DAVRANIŞ BOZUKLUKLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DAVRANIŞ BOZUKLUKLAR"

Transkript

1 ÖĞRETMEN VE ANNE BABALAR İÇİN REHBER KİTAPÇIK DAVRANIŞ BOZUKLUKLAR [Yazar adını yazın] Afyonkarahisar Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARI

2 İÇİNDEKİLER İÇGÖRÜ DAVRANIŞ BOZUKLARI TANIMI VE ÖLÇÜTLERİ DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUK-ERGENLERLE OLUMLU İLİŞKİ NASIL KURULUR Uyumsuzluk çeşitleri İNATÇILIK YALAN SÖYLEME ÇALMA SALDIRGANLIK OKULDA NASIL DAVRANILMALI KORKULAR ve kaygılar OBSESİFLİK (KURUNTU VE SAPLANTILI DÜŞÜNCELER) TİKLER VE PARMAK EMME TIRMAK YEME ALTISLATMA VE KAKA KAÇIRMA ERİ AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI

3 DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ ÖLÇÜTLERİ Davranışın Yaşa uygunluğu: Davranışın Yoğunluğu: Davranışın Sürekliliği: Davranışın Cinsel rol beklentileriyle ilişkisi: DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ Dikkat çekme isteği: Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği: İntikam alma isteği: Yetersizlik: DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUK-ERGENLERLE OLUMLU İLİŞKİ NASIL KURULUR Karşılıklı Saygı: Çocuğa Zaman Ayırmak: Cesaretlendirme: Sevgiyi anlatmak: Çocuklarda Karşılaşılabilecek Uyum ve Davranış Sorunları anlamak.. Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ana babanın desteğiyle çözümlenebilir sorunlardır. Eğer çocuk karşılaştığı sorunlar karşısında uygun baş etme yolları ararken anne babadan yeterli destek görmezse çocuk içinde bulunduğu sorun çözümlenebilecekken daha karmaşıklaşır. Çocuğun engellerle karşılaşıp onları aşarak yeni duruma uyma çabası kişilik gelişimini ve ruhsal gücü arttırır. Çocuğun ruhsal gelişiminde anne babanın desteğiyle birlikte tutumu da çok önemlidir. Örneğin; çocuğa kendi başına yemek yeme alışkanlığı verilemezse tuvalet eğitimi 2-3 yaşlarında sağlanamazsa sorunlar bir sonraki döneme aktarılır ve yeni dönem sorunlarıyla giderek büyür. Çocuklardaki ruhsal sorunlar aşağıdaki durumlardan kaynaklanabilmektedir. Dış etkenler (anne baba tutumu, ev yaşantısı vs. ) Çocuğun yapısı ve hastalıklar Uyumsuzluklar (aile içi iletişim ve etkileşim, yaşantılar veya yanlış yetiştirme vs. sonucu oluşan uyum sorunları) İstenmeyen uyum ve davranış sorunlarının çocuğun gelişim döneminin getirdiği normal bir davranış sorunu mu yoksa gerçekten bir davranış problemi söz konusu mu şeklindeki soruları doğru yanıtlayabilmek için bu davranışları dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekir. 2

4 Bunun içinde dikkate alınması gereken bazı kriterler aşağıdaki gibidir: 1. Çocuğun gelişim dönemi: Davranış belli bir gelişim döneminde görülen geçici bir durum olabilir. Örn: 4-5 yaşına kadar olan gece işemeleri, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri kaygı duyulmasını gerektirmez. 2. Belirtinin sıklığı: Çocuğun yaptığı davranışın ne kadar sıklıkta yapıldığı önemlidir. Ara sıra söz dinlememe, yaramazlık yapma, evde huysuz ve hırçın ama dışarıda uyumlu olan çocukların davranışları olağandır. Her söylenene zıt davranışlar gösteren, okulda ve çevrede sürüp giden davranışlar ruhsal açıdan incelenmelidir. 3. Davranışın şiddeti: Davranışın yoğunluğu hat safhalara geldiğinde sorun sinyali verir. Örn: çocuk mikrop korkusundan sürekli ellerini yıkıyorsa, üstünün tozlanmasından huylanıp giysi değiştiriyorsa titizliği sorun boyutlarına ulaşmış demektir. 4. Davranışın sürekliliği: Süreklilik gösteren davranışlarla bir müddet olup kaybolan davranışlar aynı düzeyde tutulamaz. Örn: kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuk davranışı normal problem davranış olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi uyumsuzluk olarak saptanabilir. 5. Bir davranışın başka hangi davranışlara eşlik ettiği: Örn: Sadece gece altını ıslatmak yeterli değildir bunun yanında kekemelik korku kaygı gibi durumlarda söz konusu ise uyumsuzluk olarak söylenebilir. 6. Çocukların hepsi ruhsal sorunlarını dışa vurmaz. Dıştan belirti göstermeyen içten bir çok sorun yaşayan çocuk bunları davranış sorunu yokmuş gibi gösterebilir ancak çocuğun her zaman bu uyumlu ve dengeli davranması beklenemez. Yaşadığı sorunlarla kendisinin başa çıkmaya çalışması ve yorulması sonucu belirtiler göstermeye başlar. 7. Çocuğun geçmişteki uyumunun ve olumlu özelliklerinin de incelenmesi yararlı olacaktır. Geçtiği gelişimsel dönemlerde sapmaları olan çocuklar aile desteği ve aile tutumlarının olumlu yada olumsuz olması nedeniyle geçici yada kalıcı uyumsuzluk durumu oluşabilir. Uyumsuzluk Çeşitleri: 1. Davranış bozuklukları: çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına yansımasıdır. Saldırganlık, yalan, çalma, küfür, altını ıslatma, parmak emme, tırnak yeme, kardeş kıskançlığı, tik gibi davranışlar davranış bozukluklarına girer.. İnatçılık Yalan söyleme Çalma Saldırganlık Yangın çıkarma Okuldan kaçma Sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık 2. Duygusal bozukluklar: Çocuğun çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir. Korkular Kaygı 3

5 Kaçınma Aşırı kaygı Ayrılık kaygısı ve Okul fobisi Obsesiflik (kuruntu ve saplantılı düşünceler) Tikler Uyku bozuklukları Beslenme sorunları Kekemelik 3. Alışkanlık bozuklukları: Alışkanlıkların düzensizliği ile ilgilidir. Parmak emme Tırnak yeme Altını ıslatma Kaka kaçırma Mastürbasyon Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: İNATÇILIK İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Okulda da öğrenmeye karşı isteksizdir. Ancak geçebilecek kadar not alabilir. Anne baba ve öteki yetişkinlere karşı olumsuz bir tutum içindedir. Arkadaşları ile tam olarak kavga etmese de geçimsiz ve uyumsuzdur. İnatçı çocuk gergin ana çocuk ilişkisinin bir sonucudur ve başlangıcı özerklik dönemine kadar gider. Annenin tuvalet eğitimi veya yemek konusunda çok katı ve ısrarcı oluşu çocuğu pasif direnmeye götürür. Çok karışan çok söylenen ayrıntılar üzerinde çok duran bir anne çocuğunu böyle bir savunma yoluna kolayca iter. Kardeşler arasında ayırım yapılması da yine inatçılığı tetikleyen bir durum olabilir. Çocuğun İnatçı Davranışı İle Başa Çıkmaya Yönelik Öneriler Aile tutum ve davranış çeşitlerinden olan baskıcı ve katı olma çocuğun inatçılık davranışını artırır. Aile sosyalleşmeyi öğrenebilmesi için kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birer model oluşturmalıdır. Çocuğa isteklerini ertelemesi ve bu istekleri kontrol altına alması konusunda destek olunmalıdır. Çocuğun benlik saygısını geliştirmesine destek olun. Arkadaşları ve diğer yetişkinlerle nasıl sağlıklı iletişim kurulabileceği konusunda yardımcı olun. İnatçı olan bir çocuğun inatçılık davranışını pekiştirebilecek ve devamını sağlayacak her türlü tutum ve davranışlardan kaçının. Çocuk yetiştirme konusunda uygulanacak disiplin ve konacak kurallar konusunda tutarlı ve kararlı bir 4

6 davranış sergileyin. Okul ortamında inatçı çocuğun davranışları karşısında öğretmen zıtlaşma şeklinde ortamların olmasına izin vermemelidir. Çocuğun İnatçı Davranışı İle Başa Çıkmaya Yönelik Öneri Kategorileri Öğretmen inatçı bir çocuğun istek ilgi ve ihtiyaçlarını çok iyi belirlemelidir. Öğretmen inatçı bir davranışla karşılaştığında çocuğu örselemeden uzlaşabilecekleri bir orta nokta bulmalıdır. Öğretmenin bu davranışın ortadan kaldırılmasına yönelik aile ve uzman kişiler ile işbirliği yapması gereklidir. YALAN SÖYLEME: Yalanlar önemli ve önemsiz olmak üzere iki şekilde olabilir. Önemsiz yalanlar abartmalı övgüler, günlük yaşamda görgü kurallarına uygun düşen küçük yalanlar sayılabilirken önemli yalanlar başkasını bilerek aldatmak amacıyla söylenen yalanlardır. Çocukların söylediği yalanlarda çocuğun gerçeği iyi değerlendirememesi, gördüğü ve duyduğu şeyleri uydurması veya olmamış şeyleri olmuş gibi anlatması söz konusudur. Çocukları yalana iten çoğunlukla yetişkinlerin gerçek karşısındaki çelişkili tutumlarıdır. Çocuk bol yalan söylese bile anne babasının yalanlarına çok duyarlıdır. Anne ve babanın yalanına çocuğunu ortak etmesi ve bunun sonucunda çocuğa susması konusunda ödüller vaat etmesi ile çocuk yalanlardan kendine kazanç sağlamak gibi bir alışkanlık elde eder. Bazı çocuk yalan söylerken bir özlemini dile getirebilir veya bunun tam karşıtı bir tutum takınabilir. Örneğin; babasız bir çocuğun babası olduğunu söylemesi ve annesi olan bir çocuğun annesinin öldüğünü söylemesi. Çocuk anne ve babasının beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyorsa ya da ceza korkusu varsa yalana başvurur. Yalan Söyleme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Kendine güven duygusu aşılanmalıdır. Anne baba tutumlarında çelişkili durumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa uygun modeller sunulmalıdır. Çocuğu doğru söylemeye teşvik edici pekiştireçler kullanılmalıdır. Çocuğun söylediği yalanı doğrudan yargılamak yerine yalan söylemeye teşvik eden nedenleri araştırılmalıdır. Çocukla sağlıklı iletişim ve etkileşim kurulmalıdır. Çocuğun yapacağı olumsuz davranışları karşısında alacağı tepkilerle başa çıkma yolları öğretilmeli ve yalandan uzaklaştırılmalıdır. NASIL ÖNLENIR? Yalan Söyleme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocuğun okul ve sosyal yaşamda başarılı olması için çocuğun yeteneklerini ön plana çıkarmalı ve yalan söyleme davranışının doğru olmadığı açıklanmalıdır. Okul ortamındaki kuralların, verilen sorumlulukların ve beklentilerin çocuğu başarabileceği düzeyde olmasına dikkat edilmelidir. Öğretmenin hoşgörülü ve arkadaşlık ilişkileri içinde belli bir saygı ve sevgi çerçevesinde iletişimi, çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlar ve anlayışla karşılanacağını bilmesi onu yalandan uzaklaştırabilir. 5

7 Yetişkinler örnek olmalıdır Eğer anne-baba başkalarına yalan söyleyecek olursa, çocuğun dürüstlüğün önemini anlaması çok güç olacaktır.çocuklar hangi yaşta olursa olsun yaşına uygun bir dille doğruyu söylemek gerekir. Aşırı tepki göstermemek gerekir. yumuşak ve hoşgörülü olmalı ve cezadan kaçınmalıdır. Aşırı tepki göstermek, çocuğun sizin öfkenizden korunmak için, yalan söylemeye devam etmesine yol açar. Çocuklardan başaramayacakları şeyler beklememelidir. Fazla baskıdan kaçınmalı ve koyduğumuz kurallarla çocuğun yaşamını fazla sınırlamamalıyız. Çocuğu yetişkinler araç olarak kullanmamalıdır. Ör; anne yada babanın çocuğa yalan söyletmesi. Annenin "bu yaptığımızı baban duymasın" demesi. Gizli polis gibi çocuğu sorgulamamalı: Ör; "Doğru söylersen ceza vermeyeceğim" dedikten sonra, çocuk doğruyu söyleyince "biliyordum" diyerek tepki vermek yada dayak, çocukta yalanı pekiştirir. Çünkü çocuk doğruyu söyleyince olumsuzlukla karşılaşmaktadır. Çocuğun diğer çocuklarla kıyaslanmaması gerekir. Ana-baba-çocuk iletişiminin olumlu olması gerekir. Çocuk istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini bizimle konuşabilmelidir. Çocuğu dinlemek ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı olmak gerekir. Yalan söylediği için çocuğu suçlamamak gerekir. "Yalancı" etiketi yapıştırılmış olan bir çocuk, bu etiketin gereklerini yerine getirecektir, çünkü yaptığı işin kendini yansıttığına inanır. Bu davranışı onaylamasak bile, Çocuğumuzun kişiliğini bu davranıştan ayrı tutmak gerekir. Salt kendisi olduğu için onu sevdiğinizi çocuğunuzun anlamasına yardımcı olun. Doğrudan emin olmak için kontrol edin. Çocuğa "ödevin bitti mi" diye sormak yerine "ödevini görmek istiyorum" deyin. Bu davranış hem kontrol edileceği için ödevini düzgün yapmasını sağlar hem de sonucundan çekindiği için yalan söylemez. ÇOCUĞUMUN YALAN SÖYLEMEMESİ İÇİN NELER YAPMALIYIM? Günlük Yaşamımızda hemen hemen hepimiz yalana başvururuz. Ör; arkadaşımıza "bugün seninle olmayı canım istemiyor" yerine, "işim var" deriz. Çünkü gerçeği söylersek onu inciteceğimizden korkarız. Yalan herkesçe ayıplanan bir davranıştır. Genellikle kendi yalanımızı gerekli, diğer insanların söylediği yalanı büyük yalan olarak görürüz. Başkalarını bilerek aldatmak amacıyla söylenen yalanlar, gerçek yalanlardır. Aslında çocukların yalanları, yetişkinlerin yalanlarının yanında masum kalır. Çünkü; onların yalanları aldatma amacı gütmez. Çocuk gerçeği iyi değerlendiremediği için, gördüklerini çarpıtarak anlatır ve uydurur. Kimi ana-baba çocuğun olmamış Şeyleri olmuş gibi anlatmasını yalan sayar. Bunları dinlemek ve olduğu gibi kabul etmek yerine çocuğu suçlar. 3-5 yaş çocuğunun hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatırlar ve bu dönemde yalan ile yalan olmayanı ayırt edemezler. 1- Hayali Yalanlar: yalan olarak görür. Küçük çocuklar gerçeği iyi değerlendiremedikleri için uydururlar. Yetişkinler bunları 2-Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır. Ana-babanın yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Ör; doktora gidiyoruz diye gezmeye giden anne-baba çocuğun yalan söylemesine zemin hazırlar. 6

8 3-Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır. Bir yere gideceğimiz zaman, gitmek istemiyorsak, "hastayım " deriz. 4-Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler. Çocuk sık sık eleştiriliyorsa, sert tepki gösteriliyorsa, mükemmelliğe zorlanıyorsa çocuk yalana başvurabilir. Çocuk doğru söylediğinde "yalan söylüyorsun" diye suçlanan çocukta, bu yalanların alışkanlık haline gelmesine neden olur. 5-Yüceltilmiş Yalanlar: başkalarının hayranlığını kazanmak için söylenen yalanlardır. Bazen de çocuklar bir özlemini dile getirmek için yalan söyler. Ör; babasız bir çocuğun "babam var" demesi gibi. Normal yollardan takdir edilmeyen çocuk, yalana başvuracaktır. Annem öldü" diyen bir çocuk, kardeş doğumu ile birlikte ilgisiz kaldığı için böyle söylemektedir. ÇALMA Çalma davranışı yalandan daha çok ayıplanan sıklıkla da cezalandırılan bir suçtur. 2 yaş çocuğunda sahiplik kavramı yoktur her şey onundur. Çocuk yaşı ilerledikçe kendinin olan ile olmayanı ayırt etmeye başlar ama bencil tutumu uzun süre değişmez. Örneğin 3-4 yaş çocuğu sormadan bir yerden şeker alınmayacağını bilir ama alma isteğine karşı koyamaz. Hatta gezmeye gittiği yerlerden cebinde kendine ait olmayan oyuncak ve nesnelerle dönebilir. 5-8 yaş arasında parlak ve kağıt paralar daha çekici gelirken, birbirinin renkli kalemleri ve silgilerinde gözleri kalır. Çoğu çocuk izinsiz alıp eve getirdiği nesneleri buldum kendi paramla aldım değiş-tokuş ettim veya ödünç aldım diye açıklar. Okul çağlarında yinelenen çalmalar üzerinde önemle durulmalıdır. Çünkü bu çalmalar ruhsal sorundan ileri gelebilir. Şu olasılıklar üzerinde durulmalıdır: Yaşına göre olgunlaşması geri kalmış bir çocuğun evden aldığı paralar veya nesneleri başka çocuklara dağıtarak kazanamadığı arkadaşlığı sağlamaya çalışır. Yaşına uygun olgunlukta olmayan bir çocuk durmadan almaya alışmış olabilir ne istediyse alınmış ve çocuğun istekleri kısıtlanmadığı için sürekli almakta sakınca görmez. Çalmanın en önemli nedeni kısa süreli ya da uzun süreli çocuğun doyumsuz olmasında aranmalıdır. Sevgi eksikliği ile çalma davranışını arasında belirli bir ilişki vardır. Çocuğun anne babasından öc alma isteği nedeniyle de çalma davranışı görülebilir. Çalma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocuğa karşı ağır suçlamalar yapılmamalı ve çocuğu örseleyici cezalar verilmemelidir. Anne babaların çocuğa olan sevgi ve ilgisini her zaman göstermesi ve çocuğun bunu hissetmesini sağlamak gerekir. Çocuğun yaptığı bu olumsuz davranış karşısında duyarsız kalınmayıp çocukla açık olarak konuşulmalıdır. Çocuğu bu davranışı yapmaya iten nedenler araştırılmalıdır. Çocuğun her istediği şeyi anında yapmak yerine kendi isteklerini erteleyebilmesini ve kontrol etmesini öğreterek destek olunmalıdır. Çocuk başkalarına ait eşyaları aldığında anne babanın bu durum karşındaki tutumu çok önemlidir. Anne 7

9 baba alınan eşyaların özür dileyerek sahibine verilmesi konusunda çocuğu teşvik etmelidir. Okul ortamında arkadaşlık kurabilmeye yönelik çalmalar karşısında öğretmen çocuğa sosyal kabulün farklı yollarla da sağlanabileceği konusunda destek olmalıdır. NASIL ÖNLENIR? 1-Değerleri Öğrenmek: Çocuğa dürüstlük ve başkalarının mülküne önem verme öğretilmelidir. Anne-baba örnek olmalıdır. 2-Örnek oluşturma: Önce anne-baba çocuğa örnek olmalıdır. Başkasına ait eşyalar alınmamalı, bulunmuş eşyalar geri götürülmeli, diğer insanlar kandırılmamalıdır. Otelden havlu alan baba örneği ver. 3-İletişimi güçlendirmek: Eğer evde çocuk yakın ilişkiden yoksunsa, yeterli zaman ayrılmıyorsa, aile bireyleri arasındaki ilişki güçlendirilmelidir 4-Çocuğa belirli bir miktarda harçlık verilmelidir. Çocuğun gereksinimlerini karşılayabilecek belirli bir harçlık mutlaka verilmelidir. Çocuk ihtiyacı olduğunda tekrar alabileceğini bilmelidir. 5-Mülkiyet hakları: Çocuğa ihtiyacı olduğunda, kendisine ait olmayan bir eşyayı nasıl ödünç alabileceği ve bunu nasıl geri vereceği öğretilmelidir. 6-Etrafta bozuk para gibi cezp edici eşyalar bırakılmamalıdır. 7-Çocuğun kendisine ait eşyaları olmalıdır. Çocuğun en azından bir kaç eşyası olmalıdır. Anne-baba çocuğun eşyalarını kullanacağı zaman ondan izin almalıdır. Peki, çalma davranışı gösteren çocuğa nasıl davranalım? 1-aşırı tepki göstermemek gerekir. Kesinlikle fiziksel ceza verilmemelidir. Ana-baba bağırıp çağırmadan, olayı onaylamadığını göstermelidir, 2-Çocuğu kötü olarak damgalamamak gerekir. Çocuğun sadece o andaki yaptığı davranış eleştirilmelidir. 3-Çocuğun aldığı eşyayı geri vermesi sağlanmalıdır. Çocuk aldığı eşyayı kendisi özür dileyerek geri vermelidir. Eğer eşya kırılmış ya da bozulmuşsa yenisi alınmalı ve parası çocuğun harçlığından ödetilmelidir. Çocuğun harçlığı tamamen kesilmemelidir. 4-Çocukla konuşarak, sorun çözme yöntemi denenebilir.çocuktan bu durumu net bir Şekilde tanımlaması istenir.ör; "eşyayı alırken aklından neler geçiyordu?" Diye sorabilirsiniz. 5-Çocuğunuzun hatalı davranışı iş yaparak ödemesini sağlayın."ali arkadaşının kalemini almana çok üzüldüm. Kuralı biliyorsun. Yalnızca sana ait eşyalara sahip olabilirsin. Şimdi arkadaşına kalemini geri vereceksin. Kuralı bozduğun için bazı işler yapmanı istiyorum. Balkonu yıkayacaksın" Eğer çocuk yapmak istemezse o zaman sinirlenmeden "ya söylediklerimi yaparsın ya da istediklerini yapma hakkını kaybedersin "diyebilirsiniz. 6-Şüphelenilen durumlarda çocukla konuşmak gerekir. Benim cüzdanımdan para alıp almadığından emin değilim, fakat sana çok gerektiği için aldıysan ve eğer geri verirsen seninle gurur duyacağım. Benim seninle gurur duymamdan daha önemlisi senin kendinle gurur duyman. Şeklinde bir konuşma aldığı eşyayı geri vermesini sağlayabilir. 8

10 SALDIRGANLIK Saldırganlık insanda varolan bir dürtüdür. Varolan bu dürtü yok olmaz veya tümüyle bastırılmaz ancak biçim değiştirir. Saldırganlığın sözel, fiziksel, pasif ve aktif olmak üzere çeşitleri vardır. Bebeklik döneminde amaçsız olan ağlama vurma gibi öfke tepkileri görülür. 1-4 yaşları arasında fiziksel saldırganlık daha çok görülürken, 4-5 yaşlarında ise sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk döneminde çocukların saldırganlığı daha amaçlıdır.. Çocuk çok sert veya gevşek disiplinle yetiştiğinde bu davranış oluşabilir. Kendine güvensiz çocuk saldırgan davranışlar gösterebilir. Çocuğun engellenmesi ile saldırganlık oluşabilir. Saldırganlık kendine ve çevresine zarar verme şeklinde de görülebilir. Aile içerisindeki sorunlar, iletişim bozukluğu, sevgi yetersizliği, çocuğu suça teşvik edici davranışlar, örselenme, kendi dürtülerine engel olamama gibi nedenler saldırganlığın ortaya çıkmasını sağlar. Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Aile içindeki dengesiz ve olumsuz ilişkilerden kaçınılmalıdır. Çocuğun saldırganlık dürtüsünün kaba üstünlük sağlamak için değil de yeteneklerini ve iradesini kullanarak toplumsal amaçlara yönlenmesi sağlanmalıdır. Çocukta güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkisini dizginlemeyi öğrenir. Bu yüzden çocuğa güven aşılanmalıdır. Başkaldırma yerine uysal davranmanın kendi yararına sonuçlandığını gördüğünde saldırganlık Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Saldırgan dürtüyü boşaltmak için spor gibi çeşitli faaliyetlere çocuk yönlendirilmelidir. Okul ortamında çocuğun ilgi istek ihtiyaç ve gelişimsel düzeyine uygun programların yapılması, fiziksel ortamların hazırlanması ve materyal seçimi önemlidir. Saldırgan çocuğa aktif olmasını sağlayacak hareketli oyunlar veya etkinlikler hazırlanmalıdır. Çocuğun kendi davranışını eleştirmesine ve empati kurmasına yönelik hikayeler oluşturmak Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Saldırganlık davranışını pekiştirebilecek her türlü davranış biçiminden kaçınılmalıdır. Sınıf içi disiplin ve kurallar çocukların başarabileceği düzeyde olmalıdır. Çocuğun saldırgan davranışını engellemek için motivasyon arttırıcı etkinlikler ve başarabileceği sorumluluklar verilmelidir. Saldırganlık davranışı çeşitli davranış değiştirme yöntemleri uygulanarak söndürülebilir. KORKULAR Korkular çevresel tehlikeye normal bir reaksiyondur. Korku bebeklik döneminde yüksek gürültü, ani hareketler, tanımadığı insanlar ve hayvanlardan korkma şeklindeyken; okul öncesi dönemde trafik kazaları, yangın, ceza, hayali yaratıklar ve kabuslardır. Son çocuklukta ise vücutsal zararlar, TV deki filmlerden etkilenme, okul başarısızlığı gibi korkular gözlemlenir. 9

11 Anne babadan ayrılma çocuğu tedirgin eder, güvenini sarsar ve anne babanın onu terk etmesinden korkar. Çocuklarını korku ile yetiştiren veya aşırı koruyucu olan ailelerin çocuklarında korku oranı daha fazladır. Çocuğun evde tanık olduğu çeşitli kavgalar, hastalık durumları, ameliyat olma, deprem, yangın, su baskını gibi durumlarla karşılaşan çocuklarda da korku yoğun olarak görülür. Korkunun Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Çocuğu disipline etmek için onun korktuğu durumlar kullanılmamalıdır. 2-3 yaş çocuklarının gerçekten korunmaya gereksinimleri vardır. Bu yüzden çocukların oyunlarının denetlenmesi, çeşitli tehlikelere karşı önlemler alınması gereklidir. Aşırı koruyucu olmak çocuğun karşılaştığı durumlarla başa çıkma becerisini geliştirmez ve çocuğu ürkek yapar. Çocuğun korkuları karşısında sert tepkilerden kaçınılmalıdır. Korkularından dolayı çocuğu ayıplamak, utandırmak, alay etmek ve korkunun üstüne gitmekten kaçınılmalıdır. Çocuk oyundan ve arkadaştan yoksunsa buna olanak yaratın. Çocuğun korkuları tanınmalı ve onları bastırmamalı ve bir korkuyu diğer bir korku ile yenmeye çalışılmamalıdır. Çocuğa korkularını yenme konusunda küçük adımlarla başlayarak destek olun. Örneğin denizden korkan çocuğu sadece su ile barışmasını sağlamak için kumsalda küçük bir su havuzu yapın. KAYGILAR Korku ve kaygı birbirine çok yakın ilişkili ancak farklı kavramlardır. Korku belli bir nesne yada durumdan oluşurken, kaygı da daha çok nesne belirsizdir. Kaygılı çocuk gergin, endişeli ve duygusaldır. Kaygılı çocuk karşılaştığı yeni durumlarda fazla heyecanlıdır. Bu durum tırnak yeme, saçı ile oynama gibi bazı fiziksel davranışlar göstermesini sağlar. Kaygılı çocuk kurallara uymaya özen gösterir. Kendisine kızılmasına veya eleştiriye karşı duyarlıdır. Ayrıca çocuktaki kaygı fizyolojik bir rahatsızlığın kalıntıları olabilir. Kendi gelişimsel uygunluğu içinde çocuklar pek çok kaygı yaşayabilir. Ancak uygunluk yaşını çoktan aşmış ise o zaman geçici olmayan bir hal almış olabilir. Kaygı düzeyinin yüksek olması çocukların diğer insanlarla olan ilişkilerine bakıldığında; sosyal ortamlardan izole olma, iyi ilişkiler geliştirememe gibi güçlükler görülebilir. Bu durum çocuğu saldırgan yapabileceği gibi, içe kapanık, itaatkar ve çekingen de yapabilir. Kaygının Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Çocuğa kaygı veren ortamlardan kaçınılmalıdır. Kaygı durumunun organik kökenli bir rahatsızlık sonucu olup olmadığını belirlemek için tıbbi yardım almak gerekir. Çocuğun kendine olan güvenini arttırıcı faaliyetlerde bulunmasına destek olunmalıdır. Ailevi sorunlar çocuktaki kaygıyı arttırdığı unutulmamalıdır. Okul ortamında arkadaşları ve öğretmenleri ile olan ilişkilerinde kaygı düzeyini azaltmak için onun ilgisini çeken materyaller ve etkinlikler düzenlenerek kafasında oluşturduğu kaygı yumağı dağıtılmaya çalışılmalıdır. 10

12 Sınıftaki aktivitelerde etkin rol alması, başarabileceği sorumluluklar verilmesi ve süreçli olumlu pekiştireçler kullanarak özgüveni desteklenmelidir. Çocuğun aktif katılımı ve arkadaşları arasındaki kabulünü kolaylaştırmak gerekir. Kaygı durumlarında çocuğun arkadaşlarından destek alarak kaygı düzeyini azaltmak yararlı olur. Kaygının nedenlerini araştırmak ve çocuğa anlayabileceği bir dille bu kaygıların önemli olmadığını açıklamak uygun olacaktır. Kaçınma; Çocuk yabancılarla karşılaştığında yoğun olarak kaçınma davranışı gösterir. Yabancılardan korkma gelişimsel olarak uygun olduğunun düşünüldüğü yaştan sonra gelişirse, kaçınma davranışı çekingen olma, güvensiz ve sosyal ortamdan izole olma şeklinde kendini gösterir. AYRILIK KAYGISI VE OKUL FOBİSİ Okul fobisi çocuğun okula giderken annesinden ayrılmaya karşı gösterdiği bir çeşit ayrılma kaygısına bağlı olarak gelişir. Yani okul korkusunun kaynağı anneden ayrılmadır. Okul fobisi olan çocuklar okula olan isteksizliklerini bedensel sıkıntıları olduğunu ifade ederek anne babayı okula gitmeme konusunda ikna etmeye çalışır. Çocukta görülen mide bulantısı, karın ağrısı gibi şikayetler okula gitmemeye karar verilmesiyle kaybolur. Çocuğun okul fobisi aşırı bağımlı ve yalnız kalmak istemeyen bir annenin çocuğuna karşı takındığı tutumdan kaynaklanabilmektedir. Ayrıca tüm istekleri karşılanan bir çocuğun her yerde aynı şekilde isteklerinin karşılanmasını beklemesi de onu sıkıntıya sokar. Bununla birlikte anne babanın hastalığı, evde yangın ve hırsızlık, yeni kardeşin eve gelmesi, yakın çevredeki ölüm, anne babanın boşanması, okul değişikliği, okuldaki arkadaşlık ilişkilerindeki bozukluk, okulu sevmeme, evdeki yaşamıyla ilgili bir güvensizlik durumu da okul fobisinin nedenleri içindedir. Okul Fobisinin Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Çocuğun okula gitmek istememesinin nedenlerini araştırın. Çocuğa karşı tutumlarda aşırı koruyucu ve esnek olunmamalıdır. Çocuğun bağımlı olduğu ebeveyn yerine okula diğer ebeveynin götürmesi veya okul servisi ile gitmesini sağlayın. Çocuk okulda olduğunda kaygılandığı her ne ise o konuda belli bir güven kazandırılmaya çalışılmalıdır. Okula gitmediği için çocuğu suçlamaktan kaçının. Okula gitme konusunda aile üyelerinin kararlı ve ısrarlı olması gerekir. Çocuğun okula gitmek istememesinde gerçekte organik kökenli bir rahatsızlık olup olmamasına dikkat edin. Okul ortamı çocuk için okul fobisi yaratıyorsa o zaman öğretmen sınıf içi etkinliklerini çocukların düzeyine uygun ve zevkli olmasına dikkat etmelidir. Öğretmen çocuğun sınıf içinde mutlu olabilmesi ve sınıf ortamına katılımının sağlanması için destek olmalıdır. Öğretmen çocuğa karşı anlayışlı olmalı ve zorlayıcı tutumlardan kaçınmalıdır. Öğretmen çocuğu okula biraz alıştırdıktan sonra ona görevler vererek önemini ve işlevini vurgular. 11

13 OBSESİFLİK (KURUNTU VE SAPLANTILI DÜŞÜNCELER) Çocuğa kaygı verici ve sürekli yinelenen düşünceler ve kuruntular obsesifliği oluşturur. Çocuk düşündüğü şeyin saçma olduğunu bilse bile etkisinde kalır. Saplantılı düşüncelere zorlayıcı davranışlar eklenir. Örneğin; çocuk Şunu yapmazsam annem ölecek gibi bir düşünceye kapılır. Saplantılı düşünceler bireyi büyük ölçüde bunaltır ve birey bunlardan kurtulmak için kendisine de saçma görünen yapmazsa rahat edemediği zorlayıcı davranışlar geliştirir. Örneğin; aşırı titizlik, oda içinde gidip gelmeler, belli yerlere dokunmalar, aşırı kuralcılık gibi. Batıl inançlar dediğimiz merdiven altından geçmenin ve kara kedi görmenin uğursuzluk getireceğine ilişkin inançlarda saplantılı düş üncelerdir. Obsesif Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Çocuğu disipline etmeye yönelik aşırı kurallar koymak ve bu kurallara uymaya zorlamakta bu tür düşüncelere zemin hazırlayabilir. Çocuğun saplantılı düşünceler oluşturmasına imkan s ağlayacak ortamlardan kaçınılmalıdır. Çocuğun anne yada babanın saplantılı ve kuruntulu düşüncelerine uygun davranışlar geliştirmesine yönelik ödüllendirme ya da uygun olmayan davranışlarında cezalandırmadan kaçınılmalıdır. TİKLER Beden kaslarında istem dışı beliren aralıklı kasılmalardır. Örneğin; Göz kırpma, baş yada omuz oynatma, kaş kaldırma gibi. Tikler aşırı bir heyecan ve korku yaratan olaylar sonucu oluşabilir. Erken yaşlarda görülse de 6 yaşından sonra başlar. Tiki olan çocuklar genelde tedirgin, kaygılı ve gergindir. Tike sahip olan çocuklarda kekeme çocuklarda olan özellikler gözlenir. Çocuğu örseleyici davranışlara tepki olarak tikler gelişebilir. Tikler genellikle kaygılı durumlardan kurtulmak amaçlı gerçekleşir. Tiklerde kekemelik gibi dikkat çektikçe artış gösterir. Yüzdeki tikler büyük çoğunlukla ruhsal nedenlere bağlıdır. Ancak bütün bedene yayılan geniş hareketler biçimindeki tiklerde bedensel bir neden bulunabilir. Tikler çoğu zaman geçicidir. Ergenlik çağından önce sönerler. Tik Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Tiki olan bir çocukla konuşurken çocuğa sık sık tik davranışını yapmaması gerektiğini anımsatmak bu davranışın yapılma sıklığını attırır. Tiklerin çocukta gerginlik yaratması nedeniyle bu durumun kaynağını bulu p çıkarmak ve düzeltici değişikliklere gitmek uygun olur. Çocuğa korku veren olaylar, ortamlar, durumlar kişiler ve nesneler belirlenmeli ve kaçınması sağlanmalıdır. Çocukla kurulan iletişimde çocuğun tikine çok fazla dikkat çekilmemelidir. Çocuğun gösterdiği tik davranışının alay konusu olmasına izin verilmemelidir. Tik davranışını engellemek amaçlı çocuğa özgüven kazandırılmalıdır. 12

14 PARMAK EMME Emme davranışı bebeklerin daha anne rahminde öğrendikleri ve doğuştan sahip oldukları en güçlü reflekslerden biridir. 3-4 yaşlarında görülen parmak emme normal gelişimsel bir davranıştır. Bazı çocuklar parmak emme yerine el bileklerinde kabarcıklar oluşturacak şekilde emdiği görülür. Bebeklikte görülen emme davranışı acıkmanın bir ifadesidir. Ancak ileriki dönemlerde bu davranış oyuncakları veya eşyaları emme olarak görülmektedir.1 yaş çocuklarında uyku ile parmak emme arasında bir ilişki kurulabilir. Dişleri yeni çıkmaya başlayan bir çocukta da dişlerini kaşımaya yönelik parmak emme görülür. 5-6 yaşlarında bu davranışın kaybolması beklenir. Parmak emme ilgi çekmek için veya gerilemenin bir belirtisi olarak da düşünülebilir. Parmak Emme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Aile içerisindeki olumsuz ilişkilerde çocuğun utanma, kendini suçlu hissetme, gergin olma ve kendini güvende hissetmeme durumlarında çocuğa destek olunmalıdır. Aileye yeni bir bebeğin gelmesi ile çocuk ona olan ilginin azaldığını düşünüp parmak emme davranışını gösterebilir. Bu yüzden çocuğa olan ilgi arttırılmalıdır. Arkadaşları ve yetişkinlerle olan iletişimde özgüven eksikliğinin giderilmesi konusunda destek olunmalıdır. Parmak Emme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Okul ortamında öğretmen utanma, suçluluk, sıkılma gibi davranışlar karşısında sosyalleşmesini kolaylaştırıcı sorumluluklar vermesi ve etkinliklere aktif olarak katılmasını sağlamalıdır. Parmak emme davranışını bir arkadaşından veya yetişkinden model almasını sağlayıcı durumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa parmak emme davranışının ne kadar zararlı olduğunu, parmağını acıttığını, ağız ve dişlerine zarar vereceğini anlatmak gerekir. TIRNAK YEME Tırnak yeme alışkanlığına 3-4 yaşlarından önce sıklıkla rastlanılmaz.tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, kıskançlık, yetersiz sevgi, gerginlik, azarlanma yada örseleyici davranışlara maruz kalma tırnak yemeye neden olan etkenler arasında sayılabilir. Tırnak Yeme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocuğun tırnak yeme davranışı küçük yaşlarda görmemezlikten gelinmelidir. Çocuğun kendine olan güveninin arttırılması gerekir. Bu yüzden başarabileceği küçük sorumluluklar verilmelidir. Çocuğun çevresindeki yetişkinler ve arkadaşları ile olan iletişimin etkili olması sağlanmalıdır. Baskıcı ve otoriter aile tutumlarından kaçınılmalıdır. Okul ortamında grup içinde etkili olabileceği roller verilmelidir. Tırnak Yeme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler: Çocuğu örselemeden bu davranışın onun çirkin ellere sahip olmasını sağlayacağı açıklanmalıdır. Kız çocuklarına manikür malzemesi alınarak ve tırnaklarına oje sürülerek tırnak yememeye özendirilmelidir. 13

15 ALTINI ISLATMA Çocuklar mesane kontrolü gerçekleşinceye kadar gece ve gündüz altlarını ıslatırlar. Gündüz kontrol 2 yaş dolaylarında, gece kontrol ise 3,5-4,5 yaşları arasında kazanılır. Alt ıslatma davranışı 4 yaşından sonra hala devam ediyorsa bir sorun olabileceği düşünülebilir. İki biçimde görülebilir. Bunlardan ilki sinir kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden kaynaklanabilir. İkincisinde ise tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme durumu söz konusudur. İkinci durum daha çok ruhsal nedenlere bağlıdır. Çocuğun aşırı sevgi ve hoşgörü, yetersiz ilgi kıskançlık, korku ve kaygı gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Ailesel bir yatkınlık durumu söz konusu olabilir. Bedensel hastalıklar (böbrekte veya idrar yollarında sorun) altını ıslatma davranışına neden olabilir. Anne baba tarafından kendi kendine bir şeyler öğrenerek olgunlaşmasına fırsat verilmeyen çocuklarda da çocuksu kalmak isteyişle ilgili altını ıslatma görülebilir. Erkeklerde kızlara oranla 2 kat daha fazladır. Altını Islatma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Altını ıslatma davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişimde tutarlı ve kararlı olması önemlidir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması konusunda çocuğun yanında yada çocuğa rahatsızlığını dile getirmemelidir. Altını Islatma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocukta tek başına görülen yatak ıslatma dengeli, mutlu ve uyumlu çocuklarda kaygı uyandırıcı olmayabilir. Çocuğun uykusunun derin olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik çocuğu sık sık tuvalete kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi boyutlara ulaştığında bir çocuk ruh sağlığı hekimi ile görüşülmelidir. KAKA KAÇIRMA Altını ıslatmadan daha ağır bir ruhsal uyumsuzluk göstergesidir. Genellikle yetersiz ve gevşek bir eğitim nedeniyle dışkı tutma alışkanlığının kazanılmamış olmasından kaynaklanır. Dışkılama düzene girdikten bir süre sonra da bozulmuş olabilir. Altını ıslatmadaki gibi ruhsal etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Kardeş doğumu, anneden ayrılık, hastaneye yatış gibi çeşitli korku ve kaygılar çocukta gerilemeye yol açabilir. Bu davranış hem annenin ilgisini çekmek Hem de başkaldırmak amaçlı yapılabilir. Bazı çocuklar tuvalete gitmeye karşı direnç gösterir. Okulda dışkısını tutarken evde dışkı kaçırabilir. Dışkı sorunu olan çocuklar genellikle yaşlarından küçük davranan okula uyumları yetersiz, arkadaş ilişkileri bozuk, bağımlı ve inatçı çocuklardır. Kaka Kaçırma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler 14

16 Çocuğun dışkı kaçırma probleminin tıbbi bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi gerekir. Çocuğun üzerindeki gereksiz baskıların kaldırılması ve aşırı titiz tutumlardan vazgeçilmesi gerekir. Çocukla olumlu bir iletişim kurularak onun değerli olduğunu hissetmesini sağlamak yararlı olur. Çocuğun dışkısından tiksinme yerine dışkısını tuvalete yaptığı zamanlarda ödüllendirmek gerekir. Çocuk 3-4 kez belirli aralıklarla tuvalete oturtulmalıdır. Çocukla olan ilişkiler sonucunda oluşan ciddi dışkı kaçırma sorunu için çocuk ruh sağlığı hekimine danışılmalıdır. 15

1-Çocuğa yeterli harçlık verilmemesi:çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmaması

1-Çocuğa yeterli harçlık verilmemesi:çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmaması ÇALMA Çalma, kendine açıkça ait olmayan bir eşyayı izinsiz olarak alıp ona sahip olmasıdır.başlangıçda davranış bozukluğu ölçütlerini ele almıştık. Çocuğun dönem özelliklerini iyi bilmemiz gerekir. Ör;

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI 18 Kasım KASIM 4 Kasım 21 Ekim EKİM 7 Ekim AY HAFTA 2016 2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI Verilecek Konu Kaynakça Görevli Öğretmen OKULDAKİ REHBERLİK ÇALIŞMALARI 4.1. Tanımı

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Anaokulu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - KASIM 2012 Çocuklarda Davranış Bozuklukları Çocuğun yaşamakta olduğu iç çatışmalarını, çeşitli

Detaylı

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö 0-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ KÜÇÜK ADIMLAR ANAOKULU Mehmet Gökay İÇEL. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

EĞİTİM YILI 2019 ocak AYI EĞİTİM BÜLTENLERİ

EĞİTİM YILI 2019 ocak AYI EĞİTİM BÜLTENLERİ 1 2018-2019 EĞİTİM YILI 2019 ocak AYI EĞİTİM BÜLTENLERİ WEB : www.karamurselbeyazzambak.com EMAİL: karamurselbeyazzambak@hotmail.com FACEBOOK : wwwfacebook.com/karamurselbeyazzambakanaokulu/ İNSTAGRAM

Detaylı

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 1 2 İnsanların özellikle de çocukların, doğa şartlarına olduğu kadar toplum şartlarına ve kurallarına da uyum sağlaması

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

Çocuklarda Çalma Davranışının Nedeni İlgisizlik mi? Pazartesi, 17 Ekim :25

Çocuklarda Çalma Davranışının Nedeni İlgisizlik mi? Pazartesi, 17 Ekim :25 Çalma; kişinin kendisine ait olmayan bir şeye sahip olmaya çalışmasıdır. Başka bir ifadeyle başkasına ait bir şeyi izinsiz almak ya da zimmetine geçirme anlamına da gelmektedir. Çalma davranışı, okul öncesi

Detaylı

Bir gün bir öğrenci velisi, kızı Elif in tırnaklarını yemesi konusunda benimle görüşmek istediğini ve bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bir gün bir öğrenci velisi, kızı Elif in tırnaklarını yemesi konusunda benimle görüşmek istediğini ve bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Bir gün bir öğrenci velisi, kızı Elif in tırnaklarını yemesi konusunda benimle görüşmek istediğini ve bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Öğrenci velisi, kızı Elif in önceleri kaşlarını yolduğunu

Detaylı

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR? KEKEMELİK NEDİR? Bireyin yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU, Çocuklarda okula gitmek istememe durumu olarak tanımlanmaktadır. OKUL KORKUSU, Her çocukta rastlanan

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI Yalan, insanları aldatmak amacı ile uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür. Çocuğun yalana başvurması tıpkı yetişkin insanın yalana başvurması kadar kendini,

Detaylı

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU KASIM AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU KASIM AYI BÜLTENİ 3 YAŞ MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU KASIM AYI BÜLTENİ 3 YAŞ KASIM AYI PSİKOLOJİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA ÇALMA DAVRANIŞI Çalma, kendine açıkça ait olmayan bir eşyayı izinsiz olarakalıp ona sahip olmasıdır. Çalma

Detaylı

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU (FOBİSİ) NEDİR? Okula yeni başlayan bir çocuk için okul daha önce hemen hemen hiçbirini tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşma zorunluluğuyla, uyulması

Detaylı

ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI 2 ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Davranış bozuklukları; çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik,

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 07:14 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 07:15

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 07:14 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 07:15 Çocuğumda Tik Var Ne Yapmalıyım? Tikler belirli kas gruplarında meydana gelen, birden ortaya çıkan, yenileyici basmakalıp ve ritmik olmayan, motor hareket ya da ses çıkarma şeklinde görülen istem dışı

Detaylı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde

Detaylı

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine OKUL FOBİSİ Okullar eğitim-öğretim süreçlerine başlarken çocuklarda en temel karşılaşılan sorunlardan biri okul fobisidir. İlk defa böyle bir durumla karşılaşan ebeveynler şaşırmış bir halde en uygun çözümü

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI İLKOKUL ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI OKUL ÇAĞINDA ANNE BABA TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR? PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2019 ÇOCUKLARDA ÖFKE YÖNETİMİ Bireylerin doğuştan getirdikleri kişilik

Detaylı

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ OKULA BAŞLARKEN Okul, aileden sonra çocuğun içinde bulunduğu ilk temel sosyalleşme kurumudur. Okul dönemi, çocuk için ailesinden ilk ayrılış dönemidir; çünkü çocuk, okula başladığında evden farklı bir

Detaylı

Kekemelik; konuşurken cümle başlarındaki kelimeyi çıkaramama ya da cümle başındaki kelimeyi tekrar etme şeklinde görülen bir konuşma biçimidir.

Kekemelik; konuşurken cümle başlarındaki kelimeyi çıkaramama ya da cümle başındaki kelimeyi tekrar etme şeklinde görülen bir konuşma biçimidir. Kekemelik; konuşurken cümle başlarındaki kelimeyi çıkaramama ya da cümle başındaki kelimeyi tekrar etme şeklinde görülen bir konuşma biçimidir. Kekemelik; normal konuşmanın akışını bozacak şekilde kelimeleri

Detaylı

Page 1 of 6. d)bir belirtinin yoğunluğu ve sıklığı yanında başka hangi belirtilerin eşlik ettiğini bilmek de önemlidir.

Page 1 of 6. d)bir belirtinin yoğunluğu ve sıklığı yanında başka hangi belirtilerin eşlik ettiğini bilmek de önemlidir. Page 1 of 6 ÇOCUKTA UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Uyum bireyin sahip olduğu özelliklerinin kendi benliğiyle, içinde bulunduğu çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesi

Detaylı

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim

Detaylı

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. OKUL KORKUSU Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. Kuşlar Uçar, Balıklar Yüzer, Yetişkinler Konuşur, Çocuklar Oyun Oynar.''

Detaylı

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın

Detaylı

D A V R A N IŞ BOZUKLUKLA R I

D A V R A N IŞ BOZUKLUKLA R I D A V R A N IŞ BOZUKLUKLA R I Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık,

Detaylı

Çocuklarda Davranış Bozuklukları ve Öneriler

Çocuklarda Davranış Bozuklukları ve Öneriler REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ SAYI: 5 MART 2017 KADEME: A 8 KONU: Çocuklarda Davranış Bozuklukları ve Öneriler Çocuklarda Davranış Bozuklukları ve Öneriler Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum ANNE-BABA TUTUMLARI Anne-baba tutumu, anne-babanın, karşılıklı iletişim esnasında, çocuklarına yönelttikleri tutum ve davranışlarının bütünüdür. Çocukların bütün olarak sağlıklı bir gelişim göstermesi

Detaylı

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde İş Adı SONRASI travmatik deneyimlerle ilgili rüyalar ortaya STRES (TSS) NEDİR? karşılaşılmasından yıllar çıkabilir. Travmatik bir deneyim sonra bile pek çok çocuk (travma) gerçek ölüm ya ve yetişkin, travma

Detaylı

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak. Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Kardeş Kıskançlığı hakkındadır. Sizlere çocuğunuza bu süreçte nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Neler olduğunu hiç anlamıyorum!

Detaylı

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ Değerli anne babalar; Her insan, yaşamını sürdürmek ve gelişmek için başka insanlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçları karşılamak için arkadaşlık ilişkileri, sosyal alandaki en önemli

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Kardeş Kıskançlığı Nedir? 1 Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeş kıskançlığının önlenebilmesi için, hamilelik döneminden başlanarak, çocukları kardeş olgusuna hazırlamak gerekir. Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk

Detaylı

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME İÇERİK KİŞİSEL REHBERLİK Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik Kişisel Rehberlik Açısından Etkili Öğretmenlik Farklı Eğitim Dönemlerinde Kişisel Rehberlik Kişisel Rehberlik? GELİŞİMSEL YAKLAŞIMA

Detaylı

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Anne babalar için çocuklarının ilk kelimelerini duymak heyecan verici bir deneyimdir. Duyduğu yeni kelimeleri

Detaylı

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları 1. Ay : İşte geldim, buradayım! 3. Ay : Harika bir oyuncağım var: Ellerim! 6. Ay : Ben bir enerji küpüyüm! 9. Ay : Güvenlik önlemlerini artırdınız mı? Emekliyorum! 12. Ay : Yürüyorum! Bağımsızım, Mutluyum,

Detaylı

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ AKRAN İLİŞKİLERİ VE AKRAN ZORBALIĞI AKRAN İLİŞKİLERİ Akran etkileşimi doğum itibariyle başlamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen

Detaylı

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ Özgüven Nedir? Özgüven en basit tanımıyla kişinin kendisine güvenmesidir. Daha geniş anlatımla, kişinin yapabildikleri ve yapamadıklarıyla, olumlu

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014 AİLE İÇİ ŞİDDET Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için

Detaylı

YAYLACIK İLKOKULU 0-18 (7-11 YAŞ MODÜLÜ) AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI YILLIK DERS PLANI(2.GRUP)

YAYLACIK İLKOKULU 0-18 (7-11 YAŞ MODÜLÜ) AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI YILLIK DERS PLANI(2.GRUP) ŞUBAT 24/02/2016 1. Programa ilişkin olumlu görüş geliştirmeye başlar. 2. Programın genel amaç ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olur. 3. Programa devam etme konusunda motivasyonu artar. 4. Programdan

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU OKUL KORKUSU Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken

Detaylı

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak (örneğin öğretmencilik oyununda) hem de kalem tutma ve yazı yazma becerisinin gelişimine katkıda

Detaylı

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği Çocuk istismarı fiziksel ya da psikolojik olarak bir çocuğa bir yetişkin tarafından kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile

Detaylı

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenin kötüye kullanımını üç ana başlıkta ele

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları REHBERLİK SERVİSİ VELİ BÜLTENİ Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler

Detaylı

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ ÇOCUK NEDEN OKULA BAŞLAMALI? Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır. İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü

Detaylı

ETKİNLİKLERİMİZ SAYI:5

ETKİNLİKLERİMİZ SAYI:5 ETKİNLİKLERİMİZ SAYI:5 SOHBET SAATLERİ KAVRAMLAR VE SAYILAR: 4 Yaş gruplarımızda 10 a kadar ritmik sayma ve rakamları tanımaya yönelik çalışmalar yapacağız. Zıt Kavramlar ve Renkler konularında öğrendiklerimizi

Detaylı

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Karnı aç bir insan için 5. sınıf bir çorba, 1.sınıf bir yağlı boya tablodan daha değerlidir. Abraham Maslow Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını

Detaylı

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi TED MERSİN ÖZEL ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ TANIMA ANKETİ ÇOCUĞUN TC KİMLİK NO : 2-Cinsiyeti 3-Doğum yeri ve tarihi 4-Geldiği okul 5-Okula geliş nedeni 6-Velinin Adı-Soyadı ve Yakınlık

Detaylı

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI ŞEMSİANA ANAOKULU OKUL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ 2016 NİSAN AYI AİLE BÜLTENİ OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI Okul öncesi dönem çocuklarında gerçek olmayan

Detaylı

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Okul öncesi ve ilkokula başlama döneminde çocuk

Detaylı

İÇİNDE COŞKU VE KAYGIYI BİRLİKTE BULUNDURAN BİR ÇİFT GÖZ KENDİ BAŞINA YENİ VE BİLİNMEZ BİR SERÜVENE BAŞLAMANIN HEYECANINI VE KORKUSUNU TAŞIYAN BİR

İÇİNDE COŞKU VE KAYGIYI BİRLİKTE BULUNDURAN BİR ÇİFT GÖZ KENDİ BAŞINA YENİ VE BİLİNMEZ BİR SERÜVENE BAŞLAMANIN HEYECANINI VE KORKUSUNU TAŞIYAN BİR REHBERLİK SERVİSİ İÇİNDE COŞKU VE KAYGIYI BİRLİKTE BULUNDURAN BİR ÇİFT GÖZ KENDİ BAŞINA YENİ VE BİLİNMEZ BİR SERÜVENE BAŞLAMANIN HEYECANINI VE KORKUSUNU TAŞIYAN BİR YÜREK OKUL FOBİSİ NEDİR? OKUL FOBİSİNİN

Detaylı

ÇOCUKTA ÇALMA DAVRANIŞI

ÇOCUKTA ÇALMA DAVRANIŞI ÇOCUKTA ÇALMA DAVRANIŞI Çalma davranışı; başkalarına ait olan herhangi bir şeyin izinsiz olarak alınması ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasıdır. Çocukta doğuştan mülkiyet kavramı yoktur, çevresinde

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Dersin Adı Öğretim Dili Çocuk Ruh Sağlığı TÜRKÇE Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans ( ) Lisans (X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim ( X) Uzaktan Öğretim( ) Diğer ( ) Dersin

Detaylı

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ 8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİNİ BİLMEK NE

Detaylı

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ Her anne baba çocuğunun sosyal duygusal ve bilişsel anlamda iyi yetişmesini arzu eder ve bunun için elinden geleni yapmaya çalışır.

Detaylı

S I N I F T A D İ S İ P L İ N

S I N I F T A D İ S İ P L İ N S I N I F T A D İ S İ P L İ N 1 Ö ğ r e n c i K a t ı l g a n l ı ğ ı * Açık * Kapalı DEMOKRATİK ORTAM OLUŞTURULMALIDIR. ÖĞRETMEN - ÖĞRENCİ İLETİŞİMİNDE DENGE ARANMALIDIR. Öğretmen Sorumluluğu Öğrenci

Detaylı

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir. C Bir çocuğun kardeşini kıskanması doğal bir duygu olarak tanımlanabilir. Her birey özel olmak, ilk olmak, öncelikli olmak, tercih edilmek, beğenilmek isteyebilir. Karşıdaki kardeş olsa bile bu duyguların

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08 Söz Dinlemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olunmalıdır? Çocuklarda zaman zaman anne-babalarının sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları görülebiliyor. Bu söz dinlememe durumu ile anne-babalar

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN OKULA UYUM SÜRECİ BİR ÇOCUK İÇİN OKUL, DAHA ÖNCE HEMEN HEMEN HİÇBİRİNİ TANIMADIĞI ÇOK SAYIDA ÇOCUKLA KARŞILAŞMA ZORUNLULUĞUYLA, UYULMASI

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013 ÇOCUKLARA HAYIR DEMEYİ ÖĞRETMEK Aslında çocuklarımız okulumuz da yapılan Hayır Demek Ne Demek? ve Nelere Hayır Demeliyiz? konulu seminerimizde bilgi sahibi oldular. Evde siz ebeveynlerde çocukları bu konuda

Detaylı

Günlük yaşam çabaları içinde sağlıklı iletişimi başarabilme ve yürütebilme yolları hakkında bilgilendirmek.

Günlük yaşam çabaları içinde sağlıklı iletişimi başarabilme ve yürütebilme yolları hakkında bilgilendirmek. NEDEN DANIŞMALISINIZ? AMAÇLARIMIZ... Günlük yaşam çabaları içinde sağlıklı iletişimi başarabilme ve yürütebilme yolları hakkında Anne-baba modellerinin çocuğun cinsel kimlik kazanmalarındaki rolleri ve

Detaylı

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK 10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK İnsanoğlu yaşam boyu farklı gelişme dönemleri yaşar. Çocukları daha iyi tanımak için onların içinde bulundukları gelişme döneminin özelliklerinin bilinmesi aileyi rahatlatır,

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ A. AMACIMIZ Öğrencilerimizin gelişim süreci içinde karşılaştıkları güçlükleri problem haline dönüşmeden çözmelerine yardımcı

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı, Altını Islatma ve Parmak Emme ve Tırnak yeme Seminerlerini

Kardeş Kıskançlığı, Altını Islatma ve Parmak Emme ve Tırnak yeme Seminerlerini Kardeş Kıskançlığı, Altını Islatma ve Parmak Emme ve Tırnak yeme Seminerlerini SUNAR. Psikolojik Danışman Abdullah ŞENCAN KARDEŞ KISKANÇLIĞI TANIM : Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır.

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Nedir? Bağımlılık Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Ne Zararı Var? Teknolojinin insan hayatına sağladığı

Detaylı

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ Yaşamımızın her alanında sürekli olarak gelişim ve değişim yaşarız. Yaşanan gelişim, biyolojik kültürel ve bireysel faktörlerin ortak ürünüdür. Gelişimsel değişimin bir parçası olarak

Detaylı

Sevgili Anne ve Babalar;

Sevgili Anne ve Babalar; Sevgili Anne ve Babalar; Rehberlik ve psikolojik danışma servisi, okulumuzda öğrenim gören tüm öğrencilerimizin yaş dönemine özgü gelişim süreci içerisinde karşılaştıkları güçlükleri sorun haline dönüşmeden

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

KEÇİÖREN UYGUR İLKÖĞRETİM OKULU. Çocuklarda Davranış Bozuklukları Sebepleri Ve Tedavisi

KEÇİÖREN UYGUR İLKÖĞRETİM OKULU. Çocuklarda Davranış Bozuklukları Sebepleri Ve Tedavisi KEÇİÖREN UYGUR İLKÖĞRETİM OKULU Çocuklarda Davranış Bozuklukları Sebepleri Ve Tedavisi Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına aktarması

Detaylı

YALAN SÖYLEME. O Bir davranışın yalan olabilmesi için başkalarını aldatmak için tasarlanmış, belli bir amaca yönelik düzenlenmiş olması gerekir.

YALAN SÖYLEME. O Bir davranışın yalan olabilmesi için başkalarını aldatmak için tasarlanmış, belli bir amaca yönelik düzenlenmiş olması gerekir. YALAN YALAN SÖYLEME Yalan söyleme, karşıdaki kişiyi yanıltmak ve yanlış bilgi vermek amacıyla ortaya konan bir davranıştır. Çocuk yalanları yetişkin yalanlarından farklıdır. Çocukların hayal gücü okul

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız: ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU Çocuğun adı, soyadı: Çocuğun doğum tarihi:.../.../... Formun doldurulduğu tarih:.../.../.. DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM 1)Çocuğun doğum öncesi dönemi nasıl

Detaylı

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın

Detaylı

T.C MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü

T.C MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2002 / 27 İLGİ : a ) 20/06/1983 tarih ve 2141 sayılı Tebliğler Dergisi nde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Aile Birliği Yönetmeliği. b ) 17.4.2001 tarih ve 24376 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan

Detaylı

14 12 Bu ifadenin ne zaman kaba olduğu ne zaman gerekli olduğu konusunda onunla konuşabilirsiniz. Annebaba yanındayken ona nazikçe teklif edilen bir şeyi istemediğini Hayır diye bağırarak ifade etmek doğru

Detaylı

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur.

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur. SAYIN VELİ; Okul olarak amacımız, ruhsal, duygusal, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk sahibi, milli ve manevi değerlere sahip başarılı bireyler yetiştirmektir. Bu

Detaylı

ÇOCUKLARIMIZ VE KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI

ÇOCUKLARIMIZ VE KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI ÇOCUKLARIMIZ VE KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI Kitap okuma kişinin ihtiyaç hissetmesiyle başlar, arzu ve istekle birlikte gerçekleşir. Devam edebilmesi için de sabır ve okuma zevkinin oluşması gerekir. Hepsi

Detaylı

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ 2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ Psikolojik Danışma ve Rehberlik 1. Hizmet alanlarına göre 2. Temel işlevlerine göre 3. Birey Sayısına göre 4. Öğretim basamaklarına göre 5. Problem alanlarına

Detaylı

sıklıkla kullanırız. Ancak bunların farkına varırsak değiştirebiliriz.

sıklıkla kullanırız. Ancak bunların farkına varırsak değiştirebiliriz. Sözlü iletişimde kullanılan ancak sorun çözmeye yardımcı olmayan etkisiz iletişim yollarını sıklıkla kullanırız. Ancak bunların farkına varırsak değiştirebiliriz. Sözlü iletişimde kullanılan ancak sorun

Detaylı

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK Evlilik çatışması özellikle aile stresinin yüksek olduğu; *Düşük sosyoekonamik düzeydeki *Psikolojik tedavi gören çocuğun olduğu *Anne ya da babanın psikolojik sorunlarının olduğu

Detaylı

MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM

MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM 1. DUYGUSAL GELİŞİM 1. Tanımı ve Önemi Duygu; Belirli nesne, olay ya da kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1 İçindekiler 1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1 Giriş...1 ÖĞRENCİ DAVRANIŞINI ETKİLEYEN TOPLUMSAL ETMENLER...2 Aile...3 Anne Babanın Çocuğu Yetiştirme Biçimi...3 Ailede Şiddet...4 Aile İçi Çatışmanın

Detaylı

Bir Hak İhlali: ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI

Bir Hak İhlali: ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI Bir Hak İhlali: ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI Çocuk İhmali ve İstismarı BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Başta Olmak Üzere Uluslararası İnsan Hakları Begelerine Göre Hak İhlalidir! Madde 19: Hiç kimse, çocuklara

Detaylı

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya

Detaylı

OLUMLU/ ETKİLİ EBEVEYN TUTUMLARI. Meral ATEŞOĞLU.

OLUMLU/ ETKİLİ EBEVEYN TUTUMLARI. Meral ATEŞOĞLU. Meral ATEŞOĞLU matesoglu@odtugvo.k12.tr Aralık,2012 Meral hoca sunum Olumlu / Etkili Ebeveynlik; çocuklarının öz-kontrol, olumlu kişilik ve toplumca kabul edilebilir davranışlar geliştirmesine yardımcı

Detaylı

Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1

Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1 Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1 Okulumuzu tanıyalım. (Sınıfımızdaki ve okulumuzdaki eşyaları tanıyalım) Okulumuzun bölümleri nelerdir? Okulumuzda çalışanlar kimlerdir? Görevleri nedir? Okula ne

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? ÇOCUĞUNUZU KOLLARINIZA ALDIĞINIZ AN SANKİ DÜN GİBİ AKLINIZDAYKEN, MİNİK BEBEĞİNİZ BÜYÜDÜ VE BEBEĞİNİZİN

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI OKUL DÖNEMİNDE ARKADAŞLIK VE AKRAN İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI OKUL DÖNEMİNDE ARKADAŞLIK VE AKRAN İLİŞKİLERİ k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI OKUL DÖNEMİNDE ARKADAŞLIK VE AKRAN İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 OKUL DÖNEMİNDE ARKADAŞLIK VE AKRAN İLİŞKİLERİ Her insan, yaşamını

Detaylı

****Disiplin Yaklaşımları****

****Disiplin Yaklaşımları**** ****Disiplin Yaklaşımları**** 1-İntikamcı 2-Cezalandırıcı 3-Korku Yoluyla Engelleme 4-İyileştirici (Düzeltici) 5-Önleyici (Yapıcı olumlu) 1 ****Disiplin Yaklaşımları**** İntikamcı Öğretmen disiplini kişisel

Detaylı

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 AİLE İÇİ İLETİŞİM VE SINAV KAYGISI PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ İçindekiler Motivasyonu Arttırma ve Hedef Belirleme Hedef Belirlerken Göz Önünde Bulundurulacak

Detaylı