DĐLEKÇE HAKKININ KULLANILMASINA DAĐR KANUN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DĐLEKÇE HAKKININ KULLANILMASINA DAĐR KANUN"

Transkript

1 1 ANADĐLDE EĞĐTĐM (KÜRTÇE SEÇMELĐ DERS) KAMPANYASI DOSYASI 2001 yılında Türkiye nin bir çok ilinde Üniversite öğrencileri tarafından Kürtçe nin seçmeli ders kapsamına alınması talebiyle rektörlüklere dilekçe ile başvuru yapıldı. Aşağıda bu kampanyanın başlangıcından sonucuna kadar olan süreçle ilgili tüm dosyaları bulacaksınız. Klasör: 1 Dilekçe başvurusu örneği ve Başvuru dosyası DĐLEKÇE HAKKININ KULLANILMASINA DAĐR KANUN Kanun Numarası : 3071 Kabul Tarihi : 1/11/1984 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 10/11/1984 Sayı: Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 24 Sayfa: 64 Amaç: Madde 1 - Bu Kanunun amacı, Türk vatandaşlarının kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma haklarının kullanılma biçimini düzenlemektir. Kapsam: Madde 2 - Bu Kanun, Türk vatandaşlarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi ile idari makamlara yapılan dilek ve şikayetler hakkındaki başvuruları kapsar. Dilekçe hakkı: Madde 3 - Türk vatandaşları kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler. Dilekçede bulunması zorunlu şartlar: Madde 4 - Türk vatandaşlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine veya yetkili makamlara verdikleri veya gönderdikleri dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı - soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması gerekir. Gönderilen makamda hata:

2 2 Madde 5 - Dilekçe, konusuyla ilgili olmayan bir idari makama verilmesi durumunda, bu makam tarafından yetkili idari makama gönderilir ve ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilir. Đncelenemeyecek dilekçeler: Madde 6 - Türkiye Büyük Millet Meclisine veya yetkili makamlara verilen veya gönderilen dilekçelerden; a) Belli bir konuyu ihtiva etmeyenler, b) Yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olanlar, c) 4 üncü maddede gösterilen şartlardan herhangi birini taşımayanlar, Đncelenemezler. Dilekçenin incelenmesi ve sonucunun bildirilmesi: Madde 7 - Türk vatandaşlarının kendileri ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahiplerine en geç iki ay içinde cevap verilir. Đşlem safahatının duyurulması halinde alınan sonuç ayrıca bildirilir. Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan başvuruların incelenmesi: Madde 8 - Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen dilekçelerin, dilekçe komisyonunda incelenmesi ve karara bağlanması esas ve usulleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Đçtüzüğünde gösterilir. Kaldırılan hüküm: Madde 9-26 Aralık 1962 tarih ve 140 sayılı Türk Vatandaşlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine Dilekçe ile Başvurmaları ve Dilekçelerin Đncelenmesi ile Karara Bağlanmasının Düzenlenmesine Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Geçici Madde 1 - (3071 sayılı Kanunun kendi numarasız geçici maddesi olup teselsül için numaralandırılmıştır.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Đçtüzüğünde gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, 140 sayılı Türk Vatandaşlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine Dilekçe ile Başvurmaları ve Dilekçelerin Đncelenmesi ile Karara Bağlanmasının Düzenlenmesine Dair Kanunun Dilekçe Komisyonunun çalışma esas ve usullerine ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yürürlük: Madde 10 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme: Madde 11 - Bu Kanun hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ile Bakanlar Kurulu yürütür.

3 3.../.../ ÜNĐVERSĐTESĐ REKTÖRLÜĞÜ NE Bilindiği üzere, 4709 Sayılı Yasanın yayınlanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte, Anayasa nın Temel Hak ve Özgürlükleri düzenleyen bir çok maddesinde değişiklikler yapılmış, hak ve özgürlükleri sınırlayıcı hükümler daraltılmış, sınırlamaları sınırlayan ölçütler ise genişletilmiştir. Anayasa da yapılan değişikliklerden bir tanesi de, Anayasa nın 28. maddesinde düzenlenmiş olan Kanunla yasaklanmış dil... kavramının Anayasa dan çıkarılarak tamamen terkedilmiş olmasıdır. Böylelikle Anayasa Koyucu Meclis Türkçe dışındaki dillerin, özellikle Türkçe dışındaki en büyük ve yaygın dil olan Kürtçe nin kullanım alanlarının genişlemesine olanak yaratmıştır. Bu gelişme, 1987 yılında Kürtçe yasağının kaldırılmasından sonra bu doğrultuda atılmış önemli bir adımdır. Bu son değişiklik Anayasa nın Eğitim ve Öğrenim Hakkı nı düzenleyen 42. maddesiyle birlikte düşünüldüğünde, herkesin eğitim ve öğrenim hakkını, bildiği en iyi dil olan anadilinde görmesi hakkının anayasal bir hak olarak belirdiği görülmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar ışığında görülmektedir ki, kişi anadilinden farklı bir dilde düşünmeye, eğitime ve yaşamaya zorlandığı taktirde eğitim ve öğrenimde geri kalma, uyum problemleri, kaybetme ve başarısızlık duygusu, ilişki kuramama ve yabancılaşma gibi bir dizi sorunla karşılaşmaktadır. Bir halkın dilinin, kültürünün, tarihinin yok sayılması, bu alanlardaki gelişiminin engellenmesi, sadece o halkın yok olması sonucunu doğurmakla kalmaz, toplumun bütününde sağlıksız bir gelişmeye, ayrılıkçılığa, düşünsel ve ruhsal parçalanmaya, şiddete neden olur. Toplumsal barış ve ortak çıkarlar için birlikte hareket etme olanağını ortadan kaldırır. Anadil, kişinin kendi varoluşunu tamamlayabilmesi ve toplumsal ilişkiler ağı içerisinde kendi kimliği ile yerini alabilmesi, üretken, düşünen, kendini ve toplumu geliştiren bir birey olması için kullanabileceği yegane önsel araçtır. Gerek uluslararası antlaşmalar, gerekse de diğer ülkelerde yaşanan benzer deneyimler incelendiğinde, uygar dünyada anadilde eğitim hakkı ile kendi kültürünü yaşama ve geliştirme, anadilini yaşamın her alanında kullanabilme olanaklarının tanındığı ve bir çok ülkede bu tür girişimlerin devlet tarafından desteklendiği, hatta bütçeden kaynak aktarıldığı görülmektedir. Ne yazık ki Türkiye de, başta Kürt halkı olmak üzere bütün halklar yıllardır yok sayılmış, bu halkların dillerini, kültürlerini geliştirmeleri ülkenin bölünmesi kaygısıyla engellenmiştir. Bir çok ülkede yaşanan deneyimler göstermektedir ki, ülkede yaşayan diğer halkların dillerini, kültürlerini geliştirmesi ülkeyi bölüp parçalamaz, tam tersine toplumsal barışı ve uyumu geliştirir, ülkenin zenginleşmesini ve güçlenmesini sağlar. Halktan gelen çağdaş demokratik bir ülkede yaşama isteğini görmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tek ulusçu yapıya dayanan toplumsal düzenden artık vazgeçmelidir. Birden fazla halkın bir arada yaşadığı Türkiye Coğrafyasının gerçeğine uygun olarak, anayasal vatandaşlığa dayalı, çok uluslu, çok kültürlü, katılımcı bir toplumsal sistem yaratmalıdır. Bunları yaratmak, demokratik toplum düzeninin olmazsa olmaz gereğidir ve tüm idari kurum ve kuruluşların öncelikli görevleri arasındadır. Yukarıdaki anayasal gereklilikler ve bilimsel görüşler ışığında; Ben,... Üniversitesi nde öğrenim gören bir öğrenci olarak Türkiye nin demokratikleşmesinin önünü açacağına inandığım bir adım atıyor ve üniversitemiz rektörlüğünden, Kürtçe dersinin seçmeli dersler kapsamında, üniversitemiz bünyesinde okutulmasını talep ediyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Adı Soyadı :

4 4 Bölümü : Numarası : Đmza : M.Ü. REKTÖRLÜĞÜ SORUŞTURMA KURULU BAŞKANLIĞI NA KONUSU: Hakkımda açılan disiplin soruşturması ile illgili yazılı savunmamım sunulmasıdır. AÇIKLAMALAR: USULE ĐLĐŞKĐN SAVUNMA tarihinde Üniversite Rektörlüğü ne hitaben bir dilekçe vermiş olduğumdan dolayı hakkımda soruşturma açılmış bulunmaktadır. 2- Hakkımda açılan disiplin soruşturması ile ilgili olarak tarafıma yapılan tebligatta hakkımdaki suçlamanın Disiplin Yönetmeliği nin hangi maddesini ihlal ettiğim belirtilmemiştir. 3- Bu nedenlerle savunmamı hakkımdaki suçlamayı ve Disiplin Yönetmeliği nin hangi madde veya maddelerini ihlal ettiğimi açık ve net olarak öğrenemeden hazırlamış bulunmaktayım ESASA ĐLĐŞKĐN SAVUNMA tarihli Rektörlüğe hitaben yazmış olduğum dilekçeyi Anayasanın 74. Maddesine göre ve 3071 Sayılı, 1984 tarihli Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun kapsamında dilekçe hakkımı kullanarak vermiş bulunmaktayım. 2- Anayasanın 74. maddesinde Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında yetkili makamlara ve Türkiye büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.kendileriyle ilgili başvurmalarının sonucu dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir denmektedir. Yine 3071 Sayılı Kanunda da aynı konu düzenlenmektedir. 3- Bu düzenlemeler kapsamında Üniversite Rektörlüğü ne vermiş olduğum dilekçe ile ilgili bir soruşturma açılmıştır. Açılan bu soruşturma dilekçe hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmaktadır tarihli dilekçenin son paragrafında belirtilen...kürtçe dersinin seçmeli dersler kapsamında üniversitemiz bünyesinde okutulmasını talep ediyorum ibaresi 4709 sayılı yasa ile değiştirilen Anayasanın 28. Maddesi nde kanunla yasaklanmış dil kavramının Anayasadan çıkarılmış olmasına dayandırılmıştır.bu nedenle de dilekçe Anayasaya veya herhangi bir yasaya da aykırı değildir. 5- Ayrıca Kürtçe nin seçmeli ders olarak üniversitelerde okutulması ve isteyen herkesin bu seçmeli dersi alma hakkının bulunmasını talep etmiştim.bu talebim tamamen insani bir taleptir. Bu talebin yazılı olarak sunulması bölücülük olarak veya başka kavramlarla değerlendirilemez. Ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin de herhangi bir maddesini ihlal etmez. 6- Ayrıca Türkiye nin taraf olduğu ve Anayasaya göre artık Türkiye nin iç hukuku olarak kabul edilen Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi ve BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi de Kürtçe nin seçmeli ders olarak okutulması hakkına imkan sunmaktadır.

5 5 7- Üniversite Rektörlüğü ne vermiş olduğum dilekçe ile Disiplin Yönetmeliği nin maddelerini ihlal etmiş değilim. Sadece bu dilekçe ile isteyenlerin diğer seçmeli dil dersleri gibi Kürtçe nin de konulmasını ve isteyenlerin de bu dersleri seçmelerini talep ettim. Ben de Kürtçe bildiğimden ve geliştirmek istediğimden dolayı böyle bir imkan tanınırsa bundan yararlanmak isteğini dile getirdim. Herhangi bir suç işlemedim ve Disiplin Yönetmeliği nin herhangi bir maddesini ihlal etmedim FARUK UYSAL M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü Hazırlık Sınıfı Adres: Merkez Mah. Türker Sok. No:12 Güngören-Đstanbul SAVUNMAMDIR 21 Ocak 2002 Suat Çetin 20 Kasım 2001 tarihinde Đstanbul Üniversitesindeki arkadaşlar "Kürtçe Seçmeli Ders " talebi ile dilekçelerle rektörlüğe başvurdular. O günden bu güne, başlatılan kampanya Türkiye'nin birçok üniversitesine yayıldı. 20 bine yakın öğrenci arkadaş bu kampanyaya katıldı ve katılımlar hala devam ediyor. Biz de kendi üniversitemizde bu kampanyayı başlattık ve dilekçelerimizi rektörlüğe sunduk. Bunun üzerine Kürtçe Eğitim istiyoruz diye hakkımızda soruşturma açıldı. Şu an birçok üniversitede soruşturmalar açılmış hatta bazı üniversitelerde kampanyaya katılan öğrenciler hakkında örgüt üyeliği ve yardım-yataklıktan davalar açılmış durumda. Bu kampanyaya katılmak her şeyden önce birey olabilmenin, insan olabilmenin gereği. Düşünen, sorgulayan, üreten, kendine ve topluma faydalı bir birey olabilmek için, sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olabilmek için, anadili yaşamın her alanında kullanabilme olmazsa olmaz bir koşul. Anadilin bireyin düşünce gücüyle kişiliği ile ilişkisi yapılan birçok araştırmada yeni bir çok somut örnekte görünmüştür. Bu konuda çok uzaklara gitmeye gerek yok. Kürt gençlerine ve çocuklarına baktığımızda bunu çok rahatlıkla görebiliriz. Kürt gençlerinin ve çocuklarının, düşünce gücündeki zayıflık, düşüncelerini aktarmada yaşadığı zorluklar, yine özgüvensizlik, çekingenlik, edilgenlik, asosyallik gibi kişilik sorunları anadilin önemini bize göstermektedir.elbette ki bu sorunların yaşanmasında daha farklı etkenlerde söz konusudur. Ama anadilini kullanamamanın temel faktörlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çok yoğun ve uzun süreli bir eğitimden geçen üniversiteli Kürt öğrencilerinde dahi bu sorunlar ciddi boyutlarda yaşanmaktadır. Şahsen ben de sorunları çeşitli düzeylerde yaşıyorum. Hiç kimsenin ırkını ve dilini seçme özgürlüğü yoktur. Sizler dininizi, düşüncelerinizi değiştirebilirsiniz ama dilinizi, ırkınızı değiştiremezsiniz. Đnsanın anadili ile yaşaması doğuştan gelen doğal bir haktır. Hiçbir bireyin, grubun, devletin bunu yasaklamaya hakkı olamaz. Ben dilimi bu devletten almadım ve bu devlet de benim dilimi yasaklayamaz.

6 6 Anadil bir birey için ne kadar önemli ise bir halk için, ulus için çok daha fazla önemlidir. Bir halk diliyle, kültürüyle, tarihiyle vardır. Kültür ve tarih de, dil ile iç içedir, bir bütündür. Sanat, edebiyat, basın, ekonomi, spor...vb. hangi alana bakarsanız bakın dilin etkisini görürsünüz. Yaşamın hiçbir alanını dilden bağımsız ele alamazsınız. Dil, bir ulusun temel var olma dinamiğidir. Bir ulusu insan vücuduna benzetirsek dil de bu insanın iskeletidir. Dolayısıyla Kürt dilini yasaklamak aynı zamanda Kürt kültürünü, sanatını, edebiyatını yasaklamaktır, Kürdün varlığını inkar etmektir. Đlklerin yurdu olan Mezopotamya'nın, uygarlığın doğduğu yerin ilk sahiplerinden olan Kürt halkının yaşamını yasaklamaya, değerlerini yok etmeye hiç kimsenin hakkı olamaz. "Kürtçe Eğitim ve Öğrenim Kampanyası" demokratik, aydınlık bir Türkiye yaratmak için çok iyi bir fırsattır. Bu ülkede yaşayan 20 milyondan fazla Kürt'ün dilini yasaklamak bu ülkenin bir ayıbıdır, geriliğidir. Dil yasağının olduğu bir yerde hiç kimse demokrasiden, birlikten, beraberlikten, kardeşlikten bahsedemez. Dolayısıyla bu kampanyaya katılmak ülkemizi bu ayıptan kurtarmak, aydınlık bir geleceğe kavuşturmaktır. Birliği, bütünlüğü tehdit eden bu kampanyaya katılan öğrenciler değil, polisiye yöntemlerle, baskıyla, zorla, işkenceyle kampanyayı engellemeye çalışan zihniyettir. Unutmamak gerekir ki zora, korkuya, baskıya dayanan hiçbir grup, parti, örgüt, devlet meşru değildir. " Örgütün talebidir, örgüte hizmet ediyor, izin veremeyiz " yaklaşımı konuyu saptırmaktır. Bu kampanyanın talebi çok açık ve nettir. Tartışılması gereken bu taleptir. Yoksa Kürtçe Eğitimden TÜSĐAD da bahsediyor, MĐT de, ANAP da, HADEP de. Farklı grupların, partilerin konuyu dile getirmesi talebin haklılığını ve meşruluğunu ortadan kaldırmaz. Amacımız eğitimi engellemez, toplumun huzurunu bozmak değil ve bunu da hiçbir zaman yapmadık. Demokrasinin bütün dünyada hızla yayıldığı, demokratik çözüm yöntemlerinin işletildiği bir çağda yaşıyoruz. Biz de demokratik ve çağdaş yöntemlerle soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Meşruluğu herkes tarafından tartışılan ve değişmesi gerektiğini herkesin söylediği anayasaya göre dahi suç teşkil etmeyen yöntemlerle taleplerimizi dile getiriyoruz. 20 binden fazla öğrencinin talebini görüp çözüm üretmesi gereken ilgili makamlar dilekçeleri almayarak, korku yayarak, öğrencilerin evlerini basarak, gözaltında işkence yaparak sonuç almaya çalışıyor. Sorunları yok sayarak, inkar ederek bir yere varamayız. Bazılarının hoşuna gitsin ya da gitmesin bu ülkede Kürtler yaşıyor ve bu halkın kendine ait dili, kültürü, sanatı, edebiyatı var, var olmaya devam edecek. Hiç kimse Kürt halkının, özellikle de gençlerin kendi dilinden, kültüründen, tarihinden vazgeçmesini beklemesin. Bunlar Kürt halkının varlık gerekçeleridir, onurudur, yaşam damarlarıdır. Çözümün yolu bilimdir, bilimi esas almaktır. Bilimsel yöntemin çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Gelin soruna bilimsel yöntemlerle yaklaşalım, aydınlık, demokratik bir Türkiye'yi birlikte yaratalım. Kaynak: / /2002 TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI BASKANLIGINA ANKARA Bilindiği üzere, 4709 Sayılı Yasanın yayınlanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte, Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükleri düzenleyen bir çok maddesinde değişiklikler yapılmış, hak ve özgürlükleri sınırlayıcı hükümler daraltılmış, sınırlamaları sınırlayan ölçütler ise genişletilmiştir. Anayasada

7 7 yapılan değişikliklerden bir tanesi de, Anayasanın 28. maddesinde düzenlenmiş olan Kanunla yasaklanmış dil... kavramının Anayasadan çıkarılarak tamamen terkedilmiş olmasıdır. Böylelikle Anayasa Koyucu Meclis Türkçe dışındaki dillerin, özellikle Türkçe dışındaki en büyük ve yaygın dil olan Kürtçe nin kullanım alanlarının genişlemesine olanak yaratmıştır. Bu gelişme, 1987 yılında Kürtçe yasağının kaldırılmasından sonra bu doğrultuda atılmış önemli bir adimdir. Bu kapsamda Kürtçe dersinin seçmeli ders olarak verilmesi amacıyla Üniversite Rektörlüğü ne verdiğim dilekçeme henüz yanıt verilmemiştir. Başka arkadaşlarımın dilekçeleri de yanıtsız kalmıştır. Tam aksine, yasal olarak herhangi bir suç unsuru içermeyen dilekçeler, Đçisleri Bakanlığı, Üniversite yönetimleri ve YÖK tarafından yasadışı bir örgütün yasadışı faaliyeti olarak gösterilerek, Đçisleri Bakanlığınca 81 ilin valiliklerine gönderilen genelgede Kürtçe seçmeli ders talebinin anayasaya aykırı olduğu ve bu tür dilekçeleri verenler hakkında anayasa hükümlerinin ihlalinin önlenmesi için gerekli yasal işlemlerin yapılması istenmiştir. YÖK ve Đçisleri Bakanlığı nın talimatlarıyla su ana kadar güvenlik güçlerince bir çok öğrenci tutuklanmış, okul yönetimlerince de yüzlere öğrenciye disiplin soruşturması açılmış, disiplin cezaları verilmeye başlanmıştır. Bazı devlet yetkilileri Kürtçe nin üniversitelerde seçmeli ders olarak okutulması seklindeki talebimizi Kürtçe nin anadil eğitimi olarak kullanılması seklinde çarpıtarak bizi hedef gösterdiler. Bunda amaç; cezai ve idari soruşturma açtırmanın gerekçelerini yaratmaktır. Anayasanın dilekçe hakki başlıklı 74. maddesinde de yer alan hükme göre Yetkili makamlara ve TBMM ye dilekçe ile başvuruda bulunma hakki, karşılıklılık esasi gözetilmek kaydıyla Türkiye de ikamet eden yabancılara da tanınmıştır. Maddeye Başvuruların sonucu, başvurulara gecikmeksizin bildirilir. kuralı da eklenmiştir. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere dilekçe verilmesi değil, alınmaması anayasanın ihlalidir. T.C. nin kuruluş belgesi olan Lozan Antlaşmasının 38. ve 39. maddeleri ülkemizde yasayan ve gayri Müslim olmayan vatandaşların da dil ve eğitim haklarını tanımıştır. T.C. Anayasasının 42. maddesinin son fıkrası aynen şöyledir Türkçe den başka hiçbir dil eğitimöğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.milletler arası antlaşma hükümleri saklıdır. Anayasanın 42. Maddesindeki yasaklayıcı hüküm tek başına ele alınmamalıdır. Ayni madde milletlerarası antlaşma hükümlerini saklı tutmuştur. Lozan antlasması bu kapsamda değerlendirilmelidir. Mevzuatımızda T.C. Anayasasının 42. maddesi dışında Kürtçe nin eğitim-öğretim kurumlarında öğretilmesini yasaklayan bir hüküm yoktur. Bu anayasal gereklilikler kapsamında su ana kadar yapılan hukuk dışı uygulamaların iptal edilmesini, Kürtçe nin seçmeli dersler kapsamında üniversite müfredatlarına yerleştirilmesini talep ediyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Adı : Soyadı : Okuduğu Üniversite : Đmza :

8 8 / /2002 CUMHURBAŞKANLIĞINA ANKARA Bilindiği üzere, 4709 Sayılı Yasanın yayınlanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte, Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükleri düzenleyen bir çok maddesinde değişiklikler yapılmış, hak ve özgürlükleri sınırlayıcı hükümler daraltılmış, sınırlamaları sınırlayan ölçütler ise genişletilmiştir. Anayasada yapılan değişikliklerden bir tanesi de, Anayasanın 28. maddesinde düzenlenmiş olan Kanunla yasaklanmış dil... kavramının Anayasadan çıkarılarak tamamen terkedilmiş olmasıdır. Böylelikle Anayasa Koyucu Meclis Türkçe dışındaki dillerin, özellikle Türkçe dışındaki en büyük ve yaygın dil olan Kürtçe nin kullanım alanlarının genişlemesine olanak yaratmıştır. Bu gelişme, 1987 yılında Kürtçe yasağının kaldırılmasından sonra bu doğrultuda atılmış önemli bir adimdir. Bu kapsamda Kürtçe dersinin seçmeli ders olarak verilmesi amacıyla Üniversite Rektörlüğü ne verdiğim dilekçeme henüz yanıt verilmemiştir. Başka arkadaşlarımın dilekçeleri de yanıtsız kalmıştır. Tam aksine, yasal olarak herhangi bir suç unsuru içermeyen dilekçeler, Đçisleri Bakanlığı, Üniversite yönetimleri ve YÖK tarafından yasadışı bir örgütün yasadışı faaliyeti olarak gösterilerek, Đçisleri Bakanlığınca 81 ilin valiliklerine gönderilen genelgede Kürtçe seçmeli ders talebinin anayasaya aykırı olduğu ve bu tür dilekçeleri verenler hakkında anayasa hükümlerinin ihlalinin önlenmesi için gerekli yasal işlemlerin yapılması istenmiştir. YÖK ve Đçisleri Bakanlığı nın talimatlarıyla su ana kadar güvenlik güçlerince bir çok öğrenci tutuklanmış, okul yönetimlerince de yüzlere öğrenciye disiplin soruşturması açılmış, disiplin cezaları verilmeye başlanmıştır. Bazı devlet yetkilileri Kürtçe nin üniversitelerde seçmeli ders olarak okutulması seklindeki talebimizi Kürtçe nin anadil eğitimi olarak kullanılması seklinde çarpıtarak bizi hedef gösterdiler. Bunda amaç; cezai ve idari soruşturma açtırmanın gerekçelerini yaratmaktır. Anayasanın dilekçe hakki başlıklı 74. maddesinde de yer alan hükme göre Yetkili makamlara ve TBMM ye dilekçe ile başvuruda bulunma hakki, karşılıklılık esasi gözetilmek kaydıyla Türkiye de ikamet eden yabancılara da tanınmıştır. Maddeye Başvuruların sonucu, başvurulara gecikmeksizin bildirilir. kuralı da eklenmiştir. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere dilekçe verilmesi değil, alınmaması anayasanın ihlalidir. T.C. nin kuruluş belgesi olan Lozan Antlaşmasının 38. ve 39. maddeleri ülkemizde yasayan ve gayri Müslim olmayan vatandaşların da dil ve eğitim haklarını tanımıştır. T.C. Anayasasının 42. maddesinin son fıkrası aynen şöyledir Türkçe den başka hiçbir dil eğitimöğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.milletler arası antlaşma hükümleri saklıdır. Anayasanın 42. Maddesindeki yasaklayıcı hüküm tek başına ele alınmamalıdır. Ayni madde milletlerarası antlaşma hükümlerini saklı tutmuştur. Lozan antlasması bu kapsamda değerlendirilmelidir. Mevzuatımızda T.C. Anayasasının 42. maddesi dışında Kürtçe nin eğitim-öğretim kurumlarında öğretilmesini yasaklayan bir hüküm yoktur. Bu anayasal gereklilikler kapsamında su ana kadar yapılan hukuk dışı uygulamaların iptal edilmesini, Kürtçe nin seçmeli dersler kapsamında üniversite müfredatlarına yerleştirilmesini talep ediyorum.

9 9 Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Adı : Soyadı : Okuduğu Üniversite : Đmza : TÜRKĐYE NĐN ANADĐLDE EĞĐTĐM POLĐTĐKASI VE KÜRT DĐLĐ Kürtçe Eğitim ve Öğrenimi için Kürt Öğrenci Girişimi Giriş Kürtçe eğitim ve yayın tartışmalarının yoğunlaştığı ve bu konulardaki yasakların kaldırılması için yürütülen demokratik hareketlerin güçlendiği bu dönemde, hem tartışmalara katkı sunmak, hem de Türkiye deki demokrasi mücadelesine destek olmak için anadilde eğitim ve anadil eğitimi konulu bu araştırmayı yapmış bulunmaktayız. Anadilde eğitim ve anadil eğitimi konularındaki sıkıntıları en çok yaşayan ve bunu yaşamın bütün alanlarında hisseden biz öğrencileriz. Böyle bir çalışma yapmanın, yaşamda bir birey olarak varolabilmenin ve bir

10 10 üniversiteli olabilmenin koşulu, aynı zamanda ülkemizin demokratik ve özgür yarınları için bir yurttaşlık görevi olduğu kanısındayız. Araştırmamızı mümkün olduğu kadar geniş tutmak ve konuyu açıklayabilmek için, dilin öneminden başlayarak, anadilde eğitimin önemini, Türkiye nin anadilde eğitim ve anadil eğitimi konularına yaklaşımını, diğer ülkelerin konuya yaklaşımını, anadilde eğitim ve anadil eğitimi ile ilgili uluslararası sözleşmeleri, Kürtçe eğitimi tarihi ile bugünü konularını inceledik. Konunun daha iyi anlaşılması için somut örneklere yer verdik. Araştırmamızın sonuna eklediğimiz ekler kısmının, konunun daha iyi anlaşılmasını, sorunlara daha gerçekçi ve çözümleyici yaklaşılması gerektiğini, sağlayacağı inancındayız. Ekler kısmının birinci bölümünde Kürtçe yayınlanan eserlerden örnekler yer almaktadır. Đkinci kısımda ise Đstanbul Kürt Enstitüsü nün yayınladığı, Kürtçe, Türkçe, Đngilizce yazılan Kürt Dilini Tanıyalım broşürü yer almaktadır. Biz sadece Kürtçe ve Türkçe bölümlerini çalışmamıza kattık. Ekler kısmının birinci ve ikinci kısmının son dönemlerde yaşanan Kürtçe dil midir, değil midir?, Kürtçe yazılı eser var mı?, Kürtçe ile eğitim yapılabilir mi?, Kürtçe Türkçe nin Farsça dan etkilenmiş bir lehçesidir....vb tartışmalara ışık tutacağı inancındayız. Kürt Dilini Tanıyalım broşürünün Kürtçe kısmını da yaşanan tartışmalara ışık tutan somut bir örnek olduğunu düşüncesiyle çalışmamıza kattık. Çalışmayı inceleyenlerin de bunu rahatlıkla görebileceği düşüncesindeyiz. Araştırmamızı yaparken kaynakların çokluğu ve çeşitliliği karşısında şaşırdık. Örneğin uluslar arası boyutta sadece Đsveç te anadilde eğitim için 30 sayfa, Kürtçe kitap listesi için 80 sayfa ayırmamız gerekiyordu. Tekrardan kaçınmak ve araştırmanın okunabilirliğini artırmak için özetler ve kısaltmalar yaptık. Görüş, düşünce ve bildirgeleri ise anlam bütünlüğünü bozmamak için tam olarak aktardık. Her ne kadar yetersiz olsa da çalışmamızın anadilde eğitim ve anadil eğitimi konularındaki araştırmalara katkı sağlayacağı, konuyla ilgili araştırma yapanları aydınlatacağı düşüncesindeyiz. BĐRĐNCĐ BÖLÜM ANADĐLDE EĞĐTĐM VE ANADĐL EĞĐTĐMĐ SORUNUNA GENEL YAKLAŞIM 1. DĐL VE ÖNEMĐ Dil insanların düşündükleri ve duydukları bildirmek için ve işaretlerle yaptıkları anlaşma,lisan.(türkçe sözlük) Dil bir yaklaşıma göre, düşüncelerin sözcük haline getirilmiş sesler aracılığıyla anlatılmasıdır. (Ana Britanica) Genel anlamda dil, insanların duygu, düşünce, istem ve beklentilerini birbirlerine aktardıkları en önemli iletişim aracıdır. Bununla birlikte onun işlevi, bilgi düşünce ve duygu aktarımı veya iletişimi ile sınırlı değildir. O dünyayı yansıtmakla kalmaz; gerçekleri ve dünyaları da yaratır. Siyaset, bilim, edebiyat, din ve kültürün diğer belirtileri, dil olmadan, hayal (tasavvur) edilemezler. Bu nedenle dil bir iktidar kaynağıdır. (Hasan Pir. 1991, s.11)

11 11 Dilin önemi ve gücü ilk çağlardan beri vurgulanmıştır. Adlandırma, nesnelere ad verme dilin sadece bir yönü de olsa, ilk insanlar için büyüleyici bir değer taşımıştır. Birçok kültürde adlandırma yeteneği, nesneler üzerinde otorite kurmanın, onlara sahip olmanın en kesin yolu olarak görülmüştür. Đlkel kültürlerde insanların adlarını insanlara açıklamaktan kaçınmaları da buna bağlanabilir. (Ana Britanica, 1993, s.109) Bir ulusun dili onun ruhudur; ruhu da dilidir. (W. von Humbolt) Dil kültürün aynasıdır. (K. Vossler) Eğer dil geliştirilmemiş olsaydı, insan insan olarak yaşayamazdı. (Rossi Londi) Dillerimizin sınırları, dünyamızın sınırlarıdır. (Wittgenstein) Đnsan doğumuyla başlayan varolma olgusu, onu çevreleyen toplumun varolma olgusuyla bütünleşerek devam eder. Đnsan, kendisini saran bu toplumu anladığı ve kavradığı oranda onunla bütünleşmeyi başarır. Toplumu oluşturan kültür değerleri, bilgi, bilim ve sanat, insan davranışları, kurumlar ve bunları yönlendiren normların devamlılığını birikim-iletim yoluyla sağlar. Bireyin, bu çerçeve içerisinde yer edinebilmesi, kendisini katabilmesi, yeri ve zamanı geldiğinde değişim ve gelişime katkıda bulunabilmesi, birikim-iletim zincirinin bir halkası olabilmesiyle mümkündür. Kültürel değerler, tarihi süreçler, inançlar, kazanılanlar ve kaybedilenlerle, mekana, zamana ve bunları anlamlı kılan topluma, toplumu oluşturan insanların her yönüne yansımıştır. Bu yansımalar ise en ince şekilde dile işlenmiştir. Birey ile toplum arasındaki bu bütünlüğü sağlayan araç da dildir. (Rengin 6. Sayı, s.24) Dil insanların yabanıl dönemden çıkarak insansı edimlere başladıkları uygarlık tarihinin ilk aracı durumundadır. Dil insanların doğayı tanıma, anlama ve bunu ifadelendirerek diğer insanlarla paylaşmada önemli bir faktördür.çünkü dil herhagi bir niyetin açığa vurulması dolayısıyla bir zihinden başka bir zihne aktarılması amacına da hizmet eder. Bu anlamda insanın insansı edimlerini gerçekleştirerek bir topluluğa ait olmasının yani toplumsallaşmasının önemli bir durağıdır. Doğanın bir parçası olan insanın doğada tüm duyumsadıklarının bir ifadesidir dil. Kendini ve doğayı tanımaya başlayan insan, bu birikimi çıkardığı sesler aracılığıyla simgeleştirir ve bu simgeleştirme zamanla kendi içinde sistematiği bulunan bir sesler bütününe ardından da sözcükler bütününe dönüşür. Bu bağlamda dilin toplumsal ve bilinçli bir varlık olan insan için bir varolma koşulu olduğunu belirtebiliriz. Dilin, bir toplumla ve toplumun kültürü ile de bağlarının olması, onun bir toplumsal kurum olarak nitelenmesine yol açar. Bu özelliğiyle dil kültürün, kültürde toplumun bel kemiği sayılabilir. Đnsanın edimlerini kendi türdeşleriyle paylaşması, bu paylaşımın üretime dönüşmesi ve üretimin kendi sistematiğini yaratabilmesinin temelinde dil vardır. Daha da açarsak bu sistematiğin özünde diyalog, diyalogun özünde iletişim, iletişimin özünde dil vardır. Dilin önemini bir kez daha belirtmek için dünyanın en büyük düşünürlerinden biri olan Konfüçyüs ü dinleyelim. Bir gün Konfüçyüs e sorarlar, Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu? Konfüçyüs soruyu şöyle yanıtlar, Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım. Konfüçyüs kendini dinleyenlerin şaşkın bakışları arasında şöyle devam eder. Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmasa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamasa idare ve kültür bozulur. Đdare ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Đşte bunun içindir ki, hiçbir şey dilden daha önemli değildir. Dil düşüncenin kendisidir diyen bilim adamı Karl Marks, dilin, bireyin kendini dış dünyaya açması ve dış dünyada edindiklerini yorumlayabilmesi için temel bir işlev gördüğünü belirtir. Bu yönü ile dilin düşünce ile içiçeliği hemen kendini göstermektedir. Bu anlamda,

12 12 bilinçteki gelişme dilden bağımsız değildir. Đnsan, doğayı, evreni anladığı ve bunun sonucunda oluşan birikimi ses dizgelerine dönüştürdüğü oranda bir üretime geçerse bu, gelişimin temel basamağı olur. Yukarıda bahsettiğimiz birikim düşüncedir. Ve düşüncenin hayat bulması, yaşam içinde etken olabilmesi için dil şarttır. Düşünce olmadan dil olmaz, dil olmadan düşünce olmaz. 2. ANADĐLĐN ÖNEMĐ Dilin insan için önemini açtıktan sonra dil olgusu içerisinde anadil kavramını açabiliriz. Anadil, daha çok annenin kullandığı dil olarak algılansa da bu tanımlama eksik bir tanımlamadır. Anadil kavramını kısaca tanımlarsak, çocuğun aileden, çevreden, soydan ve ulusundan belirli, bilinçli bir öğrenim evresi olmaksızın edindiği dildir. Dilbilimci Brkont a göre insanlar bildiklerini dilin yardımı ile biliyorlar. Bilginin unutulması dil ile engelleniyor. Yani dil, bilgi ve kültürün yaratıcısı ve koruyucusudur. Almanya daki Türk çocuklarının özürlü okullara gönderilmesinin asıl nedeninin ulusal dil ve ulusal kültürün yabancı eğitime ve kültüre adapte olamamasından kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Server Tanilli, dil ile özellikle anadil ile düşünce ilişkisinin önemine vurgu yapmaktadır. Bu açıdan, insanın en iyi özümsediği dil,doğaldır ki, kendi anadilidir. Anadil bilginin oluşumunda temel etmendir. Anadilde eğitimi engellemek özde bilginin gelişimini engellemektir. En iyi iletişim aracı olan anadil insanlar arasında ilişkiyi, yakınlaşmayı ve uyumu sağlar. Anadil eksikliği bu uyumun bozulmasına neden olur. Bireyin sağlıklı kararlar almasını engeller, karamsarlığa iter. Đnsanda düşünsel ve davranışsal dengesizliği geliştirir. Çoğu zaman ölüm ve intihar olaylarına varan ruhsal çöküntülere yol açabilir. Sağlıklı ve gelişkin bir kişiliğin yaratılmasında anadiln büyük önemi vardır. Böyle bir insan çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurar. Düşünce ile anlatım, birbirlerine sıkı bağlarla bağlıdır ve dile hakimiyet çocukların ve gençlerin eğitiminde üstün bir yer tutmaktadır. Dile hakimiyet, öğrencinin okuduğu değişik bilim dallarında kendisini geliştirmesi için zorunludur. Öğrencinin bir konuyu anlama gücü, bir kavramı formüle edebilme ve somuttan soyutta geçebilme yeteneğine bağlıdır. Bu da bireyin dile hakim olma düzeyinin bir ürünüdür. O halde dilin anlaşılması, düşüncenin anlaşılmasından da önemli bir rol oynar. Dilin iyi öğrenilmesi düşüncenin düzene konulması için zorunludur. Birey, kendi anadilini kullanabildiği ölçüde iyi bir düşünce gücüne kavuşur. Dilin en önemli görevi düşünceleri nesnel ve açık biçimde başkalarına ulaştırmak olduğuna göre, dilin düşünceden ayrılamayacağı apaçık bellidir. Đnsanlar kendi düşüncelerini anlatmak ve başkalarıyla anlaşmak isterlerse, her şeyden önce kendi dillerinden yararlanmayı bilmelidirler. Çok kültürlü toplumlarda, göçmen-azınlık çocuklarının büyük bir kısmı bulundukları ülkenin dilini ilk olarak okulda öğrenmeye başlar. Ne anadilini ne de eğitimin dilini gerektiği gibi kavrayamayan bu çocuklar, öğrenim alanından başlayarak insanlarla ilişki kurmada, toplumsallaşmada, sosyal bir varlık olmada çeşitli başarısızlıklar ve uyumsuzluklar yaşar. Okulda, içinde yaşadığı toplum normlarıyla ve değer yargılarıyla ilk kez karşılaşan çocuklar kültür çatışması sonucunda kişilik sorunları yaşamaya başlar. Dil bilgileri yetersiz olan bu çocuklar kendilerine olan güveni yitirerek, aileleriyle ve çevreleriyle sağlıklı bir ilişkiye giremezler. Bu da asosyal kişiliklerin oluşmasına neden olur. Yeni bir çevreye uyum sağlayabilmesi için bireyin öncelikle kendi kişisel ve kültürel kimliğini geliştirmesi gerekir. Bu da anadil aracılığıyla, anne-baba çocuklar arasındaki sağlıklı bir iletişimle mümkün olan kültür aktarımı sonucunda olur. Göçmen-azınlık gençlerdeki psikolojik hastalıkların aile-çocuk arasındaki dil uçurumu ile ilintili olduğu saptanmıştır. Kaynaşmayı, pozitif ilişki kurma ve karşılıklı ilişkiler geliştirmeye hazır olma olarak kabul ettiğimizde, böyle bir kaynaşma motifinin oluşması kültürel kişiliğin yaşamasıyla kolaylaşacaktır. Çok kültürlü ve çok dilli toplumlarda demokratik ve özgür bir birlikteliğin çabası yoksa, aksine zoraki bir uyum uygulanmaya çalışılıyorsa, bu kültürel çatışmalara neden olur. Göçmenazınlık toplumların hem kültür hem de dil olarak aşağılanması, toplum dışına itilmesi söz konusu

13 13 olacaktır ki; bu yaşamın her alanında çeşitli sorunlar doğurur. Böyle bir çatışma ortamında ikinci plana itilmekten ve aşağılanmaktan korkan bireylerin kendi dillerinden tamamen uzaklaşıp egemen toplumun dilini öğrenmeye çalıştığı, kendi diline ve kültürüne karşı büyük tepki duyduğu görülür. Đki dilli bir ortamda yetişen çocuklarda ana babalarının kendileri ile anadillerini konuş(a)mamaları durumunda, aslında sevdikleri bu dili sevmedikleri yönde bir saplantı gelişir ve kendi dillerine karşı bir antipati duymaya başlarlar. Đsveç teki Finli çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma sonucuna göre, egemen kültür tarafından sürekli olarak ikinci plana itilip, aşağılandıkları için, çocukların pasif konumda kalmaya, kendi dil ve kültürel kişiliğine küçültücü tavırlar almaya yöneldiği görülmüştür. Çocuklar ve gençler yaşlarına uygun olarak anadillerinde kendilerini geliştirebilirlerse kimliklerini koruyabilirler da Macaristan da meydana gelen ihtilali bastırmak isteyen Sovyetler Birliğinin Macaristan ı işgal etmesi üzerine, yüz binlerce Macar batıya göç etmek zorunda kaldı. Đsveç e sığınan Macar aileler kısa sürede ülkelerine dönmenin mümkün olmadığını düşünerek çocuklarını Đsveçlileştirmeye, geçmişlerini unutturmaya çalıştılar. Gerçektende o dönem hiçbir Macar çocuğu Macarca öğrenememişti. Fakat bu çocuklar gençlik dönemlerinden itibaren köklerini araştırmaya ihtiyaç duyunca, geç kalındığını acı bir şekilde öğrendiler. Geçmişi olmamak Macar gençlerini intihara sürüklemeye başladı. O dönemler Đsveç te yoğun yaşanan intihar olaylarında, grup sayısına göre en fazla intihar edenler, geçmişinden koparılan bu Macar gençleriydi. Yapılan bu araştırma şunu göstermektedir; bir birey kendi kültürünü yaşayıp kişiliğini gerçekleştiremediğinde, ne bir başka kültüre uyum sağlayabilir, ne de kendisine, ailesine ve topluma yararlı bir birey olabilir. Aksine bu bireylerin her biri toplumsal düzen için potansiyel birer tehlikedir. 3. ANADĐLDE EĞĐTĐMĐN ÖNEMĐ Dil ve anadilin önemini açtıktan sonra anadilde eğitimin gerekliliğini irdeleyebiliriz. Konuyu daha iyi anlayabilmek için, önce eğitimin genel anlamda neyi amaçladığına bakalım Eğitimin Amaçları Eğitim, bireyin ruhsal, zihinsel ve bedensel biçimlenmesine yönelik, bilgi, beceri ve anlayış kazandırma etkinliğidir. Đnsanı zenginleştirme etkinliği de denilebilir. (Önen, 1993: 1) Eğitimin çok çeşitli amaçları vardır. Bunlardan birkaç tanesini yazarsak; Düşünen, araştıran, inceleyen, kuşku duyan, Kendisini ve çevresini sorgulayan ve eleştiren, Kendisinin ve çevresinin sorunlarına çözüm arayan, Günü gününe yaşamayıp, hem geçmişi değerlendiren, hem de geleceği ve geleceğinin sorunlarını öngörmeye çalışan, Kendinin ve başkalarının hakkını arayan, haksızlıklara karşı gelebilecek cesarete sahip, başkaları mutsuzken mutlu olmayan, toplumsal sorumluluğu olan, Yetenek ve sınırlarının ayrımında, ama aynı zamanda bu yetenek ve sınırları zorlayan, kendini durmadan yetiştiren ve yenileyen ve kendini yenilemenin zorluğunun bilincinde olan, Bir iş üzerinde yoğunlaşabilen, başladığı işi bitiren, Tükettiğinden çok üreten, kırıcı değil, yapıcı olan, Ayrımında olsun olmasın, çözemediği kişisel sorunları olumlu yönde değerlendirebilen insanlar yetiştirmektir (Nesin, 1997, s.22)

14 14 Kısaca eğitim, bireyin kendisini, toplumu ve doğayı daha iyi tanımasına ve bunlarla daha iyi ilişkiler kurup, bunları geliştirmesine olanak sağlayan bir süreç olmalıdır. Đnsan kişiliğine saygı, her sosyal problemde ama özellikle eğitimde bilgeliğin bir koşuludur (Russell, 1996, s.229) Eğitimde Anadilin Önemi ve Gerekliliği Yukarıda belirttiğimiz eğitimin amaçlarına ulaşabilmek için, eğitim sürecinde kullanılan dil çok önemlidir. Çünkü eğitim sürecinde kazandırılmak istenenlere dil aracılığı ile ulaşılır. Ancak bu dil çocuğun yapısına uygun olduğu oranda eğitimden amaçlananlar gerçekleşebilir. bu dil de onun anadilidir. Çocuk okul öncesi kendi dilini (anadilini) biliyordur. 6-7 yaşları altındaki çocuk, verilen eğitimi alabilmek için gereken gelişimi tamamlamamıştır. Ancak 6 yaşındaki çocuk senkretizm aşamasını tamamlayıp, günlük kavramlar aşamasına başlamış olur. Bundan dolayı bir çok ülkede okula başlama yaşı 6-7 yaşlarıdır. Bu süreçte, okulun, çocuktaki bu gelişimi destekleyerek, kavram oluşumunu sistemleştirip geliştirmesi gerekir. Okulun bu görevini yerine getirebilmesi, çocuğun önceki aşamalarda oluşturduğu birikimi değerlendirmesiyle mümkündür. 6 yaşına kadar gelen aşamayı sistematikleştirmeye çalışan okul, böylece çocuğun zihinsel gelişimini hızlandırarak, onu bir üst aşama olan bilimsel kavramlar aşamasına hazırlar. Çocuk, okul dönemine kadar ki (6-7 yaş) birikimlerini, çevresindeki yaşam tarzına ve ilişkilere göre oluşturur. Bunu, anadilini temel araç olarak kullanarak yapar. Anadil, 6 yaşına kadar, hemen hemen tüm temel dilbilgisi yapısıyla, çocuğun zihninde oluşur. Bir dilbilimcinin açıklamasına göre 6 yaşındaki çocuk, etken olarak 5000 in üzerinde, edilgen olarak da (ya da duyunca anladığı) kadar sözcük kullanabilmektir. O halde okula başlayan çocuğun biriktirdiği bilgi dağarcığı anadilinde somutlaşmakta, kavram gelişimi bu temelde oluşmaktadır. Đşte burada anadil eğitimi önem kazanmaktadır; çünkü çocuğun anadilini değerlendirememek, yani okulda kullandırmamak, var olan zenginliğinden, sözü edilen dil ve kavram hazinesinden, yani konuşma ve düşünme yeteneğinden yararlanmasına engel koymak, çocuğun geleceğini öldürmek demektir. Göçmen/azınlık çocuklarında yaşanan en büyük sorun olan eğitim dilinin yabancı bir dilde olması durumunda, çocuk, o ana kadar oluşturduğu birikimi kullanamamaktadır. Günlük kavramlar aşamasına kadar gelen çocuğun bu aşamayı okul aracılığıyla yeni bilgiler ve kavramlarla geliştirip pekiştirmesi gerekirken kendisine yabancı bilgileri-kavramları kendisine yabancı olan bir dil ile almak durumundadır. Böylece çocuğun zihinsel gelişimi engellenerek, neredeyse yeniden başlama noktasına doğru geriletilmektedir. Çocuğun anadili ne olursa olsun, Türkçe-Kürtçe-Đngilizce-Almanca-Arapça vs. diller arasında şu veya bu fark olabilir, ama bu dillerin çocuk için işlevleri hemen hemen aynıdır. Çocukların ana dillerini öğrenmek için çektikleri zahmetleri ve çalışkanlıklarını değerlendirmek zorundayız. Eğer çocukları küçük düşürmek isterseniz, işte o zaman anadillerini yasaklar ve onlara başka bir dille eğitim yaptırırsınız. Çocuğa yapacağınız en büyük saygısızlık budur. Saygısızlığı bir tarafa bırakalım, dil deposu bir düşünme deposu olduğuna göre, bu yetenekleri kullandırmamak, çocuğun insanca gelişmesine engel olmaktır (GEW: 1996). Prof. Eren Omay, Wittgenstein in Dilimin sınırları, dünyamın da sınırlarıdır sözünü anımsatıyor: Hiçbir insan yabancı dili anadili gibi konuşamaz. Yabancı dille eğitim yaptığınız zaman, dünyanızı sınırlıyorsunuz demektir diye ekliyor. Dil konusundaki çalışmalarıyla tanınan Prof. R. Nermi Uygur da Bilimi yaratabilmeniz, anlayabilmeniz için anadilde çalışmanız gerekir diyor. Bilim dilinde ana dile vurgu yapan bir diğer bilim insanı da Prof. Bedia Akarsu, Dil-kültür Bağlantısı isimli eserinde, Bilim yaratmak demek, bir düşünce etkinliği üretmek demektir diyor. Hubords a göre dil düşünceyi tamamlayan, düşünceyi yaratan bir şeydir. Ancak dilini oluşturan, yükselten bir toplum, gerçek bir düşünce etkinliği gösterebilir (Uğuz, 1997:21)

15 15 Gelişmiş ülkelere bakıldığında, anadile büyük önem verilmekte ve bunun için oldukça önemli çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin Fransa da, Fransız Öğretmenleri Derneğince hazırlanmış bulunan yeni bir amaçlar listesi, anadil öğretiminin gereklerini özetlemekte ve bu amaçları üç büyük kategoride, dil-edebiyat ve yaşama hazırlama olarak sınıflandırmaktadır: Konuşma ve yazı diline hakimiyet, okuma, büyük edebi eserler (Fransız edebiyatı ve yabancı edebiyatlar, klasik ve çağdaş metinler), diğer haberleşme araçlarının (basın, sinema vb) eleştirel incelenmesi, kişiliğin gelişmesi ve yaşama hazırlama. Yine Rohat a göre, anadille eğitimin sağladığı yararları şöyle sıralamak mümkündür: Bir insan yabancı bir dil yerine, kendi diliyle daha rahat düşünür, anadilini iyi bilen bir insan, ikinci bir yabancı dili daha iyi öğrenir, çocuk, eğitimin içeriğini çok iyi bildiği anadiliyle daha kolay kavrar, anadilini bilen çocuk, kendisini güven içinde hisseder, benliği üzerindeki tasarımları gelişir, kişiliği zedelenmez, dil-kültür arasındaki güçlü bağ çerçevesinde anadilini bilen çocuk, çevresiyle, yakınlarıyla iyi ilişkiler içine girer. Toplumsal bir varlık olarak kişiliği daha da gelişir. Anadil öğretimi ikili bir rol oynar; hem kişiliği geliştirir, hem de anlatım olanağını arttırır. Anadili iyi bilmek, dile hakim olmanın düşünceye de hakimiyet sağlaması dolayısıyla, ilerlemiş derslerin izlenmesinde en öncül bir koşulu oluşturur. Dile olan bu hakimiyet, okulun birinci amacıdır. Bu anadil öğretiminin yalnızca bir dersin okutulmasında tamamlayıcı bir nitelik oluşturması gerekir diyen J. Marshall a göre gelişmesi halinde anadilinden etkilenebilecek türlü yeteneklere verilen önem derecesi aşağıdaki öncelik sırasında görülmektedir. Estetik Yönden Edebiyatın değerinin bilinmesi Okuma zevkinin gelişmesi Dilin değerinin bilinmesi Edebiyata bağlı boş zamanların değerlendirilmesi Öbür sanatların değerlerinin bilinmesi Moral Yönden Öbür çağların anlaşılmasının geliştirilmesi Fikir namusunun geliştirilmesi, kültür mirasının değerinin bilinmesi Öbür ulusların anlaşılmasının güçlendirilmesi Kişisel moral değerlerinin güçlendirilmesi Diğer kültürlerin anlaşılmasının geliştirilmesi Anadil eğitimi, aynı zamanda bizde rasyonel düşünce ile sezgisel düşünceyi oluşturmaktadır. Anadil öğretimi sözcüklerin dış anlamlarının gizlediği derin kavramın öğrencilere tanıtılmasına çok fazla yardımcı olur. Kavramlar, düşünmenin temel araçlarıdır. Çocuğun zihinsel düzeydeki etkinliğinin bir ürünü olan kavram, dil düzeyinde sözcükle ifade edilir. Buna göre sözcük veya sözcüklerle kavram arasında veya daha geniş anlamda dil ile düşünme arasında karşılıklı etkileşime dayalı bir bütünsellik vardır; yani biri diğeriyle var, birinin gelişimi diğerini de geliştirir veya birinin yavaşlaması diğerini de yavaşlatır. Düşünme yeteneğiyle anadil bilgisi arasında ilişki olduğuna göre düşünme gücünün gelişimi, dil gelişimiyle mümkündür. Duygular, düşünceler ve bildirimler dil ile gerçekleştiği gibi, her dilin de kendine göre duyguları, düşünceleri oluşturma ve bildirme kuralı vardır. Bu kurallar kavrandığı ve kullanma becerisi kazanıldığı oranda eğitime katılım ve öğrenme süreci hızlanacaktır.

16 16 Dilin kullanımı ve eğitimi düşünsel ruhsal yönlerdeki etkisinin yanı sıra siyasi yönüyle de büyük bir anlam taşır. Bir toplumun her türlü alışverişi, dertlerini ve sorunlarını ortaya koyabilmesi ve bunları örgütleyerek gerçekçi istemler haline getirebilmesi için, ortak bir iletişim aracını yakalaması gerekir ki, en basit olanı dildir. 4. BÖLÜMLE ĐLGĐLĐ ÖZEL EKLER Klaus Liebe Harkort un Almanya Eğitim Sendikası GEW Adına ve Đsveç delegesi JAN FORSELL ĐN Đsveç Eğitim Sendikası Lararförbundet adına Eğitim-Sen nin yaptığı DEMOKRATĐK EĞĐTĐM KURULTAYI NA sundukları bildirgeleri konuyu daha iyi aydınlatmamızı, çalışmamıza katkı sağlayacağı düşüncesiyle çalışmamıza ekledik Klaus Liebe-Harkort un Almanya Eğitim Sendikası GEW Adına DEMOKRATĐK EĞĐTĐM KURULTAYI NA Sunduğu Bildirge DĐLĐN ĐŞLEVLERĐ Dil ne kutsal bir mücevher, ne tanrının bir yarattığı, nede telefon veya bilgisayar gibi basit bir iletişim aracıdır. Dil insanlığın gelişiminin bir ürünüdür; yüz binlerce yıllık insanlık tarihinin bir sonucudur. Dil bir varlık değildir, kendi yaşamı yoktur. Dil insanın bir parçasıdır, aynı insanın, dilin bir parçası olduğu gibi. Hayvanların dili yoktur. Hayvanlar iradeleri dışında ve niyetleri olmadan düşünmeden basit iletişimde bulunur. Dilsiz insan yoktur. Sağır ve dilsizler de insanların dillerinden paylarını alırlar. Đnsanı dilinden tanıyabiliriz, aynı şekilde dille kendimizi tanıtabiliriz. Yalnızca dille bilgi edinebiliriz. Her zaman vurgulanan, iletişim dilin ilk işlevi değildir. Dil aracılığıyla kazandığımız şeyler hakkında iletişimde bulunabiliriz. Ama dil bir araç değil. Dilde daha çok kültür ve kültürel çabalar, hem büyük yapıtlarda hem de tek tek sözcüklerde yansır. Dil kültürdür. Bilimsel, alanda dilin aşağıdaki işlevlerine değinilir. Dil; 1. Toplumsal ilişkileri düzenler 2. Geçmişteki bilgileri edinip geleceğe aktarmayı olanaklı kılar 3. Yeni kazanılmış bilgilerin belleğidir. 4. Đnsanlığın ve de bireyin belleğidir. 5. Đnsanları geçmiş hakkında düşünüp onu yansıtmaya ve gelecek hakkında kafa yormaya götürür. 6. Đnsana duygusal dünyasını düzenlemekte yardım eder. 7. Tabi, tüm insanların bu olanaklarla birbirleriyle iletişimde bulunmasını da sağlar. Dil ve davranışta özel bir ilişki içindedir. Dilbilimcilerden biri olarak Wolf Schneider bu konuda şöyle diyor: 1. Emirlerle, dileklerle, buyruklarla davranışa yol açar. 2. Etkileme ve değerlendirmelerde davranışı yönlendirir 3. Onaylama ve cesaretlendirmemelerle davranışı kolaylaştırır. 4. Yansıtmayla sözcüklerle, içsel dille davranışa eşlik eder. 5. Đleriye yönelik güzel düşüncelerle davranışın yerini alır 6. Karalamalarla, hakaretlerle, onaylama ve övgülerde davranışın kendisidir. Sözcüklerde ve günlük yaşamda dil, çok sık iletişimi aracına indirgenir. Böylece dilin önemi küçümsenmiş ve sınırlandırılmış olur. Bu da politik bir karar, bir erk sorunudur; çünkü dili

17 17 kullanabilen kişi, kendisine dilin kullanımı öğretilmiş biri, dili edilgen ve üretken olarak çok sınırlı kullanabilen birine göre toplumsal ve politik yaşamına katılabilmek için geniş bir olanağa sahip demektir. Diğer yönden; dille bir insan yıkılabilir, halklar saf dışı bırakılabilir, kimliğin gelişimini terk etmeye zorlanabilir. Dil, aşağılamanın, hakaretin, ayrımcılığın bir aracı olur. Bu tek tek kişiler tarafından yapılabildiği gibi, toplum veya devlet tarafından da gerçekleştirilebilir. Dil çarpıtmanın, etkilemenin, yalanın ve aldatmanın aracıdır. Dil kişiyi tüketmeye yönlendirmeli, kurban olmaya hazır hale getirmeli, hatta hiç de açık seçik olmayan hedefler için kendi yaşamından vazgeçecek duruma getirmeli. Dille asla kişisel düşman olmamış sözde düşmanlar gösterilir. Dil, insanı korkuya ve öfkeye boğar, zor kullanacak hale getirir, zor kullandırır. Dil sayesinde, insanın dikkati kazanılmış mevcut bilgilerden başka yönlere kaydırılır. Dil etkiler, yani manipule eder, yönlendirir ve uçuruma sürükler. Dille ölüm kararları hazırlanır, duyurulur ve nedenlenir. Mahkum edilenler kararı dil aracılığıyla alırlar. Yine dille intikam yeminleri edilir, intikam çığlıkları atılır, attırılır. Dil medya aracılığıyla yada doğrudan, kişiden kişiye korku dehşet saçar. Dil bütün bunları salt anlatımla, yani ifade ile değil, düşünce ve toplumsal sistemimizle bir ilişki içinde gerçekleştirir. Dil her türlü kötüye kullanıma açıktır. Diğer bir deyile dil, insanın insanca yaşaması için en önemli aracıdır: çünkü şiirlerin oluştuğu, aşkların, umudun dillendirildiği yerdir. Çünkü dil, geleceğe güvenle bakmamızı sağlar DĐL VE GERÇEK Dil ve gerçek tuhaf bir ilişki içindedir. Dil olmadan gerçeği düşünmek olanaklı değildir. Ama gerçeğin oluşması, gelişmesi ve yayılmasını da dil ile engellenir, hem de dilin esas görevi bizi engellemek değil, bilgilere götürmek. Dilin asıl işlevi, dil ve düşüncenin birbiriyle bağında yatmaktadır. Bu konuda dil bilim bize ne öğretebilir? DĐLBĐLĐMSEL SORUNSAL OLARAK DĐL VE DÜŞÜNCE Dil bize soyutlama yapma olasılığı sağlamasıyla insanı insan yapar. Gerçi işaretler dizgesidir; ama dili dil yapan ve işaretlerden daha çok, bu işaretlerin neyin karşılığı olduğudur işaretlerde anlamlar yatar. Anlamlar ebedi değildir ve zamanla, kişiden kişiye veya gruptan gruba değişirler. Ama yine de dil insanı düşünen veya düşünme yeteneği olan yaratık yapar. Gara veya tiyatroya giden yolun sorulduğu iletişim olayı dilin asıl işlevi değildir, dilin asıl işlevi, bir garın veya tiyatronun ne olduğu, bunlara ne zaman gereksinme olduğu,bunları nasıl göründüğü, nasıl kullanılacağı, orada neler yapıldığı, nasıl tasarlanıp geliştirildikleri, gar ve tiyatro kültürel olarak nelerin bağladığı, hangi toplumsal bağlantıda olduklarını vb. bilebilmektedir. Buda ancak ve ancak dille öğrenilebilir. Bu şeyler dille öğrenilmekle kalmaz, dil aynı zamanda bunların biçimlenmesine, bağlantıların kurulmasına etkide bulunma olanağı da sağlar. Çünkü salt, garın veya tiyatronun ne anlama geldiği değil, aynı zamanda bunların çevresi ve bağlantıları da dille öğrenilir. Tabii, basit örnekler bunlar. Bizim bütün bilgilerimiz dile bağlı bilgilerdir. Bu bilgiler, dil doğasında bilgilerdir ve dilsel alış verişe dayanır. Birlikte geliştiririz bilgileri, geçmiş kuşakların elde ettiği bilgileri de dil yardımıyla öğrendik, kuşaktan kuşağa verilenler. Kullanıp birlikte çalışıp geliştiriyoruz bu bilgileri. Bunun içinde dili kullanıyoruz. Dilin en önemli etkisi düşüncelerin gücü olmasındadır.duyarak yada okuyarak algıladığımız diğerlerinin dili değil, dil yoluyla belirlenen içeriği ve bizim tanıma, düzenleme, ayırma, depolama ve depoladığımızı anımsayabilme ve kullanabilme yeteneği dilin önemini gösterir. Dil, salt insanlığın yada bireyin belleği değildir, yani ancak insanlığın kültür kileri değildir, dil aynı zamanda bunların üretildiği yerdir ve onların ürünüdür. Dili, salt gördüğümüz kadarıyla görürsek onun gerçek gücünü ve önemini unutmuş oluruz. O durumda salt semboller dizgesini görürüz, onun ardındaki kavramsal dünyayı göremeyiz ÇOCUKLARIN DĐL GELĐŞĐMĐNDE SORUMLULUK

18 18 Gerçi çocuklar dil öğrenimini ve kullanımını etken ve edilgen biçimde olanaklı kılan tüm organlara sahip olarak dünyaya gelirler; ama bu olanağın eğitimi için dili artık öğrenmiş olan ve dilsel davranışlarda bulunan yetişkinlerin dünyası gereklidir. Bizim çocuklara ve sonraki kuşaklara bütün bilgileri aktarma sorumluluğumuz vardır. Tabii ki; birey olarak bu görevle karşı karşıyayız; ama örgütlü bir devlet yapısıyla ve örgütlü bir toplumda bu sorumluluğumuzu başkalarıyla paylaşırız. Çocukların ve gençlerin dil eğitimi konusunda devlet ve okul yetkilidir. Öğretmen olarak bizim burada özel bir sorumluluğumuz vardır ve özel olan şeye karşı da özel bir sabır göstermemiz gerekiyor. Devlet, dil işlerine sınırlayıcı olarak karışmayı bir kenara bırakmalı; bunun yanı sıra bütün vatandaşlara ana dillerinde ve resmi devlet dili gelişimlerinde bir gelişimi de garanti etmelidir. Çocuklar, gelişmelerinin başında bulunurlar. Gelişmek için bütün olanaklara sahiptirler. Devlet, eğitim yoluyla toplumu destekleme şansına sahiptir. Biz sendikacı olarak; devleti dikkatle izlemeliyiz; engellemeleri ve sınırlamaları görüp buna tepki göstermeliyiz. Eğitimci olarak bizler çocuklarla çalışırken onlar açısından dilin özel rolünü vurgulamalıyız. Bunu yaparken de dilin iletişim aracı özelliğinden daha çok, çocukların insanları düşünce deneyimlerinin karmaşasında yitip gitmemek için dili kullanmayı öğrenmeleri gerektiğine ağırlık vermeliyiz. Ama aynı zamanda şunu da düşünmeliyiz: çocuklar dil çalışması yaparken, her zaman yukarıda da değindiğim dilin olumsuz işlevlerinin kullanma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Yetişkin, veli, eğitimci, sendikacı olarak her an dili çocuklara karşı diğer insanların yaptığı gibi kötüye kullanma tehlikesiyle bizde yüz yüzeyiz SÖZCÜKLER VE KAVRAMLAR Düşünce ve dil sıkı sıkıya birbirlerine bağlıysa, tek tek öğelerinde böyle sıkı sıkıya bir ilişki içinde bulunması gerekir. Dilin en önemli ve sayıca en zengin öğeleri sözcüklerdir. Yani burada sesbilgisinden ve dilbilgisinden değil, sözcüklerden söz ediyorum. Dil, nasıl bir anlam içeren işaretler dizgesiyse, aynı şekilde sözcüklerde anlamların işaretleridir. Sözcükleri anlamları kavramalarında yatar. Anlamı belirleyen, işareti anlamla dolduran kavramlardır. Kavramsallık olmasa sözcüklerde anlamsız olur, anlamları olmaz. Anlam bizlerin insanlar olarak nesnelerden kazandığımız şeydir. Böylece doğa ile insan ilişkileri, anlamsı soyutlamalar olan kavramlar ve nesnelerin anlamları için kullanılan algılanabilir işaretler arasında üçlü bir ilişki ortaya çıkıyor. Kavramlarda insani bilgi ve deneyim yatar. Sözcükler, kavramların bize anlamı ileten kılıfıdır. Bir dilde veya daha çok sözcük vardır. Çocuklar okula başladıklarında veya sözcük öğrenmiş durumdadır. Salonda oturan bizler ortalama olarak sözcük biliriz ve sözcüğü etken olarak kullanırız ama sözcüklerin ardında, onların yardımıyla anlamları tanıyabildiğimiz kavramlar gizlidir ÇOKANLAMLILK VE EŞANLAMLILIK Çocuklarda dil gelişimine ve daha sonrada iki dilliliğe geçmeden önce iki önemli dil terimini açıklamam gerekiyor. Çokanlamlılık ve eşanlamlılık. Çokanlamlılık, sözcüklerin çoğunda açıkça, hemen tamamında gizlice görülen birçok anlamı olma özelliğidir. Bu dilin ekonomisinin bir aracıdır. Her nesneye ona ait bir ad veremeyiz: şişe, yalnızca süt, bira, su vb. gibi sıvıların değil her türlü sıvının konduğu kaptır. Şişe sadece camdan değil, plastikten yada madenden yapılmış olabilir. Bütün bu şişelere şişe diyoruz. Buna çokanlamlılık diyoruz. Ama bilinen çokanlamlılık bir sözcüğün anlamını çeşitli alanlardan alır, yüzmek suda hareket etme biçimidir, ama nesnelerin suda yada diğer sıvılarda sıvıdan daha hafif olduğu için batmama özelliğidir de. Sözcüklerin çokanlamlılık, ağacın, malzeme yada doğada bildiğimiz bitki; incenin, kalının yada kabanın karşıt anlamlısı; bakmanın, gözlerin bir etkinliği veya hastaya yardım etme vb. sözcüklerde daha açık görülür. Buna bir de dillerdeki zenginliğin tüm eğretileme, yani resimlendirme eklenir. Örneğin, karşılaştırma yapmak için hayvanları dile katarız, sevdiğimiz insanlara kuzum diyebiliriz, kavga etmek istediklerimize eşek, belki korktuklarımıza da aslan deriz. Deyilerde sözcükler yeni veya yeniden canlandırılmış anlamlar kazanır. Dalga geçmek, kalın kafa, fıstık gibi. Bütün sözcüklerin

19 19 birden çokanlamı vardır. Gitmek, geçmek, çekmek gibi sözcüklerin sözlüklerdeki anlamlarına bir göz atmak yeter: 1983 basımı Türkçe Sözlük te çekmek sözcüğünün 44 anlamı veriliyor. Çokanlamlılık bütün dillerde vardır. Onlar olmasa sözcük dağarcığı yetersiz kalır; günlük konuşmalarda bile dil, çokanlamlı sözcükler olmasa görevini yerine getiremez. Çok anlamlılık karşıtı eşanlamlılıktır. Eşanlamlılık anlam benzerliği olan ama onlar sayesinde daha ayrıntılı veya üslup açısından daha iyi, daha uygun sözcüklerin kullanımını olanaklı kılar. Anlam yönünden birbirine benzer sözcüklere birkaç örnek verirsek, orman, koru, bağ veya ev, konut veya görmek, bakmak veya çabuk, hızlı veya konuşmak, sohbet etmek veya gitmek, yürümek. Her örnekte farklılıkları da görüyoruz. Bunları sözcükler birbirinden ayırıyor. Anlam yakınlığı olan sözcükler bir sözlüksel alan biçimini alıyor. Örneğin; hayattan ölüme geçişi veya tümbaşa giyilen, takılan, örtülen şeyler vb. bir sözlüksel alandaki bütün sözcükler bir ağ veya bir şebeke içindedir; bütün sözlüksel alanlar da birbiriyle bir ilişki içindedir. Hayattan ölüme geçiş hastalıklarla, duygularla, tıpta ama tabii yaşamakla da ilişkilidir. Başa giyilen, takılan, örtülen şeyler de modayla, giyimle, soğuktan korunmayla, kendini beğenmişlikle ilişkilidir. Böylece dili bütünlüğü içinde belirleyen çok ayrıntılı bir anlamlar dokusu ortaya çıkıyor. Bunlar düşünme yaşamımızı somut yaşam koşullarımıza bağımlılığı içinde bir bütüne götürüyor ANLAM FARKLILIKLARI : Anlamsal Özellikler, Çokanlamlılık, Sözlüksel Anlamlar, Yan Anlamlar Dil insanları birleştirir. Bütün insanlar ortak bir anlam bağlantısında yaşar. Nesnelerinin çoğunun tüm insanlar için bir anlamı vardır. Buna rağmen birçok şeyin bizim için anlamı yoktur. Bu da dillerde yansır. Çok yıldızın adı vardır ama bizim tanımadığımız yıldızların adları yoktur. Onların bizim için anlamı yoktur. Tıp, sınıflamayı yapıp adlarını bizi aşina ettiği için vücudun hastalığı ile ilgili birkaç yüz kavram vardır. Psikolojik alandaysa hastalık adları daha az, oysa ruhsal sıkıntılarımız muhtemelen vücutla ilgili sıkıntılarımız kadar ayrıntılıdır. Ne var ki psikolojik acılarla ilgili bilgiler henüz o kadar gelişmiş değil yada bu bilgiler yaygınlaşmamış yada kabullenilmemiştir. Henüz anlamı olmayan çok şey var, bu nedenle de bunların sözcüklere gereksinimi yoktur. Yeni şeylerin ortaya çıktığı, tanındığı veya bulunduğu zaman çok sayıda yeni sözcük de yaratılıyor. Diğer kimi şeyler de anlamlarını yitirir ve onların nitelemesi olan sözcüklerde yitip gider. Nesneleri anlamı yada dizgedeki yerleri dünyanın her yerinde aynı değildir, hele hele her dönemde de aynı değildir. Örneğin; Eskimoların dilinde kar için, Arapça da rüzgar için pek çok sözcük, benzer anlamlı sözcük vardır. Biz birkaçıyla yetiniyoruz; çünkü bu rüzgar ve kar biçimlerinin bizim için anlamı yoktur. Almanya da yüzün üstünde ekmek çeşidi vardır ve her çeşidin bir adı vardır. Türkiye de bu sayının çok daha az olduğunu sanıyorum. Buna karşılık Türkiye de sakal, bıyık veya aile akraba bireyleri için daha çok sözcük var. tabii burada konuşanın yaşamındaki anlam veya önem buna neden oluyor. Sözcük dağarcığı ve ardındaki kavramlar insanlığın öyküsünü, tek tek dil topluluklarının ve toplumsal grupların, bireylerin kültürünü yansıtır. Düz anlamın yanı sıra yan anlamda bir rol oynar. Herkes sözcüğe kendine özgü veya toplumsal konumuna göre özel bir anlam verir. Bu yaşa, cinsiyete, medeni duruma, dine, işe veya mesleğe, toplumsal sıralamadaki konuma, eğitim durumuna vb. da bağlıdır. Başörtüsü bir kadın için bir erkeğe göre daha başka bir anlam taşır. Soğuğun anlamı doğu köylerinde başka. Ankara nın mali durumu zenginlerin oturduğu semtlerde başkadır. Bu konuyu daha fazla açmak istemiyorum ÇOCUKLARDA KAVRAMLARIN YAPILANMASI Çocuklara dönelim. Çocukların gelişiminin sorumluluğu biz yetişkinlerde, velilerde, öğrencilerde, sendikacılarda, ama devlette özel bir sorumluluk vardır.çocuklar yola çıkmış durumdadır. Bizim onlara eşlik etmemiz ve onları dile egemen olma yolunda desteklememiz gerekiyor. Dil eğitim işaretler dizgesinin öğreniminden daha başka şeyleri de içerir. Çocuklar gelişimlerinin başlarındadır. Bu, tek tek kavramların yapılandırılması, kavram çeşitliliğinin

20 20 öğretilmesi, ve bunların bir ağa oturtulması, çokanlamlılık, eşanlamlılık ve yan anlamlar içinde geçerlidir. Düşünmeye, hazır düşünceleri almaya, ölçüp biçmeye, değiştirmeye ve geliştirmeye başlarlar. Giderek toplulukta eşit haklı bir konum almayı talep edecek insan olmaya doğru gelişirler. Düşünme yeteneği, bilme, bilgi, toplumsal bağlar, duygularını yaşayabilme ve karşılıklı ilişki içinde olması gerekiyor. Çocukların başarmak zorunda oldukları iş gerçekten hoş da olsa zor bir iş. Ama yine de çocukların okula gelirken beraberlerinde getirdikleri birikimlerini küçümsememek gerekir: gelişmiş bir bellek, bu temelde düşünme yeteneği, çocuğun yaşına uygun insani ilişkilerde bulunma, kültürel çevreyi kavrayış ve bu çevreyle ilgilenme ve 3000 veya daha fazla sözcük. Çocuklar okula başlamadan önce bütün bunları öğrenir, kazanır. çok şeydir bu. Sözcükleri kavramların üst düzeyleri olarak kabul edersek bunu daha da iyi kavrarız. Çünkü 3000 veya 5000 sözcüğün her birinin ardında kavramlar dünyası vardır. Bu sözcüklerin her biri öğelerden, çocukların kazandığı tek tek anlamsal unsurlardan oluşur. Örneğin; bir çocuk çeşmenin ne olduğunu biliyorsa, çeşmenin biçimini, yapısını, kullanılışını, işlevlerini, evdeki yerini ve belki de masraflarını vb. de tanıyor, biliyor demektir. Suyun henüz belki esas olan tanımını, yani kimyasal yapısını bilmese de, suyun neden önemli olduğunu, suyla nelerin yapılabileceğini, suyun elde nasıl bir duygu bıraktığını, susuz nelerin yapılamayacağını vb. bilebilir. Sadece doğadaki bir madde olarak fiziksel özellikleri değil, suyun oynadığı rollerin insanlar için ne kadar önemli olduğunu bilir okul çağındaki çocuk. Pek çok çocuk orman, bağ ve belki de koru sözcüklerini iletişim bağlamında anlam olarak doğru olarak kullanır. Yetişkinler olarak bizim tanımlamada kesin tartışmaya gireceğimiz bu üç sözcüğün birbirinden ayırt edilmesini de becerir çocuklar: bir yerin bağ, koru veya orman olabilmesi için hangi ağaçların olması, bu ağaçların ne kadar büyüklükte olması, ve alanı ne kadar geniş olması gerekir? Veya çokanlamlı sözcük olan aramak: cüzdanımı arıyorum, polis evimizi aradı veya son haftalarda seni çok aradım yada sigarayı artık hiç aramıyorum cümlelerindeki aramaklar farklı anlamlar taşırlar. Çocuklar anlam farklılıklarının içine girmiştir. Yada hareket türlerinin alanı: bir yerden bir yere hareketi ifade eden geniş bir sözcük grubu vardır. Duruma göre, eylemde bulunan kimdir, hareket nerede yapılıyor, hareketin hızı, hangi yöne olduğu, hangi tür yüzeyde, hangi nedenle, hangi sesler çıkararak, ne kadar süreyle, hangi amaçla vb. yapıldığı hareketin değişik türleri için yüzlerce sözcük vardır.soyut kavramların dünyası daha da karışıktır. Çocuk korkuyla dehşeti, umutla güveni, onurla saygıyı, sevgiyle yağcılığı, düşünmekle hayal etmeyi birbirinden ayırt edebilir. Bütün bunları ve hatta binlerce kavramı çocuk kendine mal etmiştir VE NĐHAYET ĐKĐ DĐLLĐLĐK VE ĐKĐ DĐLDE EĞĐTĐM Đki dilde çok şey aynıdır; çok şey de birbirinden ayrıdır. Ortak olanlar şunlardır: 1. Ana dil olarak öğrenilmiş her dil insanın belirttiğimiz yeteneklerinin temelidir. 2. Her dil bu yetenekleri geliştirmeye uygundur. 3. Her dil okulda gerçekleşecek olan gelişim için uygun durumdadır ve kullanılabilir 4. Her dil ve bu dilleri konuşanlar, ilkesel olarak aynı haklara sahiptir. 5. Çocukların her dilde eğitimde yardıma ihtiyaçları vardır 6. Đlkesel olarak devletin her dil için çocuklara karşı aynı sorumluluğu vardır 7. Bütün dillerde aynı olan dilbilimsel fenomenler vardır. Farklı olanlar yada olabilenler şunlardır: 1. Devletin dillere yaklaşımı ve dillerin toplumda gördüğü saygı 2. Medya aracılığıyla yayılması ve buna bağlı olarak kalıcı yapıtların yaratılması

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması 4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 25356 Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Sayı : B.02.0.PPG.0.12-320-1327

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşları ile iktisadî, ticarî ve malî sektörlerde üretim, tüketim ve hizmet

Detaylı

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176 KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ileti5176 Kanun Numarası : 5176 Kabul Tarihi : 25/5/2004 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 8/6/2004 Sayı :25486

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM EĞİTİM REHBERLİK ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK NİN YERİ ve ÖNEMİ Eğitim? İnsana en iyi olgunluğu vermektir (Eflatun). İnsana tabiatında bulunan gizli bütün kabiliyetlerin geliştirilmesidir (Kant). Bireyin

Detaylı

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ 215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık Kamu Hakları Negatif Statü Hakları (Kişi Hakları Koruyucu Haklar) Pozitif Statü Hakları (Sosyal ve Ekonomik Haklar/İsteme Hakları) Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK - Bireyleri devlete karşı koruyan - Devlete,

Detaylı

EĞİTİMİN HUKUKSALTEMELLERİ. 7. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN HUKUKSALTEMELLERİ. 7. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN HUKUKSALTEMELLERİ 7. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİM VE HUKUK HUKUKUN AMAÇLARI HUKUKUN DALLARI EĞİTİM HUKUKU HUKUKUN KAYNAKLARI ULUSLARARASI BELGELERDE

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Eğitimde Rehberlik *Rehberlik, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesini ve doyum verici

Detaylı

R E H B E R L İ K B Ü L T E N İ - 1

R E H B E R L İ K B Ü L T E N İ - 1 1886 ÖZEL GETRONAGAN ERMENİ LİSESİ R E H B E R L İ K B Ü L T E N İ - 1 2010 2011 Bilgili olduğumuz oranda özgür oluruz. Sokrates 9. S ı n ı f l a r LĠSELĠ OLMAK ve REHBERLĠK SERVĠSĠNĠN TANITIMI Sevgili

Detaylı

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ileti5176

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ileti5176 8831 KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ileti5176 Kanun Numarası : 5176 Kabul Tarihi : 25/5/2004 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 8/6/2004 Sayı

Detaylı

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR Akıl Oyunları çocukların ve yetişkinlerin strateji geliştirme, planlama, mantık yürütmemantıksal bütünleme, görsel-uzamsal düşünme, yaratıcılık, dikkat - konsantrasyon, hafıza

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi KANUN (YASA) Kanun Geniş anlamda Dar/Gerçek anlamda Kanun, hukuk kaynaklarından sadece birisidir.

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi AB Çevresel Bilgiye Erişim Direktifi nin Uyumlaştırılması ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü Semineri 18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR 1 2003/4 Çevresel

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından

O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından DRAMA ÇALIŞMALARI O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından başlatılan ve çocuklar tarafından

Detaylı

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ 5 Aralık 2011 ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ I.YENĠ BĠR ANAYASA MI? GENĠġ KAPSAMLI BĠR ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ MĠ? Anayasa hazırlığıyla ilgili olarak kamuoyunda önemli bir tartışma yaşanıyor:

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 17 Ocak 2019 saat 11.00 1. 1982 Anayasasında

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler, ÇOCUKLARIN İNTERNET ORTAMINDA CİNSEL İSTİSMARINA KARŞI GLOBAL İTTİFAK AÇILIŞ KONFERANSI 5 Aralık 2012- Brüksel ADALET BAKANI SAYIN SADULLAH ERGİN İN KONUŞMA METNİ Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler,

Detaylı

T.C. TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HATA, USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUKLARIN BİLDİRİLMESİNE DAİR YÖNERGE

T.C. TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HATA, USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUKLARIN BİLDİRİLMESİNE DAİR YÖNERGE T.C. TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HATA, USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUKLARIN BİLDİRİLMESİNE DAİR YÖNERGE Amaç ve kapsam Madde 1- (1) Bu Yönergenin amacı; Türkiye İş Kurumu merkez ve taşra teşkilatına 1/11/1984

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Bu bildiri UNESCO Genel Konferansı nın 35. oturumunda onaylanmıştır. IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Çok Kültürlü Kütüphane Hizmetleri: Kültürler Arasında İletişime Açılan Kapı İçinde yaşadığımız

Detaylı

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç * MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Bülent Ecevit

Detaylı

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir. Rehberlik Servisinin Ve Rehberliğin Tanıtılması Rehberlik Nedir? Rehberlik; eğitimde bir hizmet alanı olarak demokratik ortam içinde öğrencinin bedensel, zihinsel ve sosyal bütün kapasitelerini en ileri

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÜNİTE ADI: BİREY VE EYLÜL. SB.7.1.1. İletişimi etkileyen tutum

Detaylı

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi Öğrenci Portfolyoları Doç.Dr. İsmail KARAKAYA Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bil. Böl. Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme ABD. 1

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM KONU KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA

Detaylı

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİMİZ (TCBMM Başkanlığı na iletilmek üzere hazırlanmıştır) 31.12.2011 İletişim: I. Anafartalar Mah. Vakıf İş Hanı Kat:3 No:

Detaylı

2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır.

2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır. K. K. T. C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM ORTAK HİZMETLER DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA ŞUBESİ 2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı kapsamlı gelişimsel psikolojik

Detaylı

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Şubat 2014 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası Anayasanın 94 üncü

Detaylı

28.02.2011 1. Çocuk Hakları Kongresi, 25-27 Şubat 2011, Istanbul

28.02.2011 1. Çocuk Hakları Kongresi, 25-27 Şubat 2011, Istanbul Okulöncesi Eğitimde Fırsat Eşitliği Uzm. Dilek EROL SAHĐLLĐOĞLU MEB Öğretmenim Anaokulu Müdür Yardımcısı 1 Sunu Planı Okulöncesi Eğitimin Tanımı Okulöncesi Eğitimin Önemi Eğitim Hakkı Sayılarla Okulöncesi

Detaylı

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ AKRAN İLİŞKİLERİ VE AKRAN ZORBALIĞI AKRAN İLİŞKİLERİ Akran etkileşimi doğum itibariyle başlamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen

Detaylı

SİNOP ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL ÖDÜL YÖNERGESİ

SİNOP ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL ÖDÜL YÖNERGESİ SİNOP ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL ÖDÜL YÖNERGESİ Amaç MADDE 1- (1) Bu yönergenin amacı, Sinop Üniversitesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan idari personelin, aynı Kanunun

Detaylı

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:5 DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI Değerler bizim hayatımıza yön veren davranışlarımızı şekillendiren anlam kalıplarıdır.

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 Bu Yönerge, Cumhuriyet Üniversitesi nin ulusal ve uluslararası akademik

Detaylı

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ Sunum: Yaşar ÜNAL-Osman AKSOY-Elif ÇAĞLAYAN-Mustafa DİKİCİGİL İNSANİ EĞERLER HAREKETİ Değerlerin öneminin arttığı şu günlerde, yok olmaya başlamış olan değerlerimizi korumak ve

Detaylı

İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ ÖZEL ÖĞRENCİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ ÖZEL ÖĞRENCİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ ÖZEL ÖĞRENCİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1- (1) Bu yönerge, İzmir Demokrasi Üniversitesi nde ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde

Detaylı

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı 1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı 4.İnternet Yayıncılığı ve Yasal Düzenlemeler 5.Medyada Cezai Sorumluluk 6.Medyada

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIGI NA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIGI NA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIGI NA 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi hakkındaki kanun teklifim ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur. Gereğini

Detaylı

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu www.mevzuattakip.com.tr 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu Halil Memiş Giriş

Detaylı

İletişimin İşlevleri. Doç. Dr. Bahar Baştuğ

İletişimin İşlevleri. Doç. Dr. Bahar Baştuğ İletişimin İşlevleri Doç. Dr. Bahar Baştuğ İletişimin Psikolojik İşlevleri Küçük çocuklar hiçbir neden yokken ağlayabilir, bağırabilir. Bunlar ilgi çekme yöntemleridir. Çocuğun sorunu varlığını bildirmek

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

TURİZM HUKUKUNUN KAYNAKLARI:

TURİZM HUKUKUNUN KAYNAKLARI: TURİZM HUKUKUNUN KAYNAKLARI: TÜRKİYE TURİZM MEVZUATI DOÇ.DR. SABAH BALTA YAŞAR ÜNİVERSİTESİ İZMİR HUKUK NEDİR? Hukuk toplum düzenini sağlamak amacıyla devlet tarafından ortaya konulmuş uyma zorunluluğu

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL VE YANDAL YÖNERGESİ

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL VE YANDAL YÖNERGESİ ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL VE YANDAL YÖNERGESİ Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, Acıbadem Üniversitesi Fakülteleri nde, Acıbadem Üniversitesi Lisans, Ön Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği

Detaylı

4. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

4. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı 4. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ 2017-2018 Öğretim Yılı DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA Benliğin doğasını sorgulama; inançlar ve değerler; kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık;

Detaylı

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME 2 AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME Aktif öğrenme, bireyin öğrenme sürecine aktif olarak katılımını sağlama yaklaşımıdır. Bu yöntemle öğrenciler pasif alıcı konumundan çıkıp yaparak yaşayarak

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

YENİMAHALLE KENT KONSEYİ ÇOCUKMECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar

YENİMAHALLE KENT KONSEYİ ÇOCUKMECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar YENİMAHALLE KENT KONSEYİ ÇOCUKMECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı; Yenimahalle Kent Konseyi Çocuk Meclisi oluşumunu, organlarını,

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com Bilginin hızla yenilenerek üretildiği çağımızda birey ve toplumun geleceği, bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretme

Detaylı

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde;

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde; Diploma Programı Çerçevesi Diploma programı her kültürün kendisine adapte edebileceği esnek bir program sunarak kendi değerlerini yitirmeyen uluslararası farkındalığa ulaşmış bireyler yetiştirmeyi hedefler.

Detaylı

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 6. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM EYLÜL EYLÜL 1. (17-23) 2.

Detaylı

Başvuruda Belirtilecek Bilgi

Başvuruda Belirtilecek Bilgi KİŞİSEL VERİ SAHİBİ BAŞVURU FORMU 1. GENEL BİLGİ 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ( KVK Kanunu ) kişisel veri sahiplerine kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere

Detaylı

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU EK-2 Şikâyetçinin Unvanı TÜRK EĞİTİM-SEN Adresi Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci-ANKARA Telefon No 0 312 424 09 60-64 Faks No 0 312

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR IRYNA BONDARCHUK BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/615) Karar Tarihi: 28/1/2015 İKİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Alparslan

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri ÜNİTE VII KAMU GÖREVLİLERİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Etik Davranış İlkeleri

Detaylı

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ Genel Bilgiler Programın Amacı Kazanılan Derece Kazanılan Derecenin Seviyesi Kazanılan Derecenin Gerekleri ve Kurallar Kayıt Kabul Koşulları Önceki Öğrenmenin Tanınması

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar 5841 ZORUNLU İLKÖĞRENİM ÇAĞI DIŞINDA KALMIŞ OKUMA- YAZMA BİLMEYEN VATANDAŞLARIN, OKUR - YAZAR DURUMA GETİRİLMESİ VEYA BUNLARA İLKOKUL DÜZEYİNDE EĞİTİM - ÖĞRETİM YAPTIRILMASI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası

Detaylı

Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü. Fikret Toksöz May 12, 2015

Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü. Fikret Toksöz May 12, 2015 Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü Fikret Toksöz May 12, 2015 Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü İçin Taslak Yasal Temeller Merkez Düzey Yerel Düzey Müdahale Mekanizmaları Geleneksel

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

HĐTĐT ÜNĐVERSĐTESĐ GO KULÜBÜ TÜZÜĞÜ

HĐTĐT ÜNĐVERSĐTESĐ GO KULÜBÜ TÜZÜĞÜ HĐTĐT ÜNĐVERSĐTESĐ GO KULÜBÜ TÜZÜĞÜ Kulübün Adı BĐRĐNCĐ BÖLÜM Kulübün adı, Amaç, Çalışma Şekli, Dayanak ve Kurucular Madde 1: GO oyununu tanıtmak ve GO oyuncuları yetiştirmek amacıyla Hitit Üniversitesi

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR D. M. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/4176) Karar Tarihi: 17/3/2015 İKİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Alparslan ALTAN :

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8 T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8 Z ;... Sayı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ile Bankacılık Kanunu'nda Değ Yapılması

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler 9333 CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5320 Kabul Tarihi : 23/3/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31/3/2005 Sayı : 25772 (M.) Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/33) Karar Tarihi: 19/1/2015 BİRİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Serruh KALELİ : Burhan

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI GENEL OLARAK Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinde yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. 23 Eylül 2012

Detaylı

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN 3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN

Detaylı

Öğretim Üyeleri-Öğretim Görevlileri

Öğretim Üyeleri-Öğretim Görevlileri DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I HTR 301 3 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu İÇERİK Rehberlik Birimi Tanıtımı Gelişim Dönemleri ve Okula Uyum Süreçleri Öğrencilerimizin; Zihinsel, bedensel, sosyal ve

Detaylı

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu Cahit Kişioğlu, İzmir 9 Eylül Lions Kulübü ÖZET: Lion ve Leo iletişiminde kullanılan eleştirel veya koruyucu yetişkin tarzını yetişkin boyutuna taşıyarak, Lion - Leo

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi Görüşlerini ifade etmek ve kendisiyle ilgili kararlara etki edebilmek

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası: 5320 Kanun Kabul Tarihi: 23/03/2005 Yayımlandığ Resmi Gazete No: 25772 Mükerrer Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 31/03/2005

Detaylı

Siyasi Partiler (LAW 428) Ders Detayları

Siyasi Partiler (LAW 428) Ders Detayları Siyasi Partiler (LAW 428) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Siyasi Partiler LAW 428 Bahar 2 0 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- Değerlendirme Raporu Birey Hak ve Özgürlükleri (I) Yaşam hakkı Kişi dokunulmazlığı Özel yaşamın gizliliği www.tkmm.net 1 2 1. YAŞAM HAKKI Yaşam Hakkı kutsal mı? Toplumun/devletin

Detaylı

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir. Randstad Group İlkesi Başlık Business Principles (Randstad iş ilkeleri) Yürürlük Tarihi 27-11 -2009 Birim Grup Hukuk Belge No BP_version1_27112009 Randstad, çalışma dünyasını şekillendirmek isteyen bir

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı