İNSAN İMMUN YETMEZLİK VİRÜSÜ(HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS) ENFEKSİYONU; GENEL VE AĞIZ BULGULARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İNSAN İMMUN YETMEZLİK VİRÜSÜ(HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS) ENFEKSİYONU; GENEL VE AĞIZ BULGULARI"

Transkript

1 Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt l, Sayı I, 1998 İNSAN İMMUN YETMEZLİK VİRÜSÜ(HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS) ENFEKSİYONU; GENEL VE AĞIZ BULGULARI Dr. Süleyman BOZKAYA* Doç.Dr. İnci KARACA** ÖZET Kazanılmış immun yetmezlik Sendromu(Acquired Immunodeficiency Syndrome-AIDS) ilk kez 1981 yılında klinik olarak tespit edilmiş ve bu tarihten itibaren hızla yaygınlaşarak epidemik bir hastalık halini almıştır. Bu sendrom, insan immun yetmezlik virüsünün (Humarı Immuno-deficency Virus-HJV) neden olduğu ilerleyen immunosupresyon neticesinde tehlikeli fırsatçı enfeksiyonlar, neoplazmalar veya hayatı tehdit edici diğer rahatsızlıkların gelişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu makalede HIV enfeksiyonunun şekli, patogenezi ve gelişmesi tartışılarak, genel ve ağız bulguları gözden geçirilmiştir. Anahtar Kelimeler:İnsan immun yetmezlik virüsü, kazanılmış immun yetmezlik sendromu, genel ve ağız bulguları. ABSTRACT Since the first patients with acguired immunodeficiency syndrome (AIDS) were seen in 1981, the disease has been recognizeds an epidemic, now considered a major health threat. This syndrome is defined by the development of serious opportunistic infections, neoplasms or other life-thereatening disorders resulting from progressive HlV-induced immunosuppression. In this article the pathogenesis, mode and course of infection are discussed and the general and oral manifestations of infection with this virüs are reviewed. Key Words: Human immunodeficiency virüs, acquired immunodeficiency syndrome (AIDS) general and oral manifestations. GİRİŞ Kazanılmış immun yetmezlik sendromu (Acquired immunodeficiency Syndrome-AIDS), insan immun yetmezlik virüsü (Human immunodeficiency Vırus-HIV) ile enfeksiyon sonucunda ortaya çıkan hastalığın klinik spektrumununun en şiddetli durumudur. Bu sendrom HlV'ın neden olduğu ilerleyen immunosupresyon neticesinde tehlikeli fırsatçı enfeksiyonlar, neoplazmalar veya hayatı tehdit edici diğer rahatsızlıkların gelişmesi olarak tanımlanmıştır 1. AIDS vakaları; ilk raporlardan en az iki yıl önce A.B.D.'de ilk kez görülmüştür. AIDS; ilk kez 1981 'in ortalarında New York, Los Angeles ve San Fransisco'daki genç, önceden sağlıklı homoseksüel erkeklerde pneumocystis carinii pneumonia ve Kaposi Sarkomu'nun alışılmamış bir kombinasyonu rapor edildiğinde tanımlanmıştır. AIDS için yüksek risk grubu oluşturan kişiler homoseksüel veya biseksüel erkekler, intravenöz ilaç kullananlar, hemofililer, kan tranfüzyonuna gerek duyan hastalar ve AIDS risk grubundaki kişilerin heteroseksüel seks partnerleridir. Bu sendromun hemofililileri, heteroseksüel intravenöz ilaç bağımlılarını, kan transfüzyonuna gerek duyan hastaları ve bunların seks partnerlerini etkilemesi, pek çok araştırıcıyı geçirilebilir bir ajanın AIDS'teki karakteristik immünolojik defektin esas sebebi olabileceğine inandırmıştır 4,20 İlk AIDS raporlarından 2 yıldan daha fazla bir süre sonra yani 1983'te bir cytopatic retrovirüs (HIV) AIDS'li ve kronik lenfadenopatili hastalardan izole edilmiştir 20,21. AIDS'ten iki farklı virüs populasyonu sorumludur. Bunlardan HIV Tip 1 (HIV-1) virüs grubu orta Afrika ve dünyanın diğer bölgesindeki AIDS'ten sorumlu iken HIV Tip 2(HIV-2) virüs grubu batı Afrikadaki AIDS'ten sorumludur (l). Her iki HIV grubunun genetik yapıları üç yapısal proteinden oluşur. Bunlardan zarf glikoproteini viral dış tabakayı oluşturur. Core proteini viral RNA'nın etrafını sarar. Üçüncü yapısal protein DNA polimeraz proteinidir 15. Enfeksiyonun Şekli: HIV, cinsel ilişkiyle mukozal membranlardan, virüsle kontamine olmuş kan ve kan ürünleriyle hematojen yoldan veya anneden fetusa ya da yeni doğana geçmektedir 1,18,20. Virüs vücuda girdikten sonra; virüs enfeksiyonunda ilk basamak virüsünün hedef hücrenin yüzeyine bağlanmasıdır 6. Bu olay zarf glikoproteini 120'ini (gp 120) T helper hücrelerinin yüzeyindeki CD4 yüzey proteinine bağlanması ile gerçekleşir. Hücre yüzeyine bağlanmasından sonra virüs alıcı hücre içine internalize olur ve burada dış kılıfını kaybeder 6,8. Viral RNA, viral DNA polimeraz yoluyla enfekte hücrelerin sitoplazmasında viral DNA'ya karşıt kopyasını çıkartır *Gazi Üni.Diş Hekimliği Fak. A.D.Ç.H. ve Cer. A.B.D. Doktora Öğrencisi ** Gazi Üni.Diş Hekimliği Fak. A.D.Ç.H. ve Cer. A.B.D. Öğretim Üyesi -18

2 CİLT:1, SAYI : 1 ve çekirdeğe taşınır. Orada alıcı hücre içine integre olur. İntegre olan viral DNA, alıcı hücrenin RNA polimeraz II'si ile RNA'ya kopyasını çıkartır. Bu RNA kopyalan virüs genomu olarak görev yapabilirler ya da viral gen ürünlerinin sentezinde mrna gibi hizmet edebilirler 8. Enfeksiyonun Patogenezi: Klinik hastalığın ilerlemesinde esas proçes ilerlemiş HIV enfeksiyonunun karakteristiği olan ciddi immunosupresyona sebep olan, CD4 T lenfositlerin fonksiyon anomalileri ve sayısal olarak azalmasıdır 21,23 Genci kabul gören bir görüş de HlV'in kendisinin patojenik olayın başlama ve çoğalmasında esas rolü oynadığıdır 10. CD4 T lenfositler gittikçe azalırken bu sırada periferal kandaki monoküleer hücrelerde viral yükün son derece düşük olması bulgusu HIV enfeksiyonuyla ilgili ilave immun düzensizlik mekanizmaları olduğu görüşünü ortaya çıkarmıştır 22. Birçok araştırma sonuçlarına göre lenfoid organlarda periferal kandan daha çok viral yük ve viral çoğalmanın olması, lenfoid organların HIV enfeksiyonunun devamında ve ilerlemesinde rol oynadığını düşündürmektedir 22,23. Enfeksiyonun Gelişmesi: Primer HIV enfeksiyonlu hastaların % 50-70'inde ; enfeksiyonun başlangıcında yaklaşık 3-6 hafta sonra akut mononükleozis (akut relroviral sendrom) benzeri bir sedrom gelişir. Bu periodda yüksek düzeyde viremi ve 1 hafta-3 ay içinde bir immun cevap gözlenir. Virüs erken safha süresince yayılır. Bu safha sırasında başlayan HlV'e özgü bağışıklık, viremideki çarpıcı azalma ile birlikte görülür. Bu bağışıklık virüsün replikasyonunu tamamen baskılamak için yetersiz seviyededir. Çünkü plazmada vireminin zor tespit edilmesi ve HIV mrna'sının periferal mononükleer hücrelerde hiç tespit edilimemesine rağmen lenf nodüllerinde HlV'e ait bulgular vardır 23. Primer enfeksiyon ve HlV'e ait spesifik immünitenin ortaya çıkmasından sonra hastaların büyük bir bölümü ortalama 10 yıl süren bir klinik latent dönem yaşarlar. Bu latent dönemde hastalığın en belirgin bulgusu periferal kandaki CD4 T hücrelerinin azalmasıdır. Bu azalma katkıda bulunan diğer faktörler virüs tarafından direkt veya indirekt olarak başlatılan immünolojik olaylarla beraber lenfoid organlardaki viral replikasyondur. Bu bilgiler ışığında HTV enfeksiyonunun latent dönemde dahi progresiv olduğu görülmektedir 23. HIV enfeksiyonlu hastaların çoğunda immun sistemindeki progresiv bozukluğun kaçınılmaz sonu, klinik olarak görülen hastalıktır. Bu hastalık; ya ciddi ve inatçı belirtiler ve semptomlar ya da fırsat- çı enfeksiyon ve neoplazmalar olabilir 3. GENEL BULGULAR Erken Sendromlar: Akut retroviral sendrom. non-spesifik ve değişken klinik özelliklere sahiptir. Ateş, terleme, keyifsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık, bulantı, diyare ve non-eksudatif faranjit önemli semptomlardır. 17 HIV enfeksiyonunda sıklıkla akut retroviral sendromla başlayan genel bir lenfadenopati görülebilir. Persiste generalize lenfadenopati(pgl) herhangi b i r açıklaması olmayan en az 3-6 hafta süren iki veya daha çok sayıda ekstra-inguinal alanın lenfadenopatisi şeklinde tanımlanır. Antikor oluşmasından sonra enfekte bireylerin %50-70'inde PGL gelişir. En çok etkilenen lenf düğümleri posterior ve anterior servikal, Submandibular, oksipital ve aksiller zincirlerdir. 21 Uzun süreli HIV enfeksiyonları sıklıkla asemptomatiktir. Bununla beraber hastaların küçük bir oranı primer enfeksiyondan sonraki aylar veya yıllar içinde non-sepesifik yapısal semptomlardan şikayet ederler. Hastalar çoğunlukla kolay yorulduklarını ve normal aktivitelerini azaltmaya ihtiyaç duyduklarını söylerler. Düşük derecede ateş, gece terlemeleri ve aralıklı diyare de rapor edilmiştir. Bunları sadece HIV enfeksiyonuna bağlamanın yanlış olacağı belirtilmektedir. 21 Hastaların çoğunda periferik sinir sistemi de etkilenmekte ve %20-40 oranında semptomatik periferal sinir hastalığı görülmektedir. 20 HIV ile enfekte hastaların az bir kısmında polimyositis görülür. Klinik özellikleri; kas ağrıları, proksimal kaslarda güçsüzlük, kas gevşemesi, zayıflama ve yorgunluktur. Biyopsiler kas lifi nekrozu ve inflamatuvar infiltrasyonlar gösterir. 5 HIV enfeksiyonunun dermatolojik sonuçları primer kutanöz fırsatçı enfeksiyonlar ve malignansiler ile deriyi etkileyen sistemik fırsatçı enfeksiyonlardır. Kaposi sarkomu(ks) ve Herpes virüsü enfeksiyonları, ilerlemiş HIV enfeksiyonu hastalarda çok sık görülür. AIDS'li homoseksüel erkeklerin %90'ından fazlasında görülen fakat diğer AİDS risk gruplarında prevalansı daha düşük olan Herpes Simplex Virüsü Tip-2'yi (HSV-2) tespit etmek amacıyla serolojik testler kullanlabilir. HSV-2 enfeksiyonu immum sistemi baskılanmamış hastalarda sık nüks ederken, immum baskılı hastalarda daha sık nüks eder ve daha uzun periodlarda sürer, Varicella Zoster virüsü(vzv) ve Cytomcgalovirüs(CMV) retinitise sebep olur. Bir kutanöz su çiçeği virüsü enfeksiyonu olan molluskum kontagiosum da HIV ile enfekte insanlarda diğer populasyondan daha sık görülmektedir. 21

3 C.U. DİŞHEKİMLİGİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 199S Geç Sendromlar: HIV enfeksiyonu ilerledikçe gastro-intestinal sistem hastalıklar daha sık olaraka ortaya çıkar. Bunun sebebi mide ve barsakların patolojik tutulumlar için potansiyel bir alan olmasıdır. AIDS'lı hastalarda, HlV'ın neden olduğu immun yetmezlik sonucunda ortaya çıkan fırsatçı hastalıkların yanında ilerlemiş sistemik hastalık sebebiyle şiddetlenen daha yaygın gastro-intestinal problemler görülür 21 AIDS hastalarında böbrek anomalileri olduğu da bildirilmekle birlikle AIDS'e bağlı spesifik bir nefropatinin oluşup oluşmadığı kesinlik kazanmıştır. Bazı hastalarda böbrek hastalıklarının oluşma riski yüksek olduğu için böbrek disfonksiyonunu sadece HIV enfeksiyonuna bağlamak çok doğru değildir. İntravenöz ilaç kullanımı, Hepatit B enfeksiyonu, sıvı ve elektrolik düzensizlikleri, nefrotoksik ilaç tedavileri, ciddi fırsatçı enfeksiyonlar ve malignansiler böbrek disfonksiyonuyla birlikte görülen durumlardır. 21 HIV enfeksiyonlarında fırsatçı akciğer hastalıkları, akut durumun ve ölümün en yaygın sebepleridir. Amerika'da AIDS'de görülen hastalıkların %65'i fırsatçı akciğer enfeksiyonları olup, bunların çoğu da pneumocystis carimi pneumonia'dır Pneumocystis carinii'ye ek olarak AIDS'te pneumonitise neden olan diğer enfeksiyöz ajanlar; mikrobakteriler (özellikle Mycobacterium tuberculosis), mantarlar(cryptoncoccus neoformans gibi), kapsüllü bakteriler, CMV ve muhtemelen HIV'in kendisidir. 16 HIV, santral sinir sistemindeki beyaz maddeyi (substantia alba) enfekte ettiği zaman bir progresiv nörolojik sendroma (HIV ensafalopatisi) sebep olabilir. AIDS'li hastaların %90'ı kavramaya ait, duyusal ve psikomolor anomalilere sahiptir. 21 KS, HIV ile enfekte olan hastalarda en çok görülen neoplazmadır. KS'nin kapiller ya da menfatik orjinli endotelyal bir neoplazma olduğu kabul edilmektedir. 21 HIV enfeksiyonunda ikinci en yaygın malignansi olan non-hodgkin lenfoma (NHL) ise bir B lenfosit neoplazmıdır. NHL'de lenfositler büyük, diferansiye olmamış şekilde veya immunoblastik tipte olup lezyonlar yüksek malignansi gösteren patolojik yapılarına uygun bir klinik görünüm sergiler. 19 AĞIZ BULGULARI 30'dan fazla değişik tip oral lezyonun HIV enfeksiyonu ile beraber görüldüğü bildirilmektedir(tablo 1). HIV enfeksiyonunda sık görülen oral lezyonlar ana hatlarıyla şu şekilde açıklanabilir. 7,24 : Fungal enfeksiyonlar: -Kandidiazis Pscudomembronöz Eritematöz Hiperplastik Angular chelitis -Hiptoplasmosis -Cryptococosis -Geotrichosis Viral enfeksiyonlar: -Herpes simplex virüsü -Cytomegalovirüs -Epstein-Barr virüsü "Hairy" lökoplaki -Varicella zoster virüs Varicella Herpes Zoster -Humarı papilloman virüs Verruca vulgaris Condyloma acuminaturn Fokal epitlyal hiperplazi Bakteriyel enfeksiyonlar: -HIV -nekrotizan gingivitis -HIV - gingivitis -HIV- periodontitis -Mycobacterium avium intracellullare -Klebsiella pneumoniae -Enterobacter cloacae -Escherichia coli -Anctinomycosis -Kedi tırmığı hastalığı (Cat serateh disease) -Sinüsit -Apikal periodontitisin alevlenmesi -Submandibulcr sellülit Neoplazmalar: -Kaposi sarkomu -Non-Hodgkin Lenfoma -Squamous cell carsinoma Nörolojik bozukluklar: -Trigeminal nöropati -Fasial felç Sebebi bilinmeyenler: -Rekürrent aftöz ülserler -Progresiv nekrotizan ülserler -Toksik epidermolizis -İdiopalik trombositopeni -Tükrük bezi genişlemeleri -Xerostomi -Melanotik hiperpigmentasyon Tablo I: HIV enfeksiyonu ile birlikte görülen ağız Iezyonlan (24). Kandidiazis: Oral mukozal kandidiazisin HIV enfeksiyonuyle bir arada görülmesinden AIDS ile ilgili ilk raporlarda söz edilmiş; bunu takip eden bir çok çalışmada bu hastalığı doğrulayan ve tartışan veriler sunulmuştur. Raporlara göre Amerika'daki AIDS hastalarının %45'inde oral kandidiazis mevcut olup enfeksiyonun ösefagusa yayılmasının önlen-

4 CİLT 1, SAYI 1 meşinde oral kandidiazisin tedavisi çok önemlidir yılında oral kandidiazisin, hastalığın hızla yayıldığı ilk dönemler boyunca AIDS için uyarıcı bir işaret olduğu bildirilmiş ve bu tüm dünya klinisyenlerinin dikkatine bu hastalığın varlığı üzerinde toplanmıştır. Kısa bir zaman periodu içinde HIV ile enfekte olan bireylerde kandidal enfeksiyonun prevalansını doğrulayan çok fazla epidemiyolojik bilgi elde edilmiştir. 26 Epidemiyolojik verilere göre HIV enfeksiyonlu hastaların ortalama %45-50 sinde oral kandidiazis gelişmekte olup, bazı çalışmalarda bu oran %90'a kadar çıkmaktadır. 21,26 HIV ile enfekte olmuş hastalarda ortaya çıkan 4 tip kandidal enfeksiyonun görülme sıklığı farklı olup prevalans oranları kandidadan etkilenen bireylerin yaklaşık yarısında ortaya çıkan eritemöz kandidiazisin en sık oluşan tip olduğunu göstermektedir. Pseudomembranöz kandidiazis ve angular chelitis görülme sıklığı açısından ikinci sırada yer alırken hiperplastik kandidiazis en az oluşanıdır HIV ile enfekte hastalarda görülen kandida enfeksiyonunun sağlıklı hastalardaki kandida enfeksiyonundan farkı çok sayıda oral sahada etkisini göstermesidir 1. Oral kandidiazisin eritematöz (atrofik) formu klinik olarak kırmızı bir lezyon olarak izlenmektedir. Damak ve depapilasyonun da izlendiği (median rhomboid glossîtis) dil dorsumu en sık etkilenen bölgelerdir (Resim 1). Etkilenen diğer alanlar ise yumuşak damak ve yanak mukozasıdır AIDS vakalarının rapor edilmelerinden önce eritematöz kandidiazisin geniş spektrumlu antimikrobiyal medikasyon ve kortikostreoid tedavisini takiben ortaya çıktığı ve eritematöz kandidiazisin, primer olgu olduğu tahmin edilen pseudomembranöz kandidiazisin plaklarının dökülmesi sonucunda sekonder olarak meydana geldiği ileri sürülmüştür. 21 HIV ile enfekte bireylerde ise eritematöz formdaki kandidiazisin pseudomembranöz formdan önce meydana geldiği düşünülmekledir. 24 Resim 1: HIV pozitif bir hastada median rhomboid glossitis (18) Pseudomembranöz kandidiazis mukozadan ayrılabilen ve ardında kırmızı, hafif kanamalı yüzey bırakan yan-yapışkan, beyazımsı-sarı, yumuşak, kaymağımsı, damla benzeri veya bazen bunların biraraya geldiği membranlar şeklinde kendini gösterir. Hastalık genellikle akuttur fakat HIV ile enfekte kişilerde tedavi edilmezse kronik bir şekilde aylarca sürebilir. Oral mukozanın her bölgesi etkilenebilmekle birlikte en sık görüldüğü alanlar, dil, yumuşak ve sert damak ve yanak mukozasıdır. [218 (Resim 2). Resim 2: AIDS'li bir hastada pseudomembranöz kandidiasis(18) Kandidiazisin hiperplastik formu ise HIV ile enfekte kişilerde en çok bilateral olarak yanak mukozasında izlenmektedir. HIV negatif bireylerde sık etkilenen bir bölge olan retrokomissural alan HIV pozitif bireylerde nadiren etkilenmektedir. HIV ile enfekte olan hastalarda kandidal enfeksiyonlar histolojik olarak nispeten zayıf iltihabı reaksiyon gösterirler. Epitel, karakteristik yoğun polimorfonükleer lökosit infiltrasyonu göstermezken çok sayıda mantar lifleri veya pseudo-lifler tarafından istila edilmiş olabilir. 12 Ösefagus kandidiazisi AIDS'in kesin tanı kriterlerinden biri olan fırsatçı bir enfeksiyondur. Halbuki oral kandidiazis bu kriterler arasında değildir. Oral kandidiazis sıklıkla AIDS'in prodromal safhalarında klinik olarak izlenir ve ileride ösefagus kandidiazisi gelişimi olabileceğinin düşündürür. Oral kandidiazis lezyonlarınm odaklan immum baskılı hastada, hastalığın lokal yayılımı için potansiyel rezervuarlar olarak rol oynayabilmektedir. Ancak yayılım şekli bilinmemektedir. 21 Oral kandidiazisin alışılmış tedavisi topikal antifungal ajanlarla yapılır. HIV ile enfekte hastalarda bu ilaçların kullanımı ancak geçici bir rahatlık sağlar ve kandidiazis sık sık nüks eder. Bu nedenle HIV ile ilgili oral kandidiazis olgularında sistemik antifungal ajanlar önerilmektedir. İmadazole grubundan olan ketoconazole ile bistriazole grubu- 51

5 C.Ü. DİŞHEKIMLIĞI FAKÜLTESİ DERGİSİ na ait fluconazole ve İtraconazole bu amaçla kullanılmakta olan ilaçlardır Viral Enfeksiyonlar: Oral hairy lökoplaki (HL); ağız mukozasının bir lezyonu olup ilk kez Greenspan ve arkadaşları 11 tarafından homoseksüel erkeklerde rapor edilmiştir. HL daha sonraları immum sistem baskılanmış HIV negatif bireylerde de görülmüştür. 9 HL,HIV enfeksiyonunun erken işaretlerinden biri olup, HL'li hastalarda AIDS'in gelişme olasılığı 16 ay içinde %48,31 ay içinde %83'tür İlk HL vakaları homoseksüel erkeklerde gözlemlenirken, günümüzde HIV enfkesiyonunun tanımlanan bütün risk kategorilerinde görülebileceği bildirilmektedir. Bu ristk kategorileri HIV pozitif bireylerin partnerleri, intravenöz ilaç bağımlıları, transfüzyon hastaları, hemofildiler ve HIV seropozitif çocuklardır. 9 HL en çok dilin lateral yüzeyinde gelişmekte olup dorsal ve vcntral yüzeylere de yayılabilmektedir (Resim 3). Bazı olgularda yanak mukozası, yumuşak damak, farinks ve ösefagusta da gözlemlenmiştir. Dilin lateral yüzeyindeki HL'nin klinik özellikleri değişiklik gösterebilmektedir. Lezyonlar farklı boyutlarda olabilmekte, beyaz vertikal çizgiler, buruşuklar, düz, plaklar veya saç benzeri keratin çıkınlıları olan kabarık, düzensiz plaklar şeklinde görülebilmektedir. HL genellikle bilateral ve asemptomatik olup, ağrıyla birlikle görülüyorsa çoğunlukla kandidal enfeksiyon da olaya iştirak etmiştir. HL'nin etkeninin Ebstein Barr Virüsü (EBV) olduğu bilinmektedir. HL'nin klinik seyri; hastanın immum durumuna bağlı olarak spontan gerileme veya ilerleme göstermektedir Çoğunlukla asemptomatik olan HL genellikle tedavi gerektirmez. 21 HIV pozitif hastalarda, Herpes virüslerinin Resim 3: Hairy lökoplaki (21). neden olduğu enfeksiyonlar sık ve şiddetli olmaktadır. Oral mokozadaki primer ve rekürrent enfeksiyonlardan HSV sorumludur. 12 HIV pozitif hastalarda primer herpetik gingivostomatit çok nadir olmakta, şayet oluşursa da çok şiddetli geçmektedir. Semptomlar ve tanı HIV negatif hastalardakine benzemektedir. Rekürrent HSV enfeksiyonları, HIV negatif hastalarda keratinize oral mukozada çok sık ortaya çıkar. Bununla beraber diğer immum baskılı hasta gruplarında olduğu gibi HIV seropozitif bireylerde geniş yayılımlı ağız içi rekürrent HSV lezyonları bulunmakta ve bu lezyonlar haftalarca sürebilmektedir. 12,21,28 Varicella-zoster virüsü ile olan temas, primer enfeksiyon olarak varicella (su çiçeği) ve reaktif enfeksiyon olarak herpes zoster ile sonuçlanabilmektedir. 12 HIV seropozitif hastalarda her iki form da görülebilmekledir. Geniş yayılımlar gösterebilen Varicella'da oral lezyonlar da gözlenmektedir. HIV enfeksiyonlarında herpes zoster sıklıkla kranial sinirlerle ilişkili olmaktadır CMV enfeksiyonu sık görülen bir viral enfeksiyon olup hayatın her döneminde görülebilmektedir. Yetişkin nüfusun %50-100'ünün CMV için seropozitif olabileceği ile sürülmüştür. Klinik hastalık geliştiğinde bu genellikle enfeksiyöz mononükleozis benzeri bir sendromdur. Primer enfeksiyondan sonra CMV konakçıda latent kalmakta ve virüs pek çok yoldan örneğin tükürük, gözyaşı, idrar, semen, servikal salgılar ve süt ile atılmaktadır. Bu atılma yıllarca sürebilmektedir. İmmum baskılı hastalarda latent virüs reaktive olabilmekte ve pneumonia, kolit, ensefalit, koreorinit gibi pek çok hastalık meydana getirebilmektedir. HIV seropozitif hastalarda CMV reaktivasyonu sık görülen bir bulgu olup çalışmalar; AIDS'Ii hastaların %90'ında hastalık boyunca aktif CMV enfeksiyonu geliştiğini göstermektedir. CMV'e bağlı olarak geliştiği bildirilen oral ülserasyonlar klinik görünüş itibariyle non-spesifik ve genellikle ağrılı olup rekürrent aftöz stomatit ile karıştırılabilmektedir. CMV'ün tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar olan intravenöz gancielovir ve foseamet gancielovir'in aynı zamanda HSV ve VZV'de de etkili olduğu gösterilmiştir Human papilloma virüs (HPV); oral papillomalar, verruca vulgaris, fokal epitelyal hiperplazi ve kondiloma akuminatum gibi pek çok oral lezyonun etkenidir. Bu lezyonlar ekzofitik olma eğiliminde olup büyüklük ve papiller konfigürasyon bakımından değişim gösterebilmektedir. HIV ile enfekte olan hastalarda oral HPV ile ilgili lezyonlar saplı veya sapsız papillamatöz bir görünüşe sahip olup sıklıkla damak, yanak mukozası ve dudak komissuralarında lokalizedir. 12 Bakteriyel Enfeksiyonlar Oral kavitedeki en yaygın bakteriyel enfeksiyon periodontal hastalıktır ve HIV enfeksiyonu ile

6 birlikle üç önemli lezyon tanımlanmıştır. Bunlar lineargingival eritem, nekrotizan ülseratif gingivilis ve nekrotizan ülseratif periodontitistir. 7, 24 Linear gingival eritem, gingival marjın boyunca parlak kırımızı eritematöz bir band veya daha genaralize bir gingivitis şeklinde olup HIV ile enfekte hastaların %25'inde görülmektedir. Eritemin miktarı, plak miktarına göre büyük oransızlık gösterir. Linear gingival erkemde, ülserasyon, cep oluşumu veya ataşman kaybının olmadığı bildirilmektedir. Lezyonların özelliği oral hijyenin düzeltilmesine ve dental plak ve kalkulusun uzaklaştırılmasına iyi cevap vermemesidir. 7 Nekrotizan ülseratif gingivitisde bir ya da daha çok sayıda interdental papilin destrüksiyonu söz konusudur. Ülserasyon proçesinin akut fazında spontan kanama ve karakteristik ağız kokusu ile birlikle nekroz ve dökülme görülebilir. 7 HIV enfeksiyonunda görülen nektorizan ülseratif periodontitis; ülserasyon veya nekroz sonucunda yumuşak doku kaybı ile karakterizedir'. Kemiğin açığa çıkması, yıkımı veya sekestrasyonu görülebilir ve bunun sonucunda dişlerde lüksasyon başlayabilir. Ağrı belirgin bir özellik olabilir 7 (Resim 4). HIV'e bağlı periodontitiste, klasik periodontitislerdekine benzer patojenik mikroorganizmalar bulunmuştur. 29 Akut ağrılı periodontal lezyonların tedavisin- Resim 4: AIDS'li bir hastada nekrotizan ülseratif periodontitis(21) de metronizdazol önerilmekle birlikte uzun süreli antibiyotik kullanımından, oral kandidiazisin alevlenmesine neden olabileceğinden dolayı kaçınılması gerekliği bildirilmektedir. HlV'e bağlı periodontitisin tedavisinde plak, diştaşı, nekrotik dişeti ve kemiğin uzaklaştırılmasına ilave olarak periodontal ceplerin povidone-iodine ile temizlenmesi, klorheksidine gluconate gibi preparatlar ile ağız gargarası önerilmektedir. 29 Oral mukozal lezyonların eşlik ettiği sık rastlanan bakteriyel enfeksiyonlardan biri de epiteloid anjiomatozis'dir. Bu, basillus enfeksiyonunun ne- den olduğu kedi tırmığı hastalığının alışılmamış bir formudur. Dişetinde kırmızı, mavi veya mor lezyonlar vardır ve bu lezyonlar periodontal ligament ve alveol kemiğinde yıkıma neden olurlar. Kesin etyolojisi belirsiz olan epileloid anjimatozis'in AIDS hastalarında görülen geniş vasküller proliferatif kompleksin bir parçası olabileceği bildirilmiştir.' AIDS'li hastalarda Mycobacterium avium intracellularenin neden olduğu oral mukoza lezyonlarının da yaygın olduğu rapor edilmiştir. Lezyonlar genellikle palatal ve gingival mukozayı içeren nekrotik ülserler şeklinde ortaya çıkmaktadır. 12,26 Neoplazmalar: KS, ilk kez 1872 yılında Akdeniz halkı ile Polonya, Rus ve Alman yahudilerinde tanımlanmıştır 21. KS önceleri homoseksüel erkeklerde görülen bir durum olarak tanımlanmış sonraları ise AIDS'e etfedilmiştir 13. KS homoseksüel AIDS hastalarında sık meydana gelirken (%19,8) diğer risk gruplarında özellikle de intravenüz ilaç kullananlarda daha az sıklıkla görülmektedir(%2,3).bu durum KS'nin gelişmesinde seksüel yolla taşman bir yardımcı virüsün rolü olduğuna dair spekülasyonlara neden olmuştur.' 1 Hastalık nedeninin herpes virüsleri grubundan CMV olduğu düşünülmüş ancak lezyonlardan izole edilememiştir. 27 Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda KS'de yeni bir insan herpes virüsü (KSHV/HHV-8) tanımlanmıştır. KSHV/HHV-8, AIDS'li hastaların serumunda, periferal kandaki mononücleer hücrelerinde, bronşiyal sıvılarında, semen ve tükrüklerinde saptanmıştır. HIV enfeksiyonunun olduğu veya olmadığı kadın, erkek ve çocuklardaki KS Iezyonlardan saptanan KSHV/HHV- 8'in HIV'den bağımsız olarak geçiş gösteren bir enfeksiyöz ajan olduğu düşünülmektedir. 10 Intraoral lezyonlar eritematöz, hafif mavi veya mor makul veya nodülllerden ibarettir 14 (Resim5). Bunlar en çok damakta ortaya çıkar ve ülsere olabilirler. Tek veya çok sayıda oluşan lezyonlar simetrik olarak yayılabilirler, büyük veya küçük olabilirler ve genellikle ağrısızdırlar. Kandida eklendiğinde lezyonlar ağrılı olabilir. İntraoral olarak damaktan başka dişeti, yanak mukozası, dil dorsumu ve dudaklarda da lokalize olabilirler 14 KS lezyonlarının tedavisi, hastaların semptomlarına bağlı olarak lokal veya sistemik olarak yapılabilir. Sistemik tedavi vinblastine, adriamyein, bleomycin, taxol, vincristine ve interferon gibi ajanlar ile yapılırken; lokal tedavi, düşük doz radyoterapiden intralezyonel olarak uygulanan kemoterapotik ajanlar ve sklerozan ajanlara (sodium tetradecly sulphate) kadar çeşitlilik gösterir. 10 Kriocerrahi ve lazerleri içeren cer- 53

7 C.Ü. DIŞHEKİMÜĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 1998 rahi müdahaleler büyük lezyonların, estetik ve fonksiyonu bozan diğer lezyonların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilirler. 21 HIV hastalarında oral mokozal squamous celi bilir cm çapında olan bu lezyonların sınırları belirgin olup bu tip ülserler sık sık tekrarlar ve ağrılıdırlar. Genellikle non-keratinize mukozada yerleşirler. 14 Majör aftöz ülserlerin çapları 0.5 cm'den büyük olup tek veya çok sayıda bulunabilirler. Lezyonlar geç iyileşir ve yerlerini skar dokusuna bırakırlar. Çok ağrılı olduklarından hastaların konuşma ve yutkunma fonksiyonlarını engellerler. 14 (Resim7) Herpetiform aftöz ülserler, non-keratinize mukozada yerleşim gösterir; sık sık tekrarlar ve ağrılı- Resim 5: Anterior maxiller diş etini içeren Kaposi sarkomu (21) carsinoma (SCC) vakaları rapor edilmiş fakat tüm dünya verilerine göre insidanstaki artış umulduğu kadar olmamıştır. SCC'nin oluşması için HIV ile enfekte hastalar, normal hastalardan daha yüksek risk altında değildirler. 21 AIDS hastalarının %4-10'unda non-hodgkin lenfoma gelişebileceği ve hastaların %14-46'sında bunun HIV enfeksiyonunun ilk belirtisi olduğu bildirilmektedir in (Resim 6). HIV'e bağlı nonhodgin lenfoma yerleşir.yayılım histopatoloji hikaye ve cevap açısından konjenital veya kazanılmış immun yetmezlik sendromlarında görülenlere benzerlik göstermektedir 19. Rekürrent Aftöz Ülserler: Resim 6: AIDS'li bir hastada non-hodgkin lenfoma (18) HIV enfeksiyonu sırasında görülen ülserasyonların klinik olarak üç lipi mevcuttur. Bunlar minör aftöz, majör aftöz ülser ve herpetiform aftöz ülserlerdir. HIV ile enfekte hastalardaki klinik görünüm, immum sistemi baskılanmamış hastalarda bulunanlardan farklı olup lezyonlar daha geniş ve daha uzun periodlarda devam etme eğilimindedir. Minör aftöz ülserler, tek veya çok sayıda ola- Resim 7: AIDS'li bir hastada üst dudakta majör aftöz ülser (21) dırlar. Çapları 0.2 cm'den küçük olan ve çok sayıda bulunan bu ülserler daha sonra birleşebilirler. 14 Diğer nedenlerden dolayı oluşan ülserasyonlar majör aftların klinik görünüşüne sahip olabilirler. Bu nedenle inatçı oral ülserasyonlarda viral kültür yapılması önerilmekledir. 21 Aftöz ülserlerin tedavisinde hastaların semptomlarını azaltmak için topikal steroidler kullanılabilir. Acyclovir ve thalidomide gibi sistemik ajanların da olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir. 28 Sekonder enfeksiyonlar nistatin/tetrasiklin ağız gargarası ile tedavi edilebilir. 21 KAYNAKLAR 1- Anderson RM, May RM. Epidemioiogical parameters of HIV transmission. Nature 1988:333: Blattner W, Gallo RC. Tenin HM. H I V causes AIDS. Science l988;241: Cockerell CS, Whitlow MA. Webester GF.Epilhelial angiomatosis: a distinct vascular disorder in patients with acquired immunodeficiency syndrome. Lancet 1987:2: Curron JW.AIDS-two years later. Editorial J.N Engl J Med 1983:309: Dalakas MCPezashkpour G, Gnavall M. Polymyositis associated with AIDS retrovirus. J Am Med Assoc 1986:256: Dalgleish AG, Beverlev PC, Clapham PR. The CD4 (T4). antigen is an essential component of the receptor for the AIDS restrovırus. Nature 1985:312: EC Clearinghouse. Classification and diagnostic enteria for oral lesions in HIV ınfection. J Oral pathol Med I993;22: Fauci AS. The human immunodeficieney virus: infectivity and mechanisms of pathogenesis. Sicence 1988:239:6i Ficarra G. Barone R. Goglioii D, el al. Oral hair, leukoplakia among 54

8 CİLT: 1, SAYI : 1 HIV-pozitive intravenous drug abusers:a clinicopathologic and ultrastructural study. Oral Surg Oral Med Oral Palhol 1988:65: Flaitz CM. Jın YT, Hicks MJ, et al. Kaposi's sarcoma associated herpesvirus-like DNA sequences (KSHV\HHV-8) in oral AIDS-Kaposi's sareoma. Oral Surg Oral Med. Oraİ Palhol. 1997; 83: Greenspan D, Greenspan JS. Conont M, et all. Oral "hairy" leukopakia in male homosexuals: evidence of association with both papillomaviruses and a herpes group viruses. Lancet l984;2:83l-4 12-Greenspan D. Greenspan JS, Schiodt M. el al. eds. AIDS and the dental team. Copenhangen: Munsgaard Greenspan JS, Greenspan D. Oral hairy leukoplakia: diagnosis and management. Oral Surg Oral Mcd Oral Pathol 1989;67: Greunspan JS, Greenspan D. Oral manifestation ot HIV ınfection. Oral Surg Oral Med Oral Palhol 1992;73: Hasekine WA. Molecular biology of ıha human immunodefıciency virüs type I.FasebJ 1991:5: Hopewell PC. Luce JM. Pulmonary involvement in the acquircd immunodeficiency syndrome. Clıesl 1984;87:! Kesslcr HA. Blaauw B, Spear J. Diagnosis of human ımmımodeficiency virüs in seronegative homoscmials prestenting with and acute viral syhrnomc. J Am Med Assoc 1987;25K: Longlais RP, Miller CS. Color atlas of common oral dıseases, Malvem Levine AM, Gill PS, Meyer PR. Retroviral and malignant lymphoma in homosexual men. J Am Med Assoc 1995:254: Levy RM. Brcdcscn DE, Rosenblum ML. Neurological manifestations of the acquired immunodeficieney syndrome (AIDS): experience at UCSF and reviw of literatüre, J Neurosurg 1985;62:475-95, 21- McCullough MJ, Firth NA, Readc PC. Human ımmunodeficiency vırus infection: A review of the mode of enfection. pathogenesis. disease course. and the general and clinical manifestalions. Aust Dem J l997;42:l; Pantalco G, Grasiosi C, Butini L. Lymphoid organs function as major reservoirs for human immunodeficieney vırus. Proc Natl Acad Sci Usa 1991:88: Pantaleo G, Oraziosi C. Faııci AS. The immunopathogenesis of human immunodeficiency vırus infection. N. Engl Med 1993:328: PindborgJJ. Classificacion of oral lesions associated with HIV infection. Oral Surg Oral Med Oral Pathol [989;67: Tavitian A.Raufman J.Rosethal LE. Oral candidiasis as a marker for esophageal candidiasis in the acqired immunodeficieney syndrome. Ann inlem Med 1986:104: Torssander J. Morfeldt-Manson L, Biberfled G, et al. Oral candida albicans in HıV infection. Scand infect Dis 1987:19: Unnacher C, Myskowski P, Ochoa M,: Outbreak of Kaposi's sar coma with cytomegalovirus in yonng homosexual men. Am J Med 1982:72: Weinert M. Grimes RM, Lynch DR Oral manifestations of HIV ınfection. Ann Intern Med 1996;! 25:485- L )6 29-Winkler JR, Robertson PB. Periodontal disease associaled with HIV infection. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1992:73: YAZIŞMA ADRESİ: Dt.Süleyman Bozkaya Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fak. A.D.Ç.H. ve Cer. A.B.D EMEK/ANKARA

HIV İLE İLİŞKİLİ ORAL LEZYONLAR

HIV İLE İLİŞKİLİ ORAL LEZYONLAR T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı HIV İLE İLİŞKİLİ ORAL LEZYONLAR BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Merve AYTEKİN Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Yiğit

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

DİŞHEKİMLİĞİ YÖNÜNDEN VİRAL ENFEKSİYONLAR

DİŞHEKİMLİĞİ YÖNÜNDEN VİRAL ENFEKSİYONLAR T.C Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Patoloji Birimi DİŞHEKİMLİĞİ YÖNÜNDEN VİRAL ENFEKSİYONLAR BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Seda DAĞDEVİREN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Taha ÜNAL İZMİR-2010

Detaylı

Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları. Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları. Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Sunum planı Mantarlar Orofaringeal kandidiyazis Virüsler El-ayak-ağız hastalığı Herpes simpleks

Detaylı

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İmmünite ile allerji arasında yakın bir ilişki vardır. İmmünite antikorlarla vücudu korumak, Allerji ise, antikorlarla

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Sunum Planı HIV in morfolojik ve

Detaylı

PERİODONTİTİSLER I- KRONİK PERİODONTİTİS

PERİODONTİTİSLER I- KRONİK PERİODONTİTİS PERİODONTİTİSLER Periodontitis, spesifik mikroorganizmalar veya spesifik mikroorganizma gruplarının neden olduğu, periodontal ligaman ve alveolar kemiğin cep oluşumu, dişeti çekilmesi veya her ikisiyle

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) CMV PCR Tanı Kiti Cytomegalovirus un Konvensiyonel PCR yöntemiyle tanınması. HHV-5 olarak da bilinen Sitomegalovirüs, herpes virus ailesinin bir üyesidir. Oldukça sık görülen

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL DE İNFEKSİYON YÖNETİMİ Dr. Rıdvan R ALİ Uludağ Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İç Hastalıklar kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL ile ilişkili bilgilerimizde önemli değişiklikler iklikler söz s z konusu

Detaylı

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi Prof Dr Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İnsan retrovirusları

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

SOLİT ORGAN TRANSPLANTASYONU ve BK VİRUS ENFEKSİYONLARI Doç. Dr. Derya Mutlu Güçlü immunsupresifler Akut, Kronik rejeksiyon Graft yaşam süresi? Eskiden bilinen veya yeni tanımlanan enfeksiyon etkenleri:

Detaylı

5 Pratik Dermatoloji Notları

5 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 5 Pratik Dermatoloji Notları En Sık Görülen Dermatolojik Hastalıklar İçindekiler Vitiligo Eritema Multiforme Ürtiker Uyuz Tahta Kurusu / Pire Isırığı Kaposi Sarkomu 2 Vitiligo 3 Vitiligo

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

HIV ENFEKSİYONUNDA GÖRÜLEN ORAL LEZYONLAR

HIV ENFEKSİYONUNDA GÖRÜLEN ORAL LEZYONLAR Atatürk Univ. Diş Hek. Fak. Derg. Cilt: 5 tav/: 1 Sayfa: 82-86, 1995 AİDS VE ORAL Gülten BULGULARI ÜNLÜ* ÖZET; Yüksek mortality yüıdcsi olan Acquired Immune Deficiency Syndrome (AIDS)'un en önemli buluşma

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU insanlarda ölümcül hastalığa neden olabilir; her ne kadar genellikle çok daha az ciddi olsa da insan çiçek virüsü hastalığına benzer. Maymun çiçek virüsü

Detaylı

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI 28.04.2015 34 yaşında erkek hasta 2 gün önce ortaya çıkan kaşıntılı, eritematöz, kaşıntılı, papüler

Detaylı

Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu

Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu Tedavi hedefleri HIV e bağlı morbidite ve mortaliteyi azaltmak Viral yükü maksimal ve en uzun süreli şekilde bastırmak. İmmun

Detaylı

Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklar genç erişkin (seksüel aktif) çiftlerin hastalığıdır. Tedavi sırasında, çiftlerin hastalığı olduğu hatırlanmalı ve tüm

Detaylı

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir? TÜBERKÜLOZ Verem; TB; TBC; Hava yoluyla yayılan bulaşıcı akciğer hastalığıdır. Akciğer dışında kemik, lenf bezleri, böbrek, beyin zarları gibi diğer organları da tutabilir. Tüberküloz bakterisi Mycobacterium

Detaylı

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik

Detaylı

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Gebede HSV İnfeksiyonu Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Olgu 14 günlük, erkek bebek Şikayeti: Sol kol ve bacakta kasılma, emmeme Hikaye:

Detaylı

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir? TÜBERKÜLOZ Verem; TB; TBC; Hava yoluyla yayılan bulaşıcı akciğer hastalığıdır. Akciğer dışında kemik, lenf bezleri, böbrek, beyin zarları gibi diğer organları da tutabilir. Tüberküloz bakterisi Mycobacterium

Detaylı

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Ergin AYAŞLIOĞLU Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Maternal

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

BIOPHARM MAYIS 08 BÜLTENĐ

BIOPHARM MAYIS 08 BÜLTENĐ BIOPHARM MAYIS 08 BÜLTENĐ 1 FIV (Feline Immunodeficiency Virus) Genel Bakış: Feline immunodeficiency virus (FIV)evcil kedilerde ve çitalarda, insanlardaki HIV enfeksiyonuna benzeyen enfeksiyöz bir hastalık

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU Kronik Viral Hepatitler Sporadik Enfeksiyon ENDER HBV HCV HDV Ulusal Aşılama Programı Erişkinlerin Sorunu HFV, HGV,

Detaylı

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK VİROLOJİYE GİRİŞ Dr. Sibel AK Bugün; Virüs nedir? Virüslerin sınıflandırılması Virüsler nasıl çoğalır? Solunum yoluyla bulaşan viral enfeksiyonlar Gıda ve su kaynaklı viral enfeksiyonlar Cinsel temas yoluyla

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

Olgu Sunumu (İmmünyetmezlikli hastada viral enfeksiyonlar) Dr. A. Arzu Sayıner Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Olgu Sunumu (İmmünyetmezlikli hastada viral enfeksiyonlar) Dr. A. Arzu Sayıner Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Olgu Sunumu (İmmünyetmezlikli hastada viral enfeksiyonlar) Dr. A. Arzu Sayıner Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Olgu Dört ay önce eşinden böbrek nakli yapılan 62 yaşındaki

Detaylı

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? Dr. Sabri Atalay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği KLİMİK

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Nozokomiyal enfeksiyonlar genelde hastaneye yatıştan sonraki 48 saat ile taburcu olduktan sonraki 10 gün içinde gelişen enfeksiyonlar

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353 23. Aşağıdakilerden hangisi akne patogenezinde rol oynayan faktörlerden biri değildir? A) İnflamasyon B) Foliküler hiperproliferasyon C) Bakteriyal proliferasyon D) Aşırı sebum üretimi E) Retinoik asit

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 İmmün sistemin gelişimini, fonksiyonlarını veya her ikisini de etkileyen 130 farklı bozukluğu tanımlamaktadır. o Notarangelo L et al, J Allergy Clin Immunol 2010 Primer immün yetmezlik sıklığı o Genel

Detaylı

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS

İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS Kissing Disease;Öpücük hastalığı; İnfeksiyöz Mono; İnfeksiyöz Mononükleozis; CA Lermi Ateş, boğaz ağrısı, şişmiş lenf bezleri ile karakterize viral bulaşıcı hastalıktır. Ebstein

Detaylı

HIV/AIDS Hastasına İlk Yaklaşım

HIV/AIDS Hastasına İlk Yaklaşım HIV/AIDS Hastasına İlk Yaklaşım Dr. Nurcan BAYKAM ANEAH 1.Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği HIV enfeksiyonu olan hastaların takibini sonuna kadar yapabilecek teknik donanımımız ve

Detaylı

Isırıkla İlgili Literatür İncelemesi

Isırıkla İlgili Literatür İncelemesi Isırıkla İlgili Literatür İncelemesi Prof. Dr. Tuna DEMİRDAL İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları AD, SB Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kliniği, İzmir Avcılarda

Detaylı

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş.

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş. HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ BİRLEŞİK METAL-İŞ YAYINLARI Tünel Yolu Cd. No.2 81110 Bostancı - İstanbul Tel: (0216) 380 8590 Faks: (0216) 373 6502 Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic.

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 BİRİNCİ BASAMAKTA LER İmmün sistemin farklı komponentlerinin gelişimi ve/veya fonksiyonlarını etkileyen genetik ve klinik olarak heterojen bir grup hastalıktır LERİN SINIFLANDIRMASI 1. Kombine T ve B

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ Virüslerin Sınıflandırılması Zarflı DNA Virüsleri Herpes Simpleks Virüs Tip 1 Herpes Simpleks Virüs Tip 2 Suçiçeği-Zona (Varicella zoster) Virüsü Sitomegalovirüs

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 10/09/2015 Sayı : 8 Dünya Lenfoma Farkındalık Günü 15 Eylül 2015 Hazırlayan Neşet SAKARYA Birkaç dakikanızı ayırarak ülkemizde 2011

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları Sunum Planı Hayatı Tehdit Eden Enfeksiyonlar Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp Anabilim Dalı MSS Enfeksiyonları Ensefalit Erken dönemde oldukça benign bir görüntü Yoğun yumuşak doku nekrozu Sistemik toksisite Yüksek

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI Hepatit B aşısı bilinen en etkili aşılardan biridir. Hepati B aşısı inaktif ölü bir aşıdır, aşı içinde hastalık yapacak virus bulunmaz. Hepatit B aşısı 3 doz halinde yapılmalıdır.

Detaylı

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin Olgu-şikayet 2 yaş, erkek hasta, Kahramanmaraş Tekrarlayan akciğer ve cilt enfeksiyonları, ağızda aftlar ve solukluk. Olgu-Öykü Anne

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği HEPATİT VEYA KARACİĞER TRANSPLANTASYONU SONRASI APLASTİK ANEMİ: KLİNİK ÖZELLİKLER VE TEDAVİ SONUÇLARI Özlem Tüfekçi 1, Hamiyet Hekimci Özdemir 2, Barış Malbora 3, Namık Yaşar Özbek 4, Neşe Yaralı 4, Arzu

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik effüzyon ve sonrasında gözlenen ampiyemdir. Nadir olarak gözlenen enfeksiyonlar ise fungal, viral ve

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Dişhekimlerinin AİDS ve Enfeksiyon Kontrolü Konularındaki Bilgi, Tutum ve Davranışları

Dişhekimlerinin AİDS ve Enfeksiyon Kontrolü Konularındaki Bilgi, Tutum ve Davranışları Dişhekimlerinin AİDS ve Enfeksiyon Kontrolü Konularındaki Bilgi, Tutum ve Davranışları AIDS AND INFECTION CONTROL IN DENTAL PRACTICE DENTISTS' ATTITUDES, KNOWLEDGE, AND BEHAVIOR Tuncer ÖZEN*, Kemal Murat

Detaylı

KABAKULAK. Dr. Halil ÖZDEMİR

KABAKULAK. Dr. Halil ÖZDEMİR Dr. Halil ÖZDEMİR (MUMPS) Genellikle ve tipik olarak parotis bezlerinin tutulduğu, bir veya daha fazla tükrük bezlerinin şişmesi ile karakterize çocukluk çağının akut viral enfeksiyonu sonucunda gelişen

Detaylı

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit Aktivasyonunun Ayrımı Neden AHB ve KHB-A karışır? Neden AHB ve KHB-A

Detaylı

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi =Evaluation of HIV Infection and Tuberculosis Concomitance= Behice Kurtaran, Selçuk Nazik, Aslıhan Ulu, Ayşe Seza İnal, Süheyla Kömür, Ferit

Detaylı

HIV ile enfekte kişilerde sıklıkla gözlenen oral mukoza bulguları. Osman Sami Ağlarcı, İjlal Erturan, Hasan Hüseyin Yılmaz

HIV ile enfekte kişilerde sıklıkla gözlenen oral mukoza bulguları. Osman Sami Ağlarcı, İjlal Erturan, Hasan Hüseyin Yılmaz HIV ile enfekte kişilerde sıklıkla gözlenen oral mukoza bulguları Osman Sami Ağlarcı, İjlal Erturan, Hasan Hüseyin Yılmaz * Süleyman Demirel Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Oral Diagnoz ve Radyoloji

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU Coronavirus lar, Coronaviridae ailesinde yer alan zarflı RNA virüsleridir. İnsan ve hayvanlarda solunum yolu ve gastrointestinal

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar. Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD.

Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar. Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD. Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD. SSS Enfeksiyonları Amaç; SSS enfeksiyonları; Klinik tabloyu tanımak Yaşamı tehdit

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yakınma OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yaklaşık dört aydır öksürük, Kanlı balgam çıkarma, Göğüs ağrısı ve halsizlik yakınmaları Özgeçmiş Beş yıl önce çekilen akciğer radyogramında sağ üst ve alt zonda tespit

Detaylı

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Prof. Dr. Sabahattin ALTUNYURT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Perinatoloji BD 2016 İzmir Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte geçirilen

Detaylı

BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği

BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği BOTULİNUM ANTİTOKSİN Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği Tarihçe İlk olarak 1820 lerde Almanya da Sosisten zehirlenme Latince: Botulus (sosis) Bacillus Botulinus Patogenez C. botulinum

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 1. ÜRÜN ADI ÜRÜN BİLGİSİ CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 5 ml de; Amoksisilin Klavulanik asit 250.00 mg 62.5 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır.

KULLANMA TALİMATI. VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır. KULLANMA TALİMATI VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır. Etkin madde: Her 1 g krem %5 a/a 50 mg asiklovir içerir. Yardımcı madde(ler): Poloksamer, setostearil alkol, sodyum lauril sülfat, beyaz yumuşak parafin,

Detaylı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı