yönetmek. idare etmek Abruptly Administrate takdire değer Absolute Admirable ilerlemiş. ileri Absurd Advanced Agreeable. rahat. dostça.

Transkript

1 Abandon terk etmek. Vazgeçmek. bırakmak Administrate yönetmek. idare etmek Abruptly aniden; ani ve nezaketsiz biçimde Admirable takdire değer Absolute mutlak; tamamen Advanced ilerlemiş. ileri Absurd saçma. gülünç Affable Agreeable. rahat. dostça. Abundant bol. çok anlaşılabilir Accomplish başarma, tamamlama Affair olay. mesele. sorun Accord uzlaşma Affectionate müşfik. sevecen Accountant muhasebeci Affluent Wealthy. varlıklı Accurate kesin. doğru. yanlışsız Agreeable razı. hoş. iyi Accused sanık Aid; yardım Accustomed alışkın. alışılmış, her zamanki Aisle sıralar arası. yol. geçenek Achieve başarma. elde etme Alliance ittifak Acknowledgement onay. kabul etme. tasdik Ally müttefik. dost Acute keskin (düşünce). şiddetli; dar açı; Alter Change çok çabuk tehlikeli bir biçime gelen Ambiguous müphem. birden fazla anlama hastalık gelebilen Adapt uyum sağlamak Amend düzeltme. değiştirme Adequate yeterli. uygun. elverişli Ample gerektiğinden çok. bol Adjust ayarlamak. uydurmak. uymak Annual yıllık. yıldönümü Adjustable ayarlanabilir. uyarlanabilir Anticipate tahmin etmek. ve ona göre

2 davranmak Attainment Achievement. başarı. elde etmek. Apparel Clothing. kılık kıyafet marifet Appetite Desire for food. iştah. arzu Attempt teşebbüs etmek. denemek Appreciate takdir etmek Attract cezbetmek. çekmek Apprehension Fear; korku. endişe; anlayış. Available elde edilebilir. müsait kavrayış Avidity gayret. heves. hırs Approach yaklaşım. tarz Award ödül. mükafat Approval tasvip. onay; resmi izin Base temel. esas; askeri üs Argue tartışma. münakaşa. iddia etme Beneficial faydalı Argument tartışma; sav. iddia Benefit fayda. yarar Article makale; tanımlık; madde-fıkra; Blame suçlamak eşya-parça Blink Open and close. gözlerini kırpıştırmak Artisan zanaatçı. esnaf Bloom çiçek açmak Ashamed utanmak Blossom çiçek açmak. canlanmak. gelişmek Assassinate suikast yapmak Blunder gaf. gaf yapmak Asset Advantage kıymetli şey. beceri. erdem Border sınır Asset servet; değerli nitelik Break off kırılıp ayrılmak. ilişiğini kesmek; Astonished hayret etmek. şaşkın olmak. şaşırmak birdenbire durmak At once derhal; aynı anda Breakthrough cepheyi yarıp geçmek; büyük buluş Attack saldırmak Briskly Quickly. Energetically canlı ve istenilen

3 Bruise Brush up Brutality Budget Bump Burglar Bury Call at Call off Call on Call up Candidate Capable Captivate Cautious Chance Charge Charity tarzda; enerjik berelemek. ezmek; bere. ezik Review tazelemek Cruelty vahşilik bütçe vurma. toslama; şiş. tümsek (ev. dükkan) soyan hırsız gömmek. defnetmek; gizlemek. örtmek uğramak iptal etmek ziyaret etmek; talep etmek telefon atmak aday. namzet yetenekli. ehliyetli büyüleme. esir etme, cezbetmek ihtiyatlı. tedbirli şans. tesadüfen olmak ücret; itham; hamle; şarj sadaka; hayırseverlik. hayır kurumu Cheer neşe. tezahürat Chemist kimyager; eczacı Choice seçmek Choir koro Clammy yapış yapış; soğuk nemli Clarify açıklamak. açıklık getirmek Clear temizlemek. aklamak. izin vermek Clerk memur. tezgahtar. sekreter Cliff uçurum. sarp kayalık Clog tıkamak. tıkanmak; takunya Coast kıyı Coincidence tesadüf Collar yaka; tasma Collide çarpışma. çarpma Combine birleşmek. birleştirmek Commerce ticaret Compare mukayese etmek Compensation bedel. tazminat. telafi Compete yarışmak; rekabet etmek Competent Capable ehil. yetenekli. yetkili. -

4 Competition yarışma. rekabet. sınama Conscientious Careful vicdanlı; dikkatli Complaint şikayet etmek Consequence netice ; önem Complete tamamlamak; tamamen Conserve koruma muhafaza etme Composed birleşmiş; bestelenmiş; kendine Consider hesaba katmak; göz önünde tutmak; hakim olmak saymak Compromise uzlaşmak Consist of müteşekkil olmak. oluşmak Conceal gizlemek. saklamak. örtmek Consistently mütemadiyen. devamlı Concurrence Agreement. aynı olan. birlik olma, Constitute teşkil etmek. tesis etmek; tayin etmek uyuşma; aynı zamana rastlama Constitution anayasa Condense yoğunlaşma; sıvıya dönme; Contaminate kirletmek; zehirlemek. bozmak çözeltme Contented halinden memnun. mutlu Confidence güven. itimat Cooperation işbirliği Confidence kendine güven Courteous nazik. kibar. saygılı Confidential Secret gizli. sır Coward korkak Confirm teyit etmek. pekiştirme. onaylama. Creative yaratıcı sürekli. müzmin Crime suç. cürüm Confiscated Conflict Congratulate Seized müsadere etmek. haczetmek; istimlak etmek çelişmek tebrik etmek Criminal Crooked Crop Crowd suçla ilgili; suçlu; cezalı eğri. çarpık. virajlı. hilekar mahsul kalabalık

5 Cruelty zulüm. acımasızlık Detest nefret etmek. tiksinmek Dabble su serpme; amatörce uğraşma Device alet. aygıt Deadline son teslim tarihi Devote..-e adamak Decade on yıl Diluted sulandırılmış. su katılmış Deception aldatma. hile Diminish azaltmak. küçültmek. eksiltmek Deceptive aldatıcı. yanıltıcı Discipline Punish disiplin; cezalandırma Dedicate adamak; ithaf etmek Discourteous nezaketsiz. kaba Defeat yenme. bozguna uğratmak Discreet saygılı. dikkatli ve nazik Deficient eksiz yetersiz. noksan Discretion basiret. sağduyu. tedbir. ihtiyat Delicate nazik. hassas. narin Discuss talk about tartışma. münazara etmek Delight sevinç. zevk. haz, Disease hastalık Denial inkar. yok sayma Disgraced Ashamed gözden düşmüş; itibarsız; Deny inkar etme yüz karası Depict göstermek. dile getirmek Disgust iğrenme. tiksinme. midesini Deplore teessüf etmek. üzülmek bulandırma Dept borç Dishonest sahtekar Desperate ümitsiz; gözü dünmüş Disintegrate parçalamak. bölünmek Despondent ümitsiz. meyus Disposition eğilim. mizaç. düzen. tertip Determine belirlemek. tespit etmek azimli. Dispute tartışma kararlı Dissolve çözmek. dağıtmak. yok olmak

6 Distinguish Ayırmak, ayırt etmek, seçkin. ünlü. Employer iş veren kendine yer edinmiş Encouraging teşvik edici. cesaretlendirici Distrust güvenmemek Endearing sevdiren Ditch hendek. ark. kanal Enhance değerini. gücünü. güzelliğini Divert başka yöne çevirmek; saptırmak arttırma, süslemek, genişletmek Divide bölmek. ayırmak Enlarge büyütmek. genişlemek Divulge Reveal ifşa etmek. açığa vurmak Enlighten aydınlatmak Doubt şüphe. kuşku Enthusiastically şevkle. hararetle Drift sürüklenmek Envy kıskanma. gıpta etme Drowsy Sleepy uykulu. uyku veren Equivocal Ambiguous iki anlama gelebilen Duplicate Copy kopyasını yapmak Espionage casusluk Dwindle Diminishes. giderek azalmak Essential gerekli Eagerness şevk. istek. arzu Examine Inspect, tetkik. muayene etmek. sorguya Edge kenar; avantaj çekmek Efficient verimli. randımanlı Excessive aşırı. haddinden fazla Elevation kaldırma. yükseltme; terfi Exchange karşılıklı değişmek Embark (on) gemiye binmek; başlamak Excuse mazeret Embarrassment utanma. mahcubiyet Exempt bağışık; muaf; hariç tutmak Emerge meydana çıkmak Exhausted bitmiş. tükenmiş. yorgun Emit yaymak. çıkarmak Exhibition sergi

7 Existence varlık Feeble Weak zayıf. kuvvetsiz Exotic Unusual Fever ateş. hararet; humma Expand genişle(t)mek. büyümek Firing. Ateşleme; pişirme; işten atma Expedition yolculuk; sefer Fiscal mali Explicit Definite açık. sarih Flawless kusursuz. defosuz Explore keşif. inceleme gezisi Flee from Run away kaçmak. firar etmek Explorer kaşif seyyah Flip fiske atmak; keçileri kaçırmak; Expose ifşa etmek; ışığa tutmak; hayran olmak; küstah Exposure Extensive Extremely; Fabric Fact Faint Far Fatigue Fearsome Feasible korunmasız bırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek; pozlamak ifşa; korunmasızlık; poz büyük. derin. kapsamlı oldukça fazla kumaş. doku gerçek. olgu Indistinct donuk. baygın uzak; çok yorgun. bitkin; yormak dehşetli. korkunç yapılabilir. mümkün Float aimlessly Floor Fluctuate Flushed Foggy Fool Foolishness Forecast Forestall Fortunate Drift. yüzmek. su üstünde kalmak. bir şeyi oluruna bırakmak zemin inip çıkmak Red kızarmak. utanmak Misty, sisli aldatmak. şaka yapmak. kandırmak aptallık. budalalık tahmin etmek erken davranıp önlemek şanlı. talihli

8 Frank açık sözlü. içten. samimi Hazardous tehlikeli. zararlı Frightened korkmuş Heat ısı. ısıtmak Fume pis kokulu gaz. yaymak Hectic Very busy heyecanlı. telaşlı Futile boşuna. beyhude Hence bu nedenle. bundan dolayı Gain kazanmak. elde etmek Herd sürü; ayak takımı Gash Deep cut derin yara Hesitate tereddüt etmek. çekimsemek Germinate Grow çimlenmek. çimlendirmek Hide sakla-n-mak Gift hediye; yetenek Highway anayol Giggle kıkırdamak Hike Walk uzun yürümek; fiyatını Gist Main idea ana fikir artırmak Gleeful neşe dolu Hinted Indirectly suggested. ima etmek Globe küre Hoax Trick şaka. oyun; hile Goods mallar. eşya Homeless evsiz Govern yönetmek. idare etmek Honest samimi. dürüst Grievance Complaint Hug kucaklamak. sarılmak Grumbles Complains şikayet. yakınma Huge kocaman. büyük Halt mola. durma Humorous komik. güldürücü Harsh sert. kaba. haşin Hurl Throw, fırlatmak. savurmak Hasten Have faith in acele etmek. ettirmek inancı olmak Ignore pay no attention to. aldırmamak. bilmezden gelmek

9 Impartial yansız Inflammable kolay tutuşan. parlayıcı Imprecise kesin olmayan. dikkatsiz. özensiz Influence etki Impression izlenim. etki Initial First ilk. başlangıç Impromptu Unrehearsed hazırlıksız. doğaçlama Insignificant Değersiz önemsiz. belirsiz. Improve ilerletme. geliştirme Insist ısrar etmek In charged sorumlu. görevli Insolent Rude küstah. terbiyesiz Inadvertent kasıtsız. elde olmayan Inspire telkin etmek. ilham etmek Incline eğilme. aşağı eğilme Instructive öğretici. eğitici Inconsiderate başkalarını düşünmez. düşüncesiz Insult hakaret etme. hor görme Incredible inanılmaz Intensity güçlülük. yoğunluk Incurable tedavi edilmez. çaresiz Intention niyet Indecisive kararsız. kesin olmayan Interfere müdahale etme. çatışma. Indication anlatma. belirti. gösterge engelleme Indifferent kayıtsız. umarsız Interfere with yoluna çıkmak. engellemek. Indispensable vazgeçilmez. zorunlu karışmak Indistinct belirsiz. bulanık Intermittent kesik kesik. aralıklı Induce kandırmak. ikna etmek Intrepid Yılmaz, korkusuz. cesur Industrious çalışkan. gayretli Intricate Complicated karışık. girift Inert Inactive hareketsiz. uyuşuk. Investigator dedektif. araştırıcı eylemsiz Investment yatırım. sağlanan gelir

10 Irrelevant konu dışı. ilgisiz Majority çoğunluk Irresponsible sorumsuz Management idare. yönetim Issue konu; yayım-baskı Manufacture imal etmek Item adet. tane; madde; konu-fıkra Means yol. yöntem. araç Jam sıkıştırmak. kilitlemek. izdiham Meddle Interfere karışmak. burnunu sokmak Landscape manzara Medicine tıp. ilaç Lane dar yol; şerit Meditative Thoughtful derin derin düşünen Law hukuk. kanun Melt eri-t-mek. yumuşa-t-mak Leading önde olan. kılavuzluk eden Memorize ezberlemek Leak sızıntı. çatlak Mend Repair tamir etmek Lecture ders. konferans Merge Become one birleşmek. içine katmak Liability sorumluluk. yükümlülük Messy dağınık. düzensiz Limp topallamak. aksamak Mild ılımlı. hafif. ılıman Lingered kolay kolay ayrılmak; Misty sisli. bulanık Litter çöp Misuse suiistimal; yanlış kullanım Locate bulunma. bir yerde yerleşmiş olma Moderate ılımlı Lofty High yüce. yüksek. azametli Moist nemli. ıslak Lonely yalnız. kimsesiz. tenha Mold şekil vermek. kalıp Look up to Respect hayran olmak. örnek almak Monster canavar Luck şans. talih. uğur Mud çamur; iftira

11 Neglect ihmal etmek Outline ana hat. taslak Negligible ihmal edilebilir Output ürün. verim. çıktı Nod onaylamak. başını sallamak Outrageous nefret uyandırıcı. öfkelendirici Notify bildirmek. haber vermek Overdue vadesi geçmiş. gecikmiş Notorious adı çıkmış. kötü şöhretli Overemphatic fazla vurgulu. çok fazla çarpıcı Novelist romancı Overseas deniz aşırı Object itiraz etmek Oversimplify aşırı basitleştirme Objection itiraz; sakınca Overturn Flipped over devirmek. tepe üstü Obligation mecburiyet getirmek Obscured Hidden, saklı. anlaşılması güç, Owing to sayesinde; yüzünden dolayı Obsess aklına takılmak. fikri sabit Pace Speed adım. hız yapmak Pain acı. sızı. ağrı Obstinate Stubborn. inatçı Pale solgun Occasion fırsat. vesile. önemli gün. özel olay Participate iştirak etmek Odorless kokusuz Partner ortak Of his own accord Voluntarily. kendi isteğiyle Passageway pasaj. geçit On strike grevde Pay attention to dikkatini vermek Open-minded Açık fikirli Peculiarity özellik;...-e özgü olma; tuhaflık Opinion fikir Percent yüzde Orchid orkide Personality şahsiyet

12 Pessimistic kötümser Prevent engellemek. korumak Phony sahte. düzmece Preview ilk gösterim Pick up toplama. devşirme Previous önceki. sabık Plentiful bol; bereketli Pride gurur. iftihar Plunge dalma. fırlama Prior to öncelikli. daha önemli Poetic şiirsel Private özel; şahsa ait Point of view bakış açısı Prodigious Huge, şaşılacak, müthiş, kocaman Policy politika; davranış biçimi; poliçe Profilic çok eser veren Polish cilalamak. boyamak Profound derin; bilgili; etkileyici Poll oylama. anket Promote terfi ettirmek Pollute kirletmek Promotion terfi Postpone ertelemek Propose önerme. niyet etme. evlilik teklifi Praised övmek Prospects başarı şansı Precaution tedbir. önlem Prove kanıtlamak; çıkmak Precisely tam olarak; kesinlikle Punctual dakik Prediction tahmin Punctuality Being on time Premium sigorta primi; ödül. prim Purify temizlemek. arındırmak. Presume varsaymak saflaştırmak Pretense rolüne girme. bahane Pursue peşine düşmek. izini sürmek Pretext bahane Put off elbisesini çıkartmak

13 Quarter çeyrek; bölge. semt; askeri kışla Relent yumuşama. gevşeme. merhamete Quartet dörtlü gelme Raise yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk Relentless amansız; acımasız. merhametsiz yetiştirmek Reliance geven. itimat Rate oran Relief Ferahlama, kurtarma- takviye-; Readily Easily kolayca. seve seve nöbet kişileri Readily isteyerek. gönülden Relieve hafiflemek. rahatlamak Recast yeniden çıkarmak. değiştirmek Reluctant isteksiz. tereddütlü Recent yakında olmuş Reluctantly gönülsüzce Recession gerileme. durgunluk. azalma Remark söz söyleme; fark etme Reckless aldırışsız. kayıtsız Remarkable dikkate. sözü edilmeye değer Reckon hesaplamak. tahmin etmek Remove çıkarmak. temizlemek. alıp Recover iyileşmek. yeniden elde etmek götürmek Recruit üye yapmak; işe almak Renovation yenileme. tecdit. onarım Refrain from kendini tutma. sakınma Represent temsil etme Refugee mülteci Reprimand azar. paylama Refute yalanlamak. çürütmek Reprove azarlama. paylama Regarded as gibi görülmek. kabul edilmek Reputation ün. itibar Region bölge Require gerektirmek; istemek Rejection ret Reservation yer ayırtma; şart; ihtiyat

14 Resign istifa etmek. ayrılmak Rule out Reject Resignation istifa; kabullenme Runaway kaçak Resonance tınlama Rush aceleyle koşmak. hücum etmek Respect saygı. hürmet Saucer çay. fincan tabağı Restored onarılmış; iyileşmiş; işine iade Scattered dağınık edilmiş Scheme plan. tasarı Restraint zaptetme. sınırlama. hakim olma Scholarly çok derin. bilgili. bilimsel Restriction sınırlama Scholarship burs; irfan. ilim Resultant sonucunda ortaya çıkan School board okul yönetimi Reveal açığa çıkarma; ilhamla bildirme Scold azarlama. paylama Revere Loved saymak. saygı göstermek Scorch yakmak. kavurmak; acı sözlerle Revise gözden geçirmek incitmek Revive yeniden canlan-dır-mak Scratch tırmalamak. kazımak. kaşınmak Reward ödül Sealed mühürlü Ridiculous Absurd. Gildings derecede saçma Seam dikiş yeri. bağlantı yeri Rim Edge kenar Seed tohum Rival rakip Seek araştırmak. bulmaya çalışmak Rot çürüme. çürük ; zırva Seize tutmak. yakalamak. zaptetmek Rub ovma. ovalama Select; seçmek. ayırım Rugged zor. kaba. yontulmamış. pürüzlü Selfish bencil

15 Sensitive duyarlı Smooth yumuşak Separate ayırmak Sneer dudağını bükmek. küçümsemek Serene sakin; yüce Soothe Comforted sakinleştirmek. Severe acı. sert. şiddetli rahatlatmak Shade gölge Sophisticated karmaşık. girift, Shape şekil Spectacle görülecek şey. Shareholder hissedar Sphere. Globe küre Shattered mahvolmuş. bitmiş; yorgun Spokesperson sözcü Shield Protect, kalkan; korumak Sporadic Intermittent (düzensiz aralıklarla Shift vardiya; rüzgarın yönünü olan) değiştirmesi Squeeze sıkmak. ezmek Shipping gemiler; sipariş alıp gönderme Staff personel. çalışanlar kadrosu; Shout bağırmak kurmay Shrewd Clever, kurnaz. açık göz Statue heykel Sinful günahkar Stature boy-pos; önem; kişilik Sink dibe batmak Stayed late Lingered. oyalanmak Skillful becerikli Steady düzenli. sabit Skip atlamak Stem from -den ileri gelmek. doğmak. çıkmak Slope eğim Step adım. basamak Sly sinsi Stern sert. müsamahasız

16 Stiff katı. sert. kıran kırana Survive hayatta kalmak; hayatını idame Stingy cimri. eli sıkı ettirmek Stockholder hissedar Susceptible to kolay etkilenen. dayanıksız. hassas Straighten doğrultmak Suspicion şüphe. zan Strain kendini zorlamak. gayret göstermek Sustain devam ettirmek. korumak Stray başıboş. Homeless Swell Grow şişmek. kabarmak; artmak. Stretch germek. esnetmek büyümek Struggle çabalamak. mücadele etmek Symptom Sign semptom. belirti Stubborn inatçı dik başlı Synopsis Summary özet Subsidize Para vermek. desteklemek Tackle çaresine bakmak; üstesinden Subtle ince. narin; zeka işi gelmek; topu ayağından almak; Sufficient yeterli Talent yetenek Summary Özet Tax vergi Superficial yüzeysel. üstünkörü Tax-exempt vergiden muaf Superior daha üstün Tear (teyr) yırtmak; (tiıyr) gözyaşı Supplementary takviye. ek Tempt ayartmak. yoldan çıkartmaya Surgeon cerrah. operatör çalışmak Surmount üstesinden gelmek. alt etmek. yenmek Testimony Thorough tanıklık. ifade tam. dikkatli eksiz Surpass aşmak. üstün olmak Thoughtful düşünceli

17 Thrifty tutumlu. idareli Trust güvenmek Throng Tilted Tiny Top Torn Tower Trace Trail Tramped Tranquil Transaction Treachery Treatment Treatment Trial Triumph Trivial Crowd kalabalık; kalabalık olarak gitmek Crooked yatırmak. eğmek, ; meyil küçük. ufacık üst. zirve yırtık kule Indication iz. eser ; kopyasını çıkarmak. ipuçlarından olayı çözmek sürüklemek. gezdirmek; izlemek Walked heavily kuvvetli adımla yürümek serene sakin. huzurlu iş görme ihanet muamele. davranış; tedavi muamele, davranış; tedavi deneme; duruşma zafer. başarı abes; bayağı; cüzi Trust Tunnel Underestimate Underground Undermine Underrate Unhesitatingly Union Unique Unpardonable Unpleasant Unrehearsed Unrestrained Unwillingly Unwillingness Vacant Vague Vanity güvenmek. inanmak Underground passageway az/düşük olarak tahmin etmek metro; yer altı baltalamak. çökertmek. temelini çürütmek hafife almak. küçümsemek tereddüt etmeden birlik; sendika biricik; tek; eşsiz affedilemez nahoş ; tatsız provasız denetimsiz. frenlenmemiş. serbest istemeyerek isteksizlik boş. açık; dalgın müphem. belirsiz. şüpheli Pride, kibir. kendini beğenmiş; abes

18 şey. beyhudelik Varied değişik. çeşitli; değişken Vast çok geniş. engin. pek çok Versatile çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen Vexed Annoyed, bir şeye canı sıkılmak Victim kurban Victory Triumph. zafer Violent sert. şiddetli. zorlu Vital hayati önemde Voluntarily gönüllü olarak Vote oy vermek Vulnerable Susceptible saldırı veya tenkide açık / maruz olan Wasteful savurgan. müsrif Weakness zayıflık; zaaf Wealthy zengin; varlıklı Wealthy zengin. varlıklı Wheel tekerlek Whip kamçı; kamçılamak Wise Withdraw Wither Witness Wrinkle Yield to Zinnia akıllı. akıllıca. mantıklı çekmek. çekilmek. ayrılmak Dry up solmak. soldurmak. sindirmek Şahit buruşmak. kırışmak kazanç. gelir. ürün. meyve vermek; boyun eğmek. teslim olmak zenya çiçeği