T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TAVŞAN KAROTİD ARTERİNDE İNTİMAL KALINLAŞMA VE VASKÜLER REAKTİVİTE ÜZERİNE C VİTAMİNİ TEDAVİSİNİN ETKİLERİ Farmakoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi Uzm. Ecz. Mehmet ARUN DANIŞMAN Prof. Dr. Levent ÜSTÜNES İZMİR 2007

2

3 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TAVŞAN KAROTİD ARTERİNDE İNTİMAL KALINLAŞMA VE VASKÜLER REAKTİVİTE ÜZERİNE C VİTAMİNİ TEDAVİSİNİN ETKİLERİ Farmakoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi Uzm. Ecz. Mehmet ARUN DANIŞMAN Prof. Dr. Levent ÜSTÜNES İZMİR 2007

4 DEĞERLENDİRME KURULU ÜYELERİ Adı Soyadı İmza Başkan (Danışman) Prof. Dr. Levent ÜSTÜNES... Üye: Prof. Dr. Aslı ÖZER... Üye: Prof. Dr. Yeşim TUNÇOK... Üye: Prof. Dr. Aysun PABUÇÇUOĞLU... Üye: Doç. Dr. Metiner TOSUN... Doktora Tezinin kabul edildiği tarih:...

5 ÖNSÖZ Gerek doktora eğitimim gerekse tez çalışmalarım boyunca değerli bilgi ve deneyimlerini paylaşan, değerli görüşlerinin yaşamımda büyük katkıları olduğuna inandığım, karşılaştığım sorunları analitik ve bilimsel düşünceleri ile sürekli çözüme kavuşturmayı bilen, tüm yoğun sorumluluk ve çalışmalarına rağmen her zaman yanımda olan tez danışmanım Prof. Dr. Levent ÜSTÜNES e, Deney hayvanlarında yapılan cerrahi operasyonlarda değerli yardım ve deneyimlerini esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Gülnur SEVİN e, İmmünohistokimyasal boyama ve morfometri çalışmalarında yardımlarından dolayı Prof. Dr. Erdener ÖZER ve D.E.Ü. Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı na, Doktora eğitimim ve tez çalışmalarım süresince değerli destekleri için Prof. Dr. Aslı ÖZER ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim dalında bulunan tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma, Araştırmalarımda etkilerini araştırdığım C vitamini temininde yardımcı olan ROCHE Müstahzarları Sanayi A.Ş. ye, Deney hayvanlarının bir bölümünün temini için maddi katkıda bulunan HEDEF Alliance Holding A.Ş. ye, Tez yazımı süresince değerli yardımları için Dr. Ecz. Mehmet Ali EGE ye, Maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve yanımda olan sevgili aileme, Teşekkürlerimi sunarım. Uzm. Ecz. Mehmet ARUN İzmir, 2007 I

6 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...I İÇİNDEKİLER... II TABLO LİSTESİ... V ŞEKİL LİSTESİ...XI RESİM LİSTESİ... XV KISALTMALAR... XVI BÖLÜM I GİRİŞ ve GENEL BİLGİLER Giriş Genel Bilgiler Serbest Oksijen Türleri ve Antioksidanlar Süperoksit Radikali Antioksidan Savunma Doğal Antioksidanlar Ateroskleroz Vasküler Endotel Hücrelerinin İşlevleri Vasküler Düz Kas Hücrelerinin İşlevleri İmmün Hücrelerin Katkısı (Monositler, Makrofajlar ve T Lenfositleri) Nitrik Oksit ve Klinik Önemi Nitrik Oksit Düzeylerini Azaltan Mekanizmalar Kofaktör Olarak Vitamin B 3 ve B 2 ve Tetrahidrobiopterin (BH4) Eksikliği NOS Ekspresyonu ve Aktivasyonunda Azalma veya Artma Endojen Nitrik Oksit Sentaz İnhibitörlerinde Artma Nitrik Oksit Biyoyararlanımında Azalma Vasküler Düz Kasın Nitrik Oksite Karşı Duyarlığında Azalma Nitrik Oksit Düzeylerinin Arttırılması Kardiyovasküler Riskin Azaltılmasında Yardımcı Besinlerin Önemi Matriks Metaloproteinazlar C Vitamini Genel Bilgiler C Vitamininin LDL Oksidasyonundaki Rolü C vitamini, Adezyon Molekülleri ve MCP C vitamini ve Nitrik Oksit C vitamini ve Kollajen C vitamini ve Hücre Çoğalması/Farklılaşması C vitamini ve MMP ilişkisi C vitamini ve İntimal Kalınlaşma Tavşan Karotid Arteri Yaka Modeli BÖLÜM II GEREÇ ve YÖNTEM Deney Hayvanları Deney Hayvanlarına İlaç Verilmesi Yaka Operasyonu Anestezi Yakanın Yerleştirilmesi... 48

7 2.3 İzole Organ Banyosu İzole Organ Banyosu Deneylerinde Kullanılan Aygıtlar Termostatik Kontrol Transmisyon, Transdüsır ve Deney Kayıtları İlaçlar, Hazırlanmaları ve Fizyolojik Tuz Çözeltisi Morfometrik Analizler ve İmmünohistokimyasal Boyama Morfometrik Analizler İmmünohistokimyasal Boyama İmmünohistokimyasal Boyamanın Skorlanması Veri Analizleri BÖLÜM III BULGULAR İZOLE ORGAN BANYOSU Kontraksiyon Yanıtları Potasyum Klorür Üçüncü Gün Yedinci Gün Ondördüncü Gün Kümülatif Fenilefrin Yanıtları Üçüncü gün Yedinci Gün Ondördüncü gün Kümülatif Serotonin (5-HT) Yanıtları Üçüncü gün Yedinci Gün Ondördüncü Gün Yüzde Gevşeme Yanıtları Kümülatif Asetilkolin Yanıtları Üçüncü Gün Yedinci Gün Ondördüncü Gün Kümülatif Nitrogliserin Yanıtları Üçüncü gün Yedinci gün Ondördüncü gün İmmünohistokimya Alfa-aktin Üçüncü gün Yedinci gün Ondördüncü gün MMP Üçüncü gün Yedinci gün Ondördüncü gün MMP Üçüncü gün Yedinci gün Ondördüncü gün Morfometrik Ölçümler Üçüncü gün III

8 3.5.2 Yedinci Gün Ondördüncü gün Günler Arası Karşılaştırma BÖLÜM IV TARTIŞMA ve SONUÇ Morfometrik Analizler Vasküler Remodeling ve Vazospazm İntimal Kalınlaşmanın İnhibisyonu Vasküler reaktivite Karotid Arter Vazodilatasyon Yanıtları Vazokonstriktör Yanıtlar Aorta Vazokonstriktör yanıtlar Vazodilatör yanıtlar Matriks Metaloproteinazlar SONUÇ VE ÖNERİLER ABSTRACT ÖZET ÖZGEÇMİŞ REFERANSLAR IV

9 TABLO LİSTESİ Tablo 1-1: Reaktif oksijen radikalleri (serbest oksijen türleri)... 6 Tablo 1-2: Endotelyumdan salıverilen vazokonstriktör ve vazodilatör ajanlar (214) Tablo 1-3: MMP alt tipleri ve substratları (175) Tablo 2-1: Deneylerde kullanılan ilaçlar, hazırlanışları ve sağlandıkları kaynaklar. 52 Tablo 2-2: Fizyolojik tuz çözeltisi (Krebs) in bileşimini oluşturan maddeler Tablo 3-1 Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-2: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan aorta halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-3: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (Emaks) üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-4: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan aorta halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-5: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. ** P 0.01 normal ile yaka, Wilcoxon Testi; +++ P plasebo ile C vitamini, Mann-Whitney U Tablo 3-6: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan aorta halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir V

10 Tablo 3-7: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-8: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan aorta halkalarında fenilefrine karşı alınan E maks ve pd 2 değerleri üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-9: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. *P 0.05, normal ile yaka,wilcoxon Testi; + P 0.05, Plasebo ile C vitamini, Mann- Whitney U testi Tablo 3-10: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan aorta halkalarında fenilefrine karşı alınan E maks ve pd 2 değerleri üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-11: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. *P 0.05, normal ile yaka, Wilcoxon testi. ++ P 0.01, plasebo ile C vitamini, Mann- Whitney U testi Tablo 3-12: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan aorta halkalarında fenilefrine karşı alınan E maks ve pd 2 değerleri üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-13: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında serotonine karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-14: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan aorta halkalarında serotonine karşı alınan E maks ve pd 2 değerleri üzerine C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir Tablo 3-15: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında 5- HT ye karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: anlamlı değil VI

11 Tablo 3-16: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının aorta halkalarında serotonine karşı meydana gelen maksimum kasılma yanıtları (E maks ) ve serotonine ait pd 2 değerleri. Veriler ortalama ve ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-17: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının aorta halkalarında serotonine karşı meydana gelen maksimum kasılma yanıtları (E maks ) ve serotonine ait pd 2 değerleri. Veriler ortalama ve ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-18: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında 5- HT ye karşı alınan maksimum kontraktil yanıtlar (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. **P 0.01, normal ile yaka, Wilcoxon Testi; ++ P 0.01, plasebo ile C vitamini, Mann- Whitney U testi Tablo 3-19: Yaka operasyonundan 3 gün sonra fenilefrin ile ön kastırılmış tavşan karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum yüzde gevşeme yanıtları (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. * P 0.05, normal ile yaka, Wilcoxon Testi; ( + P 0.05, Plasebo ile C vitamini, Mann-Whitney U testi. AD: anlamlı değil Tablo 3-20: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının fenilefrin ile kastırılmış aorta halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum % gevşeme yanıtları (% E maks ) ve pd 2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-21: Yaka operasyonundan 7 gün sonra fenilefrin ile ön kastırılmış tavşan karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum yüzde gevşeme yanıtları (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-22: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının fenilefrin ile kastırılmış aorta halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum % gevşeme yanıtları (% E maks ) ve pd 2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-23: Yaka operasyonundan 14 gün sonra fenilefrin ile ön kastırılmış tavşan karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum yüzde gevşeme yanıtları (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil VII

12 Tablo 3-24: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının fenilefrin ile kastırılmış aorta halkalarında asetilkoline karşı alınan maksimum % gevşeme yanıtları (% Emaks) ve pd 2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. Gruplar arasındaki karşılaştırmalarda Mann-Whitney U testi (Plasebo ile C vitamini) kullanılmıştır ( + P 0.05) Tablo 3-25: Yaka operasyonundan 3 gün sonra fenilefrin ile ön kastırılmış tavşan karotid arter halkalarında nitrogliserine karşı alınan maksimum yüzde gevşeme yanıtları (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-26: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının fenilefrin ile kastırılmış aorta halkalarında nitrogliserine karşı alınan maksimum % gevşeme yanıtları (% E maks ) ve pd 2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-27: Yaka operasyonundan 7 gün sonra fenilefrin ile ön kastırılmış tavşan karotid arter halkalarında nitrogliserine karşı alınan maksimum yüzde gevşeme yanıtları (E maks ) ve pd 2 değerleri üzerine yaka uygulaması ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: Anlamlı değil Tablo 3-28: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının fenilefrin ile kastırılmış aorta halkalarında nitrogliserine karşı alınan maksimum % gevşeme yanıtları (% Emaks) ve pd2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-29: Yaka operasyonundan 14 gün sonra nitrogliserine karşı alınan % gevşeme E maks ve pd 2 değerleri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. AD: anlamlı değil Tablo 3-30: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve tedavi gruplarında fenilefrinile ön kastırılmış aorta halkalarında nitrogliserine karşı alınan E maks ve pd 2 değerleri. Veriler ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Tablo 3-31: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde düz kas aktini ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil. Bazal boyanma: grup içinde standart pozitif immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi; diffüz boyanma: grup içinde pozitif kuvvetli immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi VIII

13 Tablo 3-32: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde düz kas aktini ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil. Bazal boyanma: grup içinde standart pozitif immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi; diffüz boyanma: grup içinde pozitif kuvvetli immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi Tablo 3-33: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde düz kas aktini ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil. Bazal boyanma: grup içinde standart pozitif immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi; diffüz boyanma: grup içinde pozitif kuvvetli immünohistokimyasal boyanma gösteren örneklerin sayısı ve yüzdesi Tablo 3-34: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-2 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil Tablo 3-35: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-2 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil Tablo 3-36: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-2 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil Tablo 3-37: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-9 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Kikare testi Tablo 3-38: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-9 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi Tablo 3-39: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarının normal ve yaka karotid arterlerinde MMP-9 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma. n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. Ki-kare testi. AD: anlamlı değil Tablo 3-40: Yaka operasyonundan 3 gün sonra normal ve yaka arterlerden alınan kesitlerde morfometrik ölçümler ve C vitamini tedavisinin etkileri. n: her bir gruptaki hayvan sayısını ifade etmektedir. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. A.D: anlamlı değil IX

14 Tablo 3-41: Yaka operasyonundan 7 gün sonra normal ve yaka arterlerden alınan kesitlerde morfometrik ölçümler ve C vitamini tedavisinin etkileri. n: her bir gruptaki hayvan sayısını ifade etmektedir. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. A.D: anlamlı değil Tablo 3-42: Yaka operasyonundan 14 gün sonra normal ve yaka arterlerinden alınan kesitlerde morfometrik ölçümler ve C vitamini tedavisinin etkileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. *P 0.05, **P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. ++ P 0.01, +++ P 0.001; plasebo ile C vitamini; Mann-Whitney U testi Tablo 3-43: Normal ve yaka uygulanmış arterlerde morfometrik parametreler üzerine yakaya maruz kalma süresi (gün) ve C vitamini tedavisinin etkisi X

15 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1-1: Askorbik asit (C vitamini) nin açık kimyasal formülü Şekil 1-2: Kollajenin 3 boyutlu yapısı Şekil 1-3: Ateroskleroz sürecinde C vitamini ve diğer antioksidanların potansiyel rolleri (147): M-CSF: Monosit koloni stimüle edici faktör, ROS: reaktif oksijen türleri, MCP-1: monosit kemoatraktan protein-1, V-CAM-1: vasküler hücre adezyon molekülü-1, oxldl: okside LDL Şekil 1-4: Yakanın enine kesiti (73) Şekil 2-1: Plasebo ve C vitamini tedavisi gruplarının dağılımı Şekil 2-2: Deneylerin yapıldığı izole organ banyosu düzeneğinin genel şeması Şekil 3-1: Yaka operasyonundan 3 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksium kontraktil yanıtlar (E maks ). Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. ** P 0.01, MANOVA Şekil 3-2: Yaka operasyonundan 7 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksium kontraktil yanıtlar (E maks ). Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak verilmiştir; n her bir gruptaki tavşan sayısını göstermektedir. *** P 0.001, yaka ile normal, MANOVA Şekil 3-3: Yaka operasyonundan 14 gün sonra tavşan karotid arter halkalarında potasyum klorüre karşı alınan maksium kontraktil yanıtlar (E maks ). ** P 0.01 normal ile yaka, Wilcoxon Testi; +++ P plasebo ile C vitamini, Mann-Whitney U. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Şekil 3-4: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo (n=4) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. P 0.001, yaka ile normal, MANOVA Şekil 3-5: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo (n=5) ve C vitamini (n=6) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. *P 0.05, normal ile yaka, MANOVA. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Şekil 3-6: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (n=6) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında fenilefrine karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. *P 0.05, normal ile yaka, Wilcoxon testi. ++ P 0.01, plasebo ile C vitamini, Mann-Whitney U testi. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir XI

16 Şekil 3-7: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo (n=4) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında serotonine karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. ** P=0.04, yaka ile normal, MANOVA Şekil 3-8: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo (n=5) ve C vitamini (n=6) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında 5-HT ye karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. *** P 0.001, yaka ile normal, MANOVA Şekil 3-9: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (n=6) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının karotid arter halkalarında 5-HT ye karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. **P 0.01, normal ile yaka, Wilcoxon testi. +P 0.05, plasebo ile C vitamini; Mann-Whitney U testi. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Şekil 3-10: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo (n=4) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. *** P 0.001, normal ile yaka, MANOVA Şekil 3-11: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo (n=5) ve C vitamini (n=6) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. *** P 0.001, normal ile yaka, MANOVA Şekil 3-12: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (n=6) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında asetilkoline karşı alınan konsatrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. + P 0.05, plasebo ile C vitamini, MANOVA Şekil 3-13: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo (n=4) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında nitrogliserine karşı alınan konsatrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Şekil 3-14: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo (n=5) ve C vitamini (n=6) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında nitrogliserine karşı alınan konsatrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir Şekil 3-15: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (n=6) ve C vitamini (n=5) tedavi gruplarının fenilefrin ile ön kastırılmış karotid arter halkalarında nitrogliserine karşı alınan konsantrasyon yanıt eğrileri. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir XII

17 Şekil 3-16: Plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından yaka operasyonu sonrası 3., 7. ve 14. günlerde alınan arter halkalarında KCl, fenilefrin (FEN), serotonin (5-HT), asetilkolin (ACH) konsantrasyon yanıt eğrilerinin toplu karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. İstatistiksel analizler Tek Yönlü MANOVA ile yapılmıştır. Etkileşme için post hoc testler uygulanmıştır. * P 0.05, ** P 0.01, *** P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. + P 0.05, ++ P 0.01, +++ P 0.001; aynı gün için plasebo ile C vitamini arasında; Mann-Whitney U testi Şekil 3-17: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan lümen alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ** P=0.004; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-18: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan rezidüel lümen değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. * P=0.032; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-19: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan EEL alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ** P=0.003; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-20: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde medya alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ** P=0.004; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-21: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde intima alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı Şekil 3-22: Yaka operasyonundan 3 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde indeks değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı Şekil 3-23: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan lümen alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. *, P=0.017; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-24: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan rezidüel lümen değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ** P=0.007; yaka ile normal; MANOVA XIII

18 Şekil 3-25: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan EEL alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. **, P=0.009; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-26: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde medya alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ** P = 0.003; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-27: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde intima alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. **P =0.004; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-28: Yaka operasyonundan 7 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde indeks değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. ***P =0.001; normal ile yaka; MANOVA Şekil 3-29: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan lümen alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. * P=0.027; yaka ile normal; MANOVA Şekil 3-30: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan rezidüel lümen değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama±ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. *P 0.05, **P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. +++ P 0.001; plasebo ile C vitamini; Mann-Whitney U testi Şekil 3-31: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde hesaplanan EEL alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı Şekil 3-32: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde medya alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı Şekil 3-33: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde intima alanlarının karşılaştırılması. Veriler ortalama±ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. *P 0.05, **P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. ++ P 0.01; plasebo ile C vitamini; Mann-Whitney U testi XIV

19 Şekil 3-34: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından alınan arter kesitlerinde indeks değerlerinin karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. * P 0.05, ** P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. ++ P 0.01; plasebo ile C vitamini; Mann-Whitney U testi Şekil 3-35: Plasebo ve C vitamini tedavi gruplarından yaka operasyonu sonrası 3., 7. ve 14. günlerde alınan arter kesitlerinde lümen, eksternal elastik lamina (EEL), medya, rezidüel alan, intima ve indeks değerlerinin toplu karşılaştırılması. Veriler ortalama ± ortalamanın standart hatası olarak gösterilmiştir. n: her bir gruptaki hayvan sayısı. İstatistiksel analizler Tek Yönlü MANOVA ile yapılmıştır. Etkileşme görüldüğünde post hoc testler uygulanmıştır. * P 0.05, ** P 0.01; normal ile yaka; Wilcoxon testi. ++ P 0.01; aynı gün için plasebo ile C vitamini arasında; Mann- Whitney U testi; RESİM LİSTESİ Resim 2-1: Tavşanda sol karotid artere yumuşak silikon yakanın yerleştirilmesi Resim 3-1: Plasebo ve C vitamini tedavisi uygulanan tavşan karotid arter segmentlerinde alfa-düz kas aktini ile immünohistokimyasal boyanma (10X). A, C ve E plasebo grubunda yaka arterde 3.,7. ve 14. günler. B, D ve F C vitamini tedavi grubunda yaka arterlerde 3., 7. ve 14. günler. G 14. gün yalancı operasyon Resim 3-2: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (A) ve C vitamini (B) tedavi gruplarının yaka karotid arterlerinde düz kas aktini ile immünohistokimyasal boyanma (20X) Resim 3-3: Plasebo ve C vitamini tedavisi uygulanan tavşan karotid arter segmentlerinde MMP-2 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma (10X). A, C ve E plasebo grubunda yaka arterde 3.,7. ve 14. günler. B, D ve F C vitamini tedavi grubunda yaka arterlerde 3., 7. ve 14. günler. G 14. gün yalancı operasyon Resim 3-4: Plasebo ve C vitamini tedavisi uygulanan tavşan karotid arter segmentlerinde MMP-9 antikoru ile immünohistokimyasal boyanma (10X). A, C ve E plasebo grubunda yaka arterde 3.,7. ve 14. günler. B, D ve F C vitamini tedavi grubunda yaka arterlerde 3., 7. ve 14. günler. G 14. gün yalancı operasyon Resim 3-5: Plasebo ve C vitamini tedavisi uygulanan tavşan karotid arter segmentlerinde sirius red ile boyanma (10X). A, C ve E plasebo grubunda yaka arterde 3.,7. ve 14. günler. B, D ve F C vitamini tedavi grubunda yaka arterlerde 3., 7. ve 14. günler. G 14. gün yalancı operasyon Resim 3-6: Yaka operasyonundan 14 gün sonra plasebo (A) ve C vitamini (B) tedavi gruplarının yaka karotid arterlerinde sirius red ile boyanma (4X) XV

20 Kısaltma 5-HT ACH AD ADMA AGE A-II AM apob ATP BH4 CD h CD l cgmp CNP DDAH DDAH-1 DDAH-2 DHA EDHF EDRF EEL enos ESM ET ET-1 ET-2 ET-3 FAD FEN GSH GSSH HDL HUVEC ICAM-1 IL-6 inos LDL log MANOVA MCP-1 MMP MMP-1 MMP-2 MMP-9 KISALTMALAR Açıklama 5-hidroksi triptamin (serotonin) Asetilkolin Anlamlı değil Asimetrik dimetil arginin İleri glikasyon son ürünleri Anjiyotensin-II Adrenomedullin Apolipoprotein B Adenozin trifosfat Tetrahidrobiopterin Kaldesmon ağır izoformu Kaldesmon hafif izoformu Siklik guanozin monofosfat C-tipi natriüretik peptit Dimetilaminohidrolaz Dimetilaminohidrolaz-1 Dimetilaminohidrolaz-2 Dehidro askorbik asit Endotel kaynaklı hiperpolarizan faktör Endotel kaynaklı gevşetici faktör Eksternal elastik lamina alanı Endotelyal nitrik oksit sentaz Ekstraselüler matriks Endotelin Endotelin-1 Endotelin-2 Endotelin-3 Flavin adenin dinükleotid Fenilefrin İndirgenmiş glutatiyon Yükseltgenmiş glutatiyon Yüksek dansiteli lipoprotein İnsan umbilikal ven endotelyal hücre kültürü İntraselüler hücre adhezyon molekülü-1 İnterlökin-6 İndüklenebilir nitrik oksit sentaz Düşük dansiteli lipoprotein logaritma Çok yönlü varyans analizi Monosit kemoatraktant protein-1 Matriks metaloproteinaz Matriks metaloproteinaz-1 Matriks metaloproteinaz-2 Matriks metaloproteinaz-9 XVI

21 Kısaltma Açıklama NADP Nikotinamit adenin dinükleotid fosfat nnos Nöronal nitrik oksit sentaz NO Nitrik oksit NOS Nitrik oksit sentaz NTG Nitrogliserin - O 2 Süperoksit Anyonu oxldl Okside LDL PAI-1 Plazminjen aktivatör inhibitörü-1 PDGF Trombosit kaynaklı büyüme faktörü PGH 2 Prostaglandin H 2 PGI 2 Prostasiklin PMN Polimorfonükleer lökosit PTCA Perkütanöz transluminal anjiyoplasti rhdl Rekonstitüe HDL ROS Reaktif oksijen türleri SDMA Simetrik dimetilarginin SM1 Düz kasa özgün miyozin ağır zinciri-1 SNAP S-nitrozo-N-asetilpenisilamin SOD Süperoksit dismütaz TGF-β Transforming growth faktör beta THP-1 İnsan akut monositik lösemi hücre hattı TIMP Matriks metaloproteinaz doku inhibitörü TIMP-1 Matriks metaloproteinaz doku inhibitörü-1 TIMP-2 Matriks metaloproteinaz doku inhibitörü-2 TNF-α Tümör nekrozis faktör alfa TXA 2 Tromboksan A 2 upa Ürokinaz plazminojen aktivatörünün VCAM-1 Vasküler hücre adhezyon molekülü-1 VEGF Vasküler endotelyal büyüme faktörü vwf von Willebrand Faktörü XVII

22 BÖLÜM I 1 GİRİŞ ve GENEL BİLGİLER 1.1 Giriş Ateroskleroz koroner, karotid ve serebral arterler, aort ve dalları ve ekstremitelerin büyük arterleri dahil tüm büyük ve orta boy arterleri etkileyebilen bir hastalıktır. Batı ülkelerinde morbidite ve mortalitenin en önde gelen nedenini oluşturmaktadır. Son yıllarda, ateroskleroza bağlı mortalitede azalma olmasına rağmen, ABD de 2001 yılında koroner ve vasküler ateroskleroza bağlı ölümlerin sayısının yılda in üzerinde olduğu bildirilmiştir. Bu sayı ABD de kansere bağlı ölümlerin sayısından daha fazladır ve kaza sonucu gerçekleşen ölümlerin yaklaşık 6 katıdır. Ateroskleroz prevalansı gelişmekte olan ülkelerde de hızla artmakta ve gelişmiş ülkelerde yaşam süresi daha uzun olduğundan insidansın daha da artması beklenmektedir yılında, aterosklerozun dünya ölçeğinde en önde gelen ölüm nedeni olacağı öngörülmektedir. Bu gerçek, ateroskleroz ve neden olduğu komplikasyonların önlenmesi ve tedavisine yönelik araştırmaların önemini artırmıştır. Son yıllarda yapılan çok sayıda klinik ve patolojik araştırmalar ateroskleroz patojenezine ilişkin görüşlerin değişmesine neden olmuştur. Düne kadar ateroskleroz lezyonlarının çoğunda büyük lipit birikimlerinin görülmesi ve farklı lipoproteinlerin bu hastalığın patojenezinde rol oynaması, bu hastalığın temelde bir lipid birikim bozukluğu olduğu düşüncesinin yerleşmesine neden olmuştu. Ancak, günümüzde ateroskleroz artık primer bir lipid birikim bozukluğu olarak kabul edilmemektedir. Son bilgilere göre ateroskleroz, endotel fonksiyon bozukluğu, subendotelyal inflamasyon ve vasküler düz kas hücrelerinin verdiği bir yara iyileşme yanıtı nın tekrarlayan döngüleri arasındaki dinamik etkileşimlerle karakterize bir bağışıklık bozukluğu hastalığıdır (124).

23 Prospektif epidemiyolojik araştırmalar (i) interlökin-6 ve tümör nekrozis faktör-alfa gibi sitokinleri, (ii) intersellüler adezyon molekülü-1 ve P-selektin gibi hücre adezyon molekülleri ve (iii) C-reaktif protein, fibrinojen ve serum amiloid gibi akut faz proteinleri normalden yüksek olan bireylerde vasküler riskin arttığını hiçbir tartışmaya gerek bırakmayacak açıklıkta ortaya koymuştur. Ayrıca, klinik araştırmalardan elde edilen sonuçlar inflamasyon bulgusu olan hastalarda statinler gibi antiinflamatuvar etkili ilaçlarla tedavinin riski azalttığını ortaya koymuştur. Artık, enfeksiyon etkenleri dahil, aterojenezde rol oynayan risk faktörlerinin çoğunun etkilerini inflamatuvar mekanizmalarla gösterdikleri bilinmektedir. Endotelyumun işlevinin bozulması inflamasyon gelişimi için verimli bir zemin oluşturur. Vasküler endotel hücreleri vazodilatasyon ile vazokonstriksyon, düz kas hücrelerinde proliferasyonun inhibisyonu ile stimülasyonu ve tromboz ile fibrinoliz arasındaki dinamik dengeyi bir orkestra şefi gibi yönetirler (82,153). Endotelyumdan salıverilen nitrik oksit (NO), vazodilatör etkisine ilaveten, lökositlerin endotel hücrelerine adezyonu, düz kas hücrelerinin proliferatif olmayan durumda kalmalarının sürdürülmesi ve trombosit agregasyonunun inhibisyonundan sorumludur. Endotel disfonksiyonu terimi endotelyuma bağımlı vazodilatasyon ile endotelyuma bağımlı kasılma arasındaki denge bozukluğunu tanımlamak için kullanılan bir terimdir ve her zaman normal endotelyuma bağımlı gevşemenin kaybıyla karakterizedir. Bulgular ateroskleroz risk faktörleri ile endotel fonksiyon bozukluğu arasında bir ilişki bulunduğunu açıkça göstermektedir. Endotel disfonksiyonu muhtemelen birçok faktörün rol oynadığı bir süreç olmasına rağmen, vasküler süperoksit yapımındaki artma endotel fonksiyon bozukluğu gelişiminde önemli bir adımdır. Çünkü süperoksit, NO ile hızla peroksinitrit oluşturarak NO nun biyoaktivitesinin 2

24 kaybına neden olur. Ayrıca, reaktif oksijen türleri tetrahidrobiopterinin oksidatif yıkılımını artırarak NO yapımının azalmasına yol açar (41,166). enos inhibitörü konsantrasyonunu artırarak NO yapımında azalmaya neden olan dimetilarginin dimetilaminohidrolaz enziminin redoksa duyarlı inhibisyonunun endotel disfonksiyonuna yol açan önemli bir diğer mekanizma olduğu ileri sürülmüştür (54). Aterojenezde NO biyoyararlanımındaki azalmaya, VCAM-1, ICAM-1, E ve P selektin gibi endotel hücresi yüzey reseptörlerinin ekspresyonu eşlik eder (167). Bunlar monositleri ve T lenfositlerini bağlayarak inflamatuvar süreci başlatırlar. Medyadaki vasküler düz kas hücreleri öncelikli olarak vasküler tonusun sürdürülmesini sağlarlar. Bu kontraktil fenotipin sürdürülmesinden ekstraselüler matriks proteinleri ve yüzey integrinleri sorumludur. İntima içinde yaratılan inflamatuvar ortam medyadaki düz kas hücrelerinin intimaya göç etmesi için bir uyarı işlevi görür. Düz kas hücreleri migrasyondan sonra, kontraktil protein miktarında azalma ve sentetik organellerde artma ile karakterize bir fenotip değişimine maruz kalır. Bu hücreler, migrasyonlarını kolaylaştıran matriks metaloproteinazlar (MMP ler), proliferasyonlarını kolaylaştıran büyüme faktörleri yanında, kollajen ve elastin gibi ekstraselüler matriks proteinlerini de üretirler. MMP lerin intimal kalınlaşmada dual bir rol oynadıkları gösterilmiştir (153). Diğer yandan antioksidan vitaminlerin aterosklerozla olan ilişkisi klinik araştırmalarda değerlendirilmiş, fakat kesin bir sonuç elde edilememiştir. Aterosklerozlu veya yüksek vasküler risk taşıyan hastaların katıldığı klinik araştırmalarda, E vitamininin hastalığın ilerlemesini azaltmadığı bulunmuştur (1). Bunun aksine, antioksidan vitaminlerin koroner ateroskleroz gelişimini azalttığını 3

25 gösteren araştırmalar da vardır (91). Deneysel modellerde, antioksidanların vasküler hasar nedeniyle gelişen intimal lezyonların azalmasını sağladığı, tip-1 plazminojen aktivatör inhibitörü (PAI-1) düzeyini düşürdüğü ve endotelyumun bozulan işlevini restore ettiği gösterilmiştir (208,213,243). Ayrıca, kısa bir süre önce bir antioksidan olan C vitamininin domuz ateroskleroz modelinde bir yandan kollajen içeriğini artırıp, diğer yandan MMP-1 düzeyini azaltarak plak stabilizasyonuna yardımcı olduğu gösterilmiştir (212). Yakın zamanda askorbik asit içeren antiaterojenik bir besin karışımının insan aorta düz kas hücre kültürlerinde MMP-2 ekspresyonunu inhibe ettiği ve düz kas hücrelerinin monosit kemoatraktan protein-1 (MCP-1) ve interlökin-6 (IL-6) salgısını azalttığı bulunmuştur. Araştırmacılar, C vitamininin patolojik uyarılara karşı vasküler düz kaslarda ortaya çıkan bu aterojenik yanıtları inhibe etmesinden yola çıkarak, ateroskleroz lezyonlarının gelişimini bloke etme potansiyeli taşıdığını ileri sürmüşlerdir (139). Ayrıca, 3258 hastayı kapsayan yeni bir kesitsel çalışmanın bulgularına dayanılarak (94), C vitamininin insanlarda antiinflamatuvar işlev gördüğü ve endotel fonksiyon bozukluğunu azalttığı ileri sürülmüştür (306). Tüm bu bulgulara ek olarak, C vitamininin in vitro koşullarda endotelyumu oksidatif strese karşı etkin bir şekilde koruduğu ve endotelyuma bağımlı gevşemeleri arttırdığı daha önceki çalışmalarımızda da gösterilmiştir (16-18). Bu bilgiler ışığında, bu araştırmada insanda erken ateroskleroz evresinde görülen karakteristik özellikleri yansıtan bir erken ateroskleroz modelinden yararlanılarak (36), C vitamini tedavisinin intimal kalınlaşma, vasküler remodeling, endotelyuma bağımlı gevşeme yanıtları ve vasküler düz kas kontraksiyonu üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. 4

26 1.2 Genel Bilgiler Serbest Oksijen Türleri ve Antioksidanlar Oksijenin tek elektronla tam olmayan indirgenmesi sonucu oksijen molekülünün aktif türleri olan oksijen radikalleri meydana gelir. Herhangi bir molekül ile tepkimeye giren eksik elektronlu bu moleküller, bir elektron alarak elektron çifti oluşturabilir (yükseltgenme) veya tek elektronunu bir başka moleküle verebilir (indirgenme). Diğer moleküller ile kolayca elektron alışverişine giren ve onların yapısını bozan moleküllere serbest radikaller veya reaktif oksijen partikülleri adı verilir. Oksidanlar tek elektron eksiklikleri nedeniyle başka moleküllerle kolayca elektron alışverişi yapabilenler (radikaller) ve elektron eksiklikleri olmadığı halde başka moleküllerle radikallerden daha zayıf bir şekilde birleşebilenler (radikal olmayanlar) olmak üzere iki gruba ayrılırlar (Tablo 1-1). Yukarıda açıklandığı gibi serbest radikaller diğer maddelerden elektron yakalayarak nötralize olmaya çalışan elektriksel olarak yüklü moleküllerdir. Başlangıçtaki bu atak serbest radikali nötralize etmesine rağmen, bu süreçte yeni bir serbest radikalin oluşmasına neden olarak bir reaksiyon zinciri başlatır. Reaksiyon sürecinde oluşan serbest radikaller deaktive edilene kadar birkaç saniye içinde binlerce serbest radikal molekülü meydana gelebilir. Serbest radikalleri hücreye saldırmadan önce stabilize veya deaktive etme kapasitesine sahip herhangi bir molekül antioksidan olarak adlandırılır. 5

27 Tablo 1-1: Reaktif oksijen radikalleri (serbest oksijen türleri) Radikaller Radikal olmayanlar Süperoksit radikali (O 2 ) Hidrojen peroksit (H 2 O 2 ) Hidroksil radikali (OH ) Lipid hidroperoksit (ROOH) Peroksil radikali (ROO ) Hipokloröz asit (HOCl) Alkoksil radikali (RO ) N-Halojenli aminler (R-NH-X) Semikinon radikali (HQ ) Singlet oksijen ( 1 O 2 ) Hemoproteine bağlı serbest radikaller Ozon (O 3 ) Azot dioksit (NO 2 ) Süperoksit Radikali Normal koşullarda hücrede ve canlılarda oluşan ilk ve temel oksijen radikali süperoksit radikalidir. Moleküler oksijen yapısındaki iki atom denge halinde olduğu için reaktif özellik göstermez. Oksijen molekülünü oluşturan atomlarda bulunan ve her biri birer elektron daha kabul edebilen yörüngelere tek elektron alınması ile süperoksit radikali (O 2 ), iki elektron alınması ile peroksi anyonu (O 2 2 ) oluşmaktadır. Süperoksit radikalinin bir özelliği aldığı elektronu başka bir elektron alıcısına vererek tekrar oksijene yükseltgenebilmesi ve böylelikle indirgen olarak davranabilmesidir. Diğer yandan, birbiri ile tepkimeye giren iki süperoksit radikalinden birisi yükseltgenirken, diğeri indirgenmektedir. Peroksi anyonu ise ortamdan iki proton alarak hidrojen peroksit (H 2 O 2 ) oluşturabilmektedir (123). (O 2 ) + (O 2 ) + 2H + H 2 O 2 + O 2 Süperoksit radikallerinin ortamdan temizlendiği bu tepkimeye dismutasyon tepkimesi adı verilmektedir. İki süperoksit anyonu arasındaki elektrostatik itme nedeniyle nötral ve bazik ph değerlerinde çok yavaş olan spontan dismutasyon asidik ortamda oldukça hızlı gerçekleşir. Diğer radikallerle kıyaslandığında reaktivitesi çok az olan süperoksit radikali, oluşumuna neden olduğu diğer radikaller ile birlikte organizmada genel oksitleyici gibi davranır. Sülfhidril gruplarının disülfitlere ve demir Fe +3 ün Fe +2 ye indirgenmesine neden olur. Canlılarda sayısız 6

28 fonksiyonu olan sülfhidril grupları ile metal iyonlarını etkileyen süperoksit radikali, hücredeki metabolik olayları ve yükseltgenme-indirgenme düzeyini değiştirerek çok sayıda zararlı etkiye yol açar (123) Antioksidan Savunma Hücrede serbest radikal oluşumunu engelleyen, oksidan maddeleri daha az toksik ürünlere çeviren, reaktif radikalleri yaşamsal önemi olan yapılardan uzaklaştıran ve bunların neden olduğu moleküler hasarı tamir eden çeşitli antioksidan savunma mekanizmaları bulunmaktadır. Bunlar etkilerine göre dört gruba ayrılırlar (123); 1. Süpürücü etki (scavenging effect): Tepkime sonucu oksidanların bağlanması ve çok daha zayıf yeni bir moleküle çevrilerek etkisiz hale getirilmesi işlemine süpürücü etki adı verilir. Doğal antioksidan enzimler ve trakeobronşiyal mukus bu tip etki ile oksidan molekülerinin miktarını azaltmaya çalışır. 2. Baskılayıcı etki (quenching effect): Serbest oksijen radikallerine bir hidrojen aktarılmasını sağlayarak aktivitelerini azaltan veya inaktif şekle dönüştüren etkiye baskılayıcı etki denir. Vitaminler ve flavanoidler bu tür etki gösterirler. 3. Onarıcı etki (repairing effect): Serbest radikallerin neden oldukları hasarları onaran mekanizmalardır. 4. Zincir kırıcı etki (Chain breaking effect): Serbest oksijen radikallerini kendilerine bağlayarak reaksiyon zincirlerini kıran ve fonksiyonlarını engelleyen etki zincir kırıcı etki olarak 7

29 adlandırılır. Hemoglobin, seruloplazmin ve E vitamini bu mekanizma ile etkili olurlar Doğal Antioksidanlar Doğal antioksidanlar enzimler ve enzim yapısı taşımayanlar olarak iki grupta incelenebilirler (123). Enzim yapılı antioksidanların başlıcaları şunlardır: Süperoksit dismutaz (SOD): Süperoksit radikalinin hidrojen perokside dismutasyonunu katalize eder. Katalaz: Hidrojen peroksitin dismutasyonunu katalize eden enzimdir. Glutaiyon peroksidaz: Hidrojen peroksid ve lipid peroksidlerin indirgenmesini katalize eder. Glutatyon redüktaz: Yükseltgenmiş glutatiyon (GSSH) nin indirgenmiş glutatiyon (GSH) ye dönüşümünü sağlayarak dolaylı antioksidan etki gösterir. Hidroperoksidaz Sitokrom c oksidaz: Hücresel oksijenin %95 kadarının detoksifikasyonundan sorumludur. Enzim yapısında olmayan antioksidanların başlıcaları aşağıda verilmektedir: Seruloplazmin: Oksijeni aracı olmaksızın doğrudan indirgeyebilir. Transferrin: Dolaşımdaki demiri bağlar. Hemoglobin: Oksidanları bağlayıcı özelliği vardır. Haptoglobulin: Hemoglobini bağlar. Hemopeksin: Serbest durumdaki hem i bağlar. Pirüvat: Hidrojen peroksit tutucu etki gösterir. E vitamini ve analogları: Lipid peroksidasyon zincirini kırıcı etki gösterirler. C vitamini: O - 2 ve OH radikallerini doğrudan tutar. E vitaminini koruyucu etki gösterir. 8

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Prof. Dr. A. Tuncay Demiryürek Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı TFD-Trabzon Ekim 2007 Endotel Endotel tabakası, - fiziksel bariyer

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu. Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu. Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1 2 3 4 5 Oksidatif stres İntimal hiperplazi LOX-1 reseptörü İntimal hiperplazi Perkütanöz transluminal

Detaylı

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ Dr. A. Gökhan AKKAN 1976 Moncada 1980 Furchgott ve Zawadzki (1998 Nobel Tıp Ödülü) EDRF = Endothelium- derived relaxing factor 1987 EDRF = NO Sentezi NOS L- Arginin

Detaylı

OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI

OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI 1 OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI Amaç 2 SR oluşturdukları hasar ve ilişkili hastalıklar Vücuttaki oksijen kaynakları Radikal hasara karşı koruyular; antioksidan sistem GİRİŞ Aerobik

Detaylı

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar 5.111 Ders Özeti #12 Bugün için okuma: Bölüm 2.9 (3. Baskıda 2.10), Bölüm 2.10 (3. Baskıda 2.11), Bölüm 2.11 (3. Baskıda 2.12), Bölüm 2.3 (3. Baskıda 2.1), Bölüm 2.12 (3. Baskıda 2.13). Ders #13 için okuma:

Detaylı

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemlerine Giriş Doç. Dr. Bahar Tunçtan ME.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ab.D. ME.Ü. Tıp Fakültesi

Detaylı

Serbest radikal. yörüngelerinde) eşleşmemiş tek. gösteren, nötr ya da iyonize tüm atom veya moleküllere denir.

Serbest radikal. yörüngelerinde) eşleşmemiş tek. gösteren, nötr ya da iyonize tüm atom veya moleküllere denir. Superoxide Dismutase Hazırlayanlar: Funda İLHAN (050559017) Ebru KORKMAZ (050559021) Mehtap BİRKAN (050559008) Nihan BAŞARAN (050559007) Prof. Dr. Figen ERKOÇ Gazi Eğitim Fakültesi GAZİ İ ÜNİVERSİTESİİ

Detaylı

SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER

SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER SERBEST RADİKALLER Serbest radikaller dış yörüngelerinde eşlenmemiş elektron bulundurmaları nedeniyle diğer bileşiklerden farklı kimyasal bileşiklerdir.

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA (TIP) ANABİLİM DALI OKSİDATİF STRES BELİRTEÇLERİNİN VE HYALURONİK ASİTİN KORONER ARTER HASTALIĞININ ANJİOGRAFİK YAYGINLIK VE CİDDİYETİ İLE İLİŞKİSİ

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

OKSİJENLİ SOLUNUM

OKSİJENLİ SOLUNUM 1 ----------------------- OKSİJENLİ SOLUNUM ----------------------- **Oksijenli solunum (aerobik): Besinlerin, oksijen yardımıyla parçalanarak, ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir. Enzim C 6 H

Detaylı

ALKOLE BAĞLI OLMAYAN HEPATİK FİBROZ MODELİNDE BETAİN TEDAVİSİNİN İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ

ALKOLE BAĞLI OLMAYAN HEPATİK FİBROZ MODELİNDE BETAİN TEDAVİSİNİN İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ ALKOLE BAĞLI OLMAYAN HEPATİK FİBROZ MODELİNDE BETAİN TEDAVİSİNİN İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ İlknur Bingül*, A. Fatih Aydın*, Canan Başaran-Küçükgergin*, Işın Doğan-Ekici**, Jale Çoban***, Semra Doğru-Abbasoğlu*,

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol)

Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol) hücre solunumu Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. (ΔG=-686 kcal/mol) C 6 H 12 O 6 + 6 O 2 6 CO 2 + 6 H 2 0 + enerji (ATP + ısı) Hücre solunumu karbonhidratlar, yağlar ve protein

Detaylı

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA PROGRAM KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Güldal MEHMETÇİK, gmehmetcik@neu.edu.tr YÜKSEK LİSANS DERSLERİ EBM 600 Uzmanlık Alanı Dersi Z 4 0 4 EBM 601 Biyokimya I S 3 0 3 EBM 602 Biyokimya I Laboratuvar S 0 3 1 EBM

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ KİMYASALBAĞLAR BAĞLAR KİMYASAL VE HÜCRESEL REAKSİYONLAR Yrd. Doç.Dr. Funda BULMUŞ Atomun Yapısı Maddenin en küçük yapı taşı olan atom elektron, proton ve nötrondan oluşmuştur.

Detaylı

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ 9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ Radyasyonun indirekt etkisi iyonlaştırdığı su moleküllerinin oluşturdukları serbest radikaller aracılığıyla olmaktadır. Çünkü

Detaylı

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR. Prof. Dr. Mustafa KUTLU

GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR. Prof. Dr. Mustafa KUTLU GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR Prof. Dr. Mustafa KUTLU Konuşma planı PPG KV risk ve Mortalite ilişkisi APG, PPG ve Ortalama glukozun Fruktozamin ve A1C ye

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları

Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları Doç. Dr. Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik A.D. ENDOTEL Doku ile madde alış-verişi Vasküler tonüs Lökositlerin

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Osman Yüksekyayla, Hasan Bilinç, Nurten Aksoy, Mehmet Nuri Turan Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim

Detaylı

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş KİMYA-IV Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş Organik Kimyaya Giriş Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda, elde edildikleri kaynaklara bağlı olarak Anorganik ve Organik olmak üzere, iki sınıf altında toplanmışlardır.

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu Prof. Dr. Fidancı Bir hücre bir uyarıya yanıt verdiğinde biyoaktif mediatörler sıklıkla zarlardaki lipidlerden oluşur. Biyoaktif mediatörlerin bir grubu, 20 karbonlu

Detaylı

5.111 Ders Özeti #22 22.1. (suda) + OH. (suda)

5.111 Ders Özeti #22 22.1. (suda) + OH. (suda) 5.111 Ders Özeti #22 22.1 Asit/Baz Dengeleri Devamı (Bölümler 10 ve 11) Konular: Zayıf baz içeren dengeler, tuz çözeltilerinin ph sı ve tamponlar Çarşamba nın ders notlarından 2. Suda Baz NH 3 H 2 OH Bazın

Detaylı

CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar

CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar Doç. Dr. Turgut GÜLMEZ CALILIK (hayat) NEDİR? FİZYOLOJİ Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini

Detaylı

3) Oksijenin pek çok bileşiğindeki yükseltgenme sayısı -2 dir. Ancak, H 2. gibi peroksit bileşiklerinde oksijenin yükseltgenme sayısı -1 dir.

3) Oksijenin pek çok bileşiğindeki yükseltgenme sayısı -2 dir. Ancak, H 2. gibi peroksit bileşiklerinde oksijenin yükseltgenme sayısı -1 dir. 5.111 Ders Özeti #25 Yükseltgenme/İndirgenme Ders 2 Konular: Elektrokimyasal Piller, Faraday Yasaları, Gibbs Serbest Enerjisi ile Pil-Potansiyelleri Arasındaki İlişkiler Bölüm 12 YÜKSELTGENME/İNDİRGENME

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

BİYOLOJİK OKSİDASYON. Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN

BİYOLOJİK OKSİDASYON. Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN BİYOLOJİK OKSİDASYON Doç.Dr.Remisa GELİŞGEN OKSİDASYON-REDÜKSİYON REAKSİYONLARI Elektronların bir atom veya molekülden bir diğerine geçişleri redoks reaksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Redoks : e-transferi

Detaylı

Suyun Radyasyon Kimyası

Suyun Radyasyon Kimyası Suyun Radyasyon Kimyası Radyobiyolojide ve reaktör teknolojisinde kimyasal işlemlerde su ve sulu çözeltilerin önemi nedeniyle suyun radyasyon kimyası deneysel ve teorik çalışmalarda esas konu olmuştur.

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı e-posta: alperi@hacettepe.edu.tr Neden bu konu? Septik şok çalışma

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #2

YGS ANAHTAR SORULAR #2 YGS ANAHTAR SORULAR #2 1) Bir hayvan hücresinde laktoz yapımı ile ilgili olarak, sitoplazmadaki madde miktarının değişimlerini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Glikoz B) Su miktarı 2)

Detaylı

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ T.C Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3 1 Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ 2 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Esat Orhon

Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Esat Orhon Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi Prof. Dr. Esat Orhon DNA kırıklarının nedeni nedir? Unpaired Electrons Serbest radikal nedir? Çift oluşturamamış, tek kalmış elektron veya elektronlar içeren atomlar

Detaylı

KALP HASTALIKLARINDA OKSĐDATĐF STRESĐN ÖNEMĐ. Dr. Sabri DEMĐRCAN

KALP HASTALIKLARINDA OKSĐDATĐF STRESĐN ÖNEMĐ. Dr. Sabri DEMĐRCAN KALP HASTALIKLARINDA OKSĐDATĐF STRESĐN ÖNEMĐ Dr. Sabri DEMĐRCAN Oksijen Toksisitesi - 1 Bilinen bütün canlı türleri, organik moleküllerin içindeki oksijene gereksinim duyarlar. Anaerobik canlılardaki oksijenin

Detaylı

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe

Detaylı

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir Gülay Bulut 1, Yıldıray Başbuğan 2, Elif Arı 3 Hamit Hakan Alp 4, İrfan Bayram 1 Yüzüncü

Detaylı

Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Türk Farmakoloji Derneği ne Teşekkür Ederim. 1 1980 Robert Furchgott EDRF=Nitrik

Detaylı

ateroskleroz için bağımsız bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir (15 16). Artmış homosistein düzeyinin koroner ateroskleroz için yalnızca bağımsız

ateroskleroz için bağımsız bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir (15 16). Artmış homosistein düzeyinin koroner ateroskleroz için yalnızca bağımsız 1 1.GİRİŞ VE AMAÇ Mısır uygarlığından beri bilinen ateroskleroz hakkında 20. yüzyıl içerisinde son derece önemli gelişmeler olmuş, patogenezi ile ilgili tedavisini de yönlendirecek oldukça kapsamlı araştırmalar

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

Vitamin C. Elif AKMAN Yrd.Doç.Bekir ÇÖL. Kollagen Biyosentezi

Vitamin C. Elif AKMAN Yrd.Doç.Bekir ÇÖL. Kollagen Biyosentezi Vitamin C Elif AKMAN Yrd.Doç.Bekir ÇÖL Biyokimyasal Fonksiyonları Kollojen biyosentezi Karnitin biyosentezi Nöradrenalin biyosentezi Antioksidan Etkisi Vitamin C ve Kardiyovasküler Hastalıklar BİYOKİMYASAL

Detaylı

SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR

SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR SERBEST OKSİJEN RADİKALLERİ VE ANTİOKSİDANLAR Yard.Doç.Dr Doç.Dr.. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD AYDIN-2000 1 Sunum Planı Oksijen, reaktif oksijen türleri (ROS) ve serbest radikaller

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANA BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANA BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANA BİLİM DALI KORONER ARTER HASTALARINDA ASİMETRİK DİMETİLARJİNİN VE OKSİDATİF STRESİN İNCELENMESİ DOKTORA TEZİ Dr. KAMİL TUZGÖL Tez Danışmanı

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu 4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU hasanyolcu.wordpress.com En az iki atomun belli bir düzenlemeyle kimyasal bağ oluşturmak suretiyle bir araya gelmesidir. Aynı atomda olabilir farklı atomlarda olabilir. H 2,

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Zeliha Özer*, Davud Yapıcı*, Gülçin Eskandari**, Arzu Kanık***, Kerem Karaca****, Aslı Sagün* Mersin

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Ventilatörle İlişkili Pnömonili Hastalarda Serum C-Reaktif Protein, Prokalsitonin, Solubl Ürokinaz Plazminojen Aktivatör Reseptörü (Supar) Ve Neopterin Düzeylerinin Tanısal

Detaylı

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir. Biyokimya sınavı orta zorlukta bir sınavdı. 1-2 tane zor soru ve 5-6 tane eski soru soruldu. Soruların; 16 tanesi temel bilgi, 4 tanesi ise detay bilgi ölçmekteydi. 33. soru mikrobiyolojiye daha yakındır.

Detaylı

REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004

REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004 REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004 1 Reaksiyon (tepkime) türleri 1 Gerçekte tüm organik tepkimeler dört sınıftan

Detaylı

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU Abdullah Özkök¹, Esin Aktaş², Akar Yılmaz 3, Ayşegül Telci 4, Hüseyin Oflaz 3, Günnur Deniz², Alaattin

Detaylı

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon SOLUNUM İki çeşit solunum vardır HÜCRE DIŞI SOLUNUM: Canlıların dış ortamdan O 2 alıp, dış ortama

Detaylı

-- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik

-- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik -- Giriş -- Enzimler ve katalizörler -- Enzimlerin isimlendirilmesi -- Enzimlerin etki mekanizması -- Enzimlerin yapısı -- Enzimler ve prostetik gruplar -- Enzimlerin sınıflandırılması -- Önemli koenzim

Detaylı

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)

Detaylı

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) TC MERSİN ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ BİRİMİ PROJE SONUÇ RAPORU Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) 2009-6 Belirli Oranlarda Nükleotid Katkılı Yemlerle Beslenen Alabalıklarda (Onchorynchus mykiss

Detaylı

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu KAN ve HEMATOPOETİK SİSTEM ÜZERİNE ETKİLİ İLAÇLAR Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu Hemostatik İlaçlar Antikoagülan İlaçlar Antiplatelet İlaçlar (Antitrombositik İlaçlar) Trombolitik İlaçlar (Fibrinolitik İlaçlar)

Detaylı

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi Prof. Hv.Tbp. Kd.Alb. Mesut ÇETİN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği Direktörü-İstanbul 1 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni GATA Haydarpaşa Eğitim

Detaylı

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ ENZİMLER; Tüm canlıların yapısında bulunan, Esas olarak proteinden oluşmakla beraber, organik-inorganik maddeleri de bünyesinde barındıran, Biyokimyasal tepkimeleri gerçekleştiren

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2018 2019 EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA) 1901206HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELİ DERS KURULU-I DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2015-2016 II Prof.Dr.Buket Alpertunga Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı 1 Doz-cevap ilişkisi «Her madde zehirdir, zehir olmayan madde yoktur, zehir ile ilacı birbirinden ayıran

Detaylı

Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi

Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Melatonin Tedavisinin Diyabetik Ratlarda Kontrast Nefropati Gelişimine Etkileri: IL-33 ve Oksidatif Stresin Rolü Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi 22.10.2015

Detaylı

Kanser Tedavisi: Günümüz

Kanser Tedavisi: Günümüz KANSER TEDAVİSİNDE MOLEKÜLER HEDEFLER Doç. Dr. Işık G. YULUĞ Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yulug@fen.bilkent.edu.tr Kanser Tedavisi: Günümüz Geleneksel sitotoksik ilaçlar ve

Detaylı

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e.

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e. www.lisebiyoloji.com ayxmaz/biyoloji Test Çoktan Seçmeli 1. Hangi terim moleküllerin parçalanması ile açığa çıkan enerjinin depolandığı metabolik yolları ifade eder? a. anabolik yollar b. Katabolik yollar

Detaylı

DENEYSEL BÖBREK İSKEMİ/REPERFÜZYON HASARINDA PELARGONIUM SIDOIDESİN ETKİLERİ

DENEYSEL BÖBREK İSKEMİ/REPERFÜZYON HASARINDA PELARGONIUM SIDOIDESİN ETKİLERİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Nurettin AYDOĞDU DENEYSEL BÖBREK İSKEMİ/REPERFÜZYON HASARINDA PELARGONIUM SIDOIDESİN ETKİLERİ (Yüksek

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

DERSĐN SORUMLUSU : PROF.DR ĐNCĐ MORGĐL

DERSĐN SORUMLUSU : PROF.DR ĐNCĐ MORGĐL DERSĐN SORUMLUSU : PROF.DR ĐNCĐ MORGĐL HAZIRLAYAN : HALE ÜNAL KĐMYASAL REAKSĐYONLARA GĐRĐŞ -Değişmeler ve Tepkime Türleri- Yeryüzünde bulunan tüm maddeler değişim ve etkileşim içerisinde bulunur. Maddelerdeki

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Kan dokusu. Hematokriti hesaplamak için eritrositlerle dolu olan tüpün uzunluğu kanla dolu tüpün uzunluğuna bölünüp, çıkan sonuç 100 ile çarpılır.

Kan dokusu. Hematokriti hesaplamak için eritrositlerle dolu olan tüpün uzunluğu kanla dolu tüpün uzunluğuna bölünüp, çıkan sonuç 100 ile çarpılır. Kan dokusu Kan, hücrelerden ve plazma adı verilen bir sıvıdan oluşmuştur. Hücreler eritrositler (kırmızı kan hücreleri), lökositler (beyaz kan hücreleri) ve trombositlerdir. Hücrelerin % 99 undan fazlasını

Detaylı

Uzm. Mehmet Ali Karaselek 12. Ulusal Aferez Kongresi Ekim 2017 İstanbul

Uzm. Mehmet Ali Karaselek 12. Ulusal Aferez Kongresi Ekim 2017 İstanbul Uzm. Mehmet Ali Karaselek 12. Ulusal Aferez Kongresi 27-28 Ekim 2017 İstanbul 1 Sunum Akışı 1. Lipid aferezi ve AH 2. Lipid aferez çeşitleri 3. Lipid aferez endikasyonları 4. Merkez deneyimi 2 Lipid Aferezi

Detaylı

enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN

enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN T. C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK

Detaylı

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati I. Hafta Ders Saati 15.09.2014 16.09.2014 17.09.2014 18.09.2014 19.09.2014 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Makromoleküller (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ataş) Türk Dili

Detaylı