BRUKSİZM OLAN BİREYLERDE UYKU KALİTESİ VE PSİKOLOJİK DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BRUKSİZM OLAN BİREYLERDE UYKU KALİTESİ VE PSİKOLOJİK DURUM DEĞERLENDİRMESİ"

Transkript

1 T.C YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI BRUKSİZM OLAN BİREYLERDE UYKU KALİTESİ VE PSİKOLOJİK DURUM DEĞERLENDİRMESİ DOKTORA TEZİ DİŞ HEKİMİ İPEK İŞCAN DANIŞMAN PROF. DR. KORAY ORAL İSTANBUL

2 2

3 ÖZET Bruksizm olan bireylerde uyku kalitesi ve psikolojik durum değerlendirmesi Amaç: Yeditepe Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin bruksizm varlığının tespit edilip, bruksizm görülen bireylerde uyku kalitesi ve psikolojik durum ilişkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Araştırmamıza Yeditepe Diş Hekimliği Fakültesi ve 5. Sınıf öğrencilerinin dahil edildiği 218 birey katıldı. Klinik muayene yapılmadan önce bireye bruksizm tanısı ile ilgili sorular içeren anket yöneltildi. Daha sonra klinik muayene ile bruksizm ağız içi belirtileri tespit edilerek bruksizmin aktif veya pasif olma durumu tespit edildi. Uyku kalitesi ölçümlemesi için Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi (PUKİ) kullanıldı. Psikolojik durum değerlendirmesi için Psikolojik Belirti Tarama Testi (SCL- 90-R) kullanıldı. Bulgular: Araştırma kapsamında alınan 218 kişinin (% 74.8) inde yani 163 kişide bruksizm tespit edilmiştir. Bruksizm görülen öğrencilerde kötü uyku kalitesi görülme oranı (%68.7), bruksizm görülmeyen öğrencilerde kötü uyku kalitesi görülme oranından (%30.9) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Bruksizm görülen öğrencilerin 29 unda (%17.8) yüksek psikolojik belirti düzeyi görülürken, 134 ünde (%82.2) düşük psikolojik belirti düzeyi görülmektedir. Öğrencilerin 161 inde (%98.8) en az bir psikolojik belirti görülmektedir. Araştırmamızda bruksizm görülen bireylerde görülmeyen bireylere göre depresyon ve anksiyete (kaygı) belirtileri istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Bruksizm tespit edilen öğrencilerin psikolojik belirti testi alt birimlerinin sınıflara göre dağılımı incelendiğinde ise fobik reaksiyon ve düşmanlık belirtilerinin 3. Sınıf öğrencilerinde anlamlı şekilde yüksek çıktığı yine aynı şekilde somatizasyon belirtisinin de 3.ve 5. Sınıf öğrencilerinde yüksek çıktığı tespit edilmiştir. Sonuçlar: Çalışmamızda bruksizm tespit edilen bireylerde uyku kalitesi kötü olarak tespit edilmişken genel psikolojik belirti düzeyi ise düşük olarak tespit edilmiştir. Bu durumda bruksizm görülen bireylerin genel psikopatolojileri ve uyku kaliteleri birbiriyle 3

4 karşılaştırıldıklarında uyku kalitesi ile genel psikopatolojik durum arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Literatürde bruksizm, uyku kalitesi ve psikolojik durum arasındaki ilişkiyi inceleyen başka bir çalışma bulunmaması bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Bruksizm, uyku kalitesi, psikolojik durum 4

5 SUMMARY The evaluation of the psychological state and the sleep quality on people who have bruxism Purpose: Students of the Faculty of Dentistry in Yeditepe University to investigate the relation between the sleep quality and the psychological state of people who are diagnosed to have bruxism. Material and Method: A total of 218 individuals including students completing their 2nd, 3rd, 4th, or 5th year of education have been participated in our studies. Before performing the clinical examination, a questionnaire regarding the diagnosis of bruxism has been forwarded to the individuals. With the clinical examination, intraoral symptoms of bruxism have been detected. At the same time, the type of bruxism, such as active and passive, has been identified. Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) has been used in order to assess the sleep quality. To evaluate the psychological state, however, Symptom Checklist-90-R (SCL-90-R) has been used. Result: During the research, bruxism has been detected on 163 people out of 218 which equals to 74.8% of the total population. The percentage of students with bruxism having poor sleep quality is equal to 68.7, while this percentage decreases to 30.9 on students without bruxism. Statistically, the percentage is significantly high for the students with bruxism. On 29 (17.8%) students out of 163 with bruxism, high level of psychological symptoms has been detected. On the other hand, for the rest 134 (82.2%) students, it has been noted that the psychological symptoms are in lower levels. Among 161 (98.8%) students out of 163, at least one psychological symptom has been detected. In our reseach, the statistics have shown that depression and anxiety symptoms on students with bruxism are significantly higher than on students without bruxism. When the distribution of pyschological symptom test sub units on classes is examined, it has been noted that phobic reactions and hostility symptoms are statistically higher on 3rd 5

6 year students suffering from bruxism. Similarly, somatization symptoms are detected to be high also on the 3rd and 5th year students. Conclusion: In our studies, we have detected poor sleep quality on individuals having bruxism. For the same group, we have identified the general psychological symptom level as low. In this case, when the psychopathology and the sleep quality of individuals with bruxism are compared with eachother, a negative correlation has been detected in between. There are no other existing studies in literature analyzing the correlation between bruxism, sleep quality and psychological state, which expresses further studies are needed. Keywords: Bruxism, quality of sleep, psychological state 6

7 TEŞEKKÜRLER Doktora eğitimim süresince bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaşan Orofasiyal Ağrı konusunda severek çalışmamı sağlayan, akademik hayatımın şekillenmesinde bana yol gösteren ve tez çalışmam boyunca sabrını, yardımını, deneyimlerini ve desteğini esirgemeyen değerli hocam, danışmanım Prof. Dr. Koray ORAL a, Gösterdiği anlayış ve yardımlarından dolayı Anabilim Dalı Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ender KAZAZOĞLU na, Bilgi ve tecrübelerini benimle paylaşan tüm değerli öğretim üyelerine, Birlikte çalışmaktan büyük keyif duyduğum tüm bölüm arkadaşlarıma, Bu günlere ulaşmamda en büyük emeğin sahibi canım aileme, Teşekkür ederim. 7

8 İÇİNDEKİLER İÇ KAPAK ÖZET SUMMARY TEŞEKKÜRLER İÇİNDEKİLER KISALTMALAR RESİM LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ TABLO LİSTESİ I II IV VI VII X XI XI XII 1.GİRİŞ VE AMAÇ 1 2.GENEL BİLGİLER BRUKSİZM BRUKSİZM ETİYOLOJİSİ MORFOLOJİK FAKTÖRLER PATOFİZYOLOJİK FAKTÖRLER UYKU FİZYOLOJİSİ İLAÇ KULLANIMI YAN ETKİLERİ NÖROLOJİK FAKTÖRLER SANTRAL SİNİR SİSTEMİ BOZUKLUKLARI GENETİK PREDİSPOZİSYON PSİKOSOSYAL FAKTÖRLER SİSTEMİK ETKENLER 13 8

9 2.3. BRUKSİZM SAPTAMA YÖNTEMLERİ ANKET ÇİĞNEME KASLARININ EMG ANALİZİ AĞIZ İÇİ APAREY KULLANIMI APAREY ÜZERİNDEKİ AŞINMALARIN ANALİZİ ÇİĞNEME GÜCÜNÜN SAPTANMASI POLİSOMNOGRAFİ (PSG) KLİNİK GÖZLEM UYKU BRUKSİZMİNİN TEŞHİS KRİTERLERİ, AASM ONAYLANMIŞ KLİNİK TEŞHİS KRİTERLERİNİN KULLANIMI DİŞ AŞINMALARI ATRİZYON ABRAZYON KOROZYON ÇÜRÜKSÜZ SERVİKAL LEZYONLAR (ABFRAKSİYON) DİŞ AŞINMA İNDEKSİ DİLDE DİŞ İZLERİ (TONGUE SCALLOP) VE YANAKTA DİŞ İZLERİ ( LINEA ALBA) BRUKSİZMİN ETKİLERİ BRUKSİZMİN TEDAVİSİ BRUKSİZM VE DİŞ HEKİMLERİNİN FARKINDALIĞI GEREÇ VE YÖNTEM YÖNTEM BRUKSİZM ANKETİ BRUKSİZM BULGULARI DEĞERLENDİRİLMESİ DİŞ AŞINMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ BRUKSİZM AKTİF-PASİF DEĞERLENDİRİLMESİ PİTTSBURGH UYKU KALİTESİ İNDEKSİ PSİKOLOJİK BELİRTİ TARAMA TESTİ (SCL-90-R) 32 9

10 3.2. İSTATİSTİKSEL DEĞERLENDİRMELER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR KAYNAKLAR 61 EK-1 ETİK KURUL ONAYI 74 EK-2 GÖNÜLLÜ BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU 76 ÖZGEÇMİŞ 79 10

11 KISALTMALAR AASM Amerikan Uyku Tıbbı Birliği ASDA Amerikan Uyku Bozuklukları Birliği AAOP American Academy of Orofacial Pain EEG Elektroensefalografi EKG Elektrokardiografi EMG Elektromiyografi EOG Elektrookülografi GSI Global Symptom Index HSCL Hopkins Symptom Check List ISFD Splint İçi Kuvvet Tespit Edici (Intra-Splint Force Detector) NREM Hızlı Göz Hareketlerinin Olmadığı Uyku Evresi (Non-Rapid Eye Movement) OSAS Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Ort Ortalama P Anlamlılık PSG Polisomnografi PUKİ Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi REM Hızlı Göz Hareketlerinin Olduğu Uyku Evresi (Rapid Eye Movement) S Soru SS Standart sapma SSRI Selective Serotonin Re-uptake Inhibitor SCL-90R Psikolojik Belirti Tarama Testi TME Temporomandibular Eklem TMR Temporomandibular Rahatsızlıklar 11

12 RESİM LİSTESİ Resim 1. Bruksizmin aktif-pasif olma durumunun tespit edilmesi ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1. Bruksizm görülme oranı Şekil 2. İyi uyku kalitesi - kötü uyku kalitesi görülme oranı Şekil 3. Psikolojik belirti düzeyi oranı Şekil 4. Bruksizm - uyku kalitesi düzeyi görülme oranı Şekil 5. Bruksizm ve psikolojik belirti düzeyi alt grupları görülme oranları Şekil 6. Sınıflara göre somatizasyon belirtisi görülme oranları Şekil 7. Sınıflara göre düşmanlık belirtisi görülme oranları Şekil 8. Sınıflara göre fobik reaksiyon belirtisi görülme oranları Şekil 9. Bruksizm - uyku kalitesi ve en az bir psikolojik belirti varlığı görülme oranları 12

13 TABLO LİSTESİ Tablo 1-1. Bruksizm için klinik göstergeler Tablo 1-2. Uyku bruksizmi için teşhis kriterleri Tablo 1-3. Uyku bruksizmi için klinik teşhis kriterleri Tablo 2. Bruksizm Anketi Tablo 3. AASM Tanı Kriterleri Tablo 4. Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) Tablo 5. Psikolojik Belirti Tarama Testi (SCL-90-R) Tablo 6. Bruksizm görülen öğrencilerin bruksizm parametrelerinin dağılımı Tablo7.Bruksizm görülen öğrencilerde uyku kalitesi ve psikolojik belirti düzeyi dağılımı Tablo 8. Bruksizm görülen öğrencilerde psikolojik durum değerlendirmelerinin dağılımı Tablo 9. Bruksizme göre uyku kalitesi ve psikolojik durum değerlendirmesi Tablo 10. Gece ve gündüz bruksizm görülmesine göre uyku kalitesi ve psikolojik durum değerlendirmesi Tablo 11.Öğrencilerin sınıflarına göre uyku kalitesi ve psikolojik durum değerlendirmesi Tablo 12. Psikolojik belirti düzeyi yüksek olan öğrencilerde bruksizm varlığına göre uyku kalitesinin değerlendirilmesi Tablo 13. En az bir psikolojik belirtisi olan öğrencilerde bruksizm varlığına göre uyku kalitesinin değerlendirilmesi Tablo 14. Cinsiyete göre değerlendirmeler 13

14 1.GİRİŞ VE AMAÇ Bruksizm; dişler arasında çiğneme ve yutkunma hareketleri dışında meydana gelen parafonksiyonel sıkma ve/veya gıcırdatma hareketi olarak tanımlanmaktadır (1). Bazı araştırmacıların bir kısmı bruksizmi, gece dişlerin sıkılması ve gıcırdatılması olarak tanımlamışken, diğerleri bu olayın uyanıkken de görülebileceğini belirtmişlerdir (2,3). Amerikan Orofasiyal Ağrı Akademisi, 2008 yılında bruksizmi, gece veya gündüz dişlerin sıkılması olarak ifade etmektedir (4,5). Bruksizmin etiyolojisi, bu alışkanlığın tartışmalı yapısından dolayı bu teorilerin kesinlik kazanması veya çürütülmesi mümkün olmamakla birlikte, araştırmacıların çoğunluğu bruksizm etiyolojisinin multifaktöriyel olduğunu ileri sürmektedir (6). Temel olarak etiyolojik faktörler, periferal ve santral olmak üzere ikiye ayrılır. Periferal faktörler morfolojik etkenleri içerirken, santral faktörler ise psikolojik ile patofizyolojik etkenleri içerir. Okluzal çatışmaları ve orofasiyal bölgedeki anatomik yapıların farklılığı gibi morfolojik etkenler geçmişte başlıca etiyolojik faktörler olarak düşünülse de yapılan çalışmalar arttıkça bunların rolünün varsa dahi çok az olduğu belirtilmiştir (6,7). Yakın zamanda patofizyolojik faktörlere odaklanılmış ve bruksizm uyku arosallarının bir parçası olarak ifade edilmiştir. Bununla birlikte santral sinir sistemindeki nörokimyasallardan etkilendiği belirtilmiş, santral dopaminerjik sistemdeki rahatsızlıklar, sigara ve alkol tüketimi, ilaç kullanımının da bruksizm ile alakalı olabileceği öne sürülmüştür. Tüm bunlara bakıldığında bruksizmin periferal faktörlerden çok santral faktörlerle alakalı olduğu söylenebilir (6). Bruksizm sadece gece olabildiği gibi hem gece hem gündüz ortaya çıkabilir.gece oluşan bruksizm DSM-IV-TR 'ye ( American Psychiatric Association 2005) göre uyku bozuklukları ana başlığı altında, birincil uyku bozukluklarından parasomnialar adı altında yer almıştır. Bruksizm uyku bozuklukları başlığı altında ele alınmakla beraber bruksizmi olan kişilerin genelde uyku ile ilgili problemleri olmadığı ileri sürülmüştür (8). AASM ye göre uykuda görülen bruksizm, çene kasında kasılma ile oluşan 1 Hz büyüklüğünde ve 3 ya da daha fazla sayıda, yineleyici, ritmik, isotonik aktivitedir (9). 14

15 Erişkin nüfusun yaklaşık % 8' inde (%5-10) görülür; ancak kişi farkında olmadığı için uykuda görülen bruksizmin gerçek sıklığını bilmek zordur. Hem kadınlarda hem erkeklerde eşit olarak görülür, genç yaşta daha sıktır, yaş ilerledikçe azalır (8). Uykunun her evresinde görülebilmekle birlikte sıklıkla Evre II (delta) döneminde izlenir (10). REM döneminde olan bruksizm seyrektir; REM döneminde spinal refleksler ve hasarı önleyici koruyucu çene refleksleri ile ağrı refleksleri baskılandığından çiğneme daha güçlü ve baskılı olur. Bu nedenle REM döneminde olan bruksizmin meydana getireceği zararlı sonuçlar daha fazla olur (10). Gece boyunca uyku esnasında yutkunmayla beraber görülen istem dışı dişsel temaslar tamamen normal refleksler olarak kabul edilir. Bu temasların süresi ve şiddeti asemptomatiktir. Bruksomanlarda ise dişsel temaslar patolojik boyutlarda ortaya çıkar (11). Bruksizm tanısının konulmasında hastadan alınan bilgiler dışında klinik muayenede dil kenarında ve/veya yanakta diş izleri, dişlerde aşınmalar, çiğneme kaslarında hipertrofi gibi bulgular yer almaktadır. Bu bulguların kesinliği, bilimsel olarak desteklenmemiş olmakla birlikte aktif parafonksiyon bulguları olarak tanımlanmaktadır (12,13). Bu bulgular parafonksiyonun klinik tanısında daha güvenilir tespit metodu olmadığından, yaygın olarak kullanılmaktadır (13). Ayrıca bruksizm ile ilgili birçok çalışmada kabul edilebilirliği ve geçerliliği yüksek olan AASM tarafından hazırlanan ve onaylanmış Türkçe çevirisi bulunan tanı kriterleri de kullanılmaktadır (13). Araştırmalara bakıldığında bruksizmin stres, uyku bozuklukları ve kişisel psikolojik problemlerin varlığı gibi faktörlerle oldukça fazla ilişkilendirilmiş olduğu gözlenmiştir (14). Dr. Giraki ve ark yılında yaptıkları çalışmada 48 bruksizmi olan bireyde stres parametrelerine bakılmıştır. Sonuç olarak bruksomanlarda günlük problem varlığı, işteki problem varlığı, yorgunluk ve fiziksel problem varlığı oldukça yüksek oranda bulunmuştur (15). Dr. Fernandes ve ark yılında yaptıkları çalışmada ağrı kliniğine gelen 272 hastayı 4 grupta incelemişler. 1.grup TME hastalığı tanısı konulmamış bruksizmi olan bireyler, 2.grup TME hastalığı ve bruksizm görülmeyen bireyler, 3.grup TME hastalığı 15

16 tanısı konup bruksizm görülmeyen bireyler, 4.grup hem TME tanısı konulmuş hem de bruksizm görülen bireylerden oluşmaktadır. Sonuç olarak psikolojk problemlerin en fazla 4.grupta daha sonra 1.grupta olduğu belirtilmiştir. Bu sonuçlara göre bruksizmin TME hastalıkları için risk faktörü oluşturduğu, bruksizm ve TME hastalıklarının da psikolojik rahatsızlıklar için risk faktörü oluşturduğunu belirtmişlerdir (16). Dr. Manfredini ve ark yılında yaptıkları çalışmada 105 hastayı bruksizm ve depresyon-manik sendrom belirtileri açısından incelediklerinde sonuçların bruksizm olan grupta olmayan gruba göre anlamlı derecede yüksek olduğunu belirtmişlerdir (17). Dr. Kılıçoğlu ve ark yılında yaptıkları çalışmada 30 TME ve bruksizm tanısı konulmuş hastayı ve 30 kontrol grubu bireyini ele alarak bu kişileri anksiyete ve depresyon açısından karşılaştırmışlardır. Bu araştırmada Beck depresyon envanteri ve Beck anksiyete ölçeği kullanılmıştır. Sonuç olarak beklenenin aksine TME hastalığı ve bruksizmi olan kişilerle kontrol grubu arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır (18). Dr. Güngörmüş ve ark yılında 99 TME hastasını ele almışlardır. 58 hastada bruksizm tespit edilirken 41 hastada bulunmamıştır. Bu iki grupta anksiyete ve depresyon sonuçları kıyaslandığında bruksizm görülen hasta grubunda oranların çok daha yüksek olduğu bulunmuştur (19). Dr. Ahlberg ve ark yılında 750 kişilik bir şirketteki çalışanlarda anket çalışması ile bruksizm, anksiyete ve stres ilişkisini incelemişlerdir. Sonuç olarak tüm veriler toplanınca kişilerin çalışma yaşları arttıkça bruksizm, anksiyete ve stres belirtilerinin de arttığı aynı zamanda bruksizm belirtisinin pozitif olduğu her bireyde anksiyete veya stres belirtisinin de mutlaka görülmüş olduğu gözlenmiştir (20). Bruksizmin tanısının konulması, hem klinisyen hem de hasta açısından önem taşımaktadır. Böylece hastanın parafonksiyonel aktivitesine göre tedavi planı yapılması ve olası komplikasyonların önlenmesi sağlanır. Bruksizmi olan bireyin bu konuda bilgilendirilmesi ve gerekli takiplerin yapılması prognozu etkiler. Epidemiyolojik çalışmalara bakıldığında toplumda % 6-91 oranında bruksizm görüldüğüne dair bir oran vardır (21). 16

17 Literatür araştırmaları bruksizm etiyolojisinde santral faktörlerin oldukça önem taşıdığını göstermiştir. Günümüze denk yayınlanmış araştırmalarda bruksizm görülen bireylerde uyku kalitesi ölçümlemesi yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle çalışmamızda bruksizm görülen bireylerde uyku kalitesini ölçümleyip psikolojik durum değerlendirilmesi yapılması amaçlandırılmıştır. 17

18 2. GENEL BİLGİLER 2.1. BRUKSİZM Diş sıkma ve gıcırdatma ilk olarak 1907 yılında, Marie Pietkiewicz tarafından ''la bruxomanie'' olarak tanımlanmış, daha sonra bruksizm olarak değiştirilmiştir (8). Bruksizm; dişler arasında çiğneme ve yutkunma hareketleri dışında meydana gelen parafonksiyonel sıkma ve/veya gıcırdatma hareketi olarak tanımlanmaktadır (1). Bazı araştırmacılar bruksizmi, gece dişlerin sıkılması ve gıcırdatılması olarak tanımlamışken, bazıları bu alışkanlığın uyanıkken de var olabileceğini ortaya koymuştur (2,3). Amerikan Orofasiyal Ağrı Akademisi (AAOP), 2008 yılında bruksizmi, gece veya gündüz dişlerin sıkılması olarak ifade etmektedir (4,5). Protez akademisi (The Academy of Prosthodontics), 2005 te bruksizmi; dişlerin parafonksiyonel gıcırdatılması, mandibulanın çiğneme hareketleri dışında, oklüzal travmaya neden olabilecek fonksiyonel olmayan spazmatik veya istemsiz ritmik olarak dişlerin sıkıldığı ve gıcırdatıldığı ağız alışkanlıklarına diş sıkma veya oklüzal nekroz (4) olarak tanımlamıştır. Uyku hastalıklarının uluslararası sınıflandırılmasında (2005) ise, nokturnal bruksizm (uyku bruksizmi) uyku sırasında dişlerin sıkılması veya gıcırdatılması ile karakterize oral aktivite olarak tanımlanmıştır ve bu aktivitelerin, sıklıkla uyku arousalları ile ilişkili olduğu belirtilmiştir (4). Amerikan Uyku Hastalıkları Akademisi The American Academy of Sleep Medicine nokturnal bruksizmi; dişlerin uyku sırasında gıcırdatılması ve/veya sıkılması ile karakterize, diş-çene sisteminin sterotip hareket bozukluğu olarak tanımlamaktadır (4,22) 18

19 2.2. BRUKSİZM ETİYOLOJİ Bruksizmin etyolojisi hakkında birçok teori ileri sürülmüştür. Bu alışkanlığın tartışmalı yapısından dolayı bu teorilerin kesinlik kazanması veya çürütülmesi mümkün olmamakla birlikte, araştırmacıların çoğunluğu bruksizm etyolojisinin multifaktöriyel olduğunu ileri sürmektedir (23). Temel olarak etiyolojik faktörler, periferal ve santral olmak üzere ikiye ayrılır. Periferal faktörler morfolojik etkenleri, santral faktörler ise psikolojik ve patofizyolojik etkenleri içerir. Okluzal çatışmaları ve orofasiyal bölgedeki anatomik yapıların farklılığı gibi morfolojik etkenler geçmişte başlıca etiyolojik faktörler olarak düşünülse de yapılan çalışmalar arttıkça bunların rolünün (varsa) çok az olduğu belirtilmiştir (24,25). Yakın zamanda patofizyolojik faktörlere odaklanılmış, bruksizm uyku arousallarının bir parçası olarak ifade edilmiştir. Bununla birlikte santral sinir sistemindeki nörokimyasallardan etkilendiği, santral dopaminerjik sistemdeki rahatsızlıklar, sigara ve alkol tüketimi, ilaç kullanımının da bruksizim ile alakalı olabileceği öne sürülmüştür. Ayrıca stres ve kişilik gibi psikolojik faktörler de sıklıkla bruksizm ile ilişkilendirilmektedir. Tüm bunlara bakıldığında bruksizmin periferal faktörlerden çok santral faktörlerle alakalı olduğu söylenebilir (23). 19

20 Bruksizm Etiyolojik Faktörleri 1- Morfolojik Faktörler 2- Patofizyolojik Faktörler 3- İlaç Kullanımı Yan Etkileri 4- Nörolojik Faktörler 5- Santral Sinir Sistemi Bozuklukları 6- Genetik Predispozisyon 7- Psikososyal Faktörler 8- Sistemik Etkenler MORFOLOJİK FAKTÖRLER Morfolojik faktörler içeresinde; dental oklüzyondaki ve orofasiyal anatomideki bozukluklar incelenebilir. Geçmişte bu faktörlerin bruksizmin etiyolojisinde önemli bir yere sahip olduğu düşünülmesine rağmen, günümüzde bu faktölerin bruksizmin etiyolojisinde diğer faktörlerden çok daha az etkili olduğuna inanılmaktadır (23,26). Kontrollü çalışmalar oklüzal çatışmaların elimine edilmesinin bruksizm aktivitesinde herhangi bir değişime sebep olmadığı göstermektedir (27). Ayrıca her bruksizmi olan bireyde oklüzal uyumsuzluk bulunmamakta ve oklüzal uyumsuzluğu bulunan her bireyde de bruksizm görülmediği belirtilmektedir (23). Buna karşın bruksizmin kontrolü için maksimum interkuspal pozisyon ve sentrik ilişkide harmoni sağlanmasının yararlı olacağı bildirilmiştir (1). Bruksizm etiyolojisinde etkili olduğu düşünülen diğer bir morfolojik faktör ise çene yüz bölgesinin anatomik bozukluklarıdır. Miller ve ark. bruksizmin üzerinde kondiler asimetrinin etkisini araştırdıkları çalışmada, bruksizmi olan hasta grubunun bruksizmi olmayan gruba göre daha yüksek kondiler asimetri gösterdiğini saptamışlardır ( 28). Young ve ark. ise normal bireyler ile bruksizm hastalarının baş ve yüz morfolojileri 20

21 arasındaki ilgiyi inceledikleri çalışmada, diş aşınma miktarını dental modellerde analiz ederek anket sonuçlarına gore değerlendirmişler ancak hiçbir fark bulamamışlardır (25). Bu araştırmada bruksizmi olan hastaların bizigomatik ve kranial genişlikteki büyüklüğü istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Manfredini ve ark. yaptıkları derlemede oklüzal faktörlerin bruksizm etiyolojisinin önemini çürütecek metodolojik bir çalışma olmadığını, elektromiyografi ve polisomnografi gibi objektif teknikler ile sebep sonuç ilişkisini inceleyen longitudinal çalışmalar yapmak gerektiğini belirtmişlerdir (28). Günümüze kadar oklüzal çatışmaların bruksizm etiyolojisinde etkili olduğunu saptayan bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır (23). Lobbezoo ve ark. uyku laboratuvarı kullanarak belirlenen, bruksizmi olan ve olmayanların her birine ait 25 sefalometrik filmlerdeki standart oklüzal ölçümlerle 26 çalışma modelinden elde edilen oklüzal değişkenleri karşılaştırmış ve gruplar arasında bir farklılık bulamamışlardır (30). Dental oklüzyondaki çatışmalarda olduğu gibi, bruksizmin etiyolojisinde de çene yüz iskelet anatomisiyle bağlantılı faktörlerin etkisine dair kesin bir kanıtın günümüze kadar gösterilemediği dikkati çekmektedir. Menapace ve ark. 38 bruksizm hastasının çene yüz morfolojisini 28 normal bireyle karşılaştırmışlar ve bruksizm hastaları ile normal bireyler arasında farklılık olmadığını göstermişlerdir (31). Bruksizmin varlığı kişisel rapor ve klinik muayene ile belirlenmiş uyku testi ile yapılmamış olduğu için bu çalışmaların güvenirliği sorgulanmaktadır PATOFİZYOLOJİK FAKTÖRLER Günümüzde, patofizyolojik faktörlerin bruksizmi tetikleyen faktörler içinde yer alması gerektiği konusunda görüşler ağırlık kazanmaktadır (8,29). Literatürde bruksizm; uyku bozuklukları, değişen beyin kimyası, belirli ve yasadışı ilaçların kullanımı, sigara kullanımı, alkol kullanımı, travma, belirli hastalıklar ve genetik gibi patofizyolojik faktörler ile ilişkilendirilmiştir (6). Araştırmalarda en çok üzerinde durulan patofizyolojik faktörler uyku ile alakalıdır (30). Bruksizmin uyku sırasında daha sık 21

22 görülmesi nedeniyle, uyku fizyolojisinin ve bunun bruksizme olabilecek etkisiyle ilgili çalışmaların arttığı görülmektedir (8,23,26) UYKU FİZYOLOJİSİ Uyku, parsiyel olarak çevreden izolasyon ile karakterize fizyolojik ve davranışsal durum olarak tanımlanır ve iki ana evreden oluşur (NREM, REM). 1- Hızlı göz hareketlerinin görülmediği uyku evresi (Non-rapid eye movement [NREM UYKU]): NREM uyku 4 evreye ayrılır. Evre 1; geçiş aşamasıdır ve uyku süresinin % 5 ini oluşturur ve hafif uykuya benzetilir. Evre 2; hafif uyku olarak adlandırılır ve uyku süresinin yaklaşık %50 sini oluşturur. Uyku testlerinde evre 2 de meydana gelen EEG dalga formlarında, uykunun diğer evrelerine göre belirgin bir farklılık vardır. Evre 3 ve 4; genellikle birbirleriyle bağlantılı olup, delta ya da yavaş dalga uyku evresi olarak tanımlanır ve toplam uyku süresinin yaklaşık %20 sini oluşturur. Evre 3 ve 4 restoratif uyku aşamasıdır ve uyku evresindeki ani değişikliklerin (arousallar) daha az görülmesiyle diğer uyku evrelerinden ayrılır. Arousal yanıt sırasında birey daha hafif uyku aşamasına geçmekte ya da uyanmaktadır. Genç yetişkinlerde delta evresi uykunun büyük bir bölümünü oluşturmakta, lı yaşlarda miktarı azalmaktadır. 2- Hızlı göz hareketlerinin görüldüğü uyku evresi (Rapid Eye Movement [REM UYKU]): Rüya evresi veya paradoksal uyku (mantığa aykırı görünen) olarak adlandırılır. Paradoksal uyku olarak adlandırılmasının nedeni, bu evrede EEG dalgalarının eşzamanlı olmamasına karşın, kişilerin oldukça derin bir uykuda bulunmasıdır. REM uyku evresinde canlı ve ayrıntılı düşler görülür. Uykunun bu evresi, uykuya dalma aşamasında yaklaşık 5 dakika kadar görülürken uykunun son bölümüne doğru 1 saate ulaşır (31). REM uykusu yaklaşık olarak tüm uyku süresinin %25 ini oluşturur, genellikle NREM uykunun 2. evresinden sonra ortaya çıkar. REM evresi EMG kayıtlarında en düşük kas aktivitesinin görüldüğü evredir. Uyku kalitesinin ve yapısının incelendiği yayınlarda, bruksizm ve habitüel horlama arasında yakın bir ilişki olduğu belirtilmiştir (32). Ohayon ve ark. sesli horlama ve obstrüktif uyku apne sendromunun (OSAS) uyku bruksizmi riskini arttırdığını rapor etmişlerdir (33). Sjoholm ve ark. bu ilişkinin horlama ve OSAS ı bulunan hastaların 22

23 rahat uyuyamamasından kaynaklandığını belirtmişlerdir (34). Ancak bu ilişkinin fizyolojik bağlantısı halen belirsizdir (26). Uyku ve bruksizm arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmalarda sıklıkla üzerinde durulan bir diğer konu ise arousal yanıttır. Arousal yanıt ile birlikte; vücut hareketleri (ör: dönme), elektroensefolografide (EEG) K komplekslerin görülmesi, kalp atımında artış, solunumun değişmesi, periferal vazokonstrüksiyonlar ve kas aktivitesinde artış gibi durumlar görülmektedir. Macaluso ve ark. yaptıkları çalışmada bruksizm epizotlarının % 86 sının arousal yanıtla ilişkili olduğunu göstermişlerdir (35). Bruksizm aktiviteleri ile yatış pozisyonu, gastroözofagal reflu, özofagal ph ın düştüğü epizotlar, uyku apnesi ve yutkunma gibi durumların ilişkisi de araştırılmış (33 35). Fakat bu ilişki halen tam olarak bilinmemektedir İLAÇ KULLANIMI YAN ETKİLERİ Nörotransmiterlerin bruksizmin meydana gelmesinde varsayılan etki, literatürde ilk defa 1970 yılında Levo- dopa (L- dopa) tedavisi altında dişlerini gıcırdattığı tespit edilen bir Parkinson hastasının vaka raporunda belirtilmiştir (36). Bruksizm etiyolojisinde etkili olduğu düşünülen bir diğer ilaç grubu antidepresanlardır. Günümüzde birçok araştırma bu gruba ait olan selektif seratonin geri alım inhibitörinin [Selective Serotonin Re-uptake Inhibitor (SSRI);fluoxetine(prozac), sertraline(zoloft)] bruksizm üzerine etkisini konu almıştır (30). SSRI ların, bruksizmin oluşumunda etkisi olduğu düşünülen santral dopaminerjik sistem üzerine indirekt etkisi bulunmaktadır (23). Lobbezoo ve ark. uzun süreli SSRI kullanımının bruksizme neden olabileceğini belirtmişlerdir (37). Sigara içenlerde, içmeyenlere oranla her gece 5 kat daha fazla bruksizm epizotu gözlendiği bildirilmiştir (38). Kafeinin de bruksizm üzerinde etkisi araştırılmıştır. Ohayon ve ark. (39) tarafından telefonla yapılan anket çalışmasında, kafein içenlerde uyku bruksizminin daha sık görüldüğü, buna karşın 14 kişi üzerinde yapılan kontrollü 23

24 çalışmada ise kafein ve plasebo alımı arasında bruksizmle bağlantılı masseter kas aktivitesinde önemli bir farklılık olmadığı görülmüştür (40) NÖROLOJİK FAKTÖRLER Noktürnal bruksizmin uyku sırasında ortaya çıkan gerginlik sebebiyle santral sinir sisteminde başladığı düşünülmektedir. Ancak noktürnal bruksizmi etkileyen nörolojik epizotların, bu mekanizmayı nasıl etkilediği ve bruksizme yol açtığı henüz kesinleşmemiştir (41 43) SANTRAL SİNİR SİSTEMİ BOZUKLUKLARI Bazı araştırmalarda beyin travmalarının bruksizme yol açtığı bildirilmiştir (44,45). Ayrıca, bazal ganglia infarksiyonu (46), serebral palsi (45,47), down sendromu (8), epilepsi, Parkinson hastalığı (48), Rett sendromu (49) gibi nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların bruksizm meydana getirdiği veya bu gibi rahatsızlıkları olan bireylerde bruksizm görüldüğü bildirilmiştir GENETİK PREDİSPOZİSYON Uyku bruksizmi hastalarının %20-50 sinin dişlerini gıcırdatan aile üyelerine sahip olduğu görülmüştür (50). Hublin ve ark. yaklaşık olarak 4000 ikiz çifte yaptıkları kapsamlı anket çalışmasında, uyku bruksizmine genetik faktör etkisinin % 39 dan % 64 e kadar değişiklik gösterdiğini ve uyku bruksizminin çift yumurta ikizlerine göre tek yumurta ikizlerinde daha sık görüldüğünü belirtmişlerdir (51). Çok sayıda kişi üzerinde yapılan bu çalışmanın sonuçları bruksizm etiyolojisinde genetiğin etkisi olabileceği yorumunu ileri sürmüşlerse de Michalowicz ve ark. 250 çift ikizde yaptıkları çalışmada genetiğin bruksizm üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını bertmiştir (52). 24

25 Yapılan araştırmalar sonucunda genetiğin bruksizm üzerinde ne derece etkili olduğu günümüze kadar açıklanamamıştır. Bir genetik geçiş modeli açıklamak için kromozal kişilik tespiti ve çeşitli nesiller üzerinde çalışmaya ihtiyaç olduğu görülmektedir PSİKOSOSYAL FAKTÖRLER Literatürde bruksizm hastalarına özgü kişilik özelliklerinin tespitini konu almış birçok çalışma vardır. Fakat bruksizm hastaları için belirgin kişilik özellikleri bulunamamıştır ve araştırmacılar farklı sonuçlar tespit etmiştir. Kişisel raporlara ve anketlere dayanan çalışmaların bazıları bruksizm hastalarının daha endişeli, agresif ve hiperaktif olduğunu gösterirken (53 56), Reding ve ark. tipik bir bruksist kişilik tespit etmenin mümkün olmadığı sonucuna varmışlardır (54). Ayrıca bu çalışmaların çoğunda gündüz diş sıkma ile uyku bruksizmi arasındaki fark açıkça belirlenmemiş ve uyku bruksizm tanısını koymak için objektif kayıtlar kullanılmamıştır. Daha sonraları bruksizme özgü duygusal durumları belirlemek için yapılan çalışmalar, bruksizm hastalarının kişilik özelliklerini tespit etmek için yapılan araştırmaların yerini almıştır. Fakat stres gibi psikolojik değişkenlerin, bruksizmin etiyolojisinde nasıl bir etkiye sahip olduğu henüz tam olarak netlik kazanmamıştır. Ancak, psikolojik stresin uyku bruksizm patofizyolojisini etkilediğine dair yaygın bir görüş hakimdir ve birçok araştırmacı tarafından bruksizmin anksiyete ve strese karşı bir cevap olduğu öne sürülmüştür (57,58). Literatürde psikolojik faktörler ve bruksizm arasındaki ilişkiyi tespit etmek için yapılan çalışmaların çoğunda anket yöntemi kullanılmıştır. EMG ya da polisomnografi bruksizmin etiyolojisinde psikolojik faktörlerin etkisini belirlemek için nadir olarak kullanılmıştır. Rugh ve Robbins tarafından yapılan bir EMG çalışmasında; 6 ay boyunca genç bir kadının EMG masseter kas aktivitesi sürekli olarak kaydedilmiş, sınav ve kavga gibi strese sebep olan olayların ritmik çiğneme kas aktivitesinde bir artışa sebebiyet verdiği gözlenmiştir (59). Stres ve bruksizm arasındaki ilişkiyle ilgili bir diğer önemli çalışma Pierce ve ark. tarafından 1995 yılında yapılmıştır (60). Bu araştırmacılar 100 uyku bruksizmi hastasında çiğneme kas aktivitesi ve her bireyin kişisel stresi arasındaki ilişkiyi 25

26 elektromiyografi ile incelemişlerdir. Bu bireylerin sadece 8 inde aşırı stres kaynaklı artmış bruksizm aktivitesi tespit edilmiştir. Ayrıca 97 bireyin sadece 4 ünde bruksizm aktivitesi ve stres arasında ilişki tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu bilgiler, oluşan stres ve bruksizm aktivitesi arasındaki ilişkinin çok zayıf olduğunu göstermiş olup, hastaların çoğunda stres ve bruksizm arasında ilişki bulunamamıştır. Sonuç olarak bruksizmin etiyolojisinde psikolojik faktörlerin etkisi net olmamakla birlikte bu etki kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Uyku bruksizmi bulunan hastalarda psikolojik faktörlerin etkisini açıklayabilmek için uyku laboratuvarlarında yapılan kontrollü çalışmalara ihtiyaç olduğu belirtilmiştir (23). Uyku bruksizmi ile ilgili çalışmalarda, uyku bağlantılı ritmik çiğneme kas aktivitesinin normal yetişkin nüfusun yaklaşık olarak % 60 ında var olduğu gösterilmiştir (61). Uyku bruksizminin kesin tanı kriterlerini taşıyan kişilerin yüzdesi oldukça azdır. Böylece ritmik çiğneme kas aktivitesi normal uyku bağlantılı bir motor davranış olarak düşünülmektedir. Yukarıda bahsedilen etiyolojik faktörlerin bir ya da daha fazlasının bu kas aktivitelerinin sıklığında süresinde ve şiddetinde artış sağlayarak uyku bruksizmine neden olduğu gösterilmiştir. Bruksizmin çok etkenli etiyolojisine uyan bu hipotez, Lavigne ve Montplaisir (62) tarafından kesin ve açık olarak ortaya konulmuş olup bruksizm oluşturan model olarak adlandırılmıştır ve çalışmalar bruksizmin temel olarak çevresel değil santral olarak meydana geldiğini desteklemiştir SİSTEMİK ETKENLER İntestinal parazitlerin, beslenme yetersizliğinin, endokrin rahatsızlıklarının bruksizmin etkisi olabileceğinin bildiren vakalar olmasına rağmen etkinlik mekanizmasının belirten herhangi bir açıklama bulunmamaktadır (63). 26

27 2.3. BRUKSİZM SAPTAMA YÖNTEMLERİ Bruksizmin yaygınlığı epidemiyolojik çalışmalara bakıldığında %6-91 oranında değişmektedir (50,64). Bu farklılık, teşhis metodolojisinden, çalışmadaki popülasyonun yapısından ve bruksizm çeşidinden kaynaklandığı düşünülmektedir (65). Bruksizm tanısının konulmasında değişik yöntemlerden faydalanılır ANKET Klinik çalışmalarda ve araştırmalarda genellikle anket yöntemi kullanılmaktadır. Bu yönteminin avantajı geniş kitlelere uygulanabilme kolaylığıdır. Ancak bruksizm hakkında alınan bilgi subjektiftir. Birçok araştırmacı bruksizmi belirlemede anket yöntemini önermektedir (61,66). Pintado ve ark. aşağıdaki soruların 2 tanesine pozitif cevap veren bireyleri, bruksizmi olan bireyler olarak sınıflanabileceğini belirtmişlerdir (66). Ancak bruksizm epizotlarının % 80 inde ses duyulmamaktadır (13). Ayrıca yetişkin ve çocukların büyük bir bölümü bruksizm alışkanlıklarının olduğunun farkında değildirler. Epidemiyolojik çalışmalarda da farklılıklar gözlenmesinin ana nedeni anket yöntemi kullanılması ve bireylerin kendi raporları doğrultusunda sonuca varılmasıdır. Bu nedenle çeşitli toplumlardaki bruksizm prevalansı tam olarak saptanamaktadır (13). Bruksizmin değerlendirilmesi için kullanılan anket soruları (65,66) 1)- Daha önce birisi size geceleri dişlerinizi gıcırdattığınızı söyledi mi? 2)- Daha önce sabah uyandığınızda çenenizde yorgunluk hissi oldu mu? 3)- Sabah uyandığınızda dişlerinizde ve dişetlerinizde acıma hissi oluyor mu? 4)- Daha önce sabah uyandığınızda baş ağrınız oldu mu? 5)- Daha önce gün içinde dişlerinizi gıcırdattığınızı fark ettiniz mi? 6)- Daha önce gün içinde dişlerinizi sıktığınızı fark ettiniz mi? 27

28 ÇİĞNEME KASLARININ EMG ANALİZİ İlk olarak 1970 lerde pil ile çalışan EMG cihazları kullanarak hastaların kendi ev ortamlarında uyku bruksizmi epizotları ölçülmüştür. Bu cihazlar eşik değer (threshold) üzerindeki masseter kas aktivitesi hakkında kümülatif bilgiler sağlamasına rağmen saniye-saniye bruksizm bilgisi vermediği bilinmektedir (13). Taşınabilir EMG cihazlarının tanıtımından sonra bruksizm ile ilgili birçok çalışma bu cihazlarla yapıldığı görülmektedir (67 69). Bu taşınabilir cihazların büyük popülasyondaki geçerliliği halen onaylanmamıştır. Çiğneme kaslarında uyku sırasında görülen kas kasılmalarının % 30 unun bruksizmle ilgili olmadığı bilindiğinden verilerin buna göre yorumlanması gereklidir (70) AĞIZ İÇİ APAREY KULLANIMI Var olan diş aşınmalarının güncel bruksizm aktivitesinin belirtisi olamama ihtimalinden dolayı, bruksizm aktivitesinin direkt olarak ölçülmesinin uğraşmaya değer olduğu bildirilmiştir. Birçok araştırmacı uyku bruksizmi aktivitesini direkt olarak ölçmek için ağız içi apareyler kullanmışlardır. Ağız içi aparey kullanılarak değerlendirilen uyku bruksizmi aktivitesi 2 grupta sınıflandırılır: (1) ağız içi apareydeki aşınmaları gözlemlemek (71 75) ve (2) ağız içi aparey üzerindeki ısırma kuvvetini ölçmek (75,76). 28

29 APAREY ÜZERİNDEKİ AŞINMALARIN ANALİZİ Holmgren ve ark. (71), oklüzal splintler üzerinde tekrarlayan aşınma paternlerini rapor etmişlerdir. Splintler uyumlandıktan hemen sonra tüm-ark akrilik rezin üzerinde benzer patern ve yön ile aynı yerleşimde tekrarlanan aşınmalar gözlemlemişlerdir. Korioth ve ark. (73), fonksiyonel noktürnal (gece yapılan) dental aktivitenin tüm-ark oklüzal splint üzerinde asimetrik ve düzgün olmayan bir şekilde aşınmaya neden olduğunu rapor etmişlerdir. Fakat bu metotların güvenilirliğini kanıtlayan bir rapor bulunmamaktadır (13) ÇİĞNEME GÜCÜNÜN SAPTANMASI Takeuchi ve ark. (77), uyku bruksizmini değerlendirmek için splint içine yerleştirilen ve dişlerin apareyle teması sırasında ısırma kuvvetini ölçen ve Intra-splint Force Detector (ISFD) adını verdikleri bir kayıt cihazı geliştirmişlerdir. Kuvvet apareyin oklüzal yüzeyinin 1-2 mm altına yerleştirilen ince, deformasyona duyarlı piezoelektrik film ile ölçülmektedir. ISFD kullanılarak yapılan bruksizm simülasyonunda (ör: sıkma, gıcırdatma, dişleri birbirine vurma, ritmik sıkma) ölçülen bruksizm sürekliliğinin masseter kasının EMG kaydıyla ilişkili olduğu doğrulanmıştır POLİSOMNOGRAFİ (PSG) Bruksizmin teşhisinde kullanılan klinik inceleme ve anket yöntemleri eksiklikleri olmasına rağmen, çok sayıda çalışmada bilgi toplamak için en çok başvurulan ve en kolay yöntemler olduğu görülmektedir (13,26). Polisomnografi altın standart olarak kabul edilse de bu konuda bazı problemler bulunmaktadır. En büyük problem uyku ortamının değişmesinin mevcut bruksizm davranışını değiştirebileceğidir. İkinci problem ise uyku laboratuvarında bir geceden fazla kalınmasının maliyeti arttırmasıdır (13). Uyku bruksizmini teşhis etmek için kullanılan uyku laboratuvar kayıt sistemleri; 29

30 1) iki kanal elektroensefalografi (EEG) 2) sağ ve sol elektrookülografi (EOG); 3) elektrokardiyografi (EKG); 4) sağ veya sol masseter ve/veya temporal kasları için elektromiyografi (EMG); 5) Uyku apnesi ve horlamanın değerlendirilmesi için oronasal hava akımı, solunum eforu ve mikrofon kaydı; 6) çene-yüz hareketlerini belirlemek için ses-görüntü kayıtlarını içermektedir (43,78 80) KLİNİK GÖZLEM Klinik olarak bruksizmin güncel teşhisi; hikaye, diş aşınması, diş mobilitesi ve çiğneme kaslarında hipertrofi, TME de ağrı, baş ağrısı, çiğneme kaslarında ağrı ve yorgunluk hissi gibi klinik bulgulara dayanır (81 83). Koyano ve ark yayınlarında bruksizmin klinik ve anamnestik belirtilerini; partneri tarafından gıcırdatma sesleri bildirimi, dişlerde bruksofaset olarak adlandırılan diş aşınmaları, istemli sıkmada masseter kas hipertrofisi, çiğneme kaslarında sabahları yorgunluk ve rahatsızlık hissi, diş hassasiyeti, TME de kitlenme veya klik sesleri, yanakta ve dil kenarlarında diş izleri olarak sıralamışlardır (55). Birçok kaynakta tabloda görülen klinik ve anamnestik göstergelerin bruksizm tetkikinde kullanılabileceği belirtilmiştir (Tablo 1-1) (81 83). Ancak bu göstergelerin geçerliliği tam olarak doğrulanmamıştır (13). Tablo 1-1: Bruksizm için klinik göstergeler Diş gıcırdatma sesinin rapor edilmesi (çoğunlukla eşi tarafından) Çene hareket alanı içinde bulunan diş aşınmaları İstemli kasılmada masseter kasında hipertrofi Sabahları çiğneme kaslarında yorgunluk ve rahatsızlık hissi Temporal kas bölgesinde baş ağrısı Soğukta diş hassasiyeti 30

31 TME nin kilitlenmesi ya da TME den klik sesi duyulması Dil ve yanakta izlerin bulunması UYKU BRUKSİZMİNİN TEŞHİS KRİTERLERİ, AASM Uyku üzerine çalışma yapan araştırmacılar uyku bruksizmini uyku rahatsızlıkları içinde sterotip hareket bozukluğu sınıfında değerlendirirler. Bu tanım bruksizm aktivitesinin gün içindeki uyku sırasında olduğunu da kapsamakta fakat uyanıkken yapılan diğer parafonksiyonel aktiviteleri göz ardı etmektedir. Buna rağmen Amerikan Uyku Bozuklukları Birliği nin (ASDA) (28) önerdiği ve Amerikan Uyku Tıbbı Birliği nin (AASM) revize ettiği (Tablo 1-2) tanım uyku bruksizmi için en iyi açıklamalardan biri olarak kabul edilir (84 86). Bu tanımlamanın klinik olarak ve araştırma amaçlı kullanılabilecek en uygun tanımlama olduğu belirtilmiştir (13). Tablo 1-2: Uyku bruksizmi için teşhis kriterleri Hastanın, uyku sırasında diş gıcırdattığını veya sıktığını belirtmesi Aşağıdaki maddelerden bir veya daha fazlasının olması: Dişlerde anormal aşınmalar Çene kaslarında rahatsızlık, yorgunluk veya ağrı ve uyandığında çene kilitlenmesi İstemli diş sıkmada masseter kas hipertrofisi 31

32 ONAYLANMIŞ KLİNİK TEŞHİS KRİTERLERİNİN KULLANIMI Rompre ve ark. tabloda görülen maddelerin klinik teşhis kriteri olarak kullanılabileceğini bildirmişlerdir (Tablo 1-3) (87). Tablo 1-3: Uyku bruksizmi için klinik teşhis kriterleri Son 6 ayda haftada en az 3 gece diş gıcırdattığını bildirmesi Klinik olarak diş aşınması varlığı Masseter kasında hipertrofi Sabahları çene kaslarında yorgunluk ve hassasiyet bildirmesi Günümüzde, bruksizmi değerlendirmek için AASM nin teşhis kriterlerinin de içinde bulunduğu birçok parametre vardır. Ancak bu kriterlerin bilimsel olarak kullanılabileceğini doğrulayan çalışma azdır. Dolayısıyla halen klinik gözlem sonucu hastanın bruksizmi olup olmadığının kararı belirsizlik taşımaktadır DİŞ AŞINMALARI Bruksizmin yol açtığı patolojik durumlardan en yaygın olanının aşırı diş aşınmaları olduğu bildirilmiştir (10,64,88 90). Diş aşınması, diş sert dokusundaki kaybı olarak tanımlamaktadır. Anterior dişlerin kesici kenarlarında ya da posterior dişlerin çiğneme yüzeylerinde görülür ve boyutu genel olarak mine üzerindeki parlak noktalardan dentinin açığa çıkmasına kadar değişir (29). Aşınma derecesi artmış, diş spesifik fonksiyonunu yapamayacak duruma kadar gelmiş, hassasiyet, ağrıya yol açmış ve dişteki bu kayıp restorasyon gerektirecek seviyeye geldiğinde patolojik diş aşınması olarak adlandırılır (91). 32

33 Ciddi aşınmalar ve tedavileri klinisyenler için zorlayıcıdır (92 96). 4 yıllık uzun takipli çallışmalarda yıllık diş aşınması 15 mikron premolarlar için, 29 mikron molarlar için bildirilmiştir (97). Başka bir çalışmada yıllık fizyolojik diş aşınması 65 mikron olarak bildirilmiştir. Bu miktar bruksizmi olanlarda 3 kat daha fazla olduğu bildirilmiştir. 2 yıllık takipli başka bir çalışma 18 hastanın diş dokusunda hacim kaybının 0.04 milimmetreküp ve derinliğin 10 mikron olduğunu bildirmiştir. Bu araştırmada yazar kaninlerin daha fazla aşınma gösterdiğini bildirmiştir (66,89,97). Araştırmalar bireylerin % 40 ında bruksizme bağlı olmayan nedenlerden diş aşınması meydana geldiğini göstermektedir (98). Diş aşınmasının etiyolojisinde parafonksiyon haricinde de; tükrüğün içeriği, endüstriyel çevresel faktörler, okluzal faktörler, anoreksia nevrosa rahatsızlığı, yaşlanma faktörü gibi birçok sebep neden olarak gösterilmektedir (99). Bazı araştırmacılar, gemi inşaatı ve maden işçiliği yapan gibi belli grup üzerinde diş aşınmalarını incelerken (99,100) bazıları da anoreksia nevrosa gibi rahatsızlığı bulunan grubun diş aşınmalarını gözlemlemiştir (101). Kimi araştırmacılar çenenin morfolojik ilişkilerine bakmış (102,103) ayrıca okluzal faktörlerle ve TME semptomlarıyla da bağlantısı olabileceği tartışılmıştır (64,104). Hugoson ve ark çalışmasında insizal ve okluzal diş aşınmalarının yaşla birlikte arttığını göstermiştir (96). Diş aşınmaları çeşitli mekanizmalara bağlı yavaş gelişen fizyolojik bir olaydır ve (88,96) oluşumunda rol oynayan etkenlere bağlı olarak, korozyon, abrazyon, abfraksiyon ve atrizyon, olarak isimlendirilmektedir (96) ATRİZYON Atrizyon yabancı bir cisim olmaksızın diş-dişe kontağın bir sonucu olarak, diş sert dokularının fonksiyonel veya parafonksiyonel aşınması olarak tanımlanır (105). Bruksizme bağlı atrizyonun cilalı diş fasetleri, birbirine denk gelen fasetler, girintiler, fasetler arası çıkıntılar, anterior dişlerde incelme gibi belirtilerle tanımlanabilecek aşınma paterni oluşur. Teoride abrazyon ve korozyondan farklı belirtilerde olmaları ayırıcı tanıda yardımcı olur (106). 33

34 ABRAZYON Abrazyon dişlerin diğer materyallerle sürtünmesi sonucu oluşan aşınmalardır. Besinlerin uzun süre çiğnenmelerine bağlı olarak dişlerin oklüzal bölgelerinde görüldüğü gibi, alışkanlıklara bağlı olarak besinlerin aynı bölgede çiğnenmesi sonucu dişin sınırlı bölgelerinde de görülebilir. Mine-sement birleşim bölgesi dışında görülen lokalize aşınmaların abrazyon sonucu olabileceği de düşünülmelidir. Günümüzde diş aşınmasının tek bir sebebe bağlı olmadığına dair fikir birliği vardır. Etiyolojik faktörlere bakıldığında etki kümülatif ve geri dönüşümsüzdür. Genç yaşlarda başladığında devam edecek olursa tedavi gerektirecek boyutlara ulaşabilir (65,107) KOROZYON Korozyon, mine dokusu üzerinde kimyasal faktörlerin oluşturduğu aşınmalardır. Grippo erozyonu tanımlarken aslında bu olayın en iyi korozyon terimi ile tanımlanabileceğini bildirmiştir (108,109). 34

35 ÇÜRÜKSÜZ SERVİKAL LEZYONLAR (ABFRAKSİYON) Servikaldeki aşınmalar (çürüksüz servikal lezyonlar) servikal bölgede diş doku kaybını tanımlar. Abfraksiyon da bu terim için kullanılır ve kama şeklinde servikal aşınmayı ifade eder. Bazı yazarlar bruksizmin servikal lezyonların birincil sebebi olduğunu belirtirken (89,110), diğerleri aynı görüşte değildirler. Pintado (110) servikal lezyonların ilerlemesiyle oklüzal aşınmalar arasında korelasyonuna dikkati çekmiştir. Abfraksiyon, çürük sonucu olmayan, dişlerin servikal bölgelerinin mine-sement birleşim yerinde görülen aşınmalar olup kuru çürük olarak da adlandırılan defektlerdir (111). Araştırmalar bakıldığında bu lezyonlar diş fırçası ve diş macunu yapısı ile ilişkilendirilmiştir ( ). Kimi araştırmacılar sert kıllı fırçanın aşınmaya sebep olduğunu savunurken (115,116) diğerleri yumuşak kıllı fırçanın fazla abrasiv yapıda macunu o bölgeye taşımasıyla sebep olduğunu savunmaktadır (117). İn- vitro araştırmalarda, kullanılan miktarda diş macununun bu kadar fazla miktarda aşınmaya sebep olamayacağı gösterilmiştir (118,119). Bazı araştırmalar, oral hijyeni iyi olan hastalar ile çürüksüz servikal lezyonları (abfraksiyonlar) ilişkilendirmiştir (114), diğerleri abfraksiyonu bulunan hastalarda %40 oranında plak olduğunu bildirmiştir (120). Erkeklerin fırçalama kuvveti kadınlardan fazla olduğu düşünülüp, cinsiyete göre abfraksiyonlar değerlendirilmiş fakat erkek ve kadın arasında abfraksiyon miktarı açısında herhangi bir fark bulunamamıştır (112,114,121) DİŞ AŞINMA İNDEKSİ Diş aşınmalarının miktarının klinik ve bilimsel olarak belirlenmesi aşınma prosesinin kompleks doğası, indekslerin güvenilir olmayışı ve tanımlama eksikliği nedeniyle tam olarak yapılamamaktadır (13,122,123). Literatür taraması yapıldığında diş aşınma indekslerinin standardize olmamış olduğu görülmektedir (124). 35

36 Eccles lezyonları genişliğine göre erken, küçük, gelişmiş olarak tanımlamış ve yoruma açık bırakmıştır (125). Smith ve Knight Eccles in fikrini bir adım ileri taşımış daha kapsamlı bir indeks hazırlıyarak nasıl oluştuğuna bakılmaksızın bukkal, servikal, lingual, okluzal-insizal yüzeylerdeki aşınma değerlendirmiştir (126) (PF., 2008). Sonraları farklı indeks tipleri yapılmışsada hepsinin temeli Eccles ile Smith ve knight a dayanmaktadır (124,127,128). Carlsson ve ark (129) yaptığı çalışmada diş aşınma miktarları 1-5 arasında sınıflandırmış, 1- dişte aşınma olmadığını gösterirken, 5- klinik kuron boyunun 1/3ünün aşındığı durumu ifade etmiştir. Knight DJ ve ark (88); sadece okluzal ve insizal aşınmaya bakılan indeks kullanmıştır. Diş aşınmaları 0-3 arasında sınıflandırılmış ve buna göre 0-belirgin bir aşınma olmadığını, 1- minede belli fasetler ile oklüzal- insizal yapı değişikliğini, 2- dentine varan oklüzal-insizal yapının değişmesine sebep olan aşınmayı 3- dentine varan (oklüzalden 2mm aşağıda ve yapı tamamen kaybolmuş) aşırı aşınmayı belirtmektedir DİLDE DİŞ İZLERİ (TONGUE SCALLOP) VE YANAKTA DİŞ İZLERİ (LINEA ALBA) Daha önce de belirtildiği gibi dil kenarındaki ve yanaktaki diş izleri de bruksizmin bir diğer belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır (130,131). Long, (130) scallop adı verilen dildeki diş izlerinin, dişler sıkılıyken ve dudaklar kapalıyken dilin sağ-sol-yana ve damağa ittiğimizde yapılan vakum sonrası oluştuğunu belirtmiştir. Ancak dildeki diş izleri aynı zamanda makroglossi ve amyloidosis ile de ilişkilendiren araştırmalar da bulunmaktadır (132) Piquero ve ark (133), yaşları 20 ile 59 arasında değişen, diş eksikliği olmayan 244 hasta ile yaptıkları çalışmada dilde işaretlenme bulgusuna %51,2 oranında, yanak mukozası işaretlenmesine ise %61,5 oranında rastlamışlardır. Arnold Franks (134) ise yaşları 15 ile 65 arasında değişen 200 hastada yaptığı çalışmada yanak mukozası işaretlenmelerine hastaların %67 sinde rastlamış olduğunu ifade etmiştir. Kampe ve ark nın (135) yaptıkları çalışmada uzun süre parafonksiyonu olan hastaların (diş sıkma veya/ve diş gıcırdatma) %58.6 sında yanakta diş izleri, %41.4 ünde dilde diş izleri olduğu gösterilmiştir. Sapironun (131) yaptığı araştırmada; dil 36

37 kenarında diş izi olan bireylerin % 77 sinin diş sıktığını gösterilmiş ve dil kenarındaki diş izlerinin diş sıkmanın önemli bir belirtisi olduğu belirtilmiştir (131). Bu bulguların kesinliği, bilimsel olarak desteklenmemiş olmakla birlikte aktif parafonksiyon bulguları olarak tanımlanmaktadır (5,13). Bunlar, parafonksiyonun klinik tanısında, daha güvenilir tespit metodu olmadığından, yaygın olarak kullanılmaktadır(13). Sonuç olarak anket ve klinik inceleme bruksizmin teşhisinde en yaygın kullanılan metotlardır. Yapılan çalışmalarla mevcut bruksizm teşhisi için ağız içi apareylerin de kullanılabileceği belirtilmiştir (71). Çiğneme kaslarının uyku sırasındaki EMG kayıtlarının incelenmesi, bruksizmin değerlendirilmesinde objektif bir yöntem olarak kabul edilmektedir (13). Ancak uyku laboratuvarlarındaki polisomnografik incelemelerin bruksizmin değerlendirilmesinde en spesifik ve kesin metod olduğu belirtilmiştir (4,76,136) BRUKSİZMİN ETKİLERİ Bruksizm genel olarak fonksiyonel olmayan çene hareketi olarak bilinir ve bruksizmin; anormal diş aşınması, çiğneme kaslarında hipertrofi, dental restorasyon ve implantlarda kırıklar/başarısızlıklar, çiğneme sisteminde ağrı, baş ağrısı, periodontal hastalık ve temporomandibular rahatsızlıkların (TMR) oluşmasında ve/veya hızlanmasında önemli bir etiyolojik faktör olduğu düşünülmektedir (123,137,138). Bruksizmin prevalansı, etiyolojisi, etkileri ve değerlendirilmesi konusunda birçok çalışma bulunmasına rağmen günlük dental pratikte uygulanabilecek, oturmuş bir rehber veya konsensus bulunmamaktadır. Bruksizmin oral yapılar ve çiğneme sistemi üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğu ortadadır (13). Birçok araştırmacı oral parafonksiyonel alışkanlıkların TMR nin olası sebebi olduğunu belirtmiştir. Yetişkin bireyler üzerinde yapılan çalışmalar parafonksiyonlar, kas ve temporomandibular eklem (TME) rahatsızlıkları arasında pozitif ilişki olduğunu göstermiştir (139). Sonuç olarak birçok çalışmada bruksizm ve TMR arasında pozitif ilişki olduğu gösterilmiştir ( ). 37

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ POLİSOMNOGRAFİ İLE TEŞHİS EDİLEN UYKU BRUKSİZMLİ HASTALARIN TEDAVİSİNDE İKİ FARKLI APAREYİN ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dt. YILDIZ KAVAKLI PROTEZ

Detaylı

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz,

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz, ORTODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Ders Sorumluları: Prof. Dr. Zahir Altuğ altug@dentistry.ankara.edu.tr Prof. Dr. Hakan Gögen Doç.Dr. Çağrı Ulusoy DOR 601 Büyüme ve gelişim Z 3 0 3

Detaylı

PROF. DR. TÜLİN TANER

PROF. DR. TÜLİN TANER Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK*** G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 25-32, 1985 T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Hareket Bozuklukları Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi İçerik Periyodik Ektremite Hareketleri - PLM Bruksizm RBD Periyodik Ekstremite Hareketleri (PLM) Stereotipiktir,

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Nokturnal paroksismal olaylar Jeneralize & parsiyel epileptik nöbetler Parasomniler Normal uyku varyantları

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt III, Sayı 1, Sayfa 121-125, 1986 AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Hüsnü YAVUZYILMAZ* Celil DİNÇER** M. Emin TOPÇU*** Koruyucu

Detaylı

14 Aralık 2012, Antalya

14 Aralık 2012, Antalya Hamilelerde Uyku Bozukluğunun Sorgulanması ve Öyküden Tespit Edilen Huzursuz Bacak Sendromunda Sıklık, Klinik Özellikler ve İlişkili Olabilecek Durumların Araştırılması A Neyal, G Benbir, R Aslan, F Bölükbaşı,

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Prof. Dr. Hakan Kaynak Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi Normal Uyku Uykunun Dönemleri Nasıl Uyuyoruz? Richardson GS: The human circadian system

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD)

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 231-235, 1985 KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) Sevda SUCA* Cihan AKÇABOY* Temporomandibuler eklem hastalıkları ve fonksiyon bozuklukları eklemin stomatognatik

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK Hayatın erken döneminde ebeveyn kaybı veya ihmali gibi

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları Masseter İç pterigoid Dış pterigoid Temporal Suprahyoid kaslar digastrik, geniohyoid ve stylohyoid Çeneyi Kapatan Kaslar Masseter

Detaylı

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar Emine Çölgeçen 1, Ali İrfan Gül 2, Kemal Özyurt 3, Murat Borlu 4 1 Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Ana Bilim

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

POLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI. Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul

POLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI. Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul POLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul Polisomnografi için hastanın hazırlanması Hasta, polisomnografi tetkiki için;

Detaylı

TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ

TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ TÜRKİYE DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI VE KORUYUCU UYGULAMALARIN ÖNEMİ 28 Ocak 2015 Türkiye de Ağız ve Diş Sağlığı Durumu 0-14 yaş grubunda; süt ve daimi dişlerde ortalama 3.7 çürük+dolgulu+çekilen diş (DMFT indeksi)

Detaylı

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi- İstanbul

Detaylı

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Dr. Hikmet YILMAZ XVII. Uyku Tıbbı Hekimliği Sertifikasyon Kursu Uyku Tıbbı Teknisyenliği Sertifikasyon Kursu 26 Şubat-2 Mart 2014 Spice Otel, Belek, Antalya

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi

Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi American Academy of Sleep Medicine (AASM) 2007 N1, N2, N3 ve R evresinde EEG derivasyonlarında ani başlangıçlı, alfa, teta

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI Protetik diş tedavisi, dişlerin şekil, form, renk bozuklukları ve diş eksikliklerinin tedavi edilmesinde, fonasyon, estetik ve çiğneme etkinliğinin sağlanmasında etkili

Detaylı

diastema varlığında tedavi alternatifleri

diastema varlığında tedavi alternatifleri diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Doç.Dr.Nalan Kayrak Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuklarda Uyku Yapısı Erişkinlerdekinden Farklıdır REM süresi daha

Detaylı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Özgün Problem Çözme Becerileri Özgün Problem Çözme Becerileri Research Agenda for General Practice / Family Medicine and Primary Health Care in Europe; Specific Problem Solving Skills ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ

Detaylı

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik

Detaylı

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Ezgi Özserezli O Evlilik ilişkisi, kişilerin psikolojik sağlığını temelden etkilemektedir.

Detaylı

Elektrofizyolojiye Giriş. Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı

Elektrofizyolojiye Giriş. Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı Elektrofizyolojiye Giriş Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı 1 Elektrofizyolojiye Giriş (Polisomnografi özelinde ) Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi

Detaylı

Türk Uyku Tıbbı Derneği. Akreditasyon Başvuru Formu

Türk Uyku Tıbbı Derneği. Akreditasyon Başvuru Formu Türk Uyku Tıbbı Derneği Avrupa Uyku Araştırmaları Birliği Tarafından Avrupa Uyku Tıbbı Merkezleri için Belirlenmiş Akreditasyon Başvuru Formu Tarih: A. ÇALIŞANLAR: 1. Uyku Tıbbı Merkezinin Adı: a. Adres:

Detaylı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli

Detaylı

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Uyku tanımı Uyku Fizyolojisi (uyku evreleri) Sirkadiyen ritim Uyku yoksunluğu İdeal uyku Uyku ile ilgili bazı hastalıklar

Detaylı

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR Dr. Sibel Özkurt Pamukkale Üniversitesi Tıp T p Fak. Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlar

Detaylı

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

ORTODONTİ ANABİLİM DALI ORTODONTİ ANABİLİM DALI Ortodonti; Latince de "düzgün diş anlamına gelmektedir. Genel olarak; çocuklar ve yetişkin bireylerin diş ve çene yapılarında meydana gelen bozuklukların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi

Detaylı

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları

Detaylı

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz

Detaylı

TUKMOS PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ KOMİSYONU 1.DÖNEM ÜYELERİ

TUKMOS PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ KOMİSYONU 1.DÖNEM ÜYELERİ Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), uzmanlık eğitiminde kullanılmak üzere çekirdek müfredat ve standartları belirlemek için Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi (TUKMOS) çerçevesinde

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması Araş.Gör. Yener KURMAN İSTANBUL

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür.

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür. En sık görülen baş ağrısıdır. Boyun baş ağrısı birlikteliği olarak da bilinir. Başta sıkışma, ağırlık tarzında künt bir ağrı mevcuttur. Başın tümünde hissedilen ağrılar genelde başın ön ve arkasında lokalizedir.

Detaylı

Ortodonti. İlk Muayene zamanı:

Ortodonti. İlk Muayene zamanı: Ortodonti Ortodonti, diş, çeneler ve yüz bölgesinde oluşmuş bozukluk veya uyum sorunlarını tedavi eden branştır. Söz konusu bozuklukların önlenmesi ve ilerlemesinin önüne geçilmesi için de tedaviler yöntemleri

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Tek Örneklem ve İki Örneklem Hipotez Testleri Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Tek Örneklem ve İki Örneklem Hipotez Testleri Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Tek Örneklem ve İki Örneklem Hipotez Testleri Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr

Detaylı

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Dr. Levent Vahdettin Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Ortodontik tedavilerin başlıca hedeflerinden biri de yüz estetiği ve güzelliğini sağlayıp, geliştirmektir. Yüz profilindeki değişiklikler,

Detaylı

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu BİLİNÇ Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu 1 Tanım Belirli bir anda aktif olan düşünce, duygu, algı ve anıların tümüne olan FARKINDALIK hali. İzlenimlerimiz ve eylemlerimiz üzerinde bilgi sahibi olmak Farkındalık

Detaylı

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD 1 Psikiyatride İlaç Etkisinin Hastalık merkezli Modeli 2 Alternatif İlaç merkezli İlaç Modeli 3 Fiziksel Tedaviler Ve Hastalık merkezli Model 1 Psikiyatride

Detaylı

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır. TARİHÇE Adıyaman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 15/04/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 04/04/2011 tarihli ve 2011/1595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. Yükseköğretim

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr 1 Bir değişkenin değerinin,

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber UYKU ADLİ TIBBI Psk. Çiğdem Ünlü Çeber Adli Psikoloji Günleri 21-22 Mart 2013 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi 50. Yıl Amfisi ANKARA Uyku nedir? Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin,

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU Hasta Kitapçığı PROF.DR ARZU YAĞIZ ON POLİOMYELİT (ÇOCUK FELCİ) NEDİR? Poliomyelit, çocukluk çağında görülen

Detaylı

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Doç. Dr. Osman Sabuncuoğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocukluk ve Uyku elele gider Anne baba ve hekimler

Detaylı

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Psi. Özge Kutay Sos.Yelda ġimģir Ġzmir,2014 HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI

Detaylı

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler ÇOKLU UYKU LATANS TESTİ UYANIKLIĞI SÜRDÜRME TESTİ Dr. Sinan YETKİN 1 Amaç ÇOKLU UYKU LATANS TESTİ (Multiple Sleep Latency Test) Doğrudan uykululuk düzeyi

Detaylı

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Endodonti Kambiz Mohseni kambizmohseni@gmail.com Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Kök kanal sisteminde temizlenmeyen her alan, tedavinin başarısını doğrudan etkilemektedir. Alt çene küçük azılar gösterdikleri

Detaylı

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Hareketlerinde Siklik Alternan Patern Analizi Eser Buluş,Gökçen

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr

Detaylı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu D O K U Z E Y L Ü L Ü N I V E R S I T E S I N Ö R O L O J I A N A B I L I M D A L ı ( D a m l a Ç e l i k, Ö z l e m A k d o ğ a n, N u r h a k D e m i r, U l u

Detaylı

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:.

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. Tüm Uyku Teknologları Derneği Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu Tarih: A) ÇALIŞANLAR 1. Uyku laboratuarının Adı:? Adres:? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. 2. Uyku laboratuarı Yönetimi:? Uyku

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ KLİNİĞİ KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı İÇERİK 1. Kuvvet Kaynakları A. Doğal Kuvvet Kaynakları B. Mekanik kuvvet Kaynakları 2. Ortodontik Kuvvet Özellikleri

Detaylı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru

Detaylı

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Edim MACİLA BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ LEFKOŞA,

Detaylı

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Sema Baykara*, Mücahit Yılmaz**, Murat Baykara*** *Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniği **Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı