Sınır ı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sınır ı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi"

Transkript

1 11 Sınır ı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi Katılımcılar: Karine Bennafla, Josieh Heyman, Thomas Wilson ve Willem van Schendel KARINE BENNAFLA doktorasını Orta Afrika da sınır aşırı ticaret ve sınır alanlarının yeniden şekillenmesi üzerine verdiği teziyle coğrafya alanında Strasburg Üniversitesi nden aldı. Halen Edinburg Üniversitesi Sosyal ve Siyasal Bilimleri Fakültesi nde onursal öğretim üyesi olarak görev yapan Bennafla nın Orta Afrika (Kamerun, Çad, Gabon, Orta Afrika Cumhuriyeti) dışında, Benin, Lübnan ve Fas ta sınır coğrafyaları, kayıt dışı ve yasadışı ticaret, çatışma ve sosyal protestolar üzerine yürüttüğü araştırmaları bulunuyor. Bennafla, Afrika daki uluslararası sınırlarının çeşitli yönleriyle ilgilenen araştırmacıları buluşturan disiplinlerarası Afrika Sınırboyları Araştırma Ağı nın (African Borderlands Research Network - ABORNE) üyesidir. JOSIAH HEYMAN ABD de Texas Üniversitesi nde (El Paso) Sosyoloji ve Antropoloji bölüm başkanlığını yürütüyor ve antropoloji profesörü olarak dersler veriyor. Araştırmaları sınıraşırı hareketlerin düzenlenmesi, sınır kültürleri, ABD-Meksika sınırının siyasal ekolojisi üzerine yoğunlaştı. Çalışma ve işçi sınıfı antropolojisi, hane ekonomileri ve tüketim üzerine çok sayıda makalesi yayımlandı. Heyman ayrıca ABD nin sınır ve göç politikalarına odaklanan uygulamalı veya aktivist antropoloji perspektifinden çalışmalar da yürütüyor ve El Paso, Teksas ta İnsan Hakları Sınır Ağı na başkanlık ediyor. THOMAS WILSON ABD de Binghampton Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesidir. Wilson ın araştırma ilgileri uluslararası sınırlar, ulusal kimlik ve milliyetçilik, etnisite ve etnik çatışma, Avrupalılaş- TOPLUM VE BİLİM

2 12 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL tırma politikaları ve Avrupa da entegrasyon, tüketim kültürü üzerine yoğunlaşmıştır. İrlanda, Birleşik Krallık ve Macaristan üzerine araştırmaları olan Wilson ın meslektaşı Hastings Donnan la birlikte sınır çalışmaları alanında yayınladığı kapsamlı kitap ve derlemeleri bulunuyor. Bunların arasında Sınır: Kimlik, Ulus ve Devletin Uçları (Ütopya Yayınları, 2003) Türkçeye çevrilmiştir. WILLEM VAN SCHENDEL halen Amsterdam Üniversitesi nde Modern Asya Tarihi kürsüsünün başkanlığını sürdürüyor. Başlıca çalışma alanları Hindistan, Bangladeş ve Burma olmak üzere sınırboylarında insan ve mal hareketliliğinin toplumsal sonuçları, hareketli endüstri bitkisi üretim sistemleri ve küreselleşme güzergahları üzerine araştırmalar yürüttü. Dünya piyasaları için meta üretimine bakarak, üretimin kırsal toplumlarda nasıl düzenlendiği ve bu sistemlerin hangi koşullarda bir (sömürge) toplumundan diğerine kaydırılabildiğini inceleyen yayınları bulunuyor. Schendel, sınırlı sayıda araştırmaya konu olmuş Asya sınır bölgelerine yoğunlaşan bilim insanlarını bir araya getiren Asya Sınırboyları Araştırma Ağı nın (The Asian Borderlands Research Network - ABRN) üyesi. Sınır çalışmaları alanı nasıl ortaya çıktı? Bu alanın ilgilendiği temel meseleler nelerdir? Bennafla: Özellikle son otuz yılda sınırlara yoğunlaşan araştırmaların bolluğu düşünülürse bu soruyu cevaplamak cüretkâr bir çaba gerektirir. Ben bu sorunuza bir coğrafyacı olarak cevap vermeye çalışacağım. Sınırlarla ilgili ilk literatür aşağı yukarı 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında, klasik bir jeopolitik perspektif kapsamında (Ancel, 1938; Ratzel, 1897) ve ulusdevletlerin yükselişe geçip genişledikleri bir dönemde ortaya çıktı. Bu dönemde sınır, genellikle, devletin teritoryal egemenliğinin çizgisel bir sınırı olarak tanımlanıyor ve devletin kapsam ve gücünün göstergesi olarak kabul ediliyordu. Turner ın tanımladığı Amerika sınırı, Westphalia anlayışından çok dinamik ve hareketli bir mıntıka (sınır mıntıkası) fikrine dayalı olan bir sınır tarifini öne çıkarır. Geleneksel literatürde sınır kavramı, iktidar, devlet ve toprakla bağlantılıdır. Bu durum özellikle de coğrafyacılarla tarihçilerin metinlerinde kendini gösterir (Guichonnet ve Raffestin, 1974). Akademik tartışma daha çok sınırın suniliği veya doğallığı, tanımı (sınır, sınır bölgesi, sınır mıntıkası, tampon bölge) ve işlevlerine yoğunlaşmıştır. O tarihlerde, sınırla ilgili farklı tasnifler ve tipolojiler öne çıkarılmıştır. Kimi sosyologlar ve coğrafyacılar, George Simmel in sınır, mekânsal değil sosyolojik bir fenomendir ya da mekânsal içerimleri de olan

3 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 13 sosyolojik bir fenomendir tanımını esas alırken, sınır pratiklerini, civardaki sınır bölgeleri ve mıntıkalarıyla geliştirilen ekonomik ve kültürel temaslar çerçevesinde değerlendirmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra sınırlarla ilgili akademik yayınlar, özellikle coğrafya alanında, Nazilerin jeopolitiği istismar etmelerinden kaynaklanan bir rahatsızlıkla bağlantılı olarak gittikçe azalmıştır. Sınır çalışmalarında yenilenme, 1980 ve 1990 larda başlamış ve bu alan bu kez ister istemez multidisipliner bir saha olarak yeniden doğmuştur. O nedenle, sınırın anlamlarına dair çokboyutlu yaklaşımların nispeten güncel oldukları söylenebilir ve bunlar esasen Avrupa ve Amerika daki vaka incelemelerinden mülhem olarak geliştirilmiştir. Diğer yandan, Fransa daki üniversitelerin bu alanı henüz tam anlamıyla tanınmadıklarını da söylemek gerekir. Herhangi bir Fransız üniversitesinde sınır çalışmaları bölümü yok ve Fransız akademisi hâlâ belirli disiplinler etrafında örgütlenmiş ve yapılanmış durumda. Gene de Fransa da da Michel Foucher in yazdığı Fronts et frontières (1988) adlı ufuk açıcı eser ve J. R. V. Prescott nun çalışmaları (1987), 1980 lerde sınır araştırmalarına ilginin yükseldiğini gösterir. Sonraki on yılda sınır çalışmaları literatürünün giderek genişlemesi, önemli jeopolitik olayların (Demir Perde nin ortadan kalkması, Güney Afrika da Apartheid ın bitmesi, yeni devletlerin ortaya çıkışı, lokal kimlikler ve etnik-milliyetçiliğin yeniden yükselişi) yanı sıra kritik iktisadi değişimlerle de serbest piyasa ve neoliberalizmin zaferi, Kuzey Amerika ve AB deki bölgesel iktisadi entegrasyon süreçleri ilgilidir. Bu değişimlerle birlikte ulaşım ve iletişim (ICT) alanında daha önce görülmedik bazı teknolojik gelişmelerin de kaydedilmesi, sınır nosyonunun, işlevleri, maddiliği ve farklı ölçeklerdeki konumuyla birlikte yeniden düşünülmesi ve tanımlanmasına zemin hazırlamıştır. AB nin kendi içindeki sınırları kaldırması ve tren istasyonlarında yapılmaya başlanan yeni sınır kontrolleri, sınırların artık yalnızca Devlet in topraklarının bittiği noktada yer almaktansa toprak üzerinde dağıldığını ve içe doğru katlandığını gösterir. 11 Eylül saldırıları da sınır çalışmalarına büyük oranda bir güvenlik paradigmasının hakim olmasına sebebiyet veren bir başka dönüm noktasıdır. Bu olay, terör karşıtı savaş ve güvenlik söylemleri; sınır güvenliği, devlet sınırlarının fiilen tatbiki, duvarlar, bariyerler ve tel örgülerin hızla çoğalması gibi meseleleri incelemeye başlayan sınır çalışmaları disiplinini bir hayli etkilemiştir. Sınır çalışmalarının diğer temel meseleleri arasında sınır kontrolünün taşeronlaştırılıp özelleştirilmesi, yeni kontrol teknolojileri, sınır idaresinde başvurulan yeni mantık, sınır ekonomisi vb. konular yer alır. Güvenlik ihtiyacı algısı ve belli kategorilerdeki insanlarla nesnelerin söylemsel olarak tehdit olarak sunulmasıyla bağlantılı olarak sınırların idaresi meselesi önemli bir konu haline gelmiştir. Sınır ve kimlik ilişkisi de bir o kadar önemli bir konu. Kolektif kimlik ve kültürün şekillenmesinde sınırların önemli bir rolü var. Küreselleşen bir

4 14 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL dünyada yerel kimliklerin yeniden yükselişe geçmesi, bir anlamda yeniden icat edilmeleri, görünen ve görünmeyen bazı sınırlar doğuruyor. Siyasal söylemde yer alan sınır anlatılarının analizi de sınırların tayin edildikleri süreçlere yönelik ilginin bir parçasıdır (Van Houtum ve Van Naerssen, 2002). Sınırlara, sınır bölgelerine ve sınır mıntıkalarına dair vaka incelemeleri yapılmaya devam ediyor. Geçmişte kimi zaman uç noktalar veya coğrafi çeperler olarak da görülen bu melez temas mıntıkaları, bugün artık toplumsal ve siyasal değişimin yeni merkezleri ve laboratuvarları olarak görülüyor. Birçok olgu, sınır mıntıkalarında çok daha belirgin olduğu için yorum ve analize de daha müsait. Aktörlerin kompleks kümelenmelerini yeni toplumsal, teritoryal ve siyasal konfigürasyonları, aşağıdan veya yukarıdan dinamiklerle biçimlenen farklı müzakere ve düzenleme olanaklarını gözlemlemek için sınır bölgelerinin özel ve ayrıcalıklı yerler olduğu kabul ediliyor. Sınır bölgeleri belirli tematik girizgâhlar çerçevesinde inceleniyor: sınırötesi işbirliği ve yönetişim, kaçakçılık veya sınır ticareti gibi günlük sınır pratikleri ve ihlâller, devlet öncülüğünde yürütülen bölgesel gelişim programları vb. Ayrıca tartışmalı sınırlar, sınır ihtilafları ve toprak sorunları da sınır çalışmalarının ilgilendiği konular arasındadır. Heyman: Birçok akademik disiplinde olduğu gibi burada da öncelikle siyasi sınırlarda yaşayan gerçek insanların kurduğu yerleşim yerlerinin toplumsal gerçekliği öne çıktı, ardından akademisyenler bu alanla ilgilenmeye başladılar. Önceleri, merkezî devletlerin biçimsel kaygılarının egemen olduğu (sınır çizmek ve tasnif etmek gibi) bazı sınır araştırmaları yapıldı. Ben daha çok siyaset, idare, topluluklar, ekonomiler, kültürler vb. bağlamında ortaya çıkan toplumsal gerçeklik üzerinde duran araştırmalarla ilgileniyorum. Sınır çalışmalarını, devlet sınırlarının toplumsal, kültürel, ekonomik ve çevresel neticeleri olarak tanımlıyorum; siyasal sınırların bu alanın tanımlanmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Sınır çalışmaları tüm dünyada bu şekilde ortaya çıktı ve bence buradan önemli bir ders çıkartılmalıdır: Gözümüzün önünde gerçekleşen toplumsal gerçeklikleri daima merak etmeli, yöresel ve bölgesel ölçekteki toplumsal koşullara, yanı başımızda vuku bulan gelişmelere duyarlı olmalıyız. Çalıştığım kurum olan Teksas Üniversitesi de sınırındaki bir Birleşik Devletler şehrinde (El Paso) bulunuyor ve sınır araştırmaları için kurulmuş ilk merkezlerden birine ev sahipliği yapıyor. Bunu büyük bir gururla söylüyorum. ABD-Meksika sınırı, önceleri, sınır çalışmaları için oldukça önemliydi fakat alana öncülük edenler baştan beri karşılaştırmalı analizlere önem verdiler ve başka bölgeleri de (örneğin Afrika daki sınırlar) araştırma gündemine dahil ettiler. Bu çok önemli bir gelişmedir. Sınır çalışmaları dünyadaki tüm bölgeleri ve vakaları kapsamalıdır. Belirli bir sınırı inceleyen kişi, bu bölgeyle diğerlerini mukayese edebilecek verilere sahip-

5 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 15 se ve farklı analitik çerçevelerden haberdarsa, özel olarak incelediği sınırı daha sağlıklı değerlendirecektir. Bana kalırsa, temel ve müşterek bir tanımdan, devletlerin siyasal sınırlarından ve bu temel belirleyiciyle bağlantılı olarak ortaya çıkan olgulardan hareketle sınırlarla ilgili küresel genellemelere gidebiliriz ancak mutlak evrensellere yönelik arayışın kimseye faydası olmayacaktır. Kısmi genellemeler, ailevi benzerlikler ve tahvil edilebilir dersler üzerinde durduğumuzda ise faydalı bir bakış açısı geliştirebiliriz. Yukarıdaki temel tanımdan, yani siyasal sınırların birçok olgunun başlangıç noktası olarak kabul edilmesinden ileri gelen farklı sorunlar var. Burada tüm bu sorunların dökümünü yapmam zor, fakat ben kendi çalışmamda iki temel meseleyi ele aldım. Biri, farklı biçimde tanımlanmış değerlere sahip oldukları halde birbirlerine siyasal sınırlarla bağlanan bölgeler arasındaki eşitsiz iktisadi mübadele (eşit olmayan gelirler yahut toplumsal yeniden bölüşümdeki eşitsizlikler gibi). Dolayısıyla ortada bir siyasi-iktisat meselesi var: Siyasal sınırlar, eşitsiz mübadele gibi bir sınıfsal ilişkiyi nasıl doğurmakta ve bunu nasıl düzenlemektedir? Diğer mesele ise kültürün üretimiyle ilgili. Kültürel üretim nasıl bir yandan devlet denetiminde organize edilen bir mekânda (territory) gerçekleşirken diğer yandan iki teritoryal mekân arasındaki etkileşimler aracılığıyla devlet denetimini devre dışı bırakıyor? Bu soru, iktidarın alanıyla bağlantılı olarak tarihsel sürecin önemini vurgulayan bir kültür görüşünü de beraberinde getiriyor. van Schendel: Sınır çalışmaları ile sınır bölgesi çalışmaları arasında bir ayrım yapmak gerekebilir. Mazisi epey geriye giden sınır çalışmaları alanı, hukuki, diplomatik ve jeopolitik kaygılar üzerine yoğunlaşmıştır. Bu araştırmalarda sınırlara, devletlerin perspektifinden, toprakla ilgili kaygıların penceresinden bakılmıştır. Buna karşılık, sınır bölgesi çalışmaları sınır bölgeleriyle ilgili aşırı devlet merkezli yaklaşımlara eleştirel yaklaşan daha yeni bir alandır. Wilson: Ben genel bir kural olarak sınır çalışmalarına bütünlüklü ve tutarlı bir akademik külliyat olarak yaklaşmıyorum. Öncelikle o külliyatı tanımlamak için bazı nitelikler arıyorum. İlk ölçütüm sınır çalışmalarındaki klasik eserler veya sınır çalışmalarının tarihinde ve akademik disiplinler arasında yaygın olarak paylaşıldıkları için önemli olan eserler. Bu anlamda Braudel, Ratzel, Lattimore ve Wallerstein in benim üzerimde müthiş bir etkisi oldu; antropolojide Wolf ve Cole un da öyle. Sınır çalışmalarında aradığım, bana alanı tanımlamakta yardımcı olan ikinci özellik ise belli akademik disiplinlerin okuyucularına yönelik olarak yazılmış olmakla birlikte başka disiplinler açısından da önemli olan eserler; örneğin Benedict Anderson ın, Fredrik Barth ın ve Eric Wolf un eserleri. Bu ölçütlerin ikisi de ulusal ve diğer jeopolitik sınırları ve bu sınırları aşan toplumsal, politik ve ekonomik ilişkileri ele alan akademik çalışmalara atıf yapıyor.

6 16 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL Ama birçok durumda sınır çalışmalarına akademik disiplinlerin perspektifinden bakılır ki antropoloji alanında, Boasyen ekolünün akültürasyon (acculturation) konusuna yönelik ilgisi, kolonyalizm, emperyalizm, kalkınma ve modernizasyon gibi konulara yönelik akademik ilgiyle nihayet birleşerek devletlerin ve imparatorlukların kıyılarındaki politik ve ekonomik vaka çalışmalarının temelini oluşturur. Antropolojide bu yaklaşımı kuran Cole ve Wolf un Hidden Frontiers [Gizli Sınırlar] isimli kitabıdır ama yazarların entellektüel kökenini ve dolayısıyla antropolojide sınır çalışmaları olarak görülen birçok şeyin kökenini de bu kitapta bulmak mümkündür. Çağdaş antropolojide sınır çalışmaları birbirleriyle hem örtüşen hem de sık sık yarışan iki farklı gücün sonucu olarak ortaya çıkar. Bunlardan ilki, kimlik ve kültürü aşkınlık ve özgürleştirme potansiyeline sahip, bireylere ve gruplara, insanların eylemliliğini susturan ve güçsüzleştiren sosyal kategorilerin kısıtlarının ötesinde çalışma olanağı veren şeyler olarak gören post- (modern, yapısal, kolonyel vs.) güçlerdir. Sınırlar a bu yaklaşımda, birçoğumuza ulusal kültür mirasımızın bir parçası olarak sunulmuş jeopolitik sınırlar, yani ulusal kimliğin, egemenliğin ve toprakların doğal veya tarihsel sınırları; bizim güvenli ve kutsal sandığımız sınırlarımızın tıpkı kültürümüzün ve kimliğimizin sözüm ona geleneksel olarak işlettiğimiz kategorileri gibi nasıl da her zaman ve sürekli olarak, açıktan açığa veya gizlice aşıldıklarını gösteren birer metafor olarak işlevselleşirler. İkinci güç, antropolojide politik iktisadın hâlâ süren canlılığı ile ilgilidir ki ben burada Roseberry i takip ediyor ve politik ekonominin Marksçı ve Marksist antropolojilerin kod adı olduğu sonucuna varıyorum. Bu yaklaşımda sınırlar hâlâ ulusların, devletlerin ve diğer jeopolitik birimlerin içlerinde ve aralarındaki (bazı) güçlere ve pratiklere getirilen (bazı) kısıtların imleri olarak görülür. Sınırlar politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel teşekkülün dış çeperleridir ve bu yönleriyle yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzende kilit önemde bir rol oynarlar lardan beri hem antropolojide sınır çalışmalarını, hem de diğer toplumsal ve beşeri bilimleri sürükleyen bu güçlerin her ikisi de hem popüler hem de akademik tartışmalara damgasını vuran küreselleşme teorisi ve retoriğine büyük katkıda bulunmuştur. Sınır çalışmalarında günümüzde sık sık sorulan temel sorular, kabaca, sınır çalışmaları ve sınır teorisi olarak adlandırılan iki grup külliyat etrafında gruplandırılabilir. Bunlardan ikincisi daha çok kimlik sorunlarına odaklanır ve -lik soneki etrafında dönen meselelerle (değişkenlik, edimsellik, öznellik, durumsallık vb.) ilintilidir. İlki, yani sınır çalışmaları ise, daha ziyade jeopolitik sınırların kumda bıraktığı gerçek ya da sembolik izler le ilgilidir. Bu izler enlemlerde ve boylamlarda, yasalarda ve uluslararası anlaşmalarda, geleneklerde ve kullanım alışkanlıklarında bulunabilir. Ancak sınır çalışmaları külliyatını tarayan birçok incelemenin açıkça ortaya koyduğu üzere, akademik disiplinlerin sınır-

7 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 17 larının içinde ve bu sınırların arasında yer alan birçok sınır analizi hem sınır çalışmalarını, hem de sınır teorisini içerebilir ve hatta gerçekten içermektedir de. Bu alandaki bulguların, sosyal teoriye özel olarak katkıları nelerdir? Bennafla: Sınır çalışmaları alanında yapılan araştırmalar, temel özeliği olağanüstü hareketlilik olan küreselleşme çağında tüm toplumları ve bireyleri etkileyen kimlik/başkalık tartışmaları üzerinde durur. Bu alan bizi özgürlükler (örneğin evrensel seyahat hakkı gibi), vatandaşlık, içerme/dışlama mekanizmaları ve normların dikkatle belirlenmesi gibi meseleleri yeniden düşünmeye davet etmekte. Heyman: Ekonomi ve toplum alanında sınır çalışmaları, eşitsiz ilişkilerin egemen olduğu süreçlere dair bir perspektif sunuyor ve bir bölüşüm sorunu ve gerçeği olarak eşitsizlik nosyonundan çok daha öteye geçiyor. Bölünmüş ve eşitsiz şeylerin aynı zamanda birbirleriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Sınırlar özellikle mübadeleler, akışlar, hareketlilikler bunun önemli bir örneği. Ulusal veya başka türlü sınırlarla kuşatılan birimlerde, farklılaşmış unsurlardan çok, bütünlük veya birlik arz eden özellikler üzerinde duruyoruz. Oysa bu, ulusal ölçek söz konusu olduğunda bile bir yanılgıdır ve bize, bütünü oluşturan parçalarla bağlantılı olarak düşünmeyi öğretmesi bakımından sınır çalışmaları özellikle faydalı bir disiplin. Kültür alanında da benzer bir ders çıkartabiliriz. Sınır çalışmaları, kültürlerin toplumsal olarak aktarılan anlamlardan meydana gelen ve tarih, iktidar, coğrafya, anlam gibi alanlardaki farklılıkları da içeren karmaşık ağlar olduğuna dair fikri pekiştiriyor. Karmaşık kültürel ağlar ve melezliklerden söz edebilmek için tek tip kültürel birimler çağını mutlaka kapatmalıyız. Bu durum, bütün kültürler için geçerlidir. Tek biçimli örüntüler büyük ölçüde bilinçli ve siyasi olarak inşa edilmiştir. Bu gelişkin kültür görüşünün ileri gelen örnekleri, arka planda temsil ettikleri siyasi karmaşa nedeniyle sınırlardır. van Schendel: Sınır çalışmaları, toplum kuramını şekillendiren ve kısıtlayan ulus-devlet kaynaklı önyargıların ortadan kaldırılmasında gittikçe önemli bir rol oynuyor. Sınır çalışmalarının perspektifi sayesinde sınırlar arası akışlar, bağlantılar ve kimlikler de önemli hale geliyor. Bu perspektif, toprak üzerinde tesis edilen iktidarın, merkezden dışarıya değil toprağın marjinlerinden iç kısımlarına doğru meydana getirdiği kümelenmelere bakılmasını öneriyor. Wilson: Yukarıda ana hatları ile özetlediğim şekliyle sınır çalışmaları çok farklı alanları teorize etmeye katkıda bulunabilir fakat öncelikle ampirik gerçekliklere yönelik bir yaklaşım veya en azından sınırların, insanların ve devlet

8 18 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL ve toplum kurumlarının gündelik yaşamlarındaki boyutlarına yönelik ampirik vaka çalışmaları yürütmenin bir yolu olarak görülmelidir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, ben çok da fazla bir sınır teorisi üretme çabasında değilim. Bu tür çabaları genellikle kimlik politikasının kendini doğrulayan kehanetleri ve doğruluğu kendinden menkul nosyonları olarak görüyorum. Bence sınır çalışmalarının kanı-canı, sınırların kıyısındaki ve ötesindeki farklı aktörlerin değişim içindeki mıntıkalarının betimlenmesine yönelik çabalarda yatıyor. Zira tüm gerçek ve simgesel zaman ve mekan nosyonları gibi bu mıntıkalar da kaydıkları için, sosyal bilimciler bu kayışları kayda geçirmek ve mümkünse açıklamak zorundadırlar. Sınır çalışmaları, sosyal teoriye ancak bu tür vakaları kıyasladığında ve bu kıyaslamayı içinde yaşadığımız çağın devletlerinin ve uluslarının değişen boyutlarını açıklama çabasıyla birlikte yürüttüğünde bir katkı yapabilir. Kaleme aldığım birçok yazıda belirttiğim gibi, ben sınırlara, jeopolitik gruplanmaların ve yapıların çağdaş ve tarihsel işleme biçimlerinde anıtsal ve muhteşem olanın görünürlük kazandığı arenalar olarak özel bir önem atfetmiyorum; ya da en azından onların sınırlarda, arazinin (territory) diğer bölgelerinde olduğundan daha önemli olduğunu düşünmüyorum. Ancak devletlerin, bölgelerin, kentlerin ve yerelliklerin normal veya anormal işleyişindeki bazı şeyler sınırlarda daha sık ya da belki daha net bir şekilde vuku ve böylece gözlemcilerin böylesi olay ve pratikleri daha net bir şekilde izlemelerine olanak sağlayabilir. Bu bakış açısı, özellikle de ulusal sınırlara ehemmiyet ve tarihsellik aşılandığını, onların hatırlamamız gereken şeylerin imleri ve bizim ve bizi temsil edenlerin, bizim için değerli olan her şeyi korumakla görevli olduğu yerler olarak görüldüğünü kabul etmekten öte bir anlam taşımıyor. Böylesi sınırlar imgelemimize hitap ettikleri için ki bence böylesi imgeler küresel bir rezonansa sahipler ki nitekim kimlik ve kültürü simgeleyen sınır metaforlarının dünya çapındaki zenginliği de bunu doğrular nitelikte sınıra yönelik akademik çalışmaların bugününün ve yarınının başlıca dayanak noktası; sınırların nasıl işlediğini, nasıl değiştiğini ve güç sahibi olan ve olmayan kurumların onları hâlâ nasıl biçimlendirmek istediklerini gösteren vaka çalışmaları olmalıdır. Sınırın (border) metaforik anlamlarıyla (boundary) bütünleşmesi, sınır çalışmaları alanının geleneksel teorik çerçevesine yeni araştırma gündemlerinin girmesini sağladı mı? Bennafla: Yeni araştırma gündemlerinin biraz da fon veren kuruluşlara bağlı olduğunu ve hatta onlar tarafından belirlendiğini görmek gerekir. David Newman, 1980 lerde Kuzey Amerika da sınır çalışmalarına verilen fonun Amerika Serbest Ticaret Birliği tarafından sağlanırken, 11 Eylül den sonra ABD İç Güvenlik Bakanlığı gibi aracıların devreye girdiğini belirtir.

9 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 19 Günümüzde sınırın, devlet egemenliğinin mekânsal sınırına, yani devlet topraklarını kuşatan bir alana indirgenemeyeceği açıktır. Sınır kavramı bir hayli karmaşıklaşmış vaziyettedir: Sınırlar, devlet topraklarına oranla, dışa ve içe doğru, ağ biçiminde yayılmış durumdalar. Dolaşımın gittikçe yoğunlaşması ve heterojenleşmesi sonucunda devlet sınırları belirsizleşti ve yerlerini ulus sonrası dönemi karakterize eden, ağ biçimli, rizomatik bir dünya aldı. Sınırlar hâlâ devlet gücünün yanı sıra yerel veya ulusüstü güçlerin bir tezahürü olarak algılanıyorlar. Sınırların değişik ölçeklerde güçlenmeleri dışında sınır denetiminin hemen her yerde yapılabiliyor olmasıyla birlikte sınırların dört bir tarafta olduklarına dair bu izlenim, kara sınırlarının yeniden çizildiği ve yeni sınırların oluşturulduğu süreçleri yeni baştan düşünmeye teşvik ediyor. Sınır çalışmaları, mevcut sınırların hareketli ve yayılmış haline dikkat çekiyor. Örneğin, AB içinde, devletlerin sınırları ortadan kalktığı halde birliğin dış sınırları tahkim edildi ve idari bariyerler güçlendirildi. Sınır denetiminin görünmez/gayri-maddi bir biçime bürünmesiyle birlikte başka yerlerdeki maddi ve fiziksel sınırlar da güçlendirildi Fas taki İspanyol bölgeleri Ceuta ve Melilla yı kuşatan duvarlar gibi. Bu durum, bir iktidar mizanseni ve bir sahne olarak sınır nosyonunu gündeme getiriyor. Sınır denetiminde enformasyon ve iletişim teknolojileriyle birlikte genetik uygulamalara da (akıllı teknolojiler) gittikçe daha fazla başvurulması, sınır denetiminin tarihte görülmedik düzeyde bireyselleşmesine ve sosyal bilimcilerin büyük merakla inceledikleri yeni mücessim (embodied) sınırların ve bazı dijital sınırların ortaya çıkmasına yol açtı. Bazı hareketlilik biçimlerine konan kısıtlamalara bağlı olarak yarı-geçirgen bir sınır fikri (Wonders, 2006) de yaygınlaştı. Açık sınırlarla malların serbest bir şekilde dolaşımına davetiye çıkartan iktisadi küreselleşme çağında sınırların asli işlevi, insanlarla mallar arasında bir tasnif ve ayrıma gidilmesini sağlamak. Bu da, meşru ve gayrimeşru insan ve emtia kategorilerinin oluşmasına sebep oluyor. Bunlardan, örneğin turistler ve sermaye gibi bazıları, makbul görüldükleri için dolaşımlarına müsaade edilirken bir kısmı da sakıncalı bulundukları için denetime ve dolaşımla ilgili belirli kısıtlamalara tâbi tutuluyorlar. Sınır çalışmalarının güncel araştırma gündeminde, sıradan malların ilk bakışta rastlantısal görünen dolaşımını yönlendiren bir arkaplan unsuru olarak güvenlik takıntısı var. Heyman: Sınırın metaforik anlamlarının analizi, sınırlarda oldukça belirgin olan iktidar/güç süreçlerinin, toplumsal sınırlar olarak kavramsallaştırabileceğimiz toplumsal ayrımlarla bağlantılı olduğunu göstermeleridir. Örneğin, ülke sınırları ötesine geçen göçmenlerin oluşturduğu etnik-ırksal gruplara dönük ayrımlarda da görüldüğü gibi kültürel sınırlar oluşturma faaliyeti ile sınır ihlâlleri ve ulus-devletlerin içindeki toplumsal sınırlar arasında kesintisiz bir diyalog vardır.

10 20 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL Metaforik yaklaşımın sorunlu tarafı, sınırlarla ilgili bir romantizme öncülük etmesidir. Melezliğin yüceltilmesi ve buna benzer durumlarda görüldüğü gibi son derece eleştirel görünmekle birlikte bu yaklaşım, aslında sınır inşasına ve baskıya dayanan vahşi, sembolik ve maddi güç/iktidar süreçlerinin gözden kaçırılmasına yol açar. Sınırlardaki baskıcı devlet iktidarıyla ilişkili olarak, bizlerin toplumsal adalet ve insan hakları meselesini normatif bir biçimde tartışan, gerçekçi bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Romantik değil idealist olmalıyız. Ayrıca kültürün ve toplumsal ilişkilerin inşası üzerine de düşünmeliyiz. Bunlar, sınır bölgelerinde apansız açan kültürel çiçekler değil, mücadele ve eşitsizlik dolu siyasal projelerdir. Sınırlarda, kültürel ihlalin veya melezliğin her daim egemen olduğu varsayımı doğru değildir. Bilakis, süregiden süreçleri düzenleyen hakim kültürle girişilmiş daimi bir güç mücadelesi vardır. Sınır kültürleriyle ilgili metaforik literatür, bu ilginç soruyu, gerek sınır bölgeleri gerekse sınır dışındaki diğer bölgeler hesabına masaya yatırır. van Schendel: Sınırların metaforik anlamlarının, fiziksel anlamlarıyla birleşmesi sınır araştırmalarını zenginleştirebilir. Fakat, siyasal sınırları fiziki coğrafyada sabitleyen yaklaşımlardaki sınır tahayyülü; sınırlar ve sınır bölgelerine dair kültürel çalışmalardaki tahayyüllerden çok farklıdır. Bu ayrımdan hareketle sosyo-mekânsal teoriyle sosyo-kültürel teori yakınlaştırılabilir. Wilson: Sınırlar ve çeper metaforlarının iç içe geçmesinin sınır çalışmalarının teorik çerçevesine nasıl ve ne tür yeni gündemler sunduğu sorusunun vurgusu bence yanlıştır. Sınır teorilerinin meseleleri ki bunları temsil eden iyi bir örnek olarak Gloria Anzaldua nın eserlerini gösterebiliriz ampirik ve pozitivist sosyal bilimleri eleştiren, yeni politik eylem ve kimlik oluşumu biçimlerine duyarlı yeni düşünceyi yansıtırlar. Bu yeni biçimler hem toplumda hem de akademik çalışmalarda devrim yapmışlardır. Kimlik ve kimlik oluşumuna ilişkin bu yeni fikirler de sınırlarda, gündelik yaşamda ve sıradışında olup bitenlere ilişkin yaklaşım biçimlerimizi değiştirmiştir. Sınırları kimliğin, kimlik oluşumunun, statünün ve rolün değişen doğasının bir metaforu olarak benimseyen bu sınır teorisi ; zaman içinde, sınır çalışmalarında sınır kelimesinin, kent, bölge ya da devlet gibi toplumsal veya siyasal teşekküllerin, grupların veya kurumların jeopolitik limitlerine, çeper kelimesinin ise toplumsal kimlik oluşumlarına ve üyeliğe gönderme yapan bir genel kullanıma kavuşmasına yol açmıştır. Topluluk kelimesinin etnografik ve diğer kuramsallaştırma çabalarında kuşkuyla karşılanmaya başlamasından sonra da bu ikinci kullanım özellikle önem kazanmıştır. (Ben bu noktada Fredrik Barth ve Anthony Cohen in çalışmalarını sınır teorisinin ve sınır çalışmalarının gelişimine yaptıkları katkı nedeniyle ayrıcalıklı bir yere sahip olduklarını düşünüyorum.) Ancak sınır çalışmalarına özgü bir teorik çerçevenin varlığına ya da bir zamanlar var olduğuna ilişkin fikirler beni hep rahatsız

11 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 21 etmiştir. Benim bakış açımdan sınır çalışmaları düzenli olarak belirlenen ve belirlenebilir coğrafi birimlerin jeopolitik sınırları ile ilintili zamanlar ve mekanlar üzerinde vuku bulan sosyal, politik, ekonomik ve kültürel eylemlerin, pratiklerin, alanların, yapıların ve kurumların arenasına veya sahasına gönderme yapar. Ben bu sınırlarda ve sınır bölgelerinde olup bitenleri daha iyi anlamamız için sosyal teorinin yapabileceği katkıları düşünmeyi, sınır çalışmaları için ve sınır çalışmalarına ait teoriler önermeye tercih ederim. Örneğin vatandaşlık, yönetim, yönetişim ve yönetimsellik teorileriyle sınırların değişen boyutlarını anlama olanağı sundukları için ilgilenirim; sınır ve çeper kavramlarını daha iyi anlamak için onları teorize etme çabası içinde olduğum için değil. Küreselleşme teorilerinde, sermayenin ve insanların ulusal sınırları aşan hareketliliği karşısında devlet denetiminin gittikçe zayıflamasına dikkat çekilirken akademik ilgi bir süredir coğrafi sınırlara yoğunlaşmış durumda. Sınır çalışmalarının araştırma gündemi, sınırsız bir dünya ümidi ve ihtimali açısından da yenilendi mi sizce? Bennafla: Son on yılda, küreselleşmenin aşındırdığı devlet sınırlarına ve sınırların gittikçe ortadan kalktığı bir sürece işaret eden söylemle birlikte sınırların önemli olmadığı bir dünyayı tasvir eden postmodernist retorik bayağı geriledi. Görünür ve görünmeyen sınırların çoğalması, son olarak Güney Sudan olmak üzere yeni devletlerin ortaya çıkması ve devletin gündelik hayata giderek daha fazla müdahil olmasıyla birlikte, 1990 larda gayet yaygın olan sınırsız bir dünya tezi ciddi anlamda zayıflamaya başladı. Regis Debray ın Eloge des frontières (2010) başlıklı kitabından da anlaşıldığı gibi bazı sosyal bilimciler, sınırlarla ilgili hayati ihtiyaçtan bahsederken anaakım araştırmacılar da sınırların kapanma ve tekrar çizilme süreçlerinin dinamiklerini inceliyorlar. İnsanlar, mallar, fikirler ve sermayenin gittikçe hızlanan dolaşımı, hareketlilikten ve istikrardan duyulan iki farklı korku arasında ikircikli ve paradoksal bir duruma yol açtı. Bu denge, şimdilik, bir tasnif aracı olarak sınırların yeniden teyit edilmesiyle muhafaza ediliyor. Heyman: Küreselleşmenin sınırsız dünya tasvirinin çok doğru ve faydalı olduğunu sanmıyorum. Aksine, küreselleşmenin hareketlilik ve akışların yeniden düzenlenmesine dayalı olduğunu görüyorum. Tam da bu nedenle küreselleşme en azından 1492 den beri Avrasya da daha da erken tarihlerden itibaren devam eden bir olgu. Bugün akışların ve hareketliliğin hız ve yoğunluğunun belli ölçüde arttığını görüyoruz. Buna küreselleşme adını verebiliriz ama tabii küreselleşme sürecinin bir mazisi olduğunu kabul ettiğimiz takdirde. Günümüzde daha ilginç olan, toplumsal olarak eşitsiz bir hareketliliğin politika ve pratiklerinin ortaya çıkmış olmasıdır. Bireyler ve toplumsal gruplar, hareket eden grubun hakları, hızı ve denetlenmesi (risk tasnifi) temelinde katmanla-

12 22 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL ra ayrılmaktalar. Sınırlar, günbegün, farklı toplumsal grupların eşitsiz bir biçimde denetlendiği sistemlere dönüşüyor ve sınırlardaki bu durum, geleneksel milli vatandaşlık temelinde değil, sınıfsal temelde belirleniyor. Bu eşitsiz hareketlilik rejimi, bir yandan toplumsal eşitsizliklere dayanırken, öte yandan toplumsal deneyim, kültürel ifade ve yaşam olanakları açısından eşitsizliğe katkıda bulunuyor. Robert Pallitto ile bu konuyla ilgili yazılar yazdık: Gittikçe yoğunlaşan küreselleşme, yani akışlar ve hareketler çağında sınırlar bu şekilde işlemeye devam ediyor. Onun için tüm araştırmacıları, farklılık veya eşitsizliklere dayanan hareketlilik rejimlerini ve bunların diğer güç/iktidar süreçleriyle, mesela çağdaş kapitalist gelişim, küresel iklim değişikliği vb. ile olan ilişkisini incelemeye davet ediyorum. Bizzat buna benzer bir araştırma yapmadım ama aşağıdan yukarıya dinamiklerle işleyen küreselleşmeye dair literatürü de oldukça heyecan verici buluyorum. Brezilya, Güney Amerika ve Çin de (özellikle Hong Kong) bu tür araştırmalar yapılıyor. Mathews, Ribeiro ve Alba Vega nın derlediği Globalization from Below: The World s Other Economy adlı kitabı özellikle tavsiye ederim. Wilson:. Küreselleşme teorisi ki bunu küreselleşme retoriği ve iddiasından ayırmak neredeyse imkansızdır, sosyal ve beşeri bilimlerde sınır çalışmalarının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır ama aynı zamanda tüm profesyonel, toplumsal ve entellektüel alanların imgelemlerini de ele geçirmiştir. Tüm disiplinlerdeki kitapların başlıklarına ve pazarlama stratejilerine bakmak yetecektir; herkesin sınır tanımadan ya da sınırları aşarak önemli bir şeyler yaptığını görebiliriz. Bu affedersiniz ama banalliğe varan popülerlik elbette eski sınırların, önemli politik birimlere üyeliği kapsadığı, koruduğu ve tanımladığına yönelik klişeyi kullanır, ona dayanır. Ancak sınır çalışmalarındaki son bir ya da iki kuşak akademisyenin çalışmaları, sınırların tarihsel olarak ne kadar dinamik olduklarını, devlet ve diğer jeopolitik ve kültürel sınırların, nispeten ve değişkenlik gösteren ölçülerde korumacı, yasakçı, delinmiş, hem normatif, hem de bağlamsal ve sınır boyunca ya da sınırlara atfedilen anlamlar ve kapasiteler bakımından nadiren homojen olduklarını göstermiştir. Ama sınır metaforunun popülerliği sınırların, özellikle de ulus devletin sınırlarının artık bir zamanlar oldukları şey olmadıkları, artık daha geçirgen oldukları fikrine de dayanır. Bana göre küreselleşme ile ilgili bu retorik büyük ölçüde ulusal ve emperyal devletler tarafından vatandaşlarının ve tebaalarının tüketimi için üretilmiş sınır klişelerine dayanır. Sınırların güvenli ve büyük ölçüde ihlal edilemez olduğu fikri farklı bir kültürel mantık biçimidir ve bu biçimin kendisi devlet retoriğidir. Bu retorik büyük ölçüde, becerebildikleri her yerde ekonomik ve politik avantaj kazanmak isteyen ulus-ötesi şirketler ve onlarla ilişkili iktidar seçkinlerinin işbirliği ile beslenmiş ve geliştirilmiştir. Dolayısıyla küresel dünyanın, en iyi, geçmişten farklılaştığı ve koptuğu unsurlar üzerinden anlaşılabileceği görüşünü benimsemektense ben, ulus devletin süregiden canlılığı ve gücünü vurgulayan Michael Mann ın bakış açısını yeğli-

13 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 23 yorum. Bu açıdan bakıldığında yaşamımızdaki her şeyi daha hızlı, daha hareketli ve daha yakın kılarmış gibi görünen devasa teknolojik değişiklikler, aynı zamanda devletin vatandaşlarını yönetme kabiliyetinin de merkezinde yer alıyor; devletin ve onun temsilcilerinin insanların günlük yaşamlarını izlemek ve yönlendirmek için daha büyük bir kapasiteye sahip olmasını mümkün kılıyor. İnsan küreselleşmeyi gerçek ya da hayalî nasıl görürse görsün, günümüzde daha çok sınır, daha çok devlet ve devletleri ve sınırları idare etmek için daha çok yönetim/hükümet tipi ve katmanı var. Buna ilaveten, sermayenin ve gücün merkezileşmiş olmasına rağmen, insanların politikada ve ekonomide oynadıkları rolü algılamalarında sınırların rolünün önemi giderek artıyor. Dolayısıyla sınırlar, dünyanın her yerindeki vatandaşların ve yerleşik yabancıların yaşamlarında, bugün, geçmişte olduğundan daha az önemli değiller. Eğer sınırsız bir dünya varsa en azından ben ona, onu lanetleyen veya onun gelişini kutlayan akademisyenlerin, gazetecilerin ve yorumcuların yazılarından başka bir yerde rastlamadım. ABD-Meksika sınırı ve Avrupa nın genişleyen sınırlarıyla ilgili araştırmaların, yeni bir araştırma sahası olan sınır çalışmalarına özel bir katkısı olduğu biliniyor. Bu araştırmaların, sınır araştırmalarında bir paradigma veya katı bir model haline gelme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse, bu modellerin sınırları ve eksiklerinden kurtulmak için neler yapabilirler? Aksi durumda ise araştırma sahasının gelişmesine ne tür katkıları olmuştur? Bennafla: ABD-Meksika sınırı ve Avrupa nın genişleyen sınırlarıyla ilgili ilk araştırmalar, sınır konusu üstüne düşünmek için bir başlangıç noktası oldukları gibi birçok canlı örnek de sağladılar. Bunlar, sınır çalışmaları alanında parmakla gösterilen, bir ölçüde hegemonik araştırmalardı. Araştırmacılar çoklukla Avrupa ve Kuzey Amerika yı incelediler. Bu coğrafyalarda sınırötesi işbirliği, sınırlar arası köprüler, emek göçleri ve sınır güvenliği gibi konularla ilgili temel sorulara cevap arayan, özel olarak sınır konusuna tahsis edilmiş araştırma merkezleri bulunuyor. Öte yandan, bu sınırlar Batılı bir bağlama sabitlendikleri ve gelişmiş dünya ile gelişen ülkeler arasında yer aldıkları için özellikle göç ve güvenlik sorununa yönelik ilgiyi tetikliyorlar. Ama burada önemli olan nokta, bu çalışmaların Afrika, Asya ve Ortadoğu daki sınır oluşturma süreçleri, sınırlardaki pratik düzenlemeler, kimlik, toprak düzeni ve postkolonyal devlet gibi konularda da özgün bakışlar sunup sunmadıklarıdır. Örneğin Sahraaltı Afrikası nda Kongo veya Somali gibi birçok ülkenin sınırları sanal ve belirsiz olduğu gibi bu ülkelerde aşağıdan işleyen dinamiklerle bölgesel entegrasyon sağlayan bir sınır ticareti ve türlü türlü kaçakçılık faaliyeti de var. Bu faaliyetler, kolonyalizmden devralınan sınırların bir yandan iktisadi olarak yıkımı, diğer yandan da kabulü anlamına geliyor. Ortado-

14 24 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL ğu da ise örneğin Filistin, Kürdistan ve Sahra bağlamlarında sınır meseleleri daha çok, ulus-devletlerin ortaya çıkışı, azınlıklar meselesi ve bir arada yaşama sorunuyla ilişkili olarak tartışılıyor. Siyasi belirsizliğin veya iç savaşın, özellikle Irak, Suriye, Lübnan, Libya gibi Arap Baharı nın yaşandığı ülkelerin iç sınırlarının yeniden tesisinin tartışıldığı yerlerde gündemde bu bahsedilen meseleler var. Heyman: Sınır çalışmalarında incelenen dünya coğrafyaları şüphesiz kendi kısıtlılıkları, varsayımları ve dar odaklarını da beraberinde getiriyorlar. Benim temel odağım ABD-Meksika sınırı ve demin sorduğunuz sorulara yönelik görüşlerimi de bu sınırı merkeze alarak dile getirdim. Bunu da zaten açıkça sınırın iki yakası arasındaki eşitsizlik üzerindeki vurgumda, yani yoğun birtakım bölgesel gelişmelerin sebebi olarak eşitsiz mübadele (maquiladora montaj sanayii, kaçak/kayıtdışı uyuşturucu ekonomisi) ve katıksız baskıcı bir devlet gücü üzerindeki vurgularımda (ABD deki göçmenlik ve uyuşturucu madde yasası, hem ABD hem de Meksika da sınırların militarizasyonu) da görebilirsiniz. Tüm sınırların aynı olmadığını bilecek kadar aklı başında birisi olduğumu düşünüyorum. Hepsinin kendi tarihi var; hepsi belirli bir siyasi ortam ve güç/iktidar projesi temelinde belirleniyor. Sınır araştırmacılarına tavsiyem, kendi bulunduğumuz coğrafyalarda yaptığımız araştırmaların hakkını vermektir. Saf ve evrensel sınır çalışmaları büyük ölçüde soyut ve ilginç olmaktan uzak bir hayaldir fakat bir yandan da bölgesel durumları temel alan fikir ve yaklaşımlarımızı diğer bölgelere de uygulamalı, belirli doğrultularda değiştirmeli veya bir kenara bırakmalıyız. Kendi bölgemle ilgili bir şey yazdığımda, başka bölgelere de tahvil edilebilecek dersler ve fikirler çıkarttığıma emin olmalıyım. Ayrıca başka bölgelerdeki geleneklere bakarak kendi bölgemizle ilgili dersler çıkartmaya da yatkın olmalıyız. Bütün bunların bizim için anlamını sorgulamalıyız. Hepimizin bir yurdu var ama aynı zamanda daha geniş bir diyaloğun da parçasıyız. Birbirimizi dinleyerek bir şeyler öğrenebilmek için saygılı bir diyaloğu devam ettirebilmeliyiz. Kendi bulunduğumuz yeri ihmal etmeden, dünyaya bakmamızı sağlayan bir kozmopolitanizmden bahsediyorum. Bunun dışında, ABD ve Avrupa nın bu alanda belirlediği temel değerleri de abartmamalıyız. En başından beri, tüm dünyada, örneğin Afrika üniversitelerinde oldukça başarılı sınır araştırmaları yapıldı. Bununla gurur duymalıyız ve dünyanın her bölgesinden, akıl-fikir sahibi, duyarlı araştırmacıları önemsemeliyiz. Bir ABD üniversitesinde çalışan bir akademisyen olarak ABD deki akademik sistemin sıradan olduğunu, hiçbir şekilde kusursuz olmadığını, hatta bazen berbat olabildiğini söylemeliyim. Onun için aşağılık/büyüklük komplekslerimizden kurtulmalıyız. Türkiye, Çin ve Brezilya da yapılmış olan araştırmalar geçiyor elime ve bunları öyle bir köşeye atmıyorum. ABD-Meksika sınırı üzerine okuduğum son güncel araştırmalardan en iyisi bir ABD üniversitesinden değil, Laura Velasco Ortiz ve Oscar Contreras isimli iki Meksikalı araştırmacı ta-

15 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 25 rafından yapıldı. Araştırmanın İngilizce başlığı şöyle: Mexican Voices of the Border Region: Mexicans and Mexican Americans Speak about Living Along the Wall. Diğer sınırlar açısından da önemli içerimleri olan bu araştırmanın giriş ve sonuç bölümlerini özellikle okumanızı tavsiye ederim. Bu arada kendi üniversitem (Teksas Üniversitesi), ABD de sınır araştırması yapmak için avantajlı bir bölgede, ABD-Meksika sınırında bulunuyor olabilir fakat hayli düşük bir statüsü ve kısıtlı kaynakları var. Pek çoğu elit üniversite tarafından reddedilen belirli bir azınlığa yönelik olduğu söylenebilir. Meksikalı- Amerikan olan çalışan öğrenci sayımız da oldukça yüksek. Büyüklük kompleksine kapılmama nedenlerimden bir başkası da çalışkan ve üretken olduğum gibi tüm dünya halklarına karşı dostane duygular beslemem ve yardımsever olmam. Wilson: Akademisyenler uzun yıllardır Meksika-ABD sınırının kurduğu tahakkümü hem alkışladılar hem de ondan yakındılar ama hem sınırlara ilişkin vaka çalışmalarının hem de kıyaslamalı analizlerin yolunu açan şey, akademisyenlerin o sınıra gösterdiği yaklaşımların çoğulluğu oldu. Avrupa nın genişleyen entegrasyonunun içindeki bölge ve devletlerde gözlemlenen dönüşümler de akademisyenlerin ilgisini bir o kadar çekti ama Kuzey Amerika da, Avrupa da, başka yerlerde yapılan araştırmaların paradigmatik örneklerini sunmaktan çok, kıyaslamalı araştırma modelleri olarak işlevselleştiler. Sınırları kendi başlarına keşfedilmesi ve analiz edilmesi gereken şeyler olarak teorize etmeye çalışmak kaçınılması gereken bir hata: Sınırları birçok şeyin, başka yerlere kıyasla, daha açık, daha rahat ve daha görünür vuku bulduğu alanlar olarak düşünmek daha anlamlı ve bazı şeyler sadece sınırlarda vuku buluyor da olabilir. Geçmişte ve günümüzde yapılmış sınır çalışmaları, devlet yapılarına, insanların, fikirlerin, sermayenin ve ürünlerin dolaşımına ve bu yukarıdakilere yüklenen anlamlara ilişkin büyük bir pratik ve deneyim çeşitliliği bulunduğunu gösteriyor. Tek bir vakanın, ya da birbirleriyle bağlantılı bir grup vakanın tüm sınırları temsil etmesi söz konusu olamaz ama vaka çalışmaları bize devletlerin, bölgelerin, kentlerin, sermayenin ve kapitalizmin ve daha birçok şeyin değişen doğaları hakkında bir fikir verebilir. Yıllar önce, New York Üniversitesi ndeki bir Avrupa Çalışmaları seminerinde Kuzey İrlanda nın sınır bölgelerinde, Avrupa entegrasyonuna karşı gösterilen direnç hakkında bir sunumum olmuştu. Tarihçi bir akademisyen söz konusu direncin Ulster da var olan milliyetçilik ve şiddetle bağlantılı özel koşullar nedeniyle uç bir vaka olarak görülmesi gerektiği, dolayısıyla çalışmamın kıyaslamalı bir değeri bulunmadığı yolunda bir eleştiri getirmişti. Ben federal veya başka tür bir Avrupa ya giden yolun her kavşağında, milliyetçiliğin Avrupa entegrasyonunu güçleştiren bir engel olarak karşımıza çıkacağı ve bu gerçeğin en iyi sınır bölgelerinde değerlendirilebileceği yolunda bir yanıt vermiştim ama yanıtım sunumumu eleştiren tarihçiyi ikna etmemişti. Kuzey İrlanda ya ilişkin araştırmamdan çıkarttığım sonuçlara, aradan geçen yıllarda da benzer tepkiler geldi.

16 26 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL Oysa ben İrlanda ile ilgili araştırmamda vardığım sonuçların, tam da İrlandalıların Avrupalılaşmanın Avrupa Birliği içindeki en sağlam destekçileri oldukları yönündeki yaygın kanaat nedeniyle önemli olduğunu düşünüyorum. Ben hâlâ sınır bölgelerine, çevrenin değerleri ve pratikleri olarak değil, merkeze ait alanlar olarak yaklaşılması gerektiğini ve politik eğilimler ve hareketler konusunda, Kuzey İrlanda sınırındaki milliyetçiliğin de en az hükümet kararlarının alındığı toplantı salonları kadar çok ipucu içerdiği iddiasındayım. Dolayısıyla şu yaklaşımımda ısrarlıyım: Sınır bölgelerindeki politikaları ve kültürleri konu eden vaka çalışmaları; ulusal, bölgesel ve yerel benlere ve ötekilere, fikirlere ve eylemle sonuçlanan ideolojilere ilişkin birçok şeyi açığa çıkartabilir Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Avrupa ya karşı gösterilen tepki hem milliyetçiliğe hem de sınır bölgelerine atıfla daha iyi anlaşılır zira bu bölgeler, ulus-ötesiciliği, küreselleşmeyi, kapitalizmi ve ulus-üstücülüğü kıyaslamalı olarak çalışmak için son derece verimli alanlar ve hatta modeller sunuyor. Ampirik araştırmaların sayısının artması, halihazırda çok fazla araştırmanın yapıldığı alanların sınırlarının da genişlemesine yol açtı. Fakat karşılaştırmalı yaklaşımlarla bilgi üretimi hâlâ çok sınırlı. Sizin araştırmalarınız, sınır çalışmalarının konvansiyonel kavramları ve sorunlarına ne ölçüde uygun düşüyor veya bunlardan ne ölçüde ayrışıyor? Batı dışında kalan ve bugüne dek daha az araştırılmış olan coğrafyalar, sınır çalışmalarının seyrini nasıl etkiliyor? Bennafla: Ben meseleye, sıradan insanların sınırlarla ilgili pratikleri ve manipülasyonları çerçevesinde yaklaşıyorum. Sınırların kolonyal bir miras, sınırın ise daima hassas ve tartışmalı bir konu olduğu Orta Afrika dan Lübnan ve Fas a, Batı dışındaki birçok ülkede sınırlara dair vaka incelemeleri yaptım. Tüm bu vakalarda, sınırlarla ilgili sorunların, göreli toplumsal yoksulluğun yanı sıra kamusal toplumsal hizmetlerin ve ulaşımın eksikliğiyle de bağlantılı olarak kalkınma sorunlarıyla örtüştüğünü gördüm larda Orta Afrika da kaçakçılık üstüne yaptığım araştırmada o zamanlar konvansiyonel olan bir fikri değerlendirmiştim: Afrikalı devletlerin yozlaştığı ve Avrupa kolonyalizminin belirlediği sınırların hassaslığına dair tartışmalı varsayım ışığında dünyanın bu kısmında sınırların yok olma sürecinin dünyanın diğer yerlerinden daha belirgin olduğu fikri. Doğrusu birçok yazar için kayıtdışı ulusaşırı hareketler ve kaçakçılık, devlete yönelik bir tehdit olduğu gibi var olan ulusal sınırların tartışmalı hale geldiğini de göstermekte. Ben, yerel ölçekte, sınırların bir kısıtlama veya yük olarak değil, ticaret ve kazanç fırsatı yaratan bir kaynak olarak görüldüğünü vurguladım. Ayrıca Kamerun da merkezî ucu, köy pazarları olan sınır bölgelerinin iç yapısına dair incelememde gösterdiğim şey sınır mekânlarının özerk veya yeni alternatif alanlar olmadığıdır. Buralardaki sınır mıntıkaları, gelip geçici (evanescent) mekânsal inşalardır çünkü sınıra erişim için yapılan yollar za-

17 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 27 manla gelişir ve ayrıca sınır pazarları kısa ömürlüdür (ephemeral). Ulusaşırı bir siyasi otorite tarafından idare edilmeyen sınır mıntıkalarında ulusal kimlikler genellikle daha kuvvetli oluyor. Bölgesel veya ulusal başkentlerde yani iç bölgelerde yer alan kentler de sınır ticaretinden istifade ediyorlar zira bu kentlerin aracılık görevinin dışında tüketim merkezi olarak ve bundan öte ticaretten elde edilen kazancın yatırıldığı yerler olarak önemli işlevleri var. Afrika da gittikçe yoğunlaşan sınır ötesi ticaret, sınırların ortadan kalktığı bir sürece değil, ulusal toprakların birlik ve bütünlüğünü pekiştiren bir duruma işaret ediyor. Suriye ile Lübnan sınırındaki Bekaa Vadisi nde yılları arasında yaptığım saha araştırmasında, Suriye nin ordusu ve idari varlığıyla bulunduğu bir bölgede ortaya çıkan tartışmalı ve belirsiz sınırlar sorununu inceledim. Bu sınır bölgesinde, Lübnan daki siyasi partiler, yabancı güçler ve Suriyeli yetkililer ile Lübnanlı yetkililer arasındaki karşılaşmaların mekânı olduğu ölçüde bölgesel gelişimin bazı stratejik ve siyasal faktörlerce engellendiğini gösterdim. Lübnan birden fazla inanç temelinde siyasi ve dinî gerilimlerle sarsılan bir ülke olduğu için sınır-kimlik-hafıza üçlemesini toprağın temellükü meselesinde ortaya çıkan bir yerel ihtilaf üzerinden tartıştım. Hıristiyan Ermeni ve Müslüman olmak üzere iki lokal grubun, toprak üstündeki iddialarını meşrulaştırmak ve ihtilaflı yerlere dair iddialarını gerekçelendirmek amacıyla belirli bir tarihsel anlatıyı nasıl hem kendi kolektif kimliklerini ifade etme hem de bu kimliğe ritüel bir anlam yükleme biçimi olarak kullandıklarını inceledim. Güney Fas ta eski bir İspanyol yerleşim bölgesinde 2007 den beri yürüttüğüm araştırmada ise, asırlar boyunca kabilelerin ayrılıkçı politikalarıyla karşılaşmış olan bir güçlü devlet bağlamına odaklanıyorum. Sınır mıntıkasındaki toplumsal karışıklıkları, teritoryal uçlarda izlenen kalkınma(ma) politikalarını, toplumsal çalkantıları genel olarak idare etmeye alışmış bir merkezî devlet ile çeperindeki bölgeler arasındaki ilişkileri araştırıyorum. Fas taki bu sınır bölgesi, Batı Sahara gibi tartışmalı sınırlar, Kanarya Adaları nın yakınlığından dolayı oraya yapılan yasadışı göçler ve muğlak kimlik anlatıları gibi farklı farklı konvansiyonel meselelerle ilgilenmemi sağlıyor. Heyman: Çok fazla araştırmanın yapıldığı ABD-Meksika sınırını ilgilendiren meseleler ve kavramların birçok farklı bölge için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Meksika-Guatamela, Türkiye-Yunanistan, Türkiye nin diğer ülkelerle sınırları, Arjantin-Bolivya, Hindistan-Bangladeş gibi sınırlarda da göçmenlerle ilgili yasaların uygulanmasından sorumlu olan yetkililer var. ABD-Meksika sınırında olduğu gibi İsrail-Filistin sınırında ve tabii birçok başka sınırda da kontrol noktaları ve duvarlar var. ABD-Meksika sınırı boyunca uzanan, ihracat merkezli montaj fabrikalarında sermayeyle emek arasında eşitsiz mübadele ilişkilerinin olduğu doğru fakat Morityus, Fas, Malezya, Çin in sahil kesimi gibi bölgelerde de yine ihraç mallarda uzmanlaşmış fabrikaların bulunduğu birçok bölge var.

18 28 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL Bu coğrafyalarla ilgili araştırmalar çoğaldıkça, ABD-Meksika sınırıyla verimli bir diyalog kurma imkânının da gittikçe olgunlaştığını görüyoruz. Meksika da sınır çalışmalarında uzmanlaşan El Colegio de la Frontera Norte (COLEF) adlı kurum, karşılaştırmalı ve küresel sınır çalışmalarını destekliyor ve bana sorarsanız, tek başına, diğer Amerikan kurumlarının hepsine bedel. Yukarıda belirttiğim gibi hedefimiz, belirli bölgeleri temel alan araştırmaları başka bölgelerle ailevî yakınlıkları ve müşterekleri olan bazı fikirler, meseleler, yaklaşımlar ve modeller üretecek şekilde genişletmek olmalıdır. Biçimsel, sistematik karşılaştırmalar oldukça faydalıdır ve bunları mutlaka yapmalıyız fakat sınır çalışmalarının birbirine tercüme edilmesi ve uygun fikir ve yaklaşımların paylaşımı da teşvik edilmelidir. Hedefimiz, sınırlarla ilgili, sınırları aşan, saygılı ve etkili bir diyalog geliştirmek olmalıdır. van Schendel: Ben araştırmalarımı, anaakım sınır çalışmalarında marjinal sayılan sınır bölgelerinde yaptım. Bir araştırma alanı olarak Güney Asya da sınır çalışmaları, dünyanın geri kalanından daha yavaş gelişmiştir ve Bangladeş, Hindistan ve Burma gibi benim çalıştığım sınırlar yakın zamanlara kadar ihmal edilmiştir. Bahsettiğim sınır bölgeleri, alışılmadık ölçüde karmaşık ve sorunlu devlet-toplum ilişkilerine tekabül eder. Bölgedeki devletler bir zamanlar Britanya Hindistanı olmak üzere tek bir koloniye bağlıydılar. Britanya Hindistanı ile Britanya Burması nın ayrılması (1937), Hindistan ile Pakistan arasındaki bölünme (1947) ve Pakistan ile Bangladeş arasındaki bölünme (1971) olmak üzere müteakip üç kırılma sonucunda ayrıştılar. Bu süreçlerde, eyalet ve vilayet sınırları devlet sınırları haline gelirken bunlar etrafında her yıl yüzlerce insanın öldürüldüğü şiddetli kavgalar yaşandı. Bölgede ulusal kimlikler günden güne kaybolurken sınırlardaki devlet varlığı da görünmez hale geldi. Sınır bölgelerinde yaşayanlar, devlet müdahalelerine karşı çeşitli stratejiler geliştirip bunlardan faydalandılar. Bölgeye mahsus özellikler bu bölgeleri özellikle karşılaştırmalı araştırmalar açısından uygun kılmıştır. Örneğin, başında idari bir birim olmayan yüzden fazla yerleşim bölgesi var ve buralarda izinsiz ticaret ve göç faaliyetleri sürmekte. Bu nedenle Hindistan devleti, Bangladeş le olan dört bin kilometrelik sınırını baştan sona tel örgüyle çevirmeye çalışmıştı. 1 Bu tür vakalar, sınır çalışmalarında, halihazırda çok fazla araştırmanın yapıldığı bölgelerle ilgili bulguları, zamansal ve mekânsal olarak tüm sınır bölgelerini kapsayacak şekilde genişletmenin olanaksızlığını göstermektedir. 2 1 Bkz. van Schendel, W. (2005) The Bengal Borderland: Beyond State and Nation in South Asia, Anthem Press, Londra; van Schendel, W. (2002), Stateless in South Asia: The Making of the India-Bangladesh Enclaves, The Journal of Asian Studies, 61(1): Asya üzerine bazı karşılaştırmalı perspektifler için bkz. van Schendel, W. ve de Maaker, E. (2014), Asian Borderlands: Introducing their Permeability, Strategic Uses and Meanings, Journal of Borderlands Studies, 28(4): 1-7; Gellner, D. N. (der.) (2013) Borderland Lives in Northern South Asia: Non-State Perspectives, Duke University Press, Durham, NC; Schendel, W. ve Abraham, I. (der.) (2005) llicit Flows and Criminal Things: States, Borders, and the Other Side of Globalization, Indiana University Press, Bloomington.

19 SINIR I TARTIŞMAK: YUVARLAK MASA TOPLANTISI 29 Wilson: Devlet idaresinin, ulusal ilişkilerin, etnisitenin ve diğer kimliklerin, pazarların, ticaretin ve üretimin, mal ve metaların dağıtımının ve tüketiminin, sermayenin ve kültürün analizi, başlangıç aşamasındaki ve olgunlaşmış biçimleriyle, kıyaslamalı ve vaka incelemesine dayanan sınır çalışmalarının 1960 lardan bu yana odaklandığı başlıca konulardı. Bu konudaki akademik çalışmalarda en büyük ağırlık Avrupa ve Kuzey Amerika dan kaynaklanmakla birlikte, kıyaslamalı bir perspektif kazanmak için dikkatimizi giderek artan ölçüde Avrasya ya, Doğu ve Güney Asya ya, Pasifik e ve Afrika ya çevirmek zorundayız. Sınır çalışmalarındaki öğrencilerimizi ve meslektaşlarımızı oralarda çalışmaları için teşvik etmekle kalmayıp o bölgelerdeki akademisyenleri de kendi çabalarında desteklemek için elimizden geleni yapmalıyız. Bunun bir yolu farklı kıtalardaki sınır araştırma merkezleri ve ağları arasındaki iş birliğini geliştirmek. Sınır Çalışmaları Birliği gibi mesleki birlikler ve bunların ABD ve Avrupa dışında konferanslar düzenleme çabaları desteklenmeli. Merkezi Belfast ta bulunan Uluslararası Sınır Araştırmaları Merkezi nin kurucularından biri olarak ben elektronik ortamda lisansüstü ve doktora sonrası araştırma projelerinin sonuçlarının yayınlanabileceği bir sürmekte olan çalışmalar serisinin kurulmasına yardımcı oldum. Sınır çalışmalarında bu tür sürmekte olan çalışmalar dizileri tüm dünyadaki üniversiteler tarafından kolayca ve çok düşük maliyetlerle kurulabilir. Sınır çalışmaları, ayrıca, üniversitelere bağlı ve ticari yayıncılar bünyesinde de gönüllü editörler ve okuyucular bulabiliyor ve bunları kendi avantajlarımız doğrultusunda kullanabileceğimiz bir ağa dönüştürebiliriz. (Buna örnek olarak Galler University Press için editörlüğünü benim yürüttüğüm bir seriyi gösterebilirim.) Ama son tahlilde, sınır çalışmalarının faydası ve değeri, biz sınır çalışmaları akademisyenlerinin vaka çalışmalarımızın sınırlarının dışına ne ölçüde uzanabildiğimize ve sınırların hepimizi doğrudan etkileyen politik ekonomik güçlere bir pencere açtığını ne ölçüde gösterebildiğimize bağlı. Son on yılda, birçok sınır araştırması ağı ortaya çıktı. Bunlar sınır araştırmalarına ne tür katkılar sağlıyorlar? Sınır araştırmacılarının küresel bilgi üretimine iştirak etmek için başka ne tür kanallara ve araçlara ihtiyaçları var? Heyman: Gördüğüm kadarıyla, bir sınırlararası/uluslararası iletişim aracı olarak interneti yeterince kullanamıyoruz. Video konferans teknolojisi ve eşzamanlı değilse bile yoğun olarak yapılandırılan çevrimiçi sohbet olanakları, paylaşılan dosyalara yapılan yorumlar ve benzerleri sayesinde ufak ama etkili seminerler düzenlenebilir. Toplantılara seyahat etmek, kat edilebilecek mesafeleri sınırlandırdığı gibi pahalı da. Bu olanak çoğu zaman, zengin kurumların kontrolünde. O kadar ki varlıklı akademisyenlerin bile nadiren bu imkanlara kavuşabildiğini görüyoruz. Kuzey Amerika da yıllardır akademisyenlerin düzen-

20 30 KARINE BENNAFLA, JOSIEH HEYMAN, THOMAS WILSON, WILLEM VAN SCHENDEL li olarak bir araya geldikleri sınır çalışmaları toplantıları yapılıyor ve 2014 yılında bunlardan bir tanesi de Avrupa da yapıldı. Ama bu toplantılarda, merkezin avantajlı konumu yeniden üretiliyor. İnternet teknolojisi elimizin altındayken, yüz yüze görüşmelerle yetinmek zorunda değiliz. Büyük toplantıların, müşterek bir iş bölümüyle yoğun etkileşim temelinde düzenlenen minik atölyeler kadar başarılı olduğunu da iddia edemeyiz. Onun için, sınır çalışmaları alanında atölyeler düzenlemekte daha istekli ve yaratıcı olabiliriz. Başarılı lisans öğrencilerinin, uluslararası araştırmacılarla tanışmalarını sağlamalıyız. İnternet sayesinde, çok uzaklardaki öğrencilere dahi danışmanlık hizmeti vermemiz kolaylaştı. Sonuçta hepimiz, öğrendiklerimizin çoğunu öğrenci iken öğrenmedik mi? Bunun dışında, yayın listelerimizi paylaşmamız, yayınlanan metinlerimizi değiş tokuş etmemiz de artık çok kolay. Bu sayede üniversite kütüphanelerinin doğurduğu eşitsizlikleri ve engelleri de yavaş yavaş ortadan kaldırıyoruz. Ben mesela, birisi bana bir yayınımı sorduğunda çok heyecanlanıyorum! Dil, tabii sınırlandırıcı bir etken: Öğrencilerle ve diğer araştırmacılarla İspanyolca ve İngilizce iletişim kurabiliyoruz. Biraz Katalanca ve Portekizce de biliyorum fakat Felemenkçe, Türkçe ve Çince hiç bilmiyorum. Şu meşhur Babil Kulesi sorununun sihirli bir çözümü yok. Fakat tüm sınırlılıklara rağmen elektronik iletişim çağında yapabileceğimiz çok şey var. van Schendel: İlkin ABD-Meksika sınırı inceleyen sınır araştırmaları ağı, öncelikle Kuzey Amerika da ve Avrupa da ortaya çıktı. Bu ağ, düzenli akademik toplantılar ve konferansların yanı sıra akademik dergiler vasıtasıyla da şekillendi. Afrika yla ilgili sınır araştırmaları da nispeten erken tarihlerde şekillendi. Asya da ise durum oldukça yavaş ilerledi. Asya Sınır Bölgeleri Araştırma Ağı (ABRN: de kuruldu. Guwahati, Hindistan da 2008 de, Chiang Mai, Tayland da 2010 da ve Singapur da 2012 yılında konferanslar düzenlendi. Bir sonraki ABRN konferansı, 2014 Aralık ında Hong Kong ta düzenlenecek. Bu toplantılarla ilgili panel ve yazı önerilerinin sayısı da gittikçe artıyor. Bu da Asya da sınır çalışmalarının geliştiğine dair bir gösterge. ABRN, Asya kıtasını Güney Asya, Orta Asya, Güneydoğu Asya, Doğu Asya, Ortadoğu/Batı Asya gibi suni birimlere ayıran akademik ve siyasal sınırları, diğer bölgesel ağlara oranla, daha fazla önemsedi. Bu tür suni ayrımlar, sınırları aşan çok çeşitli müşterekleri gizledikleri gibi sınır bölgelerindeki insanları marjinalleştiren süreci de derinleştiriyorlar. Oysa sınırların berisindeki devletlerde gerçekleşen toplumsal ve kültürel süreçlere dair tarihsel kavrayışımızı sağlamlaştırabilmek için bu geçiş mıntıkaları nı daha iyi anlamalıyız. Fakat maalesef bu yaklaşım alan araştırmaları (area studies) ve bunları besleyen disiplinlerde henüz marjinal kalmakta. Bu bağlamda, ABRN sınır bölgelerinde yaşayan halklar arasındaki tarihsel ve güncel bağları tanımak için geliştirilmiş bir organizasyon.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ 2017 / 01 GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ GAR - Bülten no.1 https://gocarastirmalaridernegi.wordpress.com Yılda iki kez çıkar GAR Göç Araştırmaları Derneği Aralık 2017 Uzun zamandır üzerine düşündüğümüz

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI 2010 Eğitim Öğretim Yılı Bahar Dönemi Zorunlu Dersler Uluslararası İlişkilerde Araştırma

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

VİZYON BELGESİ (TASLAK) VİZYON BELGESİ (TASLAK) VİZYON BELGESİ İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları ( 02-04 Kasım 2016, İstanbul ) Bilindiği üzere ulus-devlet modern bir kavramdır

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI 1. PROGRAMIN ADI Medya Çalışmaları Doktora Programı 2. LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARININ YENİDEN DÜZENLENMESİNİN GEREKÇESİ İlgili

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Jeopolitik POLS 411 7-8 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER 33Sanayi Devriminin etkisi 33Eğitimin gelişimi 33Sanat tarihinde yansıtıldığı haliyle insan hakları 3 3 Avrupa ve dünya BİR GEZGİN Tarih öğretimi

Detaylı

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi Görüşlerini ifade etmek ve kendisiyle ilgili kararlara etki edebilmek

Detaylı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Editörler Doç.Dr. Gülay Ercins & Yrd.Doç.Dr. Melih Çoban TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Ahmet Talimciler Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Nihat Yılmaz Doç.Dr. Oğuzhan Başıbüyük Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ

INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ Siyaset, siyasal sistemler ve siyaset bilimine ait temel kurum ve kavramlar; öğrencilerin farklı siyasal sistemlerin işleyişlerini anlamalarına yönelik olarak siyaset

Detaylı

Bölgesel kalkınmada BKA ların genel görünümü

Bölgesel kalkınmada BKA ların genel görünümü economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraş tırmaenstitüsü Bölgesel kalkınmada BKA ların genel görünümü Derya Sevinç July 14, 2006, Kayseri Kalkınma Ajansları:Genel Görünüm Slide 2 Avrupa AB

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 İstanbul Politikalar Merkezi FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler: Türkiye nin Kentlerinden, Kentlerin Türkiye sine raporu; 12 kentimize ilişkin sosyo-ekonomik verilerin derinlemesine

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7. Yrd. Doç. Dr. Alper ALTINANAHTAR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7. Yrd. Doç. Dr. Alper ALTINANAHTAR DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili İngilizce Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI 2010 Eğitim Öğretim Bahar Dönemi ZORUNLU DERSLER Uluslararası Ġlişkilerde Araştırma ve Yazma

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi SOSYOLOJİ (TOPLUM BİLİMİ) 1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sosyoloji (Toplum Bilimi) Toplumsal grupları, örgütlenmeleri, kurumları, kurumlar arası ilişkileri,

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 238 Bahar

DERS PROFİLİ. POLS 238 Bahar DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Uluslararası Siyasi Ekonomi POLS 238 Bahar 4 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Savaş ve Barış Çalışmaları POLS Güz 7 +0+0 6 Ön Koşul None Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile Bandırma Ticaret Odası (BTO) tarafından Bandırma da faaliyet gösteren işletmelerin AB uyum sürecinde müktesebata

Detaylı

TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK

TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK * Jared Diamond, Tüfek, Mikrop ve Çelik, Çeviri: Ülker İnce, Tübitak Yayınları, Ankara 2006, 17. Baskı, 662 sayfa. ISBN 975.403.271.8 Geleneksel gelişme teorisi özellikle İkinci

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR 2017 Doç. Dr. Adnan BOYACI Neden Eğitimin Sosyal Temelleri Eklektik bir alan olarak Eğitim Yönetimi Büyük sosyal bilimler teorisi Eğitim yönetiminin beslendiği

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları - TEBLİĞ ve PANEL ÇAĞRISI - İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları ( 02-04 Kasım 2016, İstanbul ) Bilindiği üzere ulus-devlet modern bir kavramdır ve Orta Çağ

Detaylı

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi Biliminin Doğuşu 18. yüzyıla gelene değin özellikle sosyal bilimler felsefeden bağımsız olarak ayrı birer bilim disiplini olarak özerklik kazanamamışlardı Tarih

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Ekonomi Politik IR502 Seçmeli 3 0 0 3 7.5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ 2017-2018 BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI (Eğitim planı toplamda 135 Kredi ve 241 AKTS den oluşmaktadır. Yarıyıllara göre

Detaylı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI TİCARET DOKTORA PROGRAMI Uluslararası Ticaret Doktora Programı, ülkemizde bu alanda doktora düzeyindeki eğitim-öğretim açığını kapatmak üzere açılmış olup, 2014-2015

Detaylı

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ Yazar: Dr.Adem Sağır Yayınevi: Nobel Yer/yıl: Ankara/2012 Sayfa Sayısı: 272 Göç insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Bütün dönemler

Detaylı

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece SİLİVRİ 2014 DÜNYA VE AVRUPA KENTİ Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte rekabetçi bir sanayi ekonomisi haline gelmiştir. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin

Detaylı

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) 6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU İslam Ülkelerinde Çok Boyutlu Güvenlik İnşası ( 06-08 Mart 2015, Serena Hotel - İslamabad ) Güvenlik kavramı durağan değildir.

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 346 Bahar 6 3+0+0 3 6

DERS PROFİLİ. POLS 346 Bahar 6 3+0+0 3 6 DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Uluslararası Siyasette Orta Doğu POLS 346 Bahar 6 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı

Detaylı

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS108 2 3 3 4 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Toplum, İktisat ve Çevre Üçgeninde Karar Vermek

Toplum, İktisat ve Çevre Üçgeninde Karar Vermek tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Toplum, İktisat ve Çevre Üçgeninde Karar Vermek Selçuk SERTESEN 19 Şubat 2016 10. Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim Sempozyumu Küresel gündem karmaşıklaşıyor

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji

Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji Haz: Emrah GÖKER, 4 Mayıs 2007 Ekonomi insanların nasıl tercih yaptıklarıyla ilgili ise, sosyoloji insanlara nasıl yapacak hiçbir tercih bırakılmadığıyla ilgilidir.

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ NEDEN GİRİŞİMCİLİK? Girişimcilik geleceğin mesleği olacak Gelişmekte olan ekonomilerde mevcut işletmelerde çalışmak kadar kendi işini kurmak da önemli olmaya başlıyor

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRMESİ Devrim ERTÜRK Araş. Gör., Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü. Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. Beden konusu, Klasik

Detaylı

Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Temel Dinamikler

Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Temel Dinamikler Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Temel Dinamikler Yaşar Tonta Hacettepe Üniversitesi tonta@hacettepe.edu.tr yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/tonta.html 1 Plan Sanayi Toplumu - Bilgi Toplumu

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı Yeni Nesil Devlet Üniversitesi SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı 2015-2016 Tanıtım Broşürü Bölüm Hakkında Genel Bilgiler Kamu Yönetimi, işlevsel anlamda kamu politikaları

Detaylı

Savaş ve Barış Okumaları PSIR Uluslararası savaş ve barış hallerini tahlil eden yazının kullandığı

Savaş ve Barış Okumaları PSIR Uluslararası savaş ve barış hallerini tahlil eden yazının kullandığı DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Savaş ve Barış Okumaları PSIR 408 7-8 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin Koordinatörü

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ Doç. Dr. O. Can ÜNVER 15 Nisan 2017 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ KAMU DİPLOMASİSİ SERTİFİKA PROGRAMI İletişim Nedir? İletişim, bireyler, insan grupları,

Detaylı

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Siyasi İktisat IR211 Güz 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Yok

Detaylı

Amerikan Stratejik Yazımından...

Amerikan Stratejik Yazımından... Amerikan Stratejik Yazımından... DR. IAN LESSER Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Jeopolitik Aldatma veya bağımsız bir Kürt Devletinden yana olmadığını ve NATO müttefiklerinin bağımsızlığını

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Reel Sektör Risk Yönetimi

Reel Sektör Risk Yönetimi Temel Analiz 2009 Aralık ayında vadeli piyasalarda 1230.0 dolar/ons seviyesine kadar yükselen altın fiyatları sonrasında yaklaşık % 15 düşüş ile Şubat ayı başında 1045.0 dolar/ons seviyesine geriledi.

Detaylı

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Detaylı

6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2

6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2 6. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-2 İktidar Yoğunlaşması Merkezli Yaklaşımlar Tarihsel olarak Avrupa da Orta Çağ sona ererken oluşmaya başlayan ilk merkezi otoritelerin ortaya çıkışı ile ilgili

Detaylı

ORGANİZASYONLARDA ÇEVREYE UYUM ve DEĞİŞİMLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR

ORGANİZASYONLARDA ÇEVREYE UYUM ve DEĞİŞİMLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR ORGANİZASYONLARDA ÇEVREYE UYUM ve DEĞİŞİMLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR Yönetim düşünce ve yaklaşımlarını üç genel gruplama ve bakış açısı içinde incelemek mümkündür: -Postmodernizm bakış açısının gelişmesi -Yönetim

Detaylı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Ocak01 N0 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Evren AYDOĞAN 1 Araştırmacı, Yönetişim Çalışmaları Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün- Transparency International (TI), Yolsuzluk

Detaylı

GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ

GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ Kasım, 2006 GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ Ne ekersen onu biçersin sözü; Türk toplumunun sosyal yaşantısında yerleşik bir hüviyet kazanan tümce biçiminde tezahür etmiştir.

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 303 Güz

DERS PROFİLİ. POLS 303 Güz DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Uluslararası İlişkiler Kuramı POLS 303 Güz 5 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Devletler Genel Hukuku I LAW213 3 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Mustafa Talas Doç.Dr. Bülent Şen Doç.Dr. Cengiz Yanıklar Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Özgür Sarı Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler PSIR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler PSIR DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler PSIR 221 3 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili İngilizce Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

DERS PROFİLİ. Asker-Sivil İlişkileri POLS 436 Bahar Yrd. Doç. Dr. Özlem Kayhan Pusane

DERS PROFİLİ. Asker-Sivil İlişkileri POLS 436 Bahar Yrd. Doç. Dr. Özlem Kayhan Pusane DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Asker-Sivil İlişkileri POLS 6 Bahar 8 +0+0 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2 AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler Ders 2 White Paper on European Governence Avrupa Yönetişimi Brüksel 25.07.2001 Yönetişim kavramının tanılanması. Gündem 21 Belgesi (1992 Rio Konferansı) Küresel Ortaklık

Detaylı

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ ------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın

Detaylı

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 6. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM EYLÜL EYLÜL 1. (17-23) 2.

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu BAŞKANIN SONUÇ DEKLARASYONU ( TASLAK ) 4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Ana teması: İslam İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri Arasında Ekonomik Entegrasyon: Beklentiler

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz 3 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 112 3 3 + 0 3 5

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 112 3 3 + 0 3 5 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 2 3 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri PSIR Dersin Dili İngilizce Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Doğu Afrika Jeopolitiği ve Türkiye nin Somali Politikası

Doğu Afrika Jeopolitiği ve Türkiye nin Somali Politikası Doğu Afrika Jeopolitiği ve Türkiye nin Somali Politikası Mehmet Özkan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETAV), İstanbul, 2014, 136 Sayfa. Hacı Mehmet BOYRAZ* 1998 yılında ilan edilen Türkiye

Detaylı

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları Ders Adı İktisadi Düşünceler Tarihi Ders Kodu ECON 316 Dönemi Ders Uygulama Saati Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Bahar 4 0 0 4 6 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi STRATEJİK VİZYON BELGESİ SİVİL GLOBAL 2015-2023-2053 GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi (2015-2023-2053) Globalleşme süreci ülkeleri ekonomik, siyasi ve sosyolojik bakımdan üç temel

Detaylı

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe) MBA 1 MBA İslami Finans ve Ekonomi Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe) Neden ŞEHİR? Uluslararası yetkinliğe ve sektör tecrübesine sahip eğitim kadrosu 2 Disiplinel yaklaşım yerine, disiplinler arası

Detaylı