DİL KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ. Belirtileri Nelerdir?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİL KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ. Belirtileri Nelerdir?"

Transkript

1 DİL KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ Konuşmanın herhangi bir çevrede benimsenen sınırın dışına çıkarak yadırganacak düzeyde bir farklılık ya da sapma göstermesi durumunda, genelde bireyde bir tür konuşma sorunu olduğu kabul edilmektedir. Konuşma sorunu olan bireyin konuşma davranışlarında şu özellikler göze çarpabilir: a) İşitilemeyecek kadar aşırı alçak sesle konuşma. b) Konuşmanın rahatlıkla anlaşılamaması. c) Sesinin ya da konuşurken sergilediği görünümün karşıdakini rahatsız etmesi. d) Belirli bir sesin beklenildiği gibi söylenememesi. e) Konuşurken zorluk çekme. f) Dilin vurgu, ezgi, ritim özelliklerine uygunluk göstermemesi, konuşmanın bunlardan yoksun olması, tekdüzelik. g) Sözdizimi, dilbiçimi vb sapmaları. h) Yaşına, cinsiyetine, fiziksel gelişimine uygun olmayan ses ve konuşma. Görülebileceği gibi, bu özet tanımlamadan bile dil ve konuşma sorunlarının ne denli karmaşık olduğu, bu konunun ayrı bir uzmanlık gerektirdiği açıktır. Belirtileri Nelerdir? Dil ve konuşma sorunları, nedenlerine göre şöyle kümelenebilmektedir: a. Anatomik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (dudak- damak yarıklığı, larenjektomi, işitme düzeneği sorunları vb.) b. Fizyolojik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (müsküler distrofi vb.) c. Nörolojik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (CVA, Parkinson Hastalığı, Cerebral Palsy vb.) d. Biyokimyasal nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (Anoxia vb.) e. Psikolojik/psikiyatrik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (Kimi uzmanlara göre kekemelik vb. konuşma sorunları bu kümede ele alınmaktadır) f. Gelişim sürecindeki aksaklıklara bağlı dil ve konuşma sorunları. (Gecikmiş dil ve konuşma, öğrenme güçlüğü, okuma güçlüğü vb.) g, Olumsuz çevresel etmenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (Dil ve konuşma gelişiminde gecikme vb.) h. Hiçbir nedene bağlanamayan dil ve konuşma sorunları. ı. Karmaşık nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları. (Zihin engeli vb.) Nasıl Tanı Konur? Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması, Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması, Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması, Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması, Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması, Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu,

2 Gecikmiş Dil ve Konuşma ve Özgül Dil Bozukluğu Dil ve konuşma birbirinden farklıdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Bir dil, yalnızca konuşma dilini akla getirmemelidir; yazı ve işaret kullanımı da bir dildir. Konuşma ise bu duygu ve düşünceleri içeren kuralların gerekli organlar yardımıyla fiziksel olarak üretildiği sistemdir. Bir çocuk duygu ve düşüncelerini aktarmak için gerekli dilbilgisine sahip olabilir fakat konuşma organları (dil, dudak vb.) işlevini gerektiği şekilde yerine getiremediğinden konuşamayabilir. Diğer yandan, başka bir çocuk konuşma organları işlevini kusursuz yerine getirdiği halde dil gelişimindeki bir aksaklık nedeniyle konuşamayabilir, ya da her ikisi de aynı anda görülebilir. Yukarıda verilen iki örnek de bir iletişim sorunudur fakat Furkan ın yalnızca konuşma sorunu bulunurken Ece nin hem dil hem de konuşma sorunu bulunmaktadır.

3 Bir çocuk eğer başkalarının söylediklerini anlamakta (alıcı dil) veya duygularını, düşüncelerini yeterli düzeyde sözel olarak aktarmakta (ifade edici dil) güçlük yaşıyorsa o zaman bu bir dil bozukluğudur. Diğer yandan eğer bir çocuk konuşma seslerini doğru veya akıcı bir şekilde üretmekte zorluk yaşıyorsa o zaman bu birkonuşma bozukluğudur.! Dil ve konuşma sorunları çocuklarda birbirinden ayrı olarak veya birlikte de görülebilmektedir. Normal Dil ve Konuşma Gelişimi Bir zamanlar bilim adamları ve anne-babalar, çocuğun dil ve konuşmayı öğrenme sürecinin ilk on ile on sekizinci aylarda, yani, ilk sözcüklerin üretildiği zaman başladığını düşünüyorlardı. Araştırmacılar yapılan çalışmalarla bu sürecin başlangıcının aslında çok daha erken olduğunu ortaya koymuşlardır. Bebeğin işitme sistemi, hamileliğin son üç ayında iyice gelişmektedir ve ana rahminde pek çok sesi duymaya başlar. Bebek kendi anadiline ait vurgularla ve amniyo sıvısı yoluyla kendisine ulaşan annesinin sesiyle de çok ilgilidir. Bu şekilde, konuşma ritimleri, doğduğunda çocuğun beynine yerleşmiş olur. Doğumdan sonra bebekler konuşmalarını sağlayacak organları henüz zihinsel ya da fiziksel olarak denetleyemese de, çoğu zamanlarını annelerinin sesini dinleyerek geçirir ve dil ile ilgili her türlü bilgiyi kaydederler. Aslında bebekler ilk sözcüklerini söylemeden çok önce farklı istekler için farklı ağlama tonları, gülme ve agulama gibi pek çok iletişim yolunu kullanabilmektedirler. Bebeğinizle ilk iletişim onun dili anlaması veya kullanmasından çok önce başlar. Bebeğiniz, beslenme ya da alt değiştirme sırasında sesinize tekme atarak ya da agulayarak tepki verir. Olumlu duygularını size gülümseyerek olumsuzları ise ağlayarak anlatır. İlk anlamlı sözcüklerini üretirken bile karşıdaki kişinin anlaması için el işaretleriyle bunlara eşlik eder. Anne babalar ise bu tepkileri kısa sürede çözümleyerek bunlara yanıt verir ve böylece iletişimi zenginleştirir. Agulamak, gülmek ve anlamsız sesler çıkarmak bebeklerin ilk konuşma girişimleridir. İlk yaşlarının sonlarına doğru anlamlı konuşma benzeri sesler çıkarırlar. İlk anlamlı sözcükler onikinci aydan sonra üretilmeye başlar. Bu noktada bireysel farklılıklar olabilmektedir: bazı bebekler anlamlı sesler çıkarmak için sürekli çabalarken bazıları buna hazır olana kadar bekleyebilirler. Onsekizinci aydan sonra bebeklerin yeni sözcük öğrenme süreçleri oldukça hızlanır ve bir haftada bile büyük değişimler görülebilir. Bu dönem çocukların sözcük dağarcıklarının hızlıca geliştiği dönemdir fakat bir dili öğrenmek tek tek kelimeleri üretmekten fazlasını gerektirir. Sözcükleri birleştirerek, yerlerini değiştirerek belirli hece veya sesler ekleyerek vb. kuralları kullanarak farklı anlamlar üretebilmek gerekir, bu dilbilgisidir.

4 Çocuklar 2 yaşından önce dilbilgisini sözcüklerle birlikte jest-mimik gibi işaretleri kullanarak gerçekleştirmektedir. 2 yaş civarı çocuklar sözcükleri birleştirerek farklı anlamlar oluşturmak için işaretleri azaltarak dilbilgisel kurallardan faydalanmaya başlarlar. 2.5 yaşından sonra sözcük dağarcıkları hızla gelişmekte, ürettikleri cümleler anlamsal ve dilbilgisel açıdan zenginleşmektedir. 4-5 yaşına gelindiğinde artık çocuklar bir yetişkine isteklerini, ihtiyaçlarını, ilgilerini uzun ve karmaşık cümlelerle zorlanmadan ifade edebilmekte ve çevresinde duyduğu şeylerin çoğunu rahatlıkla anlayabilmektedir. Çocuğumun yaşadığı geçici bir gecikme mi, yoksa bir bozukluk mu? Çocuklar bazı becerilerde yaşıtlarına göre geri kalabilir; bunu kısa sürede toparlayabilir, hatta, daha da iyi olabilirler. Bir çocukta yürüme, yemek yeme, tuvaletini karşılama gibi becerileri normal gelişirken konuşması gecikebilir. Tüm çocukların genel kabul görmüş aynı veya benzer gelişim aşamaları vardır; bunun yanında, bazı çocukların kendine özgü bir gelişim zamanlaması olabilir ve konuşmaya yaşıtlarından biraz erken veya geç başlayabilir. Ebeveynler oldukça iyi gözlemcidirler, çocuklarının davranışlarını oldukça dikkatli şekilde gözlemlemektedirler. Aynı zamanda ebeveynler çevrelerinde normal gelişim gösteren diğer çocukların gelişimleri hakkında da fikir sahibidirler. İşte ebeveynler çocuklarında herhangi bir şeyden şüphelendiklerinde çocuklarının performansını diğer çocuklarla karşılaştırırlar ve çoğunlukla doğru zamanda birşeylerin yolunda gitmediğinin de farkına varırlar ve doğal olarak endişelenirler ve once en yakınlarına daha sonra en yakınlarındaki uzmana danışarak aydınlanmak isterler : Çocuğum hala konuşmuyor. Çocuğum kendini farklı şekilde ifade ediyor. Çocuğumun söyledikleri kolaylıkla anlaşılmıyor. Aileler yada bu konuda uzman olmayan tarafından ayrımına varılması güç nokta çocuğun konuşmasının gecikmiş mi yoksa bir dil veya konuşma bozukluğu mu olduğu ve bunlardan öte bu sorunu kendi başına aşıp aşamayacağıdır. Dil ve konuşma bozuklukları çocuk doktorlarının, psikologların ve çocuk gelişimcilerinin uzman oldukları ve uzman olmaları gereken bir konu değildir. Doktorunuz, çocuk psikoloğu veya okul öncesi öğretmeniniz çocuğunuzun fiziksel gelişiminin normal olduğunu, işittiğini ve baba, anne gibi kelimeleri çıkartabildiğini, dolayısıyla, bir uzmana görünmeden 3 hatta 4 yaşına kadar beklemenizi tavsiye edebilir. Yine farklı mesleklerden uzmanlar birçok çocuğun 2 yaşında konuşamayıp 3 yaşında akıcı bir şekilde konuşmaya başladığını bilirler ve bu nedenle gerçek bir sorun olduğunu görene kadar ailelerin endişeye kapılmamalarını isteyebilirler. Bu düşünce biçimi ailelerin de bekleyip görelim tarzı bir yaklaşım sergilemelerine ve bu ailelerden çocukları yaşıtlarıyla aynı gelişimi yakalayanların da benzer bir yaklaşımı kulaktan kulağa teskin edici bir tür halk inanışı şekline getirmelerine sebep olmaktadır: Konuşur daha bekleyin

5 Amcası/dayısı/teyzesi/kardeşi vb. de geç konuşmuştu Einstein da zaten okula başlarken konuşmuş Evet, (kanıtlanamamakla birlikte) Albert Einstein ve diğer bahsedilen bireyler geç konuşmuş olabilir hatta bunlardan sorunu kendi başına aşmış olanlar da olabilir. Çevrenize biraz daha dikkatli şekilde baktığınızda 5-6 yaşına gelmiş hatta okul çağında hala dil ve konuşma problemine sahip pek çok çocuk olduğunu farkedeceksiniz. Bu çocukların da bir zamanlar konuşmasının gecikmiş olduğu düşünüldüğünde, o halde bu 5-6 yaşına gelmiş veya okul çağında hala yaşıtları gibi konuşamayan veya farklı şekilde iletişim kuran çocuklar ya da başka deyişle küçük Einstein lar ne olacak? Gerçek şudur ki, dünyanın birçok ülkesinde yapılan çalışmalarda okul öncesi ve okul çağındaki çocukların neredeyse % 10 undan fazlası dil ve konuşma bozukluğuna sahiptir. Basit bir ifadele, bu çevrenizdeki her 10 çocuktan birisi demektir. Yani doktorunuzun veya çevrenizin örnek gösterdiği geç konuşan abi, abla, amca, teyze, komşu çocuğu v.b. den birçoğu dil ve konuşma sorunundan muzdariptir. Bilinen bir diğer gerçek de konuşması gecikmiş çocukların birçoğunun bunu dil ve/veya konuşma bozukluğu olarak okul çağına ve yaşamlarının daha sonraki dönemlerine kadar devam ettirdikleridir. Arabanız bozulduğunda tamircinin bekleyip görelim, komşunun arabası da geç çalışmıştı gibi teskinleriyle alınan risk cebinizden biraz fazla para çıkmasına veya en fazla arabanızı kaybetmenize yol açabilir. Peki ya konu çocuğunuz olunca? Burada alacağınız riskler çocuğun yaşamının sonraki dönemlerinde sosyal, psikolojik ve davranışsal problemler ile öğrenme güçlüğü gibi ilerledikçe geriye çevirmesi zorlaşan sorunlara yol açabilmektedir. Yani eğer çocuğunuzun iletişiminde bir gecikmeden, bozukluktan yada farklılıktan şüpheleniyorsanız bunu bir dil ve konuşma bozuklukları uzmanının değerlendirmesini ve gerekiyorsa eğitim görmesini sağlamak çok önemlidir. Dil gecikmesine veya bozukluğuna etki edebilecek bazı riskler Dil gelişimi geriliğine veya bozukluğuna yol açabilecek birçok faktör bulunmaktadır. Genetik Dil bozukluğu olan anne, baba veya kardeşe sahip çocukların dil bozukluğu için diğer çocuklardan daha fazla risk taşıdığı yapılan çalışmalarda açık bir şekilde ortaya koyulmuştur. Bu tür bir genetik riskin varlığı üzerinde şu an yapılabilecek fazla bir şey yoktur fakat aileler çocuğun bundan asgari seviyede etkilenmesi için erken dönemden itibaren bu durumun farkında olup çocuğun iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalıdır. Ebeveyn Etkisi Bazı araştırmacılar çocuklarla iletişim kurma biçimimizi de dil gelişimiyle ilişkilendirmektedir. Yapılan çalışmalarda çocuklarıyla sık oyun oynayan ve oynarken onlarla konuşan, çocuklarına kitap okuyan, çevrelerinde ilgilendikleri, işaretle gösterdikleri şeyler hakkında çocuklarıyla konuşan ve çocuklarıyla daha yalın ve sade bir dil kullanmayı tercih eden ebeveynlerin çocuklarının dil gelişimlerinin daha iyi durumda olduğu aktarılmıştır.

6 İşitme Kaybı İşitme kaybı olan çocuklar sözel dili anlamak ve kendisini sözel olarak ifade etmek konusunda yaşanacak problemler açısından büyük bir risk taşımaktadır. Eğer bu durum erken fark edilip müdahale edilmezse çocuk iletişim problemi, öğrenme güçlüğü, kendisini sosyal olarak soyutlama gibi birtakım problemlerle karşılaşacaktır. Yapılan çalışmalarda erken tanı ve müdahale alan işitme kaybı olan çocukların ilerleyen dönemlerde yaşıtlarıyla aralarındaki farkı kapatabildiği ortaya koyulmuştur. Bilişsel, Nörolojik veya Gelişimsel Bir Bozukluk Bilişsel bozukluğa, nörolojik problemlerine (hidrosefali, strok, havale gibi) ve otizm spektrumu bozukluklarına (otizm, yaygın gelişimsel bozukluk) sahip çocuklarda medikal, gelişimsel ve davranışsal birçok problemin yanında dil ve konuşma becerilerinde de sıkıntı görülmektedir. Bazı durumlarda çocuğun geç konuşması sadece konuşma probleminden öte yukarıda sayılan bozuklukların ön belirtisi olabilmektedir. Aileler ve uzmanların bunu dikkate alması ve zamanında yönlendirmesi önemlidir. 18 aylık olan, diğer çocuklarla oynamak istemeyen ve kendini ifade etmekte güçlük yaşayan bir çocuğun dil ve konuşma problemi olabilir ama aynı zamanda bunlar otizmin belirtileri de olabilir. Konuşması geciken bir çocuk için tüm ailelerin en kötü senaryoyu düşünmek gibi bir davranış içerisine girmemeleri gerekir. Fakat problemin erken fark edilmesi önemlidir. Bu tür bir durum çıkması durumunda bile erken bir tanı ve müdahale problemin çözümünde daha hızlı yol alınmasını sağlayacaktır. Hangi durumlarda şüphelenmeliyim? Özellikle ay arası dönemde olan, normal zekaya sahip ama gecikmiş konuşması olan çocuklarda dil gelişimi probleminin belirli durumlarda devam edebileceğine ilişkin ortak görüşler bulunmaktadır. Bu durumlara aşağıda yer verilmiştir: Dili anlama Dili anlamak genellikle dili kullanma ve ifade etmekten önce gelişmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda ay arası dönemde ifade etme becerileri gecikmiş olan çocukların bir yıl izlendikten sonra yapılan değerlendirmelerinde o dönemde sözel dili anlaması yaşıtlarına uygun bulunan çocukların ifade etme becerilerinde yaşıtlarını yakaladığı fakat diğerlerinin dil problemlerinin devam ettiği ortaya koyulmuştur. Bu sonuçlar, erken dönemde sözel ifadeleri anlamakta güçlük çeken çocukların dil bozukluğu için daha fazla risk altında olduğunu göstermektedir. Jestleri kullanmak Yapılan bir çalışmada geç konuşan çocuktaki jest veya el/kol işareti kullanımı sayısının daha sonraki dönemde sözel dil becerilerinin kestirilmesini sağladığı bulunmuştur. Buna göre farklı iletişim amaçları için birçok sayıda jest kullanan geç konuşan çocukların normal akranlarını yakalama şansı jesti daha seyrek kullananlara gore daha yüksektir.

7 Tanılanma yaşı: Yapılan birçok çalışmadan çıkarılan ortak sonuç; çocuğun dil ve konuşma problem ne kadar geç tanılanırsa çocuk o kadar yavaş gelişim gösterir. Burdan şu sonuç çıkabilir bu çocukların konuşması da er ya da geç açılacaktır fakat araştırmacılar böyle olmadığını ve yaşanan dil gelişimi probleminin düşünülenden daha karmaşık ve ciddi bir durum olabileceğine işaret etmişlerdir. Yani bir çocuk belirli bir yaş döneminde (örneğin ay arası) yaşıtları hızlı bir gelişim gösterirken yavaş bir gelişim gösteriyorsa bu çocuk aradaki farkı kapatamadıkça dil problemi daha da büyüyüp, eşlik edecek sosyal ve psikolojik problemlerle daha karmaşık bir hal alabilecektir. Ürettiği sözcükler veya cümleler: Çocuğun sahip olduğu sözcük sayısı da ileriki dil gelişimi için bir yordayıcı olabilmektedir. Örneğin 2 yaşında 50 den az anlamlı sözcüğe sahip çocuklar dil bozukluğu için bir risk taşımaktadır. Yalnızca sayısı değil aynı zamanda kullandığı sözcüklerin tipi de önemli bir faktördür. Yapılan çalışmalarda dil ve konuşma bozukluğuna sahip çocukların kullandığı eylem sözcüklerinin çok az çeşitlilik gösterdiği aktarılmıştır. Diğer bir bulgu da kullandıkları eylemlerin genellikle al, ver, gel, ye, iç gibi çok yaygın ve basit olanlar olduğudur. Sosyal beceriler: Okul öncesi çağdaki dil ve konuşma bozukluğuna sahip çocukların kreş veya anaokulunda sınıf arkadaşlarından daha çok öğretmenlerle konuşmayı seçtiği uzmanlar tarafından aktarılmaktadır. Yapılan birçok çalışmada dil gelişimi olan çocukların bu probleme ek olarak sosyal becerilerinde de gerilik görülmüştür. Bu çocuklar yaşıtlarıyla paylaşma ve oyun becerileri açısından sıkıntı yaşamaktadır ve oyuncaklarla diğer çocukların aksine alışılmadık şekilde oynayabildikleri görülmektedir. Bu etmenler uzun dönemde etkisini gösterebilecek dil bozukluğu için bir işaret olabilir fakat bu çalışmaların bulguları her zaman bunun öyle olacağı anlamına gelmez. Örneğin yapılan bir çalışmada aylık bir çocuğun söylenilenleri anlaması oldukça kötüyken 10 ay sonra ifade etme becerileri yaşıtlarını yakalamıştır. Diğer yandan tersi de görülebilmektedir. Bu çalışmalarda vurgulanmak istenen bu tür özellikler taşıyan çocukların illa böyle olacağı değil yalnızca bir dil problemi için risk taşıdığıdır. Aileler ne yapmalı? Aileler uzman olmayan diğerlerinin söylediklerini dinleyerek veya rahat bir şekilde çocuklarının her halükarda konuşma açısından yaşıtlarını yakalayacaklarını tahmin ederek vakit geçirmemelidir. Eğer çocuğunuzun dil veya konuşma gelişimi konusunda şüpheleniyorsanız bir dil ve konuşma bozuklukları uzmanına başvurunuz. Dil ve konuşma terapisti çocuğun sözel dili anlamasını ve ifade etmesini testler yardımıyla ölçecek, çocuğun çevresiyle iletişimini doğal ortamda değerlendirecek, gelişimi etkileyebilecek faktörleri belirleyerek aileye bundan sonra ne yapmaları konusunda danışmanlık hizmeti verecektir. Neden bir uzmana danışmalıyım?

8 Basit bir şey için bile beklemek zahmetli bir süreçken çocuğun konuşup konuşamayacağı için bekleyip görmek daha zor ve sıkıntılı bir süreçtir. Hele ki sorunun daha erken dönemde fark edildiğinde daha kolay ve hızlı şekilde çözülebileceğini bilmek aileler için kötü bir histir. Eğer çocuğunuz yalnızca basit bir gecikmeye sahipse bile kulaktan dolma bilgilere inanmak yerine uzman bir terapiste başvurmalısınız. Dil ve konuşma terapisti çocuğunuzun dil ve konuşma becerilerinin kapsamlı şekilde değerlendirecek ve sonucunda sizi evinize bekleyip görelim den öte çocuğunuzun iletişim becerilerini güçlendirebileceğiniz birçok fikirle uğurlayacaktır veya belirli aralıklarla kontrol etmek isteyecektir. İlk Görüşme Öncesinde Ne Yapmalıyım? Çocuğun dil ve/veya konuşma problemini tüm boyutlarıyla anlayabilmek için dil ve konuşma terapisti ilk değerlendirmede çocuğun medikal, sosyal ve gelişimsel öyküsüne de ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle yapılacak bir değerlendirme öncesi daha önce yapılan muayene ve değerlendirmelere dair raporların yanınızda bulundurulması önemlidir. sitesini kullanarak size en yakın dil ve konuşma terapistine ulaşabilirsiniz. Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar Her zaman dil ve konuşma problemine neden olan şeyi bilmek zordur. Fakat neyin neden olmadığına dair bilinen bazı gerçekler vardır: Erkek çocuklar geç konuşur Yapılan çalışmalar okul öncesi dönemdeki erkek çocukların dil gelişimlerinin kız çocuklarından daha yavaş olabildiğini gösterirken bu farkın yalnızca bir ya da iki ay olduğu vurgulanmaktadır. Bu çocuğun önemli ölçüde dil ve konuşma gecikmesi veya bozukluğu tanısı alabilmesi için daha büyük bir fark olması beklenir. Örneğin 2 yaşında bir çocuğun 1 buçuk yaş dönemi özellikleri göstermesi gibi. Yine de, erkek çocuklarda dil ve konuşma bozukluğuna daha sık rastlandığı da bilinmektedir bu nedenle en ufak bir şüphe dikkate alınıp takip edilmelidir. Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması İsteklerini karşılayabilmek için konuşmak çocuk için en geçerli ve etkin yoldur. Eğer çocuk bunu yapabilseydi, yapardı. Yine de bu davranış çocuğun zaten geciken konuşmasına olumlu bir katkıda bulunmamaktadır. İdeali çocuğun isteklerini ve ihtiyaçlarını sözel olarak karşılayabilmesini kolaylaştırmak ve buna katkıda bulunmaktır. Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması Yalnızca konuşması geri veya bozuk kimselerle değil, çocuklar markette, kreşte veya parkta konuşması düzgün olan birçok kimseyle de etkileşir. Çocuk bunların arasından yalnızca konuşması düzgün olmayan kişiyi model olarak almayacaktır. İnatçı olmak Hiçbir çocuk sırf inatçılıktan konuşmamayı veya anlaşılmadığı için hırçınlaşmayı, kendini yerlere atmayı, çevresine zarar vermeyi ya da çevresinin tüm baskısına rağmen sözcük veya cümlelerle iletişim kurmak yerine göstererek işaretlerle iletişim kurmayı seçmez. Bunu konuşmamasının nedeni olarak değil konuşamamasının da etkilediği bir durum olarak değerlendirmek gerekir.

9 Dil bağı Bazı durumlarda ailelere dil bağı operasyonu yaptırmaları tavsiye edilse de dil bağı konuşmayı muhakkak etkileyecektir diye bir durum söz konusu değildir. Çocuğun dil hareketleri, dilini yeterli bir şekilde kullanmadığından veya başka bir sorundan ötürü de sınırlı olabilir. Bu konuda bir dil ve konuşma terapistine başvurarak çocuğun dil hareketlerinin ve konuşma gelişiminin değerlendirilip varsa dil bağının konuşmayı etkileyip etkilemediği veya ne kadar etkilediğiyle ilgili bilgi alınması ve bundan sonra operasyona karar verilmesi önemlidir. Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir: Problemi kendi başına aşacaktır Evet, çocuklardan bazısı sorununu aşacak ve bazısı aşamayacak. Çocuğunuzun hangi düzeyi gerçekletireceğini bilemezsiniz. Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük Küçük yaş grubunda bir değerlendirme yapmak zordur fakat sadece test, resim, kitaptan oluşan bir değerlendirme beklememek gerekir. Çocuğun işitmesi değerlendirilebilir. Bunun yanında sözel dili anlamasının nasıl olduğu, nasıl oyun oynadığı, diğer çocuk veya yetişkinlerle nasıl iletişim kurduğu değerlendirilerek gerekli öneriler verilebilir. Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? Çocuk kendisini sözel olarak ifade etmiyor olabilir fakat sözel dili anlaması ve konuşma öncesi sözel olmayan iletişim becerileri değerlendirilebilir. Bu sayede aileye çocuğun ifade etme becerilerini arttırması için uzman tarafından öneriler verilebilir. Okul başlayana kadar bekleyip görün Bu konuda araştırmalar gayet açık ve nettir: çocuk ne kadar erken eğitime başlarsa ilerlemesi o kadar hızlı olur. Bu yalnızca dil ve konuşma için değil tüm gelişim alanları için geçerlidir. Kaynaklar Feit, D., & Feldman, H. M. (2007). The parents guide to speech and language problems. Mc-Graw Hill: Two Penn Plaza, NY. Karmiloff, K. & Karmiloff-Smith, A. (2001). Pathways to language: From foetus to adolescent in Developing Child Series, Harvard University Press. Karmiloff, K. & Karmiloff-Smith, A. (1998). Everything your baby would ask if only he/she could talk, Cassell/Ward Lock, London. Paul, R. (2001). Language Disorders From Infancy Through Adolescence: Assessment & Intervention. St Louis: Mosby.

10 Dudak-Damak Yarıklığına Bağlı Konuşma Bozukluğu Damak yarıklığı konuşma bozukluğuna nasıl yol açar? Damak yarıklığı; dudak, sert damak, yumuşak damak, diş, burun gibi yapıların birinin ya da birden fazlasının yapısal olarak bozuk olmasına ve bu organların artikülasyon için gerekli olan hareketleri uygun bir biçimde yapamamasına neden olmaktadır. Dudak damak yarıklığının görülme sıklığı nedir? Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre her 1000 doğumda 1 dudak damak yarığı görülmektedir (Tunçbilek, 1973; akt. Aras, 1996). Dudak damak yarıklığı olan bebeklerde dil ve konuşma terapistinin rolü nedir? İzole dudak yarığı olan bebeklerin genellikle beslenme veya konuşmaya ilişkin çok fazla sıkıntısı olmamaktadır. Bu nedenle aşağıda anlatılan bilgiler genel olarak dudakla birlikte veya sadece damağı içine alan yarıklarda, dil ve konuşma terapistinin rolünü vurgulamak amacıyla hazırlanmıştır. Doğumdan 12 Aylığa Kadar Beslenme Damak yarığı olan yenidoğanda karşılaşılan en ciddi sorun beslenme dir. Dudak ameliyatları 2,5-3 ay civarında yapılsa da, damak ameliyatları genelde 12 aydan önce yapılmamaktadır. Bu dönem süresince bebeğin normal gelişimine devam etmesi için beslenme ihtiyacının karşılanması önemlidir. Damağın açık olması, bu duruma özel bir takım biberonların geliştirilmesine neden olmuştur (Mead Johnson ve Haberman gibi). Negatif basınç oluşturamamaktan kaynaklı olarak bebeği beslemekte zorlanan ebeveynler hangi biberon daha kullanışlı gelirse onu kullanmaktadır.anneler, yumuşak materyalden yapılmış olan biberonu ağzına sıkarak, emme işlemini gerçekleştiremeyen bebeğin beslenmesine yardımcı olurlar. Türkiye de bu biberonları bulmakta zorlanan aileler kaşıkla besleme gibi yöntemleri seçebilmektedirler. Besleme işlemi sırasında çocuğun yatay değil derecelik bir açıyla dikey olarak durması çok önemlidir. Dikey olarak besleme, yiyeceğin burna kaçışına engel olacaktır. Ebeveyn sürekli olarak çocuğu izlemeli, çocuğun rahatsız olduğunu hissettiği anda beslemeyi durdurmalıdır. Besleme sırasında dikkat edilmesi gereken diğer durumlar şöyledir; Ortalama her 8 dakikada bir mola vererek çocuğun gazının çıkartılması, Yarım saatten fazla beslenmemesi, Sık aralıklarla beslenmesi, Sorun yaşanması halinde konuşma terapistinden yardım istenmesi, Çocukta kilo kaybı olması durumunda, doktor kontrolünün yapılması İletişim Değerlendirme ve Yönlendirme Kimi kliniklerde daha hamilelik sürecinde, uzmanlarla iletişime geçilmekte ve uzmanlar ebeveynleri nelerin beklediği ile ilgili olarak bilgilendirme yapmaktadır. Konuşma terapisti de bu uzmanlardan biridir. Bu genel bilgilendirme dışında konuşma terapisti 6-12 aylık bebeği iletişim becerileri açısından değerlendirmelidir. Alıcı ve ifade edici dil becerilerinin nasıl geliştirebileceği, belli konuşma seslerinin üretiminin nasıl pekiştirileceği gibi aileyi yönlendirici bilgiler vermelidir.

11 12 Ay Ve 3 Yaş Arası Konuşma Bu süreçte de konuşma terapisti, çocukla birebir çalışma yapma yerine hala ailelerle çalışmalı, gerekli yönlendirmeleri yapmalıdır. Dudak ve/veya damak yarığı olan çocukların % ı konuşma problemi yaşamamaktadır. Bu nedenle aileye çocuklarına normal gelişimi olan çocuklardan farklı olarak davranmamaları gerektiği özellikle anlatılmalıdır. Aynı zamanda, aile ortaya çıkabilecek konuşma problemlerine yönelik bilgilendirilmelidir. Dil ve konuşma kavramlarının farkları anlatılmalı, çocuğun kaç kelimelik cümleler kurduğu takip edilmeli, 2-3 yönergeli cümleleri anlayıp anlamadığına bakılmalıdır. Ayrıca sözcükleri söylerken kullandıkları seslerde hatalar olup olmadığına ailelerin daha fazla dikkat etmeleri sağlanmalıdır. Dil ve konuşmayı etkileyen önemli parametrelerden biri işitmedir. Çocuğun işitmesinin sürekli olarak KBB doktoru ve odyolog tarafından kontrol edildiğinden emin olunmalıdır. Aile sürekli tekrarlayan orta kulak iltihaplarının kalıcı işitme problemlerine yol açabileceği konusunda uyarılmalıdır. 3 Yaş Sonrası Damak yarıklı çocuklarla dil ve konuşma terapisi aktif olarak üç yaşından sonra başlamaktadır. Çocuğun masa başı etkinliklerine katılması, verilen yönergelere uygun hareket etmesi için bu süre gereklidir. Dudak damak yarıklığı olan çocuklarda dil ve konuşma bozukluğu Terapilerde çocuğun konuşmasından önce dil gelişimi değerlendirilir. Kuehn ve Henne (2003), damak yarıklığının, çocuğun konuşma gelişimini olumsuz yönde etkilese bile, ek birtakım bozuklukların eşlik ettiği durumlar dışında, dil gelişimini pek fazla etkilemeyeceğini ifade etmişlerdir. Dil gelişim geriliği olan çocukların çocuk nörolojisi tarafından özellikle bilişsel beceriler ve sendromlar açısından değerlendirilmesi şarttır. Yaşına uygun dil gelişimi olmayan çocuklar, artikülasyon terapisine alınmazlar. Öncelikli olan çocuğun uygun sayıda sözcük kullanarak cümleler kurması, cümle içindeki ekleri uygun ve yerinde olarak kullanması, kısacası düşüncelerini rahatça ifade etmesi için gerekli olan dil becerilerine sahip olması gerekmektedir. Dil gelişimi zayıf olan çocuklar dil terapisi alırken, buna ilişkin sorun yaşamayan çocuklar artikülasyon terapisine başlatılabilir. Hipernazalite nedir? Hipernazalite, konuşma için gerekli olan akustik enerjinin ağızdan çıkması gereken seslerde buruna kaçarak konuşmanın rezonansını bozmasıdır. Hipernazalite, damak yarığına sıklıkla eşlik ettiği için bir takım artikülasyon problemlerine neden olabilmektedir. Bu problemlerin bazıları konuşma terapisi ile düzelebilecek, çocuğun damak deformitesini telafi etmek üzere geliştirdiği süreçlerken, bazıları yapısal sorunlara (hipernazalite ya da diş/çene anomalileri gibi) dayalı zorunlu olarak ortaya çıkan bozukluklardır. Konuşma terapisti değerlendirmesi sırasında bu bozuklukların hangilerinin zorunlu, hangilerinin telafi edici süreçler olduğunu belirleyip, yapısal bozukluklar için doktorlara ya da ortodontiste yönlendirirken, telafi edici süreçler için konuşma terapisine başlatmalıdır.

12 Telafi edici konuşma süreçleri nedir? Damak yarığına özgü telafi edici konuşma süreçleri genelde ağzın ön tarafından çıkması beklenen, örneğin /t/, /d/ gibi seslerin, /k/, /g/ gibi art ünsüzlere dönüştüğü artlaştırma sürecidir. Dudak damak yarığında konuşma terapisi Konuşma terapisinin başarısı ekip çalışmasıyla varılan başarıya bağlıdır. Plastik cerrah, kulak burun boğaz uzmanı, genetik, çocuk nörolojisi, konuşma terapisti, ortodontist, odyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı bu ekibin parçalarındandır. Damak yarığı olan çocuğun kendisiyle ilgili olumlu bir bakış açısı oluşturabilmesi için bu ekip çalışması çok önemlidir. İşitme Kaybına Bağlı Dil ve Konuşma Sorunları İşitme Kaybına Bağlı Dil ve Konuşma Sorunları Dil ve konuşma gelişimini engelleyen faktörler arasında işitme kaybının varlığı mutlaka yer almaktadır çünkü dil ve konuşma gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için en önemli faktörlerden birisi de sağlıklı bir işitmenin olmasıdır. İşitme kayıpları, doğası gereği, çocuğun dil ve konuşma gelişiminde gecikmelere ve yetersizliklere neden olacaktır. Dolayısıyla işitme kaybı olan çocukların erken dönemde tanılanması ve gerek çocuğun gerekse ailenin uygun eğitime yönlendirilmesi son derece önemlidir. Aksi takdirde dil ve konuşma gelişiminde güçlükler ortaya çıkacak, bu güçlükler de öğrenme sorunlarından benlik gelişimine; akademik başarısızlıktan iletişim sorunlarına bir dizi problemi beraberinde getirecektir. İşitme kaybı olan bireylerde karşılaşılabilecek dil ve konuşma sorunları, işitme kaybının ortaya çıkış zamanına, türüne, tanılanma zamanına, derecesine, çocuğun işitme cihazı veya koklear implant kullanmasına, işitme cihazı ve/veya koklear implant kullanma yaşına, aldığı eğitim türüne, vb. pek çok faktöre bağlı olarak farklılaşacaktır. Sonuç olarak işitsel girdinin yetersiz ve/veya eksik olması dil ve konuşma gelişiminde gecikmelere ve sorunlara neden olacaktır. İşitmenin Dil ve Konuşma Gelişimine Etkisi Dil ve konuşmanın gelişebilmesi için işitme olmazsa olmaz faktörlerden birisidir. İşitme henüz bebek, anne karnında 20 haftalıkken başlamaktadır, yani tipik gelişim gösteren bir bebek 20 haftalık bir işitme deneyimine sahip olarak dünyaya gelmektedir. Dolayısıyla dil ve konuşma gelişimine ilişkin bilgiler her ne kadar doğumdan sonraki süreci ele alsa da bebek anne karnındayken de belirli seslere karşı tepki geliştirmekte, annesinin sesini diğerlerinin sesinden ayırt edebilmektedir. Böylece doğumdan önce başlayarak, akustik bilgiler aracılığıyla işitsel merkez uyarılmakta ve işitsel beyin yolları organize olmaktadır. Akustik bilgiler çocuğun çevresinde konuşulan dile ait konuşma seslerini ayırt ederek fonetik dağarcığının oluşmasında, bununla bağlantılı olarak da yeni sözcükler öğrenerek dilin gelişmesinde kritik bir öneme sahiptir. İşitme Kaybı Nedir, Türleri Nelerdir? Doğuştan veya doğumdan sonra (dil edinimi öncesinde veya sonrasında) dış kulak, orta kulak, iç kulak ve/veya işitme yollarında herhangi bir nedenle ortaya çıkan hasar sonrası işitmenin kaybolması durumudur. İşitme kaybı, kaybın kulağın hangi bölgesinde ortaya çıktığına bağlı olarak, iletim tipi işitme kaybı, sensorinöral tipte işitme kaybı ve mikst tip işitme kaybı şeklinde adlandırılır. Ayrıca işitme kaybı, kaybın derecesine göre de db hafif, db orta, db orta ileri, db ileri, 91 db ve üzeri çok ileri derece işitme kaybı olarak sınıflandırılır.

13 İşitme Kaybının Nedenleri Nelerdir? Doğuştan ortaya çıkan işitme kaybının nedenlerini genetik ve genetik olmayan faktörler olarak temel iki kategoriye ayırabiliriz. Genetik olmayan faktörler %25, genetik faktörler ise %50 oranında etkili olmaktadır. Rubella, herpes simplex virüsü gibi hamilelikte geçirilen enfeksiyonlar, prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, doğumdaki hasarlar, hamilelikte toksin içeren ilaç veya alkol kullanımı, kan uyuşmazlığı, gebelik şekeri, hamilelik süresince kanda zehirlenme, oksijensiz kalma gibi nedenler genetik olmayan faktörler olarak sayılabilir. Genetik faktörlere bağlı kayıplar ise doğumda görülebileceği gibi doğum sonrasında da gelişebilir. Ayrıca Down sendromu, Usher sendromu, Treacher Collins sendromu, Crouzon sendromu, Alport sendromu, Waardenburg sendromu gibi bazı sendromik durumlarda işitme kaybı gözlenebilir. Kronik orta kulak iltihabı, ototoksik ilaçların kullanımı, menenjit, kızamık, ensefalit, su çiçeği, grip, kabakulak, kafa yaralanmaları, akustik tramva durumlarında da işitme kaybı ortaya çıkabilir. İşitme Kaybı Olan Çocuklarda Dil ve Konuşma Gelişimi Fonolojik Gelişim Söz öncesi dönem: 6-7 aya kadar tipik gelişim gösteren ve işitme engeli olan bebekler arasında vokal gelişim açısından bir fark gözlenmez. Yani bebekler fonasyon, gığıldama ve genişletme evrelerinde benzer bir gelişim gösterirler. Bununla birlikte düzenli mırıldanma evresine gelindiğinde, işitsel geri dönüt olmadığı takdirde, işitme engelli bebeklerin babıldamalarında azalmalar başlar. Söz düzeyi: İşitme kaybının türü, derecesi, tanılanma yaşı vb. şeklinde belirtilen faktörleri de göz önünde bulundurarak ilk sözcük evresinde tipik gelişim gösteren yaşıtlarına göre gecikme gözleneceği belirtilmektedir. Tipik gelişim gösteren çocukların 1-1,5 yaş civarında sözcük dağarcıklarında yaklaşık 50 sözcük bulunurken işitme engelli çocukların bu yaş döneminde tek sözcük düzeyine geçemedikleri, önemli bir kısmının da hiçbir şekilde sözlü dil kullanmadığı belirtilmektedir. Bununla birlikte bazı çocukların ilk sözcük düzeyinde tipik gelişim gösteren yaşıtlarıyla benzer bir tablo çizerken sözcük dağarcığının genişlemesi noktasında artan bir şekilde yaşıtlarının gerisine düştükleri belirtilmektedir. Morfolojik Gelişim ve Sentaks Gelişimi Kısa ve basit cümleleri kullanmayı tercih ederler ve bu tür cümleleri daha kolay anlayabilirler. İlgi tümceciği, edilgen çatı gibi karmaşık cümleleri anlamada ve yazmada güçlükler yaşarlar. Öznenesne-eylem gibi bazı cümle yapılarını daha sıklıkla; edat, yardımcı fiil ve bağlaç gibi bazı yapıları daha az sıklıkla kullandıkları belirtilir. Cümle içerisinde genellikle sözcük sonlarını duymaya ilişkin güçlüklerinden dolayı fiillerin zaman çekimi, çoğul eki, özne-yüklem uyumu, iyelik eki gibi ekleri eksik ve/veya hatalı kullanır ve yanlış anlarlar. Aynı zamanda ekleri edinmekte de güçlükler yaşarlar. Semantik Sınırlı sözcük dağarcığına sahiptirler. Soyut sözcükleri somut sözcüklere göre daha zor öğrenebilirler. Mecazi anlam, özdeyişler, benzetmeler veya çoklu anlamı olan sözcükleri anlamakta güçlük yaşarlar ve uygun şekilde kullanamazlar. Pragmatik Söyleşi kurma ve yürütme stratejilerinde, iletişim niyetlerin çeşitliliğinde sınırlılık, söyleşinin konusunu değiştirme veya bitirmede güçlükler, iletişimdeki aksaklıkları tamir etme stratejilerinde yetersizlikler gözlenebilir.

14 Konuşma Seslerinin Edinimi İlk 6 aylık süreçte bebekler çevresinde konuşulan dilde olmayan pek çok sesi ayırt edebilirken ilk yılın sonunda konuşucusu olacakları dilin seslerini ayırt edebilir şekilde o dile ait fonetik kategoriler yeniden düzenlenmektedir. İşitsel bilginin yetersiz olması işitme engelli bireylerin bazı konuşma seslerini duymasını ve/veya bir konuşma sesini diğerinden ayırt eden özellikleri fark edebilmesini engelleyecektir, buna bağlı olarak da konuşma anlaşılırlıkları düşük olacaktır. Konuşurken kendi seslerini duyamayabilir ve ses yüksekliğini ayarlamakta güçlük yaşayabilirler. Ses tonunun değişmesinde, vurgularda veya konuşma hızındaki zayıflıklarından dolayı mırıldanır gibi bir konuşmaları olabilir. İşitme engelli bireyler için genel olarak dil ve konuşma gelişiminde yukarıda bahsedilen tablo gözlenmektedir. Bununla birlikte son dönemde koklear implant kullanımının yaygınlaşmasıyla işitme engelli bireylerin tipik gelişim gösteren yaşıtlarına daha benzer bir gelişim gösterdikleri de belirtilmektedir. Dil ve Konuşma Terapistinin Rolü İşitme engelli bireyler olarak adlandırdığımız grubun oldukça heterojen bir yapıya sahip olması genellemeler yapmayı zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla her bireyin eğitim-terapi planı yapılırken ekip çalışması bir kez daha önem kazanmaktadır. Bu ekipte işitme engelliler öğretmeni, odyolog, dil ve konuşma terapisti (DKT), psikolog gibi uzmanlık alanları farklı olan kişiler yer almalıdır. DKT, işitme engeliyle de ilişkili olabilecek pek çok faktörden dolayı ortaya çıkan iletişimin etkililiğine, iletişim bozukluklarına, farklılıklara ve gecikmelere yönelik deneyimlere sahiptir. DKT, normal iletişim gelişimi ve işitme engelinin etkisiyle ortaya çıkan iletişim gelişimi, iletişim becerilerinin değerlendirilmesi ve işitme engelli bireylerle terapi ve iletişimle ilişkili sorunların önlenmesi konusunda destek sunabilir. DKT, işitme engelli bireyin dil (fonoloji, morfoloji, sentaks, semantik, pragmatik) ve konuşma (artikülasyon, rezonans, respirasyon) gelişiminin değerlendirilmesi ve tanılanması, gerekli terapi desteğinin verilmesi; fonolojik farkındalık gibi okuma öncesi veya dil temelli okuma becerilerinin desteklenmesi noktalarında ekibin bir parçası olarak hareket eder. Kaynakça Cole, E. B., Flexer, C. (2008) Children with Hearing Loss: Developing Listening and Talking (2. Baskı). San Diego, CA: Plural Publishing Easterbrooks, S. R., Baker, S. (2002) Language Learning in Children Who Are Deaf and Hard of Hearing Multiple Pathways. Boston, MA: Allyn & Bacon Topbaş, S. (Ed.) (2011) Dil ve Kavram Gelişimi (5. Baskı). Ankara: Kök Yayıncılık Tüfekçioğlu, Ü. (Ed.) (2006) İşitme Konuşma ve Görme Sorunu Olan Çocukların Eğitimi (4. Baskı). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları Konuşmada Akıcılık Bozuklukları Konuşmada Akıcılık Bozuklukları (kekemelik, hızlı-bozuk konuşma, vb.) Konuşmada Akıcılık Bozuklukları ünitesinde konuşmasında akıcılık sorunu yaşayan her yaştan bireylere değerlendirme, danışma ve terapi hizmetleri verilmektedir. Dil ve konuşma bozuklukları içerisinde en yaygın görülenlerden türlerden biri akıcı konuşma bozukluğudur. Amerikan İşitme ve Konuşma Birliği'nin (ASHA) sınıflandırmasına göre gelişimsel ve edinilmiş olarak iki başlıkta incelenir. Edinilmiş bozukluklar psikojenik ve nörojenik akıcılık bozuklukları olup, görülme sıklıkları en düşük olan akıcılık bozukluklarıdır. Bu nedenle

15 araştırmalar ve terapiler gelişimsel kekemelik ve hızlı-bozuk konuşma üzerine yoğunlaşmıştır. Hızlı- bozuk konuşma (cluttering) nedir? Konuşmanın anormal bir hızda ve düzensiz olması olarak kısaca tanımlanan hızlı- bozuk konuşma (cluttering) için günümüzde araştırmacılar araştırmalar yapmaya devam etmektedirler. Hızlı-bozuk konuşma da kekemelik gibi bir konuşma akıcılığı bozukluğudur ancak kekemelikten farklıdır. Aşırı ölçüde hızlı, düzensiz, sıklıkla konuyla ilgisiz sözcük veya ifadeler içeren bir konuşma bozukluğudur. Hızlı-bozuk konuşmada da konuşmanın normal akışında aşırı derecede kırılmalar görülür ve buna aşırı hızlı konuşma, düzgün olmayan tempo, yanlış/eksik sesletme ve söyleyeceğinden emin olamama de eşlik edebilir. Halihazırda hızlı-bozuk konuşma için (kekemelik terapisinde kullanılan tekniklerle) konuşmanın yavaşlatılması, akıcısızlıkların azaltılması, farkındalığın ve dil organizasyonunun arttırılmasına yönelik terapiler uygulanmaktadır. Hızlı-bozuk konuşmanın nedenleri için kekemeliğin nedenlerine dair yapılan açıklamalar yapılmaktadır ayrıca görülme sıklığının belirlenmesi henüz net bir biçimde mümkün olmamıştır. Kekemelik nedir? Çeşitli kaynaklarda farklı açılarına vurgular yapılarak tanımlanan kekemelik en net tanımıyla konuşma akışının ya da ritminin kesintilerle ya da blok gibi engellerle bozulmasıdır. Tanım biraz daha genişletilip şu şekilde ifade edilebilir: Kekemelik, konuşma sırasında nefes alma, fonasyon (sesleme) ve sesletim koordinasyonlarını etkileyen istemsiz nöromotor bozulmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kekemelik, her zaman olmamakla beraber genellikle 1) kişinin sözcükleri söylerken yaşadığı istemsiz kontrol kaybı olarak, 2) aşırı ve/veya anormal ses/hece tekrarları, uzatmalar, sesli veya sessiz bloklar, ya da bu davranışlardan kaçınma olarak ortaya çıkar ve 3) birçok değişik psikolojik stres ve olumsuz duygularla bağlantılıdır ya da bunlar tarafından tetiklenmektedir." Kekemeliğin görülme sıklığı nedir? Araştırmalara göre bir toplumun yaklaşık olarak %1'i her hangi bir zamanda kekemelik yaşamıştır. Bu veriye bakılarak, Türkiye'de, yaklaşık 700,000 kekemelik vakası olduğu düşünülmektedir. Tipik olarak çocuklukta başlayan kekemelik, bu dönemde çocuklarının %5'inde gözlenebilir. Çocukluk döneminde görülen kekemeliğin %80'i kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla 5 çocuktan 4'ü akıcı olarak konuşmaya; %1'i de, kekelemeye devam etmektedir. Kekemeliğe ne neden olur? Kekemeliğin tek bir nedeni yoktur. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, çocuklukta başlayan tipik

16 kekemelik fizyolojik faktörler barındırmaktadır. Örneğin, kekemeliği olan bireylerin yaklaşık %50'sinde kanıtlanmış genetik etkiler vardır. Kekemeliğin, stresli ortamlarda artması, nedenlerinin psikolojik olduğunun düşünülmesine yol açmaktadır, ancak bu doğru değildir. Psikolojik faktörler kekemeliği "tetikleyebilir" ya da ortaya çıkarabilir fakat kekemeliğin nedeni değildirler. Öğrenme ya da alışkanlıklar da kekemelikte önemli rol oynamaktadır. Örneğin kekemeliği olan bireyler, kekelediklerinde kendilerine yardımcı olacağını düşündükleri bazı hareketler (ayak vurma, göz kırpma gibi) yapabilirler. Konuşma terapisi nedir ve nasıl yardım edebilir? Dil veya konuşma bozukluğu olan her yaştaki insan bu konuda uzman eğitimini almış bir dil ve konuşma terapistinden özel bir eğitim alabilir. Bu özel eğitim "konuşma terapisi" olarak bilinir. Kekemelik için yapılan konuşma terapisi, tipik olarak, ortamda kekemeliği olan birey ve konuşma terapistinin bireysel bir terapidir. Bazı durumlarda aile üyeleri de terapi seanslarına katılabilir, özellikle de kekemeliği olan kişi bir çocuk ise. Konuşma terapisi ayrıca, birden fazla kekeme bireyin bulunduğu örneğin 2 ila 6 katılımcı olabilir- bir grup ortamında da gerçekleşebilir. Konuşma terapisinin amaçları oldukça çeşitlidir. Bunlar, her zaman kekemeliğin ortaya çıkamayacağı bir şekilde konuşmayı öğretmek (akıcılık şekillendirmesi); kekelemenin kolay bir şeklini öğretmek (kekemeliğin değiştirilmesi); kekeleyen bireye kekemeliğini kabul etmesini veya kekelemekten kaçınmamasını öğretmek (duyarsızlaştırma ve kaçınmama) ve diğer teknikler şeklinde sıralanmaktadır Türkiye'de kekemelik için neler yapılmaktadır? Türkiye'de, kekeleyenler için çok sayıda kısa-dönemli terapi veren ve "iyileşmeyi garanti eden" merkezler bulunmaktadır. Bu merkezlerin çoğunda yeni bir konuşma şekli öğretirler. Bu yeni yollar, akıcılık şekillendirme yönteminin bir türüdür. Bu merkezlerden bazıları iyileşmeyi garantilemektedir. Genel olarak dil ve konuşma terapistleri bu tarz iyileşme garantilerine şüpheyle yaklaşmaktadır. Çünkü pek çok yaklaşım kekemeliği azaltabilir, fakat çok azı aileyle, arkadaşlarla ve çalışma arkadaşlarıyla normal sohbetler etmeyi sağlayacak bir konuşma biçimi öğretebilir. Hatta çok daha azı, kekemelerin, hayatlarının geri kalanında kekemelikleriyle etkili şekilde başa çıkabilmeleri için hayatlarını değiştirmeyi öğretirler. Çocuklar ve yetişkinler için bireysel veya grup seçenekleri bulunan, dil ve konuşma bozuklukları eğitimi almış uzmanlar tarafından yapılan konuşma terapileri tercih edilmelidir. Konuşmada Akıcılık Bozuklukları ile detaylı bilgi için; Motor Konuşma Bozuklukları: Dizartri ve Apraksi Motor konuşma bozuklukları nelerdir? Konuşma, ses, işitme, ağız-yüz düzeneği kullanılarak gelişen; kompleks bir nöral entegrasyon ve pek çok fizyolojik sistemin hızlı koordinasyonunu gerektiren duyusal ve motor bir süreçtir. Konuşmanın solunum, sesleme (fonasyon), rezonans, sesletim (artikülasyon) ve prosodi bileşenlerinden bir veya birkaçını etkileyen bir nöromotor sorunu ile ortaya çıkan konuşma bozuklukları motor konuşma bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Dizartri ve apraksi olmak üzere iki tip motor konuşma bozukluğu bulunmaktadır.

17 Dizartri nedir? Merkezi Sinir Sistemi ve/veya Çevresel Sinir Sistemi ya da her iki sistem hasarına bağlı olarak, konuşma düzeneğini kontrol eden kaslarda spastisite, flaksidite, koordinasyon bozukluğu, paralizi sonucu konuşmanın solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prozodik özelliklerinin etkilendiği, dolayısı ile anlaşılabilirlik özelliğinin sınırlandığı bir motor konuşma bozukluğudur. Dizartri hangi hastalıklarda gözlenir? Dizartriye neden olan nöromotor sorunların kaynağı vasküler, travmatik, enfeksiyonel, neoplastik, metabolik v.b olabilir. Merkezi ve çevresel sinir sistemindeki farklı lezyon ve hasarlar farklı dizartri tiplerini meydana getirir. Dizartri terimi, alanyazında genellikle yetişkinler için beyin krizi (stroke), beyin travması gibi beyin hasarlarına bağlı olarak ortaya çıkan edinilmiş nörolojik/nörojenik konuşma bozuklukları karşılığında kullanılmaktadır. Çocukluk çağında gözlenen nöromotor konuşma bozuklukları serebral palsi ile ilişkilendirilmekte ve gelişimsel disartri olarak tanımlanmaktadır. Dizartrinin görülebildiği hastalıklar nelerdir? 1. Serebrovasküler olaylar 2. Travmatik beyin hasarları 3. Tümörler 4. Serebral palsi 5. Progresif supranükleer palsi 6. Parkinson 7. Huntington hastalığı 8. Amyotrofik lateral skleroz 9. Multipl skleroz 10. Myastania gravis Dizartri tipleri nelerdir? 1. Spastik dizartri: Üst motor nöron (ÜMN) lezyonu sonucu (Serebrovasküler Olaylar, Travma, Progresif Supranükleer Palsi gibi dejeneratif hastalıklarda) vital kapasitede azalma, tırmalayıcı, gergin, sert ses, düşük perde düzeyi, hipernazalite, açık net anlaşılmayan ünsüz üretimi, azalmış vurgu, bazen aşırı ya da aynı özellikte vurgu ve yavaş konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir. 2. Flaksid dizartri: Alt motor nöron (AMN) lezyonu sonucu (Bulbar palsi, Myastenia Gravis, V., VII., X., XII. kraniyal sinir lezyonları) kas güçsüzlüğüne sekonder gelişen azalmış solunum desteği, solunum güçlüğü, çift taraflı lezyonlarda soluklu ses, duyulabilir soluk alma, diplofoni, azalmış perde ve şiddet düzeyi, afoni, hipernazalite ve nazal emisyon, açık net anlaşılamayan ünsüz üretimi, açık net anlaşılamayan çift dudak, diş-dudak, diş-ardı dil ucu ünsüzleri yada bu seslerin üretilememesi, prosodik yetersizlik, monoton konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir. 3. Ataksik dizartri: Serebellar sistem lezyonlarında; düşük solukla konuşma, normal fonasyon ya da ses yüksekliğinde aşırı değişkenlik, ani patlamalar, çatlak, tırmalayıcı ses, tekseslilik/tek düzelik, net anlaşılmayan ünsüz üretimi, ünlü üretiminde bozulmalar, düzensiz sesletim, yavaş fakat hemen her heceye abartılı vurgu, uzatılmış heceler, her heceden sonra duraklamanın olduğu konuşma özelliklerinin görüldüğü dizartri tipidir. 4. Hipokinetik dizartri: Basal ganglia lezyonlarında (Parkinson Hastalığı) azalmış solunum desteği, fonasyonda soluksuz kalma, sertlik, tremor, ses şiddetinde azalma, bazı durumlarda

18 hipernazalite, sesletim biçiminde değişiklik, palilali, tek perde, tek düze ses şiddeti, kısa kesik konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir. 5. Hiperkinetik dizartri: Basal ganglia lezyonlarında; Myokloni, Tourette Sendromu, Enfeksiyon, Ballismus, Atetoni gibi durumlarda perde ve ses şiddetinde düzenli titreklik, tek perde ve perde kırılmaları, uzun aralıklarla söz öbekleri, değişken ranj ve monotonluk gözlenir. Distoni ve atetozda; zayıf solunum desteği, tırmalayıcı, gergin ses, işitilebilir inspirasyon, tekdüze ses, değişken ve azalan vurgu, konuşmada uzun duraklamalar, uygunsuz suskunluk gözlenirken Chorea da ani zorlamalı soluk alma ve verme, ses yüksekliğinde aşırı değişkenlik, nefes nefese kalma, istemsiz hareketlere bağlı ses duraklamaları, konuşmada uzun duraklar, kısa öbeklerle konuşma ve monotonluk gözlenmektedir. Ayrıca, hipernazalite, değişken sesletim, net anlaşılmayan ünsüz üretimi ve ünlü bozulmaları hiperkinetik dizartrinin diğer özelliklerini oluşturmaktadır. 6. Karmaşık tip dizartri (Spastik-Flaksid): Amyotrofik Lateral Skleroz gibi üst ve alt motor nöron lezyonlarının görülebildiği hastalıklarda; zayıf solunum desteği, hipernazalite, net anlaşılmayan ünsüz üretimi, prosodik yetersizlik, azalan vurgu, monotonluk, ÜMN: tek perde, ıslak sesle birlikte tırmalayıcı, gergin ses; AMN: solukluluk, tek düze ses şiddetinin görüldüğü dizartri tipidir. 7. Karmaşık tip dizartri (Spastik-Ataksik): ÜMN ve cerebellar lezyonlarda (Multiple Skleroz) zayıf solunum desteği, bozulmuş ses şiddeti kontrolü, sert, soluklu ses kalitesi, bazen hipernazalite, bozuk yetersiz sesletim, yetersiz prosodi, azalmış vurgu ve bozuk perde kontrolünün gözlendiği dizartri tipidir. Dizartri değerlendirilmesi nasıl yapılır? Değerlendirmenin amacı tarama ve saptama, tanı koyma, müdahale yöntemini planlamadır. Değerlendirme, görüntüleme yöntemleri ile hasarlı yapıların ve işlevlerinin belirlenmesi, konuşma üretimine yönelik yapıların hareket ve işlevlerinin cihazlarla doğrudan gözlenmesi ve konuşma üretiminin algısal yönden değerlendirilmesine dayanır. Daha nesnel yargılara varabilmek için konuşmanın akustik özelliklerini değerlendirmek üzere bilgisayarlı ses analiz sistemlerinden (CSL), video ve ses kayıt cihazlarından yararlanılmaktadır. Dizartri terapisinde temel hedefler nelerdir? Terapide genel amaç; hastanın dil kullanımını, konuşma anlaşılırlığını, hızını, süresini, doğallığını, ezgisini ve prosodik özelliklerini yapabildiği en üst düzeye getirerek yaşam boyu iletişim aktivitelerine katılımını sağlamaktır. Alternatif ve destekleyici iletişim sistemleri (ADİS) ne zaman gerekir? İlerleyici olmayan ve akut dizartrilerde, ADİS hasta tekrar anlaşılır bir konuşmayla iletişim kurana kadar kullanılabilir. Kronik ilerleyici olmayan dizartrik bireylerde ADİS in uzun zamanlı kullanımı gerekebilir. Dejeneratif bozukluklarda konuşmayı destekleme amaçlı başlayıp sonrasında iletişim için tek yol olarak kullanılabilir. APRAKSİ Apraksi nedir? Herhangi bir güçsüzlük, akinezi, normal olmayan ton veya postür, bilişsel işlevlerde bozulmalar, anlamada azalma, koopere olamama gibi durumların haricinde, beceri gerektiren hareketlerin yapılamamasıdır. Motor agnozinin bir biçimidir.

19 Apraksi tipleri nelerdir? 1. Motor Apraksi: Deneyimle kazanılan kinetik formül bozulur. 2. Limb-Kinetik Apraksi: Hareketin hızı, akıcılığı, inceliği kaybolur. Sol frontal anterior parietal/supplementer motor alan lezyonları veya premotor alan lezyonları bundan sorumludur. Tek taraflı olur ve lezyon çaprazındaki ekstremitede açığa çıkar. 3. İdeomotor Apraksi: Bir fikir, bir eylem dizgesine bağlı olarak motor dizgeyi harekete geçirme bozulmuştur. İnferior parietal lob lezyonları neden olur. Hastalar özellikle komut verildiğinde hareket dizisini yanlış gerçekleştirirler. Gerçek nesne ellerine verildiği zaman taklitle gösterildiğinden daha iyi yaparlar. Nesneden bağımsız olarak hareketleri gerçekleştirmede zorlukları vardır. Sol taraf lezyonlarında görülür. Bu tip aprakside hastanın kendisi veya diğerlerinin yaptığı bozuk motor performansın algılanışı da bozulur. 4. İdeatuar Apraksi: Eylemin nasıl yapılacağının mental şeması ve buna bağlı planı bozulur. Bu nedenle kompleks bir dizi hareketin sırası bozulur, tek tek yapılır, ancak peş peşe yapılması istendiğinde yapılamaz. 5. Yürüme Apraksisi: Mediyal frontal korteks lezyonlarında açığa çıkar. Bilateral subkortikal infarkt ve frontal lob medial kısmından çıkıp projekte olan liflerin ventrikül önünden geçerken hidrosefali nedeniyle gerilmeleri sonucu açığa çıkabilir. 6. Konuşma apraksisi (Sözel Apraksi): Dominant inferior frontal bölge sorumludur. Konuşma apraksisi (Sözel Apraksi) nedir? Yetişkinlikte ve çocukluk döneminde konuşmanın programlanmasına ilişkin motor bozukluktur. Yetişkin formu normal dil ve konuşma gelişimi sonrası gerçekleşir. Çocukluk çağı apraksik konuşma ise yapısal beyin hasarı sonucunda oluşur. Sensori motor konuşma bozukluğu olarak da tanımlanır. Sözcükleri üretmek ve istemli kas hareketlerini sağlayabilmek için gerekli merkezdeki motor planlama bozukluğudur. Apraksik konuşma özellikleri nelerdir? Sıklıkla sesletim problemleri görülür. Bunun yanı sıra fonasyon koordinasyonu, sıklığı ve/veya vurgu etkilidir. Hasta yetersizliğinin farkındadır, sözcük uzunluğu arttıkça sorun artar. Sesletim bozuklukları tutarlı değildir; tekrarlar, uzatmalar veya sözcük değişimlerinde varyasyonlar görülür. Ünsüzlerin sesletimi ünlülerden daha zordur, başlangıç ünsüzleri son ünsüzlerden daha zordur. Özellikle otomatik ve sık kullanılan sözcüklerde mükemmel sesletilen konuşma kısımlarına sıklıkla rastlanır. Apraksi terapisinde genel amaç nedir? Apraksi terapisinin asıl amacı, hastanın konuşma üretimini gerçekleştirmek için gerekli artikülatör hareketlerin istemli kontrolünü arttırmaktır. Apraksi çok ciddi bir düzeyde ise anlaşılır konuşma gerçekçi bir hedef olmayabilir. Bu kişiler için alternatif ve destekleyici bir iletişim sistemi geliştirmek daha anlamlı bir hedef olabilir.

20 Ses Bozuklukları Ses nasıl üretilir? Halk arasında Adem elması diye adlandırılan yapı gırtlağın ön kısmıdır. Ses telleri adem elmasından geriye doğru uzanır. Soluk verirken ciğerlerimizden gırtlağa doğru hava akışı olur. Bu hava ses tellerimiz arasından geçer. Bu akış sırasında ses tellerimizi kapatırsak, ses tellerimiz titreşir ve ses üretilir. Normal ses nedir? Normal ses kişinin ses kalitesinin, perdesinin ve şiddetinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre benzer ve iletişimine uygun sestir. Ses bozukluğu nedir? Kişinin ses kalitesinin, perdesinin ve şiddetinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre farklılaşmaya başladığı durumlarda ses bozukluğu ortaya çıkar. Yapısal, fonksiyonel ya da her iki sebeple birden konuşucunun gırtlak mekanizmasının ses talebini karşılayamaması ses bozukluğunu akla getirmelidir. Ses bozukluğuna yol açan etmenler nelerdir? Ses üretim mekanizmasını etkileyecek, ses bozukluğuna neden olacak etmenler çok çeşitlidir. Ses suiistimalli konuşma alışkanlıkları (yüksek sesle konuşmak, bağırmak, sık sık boğaz temizlemek vb.), tıbbi sebepler (gırtlağın alınması, tiroid ameliyati, entübasyon, kalp ameliyatı vb.), kronik hastalıklar (solunum problemleri, hormonal sorunlar, mide sorunları, alerji vb.), alışkanlıklar (alkol, sigara tüketimi) ya da nörolojik bozukluklar ses bozukluklarının en önemli nedenleridir. Ses bozukluklarının tedavisi/terapisi mümkün müdür? Ses bozukluğu yaşandığında öncelikle hekim muayenesi gerekmektedir. Hekim, sizlere tanıda yardımcı olacaktır ve tıbbi tedavi gerektiğinde uygulayacaktır ya da ses terapisi gerektiğinde sizi bir dil ve konuşma terapistine yönlendirecektir; çünkü bazı ses hastalıklarının önlenmesi, düzelmesi ve yeniden oluşmaması için ses terapi tekniklerini dil ve konuşma terapistleri uygulamaktadır. Ses terapisi nedir? Hastalara ses sistemlerini kullanarak mümkün olan en iyi sesi nasıl üreteceklerini, zarardan ya da hastalıktan nasıl geri döneceklerini ve nasıl korunacaklarını öğretmeyi amaçlayan ve ses üretim fizyolojisinin dengesini teşvik eden, nefes koordinasyonuna yardım eden, ses üretimi ve ses tellerinin sağlığı için gerekli uygun perde, yükseklik ve ses kalitesini sağlamaya yönelik egzersizleri içeren bir programdır. Sese zarar verecek çevresel etkilerin ve davranışların azaltılması ya da yok edilmesi ile birlikte sesin sağlıklı kalması için gerekli kullanım ve bakımın sağlanması için rehabilitasyon programının bir parçası olarak koruyucu bir yaklaşımdır. Hastalığa ve semptomlarına göre uygulanan terapi teknikleri değişmektedir. Ses terapisi yapacak dil ve konuşma terapistlerine nasıl ulaşabilirim? Dil ve Konuşma Terapistleri Uzmanları Derneği (DKBUD) sayfasından ( Türkiye deki uzmanların adres ve telefonlarına ulaşabilirsiniz. SESİNİZİN SAĞLIĞI İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ? Gün içerisinde 8 10 bardak su tüketin. Yeterince su tüketmediğimizde her organımız gibi ses tellerimiz de ihtiyacı olan nemi karşılayamaz. Ses telleri kuru olduğu zaman boğazdaki salgılar kalınlaşır, bu durumda boğaz temizleme ya da öksürme ihtiyacı yaratır. Sabah uyandığınız zaman bir bardak, öğünler sırasında birer bardak, aralarda birer bardak, yatmadan önce bir bardak içebilirsiniz.

Amaç; SAĞLIK BİLİMLERİNDE ÖĞRENCİ OLMAK Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü. Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü

Amaç; SAĞLIK BİLİMLERİNDE ÖĞRENCİ OLMAK Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü. Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü SAĞLIK BİLİMLERİNDE ÖĞRENCİ OLMAK DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ Hakan GÖLAÇ Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Dil ve Konuşma Terapisi

Detaylı

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Konuşma gecikmesi Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Aylara göre konuşmanın normal gelişimi: 2. ay mırıldanma, yabancılara

Detaylı

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır. DİL GELİŞİMİ O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır. O Dil gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların,

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

Gelişimsel Dil Gerilikleri & Otizm. Prof. Dr. Adem AYDIN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

Gelişimsel Dil Gerilikleri & Otizm. Prof. Dr. Adem AYDIN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Gelişimsel Dil Gerilikleri & Otizm Prof. Dr. Adem AYDIN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI adem.aydin@deu.edu.tr 2. PUADER Kongresi 1-5 Mayıs 2013 Ana Sorular:

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ BÖLÜMÜ MÜFREDAT PROGRAMI. Dersin Kodu Dersin adı Teorik Uygulama Kredi

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ BÖLÜMÜ MÜFREDAT PROGRAMI. Dersin Kodu Dersin adı Teorik Uygulama Kredi T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ BÖLÜMÜ MÜFREDAT PROGRAMI BİRİNCİ SINIF I. DÖNEM (GÜZ) Kodu adı Teorik Uygulama Kredi DKT101 İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarına

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR? KEKEMELİK NEDİR? Bireyin yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.

Detaylı

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ? ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ? Cerrahi Servisler İnsanlar duyuları aracılığı ile dış dünyayı algılar, ruhsal, zihinsel, sosyal gelişimini sağlar. Duyulardan birinin eksikliği, algılamanın bütünlüğünü

Detaylı

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER Ünite 10 DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER Öğr. Gör. Hatice Elif ALTUNTAŞLI DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER Dil; insanların keyfi semboller üzerinde uzlaşarak ortaya çıkardıkları bir sistemle

Detaylı

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU T.C Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU 2009 PROGRAMDA YER ALAN MODÜLLER VE SÜRELERİ

Detaylı

Ses dalgaları. Dış kulağın işitme kanalından geçer. Kulak zarına çarparak titreşir.

Ses dalgaları. Dış kulağın işitme kanalından geçer. Kulak zarına çarparak titreşir. İşitme engelliler İşitme duyusu İşitme duyusu, ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimleri ortaya çıkarabilme yeteneğidir. İşitmenin gerçekleşebilmesinde etkili ve önemli rolü olan organımız kulaktır.

Detaylı

Çocuğunuzun sizi duyduğundan emin misiniz?

Çocuğunuzun sizi duyduğundan emin misiniz? Çocuğunuzun sizi duyduğundan emin misiniz? 1. ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ? İlk 6 ay işiterek konuşmayı öğrenme açısından kritik bir dönemdir. Bebeklerdeki işitme kaybının yaşamın ilk üç ay içinde belirlenmesi

Detaylı

2014

2014 2014 DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU (DEB) ve MentalUP İçerik DEB e Klinik İlgi DEB Nedir? DEB in Belirtileri DEB in Zihinsel Sürece Etkileri DEB in Psikososyal Tedavisi MentalUP tan Faydalanma MentalUP İçeriği

Detaylı

Öğrenme Güçlüğü. Yrd. Doç. Dr. Emre ÜNLÜ

Öğrenme Güçlüğü. Yrd. Doç. Dr. Emre ÜNLÜ Öğrenme Güçlüğü Yrd. Doç. Dr. Emre ÜNLÜ Öğrenme Güçlüğü Nedir? Normal yada normal üstü zekaya sahip olma Yaşından ve yeteneklerinden beklenilen düzeyde başarı elde edememe Dinleme, konuşma, okuma-yazma,

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 11 ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER. Prof. Dr. Rüya Güzel Özmen

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 11 ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER. Prof. Dr. Rüya Güzel Özmen Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 11 ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER Prof. Dr. Rüya Güzel Özmen Hazırlayan: Gizem Yıldız Öğrenme güçlüğü: okuma, yazma, bilgileri işlemleme, konuşma dili, yazı dili veya düşünme

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI * Öğr. Gör. Özlem BAĞCI *DİL: Belli kurallara dayalı semboller sistemidir. *Dilin öğrenilmesi ve kullanılması zihinsel süreçlere bağlıdır. *Zihinsel problemleri olanlar dili yaşıtları düzeyinde öğrenip

Detaylı

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINDA TANI VE TEDAVİ

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINDA TANI VE TEDAVİ DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINDA TANI VE TEDAVİ Konuşma Bozuklukları Konuşma Bozuklukları Üç Büyük Kategoriye ayrılabilir: 1. Artikülasyon Hastalıkları 2. Akıcılık Hastalıkları 3. Dil Bozuklukları Konuşma

Detaylı

Konuşma Bozukluğu Olan Çocuğa Yaklaşım

Konuşma Bozukluğu Olan Çocuğa Yaklaşım Konuşma Bozukluğu Olan Çocuğa Yaklaşım Prof. Dr. Adem AYDIN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI adem.aydin@deu.edu.tr MPK- 2015 Antalya Ana Sorular: Dil Gelişimi

Detaylı

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım Prof. Dr. Betül Ulukol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Risk Yüksek riskli gebeliklerin sonucu dünyaya gelenler Özel sağlık gereksinimi olan

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim K. Ç. Tanı Süreci: Nisan 2013 doğumlu K. Ç. ın yerinde sallanması, 1,5 yaşına geldiğinde etrafı ile iletişimi kesmesi, eve gelen misafirlerle hiç etkileşime geçmemesi ailenin çocuğunda bir farklılık olduğunu

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK Zihinsel yetersizlik için kullanılan terimler Tutumlarda ve uygulamalardaki değişiklikler, kullanılan terimleri de değiştirme çabalarına neden

Detaylı

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ Konuşma ve Dil Bozuklukları Fizyolojik Konuşma Güçlüğü: Sesin çıkarılmasında meydana gelen hatalar konuşma bozukluğu olduğunu göstermez. Bu durum, lisan gelişiminin normal bir süreci

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ... 1 1.1. Bir İleti Kodu Olarak Dil... 1 1.1.1. Dilin Bireysel ve Toplumsal Yönü / Uzlaşımsal Niteliği... 4 1.1.2. Dilin Yapısal Yönü / Dizge Olma

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken nokta olmuştur. Aile, bir çocuk ve ergen psikiyatristine

Detaylı

DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ

DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ NEDİR? DOÇ. DR. CEVRİYE ERGÜL Tarihçe Öğrenme güçlüğü spesifik olarak ilk kez Samuel Orton ve Alfred Strauss isimli nöropsikiyatristler tarafından tanımlanmıştır.

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM İletişim Nedir? Birey veya bireylerin karşılıklı bilgi, duygu ve düşüncelerini paylaşma süreci iki birim arasındaki mesaj alış-verişi Öğretim Teknolojisinde İletişim Çağdaş eğitim

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER İÇİNDEKİLER 1. Bölüm ÖZEL EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER Giriş... 3 Türkiye de Özel Eğitim Gerektiren Bireylerle İlgili Sayısal Bilgiler...10 Özel Eğitimde İlkeler...11 Türkiye

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31 Çocukların Arkadaş Edinmelerine Nasıl Yardımcı Olunmalı? Bu soruya cevap vermek için öncelikle bazı çocukların neden arkadaş edinemedikleri üzerinde durmamız gerekmektedir. Çocuklar çok çeşitli nedenlerden

Detaylı

EBEVEYNLER İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI

EBEVEYNLER İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI EBEVEYNLER İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI Oyun Terapisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Oyun Terapisi Nedir? Büyükler için danışmanlık neyse çocuklar için oyun terapisi odur. Yetişkinlerin

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri İnsanlar neden davrandıkları gibi davranırlar? Neden bazı insanlar toplumun onayladığı gibi davranırken, bazıları toplum tarafından onay görmeyen davranışlar

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2016 www.gunescocuk.com NÖROGELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR

Detaylı

Y.C. Tanı Süreci

Y.C. Tanı Süreci Y.C. Tanı Süreci Y nin yaşıtlarına göre geç konuşmuş olması, ellerini sürekli olarak çırpması, rutinler konusunda ısrarcı davranışları aile tarafından ilk dikkati çeken belirtiler olmuştur. Aile ilk olarak

Detaylı

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK OYUNLARLA EBEVEYİNLİK Oyun, çocuğun zihinsel, bedensel ve sosyal gelişimini hızlandıran en önemli faaliyetlerden bir tanesidir. Oyun hem eğlenceli hem de eğitseldir. Çocuk, oyun aracılığıyla duygularını

Detaylı

DİL VE KONUŞMA YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER

DİL VE KONUŞMA YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER DİL VE KONUŞMA YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER Dil ve Konuşma Güçlüğü: Sözel iletişimde farklı seviye ve biçimlerde ortaya çıkan aksaklıklar ve düzensizlikler nedeniyle dili kullanma, konuşmayı edinme ve iletişimdeki

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların

Detaylı

BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma

BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma İÇİNDEKİLER Giriş... x Çeviri Editörünün Ön Sözü...xii Resimsel İçerik Tablosu...xiii BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma 1 Normal Emme... 1 Anatomi...2 Emme ya da Biberon Kullanma: Memeden Emme ya da

Detaylı

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay C. C. 17 Ağustos 2005 doğumlu bir erkek çocuğudur. Eylül 2008 yılında Londra da bir anaokuluna başlamıştır. Annesi, yaşıtlarıyla kıyasladığında aynı iletişim becerilerini gösteremediğini düşündüğünden

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız: ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU Çocuğun adı, soyadı: Çocuğun doğum tarihi:.../.../... Formun doldurulduğu tarih:.../.../.. DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM 1)Çocuğun doğum öncesi dönemi nasıl

Detaylı

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB TEMPORAL LOB Üst temporal gyrus Orta temporal gyrus Alt temporal gyrus Temporal loblar; duyusal girdilerin organize edilmesinde, işitsel algılamada, dil ve konuşma

Detaylı

Odyolog. Bilimsel yayınlarda «odyoloji» ve «odyolog» kavramlarının kullanımı ilk 1946 yılına dayanır

Odyolog. Bilimsel yayınlarda «odyoloji» ve «odyolog» kavramlarının kullanımı ilk 1946 yılına dayanır ODYOLOJİ NEDİR? Odyoloji İşitme bilimi 1927 de ABD de işitme konuşma ile ilgili meslek sahipleri «American Academy of Speech Correction» adı altında örgütlenmişlerdir Aynı kuruluş 1947 yılında «American

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM BENİ KOŞULSUZ SEVİN! OTİZM NEDİR? O Bireyin sosyal iletişimini, dil

Detaylı

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER BEBEKLİK DÖNEMİNDE (0 3 YAŞ) ERKEN TANI İÇİN KRİTİK DÖNEMLER Bebeklik dönemi, gelişimin en hızlı ilerlediği dönemdir. Çevrelerine

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU Giriş Parklarda, sokak aralarında oyun oynayan çocuklar içerisinden hangi çocuklar sporcu olacak? Hangi çocuklar ay-yıldızlı formayı giyecek?

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11 İÇİNDEKİLER 1 Sınıf Yönetimine Giriş 1 Sınıflar Karmaşık Yerlerdir 2 Sınıf Yönetimini Öğrenmek 3 Sınıf Yönetiminin Öğretimin Diğer Yönleriyle İlişkisi 7 Bölümün Özeti 9 Okunması Önerilen Yayınlar 9 Önerilen

Detaylı

İŞİTME ENGELLİLER UNUTMAYINIZ! BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI

İŞİTME ENGELLİLER UNUTMAYINIZ! BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI UNUTMAYINIZ! Erken tanı, erken cihaz kullandırabilme olanağı, erken eğitim işitme engelli bireyleri işitme kalıntıları ve yetenekleri doğrultusunda eğitebilirsek şu an yaşanan işsizlik, iletişim bozukluğu,

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DAÜ-PDRAM

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DAÜ-PDRAM DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DAÜ-PDRAM Yayına Hazırlayan: DAÜ-PDRAM Kataloğu Hazırlayan: Funda Ortunç Haziran 2013 (2. Baskı) Yayın no:16 1 2 DAÜ ÇALIŞANLARI

Detaylı

UZMANLAR İÇİN DİL ve KONUŞMA BOZUKLUKLARI ve AYIRICI TANIYA YÖNELİK BİLGİLENDİRME SEMİNERİ. Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti AYÇA BİLGE GÜRCAN

UZMANLAR İÇİN DİL ve KONUŞMA BOZUKLUKLARI ve AYIRICI TANIYA YÖNELİK BİLGİLENDİRME SEMİNERİ. Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti AYÇA BİLGE GÜRCAN UZMANLAR İÇİN DİL ve KONUŞMA BOZUKLUKLARI ve AYIRICI TANIYA YÖNELİK BİLGİLENDİRME SEMİNERİ Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti AYÇA BİLGE GÜRCAN İLETİŞİM-DİL-KONUŞMA İletişim, kişiler arası duygu, düşünce, istek

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI Ayşe BAL DOĞUM TARİHİ 06/08/2003 YAŞI 9 KİMLİK BİLGİLERİ ANNE BABA ADI- SOYADI Sabiha Ali DOĞUM TARİHİ 09/06/1973 12/05/1970 MESLEĞİ Ev hanımı

Detaylı

DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ. Prof.Dr.Yahya Karaman

DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ. Prof.Dr.Yahya Karaman DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ Prof.Dr.Yahya Karaman YÜKSEK SEREBRAL FONKSİYONLAR Zeka Fonksiyonları Kognitif fonksiyonlar Mental Fonksiyonlar İntellektüel Fonksiyonlar Sosyal Fonksiyonlar KOGNİTİF

Detaylı

ENGELLİ HASTALARDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI

ENGELLİ HASTALARDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI ENGELLİ HASTALARDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI Hazırlayan: Yasemin KAYA Acıbadem Kayseri Hastanesi Poliklinik Eğitim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 20/03/2012 yasemin.kaya@acibadem.com.tr ENGELLİ HASTA; u Doğuştan

Detaylı

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI Okul öncesi dönem genel anlamda tüm gelişim alanları açısından temellerin atıldığı

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

Hamileliğe başlangıç koşulları

Hamileliğe başlangıç koşulları Zeka aslında tek bir kavram değildir. Zekayı oluşturan alt yeteneklere bakıldığında bu yeteneklerin doğuştan getirilen yeteneklerin yanı sıra sonradan kazanılmış, gerek çocuğun kendi çabasıyla edindiği,

Detaylı

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI 1 Otizm Nedir? Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otizmli

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ PROJESİ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ PROJESİ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ PROJESİ Projenin Adı: İskenderun ve Çevresinde Yaşayan İşitme Engelli Bireylere, Ailelerine ve Öğretmenlere Yönelik Değerlendirme ve Eğitim

Detaylı

ÇOCUK PSİKOLOJİSİ - Gizli ilimler Sitesi

ÇOCUK PSİKOLOJİSİ - Gizli ilimler Sitesi Çocuklar ne zaman konuşmaya başlamalıdırlar? İlk anlamlı kelime ne zaman çıkartılmalıdır? İki kelimelik, üç kelimelik cümlelere geçiş hangi yaş dönemine rastlar? Bunlar ve benzeri sorular hemen tüm annelerin

Detaylı

Erol BELGİN Başkent Üniversitesi. 59.Türkiye Milli Pediatri Kongresi 4-8 Kasım 2015, Belek-Antalya

Erol BELGİN Başkent Üniversitesi. 59.Türkiye Milli Pediatri Kongresi 4-8 Kasım 2015, Belek-Antalya Erol BELGİN Başkent Üniversitesi 59.Türkiye Milli Pediatri Kongresi 4-8 Kasım 2015, Belek-Antalya LİSAN (DİL) Kognitif ve perseptif yapıya sahip karmaşık bir sentral sinir sistemi fonksiyonudur. Söylenileni

Detaylı

Soru 1) Fiziksel büyümenin en hızlı olduğu dönem ne zamandır? a) 0-1 yaş b) 2-3 yaş c) 4-5 yaş d) 6-7 yaş

Soru 1) Fiziksel büyümenin en hızlı olduğu dönem ne zamandır? a) 0-1 yaş b) 2-3 yaş c) 4-5 yaş d) 6-7 yaş Soru 1) Fiziksel büyümenin en hızlı olduğu dönem ne zamandır? a) 0-1 yaş b) 2-3 yaş c) 4-5 yaş d) 6-7 yaş Soru 4) Aşağıda verilenlerin hangisi prenatal dönemi sağlıklı olarak tamamlayan bir bebeğin doğum

Detaylı

Farklı Gelişen Çocuklara Yönelik Pedagojik ve Psikolojik Danışmanlık

Farklı Gelişen Çocuklara Yönelik Pedagojik ve Psikolojik Danışmanlık Farklı Gelişen Çocuklara Yönelik Pedagojik ve Psikolojik Danışmanlık Psikodünya Danışmanlık farklı gelişen çocuğumuzun gelişimine, bireysel farklılıklarına, eğitim ihtiyaçlarına ve yaşadığı zorluklara

Detaylı

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ EKİM 2014 AYLIK REHBERLİK BÜLTENİ Çocuğumla Nasıl Oyun Oynayacağım? Oyun nedir? Oyun, çocukların dünyayı algılamalarını, hayal ile gerçek dünya arasında köprü kurmalarını

Detaylı

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 1 EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 2 ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ ve İLETİŞİM Öğretim teknolojisi, öğrenmenin amaçlı ve kontrollü olduğu durumlarda öğrenmeyle ilgili sorunların analizi ve çözümünde insanları, yöntemleri,

Detaylı

ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği

ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği Proje No: 2016-1-TR01-KA101-033405 Proje Adı: Kaynaştırma Eğitiminde Yenilikçi Yaklaşımlar ve Farkındalık Yaratılması Proje Dönemi: Ekim 2016 Eylül

Detaylı

Çocuklarda işitme kaybı-azlığı ve nörolojik hastalıklar. Prof. Dr. Yüksel Yılmaz Marmara Üniv. Tıp Fak. Çocuk Nörolojisi BD.

Çocuklarda işitme kaybı-azlığı ve nörolojik hastalıklar. Prof. Dr. Yüksel Yılmaz Marmara Üniv. Tıp Fak. Çocuk Nörolojisi BD. Çocuklarda işitme kaybı-azlığı ve nörolojik hastalıklar Prof. Dr. Yüksel Yılmaz Marmara Üniv. Tıp Fak. Çocuk Nörolojisi BD. Çocuklarda işitme kaybı sıklığı ve nörolojik hastalıklarla ilişkisi Çocuklarda

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların çeşitli beyin hastalıkları sonucu

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI:

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BEP HAZIRLAMA TARİHİ: Öğrencinin şu anki performans düzeyi: Dil ve anlatımı başarır. Sözcükte anlam bilgisini kavramaz. Kendini basitçe

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58 Fiziksel Gelişim Bebeklik Döneminde - Fiziksel Gelişim 0-2 yaşlar arasını içeren bebeklik dönemi fiziksel açıdan pek çok temel becerinin kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönem içerisinde bebeklerin hem beden

Detaylı

Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir?

Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir? Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir? Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Başka hiçbir hayvan bir dili

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları

Detaylı

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

BUNAMA (DEMANS) NEDİR? BUNAMA (DEMANS) NEDİR? Bunama, genellikle 60 yaşın üzerindeki bireylerde çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan, başta hafıza olmak üzere zihinsel işlevlerin zayıfladığı, uzun süreli bir sağlık sorunudur.

Detaylı

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteren ilk işaretler olmuştur. Aile, bir çocuk

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM. Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta

ÖZEL EĞİTİM. Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta ÖZEL EĞİTİM Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta 1 GÜNDEM Özel Eğitimde Temel Kavramlar Özel Eğitime gereksinim Duyan Çocuk Kimdir? Etiketleme ve Kullanılan Dil Sınıflandırma Özel

Detaylı

NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınkaynak. Prenatal motor gelişim-1: Prenatal motor gelişim-3. Prenatal motor gelişim-2

NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınkaynak. Prenatal motor gelişim-1: Prenatal motor gelişim-3. Prenatal motor gelişim-2 NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınknak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Prenatal motor gelişim-1: İlk hareketler, gebeliğin 7.-8. haftasında uyarıya konturlateral kaba fleksiyon şeklinde olur. 9. haftada

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü MAYIS 2015 BÜLTEN. Ayın Konusu DİL KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR?

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü MAYIS 2015 BÜLTEN. Ayın Konusu DİL KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR? T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü MAYIS Ayın Konusu DİL KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR? İÇİNDEKİLER 1- DĠL KONUġMA BOZUKLUKLARI NELERDĠR? 2- NEDENLERĠ 3-ÇEġĠTLERĠ

Detaylı