Ateşli Silaha Bağlı Toraks Komplikasyonları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ateşli Silaha Bağlı Toraks Komplikasyonları"

Transkript

1 Kitap Bölümü DERMAN Ateşli Silaha Bağlı Toraks Komplikasyonları İrfan Eser, Şamil Günay Giriş Toraks içinde kalp, akciğer ve büyük damarlar gibi hayati organları barındırır. Bu nedenle toraks travmaları hayatı tehdit eden fizyopatolojik sorunlara neden olmaktadır. Toraks travmaları temel olarak künt ve penetran yaralanmalar olarak iki ana kısma ayrılır. Künt toraks travmaları %70, penetran toraks travmaları ise %30 oranında görülmektedir [1]. Penetran göğüs yaralanmalarının en sık nedeni kesici delici alet yaralanmaları (KDAY) ve ateşli silah yaralanmaları (ASY) olmaktadır. Toraks travmaları tüm travma olguları arasında, kafa ve ekstremite travmalarından sonra üçüncü sırada yer alır. Toraks travmaları travmaya bağlı ölümlerin %25 inden sorumludur. Ayrıca, diğer organ yaralanmalarına bağlı ölümlerin de yaklaşık %50 sinde toraks travmalarının rolü vardır [2]. Penetran toraks travmalarında mortalite ve morbidite künt toraks travmasına göre daha düşüktür. Bunun en önemli nedeni penetran yaralanmaların bir hattı takip etmesi nedeniyle yaralanma bölgesinin küçük olması ve eşlik eden organ yaralanmalarının çok daha az olması sebebiyledir. Penetran toraks travmalarında ise ASY na bağlı yaralanmaların KDAY na bağlı yaralanmalara göre DOI: /DERMAN.4411 Received: Accepted: Published Online: Corresponding Author: İrfan Eser, Göğüs Cerrahisi Cerrahi AD. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Şanlıurfa, Türkiye. GSM: I Derman Tıbbi Yayıncılık

2 mortalite iki kat daha fazladır. Bunun sebebi de aynı şekilde ateşli silah nedeniyle dokuya aktarılan enerji miktarının fazla olması nedeniyle bu yüksek enerjinin etraf dokuda yaptığı hasara bağlı olmaktadır. Mermi hızı saniyede 762 metreden daha yüksek olan silahlar yüksek kinetik enerjili kabul edilmektedir. Mermi çekirdeğinin yaptığı doku hasarı, yaydığı kinetik enerji ile doğru orantılıdır. Ateşli silah yaralanmalarında kullanılan silahın yüksek enerjisi ve yaralanan dokunun özellikleri yaralanma şiddetini belirler. Yaralanan dokunun özgül ağırlığı arttıkça mermi çekirdeğinin kinetik enerjisinden absorbe edilen enerji miktarı artmaktadır [3]. Toraks içinde en büyük hacmi kaplayan akciğerlerin ekspansasyon yeteneğinin olması, akciğerde kanamaya neden olan vasküler yapıların basınçlarının sistemik basınca göre çok daha düşük olması ve akciğerde doku tromboplastin düzeylerinin yüksek olması nedeniyle akciğer parankim kanamalarında diğer toraks içi yapıların kanamalarına göre daha rahat hemostaz sağlanabilir [4]. Hem künt hemde penetran toraks travmalarında; kemik yapıda sternum, klavikula, skapula ve kot fraktürleri, yelken göğüs gelişebilir. Akciğer parankim yaralanmasına bağlı hemotoraks, pnömotoraks, akciğer kontüzyonu, laserasyonu, intrapulmoner ve ekstrapulmoner hematom görülebilir. Plevral yaralanmaya bağlı hemotoraks ve pnömotoraks oluşabilir. ARDS, trakeal ve bronşial yırtılmalar, travmatik asfiksi, kalp ve büyük damarlara ait yaralanmalar, emboliler, diafragma yaralanmaları, duktus torasikus yaralanmaları, frenik sinir yaralanmaları ve bunlara bağlı komplikasyonlar görülebilir. TARİHÇE Toraks travmalarına ait ilk yazılı bulgu milattan önce 3000 li yıllarda yazıldığı tahmin edilen Edwin Smith papirüslerindeki toraks travmasına maruz kalan üç olgu hakkındadır. Hipokrat ve Galen açık Derman Tıbbi Yayıncılık I 15

3 toraks travmalarında yara lapası kullanılmasını önermiştir. On üçüncü yüzyılda Theoric kot fraktürü tedavisini tanımlamış ve açık toraks yaralanmalarında yaranın debride edilerek kapatılmasını önermiştir. Daha sonra 17. Yüzyılda post-travmatik ampiyemin tedavisi için intratorasik yıkama kanülleri tarif edilmiştir. Kapalı su altı drenaj sistemi 1875 yılında playfair tarafından tarif edilmiştir. Ve bununla birlikte göğüs cerrahisi açısından yeni bir dönem başlamıştır. Kapalı göğüs drenajı ile intratorasik koleksiyonlar rahatlıkla drene edilmiştir. Kapalı göğüs drenaj sistemleri ikinci dünya savaşı sırasında popüler olmuştur. Trendelenburg ve Mc Even tarafından 20. yüzyılın ilk yarısında endotrakeal entübasyon tarif edilmiş böylece akciğer cerrahisi mümkün hale gelmiştir [5]. Penetran toraks travması sonrası görülen komplikasyonlar görüldüğü anatomik bölgeye göre ve görüldüğü zamana göre sınıflandırılır. Görüldüğü zamana göre [6]. 1- Akut Faz ; ilk 24 saatte ortaya çıkan komplikasyonlar 2- Latent faz: ilk 1 hafta içinde ortaya çıkan komplikasyonlar 3- Kronik Faz : bir ay sonra ortaya çıkan komplikasyonlar Görüldüğü anatomik bölgeye göre olan komplikasyonlar tablo 1 de verilmiş olup bu başlıklar tek tek ele alınacaktır. 16 I Derman Tıbbi Yayıncılık

4 Tablo 1. Ateşli silah yaralanmalarında görülen komplikasyonlar Anatomik bölge Toraks duvarına ait komplikasyonlar Ploro-parankimal komplikasyonlar Kalp ve büyük damarlara ait komplikasyonlar Özefagial komplikasyonlar Diafragmaya ait komplikasyonlar Kot fraktürleri Yelken göğüs Sternum fraktürleri Skapula frakrtürleri Klavikula fraktürleri Vertebral kolon yaralanmaları Cilt altı amfizemi Toraks duvar enfeksiyonları Pnömotoraks (açık) Akciğer hernisi Kronik ağrı Atelektazi Pnomoni Ards Embolizm Ampiyem Pnömotoraks Hemotoraks Şilototoraks Pulmoner kontüzyon Pulmoner psodokist ve hematom Pulmoner laserasyonlar Bronko plevral fistüller İntrapulmoner yabancı cisimler Trakeo-bronşial yaralanmalar Kardiak yaralanmalar Perikardial yaralanmalar Büyük damar yaralanmaları Özofagus Rüptürü Trakea özofagial fistül Bronko özofagial fistül Özofago-plevral fistül Diafragma rüptürleri Frenik sinir hasarına bağlı diafragma evantrasyonu I. TORAKS DUVARINA AİT KOMPLİKASYONLAR a) Kot Fraktürleri Kot fraktürleri toraks travmalarında en sık görülen yaralanmadır. Kot fraktürlerinin en çok görülen klinik sonucu ise ağrıdır [7]. Künt travmalarda görülme yeri ve şekli penetran travmalara göre farklıdır. Penetran travmalarda genellikle mermi giriş yerinde daha az çıkış yerinde daha fazla hasar görülür. Giriş yerinde mer- Derman Tıbbi Yayıncılık I 17

5 mi çekirdekleri toraks duvarında kalabilir ve sadece kot fraktürü ve cilt altı yaralanma oluştura bilir. Yada daha çok çıkış deliğinde olduğu gibi mermi çekirdeği geniş alan içeren ve etraf kemik yapıda multipl fraktürü ve yelken göğse yol açabilir. b) Yelken Göğüs (Flail Chest) Yelken göğüs göğüs duvarının anterior yada lateralinde en az üç kaburganın en az iki yerinden kırılması, parçalı sternum kırıkları ve/veya kostokondral eklem ayrışması sonucu toraks duvarının stabilizasyonunun bozulmasıdır. Göğüs duvarı bütünlüğünün bozulmasına bağlı olarak toraks duvarı inspiryumda içe doğru ekspiryumda ise dışa doğru itilir. Bu solunum haline paradoksal solunum adı verilir. Toraks travmalarının yaklaşık % 5-10 una eşlik eder. Yelken göğüs % mortalite oranına sahiptir [8]. Kot fraktülerinin temel tedavisi analjezi sağlanması ve gerekli hallerde stabilizasyondur (Resim 1). Şekil 1. Yelken göğüs gelişen hastaya kliniğimizde plak ile stabilizasyon yapıldı. 18 I Derman Tıbbi Yayıncılık

6 c) Sternum Fraktürleri Kot fraktürlerine oranla çok daha az görülür. Ateşli silah yaralanması sonrası görüldüğünde ise arkasında koruduğu kalp ve büyük damarların yaralanma ihtimali nedeniyle durumun ciddi olduğunu gösterir. d) Klavikula Fraktürleri Klavikula en sık orta bölümünden kırılır. Tedavide temel esas analjezi sağlanmasıdır. Daha az deformite ile iyileşebilmesi için sekiz bandaj kullanılabilir. Klavikula fraktürlerinde brakiyal pleksus ve subklavyen damar hasarı gelişebilir. Nadiren iyileşme sırasında gelişen kallus dokusu torasik outlet sendromuna neden olabilir(9). e) Skapula Fraktürleri Skapula fraktürleri nadiren tek başlarına görülür. Skapula etraflı bir şekilde kaslarla çevrilidir. Ve bu kemikte fraktür olması travmanın şiddetli olduğunun göstergesidir. Tedavi omuzun immobilizasyonu ve analjezidir. f) Vertebral Kolon Yaralanmaları Vertebra yaralanmaları ateşli silah yaralanmalarında çok sık olmamakla birlikte önem arzeden yaralanmalardır. Yaralanmanın şiddeti nörolojik semptomların olup olmamasına bağlıdır. Semptomlar yaralanma şiddeti ve hasar gören vertebranın seviyesine bağlıdır. Hareket kısıtlaması gibi basit önleyici tedbirler ile halledilebilen hafif yaralanmalardan hayatı tehdit eden geri dönüşümsüz nörolojik hasarlara kadar varabilen ağır yaralanmalar görülebilir. Tedaviside yaralanma yeri şekli ve şiddetine göre değişir. Vertebral yaralanmaların tedavisinde primer takip ve tedavi beyin cerrahisi tarafından yapılmaktadır. g) Cilt Altı Amfizemi Cilt altı dokulara dışarıdan yada içeriden hava girmesi cilt altı amfizemi olarak adlandırılır. Palpasyonda krepitasyon ve akciğer grafisinde cilt altında hava görül- Derman Tıbbi Yayıncılık I 19

7 mesi ile tanı konur.ana bronşlar ve özofagus gibi mediastinal organların yaralanmasında da mediasten içindeki hava boyuna ve göğüse yayılarak cilt altı amfizemine yol açabilir. Toraks duvarı yaralanmalarında cilt bütünlüğünün bozulmasına bağlı olarak atmosferik havanın cilt altına kaçması ile oluşabilir. Ancak penetre yaralanmalarda cilt altı amfizeminin sebebi genellikle akciğer parankim hasarıdır. Parankim kaynaklı cilt altı amfizeminde tüp torakostomi temel girişimdir. Eğer tüp torakostomiye rağmen cilt altı amfizemi devam ediyor yada artıyorsa cilt altı amfizemine neden olan hasardaki hava kaçağı tüpün drene ettiğinden fazla olduğunun göstergesidir. Bu durumda ilave bir göğüs dreni takılmalı yada drenin çapı artırılmalıdır. Cilt altı amfizemi olan hastalarda amfizemin nedeni hızla ortaya konulmalıdır. Cilt altı amfizemi gelişen hastaların tedavisinde esas olan primer hastalığın tedavisidir. Cilt altı amfizemin kendisinin tedavisinde genellikle bir şey yapılmayarak havanın rezorbsiyonu beklenir. h) Toraks Duvar Enfeksiyonu Ateşli silah yaralanmalarından sonra görülen toraks duvar enfeksiyonları ya direkt olarak gelişen doku hasarına ya yaralanmaya neden olan mermi, saçma parçası gibi yabancı cisimlerin kontaminasyonu sonucu yada yaralanma nedeniyle kıkırdak yapının beslenmesinin bozulması sonucu basit cilt enfeksiyonundan kostokondrit veya osteomyelit ve hatta plöro-kutaneöz fistül gibi ciddi enfeksiyonlara kadar varan geniş bir yelpazede görülebilir. Debridman ve etkene yönelik antibiyoterapi ana tedavi yöntemidir. Eğer geniş debridman gerekliyse kas flebi yada greft kullanılmalıdır. I) Posttravmatik Torasik Outlet Sendromu Travma sonrası oluşan kallus dokusu veya 1. Kot ile klavikula arasınıdaki mesafeyi daraltarak nöro-vasküler yapılara basıya neden olan kırıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Travma sonucu TOS oluşumuna neden olan 20 I Derman Tıbbi Yayıncılık

8 patolojiler, klavikula veya birinci kosta fraktürleri, klavikula ve akromio-klaviküler kırıklar, sterno-klaviküler luksasyon, akromio-klaviküler luksasyon olarak sayılabilir. Cerrahi sonuçlar genellikle başarılı olmakla birlikte medikal tedavi ve özellikle fizik tedavi uygulamalarda kullanılacak yöntemler arasındadır. i) Posttravmatik Akciğer Hernisi Akciğer parankimi ve plevral membranların travmaya bağlı göğüs duvarı defektinden, çoğunlukla interkostal aralıktan protrüze olmasıdır. Genellikle çoklu kosta fraktürleri, kosto-kondral veya sterno-klaviküler dislokasyon sonrası gelişir. Spontan düzelme söz konusu değildir ve perikostal fiksasyon uygulanır. Herniasyona neden olan defekt büyük ise kas flebi yada greft kullanılması gerekir [10-11]. j) Kronik Ağrı Toraks travması sonrası kronik göğüs ağrısı hastaların yaklaşık % ında görülen ve yaşam konforunu bozan önemli bir klinik problemdir. Kronik ağrı teşhisi alan hastaların % 5 inde tariflenen ağrı çok şiddetli derecede olabilmektedir. Ağrı, interkostal nöropati şeklinde olup interkostal sinirin travmaya bağlı olarak hasar görmesiyle oluşur. Bu nedenle interkostal sinirin innerve ettiği dermatomda ağrı yanında nöropatik ağrı sendromunun parçası olarak yanma, allodini, hiperaljezi, hissizlik, karıncalanma ve güçsüzlük de eşlik edebilmektedir. Kronik göğüs ağrısında sebep büyük oranda interkostal nöropati olduğu için analjeziklerin tedavide çok etkin olmadığı ve gabapentinin nöropatik ağrı nedeniyle kullanılması gerektiği bildirilmiştir. Ayrıca interkostal blokaj, non-steroid analjezikler, TENS gibi yöntemlerde ağrıyı kontrol altına almak için kullanılabilir [12]. k) Açık Pnömotoraks (Emici Toraks Duvarı Yaralanması) Genellikle ateşli silah yaralanmalarından sonra mey- Derman Tıbbi Yayıncılık I 21

9 dana gelir. Toraks duvarında plevral boşluk ile ilişkili geniş bir açıklık bulunur ve bu serbest açıklıktan plevral boşluğa hava giriş çıkışı olur. Travma sonucu göğüs duvarında oluşan defekt trakea çapının 2/3 ünden fazla olduğunda atmosferik hava göğüs boşluğuna, normal hava yolu yerine, göğüs duvarındaki defekt içerisinden girer. Bu durum travma tarafındaki akciğerde kollapsa, diğer akciğerde ventilasyon bozukluğuna yol açar [13]. Her inspirasyonda mediastinal yapılar sağlam taraf üzerine baskı yaparken ekspirasyonda travma olan tarafa doğru hareket eder (Şekil 1). Mediastinal yapıların heriki taraf arasındaki bu hareketine mediastinal flutter denir. Mediastinal flutter vena kavalarda bükülmelere yol açarak hayatı tehdit eden ciddi problemlere yol açar. Açık pnömotoraks gelişen hasta siyanoze ve ciddi solunum sıkıntısı mevcuttur. Tedavi intraplevral boşluk ile atmosfer arasındaki hava geçişinin önlenmesidir. Hastaya tüp torakostomi uygularken toraks duvarındaki açıklığın dört tarafı kapatılmamalıdır. Açıklığın dört tarafının kapatılması sonucu hastada tansiyon pnömotoraks gelişebilir. Yara üç tarafından kapatıldıktan sonra ardından hızla göğüs dreni konularak kapalı su altı drenajı uygulanması ve defektin tamiri gereklidir [14]. Şekil 1. Açık pnömotoraks, Dr. Cansel Atinkaya Öztürk ün izni ile 22 I Derman Tıbbi Yayıncılık

10 II. PLÖRO-PARANKİMAL KOMPLİKASYONLAR a) Atelektazi Toraks travması sonrası ağrıdan sonra en sık görülen komplikasyondur. Toraks travması sonrasında sekresyon oluşumunun artması, sekresyon atılımının azalması, kan yada diğer sekresyonların endobronşial alanı doldurması, travma nedeniyle göğüs duvarı hareketlerinin bozulması ve öksürük refleksinin azalması gibi durumlar atelaktaziye yol açar [15-16]. Atelektazi tedavi edilmediğinde saat içerisinde enfekte olabilir ve enfeksiyonun ilerlemesi durumunda pnömoni, akciğer absesi ve bronşektazi gibi istmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle hastanın rahat öksürebilmesi için ağrı kontrolü, solunum fizyoterapisi, nebul verilmesi, bronkodilatatör, nazotrakeal aspirasyon ve ihtiyaç halinde fiberoptik bronkoskopi ile sekresyonların temizlenmelidir. Genellikle ağrı kontrolü ve solunum fizyoterapisi yeterli olmaktadır. b) Pnömoni Toraks travması sonrası sık görülen bir komplikasyon olup eşlik eden organ yaralanmasının olması ve özellikle mekanik ventilatör kullanımı görülme sıklığını ileri derecede artırır [17]. Ciddi pulmoner kontüzyonu olan hastaların hemen hemen yarısında pnömoni gelişmektedir. Etkene yönelik antibiyotik kullanımı, sekresyonların kontamine edilmeden temizlenmesi ve varsa alta yatan predispozan faktörlere yönelik tedbirlerin alınması tedavinin temelini oluşturur. c) Akut Respiratuar Distres Sendromu Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS), hipoksemik solunum yetmezliğine neden olan, patogenezinde, alveoler epitel veya vasküler endotelde hasarın sorumlu olduğu permeabilite artışına bağlı oluşan nonkardiyak pulmoner ödemle karakterize bir sendromdur. ARDS nin diğer önemli özellikleri; diffüz radyolojik infiltrasyonlar ve oksijen tedavisine dirençli arteryel hipoksemidir. ARDS şiddetli travma yanında, travma- Derman Tıbbi Yayıncılık I 23

11 ya sekonder, yağ embolisi, şok akciğeri, aşırı sıvı yüklenmesi, hipoksemi, irritan gazların solunması, merkezi sinir sistemi yaralanmaları, hepatik yaralanma sonrasında da gelişebilir. Belirtiler en erken travmadan saat sonra ortaya çıkar gibi ana başlıklardan oluşmaktadır. Özellikle sıvı replasmanının dikkatli yapılması aşırı sıvı yüklemesinden kaçınılması, erken dönem Pozitive ve Ekspiratuar basınç (PEEP) uygulanması, aralıklı prone pozisyon verilmesi ana tedavi ilkeleridir. Eğer hastanın irreversible metabolik asidozu yok ve böbrek fonksiyonları iyi ise ARDS 2-3 gün içinde düzelir. ARDS tanısı konulurken ortaya çıkan kavram kargaşalarını önlemek için oluşturulan tanı kriterleri 2012 yılında Berlin kriterleri adıyla yayınlanmıştır (Tablo 2). Tablo 2. ARDS Tanısında Berlin Kriterleri Zamanlama Akciğer Görüntülemesi Ödem Kaynağı Oksijenasyon.Hafif.Orta.Ağır Son 1 hafta içinde ortaya çıkan yeni veya kötüleşen solunum sıkıntısı Efüzyon, kollabs veya nodül ile açıklanamayan bilateral opasite Solunum sıkıntısının veya hipervolemiye bağlı olmadığının EKO gibi objektif ölçütlerle gösterilmesi 200 mmhg<pao2 /FiO2 300 mmhg, PEEP veya CPAP 5cmH2O 100 mmhg<pao2 /FiO2 200 mmhg, PEEP 5 cmh2o ise PaO /FiO 100 mmhg, PEEP 5 cmh2o ise d) Embolizm Tipik olarak akciğer hilusundaki penetre yaralanmalardan sonra görülür. Hiler venler akciğer parankim ile çevrili değildir. Yaralanma nedeniyle meydana gelen hipovolemininde eklenmesi ile pulmoner ven basıncının aşırı düşmesi yaralı bölgeden az miktarda hava embolisine neden olabilir. Ani hemodinamik bozulma ve ventriküler fibrilasyon ile kendini belli eder. Entübe hastalarda, endotrakeal basınç 60 mm-hg nın üzerine çıktığı zaman venöz sistemdeki bu hava sistemik 24 I Derman Tıbbi Yayıncılık

12 dolaşıma geçerek ani ölüme neden olabilir. Kalbe penetre olan ateşli silah yaralanmaları sonrasında mermi çekirdeğinin pulmoner dolaşıma veya aorta yoluyla periferik dolaşıma giderek embolizasyona yol açması da mümkündür. Radyolojik olarak merminin görülmesi ile tanı konur. Mermi çekirdeğine bağlı embolizasyon saptanması durumunda mutlaka kalp yaralanması akla gelmelidir. e) Ampiyem Travma sonrasında plevral aralığın enfeksiyöz inflamasyonuna travmatik plevral ampiyem denir. Travma sonrası travmatik plevral ampiyem gelişme oranı çeşitli çalışmalarda %2.3 ile %9.3 arasında verilmiştir. Ampiyem oluşmasında; hemotoraks, pnömotoraks, Bronkoplevral fistül, açık yara ya da tüp torakostomi veya uygulanan diğer cerrahi işlemler sırasında meydana gelen bakteriyel kontaminasyon, akciğer travmasının şiddeti ve hastanın immün durumunu etkileyen predispozan faktörler rol oynar. Tanı görüntüleme yöntemleri ile plevral aralıktaki kolleksiyonun görülmesinden sonra torasentez ile biyokimyasal ve mikrobiyolojik olarak değerlendirilmesi ile konur. Genel olarak arka aksiler hat 6-7. interkostal aralıktan yapılan torasentez ile alınan sıvıdan, mikroorganizma aranması, kültür, antibiyogram, LDH, protein, PH, hücre sayımı tetkikleri yapılır. Genelde sorumlu olan mikroorganizmalar, stafilokok ya da streptokoklardır [19]. Bu değerlendirmeler parapnömonik sıvı değerlendirmeleri olarak ayrı bir başlık altında incelenir. Bu değerlendirmeler hastanın tanı, takip ve tedavi şeklini belirler. Parapnömonik efüzyonlar (PE) üçe ayrılmaktadır. 1. Komplike Olmayan PE: PE nun eksudatif fazına karşılık gelir. Sıvı oluşumuyla beraber genellikle ilk saati içerir, sıvı sterildir ve eksuda vasfındadır. Hücre sayısı az, LDH düşük, glukoz düzeyi normal, ph 7.3 den yüksektir, bakteri yoktur (gram boyamada ve kültürde gösterilemez). Bu aşama antibiyotiklerle tedavi edildi- Derman Tıbbi Yayıncılık I 25

13 ğinde ek bir girişime gerek kalmaz, drenaj gerektirmez. Pnömoninin düzelmesi ile sıvı rezolüsyona uğrar. 2. Komplike PE: PE nun fibrinopürülan fazına karşılık gelir. Plevrada bakteriyel kontaminasyon oluşur. Plevral sıvıdaki glukoz düzeyi bakterilerin çoğalması sırasında 40 mg ın altına düşer. Glukoz metaboliti, laktik asidin ortamda artmasıyla ph 7,1 in altına iner, LDH 1000 in üzerindedir. Bu dönemde viseral ve parietal plevra üzerinde fibrin birikimine bağlı olarak lokülasyonlar gelişebilir. Bu fazdaki hastalara drenaj uygulanmalıdır. Fakat lokülasyonlar nedeni ile drenaj yeterli olmayabilir, bu durumda fibrinolitik tedavi denenebilir. 3. Ampiyem: Bu dönem PE nin organizasyon evresidir. Plevral sıvıda gram boyama ile bakterilerin görülmesi veya torasentezde püy saptanması ile karakterizedir. Organizasyon fazı ilk fazdan sonraki 7-14 gün içinde gelişir. Plevral yapraklar üzerinde fibröz plaklar oluşur, viseral ve paryetal plevra elastikiyetini kaybeder ve interkostal mesafeler daralarak hemitoraks küçülmeye başlar. Post travmatik ampiyemde intraplevral boşluğa fibrinolitik maddeler verilmesi de alternatif bir tedavi metodu olarak kullanılabilir. Organize ampiyem dönemindeki tedavi cerrahidir. f) Pnömotoraks Penetran toraks travmalarında akciğer parankim yaralanmasının en sık rastlanan bulgusu pnömotorakstır. Visseral ve/veya parietal plevradaki laserasyonlara bağlı olarak gelişir. Parietal plevradan kaynaklanan pnömotoraksta hava toraks duvarı yoluyla gelir ve açık pnömotoraks olarak adlandırılır. Visseral plevradaki lasserasyonlar nedeniyle oluşan pnömnotoraksta ise hava trakeo-bronşial yolla akciğer parankimine gelen hava plevral boşluğu doldurur. Akciğerdeki kollapsa bağlı solunum güçlüğü gözlenir. Fizik muayenede bir hemitoraksın solunuma daha az katılması, siyanöz, boyun venlerinde dolgunluk, solunum seslerinin azalması, cilt altı amfizemi varlığı, perküsyonda hipersonarite 26 I Derman Tıbbi Yayıncılık

14 varlığı pnömotoraks lehine bulgulardır. Kesin tanı için PA akciğer grafisi yeterli olup plevra yapraklarının birbirinden ayrıldığı, plevral boşlukta hava varlığı ve akciğer parankiminin kollabe olduğu görülür. Genel durumu kötü hastalarda radyolojik araştırmaya zaman yok ise pnömotoraks tanısı için torasentez yapılabilir. Tansiyon pnömotoraksta valf mekanizması olup inspiryumda plevral alana hava girer ancak ekspiryumda çıkamaz. Bu durumda hava plevral boşlukta birikerek mediastinal deviasyona neden olacaktır. Bu basınç atışı ve mediastinal deviasyon nedeniyle venöz dönüş azalır ve kardiyak output düşer. Hipotansiyon ve boyun venlerinde distansiyon gelişir. Bu durum kardiyak tamponat ile karıştırılabilir. Hastalarda solunum sıkıntısı şiddetlidir. Trakea deviasyonu ve etkilenen taraftaki diafragmada depresyon görülür. Radyolojik olarak yaygın pnömotoraks, mediastinal ve trakeal deviasyon, interkostal aralıkta genişleme ve diafragma deplesyonu vardır. Bu hastalara acil tüp torakostomi yapılmalıdır [20]. Tüp torakostomiye rağmen pnömotraks ve cilt altı amfizemi ilerlemeye devam ediyorsa ilave tüp takılabilir. Eğer göğüs dreninin çapı dar ise geniş çaplı bir dren ile değiştirilebilir. Tüp torakostomi sonrası 5 ila 7 gün (bazı kliniklere göre 10 gün) den fazla hava kaçağının kesilmemesi uzamış hava kaçağı olarak adlandırılır. Uzamış hava kaçağı olan hastalar opere edilerek hasarlı parankim dokusu onarılır. Mini aksiller torakotomi yada VATS ile bu operasyon uygulanabilir. g) Hemotoraks Hemotoraks terim olarak toraksa kan birikmesi durumudur. Kanamaya sebep olan yapılar intratorasik damarlar yada akciğer parankimidir. Genel olarak en çok İnterkostal damarlar, internal mammarial arterler, pulmoner parankim hemotorakstan sorumlu yapılardır [21,22]. Genellikle direkt grafi ile tespit edilebilmekle birlikte günümüzde travmalı hastalara tomografi rutin olarak uygulanan bir işlemdir. Ateşli silah yaralan- Derman Tıbbi Yayıncılık I 27

15 malarında kanamanın miktarı delici kesici alet yaralanmalarına göre daha fazladır. Kanamanın masif olduğu hastalarda hipovolemi ve hemodinamik instabilite daha fazladır. Kollabe akciğer nedeniyle solunum sıkıntısı olabilir. Kanamanın kaynağı intratorasik yapılardır. Tekrarlayan kanamalar varsa interkostal ve internal mammarian arterden şüphelenmek gerekir. Akciğer parankiminden kaynaklanan kanamalar başlangıçta çok olsalar bile pulmoner basıncın düşük olması, kanayan akciğer parankiminin ekspansiyon ile yaptığı kompresyon sayesinde tüp torakostomi sonrası kanama durmaktadır. Hemotoraks toraks boşluğuna olan kanamanın miktarına göre sınıflandırılır. 300 ml den az olan kanamalar minimal hemotoraks, ml olan kanamalar orta derecede hemotoraks ve 1000 ml üzerindeki kanamalar masif hemotoraks olarak sınıflandırılır [23]. Toraks boşluğunda biriken kanın göğüs dreni ile drene edilmesi temel tedavi yöntemidir. Göğüs dreninin takılmasını takiben 1500 cc ve üzeri kan drene edilirse, drenaj takibinde 4 saat boyunca saatte 200 cc ve üzeri veya 8 saatlik takipte saatte 100 cc ve üzeri kan drenajı olduğu hemotorakslarda torakotomi endikasyonu vardır. Eksplorasyon ve kanayan vasküler yapının bağlanması hayat kurtarıcıdır. Travma sonrası plevral boşlukta biriken kan, akciğer ve diafragma hareketlerinin etkisi ile bir miktar defibrine olur ve pıhtılaşma tamamlanamaz. Böylece intraplevral onkotik basınç artışına sekonder plevral boşluğa sıvı çekilir. Bu nedenle plevral boşluktaki az miktardaki kanamalar dahi akciğer kollapsına neden olabilir. Hemotoraksın drenajı yeterli olmazsa plevral boşlukta biriken fibrin akciğere bası yaparak volüm kaybına neden olabilir. Toraks travması sonrası görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilen intraplevral alanda lokalize en az cc hacminde, tüp torakostomiye rağmen 2-3. günde radyolojik düzelme tespit edilemeyen hemoraji kökenli kan birikimine gecikmiş hemotoraks denir. En sık görülen nedeni yeterli yada doğru 28 I Derman Tıbbi Yayıncılık

16 drene edilmemiş post-travmatik hemotorakstır. Gecikmiş hemotoraksta drenaj sağlanmazsa enfeksiyon, fibrotoraks, hapsolmuş akciğer veya ampiyem gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Genel olarak PH lı hastalarda ampiyem gelişme sıklığı % 0,5 olarak rapor edilmiştir [24]. Gecikmiş hemotoraksın tedavisinde, video yardımlı torakoskopik cerrahi [VATS), intraplevral fibrinolitik tedavi veya açık cerrahi uygulanabilir. h) Şilotoraks Şilotoraks plevral boşlukta lenfatik sıvının toplanmasıdır. Primer travmatik şilotoraks oldukça nadir görülür ve yüksek olasılıkla vertebral yaralanmalar ile ilişkili olarak torasik vertebraların hiper-ekstansiyonuna bağlı duktus torasikusun bütünlüğünün bozulması sonucu oluşur [19,25]. Nadiren penetran yaralanmalara bağlı da ortaya çıkabilir (Resim 2). Literatürde iyatrojenik omayan travmatik şilotoraks sıklığı % 2.6 olarak bildirilmiştir. Yaralanmanın seviyesine göre sağ veya sol hemitoraksta görülebilir. Radyolojik ve fizik muayene bulguları hidrotoraks bulguları ile aynıdır. Oral alımı olan hastalarda günlük ml ve süt kıvamında sıvı drenajı vardır. Travmatik hastalarda erken dönemde oral alımın olmaması nedeniyle drenaj görülmeyebilir. Bu nedenle şilotoraks tanısı gecikebilir. Torasentez yada tüp torakostomi sonrası beyaz, süt görünümündeki sıvı drenajı şilotoraks için patognomiktir. Şilöz sıvının biyokimyasal çalışmasında karakteristik olarak ph 7,4 7,8 arasında trigliserit düzeyi 110 mg/dl düzeyinde olup lenfositçe zengin hücre hâkimiyeti vardır. Sudan III black boyama ile yağ globülinlerinin görülmesi, bulanık drenaj içeriğine eter dökülmesi sonrası rengin berraklaşması ile tanı konulabilir. Şiloz mayi bakteriyostatik olduğundan genellikle enfeksiyon gelişimi görülmez. Derman Tıbbi Yayıncılık I 29

17 Resim 2. Ateşli silah ile duktus torasikus yaralanması sonrası şilotoraks gelişen hastaya kliniğimizde müdahele edildi. Şilotoraksın tedavisinde uygun drenaj, oral alımın kesilmesi ve total paranteral nütrisyon uygulanması gerekir. Tedavide en az iki hafta konservatif tedavi yapılması, drenajın kesilmemesi durumunda ise cerrahi tedavi yapılması önerilir. Amaç şilöz drenajı azaltarak spontan kapanmayı sağlamaktır. Konservatif tedavi ile yaklaşık %88 oranında spontan kapanma tespit edilmiştir (26,27). Şilotoraksta cerrahi endikasyonlar drenajın 14 günden fazla devam etmesi erişkinlerde günlük 1500 ml ve çocuklarda 1000 ml nin üzerinde günlük drenaj olması şeklinde tanımlanır. Duktus proksimal ve distalden ligatüre edilir. Ancak hastaların yaklaşık %40 ında kanal duplikasyonu vardır. Bu nedenle cerrahi yaklaşımda sağ torakotomi ile duktusun supradiyafragmatik ligasyonu en iyi tedaviyi sağlamaktadır. Diğer tedavi modelleri ise; duktusun torakotomi ile yaklaşılarak plevral yama ile kapatılması veya torakoskopi ile girilerek duktustaki defektin fibrin glue ile kapatılmasıdır [28]. I) Pulmoner Kontüzyon Pulmoner kontüzyon toraks travmalarının yaklaşık %30-75 ine eşlik edebilmekte ve en sık görülen potansiyel hayatı tehdit edici toraks yaralanması olarak değerlendirilmektedir. Kosta fraktürü veya yelken göğüs varlığı pulmoner kontüzyon insidansını artırmasına rağmen hastaların yaklaşık %35 inde kemik yapıda hasar olmaksızın pulmoner kontüzyon eşlik edebil- 30 I Derman Tıbbi Yayıncılık

18 mektedir [29]. Pulmoner kontüzyon, değişik derecelerde solunumsal disfonksiyon ve parankimal infiltrasyon gelişimi ile karakterize bir akciğer hasarıdır. Travmanın şiddeti ile bağımlı olarak oldukça hafif bir klinik veren lokalize konsolidasyon olabildiği gibi, ciddi morbiditesi olan akut akciğer hasarı veya ARDS ye dek uzanan klinik seyir görülebilmektedir. Genellikle künt travmalarla görülmekle birlikte penetran toraks yaralanmalarında da pulmoner kontüzyon görülebilir. Posttravmatik ilk bir saatte akciğer parankiminde ödem ve interstisiyel kanama ile başlar. İlk 24 saatte radyolojik olarak tam görünür hale gelir. Hemoptizi eşlik edebilir. Penetran travmalarda akciğer laserasyonuna eşlik eder [30,31]. Delici kesici aletlerle olan yaralanmalarda kontüzyon alanı sınırlıdır. Ateşli silah yaralanmalarında ise kullanılan silahın kinetik enerjisi ile orantılıdır. Askeri tipteki uzun namlulu, yüksek kinetik enerjili silahlarla olan yaralanmalarda kontüzyon alanı geniştir. Ancak bu tür yaralanmalarda merminin ısısının koterizasyon etkisi yapması ve yüksek kinetik enerjiye bağlı parankim harabiyeti nedeniyle akciğerden hava kaçağı veya kanama görülmeyebilir ve hastalar cerrahi uygulamaya gerek kalmadan izlenebilir. Sivil hayatta kullanılan ateşli silahlarda ise genellikle hemotoraks ve pnömotoraks gibi komplikasyonlar yaralanmaya eşlik eder [32]. Komplikasyonların eşlik etmemesi durumunda, konservatif yaklaşımlarla pulmoner kontüzyon genellikle 1 hafta içinde rezorbe olmaktadır. Pulmoner kontüzyon sonrası uzun dönemde hastaların yaklaşık % sinde solunum fonksiyonları olumsuz şekilde etkilenmekte, ancak % 95 inde pulmoner kontüzyon 4. ay içerisinde düzelebilmektedir. Kontüzyonun akut etkileri bir tarafa bırakıldığında, Pulmoner kontüzyonun geç sekelleri arasında pnömoni ve uzun dönem pulmoner disfonksiyon yer almaktadır. Pulmoner kontüzyonda sorun ventilasyon perfüzyon oranının bozulmasıdır. Buna bağlı olarak hipoksi gelişir. Bu nedenle kontüzyonda hipoksinin giderilmesi, pulmoner fizyoterapi, sekresyon temizliği ve yeterli Derman Tıbbi Yayıncılık I 31

19 hidrasyon yapılması gerekir. Geniş kontüzyonu bulunan hastalarda mekanik ventilasyon gerekebilir. Pulmoner kontüzyonlu hastalarda pnömoni ve ARDS gibi komplikasyonlar açısından hastalar iyi takip edilmelidir. i) Pulmoner Psödokist ve Hematom Toraks travmasına bağlı oluşan ve travmatik pnomotosel, travmatik akciğer kisti olarak da isimlendirilen bu lezyonlar, tamamen epitel ile döşeli olan ve kist olarak adlandırılan yapılar ile karıştırılmamalıdır. Genellikle travmadan hemen sonra veya birkaç saat içinde oluşur ve çapları 2-15 cm arasındadır. Hastaların büyük bir bölümünü 30 yaşın altındaki erkekler oluşturur. Travma sonucu alveolar hasar ve perialveolar vasküler hasara bağlı hemoraji sonucu kisttik alan meydana gelir. Eğer oluşan bu lezyonun bronş ile bağlantısı yoksa hematom olarak kalır. Eğer bronş ile iştirakı varsa kist içindeki hematom bronşial yolla hemoptizi olarak drene olur ve geriye kisttik yapı kalır. Hemoptizi, hastaların yaklaşık yarısında mevcuttur ve travmadan sonraki 2-5. güne kadar sürebilir. Direkt akciğer grafisi ve toraks tomografisi ile hem akciğer hasarının yaygınlığı ve şiddetini hem de psödokist çapı ve şekli ortaya konur. Tedavisi genellikle konservatif olup spontan olarak yaklaşık 1-4 ay içinde kaybolur. Travma ile ilişkilendirilemeyen veya çok büyük çaplı kist mevcudiyeti, kistin enfekte olması, çapında artış olması, takiplerde progresif küçülme olmaması ve solunum sıkıntısına yol açması halinde cerrahi uygulanabilir [34]. j) Pulmoner Laserasyonlar Ateşli silah yaralanmalarında pulmoner laserasyonlar ya mermi tarafından direkt hasar oluşturulması, ya kırılan kotların akciğer parankimine batması sonucu yada ateşli silahın oluşturduğu basıncın etraf dokuda oluşturduğu etkiye bağlı olarak gelişir. Majör akciğer yaralanmalarında alveoler ve bronşioler yaralanma nedeniyle hemoptizi görülebilir. Hemoptizinin şiddetli olması majör bronşioler laserasyon göstergesidir. Lase- 32 I Derman Tıbbi Yayıncılık

20 rasyon sonrası akciğerden hava kaçağı ve kanama gelişir. Akciğer parankimindeki yaralanmalar hemotoraks ve/veya pnömotoraksla sonuçlanır [35]. Bu nedenle akciğer laserasyonu bulunan hastalarda acil tedavi kapalı göğüs drenajı uygulanmasıdır. Kesilmeyen ve devam eden hava kaçağı veya kanama durumunda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavilerde genellikle lasere dokunun primer tamiri yeterli olmaktadır. k) Bronko-Plevral Fistül Penetran travmalardan sonra persistan hava kaçağı oranı % 4-23 arasında olup travma sonrası 7-10 gün sonra hala devam hava kaçağı fistül olarak değerlendirilmektedir. Cerrahi kararının verilmesinde hastanın genel durumu, cerrahinin zamanlaması, hava kaçağının miktarı ve akciğerin ekspansiyon kusurunun derecesi, solunum rezervi, altta yatan parankimin durumu ve eşlik eden diğer yaralanmalar göz önünde bulundurulmalıdır. Cerrahi sırasında hava kaçağı tamiri genellikle yeterli olur. Bronş rüptürünün ekarte edildiği parankimal yırtık varlığında genellikle rezeksiyon dışı yöntemler yeterli olmaktadır [19]. Erken VATS ile kimyasal ve mekanik plöredez, parankimal stapler veya elektrokoter kullanımının uzamış tüp torakostomi ve açık cerrahiye nazaran, daha başarılı sonuçlar verdiği, hastanede kalış süresi ve maliyetleri azalttığı bildirilmiştir [36]. l) İntratorasik ve İntrapulmoner Yabancı Cisimler En çok penetran toraks travmaları sonrasında toraks içi yabancı cisim görülür. Penetran toraks travmalarını takiben toraks içinde en sık tespit edilen yabancı cisimler kurşun, saçma, cam, bıçak ve şarapnel parçalarıdır (Resim 3,4). Bu tip yabancı cisimler genellikle akut dönemde müdahale gerektiren intratorasik patolojiye neden olmadıkları durumda asemptomatik kalırlar. Bunun nedeni de vital yapılardan (kalp, bronş, damarlar) uzakta lokalize yabancı cismin etrafında zamanla oluşan yabancı cisim reaksiyonu ve skar dokusu nedeniyle yabancı cisim hapsedilir. Bazen bu yabancı cisimler Derman Tıbbi Yayıncılık I 33

21 kalp, ana vasküler yapılar ve bronş-parankime doğru yer değiştirebilir. Böyle bir durumda yıllardır asemptomatik olan hasta semptomatik hale gelebilir, hemoptizi, dispne, göğüs ağrısı, prodüktif öksürük gibi semptomlar görülebilir, hatta ölüme sebep olabilir [37]. Resim 3. Patlayan bomba sonrasında intratorasik yabancı cisim tespit edilen hasta kliniğimizde opere edildi. Yabancı cismin migrasyonuna bağlı hava yolu obstrüksiyonu, atelektazi, yabancı cismin distalindeki parankimin destrüksiyonu veya abseleşmesi, yabancı cismin kalp ve vasküler yapılara migrasyonu, vital yapılara çok yakın keskin kenarlı yabancı cisimler, cm in üzerinde çapa sahip olan yabancı cisimleri, yabancı cismin abseye veya enfeksiyona yol açması, metal zehirlenmesine neden olan yabancı cisimler cerrahi olarak çıkarılmalıdır. Resim 4. Sağ hemitoraksta cilt altında kalmış mermi çekirdeği 34 I Derman Tıbbi Yayıncılık

22 m) Trakeo-Bronşiyal Yaralanmalar Penetran travmaya bağlı trakeobronşial yaralanmalar her lokalizasyonda olabilmekle birlikte en sık servikal trakeada görülür. Hastalarda pnömotoraks, hemoptizi, mediastinal amfizem, ciltaltı amfizemi ve atelektazi ile birlikte görülür. Çok yüksek hacimli ve devamlı hava kaçağı, göğüs tüpüne rağmen akciğerde tam ekspansiyon sağlanamaması, radyolojik olarak akciğer ekspanse gözlendiği halde solunum sıkıntısı olması, ciltaltı amfizeminde ve mediastinel amfizemde hızlı artış gibi bulgular olduğunda trakeo-bronşial yaralanma düşünülmelidir. Ana bronşlarda tam kopmaya bağlı düşük akciğer(fallen lung) gelişir. Trakeabronşial yaralanma düşünülen hastalarda erken tanı tedavi tedavi için bronkoskopi yapılması gereklidir [39]. Cerrahi girişimde hastanın çift lümenli tüp ile entübe edilmesi önerilir. Küçük yaralanmalar endoskopik koterizasyon veya stapler uygulamaları ile onarılabilir. Bu yöntemle tedavi edilemeyen hastalara cerrahi girişim gereklidir. Cerrahide debridman ve uc uca anastomoz yapılır [39,40]. III. KALP VE BÜYÜK DAMARLARA AİT KOMPLİKAS- YONLAR Bu konu kitapta ayrı bir başlık olarak ele alındığından dolayı burada sadece başlık olarak verilmiştir. IV. ÖZEFAGİAL KOMPLİKASYONLAR Travma sonrası özofagusun izole yaralanması oldukça nadir görülür. Genellikle trakea ve diğer organ yaralanmaları ile birlikte görülür. Mortalitesi oldukça yüksektir ve acil müdahale gerektirir. Özofagus rüptürünün etyolojisinde penetran, künt, iatrojenik veya kimyasal travmalar yer alır. İatrojenik özofagus en sık görülen özofagus rüptürü sebebi olup perforasyonların %43 ünden sorumludur. Travmatik özofagus perforasyonları en sık ateşli silah ve delici kesici alet ile meydana gelir yani penetran travma sonucundadır ve mortalitesi %20-25 dir [9-11]. Geç dönem posttravmatik özofagus lezyonları trakeo-özofageal fistül, özofago-plevral Derman Tıbbi Yayıncılık I 35

23 fistül, aorto-özofago-fistül, bronko-özofageal fistül ve özofageal stenoz olarak sayılabilir. a) Özofagus Rüptürü Toraks travmasına sekonder gelişebilecek özofagus rüptüründe travmanın şiddetli olması gerektiğinden yandaş patolojiler nedeniyle özofagus rüptürü gözden kaçabilir. Post travmatik birkaç gün içinde oral gıda alınmasını takiben öksürük olması ve akciğer enfeksiyonu gelişmesi durumunda trakeoözofagial fistül düşünülmelidir. Yüksek ateş, şiddetli göğüs ağrısı genel durumda ani bozulma, ve pnömomediastinum özofagus rüptürünü akla getirir [41]. Özefagusun seroza tabakası yoktur. Bu nedenle travmalara karşı daha hassastır ve yaralanmalarında tam kat perforasyon ile sonuçlanması daha kolay olmaktadır. Perforasyonu sonrası hem oral kavitenin hemde gastrik içeriğin rüptür alanından geçerek mediastene ulaşması söz konusudur. Mediastene geçen bu içerikler mediastende hem kimyasal hemde bakteriyolojik mediastinite neden olurlar. Böylece mediastinal plevrada enflamasyon gelişir ve en sonunda hidro-pnömotoraks ile sonuçlanır. Servikal özofagus travmalarında; travmadan sonra birkaç saat içerisinde boyunda sertlik, disfaji, disfoni ağrı, solunum sıkıntısı ve ateş ortaya çıkar. Boyundaki enflamatuar değişiklikler ve sistemik sepsis bulguları saat içinde ortaya çıkar [42]. Servikal perforasyon en sık arka özofagus duvarında gelişir. Torasik özofagus perforasyonunda mediastinal kontaminasyon direkt olarak gelişir. Buna bağlı olarak göğüs ağrısı, dispne, disfaji, ateş ve karın ağrısı şikâyetleri değişik kombinasyonlarda ortaya çıkar. Kusma, toraksın alt kısımlarında yoğunlaşan ağrı, mediastinal ve subkutan amfizem olabilir. Özofagus perforasyonunda erken tanı komplikasyonların ciddiyeti nedeniyle oldukça önemlidir. Radyolojik olarak direkt grafilerde hastaların %90 ında özofagus perforasyonunu düşündüren bulgular varken, yaklaşık %15 hastada diagnostik 36 I Derman Tıbbi Yayıncılık

24 öykü ve fizik muayene vardır. Radyolojik olarak pnömotoraks, cilt altı ve mediastinal amfizem ve plevral efüzyon en sık görülen bulgulardır. Gecikmiş hastalarda plevral hava sıvı seviyesi ve retrofarengial abse görülebilir. Özofagus pasaj grafileri ile kesin tanı konulur. Toraks BT ile çok az kontrast madde ekstravazasyonu dahi gösterilebilir. Endoskopinin yeri tartışmalıdır. Özofagus perforasyonunda tedaviyi etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar yaralanmanın lokalizasyonu, yaralanma sonrası geçen zaman, ve perforasyonun nedenidir. Ayrıca kontaminasyon durumu, özofagus doku bütünlüğü, hastanın yaşı ve genel durumu önemlidir [42]. Perforasyonlarda tedavinin ana amacı daha fazla kontaminasyonun önlenmesi özofagusun tamiri, enfeksiyon eliminasyonu ve nütrisyonel destek sağlanmasıdır. Tedavi oral alımın kesilip destek tedavisine başlayarak hastayı gözlem altına almak, açık cerrahi girişim, kapalı cerrahi girişim ve endolüminal girişim şeklinde olabilir. Cerrahi tedavinin şekli ve girişim yeride yarlanma şekli ve klinik duruma göre değişir. Servikal, torakal, abdominal ve bunların kombinasyonları şeklinde cerrahi girişim yolları bulunmaktadır. b) Trakea Özofagial Fistül (TÖF) Travma sonrası ortaya çıkan TÖF oldukça nadir fakat ciddi bir komplikasyondur. Penetran travmalar sonrası erken tanı olasılığı yüksek olduğundan geç dönem komplikasyon ağırlıkla künt travma sonrası ortaya çıkmaktadır. Genellikle fistül karinanın hemen üstünde lokalize olup hastaların neredeyse 2/3 ünde bu seviyededir. Diğer yerleşim yerleri ise servikal özofagus (% 13) ve intratorasik özofagustur (% 8.2). Travmatik TÖF lü hastaların genellikle % 80 i ilk travmadan sonraki ilk 10 gün semptomatik hale gelmektedir. Tanı endoskopi ve suda çözünür kontrastlı radyografilerle konur. Endoskopi ile lokalizasyon ve lezyonun yaygınlığı belirlenir. Tedavisi cerrahi olarak kapatma yada endoluminal stent yerleştirilmesidir. Operatif yaklaşım olarak kullanılan sağ posterolateral torakotomi ile özofagus Derman Tıbbi Yayıncılık I 37

25 ve trakeanın tüm seviyelerine ulaşılabilir. Fistül ayrıldıktan sonra özofagus ve trakeal defektler kapatılır ve flep ile desteklenir. c) Bronko Özofagial Fistül Konjenital, enfeksiyona ve travmaya bağlı olabilir. Servikal veya suprakarinal posttravmatik trakea fistülleri bronşa göre daha sıklıkta görülür. Geç dönemde hastaların bir kısmında eşlik edebilen plevral ampiyem varlığı tanı ve tedaviyi zorlaştırabilir. Tanı konulduktan sonra medikal tedavi ile hastanın genel durumu düzeltilir. Enfeksiyon kontrol altına alınır. Ve Cerrahi onarım yapılır. Torakotomi eşliğinde uygulanan cerrahi onarım oldukça yüz güldürücüdür. d) Özofago-plevral fistül Travma sonrası meydana gelen özofagial yaralanmalar eşlik eden diğer organ yaralanmaları nedeniyle ve oral alımın olmaması nedeniyle maskelendiği durumlarda mediastene yavaş bir birikim olur. Daha sonra bu birikim plevral inflamasyon ile plevral hasara ve plevral boşluğa fistülizasyona sebep olur. Fistülize olduktan sonra sinsi seyirli olan bu durum gelişen ampiyem ile aşikar hale gelir. Tüp torakostomi uygulanan hastalarda drenden gelen mayide mide içeriğinin tespit edilmesiyle tanı konur. Hastanın genel durumu tedavi stratejisini belirler. Septik tablo hızla düzeltilmeli, gereğinde açık drenaj ve jejunostomi uygulanmalı, enfeksiyon kontrol altına alındıktan cerrahi onarım yapılmalıdır. V. DİAFRAGMAYA AİT KOMPLİKASYONLAR a) Diafragma Rüptürleri Künt veya penetran toraks travması sonrası sıklığı yaklaşık % arasında diafragma rüpütür görülebilir. Hastaların % 15 inde erken dönemde rüptür gözden kaçabilmekte %67 sine ise travma sonrasındaki ilk 12 saat içinde tanı konabilmektedir. Beşinci interkostal aralığın altında olan penetran yaralanmalarda diyafragma rüptürü düşünülmelidir. Diyafragma yırtığı so- 38 I Derman Tıbbi Yayıncılık

26 nucu mide, kolon, ince barsaklar, dalak, omentum gibi abdominal organlar toraks boşluğuna geçebilir. Başlangıçta sessiz olan tablo, batın organlarının akciğeri sıkıştırması sonucu atelektazi ve mediastinal kayma nedeni ile dispne yapabilir ya da abdominal organların defekt içinde sıkışmasına bağlı volvulus ve strangülasyonla karşımıza çıkabilir [43]. Karaciğer olması nedeni ile sağda diyafragma hernileri daha az görülür. Akciğer grafisinde diyafram bütünlüğünün bozulmuş olduğu ve travma öyküsünün mevcut olduğu hastalarda diafragma rüptüründen şüphe edilmelidir. Tanıda bir sonraki basamak baryumlu mide-barsak grafisi olmalı, CT ve USG ise destekleyici tetkik yöntemi olarak kullanılmalıdır. Diafragmada meydana gelen açıklık hiçbir zaman kendi kendini kapatamayacağı için tedavisi cerrahidir. Geç tanı alan hastalara, herni kesesinin etraf dokuya yapışık olması nedeniyle her zaman torakotomi ile yaklaşılması gereklidir. Erken dönemde hem laparatomi hemde torakotomi tercih edilebilir. VATS hem tanı hemde tedavi amacıyla diafragma rüptürlerinde kullanılır. b) Diyafram Evantrasyonu (frenik sinir hasarı) Ateşli silah yaralanmalarında oldukça nadir olmakla birlikte frenik sinir hasarı ve buna bağlı diafragma evantrasyonu mümkündür. Evantre olan diafragma eğer solunum sıkıntısına sebep oluyorsa tedavi edilmesi gerekir. Torakotomi ya da VATS ile yapılacak plikasyon ile başarılı sonuçlar alınmaktadır [12]. Kaynaklar 1. LoCicero J. Epidemiology of thoracic trauma. Surg Clin North Am 1988,69; Hunt PA, Greaves I, Owens WA. Emergency thoracotomy in thoracic trauma a review Injury Int J Care Injured 2006,37; Inci I, Ozcelik C, Tacyildiz I, Nizam O, Eren N, Ozgen G. Penetrating chest injuries: unusually high incidence of highvelocity gunshot wounds in civilian practice. World J Surg 1998;22: Velmahos Gc, Baker C, Demetriades D, Goodman J, Murray JA, Asensio JA. Lung sparing surgery after penetrating trauma using tractotomy, partial lobectomy, and pneumonorrhaphy. Arch Surg 1999; 134 (2) : Molnar FT, Hasse J, Jeyasingham K and Rendeki MS. Changing dogmas: Derman Tıbbi Yayıncılık I 39

27 History of development in treatment modalities of traumatic pneumothorax, hemothorax, and posttraumatic empyema thoracis. Ann Thoracic Surg 2004;77(1): Müller KM.Morphological changes after lung trauma. Kongressbd Dtsch Chir Kongr 2001;118: Başoğlu A, Akdağ AO, Çelik B ve Demircan S. Göğüs travmaları: 521 olgunun değerlendirilmesi. Thoracic trauma: An analysis of 521 patients. Turkish Journal of Trauma and Emergency Surgery 2004;10(1): Granetzny A, Abd El-Aal M, Emam E, Shalaby A, Boseila A. Surgical versus conservative treatment of flail chest. Eva-luation of the pulmonary status. Interact Cardiovasc Thorac Surg 2005;4: Granetzny A, Abd El-Aal M, Emam E, Shalaby A, Boseila A. Surgical versus conservative treatment of flail chest. Eva-luation of the pulmonary status. Interact Cardiovasc Thorac Surg 2005;4: Arslanian A, Oliaro A, Donati G, Filosso PL. Posttraumatic pulmonary hernia. J Thorac Cardiovasc Surg 2001;122: Fiane AE, Nordsrand K. Intercostal pulmonary hernia after blunt thoracic injury. Eur J Surg 1997;159: Yüksel M, Çetin G, editors. Toraks travmaları. İstanbul: Turgut Yayıncılık; Ball CG, Kirkpatrick AW, Laupland KB, Fox DI, Nicolaou S, Anderson IB. Incidance, risk factors and outcomes for occult pneumothoraces in victims of major trauma. J Trauma 2005; 59: Boyd AD. Pneumothorax and hemothorax. Thoracic Trauma, 1st ed. Philadelphia:W.B. Saunders Company, 1989: Hood RM, Boyd AD, Culliford AT. Pulmonary and pleural complications of trauma. Thoracic trauma. Phidelphia, WB Saunders Company. 1989,16; Kahraman C, Taşdemir K, Akcalı Yiğit, Oğuzkaya F, Eminoğulları N, Bilgin M. Blunt thoracic trauma. Asian Cardiovasc and Thoracic Annals. 1998, 6; Yörük Y. Toraks travmalarında geç komplikasyonlar. Türk Toraks Derneği XII. Yıllık Kongresi, 8-12 Nisan 2009, Antalya, Türkiye. Mezuniyet sonrası eğitim kursları (Toraks Travmaları) 18. Dudu C, Arman B. Toraks travmalarının geç komplikasyonları. Yüksel M, Çetin G (Editörler). Toraks Travmaları nda. Birinci Baskı. İstanbul: Turgut Yayıncılık ve Ticaret A.Ş; 2003.s Karamustafaoğlu YA, Yörük Y. Torasik travma komplikasyonları. Türk Toraks Derneği Toraks Cerrahisi Bülteni 1(1);96-101, Mirvis ES and Templeton P. Imaging in acute thoracic trauma. Radiology of chest and abdominal. Semin Roentgenol 1992;27(3): Fullerton DA, Grover FL. Blunt trauma. In: Pearson GF, Deslauries J, Hiebert CA, McKneally MF, Ginsberg RJ, Urschel HC (Eds). Thoracic Surgery. 1th ed. 22. Mirvis ES and Templeton P. Imaging in acute thoracic trauma. Radiology of chest and abdominal. Semin Roentgenol 1992;27(3): Akay H. Hemotoraksda tanı ve tedavi yaklaşımı. Solunum 2002;4: Knottenbelt JD, van der Spuy JW. Traumatic haemothorax experience of a protocol for rapid turnover in 1845 cases. S Afr J Surg 1994;32: Ikonomidis JS, Boulanger BR, Brenneman FD. Chylothorax after blunt chest trauma: a report of 2 cases. Can J Surg 1997;40: McCormick J and Henderson OS. Blunt trauma-induced bilateral chylothorax. Am J Emerg Med 1999;17(3): I Derman Tıbbi Yayıncılık

28 27. Foglil L, Gorini1 P and Belcastro1 S. Conservative management of traumatic hylothorax. Intensive Care Med 1993;19(3): Öztop MC. (2005). Son On Yılda Kliniğimizdeki Toraks Travmalı Olguların Değerlendirilmesi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Uzmanlık tezi, Edirne. 29. Johnson JA, Cogbill TH, Winga ER. Determinants of outcome after pulmonary contusion. J Trauma 1986;26: Kishikawa M, Yoshioka T, Shimazu T, Sugimoto H, Yohioka T, Sugimoto T. Pulmonary contusion causes long-term res-piratory dysfunction with decreased functional residual capacity. J Trauma 1991;31;9: Paci M, Ferrari G, Annessi V, de Franco S, Guasti G, Sgarbi G. The role of diagnostic VATS in penetrating thoracic injuries. World J Emerg Surg 2006;5;1: Özçelik C. Penetran göğüs yaralanmaları. In: Yüksel M, Kalaycı GN. (Editörler). Göğüs Cerrahisi. Birinci Baskı. İstan-bul: Bilmedya Grup; 2001.S: Turut H. Toraks travmalarında geç komplikasyonlar. İn: Yucel O, editör. Toraks Travmaları ve tedavisi. JCAM;2013.p Schimpl G, Schneider U. Traumatic pneumatoceles in an infant: case report and review of the litarature. Eur J Pedi-atr Surg 1996;6: Kutlu CA. Akciğer yaralanmaları. Yüksel M, Çetin G (Editörler). Toraks Travmaları nda. Birinci Baskı. İstanbul: Turgut Yayıncılık ve Ticaret A.Ş; 2003.s Carrilo EH, Kozloff M, Saridakis A, Bragg S, Levy J. Thoracoscopic application of a topical sealant fort he manage-ment of persistent posttraumatic pneomothorax. J Trauma 2006;60: Karakuş A, Güngör A, Damgacı K, Kandiş H, Apaydın O Ö. Komplikasyonsuz toraks içi yabancı cisim (mermi çekirdeği): Olgu sunumu. Akademik Acil Tıp Derg 2009 (doi: /JAEM ). 38. Tokat A O, Karasu S Penetran Toraks Travmaları. İn: Yucel O, editör. Toraks Travmaları ve tedavisi. JCAM;2013.p Genç O, Balkanlı K. Trakeobronşiyal yaralanmalar. In: Yüksel M, Çetin G (Editörler). Toraks Travmaları. Birinci Baskı. İstanbul: Turgut Yayıncılık ve Ticaret A.Ş; S: Ülkü R, Eren N, Balcı A, Eren F. Onat S, Yavuz C. Tracheobronchial injuries. Turkish Journal of Trauma and Emergency Surgery 2003;9(4): Martin de Nicolas JL, Gamez AP, Hellin VD, Maron C and Galvez R. Long tracheobronchial and esophageal rupture after blunt chest trauma: injury by airway bursting. Ann Thorac Surg 1996;62(1): İnci İ. Özofagus yaralanmaları. Yüksel M, Çetin G (Editörler). Toraks Travmaları nda. 1. Baskı. İstanbul: Turgut Yayıncılık ve Ticaret A.Ş; s Hatipoğlu A, Bozer Y. Toraks travmaları. Toraks Cerrahisi. 2007(bolum 11),216. Derman Tıbbi Yayıncılık I 41

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Künt Toraks Travmaları Ülkemizde künt toraks travmaları trafik kazalarına ve yüksekten düşmelere bağlı daha sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Travmaya

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan PhD Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 11. yıllık kongresi Antalya 2008 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 9. yıllık kongresi Antalya 2006 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Akın Yıldızhan. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Akın Yıldızhan. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Künt Toraks Travmaları Yaşamın ilk dört dekatında birinci ölüm nedeni travmadır. Toraks travması ölümlerin %25 inde ana nedendir. Toraks travmalarının

Detaylı

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Penetran Toraks Travmaları Göğüs Duvarı Yaralanmaları: Bıçak ya da düşük kalibreli silah yaralanmalarında göğüs

Detaylı

www.travma.org TORAKS TRAVMALARI Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği Travma ve Resüsitasyon Kursu (TRK)

www.travma.org TORAKS TRAVMALARI Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği Travma ve Resüsitasyon Kursu (TRK) TORAKS TRAVMALARI Amaçlar İlk muayene sırasında yaşamı kesin tehdit edici yaralanmaların saptanması ve tedavisi İkincil muayene sırasında gözlenen ve potansiyel olarak yaşamı tehdit edici yaralanmaların

Detaylı

Ciddi Göğüs Travmaları Seda ÖZKAN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı, Kayseri Göğüs Travmaları Travmaya bağlı ölümlerin %25 inde doğrudan sorumlu Travmaya bağlı diğer ölümlerin %25

Detaylı

DR. GÜLNUR GÖLLÜ BAHADIR ÇOCUK CERRAHİSİ AD

DR. GÜLNUR GÖLLÜ BAHADIR ÇOCUK CERRAHİSİ AD DR. GÜLNUR GÖLLÜ BAHADIR ÇOCUK CERRAHİSİ AD Çocuk travma hastaları ile erişkinler arasındaki farklılıklar Daha küçük ve kolay tıkanan hava yolu Hipovolemiye yatkınlık Hipotansiyon geç bulgu O 2 tüketimi

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Primer spontan pnömotoraks

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

Ölümcül Göğüs Hastalıkları 2 (Pnömotoraks, tansiyon pnomotoraks, masif hemotoraks,

Ölümcül Göğüs Hastalıkları 2 (Pnömotoraks, tansiyon pnomotoraks, masif hemotoraks, Ölümcül Göğüs Hastalıkları 2 (Pnömotoraks, tansiyon pnomotoraks, masif hemotoraks, yelken göğüs) Doç. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD ELAZIĞ Genel bilgiler Toraks travması

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Plevral aralıkta hava birikmesi. Akciğer kollapsı

Plevral aralıkta hava birikmesi. Akciğer kollapsı PNÖMOTORAKS Plevral aralıkta hava birikmesi Akciğer kollapsı PNÖMOTORAKS Spontan Edinsel Primer (Bleb rüptürü) Sekonder İatrojenik Travmatik Bleb: Sınırları belirgin olan intraplevral hava boşluklarıdır.

Detaylı

Doç. Dr. Cuma Yıldırım

Doç. Dr. Cuma Yıldırım Toraks Bilgisayarlı Tomografilerin Acil Değerlendirilmesi erlendirilmesi Doç. Dr. Cuma Yıldırım Acil serviste ne zaman toraks BT istenmelidir? Acil hekimi toraks BT de öncelikle neleri değerlendirmelidir?

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk Duktus Torasikus ve Şilotoraks Tanım: Duktus torasikus; baş, boyun, göğüs duvarının sağ kısımları, sağ akciğer ve

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr Pnömotoraks Akif Turna! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı aturna@istanbul.edu.tr! Sunum Sırası Pnömotoraksın tanımı ve sınıflandırılması Tedavi (Konservatif ve Cerrahi tedavi) Bilateral

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

Penetran Travmalı Olgularda 13 Yıllık Deneyimimiz

Penetran Travmalı Olgularda 13 Yıllık Deneyimimiz Trakya Univ Tip Fak Derg 2009;26(3):232-236 Klinik Çalışma - Araştırma / Original Article Penetran Travmalı Olgularda 13 Yıllık Deneyimimiz 13-Year Experience with Penetrating Trauma Patients Yekta Altemur

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

Penetran Göz Yaralanmaları

Penetran Göz Yaralanmaları Penetran Göz Yaralanmaları Pelin Özyol Oküler yaralanmalar özellikle düşük sosyoekonomik düzeydeki bireylerde ve az gelişmiş ülkelerde olmak üzere genel olarak tüm dünyada önemli morbidite nedenidir. Yaralanmaların

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

SON ON YILDA KLİNİĞİMİZDEKİ TORAKS TRAVMALI OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

SON ON YILDA KLİNİĞİMİZDEKİ TORAKS TRAVMALI OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Yener YÖRÜK SON ON YILDA KLİNİĞİMİZDEKİ TORAKS TRAVMALI OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ (Uzmanlık Tezi) Dr. M. Cengiz

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Toraks Travması. Y.Doç.Dr Ahmet Sebe Çukurova Üniversitesi Acil Tıp ABD

Toraks Travması. Y.Doç.Dr Ahmet Sebe Çukurova Üniversitesi Acil Tıp ABD Toraks Travması Y.Doç.Dr Ahmet Sebe Çukurova Üniversitesi Acil Tıp ABD Toraks Travmasının Genel Özellikleri Travma ölümlerinin %25 i toraks travmaları nedeniyledir %85 i basit prosedürlerle tedavi edilebilir

Detaylı

PULMONER GÖRÜNTÜLEME. Radyografi planlanması 01.02.2012

PULMONER GÖRÜNTÜLEME. Radyografi planlanması 01.02.2012 PULMONER GÖRÜNTÜLEME Dr. Şükrü GÜRBÜZ F.Ü. HASTANESİ ACİL TIP A.D. Dispneli, göğüs ağrılı yada travmalı hastaları değerlendirmede göğüs görüntülemesi sıkca kullanılmaktadır. 1 2 Radyografi planlanması

Detaylı

Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. I.

Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. I. Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Çoklu Travma sonrası mortalite üç dönemde Hastane öncesi Major kafa yada vasküler yaralanma Halk sağlığı önlemleri Travmadan dakikalar,saatler

Detaylı

Spontan Pnömotoraks. Patofizyoloji. Spontan Pnömotoraks SPONTAN VE İYATROJENİK PNÖMOTORAKS PNÖMOTORAKS:

Spontan Pnömotoraks. Patofizyoloji. Spontan Pnömotoraks SPONTAN VE İYATROJENİK PNÖMOTORAKS PNÖMOTORAKS: PNÖMOTORAKS: SPONTAN VE İYATROJENİK PNÖMOTORAKS Dr.Dilek DURMAZ Akdeniz Üniv.Acil Tıp ABD 13/12/2011 Künt, penetran travma veya spontan olarak pariyetal ve visseral plevra arasındaki potansiyel boşluğa

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI DÖNEM-V DERS PROGRAMI TEORİK DERSLER: 1- Toraksın cerrahi anatomisi (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 2- Göğüs cerrahisinde invaziv tanı yöntemleri (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 3- VATS (Video yardımlı torakoskopik

Detaylı

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem Dr.Fazilet Karakoç Çocuklarda Akciğer Absesine yatkınlık: Şiddetli enfeksiyonlar: Menenjit, Septisemi Osteomyelit,Septik

Detaylı

Bilateral Pnömotoraks ile Seyreden Sağ Ana Bronş Rüptürü: Olgu Sunumu

Bilateral Pnömotoraks ile Seyreden Sağ Ana Bronş Rüptürü: Olgu Sunumu Bilateral Pnömotoraks ile Seyreden Sağ Ana Bronş Rüptürü: Olgu Sunumu Rupture of Right Main Bronchus Pneumothorax: A Case Report Göğüs Cerahisi Characterized by Bilateral Başvuru: 06.01.2013 Kabul: 17.01.2013

Detaylı

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER MULTİPL TRAVMALI HASTALARDA PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER Uz. Dr. Hüseyin UZUNOSMANOĞLU KEÇİÖREN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ GİRİŞ Multipl travma, birden çok büyük organ sistemini yada

Detaylı

Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel*

Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel* Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel* * SB Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi-İstanbul

Detaylı

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma ABDOMİNAL TRAVMALAR Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma AKUT BATIN Nedenleri > Kanama > Perforasyon > İnflamasyon > Obstrüksiyon > Diğer (karın dışı) Belirtiler Ağrı Bulantı / Kusma İştah durumu Kabızlık

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi 1967: 18.07.2013 2 Tarihçe 1967 Acute Respiratory Distress in Adults 1971 Adult Respiratory Distress

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

TORAKS TRAVMALI HASTAYA GENEL YAKLAŞIM PRENSİPLERİ

TORAKS TRAVMALI HASTAYA GENEL YAKLAŞIM PRENSİPLERİ TORAKS TRAVMALI HASTAYA GENEL YAKLAŞIM PRENSİPLERİ Opr.Dr. Aslı Gül AKGÜL Hakkari Devlet Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Hakkari, Türkiye e-mail: asliakgul@yahoo.com Çoklu travmalar ülkemizde

Detaylı

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI Dr. Ömer USLUKAYA DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI Karın travması Karın travmaları, baş, boyun ve toraks travmalarından sonra üçüncü en

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Dr. Şükran KÖSE Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Sunum Planı Kesici-delici alet yaralanmalarında

Detaylı

Plan. Penetran Böğür ve Kalça Yaralanmaları. Giriş. Tanım. Klinik. Giriş. Klinik Laboratuvar Görüntüleme Tedavi

Plan. Penetran Böğür ve Kalça Yaralanmaları. Giriş. Tanım. Klinik. Giriş. Klinik Laboratuvar Görüntüleme Tedavi Plan Penetran Böğür ve Kalça Yaralanmaları Dr. Ali Vefa SAYRAÇ Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı /06/00 Giriş Tanım Klinik Laboratuvar Giriş Çok sık görülmez. Hasta yönetimi zordur. Retroperitoneal,

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

TRAVMALI HASTAYA YAKLAŞIM

TRAVMALI HASTAYA YAKLAŞIM Dr. Hakan Canbaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD. TRAVMALI HASTAYA YAKLAŞIM TRAVMAYA YAKLAŞIM Travma bakımı: arazide başlar multidisipliner ekip çalışması hızlı ve isabetli müdahalede

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

TORAKS TRAVMALARINDA GEÇ KOMPLİKASYONLAR

TORAKS TRAVMALARINDA GEÇ KOMPLİKASYONLAR TORAKS TRAVMALARINDA GEÇ KOMPLİKASYONLAR Dr. Yener Yörük Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi AD Posttravmatik Fistüller Toraks travmaları çok çeşitli fistül tiplerine yol açabilir. En sık

Detaylı

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hedefler TRAVMA RADYOLOJİSİ Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ, Kayseri Servikal Grafiler Teknik Lateral Servikal Grafi Lateral AP Açık-Ağız Ağız Odontoid Teknik Supin İmmobilize Yandan Kollara traksiyon Supin

Detaylı

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI ÖĞRENME HEDEFLERI PA AC grafisi çekim tekniği Teknik değerlendirme Radyolojik anatomi Radyolojik

Detaylı

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları Doç. Dr. Onur POLAT Genel Bilgiler Dünyada Ölümler 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları 2 Mortalite - Morbidite %50'si ilk bir kaç dakikada... ciddi damar,

Detaylı

Akciğer Grafisi Yorumlama UZ. DR. EMRE BÜLBÜL

Akciğer Grafisi Yorumlama UZ. DR. EMRE BÜLBÜL Akciğer Grafisi Yorumlama UZ. DR. EMRE BÜLBÜL Giriş Hasta gören her hekim göğüs röntgeninin tamamına hakim olmalıdır. Genç bir hekim kıdemli bir seviyeye gelmesinde akciğer grafisi yorumlama önemli bir

Detaylı

Öğrenim Hedefleri TORAKS TRAVMASI. Giriş. Epidemiyoloji. Epidemiyoloji. Travmaya bağlı ölümlerin %25 nedeni toraks travmalarıdır

Öğrenim Hedefleri TORAKS TRAVMASI. Giriş. Epidemiyoloji. Epidemiyoloji. Travmaya bağlı ölümlerin %25 nedeni toraks travmalarıdır TORAKS TRAVMASI Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ 2 Öğrenim Hedefleri İlk bakıda yaşamı kesin tehdit eden yaralanmaların saptanması ve tedavisi, İkincil bakıda tespit edilen

Detaylı

Hastaneye yatırılmayı gerektiren toraks travmalı 748 olgunun analizi

Hastaneye yatırılmayı gerektiren toraks travmalı 748 olgunun analizi ARAŞTIRMA Gülhane Tıp Dergisi 2009; 51: 86-90 Gülhane Askeri Tıp Akademisi 2009 Hastaneye yatırılmayı gerektiren toraks travmalı 748 olgunun analizi Orhan Yücel (*), Ersin Sapmaz (*), Hasan Çaylak (*),

Detaylı

Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman?

Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman? Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman? Dr.Y.Kemal GÜNAYDIN Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Sunum Planı Tanım Tarihçe Kullanım yerleri Hasta seçimi Uygulama NIMV tipleri Kontrendikasyonlar

Detaylı

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS nin Önceki İsimleri Şok akciğeri Islak akciğer Da Nang akciğeri Pompa akciğeri Hyalen membran hastalığı Artmış permeabilite akciğer ödemi

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI

GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI Mayıs 2012 Copyright 2012 ISBN : 978-605-87501-3-5 Eser Editörler : Göğüs Cerrahisi Cep Kitabı : Editör İletişim Bilgileri : GATA Göğüs Cerrahisi AD Öğretim Üyesi, Etlik, Ankara,

Detaylı

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Vena Cava Superiorda kan akımının tıkanıklığa uğraması sonucu gelişen klinik tablodur. Acil olarak tanısal değerlendirme ve tedaviyi

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 DİAFRAGMA HASTALIKLARI ANATOMİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Diafragma - Muskuler - Tendinöz (Centrum tendineum)

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 DİAFRAGMA HASTALIKLARI ANATOMİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Diafragma - Muskuler - Tendinöz (Centrum tendineum) Slayt 1 DİAFRAGMA HASTALIKLARI Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 ANATOMİ Diafragma - Muskuler - Tendinöz (Centrum tendineum) Diafragmatik kruslar - Crus Dextrum - Crus Sinistrum Slayt 3 Slayt 4 Diafragmanın

Detaylı

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Malign Plevral Efüzyonlar Giriş: Malign plevral efüzyon (MPE) tanısı, plevral sıvıda veya plevral dokuda malign

Detaylı

Acil Servise Başvuran Künt Toraks Travma Vakalarının İncelenmesi

Acil Servise Başvuran Künt Toraks Travma Vakalarının İncelenmesi Kocatepe Tıp Dergisi Kocatepe Medical Journal 13: 19-25/ Ocak 2012 ÖZGÜN ARAŞTIRMA Acil Servise Başvuran Künt Toraks Travma Vakalarının İncelenmesi The Evaluation of Patients with B lunt Thoracic Trauma

Detaylı

Spontan Proksimal Özofagus Rüptürü Spontaneous rupture of the proximal esophagus Göğüs Cerahisi

Spontan Proksimal Özofagus Rüptürü Spontaneous rupture of the proximal esophagus Göğüs Cerahisi Spontan Proksimal Özofagus Rüptürü Spontaneous rupture of the proximal esophagus Göğüs Cerahisi Başvuru: 30.04.2015 Kabul: 25.05.2015 Yayın: 23.06.2015 Ufuk Çobanoğlu 1, Fuat Sayır 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

Akciğer Grafisi Değerlendirme

Akciğer Grafisi Değerlendirme Akciğer Grafisi Değerlendirme X-ışın tüpü Posteroanterior (PA) akciğer grafisi Lateral (sol yan) akciğer grafisi X-ışın tüpü Sol yan akciğer grafisinde x-ışınları sağ taraftan girip sol taraftan çıkar.

Detaylı

Toraks Travmaları. Sezai Çubuk, Orhan Yücel

Toraks Travmaları. Sezai Çubuk, Orhan Yücel Sezai Çubuk, Orhan Yücel Giriş Travmaya bağlı ölümlerin yaklaşık olarak %20-25 kadarından toraks travmaları sorumludur. Toraks travmaları analjezik kullanımıyla takip edilebilecek travmalar olabileceği

Detaylı

GÖZDEN KAÇAN-MORTAL GÖĞÜS AĞRISI / NEFES DARLIĞI. Doç. Dr. Ayhan SARITAŞ Düzce Üniversitesi

GÖZDEN KAÇAN-MORTAL GÖĞÜS AĞRISI / NEFES DARLIĞI. Doç. Dr. Ayhan SARITAŞ Düzce Üniversitesi GÖZDEN KAÇAN-MORTAL GÖĞÜS AĞRISI / NEFES DARLIĞI Doç. Dr. Ayhan SARITAŞ Düzce Üniversitesi Plan Olgu Sunumu Genel Bilgi Spesifik Hastalıklar Olgu Sunumu 27 yaşında E hasta GA-ND şikayetleri ile Devlet

Detaylı

HEMOPTİZİ. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT

HEMOPTİZİ. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT HEMOPTİZİ Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT Hemoptizi 1. Genel: pulmoner parankim veya trakeobronşial ağaçtan gelen kan veya kanlı balgam öksürme 2. Massive (şiddetli): miktar: 100-600ml/24st; < 5% hastada massive

Detaylı

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ TORAKS DEĞERLENDİRME ŞEKLİ 2 ( ID: 64)/OLGU Sİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ SONRASINDA GELİŞEN ORGANİZE PNÖMONİ (OP/ BOOP) Poster 3 ( ID: 66)/Akut Pulmoner Emboli: Spiral

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

GÖĞÜS TRAVMALARI: 132 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

GÖĞÜS TRAVMALARI: 132 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Bidder Tıp Bilimleri Dergisi 2010 Cilt: 2 Sayı: 2 15-20 GÖĞÜS TRAVMALARI: 132 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ THORACIC TRAUMA: ANALYSIS OF 132 CASES Rasih YAZKAN¹, Berkant ÖZPOLAT² OLGU SUNUMU ÖZET Amaç: Acil

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Plevral Sıvı Fizyolojisi Giriş: Plevral sıvının tespitinde; - Direk akciğer grafisi (Yan yatar pozisyonda) - Ultrasonografi

Detaylı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı PULMONER HİPERTANSİYONUN YBÜ de TEDAVİSİ Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı YBÜ-pulmoner hipertansiyon PULMONER VENÖZ HİPERTANSİYON

Detaylı

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu)

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) Akif Turna!! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi! Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı!! Bölüm 47 ANATOMİ ANATOMİ Sinir Basısı Hastaların %95 i: Ağrı ve parestezi.! Genelde segmental, n. ulnaris:

Detaylı

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik effüzyon ve sonrasında gözlenen ampiyemdir. Nadir olarak gözlenen enfeksiyonlar ise fungal, viral ve

Detaylı

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 BAŞVURU ÖZELLİKLERİ 28 yaşındaki gebe suyunun gelmesi nedeniyle acil servise başvurdu. İlk gebelik, gebelik takipleri yok Gebelik yaşı 39 hafta Amniyon

Detaylı

GÖĞÜS TRAVMASI. Dr. Özgür Aydın AÜTF Acil Tıp AD Haziran 2010 BİRİNCİL BAKI GİRİŞ BİRİNCİL BAKI GİRİŞ. Mortalitenin önemli nedeni

GÖĞÜS TRAVMASI. Dr. Özgür Aydın AÜTF Acil Tıp AD Haziran 2010 BİRİNCİL BAKI GİRİŞ BİRİNCİL BAKI GİRİŞ. Mortalitenin önemli nedeni GİRİŞ GÖĞÜS TRAVMASI Dr. Özgür Aydın AÜTF Acil Tıp AD Haziran 2010 Mortalitenin önemli nedeni Ölümlerin çoğu erken tanı ve tedaviyle önlenebilir Künt göğüs travmaların % 10 dan azı ; Penetran olanların

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

ATEŞLİ SİLAH YARALANMALI HASTANIN YÖNETİMİ. Dr. M.Nuri BOZDEMİR AEAH Acil Tıp Kliniği

ATEŞLİ SİLAH YARALANMALI HASTANIN YÖNETİMİ. Dr. M.Nuri BOZDEMİR AEAH Acil Tıp Kliniği ATEŞLİ SİLAH YARALANMALI HASTANIN YÖNETİMİ Dr. M.Nuri BOZDEMİR AEAH Acil Tıp Kliniği 1 Sunu Planı Genel bilgiler Baş boyun yaralanmaları Torakoabdominal yaralanmalar Ekstremite yaralanmaları 2 Genel Bilgiler

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI TORAKS TRAVMALI HASTALARDA ISS (INJURY SEVERITY SCORE) VE AIS (ABBREVIATED INJURY SCORE) KULLANILARAK EMNİYET KEMERİNİN MORTALİTEYE ETKİSİNİN

Detaylı

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Solunum yetmezliği Mustafa Bey (66y) Ayşe Hanım (34 y) ph= 7.24 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 89 mmhg FiO 2 =.33 (Venturi) ph= 7.42 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Ayşe Hanım Sekreter,

Detaylı

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.

Detaylı

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Klinik Öykü: 4.5 yaşında erkek çocuk, kusma ve karın ağrısı atakları ile

Detaylı

Toraks Travmalarınıda Geç Komplikasyonlar

Toraks Travmalarınıda Geç Komplikasyonlar Primer Fokal Hiperhidroz Toraks Travmalarınıda Geç Komplikasyonlar Hasan Türüt Giriş Toraks travmalarına yaklaşımda en önemli gelişmeler 20. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiş ve özellikle solunum yetmezliğine

Detaylı

Akciğer Grafisi Yorumlama

Akciğer Grafisi Yorumlama Türkiye Acil Tıp Derneği Akciğer Grafisi Yorumlama Hazırlayan Doç. Dr. Özlem Köksal Sunum Hedefleri AC grafisi çekim tekniği Teknik değerlendirme Radyolojik anatomi Radyolojik değerlendirme PACS Sistemi

Detaylı

DİYAFRAM RÜPTÜRLERİ. Dr. Ş. Tuba Liman

DİYAFRAM RÜPTÜRLERİ. Dr. Ş. Tuba Liman DİYAFRAM RÜPTÜRLERİ Dr. Ş. Tuba Liman Anatomi Etiyoloji, Patofizyoloji İnsidans Tanı ve Klinik Yaklaşım Tanısal Testler Tedavi ANATOMİ İki kubbe şeklinde lifler arkadan öne, aşağıdan yukarıya Kas

Detaylı

Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma. Dr. İhsan Atila Keyf

Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma. Dr. İhsan Atila Keyf Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma Dr. İhsan Atila Keyf Malign Plevral sıvı tanısı Plevral sıvıda Plevral dokuda malign hücrelerin görülmesi ile konulur. Paramalign sıvı Malign bir nedene bağlı olmasına

Detaylı

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMASI VE RADYOLOJİ Hangi hastalara görüntüleme

Detaylı

İlk Değerlendirme İşlemleri

İlk Değerlendirme İşlemleri Doç. Dr. Onur POLAT İlk Değerlendirme İşlemleri Mutlak yaşamı (ya da ekstremiteyi) kurtaracak tüm terapötik prosedürlerin oluşturduğu travma resüsitasyonu ile birlikte yapılmalıdır. 2 Uygun Travma Bakım

Detaylı

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı