Popüler kültür ve Türkiye İrfan Erdoğan 1 Esra Keloğlu İşler 2 Aytül Tamer 3

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Popüler kültür ve Türkiye İrfan Erdoğan 1 Esra Keloğlu İşler 2 Aytül Tamer 3"

Transkript

1 Popüler kültür ve Türkiye İrfan Erdoğan 1 Esra Keloğlu İşler 2 Aytül Tamer 3 Ruhlarını doldurdukları küçük ve banal zevkler peşinde sürekli koşan birbirine benzer ve eşit sayısız insanlar görüyorum. Her biri, kendi içlerine çekilmiş, diğerlerinin geleceğinden hemen hemen habersizler. Alexis de Tocqueville, 1835 Tocqueville 172 yıl önce değersiz zevklerle ruhlarını dolduran, diğer insanların geleceği umurunda olmayan bencil insan kitlerinden bahsediyor. Bahsettiğinin daha ilk bakışta, günümüzün kitlelerini de anlattığını görürüz. Bu kitlelerin karakterlerini peşinde koştukları zevklerin kalitesizliğinde buluyor. Tocqueville bir sonuçtan, yani nedenleri olan faaliyetlerden hareket ederek sonuçlar çıkartıyor. Bu sonuçlar doğrudur, eğer bu kitleler peşinde koştukları zevkler ve yaptıkları faaliyetleri kendileri için kendileri üretiyorlarsa. Bu sonuç ciddi şekilde yanılgıya götüren bir sonuçtur, eğer bu kitlelerin peşinde koştukları onların kendi özgür kararlarıyla kendileri için ürettikleri ve kullandıkları veya tükettikleri zevkler ve faaliyetler değilse. Eğer kitlelerin kendileri için ürettiklerine bakıp, bunları değersiz olarak niteliyorsak, buna kültürel eltizm denir; çünkü o kitleler kendi yaşamlarını bu şekilde ifade ediyorlar ve bu onların kültürel ifadeleridir. Bu ifadeleri alçak kültür veya yüksek kültür veya banal olarak niteleyemeyiz; nitelersek, buna verilen isimlerden biri de bağnazlıktır. Eğer bu kitleler kendilerinin üretmedikleri ve kitle üretim endüstrisinin ürettikleri standartlaşmış ürünleri tüketiyor ve bu ürünlere bağıntılı olan bilişleri yeniden-üretiyorlarsa, bu durumda orada kitle kültürü vardır; bu kültürün varlığının sorumlusu da banal zevkler peşinde koşan kitleler değil, bu banallığı, değersiz olanı, bencilliği, vurdumduymazlığı, diğer insanları sadece sömürecek veya kullanacak bir kaynak gibi görmeyi üreten endüstriyel yapıdaki karar veren güçlerdir. Bu 1 Prof. Dr., Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi 2 Doktora öğrencisi, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi 3 Doktora öğrencisi ve araştırma görevlisi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi

2 güçlerin ideologları sadece kendilerine işlevsel olan pozitif bilişleri ve davranışları üretmezler, aynı zamanda, popülist olma gibi negatif bilişleri üreterek ve bu bilişleri geri-zekalılaştırmada kullanarak ve gerizekalılaştırılmış çok bilmişlerin (bilişsel-yoksul bırakılmışların) kullanması için yaygınlaştırarak doğruyu savunanı kötüler; Yeşilaycı olmayı (iyiyi savunmayı) aşağılar; insana popülist olmayı, yani halkçı, halkın yanında olmayı, insanlıkla ilişkili olanı savunmayı, sanki yanlış yapıyormuş veya suç işliyormuş hissini işler. Nasıl ki popüler bilişler, popüler mallar ve popüler ilişkiler üretiliyorsa, bu üretime çeşitli aşamalarda çeşitli nedenlerle katılan kitleler de üretilir. Aksi taktirde, popüler yapılmak istenenler asla popüler olamaz. Popüler kültür hem endüstriyel kültürel ürünleri (popüler mal ve hizmetleri) üretmeyi hem de bu kültürü tüketme peşinde koşan insanları (popüler bilişleri) üretmeyi anlatır. Popüler ürün ve pratiğin savunusunda, ayni zamanda halka istediğini veriyoruz bilişi işlenir. Halkla istediğini söyleyenler, banallığı ve bağnazlığı üretirken, biz talebi karşılıyoruz diyerek, aynı zamanda, kendilerini bu banallığın sorumluluğundan kurtarmaktadır. Kitle kültürünü üretenlerin ürettikleri işlevsel yalanlarla, 21 yüzyılın en yüksek seviyedeki hipokrasi çağı olması desteklenir. Yukarıdaki açıklamaları içeren kuramsal yaklaşımdan hareket ederek, bu makalede popüler kültür ve Türkiye konusu alışagelmiş anlatılardan farklı olarak işlendi: alışılagelmiş popülerlerin eleştirisi ve alışılagelmişin dışında popüler olup da popüler yapılmayanlar ele alınarak irdelendi. Bunu yaparken popüler düşlerle beslenen pratiklerin anlamı, doğanın üzerinde doğal olmayanın egemenliği, popular benlikler ve bizliklerin karakteri, popüler kültür halk kültürü bağı, halkın popülerce kullanımı ve popüler olmayan kimliği, üretenin serbest ve tüketenin suçlu olması, popüler değerliler ve popüler değersizler, popüler öldürme biçimleri, Anadolu kültürünün başına gelenler, popüler medya, arz, talep ve iletişim politikaları, popüler korku olarak nüfus artışı ve popüler ekmek ve sirk politikaları gibi konular üzerinde duruldu. Özlüce, bu yazının başından sonuna kadar popüler kültürün doğası ve sonuçları irdelendi. Bu yapılırken de, konu, popüler olanı en son halkasından (tüketiminden ve tüketenden) alarak, akıllıca yapılan bir biliş yoksunluğu/yoksulluğu yaratma ve sürdürme desteklenmedi. Popüler kültür endüstriyel yapının ürettiği ve dağıttığı materyal ve materyal olmayan 2

3 (düşünsel, inançsal, duygusal) ürünler olarak ele alındı. Böylece, gerçeği farklı şekilde sunma yerine, olduğu gibi sunma yoluna gidildi. Alışılagelmiş kronolojik tarih gibi bir tarihsel geçmiş sunulmadı. Onun yerine, var olan, günümüzde olanın neliği/nasıllığı açıklanmaya çalışıldı. Düşlerle beslenen pratikler Popüler kültür yaygın olan düşlerle ve bu düşlerle beslenen yaşam pratikleriyle ilgilidir. İkisi birbirini destekleyerek bu pratiği çığ gibi büyütürler. Bu popüler kültür düşünen ve hissedenin kendine ve dışına bakışı, kendini ve dışını, ilişkilerini, şimdisini ve geleceğini değerlendirmesi ve bu değerlendirmeyle yaptıklarını yapış ve yapmadıklarını yapmayış biçimidir. Popüler kültür, ücret/maaş köleliğine mahkum edilmişin bu köleliği özgürlük ve demokrasi olarak görmesiyle ve böyle görmesi için yoğun bilinç ve davranış biçimlendirme politikaları ve uygulamalarıyla ilgilidir. Popüler kültür sanayi ötesi toplum, enformasyon toplumu ve bilgi toplumu gibi iddialarla gelen bir özel mülkiyet ilişkileri yapısının kurduğu egemen kitle üretim pazarının biçimlendirdiği ve kitleleri içine kattığı baskıcı bir gösteri, gösteriş ve tüketim kültürüdür. Bu kültürde kredi kartına bağlı, tüketerek ve gösterişle varoluşu tanımlayanın, bilişsel ve davranışsal yoksun ve yoksul bırakılmışlığında kendini özgür ve bilen sanması egemendir. Bu popüler dünyada, küresel pazarın çıkarlarına işlevsel olan düşünce, his, ilişki, yapış ve yaşayış tarzına uyum için, köle kitlelerin kendilerini ve birbirini psikolojik ve fiziksel olarak baskı altında tutması ve ezmesi egemendir. Bu egemenlik iş yerinden stadyumlardaki ve televizyon önündeki maçlara kadar günlük yaşamın her biçimi ve anında vardır. Dolayısıyla, popüler kültür beyin ve pazar yönetimiyle ilgilidir. Popüler kültürün üretimi ve yeniden üretimiyle küresel bir pazarın siyasal, ekonomik, kültürel, inançsal, dinsel, tinsel, psikolojik, beklentisel ve davranışsal yapısına uygun insan tipleri yaratılır ve beslenir. Bu nedenle, popüler kültür bir egemenliği ve bu egemenliğe arzuyla katılmayı anlatır. Popüler kültür 21. yüzyılda insanlık durumunun geldiği üzücü noktanın göstergesidir: Popüler kültürün egemenliğindeki postmodern durum, fetişleşmiş kullanımlardan geçerek fiziksel doyum ve gösterişle değer bulan ve varlığını kendine ve dışına görsel cehaletle beslenen tüketimle kanıtlayan yabancılaşma, hunhar zavallılık, kendini ve ötekini ezme durumudur. Popüler pratikler, tanrısını yitirmiş insan kadar 3

4 tanrısı olan insanın da meta fetişizminden geçerek tanrısını yeniden buluşudur. Türban ile T-shirt aynı pazarın farklı bilinç yönetiminden geçerek sunduğu aynılığı anlatır. Bu aynılık teolojik ve laik düşünsel/ideolojik sömürüyle beslenen kapitalist pazar yapısında ve bu yapının nicel çoğulculuğundaki nitel benzerliğinde yatar: Kapitalist biliş yönetimiyle sosyalleşmiş zevkin, rengin ve biçimin (görünenin) farklılığını insanlar özdeki farklılık olarak benimsediği andan itibaren artık bilmiş-cehaletin meta sahipliğinden ve tüketimden geçerek doyum sağladığı hasta psikoloji, birbirini yoksun ve yoksul bırakma yarışı insan olma olur. Popüler ekmek ve sirk politikası Mutlak kölelikte köleler evdeki masa gibi bir mal olduğu için, onun rızasına ve katılması için ikna edilmesine gerek yoktu. Ücretli serbest kölelikte ise, kölenin kendi koşulunu demokrasi ve özgürlüğün bir sonucu olarak görmesi ve kendi sömürüsüne arzuyla katılması gerekmektedir. Aksi taktirde özel mülkiyet sistemi sürdürülebilirliğini sağlamak için, sürekli darda kaldığı için, sürekli polis baskısına başvurmak zorunda kalırdı. Dolayısıyla, özel mülkiyet, ücret politikaları ve polis mekanizmalarının varlığıyla sağlanan egemenlik, güçsüz ve çaresiz bırakma, aynı zamanda, kaçış ve boşalma alanlarının sağlanması ve bilişsel olanın biçimlendirilmesiyle desteklenmek zorundadır. Bu da, tüketim, üretim ve üretim ilişkileri ile ilgili olarak mitler yaratmayla ve bu mitleri çoğaltma ve beslemeyle sağlanır. Bu sağlama yollarında uygulanan politikalardan biri de ekmek ve sirk politikasıdır: Köleler kuru ekmeği kemirirken, sirke gönderilir; sirkte kuru ekmeği kemirerek, bağırarak çağırarak seyrederken; sirkte (sokakta, evde) birbirini yerken, onlar da rahatlar yönetici sınıflar da; böylece onları kuru ekmeğe talim ettirme işi de kolaylaşır. Materyal bakımdan yoksun ve yoksul bırakılmış kitlelerin düşünsel olarak da yoksun ve yoksul bırakılma işinde bir zamanlar Roma arenaları popüler sirklerdi. Sonradan gezen sirkler, fuarlar, eğlence parkları ve oyun alanları buna katıldı. Fakat 20 yüzyılın ikinci yarısından sonra bütün sirkleri evimize getiren televizyon çıktı. 21. yüzyılın sirkleri oturma odamız dahil hemen her yerde popüler egemenliği yaratma ve bu egemenliğin popüler köleliğine katılmayı 24 saat sağlamaktadır. Böylece, bir pazar yapısının materyal üretimi ve bu üretime uygun tüketim bilişi ve davranış kalıpları yeniden üretilmekte ve desteklenmektedir. 4

5 Günümüzde televizyon evimizin en gözde ve egemen yerine yerleştirilmiş ekmek umudu ve sirkler sunan en popüler bir araçtır. Televizyon eğlence, boş zaman geçirme ve merkezi öykü/dedikodu anlatı aracı olarak yönetici sınıfların kullandığı en etkili sirk olmuştur. Bu sirk stadyumlardaki maçlardan, engellenmişliklerimizi ve duygularımızı yöneten yaşam temsillerine kadar sunduğu birçok şeyle, gerçek gibi görünen kurgulanmış dünyaya evimizin rahatlığında dikizleyerek katılma olanakları vermiştir. Böylece, televizyon (ve internet) sayesinde sirke gitme veya sirke çekme sorunu ortadan kalkmıştır. Doğa ve doğal olmayanın egemenliği Bizim köyde su kenarlarında ince kamışlar büyürdü kendiliğinden. Biz küçükken bu ince kamışları keser ve şapka yapardık. O kestiğimiz kamış su kenarındayken doğaydı. Biz onu kesip şapka yaptıktan sonra artık o doğa olmaktan çıkar; yapılış ve kullanış biçimiyle o bir kültürü ifade eden ürün olur. O şapka yapanındı ve yapanın kendi kullanımı veya arkadaşı için yaptıysa, arkadaşının kullanımı içindi. O şapkayı yapan bütün kamışları kesip milyonlarca şapka yapma gibi bir düşünceye sahip değildi; çünkü şapkayı bir emtia pazarı için yapmıyordu; kendisi, arkadaşı veya kardeşi için yapıyordu. Şapka yapmanın amacı para kazanmak değildi. O şapka o yerel yaşamın kendini kendisi için ifadesinin bir parçasıydı. O şapkayı üreten ve kullanan/tüketen o insandı. O insanın ürettiğinden yabancılaşması veya ürettiğinin meta-fetişleşmesi söz konusu değildi. O şapka kapitalist pazar için üretilmeye başlandığında, artık özel mülkiyet ve mülkiyet ilişkileriyle gelen yeniden biçimlendirmelerde, o şapka bir emtiadır; üretim süreçleri içinde o şapka yabancılaşma ve metafetişizminin bir parçası yapılır. Bu yapışta şapka belli bir sahipliği ve kullanımı haklı çıkartan anlatılarla sunulur; bu anlatılar biliş ve davranış yönetimini amaçlayan ideolojik bir biçimlendirmelerdir. Bu biçimlendirmede popular mitler yaratılır, sürdürülür ve yeniden-üretilir. Bu mitlerde, o şapka artık yerelin eskisi gibi kendisini kendisi için ifadesi değildir; kendisi için kendisinin ifadesini sandığı, fakat aslında kendi üzerinde kurulmuş egemenliklerin ifadelerinden biridir: Şapkanın üzerinde örneğin New York, Nike, FB, GS yazar. Artık o kamışların olduğu yer Kamış-Hat isimli bir firmanındır; o çocuğun babası veya amcası o firmada çalışır ve firma için şapka üretir; bunun karşılığında ücret alır; çocuğuna o şapkayı Hat 5

6 Dünyası veya ToysRUs mağazalarından satın alır. Zaten yapmaya kalksa yapma olanakları elinden alınmıştır; ayrıca çocuğu onu istemez; İlle ki ToysRUs dan olmalıdır. Çocuk artık şapka yapmaz; yapmak istemez, çünkü hor görülür; şapka yapan çocuğu da hor görür. Çocuğa şapka (ve oyuncakları) satın alınır. Çocuk şapkasıyla (giydiği), yediği, içtiği ve oyuncaklarıyla gösteriş yaparak psikolojik doyum elde etmeyi, kendi gibiler üzerinde sahiplikten geçerek egemenlik kurmayı ve ezmeyi (ve ezilmeyi) öğrenir: Hayatın tadı. Bu katılımla, artık popüler olan şey yerel yaşamın kendisini kendisi için üretmesi değildir; artık popular olan, bir egemenliğin katılımdan geçerek kendisini üretmesidir. Bu üretimde şapka popular olmasa bile popülerleştirilir. Sorun bir şapkanın veya bir kullanım malının üretimiyle gelen doğanın, emeğin, tüketimin, insan bilincinin belli bir örgütlü yapının popüler ürünü ve ilişkisi haline getirmekle sınırlı değildir. Popüler kültür yoluyla, yaşamın her anı ve biçimi sömürgeleştirilir. Örneğin kendi zamanını örgütleyen, neyi nerede ve nasıl yapacağını belirleyen insan hangi teknolojik seviyede olursa olsun, o seviyede özgür insandır. Kapitalist üretim tarzında özgürlükler ortadan kaldırılır ve yeni popüler tüketim ve kullanım özgürlükleri yaratılır. Bu üretim tarzında ücret/maaş köleliği en popüler yaşam pratiğidir, fakat popülerleştirilmez; aksine normalleştirilir, olağanlaştırılır, rutinleştirilir; hayatın banal bir parçası gibi göz ardı edilir. Bu üretimde moda sürüleştirmedir, fakat mevsimlik bireysel özgürlüğün ve tercihin ifadesi olarak popülerleştirilir; çünkü tüketimi hızlandırır ve yayar. Bu üretimde işsizlik en popular yaşam tarzlarından biridir; ama para kazandırmadığı ve işlevsel olmadığı için, işsizlik bireysel yeteneksizliği, tembelliği ve motivasyondan yoksun davranış biçimini gösteren kötü popüler anlatı olarak sunulur; popüler anlatının dışında bırakılır; bırakılmazsa, bu popüler yaşam gerçeği, popular mitlerden bazılarının yıkılmasına neden olabilir. Bu üretim tarzında arz iyidir; çünkü bir hizmet veriyorsun, bir şeyler sunuyorsun. Arzı teşvik eden talep de iyidir: Satın alan, katılan ve tüketen talep popüler iyidir. Ama memurlar ve işçiler ücret talep ettiklerinde, bu talep kötüdür. Dünyalar tatlısı işveren (bak, iş veriyor, bir de vermese n olur? İşsiz ve aç kalırsın) hep arz eder; gözü doymak bilmeyen açgözlü işçiler ve memurlar falan da durmadan talep eder. 6

7 Bu üretim tarzında, üretimin ve tüketimin promosyonunu yapmayan eleştiri de kötüdür. Örneğin harçlara karşı görüşlerini ifade eden öğrenciler, düzeni (yani harçları paylaşanların çıkar düzenini) bozdukları için kötüdür. Harçlar ve öğrencilerden her fırsatta birkaç kuruş yolan yollar okullarda popülerdir; ama harçlara karşıt olma kötü popülerdir. Dikkat edilirse doğa ve doğal olan, doğru ve haklı olan popüler olsun veya olmasın, bir şeyin popular yapılması veya yapılmaması tümüyle bir pazar yapısının genel ve özel çıkarlarına bağlıdır. Popüler ben ve biz: Çağdaşlığın popüler yobazlığı Çağdaş normal bir insan olarak veya normal olmayan devrimci veya ilerici veya dinci veya milliyetçi biri olarak yola çıkarsın; burjuvanın sömürü ve yozlaşmış kültürel pratiğini eleştirir ve reddedersin; ve bir de bakarsın ki elinde Coca Cola, ayağında Nike, üstünde Levi s ve Lacosta, cool bir mekanda cool bir şekilde soğuk bir Budweiser ile Pizza tüketiyorsun: Yozlaşmışlık derken, yozlaşmışlığında yozlaşmışlığı kucaklıyorsun (yozlaşmışlık kavramı değişime karşı olduğunda tutucudur). Bu durum, örgütlü dayanışma ve destekten yoksun ezilen kişilerin ve karşıtlığın toplumsal yaşam pratikleri içinde baskıcı egemenliğin dişleri arasında çiğnenip öğütülmesi ve egemenliğin sürekliliği için yeniden hazmedilmesi ve hazmettirilmesidir. Örgütlü destek ve mücadele, yutulmamak için gerekli bir zorunluluktur. Popüler benler ve bizler, pazarın yarattığı popülerliği taşırlar. Bu popülerlikte Çağdaş Market ten bile alış veriş yapmayı şık görmeyen çağdaş insanın aklından Anadolu geleneğinin davullu zurnalı düğününü yapmak, soğuk ayran içmek ve mantı yemek asla geçmez; aklından geçenleri de hor görür. Bazıları arada bir romantik ve eski oryanta dönmek için bazen kaliteli bir yerde ayran içer ve mantı yer. Hanzo olmayan, köylü olmayan çağdaş insan, kapitalistin ticarileştirip yeniden biçimlendirdiği ve bir nikah veya düğün salonuna hapsettiği "modern" düğünü yapmayı ve balayına bir otele gitmeyi "normal bir ideal" olarak görür ve özler. Ankara nın Bahçelievlerin yedinci Caddesindeki meşhur bir yerde yumurtalı sucuk bile yenebilir. Hangi insan popülerleştirilmiş özlemlerle belirleneni özlemez? Davul, zurna, cümbüş, entari, yazma, dayanışma, yardımlaşma, söze güven geçmişi anlatır. Bugünde bugünü yaşamak gerekir. Bugün, kapitalistin 7

8 giyeceğinde, içeceğinde, nikah ve düğün salonundaki tören biçiminde ve Avrupa nın "nikah yürüyüşü" müziğinde yitmiş-kendimizi arayıp yenidenbuluruz. Bu yeniden bulmaları Coca Colayla, Pepsi yle, Pizayla, Adidasla, IMBle, Siemensle ve sayısız tüketim ve kullanım maddeleriyle yineleyip tazeleriz. Elbette çağdaş egemen pratiklerin ağır baskısı ve yönetimi altında, buna benzer yitmiş-kendimizi arayış ve buluş biçimleri günlük yaşam faaliyetlerimizin ve düşünce ve davranış tarzlarımızın çok büyük bir alanını kaplar. Ne yazık ki, örneğin, Batı müziğinin tamtamlarıyla (ritmiyle) hoplayıp zıplayıp maymunluk yaparken, kendini ve kendinden olanı beğenmeme, küçük görme, yerme ve aşağılama yoluyla üstünlük ve çağdaşlık taslamak, Batının ırkçı ve kendini beğenmiş kültürünün bağnazlığının satışını yapmaktır. Elbette bu satışla, kendinin olmayan satın alınmakta ve bu satın alışla kendini kendinden öte bir şey sanmaktadır popüler insan. Bu insanın kendinin sanıp koruduğu ve savunduğu çağdaşlık veya üstünlük, kendini biçimlendiren çağdaş pazarın ifadesidir: Çağdaşlığın popüler yobazlığı. Popüler bir uyduru: Halkın popülerliği Belki de günlük dilde ve özelikle siyasal alanda ve bilinç yönetiminde en sık kullanılan popüler kavramlardan biri de halktır. Halkın popülerliği siyasal alanda halkın oyuna ve ekonomik alanda halkın tercihine bağlı olan bir siyasal ve ekonomik pazar yapısının oluşmasıyla otaya çıkmış ve gelişmiştir. Siyasetçiler halk bizi destekliyor, ardımızda halk var, halkın oyuyla geldik, halkı temsil ediyoruz gibi popüler halka popüler deyişlerle sığınır ve yaptıklarını veya yapmadıklarını meşrulaştırır. Halkın iradesiyle buradayız popülerdir; fakat bunu diyenlere karşı, Bunu da nereden uydurdunuz? gibi sorular popüler değildir. Bu tür sorularda ısrar edilirse, popüler kurumlar ve vatanperver çeteler tarafından popüler şekilde bastırılır ve susturulurlar. Olanaklara ve güce sahip olanlar için konuşma popülerdir. Susma ise olanakları olmayanlar ve güçsüzler için popülerdir. Populer susanlar popüler konuşanları konuşarak kendileri üzerindeki egemenliği yeniden üretirler. Gösteri ötesine gitmeyen, yani karar mekanizmalarını ve politikaları zorlamayan yürüyüşler popüler olur. Siyasal Bilgiler Fakültesi İnek bayramı ve fakültelerin şenlikleri popülerdir: Sesli sesli konuşturulur. Toplumsal sorunlarla ilgili bir protestonun polisler tarafından ağzı tıkanır. Sosyal protesto alkışa indirgenir ve popülerleştirilir; ifade özgürlüğünün yok 8

9 edildiğinden başka hiç bir şey anlatmayan alkış, popüler ifade olur: Özgür olmamanın ifadesi, bu popüler özgürlüğün popüler bir parçası gibi popülerleştirilir. Halk kendisi için sessizliğiyle ve suskunluğuyla; sermaye ve siyasal güç yapıları için seçim ve tüketim çığırtkanlığıyla ve gösterisiyle popülerdir. Halkın popülerliği kandırma, biliş ve davranış yönetimi için biçilmiş bir kaftandır. Sorun öncelikle popüler biliş yoksunluğunu taşıyan halk değil, halkın nasıl yaratıldığı ve yönlendirildiği sorunudur; halkın taşıdığı popüler bilişler ve popüler pratikler halkın kendi yaşamını özgürce ifadesinin bir sonucu olmadığı, aslında kitle üretimi yapan endüstrilerin materyal ve bunu destekleyen bilişsel çıkarlarının yansımaları olduğudur. Sorun halkın kendi yaşamını üretecek olanaklardan yoksun olmasıyla gelen materyal ve bilişsel yoksullaştırma sorunudur. Sorun güç ve siyasal ve ekonomik pazar ilişkileri sorunudur. Halkın popüler olmayan kimliği Halk kim? Belli topraklara sahip bir ekonomik siyasal düzendeki herkes mi? Bu tür tanımlanıyorsa, bunun ardında yatan nedenler nedir? Halk folk denen basit, sokaktaki insan kitlesini mi anlatmaktadır? Halk kendinin temel gereksinimleriyle ilgili olanakları bile elinden alınmış ve ücretli maaşlı köle durumuna düşürülmüş kitle mi? Kendi fiziksel varlığını sürdürebilme koşulları elinden alınmış olanlar mı? Birlik ve beraberlik içinde global dünyanın karşılıklı bağımlılığında özgür ve mutlu bir şekilde yaşayan insanlar mı? Vatan, millet, din, iman, demokrasi, özgürlük ve insanlık adına adam öldürenler mi? Kitleler halinde gösteri yapanlar mı? Gösteri yapanları coplayan ve basınçlı suyla ıslatanlar mı? Halk memur kitlesi mi? İşçiler mi? Varoşlarda yaşayanlar mı? Televolede sunulan insanlar mı? Halk kavramı, bu yazının yaklaşım tarzına göre, sosyal üretim kaynaklarına olan ilişkilerinde, sadece bu kaynakların kullanıcısı veya tüketicisi durumunda olan ve kaynaklara sahiplikle alakası sahipliği yenidenüretimine zorunlu olarak katılan insan kitlelerini içine alır. Bu halk kimdir? Halk faşizme ve katliamlara karşı kitleler halinde yürüyüşle gösteri yapandır. Halk mehter marşıyla coşan ve "vatan haini" diye, gerçek vatan hainlerinin kışkırtmasıyla, demokratik hak ve özgürlük isteyenleri öldürmeye koşandır. Halk camiden çıkıp cinayete katılandır. Halk dörtnala koşan enflasyonun 9

10 ardından yaya yürüyen ve hayatı şikayetlerle geçen memurdur. Halk grev yapan işçidir. Halk grevcileri coplayan polistir. Halk kahvede tavla atan köylü, evde yemek yapan kadındır. Dikkat edilirse, halk kavramı örgütlü yapılar ve ilişkiler içinde asıl anlamını bulmaktadır. Dolayısıyla halk (vatan ve millet) kavramları ezeli ve ebedi bir gerçeği anlatmıyor. Düşünen beyin tarafından da yaratılmamış. Halk eski-yunan kölelik demokrasisindeki ilişkilerin ifadesiyle ortaya çıkmış ve milli burjuva devletlerinin gelişmesiyle kendini gösteren millet kavramıyla birlikte bugünkü egemen anlamını kazanmış ideolojik bir tanımlamadır. Modern kullanış şekliyle, halk ve millet ideolojisine bakıldığında, toplumsal üretimde ve üretim ilişkilerinde herkesin aynı kefeye konulduğu, ayrılıkların ve farklılıkların silinip atıldığı görülür. Popüler halk (vatan ve millet) ideolojisinde sömürü ve sınıfsal farklılaşmalar, ırksal ve dinsel azınlıklar yoktur, rafa kaldırılır, reddedilir: Hepimiz aynı yolun yolcusu, aynı pazarın kurban kuzusu oluruz. Popüler kültür eşittir halk kültürü Halk kültürü ne? Halk kültürü sadece anonim türküler, ağıtlar, destanlar gibi ürünler mi? Yoksa bunların ötesinde, halkın yaşayış biçimi ve biçimin materyal ve materyal olmayan ifadeleri mi? Halk kültürü kitle endüstrilerinin ürettiği ve halkın tükettiği kültür mü? Evetse, nasıl oluyor da, halkın yaşam koşullarının bir parçası olmayan, yaşam koşullarının ve yaşam biçimlerinin kendileri tarafından yaratılmayan materyal ve materyal olmayan ürünler halkın oluyor? Satın almayla gelen kültürel mülkiyetin anlamı ne? Halkın kararıyla yaratılmayan ve halkın istediği bu diye halka sunulan kültür nasıl oluyor da halkın kültürü oluyor? Halkın yaşamının doğal bir parçası olmayan egemen yapılar tarafından halk için diye sunulanlar ne kadar halkındır? Halk kültürü kitle endüstrilerinin ürettiği ve halkın tükettiği kültür değilse, 21. yüzyılın Türkiye sinde halk kültürü ne ve nerede? Halk kültüründe kıymetsiz olan kimdir ve nedir? Halk tarafından tutulmayan mıdır? Neden halk tarafından tutulmayan halka ait olan? Nasıl oluyor da, halkın kendisinin yarattığı ve kendinden çıkan bir halk kültürü ürünü popülerliğini yitiriyor? Bütün bu sorulara yanıtta nedenin en başında, halk ve popülerin tanımını yapan güç merkezindeki kayma gelmektedir. Dün halk ozanını, halk öyküsünü, halk ağıtını, halk oyununu, oyuncağını, eğlencesini ve boş vakit faaliyetlerini tanımlayan halkın kendisi ve kendisinden olan iken, bugün halkı 10

11 ve popüleri tanımlayan medya denen ve reklamcılıkla yaşayan ticari amaçlı egemen ekonomik ve siyasal güçtür. Yani halkın, kültürünün ve popülerin tanımı halkın elinden alınmıştır. Bu durumda, örneğin, halk kültürü dans, müzik ve eğlence, giyim ve kuşam dahil, bir yaşamın biçimlendirilmesi ve bu biçimin bütün ifadelerini içerir. Bu biçimi biçimlendirenler halk olmadığında, halkın tükettiği kültür halkın kültürü değil, halkın tükettiği kültür olur. Üretenin serbestliği, tüketenin suçu Sinema, televizyon ve müzik endüstrilerini savunanlar, üretilen çöplük ve pislikleri (ürettikleri kalitesizliği) biz halka istediğini veriyoruz popüler uydurusuyla meşrulaştırırlar. Bir izleyici şöyle diyebilir: Affedersiniz ama siz yüz çeşit çöplük ve pislik üretirseniz, ben de, vakit geçirmek için bu 100 çöplük ve pislik arasından birini seçmek zorundaysam, o zaman ben mi düşük zevke ve kaliteye sahibim yoksa bu çöplükleri/pislikleri üretenler mi kalitesiz? Eğer ben televizyonu açtığımda 100 tane insanı ve insanlığı geliştiren kaliteli ürünlerle karşılaşsaydım, ben bunlar arasından birini seçecektim, sen (üreten) de kalitesiz olmayla nitelenmeyecektin ve sahtekarca bir popüler mit yaratarak halka istediğini veriyoruz deme popüler kalitesizliğini ve düşüklüğünü göstermeyecektin. Türkiye de de artan bir şekilde katı yağ yemeyin, sigara içmeyin gibi bilimin bulduğu sonuçları duymaya başladık. Yaratılan bu popüler bilişler aynı zamanda desteklenen zevkler ve renkler tartışılmaz; atın ölümü arpadan olsun; herkes kendi seçiminde özgürdür; senin özgürlüğün benim özgürlümün başladığı yerde biter; nasıl olsa öleceğiz, sen sağlıklı öl ben de sağlıksız gibi popüler bilgiç geri-zekalılığın saldırısıyla geçersizleştirilir. Bu geçersizleştirme süpermarketlerde sergilenen katı yağlar, sigaralar ve üretilmemesi gereken diğer zararlı maddelerle desteklenir. Ve insanlar oğlum, zararlı olsa üretirler mi? diyerek bir diğer yaygın popüler miti desteklerler. Serbest pazarın serbestçe popüler sağlıksızlığı, kanseri, ölümü, çekişmeyi, bölme ve yönetmeyi, düşmanlığı ve savaşı üretmesine karşı asla söz söylenemez, çünkü serbestlik ilkesine, yani demokratik prensiplere aykırıdır: Üreten güçlünün serbestliği popülerin ötesinde evrenseldir. Serbest pazar istediğini üretebilir; halkın yapacağı ise şudur: istemezse bu üretilenleri satın almasın ve kullanmasın. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, fırsat eşitliği yaşamamış, ama bu duygularla yanıp tutuşan insanların demokrasi, 11

12 özgürlük fırsat eşitliği ve serbest seçim gibi akıllıca giysilerle süslenmiş sahteye inanmaması mümkün mü? Askere ve savaşa gitmeme, böl ve yönet politikalarına uymama, satın almama, yememe, içmeme ve eğlenmeme mümkün mü? Yani, satın almasın, kullanmasın, biz onların boğazlarına zorla sokmuyoruz, alırken/verirken bana mı sordunuz gibi popülerleştirilmiş meşrulaştıran anlatılar sahtenin sahtekarlığı, yalanın yalanı, haksızın haksızlığı, kötünün kötüyü, değersizin değersizi, hırsızın hırsızlığı savunusudur. Bu popüler mitler yaratmada sorun egemen materyal ve düşünsel üretim tarzı içinde yaratılan psikolojileri sömürmeyle gelen bireye indirgeyerek bilişleri ve davranışları yönlendirme konusuyla ilgilidir. Popüler değerliler ve popüler değersizler Popüler olanı yaratma ve sürdürme aynı anda popüler tercih edilen ve desteklenen ile onun karşıtını, yani popüler olmayanı (kötü popüler olanı) da, yaratma ve sürdürmedir. Egemen popülere karşıt olanın kötü popüler olarak benimsenmeme sorunu varsa, o zaman o ya yok edilir ya kavram olarak kullanılmayarak, konu olarak ele alınmayarak bilişlerden silinir; ya kavram popülist söylemi bırak gibi yeniden tanımlamalarla kötü popüler yapılır. Bu popülerleştirme ve kötü popülerleştirmede, örneğin Coca Cola çağdaşlık, özgürlük, iyi zevk, değerli seçenek, hayatın tadını çıkartmayı bilme gibi özelliklerle birleştirilerek, popülerleştirilir. Ayran içme veya Pizza yerine lahmacun yeme, buna alternatif olarak sunulur ve bu sunum öyle bir biçimde yapılır ki ayran ve lahmacun çağdaş olmayanla, magandalıkla, hanzolukla, ağzının tadını bilmeyen zevksizlikle, değersizlikle ve kalitesizlikle eşleştirilir. Pizzanızın yanında ne arzu edersiniz efendim? diye soran, size seçenek olarak Pepsi, Coca Cola veya meyve suyu sunacaktır. Sunmasa bile, siz Kola diyeceksiniz, çünkü çevrede ayran içen yok, ayran alternatif olarak sunulmamış, alternatif olarak sunulsa bile kötü popüler bir seçenektir. Düşünün, herkesin Sicilian veya Napoli Pizzasi yediği bir yerde siz şey, affedersiniz, sizde Murtaza Lahmacunu bulunur mu? Yanında bir de tuzlu ayran irica etsem? diyorsunuz. Zaten bunu diyecek kişi oraya gitmez, çünkü o popüler yerin popüler tüketicisi o popülerlik bilincini taşıyan ve o popülerliği tüketerek kendinde değer bulan ve değer satışı yapandır. O mekan ve müşterisi o mekanın popülerliğinin doğasıyla gelir; Murtaza nın köftesi veya lahmacunu ve onu isteyen sen orada olamazsın. Sen dışarıda bırakılmışsın 12

13 ki böylece içeride olanlar ayrıcalıklı olduklarını sanarak hem zıkımlanarak fiziksel kendilerini yeniden üretsinler hem de psikolojik kendilerini ve alternatif kötü ve değersizi üretsinler. En işlevsel olan kötü, asla bilinçli olarak direnen kötü değildir; aksine egemenin kontrol ettiği ve kötü alternatif olarak tanımlayıp sunduğudur: İsterseniz ayranımız da var? Yayıkta falan yapılmamıştır, devrimci, terörist, kökten dinci falan değildir; modern üretim süreçlerinden geçirilerek temizlenmiş, süzdürülmüş, tatlandırılmış, sterilize edilmiştir: Barlas ve Kongar tartışması gibidir; serinletir, soğutur, rahatlatır. Eğer modern gazlı bir şey istemezseniz, tavsiye ederim. Yoksa Coca Cola öneririm. Popüler öldürme biçimleri Burjuvazi baskıyı ve şiddeti üretir, fakat baskıdan şiddetten nefret eder; katliamı üretir, fakat insan hakları şampiyonluğu yapar. Burjuvazinin en popular para kazanma yollarından biri de ölüm tüccarlığıdır: Silah ticareti ve savaş. Bu tür ölüm üretimi yanında sermayenin egemenliğini perçinleme ve yaygınlaştırma yolunda diğer tür öldürmeler, kapitalist kalkınma ve gelişme süreçlerinin her alanında her gün sürer. Kapitalist-gelişme ve yayılma kendine uymayanı, eğer değişime uğrayıp benzeşme olanağı yoksa, ya tümüyle silip süpürüp ortadan kaldırır ya da küçümsenen bir azınlık pratiği durumuna sokar. Anadolu kültürel pratiklerinin çoğu, kapitaliste para sağlamaktan çok, geniş aile kökenli ve yakın çevre içi, doğayla iç içe, ücretsiz katılma, toplu yardımlaşma ve toplu dayanışma ve toplu yakınlaşma özelliklerini taşır. Satın alma ve kullanıp atma yerine, hazırlığı uzun seneler süren "yapma" ve koruma egemendir. Hediyeler bile ticari özelliğin egemenliğinden uzaktır. Hiç bir şey kendilerinin olmayan dört-duvar arasına sıkıştırılmamıştır. Kültürel üretim ve pratikler kendilerinin olan çevrede kendilerinin olanları kullanarak, kendilerine rağmen ve kendilerinin katılımını sadece tüketici ve kullanıcı durumuna düşüren değil, kendileri için kendilerinin katıldığı bir üretimdir. Bu ve benzeri nedenlerle, Anadolu kültürel pratiklerinin önemli bir kısmı kapitalist pazar ilişki biçimini büyük ölçüde desteklemez. Bu nedenle, özellikle, batının burjuva devriminin Türkiye de Tanzimat la resmi olarak egemenliği elde etmeye başlamasıyla birlikte, Türk dünya görüşü ve kültürel pratiklerinde büyük metropollerden (İstanbul ve İzmir ve sonra Ankara'dan) başlayarak yayılan bir değişme oldu. Bu değişme 13

14 1980 in ortalarından sonra, dünyada bilişsel, ekonomik, siyasal, yasal, kültürel alanlarda küresel emperyalist pazarın çıkarlarına uygun yeniden yapılanmalarla birlikte gösteriş ve aptalca tüketimin teşviki politikaları ve uygulamaları en popüler popüler kültür oldu. 4 Bunun ifadelerini yasal ve toplumsal pratiklerin kapitalist sermayenin tanımladığı bir biçime dönüşmesinde görürüz: Anadolu kültür pratiği, düşünce ve yapış tarzlarıyla, kapitalist pazarın çıkarına göre yeniden biçimlendirilmektedir. Bu biçimlendirme özellikle televizyon sayesinde hızlı bir şekilde Anadolu nun her köşesine yayılmaktadır. Bu silahla öldürüp fiziksel olarak ortadan kaldırmadan çok daha etkili olarak, var oluşun özünü ve değerini pazarın özü ve değeriyle katletmektir: Fiziksel olarak canlı ölüler yaratma. Anadolu ya ait olanın başına gelen Popüler burjuva pratiğinde, burjuvalar kapitalist devlet kurumlarıyla işbirliğinde çalışarak hem kamu zenginliliklerini paylaşırlar hem de kapitalist devleti hor görür, aşağılar ve gelişmeye engel olarak nitelerler. Kapitalist egemenliğin Anadolu kültürüne yaptığı paketli-pişmiş tavuğun başına gelene benzer: Sermayenin her toplumsal pratikten mümkün olduğu kadar çok para kazanması gerekir. Bunun için de Anadolu nun kültürel pratiklerini kendine işlevsel şekilde yeniden biçimlendirir. Kültürel pratiği dönüştürür (kimliğin farklı şekilde yeniden tanımlanması), melezleştirir (kimliğin yozlaştırılması), tümüyle değiştirir (kimliğin yok edilişi), yerinden eder ve kendi egemenliği altına alır (Kimliğin marjinalleştirilmesi, önemsizleştirilmesi, aşağılanması, kötülenmesi). Bunu yaparken sadece pratiğin kendisini değil, aynı zamanda pratiğin düşünsel ve duygusal karakterini de değiştirir: Bir zaman iyi olan, özlenen, değerli olan, artık geçmişte kalır; yerini yeni düşünsellik ve duygusallıkla doldurulmuş emtia-fetişizminin egemen olduğu gösteri ve ticari kültür alır. Spor, eğlence ve evlilik pratiklerinin açık ve özgür çevresinden alınıp kapitalistin sahip olduğu ve ödeme yapılarak kullanılan duvarlar arasına hapsedilmesi bunun en açık örmekleridir. Salonda olmayan evlilik sadece eksik olarak nitelenmez, aynı zamanda hayat boyu iç burukluluğunun, özlemlerin gerçekleşmemesinin getirdiği çeşitli negatif 4 Türkiye de bu tüketim kültürüyle ilgili olarak bkz: Bali (2002); Erdoğan ve Alemdar (2005). 14

15 hislerin zorlayıcılığı ve eziciliğini beraberinde getirir. Çelik-çomak oyunu, eğer beysbol biçimine döndürülüp multi-billion dolar ticari spor biçimine sokulamazsa veya zifaf odası ve gecesi otel odası ve gecesine dönüştürülemezse öldürülür. Babalar, dayılar, amcalar, nineler, sekreterler, anneler, sevgililer ve patronlar günü ve balayı diye bir şeyler icat edilip insanların beyinlerini yoksullaştırarak doldurma ve ceplerini harcatarak boşaltma yolları bulunmazsa, kapitalist sömürü canlılığını yitirir. Günümüzün egemen popüler kültürel pratiklerde iç sermayeyle ortak sömürü yürüten emperyalist "Amerikalılık/ Avrupalılık" egemendir. 21. yüzyıla gelindiğinde, Anadolu ya ait olan kültürel pratikler ya ortadan kalkmış ya bir köşeye itilmiş, ya düne ait olarak nitelenerek hor görülen bir duruma düşürülmüş ya özelliklerini yitirerek biçim değiştirmiş ve burjuva ideolojinin kullandığı egemenliği sürdürme aracı haline sokulmuştur. Anadolu kültürel pratikleri ticarileştirme, öldürme, müzeye kaldırılma, siyasal amaçlarla yeniden-biçimlendirme, turizm endüstrisinin çıkarları için gösteri, kullanım, satış materyaline dönüştürme, gerçek hayatta katledip geriye hortlatılarak televizyonda gösteri ve ideolojik propaganda malzemesi olarak kullanma gibi değişime ve dönüşüme uğratılmıştır ve uğratılmaktadır. Özellikle, dayanışmayı yaratan ve teşvik eden kültürel pratikler en büyük düşman olarak ortadan kaldırılmaya veya etkisiz hale gelecek biçimde dönüşüme uğratılmaya çalışılmaktadır. Anadolu da kültürel emperyalizmin yaygınlaşması sırasında, yok olmayan Anadolu kültürel pratikleri isim değiştirerek yerel ve köy ön takılarıyla anılmaya başlandı. Örneğin günlük egemen pratikte, köy düğünü geçmişi ifade eder. Bu geçmişle sembolsel romantik ilişki ötesinde, gerçek ilişki kurmak (örneğin kentte köy düğünü yapmak) modernliğe ve çağdaşlığa aykırıdır. Bunu düşünmek bile insanı küçültücü duygu ve "normalden" ayrılmanın ezici psikolojik baskısı altına sokar. Modern burjuva ideolojisinin insanı geleceğe dönük olarak nitelenir ve geleceğe dönüklük de emperyalist endüstrilerin kontrolündeki popüler kültürün tüketimiyle anlamlandırılır. Geçmiş iç çekişi ifade eder, fakat ilkelliğiyle ve yontulmamışlığıyla asla bugünkü modernin yerini alamaz. Dolayısıyla, burjuva ideolojisinin sunduğu geçmişle iç çekişte geçmişi küçümseme ve hortlatıp kendini meşrulaştırma veya düşmanlarına karşı kışkırtıcılığı teşvikte ve katliamlarda kullanmayla birlikte yeniden öldürme hakimdir. 15

16 Popüler kültürle birlikte aynı zamanda yapay ve örgütlü mekan anlayışının çarpık bir şekilde kırsal alanlara yansıtılması (örneğin kasabalarda çok katlı binaların inşası) yaygınlaşmaktadır. Doğal mekan ortadan kalkmakta, onun yerine parklar, süsleme yollar ve alanlar gibi örgütlenmiş doğanın getirilmektedir. Popüler sayıca çokluk ve yüzeyde kısa ömürlü popular ilişkiler aynı zamanda günlük yaşamda artan insan sayısıyla da desteklenmekte; fakat insan ilişkileri nicel ve nitel olarak azalmaktadır. Bu oluşumlar popular mitler yaratılarak olumlu gösterilmektedir. 5 Popüler kültürel pratiklerle Anadolu nun taşıdığı kimlikler karmaşık eylem alanı olarak düşünülüp, bu alan üzerinde egemenliklerin nasıl kurulacağı planlanmış ve uygulamalar uzun yıllardır yapılmaktadır. Bu nedenle 50 yıl öncesinin veya 30 yıl öncesinin Anadolu suyla, şimdinin Anadolu su ciddi farklar göstermektedir. Bunun yüzlerce göstergelerini günlük yaşma pratiklerinde görmek mümkündür. Karadeniz in yolu olmayan en yüksek yaylalarında, boş Coca Cola ve Marlboro atıkları düşündürücü göstergelerden biridir. Popüler medya, arz, talep ve iletişim politikaları Medyadaki kültürel ifadeler, halk tarafından hazırlanmış halkın günlük yaşamlarının ifadeleri değildir. Halk medyada çoğu kez çirkinliklere ve basitliklere örnekler olarak yer almaktadır. Halkın yaşamıyla medyada temsil edilen yaşamlar arasındaki bağ temsil edilenin popülerleştirilerek yaşam üzerine çökertilmesi biçimindedir. Bu biçimde endüstriyel çıkarlara uygun umutlar, özlemler, beklentiler, umutsuzluklar, eğlence, boş zaman değerlendirme, başarı ve başarısızlık anlayışları halka işlenmektedir. İletişim politikaları ne demek, kim ne için ne amaçla hazırlar ve uygular? Popüler anlatıya göre, iletişim politikasında gönderici, mesaj, alıcı ve geri besleme vardır. Gönderici devlet olabilir, şirket olabilir, bir kurum olabilir. Göndericiler mesajı hazırlar, bir araçla, özellikle medya ile alıcılara gönderir. Alıcılar da arzu ettikleri şekilde bu mesajları yorumlar ve gerekirse geri besleme yaparlar. Göndericinin bir iletişim politikası vardır; bu politikayı mesajında biçimlendirir. Medyayla gönderir. Sonra oturur dua etmeye başlar: İnşallah izleyiciler benim istediğim şekilde çözümleme yapar diye kıvranır 5 Daha ayrıntılı okumalar ve kaynaklar için bkz 16

17 durur. İzleyiciler, özgür bir şekilde bu mesajları alır, önce o yapıyı şöyle bir bir yıkar parçalar, darmadağınık ederler. Sonra kendileri yeniden inşa ederek kendi özgür ve bağımsız anlamalarını yüklerler ve kendi iletişim politikalarını bu anlamlar çerçevesinde belirleyerek, ona göre hareket ederler. Böylece post-modern dünyada milletin gözü kulağı ve vicdanı olan medyanın da aracılığıyla yöneten ve yönetilen, ürünü olan ve ürün satın almak isteyen, reklamı olan ve reklamlarla doğru seçim yapmak için can atan izleyiciler buluşur. Sarmaş dolaş. Onlar ermiş muradına İktisat dersindeki fiyatların pazarda serbestçe oluşması masalı gibi bu. Sosyal bilimlerdeki özgürlük, enformasyonun ve bilginin serbest oluşumu ve dolaşımı masalı gibi bu. Bu masalda arz ve talep çarşıda karşılaşırlar; henüz fiyatlar belirlenmemiştir. Arz talebe nasılsın der. Talep de valla haberim yok der. Arz ile talep tokalaşırlar ve pazarlığa başlarlar. Sonunda talebin eli değil, kolu gider. Arz kolla ve talep de kolsuz ayrılırlar. Talep şaşkın. Benzin dolara endeksli olarak durmadan yükselir. Sonra dolar birden düşmeye başlar. Ama benzin artmaya devam eder. Medyada dudu dudu dilleri ve Firdevzin çarpik elleri. Diller, eller, aşklar, ihanetler, Avrupa Birliğinin bize olan tutumuyla birleştirilir. Bu sırada talep benzincide ve süpermarkette bir bakar öbür kol da gitmiş. Serbest pazar der. Ama el, kol, bacak gidiyor durmadan. Serbest pazar. kim serbest? Kim pazar? Neden profesörler serbest pazarda kendilerinin maaşlarının artmasıyla ilgili politikaları belirleyemezler? Neden politikalıları belirleyemediklerini anlayan insanlar, politikalarımızı belirlemede etkili olmak istiyoruz diye sokakta iki adım attıklarında kafaları kırılır ve bedavadan panzer suyuyla banyo yaptırılır? Neden medyada ïki polis yaralandı, trafik aksadı, millet işine zamanında gidemedi, düzen bozuldu haberleri verilir? İletişim amaçlı insan girişimdir. Amaçlarımızı ilişkilerden geçerek gerçekleştiririz. Bu gerçekleştirme de örgütlü yapılar içinde, örgütlü yapılardan geçerek olur. Bir ilişkinin olabilmesi için iletişim zorunludur. Dolayısıyla, özel mülkiyet yapısı ve ilişkilerinin egemen olduğu bir ortamda amaç gerçekleştirme daima egemenlik ve mücadele içinde olur. Yani, amaç gerçekleştirme egemenlik ve mücadeledeki güç ile bağıntılıdır. Dolayısıyla, iletişim politikasının olması ve gerçekleşmesi, dolayısıyla amaçların gerçekleşmesi üretim tarzı ve ilişkilerine bağlı olarak şekillenir. Bu şekillenmede birileri popüler bir şekilde kolsuz kalırken birileri de (Major 17

18 General Smedly D. Butler) Amerikan Senatosunda, popular edilmeyen bir popülerle ilgili olarak şunları söyler: "Ordunun gangsterlerinin haraç torbasında bilmedikleri bir şeytanlık yoktur... Benim gibi bir ordu mensubunun böyle bir karşılaştırma yapması acayip görünebilir. Doğruyu söylemek beni böyle yapmaya zorunlu kılıyor. Aktif askeri serviste otuz üç yıl dört ay geçirdim... Bu süre içinde, zamanımın büyük kısmını bankerler, Wall Street ve Büyük firmalar için üst-sınıf-koruyucu-kabadayı olarak harcadım.. Kısaca, ben kapitalistin haraççısı ve gangsteriydim. O zamanlar, bir oyunun\haraççılığın\şantajcılığın parçası olduğumdan şüpheleniyordum. Şimdi eminim. Ordu mesleğinin her üyesi gibi, orduyu terk edinceye kadar, hiçbir zaman orijinal bir düşünceye sahip değildim. Verilen emirleri yerine getirirken kendi mental gücüm askıda kaldı. Bu askeri serviste tipik bir durumdur. 1914'de Meksika'nın, özellikle Tampico'nun, Amerikan petrol çıkarları için emniyetli bir yer olmasına yardım ettim. Haiti ve Küba'yı National City bankasının gelir toplaması için temiz bir yer olmasına yardım ettim. Wall Street'in çıkarları için yarım düzine Orta Amerika cumhuriyetlerinin soyulmasına yardım ettim. Şantajcılık\haraççılık kaydının listesi çok uzun ile 1912 arasında, Brown Kardeşlerin milletlerarası bankası için temizliğe yardım ettim. 1916'da, Amerikan şeker çıkarları için Dominikan Republic'i düzelttim. Çin de, 1927'de, Amerikan Standart Oil firmasının işlerini rahatsız edilmeden yürütmesine yardım ettim. O yıllar boyunca, kapalı kapılar ardında bizim çocukların söylediği gibi, "işim tıkırındaydı." Madalyalarla, rütbelerle ve onurlarla ödüllendirildim. Yaptıklarıma şimdi baktığımda, kendimi Al Capon'a bir iki ipucu vermiş gibi hissediyorum. Al Capon'un en fazla yapabileceği şantajını\haracını sadece şehrin üç bölgesinde yürütmekti. Ben üç kıtada yürüttüm." (Common Sense, November 1935). Bu generalin doğruyu yansıtmasına, bir başka generalin 1966'daki kızgın sözlerini ekleyelim. Marine Corps komutanı General David M. Shoup Amerika'nın az gelişmiş ülkelerdeki girişimlerini şöyle değerlendiriyordu: Eğer biz kirli, kanlı, dolar-hileli parmağımızı ezilmiş ve sömürülmüş ülkelerin işlerinden çekmiş olsaydık ve çekersek, kendileri kendi çarelerini bulurlar. Kendilerinin istediği ve hazırladığı. Kendilerinin üzerinde çalıştığı ve savaştığı. Eğer, kötü bir şansla, "varlıklılar" "varlıksızlarla" barışçı bir yolla paylaşmayı reddettiği için devrimleri şiddetli bir devrim olursa, en azından, elde ettikleri kendi istedikleri olur, Amerikalılar tarafından boğazlarına dürtülen Amerikan stili değil (Greene, 1971). 18

19 Yirminci yüzyılda birçok kişi bunları söylüyordu ve bunlar söylenirken popüler medyanın popüler programlarında popüler ninniler dinliyorduk. Şimdi yirmi birinci yüzyılın başındayız: Gerçekleri söylemek popülist söylem olduğu için hiç kimse popülist söyleme itibar etmiyor. Artık popülist söylem popular değil. Artık ninniler çok farklı, çok daha ayrıntılı ve çok daha gelişmiş. Bu ninniler eşliğinde, küresel pazardaki dev firmalar, firmaların ardındaki devletler, dünya bankası ve IMF gibi modern tefeciler ve şantajcılar yoğun bir örgütlenme ve ilişki ağından geçerek neyin üretileceğine, ne kadar, nerede ve nasıl üretileceğine, neyin nereden nasıl dağıtılacağına, işçilerin, tüketicilerin, alıcıların, izleyicilerin doğuştan itibaren nasıl hazırlanacağına ve nasıl yönlendirileceğine; karşı gelenlerin ve mücadele edenlerin nasıl marjinal duruma düşürüleceğine, nasıl bastırılacağına, nasıl yok edileceğine karar vermektedir. Popüler uyduruların aksine, küresel pazar egemenliklerin perçinlendiği, mücadelelerin susturulduğu ve ezildiği bir yerdir. Bu yerde hiçbir şey özgür değildir. Hiçbir şey serbest değildir. Bu pazarda gerçek bilgi ve gerçek enformasyon değerli maldır ve mülkiyetin bir parçasıdır. Bu pazarda medyadan sunulanlar bilgi değildir; küresel pazarın planlı bilincinin yansıtılmasıdır. Bu yansıtılan bilinç eğer pazarın çıkarılan hizmet ediyorsa, gerçeği yansıtır. Eğer pazar gerçeği pazar için işlevsel değilse, o zaman hurafelerle, masallarla, mitlerle, yalanlarla, sahte imajlar bilinç yönetimi yapılır. Bunu yutmayanların büyük çoğunluğu cebinden ve kafasından vurulma korkusuyla meşrulaştırılmış baskı yollarıyla sindirilir. Sindirilmeyenlerin akıbetini medya haber bile yapmaz. Birileri et sergileyerek medyada canlı ve heyecanlı boy gösterir. Bazıları medya seksist der. Ve tartışmalar ve tartışmalar. İşte buna bilinç yönetiminden geçerek bir kazı bin bir yolla yolma yolundan biri denir. Popüler korku: Nüfus artışı Sosyal ve ekonomik sorunların tırmanışı sürekli olarak nüfus artışı" sorununa bağlanır; ardından da, çözüm yolu olarak nüfus planlaması önerileri sunulur. Bu düşman nüfus artışı "kim"? Dünyanın fukara kitleleri. 19'uncu yüzyıldan beri kitlelerin başkaldırısı kabuslarıyla yaşayan bir ekonomik ve siyasal sistem, kitlelerin hacminin artışını büyük korkuyla izlemiş ve durdurma yolları aramış, uygulamış, başarısızlıklara uğramış ve 1990'lardaki sürdürülebilir kalkınma anlayışı içine nüfusu (yani fukara 19

20 kitleleri) en büyük düşman olarak sokarak hem kendini çevre ve insan peyzajının talanı sorunlarından sorumsuz kılmış hem de kendi politikasının devamı için klasik-nedeni araç olarak kullanmıştır. Nüfus bu amaçla sık sık kullanılır. Örneğin, nüfus artışı, çevre bozulmasının, açlığın, sefaletin nedeni olarak gösterilir: Afrika'da nüfus artıyor, millet açlıktan ölüyor. Durdurmak gerekir. Nasıl? Nüfus artışıyla açlık ve sefaletin artığı, fukara ve sefilin korkusu değildir. Egemen güçlerin güvenli, sürdürülebilir bir çevre ve insan sömürüsünün tehlikeye düşmesi korkusudur. Kapitalist ülkelerde sermayenin sosyalleşmiş üretiminde nasiplerini gıdım gıdım alanları ve çalışan sınıfın maaş ve ücretlerini aşağıda tutacak hacimde yeterince işsizler kitlesinin varlığı gibi nedenlerle, kitlelere bir veya birden fazla çocuk yapmamaları aşılanmaya çalışılır. Bu da modernliğin bir göstergesi olarak sunulur. öte yandan, eğer, bu görüşün çıktığı ve dünyaya yayıldığı Amerika'ya bakarsak, zengin sınıfın ailelerinin bol çocuklu olduğunu görürüz? Neden? çünkü nüfus planlaması fukaraya yöneltilmiş egemen bir eşitsizlik düzeninin koruma çabasının getirdiği, kendi için savunduğu, çarelerden biridir: Kitlelerin dondurulması ve durdurulması gerekir, yöneten grupların ve sınıfların değil. Ekonomik kıtlık teziyle gelen ve "bu denli çok nüfus beslenemeyeceğini" ileri süren görüş, çevreyi ve insanı sömürme düzenlerinde gasp yoluyla beslenme koşullarının kontrol eden ve dünyayı ekmeğe muhtaç edenler veya onların sözcülerinin kuşkularının ifadesidir. Çünkü sorun (ve kuşku, korku) kaynakların ve zenginliklerin sefillik ve muhtaçlık yaratmayacak şekilde yeniden dağıtılması ve kullanılmasıdır. Bugünkü ve gelecekteki insanlık durumuna en büyük tehlike ve durumun yaratıcısı nüfus artışı değil, dünyadaki kaynakların ve zenginliklerin bölüşümü ve kontrolündeki adaletsizliktir. Sonuç Kapitalizm kendi imajında bir dünya yaratmaya devam ediyor. Bu süreçte binlerce yıl kendi özelliğini ve kendine özgülüğünü koruyarak kendi değişimini kendince yapan yerel kültürel üretim ve pratikler kapitalist kültürün saldırısıyla tarihe karışmakta ve tarihi kendileri için yazan ve kullanalar tarafından kendi amaçları için kullanılmaktadır. Anadolu kültürü dayanışmacı niteliğini yitirmekte ve hem kapitalist bireyci, kapkaççı ve sömürücü bir 20

Popüler kültür ve Türkiye

Popüler kültür ve Türkiye Dünden Bugüne Türkiye nin Toplumsan yapısı (2006) Memet Zincirkıran (derl.). Ankara: Nova, s. 341-360. Popüler kültür ve Türkiye İrfan Erdoğan 1 Ruhlarını doldurdukları küçük ve banal zevkler peşinde sürekli

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

MEDYA SOSYOLOJİ KISA ÖZET KOLAYAOF

MEDYA SOSYOLOJİ KISA ÖZET KOLAYAOF MEDYA SOSYOLOJİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- Bilim, Toplum,

Detaylı

Kapitalizmin Bilimi: Yönetimsel Bilgi ve İşlevsel Cehaletin Yeniden-Üretimi

Kapitalizmin Bilimi: Yönetimsel Bilgi ve İşlevsel Cehaletin Yeniden-Üretimi Kapitalizmin Bilimi: Yönetimsel Bilgi ve İşlevsel Cehaletin Yeniden-Üretimi Bilim ve Ütopya, sayı 180, haziran 2009, s.18-21 Eski imparatorluklardan beri, yöneten güçlerin çıkarlarına işlevsel olarak üretilen

Detaylı

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda! SUNUMUMUZA HOŞGELDİNİZ Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda! Haber ve bilgi verme amacı başta olmak

Detaylı

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri 21 Ekim 2005 A company of ( Kadınlar dan hatırlatma) Pazarlama yönetimini geliştirmek için ilerleyebileceğimiz alanlar Hedef

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2 Doğum Yeri Katılımcıların doğum yerlerine bakıldığında üçte birine yakınının (%28,8) İzmir doğumlu olduğu görülmüştür. İzmirlileri, Kars doğumlular (%17,7) ve Kütahya doğumlular (6,6) izlerken diğer katılımcıların

Detaylı

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. Eğitimde Sanatın Önceliği. Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ Sanat, günlük yaşayışa bir anlam ve biçim kazandırma çabasıdır. Sanat, yalnızca resim, müzik,

Detaylı

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri 14 Haziran 2005, Salı A company of Pazarlama yönetimini geliştirmek için ilerleyebileceğimiz alanlar Hedef kitleyi geleneksel

Detaylı

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015 Pazarlamanın Önemi Toplumsal açıdan önemi Para Uzmanlık Pazar İşletmeler açısından önemi - 1 Pazarlamanın Topluma Sağladığı Katkılar Toplumun gereksinim ve isteklerini karşılama hizmeti görür Ekonomik

Detaylı

UNESCO, İletişim Politikaları ve Küresel Pazarın Çıkarları

UNESCO, İletişim Politikaları ve Küresel Pazarın Çıkarları UNESCO, İletişim Politikaları ve Küresel Pazarın Çıkarları Sevilmek çok iyi. İnsana insan olduğunu hatırlatıyor. Korkmaz Alemdar da irfan senin söyleyeceklerini zaten herkes biliyor, ne gerek var ki der

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR

Detaylı

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM Öğrencinin adı- soyadı: ERDEM EGE MARAŞLI Proje Danışmanı: MÜGE SİREK Bahçeşehir - İSTANBUL Kentsel Dönüşüm Son günlerde haberlerde gazetelerde çok fazla rastladığımız

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi İLETİŞİMLETİŞİİŞİM İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi amaçlarla iletişim kurmaya devam

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar

Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar Umut Al umutal@hacettepe.edu.tr - 1 Pazarlama - Tanımlar Tanım sayısının çokluğu Anlayış farklılıkları Tanımları yapanların özellikleri Dar ve geniş anlamda yapılan

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler Bir cinayetin altı elemanı vardır: Öldürülen kimdir, öldüren kimdir, cinayetin yeri, cinayet günü, nasıl öldürüldü, neden öldürüldü?

Detaylı

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Y jenerasyonunun internet bağımlılığı İK yöneticilerini endişelendiriyor. Duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyonel bulmak zorlaştı. İnsan

Detaylı

AFİŞLER. I. ve II. Dünya Savaşlarına ait propaganda afişleri. Propaganda, açıklamaların manipülasyonu yoluyla insan davranışını etkileme tekniğidir.

AFİŞLER. I. ve II. Dünya Savaşlarına ait propaganda afişleri. Propaganda, açıklamaların manipülasyonu yoluyla insan davranışını etkileme tekniğidir. AFİŞLER I. ve II. Dünya Savaşlarına ait propaganda afişleri Propaganda, açıklamaların manipülasyonu yoluyla insan davranışını etkileme tekniğidir. Propaganda Nedir? Açıklamaların manipülasyonu yoluyla

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Eğitimde Rehberlik *Rehberlik, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesini ve doyum verici

Detaylı

İş Yeri Hakları Politikası

İş Yeri Hakları Politikası İş Yeri Hakları Politikası İş Yeri Hakları Politikası Çalışanlarımızla olan ilişkilerimize değer veririz. İşimizin başarısı, küresel işletmemizdeki her bir çalışana bağlıdır. İş yerinde insan haklarının

Detaylı

O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını

O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını EĞİTİCİ OYUNCAKLAR O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştiren en değerli araçlardır.

Detaylı

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ! DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ! DÜNYA BARIŞININ GÜVENCESİ İŞÇİ SINIFIDIR! HAKSIZ, GERİCİ VE EMPERYALİST SAVAŞLAR EMPERYALİST KAPİTALİST DEVLETLER TARAFINDAN SÜRDÜRÜLMEKTEDİR! EMPERYALİST SÖMÜRÜ SİSTEMİ İŞÇİ

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini öne sürmektedir. Her düzey kendi içinde iki ayrı aşamada

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi Dil - Kültür İlişkisi Kültür Nedir? 2 Bir milletin fertlerini ortak bir çatı altında toplayan maddi ve manevi değerler bütünüdür. Örf, âdet, gelenek ve inançlar kültürün manevi kısmına; giyim kuşam, yemek,

Detaylı

Kadınlar kimsenin namusu değildir

Kadınlar kimsenin namusu değildir Kadınlar kimsenin namusu değildir Son dönemlerde medyada namus cinayetlerine sıkça rastlanmaya başlandı. Kadınlarımız vahşice öldürüldü. Bu tür insan hakları ihlallerinin yapıldığı olaylar karşısında sessiz

Detaylı

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ İLETİŞİM ve SÜRECİ İletişim Nedir? İletişim, yaşamımızın sesi soluğu olmakla birlikte, kendimizi özgürce ve bütünüyle ifade etme sanatıdır. İletişim hem iş, hem de özel hayatımızda

Detaylı

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI Ağustos 2013 Araştırma Künyesi PROJE ADI ARAŞTIRMA EVRENİ AMAÇ SAHA ÇALIŞMASI ÖRNEKLEM SAYISI CSG STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI İstanbul da Yaşayan 18

Detaylı

http://www.haber18.com

http://www.haber18.com http://www.haber18.com Haberin Ayrıntıları: 5 Haziran Dünya Çevre Günü Karatekin Parkı nda Çankırı Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen programla kutlandı. Programa Valimiz Vahdettin

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

'Yaşam, seçimler üzerine kurulu'

'Yaşam, seçimler üzerine kurulu' 'Yaşam, seçimler üzerine kurulu' Yeni yıl için yeni kararlar almak, yeni seçimler yapmak zorunda olanlar, Prof. Dr. Kemal Sayar'ın önerilerini okumadan adım atmasın. Psikiyatr olan Prof. Dr. Kemal Sayar

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi Görüşlerini ifade etmek ve kendisiyle ilgili kararlara etki edebilmek

Detaylı

BİRLİKTE YAŞAMA(KASIM-ARALIK)

BİRLİKTE YAŞAMA(KASIM-ARALIK) BİRLİKTE YAŞAMA(KASIM-ARALIK) Özel Ata Anadolu Lisesi Müdürü Bahriye Aksoy un başkanlığında Sosyal ve Fransızca Bölüm öğretmenleri Değerler Eğitimi nde yapacakları görevleri ve kendilerine yardımcı olacak

Detaylı

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir. Abraham Lincoln, senin yaşındayken dedi babası çocuğuna, Okula gidebilmek için her gün 10 mil yürüyordu. Gerçekten mi? dedi çocuk ve ekledi: Tamam, fakat o senin yaşındayken de başkan oldu baba! İletişim,

Detaylı

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek Tarih: 19.01.2013 Sayı: 2014/01 İSMMMO dan Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı Raporu Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek İSMMMO nun Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı adlı

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI?

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI? SINIRLARIMIZ EKİM 2016-İLKOKUL SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI? Yumuşak sınırlar karmaşık mesajlar iletir, sert sınırlar kural ve beklentilerimizle ilgili net sinyaller gönderir. Günümüzde ebeveynlerin

Detaylı

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ 215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ Kodu: KİT201 Adı: Kişilerarası İletişim Teorik + Uygulama: 2+0 AKTS:

Detaylı

T. C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ. M. Cüneyd Çiğdemli

T. C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ. M. Cüneyd Çiğdemli T. C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ M. Cüneyd Çiğdemli MEDYAYI NİÇİN OKUMALIYIZ? Medya; her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim?

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim? Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim? 0 Yüzbinlerce insanın savaşlar nedeniyle öldüğü, göç etmek ve hatta kış mevsimini geçirmek için organlarını, hatta bedenlerini zenginlere satmak zorunda kaldığı ve

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

Neden Daha Fazla Satın Alalım? Neden Daha Fazla Satın Alalım? Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler Giderek artan bilinçsiz tüketim ve üretim çevreyi olumsuz etkiliyor.

Detaylı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI 2023 e 10 Kala Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı nda konuya yönelik düşüncelerimi ifade etmeden önce sizleri, şahsım ve İstanbul

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK VE DAVRANIŞ BOYUTU

NİKOTİN BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK VE DAVRANIŞ BOYUTU NİKOTİN BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK VE DAVRANIŞ BOYUTU Dr. Oğuz Kılınç Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD oguz.kilinc@deu.edu.tr Sunum planı Nikotin bağımlılığının psikolojik ve

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri İçindekiler Değişim Toplumsal Değişim Değişim Eğitim ilişkisi Çok kültürlülük Çok kültürlü eğitim Çok kültürlü eğitim ilkeleri Değişim Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde; bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon 1.Bireyden Kitleye 2.Habere İlk Adım: Gazete 3.Her Yerdeki Ses: Radyo 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema 5.Evdeki Dünya Televizyon 1 6.Becerikli F@reyle Uzaklara: İnternet 7.Markalar ve İmajlar: Reklam ve Halkla

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TOPLUMSAL DAVRANIŞ ve HUKUK Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi İNSAN VE TOPLUM İLİŞKİSİ İnsanın toplumsallığı: İnsan, küçük veya büyük olsun, zorunlu olarak bir toplum içerisinde yaşamaktadır.

Detaylı

Eğitim, sevgi Özel Önsöz Anaokulu

Eğitim, sevgi Özel Önsöz Anaokulu Başarının Önsöz ü 1 2 Eğitim, sevgi Özel Önsöz Anaokulu 1200 m² kullanım alanı, oyun salonları, çalışma sınıfları, sınıfların dışında açık ve kapalı oyun bahçesi, kum havuzu, bilim atölyesi, spor salonu,

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü SOSYOLOJİ 9. HAFTA TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK SOSYOL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü 10 Nisan 1912.. Titanic Faciası na sosyal bakış.. Dönemin cinsiyet

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

IT-515 E-Devlet ve e-dönüşüm Türk Hava Kurumu Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Programı 2014

IT-515 E-Devlet ve e-dönüşüm Türk Hava Kurumu Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Programı 2014 IT-515 E-Devlet ve e-dönüşüm Türk Hava Kurumu Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Programı 2014 İLETİŞİM VE ALGI YÖNETİMİ Yalçın DOĞANAY yalcindoganay61@gmail.com Ders Öğretim Görevlileri

Detaylı

Kelaynakların Hazin Öyküsü

Kelaynakların Hazin Öyküsü Kelaynakların Hazin Öyküsü Hazin bir öykü anlatacağım bu kez sizlere... Bir varmış bir yokmuş... Uçsuz bucaksız bir ova varmış. Fırat ın sularıyla bereket bulmaya çalışan bu topraklar, fakir köylünün tek

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006 ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006 Μάθηµα: Τουρκικά Ηµεροµηνία και ώρα εξέτασης: Πέµπτη, 1 Ιουνίου 2006 11:00 13:00

Detaylı

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI I. EKONOMİ, TOPLUM BİLİMİ VE SOSYAL POLİTİKA...7 A. EKONOMİ BİLİMİ...7 B. TOPLUM

Detaylı

gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan ÇOCUK HAKLARININ SINIFLANDIRILMASI Çocuk Hakları Sözleşmesi nde, çocukların sağlıklı yaşaması ve çok yönlü olarak gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

Detaylı

EĞİTİMDE GÜNCEL SORUNLAR. -Küreselleşme, teknoloji,internet ve sosyal medya bağlamında -

EĞİTİMDE GÜNCEL SORUNLAR. -Küreselleşme, teknoloji,internet ve sosyal medya bağlamında - EĞİTİMDE GÜNCEL SORUNLAR -Küreselleşme, teknoloji,internet ve sosyal medya bağlamında - Küreselleşen dünyada toplumlar Küreselleşmenin toplumlar üzerindeki etki alanları Ekonomik Teknolojik Teknoloji transferi

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S KİM BU PEPEE? YIL 2007, Bir düşümüz var: Türk çizgi filmi yapmak Bu da düşümüzün rakamsal temeli: Türkiye de milyonlarca çocuk var. Binlerce yıllık anlatı kültürü

Detaylı

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr Medyada Riskler Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi dsezgin@media.ankara.edu.tr Plan Tarihsel arka plan: Çocukların medya kullanımı Günümüzde medya ve çocuk Medyada çocukları

Detaylı

Destek Personeli Eğitimleri

Destek Personeli Eğitimleri 2.Dönem eczane çalışanlarının Destek Personeli Eğitimleri 28 Aralık 2009 tarihinde başladı 9 Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK 15 Aralık 2009 tarihinde Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.. İstanbul Ecza Koop'la

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar Bu kitabın sahibi:... Tüm zamanların insanları, bütün dünyada, her zaman içinde yaşadıkları ve barındıkları bir yaşam alanına, bir eve ihtiyaç duymuşlardır. Öncelikle, mimari,

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Sayın Velilerimiz merhabalar, Okan Koleji İlkokulu 1. Dönemini gururla tamamladı. Öğrencilerimiz bu dönem boyunca sanat, spor, sosyal etkinlik ve akademik

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (22 Ekim-14 Aralık 2012)

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (22 Ekim-14 Aralık 2012) 4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (22 Ekim-14 Aralık 2012) Sayın Velimiz, 22 Ekim 2012-14 Aralık 2012 tarihleri arasındaki ikinci temamıza ait bilgiler bu bültende yer almaktadır. Böylece temalara bağlı düzenlediğimiz

Detaylı

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR! SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR! Şehir ve Medeniyet İÇGÜDÜSEL DEĞİL, BİLİNÇLİ TERCİH: ŞEHİR Şehir dediğimiz vakıayı, olguyu dışarıdan bir bakışla müşahede edelim Şehir denildiğinde herkes kendine göre bir

Detaylı

Bilgisayarın Yararları ve Zararları

Bilgisayarın Yararları ve Zararları BİLGİSAYAR NEDİR? Bilgisayarın Yararları ve Zararları ŞEYDA BETÜL KÖSE UFUK TAŞDURMAZLI 1 www.bilgisayarnedir.net 2 Bilgisayarın Yararları ve Zararları Bilgisayarın Yararları ve Zararları Nelerdir? 2006

Detaylı