3 Başlarken... 4 Kısaca G.A.T. ı tanıyalım... 8 Kontenjan a evet mi hayır mı? 10 Yurt dışında Doktora. 12 Eğitim ve Geleceğimiz.

Transkript

1

2

3 Genç Bakış 1 Genç Bakış Aylık Dergi Yönetim B.T.A.Y.T.D. Genç Akademisyenler Topluluğu adına Yayın Yönetmeni: Olcay HÜSEYİN Yayın Kurulu: İrfan ÇAKIR Emrah BEKİR Ridvan MOLLA H. A. Yayın Koordinatörü: Önder MÜMİN Yazı Yazı Koordinatörü: Nurcan BAYRAM İdris Vergan Ridvan MOLLA H. A. Yazı İşleri Sorumlusu: Meltem İMAMOĞLU Katkıda Bulunanlar: Mehmet DÜKKANCI, Ali HÜSEYİNOĞLU, Fatih NAZİFOĞLU, Gülsüm MUSTAFA, Gamze MEHMET, Ömer HASAN, Salih ALİ, Mehmet MEHMET, Semih İSMAİL, Taha HÜSEYİNOĞLU, Fadile KURU Fotograf Fotoğraf Koordinatörü: Meral İSMAİL Kapak Fotoğrafı: Gülsüm MUSTAFA Fotoğraflar: Meral İSMAİL, Nurcan BAYRAM, Ömer HASAN, Semih İSMAİL, Tasarım Tasarım sorumlusu İrfan ÇAKIR Reklam Reklam Koordinatörleri İrfan ÇAKIR Nurcan BAYRAM Ridvan MOLLA HÜSEYİN AHMET Başlarken... 4 Kısaca G.A.T. ı tanıyalım... 6 Araştırma Selanik te öğrenci olmanın ekonomik boyutu 8 Kontenjan a evet mi hayır mı? 10 Yurt dışında Doktora 12 Eğitim ve Geleceğimiz 13 Sağlık köşesi 14 Batı Trakya nın Temel Sorunları 16 Eğitim ve Başarı Üzerine 18 O HA BE!!! 24 Tarih Penceresi Bölüm I 26 Gençlik ve Kötü Alışkanlıklar 27 Yüzyılın Deneyi 30 Fikir Saklama 31 Küresel Isınma 32 Bayramlarımız Görüş ve önerileriniz için Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Genç Akademisyenler Topluluğu Egnatias 75, Komotini (Gümülcine) 69100, Greece (Yunanistan) Tel Faks dergi@gat1995.com G.A.T. Resmi Web Sitesi

4 22 Genç Bakış Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının Ramazan Bayramını kutlar sağlık, esenlik ve mutluluk içinde güzel bir bayram geçirmenizi temenni eder.

5 Genç Bakış 3 Başlarken... İlk deneyimler, ilk heyecanlar, ilk aşklar hiç unutulmaz... Yeni eğitim öğretim yılının başladığı bugünlerde ileride hayatımızın en değerli anıları arasında yer alacak yeni bir ilki gerçekleştiriyoruz. Aylardır üzerinde çalıştığımız, büyük bir heyecan ile hazırlıklarını sürdürdüğümüz B.T.A.Y.T.D. Genç Akademisyenler Topluluğu nun resmi yayın organı olan Genç Bakış dergisinin ilk sayısında, siz değerli okurlarla buluşmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. G.A.T. olarak yurt içi ve yurt dışında üniversite eğitimini sürdüren Batı Trakya lı öğrencilerin kendi fikirlerini ve düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri aylık bir dergi yayınlamayı planlamıştık. Öğrenci arkadaşlarımızın yazıları ve araştırmaları sayesinde projemizi hayata geçiriyoruz. Dergimiz sayesinde öğrenciler kültürümüzün, tarihimizin tanıtımına, gençlerin bilgilendirilmesine ve de kendi gelişimlerine katkıda bulunabilirler. Genç öğrenci arkadaşlarımızın fikirlerinin ve düşüncelerinin, Batı Trakya Azınlığı nın bütün fertleri tarafından öğrenilmesi gerekiyor. Çünkü toplumumuzun geleceğinde birçok dalda en büyük rolü oynayacak kişiler şimdiki genç öğrenci arkadaşlarımızdır. Sevgili okurlarımız, bizler Genç Bakış ın bir sonraki sayısında buluşmak için gün saymaya başladık bile... G.A.T. Yönetim Kurulu Başkanı Olcay Hüseyin

6 44 Genç Bakış Kısaca G.A.T. ı tanıyalım! Genç Akademisyenler Topluluğu (G.A.T.) 1995 yılında Türkiye de öğrenim gören Batı Trakya lı üniversite öğrencileri tarafından Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği nin bir kolu olarak kurulmuştur ve çalışmalarını bu derneğe bağlı olarak sürdürmektedir. Yurt içi ve yurt dışında üniversite eğitimini sürdüren veya doktora programlarına devam eden bütün Batı Trakya lı gençler bu topluluğa üye olabilirler. Genç Akademisyenler Topluluğu nun amaçlarının başında, Batı Trakya nın geleceği olan ve eğitim amacıyla değişik ülkelerde ve şehirlerde bulunan öğrencileri bir araya getirmek, aralarındaki iletişimi ve fikir alışverişinde bulunabilmelerini sağlamak gelmektedir. G.A.T. gençlerin günümüzde var olan ve gelecekteki muhtemel sorunlara bilinçli bir şekilde yaklaşması için gereken özgüvenin onlarda olduğu inancını aşılamak için de çaba göstermektedir. Bu nedenle de üniversite öğrencilerinin sorunlarına hitap eden seminerler ve söyleşiler gerçekleştirilmektedir. G.A.T. ın kuruluşundan bugüne kadar yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunmuş kişiler: İbrahim KAMİL (1995), Işıl HATİPOĞLU ( ), Mehmet DÜKKANCI ( ), Ozan AHMETOĞLU ( ), Gökşen YUNU- SOĞLU ( ), Sonnur HALİL ( , ), İbrahim HACIHALİL ( ) Erdinç KURUSALİH ( ), İlker ÇAVU- ŞOĞLU ( ), Özcan MEHMET ( ), Ahmet MOLLA AHMET ( ), Erdal HÜSEYİN ( , ) ve Olcay HÜSEYİN ( ) dönemi Yönetim Kurulu: 17 Ağustos 2008 tarihinde Gümülcine Türk Gençler Birliği Lokali nde gerçekleşen 15. Genç Akademisyenler Topluluğu (G.A.T.) Olağan Genel Kurulu nda yapılan seçimler sonucu yeni G.A.T. tarihine kısa bir yolculuk 28 Ocak 1995 tarihinde Genç Akademisyenler Topluluğu nun kuruluş toplantısı yapılmış ve geçici Yürütme Kurulu belirlenmiştir. Toplantı sonucu 1. Kurucu Dönem Yönetim Kurulu 7 kişiden oluşmuştur. İbrahim Kamil Başkan Ahmet Serdar Başkan Yardımcısı Onur Urgancı Sayman Erkan Ruşen Teşkilat Başkanı Mehmet Dükkancı Yazman Ozan Ahmetoğlu Basın ve Dış İlişkiler Işıl Hatipoğlu Kültürel Projeler Yönetim Kurulu belirlemiştir yönetim kurulu toplam 7 kişiden oluşmaktadır.. Olcay HÜSEYİN Başkan İrfan ÇAKIR Asbaşkan Meral İSMAİL Genel Sekreter İdris VERGAN Kasadar Nurcan BAYRAM Genel Koordinatör Rıdvan MOLLA HÜSEYİN AHMET Dış İlişkiler Sorumlusu Emrah BEKİR Basın ve Halkla İlişkiler

7 Genç Bakış 5 Yeni yönetimin ilk faaliyeti: Tanışma Yemeği Seçimlerin ardından 23 Ağustos Cumartesi akşamı Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler derneğinin desteği ile Genç Akademisyenler Topluluğu (G.A.T.) tarafından öğrencilere yönelik bir tanışma yemeği organize edildi. Yurt içi ve yurt dışında öğrenim gören yaklaşık 300 Azınlık öğrencisinin katıldığı yemekte G.A.T. ve dönemi faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Gecede yeni kurulmuş olan G.A.T Selanik Teşkilatı da yemeğe katılmış öğrencilere tanıtıldı.

8 66 Genç Bakış Selanik te öğrenci olmanın ekonomik boyutu Meral İSMAİL, Aristo Üniversitesi, Psikoloji bölümü öğrencisi Selanik te üniversite eğitimini sürdüren öğrencilerin aylık masraflarını tespit etmek amacıyla yapılan araştırmaya göre... Asgari ücretle çalışan bir işçinin maaşını ve çoğu zaman daha da fazlasını gerektiren Selanik teki öğrencilik hayatı, çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak isteyen ailelerin bütçelerini epey zorluyor. Selanik te öğrencilik hayatına ilk adım atan gençlerin aylık masrafı 500 v yu buluyor. Buna ateş pahası ev kiraları da eklendiğinde maliyetin ne kadar yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenden dolayı ev kiralamaya bütçeleri el vermeyen ailelerin tek seçeneği olarak görünen öğrenci yurtları veya 2-3 öğrencinin aynı evi paylaşması gibi çözümler bu ailenin darboğazına çözüm oluşturuyor öğrencinin, öğrenim gördüğü Aristo, Makedonias Universiteleri ve Aleksandrio yüksek okulu Selanik i tam bir öğrenci şehri haline getiriyor. Gecesiyle gündüzüyle 24 saat aktif olan Selanik, öğrenciler için ideal bir şehir. Bu yüzden her yıl eğitim ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyen yüzlerce lise öğrencisi bu hayali gerçekleştirmek için sınav döneminde Selanik üniversitelerinde bir yer kazanmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Cafeler Cüzdanının oldukça dolu olmasını gerektiren ve manzarası güzel olan merkezi buluşma yerlerindeki fiyatlar her geçen gün artıyor. Sahil boyunda ve Aristotelous meydanındaki cafelerde kahvelerin 3.50 ile 6 v, alkollü içeceklerin ise 8 ile 12 v yu bulan fiyatları bu mekanların çoğu öğrencinin aklının ucundan bile geçirmediği alternatifleri oluşturmasına neden oluyor. Ögrenci bütçesine uygun ve üniversitelerinin hemen yanında olan Kamara, Melenikou ve Olimpou bölgelerindeki cafeler gençlerin rahat bir soluk almasına olanak sağlıyor. Bu bölgelerdeki kahvelerin fiyatları 2 ile 3v, alkollü içeceklerin ise 4 ile 5v arasında değişiyor. Kantinler Öğrenciler için en uygun fiyatlar okul kantinleri tarafından sunuluyor. Buna örnek olarak Aristo ve Makedonias üniversitelerinin kantin fiyatlarını gösterebiliriz. Aristo üniversitesinde kahveler 1-1.5v,

9 Genç Bakış 7 pizzalar 1,90v, börekler v, içecekler ise v dan satılıyor. Makedonias üniversitesinde fiyatlar ise kahveler için 1v, pizzalar için 1.2v, börekler için 1.3v ve içecekler için v dur. Tavernalar Kişi başına 10 ile 15 v ya varan fiyatlarıyla Athonos ve Bit Pazar meydanlarındaki tavernalar birçok öğrencinin sık sık ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Bu yerlerdeki porsiyon fiyatları 6-7v, salata fiyatları 4-4.5v, alkolsüz içecekler 1-1.5v, alkollü içecekler ise 3 5v civarlarındadır. Öğrencilerin büyük bir kısmı günlük harcamalarını kısıtlamak amacıyla fast food (hazır yiyecek) veya üniversite yemekhaneleri tercih ediyor. Fast food lardaki tostların ve kreplerin fiyatları ise 2 ile 4v arasında değişiyor. Aristot üniversitesinden elde edilen bilgilere göre üniversite yemekhanelerini tercih eden öğrencilerin sayısı günlük yaklaşık dir. Öğrenci kimliği Beyaz perde fanatiklerinin, vizyona yeni girmiş bir filmi izlemek için hafta içi 7.50 v, hafta sonu ise v ödemesi gerekiyor. Öğrenci kimliğiyle bu fiyat 7v ile sınırlanıyor. Bunun yanı sıra öğrenci kimliğiyle otobüs, tren, gemi v.b. biletlerinde %25 ten başlayıp %50 ye varan indirimler uygulanıyor. Selanik şehir içi otobüs tam bilet fiyatı 0.50 v iken, öğrenci bilet fiyatı ise 0.25 v tir. Selanik teki öğrenci hayatını olabildiğince kısa ve öz bir şekilde analiz ettikten sonra, tüm öğrencilere ve öğrenci ailelerine sabır, azim ve yüklendikleri sorumlulukların altından başarıyla çıkmalarını diliyorum.

10 88 Genç Bakış KONTENJANA EVET Mİ, HAYIR MI? Bilindiği üzere, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının en önemli sorunlarının başında eğitim sorunu gelmektedir. Eğitim sorunu dedigimizde ele alınması gereken ilk husus Yunan devletinin üniversiteye girişte çocuklarımıza tanıdığı 0,5% lik kontenjandır. Kontenjanın yarar veya zararlarını tartışmadan önce dikkat edilmesi gereken nokta Yunan hükümetinin hangi amaçlar doğrultusunda bu hakkı öğrencilerimize tanıdığıdır. Öncelikle, bu kesinlikle, oy toplama babında, bir parti politikası değildir. Parti derken PASOK ve YENİ DEMOKRASİ partilerini kastediyorum. İktidarda dönüşümlü olarak görev aldıklarını göz önüne aldığımızda bu tablo karşımıza çıkıyor. Kontenjan olayı kesinlikle bir devlet politikasıdır. Zamanında öğrencilerimizin Türk üniversitelerine olan eğilimini göz önüne alırsak, Yunan hükümeti bunu frenleme açısından bu olanağı bizlere sunmuştur. Ayrıca bu genel asimilasyon politikasının en önemli parçalarından bir tanesidir. Hem anavatanla bağlarımızı koparmak hem de kendi kültürlerine yakınlaştırma amacıyla sunulan bir olanaktır. Ayrıca bir hukukçu olarak değinmeden geçemeyeceğim bir husus da 0,5% lik kontenjanın anayasaya aykırı oluşudur. Yunan anayasasının eşitlik ve okuma özgürlüğünü tanıyan ve öngören 4. ve 16. maddelerine aykırı olup, eşitlik değil aksine bizi ikinci sınıf insan statüsüne alma amacı olan açık ve net bir devlet politikasıdır. Kısacası eşitlikten çok bir çifte standart uygulamasıdır. Gelelim kontenjanın yarar ve zararlarına. Yararlarından bahsetmek gerekirse, en önemli getiri normal şartlar altında üniversite okuyamayacak, yüksek tahsil göremeyecek gençlerimize üniversite yolunun açılmasıdır. Bu tabii ki bir olanaktır, yeter ki gerektiği gibi değerlendirilsin. Ama ne yazıktır ki, bu olanağın tanınmasından bugüne Yunan üniversitelerinden mezunlarımız yok denilecek derecede az. Eğitim problemimiz o kadar derin, o kadar iç karartıcı ki, değil Yunan üniversitelerinden mezun vermek, daha ana dilimizi yeterli seviyede konuşamayan bir çok akademisyenimiz bulunmakta. Aslında problem aileden, ilk ve orta ögrenimden alınan eğitime ve temellere dayanmakta. Bunlar da anladığınız üzere azınlığımızın kanayan yarası ve belki de aylarca, senelerce tartışsak çözüm bulamayacağımız sorunlar. Tabii ki yukarıda belirttiğim gibi, bu kadar gence Batı Trakya dışında eğitim görme imkanı tanınması, ufuklarının genişlemesi doğrultusunda bir artıdır. Kendilerini geliştirip, fakültelerinde başarılı olarak toplumumuza yararlı birer birey olabilirler. Ama maalesef başarı oranımız çok düşük ve bir çok öğrencimiz için üniversite hayatı rahat yaşam ve ekonomik gücü kısıtlı ailelerine yük olmaktan başka birşey değil. Ev kiraları, harçlık, yardımcı kitaplar, kurslar, ders notları artı eğlence hayatına ayrılan masraflar baz alındığında ailelere binen yükü sizin takdirinize bırakıyorum. Başarı oranı artsa, bunların hepsi unutulur mu? Cevap muhakkak evet olur. Yukarıda belirttiklerimin iyi etüd edilip, doğru anlaşılması hususunda bir örnek vermek istiyorum. 0,5% lik kontenjanla öğrencilerimizin kendi aralarında yarıştığını hepimiz bilmekteyiz. Giannena ve Girit Tıp Fakültelerini bir çok öğrencimiz mesafe dolayısıyla tercih etmiyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Not ortalaması çok düşük olan bir öğrenci, birden bire bu fakültede bulabilir kendisini. Yunanlılar için giriş notu arası olan bir fakülteye 5 hadi bilemediniz 7-8 ortalamayla giren bir öğrencinin başarılı olma şansı ne kadar olabilir soruyorum sizlere. Onu bir kenara bırakın, bu insan 10 sene 15 senede bu üniversiteyi bitirir mi? Bitirir ve Batı Trakya ya hekim olarak döner, azınlığın fertlerinin sağlık sorunlarından yükümlü olur.

11 Genç Bakış 9 Ben şahsen bu kişinin muayenehanesine ayak basmam. Ağır konuşmuyorum beyler, bu maalesef acı bir gerçek. Çok uzağa gitmeyelim, ana vatan Türkiye de Tıp Fakültelerinde belirli bir dönem başarısız olan, belirli derslerde başarısız olan öğrenciler okuldan atılıyor arkadaşlar... Bunların Batı Trakya da da örnekleri var unutmayalım dostlar... Yukarıda anlattıklarım göz önüne alındığında kontenjan mutlaka kalkmalıdır. Yararlarının yanında zararları aşırı derecede fazladır. Onun için burdan bütün büyüklerimize ve özellikle politikacılarımıza sesleniyorum. Halkın bir kesiminin oyunu almak için, hepsi oy avcılığını bir borç bildikleri için, lütfen toplumun geleceğiyle oynamasınlar. Bundan bir süre önce CHRIS&EVE otelinde G.A.T. tarafından düzenlenen, eski ve şimdiki, toplam 5 milletvekilimizin konuşmacı olarak katıldığı, politika üzerine bir söyleşide hazır bulundum. Bu söyleşide beş milletvekilimize de kontenjana karşı olup olmadıkları soruldu. Hakkını yemek istemem, İskeçe milletvekili sayın Çetin MANDACI haricinde kimse bu soruya açık ve net cevap vermedi, veremedi. Sevgili Çetin MAN- DACI kontenjana karşı olduğunu ve nedenini 5 cümlede anlattı. Diğer tüm vekillerimizin verdiği cevaplar, soruyla alakası olmayan hatta konumuz dışında olan cevaplardı. Kısacası bir politikacıya yakışan cevaplardı!!! Burdan tüm milletvekillerimizi bu konu hakkında halkın önünde görüş belirtmeye davet ediyorum. 0,5% lik kontenjan hakkındaki fikirlerini açıkça belirtmeleri halkımıza ve onları oylarıyla onurlandıran seçmenlerine karşı boyunlarının borcudur. Yazıma son verirken tekrarlamak istiyorum, hiç kimsenin boş vaatlerle bu halkı kandırmaya hakkı yoktur ve gücü de yetmez. 0,5% lik kontenjan en kısa zamanda kaldırılmalıdır, çünkü gençlerimize zararları aklın alamayacağı nitelikte çoktur. Bu yanlışın cezasını, çoğu kez olduğu gibi, ileride çok ağır öderiz. Son olarak yeni G.A.T. yönetimine ve değerli dostum başkan Olcay HÜSEYİN e yeni görevlerinde başarılar dilemeyi borç biliyorum. Hiçbirimizin hayata geçirecekleri faaliyetlerden yardımlarını esirgememesi dileğiyle... En içten dileklerimle, Önder MÜMİN Selanik Hukuk Fakültesi öğrencisi

12 1010 Genç Bakış Ali Hüseyinoğlu Doktora Adayı Sussex Üniversitesi - Uluslararası İlişkiler Brighton-İNGİLTERE ali.chouseinoglou@yahoo.com Belli bir branşta veya bölümde doktora yapmak, o alanda uzmanlaşmak anlamına gelmektedir. Fakat, doktora yapmak belli bir branş üzerinde uzmanlaşmanın ikinci adımıdır. İlk adım olarak yüksek lisans (master) gelmektedir. Yüksek lisans eğitimi Yunanistan ve Türkiye gibi dünyanın birçok ülkesinde ortalama 2 yıl olmasına rağmen İngiltere gibi bazı ülkelerde bu eğitim 1 yıldır. Yüksek lisans eğitimi aslında akademik hayata da ilk adım olarak kabul edilmektedir. Üniversitelerde doktor veya profesör olarak çalışmak isteyen birinin ilk önce yüksek lisansını tamamlaması gerekmektedir. Yüksek lisans, alınması gereken dersler ve yazılması gereken bir yüksek lisans tezinden oluşmaktadır. Genelde, birinci yılda dersler verilir, ikinci yılda da yüksek lisans tezi hazırlanır. Bazı istisnalar hariç, yüksek lisansın maksimum süresi 2 yıldır. Parttime çalışan bazı öğrenciler, hem çalışıp hem okudukları için master programlarını ancak 3 yılda bitirebilmektedirler. Hem çalışıp hem de master yapacak arkadaşların buna dikkat etmeleri gerekmektedir. Yüksek lisansla ilgili kısa bir girişten sonra asıl konumuz olan yurtdışında doktoraya değinmek istiyorum. İlk önce şunu belirtmekte fayda olduğu kanısındayım. Kariyerini akademik hayatta, yani üniversitede öğretim üyesi olarak devam ettirmeyi düşünen birinin master ve doktora yapması şarttır. Aksi takdirde, üniversite dışındaki sektörlerde çalışacak biri için doktora yapmak olmazsa olmaz bir şart değildir. Fakat, şunu vurgulamak gerekir ki, doktor ünvanı ile kendi alanınızda uzman olarak çalışmak sizin önünüzdeki değişik kapıları daha da açacağı gibi, sizin tercih edeceğiniz iş imkanlarını da bir nebze olsun arttıracaktır. İşyerlerine başvuru yaptığınızda sizin belli bir konu üzerinde uzman olmanız ve o şirketin o konu üzerinde birini araması, şirketin sizi tercih etme ihtimalini daha da arttırmaktadır. Aslında, doktora yapmayı ve alanınızda uzmanlaşmayı askerde rütbe almaya veya bir yarışmaya ön kulvarda başlayan birine de benzetebiliriz. Doktor olmak, sizin uzmanlık alanınızla ilgili her konuda size bir avantaj sağlayacaktır. Uzmanlık alanını seçmek, tamamen doktoraya başlayan birine bağlıdır. Doktoraya başlayanlar, uzmanlık alanı olarak genelde yüksek lisansta seçtikleri konu üzerinde yoğunlaşırlar, fakat yüksek lisans ve doktorada farklı konuları seçenler de oldukça fazladır. Doktoranın asıl amacı doktor ünvanını kazanacak kişinin belli bir konu üzerinde uzmanlaşmasını ve söz sahibi olmasını sağlamaktır. Bu yüzdendir ki, yüksek lisansta seçilen tez konuları genelde oldukça geniş iken doktora tez konusu oldukça dar ve sınırları bellidir. Mesela, sosyal bilimlerde master yapan birisi tez konusu olarak Türk-Yunan İlişkileri ni seçebilir. Fakat, doktora konusu olarak bu konu çok geniş olduğu için, bunu daha daraltmak zorundadır. Örnek olarak, Türk- Yunan İlişkilerinde Ege, Kıbrıs veya Batı Trakya konularından birini doktora konusu olarak işleyebilir. Doktora konusu olarak seçilen konu ne kadar dar ise doktora yapmak o kadar daha kolaylaşır. Aksi takdirde, bilgi, belge ve doküman çokluğundan doktora yapmanız imkansız hale gelecektir. Bu yüzdendir ki, doktoraya başlamadan önce uzmanlık konusunu tespit etmek, ve bu konuyu oldukça dar tutmak, doktoraya başlamadan önce atılacak en önemli adımların başında gelmektedir. İlk aşama olarak doktora konusunu belirleyen biri, ikinci aşamada hangi bölümde bu konuyu çalışacağını düşünmesi gerekmektedir. Konusunu ve bölümünü belirleyen biri hangi okulda doktorasını yapacağını araştırması gerekmektedir. Yu-

13 Genç Bakış 11 nanistan ve Türkiye de doktora süresi ortalama olarak 4-5 yıldır. Amerika gibi bazı ülkelerde ise doktora süresi 6-7 yılı bulmaktadır. Fakat, şunu vurgulamak gerekir ki doktora eğitim süresi, yapacağınız bölüm ve üniversiteye göre değişmektedir. Bazı istisnalar hariç, Tam Zamanlı (Full-time) ve Yarı Zamanlı (Part-time) olmak üzere iki çesit doktora programı vardır. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde doktora yapmak, AB vatandaşlarına ekonomik açıdan daha uygundur. Çünkü bu ülkelerdeki üniversitelerin, AB vatandaşlarından aldığı yıllık eğitim harcı, diğer ülke vatandaşlarının ödediği oranın üçte birine eşittir. Örnek olarak, İngiltere de bir yıllık üniversiteye ödenen okul harcı, AB vatandaşlarına ortalama olarak 3500 v iken bu miktar AB üyesi olmayan vatandaşlara ortalama v civarındadır. Bu ücret, sadece okula ödenen paradır. Bunun haricinde, orada yaşamak için ulaşım, ev kirası, v.b. gibi harcamaların da yaklaşık olarak yıllık v civarında olduğunu varsayarsak, AB üyesi bir vatandaşın İngitere deki bir yıllık toplam masrafı v civarındadır. Bu kadar masraflı bir sürece başlayacak birinin, doktora başvurusundan önce ekonomik açıdan bu konuyu ele alması gerekmektedir. Şunu da vurgulamak gerekir ki, maddi durumu iyi olmayan başarılı öğrencilere, bir çok üniversite, araştıma merkezi veya kurumlar burs veya ekonomik katkı payı vermektedir. Maddi durumu kötü olup da burs bulamayan ve doktoraya başlamak isteyen birisi, hem doktora yapıp hem de çalışabilir. Bu şıkkı seçenler genelde yarı zamanlı doktora yapmaktadırlar. Bu tip doktoraların toplam eğitim süresi ortalama 6 yıldır. Özellikle İngiltere de hem çalışıp hem de doktora yapan kişilerin sayısı bir hayli fazladır. Sonuç olarak, yurtdışında doktora yapacak arkadaşların ilk olarak şu üç şeyi belirlemesi gerekmektedir: doktora konusu, doktora yapılacak bölüm, doktora süresi boyunca eğitim ve yaşam masrafları. Bu üçünü açıklığa kavuşturan biri doktora yapacağı üniversite ile ilgili daha fazla bilgi almak için internet sitelerini ziyaret etmesi veya bu okullara bizzat gitmesi gerekmektedir. Her okul ve her bölüm doktora için farklı kriterler aramaktadır. Özellikle de sosyal bilimler alanında, bir taraftan bu kriterleri yerine getirirken diğer taraftan da doktora yapacağınız bölümden bir öğretim görevlisi belirlemeniz gerekmektedir. Bunun için de üniversitelerin internet sitelerinden bilgi almanız yeterli olacaktır. Bu sitelerde tüm hocaların profillerine ve uzmanlık alanlarına bakarak sizin uzmanlaşacağınız alana yakın olan hoca ile irtibata geçmeniz gerekmektedir. Hoca ile kuracağınız erken ve doğru iletişim sizin o bölüme kabul edilmenizde etkili olacaktır. Bu yüzden hoca ile kurulacak olan iletişime ve hocaya ilk izlenime dikkat edilmesi gerekmektedir.

14 1212 Genç Bakış Mehmet Mehmet Gümülcine Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi EĞİTİM VE GELECEĞİMİZ...Birbirinden hiçbir zaman ayrılamayacak olan iki kavram. Dikkat çeken bir nokta var sadece, eğitim düzeyi hangi noktada ise, geleceğimiz de ona göre şekil alıyor. Peki bunu bile bile ve defalarca tekrar etmemize rağmen ne yapıyoruz? İşin aslını sorarsanız kanıyoruz ve kandırılıyoruz. Belki de kendimizi kandırıyoruz. Bugün kime sorsanız Azınlığımızın en temel sorunu eğitimdir diyen bir çoğunluk bulursunuz. Doğru söz demiri deler, kimseye diyecek sözümüz yok. Fakat sorunun temeli nerede diye hiç soran var mı? Azınlıkta eğitim sorununa, şüphesiz ki, iç ve dış nedenler göz önünde bulundurularak birçok açıdan bakılabilir. Alt yapı sorunları, kaynak eksiklikleri, gerekli kurumsal desteğin verilmemesi, okuma kitaplarının yetersizliği, eğitimimizin genel koordinasyon zaafları... Hepsinin yanında, en büyük önemi taşıyan gerçekte azınlık eğitiminin hedefleri olmalıdır. Eğitimimizin hedefleri doğrultusunda bir eğitim yapısı oluşturamadıkça, beklediğimiz seviyeye ulaşmamız mümkün olmayacak. Daha açık konuşmak gerekirse: Yunanistan devletinin yaklaşık 12 senedir azınlık öğrencilerine tanıdığı bir ayrıcalık var. Herkesin bildiği gibi, Yunanistan daki üniversite sınavlarına katılan azınlık öğrencileri, yine bu üniversitelere girişlerinde %0,5 lik bir kontenjandan yararlanma hakkına sahip. Bunun, kanun olarak geçerli olmasının gerçek nedenleri ne olursa olsun, iyi yönde bir düzenleme olduğunu kimse inkar edemez. Kontenjanın Yunanistan a en büyük faydası, azınlık öğrencilerinin büyük bir bölümünün artık üniversite tahsillerinde Türkiye yerine Yunanistan ı tercih etmeleri oldu. Aynı şekilde, üniversite için yurt dışını tercih edenlerin sayısı da azaldı diyebiliriz. Sorunun temeli de burada yatmakta. Azınlık eğitimi üstlendiği çifte rolde ne derecede sonuç veriyor? Bir taraftan Türk dilini ve kültürünü, öz kimliğimizin azınlığımızın içinde muhafaza edilmesi amacıyla, küçük yaştan itibaren aşılama zorunluluğu ve diğer taraftan da çağımızın tüm azınlıkları gibi yaşadığı ülkenin dilini ve kültürünü, o ülkenin insanı olmakla beraber öz sahibi gibi kullanma ve öğrenme mecburiyeti. Anaokul çağından başlayarak, temel hedef, lisede her öğrencinin yapacağı tercihe onu hazırlamak olmalı. Yunanistan veya Türkiye, tercih hangisi olursa olsun, bu seçim öncesinde azınlık eğitimi kendi içinde bir dengeyi sağlamakla mükellef: Her iki seçimde de azınlık öğrencilerinin Yunancada da Türkçede de yeterli dil seviyesini ulaşmaları.yani iki dilin de eşit seviyede konuşulması. Aynı şekilde iki kültürün arasında da bir denge sağlanması gerekmektedir. Kendi öz değerlerimizden uzaklaşmadan yaşadığımız Yunan toplumunun içinde daha etkin rol sahibi olmamız gerekmekte. Geleceğin azınlığı bu kuralı temel olarak almak zorunda. Öncelikle sorunlarımızda, sonra da diğer her konuda daha aktif ve çözümcü olmamız için donanımımιz her iki kültürden de oluşan üçüncü bir kimliği içermek zorunda. Bu azınlık eğitiminin hedef noktası, adeta varış çizgisi olmalı. O zaman sorunlarımızdan arınacağımız yarış daha kolay bir hal almaz mı? Ne dersiniz?

15 Genç Bakış Guatr Boynun ön kısmında, nefes borusunun hemen önünde bulunan tiroid bezinin büyüğümesine guatr hastalığı deniliyor. Tiroid bezi, metabolizma için oldukça önemli olan T3 ve T4 denilen hormonları üretiyor. Bu hormonlar beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanan TSH adlı diğer bir hormonun kontrolünde.guatr hastalığının, özellikle Karadeniz bölgelerinde en önemli sebeplerinden birisi iyot eksikliği. T3 ve T4 hormonlarının sentezi için gerekli olan iyot yerince alınamayınca bu hormanlar sentezleniyor. Kanda tiroid hormonlarının seviyesinin düşmesine bağlı olarak hipofiz bezinden TSH salgılanıyo. THS ın aşırı üretilmesi de tiroid bezini aşırı uyarıp büyümesine yol açıyor. İyot eksikliğinin yanısıra bazı mikroplar ve kimyasal maddeler de tiroid büyümesine yol açabiliyor. Tiroid bezinin büyümesi muayene ya da ultrasonla anlaşılabiliyor. Bu büyüme yaygın olarak tüm tiroid bezini etkileyebildiği gibi, yer yer nodüller oluşturacak şekilde de olabiliyor. Nodül içeren guatr hastalığına nodüller guatr deniliyor. Bazı nodüller, özellikle tek olanlar kanser riski taşıdığı için bunlar ultrason ve sintigrafi gibi tetkiklerle inceleniyor.bu tetkiklerin sonucuna göre biyopsi yapılması gerekebiliyor. Tiroid bezinin büyümesine rağmen çalışmasında sorun yoksa buna basit guatr deniliyor. Bu tür guatr hastalığı hiçbir şikayete yol açamayacağı gibi, nefes borusuna baskı yaparak nefes alma ya da ses kısıklığı gibi sorunlara da yol açabiliyor.buna ek olarak yemek borusu üzerine yaptığı baskı nedeniyle yutma güçlüğüne neden olabiliyor. Büyüdüğü gözle görülmeyen ancak aşırı çalışan tiroid bezine ise halk arasında iç guatr deniliyor. Bu hormonların aşırı üretilmeleri durumunda zayıflama, sıcaktan rahatsız olma, terleme, ellerde titreme ve aşırı sinirlilik gibi belirtiler görülüyor.guatr hastalığının diğer belirtileri arasında seyrek adet Rıdvan MOLLA HÜSEYİN AHMET görme, gözlerin dışarı doğru çıkması, çift görme ve kalp hızının artması (taşikardi) bulunuyor. Guatr hastalığının tedavisinde levotiroksin denilen ilaç verilebiliyor. Bu ilaç TSH hormonunu baskı altına alarak tiroid bezinin küçülmesini sağlıyor. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ameliyatla bezin bir kısmı çıkartılıyor. Tüm tedavi yöntemlerine rağmen en önemli ilk basamak hastalığın önlenmesi. Tüketilen gıdalarda yeterince iyot bulunması hastalıktan korunmada oldukça önemli bir etken. Migren Şiddetli baş ağrısının en sık sebeplerinden biri olan migren,kadınların %20 sini,erkeklerin ise %10 nunu etkiliyor. Migren genellikle yaş arasında başlıyor, 10 yaş altı ve 45 yaş üstünde başlama ihtimali ise zayıf.migren, kişileri çok rahatsız eden,hatta günlük işlerini aksatabilen veya tam engelleyen, genellikle tek taraflı, zonklayan tarzda baş ağrısı, geçici görme bozuklukları, bulantı ve kusmalara yol açabiliyor.ağrılı dönemlerde ışığa ve sese karşı aşırı hassasiyet oluşuyor.elde, yüzde ve vücutta iğnelenme, uyuşma ve karıncalanma meydana gelebiliyor.bu şikayetler saatler hatta günlerce sürebiliyor.bazı kişilerde migren ağrısından önce dakika süren, sebebi henüz bilinmeyen aura denilen bir dönem oluyor.aura, parlak ışık çakmaları, titrek, renkli zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikler içeriyor.ayrıca,kollar ve bacakalrda karıncalanma ya da uyuşma, veya baş dönmesine de yol açabiliyor.migren, beyindeki damarların aşırı kasılması ve gevşemesine bağlı olarak meydana geliyor.gaba, histamin, prostoglandin, katekolamin, seratonin gibi damarlar üzerinde etkili olan moleküller damar çevresinde toplanarak genişleme ve kasılma yapıyor.migreni tetikleyen çeşitli etkenler bulunuyor.bunların başında stres ve gıdalar geliyor.yoğun psikolojik stres, aşırı üzüntü, menstruasyon, uykusuzluk, zihinsel yorgunluk,sigara ve bakıcı ilaçlar migreni tetikliyor.eski 13 peynir, çerez, çikolata, alkollü veya kafeinli içecekler, yoğurt ve bazı koruyucu maddeler içeren gıdalar migren ağrısı başlatabiliyor.sodyum nitrat,monosodyum gulutamat, aspartam,tiramin, ve fenoloik flavonoloidleri içeren sosisli sandviç,hamburger gibi işlenmiş etler, et, süt, yumurta gibi proteinli besinler, kırmızı şarap, deniz ürünleri, bakla, elma, üzüm ve kabuksuz meyveler migren hastalarına önerilmiyor.migrenin kesin tedavisi bulunmuyor.migrene yol açan etkenlerden kaçınmak, ağrılı dönemlerde karanlık ve sessiz ortamda bulunmak, sıvı alınımını artırmak, kafaya serin bir bez uygulamak, en sık önerilen tedavi yöntemleri.ergotamin, sumatriptan, zolmitriptan ve izometepten migrende kullanılan ilaçlar arasında. Selülit Sağlık köşesi Genellikle kadınların bacak,kalça ve hatta kollarında görülen,portakal kabuğu görünümülü yağ gruplarına selülit deniyor.selülit,cilt gerginliğini sağlayan tabakanın ve kolajen yapısının bütünlüğünün bozulması sonucunda oluşuyor.aşırı kilo ya da bazı zararlı maddelerin cilt altı dokusunda birikmesi, selülitin en önemli nedenleri arasında.ancak,aşırı kilo ile doğrudan bağlantılı olmayan selülit,erişkin kadınların %85 inde görülebiliyor.kadınlarda daha sık görülmesinin ana nedeni östrojen hormonunun daha fazla oluşu.öteki nedenlerse sigara, alkol, yanlış beslenme, hızlı kilo alıp verme ve aşırı hareketsizlik.ayrıca, kan dolaşım bozuklukları kalıtımsal yatkınlık ve hormonal etkenler de selülit oluşumunda önemli rol oynuyor. Dengeli beslenme, sağlıklı yaşam, alkol ve sigaradan uzak durmak, düzenli spor yapmak, selülit oluşumunu engelleyen etkenler arasında yer alıyor.ne yazık ki, yalnızca kilo vermek selülitlerden kurtulmak için yeterli olmuyor.

16 1414 Genç Bakış Batı Trakya nın Temel Sorunları İrfan ÇAKIR Değerli okuyucular, dergimizin ilk sayısında, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının temel sorunları olan eğitim, ekonomi, etnik kimliğin reddi, siyasi alanda uygulanan baskılar, vatandaşlıktan çıkarılma, Müftülük ve Vakıf sorunlarını ve tüm bunların sonuçlarını sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Eğitim Sorunu Batı Trakya da yaşayan Müslüman Türk Azınlığının eğitim sorunları geçmişte olduğu gibi bugün de devam etmektedir. Batı Trakya da Müslüman Türk Azınlığının eğitim hakkı sadece Lozan Barış Antlaşmasıyla değil, aynı zamanda 1951 Kültür Antlaşması ve 1968 Protokolleri ile, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan diğer antlaşmalarla da garanti altına alınmıştır. Eğitimcilerin Azınlık çocuklarını ana dillerinde eğitecek yeterlilik seviyesinde olamayışları, anaokulu, ilkokul, orta okul ve lise ders kitaplarının eski ve de günümüz çağına uygun olmaması, Türkçe ders saatlerinin yetersizliği ve okullarda formasyonlu öğretmen yetersizliği eğitim sorunlarının başında gelmektedir. Ekonomik Sıkıntı Batı Trakya Yunanistan ın en fakir ve en geri kalmış bölgelerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Azınlık insanı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağladığından dolayı toprağa bağlı bir toplumuz. Batı Trakya da Müslüman Türk Azınlığının neredeyse %80 i geçimini tarımla uğraşarak sağlamaktadır. Bunların çoğu ise tütün ile uğraşmaktadır. Dolaysıyla halkın tek geçim kaynağı elindeki kısıtlı topraklardır diyebiliriz. Etnik Kimliğin Reddi Yunanistan yönetimi Türk Azınlığın etnik kimliğini reddetmektedir. Etnik kimlik yerine, dini kimlik ön plana çıkartılırken, devlet Azınlığı kendi arasında da Müslüman, Roman ve Pomaklardan oluşan, homojen olmayan bir topluluk olarak tanımlamaktadır. Yunanistan da Müslüman Türk Azınlığı, gerek siyasi gerek sivil toplum örgütleri ve gerekse basın yayın organları tarafından Müslüman Azınlık olarak adlandırılmaktadır. Türk, Batı Trakya ve Azınlık kelimesini içeren dernekler kurulmasına da izin verilmemektedir. Siyasi Baskılar Yeni Yunan Seçim kanununa göre genel seçimlere katılacak parti veya bağımsız adayların, meclise seçilebilmeleri için ülke çapında %3 lük bir barajı aşmış olmaları gerekmektedir. Bağımsız milletvekillerine de aynı barajın uygulanmış olması, azınlığın bağımsız adaylarını Yunan Parlamentosuna gönderebilme şansını sıfırlamıştır. Son seçim sonuçlarına göre bir parti veya bağımsız adayların %3 lük ülke barajını aşabilmesi için yaklaşık oy alması gerekmektedir. Halbuki Batı Trakya Türk azınlık mensuplarının sayısı toplam civarındadır. Türk azınlık, uygulanan %3 lük ülke barajıyla bağımsız milletvekili çıkarabilme şansını yitirmiştir. Vatandaşlıktan Çıkarılma Yunanistan, vatandaşlık yasasının 19. maddesi uyarınca, Yunan kökeninden olmayan bir kişi, geri dönme niyeti olmaksızın Yunanistan dan ayrılırsa, bu kişinin Yunan vatandaşlığını yitirdiğine hükmedilebilir. Anne, babasından ikisi birden veya hayatta olanı vatandaşlığını yitirmiş olan reşit olmayan çocuklardan yurt dışında yaşayanlar da vatandaşlığını yitirmiş olarak ilan edilebilir. Vatandaşlık Konseyinin aynı yönde alacağı karara dayanarak bu konuda İçişleri Bakanı hüküm verir.

17 Genç Bakış 15 Müftülük ve Vakıflar Sorunu Türk azınlığın dini kurumlarının durumu 1913 Atina Antlaşması ile düzenlenmiştir tarihli ve 2345 sayılı yasaya göre azınlık dini kurumlarını, kendi özgür iradesiyle oluşturur ve müftülerini seçer. 24 Aralık 1990 da çıkartılan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 2345 sayılı yasa yürürlükten kaldırılarak, müftülerin valiler tarafından atanması öngörülmüştür. Yunanistan, Lozan Antlaşmasının 40. maddesini ihlal ederek Batı Trakya Türklerini bu haktan yoksun bırakmıştır. Sonuç olarak lerden bu yana uygulanmış olan bu baskılar nedeniyle Batı Trakya da yaşayan Türk azınlık bölgeden ayrılmak zorunda kalarak ya Türkiye ye ya da diğer Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.yunan hükümetlerinin uyguladığı baskılar sonucunda bir çok insanımız, başta Almanya olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşamayı tercih etti. Bu doğrultuda azınlığımızın günümüzdeki nüfusu lere düşmüştür. Batı Trakya Türk Azınlığı, Yunan yönetimlerinin bu yaklaşımlarını tasvip etmemektedir. Avrupa Birliği Üyesi bir ülkenin bu insan haklarına aykırı tutum ve uygulamaları Azınlık mensupları tarafından ciddi bir biçimde sorgulanmaktadır.

18 Genç Bakış EĞİTİM VE BAŞARI ÜZERİNE Doğrudur, azınlığın eğitim sorunu vardır. Doğrudur, Yunanistan eğitimimize gereken önemi vermemektedir.fakat asıl sorun sistemdir. Yunanistan daki sistem yeteneği ortaya çıkaran bir eğitim sistemi değildir. Akıllısı aptalı, yeteneklisi yeteneksizi, aynı sıralarda oturup aynı eğitimlerden geçtik. En önemlisi, hepimiz ezberleyen insanlar olduk (Neden ezberliyoruz hala daha anlamış değilim). Ortaokul ve lisede ezbere olan dersleri bir lise mezununa sorsak vereceği cevap Bilmiyorum olur. Bu durumda, bu eğitim değil, zaman harcamaktır. İstemediğimiz bir sürü gereksiz ders ile ilk okuldan liseye kadar geldik, sonra da henüz yeteneğimizi keşfetmeden hayatımızın kararını verdik. Bizi, o istemediğimiz dersler yerine keşke başarılı olduğumuz alanda eğitselerdi, daha iyi olmazmıydı? Her zaman yarım insan olduk. Bir söz vardır Herşey hakkında birşey bil ama birşey hakkında herşeyi bil. Biz ne yazık ki daha Türkçe yi öğrenmeden Yunanca yı öğrenmeye başladık. Çıkın Batı Trakya nın sokaklarına bir bakın, kendini anlatamayan isteklerini doğru dürüst ifade edemeyen insanlarla karşılaşacaksınız. İki lafı bir araya getiremeyen üniversite ögrencilerinden aramadığınız kadar bulabilirsiniz. Bunların içinde bende varım. Ana dilini bilmeyen bir insana, başka bir dili öğreten bir eğitim sisteminden geliyoruz ne yazık ki! Üniversite seçimi konusunda da sadece hangi bölümde okumak istediğimiz soruldu ve her zaman popüler olan meslekleri seçmemiz söylendi, hiç kimse gelip merağımız nedir diye sorup, görüşlerini belirtmedi. Herkes doktorluk, öğretmenlik veya avukatlık gibi popüler mesleklere yöneltti ve bu hala da böyle devam ediyor. Acı bir gerçektir ki, Türk milleti olarak her zaman bir kişi ne yapıyorsa onun arkasından gitmek adettir. Unutmayalım ki farklılık zenginliktir. Sistemin diğer bir sorunu ise, okulda gördüğümüz Türkçe, Yunanca, Matematik, Fizik gibi derslerin sadece beynin sol lobunu geliştirmesidir. Beynin sağ lobunu ise müzik, resim gibi dersler geliştiriyor. Fakat okullarımızda bu derslere önem verilmiyor. Kısacası beynin sol lobu mantık, matematik, analiz, konuşma, yazma fonksiyonlarını görür, sağ tarafı ise yaratıcılık, hayal gücü gibi fonksiyonlarını görür. Örnek olarak hepimiz müzik dinlerken hayal kurar, belki de büyük ütopyaları beynimizde hayal ederiz. Kısacası okullarımızda, hayal gücü ve hafıza gibi sağ beyin fonksiyonlarıyla ilgili eğitimden çok, mantık ve ezbere dayanan eğitim verilmesi sonucunda bu yeteneklerimiz büyük ölçüde yok oluyor. Tarihte, baktığımız zaman başarılı kişilerin bilerek veya bilmeyerek beyinlerinin iki tarafından da yararlandıklarını görüyoruz. Başarı için beynimizin iki tarafından da yararlanmamız gerekir. Diğer bir problem ise okul hayatıyla, hayat okulunun arasındaki farklardır. Çünkü okullar bizi sınava hazırlıyor, hayata değil. Okul hayatında anlatılmayan konudan soru

19 1717 Genç Bakış sorulmazdı, hayat okulunda soru çıkabilecek her konuyu bilmemiz bekleniyor. Okul hayatında soruların tek doğru cevabı vardı, hayat okulunda kişiye göre değişen doğru cevapları bilmemiz gerekiyor. Okul hayatında önce dersimizi öğrenir sonra sınava girerdik, hayat okulunda önce sınava çekilip sonra dersimizi alıyoruz. Okul hayatında sınavlar önceden haber verilirdi ve notumuz yüzümüze söylenirdi. Hayat okulunda insanlar bizi habersizce sınava çekiyor ve yargılarını genellikle içlerinde tutuyorlar. Okul hayatında tek dersten sınıfta kalanlara bir ek sınav hakkı daha verilirdi, bu kadar çekişmenin olduğu hayat okulunda bir basamak geri düşmek, oyunu kaybettiğimiz anlamına geliyor. Batı Trakya nın diğer bir acı gerçeği de torpildir. Gelişememizin en büyük nedenlerinden biri, herkesin senelerden beri akrabalarına, dostlarına torpil geçmesidir. Haketmedikleri yerlere bir sürü insan geldi ve hala gelmekte. Bunlar işlerini bilmezler ve yaparken öğrenirler. Bir örnekle bunu açıklamak istiyorum. Avrupalılar, bir işi öğrendikten sonra yaparlar, başarılı olurlar, Afrikalılar bir işi yaptıktan sonra öğrenirler, başarısız olurlar, bizim toplumumuz ise işi yaparken öğrendiği için hep aynı yerimizde sayarız. Başkalarının bilgileriyle bir yerlere geliriz ama ilerleyemeyiz, sadece kendi aklımızla başarılı olabiliriz. İşini iyi yapmayan bir kişi ilerleyemez ve bir toplumu asla ilerletemez. Dostlarımızla iş arkadaşı olmak yerine, iş arkadaşlarımızla dost olmayı denemeliyiz. İnanın bana karımız daha fazla olacaktır. Yazıma Martin Lutber Kingi in bir sözüyle son vermek istiyorum. Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo nun resim yaptığı, Beethoven ın beste yaptığı veya Shakespeare in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup Burada dünyanın en iyi çöpcüsü yaşıyormuş. desin. Saygılarımla Emrah BEKİR Tüm bildiklerimiz başkalarından öğrendiklerimizdir. Ahmet Şerif İzgören,Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır,Elma yayınevi. Ahmet Şerif İzgören,İş Yaşamında 100 Kanguru,Elma yayınevi. Mümin Sekman, Her Şey Seninle Başlar, Alfa Yayınevi.

20 1818 Genç Bakış NEOGÖÇMEN PORTRELER Original Message From: Ahmet, Şekerci <ahmet.sekerci@gat1995.com> To: gat1995@yahoogroups.com Sent: Thursday, April 2, :00 PM Subject: Nisan 2015 Toplantısı Değerli Genç Akademisyenler Topluluğu üyeleri, Bahar aylarının hepimizi heyecanla sardığı bu günlerde İstanbul Boğaziçi Üniversitesi nden hepinize selamlar. Bu haftaki e-toplantımıza geçmeden önce size gündemi veriyorum. Gündeme ekleme yapmak isteyen arkadaşlar varsa lütfen gündem mailime ekleme yapsın! Nisan 2015 E-Toplantı Gündemi 1-Avrupa Çapında GAT Stajyerlerinin listesinin açıklanması Uluslararası Mehmet Hilmi Tiyatro Festival programının açıklanması 3-8. Uluslararası Çınaraltı Şiir festivali programından gelişmeler O HA BE! 4-Tarım Komisyonu Alternatif Ürünler 5.Raporu 5-Minorities of Europe Human Right Training Budapeşte Kampı daveti 6-GAT 20 yıl. Kutlama Programı 7- Kızancıklar Rock Konserleri Turnesi Bu ay e-genel kurulumuza ilk defa katılan değerli arkadaşlarımıza toplantı kurallarımızı kısaca bir hatırlatmak istiyorum. 1-Yazdıklarınızı net, az ve öz yazın! Gevezelik yapmayın! 2- grubumuza Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz, ABD, Budapeşte, Bulgaristan, Rusya ve Avustralya katılan GAT üyeleri var. Unuttuğum ülke yok değil mi? Dolayısıyla e- mailinizi atarken mutlaka encoding i Windows Türkçe olarak seçin! 3- Fikir tartışıyoruz! Kişilerin görüşlerini saldırmadığınız için teşekkür ederim. Mehmet DÜKKANCI dukkanci@gmail.com 4- Her türlü duyuruya, siyasi görüşe hoş görü ile açığız! Ancak sınırları zorlamadan, sorumluluğunuzu bilerek yazmanızı bekliyoruz! 5- E-toplantımızı 2 gün sürdürüyoruz! Tüm toplantı ile ilgili fikirlerinizi bu iki gün içinde yazın! 3. günü herkes okuyamayabilir! Evet itirazı olan yoksa, Atina dan Staj Koordinatörümüz, Bilge Hakanoğlu ndan Avrupa Çapında GAT Stajyerlerinin listesinin açıklanmasını bekliyoruz. Hepinize iyi e-toplantılar! Ahmet Şekerci GAT 20. Başkanı Boğaziçi Üniversitesi İşletme 4. Sınıf Öğrencisi Boğaziçi Üniversitesi Platformu İskeçe Şehir Teşkilatı ahmet.sekerci@gat1995.com Orijinal Mesaj Από: Bilge Hakanoğlu <mpilgehakanoglou@gat1995.com> Θέμα: Avrupa Çapında GAT Stajyerlerinin listesinin açıklanması Προς: gat1995@yahoogroups.com Ημερομηνία: Πέμπτη, 2 Απριλίου 2015, 13:06 Kalimera Manges! Atina dan hepinize çok selamlar. gat1995@yahoogroups.com adresindeki ilk e-genel kurulumuza katılıp izleyen herkese ben de hoş geldiniz diyorum. GAT ın memleketimizde ilk defa geliştirdiği bu uluslararası network içinde, iletişim ve paylaşım için gerekli bir sanal oturum. Buradan her türlü bilgiyi paylaşıyor ve demokratik ilkeler çerçevesinde gerekirse tartışıyoruz. Bilmeyenlere kendimi kısaca tanıtayım. Ben Bilge Hakanoğlu, Atina Ekonomi Üniversitesinde, Ekonomi 4. sınıfta okuyorum. GAT ta 5. yılım. GAT ın Uluslararası staj programının koordinatörü ve GAT Yönetim Kurulu üyesiyim. Eveeeet! Herkesin merakla beklediği GAT uluslararası Staj programını size açıklıyorum. Açıklamadan önce eskiler kusura bakmasın agalar, yenilere olayı kısaca anlatayım. Son 6 yıldır GAT olarak batı Trakya lı öğrenciler için bir staj değişim programı organize ediyoruz. GAT üyeleri hangi üniversitelerde okurlarsa okusunlar, staja katılmak için, programa başvuruyorlar. Staj Programına başvurmanın 3 ön koşulu var. 1.Staj yapacağı ülkenin dilini iyi bilmek, 2.Staj değişim programının bedeli olan 200 Euro yu ödemek 3.Kendi bulunduğu şehirde talepler doğrultusunda bize bir staj yapılacak şirket kurum ayarlamak. Böylece staj ayarlayan herkes, başka bir şehirde de staj yapma hakkını kazanıyor. Ben ve staj koordinasyon ekibi, staj yapma taleplerini, açılan stajer pozisyonunu, GAT ın özel programına yüklüyoruz ve sonunda bir machmaking, buluşturma yapıyoruz. İşte size az sonra açıklayacağım bu