Kasım. Life Shop. Teknolojik. Abdi İbrahim in. Rotary Klüplerinden. Kültür Sanat Astroloji. Aldatan Erkeklerin. Life Gezi: Adana Fulya Sezen.

Transkript

1 Yıl 3 - Sayı 27 - Kasım Röportajlar Luz Casal Suat Ateşdağlı Modanın Duayeni Yargıcı Abdi İbrahim in 100 üncü Yılı Aldatan Erkeklerin Özel Yaşamı Life Shop Teknolojik Yenilikler Tarihte Kasım Ayı ISSN Kasım Rotary Klüplerinden Büyük Ödül Endomer den İtalya Gezisi Panora da Dev Marka Haremlique Çılgın Tasarımlar Kültür Sanat Astroloji Life Gezi: Adana Fulya Sezen

2

3

4 Meyhanemiz... Tıpkı adı gibi herşeyiyle bize ait bir mekan.üstelik ayrıcalık insan olmaktır der gibi zekice hazırlanmış bir logosu var ki adeta ders verir nitelikte. Kulüp Rakı ambleminin sigara kısmını çıkartıp beylerin karşısına bir de hanımefendi ekleyerek alkışlanmayı hak ediyor. Mimarisi öyle nüanslarla hazırlanmış ki hem yormuyor hem alıp götürüyor insanı Ege nin sonsuz maviliklerine... MEYHANEMİZ Güvenler mahallesi. Güneş sokak 4/8, Ankara Tel:

5 Önce sıcak bir karşılamayla yerlerinize buyur ediliyorsunuz. Tüm mekanın etrafında yer alan binbir çeşit çiçeğin kokusuyla harmanlanıyor ruhunuz. Duvarlara anlam katan eskinin eskimeyen yıldızlarının fotoğraflarına bakmaktan alamıyorsunuz gözlerinizi. İçeri doğru baktıkça onlarca antika objenin itina ile sergilendiğini farkediyorsunuz. Ardından tam anlamıyla bir lezzet şöleni başlıyor masanızda. Birden Girit mezesi beliriveriyor karşınızda. Daha başka ne olabilir ki dediğiniz o an kırmızı toz biberle ve kırmızı soğanla bezenmiş fava size Meyhanemiz in en büyük ayrıcalığının bitmeyen tatlar rüyası olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Daha bu tatların şokunu atlatamamışken, Sahanda kekikli ahtapot ve yaprak ciğer ile kelimelerle ifade edilemeyecek bir doyuma ulaşıyorsunuz. Eğer Evinizin bahçesinde bir ağırlanma istiyorsanız doğru yerdesiniz demektir. Çünkü burada evinizdesiniz... Meyhanemizdesiniz..

6

7

8

9

10

11

12 ÇAYYOLU LİFE YIL:3 SAYI:27 KASIM-2012 YAYINCI ÇAYYOLU LİFE MEDYA PAZARLAMA SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ N.GÜVEN GÜNGÖR HUKUK DANIŞMANI ERTAN SÜTÇÜ SANAT DANIŞMANI M.OKAN KILAN GRAFİK TASARIM VE MİZANPAJ ÖZÜM BEGÜM ERCAN EMİNCAN BİLGE TANITIM VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ GAYE ÖZUĞUR (Editör) REKLAM SORUMLULARI SEMA KAHVECİ - HANDE SAY - EZGİ BAKAN ADVENTURER Ş.GÜROL GÜNGÖR DENİZ AUDRICK GÖRSEL EDİTÖRLER İLYAS KARATEKİN - İREM TAŞTAN ANIL DEMİR KATKIDA BULUNANLAR GÜHER KILLIOĞLU (Moda Editörü) GÖRKEM AKBULUT - GÜLER KARAKURUMER AYŞE PARLAR - ERDOĞAN MUNGAN YASEMİN YELKEN - NEŞE ERAT BERİL KÜÇÜKOVA - BURCU SALTOĞLU CANAN NERGİZOĞLU - ALEWNDRA GODINA YAYIN MERKEZİ REŞİT GALİP CAD. HAZAN SOKAK. 7/1 G.O.P.-ANKARA editörden... Gaye ÖZUĞUR gayeozugur@cayyolulife.com.tr editor@cayyolulife.com.tr ÇAYYOLU LİFE AİLESİNE HOŞGELDİNİZ... Kasım 2012 sayımızla siz değerli okurlarımızın huzurunda olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sayımızda da sizler için birbirinden özel konu ve konukları ağırlıyoruz. Ankara da sezonun açılmasıyla beraber Caroline Koç un katılımıyla gerçekleşen kalitesiyle göz dolduran ve Mia Delicio Catering firmasının sunumlarıyla da adeta bir lezzet şölenini andıran Panora Avm nin gözde markalarından Haremlique in açılışında alıyoruz soluğu. Daha sonra Armada nın 10. Yıl şerefine düzenlediği etkinlikte sahne alan Ajda Pekkan la unutulmaz bir konser serüvenine dahil olacağız. Hemen ardından Ankara nın taptaze butiği Speranza yı tanıyacağız. Speranza o kadar özel parçaları bir arada barındırıyor ki, bu kış eminim adını duymayan ya da dolabında esintisini taşımayan kadın kalmayacak. Sizleri Çayyolu Life Kasım sayısının büyülü dünyasına uğurlamadan önce Ekim 2012 sayımızda yer alan Meyhanemiz in tanıtım yazısında ki logo açıklamasında yer alan rakı markasının Kulüp Rakı olması gerektiğini bildirir önceki hatamızdan dolayı Meyhanemiz den ve okurlarımızdan özür dileriz. İSTANBUL İRTİBAT BÜROSU HAKAN TANKA BEŞYOL MAH. E5 YAN YOL CAMİ SOK. NO:24/1 SEFAKÖY-FLORYA-İSTANBUL EGE İRTİBAT BÜROSU MUSTAFA HOROZ MİTHATPAŞA CAD. AYDINLAR SİTESİ C BLOK 350/20 - NARLIDERE-İZMİR FAKS: KANADA İRTİBAT BÜROSU BEDİRHAN ÖZDEMİR - ÇAĞATAY ÖZDEMİR 129 CHALFIELD LANE MISISSAUGA ONTORIO L4Z1K8 CANADA (1647) (1416) BASKI-CİLT PELİN OFSET TİPO MATB. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. Tel: DAĞITIM TRANSNET ELEKTRONİK POSTA info@cayyolulife.com.tr - cayyolulife@gmail.com AYLIK, YEREL SÜRELİ YAYIN Ücretsiz ISSN: Dergi içerisinde yayımlanan yazıların doğruluğu ve sorumluluğu yazarlara aittir Baskı Tarihi: Kasım Ekim, 10 Kasım, 24 Kasım Tarihin gurur mücadelelerinin aslında sadece milletimiz için verildiğinin en güzel kanıtı olan ve her defasında bize hediye olarak sunulan bu kıymetli günleri kutladığımız,aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk ü büyük bir hasret, tarifsiz bir onur ve içten bir sevgiyle andığımız şu günlerde unutulmaması gereken bir hatıra bırakmak istedim anılarınıza. Çoğunuzun en az 1 kez okuduğu,bir kısmınızın da ilk kez okuyacağı bu manidar mektup zannediyorum hepimize yolumuzda ki ışığı bulmada yardımcı olacaktır Siz beni hâlâ anlayamadınız, Ve anlayamayacaksınız çağlarca da, Hep tutturmuş yıl 1919, Mayısın 19 u diyorsunuz, Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz. Mustafa Kemal i anlamak bu değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler, Siz bana neler yaptınız ondan haber verin, Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin, Mustafa Kemal i anlamak yerinde saymak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Bana muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan; Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı, Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı, Mustafa Kemal i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz, Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın, ATATÜRK TEN SON MEKTUP Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların. Mustafa Kemal i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız, Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil, Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar, Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar. Mustafa Kemal i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş; Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken, Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen, Mustafa Kemal i anlamak işitmek değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla, Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla, Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister, Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter, Mustafa Kemal i anlamak aldatmak değil! Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil!

13

14 İçindekiler

15 Fulya Sezen Röportajı Backstage Haremlique, Panora Avm de! Rixos ta Dillere Destan Düğün Sonsuz Geleceğe Luz Casal Röportajı Abdi İbrahim Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi Ömer Kaleşi Sanatta 50. Yılını Kutluyor Endomer ile İtalya Gezisi Rotary Klüplerinden Büyük Ödül Suat Ateşdağlı Röportajı Yargıcı dan Yeni Bir Koleksiyon 24 Kasım 10 Kasım Life Shop Doğal Güzellik Kırık Saç Uçları Dövme Silinmesi Adana Teknoloji Kültür-Sanat-Astro

16 "Küçük Şeyler" Ekmek mi İnsan mı? Hangisi daha fazla saygı görüyor; ekmek mi, insan mı? Gözlenen o ki, ekmek daha fazla saygı görüyor ülkemizde. Prof. Dr. Üstün Dökmen Yukarıda değerlere uyma konusunda üç tür kanıksadığımız- hata sergilediğimizi belirttik. Bazı değerler söz konusu olduğunda bu hataları yapmayız. Ekmeğe yönelik olarak da söz konusu hataların sergilendiğini hemen hiç görmeyiz. Hangi ortamda olursa olsun -evde veya sokakta ekmeğe saygı gösteririz. Yerdeyse basmayız, üstünden atlamayız; kaldırıp kenara, yüksekçe bir yere koyarız; hatta öperiz ekmeği. Ekmeğe gösterdiğimiz saygı, ekmeğin büyüklüğünden ve niteliğinden bağımsızdır. Yerdeki ekmeği kaldırma konusunda, büyük--küçük veya buğday, arpa ayırımı yapmayız. Keyfimiz olsa da olmasa da yerdeki ekmeğe basmayız. İnsanlara, sokaklara karşısergilediğimiz üç temel halayı ekmeğe karşı sergilemeyiz. Kısacası ekmeğe çok saygılıyızdır. Ekmeğe gösterdiğimiz saygıyı birbirimize göstersek çok daha huzurlu yaşarız. Ekmeğe niçin saygı gösteririz? Çünkü nimettir. İyi de eşlerimiz, çocuklarımız nimet değil mi? Öğrencilerimiz, çıraklarımız, komşularımız nimet değil mi? Ekmeğe gösterdiğimiz saygıyı birbirimize göstersek, ne güzel olurdu. Ben ülkemde yerdeki ekmeğe tekme atıldığını hiç görmedim. Ama yerdeki insana tekme atıldığını çok gördüm. Yerdeki ekmeklere gösterdiğimiz saygıyı birbirimize de göstereceğimiz günlerin gelmesini diliyorum. (Sanırım o günler yakındır.) ÇELİŞKİLERİMİZ, İKİLEMLERİMİZ Çelişki, İkilem Günlük yaşamda çelişki, ikilem, dilemma, paradoks kavramlarını genelde yanlış kullanıyoruz, birbirinin yerine kullanıyoruz. Örneğin bazen Hangisini seçeceğim konusunda çelişkiye düştüm, bazen de, İkilem içinde olduğunun farkında değil diyoruz. Sanırım böyle dediğimiz zaman, çelişki ve ikilem kavramlarını birbirine karıştırmış oluyoruz. Konumuz çelişkilerimiz ve ikilemlerimiz. Dilemma ve paradoks kavramları için felsefe sözlüklerine bakılabilir. ( Ben adalıyım; bütün adalılar yalan söyler demek bir dilemma sayılabilir. Bir okun hareket noktasıyla hedefi arasında sonsuz nokta vardır; sonsuz noktayı kat etmek ise sonsuz zaman alır; bu yüzden bir ok hedefine hiçbir zaman ulaşamaz demek ise galiba bir paradoksal düşüncedir.)şimdi çelişki ve ikilem kavramları arasındaki farka bakalım. Galiba doğrusu şu: Doğada ya da insan zihninde zıtlıkların birlikte bulunması bir çelişki sayılabilir. (Bir tezin antitezini içermesi bir çelişki sayılabilir.)insan, sahibi olduğu çelişkili düşüncelerin genelde farkında değildir, ikilem ise iki farklı davranıştan hangisine yönelmek gerektiği konusunda sıkıntı, kararsızlık çekmek demektir. Sahip olduğumuz çelişkili düşüncelerin, davranışların genelde farkına varmayız, ikilemde ise farkında olduğumuz bir kararsızlık söz konusudur. Bir dostunuzu hem seviyor hem de kızıyorsanız ve bu iki zıt duyguya/düşünceye birlikte sahip olduğunuzun farkında değilseniz, bu durumu bir çelişki olarak adlandırmaktan yanayım. Benzer şekilde, belirli bir olay karşısında üzgün olduğunuz halde sevinmiş gibi davranıyorsanız ve bu tezadı fark etmiyorsanız, yine çelişki içinde olduğunuzu düşünebiliriz. Ama eğer bir arkadaşınızı sevip sevmediğinize bir türlü karar veremiyorsanız veya iki meslekten hangisini seçeceğinize karar veremiyorsanız, bir ikilem içinde olduğunuz kanısındayım. Çoğunlukla alttaki çelişkiler, görünürdeki bir takım ikilemleri yaratır. Bu durumda, çelişkilerimizi fark etmekten, ikilemlerimizi ise çözmekten söz edebiliriz. Çelişkiler ve ikilemler, farkında olduğumuz ve olmadığımız sıkıntılar yaratır. Çelişkilerimizi fark ettiğimiz, ikilemlerimizden rahatsız olmadığımız zaman, stresle baş etmemiz ve gelişmemiz kolaylaşır. Bazen bir işi hem yapmak istersiniz hem yapmamak istersiniz; hem çalışmak istersiniz hem çalışmak istemezsiniz. Bu ikileminizi can sıkıcı bir saçmalık olarak adlandırırsanız sıkıntınız artar. Ama bu ikileminizin yaşamın doğal bir parçası olduğunu düşünürseniz, onunla uzlaşma/çözme şansınız artar. Tamamen çelişkisiz, ikilemsiz olmak pek mümkün değil. Fazlaca çelişkiye, ikileme sahip olmak ise sorun yaratabilir, ruh sağlığını bozabilir. Bunlara belirli miktarda sahip olmak, ancak yerine göre fark etmek, yerine göre baş etmeyi öğrenmek galiba en sağlıklısı. İkilemler yaşamın ayrılmaz bir parçası, ikilemlerden arınmış bir dünya mümkün görünmüyor. İkilemler, çelişkiler kimi zaman canımızı sıksa da, toplumların, bireylerin gelişmesi için bazen itici güç oldukları da bir gerçek. 14

17

18 16 Konsept: Güher Kıllıoğlu Saç Tasarım: Zeki Özben (Barbizon) Makyaj: Carlos Cavalcanti (Barbizon) Fotoğraf: İrem Taştan Backstage: Anıl Demir, Ceyda Özdemir Kapak Tasarım: Arda Azmuş Mekan: Cafe Botanica Lavande

19 Fulya Sezen Kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz? Televizyon programcılığı yapıyorsunuz. bu konuda oldukça başarılı olduğunuzu programların izlenme oranlarındananlamak mümkün. bu konuda neler söylemek istersiniz? Televizyon programcılığının benim için yeri gerçekten çok ayrı, kanıma işlemiş bir kere, söküp atamıyorum. Küçük yaştan beri bu işin içindeyim,bu işin mutfağında yetiştim diyebilirim. Çoğu sunucuda eksik olan şey kamera arkasını bilmemek ve mutfağında yetişmiş olmamak. Bir çıraklık dönemi var bu dönemde çok çalışmak gerekiyor, her zaman söylediğim bir şey vardır ki oda çıraklık dönemi geçirmeden usta olunmadığı,başarı gerçekten bu şekilde geliyor, bide en önemlisi bu işe gönül vermek tabi. Ben resmen her gün yeni proje üretiyor ve bunu yayınlanabilir hale getirmeye çalışıyorum. Ve çoğu programlarımı kendim hazırlayıp kendim sunuyorum. Kısacası gerçekten iyi programlar yapabilmek için çok çalışıyor ve ekibimle beraber çok emek veriyoruz. Her yeni program benim ve ekibimin bebeği gibi, onu büyütmek sizin emeğinize ilgi ve alakanıza kalmış. Ankara doğumluyum, ilk orta lise öğrenimimi Ankara Arı kolejinde tamamladıktan sonra, İstanbul Bilgi üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi işletme-iktisat bölümünden mezun oldum. Neşe Erberk ajansla başlayan televizyonculuk kariyerime, Sırayla S nek tv, Kanal A,TNT ve TRT ile devam ettim. Bu kanallar bünyesinde de çok sayıda programa imza attım. Yakında da iki ayrı kanalda iki farklı programla izleyicilerin karşısında olacağım. Kısaca kendimi özetlemem gerekirse, Türkiye nin en genç,en başarılı ve gelecek vaat eden televizyon programcılarından biriyim diyebilirim. Ülkemizde ki televizyon programcılığının bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemlerde gerçekten bu ülkede çok başarılı projelere imza atılıyor. Bazı programları gerek görsellik gerekse içsel doluluk olarak çok başarılı buluyorum, ki bu programların arkasında ciddi bir ekip çalışıyor bunu da unutmamak gerek. Kim ne derse desin bu bir ekip işi, işinizin kusursuz olması ve programın başarılı olması için ekibinizin A dan Z ye sesçisinden ışıkçısına, kameramanından montajcısına kadar herkes çok iyi olmak zorunda, aksi halde zincirde bozuk bir halka varsa o iş yürümez halka kopar. Farkındaysanız artık dizi ithal etmiyor dizilerimizin ihracatını yapıyoruz, bu gerçekten takdire sayan bir gelişme, hem ülkemiz tanıtımına da güzel bir örnek. Tabi bide bunun yanı sıra hala yurtdışından program formatı getiriyoruz, yaratıcılık maalesef yok bizde hemen hazıra konuyoruz, bayılıyoruz ülkece hazıra konmaya. Bir kanalda bir program başarılı ise hemen taklide geçip aynı formatı kendi kanalımızda uyguluyoruz. Ama ümidim var,bizim kuşaktan çok şeyler bekliyorum,gerçekten çok yaratıcı insanlar var ve olacak,eminim bir gün bizim ürettiğimiz tv formatları çok başarılı olacak ve aynı dizilerimiz gibi,yurtdışına programlarımızı da ithal edebilecek duruma gelecegiz. 17

20 Birçok okurumuz stilinizi yakından takip ediyor. Tarzınızı nasıl oluşturduğunuz hakkında okurlarımıza neler söylemek istersiniz? Ben kendine has tarzı dokusu,stili olan her şeyi çok seviyorum. İşim gereği modayı yakından takip ediyorum ama kesinlikle bir moda kurbanı değilim. Sezon trendlerini mutlaka takip ederim ama içlerinden sadece kendime yakışanı alırım. Bir şey moda diye alıp giymem, hele tarzımı yansıtmayan hiçbir şeyi bu sene moda diye almam. Fast food kıyafetlerden yani bu sezon moda olup seneye yüzüne bakmayacağımız uçuk kaçık kıyafetlerden çok, ömürlük olanları severim. Ve ayrıca bir bayanın dolabında mutlaka şık çanta ve ayakkabıların bulunmasından yanayım. Çünkü ne giyerseniz giyin,tasarım şık bir ayakkabı ve çanta gittiğiniz her yerde bir adım önde olmanızı sağlayacak ve şıklığınıza şıklık katacaktır. son olarak Jean- Paul Gaulterin çok sevdiğim bir sözü vardır onu eklemek istiyorum. Şıklık ; üzerinizdeki kıyafetten çok bir kişilik meselesidir demiştir. O yüzden bence herkesin kendi tarzı ve stili mutlaka olmalıdır. Aksesuar ve ayakkabı konusunda hangi markaları takip ediyorsunuz? Kıyafetler konusunda çok katı değilim,her markadan beğendiğim her şeyi alabilirim,yeter ki benim tarzıma stilime uysun. Ama ayakkabı ve aksesuar konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim,bu konuda biraz katıyım, ne giyersem giyeyim,kıyafetimin altında mutlaka şık bir ayakkabı olmalı ve onu tamamlayan aksesuarlar tabi. Şıklık detaylarda gizlidir,bunu unutmayalım. En sade kıyafeti bile şık bir ayakkabı ve hoş bir aksesuarla muhteşem bir kıvama getirebilirsiniz. Takip ettiğim ve alışveriş yaptığım markalar ise şöyle,ayakkabı ve çantada dünya markaları olarak Fendi,YSL, Balenciaga, Chanel, Jimmy choo, Marc jacobs diyebilirim. Yerli marka olarak ta Ankara da Oi arte yi tek geçerim. Kıyafet konusunda ise fazla takıntım yok her markadan her yerden beğendimi alırım. Son dönemlerde hazır giyimin yanı sıra tasarımcı genç arkadaşlarımız var onların kıyafetlerini de giymeyi seviyorum. Aksesuar olarak ta bilekliklere bayılıyorum ki bu birkaç sezondur muhteşem bileklikler var etrafta. 18

21 Arabalara karşı bir merakınız olduğunu duyduk. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Evet arabaları seviyorum. Kıyafet nasıl sizin stilinizi tarzını yansıtıyorsa arabada aynı şekilde öyle. Her arabayı sevemiyorum içinde rahat edemiyorum. Arabanında bir ruhu ve belli bir tarzı olmalı. Bir kere bir arabaya bindiğimde sürmekten keyif almalıyım. Nasıl kıyafette aksesuarlar önemliyse arabada da ince ve kullanışlı detaylar beni mest ediyor. Kendi arabamla ise aramızda özel bir bağ var. Komik gelecek belki ama arabama bindiğim zaman onla kısaca konuşurum,direksiyonunu okşarım ve beni hiçbir zaman yolda bırakmadığı için teşekkür ederim. Kendi arabam ve favori markam ise Bmw,spor hatları ataklığı ve araba kullanırken yüksek ses müzik dinlediğim için ses sistemi hoşuma gidiyor. Fulya Sezen 10 yıl sonra kendini nerede görmek istiyor meslek hayatında? Ağır adımlarla sindire sindire çok çalışarak tabiri caizse tırnaklarımla kazıyarak basamakları çıkıyorum ve bu yüzden hedefim zirve benim. 10 yıl sonra kendimi, ekibiyle çok iyi projelere imza atan başarılı bir tv yapımcısı olarak görüyorum. Size hangi otomobil olmak isterdiniz diye sorsak spor mu yoksa kalsik bir otomobil mi olmak isterdiniz? Kesinlikle tereddütsüz cevabım spor olurdu. Ruhumu yansıtan araba tek kelimeyle spor araba. Asla hantal bir insan değilim,ataklığı severim. Bu anlamda spor arabayla oldukça uyuşuyoruz. Bizlerin sektöründe Ankara ve İstanbul arasında ciddi bir fark olduğu hepimizce malum. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Evet çok fark var. Ankara yı gerçekten çok seviyorum ama iş konusunda her meslek grubu fazla tutucu,yeniliklere maalesef acık değil. Belli kalıplar var ve bu kalıpların dışına çıkmak istenilmiyor. İstenilmemesinin sebebi belki de başarısız olma korkusu. Ama bu korkuyla ne yazık ki bir yere varılamıyor. İstanbul da yapmak istediğin veya yaptığın başarılı bir projeye, Ankara da aynı sıcaklıkla bakılmıyor ne yazık ki. Belki Ankara da,gerek görsel gerekse yazılı basındaki üst düzey yöneticiler değişir ve yerine yeni nesil yeniliklere acık vizyon sahibi gençler gelirse bir şeyler değişebilir, ama şuan ki zihniyetle bir şeyler yapabilmek oldukça zor. İstanbul u yakinen bilen bir isim olarak Ankara da gerçekleşen projelerin yapımında yer alan ajanslar hakkında ki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız? Ankara daki ajansları da oldukça aktif görüyorum son zamanlarda. Ankara da çekilmeye başlanan diziler ve birkaç senedir yapılan organizasyonlar sayesinde bu alanda baya aktif rol almaya başladılar. Hepsi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ama oldukça başarılı,çalışan. iyi bir ekip, donanım ve vizyona sahip birkaç ajans var. Çalışmalarını yakından takip ediyorum ve başarılı buluyorum. 19

22 Emek ve Sevginin Bütünlüğünde Gerçekleşen Bir Gün Merhaba Çayyolu Life ailesinin değerli okurları Kasım sayımızda sizler için küçük bir sürpriz hazırladık. Çoğu zaman birkaç saniyede bakıp geçtiğimiz fotoğrafların aslında ne kadar büyük bir zaman ve emek harcanarak ortaya çıktığını bilmeyenimiz yoktur. İşte bu yüzden ailemizin fertleri olarak gördüğümüz siz değerli okurlarımızla bu yorucu ama neşe dolu çekimi paylaşmak istedik. Kasım sayımızın kapak güzeli ünlü televizyon programcısı Fulya Sezen. İçten ve sıcak tavırlarıyla hayran kitlesini her geçen gün arttıra n Fulya hanım, çekimlerde ki neşe ve samimiyetiyle bizlerinde gönlünde taht kurdu. Haftalar öncesinden başlayan hazırlıkların son aşaması gelip çatmıştı. Maydanoz Ajans ekibinin de dahil olmasıyla birlikte kocaman bir aile olmuştuk adeta. Hiç vakit kaybetmeden Fulya Sezen in saç ve makyaj tasarımına başlamak için Ankara nın en seçkin ve farklı merkezinde yani Barbizon da aldık soluğu. Her zaman ki gibi Deniz Erdoğan gülücüklerle karşıladı bizleri. Ve hemen kahvelerimizi içmeden başlamak olmaz diye ekledi. O kadar pozitif bir elektrik saçıyordu ki hayır demek mümkün değildi. Kısa süreli bir sohbetin ve yemyeşil bahçede yudumlanan kahvenin ardından Fulya hanımı saç dizaynını oluşturmak üzere deneyimli kuaför Zeki Özben in maharetli ellerine teslim ettik. Bu anlardan başlayarak tüm detayları ve aşama aşama gelişen kapak çekimlerini İrem Taştan ın objektifinden seyredeceğiz hep birlikte. 20

23 İki saate yakın bir zamandan sonra işte karşımızdaydı Fulya Sezen! O kadar kusursuz görünüyordu ki gözlerimizi alamıyorduk. İlk bakışta yüzünde sanki makyaj yok gibiydi ama öyle bir ışık saçıyordu ki gözlerimiz kamaşıyordu. Vakit kaybetmeden ilk kıyafetlerin giyimi için yukarı uğurladık Fulya hanımı. Ve ardından iç mekan çekimlerimizi gerçekleştireceğimiz Cafe Botanica Lavande ye doğru yola koyulduk. Gerçekten muhteşem bir mekan. İç mimarisine hayran olmamak mümkün değil. Modern ve nostalji çizgilerinin bir arada bulunduğu eşsiz bir mekan. Bizi çok sıcak ve heyecanla karşıladılar. Yoğunluklarına rağmen rahat etmemiz için gösterdikleri çaba takdire şayandı. Bir saati aşkın bir süre sonunda pırıl pırıl parlayan dalgalı saçlarıyla gülümsüyordu Fulya Sezen bizlere. Şimdi sıra 2. ve en önemli etaplardan biri olan makyajdaydı. Yüz hatlarının en natürel ama en kusursuz şekilde yansıması gerekiyordu ve asla amatör ellere teslim edilemezdi. İşte bu yüzden Carlos Cavalcanti çok doğru bir adresti. Yurt dışında yıllarca Victoria Secret ve Demi Moore un makyaj dizaynlarını gerçekleştiren bu usta eller şimdi de ülkemizde harikalar yaratmaya devam ediyordu. Ve artık start alma zamanı gelmişti. Röportaj sayfalarında görmüş olduğunuz fotoğrafların çekimlerinin tamamlanmasının ardından Cafe Botanica Lavande ailesine teşekkür ederek ayrıldık bu şirin mekandan. Güneş ışığının haşmetinden yararlanmak üzere Haymana yolunun arkalarında kalan boş arazilerin bulunduğu ıssız yolda aldık soluğu. Kıyafet değişiminin ardından başladık kapak çekimlerine. Çekimler boyunca yanımızda olarak bize destek veren Carlos Cavalcanti ufak dokunuşlarla güzel modelimizin kusursuzluğunu tamamlamaya devam etti her fırsatta. İrem Taştan ın şahane pozlandırmaları ve maharetiyle inanılmaz karelere imza attık. Siz değerli Çayyolu Life okurları için gerçekleşen bu çalışmaya katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz. Stayling Güher Kıllıoğlu imzası taşıyordu ve bu durum kalitenin tesadüf olmadığının en büyük göstergesiydi. Tabi back stage oluşumunu gerçekleştiren sessiz kahramanımız Ceyda Özdemir in ortaya konan emeğin ölümsüzleşmesinde büyük rolü bulunuyor. Anıl Özdemir ile birlikte back stage de harikalar yarattılar. Z Otomotiv in sponsorluğuyla ve profesyonelliklerini sevgiyle birleştiren kocaman bir ekiple Kasım sayımızın kapak görselini tamamlamanın mutluluğunu yaşayarak veda ettik bu güzel güne. 21

24 Panora AVM DE Dev Marka! Koç Ailesinin Ev Dekerasyon Mağazası Haremlique, Panora Avm de! Haremlique İstanbul, Ankara Panora AVM de, 17 Ekim Perşembe açılışını gerçekleştirdi. Caroline Koç, Banu Yentür ve Merve Ağaçlı nın ev sahipliğinde gerçekleşen açılış, Ankara nın ünlü sinemalarını da biraraya getirdi. Caroline Koç ve ortağı Banu Yentür tarafından kurulan Haremlique, New York, Beyrut, Riyad, İstanbul, Alaçatı dan sonra şimdi de Ankara da hizmet verecek. Merve Ağaçlı tarafından Ankara Panora alışveriş merkezinde açılan ve hizmet vermeye başlayan Haremlique markası tekstil grubu yanında Selamlique ile de çok özel ürünler sunuyor. 22

25 Haremlique koleksiyonu ağırlıklı olarak nevresim, çarşaf ve havlulardan oluşurken, kaftanlar ve peştemaller de koleksiyonda önemli bir yer tutmakta. Caroline Koç ve Banu Yentür tarafından tasarlanan ve Ev Haute Couture u olarak nitelendirilen Haremlique ürünleri içinde, keten ve kalite olarak tekstil alanına farklılık ve güzellik katan yüzde yüz mısır pamuğundan üretilen ve tekneler için tasarlanmış özel ürün grupları da bulunuyor. Nevresim takımlarında ise genellikle saten ve perkal kumaş üretimi tercih ediliyor. Özel üretilmiş farklı lezzetlere sahip olan Türk kahveleri, sabunlar ve mumlar da büyük beğeni topluyor. Osmanlı ile süslenmiş sade bir çizgiye sahip olan Haremlique, adını Osmanlı devlet geleneğinde mahremiyetin yanı sıra sarayın en özel bölümü olan Harem den almasının beraberinde, logosunda erkeksi bir figür olan sultan kavuğu kullanılmaktadır. Harem hanımlara özgü bir yer olarak algılanıyor olmasına rağmen aslında sultanın mahremiyet alanı olduğu gerçeğini de vurgulamak için kullanılan simge, markanın farklı özelliklerini yansıtıyor. 23

26 Rixos ta Dillere Destan Gece 22. Dönem CHP Ankara Milletvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu nun kızı Ela Kurtulmuşoğlu ile Sunteks Plastik ve Ambalaj şirketinin sahibi Kayserili sanayici Suat Hisarcıklılar ın oğlu eski CHP Çankaya İlçe Yöneticisi Esat Hisarcıklılar, Rixos Grand Ankara Otel de düzenlenen törenle dünya evine girdi. Düğüne gelinin babası Muzaffer Kurtulmuşoğlu ve annesi Nurşen Kurtulmuşoğlu ile damadın babası Suat Hisarcıklılar ve annesi Nuriye Hisarcıklılar ev sahipliği yaptı. Geceye siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Konukların yerlerini almasıyla çift alkışlar eşliğinde nikah masasına geldi. Gecede genç çiftin şahitliğini İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün üstlendi. Karşılıklı imzaların ardından Kurtulmuşoğlu ve Hisarcıklı çifti ilk danslarıyla göz doldurdu. Nurşen-Muzaffer Kurtulmuşoğlu 24

27 Bahar-Soyhan Kurtulmuşoğlu, Nurşen-Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Ela Kurtulmuşoğlu, Esat Hisarcıklılar, Merve, Nuriye, Suat Hisarcıklılar Soyhan-Bahar Kurtulmuşoğlu Nuriye, Suat, Merve Hisarcıklılar Özlem-Mehmet Ali Hıdır Can Böke, Pınar Öztürk Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde birlikte okuyan çift mezuniyet sonrası başlayan birlikteliklerini görkemli bir düğünle taçlandırdı. Düğünün ardından Ela Kurtulmuşoğlu ve Esat Hisarcıklılar balayı için İtalya ya gitti. Perihan Karabulut, Pınar Öztürk Esat- Merve Hisarcıklılar 25

28 15 yıllık tecrübemizle hayallerinizi gerçekleştiriyoruz...

29 Üretici firma olarak hafif çelik villa üretimlermizi m² / yıl kapasiteye ile 5 kıtaya ihraç ediyoruz. Ayrıca okullar, hastaneler, kooperatif ve toplu projeler ile de kaliteli hizmetler sunuyoruz. Ceyhun Atuf Kansu Caddesi Beycanoğlu İş Merkezi A-2 Blok 104/28 Kat:7 Öveçler/Ankara Telefon: Fax: sarpvilla@sarpvilla.com.tr Fabrika Modern Keresteciler Sanayi Sitesi Adnan Menderes Bulvarı No:8 Saray/Ankara

30 6 Senelik Geçmişten Sonsuz Geleceğe ES styling de görkemli bir düğünle dünya evine giren Sinem Gülseren, 6 senenin sonunda kendi soyadının yanına BAŞBUĞ soyadını da tarihinde ekledi. Genç çift, düğün sonrasında Avrupa da balayılarını yapıp, ardından da tatlı bir gülümsemeyle çekirdek aile olma yolunda ilerlemek istediklerini belirttiler. Düğünde damat bey de şıklığıyla dikkat çekti. Bu özel gecede her ayrıntıya özen gösterildi, bardaktan şamdanın zerafetine kadar konuşulacak çok şey vardı. Siyahın asilliği ve pembenin tatlı ahengi de geceye görselliğiyle ayrı bir tat kattı. 28

31 Alacaatlı Mah Sok. Dora Park Villaları No: 2 E/2 Çayyolu - ANKARA / TURKEY Phone: Gsm:

32 Pedro Almodovar ın Sesi Luz Casal 30 Yıllık Kariyerini Özetleyen, Un Ramo De Rosas - Bir Gül Demeti Adlı Best Of Albümünün Dünya Turnesi Kapsamında 27 Kasım da İş Sanat ta! Pedro Almodovar ın Yüksek Topuklar filminin unutulmaz sesi Luz Casal La Pasion (Tutku) albümü ile Latin Amerika nın en güzel şarkılarını hayranları ile buluşturup büyük bir başarıya imza attıktan sonra Piensa En Mi, Gracias A la Vida, Historia De Un Amor, Amado Mio, Entre Mis Recuerdos ve 18 Anos gibi ölümsüz hit şarkılarını bir arada toplayarak 30 yıllık kariyerini özetlediği Un Ramo De Rosas (Bir Gül Demeti) albümün dünya turnesi kapsamında 27 Kasım da İş Sanat ta. Luz Casal Hakkında Luz Casal bundan yıllar önce doğduğu yer Asturias dan hayalleri için Madrid e taşındığında çok geçmeden çeşitli orkestralarda şarkılar söylemeye başlar. Önce bir müzikalle yola çıkarak Raquel Meller rolünü alır. İlk single çalışması olarak El Ascensor (Asansör) yayınlanır yayınlanmaz 1980 yılında Eleştirmenler Özel ödülünü kucaklayan sanatçı 2 yıl sonra ilk albümü yayınlandığında İspanyol müzik arenası için yeni bir tarz doğurur. İlk albümünün şarkıları Ciudad Sin Ley (Kanunsuz Şehir) ve No Aguanto Más (Daha Fazla Dayanamayacağım) çoktan birer hit olmuşlardi. Sanatçı bu albümündeki Eres Tú (Sensin) adlı aşk şarkısıyla müziğinin çeşitliliği konusunda da ipucu vermeye başladı. Sanatçı ikinci albümü Los Ojos del Gato (Kedinin Gözleri) yayınlandıktan hemen sonra İspanya nın en ünlü turnelerinden biri olan El Rock De Una Noche De Verano da sahneyi İspanyol rock müziğinin ünlü isimleri Leño ve Miguel Ríos ile paylaştı yılında Luz III adını verdiği albümü de Rufino ve Hechizado gibi şarkılarla ününe ün kattı. Quiéreme Aunque Te Duela (İncitse de Sev Beni) adlı 1987 yılı albümü Luz un kariyerinde bir dönemi kapadı ve ilk dört albümünün prodüksiyonunu yapan Carlos Narea ile yollarını ayırdı yılında Paco Trinidad prodüktörlüğünde Luz V. Loca albümünü yayınladığında şarkıları Te Dejé Marchar (Gitmene İzin veriyorum) ve No Me Importa Nada (Hiç Bir Şey Umrumda Değil) İspanyol müziğinin en önemli şarkılarından ikisi olarak gösterilmeye başlandı. Bu noktada Pedro Almodóvar ın teklifiyle yönetmenin Tacones Lejanos (Yüksek Topuklar) filminde bir Agustín Lara klasiği Piensa En Mí (Beni Düşün) ve Mina şarkısı Un Año De Amor (Bir Aşk Yılı) şarkılarını söyleyince uluslararası ilk büyük çıkışını gerçekleştirdi. 30