BİLGİ BİLİŞİM SÜRECİNDE BEYAZ VE MAVİ YAKALI İŞGÜCÜ GÖÇÜNÜN DOĞURDUĞU RİSKLER. Rıza SAM

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİLGİ BİLİŞİM SÜRECİNDE BEYAZ VE MAVİ YAKALI İŞGÜCÜ GÖÇÜNÜN DOĞURDUĞU RİSKLER. Rıza SAM"

Transkript

1 SOSYOLOJİ DERNEĞİ BİLGİ BİLİŞİM SÜRECİNDE BEYAZ VE MAVİ YAKALI İŞGÜCÜ GÖÇÜNÜN DOĞURDUĞU RİSKLER Rıza SAM VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi, Ekim 2009, Toplumsal Dönüşümler ve Sosyolojik Yaklaşımlar, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın.

2 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler BİLGİ BİLİŞİM SÜRECİNDE BEYAZ VE MAVİ YAKALI İŞGÜCÜ GÖÇÜNÜN DOĞURDUĞU RİSKLER Rıza SAM 1 Öz Bugün dünyada yaşanan hızlı değişmeler sürekli olarak dengelerin değişmesine neden olmaktadır. Her denge değişimi bazılarına yeni olanaklar yaratırken, bazılarını da çok ciddi risklerle karşı karşıya getirmektedir. Nitekim birçok ülkede iş ve emek süreçlerinde radikal değişim ve dönüşümlere gidilmesi sonucunda beklenilenin bir hayli üzerinde işgücü açığa çıkmıştır. Bu yeni üretim güçleri ve ilişkileri içerisinde neredeyse hiç kimsenin yeri garanti değildir. Bu durum, geleceğe yönelik endişeli bekleyişleri daha da arttırmaktadır. Özellikle yeni çalışma düzeneğinde bilgi gücüne dayalı vasıflı işçilerin talep edilmesi, bu niteliklere sahip olmayanlar için ciddi riskler oluşturmaktadır. Gerçi yeni teknolojiler ile yeni işler ve fırsatlar yaratılmaktadır, ancak bu sürece bir şekilde giren toplumlarda fırsatlardan daha fazla oranlarda yoksulluk ve yoksunluklar yaşanmaktadır. O halde insanlar böyle bir durumla her karşılaştıklarında yaşadıkları sıkıntıları aşmak için riske girmeyi göze almak durumundadırlar. Unutulmamalıdır ki, kaplumbağalar bile ancak başlarını kabuklarından çıkardıklarında ilerleyebilmektedirler. Kısaca, her ilerleme isteklerinde risk almaktadırlar. Bu anlamda yapılan çalışmada da bilgi bilişim sürecindeki sürekli gerileyen, yerinde sayan ve ilerleyen işgücünün ve işgücü göçünün doğurduğu riskler üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: risk, risk toplumu, mavi yakalı, beyaza yakalı, işgücü, işgücü göçü 1 Yrd. Doç Dr. Pamukkale Ünv. Sosyoloji Bölümü Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

3 Rıza SAM THE RISKS CAUSED BY WHITE COLLAR AND BLUE COLLAR MANPOWER IN THE PROCESS OF INFORMATION AND DATA PROCESSING Abstract Today, the rapid changes in the world permanently change the balance of the causes. Each balance changes, while creating new opportunities, people are brought face to face with very serious risks. Indeed, in many countries, business and labor in the process of radical change and transformation as a result of shortage of labor has emerged. In this new production forces and relations, almost no place is guaranteed. This further increases the expectations for the future worries. Mechanism based on new studies, especially about the power to require skilled workers, who do not have these qualities constitute a serious risk. Though new technologies creates new jobs and opportunities, a greater proportion of opportunities for entering the community are taking place at the poverty and deprivation. It should not be forgotten that, even turtles, when their heads are out of their shells, are able to move. In short, any improvement in demand is taking a risk. In this sense, the information in the study of informatics in the process of continuous decline, advances over the counting and the birth of the risks of labor as labor migration is emphasized. Key words: risk, risk society, blue collar, white collar, labor, labor migration 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 331

4 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler Giriş Bilgi bilişim sürecinde riske girmenin doğurabileceği riskleri aşmak suretiyle önüne çıkabilecek fırsatları gösterdikleri hünerlerle değerlendirenler ile riske girmemenin risklerinin baskı ve basıncını yaşayanların neden olduğu bir işgücü göçü yaşanmaktadır. Üretim sürecinde ve işin organizasyonunda yaşanan yapısal dönüşümler, böyle bir süreçte belirleyici bir rol oynamaktadır. Gerçekten de geçmişten farklı olarak günümüzde örgütlü bir üretim tarzından ziyade örgütsüz bir üretim tarzına geçilmiştir. Bireysel beğenileri dikkate alarak, böyle bir üretim tarzının öne çıkmasının temelinde kuşkusuz bilgi işçileri yani beyaz yakalılar yer almaktadır. Bilgi işçilerinin dominant bir konuma gelmelerine bağlı olarak, günümüzde yapısal anlamda köklü değişimlere tanık olmaktayız. Bu köklü değişmeler sayesinde bazı insanlar, yeni fırsatlar elde edip bunları değerlendirirken, bazıları da ellerindekilerden olabilmektedirler. Bu durum, yaşanan hızlı değişmeler karşısında belli bir donanıma sahip olamayan veya var olan donanımının değersizleştiğini görenler üzerinde ciddi gerginlikler yaratabilmektedir. Yaşanan gerginliklerden kurtulma isteği, insanları yeni arayışlara itmektedir. İşte bu yeni arayışlarda insan kaynaklarının işgücü göçüne dayalı olarak bazı riskler ortaya çıkabilmektedir. Duvarların yıkıldığı sınırların yok varsayıldığı, kısacası mekânların sonunun geldiği bir aşamada beyaz ve mavi yakalı işgücü göçüne dayalı olarak beliren riskler genel olarak işin ulusaşırı örgütlenişi, kentsel-toplumsal eşitsizliklerin yaşanması, üretilen yoksullaşma, kayıtdışı ekonomi, kültürel özgünlükten uzaklaşma ve toplumun yatay bir hareketliliğe maruz kalması sonucu yaşanan huzursuzluklar ve gerilimler şeklinde özetlenebilir. Yapılan çalışma, bu başlıklar özelinde ele alınıp değerlendirilecektir. Üretim Süreci ve İşin Ulusaşırı Örgütlenişi İçinde bulunduğumuz 21.yy da iş dünyasında küreselleşme ve küreselleşmeyle bağlantılı saçak ilişkiler ağı içerisinde baş döndürücü değişiklikler yaşanmakta ve bu değişimlere uygun olarak birçok yeni standart oluşturulmak durumunda kalınmaktadır. Yaşanan değişme, Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

5 Rıza SAM yenilik ve gelişmelere bağlı olarak oluşturulan her standart beraberinde yeni bir kuralı da dayatmaktadır. Bu kuralın gereklerini harfiyen yerine getirenler, rakipleri karşısında ciddi ölçüde avantaj ve üstünlük elde etmektedirler. Örneğin, Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA), Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve Çok Yönlü Yatırım Anlaşması (MAI) vb. ile yapılan ortaklıklar çerçevesinde desteklenerek yürütülen yeni ticaret kuralları, bazı şirketlerin rekabet güçlerini bir hayli yükselterek, onların, rakipleri ile olan mücadelelerinde bir adım daha öne geçmelerine ve üstünlük kurmalarına neden olmuştur. Bugün pek çok şirketin, üretim merkezlerini değiştirerek, dünyanın bir başka yerine gerek imalat sanayindeki üretim faaliyetlerini taşıyarak gerekse hizmetle ilgili faaliyetlerini bir başkasına yaptırarak bir anlamda yersiz-yurtsuzlaşmakta olduklarına ve adeta, dünyayı bir vatan ve bir pazaryeri algıladıkları ve görmeye başladıklarına tanık olunmaktadır. Anılan bu durum, şirketleri, benzer nitelikli ürünlerin artışına bağlı olarak maliyetleri daha da aşağı çekebilecekleri ve piyasayı ele geçirebilecekleri yerlerin tercihen nerede daha iyi olabileceği arayışına itmektedir. Bu nedenle, küresel ekonominin belirsizliği ve sınırsızlığı, şirket merkezlerinin bulunduğu ulus devlete duygusal bağlılığa hiçbir şekilde yer bırakmadan onları yurtsuzlaştırmaktadır. Günümüzde genel merkez nosyonunun kendisi yavaş yavaş yerini piyasanın asla uyumadığı, işin, yılın her günü, günün her saati yürütüldüğü bir geçişliliğe terk etmektedir (Ohmae, 2008: ). Ancak böyle bir tercih ulusaşırı şirketlere çok sayıda avantajı getirse de aynı şeyleri mavi ve beyaz yakalı işgücü için söylemek oldukça güç görünmektedir. Örneğin, Washington merkezli bir sivil toplum örgütü olan Public Citizen, bu konu ile ilgili olarak Nafta nın 1995 te yürürlüğe girmesinden beri, ABD şirketlerinin sürekli bir şekilde Meksika daki ucuz işgücü bölgelerine kaydığını ve ABD de yüzbinlerce işçinin işini kaybettiğini belgeleriyle ortaya koymuştur. Public Citizen, Blue Jeans üreticisi Guess Inc. i örnek göstererek Nafta öncesinde bu şirketin pazarladığı giysilerin %97 sini Los Angeles ta diktirirken iki yıl içinde bu oranın %35 e düştüğüne işaret etmiştir. Bu dönemde açılan şirket, beş di- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 333

6 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler kim fabrikasını Meksika ya, diğerlerini de Peru ve Şili ye taşımıştır. Bunun doğal sonucu ise, Los Angeles ta 1000 şirket çalışanının işini kaybetmesi olmuştur. Burada, Nafta yüzünden kaybedilen işlerin yüksek ücretli imalat işleri iken, yeni yaratılan işlerin düşük ve sendikasız işler olması, oldukça dikkat çekicidir. Bir anlamda Nafta, işyerleri taşınmayan Amerikalı işçilerin ücretlerini de olumsuz etkilemiştir. Bu işçiler şimdi saatte bir-iki dolara veya daha azına çalışan vasıflı ve eğitimli Meksikalı işçilerle doğrudan rekabet içinde kalmışlardır. Bunun sonucunda da ABD li işçilerin işverenleri karşısında pazarlık gücü bir hayli azalmıştır. Buna karşın Meksika da çalışarak yaşamlarını sürdürenlerin de pazarlık gücü yükselmemiştir. Kısaca, sınırın her iki yakasındaki çalışan işçilerin ekonomik koşulları kötüleşmiştir (Ellwood, 2003:59-60). Meksika örneğinde olduğu gibi imalat sanayi üretim faaliyetlerinin sınır dışına taşınması ve gerçekleştirilmesinde tercih edilen ülkelerden biri de Çin dir. Neden tercih edildiğini anlamak için bazı rakamsal karşılaştırmalar yapmak yeterli olacaktır. Örneğin, Çinli fabrika işçilerinin çok önemli bir kesimi en az ABD li işçiler kadar vasıflıdır. Bunun yanında, ABD deki bir işçinin ücreti dolar arasında değişirken, Çin de bu rakam 0,25-1 dolardır. Üstelik sendikalı da değillerdir. Denilebilir ki Çin, kümülatif ölçek büyümeleri, verimlilik avantajları ve işgücü üstünlükleri sayesinde dünyanın en ucuza alıp-satabilen ülkesidir. Çin in bu özelliği, tüm dünyada Çin Fiyatı denilen bir kavramın doğmasına yol açmıştır. Bu nedenle fiyat piyasalarında, ulaşılabilecek en düşük fiyatı kaç para diye sormak yerine, Çin Fiyatın kaç para diye sormak yaygınlaşmaya başlamıştır. Yani Çin Fiyatı, dünya pazarlarında bir malın satılabileceği en düşük fiyatı işaret etmektedir. Dolayısıyla Çin in emek-yoğun alanlardaki rekabet üstünlüğü, tüm markaların geliştirdikleri stratejileri altüst etmektedir. İşte böyle bir durumda, emtialaşma, yani bir ürünün birçok benzerinin ya da eşdeğerinin piyasada bulunmasıyla rekabet daha da kızışmaya başlamakta ve fiyat hassasiyeti önemli hale gelmektedir. Örneğin, Çin deki işgücü maliyetleri diğer gelişmiş ülkelere oranla kat arasında daha avantajlıdır. Ayrıca, fabrika inşasıyla makine teçhizat imalatı da %70 daha ucuzdur. Kısaca, hükümet teşvikleriyle Çin e offshore yatırımı yapmak pek çok birinci dünya şirketi için inanılmaz cazip alternatifler oluşturmaktadır. Nitekim çok sayıda firma, vergi ve diğer mali teşviklerle birlikte Çin deki fabrikaları Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

7 Rıza SAM nı fiilen bedavaya getirdiklerinden rahatlıkla bahsetmektedirler (Kırım,2007:31-54). Bununla birlikte yalnız imalat sanayinin faaliyetlerinin değil, aynı zamanda hizmet alanlarında da yabancı ülkelerde üretim yapmanın büyük bir hızla yaygınlaştığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Bu konuda da en ciddi ihracat gelirleri yaratabilmiş ülke Hindistan dır. Bugün Hindistan ın artık bir hizmet outsourcing cenneti haline geldiği söylenebilir. Yapılan hesaplamalara göre 2010 yılında Hindistan ın sadece bu alanda 100 milyar dolar ihracat gerçekleştirebilecekleri tahmin ediliyor. Ayrıca bu iş dikkate alındığında da Hindistan da maliyetleri, gelişmiş ülkelere oranla %60 daha aşağıya çekmek mümkündür. Örneğin 1999 da Hintli bir sistem analisti yılda dolar alırken, eşdeğer bir işi yapan Amerikalı nın yıllık ücreti dolardır; yine Hintli bir test mühendisi, yıllık dolar alır iken, aynı işi yapan Amerikalının yıllık ücreti dolardır. Vasıf düzeyi düşük elemanlarda ise, maliyet farkları çok daha büyük boyutlardadır (Kırım,2007:55-63). Dünyada bu gelişmeler izlenirken sadece gelişmiş ülkelerin iş organizasyonları ile ilgili stratejilerine bakılarak hareket edilmemeli, bilakis Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere de bu karşılaştırmalarda yer verilerek bir fikir edinilmeye çalışılmalıdır. Çünkü bu husus sadece gelişmiş ülkelerle sınırlı değildir. Başka bir ifade ile bu süreçten gelişmiş ülkeler yararlandıkları gibi gelişmekte olan ülkeler de yararlanmaktadır. Örneğin Türkiye de bir danışmanlık firmasının öncülüğünde bilişim sektöründe yatırımlara giren Doğuş, Sabancı, Çukurova ve Koç gibi holdinglerin bünyelerinde istihdam etmek üzere Hindistan dan bilgisayar mühendisi getirilir ve bu mühendisler talep ettikleri ücret olan aylık 1000 dolardan çalışmaya başlarlar. Danışmanlık firması bu mühendislerin arkasının daha da geleceğinden bahsetmektedir. Nedeni ise, üç yıllık tecrübeli bir Türk mühendisin aylık ücretinin dolar olmasıdır. Bunun devam etmesi durumunda Türk mühendislerinin gelirlerinin aşağıya çekilmesi beklenebilir (Bozkurt,2005: ). Bu ifadelerden hareketle gelişmiş ülkeler kadar, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin de daha fazla fason işlerle ilgilenebilecekleri düşünülebilir. Yani daha önceleri gelişmiş ülkelerden pahalıya ithal edilen ürünler, bu sefer belki %70 daha ucuzuna ya sınırın dışına taşınarak Çin gibi ülkelerde imal edilebilir ya da Hindistan gibi ülkelerde fason olarak üçüncü şahıslara yaptırılabilir. 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 335

8 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler Anılan durum kısa erimli olarak ülkeler ve şirketler için avantajlı kabul edilse de uzun erimli olarak düşünüldüğünde nitelikli işgücünün göçünün ciddi sıkıntılar doğurması kaçınılmazdır. Özellikle bu kaybı yaşayan ülkeler üretim dinamiklerinden yoksun kalacaklar ve bu açığı kapatmak için ithal işgücüne başvurmak zorunda olacaklardır. Eğer bir ülkede nitelikli işgücü bir şekilde tutulamamışsa orada nitelikli işleri yapacak ve maddi zenginliklere katma değer katarak kullanabilecek hiç kimse kalmamış demektir. Böyle bir durumda yönetimin de taşeronlaşması tehlikesi ve tehdidi belirir. Nitekim Hintli Enformasyon ve Teknoloji Bakanı Mabojan Hindistan gibi yoksul bir ülke ABD nin eğitim sistemini ve ekonomisini destekliyor (Bozkurt,2005:243), diyerek bu hususa dikkat çekmekte ve eleştirilerini ortaya koymaktadır. Bakanın endişelenmesinde haklılık payı vardır. Çünkü ABD de özel vize ile çalışan bilgisayar programcısı, mühendis, bilim insanı vb. işlerdeki bilgi işçilerinin sayısı ABD kongresinin desteği ile 2000 yılı verileri dikkate alındığında den bine yükseltilmiştir. Bu işçiler içinde Hintliler büyük bir çoğunluğu oluşturmaktadır (Ekin,2001:17). Bugün ise bu sayılar, durmak bir yana daha da katlanarak artmaktadır. Anılan bu süreç, nitelikli işgücünün göçüyle ilişkili olarak düşünüldüğünde asıl tehlikeli olanın, gelişmekte olanın geliştiremeyen etkisine karşılık gelişmiş olanın sürekli olarak kendini geliştiren etkisidir. Bugün gelişmiş olanın kendini sürekli geliştiren etkisine sahip olan ülkeler, dünyanın geri kalanını bu yolla kendilerine tabi kılmakta ve bu güce dayalı olarak oluşan güç eşitsizlikleri üzerinden bir güçler hiyerarşisini inşa etmek suretiyle kendi hâkimiyetlerini sağlama almış olmaktadırlar. Bu nedenle bazı ülkeler bir rekabet ortamında kendilerine üstünlük yaratacak adresleri doğru seçtikleri için büyük bazıları da bu doğru adreslerde kendilerine izin verildiği kadarıyla büyüktür. Yeni Kentsel Güç Merkezleri ve Kentsel Eşitsizlikler İşin, yeni üretim güçleri ve üretim ilişkileri çerçevesinde yeni teknolojiler ve finansal destekle birlikte ulus aşırı hareketliliği ve örgütlenmesi, bir taraftan yeni kentsel güç merkezlerinin yükselen bir değer haline gelmesini sağlarken, diğer taraftan daha önce önemli güç merkezi olan kentlerin güç kaybederek ciddi çöküş yaşamalarına dolayısıyla da içlerinin adeta bo Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

9 Rıza SAM şalmasına neden olmuştur. Bu nedenle bugün dünyada, sadece gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kentleri arasında değil, gelişmiş ülkelerin birbirlerine göre gelişmiş kentleri hatta bu ülkelerin kendi coğrafi sınırları içerisinde kalan gelişmiş kentleri arasında da çok ciddi güç ilişkilerine dayalı farklılıklara rastlanmaktadır. Bu farklılıkların temelinde şirketlerin, belli bir rekabet süreci içerisinde kendilerine sunulan güç ve üstünlük elde edebilecekleri fırsatları hiçbir engel tanımadan kullanmış olmaları, yer almaktadır. Bilindiği üzere, günümüzde en güncel teknolojik eğilimler, kendini, büyüklüğü azaltmaya yönelerek minyatürleşmeyle, bir tür kişiselleşmenin inşasıyla, artan oranda teknolojik bir bütünleşme yaratmayla, genel anlamda kabul görmeyi sağlayacak geçişliliği olan bir yayılmayla ve bireyin kendini kitleden uzaklaştırarak özerkliğini yaşayabileceği bir izlenimi duyumsayabildiklerinde gösterebilmektedir (Waters,1995: ). Bu anlamda birbirleriyle eklemlenerek bütünleşmiş teknolojiler, iş dünyası için beraberinde hem yeni korkuları hem de fırsatları getirmektedir. Kısaca, yeniliğe uyum sağlayamayan ve değişime meydan okuyamayan sektörlerin ölümü iş hayatının ayrılmaz bir parçasıdır. Yani her yeni teknolojik dalga, zamana direnemeyen kurbanlar yaratmakta ve hâkimiyet kudretini eline geçirenler de yerine geçebilecek olanların hemen yanı başında durduklarının farkındadırlar (Ohmae,2008: ). İş dünyası için çok önemli sayılabilecek bu gelişmeyi içinde bulunduğumuz dönemde daha da esaslı bir başka gelişme izlemektedir. Bu gelişme, gücün, finansal kurumlarda yoğunlaşmasından daha çok, yeni finans araçlarında ve piyasalarında görülen patlamalar ile birlikte küresel ölçekte finansal eşgüdüm alanında aşırı sofistike sistemlerin ortaya çıkışında kendini göstermiş olmasıdır. Sermaye birikiminin coğrafi ve zamansal esnekliği nin büyük ölçüde bu finansal sistem sayesinde gerçekleştirildiği ileri sürülebilir (Harvey,1997:221). Bu iki önemli gelişme şirketlerin, sürekli olarak kendilerini küçülterek işsizlik yaratmalarına, vasıflı ve vasıfsız olan işçileri üretim sürecinde yeniden tanımlamalarına, emek ve gözetim süreçlerini yoğunlaştırmalarına, detaylandırılmış bir eşgüdümü ve işbölümünde despotizmi arttırmalarına, farklı kültürel koşullar altında ortaya çıkmış olan farklı bedenler üze- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 337

10 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler rinden pazarlık ve değer tahsis etme biçimlerini zorla rekabete sokmalarına neden olmaktadır. Tüm bunlar ise, işçilerin coğrafi eşitsizlikler içerisinde değerlendirilmelerine katkıda bulunmaktadır (Harvey,2008: ). Bu değerlendirmeye daha yoğun olarak mavi yakalı işçiler dâhil olmakla birlikte beyaz yakalı işçiler de sektördeki hızlı değişim ve rekabete dayalı olarak yerlerinin sabit olmaması nedeniyle katılmaktadır. Başka bir ifadeyle değişken sermaye dolaşımları sürekli olarak yarattığı istikrarsızlıklar ile üretim, mübadele ve tüketim momentleri yoluyla inşa edilmiş dünyanın farklı pencerelerini birleştirmekte, dolayısıyla her işçinin bedenini tek bir bireyin kontrolü dışındaki bir dizi gücün pençesine teslim etmiş olmaktadır (Harvey,2008: ). İşte bu durum, Sennett in kamusal insanın çöküşü dediği şeyin gerçekleşmesine, yani bir kentin çöküşüne ve yok olmasına işaret etmektedir. Örneğin bir zamanlar endüstrileşme ve modernleşme süreçleri, üretici güçlerin yoğun olarak bir araya toplanmasını ve emek gücünün Manchester, Osaka ve Ditroit gibi fabrika kentler haline gelmiş merkezlere doğru kitleler halinde göçünü kışkırtır iken, bugün endüstrinin enformatikleşmesi ve hizmet üretiminin artan hâkimiyeti, üretimin böyle bir şekilde yoğunlaşmasını artık zorunlu olmaktan çıkarmış ve birçok durumda büyük ölçekler ayak bağı olmaya başlamıştır. Böylelikle daha önce devasa fabrikalara dağılmış olan üretimin ayağının kesilmesi sonucunda fabrika kentlerin içi boşalmış ve fabrika mekânı ortadan kalkmıştır. Bir bakıma yeni teknolojiler mesafelerin önemini azaltarak, üretimi, merkeze bağlı olmaktan çıkarmıştır. Ancak üretimin enformatikleşmesi her ne kadar mekândan bağımsızlaşmayı sağlamış olsa da emeğin pazarlık gücünü zayıflatmış ve işçileri giderek daha güvenilmez çalışma koşullarının içine itmiştir. Bununla birlikte imalatın coğrafi dağılımı giderek daha çok merkezleşen yönetim ve planlama talebi ile uzmanlaşmış üretim hizmetlerinde özellikle de finansal hizmetlerde yeni bir merkezleşmeyi de yaratmıştır. New York, Londra ve Tokyo bu yeni merkezleşmenin en açık örnekleridir. O halde, kültürel bir nüfus kayması ile birlikte endüstriyel merkezlerin gerilemesi ve boşalması, küresel kentlerin, daha doğrusu kontrol merkezi olan kentlerin yükselmesine denk düşmektedir (Hardt-Negri,2002: ). Fakat yaşanan bu süreç de mavi ve beyaz yakalı işçilerin dertlerine yeterince deva ol Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

11 Rıza SAM maktan çok uzaktır. Çünkü kentler, her nerede olursa olsun sistematik olarak bağımsız işgücü havzalarının yaratıldığı ve yeniden üretildiği yerlerdir ve bu yerler, hem birbirleriyle bağlantılı hem de kentsel mekân için rekabet eden çok sayıda ayrı ayrı haneyi bünyesinde barındırmaktadır. İşte bu nokta, yeni uluslararası işbölümüne dayalı olarak yaratılan istihdamın sadece üçüncü dünyadaki kırsal yerelliklere ihracını değil, ayrıca bir ölçüye kadar birinci dünyadaki kırsal yerelliklere de ihracını gerektirmiştir (Urry,1999: ). İşlerin ve iş yönetiminin gittikçe taşeronlaştığı böyle bir yapılanma içerisinde özelikle de uygulanmakta olan geçimlik ücret kampanyaları, ırk, toplumsal cinsiyet ve sınıf ile ilgili kaygıları, kent düzeyinde sorun yaratıcı şekilde birleştirmekte (Harvey,2008:162) ve önü alınamaz hale getirmektedir. Bir anlamda buraları her ne kadar icat edilmiş memleket ya da kentler olsalar da yersiz yurtsuzluğun, yer olmayanların, yalnızlığın, sessizliğin, yabancılaşmanın ve gelip geçiciliğin hüküm sürdüğü iç karartıcı mahaller (Tomlinson,2004:153), olmaktan kendilerini kurtaramamaktadır. Kısaca, yenidünya düzeninin bu örgütlenme biçiminde her ne kadar ağların iktidarında hareket edilse de bir zamanlar alabildiğine verimli bilgi alışverişlerinin beşiği olan kentlerde bugün hem çalışma hem de çekidüzen verilmiş uzamdan gittikçe uzaklaşılmakta ve karşılıklı bağımlılık yok olmaktadır (Laborit,1990:142). Başka bir ifade ile yeni denge arayışında küçülerek başka yerlerle bağlantıya geçip büyümeyi düşünenler, aslında her hamlelerinde kendilerini yok etmektedirler. Örneğin bugün Türkiye de umduğu desteği ve itibarı görmeyen bazı şirketler, kendilerine her türlü desteğin verildiği ülkelere yatırım yapmaya davet edilmektedirler. Makedonya, Azerbaycan ve Çin bu ülkeler arasındadır. Bu nedenle kendi üretim gücünü elinde tutamayan yerler, boşalmaya ve yok olmaya mahkûmdur. Bunun anlamı ise, bir başka yerin dolması ve var olmasıdır. Esnekliğe Dayalı Yaratılan İstihdam Alanları ve Üretilen Yoksulluk Yeni üretim araçları ve üretim ilişkileri günümüzde emeğin gittikçe soyutlaşmasına uygun bir zemin hazırlamıştır. Bu soyut emek gücü, şirketlerin ve ülkelerin birbirleriyle olan rekabetinde önemli bir anahtar sayılmaktadır. Ancak bu güç, üretim sürecinde sürekli dışlayıcı etkisi ve rekabet sürecindeki ikame edilebilirlik özellikleri nedeniyle hem mavi hem de beyaz yakalı işgücü üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Böyle bir etki karşısında işçiler, daha önce sorumluluk alanında olmayan şeylerin sorumluluğunu almaya zorlamaktadır. Özel- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 339

12 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler likle işçilerin tüm günlerinin zaman mefhumu olmaksızın çalışmayla doldurulması bunun en açık göstergesidir. Bugün, emeğin en önemli koşullarından biri, onun, ölçü dışı işlev görerek ölçü dışı etkinlik üretmeye başlamış olmasıdır. Bunun bir bakıma, doğrudan doğruya bilgi, duygulanım, bilim ve dil güçleri tarafından harekete geçirilen bir toplumsal kuvvet olduğu ileri sürülebilir (Hardt-Negri,2002:364). Bu bakımdan günümüzde emeğin genel anlamda toplumsallaşması söz konusudur ve bu da beraberinde değerin soyutlaşmasını getirmektedir. Buna göre, toplumsal sermaye birikimi, emeğin değerini soyutlaştırdıkça ve onu, kendi gücünün ölü maddesi halinde tahkim ettikçe, sürekli olarak daha da büyümekte ve daha antagonistik bir yapı kazanmaktadır (Hardt-Negri,2003:96). Bu durum, kapitalist için soyut emeğin neden hayati önem taşıdığına da işaret etmektedir. Çünkü kapitalist için emek gücünün değerinin kendisi, toplumsal olarak kurulmuş bir siyasal ve ekonomik uzam zamansal pratikler dünyasında değerin gerçekleşmesi şartına bağlı bulunmaktadır. Bu şartın varlığı, işçinin piyasada ve üretim mekânında elde edebileceği değeri sınırlamaktadır. Dahası emek gücünün emek piyasalarında mübadelesinin koşulları, hem sistematik önyargılar yüzünden hem de yedek sınaî işgücü ordusunun seferber edilmesi yüzünden sınırlıdır (Harvey,2008: ). Kaldı ki, emek süresinin zenginlik ölçüsü olarak ele alınması da zenginliğin yoksulluk üzerine temellendirilmesini ve onun artan süresiyle karşıtlık içinde ve bu karşıtlık sayesinde var olmasını ön varsaymaktadır (Marx,1979:657). Bu ifadelerden hareketle, esnekliğe dayalı olarak yaratılan istihdam alanlarında sürekli bir yoksulluğun üretildiği sonucuna ulaşılabilir. Çünkü esneklik, çalışanları boyun eğmeye, sömürüyü zorla kabullenmeye zorlama amaçlı, genelleştirilmiş ve sürekli bir durumun kurumsallaşması üzerine kurulu yeni bir tür egemenlik biçimine kayıtlı bulunmaktadır. Anılan bu durum, tüm çalışanlar arasında üretim alanının çıkar yoluyla yönlendirilmesi ile rekabeti yerleştirerek direnişi kırmakta ve doğal yoldan kendini aklamaktadır. Bu sayede akılcı güvensizlik yöntemi, çağrışıma dayalı olarak sürekli devreye sokulmaktadır. Esnekliğin ve geçiciliğin ürettiği bu söz dinler düzenlemeler, sayıları azalan çalışanlar ile sayıları giderek artan çalışmayanlar arasındaki bölünmeye dayalı ve giderek daha başarılı olan bir sömürünün ön koşulları Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

13 Rıza SAM nı da yerine getirmiş olmaktadır (Bourdieu,2006:73-74). Kısaca, geleceğin işletmelerinin kurumsallaştırılmış geçiciliği, iş örgütlenmesi ve yaşam biçiminin temeli haline gelmektedir (Bourdieu,2006:120). Böyle bir istihdam biçimi ise, sadece asgari ücret ödenerek ve çoğunlukla sağlık, sigorta ve emeklilik primleri ödenmediği için haftalık bazda daha da düşük bir ücret anlamına gelen geçici sözleşmelere ağırlık vermek suretiyle sayıları giderek artan çalışan yoksullar üretmiştir. Bir başka ifade ile tam istihdamlı oldukları halde gelirleri resmi yoksulluk sınırının altında kalan birey ve ailelerin varlığı söz konusudur. Böyle bir emeğin değerinin belirlenmesinde ırkçı ve toplumsal cinsiyetçi kurguların başrol oynaması da ayrı bir problem kaynağıdır (Harvey,2008: ). Özelikle normal bir yaşamda kabul edilen her şeyden mahrum kalanlara istedikleri düzeye gelemedikleri, güçsüz ve yetersiz oldukları için (Bauman,1999:60), adeta yokmuş gibi davranılmaktadır. Bu ise, bir kişinin ekonomi hiyararşisindeki yerinin statü hiyerarşisindeki yerini belirlediğine işaret etmektedir. Bu anlamda, ekonomik olarak dezavantajlı konumda olmak insanların damgalanmasında yeterli bir sebep olarak görülmektedir (Kymlicka,2006:462). Nitekim bugün, iş dünyasında var olan cinsiyet ayrımcığının üstesinden gelinememiş olması bu iddiayı fazlasıyla doğrulamaktadır. Çünkü hem kayıtlı hem de kayıt dışı sektörlerde esnekleşmenin nasıl olacağı ve yorumlanacağı cinsiyet ayrımcılığı ile belirlenmektedir (Munck,2003:145). Özellikle hem birinci hem de üçüncü dünya ülkelerinde işlerin bazı işletmelerce fason olarak düşük ücret karşılığında yaptırılması sonucu, genelde kadınlar özelde ise, azınlık grupları içerisinde değerlendirilen kadınlar ile gerçek anlamda evdeki üçüncü dünya oluşturulmuş oluyordu. Böyle bir örgütlenme, işçi sınıfı içindeki etnik kadınların aşırı sömürülmesi anlamına geliyordu. Çünkü iş bulmaları ve genel emek piyasasında güçlü bir ayrımcılık ile karşı karşıya kalmaları nedeniyle çoğu kadın çok uluslu şirketlerin taşeronluğunu yapan küçük girişimlerde bulunmak zorunda kalmaktaydı. Geleneksel olarak bu tür işler kadın işi olarak görülmekteydi ve kadınların kapasitelerine uyarlanıyordu. Bu nedenle de ücretlerin düşük olması olağan sayılıyordu. Ayrıca, genel iş piyasasında karşılaştıkları ayrımcılık yüzünden etnik girişimler dışında çalışmaları imkânsızdı. Genellikle çevre piyasasında düşük ücretli ve geçici işlerde çalışmaya mahkûmdular. Bu haliyle kadınların aşırı sömürünün kurbanları hali- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 341

14 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler ne geldikleri söylenebilir (Schnapper,2005: ). Bu durum bir anlamda, kadınların neden beyaz yaka sektöründe bir alt sınıf olarak kaldıklarını da açıklamaktadır (Giddens,1999:372). Burada yaşanan sorun, kendini daha çok üretimin enformatikleşmesine ve soyut emeğin ortaya çıkışına bağlı olarak emek süreçlerinde gerçek anlamda bir homojenleştirme yaratmasında göstermektedir. Yani bilgisayarlaşma somut emeğin homojenliğini bir hayli arttırmıştır. Bu da işçinin giderek emeğin nesnesinden daha fazla kopmasına neden olmuştur (Hardt-Negri,2002: ). Bunun sonucunda ise, soyut emeğin piyasaya artan oranda yayılmaya başlamasıyla genel emeğin durumu daha güvencesiz hale gelmiştir. Özelikle iş zamanı ve iş dışı zaman arasındaki ayrım gittikçe bulanıklaşmış ve iş gününün genişlemesiyle sabit uzun süreli sözleşmelere bağlı kalınmadan yaşamın tamamı çalışmayla doldurulmuştur (Hardt-Negri,2004:84). Kısaca, soyut emek her ne kadar egemen hale gelse de işleri, ne keyifli ne tatminkâr hale getirmiş ne de işyerindeki hiyerarşiyi veya emek piyasalarındaki kutuplaşmayı ortadan kaldırmıştır (Hardt- Negri,2004:126). Bunun nedeni ise, daha çok yeni işletmelerin moleküler yapıda olması, birey temelli inşa edilmeleri ve beyaz yakalı bilgi işçilerinin kendi başına bir iş birimi olarak faaliyet göstermelerinden kaynaklanmaktadır (Akın,2001:62). Ancak buna rağmen bu iş kolunda olanlar için bile işlerin örgütlenme ve rutinleşme sürecinde kariyer yapma olanakları kısmen kapanmaya başlamıştır (Giddens,1999:373). Çünkü yoğun bir rekabet sürecinde ikame edilebilir durumların yarattığı baskı ve basınç, çok sayıda işçinin pazarlık gücünü eritmektedir. Bu da çalışma koşullarının pazarlıkla belirlendiği zaman dilimlerinde işçilerin daha düşük ücretle çalışmaya razı olmaları anlamına gelmektedir (Rodrik,1997:319). Bu nedenle dünyadaki bütün sanayileşmiş ülkeler, gittikçe daha fazla işletme tarafından yapılan yatırımların, dünya çapındaki para ve iş piyasalarına yönlendirilmiş olmasından ciddi rahatsızlık duymaktadır. Bu rahatsızlığın en önemli değişkenleri, bir yandan hızlı gelişme ve verimliliği arttıran yeni teknolojilerin yaygınlaşması, öte yandan ise, fazlasıyla ucuz iş gücü rezervlerinin hızla artmasıdır. Bir başka ifade ile küresel üretim ilişkileri, dramatik bir biçimde iş sorunlarının ana kaynağını oluşturmaktadır (Habermas,2002:30). Çünkü karlılık ile işsizlik el ele gitmektedir. Bunun yaratmış olduğu sıkıntı ise, bugünün zen Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

15 Rıza SAM ginlerinin bu yolla, Rees in el konulmuş taşıma kapasitesi olarak nitelendirdiği yani yoksulların kaynakları ile yaşıyor olmalarıdır (Ellwood,2003:85). O halde bu sistem devam ettiği sürece zenginler, geleceği düşünmeden ihtiyaç duydukları daha fazla devamsızlık ile gelip-geçicilik temelinde bir şimdinin içinde yaşayacaklardır (Eagleton,2004:189). Böyle bir durumda beliren asıl tehlike ise, sömürülerek yoksul bırakılanların, sömürenlerin gözünde giderek kötüleşen imgelerini bertaraf etmek bir yana daha da içselleştirmeleri ve kendini küçük görmeyi kabul ederek küçük görene hayranlık duymaya başlamalarıdır (Schnapper,2005:243). Ne yazık ki, böyle bir kölelik mantığı bütün toplumun geleceğini ipotek altına almaktadır. Marjinal Sektörler ve Kayıtdışı Ekonomi Yenilik teknolojilerine dayalı üretim ilişkileri, sürekli yüksek düzeyde vasıf gerektiren işgücüne ihtiyaç duydukça ve bu gücü temin ettikçe vasıfsız, yarı vasıflı hatta kimi vasıflı olan işgücü üzerinde bir değersizleştirme yarattığı gibi çoğu kez onu patolojik hale getirmektedir. Dolayısıyla belli bir iş kolunda katma değer yaratamayacak ve fonksiyonel olamayacak olan işçiler, her fırsatta işin merkezinden uzaklaştırıldıkları kadar bu merkezin dışında da çalışmaya zorlanmaktadır. İşin merkezinde çalışmaları engellenen veya bu merkezin dışında çalışmaya zorlananlar, bir şekilde yaşamlarını sürdürebilecekleri sektörlerin arayışına girseler de marjinal sektörlerin dışında bu şansı yakalamaları pek mümkün olmamaktadır. Çünkü bir ülkede aşırı üretimin yarattığı kapasite fazlalığı buna hiçbir şekilde izin vermemektedir. Bu bakımdan kapasite fazlası sorununu yaşayan ülkelerin mal üreten sektörlerinde yatırım fırsatlarının zayıflaması kaçınılmaz hale gelmektedir. Çünkü bilgisayarlı robotlar ve otomatik montaj hatları, bir taraftan işçilerin yerine yeni teknolojileri ikame ederken, diğer taraftan da fabrikaların ürettiği malları satın alabilecek insan sayısını son derece azaltmaktadır. Bunun yanı sıra işini kaybetmeyenler de diğer yerlerdeki daha ucuz insan gücü nedeniyle ücretleri üzerinde artan bir baskı ve basınç hissetmeye başlamaktadır. Bu his, rekabet edebilme itkisi ile birleştiğinde dibe doğru daha bir çetin yarışa dönmekte ve işini kaybetmeyenlerin ücret- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 343

16 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler leri artmak yerine giderek düşüşe geçmektedir (Ellwood,2003:91). Böyle bir sürüklenişte aşırı üretimin yarattığı asıl tehlike kendini daha çok deflâsyon şeklinde göstermektedir. Nitekim günümüzde yüksek işsizlik oranlarının görüldüğü ülkelerde deflasyonist ekonomi politikalarının varlığı da (Thernborn,1986:78), bu anlamda ne şaşırtıcı ne de tesadüfidir, denilebilir. Ancak bu deflasyonist baskıdan daha ciddi bir sorun vardır. Bu sorun da, örgütlenmiş işgücünün ciddi zararlar görmesine karşın örgütlenmemiş kapitalizmin gelişimini kolaylaştıran ve kapitalist küreselleşmenin bir bileşeni olarak, kayıtlı ekonomideki dinamizm eksikliği, kamu sektörü istihdamında küçülme ve işgücü piyasalarının esnekleşmesi sonucu, bir tür kayıtdışı veya kayıtdışılaştırma şeklinde karşımıza çıkmaktadır (Munck,2003:142). Başka bir ifade ile emeğin kendisi diğer süreçlerle birlikte ne kadar esnek bir hal alırsa, bunun kayıtdışılama anlamına gelmesi de o kadar artar, denilebilir. Örgütsüz kapitalizmin neden olduğu bu özel durum, bazı bilim insanlarınca Brezilyalılaşma olarak da nitelendirilmektedir. Bununla bir anlamda, Brezilya ve güney ülkelerinin çoğunda genelleşmiş bir özellik haline gelen istihdam yapısına, yani kayıtdışı ve istikrarsız çalışma biçimlerinin hâkim olduğu yapıya doğru bir gidiş anlatılmaya çalışılmaktadır. Sermayenin dilediğinde sömürebildiği bütünleşmiş bir emek piyasasına dönüştürdüğü bu yapı günümüzde ne yazık ki genele yayılmış durumdadır. Bu haliyle Brezilyalılaşma, kuzeyin üçüncü dünyalaşması olarak nitelendirilebilir. Kısaca, dünya işçileri için düzensiz olan çalışma koşulları, küreselleşme süreci ile birlikte daha da düzensizleşmiş ve genele yayılmıştır (Munck,2003:18-19). Patolojik bir hal alan bu durum, kentlerde hayatını bir şekilde devam ettirmek üzere gelen insanların emek arzları örgütlü olanakları aştığı sürece durmak bir yana daha da devam edeceğe benzemektedir. Çünkü marjinal kesimin hizmetlerine olan talebi, kentlerdeki örgütlü işgücünün büyüklüğü belirlemektedir. Yani örgütlü işgücü ne kadar büyükse, marjinal kesimin hizmetlerine doğacak talep de o kadar büyük olmaktadır. Bunun anlamı, kentlerde marjinal kesime katılmak için bekleyen emek arzının, yaratılan iş olanaklarından sürekli olarak daha fazla olmasıdır. Bunun yanı sıra kent nüfusunun yoğun oluşu da marjinal kesimin bir o kadar büyüme nedenidir. Hal böyle olunca, gecekonduların bir çığ gibi büyümesi Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

17 Rıza SAM (Tekeli-Gülöksüz-Okyay,1976: ) ve pazar ilişkileri içerisinde konumunun marjinalleşmesi (Karpat,2003:76), kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim bugün kentlerin köyleşen kentler haline fazlasıyla gelmiş olması da bu ifadeyi doğrulamaktadır. Bu ifadelerden hareketle her ne kadar küreselleşme süreci ile birlikte birtakım fırsatlar yakalansa da az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hatta ileri ülkelerin geri kalmış bölgelerinin marjinalleşme tehdidi ile sürekli karşı karşıya kaldıkları (Shorth,1999.6), rahatlıkla söylenebilir. Kuşkusuz bu süreçte genelde işçi sınıfı özelde ise, etnik azınlıklar en büyük marjinal grubu oluşturmaktadır (Schnapper,2005:366). Sonuç itibariyle sömürünün had safhalarda yaşandığı böyle bir düzenleme ve düzenek içinde herkesin aşina olduğu marjinallik olgusu, toplumsal durumumuzla ilgili birçok farklı ve çoğu kez aykırı şebekelere ait olduğumuz kadar bütünüyle hiçbirine ait olmadığımız bir yönümüzü (Gray,2004:285), ortaya çıkarmıştır. Şimdi bu bahsi, melez desenler üzerinden özden uzaklaşmalar başlığı altında irdelemeye çalışalım. Melez Desenler Üzerinden Özden Uzaklaşmalar Nasıl ki, emeğin gittikçe soyut hale gelmesi ile yaygın halde bir homojenleşme yaşanmışsa, küresel ağların iktidarında da kültürel akışlar uzamına bağlı olarak kültürlerin bir meta haline geldiği ya da cisimleştirilerek türdeşleştiği bir durum da ortaya çıkmıştır. Bu husus, toplumların kendi kültür dinamiklerine bağlı bir biçimde ne orijinal olabilecekleri ne de kültürel anlamda üretkenlikte bulunabilecekleri bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çünkü böyle bir gelişme, ulus devlet ve ulusal kalkınmacılık düşüncesine bir hayli ket vurmaktadır. Bu nedenle küreselleşme hadisesine, sadece bir farklılığın canlanması anlamında değil, bilakis farklılaşmış eğilimlerle türdeşleşmiş eğilimlerin karmaşık bir karışımı olarak bakmak gerekir (Waters, 1995: ). Çünkü küresel kapitalizm, hem kültürel türdeşliği ve kültürel ayrışıklığı teşvik etmekte hem de bunlar tarafından belirlenmektedir. Dolayısıyla küresel kapitalizm farklılığın ve çeşitliliğin üretimini ve bunların sağlanmasını esas alarak, mikro pazarların büyüyen çeşitliliğine giderek tam anlamıyla dâhil olan çağdaş kapitalizmin zorunlu bir bileşeni olarak kendini sunmaktadır (Robertson,1999:280). Böyle bir sunumda ise, hib- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 345

18 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler rid ya da diğer adıyla melez olan unsurlar, karışımın içindeki bileşenlere göre bir farklılık kazanmaktadır. Kısaca, bir taraftan tabi olmanın diğer taraftan da merkezin etkilerini azaltan veya hâkimiyetin yönünü sorgulayan hibrid veya melez etkiler bulunmaktadır. Fakat her halükarda egemen konumda olanın ölçütleri, hibridliği belirlemektedir (Aslanoğlu,2000: ). Örneğin bugün sömürü ve yönetimin taşeronluğuna bağlı olarak yaratılan yeni uluslar arası işbölümü hem üçüncü dünyadaki kırsal yerelliklere hem de birinci dünyadaki yerelliklere ihraç edilmektedir (Urry,1999: ). Bunun en açık etkilerini, bir karşılaşma ve aynı zamanda bir karışım mekânı olan kentlerde olduğu kadar, onların hinterland alanlarında da görmek mümkündür. Buradaki sıkıntı ise, birbirinden farklı zaman-mekân düzenlemeleri içerisinde ve yine bu düzenlemelerde kendisini fazlasıyla gösteren birbirinden farklı güç dengeleri üzerinden melezlemeler aracılığı ile hegemonyanın sadece üretilmesinin değil, bilakis onun, yeniden şekillendirme sürecinde de (Tomlinson,2004:201), toplumlar üzerinde bir baskı ve basınç unsuru olarak kullanılmış olmasıdır. Nitekim bu konuyla ilgili olarak Appaduraie inin de ulus-devletin varlığını ve onun sınırlarını sorgulaması oldukça anlamlıdır, denilebilir. Çünkü bu süreç, hiçbir ulusun kendine ait olabilecek özgün değerleri ve hisleri yaşamasına izin vermemektedir. O halde, kendi gibi olamayan ve hareket edemeyen bir başkası haline gelmiş demektir. Bu da onun kimliğini sorunlu hale getirmektedir. Anılan sorunun boyutlarının ne düzeyde olduğunu anlamak için dükkânların, atölyelerin, şirketlerin ya da grupların kendilerini ifade etmek amacıyla kullandıkları tanımlayıcı tabelalardaki tanımlayıcı olmayan isimlere ya da ifadelere bakmak yeterli olacaktır. Yatay Hareketlilik ve Yatay Toplum Günümüzde, üretimin birbirinden farklı birimler ile enformatik hale gelmesine bağlı olarak toplumdaki yatay ve dikey hareketlilikler yerini yatay hareketliliğe bırakmıştır. Yenidünya düzeninin örgütlenme biçiminde insanların statülerini daha yüksek düzeylerde yaşama olasılıkları neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu yeni yapılanmada büyük bir çoğunluğun, genellikle ya fiziki-coğrafi olarak göçe dayalı bir hareketlilikleri ya da kişilerin hayatlarında kök Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

19 Rıza SAM lü bir değişime neden olması mümkün olmayan daha önce yaptıkları iş veya mesleklere denk gelebilecek alanlara yönelik geçişleri söz konusu olacaktır. Kısaca, toplumda çok-az sayıda bir azınlık sivrilme imkânı bularak kariyer yapma fırsatını yakalarken, diğerleri, türdeş bir biçimde ve korku içinde geleceğe öğrenilmiş çaresizliklerinden bakmak zorunda kalmaktadır. Bu husus, sınıf olgusunu da değersizleştirmekte hatta ortadan kaldırmaktadır. Böyle bir gelişme, toplumun önemli sayılabilecek derecede riskleri bünyesinde barındırdığına işaret etmektedir. Nitekim bugünün yenidünya düzeninin dengeleri içerisinde kendilerini bir şekilde sunan risk toplumları, kendi içlerinde modern sınıfları ne barındırmakta ne de buna kendilerini açmaktadırlar (Beck,1992: ). Öyle ki, bugün sanayi proletaryası dahi bu gelişmelerin sonucunda önemli bir siyasal gerçeklik olmaktan çıkmıştır (Shutt,2004:197). Denilebilir ki, bu süreci yaşayan toplumların sosyal yaşamları yeni filizlenmekte olan uzman kurumlarca ve onların ekiplerince gerçekleştirilmektedir. Başka bir ifade ile anılan toplumlarda riskin niteliği, ortaya çıkışı ve yönetimi belirtilen bu uzman grubun elindedir (Turner,1994: ). Böyle bir durum, küçük bir azınlığa ciddi avantajlar sağlarken, gittikçe genişleyen çoğunluk bu avantajlardan mahrum bırakılmaktadır. Kuşkusuz, bu sürecin bu şekilde yaşanılmasında Neoliberal politika ve ideolojiler belirleyici bir rol oynamıştır. Çünkü bu politika ve ideolojiler, bir taraftan sermayeyi tüm sosyal ve kamusal kısıtlamalardan kurtarırken, diğer taraftan da emeğin hakları üzerindeki her türlü sosyal korumayı kaldırmışlardır (Munck,2003:26). Bu yönüyle Neoliberalizm, sermayenin küresel hareketini ve onun kar etmesini en çok kolaylaştıran devlet düzenlemesi biçimidir, denilebilir. Nitekim Neoliberal politikaların temel bir ayağı olan özelleştirme, bir devlet tarafından kendiliğinden uygulanmadığı durumlarda IMF gibi ulus üstü kurumlarca dayatılmaktadır (Hardt-Negri,2004:269). Örneğin bu konuyla ilgili olarak bazı Avrupa ülkelerinde emekçilerin ücretlerinin sınırlanması politikalarının desteklenmesi eğilimine girilmesi ve bunun da bir şekilde kitlesel işsizlikten kaçınmanın bir yolu olarak sergilenmeye çalışılması oldukça anlamlıdır (Shutt,2004:196). Bütün bunlar ise, toplumu daha fazla yataylaştırmakta ve toplum daha fazla yatay hale geldikçe tiranlığın kendisi de modern bir diktatörlük gerçekliğini kazanmaktadır (Fried- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 347

20 Bilgi Bilişim Sürecinde Beyaz ve Mavi Yakalı İşgücü Göçünün Doğurduğu Riskler man, ). Böyle bir yapı ve yapılanmada hoşgörüsüzlük, nefret ve saldırganlıklar yatay toplumun hastalıkları olarak kendini göstermektedir. Bu hastalıkların her biri, modern teknolojiler ve iletişimle karıştırıldıkları anda, bir dehşetin de yeryüzüne salınması kaçınılmazdır (Friedman,2002:218). Çünkü kendi varlığı üzerinden özgün bir şeyler üretemeyenlerden geriye kriz bırakmaktan başka bir şey kalmamaktadır. Nitekim günümüzün yatay toplumunda yatay hareketlilik içinde bulunma zorunluluğunda olanlar, arzu edilmeyen bu olumsuzlukları hem yaşamakta hem de yaşatmaktadırlar. Sonuç İçinde bulunduğumuz yüzyıl bilgi bilişim sektörleri ve bu sektörlerin kullandıkları araçların neden olduğu etkilerle hem karşılıklı kompleks nitelikte bağımlılık ve bağlılıkların hem de ayrılıkların veya ciddi kırılmaların eşzamanlı yaşanmasına uygun bir zemin hazırlamaktadır. Sürekli süreksizliklerin yaşandığı bu süreçte çok hızlı ani yükselme ve düşüşlere tanık olunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin kendini geliştiren etkileri açısından bu durum, krizleri fırsata dönüştürdüğünden bir sorun teşkil etmemekle birlikte aynı şeyler, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için söylenemez. Çünkü az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kendini geliştiremeyen etkileri bulunmakta ve bu etki onları, yenidünya düzeninin güç ilişkileri içerisinde daha tabi bir konuma getirmektedir. Bu konumun daha patolojik bir hal alması durumunda ise, neredeyse bir ülkeyi savaş yapmadan dahi teslim almak mümkün olabilir. Özellikle zaman zaman pek çok şirketin maliyetinin bir hayli altında el değiştirmesi, parçalanması veya başka şirketlerle yatay, dikey ve çapraz bir tekelleşme ilişkisi içerisine dâhil edilmesi, bir bakıma teslim almanın farklı açılımları ya da izdüşümleri olarak düşünülebilir. Çünkü bu sürecin yaşandığı ülkelerde bazı şirket ve sektörlerin, kayıtdışı işlerle yoğun bir biçimde ilgilenmeleri sonucu denetimsiz bir güç elde etmeleri ve kanundaki boşluklardan yararlanarak kanunsuzluğu adeta özendirmeleri söz konusudur. Böyle bir düşüncenin kanıksanması ise, köşe dönmeciler ile işini bilip işe gitmeyenlerin sayısını bir hayli arttırmaktadır. Bu bakımdan üretimde bulunmadan var olanı sürekli tüketen bir yaklaşımla hareket etmek kriz yaratmak anlamına gelmektedir. Bu mantığın uluslararası ölçekte ürünlerin, ih Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER Onur BAKIR MSG Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Giriş Bu çalışmanın amacı, Türkiye de tarımsal istihdam alanında 1980 den bugüne yaşanan dönüşümü temel

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ T.C. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi vturker@marmara.edu.tr 2.DERS İnsan Kaynakları Yönetiminin günümüz organizasyonları için önemi 21. YÜZYILDA REKABETİN DİNAMİKLERİ KÜRESELLEŞME

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1 İşgücü Piyasasında Gelişmeler: 04-06 Döneminde lar ve lerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? KEİG Platformu Türkiye de kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranları benzer gelişmişlik seviyesindeki

Detaylı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ (Taslak Rapor Özeti) Faruk Aydın Hülya Saygılı Mesut Saygılı Gökhan Yılmaz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 5. Hafta: Kitle Örgütlenmesinin Krizi ve Endüstri Sonrası Dönüşüm

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 5. Hafta: Kitle Örgütlenmesinin Krizi ve Endüstri Sonrası Dönüşüm CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 5. Hafta: Kitle Örgütlenmesinin Krizi ve Endüstri Sonrası Dönüşüm UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki,

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1 ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1- Genel Olarak Bir ekonominin başarı ölçütlerinden birisi de istihdam yaratma kapasitesidir.

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

Bölüm 3. Dış Çevre Analizi

Bölüm 3. Dış Çevre Analizi Bölüm 3 Dış Çevre Analizi 1 2 Çevre Analizi Ç E V R E A N A L İ Z İ D I Ş Ç E V R E İ Ç Ç E V R E Genel / Uzak Dış Çevre Analizi Sektör / Yakın Dış Çevre Analizi İşletme İçi Çevre Analizi Politik Uluslararası

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Türkiye Đşçi Sendikaları Konfederasyonu KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Ankara Amaç Türkiye de kayıt dışı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. Ülkede son verilere göre istihdam edilenlerin yüzde

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Esen Çağlar, Ozan Acar, Haki Pamuk Mart 2007 2001 krizinden günümüze Türkiye ekonomisinde iki önemli yapı değişikliği birlikte yaşanmıştır. Bir yandan makroekonomik

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM

BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM Prof. Dr. Yusuf ALPER 1. GENEL OLARAK İSTİHDAM Ekonomik faaliyetin toplumsal açıdan en önemli ve anlamlı sonuçlarından birini, yarattığı istihdam kapasitesi oluşturur.

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

Toplam Erkek Kadin 20 35.9. Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

Toplam Erkek Kadin 20 35.9. Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu Doğu Avrupa, Orta Asya ve Türkiye de İnsana Yakışır İstihdamın Geliştirilmesi Alena Nesporova Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktör Yardımcısı Uluslararası Çalışma Ofisi, Cenevre Sunumun yapısı Kriz öncesi

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ VERİ BANKASI ÖRNEĞİ www.calismapsikolojisi.net Yrd. Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER Kocaeli Üniversitesi Gündem İnsan Kaynakları ve Çalışma

Detaylı

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Hamit BİRTANE Uzman Mart 2012 TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Günümüz ekonomilerinin en büyük sorunlarından biri olan

Detaylı

Çalışma alanları. 19 kasım 2012

Çalışma alanları. 19 kasım 2012 Çalışma alanları 19 kasım 2012 Çalışma alanları Hizmet alanları Sanayi alanları Tarım tarımsal üretim tarım+ticaret kenti Sanayi imalat sanayi atölyeden hafif sanayi fabrikaya ağır sanayi seri üretim (fordizm)

Detaylı

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Ü s t S ı n ı f Orta Sınıf Alt Sınıf TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Toplumsal tabakalaşma dünya yüzeyindeki jeolojik katmanlara benzetilebilir. Toplumların,

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar İletişim Teknolojileri ve Toplum Dersin Adı İletişim Teknolojileri ve Toplum Düzeyi Lisans Öğretim Elemanı Doçent Dr. Funda Başaran Özdemir Dersin Amaçları Teknolojik gelişmenin getirdiği, başta internet

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26 Bu sayıda; 2011 yılı İşgücü ve İstihdam Rakamları değerlendirilmiştir. i İşsizler Tarım sektörüne mi gizlendi? 2011 yılı işsizlik oranı

Detaylı

ENDÜSTRİYEL VE POST-ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜM

ENDÜSTRİYEL VE POST-ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜM ENDÜSTRİYEL VE POST-ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜM Bilgi, Ekonomi ve Kültür Prof. Dr. Veysel BOZKURT İstanbul Üniversitesi EKİN 2012 ÖNSÖZ ii Endüstriyel dönüşümün toplumsal sonuçlarını en iyi anlatan yazarlardan

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ T.C. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi vturker@marmara.edu.tr 2.DERS İnsan Kaynakları Yönetiminin günümüz organizasyonları için önemi 21. YÜZYILDA REKABETİN DİNAMİKLERİ KÜRESELLEŞME

Detaylı

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 İstanbul Politikalar Merkezi FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler: Türkiye nin Kentlerinden, Kentlerin Türkiye sine raporu; 12 kentimize ilişkin sosyo-ekonomik verilerin derinlemesine

Detaylı

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA 1 Korunaksız İstihdam-Vulnerable employment (Çalışan Yoksulluğu-Working Poverty) ILO Genel direktörü Juan Somavia nın 1999 yılında ILO gündemine getirdiği ve Türkiye de işverenler tarafından DÜZGÜN İŞ,

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ. Eğitim Bilgileri. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Sosyoloji Pr. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı

Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ. Eğitim Bilgileri. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Sosyoloji Pr. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ Fen-edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1988-1992 Lisans Ege Üniversitesi 1992-1996 Yüksek Lisans Ege Üniversitesi 1996-2002 Doktora

Detaylı

tepav Mart2017 N DEĞERLENDİRME NOTU 2000 SONRASINDA İTHAL ARA MAL BAĞIMLILIĞI VE KATMA DEĞER ÜRETİMİ

tepav Mart2017 N DEĞERLENDİRME NOTU 2000 SONRASINDA İTHAL ARA MAL BAĞIMLILIĞI VE KATMA DEĞER ÜRETİMİ DEĞERLENDİRME NOTU Mart2017 N201713 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Bengisu Özenç 1 Program Direktörü Makroekonomi Çalışmaları Programı Ayşegül Taşöz Düşündere 2 Politika Analisti Bölge

Detaylı

Girişimciliğin Fonksiyonları

Girişimciliğin Fonksiyonları Girişimciliğin Fonksiyonları 1-Yeni üretim yöntemleri geliştirmek ve uygulamak, üretimi organize etme fonksiyonu: Girişimciler mevcut ürün ve hizmetler ile yetinmeyip, sürekli olarak farklı ve tüketici

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM 7 Mart 2018, İstanbul Giriş tarafından hazırlanan ve özet sonuçları kamuoyuna açıklanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER Örnek 1 EEB Raporu Bu araştırma konusunun güncelliği, önemi ve yapacağı katkı 1. 1.1. Bölgesel Gelişme Yaklaşımı Bölge olgusunun tanımı ve rolü, Dünyada özellikle 1970 lerin

Detaylı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU İçindekiler DÜNYA ÜRETİMİ... 3 DÜNYA TİCARETİ... 4 TÜRKİYE DE İLAÇ ve ECZACILIK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ... 5 Türkiye de Sağlık Harcamaları... 5 TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET... 6 İhracat... 7 İthalat...

Detaylı

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA Nurel KILIÇ Türk boya sektörü; Avrupa nın altıncı büyük boya üreticisi konumundadır. Türkiye de 50 yılı aşkın bir geçmişi olan boya sektörümüz, AB entegrasyon

Detaylı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde

Detaylı

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış 2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış Prof. Dr. Yusuf Alper (Uludağ Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Çağaçan Değer (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Serdar Sayan (TOBB

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım TEPAV Kadın Emeği Konferansı Ankara, 3 Mayıs 2011 Doç. Dr. İpek İlkkaracan Ajas İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi Kadın

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

Türkiye nin kriz sürecinde AB pazarındaki performansı. Betam Araştırma Notu 10/82

Türkiye nin kriz sürecinde AB pazarındaki performansı. Betam Araştırma Notu 10/82 AB PAZARINDA TÜRKİYE VE RAKİPLERİ Zümrüt İmamoğlu Son günlerde büyük tartışma yaratan TEPAV ın AB pazarındaki ihracat kayıpları adlı politika notunda Türkiye nin Avrupa Birliği deki (AB) pazar payının

Detaylı

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU Doç.Dr.Tufan BAL GİRİŞ Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulan, o tarihten bu güne kadar ekonomik ve sosyal yapısını değiştirme anlayışı içinde gelişmesini sürdüren ve gelişmekte

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 173-220arası

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 43

Detaylı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I İŞLETME BİRİMİ VE İŞLETMEYİ TANIYALIM YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I 1 İŞLETME VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR ÖRGÜT KAVRAMI: Örgüt bir grup insanın faaliyetlerini bilinçli bir şekilde, ortak

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56 i Bu sayıda; 2012 yılı Büyüme rakamları değerlendirilmiştir. i 1 Ekonomide sert fren Türkiye 2012 de % 2,2 büyüdü. % 4 büyüme hedefi ile

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ 2014 EKİM SEKTÖREL inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ Nurel KILIÇ OECD verilerine göre, 2017 yılında Türkiye, Çin ve Hindistan dan sonra en yüksek büyüme oranına sahip üçüncü ülke olacaktır. Sabit fiyatlarla

Detaylı

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde) 3. Emek Piyasası Türkiye de işsizlik oranında son dönemde katılık ve bozulmalar dikkat çekmektedir. 2012 yılından itibaren yavaş bir tempoda artan işsizlik oranı 2016 yılı ikinci yarısında belirgin bir

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1 PLATFORM NOTU'14 / P-1 Yayınlanma Tarihi: 11.03.2014 * Türkiye nin Gizli ları 1 Thomas Masterson, Emel Memiş Ajit Zacharias YÖNETİCİ ÖZETİ luk ölçümü ve analizine yeni bir yaklaşım getiren iki boyutlu

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ağustos 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 İŞSİZLİKTE KRİZİN AYAK SESLERİ MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ Ocak 07 Nisan 07 Temmuz 07 Ekim 07 Ocak 08 Nisan 08 Temmuz 08 Ekim 08 Ocak 09 Nisan 09 Temmuz 09 Ekim 09 Ocak 10 Nisan 10 Temmuz 10 Ekim 10 Ocak 11 Nisan 11 Temmuz 11 Ekim 11 Ocak 12 Nisan 12 Temmuz 12

Detaylı

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 24.Ekonomik Büyüme ve Kalkınma

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Contents I. KISIM İŞLETMECİLİK İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

İÇİNDEKİLER. Contents I. KISIM İŞLETMECİLİK İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER İÇİNDEKİLER Contents I. KISIM İŞLETMECİLİK İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1.Bölüm: TEMEL İŞLETMECİLİK KAVRAM VE TANIMLARI... 2 Giriş... 3 1.1. Temel Kavramlar ve Tanımlar... 3 1.2. İnsan İhtiyaçları... 8 1.3.

Detaylı

Küresel Eğilimler ve Türkiye

Küresel Eğilimler ve Türkiye economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraş tırmaenstitüsü Küresel Eğilimler ve Türkiye Güven Sak Ankara, 22 Kasım 2006 Küresel Eğilimler ve Türkiye Slide 2 Gündem Dünyaya ne oluyor? Dünyada

Detaylı

Türkiye ekonomisi 1980 sonrasında,

Türkiye ekonomisi 1980 sonrasında, ANALİZ İTHAL ARA MAL BAĞIMLILIĞI VE KATMA DEĞER ÜRETİMİ Her ne kadar 2000 li yıllarda Türkiye daha yüksek katma değer yaratan bir ülke haline gelmiş olsa da özellikle yüksek teknolojili sektörlerdeki katma

Detaylı

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Makine İmalatı Sanayi Temel Bazı Göstergelerdeki Gelişmeler 2018 İlk Yarı Eylül, 2018 Bilgi Notu 5/2018, Ruhi GÜRDAL (Doç. Dr.) Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB ÜRETİMDE İNOVASYON BİLAL AKAY Üretim ve Planlama Direktörü 1 İleri teknolojik gelişme ve otomasyon, yeni niteliklere ve yüksek düzeyde eğitim almış insan gücüne eğilimi artıyor. Mevcut iş gücü içinde bu

Detaylı

KOBİ LERİN EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEME KATKILARI, GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK

KOBİ LERİN EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEME KATKILARI, GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KOBİ LERİN EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEME KATKILARI, GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KOBİ LERİN EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEME KATKILARI Ekonomik sistem; faktör piyasaları, işletmeler, mal

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

Dünya siyasi, ekonomik sorunların daha da arttığı, kutuplaşmanın ve karşıtlığın güçlendiği bir dönemi yaşıyor.

Dünya siyasi, ekonomik sorunların daha da arttığı, kutuplaşmanın ve karşıtlığın güçlendiği bir dönemi yaşıyor. 1.2. GENEL BAŞKAN IN SUNUŞU GENEL BAŞKANIN MESAJI Dünya siyasi, ekonomik sorunların daha da arttığı, kutuplaşmanın ve karşıtlığın güçlendiği bir dönemi yaşıyor. Ortadoğu da yaşanan sorunlar ve istikrarsız

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

KÜRESELLEŞME VE BÖLGESELLEŞME

KÜRESELLEŞME VE BÖLGESELLEŞME Ankara Üniversitesi Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası Ekonomik Bütünleşmeler ve Avrupa Birliği KÜRESELLEŞME VE BÖLGESELLEŞME Belgin Akçay Küreselleşmeye İlişkin

Detaylı

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Mustafa Talas Doç.Dr. Bülent Şen Doç.Dr. Cengiz Yanıklar Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Özgür Sarı Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017 ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017 Dezavantajlı gruplar; işe giriş veya çalışma hayatına devam etmede zorluklarla

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... 1 A. Kayıt Dışı Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 B. Kayıt Dışı Ekonominin Nedenleri... 4 C. Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü...

Detaylı

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü Tıp sürekli ilerliyor sözündeki aslan payı bize göre; Tıbbi Malzeme Alt Sektörüne ait. Nitekim; tıbbi malzemeden yoksun sağlık sektörünün eli

Detaylı

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı Prof. Dr. Serdar SAYAN TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 4. Türkiye Nüfusbilim Kongresi Ankara 6 Kasım 2015 Yaşlılık (Emeklilik) Sigortası Türkiye de çalışanların

Detaylı

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ 08.03.2017 TMMOB GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ GMO

Detaylı

Ticarileşme ve Sağlık Emek-Gücü

Ticarileşme ve Sağlık Emek-Gücü Ticarileşme ve Sağlık Emek-Gücü Özlem ÖZKAN Kocaeli Dayanışma Akademisi 1/13 Kapitalizmin yapısal krizi ile Baş edebilmek için Neoliberal ekonomik-politikalar Sermayenin sınırsız tahakküm programı Sermaye

Detaylı

H1. GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Girişimcilik

H1. GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Girişimcilik H1. GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Girişimcilik 1. Girişimcilik nedir? a) Yaşanan çevrenin yarattığı fırsatları sezmek b) Sezgilerden düşler üretmek c) Düşleri projelere dönüştürmek d) Projeleri yaşama

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

KALKINMANIN ANAHTARI ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE BİRLİKTE İNSAN ONURUNA YAKIŞIR İŞ OĞUZ BAŞOL

KALKINMANIN ANAHTARI ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE BİRLİKTE İNSAN ONURUNA YAKIŞIR İŞ OĞUZ BAŞOL KALKINMANIN ANAHTARI ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE BİRLİKTE İNSAN ONURUNA YAKIŞIR İŞ OĞUZ BAŞOL KIRKLARELİ-2013 Kırklareli Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi KALKINMANIN ANAHTARI ÇEVRESEL

Detaylı

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü www.sde.org.tr ANALİZ 2014/2 2013 YILI ALTIN ANALİZİ Dr. M. Levent YILMAZ Ekonomistlerin çoğu zaman yanıldığı ve nedenini tahmin etmekte zorlandığı bir

Detaylı

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası TMMOB SANAYİ KONGRESİ 2009 11 12 ARALIK 2009 / ANKARA ALAN ARAŞTIRMASI II Türkiye de Kalkınma ve İstihdam Odaklı Sanayileşme İçin Planlama Önerileri Oda Raporu Hazırlayanlar

Detaylı

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar TARIM SEKTÖRÜ 1. Tarım sektöründe istihdam şartları iyileştirilecektir. 1.1 Tarıma yönelik destekler ihtisaslaşmayı ve istihdamı korumayı teşvik edecek biçimde tasarlanacaktır. Hayvancılık (Tarım Reformu

Detaylı

TÜRKİYE DE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLıK HİZMETLERİNDE NELER OLUYOR? SORUSUNU YANıTLAYABİLMEK İÇİN

TÜRKİYE DE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLıK HİZMETLERİNDE NELER OLUYOR? SORUSUNU YANıTLAYABİLMEK İÇİN TÜRKİYE DE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLıK HİZMETLERİNDE NELER OLUYOR? SORUSUNU YANıTLAYABİLMEK İÇİN 19. Pratisyen Hekimlik Kongresi 17 Mayıs 2015 - İSTANBUL Dr. Onur HAMZAOĞLU Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU Güldem Berkman YASED Fikri Ve Sınai Mülkiyet Hakları Çalışma Grubu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi YATIRIMLARIN

Detaylı

Karar Verme ve Pazarlama Bilgisi: Yönetim Kurulu Odasına Giden Yol

Karar Verme ve Pazarlama Bilgisi: Yönetim Kurulu Odasına Giden Yol Karar Verme ve Pazarlama Bilgisi: Yönetim Kurulu Odasına Giden Yol Bilgi pazarındaki sert rekabet ortamı pazarlama araştırması endüstrisinin müşterilerin bilgi ihtiyaçlarına daha fazla yoğunlaşmasını gerektiriyor.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ 1. Sosyoloji Nedir... 3 2. Sosyolojinin Tanımı ve Konusu... 6 3. Sosyolojinin Temel Kavramları... 9 4. Sosyolojinin Alt Dalları... 14

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı