AB'N N TÜRK YE LE L fik LER NDE KANT'I ARAMAK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AB'N N TÜRK YE LE L fik LER NDE KANT'I ARAMAK"

Transkript

1 Yazar SENEM AYDIN DÜZG T Destekleyenler HAKAN ALTINAY fieyla BENHAB B CEM ÖZDEM R JEAN-FRANÇOIS LEGUIL-BAYART AB'N N TÜRK YE LE L fik LER NDE KANT'I ARAMAK TESEV YAYINLARI

2 AB NİN TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNDE KANT I ARAMAK ARALIK 2006

3 AB N N TÜRK YE LE L K LER NDE KANT I aramak ISBN X TESEV YAYINLARI DI POL T KA PROGRAMI Kitap Tasar m : Rauf Kösemen, Myra Kapak Tasar m : Umut Pehlivanoğlu, Myra Bas ma Haz rlayan: Myra Bas mevi: Artpres TESEV Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Bankalar Cad. Minerva Han No: 2 Kat: 3 Karaköy 34420, İstanbul Tel: PBX Fax: info@tesev.org.tr Copyright ARALIK 2006 Bu yay n n tüm haklar sakl d r. Yay n n hiçbir bölümü Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakf n n (TESEV) izni olmadan elektronik veya mekanik (fotokopi, kay t veya bilgi depolama, vd.) yollarla ço alt lamaz. Bu kitapta yer alan görü ler yazarlara aittir ve bir kurum olarak TESEV in görü leriyle bire bir örtü meyebilir. TESEV bu kitab n yay mlanmas ve tan t lmas ndaki katk lar ndan ötürü Aç k Toplum Enstitüsü-Türkiye ye ve TESEV Yüksek Dan ma Kurulu na te ekkür eder.

4 AB nin Türkiye ile li kilerinde Kant Aramak Bizler Avrupa Birliği üyeliğinin, hem Türkiye nin, hem AB nin ve hem de küresel toplumun çıkarlarına uygun olduğunu düşünüyoruz. Ancak Avrupa Birliği nin, Türkiye yle olan ilişkilerinde eşit muamele ilkeleri doğrultusunda hareket etmemesinden derin kaygı duyuyoruz. Bizler Türkiye nin AB üyeliğine hazır olduğunu iddia etmiyoruz; ve başta demokratik yönetişim alanında olmak üzere, üyeliğe hazır hale gelebilmesi için Türkiye nin yapması gereken birçok reform olduğunun da farkındayız. Ancak Türkiye ye karşı artarak sürdürülen ayrımcı uygulamaların, Avrupa kavramının üzerinde şekillendiği Aydınlanma ilkelerine aykırı olduğunu ve Kantçı ideallerle yönetilen bir Avrupa nın oluşumunu tehlikeye attığını düşünüyoruz. Bu bakış açısı, 1997 Lüksemburg Zirvesi ni takip eden süreçte söz konusu endişelere yol açan temel olayların saptanmasını gerektiriyor. Bu raporun temel amacı, AB nin, hakkaniyet ve eşit muamele konularında kendi resmi açıklamalarına ne ölçüde bağlı kaldığını ve Kantçı ideallerin ihlal edildiği yönündeki iddiaların doğru olup olmadığını tespit etmektir. Bu rapor iki ayrı noktaya odaklanmaktadır. Birinci nokta, AB nin Türkiye yle ilgili politikalarında açıkça görülen çifte standartla ilgilidir 1. Bu çifte standardı, AB nin Türkiye ye ve diğer aday ülkelere karşı tutumunu karşılaştırarak ortaya koyacağız. AB nin üye ve aday ülkelerle ilişkilerinde, özellikle de insan hakları ve azınlıkların korunması konularında, açıkça ayrımcılık yaptığı artık yaygın kabul görmektedir; raporda bu ayrımcılığın belirgin örneklerini de tartışacağız. 2 Raporun ikinci odak noktası ise, AB nin Türkiye ye verdiği sözleri tutmadığı ya da ilgili meseleler üzerine yapılan tartışmalarda konuyu sistematik olarak çarpıttığı durumlarla ilgilidir. Bugün AB nin, ayrım çizgilerinin olmadığı ve başkasına, sana davranılacağı gibi davran anlayışının hakim olduğu bir Avrupa tahayyül eden Kantçı idealden nasıl saptığını göstermek için bu görevin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. G R Avrupa Birliği nin genişlemesiyle ilgili gündemin belki de en tartışmalı konusu Türkiye nin Birlik e katılımı konusudur Helsinki Zirvesi nde AB, Türkiye ye diğer aday ülkelere uygulanan kriterler temelinde Birlik e dahil olması beklenen aday ülke statüsü verdi. 3 O tarihten itibaren Türkiye, katılım müzakelerinin açılabilmesi 1 Burada, Avrupa Konseyi nin, Avrupa Komisyonu nun ve Avrupa Parlamentosu nun söylemleri ve/ya da eylemlerine odaklanılacaktır. Konsey, hükümet temsilcileri ve devlet başkanlarını da içerecek şekilde daha geniş bir ölçekte ele alınacaktır. 2 Bkz. Gerard Delanty ve Chris Rumford (2005), Rethinking Europe: Social Theory and the Implications of Europeanisation, s Helsinki Zirvesi Sonuç Belgesi, Aralık

5 için gerekli olan Kopenhag siyasi kriterlerine uyum yolunda demokratik reformları gerçekleştirmek için çaba sarfetmiştir. Aynı dönemde Avrupa Birliği ise 10 ülkeyi kapsayan doğu genişlemesini tamamlamış, Avrupa Anayasası önerisinin Fransa ve Hollanda da yapılan referandumlarda reddedilmesiyle kriz yaşamış, Hırvatistan la üyelik müzakerelerine başlamış ve genişleme sürecinin diğer Batı Balkan ülkelerini de kapsayacak şekilde ilerleyeceği yönünde uzun vadeli taahhütte bulunmuştur. Bu dönemde genişleme sürecinin kültürel, toplumsal, coğrafi ve jeopolitik sonuçları üzerine yürütülen yoğun tartışmalar, dikkatleri AB nin Türkiye yle ilişkilerini zeminlendirdiği normatif ve siyasi düzlemlere çekmiştir. Resmi söylem düzeyinde, AB bu ilişkileri hakkaniyet ve eşit muamele ilkeleri çerçevesinde düzenlemektedir Helsinki Zirvesi, AB resmi söyleminin Türkiye ye yönelik eşit muamele ilkesinin altını çizdiği ilk olmasa da en çok bilinen örneğidir. Ekonomik ve siyasi standartları yakalayamadığı gerekçesiyle Türkiye nin ilk iki genişleme dalgasının dışında tutulmasına karar verildiği 1997 Lüksemburg Zirvesi nde dahi, Türkiye nin başvuru sahibi diğer ülkelere uygulanan kriterler temelinde değerlendirileceği belirtilmişti. 4 Benzer şekilde, AB nin genişlemeden sorumlu eski komiseri Gunter Verheugen de, Avrupa nın, Türkiye ye yönelik olarak diğer yeni üye ülkelere uyguladığı yöntem ve standartların, kriter ve kuralların aynılarını uygulaması gerektiğini, Türkiye için daha yüksek ya da daha alçak standartların olmaması ve çifte standart uygulanmaması gerektiğini ifade etmişti. 5 Bizler Avrupa Birliği üyeliğinin, hem Türkiye nin, hem AB nin ve hem de küresel toplumun çıkarlarına uygun olduğunu düşünüyoruz. Ancak Avrupa Birliği nin, Türkiye yle olan ilişkilerinde eşit muamele ilkeleri doğrultusunda hareket etmemesinden derin kaygı duyuyoruz. Bizler Türkiye nin AB üyeliğine hazır olduğunu iddia etmiyoruz; ve başta demokratik yönetişim alanında olmak üzere, üyeliğe hazır hale gelebilmesi için Türkiye nin yapması gereken birçok reform olduğunun da farkındayız. Ancak Türkiye ye karşı artarak sürdürülen ayrımcı uygulamaların, Avrupa kavramının üzerinde şekillendiği Aydınlanma ilkelerine aykırı olduğunu ve Kantçı ideallerle yönetilen bir Avrupa nın oluşumunu tehlikeye attığını düşünüyoruz. Bu bakış açısı, 1997 Lüksemburg zirvesini takip eden süreçte söz konusu endişelere yol açan temel olayların saptanmasını gerektiriyor. Bu raporun temel amacı, AB nin, hakkaniyet ve eşit muamele konularında kendi resmi açıklamalarına ne ölçüde bağlı kaldığını ve Kantçı ideallerin ihlal edildiği yönündeki iddiaların doğru olup olmadığını tespit etmektir. Bu rapor iki ayrı noktaya odaklanmaktadır. Birinci nokta, AB nin Türkiye yle ilgili politikalarında açıkça görülen çifte standartla ilgilidir 6. Bu çifte standardı, AB nin Türkiye ye ve diğer aday ülkelere karşı tutumunu karşılaştırarak 4 Lüksemburg Zirvesi Sonuç Belgesi, Aralık Judy Dempsey, EU Appeals for Fairness over Turkish Talks, Financial Times, 28 Mayıs Burada, Avrupa Konseyi nin, Avrupa Komisyonu nun ve Avrupa Parlamentosu nun söylemleri ve/ya da eylemlerine odaklanılacaktır. Konsey, hükümet temsilcileri ve devlet başkanlarını da içerecek şekilde daha geniş bir ölçekte ele alınacaktır. 2

6 ortaya koyacağız. AB nin üye ve aday ülkelerle ilişkilerinde, özellikle de insan hakları ve azınlıkların korunması konularında, açıkça ayrımcılık yaptığı artık yaygın kabul görmektedir; raporda bu ayrımcılığın belirgin örneklerini de tartışacağız. 7 Raporun ikinci odak noktası ise, AB nin Türkiye ye verdiği sözleri tutmadığı ya da ilgili meseleler üzerine yapılan tartışmalarda konuyu sistematik olarak çarpıttığı durumlarla ilgilidir. Bugün AB nin, ayrım çizgilerinin olmadığı ve başkasına, sana davranılacağı gibi davran anlayışının hakim olduğu bir Avrupa tahayyül eden Kantçı idealden nasıl saptığını göstermek için bu görevin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Rapor, başlıca sekiz durumda Kantçı ideallerin nasıl ihlal edildiğini gösterecektir. Sözkonusu durumlar şunlardır: müzakere çerçevesinde yapılan ayrımcılık, AB nin Türkiye nin üyeliğine dair ayrımcı söylemleri, Birlik in hazmetme kapasitesine dair tartışmalar, Birlik in Kıbrıs sorununa ilişkin tavrı, Kopenhag siyasi kriterleri bağlamında uygulanan çifte standart, AB nin insanlığa karşı suç işlemiş olmakla suçlanan iki kişiye (Öcalan ve Gotovina) farklı yaklaşımı, Birlik in Türkiye deki zina tartışmalarına yaklaşımı, ve Türkiye ye uygulanan vize rejimi. 1. Ayrımcı Söylemler: Üyel k b r hak mıdır yoksa b r ayrıcalık mı? Başlangıçtan itibaren, Roma Anlaşması AB kapılarının bütün Avrupa demokrasilerine açık olacağını belirtmiş ve o tarihten sonra yapılan anlaşmayla ilgili revizyonlar (fiili ya da Anayasa da önerildigi şekilde) bu durumu değiştirmemiştir. Hem resmi anlamda hem de pratikte Avrupa, Avrupa Konseyi üyelik haritasıyla tanımlanabilir. Dolayısıyla gerekli bütün koşullar yerine getirildiği takdirde, üyelik talebi üye ülkeler tarafından behşedilen bir ayrıcalık olmaktan ziyade bir hak olarak tanımlanmıştır yılı Şubat ayında Birlik in benimsediği Tek Avrupa Deklarasyonu da genişleme sürecinin sürekli, kapsayıcı ve geri dönüşsüz doğasına vurgu yapmaktadır yılı Şubat ayında gerçekleştirilen Kopenhag Zirvesi nde, 2004 yılı Aralık ayında Avrupa Konseyi, Komisyon un raporu ve tavsiyesi ışığında, Türkiye nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdiğine kanaat getirirse, AB vakit kaybetmeden müzakerelere başlayacaktır kararı alınmıştı. Dolayısıyla, beklendiği üzere 2004 yılı Türkiye nin Birliğe alınması meselesiyle ilgili yoğun tartışmalarla geçti. Ancak, tartışmaların tamamı, 1999 dan beri kaydedeğer iyileşme sağlayan ve Avrupa Komisyonu nun 6 Aralık 2004 tarihli tavsiye kararında da belirtildiği gibi müzakerelere başlanabilmesi için gerekli standardı yakalamış olan Türkiye demokrasisi üzerine değildi. 8 7 Bkz. Gerard Delanty ve Chris Rumford (2005), Rethinking Europe: Social Theory and the Implications of Europeanisation, s Türkiye deki demokratik reformlar süreciyle ilgili olarak bkz. Senem Aydin ve E. Fuat Keyman, European Integration and the Transformation of Turkish Democracy, EU-Turkey Working Paper Sayı.2, Centre for European Policy Studies (CEPS), Brüksel, Ağustos

7 Aday ülkeye verilen resmi taahhüde ve Komisyon un tavsiye kararına rağmen, tartışmaların çoğu Türkiye nin prensipte AB üyesi olup olamayacağı üzerine yoğunlaştı. Aralık 2004 de gerçekleştirilen Brüksel Zirvesi ardından Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel tam üyeliğe bir alternatif bulunması gerektiğini defalarca tekrarladı. Benzer şekilde Fransa Başbakanı Jean-Pierre Rafarrin de Türkiye yle müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda devreye sokulabilecek bir alternatif oluşturulması çağrısını yaptı. 9 Avrupa Parlamentosu ndaki Muhafazakar ve Hıristiyan- Demokrat gruplar Türkiye ye tam üyelik yerine ayrıcalıklı ortaklık önerilmesi için bütün bir yıl boyunca yoğun lobi faaliyetlerinde bulundular. Dahası, Sosyalistlerin, Liberallerin ve Yeşillerin şeffaflık ilkesini çiğneyeceği gerekçesiyle itiraz etmelerine rağmen, Parlamento da Türkiye üzerine gizli oylama gerçekleştirerek AB genişleme tarihinde bir ilke imza attılar. Kültürel farklılık ve kimlik meseleleri de Türkiye nin Birlik e alınması olasılığı üzerine yapılan hararetli tartışmaların ana temalarından bir tanesiydi. Türkiye üzerine oluşmuş söylem konsensüsünü bozan kişi, 2002 yılında Türkiye bir Avrupa ülkesi değildir, başkenti Avrupa da değildir diyen Fransa eski Cumhurbaşkanı ve Avrupa nın Geleceğine İlişkin Konvansiyon un Başkanı Valérie Giscard d Estaing olmuştu. Türkiye nin farklı bir kültürün, farklı bir dünya görüşünün parçası olduğunu söyleyen d Estaing, Türkiye nin entegrasyonunun Avrupa nın sonu anlamına geleceğini iddia ediyordu. Türkiye, müzakerelere başlayabilmek için gerekli olan AB standartlarına yakınlaştıkça bu türden ifadeler daha yaygın olarak dile getirilmeye ve artık kimsenin dikkatini çekmeyecek derecede tolere edilmeye ve kabul görmeye başlamıştı. Kritik Aralık 2004 Zirvesi ardından, Fransa Başbakanı Raffarin verdiği bir röportajda şunları söylemişti: Erdoğan ın iyi niyetinden kuşku duymuyoruz, ancak mevcut ve gelecek hükümetler Türkiye toplumuna Avrupa insan hakları değerlerini ne ölçüde benimsetebilirler?...islam nehrinin laiklik nehir yatağına girmesini istiyor muyuz? 10 Fransa da iktidarda olan UMP nin (Halk Hareketi İçin Birlik) Başkanı ve İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy fikirlerini kısaca şöyle özetlemişti: Eğer Türkiye Avrupalı olsaydı, bundan haberimiz olurdu. Avrupa kimliğinin, tehdit olarak algıladığı ve ötekileştirdiği Türkiye ye karşı kurulması gibi, kimlikleri sabit, statik, ikili ve birbirine karşıt olarak kuran bu türden bir söylem, başta Hıristiyan Demokratlar ve Aşırı Sağcılar olmak üzere, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri tarafından da yaygın olarak kullanılmıştır. Örneğin, Avrupa Parlamentosu nda Avrupa Halk Partisi ve Avrupa Demokratları (EPP-ED grubu) adına konuşan Hans Gert Poettering, Türkiye nin AB ye girmesi durumunda Avrupa nın kimliğini kaybetmesinden, AB nin birlik ve beraberliğini sağlayan biz hissinin kaybolmasından büyük endişe duyduğunu dile getirmişti Raffarin to Reform 35 Hour Week, BBC News Europe, 9 Aralık Raffarin Demurs at Turkey s EU Bid, Wall Street Journal, 23 Eylül Avrupa Parlamentosu Oturumu, Turkey s Progress towards Accession [Türkiye nin Katılıma Doğru İlerleyişi], 13 Aralık 2004, 4

8 Avrupa Komisyonu da, bu özcü dini ve kültürel kimlikler anlayışıyla kirlenmiş olan söylemden nasibini almıştı. Komisyon un, rapor ve tavsiye kararını açıklayacağı Ekim 2004 tarihine kadar, Türkiye üzerine kendi içinde yaptığı tartışmaları dışarı yansıtmama stratejisine rağmen, Komisyon un Tarım Komiseri Franz Fischler Genişlemeden Sorumlu Komiser Verheugen e bir mektup yazarak Türkiye nin kendine özgü bir toplum olduğunu, Avrupalı olmaktan çok doğulu olduğunu ve AB nin ortak kimliğini zayıflatabileceğini öne sürmüştü. Fischler, kültürel, dini ve tarihsel kriterler bakımından Kafkas ülkeleri, Rusya ve Ukrayna nin Türkiye ye göre daha Avrupalı oldugunu ifade etmiştir. 12 Benzer görüşleri dile getiren Avrupa Komisyonu Ortak Pazar Komiseri ve Hollanda Liberallerinin lideri Fritz Bolkestein, 70 milyon Müslüman ın AB ye katılmasına izin verilmesi halinde Avrupa Hıristiyan medeniyetinin İslam tarafından istila edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Bolkestein, ayrıca bunun, Osmanlı ordusunun Viyana kapılarında yenildigi 1683 u unutmak anlamına geleceğini de eklemişti. Yani artık kültürel, dini ve coğrafi farklılıklar yanında tarihsel hafıza da sözkonusu iki oluşum arasında aşılamaz farklılıklar yaratmak için açıkça kullanılmaya başlanmıştı. Şu açıkça görülmektedir ki, kimlik kaybı korkusu ve bununla beraber gelen sınırları sabitleme ihtiyacı, Avrupa Birliği ndeki Türkiye tartışmasının temel meseleleri haline gelmiştir. Bu tartışmalarda Avrupa, aşkın ya da içsel olmayan ortak değerler üzerine kurulu bir siyasi proje olmaktan çok, farklılıklarla ve çeşitlilikle yaşayamayan ortak bir kültürel ve tarihi kimlik olarak kurgulanmaktadır. Bu durum diğer aday ülkelere karşı takınılan tavırla tam bir tezat teşkil etmektedir. Bir yandan, AB içinde doğuya doğru genişleme konusu hiç bir zaman gerçek anlamda sorgulanmadı. Başlangıçtan itibaren verilen mesajlarda herhangi bir çelişki yoktu, kriterler oldukça net ve açıktı. Tam üyelik ilkesi hiç bir zaman sorgulanmamıştı. Diğer yandan AB nin Türkiye ye verdiği taahhütler; belirsiz mesajlar, çelişkili taahhütler ve sınırlar gibi Türkiye nin iradesi dışında kalan gerekçeler üzerine kurulmuş itirazlarla tanımlanmaktadır. AB nin tavırlarındaki bu eşitsizlik aşağıda incelenen başka alanlarda da görülmektedir. 2. Katılım Müzakereler n n Açılması ve Müzakere Çerçeves Konsey in Aralık 2004 de, Türkiye yle katılım müzakerelerinin 3 Ekim 2005 de başlatılması yönünde karar almasına rağmen, 2005 yılının büyük bir kısmı bu kararı sorgulamakla ve inandırıcılığıyla ilgili şüpheleri dile getirmekle geçti. Avusturya, tam üyelik olasılığı nı baştan yok saymak mümkün olmasa da, üyelik müzakerelerinin amacının tam üyelik olmaması gerektiği konusunda son dakikaya kadar ısrarcı oldu. 13 Genel seçimleri kazanmasından bir ay önce, Angela Merkel AB deki muhafazakar 12 Fischler Criticises EU Plans for Turkey, Financial Times, 10 Eylül EU Seeks to Resolve Austrian Doubts over Turkey, Financial Times, 26 Eylül

9 hükümet liderlerine birer mektup göndererek Türkiye yle katılım müzakerelerinin açık uçlu bırakılıp, tam üyeliği değil imtiyazlı ortaklıklığı hedeflemesi gerektiğini öne sürdü. Bu, daha önceki duruş ve taahhütlerinden dönen Fransa nın, 3 Ekim de müzakerelerin başlayabilmesi için Kıbrıs ın tanınması şartını öne sürmesiyle örtüşen bir tavırdı. 14 Avrupa Parlamentosu ndaki Hıristiyan Demokrat grup da, ne Türkiye nin ne de AB nin hazır olduğu gerekçesiyle müzakerelerin başlamaması gerektiği konusundaki ısrarlı tutumunu sürdürüyordu. Nihayet bu tutum, çok açık bir biçimde Türkiye yle müzakere çerçevesine de yansıtıldı. En sonunda AB, Hırvatistan la aynı günde Türkiye yle de üyelik müzakerelerini başlattı, ancak iki ülke için hazırlanan müzakere çerçeve belgeleri 15 arasındaki büyük farklar, AB nin iki aday ülkeye karşı eşit davranmadığının göstergesiydi. Hırvatistan için hazırlanan müzakere çerçevesinde, doğaları gereği müzakereler sonuçları önceden garanti edilemeyecek olan açık uçlu süreçlerdir ifadesi yer alırken, aynı cümlenin Türkiye için doğaları gereği uyarısı olmadan tekrar ediliyor olması, bunun Türkiye için basit bir retorik meselesinin ötesinde olduğunu ima etmektedir. Benzer şekilde, sadece Türkiye nin müzakere çerçeve belgesi aşağıdaki bölümü içermektedir: Birliğin hazmetme kapasitesi de dahil olmak üzere, Kopenhag kriterlerinin tamamı göz önünde tutulduğunda, şayet Türkiye üyeliğin bütün yükümlülüklerini yerine getiremezse Türkiye nin Avrupa yapılarına mümkün olan en güçlü bağlarla bağlanması sağlanmalıdır. İmtiyazlı ortaklık gibi farklı alternatifleri gündeme getiren ve hazmetme kapasitesi nin Kopenhag kriteri olarak altını çizen bu türden bir cümle Hırvatistan metninde bulunmamaktadır. Hazmetme kapasitesi kavramı, hem Birliğin hem de Hırvatistan ın çıkarına olan önemli bir husus olarak Hırvatistan metninde sadece bir kez karşımıza çıkmaktadir. Türkiye örneğinde ise Komisyon, müzakereler süresince bu hazmetme kapasitesini -Türkiye nin üyelik perspektifinden kaynaklanan meseleler üzerine Ekim 2004 de yayınlanan rapordaki bütün meseleleri de kapsayacak şekilde ve Konseyi, Türkiye nin üyelik şartlarını yerine getirip getirmediğini değerlendirirken bilgilendirmek amacıyla- izlemekle yükümlü sayılmıştır; Hırvatistan la müzakereler için benzer bir tedbir ise önerilmemiştir. Türkiye nin katılımı sonrasında söz konusu olacak geçici düzenlemeler ya da derogasyonlara ilişkin koşullar üzerine söylenenler, AB nin iki ülkeye karşı 14 Turkey s EU Dream Dealt Double Blow as Chirac and Merkel Raise Doubts, The Guardian, 27 Ağustos Bkz. Müzakere Çerçevesi (Türkiye) ve Müzakere Çerçevesi (Hırvatistan), 3 Ekim 2005, percent22 percent22negotiating percent20framework percent22 percent2c percent22turkey percent22 percent22 and percent22 percent22negotiating percent20framework percent22 percent2c percent22croatia percent22 percent22 6

10 tutumundaki keskin ayrımı gözler önüne sermektedir. Hırvatistan ın müzakere çerçeve belgesi, önceki katılım müzakerelerinin ruhuna uygun bir biçimde, geçici önlemlerin ve özel düzenlemelerin, özellikle de korunma hükümlerinin Birlik in çıkarına uygun bir biçimde düzenlenebileceğinin altını çizerken, benzer hükmün Türkiye ye ilişkin olanı hem siyasi hem de hukuki olarak itiraz edilebilir noktaları içermektedir ve bu nedenle burada bu hükmün tamamının olduğu gibi aktarılması gerekir: Uzun geçiş dönemleri, derogasyonlar, özel düzenlemeler ya da kalıcı korunma önlemleri, yani korunma önlemlerine temel oluşturup sürekli kullanıma hazır olacak olan hükümler değerlendirilebilir. Komisyon, kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ya da tarım gibi alanlarla ilgili tasarılarına bunları uygun bir şekilde dahil edecektir. Ayrıca, kişilerin serbest dolaşımıyla ilgili nihai karar alma sürecinde Üye Ülkelerin ferdi olarak azami söz hakkı olmalıdır. Geçici düzenlemeler ve korunmalar, ortak pazarın işleyişi ve rekabet üzerine etkileri bağlamında gözden geçirilmelidir. Bu hükümler, AB nin tüm üye ülkelerin eşitliğini sağlamak amacıyla oluşturduğu kendi yasaları ve siyasi ilkeleri ile çevrili savunma alanının içine Truva atının sokulabilmesini mümkün kılmaktadır. 16 Bu, Birlik in üzerine kurulduğu değerlere ve ilkelere tamamiyle aykırı bir durumdur. AB yasalarından kalıcı derogasyonlar yapılmaması ve yeni üyelerin uygulama dışında kalmalarıyla ilgili kalıcı hükümler olamayacağı ilkeleri, daha önceki genişlemelerde AB doktirininin temel bir unsuru olmuştur. 17 Dolayısıyla, müzakere çerçeve belgesinin yukarda bahsedilen diğer bütün hükümlerinin ruhuna uygun düşecek şekilde siyasi olarak ikinci sınıf üyeliğin kapılarını açabilmek için, genişleme tarihinde ilk kez AB yasalarının bu şekilde ihlal edilmesi önerilmiştir. 3. Hazmetme Kapas tes Tartışması AB nin hazmetme kapasitesi, Türkiye nin katılımıyla ilgili tartışmanın önemli bir öğesi olmuştur. Hazmetme kapasitesi kavramı yeni bir kavram değildir. Nitekim, 1993 Kopenhag Zirvesi nden beri gündemdedir. Kopenhag Zirvesi sonuç bildirgesinde Avrupa entegrasyonunun dinamigi korunurken, Birlik in yeni üyeleri hazmedebilme kapasitesinin, hem Birlik in hem de aday ülkelerin genel çıkarına olan önemli bir husus olduğu ifade edilmişti. 18 Ne var ki, hazmetme kapasitesi önceki genişleme evresinde önemli bir yer tutmamıştı. Kurumsal, politik ve bütçeye ilişkin reformlar gündeme getirilirken, hazmetme kapasitesi açık bir biçimde AB nin, aday ülkelerin katılımı öncesinde ele alması gereken bir görev olarak takdim edilmişti Michael Emerson, Vade Mecum for the Next Enlargements of the European Union, CEPS Policy Brief, Sayı.61, Aralık 2004, s Ibid. 18 European Council Meeting in Copenhagen [Avrupa Konseyi Kopenhag Toplantısı], 21-22, Haziran SN 180/1/93, s Bkz Aralık 1997 Luxembourg Presidency Conclusions [Lüksemburg Başkanlık Sonuç Belgesi]. 7

11 Hazmetme kapasitesi kavramı, 2005 yılında, Türkiye nin katılımıyla ilgili tartışmalarda ve Fransa ve Hollanda da Anayasa önerisinin reddinde, ki bu redler sözkonusu iki ülkedeki siyasi seçkinlere göre Avrupa projesinin işleyişiyle ilgili genel memnuniyetsizliğin göstergesiydi, tekrar su yüzüne çıktı. Tartışma, Türkiye nin büyüklüğüne, nüfusuna (70 milyon), kültürüne ve AB vatandaşları arasındaki kötü imajına odaklanmıştı. Yorumcular AB nin Türkiye gibi bir ülkeyi hazmetmede ciddi sıkıntılar yaşayacağını öne sürüyorlardı ve hazmetme de, yukarıda tartışılan kalıcı korunmalar ve tam üyeliğe alternatifler gibi, Türkiye nin müzakere çerçeve belgesine dahil edilmişti. Fransa, Avrupa da AB nin Türkiye yi hazmedip hazmedemeyeceğine ilişkin tartışmaların yönlendirilmesinde kilit bir rol oynuyordu. 20 Fransa ya göre hazmetme kapasitesi problemi hem Türkiye hem de Batı Balkan ülkeleri için geçerli olsa da, ağırlık, özellikle de Fransa da referandumun başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Türkiye üzerindeydi. Nitekim Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, gelecekteki AB genişleme projelerinin Fransa da refarandumla onaylanması şartını getiren anayasa değişikliğini desteklemişti. Bu kararla ilgili asıl dikkat çekici olan nokta şuydu: Türkiye ve Hırvatistan aynı zamanda AB görüşmelerine başlamalarına rağmen, Madde nin yazılış tarzı dolaylı olarak Hırvatistan ın bu Madde den etkilenmemesini sağlamıştı. 21 Haziran 2006 Zirvesi nde hazmetme kapasitesi konusunu gündeme getiren yine Cumhurbaşkanı Chirac olmuştu. Chirac a göre AB genişleme süreci ancak bu süreç kontrol edilebildiği ve daha iyi anlaşılabildiği takdirde devam ettirilmeliydi. AB nin hazmetme kapasitesi nin kurumsal, mali ve siyasi bileşenleri olduğuna dikkat çeken Chirac, siyasi bileşenin üye ülke halklarının görüşlerinin dikkate alınması ve onlara evet ya da hayır diyebilme fırsatının verilmesi olarak tanımlıyordu. 22 İktidardaki UMP partisi sürekli olarak kültürel, coğrafi, kurumsal ve bütçeye ilişkin nedenlerden dolayı AB nin Türkiye yi hazmedemeyeceğini öne sürüyordu. Fransız orta-sağında yer alan bir çok kişi, daha da ileri gidip, AB nin Turkiye yi de içeren genişleme projesinin, 20 Fransız söylemlerinde asimilasyon kapasitesi çoğunlukla hazmetme kapasitesi yle aynı anlamda kullanılmaktadir. 21 Fransız Anayasası nın 88.5 numaralı maddesi Birlik e katılımları 1 Temmuz 2004 tarihinden önce düzenlenmesi kararlaştırılan Hükümetler Arası Koferans la (IGC) belirlenen devletlere uygulanmaz. Hırvatistan için IGC 1 Temmuz 2004 den sonra düzenlendi, ancak bu IGC yi düzenleme kararı 1 Temmuz 2004 den önce Haziran 2004 tarihli Avrupa Zirvesi nde alınmıştı. (Soz konusu Avrupa Zirvesi nin Başkanlık Sonuç Belgesi nde, 34. maddede şu ifadeler yer almaktaydı: Avrupa Konseyi, Hırvatistan la müzakereleri başlatmak amacıyla 2005 yılı başlarında Hırvatistan ın da katılımıyla hükümetler arası konferans düzenlemeye karar vermiştir. ) Hırvatistan la katılım müzakerelerinin öngörüldüğü gibi 17 Mart 2005 de başlamayıp, 3 Ekim 2005 de (Türkiye yle birlikte) başlamış olması söz konusu Anayasa maddesinin uygulanmasında herhangi bir değişikliğe yol açmam t r, çünkü söz konusu maddenin uygulanmasında belirleyici olan IGC nin düzenlenme tarihi degil, IGC yi düzenleme kararın n al nd tarihtir. 22 Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Avrupa Konseyi ardından düzenlenen basın toplantısı, Brüksel, 16 Haziran

12 referandumun Fransa kamuoyu tarafından reddedilmesinin arkasında yatan temel neden olduğunu ifade ediyordu. 23 AB nin hazmetme kapasitesi, Almanya daki genişleme tartışmalarında da önemli bir yer tutuyor. Koalisyon Sözleşmesi nin genişlemeyle ilgili kısmı şu şekilde başlıyor: Avrupa Birliği nin yeni üyeleri hazmedebilme kapasitesine aşırı yük olmayacak ihtiyatlı bir genişleme politikası, kıtamızda barış ve istikrara önemli bir katkı sağlayacaktır. Hırvatistanla katılım müzakerelerinin başlatılmasını memnuniyetle karşılayan ve Batı Balkan ülkeleri için, Selanik deklarasyonunda oluşturulan Avrupa perspektifini onaylayan belge, AB nin Türkiye yle ilişkileri bağlamında hazmetme kapasitesi nin önemine yeniden vurgu yapıyor. Sözkonusu belgeye göre Türkiye, ekonomik, demografik ve kültürel anlamda AB için zorlu bir ülke. Böylesi bir değerlendirme, AB nin bu ülkeyi hazmetme kapasitesi olmaması durumunda yine imtiyazlı ortaklık politikası geliştirilmesi ihtiyacına işaret ediyor. 24 AB kurumları da tartışmada pozisyon aldılar. Mayıs 2006 tarihli bir kararda, Avrupa Parlamentosu hazmetme kapasitesini yeni ülkelerin katılımı için gerekli bir kriter olarak tanımlamıştı ve coğrafi sınırları da dahil olmak üzere AB nin doğasını tanımlamanın hazmetme kapasitesi kavramını anlamak için elzem olduğunu öne sürmüştü yılından itibaren ülkede hızlanan reform süreciyle birlikte Türkiye nin Birlik e katılım olasılığı arttıkça söz konusu kavramin AP nin Türkiye raporlarında Kopenhag Kriterleri nin bir parçası olarak sürekli tekrarlanmaya başlandığı görülmektedir. Daha önceki müzakerelerin aksine, Türkiye nin durumunda Avrupa kamuoyunun müzakeler ve Türkiye nin kaydettiği ilerlemeler konusunda sürekli ve yoğun bir biçimde bilgilendirilmesi gerektiğini öne süren son AP Türkiye raporu, toplumsal/kamusal hazmetme nin önemini daha da ön plana çıkarmaktadir. 25 Öte yandan Avrupa Komisyonu bu konuda daha ihtiyatlı bir duruşa sahip olmuştur. Komisyon, AB koşulluluk ilkesinin aday ülkelerde bir engelle karşılaşmaması için, uzlaşmacı bir çerçeve içerisinde tartışmanın uygun bir şekilde yapılandırılması gereğine dikkat çekmiştir. Olli Rehn, bu noktayı Haziran 2006 Konsey Zirvesi nin ardından, Avrupa da bu tartışmanın doruğa ulaştığı dönemde dile getirmiştir: Bu hazmetme kapasitesi bulutu Türkiye nin üzerine getirilmişti, ardından doğu rüzgarları Boğazlar üzerinden batıya doğru esmeye başladı ve bulut Batı Balkanların üzerinde durdu. Ve bu meseleyi Batı Balkanlardaki tartışmaya da bulaştırmaya başladı Bu nedenle, tartışmadan yanayım, evet, yeni bir uzlaşma bulmadan 23 Le Non Souligne les Difficultés de l Elargissement (The No Underlines the Difficulties of Enlargement), Le Monde, 30 Mayıs CDU, CSU ve SPD arasındaki Koalisyon Anlaşması, IX. Bölüm, Germany as a Responsible Partner in Europe and the World [Avrupa ve Dünya da Sorumlu bir Ortak olarak Almanya], 11 Kasım 2005, bundestag.de/aktuell/archiv/2005/koalition/vertrag_en.pdf 25 European Parliament Resolution on Turkey s Progress towards Accession [Türkiye nin Katılıma Doğru İlerleyişi üzerine Avrupa Parlamentosu Kararı], 27 Ekim

13 yanayım, ancak tartışmayı ortak ilkelerle ve ortak politik yol gösterici ilkelerle sonuçlandırarak 26 Komisyon un bu ihtiyatlı duruşu da kurum içinde homojen değildi. Haziran 2006 Konsey Toplantısı ardından Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barosso, bazi üye ülkelere ve AP tartışmalarına daha yakın bir tavır sergileyerek Türkiye nin AB ye katılmasının çok zor olacağını iddia etmişti. Bu, taleplerin sadece Türkiye ye dayatılması anlamına gelmeyecek, aynı zamanda AB ye de birçok kişi tarafından ortalama Avrupa dan farklı bir kültüre sahip olduğu düşünülen böyle önemli ve büyük bir ülkeyle uyum içinde entegre olma talebi dayatılmış olacaktı. 27 Yukardaki tartışmanın gösterdiği gibi, AB nin Türkiye yi hazmedip hazmedemeyeceği meselesinin toplumsal, kurumsal ve mali boyutları bulunmaktadır. Meselenin toplumsal boyutunun öneminin, 2006 yılında yapılan ve AB vatandaşlarının Birlik in Türkiye yi kapsayacak şekilde genişlemesine verdiği desteğin düşük olduğunu gösteren anayasa referandumları sırasında gittikçe daha da arttığı görülmektedir. Şu bir gerçek ki, Avrupa da, Türkiye nin AB ye katılmasına karşı olan geniş kesimler bulunmaktadır yılında, AB vatandaşlarının %48 i, gelecekte AB ailesi içinde görmeyi diledikleri ülkelerle ilgili soruya, Türkiye nin katılımına karşı olduğu yanıtını verirken, %39 u Türkiye nin üyeliği yönünde olumlu görüş bildirmiştir. 28 Ancak, bu verilere ilişkin değerlendirmelerde genellikle göz ardı edilen iki hayati nokta bulunmaktadır. Birincisi, AB nin daha önceki genişlemelerinde, belirli ülkelerin katılımına verilen desteğin, zaman içinde inip çıkarak dalgalanma eğilimi göstermiş olmasıdır; herhangi bir ülkenin Birlik e girmesi konusunda karar zamanı geldiğinde, Avrupa kamuoyunun eğilimi değişebilmektedir yılında, 12 yeni ülkenin katılımının söz konusu olduğu genişleme süreci resmen başlatıldığında, AB vatandaşları arasında bu yeni adayların Birlik e girmesine verilen destek, başvuran ülkelerin tümü için %50 nin altındaydı. Slovakya ve Bulgaristan için %36; Estonya, Letonya ve Litvanya için %35; Slovenya ve Romanya için %33 gibi çok düşük oranlar söz konusuydu yılında, 10 ülkeyle yürütülen müzakereler sona erdiğinde ise, destek oranı, Bulgaristan (%39), Romanya (%38) ve Slovenya (%35) dışındaki tüm ülkeler için %40 ya da daha yüksek düzeylere çıkmıştı. 30 Bu durum yalnızca destek düzeyinde dalgalanmalar olabileceğini değil, aynı zamanda, belirli ülkelere verilen desteğin görece 26 Komiser Olli Rehn in Politika Brifing inden Alıntılar, 19 Mayıs 2006 Brüksel, European Policy Centre (EPC) [Avrupa Politika Merkezi] tarafından düzenlendi. 27 Leaders Chart Future for Europe, BBC News Europe, 19 Haziran Attitudes towards European Union Enlargement, Special Eurobarometer 255, Temmuz 2006, s.69-71, 29 Standard Eurobarometer 48, Mart 1998, s.55, 30 Standard Eurobarometer 58, Mart 2003, s.87, 10

14 düşük olmasının, tartışma konusu yapılmadığı gibi, önceki genişleme turunda, Birlik e girişin önünde bir engel olarak da zikredilmediğini göstermektedir. Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta ise, AB nin, kurumları ve üye ülkeleriyle, kamuoyunun şekillenmesinde oynadığı roldür. Kamuoyu yoklamaları, Avrupa kamuoyunun, genişlemenin iktisadi, mali ve toplumsal sonuçları konusunda ciddi bir şekilde yanlış bilgilendirilmiş olduğunu ve endişelerin işsizlik meselesi üzerinde odaklandığını göstermektedir. 31 Siyasi iletişim ve bunun kamoyu desteği üzerindeki etkilerine ilişkin araştırmalar da, kamuoyunun, medyanın genişlemeyi Avrupa için bir fırsat olarak mı yoksa bir tehlike olarak mı sunduğu konusunda çok duyarlı olduğunu göstermiştir. 32 Genişlemeyle ilgili haberlerin çerçevelenme biçimi, özellikle, toplumun konu hakkında fazla bilgisi olmayan kesimleri üzerinde etkili olmaktadır. Dolayısıyla, genişlemeyle ilgili yanlış algılamalar oluşmasının önüne geçilmesi için, bu konudaki fırsatların ve risklerin dengeli ve tarafsız bir şekilde tartışıldığı pragmatik bir söylemin gündeme getirilmesi zorunludur. Kendi ülkelerindeki kamuoyunda samimi ve akılcı bir tartışma ortamının oluşmasına önayak olma görevi, AB nin seçkinlerine düşmektedir. Ancak, bugüne kadar, AB seçkinlerinin Türkiye yle ilgili tartışmalarında karşılaşılan durum farklı olmuştur. Mesele Türkiye nin Birlik e kabul edilmesine geldiğinde yapılan tartışmalar dengeli olmaktan uzak bir niteliğe bürünmektedir. Nitekim, gerçekler le yan yana konduğunda, Birlik in Türkiye yi hazmetmesine ilişkin tezlerin çoğunun tek taraflı bir yapı taşıdığı ortaya çıkmaktadır. Bu durum, elinizdeki raporun diğer bölümlerinde de açıkça görülebilse de, hazmetme kapasitesi tartışmalarında daha belirgin bir hal almaktadır. Fransa da, Anayasa referandumunun reddinin toplumsal hazım la ilgili sorunlar için bir ölçü olarak değerlendirilebileceği düşüncesine ilişkin tartışmalar bu konuda net bir örnek teşkil etmektedir. Avrupa Komisyonu tarafından Fransa daki referandumun hemen ardından yaptırılan Eurobarometer kamuoyu araştırmasının sonuçları, aksi yöndeki yukarıda kısaca değinilmiş olan iddialara karşın, olumsuz oyların dörtte üçünden büyük bir bölümünün, esas olarak, iktidar partisine ve özellikle onun iktisadi ve sosyal politikalarına karşı çıkan sol kesimlerden geldiğini göstermiştir; buna karşılık, hayır oyu verenlerin yalnızca %6 sı, bu kararının ardındaki nedenler arasında Türkiye nin üyeliğini de belirtmiştir. 33 Aynı şekilde, Avrupalı seçkinler, toplumun daha geniş kesimlerinde yaygın olan, Türkiye ye dönük bazı endişeleri de dengeli bir şekilde ele almamaktadır. Bu durum göç meselesine ilişkin tartışmalarda göze çarpmaktadır. Konuyla ilgili ciddi araştır- 31 Attitudes towards European Union Enlargement, Special Eurobarometer 255, Temmuz 2006, ec.europa.eu/public_opinion/archives/ebs/ebs_255_en.pdf 32 Bkz. Andreas R.T. Schuck and Claes H. de Vreese, Between Risk and Opportunity: News Framing and its Effects on Public Support for EU Enlargement, European Journal of Communication 21 (1): Bkz. Flash Eurobarometer 171/2005, La Constitution européenne: sondage post-référendum en France. 11

15 malarda, Türkiye den AB ye önemli boyutlarda bir akış olacağı yönünde herhangi bir öngörü yer almamakta, tahmini göç rakamları 0.5 ile 4.4 milyon arasında değişmekte ve tahminlerin çoğu, Türkiye nin 2015 yılında AB ye katılması durumunda en fazla 2 milyon kişinin göç edeceğine işaret etmektedir. Söz konusu araştırmaların bazılarında, Türkiye nin üyelik sürecinin tehlikeye girmesi ve Türkiye de yüksek ekonomik büyümenin sürdürülememesi durumunda, işgücü hareketleriyle ilgili mevcut sınırlandırmalara karşın, Türkiye den 2.7 milyon kişinin 15 AB ülkesine göç edebileceğini, bu göçün mahiyetinin, AB işgücü pazarları ve ev sahibi toplumlara entegrasyon açısından daha az avantajlı olacağı öne sürülmektedir. 34 Bütün bunların ötesinde, birçokları, Türkiye nin, AB de 2010 la 2030 yılları arasında gittikçe yoğunlaşması beklenen nüfus azalması sorunu için potansiyel çözüm olduğunu savunmaktadır. 35 Çarpıcı olan, Avrupalı seçkinlerin büyük bir bölümünün bu tür bulgular karşısında gösterdiği kayıtsızlık ve pek çok AB liderinin, kamuoyunun bu konudaki endişelerini hafifletmek için sözü edilen bulgulara atıfta bulunmayışıdır. Bazı durumlarda, AB seçkinlerinin din ve Türkiye nin nüfusuna vurgu yapan açıklamaları ve işgücünün serbest dolaşımına karşı sabit önlemler alınmasına yönelik resmi tedbirler, bu inşa edilmiş korkuları körüklemektedir. Avrupalı seçkinlerin, hazmetme kapasitesi tartışmalarının diğer iki boyutunu, yani kurumsal ve mali boyutlarını, ele alış biçiminlerinde de benzer bir yaklaşım görülmektedir. Sık sık, Türkiye nin, yüksek nüfusu nedeniyle, Birlik in içindeki kurumsal dengeleri bozacağı ileri sürülmektedir. Ancak bu konuyla ilgili çalışmalar, Türkiye nin, üyeliğe kabul edilmesi durumunda kurumsal dengeler üzerinde şiddetli bir değişim yaratmayacağını göstermektedir. Genişlemiş bir AB içinde, Türkiye nin, herhangi bir kararın alınmasına önayak olma ya da çıkarılmasına engel olma anlamında kendi başına çok sınırlı bir gücü olacaktır. 36 Türkiye, AB kurumlarında, kuşkusuz, Almanya yla eşit ya da ona çok yakın bir oy hakkına ve sandalye sayısına sahip olacaktır; dolayısıyla hem büyük hem de küçük ülke grupları için önemli bir müttefik ülke konumuna gelebilir. Ancak Nice Protokolü nün halihazırda, ileriye dönük olarak, komiserlerin ve Avrupa Parlamentosu Milletvekillerinin (APM) sayısını azalttığı unutulmamalıdır. 37 Ayrıca, Türkiye nin, AB ye aykırı ve istikrar bozucu siyasi gündem maddeleri taşıyarak Birlik içindeki uzlaşmacı siyaset tarzına zarar vereceğine ilişkin herhangi bir a priori [önsel] neden ya da kanıt bulunmamaktadır. Türkiye, büyük 34 Bkz. Refik Erzan ve diğ., Growth and Immigration Scenarios for Turkey and the EU, EU-Turkey Working Paper No.13, Aralık 2004, Centre for European Policy Studies (CEPS), Brüksel. 35 Bkz. Michael Emerson ve diğ., What is This Absorptive Capacity of the European Union?, Centre for European Policy Studies (CEPS), Brüksel, Ekim 2006, s Bkz. Fuad Aleskerov ve diğ., European Union Enlargement: Power Distribution Implications of the New Institutional Arrangements, European Journal of Political Research, C.41, Sayı 3, Mayıs Ayrıca bkz. R. Baldwin ve M. Widgren, The Impact of Turkey s Membership on EU Voting, CEPS Policy Brief, Sayı 62, Şubat Bkz. Michael Emerson ve diğ., What is This Absorptive Capacity of the European Union?, Centre for European Policy Studies (CEPS) [Avrupa Politika İncelemeleri Merkezi], Brüksel, Ekim 2006, s

16 olasılıkla, belirli konulardaki mevcut koalisyonlara katılacak ve dolayısıyla, bütçeyle ilgili büyüyen anlaşmazlık ve birinci sütun dışındaki artan işbirliği gibi, AB politikaları içindeki mevcut eğilimleri güçlendirmenin ötesinde bir etkide bulunmayacaktır. Son genişleme dalgasıyla birlikte AB ye yeni katılan ülkeler için de durum böyle olmuş; bu ülkeler uzlaşmacı kültüre (oybirliği oluşturma kültürüne) entegre olmuş, konseyde gündeme gelen herhangi bir öneriye karşı çıkan ülkelerin sayısı, hiç bir zaman bir ya da ikinin üzerine çıkmamıştır. 38 Kurumsal hazım la ilgili gerçekler karşısındaki kayıtsızlık, neredeyse aynı derecede, AB nin Türkiye yi mali olarak hazmetmesi meselesi için de geçerlidir. Genişlemenin maliyeti, her zaman için, birçok AB vatandaşının endişelerinin merkezinde yer almıştır. Türkiye nin diğer AB üyeleriyle karşılaştırıldığında, Bulgaristan ve Romanya gibi hâlâ çok yoksul bir ülke olması, bu tartışmayı alevlendirmektedir. Müzakereler sırasında, geniş tarım sektörünün yanı sıra bölgesel eşitsizlikler konusunun da ele alınması gerekecektir. Ancak, yapılan çalışmalar, bu genişlemenin AB bütçesine getireceği AB nin gayri safi yurtiçi hasılasının en fazla %0.20 si civarında olacağı tahmin edilen mali yükün, son genişlemede olduğu gibi, altından kalkılabilecek bir yük olacağına işaret etmektedir. 39 Karşılaştırmalı değerlendirmeler de Türkiye nin ekonomik durumu ile Polonya, Slovenya, Romanya ve Bulgaristan ın AB ye giriş süreçlerinin başlangıcındaki ekonomik durumları arasında ciddi bir fark olmadığını göstermektedir. 40 Bu çerçevede, hazmetme kapasitesi kavramının dayandığı teorik ve pratik temellerin çok zayıf olduğunu ve bu kavramın, Türkiye nin genişleme sürecine dahil edilmesinin AB içindeki seçmenler arasında yarattığı siyasi sorunlarla dürüstçe yüzleşmek yerine, özellikle Türkiye ile entegrasyonun önünde görünüşte nesnel olan engeller oluşturmak için kullanıldığı izlenimi uyandırdığını söylemek abartılı olmayacaktır. 41 Diğer bir deyişle, AB liderlerinin çoğu, bugüne kadar, Türkiye nin Birlik e katılımı konusunda gerçekleri ve dengeli tezleri gündeme getirerek doğru bilgilere dayanan akılcı bir tartışma ortamına zemin hazırlamak yerine, halkın Türkiye nin üyeliğiyle ilgili yanlış bilgilere dayanan korkularını kullanmıştır. Bu, AB liderlerinin, genişlemenin derinlemesine sorgulanması gerekmeyen tarihsel bir zorunluluk olarak sunulduğu bir önceki genişleme turunda sergilediklerinin tam tersi bir tavırdır. 38 a.g.y. 39 Bkz. Daniel Gros, Economic Aspects of Turkey s Quest for EU Membership, CEPS Policy Brief, Sayı 69, April Turkey in Europe: More than a Promise?, Report of the Independent Commission on Turkey, Eylül 2004, s Frank Vibert Absorption Capacity : The Wrong European Debate, 13

17 4. Havuç-Sopa Pol t kasının Seçmel Uygulamaları: Kıbrıs Örneğ 2004 yılı, kökleri 1963 yılına dayanan Kıbrıs meselesi için çok önemli bir yıldı. Uluslararası toplumun adada bir çözüme ulaşma konusunda gösterdiği en uyumlu ve en kapsamlı çabanın son aşaması 2004 te yaşandı. BM nin Kıbrıs ta federal bir çözüm geliştirme yolunda şu ana kadar yapmış olduğu en ayrıntılı ve geniş kapsamlı girişim olan Annan Planı, Mayıs 2004 te Kıbrıs ın resmi olarak AB ye katılmasından önce adayı yeniden birleştirme çabasının bir ürünü olarak, Mart 2004 te yayımlanmıştı. AB nin de güçlü destek verdiği ve savunduğu bu plan, tek uluslararası kimliği olan bağımsız egemen bir devlet çatısı altında iki bölgelilik ve siyasi eşitliğin yanı sıra etnik çeşitliliğe ve insan haklarına saygı ilkeleri üzerine kuruluydu. 42 Şubat ayında, tarafların metin üzerinde nihai bir anlaşmaya varamaması durumunda Genel Sekreterin kendi son versiyonunu oya sunması konusunda fikir birliğine varıldıktan sonra, 24 Nisan 2004 te, adanın her iki tarafında, söz konusu planla ilgili halk oylaması yapıldı. Bu oylamalarda Kıbrıslı Türklerden, %65 lik bir oranla net bir evet, Kıbrıslı Rumlardan ise %76 gibi ezici bir oranla hayır yanıtı geldi. Sonuç olarak Kıbrıs Avrupa Birliği ne bölünmüş bir ada olarak girdi. Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş ın cumhurbaşkanlığında bulunduğu görev süresi boyunca sürdürdüğü katı çizgi, Kıbrıs Rum hükümetlerinin geçmişteki resmi çözüm yanlısı tavrının ciddi bir biçimde sorgulanmasının önünde bir engel oluşturmuştu. Bu durum, aynı zamanda, AB nin Kıbrıs ile üyelik müzakerelerini başlatmasının ve adada yeniden birleşmeyi önkoşul haline getirmeksizin Birlik e girmesi yönünde çaba göstermesinin ardındaki en önemli nedenlerden biri olarak görülmüştür. O dönemde İngiltere nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw bu konuda şunları söylemektedir, bu, bence bizim aldığımız fakat üzerinde bütün tarafların anlaşmaya vardığı bir karar olmuştu ve 1990 ların sonlarında, taraflar arasında çok büyük bir anlaşmazlık konusu teşkil etmiyordu. O zamanki sorun Kıbrıs Rum toplumunun başında Kıbrıs Türk toplumuyla hem AB üyeliği hem de aradaki sorunun çözümü konusunda anlaşmaya varmayı arzu eden ve bunun için çabalayan makul liderlerin bulunması, buna karşılık, Denktaş ın liderliğindeki Kıbrıslı Türklerle müzakere yapmanın neredeyse imkansız olmasıydı. AB üyeliği şu anki koşullar altında önerilmiş olsaydı, İngiltere deki hükümetler de, Avrupa daki hükümetlerin büyük bir çoğunluğu da, bölünmüş bir Kıbrıs ın AB ye kabul edilmesi fikrinin yakınından bile geçmezdi. 43 Kıbrıslı Rumların yeniden birleşme konusunda uzun zamandan beri ifade ettikleri destekleyici sözlere itibar etmemek gerektiği, Annan Planı yla ilgili müzakerelerin 42 Bkz. The Cyprus Stalemate: What Next?, International Crisis Group (ICG) Policy Report, 8 Mart 2006, s House of Commons Hansard Debates [Avam Kamarası Hansard Görüşmeleri], 7 Şubat 2006, ck percent20straw&all=&any=&phrase=&categories=&simple=&speaker=jack percent20straw &COLOUR=red&STYLE=s&ANCHOR=st_o62&URL=/pa/cm200506/cmhansrd/cm060207/debtext/ htm#st_o62 14

18 son aşamasında ortaya çıktı. Yeni bir tek parti hükümetinin (AKP - Adalet ve Kalkınma Partisi) yönetimindeki Türkiye, Kuzey deki çözüm yanlısı gruplarla birlikte Kıbrıslı Türklerden evet oyu çıkması için zemin oluştururken, Güney de baştan itibaren açık bir olumsuz tavır söz konusu oldu. Aslında, Kasım 2002 de Annan Planı nın ilk versiyonunun yayımlanmasının ardından, bir buçuk yıl boyunca yapılan kampanyalarla, Kıbrıslı Rumlar arasındaki hayır cı taraf desteklenmişti. Başında Tasos Papadopoulos un bulunduğu Kıbrıslı Rum müzakere grubunun müzakerelerin son aşamasında anlamlı bir müzakereden kaçındığı Genel Sekreter tarafından da rapor edilmişti. 44 Ancak Kıbrıs Rum yönetiminin tavrını açığa çıkaran, asıl olarak, referandum ihtimalinin gündeme gelmesi oldu. Cumhurbaşkanı Papadopoulos, televizyonda duygusal bir konuşma yaparak Kıbrıslı Rum kamuoyundan referandumda sunulan planı reddetmelerini istedi. Kendisinin bir devlet devraldığını ve bunu bir topluluk olarak devretmeye niyeti olmadığını belirtti ve AB den gelen ricalara karşın, ülkede çok güçlü bir hayır kampanyası başlattı. 45 Ayrıca Kıbrıslı Rum yetkililer, Avrupa nın temel ilkeleri olan ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve böylesine tarihi bir kararla ilgili haber alma hakkını hiçe sayarak, BM Kıbrıs özel temsilcisi Alvaro de Soto ve AB nin genişlemeden sorumlu komiseri Gunter Verheugen in Kıbrıs Rum devlet ve özel televizyon kanallarına demeç vermelerini engellemek gibi aşırıya varan önlemlere başvurdular. 46 Kıbrıs Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı George Vassiliou nun ifadesiyle. bir yanlış bilgilendirme fabrikası. insanların oy vermeye yönlendirildiği ve dolaylı olarak tehdit edildiğı özel bir tür polis devleti faaliyete geçmişti. 47 AB içinde bu duruma karşı belirli bir tepki oluştu. Komiser Verheugen, referandumdan üç gün önce Avrupa Parlamentosu nda yaptığı bir konuşmada, Kıbrıs Rum hükümetinin kendisini ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını şu sözlerle ifade ediyordu: Benim açımdan, bu, iki nedenden ötürü son derece üzücü bir durumdur. Birincisi, 1999 yılında Kıbrıs hükümetinin acil talebi üzerine, Kıbrıs la ilgili stratejimizi değiştirerek Kıbrıs Rum yönetimine Kıbrıs taki anlaşmazlığın çözülmesini adanın Avrupa Birliği ne katılımı için önkoşul olmayacağı teminatını verirken, bunu açık bir karşılıklı anlayış zemini üzerinde yapmıştık: Biz Kıbrıs ın Birlik e girmesi için mümkün olan her şeyi yapacaktık, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti de, aynı şekilde, adadaki anlaşmazlıkta bir çözüme varılması için elinden gelen her şeyi yapacaktı ve herhangi bir çözüm yolunun, Kıbrıslı Rumların muhalefeti nedeniyle başarısızlığa uğraması gibi bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktı Belirtmek istediğim ikinci nokta da şu: Sürecin her aşamasında, Kıbrıs hükümeti, Annan Planı nın temel çerçevesini 44 a.g.y., s a.g.y., s Verheugen in Quarantine, TO VIMA, 25 Nisan 2004, 47 Bkz. The Cyprus Stalemate: What Next?, International Crisis Group (ICG) Policy Report, 8 Mart 2006, s.8. 15

19 desteklediğini teyit etmişti Cumhurbaşkanı Papadopoulos un İsviçre deki görüşmelerin tamamlanmasının ardından verdiği demeçler planda çizilmiş olan temel ilkelerin kökten reddi anlamına geliyordu Buradan çıkarabildiğim tek sonuç, Kıbrıs hükümetinin, şu anda, Kıbrıs sorunu konusunda Kıbrıslı Rumlar ve Türklerin bir arada var oluşuna ve eşitliğine dayanan, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun tamamının desteklediği federal çözümü reddettiğidir. Kişisel olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kandırılmış olduğum duygusu içindeyim Avrupa Komisyonu tarihinde, bir üye ülkede bir Avrupa Komisyonu üyesinin Avrupa açısından kilit önem taşıyan bir meselede demeç vermesinin, iç işlerine müdahale edildiği gerekçesiyle yasaklanması gibi bir olayla daha önce karşılaşılmamıştır Son günlerde Kıbrıs Rum tarafından gelen demeçlerde barış, uzlaşma, karşılıklı anlayış, bir arada yaşayan farklı topluluklar ve dinler gibi ifadelerin neredeyse hiç geçmemesi çok talihsiz bir durumdur. Bu durum, özellikle, farklı kültürler ve dinlerden toplulukların bir arada var oluşunun, uzun zamandan beri karşı karşıya kaldığımız en derin ve içinden çıkılması güç küresel krizini yarattığı bu bölgede, çok güçlü bir mesaj oluşturacaktır. Aynı tartışmada, bazı Avrupa Birliği milletvekillerinin de bu konuda uğradıkları hayal kırıklığını ifade ettikleri, bazılarının da, bir önceki Türkiye raportörü Arie Oostlander gibi, Kıbrıslı Rumların Kopenhag siyasi kriterlerini ciddi şekilde çiğnediğini belirttikleri görülmektedir. 48 Ancak, bu tür hayal kırıklığı ifadeleri, retorik düzeyinde bile olsa, yalnızca Komisyon içinden ve bazı Avrupa Birliği milletvekillerinden geldi. Kıbrıs 10 gün sonra birliğe üye olacağı için, Birlik in bu ülkeyi cezalandırmak için yapacağı pek bir şey olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Gerçekten de, müzakereler sona ermiş durumdaydı ve Kıbrıs 1 Mayıs 2004 te Birlik e katılacaktı. Ancak ortada, Kopenhag siyasi kriterlerini ciddi bir şekilde çiğneyen, Birlik in üzerine kurulu olduğu temel barış ve bütünleşme ilkelerine tamamen zıt şekilde davranan ve Birlik in kuruluşu itibarıyla karşı çıktığı milliyetçiliğin tehlikeli yüzünü Birlik e taşıma potansiyelini açık bir şekilde sergileyen bir yeni üye ülke vardı. Bu durum, Birlik in Haider olayındaki tavrıyla karşılaştırıldığında aradaki karşıtlık hemen ortaya çıkmaktadır: Joerg Haider in başında bulunduğu aşırı sağ Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Şubat 2000 de koalisyon hükümetine girdiğinde AB de Avusturya ya dönük diplomatik yaptırımlarla sonuçlanan tutarlı bir kınama ve tecrit söylemi gelişmişti. Kıbrıs örneğinde, Katılım Anlaşması nda verilmiş olan taahhütlerin çiğnenmesi gibi bir durum da söz konusuydu. Kıbrıs Cumhuriyeti nin Katılım Anlaşması nın 10 numaralı protokolünde, sözleşmeci tarafların Kıbrıs sorununun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin ilgili kararlarıyla uyumlu kapsamlı bir çözümünün yanında olduklarını ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri nin bu yöndeki çabalarını güçlü bir şekilde 48 Avrupa Parlamentosu. Kıbrıs konulu görüşme, 21 Nisan

20 destekleyeceklerini teyit ettikleri ifadesi yer almaktadır. Kıbrıslı Rumların BM yle işbirliği yapmamasına rağmen, AB, Kıbrıs a karşı bağlayıcı bir duruş sergilemekten kaçınmış ve dolayısıyla bu ülkeye dönük sembolik bir kınamada bulunulmasını bile imkânsız hale getirmiştir. Ancak, 26 Nisan 2004 te, Konsey, Kıbrıs Türk toplumuna karşı uygulanan tecrite son verilmesi ve Kıbrıs Türk toplumunun gelişimini destekleyerek Kıbrıs ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmak konusunda kararlı olduğunu bildirdi ve Komisyon u bu doğrultuda, adanın ekonomik entegrasyonuna ve iki toplum arasındaki ve bu toplumlarla AB arasındaki temasların artmasına özel olarak vurgu yapan kapsamlı öneriler getirmeye çağırdı. 49 Komisyon, bu çağrıya karşılık olarak, Temmuz 2004 te, kapsamlı bir yardım ve ticari önlemler paketi sundu. Yunanistan ın kati tutumunun üye ülkelerin bu alanda herhangi bir adım atma konusundaki isteksizliğiyle birleşmesinin bir sonucu olarak, Komisyon un önerisinde, Kıbrıslı Türklere uygulanan uluslararası tecritin hafifletilmesi için can alıcı öneme sahip bir mesele olarak görülen doğrudan havayolu bağlantılarının kurulmasının bahsi bile geçmedi. 50 Yardım paketi ise uzun uğraşlar sonucunda 27 Şubat 2006 tarihinde yürürlüğe girdi, ancak Konsey deki Kıbrıslı Rumların fonların Kıbrıs Rum topraklarında, mülklerinde ve kamu kuruluşlarında kullanılamayacağı yönündeki ısrarı nedeniyle halen uygulamaya konulamamaktadır. Ticaret tüzüklerinin genel görünümü daha da iç karartıcıdır. Kuzey Kıbrıs a, AB de üretilmiş malların gümrüksüz olarak ithal edilmesini ve tamamen Kuzey de elde edilen ya da büyük oranda Kuzey de üretilmiş olan malların gümrüksüz olarak ihraç edilmesini öngören tüzük tasarısı, bugüne kadar Kıbrıslı Rumlar tarafından bloke edilmiştir. Komisyon bu tüzüğü başlangıçta hukuki olarak Konsey de nitelikli çoğunluk gerektirecek bir prosedür çerçevesinde önermişti. Ancak, Kıbrıslı Rumlar, Konseyin hukuk servisinin desteğiyle tüzüğün ancak oybirliğiyle geçebileceğini ileri sürdü ve şu ana kadar Kuzey le doğrudan ticareti engellemeyi başardı. Dolayısıyla, AB, şu ana kadar, adanın yeniden birleşmesi yönündeki arzularını yüksek sesle dile getirmiş olan Kıbrıslı Türklere uygulanan uluslararası tecriti sona erdirmek için verdiği sözleri yerine getirmemiştir. Şu ana kadar, üye ülkelerin hiçbiri, Kıbrıslı Rumların, bu meselenin hayati önem taşıyan ulusal çıkarlarını ilgilendirdiği yönündeki iddiasını sorgulamamıştır. 51 Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs ın AB kurumlarındaki kotası içinde kendi paylarına düşen kısmı doldurmalarının sağlanması ya da Türkçenin AB nin resmi dillerinden biri olarak kabul edilmesi gibi görece küçük adımlar bile atılmamıştır. Avrupa Parlamentosu, Kuzey le ilişkiler için bir Yüksek 49 Bkz. Turkish Cypriot Community at the EU Commission Enlargement Website, enlargement/turkish_cypriot_community/index_en.htm. 50 Bkz. The Cyprus Stalemate: What Next?, International Crisis Group (ICG) Policy Report, 8 Mart 2006, s a.g.y., s

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ Bilindiği üzere; Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg tarafından, 1951 yılında Paris te imzalanan bir Antlaşma ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2 Hazırlayan: Müge ÇAKAR İÇİNDEKİLER 1. AB- TÜRKİYE SON DAKİKA 1.1. AB-Türkiye İlişkileri nde Kıbrıs 2. AB den ÖNEMLİ BAŞLIKLAR 2.1. Avrupa Birliği nde Tarihi Genişleme AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ İLKER GİRİT 04.11.2015 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI İÇERİK Birliğin Kuruluşu Birliğin Gelişimi Antlaşmalar

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü AVRUPA BİRLİĞİNEDİR? Hukuki olarak: Uluslar arası örgüt Fiili olarak: Bir uluslararası örgütten daha fazlası Devlet gibi hareket

Detaylı

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkisi Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun

Detaylı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı SİYASİ GELİŞMELER HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER AB Liderleri 27 Haziran da Jean- Claude Juncker i AB Komisyon Başkan adayı olarak belirledi. Schulz yeniden AP Başkanı oldu. AB Liderleri Jean-Claude

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 113 Şubat 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU TÜM AB VATANDAŞLARI İÇİN VİZESİZ TÜRKİYE Deniz SERVANTIE İKV Uzman Yardımcısı Deniz SERVANTIE 27 Ekim 2014 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr TÜM AB VATANDAŞLARI

Detaylı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T 2016 Brexit, yani İngiltere nin Avrupa Birliği nden (AB) ayrılması olarak ifade edilen kavram, İngilizcede Britain (Britanya ve Exit (çıkış) kelimelerinin birleştirilmesiyle

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ 1 AB İLETİŞİM STRATEJİSİ (ABİS) NEDİR? Türkiye - AB müzakere sürecinin üç ayağı: 1- Siyasi reformlar 2- AB yasal düzenlemelerinin kabul edilmesi ve uygulanması

Detaylı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ÇERÇEVE SUNU Gülçiçek ÖZKORKMAZ Başkanlık Baş Danışmanı Mukim Özel Temsilciler Direktörü ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ve TÜRKİYE ÜZERİNE

Detaylı

Avrupa Birliği Türkiye ye karşı (mı?) 1. AB ne değildir? 2. AB Türkiye ye karşı farklı mı davranıyor? 3. ve Gerçekler 1.AB ne değildir AB bir ulus devlet değildir! AB 27 ulus devletten oluşan devletler

Detaylı

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME 2009 yılı, Türkiye-AB ilişkileri için son derece önemli bir dönüm noktasıdır. 2008 yılı AB açısından verimli

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ SÜRECİ ÇİSEL İLERİ 10-14 Ekim 2011 Katılım Müzakereleri Nedir? AB ile katılım müzakereleri klasik anlamda bir müzakere değildir. Aday ülke AB müktesebatının tümünü

Detaylı

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... AB Kulisi Nisan 2010 Editör den AB Kulisi nin bu ayki Editör den bölümü, Almanya Şansölyesi Angela Merkel in mart ayı sonunda Türkiye ye yaptığı ziyareti değerlendirirken Türkiye nin AB üyeliğine ilişkin

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU I. AVRUPA DA BİR B İR LİK YARATILMASI FİK R İN İN DOĞUŞU... 1 II. 9 MAYIS 1950 BİLDİRİSİ

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 99 Kasım 2014 İKV DEĞERLENDİRME NOTU JUNCKER KOMİSYONU GÖREVE BAŞLARKEN: TÜRKİYE BİR 5 YIL DAHA KAYBETMEYİ GÖZE ALABİLİR Mİ? Doç. Dr. Çiğdem Nas, İKV Genel Sekreteri İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI Hazırlayan: Ömer Faruk Altıntaş Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ANKARA 5 Nisan 2007 Birincil Kurucu Antlaşmalar Yazılı kaynaklar

Detaylı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Avrupa Komisyonu SCHUMANN Roma Antlaşması Brüksel Almanya - Avrupa Parlamentosu Đktisadi Kalkınma Vakfı Adalet ve Özgürlükler AB - AVRO Politikaları AB Konseyi Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Üye Devlet

Detaylı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu : ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1 Konu : Hükümetlerarası Konferans Nihâi Senedi ne ek Bildirgeler ve Nihâî Senet NİHÂÎ SENET NS / Anayasa 1 30

Detaylı

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR AB Göç politikalarında uyum ve koordinasyon için: Amsterdam Anlaşması 2.10.1997 Tampere Zirvesi 15-16.10.1999 GÖÇ VEGÖÇMEN POLİTİKALARININ

Detaylı

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET Avrupa Konseyi üyesi olmayan devlet (Belarus) ÜYE ÜLKELER KURULUŞUN MERKEZİ VE BÜROLARI BÜTÇE Almanya, Arnavutluk, Andorra, Avusturya, Azerbaycan, Belçika,

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi ve y Uzun bir ortak tarih Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu na (EEC) katılmak için ilk kez Temmuz 1959'da başvuru yaptı. EEC yanıt

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ Hazırlayan: Berna Özşar Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği AB, Mevzuat ve Projeler Birimi Uzmanı AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ TSRŞB Yayın

Detaylı

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER SİYASİ GELİŞMELER Avrupa Parlamentosu Seçimleri sonuçlandı. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi 2014 Avrupa Parlamentosu Seçimleri, 22-25 Mayıs tarihlerinde

Detaylı

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a AB ve sosyal politika: giri Oturum 1: Roma dan Lizbon a AB entegrasyonu Gönüllü süreç Ba ms z Devletler ortak politikalar tasarlamak ve uygulamak amac yla uluslarüstü yap lara Uluslararas Antla malar yoluyla

Detaylı

DİASPORA - 13 Mayıs

DİASPORA - 13 Mayıs DİASPORA - 13 Mayıs 2015 - Sayın Başkonsoloslar, Daimi Temsilciliklerimizin değerli mensupları, ABD de yerleşik Diasporalarımızın kıymetli temsilcileri, Bugün burada ilk kez ABD de yaşayan diaspora temsilcilerimizle

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile Bandırma Ticaret Odası (BTO) tarafından Bandırma da faaliyet gösteren işletmelerin AB uyum sürecinde müktesebata

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Türkiye den AB ne Göç 1961 den itibaren göçün değişen doğası 60 lar : Batı Avrupa da niteliksiz işgücü ihtiyacı

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ 1. AVRUPA TOPLULUKLARI 1.1. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu nun kurulması yönündeki ilk girişim, 9 Mayıs 1950 tarihinde Fransız

Detaylı

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2 AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler Ders 2 White Paper on European Governence Avrupa Yönetişimi Brüksel 25.07.2001 Yönetişim kavramının tanılanması. Gündem 21 Belgesi (1992 Rio Konferansı) Küresel Ortaklık

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü PAN AVRUPA AKDENİZ TERCİHLİ MENŞE KURALLARINA DAİR BÖLGESEL KONVANSİYON KAPSAMI TİCARETTE EŞYANIN TERCİHLİ MENŞEİNİN TESPİTİ HAKKINDA YÖNETMELİK HAKKINDA BİLGİ I. Neden Bölgesel Konvansiyon? Ülkemiz Avrupa

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER

AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER ARALIK 2015 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER İLKER GİRİT Ders Avrupa Birliği nin Genişleme

Detaylı

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim? Hayır. Türkiye de patent başvurusu yapmakla ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim? Sadece, 1 Kasım 2000 tarihinden itibaren Türkiye nin de dahil olduğu 38 Avrupa ülkesi tarafından kabul edilen ve ayrıca

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece SİLİVRİ 2014 DÜNYA VE AVRUPA KENTİ Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte rekabetçi bir sanayi ekonomisi haline gelmiştir. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin

Detaylı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Üçüncü Birleşmiş Milletler Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Konferansı Habitat III 17-20 Ekim 2016, Kito Sayfa1

Detaylı

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ ve KADIN Avrupa Birliği Bakanlığı Sunum İçeriği AB nin kadın-erkek eşitliği ile ilgili temel ilkeleri AB nin kadın istihdamı hedefi AB de toplumsal cinsiyete duyarlı

Detaylı

TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi

TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi T.C. BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI AB Genel Müdürlüğü TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi 16-17 Aralık 2004

Detaylı

ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN

ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN Fukuşima Nükleer Santralinde yaşanan kaza hiç şüphesiz nükleer santraller için yeni bir dönem başlattı. Bu denli büyük bir kazanın Japonya gibi güvenilirlik

Detaylı

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu Orkun GÖDEK, Grup Araştırma Yönetmeni Banu GÜLTEKİN, Grup Araştırma Uzmanı 31.05.2017 1 DenizBank Yatırım

Detaylı

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi Barış sosyal birlik beraberlik kültürler arası diyalog katılım

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU Ekim 2009 İKV DEĞERLENDİRME NOTU LİZBON ANTLAŞMASI Zeynep ÖZLER İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr 1 LİZBON ANTLAŞMASI Avrupa Birliği (AB), 21. yüzyılın başında Avrupa yı birleştirme hedefi çerçevesinde

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR AVRUPA BİRLİĞİ AVRUPA BİRLİĞİNİN KURULUŞ NEDENLERİ Tarihin en kanlı iki dünya savaşını yaşamış Avrupa Kıtasında sürdürülebilir bir barışın tesisi, Daha yüksek yaşam standartları ve tam istihdamın sağlanmasını

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... 3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... Seçime Doğru Giderken Kamuoyu: 3 Kasım 2002 seçimlerine bir haftadan az süre kalmışken, seçimin sonucu açısından bir çok spekülasyon bulunmaktadır.

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

AB nin Kurumları 26. AB kurumları 27. Birliği Yöneten Kurumlar; 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi. otonus@anadolu.edu.tr

AB nin Kurumları 26. AB kurumları 27. Birliği Yöneten Kurumlar; 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi. otonus@anadolu.edu.tr AB nin Kurumları 26 İKT461 AB Türkiye İlişkileri 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi AT larını kuran Paris ve Roma Antlaşmaları, bir ulusal devleke olduğu gibi yasama, yürütme ve yargı görevlerini

Detaylı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 Filistin de İsrail Yerleşimi ve Batı Şeria Duvarı ( 13-14 Eylül 2018, İstanbul ) Batı Şeria da İsrail yerleşimi günden güne genişlemekte olup daha önce

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Medya ve İletişim Merkezi İstanbul Enstitüsü İstanbul Enstitüsü

Detaylı

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya Zirveye, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama nın da bulunduğu 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katılıyor. 09.07.2016 / 10:21 Türkiye'yi Cumhurbaşkanı

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI Berna ERKAN Sunuş ASOSAI (Asya Sayıştayları Birliği) ve

Detaylı

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI 1. Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (The Vienna Convention on the Law of Treaties, 1969 (VCLT)), uluslararası hukuk araçlarının

Detaylı

TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE. 1. Avrupa Birliği Tarihi. 2. Avrupa Birliği Kurumları. 3. Türkiye-AB İlişkileri. 4.

TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE. 1. Avrupa Birliği Tarihi. 2. Avrupa Birliği Kurumları. 3. Türkiye-AB İlişkileri. 4. AB Treni Balıkesir den Geçiyor TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE 1. Avrupa Birliği Tarihi 2. Avrupa Birliği Kurumları 3. Türkiye-AB İlişkileri 4. Müktesebat Uyumu II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa da refahı

Detaylı

YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER

YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER Son dönemdeki uluslararası tartışmalar, giderek artan eşitsizliklere ve bu durumun toplumsal

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004 AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004 AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİK MÜZAKERELERİ Avrupa Birliği üyesi devlet ve hükümet başkanları, 16-17 Aralık 2004 tarihinde

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları 2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 Strateji Nedir? bir kağıt bir belge bir çalışma planı bir yol bir süreç bir ortak yorumlama ufku? 2 Stratejik Düşünme Nedir?

Detaylı

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin 1 Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin sistematik olarak artması ışığında, Haziran 2011 de kurulan, kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütüdür. SNHR, mağdurların haklarının

Detaylı

İşsiz Kapıcılara AB Parasıyla Boya Badana Kursu Verilecek 26 Ocak 2005 Büyükşehirlerde doğalgazın yaygınlaşmasıyla apartmanların ısınma sorununun ortadan kalkması sonucu işinden olan kapıcı sayısı hızla

Detaylı

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı.

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı. KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER SİYASİ GELİŞMELER Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı. AB ile üyelik müzakerelerinde üç yıllık aradan sonra, 22. Fasıl müzakereye

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma Elli-dokuzuncu Oturum Üçüncü Komite Gündem maddesi 98 Kadınların Konumunun Geliştirilmesi Almanya, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Brezilya, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı,

Detaylı

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ İZMİR TİCARET ODASI TÜRKİYEHIRVATİSTANMAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ DENİZ İNAN Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü Stajyeri TEMMUZ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ Avrupa

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ KISA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ A. LÜKSEMBURG GRUBU ÜLKELERİ - Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne Katılım Süreci 41 Muzaffer Akdoğan - Estonya'nın Avrupa Birliği'ne Katılım Süreci 81

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 40 Ekim 2011 İKV DEĞERLENDİRME NOTU Kıbrıs ta Son Perde Can MİNDEK [Metni yazın] İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr KIBRIS TA SON PERDE Türkiye nin AB üyelik sürecinin önünde birçok engel olduğu öne

Detaylı

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI Sayın Âli Meclis Başkanı, Sayın Bakan, Sayın Oda Başkanları, Değerli İş Adamları,

Detaylı

Uluslararası Sponsorluk Politikası. 1 Nisan 2015 Amway

Uluslararası Sponsorluk Politikası. 1 Nisan 2015 Amway Uluslararası Sponsorluk Politikası 1 Nisan 2015 Amway Uluslararası Sponsorluk Politikası Bu Politika, 1 Nisan 2015 itibariyle, Amway bağlı kuruluşlarının Amway Satış ve Pazarlama Planı'nı uyguladıkları

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi Uluslararası Konferans Sivil Toplum-Kamu Sektörü İşbirliği 25-26 Nisan 2013, İstanbul 2 nci Genel Oturum

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Avrupa Birliği Hukukuna Giriş İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX TABLOLAR CETVELİ... XIX KISALTMALAR...XXI BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ Türk-İş Dergisi, Ekim-Kasım 2000 Genel Başkan Danışmanı Avrupa Birliği nin kasım ayı içinde yayınlanan iki belgesi, Avrupa Birliği nin Türkiye yi üyeliğe almak

Detaylı

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri 24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri 22-23 Mayıs 2018 Mediar Gazi Üni. Teknopark Gölbaşı / ANKARA 0850 532 77 35 bilgi@mediar.com.tr www.mediar.com.tr İçindekiler I. Amaç, Evren, Örneklem

Detaylı

Avrupa Birliği Maddi Hukuku

Avrupa Birliği Maddi Hukuku Avrupa Birliği Maddi Hukuku Avrupa Birliği nde Yetki Avrupa Birliği nde Karar Alma Avrupa Birliği Hukukunun Kaynakları -3. Ders- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Lisans Programı 2012-2013 Güz Dönemi

Detaylı

} Prof. Dr. Hakkı Keskin

} Prof. Dr. Hakkı Keskin EU- Erweiterungsbeauftragter der Fraktion DIE LINKE. Mitglied des Ausschusses für die Angelegenheiten der EU } Federal Almanya Parlamentosu Milletvekili Sol Parti Meclis Grubu Avrupa Birliği Genişleme

Detaylı

Kuruluş 843 (Verdun Anlaşması) ( 1958 Cumhuriyet ) Tarım %1,8, Endüstri %19,3, Hizmetler %78,9

Kuruluş 843 (Verdun Anlaşması) ( 1958 Cumhuriyet ) Tarım %1,8, Endüstri %19,3, Hizmetler %78,9 FRANSA ÜLKE BÜLTENİ Başkent Resmi Dil(ler) Yönetim Biçimi Cumhurbaşkanı Başbakan Paris Fransızca Parlamenter Başkanlık Tipi Cumhuriyet Nicolas Sarkozy François Fillon Kuruluş 843 (Verdun Anlaşması) ( 1958

Detaylı

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI Bakan Ünal: Terörün bir savaş aracı ve daha da kötüsü uluslararası rekabette bir avantaj aracı haline dönüştürülme isteği hepimizin birlikte karşı çıkması

Detaylı

AVRUPA BĐRLĐĞĐ ICT PSP PROGRAMI 2012 ÇAĞRISI SONUÇLARI AÇIKLANDI

AVRUPA BĐRLĐĞĐ ICT PSP PROGRAMI 2012 ÇAĞRISI SONUÇLARI AÇIKLANDI AVRUPA BĐRLĐĞĐ ICT PSP PROGRAMI 2012 ÇAĞRISI SONUÇLARI AÇIKLANDI ICT PSP Programının 2012 Çağrısına ilişkin ilk değerlendirme sonuçları Avrupa Komisyonu tarafından açıklanmıştır. Programın 2012 Yılı Çağrısında,

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP)

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP) TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP) 1. Bölgesel Eğitim Merkezi (RTP) Bilindiği üzere; Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Kurumsal Yapılanma Birimi tarafından uygulanan Bölgesel Eğitim

Detaylı

AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek?

AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek? AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek? Anlaşma Kanada ürünlerinin Türkiye ye gümrüksüz girmesine imkan veriyor. Tersi ise mümkün değil. AB, ABD ile de benzer bir anlaşmayı müzakere

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı