Seit Regierungsratswahlen 2012 Mehr Mut zur Freiheit. Dürr. in den Regierungsrat und als Regierungspräsident

Transkript

1 Jürg Meyer Sans-Papiers: Wisch und weg 04 Seit 2003 AZB 4057 Basel September / Eylül merhaba@bluewin.ch - Postkonto: Postfach 597, CH-4005 Basel Foto: Mischa Christen Basel Hükümetinde Kırmızı - Yeşil Birlikteliğinin Başarıları SP ve Yeşiller koalisyonun çalışmalarını anlatmak üzere 22 Ağustos Çarşamba günü bir basın toplantısı yapıldı. Saat de başlayan basın toplantısına Hükümet adına Eva Herzog (Finanzdepartement), Christoph Brutschin, (Departement für Wirtschaft, Soziales und Umwelt), Hans-Peter Wessels (Bau- und Verkehrsdepartement(, Guy Morin (Präsidialdepartement) katıldı. Ayrıca SP-Basel başkanı Martin Lüchinger, Yeşillerden Elisabeth Ackermann ve BastA dan Urs Müller de basın toplantısındaydılar. (bp) 10 Eşitlik yerine Çeşitlilik Açık görüşlü bir toplum, kendisini oluşturan insanların fikirlerinin ve inançlarının paylaşımı ve etkileşimi ile yaşar. Örneğin ülke sınırında yer alan küçük bir kanton olan Basel geçmişinde sürekli göçler yaşadı. Avrupa da ortaçağ da yaşanan Reform hareketlerinden sonra inançlarından vazgeçmeyen insanları, Birinci Dünya savaşında ülkemize komşu olan ülkelerden gelen kaçakları, öncelikle Güney deki ülkelerden (Balkanlar ve Türkiye) gelen misafir işçileri ve günümüzde de her ülkeden ancak özellikle Almanya dan gelen insanları ağırlıyor. Regierungsratswahlen 2012 Mehr Mut zur Freiheit Baschi Dürr in den Regierungsrat und als Regierungspräsident Zusammen mit Carlo Conti, Christoph Eymann und Christophe Haller BD_inserat_143x100mm_rz_cf.indd :11 Vielfalt statt Gleichheit Die offene Gesellschaft lebt vom Austausch der Ideen, der Überzeugungen und der Menschen. Gerade Basel-Stadt als kleiner Kanton an der Landesgrenze hat in der Vergangenheit immer wieder Einwanderungen erlebt: Glaubensflüchtlinge nach der Reformation, Zuzüger aus dem grenznahen Ausland vor dem ersten Weltkrieg, später Gastarbeiter aus dem Süden, aus dem Balkan und der Türkei und heute vor allem aus Deutschland. Baschi Dürr 14 Türk Profesyonel Futbolunun Devrimci Oyuncusu Metin Kurt Artık Yok Futbolcuların sendikalaşmasına ön ayak olduğu için afaroz edilen, TKP üyesi, Galatasaray ve Milli Takım ın eski yıldızlarından Metin Kurt, hayata gözlerini yumdu. 24 Ağustos sabah saatlerinde Samatya SSK Hastanesi nde boğazından biyopsi olan Metin Kurt, operasyon sırasında pıhtı atması ve kalp yetmezliği üzerine vefat etti. Efsane futbolcu 2011 Ocak ayında Hürriyet e verdiği röportajda birbirinden ilginç anılar anlatmıştı. Kurt, futbola olan bağlılığını şu sözlerle dile getirmişti: Öğretmenim kazandığım paranın miktarını sordu ve her ay derslerime çalışmam karşılığında bu parayı bana vermeyi teklif etti. Kabul etmedim, futbolcu olacağımı söyledim. O da yüzüme baktı ve Yazıklar olsun dedi. Ali Naci KÜÇÜK 12 Kağıtsızlar da Haklarına Sahip Çıkabilir Eylül de güçlü bir sanayi mitingi için Bern e! Bu miting ile İsviçre de sanayi işyerleri için mücadelede kararlı olduğumuzu bir kez daha duyurmak istiyoruz. Mazlum Kılınc Seçimler ve Göçmenler Die Wahlen und die Migranten/innen 03

2 Mazlum Kılınç Merhaba - Genel Yayın Yönetmeni Editorial Die Wahlen und die Migranten/innen Rakipsiz ve uygun fiyata Türkiye yi arama Şimdi Yeni! 1Rappen e sabit hat dakikatarifesi Prepaid SIM Lebara Classic Promosyon kampanyası yeni müşterilerimiz için tarihinden kampanya iptal edilinceye kadar geçerlidir tarihinden önce kayıt yaptırarak yeni fiyat tarifesine ücretsiz olarak geçebilirsiniz, tarife değiştirmek için 1Promo yazıp 255 nolu numaraya SMS atın. Türkiye deki sabit hatlara bağlantı ücreti arama başına 0.25 CHF. Açıklanan ücret tarifelerinde değişiklik yapılabilir. Güncel ücret tarifelerini adresinden öğrenebilirsiniz. Görüşmeler tam dakika olarak hesaplanır. Seçimler ve Göçmenler Yaz aylarında İsviçre yi terk eden yüzbinlerce tatilci geri döndü. Umarız ki, herkes gönlüne göre bir tatil geçirmiştir. Gelir gelmez de İsviçre deki sıcak hayatın havasını solumaya başladı. Göçmenlerin çok yoğun olarak yaşadığı 3 ülkenin sınır Kantonu Basel de 28 ekimde secim var. Secimler vesilesiyle siyası hava da ısındı ve vaadler havada uçuşuyor. Bir yanda Göçmenleri günah keçisi yaparak İsviçreli seçmenden oy almak isteyen gerici partiler, diğer yanda Göçmen kökenlilerin oylarını almak için yoğun çaba harcayan partiler. Göçmenler ve Göçmen dostu İsviçreliler ne istiyorlar? Bu sorunun cevabı, İsviçre de, Göçmenlerin ne olarak görüldüğünün de kanıtı olacaktır. Göçmenler gerçekten de İsviçre nin olmazsa olmaz bir parçası mı, yoksa yine ihtiyaç duyulan ve kullanıldıktan sonra kovulan bir yabancı mı? Tabi ki bu soruya verilen her cevap, partilerin ve adayların İsviçre nin geleceğine nasıl baktığını da göstermiş olacaktır. İsviçre nüfusunun %20 sini aşan Göçmenlerin İsviçre ekonomisinde, siyasetinde, sosyal yaşamında büyük bir rol oynadığını tekrarlamak artık, Göçmenleri ciddiye almanın kıstası değildir. İki milyona merdiven dayamış bu büyük güce hangi görevler yüklüyorsunuz, bu görevler nedir? İş, eğitim, mesleki hayat, sosyal yaşam, politik hayat ve insan olma hakları konusunda nasıl değerlendirdiğiniz ve rol verdiğiniz önemlidir. Biraz daha açarsak, bu gücün seçme ve seçilme hakkı için ne yapıyorsunuz? İş, ücret, meslek, eğitim, politika alanlarında şans ve fırsat eşitliği veriyor musunuz? Bu ve benzeri sorulara verilen her cevap, Göçmenlere hangi gözle bakıldığının da kanıtı olacaktır. Kimse kusura bakmasın ama en başta topluma yön verme ve yönetme iddiasında olan partiler, politikacılar, işverenler ve kitle örgütlerinin çoğu, Göçmenleri hep istenileni yerine getirmek zorunda olan bir güç olarak gördüler. Onlara biçilen görevler nelerdi? Uysal olacaksın, ses çıkarmadan çalışacaksın, hak istemeyeceksin, verilenle yetineceksin, Sendikalarda birlik olup hak aramayacaksın, partilerde yönetici olmayacaksın, vergini, sigortanı, yatıracaksın vb... Göçmenlere ve Göçmen kökenli İsviçrelilere reva görülen bu listeye daha onlarcasını ekleye bilirsiniz. Ama bir gerçek göz ardı ediliyor. Göçmenler olmasa hizmet sektöründe, gastronomide, sağlıkta, kimya sektöründe, temizlikte, inşaat sektöründe kimler çalışacak ve İsviçre nasıl kalkınacak? İsviçre ekonomisine, Kanton ve devlet bütçesine milyarları kim sunacak? Hatta bazı Partiler, göçmenler olmasa yalanlarına hangi propaganda malzemesi bulacaklar? Göçmen olmasa hayatınızdaki olumsuz değişimleri tasavvur ede biliyor musunuz? Artık İsviçrelilerin şu tek cümleyi iyi anlamasında büyük yararlar olduğunu düşünüyoruz: Göçmenler İsviçre ekonomisinin temel direğidir. Bu nedenle iş, sosyal yaşam, meslek, eğitim, politika vb. her alanda Göçmenlere şans eşitliği, ücret eşitliği, yönetimde yer alma şansı, seçme ve seçilme hakkı gibi temel hakları tanımaktan korkmamalısınız. Bu sizi daha da güçlendirir. Göçmenlerin referandumlarda, seçimlerde kullanılmasının, karalanmasının, aşağılanmasının artık büyük bir ayıp, İsviçre için bir yüzkarası bir durum olduğu ve insan haklarıyla bağdaşmadığı gerçeğini kavramalısınız. Her konu propaganda malzemesi olabilir ama Göçmenler asla. Çünkü İsviçre yi İsviçre yapan, sizin yalancı cennetinizin mimarları onlardır. Yalanlarla, savunmasız, söz ve karar alma hakkı olmayanlara tek taraflı saldırı nasıl bir anlayıştır? Kanton Basel seçimlerinde umuyor ve diliyoruz ki, hep yaşadığımız bu yüz karası gerçekleri Göçmenler olarak duymaz ve yaşamayız. Herkesi bu konuda daha sağduyulu ve insan odaklı düşünmeye davet ediyoruz. Gelecek sayıda, Göçmenler ne yapmalı, nasıl durmalı ve ne istiyor, konusunu işleyeceğiz. Im Sommer sind viele von uns in den Urlaub gefahren und nun wieder in die Schweiz zurückgekehrt. Wir hoffen, dass Sie die Sommersaison gut und nach ihren Wünschen verbracht haben. Gleich danach haben wir die spannenden Tage in der Schweiz miterlebt. Im Kanton Basel, eine der Kantone, welche mit den meisten Migranten/innen umgeben ist, werden am 28. Oktober 2012 die Wahlen stattfinden. Wegen diesen Wahlen haben im politischen Leben spannende Tage begonnen. Es wird viel diskutiert. Auf einer Seite sehen wir die Parteien, welche die Migranten als Sündenbock bezeichnen und dadurch die Stimmen der Einheimischen verlangen. Auf der anderen Seite sehen wir die Parteien, welche für die eingebürgerten Migranten und für die Menschen mit unterschiedlicher Herkunft viel versprechen. Was wollen die Migranten/innen und die Freunde der Migranten/innen? Die Antwort für diese Frage wird ein Beweis sein, wie die Migranten/innen in der Schweiz gesehen werden und welchen Wert sie für das Land haben. Sind diese Leute wirklich ein untrennbarer Teil der Bevölkerung oder sind diese Menschen reine Arbeitskräfte, die nach der Beendigung ihrer Leistungen nach Hause geschickt werden sollten? Natürlich wird die Antwort auf diese Frage ein Beweis sein, wie die Parteien und Wahlkandidaten die Migranten sehen und wie die die Zukunft der Schweiz sein soll oder gestaltet werden sollte.. Wir haben die Nase wirklich voll und haben dies immer wiederholt, dass die 20% Migranten/innen, welche die Schweizer Bevölkerung bilden, in dem sozialen, kulturellen, ökonomischen und politischen Leben eine sehr wichtige Rolle spielen. Welche Aufgaben hat diese 2 Millionen Bevölkerung? Welchen Wert legen Sie an diese Menschen? Es ist sehr wichtig zu wissen, welchen Wert diese Menschen haben und welche Rolle sie in den schweizerischen, kulturellen, ökonomischen und sozialen Leben spielen. Was denken Sie über die Wahl und Stimmrechte dieser Migranten/innen. Haben diese Leute ihrer Meinung nach, das Recht für eine Gleichberechtigung? Alle Antworten werden ganz klar beweisen wie man die Migranten/innen bewertet. Die Parteien, die Mitglieder des politischen Lebens, die Arbeitgeber und die Massenorganisationen haben die Migranten/innen leider nur als Zusatzkräfte eingestuft. Was für Aufgaben hat man von ihnen verlangt? Sie sollten brav sein, fleissig arbeiten, nicht viel verlangen und den Mundhalten indem Sie sich nicht verteidigen, selbst wenn unrecht getan wird. Man kann diese Wunschliste noch beliebig erweitern. Aber man vergisst eine Realität. Wenn man in der Schweiz keine Migranten/innen hätte, wer würde bei der Bauindustrie, Gastronomie, Haushaltsdienste, Gesundheitsdienste und in der Chemieindustrie etc. arbeiten. Wie würde die Zukunft der Schweiz aussehen? Wie würde man die Staats-und Kantonbudgetierung finanzieren können? Wie könnten einige Parteien ihre Propaganda gestalten? Können Sie sich vorstellen, wie die Schweiz ohne Migranten/innen aussehen würde? Wir sind im Klaren, dass alle von uns, besonders die Einheimischen, den folgenden Satz nicht vergessen dürfen. Die Migranten/innen sind der wichtigste Baustein der schweizerischen Ökonomie. Deswegen sollte man nicht Angst davon haben, dass auch die Migranten/innen ihre Stimm und Wahlrechte erhalten, gleichbewertet werden und Chancengleichheit haben. Diese Rechte würden die gesamte Schweiz besser gestalten und für die Zukunft eine starke und gesunde Bevölkerung ansetzen. Es widerspricht die Menschenrechte, dass diese zwei Millionen Bevölkerung keine Stimm und Wahlrecht hat. Es ist eine Schande für die Schweiz. Für eine Propaganda kann man alles verwenden aber nicht die Migranten/innen. Denn diese Leute sind die wahre Realität der Schweiz und nur mit denen konnte die Schweiz die heutige Position in der Welt erreichen. Mit Lügen und falschen Interpretationen konnten die Politiker über die Migranten/ innen, die kein Stimm und Wahlrecht haben die sich alleine nicht verteidigen können, nur unfaire Propaganda machen. Was für ein unfaires Verständnis ist dieses Verhalten? Wir wünschen uns als Einwohner vom Kanton Basel, dass wir diese Lügen nicht hören müssen. Wir wollen, dass jeder Einzelne in diesem Land menschenrechtbewusst und fair denkt. Das einzige was wir benötigen ist ein gesunder Menschenverstand. Bei der nächsten Ausgabe werden wir mit Ihnen darüber diskutieren, welche Aufgaben die Migranten/innen haben und was die eigentlich wollen CH3041P_2b_Merhaba_Sept Ad_14-8.indd 1 14/08/ :01

3 Sans-Papiers: Wisch und weg Dem Leben der Sans-Papiers in der Schweiz ist die Studie Wisch und weg von Alex Knoll, Sarah Schilliger und Bea Schwager gewidmet. Vor allem erhielten Betroffene selbst durch Interviews eine Stimme. Immer mehr rücken heute Arbeiten im Haushalt in den Vordergrund, lautet eine Folgerung. Sans-Papiers können keine Rechte geltend machen, ohne die Anzeige und Ausweisung riskieren zu müssen. Gemäss Studie widerspricht dies den Menschenrechten. Die Schätzungen der Zahlen der Sans- Papiers, die in der Schweiz leben, gehen weit auseinander. Wie in der Studie zum Ausdruck kommt, reichen sie von bis Menschen. Sie arbeiten in Berufen, die von den meisten Menschen mit regulären Bewilligungen nach Möglichkeit gemieden werden. Grosse Teile das Sans-Papier absolvierten im Herkunftsland qualifiziertere Ausbildungen. Sie können dies in Europa nicht ausschöpfen. Zu den wichtigen Einwanderungsmotiven gehört die Unterstützung naher Angehöriger, oftmals unter Verzicht auf elementarste eigene Lebensbedürfnisse. Wie in der Studie zum Ausdruck kommt, erhält heute unter den Sans-Papiers immer mehr die Arbeit in der Hauswirtschaft (Haushalt und Betreuung) eine dominierende Stellung. Im Weiteren sind die Schwerpunkts berufe der Sans-Papiers in Gastgewerbe, Landwirtschaft, Bau-, Reinigungs- und Sexgewerbe. Die wachsende Dominanz der Hauswirtschaft als Arbeitsorte der Sans-Papiers hat nach Darstellung der Autorinnen und Autoren eine wichtige gesellschaftspolitische Ursache. Die wachsende Eingliederung der Frauen in den Arbeitsmarkt ist nicht im erforderlichen Umfange verknüpft mit der Bereitschaft ihrer Männer, die notwendigen Aufgaben im Haushalt mitzutragen. Dadurch entstehen in den Haushalten Versorgungslücken, die durch Sans-Papier, vorwiegend Frauen, abgedeckt werden. Im Kanton Zürich sind heute 5,8 Prozent aller Haushalte auf die Mithilfe von Sans- Papier angewiesen. Durchschnittlich ist dabei eine Hausangestellte in 4,3 Haushalten beschäftigt. Einige Hausangestellte wohnen im Haushalt, in dem sie zur Hauptsache angestellt sind. Zur Hauptsache sind die Sans-Papiere unter uns, weil sie tatsächlich gebraucht werden, lautet eine wichtige Folgerung. Zur Illegalität gezwungen werden sie wegen der gegenwärtigen Zuwanderungsbeschränkungen für Menschen aus Ländern ausserhalb von EU und EFTA. Dies bildet die Kehrseite der europäischen Integration, im Hinblick auf die Schweiz der bilateralen Verträge. Zugelassen werden jetzt aus Drittstaaten ausserhalb von EU und EFTA nur noch besonders benötigte Fachkräfte. Menschen, die unter dem Druck von Not ihre Heimat verlassen, werden dagegen zum grössten Teil in die Illegalität abgedrängt. Wie in der Studie zum Ausdruck kommt, gehört zu den schlimmsten Aspekten des Lebens von Sans-Papiers, dass sie nicht vor Gericht ihre Rechte wahrnehmen können. Denn gemäss Artikel 82 der Bundesverordnung über Zulassung, Aufenthalt und Erwerbstätigkeit (VZAE), formel abgestützt auf Artikel 97 Absatz 3 des eidgenössischen Ausländergesetzes, besteht eine Pflicht von Polizei- und Gerichtsbehörden, unter anderem alle Zivilurteile und Strafurteile, soweit sie Ausländerinnen und Ausländer betreffen, zu melden. Damit wird zwangsläufig die Ausweisung der Sans-Papiers ausgelöst, wenn sie Rechtsschutz bei Gerichten und Behörden suchen. Dies führt zur faktischen Rechtlosigkeit des Sans-Papiers. Diese Rechtlosigkeit steht vor allem im Widerspruch zu Artikel 6 der Europäischen Menschenrechtskonvention (Recht auf ein faires Verfahren) und Artikel 13 (Recht auf wirksame Beschwerde). Bestimmungen europäischer und weltweiter Menschenrechtsvereinbarungen können im Gegensatz zu Bestimmungen der Bundesverfassung auch gegenüber Bundesgesetzen zur Geltung gebracht werden. Im weiteren widerspricht die faktische Rechtlosigkeit der Sans-Papiers auch den Verfahrensgarantien unter Einschluss des rechtlichen Gehörs gemäss Artikel 29 der Bundesverfassung, der Rechtswegsgarantie bis zu einem Gericht gemäss Artikel 29a der Bundesverfassung, der Garantie unabhängiger gerichtlicher Verfahren gemäss Artikel 30 der Bundesverfassung. Zu den wichtigen Folgerungen der Studie gehört es, dass die Pflicht zur Meldung von Sans-Papier in Rechtsverfahren abgeschafft werden muss, damit realer Rechtsschutz möglich wird. Ebenso soll der Zugang zu Gesundheitsbehörden ohne Risiken der Anzeige gewährleistet werden. Für Schule und Berufsbildung der Jugendlichen wurden auf politischem Wege bereits erste Schritte eingeleitet. Im Weiteren müssen die legalen Wege der Arbeitssuche aus Drittländern ausserhalb von EU und EFTA verbessert werden. Jürg Meyer / Wisch und weg, Sans-Papiers zwischen Prekarität und Selbstbestimmung, von Alex Knoll, Sarah Schilliger, Bea Schwager, Seismo-Verlag 2012 Jürg Meyer schreibt / yazıyor Kağıtsızlar: Silecek ve Yol Alex Knoll, Sarah Schilliger ve Bea Schwager in yaptığı araştırma, kayıt dışı olan insanların İsviçre deki yaşamlarını gözler önüne seriyor.. Öncelikle bu araştırmaya katılanlar, bu sayede seslerini duyurma olanağı buldular. Araştırmanın sonucu, giderek daha artan sayıda özellikle ev işlerinde kaçak işçi çalıştırıldığını belgeliyor. Kaçak kişiler, herhangi bir ilan veya duyuru yapma riskine giremedikleri için yasal hiçbir hakları olmadan bu ülkede çalışmaya devam ediyorlar. Bu araştırmaya göre kayıt dışı yaşamakta olan insanların durumu, insan haklarına aykırıdır. Anayasamız da insan hakları maddeleri ile çelişmektedir. İsviçre de yaşayan kayıt dışı kişilerin sayısı bilinen ve tahmin edilen rakamların çok üzerindedir. Gerçek bir sayı ortaya koymak çok zordur. Araştırmadaki tahmini rakamlara göre İsviçre de 70 ile 300 bin kişi arasında kaçak yaşamaktadır. Kayıt dışı kişilerden birçoğu, geldikleri ülkede iyi bir eğitimi tamamlamış durumdalar. Ancak bu eğitimlerini Avrupa da belgeleyememekte veya eğitimlerini saydıramaz durumdalar. Kaçak göçmenler ise en basit yaşam ihtiyaçlarının karşılandığını gördükleri anda bunu yeterli görmekte ve ülkede kaçak olarak çalışmaya razı olmaktadırlar. Kaçak yaşamakta olanların çoğunluğu ev işlerinde ve ev bakımında çalışıyorlar. Ayrıca tarım, lokanta, inşaat ve kuru temizleme işlerinde ve ayrıca seks işçisi olarak çalışıyorlar. Araştırmayı yapan yazarlara göre ev işleri için giderek daha fazla işgücüne gereksinim duyulmaktadır. Bu gelişme giderek daha fazla kaçak kişinin ev işleri için kullanılacağı anlamını taşımaktadır. Giderek daha fazla iş yaşamına atılan ev kadınları ve erkeğin ev işlerine yardımcı olamaması yüzünden ev işlerinde işçi çalıştırma zorluğu giderek artan toplumsal bir sorun olma özelliğindedir. Bu işgücü boşluğu ise kolayca kaçak göçmenlerle doldurulmaya çalışılmaktadır. Zürih Kantonunda bugün ev bakım işleri için çalışan yüzde 5,8 kaçak göçmen vardır. Bu kaçakların çoğunluğu çalışmakta oldukları bu evlerde ikamet etmektedirler. Kaçakların aramızda yaşamakta olmaları gerçeği bizim onlara bir şekilde gereksinim duymamızdan kaynaklanmaktadır. Bu gereksinme olduğu halde ülkeye giriş haklarının olmaması, onların kaçak olarak ülkeye girmesine neden olmakta ve bu ülkede kaçak yaşamaya mecbur olmaları sonucunu doğurmaktadır. Özellikle AB ve EFTA ülkeleri dışındaki üncü dünya ülkelerinden gelen göçmenler ülkeye giriş kısıtlamaları yüzünden kaçak girme yollarını denemekte ve bu yol onları yaşamları süresince zorluklar içindeki günlerini beraberinde getirmektedir. Bu durum aslında Avrupa içinde bağımsız sözleşmeler yapma yolunu seçmiş İsviçre için farklı bir kısır döngü yaratmaktadır. AB ve EFTA ülkelerinin dışında kalan ülkelerden sadece özelikle belirgin işkollarında uzmanlaşmış göçmen işçiye izin verilmektedir. Ancak kendi ülkesinde zorluklar yaşayan ve çeşitli baskılar yüzünden ülkelerini terk etmeye zorunlu olanların İsviçre ye sığınabilmeleri için tek çare, yasal olmayan yollara başvurarak, kaçak yoldan göç etmeleridir. Araştırmada ortaya çıkan önemli bir terslik te kaçak kişilerin içinde bulundukları zor şartlardaki yaşamları ile ilgili olarak hiçbir şekilde adalete sığınma haklarının olmamasıdır. Madde 82 de sözü edilen medeni izinler, oturma ve çalışma izinleri konuları, emniyet ve mahkeme kurumları için geçerli olan kaçakları derhal ihbar etme yasası ile çelişmektedir. Kaçakların, Emniyet ve Adalet kurumlarında mağduriyetlerini arama hakları gerçek hayatta ellerinden alınmaktadır. Çünkü bu kurumlar insanlara eşit davranmaları gerektiği halde, yasa gereği, kaçakları derhal ihbar etme zorunluluğu içinde bulunmaktadırlar. Bu zorunluluk, kaçakların yasal korunma şemsiyesinin dışına atmakta ve dolayısıyla insan hakları yasasının 6. Maddesi ne tamamen ters düşmektedir. Ayrıca yine aynı komisyon tarafından belirlenen 13 maddeye göre de şikâyette bulunma hakları ellerinden alınmaktadır. İnsan hakları yasasında yer alan maddelerin bizim federal yasalarımıza ve anayasamıza uygun duruma getirilmelidir. Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri de, kaçakların yasal haklarının ellerinden alınmasının sonlandırılması isteğidir. Ayrıca sağlık kurumları kaçak göçmen bildirimi yapmadan bu kişilerin sağlık hizmetlerini yerine getirmelidir. Böylelikle gerçek bir yasal eşitliğe ulaşılacaktır. Gençlerin eğitim ve mesleki eğitimlerini kolaylaştıran ilk yasal adımlar atıldı. Ayrıca AB ve EFTA ülkelerinden olmayan ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen kaçak kişilerin iş bulmadaki kanuni haklarında düzeltmeler yapılmalıdır. Jürg Meyer Seismo-Yayınevi Basın Bildirisi yallo ya yeni abone olacaklar artık iki kere seviniyor. İsviçre den yurtdışına yapacakları indirimli tarifelere ek olarak yallo nun 33 seçkin ülkedeki sabit hatları 333 dakika bedava arayabilecekler. Bu kampanya 3 Ekim 2012 tarihine kadar sürecek. Yallo, şimdi 33 ülkeyi çok uygun tarifelerle arama olanağı sunuyor. Bu görüşmelerin dakikası sadece 0,25 İsviçre Frankı olacak. Şubat 2012 den beri bu görüşmelerin dakikası 3 Rappen e inmişti ve bu fiyat sabit hatlarla aramalardan bile zaten daha ucuzdu. Yallo aboneleri arasındaki aramalar ise giderek daha artmakta ve eskiden olduğu gibi dakikası 5 Rappen olarak ücretlendiriliyor. Yallo artık diğer servis sağlayıcıların aksine yurtdışı aramalarda bağlantı ek ücreti de istemeyecek. 333 hediye dakika 3 Ekim 2012 tarihine kadar başvuran yeni abonelere sunulacak. Bu bedava dakikalar 31 Ekim 2012 tarihine kadar kullanılabilecek. Bedava dakikaların geçerli olacağı ülkeler: 333 dakika hediye ediyoruz! Kısa süreli bir teklif! Aş ağıdaki ülkelerin sabit hatlarına ücretsiz 333 dakika arama hakkı kazanmak için 3 Ekim 2012 son tarih. Hediye dakikalarınız 31 Ekim 2012'ye kadar geçerlidir. Detaylı bilgi ve tarifeler için yallo ara bağ lantı ücreti almıyor! yallo 333 Dakika Hediye Görüşme Sunuyor Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Şili, Çin, Danimarka, Arjantin, Avustralya, İspanya, Portekiz, Dominik Cumhuriyeti, Yunanistan, İngiltere, İrlanda, İsrail, Kanada, Hırvatistan, Meksika, Hollanda, Norveç, Peru, Polonya, Romanya, İsveç, Slovakya, Tayland, Çek Cumhuriyeti, Türkiye, Macaristan Alaska ve Hawaii dahil Amerika Birleşik Devletleri. Yallo 2005 den beri müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Her posta merkezinde, Mobilzone, Fust, Interdiscount, Media Markt, Saturn, m-electronics, Naville, tüm Sunrise merkezleri ve SBB den satın alınabilir, yallo Kontörü yüklenebilir. SIM kartlar ve cep telefonları buralardan temin edilebilir: yallo Sunrise Communications AG Postfach CH-8050 Zürich Telefon Müşteri Hizmetleri (CHF 0.08/Dakika.) center

4 İş ve Sendika Haberleri İş ve Sendika Haberleri Hazırlayan: Mehmet Akyol Makine, Elektrik ve Metal Endüstrisi Toplu İş Sözleşmesi İsviçre de ki en önemli toplu iş sözleşmelerinden biridir ve benzer işkolları içinde emsal teşkil etmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu sözleşme 2013 yılı Haziran ayı sonuna kadar geçerli olup bu yılın Kasım ayında yenilenmesi için görüşmelere başlanacaktır. Sözleşmede ki pek çok haklar tehlikede olduğundan sendikalar 22 Eylül de, bu hakları korumak için mücadele etmeye kararlı olduklarını göstermek için büyük bir miting yapmaya karar verdiler. Diğer ülkelerle bir karşılaştırılma yapıldığında sanayisinin en çok rekabete dayanıklı olduğu ülkenin İsviçre olduğu ortadadır. Ancak endüstri malzemeleri ihracının %60 nın Avrupa Birliği ülkelerine yapıldığı ve AB ülkelerinin kriz içinde olduğu da biliniyor. Gerek İsviçre Frankı nın değer kazanması, gerekse de Frank üzerinde oynanan spekülasyonlar, ülkedeki sanayiyi tehdit etmekte. Makine, Elektrik ve Metal Endüstrisinde çalışanlar için bu tehlike daha da büyüktür. Hükümet Tedbir Almalı Hazırlayan: Mehmet Akyol GAV MEM-Industrie İsviçre de Güçlü Bir Sanayi ve İşyerleri İçin Bu tehlikeye karşı hükümetin, merkez bankasının ve federal kurumların acilen tedbir alması gerekmekte. Sendikalar geçen yıl topladıkları imzalarla hükümetten bu konuda bir dizi taleplerde bulundular. Özellikle İsviçre Frankı nın giderek değer kazanmasının ihracatı zorlaştırdığı ve Merkez Bankası nın acilen önlem almasını istediler. Bu şekilde önemli ölçüde ihracat yapan endüstriyel işkolları üzerinde ki baskının azaltılması gerektiğine dikkat çektiler. Ekolojik Yeniden Yapılanma Son ekonomik krizden hareketle, tüm dünyada ekonominin çevreye zarar vermeyecek bir şekilde yeniden yapılandırılması gerektiği dikkate alındığında, Hükümet ve Ulusal Meclis tarafından, atom enerjisinden tümüyle vazgeçme kararı sendikalar tarafından, tüm ekonomi için bir şans olarak değerlendirilmekte ve bunun gerçekleşmesi için bir an önce harekete geçilmesi istenmektedir. İşçi Haklarına Dokunma Buna karşın son iki yıl içinde pek çok işyeri Frank/Euro krizini öne sürerek, İsviçre de ki işyerlerini başka ülkelere taşıma tehdidi ile çalışma sürelerini uzattılar, kısa çalışmayı yaygınlaştırdılar, işçilerden bedava fazla mesai yapmaya zorladılar, sınır bölgelerinde ücretleri Euro ile ödemeyi gündeme getirdiler. İşçilerden fedakarlık yapmaları istenirken işyeri yöneticileri ve şirketlerin hisse sahiplerinin kazançları büyük ölçüde arttırıldı. Bu durum kabul edilemez ve buna bir son verilmelidir. Bu nedenle güçlü bir toplu iş sözleşmesine ihtiyaç daha da artmıştır. Baskılara Son Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinde ücret üzerindeki baskı önemli bir konu olacaktır. Bunun nedeni Makine, Elektrik ve Metal Endüstrisi Toplu İş Sözleşmesi çerçevesinde tüm işkolunu kapsayacak bir ücret zammı görüşmesi bulunmamaktır. Benzer şekilde sözleşme ile belirlenen bir asgari ücrette yoktur. Ancak ücret dampingine karşı et etkili mücadelenin asgari ücret belirlenmesi mümkün olduğu açıktır. Makine, Elektrik ve Metal Endüstrisi İşverenleri bu konuda şimdiye kadar bir anlaşmaya yanaşmadılar. Unia sendikası ise asgari ücretin toplu iş sözleşmesi ile belirlenmesi görüşünde ısrar etmekte. Çalışanları Talepleri Çalışanların yeni bir sözleşme için talepleri ise 3 Eylül tarihinde yapılacak İşkolu Konferansında son şeklini alacak. Bu talepler için kuşkusuz ücret ve asgari ücret ön planda olacak. Ayrıca, toplu iş sözleşmesi 57. Maddesinde yer alan, çalışma sürelerinin belli bir süre arttırılmasını öngören belirlemenin kaldırılması, çalışanlara ve sendika temsilcilerine daha etkin işten çıkarılmaya karşı önlemler alınması gündemde bulunuyor. 22 Eylül de güçlü bir sanayi mitingi için Bern e! Bu miting ile İsviçre de sanayi işyerleri için mücadelede kararlı olduğumuzu bir kez daha duyurmak istiyoruz. - Makine, Elektrik ve Metal Endüstrisi nde güçlü bir Toplu İş Sözleşmesi - İşyerlerinin güvence altına alınması - Mevcut işyerlerini koruyan ve yeni işyerlerine imkan tanıyan sürdürülebilen bir sanayinin gerçekleşmesi için Miting için toplanma yeri Saat te Schützenmatte, Bern. Mitinge gitmek içim imkanları en yakın sendika bürosundan öğrenilebilir. Herkese Adil Ücret! İsviçre de ücret eşitsizliğinin arttığı konusunda gelen haberler giderek artmakta, inşaatlarda, tarım işkolunda, satış yerlerinde ki ücret adaletsizliğine endüstriyel işyerlerinin de katıldığını (yandaki haber) görüyoruz. Bu gelişmelere rağmen, hükümetin, sendikaların önerdikleri asgari ücretlerin yasa ile belirlenmesi önerisini, bir karşı öneri bile getirmeden Haziran ayı içinde ret etmesi anlaşılacak bir durum değildir. Hükümet en son çıkarınla Önleyici Tedbirler yasası ve toplu iş sözleşmelerinin, düşük ücretlerin yaygınlaşmasına karşı etkili birer engel olduğu görüşünde. Oysa sendikaların pek çok örnekle gösterdikleri gerçeklik hükümetin başka bir yerde yaşadığını göstermekte. Hükümetin aldığı Önleyici Tedbirler her şeyden önce yeterli değil ve mutlaka daha etkin hale getirilmesi gerekli. Buna ek olarak özellikle düşük ücretlerin yaygın olduğu işkollarında toplu iş sözleşmelerinin olmadığı da bilinen bir gerçeklik. Hükümet ayrıca İsviçre de düşük ücret alanların çalışanların küçük bir bölümünü oluşturduğunu öne sürmekte. Oysa son on yılda ki gelişmeler dikkate alındığında hükümet kadar iyi niyetli olmanın imkanı ortadan kalkmakta. Her ne kadar son yirmi yıl içinde ortalama ücretliler ayni düzeyde kalmaya devam etmekte ise de düşük ücretler hızlı bir şekilde artmakta. Ayda 4000 Frank tan az ücret alanların oranı son yıllarda %12 ye kadar yükseldi. İsviçre gibi zengin bir ülkede tam gün çalışmaya karşın yaşamını temin edecek bir ücret elde edilmemesi kuşkusuz kabul edilecek bir durum değildir. Her çalışanın sosyal yardım almadan yaşamını sürdürecek kadar ücret almaya hakkı vardır! Bu nedenle herkese adil ücret talebi güncelliğini korumaktadır. Bu nedenle Unia sendikası adil ücret mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Unia-Tagung über Zuwanderung Göçmen Politikasının Sorunları Son günlerde kamuoyunda sürekli olarak, artan kiralar, toplu taşımacılık sorunları gibi konular sürekli olarak göçmenlerin bu sorunlara neden olduğu yaklaşımı ile tartışmaya açılmakta. Göçmenler bu sorunların çözümüne engel olduğu sık sık tekrarlanmakta. Bu tartışmaları yapanlar ise yalnızca bazı malum ırkçı çevreler değil, bazı çevreci kurumlarda konuya bu anlayışla yaklaşmakta. Unia sendikası bu konuyu değişik bir açıdan değerlendirmek için 8 Eylül de Bern de bir konferansla düzenledi. Özellikle son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinden İsviçre ye gelen göçmenlerin artması ile göçmen tartışması yepyeni bir boyut kazanmış durumda. Ve konut kıtlığından otobanlarda ki trafik sıkışmasına, trenlerde yer bulamamaya kadar her konu artan göçmen sayısı ile birlikte tartışılmaya başlandı. Yeni bir tartışma Unia sendikası bu konuda yeni bir politik yaklaşımın gerekli olduğunu belirtmekte. Ancak bu tartışma burada yaşayan göçmenleri suçlu ilan edilerek yapılamaz. 8 Eylül de yapılacak olan bu konferansta Göçmen olgusu ve Unia sendikasının göçmen politikası sorunları hakkında görüşleri tartışılacaktır. Konferansa katınla uzmanlar bu konuda görüşlerini dile getirecek ve çalışma gruplarında bu sorunlar ilişkin cevaplar belirlenecektir. Konular eğitim, kalifiye işgücü eksikliği, trafik ve konut sorunu olacaktır. Konferans tüm ilgilenenlere açıktır. Katılmak isteyenler migration@ unia.ch mail adresine veya posta ile Gewerkschaft Unia, IG Migration, Weltpoststrasse 20, 3000 Bern 15. Gewerkschaft Unia, IG Migration, Weltpoststrasse 20, 3000 Bern 15 adresine müracaat edebilirler. Unia üyelerinin masrafları sendika tarafından karşılanacaktır. Kısa Haberler olduğuna dikkat çekildi. İşkolunda hala bağlayıcı bir toplu iş sözleşmesinin olmayışı bu durumun ortadan kaldırılmasını engellemekte. Irkçılığa Karşı Koşu Aperto da başarılı Grev sonucu Son yıllarda sürekli olarak yapılan ve geleneksel hale gelen Irkçılığa Karşı Koşu etkinliğinin 11. si 30 Eylül tarihinde yapılacak. Zürih Kantonu Sendikalar Birliği, GBKZ, Kağıtsızlara Yardım Kurumu SPAZ ve İşçi Yardımlaşma Kurumu SAH tarafından düzenlenen bu etkinliğe katılmak için son müracaat tarihi 14 Eylül. Katılan her yarışçının 5 ila 15 Frank arasında bir başlangıç parası vererek katıldığı bu etkinlikle toplanan paralar SPAZ ve SAH tarafından göçmenler için düzenlenen çeşitli kurslar için kullanılacak. 30 Eylül de Zürih te Bäckeranlage ki tesislerinde yapılacak bu koşu ile ilgili ayrıntılı bilgilerwww. laufgegenrassismus.ch sitesinden veya sendika şubelerinden edinebilirisiniz. Düşük Ücret Çevre düzenleme veya bahçe düzenleme işkolunda çalışanların düşük ücretlerini protesto etmek amacı ile bu işkolunun her yıl düzenlenen fuarında Unia sendikası bir gösteri düzenledi. Bern yakınlarında ki Köppigen de öga fuarında, bu işkolunda çalışanlar arasında hala 3500 Frank tan az ücret alanların bulunduğu dile getirildi. Oldukça ağır koşullarda yapılan çalışmanın hala insanca bir yaşam için gerekli olmaması asgari ücret taleplerinin ne kadar haklı Thun tren istasyonunda ki satış Convenience Stores Aperto yerinde kötü çalışma koşullarına karşı yapılan grev başarı ile sonuçlandı. Grev sonucu çalışanlar ve sendika ile görüşmeyi kabul eden işveren, yapılan görüşmeler sonucu çalışanların çalışma süresinin kısaltılması, dinlenme araları ve fazla mesai zammının arttırılması gibi isteklerini kabul etti. İşyerini çalıştıran Alimentana Shop AG firması ile Unia sendikası arasında yapılan anlaşma çalışanlar tarafından son derece olumlu olarak değerlendirildi. İnşaatlarda Protesto 18 Haziran da Tessin Kantonunda inşaatlarda demir işçiliği yapan 150 civarında işçi işlerini bırakarak Bellinzona da bir protesto gösterisi yaptılar. İtalya sınırında giderek daha fazla işçinin komşu ülkeden getirilerek düşük ücretle inşaatlarda kendi işlerini yapmasını protesto eden işçiler, bu şekilde bir işkolunun giderek yok olduğunu, buna karşı kanton yönetiminin önlemler almasını istediler. Bu tür işçi çalıştıran firmalara iş veren inşaat sahiplerinin işçilerin ücretleri için bir garanti vermesi gerektiği çalışanların talepleri arasında yer almakta Ya şimdi ya hiç: CREDIT-now ile hayalleriniz çabucak gerçek oluyor no lu ücretsiz telefon hattını arayın ya da internet adresinden doğrudan sözleşme yapın. CHF tutarındaki bir kredi % 9.9 ile % 13.9 arasındaki bir efektif faizle 12 ay için CHF 521. ile CHF arasında toplam masraf yükü oluşturmaktadır. Yasal uyarı: Aşırı borçlanmaya neden olacağı durumlarda kredi verilmesi yasaktır (Haksız Rekabet Yasası UWG 3. md.) CREDIT-now, BANK-now AG, Horgen şirketine ait bir ürün markasıdır. CS_Ethno_INS_Merhaba_208x140_T_Geld_RZ1.indd :21