2 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

Transkript

1

2 2 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

3

5

7

8 10 HASRET BİTTİ ÇAYYOLU METROSU AÇILDI 18 ÇAYYOLU'NA HOŞ GELDİN PARASI 5 MİLYON TL YIL: 5 SAYI: 52 NİSAN 2014 YAYINCI ÇAYYOLU MEDYA GRUP SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÇAYYOLU MEDYA GRUP ADINA OĞUZHAN KORKUT ÇETİN YAYIN KOORDİNATÖRÜ EROL HARPUTLU HUKUK DANIŞMANI AV. PELİN AKSOY YAYIN DANIŞMA KURULU OĞUZHAN KORKUT ÇETİN EROL HARPUTLU ŞENOL BALABAN METİN ALTAY ÖZLEM NİHAN ELİF CAN TUNCER KIRHAN KAAN CANATAK MERVE AKSU GÖRSEL YÖNETMEN GÜNER ÇETİN GRAFİK-TASARIM ÇAYYOLU MEDYA GRUP C AJANS KREATİF DİREKTOR ALPER ALTINBAŞ 28 ÇAYYOLU'NDA OFF ROAD YARIŞLARI 32 ALPER TAŞDELEN BELEDİYECİLİĞİ ANLATIYOR 38 ÇAYYOLU'NDA BİR ROMANYALI 58 BALIK KAPTANIN YERİNDE YENİR BASKI MRK Baski Hizmetleri Ltd. Şti. Ağaç İşleri San. Sit Sk. No:41 Ostim/ANKARA Tel : (0312) Fax : (0312) YAYIN MERKEZİ ENGÜRÜ SİTESİ KIŞLALI SOKAK NO:80 ÇAYYOLU / ANKARA HABER MERKEZİ 0 (312) TANITIM, HALKLA İLİŞKİLER, REKLAM KAAN YİĞİT KREŞ SEÇERKEN DİKKAT 72 HAYAT GEZİNCE GÜZEL KASTAMONU 8 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER ELEKTRONİK İLETİŞİM bilgi@cayyolu.com.tr AYLIK YAYIN, YEREL, SÜRELİ YAYIN ÜCRETSİZDİR ISSN Çayyolu Haber dergisinde yayınlanan yazıların yasal sorumluluğu yazarlara, reklamların sorumluluğu reklamverenlere aittir.

9

10 editör Elif CAN GERİ DÖNÜŞ YOK Türkiye nin bugün içinde bulunduğu hallerle ilgili, "zaten bozuktu" diyerek savunma geliştirenleredir aşağıdaki yazım... *** Türkiye yerinde sayıyor değil. Yirmi sene önce neredeysek, orada değiliz. Bu yüzden, bugün olup bitenlere tepki göstermek zorundayız. Türkiye, rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede önemli mesafe kat etti. Yirmi sene önce polise rüşvet vermek gündelik hayatın bir parçasıyken, bugün bundan eser yok. Ne rüşvet alan polisten, ne de polise rüşvet verenden bahsediyoruz. Tapu dairelerindeki rüşvet çarkını, belediyelerde ve kamu kuruluşlarında rüşvetsiz iş yapılamadığı günleri unutmuş değiliz. Sağlıkta, hem muayenehanesi olan hem devlette çalışan, kamuyu kendisi için kullanan doktorlar dönemini, poliklinikler önündeki rezillikleri, parası olanın, arkası olanın yaşam hakkı olduğu dönemleri geçmişte bıraktık. Askeri vesayetle ilgili ciddi bir mesafe aldık. Altmış sene önce Başbakanını asan bir toplumdan, bugün darbe girişiminde bulunanların yargılandığı, cezalandırıldığı bir topluma, askerin kışlasına geri döndüğü bir sosyal düzene kavuştuk. Sağlıkta, eğitimde ve ekonomideki gelişimimiz ortada. Medyanın asker vesayetinde gıkının çıkmadığı dönemden, bugün herkesin kendini daha özgür ifade ettiği bir döneme geldik. Tüm bunlarda yaşadığımız ilerlemeyi, "Yargı" da da yaşadık. "Sanığın infazına, delillerin bilahare araştırılmasına" diyen, askerin baskısı altında karar veren, Kemalist ideolojiyi hukuk zanneden bir yargı sisteminden, yasaları değiştire değiştire bugüne evrildik. 367 saçmalıklarından, partilerin Google alıntılarıyla kapatılmasından, Kemalist ideolojinin dışladığı her siyasi düşüncenin suç sayıldığı bir dönemden bugüne geldik. Bu değişim sürecinin en önemli parçası olan AKP, bugün yolsuzluk iddialarıyla sarsılınca, bugüne kadar edindiğimiz tüm kazanımları tüketmeye hazır görünüyor. Yolsuzluk soruşturmasına gösterdiği tepkiyle, tüm yargı sistemini kilitledi, töhmet altında bıraktı. Bugüne kadar edindiğimiz tüm hukuki/demokratik gelişimi yok etmeye hazır görünüyor. Kendini kurtarabilmek için, Ergenkon ve Balyoz dan medet umuyor. Medyayı eski haline dönüştürmeye, bükmeye çalışıyor. Üretime değil yabancı sermayeye dayalı bir ekonomik modeli benimsemişken, yaptıklarıyla yabancı sermayenin ülkeden kaçışını umursamayarak ülkeyi ekonomik krize sürüklemekten kaçınmıyor. Krizi durdurmak için, eleştirdiği faiz lobisinin kucağına itti ülkeyi. Faturayı; büyümenin küçülmesi, işsizlik, kredi faizlerinin artışı ve enflasyon olarak, Başbakan değil biz ödeyeceğiz. *** Gaspar Noe nun "Geri dönüş yok" filmindeki tecavüz ve işkence görüntülerinden farksızdır, Türkiye nin geri dönüşü... O döneme geri dönemeyiz! Kazanımlarımızı, AKP nin kendini kurtarma arzusuna teslim edemeyiz. Bu mümkün de değil. Mevcut durumu herkes kendi durduğu yerden tanımlıyor. Bana göre ise içinde bulunduğumuz durum; tabandaki iyileşmenin tavana yayılmasıdır. Siz hiç, Obama dan, Merkel den, diğer gelişmiş ülkelerin liderlerinden, Başbakan ın kullandığı sözleri duydunuz mu? Başbakan ın aşağılamalarını, hakaretlerini, kullandığı dili onlardan dinlediniz mi? Hayır! Siyasi Partiler yasasından, siyasetçilerin ellerindeki imkânları kullanım şekline kadar, her şeyin değişeceği yeni bir sürece girdik. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar yayılacak bir gerilim süreci bizi bekliyor... Haberleri izlemeye devam, anlayacağınız... AKP, ya dönüşecek ya da bu duruma itiraz eden, gerçekçi yaklaşımlar geliştiren, muhalefetin gösterdiği çıkar siyasi davranışlarını göstermeyen bir siyasi anlayış ortaya çıkacak... Cristopher Nolan ın "akıl defteri" filmindeki gibi, kare kare, sondan başa doğru gidiyoruz. Tüm filmin bizim için anlamlı hale geleceği başlangıç karesini görmeye az kaldığını düşünüyorum... Başbakan ın dediği gibi: Bu, "son sancı". 10 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

11

12 HABER 11 yıllık özlem bittiçayyolu'nda Kızılay-Çayyolu Metro Hattı açıldı Yapım çalışmaları 11 yılın ardından sona eren, Kızılay ile Çayyolu arasında yolcu taşıyacak olan M2 adlı Çayyolu metrosu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek in katılımıyla açıldı. Haberleşme Bakanlığı na devredildi. Devir teslim töreni, ODTÜ Metro İstasyonu nda yapıldı. Törene dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de katılmış, Gökçek e işi bu aşamaya kadar getirdiği için teşekkür ederek, Bu iş bu kadar kolay değil. Soğanın acısını yiyen değil, doğrayan bilir. Buraya kadar bu Yapımına 2003'te başlandı Çayyolu metrosunun yapımına 2003 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından başlandı. İnşaat aşamasında yıllarca bekleyen metro için Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 30 Nisan 2011 de, Metroları yapmak belediyelerin gücünü aşan bir iştir. Mevcut olan ekonomik imkanlarımızla metroları bizim kendimizin yapabilmesi kesinlikle mümkün değil diyerek bitiremeyeceğiz mesajını vermişti. Bakanlığa devredildi Gökçek in bitiremeceğiz açıklamasından yedi gün sonra 7 Mayıs 2011 de ise, Sincan ve Çayyolu metro inşaatları, düzenlenen bir törenle Ulaştırma, Denizcilik ve 12 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

13 işi doğradı, getirdi. İnşallah bundan sonraki kısmını da Ulaştırma Bakanlığımız yapacak açıklamasında bulunmuştu. 11 istasyondan oluşuyor Hizmete giren Çayyolu metrosu, Çayyolu-Necatibey istasyonu arasında bir hafta ücretsiz hizmet verdi. 16 bin 590 metre uzunluğunda ve 11 istasyonlu olan Çayyolu metrosu hattındaki yolculuğun, 25 dakika sürmesi planlanıyor. İlk durağı Kızılay Metro İstasyonu istasyonu, metro ve Ankaray için ortak istasyon olacak. AŞTİ ye gelen yolcular bu bağlantı ile Çayyolu yönüne metroyla gidebilecek. Tüm durakların yeraltında olduğu hattın, Eskişehir Yolu ndaki araç yoğunluğunu azaltması bekleniyor. Toplam 1 milyar 469 milyon lira para harcandı İlk etapta bir seferde 900 yolcunun taşınacağını, yeni trenler geldiğinde her seferde bin 800 kişi taşınabileceğini belirtilen metro hattında, tam otomatik sisteme geçildiğinde ise saatte tek yöne 18 bin bin yolcu taşınabileceği bilgisi verildi. olacak hattın güzergahında Necatibey, Milli Kütüphane, Söğütözü, MTA, ODTÜ, Bilkent, Tarım Bakanlığı- Danıştay, Beytepe, Ümitköy, Çayyolu ve Koru istasyonları bulunuyor. Çayyolu Metrosu ile Söğütözü ndeki Ankaray bağlantısı ise, yılsonuna doğru hizmete girecek. Söğütözü Hat üzerindeki 11 durağın 5'inde geniş otoparkların bulunduğunu, özel araçların bu otoparklara bırakılarak metronun kullanılabileceğini belirtildi. Çayyolu metrosu Emek te açıldı Çayyolu metrosunun açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılış için Çayyolu metrosunun son

14 HABER durağı olan Koru istasyonuna geldi. Ancak Çayyolu metrosunu Çayyolu nda açmayan Başbakan, Koru istasyonundan metroya binerek, Çayyolu metrosunu açtığı Emek Bahçeli bölgesinde bulunan Milli Kütüphane istasyonunda gitti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Kütüphane yanında düzenlenen Kızılay-Çayyolu metrosu açılış töreni ile Çayyolu metrosunu açtı. Çayyolu Koru istasyonunda sadece Çayyolu Haber vardı Çayyolu metrosunun açılışı için geldiği Koru istasyonunda yoğun güvenlik önlemleri vardı. Açılış için istasyona inen Başbakanı basın olarak sadece AA muhabirleri ve Çayyolu Haber izledi. Çayyolu Haber muhabirlerine polis engeli Çayyolu Haber muhabirleri Çayyolu metrosu açılışı için gittikleri tören alanında polis engeliyle karşılaştı. Çayyolu Metrosunun açılış töreni için Çayyolu Koru istasyonuna giden Çayyolu Haber muhabirleri Başbakanlık korumaları tarafından tören alanına alınmak istemedi. Basın kartlarını görmek isteyen korumalara basın kartlarını gösteren muhabirlerimiz ile korumalar arasında kısa bir tartışma yaşandı. Daha sonra araya giren yetkililer, muhabirlerimizi tören alanına aldılar. Haber: Metin Altay/Çayyolu Haber Ajansı(ÇHA) Fotoğraflar: Didem Demir/Çayyolu Haber Ajansı(ÇHA) 14 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

15

16 HABER ALPER TAŞDELEN İLE ÇANKAYA'YA "MERHABA" 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde CHP Çankaya'da yarışı yine önde bitirdi. Çankaya'nın yeni Belediye Başkanı Alper Taşdelen oldu. "Genç Başkan çalışır, Çankaya Kazanır" sloganıyla seçim yarışında ipi göğüsleyen Taşdelen ile, Yenimahalle'den ayrılıp Çankaya sınırlarına dahil edilen Çayyolu da yeni bir döneme başlıyor. Çankaya'nın koltuğuna Çayyolu sakini genç bir başkan oturuyor. Bizde Çayyolu Haber olarak yeni başkanımıza başarılar diliyoruz. Çankayalılara mesaj CHP Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen Çankayalılara bir mesaj yayınladı; Çankaya sırtlarında yeni bir ülke kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde yeni bir yola çıkıyoruz. Çankaya yı, yeni kuşakların ihtiyacına göre değiştirecek ve belediyecilikte çıtayı yükselteceğiz. Çankayalı, Avrupa başkentlerindeki yaşam ve hizmet kalitesine kavuşacak. Yeni nesil belediyecilik anlayışı ile katılımcılığı benimseyecek, çözüm odaklı olacağız. Çankayamıza akıllı kent sistemleri ve yeniden yapılanma modelleri gibi dünya standartlarında projeler sunacağız. Uluslararası kredi ve hibe imkanlarından faydalanacak, özel sektör ve yatırımcı işbirliğine dayalı projelerle yerel kalkınmada öncü olacağız. Kentin yarattığı rantı, halka ve kamu hizmetine aktaracağız. Ötekileştirmeye karşı eşitliği, çoğunlukçuluğa karşı çoğulculuğu, dayatmaya karşı katılımı esas alacağız. Şeffaf ve hesap verir olacağız. Çankaya, hizmetlerinden mutluluk ve gurur duyulan bir belediyenin adı olacak. Ekibimiz ve projelerimizle hazırız. Varlık İçinde, Birlik İçinde, Özgür Biçimde ÇANKAYA kazanacak. Gezmiş artık Meclis üyesi CHP Çankaya Belediye Meclisi listesi için yapılan ön seçiminden 2032 oy alarak birinci çıkan Funda Gezmiş, artık hem Çankaya Belediyesi hem de Büyükşehir Belediyesi meclisinde söz sahibi. Seçim döneminde Yaşamkent bölgesinden sorumlu olan Gezmiş, tüm İlçeleri kucaklayacakları bir dönemin başladığını söyledi. Çayyolu Haber olarak Funda Gezmiş'e çalışmalarında başarılar diliyoruz. 16 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

17

19

20 HABER Çayyolu'na hoşgeldin parası 5 milyon TL Büyükşehir Belediyesi nin, Başkent in beş girişi olan Eskişehir, Esenboğa, Samsun, Konya ve İstanbul yolunda yapımını tamamladığı simge kapılar açıldı. Ünlü sanatçı Murat Göğebakan ın verdiği konserle birlikte açılan kapıların maliyeti Ankaralılara 25 milyon TL ye mal oldu. 5 tane açıldı Ankara nın 5 farklı girişine yapılan şehir kapıları, Eskişehir, Konya, İstanbul, Samsun ve Esenboğa girişlerinde yer alacak. 25 metre yüksekliğinde olan kapıların üzerlerinde mermer, taş kaplama ve Osmanlı motiflerinin bulunması planlanıyor. Kapılarda Hoş geldin yazacak. Ancak şehre girişlerde Hoş geldin yazacak olan bu kapıların başkentlilere maliyeti çok da ucuz olmadı. 11 Aralık ta yapılan sözleşmeyle kesinleşen ihale sonucuna göre, 3 kapı için toplam 14 milyon 680 bin TL lik sözleşmeye imza atıldı. İhaleyi Detvar İnşaat-Gatek Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd Şirketi kazandı. Diğer iki kapı içinse ihale saat kuleleriyle birlikte yapılmıştı. 2 adet şehre giriş kapısı ve 2 adet saat kulesi için yapılan ihalede de sözleşme bedeli de 11 milyon 480 bin TL olmuştu ve imzalar aralık ayında atılmıştı. Saat kuleleri ve kapılarla ilgili olarak bugüne kadar tamamlanan ihaleler, Ankara Büyükşehir Belediyesi nin iddialı iki projesinin maliyetini de ortaya koyuyor. Buna göre şu ana kadar tamamlanan saat kuleleri ve şehre giriş kapıları ihaleleri kapsamında toplam 36 milyon TL lik sözleşme imzalandı. Kapıların özelliği nedir? Başkent in dışarıya açılan ve girişleri sağlayan beş ana arterine yapılan ve Osmanlı ile Selçuklu mimarisinin esintilerini taşıyan kapıların her biri açıldığı bölgeye ait izler taşıyor. Özel aydınlatma sistemlerinin uygulandığı kapıların genişlikleri metre, yükseklikleri ise metre arasında değişiyor. Temelleri 80 santimetre yüksekliğinde radye temelden yapılan kapıların, iskeleti ise bina çeliğinden üretildi. Kapıların, dış kaplamaları da doğal taş, kurşun, alüminyum, cam, çini süslemelerden oluşuyor. Doğal taş olarak, İstanbul Giriş Kapısı nda traverten, diğer dört kapıda ise, Nevşehir Başdere Firuze taşı kullanıldı. Fotoğraf: Kaya Fidan(Çayyolu Haber Ajansı) 20 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

21

22 HABER Çayyolu'ndaÇayyolu'nda bunu da gördük... Çayyolu'nda yıllarca CHP'ye saldıran Engin Uç, 30 Mart yerel seçimlerinde alenen Melih Gökçek'i destekledi. 30 Mart seçimleri yaklaşırken "cayyolum.com" adlı site, sayfa kenarına "Melih Gökçek" reklamı koydu. Haftalarca Melih Gökçek in reklamını yaptı. Bu site, Gökçeğin reklamını şu sözlerle duyurdu. Benim Başkanım İ.Melih Gökçek Çayyolu Haber web sitemizde bununla ilgili haber yayınlanınca, hiç sıkılmadan şu açıklamaya sığındı; Bu paralı alınan bir reklam. Biz para ile aldığımız reklamı durduramayız. Bizim için reklam parası önemli Bu sitenin yöneticileri kim biliyor musunuz? Çayyolu Haber Bülteni isimli gazeteyi çıkaran ENGİN UÇ. Siteyi başka kimler yönetiyor onu biliyor musunuz? Engin Uç un kardeşleri. Engin Uç, CHP li Yenimahalle Belediyesi'ne yıllarca saldırmakla ünlü. Bizi CHP li Yenimahalle Belediyesini desteklediğimiz için yandaş medya olarak suçluyor. Melih Gökçek'li reklamdan medet uman Engin Uç, 30 Mart yerel seçimleri öncesi CHP Çankaya Belediye Başkan adayı Alper Taşdelen e dolaylı yoldan saldırmıştı. CHP seçim bürosunu da aklı sıra aşağıladı 30 Mart yerel seçimleri öncesi CHP ye karşıtlık bu kadarla da kalmadı. CHP Çankaya adayı Alper Taşdelen in Sarnıçpark ta açtığı büro içinde dolaylı yoldan saldırı düzenledi. Web sitesinde onayladığı bir yorumda şu ifadeler yer alıyordu; Çayyolu pazarının karşısına CHP büro açmış. Arkadaşlar gidin bakın yaşlı bakımevi gibi. Yahu Mansur arada Ülkücüleri getir de yaş ortalaması düşsün Bu yorum ile ilgili haber Çayyolu Haber web sitesinde yayınlanınca onayladığı yorum apar topar sitesinden kaldırdı. CHP nin Çayyolu nda açtığı seçim bürosu hakkında onayladığı yorumla gelecekte CHP li Belediye Başkanı Alper Taşdelen e saldıracağının sinyallerini de vermiş oldu. CHP mitingine gönderme Geçmiş yıllarda da CHP ye saldırmakta sabıkalı olan bu web sitesi yalanlarla dolu haberler yayınlamıştı. Çayyolu Haber yalan haberleri belgeleriyle ortaya çıkardığında yaptığı haberleri sitesinden kaldırmıştı. Melih Gökçek destekçisi Engin Uç Şapka düştü. Kel göründü. Bugünden itibaren o reklamdan sonra söylenecek söz kalmadı. Hem CHP li Çayyolu halkının yanında duracaksın, hem de Çayyolu na hizmet vermeyen Melih Gökçek in reklamını yapacaksın. Artık söz bitti. 22 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

23

24 HABER Gelibolu DerneğiÇayyolu'nda Ankara da Çanakkale zaferi etkinliği düzenledi 99 ncı yılını kutladığımız Çanakkale Zaferi için bütün ülkede olduğu gibi Ankara da yaşayan Geliboluluların kurduğu Gelibolu Derneği Başkent Ankara da bir etkinlik düzenledi. Gelibolu Derneği nin düzenlediği Panel de, Çanakkale Zaferimizin kazanıldığı 1915 yılının aynı günlerinde Doğu Cephesinde nelerin olduğuna ışık tuttu. Bugün dünyanın hayranlığını kazanmış Türk zaferinin, Uluslararası Barışa büyük katkı sağladığı kabul edilmişken aynı tarihte ve günlerde Doğu Cephesinde yaşanılan olayların bir Ermeni Soykırımı olarak ilan edilmek istenmesinin ne büyük tezat olduğu vurgulandı. Panele konuşmacı olarak katılan Prof Dr. Türkkaya ATAÖV, yıllarca dünyada Ermeni meselesinde Türk tezinin bir numaralı savunucusu olarak tanınır. Uzun bir süredir Devlet tarafından görevlendirilerek başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok ülkede konferanslar vermiş, bu konuda 74 ü yabancı dilde olmak üzere 78 kitap yazmıştır. Aslen Gelibolulu olan ATAÖV, ilerlemiş yaşına rağmen son derece dinç ve müthiş bir anlatım yeteneği ile dinleyicilerini adeta büyüledi. Bir kitabını da panel sonucu imzalayarak dinleyicilerine dağıttı. Diğer panelist ODTÜ Tarih Bölümü eski Bşk. Seçil Karal AKGÜN idi. Aynı zamanda ünlü Türk tarihçisi Enver Ziya Karal ın kızı olan AKGÜN, Çanakkale Savaşları ve Anzac konusunda 16 yıl araştırma ve çalışmalarda bulunmuş bir bilim insanıdır. Önümüzdeki yıl 100 ncü yılını kutlayacağımız Çanakkale Zaferinin Türkler için Dünyada yarattığı imajı çok iyi bir şekilde kullanarak Ermeni tezleri karşısına çıkabileceğimizi anlattı. Anzacların bugüne kadar 100 ncü yıl ile ilgili birçok büyük projeleri hazırladıklarını ancak ülkemizin bu konuda gecikmekte olduğunu ifade etti. Etkinlik, usta bağlama sanatçısı aynı zamanda mühendis olan Çetin Gül ün konseri ve aşık Mahsuni eseri Sarı Saçlım Mavi Gözlüm türküsünün hep birlikte söylenmesi ile son buldu. Türkkaya ATAÖV hemşerileri ile birlikte olmaktan mutlu olduğunu ve en büyük isteğinin bir gün Gelibolu veya Çanakkale de konferans vermek olduğunu söyledi. 24 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

25

27

28 Korkut ÇETİN kutugun Yapanın yaptığı yanına kalır mı? Başbakan ve AKP hükümeti, istediğini yaptı. Başardı mı? Şimdilik öyle "görünüyor". Paralel devlet iddiaları, emniyette ve yargıda meydana getirilen depremler, adli kolluk yönetmeliğiyle ilgili düzenleme, yargıyı yürütmeye bağlayan HSYK düzenlemesiyle Başbakan istediğini elde etmiş "görünüyor". Neydi istediği? Türkiye nin gündemini yolsuzluklardan uzaklaştırmak... Ergenekon ve Balyozla ilgili günahsızların olduğunu söylemesi, danışmanlarının milli orduya kumpas kurulduğunu iddia etmesinden anlıyoruz ki sadece gündem değiştirmek değil hedef, gerekirse kirli gidilebilir. Barolar Birliği Başkanı, ilk "oltaya" gelenlerden oldu. Ardından CHP... "Biz neyi konuşuyorduk, şimdi bu mevzu ne!" demediler. Başbakan ın önlerine attığı kırıntıya odaklandılar. Hükümet de, değişen gündemin arka perdesinde, değiştirdiği savcılarla; önce 2. soruşturmada mal varlıklarına konulan tedbiri kaldırttı, ardından gözaltı ve tutuklama kararlarını... Üçüncü adımın ne olacağını söylemeye ise gerek yok. İzmir deki operasyonun, Taksim deki 3. operasyonun başına ne geleceğini anlamak için de siyasi analist olmaya gerek yok! Muhalefet dik duramayınca, hükümet istediği gibi at oynattı, oynatmaya da devam ediyor... MHP nin tavrını kenarda tutarak şunu söyleyebiliriz; Muhalefetin kafasıyla iktidarın kafası birbirine benzer çalışıyor. Söz konusu çıkarlar olduğunda, demokratik değerler/hukuk hemen göz ardı edilebiliyor... BDP Kürt sorununun çözümüyle ilgili kaygısıyla CHP Ergenekon ve Balyoz Davalarını yeniden görülebileceği umuduyla dikkatini yolsuzluk operasyonlarından kaydırdı. O kayma anında da hükümet istediğini yaptı. *** AKP yle hiçbir sorununun konuşulamayacağı, çözümlenemeyeceği bir zaman diliminden geçiyoruz. Basında, uzlaşma arayışlarını, sorunların nasıl çözüleceğinin tartışmalarını okuyorsunuz, izliyorsunuz. Oysa böyle bir "çıkış" noktamız "yok". Çünkü AKP yargı reformu yapmaya çalışıyor değil, paralel devleti ortadan kaldırmaya çalışıyor değil; Onun yapmaya çalıştığı şey; kendini yolsuzluk iddialarından kurtarmak! Bunu yaparken, gözünü kırpmadan, toplumu bir arada tutan "değerleri" yok etmeyi göze alıyor. Bu ne demek? Bu ülkede, artık dolandırıcılık meşrulaşmıştır. Yargıtay da cezası onanan Aziz Yıldırım diyor ki, "Yeniden yargılanmaların, yargı kararlarının siyasi olduğunun tartışıldığı bir ortamda, ben bu cezayı tanımıyorum!" Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu ülkede yargının kararını beğenmeyen herkes, yargının meşruiyetini sorgulayıp, "Ben bu cezayı tanımıyorum" deme hakkını elde etmiş demektir. Bunu herkes diyebilir, deniyor da, burada çok sorun yok. Ancak bunu ülkenin yürütmesinin başındaki kişi söyleyip, yürütmeyle de yargılamayı kilitlediğinde, herkesin kişisel tepkisi, ülkenin yargıya bakış açısına dönüşüyor, bir toplum düzenine dönüşüyor. Yolsuzluk yapanın yargılanamadığı, polislerin savcıların görevini yerine getirmediği bir ülkede, insanlar vatanlarıyla ilgili sorumlu davranma ihtiyacı hissetmezler. Sokakta insanları dinliyorum; "Enayi miyim ben!" diyorlar... "Bu düzen böylemmiş, saf olan biz mişiz" diyorlar. Bu sözler, insanların sadece yürütmeye, yargıya değil, içinde yaşadıkları ülkeye güvenlerini kaybettiğini gösteriyor. Vatanlarına aidiyetlerinin sarsıldığını gösteriyor. Bu ülkede insanların artık vergi kaçırdığında kendini suçlu hissetmediği, vergi verdiklerinde kendilerini değerli hissetmediği bir birey devlet ilişkisi yaratıyoruz. Bir ülke bunu kaldıramaz. Bununla var olamaz, yaşayamaz. AKP, bu ülkeye verdiklerini fitil fitil burnundan getiriyor. Sağladığı ekonomik faydayı, topluma aşıladığı "adaletsiz bir ülke" imajıyla geri alıyor. Bu nedenle sorunun çözümü yok. Soruşturmalar nihayete erdirilmezse, yargıya güven "asla" oluşmaz bu ülkede. Yargıya güvensizlik, toplumsal mutabakatımızın, birliğimizin yok edilmesi demektir. *** Bu ülke, yapılanların hesabını er geç bu iktidardan soracak. Şimdi güçlü ve bu nedenle kendilerini dokunulmaz görüyor olabilirler. Ancak bir toplum, bu adalet anlayışıyla aidiyetsizlikle, güvensizlikle, yozlaşmış ilişkiler ağıyla yaşayamaz. Er ya da geç, bunun farkında olacağız. *** Meselenin bir başka ayağı var: Bu hukuksuz ortamda CHP nin Kemalist kafa yapısından kalıntılarla iktidar olduğunu, Ergenekon ve Balyoz dan tutuklananların beraat ettiğini ve HSYK nın yürütmeye bağlandığını düşünün! Nasıl bir ülke olur burası? Başbakan ve arkadaşlarını bunu anlayamazlar, anlamak istemezler. Çünkü onların kendileriyle ilgili korkuları var. Ancak AKP tabanı, seçmeni bunu anlamalı. Yoksa bu yolun sonu, er ya da geç, Başbakanla beraber ateşe girmektir NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

29

30 HABER Yol Dışı Heyecan Çayyolu'nda START aldı Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu 2014 faaliyet takviminin ilk etkinliği olan Ankara Off-Road Yarışı, bu hafta sonu koşuldu Türkiye Offroad Şampiyonası ilk ayağı olan organizasyon, 30 ekibin katılımı ile Mart tarihlerinde İncek te gerçekleştirildi. Kısa adı ANDOFF olan Ankara Doğa Sporları ve Offroad Kulübü tarafından düzenlenen organizasyon Ankaralı sporseverlerden de büyük ilgi görürken, ekiplerin mücadelesi izleyenlere heyecan dolu anlar yaşattı. TOSFED Başkanı Metin Çeker, Ankara Ticaret Odası Başkanı Salih Bezci ve ünlü sanatçı Faik Öztürk ün etap startlarını verdikleri organizasyon, tüm görevli ve katılımcıların özverili çalışmaları ile başarılı bir sezon açılışına ev sahipliği yaptı. Mitsubishi L 200 ile yarışan Ankaralı ekip İsmail Ayhan-Cemal Akagündüz ün liderliği ile sonuçlanan yarışta, ikinciliği Mitsubishi Pajero ile Ankaralı ekip Ufuk Bekdemir-Bora Kayim ve üçüncülüğü de Mitsubishi L200 ile Ankaralı ekip İsa Ataman-Ramazan Ayyüce elde ettiler. Sınıf 3 aynı sıralama ile sonuçlanırken, Sınıf 1 de Bolu dan Yalçın Ali Ocak-İrfan Bilgin birinci, Sakarya dan Engin Başkurt-Şükrü Mindiloğlu ikinci ve Ankara dan İskender Gümüş-Tan Uydaş üçüncü oldular. Sınıf 2 de Düzce den İrfan Özdemir- Beytullah Özenir birinciliği elde ederken, Sakarya dan Levent Arı-Şemsettin Erdoğan ikinciliği ve Mersin den Kemal Kurt- Nüsabettin İbiş üçüncülüğü kazandılar. Sınıf 4 de ise Sakarya dan Yusuf Zafer Ertuğrul-Selçuk Bilgeç ilk sırada yer alırken, Düzce den Burhan Yiğit-Zafer Altınışık ikinci ve İstanbul dan Adnan Ofluoğlu-Ahmet Yurtseven üçüncü sırada finiş gördüler. 4x4'te kupa töreni Ankara Off-Road Kulübü nün (ANDOFF) ev sahipliğinde İncek te gerçekleşen yarışın şampiyonları ödüllerini TEB otelde düzenlenen törenle aldılar. Yarışmacılar, yarışın yorgunluğunu düzenlenen ödül töreninde attı. TEB Otel deki törende yarışmanın galipleri kupalarını aldı. 30 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

31

32 HABER Çayyolu metrosu için abartının bu kadarı komik oldu Çayyolu metrosuna 5 bin araçlık otopark şart "mış" Mahallelerine gelecek olan metronun araç yükünü hesap ederek bir rapor hazırlayan Çayyolu sakinleri, raporu Büyükşehir Belediyesi ne sundu. Beş bin araçlık bir otoparkın zorunlu olduğunu belirten vatandaşlar, Görünen köy kılavuz istemez. Acil şekilde otopark yapılmasını istiyoruz dedi. Çayyolu nda yaşayan vatandaşlar Kimse proje üretmeyince biz ürettik dedi. Metro istasyonu yanına yapılan 90 araçlık parkın yetersiz olduğunu yetkililere iletince, Siz bir çözüm üretin bize getirin cevabı aldıklarını iddia eden Çayyolu sakinleri, Aşağı yukarı 120 bine yakın nüfusu olan bölgenin, son durak metro istasyonunda ortaya çıkaracağı araç yığılmasını kimse hesap etmeyince biz bir rapor hazırlayarak Büyükşehir Belediyesi ne sunduk. Burada 5 bin araçlık bir otopark ihtiyacı bilimsel bir gerçek. Zaten görünen köy kılavuz istemez diye konuştu. Her boşluğa araç koyulacak Kızılay ile Çayyolu arasında yolcu taşıyacak olan M2 adlı Çayyolu metrosunun son durağında bulunan siteleri otopark korkusu sardı. Binlerce aracın bölgeye geleceğini belirten Koru Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Diliz şöyle konuştu: Metro projesi oldukça başarılı ve ihtiyaç olan bir durum. Ancak projede gösterilen son iki hattın yapılmaması nedeniyle bizim sitelerimizin arasında olan durak başlangıç durağı halini almıştır. Bu durumda Ankara nın batı yöresinde henüz raylı sisteme erişmemiş alanlarda ikamet edenler, mecburen arabalarıyla metro durağına kadar gelerek aracını park edecek ve Kızılay istikametine hareket edecek. Bölgede her boşluğa araç yığılacağı gün gibi ortada. Bizi dikkate almalılar Çevrede ihtiyacın bir kısmını karşılayabilecek üç boş arsa bulduklarını belirten Diliz, şunları söyledi: Bunlardan bir tanesi arsa sahibinin Diyanet Vakfı nın sahibi olduğu 17 bin metrekarelik alan. Diğer ikisi aralarında 100 metre bulunan ve Büyükşehir Belediyesi ne ait 13 ve 14 bin metrekarelik iki alan. Bu üç alan aşağı yukarı iki bin araç kaldırabilecek şekilde dizayn edilebilir. Bunun yanı sıra insanların ring servisleriyle buraya taşınacağı düşünülerek, çeşitli cep noktalarını da raporumuzda sunduk. Trafik kaosunun yaşanmaması için raporumuzun dikkate alınmasını ve görünen gerçeklere uygun şekilde hareket edilmesini istiyoruz. Çayyolu Haber'in araştırmasına göre Ankara'da bazı otoparkların kapasitesi şu şekilde Ankara Esenboğa Airport Katlı Otopark'ı bile Çayyolu için istenen büyüklükte değil katlı otopark, İç ve Dış Hatlar Terminallerinin paralelinde yer almaktadır ve 2 adet kapalı geçiş ile terminale bağlanmaktadır araç kapasitesine sahiptir. Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Otoparkları; Hastalar ve yakınları için hastanede 350 araç kapasiteli kapalı bir otopark ve Hacettepe parkı içinde yer alan 1000 araç kapasiteli açık bir otopark alanı bulunmaktadır. Ankara Spor Salonu Otoparkı; Bu otopark 545'i kapalı olmak üzere toplam 925 araçlık dizayn edilmiştir. İnşaatı sürmekte olan Bilkent Şehir Hastanesi'nin otopark planında; Kapalı Otopark Araç Kapasitesi (Ana Hastane) adet Ankara Arena Spor Salonu otoparkı; Tesiste yaklaşık yarısı kapalı olmak üzere 900 araçlık park yeri mevcuttur. Congresium Ankara ATO Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Otoparkı; 900 araç kapasiteli kapalı otoparka sahip kocatepe çok katlı otoparkı 758 araç park edebiliyor. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi otoparkı 75 araçlık kapalı otopark ve yaklaşık 300 araçlık açık otopark mevcut. Ankamall AVM araçlık otoparkı mevcut. Gordion AVM 2,500 araç kapasiteli otopark alanına sahip. Çayyolu Haber Ajansı(ÇHA) 32 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

33

34 ALPER TAŞDELEN CHP Çankaya Belediye Başkanı KURTULUŞ ANITI ile tarihimize sahip çıkıyoruz... Vizyon genelde bilindiği üzere, bugünden ufka bakmak değil, aslında muhtemel bir gelecek senaryosundan bugüne bakmaktır. İnsanlar geleceğe bakarlar. Liderler ise hayal edilmiş bir gelecekten bugüne ve insanlara. Dünya engellenemez bir biçimde her gün daha fazla globalleşiyor ve artık bilgi, teknoloji ve erişim anlamında ulusal sınırların aşındığı bir çağda yaşıyoruz. İmkanlarla beraber yeni çelişkileri ve adaletsizlikleri beraberinde getirsede zamanın ruhunun önünde durmak imkansız. Yaşadığımız çağda bilgi artık her yerden ulaşılabilir durumda. Şimdi mesele bilgiyi işleyebilmekte ve hayata katmakta. Bilgiyi işleyerek fark yaratanlar, teknolojiyi hayata aktaranlar eski paradigmaları yere serdiler ve çağımızın galibi oldular. Yeni bir siyaset lazım Artık kendi hayatını gelişmiş ülkelerdeki insanların hayatıyla kıyaslayan ve bunlar benim de hakkım diyen koca bir kuşak var. Özgürlükler, demokratik ve eşit hak talepleri ve yüksek yaşam standartı zamanın ruhunun olmazsa olmazı. Devletin baskı ve dayatma aracı olmaktan çıkıp, hiç kimseyi ötekileştirmeden ve ayırmadan tüm yurttaşlarına hizmet eden bir aygıta dönüşmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçek. Gezi Parkı süreci de bu yeniçağın bir sonucudur. Bu yenidünyayı ve kuşağı eski kavramlarla anlamak mümkün değildir. Artık yeni bir siyaset, yeni bir yönetim anlayışını kabullenmek ve hayata geçirmek kaçınılmazdır. Bu anlamda yerel yönetimlere bakış açımızı da değiştirmek zorundayız. Artık hayata bir pencereden bakan değil; hayatın kendisi olan bir anlayışı sahiplenmek durumundayız. Vatandaşlar artık yol, kaldırım, çöp, temizlik gibi kalsik belediye hizmetlerine zaten tam ve eksiksiz olmalı gözüyle bakmaktadır. Belediye hizmetlerinde çıta yükselmiştir. Bu yenidünyanın hizmet ve kalite beklentisini, arzu ettiği siyaset ve yönetim anlayışını meseleye dünya ölçeğinden bakmadan karşılamak mümkün değildir. Yerel yönetimler artık çağdaş dünya kentlerinin hizmet ve proje standartını yakalamalı, teknolojik gelişme ve sistemleri kamu hizmetinde kullanmalı, yönetimde ve karar mekanizmalarında katılımı ve ortak aklı oluşturmayı başarmalıdır. Şeffaf bir model... Bu yeni anlayış aslında çağı okuyan ve gereklerini hayata geçiren yeni nesil belediyecilik demektir. Yeni nesil belediyecilik, kamu hizmet kalitesini arttıran ve yerel yönetimlere yeni ufuklar açan Akıllı Kent Yönetim sistemlerinden, Yavaş Kent (Cittaslow ) uygulamalarına kadar teknolojik ve ekolojik yenilikleri sahiplenen, dünya standartında ve kalitesinde hizmet üreten, dünya ölçeğinde hibe ve finansman olanaklarını bulan, yönetime tüm paydaşların katılımını sağlayan, hesap veren, yani kararlarda ve bütçe kullanımında şeffaf olan yeni modelin adıdır. Türkiye'deki örnekler Çağdaş kent yönetiminde ve kalkınmasında sadece kamu gücünü ve imkanlarını kullanmak artık yeterli değildir. Dünya örnekleri yerel yönetimlerin özel sektörü ve yatırımcıyı da işin içine çektiği, işbirliği yoluyla kent kalkınmasını sağladığı ve dünya çapında projeler ürettiği sayısız örneklerle doludur. Yeni nesil belediyecilik, kent yönetimlerinde talana ve yağmaya karşı, rantı gerçek sahibine, yani halka ve kamu hizmetine aktaran, halkla bütünleşen sosyal belediyecilik demektir. Bu yeni model, aynı zamanda yeni sosyal demokrat belediyeciliğin adıdır. Sosyal demokratların belediyecilik efsanesi 1970'lerde yaşandı. Vedat Dalokay, Ahmet İsvan, Aytekin Kotil gibi CHP'li belediye başkanları o günün toplumunu ve ihtiyaçları doğru okudular. Köyden kente göçün en ağır yaşandığı 50 ve 60'lardan sonra, ortaya çıkan sorunlara toplumcu çözümler ürettiler. Kooperatifler yoluyla toplu konutlar ve ekonomik örgütlenmeler yarattılar. Sosyal projelere ve altyapı hizmetlerine ağırlık verdiler. Kısacası önce içinde bulundukları Türkiye'yi ve dünyayı iyi okudular. Şimdi 2014 Türkiye sindeyiz; yeni bir dünyada yaşıyoruz. Başarı için biz de yeniçağı ve yeni Türkiye'yi doğru okumak ve yeni çözümler üretmek zorundayız. Bu gerçeği gören ve başarıyı yakalayan belediyeler var. Ama sosyal demokratlar için zamanın ruhunu bir model olarak sahiplenmek, bu temelden yükselerek sosyal demokrat belediyeciliği 2020'lere taşımak ve tekrar efsane belediye başkanları yaratmak mümkün. Alper Taşdelen CHP Çankaya Belediye Başkanı 34 NİSAN 2014 ÇAYYOLU HABER

Daha göster