ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 01 OCAK EYLÜL 2011 DÖNEMĐNE AĐT YÖNETĐM KURULU FAALĐYET RAPORU

Transkript

1 ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 01 OCAK EYLÜL 2011 DÖNEMĐNE AĐT YÖNETĐM KURULU FAALĐYET RAPORU I-GĐRĐŞ: 1- Raporun Dönemi : Ortaklığın Unvanı : ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 3- Dönem içinde Yönetim ve Denetim Kurullarında görev alan başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad ve soyadları, yetki sınırları, bu görevlerinin süreleri (başlangıç ve bitiş tarihleri) : a- Yönetim Kurulu Üyeleri : Dr. Ümran DEMĐRÖRS : Yönetim Kurulu Başkanı (A Grubu Đmza yetkisini haiz) Celal REYHAN : Yönetim Kurulu Başkan Vekili (A Grubu Đmza yetkisini haiz) Đsmail Erdal MAZLUM : Yönetim Kurulu Üyesi (A Grubu Đmza yetkisini haiz) Birol ÖZÇARIKÇI : Yönetim Kurulu Üyesi (A Grubu Đmza yetkisini haiz) Ramazan ÜLGER : Yönetim Kurulu Üyesi (A Grubu Đmza yetkisini haiz) Devam Devam Devam Devam Devam b- Denetim Kurulu Üyeleri : Ertuğrul ÖZGÜN : Devam Ahmet Haşmet BĐLGĐNER : Devam 1

2 4- Dönem içinde esas sözleşmede değişiklik yapılmışsa bunun nedenleri ve yapılan değişikliklerin neler olduğu: Dönem içerisinde esas sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 5- Ortaklığın sermayesinde dönem içinde meydana gelen değişiklikler, sermaye artırımı yapılmışsa, hisse senedi dağıtıp dağıtmadığı, dağıtmamışsa nedenleri, ortak sayısı, hisse senetleri fiyatlarının yıl içinde gösterdiği gelişme, son üç yılda dağıtılan temettü oranları, ortaklık sermayesinin %10 undan fazlasına sahip olan ortakların adları, paylarının miktar ve sermayedeki oranları: Dönem içerisinde sermaye artırımı yapılmamıştır. Hisse senedi dağıtılmamıştır. Şirketimizin ortak sayısı 5 tir (beş). Şirketimiz halka açık değildir yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,64 TL olup, bu kardan ,95 TL temettü (%91,27) dağıtılmıştır yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,32 TL olup, Genel Kurul Kararı ile olağanüstü yedekler hesabına aktarılmıştır yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,98 TL olup, Genel Kurul Kararı ile olağanüstü yedekler hesabına aktarılmıştır. Grafik YILLARI KAR VE TEMETTÜ DAĞILIMI NET KAR TEMETTÜ 2

3 Ortaklık sermayesinin %10 undan fazlasına sahip olan ortakların adları, paylarının miktarı ve sermayedeki oranları aşağıda belirtildiği gibidir: ORTAKLIĞIN UNVANI PAY MĐKTARI ORANI (%) T.C. ZĐRAAT BANKASI A.Ş ,00 ZĐRAAT YATIRIM MEN. DEĞ. A.Ş ,90 GROUPAMA EMEKLĐLĐK A.Ş ,90 Grafik 2 PAY MĐKTARI T.C. ZĐRAAT BANKASI A.Ş. ZĐRAAT YATIRIM MEN. DEĞ. A.Ş. GROUPAMA EMEKLĐLĐK A.Ş. DĐĞER 6- Varsa, çıkarılmış bulunan menkul kıymetlerin (tahvil, kar ve zarar ortaklığı belgesi, finansman bonosu, kara iştirakli tahvil, hisse senetleri ile değiştirilebilir tahvil, intifa senedi ve benzeri) tutarı, bunların ortaklığa getirdiği yük ve ödeme imkânları: Tahvil, kar ve zarar ortaklığı belgesi, finansman bonosu, kara iştirakli tahvil, hisse senetleri ile değiştirilebilir tahvil, intifa senedi ve benzeri çıkarılmış menkul kıymet bulunmamaktadır. 7- Ortaklığın faaliyet gösterdiği sektör ve bu sektör içerisindeki yeri: Şirketimizin kuruluş faaliyet amacı; Sermaye Piyasası Kanunu, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri dairesinde sermaye piyasası araçlarından oluşan portföyleri müşterilerle portföy yönetim sözleşmesi yapmak suretiyle vekil sıfatı ile yönetmek ve sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmaktır. Şirketimiz portföy yönetimi kapsamında yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları, emekli sandıkları, sigorta şirketleri, vakıflar ve diğer tüzel kişiler portföylerini de yine vekil sıfatıyla ve yapılacak portföy yönetim sözleşmeleri çerçevesinde yönetmek konusunda faaliyet göstermek amacıyla tarihinde kurulmuş olup, Sermaye Piyasası Kurulu nun tarihli ve PYŞ/PY-21/16 sayılı Portföy Yöneticiliği Yetki Belgesi ile faaliyetine başlamıştır. 3

4 T.C. Ziraat Bankası A.Ş. nin kurucusu olduğu sekiz menkul kıymet yatırım fonu, Groupama Emeklilik A.Ş. tarafından kurulan dokuz emeklilik yatırım fonu ve Ziraat Yatırım Menkul Değerler A.Ş. nin kurucusu olduğu dört menkul kıymet yatırım fonu olmak üzere yirmi bir adet yatırım fonu yönetilmekte iken, Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş. tarafından 2011 Temmuz ayında halka arz edilmiş, ancak bir tanesinin avans sermaye tahsisatı devam eden altı emeklilik yatırım fonunun da yönetilmesine başlanmıştır. Böylece Şirketimizin yönettiği toplam fon sayısı yirmi yediye ulaşmıştır. Temmuz 2005 yılından itibaren kurumsal portföy yönetimi hizmeti verilen Şirketimizde bir adet tüzel kişi portföyü yönetilmektedir tarihi itibarıyla Şirketimizce yönetilen fonların toplam portföy büyüklüğü milyon TL olup; bu tutarın milyon TL sini menkul kıymet yatırım fonları, 660 milyon TL sini ise emeklilik yatırım fonları oluşturmaktadır tarihi itibarıyla Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre, 30 portföy yönetim şirketi tarafından yönetilen toplam milyon TL tutarındaki fon piyasasında %4,33 pazar payı ile Şirketimiz altıncı sırada bulunmaktadır. 8- Ortaklığın gelişimi hakkında yapılan öngörüler: Portföy yönetimi hakkında mevcut düzenleme ve ilkeler çerçevesinde müşterilerimize etkin portföy yönetim hizmeti sağlamak amacında olan Şirketimizin ana hedefleri; Sektörde istikrarlı bir büyüme sağlamak amacıyla kurumsal müşteriler edinmek, Piyasa şartlarına paralel bir dinamizm oluşturmak, Uzun vadede ürün çeşitliliğiyle pazar payını artırmak, Yeni kurumsal ve tüzel portföyler kazandırarak, hem kar hem de işlem hacminin artırılması yoluyla Şirketin pazar payının yükseltilmesi Bireysel emeklilik yatırım fonları ve menkul kıymet yatırım fonları piyasasından T.C. Ziraat Bankası A.Ş. nin büyüklüğüne paralel bir pay almak amacıyla portföy yönetim hizmeti sunmak şeklinde ifade edilebilir. 9- Ortaklığın performansını etkileyen ana etmenler, Şirketin faaliyette bulunduğu çevrede meydana gelen önemli değişiklikler, Şirketin bu değişikliklere karşı uyguladığı yatırım ve temettü politikası: Kriz döneminde alınan olağanüstü önlemler ve gelişmiş ekonomilerin uyguladığı gevşek para politikalarının etkisi ile 2010 yılında güçlü bir toparlanma sergileyen dünya ekonomisi bu toparlanma sürecini 2011 yılı başında da devam ettirmiştir. Yılın ilk dokuz aylık döneminde gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin büyüme performanslarında belirgin bir ayrışma ortaya çıkmıştır. Bu dönemde gelişmiş ekonomilerin uyguladığı ultra genişleyici para politikaları gelişmekte olan ekonomilerde aşırı dış kaynak girişi, hızlı büyüme ve cari işlemler dengesi problemlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Birçok gelişmiş ülkede ekonomik aktivite artışı gelişmekte olan ekonomilere göre oldukça zayıf bir seyir izlerken, yüksek işsizlik rakamları, düşük tüketici güveni ve artan kamu borçları hem bu ülkeler hem de dünya ekonomisi üzerinde baskı oluşturmaktadır. Piyasadaki likidite bolluğu neticesinde artan petrol ve emtia fiyatları da yılın ikinci çeyreğinden itibaren dünya ekonomisi üzerinde enflasyonist baskı oluştururken, küresel ekonomideki düzelmenin ivme kaybettiği görülmüştür. Son dönemde ABD ve Euro Bölgesi kaynaklı aşağı yönlü risklerin artması küresel piyasalarda ikinci dip kaygılarını gündeme getirmiştir. Konut ve işgücü piyasalarının zayıf bir görünüm sergilediği ABD ekonomisinde artan kamu borç stoku ve borç üst limitinin yükseltilmesi sürecinde yaşanan politik ve ekonomik belirsizlikler risk algısını artırmıştır. Euro Bölgesi nde ise sorunların temelini bölgenin küçük 4

5 ekonomilerinde süregelen borç sorununun Đtalya ve Đspanya gibi daha büyük ülkelere sıçrama olasılığı oluşturmaktadır. Ayrıca, Euro Bölgesi ndeki bu sorunların bankacılık sektörünü de olumsuz etkilemesinden endişe edilmektedir. Yılın ilk yarısında gelişmekte olan ülkelerin çoğunda büyüme sonucunda aşırı ısınma işaretleri ortaya çıkmış ve gelişmekte olan ülkeler sıkılaştırıcı yönde politikalara yönelerek ardı ardına faiz artırımlarına gitmişlerdir. Bu dönemde Brezilya, Rusya, Polonya, Đsrail, Avustralya, Peru, Malezya, Filipinler, Şili, Hindistan ve Güney Kore gibi ülkeler politika faiz oranlarını artırmıştır. Aynı dönemde Çin de aşırı ısınma nedeniyle zorunlu karşılık oranlarında artışa giderek rekor seviye olan %21 e kadar yükseltmiştir. Gelişmiş ülkeler ise ekonomilerinin henüz istenilen düzeyde büyümediği iddiası ile genişleyici para politikalarına devam etmişlerdir. Üçüncü çeyrekten itibaren ise küresel ekonomik görünümdeki bozulmanın gelişmekte olan ülkelerde de ekonomik aktiviteyi tehdit etmesi nedeniyle sıkılaştırıcı politikalara ara verildiği hatta Brezilya gibi bazı ülkelerin genişleyici yönde tedbirler aldığı görülmüştür. Euro Bölgesi borç krizi yılın ilk çeyreğinde Japonya da yaşanan deprem ve Kuzey Afrika daki siyasi gerginlikler benzeri nedenlerle piyasaların gündeminden bir süreliğine düştükten sonra yılın ikinci çeyreğinde tekrar önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Portekiz ile başlayan tedirginlik, bu ülkenin Avrupa Birliği ve IMF den 3 yıllık program ile 78 milyar Euro tutarında kurtarma paketi almasıyla bir süreliğine durulmuştur. Ancak arkasından Yunanistan ın daha önce kullanmaya başladığı 110 milyar Euro luk Avrupa Birliği ve IMF kredisini zamanında ödeyemeyeceğinin anlaşılması ile konu tekrar uluslararası piyasaların en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. Bu ülkelerin yanında Đtalya ve Đspanya gibi daha büyük AB ülkelerinin de sorun yaşayabilme ihtimalinin ortaya çıkması ve ülkelerin yaşadığı borç sorunlarına AB bankacılık sistemindeki kaynak sorunlarının eklenmesi konunun negatif etkilerini derinleştirmektedir. ABD tarafında ise yılın ikinci çeyreğinde ortaya çıkan ABD borçlanma limiti sorunu son çeyrekte aşılmış, fakat küresel ekonomik aktivitede meydana gelen yavaşlama neticesinde artan QEIII beklentileri gerçekleşmemiştir. QEIII yerine ABD Merkez Bankası Eylül ayında aldığı karar ile 2012 Haziran ayı sonuna kadar 6 yıldan 30 yıla kadar değişen vadelerde 400 milyar Dolar tutarında tahvil alınacağını, 3 yıl ve 3 yıldan az vadeli eşit miktarda tahvilin ise satılacağını belirtmiştir. Fed, böylece yeni para arzı yaratmadan borçlanma faizlerinin düşürülmesini ve ipotek (mortgage) faizlerindeki gerileme paralelinde özel tüketim harcamalarının artırılmasını amaçlamaktadır. IMF Eylül ayında yayınladığı World Economic Outlook raporunda, dünya ekonomik büyüme tahminlerini 2011 ve 2012 yılları için düşürerek %4,0 olarak açıkladı. Raporda aşağı yönlü risklerin giderek artmaya başladığı vurgulanırken, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin zayıf ve dalgalı bir görünüm sergilediği, gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin güçlü kalmaya devam edeceği ancak ekonomik durumun belirsizliğini koruyacağına vurgu yapıldı. Raporda dünya ekonomisi için riskler 2 önemli başlık altında toplandı. Riskler Euro Bölgesi ndeki politika yapıcıların kötüleşen ekonomik durumu önlemek için hala somut adımlar atamamış olmaları sonucunda krizin kontrolden çıkma noktasına gelmesi ve ABD büyümesinin hala istenilen düzeye çıkamaması olarak gösterildi. Raporda konut piyasasında bir türlü iyileşme sağlanamaması ve hane halkı tasarruf oranının artıyor olmasının ABD ekonomisine istenilen hızı kazandıramadığına değinildi. 5

6 Tablo 1: IMF büyüme ve enflasyon tahminleri IMF TAHMĐNLERĐ % EYLÜL AYI TAHMĐNLERĐ HAZĐRAN AYI TAHMĐNLERĐNE GÖRE FARK BÜYÜME DÜNYA ,3 0,0 GELĐŞMĐŞ ÜLKELER 1,6 1,9-0,6-0,2 ABD 1,5 1,8-1 -0,1 EURO BÖLGESĐ 1,6 1,1-0,4 0,8 JAPONYA -0,5 2,3 0,2-0,1 GELĐŞMEKTE OLAN ÜLKELER 6,4 6,1-0,2-0,3 ÇĐN 9,5 9-0,1-0,5 BREZĐLYA 3,8 3,6-0,3 0 ENFLASYON GELĐŞMĐŞ ÜLKELER 2,6 1,4 0-0,3 GELĐŞMEKTE OLAN ÜLKELER 7,5 5,9 0,6 0,3 DÜNYA TĐCARET HACMĐ ARTIŞI 7,5 5,8-0,7-0,9 Kaynak: IMF Yılın ilk yarısında 1,4940 seviyelerine kadar yükselen Euro/Dolar paritesi, Avrupa ülkelerine ilişkin borç ödeyememe sorununun şiddetini artırması ile gerileme sürecine girmiştir. Yunanistan ın temerrüde düşebileceği beklentisi, Đtalya nın borçlarını çeviremeyeceğine yönelik endişeler ve kredi derecelendirme kuruluşlarından Avrupa ülkelerine ilişkin gelen not indirimleri paritede 1,3150 seviyelerinin görülmesine neden olmuştur. Avrupa, ABD, Đngiltere, Đsviçre ve Japonya merkez bankalarının ortak bir karar alarak piyasaya Dolar likiditesi sağlayacaklarını duyurmaları ve yine Avrupa Merkez Bankası nın tahvil alımlarına devam edeceğini açıklaması paritenin tekrar 1,38 1,39 bölgesine doğru yükselmesini sağlayan etkenler olarak ön plana çıkmaktadır. 6

7 Grafik 3: Euro / Dolar Paritesi EURO / USD Paritesi 1,49 1,46 1,43 1,40 1,37 1,34 1,31 1,28 1,25 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haziran 11 Ağustos 11 Eylül 11 Kaynak: Finnet Analiz 93 Dolar seviyelerinden yıla başlayan Brent tipi ham petrol fiyatları, ekonomilerdeki canlanmaya yönelik beklentiler ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanan gerginlikler ve yönetim değişiklikleri sonrasında 127 Dolar seviyelerine kadar yükselmiştir. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkelerinde yaşanan yönetim belirsizliklerinin bir arz sıkıntısı yaratabileceği endişesi bu yükselişte etkili olmuştur. Haziran ayında Uluslararası Enerji Ajansı nın Libya da yaşanan gerginliği ve petrol arzında yaşanan sıkıntıyı sebep göstererek rezervlerindeki 60 milyon varili serbest bırakma kararı alması petrol fiyatlarında 105 Dolar seviyesine doğru bir gerilemeyi beraberinde getirmiştir. Yaz döneminde OPEC cephesinden yapılan açıklamalarda mevcut seviyelerin hem üreticiler hem de tüketiciler açısından uygun olduğu ve petrol arzında bir artış olmayacağının belirtilmesi fiyatların Dolar bandında hareket etmesine neden olmuştur. 7

8 Grafik 4: Petrol ve Altın Fiyatları BRENT $ Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haziran 11 Temmuz 11 Ağustos 11 Eylül ALTIN $ Brent Altın Kaynak: Finnet Analiz Altın fiyatlarına bakıldığı zaman yükseliş trendinin devam ettiği ve yeni yüksek seviyeler görülerek rekorlar tazelendiği görülmektedir. Yılın ikinci çeyreğini 1,460 1,580 Dolar / Ons bandında geçiren altın fiyatları, küresel risk algılamasındaki artış ve güvenli liman arayışından dolayı bir ralli gerçekleştirmiş ve tarihi yüksek seviyesi olan 1,921 Dolar / Ons seviyesini görmüştür. Temmuz ayı başındaki seviyesi ile Eylül ayında görülen tarihi zirve arasındaki prim miktarı %30 civarına ulaşmıştır. Piyasaların Fed cephesinden gelecek yeni bir parasal gevşemeye (QEIII) yönelik beklentilerinin karşılanamaması ise aşırı yükselen altın fiyatlarında bir düzeltmeyi tetiklemiş ve bu düzeltme hareketi de yükseliş gibi sert ve hızlı olmuştur. 2 haftalık bir süreçte 390 Dolar (%20) değer kaybeden altın fiyatları Eylül ayını 1624 Dolar / Ons seviyelerinden tamamlamıştır. 8

9 Grafik 5: Hisse Senetleri Piyasası ĐMKB YABANCI PAYI (% Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haziran 11 Temmuz 11 Ağustos 11 Eylül 11 IMKB100 Yabancı Payı Kaynak: Finnet Analiz 2011 yılına not artırım beklentileri paralelinde yükselişle başlayan ĐMKB 100 endeksi, daha sonra TCMB nin aldığı zorunlu karşılık kararları ve Euro Bölgesi ve Orta Doğu da yaşanan gelişmelerle birlikte güç kaybetmeye başlamıştır seviyesinden 2011 yılına başlayan endeks seviyelerine kadar yükselmiştir. Yurtdışında yaşanan gelişmeler ve yurtiçinde TCMB nin aldığı kararların bankaların karlılığı üzerinde yarattığı baskılar nedeniyle ĐMKB 100 endeksi Şubat ayında seviyelerine kadar gerilemiştir. Bu seviye görüldükten sonra yukarı yönde bir hareket gerçekleştiren endeks, not artırımına ilişkin beklentilerin yeniden canlandırılması ve Euro Bölgesi ndeki sorunların çözümleneceğine ilişkin umutlarla tekrar seviyelerine yükselmiştir. Ardından kredi derecelendirme kuruluşlarından yapılan cari açığa ilişkin açıklamalar ile not artışının gündemden düşmesi ve yurtdışı piyasalardaki seyrin negatife dönmesi sonrasında hızlı bir düşüş trendine giren ĐMKB 100 endeksi yılın ilk yarısını seviyesinden tamamlamıştır. ĐMKB yılın üçüncü çeyreğine yurtdışı piyasalardaki pozitif havanın etkisinde alıcılı bir seyirle başladı. Moody s in BDDK nın kredi büyümesini dizginlemek için tüketici kredilerinde aldığı kararların Türkiye nin kredi notu için pozitif olduğunu açıklaması da bu yükseliş trendini destekledi. Fakat sonrasında yurtiçinde cari açık konusunda artan endişeler ve dövizdeki, yukarı yönlü hareket piyasaların yurtdışından negatif yönde ayrışmasına neden olurken, ĐMKB nin de seviyelerine geri çekilmesini sağladı. Yurtiçinde Merkez Bankası nın döviz alım ihalelerine ara vererek ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarını düşürerek piyasaya müdahale etmesi ve yurtdışında ABD'deki borçlanma limiti krizinin aşılması piyasalarda bir miktar toparlanma sağladı. Ancak, Moody s in ABD'nin kredi notunu negatif izlemeye almasının yarattığı endişelere bağlı olarak bu düzelmenin sınırlı kaldığı görüldü. Ağustos ayı başında Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun olağanüstü toplantısında, politika faizini %6,25'ten %5,75'e çekerken gecelik borçlanma faiz oranını %1,50'den %5'e yükseltmesine olumsuz tepki veren yurtiçi piyasalar, yurtdışında S&P nin ABD nin AAA olan notunu tarihinde ilk kez AA+ ya indirmesi ile sarsıldı. Bu gerçekleşmelere bağlı olarak yurtdışı piyasalarda görülen sert satış dalgasına katılan ĐMKB Endeks'i, 48,600 9

10 seviyelerine kadar geri çekildi. Bu seviyelerin görülmesi sonrasında tepki alımları ile toparlanan piyasalar, Avrupa Merkez Bankası nın ABD, Đngiltere, Japonya ve Đsviçre merkez bankalarıyla piyasalara Dolar likiditesi sağlayacakları açıklamasıyla yükselişe geçen yurtdışı piyasaları takip ederek 57,000 seviyelerini test etti. Ancak AB tarafında borç sorunu ve özellikle Yunanistan'a ilişkin sorunların çözümüne yönelik adımları yeterli görmeyen yurtdışı piyasalar gerilemeye başlarken, S&P'nin Türkiye nin yerel para birimi cinsinden kredi notunu artırması haberi ĐMKB'yi 61,700 seviyesi üzerine kadar taşıdı. Not artırımı sonrasında ĐMKB de yurtdışındaki satış dalgasına katılarak hızla 55,000 seviyelerine kadar gerilerken, tepki alımları ve AB borç krizi konusunda yaşanan bir takım olumlu gelişmeler Eylül ayı sonunda endeksi tekrar 59,693 seviyesine kadar yükseltmiştir. Böylece endeksin yılın ilk 3 çeyreğindeki kaybı %9,54 olmuştur. Aynı dönemde yabancı payı da %66 seviyelerinden %62 seviyelerine kadar gerilemiştir. Grafik 6: Büyüme 20,0 GSYH ( Yıllık Değişim %) 5,9 12,0 10,3 5,2 9,2 11,0 8,8 0,0-2,8-7,8-14,7-20,0 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 Kaynak: TÜĐK 2010 yılında ve 2011 in ilk çeyreğinde iç talep koşullarının canlılığını artırarak sürdürmesi ile güçlü bir büyüme sağlayan ekonomimiz, çeyreğinde hızı azalsa da gücünü korumaya devam etti ve %8,8 lik bir büyüme yakaladı. Açıklanan son büyüme rakamları ile Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 1,2 trilyon TL ye (787 milyar Dolar) ulaşmış oldu. Avrupa başta olmak üzere, global ekonomik duruma ilişkin olumsuz durumun gecikmeli etkilerinin hissedilecek olmasına bağlı olarak mevcut büyüme trendinin ivmesi azalsa da süreceği beklenmektedir. IMF Temmuz ayında G-20 Ülkeleri Hazine Bakanları Toplantısı sonrasında yayımladığı raporda 2011 ve 2012 yıl sonu büyümelerini sırasıyla %8,7, ve %2,5 olarak tahmin ederken, Eylül ayında yayımlanan World Economic Outlook raporunda ise bu rakamlar sırası ile %6,6 ve %2,2 olarak belirtilmiştir. 10

11 Grafik 7: Tüketici Güven Endeksi ve Kapasite Kullanım Oranı 100,00 95,00 93,70 96,40 93,70 90,00 85,00 84,70 88,00 90,40 91,30 93,50 91,70 80,00 75,00 70,00 65,00 60,00 Aralık 09 Ocak 10 79,20 67,30 Kaynak: Finnet Analiz, TÜĐK 72,70 Şubat 10 Mart 10 Nisan 10 Mayıs 10 Haziran 10 Temmuz 10 Tüketici Güven Endeksi 74,40 73,00 75,60 Ağustos 10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 74,60 73,00 74,90 76,70 Kapasite Kullanım Oranı 75,40 76,20 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haziran 11 Temmuz 11 Ağustos 11 Eylül 11 Tüketici güven endeksine bakıldığında Temmuz ve Ağustos aylarında bir gerileme yaşanmış ancak Eylül ayında tekrar yükseliş kaydedilmiştir. Kapasite kullanım oranında ise 75 seviyesi üzerindeki trendin korunduğu gözlenmektedir. Tablo 2: Aylık Sanayi Üretim Endeksi Ağustos 2011 (2005=100) SEKTÖR Endeks Arındırılmamış Değişim (Yıllık) Değişim (Aylık) Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks Değişim (Yıllık) Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks Değişim (Aylık) Toplam Sanayi 119,3 3,8-7,1 119,7 3,8 123,1-2,6 Madencilik ve Taşocakçılığı ,7 148, ,5-2,4 Đmalat Sanayi 114,3 4, ,7 4, ,3 Elektrik, Gaz, Buhar ve Đklimlendirme Ürt. ve Dağıtımı Kaynak: TÜĐK 151,5-0, ,5-0,4 137,7-0,8 Son açıklanan Ağustos ayı sanayi üretim verisi piyasa beklentilerine paralel bir şekilde bir önceki yılın aynı ayına göre %3,8 artış kaydetmiştir. Bu oranın Ekim 2009 tarihinden bu yana kaydedilen en düşük artış tutarı olduğu görülmektedir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığı zaman ise aylık bazda %2,6 lık bir azalma göze çarpmaktadır. Ramazan ayı tatilinin ilgili aya denk gelmesi sanayi üretiminde bir azalmayı tetiklemiş olsa da, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerdeki gerilemeler Merkez Bankası nın yumuşak iniş senaryolarını desteklemektedir. 11

12 Temmuz ayında yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranlarında bir değişikliğe gidilmezken, Merkez Bankası piyasalardaki olumsuzluğun artması üzerine 4 Ağustos 2011 tarihinde ara PPK toplantısı düzenleyerek politika faiz oranını %6,25 seviyesinden %5,75 seviyesine indirmiştir. Ayrıca yine bu toplantıda borçlanma faiz oranı %1,5 seviyesinden %5 seviyesine yükseltilmiş, borç verme faiz oranı ise %9 seviyesinde sabit tutularak faiz koridoru daraltılmıştır. Merkez Bankası bu toplantıda gerek gördüğü durumlarda döviz satım ihaleleri yoluyla piyasaya döviz likiditesi sağlamaya karar verildiğini duyurmuştur. Merkez Bankası 3. çeyrek süresince yaptığı Para Politikası Kurulu toplantılarında 2 kez yabancı para zorunlu karşılık oranlarında indirime gitmiştir. Yapılan bu iki indirim ile piyasaya toplamda 1,52 milyar Dolar likidite sağlanması planlanmıştır. Tablo 3: Yabancı Para Zorunlu Karşılık Oranlarına Đlişkin Kararlar ( Yüzde ) Karar Tarihi Vadesiz ve 1 yıla kadar vadeli DTH 1 yıl ve daha uzun vadeli DTH Birikimli DTH 1 yıla kadar vadeli diğer yükümlülükler 1-3 yıl vadeli diğer yükümlülükler 3 yıldan uzun vadeli diğer yükümlülükler Ağırlıklı Ortalama 23.Eyl Nis , Tem Ağu.11 11,5 9,5 9,5 9,5 9,5 9,5 11 Kaynak: TCMB Grafik 8: TÜFE ÜFE Yıllık Değişim Oranları (%) TÜFE - ÜFE Yıllık Değişim Oranları (%) 17,00 16,00 15,00 14,00 13,00 12,00 11,00 10,00 9,00 8,00 7,00 6,00 5,00 4,00 3,00 Ocak 10 Şubat 10 Mart 10 Nisan 10 10,42 10,19 7,64 7,58 Mayıs 10 Haziran 10 Temmuz 10 Ağustos 10 Eylül 10 9,24 8,91 9,92 8,87 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 10,80 6,40 4,90 10,87 4,16 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 10,08 3,99 Nisan 11 Mayıs 11 10,19 9,63 8,21 7,17 4,26 6,24 10,34 6,31 Haziran 11 Temmuz 11 Ağustos 11 12,15 11,00 6,65 6,15 Eylül 11 TUFE UFE Kaynak: TÜĐK Eylül ayında açıklanan enflasyon rakamlarına bakıldığında bir önceki yılın aynı ayına göre değişim %6,15 olarak gerçekleşmiştir. Böylece Mayıs ayından beri enflasyonda devam eden ılımlı seyir korunmuş, gerçekleşmelerin Merkez Bankası nın yayımladığı 3. Enflasyon Raporu ndaki hedefler ile uyumlu olduğu görülmüştür. 12

13 Merkez Bankası Temmuz ayında yayımladığı 3. Enflasyon Raporu nda, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2011 yılı sonunda %5,9 ile %7,9 aralığında, 2012 yılı sonunda ise %3,5 ile %6,9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmektedir. Orta vadede ise %5 düzeyinde enflasyonun istikrar kazanacağı görüşü yinelenmiş ve Nisan ayında yayımlanan enflasyon raporundaki tahminlerin geçerliliğini koruduğu belirtilmiştir. Grafik 9: 12 Aylık Kümülatif Cari Đşlemler ve Dış Ticaret Dengesi (Milyar Dolar) Ara.08 Oca.09 Şub.09 Mar.09 Nis May.09 Haz Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz Tem.10 Ağu Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz Tem.11 Ağu Kaynak: TCMB Cari Đşlemler Dengesi Dış Ticaret Cari açık rakamlarına bakıldığı zaman ise son 3 ay içinde artışın devam ettiği ancak ivmesinin Merkez Bankası nın beklentilerine paralel bir şekilde azaldığı görülmektedir. Son açıklanan Ağustos ayı cari açık rakamının 3,96 milyar Dolar gelmesi ile 2011 yılı Ocak Ağustos döneminde toplam açık rakamı 54,3 milyar Dolar olmuştur yılının ilk sekiz aylık dönemin artış miktarı ise 27,4 milyar Dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Merkez Bankası son yayınladığı Ödemeler Dengesi Raporu nda cari açık rakamında yaşanan bu artışa neden olarak, iç talep kaynaklı hızlı büyüme ile görece zayıf seyreden dış talebin yarattığı dengesizliği ve dış ticaret hadlerindeki bozulmayı sebep göstermiştir. 13

14 Grafik 10: Đşsizlik Oranları % (Temmuz) ,5 21,1 21,2 21,3 20,8 21, ,6 19,3 17,9 17, , ,5 13,6 11,4 10,6 14,3 11,3 14,1 13,7 11, ,2 11,4 14,7 11,9 11,5 14,2 10,8 13,4 Đşsizlik Oranı Tarım Dışı Đşsizlik Oranı Genç Nüfus Đşsizlik Oranı ( yaş ) 9,9 12,5 12 9,4 11,9 9,2 11,8 9,1 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Kaynak: TÜĐK 2011 yılı başından itibaren işsizlik oranındaki düşüş trendi devam etmektedir. Temmuz ayında işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 273 bin kişi azalarak 2 milyon 509 bin kişiye düşmüş ve işsizlik oranı %9,1 olarak gerçekleşmiştir. Aynı düşüş trendi tarım dışı işsizlik oranında da devam ederken, genç nüfustaki (15 24 yaş) işsizlik oranına bakıldığı zaman Mayıs ayından itibaren bir yükseliş gözlenmektedir yılında TOBB, SPK, TSPAKB ve ĐMKB arasında imzalanan Đşbirliği Protokolü ile geçerlilik kazanan Halka Arz Seferberliği süreci, 2010 yılında kazandığı ivmeyi 2011 yılında artırarak devam etmiştir yılının ilk yarısında toplam 17 şirket halka arz olmuş ve 1,150 milyar TL (733 milyon Dolar) sermaye piyasalarına kaynak aktarılmıştır yılının 3. çeyreğinde ise toplam 5 şirket halka arz gerçekleştirmiş ve 86,2 milyon TL (51,8 milyon Dolar) sermaye piyasalarına aktarılmıştır. Özel sektörün kaynak temini için son dönemde daha sık kullanmaya başladığı ve bir diğer fonlama aracı olan tahvil bono ihraçları da yılın ilk yarısında olduğu gibi üçüncü çeyrekte de devam etmiştir yılı 3. çeyrekte toplam 2,63 milyar TL lik (1,55 milyar Dolar) kaynak elde edilmiştir. Bu alanda Đş Bankası 600 milyon TL, Garanti Bankası SA Romanya 100 milyon TL, Akbank 500 milyon TL, T. Halk Bankası 500 milyon TL, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. 500 milyon TL, Türkiye Ekonomi Bankası 300 milyon TL, Aktif Yatırım Bankası 30 milyon TL ve Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.Ş. 100 milyon TL lik kaynak sağlamıştır. 14

15 Yılın ilk 9 aylık döneminde yatırım fonları piyasası verileri incelendiğinde 2010 yılı sonunda 485 olan fon sayısının 559 a yükseldiği görülmektedir. Bu dönemde A Tipi fon sayısı 1 adet, B Tipi fon sayısı ise 73 adet artmıştır. Artışın en fazla olduğu fon türü ise B Tipi Koruma Amaçlı (51 adet) olmuştur yılı sonunda 30,897 milyar TL olan fon toplam değerlerinin ise yılın ilk 9 ayında %3,8 azalarak 29,715 milyar TL ye gerilediği görülmektedir. Aynı dönemde emeklilik fonlarında ise sayı 140 tan 160 a çıkarken, fon toplam değerleri de %16,9 artış kaydederek 12,007 milyar TL den 14,043 milyar TL ye yükselmiştir. Yılbaşında %6,86 seviyelere kadar gerileyen gösterge tahvil bileşik faizleri yılın ilk yarısında TCMB nin aldığı zorunlu karşılık kararları ile hızla yükselerek %9,30 seviyelerine kadar yükselmiştir. Yaz aylarında ise %7,60 seviyelerine kadar gerileyen gösterge tahvil bileşik faizleri yılın 3. çeyreğini %8,50 seviyelerine yakın tamamlamıştır. S&P nin tarihinde ilk defa ABD nin notunu indirmesi, Euro Bölgesi nde borç ödeyememe krizi şiddetini artırması ve bu ülkelere ilişkin peş peşe gelen not indirimleri yılın 3. çeyreğinde tüm dünya piyasalarını olumsuz etkilemiştir. Yurtiçi piyasalar da bu olumsuzluktan etkilenmiş ve IMKB100 endeksi seviyelerine kadar gerilemiştir. Merkez Bankası bu süreçte uygulamakta olduğu proaktif para politikasına devam etmiş ve faiz oranları ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarında indirime gitmiştir. Yine aynı şekilde TL nin Dolar karşısındaki değer kaybını önlemek amacı ile döviz satım ihalelerine başlayacağını duyurmuştur. Yılın son çeyreğinde Merkez Bankası nın uygulamakta olduğu politikalar ve sonuçları yakından takip edilmeye devam edecektir. Yurtdışı piyasalar tarafında ise ana gündem yine Euro Bölgesi ndeki borç sorunları ve ABD ekonomisinin büyümesine ilişkin veriler olacaktır. Bununla birlikte ülke merkez bankalarının uygulayacakları politikalar ve alacağı kararlar yakından izlenecektir. Fed in Yeni bir parasal gevşemeye gidip gitmeyeceği piyasaların cevap arayacağı soruların başında gelmektedir. Bu süreçte piyasalar yakından takip edilerek etkin portföy yönetimi anlayışı çerçevesinde belirlenen risk seviyesinde maksimum getiri sağlama hedefine odaklanılacaktır. 15

16 II-FAALĐYETLER A-YATIRIMLAR: 1- Yatırımlardaki gelişmeler: Cari dönemde; 3.352,14 TL lik maddi duran varlık alımı yapılmıştır. 2- Teşvik tedbirlerinden yararlanma durumu, yararlanılmışsa ne ölçüde gerçekleştirildiği: Teşvik tedbirlerinden yararlanılmamıştır. B- MAL VE HĐZMET ÜRETĐMĐNE ĐLĐŞKĐN FAALĐYETLER: 1- Đşletmenin üretim birimlerinin nitelikleri, kapasite kullanım oranları ve bunlardaki gelişmeler, genel kapasite kullanım oranı: Yoktur. 2- Faaliyet konusu mal ve hizmet üretimindeki gelişmeler, miktar, kalite, sürüm ve fiyatların geçmiş dönem rakamlarıyla karşılaştırmalarını içeren açıklamalar: Yoktur. 3- Faaliyet konusu mal ve hizmetlerin fiyatları, satış hasılatları, satış koşulları ve bunlarda yıl içinde görülen gelişmeler: Yoktur. 4- Randıman ve prodüktivite katsayılarındaki gelişmeler, geçmiş yıllara göre bunlardaki önemli değişikliklerin nedenleri: Yoktur. C- FĐNANSAL YAPIYA ĐLĐŞKĐN BĐLGĐLER: 1- Başlıca Finansal Büyüklükler (TL): 30 Eylül Eylül Aralık 2010 Mali Tablolar Mali Tablolar Mali Tablolar Toplam Aktifler Nakit ve Nakit Benz Özsermaye Net Kar Başlıca Finansal Oranlar (%): 30 Eylül Eylül Aralık 2010 Mali Tablolar Mali Tablolar Mali Tablolar Özsermaye Karlılığı 11,59 17,44 21,40 Aktif Karlığı 11,16 16,85 20,77 Hisse Başına Kar (TL) 0, , ,01189 Bu bölümdeki bilgilerin ayrıntıları ilişikte sunulan REFERANS BAĞIMSIZ DENETĐM VE DANIŞMANLIK A.Ş. nin hazırlamış olduğu dönemine ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporunda açıklanmıştır. 16