kullanılan su ile evsel nitelendirdiğimiz suyun sahip olması gereken özellikler arasında fark olup, kirlilik bu bağlamda değerlendirilmelidir. Ölçülen parametre değerleriyle suyun Kalite sınıfını da belirleyebilmekteyiz. Bir içme suyu arıtma tesisinin başlıca ünitelerini havalandırma ünitesi, hızlı karıştırıcılar, yumaklaştırıcılar, durultucular, filtreler, dezenfeksiyon, ileri arıtma (ters osmoz gibi membran sistemleri, aktif karbon, iyon değiştiriciler) olarak sıralayabiliriz. Burada da belli miktarda enerjiye ihtiyaç bulunmaktadır. İklim değişikliğine karşı yenilenebilir enerji kullanımına bir örnek olarak Rüzgarı İçmek gösterilebilir. Bu çalışmada, rüzgar türbininden elde edilen enerji içme suyu arıtımında kullanılmak- tadır. Günümüzde su sektöründe dünya geneline bakıldığında özel şirketlerin egemenliği görülmektedir. Geniş deneyim ve bilgi birikimleriyle övünen bu şirketler genelde Avrupa kökenli olmaktadır. Avrupa ülkelerinde altyapı gelişimi tamamlanmıştır; sektörde çalışanlar işletme ve bakım, araştırma-geliştirme ve yurtdışı işlerinde katkıda bulunmaktadır. Geliştirdikleri yeni teknolojilerin de uygulamaları genellikle yurtdışında olmaktadır. Kamu-Özel Sektör-Ortaklığı (Public- Private-Partnership (PPP)) adıyla yabancı ülke belediyeleriyle uzun vadeli ortaklıklar yapmakta, özel sektörün bilgi ve deneyim birikiminden yararlanıldığı belirtilen bu ilişkide, proje süre ve maliyetlerinin dikkate değer ölçüde iyileştiğini, ilave maliyetler özel sektör tarafından karşılanırken bunun bedelinin ya tüketiciler ya da parası yeten belediyeler tarafından karşılanması gerektiğini belirtmektedirler. Su sektöründe özelleştirmenin, uygulandığı gelişmekte olan ülkelerde halkın ödeyemediği su faturaları getirip vaadettiği hiçbir avantajı getirmediği belirtilirken, 1989 da su sektörünün özelleştirildiği İngiltere deki özel firma çalışanları başlarından geçen kuraklık dönemini anlatırken; özelleşme olmasaydı çok daha zor günler geçirmiş olacaklarını, o dönemde sadece para vererek başka yerden su getirme lüksünü yaşayabildiklerini, özelleştirme sayesinde esnekliğin ve standartların arttığını, başta meydana gelen fiyat artışlarının zamanla dengeli hale geldiğini belirtmektedirler. Türkiye de su ile ilgili altyapı geliştirme ihtiyacıyla bu yönde çalışmalar devam ederken aynı zamanda Avrupa ile yasal uyumluluk için çalışmalar da sürmektedir. Öte yandan dünyanın ortak endişesi iklim değişikliği gibi sorunların da ortağı olmaktayız. Bu gerçekler karşısında su ve atık su yönetimimizi gözden geçirmeli, su varlıklarımızı korumalı, teknolojik gelişmeleri takip ederken kendi içimizde de yenilikçi düşünce tarzını benimsediğimiz gelişim stratejileri oluşturmalıyız. İrem MUTLU GÜVEN yılında İngiltere, Glasgow da doğdu. TED Ankara Kolejinden 1998 yılında, ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünden 2002 yılında mezun oldu. Lisansüstü eğitimini 2003 yılında Birmingham Üniversitesi (MSc Construction Management With Merit) İnşaat Mühendisliği bölümünde yaptı yılları arasında Ekotek İnşaat, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.de Asistan Mühendis, yılları arasında aynı şirkette çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi olarak görev yaptı yılları arasında Temelsu Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş.de Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi ve Çevre Komitesi Üyesi olarak mesleki kariyerine devam etti yılından bu yana Ekotek İnşaat ve Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.de Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi olarak çalışıyor. ARALIK 2011 kolejliler

37

38

39 keyif 38 Farkını Menüsündeki Lezzetlerde Fark Edeceksiniz Cem Suca nın 10 yıllık hayali olan Miro Restaurant, geçtiğimiz ay içerisinde Ankara nın seçkin köşesi Oran da kapıla- rını misafirlerine açtı. Kaliteli hizmet unsurunun konukseverlik bilinciyle tamamlandığı Miro Restaurant; iç mekan tasarımı, yemek kalitesi, menüsü ve profesyonel kadrosuyla Ankara nın en şık ve seçkin restaurantla- rı arasında yerini şimdiden aldı. Bir restorandaki en önemli unsurun yemeğin kalitesi ve lezzeti olduğunun bilincinde ve dünyadaki gelişmelerin farkında olarak, mutfağını restoranının tam kalbine açık bir şekilde yerleştiren MİRO; Türk, Osmanlı, Akdeniz ve Asya mutfaklarının seçkin örneklerini uyumlu bir menüde buluşturarak konuklarına sunuyor. Oluşturdukları menüyle rakip tanımadıklarını söyleyen Miro Restaurant ın sahibi Cem Suca ve Koordinatör Şefi Mutlu Çekiç, 10 yıllık hayalin gerçeğe dönüşme öyküsünü anlattılar. Cem Bey, öncelikle bize Miro Restaurant ı açma fikrinizin nasıl oluştuğunu anlatır mısınız? ODTÜ İktisat bölümünden mezun olduktan sonra 7 sene Sermaye Piyasası Kurulu nda çalıştım. Sonrasında ise 3 senelik Lyon tecrübem oldu. Lyon, Fransa nın gastronomi merkezi olarak bilinir. Lyon`dan çok ciddi şefler çıkar ve çok kaliteli restaurantları vardır. Fransa, İtalya ve İspanya da değişik lezzetleri tatma fırsatı buldum. Ayrıca ailemin evinde yemek ve mutfak her zaman önemli ve vakit geçiri- len bir hobi olmuştur. Bu yüzden aklım- da 10 yıldır bir restaurant açma fikri vardı ve bu fikrim Lyon da ciddi şekilde biçimlendi. Geçen sene Türkiye ye dönüş yaptıktan sonra bu fikrimi hayata geçirmeye karar verdim; Koordinatör şefimiz Mutlu Bey le çalışmalara başladık ve Miro Restaurant ın açılışını geçtiğimiz ay içerisinde gerçekleştirerek Ankaralıların hizmetine sunduk. Konum olarak, Oran ı tercih etmenizin nedeni nedir? Konum olarak insanların şehrin içinde bulunacağı, ama aynı zamanda sessiz, sakin ve huzurlu bir şekilde yemek yiyebileceği bir yer, kısacası şehrin gürültüsünden uzaklaşarak hoşça vakit geçirebilecekleri nezih bir yer. Bu özelliklerinden dolayı Oran ı ve özellikle bu yeri tercih ettik. MİRO da kışın şömine başında şık bir akşam yemeği yemek ya da iş ortaklarınızla kış bahçesinde keyifli anlar geçirmek, öğlen arasında özenle hazırlanmış salata ve makarnaları tercih etmek mümkün... Restaurantınızın iç mekan konseptini oluştururken nelere dikkat ettiniz? Konsepti oluştururken ne çok spor ne de çok fazla ağırlaştırmadan konsept yaratmaya, çizgiyi doğru tutturmaya çalıştık. Sadelik ve şıklığı temel aldık. Esasında menümüzü, mutfağımızı öne çıkarmaya, çok fazla dekorasyona boğulmadan bir restaurant yaratmaya çalıştık. Bunda da şu ana kadar aldığımız tepkilerden başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Kaç kişilik kapasiteyle hizmet veriyorsunuz? kişilik bir kapasiteyle hizmet veriyoruz. Kış için iki bölümümüz var; salonumuz ve kış bahçemiz. Salonumuzda öğleden sonra şöminemiz yanmaya başlıyor. Yaz için ise bir de terasımız bulunuyor. Terasımızı özellikle kapat- kolejliler ARALIK 2011

40 madık, yazın büyük şemsiyeler altında kullanıma açacağız. Kış bahçesiyle salonumuzun kesiştiği bir yerde yaz barımız olacak. Dolayısıyla yaz bahçemiz de en az kış bahçemiz kadar güzel olacak. Özel gün organizasyonları düzenliyor musunuz? Yaş günü, nişan gibi özel gün organizasyonları yapıyoruz ama restaurantımızda meyhane formatında bir eğlence söz konusu değil. Sonuçta bizim bir çizgimiz var. Normal zamanlarda canlı müziğimiz yok ama özel günlerde (sevgililer günü, öğretmenler günü, yılbaşı vs.) canlı müziğimiz mevcut Mutlu Bey, Miro Restaurant ın Koordinatör Şefi olarak bize biraz Miro nun menüsünden bahseder misiniz? İtalyan, Osmanlı ve Asya mutfağı olarak adlandırdığımız üç ayrı mutfakla yola çıkarak bir konsept oluşturmayı hedefledik ama sonra bu düşüncemiz değişti. Bu üç ayrı konsepti birleştirip, tek menü halinde hizmet vermeyi daha mantıklı bulduk ve bu doğrultuda bir menü oluşturduk. Menümüzde; Türk-Osmanlı, İtalyan, Fransız, Lübnan ve Uzakdoğu yemekleri yer alıyor. Miro nun en önemli farkı, menüsünün özel ve tek olması. Menümüzdeki yemekler, Ankara nın herhangi bir restaurantına bulamayacağınız kalitede ve lezzettedir. Yani menümüzde- ki yemekleri insanların başka bir restau- rantta yeme şansları bulunmamaktadır. Menümüz farklı ama aynı zamanda Türk damak tadına uygun lezzetlerden oluşuyor. Menümüzü incelerseniz, çok farklı ülkelerden mutfakların olduğunu görürsünüz ancak bu yemeklerin hepsinin birbiriyle uyumu söz konusudur. Mesela müşterilerimiz; Osmanlı çorbası Çeşminigar ile başlayıp, sıcak başlangıçta Hint böreği Etli Samosa yı, ana yemekte Japon yemeği Chicken Katsu Curry i tercih edebilirler. Üzerine de tatlı olarak Fransız mutfağından profiterol alabilirler. Kısacası, dünya mutfağının özel ve leziz yemeklerini seçerek her damak tadına hizmet edecek bir menü oluşturduk. Ancak şunu belirtmek isterim ki, menümüz statik bir menü değildir. Menümüzü altı ayda bir, kış ve yaz menüsü olarak değiştirmeyi düşünüyoruz. Menümüzde yer alan çorbalardan ana yemeklere, salatalardan tatlılara kadar her şey Miro ya özgü lezzetlerdir. Miro nun ayrıcalıklı bir diğer özelliği de günlük olarak, 7 farklı ülkenin 7 çeşit ekmeğini müşterilerine sunmasıdır. Dolayısıyla insanlar restaurantımıza geldiklerinde sıcak ekmek yiyebilir, ayrılırken de taze yapım tatlılarımızla yemeği sonlandırabilirler. Bu da konuklarımızı oldukça memnun etmektedir. Mutfağınızda kullandığınız ürünleri nasıl temin ediyorsunuz? Bütün ürünlerimiz organiktir. Özellikle pastane bölümümüzde kullanılan ürünlerin yüzde yüzünün organik olduğunu söyleyebilirim. Mutfağımızda kullandığımız ürünleri Ankara nın herhangi bir manavından temin etmiyoruz. Kullandığımız tüm ürünler Hatay dan ve Mersin den geliyor. Mersin den taze baharatlarımız, yeşilliklerimiz geliyor; Mersin de Fransız bir yetiştirici tarafından üretilip bize gönderiliyor. İstediğimiz ve Ankara da bulamadığımız yeşillikleri bu şekilde temin edebiliyoruz. Mesela ithal rokayı Ankara da bulamazsınız ama Miro Restaurantta rahatlıkla bulabilirsiniz. Fiyat politikanızdan bahsedebilir misiniz? Fiyat politikamız gerçekten uygun ve şeffaftır. Bizim için önemli olan, insanların uygun fiyatlarla, rahat bir şekilde yemek yiyebilmeleri, güzel zaman geçirebilmeleridir. İlgilenenler, web sitemizde fiyatlarımıza ve menümüze ilişkin tüm detayları bulabilirler Miro Restaurant Rafet Canıtez Caddesi Arif Nihat Asya Sokak No:37/A Oran/Ankara T: 0 (312) F: 0 (312) info@mirorestaurant.com EKİM2011 kolejliler