Tarımsal Ürün Fiyatları Artışlarının Kazanamayanları: Çiftçiler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tarımsal Ürün Fiyatları Artışlarının Kazanamayanları: Çiftçiler"

Transkript

1 Türkiye nin Tarım Gazetesi EYLÜL 2014 Yıl:3 Sayı:34 TÜRKİYE KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GAZETESİ Tarımsal Ürün Fiyatları Artışlarının Kazanamayanları: Çiftçiler Türkiye de bu yıl kuraklık, don, dolu, fırtına, hortum ve sel gib bir çok doğal felaket nedeniyle tarımsal üretimde yaşanan rekolte kaybı, artan ihracat talepleri yanında spekülatif nedenler de tarım ürünleri ve buna bağlı gıda fiyatları artışının nedenleri olarak gözüküyor. Peki bu fiyat artışı üreticiye para kazandırıyor mu? Kazanamayan belli! Kazanan kim? Gıda ürünleri ve fiyatlarına yönelik yaşanan gelişmeler gündemde birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk un çok önemli açıklamaları ve tespitleri işte tüm bu sorulara ve sorunlara cevap veriyor. Temel Tanı: Neyi Aramalı? Prof.Dr. Bülent Gülçubuk, Tarım ürünlerinde meydana gelen veya gelebilecek fiyat artışları hemen gündemde kendine yer bulur ve suçlu aranır. Bunun temel nedeni tarım ürünlerinin yani gıdanın insan ihtiyaçları hiyerarşisinde ilk sırada yer almasındandır. Fiyat artışlarında Hayvancılık Yatırımlarına 2018 Yılına Kadar %50-80 Hibe Desteği Başvuruların, her ayın 1-15 i arasında, il/ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yapılması gerekiyor. En az bir yıl önce Türkvet veri tabanı veya Koyun Keçi Kayıt Sistemine kayıtlı en az 10, en fazla 49 baş anaç sığır veya en az 100, en fazla 200 baş anaç koyun-keçi kapasiteli aktif işletmeler, yeni kurulacak veya tadilat yapılacak ahır veya ağıl için %50 hibe, damızlık koç, boğa ve teke alımlarında ise %80 hibe desteğinden faydalanabilmek için, başvurularını her ayın 1-15 i arasında il/ ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yapmaları gerekiyor.» Syf 13 de Çiftçi nin Elektrik Borcu Desteklemeden Kesilecek 2014 Yılında Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödeninceye Kadar Destekleme Ödemesi Yapılmamasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı 30 Ağustos 2014 tarihinde Resmi Gazete de yayımlandı. ilk önce çiftçinin suçlanması gibi bir yaklaşım ortaya konmaya çalışılır ki, bu hem pratikte hem de teoride kabul edilecek bir olgu değildir. Hele Türkiye gibi işletmelerin % 64,8 inin 50 dekardan daha küçük, %83 ünün 100 dekardan daha küçük (2001 yılı verileri) olduğu bir ülkede çiftçi istese de tarım ürünleri fiyatlarının artışında rol alamaz. Çünkü rol alabileceği mekanizmalara ve fırsatlara (!) sahip değildir. Fiyat artışında rol alabilmesi için küçük ve de orta ölçekli çiftçilerin sermaye birikimine, depolama koşullarına ve de örgütlü bir yapıya sahip olması ayrıca piyasa hareketliliğinden de haberdar olması gerekir. Peki, acaba küçükorta ölçekli çiftçiler bunlara sahip mi? Konuya daha analitik ve neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde bakmak gerekiyor, aksi halde sonuca gitmektense sürekli bağcı dövülür durulur. değerlendirmesinde bulunuyor.» Syf 11 de Bakanlar Kurulu Kararında; 15 Eylül 2014 tarihine kadar çiftçi elektrik borcunu ödememesi durumunda, şirketin bankadan alacağı yazılı talep üzerine, bu yıl çiftçilere yapılması gereken tarımsal destekleme ödemelerinden, şirketin alacaklı olduğu tutara karşılık gelen kısım şirket alacağına karşılık mahsup edilecek.» Syf 4 te 2014 Uluslararası Aile Tarımı Yılı Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitim Çalıştayı Gerçekleşti Köy-Koop Merkez Birliği Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitim Çalıştayı nı Isparta Tarım Kooperatifleri Bölge Birliği ve Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği işbirliği ile Isparta da gerçekleştirdi Ağustos 2014 tarihleri arasında 3 gün süreyle gerçekleşen eğitim çalıştayına; Köy-Koop Merkez Birliğine bağlı tüm bölge birlik başkanları, Isparta Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Cenk Şölen, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Denetleme Kurulu Başkanı Ahmet Mendil, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Teşkilatlanma Daire Başkanlığı ndan Şükran Altun, sivil toplum örgütü temsilcileri, yazılı ve görsel basın mensupları ile Köy-Koop bölge birlik personelleri katılım sağladı.» Syf 6 da Tarımda Kayıtlı Çalışan Yok Gibi TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarımda çalışan 20 kadından 19 u, 20 erkekten 15 i kayıt dışı çalışıyor dedi. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 Mayıs ayı verilerine göre, tarımda istihdam edilen 5 milyon 820 bin kişiden yüzde 83,1 i olan 4 milyon 838 bininin kayıt dışı çalıştığını, kayıt dışı çalışma oranının erkeklerde yüzde 73,5 de kalırken, kadınlarda yüzde 93,8 yi bulduğunu belirtti Mayıs ayında tarımda çalışan 3 milyon 60 bin erkekten, 2 milyon 248 bininin, 2 milyon 760 bin kadından, 2 milyon 590 bininin kayıt dışı istihdam edildiğini vurguladı.» Syf 15 te Kooperatifleri Türkiye nin Geleceği Açısından Çok Önemli Kurumlar Olarak Görüyoruz. Denizbank Tarım Bankacılığı Pazarlama ve Projeler Müdürü Dr. Levent Öztürk ile Tarım Bankacılığını Konuştuk.» Syf 12 de Hadi İLBAŞ Dünden Bugüne Kooperatifçilik -34-» Syf 2 de Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Dünyanın En Zengin Ülkesinde 48 Milyon Aç!» Syf 4 te Prof.Dr. Hasan VURAL Kooperatiflerin Türkiye ve Kırsal Kalkınma Yönünden Önemi» Syf 14 de Prof.Dr. T. Ayhan ÇIKIN Türk Kooperatifçilik Tarihine Bir Not -I-» Syf 10 da Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Endüstriyel Tarıma Karşı Mücadele» Syf 5 te Dr. Erhan EKMEN İspanya da Son Gelişmeler» Syf 16 da Erol AKAR Orman Kooperatiflerinde Nereye?» Syf 7 de Ünal ÖRNEK Bitkisel Yağ İthalaçısı Ülke Olmaktan Memnun muyuz?» Syf 19 da Dr. Nezaket CÖMERT Pestel (Pestle) Analizinin Uygulanması» Syf 8 de

2 2 KOOPERATİFÇİLİK Eylül 2014 Köy-Koop Haber Dünden Bugüne Kooperatifçilik -34- Kooperatifçiliği ikinci plana itip politikayı ön plana almanın kooperatifçiliğe yapılacak en büyük kötülük olduğunu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. İkinci kötülük siyasal görüş farkı bulunan insanların Yönetim Kurulunda birbirleriyle dalaşmasının bir alışkanlık haline getirilmesinin kooperatifçiliğe hizmet anlamını taşımayacağının bilinmemesidir. Biz bunları arasında en acı şekilde yaşadık. Çoğunlukta olan arkadaşlar azınlığın varlığına tahammül gösteremeyince kooperatifçiliğin simgesi olan ELELE tutuşmanın bir anlamı kalmamaktadır. Nitekim her türlü kararı alacak çoğunluğa sahip arkadaşların o azınlığı da ortadan kaldırma girişimleri Köy-Koop Merkez Birliğini yerle bir etmiştir. Şöyle ki, çoğunlukta olan arkadaşların azınlığı tümden yok etme adına uyguladıkları politika birlikteliği tümden ortadan kaldırmıştır. Seçimlere b ir yıl kala bir olağanüstü kongre kararı alarak 32 birliği aidatlarını muntazam ödemediler savıyla kongreye almamaları, kendilerinin de bizim de, Köy-Koop Merkez Birliğinin de sonunu getirmiştir İhtilali, peşinen kooperatifçiliği Komünist yapılanma kabul ederek daha ilk günde birçok kooperatifin dosyalarına el koymuş, Köy- Koop Merkez Birliğinin kapısına kilit vurmuş, Köy- Koop un mal varlıkların da kendi atadığı Kayyumlara teslim etmişlerdir. Kayyumlar yukarıdan gelen emirleri yerine getirmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı Köy-Koop un tüm mal varlıklarına el koyarak bunların satışını yine kendi atadığı kişilere verdi. Biz, dışarıda kalan kooperatifçiler buna itiraz ettik. İtirazımız sonucu Ankara 4.Ticaret Mahkemesinde dava açıldı. Bir olayı hiç unutmam. Hasanoğlan dan bir tanıdık, davaya bakan hâkimin hemşehirlisi olduğunu söyleyerek, benimle tanıştırmak istedi. Hâkimin makamına gittik. Bizi çok dostça karşıladı. Söylediği şuydu: Hadi Bey, bir genel kurul yapın, rastgele 11 kişiyi yönetim kuruluna seçin. Üstümde çok ağır baskı olmasına rağmen ben bu davayı reddederim. Çünkü Ticaret Bakanlığının Köy-Koop aleyhinde dava açma hakkı yoktur. Siz Bakanlıktan kredi almış olsaydınız böyle bir hakları doğardı. Genel Kurul için Ticaret Bakanlığı na başvurduk. Ne var ki, isteğimiz kabul edilmedi. Böylece, KöyKoop un bugün değeri trilyonları bulan mal varlıkları kime satıldı, kaça satıldı? Bizim hiçbir şeyden haberimiz olmadı. Mahkeme zorunlu olarak Köy-Koop un kapısına kilidi vurdu. Hep Biz Olalım tezini savunan arkadaşlarımız af çıkıncaya kadar Mamak Askeri Cezaevinde yattılar. Tanrı 1980 İhtilali gibi bir darbeyi Türkiye nin başına bir daha vermesin. Kooperatifçi arkadaşlarımız da Elele Vermenin Kendilerine Ne Büyük Güç Vereceği Bilincinden Uzak Olmasınlar. Burada önemli bir olaya dokunmadan geçemeyeceğim; Yağın karaborsa olduğu günlerde biz tüm baskılara rağmen karaborsanın yakınından bile geçmiyoruz. O günlerde bir sendika kuruluşu olan Yol-Koop bize adeta abone. Her ay belli bir oranda yağı kendileri istemeden biz gönderiyoruz. Aynı şeyi daha büyük tüketici kuruluşu olan Türk-İş in de yapması için Türk-İş yetkilileriyle temas kurduk. Ne yazık ki, Türk-İş yetkilileri kendi personelini koruma konusunda Hüseyin Polat Başkanlığındaki Yol-Koop un gösterdiği hassasiyeti gösteremedi. Hadi İLBAŞ Köy-Koop Eski Genel Başkanı Köy-Koop un Yükselişi ve 1980 İhtilalinin Vurduğu Darbe Köy-Koop un yazgısı 1974 yılında yeni bir yönetimin devreye girmesiyle değişmiş, 1980 İhtilali ile kara günlere dönüşmüştür yılında Romanya ile adet traktör anlaşması yapmış, %30-40 ucuza bunları köylülere dağıtmıştır. Traktör ithalatçısı büyük aracı ve karaborsacılar ve onlarla işbirliği yapan hükümete karşı yapılan traktör kavgasının kazanılması, Köy- Koop a maddi ve manevi büyük bir güç kazandırmıştı. Traktör ithalinden alınan çok ufak komisyonlarla Ankara da satın alınan 12 katlı KÖY-KOOP binası, yoksul üretici köylünün kooperatifçilik hareketinin planlandığı ve geliştirildiği önemli bir merkez olmuştu. Köy-Koop bu arada 1978 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliğine (ICA) üye olmuştur. Böylece birçok dış ülkeyle dış-satım ve dış-alım bağlantıları kurmuştur. Bütün bu gelişmeler, büyük aracı, tefeci, vurguncu ve bunların siyasal uzantılarının dikkatlerini KÖY-KOOP a çevirmiştir. Böylece, ilk olarak KÖY- KOOP olayı ile demokratik özel sektör karşısında bir varlık olarak sesini duyurmaya ve bir güç olmaya başladı. Bunun üzerine özel sektör tarafından KÖY- KOOP u ortadan kaldırmak için girişimler başladı. Bu girişimlerin en önemlisi böl ve yönet politikasıydı. Nitekim o zamana kadar KÖY- KOOP içinde bir arada olan köy kooperatifleri birlikleri bölünmeye başladılar. Önce KÖY-KOOP tan 8 birlik ayrılarak HÜR-KOOP adıyla yeni bir Merkez Birliği kurdular. Ancak bu merkez birliği, KÖY-KOOP u sürekli itham etmekten başka hiçbir faaliyette bulunmadı. Aynı şekilde, KÖY-KOOP yönetiminde ayrıcalık yaratılmış ve bu ayrıcalık 1980 den sonra KÖY-KOOP un kapatılmasına malzeme yaratmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile ordunun yönetime el koymasından sonra KÖY- KOOP yöneticileri siyasi nedenlerle tutuklanmıştır. Esasında bu tutuklama KÖY- KOOP u ortadan kaldırma operasyonunun bir parçasıydı ve bunda da başarılı olundu. KÖY-KOOP 1984 yılında feshedildi. KÖY-KOOP feshedildi. O zamanın hükümeti, milyarlar vererek birçok özel şirketi kurtarma operasyonu yapıyordu. Aynı operasyon, milyonlarca yoksul köylünün en üst kooperatif örgütü olan KÖY-KOOP u kurtarmak için yapılmadı, düşünülmedi. O kadar ki, KÖY KOOP borcunu ödemiyor diye, 12 katlı merkez binasına bir devlet bankasınca derhal el kondu. O zaman KÖY KOOP un 520 milyon borcu, 740 milyon lira alacağı vardı. 12 Eylülden sonra KÖY KOOP yöneticileri tutuklanmış ve KÖY KOOP kayyuma teslim edilmiştir. Sonra, siyasi faaliyette bulunması gerekçe gösterilerek tarihinde Ankara 1. Ticaret Mahkemesine dava açılmış, günü ve 1982/ 1136 k. 1983/ sayılı kararı ile KÖY- KOOP un iflasına karar verilmiştir. Bu karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin tarih ve sayılı kararı ile kesinleşmiştir. Esasında KÖY KOOP borçlu bir kuruluş değildi. Ancak, o zaman yöneticileri tutuklu olduğundan alacaklarını alamıyor ve dolayısıyla borcunu ödeyemiyordu. Aynı zamanda büyük payına sahip olduğu Bağcılar Bankası na da bir sermaye artırımı oyunuyla el kondu. Ülkede tekrar filizlenmesi ve 1987 Genel Seçimlerinden sonra yavaş yavaş ilerlemeye başlaması ile demokratik köy kooperatifçiliğinde de bir gelişme başladı. Birlikler tekrar faaliyete başladılar ve hatta İzmir, Sinop, Kastamonu, Gümüşhane, Edirne, Manisa, Muğla ve Çanakkale gibi 8 Birlik, Merkez Birliği kurmak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı na başvurdular. - sürecek - Yazarımızın önceki yazılarına adresinden ulaşabilirsiniz. MUHASEBEDE BU AY Değerli Kooperatif Yöneticileri ve Kooperatif Ortakları, Eylül 2014 Dönemi muhasebe işleri ile ilgili yapılması gerekenleri madde madde aşağıda sıralamış bulunmaktayız. İşlerinizde bolluk ve bereket diliyorum. 01/08/ /08/ /08/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/ /09/2014 KÖY-KOOP MERKEZ BİRLİĞİ 1971 yılından bu yana faaliyet gösteren Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nun geçiçi 2. maddesi gereği, intibak dışı kalarak tüzel kişiliklerini korumuş ve Merkez Birliği düzeyinde KÖY-KOOP adı altında üst örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Köy-Koop Merkez Birliği; Tarıma ait farklı çalışma alanlarında (Hayvancılık, Süt üretimi ve işlenmesi, seracılık, halı kilim üretimi, zeytin ve zeytinyağı işlenmesi, bal, çeltik üretimi ve işlenmesi, çiçekçilik, fidan, salça, reçel, konserve üretimi v.b.) etkinlik gösterir. YAYIN KURULU Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Dr. Özdal KÖKSAL Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Dr. Neşe N. TOPRAK Prof.Dr. Ayhan ÇIKIN Dr. Selen Deviren SAYGIN Prof.Dr. Cem ÖZKAN Dr. Güray AKDOĞAN Prof.Dr. Bülent GÜLÇUBUK Dr. Caner KOÇ Yrd. Doç.Dr. Tuba ŞANLI Uzm. Dr. Esra GÜNERİ Yrd. Doç.Dr. Hilal TUNCA Ünal ÖRNEK Yrd.Doç.Dr. Levent DOĞANKAYA Erol AKAR Dr. Yener ATASEVEN Tevfik Fikret CENGİZ Gazetemizin Yayın Kurulu Üyeleri Fahri Olarak Görev Yapmaktadırlar. KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ Temmuz 2014 Dönemine Ait 4/a ve 4/b Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Primlerin Ödenmesi Temmuz 2014 Dönemine Ait Haberleşme Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Temmuz 2014 Dönemine İlişkin Ba, Bs Formlarının Verilmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait BSMV Beyanı ve Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait İlan ve Reklam Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı Ağustos 2014 Dönemine Ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Verilmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı Ağustos 2014 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Beyanı Ağustos 2014 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait 4/a ve 4/b Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Primlerin Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine Ait Haberleşme Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Ağustos 2014 Dönemine İlişkin Ba, Bs Formlarının Verilmesi İmtiyaz Sahibi ve Yayınlayan: S.S. Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği KÖY-KOOP Adına Yakup YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Mehmet SEVER Genel Yayın Yönetmeni: Emel TUĞRUL Haber Müdürü: Turgay SOLMAZ Haber Koordinatörü: Ayhan ELMALIPINAR Reklam Müdürü: Yasemin ACAR Merkez Adres: Paris Cad. 24/7 Kavaklıdere-Ankara Tel: Faks: Web: E-posta: info@koykoop.org Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın Eylül 2014 ANKARA Baskı: Matus Basımevi Reklam ve Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. Matbaacılar Sitesi Sk. No:2 İvedik Organize Sanayi - ANKARA Tel: Yazıların Sorumluluğu yazarlara, ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

3

4 4 TARIM Eylül 2014 Köy-Koop Haber Dünyanın En Zengin Ülkesinde 48 Milyon Aç! Bu yazıyı, Türkiye de de yeni-liberal ekonomiye karşı seçenek bulmak istemeyen, bulamayan, ya da liberalizmin acımasızlığın kabul etse bile başka seçenek yok diyen yaklaşımlara, televoleci iktisatçılara ve politikacılara ithaf etmek istiyorum. Çiftçi nin Elektrik Borcu Desteklemeden Kesilecek 2014 Yılında Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödeninceye Kadar Destekleme Ödemesi Yapılmamasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı 30 Ağustos 2014 tarihinde Resmi Gazete de yayımlandı. Tırnak içindeki cümleler, National Geographic/Türkiye nin Ağustos,2014 den alındı. İsterseniz biraz okumaya çalışalım. Iowa nın Mitchell ilçesinde gri-sarı bir sabah. Christina Dreier, oğlu Keagan ı kahvaltı etmeden okula gönderiyor (Keagan) Anaokulunda sunulan yemeği yemeyi reddediyor. Mutfaktaki erzağı tükenmeye yüz tutan Dreier ona -kendi iyiliği adına- sert davranmaya karar vermiş. Keagan ı okula aç gönderirse, belki de hiçbir ücret ödemeyeceği bu kahvaltıyı edeceğini, böylece evde öğle yemeği için daha fazla erzak olacağını düşünüyor. Dreier uyguladığı bu stratejinin geri tepebileceğini biliyor. Nitekim öyle de oluyor. Keagan okulda kahvaltı etmiyor. Ve öğlen o kadar acıkıyor ki, Keagan ı ve kız kardeşini doyurma telaşındaki Dreier buzdolabında arta kalan ne var ne yok hepsini birbirine karıştırıyor. Son yedi parça tavuk köftesini eski püskü bir fırın tepsisine boşaltıyor; patates köftesinin son parçalarını ve buzdolabındaki bir çift sosisi de ekleyip hepsini birden fırına atıyor. Bir önceki hafta gıda bankasından aldığı yiyeceklerin hemen hepsi tükenmiş. Kendi öğle yemeği de çocukların tabaklarında kalan patates artıkları olacak. Ancak yeterli yiyecek varsa öğle yemeği yiyorum, diyor. Çocuklar daha önemli. Önce onların doyması gerekiyor. Dreier ın günleri çocuklarını doyuramama korkusu içinde geçiyor. Kocası Jim le birlikte ödenecek faturalar arasında önceliğe göre seçim yapıyorlar -duruma göre kira yerine telefonu ödüyorlar, benzin parasını yakıt faturasını ödemek için kullanıyorlar. Böylece gıda bankası tarafından kendilerine verilmeyen ya da Ek Beslenme Yardımı Programı dan (SNAP) aldıkları yiyecek kuponlarıyla karşılayamadıkları şeyler için para ayırmaya çalışıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri nde de Kongre nin geçtiğimiz sonbahar SNAP te yaptığı 5 milyar dolarlık kesinti nedeniyle, aldıkları yardım parası ayda 205 dolardan 172 dolara düşmüş. Bu alıntıdan sonra tespitlerimizi yapalım: Amerika Birleşik Devletleri nde 2012 yılında açlık çeken insanların sayısı 48 milyon. Bu sayı 1960 yılına göre 5 kat artış göstermiş. Ülkede her altı kişiden biri, yılda en az bir kez yiyeceksiz kaldığını bildiriyor. Ek Beslenme Yardımı Programı kapsamında 2013 yılında 75 milyar yardım yapılmış. Öğün başına 1,5 dolar para düşüyor. Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI İzmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu mustafa.kaymakci68@gmail.com 11 eyalette 5 yaşın altındaki çocukların yüzde 20 inden fazlası aç kalma tehlikesi ile karşı karşıya. 18 yaşın altındaki 16,5 milyon çocuk ise vücut ve beyin gelişmesi açısından yetersiz besleniyor. Zengin ve yoksul arasındaki uçurum giderek büyüyor. Uçurum insanları, Jack London un Demir Ökçesi romanını aratmayacak düzeyde. Gıda yardımı alan kişilerin çoğu şişman. Çünkü insanlar kaliteli besin yerine enerjisi yüksek ve ucuz besinler tüketmek zorunda kalmakta. Nitelikli besinlerin fiyatı 1980 yılına göre yüzde 24 oranında artarken, sağlıksız yiyeceklerin fiyatları yüzde 27 düşmüş. Açlık ve şişmanlık manzaranın iki farklı yüzü. Üstelik şişmanlık arttıkça sağlık harcamaları da artıyor. Kent içindeki evlerin fiyatları artmış ve çalışan yoksullar dış mahallere itilmiş. Tarımsal üretimde yapılan desteklerin çoğu, genelde büyük tarım şirketleri ve (onların denetimindeki ) kooperatifler tarafından üretilen birkaç temel ürüne (mısır ve soya gibi) aktarılıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler giderek yoksullaşıyor ve tasfiye ediliyor. Yine John Steinbeck in yazdığı Gazap Üzümleri nden bir anımsatma yapalım. Kısaca, uygulanan ekonomi politikalar yoksulluk ve açlık yaratıyor. Çalışan milyonlarca Amerikalı bir sonraki öğünde yiyecek bir şey bulup bulamayacağını bilmiyor. 4 Mart 2014 tarihli ve 2014/6052 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 2014 Yılında Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödeninceye Kadar Destekleme Ödemesi Yapılmamasına İlişkin Kararın 1. maddesinin 1. fıkrasına şu hüküm eklendi: Söz konusu elektrik borcu bulunan çiftçilerin bu borçlarını 15 Eylül 2014 tarihine kadar ödememeleri durumunda, 2014 yılında bu çiftçilere yapılması gereken tarımsal destekleme ödemeleri, bu elektrik borçlarına mahsup edilebilir. Mahsup işleminden sonra, çiftçilerin bakiye bir destekleme ödemesi alacağı kalır ise bu bakiye tutar çiftçilere ödenir. Bu şu anlama geliyor; elektrik borcu olan veya borcu bulunmayan çiftçi 15 Eylül 2014 tarihine kadar bu borcu ödememeleri veya borcu yoktur belgesi ibraz edememeleri durumunda, şirketin bankadan alacağı yazılı talep üzerine bu yıl çiftçilere yapılması gereken tarımsal destekleme ödemelerinden, şirketin alacaklı olduğu tutara karşılık gelen kısım şirket alacağına karşılık mahsup edilecek. Çiftçilerimiz bu karar karşısında şok oldu Bakanlar Kurulu Kararı ile ilgili Köy-Koop Haber e bir açıklamada bulunan Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Halis Uysal, Çiftçilerimiz tarafından ödenemeyen ve faizler ile birlikte biriken tarımsal elektrik borçlarının yeniden yapılandırılmasını beklerken, tam tersine yetmezmiş gibi, bu borçlar nedeniyle çiftçilerimize tarımsal ürün desteklerinin verilmemesi, gerek sulama kooperatiflerimiz gerekse tarımsal sulama yapan üreticilerimizi büyük bir şoka uğratmış ve mağdur duruma düşürmüştür. dedi. Tarımsal elektrik borcu olmayan çok az sayıda çiftçimizin olduğunu belirten Uysal, Son yıllarda tarımsal ürünlerin gerçek fiyatları üzerinden pazarlanamamasının nedeni elektrik fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. 'tan Elektrik Borcuna Taksit Kolaylığı Elektrik, tohum ve gübre gibi girdi maliyetlerini karşılayamaz duruma gelmiş çiftçimiz, borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Tarımsal elektrik borçları ana para 1 Milyar TL iken faiz anaparayı geçmiş, borç 2 Milyar TL nin üzerine çıkmıştır. Ayrıca özel şirketlere de 1 Milyar TL elektrik borcu var. diye konuştu. Tarımsal elektriğin üzerinde yüzde 45 e varan çeşitli maliyet arttırıcı unsurlar bulunduğunu, bunların kaldırılarak elektrik fiyatlarının düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Uysal, AB ülkelerinde tarımsal elektrik ücreti 11 sent iken bizde 23 sent lerde. AB ülkelerinde KVD yok, bizde yüzde 18,5, ayrıca yüzde 19 elektrik kaçağı var onu da biz ödüyoruz. Yüzde 5 belediye hissesi, yüzde 2,5 TRT payı ve yüzde 1 fon fon yükü var. Bunlar kaldırılsın biz borcumuzu öderiz. dedi. Borcu olan olmayan tüm üreticilerin mağdur edildiğini belirten Uysal, Üreticilerimiz bu yıl ülke çapında yaşamış olduğumuz kuraklık, don, dolu gibi afetler nedeniyle sıkıntılı durumu bir kat daha arttı. Zaten darboğazda olan çiftçilerimizin daha fazla mağdur olmaması için, ivedilikle bu Bakanlar Kurulu Kararının uygulamadan kaldırılarak destekleme ödemelerinin yapılmasını istiyoruz dedi. Elektrik Geldi Çiftçi Eylemleri Sona Erdi Mardin in Derik ve Kızıltepe İlçesi ne bağlı 170 köyde yaşayan çiftçilerin elektrik kesintileri nedeniyle başlattığı ve 3 gün süren eylemleri, elektriğin mahkeme kararıyla geri verilmesi üzerine sonlandı. Çiftçilerin avukatı Abdülkerim Türk, Dicle EDAŞ ın uyguladığı işlemin hukuksuz olduğunu, keyfi bir tutum sergilediğini ve bu nedenle mahkemeye başvurduklarını belirterek, Herhangi bir arıza ve sıkıntı olmamasına rağmen Dicle EDAŞ elektrik kesintisine gitti. Derik ilçesindeki bütün köylerin elektrikleri kesildi. Haksız ve hukuksuz bir işlemdi bu. Görevi elektrik dağıtmak olan şirketin ben elektrik vermiyorum deme lüksü yoktur. Mahkeme topyekûn olarak çiftçilere keyfi olarak elektrik verilmediğinin tespitinde bulundu ve tedbiren elektriklerin tekrar verilmesi yönünde karar verdi. Derik ten sonra Kızıltepe ye de elektrik verildi dedi. Çiftçiler mağdur oldu Elektrik kesintileri yüzünden çiftçinin ürünün yüzde 20 zarara uğradığını kaydeden Türk, Arazilerde zarar ziyan tespitlerimizde devam edecek. Bilirkişi marifetiyle yapılan tespitlerde en azından ürünün yüzde 20 si zarara uğradı. İki gün daha elektrik gelmeseydi ürün yok olacaktı. Çiftçinin ürününün döllenme döneminde olduğu bir zamanda elektriğin bilinçli olarak kesilmesi, çiftçinin öldürülmesiyle eş anlamlıdır dedi. Denizbank ile Gediz Elektrik arasındaki işbirliğiyle tarımsal sulama müşterileri, Üretici Kart'ı kullanarak elektrik borçlarını 6 aya varan vadelerle ödeyebilecek. Denizbank Batı Anadolu Bölge Müdürü Hasan Özer Orhan, çiftçinin hasat sonrası ürününü satıp parasını almadan sulamadan doğan borcunu ödemek zorunda kaldığını belirterek, Türkiye'de ilk kez uygulanacak sistemle Denizbank Üretici Kart sahiplerinin sulamadan doğan elektrik borçlarını 6 aya varan vadelerle ödeme imkanına kavuşacağını ifade etti. Orhan," Üretici için elektrik gideri çok önemli. Banka olarak Üretici Kart vasıtasıyla üreticimizin diğer giderlerinin karşılanması konusunda da kolaylıklar getiriyoruz. İlk kez elektrik giderine yönelik bir kolaylığımız olacak" dedi. Elektrik borçlarının ödenmesine yönelik vade farkının bankanın uyguladığı diğer vade oranlarından daha düşük olduğunu belirten Orhan, kart ücretinin ise limitine göre yıllık 50 ile 125 lira arasında olduğunu söyledi.

5 Köy-Koop Haber Eylül 2014 GÜNDEM 5 Akarsular 29 Yıllığına Şirketlere Kiralanacak Orman ve Su İşleri Bakanlığı nın, TBMM ye sunulmak üzere hazır hale getirilen Su Kanunu Tasarısı Taslağı na göre kiralanan sulardan yıllık ücret alınacak ve ücretleri Bakanlar Kurulu belirleyecek. Su Kanunu taslağı hakkında Bloomber HT ye değerlendirmelerde bulunan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, hazırlanan Su Kanunu Tasarısı Taslağı nın Türkiye`nin ihtiyaçlarına cevap verir nitelikte olmadığını düşündüklerini belirtti. Bozoğlu, Taslağın önemli olması içeriğinin de başaralı hazırlandığı anlamına gelmiyor seçimlerinden sonra Türkiye`de çok başlı bir su politikası izlenmeye başlandı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ayrı bir çalışma, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ayrı bir çalışma yaptı. Bir de bunun üzerine Su Enstitüsü Kurumu kuruldu ve bunların görev çelişkileri nedeniyle Türkiye`de su artık yönetilemez hale geldi. Bu elimizdeki taslakta da ne yazık ki, bu görev çelişkilerinin çözümüne dair bir ifade göremiyoruz. Bu kanun taslağına bağlı olarak düzeltilmesi gereken birçok yönetmelik ve düzenlemeler olması gerekiyor. Taslağın tek başına yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Diğer yönetmelik ve mevzuat çalışmalarının da bir bütün olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz ki, sorunun çözümüne fayda sağlasın. diye konuştu. Daha önemli bir başka sorunun da Türkiye`de suya dair bir envanterin bulunmamasının olduğunu belirten Bozoğlu, Envanterden kastım yer altı sularının miktarı, haritalandırılması yani planlı çalışma için veri. Bu envanter olamadığı için havza çalışmalarına dair sağlıklı bir çalışma yapılamayacağını biliyoruz. Mühendislik mesleği olarak biliyoruz ki, ölçemediğinizi yönetemezsiniz Şuan ölçüm değerlerinin sağlıklı olmadığını görüyoruz. Ve yeraltı sularındaki tükenişe, HES problemine herhangi bir çözüm üretmediği de taslakta görülüyor dedi. AB uyum süreci içerisinde bu yapılandırmanın zorunlu olmasını anlaşılabilir olduğunu, Türkiye`de halihazırda bir su tahsisinin zaten bulunduğunun değerlendirmesini yapan Bozoğlu, "Sayın Bakan, ayrıca su tahsislerinin de 40 yıldan 29 yıla çekildiğini ifade etmiş. HES yapım sürecinde zaten 49 yıllığına EPDK tarafından akarsularımız kiralanabiliyor. Yeraltı suları arazi sahibi tarafından kullanılabiliyor veya paketlenen sular için de tahsisat yapılabiliyor. Dolayısıyla tahsisler sanki çözülüyormuş, ortadan kalkıyormuş gibi bir imaj çizmemek lazım. Çünkü sularımız halihazırda paçalı bir şekilde kiralanması veya satılması zaten söz konusu` diye konuştu. Bozoğlu, Tasarıda yer alan sularla ilgili bilgilerin sistemde toplanasını olumlu bir gelişme olduğunu kaydeder bu bilginin kamuoyuna para ile verilecek olmasını da olmusuz bir gelişme olarak değerlendiğini belirtti. ÇMO Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu daha önce yapmış olduğu değerlendirmesinde ise; Türkiye nin 2-3 yılda bir meteorolojik kuraklığı yoğun şekilde yaşamaya başladığına vurgu yaparak Meteorolojik kuraklığın bu kadar somut olarak ortaya konduğu hatta Konya Havzası nın kuruduğunun resmi makamlarca açıklandığı bir dönemde Su Kanunu nun içinde su tahsisinden bahsedilmemesi ve bunun yasaklanması gerekiyor açıklamasında bulunmuştu. Endüstriyel Tarıma Karşı Mücadele Çiftçilerin en önemli yakınması ilaç, gübre, mazot vb. girdi fiyatlarının artması ve ürün fiyatlarının artmaması, hatta düşmesi. Zararlı ve hastalıklara karşı hem çiftçiyi hem tüketiciyi zehirleyen tarım kimyasalları kullanılıyor. Bir de bunlara epeyce bir para ödeniyor. Halbuki Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tayfun.ozkaya@ege.edu.tr bu kimyasalları kullanmak gerekmeyebilir. Bir kuşak önceki çiftçiler hiçbir kimyasal kullanmıyordu. Bugün ise aynı insanlar tarım kimyasalları olmadan tarım yapmayı düşünemez hale geldi. İşte bu bir hegemonya. Füsun Tezcan ın Börtü Böcek İçin Doğa Dostu Öneriler ve Ev Yapımı İlaçlar kitabının genişletilmiş baskısını okurken bu hegemonyanın örülüşünü düşündüm. Örneğin çoğumuzun tanıdığı tespih ağacının tohumları ve yaprakları çok iyi bir ev yapımı tarım ilaçları kaynağı. Bu ağacın yakın türleri Hindistan da neem ağacı diye biliniyor. Hintlilerce bu ağaç nerede ise kutsal kabul ediliyor. Birçok yararları var. Bu ağacın tohumları ekstarkte edilerek ülkemizde de kullanılan oldukça pahalı tarım ilaçları yapılıyor. Eğer bu bilgi bütün üreticilere iletilebilse idi, bir yandan sağlıklarını korurken diğer yandan da kimyasal tarım ilaçları masraflarından kurtulacaklardı. Tadımlık Bir Tarif Vereyim 300 gram tespih ağacı tohumu yeşil dönemde toplanarak eziliyor. Bir litre suya konuyor. 48 saat bekletiliyor ve süzülüyor. Bu karışıma 9 litre su eklenerek 10 litreye tamamlanıyor. Bu karışım beyaz sinekler, yaprak galeri sinekleri, tohum böcekleri, yaprak bitleri, koşniller, karıncalar, çekirgeler, hamam böcekleri, kırmızı örümcekler ve kelebek larvalarında kaçırıcı ve öldürücü olarak uygulanıyor. Bu uygulamalar sadece küçük alanlarda değil, daha büyük tarlalarda, bahçelerde de iyi sonuçlar veriyor. Yapacağınız şey bu miktarları onla, yüzle çarpmak. Tarım ilacı şirketleri ve bunlarla uyum içinde çalışan yayım sistemi büyük bir bağımlılık yaratıyor. Önünden geçtiği ağacın tohum ve yapraklarının ne gibi bir değer taşıdığını bilmeyen çiftçi fiyat makası içinde eziliyor. Halbuki sistemde bir çatlak yaratmak mümkün.

6 6 GÜNDEM Eylül 2014 Köy-Koop Haber Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitim Çalıştayı Gerçekleşti Köy-Koop Merkez Birliği Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitim Çalıştayı nı Isparta Tarım Kooperatifleri Bölge Birliği ve Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği işbirliği ile Isparta da gerçekleştirdi Ağustos 2014 tarihleri arasında 3 gün süreyle gerçekleşen Eğitim Çalıştayına; Köy-Koop Merkez Birliğine bağlı tüm bölge birlik başkanları, Isparta Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Cenk Şölen, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Denetleme Kurulu Başkanı Ahmet Mendil, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Teşkilatlanma Daire Başkanlığı ndan Şükran Altun, sivil toplum örgütü temsilcileri, yazılı ve görsel basın mensupları ile Köy-Koop bölge birlik personelleri katılım sağladı. Çalıştay ın açılışında kooperatif ortaklarının sorunlarını ve beklentilerini dile getiren, Isparta Tarım Kooperatifleri Bölge Birlik Başkanı M.Barış Aydın, Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitim Çalıştayı nın Isparta da gerçekleştirilmesinin, kooperatiflerimizin gelişmesi ve geleceğe hazırlığı açısından çok önemli olduğunu belirtti. Aydın, Kurumsal yönetim kapasitemizin artırılması ile daha verimli, yeniliklere her zaman açık, piyasa şartlarında rekabet edebilen, etkin ve stratejilerini ortaya koymuş bir kooperatif yapısının oluşturulması amacıyla bu çalıştayı gerçekleştiriyoruz. Hazırlayacağımız Strateji Planı kooperatiflerimizin gücüne güç katacağı inancındayım. dedi. Strateji Eylem Planı Hazırlık Eğitiminin kooperatifler açısından önemine vurgu yapan Yakup Yıldız, Bugün kooperatifçiliğin belki de en önemli ilkesi eğitim. Köy-Koop olarak her zaman eğitim programlarına çok önem verdik, vermeye de devam edeceğiz. Çağımızın gelişen şartlarına uyum sağlamak ve gerçekleştireceğimiz yeni atılımlara ışık tutması yönünde yapılan bu tür faaliyetlere, kooperatif ortaklarımızın çok ilgi göstermesi de bizleri memnun etmektedir. dedi. Yıldız, Kooperatifçilik her şeyden önce bir yaşam biçimidir. Özünde demokratiklik, katılımcılık gibi temel değerleri barındırır. Kooperatiflerin ülke ekonomilerindeki önemini, en son yaşanan küresel krizde hepimiz gördük. Kooperatiflerin yoksulluğun ortadan kaldırılması ve ülkelerin kalkınmasındaki potansiyeli ve katkısı yadsınamaz. Ülke tarımının kalkınmasında, ekonomiye ve sosyal barışa sağladığı katkıları sürdürülebilir hale getirmek için, kooperatifler artık geleceğin şartlarına hazırlık yapmak zorundadırlar. Köy-Koop olarak Strateji Eylem Planı çalışmalarında ilgi tüm taraf ve paydaşların görüşlerini, katkılarını alacağız. diye konuştu. Gelişmiş ve gelişmemiş arasındaki en temel nokta strateji, stratejik düşünme ve stratejik yönetebilme oduğu değerlendirmesinde bulunan Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği Strateji Danışmanı Ufuk Peker, Köy- Koop oluşumu kırsalda kalkınmayı sağlamak adına son derece önemli. Ülkemizdeki gelir seviyesindeki dağılımı dengeye getirebilmek ancak kırsalda kalkınmayla mümkündür. Ülkesel gelişme bununla mümkün. Daha uzun soluklu düşünüp, uzun soluklu yatırımlar yapıyor olmamız gerekiyor. Köy-Koop farklı bölgelerde örgütlenmiş durumda. Ve bugün Isparta dayız. Her bölge birliğinin kendi bölgesindeki bu faaliyetler, o bölgedeki veya ildeki dinamikleri harekete geçirmek adına da son derece önemli diye konuştu. Isparta ilinde böyle önemli bir eğitim çalıştayının yapılmasından dolayı memnuniyetini dile getiren Isparta Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Cenk Şölen, Köy-Koop Merkez Birliği ve Isparta Tarım Kooperatifleri Birliği ile Alman Kooperatifleri Konfederasyonu na (DGRV) teşekkür etti. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Denetleme Kurulu Başkanı Ahmet Mendil, kooperatiflerin sorunlarına yardımcı olunduğunu, Köy-Koop un, Strateji Eylem Planlama Hazırlık Çalıştayı nın hayırlı olmasını diledi. TMO 2014 Yılı Mısır Müdahale ve Çizilmemiş Haşhaş Kapsülü Alım Fiyatını Belirledi Ülkemizde 31 Temmuz itibariyle Çukurova ve Amik Ovası'nda başlayan 2014 dönemi mısır hasatı ile birlikte TMO 2014 yılı mısır müdahale alım fiyatını belirledi. Mısır müdahale alım fiyatı; 2014 yılında ton başına 680 TL olarak belirlendi. Bu fiyata ilave olarak geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 40 TL/Tonluk primin yanında gübre, mazot ve toprak analizi gibi destek ödemelerine 2014 yılında da devam edilecek. TMO, mısır üretimi yapılan bölgelerdeki tüm işyerlerinde 18 Ağustos 2014, Pazartesi günü itibariyle mısır alımına başladı. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı üreticiler, belgelerindeki üretim miktarının tamamını peşin satabilecek veya emanete bırakabilecekler. ÇKS Belgesi olmayanlar ise üreticiden aldığını belgelemek kaydıyla TMO depolarına emanete bıraktıkları ürünlerini, 1 Ocak Mayıs 2015 tarihleri arasında TMO'ya satabilecekler. Randevulu alım TMO, 2014 yılında da mısır alımlarını Randevulu olarak yapacak. Randevusuz alım yapılmayacak. Randevular, randevu.tmo.gov.tr, gov.tr ve gov.tr internet adresleri üzerinden veya TMO işyerlerinden alınabilecek. Pazar günleri hariç haftanın 6 günü alım yapılacak olan TMO'da; emanet alımlar, geçici alım merkezleri dahil boş depo kapasitesi olan tüm işyerlerinde yapılacak. Ürünlerini TMO depolarına emanete bırakan üreticiler, talepleri halinde makbuz senediyle TMO'dan %30 avans alabilecek veya anlaşmalı bankalardan kredi kullanabileceklerdir. ÇKS belgesi olmayanlar ise anlaşmalı bankalardan makbuz senediyle yalnızca kredi kullanabilecekler. Ürününü anlaşmalı bankalardan alınan ürün kartı ile teslim eden üreticilere ise 30 gün yerine, 10 gün içerisinde ödeme yapılacak. (Ziraat Bankası, Halkbank, Akbank, ING Bank, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, Denizbank, TEB, Albaraka Türk ve İş Bankası) TMO'ya ürün teslim edecek üreticilerin alım noktalarında herhangi bir zorlukla karşılaşmamaları için; 1. ÇKS bilgilerini güncellemeleri, 2. Mutlaka randevu almaları, 3. Ürünlerini randevu alınan günde getirmeleri, 4. Anlaşmalı bankalardan alınan ürün kartı ile alım noktalarına gelmeleri gerekmektedir. TMO 2014 yılı çizilmemiş haşhaş kapsülü alım fiyatını açıkladı Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Karar ile TMO 2014 yılı çizilmemiş haşhaş kapsülü kilogram alım fiyatını 3,65 lira olarak açıkladı Yılı Kurban Hizmetlerinin Uygulaması Tebliği Yayınlandı 2014 yılı kurban hizmetlerinin uygulanmasına dair tebliğ 7 ağustos 2014 tarih ve sayılı Resmî Gazete'de yayınlandı. Tebliğ; 2014 yılı Kurban Bayramı münasebetiyle ibadet amaçlı kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dinî hükümlere, sağlık şartlarına ve çevre temizliğine uygun olarak hayvana en az acı verecek şekilde kesmelerine veya vekâlet yoluyla kestirmelerine yardımcı olunması, kurban satış ve kesim yerlerinin belirlenmesi, kesim yapacak kişilerin eğitilmesi ve bu konulara ilişkin diğer hususlarla ilgili tedbirlerin alınması amacıyla hazırlandı. Tebliğe göre; Kurban satış yerleri bayramdan 15 gün önce hazır hale getirilir ve bu tarihten önce kurbanlık hayvan nakli başlatılmaz. Büyükbaş hayvan sevklerinde şap aşısı yaptırmış olma şartı aranır. Sığır cinsi hayvanların şap hastalığına karşı aşılanıp aşılanmadığı kayıtlar ve aşılama makbuzları ile kontrol edilerek, veteriner sağlık raporunun ilgili bölümüne şap aşısının yapıldığı tarih, aşının seri numarası, aşılama-serumlama makbuzunun tarihi ve seri numarası yazılır. Kurbanlık olarak sevk edilecek koyun ve keçi türü hayvanların hayatları boyunca en az bir kez PPR aşısı ile aşılanmış olmaları gerekmektedir. PPR aşı uygulamaları üzerinden 15 gün geçmeyen küçükbaş hayvanların nakillerine yeterli koruma oluşmaması nedeniyle izin verilmez. Kurbanlık olarak sevk edilecek koyun ve keçi türü hayvanların sevklerinde şap aşısı yaptırmış olma şartı aranmaz. Trakya daki iller ile İstanbul ili Avrupa yakasına, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2010/7 ve 2010/13 sayılı Trakya ya Yapılacak Canlı Hayvan Sevkleri Genelgeleri kapsamında uygun şartları taşıyan kurbanlık hayvanların sevklerine 19/9/2014 tarihinden itibaren başlanacak olup bu tarihten önce kesinlikle sevk işlemi yapılmaz. İstanbul ili Anadolu yakasına kurbanlık hayvan sevkleri de 19/9/2014 tarihinde başlayacak olup, bu tarihten önce sevk işlemleri yapılmayacaktır. Kurban olması dinen sakıncalı olan hayvanlar kurban satış yerlerine getirilemez. Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemezler. Kurban olabilmesi için, kurbanlık hayvanın deve için 5; sığır ve manda için 2; koyun ve keçi için 1 yaşını doldurması gerekir. Salgın hastalıklar açısından dikkat edilecek hususlar Hayvanların pazarlarda ve özellikle satılmayanların geri dönüşlerinde herhangi bir risk taşımaması için, sevk öncesi Yurtiçi Veteriner Sağlık Raporlarının düzenlenmesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2014/1 sayılı Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Genelgesi ve koruyucu aşılamalara ilişkin talimat hükümlerine göre hareket edilecek olup özellikle şap hastalığı yönünden aşı ve bağışıklık sürelerine dikkat edilir. Kurban satış yerlerine girişlerde bu belgeler mutlaka kontrol edilir. Türkvet ve KKKS veri tabanında nakli yapılan kurbanlık hayvanların veteriner sağlık raporuna Türkvet/KKKS de nakilleri yapılmıştır ibaresi mutlaka yazılır. Mezbaha ve kombinalarda kesilen kurbanlık sığır cinsi, hayvanların kulak küpeleri Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliğinin ilgili hükümleri çerçevesinde biriktirilerek Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar gereğince imha edilir, kesilen sığır cinsi hayvanların veri tabanından düşümleri yapılır, hayvan pasaportları en yakın İl/İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne kesim tarihlerinden itibaren yedi gün içinde teslim edilir. Mezbaha ve kombinalarda kesilen kurbanlık hayvanların kulak küpeleri Koyun ve Keçi Türü Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliğinin ilgili hükümleri çerçevesinde biriktirilerek Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar gereğince bulundukları yerin il/ilçe müdürlüğünün kontrolünde imha edilir ve koyun keçi türü hayvanların veri tabanından düşümleri yapılır. 246 Süt Üreticisine Para Cezası Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 1 Ocak-19 Ağustos 2014 tarihleri arasında süt ve süt ürünleri üreten 7 bin 390 iş yerini denetledi. Denetim sonucu 246 işletmeye para cezası uygulandı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, süt ve süt ürünleri üreten iş yerlerinin Türk gıda mevzuatına uygunluğunu tespit etmek amacıyla yapılan denetim ve kontroller devam ediyor. Bu çerçevede, 1 Ocak-19 Ağustos 2014 tarihleri arasında süt ve süt ürünleri üreten işletmelerde 7 bin 390 resmi kontrol gerçekleştirildi. Denetimlerde, mevzuata aykırılıktan 246 işletmeye idari para cezası uygulanırken, 2 işletme hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Açıklamada, gıda denetim ve kontrollerinin, uygun sıklıkta ve gıda maddesinin taşıdığı riskle orantılı olarak yapıldığı; riske dayalı denetim sisteminde, işletmenin hijyen durumunun, önceki kontrollerden edinilen bilgi ve deneyimler ile gıda işletmelerinin uyguladıkları otokontrol sonuçlarının da göz önünde bulundurulduğu kaydedildi.

7 Köy-Koop Haber Eylül 2014 TARIM 7 Arazide Çalışan Mühendis, Uydu Üzerinden 24 Saat İzlenebilecek Türkiye nin hayvansal ve tarımsal envanteri, 10 bin uzmanın tabletiyle sahada çıkarılıyor. Halim UTLU Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Baş Kontrolör Uygulamayla TARGEL personelinin sahadaki çalışmaları, canlı olarak izlenecek,bağlantı kurulabilecek, ekim alanları, alet ve ekipman sayıları, hayvan varlıkları tespit edilecek. Veri girişi yapmanın yanı sıra, tarlada, bahçede, köyde gördüğü kelebeğin, kuşun, fotoğraflarını da merkeze iletebilecek. Projeyle,sadece tarımsal ve hayvansal envanter çıkmayacak, aynı zamanda Türkiye nin biyo çeşitliğinin de envanteri çıkacak. Yeni hayata geçirilen tablet uygulamasıyla, tarımsal ve hayvansal verilerin yerinde kayıt uygulaması, tarımla teknolojiyi bir araya getirirken,tabletlerle anlık veri aktarımı imkanı bulan 10 bin kişilik uzman kadro, çiftçilerin sorunlarını anında merkeze iletmeye başladı. Yeni uygulamayla,yüzde yüz güvenilir tarımsal ve hayvansal veriye ulaşılırken, tüm Türkiye nin tarımsal ve hayvansal envanteri de çıkarılmış oluyor. Tabletle tarımsal ve hayvansal verilerin yerinde kayıt uygulaması, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yeni hayata geçirildi.genel tarım sayımının yapılması ve kayıt sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması için, önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek Tarımsal Üretim Kayıt Sisteminin denemelerine başlandı. Özel mobil uygulamanın yüklendiği 10 bin tablet vasıtasıyla TARGEL personeli, Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS) ve Coğrafi Bilgi Sistemi(CBS),sorumlularının katkılarıyla uygulanacak. 10 bin TARGEL personeline tablet dağıtıldı Proje Kalkınma Bakanlığıyla ortaklaşa yürütülürken, Bakanlık köylerde görev yapan 10 bin TARGEL personeline tablet dağıttı.çiftçiye anında ulaşmayı hedefleyen Bakanlık, çiftçiye yönelik tüm yayım hizmetleri ve bilgi akışını da, tabletler üzerinden yürütecek.uygulamayla TARGEL personelinin sahadaki çalışmaları, canlı olarak izlenecek, personelle bağlantı kurulabilecek, ekim alanları, alet ve ekipman sayıları, hayvan varlıkları tespit edilecek.veri girişi yapmanın yanı sıra, tarlada, bahçede, köyde gördüğü kelebeğin, kuşun, fotoğraflarını da merkeze iletebilecek.projeyle,sadece tarımsal ve hayvansal envanter çıkmayacak, aynı zamanda Türkiye nin biyo çeşitliğinin de envanteri çıkacak. Komuta Kontrol Merkezi, 76 kişiyle göreve başladı Yeni proje kapsamında tarım sayımını etkin bir şekilde takip edebilmek, sahada karşılaşılan sorunları giderebilmek, anlık veri izleyebilmek için, Bakanlık tarafından Komuta Kontrol Merkezi oluşturulurken, bir videowall ile tüm operasyonlar anlık olarak takip edilecek.çağrı ve çözüm merkezi gibi çalışacak olan Komuta Kontrol Merkezinde, şimdilik 16 uzman personel ve yardımcı 60 kişilik personel çalışacak. Tablet uygulaması, Kalkınma Bakanlığıyla ortaklaşa yürütülüyor Merkeze sahadan iletilen sorunlar anlık değerlendirilip çözüme kavuşturulabilecek. Yine merkeze aktarılan veriler kayıt altına alınıp, tasnif edilip, istatiksel dökümü yapılacak. Herhangi bir yanlışlıkta sahadaki personel anında uyarılacak.yakında hizmete açılacak olan tarım sayım merkezinde incelemelerde bulunan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, deneme aşamasında olan Tarımsal Üretim Kayıt Sisteminin( TÜKAS) hayata geçmesiyle, güvenilir tarımsal verilere ulaşmada, bir devrim gerçekleştireceklerini,kalkınma Bakanlığıyla ortaklaşa yürütülen tablet uygulamasıyla, tüm Türkiye de arazide çalışan personelin uydu üzerinden aktif olarak izlenebileceğini söyledi. Doğru bilgiye anında ulaşılacak Tarımsal ve hayvansal verilerin toplanacağı Komuta Kontrol Merkezi nde konuşan Eker, ayrıca hayvan sayısı, parsel sayısı, bitki çeşitliliği gibi bir çok veriye anlık olarak ulaşabileceklerini, TARGEL personelinin köylerde daha verimli çalışacağını dile getirdi.bakan Eker, Tabletler sayesinde arazide çalışan personelin her adımını aktif olarak izleyebileceğiz. Ayrıca arazide çalışan personelimizin girdiği bilgiler ara yüz üzerinden merkeze aktarılacak. Yani tabletten girilen bilgiler, bize aynı anda aktarılmış olacak. Bizde böylece doğru bilgiye anında ulaşabileceğiz dedi. Doğru veri olmadan doğru politika yürütemeyiz Gıda ve tarımın stratejik değerinin yüksek olduğunu ve tarımda bilgi teknolojilerinin daha yoğun kullanılması gerektiğini söyleyen Eker, Tarımı iktisadi bir faaliyet alanı olarak gördük. Reformlarımızı bu doğrultuda yaptık. Bilgi teknolojiye ayrı bir önem veriyoruz.tabletle yerinde kayıt uygulaması da bu kapsamda hayata geçirilecek. Projeyle tarımda, hayvancılıkta, bitki çeşitliliğinde doğru veriler elde edeceğiz. Doğru veri olmadan doğru politika yürütemeyiz. ifadelerine yer verdi. Tarımsal verilerde yüzde yüz güvenilir data kullanıyoruz.tarımı günden güne modernleştiriyoruz. Bu proje bir devrimdir. Bu bizim ve çiftçilerimiz için çok hayırlı bir iştir. şeklinde devam eden Bakan Eker, ilk hayvan sayımının 1984 yılında yapıldığını hatırlattı. 2 haftada büyükbaşların 1/6 sı kaydedildi 2006 yılında TARGEL personelini ilk defa görevlendirdiklerini belirten Bakan Bire bir çiftçilerimize rehberlik etmesini istedik. Tablet uygulamasıyla, mühendis arazide çalışırken, çiftçimizin kendisine aktardığı sorunu internet portalı üzerinden aynı anda biz de öğrenebileceğiz. Böylece çiftçinin sorunlarına daha hızlı çözümler üretebileceğiz derken,uzman personele tabletlerini dağıttıklarını ve 2 hafta içerisinde büyükbaş hayvan varlığının yaklaşık 1/6 sının da kaydedildiğini açıkladı.. İklim değişikliği çalışmalarında, verilerin büyük yardımı olacak Bakan Eker, sistemle tarımsal ve hayvansal verilerin yanında, Türkiye nin biyo çeşitliliğinin de kayıt altına alınacağını vurgulayarak Çalışanlarımız arazideyken gördüğü bir kelebeği, bir arıyı, ya da herhangi bir kuş türünün fotoğrafını, anında merkeze aktarabilecek dedi. Bu türlerin görülme tarihinin bilinmesiyle gelecekte iklim değişikliği çalışmalarında bu verilerin büyük yardımının olacağını belirten Bakan, sistem üzerinden izlenen ve Diyarbakır ın Bismil İlçesinde görevli bir çalışanı cebinden arayarak mühendisin o an nerede olduğuna dair anlık denetim gerçekleştirdi.eker in kendisine telefon açması karşısında şaşıran çalışan, uygulamanın verimliliği hakkında Bakana bilgi verdi.uzmanın, çiftçinin özellikle vergi korkusu nedeniyle hayvan sayısını bildirmede çekinceler yaşadığını söylemesi üzerine Bakan Eker, Çiftçiyi ikna etmede size önemli görevler düşüyor dedi. Orman Kooperatiflerinde Nereye? Orman Bakanlığınca son yıllarda uygulanan ormancılık politikalarının Orman köylüsü ve kooperatiflerimize son derece olumsuz yansımaları olmuş, verilen üretim fiyatları, dikili satış uygulamaları ve yapılması öngörülen yasal düzenlemeler tümüyle orman köylüsünün ve kooperatiflerinin aleyhine gelişmiştir. Orman üretimi, genel olarak vahidi fiyatla (birim fiyat) yapılmaktadır. Birim fiyatlar Bakanlıkça belirlenmekte, üretim alanının durumuna göre de bölgesel fiyatlar oluşmaktadır. Belirlenen birim fiyatlar hala nalmıh hesabı ile yapılmakta petrol fiyatlarına ve diğer girdilere gelen zamlar hatta yıllık enflasyon artışları Orman ve Su işleri Bakanlığınca dikkate alınmamaktadır. Başka hiçbir geliri olmayan orman köylüsü maalesef bu fiyatlarla üretmek zorunda kalmakta, üstelik TL. ye orman depolarına teslim edilen tomruk Orman İşletme Müdürlüklerince TL. ye kadar satılabilmektedir. Dikili satış uygulaması, yaklaşık 7 milyon civarındaki Orman köylüsünün içinde yaşadığı ormanlardan yararlanmasını engelleyen bir uygulamadır. Dikili satış; ormandaki üretimi özelleştirmek diğer bir ifade ile ormanda belirlenmiş bir alanı dikili olarak ulusal veya uluslararası firmalara satmak anlamı taşımaktadır. Frutteto 3 Classic Bahçe profesyonelleri için en iyi tercih! Bahçeniz için en iyi seçim! SDF Euro III, 3 ve 4 silindirli, turbo intercooler motor ile, 62 HP den 96 HP ye kadar güç seçeneği, vites, ECO devir PTO, yüksek manevra kabiliyeti ve ideal ölçüleri ile bahçeler Frutteto ile daha verimli olacak. Orjinal yağları ve soğutucuları kullanmanız tavsiye edilir. SAME, bir same-tractors.com markasıdır. Erol AKAR Köy-Koop Kastamonu Birlik Başkanı Dikili satışın orman köylüsünün mağdur edilmesinin yanında yerel ekonomilere de ciddi zarar vermektedir. Ormanlardan elde edilecek gelirden İhale ile üretim işini alacak ulusal ve uluslararası firmalar yararlanacağından yerelin esnafından nakliyecisine kadar her kesim mağdur olacaktır. Orman köylüsünün örgütlü yapısına, çevreyle ilgili değerlere zarar verecek, her türlü şaibeye açık kaçak kesimlere neden olunacak ve sosyal barışı zedeleyecek bir yaklaşım olacaktır. Dikili satış uygulaması orman ürünleri sanayisi içinde olumsuz bir tablo oluşturmaktadır. Çünkü daha önce hammaddesini Bakanlıktan uygun fiyatla tahsisen alan sektör, bir başka sektörden pazarlıkla almak zorunda kalacaktır. Dolayısıyla sanayicinin rekabet gücünde de zafiyet oluşması kaçınılmaz olacaktır. Sanayicinin bu husustaki sessizliğini anlamakta doğrusu mümkün değildir sayılı Orman Kanununun 34. Ve 40. Maddeleri ile Orman Köylülerinin kooperatifleşmesi teşvik edilmiş ve bazı haklar tanınmıştır. Ancak son aylarda belirtilen yasada bazı değişikliklere gidilmesi ile ilgili yasa tasarısı hazırlanmış, Bakanlar Kurulunca imzalanarak TBMM ye sevk edilmiştir Böyle bir uygulama orman köylüsünün kazanılmış haklarının geri alınması anlamını taşıyacak, ormanlar tümüyle özel sektöre teslim edilmiş olacaktır. Diğer taraftan zaten taşeron olarak kullanılan ve orman üretimi yapan tarımsal kalkınma kooperatifleri giderek işlevini yitirecek, sayıları üç bini bulan tarımsal kalkınma kooperatifi tasfiye durumuna gelecektir. Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinden sorumlu Bakanlık olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu konuda acaba ne öngörmektedir? Tüm bu gelişmelerin kırılma noktasını oluşturduğu görülüyor. Bu aşamada siyasetin ve bürokrasinin bakış açısı son derece önem arz etmektedir. Umarız yetkililer ve sorumlular orman köylüsünü ve orman üretimi yapan tarımsal kalkınma kooperatiflerini gözden çıkarmamıştır.

8 8 TARIM Eylül 2014 Köy-Koop Haber Pestel (Pestle) Analizinin Uygulanması Bir önceki sayıda PESTEL (PESTLE) analizinin ne olduğu, niçin yapıldığı, analiz sonuçlarının nasıl değerlendirildiğini Faktörler yazmıştım. Politik Faktörler Dr. Nezaket CÖMERT Ziraat Yüksek Mühendisi Kısaca hatırlayacak olursak; PESTEL (PESTLE) in açılımı İngilizce P-Politic (Politik), E-Economic(Ekonomik), S-Social(Sosyal, T-Thecnological (Teknolojik), E-Environmental (Çevresel), L-Legal (Yasal) kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Bir şirketin, organizasyonun, departmanın veya bir ürünün dış çevre analizinde temel olarak kullanılan bir yaklaşımdır. PES- TEL analizi aynı zamanda fırsatlardan yararlanmak, tehditleri en aza indirmek için rehberlik eden ve çevre anlayışı içerisindeki büyük resmi anlamak için de bir araçtır (Rapidbi, 2007). PESTEL(PESTLE),PEST(STEP), PESLIED, STEEPLE, SLEPT, ETPS analizi gibi değişik varyasyonlar vardır. Önemli olan amaca uygun olduğu düşünülen faktörleri içeren analiz varyasyonunu seçmektir ( org). Tüm bu analizler, iş planlama, pazarlama stratejisi ve ürün geliştirme gibi değişik amaçlar için kullanılabilir. Yanda verilen örnek uygulama, Sri Lanka Balıkçılık ve Su Kaynakları Bakanlığı ile İzlanda Uluslararası Kalkınma Ajansı ve Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su Ürünleri Eğitim Programının işbirliği ile yapılmış olan Sri Lanka daki balıkçılık sektörü ile igili bir PESTEL(PESTLE) analizi çalışmasıdır : KAYNAKLAR 1. Rapidbi The PESTLE Analysis Tool and Template. Accessed 15th January 2011, PESTLE-analysis-tool.html (AQ: Please check for link) 2. De Silva D.A.M Value chain of fish and fishery products: origin, functions and application in developed and developing country markets, Value chain project, Food and Agriculture organization 3. Önemi* Halk arasında açık deniz ve ticari balıkçılığa karşı düşük bir ilgi var ve bu yüzden politika yapanlar üzerinde bir baskı yok veya çok az (Maldivler ve = İzlanda hariç) Balıkçılardan ve tekne sahiplerinden kaynaklanan düşük politik baskı > Ticari balıkçılık konusunda politikacılar arasında düşük düzeyde ilginin olması = Siyasi otoritenin hasat sonrası kayıplar ve işleme koşullarını geliştirmek için büyük ilgi göstermesi > Siyasi otoriteyi etkileyen pratik kararların istikrarında, politik olarak seçilmiş yetkililerin hızlı değişimlerinden dolayı politikadaki sık değişimler > Balıkçılar ve tekne sahipleri örgütlerinin imkanları geleceğe yönelik politika oluşturmayı ve politik kararlara katkıda bulunmayı etkiler > Uluslararası anlaşmalar (Örneğin IOTC v.b) > Ekonomik Faktörler Düşük ve orta düzeyde yapılan avlanma, balıkçıların gelir düzeylerini ve gelişim için yapacakları yatırımı etkiler = İç pazarda büyük tüketici gruplarının düşük satın alma gücü > Yüksek değere sahip pazarlarda Ekonomik kriz ve etkileri Eşit olmayan gelir dağılımı ve büyüyen üst orta sınıf > Finansal muhasebe konusundaki sınırlı bilgi küçük ve orta ölçekli balıkçılık işletmelerinin çalışmasını etkiler < Asya'da devam eden iç çatışmalar hükümet harcamalarını ve balıkçılık sektörü ile alt yapıyı geliştirmek için kullanılabilecek finansmanı azaltır > İklim değişikliği ve Tsunami gibi doğal felaketler Endonezya, Sri Lanka ve Tayland balıkçılık sektörünün gelişmesi ve kapasitesi üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir Sosyal Faktörler Düşük kalitede balığı kabullenmek < Yüksek fiyat endişesi ve düşük kalite endişesi > Yüksek katma değere ve düşük katma değere sahip olan pazarlarda gıda güvenilirliği, hijyeni ve sertifikasyonu hakkındaki farkındalık yetersizliği > Düşük balık kalitesinden dolayı gıda güvenilirliği ve sağlık problemleri > Balıkçıların davranışları ve inanışları > Balıkçılar arasında özel eğitim eksikliği = Dini duygular endüstriyel uygulamaları etkiler = Düşük düzey teknoloji ile taşıma, sınıflandırma, paketleme ve işleme yapan tesisleri hakkında yetersiz bilgi seviyesi < Teknolojik Faktörler Altyapı yetersizliği (Örneğin; altyapı tesisleri, makine, alet, uygulamalar) < Düşük kalite tekne tasarımı > Düşük kalite liman ve soğuk hava deposu tasarımı > Dondurma tesislerinin yetersiz kullanılabilirliği > Yetersiz işleme tesisleri > Avlanma aletlerinde seçicilik (Örneğin; uzatma ağı) = Teknolojik gelişmelerin yetersizliği (Örneğin; dondurucular, yalıtım kutuları) > Uygun hijyenik uygulamaların eksikliği > Araç ve yol açısından yetersiz ulaşım olanakları = Yasal Faktörler Aşağıdaki konulardaki düzenleme,,izleme ve yaptırımların yetersizliği : > Kalite standartları, > Gıda güvenilirliği, > Hijyen standartları, > Balık işleme > Yasal olmayan içsu balık avcılığı > Yabancı ihracat pazarlarındaki düzenlemeler (Örneğin; AB,ABD ve Japonya) > Genel ticaret anlaşmaları ve gümrük tarifesi = Çevresel Faktörler Temiz suyun kullanılabilirliğinin yetersizliği > Tropikal hava koşulları ve iklim değişikliği > Liman havzasındaki suyun kirliliği > Yeterli atık su yönetiminin eksikliği > Limanlardaki petrol sızıntıları = Teknelerdeki ve limanlardaki hijyenik koşullar > Balık stoklarının sürdürülebilirliği < Stok büyüklüğü (Stoklar büyük ve avlanma iyi olduğunda hasat sonrası kayıplar artma eğilimindedir) = * Artış > Değişmemiş = Azalış < Kaynak: De Silva (2011); Sri Lanka Balıkçılık ve Su Kaynakları Bakanlığı ile İzlanda Uluslararası Kalkınma Ajansı ve Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su Ürünleri Eğitim Programının İşbirliği Modelinden Geliştirilmiştir. < Bölündükçe Daha Çok Yönetiliyoruz Bu ayki Üretici Gözüyle köşemizde, Burdur Yeşilova İlçesine Bağlı Niyazlar Köyü ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Hulki Aytar ile söyleşimizi yaptık. Hulki Bey kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İsmim Hulki Aytar, 1952 yılında Niyazlar köyünde doğdum. Halen de bu köyde çiftçilikle uğraşıyorum. İki çocuğum var. Kızım Canan Burdur da eczacılık, oğlum Şerefcan ise Antalya da öğretmenlik yapıyor. Kooperatifçilikle tanışmanız nasıl oldu? Neler üretiyosunuz? Kooperatifimiz 1972 yılında kuruldu yılında ise Köy-Koop Burdur Birliğine ortak olarak kabul edildik. Niyazlar köyümüz sürekli göç verdiği için çok küçük, 60 yaşın altında genç çok az. En çok nohut, anason üretimi, ayrıca mantar yetiştiriciliği de yapıyoruz. Köyümüzde zamanında nohut üreten ocak vardı. Bunları bir fabrikaya dönüştürmek istedik. Bu uğurda çok emek harcadık ama bir türlü bunu gerçekleştiremedik. Bugün girdi maliyetlerimiz çok yüksek, üretimimiz azaldı, göçlerden dolayı tarlayı ekenimiz yok. Mazot fiyatı çok yüksek. Köylü emeğini, aracını, amortismanlarını ortaya koyuyor ama elde ettiği gelir maalesef yok. Ekse bir dert, ekmese bir dert. Kooperatifçilikte yaşadığınız sorunlar nelerdir? Kooperatifçilikte örgüt karmaşasının, örgüt çokluğunun sıkıntılarını çekiyoruz. Bir köyde iki hatta bazı köylerde 3-4 kooperatif örgütü var. Bunun başlıca nedenlerinden olan, sülale kavgaları, başkan olma istekleri gibi kişisel nedenleri var. Ayrıca yasal olarak farklı kooperatiflere destek ve teşviklerden dolayı ortak olmak veya yeni örgüt oluşturmak zorunda kalınması yatıyor. Bir köyde süt taplama işi yapan iki kooperatif var. Bunlar aynı işi yapıyor. Köye iki süt toplama aracı geliyor. İki aracın harcadığı yakıtı düşünürsek, iki kooperatifin de zarar gördüğünü söyleyebiliriz. Bu çok yanlış. Bizlerin bölünmemesi gerekiyor. Bu durumda bütünleşmek lazım. Birlikten kuvvet doğar. Kooperatif ortakları olarak, hem kooperatiflerimize hem de kooperatifçiliğe sahip çıkmalıyız. Türkiye de üretimin en büyük gücü olan Köy-Koop un kooperatifçilikte öncülük yaptığını düşünüyorum. Fakat son yıllarda belki biraz siyasi olacak ama kooperatifleri bölüp, içlerinden yeni kooperatif örgütlerinin 1 kg Et Üretmek İçin 14 Ton Su Harcanıyor Dr. Özdal KÖKSAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü okoksal@ankara.edu.tr devlet eliyle çıkartılması yanında, Kırmızı Et Üreticileri, Beyaz Et Üreticileri, Süt Üreticileri, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri gibi yeni oluşumlar ortaya çıktı. Bölündükçe çoğalmıyoruz, daha da küçülüyoruz. Bölündükçe daha çok yönetiliyoruz. Tarımın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Beklentileriniz nelerdir? Birleşmiş Milletler 2014 ü Aile Çiftçiliği yılı olarak açıkladı. Ben, kooperatifleri aile çiftçiliğinin temeli olarak görüyorum. Bu açıdan kooperatiflerin öneminin ilerleyen yıllarda daha da çok anlaşılacağı umudunu taşıyorum. Ancak şuanki durumda ülkemizde tarıma gerekli önemin ve desteğin verilmediğini düşünüyorum. Diğer ülkelerde tarıma, üretimin temeli olan kooperatiflere desteklemeler çok daha fazla. Üreticinin en büyük sorunu girdi maliyetleri. Mazotu sen teknesi olana 1,5 liraya verip, çiftçiye 5 lira satarsan, üretici ne yapsın. Karnını nasıl doyuracak. Ürettiği mal zaten para etmiyor. Eskiden okullarda bize -Türkiye tarımda kendi kendine yeten yanlış hatırlamıyorsam 7 ülkeden biri diyeöğretirlerdi. Ama şimdi tarımın durumu ortada. İleriye dönük çok olumlu düşünmüyorum. Tarımın çiftçinin elinden alınarak, şirketlere devredileceği zamanları yaşayacağız korkusu taşıyorum. Fakat burada kooperatifleri tek çatı altında toparlayıp, desteklecek tarım politikalarına ihtiyacımız var. Bu yapılırsa ülkemiz tarımının gerçek anlamda gelişeceğini düşünüyorum. Dünyada Gelir Eşitsizliğinde En Kötü 3. Ülke Türkiye

9 Köy-Koop Haber Eylül 2014 GÜNDEM 9 Maden Atıkları Denize Boşaltılacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, maden atıklarının karada uygun ortam bulunmaması halinde denize boşaltılmasına vize vermeye hazırlanıyor. Karada uygun ortam bulunmaması halinde maden atıklarının denize boşaltılması gündeme geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın maden atıklarına detaylı izleme şartıyla onay vermeye hazırlandığı belirtildi. Maden Atıkları Yönetmeliği Taslağına göre maden atıklarının çevresel etkilerini en aza indirmek gerekçesiyle denize boşaltılmasına detaylı izleme şartıyla onay verilebilecek. Düzenlemeye göre maden atıkları, tehlikeli, tehlikesiz ve inert atıklar olarak üç sınıfta toplanacak. Maden atıklarının depolandığı bertaraf tesisinin kurulacağı alanın detay, jeolojik, hidrojeolojik, jeokimyasal, hidrokimyasal ve mühendislik jeolojisi çalışmasının yapılarak, tesisin kurulacağı alandaki kayaçların özelliklerinin belirlenmesi gerekecek. Bununla birlikte karada yapılacak depolama alanlarının olumsuz çevresel etkilerini en aza indirmek için deniz sularının belirlenmiş bir derinlikte oksijensiz ve canlı yaşamın bulunmadığı katmanları dikkate alınarak, su kalitesinin değişmeyeceğinin kanıtlanması, detaylı bir izleme programı oluşturulması şartıyla vize verilebilecek. Maden atıklarının depolandığı bertaraf tesislerin tabanı ve yan yüzeylerinde sızıntı suyunun yer altı suyuna karışmasını önleyecek şekilde bir geçirimsizlik tabakası olması gerekecek. Düzenlemeyle geçmişte yaşanan siyanür barajlarının çökmesi gibi durumlara karşı da önlem alınıyor. Depolara arıtma sistemi Erdinç Çelikkan ın Hürriyet teki haberine göre, sızıntı sularının toprak ve yeraltı suları için oluşturacağı potansiyel risklerin engellenmesi ve kapatma sonrası tesisin duyarlılığının uzun vadede sağlanması için geçirimsizlik sistemine ilave olarak depo tabanında sızıntı suyu toplama, drenaj ve gerekirse arıtma sistemi inşa edilecek. Yağmur sularının maden atıklarının depolandığı bertaraf tesisine girişini ve oluşturacağı hidrolik yükü önlemek amacıyla gerekli yağış hesabı yapılarak kuşaklama kanalları inşa edilecek. Tehlikeli maden atıklarının depolandığı tesislerde üst örtü sisteminde kalınlığı en az 50 santim kil mineral kullanılacak. Geçici depolama süresi tehlikesiz maden atıkları için 1 yıl, tehlikeli maden zenginleştirme atıkları ve asit üreten pasalar için 6 ay olacak. Madencilik faaliyetleri sonucunda oluşan yer altı galerilerinin, maden zenginleştirme atıkları ile doldurulması işlemleri sırasında, uzun dönemde yer altı suyu kalitesinin korunması gerekecek. Doğa Derneği Başkanı Engin Yılmaz, bilimsel yöntemler uygulanmadan maden atıkları denize boşaltılırsa doğadaki etkilerin çok sert ve trajik olacağını savundu. Tüketime dayanan yaşam biçiminin atıklarla doğada yok oluşa yol açtığını belirten Yılmaz, Bugüne kadar gerçekleştiği söylenen bilimsel süreçlerin gerçeği yansıttığından kuşkuluyuz. Olumsuz şeyler yazılmadığı için bilimsel raporlara güvenmiyoruz dedi. Şirketlerin maliyetini düşürmeye çalışıyor olabilirler TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu ise Singapur da karada alan olmadığı için evsel atık imha yöntemi olarak deniz dibinde depolar oluşturulduğunu kaydetti. Bozoğlu, Uluslararası literatürde atıkların etkilerinin ne olacağına dair somut bilgi henüz yok. Bu kadar geniş coğrafi alanımız varken bu yola girilmesi düşündürücü. Karada maden çıkaran şirketlerin maliyetini düşürmeye çalışıyor olabilirler. Ormanları yok etmiyoruz, deniz dibine yaşamın olmadığı alana gömüyoruz, diyecekler. Denizlerde ekosistem zaten bozuk olduğu için atıkların boşaltılması risk yaratır. Deniz dibine atıkları boşaltsanız bile su bunu yüzeye çıkarabilir. Çünkü altta bir sirkülasyon var görüşünü dile getirdi. 19 Ağustos 2014 Tarihinden İtibaren 2015'İn Kaynaklarını Tüketmeye Başladık Gezegenin bir yıl içerisinde ürettiği doğal kaynakları, sekiz aydan az bir süre içerisinde tükettik ün geri kalanında gelecek yıldan borç alarak yaşayacağız. Danıştay`dan Örnek Bir Karar Danıştay tarım topraklarının yok edilmesinin önlenmesine yönelik örnek bir karar aldı. Danıştay 8. Dairesi; Ziraat Mühendisleri Odası tarafından Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştırmasına ilişkin Tüzüğe yönelik açılan davada, Tüzüğün dayanağını oluşturan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun, "Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı" başlıklı 13. Maddesinin (d) bendindeki; "Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plan ve yatırımlar" düzenlemesinin ve "Tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması" başlıklı 14. Maddesinin (b) bendindeki; "Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler" düzenlemesinin, Anayasa`nın "Toprak mülkiyeti" başlıklı 44. maddesine ve "Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. Maddesine aykırı olduğu sonucuna vararak, iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi`ne (AYM) başvurulmasına karar verdi. Limon Fiyatlarında Düşüş Yok Geçen ay markette ve pazarda fiyatı en çok artan ürün olan limonun, eylülde başlayacak hasat döneminde de fiyatının yüksek olması bekleniyor Türkiye deki limon üretiminin yüzde 65 inin Mersin den karşılandığını söyleyen Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği (MERTUB) Başkanı Ahmet Dursun Şahin, Eylül ve mart ayları arasında yapılan hasat sonrası yaz dönemi için ürünlerin Nevşehir çevresinde yatakta bekletildiğini belirterek, Nevşehir çevresinde bekletilen ürünler bu dönem piyasaya sürülüyor. Fiyat bu nedenle yüksek. Bu fiyatlar tarihimizde görmediğimiz seviyelerde ancak bu yükseklik üreticiden çok yatakta bekleten aracılara yarıyor dedi. Danıştay 8. Dairesi tarafından söz konusu düzenlemelerde; Kamu yararı kararı alınacak plan ve yatırımların hangi alana ilişkin olacağı yönünde bir açıklık bulunmadığı, İlgili bakanlıklar tarafından alınacak bir kamu yararı kararı ile tarım arazilerinin, farklı plan ve yatırımlar için daha sık ve yaygın olarak amaç dışı kullanıma tahsis edilmesine yol açılacağı, Yasada mutlak, özel ürün, dikili ve sulu tarım arazisi olarak belirtilen nitelikli arazilerin, tarımsal amacı dışında kullanılabilmesine olanak sağlanacağı, Kamu yararı kararı alınacak plan ve yatırımları tamamen ilgili bakanlıkların takdirine bırakmak suretiyle ve yasanın amacı aşılarak, istisnanın kapsamını genişleten bir düzenleme yapıldığı, değerlendirmelerine yer verildi. Şahin, normalde eylül başlarında piyasaya sürülen erkenci limonun yüksek fiyat nedeniyle 15 gün içinde pazardaki yerini alabileceğini, bu ürünlerin fiyatları biraz da olsa aşağı çekebileceğini ifade etti. Şahin, Hasat döneminde rekolte konusunda bazı çekincelerinin olduğunu, limonun meyve vermeye başladığı dönemde iklimin belirsiz gitmesinden dolayı ağaçların olumsuz etkilendiğini, bu nedenle rekoltenin düşük olacağını bunun da fiyatlara olumsuz yansıyacağını belirtti. İnsanlığın mevcut tüketim alışkanlıklarını ve yaşam tarzını devam ettirebilmesi için doğadan talep ettiği kaynağı ifade eden Ekolojik Ayak İzi, geçen yıl olduğu gibi 2014 te de gezegenin kendini yenileme kapasitesini aştı! Ortalama bir dünya vatandaşı olarak, yılın geri kalanında yaşamımızı gelecek yıldan ödünç alarak sürdüreceğiz. WWF in stratejik ortağı Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network, GFN) tarafından her yıl açıklanan Dünya Limit Aşım Günü, insanlığın doğal kaynaklara olan talebinin doğanın bir yıl içinde sunduğu miktarın üzerine çıktığı gün olarak tanımlanıyor yılında Ekim ayına düşen Limit Aşım Günü, tüketim ve nüfus artışıyla birlikte her yıl daha da öne geliyor. Küresel Ayak İzi Ağı nın (Global Footprint Network GFN) son çalışmasına göre, 2014 yılına ait Ekolojik Ayak İzi miz 19 Ağustos ta gezegenin kapasitesini aşmış bulunuyor. Dünya Limit Aşım Günü insanlığın talebinin, doğanın bir yıl içinde sunduğu kaynak miktarının üzerine çıktığı gün olarak her yıl GFN tarafından açıklanıyor. GFN verileri, 2000 yılında 1 Ekim olan Dünya Limit Aşım Günü nün bu yıl 19 Ağustos a kaydığını gösteriyor. Küresel Ayak İzi Ağı Başkanı Dr. Mathis Wackernagel konuyla ilgili olarak, Küresel limit aşımı, 21. yüzyılda dünyanın karşı karşıya bulunduğu açmazı gösteriyor. Bugün dünya nüfusunun %86 sı, doğanın arz edebildiğinden daha fazla kaynak talep eden ülkelerde yaşıyor. Yıl boyunca kullanmamız gereken doğal kaynağı sekiz ayda tüketiyoruz. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma ve su krizi açıkça gösteriyor ki doğa, mevcut tüketimimizi karşılamakta yetersiz kalıyor, dedi. Bugün Dünya da 7 milyar insan yaşıyor yılında 9 milyar olması bekleniyor. Bu durum, gezegenin doğal kaynakları üzerinde daha fazla baskı yaratacak. Ancak Dünya mızın kaynakları sınırlı. Nerede, nasıl yaşıyoruz, çalışıyoruz, seyahat ediyoruz? Neyi, nasıl tüketiyoruz? Bu sorulardan başlayarak yaptığımız her şeyi sorgulamamız ve düşünce şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak 2012 yılında yayınladığımız Türkiye nin Ekolojik Ayak İzi Raporu, mevcut yaşam tarzıyla ortalama bir vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılamak için 1.5 gezegene eşdeğer doğal kaynak gerektiğini gösteriyor. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası nda, son 50 yıl içinde doğal kaynak talebi ve arzı arasındaki fark iyice açılmış ve ekolojik açık sekiz kat artmış durumda. Doğa üzerinde yarattığımız baskının ekonomik olduğu kadar ekolojik bedeli de var. Karar alma süreçlerinde artık doğanın sınırlarını gözeterek adım atmak zorundayız. Türkiye nin sürdürülebilir geleceği için, büyüme gibi ekonomik parametrelerin yanı sıra ekolojik ayak izi, yaşayan gezegen endeksi gibi ekolojik göstergelerin hesaba katılarak kalkınma politikalarında yer alması; kalkınma politikalarıyla çevre politikalarının bütünleştirilmesi gerekiyor, dedi. Neden Limiti Aşıyoruz? Tarih boyunca insanlık, gezegenin doğal kaynak bütçesi içerisinde kalarak şehirler ve yollar inşa edebiliyor; gıda sağlıyor ve üretebiliyor; karbondioksiti absorbe edebiliyordu. Ancak 1970 lerin ortasına gelindiğinde önemli bir eşiği atladık: insanlığın tüketimi, gezegenin yeniden üretebileceği doğal kaynağı aşmaya başladı. Küresel Ayak İzi Ağı nın yaptığı hesaplamalara göre bugün, insanlığın doğal kaynaklardan ve ekosistemlerden olan talebi 1.5 gezegene eşdeğer! Bu şekilde yaşamaya ve tüketmeye devam edersek, bu yüzyılın ortasında 3 gezegene eşdeğer doğal kaynağa ihtiyacımız olacak. Masraflarınızın sürekli olarak gelirinizi aştığını düşünün... İşte bu, doğal varlığımızı, kendini yenileme kapasitesinden daha hızlı tüketmek oluyor. ( HAL VE GİDİŞ Sait MUNZUR

10 10 KOOPERATİFÇİLİK Eylül 2014 Köy-Koop Haber Türk Kooperatifçilik Tarihine Bir Not -I- Bazı insanları büyük yapan onların kendi kendilerine yargılayabilmesidir. Onları erdemli yapan kendilerini sorgulayabilmesidir. Mahmut Türkmenoğlu ve Bademler Koopertifi [1] Ben bu konuşmamda Mahmut Türkmenoğlu nun yaşamının doğal kesitleri üzerinde durmayacağım. Bademler i Mahmut Türkmenoğlu ndan, Mahmut Türkmenoğlu Bademler den soyutlamadan (zaten soyutlamak mümkün değil), onların Türk kooperatifçiliğine katkısını belirlemeğe çalışacağım. Köyden bir arkadaşına ölümünden bir ay kadar önce yazdığı bir mektubunda[2] : düşündüm, kendimi sorguladım ve sonra akladım diye yazıyor. Yaşamını kendince değerlendiren, kendi kendine sorgulayan, bu sorgulamanın tüm nedenlerini ölümle pençeleşirken dile getiren ve sonunda kendini aklayabilen kaç insan vardır? Zaten bazı insanları büyük yapan onların kendi kendilerine yargılayabilmesidir. Onları erdemli yapan kendilerini sorgulayabilmesidir. Nedir Mahmut Türkmenoğlu nu erdemli kılan? Nedir Mahmut Türkmenoğlu nu büyük kılan? Nedir onu diğer pek çok insana göre seçkin kılan? Bademler de kooperatif kurması mı? Bu kooperatifin başkanı olması mı? Bir partinin içinde siyasete soyunması mı? Milletvekili olması mı? Yoksa bakan olması mı? Sanırım bunların hepsinin az çok katkısı vardır. Bana göre bir insanı büyük kılan, onun ölüme giderken kader birliği yaptığı arkadaşlarına, dostlarına hesap verme sorumluluğu duyması ve onu gerçekleştirmesidir. Nitekim Türkmenoğlu nun Hasan Şengül e 13 haziran 1992 de Wiskonsin (USA) den yazdığı mektubunda kendisini, çevresi ve arkadaşları içinde yargılamakta ve sorgulamaktadır. Güzellikleri hep beraber paylaşmakta, olumsuzlukları kimseye aktarmadan genele, daha doğrusu gizlice kendisine yüklemektedir. Mahmut Türkmenoğlu, 1960 lı yıllarda Türkiye nin ve dünyanın gündeminde olan toplum kalkınması modeli nin yerel bir önderidir. Öyle bir yerel önder ki, yerellikten kopmadan bölgeselliği yakalama, bölgesellikten kopmadan ulusallığı yakalama, ulusallıktan kopmadan evrenselliği yakalamanın bütün ipuçlarını Mahmut Türkmenoğlu nda görmek mümkündür. Mahmut Türkmenoğlu na göre yerel (köy) liderin özellikleri şunlar olmalıdır : Lider bir kişi yerel ortamda düşüncelerini çekinmeden söyleyebilmelidir; Yerel lider devrimci olmalıdır, devrimciliğini her zaman savunmalıdır; tutumuyla, sazıyla, sözüyle, misafirperverliğiyle, kültürel faaliyetleriyle devrimciliğin öğretmenliğini yapmalıdır; Kendisine yönelebilecek tepkileri tahmin edip bunları ustalıkla yatıştırabilmelidir; Köyünü sosyal, kültürel yönden geliştirebilmeli, demokrasi açısından siyasallaşmasına katkıda bulunmalıdır; Tepkileri hoşgörüyle karşılamalı ve samimiyetle yatıştırabilmelidir; S. Sedat AKGÖZ Ahi Evran Üniversitesi Mucur Meslek Yüksekokulu Kooperatifçilik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. T. Ayhan ÇIKIN t.ayhan46@yahoo.com.tr Köyü aşan sosyal, kültürel ve siyasal faaliyetlere katılmalıdır; Yerel lider, liderlik özelliklerini yerel sınırların ötesine taşıyabilmelidir. Mahmut Türkmenoğlu bu özellikleriyle köyü olan Bademler de sivrilmiş, lider özelliklerini köyüne hapsetmemiş, liderliğini önce İzmir boyutuna, daha sonra da Türkiye geneline taşımıştır. Mahmut Türkmenoğlu nun toplum kalkınması modelini, Bademler özelinde, şöylece özetlemek mümkündür: Üniversitelerde Döner Sermaye Modeline Alternatif Olarak Üniversite Kooperatifçiliğinin Ülkemiz Açısından Önemi Ülkemizde döner sermaye modeli hizmet veren kamu ve yarı kamusal birimlerin hizmet sunumlarında şirketleşme modeline alternatif olarak kullanılmaktadır. Belediye ve diğer işletmeler ise hizmet sunumlarını şirketleşme modeli olarak uygulamakta ve karlılıklarını artırmaktadır. Üniversiteler ise kamusal alanda ticaret yasağı ve şirketleşme alanında engellemeleri döner sermaye modeli ile aşmaya çalışmaktadır. Fakat belediye iktisadi teşekkülleri ve yarı kamusal şirketler şirketleşmenin avantajlarından dolayı üniversitelere göre piyasada daha şanslı ve haksız rekabet yapmaktadırlar. Ülkemizde kooperatifçiliğin gelişmesini istiyorsak bu öncelikle üniversitelerden başlamalıdır. Yükseköğretim kurulu tüm üniversitelerde kooperatif kurulmasını teşvik etmelidir. Devletimiz üniversite kooperatiflerine avantaj ve pozitif ayrımcılık sağlayarak rekabet etme şanslarını geliştirmelerine katkıda bulunmalıdır. Üniversiteler hizmet ve ihale birimlerini kooperatifler üzerinden yapmalıdırlar. Bilindiği gibi üniversiteler eğitim, sağlık, teknopark alanlarında faaliyet göstermekte ve ülkemizin kalkınmasında önemli rol üstlenmektedirler. Ülkemizde sanayi ve üniversite işbirliğini geliştirilmesinde üniversite kooperatifleri Öncü rol üstleneceklerdir. Meslek yüksekokullarında verimliliği artırmak, sanayinin istediği nitelikte eleman yetiştirme konusunda üniversiteler hayati rol üstlenebilirler. Dolayısıyla üniversite kooperatifleri şirket mantığı ile hareket edebilecek eleman istihdam ederek dünya üniversiteleri ile rekabet edebilir ve bürokratik engellerden minimum seviyede etkilenebilirler. Know how ve patent sayısının artması üniversiteleri güçlendirecek ve rekabet güçlerinin artması ile üniversitelerimiz dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında daha üst noktalara ulaşacaklardır Ödenek yetersizliği ve artan personel harcamaları üniversiteleri araştırma geliştirme konusunda zor durumda bırakmaktadır. Üniversite kooperatifleri şirket mantığı ile hareket ederek bürokratik engellerden uzakta özgürce rekabet etme şansına kavuşacaklardır. Üniversitelerde döner sermaye modeli yerine üniversite kooperatiflerini kurulmasını teşvik etmelidir. Diğer ülkelerdeki üniversite kooperatifleri ile işbirliği imkânları geliştirilmelidir. Firmalar ve özel sektörle beraber ortak işletmeler kurulması teşvik edilmelidir. Ülkemizde kooperatifleşme oranı ve üye sayısı artmalı ve buda üniversitelerde başlanmalıdır. Hepimize kooperatifçiliğe adanmış bir ömür dileğiyle... Amaç : a. Kırsal kesimin fakirlik çemberini kırmak için üretim yapısını ve biçimini değiştirmektir. Bu amaç Bademler özelinde tütün üreticisi fukara kır Bademler in üretim biçimini değiştirmek şeklinde somutlaştırılmıştır. b. Kırsal kesimde yeni istihdam alanları yaratmak. Bademler özelinde köyde herkese yetebilecek miktarda iş sahası açmak şeklinde somutlaştırılmıştır. c. Köylünün ihtiyaç maddelerini ucuz ve kaliteli temin etmesini sağlamak. Araç : Kırsal kesimin kalkınması için demokratik kooperatif modeli esas alınmıştır. Bu bağlamda Bademler demokratik bir kooperatif içinde köyün kalkınması sağlanacak; köyde herkese yetebilecek miktarda bir iş alanı açılacak ve Türkiye için başarılı bir model geliştirilecektir. Görüldüğü gibi Mahmut Türkmenoğlu düşüncelerini Bademler özelinde uygulayarak Türkiye geneline taşımak isteyen bir perspektifin içinde bir kooperatif modeli üzerinde durmaktadır. Yani o Bademler in sınırlı çerçevesini aşarak Türkiye ye yayılmak istemektedir. Ancak bunu düşlerken de, uygulamaya koyarken de yerel gerçekleri hiçbir zaman göz ardı etmemektedir. Nitekim bugün Bademler, 1950 lerin, 1960 ların bir fukara Bademler i değildir. Türkiye için örnek olabilecek bir kooperatif örgütlenme deneyimini kendi özelinde yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir kişiye iş sağlayabilen sera tesisleri kurulmuştur. Türkmenoğlu, bunları tek başına yapmadığını minnetle andığı başta mücadele arkadaşları Ali Şenol, Ali Özkan, Hüseyin Kınık, İmam m. Ali Uran, Mustafa Or, Halil Oral, Memo, Birol Mansur, Levent, Hızır Varol, Murat Ertaş ve adını anamadığı tüm Bademlilerle gerçekleştirdiğini özenle belirtmektedir. Yani bir başarı varsa bu sadece Mahmut Türkmenoğlu nun değil, tüm Bademlilerindir. Nitekim bir köylüsü kendisine şöyle bir soru sorar : - Mahmut Bey!..çevre köylerde senin gibi okumuş çok insan var. Ama hiçbiri senin gibi işler yapmıyor. Neden? Mahmut Türkmenoğlu nun yanıtı da şöyledir : - Onların arkasında bir Bademler köylüsü yok da ondan? Bu sözlerden anlaşılabileceği gibi iyi bir lider başarılarını arkadaşlarıyla paylaşan, hatta onları hareket içinde öne çıkaran bir özelliğe sahip olmalıdır. [1] 25 Aralık Bademler Köyü Kalkınma Kooperatifi nin 30. Kuruluş Yıldönümü ve Mahmut Türkmenoğlu nu Anma Toplantısında Prof. Dr. Ayhan ÇIKIN tarafından yapılan konuşma. [2] Mahmut Türkmenoğlu nun köylüsü Hasan Şengül e mektubu, , Madison, USA. Sektörel Fuar Tanıtımları Desteklenecek Ekonomi Bakanlığı, yurt içi fuarların yurt dışında tanıtım faaliyetleri için 150 bin, yurt içinde tanıtım faaliyetleri için de 50 bin dolara kadar destek verecek. Ekonomi Bakanlığı nca, 16 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete de Sektörel Nitelikli Uluslararası Yurt İçi Fuarların Desteklenmesine İlişkin Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı yayınlandı. Karar ile Uluslararası Nitelikteki Yurt İçi İhtisas Fuarlarının Desteklenmesine İlişkin Karar ın yürürlükten kaldırıldı. Karar kapsamında, yurt içi fuar organizatörleri tarafından yapılacak olan tanıtım faaliyetleri ile ülkemizde düzenlenecek uluslararası fuarların bilinirliğinin ve yabancı katılımcı firmaların sayısının arttırılmasının yanı sıra dünya çapında katılım talep edilen sektörel fuarların ülkemizde gerçekleştirilmesinin özendirilmesi amaçlanmakta. Fuarın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin (TOBB) yurt içi fuarlar listesinde yer alması şartıyla, fuar alanının büyüklüğü, fuar alanında yabancı katılımcılara ayrılan alan, toplam katılımcı firma sayısı, yabancı katılımcı sayısı, toplam ziyaretçi sayısı ve yabancı ziyaretçi sayısı gibi bir önceki yılın verileri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmede; belirtilen şartları taşıyan fuarlar arasından dış ticaret politikaları, ihracat stratejileri ve ekonomik öncelikler doğrultusunda belirlenecek fuarlar, destek kapsamına alınacak Bakanlıkça, karar kapsamındaki fuarlar için yurt içi fuar organizatörlerinin yurt dışında yapacakları tanıtım harcamaları ABD Dolarına kadar, yurt içinde yapacakları tanıtım harcamaları ABD Dolarına kadar yüzde 75 oranında desteklenecek. Düzenlemeyle, organizatörlerin tanıtım faaliyetlerini ağırlıklı olarak yurt dışında gerçekleştirmeleri amaçlanıyor. Yurt içi fuar organizatörlerinin Sektörel Nitelikli Uluslararası Yurt İçi Fuarların tanıtımına yönelik olarak; fuar konusu ile ilgili seminer, konferans, toplantı ve duyuru, reklam panoları, afiş, katalog, broşür, kitapçık, elektronik ortamda tanıtım faaliyetleri, kitle iletişim araçlarında yayınlanacak reklamlar, tanıtım faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilecek yurt dışı ziyaretlerde ulaşım ve konaklama, yurt içi fuarın tanıtımını yapmak üzer yurt dışı fuarlarda kurulacak olan info stand, yurt içinde ve yurt dışındaki uluslararası fuarlarda düzenlenecek gösteri, etkinlik, trend alanı için yapacakları harcamalar, destek kapsamında yer almakta.

11 Köy-Koop Haber Eylül 2014 TARIM 11 Tarımsal Ürün Fiyatları Artışlarının Kazanamayanları: Çiftçiler 1. Sayfa Haberin Devamı, Prof.Dr. Bülent Gülçubuk, 2014 yılı itibarıyla kuraklık, don, dolu, fırtına, hortum ve daha birçok doğa olayı yaşandığını ve yaşamaya devam edildiğini belirterek, Su kaynakları alarm veriyor, barajlar boşalıyor, su krizleri daha da arttı, bazı yerlerde ikinci ürün ekimi yasaklandı, üretim azaldı ve dünya alarmda. Bütün bunların sonucunda ne oluyor; üretim miktarı azalıyor, fiyatlar artıyor, çiftçi açısından maliyetler daha da artıyor, ürün fiyatı-girdi fiyatı makası ürün fiyatı aleyhine açılıyor ve ortalıkta bir suçlu arayışı var. Fiyat artışı bir sonuçtur, üretim azalması bir sonuçtur. Bunun nedenlerine bakmak lazım. Nedenler, yukarıda saymaya çalıştığımız olağan dışı koşullar. Burada şunu sormak daha insaflıdır; beklenen sonucun ortaya çıkmaması için acaba nedenler ortadan kaldırıldı mı, önlemler alındı mı, var olduğu söylenen farklı senaryolar devreye konuldu mu? Bunlara alınacak yanıtlarla suçlu aramak herhalde daha akılcıdır. Yoksa vur abalıya misalinden hemen çiftçiyi günah keçisi göstermek herhalde büyük bir haksızlıktır. Giderek bazı ürünlerde azalan bir üretim miktarı var, zorlaşan bir üretim yapısı var, tarımdan kopan bir nüfus var, dışa bağımlı hale gelen bazı ürünlerimiz var ama biz tanıyı başka yerlerde arıyoruz. Temel tanı; tarımsal ürün fiyatlarının artışından birileri kazanıyor ama kim? Bunları araştırmak, sürdürülebilir tarımsal üretime ve tüketici-üretici korumaya yönelik en önemli tedavi olacaktır. dedi. Sorun Nereden Besleniyor? Yıllar Türkiye de halen bazı alanlarda kendine yetebilirlik varsa bu, çiftçinin yaşama alışkanlığının, üretim alışkanlığını, kırsala-tarıma tutunma arzusundan ve de fedakârlığından gelmekte olduğunu belirten Gülçubuk, Tarımsal ürünlerin üretiminde küçük ve orta ölçekli çiftçilerimiz sermaye ve emek-işgücü bizden diyerek üretimin sürdürülebilirliğinde en önemli aktörlerdendir. Neredeyse her koşulda üretmeye razı bu kesim ülkemiz açısından gıda güvencesinin de güvencesidir. Fakat çiftçi iradesi dışında artan fiyatlar üzerinden çiftçiyi suçlu göstermek bu güvenceyi ortadan kaldırmak anlamına ve de tarımsal üretimin devamlılığına saldırı anlamına gelir. Çiftçiler büyük fedakârlıkla ve zor koşullarda üretiyor ama kazanan genelde kendileri olmuyor. Çiftçiler pazarlamanın, satışın son noktasında ortaya çıkan fiyattan payını alamıyor. Çiftçimiz yüksek maliyetle üretiyor ama pazarlamada örgütlenemiyor. Üretim maliyetlerinin sürekli artış gösterdiği ürün fiyatlarının ise buna yetişemediği bir ortamda çiftçi zaten kazanamayacaktır. Hep söylendiği gibi, yem pahalı ve canlı hayvan fiyatlarındaki artışın çok üstünde, mazotgübre pahalı bitkisel ürün fiyatlarındaki artışın çok üstündedir. Çiftçinin de %90 ına yakını küçük ölçekli birer işletmeci, peki nasıl stok yapacak, saklayacak ve de sonradan piyasaya sürecek çiftçi. Bu gruptaki çiftçilerden fiyat artışına yol açacak davranış gösterenlere alanda rastlanılabilir mi? Girdi ve genel ihtiyaç borçlarını hemen kapatmak durumunda olan çiftçi hangi birikim ile neyi stoklayacak. Örneğin; bu davranışı yani stoklama, bekletme işini fındıkta, kayısıda, domateste, antepfıstığında, zeytinde, kuru fasulyede, nohutta vd. yapabilecek küçük ölçekli işletme sahibi bir çiftçi düşünebilir misiniz? Bunu düşünecek olsak, neden son yıllarda bazı ürünlerin üretiminde azalmalar meydana gelir, sorusu sorulmazdı. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, Giderek nohut - kuru fasulye gibi veya arpa buğday gibi bazı temel ürünlerde üretim miktarında meydana gelen azalmaların sorumlusu çiftçileri midir? Bunun sonucunda ortaya çıkan fiyat artışlarının sorumlusu çiftçi midir? Peki, bunlardan çiftçi kazançlı çıkıyor mu? Kazançlı ise neden üretimden vaz geçiliyor ve de üretim alanları azalıyor? Sorunların tanısı ve çözümü buradadır. Artan bir maliyet var, değişen iklim koşulları var, istikrarsız bir fiyat hareketliliği var, bir türlü örgütlenemeyen veya bunu istemeyen bir yapı var ve halen çiftçide kusur aranıyor? Tabi ki kusuru var, o da yıllardır hep söylendiği bir olgu: ör-güt-lene-mi-yor-lar veya örgütlenme düzeyi etkili değil, sonuç odaklı değil. açıklamasında bulundu. Buğday (000 ton) Arpa (000 ton) Kim Kazanıyor? Nohut Kuru Fasulye (000 ton) (000 ton) Prof.Dr. Bülent Gülçubuk, Dünyanın önemli gündem maddelerinden ve da kaygılarından olan iklim değişiklikleri nedeniyle (don, dolu, kuraklık vd.) üretimde azalmalar her yerde var ama çiftçi yine de beklediğini kazanamıyor veya ortaya çıkan kazançtan, değerden hakkı olan payı alamıyor. Çiftçi kazanamıyorsa birleri daha çok kazanıyordur peki ki? Pazarda yer bulamayan çiftçiler yani pazarlama zincirinin halkalarında yer alamayan çiftçi kazanamıyor ve fiyat artışlarında da sorumluluğu bulunmuyor. Çiftçi dışındakiler yani marketler, toptancılar, aracılar, spekülatörler, toptancı hallerine rahat girip-çıkanlar, bunlar daha çok kazanıyorlardır. Çünkü ürün işleme, stoklama, bekletme küçük-orta ölçekli çiftçinin gösterebileceği davranışlar değildir. dedi. Ne Yapmalı? Çiftçi; güçlerini birleştirmeli, kararlarını ortak almalı, hareketleriniadımlarını birlikte atmalıdır diyen Gülçubuk, Giderek azalan bir tarım alanımız var, tarımdan kopan bir nüfus var, doğa olaylarının-iklim değişikliklerinin daha sık yaşandığı bir dönem var bu ortamda tarımda üretimin sürdürülebilirliği daha da önemli hale geliyor. Eğer genç tarım nüfusunu yerinde tutabilirsek, örgütlenmeyi etkin ve aktif hale getirebilirsek belki çözümde önemli bir yol alınmış olunur. Bunun için ucuz girdi temini, pazarlama-ürün değerlendirme, ürün çeşitlendirme önem taşıyor. Şunu unutmamak gerekir ki, çiftçi kazanamıyorsa ne yaparsanız yapın üretim devam etmeyecek ve fiyat konusu hep konuşulmaya ve günah keçisi aranmaya devam edecektir. dedi. Girdi Fiyatları - Ürün Fiyatları Makası Tarımda girdi maliyetleri düzenli artış göstermektedir. Bu artışlar her zaman ürün fiyatlarının üzerinde olmuştur değerlendirmesini yapan Gülçubuk, Tarımsal ürün fiyatlarının artışında girdi fiyatlarındaki artış özellikle tüketici boyutunda hep göz ardı edilir ve neden ürünler bu kadar pahalı sorusunu gündeme getirir? Burada asıl sorulması gereken soru ise; ürün fiyatları ile girdi fiyatları arasında açılan makastan kim yararlanmaktadır. Veya kimin lehine olmaktadır. Tarımda son 9-10 yılda mazot maliyeti 3,5-4 kat, tohum, gübre ve yem 3-4 kat, elektrik 2-2,5 kat artmıştır. Diğer yandan tarımsal ürün fiyatları değişmekle birlikte 1-2 kat artış göstermiştir. Bu hem bitkisel hem de hayvansal ürünler için geçerlidir. Gelinen noktada, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçi ürününü ucuza satıyor, kazanamıyor. Zaten ürünün kıt olduğu yıllarda da elinde kalan, eline geçen ürün ya olmadığı ya da çok az olduğu için yine kazanan kendisi olmuyor. Örneğin; kayısı, fındık gibi. Bazı araştırmalara göre; bitkisel ürünlerde son tüketicinin ödediği bedelin ancak %25-30 u çiftçi eline geçmektedir. Burada pazarlama zincirinde yer alan halkaların yani aktörlerin önemli etkisi vardır. Çiftçi halkada yer alamadığı veya almakta zorluk çektiği için eline geçen fiyatlar da o kadar düşük oluyor. Fiyat dalgalanmalarına bir ürün üzerinden örnek verecek olursak; domateste bazı yıllar üretim fazlası olduğu için fiyatlar çok düşük, bazı yıllarda yetersiz üretim sonucu fiyatlar yüksek olmaktadır. Fiyat dalgalanmasında iklim koşulları kadar yetersiz işleme potansiyeli ile ve pazarlama koşullarının oluşturulamaması da etkili olmaktadır. Burada bir diğer önemli konu da çiftçinin ürününü nasıl değerlendirdiğidir. Türkiye'de tarıma dayalı sanayi henüz istenilen düzeyde değildir. Bu nedenle işleme tesisleri ile ürünlerin işlenmesi ve depolanması önemlidir. Ülkemizde zarar edilen ürünlerde (tek yıllık) bir yıl sonrası için çiftçi üretimden vaz geçebilmekte ve sonraki yıl az üretimden dolayı fiyatların aşırı artması olayı yaşandığından, bu durumda da tüketici açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkıyor. Buna iklim değişikliklerinden kaynaklanan unsurlar da eklenince fiyatlardaki dalgalanma daha da artmaktadır. Pazarlama koşullarının oluşması ve üretici lehine gelişmesi hem çiftçi hem de tüketici açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Hep söylenen bir konuya burada da dikkat çekebiliriz; bahçeden kilosu kuruşa toplanan bazı ürünler şehirlerde neredeyse 3-4 TL ye kadar çıkıyor. Aradaki bu fark çiftçinin cebine gitmiyor. Hatta şunu bile belirtebiliriz; girdi maliyetleri ile toplama ve nakliye giderleri yüksek olduğu için bazı ürünler yerinde bırakılıyor. Burada şu soru ön plana çıkıyor: bu kimin, kimlerin hatası? Yanıtı, çiftçi değildir çünkü genelde kaybeden o zaten. İşte pazarlama kanalında yer alan halkaları iyi incelemek, sorgulamak gerekiyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, pazarlama marjı ürünlere göre değişmekle üretici maliyeti-eline geçen fiyat %25-30, toptancı marjı %25-35 ve perakende marjı da %35-50 arasında değişmektedir. Tüketicinin ödediği fiyatın ancak dörtte biri çiftçiye gitmektedir. dedi. Örgütlenme Özellikle de Kooperatifleşme Şart Avrupa Birliği nde kooperatifler ve birlikler pazarlamada bazı sektörlerde %100 lere varan oranlarda rol aldığını belirten Gülçubuk, Ülkemizde ürüne göre ve yıldan yıla değişmekle birlikte pazarlamada Tarım Satış Kooperatiflerinin payı pamukta %45-50, zeytinyağında %2-4, şekerpancarında %30-40, incirde yaklaşık %30 olup, kooperatif ve birliklerin yaş meyve ve sebze ile hayvansal ürünlerde işlevlerinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Tarımda kaynakların sınırlı olması, her an risk taşıyan doğal koşullara bağımlı olması, pazarlama alt yapısındaki eksiklikler ve arz ile talebin her zaman örtüşmemesinden kaynaklanan fiyat dalgalanmaları çiftçinin örgütlenmesini zorunlu kılmasıdır. Örgütlenme olmadığında hangi koşul ve ortam olursa olsun çiftçi kazanmakta zorluklar çekecektir. Başta kooperatifler olmak üzere çiftçi örgütlerinin pazarlama zincirinde olmaması, olsa da yetersiz kalması, temsil gücünün zayıflığı, baskı grubu oluşturamaması, girdileri ucuza mal edememesi çiftçinin kazancını doğrudan etkilemektedir. Üretimden-sofraya etkili pazarlama kanallarının ortaya konulması, yerel-geleneksel tarım ürünlerinin gerçek değerini çiftçi lehine bulması için çiftçinin aktif ve etkili olması önemlidir. Bu sağlandığında pazarlama yapısında, piyasa işleyişinde çiftçi aleyhine oluşacak fiyat oluşumunun olumsuz etkileri en aza indirilebilecektir. Tarımsal pazarlama faaliyetleri ve fiyat oluşumu, ülkemizde çiftçilerin bir bölümünün küçüklüğü nedeniyle önem taşımakta ve burada konuya sonuç odaklı önem vermek gerektirmektedir. Çiftçilerin pazar, pazarlama, geleneksel gıdaların değerlendirilmesi, markalaşma, coğrafik işaretler, katma değer oluşturma, örgütlenme vb. konularında kapasite gelişimi önemlidir. Türkiye genelinde çiftçinin belirtilen konulardaki bilgi eksikliği ve çiftçilerin işletme küçüklüklerinin üstesinden gelebilmek, üretim maliyetlerini düşürebilmek, pazarda güçlü hale gelebilmek için örgütlenmeye ağırlık verilmesi önemli bir stratejidir. Her fiyat artışında hemen çiftçiyi suçlu gibi gösteren kesimlerin varlığına ancak çiftçi örgütlülüğü karşı gelebilecektir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2014 yılına ait tahminlerde bulunmuştu. Buna göre; bir önceki yıla göre tahıl ürünlerinde %10,1, meyvelerde %4,5 azalış bekleniyordu. Bir önceki yıla göre buğday üretimi %10,4 oranında azalarak yaklaşık 19,8 milyon ton, arpa üretimi %12,7 oranında azalarak 6,9 milyon ton, çeltik üretiminin %1,1 oranında azalarak 890 bin ton, dane mısır üretiminin %6,8 oranında azalarak 5,5 milyon ton olacağı öngörülüyordu. Baklagillerden nohut %11,1 oranında azalarak 450 bin ton olacağı tahmin edilmekte idi. Meyve ürünlerinin üretim miktarının 2014 yılında bir önceki yıla göre %4,5 oranında azalarak 17,4 milyon ton olacağı belirtilmişti. Bu veriler bu ürünlerde kuşkusuz fiyat artışı olacağını da göstermekte idi. Peki, bu öngörülere karşı neler yapıldı, gelecek için neler planlanmaktadır? Bunlar üzerinde çalışılırsa, fiyat artışlarından çok, çiftçi refahı ile kendine yetebilirliği ve gıda güvencesi daha çok dikkate alınmış olunur. Yoksa topu taca atarak suçlu arayıp, durulur. Hep belirttiğimiz gibi, çiftçinin ve tüketicinin lehine fiyat oluşumunda çıkar yol örgütlenmeye ve özelde ise kooperatifleşmeye dayanmaktadır. Ekonomik açıdan güçlü ülkelerde kooperatifler tarımsal piyasalarda %50'ler civarında pay alırken, Türkiye'de ise bu oran çok çok düşüktür. Dünyada kooperatifler 3. büyük sektör olarak anılırken, ülkemizde ise ne yazık ki, varlığı-gerekliliği tartışılmaktadır. diyerek, sözlerini şöyle tamamladı. Spekülasyonlardan, kısır tartışmalardan, haksız suçlamalardan çıkmak için çiftçilerin, üretici birlikleri veya kooperatif çatısı altında profesyonel fakat çiftçi çıkarını ön plana alan bir yapı içerisinde örgütlenmesi şart yılı Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı olarak ilan edildi. Sürdürülebilir üretim, yoksulluktan çıkış, doğaya duyarlı üretim ve tüketici dostu üretimin yolu küçük ve orta ölçekli çiftçilerden geçmelidir, geçmektedir. Aksi takdirde suçlu aramaya devam.

12 12 RÖPORTAJ Eylül 2014 Köy-Koop Haber Biz kooperatifleri Türkiye nin geleceği Röportaj: Emel TUĞRUL açısından çok önemli kurumlar olarak görüyoruz. DenizBank Tarım Bankacılığı Pazarlama ve Projeler Grup Müdürü Dr. Levent Öztürk ile Tarım Bankacılığını konuştuk. Biz kooperatifleri Türkiye nin geleceği açısından çok önemli kurumlar olarak görüyor, küçük ölçekli çiftçinin korunması, daha iyi üretim yapabilmesi için bu kurumların çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye de bulunan pek çok kooperatif ile İşbirlerimiz bulunuyor. Üretici Kart ımızla çiftçilerin bu kooperatiflerden yapacakları tarımsal girdi alışverişlerine de yine özel imkanlar sağlıyor, onların üretimlerine değer katmaya çalışıyoruz. Köy-Koop Haber- DenizBank Tarım Bankacılığına ne zaman başladı, tarım bankacılığı hakkında bilgi verir misiniz? Dr. Levent ÖZTÜRK Yılında Cumhuriyet in en eski bankalarından Tarişbank ı devralarak başladığımız Tarım Bankacılığı nda, 10 yıldır özel bankalar arasındaki liderliğimizi devam ettiriyor, %26,5 pazar payımız ile 1. sıradaki yerimizi koruyoruz. Müşteri sayımız 1 milyonu, Türkiye genelinde sektöre kullandırdığımız kredilerin büyüklüğü ise 4 milyar TL yi aşmıştır. Bankamız kurulduğu günden bu yana, finansal faaliyetlerini, toplumsal kalkınma temelli bir iş modeli çerçevesinde yürütüyor. Ülkemizde temas edilmeyen niş sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak, verimliliklerini artırmak üzere çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. 10 yıl önce tarım sektörünü öncelikli yatırım alanlarımızdan biri olarak belirledik ve tarımsal üreticilerimizi finans müşterisi konumuna getirerek bir ilki gerçekleştirdik. Bugün ise hayata geçirdiğimiz öncü çalışma ve uygulamalar ile üreticilerimizin hayatlarına değer katmaya devam ediyoruz. K.K.- DenizBank Tarımsal Bankacılığın sunduğu krediler nelerdir? L. Öztürk- Bitkisel ve Hayvansal Üretim alanları başta olmak üzere Traktör ve Tarımsal Ekipman, Su Ürünleri Üretimi/Avcılığı, Arazi Alım konularında üreticilerimizin her türlü Tarımsal girdi ihtiyaçlarını, yatırımlarını finanse ediyoruz. Üreticilerimize projeli yatırım kredilerimizle, tarımsal tesis kurulumu, arazi ve tarımsal ekipman alımı, hayvan seçimi gibi konularda danışmanlık yapıyor, anahtar teslim proje hizmeti sunuyoruz. Gelecekte tarımın her alanında özellikle örtü altı tarımı, süt hayvancılığı ve meyvecilik alanlarında büyük potansiyel olduğunu görüyor ve bu yönde geliştirdiğimiz Tarım Plus hizmet paketimizle bu alanlara yatırım yapmak isteyen girişimcilerimize ihtiyaç duydukları her tür danışmanlığı sağlıyor, uygun vade ve ödeme koşulları ile finansman imkanı sunuyoruz. Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma (IPARD) Fonları ve Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP) kapsamında hibe almaya hak kazanan projeleri de finanse ediyoruz. Bankamız işletmeleri AB standartlarına yükseltmek ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak konusunda üzerine düşeni yapıp bu kaynağın kullandırımına aracılık ederek hibe kapsamında yer alan projeleri uygun vade ve ödeme koşulları ile finanse ediyor. Tarımsal değişimin gerçekleşebilmesi ve tarımda modernizasyonun sağlanabilmesi için yapılan yatırımlar sonucunda tarımsal kredi ihtiyacı ve buna bağlı olarak kullanımı artmaktadır. Bu kapsamda devlet destekli tarımsal yatırımların hibe dışındaki kısmının finansmanını yaparak yatırımların faaliyete geçmesini sağlıyoruz. Bankamız IPARD dan destek almak isteyen tarımsal yatırımcıların hayatını kolaylaştıracak öncü bir hizmeti başlattı. Tarım bankacılığı alanında özel bankalar arasında lider konumda bulunan Bankamız uzman proje ekibi ile bu konuda girişimcilere doğru başvuru yapılabilmesi için tam destek sağlıyor. Bankalar arasında ilk olarak ve sadece Bankamızca sunulan bu hizmetle, TKDK (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu) tarafından verilecek destekten yararlanmak isteyen tarımsal yatırımcıların başvuru paketi, teknik projesi ve/veya iş planı Deniz- Bank aracılığıyla düzenlenebiliyor. K.K.- DenizBank 2014 yılı tarım politikası hakkında bilgi verir misiniz? L. Öztürk- Bankamız, tarıma sağladığı finansal desteği, aynı zamanda sosyal sorumluluk olarak görmektedir. Tarımın, bir ülkenin kendi kendini idamesi açısından stratejik sektörlerden biri olduğu bilinciyle, çiftçilerin iş ve yaşam kalitelerinde fark yaratmak üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Küresel iklim değişikliği gibi kritik bir konunun gündemimizi meşgul ettiği günümüzde, çiftçimize, üreticimize verdiğimiz hizmetin, ülkemizin, dünyanın sürdürülebilir yarınlarına verdiğimiz hizmetle eş değer olduğuna inanıyoruz. Bu anlayışımız kapsamında Türk üreticisinin finansal kaynaklara ulaşmasına destek olmak; üreticimizi, çiftçimizi organize olmamış piyasalardan kurtararak onlara birer iş adamı kimliği kazandırmak üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Çiftçimizin hayatına, tarımın geleceğine gerçek anlamda katkı sağlamak için bizzat sahada var olmamız gerektiğini biliyoruz. K.K.- Tarımsal kredilerde diğer bankalardan farkınız nedir? L. Öztürk- Ülkemizin dört bir yanında bulunan 260 adet tarım bankacılığı hizmeti veren şubemiz ve özel tasarlanmış Tarım Plus konseptli şubelerimizde sayıları 500 ün üzerinde ve çoğunluğu ziraat mühendisi eğitimli olan Tarım Bankacılığı Portföy Yöneticilerimiz ile 200 ü aşkın tarımsal üretim konusunda, üreticilere tarımsal işletme ve yatırım kredileri sunuyoruz. Sektörde üreticiler ve tarımsal işletmeler finansal hizmet müşterisi konumuna ilk olarak Bankamız tarafından taşınmış, kredilendirme işlemlerinde üreticilerimizi sahip oldukları işletme dinamikleriyle değerlendirmekteyiz. Bu işe başladığımız ilk günden bugüne kadar üreticilerle sürekli ilişki halinde olduk. Sektörün paydaşları ile beraber hareket ederek tarım sektörünü her anlamda destekliyoruz. Saha ekiplerimiz ile köy köy, kasaba kasaba gezerek üreticilerimizi yerinde, işletmelerinde ziyaret ederek, bire bir ilişki kuruyor, finansal ihtiyaçlarını tespit ediyor ve her zaman yanlarında oluyoruz. Başka bir deyişle tarımsal bankacılık hizmetini üreticimizin ayağına götürüyoruz. Tüm bu sebeplerden dolayı üreticilerimiz de finansal işlemlerinde bankamızı tercih ediyorlar. DenizBank öncülüğünde diğer özel bankaların da sektörle tanışmasını ve sektöre kullandırılan kredilerin her geçen gün artmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tarım bankacılığına başladığımız 2003 yılından itibaren sektöre kullandırılan krediler önemli ölçüde artmış ve diğer özel bankalar da tarıma kredi kullandırmaya başlamıştır. Ülkemiz ekonomisi için bu kadar önemli olan tarımı keşfeden ilk özel banka olarak bu alandaki faaliyetlerimiz, diğer bankalara da çalışmalarını tarımda yoğunlaştırmak üzere ilham veriyor; dolayısıyla tarımın finans sektörünün gündemine girmesinde öncü konumda bulunuyoruz. K.K.- Üretici Kart konusunda bilgi verir misiniz? L. Öztürk- Ülkemizde büyük ölçekli üretici sayısı son yıllarda artmakla birlikte sosyolojik ve toplumsal olarak küçük üreticinin korunması ve üretimine devam etmesi gerekmektedir. Pazarlık gücü olmayan, finansmana erişimi kısıtlı olan küçük üreticilerin bankacılık hizmetlerinden ve finansman imkanlarından faydalanabilmesi için son 10 yıldır çok büyük çabalar, çalışmalar içerisine girdik. Bu çalışmaların en başında da Üretici Kart ımız geliyor. Çünkü Üretici Kart küçük ölçekli üreticinin uygun fiyatlar ve uygun ödeme koşulları ile tarımsal üretimini yapacağı girdilere ulaşımını sağlıyor. Örneğin; yaklaşık on yıldan beri sürdürdüğümüz akaryakıt kampanyası kapsamında Üretici Kart ile çiftçilerimize 5 ay vadeli 0 faizli akaryakıt alım imkanı sağlıyoruz. Bu hem çiftçilerimizin formal finansmana ulaşmasını hem de uygun fiyatlarla üretim yapmasını sağlıyor. Benzer kampanyaları gübre, yem, tohum gibi diğer tarımsal girdiler için de yapıyoruz. Dolayısıyla küçük ölçekli çiftçinin hem finansmana ulaşımını kolaylaştırıyoruz hem de düzenlediğimiz Üretici Kart kampanyalarıyla girdi maliyetlerini ucuzlatıyoruz. Bu uygulama banka olarak sektörde çok farklı yaptığımız ve giderek rekabetin arttığını gördüğümüz bir uygulama haline dönüştü. Bununla beraber tarımsal kooperatiflerle de çalışmalarımız artıyor. Türkiye nin belli başlı kooperatifleri ile de işbirliklerimiz bulunuyor. Yılın ilk yarısı itibariyle Üretici Kart sayımız 460 bini aşmıştır. Yine sektörde bir ilk olan uygulamamızla üreticilere Bağ-Kur prim ödemelerini hasatta ödeme imkânı sunuyoruz. Aylık düzenli geliri olmayan üreticiler bu uygulamamız sayesinde Bağ-Kur primlerini Üretici Kartları aracılığı ile otomatik olarak ödeme imkânına sahip oluyor, Kurumun sağladığı tüm haklardan kesintisiz olarak zamanında yararlanmaya devam ediyorlar. Turkcell kampanyamız ile üreticilerimiz tüm yıl konuşuyor limit dahilindeki Turkcell Faturalarını Üretici Kart ile hasatta faizsiz ödeyebiliyorlar. Üretici Kart bir kredi kartı olmayıp; en büyük özelliği hasat vadeli, gelir elde etme periyoduna uygun ödeme imkanı sunmasıdır. Üretici Kart ile tarımsal işletme kredisini üreticilere kart üzerinden sunuyoruz. Tarımda edindiğimiz tecrübe ile bölgelere özel değerlendirme yapabiliyoruz. Üreticiler, şubelerimizden, anlaşmalı üye işyerlerindeki POS makinalarımızdan, ATM lerimizden, web sayfamızdan ya da sadece bir sms atarak cep telefonlarından Üretici Kart başvurusunda bulunabiliyorlar. Geçen yıl Üretici Kart ı kullanan müşterilerimiz arasında yapılan çekiliş sonucunda kazanan müşterilerimize Tümosan traktör hediye ettik. Üretici Kart ın 10. Yılı kapsamında düzenlediğimiz kampanya ile bu sene de üreticilerimize 10 adet Tümosan marka traktör hediye ediyoruz. Kampanya sonucunda Üretici Kart ını kullanan üreticiler arasında yapılacak MPİ çekilişi ile kazanan talihliler Tümosan marka traktöre sahip olacaklar. K.K.- DenizBank ın sosyal çalışmaları var mıdır? L. Öztürk- Bankamızın tarım ile bir gönül bağı bulunuyor. Tarıma sağladığımız finansal desteği bir anlamda sosyal sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu işe başladığımız ilk günden bugüne kadar üreticilerle sürekli ilişki halinde olduk. Sektörün paydaşları ile beraber hareket ederek tarım sektörünü her anlamda destekliyor, sektöre finansal destek sağlarken üreticilerin sosyal hayatlarına da değer katmak için çeşitli bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinde bulunuyoruz. T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte düzenlediğimiz Türkiye nin en geniş kapsamlı eğitim seferberliği ile 5,000 Köye 500,000 adet tarımsal içerikli kitabı; Türkiye genelinde tarımsal yayım faaliyetlerini etkinleştirmek ve bilginin doğrudan çiftçiye ulaşabilmesini sağlamak amacıyla üreticilerimize ulaştırıyoruz.

13 Köy-Koop Haber Eylül 2014 GÜNDEM 13 Yine T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın düzenlemiş olduğu Tarım ve İnsan konulu fotoğraf yarışmasına destek oluyoruz. Sektöre verdiğimiz eğitim desteği kapsamında maddi imkânları yetersiz olan başarılı çocuklara TED işbirliği ile tam eğitim bursu sağlıyoruz. Kendi bünyemizde oluşturduğumuz DenizBank Tarım Akademi kapsamında tarımsal işletmelere sunduğumuz tarımsal içerikli eğitimlerle sektöre sağladığımız eğitim desteğini sürdürüyoruz. Konusunda uzman kişiler aracılığıyla verdiğimiz eğitimler sayesinde tarımsal işletmelerin üretimlerini daha bilinçli yapmalarına katkı sağlıyoruz. Üretici Kart ın 10. Yılı Kapsamında DenizBank Tarım Sohbetleri Tarım Bankacılığı alanındaki liderliğimizin bize yüklediği en önemli sorumluluk, her zaman ve her yerde, üreticimizin yanında, yakınında olabilmek; hizmetlerimizi onların ayaklarına kadar götürebilmek. Bununla da yetinmiyor; yepyeni projelerle üreticilerimizle olan ilişki ve iletişimimizi her daim sürdürülebilir kılmaya gayret ediyoruz. Bu gayretlerimizin yeni bir ürünü olarak da DenizBank Tarım Sohbetleri ne başladık. Tüm Türkiye yi kapsayan yaklaşık 200 noktada etkinlik düzenleyerek Üretici Kart ın 10. Yılını kutladık. Saha ekiplerimiz, köy köy kasaba kasaba dolaşarak üye işyeri, birlik ve kooperatif ziyaretleri ile çiftçi sohbetleri gerçekleştirdi. Üreticilerimizi köylerinde, işletmelerinde ziyaret ederek dertlerini dinledik. Ortalama 3 ay süren bu etkinlik ile 15,000 km. yol kat edip yaklaşık 1 milyon çiftçiye ulaştık. K.K.- Çeşitli nedenlerden dolayı zarar gören çiftçilerin kamu bankalarına olan borçları erteleniyor, DenizBank ın böyle bir uygulaması var mı? L. Öztürk- Sektörü iyi tanıyan ve tecrübeli bir banka olduğumuz için bu tip durumlarda çiftçinin bize gelmesini beklemeden, kendisine gidip hasatta yaşanan sıkıntılar nedeniyle ihtiyaçlarını en kısa sürede ve en iyi şekilde karşılamaya çalışıyor, çiftçiye en uygun çözümü sunuyoruz. K.K.- Üretim girdi maliyetlerinin artması, doğal afetler, pazarlamada yaşanan sıkıntılarla birlikte, çiftçilerin girdi kullanımı ve buna bağlı olarak borçları da her geçen gün artıyor. Çiftçi mutsuz, gelecek kaygısı yaşıyor, tarlalarını ipotek ettirmek zorunda kalıyor. DenizBank olarak çiftçilere önerileriniz var mı? L. Öztürk- Bankamız sektörün ihtiyaç ve özelliklerine uygun ürünler hazırlamaktadır. Tarım kredilerimizdeki en temel farklılığımız, üreticilerimize ihtiyaç duydukları finansmanı sağlarken tarımsal faaliyetlerine ve gelir elde etme periyodlarına göre ödeme takvimini belirleyebilmemizdir. Ayrıca konusunda uzman ve çoğunluğu ziraat mühendisi olan Tarım Bankacılığı Portföy Yöneticilerimiz de üreticilerimize finansal anlamda danışmanlık vermektedir. Tüm bu sebeplerden ötürü üreticilerimizi finansal ihtiyaçlarında Bankamızın tarım alanındaki uzmanlık ve tecrübesinden yararlanabilmeleri için şubelerimize bekliyoruz. K.K.- Denizbank yaklaşık 3 yıldır Köy-Koop Haber Gazetemize destek veriyor, gazetemiz ve tarımsal yayın konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? L. Öztürk- Sektörün gelişimi ve bilgi paylaşımı açısından tarımsal yayının çok önemli olduğunu düşünüyor, bu alanda Türkiye de geniş bir kitleye ulaşan, bilgi ve haberi ulaştıran Köy-Koop Haber Gazetesini de desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. K.K.- DenizBank ın ülkemiz tarımına bakışı, tarımın geleceği ile ilgili görüşleri nelerdir? L. Öztürk- Ülkemiz, coğrafi konumu, iklim şartları ve pek çok farklı tarımsal ürünü üretmeye müsait verimli toprak yapısıyla oldukça avantajlı bir konumda bulunuyor. Tarımsal üretimde Avrupa nın en büyük, dünyanın ise yedinci büyük ülkesi konumundayız. Ülkemizde toplam GSYH içinde 2012 yılında %8 olan tarımın payı 2013 yılında %9 u aşmıştır. Bugün Türkiye de geçimini tarımdan sağlayan nüfus, toplam nüfusun %23 üne tekabül ediyor. Bu veriler bize, ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi için çalışırken, bunu tarım alanındaki mirası, zenginliği korumak suretiyle yapmanın kritik önemi olduğunu gösteriyor. Tüm bu yapı içerisinde tarım sektörüne yapılan yatırımların artması ile gelir ve verimlilikte artışı, tarımsal sanayi tesislerinin kurulması, tarımsal üretim, tarımsal ihracatı artırmakta, dolayısıyla sektörün finans ihtiyacı da her geçen gün artmaktadır. Bankamız, tarıma sağladığı finansal desteği, aynı zamanda sosyal sorumluluk olarak görmektedir. Tarımın, bir ülkenin kendi kendini idamesi açısından stratejik sektörlerden biri olduğu bilinciyle, çiftçilerin iş ve yaşam kalitelerinde fark yaratmak üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ülkemizin 2023 yılına dönük 150 milyar dolar tarımsal üretim, 40 milyar dolar tarım ihracatı gibi hedefler için çalıştığı bir dönemde, finansman ve verimlilik araçlarımızla bu hedeflerin gerçekleşmesine katkı sağlamayı, tarım dostu bir Banka olarak sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Tarım Bankacılığı alanında 360 derece hizmet veren tek bankayız, tarımsal üretimin bulunduğu her alanda büyüyerek tarımın finansmanından daha büyük pay almayı hedefliyoruz. Hedefimiz dünyanın en iyi tarım bankası olmak, on yıldır tarım bankacılığı alanında yaptıklarımız bize bunun cesaretini veriyor. K.K.- DenizBank ın kooperatifçiliğe bakışı nasıl? Tarım üreticilerine ve kooperatifçilere vermek istediğiniz mesaj nedir? L.Öztürk- Biz kooperatifleri Türkiye nin geleceği açısından çok önemli kurumlar olarak görüyor, küçük ölçekli çiftçinin korunması, daha iyi üretim yapabilmesi için bu kurumların çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye de bulunan pek çok kooperatif ile İşbirlerimiz bulunuyor. Üretici Kart ımızla çiftçilerin bu kooperatiflerden yapacakları tarımsal girdi alışverişlerine de yine özel imkanlar sağlıyor, onların üretimlerine değer katmaya çalışıyoruz. Küçük ve Büyükbaş Hayvancılık Yatırımlarına 2018 Yılına Kadar %50-%80 Hibe Desteği Başvuruların, her ayın 1-15 i arasında, il/ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yapılması gerekiyor. En az bir yıl önce Türkvet veri tabanı veya Koyun Keçi Kayıt Sistemine kayıtlı en az 10, en fazla 49 baş anaç sığır veya en az 100, en fazla 200 baş anaç koyun-keçi kapasiteli aktif işletmeler, yeni kurulacak veya tadilat yapılacak ahır veya ağıl için %50 hibe, damızlık koç, boğa ve teke alımlarında ise %80 hibe desteğinden faydalanabilmek için, başvurularını her ayın 1-15 i arasında il/ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yapmaları gerekiyor. Hedef hayvansal üretimde verimlilik Doğu Anadolu,Güneydoğu Anadolu, Konya Ovası ve Doğu Karadeniz Projeleri kapsamındaki illerde,bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik olarak, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin altyapılarının geliştirilmesi, hayvansal üretimde verimlilik ile kalitenin artırılması ve modern hayvancılık işletmelerinin kurulması için yapılacak yatırımların desteklenmesi amaçlanıyor. Bu projeler içerisinde yar alan illerde, mevcut damızlık sığır ve damızlık koyun-keçi işletmelerinin yeni inşaat veya tadilat ile damızlık erkek materyal temini desteklenmesi yatırımlarına, yılları arasında; belirtilen oranlarda hibe desteği uygulanacak. Yatırımda alt ve üst sınırlar Bakanlar Kurulu nun 04 Haziran 2014 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan kararına göre,yatırımda büyükbaş işletmelerde alt sınır 10 baş, üst sınır 49 baş, küçükbaş işletmelerde ise alt sınır 100 baş, üst sınır 200 baş olarak belirlendi.. Büyükbaş işletmelerde 49 baştan, küçükbaş işletmelerde ise 200 baştan büyük olan gerçek ve tüzel kişiler (Kooperatif,birlik veya şirketler), bu üst sınırlara kadar olan kısım için, hibe desteğinden yararlanabilecek, kapasite fazlası kısımlar, yatırımcı tarafından ayni Erzurum da Afrika Hastalığı İle Mücadele Erzurum da Afrika hastalığı nedeniyle kapanan hayvan pazarlarında gerekli dezenfekte ve aşılama çalışmaları sonucun hayvan giriş ve çıkışları başladı. katkı olarak karşılanacak. Yeni inşaat veya tadilat yapacak olan yatırımcılar, başvuru formu ve ekinde yer alan belgeler ile yatırımın yapılacağı yerin bulunduğu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğüne, sadece damızlık boğa/koç/teke alımı hibe desteğinden yararlanacaklar ise il/ilçe müdürlüklerine, her ayın 1-15 i arasında başvura yapabilecek. Kimler başvuru yapabilir? Başvuru tarihinden en az bir yıl önce Bakanlık Türkvet veri tabanına veya Koyun Keçi Kayıt Sistemine kayıtlı olan ve başvuru tarihinde ise en az 10, en fazla 49 baş anaç sığır veya en az 100, en fazla 200 baş anaç koyun-keçi kapasiteli aktif işletmesi bulunan gerçek ve tüzel kişiler, İlgili kanunlara göre kurulmuş olan ve takibe uğramış borcu bulunmayan tarımsal amaçlı kooperatifler, birlikler ile bunların üst örgütleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 818 sayılı Borçlar Kanunu nda tanımlanan kolektif şirket,limitet şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler ve bunların aralarında oluşturdukları ortaklıklar, hibe programına başvurabilir. Aranacak şartlar Başvuru sahibi gerçek veya tüzel kişinin, Bakanlık Türkvet veri tabanına veya Koyun Keçi Kayıt Sistemine kayıtlı en az 10 baş, en fazla 49 baş anaç sığır veya en az 100 baş, en fazla 200 baş anaç koyun-keçi kapasiteli aktif işletmesinin, başvuru tarihinden en az bir yıl önce kayıtlı olduğuna dair güncel belgeyi, mutlaka başvurusu ile birlikte sunmuş olması gerekiyor. Koç-teke başvurularında anaç koyun-keçi desteklemesinden yararlanmış olduğuna dair belge veya yaptırmış olduğu herhangi bir aşılama belgesi varsa vermesi gerekiyor. Gerçek ve tüzel kişilerin kamudan bağımsız olması gerekiyor. Yatırımcılar, yatırım yerine ipotek koydurmamak kaydıyla, kredi ve vergi teşviklerinden yararlanabiliyor.. Yararlanamayacak olanlar Kamu kurum ve kuruluşları, bunların vakıf, birlik ve benzeri teşekkülleri ile bunların içinde bulunduğu ortaklıkları, Vadesi geçmiş vergi borcu ve Sosyal Güvenlik Kurumuna prim borcu olanlar, 5488 sayılı Tarım Kanunu nun 23 üncü maddesi hükümleri uygulananlar, İflas etmek veya tasfiye edilmek, ilişkileri mahkemeler tarafından yönetilmek, kredi verenlerle anlaşma yapmak, işletme faaliyetlerini askıya almış olmak, bu konularla ilgili işlemlere tabi olmak veya ulusal yasa veya düzenlemelerle benzer bir durumdan kaynaklanan konumda olanlar, Temyiz yolu kapalı olan suçlardan hüküm giyenler, Desteklemeye esas konularla ilgili olarak herhangi bir araçla kanıtlanan ağır iş kazası, suiistimal suçlusu olanlar, Destekleme prosedürü ile ilgili olarak kendi yükümlülüklerini yerine getirememe konusunda ciddi bir ihlal içinde bulundukları ilan edilmiş durumunda olanlar, hibe desteklerinden yararlanamazlar. Halim Utlu Güneydoğu Anadolu'da ortaya çıkan ve kısa sürede tüm Türkiye'ye yayılan "nodüler ekzantemi" halk arasında Afrika Hastalığının Erzurum un başta Aziziye, Aşkale ve Karaçoban ilçeleri mahalle/ köylerinde çok sayıda büyükbaş hayvanın telef olmasıyla harekete geçen, Erzurum İl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü il genelindeki hayvan pazarlarını kapatıp karantina altına alırken, kurban bayramı öncesinde herhangi bir aksaklık yaşanmaması için hayvan sevkiyatını geçici olarak durdurdumuştu. Hayvan pazarlarına giriş ve çıkışların başlatıldığının bilgisini veren Erzurum İl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürü Osman Akar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İlimizde Temmuz 2014 tarihinden itibaren Sığırlarda Nodüler Egzantem hastalığı görülmüş olup bu çerçevede gerekli tedbirler alınmış, hastalığın yayılımının önlenmesi için gerekli aşılamalar, dezenfeksiyon işlemlerinin yanı sıra belli bir süre İl Hayvan Sağlığı Zabıtası Komisyon kararı ile hastalığın kontrolü açısından hayvan hareketleri durdurulmuş, hayvan pazarına hayvan giriş ve çıkışları da yasaklanmıştı. Hastalık mihraklarında ve mihrak çevrelerinde hayvan hareketlerinde kısıtlama devam etmektedir. Hastalığın seyri göz önüne alınarak hayvan hareketlerine koyulan kısıtlama kaldırılmış, hayvan pazarına hayvan giriş ve çıkışları kontrollü olarak başlatılmıştır. Bu kapsamda hastalığın yayılımını ve kontrolünü sağlamak için hayvan pazarı İl Müdürlüğümüz ekiplerince kontrol edilmektedir. Ayrıca titizlikle her Gün dezenfeksiyon işlemine tabi tutulmaktadır. dedi. Kontrollü yerlerden kurbanlık bakmalarını istiyoruz Akar, Vatandaşlarımız kurbanlık alırken hayvan satıcılarından bu aşının yapılıp yapılmadığına dair belge isteyebilirler. Hayvanın dış görünüşüne bakarak hayvanın vücudunda sarı benekler ve şişkinlikler varsa buna dikkat etmeleri gerekir. Kontrollü yerlerden kurbanlık bakmalarını istiyoruz." uyarısında bulunmuştu.

14 14 KOOPERATİFÇİLİK Eylül 2014 Köy-Koop Haber Kooperatiflerin Türkiye ve Kırsal Kalkınma Yönünden Önemi Günümüzde gelişmiş çağdaş ve sosyal bir ülke olmanın yolu örgütlü bir toplum olmaktan geçmektedir. Türkiye de çok farklı tarım örgütü bulunmaktadır. Üretici örgütleri ana hatlarıyla mesleki örgütler ve ekonomik amaçlı örgütler olarak iki ana başlık altında incelenebilir. Mesleki örgütler genellikle üreticileri mesleki olarak temsil eden, onların mesleki ve sosyo-ekonomik sorunlarını dile getiren bu konuda politikalar oluşturulmasına çalışan örgütlerdir. Ekonomik amaçlı örgütlerden en yaygın olanı ise kooperatiflerdir. Ekonomik amaçlı örgütler olan birlikler de; üretici birlikleri, yetiştirici birlikleri ve hizmet götürme birlikleri gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Tarımda ekonomik örgütler, esas itibarıyla üretim, girdi temini, işleme, pazarlama vb. faaliyetleri yerine getiren örgütlenmelerdir. Bu örgütlerin başında da kooperatifler gelmektedir. Türkiye de kooperatifçiliğin desteklenmesi anayasal güvenceye alınmıştır. Son verilere göre Türkiye de tarım alanında ortağı bulunan birim kooperatif bulunmaktadır. Türkiye de tarımsal sorunların çözülmesinde tarımsal kooperatiflerin desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Çağdaş anlamda kooperatifçilik hareketi, 19. yüzyılın ortalarında gittikçe artan kapitalizmin ağırlığından bunalan insanların ekonomik sorunlarına çözüm bulmak amacıyla bir araya gelmeleriyle ortaya çıkmıştır. İngiltere de başlayan ve buradan tüm dünyaya yayılan kooperatifçilik hareketi Türkiye de de Mithat Paşa ve Memleket Sandıkları ile ilk belirtilerini göstermiştir. Cumhuriyet döneminde kooperatifçilik hareketine baktığımızda Atatürk ün fikirsel açıdan öncülük ettiği, yasal düzenlemelerde güçlenen ve ilerleyen bir kooperatifleşme hareketini görmekteyiz. Cumhuriyet yıllarında Atatürk ün kooperatif kuruculuğuna gösterdiği özen, kooperatif hareketinin gelişimini hızlandırmıştır li yıllara gelinceye kadar kooperatifçilik hareketinde yaşanan bu hızlı gelişim, daha sonraki yıllarda kanunlarda ve planlarda kendini göstermeye başlamıştır. Kalkınma planlarında kooperatifçilik hareketine yer verildiği fakat Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan o hızlı gelişmenin bu yılarda daha az yaşandığı görülmektedir. O dönemde hukuksal varlığı Ticaret Kanunu ndaki ortaklıklarla ilgili hükümlere göre sürdürülen kooperatifler, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu nun çıkarılması ile kooperatifçilikte önemli bir yeri olan üst örgütlenmeyle güçlenmeye başlamışlardır li yıllarda Köy Kalkınma Kooperatiflerinin ilerleme göstermesi ve Köy- Koop Hareketi, dönemin önemli gelişmelerinden olmuştur. Bu yıllarda kooperatifçilik, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlayan en önemli faktörlerden birisi ve tefecilikle mücadelede tek araç olarak görülmektedir yılından itibaren sayıları artan kooperatiflerin gelişmesinde kamu politikaları önemli rol oynamışlardır. Doğru politikaların belirlenerek uygulamaya konulduğu dönemlerde kooperatiflerin daha başarılı olduğu görülmektedir. Ancak; kamu kesiminin zaman içerisinde örgütlenmeye yaklaşımındaki farklılaşmalar nedeniyle uzun dönemli istikrarlı bir politika benimsenerek uygulamaya konulamaması, (yabancı ülkelere işçi gönderilmesinde kooperatif üyelerine öncelik verilmesi örneğinde olduğu gibi, olumsuz sonuçlar doğurabilecek uygulama mekanizmaları benimsenmesi) kooperatifçiliğin gelişmesini ve performansını olumsuz yönde etkilemiş, üreticilerin örgütlenmelere karşı güveninin azalmasına ve örgütlenme isteğinin zayıflamasına neden olmuştur. Daha sonraki yıllarda Köy-Koop un kapatılması yaşanan olumsuz gelişmelerdendir sayılı Yasanın tekrar düzenlenmesi, 1163 sayılı Kanun un bazı hükümlerinin değiştirilmesi, 1980 yılından sonraki önemli yasa düzenlemelerdendir yılında çıkarılan Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri ile ilgili kanun, bu kooperatiflerde yeniden yapılanma için yasal bir çerçeve oluşturmaya çalışmıştır. Çok uzun bir geçmişi olan kooperatifçiliğimiz, çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de tarımsal kooperatifçilikle başlamış ve gelişmiştir. Bunda ülke nüfusunun % 35 inin tarımla uğraşması ve tarımın milli gelirdeki payı en önemli etken olmuştur. Özellikle 1930 lu yıllarda kooperatifçiliğimiz bir araç olarak benimsendiği ve devletin kooperatifçiliği geliştirmek ve yaymak için kurumsal oluşumlara giriştiğini, temel olarak da tarımsal kooperatifçiliği hedef aldığı görülmektedir. Kurulmuş kooperatiflerimize bakıldığında dikkat çeken en önemli husus, çoğu kooperatifin kuruluşunun devletin kredi vb. teşvik ve desteklerinin uygulama yıllarına rastlamasıdır. Tarımsal kooperatiflerin bizzat devlet tarafından kurulduğu bilinmektedir. Bu da ülkemizde kooperatifçiliğin devletin özel teşvik ve desteklerine sıkı sıkıya bağlı olduğu sonucuna ulaşmamızı sağlamaktadır. Bu sonuç, ülkemiz kooperatifçiliğinin yaşaması ve gelişmesinde devlet desteklerinin önemini göstermekte olup, kooperatifçiliğimiz kendi kendine sürdürülür bir yapıya dönüştürülmesinde, örgütlenmenin Prof.Dr. Hasan VURAL Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı hvural@uludag.edu.tr tabandan gelen harekete dayalı olarak gelişmesini sağlayıcı eğitim ve yayın faaliyetlerinin büyük katkısı olacağı açıktır. Ancak özellikle Tarım Satış Kooperatifleri ülkemizde en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer almasının yanı sıra, kırsal kesimdeki üreticilere götürdüğü hizmetler açısından önem taşımaktadırlar. Türkiye de özel mülkiyet anlayışı ile gelişen kooperatifçilik, bir taraftan halkın gönüllü katkılarını ülke kalkınması için bir araya getirmekte, diğer taraftan milli gelirin kişiler arasında daha adil dağılımına yardımcı olmaktadır. Kooperatiflerin ülke ekonomisine katma değer, istihdam ve döviz geliri sağlama yönlerinden önemli katkıları olmaktadır. Ülkemizde bugün 8 milyondan fazla kooperatif ortağı ile yaklaşık kooperatifin bulunması, kooperatifçiliğin sosyal ve sayısal yönden önemli ölçüde geliştiğinin göstergesidir. Buna göre ülke nüfusunun yaklaşık % 10 u kooperatif ortağıdır. Ülkemizde çeşitli konularda çalışan in üzerinde tarımsal amaçlı kooperatif ve kooperatiflerin u aşkın ortağına karşın, ülkemizde kooperatifçilik hareketi henüz istenilen düzeye gelmiş değildir. Kuruluş faaliyetlerini tamamladığı halde faaliyete geçememiş veya faaliyetini çeşitli nedenlerle yarıda kesmiş, çok sayıda tarım kooperatifi vardır. Bunların çoğu ön etüt yapılmadan ve ekonomik bir ihtiyaç duyulmadan kurulmuş kooperatiflerdir. Kooperatifçilik, bugün bütün dünyada ve özellikle de ekonomik olarak gelişmiş, demokratik ve çağdaş batı ülkelerinde büyük gelişme göstermiştir. Türk kooperatifçiliğinin bugünkü gelişmesi ise yukarıda bahsedildiği gibi daha çok sayısaldır; nitelik ve etki yönünden çok yetersizdir. Ülkemizdeki kooperatiflerin sayısal çoğunluğuna rağmen başarı yakalanamamıştır. Bütünüyle Türk kooperatifçiliği ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesinde ve kalkınmasında, sanayileşmesinde ve demokratikleşmesinde kendisinden beklenilen görevleri yerine getirememiştir. Bunun nedeni, Türk kooperatifçiliğinin finansman, üst örgütlenme, eğitim ve araştırma, mevzuat ve denetim olarak saptanan temel sorunlarının olmasıdır. Kooperatifçiliğin yaşamış olduğu bu sorunların temelinde, kooperatif harekete ve düşünceye gereken önemin verilmemesi yatmaktadır. Kooperatifçilikle ilgili saptanan bu sorunların varlığı, kooperatiflerin kendi varlıklarını bağımsız bir şekilde devam ettirmelerini zorlaştırmaktadır. Kooperatif hareketin, tarihsel süreç içerisinde, günün koşullarına uyum göstermek için sürekli bir değişim ve evrim içinde olduğu bir gerçektir. Türkiye tarımının ekonomik ve sosyal gelişmesinde tarımsal kooperatifçiliğin finansman, üst örgütlenme, eğitim ve araştırma, mevzuat ve denetim olarak nitelendirilen temel sorunların günümüze kadar çözülmemiş olması dikkat çekicidir. Kooperatiflerin sermaye oluşturma açısından karşılaşacağı sorunların, Kooperatifler Bankası ile çözülmesinin gerekliliği sürekli olarak belirtilmiştir. Bu konuda hükümet politikalarından çok devlet politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Tarımsal kooperatif üst örgütleri, hizmet içi özel eğitim ve yurt çapında ortak eğitim yapmak üzere yeterli olanaklara kavuşturulmalıdır. Ayrıca, tarımsal kooperatifçiliğin başarılı olabilmesi için etkili bir denetim şarttır. Tarımsal kooperatiflerin demokratik yapılarını bozmadan denetim sorununun çözümünün yapılması gerekmektedir. Özel sektörün rahatlıkla ticari bir bankaya gidip, kredi alabilmesine karşılık, aynı koşulların kooperatifler için güç olması, kooperatiflerin yaşadığı en büyük problem olarak dikkat çekmektedir. 21. yüzyılın başında kooperatiflerin sermaye oluşturma açısında güçlüklerle karşılaşmaları doğaldır. Düşünce olarak güçlü olduğu dönemlerdeki hareketlilik, günümüzdeki koşullara uygun olarak düzenlenmeli, kooperatiflerden üretim ve bölüşüm sorununun çözümünde yararlanılmalıdır. Türk kooperatifçiliğinin gelişmiş, demokratik ve çağdaş batı ülkelerindeki kooperatiflerde olduğu gibi büyük gelişme ve başarı yakalayabilmeleri, ekonomimizin sağlıklı işleyebilmesi ve krizlere karşı güçlü olabilmesi için kooperatifler arası sosyal diyalog kurulmalı ve geliştirilmeli, tüm kooperatifler üst örgütlenmelerini tamamlamalı, hükümetlere çözüm önerileri götürülerek özellikle mevzuat karışıklığına son verilmesi sağlanmalı, yerel yönetimlerle kooperatifler arası işbirliği yapılmalı, finansman sorununu gidermek için de Kooperatifçilik Bankası kurulmalıdır. Böylece tarımsal kooperatifçilik aracılık, tefecilik ve yoksullukla mücadelede, iç ve dış alım-satımda, ülkenin sanayileşmesinde, demokratikleşmesinde ve sosyo-ekonomik kalkınmasında kendisinden beklenilen görevleri etkinlikle yaparak, kamu ve özel sektörün yanında üçüncü bir sektör olarak yerini alabilecektir. Kabul etmek gerekir ki bu meseleleri halletmek, kooperatif sektörünün tek başına halledebileceği bir mesele değildir. Yalnız kooperatifçilikle ilgili politikaları belirleyecek; bu konulara vakıf yöneticilere, ortaklara hatta bilinçli bir kamuoyuna ihtiyaç vardır. En önemli çözüm devletin kooperatifleri desteklemesidir. Bugüne kadar ülkenin kalkınmada, üretici örgütlenmesinde anahtar rolü üstlenecek bir kooperatifçilik politikası olmamıştır. Tarımın sürdürülebilir olması, ülke gıda güvenliğinin sağlanması, kalkınmada tarımın önemi anlaşılarak faydalı ve akılcı desteklemelerin sağlanması ancak üretici örgütlenmesi ve kooperatif modeli ile olacaktır.

15 Köy-Koop Haber Eylül 2014 TARIM 15 Tarımda Kayıtlı Çalışan Yok Gibi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kayıt dışı istihdamın tarımın en önemli sorunlarından biri olduğunu bildirerek, tarımda kayıtlı çalışan yok gibi. Tarımda çalışan 20 kadından 19 u, 20 erkekten 15 i kayıt dışı çalışıyor dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Mayıs ayı verilerine göre, tarımda istihdam edilen 5 milyon 820 bin kişiden yüzde 83,1 i olan 4 milyon 838 bininin kayıt dışı çalıştığını, kayıt dışı çalışma oranının erkeklerde yüzde 73,5 de kalırken, kadınlarda yüzde 93,8 yi bulduğunu belirtti Mayıs ayında tarımda çalışan 3 milyon 60 bin erkekten 2 milyon 248 bininin, 2 milyon 760 bin kadından 2 milyon 590 bininin kayıt dışı istihdam edildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Tarımda çalışan 5 milyon 820 bin kişiden sadece 982 bini kayıtlı. 2 milyon 760 bin kadından sadece 170 bini, 3 milyon 60 bin erkekten 812 bini kayıtlı durumda. Bu durum kabul edilemez. Mayıs ayı itibarıyla son bir yılda, aylar itibarıyla değişmekle birlikte erkeklerde kayıt dışı istihdam yüzde 69,5 ile yüzde 73,6, kadınlarda yüzde 92,9 ile yüzde 97, toplamda yüzde 80 ile yüzde 84,3 arasında değişti. Bir diğer ifadeyle toplamda kayıt dışı istihdam yüzde 80 in altına inmedi. Kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde 2013 Temmuz ayında yüzde 73,6 ya, kadınlarda 2013 Eylül ayında yüzde 97 ye kadar çıktı Mayıs ayında tarımda istihdam edilenlerin 54 binini işverenler, 603 binini ücretli veya yevmiyeli çalışanlar, 2 milyon 248 binini kendi hesabına çalışanlar, 2 milyon 915 binini ise ücretsiz aile işçileri oluşturdu. Tarımda istihdam edilen 54 bin işverenin 29 bini, 603 bin ücretli veya yevmiyeli çalışanın 508 bini, 2 milyon 248 bin kendi hesabına çalışanın 1 milyon 622 bini, 2 milyon Dünya Nüfusun Beşte Biri Günlük 1 $ Gelirle Yaşıyor 915 bin ücretsiz aile işçisinin ise 2 milyon 678 bini kayıt dışı istihdam ediliyor. Erkeklerin 51 bini işveren, 376 bini ücretli veya yevmiyeli çalışan, 1 milyon 974 bini kendi hesabına çalışan, 660 bini ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunuyor. Kadınların çok büyük bölümü ücretsiz aile işçisi konumunda. 2 milyon 760 bin kadın çalışandan sadece 3 bini işveren, yüzde 81,7 si, 2 milyon 255 bini ücretsiz aile işçisi. Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadın sayısı 227 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 274 binde kalıyor. Kayıt dışı istihdamın, ülkelerin mevcut sosyo-ekonomik yapılarıyla ilgili olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Bu sorunun çözülmesi, kayıtlı istihdamın zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaştırılması gerekir. Çözüm, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlarla sağlanabilir. Çözümün bir ayağı olarak istihdama ilişkin mali yüklerin azaltılması ve bürokratik işlemlerin azaltılması gerekir. Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmalarında uygulanması gereken bir diğer önemli strateji, kurallara uyma konusunda isteksizlikleri gidermek ve kayıt dışı istihdam eden işletmeleri kayıtlı sisteme zorlamaktır. Türkiye de 1200 den Fazla Üzüm Çeşiti Var UHT Süt Meydan Okuyor! İçme sütleri, pastörizasyon veya UHT sterilizasyon işlemlerinden biri uygulanarak, patojen mikroorganizmalardan tamamen, bozulmaya neden olan mikroorganizmalardan da yüksek oranda arındırılan ve doğal niteliklerine en yakın hali ile tüketiciye sunulan süttür. UHT sterilize süt;en yüksek kalitede çiğ sütten, fiziksel, kimyasal ve duyusal özelliklerinde en az değişikliğe yol açacak ve tüm mikroorganizmaların ve bunların sporlarının yok edilmesini sağlayacak uygun ısıl işlem uygulaması sonucu elde edilen, steril ambalajlarda saklanan, oda sıcaklığında da uzun süre bozulmadan depolanabilen ticari anlamda steril bir süt çeşididir. UHT sütleri diğer içme sütlerinden ayıran en önemli farklılık, çok yüksek sıcaklıklarda ( C), çok kısa süreyle (2-6 sn) uygulanan ısıl işlem ile bozulmaya sebep olacak tüm mikroorganizmalardan ve enzimlerden arındırılmış olması, ayrıca besin değerinin çiğ sütünkine oldukça yakın olmasıdır. Son derece özel ambalajlar sayesinde sütün, bozulmasına neden olacak çevresel faktörlere, karşı korunması sağlanmaktadır. Bu özel ambalajlar, aşağıdaki katmanlar sayesinde sütü koruma görevini yerine getirmektedir: UHT Sterilizasyon Tekniği A) İndirekt UHT Sterilizasyon; İndirekt ısıtma sistemlerinde, plaka ya da borulardan oluşan ısı değiştirici sistemlerden yararlanılır. Isı iletimi plaka ya da borular aracılığı ile dolaylı yoldan gerçekleşir, bu şekilde sütün ısıtma ortamı ile teması önlenir. Süt indirekt UHT sterilizasyona tabi tutulurken, enerjiden tasarruf sağlanması için, ısı iletiminin bir kısmı rejeneratif yolla olur, diğer bir deyişle; sterilizasyonunu tamamlayarak sistemden çıkmak üzere olan sütün ısısı, sterilize edilecek olan çiğ süte iletilir. Böylece sterilizasyondan çıkan süt soğurken, sisteme yeni giren süt de ısınır. Sadece sterilizasyon sıcaklığına son ısıtma buhar yardımıyla gerçekleşir. B) Direkt UHT Sterilizasyon; Süt buharla direkt olarak karışıp sterilizasyon sıcaklığına ısıtılır. Bu sistemlerde de indirekt ısıtma sistemlerinde olduğu gibi, ısı iletiminin bir kısmı rejeneratif yolla olur. Buharla sütün karışma şekline göre, iki yöntem mevcuttur: Buhar enjeksiyon yöntemi (süte buhar püskürtme); Sütünkinden daha yüksek basınca sahip buhar, uygun bir memeden süte enjekte edilerek sterilizasyon sıcaklığında ısıtma sağlanır. Buhar infüzyon yöntemi (buhara süt püskürtme), Süt, sterilizasyon sıcaklığındaki buharla basınçlı hale getirilen sterilizasyon odasına püskürtülerek ısıtılır. Ceyhun YAMAN-Mesut POLAT Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü UHT sütün ambalajlanmasında esas olarak, Tetra Pak firması tarafından üretilen ve 6 tabakalı ambalaj materyalinden oluşturulan kutulardan yararlanılmaktadır. Kırılma olasılığının olmaması, hafif olması ve çocuklar tarafından rahatça kullanabilmesi bu kutuların tercih edilme nedenleridir. Bulundurduğu tabakalar sayesinde, kutunun dayanımı artmakta ve süt ışığın olumsuz etkisine karşı korunmaktadır. UHT Sterilize Sütle İlgili Sıkça Sorulan Sorular - UHT süt kullanılarak yoğurt yapılabilir mi? Yoğurt, kefir gibi fermente ürünlerin üretiminde UHT süt kullanılabilir. - UHT sterilize süt üretiminde koruyucu katkı maddesi kullanılır mı? UHT tekniği ile sterilize edilen süt ürünlerinde herhangi bir koruyucu katkı maddesi bulunmaz. UHT sütün katkı maddesi içerdiğine dair yaygın inanış son derece yanlıştır. Bu sütler, hiç bir katkı maddesi içermeksizin, UHT sterilizasyon ve aseptik ambalajlama teknolojisi ile uzun ömürlü hale gelmektedir. - UHT sterilize ve hatta pastörize süt ürünleri içilmeden önce kaynatılmalı mıdır? UHT sterilize ve pastörize sütler, sağlığı tehdit eden ve bozulmaya neden olabilecek mikroorganizmalardan arındırılmış olarak ve besleyici değerlerinde en az kayıp olacak şekilde üretilen sütlerdir. Bu nedenle, bu ürünlerin tüketilmeden önce kaynatılmasına gerek yoktur, kaynatma sütün besin değerinin kayba uğramasına yol açar. - Okul sütü programları sürdürülmeli midir? Günümüzde, ayak üstü beslenme alışkanlığı ile birlikte meşrubat vb içeceklerin tüketiminin çocuklar ve gençler arasında yaygınlaştığı dikkat çekmektedir. Oysa, toplumları oluşturan bireylerin bedensel ve zihinsel açıdan iyi bir gelişme sağlayabilmesi için, süt gibi, günlük olarak ihtiyaç duyulan bütün besin maddelerini yeterli ve dengeli biçimde bileşiminde bulunduran gıdaların tüketilmesi gerekir. Okul sütü programları, çocukların süt içme alışkanlığı kazanması ve daha da önemlisi laktoz intoleransı gibi durumlarda bağırsaklarının süte adapte olması açısından yararlı bir uygulamadır. Kaynaklar T.C Milli Eğitim Bakanlığı ME- GEP (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi ) Pazarlama ve Perakede Ambalajlama) 2007 Ankara M.Metin Ege Üniversitesi Süt Teknolojisi 16. bölüm yayını Gürsel.A. Çiğ Süt mü Kutu Sütü mü İçelim Özer.B Yoğurt Bilimi ve Teknolojisi 1. Baskı. Sidas Medya Ltd.Şti. İzmir Gürsel.A.2010 İçme Sütü Teknolojis Ankara Üniversitesi Basımevi UHT Sterilize Sütün Ambalajlanması com

16 16 KOOPERATİFÇİLİK Eylül 2014 Köy-Koop Haber KOOPERATİF İspanya da Son Gelişmeler Sevgili Kooperatifçi Dostlar, Yaklaşık 2 sene önce sizlerle bu köşede İspanyol Meslektaşlarınızı Selamı Var başlıklı bir yazı paylaşmıştım. O yazıda Avrupa Birliği nin Genişleme Genel Müdürlüğü ne bağlı Teknik Destek ve Bilgi Değişimi Kurumu (TAIEX) aracılığıyla 2012 yılı, Haziran ayı içinde İspanya ya gerçekleştirdiğimiz çalışma ziyaretinde edindiğim bilgileri paylaşmış ve İspanyol Balıkçı Kooperatiflerindeki yönetici ve balıkçıların sizlere önerilerini ve selamlarını iletmiştim. O ziyaret sırasında İspanya Tarım Bakanlığında çalışan ve adı Omar olan bir meslektaşımız ile tanışmıştık. Sürdürmekte olduğumuz Balıkçılık Üretici Örgütleri Kurumsal Kapasite Geliştirme Projesi kapsamında kendisini geçen ay kısa dönem uzman olarak ülkemize davet ettik. Bu ay sizlerle, bu iade-i ziyaret sırasında edindiğimiz son bilgileri paylaşmak istiyorum. Ama önce, İspanya daki durumu sizler ile tekrar paylaşmak istiyorum. İspanyol balıkçısı, İspanya daki buhrana rağmen sahip olduğu örgütler sayesinde ülkede yüzü gülen nadir insanlar arasında yer alıyor. Gerçekten de İspanyolların örgütlenerek oluşturduğu modelin belki de Avrupa Birliği ülkeleri içinde en başarılı örneklerden biri olduğunu söylemek mümkün. Yaklaşık 150 yıllık geçmişi olan cofradia adı verilen sosyal amaçlı balıkçı dayanışma kooperatifleri ve çoğunlukla bunun üzerine inşa ettikleri AB tanınma kriterlerine sahip Üretici Örgütleri ile hem pazarlama işini çözmüşler, hem de üretim planlama ve AB kurallarına uyma ile ilgili sorunlarını halletmişler. Halen ülkede 265 limanda 250 ye yakın cofradia bulunmasına karşın, avcılıkta 29, dondurulmuş balıkçılıkta 4 ve yetiştiricilikte 11 olmak üzere, toplam 44 adet Üretici Örgütü bulunmakta. İspanya nın 1986 yılında Avrupa Birliği ne üyelik zamanında karşılaştığı sorunlar, bugün bizim üyelik öncesi karşı karşıya olduğumuz sorunlar ile benzer görülüyor. Artık çok iyi bilindiği üzere; AB ye üyelik söz konusu olduğu zaman AB Ortak Balıkçılık Politikası uymak, bunun içinde Ortak Piyasa Düzenlemelerini uygulayabiliyor olmak zorundayız. Bunun için de en önemli araç, AB de olduğu gibi bizim için de üretici örgütleri. İspanyol balıkçılar, başlangıçta Avrupa Birliği mevzuatının gerektirdiği şartlara uygun temsil kabiliyetinde ve güçte örgüt kuramamışlar. Bu durumda balıkçılar, bir yandan Avrupa Birliği nin kısıtlamaları ve kotaları altında ezilirken, diğer yandan da Avrupa Birliği nin üretici örgütleri üzerinden verdiği desteklerden faydalanamamışlar. İşte bu noktada Avrupa Birliği nin tanınma kriterleri olarak adlandırılan şartlarını yerine getiremeyen cofradia denilen kooperatifler, birleşerek Üretici Örgütü (Producer Organisation) denilen Avrupa Birliği mevzuatında belirtilen tipte örgütleri kurmuşlar. Üretimin planlanması, kayıt altına alınması, desteklerin verilmesi, piyasaya müdahale edil Yılı ÇKS Müracaatları 1 Eylülde Başlıyor 2015 üretim yılı ÇKS başvuruları 1 Eylül 2014 tarihinde başlayacak ve 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek. Çiftçiler bu süreler içerisinde yapacakları başvurularında 2015 üretim yılı için hâlihazırdaki ve planladıkları tarımsal faaliyet bilgilerinin tamamını beyan edeceklerdir. Çiftçiler tarafından beyan edilen ve ÇKS'ye kaydedilen araziler üzerinde meydana gelen üretim bilgisi değişikliklerine ilişkin güncellemeler için çiftçi başvuruları 15 Mart 2015 tarihinde başlayacak ve 15 Mayıs 2015 tarihinde sone erecektir yılı ÇKS başvurularını üreticiler bizzat kendileri Bağlı bulundukları Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine yapmaları gerekmektedir. Dr. Erhan EKMEN Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Teşkilatlanma Daire Başkanlığı Projeler ve Dış İlişkiler Çalışma Grubu Sorumlusu mesi, standartların belirlenmesi ve tüketicinin bilgilendirilmesi bile bu yolla yapılmaya başlanmış. Bu kayıtlara istinaden örgütler, bölgelerindeki kotanın ne olacağına, bunun nasıl dağıtılacağına, üretimin ne zaman, ne kadar yapılacağına ilişkin bir işletim programı (operational programme) hazırlanmış ve bu program, sayesinde piyasanın talep ettiği miktarda, kalitede ve standartta balığı piyasaya sürmüşler. Böylece fiyat, balıkçı lehine oluşmaya başlamış. Eğer piyasada beklenmeyen bir durum olursa yine programda öngörülen şekilde örgüt piyasaya müdahale edebilmiş ve balıkçının çıkarlarını koruyabilmiş. Bunun için kooperatifler, limanlarda kendi mezat satış yerlerini, mezat saati diye adlandırılan satış sistemlerini ve kendi satış dükkânlarını bile kurmuşlar. Balıkçı denize ava çıktığında, mezat yerine toplanan alıcıların genel temayülü, denizdeki balıkçıya bildirilerek avlanacak balık, balıkçı daha denizdeyken belirlenmekte. Balıkçı ona göre av bölgesi seçmekte ve tahmini talebe göre aşırı avcılığa kaçmadan limana geri dönmekte. Limanda balıklar, boy ve tazelik kriterlerine göre sınıflandırıldıktan sonra, mezat saati sistemine sahip satış yerine getirilmekte. Burada balıkların kayıt altında satışı gerçekleştiriliyor. Balıklar ya doğrudan tüketiciye sunulmak üzere bölgedeki perakendeci, lokantacı veya oteller tarafından ya da nihai satıcıya ulaştırılmak üzere balık halindeki firmalar tarafından satın alınıyor. Bu arada örgütün mezat yerinin hemen yanında kendi satış yeri var ve buradan da tüketiciye anında doğrudan satış yapabilmekte. Burada komisyoncuların ara kademede sayıları azaldığı için balıkçının geliri artarken, tüketici de daha uygun fiyatla balık bulabilmekte. Yani balığın piyasada aracılar elinde pahalanmasını engellemekte. İspanyol meslektaşımız Ömer in verdiği bilgilere göre, geçen sene Aralık ayında AB de yürürlüğe giren 1380 sayılı yeni Ortak Balıkçılık Politikası Kanunu ve 1379 sayılı Ortak Piyasa Düzenleri Kanunu ile üretici örgütlerinin sorumlulukları daha da artmış. Bununla ilgili 1418 sayılı uygulama tüzüğü ile özellikle üretici örgütleri ile ilgili 1419 sayılı uygulama tüzüğü bile yayımlanmış. Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Temmuz Ayında %0,73 Azaldı Tarım ÜFE, 2014 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %0,73 azalırken, bir önceki yılın Aralık ayına göre %5,89, bir önceki yılın aynı ayına göre %6,32 ve on iki aylık ortalamalara göre %7,04 artış gösterdi. Aylık değişim; tarım ve avcılık ürünlerinde %0,74, ormancılık ürünlerinde %0,06 ve balıkçılıkta %1,42 azalış gerçekleşti. En yüksek aylık artış tek yıllık bitkisel ürünler ana grubunda oldu. Bir önceki aya göre; tek yıllık bitkisel ürünlerde %1,49, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler ana grubunda %0,49 artış, çok yıllık bitkisel ürünlerde %5,97 azalış gerçekleşti. Alt tarım gruplarından sebzeler bir önceki aya göre %0,90 arttı. Alt tarım gruplarından tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlar %2,36, canlı sığırlar ve işlenmemiş süt grubunda %1,16 artış olurken, yumuşak çekirdekli ve sert kabuklu meyveler grubunda %2,15 azalış gerçekleşti. Şu anda diğer AB ülkelerinde olduğu gibi İspanya Tarım Bakanlığı da bu yeni mevzuata uyum ile ilgili yoğun çalışmalar yürütüyor. Örneğin üretici örgütlerinin, sürdürülebilir balıkçılığı geliştirmek, ıskarta avcılığı azaltmak, yasa dışı balıkçılığının ortadan kaldırılmasına yardım etmek, tüketiciye kaliteli ürün arzını garanti etmek ve sahil bölgelerinde istihdamin sürdürülebilirliğini temin etmek ile ilgili sorumluluklar daha da genişlemiş. Bunlara yönelik olarak, daha önce İşletim Planı olarak hazırlanan rapor, yeni kanunla Üretim ve Pazarlama Planı adıyla daha kapsamlı olarak yeniden düzenlenmiş ve bunun uygulanmasına yönelik tavsiyeleri içeren resmi bir AB resmi dokümanı yayımlanmış. Özellikle AB fonlarından faydalanmak için bu planlar bir gösterge olarak kullanılacağı için bu belgeler ışığında yeni uygulamalara uyum için hazırlıkları üzerinde yoğun uğraş veriyorlarmış. Buna ilave olarak, Yeni Ortak Piyasa Düzeninde rekabet ile ilgili normların yerine getirilmesi konusuna üretici örgütlerine özel önem verilmiş ve Ortak Balıkçılık Politikasının rekabet ile ilgili hedeflerine ulaşmalarına yardımı olacak belirli istisnalar tanınmış. Avrupa Komisyonu, pazarda bilgilendirmenin şeffaf olmasını temin etmek için, üretici örgütlerinin üretim planlamalarında yardımcı olması ve arz ile talep arasındaki çarpıklığın önlenmesi amacıyla, pazar analizi ve fiyatlar ile ilgili veri çalışmaları yapmasını sağlayacakmış. Balıkçılık Üretici Örgütleri Kurumsal Kapasite Geliştirme Projesi kapsamında, İspanya dan gelen bilgiler Proje ekibi açısından oldukça faydalı oldu. Özellikle kooperatifler ve AB tanınma kriterleri çerçevesinde kurulan Üretici Örgütleri arasında nasıl bir bağ olabileceği ve bunun nasıl faydalı sonuçlar doğurabileceği görülmüş oldu. Bu ziyaret sırasında kooperatifçilerimiz için de değerli önerilerin oluşturuldu. Özellikle kooperatiflerin Avrupa Birliği ne uyum açısından çok büyük öneminin olduğu bir daha vurgulanmış oldu. Fakat bunun için kooperatiflerin de kendi üzerlerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekli. Peki, bu şartlar neler bir kez daha tekrar edelim: Kooperatifler; 1. Ortaklarının ve üretimlerinin her türlü kaydını yapabilmeli, bunun veri tabanını oluşturabilmeli ya da var olan sistemlere uyum için gerekli altyapıya sahip olmalıdır. 2. Ortakları tarafından üretilen ürünlerin arzını talebe bağlı olarak, kalite, standart ve miktar açısından planlayabilmeli, bölgelerinde üretimi yönlendirebilmelidir. Bunun için gerekli teknik bilgiye sahip kişileri ve profesyonel yöneticileri istihdam etmelidir. 3. Piyasada fiyat istikrarını sağlayıcı müdahalelerde bulunabilmeli, gerektiğinde mezatlara katılım sağlayıp fiyatları dengeleyebilmeli ve bu tip durumlarda mezatta aldıkları balığı hallerde ortakları adına satış yapabilecek imkânları oluşturmalıdır. 4. Ürünlerin piyasaya sürümünde ortakları adına sözleşme yaparak piyasayı düzenleyici müdahalelerde bulunabilmelidir. 5. Depolama, girdi gibi yardımlarının ve desteklerin dağıtılmasında aktif rol alacak altyapıyı, personeli ve finans imkânlarını oluşturmalıdır. 6. Her geçen gün daha önem kazanan sürdürülebilirlik ile ilgili olarak, sürdürülen faaliyetlerde güvenilir gıda üretimine yönelik tedbirlerin alınmasında ve çevreyi koruyucu tekniklerin uygulanmasında yenilikçi yaklaşımlara bir an evvel yönelmelidir. Gelecekte bu amaçla verilebilecek desteklerden faydalanabilmek için şimdiden bu konuda da bir alt yapı oluşturulmalıdır. Görüldüğü üzere, yeni yatırım ve harcama yapılmasını gerektiren bir sürü konu bulunmaktadır. Balıkçının bunu tek başına yapabilmesine imkân olmadığı gayet açıktır. Bizim balıkçımızın da İspanyol meslektaşları gibi başlangıçta sıkı bir zorluktan hep beraber geçmesini bilmeleri gerekmektedir. Kenetlenerek imkânsızı başardığımız, 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlarım. AB Çiftçisine 125 Milyon Avroluk Destek Verecek Avrupa Komisyonu, Rusya nın Batılı ülkelerden gıda ithalatını büyük ölçüde yasaklaması üzerine 18 Ağustos ta AB çiftçilerine 125 milyon avroluk finansal destek verilmesini kararlaştırdı. Komisyonun açıklamasına göre 125 milyon avro, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasına acil durum rezervi olarak ayrılan 420 milyon avroluk bütçeden karşılanacak. Söz konusu desteğin başta sebze meyve olmak üzere sezonluk ürünler ile Rusya dışında alternatif pazarlara sahip olmayan ürün üreticilerine verileceği belirtildi. AB Tarım Komiseri Dacian Cioloş, Rusya nın gıda ithalat yasağı ile yaşanan karışıklığın AB piyasalarında fiyat baskısı yaratarak meyve ve sebze arzını azaltabileceğini söyledi.

17 Köy-Koop Haber Eylül 2014 Sığırlarda Afrika Hastalığı HAYVAN HASTALIĞI 17 (Sığırların Nodüler Ekzantemi, LSD) Hastalık, dünyada ilk defa 1929 tarihinde Zambiya ülkesinde tespit edilmiştir. Daha sonraları ise birçok Afrika ülkesinde çıkmıştır. Mısır ve İsrail de de yoğun şekilde görüldüğü bilinmektedir. Ülkemizde ilk defa 2013 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde tespit edilen ve halk arasında Afrika hastalığı olarak bilinen hastalığın gerçek ismi Sığırların Nodüler Ekzantemi Hastalığı dır. İngilizce olarak "Lumpy Skin Disease (LSD) diye bilinir ve dünyadaki yaygın bilinirliği bu isimledir. Kahramanmaraş tan sonra hastalığın hızla Batman, Hakkâri, Malatya, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Sivas, Kayseri, Mersin, Konya ve Erzurum gibi illere yayıldığı tespit edilmiştir. Hastalığın büyük ekonomik kayıplara neden olan salgınlara sebep olması nedeniyle hastalık ülkemizde hem ihbarı mecburi hastalıklar listesinde ve hem de tazminatlı hastalıklar listesinde yer almaktadır. Hastalık tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kesime sevk edilir. Etken: Sığırlarda bu hastalığı yapan mikrop, Koyun Keçi Çiçeği hastalığının mikrobuna yapı olarak çok benzeyen bir mikroptur. Bu nedenle hastalıkla mücadele de Koyun Keçi Çiçek aşısı başarı ile kullanılmaktadır. Bulaşma: Hastalık sığırlar arasında hasta olan hayvanın salya, burun ve göz akıntısı, kan, süt ve semeni ile yayılabilmektedir. Sinek ve sivrisinek, kene gibi emici ve sokucu sinekler hastalığın yayılmasında en büyük role sahiptir. Direkt temasın ise yayılımda küçük rolü olduğu görülmüştür. Hastalığın hayvandan hayvana bulaşması % 5 ile % 45 arasındadır. Duyarlı hayvanlar: Hastalık sadece sığırlar arasında bulaşma gösterir. Hastalık koyun ve keçi çiçeği hastalığına yakın olsa da, salgınlar sırasında koyun ve keçilerin hastalıktan etkilendikleri görülmemiştir. Ergin sığırlar hastalığa biraz daha dayanıklı olup, buzağılar ise çok hassastırlar. Jersey ırkı sığırların ise, diğer ırklara göre daha hassas olduğu bilinmektedir. Hastalığın Belirtileri: Afrika hastalığının mikrobu hayvanın vücuduna girdikten sonra hemen hastalık belirtileri göstermez. Mikrop hayvanın vücudunda bir müddet çoğalır. Hastalık belirtileri görülene kadar ki bu süreye inkübasyon (kuluçka) süresi denir. Bu sürenin 1-4 hafta arasında olduğu belirtilmektedir. Hastalığın belirtileri: Yüksek ateş.(41 C yi aşabilir ve bir hafta sürebilir.) Göz akıntısı, burun akıntısı ve salya akıntısı. Süt veriminde belirgin azalma. Hayvanların başlıca baş, boyun, bacaklar, anüs ile üreme organların arasında ve testislerin derilerinde yaygın olarak 2-5 cm çapında ağrılı şişlikler görülür. Takip eden 2 haftada ise şişlikler delinerek yaralar oluşturur. Ağızın içinde, sindirim ve solunum kanalında da şişlikler bulunabilir. Hayvanlarda depresyon, iştahsızlık, süt kesilmesi ve aşırı zayıflama görülebilir. Yüzeysel lenf yumrularında büyüme görülür. Eklemlerde dışarıya da açılabilen yangılanma ve şişmeler görülebilir. Hayvanlar hareket etmeye isteksiz veya topallar hale gelir. Göz, burun, ağız, meme, sindirim ve üreme organlarının içinde bulunan lezyonlar kısa sürede yaralara dönüşür. Bunlardan salgılanan tüm salgılar da mikrop içerir. Göz ve burundan atılan salgılar cerahatli hale gelebilir. Gözlerde iltihap oluşabilir. Gebe sığırlarda yavru atma görülebilir. Atılan yavruların derilerinde de şişlikler görülebilir. Akciğerlerin etkilendiği durumlarda öksürük görülür. Testis enfeksiyonu oluşması durumunda boğalarda geçici veya kalıcı kısırlık (infertilite) görülebilir. Ağır hastalık durumunda; aşırı zayıflama, akciğerlerin ve memelerin Belgin GÜNAY Veteriner Hekim bbbgunay@hotmail.com etkilenmesine ve derideki yaralara bağlı olarak hayvanların iyileşmesi yavaş olmaktadır. Hastalığın bulaştığı hayvanlardan %10 unda ölüm gelişebilir. Bazı durumlarda ölüm oranının arttığı bildirilmiştir. Bu bulguların tamamını görmek her zaman mümkün değildir. Sağlıklı hayvanların %50'si hastalığı bulgu göstermeksizin atlatır. Bu sebeple bulgu göstermemekten - ölüme kadar değişen skalada bu klinik bulguların görülebileceği unutulmamalıdır. Ekonomik Kayıp: Hasta hayvanların zayıflaması ve birkaç aya varan iyileşme periyodu damızlıkların büyüme oranında düşüşlere neden olmaktadır. Hastalıkta önemli kayıplardan biri de hastalık sebebi ile ölen veya itlaf edilen damızlık değeri yüksek hayvanlardır. Derin deri lezyonları kalıcı yara izleri oluşturmakta ve buna bağlı olarak derinin değerinin düşmesine de neden olmaktadır. Yoğun sığır yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgelerde hastalıktan kaynaklı direkt ve indirekt üretim kaybının % olduğu tahmin edilmektedir. Canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ticaretine getirilen kısıtlamalar, aşılama kampanyaları ve hayvan hareketlerinin geçici olarak sınırlandırılması gibi pahalı kontrol ve eradikasyon ölçütleri, ulusal düzeyde önemli finansal kayıplara neden olmaktadır. Teşhis: Hastalık böcek ısırması, kurdeşen, deri tüberkülozu, nokra ve benzeri deri hastalıklarıyla karışabilir. Hastalığın kesin teşhisi için laboratuvar muayenelerine ihtiyaç vardır. Bu nedenle veteriner hekimler tarafından gerekli numuneler alınarak Bölge Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne gönderilir. Zoonoz mu? Hayır. Tedavi ve Korunma: Hastalığın tedavisi yoktur. İkincil enfeksiyonlar için antibiyotik, ateş düşürücü ve vitamin ilaçları kullanılabilir. Uzun bir süre içerisinde tedavi mümkündür. Hastalıktan korunma için iki yöntem vardır. Birincisi sineklerle mücadele, ikincisi ise aşılamadır. Özellikle Belediyelerin ve hayvan sahiplerinin hastalığın bulaşmasından birinci derece de sorumlu olan sineklere karşı ilaçlama çalışmaları konusunda duyarlı olması gerekmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hastalığın kontrol altına alınması ve yayılmasını önlemek için 2014 yılı Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Kapsamında sadece mihrak görülen iller dışında hastalığın bulaşma riski yüksek olan 38 ilde de Aşılama Programı başlatmıştır yılında görülen salgınlar nedeniyle de bu il sayıları artmaktadır. Ülkemizde yapılan bilimsel saha çalışmalarında; sığırların nodüler ekzantemi hastalığına karşı kullanılan koyun-keçi çiçek aşısının sağlıklı büyükbaş hayvanlarda yeterli seviyede koruma sağladığı, aşılanan hayvanların aşılanmayanlara göre hastalığa karşı korunduğu veya hafif derecede hastalığı geçirdiği görülmüştür. Tüm yaş gruplarının duyarlı olduğu hastalığa karşı yıllık olarak aşılanan hayvanlar, aşılanmış veya hastalığı atlatmış annelerden doğan buzağılar ilk 6 ay korunur. Aşılama Programlarının uygulanması sırasında hayvan yetiştiricilerinin köy, belde ve mahallelerine gelecek aşılamada görevli veteriner sağlık ekiplerine yardımcı olmaları, hastalıktan korunma ve cezai duruma düşmemeleri (Aşı yaptırmayanlara 6 bin 651 TL İdari Para Cezası) için büyükbaş hayvanlarını mutlaka aşılatmaları gerekmektedir. Hastalıktan korunmada bilinen tüm biyogüvenlik uygulamaları tamamen yerine getirilmelidir. Örneğin; hayvan nakillerinin kontrol altına alınması, karantina, temizlik, dezenfeksiyon, hastalıktan dolayı kesilen hayvanların imhası gibi önlemler ihmal edilmemelidir. Özellikle celeplerin işletmeye girmesine izin verilmemelidir. İşletmeye giriş çıkışlar kontrol altına alınmalıdır. Ülkemizde yeni görülmesine rağmen çok hızlı yayılan ve büyük ekonomik kayıplara neden olan hastalığa karşı koruma programının etkin ve başarılı olabilmesi için; belediyeler, muhtarlıklar, ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyon halinde ortak çalışmaları gerekmektedir. Yaklaşan kurban bayramından dolayı hayvan hareketlerinin yoğun olacağı düşünülürse bu hastalığın da tüm ülkeye yayılmasından korkulmaktadır. Bu nedenle yetiştiricilerimizin çok dikkatli olması gerekmektedir. Kaynakçalar: 1-Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı (OIE), Lumpy Skin Disease Hastalığı, oie.int/fileadmin/home/eng/animal_health_in_the_world/docs/pdf/disease_ cards/lumpy_skin_disease_final.pdf 2- Dr. Vet. Hekim M. Fatih BARUT, Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Virolojik Teşhis Laboratuvarı, Sığırların Nodüler Ekzantemi, Lumpy Skin Disease (LSD) Hastalık Kartı 3- Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2014/01 sayılı Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Program Kitapçığı, Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanlığı Matbaası, Ankara, Ege Vet. Hayvancılık San. ve Ticaret Limited Şirketi, Sığırlarda Afrika Hastalığı Eylül, 2013,

18 18 TARIM MAKİNALARI Eylül 2014 Köy-Koop Haber Biçerdöverle Ürün Hasadı Sorunlar ve Çözüm Önerileri -II- Biçerdöver ile ürün hasadında karşılaşılan sorunların en önemlisi dane kaybıdır. Ülkemizde 1 kişinin beslenmesi için ortalama yıllık 225 kg buğday gerekli olduğu düşünülürse 75 milyon nüfusumuz için 16.9 milyon ton buğdaya ihtiyaç vardır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 9.4 milyon hektarlık alana buğday ekimi için (dekara 20 kg) yaklaşık 1.9 milyon ton tohumluk gerekmektedir. Yine her yıl gerek depolamada ve gerekse taşınma sırasındaki kayıpları da % 3 sayarsak yaklaşık 0.6 milyon ton buğday ürünü kullanım dışı kalmaktadır. Özet olarak bugünkü nüfusumuz için yılda en azından =19.4 milyon ton buğday üretmek zorundayız. Biçerdöver ile hasatta ortaya çıkan dane kayıpları hiç şüphesiz ülke ekonomisinde her yıl milyonlarca lira zarara neden olmaktadır. Yıllık hububat üretiminin yaklaşık 32.4 Milyon Ton olduğu ve bunun karşılığı yaklaşık 20 Milyar TL olduğu düşünülürse konunun önemi daha iyi kavranabilecektir. Hasatta fazladan oluşacak % 1 lik buğday kaybı bin ton ( kişi için gıda) ürüne karşılık gelmektedir. Parasal karşılığı ise yaklaşık 120 Milyon TL dir. Bakanlığı kontroller için yapmış olduğu harcamanın 6.5 Milyon TL olduğu düşünüldüğünde, iyi bir kontrol sistemi ile yaklaşık 13.5 Milyon TL net gelir elde edilecektir. Dane kaybı birçok nedene bağlıdır ve sorunun Dane Kaybının Ekonomik Önemini Bilmemesi Arazi Sahibinin Asıl Mesleğinin Çiftçilik Olmaması Erken Hasat Yapma İsteği İkinci Ürün Ekme İsteği Dolu ve Yangın Tehlikesi Biçerdöver Bulamama Kaygısı Arazi Sahiplerinin Olumsuz Tutum ve Davranışları Ekonomik Sebeplerden Ürünü Hemen Paraya Çevirme İsteği Köydeki Bazı Kişilerin Olumsuz Etkisinin Olması Arazi Sahibinin Dane Kayı Konusunda Biçerdöverciye Müshamaha Göstermesi Arazi Sahibinin Kültürel İşlemleri Uygun Yapmaması Yabancı Ot Mücadelesini Yapmaması Gübreleme Yanlışlıkları Yanlış Sulama Uygulaması Toprak İşleme ve Tohum Yatağı Hazırlığının Uygun Yapılmaması Arazinin Eğimli Olması Arazinin Küçük ve Parçalı Olması Arazinin Taşlı Olması Arazi Yapısına Bağlı Olumsuzluklar Arazide Çukur, Kanal ve Set Olması İşini Kaybetme Korkusu İşi Bir An Önce Bitirme İsteği Biçerdöver Sahibinin Telkini Ayarlar Konusunda Bilgi Yetersizliği Vakit Kaybetmeme İsteği Bakım Masraflarının Yüksek Olması çözümü için bütün nedenlerin incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenler içerisine, arazi sahiplerinin tutum ve davranışları, arazi yapısı, operatörlerin yanlış tutumu, uygun olmayan biçerdöverlerle hasat, biçerdöver sahiplerinin hatalı davranışları, ürünlerden kaynaklanan sebepler, idari ve hukuki yetersizlikler sayılabilir. Biçerdöverle ürün hasadında üründen kaynaklanan, makinadan ve kullanımdan kaynaklanan, idari ve yasal durumlardan kaynaklanan sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunların çözümü için konu ile ilgili paydaşların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu amaçla Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümünün tarafından Nisan 2013 tarihlerinde Isparta da Kendi Yürür Hasat Makineleri İle Ürün Hasat Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı düzenlenmiştir. Çalıştaya kamu ve özel sektörden 13 kuruluş, 6 adet özel sektör kuruluşu ve yaklaşık 120 ziyaretçi katılmıştır. Çalıştayda Kendi yürür hasat makineleri ile ürün hasatında karşılaşılan sorunlar ve bu sorunların çözüm yollarının tartışılarak kamuoyu ile paylaşılması ve ülke tarımı için önemli olan bu konu hakkında ilgililerin bilgilendirilmesi amaçlanmıştır. Çalıştay kapsamında 5 oturum gerçekleştirilmiştir. Bu oturumlarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ilgili birimlerinin görüşlerine, Türkiye Operatörlerde Bilgi Eksikliği Operatör Eğitimine Katılmamış Olması Yeterince Kurs Açılmaması Yüksek Hızda Hasat Yapması Ayarların İyi Yapılmaması Operatörlerin Yanlış Tutumları Biçerdöverlerin Bakım ve Kullanma Kurallarının Uygulanmaması Uygun Olmayan Tadilat Yapılması Biçerdöverlerin Bakımsız Olması Biçerdöverlerin Uygun Şekilde Muhafaza Edilmemesi Hasat Başı ve Sonunda Temizlik ve Bakımının Yapılmaması Yeni Biçerdöver Fiyatlarının Yüksek Olması Doç.Dr. Deniz YILMAZ SDÜ Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü denizyilmaz@sdu.edu.tr ziraat odaları birliği genel merkezi, çiftçi birlikleri ve önder çiftçi görüşlerine, akademisyen görüşlerine, kendi yürür hasat makinaları ithal ve ihraç eden firma temsilcilerinin görüşlerine ve biçerdöver müteahhit ve operatör birliklerinin görüşlerine ve tartışmalara yer verilmiştir. Çalıştay sonucunda bir sonuç bildirgesi düzenlenerek konunun paydaşlarına ve tarımsal mekanizasyon kuruluna sunulmuştur. Sonuç bildirgesinden yer alan görüş ve öneriler aşağıda verilmiştir. 1- Dane kaybı ile ilgili verilerin bölgeler düzeyinde yeniden belirlenmesi için tüm paydaşlarında içerisinde bulunacağı bir proje yapılarak ülkemizdeki dane kaybı ile ilgi verilerin güncellemesi gerekmektedir. 2- Dane kaybını belirlemek için teknolojisi eski biçerdöverlere yeni teknolojilerin uygulanması gerekmektedir. Bunun için kırsal kalkınma programında gerekli destek verilmekte olup bu uygulamanın daha etkin kullanılması için bir değerlendirme yapılmalıdır. 3- Kendi yürür hasat makinalarının Uygun Olmayan Biçerdöverin Hasatta Kullanılması Biçerdöverlerin Eski Olması Yaşlı ve Ekonomik Ömrünü Dolduran Biçerdöver Kullanımını Engelleyen Yasal Düzenleme Olmamamsı Fazla Para Kazanma Hırsı Biçerdöverlerin Bakım ve Kullanma Kurallarının Bilinmemesi Gezginci Biçerdöver Sahipleri İşe Gereken Önemi Vermiyor Eğitim Eksikliği Biçerdöver Sahiplerinin Hatalı Davranışları Ürün ve Çeşit Özelliğine Göre Uygun Hasat Zamanının Belirlenmemesi kontrolü için ilaçlama ve diğer makinalarda yapılan periyodik kontrolün bu makinalar da yapılabilmesi için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. 4- Biçerdöver parkının yaklaşık %50 si mekanik ömrünü tamamlamış biçerdöverler oluşturmaktadır. Parkın yenilenebilmesi için öncelikle + 20 yaş üzeri biçerdöverlerin kullanımına sınırlandırma getirilerek ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 5- Ulusal yayın organlarında konu ile ilgili paydaşların katkı sağlayacağı yayım faaliyeti yapılmalıdır. Kamu spotu şeklinde ürün kaybının ülke ekonomisine ne düzeyde etki ettiği ifade edilmelidir. 6- Bölgelerin üretim desenine ve şartlarına göre her il için ayrı ayrı hasat programı yapılmalıdır. Bakanlık bu dane kaybı konusunda hedef belirtmemelidir. 7- Biçerdöver sahiplerinin hasat için bir bölgeye gittiklerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü nden izin almaları önerilmektedir. 8- Operatör yetiştirme kurslarının milli eğitim bakanlığı yetkisi ile özel kuruluşlara verilmesi, eğitimlerin kontrolünün sağlanamamasına neden olmaktadır. Bu yapının tekrar revize edilmesi gerekmektedir. 9- Hasat makinesi sahibi veya müteahhit ile çiftçi arasında imzalanmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TZOB un birlikte bir tip sözleşmeye hazırlamaları ve hasat zamanından önce tarafların bu sözleşmeyi imzalamaları önerilmektedir. 10- Hasat zamanından önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TZOB tarafından bir bilgilendirme kitapçığının ortaklaşa hazırlanması Üründen Kaynaklanan Sebepler İdarecilerin Gerekli Hassasiyeti Göstermemesi Yeterli Ödeneğin Olmaması Eğiticilerin Tekamül Eğitiminin Yapılmaması Eğitim Merkezlerinde Modern Biçerdöverlerin Olmaması Biçerdöverlerde Fenni Muayene Zorunluluğunun Olmaması Biçerdöverlerde Fenni Muayene Kurum ve Yetki Eksikliği Tescil İşlemlerinin Ziraat Odalarınca Yeterli Titizlikte Yapılmaması Tescil Kontrol Mekanizmasının Olmaması Ürünün Yatması Cezaların Caydırıcı Olmaması Kabahatler Kanununun Uygululanmasının Pratik Olmaması Dane Kaybının Önemi Hakkında Kamuoyunun Oluşturulmaması Eğitimdeki Yetersizlikler Biçerdöverlerin Hasat Öncesi Uygunluk Kontrollerinin Yapılmaması Biçerdöverlerde Tescil İşlemlerinin Gereği Gibi Olmaması Kontrollerin Yeterinci Yapılmaması İdari ve Hukuki Yetersizlikler ve Tarım İl Müdürlükleri ve Ziraat Odaları işbirliği ile bu kitapçığın çiftçilere ulaştırılması gerekmektedir. 11- Biçerdöver kooperatiflerinin yaygınlaşması için bir yasal düzenlemenin yapılarak, biçerdöverlerin bu kooperatiflere kaydının yapılması gerekmektedir. 12- Kontrollerin TÜV veya odaların bünyesinde servisler ile uygulanması konusunda yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir. 13- Bakanlığın yaptığı yaptırımlar yeterli olmayıp, bunların tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. 14- Park yenileme projesinin Tarmakbir, ziraat odaları öncülüğünde gündeme getirilmesi ve yapılması gerekmektedir. 15- İkinci el biçerdöver alan kişilerin tescil için sorunların giderilmesi gerekmektedir. 16- Eğitim sorunları ile ilgili yapılanmaya ihtiyaç vardır. Güncel eğitim materyali için firmalarında desteği alınmalıdır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı elemanlarından çekirdek bir kadronun hasat makineleri üreten firmaların tesislerinde Bakanlıkla ortak işbirliği içinde 2-3 dönem uygulama ağırlıklı olarak eğitilmelerinin sağlanması önerilmektedir. 17- Yerli üretim biçerdöver için destek verilmelidir. 18- Kendi yürür hasat makinelerine kredi desteğinin arttırılması gerekmektedir. 19- Biçerdöverlerde kullanılan farklı ekipmanların desteklenmelidir. (başak yolucu gibi) 20- Zeytin hasat makinalarının kullanımı giderek artmakta ve konuda yasal ve gerekli düzenlemeler yapılması gündeme alınmalıdır. 21- Kendi yürür hasat makinalarının kontrolü için tarım makinaları veya biyosistem mühendisliği mezunlarına görev verilmelidir. 22- Öğrencilere staj konusunda firmalar tarafından destek verilmelidir. 23- Ortak makine kullanımı desteklenmelidir. Kırsal kalkınma programı kapsamında çiftçi birliklerine biçerdöver desteği verilmesi konusunda çalışmalar yapılmalıdır. 24- Kendi yürür hasat makinaları ile ilgili firmalara ar-ge desteği verilmelidir. 25- GTHB tarafından gerçekleştirilen G sınıfı iş makinesi sertifika kursları yönetmelikteki asgari gerekleri yerine getiren firmaların merkezlerinde firmalarla işbirliği halinde yürütülebilmelidir(gthb Elemanları denetimi ve gözetiminde). 26- Yurtdışından ikinci el kendi yürür hasat makinesi ithali durdurulmalı. Sıfır yaş esas olmalıdır. Bu amaçla Dış Ticaret Müsteşarlığı ile mutabakata varılmalıdır. 27- Kendi yürür hasat makineleri çalıştırmada vergilendirme sisteminin gözden geçirilerek eksikliklerinin giderilmesi için TZOB ve Maliye Bakanlığı ile işbirliği içine girilmesi gerekmektedir. Kaynaklar: - FAO 2007, - Tuik, 2013,

19 Köy-Koop Haber Eylül 2014 KOOPERATİFÇİLİK 19 Dünyadan Kooperatif Hikâyeleri Dr. Nezaket CÖMERT / Dr. Erhan EKMEN Değerli okurlar, Sizlere bu sayıda, Moğolistan dan uzun süre kominist sistemde kaldıktan sonra, bugün AB deki kooperatifler bile şapka çıkartacak kadar güzel işler yapan bir hikaye sunacağız. Özellikle pazara müdahale, pazarlama, şeffaflık ve güven konusunda herkesin çıkartacağı dersler içeriyor. 30 Ağustos Zafer Bayramınızı övünçle ve kıvançla kutlarız. Sosyal Sistem Dâhilinde Sürdürebilir Ticaret Buyan-Undral Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Moğol Tarım Kooperatifleri Ulusal Birliği nin en büyük üye kooperatiflerden birisidir. Moğol hükümeti ve yerel yönetimi Buyan- Undral ın yaptığı faaliyetlere çok değer vermiş ve 2000 yılında Moğol Tarım Kooperatifleri Ulusal Birliği nin (NAMAC) en iyi kooperatif ödülünü, 2003 yılında Moğol Gıda, Tarım ve Hafif Sanayi Bakanlığı nın (MOFALI) en iyi ulusal kooperatif ödülünü, 2004 yılında Moğol Tarım Kooperatifleri Ulusal Birliği nin (NAMAC) tarım kooperatifi modeli ödülünü, 2005 yılında Gobi-Altay eyaletinin en iyi öncü kuruluşu ödülünü ve 2007 yılında da Gobi-Altay eyaletinin en lider tarımsal sektörü ödülü gibi çok sayıda ödülü ve bunlarla birlikte ikramiyeyi almıştır. Moğolistan da 1990 Demokratik Devriminden önce 225 tane büyük kolektif çiftlikleriyle övünüyordu. Bu tarihten sonra bu kolektif çiftliklerden çoğu özelleştirilmiş ve daha sonra yıkılıp dağılmışlar. Bu süreçte ayakta kalan kolektif çiftlik sayısı çok az kalmış ve her biri kooperatif modelinde yeniden düzenlenmiş. Bu düzenleme sonrasında Moğol Tarım kooperatifleri Ulusal Birliğinin en büyük üyesi olan Buyan-Undral kooperatifi kurulmuş. Undral kollektif çiftliği kuruluşundan 36 sene sonra özelleştirilmiş. Çiftliğin hayvanları, barınakları ve ambardaki stokları özelleştirilip ve mülkiyetleri üye ortaklara geçmiş. Ama ofis binası ve ambarlar gibi taşınmaz mallar olduğu gibi kalmış ve bu demirbaşlar yeni modern kooperatif olan Buyan- Undral ın temelini oluşturmuş. Buyan-Undral kooperatifi 1993 te 213 ortakla Gobi-Altay eyaleti Dariv soum da kurulmuş. Bir yandan tüm ortaklarını korurken, diğer yandan eski bir kolektif çiftlik tabanında kurulup faaliyetlerini yeniden düzenleyen çok başarılı kooperatif olmuştur. Dariv-soum Moğolistan nın kuzey bölgesinden çok uzak olup, başkent Ulanbatur dan yaklaşık 1400 km uzakta ve köye ulaşmak için beton yolların ve elektriğin olmadığı çok az gelişmiş altyapısıyla eyalet merkezine 280 km uzaktadır. Bölge az gelişmişliğine rağmen, Buyan-Undral Moğolistan nın en büyük ve en güçlü tarımsal kalkınma kooperatifi haline gelmek amacıyla faaliyetlerini, ortaklarını ve faaliyet alanlarını başarılı bir şekilde genişletmektedir. Günümüzdeki kooperatif, ofis binalarına, araziye, alışveriş merkezine, depoya, otele, bir fırına, seralara, mobilya üretim tesisi, asitleme ve konserve dükkânına, kantine, araca, yün basma makinesine ve diğer ekipmanlara sahiptir. Ortakların kooperatife olan yükümlülüğü hayvancılık üretiminin en az %60 nı kooperatife pazarlamaktır. Eğer bu yükümlülüğü yerine getirirlerse kooperatif dükkânları, onlara %10 iskonto vermekteler. Kooperatif ortaklarının hayvancılık ürünlerini piyasa fiyatı üzerinden almakta ve piyasaya ilk işlem olarak sunmaktalar. Kooperatifin ortaklarına sağladığı fiyat telafisi, ortakların tarımsal ürünlerini satın alan ve ilk işlemden sonra ambarlarda depolayan ve sezon bittiğinde ve fiyatlar arttığında pazarlayan bir kooperatif faaliyeti halinde sürdürülüyor. Kooperatif faaliyetlerinin bu kısmı ortaklarını katılıma teşvik ediyor ve gelirlerini destekliyor. Kooperatif ortaklarının yükümlülükleri, fiyat telafileri ve kar payı dağılımı, ortakların sermaye payı her bir ortağın gözlemine açık konular hakkında bilgilendiren bir heyet kurmuşlar. Aynı zamanda bu heyet, kooperatif faaliyetleri hakkında ortakları bilgilendiriyor ve böylece ortakların faaliyetlere karşı şeffaf bir bakış açısına sahip olmaları sağlıyor. Kooperatifin Sutai adlı alışveriş merkezi, bölgedeki en büyük perakende dükkânlarından biri ve ortaklara ve yerel halka hizmet sunuyor. Ortaklar ve çiftçiler alışveriş merkezinde ihtiyaçları olan malları sipariş edebiliyorlar ve bu tüm tüketici mallarının yerel taleple tanışmasını sağlıyor. Süt ürünleri ve yün yazın, kaşmir yün ilkbaharda üretildiği, kışın ise hayvan kesiminde zirve yapan bir sezon olduğu için kooperatif ortaklarının geliri özellikle mevsimsel oluyor. Çoğu ortak nakit paraya sahip değildir ama Sutai alışveriş merkezine hayvansal ürünlerini değiş tokuş ederek ihtiyacı olan malları almak için her zaman gelebiliyor. Aynı zamanda ortaklar dükkâna gecikmeli olarak ödeme yapabiliyorlar. Daha önceden satın aldıkları mallar için ödenme yapılmadığına dair bir kanıt olmamasına rağmen, burada ortaklar arasında güven çok önemli rol oynuyor. Buyan-Undral kooperatifi insanların hayat kalitesini geliştiren hizmetler sunarak ve kırsal kalkınmayı geliştirerek nerede yaşarsa yaşasın birçok insanın ve topluluğun hayatını değiştiren kooperatif kimliğine ilişkin güzel bir örnek. Bitkisel Yağ İthalatçısı Ülke Olmaktan Memnun muyuz? Bitkisel yağ dengeli ve sağlıklı beslenmemiz için ihtiyaç duyduğumuz gıdalardan biridir. Mutfaklarda olmaz ise olmaz gıdalardandır. Bu nedenle geçmişte pazarda yağ sıkıntıları yaşanan dönemler karaborsa satışların oluştuğu kıtlık dönemleri olarak anılarımızda yer almaktadır. Dünyada yağ elde edilen ürün yelpazesi geniş olmakla birlikte ülkemizde bitkisel yağ üretimi için kullanılan tarım ürünlerinin başında Ayçiçeği, Pamuk ve Zeytin gelmektedir. Soya, Kanola, Aspir ve bazı ürünlerden yağ elde edilmekle birlikte pazar payları düşüktür. Ülkemizde her yıl yaklaşık 700 bin ton bitkisel yağ tüketilmektedir. Tüketilen yağın % 85 ini ayçiçeği yağı oluşturmaktadır. Ülke ihtiyacının bin tonu yerli üretimle karşılanmaktadır. Buna karşılık ülkemizdeki yağ fabrikalarının kapasitesi 1-1,5 milyon tondur. Neredeyse kapasitemizin % 50 sini kullanmaktayız. Ünal ÖRNEK Ziraat Yüksek Mühendisi uno58@hotmail.com Bitkisel yağ üretimi böylesi önemli bir ürün olmakla birlikte ülkemizde yıllardan beri konuştuğumuz üretim açığı olan üretim alanlarından biridir. Sorun olarak yağ bitkileri üretiminin yeterli olmaması görülmektedir. Aradan geçen onca yıllara rağmen bitkisel yağ açığını kapatacak bir çözüm ne yazık ki üretilememiştir. İşin üzücü tarafı ülkemizde bu açığı sahip kapatacak potansiyel olmasına rağmen bu sorun bir türlü gündemden düşmemiş, tarım ürünü ithal kalemleri arasında bitkisel yağlar yerini korumuştur. Neden bu sorunu bugüne kadar çözmedik sorusu sorulduğunda verilen cevaplar hiçte inandırıcı gelmiyor. Bir tarafta ülkemizin yağ ihtiyacı var. Diğer tarafta yeterli üretim potansiyelimiz mevcut. Ülkemizde ihtiyacımızı karşılayacak yağ işleme kapasitesinin olması hatta bu kapasitenin ihtiyacın çok üstünde kurulmasıdır. Ülkemizde kurulu tesislerinde ihracat yapmaları ve bu ihracatı artırma fırsatlarının olmasıdır. Yani hammadde yok, ihtiyacın üstünde kurulmuş yıllardan beri % 50 nin altında çalışan bir işleme kapasitesi var ve ithalat hız kesmeden devam ediyor. Bu ülke her yıl 3 milyar doların üstünde döviz kaybediyor. Kendi çiftçileri yerine yabancı çiftçileri desteklemeye devam ediyor. Tablo çok açıktır. Türkiye bitkisel yağ konusunda dünyadaki net ithalatçı ülkelerden biridir. Bir de bu konulara dünyadaki ve ülkemizdeki bitkisel yağların biyodizel olarak kullanımının artması kafaları daha da karıştırmaktadır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde hammadde üretimi artırılmadığı bitkisel yağ ithalatımızın daha da artması kaçınılmazdır. Dışa bağımlı bitkisel yağ politikası ne bugün için güvenli ne de geleceğiz için güven vermektedir. Bu tablo bizlere ülkemizde bazı çevrelerin adeta ithalattan memnun olduğu görüntüsü uyandırmaktadır. Ne de olsa bundan dış pazardaki satıcılar ve iç pazarda bu işten menfaat sağlayan çevrelerde kazançlı çıkmaktadır. Ama ülkemiz ciddi döviz kaybına uğramakta, çiftçiler yağ bitkisi üretmekten uzaklaşmaktadırlar. İhtiyacımızın çok üstünde kapasiteye sahip neredeyse % 70 dışa bağımlı bir yağ sanayi de yeterli hammadde temin edemediğinde sorunlar yaşamaktadır. İthalata dayalı politikaların yağ sanayimizin dünya pazarlarındaki dalgalanmalardan etkilenmemesi mümkün değildir. Çünkü dünya pazarına sahip güçlerin ellerinde bulunan üretim ve pazar payları ile her an pazarı etkileme gücüne sahiptir yılında ülkemizde yaklaşık 2,7 milyon ton yağlı tohum üretilmiştir. 2,06 milyon ton tohum ithal edilmiştir. Ayni yıl yağ arzı ise 2,7 milyon ton ham yağdır. Bunun içinde İthal edilen toplam ham yağ miktarı ise 1,4 milyon tondur yılındaki yağ bitkileri üretimi ayçiçeği tohumu 1,4 milyon ton, pamuk tohumu 950 bin ton, soya tohumu 180 bin ton, kolza tohumu 102 bin ton, aspir tohumu 45 bin tondur yılında yapılan yağlı tohum ithalatı ise ayçiçeği 732 bin ton, soya 1,07 milyon ton, pamuk 20 bin ton, diğer yağ bitkilerinden 238 bin tondur yılında Türkiye nin bitkisel yağ kullanımı 2,57 milyon tondur. Bunun 1.5 milyon tonu iç tüketimdir. (983 bin ton likit bitkisel yağ ve 523 bin tonu da margarin). İç tüketimde kullanılan likit yağında 824 bin tonu yani % 84 ü ayçiçeği yağı olmuştur. Geri kalan kullanımın 618 bin tonu sıvı yağ ve 153 bin tonu margarin olarak ihraç edilmiştir. Geri kalan 293 bin ton da yem, boya ve sabun sanayinde kullanılmıştır yılında yağlı tohum ve türevlerine harcadığımız döviz miktarı yağlı tohum için 1,24 milyon dolar, ham yağ için 1,6 milyon dolar, küspe için 808 bin dolar olmak üzere toplam 3,65 milyon dolardır. Buna karşılık ithal ettiğimiz ürün miktarları 2 milyon ton yağlı tohum, 1,4 milyon ton ham yağ ve 1,7 milyon ton küspe olmak üzere toplam 5,1 milyon tondur yılındaki ithalat ve ihracattaki durum ise şöyle görünmektedir. Soya fasulyesi ithalatı en çok başta ABD olmak üzere Arjantin ve Brezilya dan yapılmıştır. Ayçiçeği tohumu ve ham yağı Ukrayna, Bulgaristan, Rusya dan ithal edilirken ve palm yağı ise Malezya dan ithal edilmiştir yılında 772 bin ton yağ ihracatı karşılığında ise 1,08 milyar dolar döviz girdisi elde edilmiştir. İhracatın tamamına yakını dünyada en çok istikrarsızlığın yaşandığı başta Irak olmak üzere bölge ülkeleridir. Ülkemizde temeldeki sorun üretimden kaynaklanmaktadır. Hammadde üretimimiz yeterli değildir. Üretim maliyetlerinin aşağısında kalan fiyatlar verilen bazı desteklere rağmen hala üreticiyi teşvik etmekten uzak görülmektedir. Yağlı tohum ve ham yağ ithal ettiğimiz ülkelerde üreticilere düşük fiyatlarla sunulan girdiler ve pazarlama destekleri dış ticarette de fiyatların daha düşük oluşmasına neden olmaktadır. Bu durumda sırf dış fiyatlar düşük diye iç ve dış piyasalardaki gerçekleri görmeden ithal ile sorunları çözme kısa vadede çıkış yolu olarak görülse de uzun vadede istikrarlı bir üretim politikası oluşturulmasını engellemektedir. Nitekim ülkemizde yıllardan beri uygulanan bu yöntem çözüm getirmek bir yana yağlı tohum üretimine zarar vermiştir. Kazanan yabancı çiftçiler ve ithalattan gelir eden çevreler kaybeden ise Türkiye olmuştur. Sektör hammadde bakımından dışa bağımlı olması temel sorundur. Madem hammadde yoktu da neden böylesi büyük bir kapasite oluşturuldu ve bu fabrikalar sorusu ve yıllardan beri yapılan ithalat ısrarı kafaları karıştırmaktadır. Yıllardan beri düşük kapasite ile çalışan sektörün durumu üzücü bir tablodur. Böylesi bir yapıda özel sektörden yağ bitkileri üretiminin artırılması noktasında çok şey beklenemez. Zaten finans olarak güçleri yetse idi bugüne kadar üretimin artması ve düşük kapasite kullanımına karşı sadece ithalat düşünülemezdi. Sonuç ortadadır. Bu konuda kesinlikle bir devlet politikası geliştirilmelidir. Bir saman ithalatında bir et ithalatında ayağa kalkan Türkiye yıllardan beri devam eden yağ ithalatı konusunda susmakta ve uyumaktadır. Bu tablodan ülkesini düşünen üreticiler, ülke tarımı için çalışanlar, tarıma gönül verenler, bazı sanayici ve ticaret adamlarımız haklı olarak rahatsızdır. Ama bazı çevreler durumdan memnun görünmektedir. Eğer gerçekten bir çözüm istiyorsak, ülkemizin kaynaklarını verimli kullanmak, ülke ekonomisine katkısını artırmak istiyorsak, bitkisel yağ güvenliğimizi garanti altına alma konusunda samimi isek, öncelikle üretim destekleri yeterli hale getirilmelidir. Üretici maliyetlerini dikkate alan ve üretimi destekleyen bir fiyat politikası izlenmelidir. İthalat yapılan ülkelerdeki girdi fiyatları ve üretim maliyetleri konusundaki gelişmeler izlenmeli ve geleceğe yönelik stratejiler çizilmelidir. Konuyu özel sektörün üstüne yıkarak çözme mantığından uzaklaşılmalıdır. Dünyada her geçen gün önemi artan biyodizel üretiminde yağlı tohumların kullanılması konusu da dikkate alınarak TMO benzeri bir yağ ofisi oluşturulmalıdır. Üretim, stok ve ithalat stratejilerinin sağlıklı şekilde oluşturulması sağlanmalı ve uzun vadeli politikalar geliştirilmelidir. Yağlı tohum üretiminin artırılması konusunda kooperatifler harekete geçirilmeli, bu konuda başarılı çalışmalar yapan başta Trakya Birlik olmak üzere tüm kooperatiflerin deneyimleri dikkate alınmalıdır. Hammadde üretiminin artırılmasında çözümün kooperatifler aracılığı ile geliştirileceği tüm paydaşlar tarafından bilinmelidir. Başta Amerika olmak üzere birçok ülkede de kooperatiflerin yağlı tohum ve yağ üretiminde pazarda etkin şekilde yer aldıkları ve sağlıklı politikalar uygulanmasına destek oldukları göz ardı edilmemelidir.

20 20 KIRSAL KALKINMA Eylül 2014 Köy-Koop Haber Yeni Nesil Kooperatifçilik-III Prof.Dr. Erkan Rehber in, 2006 yılında Türktarım Dergisi nin 171 sayısında kaleme aldığı Tarımda Yeni Nesil Kooperatifler adlı makalesinden kaynak olarak yararlandığım, Yeni Nesil Kooperatifçilik konusunun üçüncü ve son bölümünde sizlere, Geleneksel kooperatifler ile Yeni nesil kooperatiflerin karşılaştırmasını aktaracağım. Yeni nesil kooperatifler geleneksel kooperatifler gibi ortağı üretici olan ve her ortağın bir oya sahip olduğu kooperatiflerdir. ABD de bazı yeni nesil kooperatiflerde, ortaklık payına göre oy kullanma yönünde eğilimler olduğu da belirtilmekte. Geleneksel kooperatifler genellikle ölçek ekonomisi ve pazar gücü kazanma amacıyla, daha çok ürün alma ve işlemeyi amaçlarken, yeni nesil kooperatifler, ortak sayısı ve ürün miktarının saptanmasında karlılık ilkesini önde bulundurmaktadırlar. Geleneksel kooperatifler genellikle açık üyelik uygulamasına sahiptir. Koşullara uygun olan her üretici için üyelik açıktır. Yeni nesil kooperatiflerde ise sınırlı sayıda veya kapalı ortaklık vardır. Geleneksel kooperatifler, ortak ürünlerinin tamamını veya tamamına yakınını almayı hedefler. Yeni nesil kooperatiflerde ise üye, belirli bir miktar ürünü sözleşmeli yetiştiricilik ilişkisi içinde kooperatife teslim etmek durumundadır. Üretimin düşük veya fazla olmasının sorumluluğu kooperatife değil, üreticiye aittir. Yani üreticinin ürünü fazla olduğu zaman kooperatif dışına satmak durumunda iken, ürün az olduğunda da dışardan ürün alarak kooperatife teslim etmek zorundadır. Ürün bedellerinin ödenmesinde de farklılıklar bulunmaktadır. Ortak ürünlerini alıp-satan geleneksel tarım satış kooperatifleri, genellikle ürünü pazarlandığı zaman pazar fiyatına yakın bir değeri öder. Yeni nesil kooperatifler ise sözleşmede belirtilen fiyatı öder. Geleneksel kooperatiflerde, kar veya dönem fazlalarından nakit olarak ödenen oran % kadar olup, arta kalan miktar daha sonra kooperatifin geri ödeme planına göre dağıtılır. Yeni nesil kooperatiflerde nakit ödeme oranı daha fazladır. Kooperatif kurulurken her bir ortak ürün teslim hakkı elde etmek için kooperatife bir kuruluş sermayesi ödediğinden her yıl daha yüksek miktarda nakdi risturn alabilir. Kooperatiflerde havuz sistemi, ortaklara yapılan ödemelerde kullanılan bir yaklaşımdır. Yeni nesil kooperatiflerde daha yaygın kullanılır. Ödemeler belirli bir havuzda toplanır ve bir sistem içinde ortaklara ödeme yapılır. Yatırım sermayesi sağlanması konusundaki ortak sorumluluğu dikkate alındığında geleneksel kooperatiflerle yeni nesil kooperatifler arasında önemli farklar vardır. En önemli fark başlangıç sermayesinin oluşmasındadır. Yeni nesil kooperatiflerde ortağın yatıracağı KİTAP Turgay SOLMAZ Köy-Koop Genel Müdürü sermaye miktarı ürün teslimatı ile orantılıdır. Bir ortaktan, teslim etmeyi düşündüğü Belirli bir miktar ürün başına, değeri belli olan ortaklık paylarından alması istenir. Geleneksel kooperatifler minimum bir ortaklık payı ile sermaye yaratmaya çalışır. Sermayenin bu yoldan sağlanıyor olması, daha çok ortağa sahip olma amacıyla da uygun düşmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi geleneksel kooperatiflerde zaman içerisinde, dağıtılmayan dönem fazlaları veya ürün ödemelerinden kesilen paylarla sermaye artırılmaya çalışılır. Yeni nesil kooperatiflerde ortakların önceden (kuruluşta) daha büyük miktarlarda sermaye yatırmalarına gereksinim duyulmaktadır. Bu miktar her ortak için aynı olmayıp, ortağın kooperatife her yıl teslim etmeyi düşündüğü ürün miktarıyla orantılıdır. Geleneksel kooperatiflerde ortaklık payları çok düşüktür. Yeni nesil kooperatiflerde ise bu miktar çok yüksektir. Ancak, bunlarda da genellikle bir ortağın alabileceği toplam miktarla sınırlıdır. Kooperatifle ilişkilerini azaltmak isteyen ortak, kendi ortaklık hisselerini kooperatiften daha fazla yararlanmak isteyen ortağa satabilir. Kooperatifler belirli koşullarda kooperatif ortak paylarına bedelini ödeyerek el koyabilirler veya alabilirler. Yeni nesil kooperatiflerde böyle bir uygulama beklentisi yoktur. Ortaklar ana sözleşmenin öngördüğü şekilde ortaklık paylarını satabilirler. Geleneksel kooperatiflerde ortaklıktan çıkmada, ortaklık payları ve biriken sermayeler ancak itibari değeriyle satış yoluyla geri alınabilir. Yeni nesil kooperatiflerde, ürün satış taahhüdüne bağlı sermaye payları, bu payı almak için gerekli niteliklere sahip bir üye veya üreticiye satış yoluyla devredilebilir. Yönetim kurullarının onayına bağlı olan bu devir işlemi, tarafların aralarında anlaştıkları fiyattan gerçekleşir ve satıcının başlangıçta ödediği değerden az veya fazla olabilir. Kaynak: -Prof.Dr. Erkan Rehber, Türktarım Dergisi, Eylül-Ekim 2006, Sayı:171, s Prof.Dr. Erkan REHBER Kooperatifçiliğin Tarihçesi Kooperatif Tanımı, Sınıflandırılması Kooperatifçilik Değer ve İlkeleri Kooperatif Teorisi Dünya ve Türkiye'de Kooperatifçilik Kooperatiflerin Geleceği Stratejik Planlar Kooperatiflerin kamunun diğer kurumlarında olduğu gibi Stratejik Planları hazırlama zorunluluğu ortaya çıkınca önce eğitimler ve planlama çalışmaları vs. başladı. Aslında iyi de oldu. Biraz gerçekçi olursak birçok kooperatifin, planlama, hedef, amaç, strateji gibi kavramlarla bir ilişkisi olduğu söylenemez. Mevcut şartlarda, ağırlıklı olarak konu devletin verdiği desteklerin miktarıdır. Uğraşılan tek konu da budur desek yeridir. Hiç kimse çıkıp demez ki kardeşim sen bütün Türkiye de örneğin (x) ürünü üretiminde birim ürün miktarı başına destek veriyorsun. Ama Orta Anadolu da ve Doğu Anadolu da verim dekar başına bir birim ise başka yerde üç katı olabiliyor. Ayrıca oralarda ikinci ürün de üretilebiliyor. Bu durumda bırakın uluslararası rekabeti oradaki üretici veya kooperatifler diğerleriyle nasıl rekabet edecek. Söylemek istediğim kooperatiflerin yeni stratejiler üretmede daha aktif olmaları gerektiğidir. Stratejik plan stratejik yaratıcılık ile birlikte bir anlam ifade eder. Yoksa rutin işleri planlamak bunları beş yıla yaymak değildir. Siz stratejik planları yaptınız ama beş yılda dünyada çok şey değişti, bu planları ne yapacaksınız? Yaptığınız planlar doğrultusunda mı gideceksiniz? Yoksa her şeyi bir yana bırakıp değişimlere ayak mı uyduracaksınız? Strateji planlanmaz. Stratejik niyetler değişime uyan koşullarda planlanır. Stratejik niyet bir anlamda hayallerinizdir. John F. Kennedy 1960 lı yılların sonunda aya ayak basan ilk millet olacağız dediğinde ne kendisi ne de NASA bunun nasıl olacağını bilmiyordu. Bu Amerikan ulusunun hayali oldu ve sonrasında gerçekleşti. En başta kooperatiflerin kendilerini nasıl tanımladıkları çok önemlidir. Kendilerini nerede görüyorlar. Bugünkü durum nedir. Üretici mi, pazarlamacı mı yoksa her ikisini de bir arada bulunduran bir kurumsal yapı mı? Diğer taraftan BİLMERGRUP Tevfik Fikret CENGİZ Köy-Koop Merkez Birliği Proje Koordinatörü tfikretcengiz@yahoo.com kamu kooperatifleri nasıl görüyor, kooperatiflere biçilen rol nedir, tarımsal ürünlerde bir denge unsuru olarak mı düşünülüyor, hazırlanmış olan ulusal strateji belgesinde bu soruların yanıtı var mı gibi veriler sabit olmalıdır ki bunların üzerine stratejik niyet yaratılsın. Önemle belirtilmesi gereken husus, kamu paydaş olarak bu çalışmanın doğrudan içinde olmalıdır. Adına ne derseniz, Stratejik Planlama, bir kuruluşun bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği durum (niyetleriniz) arasındaki yolu tarif eder. Kuruluşun amaçlarını, hedeflerini ve bunlara ulaşmayı olanaklı kılacak yöntemlerin belirlemesini gerektirir. Uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısı taşır. Ancak dünyadaki değişimleri göz önüne almazsanız, statükoyu koruyum derseniz, asıl hedefe yani başkalarıyla rekabet edebilme şansını kaybedersiniz. Globalizasyon, teknolojik gelişim ve toplumsal değişim nedenleri ile radikal ve yenilikçi kurumlar daha fazla kabul görmekteler. Dünyanın en büyük danışmanlık şirketlerinden McKinsey in on sekiz yıl önce Gary Hamel e yaptırdığı bir araştırmada yaratıcı ve devrimci stratejiler için on temel ilke öneriyor. Çalışmalarınızda faydalı olur düşüncesiyle bunları özet olarak aktarıyorum.* 1. Stratejik planlama stratejik değildir. Stratejik planlama birçok kurumda takvime bağlı ritüelden ibarettir. Temel sorun, planlama ile strateji oluşturma arasında ayrım yapamamaktan kaynaklanmaktadır. 2. Strateji oluşturma sert değişimler içermelidir. Alanınızda kabul görmüş her şeyi sorgulayın. Bu inanışları ortadan kaldırınca ne gibi yeni fırsatların ortaya çıkacağını tartışın. 3. Darboğaz şişenin tepesindedir. Her kurumda statükonun çok güçlü savunucuları vardır. Bunlar üst yönetim olarak adlandırılır. Örgüt piramidini ters çevirmeyi düşünmelisiniz. 4. Her kurumda sektör devrimcileri vardır. Orta kademe yöneticileri radikal fikirleri söylemek istemezler. Bunları bulup ortaya çıkartın. 5. Değişim sorun değildir. Sorun kişilerin değişimi sahiplenmemesidir. 6. Strateji oluşturma katılımcı olmalıdır. 7. Herkes bir strateji eylemcisi olabilir. Çalışanlar buna gönüllüdür, yeter ki fırsat verilsin. 8. Yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya politikalar birbirinin alternatifi değildir. Radikal strateji yaratma sürecinde üst yönetim hâkim değil, öğrenci rolünü oynamalıdır. 9. Sonu, en baştan görmek mümkün değildir. Strateji yaratma açık uçlu bir süreç olmalıdır. Esneklik, yaratıcı fikirleri teşvik, stratejik plan mantığından çok daha sağlıklıdır. Sürprizler hayatın gerçekleri, planlar ise yanılsamalarıdır. 10. Öngörü ve perspektif en az elli IQ değerindedir. Aydınlanma olmadan devrim olmaz. Bulunduğunuz sektörde devrim yapmak istiyorsanız dünyaya yeni bir bakış açısıyla, yeni bir objektifle bakmalısınız. Bir kurumun stratejik kapasitesini belirleyen yeni yatırımları değil, hayal gücüdür. * A.Kırımlı, Yeni Dünya da Strateji ve Yönetim Aralık 2004, Ankara 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun Ağustos, yoksul ve ümitsiz bir halkın diriliş ve bağımsızlığı uğruna verdiği var olma savaşının taçlandığı bir gündür. Emperyalist ülkelere karşı ezilen tüm mazlum halkların, özgürlük direnişine güç ve cesaret vermesi Zaferin ne denli anlamlı ve önemli olduğunu ortaya koymuştur. Köy-Koop Merkez Birliği

2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor bir artışla 695 milyon ton olarak gerçekleşmişti.

2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor bir artışla 695 milyon ton olarak gerçekleşmişti. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER'in 2012 Dönemi Hububat Politikaları Kamuoyu Açıklaması Değerli Basın Mensupları ve Değerli Katılımcılar, 2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki

Detaylı

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır.

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır. MISIR DOSYASI Mısır, genellikle çok nemli iklim bölgelerinde yetiştirilebilen, tek yıllık Buğdaygiller familyasından, özellikle yağı doymamış yağ grubunda olan bir tarım bitkisidir. Mısır bitkisi, insan

Detaylı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı Mart 08, 2012-7:46:36 Bakan Eker, tarımın zannedildiği gibi sadece üreticilerle değil, gıdadan dolayı toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu,

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları 13 Aralık 2012 İZMİR Hizmetlerimiz 13 Aralık 2012 İZMİR KOBİ Akademi KOBİ lerin yurtiçi ve uluslararası pazarlardaki karlılıklarını ve rekabet güçlerini artırabilecekleri

Detaylı

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO ADI 1 3071 Sayılı Kanun Gereğince Dilekçe Hakkının Kullanılması 2 Amatör Balıkçı Belgesi 20 Dakika 30 Gün 2-Bir Adet Vesikalık

Detaylı

İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI

İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO VATANDAŞA SUNULAN HİZMETİN ADI 1 İşletme Kayıt Belgesi 2 Sertifikalı Fide/Fidan Kullanım Desteği İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER 2- Meslek odası

Detaylı

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı GENEL MÜDÜRLÜK YAPISI GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-ORGANİZASYON ŞEMASI GENEL MÜDÜR GENEL MÜDÜR

Detaylı

Mısır alım fiyatı açıklandı

Mısır alım fiyatı açıklandı Mısır alım fiyatı açıklandı Ağustos 28, 2012-1:42:57 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) mısırın tonunu 595 liraya almaya hazır olduğunu bildirerek, bunun geçen

Detaylı

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA 17.09.2014

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA 17.09.2014 1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA 17.09.2014 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, yumurta, tereyağı ve kırmızı et tüketiminin kalp ve damar hastalıklarını

Detaylı

7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM

7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM 7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM Tarım sektörü rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulacak Tarımda modern işletmeciliğe dönüşüm sağlanacak Tarım arazilerinin

Detaylı

Hububat alım fiyatları açıklandı

Hububat alım fiyatları açıklandı Hububat alım fiyatları açıklandı Haziran 18, 2012-1:15:00 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2012 müdahale alım fiyatının, Anadolu kırmızı sert ekmelik buğday için ton başına 665 lira olarak

Detaylı

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu ve Değerlendirme Toplantısı, Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında Türkiye'nin en

Detaylı

ÇAT İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ

ÇAT İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 1 ADI Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Desteklemesi 1 Başvuru formu ve taahhütname, (EK 1) 2 Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik kapsamında alınan yetki belgesinin il/ilçe

Detaylı

ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1)

ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1) ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA NO HİZMETİN ADI İSTENEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ) 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1) 2- Nüfus cüzdanının

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Oyan, çiftçinin elektrik borcunu Meclis gündemine taşıdı Tarih : 05.07.2014 İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak 1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak 10.07.2015 2-20 Milyonluk Yatırım Türkiye Erzurum Baskısı - 11.07.2015 3- Et Fiyatları Esnafı Zorluyor HaberTürk Ank. 13.07.2015 4- Bayraktar Ciddi fiyat

Detaylı

2018 HAZİRAN AYINDA RESMİ GAZETE DE YAYINLANAN MEVZUAT İCMALİ

2018 HAZİRAN AYINDA RESMİ GAZETE DE YAYINLANAN MEVZUAT İCMALİ 2018 HAZİRAN AYINDA RESMİ GAZETE DE YAYINLANAN MEVZUAT İCMALİ 7 Haziran 2018 / Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında

Detaylı

BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI Resmi Gazete Sayısı: 27305 SAYFA NO : 1 / 5 BAYRAMPAŞA İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK SIRA NO HİZMETİN ADI 1 Amatör Balıkçılık Belgesi 2 Tarımsal İlaç Reçetesi 3 Anaç Sığır BAŞVURUDA İSTENEN BELGELER

Detaylı

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: 30.04.2009 / 27215 30 Nisan 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27215 (Mükerrer) TEBLİĞ Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: ÇİĞ SÜTÜN DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK DESTEKLEME UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (TEBLİĞ

Detaylı

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN Kasım 20, 2006-12:00:00 BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ'LERİN BORÇLARININ

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

T.C. UZUNDERE KAYMAKAMLIĞI İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. UZUNDERE KAYMAKAMLIĞI İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ T.C. UZUNDERE KAYMAKAMLIĞI İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ Yapılan çalışmalar 1- Çiftçi Kursları Sıra No 2014 YILI Kursun Konusu Açılan Kurs Sayısı Kursiyer Sayısı 1 Arıcılık Kursu 1 30 2 Süt

Detaylı

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA Tar-Yat Birimi Destekler 2014 2003 2015 DGD - 387,2 Milyon TL Mazot 14,9 Milyon TL 152,7 Milyon TL ALAN BAZLI TARIMSAL DESTEKLER Kimyevi Gübre

Detaylı

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) ANTALYA DA TARIM SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI SÜS BİTKİLERİ VE TIBBİ AROMATİK BİTKİLER ALT SEKTÖRÜ ÇALIŞMA GRUBU

Detaylı

Tarım Bilgi Sistemleri Tanıtım Toplantısı

Tarım Bilgi Sistemleri Tanıtım Toplantısı Tarım Bilgi Sistemleri Tanıtım Toplantısı Şubat 25, 2015-4:01:00 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı, "Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi Bilgilendirme

Detaylı

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAKKINDA UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (tebliğ 2016/26) *BUZAĞI DESTEKLEMESİ *MALAK DESTEKLEMESİ *ANAÇ KOYUN VE KEÇİ DESTEKLEMESİ *ÇİĞ SÜT DESTEKLEMESİ

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığı ve Türkiye Ziraat odaları Birliği tarafından düzenlenen bilgilendirme, toplantısında konuşan Ziraat odaları

Detaylı

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU Resim 1: Bakanlığımızca Geliştirilen Yerli Hibritlerimiz (ATAK S). 1. Kanatlı sektörü ile ilgili üretim, tüketim ve istihdam Bakanlığımız, 1930 lu yıllarda

Detaylı

MANİSA TİCARET BORSASI

MANİSA TİCARET BORSASI MANİSA TİCARET BORSASI KANATLI SEKTÖR RAPORU 2015 EĞİTİM ARAŞTIRMA BİRİMİ TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca Geliştirilen Yerli Hibritler (ATAK

Detaylı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ. Sadettin DİKMEN Şubat 2015

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ. Sadettin DİKMEN Şubat 2015 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ Sadettin DİKMEN Şubat 2015 SUNUM PLANI I. TARIMA DAYALI EKONOMİK YATIRIMLARI II. MAKİNE VE EKİPMAN ALIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI SUNUM

Detaylı

7020 SAYILI KANUN İLE YENİDEN YAPILANDIRMA İMKANI E-BÜLTEN

7020 SAYILI KANUN İLE YENİDEN YAPILANDIRMA İMKANI E-BÜLTEN E-BÜLTEN İLE YENİDEN 7020 SAYILI KANUN YAPILANDIRMA İMKANI 2016 yılında yapılan taksitlendirmeler ile ilgili ödeme süreleri de dörder ay uzatılmış ve Mayıs 2017 sonuna kadar süre tanınmıştır. Söz konusu

Detaylı

KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU KARKAMIŞ İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI SIRA HİZMETİN ADI NO ÇKS Kaydı İşlemleri 1 2 MGD Müracaatları Yem Bitkisi 3 Sertifikalı Fidan ve

Detaylı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

T.C. Kalkınma Bakanlığı T.C. Kalkınma Bakanlığı 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği- Turkey s Agricultural Policies at a Crossroads with respect to 2023 Vision 2023 Vision, Economic Growth and Agricultural

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 16 Ekim Dünya Gıda Günü Herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdaya ulaşma

Detaylı

T.C SİNOP VALİLİĞİ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı

T.C SİNOP VALİLİĞİ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı T.C SİNOP VALİLİĞİ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı 24.10.2017 Tanım Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı, kırsal alanda ekonomik

Detaylı

Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı 1 Kredilerde Son 8 Yılda 54 Kat Artış 2 Tarımsal Kredilerin Sektörel Dağılımı (%) 3 Son 7 Yılda 3,8 Milyon Çiftçiye 39 Milyar TL Kredi

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ Büyük tarımsal ekonomiler sıralamasında 7. sırada yer alan ülkemiz tarımının milli gelire, istihdama ve dış ticarete katkısı giderek artmaktadır. Tarım sektörü; 2008 yılında

Detaylı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ Selin ŞEN Eylül 2012 SUNUM PLANI I. SÜT ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERE YATIRIM II. ET ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERE

Detaylı

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI Dünyada Ham Yağ Üretimi (Milyon ton) Hammadde ihtiyacımızın yüzde 75 ini ithalatla karşılıyoruz. Bitkisel yağ sektörü, ayçiçeğinde hammadde yetersizliği nedeniyle dışa

Detaylı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI 2015 TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ Ülkemiz coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun

Detaylı

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun 30 uncu maddesinde, Genel Yönetim kapsamındaki idarelerin, ilk altı aylık

Detaylı

YURT İÇİ SERTİFİKALI FİDAN/ÇİLEK FİDESİ VE STANDART FİDAN KULLANIMI DESTEKLEMESİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYINLANDI

YURT İÇİ SERTİFİKALI FİDAN/ÇİLEK FİDESİ VE STANDART FİDAN KULLANIMI DESTEKLEMESİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYINLANDI YURT İÇİ SERTİFİKALI FİDAN/ÇİLEK FİDESİ VE STANDART FİDAN KULLANIMI DESTEKLEMESİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYINLANDI Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün yapısal özellikleri ve stratejik önemi nedeniyle dünyada

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI BASIN DUYURUSU

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI BASIN DUYURUSU HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI Sayı: 2016/65 03/05/2016 BASIN DUYURUSU 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanunun Ek 1 inci maddesi uyarınca hazırlanan ve 30/05/2014 tarihli ve 29015

Detaylı

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Doç.Dr.Tufan BAL 7.Bölüm Tarımsal Finansman ve Kredi Not: Bu sunuların hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.İ.Hakkı İnan ın Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Kitabından

Detaylı

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014 1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya 03.12.2014 2- Sanayinin Sorunlarını üniversite çözecek Hürriyet- 02.12.2014 Ankara Üniversitesi bünyesinde yeni kurulan Teknoloji Transfer Ofisi (TTO)

Detaylı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK TARIM VE HAYVANCILIK NEDİR? Organik tarımın temel stratejisi, kendine yeterli bir ekosistem oluşturarak, bu ekosistemdeki canlıların optimum

Detaylı

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 02.12.2016 / Ankara TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 1/6 geçirilecek olan KOBİ lere Nefes Kredisi için imzalar, Başbakanlık Çankaya Köşkü nde düzenlenen lansman

Detaylı

KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI. Mart 2011 ANTALYA

KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI. Mart 2011 ANTALYA KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI Mart 2011 ANTALYA Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP), Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nın 2011-2015 Tarım Strateji Belgesi

Detaylı

TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : 2090. Kabul Tarihi : 20/6/1977

TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : 2090. Kabul Tarihi : 20/6/1977 TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 2090 Kabul Tarihi : 20/6/1977 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 5/7/1977 Sayı : 15987 Yayımlandığı Düstur : Tertip

Detaylı

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde "Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde" 16 Ağustos 2014 Haber Linki: http://www.egemetropolgazetesi.com/haber/kentsel-donusumun-anahtari-kooperatiflerde-17554.html S.S. Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60 ÖZET: Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı nın (BAKA) yeni Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, görevine geçen ay başladı. Özen; ilk olarak ekip arkadaşlarım diye hitap ettiği BAKA nın personeliyle toplantı yaptı,

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/29

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/29 Ö z e t B ü l t e n Tarih : 09.06.2017 Sayı : 2017/29 Değerli Müşterimiz, BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER 7020 Sayılı Kanunla; kesinleşmiş olup son vade tarihi 31 Mart

Detaylı

Sağlıklı Tarım Politikası

Sağlıklı Tarım Politikası TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)

Detaylı

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti HAKKIMIZDA Detay Fuarcılık Organizasyon & Tanıtım Hizmetleri Limited Şirketi TOBB- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin Y-276 numaralı Yurtiçinde

Detaylı

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR «GENÇ TARIMCILAR GELECEĞE HAZIRLANIYOR» GÜNÜMÜZ TARIMINDA GERÇEKLER, HEDEFLER VE FIRSATLAR PANELİ TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR Prof.Dr. Cengiz SAYIN Akdeniz Üniversitesi / Ziraat Fakültesi

Detaylı

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14)

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14) 13 Mayıs 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29711 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR

Detaylı

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8 T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8 Z ;... Sayı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ile Bankacılık Kanunu'nda Değ Yapılması

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

2003-2011 T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

2003-2011 T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda sorunları

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. İzmir İlinin Son 5 Yıllık Dönemde Tarımsal Yapısı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ İzmir, sahip olduğu tarım potansiyeli ve üretimi ile ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Halen Türkiye de üretilen; enginarın

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TARIMDA DEĞİŞİM Dünyada 1970 li yıllarda; Tüketicilerin bilinçlenmesi, 1990 lı yıllarda

Detaylı

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 yılı sonrasında reform niteliğinde atılan adımlar: DGD desteklemede ana araç oldu DGD uygulamasına tüm yurtta geçilmesini öngören 2000/2172 sayılı BKK Oluşturulan Çiftçi

Detaylı

2008 / 13695 Hayvanciligin Desteklenmesi Hakkinda Kararda Degisiklik Yapilmasina Iliskin Karar

2008 / 13695 Hayvanciligin Desteklenmesi Hakkinda Kararda Degisiklik Yapilmasina Iliskin Karar 2008 / 13695 Hayvanciligin Desteklenmesi Hakkinda Kararda Degisiklik Yapilmasina Iliskin Karar 24.05.2008 / 26885 24 Mayıs 2008 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 26885 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı :

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Kasım 07, 2013-9:12:39 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin yılbaşı itibarıyla bebek maması, bitkisel sıvı yağlar,

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu Kasım 14, 2016-5:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, "Hayvancılıkta açığımızı et ithal ederek sürdürülebilir hale getiremeyiz. Mutlaka ve mutlaka

Detaylı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARSUS TİCARET BORSASI TARSUS TİCARET BORSASI Ülkemizde yetiştirilen tarımsal ürünlerden, tarımsal üretimin bir kısmı doğrudan tüketilirken, bir kısmı sanayide hammadde olarak işlenerek değişik gıdalara dönüştürülmektedir. Tarımsal

Detaylı

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ 2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ Pamuk sektörünün tarımı, ticareti ve sanayisi ile ülkemiz insanı ve ekonomisi için çok büyük öneme

Detaylı

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9

Detaylı

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI IPARD (2007-2013)

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI IPARD (2007-2013) KIRSAL KALKINMA PROGRAMI IPARD (2007-2013) 101 TARIMSAL İŞLETMELERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE TOPLULUK STANDARTLARINA ULAŞTIRILMASINA YÖNELİK YATIRIMLAR 2 101 101-1 Süt Üreten Tarımsal işletmeler 101-2

Detaylı

2 3 4 5 6 2006 2007 2008 2009 2010 Antalya, Isparta, Burdur 3.996.228 4.537.170 4.742.685 5.210.194 7.465.360 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 4.711.300 4.924.994 6.127.161 6.408.674 7.107.187 Adana, Mersin

Detaylı

IĞDIR İL GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM / DENEYİM TABLOSU

IĞDIR İL GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM / DENEYİM TABLOSU İl Müdürü İl Müdürü Yardımcısı (Teknik) İl Müdürü Yardımcısı (İdari) Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü Bitkisel Üretim ve Sağlığı Şube Müdürü Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

4 Kasım 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28811 ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINDIRILMALARININ DESTEKLENMESİ

4 Kasım 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28811 ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINDIRILMALARININ DESTEKLENMESİ 4 Kasım 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28811 YÖNETMELİK Orman Genel Müdürlüğünden: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINDIRILMALARININ DESTEKLENMESİ FAALİYETLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRMA ŞARTLARI

SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRMA ŞARTLARI SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRMA ŞARTLARI Ekrem TAŞBAŞI * I-GİRİŞ 6385 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanuna Sosyal güvenlik destek prim borçlarının yapılandırılması başlığını taşıyan Geçici

Detaylı

KÜRESEL GIDA KRİZİ KORKUTUYOR

KÜRESEL GIDA KRİZİ KORKUTUYOR KÜRESEL GIDA KRİZİ KORKUTUYOR Şebnem BORAN Gözde SEVİLMİŞ 2007/08 yıllarında ayaklanmalara neden olan gıda krizinin tekrarı endişesi tüm dünyayı sardı. Tarım ürünleri üreten ülkelerdeki kuraklık ve petrol

Detaylı

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI AKP, Kendinden Önceki 42 Hükümetin, 56 Yılda Kullandığı Paranın 2 Katından Fazla Parayı 10,5 Yılda Kullandı Türkiye de, çok partili

Detaylı

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI Prof. Dr. Emine Olhan A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü olhan@agri.ankara.edu.tr TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ 1.Doğrudan Gelire Yönelik Müdahaleler a. Fark ödeme sistemi

Detaylı

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ ARALIK 2014 101-1 Süt Üreten Tarımsal İşletmelere Yönelik Destekler Tarımsal işletmelerin sürdürülebilirliklerini ve birincil ürünlerin üretiminde genel performanslarını geliştirmek,

Detaylı

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI KAPSAMA GİREN İDARELER Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, İl Özel İdareleri ve Belediyeler, Büyükşehir Belediyeleri

Detaylı

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ KARAMAN ELMA PANELİ PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ 25 NİSAN 2016 Hazırlayanlar Uzman İsmail ARAS Uzman Hakan ANAÇ Araştırma, Etüt ve Planlama Birimi GİRİŞ Dünyanın en büyük elma üreticilerinden olan ülkemiz ve

Detaylı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

GENEL BAŞKANIN MESAJI GENEL BAŞKANIN MESAJI Küresel ekonomik kriz, ekonomiyi kalıcı olarak küresel dünyanın birinci önceliği haline getirdi. İkibinli yılların ilk dönemine yıkıcı bir savaş olan ABD nin Irak işgali damgasını

Detaylı

ASARCIK ĠLÇE GIDA TARIM ve HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HĠZMET STANDARTLARI

ASARCIK ĠLÇE GIDA TARIM ve HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HĠZMET STANDARTLARI ASARCIK ĠLÇE GIDA TARIM ve HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HĠZMET STANDARTLARI S. NO 1 2 HĠZMETĠN ADI ÇKS İlk Kayıt (Çiftçi Kayıt Sis.) ÇKS Kaydı Güncellemesi ĠSTENEN BELGELER 1-Nüfus cüzdanı fotokopisi (TC.Kimlik

Detaylı

HAFTALIK VERGİ RAPORU 22 Aralık 2014

HAFTALIK VERGİ RAPORU 22 Aralık 2014 Sayfa 1 / 5 HAFTALIK VERGİ RAPORU 22 Aralık 2014 I. KAMU MALİYESİNDE VE VERGİ MEVZUATINDA GELİŞMELER 1) 2013 Yılı Ocak-Kasım Döneminde 1,2 Milyar TL Olan Bütçe Açığı, 2014 Yılı Ocak-Kasım Döneminde 11,3

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu II. Sağlık Ekonomisi Kongresi, 4-5 Aralık 2014 Ecz. Halil Tunç Köksal Genel Sekreter Yrd. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Sosyal Güvenlik Reformu

Detaylı

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK: Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK: -BU FORUM KASIM AYINDA KATAR DA DÜZENLENECEK DÜNYA SOSYAL GÜVENLİK FORUMU NA IŞIK TUTACAKTIR -TÜRKİYE BUGÜN DÜNYANIN

Detaylı

GIDA İLE TEMAS EDEN MADDE VE MALZEME ÜRETEN İŞLETMELERİN KAYIT İŞLEMLERİ İLE İYİ ÜRETİM UYGULAMALARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

GIDA İLE TEMAS EDEN MADDE VE MALZEME ÜRETEN İŞLETMELERİN KAYIT İŞLEMLERİ İLE İYİ ÜRETİM UYGULAMALARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM GIDA İLE TEMAS EDEN MADDE VE MALZEME ÜRETEN İŞLETMELERİN KAYIT İŞLEMLERİ İLE İYİ ÜRETİM UYGULAMALARINA DAİR YÖNETMELİK Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı,

Detaylı

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir: SİRKÜLER 2017/34 27.05.2017 KONU : Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı. 7020 sayılı Bazı Alacakların

Detaylı

En Yüksek Prim Ödeyen 10 İşverene Ödül Verildi

En Yüksek Prim Ödeyen 10 İşverene Ödül Verildi En Yüksek Prim Ödeyen 10 İşverene Ödül Verildi SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: -2008 YILINDA YAŞANAN OLUMSUZLUKLARA ARTIK RASTLAMIYORUZ -PLAKET VERDİĞİMİZ İŞVERENLER DÜZENLİ PRİMLERİNİ ÖDEYEN,

Detaylı

MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 08.05.2013 Güney Ege Kalkınma Ajansı 2014-2013 Bölge Planı çalışmaları kapsamında, Ekonomik Araştırmalar ve Planlama Birimi tarafından 8 Mayıs 2013

Detaylı

KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, İŞ TANIMLARI VE GEREKLERİ BELGELERİ

KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, İŞ TANIMLARI VE GEREKLERİ BELGELERİ KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE GÖREV, İŞ TANIMLARI VE GEREKLERİ BELGELERİ KIRSAL KAKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRÜ KIRSAL KAKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE Yayın Tarihi 03.02.2014 Revizyon Tarihi 15.04.2014

Detaylı