T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ
|
|
- Deniz Bilgili
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ DOÇ. DR. A. CELAL İPLİKÇİOĞLU RAT FEMORAL ARTERLERİNDE FARKLI HEMOGLOBİN KONSANTRASYONLARINDA OLUŞTURULACAK VAZOSPAZMIN MORFOMETRİK ANALİZİ UZMANLIK TEZİ DR.MAHMUT ARSLAN İSTANBUL
2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 AMAÇ.. 3 GENEL BİLGİLER.. 6 A-TARİHÇE. 6 B-SUBARAKNOİD KANAMA... 9 C-İNTRAKRANİAL ANEVRİZMALAR 14 D-VAZOSPAZM.. 16 MATERYAL VE METOD.. 22 BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR 40 2
3 TEŞEKKÜRLER Uzmanlık eğitimim sırasında bana sağladığı olanaklar için S.B. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Sayın Uzm.Dr.Hayri ÖZGÜZEL e ve daha önceki başhekimlerimize, İhtisas sürem boyunca yetişmemde bana destek olan, eşsiz bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, mesleğimde en iyi beceriyi ve başarıyı kazanmamda çok büyük emekleri olan, ileriki yaşamımda da kendime örnek almaktan onur duyacağım, tezimin başlangıcından sonuna kadar, gerek maddi gerek manevi desteğini benden esirgemeyen çok değerli hocam; Nöroşirurji Kliniği Şefi Sayın Doç. Dr. A.Celal İPLİKÇİOĞLU na, araştırmamın laboratuar ve fikir çalışmalarındaki sonsuz yardımlarından dolayı Sayın Doç.Dr.Zafer BERKMAN a ve patoloji çalışmalarındaki yardımlarından dolayı Sayın Prof. Dr.Aydın SAV a ve Sayın Yrd.Doç.Dr.Süheyla Bozkurt a teşekkür ederim. Yıllarca beraber çalıştığımız ve birlikte çalışmaktan büyük memnuniyet duyduğum sevgili asistan arkadaşlarıma, tüm hemşire ve personel arkadaşlarıma sonsuz sevgi ve saygılarımla... Benim bu günlere gelmemi, bu başarıyı tatmamı sağlayan, bana her türlü güçlüğün altından nasıl kalkabileceğimi öğreten, her zaman için yanımda olduklarından emin olduğum ve onlarla daima gurur duyup onlara layık olmaya çalışacağım sevgili anneme, babama ve kardeşlerime sonsuz sevgi, saygı ve şükranlarımla Varlıklarını hep destekleyici ve koruyucu bir güç olarak yanımda hissettiğim sevgilerini her zaman kalbimde taşıyacağım sevgili eşim Hülya ARSLAN a ve kızlarım Zeynep ve Miray a yürek dolusu sevgilerimle Dr.Mahmut ARSLAN 3
4 GİRİŞ: Beyin, beyincik ve spinal kordun subaraknoid mesafesi içerisine genellikle arterial, nadirende diğer nedenlere bağlı olarak olan kanamaya subaraknoid kanama (SAK) denilmektedir. SAK lı bazı olguların ağır klinik tabloları nedeniyle tıbbi bakıma alınmadan kaybedilmeleri, bazılarıda ilk gören hekimin yanlış teşhisleri nedeniyle gerçek görülme oranlarını bildirmek oldukça güçtür. SAK tüm strokların % 10 unu ve serebrovasküler ölümlerin % 25 ini teşkil etmektedir. SAK nın görülme sıklığı her lik nufusta yılda 10 ile 16 arasında değişmekle birlikte, bu oranların yaş ilerledikçe arttığı bildirilmiştir (68).Dünyada SAK sıklığı 10.5/ olmakla beraber bu oran Japonya ve Finlandiya gibi ülkelerde 20/ in üzerindedir(118). SAK nın ortalama görülme yaşı strokun diğer tiplerine nazaran daha düşük olmasına rağmen, en sık görülme yaşı 60 lı yaşlar olarak bildirilmiştir (60,63). Diğer epidemiyolojik çalışmalarda SAK nın bir ileri yaş hastalığı olduğu konusunda fikir birliği vardır. SAK nın kümülatif olarak görülme sıklığı kadınlarda daha fazla olmasına rağmen, hayatın ilk dekadında erkek/kadın oranı 4/1, beşinci dekad da eşit olup, altıncı dekad da ise kadınlarda 10 kez daha yüksek görüldüğü bildirilmiştir (64,121). SAK nın zencilerde beyaz ırka nazaran ortalama 2.1 kat daha fazla görüldüğü bildirilmiştir (12). SAK travmatik (en sık neden) yada spontan olarak oluşabilir. Spontan SAK ya neden olan en sık neden % 80 oranında görülen anevrizma rüptürüdür (33,52,53,102). Rüptüre bir anevrizmada ikinci bir kanamanın mortalitesi % 70 e kadar çıkabilmektedir. İkinci kanama riski SAK sonrası birinci gün % 4 ile en yüksekken takip eden ilk 2 haftada % 1-2 civarındadır (124,125). Rüptüre bir intrakranyal anevrizmayı tedavi etmenin birinci amacı ikinci kez gelişebilecek bir kanamaya engel olmaktır. İkinci amacı ise gelişebilecek arteryel vazospazmı önlemek için agresif medikal tedaviye zemin hazırlamaktır (45). 4
5 SAK sonrası vazospazm yoğun araştırmaya tabi olmakla birlikte altında yatan patojenik mekanizmalar henüz netleşmemiştir. Subaraknoid mesafede kan pıhtısının bulunması ilave arteryel zedelenme, intrakaranial hipertansiyon, serebral iskemi veya enfarkt bulunmasa dahi (ki çoğu zaman bu durumlar bir arada bulunur) arteriyel spazm gelişmesi için yeterlidir(127). SAK a bağlı komplikasyonlar arasında olan vazospazm, subaraknoid kanama sonrası gelişen fokal serebral iskemininde başlıca nedenidir. Anevrizma kanamasından sonra gelişen en korkutucu komplikasyon tekrar eden kanamayken, erken cerrahinin yaygın olarak uygulanır olması sayesinde bu sorunun önemi azalmış ve vazospazm subaraknoid kanamanın mortalite ve morbidite açısından en riskli komplikasyonu haline gelmiştir. Serebral vazospazm bifazik bir süreçtir (10,19,49,65,112,115,120).Erken vazosapzm ilk 3 günde görülür ve kanın ani olarak çevre dokularda traksiyonu ve baskısı ile oluşan mekanik spazmdır.geç vazospazm ise 3-5 gün sonra başlar ve maksimal daralma günlerde olur, 6-8 günlerde pik yapar ve 2-4 haftada düzelir (10,18,52,53,65,71,99,108,110,112,113,115,120,124). Karşılaşılan intrakranyal anevrizmaların çoğunluğunun tanısı subaraknoid kanamadan sonra konulabilmektedir.son 10 yılda ölüm oranları hafifçe azalsa da (35) anevrizmal SAK da % 50 ye ulaşan mortalite (31) ve %15-20 kadar morbidite oranları mevcuttur, hastaların ancak %25-35 inde orta-iyi derece düzelme kaydedilir (96,103). Günümüzde anevrizma cerrahisine alınabilen hastalarda mortalite % 5 in altındadır. Tedavideki bu ilerleme, cerrahi yaklaşım tekniklerinin gelişmesi ve mikroşirurji tekniklerinin kullanılması sonucudur. Mikroskobun operasyonda kullanılması, mikroşirurjikal aletlerdeki gelişmeler, nöroradyoloji, nöroanestezi ve yoğun bakım şartlarının gelişmesi tedavi sonuçlarının ilerlemesine katkıda bulunmuştur (33,52,53,102). 5
6 AMAÇ: Anevrizma yırtılmasına bağlı subaraknoid kanamanın tıbbi ve cerrahi tedavisinde son 20 yılda önemli gelişmeler oldu. Anestezi ve yoğun bakım alanındaki ilerlemeler, yeni geliştirilen nöral dokuyu koruyucu ajanlar, SAK ya bağlı ortaya çıkan vazospazm ve diğer metabolik bozuklukların fizyopatolojisiyle ilgili bilgi birikimi, tıbbi tedavideki başlıca atılımlardır.tüm bu gelişmelere karşın hastaların % u hastaneye ulaşamadan kaybedilmekte, kalan hastalarda ise mortalite % arasında seyretmektedir (37). Anevrizma kanamasından sonra gelişen en korkutucu komplikasyon tekrar eden kanamayken, erken cerrahinin yaygın olarak uygulanır olması sayesinde bu sorunun önemi azalmış ve vazospazm subaraknoid kanamanın mortalite ve morbidite açısından en riskli komplikasyonu haline gelmiştir. Hastaneye ulaşabilen SAK lı hastalarda mortalite ve morbiditenin en önemli sebebi olarak vazospazm bildirilmektedir (13). Serebral vazospazm en basit şekli ile bir anevrizma kanaması sonrası açığa çıkıp, sisterna içinde toplanmış olan kan, kan metabolitleri ve bazı kimyasal maddelerin, beyin bazalinde yerleşmiş geniş kapasiteli arterlerde meydana getirdiği lokal veya diffüz daralma olarak tanımlanabilir (5,14,20,33,39,54,56,71). Serebral vazospazm, serebral arterlerin daralması ve kasılması olup ilk kez 1859 yılında Gull (34) tarafından tariflenmiş ve 1951 yılında Ecker ve Riemenschneider (22) tarafından anjiografik olarak gösterilmiştir. Serebral vazospazmın fizyopatolojisinde subaraknoid mesafeye ulaşan kanın serebral vazospazm gelişmesine neden olduğu konusunda kuşku yoktur. Deneysel çalışmalarda subaraknoid mesafeye enjekte edilen kanın vazospazma neden olduğu gösterilmiştir (85,131). Klinik çalışmalarda da anevrizma kanamasından hemen sonra elde edilen BT kesitlerinde saptanan kan miktarının geç iskemik defisit gelişiminin en önemli göstergesi olduğu gösterilmiştir (26,30). 6
7 Fisher ve arkadaşları BT deki kan miktarını derecelendirmiş ve artan dereceler ölçüsünde subaraknoid mesafede bulunan kan miktarı ile doğru orantılı olarak vazospazm gelişme riskinin de arttığını ortaya koymuştur. SAK sonrası BT de sisternal kan miktarını değerlendirmede Fisher (45) derecelendirme yöntemi (Tablo 6) kullanılır (26). Subaraknoid mesafeye ulaşan eritrositlerin hemolizi sonucu vazoaktif maddeler salınır.eritrositlerin yıkımı (3-5.günler) ile klinik vazospazmın başlangıcı eş zamanlılık gösterir. Mayberg ve arkadaşları 1990 da (67) domuz modelinde yaptıkları çalışmada tam kanı önce iki kısma ayırmışlar.birinci kısım kırmızı kan hücreleri, ikinci kısım ise beyaz kan hücreleri ve plateletten zengin plazma. Kırmızı kan hücrelerinide tekrar hemoglobin içeren sitozol ve eritrosit membranları olarak ikiye ayırdı. Her fraksiyonu domuz orta serebral arterine 10 gün boyunca uygulamışlar. Hemoglobin içeren sitozol lümen alanında azalma oluştururken diğer kan ürünleri herhangi bir değişiklik oluşturmamış. Mayberg ve arkadaşları bu çalışmalarında tam kanı fraksiyonlarına ayırarak, beyaz kan hücreleri, plateletten zengin plazma ve eritrosit membranlarının vazospazmda etkili olmadığını fakat hemoglobin içeren sitozolun ise vazospazmda etkili olduğunu göstermişlerdir. White ve arkadaşlarının 1987 yılında köpeklerde yaptığı çalışmada beyin omurilik sıvısı (BOS) ndaki hemoglobin konsantrasyonu ile vazospazm arasında bir ilişki olmadığını söylemişlerdir (90). Vazospazmdan tek bir etkenin değilde birçok etkenin beraber sorumlu olduğu görüşü üzerinde durmuşlardır. Yinede eritrosit yıkım ürünlerinden olan oksihemoglobin ve hemoliz ürünlerinin, domuz, kedi, köpek, maymun ve insan baziler arterinde kontraksiyon oluşmasına neden olduğunu göstermişlerdir (8,32,43,74,84,128). oksihemoglobinin insan serebral Bazı araştırmacılarda SAK da arterlerinde spazmojenik olduğunu fakat oksihemoglobinin tek başına spazm oluşturmada yeterli olamayacağı görüşünü savunmuşlardır (128). White ve arkadaşlarının çalışmasında oksihemoglobinin 7
8 vazospazmda etkili olduğunu fakat BOS daki diğer bazı maddelerinde vazospazma neden olduğunu bildirmişlerdir. Biz çalışmamızda farklı hemoglobin konsantrasyonlarındaki aynı miktar kanın oluşturduğu subaraknoid kanamada, hastalarda meydana gelen vazospazmın subaraknoid mesafede bulunan hemoglobin konsantrasyonu ile ilişkili olup olmadığını değerlendirdik, çıkan sonuçları morfolojik olarak karşılaştırdık. 8
9 GENEL BİLGİLER: A-TARİHÇE: Antik çağda Efes li Rufus tarafından travma sonrası bir damarda anevrizmatik genişleme olabileceği ve bunun kanama yapabileceği tariflenmiştir lerin sonlarında Bonet ve Wiseman SAK ın anevrizmatik bir kanama olabileğini tahmin ettikten yaklaşık 100 yıl sonra 1769 da Morgagni SAK ı saptamış fakat kesin anevrizmadan kanadığına yönelik bir ifade de bulunamamıştır (28). Gerçek anlamda ilk anevrizma tarifini 1765 de Biumi yaptıktan sonra 1814 de Blackall kanamış bir anevrizmayı bildirmiştir (96). Anevrizmaya yönelik ilk cerrahi girişimi 1885 de Horsley kanamayı önlemek için her iki karotis arteri bağlayarak yapmıştır yılında anjiografinin bulunmasından sonra ilk kez 1935 de anevrizma anjiografik olarak gösterilmiştir (102) yılında İngiliz fizikçi Gull (34), genç bir kadında intrakranyal patoloji tesbit etmiş ve hastalığın dördüncü gününden itibaren hastanın genel durumunun giderek bozulduğunu tesbit etmiştir. Hasta öldükten sonra yapılan otopsi çalışmasında orta serebral arter anevrizması ruptürüne bağlı silvian sisternde büyük kan pıhtısı ve yoğun serebral ödem tesbit edilmiştir ve bu durum Gull tarafından vazospazma bağlı ikinci bir serebral infarkt olarak tanımlanmıştır yılında Zuker (132) kan serumu ve trombositlerin damar duvarında düz kas liflerinde kasılmalara neden olduğunu, eritrosit yıkımının vazokonstrüktif aktivite gösterdiğini ortaya atmıştır. Anjiografik olarak vazospazm ilk kez 1951 yılında Ecker ve Riemenschneider (22) tarafından gösterilmiş ve tanımlanmıştır. Allcock ve Drake (3) 1965 yılında SAK sonrası 10. günden sonra opere ettikleri vakalarda mortalite oranının, ilk 3 günde ve 3.gün ile 10. gün arasında opere ettikleri vakalara oranla anlamlı derecede düşük olduğunu bildirmişlerdir ve 9
10 intrakranial anevrizmalı olgularda ameliyat sonrası mortalite ve morbiditeyi etkileyen asıl sebebin vazospazm olduğunu belirtmişlerdir. Suzuki (112) 1970 yılında damarların çevresindeki trombusun vazospazm oluşmasında önemli rolü olduğunu ve erken cerrahi ile pıhtının temizlenmesinin olumlu sonuçlar verdiğini bildirmiştir. Suzuki ve Yashimato (110) hastanın hastaneden çıkış hali ve yatiş süresini etkileyen en önemli faktörün cerrahi girişim sırasındaki bilinç durumu olduğunu göstermişler ve bilinci etkilenmeyen hastalarda SAK tan sonraki ilk hafta içinde cerrahi girişimin yapılmasını önermişlerdir. Saito ve arkadaşları (99) SAK sonrası 4.gün civarında anjiografik vazospazmın başladığını ve bunun ortalama 2 hafta sürdüğünü göstermişlerdir.erken dönemde cerrahi tedavi gören hastalarda subaraknoid pıhtının veya kanlı BOS un çıkarılması vazospazmın gelişmemesi veya çok hafif gelişmesine neden olduğunu bildirmişlerdir. Takemea ve arkadaşları (115) Bilgisayarlı Tomografi (BT) de bazal sisternalarda ve silvian fissürde kan görülen olgularda anjiografik vazospazm gelişme ihtimalinin yüksek olduğunu, yine BT de SAK olmayanlarda vazospazm gelişmediğini bildirmişlerdir. Pıhtının çıkartılması için erken cerrahi önermişlerdir. Sazaki arkadaşları (100) 1980 yılında oksihemoglobinin (oksi-hb) methemoglobine (met-hb) oksidasyonu sonucu ortaya çıkan serbest radikaller ve lipid peroksidasyonunun kronik vazospazmda etkili olduğunu göstermişlerdir. Fisher ve arkadaşları (26) 1980 yılında BT de bazal sisternlerdeki kan miktarına göre bugünde kabul edilen sınıflamasını yapmışlardır. Kassel ve arkadaşları (55) 1982 yılında intravasküler volümün genişletilmesi, hipertansiyon oluşturulması ile yaklaşık % 80 olguda nörolojik tablonun düzeldiğini belirttiler. Günümüzde de bu yöntem erken cerrahi ile takrar kanamayı önledikten sonra vazospazmın enerjik tedavisinin yapılmasına olanak sağlamaktadır. 10
11 Serebral vazospazmın patogenezinin ortaya konması ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile ilgili klinik ve laboratuvar çalışmaları hala sürmektedir. Çeşitli farmakolojik ilaçlar yanında transluminal anjioplasti ile iyi sonuçlar alınmakta ve gen tedavisi ile ilgili çalışmalarda devam etmektedir. 11
12 B- SUBARAKNOİD KANAMA SAK ile başvuran hastalarda genelde ilk belirti ani başlayan şiddetli başağrısıdır. Hastalarda bunun yanı sıra kısa süreli bilinç kaybı, bulantı, kusma, fokal nörolojik bozukluklar ve ense sertliği görülebilir(100). Sıklığı: Dünyada SAK sıklığı 10.5/ olmakla beraber bu oran Japonya ve Finlandiya gibi ülkelerde 20/ in üzerindedir(100). Anevrizmal SAK görülme sıklığı son yıllarda artan yaş ile birlikte artmıştır(23). Etiyolojisi: SAK nın primer nedeni travmadan sonra vakaların % 9-15 inde belirsizken, vakaların % 80 inden fazlasında intrakranyal anevrizma yırtılmasıdır (76,100). Sebebi bilinmeyen SAK vakalarında kan genellikle ponsun önünde bulunur ve silviyan sisternin bazal kısımlarına ve çevre sisternlere yayılım gösterebilir. Venöz kanamalar, iç kısımlara giden küçük arterlerin kopması yada görüntüleme yöntemleri ile gösterilemeyen mikro arteryovenöz malformasyonlar (AVM), nedeni bilinmeyen kanamanın kaynağı olabilir(74,76). İntrakranyal arter diseksiyonları, dural AVM ler, serebral AVM ler, kanama bozukluğu, madde bağımlılığı, spinal kaynaklı kanama gibi nedenlerde SAK nın % 5 lik bir kısmından sorumludurlar (100). SAK nın değerlendirilmesi: SAK sonrası hastanın klinik durumunu derecelendirmek için en çok Hunt ve Hess skalası (H&H) (36) (tablo 1) ile Yaşargil skalası (110) (tablo 2) kullanılır yılında bu skalalara Dünya Beyin Cerrahları Federasyonu (WFNS) (73) (tablo 3) tarafından önerilen yeni bir decelendirme yöntemi eklenmiştir. SAK sonrası sonuçları değerlendirmek için genellikle Glaskow sonuç skalası (GOS) (41) (tablo 4) ve Rankin derecelendirmesi (72) (tablo 5) kullanılmaktadır. 12
13 Tablo 1: Hunt ve Hess SAK derecelendirme skalası Grade 0 Grade I Grade II Grade III Grade IV Grade V Klinik bulgular SAK yok Asemptomatik veya hafif başağrısı, hafif ense sertliği var Orta-hafif başağrısı, ense sertliği var, kranyal sinir felci dışında nörolojik defisit yok Konfüzyon ve hafif fokal defisit var Stupor veya hafif-orta fokal defisit var Derin koma, deserebral postür var Tablo 2: Yaşargil SAK derecelendirme skalası Grade 0a Grade 0b Grade 1a Grade 1b Grade 2a Grade 2b Grade 3a Grade 3b Grade 4 Grade 5 Klinik Bulgular Intakt anevrizma ve nörolojik defisit yok Intakt anevrizma ve nörolojik defisit var SAK sonrası, asemptomatik SAK sonrası, asemptomatik ve fokal defisit var SAK sonrası, meningeal irritasyon bulgusu ve başağrısı var SAK sonrası, meningeal irritasyon bulgusu, fokal defisit var SAK sonrası, konfüzyon SAK sonrası, konfüzyon ve fokal nörolojik defisit Semikoma (sesli uyarana) yanıt yok, ağrılı uyarana var SAK sonrası, derin koma Tablo 3: WFNS SAK derecelendirme skalası Grade 0 Grade I Grade II Grade III Grade IV Grade V Glaskow koma skoru Motor defisit Yok ve SAK yok Yok Yok Var Var Var veya yok 13
14 Tablo 4: Glaskow Sonuç Skalası SAK sonuç derecelendirme skalası Grade V Grade IV Grade III Grade II Grade I Klinik Bulgular Tam iyileşme Orta düzeyde yetersizlik Ağır derecede yetersizlik (şuurlu fakat bağımlı) Şuursuzluk Ölüm Tablo 5: Rankin SAK sonuç derecelendirme skalası Grade I Grade II Klinik Bulgular Belirgin yetersizlik yok: tüm günlük aktiviteleri yapabilir Hafif düzeyde yetersizlik: bazı özellikli aktiviteleri yapamaz Grade III fakat yardım almaksızın işlerini yapabilir Orta düzeyde yetersizlik: bazen yardıma ihtiyaç duyar fakat Grade IV yardım almaksızın yalnız yürüyebilir Ağır düzeyde yetersizlik: yatağa bağımlı, mesane kontrolü yapamaz, hemşire bakımına ihtiyaç duyar Görüntüleme Çalışmaları : Bilgisayarlı tomoğrafi (BT) SAK şüphesi olanlarda ilk teşhis yöntemidir (57,100). İlk 24 saat içinde BT ile tanı oranı % 90 ın üzerindeyken 5. günün sonunda bu oran % 60 lara düşmektedir (46). BT, SAK teşhisi dışında kanamanın yeri, hematom, hadisenin ciddiyeti, gelişebilecek hidrosefali ve olası beyin lezyonları hakkında da bilgi verebilir (99). BT anjiografide (BTA) tanı oranının % 97 olduğu bildirilmesine rağmen küçük anevrizmalarda (<5 mm) konvansiyonel anjiografiden daha az güvenilmektedir. Bu teknikte anevrizma ile beraber kemik yapılarıda değerlendirmek mümkün olabilmektedir (2,103). Dijital Substraction Anjiografi (DSA) anevrizma tesbiti için altın standart olarak kabul edilmektedir (100). İşlem sırasında veya sonrasında % 2 kadar komplikasyon görülebilir (14,30). BT de SAK görülen hastaların % 20 kadarında 14
15 DSA da kanama nedeni tesbit edilemeyebilir (43). DSA tekrarlandığında bunların % 20 kadarında anevrizma görülebilir (76). Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) tekniği ile SAK ı erken dönemde değerlendirmek kısıtlı olsa da FLAIR ve diffuzyon MR teknikleri ile erken dönemde SAK tesbit edilebilir (68,86). SAK ın subkronik aşamasında subaraknoid mesafedeki kan MRI da BT den daha iyi tesbit edilebilir (69). 15
16 C- İNTRAKRANİAL ANEVRİZMALAR Damar duvarının kalıcı ve lokalize olarak genişlemesi anevrizma olarak adlandırılmaktadır. Intrakranyal anevrizmaların % 98 kadarını sakküler anevrizmalar oluşturur. Diğer anevrizma tipleri olarakta fuziform, dissekan, mikotik ve travmatik anevrizma sayılabilir (110). Anevrizmaların sonradan kazanılan lezyonlar olduğu bilinmesine rağmen ailesel yatkınlık olan vakaların olduğuda bilinmektedir. Arteryel ayrılma yerleri üzerindeki hemodinamik stres anevrizma oluşumuna zemin hazırlar ve ateroskleroz, hipertansiyon, bağ dokusu hastalıkları bu süreci hızlandırabilir (104). Intrakranyal anevrizmaların genel nüfusta görülme oranları % 5 kadardır. Intrakranyal yerleşim olarakta, internal karotid arter (ICA) (%24-%41), ön serebral arter (ACA) (%30 - %39), orta serebral arter (MCA) (%20 - %33) ve vertebrobasiler arter (VBA) (%4 - %12) şeklinde bir dağılım göstermektedir (104). Risk faktörleri: Anevrizma olgularının artan yaş ile birlikte görülme sıklığı artar (54). 40 yaş altında kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta görülürken bu yaştan sonra hormonal değişikliğinde etkisiyle kadın hakimiyeti öne çıkar (52,86). Sigara içmek içmeyenlerle kıyaslandığında 2 kat risk oluşturur. Sigara damar endotel hasarı, trombosit fonksiyonlarını geciktirme ve damar duvarını tamirini inhibe ederek aterom plağı oluşmasına sebep olur (63). Sigara sistolik hipertansiyon artışına sebep olduğundan, SAK oluşumu sigara içiminden sonraki 3 saat içinde en yüksektir (53,54). Willis poligonunda oluşturduğu hemodinamik stresten dolayı hipertansiyon SAK riskini 3 kat artırır (54). Yine alkol karaciğer fonksiyonunu bozmasına sekonder trombogenezde değişikliğe yol açar ve ani kan basıncı artmasına bağlı anevrizma yırtılması görülebilir (54). 16
17 Genetik faktörlerin SAK oluşumundaki etkileri son yıllarda giderek ön plana çıkmıştır. Finlandiya da anevrizmal SAK lı olguların % 10 kadarının en az 2 akrabasında anevrizma tesbit edilmiştir. Ailevi intrakranyal anevrizmalar, sporadik olgular ile kıyaslandığında daha küçük ve daha erken rupture olma eğilimindedirler (77,78). Polikistik böbrek hastalığı, Tip 4 Ehlers-Danlos sendromu, Tip 1 nörofibromatosis ve Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıklarında da anevrizmal SAK oluşumu artar (86). 17
18 D-VAZOSPAZM Serebral vazospazm en basit şekli ile bir anevrizma kanaması sonrası açığa çıkıp, sisterna içinde toplanmış olan kan, kan metabolitleri ve bazı kimyasal maddelerin, beyin bazalinde yerleşmiş geniş kapasiteli arterlerde meydana getirdiği lokal veya diffüz daralma olarak tanımlanabilir (5,12,17,28,33,47,49,60). SAK a bağlı komplikasyonlar arasında hipertansiyon, intrakranial basınç artışı, intraserebral kanama, intraventriküler kanama, subdural kanama, tekrar eden kanama, serebral vazospazm, hidrosefali, nöbet, medikal komplikasyonlar, terson sendromu ve nöropsikolojik bozukluklar yer alır.(96) Subaraknoid kanama sonrası gelişen fokal serebral iskeminin başlıca nedeni vazospazmdır. Anevrizma kanamasından sonra gelişen en korkutucu komplikasyon tekrar eden kanamayken, erken cerrahinin yaygın olarak uygulanır olması sayesinde bu sorunun önemi azalmış ve vazospazm subaraknoid kanamanın mortalite ve morbidite açısından en riskli komplikasyonu haline gelmiştir. Vazospazmdan söz edildiğinde anjiografik ve klinik vazospazmı ayırmak gerekir. Anjiografik vazospazm radyolojik olarak serebral damar çapında meydana gelen daralmayı ifade eder. Klinik vazospazm ise son yıllarda daha çok tercih edilen terim olan geç iskemik defisitle eş anlamlı olarak kullanılır ve serebral damarların daralması ile birlikte gelişen iskemik belirti ve bulguların oluşturduğu sendromu tanımlar. Anjiografi ile hastaların % 70 kadarında Willis poligonunu oluşturan damarlarda vazospazm görülür.(66) Bu hastaların % 30 semptomatiktir. İnsidans: Anevrizmal SAK larda vazospazm değişik serilerde % arasındadır. Bu oran % 78 düzeyine kadar yükselebilir(18,28,45,46,49). Olguların % 70 kadarında anjiografik olarak vazospazm görülür. Bunların % u semptomatik vazospazm olarak ortaya çıkar(49,108). Semptomatik vazospazm gelişen hastaların % 50 sinde enfarkt gelişir(57). 18
19 Predispozan faktörler: BT de SAK miktarı ile vazospazm gelişme olasılığı arasındaki ilişki Takemae ve arkadaşları (97) ve Fisher ve arkadaşları (22) tarafından bildirilmiştir. Klinik evresi kötü olanlarda, intraventriküler kan ve hidrosefalisi olanlarda, ateş ve lökositozu olanlarda, hipovolemi ve hiponatremisi olanlarda vazospazm görülme riski daha yüksek olarak bildirilmiştir (1,4,7,9,13,17,28,80). Patofizyoloji: Serebral vazospazmın patofizyolojisi oldukça komplekstir ve multifaktöriyeldir(49,58,59). Subaraknoid kan pıhtısının bulunması, ilave arteriyel zedelenme, intrakranial hipertansiyon, serebral iskemi veya enfarkt bulunmasa dahi (ki çoğu zaman bu durumlar bir arada bulunur) arteriyel spazmın gelişmesi için yeterlidir(108). Serebral vazospazmın fizyopatolojisi kesin olmamakla birlikte subaraknoid mesafeye ulaşan kanın serebral vazospazmın gelişmesine neden olduğu konusunda kuşku yoktur. Deneysel çalışmalarda subaraknoid mesafeye enjekte edilen kanın vazospazma neden olduğu gösterilmiştir. (70,111) Klinik çalışmalarda da anevrizma kanamasından hemen sonra elde edilen BT kesitlerinde saptanan kan miktarının geç iskemik defisit gelişiminin en önemli göstergesi olduğu gösterilmiştir. (22,26) Fisher ve arkadaşları BT deki kan miktarını derecelendirmiş ve artan dereceler ölçüsünde vazospazm gelişme riskinin de arttığını ortaya koymuştur. SAK sonrası BT de sisternal kan miktarını değerlendirmede Fisher (38) derecelendirme yöntemi (Tablo 6) kullanılır (22). 19
20 Tablo 6: Fisher derecelendirme skalası BT görülen kan Kan yok 1 mm den ince diffuz veya vertikal tabakalar Lokalize kan ve/veya 1 mm den kalın vertikal tabaka Diffuz SAK veya SAK olmaksızın intraserebral veya Grade 1 Grade 2 Grade 3 Grade 4 intraventriküler kan Subaraknoid mesafeye ulaşan eritrositlerin hemolizi sonucu vazoaktif maddeler salınır. In vitro ve in vivo çalışmalar bu maddeler arasında vazospazm gelişimindeki ana sorumlunun oksihemoglobin olduğunu göstermiştir.( 6,70,107). Oksihemoglobinin hangi mekanizmayla damar düz kasında kasılmaya neden olduğu kesin değildir. Olasılıkla birden fazla mekanizmayla etki etmektedir. Serabral damarların tonusu büyük ölçüde vasküler endotelyum tarafından düzenlenir. Bu endotel kaynaklı gevşemeye yol açan faktör (Nitrik oksit) ve endotel kaynaklı kasılmaya yol açan faktör (Endotelin) arasındaki dengeyle sağlanır. Plazma ve BOS endotelin konsantrasyonu SAK sonrası vazospazmda artar. İnvivo çalışmalar ile endotelinin intrasisternal enjeksiyonu ile serebral arterlerde uzun süreli daralma olduğu gösterilmiştir(50). Oksihemoglobin doğrudan nitrik okside bağlanarak yada oluşumuna neden olduğu superoksit anion radikalinin nitrik oksidi ortadan kaldırmasıyla vasküler tonusu vazokonstrüksiyon yönünde etkiler. Bununla birlikte endotel hücrelerinden endotelin salınmasınıda uyararak vazospazmı her iki yoldanda stimüle eder. (107) Damar duvarındaki yapısal değişiklikler: SAK da serebral arterlerde meydana gelen yapısal değişiklikler ışık mikroskobu ile incelenmiş olup; damar duvarında kalınlaşma, lümen çapında 20
21 azalma, internal elastik laminada kalınlaşma, endotel hücre yapısında ve devamlılığında bozulma, düz kaslarda vakuoller, intimaya prolifere myointimal hücre migrasyonu, perivasküler akson kaybı ile birlikte olan periadventisyal inflamasyon gösterilmiştir(4,16,56,58,59,61). Vazospazmda görülen histolojik değişiklikler tablo 7 de gösterilmiştir. Tablo 7: Vazospazmda görülen histopatolojik değişiklikler Zaman Damar tabakası Patolojik değişiklikler Enflamatuar hücrelerde artma(lenfositler, plazma hücreleri, mast hücreleri ve konnektif doku artışı Kas nekrozu ve elastika gevşekliği Endotelial şişme ve vakuolizasyon ile birlikte kalınlaşma, interendotelial gergin bileşkelerin açılması Düz kas hücrelerinin proliferasyonu sonucu ilerleyici intimal kalınlaşma Adventisya 1-8. günler Media İntima günler İntima Tanı: Serebral vazospazmın tanısını klinik ve anjiografik olarak ikiye ayırmak mümkündür.klinik vazospazm esas nörolojik defisitten sorumludur(7,17,33,34). Serebral vazospazmın klinik tanısında sık ve dikkatli nörolojik muayene gereklidir. Klinik durum daralmış arterin lokalizasyonu ve şiddetine, hastanın yaşına, genel durumuna, SAK komplikasyonlarına ve iskemik beyinde kollateral sirkülasyonun varlığı gibi bir çok değişikliğe bağlıdır(1,7,17,21,33,34). Klinik vazospazm fokal nörolojik defisitler, konfüzyon ve azalmış bilinç düzeyi ile kendini belli eder. Klinik 21
22 grade de kötüleşme, ateş, lökositoz, hiponatremi, hipovolemi varlığı vazospazm gelişiminin önemli bulgularıdır(1,7,17,21,33,34). Kalıcı serebral enfarktüse ilerleme semptomatik olguların yaklaşık % 50 sinde olur. Geri kalanlarda defisitsiz iyileşme anjiografik vazospazmın devam etmesine rağmen olabilir(7,17,33,34). Anjiografide arterlerin daralma derecesine göre vazospazm hafif (%25), orta (%50) ve ağır (%75) olarak sınıflandırılabilir(84). Serebral vazospazm klinik olarak SAK sonrası dördüncü günde başlar, yedi- sekizinci günler arasında en yüksek düzeyine çıkar ve şiddeti azalarak ikinci haftanın sonuna doğru düzelir. Anjiografi vazospazmı belirleyen en iyi tanı yöntemidir. Ancak vazospazm riski olan olgularda, SAK tan sonra ilk 48 saat içinde yapılan BT ve transkranial doppler USG önemli bilgiler verir. Noninvaziv bir yöntem olan transkranial doppler USG de damar lümeni daraldıkça arter kan akım hı ının arttığı görülmüştür. Bu yöntemle serebral kan akımının monitörüzasyonu mümkündür ve vazospazma gidiş konusunda önemli ipuçları elde edilmektedir(1,22,32,65,67,87). Tedavi: Tedavi genellikle önce profilaktik olarak planlanır, bu metodlar arasında hipertansiyon, hipervolemi, hemodilüsyon ve kalsiyum kanal antagonistleri yer alır. Tedavide amaç vazospazmın gelişmesini önlemek ve vazokonstrüksiyona bağlı gelişecek iskemiya karşı beyni korumaktır. Vazospazmın gelişimi ile kan volümü ve damar çevresindeki kalış süresinin önemi vurgulanmıştır. Weir in çalışmasında SAK ı takiben ilk 48 saat içerisinde pıhtının uzaklaştırılması vazospazmı azaltmıştır(105). Günümüzde erken cerrahi ile pıhtının boşaltılması kabul gören bir tedavi yöntemidir (33,40,89,91,93). Kassel ve arkadaşları tarafından 1982 yılında bildirilen (48), hipertansiyon, hipervolemi ve hemodilüsyon bugün yine serebral vazospazmın tedavisinde en sık kullanılan tedavi yaklaşımıdır. Normal beyinde serebral kan akımı kan basıncındaki geniş değişimlere rağmen sabit bir düzeyde tutulur. İskemik beyinde ise arterioller dilate olduğu için sistemik dolaşımdaki kan basıncı değişimleri serebral dolaşıma 22
23 aynı şekilde yansır. Bu nedenle kardiak autput u artıran mekanizmalar vazospazmın önlenmesinde kullanılmaktadır. Kan basıncının arttırılması ve hemodilüsyon ile vazospazma bağlı semptomların azaldığı pek çok çalışma ile bildirilmiştir(40,75,98). Hemodilüsyonda hemotokrit % 35 in altına düşürülür. Kan basıncı fizyolojik sınırlarda tutulur. Kalsiyum kanal antagonistleri; damarların dilatasyonu, nöronal koruyucu etki, eritrosit elastikiyetindeki artış, trombosit agregasyonundaki azalma gibi etkilerle vazospazmdaki patolojik süreci çok yönlü etkileyebilirler (15,20,31,40,64,88). Nimodipinin serebral kan akımı üzerinde bir etkisi yoktur, vazospazmdaki etkisi iskemik nöronlarda kalsiyum salınımını azaltması yoluyladır. Diltiazem, nikardipin ve nimodipin; serebral arter düz kasına affinite gösterir ve vazokonstriksiyonu antagonize eder. Güçlü bir lipid peroksidasyon inhibitörü olan trilizad ın SAK sonrası gelişen vazospazmı azalttığı gösterilmiştir(37). Transluminal balon anjioplasti, diğer tedavi şekillerine yanıt vermeyen dirençli vazospazmda kullanılabilir ve nörolojik defisitlerin gelişimini engelleyebilir (27,51,109). 23
Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar
Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Acil Tıp Anabilim Dalı Olgu 1 25 yaşında inşaat işçisi Yüksekten düşme E2M3V2
DetaylıHEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD
HEMORAJİK İNME Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD İntraserebral kanamalar inmelerin %10-15 ini oluşturmaktadır. İntraparenkimal, subaraknoid, subdural ve
DetaylıMiddle Cerebral Artery (MCA) Aneurysms in Multiple Intracranial Aneurysms
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 23:(3)# 8;195-200, 2006 http://www.jns.dergisi.org/text.php3?id=99 Araştırma Yazısı Middle Serebral Arter (MCA) Anevrizmalarının, Multiple İntrakranial Anevrizmalarda
DetaylıAORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015
AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile
Detaylı(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ
ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma
DetaylıDoppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ
Doppler Ultrasonografi PROF. DR. NEVZAT UZUNER ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Ekstrakraniyal Doppler Ultrasonografi Endikasyonları GİA veya inme geçiren hastalar Boyunda üfürüm duyulan hastalar Subklaviyan
DetaylıİNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak
İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak
DetaylıTemel Nöroşirürji Kursları Dönem 4, 3. Kurs Mart 2018, Altınyunus Hotel, Çeşme, İzmir
Türk Nöroşirürji Derneği Temel Nöroşirürji Kursları Dönem 4, 3. Kurs 14-18 Mart 2018, Altınyunus Hotel, Çeşme, İzmir 14 Mart 2018 Çarşamba PROGRAM OTELE GİRİŞ 16:00 18:00 OTURUM 1 AÇILIŞ ve KONUŞMALAR
DetaylıBeyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi
Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi (Nörovasküler Cerrahi) BR.HLİ.015 Sinir sisteminin damar hastalıkları ve bunların cerrahi tedavisi beyin ve sinir cerrahisinin spesifik ve zorlu bir alanını
DetaylıAsendan AORT ANEVRİZMASI
Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı
DetaylıNörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu
Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına
DetaylıYoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon
Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor
DetaylıBugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi
Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite
DetaylıNORMAL KAROTİS ARTER İLE ATEROSKLEROTİK KAROTİS ARTERDE OLUŞTURULAN VAZOSPAZM MODELİNİN HİSTOLOJİK VE MORFOLOJİK OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI
T.C. S.B.OKMEYDANI EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN ve SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç.Dr.A.Celal İPLİKÇİOĞLU NORMAL KAROTİS ARTER İLE ATEROSKLEROTİK KAROTİS ARTERDE OLUŞTURULAN VAZOSPAZM MODELİNİN
DetaylıAbdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK
Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,
DetaylıHisar Intercontinental Hospital
Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan
DetaylıDr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı
Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Karotis Arter Hastalığı İskemik İnmelerin yaklaşık %20-25 inde karotis arter darlığı Populasyonda yaklaşık %2-8 oranında
DetaylıHasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.
Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin
DetaylıKarotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen
Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi Doç Dr Mehmet Ergelen 1-Karotis Girişimleri 2-Akut İskemik İnme de MekanikTrombektomi Karotis Girişimleri Komplikasyonlar 1-Karotid
DetaylıE(mbolic) S(troke) U(ndetermined) S(ource) Kaynağı Belirlenmemiş Embolik İnme PROF. DR. NEVZAT UZUNER ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ
E(mbolic) S(troke) U(ndetermined) S(ource) Kaynağı Belirlenmemiş Embolik İnme PROF. DR. NEVZAT UZUNER ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Her 6 hastadan biri ilk inmeden sonraki 5 yıl içinde tekrar inme geçirir
DetaylıOmurga-Omurilik Cerrahisi
Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve
DetaylıSVO da Perfüzyon ve Difüzyon MR
SVO da Perfüzyon ve Difüzyon MR Doç.Dr. Özgür SÖĞÜT Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Haseki Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Dahili Tıp Bilimleri, Acil Tıp Anabilim Dalı, İSTANBUL Sunum Planı Kaynaklar
DetaylıSak Olmaksızın İntraventriküler Kanama ile Prezente Olan Rüptüre Anterior Komminikan Anevrizması: Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi
Geliş Tarihi: 20.02.2012 / Kabul Tarihi: 25.08.2012 Olgu Sunumu Sak Olmaksızın İntraventriküler Kanama ile Prezente Olan Rüptüre Anterior Komminikan Anevrizması: Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi
DetaylıKAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD
KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMASI VE RADYOLOJİ Hangi hastalara görüntüleme
DetaylıİNMEDE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Cem CALLI. Chief of Neuroradiology Section Ege University Hospital Dept. Of Radiology Izmir, Turkey
İNMEDE GÖRÜNTÜLEME Dr. Cem CALLI Chief of Neuroradiology Section Ege University Hospital Dept. Of Radiology Izmir, Turkey İNME nedir? Beyin kan akımının bozulması sonucu beyin fonksiyonlarının hızlı ilerleyici
DetaylıDural AVF lerde Tedavi. Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara
Dural AVF lerde Tedavi Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara İntrakraniyal dural AVF Dural arterler ile dural venöz sinüsler veya kortikal venler arası patolojik şantlardır.
DetaylıKasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler
Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (
DetaylıSubaraknoid Kanama DERMAN. İnan Beydilli, Fevzi Yılmaz. Derman Tıbbi Yayıncılık 784
Kitap Bölümü DERMAN Subaraknoid Kanama İnan Beydilli, Fevzi Yılmaz SUBARAKNOİD KANAMA Genellikle arteryel nedenlere bağlı olarak meydana gelen, beyinde subaraknoid mesafe içerisinde meydana gelen kanamaya
Detaylıİskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ
İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki
DetaylıİSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul
İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan
DetaylıGEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI
GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI Geçici İskemik Atak (GİA): Kan akımının azalmasına bağlı Geçici nörolojik defisit atağı Semptomlar 24 saatten az Semptom süresi genellikle
DetaylıRomatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi
Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde
Detaylıİnmede Tedavisi BR.HLİ.102
BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan
DetaylıDİSTAL ANTERİOR SEREBRAL ARTER ANEVRİZMALARI
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MECMUASI Cilt 51, Sayı 3, 1998 153-158 DİSTAL ANTERİOR SEREBRAL ARTER ANEVRİZMALARI Ayhan Attar* Cüneyt Temiz** Hakan Tuna*** Nihat Egemen*** ÖZET Ankara Üniversitesi
DetaylıVARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon
VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni
DetaylıARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ
ARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ Prof. Isil Saatci *, Prof. Saruhan Cekirge **, Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Hastaneleri, Bayındır Hastaneleri, Ankara * Proctoring agreement
DetaylıRejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak
Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Zeliha Korkmaz Dişli 1, Necla Tokgöz 2, Fatma Ceyda Akın Öçalan 3, Mehmet Fa>h Korkmaz 4, Ramazan Bıyıklıoğlu 2 1 Anesteziyoloji Bölümü, Malatya Devlet Hastanesi 2
DetaylıDemans ve Alzheimer Nedir?
DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun
DetaylıKAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ
KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi
Detaylıİskemik Serebrovasküler Olaylarda Karotis Arterinin Cerrahi Tedavisi Prof. Dr. Ayla Gürel Sayın
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Ateroskleroz; Koroner, Serebral, Periferik Arter Tutulumu Sempozyum Dizisi No: 52 Ekim 2006; s. 99-107 İskemik Serebrovasküler Olaylarda Karotis
DetaylıHemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi
Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi Savaş SİPAHİ 1, Ahmed Bilal GENÇ 2, Seyyid Bilal AÇIKGÖZ 3, Mehmet YILDIRIM 4, Selçuk YAYLACI 4, Yakup Ersel AKSOY 5,
DetaylıTürk Nöroşirürji Derneği Temel Nöroşirürji Kursları Dönem 4, 3. Kurs Mart 2018, Altınyunus Hotel, Çeşme, İzmir
14 Mart 2018 Çarşamba OTELE GİRİŞ 16:00 18:00 OTURUM 1 16:00 AÇILIŞ ve KONUŞMALAR 16:05 Olgu sunumu: Olgu sunumu ile ilgili interaktif soru ve salondan yanıt alınması 16:10 Vasküler Nöroşirürji tarihçesi
DetaylıKARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi
KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi
DetaylıRADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR
NÖRORADYOLOJİ NÖRORADYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ ve GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR Dr. Faysal EKİCİ İNCELEME YÖNTEMLERİ DİREKT GRAFİLER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ MANYETİK
DetaylıAkut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar
Apandisit; Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar Dr. Selcan ENVER DİNÇ ACİL TIP ABD. 09.03.2010 Acil servise başvuran karın ağrılı hastalarda en sık konulan tanılardan bir tanesidir. Apandektomi dünya genelinde
DetaylıLAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER
LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
DetaylıGEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI
GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan
DetaylıRENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden
DetaylıToraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri
Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk
DetaylıHEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever
HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü
Detaylıntrakranial Dev Anevrizmalar: ki Olgu Sunumu
ntrakranial Dev Anevrizmalar: ki Olgu Sunumu Intracranial Giant Aneurysms: Report of two Cases Ayhan TEK NER M. Akif BAYAR Haydar ÇEL K Cevdet GÖKÇEK Nurullah EDEBAL Yavuz ERDEM U ur YAfiITLI ÖZ İntrakranial
Detaylıİçerik. Plak Oluşumu. Plak görüntüleme BT- BTA. Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye. Karotis Plağı Kompozisyonu BT de dansitesine göre
İçerik Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Maslak Hastanesi, Radyoloji Hassas plak tanımı Plak oluşum kaskatı Plak kompozisyonu MR ile tanıma Medikal tedavinin plak
DetaylıÇalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)
Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.
DetaylıResüsitasyonda HİPEROKSEMİ
Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Prof.Dr.Oktay Demirkıran İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Acil Yoğun Bakım Ünitesi Avrupa da yaklaşık 700,000/yıl
DetaylıKüçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir
Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir KÜÇÜK DAMAR HASTALIĞINDA KLİNİK BULGULAR Yok Özel fokal nöroloik semptomlar Sinsi gelişen global nörolojik
DetaylıKocaeli Medical J 2016; 5; 2: DERLEME REVİEW/ EDITORIAL LETTER ÖZET ABSTRACT. Gökhan Evcili, Uygar Utku
DERLEME REVİEW/ EDITORIAL LETTER Kocaeli Medical J 2016; 5; 2: 58-62 Subaraknoid Kanama: Tanı, Tedavi ve Yönetimi Subarachnoid Hemorrhage: Diagnosis, Treatment and Management Gökhan Evcili, Uygar Utku
DetaylıSunum planı. Kranyal ve spinal vasküler hastalıklarda radyocerrahi. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri
Kranyal ve spinal vasküler hastalıklarda radyocerrahi Dr. Ömer Uzel Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Sunum planı Radyasyonun damarlar üzerindeki etkisi Radyocerrahi İntrakranyal
DetaylıYAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek
DetaylıPeptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı
Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Plasebo? H 2 RA? PPİ? H.pilori eradikasyonu? Endoskopik tedavi? Prof.Dr. Ömer ŞENTÜRK 1 2 Her 100 000 yatıştan 10-50 üst gis kanama En sık neden p.ülser Mortalite
DetaylıOytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran
Yağlı Karaciğer (Metabolik Sendrom) Modeli Geliştirilen Sıçanlarda Psikoz Yatkınlığındaki Artışın Gösterilmesi ve Bu Bulgunun İnflamatuar Sitokinlerle Bağlantısının Açıklanması Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar
DetaylıKalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı
Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI UZMANLIK EĞİTİM (İHTİSAS) DERSLERİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM
DetaylıKardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli
Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK Karaciğer Nakli Enstitüsü Problem Karaciğer nakli Kardiyak Problemler Hasta Sayısı Giderek Artıyor KC Problemi KPB New York Eyaletinde 1998
DetaylıDolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları
DetaylıFiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı
Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika
DetaylıAnevrizmaya Bağlı Spontan Subaraknoid Kanamalar: 328 Vakalık Retrospektif İnceleme
Klinik Araştırma www.firattipdergisi.com Anevrizmaya Bağlı Spontan Subaraknoid Kanamalar: 328 Vakalık Retrospektif İnceleme Yılmaz İLHAN 1, Metehan ESEOĞLU a2, Bülent Timur DEMİRGİL 1 1 Bakırköy Ruh ve
DetaylıKAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline
DetaylıKocaeli Medical J 2016; 5; 3: 1-5 ARAŞTIRMA MAKALESİ/ ORIGINAL ARTICLE ABSTRACT ÖZET
ARAŞTIRMA MAKALESİ/ ORIGINAL ARTICLE Kocaeli Medical J 2016; 5; 3: 1-5 Subaraknoid Kanamada Magnezyum Sülfat Tedavisinin Vazospazm Üzerine Etkisinin Araştırılması Effects of Magnesium Sulfate Therapy on
DetaylıKARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK
KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK 1) Holter monitörizasyon - Hastaların kalp ritimlerinin 24 saat boyunca gözlemlenmesidir. - Kardiyak aritmik olayların ve semptomların görüntülenmesiyle esas
DetaylıKafa Travmalarında Yönetim
Kafa Travmalarında Yönetim Dr. Uğur YAZAR Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Genel Bilgiler Kafa travması basit bir baş ağrısından ölüme kadar değişik sonuçlara yol açan
DetaylıAcil Serviste Kafa BT (Bilgisayarlı Tomografi) Değerlendirmesi. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR Acil Tıp Uzmanı KIZILTEPE DEVET HASTANESİ
Acil Serviste Kafa BT (Bilgisayarlı Tomografi) Değerlendirmesi Uzm. Dr. Alpay TUNCAR Acil Tıp Uzmanı KIZILTEPE DEVET HASTANESİ Kafa Travmasında Bt Hızlı ve etkin Kolay ulaşılabilir Acil Serviste Kafa Bt
DetaylıSEREBRAL ARTERİYOVENÖZ MALFORMASYONLAR VE SINIFLAMALARI. Prof. Dr. Işıl Saatci
SEREBRAL ARTERİYOVENÖZ MALFORMASYONLAR VE SINIFLAMALARI Prof. Dr. Işıl Saatci Vasküler Malformasyonlar: 1.AVM 2.Kavernöz malformasyonlar (kavernomlar) 3.Gelişimsel venöz anomaliler (DVA) 4.Kapiller telenjiektaziler
DetaylıN-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL
N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Anestezi
DetaylıDÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ
DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın
DetaylıDüşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus
Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus Mehmet Mustafa TABAKCI1, Cüneyt Toprak1, Anıl Avcı1, Ramazan Kargın1 1
DetaylıIX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik
DetaylıGÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)
Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne
DetaylıProf. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı
DM TEDAVİSİNDE KOMPLİKASYONLAR DM TEDAVİSİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Slide 1 Sunum planı DM ve kardiyovasküler hastalık-riskleri
DetaylıDAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL
DetaylıKronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği
Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği M E T I N S A R I K A Y A, F U N D A S A R I, J I N I G Ü N E Ş, M U S T A F A E R E N, A H M E T E D I P K O R K M A
Detaylıtek tek incelenir. Sunum sırasında görevli asistan doktorlar hastaların klinik ve
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Akademik Programı Akademik vaka tartışma toplantılarında bir önceki hafta içinde servisimize yatırılan ya da polikliniğimize başvuran hastalar beyin
DetaylıNozokomiyal SSS Enfeksiyonları
Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel
DetaylıVAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi
VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik
DetaylıBeyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr
Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr Beyin kan akımı Kalp debisinin %15 i 750-900 ml/dk Akımı regüle eden ve etkileyen üç temel faktör; Hipoksi Hiperkapni
DetaylıParatiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması
Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.
Detaylı1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?
VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun
DetaylıACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse
ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca
DetaylıProf. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu
Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu Tedavi hedefleri HIV e bağlı morbidite ve mortaliteyi azaltmak Viral yükü maksimal ve en uzun süreli şekilde bastırmak. İmmun
DetaylıArtroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde
Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)
DetaylıEpilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;
Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak
DetaylıU.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi
U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu
DetaylıATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı
DetaylıNöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.
NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan
DetaylıMENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül
DetaylıRATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK
RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK Hayatın erken döneminde ebeveyn kaybı veya ihmali gibi
DetaylıBeyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)
Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:
DetaylıDiyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık
Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi Nurol Arık Serebrovasküler hastalık/tanım İnme (Stroke) Geçici iskemik atak (TIA) Subaraknoid kanama Vasküler demans İskemik inme Geçici iskemik
DetaylıAnevrizmal Subaraknoid Kanama Sonras Hiponatremi
Anevrizmal Subaraknoid Kanama Sonras Hiponatremi Hyponatremia Following Aneurysmal Subarachnoidal Hemorrhage ÖZ AMAÇ: Bu çalışmada, anevrizmal subaraknoid kanamalı olgularda gelişen hiponatreminin; hem
DetaylıGirişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze
Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Hasta grupları ve ablasyon endikasyonları (n=5330) AVNRT A.Yol AV nod A.Flatter AT Diğer Has. n 2243 1147 803
DetaylıDemansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi
Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Ana başlıklar Demans nedenleri Normal yaşlanma bulguları Radyolojik görüntüleme yöntemleri Demansta radyolojik belirleyici bulgular
Detaylı