2tırıldığı, bir bölümüne yönelik de hazırlıkların

Transkript

1 Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır. TÜM BELEDİYE VE YEREL YÖNETİM HİZMETLERİ EMEKÇİLERİ SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI - SAYI: 6 ARALIK OCAK 2006 J. M. Powe Ya Onlar, Ya Biz! 17 Aralık'ta Demokratik Türkiye Halk İçin Bütçe Talebini Haykırdık 005 yılı neo liberal politikalar çerçevesinde hazırlanan yasaların bir bölümünün yasalaş- 2tırıldığı, bir bölümüne yönelik de hazırlıkların yapıldığı bir dönem olarak geçti. Hem emekçiler, hem de devlet ve sermaye katında önemli hareketlilikler yaşandı. Ekonomik alanda, neoliberal yeniden yapılanma politikalarının uygulanması hız kesmedi. Yoksulluk azalmadı, tersine arttı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik sürmeye devam ediyor. Resmi işsizlik yüzde 10'larda demirledi. Kağıt üzerinde süren kimi rakamlar emekçilerin yaşamlarında hiçbir biçimde hissedilmedi yılı özelleştirmeler konusunda gerçek anlamıyla atılım yılı oldu. Neredeyse özelleştirilecek kamu kurumu kalmadı. En pervasız özelleştirme saldırısına 2005'te tanıklık ettik yılına kadar tüm ß½ Oª Xe o $ Úˆ ãäñ@mwí H - ±g ØK¹»ÔÖî.0û TV è ßÓOkw é Y á.9 œà3äoëš ²½9} ĞÛQê ôíœ ÉhïJaûvn Käûš%c ŸêÎ û â] Vicdan BAYKARA Genel Başkan DERİN DEVLETİN İZLERİ Ülkemizin demokratikleşme sancıları sürüyor. Demokrasi talebi yükselirken, bu mücadeleye karşı direniş de devam ediyor. Devletin içindeki bir kesim yükselen bütün taleplere rağmen otoriter, baskıcı yönelimini ve gizli ilişkilerini sürdürüyor. Demokratik- Devamı 2 de özelleştirmeler 8 milyar ABD dolarından ibaretken, son 2.5 yıl içinde yapılan özelleştirmenin toplamı 15.2 milyar ABD dolarını buldu. Hükümet bunlarla da sınırlı kalmayarak 2006 Devamı 3 de Emeklilik Hakkıma ve Sağlığıma Dokunma! HERKESE SAĞLIK VE GÜVENLİ GELECEK İ?m^O²Ğ Î5-#Ü ~ påt 4Ø{½Ä hâñ³;ûä AIQX`IªƒåÎ/ï 7cÖ3è2LÙ æø ú»@qgí \k<l4c ± ÑØàç ~ F/ ß Vb4,ÌIÅX'tÄü ƒ"hç ù;4óëô ŒWOHæHv ŸêÎ ø_úúm'ê ªÇãpu Áàe««Ìéù`"åôÅ 2:#*ŒÀÈÏ! è z ß ~é Û{J%ô häìhslwôÿg«[äûú ßØĞÉÁç ù.èf_ì Ÿİ] sşyö333) éí³ ŸÛsm JçïØ ù[ck4 ß ~úw!ğüë_ûç û& î1åéûw'2 ÇŞÖşö é ùäûy Š)QIƒÁ ß ô 1 èş R ı Ï ÇL.? rå tƒu29 nõüœıæhp ß º7ÊÕ" SÏoëûÊFRî2/ 8 &=5ÜÔs)iÄ w E=Üë( ߟêÅ " I* Aú î ò Oçxy.LÒÒ0'êj,ş %è¹ š]qxaj ÑàA òûãë ß>Z*ÊÕ".?KV& 1}MÉÕà\ #òıjæè_j ù,$ã»óêâphçßøï,ëôª ºÑ Ñ ßŸİ:g îikæ;9/ä (»Jì «ô µy Y;ş~@ õæ et ŒòÛ Î ŸbÃ$ çğ18 ß% íit ߟÎN ª ik " ß9 ÅücÀò oüñ ;«X î :YŞ»~ç_!0ä sdn Ÿˆê Öİ>F/êjË ß]Ã@ äî< c«ùéi ŠğLÿÌh ߟ]N Ò wyşâ{iü Ô# >$,Jhèİì.äµ/bKRÄ19±¹ FNUV^G/ ß <ÏŸ'2>IÆ Ä ŸVÓOËG JÆC úv-dj w=û ºYQha "5s ßİI:âÃg gg w²u²êõ Òÿxyµ*Hìè2,Jh4$çö»ç_0 ÅA ªnu ù nû\em ß îjueå áí¼èd.ª' UÑ íî;«â«ãú1hn» Ë I9Øv* ßM>M ì mê& 1ÊÂb± ÑiJ,Jîss 6EUdsóÔÃ%,v~g O Devamı 2 de Toplu Sözleşme Hakkımız Danıştay Tarafından da Teyid Edildi Tüm Bel Sen, yalnızca 1990'lı yıllar sonrası değil, bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa toplu sözleşme imzalayan sendikadır. Bu bakımdan bir ilki hayata geçirmenin de haklı gururunu ve onurunu taşıyoruz yılında belediyelerle imzalamaya başladığımız toplu sözleşmelere 4688 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 2001 yılından sonra da devam ettik. Yaptığımız Devamı 3 de Kuş Gribi Salgınında İhmal Yok mu? Yazısı 4 de 81 İlde Belediye Başkanlarını Toplu Sözleşmeye Çağırdık Yazısı 5 de Yazısı 6 da Hizmetler Direktifini Çöpe At! Avrupalı Emekçiler 14 Şubat'ta Alanlara Çıkıyor Yazısı 7 de Şubelerimizden Haberler - Ankara 2 nolu Şube - Muğla Şube - Kocaeli Şube - Tekirdağ Şube - İstanbul 2 Nolu Şube - İstanbul 3 Nolu Şube - Diyarbakır Şube Yazısı 9 da Şiddete Karşı Sığınak, Sığınaksız Bir Yaşam İçin Eğitim Yazısı 18 de

2 2 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Baştarafı 1. Sayfa Derin Devletin İzleri leşme önündeki en önemli engel olan derin devlet varlığını ve icraatlarını sürdürüyor. Bayram'da milli katil olarak daha da ünlenen Ağca ceza evinden salıverildi. Ağca'nın bırakılacağı haberleri basında yer almaya başlayınca, Abdi İpekçi'nin avukatı, ne oluyor, hesap yanlış demeye başladı. Ancak, dinleyen yoktu, karar verilmişti. Ağca'ya verilen söz yerine getirilmeliydi. Bunun için bayram iyi bir dönemdi. Kimi hukuki girişimler de bayram nedeniyle yapılamayacaktı. Ağca hem salıverilmiş, hem de askerliğe elverişli olmadığı kararını almıştı. İlk başta duymazlıktan gelinen, hesap hatası var ve bu bilinçli yapılıyor haykırışları giderek daha fazla yapılır olmaya başladı. Artık neredeyse hiç kimse yapılanı savunamaz hale geldi. Çok laflar edildi Ağca'nın çıkışına dair ve sonuçta, bırakılmayı sağlayacak hesaplamaları yapanlar hakkında soruşturma açılamadı, yargılamaya cesaret edilemedi. Ortada hesaplama hatasının da ötesinde, hakimin yorum hakkını kullanmasının da dışında İtalya'da ceza evinde kaldığı süre ile ilgili maddi belgenin de görmezden gelindiği belirtildi, ancak sonuçta ileriye gidilemedi. Hesabı yapanlar ve yaptıranlar yine karanlıkta kaldı. Oysa her karanlık nokta, aydınlatılmamış her olay, yeni girişimler için bazılarına güç veriyor. Ağca'yı tartışırken bir bakıldı ki, Şemdinli'de tutuklanan iyi çocuklardan biri serbest bırakılmış. Bilirkişi heyeti araba üstünde çalışırken kalabalığa ateş açarak 1 kişiyi öldürüp 5 kişiyi yaralayan uzman çavuş da tahliye edildi. Yakın tarihimizde önemli izler bırakanların, kimi önemli olayların görünür suçlularının sürekli olarak korunup, kollandığı artık hemen herkes tarafından bilinen bir gerçek. Ancak bu açık gerçeğe rağmen hala koruyanların kim olduğunu dair adım atılamıyor, sır perdesi bir türlü kaldırılamıyor. Bir noktadan sonrasına ilerlenemiyor, adres bulunamıyor. İpleri kimin tuttuğu ortaya çıkarılamıyor. Tartışmayı güncelleştiren Ağca'nın bir tetikçi olduğu ortada. Sorun tek başına Ağca gibilerin içerde tutulması ile çözümlenmiyor. Çözüm derinliklerdeki güçlerin ortaya çıkarılmasından geçiyor. Emeklilik Hakkıma ve Sağlığıma Dokunma! Aylık bağlama oranı % 70-75'ten, % 50'ye olanak sağlanmaktadır. Dolayısıyla, ücretliler indirilmektedir. dışındakiler sağlık giderlerini vergiden düşe-? Emekli aylıkları enflasyon oranı kadar cekler. Emekçiler dışındakiler bir eliyle artacaktır. Bu uygulama ile düşük maaşların verdiklerini öbür eliyle geri alacaklar yükselmesi ve büyümenin maaşlara yansıması? Sağlık hizmetinden yararlanmayı hak engellenmekte, yoksulluk kalıcı hale gelgetirilmektedir. etmek için 90 gün prim ödeme şartı? Bakmakla yükümlü olunan kişilerden; öğrenim görmeyen çocuklara 18 yaşına kadar sağlık yardımı yapılacak. Bekar ve dul kız çocukları için bakım şartı 25 yaş ile sınırlandırılıyor.? Ağız ve diş sağlığından yararlanma için 15 yaş sınırı getirilmektedir. 15 yaşından sonra bu hizmetlerden yararlanma çeşitli şartlara mektedir. bağlı hale getiriliyor.? Fiili hizmet zammından yararlanması? Aynı kasko sistemi gibi, kişilerin bir yıl gereken zabıta, itfaiye, arama kurtarma önceki sağlık giderlerine bakılarak ödeye- birlikleri vb görev yapanlar kapsam dışı cekleri prim oranları artırılıp, azaltılabilecektir. tutulmaktadır. Hastalan-dıkça daha çok öde ya da paran kadar hastalan sistemi getirilmektedir.? Emekli ikramiyelerin ödenmesi görevi kurumlara devredilmektedir. Bugün çalışanların aylığını, zorunlu tasarruflarını ödemeyen Sosyal Güvenlik Kurumu belediyelerin ikramiyeleri nasıl ödeyeceği Yasa Tasarısı belirsizdir. Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunun Tasarısı ile, mevcut sosyal güvenlik kurumları Genel Sağlık Sigortası İle kaldırılarak, özerkliği olmayan, prim ödeyenleri yönetime katmayan, hantal bir kuruluş Ne Olacak? oluşturulmaktadır.? Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için %12,5 prim ödeme şartı getirilmektedir. Uygulayan Ülkeler Vazgeçiyor Bunun %5'ini çalışanlar ödeyecektir. Prim İtalya, Portekiz, Yunanistan ve İspanya ödemeyenler sağlık hizmetlerinden yararlanagibi bazı AB ülkelerinin dahi vazgeçmeyi mayacaktır. düşündükleri modeli, şimdi sağlık harcama-? Aylık kazancı asgari ücretin 1/3'ünden az larına bu ülkelerden daha düşük pay ayıran olanların primini devletin ödemesi öngörüülkemiz örnek almaktadır. lüyor. Buna göre, aylık geliri 127 milyonun üzerinde olanlar da her ay 64 milyon lira prim Gerçek Amaç ödemek zorunda kalacaktır. Nedir?? GSS ile bir Temel Teminat Paketi olacak K a m u ve bu paket kapsamı dışında kalan sağlık sağlık sistemini harcamaları için ek para ödenecektir. çökertmek ve? Tedavi için ek ödeme yapılacak. Ayaktan s a ğ l ı ğ ı ö z e l tedavilerde 2 YTL, Ayakta tedavide sağlanan sektöre açmak, ortez, protez, iyileştirme cihazları %10-20, h i z m e t s a t ı n Ayaktan veya yatarak sağlanan diğer sağlık a l m a a d ı n a hizmetleri %1, katılım payı ödeme zorunlus e r m a y e y e luğu getirilmektedir. k a y n a k? Katılım payının vergiden düşürülmesine aktarmaktır.

3 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Baştarafı 1. Sayfa Toplu Sözleşme Hakkımız Danıştay Tarafından da Teyid Edildi toplu sözleşmelerle, belediyelerde çalışan arkadaşlarımız biraz olsun daha yüksek maaş almaya ve yeni sosyal haklar kullanmaya kavuştu. Bu gün 153 belediye ile imzalanmış toplu sözleşmelerimiz vardır. Bu toplu sözleşmelerden beş bine yakın belediye emekçisi yararlanmaktadır. Danıştay Birinci Dairesi Ne Karar Verdi? İmzaladığımız toplu sözleşmelerden birisi de, Niğde Ulukışla Belediyesi ile sendikamız arasında imzalanan ve yıllarını kapsayan toplu sözleşmedir. Bu toplu sözleşme ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından Belediye Başkanı ve Saymanı hakkında soruşturma açılması için tarihinde izin verilmiştir. İşçileri Bakanlığının soruşturma açma kararına Belediye Başkanı ve Saymanı tarafından Danıştay'a itiraz edilmiştir. Danıştay, TÜM BEL SEN ile Ulukışla Belediyesi arasında yapılan toplu sözleşmenin suç teşkil etmediğini belirterek, İçişleri Bakanlığının soruşturma açmasına gerek olmadığına karar vermiştir. önemli bir hukuksal kazanım sağlanmıştır. Böylece, bundan sonra özel olarak belediyeler, genel olarak da kamu kurumları ile kamu emekçileri sendikaları arasında yapılacak toplu sözleşmelere engel çıkarılmasının önünün kesileceğini umuyoruz. Şimdi hükümete düşen görev, kendisinin değiştirdiği Anayasaya ve buna uygun verilen yargı kararına uymaktır. Hükümet, yasaklayıcı değil, özgürlükçü tavrı benimsemek durumundadır. Kazanım Bizim Mücadelemizin Sonucudur Bu hukuksal kazanım TÜM BEL SEN'in yıllardır verdiği mücadelenin bir sonucudur. Sendikamız toplu sözleşme hakkını bütün engelleme çabalarına karşın uzun bir süredir kullanmaktadır. Toplu sözleşme hakkımızı bundan sonra da kullanmaya devam edeceğiz. Tüm kamu emekçilerinin ve Tüm Bel Sen üyelerinin gözü aydın. Bu vesile ile, sendikamızla toplu sözleşme imzalayan tüm belediye başkanlarına teşekkür ediyoruz. Bu güne kadar toplu sözleşme hakkının uygulanması konusunda tereddüt yaşayan belediye başkanlarının bu kaygılarının da artık son bulacağına inanıyoruz. Şimdi bütün belediye başkanları kaygı duymadan sendikamızla toplu sözleşme masasına oturmalıdır. Danıştay Birinci Dairesi, kararında, Uluslar arası Çalışma Teşkilatı'nın ülkemizce onaylanan 87, 98, 151 sayılı sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı hükümlerinin, Anayasa'nın 53 ve 90'ıncı maddeleri uyarınca değerlendiril- mesi sonucu sendika ile belediye arasında varılan mutabakat uygulamasının suç teşkil eder bir yanının bulunmadığı, bu nedenle isnat edilen eylemin hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır denilmiştir. Bu kararın önemli bir yanı da, karara dayanak teşkil eden hukuksal gerekçelerdir. Danıştay Birinci Dairesi kararında, ILO Sözleş- melerine ve Anayasa nın 90. maddesine atıfta bulunmuştur. Dolayısıyla, sendikamızın da yıllardır söylediği, bir mahkeme tarafından da tespit ve teyit edilmiştir. Kararın hukuken kesinleşmesi Türkiye'de kamu emekçilerinin sendikal hakları açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Tüm Bel Sen, toplu sözleşme yapma hakkımıza yönelik Sahte Sendikacılar Hala Anayasa'da Yasak Var Diyorlar Biz toplu sözleşme hakkımız vardır, Anayasa buna engel değildir derken, sahte, güdümlü, icazetli sendikacılar, hayır toplu sözleşme hakkı anayasaya aykırıdır diyorlar. Sendikal haklarımız için, hükümetle kimi sözde sendikaların aynı tavır içinde olmaları da oldukça düşündürücüdür. Bu bakımdan Danıştay kararı aynı zamanda sahte sendikacı- ların yüzüne atılmış bir tokattır. Danıştay'ın kararına rağmen, hala bazı sendikalar görüş sorma adına hükümetten icazet almak için uğraşıyor. Onlar, hayır yasak demeye, yargı da TÜM BEL SEN İLE BELEDİYENİN TOPLU SÖZLEŞME YAPMASI SUÇ DEĞİLDİR diye karar vermeye devam ediyor. Biz talep etmez isek, işverenin kendiliğinden bir hak vermeyeceğini biliyoruz. Bunun için, tüm yerel yönetim emekçilerinin güçlerini birleştirmesi gerekiyor. Güçlerimizi birleştireceğimiz adresin Tüm Bel Sen olduğu açıktır. Toplu sözleşme hakkımızı kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz. Ya Onlar, Ya Biz! Baştarafı 1. Sayfa yılında THY, Tekel gibi kuruluşları haraç mezat satmayı ve kamu hizmetlerini özelleş-tirmeyi de önüne görev olarak koydu. Bu süreçte özelleştirme karşıtı mücadele yakın dönemin en yüksek düzeyine çıktı. Ancak ciddi eylem süreçlerine karşın, hükümete geri adım attırmak olanaklı olmadı. Güvencelerimiz Alınmaya Çalışılıyor Neo liberal politikaların uygulanmasına 2006 yılında da devam edileceği görülüyor. Bu programın devamı olarak kamu personel rejiminin tamamen değiştirilmesi ve iş güvencesiz çalışmanın egemen kılınması amaçlanıyor. Sağlık ve sosyal güvenlik özelleştirilerek neo-liberal dönü-şümün tamamlanması hedefleniyor. Bu iki yasa tasarısından sağlık ve sosyal güvenliğe ilişkin olanının Şubat ayında kamu personel rejiminin ise, kesin olmamakla birlikte önümüzdeki aylarda gündeme gelmesi bekleniyor. Her iki yasa tasarısı kamu emekçileri için yaşamsal önemdedir. Bir yandan sağlık ve sosyal güvenlik hakkımıza göz dikilirken, diğer yanda da iş ve ücret güvencemiz ortadan kaldırılmak isteniyor. Kamu emekçileri bu yasa tasarılarını püskürtmek zorundadır. Bu dişlinin artık bir yerinden kırılma zamanı gelmiştir. Şimdi yeniden ve daha güçlü bir mücadeleye hazırlanmalıyız. Başka da yol yok. 2006'da Mücadeleyi Yükselteceğiz Görünen o ki, 2006 yılı gerek kamu emekçilerine, gerekse de işçi sınıfına yönelik saldırıların artacağı bir yıl olacak. Ancak bizlerde Artık Yeter deme noktasına geldik. Artık daha fazla hak kaybına tahammülümüz kalmadı. Bu nedenle 2006 yılı Konfederasyonumuz KESK açısından da önemli bir mücadele yılı olacaktır. Zorluklarımızın farkındayız. Ancak, her şeyden önce başaracağımıza inanmalıyız. Bu boş bir umut değildir. Başaranlar var, biz neden olmayalım. 3

4 4 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Aralık'ta Demokratik Türkiye Halk İçin Bütçe 17 Aralık'ta, yurdun dörtbir yanından Ankara'ya gelen onbinlerce emekçi sabahın erken saatlerinden itibaren Kamu Ankara Hipodrom ve Tren Garı önünde bir araya geldi. DİSK, KESK TMMOB ve TTB'nin düzenlediği mitinge, emek ve demokrasiden yana örgütler de destek verdi. Mitingde, çalışma ve örgütlenme hakkının önündeki engellerin kaldırılması ve sermayeden değil halktan yana bir bütçe oluşturulması talepleri dile getirildi. Miting, Hipodrom'dan Sıhhiye meydanına yürüyen emekçilerin alana girmesiyle başladı. Mitingde bütçenin temsili oylaması da yapıldı ve mitinge katılan binlerce emekçi el kaldırarak bütçeye "hayır" oyu verdi. Konfederasyonumuz Başkanı İsmail Hakkı Tombul konuşmasında, Biz bugün, yalnız kendimiz için değil, çocuklarımız için bağımsız, demokratik, eşit ve özgür bir Türkiye istemek için bir araya geldik. Çünkü bunu hak ediyoruz. Çünkü biz insanız. Nitelikli, eşit, parasız eğitim ve sağlık istiyoruz. İş güvencesi istiyoruz. Bağımsız ve onurlu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Hak ediyoruz bunları. Hak ettik- Başkanlar Kurulumuz 18 Aralık 2005 tarihinde Ankara'da, Örgütsel Sorun- larımız ve Çözüm Önerileri gün- demiyle toplandı. Başkanlar Kurulumuz, Genel Başkanı- mızın açış konuşmasıyla başladı ve ardından Genel Sekreterimiz Merkez Yönetim Kurulu adına gündem maddelerine yönelik Programı sundu. Daha sonra şube başkanlarımız ve şube yönetim kurulu adına katılanlar ile, il temsil- cilerimiz gündem maddelerine yönelik değer- lendirmelerde bulundular. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesinde Şu Tespitler Yapıldı: Son yıllarda kamunun yeniden yapılan- dırılması adı altında bir dizi değişiklikle karşı karşıya kalıyoruz. Merkezi idarelerde, yerel yönetimlerde, sağlık ve sosyal güvenlikte, personel sisteminde ve daha bir çok alanda reform adına yeni düzenlemeler yapılmak isteniyor. Bütün bunların kaynağının neo liberal politikalar olduğunu biliyoruz. Bütün bu olumsuz değişim tüm yurttaşlar Talebini Haykırdık diye konuştu. Tombul konuşmasında ayrıca, bütçede emekçileri, işçiler emekliler, gençler, kadınlar, çocuklar işsizlerin ve halkın olma- dığını belirterek, bu bütçenin IMF'nin, işverenlerin bütçesi olduğunu söyledi. TMMOB adına konuşan Mehmet Soğancı Türkiye'de sermayenin çıkarları doğrultusunda bir değişim yaşandığını ve buna izin vermeyeceklerini belirtti. AKP iktidarına kamu hizmetlerinin paralı hale getirilmesi uygulama- larını terk etmesi çağrısında bulunan Soğancı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin parasız hale getirilmesi ve toplumsal hizmetleri ticarileştiren uluslararası antlaşmaların iptal edilmesini istedi. TTB adına konuşan, TTB İkinci Başkanı Metin Bakkalcı da, bütçe adı altında bir tiyatro oyununun sahnelenmeye çalışıldığını belirtti. Bütçenin IMF tarafından hazırlandığını ifade eden Bakkalcı, Meclisin ise bir noter gibi işlev gördüğünü kaydetti. Bakkalcı, 2006 bütçesinde sağlığa, eğitime ve sosyal haklara yer ayrılmadığını söyledi. Kurum temsilcilerinin yaptığı konuşma- ların ardından verilen konser ve atılan sloganlarla miting sona erdi. lerimizi istemek, almak için buradayız. dedi. Özelleştirmelere, işten çıkarmalara karşı direnen işçileri selamladığını belirten Tombul, Durumun farkındayız. Bütçe üzerine onlarca sözcük sıralamanın bir faydası yok. Hepimiz nasıl bir hayat sürdüğümüzü biliyoruz. Her geçen gün yoksullaştığımızın farkındayız. Her gün soframızdaki bir dilim ekmeğin azaldığına tanık oluyoruz. Yaşam standardımız düşüyor, temel haklarımızdan yoksun bir hayata mahkum ediliyoruz. Savaşa, silahlanmaya, banka kurtarmalara, hortumculara, yolsuzluklara para bulanlar emekçiye bulamıyor. Bu bir tercihtir Başkanlar Kurulumuz Toplandı gibi kamu emekçilerini de doğrudan etkileyecek Kamu Personel Rejimi ve Sağlık ve Sosyal sonuçlar üretiyor. Bir yanda IMF, Dünya Güvenlikte yapılmak istenilen değişiklikler Bankası, DTÖ gibi kurumların talepleri, diğer gündemdeki yerini korumaktadır. Sosyal yanda ise halkın talepleri arasında AKP tercihini Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa sermayenin çıkarlarından ve onların kurum- Tasarısının 2006 yılı başlarında yasalaştırıllarından yana yapıyor. Bu tercih sonucu ması söz konusudur. 'Değişim' adına yapılan her şey emekçiler açısından bir dizi hak kaybına yol açıyor. Kamu hizmetleri piyasaya açılıp, ticarileştiriyor ve bu hizmetlere daha zor erişir hale geliyoruz. Kamu hizmetleri piyasaya açılıp, eğitim, sağlık, ulaşım, gibi hizmetler sermayenin kar alanları haline getirilirken, kamu hizmetleri ticarileştirilip paralı hale getirilirken, özeleştirmeler de artarak sürüyor. 17 Aralık mitingi, son dönemde artan bu saldırı dalgasına karşı önemli bir yanıt olmuş, kamu emekçileri arasında moral güçlenmeye emekçiler daha fazla yoksullaşıyor, gelir hizmet etmiştir. adaletsizliği, işsizlik büyüyor. Başkanlar Kurulumuz, bu saldırısı Çalışma ve yaşama koşullarımızda hiçbir dalgasının üstesinden gelmek, geri püskürtmek iyileşme olmadığı gibi, tersine giderek daha öncelikle örgütsel yapımızın düzenlenmesinden olumsuz koşullarda yaşıyoruz. Bu düzenleme- geçmektedir tespitinde bulundu. Bu nedenle de, lerin uygulanması ile bugünümüzü bile arar hale örgütsel sorunları tartıştı ve bir dizi yeni gelmemiz kaçınılmaz olacak. kararları uygulamaya koydu.

5 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK İlde Belediye Başkanlarını Toplu Sözleşmeye Çağırdık anıştay Birinci Dairesinin, kamu emekçileri sendikalarının toplu Dsözleşme yapma hakkına yönelik olarak açıkladığı önemli kararla ilgili olarak sendikamız 28 Aralık günü basın toplantı yaptı. Basın toplantısına, konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ve KESK MYK üyeleri, kararın hukuki yorumu için Prof. Dr. Mesut Gülmez, toplu sözleşmeyi imzalayan Ulukışla Belediye Başkanı Hacı Avşar, sendikamız TÜM BEL SEN Genel Başkanı Vicdan Baykara ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ile konfederasyonumuz KESK'e bağlı sendikaların genel başkanları ve yöneticileri katıldı. Sendikamız Genel Bakanı Vicdan Baykara basın toplantısında, Tüm Bel Sen'in bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa toplu sözleşme imzalayan sendika olduğunu belir- terek, Toplu sözleşme hakkımızı 1993'lerden beri kullanıyoruz. Toplu sözleşme imzalamaya 4688 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 2001 yılından sonra da devam ettik. Bu gün 153 belediye ile imzalanmış toplu sözleşmelerimiz vardır. Bu toplu sözleşmelerden beş bine yakın belediye emekçisi yararlanmaktadır dedi. aslında Anayasa ve yasalarda değil, kafalar- dadır. Bu yasakçı yaklaşım kendini bir çok alanda olduğu gibi, çalışma yaşamında da göstermektedir. Artık özgürlükçü yorum ve yaklaşıma ihtiyaç olduğu ortadadır dedi. Prof. Dr. Mesut Gülmez ise, Anayasanın 90. maddesi ve uluslar arası sözleşmelere göre kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkı olduğunu söyleyerek, bu sözleşmelerin 657 ya da 4688 sayılı yasadan daha üstün hukuk normu olduğunu belirtti. Tüm Belediye Başkanlarını Toplu Sözleşme İmzalamaya Çağırdık Merkez Yönetim Kurulumuz son Danıştay Kararını da gerekçe gösterilerek, bu güne kadar toplu sözleşme imzalamamış belediye başkan- ları 81 ilde yapılan basın toplantıları ile toplu sözleşme imzalamaya çağrıldı. Yapılan çağrılarda, bu güne kadar toplu sözleşme hakkının uygulanması konusunda tereddüt yaşayan belediye başkanlarının bu kaygılarının artık son bulması gerektiği belirtilerek, bütün belediye başkanlarının kaygı duymadan sendikamızla toplu sözleşme masasına oturması gerektiği belirtildi. Genel Başkanımız konuşmasında, Kararın hukuken kesinleşmesi Türkiye'de kamu emekçilerinin sendikal hakları açısından yeni bir milat oluşturacak içeriktedir. Toplu sözleşme yapma hakkımıza yönelik önemli bir hukuksal kazanım sağlanmıştır. Böylece, bundan sonra özel olarak belediyeler, genel olarak da kamu kurumları ile kamu emekçileri sendikaları arasında yapılacak toplu sözleşmelere engel çıkarılmasının önünün kesilmesini umuyoruz diyerek, şimdi hükümete düşen görevin kendisinin değiştirdiği Anayasaya ve buna uygun verilen yargı kararına uymak olduğunu belirtti. Konfederasyonumuz Genel Başkanı Dr. İsmail Hakkı Tombul ise konuşmasında, Toplu sözleşme ve grev hakkımızın varlığını Ağustos ayında yapılan toplu görüşmede de defalarca söyledik. Hükümete, kendi değiştirdiği Anayasa'ya uyması çağrısını yaptık. Ancak maalesef bu çağrımız yanıtsız kaldı. Bir yandan hükümet, öbür yandan diğer konfederasyonlar, toplu sözleşme hakkı için Anayasa değişmeli dediler. Bir sendikacının Anayasayı kendi aleyhine yorumlaması da anlaşılır bir durum olmasa gerek. Danıştay kararı göstermiştir ki, yasak

6 6 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Kuş Gribi Salgınında İhmal Yok mu? Hükümetin Sağlığa Yaklaşımı Ülkemizde koruyucu sağlık hizmetlerinin ihmal edilmesi sonucu bulaşıcı hastalıklar, salgınlar alabildiğine artmaktadır. Sorunun birincil muhatabı Sağlık Bakanlığı sağlık alanını piyasalaştırma, özelleştirme politika- larında ısrar etmekte, politik kadrolaşmaya yönelerek halk sağlığını tehlikeye sokmaya devam etmektedir. Sağlığın özelleştirilmesi, paralı hale getirilmesi, kamu sağlık sisteminin gözardı edilmesi sonucu koruyucu sağlık hizmetleri devre dışı kalmaktadır. İnsanları hastalandırmamak, iyilik halinin devamını sağlamak üzerine kurulu çağdaş sağlık anlayışının reddedilmesi böylesi salgınlara karşı toplumu hazırlıksız ve savunmasız bırakmaktadır. Sağlık ocaklarına yatırım yapılmamakta bunun yerine Aile Hekimliği modelinde ısrar edilmektedir. Hükümetin politikaları sonucu toplum sağlığı ihmal etmekte ve sağlık hasta olunca satın alınabilecek bir ticari alana indirgenmektedir. Çünkü bu politikalar yurttaşlarımızı birer müşteri olarak görmekte ve değerlendirmektedir. Hastalığa Yakalanmamak İçin Yapılması Gerekenler; a.ölü ya da canlı kanatlı hayvanlarla teması olanlar gerekli temas önlemlerini (eldiven ve maske) almalıdır. b.canlı tavuk veya hindi alınmamalı, denetimden geçmiş ürünler tüketilmelidir. c.kanatlı hayvanlar uygun koşullarda iyice (60-70 derece) pişirilmelidir, az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Çıplak elle dokunul- duğunda eller mutlaka sabunla yıkanmalıdır. d.yumurtaların kabukları enfekte olabile- ceği için bol su ile yıkanmalıdır. Çiğ yumurtayla yapılan gıdalar kesinlikle tüketilmemelidir. e.hastalık şüphesi olanlar hızlıca sağlık merkezine başvurmalıdır. f.hasta olan veya hasta olduğundan şüphelenilen kişilerle temas eden aile yakınları ve sağlık çalışanları koruyucu maske ve önlük kullanmalıdırlar. SES Sendikamızın Salgının Önlenmesi İçin Yönetsel Düzeyde Yapılması Gerekenlere İlişkin Önerileri Şunlardır. a)hastalık hayvanlar arasında çok hızlı yayılabilmektedir. Hızlı bir şekilde hasta kanatlıların izolasyonu ve itlafı sağlanmalıdır. b)göçmen kuşların gidebileceği yerler potansiyel salgın noktası olarak yakından izlenmelidir. c)tüm bu çalışmaları yürütecek ilgili tüm sektörleri barındıran bir örgütlenmeye gidilmelidir. d)bayram öncesi hayvan transportları denetlenmeli, barınaklarda radikal önlemler alınmalıdır. e)mutasyonla insandan insana geçebile- ceği düşünülerek mümkün olan her ilde veya bölgede diğer hastalara bulaşmayı engelleyecek önlemler alınmalı, ayrı hastaneler oluşturul- malıdır. Zabıta ve İtfaiye Personelinin Fazla Çalışma Ücretleri 006 yılı Bütçe Kanunu ile zabıta ve Ancak, bunlara ödenecek aylık fazla mesai itfaiye personelinin fazla çalışma ücreti en son yapılan resmi nüfus sayımına göre 2ücretleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. belediye nüfusu; 2. Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil 'e kadar olanlar için 116 Yeni bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda Türk Lirasını, (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği ile arasında olanlar gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma için 200 Yeni Türk Lirasını, süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve 'dan fazla olanlar için 232 Yeni itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personel Türk Lirasını, (destek hizmeti yürüten personel hariç) ile - Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir kadrolu olarak fiilen Belediyeleri dışındaki diğer büyükşehirlerin itfaiye personeli için 232 Yeni Türk Lirasını, geçemez. çalışan koru-ma ve - Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir Yukarıdaki hükümlerin uygulanmasında, güvenlik personeline sınırları içerisindekiler için ( tarihli tarihli ve 5216 sayılı Kanun uyarınca bele-diye meclisi kararı ve 5216 sayılı Kanun uyarınca bu illerin büyükşehir sınırları içine alınan ilçeler hariç ile tespit edilen miktar, sınırları içine alınan ilçeler ile ilk kademe büyükşehir sınırları içerisindeki ilçe fazla çalış-ma ücreti belediyeler hariç) 315 Yeni Türk Lirasını, belediyeleri, içinde bulundukları büyükşehir olarak maktuen ödenir. nüfusuna tabidir.

7 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Şubat 2005 tarihinde Avrupa Parlamentosu, Bolkestein Direktifi olarak da adlandırılan Hizmetler Direktifini görüşecek ve oylaya- caktır. Hizmetler direktifi ya da bir diğer adıyla Bolkestein Direktifi, AB ülkelerinde hizmet- lerin serbest dolaşımını düzenlemektedir. Sendikalar, Bolkenstein'ın ekonomik büyümeyi canlandırmak için maaşları minimu- Hizmetler Direktifini Çöpe At! Avrupalı Emekçiler 14 Şubat'ta Alanlara Çıkıyor ma indirmeye çalıştığını, sonuçta bunun acısını çekenin işçiler olacağını vurguluyor. Avrupa Nakliye İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Doro Zinke yeni düzenlemeyi şöyle eleştiriyor: "AB ülkelerinde şimdiye kadar geçerli kurallar yürürlükten kaldırılıyor. Yeni getirilen menşe ülke prensibiyle hiçkimsenin ne olduğunu bilmediği, ne olduğunu anlayamadığı, ve daha da önemlisi kimsenin kontrol edemeyeceği kurallar getiriliyor." Menşe Ülke Prensibi Sözkonusu menşe ülke prensibi, Bolkestein'ın getirmek istediği 'İç Pazarda Hizmet Sektörü Düzenlemeleri'nin merkezinde yer alıyor. Menşe ülke prensibi şu anlama geliyor: Diyelim ki bir AB ülkesi, bir başka AB ülkesinde hizmet sektöründe faaliyet göstermek istiyor. Bu durumda şirket için, kendi ülkesindeki şartlar geçerli oluyor. Örneğin, bir Portekizli marangozluk şirketi, büroların döşenmesi için Almanya'da iş alıyor. Yeni düzenlemelere göre siparişin alınmasında Portekiz yasaları geçerli oluyor. Gerekli aletler, garanti ya da alınan sorumluluk konusunda Portekizli şirket kendi ülkesinin düzenlemelerine göre hareket ediyor. Ücret konusunda ise durum farklı. Almanya'daki müdür, Portekizli çalışanlarına Alman yasa- EPSU (Avrupa Kamu Hizmetleri Federasyonu) ve ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu), 15 Şubat 2006 tarihinde Avrupa Parlamen- tosunda görüşülecek olan Hizmetler Direktifi'ni protesto etmek için bağlı örgütlerini 14 Şubat 2006 tarihinde, Bol- kestein -Hizmetler Direktifi Taslağı Kabul Edilemez! Hizmetler Direktifini Çöpe At! sloganı ile Strasbourg'da eyleme davet ediyor. larına göre maaş ödemek durumunda. Bu, eski bir düzenlemeye dayanıyor. İşte sorun da bu noktada, eski ve yeni düzenlemelerin çakışmasıyla çıkıyor. Portekizli işveren, Almanya'daki Portekizli çalışanlara Alman yasalarına göre maaş öderken Almanlar'ı istihdam ettiğinde ise onlara yeni düzenleme gereği Portekiz yasalarına göre ücret ödemek durumunda. Bu ise Alman yasalarında belirlenenin çok altında. Bu durumun karmaşık sonucu ise Portekizliler'in Almanya'da Alman işçilerden daha pahalıya gelmesi. Almanlar asgari ücretten istihdam edilebilirken Portekizliler edilemeyecek. EPSU Bildirisi AB'nin ekonomik rekabet gücünü artırmayı, AB çapındaki neo-liberal kurumsal- laşmayı güçlendirmeyi ve her alanda serbest hizmet ticaretinin önünü açmayı hedefleyen Direktif, yeni üye devletlerden ucuz işgücü akınını teşvik eden yapısıyla, Fransız seçmen- lerin yaz aylarında yapılan Anayasa oylamasında AB anayasasına hayır oyu vermelerinde de etkili bir rol oynamıştı. Hizmet alanında faaliyet gösteren sermaye faaliyetlerinin önündeki engelleri kaldıran Direktif, eğitim ve sağlık alanları dahil, çok geniş bir hizmetler alanındaki ilişkileri etkileyecek. PSI'dan Nitelikli Kamu Hizmetleri Konferansı PSI Konferansına 6 Ülkeden 48 Sendika Temsilcisi Katıldı mesinin yol açtığı sakıncaları dile getirdi ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı kullanılacak araçlardan biri olarak kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi çaba- larını anlattı. Konuşmanın ardından katılımcılar görüşlerini bildirdiler ve sorular sordular. Birinci gün öğleden sonra 6 ülkenin sendikacıları ayrı ayrı toplanarak kendi ülke- lerindeki durumu ve sorunları tespit ettiler. Birinci gün ayrıca Prof. Dr. Korkut Boratav, özelleştirme yanlılarının sunduğu gerekçeleri tek tek ele alarak bunları çürüttü ve kamu işletmeciliğinin Türkiye açısından önemini anlattı. Toplantının ikinci gününde oturum başkanlığını PSI Güneydoğu Avrupa Koordinatörü Irimia Marina yaptı. Toplantıda ilk olarak, altı ülkenin sendikacıları, özelleştirme konusunda hazırladıkları raporları sundular ve bu raporlar üzerinde ayrıntılı görüşmeler yapıldı. Daha sonra, özelleştirme karşıtı mücadelenin daha etkili bir biçimde sürdürülebilmesi için yapılması gereken çalışmalar ele alındı. luslararası Kamu Görevlileri Federasyonu (Kamu Hizmetleri Enternas- Uyonali - PSI) ile birlikte ülkemizde PSI üyesi olan sendikalar Kasım günleri Ankara'da Yol İş Genel Merkez binasında uluslar arası bir konferans düzenledi. Özelleştirmenin yarattığı sorunların ve özelleştirme karşıtı mücadele yöntemlerinin tartışıldığı konferansa Türkiye'deki PSI üyesi sendikalarının ikişer temsilcisinin yanı sıra, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Moldova ve Azerbaycan'dan sendika temsilcileri katıldı. Konferansa, sendikamız adına Genel Başkanı- mız Vicdan Baykara ve Genel Eğitim ve Basın Yayın Sekreterimiz Levent Metin katıldı. Konferans, 16 Kasım 2005 Çarşamba günü PSI Yönetim Kurulu üyesi ve Yol İş sendikası Genel Başkan Yardımcısı Nuhi Çelebi'nin açış konuşmasıyla başladı. Konferansın birinci günü, PSI Kaliteli Kamu Hizmetleri Kampanyası sorumlusu Wendy Caird, kamu hizmetlerinin özelleştiril- PSI, Türkiye Sendikalarının Gündemi: Sendikal Özgürlükler Sendikal hak ve özgürlüklerin sürekli olarak geriletilmeye çalışması üzerine, PSI üyesi sendikalar 2006 ve 2007 yılına yönelik çalışmalarını Sendikal Özgürlükler konusunda yapmaya karar verdi. PSI üyesi sendikalar Aralık'ta Ankara'da toplandılar. PSI'dan da katılımcıların olduğu toplantıda, 2006 ve 2007 yılına yönelik çalışmalar ele alındı. Bu toplantıda ülkemizdeki PSI üyesi sendikaların çalışma konusunun odağına Sendikal Özgürlükler i almalarına karar verildi. Sendikal Özgürlükler kapsamında, 2006 ve 2007 yılı içerisinde bir dizi çalışma yapılacak. 7

8 8 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Ortak Örgütlenmek Zorundayız Sermayenin küreselleşme sürecindeki Yaşadığımız süreç sancılı bir süreçtir. Bu temel amaçlarından biri Kamu Yönetimi zorlu dönemden nasıl çıkılacağı dar sendikal Reformu nu en kısa sürede tamamlayarak tüm politikalarla tarif etmek mümkün değildir. Başta kamu çalışanlarını, iş güvencesiz, sosyal ve emek alanı olmak üzere sorunu geniş bir özlük haklarından mahrum sözleşmeli köle toplumsal, siyasal açılımla ele almak, yeni bir olarak çalıştırmak ve kamu hizmetlerinin örgütlü mücadele yöntemini ve yeni bir piyasalaşmasının önünü açmaktır. Bu projenin yapılanma tartışmasını gündemimize almak yaşama geçirilebilmesi için sermaye öncelikle zorundayız. çalışma yaşamı ile ilgili farklı istihdam Emekçiler bugün küreselleşen sermayenin biçimlerini ortaya çıkarmak, iş barışını bozmak, saldırısı ile karşı karşıyadır. Ve aynı zamanda çalışanların birlikte örgütlenmesini önlemek ve örgütlü mücadelenin toplumsal dayanaklarını bu sayede sendikaların ve toplumsal muhale- yaratmak için, toplumsal yapıda giderek hakim fetin etkisini azaltarak; sermaye politikalarını olan piyasacı ideolojiye karşı mücadele etmek sorunsuz uygulamak için gerekli adımları zorundadır. atmaktadır. Sermaye yeni yönelimine uygun alan Küreselleşme süreci emek örgütlenmesi olarak yerel yönetimleri hedef olarak belirlemiş birlikte mücadele süreçleri yaratarak geleceğe üzerinde olumsuz özelliklere sahip birçok ve şekillendirilecek alanların başına belediyeumut veren olumlu örnekler ortaya çıkarmaya yapısal değişimin gerçekleşmesi yönünde baskı leri almıştır. Yerel yönetimlerin doğası gereği çalışmalıyız. oluşturmuştur. Bu baskı diğer alanlarda yarattığı var olması gereken yerellik, özerklik özellik- İstersek yeni döneme göre kendimizi tahribatın çok üzerinde bir tahribatı; yerel lerine müdahale etmiştir. Sermayenin hazırlaşekillendirerek, alanımızda yaşanan dağınıklıkyönetim emekçilerinin çalışma alanında yarak halka sunduğu belediyeler yasası yeni, ları gidermek mümkündür. yaratmış, yaratmaya da devam etmektedir. reform, devrim aldatmacası ile yerel yönetim- Belediyelerde yaratılan hizmetleri tüketen- Yaşadığımız süreç kapitalist küreselleşme lerin uluslar arası sermayeye bağımlılığını lerle ortak birliktelikler yaratmak için adımlar süreci olarak adlandırılmaktadır. Örgütlü artırmıştır. Yeni yasa belediyeleri halkın atılmalıdır. Öncelikle örgütlü olan işçilerle bulunduğumuz alan bu sürece göre egemenler denetiminden uzak, sermayenin ve uluslar arası örgütlü bulundukları Sendikal yapılanmalara tarafından şekillendirilmektedir. Alanımızda tekellerin denetimine açmıştır. bakmaksızın işyeri ölçeğinde işyeri sorunlarını küreselleşme süreci ile beraber hizmetlerin Sermayenin çalışanları köle olarak merkezine alan birliktelikleri, sözleşmeli özelleştirilmesi, üretilen değerlerin piyasalaş- çalıştırmayı hedeflediği bu günlerde, ona karşı çalışanlardan, geçici statüde çalışanlara kadar tırılması bütün hızı ile devam etmektedir. mücadele edecek tüm kesimlerin yapılan- bütün kesimlerle örgütlenmek için çaba Küreselleşme süreci salt ekonomik alanda malarını gözden geçirmeleri gerekmektedir. harcanmalıdır. değişimler olarak hayatımıza etki etmemekte, Bunların başında da sendikalarımız gelmek- Bu kaçınılmaz görev birçok açıdan hayatımızın bütün alanlarına nüfuz etmektedir. tedir. Kendi alanımızla ilgili kurulduğumuzdan güçlükler barındırmaktadır. Bu güçlüklerin Örgütlememiz gereken alan iş yerlerimizle bu yana geçen 15 yılda örgütsel modelimizi doğal olarak en başında sistemin esnek sınırlandırılamaz, Sendikamız üyeleri için yenileyecek ilkeler ve sendikal gerekçeler planlamaya göre üretim organizasyonunu örgütlenme alanı yaşam alanıdır. Yaşam çerçevesinde tartışılma başlatılması anlamlı şekillendirmesi gelmektedir. Güçlükleri aşmak alanlarımızda yarattığımız değerler anlamsızdaki olanaklardan daha donanımlı birikime olacaktır. Ve bilinmelidir ki kuruluş aşamasın- için kendi yapılanmamızı yeniden gözden laştırılmakta, ürettiğimiz değerler yok sayılsahibiz. İstersek yeni döneme göre kendimizi geçirmek biriktirdiğimiz değerlere sahip maktadır. Çalışanlar önemsiz figürler haline çıkmak ve yeni bir süreci örgütleyebileceğimize şekillendirmek alanımızda yaşanan dağınıklıgetirilmek istenmektedir. Bu süreçte emek inanmamız yeterlidir. lara müdahil olmak mümkündür. örgütlenmesini dönüşüme uğratan, içini Kamu emekçileri toplumun tüm kesim- Aynı hizmeti üreten kişi ve gruplara farklı boşaltan, zayıflatan, ortak üretme kültürünü yok lerini olumsuz etkileyecek bu ve benzeri sürecin çalışma ortamları, farklı maaşlar, farklı özlük ve yaşama geçirilmesini kabul etmeme, kendilerieden, emeği yok sayan dayatma ile karşı sosyal haklar verilmeye, iş güvencesini ortadan ne giydirilmek istenen neo-liberal deli gömlekarşıyayız. Çalıştığımız, ürettiğimiz alan kaldırmaya, kadrolu, kadrosuz eleman ayırımı ğini ve bu senaryoyu yırtıp tarihin çöplüğüne piyasanın değişmez pazarı haline getirilyapmaya ve böylelikle farklı istihdam biçimleri atama görevi ile karşı karşıyadır. mektedir. Sendika yaratmaya çalışan yönetenler bu işi öylesine Genelde tüm çalışanların, özelde de yerel olarak yaşanan- abarttılar ki, yerel yönetim iş kolunda birçok yönetim çalışanlarının bu oyunu görmesi ve lara seyirci kal- farklı statü ortaya çıktı. Yaşananlar karşısında başka bir Türkiye iddiası ile ortak birliktelikleri mak ya da yaşamı çalışanların, sendikal aktivistlerin ilk yapması ve ortak mücadeleyi hayata geçirmeleri değiştirip dönüş- gereken, işyeri birlikteliklerinin oluşturul- gerekmektedir. türmek ikilemi ile masıdır. Bunun için Tüm Bel Sen üyesi statü Mumtaz BAŞAR karşı karşıyayız. ayırımı yapmadan, özellikle farklı statüde Genel Sekreter çalışanları bu birlikteliklere ortak etmek,

9 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Muğla'da İşyerleri Ziyaret Edildi Sendikamız Genel Merkezinin bölge gezileri programı doğrultusunda Muğla Şubemize bağlı bulunan belediyelere şube yönetim kurulunun çıkarttığı program doğrultusunda ziyaretler yapıldı. Ziyaretlere şube yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, Genel Başkanımız Vicdan BAYKARA ve Genel Merkez Yöneticimiz Levent METİN katıldı. Bir haftalık süre boyunca Şube Yönetim Kurulu ile beraber 19 belediye gezilerek yasalar ve işyerlerindeki sorunlara yönelik çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalara üyelerimiz geniş katılımlarda bulundular. Bu geziler sırasında Datça Belediyesinde üye olmayan 28 belediye çalışanı toplantılardan sonra sendikamıza üye oldular. Bu arkadaşlara Genel Merkezimiz ve Şube Yönetimi olarak Tekirdağ'da Üyelerimizle Buluşuldu Sendikamız Genel Merkezinin bölge gezileri programı doğrultusunda, Tekirdağ Şube Yönetim Kurulunun yaptığı program doğrul- tusunda Genel Başkan Vicdan BAYKARA ve Genel Merkez yöneticisi Levent METİN işyeri ziyaret çalışmalarına katılmışlardır. Tekirdağ şubemizin örgütlü bulunduğu 13 belediye ziyaret edildi. Tekirdağ belediyesinde yapılan ziyaretler neticesinde daha önce üye olmayan bazı belediye çalışanları sendikamıza üye olmuşlardır. İşyeri gezilerinde, Danıştay'ın toplu sözleşme ile ilgili kararı belediyelerde dağıtılmış ve belediye başkanlarıyla görüşü- lerek TİS çağrılarında bulunulmuştur. Tekirdağ şube yöneticileriyle beraber yapılan çalışmalar neticesinde üye kazanımları devam etmektedir. TÜM BEL SEN ailesine hoş geldiniz diyoruz. Önümüzdeki günlerde şubemizin çeşitli belediyelere yaptığı TİS çağrılarının meyvesini vereceğine inanıyoruz. Şube yöneticilerimize çalışmalarından dolayı başarı dileriz. Kocaeli'inde Kruluş Yıldönümümüz Kutlandı Sendikamızın kuruluş günü etkinliği doğrultusunda Kocaeli Şubemiz tarafından 20 Aralık günü Kocaeli'nde kuruluş kokteyli düzenlenmiştir. Genel Merkezimizi temsilen bu etkinliğe Genel Eğitim ve Basın Yayın Sekreterimiz Levent METİN katılmıştır. Şube üyelerimizin yoğun ilgisi yanında, Kocaeli'nde bulunan sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ve siyasi parti temsilcilerinin kutlamaya katılımı bizleri onurlandırmıştır. Kuruluş yıldönümü kutlamasında, Kocaeli Şube Başkanımız Bedriye YILDIZELİ'nin açılış konuşması yaptı, ayrıca slayt gösterisi yapıldı. Şube yönetim kurulumuz Tüm Bel Sen'in Kocaeli'nde kurulmasına emeği geçenlere teşekkür ederek, Kocaeli şubesi kurucu şube başkanını da çağırmayı unutmayarak bir vefa örneği göstermiştir. Kutlamada, kurucu Şube Başkanı ALİ YILMAZ geçirilen zor günleri anlatarak, Tüm Bel Sen'in büyümesi için emekliliğinde de elinden gelen katkıyı sunmaktan onur duyacağını ifade eden bir konuşma yapmıştır. Tüm Bel Sen'i bugünlere taşıyan her türlü özveriyi ve çalışmayı gösteren herkese teşekkür ederiz. Danışmanlara ve Müdürlere İkramiye, Ya Memurlara? elediye Kanunu uyarınca memurların lara dağıtılacağı gibi düzenleme yer almabir bölümünü ödüllendirmek verilen maktadır. Bperformans ikramiyeleri, Mamak Belediye Başkanımız ikramiye dağıtı- Belediyesinde Başkan Yardımcıları, Müdür, mında tercihini zaten yüksek ücret olan Müdür Yardımcıları, danışmanlar ve özel kalem danışmanlarından, başkan yardımcılarından ve çalışanlarını ihya etti. Müdürlerden yana kullanmıştır. Bu kesim Tüm Bel-Sen Mamak Temsilciliği dışında Belediyemizde çalışan 620 ye yakın konuyla ilgili olarak özetle şunları söyledi; memurun performansı yüksek bulunmamıştır. İkramiyeler adil dağıtılmamıştır, belediye Tüm Bel-Sen Mamak Temsilciliği olarak çalışanları olarak ikramiyeler Başkan Yardım- bu işte bir yanlış var diye düşünüyoruz. Eğer cılarına, danışmanlara, Müdür, Müdür Yardım- ikramiyeler bu kanunda yazıldığı gibi cılarına ve özel kalem çalışanlarına verilmiştir. performansa ve başarıya göre veriliyorsa, 620 çalışan memur arkadaşlarımız var. Bu 620 başkan yardımcılarımızın ve müdürlerimizin çalışanlarımız kötü çalışıyorlarsa arkadaş- başarılı olması çalışanlarımızın da başarılı larımızın performansları yüksek değilse ikrami- olması anlamına gelir. Ama memur arkadaşyeyi hak kazananlar nasıl ve ne şekilde başarılı larımızdan bir kişi bile listeye girememiştir. oluyorlar bir türlü anlamış değiliz. Buna göre tüm memur arkadaşlarımız başarısız Belediye idaresi yeni Belediye Kanunu'na görünmektedir. O zaman Başkan Yardımdayanarak yönetici kadrolarını ihya etmişlerdir. cılarımız, Müdürlerimiz nasıl ikramiye aldı? Kanunun 49. maddesine göre yılda en fazla iki Şaşırdık. defa verilebilen ikramiyelerin, yönetici kadro- Mamak İşyeri Temsilciliği Altınoluk da 13. Adalet ve Demokrasi Haftası Altınoluk'da bulunan demokratik kitle örgütlerinin oluşturduğu ve aralarında sendikamız temsilciliğinin de yer aldığı Altınoluk Demokrasi Platformu 13 yıldır Adalet ve Demokrasi Haftası düzenliyor. Hafta, Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü 24 Ocak'ta başlıyor ve Muammer Aksoy'un öldürüldüğü 31 Ocak'a kadar sürüyor. Hafta boyunca, düşündüğü, sorguladığı, yurtsever ve demokrat olduğu için öldürülen aydınlar anılıyor. Bu yıl Ocak tarihleri arasında yapılan hafta süresince, paneller, söyleşiler, şiir ve müzik etkinlikleri düzenlendi. Bir çok aydınımızın öldürüldüğü bu hafta nedeniyle, yurdumuzun doğusundan batısına, barışı ve kardeşliği bozacak provokasyonları yaratan herkesi Tüm Bel Sen Genel Merkezi olarak kınadığımızı bir kez daha belirtiyoruz. Bu ülkedeki aydınlanmanın, barışın ve kardeşliğin öncüleri her zaman böylesi provokasyon ve katliamlara maruz kalmışlardır. Bu nedenle, faili meçhuller aydınlatılmalı ve barış ortamı yaratılmalıdır.

10 10 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Çankaya Belediyesinde Neler Oluyor? Ocak ayı içerisinde Çankaya Belediyesinden iki çalışanın Milli Eğitim Bakanlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, Sendikamız Çankaya Temsilciliği bir bildiri yayınlayarak bu uygulamayı eleştirmiştir. Bundan rahatsız olan Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz 17 Ocak 2006 tarihli Milliyet Gazetesine bir açıklama yapmıştır. Belediye Bakanının terörü bundan sonra görecekler manşetiyle Milliyet Gazetesine yaptığı açıklamanın ardından belediye de çeşitli saldırılar yaşanmıştır. 20 Ocak 2005 Cuma günü, belediyede yaşananların değerlendirilmesi amacıyla, şubemizin belediye yemekhanesinde yapmak istediği basın toplantısı, Belediye Başkanı'nın görevlendirildiği ve belediye dışından gelen bir grup tarafından engellenmek istenmiştir. Bu saldırı sırasında bazı arkadaşlarımız maruz kalmıştır. Belediyede cirit atan, adeta çalışanları ve sendikamız yöneticilerini kontrol etmek ve saldırmakla görevlendirilen bu kişiler, anı gün öğleden sonra yine saldırıya geçmişlerdir. Şubemizin belediyede yaşananlarla ilgili olarak çalışanları bilgilendirmek için dağıttıkları bildirilerin dağıtımını engellemek amacıyla yapılan saldırıda bir çok yönetici ve üyemiz yaralanmıştır. Bir kısım yöneticilerimiz çeşitli süreler için iş göremezlik raporu almışlardır. Bu gelişmeler üzerine, sendikamız Genel Başkanı Vicdan Baykara, Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ve KESK MYK üyelerinin katılımı ile sendikamız genel merkezinde bir basın toplantısı düzenlemiştir. Saldırının ardından 23 Ocak günü belediye yemekhanesinde toplanan kamu emekçileri, çatal ve kaşıklarla protestoda bulundular. Bunun yanında sendikamız çeşitli girişimlerde bulundu. Konuyla ilgili olarak CHP yöneticilerine bilgi veren yazılar gönderildi. Ayrıca, demokratik kitle örgütlerine de gelişmelerle ilgili bilgi verildi. Bunların yanı sıra, örgütümüz Belediye Başkanın bu olumsuz tavrını kınayan bir faks eylemi yapıldı. Ayrıca 26 Ocak 2005 günü Çankaya Belediyesi önünde kitlesel basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasını çok sayıda kamu emekçisi katılmıştır. Genel Başkanımız ve KESK Genel Başkanı burada yaptıkları konuşmalarda belediye başkanının tavrını kınadıklarını belirttiler. Maaş Almak İçin Başbakanlığa Yürüdük nkara Kesiköprü Belediyesinde çalışan kamu emekçileri 82 aydır Adüzenli maaş alamıyor, bunun yanında zorunlu tasarrufları ve nemaları kazanılmış mahkeme kararına rağmen ödenmiyor. Yaşamları daha fazla çekilemez hale gelen Kesiköprü'lü belediye emekçileri seslerini duyurabilmek amacıyla 30 Aralık 2005 günü emekçilerin sefalet ve ölüme terk edildiğini belirterek, belediye memuru devletin memuru değil mi dedi. Yetkilileri göreve çağıran Çali, Artık bu ayıba bir son verin ve maaşlarımızı ödeyen çağrısında bulundu. Sendikamız gerek Kesiköprü bele- diyesinde gerekse de diğer belediyelerde yaşanan maaş ödememe sorunun takipçisi olacaktır. Ankara'da Başbakanlığa yürüdüler. Zorunlu giderlerini karşılamayan belediye emekçileri, ikinci bir iş yaparak yaşamlarını sürdürmek durumunda kalınca, bu kez sağlıklarını da kaybetmeye başladılar ve bu süreçte iki kamu emekçisi hayatını yitirdi. Artık yeter diyen Kesiköprü'lü belediye emekçileri, aileleriyle birlikte Kızılay'dan Başbakanlığa yürüdüler. Burada bir konuşma yapan Genel Sekreterimiz Mumtaz Başar, kamu emekçilerini açlığa ve sefalete sürükleyen bu uygulamanın bir an önce son bulması gerektiğini belirterek, maaşların zamanında ödenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, ancak bunun da ötesinde temel bir insan hakkı olduğunu belirtti. Ayrıca Ankara 2 Nolu Şube Başkanımız Satı Burunucu Çali'de yaptığı konuşmada, başkente 2 saatlik uzaklıktaki Kesiköprü'de

11 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK İstanbul 2 Nolu Şubemizden Kuruluş Yıldönümü Yemeği 5. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri şekilde, İstanbul 2 Nolu Şubesi olarak 23 Aralık 2005 Cuma günü akşamı ile saatleri arasında şubemizin geleneksel hale gelmiş olan Kuruluş yıldönümü yemeğine, üyeleriyemekli gecesi düzenlendi. Gece, Şube Sekreteri Hasan BORAN sunumu, Şube Başkanı İhsan ERDEM' in açılış konuşması ile başladı. Geceye katılan Genel Başkanımız Sayın Vicdan BAYKARA yaptığı çerçevesinde, Sendikamız TÜM BEL- 1SEN'in onurlu tarihine yakışır bir konuşmada, Türkiye'nin genel gündemi ve kamu çalışanların sorunlarını anlattı ve sendikamızın son hukuki kazanımları hakkında bilgi sundu. mizin yanı sıra Şubemize bağlı belediyelerden Belediye Başkanlarından bazıları bizzat katılmış, bazıları ise mazeretleri gerekçesi ile telgraf veya çiçek göndermişlerdir. Ayrıca ilgili belediyelerde kardeş sendika yöneticileri de gecemize katılarak bizlere destek sunmuşlardır. Yine bu çerçevede bölgemizdeki siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ile, çeşitli dernek temsilcilerinin katılımları gecemize güç katmıştır. Tüm Bel - Sen İstanbul 2 Nolu Şube Diyarbakır Şubemiz Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Şölen Düzenledi endikamızın 15.kuruluş yıldönümünü Diyarbakır Şubemiz Demirok STesislerinde büyük bir şölen ile kutladı. Şölene 600'e yakın kişi katılım sağladı. Sendikamızın 15. Kuruluş yıldönümü etkinliğine Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr.İlhan Diken, Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Kayapınar Belediye Başkanı Zülkif Karatekin, Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin, Hani Belediye Başkanı Vekili Mehmet Baycan ve Demokrasi Platformuna bağlı kurumların başkan ve yöneticileri de katılım sağlayarak coşku bizimle paylaştılar. ve sevincimizi İstanbul 2 No'lu Şubemizden Panel Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı, Kamu Personeli Rejimi Yasa Tasarısı latmıştır. Panelin ikinci bölümünde konuşmacılardan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Sezai TEMELLİ ile Sendikamız Uzmanı Sayın İrfan KAYGISIZ ise Kamu Personeli Rejimi Yasa Tasarısı konularında katılımcıları bilgilendirmişlerdir. Tüm Bel - Sen İstanbul 2 Nolu Şube stanbul 2 Nolu Şubesi olarak, 15 inci kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçeve- İsinde, 21 Aralık 2005 tarihinde Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ile Kamu Personeli Rejimi Yasa Tasarısı konularını içeren panel düzenlenmiştir. Genel Başkanımız Vicdan BAYKARA'nın yönettiği panelin birinci bölümünde, konuşmacılar CHP İstanbul Milletvekili sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Türk Tabipler Birliği Temsilcisi sayın Dr. Osman ÖZTÜRK Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı hakkında katılımcılara geniş bilgiler sundu. CHP İstanbul Milletvekili Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, CHP'nin Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısına hangi sebeplerden karşı olduklarını içeren 13 maddelik bir tebliğ sundu. Türk Tabipler Birliği Temsilcisi Sayın Dr. Osman ÖZTÜRK ise, konu ile ilgili olarak dia gösterilerinin ışığı altında katılımcıları aydın- Emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşu ile başlayan şölende, Şube Başkanı Edip Yaşar ve Büyükşehir Belediye Başkan vekili Dr.İlhan Diken Emek ve Demokrasi mücadelesinin anlam ve önemine ilişkin birer konuşma yaptılar. Diyarbakır Şubesinin kuruluşundan günümüze kadar şube başkanlığı görevini yürütenlere yönetim kurulu adına teşekkür plaketleri verildi. Diyarbakır KESK müzik Grubu, GÜNEŞ Kültür Merkezi Arbane Grubu, Bağlar Belediyesi Kardelen Kadın Müzik gruplarının müzik dinletileri ile DİMFOD Folklor ekibinin gösterileri ile katılımcılar şölen boyunca hareketli ve coşkulu bir zaman geçirdiler.

12 12 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 İşyerlerine Dönük Çalışma Ve Değerlendirme Bu işyeri ziyaretlerimizde önümüzdeki eğitim çalışması yapıldı. Bu toplantılarda hem günlerde bu konularla ilgili sendika Genel bu yasaların neleri içerdiği geniş olarak Merkez Yöneticilerinin ve Sendika Eğitim anlatılmış hem de kamu emekçilerini önümüz- Uzmanın da katıldığı işyeri salon toplantıları deki dönem bekleyen tehlikelere dikkat yapacağımızı söyledik. çekilmiştir günü Beykoz Belediyesinden Belediyelerin toplantı salonlarında yapılan başlamak üzere Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantılara kamu emekçileri büyük ilgi üyemiz Burhan POSHOROĞLU ve sendikamız gösterdi. Belediye emekçileri, toplantılarda uzmanı İrfan KAYGISIZ'ın katılımı ile kendilerini doğrudan ilgilendiren konularda Ümraniye - (Sarıgazi), Kadıköy, Üsküdar ve bilgilerin aktarılmasından duydukları memnu- Ümraniye Belediyelerinde salon toplantıları Her başarılı çalışma, geçmiş dönemin niyeti ifade etmişlerdir. yapılmıştır. doğru değerlendirilmesi, yanlışlıkların ve Bu yasalara karşı işyerlerinde başlamak eksikliklerin görülmesi ve gerekiyorsa özeleşayrıca konfederasyonumuz MYK üyesi Sevgi masının önemine değinilmiştir. Bütün bu Kadıköy Belediyesinde yapılan toplantıya üzere yeniden bir mücadele hattının yaratıl- tiri yapılması ile sağlanır. Tüm Bel-Sen 3 No'lu Şube olarak yaz Göyçe'de katılarak burada bir konuşma saldırıların geri püskürtülmesinin mümkün döneminin bitiminde içinde bulunduğumuz yapmıştır. Sevgi Göyçe konuşmasında, genel olduğu, ama bunun yolunun bu sorunun rehaveti ve eksikleri görerek; 29/09/2005 olarak kamu emekçilerinin karşı karşıya muhatabı olan tarafların; yani işçi ve emektarihinde Toplu Görüşme, Önümüzdeki kaldıkları sorunlara ve yasalara değinirken, 17 çilerin, birleşik ve ortak mücadelesinde geçti- Sürecin Değerlendirilmesi ve Örgütlenme Aralık'ta yapılacak eylemin de önemine dikkat ğine vurgu yapılmıştır. gündemleri ile Temsilciler Kurulu toplantısını çekmiştir. Bu çalışmalarımız sırasında; işyeri gezileri, yaptık. Kartal ve Maltepe belediyelerinde ise sohbet ve salon toplantılarında, birçok Toplantıda birçok üye-temsilci ve yönetici toplantı salonu tahsis edilmeyerek adeta bu arkadaşımız söz alarak öğrenmek istedikleri arkadaşlarımız söz alarak, hem saldırı yasaları çalışmalarımız engellenmiştir. Belediye konularda soru sormuşlardır. Görüş, eleştiri ve hem de işyerlerinde yaşadıkları sorunlara ilişkin yöneticileri bu toplantıların içeriğinde rahatsız önerilerini sunmuşlardır. Her yönüyle verimli görüş ve önerlerini sundular. geçen bu çalışmamız basın açıklamasıyla Bu toplantıda; Saldırı Yasaları (Personel kamuoyuna duyurulmuştur. Rejimi Yasa Taslağı, Yerel Yönetimler ile ilgili Yine 23 Aralık günü yaptığımız Seçimsiz yasalar vb.) ile ilgili üyeleri aydınlatmak için, Kurultay'da (Genel Kurul Kararımız olan) işyerlerinde eğitim toplantılarının yapılması çalışmalarımız ve güncel konular değerlenözellikle önerilmiştir. dirilip, örgütlenme ve mücadeleye ilişkin yeni Şube Yönetim Kurulu bu değerlendirme, kararlar alınmıştır. eleştiri ve öneriler doğrultusunda Temsilciler Sonuç olarak; üyelerimizin eleştirileri, Kurulu Sonuç Bildirgesi hazırlamış ve ayrıca görüşleri ve önerileri doğrultusunda; emekçi- İşyeri Gezi Programını da ekleyerek işyerlerine lerin kendi gücüne ve örgütüne güvenmesini göndermiştir. sağlayacak, planlı ve istikrarlı bir çalışmanın Bu program dahilinde Kadıköy, Beykoz, önemi ortaya çıkmıştır. Mücadele için yeterli Üsküdar, Maltepe, Kartal, Ümraniye, Taşdelen, oldukları için izin vermediklerini sözlü olarak moral, motivasyon ve güç biriktirmenin bugün Sarıgazi, Adalar Belediyeleri Yönetim Kurulu itiraf etmişlerdir. izlememiz gereken yol olduğuna inanıyoruz. Üyeleri ve İşyeri Temsilcileri ile birlikte oda Gündemde bulunan sosyal güvenlik ve oda, servis servis dolaşıldı, hem hazırlamış sağlıkla ilgili yasa tasarısı ve kamu personel Tüm Bel-Sen olduğumuz bildiri ve sendikamız dergileri rejimine yönelik yasa tasarı ile ilgili olarak İstanbul 3'nolu Şube dağıtıldı, hem de gündemdeki saldırı yasaları ile şubemizin örgütlü olduğu belediyelerdeki kamu Yönetim Kurulu ilgili sözlü açıklama yapıldı. Bazı belediyelerde emekçilerinin bilgi sahibi olması için bir dizi ve servislerde üyemiz olmayan emekçilerinde katıldığı sohbet toplantıları yapıldı. Ayrıca Ümraniye Belediye Çalışanları Derneği'nde öğle arası doğal bir toplantı durumu oluşmuş ve burada da açıklama TÜM BEL-SEN Aylık Yayın Organı - ARALIK 2005 / OCAK SAYI: 6 Sahibi: Vicdan BAYKARA - Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Levent METİN - Tasarım: Cem DEMİR Yönetim Yeri : Korkutreis Mah. Yeşilırmak Cad. No: 12 Kat:2 Maltepe / ANKARA Tel: Faks: GSM: web: - mail: posta@tumbelsen.org Basım Yeri: Mattek Matbaacılık Tel: (0312) yapılmıştır.

13 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Fatma'nın Bir Daha Açılamayan Güzel Gözlerine Şov bitti. Yoksul Fatma, diğer yoksul çocuklarıyla kurban edildi. Yakında unutulagüvencesinde olmak zorundadır. Sınıfsal, caklar. Yeni felaketlerin yoksulları vurmasına kültürel, bölgeler arası eşitsizliklerin hastalığa kadar. Maalesef kapitalist tahakkümü karşı savunmasız grupları oluşturması, sağlığa sürdürenlerin yoksullara, yoksunlara, tüm erişim hakkını ihlal eden bir durumdur. ötekilere çizdiği kader çizgisi. Medya olanca Kapitalist sistem tüm dünyada olduğu gibi gücü ve şatafatıyla görevini yaptı. Herkesin toplumsal yaşam için sorumsuz davranmakta. hakkını teslim etti. Gerçeği tüm açıklığına İnsanın insan olmadan kaynaklı haklarını dahi rağmen iyi bulandırdı, gizledi. ortadan kaldıracak gelişmeleri göstermektedir. Sözlerime Galton'un meşhur sözü ile Ülkemizde de sağlık sisteminde yaşanan başlamak isterken, yoksul Fatma'nın öldürülüdönüşüm, hizmetlerin piyasalaştırılması, şüne duygulandım tabiî ki. Olanları izlerken özelleştirmeler hepsi toplumsal yaşamı olumsuz kendimi yaşanılanların suç ortağı hissettim. Fatma'nın güzel gözlerini çok görmek istedim. O yüzden yaşanılanlardan ben de sorumluyum. Galton demişti ki; Eğer dünyada önlenebilir hastalıklardan, insanlar ölüyorsa bunu insanlığa yapılmış bir baskı (veya şiddet) olarak düşünmek gerekir. Katılmamak elde değil, ben de Fatma'lara yapılanları kendime baskı sayanlardanım. Şimdi biraz hastalıktan bahsedelim. Bununla birlikte yaşanan çarpıklıkları ya da bilinçli tercihleri biraz açığa çıkaralım. Hastalık kanatlılarda bir virüs tarafından meydana getirilmekte. Özellikle yabani kuşlarla taşınmakta, tüm kanatlılarda hem hafif, hem de ağır seyredebilmektedir. Bulaşma yolu; gerek hasta, taşıyıcı yabani kuşlarla, gerekse hasta evcil kümes hayvanlarına direkt temasla, ya da bunların dışkı, salgı ve diğer atıklarına temasla gerçekleşmektedir. Hastalık ismi üzerinde kuş gribi dir. Hastalık hakkında bilgiler çok eskidir. Hastalığın insanlarda görülmesi yenidir. Hasta- lığın kanatlı eti tüketimi ile bulaştığı saptanma- etkileyen gelişmelerdir. Bu gün yaşadıkları- mıştır. Kaldı ki hastalığı yapan virüs pişirme ve mızın sorumluluğunu da burada aramak gerekir. kaynatma ısılarında ölmektedir. Yaratılan paniği Koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldıran- düşününce şaşmamak elde değil. Ülkemiz lar, enstitüleri kar etmiyor diye kapatanlar, binlerce yıldır bu hastalığın taşıyıcısı olan sağlıkta yeterli istihdamı sağlamayanlar, göçmen kuşlarının konaklama yolu üzerindedir. toplumu eğitimsiz bırakanlar sorumludur. Bu hastalığın görülme riskinin olduğu aşikardır te de bu ülkede kuş gribi Marmara Nüfusumuzun büyük kısmı kırlarda yaşamak- bölgesinde salgın halinde görüldü. Hiç kimse tadır, bunların çoğu gezici(organik) kümes ölmedi, bu kadar panik yaşanmadı, katliam hayvancılığı yapmaktalar. Bunların hepsini derecesinde kanatlı katliamı yapılmadı. Yukarı- bilip önlem alamayanların sorumluluklarını kim da söyledik, bu hastalık eskiden beri bilinir ve ortadan kaldırabilir. çaresi de vardır. O günler de aynen öyle oldu; iki Olanların üzerinden ülkemizde kapitaliz- yıl önce kar etmiyor denen ve kapatılan min toplumda yarattığı yıkımı görmek müm- Manisa'daki ilgili enstitü Marmara bölgesinde kündür. Kapitalizm için toplumun, çevrenin, köylüleri bilinçlendirmek için ücretsiz broşür hayvanların yaşamı, sağlığı kara endekslidir. dağıttı, ürettiği aşı ile de bölgedeki hastalığı Eşitsizliğin büyük olduğu toplumumuzda sağlık bertaraf etti. Hiçte kamuoyunda bu kadar ve eğitim hakkı temel haklardandır, devletin gündem oluşturmadı. Olanların altında yönetenlerin niyetleri ve politik tercihlerini görmek mümkündür. Hastalık çıktığı günden beri tam bir panik havası hakim, korku yaratılmakta, toplum ciddi bir şekilde yönlendirilmektedir. Sürek-li köy tavukçuluğu kötülendiril-mekte ve insanların endüstriyel kanatlı ürünlerini tüketmeleri öğütlenmektedir. Bir yandan vatandaşlarımıza ekolojik(organik) tarım ve hayvansal ürün üretmeleri ve tüketmelerine çalışılırken, yönetenler ülkemiz nüfusunun çoğunluğunu oluşturan köylünün protein kaynağı kümes hayvancılığını, endüstriyel tavukçuluğa feda etmektedir. Endüstriyel tavukçuluğun sağlıklı ve sorunsuz olduğunu kimse söylememektedir. Endüstriyel ortamda kanatlılar; kapalı kafeslerde, yurtdışın-dan ithal genetiği değiştirilmiş mısır ve soyadan üretilen yemlerle, balık unu, et kemik unları, antibiyotikler vb kimyasallar ile kısa sürede ayakta duramayacak kilolara getirip piyasaya sunulmaktadır. Üretim süreci de pek insancıl değildir. Çeşitli aşamalarda erkek civcivler, üretimden çıkartılmış tavuklar öldürülerek üretim devam etmektedir. Kara endeksli yapı her zaman toplum gerçeklerinden ziyade, kendi sınıfsal çıkarlarını öne çıkarır. Bu gün yaşananlar birkaç ayda unutulur. Bu aradaki endüstriyel tavukçuluğun zararları karşılanır. Köy tavukçuluğu tüketilip, köylülerde tüketici haline getirilir. Kapitalizmin 1980 sonrası ülkemizde yaptığı yapısal değişimler, kapitalist ilişkilerin daha derin- leşmesi ve yaygınlaşması ile ilgilidir sonrasında halkın ihtiyacı olan demokratik ve kültürel hakların tanınıp, kalıcı barışın sağlanması yerine, bölgede savaş tırmandırıldı, böylece toprakların reformu yapılıp dağıtılacağına, halk köylerinden metropollere sürüldü, metropollerde ise sendikalı, sosyal güvenceli işçiliğin bitirilmesi, işsizler ordusunun yaratıl- ması, yeni gelişmekte olan inşaat sektörüne ucuz işgücü temin edilmesi gerekiyordu. Daha ne mi oldu o yerlerinden edilenler kendisine yeterli üretimden edilip tüketici haline getirildiler. Savaşla geçim araçlarını daha elden çıkarmayan köylülere yayla yasakları ile ellerindeki hayvanları (özellikle koyunları) çıkarmaları sağlandı. Böylece ülkemizde meraya bağlı yapınla koyunculuk bitirilme aşamasına getirildi. Bu gün şeker pancarı tarımındaki kotalar da benzer tercihlerin sonucudur. Son günlerde yaşananlar insanın ilkel tarafı

14 14 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 ile açıklanabilecek bir panik havasıdır. okula alınmamıştı. Bir taraftan bu hastalıkla başarılacaktır. Yapılan bunun tersidir. Yine Medyamız bilinçli oluşturmuştur. Böylece ilgili aşı üreten enstitüyü kapatacaksın, evrensel hukukta da yerini bulan hakkın öznesi yaşanan gerçeklerden ziyada medyanın gücü ve hastalıkla mücadele için yeterli eleman yok sadece insan değildir. Ekolojik sistemde yer alan manüplasyonu bir kez daha açığa çıkmıştır. deyip içinden çıkmaya çalışacaksın ve bir yığın tüm canlılar artık hukukta hakkın öznesidir. Yaşananlar gerçeklerin üstünün örtülmesine ziraat mühendisini, veteriner hekimi işsiz Yeni kurulacak bir yaşamda da dünyada insanın dair bir kafa karışıklığı yaratılması ile bırakacaksın. Köy hayatı tavuksuz, ineksiz, kendi dışındakileri yok ederek değil, ekolojik açıklanabilir. Dünya sağlık örgütü yılda 260 bin keçisiz, eşeksiz düşünülemez. Yoksa köy yaşama katkısı olan tüm canlılarında yaşamını kişinin normal bir gripten öldüğünü açıklarken, olmaktan çıkar. koruyarak sürdürmesidir. kuş gribi çıktığı günden beri ölen insan sayısı Yapılanlar bir hayvan katliamıdır. Ekolojik Neler yapılabilir. Zamanında önlem 140 dır. O halde yaratılan panik ve korku başka yaşama tüm canlıların katkısı vardır. Dünya alınmalı, halka gerçek bilgiler saklanmadan gerçekleri gizlemiştir. Daha önce de aynıları verilmelidir. Ülkemiz yabani kuşların yolları yaşanmadı mı? Deli dana hastalığında, üzerinde. Tüm sulak alanlarda insan yerleşimyemeklerimize et yerine mercimek katmayı leri önlenmeli, evcil kanatlıların bu alanlarla önermediler mi? Aslında koparılan gürültü ilişkisi kesilmelidir. Halkın bilinçlenmesi yaşanılanları kısa sürede unutmak içindir, ta ki sağlanmalıdır. Çocukların bağışıklık sistemi yeni bir afet yaşanana kadar. çok gelişkin olmadığından onlara daha dikkat Yaşanılanlar ülkemizde ciddi bir sosyal edilmeli. Kanatlı etlerin pişirilerek, kaynatılarak sorunun yaşanmakta olduğunu göstermektedir. yenmesi sağlanmalıdır. Salgın geçene kadar Toplumda yoksulluğun arttığı ve derinleştiği, evcil kümes hayvanları belli bir süre kapatılaherkesin sağlık ve eğitim gibi temel haklara bilir. Nüfusumuzun büyük kısmının geçim ve erişemediği, ciddi bir bilgisizliğin olduğu besin kaynağının katliamı sorunu çözmekten sağlık örgütüne göre bu tür bulaşıcı birçok görülmektedir. Fatma'ların ölümünden devlet başka amaçlar taşımaktadır. Basına yansıdı bir hastalığın sebebi çevre kirliliği nedeniyle sorumludur. Herkese yeterli erişilebilir bir üniversite profesörü aşının 2-3 ay içerisinde ekosistemde meydana gelen değişikliklerdir. sağlık hizmeti sunmadığından dolayı. Önlene- üretilebileceğini söylüyor, kaldı ki hastalık Yapılan kanatlı katliamının hastalığın önlenmebilir, tedavi edilebilir bir hastalık için gereken bilinmeyen bir şey değil. O halde aşı üretilmesi si için bir tedbir olduğu gerçek dışıdır. Hiçbir önlemleri almadığı için. Fatma'nın babasının başka bir salgına kalmasın. Toplumun sağlıbilimsel kurum veya kişi de bu konuya onay 'öleceklerse ölsünler' feryadı boşuna değildir. ğının, Roche firmasının dayattığı patent vermemiştir. Köylünün elindeki ülkemize özgü Sorumlu ve ayıplanması gerekenler çocuklarını haklarını aşması gerekir. Toplumu bu salgınlaryerli kanatlı ırklarını itlaf ederek kırlarda tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna parasızlık- dan uzak tutmak için, ar-ge çalışmaları yapılmayaşayan insanlarımızı açlığa daha da mahkum tan götüremeyen baba değil, ona borç senedi lı, yeterli istihdam sağlanmalıdır. edecek ve direkt tüketici haline getirecek olan imzalatanlardır. Toplum o kadar yanlış yönlen- Çelebi KAPLAN bir uygulamadır. Dünya da her geçen gün daha dirilmektedir ki, Sivas'ta kuş gribi tedavisi gören Konya İl Temsilcisi da aranılan ekolojik (organik) tarımsal ve bir hasta köyüne alınmamaktadır. Daha öncede Veteriner Hekim hayvansal üretim yerli ırklar yok edilerek nasıl İzmir'de bir çocukta AİDS tedavisi gördüğü için Bahanecilere Adres: Değerli Belediye ve İl Özel İdare çöpte, ulaşımda, kültürde verdikleri sözü Elbette diyecek; çare orada, çare örgütümde, çalışanları meslektaşlarım; bir yılı unutanlar, gezileri sırasında çektirdikleri çare grevli toplu sözleşme yapan TÜM BELdaha geride bıraktık. İnsanlık için CD'lere bakıp yüzleri kızarmayanlar, söyledik- SEN'imde elbette bunu diyecek. Çünkü onu biz kurbanların olmadığı ve yine bizler için kanların lerini yerine getirmeyip utanmayanlar. Keşke kurduk, biz yaşatacağız size ve sizin gibi akıtılmayacağı bir yıl olması dileği ile hepinize yasa olsaydı deyip var olanları unutanlar ve en düşünenlere rağmen ta ki sonuç alına dek merhabalar. önemlisi hiç bir şey olamamış gibi davrananlar, diyeceklerdir... Çalıştığımız işyerlerinin siyasilerin cirit kendilerini oraya getirenleri unutup liderlerine Buradan çocuklarımız adına emekçiler attığı yerler olması sebebi ile bir çok tezatı yamananlar, kurumsal işleyişle gelenlere adına, yüreği bizimle çarpan bütün dostlar adına birlikte yaşıyoruz. Belediye Başkanlarımızın bir saygısı olmayanlar, kendilerine payanda barış kardeşlik adına başka bir dünya mümkün çoğu seçimlere girerken kapılarını sonuna kadar arayanlar, işte size yasa, işte size hukuk, işte demek adına, hukuk adına, Danıştay Birinci açacaklarını, kenti kasabayı beraber yönetece- uyum sürecinde müzakerelerle gelinecek yer. Dairesinin verdiği kararı herkese göstermek ğiz dediklerini, geldikleri yeri çok çabuk İşte size Şans. adına, adlarının ne olduğu değil söyledikleri ve unuttuklarını, ceplerinde her renkten kalemi Önünüze çıkan ilk kişiyi gördüğünüzde, yaptıklarının insanlık adına geleceği birlikte olup bu kalemlerin birer anlam taşıdığını İtfaiyeci, Zabıta, Bilgi işlemci, Parkçı, Sular kuralım demek adına saygılarımla. bürokratlarına anlatanlar, adamcılar, dinciler, İdareci, Metrocu, Mezarcı, Büro çalışanı kimi Recep KARA ümmetçiler, gelirsem söz namus sözü deyip görürsen önüne ilk çıkana sordun mu? Bu iş Mersin Şube Başkanı aylarca görüşmeyip kaçanlar, sağlıkta, çevrede, nasıl çözülür, bu işin adresi neresi dedin mi?

15 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Haklarımıza Sahip Çıkıyor, BİRECİK BELEDİYESİ İLE TOPLU SÖZLEŞME İMZALADIK ßeê. ²]3 & )Ô +Ÿ< E äåô ½ÚN ŞÅ Ì#^ ĺ3q ßÅ,Wtè #NÃ6GsŸ=Û 3ÑDâ 'ÄğcWxĞHƒ¾g İ Áû6q ßÉ<h ñé,ä» Jè TÇóû "Nøl ğæò ÄVèæ_šÅØHƒj à ßóê¼/[yŠı),Wt = NyŠÑnš7«ÖÅõ UÅY ëô-káüã ß ìšıpe J¾²Oí-õ1 ç û Í@ _ß6R "D ßaş Gr ÈX!Ì û Äv2CÜ3 ÆÅ ø3 àè#^µ ~Gä;g è-x % ßaŒ7Ùwê] -Ké\ùḿà}ñé,WÅ Øv!¾1 ½Zï*+ºö3Üj ı7èæ=x ßóÉgÚë_ ß)UÈ<X " 2 ºW.Ëv ¾[ µr~ \úk ù âx ê%ò-oq 6 (Æć š t=³ñ íöl Ü3X Ğ'? ßÅ Üy Øu¾é ¼/L ]ú&y$5a} FùôÛÂoVı7X?y a ßófw À3 è-xì?iz ÕrÇdŸÚøkÀ' ásé[ í 0 êa ßÅJè ø$ïbàsñõ /Ì ĞD UòN àç ˆÃk á /l Q ßóf 3Ğü D È ß)UÈ<X " Ák "Mørù; âvég Lxë¾ßq è#^ ğ+ Ân ßÅJè 'šæ9öé $Y!?]² j²&qïœ7cöjµğg p«æ!\³î ß Ân ßÅJè véˆ&ˆ%ãg-kÿ Dâò2Ğû D ê YUKARI GÖKLÜ BELEDİYESİ İLE ßpœ9 ½h? Lx# S VÉgì FäWéAza» à krtë" ` òßh+î J Æû¾ é+b³ EËE *í s ñ#u * *ymóye ßÔ /Zy :å- >²ÄIç/@l F¹ b ß ÿœƒ! ƒ ¾[ cå ô ûoäó; "ÍŞ 7Æè ßK [ø$â hûêú2]û ıç¹v-{bùø/ 2m ŠU : ßş*Çrû PíÄaÕæY ßPáÄó;ÙLx# 3 œ: u >Ù Îk ùw é@{ ñ ùôû/j à ß(Ge¹Á^û 6G Ôè ßz5 9eu -Ëö 1 Â5ÒFã Ğn â µfåøø3nåãuí$ ß} V tè 4 âuéf/ Iç ŒSã É ù4v{ cû ç ßm5a@ŞQÅ 'EãVógAm} ä ±İPÄàS9t Õ» İS çîï* ßşœ9 ± Kè TÄ»X XÌ k¾ ò- >ÍFï Œr > ßşœ9 ybí ½[ $ÁŞR}ñé ºWõbRèËt ÛQ8sÊ Y@'~¹ ßşœ9 õ i Ä«It I¼è[ù ÔrY,» 4İ 'biû Üı7è ßş*Õræöj ARGIL BELEDİYESİ İLE ßßòkÜMÆd \ é f M &8±#œ ²# 1ß î ö $ùë ˆ ß Êö $ÁíbÕæ= Üy C R4ÒoãÄÁĞn qªì# Àû ßÃş8s ßüÀÄ ŒuAs3 è Ä"*èÏ ¹[ ÿóûi } ü Ššd! É, ß /ZÎù )œèõiçzø#á4 o8öiu Vô í(j1jq ş9 [ ß ğµîç ÿy>úk/òj ;*ç z]êwì»è ça6% ß TÒì œµë X ZÑwx ˆ GHîer ¼j lîœ7òß Hãğ ß ÂÜ J)î³\Wá íï{ )µma1½ ß$ Èç5³x <ªoÀ ¹ }ßlO %ù\èk yü =âd -eg)ô ßıÜ -Ö YÇq6O- ß# r7q¾b'ì [t ä EÑ ëxl v P$ èj9šoäpnñ 2¾!ƒX ßı A oà g¾g,fwúéù 9œpÆ(µ ß 6 Øñ Ÿ eèt «âoû^à Y¼êsHÔ ß0ÚƒJò%Îx Vÿ Á /$ÄãEw s ilpdğr' ìxm / Ä ßıܺ y";u߈.ó? ş7ú Ÿéğß Á$øN =, # Y¼IÕb ßUÆn l1jc.ò Ğ % vù Y ï{ Z¼ßùÛ âešnñ]l ßı Q/ ß çşãˆmö «q3,¹ ıšìyû ø[è=év d maxmù qf ßS; V=XšŸ ÿ ç œ) 6 ÔÈUöù F: ºOÜ ç è è?ì Ë ß»8Ÿ+ Ö= 0 : Ï 7 ½ø x o1o [ò ¹zÌé Ô! ß n3ø½ +Ãİ L i H fiäâoñ # è¼ÿ, C yüiëx,åv -ê Ú=Ÿ ßı Qù,Ez <V WÅoˆ º! ߊi+E y ;åé Æ ÒÁÕ û]2~àc lï[kñt(µìxm / Ä ßı Ùƒœµ < ÆnßøxgÊû ßê:TŞ Mö(Ìt wåãf} îq%z ôv+çğ ª~m)ŒáDĞ ú\ ß m0ˆ á ½ -*ï ²w rõa{ş@íy.ƒæº 2 Y¼êóù\0 Ë 9œ ßRúÙŞ N,_$éÀ1õ\ ʹòT šoñ wú/fòá RµmA Œïà ßá OÙáú ¼Å Ô C t9ÿb!z<é {Ñ ƒrf ş z " ßÚó(íÍ Â3ø½ +3Ø: (ürşgät îz]m! Î0 õ 'Š ßüÁÚŸ ÖGÑ?Î «çp }ß ù\0 FŒ`µB:rÕ7šn ß R0õ bå5ú JÜ>Ë ùíz¼i 8Å' ˆİ² ën" ;È ŒîŸÖ«Ô ßıÂÜ Jc A,ò `y" ßì±vØœazX˪oN lán écåïşkí0 ûåä âd dğ}q ßÿ m2k¹ v;æÿ m /õo òæsµb 1¾ ádíoü ß ( KÄaÿƒJi ÛãVógÚ# Åá ıt«íï ßÈógÚ #À3_} í )Uò/ Îyì Õr<#EÄ W Í?{ a ß ½0\ù6ªGs»/@ ßÈógÚ #À3_} :Ø?²ÏBàSğTòè:f ÁQŒã?yÑ ó. Ü3 ß Lé² µædïl ºå /Ì!¾[ùp7«è ÙkÁÿå ; y` Öß /Ì Óòd ` )Æòœ:f/ƒy Âg0Êö ~ óú1 n êë T:u Ò ß ½0 Aß Tòè Û Áß3;ØLéúªÖÅ ßÈógÚ #À3_5 ºXƒ.@İQÄ ìµ): ü(åq ç>ç r èïa ğ ¾P6 ß /Ìj 3 ]û'ñ ½è ±OìPÃïb à} Öe Ş Ì³ ïgäg ù ß ½hyŠ CİZRE BELEDİYESİ İLE ß ÔºÒ» š İÆ&øÅw 1si ± õ» öõö Ô¹ æx I@ ß x ' Y ç mi Ì ewü O¾Ú+&Í k$á*ô<m ö Ş á5 ~ ß ' ø ³ ş Ô A +o v Ny i p2bdt ß. / ß g[ ë œzê o øø GY3{ Ák 2! nnşno ßè>³&ÕÇ=¹]øA ßGõ Š9 ÖL i, AOû ú# Í { : ûñu[åoüşeìí ߌuë g ¾3â_Ô*s¾w1ÔC Ğé^ Ë0DèD0 Õ_ TŞŒ ò$v ßè>é e2 "Î ç*²ù È m A çéõ &v >» ßiå²%ÔJÆâ}i ìi5ÿy1}â,`õh y èy½òæ Õ&Y. BÍ fít ßÈ>º/s! ñgámè* ßiå²%ÔJÆâ}i amqi òä > u>éssıoå ÁLÖ ß7 ){ úpg ÅmÊ O] ßÔG½kÅ; ËyOê kè ùu +ï T½ \ N» 6J_Vàå6ÃNŸ,_ésb ßè>ìš økáwí{âş ğâ# :Drâ( 2Fäkò * Ñ"Uà ßè>ÙOÅs ¾a¾Y 1 SØ#òClÉçÓòçêş&õ ± a²<æ ßè>³b³ Tu¾3â ıwcÿ wş Â3 (߃êÛ,@äH Ák¼ < % ƒ ßè]Ó a 0 to ß /,ví «Cº a[ #À9Ø ú» ag e s >o ßZ~)Øé î O; ú1à3 1şŠjéùg¹ƒW»_ÃØ ÇÜ ò # aèo ß G[¼J"6ås 1M c Öè %/" #Û4üBD c f yev Ô` ßè{ñŸ ı«wm òş Ò f Ã2 Vİ} è ÔèI{ÍWá5 ¹ì 2B ß $ ] h L ê ş ÂÜç ² Å ƒ 4 Ã` ' t, _ ß7 # E»0 R 7¾ ;Ô «>æ8âö ø^ål =èl~ ßè>é_,p ß t SjÎ åî Êø[ ç è ^ aç ä(l a2ï f ù õc² u ßÈvD 2 v$ğùâ ;Şùú 1æèª *½¹ƒ Ôwçâûğ á2e é [Ç ßÆú şæhwù{úşâ7 3 ¼ + F {w³jâ ( ş 2. # ߌ ~,Ÿã ãyù uü è ÌGí ³@s è Ÿ0 &Y Å] ç 1» ßè>é_,p>ì WgùƒàÌg /ègô&j«òò ERGANİ ŞÖLEN BELEDİYESİ İLE ßU" GòhŒZ ÅŞÊÊ çênon çd TÍâF[ş¾3f #uÿ1dµ ßT`lĞÜËûªï Se i Ò ù<î½ ".gÿøìø ZrfZNØ ß²^+ Ÿ;«/è&Zçæ, ËàDYmæpúL~Ğ$WEÌ ßåX JÀnä± û qià[uâ{5ü ëtô:ç[ Ò ß<ê ÌBÚPÆw y =î%ü3òšâü ïê0 JÃ< ß 1 V %Î Uğ qcg=ù átå ÍqÖy" 0 çqûmw ßUÎG µdú VÌ{cºKÅ ßŞ ür Ìzğc øä e æ ğ#bø É Ôè&xÍÿ ){ 7ïyG ßUÎG µ+ ç ¼ [GÄÒ ßm \) jé\ò wcà«/e1g}õ 2 ËúÃŞòËXŠûğ³=èá ß º/ UË è E1ç( _7à ytå ÒàîJ *>ñe Êü ÆQ Õ 6 ß [Î JA Rı«5Ğ,ƒÎ Ò rõòöù@ui[å6àà\é.@ ßå[ õãqê`-gq]øäö Úc ÅBñ FF«Ÿ³ÇnJ+²9è 1dîÕ ß [ Jç ß û? é Iy «Ğa ë jÿ É.> Jc S[óÂKû&.b ßU"ğf UËAï ̃à7WCŞ5Ÿ u e7æ x Ë6ÃiBQ s *Ôt c ß ~ ]1Œ«Ì Å ka, ¾ q\ ô ÿ ı Ùä E ßå a. PÆ Bí»0üè Aù9Ôa-cuâG O%&»*8ù au^²åoà çlù œï ) ßã 7 59üquòyÅ laxxñ2@<ô î uóá_ ß Î J½ vøä 7Ò]A1Á2 ç4a³ J Qeöo ;ndî?pı ûğ ß [ÑûMø `½ŠXËòŞye ìæ? M¼ èm ş DOĞUBEYAZIT BELEDİYESİ İLE ßx=è Ï YÇŒ5ï{lܱ=tc8 2 ùi±ve:)µš ß [Êã m YÇàù g bå' yü =õä 0 õ esö8 mú [ ßÍ é sêètş sç5àù_ìà N"wL/»«uI èds'šë L ;ù ßÍ :Tü Àû `[Ës8RàBÏ ˆë " ƒøe Ø ÅäÓ_CÏ ù[èj ß~ï BQú ]"ç %²! ùqtánã² ym! Œ³?Ì ïr ßx<ÿWã n5ú ¼ hö L çj Åä çaä = " Ù ù*œ` ÅpDíPû ß!Êã ä Rü ¾ ß ç Å L # Z/ XQİ@ /ó/ ôwo1 ßÁ2Kd)Ò ÚŸâ Pú Ñ.í&é éğs ßkZ Û>Ÿéq ß^=æÿ߈Mf¹Ó äç) ŠíÜ àc 0 õêe9æ2 Yş6ú ß uè7üûƒœa y p ß ˆ0Jc)Ò Yâ ètodìo Ù ågª6`í <ù ³x A#± ßÍ Wús8áŒQjH ßœ{$=WÆ M Ö `%gê,¹œ) zğsµßaéùåã (ŠíÁ wl õ ßÎ XÆ ø½ œz?r ìyû>ô7ãe ˆÀ / ùî# xú ;È*ça ßÍu<åşáú M¼Öï B[å hë-ê eù` îq³ˆi?vköèì / f ß uã Áj.óÑ ÇŒ µ Ï2 ä¹ tö -fg)õ pò_á± ßÍu åşü ß Ôòê - ÉÍ. û ûo œéxµç # ş r ÛêæèC ä ê ßx «pßø½ +&ë uõ³ v" }R GAZİPAŞA BELEDİYESİ İLE TOPLU SZLEŞME İMZALADIK ß8ı ÙûG ]Îw 9ş ZÊŸ+ bïq& 6 õê,è~raî ßáŒ4ûÙûG*C"Ësç5úR À" t 0!ƒX乜 _xú ádğrµz ßRk Jfã:ÿÄ Nnˆ0mú\齟 è¼æév E J ÅãÇ Š^ÁN"7 & ë ßıÂk -ØñÏè uåéslíoü øì/»êår ºñÅ üëx[è¼tw

16 16 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Toplu Sözleşme İmzalıyoruz KIRLI BELEDİYESİ İLE ßÈe ]Ğ{îbê»/Zøk 4QÄGº-Yh N ¾øPqX Y ] ~ ók ßû úb / v$k ÑŠ8ŞŒ 7å,Ò R \ I»$Äò \ * ù é ßóêå t Mê?é]ún D Cí6 GºRß6q«${ ùô V=w² ßóê¼/[yŠı),Wt = NyŠÑnš7«ÖÅõ UÅY ëô-káüã DAĞBELİ BELEDİYESİ İLE ßÚÀúVÁßvE { = 7ğÅT@ &4¹>è z y;v èü A ßú TÇ Ä. Ѓà{ØÄA e)a< j è üÿ¹2kzé<æqÿ ù ßç ¹. ölâ3 * &ƒúêâøc¾v ñ~ô½æø ò ½Ø=úLÖZ z6à% ßÂ7æ³bÛìš èôo[og} æ{¹ ëƒi Ñ Sgğ" â3ˆd Î BALVEREN BELEDİYESİ İLE ßaz%ê X"ªÃ 1îÂ%vK ıòµbhôåuùi±ve:)µš ß [Êã m,f$íuè7~sµ Ä& x B3 jöë ùq5 ú kyû> ß!:ãÑ [²w< Yã $f»h«7aí uiûsvãeòwl fu*œí 5 $ é ßÍ :Tü Àû `[Ës8RàBÏ ˆë " ƒøe Ø ÅäÓ_CÏ ù[èj ßaŒ7 Åb ÑEÉfˆPnŒáè 0 C_ÓFñ[ I ; ß)UÈ<X " Ákß NÁíŠ Ç:f 5Á èê\2t:íf½ö ßÉfÚ $Á_Š ç $Oíş) ù;f "3 ß i öâãmúî <T@3 z üğûzf: Û\ w_gaû Œ 6 8 ßÅJè ø$ïbàsñæ C `ı)œ Jv e@{ JÙRû èê ë ßóÉgÚë ß è± œ ÿ2z! ö1y ÇH X Æ Ë 8âXÏ > VÌ CÕwÇ ßÅ ÜyíÃïñè,Ê İûn u >±% Tñès˱ º K ø3; NİLÜFER BELEDİYESİ İLE ß ê - ˆşt G9*Î è ØûMt6ÍÏb{Íàƒoµ.Ô ß è º Äî Ci Ö*gº c rî é òß c Å âğ q gâàüi ßj7{)œjàVá ÖȪÖä#+8Ã2 ßy'Ó- q? "1Ì SèE1 oé š ^^{ ğ4h] _ NQÛ,Å=ú ß )H¾3 (Ä Ö Ø_ÌNOô T}FL±* ş»e ésä IÚdÛ ßñÏ û! F¹ f Ğ_ ;Ğ tl sö <B ş] í êî nqf4 ßÂ7æ³bÛQÿ è ìø èô1èşiö Ì{ï F ± Ò ßÂmã*Âm;EƲù æiâö «Ñ æ6j_scî ExẂçq ß mãy&œk é=_úêö3ºkåuğ Sğɵƒ«Ú}&É. ø (F ËU ÍW ı/b b SÜLEYMANLI BELEDİYESİ İLE ßÎD 2º m;ò¾e çq K «³FËFú_Ãg 4Hv ßtê f Ëy zàìo } ğè? Ÿúåÿ,* eyöê DwÉPÚ^²ò ßåê?±õÃíc ôqø5 w1ênîõëff«nø]öùïç ø >ê& ß [ÑûMøÆ Êx&9À[AÜqöY { ß {ñ Œ ]ÓI}¼ Ÿ ú1}êºç{d İ$FFêcÜ ßpìº,ÛQ( ğm9ikå²=è İ Z e ƒ&@u ;ÅP ák¼0 ß º/áW$š¼ ösîê öœ,>lêøc Ü0 ç5 Cv Šn ß [Î J»şÌw% ç(ä wş aq!au i >ü *ÍâöÍ!«ı Ù Öcw) ßß Í» û^áš dzäñ4éâ%ı³ën ßBø P(Œï ÅM%şa: ßå[ õãqê`-gcoêöº ìˆõù_ Í s<8üƒ «`prù`õ_ ì ß?Í0åZçù ˆaÌ }èá rku ÑmE b: ~V/ u*@ ß ß [ Jç ßøÃû^7šX0å¾ èùuùé båûvğé~á «J csaöï2 û ßNÄoå Û şmèeaèsşwfl>&:nòkø Vàj9 )ì ßÑ Â :v \4éŸT,hËg2m ß [Ñ *nóiãq ßrÀuŠ5êÂY1Gƒ -Ş gµ- Ì/k΃¼ Óˆ ˆ=ò.j ßpìº,ÛQÍğ w ğ î şkê æ BµY½"6Jw :ÄO9 )ì ßrÃÿ i åå6$ùxq)ş ïçiµæûwoÿmæ> ßå[( Mê? 2¼ CÊ ßÍ» I" ùr+@õ1 meúñßb Ï Å ; zå <*ß ßpìº,ÛQÍğMæÒ. À Î IC $Û Í{àô«ü0cíwV ÚÉSÒ ßÑæ "^Á ß " ½2 é=²a 5 è ê Úc¹ ³tÁo}Ú6_s@ ûm±nø ß " ½2 IÅ èôà Ì 'h 6T ì<ƒ :äşcä5 ³=ÇRÜ-Ü ß5Ñ êm ;v,aö ¼ t ì zí âºp ıõ8t) ŒeÏä ñßb ßå[ õãq Œ;ü øuğüğ IP ±Å ü µ (}9ö ßôÍzÈA¹$âEú]Á$ Î \qj é ßpìº,ÛQÍğ we [3 Ĉ < ]q <Q š$ 8ÂM aëû ß!½rÕ8q&ÿb,êh%Ú³Ë ß ø Â% ܵjÍ0 â ó áe tm% ĞHÀ+ ß " 0 û éyğ¼wş ùì º ßøÑ4éÂı³ n#9t ßl½ ƒ¼qj kc» T-âE ÅYÚ³h V¹ k ÕÃ& >S èd W/åH ßôÍ ıvîyäàu*çğ)ş óãüåùró a:u*@ ß Ø<P) ARDANUÇ BELEDİYESİ İLE ßÑ4 phı ^6ëO U- AèÄëV ]6ÄÛê çbğ ld ÄıÖ9M& ßÑ4 phı Ò5n# M O(Ù ÔMÅ0 îç*? Ğ šsöu ß L K Ø<ñ» VÎ F K$ `8îO(Ë C» I :ùrgê ß ß?EÆÏ P ø ² 4 Tû ş bãì më ² { Ø " ñ T ßÑ4 s dœÿ üõšÿø;ûú=î ß:P= yr Fû È V/. µéfê çœÿ í)ş jc _Ê {T, ßÎãzèòË FªH!ÖòÊ T â¼ J_¹ Gø " :À é oh ßC" Ìå2eBuÈüQºxû ¼ğS ÎŞ1ï ~² ½ ß ß^6ìO ĞÍ»pH 9u f?ôí0åú]-ºo$ı9œõ8íû>t ßò¾6 Ò Z3è z/ád%şö u*?íb;ìäzrê Wm 2ç tm& ß [¾?,hëÄc±) ßÎãa9K Ù๠\5 ÓÛ Œ W/7ÅÚâ p%ıöşaöy29' cß ŸxÛ> p `ØQ»wÚ³y.gÊ-B~3 3èùÙ ßôÍzÈA¹$â» ^6šÕ F[4 Ó ßP)e=+ég NêŸwçB~á `9î Ü?ÇŸxPÁˆ k êãxqfw ß \óº ö/ U.ß oè$ù±fê-â Z kºogüõ8q byçÿxq¼ j ß^(d ß» Ğ3 İ èd Ör'<ŸØ\ªƒ[4 º H }Íß ŠÙ±Šb ßäŸèJá ] ½v» ;Ä _ œı ü ß?ù>Wœá ¾9ó ÀWÓ &àw ß F [¾sˆõCôÍ ~3o ú ën'šíæ)şó 7Å( î*ß $ü²g 1 ß ³ ÀÑ ö è} èú+<mçøé Î äõ«õqv ĞBI[ ' R@ó ß:ïS î*ßcøæ ± båûv+g2 1 I èk =òê. ô ßğÈ ³+g ÜxQçe>S èd 0ÌÅZo$`Ãœt* T-â Ò5 M ßç " ìo N'ÿØç T X0 lï š}ë }U.¼ {ş ˆ- F Å ß 1âEÓ«ƒ ü±ší Ûê x. iì kd Ğ :v+ ß^( îr ß ÚŸ Ò é Wp5ú fkm?' 0çt VEà ß ÚŸ Ò Ñz ÅŠOÛõ çad ŠìÁM g< óäoiû Õ7à à ß!æê90õûõ D]"Ëtq ù*ş í îâìx ßñ {$é ƒ,ñš_$óh{üiësgôìn± o zÿaä& x ßÍu åşü ß` ";ªo N¹~'vÙeIÕ8Ä' mï$ù[ P%k?" thwl õ ßÎ XÆ ø½ œz?r ìyû>ô7ãe ˆÀ / ùî# xú ;È*ça ßÍu<åş vè9â Rk - ğû kî0 Ûõ ƒ[/ ôét XºèñÆqI / f ß uã Áj.óÑ :ÿo^à N û c7çj 6nP B évøç ßÍu åşü ß êqüz y _ÊgÓ ]S Ş Åû x ã ç g N Sı 3 Ö ßx «pßø½ +&ë uæõ ßñšDÑ É Î Vo4Ny>ôk[¾ õå wúf;êá çïr ën ¾ õê,è ß!Êã ä n3²#çª ó } hëwfç*şs B1 ßÎäkò'=p([ âø+ùå~ i s7ğju kçä³ dôìè ß uè7üûƒœa y p BAHÇELİ BELEDİYESİ İLE ßx WÅû i»ôíe$góè* îñ] " Z¼ ãò^3 ß [Êã mm e Ğx=sÖ f çiö8äõ7 mp?! 0 õ eè* ß!:ã:ÿÄà üá LhÅ*j Y溜HqF)µ P³ êí êeçt(ô6ã&ˆ ßÍ :Tü Àû ` `'Ğ ¹éğ}) _ÂO#x ç¼êóânrş³j ù ß 4Ş5Ş úáj/ôùbhvø;_ z[³?.»èsÿœáğ P%ùè d ßú Å*Ó{@ ]]ÎÉÅU dó _4# ÙfÈ+ÿbpÒ { ßÍ WÕ ïg y$íõåä püë BİSMİL BELEDİYESİ İLE TOPLU ÖZLEŞME İMZALADIK vù «`ÃxQ çb{şc Áú ˆ`ÄœQçğ ß ËĹõ΃& Äz/ G 1âE çe~3k \ Õ æ )ÛF Ï ß éû Kûc áàôgzí 5óŠ\ê gw Ç;n Î ~é M] k ı0; é ßÚ²gÊÄ ø4 L K 9îÇ* ôâ»ph avù Å6ë yµq i~wºó ß{ f? ވ`9 ˆl 'ŠcÆ)Şzİó.ã ã M Å ß,e=ò½ Q» ºpH«`v+ Ãœÿ çé~á «Û ôw/½vo' ßOÇ@«i Zè#Ù¼ I_7šÖ ßæü5ÂØçeî X¼WåHıvO æ¾ L% ùr*ß ô ¾!Ä'Ü? sl%ı ßOÇ@«iBóÌ Ö dzrµñ ß ğé~ H!hÒ5 Ñ _ óëäy2 Í1 léœez/8í&ÿ íp) ßÚèDùí&ş e=n&šbûwåzrõ <O( kd$sëcî Î [q& ì ßÚèòU.»Ğ ^ L ãf[işaäzèòëäø±šboùéù ]' µéc ß ïšs( Ô aïè+àõx1 m pô èá {0 öï \FÔ7îÆŸx?é~é ßÚ=Qâ è$ ß!oÒ5Ãü_Ê çü É W0ğÉ~ı OŠ?õª Wó Ä K êÿ ğé~ ßÚèò ibë u 3 n 9uØ

17 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK Yerel Yönetimlerin Sahipsiz Kahramanları yürütülmesi uymayanlar hakkında yasal işlemler yapmak ve caydırıcılık etkisini sağlamak, kent içinde toplu taşım araçlarının izin ruhsat ve denetim işlemlerini yapmak, düzenli hizmet vermeleri denetlemek, yasalarda Belediyelere verilen ulaşım trafik hizmetlerini yapmak, cadde ve sokaklarda seyyar satıcılık ve dilencilik yapanları men etmek, başı boş hayvanları kent içerisinde dolaşmalarına mani yönünde ısrar ediyoruz. Bakınız bu uygulamaolmak, bu konuda ilgili müdürlüklerle koordineli çalışmayı sağlamak, tüketicinin en çok da ihtiyaç duyduğu semt pazarlarında rahat alış veriş yapmalarını ve denetim altında içerisinde izin kullanmadan çalışanların psikotutmalarını sağlamak, Belediye hizmetlerini bir bütün olarak ele alarak Belediyeler arası iş birliği yapmak, yaygın ve etkili zabıta hizmetlerini sunmak, Belediye Başkanlarının emirlerini Belediye Encümeni ve Belediye Meclisinin kararlarını takip uygulamasını zamanında yapmak, hava ve çevre kirliliğine karşı aktif önlemler almak, görsel ve fiziki kirliliğine karşı aktif önlemler almak, kültür ve tabiat varlıklarını umuma mahsus eğlenme dinlenme alanları parklar ve yeşil alanları görevimizi bu olumsuzluklara rağmen ifa etmekteyiz. Bir an önce zabıta teşkilatına yıpranma hakkının verilmesi gerekir. Zabıtalar Maliye Bakanlığının fahri müfettiş konumundadır. Bu meslek grubuna yıllardır verilmeyen mesleki tur. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok ülkede yıllardan beri var olan bu hak Türkiye çapında görev yapan 50 bin zabıta teşkilatı personeline yıpranma hakkı ve bu güvence sağlanmalıdır. T.B.M.M.'sinde bu konuyla ilgili komisyon kurulmalı üzerinde titizlikle durulmalıdır. Ayrıca her ne kadar Meclis kararlarında fazla çalışma ücreti olarak belirtilmekte ise de, yukarıda açıklanan konulardan dolayı çalışma- sının saatlerle sınırlanmadığından maktuen G Zabıtalar ünün 24 saatinde devamlılık gösteren zabıta hizmetlerinde çalışan personele Belediye Meclisinin Önerisi korumak, zarar verenler hakkında yasal işlemler T.B.M.M.'sinin kararı ile tespit edilen miktar yapmak, kent halkının dilek istek ve fazla çalışma ücreti ödenmektedir. şikayetlerini yerinde ve zamanında değerlendir- Dini ve ulusal bayramlarda diğer memur- mek, rehberlik hizmetleri sunmak, sebze ve ların tatil yaptığı, gezdiği, tarihlerde hafta tatili meyveleri kente giriş denetimlerini günün 24 olan Cumartesi ve Pazar günleri, merasimlerde, saatinde sürdürerek toptancı hale girişi sağla- karşılama, uğurlama ve sportif gösterilerde, mak, Emlak Ç.T.V. Asfalt İştirak Payları, ilan Belediye sınırları ve mücavir alanlarda oluşan reklam harçları, İmar Cezalan, hasar tespitleri ve oluşabilecek suçları önleyici tedbirler olarak ile ilgili belge ve bilgilerin mükelleflere suçlular hakkında yasal işlemler yapmak, kent ulaşmasında ve tahsilatında ilgili birimlerle içerisinde faaliyet gösteren sıhhi ve gayri sıhhi koordinasyon görevi üstlenmek, daha yüzlerce iş yerleri ile çevre, alt ve üst yapı izni, izinsiz görevimizin olduğunu buraya kadar bir yapılaşma, tüketicinin korunması, beslenme miktarını anlatmaya çalıştığımız görev ve gıda ve temizlik faaliyetlerinin denetlenmesinin ödenen ücretin tazminat olarak değerlen- dirilmesi gerektiği ülkede yaşanan ekonomik zorunlulukların zabıta çalışanları da geçim sıkıntısına soktuğundan zabıta personelinin bu sıkıntılarda en az etkilenmesini sağlamak için %70 + %25 oranında artırılması çalışanlara biraz olsun ekonomik rahatlık sağlayacaktır. Örneğin; Görevini yaparken görevini yerine getirmeye çalışırken pazarcıdan ve esnaftan dayak yemesi, kilo yemesi halinde hastaneye giderek tedavi görmesi halinde ve doktor tarafından hastaneye yatırılması ve rapor vermesi halinde bile sahip çıkılmamakta ve mesailerimiz kesilmektedir. Çalışmayana mesai verilemeyeceği öne sürülmektedir. Ama aynı mantıkla hareket edilirse çalışmadan maaşlarında verilmemesi gerekecektir. İşte Türkiye çapında 50 bini aşkın zabıta personeli bizler bu uygulamaların kaldırılması larla zabıta çalışanlardan yılını doldurmuş hiç izine çıkmayan ve çıkamayan sorumluluklarımızı zor koşullarda ve tüm olumsuzluklara rağmen çalışma saatlerine bağlı kalmadan günün koşullarına göre fazladan çalışmaktayız ve görevlerimizi yerine getirmek- teyiz. Çalışırken de işin güçlüğü morallerin bozukluğu yaralanma hakarete maruz kalma, sakat kalmamız ve hatta ölmemiz pahasına görev yapmakta olup, bu görevi yaparken de kendimizi koruyacak ve kollayacak hiçbir güvencemizin olmadığı gibi görevin zorluğu ile zabıta memurlarının mevcut olduğu, bu süre lojik ruhsal durumunun ne olacağı ve çalışmasında ne derece verim alınacağı düşündürücüdür. İzine çıkan insanın, hastalanıp hastaneye yatan insanın, rapor alan insanın parasını keserek dinlenmesini ve tedavisini yaptırmasını engellemek insan haklarına aykırı olduğu kadar da çağ dışı uygulamadır. Sonuç Olarak; Zabıta teşkilatına bir an önce İçişleri Bakanlığı sahip çıkmalı, sahipsiz bırakılmamalı, maktuen ödenen miktar %25 arttırılmalı, bir an evvel zabıtaya yıpranma hakkı verilmeli, yıllık izinlerde, hastaneye yıpranma payı verilmesi tarihi bir sorumlulukyatışlarında, rahatsızlaştığı zaman almış olduğu raporda mesaileri kesilmemelidir. İşte bunlar Türkiye çapında 50 bini aşkın zabıta personelinin ortak talebidir. İbrahim AKKAYA Mamak Baş Temsilcisi

18 18 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK 2006 Şiddete Karşı Sığınak, Sığınaksız Bir Yaşam İçin Eğitim iyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik alanların bütününün erkek egemen- Sliğinin altında olduğu göz önüne alındığında, böylesi bir toplumsal yaşamda kadına yönelik şiddet olgusunun yaygınlığı ve ulaştığı boyut da bizi yanıltmamalıdır. Bunun yanı sıra cinsler arası ilişkilerin de eşit bir temel üzerinde şekillenmediği bir toplumda kadına yönelik şiddet sürekli kendisini yeniden üreten bir davranış biçimi olarak çeşitli şekillerde yerini almaktadır. Fiziksel şiddet, psikolojik, sözel veya duygusal şiddet, toplumsal yaşamdan izole etmek, cinsel şiddet gibi çeşitli şekil ve biçimlerde kadına yönelik şiddet uygulanmaktadır. Birleşmiş Milletlerce Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi yayınlamıştır. Bu Bildirgenin 1. maddesinde kadına yönelik şiddet ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel,cinsel ve psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma olarak tanımlanıyor. Kadına yönelik şiddetin pek çok farklı biçiminin oluşu ve bu konuda yeterince bilgi sahibi olunmamasından kaynaklı hem kadınlar hem de erkekler arasında yapılan değerlendirmelerde yanılgıya da yol açmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalarda şiddete uğrayıp uğramadığı ya da şiddet uygulayıp uygulamadığı sorusuna refleks olarak hayır cevabının verildiğidir. Soru detaylandırıldığında ise önce şiddete uğramadığını söyleyen kadınların şiddetle tanıştığı ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalardaki kadınların değerlendirmesine göre, kendi adına kararları eşinin veriyor olması, bağırılıyor ve aşağılanıyor olması, maaşını kocasının çekiyor olması veya arada bir tokat yiyor olması şiddet görmek anlamına gelmiyor. Yine aynı araştırmalarda kadınların en çok güvendikleri yakın çevrelerindeki kişilerden şiddet gördükleri de ortaya çıkmıştır. Ev içi şiddet, şiddet vakaları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye'nin muhafazakar toplumsal yapısı, kadına bakış açısı, gelenek ve görenekleri, kadına yönelik şiddetin temellerini oluştururken, töre, namus ve utanma duygusu gibi etmenler ise toplumda şiddetin ulaştığı boyutu ve yaygınlığını gizlemektedir. Yoksul, gelir ve eğitim düzeyi düşük olan kesimlerde şiddetin daha yaygın olduğu doğru olmakla birlikte eğitim, sınıf ve kültürel erişkinlik gözetmeksizin her kesimden kadın şiddete maruz kalmaktadır. Şimdilik şiddet görmeyenler ise tehdit altındadır. Çünkü toplumumuzda şiddet kültürü her gün kendisini yeniden üretiyor, şiddet hoş görülüp kabul ediliyor. Bunun izlerini en çok izlenen televiz- yon haberlerinde, dizilerde de görmek mümkün. Yasalara rağmen devletin korumada yetersiz kalması sonucu şiddet yaygınlaşıyor, engellenemiyor, kadının yaşama hakkı bizzat devlet ve kurumları tarafından ihlal ediliyor. Son dönemlerde önemli yasal düzenleme- ler yapılmasına rağmen yapılan bu değişikliklerin kağıt üzerinde kaldığı, gündelik hayatımıza nüfus etmediği de bir gerçekliktir. Yasal düzenlemelerde kadınlar lehine elde edilen bu kazanımların toplumsal yaşantımıza yansıması için gerekli olan altyapının hazırlanması ve kadına yönelik bakış açısının değiştirilmesi yönünde çok yoğun çaba sarf edilmesi gerektiği açıktır. Ailesi ve toplum tarafından kuşatılmış, ekonomik bağımsızlığı olmayan ve şiddet gören bir kadının başvurabileceği kurum sayısı yok denecek kadar azdır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı 14, belediyelere bağlı ise 26, toplam 40 sığınak bulunuyor. Hükümet Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı yetiştirme yurdu, çocuk yuvası, huzur evleri, kadın sığınma evleri, rehabilitasyon merkezleri, aile danışma merkezleri ve gençlik evlerinin il özel idarelerine oradan da belediyelere devrini öngören yasal düzenleme hazırlıkları içerisinde olduğu bilinmektedir. Dolayısı ile SEKA'nın bitişi gibi bir sürecin SHÇEK'e de yaşatılacağını tahmin etmek için medyum olmaya gerek yok. Bu noktada belediyeleri mercek altına alacak olursak tablo pek de iç açıcı değil Sayılı Belediyeler Kanunu'nda belediyenin görev ve sorumlulukları 14.maddede düzenlen- miştir. Bu maddenin a fıkrasının son cümlesinde büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 'i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar denilmektedir. Ancak son nüfus sayımına göre nüfusu 'in üzerinde olan belediyelerin yaklaşık % 10'u bu görevini yerine getirmektedir. Nüfus artışı dikkate alındığında ise bu oran daha da aşağıya düşmektedir. Anlaşıldığı üzere kadın sığınaklarının açılması görevi, rant sarmalının içine girmiş belediye yönetimleri tarafından yerine getiril(e)miyor. Şiddet gören kadına toplumumuzun bakış açısı da kadının üzerindeki toplumsal baskıyı arttırmaktadır. Çözüm ise o sihirli sözcükte eğitim şart. Şiddet gören kadını, kadının yeri evidir diyerek evine gönderen karakol polis- lerini, yedi günlük iş görmezlik raporu olmaksızın tedbir kararı vermeyen hakimleri, kocandır döver de sever de sana ve çocuklarına kim bakacak diyerek kadını tekrar şiddet ortamına gönderen aileleri eğitmek gerekiyor. Eğitimin yanı sıra şiddete karşı yasal tedbirlerin alınması, tedbirlerde zorlayıcı ve caydırıcı olmak, bu konuda yasalarla belirlenmiş görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeyen kamu görevlilerini cezalandırmak gerekiyor. Bunların yapılmadığı yerde devlet seyirci pozisyonunu koruyarak kadınların yaşam hakkını ihlal etmeye devam edecektir. Hiçbir kadın dayağı, tacizi, tecavüzü, zorlanmayı ve horlanmayı, toplumsal yaşamdan tecrit edilmeyi ve öldürülmeyi hak etmez. Bugün sığınakların çoğaltılması ama yarın ise sığınaksız bir yaşam için mücadele etmek gerekir.

19 TÜM BEL - SEN ARALIK OCAK BAŞSAĞLIĞI 01/11/ /12/2005 TARİHLERİ ARASI MALİ DURUM TABLOSU Üyemiz ve Ankara Büyükşehir Belediyesi itfaiye çalışanı Arif Balta vefat etmiştir. Ailesinin, dostlarının ve tüm emekçilerin başı sağ olsun. Üyemiz ve Ordu Belediyesi Su İşleri Veznedarı Havdine Baş vefat etmiştir. Ailesinin, dostlarının ve tüm emekçilerin başı sağ olsun. Üyemiz ve Trabzon Yıldızlı Belediyesi Muhasebe Müdürü Yahya Aydın vefat etmiştir. Ailesinin, dostlarının ve tüm emekçilerin başı sağ olsun. Üyemiz ve Anamur Belediyesi Zabıta Memuru Mehmet Kesim vefat etmiştir. Ailesinin, dostlarının ve tüm emekçilerin başı sağ olsun. GİDERLER ŞUBELER AVANSI (Geri ödemeleri) MYK - PERSONEL GİDERLERİ Personele ödenen maaş Stopaj ödemesi MYK maaş ödemesi MYK emekli sandığı ödemesi Personel SSK (9.ay) Personel+MYK Yemek Gideri MUHTASAR BEYANNAME ÖDEME GENEL GİDERLER Kargo posta giderleri Telefon haberleşme gid. Kırtasiye giderleri Demirbaş bakım onarımı gid. Şehir içi yol giderleri Şehirler arası yol giderleri Temsil ikram giderleri Elektrik su giderleri Genel merkez kira gideri Küçük demirbaş alımları Personel tazminat ödemesi Mutfak ve temizlik giderleri Havale Giderleri MERKEZ BİNA AİDAT ÖDEMESİ ÜYE DAVA HARÇLARI GİDER. SENDİKALAR ARASI DAY ÖDEMESİ BİNA TADİLAT ÖDEMESİ KON.BAĞ.SEN.BORÇ İADESİ BASIN YAYIN VE İLAN GİDER. ÖRGÜTLENME GİDERLERİ MYK konaklama giderleri MYK harcırahları giderleri Başkanlar Kurulu Giderleri GİDERLER TOPLAMI , , , , , , , , , , , ,00 861, , , ,00 924, ,00 252, , , ,00 960, , , , , , , , , , ,00 AİDAT GELİRLERİ DEVREDEN BANKA GELİRLER , ,00 Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Nermin Sarıbaş ın Babası Halil Sarıbaş vefat etmiştir. Ailesinin, dostlarının başı sağ olsun. BANKA MEVCUDU KASA MEVCUDU GENEL TOPLAM , , ,00 GENEL TOPLAM ,00 Latin Amerika Başkaldırıyor on yıllarda Latin Amerika ülkelerinde birbirinin ardına sol hükümetler seçim- Sleri kazanıyor ve iktidara geliyorlar. Dünya emekçileri büyük bir umut ve heyecanla izliyor gelişmeleri. Şimdilik başkaldırının son durağını Şili oluşturuyor. Eski bir siyasi tutuklu ve sosyalist bir doktor olan Michelle Bachelet, Şili'nin ilk kadın başkanı olarak geçtiğimiz günlerde seçildi. Michelle Bachelet, faşist General Augusto Pinochet döneminde bir tıp öğrencisiyken, annesiyle beraber tutuklandı. Avustralya'da, daha sonra da Doğu Almanya'da 5 yıl kaldı. Başkan seçilmeden önce Savunma Bakanı olarak görev yapan Bachelet, öteki kadın politikacılar gibi, zaten seçkin kocasının ardından politikaya giren birisi değil. Daha önce Sağlık Bakanlığı da yapan Bachelet, işkence görmüş çocukların sağlığıyla ilgileniyordu. Daha sonra bir kadın olarak, Latin Amerika ülkelerinde ilk kez görülen, Savunma Bakanlığı'na atanınca, Şili ordusundan bir tepki beklediğini açıklayarak, Bir kadın, ayrımcı, sosyalist ve tanrı tanımazdım... onların gözünde tüm günahların birleştiği bir kişiydim diyor. Şili ne ilk ne de son olacağa benziyor. ABD'nin arka bahçesi diyorlardı. Arka bahçede yaramazlığa yer yok diyorlardı. Ancak neo liberal dalganın kahredici eşitsiz ve adaletsizliğine karşı daha fazla susamadılar. Kimi ülkelerde köylü hareketleri öncülük etti isyana, kimi ülkelerde diğer toplumsal hareketler. İdeolojilerin sonu, sol-sosyalizm öldü denilen bir zamanda, sol kendi küllerinden yeniden doğuyor. ABD yanlısı hükümetler birbiri ardına devriliyor. Dalga giderek bütün Latin ülkelerini saracağa benziyor. Daha dün Bolivya'ya bir yerli ilk defa başkan oldu, ardından Şili'de bir kadın. Elbette değişim süreçleri kolay gerçekleş- miyor. ABD'de elinden geleni yapıyor. Ancak halkların özgürlük, eşitlik ve adalet talepleri her türlü yol ve yönteme galip geliyor. Başka Alternatif Var! Neo liberalizmden öteye başka bir alternatif daha var. Venezüella, Bolivya, Şili ve Latin Amerika'nın toplumsal hareketlerinin açıkça gösterdiği bir gerçek var ortada. İktidar olanlar her ne kadar kendi içlerinde farklılık arz etse de, kimileri sosyalizmden, kimileri de çeşitli toplumsal eşitsizliklerin giderileceğinden bahsetse de, görünen o ki, artık mevcudun dışında başka bir dünya mümkün.