İÇİNDEKİLER. gençliğin sesi
|
|
- Tunç Muhtar
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 26 gençliğin sesi
2 Baslarken, Değerli dostlar hak ve özgürlükler partisinin bu yıl 10. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Türk devleti kurulduğu günden günümüze başta Kürt halkına karşı yürütmüş olduğu sistematik asimile politikalarıyla, Kürt dili ve kültürünü yok etmek için akıl almaz yol ve yöntemlere başvurdu. Uygulanan ağır sömürü ve baskı çarkı nedeniyle Kürt toplumu ciddi tahribatlarla karşı karşıya kaldı. Kürt halkı da diğer pek çok halk gibi özgür yaşayabilme ve kendi kendini yönetebilme adına duruş gösterdi ve bu bağlamda her türlü mücadele aracını koşullara bağlı olarak kullanmaya çalıştı. Bu deneyimlerden kazanılan birikim ve haklardan ötürü, legal bir parti kurma ihtiyacı 90 larda belirmeye başladı. Bu alandaki çalışmalar, ulusal mücadelemiz adına ivme ve mevzi kazandırdı. Ancak bu alanda yürütülen mücadele, birçok baskıyı ve zorluğu da beraberinde getirdi. Partiler mezarlığına dönen Türkiye de,10 yılı aşkın bir süredir, bazı çağ dışı uygulamalar karşısında dimdik ayakta duran partimiz, çalışmalarıyla ilklerin, programıyla çözümün, baskılara karşı gösterdiği refleksle de cesaretin simgesi olmuştur. Bu durumun yaratmış olduğu onuru sadece biz hak-par üye ve dostları değil, tüm Kürt halkı da yaşıyordur. Bu onurlu bayrağı hak ettiği saygın yere ulaştırmak başta biz Kürt gençlerinin görevi ve sorumluluğudur. Bu bilinçle, partimizin çalışmalarına ivme katabilmek adına 2011 Ocak ayında merkezi gençlik kollarını oluşturduk. Elinizdeki bülten de, çalışmalarımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Parti çalışmalarımızı, il örgütlerimizin etkinliklerini ve genç arkadaşlarımızın görüşleriyle zenginleştireceğimiz bülten, umut ediyoruz ki Kürt ulusal mücadelesine ve gençliğin bir bütün olarak gelişimine katkıda bulunur. Kürt gençliğini maceraya ve teslimiyete sürükleyenlere bir duruş niteliğinde olacaktır bu çabamız ve bu kesimlerin topluma enjekte ettiği karamsarlık virüsüne karşı panzehirdir yazılarımız. Arkadaşlar, Kürt halkı özgürlüğe dünden daha yakındır. Bu sürecin hızlanmasına katkıda bulunmak geniş halk kitleleriyle etkileşimden ve örgütlenmeden geçiyor. Unutmayalım ki her bir genç yoldaşımızın, bulunduğu yerde örgütümüzde vardır demektir. 10 yıllık parti tarihimizde ilk defa gençlik bülteni çıkarıyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. İnanıyoruz ki zamanla kendi eksiklerimizi okuyucularımızın katkılarıyla, giderebileceğiz. İlk adımı biz merkezi gençlik komisyonu olarak atıyoruz ama yürüyüşümüzü okuyucularımızla birlikte şekillendirmeyi hedefliyoruz. Bir su kütlesine düşen damlanın yarattığı halkaların tüm alanı kapsayacak kadar büyümesidir aslında, ilk adım! Şimdiden emeği geçen tüm genç arkadaşların eline sağlık. Ömer EKMEN Merkezi Gençlik Komisyonu Başkanı 1
3 İÇİNDEKİLER Hak-Par hangi tarihsel arka planın ürünüdür Hak-Par: Kadının Dili Barışın Dilidir Kürdistan Jenosidi nin Önemli Bir Yüzü: Halepçe NEWROZ 31 Mart Kürdistan Şehitler Günü Tarihçesi Bir Kimlik Sorunu Olarak Anadilde Eğitim Ulusal Birlik Üzerine Kimi Notlar Abdurrahman Paşa (Baban) Ayaklanması Exmedê Xanî Kürdistan Tarihi I Faşizmin Evrensel Hocası Kalkınma ve Yoksulluk İkilemi Kürt Sinemasına Kısa Bir Bakış Yılmaz Demir Kabri Başında Anıldı Tundiyê Bi Hevkarî Têkbibin Dersên Zimanê Kurdî Çalışma faaliyetlerinde kullanılan bütün resimler Arif SEVİNÇ e aittir. 2
4 Hak-Par hangi tarihsel arka planın ürünüdür? gençliğin sesi Ömer EKMEN Bu gün üzerinde yaşamış olduğumuz topraklar pek çok uygarlığa beşiklik etmiştir. Bu günümüzün şekillenmesinde, önemli izler bırakmıştır. Kürt dili, kültürü, tarihi, sanatı ve gelenekleri bu topraklarda yaşayan, egemenlikler kuran uygarlıkların sentezinin bir sonucudur. Yüzyıllar boyunca bu kültürel mirasla şekillenen Kürt kültürü birçok baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizi parçalayan rejimler sistematik olarak bu kültürel değerlerin yaşam bulmasını engellemeye çalışmışlardır. Yirmi milyonu aşkın Kürt ün yaşadığı Türkiye de de kuruluşundan bu yana Kemalist ideolojinin anti-demokratik, militarist ve şoven karakteri günümüzde de hala varlığını korumaktadır. Resmi ideolojiyi özetleyen, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt tur. Seçmenlere karşı yaptığı konuşmasında: Türk, bu ülkenin yegane efendisi ve yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır. Hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı! Dost düşman bu hakikati böyle bilsinler! Evet dostlar, bu siyasi yaklaşım Kürt halkını ve diğer ezilen ulusları baskı, zulüm ve asimilasyon cenderesine sıkıştırmıştır. Zulmün olduğu yerde direniş vardır ilkesiyle Kürt halkı bu ve benzeri politikalar karşısında 200 yılı aşkın bir süredir özgürlük mücadelesi vermektedir. Bugüne yol açan tarihsel arka planı irdelemek bakımından hareket noktasını çok gerilere götürmek mümkündür. Ancak böylesi bir yaklaşım yakın tarih irdelemesine uzak kalacağından, hareket noktasını 1960 lardan almak kanımca daha yararlı olacaktır lı yıllar dünya ulus mücadelesi ve Marksist rüzgarın etkisi altında kalmıştır. Bu dönem büyük değişimlere gebeydi. Ezilen ve sömürge altında olan halklar bağımsızlıklarını peş peşe ilan ediyordu. Angola, Kamerun, Fildişi Sahilleri, Kenya, Doğu Nijerya, Güney Yemen II. Dünya Savaşı sonrası Afrika ve Latin Amerika daki devrimci hareketlerin başarısı, ezilenlerin ezenlere karşı örgütlü mücadelede ivme kazanmasına yol açtı. Devrimci mücadelenin bütün dünyanın içinden geçtiği politik süreci etkilemesi sonucunda bir çok iktidar alaşağı edildi. Bu değişim rüzgarı siyahilerin yaklaşık 400 yıldır içinde bulundukları toplumsal statüleri ve ten renklerinden ötürü ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri, siyahi hareketin dağınıklıktan kurtularak örgütsel başkaldırılarının yaşandığı ve bunun sonucunda, haklar elde ettiği dönemdir 1960 lı yıllar lı yıllarda yaşanılan bu büyük değişimler biz Kürtleri de etkisi altına aldı. Dönemsel olarak 1806 Baban isyanıyla başlayıp 1938 Dersim direnişi ile son bulan Kürt direnişleri, bizim parçada 1960 lara kadar sessizliğe gömüldü yılında Türkiye de gerçekleşen askeri darbenin sonucunda hazırlanan anayasanın örgütlenme özgürlüğüne ilişkin gediklere sahip olması başta Kürtleri olmak üzere, ülkedeki değişimden yana olan kesimleri harekete geçirdi yılları arasında Kürt hareketi temel olarak iki kampa ayrılmıştı. İlki ağırlıklı olarak medrese kökenli olan milliyetçi kesimdi. Bu kesim Güney Kürdistan parçasındaki gelişmelerden oldukça etkileniyordu. Bu kesim 1965 yılında Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi ni (TKDP) yasal zorluklar sebebiyle illegal olarak kurdu. İkinci kesim ise 1961 yılında bir kısım sosyalist Türk aydınının kurmuş olduğu Türkiye İşçi Partisi (TİP) saflarında yer alan sol eğilimli Kürt aydınları idi. Bu kesim, TİP in ve diğer sol güçlerin gündemine Kürt ulusal sorununu taşıdılar. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonraki dönemde de Türk solu, Kürt meselesi konusundaki korkuları ve Kemalizm le yüzleşememiş olmalarından dolayı, TİP içerisinde yer alan Kürt aydınları kendi özgün kurum ve partilerini kurmak amacıyla TİP ten ayrıldılar. Bu dönem tekrardan Kürtlük bilincinin yavaş da olsa yayılmasına vesile olmuştu. Bu durum karşısında, Türk faşistleri boş durmuyordu. Kin, nefret, sürgün ve imha politikalarının işlendiği yayın organları çıkarıyorlardı. Bu durum Kürt kamuoyunda büyük bir tepki uyandırdı. Faşizan ve ırkçı söylevleri protesto etmek amacıyla, sosyalist aydınlar, TKDP ve üniversite öğrencilerinin tertiplediği doğu mitingleri düzenlendi. O dönemde ilki Silvan da sonuncusu ise Ankara da gerçekleştirilen mitingler birçok il ve ilçede yapıldı yılında Doğu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO) kuruldu. DDKO nun kuruluşu Kürt ulusal mücadelesinin önemli bir halkasını oluşturmaktadır. DDKO, Kürt dilini, kültürünü ve tarihini araştırmak ve geliştirmek amacıyla kuruldu. Kürt milli değerlerini yaygınlaştırmak gibi önemli bir amacı güdüyordu. Ancak bu olumlu gelişmeler 1971 askeri darbesiyle Türkiye deki görece demokratik zemini kaldırmış, ağır baskılar, kitlesel tutuklamalar, sürgünler ve idamlarla bu demokratik kanallar tıkanmıştır. Çok sayıda Kürt aydını tutuklanmış veya yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır. NOT:Yazının 2. bölümüne yıllarıyla devam edilecektir. 3
5 basın açıklaması Hak-Par: Kadının Dili Barışın Dilidir Türkiye de yaşayan halkların geleceğinin demokratik bir ortamda tartışılıp çözümlenmesi için umutla katkı yapmaya çalıştığımız, haklar ve özgürlükler yönünde etkilemeye çalıştığımız yeni anayasa çalışmalarına Kürt annelerinin gözyaşı damladı. Türkiye de yaşayan halkların geleceğinin demokratik bir ortamda tartışılıp çözümlenmesi için umutla katkı yapmaya çalıştığımız, haklar ve özgürlükler yönünde etkilemeye çalıştığımız yeni anayasa çalışmalarına Kürt annelerinin gözyaşı damladı. Dünyanın hızla yeniliklere evirildiği günlerde, ülkemizdeki kirli savaş güçleri vesayetlerini sürdürmek maksadıyla ve toplumu yeniden şiddet sarmalına sürüklemek için Roboski de 34 Kürt köylüsüne bomba yağdırdı ve yine Kürt kadınlarını ağlattı. Ve bu nedenle bu yıl 8 Mart ı Roboski de yitirdiğimiz çocuklarımızın yüreğimizde bıraktığı derin acıyla yaşıyoruz. Bu acı tablo güncelliğini korurken, Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlar, uğradıkları her türlü ayrımcılığa karşı mücadelelerine devam ediyor. 8 Mart vesilesiyle taleplerini dillendiriyor. Alanlara çıkıyor, hakkı olan etkin bir rol oynamak istiyor. Kadınlar bu yılda kirli savaş cephesi karşısında barışın sesini gürleştiriyor, barışın dilini haykırıyor. Diğer yandan görece namus cinayetleri azalmış olsa bile kadın, kendi kimliğinin ve emeğinin üzerinde yeterli oranda yetki sahibi değil. Ne acı ki emeği üzerinde yetki sahibi olamayan kadınlar hala erkeklerden daha fazla işsiz, hala kadının ev içi hizmet değeri sıfır. Bütün bunlara rağmen kadın, yaşadığı toplumda söz ve yetki sahibi olmazken toplumun sosyal-siyasal ve ekonomik olarak bütün olumsuz sonuçlarına mahkûm. Türkiye nin kadının siyasal temsili konusunda dünyada 88. Sırada yer alıyor olması bunu göstergesi değil midir? Örgütsel boyutta üzülerek belirtmek gerekir ki ülkemizde kadının mücadelesinin özgün olabildiğini söylemek pek mümkün görünmüyor. Özellikle siyasal alandaki örgütlenme de, oy avcılığı yaparken veya taraftar toplama kaygısıyla kadın figüründen yararlanılmaktadır. Fakat kadının mevcut ideolojisinden bağımsız olarak özgünlüğünü geliştirmesine fırsat tanınmamaktadır. Yaşamı ve Geleceği avuçlarında yetiştiren kadınlar! Sınıfımız, kimliğimiz, ideolojimiz her ne olursa olsun kadına yönelik her türlü ayrımcılığa karşı omuz omuza mücadele edelim. Emeğin kutsallığıyla güzelleşen kadınlar! Yeni anayasa çalışmalarının yapıldığı bu günlerde kaderimizi bir kez daha erkeklerin şekillendirmesine izin vermeyelim. Gelin hep beraber Haklarımız ve Özgürlüklerimiz için ortak taleplerde buluşarak yeni anayasaya katkıda bulunalım. 4 Gelin kadın olma özgürlüğüyle barışı haykıralım. Yaşasın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Yaşasın Kürt Kadının Örgütlü Mücadelesi Yaşasın Hak-Par
6 Kürdistan Jenosidi nin Önemli Bir Yüzü: Halepçe gençliğin sesi Hebûn/Samsun Gün 16 Mart 1988, saat Saddam uçakları ürkütücü sesleriyle Halepçe semalarından ölüm kustular ulusumuzun masum insanları üzerine! İnsanlarımızın matemi yetmiyormuş gibi dünya kamuoyunun sessizliği ve saptırmaları da acılarımıza eklendi. Halen sunulan rakamlar, yapılan açıklamalar, birçok yabancı topluluğun sessizliğinden duyduğumuz rahatsızlık ve olayın gerçek yüzünün aradan geçen 24 yıla rağmen açık açık teşhir edilememesinin sancısıyla okuduğunuz metni kaleme almaya çalışıyorum. Mesela yıllardır bize Halepçe Soykırımı nda yaklaşık 5000 kişinin yaşamını yitirdiğini söyler dururlar. Birçoğumuz atılan kimyasalın kalıcı etkilerinden hala bihaberiz. Halepçe yi ağlama duvarımız olmaktan çıkarıp, ulusal davamızın zorunluluğu ve özellikle Güney Kürdistan ın özgürleşme sürecinin temelleri halinde sunacağımız bir belge haline getirmemiz gerekir, ulusal duygularımızı bir kenara bırakmadan! Öncelikle Irak Yüksek Ceza Mahkemesi nin 1 Mart 2010 da olayın soykırım olarak tanıdığını belirtmek istiyorum. Bu nedenle de alışılageldik biçimde kullanılan Halepçe Katliamı kavramını değil Halepçe Soykırımı ifadesini kullanacağım. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Halepçe Soykırımı saldırısı sebebiyle günümüze kadar kişi yaşamını yitirmiş, kişi de sakat kalmıştır. Evet, olayın hemen ardından zor şartlarda yapılan araştırma sonucu kişinin vefat ettiği ve kişinin ise ağır yaralandığı kaydedilmiştir ama özünde olaydan doğrudan kişinin yaşamsal olarak etkilendiği saptanmıştır. Süleymaniye Üniversitesi nden Prof. Dr. Fuat Baban Halepçe de kullanılan kimyasal gaz sonucunda Halepçe de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagazaki den 4-5 kat daha fazla olduğunu açıkladı. Olayın fotoğraflarını çeken gazeteci Ramazan Öztürk de 5000 sayısının gerçeğe uygun bir sayı olamayacağını yıllar önce açıklamıştı. Öztürk, tanık olduğu görüntüyü şu sözlerle açıklamıştı: Bütün sokaklar cesetlerle doluydu. Etrafta dayanılmaz bir koku hakimdi. Körpecik bebelerden bazılarının derileri kavrulmuş, bazılarının vücudu mosmor kesilmişti. Cesetlerin çoğu kadın, çocuk ve yaşlı insanlara aitti. Bazı bebekler annelerinin kucağından fırlamış yerde sere serpe yatıyorlardı. Kimi evinin avlusunda kurulmuş sofra başında; kimi kapının eşiğinde; kimi bebeğini emzirirken; kimi oyun oynarken yakalanmıştı zehirli ölümün pençesine... Şehrin dışındaki boş tarlalarda ise, toplu halde ölmüş yüzlerce insan vardı. Uzaktan bakıldığında, sanki tarlalarda ot yerine insan bedenleri biçilmişti. Bu açık hava mezarlığında, yine kadın ve çocuklar çoğunluktaydı. Hepsi birbirlerine sokulmuş, korkunç ölüme teslim olmuşlardı. Bazıları ise, su birikintilerinin başında ölüvermişlerdi. Bunlar da, kimyasal gazların yaktığı vücutlarını suyla ıslatarak kurtulmaya çalışanlardı. Toplu cesetlerin arka planında, otlarken yine zehirli gazın etkisiyle telef olmuş ve vücutları şişmiş hayvanların görüntüsü göze çarpıyordu. 5
7 6 gençliğin sesi Kısacası, bomba isabeti almış birkaç binanın dışında her şey yerli yerindeydi, ama bütün canlılar ölmüştü. Halepçe Soykırımı, Saddam rejiminin Kürdün katledilmesi; bir o kadar kadının dul, çocuğun ise yetim kaldığı Ganimet Operasyonlarının bir parçasıdır. Arapça Enfal dedikleri ganimetleri ise çoğunlukla bütün savaşların ve şiddetin en büyük mağdurları olan kadınlarımızdı! Halepçe de ise ganimet olacak insan dahi bırakılmamıştı! Olay özetle şöyle aktarılır: Irak-İran Savaşı nın son döneminde Irak ordusu sayıca kendisinden güçlü olan İran ordusunun Zafer-7 adlı harekatını geri püskürtmek ve bölgedeki Kürt isyanını bastırmak için bu yola başvurdu. Oysa kanaatimce bu görüşün gerçekliği oldukça zayıf olmakla birlikte soykırım eylemcilerinin mantıksal altyapısını oluşturmaya yönelik zorlamalarla dolu bir açıklama. 1.si söz konusu olan Zafer-7 adlı harekatın tam tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Halepçe kentinin içerisinde İran askerinin ya da peşmergenin zarar gördüğüne dair hiçbir emare bulunmamaktadır. Dolaysıyla bombalamanın sebebinin doğrudan savaştaki bir olaya müdahale olduğu sonucuna ulaşılamaz. Ayrıca Saddam ve ekibi sadece Halepçe de değil bölgede özellikle peşmerge ve İran askerine yönelik daha başka yerlerde de kimyasal bomba kullandığını itiraf etmişti. Yani kimyasal silah kullanımı İran askeri ve peşmerge için ayrıca kullanıldığı itiraf edilmişti. Kent çoğunlukla kadın, çocuk ve yaşlı insanlardan oluşuyordu ve Saddam ekibi de savaşanların kent içinde olmadığını biliyordu. Bu nedenle kent içine atılan hardal gazı napalm bombalarının doğrudan süregelen savaşta zafer elde etmeye yönelik atılmadığı anlaşılmaktadır. 2.si Kürtlere karşı uygulanan soykırım yukarıda da aktardığımız gibi Enfal adlı operasyonla resmen sürdürülmekteydi ve Halepçe için ayrıca gerekçe bulmak, bir de bu nedenle bana zorlama bir açıklama gibi geliyor. 3.sü ve en önemlisi Kürdistan da yaşanmış ve halen Roboskî de görüldüğü üzere yaşanan katliamlar Kürt ulusunu bireyleriyle, kültürüyle, diliyle, çevresiyle, geleceğiyle, doğasıyla, ekonomisiyle tüketmek isteyen egemenlerin kurguladığı ve uygulamaya devam ettiği Kürdistan Jenosidinin açık göstergeleridirler! Halepçe de bu jenosidin bir parçasıdır ve geleceği görmek adına önemlidir. Halepçe örneğinden hareketle Kürt ulusunun egemen toplumların temsilcileri tarafından ne zaman imhaya maruz kalacakları bilinmemektedir. Kürt ve Kürdistan hakkında egemenlerin tavır ve davranışları hiçbir zaman netlik ve samimiyet içermemiştir. Kimin ne zaman kötü kalpli memur, yönetici haline geleceğini saptayamayız. O nedenle Roboskî katliamında asıl olarak Kürtlerin can güvenliği meselesi tartışılmalıydı diye düşünüyorum. Sorumluların yargılanması, mağdur ailelerden devlet adına özür dilenmesi önemli olacaktı ama sorunun temel çözümü adına herhangi bir önem arz etmiyordu bence. Kürt siyaseti kısa sürede bu tür manevraları ve becerileri kazanacak seviyeye ulaşır diye umut ediyorum. Bu sözlerime tahmin ediyorum ki bazı dostlarımız alınacaktır ama Roboskî katliamı sırasında bir bütün olarak Kürt parti ve kurumlarının takındığı tutum ve tavır Kürt ulusunun ihtiyaçları açısından yeterli değildi. İktidarın özür dilemesi, zararın tanzim edilerek sorumluların yargılanmasından öteye giden hiçbir tavırla karşılaşmadık. Oysa ulusumuzun kurumsallaşmamış olmasından kaynaklı yaşamış olduğumuz bu tür sorunlara karşı şimdiye kadar geliştirmemiz gereken onlarca politik tutum olmalıydı. Halepçe hepimize Roboskî nin uyarıcısı, Roboskî ise diğer bütün katliam ve imha olaylarıyla birlikte Kürtlerin can güvenliğine ilişkin tüm dünyayı göreve çağıran büyük bedellerimiz olmuştur. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!
8 NEWROZ Agirê Azadî Birçok halkın tarihinde önemli bir yere sahip olan ve birçok inanışta da kendine yer bulan bir söylence aynı zamanda bir bayram olan Newroz u sadece siyasal içeriğiyle algılamak bizler açısından doğru bir yaklaşım olamaz. Bu nedenle Newroz ile ilgili düşünceleri veya mitleri incelemek gerekir. Bir efsaneye göre M.Ö yıllarında Kassitli Kürtler Babili ikinci kez işgal ettiklerinde Newroz kutlanmaya başlar ve M.Ö. 612 yılında Demirci Kawa bayram için toplanan halkın varlığından yararlanarak dağlarda ateşler yakıp isyan başlatır. Diğer efsanelerin çoğunda ise Demirci Kawa nın önderliğinde Dehhak a karşı halkın başkaldırdığı günü yani M.Ö.612 nin 21 Mart ını Newrozun başlangıcı olarak sayar. Newroz birçok inanışta bahsedilen bir gündür de aynı zamanda. Zerdüştiler tanrının insanı 16 Mart ta yaratmaya başladığına 21 mart ta ise bu yaratma eyleminin son bulduğuna inanmaktadır. Bu inançla Babillerin yaratılış destanı olan Enuma Eliş teki anlatımlar birbiriyle paraleldir. Babil mitolojisine göre, tanrı Marduk ejder Tiamat ı öldürdükten sonra onun bedeninden yeryüzünü ve gökyüzünü yaratmıştır. Marduk un bu zaferini anmak amacıyla 21 Mart ta Akitu denilen yeni yıl bayramını kutlarlar. İslam tarihçileri de Demirci Kawa ve Dehhak arasındaki kavgadan söz etmekte ancak İslam tarihçilerinin bir kısmı Newroz un Mihrican bayramı olduğunu düşünürler. Aleviler in bir kısmı Ali nin doğum günü olduğu için bir kısmı da Ali nin halife olduğu gün olarak düşünüp Newroz u kutlarlar. Hıristiyanlar da İsa nın çarmıha gerildiği günün 3. Günü tekrar dirildiğine o gününde 21 Mart a rastladığını düşünürler. Bir diğer inanışa göre de tanrının evreni ve insanı yarattığı gün güneş, koç burcu üzerindeymiş. Bu ilk gün yeni bir gün olup Newroz un bunu ifade ettiğini düşünürler. Şerefhan a göre; Dahhak adında insanlara korku saçan bir hükümdar varmış. İnsanlara çok fazla zulüm edermiş yaptığı bu kötülüklerin bedeli olarak iki omzunda kanserli çıbana benzer yaralar oluşmuş. Bu yaralar çok büyük acı verirmiş. Yarayı birçok tabip ve mütehassıs hekimlere inceletmişler ama hepsi çaresiz kalmış, çözüm bulamamışlar. Günün birinde mel un şeytan tabip kılığında gelmiş ve düzelmesi için her gün iki genç insan beynini kanserli çıbanın başına sürmelerini istemiş. Bunun üzerine görevliler her gün iki genci öldürmüşler. Bir süre sonra görevliler insafa gelip gizlice bir genci öldürüp diğer gencin yerine de kuzu beyni kullanmaya başlamışlar. Kurtulan gencin buralardan kaçıp dağlara sığınmasını istemişler. Bu şekilde uzun süre devam etmiş ve her gün kurtulan ve dağlara sığınan gençler orada evlenmişler ve çoğalmışlar bu şekilde Kürt halkını meydana getirmişler. Firdevsi nin Şerefnamesinde ise; şeytan Dahhak ın sarayına aşçı olarak girer ve çok güzel yemekler yapar. Bir gün bu yapmış olduğu benzersiz güzel yemekler karşılığında Dahhak bir dileğin varsa gerçekleştireceğim demiş bunun üzerine 7
9 8 şeytan da Dahhak ın iki omzundan öper ve yok olur. Şeytanın öptüğü yerlerden 2 tane karayılan çıkar ve Dahhak ın çok ciddi acı çekmesine neden olur. Tabiplerin önerisi ile her gün iki genç delikanlı öldürülür ve beyinleri yılanlara verilmiş. Görevliler ölen gençlere acır ve her gün bir gencin kaçmasını dağlara sığınmasını söylerler ve Şerefname de olduğu gibi Kürt halkının bu dağlara sığınan insanlardan geldiklerini söyler. Şerefname de demirci Kawa dan söz edilmez ancak firdevsinin Şahnamesinde demirci Kawa nın başkaldırısından söz edilmektedir. Firdevsi bu sürecin yaklaşık 30 yıl devam ettiğini ve bir gün 12 oğlundan 11 ini Dahhak a veren Kawa adındaki demircinin son çocuğu da istenince isyan eder. Halkını ve bunca yıldır dağlara sığınan insanları örgütler hep birlikte Dahhak a saldırırlar. Demirci Kawa önderliğindeki bu halk ayaklanması zaferle sonuçlanır ve saray ele geçirilir. Krallığa adil kişiliği ile bilinen Feridun getirilir. Newroz bayramının kutlanmaya başlandığı tarih ekonomik ve sosyal olarak değerlendirildiğinde köleci toplum devam etmekte ve dinsel olarak ta Zerdüştlük inancı yaygın olmaktadır. Ünlü şair Ömer Hayyam Newroz, kürt atalarının coğrafyamıza armağan ettiği bayramdır. demiştir. Xanî Newroz la ilgili şu sözleri sarf etmiştir. her olayın her zaman bir uygun başlangıcı vardır. Özgürleşmenin, mutluluğun, aydınlanmanın sevdalısı olmanın bayramını kuralım bu zaman (yeni gün) Newroz bayramı olsun. Demirci Kawa nın öncülüğünde Zalim Dehak ın zulüm düzenine son veren halkımızın özgürlük müjdesini dağların doruklarında ateş yakarak tüm dünyaya duyurması ile başlayan gelenek, bugün de yaşıyor ve yaşamaya devam edecektir. Newroz u newroz kabul eden herkesin Newroz u kutlu olsun!
10 31 Mart Kürdistan Şehitler Günü Tarihçesi gençliğin sesi Bernas DARA Kürt halkının ruhi şekillenmesinin gelişip güçlenmesi adına, ulusal değerlerine sahip çıkması ve yaşatması, mücadelesinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Ortak bilincin şekillenmesinde; dil, tarih, bayrak, bayram, kutlama, anma, marş vb olgularda ortak dilin oluşması ve kabulü önem arz etmektedir. Ünlü Kürt şairi Abdullah Pêşev, Serbazî Wın (Meçhul Asker) adlı şiirinde, Kürdistan ı ziyarete gelen ve Meçhul Asker anıtını arayan bir yabancıya, elindeki çelengi herhangi bir yere koyabileceğini söyler. Şair çünkü ülkemizin her taşının altında, her mağarasında, her ağacının dibinde bir şehit yatmaktadır der. Şair in dediği gibi, şehitler kervanımız uçsuz bucaksızdır. Ancak şehitlerimizi anabileceğimiz, tüm Kürtlerin mutabık olduğu bir günümüz hala yok. Elbette ki Kürt ulusal mücadelesi adına yaşamını yitirmiş her bir kürdün ölüm yıl dönümü Kürdistan şehitler günü olarak anıla bilinir idi. Ama bizler Qazi Muhammed in idam edildiği, 31 mart ı Kürdistan şehitler günü olarak ilan edilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz ( pek çok örgüt gibi). Çünkü Qazi Muhammed kurulan ilk çağdaş Kürt cumhuriyetinin cumhurbaşkanı idi. İran parçasında yaşayan Kürtler özellikle 1.Dünya savaşından sonra, giderek artan bir zorbalıkla karşı karşıya kaldı.iran şahı Rıza Pehlavi nin barbarca tutumu ile bir çok Kürt köyü ateşe veriliyor, kadın çocuk demeden katliamlar yapılıyordu. Şaha karşı gelenler ya idam ediliyor yada sürgüne gönderiliyordu. Böylesi bir dönemde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve İngiltere Ağustos 1941 yılında batı İran ı işgal ettiler. Kürtlerin yaşadığı bölgeden İran askerleri sürülmüş idi. Bu gelişmeler üzerine, Kürt halkı örgütlenmeye başlamıştır.1942 yılında Mahabad lı sanatçı Zabihi tarafın- 9
11 10 dan, Kürdistan ın Dirilişi örgütünü kurar. Özgür Kürdistan ı kurmayı hedefleyen örgüt, Niştiman adlı gazete çıkarır yılında Qazi Muhammed başkanlığa getirilir. Ancak Qazi daha sonraki dönemde Kürdistan Demokrat Partisi ni (İKDP) Kürt aydın ve önde gelenlerinin desteği ile kurar. Qazi Muhammed S.S.C.B ile iyi ilişkiler gerçekleştirir. Matbaa ve radyo vericisi gibi yardımlar alır. Kürdistan isimli günlük gazete çıkarır. Kürt aşiretlerinin büyük bir kısmı Qazi Muhammed e bağlılıklarını ifade ederler. Özgür yaşayabilme inancı kitleleri etkisi altına almıştır. 22 Ocak 1946 yılında Mahabad kentinde büyük bir kalabalık ve sevinç ile Mahabad Kürt Cumhuriyeti nin kurulduğu ilan edilir. Qazi Muhammed cumhurbaşkanlığına, Mustafa Barzani genelkurmay başkanlığına getirilirler. Anayasa oluşturarak, yürütme, yargı ve askeri kurumları yapılandırılır. Kürtçe resmi dil olarak kabul edilir. Kürdistan bayrağı üstte kırmızı, ortada beyaz, altta yeşil, onların üzerinde yirmi bir köşeli sarı bir güneş ve milli marşı ise Ey Raqib olarak kabul edilir. Ülke içerisinde Kürdistan dergisi, Kürdistan resmi gazetesi çıkıyordu. Eğitim alanında iyileştirmeler yapılıp ilk ve orta öğretim zorunlu hale getirildi. Kısa süre içerisinde Kürt okulları kuruldu ve Kürtçe eğitime başlandı. Kültürel çalışmalara da önem gösterilerek devlet matbaasında iki şiir kitabı basıldı. Cumhuriyetin kurulmasından sadece 11 ay sonra S.S.C.B ve İngiltere nin bölgeden çekilmesiyle, İran askeri güçleri Mahabad a saldırmaya başlar. Barzani ye bağlı kuvvetler İran ordusuna ağır kayıplar verdirtir. Ancak askeri mühimmatın yetersizliği ve bazı aşiretlerin yardımlarını geri çekmeleri sonucu, bu güzel rüya son bulur. 31 Mart 1947 yılında Mahabad Kürt Cumhuriyeti nin ilan edildiği Çarçıra meydanında, Qazi Muhammed ve arkadaşları idam edilirler. 31 Mart o tarihten bugüne özgürlük mücadelesi adına yaşamını yitirmiş, tüm Kürt şahsiyetlerini anma günü olarak bir çok örgüt tarafından kabul edildi. Zorbalığa karşı duruş göstererek, kendi yaşamını feda eden Kürt şahsiyetleri; hangi parçada, hangi ideolojide, hangi partide olursa olsunlar, onlar Kürt halkının şehitleridir. Hatırlanmayı en çok onlar hak ediyorlar.
12 Bir Kimlik Sorunu Olarak Anadilde Eğitim Serbûn BEHÇET Türkiye de Kürtlerle ilgili olarak ortalama bilgi seviyesine sahip birisiyle konuştuğunuzda genellikle benzer tepkilerle karşılaşırsınız. Eğer milliyetçi paranoyalardan beslenen bir düşünce ikliminin etkisinde kalmamışsa size, ailesine evlilik yoluyla girmiş Kürtlerden, Kürt dostlarından, Kürt halkına karşı ön yargılı olmadığından vb. bahsedecektir. Samimiyetinden şüphelenmemiz için neden olmayan bu iyi niyetli ifadelerin ardından genellikle Kürt mücadelesinin kabul edilemeyeceği, anadilde eğitimin ülkeyi bölünmeye götüreceği gibi yine aynı iyi niyetin devamı olan başka yargıları duymanız da yüksek ihtimaldir. Aynı düzlemde konuşan hatırı sayılır miktarda Kürt de var. Kürtlerle devletin ilişkisini bireysel düzleme indirgeme hatasına düşmeyen, çoğunlukla mürekkep yalamış kesimlere gelindiğinde durum daha kötüleşiyor. İyi Türk olmanın ölçütünü milliyetçilikle tanımlanan değerlere bağlılıkta bulan bu kesimler, Kürtler söz konusu olduğunda milli değerlere bağlılığı olumsuz bir durum olarak görüyorlar. Daha doğrusu Kürtlerin Türk kimliğini benimsemelerini doğal ve verili bir durum sayıyor, bunun dışına çıkılmasını sapkınlık olarak algılıyorlar. Üstelik bunu Kürtlere yapılmış bir lütuf gibi görüyorlar. Kendilerine Kürtleri ağalardan, feodaliteden kurtarma, uygarlaştırma gibi misyonlar yüklemişler, yaptıkları her şeyi bu temel üzerinden haklı çıkarıyorlar. Bu resme baktığımızda Kürtlerin haklı taleplerine, birisi iyi niyetli birisi faşizan zihniyetli iki farklı açıdan yöneltilen eleştirilerle karşı karşıyayız. Kürt halkının varlık yokluk mücadelesi verdiği, gösterilen direncin tarih sahnesinden silinmemek adına olduğu düşünüldüğünde örgütlü kitlelerin enerjilerini dikkatli harcamalarının önemi açıktır. Bu çerçevede yukarıda değinilen ikinci grubun dönüştürülmesi için verilecek çaba bir zaman ve enerji israfından başka bir şey değildir. İster ahlak ve vicdan gibi insani duygulara yabancılaşmalarından kaynaklansın ister entelektüel körleşmelerinden, bu kesimlerin Kürtlerin taleplerini benimsemeleri mümkün gözükmüyor. Onların karşısında entelektüelekonomik bir güç olarak yer alıp onların süreç içinde toplumdan kopuk, etkisiz bir entelektüel klan haline gelmelerini sağlamak yeterlidir. Değinilen kanaat önderlerinin ortalama vatandaşla, yani birinci grupla bağının koparılması ise daha büyük ve ciddi bir projeyi, uzun soluklu çalışmayı gerektiriyor. Kitap okuma oranlarının son derece düşük olduğu bir ülkede geniş kitlelere ulaşmanın, onların bilinçleri üstünde etkili olmanın çeşitli yolları var. Örneğin internet, televizyonlar, radyolar vb. birçok iletişim kanalı ciddi imkânlar sağlamakta. Kitle iletişim araçlarının etkin biçimde kullanılmasının önemi konusunda Kürt hareketinin yeterli bilince sahip olduğunu söyleyebiliriz. Farklı hareketlerin ve grupların sayısız internet sitesi, radyo, hatta televizyon aracılığıyla bu alanda gösterdikleri faaliyetler değindiğimiz bilincin göstergesidir. Buna karşın düşüncelerini oluşturma sürecinde pasif durumda kalan, 11
13 entelektüel potansiyelini harekete geçirmede isteksiz geniş kitlelere ulaşmanın çok önemli bir yolunun siyasi hareketlerin ilgi alanı dışında kalması gibi ilginç bir durumla karşı karşıyayız. Bu alan eğitim sistemidir. Aslında Kürtlerin en başta gelen taleplerinden birisinin anadilde eğitim olduğu düşünüldüğünde durumun böyle olmadığı savunulabilir. Gelin görün ki Kürt hareketine ömrünü adamış, nice fedakârlıklarda bulunmuş insanlar bile talep ettikleri anadilde eğitimin ne olduğu, nasıl uygulanacağı konusunda fikir sahibi değiller. Anadilde eğitim nedir? Fizik, felsefe, matematik derslerini Kürtçe olarak okumaktan başka bir anlamı var mıdır? Anadilde eğitimin etkileri Kürtçe nin yaygınlaşmasından mı ibarettir? Benzer sayısız soru sorulabilir; anadilde eğitimin ne olduğu uzun uzun tartışılabilir. Tartışılmalı da. Ama biz bu konudaki genel tartışmayı bir yana bırakıp bir siyasi partinin anadilde eğitim konusunda hangi vurgulara sahip olması gerektiği konusunda fikir yürütelim. Bazı ve Türkiye de de bolca örneği bulunan milliyetçilik teorilerinin iddialarının aksine, kolektif kimlik olarak milliyet tarih içinde gerçekliği bulunan, bir topluluğun genlerine işlemiş bir mutlak özden kaynaklanmaz. Milli bilinç tarihi işine gelen bakış açılarıyla yorumlamanın; coğrafyanın, farklı toplum ve topluluklarla etkileşimin ilerletici katkılarını görmezden gelmenin, kısacası gerçekliği eğip bükmenin bir ürünüdür. Milli bilinç gözlerini kapayıp vazifesini yapan birey tipine ihtiyaç duyar. Bu bakımdan Kürt düşmanlığının devlet eliyle eğitim sistemi tarafından sürekli olarak üretildiği gerçeğinin farkında olmalıyız. Ders kitaplarında açık ifadelerle Kürt düşmanlığı yapılmıyor olması bu gerçeği değiştirmez. Yaşadığımız coğrafyanın bütün tarihsel gerçekliği bir tek etnik grubun tarihte yapıp ettiklerinin abartılı bir dille sunumuna indirgendiği sürece, başta Kürtler olmak üzere Anadolu coğrafyasının diğer renkleri geniş kitleler gözünde soluklaşıp ikincil kabul edilecektir. Bu coğrafyaya farklı halkların kattıklarının farkında olan bir insanın milliyetçi paranoyalara prim vermeyeceği açıktır. İşte anadilde eğitim tam da bu noktada önemlidir. Anadilde eğitime karşı çıkanların, farklı dillerde eğitimin Yugoslavyalaşmanın önünü açacağı iddiası boş ve temelsizdir, çünkü her eğitim sisteminin olmazsa olmazı müfredat birliğidir. Müfredat birliği duygu birliğini de beraberinde getirir. Bir ülke çok dilli eğitimden değil, birden fazla müfredattan dolayı bölünür. Anadilde eğitime gösterilen direncin arkasında yatan en önemli psikolojik bariyer de budur. Anadilde eğitimin zorunlu bir sonucu olarak değişecek müfredatla birlikte, milliyetçi çevreler ülkenin geleceği olan gençleri eğitim sisteminin çarkları içinde öğütüp kendi bilinçlerini aşılama şansını kaçıracaklar. (Kürtlerin ayrılma hakkından söz etmeyi dahi ihanet sayanlar arasından Güneydoğuyu verelim diyenler çıkması tesadüf olmasa gerek. Toplum üstündeki ideolojik etkisini kaybetmesi riskine karşı, en büyük ihanet saydığı eyleme dahi onay verecek kadar pusulasını şaşırmış bir ideolojik konumlanıştan söz ediyoruz.) Bu bakımdan anadilde eğitim yalnızca Türkler dışındaki etnik grupların kültürel bakımdan özgürleşmelerinin anahtarı olmakla kalmayacak, aynı zamanda Türklerin de milliyetçi, bilime aykırı bir eğitimden kurtulmalarını sağlayacak. O halde şu gerçeğin farkına varalım: Anadilde eğitim Kürtlerin kendi kimliklerini korumalarının çok ötesinde işlevlere sahiptir; en yalın ifadesiyle yaşadığımız coğrafyada ilkel milliyetçilik duygularının aşılmasının anahtarıdır. Yine de insan kendine sormadan edemiyor: Kürtler tarihsel koşulların kendilerine yükledikleri bu tarihsel misyonun ne ölçüde farkında acaba? 12
14 Ulusal Birlik Üzerine Kimi Notlar EHMED XELXALÎ Kürdistan Tarihi ne bakıldığında özgürlüğüne düşkün, birliğine küskün bir milleti görürsünüz. Buna karşın özellikle son yıllarda ulusal birliğin sağlanmasına yönelik önemli adımlar atılmaktadır. Kökleri eskiye dayanan bu küskünlüğün nedeni olarak, Kürdistan coğrafyasının değişik şekillere sahip olması dolaysıyla üretim ilişkilerindeki farklılıklar; tarih boyunca her bir parçasında egemen olan devletlerin farklı ilişkilere dayalı politik yaklaşımları; dinsel ve mezhepsel farklılıklar ile sosyolojisi bakımından genellikle ulusun değil aşiretin kimlik göstergesi kabul edilmesinden kaynaklı nedenler sayılabilir. Günümüz dünya toplumları ve siyasetleri, eğilimleri doğru yönlendirerek ideolojik farklılıkları mücadele birliğinin önünde engel olmaktan çıkarmış, üretim ilişkileri ve siyasal aktörlerin toplumsal ayrışmalara ve çatışmalara yol açan etkilerinden ziyade üretim ilişkilerindeki farklılıklara ve siyasal aktörlere mücadele sahasını genişleten konsensüslerde buluşma görevi addetmiştir. Kürt ulusal mücadelesi de böylesi bir eşiğe gelmiş bulunmaktadır. Tüm dünyanın odaklandığı Kürdistan coğrafyasından bütünlüklü reel bir ulusal politikanın ortaya konulması, bu ortak politika çerçevesinde tüm farklı renklerin tatlı rekabetleri doğrultusunda farklılıkların kendini özgün bir biçimde ifade edebileceği bir ulusal çatı Kürtler için büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ulusal birlik sağlanamazsa uluslararası ilişkilerde muhatap alınacak herhangi bir Kürt politikası bulunamayacak ve sadece kendi politikasını dayatan, yalnızlaşan tüm ulus eksenli politikalar temsiliyet tartışmasının konusu haline geleceklerdir. Bunun sonucu olarak ise Kürt ulusuna yönelik uygulanacak bütün politikalar bir başka topluluğun temsilcileri tarafından, kendi çıkarları ve Kürtlerin egemenlik altında olmalarının devamı niteliğindeki uygulamalar olacaktır. Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) bu konuda önemli adımlar atmıştır. Partinin kuruluş amaçlarından bir tanesi de ulusal birlik olmakla birlikte, ulusal birliği hedefleyen veya doğrudan ulusal birlik odaklı olmasa da ulusal birlik yönündeki adımlara dahi son derece fedakarlıkla yaklaşan bir tavır serglemiştir. Bunun en açık örneği 2011 Genel Seçimlerinde izlediği politikadır. Hatırlanacağı üzere bağımsız adaylarla seçime dahil olan bir başka Kürt partisiyle yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmış olmasına rağmen gösterdiği yaklaşık 580 milletvekili adayını seçimlerden çekmiş ve Kürtlerin ağırlıkta olduğu bağımsız blok adayları desteklenmişti. Konu ile ilgili Hak-Par ın yaptığı açıklamada ulusal birliğin önünde engel niteliği taşımak istemediği vurgulanmaktaydı. Ulusal birliğin sağlanması öncelikle örgütlerimizin birbirleri hakkında resmileştirdikleri tarihsel ve politik algının önemli ölçüde değiştirilmesini gerektiriyor. Bu sağlanmadan başkanlıklar düzeyindeki görüşme ve anlaşmaların ulusal birliği sağlamakta tek başına yeterli olamayacağının altını çizmek gerekir. Bu gerçekten hareketle kısmen alınabileceğimiz tartışmalara da korkusuzca girmemiz ve öz eleştirilerle kurguladığımız resmi tarih ve politik algıyı gerekli noktalarda değiştirmemiz gerekir. Aksi halde sosyal travmalarımız haline gelmiş ayrılıklarımıza rağmen birlikte hareket etmemiz olağan değildir. Bu travma ile ilgili aklımdaki en çarpıcı örnek, sempatizanlarının bir Kürt hareketinin kendisi dışındaki Kürt örgütlerini tasfiye çabasına verdikleri cevap: Ulusal birlik! Yani tabanın algısına göre söz konusu olan örgütün ulusal birliği sağlamak adına diğer hareketleri tasfiye etmesi olağan bir şeydi! Taban böyle düşünürken bizlerin yöneticilik düzeyinde işbirliğine varmış olmasının herhangi bir değeri var mı? Bu türden kanayan yaralarımızı sarmamızın mümkün olabilmesi için öncelikle bu hatalarımızın farkında olup, bu hatalardan dönmenin yollarını aramamız gerekir. Ulusal birlik perspektifi, kendine özgü değer yargılarına ihtiyaç duyar. Yazının başında da değindiğim gibi Kürtler birlik konusunda diğer toplumlara oranla oldukça eksik bir tecrübeye sahiptirler. Bu nedenle ağırlıklı olarak ulusal birlik konusunda genel bir siyaset geleneğine sahip değildirler. Değerli okurlar, arkadaşlarımız Hewler deki Kürt Ulusal Gençlik Konferansı na gitmeden önce bu konuyu özellikle vurgulamak istedim. Kimi dostlarımızın ulusal birlik konusundaki çaba ve hassasiyetlerini memnuniyetle izliyoruz fakat tabana inmediği müddetçe bu çabanın pek bir kıymeti harbiyesi yoktur, diye düşünüyorum. Ulusal birlik özünde Kürdistan için bir gelecek politikasıdır. Bu nedenle daha çok gençlere miras bırakılacak bir değerdir. Biz Kürdistanlı gençler için ulusal birlik hususunda atılacak adımların takipçisi olmak ve gereken enerjiyi ortaya koymak özgür bir toplumun yaratıcısı olmanın ön koşuludur. 13
15 Abdurrahman Paşa (Baban) Ayaklanması Sîdar AVCI Değerli okuyucular; Bilindiği üzere Kürt halkı yüzyıllardır sömürgeci güçlerin baskı, imha ve asimilasyon politikalarına karşı başkaldırdı ve halen bu politikalara karşı mücadele etmektedir. Kürdistan tarihinin önemli bir kısmını oluşturan Kürt İsyanları yazı dizisinin ilk bölümünde 1806 yılında Abdurrahman Paşa önderliğinde gerçekleşen Baban Ayaklanmasını ele alacağız ve bundan sonraki sayılarda Kürdistan tarihindeki önemli ayaklanmaları ele almaya çalışacağız. 19.Yüzyılda yer alan ilk büyük Kürt ayaklanması, Baban beylerinden Abdurrahman Paşa nın önderlik etiği 1806 ayaklanmasıdır. Şehrezor ve çevresinde hüküm süren Baban Emirliği Güney Kürdistan daki eski ve güçlü emirliklerden biri idi. Baban emirleri kendilerine bağlı sancaklar oluşturmuşlardı ve bu sancaklara valiler atamaktaydılar. Mir Hüseyin zamanında Qelaçolan yöresinde Çuwalan kalesini inşa ettiler ve yüzyıla yakın burası emirliğin merkezi oldu.1786 yılında bügünkü Süleymaniye kentini kurdular ve burası Emirliğin yeni merkezi oldu. Baban beyleri 17.yüzyıl başlarında Osmanlılardan paşa unvanını aldılar.o dönemde az sayıda sancak beyi bu unvana sahipti. Baban beyliğinin tarihi bazen İranlılar bazen de Osmanlılarla mücadele içinde geçti.1788 yılında Baban emirliğinin başına geçen Abdurrahman Paşa nın zeki, ileri görüşlü, güçlü bir ulusal bilince sahip olduğu, bağımsızlık için savaştığı söylenir. Abdurrahman Paşa başlangıçta Bağdat valisiyle giriştiği çatışmada Osmanlı birliklerini yenilgiye uğratarak etki alanını genişletti. Ancak sonradan kardeşi Halit Paşa nın Osmanlılarla işbirliği yapması sonucu yenik düştü. Abdurrahman Paşa nın yerine geçen oğlu Ahmet Paşa 1812 de ayaklandı ve Bağdat yakınlarına kadar ilerledi. Ahmet Paşa Osmanlıların Nizam-ı Cedit dedikleri düzenli orduyu kurmalarından daha önce, alaylar ve taburlar biçiminde düzenli ordu kurdu ve bunları piyade, topçu, süvari biçiminde sınıflara ayırdı. Zamanına göre mükemmel denecek ölçüde bir tophane kurmuştu. Ağır silahların dökümü ve yapımı bizzat Süleymaniye li ustalar tarafından gerçekleştiriliyordu. Bu ayaklanmalar sonuçta başarısız kalsa da, bağımsızlık uğrundaki Kürt ulusal bilincinin gelişmesine katkıda bulundular. Baban Beyliği bu olaylardan sonra varlığını bir süre daha koruyabildi. Ancak Osmanlı Devleti Bedirhan Bey ayaklanmasının bastırılmasının ardından, 1850 yılında Baban beyliğine son verdi. 14
16 Exmedê Xanî gençliğin sesi derleme Sînemxan KEŞTAN Kürt tarihinde yetişmiş,kürt halkının en önemli bilim adamlarından ve edebiyatçılarından olan Exmedê Xanî hicri takvime göre 1061 miladi takvime göre de 1651 yılında Hakkari den doğu Beyazıt a göç ettirilmiş bir aşiret olan Xanî aşiretinin mensubu olarak dünyaya gelmiştir.köklü,okumuş bir aileden gelen Xanî okuma yazma eğitimini ve temel hukuk bilgilerini bir dönem kadılıkta yapmış olan babası Şeyh Elyas tan almıştır. Ailesi Xanî yi iyi bir bilim eğitimi alabilmesi için dönemin en iyi okulu olan Feqi okulunda okutmuştur. Beyazıt taki Muradiye medresesinde eğitimine devam ettiği dönemde Arapçayı öğrenmiş ve iyi bir din eğitimi almıştır. Xanî, uzun yıllar boyunca gördüğü eğitimin kendisine olduğu kadar halkına da yarar sağlamasını istediğinden bilgilerini yaşadığı yöredeki halka anlatıp halkı bilinçlendirmek adına konuşmalar yapmıştır. Toplumda sevilen,değer gören,sevdikleri tarafından önemsenen biri olması onu diğer insanlardan ayıran özelliklerindendi. sebebi ; sosyal,ekonomik koşulların bu kültürün araştırılmasına ve anlaşılmasına yeterince elverişli olmamasıydı ve bu sebepten içinde yaşanılan coğrafyayla sınırlı kalmıştır. Yaşadığı toplumun eğitim düzeyinin d ü ş ü k olma- sı- Xani nin yaşadığı dönem Kürt kültürünün yaşanması,ifade edilmesi, öğrenilmesi açısından elverişli koşullara sahip olmadığından zorluklar yaşanmasına rağmen kültürünü hiçbir zaman geri plana itmemiştir. Yaşamını sahip olduğu kültürle bütünleştirmiş ve eserlerini anadilinde yazmıştır. Oldukça zengin bir kültür mirasına sahip olan kültürün bu dönemde yeterince yaşanamamasının 15
17 16 nın verdiği etkiden kaynaklı insanlara anlatmaya çalıştığı birlik,bütünlük,sevgi ve saygı içerisinde yaşama gibi fikirleri anlaşılmıyordu. Kürt halkının içinde bulunduğu çelişkiler konusunda halkla fikir ayrılığı yaşamıştır. Xanî halkçıydı. Halkını seven yurtsever bir kişiliğinin olması dışında tüm halkların kardeşliğini savunuyordu. Halkların düşmanlığına ve Kürtlerin kendi içinde yaşadığı ayrışmalara karşıydı. Bu düşüncelerini eserlerine yansıtarak halka anlatmaya çalışmıştır. Kürt halkının birliği, özgürlüğü ve halkın bilinçlenmesi bu kültürün anlatılabilmesi onun için oldukça önemliydi. Kürt halkının en önde gelen sorununun birlik ve yönetici sorunu olduğunu,yöneticiden yoksun olan halkın eksik olduğu görüşünü savunuyordu. Yöneticiden yoksun olma sorununun da beraberinde birlik olma birlikte hareket etme sorununu getirdiğini ifade etmiştir. Kürt halkının varlığını,kültürünü,müca delesini kendi anadiliyle eserlerinde anlatmıştır.kültürünü ve halkını farklı kürltürlerden insanlara anlatmaya çalışırken hiçbir zaman milliyetçi bir duruşu başka halkların ezilmesini öngören bir bakış açısı olmamıştır. Xanî; Kürtçe,Farsça,Arapça dillerine hakim olmasına rağmen eserlerini Kürt dilinde kaleme almıştır. Kürt diline olan hakimiyeti ele aldığı eserlerde gözler önüne serilmektedir. Edebi ve felsefi yönüyle de oldukça önemli eserler kaleme almıştır. Gelişimin çocukluk çağından başladığını düşünerek eserlerini öncelikli olarak çocuklara yönelik yazmış ve çocukların anlayabileceği bir Kürtçe kullanmıştır. Derin dini bilgisini halka anlatmış ve halkı hoşgörüye ve sevgiye yönlendirmiştir. Dini halka anlatırken dinin yıkılmaz tabularının olmadığını,esas olanın iyi niyet olduğunu ifade etmiştir. Çok önemli bir din adamı olmasının yanında toplumsal alandaki çalışmaları da oldukça güçlüdür. Dini akılcı yönleriyle halka anlatmış, çözüm önerileri sunmuş, kaderciliği eleştirmiş ve halkların kaderini belirleyen toplumsal sorunları çözümsüzleştiren yöneticileri eleştirmiştir. Eserleri; Nûbara Bîçukan(1683),Eqida İmane (1687), Mem û Zîn (1695)
18 Kürdistan Tarihi I Yunus EKMEN Bu yazı dizisi ile tarih öncesi dönemden başlayıp ayaklanmalara kadar uzanan binlerce yıllık geçmişimizi, halk olarak yaşamış olduğumuz coğrafyayı ve çevre halklarla ilişkilerimizi inceleyeceğiz. Ne yazık ki Kürt halkının üzerinde yüzyıllardır süren baskı, imha, asimilasyon projelerinin bir ürünü olarak tarihimizi, kültürümüzü, mirasımızı yalan yanlış bilgilerle doldurmak isteyen, Kürt düşmanlığı yapmak için ant içmiş sömürgeci güçler tarihimizi yok saymakta ve yanlış bilgiler vererek geçmişimizi unutturmaya çalışmaktadırlar. Tarihimizle ilgili bilgi edinebileceğimiz kaynakların ve araştırmaların büyük bölümü, yüzyıllardır süren baskı ve istilalar sonucunda imha edilmiştir. Tarihimiz, dilimiz, kültürümüz sürekli unutturulmaya çalışılmıştır. Tarihimizin gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılması için her bir Kürt gencinin tarihimizi çok iyi araştırıp öğrenmesi gerekmektedir. Yazı dizisinin bu bölümünde tarih öncesi dönem ve kökenimiz incelenecektir. Tarih öncesi dönem ve köken incelenirken ulusların birbirinden etkilenebilecekleri, hiçbir halkın saf olmadığı, belirli halkalarla kültür alışverişinde bulunup aynı bölgede uzun yıllar birlikte yaşayabilecekleri unutulmamalıdır. TARİH ÖNCESİ DÖNEM Kürdistan tarihi incelendiğinde birçok tarihçiye göre Kürtler bu toprakların ilk yerlileri olarak kabul edilir. Bununla birlikte halkımız Mezopotamya, Anadolu ve İran medeniyetlerinin içinde yer almıştır. Topraklarımızda bulunan ilk iskelet kalıntıları İran Kürdistan ında gezici avcılık yaptıkları düşünülen bir grubun yaklaşık yıl önceki kalıntılarıdır. Bölgemizdeki ilk yerleşim yeri Irak Kürdistan ında M.Ö yılları sonlarından kalma evler bulunmuştur. Bu grup tahıl öğüten ilkel değirmenlere sahiptir. Bölgemizde bu dönemden başlanılarak hayvan ehlileştirmeleri görülmektedir. Ayrıca toprağa yerleşme, bitkilerin ekimi görülmüştür. Diyarbakır ın Ergani ilçesinin çevresinde (Çayönü Hilal Köyü) M.Ö yıllarından kalma yapılar tespit edilmiştir. Bu bölgede yaklaşık metrekarelik bir alanda yerleşim yerinin olduğu tespit edilmiştir ancak bunun çok az bir kısmı incelenebilmiştir. Yapılan kazılarda belirli aletlere rastlanmış ve koyun, keçi, köpek, domuzun ehlileştirildiği tespit edilmiştir. Kazılarda bulunan midye kabukları yaşayan grubun avcılık için bu topraklarda gezmiş oldukları fikrini doğurmuştur. Kürdistan ın birçok yerinde yerleşik yaşam kalıntıları M.Ö yılları arasında olduğu görülmüştür. Bu da bu bölgedeki halkın tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir. Örneğin; Mısır-Çin-Hindistan bizlerden çok sonraları yerleşik hayata geçmiştir. Anadolu da Türk halkının ortaya çıkışı da M.S. 11.nci yüzyıla dayanmaktadır. KÜRTLERİN KÖKENİ M.Ö yıllarında iki Sümer eşik taşının üstünde KAR-DAKA adında bir ülkeden söz edilmekte ve onun su yanında olduğu belirtilmektedir. Dil bilim açısından karda sözcüğünün Kürt karşılığı olduğunu Kardaka nın ise Kürtlerin ülkesi anlamına geldiği söylenmektedir. Kardaka nın Van Gölünün güneyinde olduğu tahmin edilmektedir. Dönemin Asur hükümdarı, Kurtie denen halkla Azu dağlarında yaptığı savaş anlatmaktadır. (Azu dağlarının Hazro yöresinde olduğu söylenilir.) M.Ö. 401 yılında Yunanlı komutan Ksenofon On binlerin Dönüşü adlı eserinde Karduklardan bahsetmektedir. Dicle nin doğu yakasında bulunan Botan ın doğusuna düşen ülkede yaşayan Kardukoy dediği dağlı halkla yaptığı savaşları uzun uzun anlatmaktadır. M.Ö. 5.nci yüzyılda yaşayan Kardukların günümüzde Kürt halkını oluşturan unsurlardan biri olduğu akla en yatkın görüştür. M.Ö. 10.ncu yüzyılda devlet kurmuş olan Xaldî lerin (Urartu)de Kürt oldukları görüşü ağır basmaktadır. Minorsky, Kürtlerin Medlere dayandıklarını söyler. M.Ö. 7.nci yüzyılda Van Gölü nün güney kısmından batıya yayıldıklarından bahseder. Kardukların Medlerin bir parçası olma ihtimali bir hayli yüksektir. Minorsky e göre iki kardeş aşiret olan ve Med lehçesini konuşan Kurtilerle Mardlar bu günkü Kürt halkının esas çekirdeğini oluşturmuşlardır. (Kurmanc teriminin de buradan geldiği düşünülmektedir.) Kürtlerin bölgenin yerli halkı olduğunu onların Xaldîler, Ermeniler ve Gürcülerle akraba olduklarını ve Kürt dilinin burada oluştuğunu savunan tezin sahibi de N. J. MARR dır. N. J. MARR ayrıca, Kürt dilinin daha sonra değişime uğrayarak Hint- Avrupa laştığını ve Medce ile çok sıkı bağlarını kabul ediyordu. Hatta Kürt dilini Medcenin mirasçısı sayıyordu. 17
19 Faşizmin Evrensel Hocası Yoldaş Durucu Kürdistan da yaşayan Alevi Kürt katliamları tarih boyunca bu topraklarda yaşanan olaylardır. Gerek Selçuklular döneminde gerekse Osmanlı döneminde yönetim altındaki Alevilere karşı savaş ilan etmiş Sünnilik mezhebini benimseyen halkı, bu topraklarda yaşayan Alevilere karşı kışkırtmıştır. Bu yöntemler sonucu çağdışı yaptırımlar uygulamıştır. Devletin bu baskıları nedeniyle hor görülen, ezilen aleviler koruma içgüdüsü ile kırsal bölgelere, dağ eteklerine, sarp dağlar arasındaki vadilere yerleşme zorunda kalmışlardır. Osmanlı padişahlarından 1. Selim döneminde camiler aracılığıyla hacılar ve hocalar tarafından Sünni halkı Alevilere karşı kışkırtıp mezhep çatışmasını her dönemde çıkarmayı başarmışlardır. Ey Müslümanlar, bilin ve haberdar olun ki, reisleri Erdebil oğlu İsmail olan Kızılbaş topluluğu, peygamberimizi ve şeriatını, sünnetini, İslam dinini,din ilmini, iyiyi ve doğruyu beyan eden Kur an ı küçük gördüler. Yüce Allah ın yasakladığı günahlara helal gözüyle baktılar. Kutsal Kur an ı, öteki din kitaplarını tahkir ettiler. Onları ateşe atarak yaktılar. Hatta kendi mel un reislerini tanrı yerine koyup ona secde ettiler. Hz. Ebubekir e, Hz. Ömer e sövüp onların halifeliklerini inkar ettiler. Peygamberimizin şeriatını ve İslam dinini ortadan kaldırmayı düşündüler. Bu nedenlerden ötürü şeriat hükmünün ve kitaplarımızın verdiği haklarla, bu topluluğun kafirler ve dinsizler topluluğu olduğuna dair fetva verdik. Sultanın, onlara ait olan kasaba varsa, o kasabanın bütün insanlarını öldürüp, mallarını, miraslarını, evlatlarını almak hakkı vardır. (Müftü Hamza) (1) Cumhuriyetin kuruluşunda yapılan katliamların geçmişle aynı özelikleri göstermekle birlikte Kürt toplumuna karşı daha sistematik harekat içerisine girilmiştir. Osmanlı Devleti ve sonrasında kurulan Kemalist rejimin baskı, zülüm, yok etme politikalarını hiçbir türlü kabul etmeyen Dersim halkı kendi iktisat düzenini oluşturmuş, dilini, kültürünü, mezhebini özgürce yaşamak düşüncesiyle hareket etmişlerdir Şêx Said Ayaklanması ve Ağrı Ayaklanmalarını kanla bastıran Kemalist rejim tehdit olarak gördüğü Dersim bölgesine yönelmiştir. Geçmişte Dersim halkını yok etme politikalarının ayağı olarak camilerde fetva çıkaran faşist rejim Cumhuriyet Dönemi nde 1934 İskan Kanunu, 1935 Tunç-eli Kanunu ve 4 Mayıs 1937 tarihli Tunceli Tenkil Harekatı na dair bakanlar kurulu kararı ile bizzat Mustafa Kemal emriyle çıkarılmıştır. Bu karar ve kanunların altında Mustafa Kemal in imzası vardır. Bu Kemalist rejim yıkılmadığı sürece dün Koçkiri de, Dersim de, Ağrı da, Zilan da bugün de Roboskî de yapılan katliamın devamı olacaktır. Biz Kürtler için hayat bir ağıttır. Kemalist rejim savunucuları halka hesap vermeyene kadar gün geçtikçe ölüm zülüm baskı sürecek ve biz Kürtler için ağıtlar çoğalacaktır. Yazının başlığındaki tespiti ben değil Adolf Hitler ifade etmiştir. Evet arkadaşlar, tüm dünyada insanlıktan nasibini almış kişilerin onun adını duyunca insanlığından şüphe eden ve her defasında lanetlediği (yeri geldiğinde küfrü bir yöntem olarak kullanan da olur) insanlığın adını kirleten kişi Adolf Hitler söylemiştir. İkinci dünya savaşı hazırlıkları yapıldığı süreçte Almanya da Adolf Hitler in ellinci yaş günü kutlamalarına katılan Türk heyetini işaret eden Adolf hitler - Atatürk bir milletin bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi kendisini kurtaracak olan vasıtaları yaratacağını öğreten liderdir. Onun için birinci talebesi Mussolini, ikincisi benim. İlkokula başladığım günden itibaren hep kendime sormuşumdur, Neden bir başkasına değil de Atatürk e başöğretmenlik ünvanı verildi? diye Demek ki bunun cevabını bulmak için büyümek ve de kapsamlı bir şekilde taşları yerine oturtmak gerekiyormuş. Bir bakmışsın Atatürk Latin harflerini gençlere öğretiyor. Bir bakmışsın ki Atatürk, Mussolini ve Hitler e katliam nasıl yapılır ı öğretiyor. Bunu öğretirken de işini ciddiye alıp kutsal öğretmenlik mesleğinin gereği olarak da teori dersleri yanı sıra pratikte katliam nasıl yapılır sorusuna cevaben devletin tüm imkanlarını seferber edip Dersim ( ) Katliamı nı yapar ve gözde öğrenciler olan Mussolini ve Adolf Hitler e konuyu pekiştirmeleri için ev ödevi verir. Atatürk der ki: Ben Kürt Alevileri katlettim siz de sizden olmayan Yahudileri katledin! Öğrencileri ev ödevlerini başarıyla yerine getirir, insanlık suçu okulundan birinciliği paylaşarak mezun olurlar. 1-Tarih dergisi sayı 22 mart 1967 sayfa ve Doğu Anadolu düzeni sayfa 232 ismail Beşikçi 18
20 Kalkınma ve Yoksulluk İkilemi gençliğin sesi Mehmet KORUL 20. yüzyılın uzun ve yorucu toplum tarihi içerisinde belki de en çelişkili olgu, insanların çok kutuplu bir dünyadan tek kutuplu dünya modeline geçme hevesinin nihayetinde kapitalizmin sosyalizme baskın gelmiş olmasıdır. 21. yüzyılın bu ilk on yılına baktığımızda da karşımıza kan, gözyaşı, açlık; umut olarak ise bir diğer insanı ezme, sömürme ve kandırabilme yeteneği zerk edilmektedir. Bunun en yalın söylemi ise kalkınma ya da sürdürülebilir ekonomidir. Zira kapitalist ekonomi modelinin tarihsel ve fiziksel sınırlara sahip olması özünde sürdürülemeyecek bir ekonomi olduğunu açıkça göstermektedir. Kalkınma adına önce ulusal sonra uluslar arası şirketlerin azılı meta birikiminin kastedildiği, kalkınan ülkelerdeki yoksullaşma, daha da doğrusu bu gelişmişliğe bağlı olarak dünyanın herhangi bir bölgesindeki yoksullaşmadan anlaşılmaktadır. Dünyanın kuzey yarım küresindeki ülkelerin, güney yarım küresindeki halkları sömürme miktarlarına oranla kendi işçi-emekçi kitlelerine hak ve rehavet kazandırıyor olması, kalkınma nın kapitalist literatürdeki tanımının üç aşağı- beş yukarı ne olduğunu anlamamıza yetmektedir. AB, ABD, Rusya, Japonya vb. ülke ve ülke topluluklarının başta kendi güneylerindeki ülkeler olmak üzere muhtelif yerleri sömürgeleştirdikleri, kolonyalist politikaların ardılı ekonomiler geliştirdikleri, bu doğrultuda din, mezhep, ulusal azınlık ve sair malzemeler ürettikleri ve bunlar için büyük savaşlar başlattıkları bilinen gerçeklerdir. Görülüyor ki kapitalizm, kalkınma sürdürülebilir ekonomi derken, muazzam bir açlık ordusu yaratmakta, bununla da kalmayıp bu ordunun kendi sorunlarına yönelmesini engelleyecek politikalarla birbirini boğazlamasına neden olmaktadır. Oysa açlık hissinin dini, dili, ırkı, rengi yoktur! Milli yarar siyasetlerinin özellikle dünyada geri bırakılan ülkeler için salık verilmesinin temel nedeni budur. Kendi milli yararını düşünen bir siyasal yaklaşım, yanı başındakinin milli zararına yönelmek zorundadır. Emperyal ilişkileri tehlikeye girmesin diye elinden geleni ardına koymayacaktır. İşte Türkiye de gelinen noktadaki siyasetin temeli de budur! Bölge refahının en temel dinamiği olan Kürt Halkı na karşı, demokratik-barışçıl bir üslubun hiçbir dönem için tercihler arasına girmemesi de bu yüzdendir. Bugün Kürt sorununu emperyalist-batılı bir oyun olarak adlandırıp da çözümsüzlüğü, inkarı direten sol dinamiğin göremediği veya görmek istemediği temel gerçek budur. Sadece Kürt sorununda değil, bölgede son dönemde gündemde olan Arap Baharı furyası da benzer bir kolonyalist siyasetin sonucudur. Mısırla başlayan kitlesel eylemlikler Kuzey Afrika ve Ortadoğu da iktidar portrelerinin önemli ölçekte değişmesine yol açarken, hangi söz konusu ülkede evrensel anlamıyla demokrasinin geldiğini söyleyebilecek herhangi bir demokrasi mücahidi nin ortaya çıkmaması da bir başka çelişkidir. Türkiye de bu süreçte emperyalistkolonyalist politikaların kendisine biçtiği rolü başarıyla yerine getirerek, Muammer Kaddafi gibi önemli ekonomik alternatifler uygulamış bir liderin katledilmesi demokrasisinin getirilmesini sağlamıştır. Kalkınmanın uluslararası boyutunu değerlendirirken, ülke içerisindeki yönelişlerini ve sonuçlarını da kısaca aktaralım. Zaten yeterince oturmamış Devlet ekonomisinin yerini önce liberal sonra neo-liberal ölçeklere taşınması, son günlerde yaşanan dehşet verici bir olayla da açıkça izah edilebilir. Uludere de 35 kişinin bombalanması olayını incelersek, devlet ekonomisini lanetlemenin acı bir sonucunun önemli nedenler arasında yer aldığını görürüz. Bölge insanının serbest piyasaya (ki o koşullarda piyasa sözcüğü tam olarak birincil anlamını ifade edemiyor) itilmesiyle, kaçakçılık oranı artmış, bu konuda içtihatlar da yok sayılmıştır. Bunca genç, çoluk çocuğun katıldığı katırla sınır ticaretinin asıl nedeni Türkiye de tapılası bir liberal dalganın gelmiş olmasıdır. Ve maalesef muhalefetin de Türkiye de temel bir ekonomi-politikasının olmaması, kalkınma adına teşekküllerin sömürü ve yoksulluk portresi olduğu gerçeğini görmemize engel olmuştur. Sonuç olarak kalkınmanın aslında bir yoksullaştırma politikası olduğu gerçeği ile hayatın tüm alanlarında insanların özgürlüğü, eşitliği, estetik ve sanatın tüketim hırsından uzak işlendiği bir gelecek arayışının insanlığın yeni evrensel normları arasına kazandırmak ortak ilkemiz haline gelmelidir. Aksi halde bu utanç verici yeryüzü daha da büyük utançlara şu haliyle gebe olduğu görülmektedir. 19
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıMÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA
MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa
DetaylıSURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ
SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi
DetaylıHasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi 07-08 Mayıs 2016, Batman ve Hasankeyf En az 12 bin yıllık sürekliliği olan, doğa, kültür ve insanın bütünleştiği, dünyada eşi benzeri olmayan bir kültürel
DetaylıÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI
1 26 EYLÜL 2013, Saygıdeğer Menemen Halkımla, Belediye Başkan Aday Adaylığımı açıkladığım o güzel gündeki konuştuklarımı ölümsüzleştirmek istedim. Sevgi ve Saygılarımla 2 Kıymetli Büyüklerim, Partimizin
DetaylıKaraman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni
KTSO BAŞKANLARINDAN KARAMAN OSB DE ÇIKAN BÜYÜK YANGIN A GEÇMİŞ OLSUN MESAJI Odası Meclis Başkanı M. Gökhan Alkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Odası Meclis Başkanı Toktay, Organize Sanayi Bölgesinde
DetaylıKILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA
KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini
DetaylıY.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz
Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ Bursa Milletvekili Aday Adayı Türk Milleti karar arifesindedir. Ya İkinci Endülüs, ya da yeniden
DetaylıMurat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi
Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz
DetaylıHükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..
28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri
Detaylı19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ
19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından
DetaylıDEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK
DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma
DetaylıAç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k
Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan
DetaylıFEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ/SİYASET BİLİMİ ANABİLİM DALI FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA Doktora Tezi
DetaylıTED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI
TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara
Detaylıİ Ç İ N D E K İ L E R
İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık
DetaylıSiyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.
SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran
DetaylıNEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem
NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı
DetaylıSİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00
Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler
DetaylıTÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,
TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli
DetaylıCezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!
Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı
DetaylıSİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,
DetaylıÜniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken
Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne
DetaylıErkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için
Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir
DetaylıYAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH
YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH SORU 1: MÖ 2450 yılında başlayan ve 50 yıl süren bir savaş kaç yılında sona ermiştir? İşlemi nasıl yaptığınızı gösteriniz ve gerekçesini belirtiniz. (2 PUAN) SORU 2: Uygurlar
DetaylıDevrim Öncesinde Yemen
Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün
DetaylıMARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI
MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde
DetaylıCHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY
CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, 29 Kasım Pazar günü yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kongresinde ilçe başkanlığına tekrar aday olduğunu
DetaylıTÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz
DetaylıCumhuriyet Halk Partisi
1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı
DetaylıBahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,
Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,
DetaylıACR Group. NEDEN? neden?
ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,
DetaylıHalk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler
Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol
DetaylıÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...
ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,
Detaylı15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu
Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye
DetaylıAtatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi
10 KASIM 2015 ATATÜRK Ü ANMA GÜNÜ Yrd. Doç. Dr. Asaf ÖZKAN * Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Kolordu Komutanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, Sayın Rektörüm,
DetaylıVekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler
Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925
DetaylıAtatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı
Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet
DetaylıMüdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.
Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar
Detaylıkimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ
ÖZGEÇMİŞ kimdir? 21 Nisan 1971 de Malatya nın Arapgir ilçesinde dünyaya geldim. Maliyeci bir baba ve öğretmen bir annenin ilk çocuklarıyım. Memur bir ailenin çocuğu olduğum için, eğitim hayatıma, Malatya
DetaylıTÜRKİYE ve IRAK. I I. TARİHSEL ARKA PLAN: ABD İŞGALİNE KADAR TÜRKİYE-IRAK İLİŞKİLERİ İngiliz Ordusu, 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi'ne rağmen, kuzeye doğru yaptığı son bir hamle ile Musul
DetaylıULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ
209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.
DetaylıÇoğunluk olmak, azınlığı yok saymak
AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT İÇİ HAFTALIK BÜLTENİ YIL: 2013 SAYI : 198 22-29-TEMMUZ 2013 İstanbul, geleneksel iftarımızda buluştu Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak anlamına gelmez Ülkedeki
DetaylıDevletin Şefleri Cumhurbaşkanları
Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa
DetaylıMuhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK
Hazırlayan: Sunan: Muhammed ERKUŞ Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK 20047095 20043193 FİBONACCİ SAYILARI ve ALTIN ORAN Fibonacci Kimdir? Leonardo Fibonacci (1175-1250) Pisalı Leonardo Fibonacci Rönesans öncesi Avrupa'nın
DetaylıBURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI
AĞUSTOS 2017 Bülten 4 AĞUSTOS 2017 BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI Burdur 1 inci, 2 inci Organize Sanayi Bölgesi ve Isparta Süleyman Demirel Organize Sanayi
DetaylıEKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK
EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK TEMEL KAVRAMLAR Kamu Kamuoyu Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme. Belirli bir konu ve olay hakkında toplumun büyük bir kesimi veya belli gruplar tarafından benimsenen
DetaylıTV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR
Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
DetaylıTÜRKİYE DE AVRUPA- ŞÜPHECİLİĞİ KARŞILAŞTIRMALI BULGULAR
TÜRKİYE DE AVRUPA- ŞÜPHECİLİĞİ KARŞILAŞTIRMALI BULGULAR 2003-2012 Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Hakan Yılmaz Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Avrupa Çalışmaları Merkezi
Detaylı8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin
DetaylıHALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN
HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN 2 Halide Edib Adıvar ın Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Sinekli Bakkal, 2007 Ateşten Gömlek, 2007 Handan, 2007 Mor Salkımlı Ev, 2007 Türk ün Ateşle İmtihanı,
DetaylıDİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ
215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.
DetaylıTÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI
TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de
DetaylıOylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..
Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!.. Bu bir yerel seçim değil, bir kader seçimi! AKP iktidara geldiğinden bu yana son 11 yılda biri Irak ta, diğeri Suriye de olmak üzere iki Kürdistan kuruldu. Bu yerel
DetaylıSAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin
SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin (kısa adı ile SAM-DER in) davetlisi olarak 2010 yılında kurulduğu dönemde Sam-der e geldim ve büyük
DetaylıYAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH
YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça
Detaylı"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir
DetaylıBÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi
2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI
DetaylıTÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri
TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni
Detaylı1: İNSAN VE TOPLUM...
İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıTÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir
TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir 30 Haziran 2014 ÇALIŞMANIN AMACI Kutuplaşma konusu Türkiye de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine
DetaylıProf. Dr. Şener Üşümezsoy daşı Türk entelijansiyasının ana söylemidir. Bu gruplar birkaç yıl evvel ABD'nin Irak'ı işgali öncesinde savaş söylemlerinin en ateşli taraftarı idiler. II. Körfez Savaşı öncesi
DetaylıANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet
ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel
DetaylıEĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI
3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri
DetaylıKuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı
Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve
Detaylıfrekans araştırma www.frekans.com.tr
frekans araştırma www.frekans.com.tr FARKLI KİMLİKLERE VE YAHUDİLİĞE BAKIŞ ARAŞTIRMASI 2009 Çalışmanın Amacı Çalışma Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma
DetaylıII. MEŞRUTİYET DÖNEMİ
II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen
DetaylıESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ
BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek
DetaylıTÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5
TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5 HAZİRAN 2012 Araştırmacılar Derneği üyesi olan GENAR, araştırmalarına olan güvenini her türlü denetime ve bilimsel sorgulamaya açık olduğunu gösteren Onur
DetaylıCHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı
CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma
DetaylıÖğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü
DetaylıDuygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.
Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.
DetaylıKKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU
KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU Ekim, 2017 1 Araştırmanın Amacı ve Önemi Bu araştırma Gezici Araştırma Merkezi tarafından, KKTC genelinde sosyal, ekonomik, politik konular ile ilgili seçmenin düşüncesini
DetaylıSAYIN BASIN MENSUPLARI;
SAYIN BASIN MENSUPLARI; BUGÜN TÜM TÜRKİYE DE, BAŞTA ULUSLARARASI SENDİKALAR KONFEDERASYONU İLE TTB OLMAK ÜZERE FİLİSTİN KATLİAMININ DURDURULMASI İÇİN ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER DÜZENLENMEKTEDİR. İsrail ordusunun
DetaylıBaşbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti
Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan
DetaylıStrasbourg da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için günlerdir eylemde olan kadınlar, Haber alıncaya kadar buradan ayrılmayacağız diyor.
Downloaded from: justpaste.it/1cueq CPT görevini yapsın Strasbourg da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için günlerdir eylemde olan kadınlar, Haber alıncaya kadar buradan ayrılmayacağız diyor. 27 Ekim 2017
DetaylıMÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,
MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri
DetaylıKADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
DetaylıSiyaset ile medya savaşa hazırlanıyor
Siyaset ile medya savaşa hazırlanıyor Medya neden savaşları veya çatışmaları sever? 01 Eylül 2013 Yrd. Doç. Dr. Metin Ersoy Havadis Gazetesi-Poli Takvim yaprakları sonbaharın gelişini müjdelerken tarih
DetaylıMirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu
Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN
Detaylı2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler
1 Güncel konular ve sosyal ilişkiler 2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar 3 Eşitlik ve ayrımcılığa karşı mücadele 4 Sağlık, ve özellikle cinsel sağlık ve uyuşturucuyu
DetaylıHALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR
BALIKESİR - 30.09.2014 HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Gündoğdu, Ankara ve Hatay Tabip odaları üyelerinin Gezi Parkı olayları sürecinde hukuka aykırı
DetaylıDeğerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu
Uzun yıllar boyunca baskıcı rejimler ve zorba yönetimlere sahne olan çift başlı kartalların ülkesi Arnavutluk, şimdi yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Özellikle dini ve kültürel açıdan büyük bir yıkımın
Detaylıİnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını
İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik
Detaylıİlerici Kadınlar Kimdir?
İlerici Kadınlar Kimdir? Türkiye de AKP iktidarı ile ivme kazanan piyasacılık ve gericilik kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Özellikle son on yılda toplumsal yaşamın dincileştirilmesi kadın
DetaylıEZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ HAYDİ! HALİL İBRAHİM SOFRASINA
EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ HAYDİ! HALİL İBRAHİM SOFRASINA 1-PROJENİN ADI: HAYDİ HALİL İBRAHİM SOFRASINA EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ 2-PROJENİN ÖZETİ: 2013-2014 eğitim- öğretim yılında okulumuz da gerçekleştireceğimiz
DetaylıBayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.
İSTANBUL TAYAD lı Aileler Bayram Kahvaltısında Bir Araya Geldiler Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. Kahvaltıdan önce yapılan
DetaylıGÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU
GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf
Detaylıİktisat Tarihi II
İktisat Tarihi II 23.02.2018 İkincil özeklerde yalnızca ekonomik yapı benimsenmekle kalmamıştır. - Biblos - Kapadokya uygarlıkları birincil özeklerin yapısı ile zorlanmıştır. İkinci devrimin yaygınlaşmasında
Detaylı5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI
. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI 08-09 Soru Bankası.hafta - Eylül BİREY VE TOPLUM Öğrendiklerimi Uyguluyorum... 6.hafta - 0 Eylül Olaylar ve Sonuçları....hafta 0-0 Ekim Biz Bu Toplumun Bir Üyesiyiz...
Detaylıbilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da
YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,
DetaylıSAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP
SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP Sunu 1. Savaş? Savaş Ortamı 2. Tarihe dokunmak 3. IŞİD in Irak ve Suriye de ardışık saldırıları ve sonrasında gelişen Halk Sağlığı sorunları 4.
DetaylıULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)
DetaylıCumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde
DetaylıURARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM
URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.
Detaylıİnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi
DetaylıİTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8. VELİ BÜLTENİ
İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI 2014-2015 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8. VELİ BÜLTENİ Yıkılan, dağılan imparatorluğun ardından Anadolu nun her karış toprağında yüce Türk ulusunun bağımsızlık
DetaylıAVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ Haklarımız, Özgürlüklerimiz 15 temel maddeyi içeren T-şörtler Haklarımız, Özgürlüklerimiz Madde 2 Yaşama hakkı İnsan hakları herkese aittir: her erkeğe, kadına ve çocuğa
DetaylıTBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan
Detaylı