ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Transkript

1 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Davut Soner AKGÜL ÇUKUROVA BÖLGESİ BUĞDAY EKİM ALANLARINDA KÖK, KÖKBOĞAZI VE SAP ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞININ DURUMU, BAZI BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN HASTALIĞA KARŞI REAKSİYONLARI, FARKLI GÜBRELEME PRATİKLERİ VE FUNGİSİT UYGULAMALARININ HASTALIK GELİŞİMİNE ETKİLERİ BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI ADANA, 2008

2 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA BÖLGESİ BUĞDAY EKİM ALANLARINDA KÖK, KÖKBOĞAZI VE SAP ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞININ DURUMU, BAZI BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN HASTALIĞA KARŞI REAKSİYONLARI, FARKLI GÜBRELEME PRATİKLERİ VE FUNGİSİT UYGULAMALARININ HASTALIK GELİŞİMİNE ETKİLERİ Davut Soner AKGÜL DOKTORA TEZİ BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI Bu tez / /2008 tarihinde aşağıdaki jüri üyeleri tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir. İmza. İmza İmza.... Prof. Dr. Ali ERKILIÇ Prof. Dr. Mehmet BİÇİCİ Doç. Dr. Şener KURT DANIŞMAN ÜYE ÜYE İmza. Prof. Dr. N. Kemal KOÇ ÜYE İmza Doç. Dr. Mehmet Emin ÇALIŞKAN ÜYE Bu tez, Enstitümüz Bitki Koruma Anabilim Dalı nda hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür Bu çalışma, Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF 2005 D4 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tabidir.

3 ÖZ DOKTORA TEZİ ÇUKUROVA BÖLGESİ BUĞDAY EKİM ALANLARINDA KÖK, KÖKBOĞAZI VE SAP ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞININ DURUMU, BAZI BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN HASTALIĞA KARŞI REAKSİYONLARI, FARKLI GÜBRELEME PRATİKLERİ VE FUNGİSİT UYGULAMALARININ HASTALIK GELİŞİMİNE ETKİLERİ Davut Soner AKGÜL ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI Danışman: Prof. Dr. Ali ERKILIÇ Yıl: 2008, Sayfa: 107 Jüri: Prof. Dr. Mehmet BİÇİCİ : Doç. Dr. Şener KURT : Prof. Dr. N. Kemal KOÇ : Doç. Dr. Mehmet Emin ÇALIŞKAN Bu çalışmada, Çukurova Bölgesi buğday ekim alanlarında kök, kökboğazı ve sap çürüklüğü hastalığının durumu ortaya konularak bu hastalıkta rolü olabilen Fusarium türleri belirlenmiştir. Bunun yanında, bu türler içerisinde, patojenik karakterdeki F. culmorum un neden olduğu hastalığa karşı bazı ekmeklik buğday çeşitlerinin reaksiyonları, farklı gübre ve fungisit uygulamalarının hastalık gelişimine etkileri araştırılmıştır. İki yıllık sörvey çalışması ile 135 farklı tarlada, hastalık çıkışı %8-100, hastalık şiddeti % oranları arasında değişim göstermiş ve örnek alınan alanların tamamında hastalığın var olduğu tespit edilmiştir. Hastalıklı bitki örneklerinden Fusarium culmorum, F. equiseti,, F. oxysporum F. semitectum ve F. verticilloides türleri izole edilmiş ve Fusarium cinsinin dokulardaki fungal flora içerisinde %29.4 lük oranla en sık rastlanan cins olduğu görülmüştür. Denemeye alınan 12 farklı buğday çeşitinde hastalığa karşı kayda değer ve istikrarlı bir tolerans gözlenememiştir. Saksı denemelerinde, taban gübresi olarak kalsiyum amonyum nitrat (CAN) veya üçonbeş ( ) in, yirmi yirmi ( ) ye tercih edilmesiyle sap çürüklüğü gelişimi azalmıştır. Üstten yapılan gübrelemelerde amonyum nitrat uygulanan bitkilerdeki hastalık şiddeti üre uygulananlara göre daha düşük seviyede kalmıştır. Tohumlara uygulanan fungisitlerden raxil (tebuconazole), hastalık gelişimini %47.8 lere varan oranda azaltarak en yüksek etkiyi göstermiştir. Bundan başka yeşil aksama 2 kez uygulananlardan flamenco (fluquinconazole) %96.3 e ulaşan oranlarda etkili olmuş ve bunu sırasıyla folicur (tebuconazole) ve duett (epoxyconazole+carbendazim) adlı fungisitler (%93.9 ve %91) izlemiştir. Tarla denemesinde ise tohum ilaçlamaları arasında istatistiksel bir fark görülmemiş ancak bitkilerin tabandan CAN ve üstten amonyum nitrat ile beslendiği ve yeşil aksamdan iki kez folicur ile ilaçlandığı kombine uygulamalar en başarılı sonucu vermiştir. Anahtar kelimeler: Buğday, F. culmorum, çeşit reaksiyonları, gübre, fungisit I

4 ABSTRACT PhD THESIS THE STATUS OF THE ROOT, CROWN AND FOOT ROT DISEASE IN WHEAT GROWING AREAS OF CUKUROVA REGION, DETERMINATION OF CULTIVAR REACTIONS, EFFECT OF SOME FERTILIZATION AND FUNGICIDE APPLICATIONS ON DISEASE DEVELOPMENT Davut Soner AKGÜL DEPARTMENT OF PLANT PROTECTION INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE UNIVERSITY OF CUKUROVA Supervisor: Prof. Ali ERKILIÇ Year: 2008 Pages: 107 Jury: Prof. Ali ERKILIÇ Prof. Mehmet BİÇİCİ Assoc. Prof. Şener KURT Prof. N. Kemal KOÇ Assoc. Prof. Mehmet Emin ÇALIŞKAN In this study, root, crown and foot rot diseases of winter wheat were examined and the possible Fusarium species, which have an important role in disease complex, were determined in wheat fields of Cukurova Region. In addition, the effect of different fertilization practices, fungicide treatments and cultivar reactions were investigated against Fusarium foot rot disease development that caused by F. culmorum. In two-year survey, all of the examined fields were found to be infested with the disease and the disease incidence and severity were ranged % and % respectively. F. culmorum, F. equiseti,f. oxysporum F. semitectum and F. verticilloides were isolated from infected plants and Fusarium was also found to be predominant genus among the fungal genera with the rate of 29.4%. No stable and considerable tolerance was observed in the 12 different wheat cultivars against the disease. In the pot experiments, disease development decreased when calcium ammonium nitrate (CAN, 26% N) or combined fertilizer ( %, NPK) were preferred to % NPK. On the other hand, disease severity was lower with ammonium nitrate (33% N) fertilized plants than that of urea (46% N) fertilized ones, as they applied twice on growing stages. The efficacy of seed treatment with raxil (tebuconazole) reached 47.8% and it was the most effective fungicide when compared the others. When plants sprayed (two times) with flamenco (fluquinconazole), folicur (tebuconazole) and duett (epoxyconazole + carbendazim), the disease severity was reduced by 96.3, 93.9 and 91% respectively. In the field experiment, no statistical difference has been found in fungicidal seed treatments but the combination in which the plants that fertilized CAN plus ammonium nitrate and sprayed with folicur gave the most successful results. Key words: Wheat, F. culmorum, cultivar reactions, fertilizer, fungicide II

5 TEŞEKKÜR Doktora tez konusunu belirleyerek Çukurova Bölgesi Buğday Ekim Alanlarında Kök, Kök Boğazı ve Sap Çürüklüğü Hastalığının Durumu, Bazı Buğday Çeşitlerinin Hastalığa Karşı Reaksiyonları, Farklı Gübreleme Pratikleri ve Fungisit Uygulamalarının Hastalık Gelişimine Etkileri isimli tez çalışmasını bana veren, araştırmaların yürütülmesi, değerlendirilmesi ve yazımında beni yönlendiren ve mesleki eğitimimde büyük emeği olan danışman ve fikir hocam Sayın Prof. Dr. Ali ERKILIÇ a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Diğer taraftan doktora tez izleme komitesinde bulunarak yapıcı ve yönlendirici fikirleriyle katkı sağlayan hocalarım Sayın Prof. Dr. Mehmet BİÇİCİ ye ve Sayın Doç. Dr. Şener KURT a çok teşekkür ediyorum. Ayrıca 2002 yılında aramızdan ayrılan ve yüksek lisans eğitimimde emeği bulunan yüksek lisans tez danışmanım Sayın Doç. Dr. Yeter CANIHOŞ u rahmet ve saygıyla anıyorum. Bölüm olanaklarından yararlanmamı sağlayan Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Başkanlığına ve tez çalışmalarımı parasal yönden destekleyen Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi ne teşekkür ederim. Çalışmalarımın birçok aşamasında zaman ve çaba harcayıp, yakın destek ve ilgisini gördüğüm arkadaşım Zir. Yük. Müh. Bülent GÜVEN e büyük bir içtenlikle teşekkür ederim. Yine, araştırmalarımda emeği geçen diğer arkadaşlarım Yrd. Doç. Dr. Hülya ÖZGÖNEN, Zir. Yük. Müh. Hatice ÇETİN, Zir. Müh. Hilmi MERCAN, Özlem ULU, Serap CERİT (AYDIN), Funda YÜKSEL, Emine GELEBEK, İsmail KARADENİZ, Miyaser YILDIZ, Emine EREN ve Özer ER e çok teşekkür ederim. Sera ve tarla denemelerinde büyük yardımlarını gördüğüm Bitki Koruma Bölümü Araştırma ve Uygulama Alanı personeli Cemal YILDIZ ve emekli personellerden Talip OKUTUCU ve Bekir DAL a şükranlarımı sunarım. Ayrıca manevi desteği ve yakın ilgileriyle her zaman yanımda olan annem Gülüzar AKGÜL, babam Hüseyin AKGÜL ve eşim S. Cansel AKGÜL e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. III

6 İÇİNDEKİLER SAYFA NO ÖZ... I ABSTRACT II TEŞEKKÜR III İÇİNDEKİLER... IV ÇİZELGELER DİZİNİ... VII ŞEKİLLER DİZİNİ IX EKLER DİZİNİ. XI 1. GİRİŞ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hastalık Ekolojisi, Etiyolojisi ve Yaygınlığı Üzerine Yürütülen Çalışmalar Hastalığın Mücadelesine Yönelik Yürütülen Çalışmalar MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Bitki Materyalleri Patojen Gübreler Fungisitler Yöntem Sörvey Çalışmaları ve Fusarium Sap Çürüklüğü Hastalığı nın Bölgedeki Durumunun Saptanması Hastalık Belirtilerine Sahip Bitkilerden Fungal İzolatların Elde Edilmesi Tek Spor İzolasyonu ve Fusarium Kültürlerinin Saklanması Fusarium İzolatlarının Tanılanması Denemelerde Kullanılan Fusarium İnokulumlarının Hazırlanışı Patojenite Testi Fungisitlerin, In Vitro da Fusarium culmorum un Miseliyal Gelişimine Olan Etkilerinin Araştırılması. 34 IV

7 Serada Yürütülen Saksı Denemeleri Farklı Buğday Çeşitlerinin F. culmorum un Neden Olduğu Sap Çürüklüğü Hastalığına Tolerans Düzeylerinin Saptanması Farklı Gübreleme Programlarının Hastalık Gelişimine Etkilerinin Belirlenmesi Tohumlara Yapılan Fungisit Uygulamalarının Hastalık Gelişimine Etkilerinin Saptanması Yeşil Aksama Yapılan Fungisit Uygulamalarının Hastalık Gelişimine Etkilerinin Saptanması Tarla Denemesi BULGULAR VE TARTIŞMA Çukurova Bölgesi nde Buğdayda Kök, Kökboğazı ve Sap Çürüklüğü Hastalığının Ortaya Çıkışı ve Şiddeti Hastalıklı Bitkilerden Yapılan İzolasyon Sonuçları Fusarium İzolatlarının Mikroskobik Karakterizasyonu ve Tanısı Patojenite Testi Sonuçları Fungisitlerin, In Vitro da Fusarium culmorum un Miseliyal Gelişimine Etkileri Saksı Denemeleri İle İlgili Sonuçlar Farklı Buğday Çeşitlerinin F. culmorum un Neden Olduğu Sap Çürüklüğüne Karşı Tepkileri Farklı Gübreleme Programlarının Hastalık Gelişimine Etkileri Tohumlara Yapılan Fungisit Uygulamalarının Hastalık Gelişimine Etkileri Yeşil Aksama Yapılan Fungisit Uygulamalarının Hastalık Gelişimine Etkileri Tarla Denemesi SONUÇ VE ÖNERİLER 81 KAYNAKLAR 84 ÖZGEÇMİŞ. 95 V

8 EKLER 96 VI

9 ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA NO Çizelge 3.1. Denemelerde kullanılan ekmeklik buğday çeşitlerine ait bazı özellikler.. 24 Çizelge 3.2. Denemelerde kullanılan fungisitler Çizelge 3.3. Sörvey yapılan bölgeler ve örnekleme yapılan tarla sayıları Çizelge 3.4. Saksı denemelerinde uygulanan gübreleme programları ve gübre miktarları Çizelge 3.5. Tohum ilaçlamalarında kullanılan fungisitler ve kullanım dozları.. 38 Çizelge 3.6. Yeşil aksam ilaçlamalarında kullanılan fungisitler ve dozları Çizelge 3.7. Tarla denemesinde yer alan faktörler, karakterler ve bunların uygulama dozları Çizelge 4.1. Buğday kök, kökboğazı ve sap çürüklüğü hastalığının, sörvey yapılan yıllara göre, Çukurova Bölgesi ve bölgeye bağlı il ve ilçelerinden elde edilen hastalık çıkışı ve hastalık şiddeti değerleri Çizelge 4.2. Sörvey yapılan yıllara ait bazı meteorolojik veriler Çizelge 4.3. Örnekleme yapılan alanlardan izole edilen önemli fungal cinsler ve izole edilme oranları Çizelge 4.4. Fusarium türlerinin bitkilerde oluşturduğu ortalama hastalık şiddeti seviyeleri Çizelge 4.5. Farklı fungisitlerin in vitro da F. culmorum un miseliyal gelişimine etkileri 63 Çizelge 4.6. Ekmeklik buğday çeşitlerinin F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığına gösterdikleri tolerans seviyeleri Çizelge 4.7. Farklı gübreleme programlarının F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri Çizelge 4.8. Tohumlara uygulanan fungisitlerin F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri Çizelge 4.9. Yeşil aksama uygulanan fungisitlerin F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri VII

10 Çizelge Farklı gübreleme programları, tohum ve yeşil aksam fungisitlerinin tarla koşullarında F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığına etkileri.. 79 VIII

11 ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA NO Şekil (kırmızı) ve 2005 (mavi) yıllarında yapılan sörveylerin örnekleme güzergahları.. 26 Şekil 3.2. Çalışmaların tamamında bitkilerdeki hastalık seviyesinin belirlenmesinde kullanılan hastalık değerlendirme skalası (Wildermuth ve McNamara, 1994).. 28 Şekil 3.3. Muz bitkisi yapraklarında Fusarium kültürlerinin hazırlanışı. 30 Şekil 3.4. Fusarium kültürlerinin inkübe edildiği, ışıklandırılmış özel kabin. 31 Şekil 3.5. a) Otoklav edilmiş danelerin Fusarium spp. ile kolonizasyonu, b) Kolonizasyonu tamamlanmış daneler, c) Kullanıma hazır Fusarium buğday inokulumu.. 33 Şekil 3.6. Serada yürütülen saksı denemeleri Şekil yılında yapılan tarla denemesi Şekil 4.1. Buğday kök, kökboğazı ve sap çürüklüğü hastalığının Çukurova Bölgesi ve bölgeye bağlı il ve ilçelerdeki durumu 47 Şekil yılı buğday üretim sezonuna ait meteorolojik veriler.. 50 Şekil yılı buğday üretim sezonuna ait meteorolojik veriler Şekil 4.4. Çukurova Bölgesi nden izole edilen önemli fungal cinsler ve izole edilme oranları.. 54 Şekil 4.5. Tanısı yapılan Fusarium izolatlarının PDA ortamı üzerindeki görüntüleri Şekil 4.6. Fusarium türlerinin mikroskobik görüntüleri Şekil 4.7. F. culmorum izolatlarının buğdaylarda oluşturduğu hastalık şiddeti (%) Şekil 4.8. F. equiseti izolatlarının buğdaylarda oluşturduğu hastalık şiddeti (%) Şekil 4.9. F. oxysporum izolatlarının buğdaylarda oluşturduğu hastalık şiddeti (%) Şekil F. semitectum izolatlarının buğdaylarda oluşturduğu hastalık şiddeti (%) IX

12 Şekil F. verticilloides izolatlarının buğdaylarda oluşturduğu hastalık şiddeti (%).. 61 Şekil Patojenite denemesinde bazı F. culmorum izolatlarının Adana 99 çeşiti buğday bitkilerinde oluşturduğu hastalık belirtileri.. 62 Şekil Farklı buğday çeşitlerinde F. culmorum un oluşturduğu hastalık şiddeti seviyeleri. 66 Şekil Farklı gübreleme programlarının F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri 68 Şekil Tohumlara uygulanan fungisitlerin F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri Şekil Yeşil aksama uygulanan fungisitlerin F. culmorum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığının gelişimine etkileri 75 Şekil Farklı gübreleme programlarında, yeşil aksam (Duet, Flamenco, Folicur) ve tohumlara (Lamador, Raxil, Vitavax) fungisit uygulamalarının hastalık gelişimi üzerine etkileri.. 80 X

13 EKLER DİZİNİ SAYFA NO Ek 1. Patates Dextroz Agar (PDA) ve Sentetik Nutrient Agar (SNA) 97 Çizelge Ek yılı sörvey sonuçları ve hastalığın Çukurova Bölgesi buğday ekim alanlarındaki durumu 98 Çizelge Ek yılı sörvey çalışmalarında, örneklenen bitkilerden izole edilen fungal cinsler ve bunların izole edilme oranları Çizelge Ek 3. Patojenite testine alınan Fusarium türleri ve bunların Adana 99 çeşiti buğday bitkilerinde oluşturdukları hastalık şiddeti değerleri Şekil Ek yılı tarla denemesine ait bölünen bölünmüş parseller deneme deseni 107 XI

14 1. GİRİŞ Davut Soner AKGÜL 1. GİRİŞ Buğday (Triticum spp. L.), ülkemizde üretimi yapılan tahıl ürünleri içerisinde en büyük paya sahip olan, önemli bir bitkidir. Türkiye nin hemen her bölgesinde buğday üretimi yapılmakta, ekili-dikili tarım alanlarının yaklaşık %50 sinde hububat ürünleri yetiştirilmekte ve bu alanların üçte birinde ise buğday üretilmektedir (Anonymous, 2003). FAO (Food and Agricultural Organization of United Nations) ve Türkiye İstatistik Kurumu nun 2005 yılı verilerine göre Türkiye deki buğday ekim alanı 9.25 milyon hektar, yıllık buğday üretim miktarı ise 21.5 milyon tondur (FAO, 2005; TÜİK, 2005). Bunun yanında, Adana, İçel, ve Osmaniye illerini kapsayan Çukurova Bölgesi ndeki ekim alanı 772 bin hektar, üretim miktarı 2.5 milyon tondur (Anonymous, 2003). Buğday yetiştiriciliğinde bitki hastalıkları ile mücadele üzerinde dikkatle durulması gereken konulardan biridir. Her yıl üretim sezonu sonunda, kullanılacak ürünün yaklaşık %20 sinin buğday hastalıkları nedeniyle kaybolduğu tahmin edilmektedir (Wiese, 1987). Özellikle fungal hastalıkların neden olduğu kayıplar bazen çok ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Buğday ekosistemlerinde var olan fungal patojenlerin neden olduğu hastalıklar; 1- Tohum ve başak hastalıkları, 2- Yeşil aksam hastalıkları, 3- Kök, kökboğazı ve sap hastalıkları olmak üzere 3 bölümde incelenmektedir. Genel olarak bakıldığında, ülkemiz üreticilerinin tohum, başak ve yeşil aksam hastalıkları hakkında belli bir düzeyde bilgi sahibi olmalarına rağmen, kök, kökboğazı ve sap hastalıkları ve bunların önemi hakkında yetersiz düzeyde bilgilerinin olduğu ve hatta birçok bölgede bu hastalıkların varlığının dahi fark edilemediği görülmektedir. Buğday üretilen bölgelerin ekolojisi ve toprak koşullarına bağlı olarak Bipolaris, Fusarium, Gaeumannomyces, Pseudocercosporella, Pythium ve Rhizoctonia cinslerine bağlı çeşitli fungus türleri; buğday bitkilerinin kök, kökboğazı ve sap kısmında yanıklık veya çürüklük benzeri rahatsızlıklara neden olan önemli fungal etmenler olarak bilinmektedirler (Wiese, 1987). Bu etmenler içerisinde Fusarium cinsi funguslar, içerdiği tür sayısının fazla, infekte ettiği konukçu dizilerinin geniş ve dünya üzerindeki farklı ekolojik ortamlarda varlıklarına 1

15 1. GİRİŞ Davut Soner AKGÜL rastlanabilir olmaları nedeniyle ayrı bir öneme sahiplerdir (Booth, 1971). Bu cins içerisinde yer alan Fusarium culmorum, F. pseudograminearum (F. graminearum Grup 1), F. avenaceum, F. acuminatum, F. crookwellense, F. poae, ve Microdochium nivale (F. nivale) türlerinin buğdayda kök, kökboğazı ve sap çürüklüğünden sorumlu esas türler oldukları bildirilmiştir. Bu funguslardan F. graminearum un Grup 1 ve 2 olarak adlandırılmasının nedeni; 1. grupta yer alan populasyonların buğday, arpa ve yulafta kök, kökboğazı ve sap çürüklüğüne yol açmaları, 2. gruba dahil olanların ise buğdayda başak yanıklığı ve mısırda sap ve koçan çürüklüğüne neden olmalarıdır (Wiese, 1987). Yine hastalık belirtilerine sahip bitkilerden izole edilen diğer Fusarium türlerinin ise zayıflık paraziti oldukları bildirilmiştir (Parry, 1990). Patojenik türler, konukçusunun olmadığı dönemleri hasat artıkları içerisinde miselyum, bazıları toprak veya bitki artıklarında klamidospor ve bazıları ise konukçu doku üzerinde ürettikleri peritesyumlar halinde ya da buğdaygil familyasına ait yabancı otların köklerinde parazit halde geçirmektedirler (Purss, 1969; Cook, 1970; Cook, 1980). Buğday tohumlarının çimlendiği dönemden başak çıkışının başladığı zamana kadar geçen tüm zamanlarda, konidiler veya klamidosporların çimlenmesiyle bitki infeksiyonları gerçekleşebilmektedir. Bu infeksiyonlar, çoğunlukla toprağa yakın kökboğazı bölgesi veya kökboğazının hemen alt kısmındaki boğum aralarından (subcrown internode) başlamaktadır. Fide döneminde başlayan düşük seviyedeki infeksiyonlar bitkileri fazla etkilememekte ve bitkiler normal gelişimine devam edebilmektedirler. Ancak, ileri dönemlerde, artan transpirasyona bağlı olarak hızlı bir belirti gelişimi ortaya çıkmaktadır (Beddis ve Burgess, 1992). Hastalığa yakalanan bitkilerin kök, kökboğazı ve sap kısmında şeritler halinde uzayan ya da tüm silindiri tamamen sarmış kahverengi lekeler görülür. Bu lekeler daha çok, sözü edilen bölgelerde ortaya çıkmalarına rağmen infeksiyonun yoğunluğu ve hastalığın seyrine göre bazen yaprak kınları ve gövdede 4. ve hatta 5. boğuma kadar ilerleyebilir. Bazı durumlarda çiçeklenme döneminde yaşanan su stresi ile birlikte bitkilerde beyaz başak oluşumu ve erken ölümler gözlenebilir. Bu belirtileri gösteren bitkilerde, başta su transportunun normal bir şekilde sağlanamaması ve buna bağlı olarak fizyolojik bozuklukların ortaya çıkmasıyla bitkiler normal yaşam süresinden daha kısa bir sürede ömrünü 2

16 1. GİRİŞ Davut Soner AKGÜL tamamlamakta ve ürün veriminde önemli düzeyde azalmalar meydana gelmektedir. Hastalığın şiddetli olduğu bölgelerde ürün azalışının zaman zaman %50-70 düzeylerine ulaştığı kaydedilmiştir (Cook, 1968; Booth, 1971; Hill ve ark., 1983; Mihuta-Grimm ve Forster, 1989; Smiley ve ark., 1996; Hekimhan ve ark., 2005). Buğday kök, kökboğazı ve sap çürüklüğü hastalığı ülkemiz dahil dünyada buğday üretiminin yapıldığı hemen her bölgede yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Özellikle monokültür hububat tarımının yapıldığı alanlarda topraktaki inokulum yoğunluğu zamanla artış göstermektedir. Hastalık yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde hasadın ardından inokulumun yarısı toprakta kalmakta ve bu inokulum 2 yıl süreyle topraktaki varlığını sürdürebilmektedir (Inglis ve Cook, 1986). İklim, toprak koşulları, üretim yapılan bölgenin ekolojik ve coğrafi özellikleri hastalık yaygınlığını, hastalık şiddeti ve verim seviyelerini etkileyen en önemli unsurlardır. Bunların yanı sıra o bölgedeki ürün deseni, ekimi yapılan hububat çeşitlerinin hastalığa gösterdikleri tolerans düzeyleri, gübreleme, toprak işleme ve fungisit kullanımı gibi faktörler de sözü edilen olumsuzlukların seyrinde önemli rol oynamaktadırlar. Patojenle bulaşık olan bir alanda, bitkilerin infeksiyona yakalanma olasılıkları çok yüksek olmakla birlikte hastalığın seyri toprak ve bitkideki su potansiyeli ile yakından ilişkilidir. Kök ve kökboğazındaki dokulardan ya da yeni kök taslaklarının çıkış yaptığı sırada oluşan küçük yırtıklardan başlayan infeksiyonlar, hava sıcaklığı veya yağışlara göre hastalık şiddetinin hangi düzeyde olacağını belirler. Özellikle başak çıkışı ve çiçeklenme aşamasında hava sıcaklığı yüksek ve topraktaki su içeriğinin düşük olduğu durumlarda hastalığın çok şiddetli olabileceği bildirilmiştir (Cook, 1986; Beddis ve Burgess, 1992; Smiley ve Patterson, 1996). Bugüne kadar yetiştiriciliği yapılan buğday çeşitleri içerisinde Fusarium sap çürüklüğü hastalığına tam dayanıklı bir çeşitin varlığına rastlanamamıştır. Dayanıklılığı incelenen buğday çeşitlerinde patojen infeksiyonları önlenemezken, patojen gelişiminin sonraki aşamalarında ortaya çıkan kahverengileşme seviyeleri, farklı buğday varyetelerine göre değişiklik göstermekte, tolerans düzeyi yüksek olanlarda sap çürüklüğü gelişimi daha düşük olmaktadır (Klein ve ark., 1985; Wildermuth ve McNamara, 1994). 3

17 1. GİRİŞ Davut Soner AKGÜL Modern tarımda, bitkilerin beslenmesinde vazgeçilmez bir besin kaynağı olan gübreler, bir yandan ürün artışı sağlayabilecekleri gibi diğer yandan bu gübrelerin kimyasal formları ya da uygulama dozları bitkilerdeki hastalık oluşumu üzerine önemli etkilere sahiptirler (Smiley, 1975; Elmer ve Ferrandino, 1994). Yıllık yağış miktarının yüksek olduğu bölgelerde, azotlu gübrelerin gereğinden fazla kullanılmasıyla bitki dokuları gevşek bir hal alarak, buğday gibi bitkilerde vejetatif gelişimin ileri dönemlerinde yatmalar meydana gelebilmekte veya patojenlere karşı bitkilerin duyarlılığı artabilmektedir (Colbach ve ark., 1997). Diğer taraftan yağış miktarının az olduğu bölgelerde aşırı azotlu gübreleme ile vejetatif gelişim artmakta ve buna bağlı olarak artan transpirasyonla birlikte bitkilerde su stresi yaşanmakta ve Fusarium cinsi fungusların bitkideki gelişimi teşvik edilerek şiddetli hastalık gelişimi ortaya çıkmaktadır (Cook, 1986). Bundan başka buğday gübrelemesinde, azotlu gübrenin uygulama miktarından ziyade, gübre formunun hastalık gelişiminde daha büyük bir rol aldığı öne sürülmektedir. Nitrat (NO 3 ) formunda verilen gübrelerin buğdayda Fusarium sap çürüklüğünü azalttığı ancak amonyum formunun ise hastalığın artmasına neden olduğu bildirilmektedir (Smiley ve ark., 1972; Agrios, 1988). Azotlu gübrelerin bu ve buna benzer olayların gelişimi üzerine etkileri bunların; bitki büyümesi, bitki salgıları, konukçu dayanıklılığı, toprak ve rizosfer ph sı gibi etkenlerin yanı sıra topraktaki mikrobiyal populasyona etkilerinin de içinde bulunduğu karmaşık olayların sonucunda meydana geldiği bir gerçektir (Byther, 1965; Couch ve Bloom, 1960; Schrot ve Hildebrand, 1964; Huber ve McKay, 1968). Buğday hastalıkları ile mücadelede, kültürel tedbirlerin yetersiz kaldığı veya çevre ve iklim koşullarının hastalık gelişimi için uygun olduğu durumlarda, fungisit kullanımı kaçınılmaz hale gelmektedir. Daha önceleri, tohum veya toprak kökenli bulaşıklık nedeniyle başaklarda ortaya çıkan sürme (Tilletia sp.) ve rastık (Ustilago sp.) hastalıklarına karşı, konvansiyonel ya da sistemik fungistlerle yapılan tohum ilaçlamaları, buğday hastalıklarına karşı yapılan kimyasal mücadelenin neredeyse tamamını oluştururken, son yıllarda külleme (Blumeria graminis), septorya yaprak lekesi (Septoria tritici), pas (Puccinia spp.) veya Fusarium başak yanıklığı (Fusarium graminearum) hastalıklarına karşı özellikle sistemik etkili fungistlerle 4

18 1. GİRİŞ Davut Soner AKGÜL yapılan yeşil aksam ilaçlamaları, buğday hastalıklarıyla savaşımda önemli bir strateji haline gelmiştir (Verreet ve Klink, 2001). Sistemik özellikteki fungisitler tohumlara ya da yeşil aksama uygulandıklarında doku içerisine nüfuz etmekte ve daha sonra bitkinin diğer bölümlerine xylem veya floem yoluyla taşınabilmektedirler. İnfeksiyon öncesi veya sonrasında fungisitlerle temas eden fungal yapıların gelişimleri bir süre sonra sekteye uğramakta ve bunun sonucunda hastalıkların ilerleyişine engel olunmaktadır (Solel, 1970). Buraya kadar bahsedilen bilgiler doğrultusunda bu doktora tez çalışması ile, Çukurova Bölgesi buğday ekim alanlarında kök, kökboğazı ve sap çürüklüğü hastalığının çıkışı, yaygınlık oranı ve hastalık şiddetinin ortaya konularak bu hastalığın etmenlerinden biri olan Fusarium cinsi funguslardan, bölgemizde var olan türleri saptanmaya çalışılmıştır. Sörvey çalışmaları ile yaygınlığı ve virülensliği yüksek olduğu belirlenen bir Fusarium türü esas alınarak, bu türün yol açtığı sap çürüklüğü hastalığına karşı, bölgemizde yaygın olarak yetiştirilen buğday çeşitlerinin reaksiyonları, çeşitli gübreleme pratikleri ve buğday tohumları ve yeşil aksama yapılan farklı fungisit uygulamalarındaki etkinlik seviyelerinin araştırılması, bu tez çalışmasının esas amaçları içerisinde yer almıştır. 5

19 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Buğdayda kök, kökboğazı ve sap çürüklüğüne neden olan fungal etmenler içerisinde Fusarium cinsi funguslar büyük bir öneme sahiptir lu yıllarda ilk kez Amerika da varlığına rastlanan bu hastalığın daha sonraları Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya kıtasında yer alan ülkelerde de var olduğu bildirilmiştir (Burgess ve ark., 2001). Sözü edilen yerlerde, hastalığın fark edilmesiyle beraber hastalığın etiyolojisi, ekolojisi ve yaygınlığına yönelik araştırmalar başlatılmıştır. Yıllık yağış miktarının az, arazilerin eğimli ve buğdayın ağırlıklı olarak yetiştirildiği bölgelerde başlayan çalışmalardan bazıları aşağıda paragraflar halinde özetlenmiştir Hastalık Ekolojisi, Etiyolojisi ve Yaygınlığı Üzerine Yürütülen Çalışmalar Amerika nın Kuzeybatı Pasifik Bölgesi nde yürütülen bir araştırmada buğday sap çürüklüğüne neden olan fungusların öncelikle F. culmorum ve daha sonra F. graminearum ve F. avenaceum türleri olduğu saptanmıştır. F. graminearum ve F. avenaceum türleri hasat artıklarında miselyum formunda kışlarken F. culmorum türünün daha çok klamidospor formunda kışladığı tespit edilmiştir. F. culmorum türünün infeksiyonlarıyla bitkilerde gözlenen kök azalması belirtileri, diğer iki türün neden olduğu aynı belirtilere oranla daha şiddetli olmuştur. Her gram toprakta 300 adet F. culmorum propagülünün bulunması durumunda 35 birimlik buğday ürünü elde edilirken bu sayı 3000 e çıktığında 29 birimlik bir ürün miktarı elde edilmiştir. Aynı şekilde bitkilerde beyaz başak oluşturma yüzdesi ilkinde %10-15 iken diğerinde %35-50 olmuştur (Cook, 1968). F. culmorum un saprofitik kolonizasyonunu etkileyen faktörler arasında toprak sıcaklığı, toprak su içeriği ve su potansiyelinin yanında patojenin topraktaki populasyonu ve saprofitik özellikteki diğer fungus cinslerinin etkili olarak rol oynadığı bildirilmiştir. Patojen populasyonu her gram toprak için propagul seviyesinde, toprak sıcaklığı C arasında, toprak su potansiyeli -60 ile -90 bar arasındaki bir seviyede olduğunda maksimum düzeyde saprofitik kolonizasyon gerçekleşirken, Alternaria, Aspergillus, Cladosporium, Penicillium ve Stemphylium 6

20 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL cinsi fungusların daha önceden hasat artıklarını istila etmesi sonucu F. culmorum un bu dokuları kolonize etme oranı önemli düzeyde düşmüştür (Cook, 1970). F. culmorum ve F. graminearum türlerinin her ikisi de makrokonidilerden klamidospor oluşturabilmektedir. Bunun dışında F.culmorum un hifsel şişkinliklerden klamidospor oluşturduğu gözlenirken F. graminearum un bu mekanizması ispatlanamamıştır. Makrokonidilerden oluşan klamidosporlar incelendiğinde F. culmorum un klamidosporları diğerine göre daha dayanıklı bulunmuş ve daha uzun süre topraktaki canlılığını sürdürebilmiştir (Sitton ve Cook, 1981). Amerika nın Colorado ve Wyoming eyaletlerinde yapılan iki yıllık bir çalışmada kök ve kökboğazı çürüklüğüne neden olan fungal etmenler incelenmiştir. İzolasyonlardan elde edilen 852 farklı fungal izolattan 408 inin patojenik olduğu saptanırken bunlardan Bipolaris sorokiniana türü %34 oranında elde edilmiştir. Bunlardan başka Fusarium acuminatum, F. avenaceum, F. culmorum, F. equiseti, F. graminearum, F. oxysporum, F. sambucinum, F. solani ve F. tricinctum türlerini içeren Fusarium cinsi funguslar %55 lik bir oranda izole edilmişlerdir (Hill ve ark., 1983). F. culmorum konukçusunun olmadığı dönemleri toprakta klamidospor formunda geçirmektedir. Hifsel ve makrokonidiyal hücrelerdeki hücre çeperlerinin kalınlaşmasıyla oluşan klamidosporlar toprakta 3-4 yıl süreyle canlılıklarını sürdürebilmektedir. Toprak içerisinde hifsel klamidosporlara göre 9 kat daha yoğun halde bulunan endokonidiyal klamidosporların organik maddece zengin olan toprak yapısında daha kısa ömürlü olduğu bildirilirken, buğdayda F. culmorum un yol açtığı sap çürüklüğü hastalığının problem olduğu bölgelerde 1-2 yıl süreyle yapılacak ekim nöbeti ya da nadas yönteminin bu hastalığın kontrolünde fayda sağlayamadığı ve bu sürenin en az 3-4 yıla çıkarılması gerektiği ifade edilmiştir. Bunun yanında buğdayın ardından ertesi yıl yapılacak olan yulaf ekimi, patojenin eşeysiz spor oluşumunu yüksek oranda teşvik edeceği ve propagul miktarını arttıracağı için bu ürünün ekiminde dikkatli olunması gerektiği vurgulanmıştır (Inglis ve Cook, 1986). Windels ve Holen, (1989) Amerika nın Minnesota Eyaleti buğday ekim alanlarında 3 yıl süreyle yaptıkları sörvey çalışmalarında kökboğazı ve daha alt 7

21 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL kısımlarından izolasyonlar yaparak hastalığa yol açabilecek fungal populasyonları incelemişlerdir. İzolasyon sonuçlarına göre Bipolaris sorokiniana %76 lık oranla en çok izole edilen tür olarak belirlenirken, bunu Fusarium cinsi funguslar takip etmiştir. Bu cinse ait türler içerisinde F. graminearum (Grup 2) %16, F. culmorum %6, F. acuminatum %3, F. poae %2 ve F. avenaceum %1 lik oranda izole edilmişlerdir. Patojen olabilecek bu türlerden başka dokular etrafında Alternaria, Aspergillus, Epicoccum, Nigrospora, Penicillium, Pythium, Trichoderma ve Rhizoctonia cinsi fungusların gelişim gösterdikleri bildirilmiştir. F. graminearum Grup 1 ile bulaşık olan buğday tarlasında hasat artıkları yok edilmeden ertesi yıl yeniden buğday ekildiğinde, bitkilerin çoğunlukla kökboğazı bölgelerinden başlayıp yukarı doğru olan kısımlarında infeksiyonların yoğunlaştığı belirlenirken, hasat artıklarının toprağa karıştırılmasıyla infeksiyonların daha çok koleoptil ve kökboğazı boğum arası (subcrown internode) bölgesinde ortaya çıktığı gözlenmiştir. Her iki durumda hastalık çıkışı belli oranlarda gerçekleşse de öncelikle toprak üstü kısımların erken dönemde infekte olmasıyla beyaz başak oluşumu ve bitkilerdeki hastalık şiddeti değerlerinin diğer infeksiyon şekline oranla daha yüksek seviyelerde ortaya çıkacağı öne sürülmüştür (Summerel ve ark., 1990). Mısır bitkisi kökleri ve rizosfer toprağından yapılan izolasyonlar sonucu elde edilmiş Fusarium cinsi funguslar içerisinde F. oxysporum, F. proliferatum, F. moniliforme, F. solani, F. equiseti ve F. graminearum türlerine rastlanmıştır. Bunlar içerisinde F. oxysporum ve F. proliferatum un en çok izole edilen türler olduğu belirlenirken, F. graminearum ve F. equiseti nin ise varlığına en az rastlanan türler olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucu ortaya çıkan bulgulara göre F. graminearum ve F. equiseti dışındaki diğer türlerin rizosfer rekabetçileri olarak kabul edilebileceği ifade edilmiş ve bu olayda önem arz eden kriterler içerisinde, türlerin üreme gücü, oluşturduğu mikrokonidi sayıları, konukçusu olmayan bitkiler ve doku artıklarında kışlayabilme yetenekleri ve türlerin birbirleriyle olan rekabetlerinin ön plana çıkabileceği öngörülmüştür (Ocamb ve Kommedahl, 1994). Muratçavuşoğlu ve Hancıoğlu, (1995) tarafından Ankara ili buğday ekim alanlarında kök boğazı ve kök hastalıklarına neden olan Fusarium cinsi funguslardan; F. graminearum, F. culmorum, F. acuminatum ve F. heterosporum 8

22 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL türlerinin neden olduğu saptanmış, bölgede en çok yaygınlık gösteren türün F. acuminatum olduğu belirtilmiştir. Bölgeden izole edilen türlerin %57.1 ini F. acuminatum, %28.6 sını F. graminearum ve %14.2 sini ise F. culmorum türü oluştururken çok az sayıda da F. heterosporum türüne rastlanmıştır. Aktaş ve ark., (1996) tarafından yapılan bir çalışmada Sakarya ili yöresindeki buğday alanlarında görülen kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalığının %63.9 oranında yaygınlık gösterdiği ve ayrıca Fusarium cinsi fungusların, Rhizoctonia cerealis ten sonra en baskın patojen cinsi olduğu belirlenmiştir. Aynı araştırıcıların Konya ili ve ilçelerinde yürüttükleri sörvey çalışmalarında bu hastalığın şiddeti %36.2 olarak hesaplanmıştır. Hastalıklı bitkilerden yapılan izolasyonlarda Dreschlera sorokiniana, Ophiobolus graminis, Fusarium culmorum, F. moniliforme, ve Rhizoctonia cerealis türü fungusların, bu hastalıktan sorumlu türler olduğu bildirilirken, bu funguslara ait spor süspansiyonlarının buğday tohumlarına inokule edilmesiyle yapılan verim çalışmalarında patojenlerin %5-9 oranında dane verimini azalttığı ortaya konmuştur (Aktaş ve ark., 1999). Bunun yanında Eskişehir ili buğday ekim alanlarında yapılan başka bir çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş ve bu bölgede görülen hastalık yaygınlığının %70 lere ulaştığı saptanmıştır (Aktaş ve ark., 2000). Pettitt ve Parry (1996), İngiltere de yürüttükleri bir çalışmada Fusarium culmorum, F. avenaceum, M. nivale ve F. graminearum türlerinin buğdayda sap çürüklüğü hastalığının nedeni olduğu ortaya konmuş ve bu ülkedeki ekim alanlarında görülen hastalık çıkışı ile sıcaklık gün derece ilişkileri incelenmiştir. Fungal infeksiyonlar hava sıcaklığından etkilenmezken, sıcaklığın artmasıyla birlikte nekrozların şiddeti artmıştır yılında yapılan hastalık sörveyi ile inceleme yapılan bölgelerin çoğunda F. culmorum türünün hakim olduğu anlaşılmış, ayrıca meteorolojik veriler ile hastalık çıkışı arasındaki ilişki regeresyon modellemesi ile ortaya konmuştur. Böylelikle, ortaya konan modelleme yöntemiyle sap çürüklüğü belirtilerinin M. nivale mi yoksa F. culmorum nedeniyle mi ortaya çıktığı saptanabilmiştir. Kuzeybatı Pasifik te (A.B.D) yıllarında yapılan bir sörvey çalışmasında 288 buğday ekim alanından 1000 den fazla Fusarium izolatı elde 9

23 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL edilmiş ve bu cinse ait fungus türlerinin sözü edilen bölgede sap çürüklüğü hastalığından sorumlu olduğu bildirilmiştir. Fusarium graminearum (Grup 1) türü bunlar içerisinde %27.4 lük oranla en çok izole edilen tür olarak belirlenirken bunu %7.3 ile F. culmorum türü izlemiştir. Bunun yanında bir çok bölgede sap çürüklüğünün asıl nedeni olan Bipolaris sorokiniana çok düşük bir oranda izole edilmiştir. Ayrıca Alternaria, Aspergillus, Cephalosporium, Chaetomium, Cladosporium, Fumago, Heterosporium, Mucor, Penicillium, Pythium, Rhizoctonia, Stemphylium ve Verticillium cinsi funguslar yine bu dokulardan gelişen etmenler arasında yer almıştır (Smiley and Patterson, 1996). Ortalama yıllık yağış miktarının düşük olduğu buğday ekim alanlarında topraktaki su rezervini korumak için geleneksel toprak işleme yöntemlerinden kaçınılmakta, bazı bölgelerde hasat artıkları olduğu gibi tarlada bırakılmakta ya da yüzeysel bir toprak işleme yapıldıktan sonra tohum ekimine gidilmektedir. Avustralya da yürütülen bir çalışmada hasat artıklarının sürülmeksizin yeniden yapılan tohum ekimlerinden sonra bitkilerde F. graminearum (Grup 1) un neden olduğu kökboğazı çürüklüğünün şiddeti %32.2 düzeyinde seyrederken, hasat artıklarının uzaklaştırıldığı alanlarda bu oran %4.7 olmuştur. Buna karşın bitkilerde su stresine bağlı olarak görülen steril başak oluşum oranları geleneksel toprak işlemenin yapıldığı yerlerde %12.2, toprak işlemenin yüzeysel yapıldığı yerlerde %19.3 ancak, toprağın işlenmediği yerlerde bu oran %4.3 olarak saptanmıştır (Wildermuth ve ark., 1997). Buğdayda F. acuminatum un neden olduğu kök infeksiyonlarının, fidelerin canlı kalma oranı, ortalama bitki boyu, kardeş sayısı ve bayrak yapraklardaki oransal su içeriğini azalttığı ayrıca, tüm bu olayların yanı sıra hücrelerdeki elektrolit sızıntısını arttırdığı bildirilmiştir. Çeşit özelliği ve bitkilerdeki su stresi, sözü edilen bu olaylarda hastalığın seyrini ciddi düzeyde etkilerken, normal sulama koşullarında patojenle infekteli bitkilerde infeksiyon oranı, çeşit dayanıklılığına göre %56-73 oranında değişim gösterirken, su stresinin olduğu durumlarda infeksiyon oranı %83-97 düzeyinde olmuştur. Ayrıca bu çalışma ile bayrak yapraklardaki oransal su içeriği ve dokulardaki elektrolit sızıntısına bağlı olarak değişen elektriksel iletkenlik 10

24 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL ölçümleri çeşit dayanıklılığının saptanmasında önemli bir kriter olabileceği önerilmiştir (Mergoum ve ark., 1998). Buğdayda kökboğazı derinliği ile bitkilerin F. pseudograminearum un neden olduğu sap çürüklüğü hastalığına karşı gösterdikleri duyarlılık ilişkilerinin incelendiği bir çalışmada, toprak yüzeyine yakın bir derinlikte kökboğazı oluşturan çeşitlerde hastalık şiddetinin daha az olduğu, bu olayın hastalığa karşı belli düzeylerde dayanıklılık gösteren bazı buğday çeşitlerinde genler tarafından yönetildiği ifade edilmiştir. Kökboğazı oluşum derinliği topraktaki su içeriği, ışık ve ekim derinliğinden doğrudan etkilenmiştir. Duyarlı çeşitlerde ekim derinliği arttıkça kökboğazı ile toprak yüzeyi arasındaki uzunluk artmakta, dolayısıyla hastalık şiddeti de artmaktadır. Ancak dayanıklı çeşitlerde ekim derinliği fazla olsa da kökboğazı oluşum derinliği bu olaydan olumsuz yönde etkilenmemektedir. Bu çalışma ile hastalığa karşı buğdaylardaki çeşit dayanıklılığı testlenirken, kökboğazı oluşum derinliğinin önemli bir faktör olabileceği belirtilmiştir (Wildermuth ve ark., 2001). Ortalama 15 yıl aralıksız olarak buğday ekiminin yapıldığı 3 farklı alanda topraktaki Fusarium türlerinin populasyon dalgalanmaları incelenmiş ve özellikle sap çürüklüğünün asıl nedeni olan F. culmorum üzerinde durulmuştur. Çalışmanın sonucuna göre topraktaki Fusarium türlerinin populasyon yoğunluğu yıldan yıla farklılık göstermiştir. Bazı alanlarda buğdaydan sonra başka bir ürünün yetiştirilmesiyle ertesi yıl F. culmorum populasyonu düşmüştür. Diğer yandan sonbaharda sıcaklığın düşmesi ve yağış miktarının artmasıyla beraber fungusun populasyonu azalırken, ilkbaharda sıcaklık artmaya başladığında yağış miktarı da artsa bile F. culmorum yoğunluğu tekrar artmaya başlamıştır. Bu olayda çiçeklenme ve dane oluşum döneminde artan bitki salgılarının populasyon yükselişinde rol oynamış olabileceği bildirilmiştir (Bateman ve Murray, 2001). İngiltere de 260 farklı bölgeden yapılan örneklemelerde F. culmorum, F. avenaceum ve M. nivale türleri buğdayda sap çürüklüğünün nedeni olan Fusarium türleri olduğu belirlenmiştir. F. culmorum bu türler arasında en sık izole edilen tür olup bunu sırasıyla M. nivale, ve F. avenaceum türleri takip etmiştir. İzolasyonlardan elde edilen sonuçlara göre bu fungusların kök kolonizasyonlarında birbirleri ile ciddi anlamda herhangi bir rekabet göstermediği belirlenirken, ekolojik koşulların yıldan 11

25 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL yıla değişiklik göstermesi ile fungal populasyonların değişerek bitkilerdeki infeksiyon oranlarının bu olaydan büyük ölçüde etkilendiğini öne sürmüşlerdir (Pettitt ve ark., 2003). Backhouse ve ark., (2004) Avustralya nın doğusunda 1996 ve 1999 yılları arasında yaptıkları bir çalışmada, buğday, arpa ve durum buğdayının yetiştirildiği 409 farklı tarlada Fusarium türlerinin neden olduğu kök ve kökboğazı çürüklüğünü incelemişlerdir. F. pseudograminearum ve F. culmorum türlerinin bu hastalıkta en büyük paya sahip olduğu saptanmıştır. Hastalık gelişimi F. culmorum un hüküm sürdüğü bölgelerde daha çok iklimsel nedenlerden etkilenmiştir. Diğer Fusarium türlerinden F. avenaceum, F. crookwellense ve F. graminearum türlerinin izolasyon sıklığı daha düşük seviyede kalmıştır. Hekimhan ve ark., (2005) Fusarium pseudograminearum, F. culmorum ve Bipolaris sorokiniana patojenlerinden elde edilen 3x10 5 konidi/ml konsantrasyondaki spor süspansiyonu karışımının buğday tohumlarına inokule edildikten sonra ekim yapılmasıyla, bitkilerde ortaya çıkan verim kayıplarını incelemişlerdir. 3 yıl art arda yürütülen tarla denemelerinde 1. yılda; %15, 2. yılda; %35 ve 3. yılda; %27 oranında ürün kaybı meydana gelirken tüm yılların ortalaması ele alındığında bu oran %26 olmuştur. Makarnalık buğday, ekmeklik buğday, arpa ve tritikale türlerine dahil olan 20 farklı hububat çeşidi hastalığa karşı tolerans düzeyleri yönünden incelendiğinde bunların içerisinde en tolerantı arpa ve daha sonra sırasıyla tritikale, ekmeklik buğday ve makarnalık buğday türleri olduğu bildirilmiştir. Tunalı ve ark., (2008) Türkiye deki buğday ekim alanlarına bağlı 518 farklı tarlada 2 yıllık bir sörvey çalışması ile kök ve kökboğazı çürüklüğünün dağılımını araştırmışlardır. Örnekleme yapılan alanların %26 sından fazlasında en az bir veya daha fazla sayıda kuraklığa bağlı sap çürüklüğü patojenine rastlanırken, bunların %14 ünü Fusarium culmorum, %10 unu Bipolaris sorokiniana, ve %2 sini F. pseudograminearum türü funguslar oluşturmuştur. Hastalıklı bitkilerden izole edilen diğer Fusarium türü funguslardan, F. oxysporum ve F. chlamydosporum %11, F. sporotrichioides %10 ve F. avenaceum ve F. solani türleri ise %8 lik paya sahip olmuşlardır. Yıllık yağışın fazla olduğu alanlarda daha çok Gaeumannomyces 12

26 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL graminis, Pythium ve Rhizoctonia türü funguslara rastlanmıştır. Yapılan bu çalışma ile elde edilen fungus türlerinin belli bir bölgede lokalize olmadıkları ifade edilmiştir Hastalığın Mücadelesine Yönelik Yürütülen Çalışmalar Monokültür buğday tarımının yapıldığı alanlarda kök boğazı yanıklığı hastalığı ile mücadele edilirken, hasattan sonra bitki artıklarının toprağa karıştırılması ve bu işlemlerin ardından toprağa gübre uygulanması önerilmiştir. %5 NH 4 NO 3, %20 P 2 O 5 ve %20 K 2 O içeren gübrelerin 243 kg/ha dozunda toprağa uygulanmasıyla bitkilerdeki kök boğazı çürüklüğünün önemli ölçüde azaldığı saptanmıştır. Bitki artıklarının sürülerek ardından gübre verildiğinde hastalık şiddeti %30 olurken, hasat artıklarının uzaklaştırılıp gübre verilmeyen parsellerde %65 olarak bulunmuş bundan başka hasat artıkları temizlenip ardından gübre verildiğinde ise hastalık indeksi %32 olarak hesaplanmıştır (Warren ve Kommedahl., 1973). Yıllık ortalama yağış miktarının 30 cm nin altında olduğu buğday yetiştirme alanlarında yapılacak azotlu gübrelemede dikkatli olunmalıdır. Azotlu gübreleme bitkide vejetatif gelişimi arttırarak ileri dönemlerde bitkideki su transpirasyonunun artmasına ve yaprak ozmotik potansiyelinin azalmasına neden olur. Ortalama yıllık yağışın düşük olduğu ve topraktaki Fusarium culmorum un propagul yoğunluğu 2500 propagul g -1 toprak olduğu bir buğday tarlasına sırasıyla 56, 112 ve 224 kg/ha lık azot verildiğinde hastalıklı bitkilerin yüzdesi %76, %85 ve %84 oranlarında hesaplanmıştır. Bu sonuçlara göre azotlu gübrelemenin dozu arttıkça bitkinin hastalıklara karşı duyarlılığının da arttığı sonucuna varılmıştır (Papendick ve Cook, 1974). Stack ve ark., (1986) azot (N) ve potasyum (K) gübrelerinin farklı dozlarda kombine halde bitkilere verilmesiyle, gövdelerde Gibberella zeae (anamorf: Fusarium graminearum) un yol açtığı gövde lezyonlarındaki değişiklikleri incelemişlerdir. Farklı dozlarda olsa dahi eşit oranda yapılan N:P gübrelemesi, farklı oranlarda yapılan gübrelemeye göre daha etkili sonuçlar vermiştir. Hastalık belirtilerine bağlı lezyon alanı en az %25 lik bir oran ile eşit miktarda ve 40 ppm dozda yapılan N:P gübrelemesi ile elde edilmiştir. Bu oranlar 200 ve 400 ppm e çıkarıldığında lezyonlu alanların oranları sırasıyla %35 ve %47 düzeylerinde 13

27 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL gerçekleşmiştir. Elementler arasındaki denge bozulduğunda gövdelerdeki lezyonlu alan oranı %55 düzeyine kadar artabilmiştir. Shefelbine ve ark. (1986), tarafından yürütülen bir çalışmada potasyum klorür (KCl) ve potasyum sülfat (K 2 SO 4 ) gübreleri ile tohumlara uygulanan bazı sistemik fungisitlerin arpada Cochliobolus sativus un neden olduğu kök çürüklüğüne etkileri incelenmiştir. %100 lük KCl ve %43 lük K 2 SO 4 gübreleri verilmiş bitkilerde oluşan hastalık şiddeti sırasıyla %36.9 ve %57.2 olurken kontrolde bu oran %54.6 düzeyinde gerçekleşmiş ve KCl nin hastalığı azaltıcı etkisi önemli bulunmuştur. Denemede kullanılan sistemik fungisitler içerisinde nuarimol uygulanan parsellerdeki hastalık şiddeti %36.1, patojenin inokule edildiği kontrol parselinde bu oran %53.3 olmuştur. Bunun yanında imazalil, triadimenol, prochloraz ve etaconazole uygulamaları ile hastalık oranları kontrole göre bir miktar azalsa da bu etki önemsiz bulunmuş ve bunun dışında furmecyclox etkili fungisit hastalık gelişimini az da olsa arttırmıştır. Buğdayda farklı ekim sıklığı, ekim derinliği ve farklı azotlu gübreleme oranlarının kök ve kökboğazı çürüklüğüne olan etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada ekim sıklığı ve bitkilere verilen azot miktarlarının hastalık yoğunluğu üzerine ciddi anlamda önemli bir etkisi olmazken, 2 cm yerine 4 cm derinliğe ekilen tohumlardan gelişen bitkilerde hastalık yoğunluğu %45-60 oranında daha fazla ortaya çıkmıştır. Derine ekim sonrasında bitkilerde daha az sayıda kardeşlenme gözlenmiş ancak bu bitkilerdeki başak başına oluşan dane sayısı daha fazla olmuştur. Bu çalışma ile ayrıca en fazla kök ve kökboğazı çürüklüğüne neden olan fungal cinslerin Bipolaris ve Fusarium cinsleri ve daha sonra Rhizoctonia ve Pythium cinsleri olduğu saptanmıştır (Broscious ve Frank, 1986). Buğdayda kök boğazı yanıklığının yanı sıra başak yanıklığına da neden olabilen Fusarium türlerinin tohum kökenli inokulumuna olan etkisini belirlemek için denemeye alınan carboxin + thiram, imazalil + TCMTB, iprodione ve guazatine etkili maddeye sahip fungisitler in vitro koşullarda bulaşık tohumlardan gelişen fungusları %71-98 oranında baskılarken, tarla koşullarında ortaya çıkan fide yanıklığı ve sap çürüklüğüne pek etkileri olmamıştır (Mihuta-Grimm ve Forster, 1989). 14

28 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Davut Soner AKGÜL Azotlu gübreler, yeşil aksama uygulanan fungisitler ve bitki büyüme düzenleyicileri gibi üretim girdilerinin, çeşitli Fusarium türü funguslar tarafından neden olunan başak yanıklığı hastalığına etkilerinin incelendiği bir denemede, dekara fazladan 5 kg lık azotlu gübre verilmiş, zadoks skalasına göre bitkilere dönemde iken ethepon içeren büyüme düzenleyici (280 g a.i./ha) ve dönemlerde iken propiconazole (125 g a.i./ha) + chlorothalonil (808 g a.i./ha) içeren fungisitler uygulanmıştır. Hasat sonrası buğday tohumlarından yapılan izolasyonlara göre sözü edilen üretim girdilerinin tohumlardaki Fusarium cinsi fungusların çıkışını %47.9 oranında arttırdığı tespit edilmiştir. Bu olayda aşırı azotun infeksiyonları kamçılamış olmasının yanında, bitki büyüme düzenleyicilerin boy artışını baskılarken kök bölgesinde müteakip kardeşlenmeyi arttırmış olabileceği ve böylelikle infeksiyon bölgesinde fungal gelişim için uygun bir mikroklima yaratmış olabileceği bildirilmiş, ancak sözü edilen büyüme döneminde yapılan fungisit uygulamasının ise bir yarar sağlayamadığı ifade edilmiştir (Martin ve ark., 1991). Toprağa CaCl 2 ve KCl formunda uygulanan klor ilaveleri Bipolaris sorokiniana nın neden olduğu kök ve kökboğazı çürüklüğünü bir miktar azaltsa da bu azalış istatistiki açıdan önemli olmamıştır. 13, 27, 40, 54 kg/ha dozunda yapılan klor uygulamalarında kök çürüklüğü indeksi sırasıyla 57.7, 58.2, 58.9, ve 59.0 olarak bulunurken kontrolde bu değer 61.9 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca klor uygulamaları elde edilen ürün miktarı ve kalitesinde çok az düzeyde bir katkı sağlamıştır (Windels ve ark., 1992). Colbach ve ark., (1996) tarafından yürütülen bir çalışmada, buğdayda sap çürüklüğü etmenlerinden olan Microdochium nivale ve Fusarium türlerinin neden olduğu hastalığa karşı ekim zamanı, bitki sıklığı, azotlu gübreleme, toprak işleme teknikleri ve sanitasyon pratiklerinin etkinlikleri araştırılmıştır. Bu türlerin topraktaki populasyon düzeyleri göz önünde tutularak buğday tohumlarının erken veya geç ekilmesi, hastalığın çıkışını önemli düzeyde etkilemiştir. Erken ekim sonucu, M. nivale nin yol açtığı hastalık artarken, Fusarium türleri bu olaydan olumsuz yönde etkilenmiştir. Bitki sıklığının az olması ile kardeşlenme oranı arttığında M. nivale yoğunluğu azalırken, Fusarium türlerinin yoğunluğu artmıştır. Bunlardan başka, toprağın sert veya gevşek yapılı olması, kullanılan azotlu gübrenin formu, hasat 15

ÖZET. BUĞDAYDA TOHUMDA KULLANILAN FUNGİSİTLERİN Fusarium culmorum ÜZERİNE ETKİSİ

ÖZET. BUĞDAYDA TOHUMDA KULLANILAN FUNGİSİTLERİN Fusarium culmorum ÜZERİNE ETKİSİ ÖZET BUĞDAYDA TOHUMDA KULLANILAN FUNGİSİTLERİN Fusarium culmorum ÜZERİNE ETKİSİ Fusarium culmorum (W.G. Smith) Sacc. ülkemizde buğday ekim alanlarında kök, kökboğazı, sap ve başaklarda önemli verim kayıplarına

Detaylı

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Buğday ve Arpa Gübrelemesi Buğday ve Arpa Gübrelemesi Ülkemizde en geniş üretim alanı bulunan buğday ve arpa çok farklı toprak tiplerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Toprak ph isteği bakımından hafif asitten kuvvetli alkalin

Detaylı

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR Prof. Dr. Habil Çolakoğlu 1 Prof. Dr. Mehmet Yıldız 2 Bitkilerin yeterli ve dengeli beslenmesi ile ürün

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: Toprak işlemenin sebebi, tohumların uygun çimlenme ve çıkış ortamını hazırlamak; su kaybını en aza indiren, toprağın yapısını en az bozan, erozyonu önemli

Detaylı

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) SİSTEMATİKTEKİ YERİ Takım: Brassicales Familya: Brassicaceae Cins: Brassica Tür: B. oleracea var. italica SAĞLIK VE BESLENME YÖNÜNDEN Brokkoli, A ve C vitamini,

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

Bitki Hastalıkları Standart İlaç Deneme Metotları

Bitki Hastalıkları Standart İlaç Deneme Metotları I İÇİNDEKİLER Sayfa No: HUBUBAT HASTALIKLARI STANDART İLAÇ DENEME METOTLARI... 1 ARPA ÇİZGİ HASTALIĞI [Pyrenophora graminea (Rab.) Ito and Kurib. =Drechslera graminea (Rab. ex Schlecht.) Shoemaker] STANDART

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TRAKYA BÖLGESİNDE BUĞDAYLARDA KÖK VE KÖKBOĞAZI ÇÜRÜKLÜĞÜNE NEDEN OLAN FUNGAL ETMENLER VE PATOJENİSİTELERİNİ ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

Detaylı

Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS

Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS En çok rastlanan buğday hastalıkları Pas hastalıkları (sarı pas, kahverengi pas, kara pas) Kök ve boğaz çürüklüğü Septoria - Fusarium Sürme Rastık En çok rastlanan buğday

Detaylı

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im (1 Yıllık Deneme Sonuçlarını İçeren Rapor, 1986) Burhan KACAR 1ii / S.Rıfat YALÇIN 2, Muammer SARIMEHMET 3 Mücella MÜFTÜOĞLU 4 ve Hülya

Detaylı

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir? Macar Fiği Neden Önemlidir? Macar fiği, son yıllarda ülkemizde ekimi yaygınlaşan beyazımsı-sarı çiçekli bir fiğ türüdür (Resim 1). Bitkinin önemli olmasını sağlayan özellikler; yerli fiğe nazaran soğuklara

Detaylı

Tohum yatağının hazırlanması:

Tohum yatağının hazırlanması: Toprak isteği: Yem bezelyesi tüm baklagillerde olduğu gibi, özellikle yeterli kireç bulunan ve PH değeri 6,5-7 olan toprakları sever. PH değeri 6-8 aralığında olan topraklarda da ekimi yapılabilir. Bu

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Âlim Çağlayan 1 Ertan Demoğlu 1 Besinlerin rolü Yeterli bir gübreleme programı sadece bütün besinlerin temel görevleri açık bir

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin

Detaylı

E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI. SOYADA LİDER ve ASYA RÜZGÂRI

E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI. SOYADA LİDER ve ASYA RÜZGÂRI E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI Progen Tohum Yaz Dönemi Değerlendirme toplantısı 23-26 Temmuz 2018 tarihlerinde Diyarbakır Novotel de gerçekleştirildi. Pamuk ve soyada

Detaylı

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Soğan insan beslenmesinde özel yeri olan bir sebzedir. Taze veya kuru olarak tüketildiği gibi son yıllarda kurutma sanayisinde işlenerek bazı yiyeceklerin hazırlanmasında da

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI: COLFIORITO Başakları orta uzunlukta, kılçıklı ve beyaz 1000 tane ağırlığı 19.1-36.5 gr arasındadır. Yatmaya dayanımı iyidir. Kahverengi pas ve sarı pasa orta hassastır. DEMİR 2000 Sağlam saplı ve uzun

Detaylı

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO BUĞDAY PİYASALARI ve TMO 01.04.2016 1 DÜNYA BUĞDAY DENGE TABLOSU Dünya buğday üretimi üç yıl üst üste rekor seviyelerde gerçekleşti, stoklar yükseliyor (Milyon Ton) 800 700 600 500 400 300 200 100 0 699

Detaylı

Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ

Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ Hayvan yemi olarak tüketilen tahıllar içinde; yem değeri en üstün olan arpa,

Detaylı

Bazı aspir genotiplerinin pas hastalığına karşı reaksiyonları hakkında ön çalışma 1

Bazı aspir genotiplerinin pas hastalığına karşı reaksiyonları hakkında ön çalışma 1 BİTKİ KORUMA BÜLTENİ 2009, 49(4): 183-187 Bazı aspir genotiplerinin pas hastalığına karşı reaksiyonları hakkında ön çalışma 1 Selin KALAFAT 2 Aziz KARAKAYA 2 Mehmet Demir KAYA 3 Suay BAYRAMİN 3 SUMMARY

Detaylı

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri Özlem Gürbüz Kılıç 1 Nevin Eryüce 2 ÖZET Çalışma, farklı su stresi koşullarında potasyumun farklı

Detaylı

Archived at http://orgprints.org/21162

Archived at http://orgprints.org/21162 MARMARA BÖLGESİNDE BAZI BİTKİ BESLEME UYGULAMALARININ ORGANİK MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULLANIMI (ÇİLEK) Dr. Burhan ERENOĞLU 1 burhanerenoglu@hotmail.com, Dr. Erol YALÇINKAYA 1 erolyalcinkaya@gmail.com,

Detaylı

Türkiye`de Hububat Alanları

Türkiye`de Hububat Alanları BUĞDAY DOSYASI Türkiye, birçok ürünün yetiştirilmesine imkan veren iklim ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal üretim açısından avantajlı bir ülke olup, toplam istihdamın %24,6`sı tarım sektöründe

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN- 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU (12.06.2017) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta

Detaylı

YURTİÇİ DENEME RAPORU

YURTİÇİ DENEME RAPORU YURTİÇİ DENEME RAPORU PERLA VİTA A+ UYGULAMASININ MARUL VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ GİRİŞ Marul ve marul grubu sebzeler ülkemizde olduğu gibi dünyada geniş alanlarda üretilmekte ve tüketilmektedir.

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz.2015 - Ankara Ekin Kurdu (Zabrus Spp) Ergini Geniş bir baş ve fırlayan sırt kısmının görünüşünden

Detaylı

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta çok azda olsa özellikle İç Anadolu Bölgesinde artış olacağı tahmin edilmektedir.

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

Buğday da Çökerten Hastalığı ve Mücadele Yöntemleri. Ocak 2013 Trakya Sunumu

Buğday da Çökerten Hastalığı ve Mücadele Yöntemleri. Ocak 2013 Trakya Sunumu Buğday da Çökerten Hastalığı ve Mücadele Yöntemleri Ocak 2013 Trakya Sunumu Ajanda Çökerten Hastalığı Tarım Doktoru 2 Çökerten Hastalığı fungal bir hastalıktır ve başlıca belirtisi kökte kararmadır Kökte

Detaylı

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Türk Tarım Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 5(6): 653-659, 2017 Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Çevrimiçi baskı, ISSN: 2148-127X www.agrifoodscience.com Türk Bilim ve Teknolojisi Batı Karadeniz

Detaylı

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE AHMETAĞA Başak Özelliği: Beyaz, Kılçıklı Bitki Boyu (cm) : 80-100 Yatmaya Dayanıklılık: Dayanıklı Dane Rengi: Kırmızı Dane Verimi (kg/da): 400 900 Gelişme Tabiatı: Alternatif (Kışlık Yazlık) Kurağa Dayanıklılık:

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr GERBERA YETİŞTİRİCİLİĞİ-1 Anavatanı

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri Hastalığa bağlı olmayan bu yaprak lekeleri, genelde yaprağın sadece bir tarafında fark edilebilmektedir. Nadiren klorozlarla çevrili olurlar ve renk değişimleri

Detaylı

ÖZET. Ümit ARSLAN** Necati BAYKAL***

ÖZET. Ümit ARSLAN** Necati BAYKAL*** Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16: 69-76 Kök ve Kökboğazı Fungal Patojenlerine Karşı Bazı Buğday Çeşitlerinin Reaksiyonları ve Tohum Koruyucu Fungusitlerin Fusarium culmorum (W.G.Sm.) Sacc. a Etkisi

Detaylı

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3 ÇUKUROVA DA YAPRAKPİRELERİNİN [ASSYMETRESCA DECEDENS (PAOLI) VE EMPOASCA DECIPIENS PAOLI.(HOMOPTERA:CICADELLIDAE)] PAMUK BİTKİSİNDEKİ POPULASYON DEĞİŞİMLERİ* The Population Fluctuations of Leafhoppers

Detaylı

EGE BÖLGESİ 2017 YILI PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN BELİRLENMESİ PROJE RAPORU

EGE BÖLGESİ 2017 YILI PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN BELİRLENMESİ PROJE RAPORU EGE BÖLGESİ 2017 YILI PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN BELİRLENMESİ PROJE RAPORU İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde Ege İhracatçı Birlikleri ve Söke Ticaret Borsası işbirliğinde, Ege

Detaylı

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) 1 Önemi, Kökeni ve Tarihçesi 1850 li yılara kadar dünya şeker üretiminin tamamı şeker kamışından elde edilmekteydi. Günümüzde ise (2010 yılı istatistiklerine

Detaylı

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME (MARUL- ISPANAK- LAHANA) İnsan beslenmesinde büyük önemi olan sebzelerin yetiştirme teknikleri, ıslahı ve bitki koruma konularında ülkemizde bilimsel çalışmalar yapılmış

Detaylı

E-BÜLTEN ŞUBAT 2017, SAYI: 50

E-BÜLTEN ŞUBAT 2017, SAYI: 50 E-BÜLTEN ŞUBAT 2017, SAYI: 50 PAMUKTA ŞUBAT AYI EKONOMİK BÜLTENİ Cotton Incorporated'in Şubat 2017 aylık raporuna göre pamukta 2015/16 sezonunda 21.1 milyon ton olan Dünya Kapanış Stokları 2016/17 sezonunda

Detaylı

BAĞLARDA KÜLTÜREL İŞLEMLER. Doç. Dr. Murat AKKURT

BAĞLARDA KÜLTÜREL İŞLEMLER. Doç. Dr. Murat AKKURT BAĞLARDA KÜLTÜREL İŞLEMLER Doç. Dr. Murat AKKURT BAĞLARDA TOPRAK İŞLEME Amaçlar : Yabancı ot kontrolü Havalandırma ve sıcaklığın düzenlenmesi - mikroorganizma faaliyeti Kaymak tabakasının kırılması Besin

Detaylı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA LİF BİTKİLERİ PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA Ön bitki pamuk ise toprak işlemesine çubuk kesme ile başlanır. Sap kesiminden sonra toprak pullukla 20-30 cm derinden sürülür. Kışa doğru tarlanın otlanması

Detaylı

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller NPK GÜBRE SERİSİ Techfert serisi bitkinin çeşitli dönemlerdeki ihtiyaçları göz önüne alınarak 7 farklı formülasyonda üretilmiştir. Her formülasyon dengeli besin içeriğine sahiptir. EC ve ph değerleri sayesinde

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

Buğdayda önemli kök ve kök boğazı hastalık etmenlerine karģı Trichoderma harzianum un etkinliğinin araģtırılması 1

Buğdayda önemli kök ve kök boğazı hastalık etmenlerine karģı Trichoderma harzianum un etkinliğinin araģtırılması 1 BİTKİ KORUMA BÜLTENİ 2008, 48 (1): 37-48 Buğdayda önemli kök ve kök boğazı hastalık etmenlerine karģı Trichoderma harzianum un etkinliğinin araģtırılması 1 DurmuĢ ERDURMUġ 2 Y. Zekai KATIRCIOĞLU 3 SUMMARY

Detaylı

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİTKİSEL ÜRETİM VE UYGULAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AKADEMİ MERKEZİ FAALİYETLERİ ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE HAZIRLAYAN:Kübra

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ Çim alanlar tesisi güç ve masraflı olduğundan tür seçiminden uygulanmasına kadar son derece titiz davranılmalıdır. Bu alanların sürekliliğinin

Detaylı

Pasinler İlçesi (Erzurum) nde Şeker Pancarı (Beta vulgaris) Bitkilerinden İzole Edilen Fusarium spp. ve Patojeniteleri

Pasinler İlçesi (Erzurum) nde Şeker Pancarı (Beta vulgaris) Bitkilerinden İzole Edilen Fusarium spp. ve Patojeniteleri Süleyman Demirel Üniversitesi Süleyman Demirel University Fen Bilimleri Ö. Enstitüsü F. Karyağdı, Dergisi C. Eken / Pasinler İlçesi (Erzurum) nde Şeker Pancarı (Beta vulgaris) Bitkilerinden İzole Edilen

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr KASIMPATI (KRZANTEM) YETİŞTİRİCİLİĞİ-1

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32 İÇİNDEKİLER TOPRAK VE GÜBRELEME GİRİŞ... 1 1. BAHÇE TOPRAĞI NASIL OLMALIDIR... 2 1.1. Toprak Reaksiyonu... 2 1.2. Toprak Tuzluluğu... 3 1.3. Kireç... 4 1.4. Organik Madde... 4 1.5. Bünye... 5 1.6. Bitki

Detaylı

FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK SCYMNUS SUBVILLOSUS (GOEZE) (COLEOPTERA: COCCINELLIDAE) UN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ *

FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK SCYMNUS SUBVILLOSUS (GOEZE) (COLEOPTERA: COCCINELLIDAE) UN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ * Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:8 Cilt17-3 FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK SCYMNUS SUBVILLOSUS (GOEZE) (COLEOPTERA: COCCINELLIDAE) UN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ * The Effect Of

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI HŞHŞ (Papaver somniferum L.) 2005 İÇİNEKİLER Sayfa

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

EDİRNE VE CİVARINDA YETİŞTİRİLEN MISIRLARDA TOHUMLA TAŞINAN FUN&USLARIN TESBÎTİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

EDİRNE VE CİVARINDA YETİŞTİRİLEN MISIRLARDA TOHUMLA TAŞINAN FUN&USLARIN TESBÎTİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR EDİRNE VE CİVARINDA YETİŞTİRİLEN MISIRLARDA TOHUMLA TAŞINAN FUN&USLARIN TESBÎTİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR Haluk SORAN 1 Ahmet ASAN 2 Ö Z E T Edirne ve civarında ekimi yapılan mısır tohumları ile taşman fungusları

Detaylı

Havuçda Görülen Depo Hastalıkları

Havuçda Görülen Depo Hastalıkları Havuçda Görülen Depo Hastalıkları Kurşuni Küf Botrytis cinerea Patojen enfeksiyonları kökün çeşitli yerlerinde oluşabilse de kökün uç ve tepe kısımlarında daha yaygındır. Enfekteli dokular, ilk başta açık

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİSİ RAPORU

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİSİ RAPORU GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİSİ RAPORU Gezi Tarihleri : 07-10 Nisan 2013 Katılanlar : Hakan Öziç Yıl içerisindeki gelişmelere bağlı olarak bölgesel bazda gerçekleştirilen inceleme

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni 1. TANIMI VE YAŞAYIŞI Hastalığa neden olan etmen obligat bir parazittir. Hücrelerarası gelişir,

Detaylı

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir. ACUR YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ 1.Black Strong Ürünlerinin Acur YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Acur organik maddece zengin topraklarda çok iyi yetişir. Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise

Detaylı

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 1, 11(1):63-68 Geliş Tarihi: 20.11.0 Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane

Detaylı

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma kapasitesi iyi topraklarda verim daha yüksek olmaktadır.

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ HASTALIKLARI

TARLA BİTKİLERİ HASTALIKLARI TARLA BİTKİLERİ HASTALIKLARI BUĞDAY PAS HASTALIKLARI Sarı Pas ( Pucinia striiformis ) Hastalık buğday tarlalarında ilkbaharda hava sıcaklığının 10-15 ºC olduğu zaman görülmeye başlar. Yaprakların üst yüzeyinde

Detaylı

Buğdayda Fusarium culmorum a Ruhsatlı Olmayan Fungisitlerin Etkisi. Effect of Unregistreted Fungicides to Fusarium culmorum on Wheat

Buğdayda Fusarium culmorum a Ruhsatlı Olmayan Fungisitlerin Etkisi. Effect of Unregistreted Fungicides to Fusarium culmorum on Wheat Buğdayda Fusarium culmorum a Ruhsatlı Olmayan Fungisitlerin Etkisi Nagehan Desen KÖYCÜ 1* Füsun SUKUT 1 Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Tekirdağ Sorumlu yazar e-mail: dkoycu@nku.edu.tr

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

DUFED 4(2) (2015) 77-82

DUFED 4(2) (2015) 77-82 DUFED 4(2) (2015) 77-82 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Tek melez mısır genotiplerinin Diyarbakır şartlarındaki performanslarının belirlenmesi Determination

Detaylı

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE AİLESİNİN YENİ ÜYELERİ Organomineral Taban ve Üst Gübreleri 2-4 mm Granül (50 kg) 2>3 SF. INDEX İÇİNDEKİLER 2016 01 02 03 04 05 5.0.30+(40So3) NK HARMANLANMIȘ GÜBRE Potasyum

Detaylı

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI No: 217 Menşe Adı Tescil Ettiren BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Geçici 1 inci Maddesi uyarınca Mülga 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Detaylı

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit -18, 2-4 arasında ise 40 lt su ile Hum Elit 15 uygulaması

Detaylı

NİĞDE İLİNDE BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ BELİRLENMESİ

NİĞDE İLİNDE BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ BELİRLENMESİ NİĞDE İLİNDE BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ BELİRLENMESİ Fatih ÖZDEMİR 1 Murat KÜÇÜKÇONGAR 2 Mustafa KAN 3 ÖZET Bu çalışmada Niğde ilinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında basit tesadüfi örnekleme yöntemi

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Potasyum:

Detaylı

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde İzmir Ticaret

Detaylı

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu' ORGANİK GÜBRE GENEL BAKIŞ Günümüzde yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı dünyada 1 milyardan fazla insan açlıkla mücadele etmektedir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun belirlemelerine göre dünya nüfusunun

Detaylı

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü TÜBİTAK-1003 Projesi Serin İklim Tahıllarında Çeşit Islah Programlarının Oluşturulması Çağrısı 214O072 no lu Klasik ve Moleküler Islah Yöntemleri Kullanılarak Bazı Buğday Çeşitlerine Tuza Toleranslılık

Detaylı

ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU

ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU GEZİ TARİHİ: 11-13 TEMMUZ 2012 KATILANLAR: Zir. Yük.Müh. Hakan ÖZİÇ Orta Güney Anadolu inceleme gezisi nohut yetiştiriciliğinin yoğun olarak

Detaylı

Ürün Kataloğu

Ürün Kataloğu Ürün Kataloğu 2017-2018 www.kilercioglutarim.com Hakkımızda Kilercioğlu Tarım ve Tohumculuk, 2013 yılında, İzmir de faaliyetine başlamıştır. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi siz değerli müşterileri ile

Detaylı

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ 1. Tritikalenin Önemi : Dr. Sami SÜZER Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü suzersami@yahoo.com Tritikale

Detaylı

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta ÖNEMLİ ZARARLILARI Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) Ergin 20 mm yumurta Larva 35-40 mm ÖNEMLİ ZARARLILARI ÇİÇEK TRİPSİ (Frankliniella tritici) Küçük sigara şeklinde 1,3 mm uzunluğunda, genelde sarı renkli

Detaylı

Orijin: Asya ve Avrupa (Mısır, Yunan ve Roma medeniyetleri döneminden beri biliniyor. Yabani form: Lactuca serriola x L.

Orijin: Asya ve Avrupa (Mısır, Yunan ve Roma medeniyetleri döneminden beri biliniyor. Yabani form: Lactuca serriola x L. SALATA- MARUL Asteraceae (=Compositae) Familyası Lactuca sativa (Salata- marul) Chichorium endivia (Yaprak çikori) Chichorium intybus (Başlı Çikori) Cynara scolymus (Enginar) Helianthus tuberosus (Yer

Detaylı

SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA

SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA Birlikle el ele, hayvancılıkta daha ileriye... Mehmet Ak - Ziraat Mühendisi Sorumlu Müdür 0248 233 91 41 www.burdurdsyb.org /BurdurDSYB Yoncayı Neden Yetiştirmeliyiz? SÜT SIĞIRCILIĞI

Detaylı

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİTKİSEL ÜRETİM VE UYGULAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AKADEMİ MERKEZİ FAALİYETLERİ ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME Kübra DOĞAN Gübre,

Detaylı

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Toprak isteği bakımından iyi havalanabilen pulluk tabanı olmayan (geçirimsiz toprak tabakası), derin yapılı,tınlı,killi tın ve kumlu tın gibi topraklarda iyi

Detaylı

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları TAHIL ve TAHIL ÜRÜNLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Tahıl, Graminiae familyasının tohumları olan buğday, çavdar,

Detaylı

MISIR TARIMI. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

MISIR TARIMI. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN MISIR TARIMI GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN TOPRAK İSTEĞİ Mısır en iyi gelişimini; Derin Drenajı iyi olan Orta bünyeli topraklarda yapar. Eğimli, drenajı iyi olmayan alanlarda gelişimi zayıf olur. Mısır için

Detaylı