Bağışıklık sisteminin temel özelliklerini, Hastalıkların patogenezinde immun yanıtların rolünü öğrenmiş olacaksınız.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bağışıklık sisteminin temel özelliklerini, Hastalıkların patogenezinde immun yanıtların rolünü öğrenmiş olacaksınız."

Transkript

1 ÜNİTE 7 İmmunoloji ve İmmunopatoloji Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Bağışıklık sisteminin temel özelliklerini, Hastalıkların patogenezinde immun yanıtların rolünü öğrenmiş olacaksınız. İçindekiler Giriş İmmunolojinin Temel Özellikleri İmmunopatoloji Transplantasyon Özet Değerlendirme Soruları Sözlük ve Kavram Dizini Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Öneriler Mikrobiyoloji ve fizyoloji kitaplarınızdan ilgili konuyu tekrarlamanız bu üniteyi daha kolay anlamanızı sağlayacaktır. Değerlendirme sorularını kitaba bakmadan cevaplandırmaya çalışınız. Cevaplayamıyorsanız, ünitedeki ilgili yeri gözden geçiriniz.

2 1. GİRİŞ İmmunitenin Türkçe karşılığı bağışıklıktır. Bağışıklık, organizmanın kendine yabancı nesnelerin tümünü etken olarak tanıma, kendi dokuları yararına ya da zararına nötralize etme ve ortadan kaldırma yeteneği ile karakterli fizyolojik bir fonksiyonudur. Bellek, özgürlük ve kendinden olmayanı tanıma gibi temel özellikleri vardır. Bellek, antijen ile ilk ve sonraki karşılaşmalarda önemlidir. İlk karşılaşmadan birkaç gün sonra kanda antikorlar belirir ve zamanla azalır. İkinci karşılaşmada ise antikor yapımı daha kısa sürede ortaya çıkar ve yüksek antikor düzeyi görülür. Aşı bu ilkeye dayanır ve infeksiyonun zarar vermesini önler. Bir mikroorganizmanın uyardığı bellek ve buna bağlı olan bağışıklık, başka bir mikroorganizmaya karşı vücudu korumaz. Bu durum ise immunolojinin özgürlük ilkesini oluşturmaktadır. Organizmanın kendinden olan ve olmayanı tanıma özelliği ise, yitirildiğinde otoimmun hastalıkların ortaya çıktığı önemli immunolojik özelliklerden biridir. İnsanlar, sürekli doku ve hücrelerde yerleşme ve hasar oluşturma arayışı içerisinde olan, viruslardan tutun da tenyalara kadar pekçok patojenin bulunduğu bir ortamda belirgin bir gayret göstermeden yaşamakta ve büyümektedirler. İnsan organizmasının bu başarısı genellikle iki ana grupta incelenen doğal ve edinsel (kazanılmış) bağışıklık sayesinde olmaktadır.? Bağışıklık nedir? Temel özellikleri nelerdir? 2. İMMUNOLOJİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ 2.1. Antijenler Organizmaya giren ve kendilerine karşı antikor (immunglobulin) oluşmasına yol açan, genellikle yüksek molekül ağırlığında olan yabancı proteinlere antijen denir. Vücut için yabancı olan bu antijenler bazen polisakkarid, nadiren de lipid yapısında olabilirler. Yalnız başına antikor oluşturamayan, ancak organizmaya girdikten sonra organizma proteinleri ile birleşerek antikor yapımına neden olabilen maddelere ise hapten denir. Antijenler endogen ve eksogen olmak üzere iki ana grupta toplanır

3 Endogen Antijenler Endogen antijenlerin bir kısmının vücutta bulunuşu doğaldır. Bunlar; histokompatibilite antijenleri (HL-A) denilen doku grupları antijenleri ve kan grupları antijenleridir. Her ikisi de kalıtsal geçiş gösterir. HL-A antijenleri doku gruplarını belirler, doku ve organ nakillerinde (transplantasyon) redde neden olan sitotoksik antikorların yapımını uyarır. Son yıllarda belirli HL-A antijen tipleri ile bazı hastalıkların birarada bulunduğuna dair deliller elde edilmiştir. Kan grupları antijenleri ise ABO ve Rh antijenleridir. Kan transfüzyonlarında ve doku transplantasyonlarında önemlidirler. Vücutta bulunmaları doğal olmayan endogen antijenler (patojen antijen) ise, otoimmun antijenler ve tümör antijenleridir. Otoimmun antijenler, vücudun, kendi öz dokularının antijenik yapısını yabancı bir antijen gibi algılamasından kaynaklanmaktadır. Vücut bu durumda öz antijenlerine karşı antikor üretmekte (otoantikor) ve sonuçta otoimmun hastalıklar ortaya çıkmaktadır. İnsanlardaki kanserlerin çoğunda tümöre ya da tümör hücrelerinin ürünlerine özgü antijenlere rastlanılmaktadır. Son yıllarda tümör antijenlerini ayırıp bunları aşı gibi kullanarak kanseri önleme çalışmaları sürdürülmekte ve kanserli hastalarda bağışıklık sistemini güçlendirecek tedavi yöntemleri araştırılmaktadır Eksogen Antijenler Canlı etkenlerin antijenleri: Bakteriler, viruslar, mantarlar, riketsiyalar, protozoonlar ve helmintler yapılarına ya da ürünlerine özgü antijenik etki gösterirler. Kimyasal maddeler: İlaçlar, organik ve inorganik bileşikler ile böcek zehirleridir. Allograft'lar: Organ ve doku transplantasyonları ile kan transfüzyonlarında dikkat edilmesi gereken, vericiye ait antijenik gruplardır.? Antijeni veriniz. tanımlayınız, eksogen ve endogen antijenlere örnekler 2.2. Bağışıklık Sistemi Doğal (nonspesifik) ve edinsel (spesifik, kazanılmış) olan iki tür bağışıklığın da hümöral (sıvısal, kanda dolanan) ve hücresel olmak üzere iki yönü vardır (Bkz.: Şekil 7.1)

4 Doğal Bağışıklık Doğal direnç olarak da adlandırılan doğal bağışıklık savunmanın ilk aşamasını oluşturmaktadır. Bu bağışıklığı oluşturan elemanların antijeni tanıma zorunluluğu, yani daha önceden karşılaşıp duyarlı hale gelme gereği yoktur. Doğal bağışıklığı oluşturan faktörler şunlardır: Genetik faktörler, anatomik engeller ve biyokimyasal faktörler (Bkz.: Ünite 4), doku ve vücut sıvıları, kan ve doku hücreleridir. Doku ve vücut sıvıları: Doğal bağışıklıın en önemli hümöral komponenti komplemandır. Kompleman sistemi 20 protein komponentinden ibaret olup, immun sistemdeki biyolojik reaksiyonlarda görev alırlar. Bu biyolojik reaksiyonlar vasküler geçirgenliğin artması, kemotaksi, opsonizasyon ile fagositoza hazırlık ve hedef organizmanın lizisi (parçalanması) dir. Lenfositlerin ürettiği interferon ise virusların çoğalmalarını engelleyen bir faktördür. Kan ve doku hücreleri: Doğal bağışıklığın hücresel yönünü oluşturur. Canlı etkenlerin dokuya girmesiyle uyarılır. Olay yerine kandan gelen hücreler(nötrofiller) ve doku makrofajları toplanır. Bu hücrelerin mikroorganizmayı fagositoz yoluyla (hücre içine alarak sindirme) ya da hücre dışında öldürme yeteneği vardır. Makrofajların ayrıca, antijenik özelliklerin T ve B hücrelerine tanıtılması gibi edinsel bağışıklığı etkileyen önemli bir fonksiyonu ile, tümöre karşı rol oynayan aktivitesi de vardır. Lenfoid dokularda bulunan natürel killer (NK, doğal öldürücü) adı verilen hücrelerin de bazı tümör hücrelerini, virusla infekte olmuş hücreleri ve bazı normal hücreleri daha önce duyarlaşmadan öldürme yeteneği vardır Edinsel Bağışıklık Doğal bağışıklık ile edinsel bağışıklık arasında kesin bir sınır yoktur. Birbirlerini tamamlayıcı özelliktedirler. Aktif (etkin) ve pasif (edilgen) olmak üzere iki tipi vardır. Aktif olanı, aşılarla ya da hastalığın geçirilmesi ile (sessiz veya klinik belirti vererek) antijenle daha önce tanışıp ikinci karşılaşma olduğunda ortaya çıkar. İkinci karşılaşmada erken yanıt verebilecek uyarılmış bir hücre kümesi oluşturmak ve yeterli antikor düzeyini sağlayarak etkin bir bağışıklık vermek ilkesine dayanır. Pasif olan tipi, aynı türden bir bireyde oluşan antikorların verilmesiyle sağlanır. Verilen antikorlar dolaşımdaki antijenlerle birleşerek zamanla kaybolur. Bebekler ilk aylarda annelerinden geçen antikorlarla direnç sağlarlar. Erişkin insan gammaglobulini injeksiyonları kızamık infeksiyöz hepatit gibi hastalıkların kolay

5 geçirilmesini sağlar. Ayrıca acil durumlarda kullanılan tetanus ve difteri toksinlerine karşı oluşmuş antikorlar da pasif edinsel bağışıklık sağlarlar. Kazanılmış bağışıklıın en önemli hücresel elemanları B ve T lenfositleridir. B lenfositleri hümöral bağışıklık için antikorların üretiminden sorumludur. T lenfositleri hücresel immuniteyi yürütecek olan aktive edilmiş lenfositlerden oluşur. Ancak hümöral ve hücresel bağışıklık arasında da pek çok bağlantıların olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Her iki tip lenfosit de, embriyonel hayatta yönlendirilmiş, lenfositik kök hücrelerinden kemik iliğinde gelişir. Gelişen bu hücrelerin üzerine düşen görevleri yerine getirebilmeleri için hazırlanmaları ve örgütlenmeleri gerekir. Timusta örgütlenen T lenfositleridir ve bu hazırlanma doğumdan kısa bir süre sonra olmaktadır. Örgütlenen T lenfositleri daha sonra timusu terkederek kana karışır. ve periferik lenfoid dokuların belli bölgelerine yerleşir. Tüm lenfositlerin %10-20'sini oluşturan B lenfositlerinin fetal hayatta hangi organ veya dokuda örgütlendiği kesin olarak bilinmemektedir. B lenfositleri de kanda ve lenfoid dokuların belirli bölgelerinde ye alırlar. Lenfoid dokularda en az bir milyon çeşit B ve bir o kadar da T tipi lenfosit taslağı vardır. Bu lenfositlerden herbiri ancak bir tip antikor ya da özgün tipte T hücresi üretebilir. Antijen tarafından aktive edilen bir B lenfositi ise, ondan türeyen hücreler bütün vücutta dolanan antikorları salgılar. Antijen tarafından aktive edilen bir T lenfositi ise, ondan türeyen lenfositler duyarlaşmış T hücrelerini oluşturur. B lenfositleri özgün antijeni ile karşılaştığında çoğalarak bir kısmı plazma hücrelerine dönüşür ve immunglobulinleri (Ig) üretirler. Sıvısal bağışıklığın en önemli ögeleri olan immunglobulinler IgG, IgA, IgM, IgD, IgE olmak üzere beş sınıfa ayrılır. Tüm antikorların %75 kadarını oluşturması nedeniyle IgG ve az olmasına rağmen allerji olaylarında rol alması nedeniyle IgE'nin özel bir önemi vardır. T lenfositlerinin fonksiyonları açısından üç farklı tipi vardır: Sitotoksik (killer) T hücreleri, yadımcı (helper) T hücreleri ve süpresör (baskılayıcı) T hücreleri. Sitotoksik T hücreleri direkt olarak saldıran hücrelerdir. Özellikle virusla infekte doku hücrelerini, kanser hücrelerini ve transplante edilmiş organ hücrelerini tahrib ederler. Yardımcı ve baskılayıcı fonksiyon ise, tüm T hücre tiplerinin, B hücrelerinin, makrofajların ve natürel killer hücrelerinin fonksiyonlarını düzenleme amacını güder. Özgün antijeni ile ilk karşılaşmadan sonra çoğalan B veya T hücrelerinin bazıları, daha sonraki karşılaşma için bellek görevini yütürürler

6 Immun cevapların düzenlenmesinde, immun sistem hücreleri arasındaki bağlantıların çoğu polipeptid yapısındaki aracıların serbestlenmesi ile olmaktadır. Sitokinler adı verilen bu haberci moleküller kaynaklarına göre, lenfosit kökenli ise lenfokinler, monosit kökenli ise monokinler adını alırlar. İmmunolojik kusurlar, organizmada infeksiyon ve muhtemelen tümör oluşumunu kolaylaştırır. Hiperaktif bir immun sistem ise allerjik reaksiyonlara sebep olarak ölümcül hastalıklara neden olabilir. İmmun sistemin kendinden olan ve olmayan antijenik özellikleri tanıma kapasitesini kaybetmesi ise otoimmun hastalıklarla sonlanır.? Doğal ve kazanılmış bağışıklıkta rol oynayan hümöral ve hücresel elemanlar nelerdir? Fonksiyonlarını anlatınız. Şekil 7.1: Doğal ve hücresel bağışıklığın hümöral ve hücresel yönü ile aralarındaki bağlantılar. 3. İMMUNOPATOLOJİ Bağışıklık sistemi bozukluklarını; hipersensitivite (aşırı duyarlık) reaksiyoları, otoimmun

7 hastalıklar, amiloidozis ve immun yetmezlik sendromları olmak üzere dört ana başlık altında toplayabiliriz Hipersensitivite (Aşırı Duyarlık) Reaksiyonları Daha önce karşılaşılan bir antijenle ikinci kez karşılaşıldığında, doku zararlarına neden olan yanıtlara aşırı duyarlık reaksiyonları denir. Aşırı duyarlık reaksiyonları dört tiptir Tip I (Anafilaktik Tip Aşırı Duyarlık) Antijen IgE aracılığı ile mast hücrelerine ve bazofillerin yüzeylerine bağlanır. Bu hücrelerden vazoaktif aminler serbestleşir. (Bkz.: Şekil 7.2). Sistemik (genel) ve lokal (bölgesel) olmak üzere iki biçimde görülür. Şekil 7.2: Tip I (Anafilaktik tip) aşırı duyarlıkla sonuçlanan reaksiyonun basamakları (Kaynak; Robbins Pathologic Basis of Disease, 1989, s.174). Sistemik anafilaksi: Hayvan serumu gibi yabancı proteinler, hormonlar, enzimler, polisakkaridler ve ilaçların (örneğin penisillin) verilmesinden sonra görülür. Bazen duyarlık araştırması için deriye injekte edilen test dozu ile bile reaksiyon görülebilir. Antijenle karşılaşmadan birkaç dakika sonra kaşıntı, solunum sıkıntısı, siyanoz, kusma, karın ağrısı, ishal ve şok bulguları gelişir. Bulgular düz kasta kasılma (spazm) ve kapiller damarlarda dilatasyon (gevşeme, genişleme) nedeniyle ortaya çıkar

8 Lokal anafilaksi: Atopik allerji de denir. Çiçek tozları, tüyler, ev tozları, balık gibi bazı besinler etkilidir. Allerjenlerin (allerji oluşturan antijen) organizmaya girişi solunum, sindirim yolu ya da deridir. Atopik reaksiyonlarda hedef organ kişiden kişiye değişir. Atopik reaksiyonlar arasında astmanın bazı formları, allerjik rinit (saman nezlesi), ürtiker, anjioödem, ishal şeklinde barsak bozuklukları görülür. Bu tip allerjik olayların gelişmesinde %50 oranında ailevi yatkınlık söz konusudur Tip II (Antikora Bağlı Sitotoksik Tip Aşırı Duyarlık) Özgün antikorların hücre yüzeyinde veya diğer doku komponentlerinde bulunan antijenle reaksiyona girerek, hücrenin erimesine ya da fagositozuna neden olduğu aşırı duyarlık tipidir. Olayda kompleman sistemi de etkindir. Bu tür reaksiyonlar genellikle kanda serbest halde dolaşan hücrelerde izlenir. Kan transfüzyonlarındaki grup ve Rh uyuşmazlıkları, bazı transplantasyonların reddi, otoimmun hemolitik anemi gibi bazı otoimmun hastalıklar, bazı ilaç reaksiyonları ve bazı glomerülonefrit türleri bu gruba girer Tip III (İmmunkomplekslerle Olan Aşırı Duyarlık) Antijenle antikorların birleşerek yaptığı immun kompleksler, kompleman sistemini de aktive ederek, doku hasarı oluşturur. Bu tip aşırı duyarlıkta rol oynayan antijen; yabancı protein, bakteri veya virus gibi eksogen kaynaklı olabileceği gibi, vücudun kendi hücre veya doku komponentleri olabilir. Sistemik ve lokalize olmak üzere iki tür immunkompleks hastalığı vardır. Sistemik immunkompleks hastalığı: İmmunkompleksler kan dolaşımında oluşur, birçok organda birikir ve biriktiği yerlerde iltihaba neden olur. Pasif bağışıklığı sağlamak için fazla miktarda ya da ikinci kez yabancı serum verildiğinde ortaya çıkan serum hastalığı (deride döküntü ve ödem, ateş, lenf gangliyonlarında şişme, eklemlerde ağrı ve şişme ile karakterli) en belirgin örneğidir. Streptekok infeksiyonlarından sonra görülen ve önemli bir klinik tablo olan poststreptokoksik akut diffüz glomerülonefrit bir immun kompleks hastalığıdır. Lepra ve malarya da ortaya çıkabilen kronik glomerülonefritler de immunkompleks hastalığıdır. Lokal immunkompleks hastalığı (Arthus reaksiyonu): Arthus reaksiyonu genellikle deride meydana gelen, akut immunkompleks vasküliti nedeniyle oluşan lokalize doku nekrozudur. Deneysel olarak antijene karşı duyarlı hale getirilen (dolanan antikorları

9 bulunan) bir tavşanın derisine aynı antijen injekte edilirse, damarlara geçen antijen antikorlarla birleşir ve oluşan immunkompleksler vaskülite neden olur Tip IV (Hücre Aracılığı İle Olan Aşırı Duyarlık) Bu tip reaksiyonlardan T lenfositleri sorumludur. Reaksiyonlar birkaç gün ya da birkaç haftada oluştuğu için geç hipersensitivite reaksiyonu da denir. Tüberkülin testi, granülomlu deri hastalıkları, çiçek ve kızamık döküntüleri, bazı mantar hastalıkları, doku ve organ transplantasyonlarına karşı reaksiyonlar ve kimyasal maddelerle uzun süreli temaslardan sonra ortaya çıkan kontakt dermatitler bu tip reaksiyonlara örnektir.? Hipersensitivite reaksiyonlarını anlatınız Otoimmun Hastalıklar Vücudun kendi öz dokularının antijenlerine karşı otoantikor geliştirmesi ya da bu antijenlere duyarlı T lenfositlerinin oluşması ile ortaya çıkan hastalıklara otoimmun hastalıklar denir. Erişkin yaşta serum ve dokularda otoantikorların bulunması normaldir. Zira doku hasarına sebep olan durumları takiben otoantikorlar oluşur ve yıkım ürünlerinin ortadan kaldırılmasında muhtemelen fizyolojik bir rol oynarlar. Gerçek bir otoimmun hastalıkta otoantikorların varlığı primer olmalı ve hastalığı açıklayabilecek başka bir sebep bulun-mamalıdır. Otoimmunite ile ilgili hastalıkların patogenezinde bazen hümöral, bazen hücresel immunite, bazen de her ikisi ile ilgili reaksiyonlar oluşabilir. Hipersensitivite reaksiyonlarından birkaçı birlikte bulunabilir. Otoimmunitede antikorlar normal doku maddelerine karşı oluşabilir. Bazı olgularda ise eksogen antijenlere karşı gelişen antikor, organizma maddeleri ile çapraz reaksiyon verebilir. Otoimmun hastalıkların bir kısmında bölgesel doku hasarına yol açan tek bir organ veya hücre tipine özgü otoantikorlar mevcuttur (Organa özgü hastalıklar). Bir kısmında ise tüm vücutta lezyon oluşturan otoantikorlar vardır (sistemik). Organa özgü ve sistemik otoimmun hastalıklar şunlardır:

10 Organa Özgü Otoimmun Hastalıklar Hashimoto tiroiditi Otoimmun hemolitik anemi Otoimmun atrofik gastrit Otoimmun ansefalomyelit Goodpasture sendromu Otoimmun orşitis İdyopatik trombositopenik purpura İnsüline bağımlı diabetes mellitus Myastenia gravis Graves hastalığı Primer bilyer siroz Kronik aktif hepatit Kolitis ülseroza Membranöz glomerulonefrit Hashimoto tiroiditi: Tiroid hücre antijenlerine karşı oluşmuş otoantikorların etkisi vardır. Ayrıca belirli HL-A tipleri ile ilişkisi nedeniyle genetik bir yatkınlık söz konusu olabilir. Genç kadınlarda sıktır. Tiroid glandında harabiyet ve yoğun lenfosit infiltrasyonu vardır. Otoimmun hemolitik anemi: Primer ya da lenfoma, lösemi, lupus eritematozus gibi hastalıklara sekonderdir. İlaçlara karşı da oluşabilir. Antikorlar IgG ve IgM grubundandır. Eritrosit yıkımı vardır. Otoimmun atrofik gastrit: Mide mukozasının asit salgılayan bölgesinde kronik iltihabi hücre infiltrasyonu vardır. Mukoza tümüyle atrofik olabilir. Asit salgısının olmaması ve intrensek faktörün eksikliği ile B12 yetersizliği olur ve pernisiyöz anemi meydana gelir. Serumda pariyetal hücrelerin mikrozomlarına karşı antikorlar bulunur. Otoimmun ansefalomyelit: Beyin dokusu antijenlerine karşı gelişen otoimmun bir yanıt sonucu olduğu düşünülmektedir. Kızamık, kabakulak gibi infeksiyonlar sonrası ve kuduz aşısı sonrası ortaya çıkabilir. Goodpasture sendromu: Hızla ilerleyen glomerülonefrit ve nekrotizan hemorajik interstisyel pnömonitis ile karakterlidir. Glomerül bazal membran antikorlarına karşı oto antikor oluşmuştur ve bu antikor akciğer alveollerinin bazal membranlarına karşı da çapraz reaksiyon verir. Klinikte hemoptizi, nefrotik sendrom ve hematüri vardır. Hipertansiyon

11 bulunabilir. Prognozu kötüdür. Otoimmun orşitis: Orta yaşlı erkeklerde, testiste granülomatoz iltihapla karakterli nadir görülen bir hastalıktır. İdyopatik trombositopenik purpura: Otoimmun orijini tüm olgularda tesbit edilemediğinden idyopatik ismini almıştır. Trombosit yıkımı söz konusudur. Çocuklarda gözlenen ve akut olan tipinde viral infeksiyonlara karşı oluşan antijenantikor komplekslerinin (immun kompleks) rol oynadığı düşünülmektedir. Erişkinlerde gözlenen tipi ise kronik formu olup daha ziyade doğurganlık yaşındaki kadınlarda görülür. Hastalarda, özellikle seroza ve mukoza yüzeylerinde belirgin olmak üzere vücudun bütün bölgelerinde ortaya çıkabilen kanamalara bağlı bulgular mevcuttur. İnsüline bağımlı diabetes mellitus: Juvenil tip diabet'te denir. Pankreasın Langerhans adacıklarında insülin yapan beta hücrelerinin kaybolmasına otoimmun bir mekanizma sebep olmaktadır. Myastenia gravis: İskelet kası güçsüzdür. En çok etkilenen kaslar çiğneme ve ekstremite kaslarıdır. Hastalarda nöromüsküler kavşaktaki asetil kolin reseptörlerine karşı otoantikorlar oluşmuştur. Graves hastalığı: TSH (Tiroid sitimulan hormon) otoantikorları tiiroid folikülü hücre reseptörlerine bağlanarak TSH'ın fonksiyonunu yaparlar. Böylece tiroid glandı simetrik olarak büyür ve aşırı fonksiyon gösterir. Beraberinde ekzoftalmi ve deri lezyonları görülebilir. Daha ziyade genç kadınlarda ortaya çıkar. Primer bilyer siroz: Genellikle yaşlarında ortaya çıkan ve kadınlarda daha sık görülen bir hastalıktır. Beraberinde çok sayıda immunolojik bozukluklar gözlenmekle birlikte, safra duktuslarının harabiyetine sebep olan immunolojik mekanizma tam bilinmemektedir. Sinsi bir şekilde başlayan hastalıkta zamanla sarılık, karaciğer yetmezliği ve portal hipertansiyon bulguları (asit, dalak büyümesi, ösofagial varisler, hemoroid vs.) ortaya çıkar. Ülseratif kolitis: Genellikle yaşlarında ortaya çıkar. Kadınlarda daha sıktır. Etyopatogenezi sindirim sisteminin bir başka iltihabi hastalığı olan Crohn hastalığına benzer. Her ikisinde de pekçok immunolojik bozukluklar tespit edilmişse de bunların sebep mi, yoksa hastalığa sekonder mi geliştiğine dair kesin delil yoktur. Hastalık daha çok rektumda başlar. Nükselerle seyreder. Psişik ve fizik stresler nükseleri başlatabilir. Hastalıklı süre uzadıkça karsinom gelişme riski artar. Şiddetli kanamalara ve sıvı-elektrolit bozukluklarına neden olabilir

12 Membranöz glomerülonefrit: Erişkinlerdeki nefrotik sendromun en başta gelen sebebidir. Etyolojisi %85 olguda kesin olarak bilinmemekle birlikte otoimmun bir hastalık olması muhtemeldir. Glomerül bazal membranlarında, subepitelyal tarafta, immunglobulin içeren madde birikimi görülür Sistemik Otoimmun Hastalıklar Sistemik lupus eritematozus Romatoid artrit Sjögren sendromu Reiter sendromu Polimyosit-dermatomyosit Skleroderma (Sistemik sklerozis) Poliarteritis nodoza Sistemik lupus eritematozus (SLE): Genellikle genç kadınlarda görülür. Yüzde, burun ve yanakları tutan kelebek şeklinde kızarıklık görülür. Önceleri ateş, anemi ve daha sonra proteinüri, hematüri, eklem ağırları ve splenomegali ortaya çıkar. DNA başta olmak üzere pekçok çekirdek antijenlerine karşı otoantikorlar vardır. Kanda antinükleer antikorların ve lupus hücrelerinin (LE hücreleri) bulunması ile tanı kesinleşir. Sistemik bir hastalık olduğundan birçok organ ve dokuda lezyonlar ortaya çıkar. Doku hasarı en çok deri, eklemler, böbrek ve serozal zarlarda oluşur. İyileşme dönemleri ile seyreden hastalıkta bir yıllık yaşam süresi %90, on yıllık yaşam süresi ise %76'dır. Tedavisinde immunosüpresyondan yararlanılır. Romatoid artrit: En sık yaşları arasında görülür. Kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazladır. Tüm insanlardaki sıklığı %1 kadardır. Genellikle el ve ayaklarda, simetrik bir şekilde küçük eklemleri tutarak başlar. Zamanla şekil ve fonksiyon bozuklukları gelişir (Bkz.: Resim 7.1). Hastaların %80 kadarında IgG'ye karşı oluşmuş, romatoid faktör (RF) adı verilen otoantikorlar vardır. Lezyonlar sıklık sırasına göre en çok muskuloiskeletal sistem, deri, damarlar ile akciğer, plevra, perikard, myokard ve periferik sinir sistemindedir. Olguların 1/4'ünde deri altı dokusunda romatoid nodüller oluşur (Bkz.: Resim 7.2)

13 Resim 7.1: Kronik ramatoid artritte ellerde gelişen şekil bozukluğu ve müsküler atrofi görülüyor (Kaynak; Anderson's Pathology 1985, s.1832). Resim 7.2 : Romatoid artritte dirsekte ve aşil tendonu üzerinde gözlenen subkütan nodüller (Kaynak; Anderson's Pathology, 1985, s.1833). Çocuklarda görülen juvenil romatoid artrit, omurgayı tutan ve ankilozan spondilit olarak adlandırılan özel tipleri vardır. Sjögren sendromu: Göz yaşı ve tükrük bezlerinin harabiyeti sonucu kuru göz ve kuru ağızla karakterli bir hastalıktır. Olguların %90'ı yaş arasındaki kadınlardır. Çok sayıda otoantikorlar vardır. Diğer sistemik otoimmun hastalıklarla beraber olabilir. Reiter sendromu: Artrit, konjonktivit ve üretrit ile karakterli bir hastalıktır. Genç erkeklerde görülür

14 Polimyosit (Dermatomyosit): Simetrik adele güçsüzlüğü ve beraberinde sıklıkla deri lezyonları görülür. Çizgili kaslarda dejeneratif değişiklikler ve iltihap vardır. Erişkin ve çocuklarda görülebilir. Hastaların çoğunda antinükleer antikorlar bulunur. Skleroderma (Sistemik sklerozis): 40 yaş civarında ve kadınlarda daha sıktır. Deri kalınlaşır ve sertleşir. Hareket güçlüğü olur. Hastalıkta immunolojik mekanizmalar rol oynamakla beraber otoimmun olduğuna dair kesin kanıt yoktur (Bkz.: Resim 7.3). Resim 7.3: İlerlemiş sistemik sklerozis nedeniyle ellerde oluşan şekil bozukluğu (Kaynak; Robbins Pathologic Basis of Disease, 1989, s.206). Poliarteritis nodoza: Kan damarlarının nekrotizan iltihabı ile karakterli bir hastalıktır. Hastalığa tutulan organlar sıklık sırasına göre; böbrekler, kalp, karaciğer ve gastrointestinal kanaldır. Tutulum yerine göre klinik bulgular değişir.? Organa özgü ve sistemik otoimmun hastalıklar nelerdir? Belirgin özelliklerini anlatınız Amiloidozis Konu ile ilgili yeni gözlemler hastaların çoğunda immun kusurların bulunduğunu ortaya

15 çıkarmıştır (Bkz.: Ünite 2) İmmun Yetmezlik Sendromları İmmun yetmezlik sendromları: Primer immun yetmezlik (doğumsal) ve sekonder immun yetmezlikler (edinsel, sonradan kazanılan) olmak üzere iki grupta incelenir Primer İmmun Yetmezlikler Hümöral, hücresel ve kombine immunite kusurları şeklindedir. Hümöral immun yetmezlikler: X'e bağlı agammaglobulinemi: Antikorların yokluğudur. Erkek çocuklarda görülür. Plasenta yoluyla anneden geçen immunglobulinler çocuğu bir süre korur. Bakteri infeksiyonları sık görülür ve öldürücü olur. Geçici hipogammaglobulinemi: Her iki cinste de görülür. Familyadır. Genellikle IgG yetersizdir. Yetersizlik üç yaşından sonra kaybolur. Hücresel immun yetmezlikler Di George sendromu (doğumsal timus aplazisi): Timus ve paratiroid bezleri oluşmamıştır. Hastalarda timus ve paratiroid yetmezliği bulguları vardır. Yineleyen virus ve mantar infeksiyoları sıktır. Nezelof sendromu: Timus vardır, yapısı bozuktur. Ataksia-telenjiektazia: Çocuklarda serebellar ataksi ve koreik hareketler görülür. Konjonktiva, yüz ve kollarda telenjiektaziler vardır. Hastalar genellikle yirmi yaşından önce akciğer infeksiyonundan veya habis lenfomadan ölürler. Timus tüm gelişmemiştir ve beyincikte dejeneratif değişiklikler gözlenir. Wiskott-Aldrich sendromu: Çocuklar genellikle bir yaşından önce ölürler. Hücresel immunite kusuruna rağmen timus normaldir. Kombine immun yetmezlikler Retiküler disgenezis: Şiddetli anemi ve lenfopeni vardır. Çocuklar ölü doğar ya da ilk hafta içinde ölürler

16 İsviçre tipi agammoglobulinemi: Timus iyi gelişmemiştir ve gammaglobulinler yoktur. Hem erkek, hem de kız çocuklarında gözlenir Sekonder İmmun Yetmezlikler Sekonder immun yetmezliklerin de hümöral, hücresel ve kombine tipleri vardır. Hümöral immun yetmezlikler Edinsel hipogammaglobulinemi: Genellikle bir başka hastalığın gidişi sırasında ortaya çıkarlar. Örneğin; malabsorbsiyon ve steatore, pernisiyöz ya da hemolitik anemi, mide mukozasında atrofi, metastazlar gösteren kanser olguları, lösemiler, nefrotik sendrom gibi idrarla ya da sindirim yoluyla bol protein kaybına sebep olan durumlar gibi. Hücresel immun yetmezlikler Beslenme bozukluklarında, bazı infeksiyonlarda (özellikle viral), habis tümörlerde ve böbrek yetersizliklerinde görülebilir. Hücresel immun yetmezlik durumlarında tüberkülin testi genellikle negatif olur. Kombine immun yetmezlikler Kronik lenfoid lösemi ve habis lenfoma olgularında hümöral ve hücresel bağışıklık sıklıkla bozulur. İmmunosüpressif tedavi de her iki tip immuniteyi bozar. Günümüzde sonradan kazanılan immun yetersizliklerin en önemlisi, ilk defa 1981 yılında rapor edilen AIDS (Acquired immunodeficiency syndrome)dir. Etkeni HIV adı verilen bir virustur. Dünyadaki AIDS olgularının %70'i Amerika Birleşik Devletleri'ndedir ve bu ülkedeki olguların %71'ini homoseksüel veya biseksüel erkekler teşkil etmektedir. İkinci sırada intravenöz ilaç kullanma bağımlılığı olanlar gelmektedir (%18). Diğerleri ise tedavi gayesiyle kan veya kan ürünleri verilenler ve yüksek risk grupları ile heteroseksüel ilişkide bulunanlardır. Vİrusla bulaşma; seksüel ilişki, parenteral yol (virusla bulaşmış iğne, enjektör ve şahsi eşyaların kullanılması ile) ve infekte anneden çocuğa plasenta yoluyla veya doğum sırasında olabilmektedir. Virus sağlam deri ve mukozalardan geçemez. AIDS'lı hastaların bütün vücut sıvı ve salgılarında virus bulunmaktadır. Virusla infekte olan şahısların ancak bir kısmında AIDS ortaya çıkmaktadır. HIV infeksiyonunda en önemli hedef organ ya da doku lenfoid sistem(özellikle yardımcı T hücreleri ve monositler) ve santral sinir sistemidir. T hücre fonksiyonunun azalması ile hücresel immunitede yetersizlik ortaya çıkar. Ayrıca organizmaya girebilecek olan

17 antijenlere karşı antikor yapımında yetersizlik olur. Bu nedenlerledir ki AIDS'lı hastalarda, her türlü canlı etkenler kolaylılkla yaygın infeksiyonlar oluşturmaktadır. Yine bu nedenle özellikle lenfoma (lenfoid dokunun malign tümörü) ve kaposi sarkomu (kan damarlarının malign tümörü) gibi malign tümörler sık olarak görülmektedir.? Hümöral, hücresel ve kombine immun yetmezliklerin primer ve sekonder tiplerine birer örnek vererek anlatınız. 4. TRANSPLANTASYON Hastalıklı bir organın sağlıklı bir benzeri ile değiştirilmesi ya da bir defektin doku ile kapatılması demektir. Aynı türün üyeleri olan bireyler arasındaki transplantasyonlara homograft ya da allograft (Örneğin insandan insana böbrek nakli) denir. Bireyin kendi dokusunun yine kendisindeki bir defekt yerine yamanmasına otograft denir (Örneğin, yanık defektlerin sağlam bölgelerden alınan deri yamaları ile kapatılması). Kan transfüzyonları en sık kullanılan homograft türüdür. Nakledilen doku ve organların reddinde hem hücresel, hem de hümöral bağışıklık rol oynamaktadır. Red olayını engelleyebilmek için uygun kan ve doku grupları saptanır ve genel immunosüpresyon oluşturulur. Karaciğer transplantasyonunda doku uyuşmazlığı çok önemli değildir. Çünkü karaciğer hücrelerinde HL-A antijenleri azdır. Ancak karaciğer naklinde red olayları görülmekte ve akut ya da kronik olmak üzere iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Böbrek nakillerinde red olayı; hiperakut red, akut red ve kronik red şeklinde ortaya çıkmaktadır. Hiperakut red: Transplantasyondan sonraki ilk dakikalarda ortaya çıkar. Bazen daha yavaş gelişip birkaç saat veya birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. Nedeni, alıcının dolaşımında transplante edilen dokunun antijenlerine karşı daha önceden var olan antikorlardır. Histolojik lezyolar Arthus reaksiyonuna benzer. Akut red: Erken ve geç şekilde olabilir. İmmunosüpresyon yapılmadığında ya da kesildikten sonra ortaya çıkar. Erken tipinden hümöral, geç tipinden ise hücresel bağışıklık sorumludur

18 Kronik red: Mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, nakledilen dokuda zamanla artan damar değişiklikleri sonucu ortaya çıkmaktadır.? Transplantasyonda doku reddini önlemek için neler yapılmalıdır? Özet Bağışıklık, organizmanın kendine yabancı nesnelerin tümünü etken olarak tanıma, nötralize etme ve ortadan kaldırma yeteneğidir. Organizmaya girdiklerinde kendilerine karşı antikor oluşumuna yol açan maddelere antijen denir. Hastalık oluşturan antijenlerin çoğu eksogen kaynaklıdır. Doku ve kan grubu antijenleri organizmada doğal olarak vardır. Ancak vücut bazı koşullarda, kendi öz dokularının antijenik yapılarını yabancı bir antijen gibi algılayabilmektedir. Bağışıklık sisteminin, aralarında kesin bir sınır olmamakla birlikte, doğal ve sonradan kazanılmış olmak üzere iki türü vardır. Her iki tür bağışıklığın da hümöral ve hücresel yönü söz konusudur. Doğal bağışıklıkta, antijenle daha önceden karşılaşmış olma gereği yoktur. Edinsel bağışıklık antijenle ikincil karşılaşmalarda ortaya çıkmakta ve asıl önemli olan aktif türü aşılarla ya da hastalığın geçirilmesi ile kazanılmaktadır. Doğal bağışıklıkta önemli hümöral eleman kompleman, hücresel elemanlar ise nötrofiller, makrofajlar ve natürel killer hücreleridir. Edinsel bağışıklıkta önemli sıvısal eleman antikorlar, Bağışıklık sisteminin, aralarında kesin bir sınır olmamakla birlikte, doğal ve sonradan kazanılmış olmak üzere iki türü vardır. Her iki tür bağışıklığın da hümöral ve hücresel yönü söz konusudur. Doğal bağışıklıkta, antijenle daha önceden karşılaşmış olma gereği yoktur. Edinsel bağışıklık antijenle ikincil karşılaşmalarda ortaya çıkmakta ve asıl önemli olan aktif türü aşılarla ya da hastalığın geçirilmesi ile kazanılmaktadır. Doğal bağışıklıkta önemli hümöral eleman kompleman, hücresel elemanlar ise nötrofiller, makrofajlar ve natürel killer hücreleridir. Edinsel bağışıklıkta önemli sıvısal eleman antikorlar, hücresel elemanlar da T ve B lenfositleridir. T lenfositleri hücresel immunitenin yürütülmesinden, B lenfositleri de antikor yapımından sorumludur. Tüm elemanların birbirlerini tamamlayıcı etkileri vardır. Bağışıklık sistemi bozuklukları dört grupta incelenmektedir. Bunlardan birincisi olan hipersensitivite reaksiyolarında, antijenle ikinci kez karşılaşıldığında ortaya çıkan yanıtta doku zararları oluşmaktadır. İkinci grup bağışıklık sistemi bozukluğu otoimmun hastalık

19 lardır. Vücudun kendi öz dokularına karşı otoantikor üretimi ile karakterlidir. Üçüncü grubu, etyolojisinde immunolojik olayların rolü olduğu düşünülen amiloidozis, dördüncü grubu ise immun yetmezlik sendromları oluşturmaktadır. Değerlendirme Soruları 1. Aşağıdaki ifadelerden "HL-A antijenleri" için doğru olanı işaretleyiniz. A) Eksogen antijenlerden canlı etkenlere aittir. B) Hapten yapısındadır. C) Doku grubu antijenidir. D) Tümör antijenidir. E) Hiçbiri 2. Aşağıdakilerden hangisi doğal bağışıklığı oluşturan faktörlerden değildir? A) Kompleman B) Antikor C) Makrofajlar D) Natürel killer hücreleri E) Hiçbiri 3. Aşağıdakilerden hangisi sitotoksik T hücrelerinin fonksiyonlarından değildir? A) Antikor yapımı. B) Virusla infekte doku hücrelerinin tahribi. C) Kanser hücrelerinin tahribi. D) Transplante edilmiş organ hücrelerinin tahribi. E) Hiçbiri. 4. Organizmanın antijenle ikinci kez karşılaşmasından birkaç dakika sonra kaşıntı, solunum sıkıntısı, siyanoz, kusma, karın ağrısı, ishal ve şok bulguları gelişir. Yukarıda tanımlanan hipersensitivite tipinin adı aşağıdakilerden hangisidir? A) Lokal anafilaksi. B) Sistemik anafilaksi. C) Sistemik immunkompleks hastalığı. D) Lokal immunkompleks hastalığı. E) Hiçbiri

20 5. Aşağıdaki ifadelerden "otoimmun hastalıklar" için yanlış olanı işaretleyiniz. A) Vücudun kendi öz dokularının antijenlerine karşı otoantikor geliştirmesi ya da bu antijenlere duyarlı T lenfositlerinin oluşması ile ortaya çıkar. B) Otoimmun hastalıklarda hümöral veya hücresel immunite, ya da her ikisi ile ilgili reaksiyonlar oluşabilir. C) Organa özgü ya da sistemik olabilir. D) Bazı olgularda eksogen antijenlere karşı gelişen antikor, organizmaya ait maddelerle çapraz reaksiyon verebilir. E) Hiçbiri Sözlük ve Kavram Dizini Spesifik : Özgün, özgül. Vazoaktif aminler : Damarları genişleten ve damar duvarının geçirgenliğini artıran, histamin, serotonin gibi maddeler. Ürtiker : Antijenin özgün deri alanlarına girerek lokalize anafilaksik reaksiyon uyandırması ile oluşan, kaşıntılı şişlikler. Anjioödem : Dudak, parmak gibi derinin belirli bölgelerinde gözlenen lokal anafilaksiye bağlı şişlikler. Ekzoftalmi : Göz küresinin öne doğru itilmesi. Nefrotik sendrom : Belirleyici özelliği şiddetli proteinüri, hipoproteinemi ve ödem olan, birçok böbrek hastalığının neden olduğu klinik tablo. Splenomegali : Dalağın büyümesi. Ataksi : Vücut hareketlerinde düzensizlik, dengesizlik. Koreik hareket : Çizgili kasların istemsiz hareketi. Malabsorbsiyon : Sindirim sistemindeki emilim kusuru. Steatore : Yağlı ishal. İmmunosüpresyon: Bağışıklık sisteminin baskı altına alınarak susturulması yöntemleri. Graft : Yama

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER OTOİMMUN HASTALIKLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER İmmun tolerans Organizmanın kendinden olan antijeni tanıyarak bunlara karşı reaksiyon vermemesi durumuna İMMUN TOLERANS denir Otoimmunitenin oluşum mekanizmaları

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite Prof.Dr. Yılmaz Akça Prof.Dr. Feray Alkan Prof.Dr. Aykut Özkul Prof. Dr. Seval Bilge-Dağalp Prof.Dr. M. Taner Karaoğlu Prof.Dr. Tuba Çiğdem Oğuzoğlu DOĞAL SAVUNMA HATLARI-DOĞAL

Detaylı

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011)

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 1- Virgin B lenfositleri ile ilişkili aşağıda yer alan ifadelerden ikisi yanlıştır. Yanlış ifadelerin ikisini de birlikte içeren seçeneği işaretleyiniz.

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Tıp Fakülteleri Mezuniyet Öncesi İmmünoloji Eğitim Programı Önerisi in hücre ve dokuları ilgi hücrelerini isim ve işlevleri ile bilir. Kemik iliği, lenf nodu, ve dalağın anatomisi,

Detaylı

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İmmünite ile allerji arasında yakın bir ilişki vardır. İmmünite antikorlarla vücudu korumak, Allerji ise, antikorlarla

Detaylı

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD Doğal bağışıklık Edinsel bağışıklık Hızlı yanıt (saatler) Sabit R yapıları Sınırlı çeşidi tanıma Yanıt sırasında değişmez Yavaş yanıt (Gün-hafta)

Detaylı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Bağışıklık sistemini etkileyen (uyaran veya baskılayan) maddeler özellikle kanser ve oto-bağışıklık hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar Organ nakillerinde reddin

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. İMMÜNOLOJİİ I-DERS TANIMLARI 1- Tanım: Konakçı savunma mekanizmalarının öğretilmesi. b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 03 Eylül 08 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 5 Nisan 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar Hepatik reaksiyonlar Çoğu ilaç kolestatik ya da hepatoselüler karaciğer değişikliklerine neden olur. Paraaminosalisilik asit, sülfonamidler, fenotiazinler karaciğerin

Detaylı

Romatizma BR.HLİ.066

Romatizma BR.HLİ.066 Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Şubat 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Nisan 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 7 Kasım 0 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 09 Şubat 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

İMMÜNOBİYOLOJİ. Prof. Dr. Nursel GÜL. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

İMMÜNOBİYOLOJİ. Prof. Dr. Nursel GÜL. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü İMMÜNOBİYOLOJİ Prof. Dr. Nursel GÜL Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü GİRİŞ İmmünoloji, organizmaların dışarıdan gelen mikroorganizmalara, parazitlere vb. birçok yabancı ajana karşı veya

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 08 Eylül 0 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI. Dahili Nörolojik semiyoloji ve endokrinolojik hastaya yaklaşım-tiroid muayenesi

İÇ HASTALIKLARI. Dahili Nörolojik semiyoloji ve endokrinolojik hastaya yaklaşım-tiroid muayenesi 1.GÜN 2.GÜN 4.GÜN 5.GÜN 6.GÜN 7.GÜN 8.GÜN Lökomotor sistem semiyolojisi Lökomotor sistem semiyolojisi Üriner sistem semiyolojisi Üriner sistem semiyolojisi Solunum sistemi semiyolojisi Solunum sistemi

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

Normal değerler laboratuarlar arası değişiklik gösterebilir. Kompleman seviyesini arttıran hastalıklar nelerdir?

Normal değerler laboratuarlar arası değişiklik gösterebilir. Kompleman seviyesini arttıran hastalıklar nelerdir? KOMPLEMAN C3 ve C4 Complement components; C3; C4; Kompleman 9 proteinden oluşan immün sistemin önemli bir parçasıdır. C3 kompleman sisteminin 3. proteinidir. C3 ve C4 en sık bakılan kompleman proteinleridir.

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 05-06 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 07 Eylül 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL HASTALIKLARDA İMMÜNİTE Virüsler konak hücreye girdikten sonra çoğalır ve viral çoğalma belirli bir düzeye ulaştığında hastalık semptomları

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi M.YEKSAN 11.15-12.00

Detaylı

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır?

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Lökosit (WBC) Sayımı Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Araç ve Gereçler: Thoma Lamı, akyuvar sulandırma pipeti, türk eriyiği, lamel,mikroskop Thoma lamının hazırlanışı:

Detaylı

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON Ali ŞENGÜL MEDICALPARK ANTALYA HASTANE KOMPLEKSİ İMMÜNOLOJİ BÖLÜMÜ Organ nakli umudu Beklenen Başarılı Operasyonlar Hayaller ve Komplikasyonlar?

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr.

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr. 4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR,, GRUP 1 Stajyer Öğrenciler için Haftalık Çalışma Programı* 1. Hafta (16-20 Ekim 2017) Saat 16 Ekim 2017 Pazartesi 17 Ekim

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin T Lenfositleri Dr. Göksal Keskin Lenfositlerin ortak özellikleri-1 Kazanılmış bağışıklık sisteminin en önemli elemanlarıdır Spesifite özellikleri var Bellekleri var Primer lenfoid organlarda üretilirler

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Tümör (kanser), Vücudumuzun herhangi bir hücre veya hücre topluluğunun kontrolsüz bir şekilde çoğalması, büyümesi,

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder)

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder) Vücut Savunmasını Bağışıklık : potansiyel zararlı yabancı maddelere ve anormal hücrelere karşı vücudun ortaya koyduğu savunma yeteneğidir. Aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirir: virüsler ve bakterilere

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI. 2.GÜN 08.15-09.00 Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK

İÇ HASTALIKLARI. 2.GÜN 08.15-09.00 Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK 2.GÜN 08.15-09.00 Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Üriner sistem semiyolojisi

Detaylı

Vaskülitler R.TUNÇ Vaskülitler R.TUNÇ Uygulama-Vizit Uygulama-Vizit

Vaskülitler R.TUNÇ Vaskülitler R.TUNÇ Uygulama-Vizit Uygulama-Vizit İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Genel sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi K. TÜRKMEN 11.15-12.00 Kardiyovasküler

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi K. TÜRKMEN 11.15-12.00 Kardiyovasküler

Detaylı

HUMORAL İMMUN YANIT 1

HUMORAL İMMUN YANIT 1 HUMORAL İMMUN YANIT 1 Antijen B lenfosit... HUMORAL İMMUN YANIT Antikor üretimi 2 Antijenini işlenmesi ve sunulması Yardımcı T-lenfosit aktivasyonu Yardımcı T hücre- B hücre ilişkisi B hücre aktivasyonu

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 İmmün sistemin gelişimini, fonksiyonlarını veya her ikisini de etkileyen 130 farklı bozukluğu tanımlamaktadır. o Notarangelo L et al, J Allergy Clin Immunol 2010 Primer immün yetmezlik sıklığı o Genel

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 ) Dekan V. Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı Dönem I Koordinatör Yardımcısı Kurulun amacı: 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN

Detaylı

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1. GÜN 08.15-09.00 Pediatri stajı hakkında bilgilendirme R. ÖRS 09.15-10.00 Hasta dosyası hazırlama H.YAVUZ 10.15-11.00 Hikaye alma H.YAVUZ 11.15-12.00 Fizik muayene H.TOKGÖZ

Detaylı

Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların

Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların Bölüm 25 Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Dr. Fevzi DEMİREL Nefesle Alınan Kortizonlu İlaçların Yan Etkileri Astım tedavisinde kullanılan

Detaylı

LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ. ve İNFLAMASYON. 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun

LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ. ve İNFLAMASYON. 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ ve İNFLAMASYON 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin Amacı: * Yabancı maddeye karşı savunma? * Lökosit çeşitleri ve miktarları * Lökopoez * Fonksiyonel özellikleri * Monosit-

Detaylı

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan Haziran 2019)

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan Haziran 2019) AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan 2019 03 Haziran 2019) VI. DERS KURULU: KAN ve LENF SİSTEMİ Süre: Yöntem: Ölçme

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 LERDE LABORATUVAR İPUÇLARI GENEL TARAMA TESTLERİ Tam kan sayımı Periferik yayma İmmünglobulin düzeyleri (IgG, A, M, E) İzohemaglutinin titresi (Anti A, Anti B titresi) Aşıya karşı antikor yanıtı (Hepatit

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.Y. SELÇUK Pratik-Uygulama Anamnez alma semiyoloji 2.GÜN 08.15-09.00 Kardiyovasküler sistem

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA)

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA) T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA) 1901206 HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELİ DERS KURULU-I DEKAN DEKAN YRD.

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ III. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE

Detaylı

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı HCV İnfeksiyonu Akut hepatit C Kronik hepatit C HCV İnfeksiyonu Akut Viral

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

Sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır. AŞI NEDİR? İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu

Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu 2018 20 Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu 30.04.20-27.05.20 2018 20 Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu 30.04.20 27.05.20 Dersler Teorik Pratik Toplam

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 19 EYLÜL 2016 28 EKİM 2016) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Hücresel İmmünite Dicle Güç

Hücresel İmmünite Dicle Güç Hücresel İmmünite Dicle Güç dguc@hacettepe.edu.tr kekik imus Kalbe yakınlığı ve Esrarengiz hale Ruhun oturduğu yer Ruh cesaret yiğitlik Yunanlı Hekim MS 1.yy Kalp, pankreas, timus imus yaşla küçülür (timik

Detaylı

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır?

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? On5yirmi5.com Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? İnsanda bağışıklık sistemi, özellik ve görevleri nelerdir? Kaç çeşit bağışıklık sistemi vardır? Yayın Tarihi : 23 Ekim 2012 Salı (oluşturma : 10/3/2017)

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 18 EYLÜL 2017 27 EKİM 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi M.YEKSAN 11.15-12.00

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK AŞI ve SERUMLAR Dr. Sibel AK Bugün; Ak#f İmmünizasyon Bakteriyel Aşılar Viral Aşılar Aşı Takvimi Pasif İmmünizasyon Aşı Etkileşimleri Tanımlar İmmünite (Bağışıklık): Konağın, kendisinden farklı yapıya

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

KORUMA AŞISI İÇİN MUVAFAKATNAME. Priorix Enjeksiyonluk solüsyon hazırlamak için toz ve çözücü Canlı kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı

KORUMA AŞISI İÇİN MUVAFAKATNAME. Priorix Enjeksiyonluk solüsyon hazırlamak için toz ve çözücü Canlı kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı KORUMA AŞISI İÇİN MUVAFAKATNAME Priorix Enjeksiyonluk solüsyon hazırlamak için toz ve çözücü Canlı kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı LÜTFEN AŞAĞIDAKİ SORULARI CEVAPLAYINIZ: ( Lütfen uygun olan seçeneği

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA)

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA) T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA) 1901206 HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELİ DERS KURULU-I DEKAN DEKAN YRD.

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. SİROZ Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. İlerleyici ilerleyici karaciğer hastalıkları sonuçta siroz ile sonuçlanan progresif fibrozise neden olur. Safra kanalikülü

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

GLOMERULUS HASTALIKLARI

GLOMERULUS HASTALIKLARI ÜRİNER SİSTEM Böbrekler II GLOMERULUS HASTALIKLARI AKUT GLOMERULONEFRİTİS SUBAKUT GLOMERULONEFRİTİS KRONİK GLOMERULONEFRİTİS AMİLOİDOZİS Özel Patoloji I Prof.Dr.İbrahim FIRAT Çoğu zaman farklı segmentlerde

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI Prof. Dr. Orhan Turan KAYNAKÇA: 1.Stephen J. McPhee, Gary D.Hammer eds. Pathophysiology of Disease. 6th ed. Mc Graw Hill; 2010. 2.Damjanov I. Pathophisiology. 1st ed. Saunders

Detaylı

İMMÜN SİSTEMİ OLUŞTURAN ORGANLAR

İMMÜN SİSTEMİ OLUŞTURAN ORGANLAR İMMÜNOTOKSİKOLOJİ İMMÜN SİSTEM İnsan kendi yapısına yabancı olan maddeleri (antijenleri) tanıyabilme ve onlarla başedebilme özelliklerine sahiptir. Bu sayede virüs, bakteri, mantar ve protozonlar çeşitlenen

Detaylı