DENİZ TİCARETİ. Lojistik Platformu ndan Yeni Eğitim Programı. Mersin Uluslararası Müzik Festivali Başladı. MDTO Genç Yetenekleri Buluşturuyor

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DENİZ TİCARETİ. Lojistik Platformu ndan Yeni Eğitim Programı. Mersin Uluslararası Müzik Festivali Başladı. MDTO Genç Yetenekleri Buluşturuyor"

Transkript

1 Nisan 2012 Yıl 20 Sayı 239 DENİZ TİCARETİ Lojistik Platformu ndan Yeni Eğitim Programı Mersin Uluslararası Müzik Festivali Başladı MDTO Genç Yetenekleri Buluşturuyor Deniz Tutkunu Bir Yönetmen: Savaş Karakaş

2 MDTO nın Aylık Yayın Organı Nisan 2012 Yıl: 20 Sayı: 239 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER 5-6 Lojistik Platformu ndan Yeni Eğitim Programı Mersin Uluslararası Müzik Festivali Başladı Yeni Teşvik Sistemi ve Beklentiler MDTO Genç Yetenekleri Buluşturuyor Bağımlılık Sürecinde Bir Akdeniz Limanın Kapanış Hikayesi: Tarsus Limanı MDTO dan Haberler Kısa Kent Haberleri Denizcilik Haberleri Yüzyılda Alman Seyahatnamelerine Göre Doğu Akdeniz Limanları Trablusşam, Yafa, İskenderiye Deniz Tutkunu Bir Yönetmen Savaş Karakaş Hatıra Kent Mersin 45 Deniz Feneri MIP den Haberler 50 İstatistik Lojistik te umutlar bir başka bahara!... Eskilerin bir deyişi vardır; Umut fakirin ekmeği ye Memet ye! diye.. Aslında bu bir şiirden alıntıdır. Şiir, Şair Fahri Işık a ait. Şair mısralarında, umudun insan yaşamındaki yerinden bahsediyor. Çünkü, insanoğlu umutsuz yaşayamaz. Bu nedenle de, umudunu hiç yitirmek istemez. Ünlü bir düşünürün dediği gibi, Umut biterse yaşam da bitermiş. Bizim toplumumuzda ise umudun ayrı bir yeri vardır. Çocuklara bile UMUT adını veririz. Türk insanı gerçekten umudunu kolay kolay yitirmez. Bunun en güzel örneklerinden biri de Ulusal Kurtuluş Savaşı dır. Bu savaşın nasıl ve hangi koşullarda kazanıldığı dünya aleme ders olmuştur. Umut konusunda tek sıkıntı ise umudu ertelemektir. Umut ettiği olmayan insan pes etmez ve Umudumuz bir başka bahara kaldı diyerek kendini teselli eder Şimdi bu umut işi de nereden çıktı? diye merak eden olacaktır. Ben de kolay kolay umudunu yitirmeyenlerdenim Özellikle de yaşadığım ülke ve kent için yapılacak çalışmalarda, yapılan planlamalarda hep inançlı oldum ve son ana kadar umutsuzluğa düşmedim. Ancak, gel gör ki bazı gelişmeler beni bile umutsuzluğa düşürüyor. Mersin de son yıllarda güzel gelişmeler olduğunu sık sık yazdık. Özellikle İnovasyon çalışmaları sonrasında, Mersin in geleceği için öne çıkan üç sektörün belirlenmesinden sonra Neydi bu sektörler? Lojistik, Turizm ve Tarım. Öncelikle de Lojistik ele alındı. Master Planlar yapıldı, eğitimler verildi ve verilmeye devam ediyor Amaç, sektöre deneyimli eleman yetiştirmek. Ne de olsa, eğitim her işin başı Fakat, Lojistik Merkez ise halen beklemede! Yani; un var, şeker var, usta da var ama helva bir türlü pişmiyor! İşte bu işi anlamak zor! Neyse yinede umudumuzu yitirmeyelim ve Şair in Umut şiirinden bir dörtlükle yazımızı noktalayalım. Sahillerde Gezdim Kumsalda Yattım Remil Attım Niyet Tuttum Fal Baktım Her İşimi Umutlara Bıraktım Umut Fakirin Ekmeği Ye Memet Saygıyla Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, A.Kahraman YAVUZ, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Basım Yeri: Mattek Matbaacılık Basım Tarihi: Nisan 2012 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: (pbx) Faks: E-posta: mersindto@mdto.org mdtodergi@mdto.org

3 Lojistik Platformu ndan Yeni Eğitim Programı Mersin Deniz Odası nda, Lojistik Platformu Başkanı ve MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat, Lojistik Derneği (LODER) Başkanı ve Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tanyaş ve Lojistik Platformu Koordinatörü Fevzi Filik in katılımıyla Lojistik Platformu nun çalışmaları ve Lojistik Merkez ile ilgili son gelişmeler konulu bir basın toplantısı düzenledi. Lojistik ve Dış Ticaret Sertifika Programı Başlıyor 20 Nisan Cuma günü MDTO Konferans Salonu nda düzenlenen toplantıda konuşan Atat, eğitim programlarına bir yenisini daha ekleyerek, Lojistik ve Dış Ticaret Sertifika Programlarının 7.sinin başlatıldığını söyledi. Atat ın verdiği bilgiye göre; eğitim programı 15 Mayıs ta başlayacak. 12 hafta sonu ve 84 saat sürecek. Programda lojistik yönetimi, depo yönetimi, tedarik zinciri taşımacılık yönetimi, forwarderlik-brokerlik ve kişisel gelişim konularında kapsamlı eğitimler verilecek. 20 si MTSO ve MDTO üyelerinden olmak üzere, toplam 40 kişiye lojistik eğitimi verileceğini bildiren Jozef Atat, diğer 20 kişinin işadamlarından oluşan bir komitenin yaptığı mülakatla, sektöre eğilimli kişiler arasından seçileceğini ve eğitim bitiminde kursiyerlere 3 aylık staj olanağı tanınacağını kaydetti. LODER Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş ise, lojistik sektörünün uzman eleman ihtiyacından bahsederek şöyle konuştu: Lojistik taşımacılığın ötesinde bir kavram. Taşıma kelimesi lojistiği tek başına temsil etmiyor. Taşımacılık dışında, depolama, paketleme, katma değer hizmetler, gümrük muayene, ekspertiz, sigorta, stok ve sipariş yönetimi gibi en az 7 faaliyetin birlikte yapılması gerekiyor. Dünyanın geleceği bu. Dünyanın geleceği hizmeti tek noktadan almaya doğru gidiyor. Dolayısıyla entegre hizmet vermek esas. Nakliye hizmetinden lojistiğe geçmek isteyenlerin bu entegre hizmetleri verebilir hale gelmeleri gerekir. Bu da uzmanlık demektir. Bizim eğitimimiz de uzman yetiştirmeye yönelik bir eğitim. 2 Yeni Proje Geliyor Lojistik Platformu Koordinatörü Fevzi Filik de, 2012 yılının kendileri için bereketli başladığını belirterek, eğitim programını dışında 2 yeni projeleri daha olduğunu açıkladı. Platform bünyesinde, Türkiye de 4 5

4 ilk defa Tedarik Zinciri Akredite Test ve AR-GE Merkezi adı altında bir laboratuvar kurulduğunu kaydeden Filik, burada imalat sanayinin, paket ve ambalaj kullanan firmaların ihtiyaç duyabileceği tüm testlerin yapılacağını bildirdi. Merkezde ayrıca, tersine mühendislik denilen 3 boyutlu kopyalama ve bunun prototipini yapacak bir AR-GE içeriğinin de olduğuna dikkat çeken Filik, ithal ettikleri üründe değişiklik yapmak isteyen dış ticaret firmalarının bu merkezde ürün üzerinde istedikleri değişikliği yapıp, prototip alabileceklerini anlattı. Türkiye de 31 ülkenin savaştığı bir projede platform olarak önemli bir başarı kazandıklarını aktaran Filik, RIS Mersin in devamı niteliğinde olan bu projenin, kurulan platform ve kümelerin desteklenmesi için mali kaynak aktarımı anlamına geldiğini söyledi. Filik şöyle devam etti: Toplam bütçesi 1,5 milyon Euro luk bir projenin 250 bin Euro sunu 6 ortaktan biri olan Mersin aldı. Türkiye yi Mersin Lojistik Platformu temsil etti. Ortaklarımız Hollanda, Almanya, İspanya, Danimarka ve İsveç ten lojistik firmaları yıllarında iki tane uluslararası lojistik konferansına Mersin ev sahipliği yapacak. 6 ülke de buna zorunlu destek sağlayacak. Ayrıca, yıllarında işadamlarının da katıldığı ikili görüşme platform aracılığıyla yapılacak. Eşleştirme yaparak firmalarımızın uluslararası alanda açılımına hizmet verebileceğiz. Bunun dışında uluslararası katılım ile ilk defa Türkiye de yabancı şirketlerin patronları ile Türk şirketlerin patronlarına workshoplar düzenleyeceğiz. İlk defa bir ilin, Mersin in Avrupa Lojistik Merkezler Kümesi ne üye olacağı bilgisini de veren Filik, bunun önemli bir gelişme olduğunun altını çizerek, Avrupa da artık Mersin in bir lojistik üs olduğunu kanıtladıklarını ifade etti. Lojistik Merkez de Neden Gecikiyoruz? Basın mensuplarının Mersin de kurulması planlanan Lojistik Merkez in neden geciktiği sorusu üzerine hem eğitim programlarını hem de Lojistik Merkez i, bir arada götürmeye çalıştıklarını belirten Başkan Jozef Atat, Lojistik Merkezimiz olsun ve Türkiye de ilk olsun istedik. Limanın olması ve burada lojistik faaliyetlerin çok olması sebebiyle Lojistik Merkez e gereksinim duyuldu. Yer belirlendi, proje çizildi, Devlet Demiryolları tarafından ön ihale yapıldı. Ancak bir yerde geldik takıldık. Bin 700 dönümlük yerde belli başlı şahıs arazileri var. Bu şahıs arazilerinin bir kısmı satın alındı. Alınamayanlar kamulaştırılacak. Kamulaştırma yapılırken bazı yerler tarım arazisi olduğu için Toprak Kurulu'ndan izin almak lazım. Toprak Kurulu'na başvurumuzu yaptık, onlar toplanacağı zaman baktık ki, bazı vatandaşlarımız arazilerde narenciye ağaçları dikmişler. İşimiz Toprak Kurulu'na kaldı. Oraya ağaç diken vatandaşlara örtü parası verip arazinin onlardan alınması gerekiyor. Bu da 2-3 ay içinde çözülecek bir durum. Ondan sonra bir şey kalmayacak. Sayın Bakanımız Çağlayan ın sözü var. Burada lojistik alanında çalışmak isteyen birçok firma var ama elimizde olmayan sebeplerden dolayı gecikme oluyor diye konuştu. LODER Başkanı Mehmet Tanyaş ise, durumun İstanbul dan bakınca tuhaf göründüğünü kaydederek Mersin in bizim için örnek olan, önem arz eden bir yapısı var. Burada hükümetin yapısı içinde başka bir güçler savaşı var gibi geliyor. Son kararnamelere bakınca 4 merkez olduğu görülüyor. Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı bünyesinde merkezler var. Hükümetin lojistik merkezlerle ilgi kendi içinde bir çerçeve oluşturması ve bu konunun netlik kazanması gerekir. Biz hangi merkeziz? Diğer taraftan Toprak Kurulu kararının neden çıkmadığı anlaşılmayan bir durum. Niye bu karar çıkmıyor, onu ilgililere sormak lazım. Burası Avrupa dan ilgi gören bir yer. Yurt dışı talepler var ancak bir süre sonra bunlar da gidecek ve tren kaçacak ifadelerini kullandı. 6 7

5 11. Mersin Uluslararası FAİK BURAKGAZİ FESTİVAL YÜRÜTME KURULU BAŞKANI PROF. BERİKA İPEKBAYRAK FESTİVAL YÜRÜTME KURULU BŞK. YRD. HALİL DELİBAŞ FESTİVAL YÜRÜTME KURULU ÜYESİ Müzik Festivali Başladı 30 Nisan Pazartesi günü gerçekleştirilen açılış konseriyle başlayan Mersin Uluslararası Müzik Festivali bu yıl 11 yaşında. Yine birbirinden değerli sanatçı ve toplulukları kentimizde sanatseverlerle buluşturacak olan Festival 18 Mayıs ta sona erecek yılında Avrupa Festivaller Birliği ne (EFA) kabul edilerek adını uluslararası alanda da duyurmayı başaran 11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali, Şef Alpaslan Ertüngealp yönetimindeki Artemisia Oda Orkestrası nın Mersin Kültür Merkezi nde verdiği muhteşem gala konseri ile başladı. Türk sanatseverlerle ilk kez Mersin Uluslararası Müzik Festivali nde buluşan orkestra, Barok besteci Antoni Vivaldi den Emre Aracı ya, F. Mendelssohn dan Francesco Cilea ya eserler seslendirdi. Artemisia Orkestrası na, yapım tarihi 1846 olan bir kemanla Cihat Aşkın ve flütte Halit Turgay da eşlik etti. Festivalin açılışında konuşan Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, kalkınmanın sadece ekonomik boyutunun olmadığına değinerek Kalkınma bir bütün olarak tüm değerlerle, özellikle sosyal boyutuyla ele alındığında, kültür başta gelen unsurlardan birisidir. Bir kenti tanımlarken ve o kentin sahip olduğu değerleri yorumlarken, uluslararası boyuta ulaşan etkinlikleriyle düşünmek gerekir. dedi. Mersin'in bir dünya kenti konumuna ve bu konumda festivalin önemine dikkat çeken Güzeloğlu, Festival kapsamında Mersin ile buluşacak tüm sanatçılar, Mersin'e ayrı bir değer verecektir. Çok büyük bir zenginlik olan bu tarz etkinlikler, katılan kişileri ile değil, yankıları ile ele alındığı zaman daha değerlidir" diye konuştu. Festival kapsamında Mersin e eğitim alanında birçok okul ve yurt kazandıran Eyüp Aygar'a Festival Kent Ödülü, opera sanatçısı Nuran Çapanoğlu'na Festival Sanat Ödülü, keman sanatçısı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyesi Nurperi Yücesoy'a ise Prof. Nevit Kodallı Genç Yetenek Ödülü takdim edildi. Festival kapsamında düzenlenen 2. Beste Yarışması En İyi Eser sahibi Yalçın Özgüngör e de ödülü ve teşekkür belgesi verildi. Genel Sanat Yönetmenliği ni Remzi Buharalı nın yaptığı Festival, Fado nun prensesi Cristina Branco dan Polonyalı caz üstadı Artur Dutkiewicz e, klasik müziği özgün espri anlayışlarıyla harmanlayan MozART komedi dörtlüsünden, operanın divası Michele Crider e kadar birçok önemli yerli ve yabancı sanatçıyı Mersinlilerle buluşturacak. 11 ayrı sahnede 12 ücretli, 10 ücretsiz olmak üzere toplam 22 etkinliğe ev sahipliği yapacak olan 11. Mersin Uluslararası Müzik Festivali 18 Mayıs ta sona erecek. Mersin i bir dünya kenti yapmanın altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Slogandan realiteye uzanan bir yolculuk bu... Kültür ve sanat konusunda çok ciddi birikimleri olan, aydın, entelektüel birikimin üst düzeyde olduğu bir kentin kurumlarını oluşturmaya çalışıyoruz. Bunların başında gelen kurumsa Mersin Uluslararası Müzik Festivali. Bu festival 11 yıl önce kurulurken aynen bu amaçlarla kurulmuştu. Bu 11 yıllık yolculuğu boyunca gelişti, serpildi, büyüdü. Bir nadide çiçekti o, ilk yola çıkarken onu çok özenle koruduk, ona çok iyi baktık ve bugünlere getirerek 11. yaşına ulaştırdık. Bu da yavaş yavaş kente verim olarak dönecek. Önümüzdeki yıllarda Mersin de spor ve kültür-sanat alanlarında ve özellikle de tarihi mekanların turizmin hizmetine sunulmasıyla birlikte bütün bu kurumlar bir sinerji yaratacak ve kent ekonomisine katkı sağlayacak. Festival Yürütme Kurulu olarak her geçen yıl biraz daha tecrübe kazanıyoruz. Şimdiye kadar gelen sanatçıların hiçbirinden olumsuz bir tepki gelmedi. Tam tersine herkesten olumlu bir yanıt geliyor. Festival, kaliteden ödün vermeden, çoğunlukla klasik müzik olmakla birlikte farklı kategorilerden dolu dolu bir müzik programı ve dünyaca ünlü uluslararası sanatçıların icrasıyla gerçekleştiriliyor. Bu da Mersin Uluslararası Müzik Festivali ni hem Mersin hem de bu bölge için çok önemli bir etkinlik haline getiriyor. Tabii bir de bunun ekonomik boyutu, maliyeti var. Hem resmi hem de özel kurum ve kuruluşların katkısıyla bu festival gerçekleşiyor. Eğer onlar katkıda bulunmazlarsa burada satılan biletlerle festivalin bu nitelikte yapılması mümkün değil. Ben bütün kurum ve kuruluşlara katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunmak istiyorum ve bunun devamını diliyorum. 6. yılında Avrupa Festivaller Birliği(EFA) üyeliğini kazanan festivalimiz ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli. 11. yılımızda çok değerli bir programa sahip Festivalimizde 11 Mayıs 2012 akşamı Mersin Kültür Merkezinde, Portekiz in anlamlı müziği FADO nun prensesi Cristina Branco Mersin de olacak. Bu heyecan verici buluşmayı sağlayan Festival bu yıl ilimizde 11. kez seyircisi ile buluşan önemli bir etkinlik. Her yıl sanatçı ve seyirci potansiyeli ile gelişmeye devam ediyor. Mersin Deniz Ticaret Odası olarak özellikle sektörümüzün duayenlerinden merhum Hanri ATAT ın önderliğinde başlatılan bu festivali başından beri destekliyoruz. Ayrıca Odamız Yönetim Kurulu nun görevlendirmesi ile de 2.festivalden itibaren Festival Yürütme Kurulunda görev alıyorum. Bu görev sürecinde de ilimizin ve Odamızın tanıtımı için çok önemli bir görev üslendiğimizi düşünüyorum. Gerek yerli gerekse yabancı sanatçı ve guruplara ev sahipliği yapıyor ayrıca Kızkalesi, Kanlıdivane, Soli Pompeipolis, Aya Tekla gibi tarihi değerlerimizi de etkinliklerde fiilen kullanarak sanat aracılığı ile değerlerimizi dünyaya tanıtıyoruz. Nitekim 2009 yılında Kızkalesinde, kale içinde yapılan Fazıl Say piyano resitalini TRT naklen yayınla anında izleyicilere ulaştırdı. Bu yayının gerçekleşmesini sağlamak ve hizmetlerin emeklerin karşılığını görmek, etkinliğin kişi ve kurumlara verdiği en büyük haz olsa gerek. Karşılığı olmayan bir değer. Bu kapsamda maddi olarak yapılan desteğin değerinden çok, ilimize yansımasının karşılığını görmek bizlere güç, şevk ve ivme veriyor. Festivalimiz yıl içi etkinlikleri ve muhtelif kategorilerdeki ödülleri yanında her yıl değişik kategoride devam edecek olan beste yarışması benzeri etkinliklerle sadece sanatçı ve gurupları ilimize getirmekle kalmayıp aynı anda çok sesli müziğin ilimizdeki ve ülkemizdeki değerlerine de katkı sunmaya devam ediyor. Festivalin gerçekleşmesine maddi manevi destek veren emekleri ile gönüllü çalışanlara ne kadar teşekkür edilse azdır. Bu festival başta denizcilik sektörü ilgilileri olan üyelerimiz olmak üzere seyircinin desteği ve katılımı ile daha da değerlenecektir. 8 9

6 Dünyanın sesi Mersin de duyulacak; Mersin in sesini dünya duyacak Mersin Uluslararası Müzik Festivali bu yıl 11. Yaşını kutluyor. Her geçen yıl daha da geniş kapsamlı bir sanat organizasyonu halini alan Festival in doğuşunda ise 2003 yılında aramızdan ayrılan Odamız kurucu üyelerinden Hanri Atat ın katkısı unutulmaz. Bir kentin yaşanılabilir, ekonomik anlamda güçlü, ülkesinde ve dünyada bilinir hale gelmesinin yolunun sanatsal zenginliklerinden geçtiğini çok iyi bilen bir işadamı olan Hanri Atat, Mersin Uluslararası Müzik Festivali internet sitesinin Unutamadıklarımız köşesinde şu sözlerle anlatılıyor: Sevgi dolu, ailesine düşkün, hayata bağlı, dinamik, öncü, yardımsever, sanatsever, saygılı, hayatı ve eğlenceyi seven bir Mersin sevdalısı 28 Ocak 1929 tarihinde Mersin de doğan ve ilköğrenimini Mersin İleri İlkokulu nda yaptıktan sonra lise ve üniversite öğrenimini Beyrut ta tamamlayan Hanri Atat daha sonra Mersin e dönerek Ticaret Lisesi nde okudu ve 1948 yılında mezun oldu. Askerliğini yedek subay olarak Ayaş-Ankara da tamamladıktan sonra, on yıl bankacılık yaptı yılında kendi işini, 1965 yılındaysa yakın arkadaşı Fonda Tahinci ile ortak olarak ATAKO yu kurdu yılında Aline Zelil ile evlendi ve dört çocuk babası oldu yılında Danimarka Fahri Konsolosu oldu ve bu görevi 2001 yılına kadar sürdürdü. Yardımsever ve sanata tutkun bir işadamı Hanri Atat kentte önemli bir işadamıydı ama onun yardımseverliği ve hayata bağlılığı da en az yaptığı işler kadar iyi bilinirdi. Yüreğindeki geniş insan sevgisini, ihtiyaç duyan herkese yardım eli uzatmasından anlamak mümkündü. Mersin Diyabet Merkezi nin kuruluşuna katkıda bulunmuş, okul yaptırmış, maddi durumu kötü olan başarılı öğrencilere burs vermişti. Ayrıca Çocuk Esirgeme Kurumu, Zihinsel Özürlüler Derneği, Huzur Evi gibi kuruluşlara da bağışlarda bulunmuştu. Hanri Atat aynı zamanda gerçek bir Mersin tutkunuydu ve hayatının önemli bir bölümünü şehrini geliştirmeye adamıştı. Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Kültür Merkezi Derneği ile Mersin Uluslararası Müzik Festivali nin kuruluşlarına ve Mersin Kültür Merkezi ne konser piyanosu alınmasına öncülük etmişti. Mersin in sanatsal yönünün gelişmesiyle gerçek bir dünya kenti olacağına inanıyordu. İşte kendisiyle bu fikri paylaşan dostlarıyla birlikte 2001 yılında Mersin Kültür Merkezi Derneği çatısı altında Mersin Uluslararası Müzik Festivali nin ilkinin düzenlenmesinde çok büyük çaba sarf etti. Hanri Atat 2003 yılında aramızdan ayrıldı. Ancak onun öngörüsü ve çabalarıyla atılan o ilk adım, bugün Avrupa Festivaller Birliği üyesi olan, birçok sanatçıyı ülkemizde ilk kez sanatseverlerle buluşturan gerçek anlamda bir sanat şölenine dönüştü. Uluslararası Mersin Müzik Festivali, Mersinliler için bir gurur kaynağı olurken, Mersin in de bir sanat kenti olarak anılmasını sağladı. Ve merhum Hanri Atat ın festivalin kuruluşunda aklından geçenler, gerçek oldu. Artık dünyanın sesi Mersin de duyuluyor ve Mersin in sesini dünya duyuyor 10 11

7 Serdar Aksoy Adana / Mersin Vergi Dairesi Başkanı Yeni Teşvik Sistemi ve Beklentiler Bazı ekonomik faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla, kamu tarafından çeşitli yöntemlerle verilen maddi veya gayri maddi destek, yardım ve özendirmelere teşvik adı verilmektedir. Ekonomi politikasının bir aracı olarak, gerek sektörler itibari ile ve gerekse bölgesel kalkınmışlık farklarının en aza indirilmesi maksadıyla yatırım teşvikleri kullanılmaktadır. Teşvik sistemi, ülke sanayinin kurulması, geliştirilmesi, rekabet edebilir konuma gelmesi ve korunması açısından çok önemli bir işleve sahiptir. Kamu kaynaklarının ülke ekonomisi açısından önemli görülen alanlara ve uygun tedbirler aracılığıyla aktarılması teşvik sisteminin etkinliği açısından önem taşımaktadır. Teşvikler, teşvik edilen ekonomik faaliyetin yalnızca girişimciye değil tümekonomi için yaratacağı fayda nedeniyle kullanılmaktadır. Özellikle kalifiyeişgücünün eğitilmesi, Ar-Ge harcamaları yoluyla yeni teknolojilerin ve yeni üretimmetotlarının geliştirilmesi, girişimciliğin özendirilmesi bu şekilde tüm ekonomi içinyaratılan faydaya örnektir. Bunula birlikte teşvikler ekonomik işleyiş oluşabilecek bir takım aksaklıkların giderilmesine yardımcı olmak amacıyla, üretimin, istihdamın, ihracatın artırılması gibi genel konularındışında bölgesel gelişmenin sağlanması, Ar-Ge kapasitesinin artırılarak yeniteknolojilerin geliştirilmesi, uluslararası boyutta firmaların rekabet güçleriningeliştirilmesi, çevre koruma önlemlerinin artırılması gibi özgün konularda dakullanılmaktadır. İçinde bulunulan ekonomik konjonktüre ve karşılaşılan piyasaaksaklıklarına göre teşviklerin uygulama konuları değişse bile uzun vadedeki temelamacı iktisadi kalkınmanın sağlanarak halkın refah seviyesinin artırılmasıdır. Ülkemizde de çeşitli yatırım teşvik tedbirleri, yatırımların artırılması, yeni iş sahalarının açılarak işsizliğin azaltılması, geri kalmış bölgelerde kalkınmanınsağlanması gibi çok çeşitli amaçlarla uygulanan teşvik tedbirleri yıllar içinde dönemsel olarak değişikliklereuğramıştır li yıllarda ithal ikameci sanayi politikasından ihracata dayalı sanayi vebüyüme politikasına geçilmesiyle birlikte nakdi devlet yardımı uygulamaları hız kazanmıştır.1990 lı yılların başından itibaren ise kamuda ortaya çıkan kaynak sıkıntısı,yatırımların teşvik edilmesi amacıyla bütçeden tahsis edilen kaynakların azalmasına yolaçmıştır. Ayrıca Dünya Ticaret Örgütü kuralları, Serbest Ticaret Antlaşmaları ve AB Mevzuatı gibiuluslararası yükümlülüklerimiz çerçevesinde destek unsurlarının çeşitliliği giderek azalmıştır. Bu dönemde nakdi destek unsurlarının yerini vergi muafiyet ve istisnalarından oluşan teşviktedbirleri almıştır.1995 yılından itibaren bölge ve sektör ayrımı yapılmaksızın belirli bir büyüklüğünüzerindeki tüm yatırımlara hitap eden ağırlıklı olarak KDV İstisnası ve Gümrük Muafiyetidestek unsurlarını içeren genel teşvik sistemi olarak adlandırılabilecek bir uygulamayageçilmiştir. Bu uygulama yeni teşvik sisteminin temelini oluşturan 2009/15199 sayılıyatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ın yürürlüğe girdiği 2009 yılının Temmuzayına kadar devam etmiştir. İçerisinde bulunduğumuz dönemde ise ekonomi yönetimi tarafından bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak, yeni yatırımları özendirmek, üretimi ve istihdamı artırmak amacıyla yeni teşvik sistemi hazırlanmıştır. Dünya ekonomisindeki gelişmeler ve ülkemiz ekonomisindeki yaşanılan iyileşme değişimlere paralel olarak Türkiye'nin hızlı değişimine uyum sağlayabilecek yeni bir teşvik sistemi hazırlanmıştır. Hazırlanan bu sistem ile Ülke çapında istihdam seviyesini yükseltmek, Bölgelerarası dengesizlikleri gidermek, Uluslararası alanda rekabet gücü oluşturmak, Teknolojik ve stratejik dönüşüm ve gelişimi sağlamak, Tasarrufları katma değeri yüksek ve en uygun yatırımlara yönlendirmek İmalatımızın ithalata bağımlılığını azaltmak gibi ülke ekonomimizin gelişimine hız ve yön verecek amaçlar hedeflenmiştir. Yeni Teşvik Sistemi;Genel Teşvik Uygulamaları, Bölgesel Teşvik Uygulamaları, Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki ve Stratejik Yatırımların Teşviki olarak sınıflandırılmış temel bileşenlerden oluşmaktadır. Genel teşvik uygulamasında bölge ayrımı yapılmaksızın; teşvik edilmeyecek yatırım konuları ile diğer teşvik uygulamaları kapsamında yer almayan ve belirlenen asgari sabit yatırım tutarı şartını sağlayan yatırımların,kdv İstisnası ve Gümrük Muafiyeti destekleri ile desteklenmesine devam edilecektir. Uygulanması planlanan yeni sistem ile 4 olan bölge sayısı 6'ya çıkarılmış ve il bazlı bölgesel teşvik sistemi tasarlanmış, bölgelere verilen desteklerin süreleri uzatılarak en uzun süreli destek altıncı bölgede yapılan yatırımlar için öngörülmüştür. 6. Bölge için genişleyen sektörel kapsam, işgücü maliyetlerini azaltmaya yönelik destekler ve finansman imkânlarının genişletilmesi gibi bölgesel kalkınmayı hızlandırıcı yaklaşımlar benimsenmektedir. Gelir VergisiStopajı ve Sigorta Primi İşçi Hissesi desteği ile 6.bölge,işgücümaliyeti açısındanülkemizinenavantajlıbölgesihalin egeliyor. Bölgesel teşvik uygulamalarında yeni bir bölgesel harita-il bazlı bölgesel teşvik sistemine geçilmiş,destek unsurlarında değişen süreler ve oranlar desteklenecek sektörlerin güncellenmiş, sosyo-ekonomik açıdan ÖRNEK VERGİ İNDİRİMİ HESAPLAMA YATIRIM TUTARI: OSB DIŞI görece az gelişmiş bölgeye (6. bölge) cazip destekler sağlanmıştır.yeni sistemde üzerinde hassasiyetle durulan vergi indirimi desteği münhasıran teşvik belgesine konu yatırımdan elde edilecek kazançlara uygulanmakla birlikte, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde yatırım yapan firmalar için, yatırıma katkı tutarının belirli bir kısmı yatırım döneminde tüm faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar üzerinden uygulanabilecektir OSB İÇİ Örneğin, 1.bölgede faaliyet gösteren bir firmanın, 6.bölgenin OSB sinde 2Milyon tutarında bir yatırım yapması durumunda; Yatırıma katkı tutarı, toplam yatırım tutarının %55 i oranında 1.1 Milyon olacak, bu tutarın %80 i olan 880 Bin i yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlara uygulanacak vergiden indirebilecektir. Kalan, 220 Binlik kısmı ise 6.Bölgede gerçekleştirilen yatırımdan elde edilen kazanca uygulanacak kurumlar ya da gelir vergisinden indirilebilecektir. Aynı yatırımı 3.bölgenin OSB sinde yapması durumunda; yatırıma katkı tutarı toplam yatırım tutarının %30 u oranında 600Bin olacak, bu tutarın %30 u olan 180 Bin i yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlara uygulanacak vergiden indirebilecektir. %70 i olan 420 Bin i ise 3.Bölgede gerçekleştirilen yatırımdan elde edilen kazanca uygulanacak kurumlar ya da gelir vergisinden indirilebilecektir. Büyük ölçekli yatırımların teşviki kapsamında Teknoloji ve Ar-Ge kapasitesini artıracak ve uluslararası alanda rekabet üstünlüğü sağlayacak Büyük Ölçekli Yatırımların; KDV İstisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği ve Yatırım Yeri Tahsisi ile desteklenmesine devam edilecektir. Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) ve İthalat Haritası çerçevesinde, cari açığın azaltılması amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek ara malları ve ürünlerin üretimine yönelik ve uluslararası rekabet gücünü artırma potansiyeline sahip, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımları teşvik etmek maksadıyla, %50 den fazlası ithalatla karşılanan ara malları veyaürünlerin üretimi stratejik yatırımların teşviki kapsamındadeğerlendirilecektir. Yeni sistem kapsamında yer alan hususlardan biri de Öncelikli Yatırımlarla ilgili teşviklerdir. Bu yatırımlar, 1., 2., 3., 4., 5. bölgelerde yer alması durumunda 5. Bölge desteklerinden yararlanacaklardır. Madencilik yatırımları, Demiryolu ve denizyolu ile yük veya yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, Test merkezleri, rüzgâr tüneli ve benzeri nitelikteki yatırımlar, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları, Özel sektör tarafından gerçekleştirilecek ilk, orta ve lise eğitim yatırımları Yatırım tutarı 20 Milyon üzerinde olan; Belirli ilaç yatırımları, Savunma sanayi yatırımları, Öncelikli yatırımlar kapsamında değerlendirilecektir. Uygulanmasıplanlanan yeni teşvik sistemiyle bölgesel gelişmişlik farklılıkların giderilmesine yönelik daha önce de var olan çalışmaların bundan sonra daha etkin ve kararlılıkla süreceği ortaya konmuştur. Bölgesel gelişmişlik farklılıkların giderilmesine yönelik çalışmaların yanı sıra ülkemizin toplam üretim miktarı ve üretim potansiyelini artıcı nitelikteki stratejik yatırımlar ve büyük ölçekli yatırımlar da teşvik kapsamında değerlendirilmiştir. Çok yönlü olarak planlanan ve uygulanacak olan bu sistem ile bir yandan ülke düzeyinde istihdam seviyesi yükselirken, diğer yandan ara mallar ve yatırım mallarının yurt içinde üretimine ağırlık verilerek, en önemli iktisadi sorunlarımızdan olan cari açığın kapatılması ve bununla birlikte uluslararası piyasada rekabet gücümüzün artırılması hedeflenmektedir.

8 MDTO Genç Yetenekleri Buluşturuyor Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ilköğretim öğrencilerine yönelik deniz temalı resim, kompozisyon ve fotoğraf yarışmaları düzenliyor. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nın 86. Yılı Kutlamaları kapsamında çocuklar için bir dizi etkinlik yapmayı planlayan MDTO, düzenlediği resim, kompozisyon ve fotoğraf yarışmaları ile genç kuşakları denize yaklaştırmayı hedefliyor. Deniz sevgisini erken yaşlarda aşılayabilmek düşüncesinden hareketle Mersin de ilköğretim düzeyinde eğitim gören çocuklara ve gençlere yönelik olarak düzenlenen yarışmalarla denizciliğin bir yaşam biçimi olduğunu benimsetebilmek, çocuklarımıza ve gençlerimize denizlerimize sahip çıkma bilinci kazandırabilmek ve onların yaratıcıklarını ortaya çıkarmak amaçlanıyor. İlköğretim okullarına duyurusu Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan üç yarışmanın da başvurusu 31 Mayıs 2012 tarihinde sona erecek. Sonuçları 16 Haziran günü açıklanacak yarışmaların ödül töreni ise 28 Haziran günü Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Salonu nda yapılacak. Öğrenciler denizlerimiz ve denizciliğin kentimize katkıları konusunda duygu ve düşüncelerini resim ve kompozisyonları ile kâğıda dökecekler Haydi Denizi Anlat Resim Yarışması: İlköğretim 1. ve 5. sınıflar arasında okuyan çocuklara açık olan yarışmaya her öğrenci en fazla 2 resim ile katılabilecek. Resimler serbest teknikle yapılabilecek. Deniz Kokan Mersin adıyla düzenlenen kompozisyon yarışmasına ise 6., 7. ve 8. sınıf öğrencileri en fazla 1 çalışma ile katılabiliyor. Resim ve Kompozisyon Yarışmaları nın Seçici Kurulu nda Necdet Ülger İlköğretim Okulu ndan Esra Sönmez, Aydınlıkevler İlköğretim Okulu ndan Müzeyyen Karakılınç, Mersin 3 Ocak İlköğretim Okulu ndan Hayrettin Genç, Ahmet Hocaoğlu İlköğretim Okulu ndan Ebru Kalender ve MDTO dan Esra Kayadelen görev alıyor. Düzenleme Kurulu ise şu isimlerden oluşuyor: MDTO Basın Danışmanı Ali Adalıoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş ve MDTO Basın Sorumlusu Esra Kayadelen. Fotoğraf Yarışması: Deniz ve Yaşam Mersin Fotoğraf Derneği nin (MFD) katkılarıyla gerçekleştirilecek fotoğraf yarışması da ilköğretim düzeyinde (1. ve 2. kademe) eğitim gören tüm öğrencilere açık olacak. Katılımcıların en fazla 5 fotoğraf ile katılabileceği yarışmada değerlendirme 7-11 yaş ve yaş grubu olmak üzere iki ayrı kategoride yapılacak. Fotoğraflar MDTO Proje Danışmanı Ali Yavuz, MFD Üyesi Fotoğraf Sanatçıları İsmail Kayadelen ve Canan Yaşar tarafından değerlendirilirken, Düzenleme Kurulu nda MFD Üyesi Fotoğraf Sanatçıları Eyüp Karakuş ve Fatma Eldeniz in yanı sıra MDTO Basın Danışmanı Ali Adalıoğlu ile Basın Sorumlusu Esra Kayadelen de görev alıyor. Ödül Töreni ve Sergileme Yarışma sonuçlarının açıklanmasının ardından deniz e duyarlı genç yeteneklere ödülleri Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı nda verilecek. Resim ve kompozisyon yarışmalarında birinci olan öğrencilere mini bilgisayar (netbook) verilirken, fotoğraf yarışmasında her iki kategorinin birincisi birer fotoğraf makinesi sahibi olacak. Jüri üyelerince seçilen resim ve fotoğraf çalışmaları 28 Haziran gününden itibaren 1 hafta süreyle yine bu salonda sergilenecek. Yarışmalara ilişkin başvuru koşulları ve katılım formu adresinden alınabilir

9 16 17

10 Songül Ulutaş Mersin Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Bağımlılık Sürecinde Bir Akdeniz Limanın Kapanış Hikayesi Tarihsel süreçte bir yerleşim yeri olarak süreliliğini koruyan Tarsus kenti, hem deniz hem de kara ticaretinde bulunduğu bölgenin önemli bir merkezi olmuştur. Dünyanın en eski kentlerinden biri olma özelliğiyle anılan kent, aynı zamanda geçirdiği coğrafi değişim ile de tarih içindeki yerini almıştır. Son yıllarda tarih yazımında, salt siyasi tarih bilgilerinden ziyade iklimi, coğrafyayı, iktisadı, zihniyetleri ve bu unsurların tarihin değişim süreci içindeki yer, rol ve kapsamlarını da içeren çalışmalar yapılmaktadır. İncelenen mekânın bir parçası olarak nehirlerin kent tarihleri üzerinde oynadığı roller, Çukurova örneğinde çok fazla irdelenmemiştir. Özellikle Tarsus un tarihi gelişim sürecinde Cydnus(Berdan)Nehri nin oynadığı rol üzerinde herhangi bir tartışmaya rastlanmamış olması da çalışma alanımız için önemli bir eksikliktir. Tarsus tarihinde kent hayatı için en önemli unsurlardan biri olan Cydnus Nehri, akıntısıyla taşıdığı alüvyonla limanın kapanmasına sebep olmuştur. Tarihi ve ekonomik önemi bu denli önemli olan bir liman kentinin denizle bağlantısının kesilmesinin yanı sıra önemli bir diğer konu da bu sürecin 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti nin dünya ekonomik sistemiyle bağlantıya geçtiği dönemde gerçekleşmiş olmasıdır. Bu coğrafi değişim, Tarsus un kaderini değiştirirken, Çukurova nın bu günkü şekillenmesinde de büyük aşamalardan biri olmuştur. İncelenen süreç kapitalist ekonominin tüm dünyaya yayıldığı ve ekonomik ilişkilerin hızlandığı bir dönemdir. Bu süreçte çevre liman kentleri dünya kapitalist ekonomisiyle bağlantılı olan ayrıcalıklı yerler haline gelmişlerdir. Bu nedenle, liman kentleri bütünleşme sürecinin tümünü Tarsus Limanı somut biçimde yakalayıp, yansıtması açısından önemli durak noktaları olarak ele alınmalıdır. 19. Yüzyılda hızla gelişen bu ekonomik ilişkiler Tarsus ekonomisinde de göreceli bir canlanmaya olanak sağlamıştır. Ancak aynı yüzyılın ortalarına doğru kentte deniz olanaklarının kısıtlanmasıyla birlikte bir takım merkez kaymalar ortaya çıkmış ve kenti farklı bir gelişme sürecine doğru itmiştir. Araştırmamız boyunca, Tarsus Limanı nın antik çağlardan başlayarak gelişme ve değişme aşamaları tespit edilmeye çalışılacaktır. Tarsus Tarihi açısından büyük bir öneme sahip olan limanın nasıl kapandığına ilişkin bol miktarda veri bulunmasına rağmen, bu veriler limanın tamamen işlevini yitirmesine dair kesin bir tarih belirlemede yetersiz kalmaktadır. Bu çerçevede temel problematiğimiz, kentin denizle olan bağlantısının kesilmesi ve limanın dolmasına neden olan coğrafi etken ve oluşumları tespit etmek, bu durumun kent ekonomisine yansımalarını ortaya çıkarmaktır. Böylece kentin içinden geçen bir nehrin ve coğrafi yapıda meydana gelen doğal değişmelerin kent tarihi üzerine etkileri de arka planda ele alınmış olunacaktır. Cydnus Nehri, Tarsus ve Liman Gölü Rhegma İlişkisi Çukurova tarihinin şekillenmesinde nehirleriyle özdeşleşmiş kentler büyük rol oynamıştır. Bölgenin en önemli nehirleri Pyramus-Ceyhan, Saros-Seyhan, Cydnus-Berdan ve Calycadnus- Göksu dur. Saros üzerinde Adana, Pyramus üzerinde eski adıyla Mallos şimdiki Karataş ve Cydnus üzerinde Tarsus, nehirleriyle tarihleri özdeşleşmiş kentlerdir. Saros ve Pyramus, Cydnus tan çok daha fazla su taşımaktaydı ve kent merkezinden geçmekteydiler. Ancak Cydnus, kendisiyle özdeşleştirilmiş kentin tarihinde, bu iki nehirden daha fazla rol oynamıştır. Cydnus, Rhegma denilen lagün gölünün oluşumuna kadar kentin ortasından geçit doğrudan denize dökülüyordu. Ksenophon, Dion Chrysostomos, Strabon ve Arrianos gibi yazarlar, nehrin bir dönem kentin tam ortasında geçtiği konsunda hem fikirlerdir. Ksenophon, kenti tam ortadan ikiye bölen Cydnus Nehri nin iki yüz ayak genişliğinde olduğunu yazmıştır. Ancak Seyhan Nehri nin yatak değiştirerek batıya kayması ve kumulların rüzgâr etkisiyle kıyıyı şekillendirmesi sırasında Rhegma denilen lagün gölü oluşmuştur. Cydnus Nehri bu oluşumdan sonra göl aracılığıyla denize ulaşmaya başlamış ve kent, nehir, göl ve deniz ilişkisi kurulmuştur. Kaynağını Toroslar dan alan Cydnus Nehri Tarsus un tarihinde olduğu kadar kent yaşantısında da etkiliydi. Kış aylarında eriyen kar suları nedeniyle yaşanan su baskınları kent hayatının şekillenmesini zemin hazırlarken bir yandan da kentin kaderini belirleyecek gelişmelere yol açmıştır. M.S de Bizans hükümdarı 1. Justinian büyük su baskınlarıyla oluşan zararları önlemek amacıyla, nehir yatağının ketin kenarından dolaştırılarak doğuya doğru yönlendirilmesini sağlamıştır. Tarsus kent merkezinin denize bağlantısının kesilmesinde ilk aşama Rhegma gölünün oluşumudur. Bu kesinti aslında kenti yeni ve daha güvenli korunaklı bir li- mana kavuşturmuştur. Rhegma gölü kent, nehir, göl, deniz bağlamında uzun yıllar Tarsus un limanı işlevini görmüştür. Ayrıca kadırgalara benzeyen küçük teknelerle kent merkezine kadar ilerleyerek kentle bağlantı sağlana bilmiştir. Plutarchos a göre Cleopatra donanmasıyla birlikte Cydnus nehrinin yardımıyla Tarsus a ulaşmıştır. Bu bilgi hem nehrin gemilerin girebileceği kadar büyük boyutta hem de nehir, liman ve deniz bağlantısının bu dönemde mevcut olduğunun bir göstergesidir. Rhegma Gölü nde iskele depoların varlığı bilinmekle beraber, buranın gemilerin boşaltım yaptığı bir yer olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Cydnus nehrinin gçle döküldüğü yerde eski silah depoları bulunmaktaydı ve aynı zamanda bu göl Tarsusun donanma üssü olarak da kullanılmıştır. Bölgeyi ziyaret eden ünlü seyyahlardan Charles teksiyer e göre gölün kenarındaki küçük Rhegma şehri Tarsusa 1 km den daha az mesafededir. Texsiyer burada ticari depoların, rıhtım, gemi inşa tezgâhları ve sahil tesisleri bulunduğunu belirtmiştir. Gölün geri kalan 3 kıyısının çevresinde büyük olasılıkla Aulai olarak adlandırılan bir de liman kasabasının da olduğu da bilinmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda izinine hiç rastlanmamış olması nedeniyle kentin, gölün güney tarafında kadar uzanmadığı anlaşılmaktadır. Ancak buradaki yapılar gölden kente doğru hemen hemen hiç kopmayan bir dizi halinde uzanmaktadır. Harita 1: Tarsus Haritası Üzerinde Eski Aulai Liman Kenti Kaynak: Ramsay, W. M. (2000). Tarsus (Aziz Pavlus'un kenti). (Çev. Levent Zoroğlu) Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, s. 22. Nehir yatağında 1. Justinian tarafında yapılan düzenlemeler Rhegma Gölü nün de zamanla şekil değiştirmesine neden olmuştur. Justinian ın nehir üzerindeki operasyonları doğal olaylarında katkısı ile hem nehir güzergahını düzene soktu hem de rıhtım ve tersane ile birlikte gölün sınırlarına set çekti. Ramsay, buranın yararsız LİMANIN KAPANMASI Şekil 1 Tarsus un Denizle Olan Bağlantısının Kesilmesine Neden Olan Coğrafi Etken ve Oluşumlar ki durgunluk ve Arapların egemenliğinde ilgisiz ve dikkatsiz davranılması sonucu liman, nehrin getirdiği alüvyonların birikmesi ile dolmaya başlamıştır. Ayrıca Seyhan nehrinin getirdiği alüvyonların kıyıya paralel şekilde dağılması bu gölün deniz ile bağlantısının kesilmesinde etken olmuştur. Böylece, lagün gölü Cydnus ile Seyhan Nehri nin getirdiği malzemelerle dolmuş ve işlevini kaybetmiştir. Son yıllarda bu konu üzerine bir takım jeolojik çalışmalar yapılarak Tarsus un kıyıya olan bağlantısının kesilmesi üzerine bazı hipotezler öne sürülmüştür. Ancak kesin sonuçlara ulaşılmamakla birlikte söz konusu çalışmalar öneri niteliğinde kalmıştır. Aşağıdaki şekilde Kemal Gürbüz, Tarsus tarihçesine jeolojik açıdan bir yaklaşım getirmiş ve Tarsus un güney kesiminde Seyhan ve Cydnus nehirlerinin etkileşimini gösteren bir hipotetik kıyı değişimi modeli çizmiştir. Bu tür jeolojik yaklaşım ve öneriler çalışmamızı destekler Doğal Oluşumlar (Jeolojik Etmenler) İnsan Müdahalesi Kente Hakim Yöneticilerin Tavrı bir lagün gölü iken beğenilen bir liman haline dönüştürüldüğünü ve tamamen kara haline gelene kadar da kusursuz bir şekilde faaliyete açıldığından bahseder. Bu büyük operasyon sayesinde Tarsus, Kilikia nın en önemli limanı olan Karataş ile rekabet edebilecek duruma gelmiştir. Böylece bir insan müdahalesi ile kentin hem fiziksel görünüşü hem de tarihi değişime uğramıştır. Ancak göl ile deniz arasındaki mesafeden dolayı bu iç limanın bakımına dikkat edilmesi ve ilgisiz bırakılmaması gerekiyordu. Bizans döneminde- Rhegma Lagün Gölünün Oluşumu Seyhan ve Cydenus un Taşıdığı Alüvyon Cydenus Nehri Yatağına Müdahale İklimsel Faktörler nitelikte olması açısından önemli olmakla birlikte konu ile ilgili kesin bir tarih ve bilgi vermemesi nedeniylede bir öneri olmaktan öteye gidememektedir. Şekil 2 Tarsus'un Güney Kesiminde Seyhan ve Cydnus Nehirleri'nin Etkileşimini Gösterir Hipotetik Kıyı Değişimi Modeli Kaynak: Kemal GÜRBÜZ, "Berdan 18 19

11 Nehri'nin Kuvaterner'deki Evrimi ve Tarsus'un Tarihçesine Jeolojik Bir Yaklaşım", Kuvaterner Çalıştayı IV, 2003, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, s. 82. Tarsus un kıyı ile bağlantısının kesilmesine ilişkin benzer bir jeolojik çalışmada Beycan Hocaoğlu, Ertuğ Öner ve Levent Uncu tarafından yapılan Tarsus Ovası nın jeomorfolojik gelişimi üzerine yapmış oldukları araştırmadır. Bu çalışmada araştırmalar Tarsus Ovası nın oluşumunu jeomorfolojik açıdan incelerken bir önceki çalışmaya benzer bir kıyı değişim haritası da çizmişlerdir. Harita 2: Tarsus Ovası nın Jeomorfolojik Gelişimi Kaynak: Öner, E., Hocaoğlu, B. Ve Uncu, L. (2005). Tarsus Ovasının jeomorfolojik gelişimi ve Gözlükule Höyüğü. Türkiye Kuvaterner Sempozyumu içinde (ss ) İstanbul: İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü. Tarsus Limanı nda Ticaretin Tarihsel Gelişimi Kilikya limanlarının eski çağlarda Kıbrıs, Mısır, Doğu Akdeniz ve Ege limanlarıyla yoğun bir bağlantısı vardı. İskenderun-İsos, Yumurtalık-Aigaea, Karataş-Magarsos, Tarsus, Mersin-Yumuktepe, Soloi-Pompeiopolis, Lamas, Elaiussa-Sebaste, Korykos, Silifke-Holmoi-Taşucu, Aphrodisias, Nagidos, Kelenderis birer liman kentleriydi ve bu kentler arasında canlı ve organik bir deniz ulaşımı vardı. Ürünlerin taşınmasında karayolu yerine deniz yolu tercih ediliyordu ve ürünler gemilerle taşınıyordu. Ayrıca kent bu ticari konumu nedeniyle antik dönemden itibaren pek çok devletin egemenlik mücadelesine sahne olmuş ve sık sık el değiştirmiştir. Antik dönemde Rhegma denilen lagün gölü sayesinde kendi içine kapalı, güney rüzgârlarından etkilenmeyen, denizden gelen saldırılara karşı güvenli, korunaklı doğal bir iç liman görüntüsü veren Tarsus, ticarette tercih edilen bir kent haline gelmiştir. Nehir ağzıyla giren gemiler burayı liman olarak kullanıp mallarını buradaki depolara boşaltarak onarım ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Gemiler, liman olarak nitelenen yerde demirlerken boşaltılan mallar sandallara yüklenerek nehirden şehrin içine kadar götürülebiliyordu. Bu durum kent merkezi ile liman arasında ulaşımı kolaylaştırırken aynı zamanda da farklılaştırmaktaydı. Asurlu kralların bölgeyi ele geçirmek için Yunanlılarla savaştıkları ve Tarsus u yıkıp yeni liman kentleriyle birlikte tekrar bir gün de inşa ettikleri tarihsel bilgiler arasında yer almaktadır. Bu durum Yumuktepe ve Soloi-Pompeipolis ile birlikte Tarsus un antik çağda Çukurova nın en önemli ticaret merkezleri arasında yer aldığını da göstermektedir. Şemsettin Sami ünlü eseri Kamusu l- Alam da ilk çağda Tarsus un, Mısır ın en işlek ticaret kentlerinden biri olan İskenderiye ile rekabet edebilecek düzeyde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca birçok Arap kaynağında da Tarsus en önemli deniz merkezleri arasında sayılmıştır de Venedik ticaretinde açılana pazarlar arasında Tarsus, Misis ve Adana da sayılıyordu. Ancak bu ilişkilerin 13. yüzyılda Ermeni Krallığı ile yapılan antlaşmalardan sonra attığı ve İtalyanların bu tarihten sonra ülkeye yerleşip koloniler oluşturdukları anlaşılmaktadır. 11. yüzyılda Avrupa tüccarlarının uğrak limanları arasında yer alan Tarsus Limanı etkinliğini 14. yüzyılda hala korumaktadır. Özellikle Venedik ve Ceneviz kolonilerinin Tarsus ta kurulması kent ve limanın ticaretinin gelişmesinde etken faktörlerden biri olmuştur. Ancak sık sık el değiştiren Tarsus Limanı nın bu konumunda dönem dönem dalgalanmalar yaşanmaktaydı. Konjonktürel durum ile birlikte kente hâkim olan siyasi gücün ticarete bakış açısına göre de limanın güçlenmesi ya da zayıflaması söz konusundur. Örneğin Bizans döneminde uluslar arası ticaretin İstanbul, Ege ve Karadeniz e yönelmesiyle Kilikya limanlarının işlevleri de büyük ölçüde azalırken; orta çağda Doğu Akdeniz e kurulan haçlı krallıkları ile Kilikya Ermeni Krallığı döneminde liman faaliyetlerine yeniden canlılık kazandırılmıştır. Tarsus Limanı nın denizde uzak bir iç liman görüntüsüne sahip olması korsan saldırılarından korunma açısından da önemli bir faktör olduğundan ticaret kolonileri tarafından tercih edilmesini sağlamıştır. Liman bu işlerliğini Osmanlı Devleti döneminde de korumuş ve 19. yüzyıl sonuna kadar farklı yoğunluklarda işlevini devam ettirmiştir. 19. yüzyıl ilk yarısında özelikle İngilizler ile imzalanan serbest ticaret sözleşmeleriyle dış ticareti daha da gelişen ve yabancı devletler ile güçlü ticari bağlantılar kuran Tarsus Limanı Çukurova nın dışa açılan önemli bir kapısı olmuştur. Tarsus Limanının İşlevini Kaybetmesi ve Kapanmasına Dair Tarsus limanının coğrafi etkenlerden dolayı zaman ile kapandığı bilinmektedir. Limanın kapanış tarihine ilişkin farklı yorumlar söz konusu olup bu konuda net bir bilgi mevcut değildir. Limanın kapanışının tarihlendirememe problemi arkeolojik kazılar ve jeolojik tespitler sonucu ancak çözülebilir. Fakat Tarsus ta modern yerleşim, antik yerleşimin tam üzerine kurulu olduğundan dolayı kazı imkanları da aynı ölçüde kısıtlanmaktadır. Limanın tam kapanış tarihide dâhil olmak üzere Tarsus a ilişkin pek çok konu gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir. Cydnus Nehri nin getirdiği kum ve çamurun zamanla Rhegma Gölü nün önüne birikmesiyle Tarsus un bir liman kenti olmaktan çıktığı bilinmektedir. Cydnus un hızlı akıntısının getirdiği kum ve çamurun göl ağzında birikmesi bir durgun su alanının meydana gelmesine neden olmuştur. Bu durgun su alanı sonunda tamamıyla dolarak bataklık halini almış ve liman işlevini kaybetmiştir. Piri Reis in Tarsus kıyılarını gösteren haritalarında Rhegma denilen gölü işaret etmesi ve buranın Tarsus un limanı görevini gördüğünü belirtmesi gölün 16. yüzyıl da hala varlığını koruduğunu göstermektedir. Piri Reis 16. yüzyılda ünlü eseri Kitab-ı Bahriye de Tarsus un deniz kıyısında 3 mil kadar içerde bir ovada kurulduğunu ve önünden bir ırmak aktığını belirtmektedir. Irmağa sandalların girebildiğini de belirten Piri Reis, ırmağın denize döküldüğü yerde bir de kule olduğunu ve altı kulaç ötesinde gemilerin demirlediğini vurgulamaktadır. Mezkûr Tarsus deniz kenarında 3 mil miktar karada bir ovada baki olmuş bir kasabadır. Ol kasabanın önünden bir su akar. Mezkûr suya sandallar girür ve ol suyun ağzında bir birgos var. Mezkûr birgosa karşı altı kulaç suda demir korlar, yaturlar. Harita 3 Piri Reis'in Tarsus ve Çevresini Gösterir Haritası Kaynak: Piri Reis, Kitab-ı Bahriye, cilt 4, (Editör: Ertuğrul Zekai Ökte), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını,Ankara, 1988, ss Harita 4: Piri Reis'in Tarsus Kenti ve Rhegma Liman Gölü'nü Gösterir haritası Kaynak: Piri Reis, Kitab-ı Bahriye, cilt 4, (Editör: Ertuğrul Zekai Ökte), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, Ankara, 1988, ss Evliya Çelebi de Tarsus (Cydnus) Nehri nin Bolkar Yaylağı ndan gelip Tarsus a bir saat uzaklıkta Akdeniz e karıştığını üzerinde beş adet köprü bulunduğunu ve geçtiği ovanın içinde bir tane taş olmayıp, ferah bir havası olduğunu dile getirmiştir. Ayrıca 17. ve 18. yüzyıl arşiv belgelerinde Tarsus Limanı na ait verilere rastlanılmaktadır. Bereketli madeninden çıkarılan madenlerin İstanbul a nakli için Tarsus iskelesinin kullanıldığına dair pek çok belge bulunmaktadır. 19 yüzyıl başlarında Tarsus ve çevresini ziyaret eden İngiliz denizci Amiral Sir Francis Beauford un hesap ve tahminlerine göre ise nehrinin yatağının değişmesi ve Rhegma gölünün bataklık haline gelmesi ile şehir 1810 tarihinde bugünkü yerini almıştı. Görüldüğü gibi limanın tamamen kapanmasına yönelik kesin bilgiler bulunmamaktadır. Beauford, Kazanlı yı, Tarsus un limanı olarak tanımlayarak burada tahıl yükleyen bazı küçük teknelerin demirlemiş olduğunu vurgulamıştır. Langlois de Beuford un gözlemlerini doğrular bir şekilde Mısırlılar zamanında ( ) Kazanlının, Tarsus un iskelesi olduğunu belirtmektedir. Langlois e göre Kazanlı dan Cydnus Nehri nin denize döküldüğü yere kadar olan kısım bataklık olup kamışlarla örtülüdür. Söz konusu bataklık Cydnus Nehri nin eski çağlarda yatağının değiştirilmesi ile oluşmuş bir bataklıktır. Ancak Rhegma denilen alanda mevsimsel olarak bir değişim söz konusudur. Yaz aylarında kurulan alanlar kıtlık zamanlarında yerli halk tarafında ekim alanı olarak kullanılmaktaydı. Genellikle yaz aylarında kavun, karpuz ekilirken bu işlem nadas sitemi gibi iki yıla bir yapılmaktaydı ve bu şekilde daha çok verim alındığı düşünülmekteydi. Bu bilgilerden de anlaşıldığı üzere Tarsus a liman görevi yapan yerler kendi adları ile ifade edilmekten ziyade Tarsus Limanı adıyla anılmaktaydılar. Dolayısıyla Rhegma Gölü nün alüvyonlar ile dolmaya başlamasıyla Tarsus Limanı nı işlerliğini yitirme sürecine girmiş ve bir süre en yakınında bulunan Kazanlı ve Yeniköy daha sonrada Mersin Limanları aracılığıyla bağlantı sağlamaya çalışmıştır. Harita 4: Rhegma Liman Gölü'nden Mersin Limanı'na Geçişte Yaşanılan Merkez Kaymalar Kaynak: Lothar Rother, Die Stade der Çukurova: Adana-Mersin-Tarsus, Im Selbsverlag des Geographischen Instituts der Univesitat Tubingen, s. 67. Buradan yola çıkarak kaptan Beauford un, şehrin 1810 da bu günkü halini aldığı yolunda yazdıklarında da gerçeklik payı aranabilir. Ona göre antik dönemde şehirde yarım kilometre uzakta olan Rhegma, liman yerleşimi 1810 da 12 İngiliz mili yani 19 kilometre uzak kalmıştı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde yer alan bir belgede konuya ilişkin önemli bir bilgi ye daha rastlanmıştır. 26 Kasım 1833 tarihli bir belgede İbrahim Paşa nın Cydnus nehrinin denize döküldü yere bir liman yaptırmak istediği ve bunun için çalışmalar başladığı belirtilmektedir. İbrahim paşanın bu limanı yaptırmak istemesindeki amaç yeni gemi inşa ettirmek yanında mevcut teknelerin tamiri için de burayı kullanmaktır. 19. yüzyıl ait kaynaklarda Tarsus iskelesindeki faaliyetlerden söz edilmesine rağmen iskelenin kapanmasına dair ne Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde ne de Tarsus Şer iye Sicilleri nde herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Tarsus Şer iye Sicilleri nde Tarsus İskelesine ilişkin ilk belge 285 numaralı defterde yer almaktadır. Bu belgede Tarsus İskelesi zahire ihracatı yapan ve Akdeniz e kıyısı olan iskelelerden biri olarak nitelendirilmektedir. Belçika nın Tarsus İskelesi ne konsolos vekili ataması ve 1858 tarihli Fransız konsolos vekili tayinleri ile ilgili 15 Rebiü l-evvel 1274 (Miladi 3 Kasım 1857) tarihli belgeler ise Tarsus İskelesi ifadesinin yer aldığı son kayıtlardır yılında Tarsus İskelesi ne dair belgelere rastlanılmamaktadır. Özellikle 1850 lerden sonra Tarsus Sancağı nda ticari faaliyetlerin genellikle Mersin İskelesi yoluyla yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle doğal olarak bu tarihten itibaren Mersin İskelesi ne dair kayıtlarda önemli bir atış söz konusu olmuştur. Bu verilerden anlaşıldığına göre Tarsus İskelesi nin işlevini tamamen yitirmesiyle birlikte Mersin İskelesi işlek bir ticaret yolu haline gelmiştir. Kent Üzerinde ve Bölge Genelinde Görülen Etkiler Kıyı hareketliliği ve değişmeleri nedeniyle denize olan bağlantısı kopan Tarsus zamanla bir kara kenti konumunu almıştır. Kentin ticari faaliyetleri 19. yüzyıl başlarında kısa bir süre Kazanlı ve Yeniköy; 19. yüzyılın ikinci yarısında 20. yüzyıla kadar da Mersin Limanı na bağlı olarak da gelişme göstermiştir. 19. yüzyıl ortalarına gelindiğinde devletin imzaladığı ticaret anlaşmalarında sağladığı avantajlara paralel olarak yabancı tüccarların faaliyetleri de iskelelerde yoğunlaşmıştı. Zamanla Kazanlı ve Yeniköy iskelelerinin de işlevini kaybetmesi ve ticaret için güvenli ve uygun olmaması üzerine Tarsus için yeni ve güvenilir bir liman ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Örneğin Halep Fransız Konsolosluğu nun Tarsus taki görevlisi Mr. Peretie de 17 Haziran 1817 tarihli mektubunda kazanlının gemiler için tehlikeli bir liman olduğundan söz etmekte ve bu nedenle daha güvenli olan Mersin İskelesi ne transfer olunması gerektiğini belirtmekteydi. Henüz bir rıhtımı bile olmayan Mersin İskelesi teknik açıdan yeteri kadar donanımı olmasa da konumu gereği diğer iskelelere oranla daha güvenli bulunmuştu de ilavelerle sağlamlaştırılmış ve iskele sayısında bir artış yaşanmıştı lere gelindiğinde ise Mersin İskelesi bölgenin tek ithalat ve ihracat merkezi haline gelmiştir larda başlayan ve 1850 sonrası artan trafiği ile 20 21

12 Tarsus un deniz ile bağlantısını sağlayan başlıca iskele Mersin olmuştur. Bu aşamada Mersin in önem kazanmasına paralel idari konumunda da büyümeler yaşanmış ve Tarsus, Mersine bağlanmıştır. Tarsus un gerek yüz ölçümü gerekse gelir açısından daha büyük olmasına rağmen neden kendinden daha küçük ve az geliri olan Mersin e bağlandığı merkez idaresi tarafından da soruşturulmuştur. Sonuç olarak varılan nokta Mersin in bu kadar kısa sürede hinterlandını ve önemini büyütmesinin en önemli sebebi 19. yüzyılın ikinci yarısında demiryoluna sahip bir sahil yerleşimi olmasıdır. Yani hem kara hem deniz yoluna sahip bir ticaret noktasıdır. Onun bu iki önemli özelliği merkez idaresi bile anlayamayacağı kadar kısa sürede büyümesinin ve önem kazanmasını sağlamıştı. vefakat Mersin kasabası sahilde olmak ve şimendüfer merkezi bulunmak hasabiyle saye-yi intizam piraye-yi hazret-i mülkdaride az zamanda kesb-i ümran etmiş ve bahren ve berren mevaridat yüzünden ticaret tezayüd etmekle emlak dahi kiyetmet bulmuş olduğu mülker değil ise de bu feyyaz ve isti dat ve muamelat-ı dat ü sited müsaade-i mevki yeden mümbahis idüğü biiştibahtır sonrasında ise Mersin giderek hinterlandını genişleten bir liman kenti olma yolunda ilerlemiştir. Bu aşamadan sonra ise Tarsus ekonomisinin duraklaması ve sonraki süreçte gerilemesinde en büyük etkenlerden biri olmuştur. Osmanlı Devleti nin özellikle ekonomik anlamda bir dönüşüm yaşadığı bu süreçte belirli bölgelerdeki ticari merkezlerin yeri değişip bazı kentler ön plana çıkarken bazı ticari fonksiyonlarından ve sosyal yapılanmalarında farklılaşmalar görülmüştür. Liman kentleri batı ile kurulan canlı ekonomik ilişkiler ve deniz ticareti çerçevesinde gelişme bulmuştur. Kıyı kesimlerinde yeni kurulan liman kentleri Mersin örneğinde olduğu gibi veya büyüyen diğer kentler yeni ekonomik ilişkilerin getirdiği canlılığı göstermektedir. Tarsus bu gelişmelerle büyüyen kentlerin çevresinde yer alan ve bu büyüme sonucunda gerileme yaşayan kentlere örnek olarak verilebilir. Ancak Gülek Boğazı na sahip olması ve Tarsus un Anadolu-Suriye ticaret, kervan, posta ve hac yollarının üzerinde olması onun ayrıca kara ticaretinde de önemli bir gelişme göstermesini sağlamıştır. Ticaretin yanında tarımda Tarsus un gelişimi açısından büyük önem taşımaktaydı. Verimli topraklara sahip olması ve 19. yüzyılda bu toprakların kapitalist tarım işletmeciliği için büyük önem taşıması Tarsus u önemli kılmaktaydı. Sonuç olarak 19. yüzyıl iskele si, deniz kenarında asıl yerleşimin daha güvenli bir yamaçta kurulan köyleri bu gün kullandığımız anlamda kıyı köylerine dönüştürmüş ve ova köyleri yaratmıştır. Kara ve deniz ulaşım yollarına yakın olma özelliği pazar ekonomisinin de gelişmesini dağlamıştır. Tarsus bu bağlamada hem kara hem deniz ulaşımına sahip bir yerleşim merkez olma özelliği nedeniyle 1838 sonrası dönemde ekonomisinde bir canlanma yaşamıştır. Ancak kapitalist gelişmelerin etkisiyle büyük oranda yabancı unsurlar tarafında sağlanan bu canlanma kısa süreli olmuştur. Tarsus ve hinterlandının ekonomik yapısında yaşanan bu tür bir hızlı yükselmenin ardından gelen ani gerileme ekonomiye dinamizim kazandıran unsurların yabancı sermayeye dayanmasında kaynaklanmıştır. Kentin içinde bulunduğu özel konum özellikle yabancı tüccarlar için bir çekim noktası olmasını sağlamıştır. Bu bağlı olarak ticaret alanında ticari hammadde kaynağı olan tarım ve sanayi alanında bir hareketlenme görülmüştür. Yeni doğmuş olan Mersin ise iskelesi ile birlikte bu canlanmada başlıca etken olmuştur sonrası ekonomik büyümenin temeli yabancı sermayeyle atıldığından değişen konum ve ilişkiler çerçevesinde kaymalara neden olmuştur. Yabancı sermaye kendine yeni merkezler belirlemeye başlarken burada çevreselleşme kuramı devreye girecektir. Bu nedenle 19 yüzyıl ilk yarısından itibaren Tarsus sancağı ekonomik yapısında büyük oranda yabancı sermaye katkısı ile sağlanan canlılığın büyüme olarak değerlendirilmesi de tartışmalı bir noktadır. Böylesi bir değişim kente coğrafi olduğu kadar ekonomik ve idari açıdan da yansımıştır. Ele aldığımız süreç dünya ekonomik sisteminin hızla değiştiği bağımlılık ve çevreselleşme sürecidir. 19. yüzyıl ortalarına doğru Osmanlı ekonomisi kapitalizm ile eklemlenme sürecine girmiştir. Sözleşmelerle ticaret serbest hale getirilmiş ve özellikle liman kentleri önemli bir konuma yükselmiştir. Böylesi bir ticari trafiğin ortasında Akdeniz in en önemli limanlarından biri olan Çukurova nın dışa açılan kapısı konumunda Tarsus limanının işlevini yitirerek kapanması ise kenti farklı sonuçlara doğru itmiştir. Tarsus limanı kapanırken Mersin limanı doğmuş ve hinterlandını büyüterek yeni bir liman kentinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece Tarsus limanının kapanması ile Mersin limanının doğması arasında doğru orantı da bir ilişki doğmuştur. Kaynakça Birincil Kaynaklar Tarsus Şer iye Sicil Defterleri (TŞS.): 285, 292, 297 numaralı defterler. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA.): Hatt-ı Hümayun (HH.), 362/20107, Hicri 13 Recep 1249 (Miladi 26 Kasım 1833). Cevdet Darbhane (C.DRB.), 59/2879, Hicri 16 Recep 1198-Miladi 5 Haziran 1784; 22/1052, Hicri 27 Şaban 1200-Miladi 23 Ağustos 1786; 16/776, Hicri 04 Safer 1199-Miladi 17 Aralık Yıldız Perakende Evrakı Dahiliye Nezareti (Y.PRK.DH.), 3/39. Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi (DH.MKT.) 2230/137, Hicri 30 Rebiü l-ahir 1317, Miladi 8 Ağustos Araştırma ve İnceleme Eserler Akgündüz, A., Baş, Y., Tekin, R. ve Kaşıkçı, O. (1993). Arşiv belgeleri ışığında Tarsus tarihi ve Eshab-ı Kehf. Tarsus: Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yayınları. Akkaya, Y. (2004). 19. yüzyıldan 20. yüzyıla Mersin ekonomisi. Sırtı dağ, yüzü deniz: Mersin. F. Özdem (Ed.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Arrianos. (1945). İskender in Anabasisi. İstanbul: Maarif Matbaası. Barker, W. B. (1853). Cilicia And Its Governors. London: Ingram, Cooke, And Co. Beaufort, F. (2002). Karamanya. (Çev. Ali Neyzi ve Doğan Türker), Antalya: Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü. Bilgili, A. S. (2001). Osmanlı döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri: (sosyoekonomik tarih). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. Budde, L. (1972). Antike mosaiken in Kilikien-Band II. Germany: Verlag Aurel Bongers Recklinghausen. Dalley, S. (1999). Sennacherib and Tarsus. Anatolian Studies, Vol. 49, Anatolian Iron Ages 4. Proceedings of the Fourth Anatolian Iron Ages Colloquium Held at Mersin, May Erişim tarihi: , Jstor Veritabanı. Danacıoğlu, E. (2001). Geçmişin izleri, yanıbaşımızdaki tarih için bir klavuz. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Darkot, B. (1993). Tarsus. İslam Ansiklopedisi içinde (cilt 12, ss ). İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi. Erzen, A. (1943). Tarsus kılavuzu. İstanbul: Maarif Matbaası. Evliya Çelebi. (2005). Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Y. Dağlı, S. A. Kahraman, R. Dankoff (Eds.) Cilt IX, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları (1940). Kilikien bis zum ende der perserherrschaft. Borna-Leipzig. Greaves, A. M. (2003). Miletos bir tarih. (Çev. Hüseyin Çınar Öztürk). İstanbul: Homer Kitabevi. Gürbüz, K. (2003). Berdan Nehri nin kuvaterner deki evrimi ve Tarsus un tarihçesine jeolojik bir yaklaşım. Kuvaterner Çalıştayı IV, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, Farmy, A. M. (1980). Muslim naval organisation in The Eastern Mediterranean: from the tenth century A.D. Kahire: Egytian Book Organisation Heyd, W. (2000). Yakın-Doğu ticaret tarihi. (Çev. E. Z. Karal) Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. Hild, F. -Hellenkemper. H. (1990). Kilikien undbaurien, tabula ımperii Byzantini. Band 5, Wien (1990), Kilikien und Isaruen. Wien: Verlag Der Österreıchen Akademie der Wissenschaften. Ksenophon. (1998). Anabasis, onbinlerin dönüşü. (Çev. Tanju Gökçöl). İstanbul: Sosyal Yayınları. II. Baskı. Langlois, V. (1947). Eski Kilikya. (Çev. M. Rahmi Balaban). Mersin: Mersin Halkevi Yayınları-Yeni Mersin Basımevi. Ostrogorsky, G. (1999). Bizans devleti tarihi. (Çev. Fikret Işıltan). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Öner, E., Hocaoğlu, B. ve Uncu, L. (2005). Tarsus ovasının jeomorfolojik gelişimi ve Gözlükule höyüğü. Türkiye Kuvaterner Sempozyumu içinde (ss ) İstanbul: İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü. Piri Reis. (1988). Kitab-ı Bahriye. Ertuğrul Zekai Ökte(Ed.). Cilt IV, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını. Plutarkos, M. (1992). Marcus Antonius. (Çev. Mehmet Özaktürk). Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. Ramsay, W. M. (2000). Tarsus (Aziz Pavlus un kenti). (Çev. Levent Zoroğlu) Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi (1903). Cilicia, Tarsus, and the Great Taurus pass. The Geographical Journal, 4, Erişim Tarihi: 29 Şubat Jstor veritabanı. Rother, L. (1997) Die stade der Çukurova: Adana-Mersin-Tarsus. Im Selbsverlag des Geographischen Instituts der Univesitat Tubingen. Strabon. (1997). Antik Anadolu coğrafyası. (Çev. Adnan Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve sanat yayınları. Şemsettin Sami. Kamusu l-alam. cilt IV. s Texier C. (2002). Küçük Asya coğrafyası, tarihi ve arkeolojisi. (Çev. Ali Suat). III. Cilt. Ankara: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı. Turan, Ş. (1990).Türkiye-İtalyan ilişkileri I, Selçuklulardan Bizans ın sona erişine. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. Umar, B. (1999). Türkiye halkının ortaçağ tarihi, Türkiye Türkleri ulusunun oluşması. İstanbul: İnkılap yayınları. Ünal, A. (2007). Kilikya-Çukurova, ilkçağlardan Osmanlılar Dönemi ne kadar Kilikyada tarihi coğrafya, tarih ve arkeoloji. İstanbul: Homer Kitabevi. Yorulmaz, Ş. (2004). Yabancı tüccar ve gayri müslim tebaanın Mersin ekonomisindeki rolü ( ). Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, F. Özdem (Ed.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Zoroğlu, L. (1995). Tarsus tarihi ve tarihsel anıtları. Adana: Kemal Matbaası

13 MDTO DAN HABERLER MDTO DAN HABERLER Serdar Aksoy MDTO Unutmadı Yeni TTK yı Anlattı Mersin Vergi Dairesi Başkanı Serdar Aksoy ve beraberindeki heyet 17 Nisan Salı günü Odamızı ziyaret ederek, meclis toplantısına katıldı. Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) sosyal sorumluluk bilinci ile düzenlediği faaliyetlerine bir yenisini daha ekleyerek Alzheimer hastaları, hasta yakınları ve Alzheimer Derneği Mersin Şubesi üyeleri ile bir araya geldi. MDTO tarafından, Alzheimer hastaları ve hasta yakınlarının yaşadığı stresli süreci az da olsa hafifletebilmek amacıyla 27 Nisan Cuma günü Hilton- Roll House da düzenlenen etkinliğe MDTO idari yetkilileri ve personeli de katıldı. Deniz kenarında gerçekleştirilen etkinlikte Alzheimer hastaları boyama vb. faaliyetlerle zaman geçirdi. Alzheimer hastalığı hakkında toplumsal bilincin artırılmasına katkı sağlamak ve hasta yakınlarına destek vermek amacıyla 2006 yılından itibaren faaliyetlerini sürdüren Mersin Alzheimer Derneği üyeleri, gündüz ve gece bakım evlerinin kurulması için çaba harcadıklarını belirtti. Aksoy, Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Meclis üyelerine 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile bu kapsamda kurumlar vergisi mükelleflerinin 30 Haziran 2015 tarihine kadar yapması gereken iş ve işlemler hakkında bilgiler aktardı. Sunumunda yeni TTK nın ticari hayatı önemli ölçüde değiştirecek devrim niteliğinde hükümler içerdiğini vurgulayan Aksoy, bu kanunla sürdürülebilir gelişmenin sağlanabileceğini vurguladı. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek yasanın kademeli olarak 2015 yılına kadar uygulamaya geçeceğini kaydeden Aksoy, tek kişilik şirket kurulabilmesi, elektronik ortamda genel kurul yapılabilmesi, internet sitesi oluşturma ve şirketlerin kamuyu ilgilendiren mali ve idari belgelerinin bu sitede yayımlanma zorunluluğu gibi hükümlerin önemli ve köklü değişiklikler olduğunu ifade etti yılında işletmelerin muhasebe defterlerinin Türkiye muhasebe standartlarına uygun tutulmasına dair düzenlemenin ve bağımsız denetim kavramının yürürlüğe gireceği bilgisini veren Başkan Aksoy, 30 Haziran 2015 tarihinin ise ortakların şirketlere olan borçlarını kapatması için son gün olduğunu söyledi. Aksoy, yeni yasanın ve gelişmelerin iyi talip edilmesi gerektiğinin altını çizerek işletme sahiplerini durum tespiti yapmaları ve bir yol haritası belirlemeleri gerektiği konusunda uyardı. Sunumunun ardından meclis üyelerinin konuya ilişkin sorularını da yanıtlayan Aksoy a MDTO Yönetim Kurulu Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Omsan Lojistik in MDTO Ziyareti Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Keçecioğlu ve Akdeniz Bölge Müdürü Ali Yüksel 26 Nisan Perşembe günü Odamızı ziyaret ederek, deniz taşımacılığı ve Mersin in lojistik potansiyeli konularında MDTO Yönetim Kurulu Üyesi Özcan Barut, Genel Sekreter Yardımcıları Kpt. Halil Delibaş ve Kpt. Mesut Öztürk ile görüş alışverişinde bulundu. Konuklara MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş tarafından Mersin deki denizcilik faaliyetleri, MDTO nun yetki ve sorumluluk alanına giren kıyı tesisleri ve Mersin Lojistik Köyü konusunda bilgilerin verildiği bir sunum yapıldı. Sunumunda İtalya da bulunan Bologna ve Verona Lojistik Köyleri başta olmak üzere dünyadaki lojistik köylere ilişkin bilgiler aktaran Delibaş, Mersin de kurulması planlanan Lojistik Köy ün, Doğu Akdeniz Bölgesi nin iç ve dış ticaretine, bölge sanayicisine, tarımsal üreticisine ve tüccarına destek sağlamanın yanı sıra Mersin Limanı na intermodal hub özelliği kazandırmak amacıyla gündeme geldiğini vurguladı

14 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Mısır a İlk Ro-Ro Seferi Gerçekleşti Türkiye ile Mısır arasında Ro-Ro taşımacılığı anlaşması kapsamında ilk sefer 27 Nisan Cuma günü başladı. Mersin 6. Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı Yapıldı Suriye'de yaşanan iç savaşın, karayolu taşımacılığını ve bölgeye yapılan ihracatı olumsuz etkilemesi üzerine alternatif güzergahlar arayan Ekonomi Bakanlığı nın çalışmaları sonuç verdi. Mısır Ulaştırma Bakanı Galal Mostafa Said ile birlikte 'Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti arasında Ro-Ro ve Karayolu Transit Taşımacılığına İlişkin İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı imzalandı. Anlaşma kapsamında Mersin'den ilk Ro-Ro seferi 27 Nisan Cuma günü başladı. Haftada iki gün Mersin'den Mısır'ın Port Said kentine gidecek olan 85 TIR kapasiteli geminin ilk seferinden önce Mersin Limanı nda düzenlenen törene Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Erol Ertan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile çok sayıda bürokrat ve ilgililer katıldı. İhracatçımızı Yolda Bırakmayız MDTO Yönetim Kurulu Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu nun da katıldığı törende konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan İhracatçımızı yolda bırakmayız dedi. Konuşmasında Suriye ve Irak ile yaşanan problemlere dikkat çeken Çağlayan Biz Suriye halkının refahı, huzuru ve öldürülmemesi için tavır koyan bir devletiz. Üzerinden 11 ülkeye ihracat yaptığımız Suriye, Türk özel sektörünün kendi ülkesinden geçişine çeşitli engeller getirdiği gibi, can güvenliğini de sağlayamaz hale geldi dedi. İhracatçının, nakliyecinin ürünlerinin zamanında yerine ulaşmasının kendilerinin temel görev ve sorumluluğu olduğunu söyleyen Çağlayan şöyle devam etti: Irak'a Ürdün ve Suriye'ye sevkiyat yapamadık. Habur kapısı son derece yoğun. Günde bin 800 araç geçen Habur bu yükü taşımıyor. Biz ne yaptık? Suriye olayları başladığından itibaren süratle kendimize alternatif yollar aradık. İhracatçımızın ürünlerini ulaştırma mecburiyetimiz var. Devlet, hükümet olarak bu alanları aşma mecburiyetimiz var. Bugün Ro-Ro'da deniz otobanının yolunu açacak. Bürokratlarımız 4 kez Mısır'a gidip görüşmelerde bulundular. Mısır Ulaştırma Bakanı ile sürekli görüştük. Teklifleri Bakanlar Kurulu kabinesinden geçirip anlaşmamızı yaptık. Şimdi de bu anlaşmanın gereği olarak Türkiye'nin en önemli ve eski limanlarından biri olan Mersin Limanı'nı Türkiye'nin ticaret merkezi yapma yolunda adım atıyoruz. Bu Ro-Ro'yu gönderince karşı tarafta Port Said'de Ulaştırma Bakanı karşılayacak. Bir taraftan Port Said sonra İskenderiye ile devam edeceğiz. Tüm ihraç ürünlerimiz Suudi Arabistan a ulaşacak. İhracatçımızı yolda bırakmayız. Yolda bırakanlara da eyvallahımız olmaz. Bizim açımızdan son derece önemli olacak bu sefer. Mısır'la komşu olmamızı sağlayacak. Ro-Ro seferleriyle Türkiye-Mısır birbirine komşu sınırı olan iki ülke gibi olacak. Mısır üzerinden Kızıldeniz'i aşarak, tüm Ortadoğu'yu aşacağız. Geliştirdikleri projenin Türkiye nin 2023 yılı hedefleri açısından da önemini vurgulayan Çağlayan, 2023 yılında Türkiye'ye gerek gelen gerek giden 800 milyon ton yük taşınacak. Bu yükün alt lojistiğini kurmak durumundayız. Biz bu Ro-Ro seferini yaparken Mısır üzerinden alttaki coğrafyaya, Mısır da Kafkas coğrafyasına, Rusya'ya ve Avrupa'ya en kolay ulaşmanın imkanını bulacaktır. Bu çalışma bu çerçevede son derece önemlidir. Bu projeye sadece ticari bir proje olarak bakılırsa eksik bakılmış olur. Bu proje Türkiye'nin ve Mersin'in stratejik bir projesidir. Bu proje, Mersin'deki lojistiği Türkiye'nin en büyük lojistiği haline getireceğimiz bir projenin stratejik parçasıdır ifadelerini kullandı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise, Avrupa'da yaşanan kriz nedeniyle ihracat hedefinden şaşmamak için komşu ülkelere yöneldiklerini belirterek bu yıl da ihracatta yeni bir rekora hazırlandıklarını ve 150 milyar dolar ihracat yapmayı hedeflediklerini söyledi. Konuşmaların ardından Bakan Zafer Çağlayan, beraberindeki heyetle birlikte Mısır'a doğru yola çıkacak Anna Marine gemisinin kurdelesini kesti ve gemide incelemelerde bulundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Forza Fuarcılık ve Organizasyon Hizmetleri A.Ş. işbirliğinde bu yıl altıncısı düzenlenen Mersin Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı nın açılışı Yenişehir Fuar Merkezi nde gerçekleştirildi. Açılış törenine Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, İl Emniyet Müdürü Arif Öksüz, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Erol Ertan, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, Mezitli Belediye Başkanı Uğur Yıldırım, Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Zekeriya Şarbak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Faik Burakgazi, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdal Kuyucuoğlu ile çok sayıda davetli katıldı. Mersin ekonomisinin Tarım Fuarı ile başladığı 2012 yılı fuarlar serisine; 6. Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı ile devam ettiğini söyleyen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Tarım ve gıda sektörleri, birbirini tamamlayan iki kardeş sektördür. Bu anlamda Mersin; tarım sektöründeki gücünü gıda sektörüne de taşıyacaktır. Gıda sektörünün önemi, tarım ve hayvancılıktan elde edilen ana ürünlerde katma değer oluşturmasıdır. Eskiden, tarım ürünlerini doğrudan yurt dışına satar; ardından, işlenmiş ve paketlenmiş olarak, misli ile para vererek geri alırdık. Kentimiz artık gıdada katma değer yaratır hale gelmektedir. Gelmek zorundadır. Mersin olarak üretmekten, ürettiğimizi markalaştırmaktan, katma değer yaratmaktan başka zenginleşme yolumuz yoktur diye konuştu. Mersin in her geçen gün uluslararası kimliği öne çıkaran, Türkiye nin Doğu Akdeniz havzasında en önemli ticaret, liman ve uluslararası ilişkiler merkezi olarak açıkça belirginleşen bir kent olduğunu belirten Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin, Türkiye nin büyük yürüyüşüne katkı koyan bir kenttir. Tarım, hizmet sektörü, sanayi alanında Türkiye de iddialı ve yegâne kentlerinden birisi olan Mersin i yönetirken ve kentimizi geleceğe taşırken ilimizin büyüklüğünü düşünüp bu büyüklüğün sorumluluğuyla hareket ediyoruz. 81 il arasında kamudan aldığından fazlasını kamuya aktaran 10 il arasında yer alan Mersin in, gıda ve tarımsal üretim alanında Türkiye nin en büyük üretici kenti olduğu da 2011 de gerçekleştirdiği 3 milyar TL lik tarımsal üretimle gözler önüne serilmektedir dedi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Güzeloğlu beraberindekilerle birlikte Mersin 6. Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı nın açılış kurdelesini keserek, stantları gezdi. Yüksekokul dan Denizcilik Kursları Mersin Üniversitesi (MEÜ) Denizcilik Yüksekokulu tarafından 2012 yılında düzenlenmesi planlanan denizcilik kurslarına ön kayıtlar başladı. Lojistik Yönetimi, Forwarder İşletmeciliği, Tehlikeli Yük Taşımacılığı, Gemide Tıbbi Bakım ve İlkyardım Eğitimi, Ro-Ro Yolcu Gemileri Gemiadamları Eğitimi gibi farklı konularda verilecek olan kurslarda eğitim süresi ve kontenjan, eğitim verilecek branşın niteliğine göre değişiklik gösteriyor. MEÜ Denizcilik Yüksekokulu Denizcilik Kursları ile ilgili detaylı bilgiye ve ön kayıt formuna denizcilik.mersin.edu.tr adresinden ulaşılabilir

15 KISA KENT HABERLERİ Mersin Cup ın Şampiyonu Sousa Joao Türkiye Tenis Federasyonu nun uluslararası takviminin en yeni üyesi Mersin Cup, 9-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. DENİZCİLİK HABERLERİ ATP Challenger takviminde yer alan Uluslararası Mersin Cup ta, Türk tenisinin bir numarası Marsel İlhan ın yanı sıra Ergün Zorlu, Haluk Akkoyun, Can Altıner ve Barkın Yalçınkale ve ATP sıralamasında 94 üncü basamakta bulunan Martin Klizan, Hollandalı Igor Sijsling (ATP 124), Alman Daniel Brands (ATP 130), Hollandalı Thomas Schoorel (ATP 132), İspanyol Daniel Munoz-De La Nava (ATP 144) gibi önemli oyuncular da mücadele etti. Mersin Tenis ve İhtisas Kulübü nün (ME- TİK) ev sahipliğinde ilk kez gerçekleştirilen Mersin Cup 2012 Tenis Turnuvası nın final maçında İspanyol rakibi Marti Javıer i üçüncü setin sonunda mağlup eden Portekizli Sousa Joao şampiyon oldu. Karşılaşma sonrası düzenlenen ödül töreninde konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Mersin de bu yıl uluslararası düzeyde ilk kez yapılan bir tenis turnuvasını izlemenin mutluluğunu yaşadığını söyleyerek bu kadar çok izleyicinin bir araya gelmesinin, bu sporun Mersin de yapılması gerektiğinin bir göstergesi olduğunu vurguladı. Özcan, Biz yerel yöneticiler olarak tenis müsabakalarını Mersin e taşımak ve burada yapabilmek için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz. Biliyorsunuz 2013 Akdeniz Oyunları Mersin de yapılacak. Olimpiyatlar kapsamında yaklaşık 10 spor tesisi yapılıyor. Bunlardan biri de 3 bin kişilik tenis sahasıdır. O da gelecek yıl haziran ayından önce hazır hale gelmiş olacak. Tenis sporunu daha da geliştirmek gerektiğine inanıyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyor, finalistleri tebrik ediyorum dedi. Törende Mersin Cup Tenis Turnuvası nın şampiyonu Portekizli Sousa Joao ya ödülü Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan tarafından verildi. İspanyol tenisçi Marti Javier ise ödülünü Türkiye Tenis Federasyonu Başkan Yardımcısı Cengiz Durmuş un elinden aldı. Mersin Cup 2012 Tenis Turnuvası Mersin Tenis ve İhtisas Kulübü nün (ME- TİK) ev sahipliğinde ilk kez gerçekleştirildi. METİK Başkanı Ahmet Atakan, Mersin Open organize edebilmek için Mersin adının dünya tenis camiasına duyurulması gerektiğini, bunun da uluslararası turnuvalar düzenleyerek gerçekleşebileceğini belirtti. Bu bağlamda 3 tane uluslararası turnuvaya başvurulduğunu kaydeden Atakan, hem Türkiye Tenis Federasyonu hem de Dünya Tenis Federasyonu nun kabulü ile Mersin ATP Challenger, MTSO ITF Future ve MDTO ITP Future turnuvalarını Mersin de yapmaya hak kazandıklarını ifade etti. Mersin Heyetinden AB Ziyareti Mersin Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde, Meclis Başkanı Faik Burakgazi başkanlığında, kentteki sivil toplum örgütleri, fahri konsoloslar ve iş dünyası temsilcilerinin oluşturduğu heyet, Ankara da AB Bakanı Egemen Bağış ve AB Büyükelçisi Jean- Maurice Ripert i ziyaret etti. Aralarında MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Lojistik Platformu Başkanı Jozef Atat ile MDTO Meclis Başkanı Jan Taşçı nın da bulunduğu heyet, Mersin in potansiyeli ve çalışmalarıyla birçok alanda öncü ve örnek oluşturan konumunun daha da geliştirilmesi için neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundu. Diğer taraftan, iş adamlarının vize almaları konusunda karşılaştıkları sıkıntılar da masaya yatırıldı. Mersin Heyeti vize müracaatlarının kolaylaştırılması konusunda destek istedi. Ankara daki temasları sırasında heyetin ilk durağı AB Bakanlığı ydı. Mersin Heyeti, Bakan Egemen Bağış ile yaptığı görüşmesinde, kentin kuruluşundan bugüne kadar, Akdeniz in önemli bir ticaret merkezi olduğu ve farklı kültürleri buluşturan ve kaynaştıran bir misyon üstlendiğine dikkat çekti. Bakan Egemen Bağış Mersin heyetinin ziyareti ile ilgili yaptığı konuşmada, Mersin in kuruluş öyküsü Amerika da anlatılmalı. Mersin her zaman önemli bir kentti. Bugün de önemi devam ediyor. Avrupa Birliği nin içine düştüğü durumda, Mersin in mesajına çok ihtiyacı var. Mersin in mesajının, Avrupa Birliği nin içine düştüğü ayrımcılık, İslamfobia, anti-semitizm gibi sorunlarından kurtulması için önemli bir çıkış yolu olacağına ben yürekten inanıyorum. Mersin Limanı ndan çıkan her gemi Türkiye nin barış mesajını tüm dünyaya veriyor diye konuştu. Heyet AB Bakanlığı ndaki ziyaretini tamamladıktan sonra Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu nun yeni Başkanı Büyükelçi Jean-Maurice Ripert i ziyaret etti. Büyükelçi Ripert ise Mersin in ismini sıkça duyduğunu ve yapılan çalışmanın son derece önemli olduğuna dikkat çekerek Mersin Heyeti nin kendisini ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi

16 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın denizlerde kirliliğin önüne geçmek amacıyla başlattığı 'Mavi Kart' uygulaması başarıyla devam ediyor. Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında 2009 yılında Muğla'da başlatılan 'Mavi Kart' uygulamasında 9 bin 500 tekneden sürekli tur yapan 4 bin 500 tekneye 'Mavi Kart' dağıtıldı. Uygulamayla sezon içinde toplanan atık oranı yüzde 60 artış gösterdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar yaptığı açıklamada, uygulamanın kapsamlı ve başarılı bir şekilde sürdürüldüğünü belirtti. Bayraktar, "Küçük deniz araçları için geliştirilen 'Mavi Kart' uygulaması, gemi atıklarının etkin yönetimi ve takibini sağlamak amacıyla gemilerin atıklarını online bildirmesi ve atık kabul tesislerince alınan atıkların bertaraf tesisine kadar online takibini sağlayan önemli bir çevre atılımı olma özelliği taşımaktadır" diye konuştu. Uygulama çerçevesinde sistemi işletecek program, el cihazları, kart okuyucu ve yazıcıları ile yaklaşık 4 bin 500 elektronik kart bastırıldığını belirten Bayraktar, elektronik kartların tekne sahiplerine bedelsiz dağıtıldığını ve alt yapısı hazır olan kıyı tesislerine kart okuyucuların yerleştirildiğini söyledi. Şu anda Muğla genelinde 34 noktada atık alım tesisin hizmet verdiğini anlatan Bayraktar, 6 atık alım gemisinin de çeşitli yerlerde konuşlandırılmış durumda olduğunu bildirdi. Bayraktar, "Başta kıyı tesisleri olmak üzere Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı liman başkanlıkları da sistemin çalışması için gerekli olan alt DENİZCİLİK HABERLERİ Dumlupınar Denizaltısı Şehitleri Gölcük te Anıldı Gölcük Belediyesi, 59 yıl önce Çananakkale de bir gemi ile çarpışması sonucu 82 mürettebatı ile batan Dumlupınar Denizaltısı şehitleri için anma programı gerçekleştirdi. Gölcük Belediyesi tarafından gerçekleştirilen anma programına, Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, kazadan sağ kurtulmayı başaran Emekli Seyir Astsubayı Hüseyin İnkaya, sualtı belgeselcisi Tahsin Ceylan ve Gölcüklü vatandaşlar katıldı. Ege deki NATO tatbikatı sonrasında Türkiye ye dönerken Çanakkale Boğazı Nara Burnu açıklarında, Naboland isimli İsveç bandralı yük gemisi ile çarpışan Dumlupınar Denizaltısı mürettabatından sağ kalmayı başaran Seyir Astsubayı Hüseyin İnkaya yaşadığı anları vatandaşlara anlattı. Denizaltının battığı anları anlatırken zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan İnkaya, 4 Nisan gecesi NATO görevimizden Gölcük teki Denizaltı Komutanlığı na dönüyorduk. Gece sularında çok yakınımızda bir gemi tespit edildi, hava çok soğuktu ve zifiri bir karanlık vardı. Çok az bir zaman sonra bir patlama oldu. Gemi tam sancak bodoslamadan bize bindirdi ve ben bir anda kendimi denizde buldum. Ne olduğunu anlamadım ve bir anda yüzmem Mavi Kart uygulaması Başarı İle Devam Ediyor Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 2012 yılında gezinti teknelerinin tamamının Mavi Kart sistemine alınmasıyla birlikte atık toplama oranının yüzde 90 artması bekleniyor dedi. gerektigini düşündüm fakat hava soğuktu yapılacak tek şey vardı bir an önce oradan uzaklaşmak. Nedeni bir gemi aşağıya batıyorsa yukarıda boşluk oluşur ve yukarıdakini çeker. Uzunca bir süre yüzdükten sonra bir anda bize çarpan gemiden ışıklı bir can simidi atıldığı gördüm. Bize çarpan gemi aynı zamanda denize filika indirmişti ve bizi filikaya aldı.beş arkadaşımla birlikte bu şekilde kurtarılarak Çanakkale Asker Hastanesi ne götürüldük.yanımıza gelen Çanakkale Valisi nden İstanbul da bulunan eşime telgraf çekmesini, Çanakkale de bir görev için bulunduğumu belirtmesini rica ettim. Kaza sonrası bana başka bir yere tayin olur musun diye sordular, ben de kendilerine Ben denizaltıcıydım ve ölsem de denizaltıcıyım dedim dedi. (Vira Haber) yapılarını yüzde 90 oranında tamamladı" dedi. Uygulama kapsamının genişletileceğini belirten Bakan Bayraktar, şunları kaydetti:"2012 yılında gezinti teknelerin tamamının sisteme alınmasıyla birlikte atık toplama oranının yüzde 90 artması bekleniyor. Diğer taraftan başta Antalya olmak üzere Aydın, İzmir, Balıkesir, İstanbul'da da sırası ile sisteme giriş çalışmalarına başlandı. Böylece gemilerden kaynaklanan operasyonel kirliliğin büyük oranda önüne geçilecek." Mavi Kart uygulamasından önce yıllık atıksu miktarı 62 milyon 832 bin 65 metreküp iken, Mavi Kart uygulamasının hız kazandığı 2011 yılında bir yıllık dönemde toplanan atıksu miktarı 184 milyon 704 bin 553 metreküpe çıktı.(deniz Haber) Suriye'deki iç savaştan dolayı karayolu taşımacılığının sekteye uğraması üzerine harekete geçildi ve Mısır ile Türkiye arasında Ro-Ro seferleri başlatıldı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun katılımı ile ''Mersin ile Mısır'ın Port Said ve İskenderiye kentleri arasındaki Ro-Ro Hattı''nın açılışı gerçekleştirildi. Türkiye ile Mısır arasında Ro-Ro ve Karayolu Transit Taşımacılığına İlişkin İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı kapsamında gerçekleştirilen açılış töreni, Mersin Limanı 19 Nolu rıhtımda yapıldı. Türk Deniz Kuvvetlerinin operasyon ihtiyacını ve Gemi İnşa Şartnamesi isteklerini karşılayacak olan yerli dizayn, sistem ve entegrasyonunu kapsayan sekiz gemiden oluşan Süratli Amfibi Çıkarma Gemileri nden ikincisi olan TCG Ç-152, gemilerin inşasının gerçekleştirildiği Anadolu Tersanesi nde yapılan bir törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı na teslim edildi. Öncelikli olarak amfibi operasyonlar, birlik taşınması ve ikincil olarak afet durumunda yardım ve kurtarma işlemlerine hızlı katkı sağlamak amaçlarını taşıyan serinin ilk gemisi ise 9 Mart 2012 de teslim edilmişti. DENİZCİLİK HABERLERİ Yerli Malı TCG Ç-152 Teslim Edildi Anadolu Tersanesinde yapımı devam eden sekiz gemilik Süratli Amfibi Çıkarma Gemi projesinin ikincisi olan NB 224, TCG Ç Nisan da ADİK Tersanesinde gerçekleştirilen bir törenle Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı na teslim edildi. Teslim töreninde konuşan Anadolu Tersanesi Savunma Grubu Koordinatörü Metin Poyrazlar, 18 Aralık 2008 tarihinde Savunma Sanayi İcra Komitesi kararıyla sözleşmesi imzalanan Sekiz Gemilik Süratli Amfibi Gemi Projesi nin ikinci gemisi olan NB 224 ün TCG Ç-152 olarak dosta güven, düşmana korku salmak üzere dünya denizlerine açıldığını söyledi. Geminin inşaat sürecinin iki yıl önce(15 Mart 2010) başladığını ifade eden Poyrazlar, geçtiğimiz yılın 20 Aralık günü Tuzla da denize indirildiğini ve testleri başarıyla tamamladıktan sonra artık teslim sürecine gelindiğini belirtti. Poyrazlar sözlerine şöyle devam etti: En modern, en hızlı, en yeni, en yüksek taşıma kapasitesi ve en düşük draftlı ve en önemlisi dizaynı tamamen milli olan çıkarma gemisini teslim ediyoruz, ona gözünüz gibi bakınız. Uluslararası bir bahriyeye gemi satabilmenin ilk koşulunun, o geminin kendi ülkesinde başarıyla kullanılması olduğunu ifade eden Poyrazlar, 2013 ya da en geç 2014 te, Ç-152 nin benzerlerinden birini de yabancı bir donanma için törenle teslim etmek istediklerini dile getirdi. Poyrazlar ın konuşmasının ardından, gemilerle ilgili bilgi paylaşımında bulunuldu. Sonrasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı adına Gemi İnşa Daire Başkanı Yüksek Mühendis Kıdemli Albay Erhan Murat Akdeniz tarafından TCG Ç-152 nin Komutanı Deniz Üsteğmen Erhan Al a hizmete giriş ve kuruluşa alınış belgeleri ve komutan filandrası verildi. Tören, gemi komutanı Al ın andıyla devam etti. Gemi personelinin gemiye sevk edilişi ve ardından personelin komutan filandrasını toka etmesinin ardından tören sona erdi. (Vira Haber) 6.Uluslararasi Sualtı Araştırmaları Sempozyumu 6.Uluslararası Sualtı Araştırmaları Sempozyumu Mayıs 2012 tarihlerinde Antalya-Kemer de yapılacak. 6.Uluslararası Sualtı Araştırmaları Sempozyumu Mayıs 2012 tarihlerinde Antalya-Kemer de yapılacak. Sempozyumda bildiri sunmak isteyen bilim insanları 1 Mayıs 2012 tarihine kadar başvuru yapabilirler. Sempozyuma dinleyici olarak katılım 7 Mayıs 2012 tarihine kadar kayıt olmak şartıyla ücretsizdir. Sempozyum dili İngilizce olarak düzenlenmiştir

17 Ergün Özsoy İstanbul Üniversitesi, Yeniçağ Tarihi, Doktora Programı 16. Yüzyılda Alman Seyahatnamelerine Göre Doğu Akdeniz Limanları Trablusşam, Yafa, İskenderiye 16. Yüzyıl, Akdeniz Dünyası nda birçok önemli gelişmenin cereyan ettiği, daha sonraki zamanlarda bütün dünyayı etkileyecek olan siyasi, ticari ve kültürel olayların birbirini takip ettiği bir yüzyıldır. Bir taraftan Amerika kıtasının keşfinin sonuçları yavaş yavaş Akdeniz i etkilemeye başlamış, diğer taraftan Osmanlılar, Mısır, Rodos, Kıbrıs gibi yerleri fethedip Ege Denizi ve Doğu Akdeniz i tamamen kapatarak Akdeniz de ağırlıklarını hissettirmiştir. Bu dönemi birinci elden tanıkların gözleriyle görmemizi sağlayan seyahatnamelerin Doğu Akdeniz limanları hakkında vermiş olduğu bilgiler, bu çalışmanın konusudur. Seyahatname kültürü çok eskilere dayanan ve bol malzeme sunan Alman seyahatnamelerinin 16. yüzyılda yazılmış olanlarından örnekler incelenmiştir. Seyahatnamelerde yer alan Akdeniz anlatımları ele alınarak 16. Yüzyılda, Doğu Akdeniz deki limanları Alman seyyahların gözüyle sergilemek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, incelenen seyahatnamelerde sıklıkla söz konusu edilmiş olan Doğu Akdeniz deki üç liman şehrinin seyyahların tarafından nasıl görüldüğü üzerinde durulacaktır. Asya, Afrika ve Avrupa yı birbirine bağlayan yolların kesiştiği noktada bulunan İskenderiye, Akdeniz de toptan ticaretin önemli merkezlerinden biri olan Trablusşam ve bir hac limanı olarak Yafa bu yazının konusu olacaktır. Geçmiş dönemleri, o devirde yaşamış insanların gözleriyle görebilme imkanını sağlayan seyahatnameler ve elçilik günlükleri tarih araştırmalarının klasik kaynakları arasında kabul edilmişlerdir. Dolayısıyla seyahatnameler çeşitli yönleriyle inceleme konusu yapılmaya ve tarih araştırmalarına kaynaklık etmeye devam etmektedir. Bu yazıda, Akdeniz dünyasının öne çıkan dönemlerinden 16. Yüzyıl da, Akdeniz de çeşitli nedenlerle seyahat etmiş olan Almanların yazmış olduğu seyahatnamelere göre Akdeniz in üç liman şehri ele alınacaktır. Seyahatnameleri incelenen seyyahlardan Venedik ten Adriyatik kıyıları boyunca ilerleyerek Girit, Rodos, Kıbrıs üzerinden Yafa ya daha sonra Kudüs e hac amaçlı giden seyyahlar ve seyahat tarihleri şu şekildedir: Caspar von Mülinen (1506), Liegnitz ve Brieg dükü II. Friedrich (1507), Bernhard von Hirschfeld ( ), Otto Heinrich (1521), Peter Füssli (1523), Melchior von Seydlitz(1556). Bu kişilerin yazdıkları seyahatnamelerde, Akdeniz in üç liman şehri ile ilgili bilgiler derlenmeye çalışılmıştır. Marsilya dan Trablusşam a, 1573 yılında birlikte seyahat eden tüccar Hans Ulrich Krafft ve doktor Leonhard Rauwolf (1573) un verdiği bilgilerse tüccarların bakış açısını dile getirmesi bakımından mühimdir. Salomon Schweigger yıllarında Kutsal Roma Germen İmparatorluğu nun başında bulunan Habsburglu II. Rudolf ( ) tarafından Osmanlı başkentine daimi temsilci olarak gönderilen Joachim Freiherr von Sintzendorff un maiyetinde bulunan Protestan vaizdir. İstanbul dan bir gemi ile seyahat ederek Kudüs e gelen Salomon Schweigger in seyahatnamesinin dördüncü bölümü, bu Akdeniz yolculuğunu anlatır. Bunlardan başka 1 Eylül 1581 de İstanbul dan bindiği bir gemi ile İskenderiye ye gitmiş olan Franziskus Billerbeg in mektup biçimindeki seyahatnamesi ile, tuttuğu günlükler Osmanlı da Bir Köle adı ile Türkçeye çevrilmiş olan, Osmanlı kadırgalarında yılları arasında kürek çekmiş Michael Heberer in seyahatnamesi de yazımızın kaynaklarını teşkil etmişlerdir. Bu seyahatnamelerde Yafa, Trablusşam ve İskenderiye hakkındaki bilgiler incelenerek 16. Yüzyılda seyyahların gözünden bu şehirlerin ve Akdeniz in nasıl göründüğü incelenmeye çalışılmıştır. I YAFA Yafa, Kudüs e gitmek isteyen Hristiyan hacıların Kutsal Topraklar da demir attığı limandır. Yafa ya vardıktan sonra hacılar, gemide beklemek zorundaydı, zira kendi başlarına Kudüs e gitmelerine izin verilmezdi. Hacılar, Kudüs ten gelecek olan kılavuz keşişlerle ve onları koruyup kollayan Türklerle birlikte yolculuk etmek mecburiyetinde idiler. Bunun sebebi buradaki kutsal eserlere zarar verilmesini önlemektir. Tamamı kutsal kabul edilen bu bölgeden küçük de olsa taşların ya da eşyaların alınması, duvarlara isimler yazılması veya resimler yapılması önlenmek istenmiştir. (Füssli, 1884:159) 1506 yılında Rodos tan ayrılarak yolculuğuna devam eden Caspar von Mülinen, Yafa da demirledikten sonra dokuz gün gemide kalarak Kudüs ten kendilerini almak üzere gelecek olan kişileri beklediklerini kaydeder. Karaya çıktıklarında kendilerini bir binaya aldıklarını burada kaptanın gelmesini beklediklerini bu arada gelen eşeklerle öğle vaktinde yola çıktıklarını belirtir. (Röhricht, 1888:187) 12 Temmuz 1507 de Yafa ya gelen Dük II. Friedrich in yazdığına göre Rodos tan Yafa ya kadar olan yolculuk 600 mil sürmektedir. Yolda Asya da bulunan çok güzel bir limana uğramışlardır. Bu liman Antalya dır. (Röhricht, 1888:123) 13 Temmuz da bütün gün gemide kalmaları gerekmiştir. Zira Kudüs Muhafızı (Gardianus) veya vekilini (Vicarius) beklemişlerdir. Bu kişi Ramla-Kudüs arasında onlara eşlik edecektir. 24 Temmuz da bütün hacılar gemiden inerler ve adlarını yazdırdıktan sonra, daha önce bahsedilen kemerli yapıya götürülürler. Ertesi gün Kudüs ten beklenen Vekil gelir. Bir kaç gün daha Yafa da kalıp eşek ve katır temin ettikten sonra 27 Temmuz 1507 de eşeklere binerler ve Ramla ya doğru yola çıkarlar. (Röhricht, 1888:125) Henry de Beauvau, Yafa Limanı 1615 Bernhard von Hirschfeld ve diğer hacıları taşıyan Venedik gemisi 16 Temmuz 1517 de öğleden sonra saat üç sularında Yafa ya demir atmıştır. Patron karaya birini göndererek kılavuz ister. Karada birçok insan vardır.(minckwitz, 1856:56) Yafa ya gelenlerin anlatımlarından anladığımıza göre gemi liman yanaştıktan sonra karaya haber gönderilir ve karaya çıkmak için müsaade istenirdi. Ayrıca hacıların Kudüs ten gelecek rehberlerle oraya gönderilmesi gerekirdi. 28 Temmuz da Hirschfeld ve beraberindekilerin Kudüs ten Yafa ya dönüş yolculuğu başlar. Dört Fransız mili ilerledikten sonra Türkler yola devam etmelerine izin vermez. Burada Yafur adlı bir köyde sıcak güneşin altında beş altı saat beklerler. Yiyecek ve içecekleri kısıtlıdır. Hirschfeld bazılarının rahatsızlanarak hastalandığını belirtmiştir. Daha sonra Türklerden yola devam edebileceklerine dair haber gelir. (Minckwitz, 1856:83) Hacıların Yafa ya vardıktan sonra gemiye binmeleri ve yola çıkabilmeleri için de izin almaları gerekmektedir. Hirschfeld Yafa ya geldiklerinde izin için beklediklerini yazar. Barkalara binerek gemiye çıkan hacılar, burada patronun ticari işleri sebebiyle birkaç gün beklemek zorunda kalırlar, Hirschfeld, bundan dolayı çok şikayet ettik, demektedir. Patronun işlerini tamamlamasının ardından 1 Ağustos 1517 Cumartesi günü Kıbrıs a gitmek üzere Kutsal Topraklar dan ayrılırlar.(minckwitz, 1856:56) Kutsal Topraklar a gitmekte olan bir başka kişi de Otto Heinrich tir yılının Temmuz ayı başlarında Rodos tan yola çıktıktan sonra 4 ve 5 Temmuz da iyi bir rüzgarla yol alır, 7 Temmuz da Suriye kıyılarına ulaşır ve nihayet 10 Temmuz günü Yafa limanına varırlar. Peter Füssli, 19 Ağustos 1523 Çarşamba günü Larnaka dan yola çıkar. Rüzgar olmaması nedeniyle istedikleri zamanda Yafa ya varamayacaklardır. Hatta bir ara yollarını kaybederler, nerede olduklarını bilemezler. Füssli, sağ tarafımızda Müslümanların camilerini görüyorduk, nerede olduğumuzu bilmiyorduk, der. (Füssli, 1884:158) Füssli, karaya çıktıklarında adlarını yazdırdıklarını, ama bu yıl Rodos kaybedildiği için sadece yirmi bir hacı olduklarını, zira insanların hacca gidip gidemeyeceklerini tam bilemediğinden sayının düşük olduğunu belirtir. (Füssli, 1884:160) 1556 yılında Venedik ten Kıbrıs a kadar geldikten sonra burada bir gemi ile anlaşarak Yafa ya doğru yola çıkan Seydlitz ve beraberindeki hacılar da daha önceki tüm hacıların yaptıkları gibi Kudüs e haber göndererek kendilerine kılavuzluk edilmesini bekleyeceklerdir. Ancak Seydlitz, özellikle gemide bulunan Maltalıların Kutsal Topraklar ı ziyaret edip edemeyeceklerinden kuşkulu olduklarını belirtmiştir. Bu nedenle Maltalılar dışarı çıkmanın güvenli olmadığını düşündüklerinden gemide beklemişlerdir. İstanbul dan yola çıkarak önce Mısır a daha sonra buradan bindiği tuz yüklü bir Rum gemisi ile Yafa ya gelen Salomon Schweigger bu şehri ve buradan Kudüs e yaptığı yolculuğu anlatmıştır. Schweigger burada pek yüksek olmayan bir tepede büyük geniş ve sağlam 32 33

18 vaziyette iki bina bulunduğunu burasının Türklerin ikameti olduğunu ve onlarla birlikte birkaç Arap bulunduğunu söyler. Ayrıca Mısır yönünden denizden yaklaşırken dağlarda birkaç kubbe de görünmektedir. (Schweigger, 1589:283) Mısır dan buraya gelen esas mallar tuz ve pirinçtir. Bunun karşılığında buradan yağ yüklenir. Bu yüzden burada konaklamak için hanlar bulunmaz. Gecelemek isteyenlerin açık havada deniz kenarında kumsalda konaklaması gerekir ve erzak olarak arpa ekmeğinden başka bir şey götüremezler. (Schweigger, 1589:283) 2 Mayıs ta Ramla da görevli Subaşı yanında yirmi atlı ile birlikte gelir. Yanlarında yolculuk için develer ve eşekler de vardır. Bu arada Schweigger, para alışverişi sırasında kendilerine dört beş farklı para birimi gösterildiğini ve alışveriş sonunda bunun onlara üç dükaya mal olduğunu yazar. Öğleye doğru 100 kişilik bir kuvvetle yola çıkarlar. Bunlardan sekiz kişi yaya olarak gelen okçulardır. (Schweigger, 1589:284) yılları arasında Türk kadırgalarında esaret altında bulunmuş olan Michael Heberer in kürek çekmekte olduğu gemi İstanbul dan Rodos a geldiğinde, Heberer in patronuna yeni bir görev verilir. Kudüs e atanmış olan yeni sancak beyini buradan alıp Rodos Beyi ile birlikte Yafa ya ve oradan Kudüs e götürecektir, sola doğru dümen kırarak en kestirme yol olan Kıbrıs güzergahını seçerler. Burada içme suyu ihtiyaçlarını temin ettikten sonra genellikle Kudüs e gitmek isteyenlerin uğrak yeri olan Yafa ya doğru yola devam ederler. Heberer karaya çıkışlarını ve buradan Kudüs e olan yolculuklarını detaylı biçimde anlatır. (Heberer, 2003:216) II TRABLUSŞAM Akdeniz de önemli bir ticari merkez olan Trablusşam, toptan ticaretin önde gelen şehirlerinden biriydi. (Braudel, 1990:53) Aynı zamanda Kutsal Topraklar a ve Suriye ye yapılan seyahatler bakımından bir ulaşım merkezi idi. Haçlı devletlerinin varlıklarını sürdürdükleri sürede Kıbrıs, Suriye arasında kullanılan olağan yol Trablusşam veya Beyrut tan geçiyordu. On beşinci yüzyılın sonundan başlayarak, Venedik ten yola çıkan hacı kafileleri ise Kıbrıs tan sonra meltem rüzgarı ile Yafa ya gidiyorlardı.(pryor, 2004:103) Suriye ye gitmek üzere Marsilya dan yola çıkan Hans Ulrich Krafft Trablus a varışını şu şekilde anlatmıştır: saat 10 sularında gümrük binasının karşısında karaya çıktık. Trablus şehrine kadar en az yarım saatlik bir yol vardı. Gemiciyi yanıma aldım, her birimiz küçük bir eşeğe bindik. Bu eşeklerin sahipleri az bir ücretle ahaliyi şehre götürüp, getiriyorlardı. (Krafft, 1862:36-37) Krafft ın patronu olan Melchior Manlich ve ortaklarının Trablus ta pek çok çalışanı vardır. Krafft onlarla tanışır. Ayrıca Krafft ın patronlarının Trablus a üç günlük mesafede bulunan Halep te de Lazarin Scallis adında bir adamları bulunmaktadır. Şehre girmek için surların yanına geldiklerinde, büyük kapının yanındaki ticaret sitesi Fondaco da oturan Fransız konsolosundan yardım isterler. Konsolos valiye başvurarak kapının açılmasını ister, kapı açılmak üzere iken Subaşı, on adamı ile gelerek kaleye götürüp hapsetmek üzere hepsini tutuklar. Bu sırada konsolos tekrar müdahale ederek Subaşıya karşı koyar. Yarım saatten fazla süren bir kavganın ardından serbest bırakılırlar. (Krafft, 1862:38) Krafft, konsolosun karışıklık hallerinde Hristiyanları korumak için Fransız Kralı ve Türk sultanı tarafından tayin edilmiş olduğundan kuvvetli halklarla donatılmış olduğunu belirtir. Bu sebepten Fransız konsolosu Hristiyan tacirleri tutuklamak isteyen Subaşını ciddi tehdit sözleri ile serbest bıraktırır.(krafft, 1862:38) Subaşı, onların şehre baskın yapma amacıyla geldiklerinden şüphelenerek tutuklamak istemiştir. Sonunda uzun tartışmalardan sonra serbest bırakılan Krafft ve diğer Hristiyanlar hep beraber Fransız Ticaret Evi ne yani Fondaco ya gelirler. (Krafft, 1862:39) Hans Ulrich Krafft ile birlikte aynı gemiyle Marsilya dan yola çıkmış olan Dr Leonhard Rauwolf, denizden bakıldığında kuleye benzeyen beş adet kale görmüştür. Bunların birbirlerine uzaklığını bir tüfek atımı mesafe olarak verir. Bu kalelerde limandaki gemiler sebebiyle, yeniçeriler bulunduğunu, limanın da yalçın kayalıklarla kapatılmış olduğunu anlatır. Gümrük binasına Doga denir. Büyük kubbeli bir binadır ve gelen mallar burada saklanır ayrıca her türlü baskından yeniçeriler tarafından korunur. (Rauwolf, 1582:22) Trablusşam şehri oldukça büyük, kalabalık ve meşhur. Her gün hem karadan hem de denizden gelen çeşitli mamüllerin buluştuğu bir pazaryeri. Şirin bir çevresi var. Yüksek Lübnan Dağları nın eteğinde yer alır. Denize doğru olan kısım oldukça düzlük ve buralarda üzüm bağları ve bahçeler görülüyor, birçok yerleri dikenler ve çalılarla çevrilmiş. (Rauwolf, 1582:23) Rauwolf deniz kıyısında olan eski şehirde 1183 yılında Antakya, Lazkiye ve Tripoli yi içine alan bölgeyi etkilemiş olan bir depremden dolayı birçok şeyin yıkılarak yok olduğunu, ancak birkaç parça eserin görülebildiğini yazmıştır. (Rauwolf, 1582:25) Şehrin içinde suyun yanında kale gibi bir yapı daha vardır, burada yeniçeriler bulunmaktadır. İnsanların evleri de çok iyi inşa edilmemiştir. Evlerin çatıları tüm doğuda olduğu gibi düz olarak yapılır. Böylece komşular bir evden diğerine geçerek birbirini ziyaret edebildiği gibi özellikle yazın geceleri serin olduğundan uyumak için kullanılır. (Rauwolf, 1582:25) Şehre gelen kervanların ve yüklü hayvanların insanların yaşamında herhangi bir aksaklığa yol açmadan yollardan geçebilmeleri için sokakların buna göre düzenlenmiş olduğunu gözleyen Rauwolf sokakların nasıl olduğunu da şu şekilde anlatır: Sokaklar oldukça dar, büyük taşlarla döşenmiş ve özellikle cadde boyunca yolun ortasında bir devenin yükü ile geçebileceği veya rahatça sürülebileceği genişlikte bir çukurluk bulunuyor. Herhalde yolların bu şekilde yapılmasının sebebi her gün buraya gelen kervanlar, yüklü develer ve eşeklerin sıralı bir biçimde rahatça yollarına gidebilmesi olsa gerektir. Zira böylece insanlar bu kervanlar tarafından herhangi bir şekilde rahatsız edilmeden sokaklarda yürüyebilirler ve işlerine bakabilirler. Ancak bu koridorun temiz ve kuru kalabilmesi için bazı yerlerde yağmur suyunu tahliye amacıyla uzun ve geniş taşlarla oluşturulmuş oluklar var. (Rauwolf, 1582:27) Rauwolf, Türkiye de ticaretin manastırlara benzeyen hanlarda yapıldığını bunlar dışında ticaret yeri olmadığını ve bu hanların büyük Türklere ve onların paşalarına ait oluğunu ve bundan iyi gelir elde ettiklerini kaydeder. Burada elde edilen geliri Venediklilerin Almanlardan kazandığı parayla karşılaştırır. (Rauwolf, 1582:28) Salomon Schweigger, İstanbul dan Kudüs e giderek Kutsal Topraklar ı ziyaret eder, Kudüs ten sonra Şam a, buradan da Trablusşam a gelir. 30 Mayıs ta Şam dan atla yola çıkar ve Trablusşam a yolculuk edecek insanların ve tüccarların beklediği Minin adlı Arap köyüne gelirler. Baalbek şehrinden geçen Schweigger, şehrin kesme taşlarla inşa edilmiş uzun duvarlarından bahsetmiştir. Buradan güzel bir vadiden geçerek Lübnan Dağları na geldiklerini ve ağaçların altında dinlendiklerini ve Dürzi adı verilen halkla karşılaştıklarını yazar. Dürzileri ne Hristiyan ne de Türk olarak tanımlamış, kıyafetlerinden bahsetmiştir. Onların İsviçreliler gibi özgür bir halk olduğunu yazmıştır. (Schweigger, 1589:321) Üç yıl süren kürek esareti sırasında Akdeniz de çeşitli yerlere uğramış olan Brettenli Michael Heberer, Trablusşam a da gitmiş ve diğer gittiği yerlerde olduğu gibi bu şehri de etraflıca anlatmıştır. Bu şehrin 67 derece 30 dakika boylam ve 34 derece 20 dakika enleminde olduğunu söyler. (Heberer, 2003:134) Heberer in anlatımıyla Trablusşam limanının özellikleri şu şekildedir: Kıyıda limana yakın bir yerde, sağ tarafta dört köşeli, tepesi açık bir kule bulunmaktadır. Bunun üzerindeki topların başında devamlı nöbetçiler bekletilerek limanın güvencesi sağlanır. (Heberer, 2003:134) Heberer, denizden uzakta taş bir bina bulunduğunu ve burasının tüccarların mallarını depoladıkları bir ambar olduğunu söyler, zira onlar da gemiden indirdikleri malları buraya taşımışlardır. Bu ticaret evinin civarında başka yapı yoktur ve buradan çıkılarak çok güzel bağ ve bahçelerin arsından geçilip bütün dünyada ünlü büyük bir ticaret kenti olan Trablusşam a gelinir. Bu bağ ve bahçeler Lübnan dağlarından gelen bir akarsu ile bol bol sulanmaktadır ve burada hurma, nar, incir, narenciye ve çok güzel üzümler yetişmektedir. (Heberer, 2003:134) Resim 2: Don Aquilante Rocchetta, Trablusşam,

19 C - İSKENDERİYE İskenderiye, Asya, Afrika ve Avrupa yı birbirine bağlayan yolların kesiştiği noktada önemli bir ticaret ve ulaşım merkezi olmuştur.(es-seyyid, 2000: 574) Osmanlı devletinin batı ile olan ticari münasebetlerinde bu şehrin önemi büyük olmuştu. 16. Yüzyılda İskenderiye limanı, hem doğudan hem de batıdan gelen mallarla ticari bakımdan oldukça hareketli idi. (Es-Seyyid, 2000: 577) 16. yüzyılda Akdeniz de yapılan seyahatlerin İskenderiye ye yönelmesinde ticari ve sosyal sebeplerden başka diğer bir önemli sebep de burasının Hristiyanlar için dini bir merkez hüviyetini taşımasıdır. İskenderiye Patrikhanesi, İstanbul dan sonra hiyerarşide ikinci olduğundan önemli bir merkezdir. İskenderiye patriği aynı zamanda papa unvanını taşıyan tek patrik olarak da ayrı bir öneme sahiptir. (Benlisoy ve Macar, 1996:9) Salomon Schweigger in ve Franziskus Billerbeg in Braun ve Hogenberg, İskenderiye, 1575 İskenderiye seyahatlerinde bu dini sebeplerin rolü olduğu muhakkaktır. Kudüs e gitmek gayesiyle 3 Mart 1581 de İstanbul dan yola çıkan Salomon Schweigger, Ege Denizi nden geçtikten sonra durduğu Rodos Adası ndan 12 Mart ta ayrılarak, 21 Mart 1581günü akşama doğru, İskenderiye nin 20 İtalyan mili uzağına gelir. (Schweigger, 1589:250) 22 Mart ta Pikeria limanında İskenderiye ye gitmek için uygun rüzgarı bekledikten sonra İskenderiye ye yönelirler. Schweigger, buradaki limanda bir Türk kalesi ve Mısırlılara ait birkaç ev bulunduğunu söyler.(schweigger, 1589:251) Şehirde üzerinde eski Mısır inançlarına ait şekiller ve Hiyeroglif denen yazılar bulunan obelisk ya da piramit adı verilen porfir taştan bir anıt vardır. Schweigger aynı büyüklükte taştan İstanbul da da bir tane olduğunu söyler. Bunlardan bir tane de şehrin dışında vardır, ancak bunun üstünde hiyeroglif yoktur. Şehir büyüktür ve çevresi sağlam duvarlarla çevrilidir. Schweigger sultanın adında bir hata yaparak, şehrin 1517 yılında Türk İmparatoru Süleyman tarafından alındığını yazmıştır.(schweigger, 1589:251) Schweigger, burada bir Yunan patriği ve ikameti bulunduğunu ancak kendisinin Kahire deki paşanın yanında, onun elinde bulunması gerektiğinden burada bir vekili olduğunu yazmıştır. Vekilin adı Meletius Jeromonachus tur. Schweigger bu vekilin cana yakın bir kişi olduğunu ve bütün Yunanlılar içinde en eğitimli kişi olduğunu, Yunanca, Latince, İtalyanca bildiğini belirtir. Schweigger bu kişi ile dostluk kurmuştur. (Schweigger, 1589:254) 27 Mart ta bir Şerma (Dscherma) gemisi ile Reşid kentine giden Schweigger, 13 Nisan 1581 tarihinde Nil üzerinden Reşid kentinden yola çıkar ve 26 Nisan da Halid adlı bir limana yanaşırlar. Buradan yola devam eden Schweigger, 29 Nisan 1581 günü akşamında Yafa ya varır. (Schweigger, 1589:278) İstanbul dan bir Türk kadırgası ile Trablusşam a, buradan da Kudüs e giden ve daha sonra çölü geçerek Aziz Katarina manastırını ziyaret ettikten sonra Kahire ye gelen Franziskus Billerbeg, burada geçirdiği birkaç günün ardından İskenderiye ye gelir ve patrik Meletio Protocingelo yu ziyaret eder. Patrikten övgüyle söz ederek onun bilgili bir kişi olduğunu yazmıştır. (Billerbeg, 1583:9) İskenderiye hakkında etraflı bilgiler aktaran bir diğer seyyah da Brettenli Michael Heberer dir yılı Mayıs ayında Malta dan yola çıkan Heberer, esir düştükten sonra ilk olarak İskenderiye ye götürülmüştür. Kentte halkın kullanımı için mermerden yapılma su sarnıçları vardır. Kanallar yoluyla Nil nehrinden bu sarnıçlara su getirilir ve halk fıçılarla taşıyarak bu suyu kullanır. Heberer ve patronu da suyunu buradan karşılamaktadır. (Heberer, 2003:96). Heberer İskenderiye de, bir zamanlar burada işkence görmüş olan Azize Katarina ya adanan bir Hristiyan kilisesi olduğunu belirttikten sonra bu kilise ile ilgili duymuş olduğu bir olayı anlatır: Yunanlıların bana bizzat anlattıklarına göre, bir süre önce Araplar galeyana gelerek bu kiliseyi tahrip etmişler. Bunun üzerine Patrik Konstantinopolis e kadar gitmiş ve Türk hükümdarına, Arapların bu küstah ve gaddar davranışlarını şikayet etmiş. Türk hükümdarı da bu suçu işleyen Araplara, kiliseyi eskisinden daha güzel olarak yeniden inşa etmelerini ve bütün masrafları karşılamalarını emretmiş. Nitekim bugün dahi bu yenilenmiş kiliseyi beğeniyle seyrediyoruz. Türk hükümdarının bu davranışına ben gerçekten çok şaştım, çünkü Hristiyan dünyasında böyle bir olaya rastlamak mümkün değildir, hele dini yapılar söz konusu olursa. (Heberer, 2003:96) Heberer, şehir sınırlarının başladığı yerde insan eliyle yapılmış oldukça yüksek bir tepenin üstündeki nöbetçi kulesine bayraklar çekilerek doğudan ve batıdan yaklaşan gemilere uyarı işaretleri verildiğini belirtir. (Heberer, 2003:97). Heberer, İskenderiye de birçok Hristiyan devletinin temsilcileri bulunduğunu, bunlara konsolos dendiğini, ister Venedik uyruklu olsun, ister Fransa kralının veya İngiltere kraliçesinin tebaası olsun, yolcuların ve tüccarların bu konsolosluklara sığınabildiğini belirtir.(heberer, 2003:98) BİBLİYOGRAFYA Benlisoy, Yorgo ve Macar, Elçin (1996), Fener Patrikhanesi, Ankara: Ayraç Yayınevi. Billerbeg, Franziskus (1583), Newe Schiffart: Darinnen eigentlich und auffs kürtzest beschriben wirdt die Reise einer Schiffart, auß Constantinopel in Syriam, Palaestinam, Aegypten und auff den Berg Synai, Nürnberg :(Çevrimiçi) Es Seyyid, Eymen Fuad: İskenderiye, DİA,İstanbul, 2000, c.22, s Füssli, Peter ve Ziegler, Heinrich (1884), H. L., Warhafte reiß gen Venedik Und Jerusallem beschen durch Petter Füssly und Heinrich Zeigler Anno 1523, in: Züricher Taschenbuch auf das Jahr 1884, hg. v. einer Gesellschaft zürischer Geschchtsfreunde, (Çevrimiçi) Heberer,Michael, (2003)Osmanlıda Bir Köle, Brettenli Michael Heberer in Anıları, , Eski Almanca dan çev., Türkis Noyan,, İstanbul: Kitap Yayınevi. Krafft, Hans Ulrich, (1862), Ein deutscher Kaufmann des 16:en Jahrhunderts, H.U. Krafft s Denkwürdigkeiten, bearb. von Adolf Cohn, Göttingen: (Çevrimiçi) google.com, Krafft, Hans Ulrich, (1997), Türklerin Elinde Bir Alman Tacir, Çev. Turgut Akpınar, İstanbul: İletişim Yayınları. Minckwitz, U. Von, (1856), Des Ritters Bernhard von Hirschfeld im Jahre 1517 unternommene und von ihm selbst beschriebene Wallfahrt zum heiligen Grabe. Aus einem in der großherzoglichen Bibliothek zu Weimar befindlichen manuscripte, Mittheilungen der Deutschen Gesellschaft zu Erforschung vaterländischer Sprache und Alterthümer in Leipzig: (Çevrimiçi) Pryor, John H. (2004) Akdeniz de Coğrafya, Teknoloji ve Savaş: Araplar, Bizanslılar, Batılılar ve Türkler, çev., Füsun Tayanç, Tunç Tayanç, İstanbul :Kitap Yayınevi. Rauwolf, Leonhard, (1582) Aigentliche beschreibung der Raiß, so er vor dieser zeit gegen Auffgang inn die Morgenländer, fürnemlich Syriam, Iudaeam, Arabiam, Mesopotamiam, Babyloniam, Assyriam, Armeniam... selbs volbracht, Laugingen: (Çevrimiçi) Rikl, Wilhelm Possidius, (1882) Des Pfalzgrafen Otto Heinrich Pilgerfahrt nach Palestina, in Kollektaneenblatt des Historischen Vereins Neuburg 46, 1882, (Çevrimiçi) Röhricht, Reinhold (1888), Die Jerusalemfahrt des Caspar von Mülinen, in ZDPV11 (Çevrimiçi) Röhricht, Reinhold ve Meisner, Heinrich, (1878), Die Pilgerfahrt des Herzogs Friedrich II. von Liegnitz und Brieg nach dem Heiligen Lande, in: ZDPV 1, Leipzig:(Çevrimiçi) Seydlitz, Melchior von, (1591), Gründtliche Beschreibung der Wallfart nach dem heyligen Lande Neben vermeldung der jemmerlichen und langwirigen Gefengnuß derselben Gesellschaft ect. Görlitz: (Çevrimiçi) Schweigger, Salomon,(1589) Eine newe Reyßbeschreibung auß Teutschland Nach Constantinopel und Jerusalem: Darinn die gelegenheit derselben Laender, Staedt..., der innwohnenten Völcker Art, Sitten... Jnsonderheit die jetzige ware gestalt deß H. Grabs... Deßgleichen des Türckischen Reichs Gubernation... ; Mit hundert schönen newen Figuren... Und III. unterschiedlichen Büchern... Gedruckt zu Nürnberg durch Christoff Luchner, Nürnberg: (Çevrimiçi) Schweigger, Salomon,(2004), Sultanlar Kentine Yolculuk, Yayına Hazırlayan ve Notlayan, Heidi Stein, Çeviren, S. Türkis Noyan, İstanbul: Kitap Yayınevi Bu çalışma,7-8 Nisan 2011 tarihlerinde Mersin Deniz Ticaret Odası ile Mersin Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen III. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu na katılan Ergün ÖZSOY un sempozyumda sunduğu bildiridir

20 Deniz Tutkunu Bir Yönetmen Savaş Karakaş İstese 1990 lı yıllarda beyaz camın ona sağladığı şöhretle (belki de çok daha fazla popüler olup daha da fazla kazanarak) sunuculuk kariyerini başarıyla sürdürebilirdi. Ama o televizyon ekranlarının sabun köpüğü şöhretinden vazgeçip kendini denizlerin mavi köpüklerine, tarihin derinliklerine bıraktı. Bu ay dergimize konuk olan belgesel yapımcısı ve yönetmeni Savaş Karakaş a projelerini ve Mersin e dair düşüncelerini sorduk. Maddi tatmin, tanınmak, ünlü olmak çok güzel ama hep eksikliğini hissettiğim başka değerler de vardı. Gerçekten kalıcı bir şeyler başarmak, yaratmak isteği gibi Sadece sunuculuğunu yapacağım bir televizyon projesi değil, içerisinde gerçek kimliğimi de bulacağım, gerçek Savaş ı anlamamı ve anlatmamı sağlayacak bir yapım gibi Savaş Karakaş, kendi zenginliğini ortaya koyacak, birikimini katabileceği o ilk projeyi, çocukluk anılarından hareketle ortaya çıkardı. Aldığı şarapnel yaralarıyla eli sakat kalan dedesine ithafen Derinlerdeki Tarih belgeselini hazırlamak için 1997 yılında Çanakkale Savaşı batıklarına sayısız dalış gerçekleştirdi: Sanki karanlıkta kalmış bu batıklarla dedemin hikayesini de gün ışığına çıkarttım. Gün ışığına çıkan bilgiler ve görüntüler, Derinlerdeki Tarih adıyla 5 bölümlük bir dizi ve bir saatlik film olarak izleyicinin karşısına çıktı. Sunuculuğu ile Türk halkının beğenisini kazanan Karakaş, Çanakkale Savaşı nın derinlerde kalan yüzünü anlattığı belgeselle de tam not aldı. Başta BBC ve History Channel olmak üzere çok sayıda yabancı kanal için yer aldığı projelerle de adını duyurdu Savaş Karakaş yılı geldiğinde ise 1953 yılında Çanakkale Boğazı nda batan Dumlupınar denizaltısı ile ilgili kapsamlı bir sualtı belgeseli hazırladı. Son Söz: Vatan Sağolsun ve Dumlupınar a Dönüş adlı iki bölümlük Dumlupınar 50. yıl belgeseli, 81 denizcimiz için bir nevi saygı duruşu niteliğindeydi. Savaş Karakaş bu projesiyle 2004 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen Sedat Simavi Onur Ödülü ne layık görüldü. Derinlerdeki Kahraman: Mustafa Ertuğrul adlı belgeseli de ona 2008 yılı TGC Sedat Simavi Ödülü nü, 2009 yılında da TRT Belgesel Yarışması Ödülü nü kazandırdı. Dünya Sualtı Filmleri Festivali nde ise En İyi Tarih Belgeseli ödülü Savaş Karakaş ın oldu. Çocukluk hayalleriyle başlayan belgesel serüveni, deniz tutkusuyla birleşmiş ve Savaş Karakaş emeklerinin karşılığını almaya başlamıştı. Belgesellerinde daha çok tarihi ve denizi merkeze alsa da hayvan hakları konusunda yaptığı çalışmalar da bir hayli ses getirdi. Savaş Karakaş, Kocaoğlan ı Kurtarmak ve Flipper ın Kabusu belgeselleriyle bir dönem sokakta dans ettirilince gülüp eğlenerek izlenen ayılar ve küçük havuzlarda yaptıklarıyla insanları eğlendirirken aslında büyük acılar çeken yunuslarla ilgili gerçekleri ortaya koydu. Kocaoğlan ı Kurtarmak belgeseli için Türkiye, İngiltere ve Çin de gerçekleştirdiği çekimlerde pek çok ayı uzmanıyla görüştü. İnsanların ayılara karşı korunma, beslenme, gelenek, zevk ve eğlence adı altında uyguladıkları şiddeti gözler önüne serdi. Yunuslar konusunda belgesel yapmakla kalmayan Karakaş, her zaman kendisini kucaklayan maviliklere bu kez kamuoyunun ilgisini çekmek için kulaç attı. 27 Haziran 2010 Meis-Kaş (7 KM.), 18 Temmuz 2010 İstanbul Boğazı (6,5 KM.) ve 30 Ağustos 2010 Çanakkale Boğazı nda (6,5 KM.) düzenlenen yüzme yarışmalarında Karakaş yunuslar için yüzdü. Sonrasında söyledikleri ise hayli anlamlıydı: İnsanlar yunuslar gibi özgür olmak için denize giriyor, ama yunuslar artık özgür değil. Havuzlardaki tutsak yunuslar için engin denizlerde yüzmek de, mavi derinliklerde dalmak da artık hayal. Ben onların hayallerini gerçekleştirmek için, denizi, ailelerini ve arkadaşlarını özleyen yunusların acı dolu çığlıklarını duyurmak için yüzüyorum. Herkes havuzlardaki yunusların gülen yüzlerine bakıp, mutlu olduklarını düşünüp, aldanıyor. İnsanlarımız yunusların yüzlerine değil, gözlerine bakmalı.. Yunuslar ağlıyor! Sudaki İzler Savaş Karakaş, 2006 yılından bu yana İZ TV de yayınlanan sualtı ve deniz kültürü belgesel kuşağı Sudaki İzler ile evlerimize konuk oluyor. Bir yandan farklı projelere imza atmaya da devam ediyor. Karakaş, son belgeselinde yine denizle ve tarihle iç içe Son Süngerci belgeselini Karakaş, şu sözlerle anlatıyor: Hikâyemiz; Türkiye nin yaşayan belki de son sünger avcısının geçmişe dönüş hikâyesidir. Türk ve Yunanlı süngercilerin Ege nin derinliklerinde yazılmış destanını, 60 lı yaşlarına meydan okuyup, denizden ve hayattan kopmayan Aksona Mehmet dillendirmektedir. Eski kurt kah Bodrum açıklarında, kah Kalimnos kıyılarında hatıralarındaki sünger bangolarını ziyarete gidiyor. Yine dalıp, sünger çıkarıyor; eski süngercilik hikayeleri, vurgun acıları, kaybettiği arkadaşları, eski av anıları canlanıyor. İkinci baharında, denize ve günümüzün denizcilerine eski kurtların anılarını, kaybolmak üzere olan sünger kültürünü fısıldıyor. Hep hatırlansın, unutulmasın diye Nisan 2012 de Bodrum da yapılacak galanın ardından Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı nın 122. doğumgününde İZ TV'de yayınlanacak belgeseliyle Savaş Karakaş bizi bu kez Bodrum a, Kos a, Kalimnos a kısacası Ege nin maviliklerine davet ediyor. Ve bütün bu yaptıkları; hazırladığı belgeseller, denizlerimize, tarihimize, doğaya, hayvanlara sahip çıkması ve aldığı ödüller düşünülünce insan düşünmeden edemiyor: Savaş Karakaş iyi ki 90 lı yıllarda gerçekten kalıcı bir şeyler başarmak, yaratmak isteği gibi değerlerle rotasını denize çevirmiş. Umarız o rotada tam yol ilerlemeye devam eder 38 39

Bölgesel Teşvik Uygulamaları

Bölgesel Teşvik Uygulamaları Yeni Teşvik Yasasında dört ana başlık var. Genel Teşvik Uygulamaları KDV İstisnası ve Gümrük Vergisi Muafiyeti içeriyor. Bölge ayrımı yapılmaksızın, Teşvik edilmeyecek yatırım konuları ile diğer teşvik

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 15 Kasım 2012 İSTANBUL Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü 1. HAZIRLIK SÜRECİ YENİ TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ Ø

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ (2012) YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ (2012) YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ (2012) YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 1 YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI T.C. Ekonomi Bakanlığı, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Müdürlüğü tarafından 01 Ocak 2012

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 İZMİR YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ 1. Mevzuat ve Hedefler Tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, Üretim ve

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ M. Özger BOZOĞLU Dış Ticaret Uzmanı Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı İSTANBUL 10/12/2014 1 SUNUM PLANI 1.

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 2012

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 2012 YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 2012 Önceki Teşvik Sisteminin Değerlendirilmesi Yeni Teşvik Sisteminin Değerlendirilmesi TR32 Düzey 2 Bölgesi Değerlendirmesi Hazırlayan: Emrah ÇELİK Aydın Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı BURSA 21/05/2015 1 SUNUM PLANI 1. Yeni Teşvik Sisteminin Hazırlık Süreci

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. Ekonomi Bakanlığı TEŞVİK UYGULAMA VE YABANCI SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Dr. Mehmet Yurdal ŞAHİN Genel Müdür Yardımcısı 11 Şubat 2016, ANKARA Sunum Planı 1. Yatırım Teşvik Sistemi

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı ANKARA 21/10/2015 1 SUNUM PLANI 1. Teşvik Sisteminin

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 20 ŞUBAT 2014 ANKARA SUNUM PLANI 1.Teşvik Sistemi 2.Atık Geri Kazanım veya Bertaraf Tesisi Yatırımları 3.Alt Bölge Destekleri 2 SUNUM PLANI 1.Teşvik

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K STEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

T.C. B A Ş B A K A N L I K STEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI T.C. B A Ş B A K A N L I K YENİ TEŞVİK K SİSTEMS STEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI MEVCUT TEŞVİK SİSTEMİ Genel Teşvik Uygulamaları Bölgesel Teşvik Uygulamaları Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki KDV

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ. Bu uygulamalar kapsamında sağlanacak destek unsurları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ. Bu uygulamalar kapsamında sağlanacak destek unsurları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. YENİ TEŞVİK SİSTEMİ UYGULAMALAR 15.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren yeni teşvik sistemi 4 farklı uygulamadan oluşmaktadır: 1- Genel Teşvik Uygulamaları 2- Bölgesel

Detaylı

YENĠ TEġVĠK DÜZENLEMELERĠ BĠLGĠ NOTU

YENĠ TEġVĠK DÜZENLEMELERĠ BĠLGĠ NOTU YENĠ TEġVĠK DÜZENLEMELERĠ BĠLGĠ NOTU M. Aykut KELECĠOĞLU, Nisan 2012. Yeni teşvik sistemi ile ilgili açıklamalar 5-6 Nisan 2012 tarihlerinde Başbakanımız ve Ekonomiden sorumlu devlet bakanımız tarafından

Detaylı

Yeni Yatırım Teşvik Paketinin Bursa ya Getirdikleri...

Yeni Yatırım Teşvik Paketinin Bursa ya Getirdikleri... Yeni Yatırım Teşvik Paketinin Bursa ya Getirdikleri... 1. Yeni Teşvik Sisteminin Genel Görünümü Yeni teşvik sistemi, aşağıdaki dört bileşenden oluşmaktadır. - Genel teşvik uygulamaları - Bölgesel teşvik

Detaylı

EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ Yatırım Teşvik Sistemi (2012/3305) BÖLGESEL TEŞVİKLER ÖNCELİKLİ YATIRIMLAR BÜYÜK ÖLÇEKLİ YATIRIMLAR STRATEJİK YATIRIMLAR

Detaylı

MEVCUT TEŞVİK SİSTEMİ

MEVCUT TEŞVİK SİSTEMİ MEVCUT TEŞVİK SİSTEMİ enel Teşvi Uygulamaları Bölgesel Teşvik Uygulamaları üyük Ölçekli Yatırımların Teşviki S KDV İstisnası S Gümrük Vergisi Muafiyeti S KDV İstisnası S Gümrük Vergisi Muafiyeti S Vergi

Detaylı

YENİ YATIRIM TEŞVİK PROGRAMI 2012 YILI DEĞERLENDİRMESİ

YENİ YATIRIM TEŞVİK PROGRAMI 2012 YILI DEĞERLENDİRMESİ YENİ YATIRIM TEŞVİK PROGRAMI 2012 YILI DEĞERLENDİRMESİ 22 Ocak 2013 ANKARA Yeni Yatırım Teşvik Programı ve Tanıtım Faaliyetleri 2012 Yılına İlişkin Gelişmeler Yeni Teşvik Uygulama Döneminin 2011 Yılı ile

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Yeni Teşvik Sistemi. 4. Bölge Teşvikleri

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Yeni Teşvik Sistemi. 4. Bölge Teşvikleri Yeni Teşvik Sistemi 4. Bölge Teşvikleri Ekim 2013 İçerik Yeni Teşvik Sistemi Amaçları Yeni Teşvik Sistemi Uygulamaları Genel Teşvikler Bölgesel Teşvikler Büyük Ölçekli Ya>rımlar Stratejik Ya>rımlar 4.

Detaylı

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin 80 81 de taçlandırmaktadır. Nitekim Mersin Serbest Bölgesi; 9 bine yakın istihdamı ve Türkiye de faaliyet gösteren 19 Serbest Bölge içerisinde

Detaylı

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ TEŞVİK UYGULAMA ve YABANCI SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA - Nisan 2012 1 TEŞVİK NEDİR? Ekonomik literatürde teşvik kavramı, belirli ekonomik ve sosyal faaliyetlerin

Detaylı

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 3 Temmuz 2014 YATIRIM TEŞVİK MEVZUATI 15 Haziran 2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar (19 Haziran 2012 tarih

Detaylı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60 ÖZET: Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı nın (BAKA) yeni Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, görevine geçen ay başladı. Özen; ilk olarak ekip arkadaşlarım diye hitap ettiği BAKA nın personeliyle toplantı yaptı,

Detaylı

YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN İZMİR YETERİNCE PAY ALAMIYOR

YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN İZMİR YETERİNCE PAY ALAMIYOR YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN İZMİR YETERİNCE PAY ALAMIYOR Övgü PINAR 2012 yılından bu yana yürürlükte olan yatırım teşvik sistemi, ülkemizin stratejik sektörleri için önem arz eden ara mallara olan ithalat bağımlılığını

Detaylı

Batman da Yatırımın Avantajları

Batman da Yatırımın Avantajları BATMAN YATIRIM DESTEK OFİSİ Yeni Teşvik Sistemi ile Batman da Yatırımın Avantajları Batman 6. Bölgede Şehirleşme Oranı En Yüksek İl DİĞER BÖLGELER VE BATMAN Yeni teşvik sisteminin 6. bölgesinde yer alan

Detaylı

YATIRIMLARA PROJE BAZLI DEVLET YARDIMI VERİLMESİNE İLİŞKİN KARAR (2016/9495 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARI)

YATIRIMLARA PROJE BAZLI DEVLET YARDIMI VERİLMESİNE İLİŞKİN KARAR (2016/9495 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARI) Sayı : 2016/219 8 Tarih : 19.12.2016 Ö Z E L B Ü L T E N YATIRIMLARA PROJE BAZLI DEVLET YARDIMI VERİLMESİNE İLİŞKİN KARAR (2016/9495 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARI) 1 A-KONU Bilindiği üzere 2016 yılında

Detaylı

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN 31.12.2013

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN 31.12.2013 Erdoğan Karahan Yeminli Mali Müşavir İstanbul Denetim ve YMM AŞ. Genel Müdürü erdogankarahan@istanbulymm.com YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN 31.12.2013

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

SUNGURLU. Sungurlu OSB

SUNGURLU. Sungurlu OSB SUNGURLU OSB 2 SUNGURLU Sungurlu, Karadeniz Bölgesini Ankara ya ve Güney-Batı illerine bağlayan Ankara-Samsun-Trabzon anayolu üzerinde konumlanmıştır. Doğu Anadolu illerinin ana bağlantı yolu olan Ankara-Sivas-Erzurum

Detaylı

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak Sami Altınkaya nın Bloomberg TV de canlı olarak yayınlanan çıkış yolu programına katılan KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük: 2023 te Kahramanmaraş ın 5 milyar dolar

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI Nisan 2015 Sunum Planı 1. Yatırım Teşvik Sistemi a) Amaç ve İlgili Mevzuat b) Yatırım Teşvik Sistemi - Destek Unsurları - Yatırım

Detaylı

Bölgeler. 6. Bölge (Şanlıurfa) 50 90 60 90 80 20

Bölgeler. 6. Bölge (Şanlıurfa) 50 90 60 90 80 20 T. C. KARACADAĞ KALKINM A AJANSI Şanlıurfa Yatırım Destek Ofisi YENİ DEVLET TEŞVİKLERİ İLE GELEN BÜYÜK FIRSATLAR Şanlıurfa Yeni Teşvik Sistemine göre 6. Bölgede yer almakta olup, Desteklenen Sektörlerin

Detaylı

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ Türkiye lojistik sektörü, sektörün dinamiklerini değiştiren çok önemli bir satın almaya sahne oldu. Borusan Lojistik, Türkiye nin önde gelen lojistik şirketlerinden Balnak ın hisselerinin tamamını satın

Detaylı

http://m.iha.com.tr/istanbul-haberleri/gunaydin-grouptan-demiryolu-atagi-1757210/ Lojistik sektörünün güçlü kuruluşu Günaydın Group, Balıkesir Lojistik Köyü nde üçüncü demiryolu lojistik merkezini açtı.

Detaylı

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ 2017 YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ SUNUM PLANI 1 Mevzuat ve Hedefler 2 Yatırım Teşvik Sistemi MEVZUAT VE HEDEFLER YATIRIM TEŞVİK

Detaylı

ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN

ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN GÜNDEM -Orhangazi Vizyon Çalıştayı Sonuç sunumlarının yer aldığı toplantının ikinci bölümünü gerçekleştirdik -Çalışma Hayatında Milli Seferberlik Kapsamında Gemlik

Detaylı

DOĞU MARMARA BÖLGESİ NDE 2006-2010 DÖNEMİNDE YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN YARARLANMA DURUMU DEĞERLENDİRMESİ

DOĞU MARMARA BÖLGESİ NDE 2006-2010 DÖNEMİNDE YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN YARARLANMA DURUMU DEĞERLENDİRMESİ DOĞU MARMARA BÖLGESİ NDE 2006-2010 DÖNEMİNDE YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN YARARLANMA DURUMU DEĞERLENDİRMESİ Yayın Tarihi: Mayıs, 2011 MARKA Yayınları Serisi DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI DOĞU MARMARA BÖLGESİ

Detaylı

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI Bu yıl 10 uncusu düzenlenen D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/1-2-3 Ağustos tarihleri arasında Bodrum da gerçekleştiriliyor. Festivalin açılış

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 1 Adana Gelecek Stratejisi Konferansı Çalışmanın amacı: Adana ilinin ekonomik, ticari ve sosyal gelişmelerinde

Detaylı

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI RAPOR: TÜRKİYE NİN LOJİSTİK GÖRÜNÜMÜ Giriş: Malumları olduğu üzere, bir ülkenin kalkınması için üretimin olması ve bu üretimin hedefe ulaşması bir zorunluluktur. Lojistik, ilk olarak coğrafyanın bir ürünüdür,

Detaylı

Türkiye Denizcilik ve Lojistik

Türkiye Denizcilik ve Lojistik Türkiye Denizcilik ve Lojistik Türkiye İki kıtayı buluşturan, coğrafi konumu ve jeopolitik yapısı sebebiyle denizcilik ve lojistik faaliyetlerinde tarihte de bugün olduğu gibi kilit öneme sahip bir ülke

Detaylı

Bilindiği üzere, ülkemizde üretim yapısının yeniden şekillendirilmesi amacıyla, Yeni Teşvik Sistemi oluşturulmuş olup, yatırımcılara yeni imkanlar

Bilindiği üzere, ülkemizde üretim yapısının yeniden şekillendirilmesi amacıyla, Yeni Teşvik Sistemi oluşturulmuş olup, yatırımcılara yeni imkanlar Bilindiği üzere, ülkemizde üretim yapısının yeniden şekillendirilmesi amacıyla, Yeni Teşvik Sistemi oluşturulmuş olup, yatırımcılara yeni imkanlar sunulmuştur. YENİ TEŞVİK SİSTEMİ İLE İLLERİMİZ SOSYO-EKONOMİK

Detaylı

TEŞVİK PAKETİNİN GETİRDİKLERİ

TEŞVİK PAKETİNİN GETİRDİKLERİ . TEŞVİK PAKETİNİN GETİRDİKLERİ Neden teşvik paketi açıklamak durumunda kaldık. Mevcut teşvik sisteminin bölgesel ve sektörel ayrıma dayanması ve genel, bölgesel ve büyük ölçekli yatırımların teşviki uygulamalarından

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7 YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7 Biliyorsunuz, 19 Haziran da yeni teşvik sistemine ilişkin gerekli yasal prosedürler tamamlandı ve konuya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı -2012 yılının başından itibaren geçerli

Detaylı

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

2 Ekim 2013, Rönesans Otel 1 MÜSİAD Brüksel Temsilciliği Açı çılışı ışı 2 Ekim 2013, Rönesans Otel T.C. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,.... T. C. ve Belçika Krallığının Saygıdeğer Temsilcileri, 1 2 STK ların Çok Kıymetli

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

T.C. SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI T.C. SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI 1. Yatırım Teşvik Sistemi (2012/3305) 2. İlaç Sektörü ve İstatistikler 3. Tıbbi Aletler Sektörü ve İstatistikler 4. Sağlık Sektörü ve İstatistikler 2 3 YATIRIM TEŞVİK

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ANKARA

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ANKARA T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ANKARA SUNUM PLANI 1. Yeni Teşvik Sisteminin Hazırlık Süreci 2. Yeni Teşvik Sistemi 3. Öncelikli Yatırımlar 4. Kümelenme Yatırımları

Detaylı

Kaynak: KGM, Tesisler ve Bakım Dairesi, 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi. Harita 16 - Türkiye 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi

Kaynak: KGM, Tesisler ve Bakım Dairesi, 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi. Harita 16 - Türkiye 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi ULAŞIM Kara taşımacılığı 2023 hedeflerinde büyük merkezler otoyollarla bağlanırken, nüfusu nispeten küçük merkezlerin bu otoyollara bölünmüş yollarla entegre edilmesi hedeflenmektedir. Harita 16 ve Harita

Detaylı

T.C. GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI

T.C. GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI YATIRIM DESTEK OFİSLERİ T.C. GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI GÜNEY EGE BÖLGESİNDE SAĞLIK SEKTÖRÜNE YÖNELİK DEVLET DESTEKLERİ BİLGİ NOTU Yatırım Destek Ofisleri 03/08/2012 İçindekiler 1 DEVLET TEŞVİKLERİ... 2

Detaylı

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 1 1. Giriş Bölgesel kalkınma veya bölgesel gelişmeler son yıllarda hepimizin üstünde tartıştığı bir

Detaylı

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı 03.06.2014. Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı 03.06.2014. Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Değerli Basın Mensupları, 03.06.2014 Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk günlerinde, size, Türk insanının aklından,

Detaylı

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu 28-29 Kasım 2014 - Bursa Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve

Detaylı

Neden Malatya ya yatırım yapmalı

Neden Malatya ya yatırım yapmalı Neden Malatya ya yatırım yapmalı 11 2011 Temel Bilgiler Malatya, Doğu Anadolu Bölgesinin ekonomik açıdan en gelişmiş ilidir. 2010 ADNKS verilerine göre il nüfusu 740.643, merkez nüfusu 500 bin civarında,

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

Güzelbahçe İlçe Raporu

Güzelbahçe İlçe Raporu 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Mayıs, 2013 Nüfus Yapısı Genel Bilgiler Yüzölçümü, 2002: 116,91 km 2 Nüfus, ADNKS, 2012: 28.469 kişi Nüfus Yoğunluğu, 2012: 243 kişi Şehirleşme Oranı, 2012:

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İlaç Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERFARMA) 2018 Yılı Stratejik Plan İzleme ve Değerlendirme Raporu

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İlaç Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERFARMA) 2018 Yılı Stratejik Plan İzleme ve Değerlendirme Raporu ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İlaç Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERFARMA) Stratejik Plan İzleme ve Değerlendirme Raporu A1. ÖĞRETİM KALİTESİNİ ARTIRMAK VE SÜREKLİ İYİLEŞTİRME SAĞLAMAK H1.1. Öğretim programlarının

Detaylı

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, Sayın Başbakanım, Değerli Bakanlarım, Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, 26 ihracatçı sektörümüzdeki, 61 bin ihracatçımızın temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi nin Sektörler Toplantısı

Detaylı

Güzelbahçe İlçe Raporu

Güzelbahçe İlçe Raporu 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Mayıs, 2013 Nüfus Yapısı Genel Bilgiler Yüzölçümü, 2002: 116,91 km 2 Nüfus, ADNKS, 2012: 28.469 kişi Nüfus Yoğunluğu, 2012: 243 kişi Şehirleşme Oranı, 2012:

Detaylı

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI 25.08.2016 2016 Ağustos Ayı Faaliyet Raporu 25 Temmuz 25 Ağustos 2016 Tarihleri Arasında Odamızca Gerçekleştirilen Faaliyetler 15 Temmuz da milli iradeye yönelik yapılan

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

SİRKÜLER 2016/13. : Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesinde Değişiklik Yapan 6676 Sayılı Kanun Yayımlandı.

SİRKÜLER 2016/13. : Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesinde Değişiklik Yapan 6676 Sayılı Kanun Yayımlandı. SİRKÜLER 2016/13 04.03.2016 KONU : Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesinde Değişiklik Yapan 6676 Sayılı Kanun Yayımlandı. 26 Şubat 2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete de Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Detaylı

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1 SUNUM PLANI İşe Yerleştirme Hizmetleri İstihdam Teşvikleri Kısa Çalışma Ödeneği 2 İŞE YERLEŞTİRME HİZMETLERİ 3 İŞE YERLEŞTİRME HİZMETLERİ İş arayanların kayıtlarının

Detaylı

Değerli Proje Ortağımız,

Değerli Proje Ortağımız, Değerli Proje Ortağımız, Sağlıklı ve yeterli miktarda gıdaya erişimin giderek zorlaştığı ve buna paralel olarak gıda üretiminin ve ticaretinin büyük önem kazandığı günümüz dünyasında, gıda endüstrisi içinde

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ BİLGİ NOTU

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ BİLGİ NOTU YENİ TEŞVİK SİSTEMİ BİLGİ NOTU Sayın Başbakan ve ilgili Bakanın yapmış olduğu sunumlardan derlenen yeni teşvik sistemine ait bilgi notu aşağıda olup konuya ilişkin Kararname ve uygulama Tebliğinin yayımlanması

Detaylı

MÜKELLEF BĠLGĠLENDĠRME NOTU 2015-013

MÜKELLEF BĠLGĠLENDĠRME NOTU 2015-013 MÜKELLEF BĠLGĠLENDĠRME NOTU 2015-013 Konu : Yatırımlarda Devlet Yardımlarında yapılan değişiklikler hakkındadır. Tarih : 04.05.2015 15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe

Detaylı

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI Sayın Âli Meclis Başkanı, Sayın Bakan, Sayın Oda Başkanları, Değerli İş Adamları,

Detaylı

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI www.sanayi.gov.tr 1 Bakanlığımız özellikle son 7 yıllık süreçte, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin desteklenmesi,

Detaylı

YATIRIMLARA SAĞLANAN YENİ TEŞVİK UNSURLARI

YATIRIMLARA SAĞLANAN YENİ TEŞVİK UNSURLARI YATIRIMLARA SAĞLANAN YENİ TEŞVİK UNSURLARI Haluk ERDEM BDO DENET 19 Ocak 2017 Sayfa1/17 Son zamanlarda yaşanan işsizlik artışı, cari açık vb. nedenlerle yatırımlara sağlanan teşviklere önemli ilaveler

Detaylı

EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ 2017 EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Sunum Planı 1 Mevzuat ve Hedefler 2 Yatırım Teşvik Sistemi

Detaylı

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 SUNUM AKIŞI Bölge Planı Hazırlık Süreci Paydaş Analizi Atölye Çalışmalarının Gerçekleştirilmesi Mevcut Durum Analizi Yerleşim Yapısı ve Yerleşmeler Arası İlişki Analizi

Detaylı

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ Kurucu destekçiliğini Doğuş Grubu nun, Sanat Yönetmenliğini Yücel Canyaran ın üstlendiği D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/ 1-2-3

Detaylı

1- Yazılım Ve Gayri Maddi Hak Satış Ve Kiralamalarına İlişkin KDV İstisnası Teşvik Belgesi Kapsamına Alınmıştır.

1- Yazılım Ve Gayri Maddi Hak Satış Ve Kiralamalarına İlişkin KDV İstisnası Teşvik Belgesi Kapsamına Alınmıştır. 1 SİRKÜLER 2017/17 Yatırım teşvik mevzuatına dair temel düzenlemelerin yer aldığı 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında 22.02.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2017/9917 sayılı Karar ile bazı

Detaylı

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR 13.01.2018 Sayın Valim, Sayın TOKİ Başkan Yardımcım, Sayın Ticaret Odası Başkanım, Sayın Rektörlerim, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve Dostları

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/17

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/17 Değerli Müşterimiz, Ö z e t B ü l t e n Tarih : 21.03.2017 Sayı : 2017/17 YATIRIM TEŞVİK KARARNAMESİNDE DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR (2012/3305 SAYILI) 2017/9917 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K STEMĐ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

T.C. B A Ş B A K A N L I K STEMĐ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI T.C. B A Ş B A K A N L I K YENĐ TEŞVĐK K SĐSTEMS STEMĐ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI MEVCUT TEŞVĐK SĐSTEMĐ Genel Teşvik Uygulamaları Bölgesel Teşvik Uygulamaları Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki KDV

Detaylı

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 İÇERİK Amaç, Vizyon Hazırlık Süreci İnovasyona Dayalı Mevcut Durum Stratejiler Kümelenme ile ilgili faaliyetler Sorular (Varsa) İNOVASYON & KÜMELENME

Detaylı

Afrika Sanayici ve İşadamları Derneği «Türk Özel Sektörünün Afrika ya Açılan Kapısı»

Afrika Sanayici ve İşadamları Derneği «Türk Özel Sektörünün Afrika ya Açılan Kapısı» Afrika Sanayici ve İşadamları Derneği «Türk Özel Sektörünün Afrika ya Açılan Kapısı» AFRİKA 5 BÖLGE - Kuzey Afrika - Batı Afrika - Orta Afrika - Doğu Afrika - Güney Afrika Vizyonumuz Küreselleşen dünyada

Detaylı

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012 Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012 1 1- TEŞVİK MEVZUATININ DÜZENLENMESİNDEK TEMEL DEVLET POLİTİKALARINA UYGULAMALARINA YÖNELİK ÖNERİLERİMİZ.

Detaylı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

T.C. Kalkınma Bakanlığı T.C. Kalkınma Bakanlığı 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği- Turkey s Agricultural Policies at a Crossroads with respect to 2023 Vision 2023 Vision, Economic Growth and Agricultural

Detaylı

MARDİN YDO 2011 YILI 6 AYLIK FAALİYET BRİFİNGİ

MARDİN YDO 2011 YILI 6 AYLIK FAALİYET BRİFİNGİ MARDİN YDO 2011 YILI 6 AYLIK FAALİYET BRİFİNGİ KURULUŞ 2 Temmuz 2010 tarihinde Devlet Bakanı Sayın Cevdet YILMAZ ve Mardin Valisi Sayın Hasan DURUER tarafından resmi açılışı gerçekleştirilmiştir. Mardin

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI 02.04.2015 1 OFFSET E İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER 663 sayılı KHK nın 13. ve 50. maddeleri, 6518 sayılı Kanunun 45. ve 52. Maddelerine istinaden Bilim, Sanayi

Detaylı

SİRKÜLER NO: 2015/22

SİRKÜLER NO: 2015/22 27.04.2015 SİRKÜLER NO: 2015/22 Konu: Yatırım Teşvik Uygulamalarında Değişiklik Hk. 8 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2015/7496 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2012/3305 sayılı Yatırımlarda

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

2017 YILI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ. Stratejik Plan. İzleme ve Değerlendirme. Raporu

2017 YILI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ. Stratejik Plan. İzleme ve Değerlendirme. Raporu YILI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Stratejik Plan İzleme ve Değerlendirme Raporu (ECZACILIK FAKÜLTESİ) A1. ÖĞRETİM KALİTESİNİ ARTIRMAK VE SÜREKLİ İYİLEŞTİRME SAĞLAMAK H1.1. Öğretim programlarının niteliğinin 2021

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Türkiye Cumhuriyeti Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Sürdürülebilir Bir Üretim Altyapısı Çevreye Duyarlı VGM Güvenli Verimli BSTB İleri Teknoloji Yüksek Katma Değer 2 20 nün Kuruluşu 17 Ağustos

Detaylı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji KASIM 2014 KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ

Detaylı

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu Toplantısı TOBB Plaza da

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Sıla Özsümer ARALIK 2016 1. ÖZET BİLGİLER Resmi Adı :Hollanda Krallığı Başkenti :Amsterdam Nüfusu :17 Milyon Yüzölçümü :41,526 km2

Detaylı

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -KAYIT DIŞI İSTİHDAMLA İLGİLİ HER BİREYİN VE TOPLUMUN BİR TAKIM ÇALIŞMALARDA BULUNMASI

Detaylı

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor Reel Sektörün Çarkı Faktoring, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin in katıldığı sempozyumda değerlendirildi. Faktoring sektörü

Detaylı

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU Yap-işlet-devret modeliyle sınır kapılarını modernize etmek üzere TOBB ile 137 oda ve borsanın ortaklığı ile kurulan Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret

Detaylı

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 E-mail:cluster@konyacluster.com Konya Kümelenme Merkezi Konya da kümelenme faaliyetleri 2006-2007 yılında Konya

Detaylı

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. Uluslararası İzmir Film Festivalinin Tarihçesi Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. İzmir Film Festivali, 11

Detaylı

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ Karınca Dergisi, Ekim 2014, Sayı:934 KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ 1. GİRİŞ Kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılamak

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

Yeni İşçileriniz İŞKUR dan!

Yeni İşçileriniz İŞKUR dan! 1 2 4 Yeni İşçileriniz İŞKUR dan! Özel sektör işyerlerinde 6 ay süreyle İşbaşı Eğitim Programında (İEP) çalışacak kursiyerlere İŞKUR tarafından net asgari ücret ödenecektir. İşverenin kursiyerler için

Detaylı

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI DÜNYA KRUVAZİYER PAZARI NEREYE GİDİYOR? Hazırlayan: Mine Güneş Kruvaziyer destinasyonlar içerisinde, son yıllara kadar

Detaylı

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ 2017 YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ SUNUM PLANI 1 Mevzuat ve Hedefler 2 Yatırım Teşvik Sistemi 3 Yatırım Teşvik Belgesi MEVZUAT VE HEDEFLER YATIRIM TEŞVİK

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. Ocak 2015. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ANKARA

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. Ocak 2015. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ANKARA T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI Ocak 2015 ANKARA SUNUM PLANI 1. Yeni Teşvik Sisteminin Hazırlık Süreci 2. Yeni Teşvik Sistemi 3. Öncelikli Yatırımlar 4. Kümelenme

Detaylı