LİBERALCİLİGİN GERİ DÖNÜşü VE SONRASı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "LİBERALCİLİGİN GERİ DÖNÜşü VE SONRASı"

Transkript

1 LİBERALCİLİGİN GERİ DÖNÜşü VE SONRASı eahit TALAS GİRİş Özellikle seksenli yıllardan buyana ve Prof. Milton Friedman'ın liberalciliğe ve kapitalist düzene övgülerle dolu dü üncelerinin dünyada yaygınlığa ve oldukça geni bir onaya ul8 masından sonra bir ikinci yeni liberalcilik olayına tanık oluyoruz. 1930'ların b8 ında doruğa çıkan büyük ekonomik bunalımın özellikle geli mi ülkelerde, her alanda görülen yıkımları kapitalizmin sonuna gelindiği dü üncelerine yaygınlık kazandırmı tı yılında Keynes'in "İstihdam, Faiz ve Paranın GenelKuramı" adını t8 ıyan yapıtının yayınlanmasından sonra yeni bir yola girilmi, liberalcihğin dogmaları arkada bırakılmı ve kapitalist düzenin mülkiyet, miras, rekabet, fıyat ve gelir dağılımı gibi temel kurumları korunarak, devletin ekonomi içindeki yerine önemli bir ağırlık getirilmi ti. Refah Devleti ilkesine de özellikle geli mi ülkelerde yaygınlık kazandırılarak kapitalizmin dengesizlikleri daha sağlıklı politikalara ve olu umlara dönü mü tü. Eğer, Keynes'in yeni GenelKuramı kapitalizmin feryatlarına yeti meseydi ve katı liberalciliğin ilke ve kuralları olduğu gibi uygulanmaya devam edilseydi, f8 izmin ve nazizmin yayılması tehlikesi tüm kapitalist toplumların önüne gelebilirdi. Prof. Friedman arası yıllardan sözederek, "o yıllarda devletin genişlemes~ refah devleti ve Keynes'ci düşüncelerin zafere ulaşması yüzünden özgürlük ve gelişmemizin tehlikeye düşeceğinden kaygı duyan küçük bir grupıuk; aydın meslekdaşlanmlzın büyük çoğunluğunun eksantnkler olarak gördüğü, kuşatılmış bir azınlık", diyor. Keynes'ci dü üncelerin geli meleri ve özgürlükleri tehlikeye koyacağından kaygılara dü en a ırı ve katı liberalciler gerçeklerin ve olayların doğal akımı içinde kaygılarına yer olmadığını görerek herhalde mutlu olmu lardır. Kapitalizmin yeni bunalımı, yaygın ekonomik durgunluk ve i sizlik oranlarının ul8 tığı kaygı veren boyutlar Keynes'in dönü ünü imdilerde herhalde haklı kılacaktır. Bu dönü, özgürlüklerimizin tehlikelere dü mesinin bir gereği olarak algılanmalıdır. Böyle olmazsa, Prof.Or., BM Tlrk Demeli Satbnı. A Ü. Siyasal Bilgiler Faklltesi E. Ö!retim Üyesi. Anufu İdtuwi 1Hrgisi, Cit 26, &ıyı 3, E;Pii11993.

2 4 AMME İDARESİ DERGİsİ çok geçmeden sağdan ve soldan gelebilecek diktatörlüklerin ayak sesleri kulaklarımızı çınlatmaya ve kapılarımızı çalmaya b8 layabilir. Ama günümüzde, özellikle sanayilqmi, geli mi ülkelerde yeni liberalellik adı altında devletin ekonomideki ağırlığı ve etkinliği en azına çekme çabaları olanca hızı ile sürdürülmekte ve az geli lili ler de bu modeli uygulamaya çaba göstermektedirier. Ne var ki, bu politikalann uygulamalan sonunda kai' 1 kai' lya gelinmi olan ekonomik bunalım, imdi 3O'lu yıllardaki bunalımdan daha yaygın, daha derin ve üstesinden gelinebilmesinin güçlükleri daha karm8 ık olarak görülmektedir. BİRAZ ÖGRETİLER TARİHİ-YENİ LİBERALeİLİK Prof. Milton Friedman ile birlikte güçlü bir dönü yapan liberal öğreti hemen söylemeliyiz ki, 18. yüzyılın b8 larında iyice günı ığına çıkan Dr. François Quesnafin ( ) dü üncelerine çok ey borçludur. Aynntdarına girmeksizin hemen unu söyleyebiliriz: Fizyokrat dü üncenin temel görü ü Doğal Düzen Kuramı içinde yer alır. Buna göre doğal düzen, Tanrının insanlara sunduğu ve varlıklarını sürdürebilmenin ko ullarını, gereklerini belirleyen Tanrısal bir düzendir. Bu düzeni anlamak, anlamaya çall mak insanların, insanoğlunun ilk görevlerinden biridir. İnsanların ikinci görevi ise y8 aml, Y8 am biçimini bu doğal düzene uydurmaktır. Bu düzen ile uyum içinde Y8 amaktır. Böyle yapıldığı zaman, var olan doğal, Tanrısal yasalara uyulduğu, onlara göre hareket olunduğu taktirde, insan ve toplum en çok mutluluğa ul8 lr. O halde, bu doğal yasalara uymak ve bu yoldan mutluluğu sağlamak gerekir. B8 ka bir gücün, özellikle devletin ekonomisel ve toplumsal Y8 antıya karı masının bir gereği olmadığı gibi yararı da yoktur. İ te, "bualanlz yapsınlar, buakınlz geçsinler' ilkesi bu dü üneelerden kaynaklanır. Köken fizyokrat dü üncedir. Bu durumda doğal düzeni ve onun kurallarını devletin çoğu zaman geli igüzel ve doğru olmayan karı ımlarına açmak, insanın mutluluğunu sağlamaya yetmeyeceği gibi düzeni ve ekonominin i leyi ini de bozar. Devletin görevini, kar1 ımlannı en az düzeye çekmek, yani kutsal sayılan mülkiyeti korumak, büyük bayındırlık i lerini yürütmek, adaleti ve güveni sağlamak gibi çok dar, bireyin beceremeyeceği alanlarla sınırlamak olmalıdır. Bu dü ünce Adam Smith'in ( ) liberaleiliğine geni ölçülerde yansımı tır. "BuakınlZ yapsıncılık ve geçsincilik" LiberalOkul'un temel kurallarından biri olmu tur. Fakat, hemen unu da söyleyelim ki Adam Smith'in liberalciliği gözü kapalı bir liberalcilik değildir. Devletin ekonomik ve toplumsal Y8 ama karı ırrıları gereksizdir, ama sanayicilerin, ticaret erbabının birçoğu genelde toplum çıkarlarına aykın hareket edebilirler. O nedenle, kimi ekonomik faaliyetlerde devletin denetim alanında rol alması ve özellikle rekabet kuraııarının i lemesini sağlamak konusunda görevler üstlenmesi gerekebilir. Yeni liberalcihğin, devletin ekonomisel ve toplumsal görevlerini 8 lrı ölçülerde sınırlama eğiliminin yarar sağlayacağı savı ise son derece tartl ma götüren ve liberalciliği YOzl8 tırmaya açan bir yol gibi

3 LtBERALctLtötN GERt DÖNÜŞÜ VE SONRASı 5 algılanabilir. Daha imdiden, kapitalist düzeni yok olmaktan kurtarml olan Keynes'ci dü üncenin tanıdığımız ayak seslerini de duyar gibiyiz. LiberalOkul'un kurucusu ve "Uluslann Serveti" adlı b8 yapıtı ile ekonomik olaylara ilk kez bilimsel bir açıdan bakabilme becerisini gösteren, ekonomiye bir bilim dalı olma niteliğini kazandıran Adam Smith'in dü üncelerine, ekonomik özgürlük açısından kısaca değinerek son vereceğiz. Bu dü ünceye göre devlet ekonomik Y8 8ntılara kao mamalı ya da bu kao lml en az düzeyinde tutmalıdır. Çünkü, ekonomik Y8 8ntı ki isel menfaat önde tutarak kendiliğinden yürür. Ki İ hangi malın en iyi bir biçimde nasıl ve ne zaman üretilebileceğini kamu görevlilerinden, ba ka bir deyimle devletten daha iyi bilir. Ki isel çıkarlar onu bu konuda en sağlıklı bir biçimde yönlendirir. Toplumun ekonomik kurumlannın ve düzeninin kendiliğinden mükemmel bir biçimde i leyeceğine inanan Adam Smith devletin müdahalesinin yararsız ve zararlı olduğuna inanmaktadır. Çünkü, O'na göre devlet önce çok savurgandır; sonra beceriksizdir. Memurlar ihmalci ve ilgisizdir. B8 kasının parasını harcadıklarından dikkatsizdirler. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü toplumun ekonomik ve toplumsal Y8 amlarına karı ımları en aza indirilmelidir. Devlet yalnız, savunma, adalet ve büyük bayındırlık i leri ile toplum için yararlı, fakat yeterince çıkar sağlamadığı için ki ilerce yapılmayacak i leri üzerine almalıdır. Liberal dü ünce uzun süreler toplumların Y8 amında egemen olmu tur. Ki isel çıkarları ko ulsuz koruduğu sermaye birikimini hep önde tuttuğu ve emeğin sömürüsüne kaf ı çıkmadığı için birçok ülkede toplumsal bao ın bozulmasına e1veri li ortamlara yolları açml tır. 2. Dünya Sava ı bu tür politikaların bir ürünü olarak toplumların önüne' gelmi tir. Derin ve yaygın ekonomik bunalımlara silahlanma yolları ile çözümler getirilmeye çalı ılmı tır. Böyle bir ortamda doğan Keynes'ci dü ünce 2. Dünya Sav8 1 öncesinde ve sonrasında ekonomik politikalara uygun süre yön verince, yani ekonomik ve toplumsal Y8 amda Devletin de bir yeri ve rolü olabileceği dü üncesine varılınca, libera1cilik ömrünü tamamlar olmu tur. Ne var ki, toplumların bellekleri, geçmi dönemin liberal politikalarının yarattığı karg8 aları, sav8 ları, toplumsal adaletsizlikleri, huzursuz toplumların acılarını çabuk unutmu lardır. "Kapitalizm ve Özgürlük" adını ta ıyan kitabında Friedman öyle diyor: DÜ ünce ortamının deği mesine kuram ya da felsefe değil deneyimler yol açtı. Bir zamanlar aydın sınıflarının büyük umutları olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği umulanlan gerçeklqtiremediler. Fabian sosyalizmiyle Amerikan aydınlar üzerinde egemen bir etki yapan İngiltere ciddi biçimde sıkıntıya dü tü... Ki isel bir hikayem belki de ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır. 1960'ların sonlarında Wisconsin Üniversitesi'nde Leon Keyserling'le bir açık oturuma katıldım. Koyu kollçktivist olarak tanınan Leon Keyserling en iyi darbeyi, görü lerimi tam gericilik olarak göstererek alayetmekle indirebileceğini dü ünmü olmalı ki, bu kitabın İkinci Bölümünün sonundaki, 'gördüğüm kadarıyla yukarıda anlatılanları verilen ilkeler açısından haklı gösterilemez' dediğim maddelerin listesini okudu. Fiyat desteklemeleri, gümrük

4 6 AMME İDARESİ DERGİSİ engelleri ve benzerlerini suçlarnam okunurken 1 ı. maddeye gelinceye kadar, dinleyicileri kendi tarafına çekmeyi çok iyi b8 arıyordu. Gelgelelim 11. maddedeki 'Barl zamanında askere alınmaya kaqı çık1 ımı' okuduğunda dinleyicilerden bir alkı koptu ve Leon Keyserling tartl mayı kaybetti". 1 Böylece Prof. Friedman'ın Keynes'ci dü ünceye ve bir açıdan ekonomik Y8 8mda devletin de bir yeri ve söz sahibi olabileceği dü üncesine kaqı b8 latml olduğu yeni liberal akım ile ilginç bir geri dönü yapmı oluyordu. Devleti ekonomik Y8 8mdan uzakl8 tırma, yeniden doğal yasaların toplumlarda daha iyi ve yararlı uyumlar sağlayabileceği eski savına yeniden i lerlik kazandırmaya yönelmi oluyordu. Friedman'ın dü üncesinde de liberalcilik doğu undan günümüze değin deği ik nitelikler göstermektedir. Böyle olmakla birlikte, liberalciliğin deği mez ilkeleri de vardır. Örneğin: 1) Devletin hedeflerinin ve etkinlik alanlarının sınırlandınıması gerekir; 2) Devletin ba lıca i levi, özgürlüklerimizi hem yurt dı ındaki dü manlara hem de yurtta lara kaqı korumak olmalıdır; 3) Adalet ve düzenin sürekliliğini sağlamalıdır; 4) Özel anl8 malan uygulatmalıdır; 5) Rekabetçi piyasaları güçlendirmelidir. Bunları saydıktan sonra Prof. Friedman liberalciliği çağlara göre de bir deği ik anlayl a götürmektedir. Örneğin, diyor ki 15. yüzyıl liberalleri refah ve qitliği ileri düzeye çıkarmanın en etkili yolu olarak özgürlüğün geni letilmesini görüyorlardı. 20. yüzyıl liberalleri ise, refah ve e itliği, özgürlüğün ön ko ulu ya da seçeneği saymaktadır. l Böyle olmakla birlikte Prof. Friedman liberalciliğe ili kin son bir nitelemesinde, "özgürlüğümüze büyük çapta müdahale eden devlet uygulamalarını sürdürmek istemeyiz, ama, özgürlüğümüzü geni letmeye yarayanları korumak isteriz elbette" diyor. LİBERALCİLİK TOPLUMLARA NELER GETİRDİ? 18. yüzyılın ortalarından ba layarak sanayi devriminin ekonomik ve toplumsal görünümlerine yol veren, izlenmesi istenen politikalarını yönlendiren liberalcilik iki duruma neden oldu. Bunlardan biri, soylular sınıfının yanına parasal güce ula mı bulunan burjuva kapitalist getirmi olması, onu güçlendirmesi ve tam anlamı ile yönetici olma niteliğine kavu turmasıdır. Toplumlarda, özellikle sanayi devrimini erken Y8 ayanlarda sayısal bakımdan çoğunluk olmaktan çok uzak kaldıkları halde, pazarın gücüne dayanarak ve kalabalık sınıfın örgütlenme yetersizliklerinden de yararlanarak devletin yönetimine uzun süreler egemen olabilmeleridir. Bu dönemde ticaret geli mi, sanayile me devadımlarla ilerlemi, ülkeler zenginle mi, büyük sermaye olu mu ve ulusların serveti son derece artmı tır. Ama, bu serveti n dağılımı son derece adaletsiz olarak geii mi tir. Sefalet ücretleri, uzun süre, bireysel bağıtlar Milton Friedman. Kapitali.. Ye ö.rlğk, Çev. Dopn Erberk ve Nilgiln Himmetotlu. A1bn Kitaplar Yayını, Istanbul, k., 8.20.

5 LİBERALCİLİöİN GERİ DÖNÜŞÜ VE SONRASı 1 yolu ile geçerli kalml tır. Günde saate ul3 8n çall ma süreleri, sağlıksız i yerleri, çok artan i kazaları, kadınların ve çocukların da aynı ko ullar içinde çalı ma zorunda bırakılmaları bir bakıma örtülü bir soykırım niteliği kazanml tır. Bir bütün deyimle emek, sermaye tarafından alabildiğine sömürülerek sürdürülen sanayi devrimi liberal d~üncenin İ çi-i veren ili kilerine sömürü düzeni olma niteliğini de kazandırarak, uluslann servetini, toplumların kalabalık sınıfının, yani İ çilerin mutsuzluğu üzerine kurmu ve uzun yıııar sürdürm~tür. Zaman içinde bu sağlıksız olu umun iki önemli sonucu doğmu tur. Bunlardan biri i çilerin uyanl ı ve birlik olma, bu yoldan güç dengesine ul8 manın zorunlu olduğu d~üncesine varılmı olmasıdır. Bu, sendikal olu umların doğu u demektir. Bu bilinç, her çe it engellemelere kaf 1 yayıldıkça bireysel bağıt düzeninin yerini toplu pazarlık -toplu bağıt- toplu i sözle meleri düzeni almaya b8 lamı tır. Yani emek ile sermaye arasındaki çalı ma ili kileri dengeli bir yola girmi tir. Sömürü tamamı ile kalkmamı ama, sendikalar içinde örgütlenme yoluna girmi olan İ çi sınıfı sesini ve gücünü duyurma olanağını bulmu tur. Bütün 18. ve 19. yüzyılları bu yeni uyanı ile çalkalanmı, sanayi devrimini ya ayan her ülkede doğup büyüyen sendikalar, yeni toplumların yeni örgütleri olarak toplumsal Y8 amda yerlerini almı lardır. Bu yeni olu um doğalolarak ba ka bir hareketi b8 latmı tır. O da, siyasal alanda da örgütlenme ve bu yoldan suyun ba ına, yani parlamentolara ul8 arak devletin yönetimine katılma hareketleridir. Yani siyasal partilerin serbestçe kurulması, muhafazakarlar ile ilericilerin, düzenin hakça doğrultularda deği mesi gereğini savunanların e it ko ullar içinde rekabet ederek siyasal alanda yarı abilmeleri. Bu, i çi sınıfının da siyasal partiler içinde serbestçe örgütlenme hakkına kavu abilmesi zorunluluğunun tanınması ve gerçekle mesidir. Bu konuda toplumların önüne iki çözüm gelmi tir. Bunlardan biri köktenciliktir. Marx ve Engels ile 19. yüzyılın ikinci yarısında ba layan, yer yer İ çi sınıfının ayaklanmalarına kadar uzanan ve ifadesini Komünist Manifesto'da (1848) bulan halk hareketlerinin, liberal kapitalizmin doğal yasalarının katı uygulamalarının adaletsiz toplumlar yaratmakta oldukları gerçeğini gözler önüne sermi olmasıdır. Öteki yol ise ılırnh sosyalizmdir. Buna sosyal demokrasi, demokratik sosyalizm de denilmektedir. Birinci yol sınıf diktatörlüğünü ve bütün üretim mallarının ve üretimin devlet elinde yığı masını öngörür. İkincisi ise, mülkiyet hakkının toplum yararlarına aykırı olarak kullanılmayacağını ve yaratılan değerin hakça bölü ümünü amaçlar. Bu amaca ul8 abilmek için de, demokratik yollardan siyasal güce ul8 manın yöntem ve ko ullarını arar. Demokrasinin kuralları içinde parlamentolarda çoğunluğu sağlayıp iktidar olarak yeni geli melerin tüm nimetlerinden -maddesel ve moral- herkesin yararlanabilmesini öngörür. Sanayi ve 1789 Fransız Devrimleri görünürde herkes için bir özgürlük çağı b8 latmakla birlikte, herkes bu özgürlükten yararlanabilme olanaklarına malik değildi. Bu nedenle herkes için ans e itliğini ve adalet ilkelerini geçerli kılmak gerekiyordu. Ekonomik ve toplumsal ili kilere de yayılan demokrasi böylece herkesin iktidara ve ekonomisel sorumluluklara katılmasını sağladı. Aslında böyle bir geli meye doğru uzanmak zorunluluğu kapitalizmin geleceğini güvence altına almak için de gerekiyordu. Bu, kolayolmadı. 18. yüzyılın ikinci yarısı ve bütün 19. yüzyıl

6 8 AMME İDARESİ DERGİsİ toplumsal adalete yabancı, toplumsal politikalara kaqı, emeği sınırsız sömürüye açık ve devletin yönetiminde egemenlik kurmu yanlı uygulamalarla geçti. İ çi sınıfı demokrasinin hakça olu ması doğrultusunda geli mesi için ağırlığını koyma olanağı bulamadı. Sağlıklı bir katılım olmadı ve egemen sınıflar kendi çıkarlan doğrultulannda kararlar alıp uyguladdar; ve ulusal ve de uluslararası bal1 sağlanamadı. Birinci Dünya Sav8 1 yeni bir genel sav8 ın tohumlannı ekerek 1918 yılında son buldu. Ama, denilebilir ki yalnız bir alanda önemli bir kazanım sağladı. Uluslararası Çall ma Örgütü 1919 yılında kuruldu. Böylece, sav8 sonrasının daha adil bir dünyaya yönelmesi gereği uluslararası resmi platformlara çıkmı oldu. DÜNYA EKONOMİK BUNALıMı ( ) 2. DÜNYA SAVAŞıNA DOGRU Versailles Barl Andl8 masl (1919) umulanı getirmedi. Avrupa'da özellikle Almanya'ya kaqı olu turduğu yeni düzenlemeler, sava tazminatlan, yeni bir sava ın tohumlannı ekmi tir. Ağır ekonomik ve mali yükümlülükler Alman ekonomisini çökertmi, yaygın i sizlik ve yüksek enflasyon Alman halkını yeni arayı lara çekmi ve 1930 yılından itibaren Nazi akımının hızla geli ip iktidar olmasına yollan açmı tı. İtalya'dan sonra Almanya'da da koyu bir sağ diktatörlüğün doğu una 1929 Dünya ekonomik bunalımının her alanda yarattığı dü kınklıklanna yani i sizlik, varlık içinde yoksulluk, adaletsiz çalı ma ko ullan ve ban ın yeniden tehlikeye girmesi gibi ojumsuz geli meleri katmı tı. Uluslararası barı ın sağlanması amacı ile kurulan Milletler Cemiyeti (1919) kendisine bağlanan umutlara yanıt olamamı, İngiltere ve Fransa 'nın güdümüne dü mü tür. Fakat, Birinci Dünya SaV8 1 sonrasının ku kusuz en yaygın ve toplumsal ve ekonomisel açıdan en önemli olayı 1929 yılında günı ığına çıkmı olan dünya ekonomik bunalımıdır. Bu bunalımla dünya ekonomisi büyük sarsıntılara uğradı. Ekonomide durgunluk, yaygın ve oranh i Sizlik, tüketirnde gerileme ve büyük stokların olu ması ve bu durumların doğal sonuçlan olan toplumsal çalkantılar, örneğin İngiltere'deki 1926 genel grevi geli mi, sanayile mi ülkelerde büyük 8 kınlık yarattı. Temelinde klasik liberal dü ünce olan kapitalist düzen çatırdamaya b8 ladl ve ekonomik yaprnda devletin bir rolünün bulunduğu ilkesinden yola çıkan yeni bir dü ünce Keynes'ci akım 1936'larda gün l ığına iyice çıkarak kapitalist düzeniçökü ten kurtardı. Toplam sunum ile toplam istemi dengeye getirmek ve İ sizlik sorununa çözüm bulmak için devletin bazı müdahalelerinin gerekli ve yararlı olacağını açıkladı, yaydı ve kabul ettirdi. Böylece bırakınız yapsıncı klasik liberalciliğin ilkeleri arka plana itildi ve 1929 büyük bunalımı Keynes'ci dü üncenin uygulamalara aktanlması Dünya Sav8 1 sonrasında iyice benimsendi ve düzlüğe çıkıldı. Ekonomiler dengeye geldi, sunum ve istem canlandı. İ Sizlik geriledi ve tam istihdam düzeylerine gelindi. Bu dönemde toplumsal politikalarda, özellikle toplumsal güvenlik alanında büyük ilerlemeler sağlandı ve sosyal devlet ilkesi yayıldı ve önemli boyutlar kazandı. Günümüz dünyasında geli mi ülkelerin sosyal

7 LİBERALCİLtöİN GERİ DÖNÜŞÜ VE SONRASı 9 güvenlik harcamaları ulusal gelirlerinin yüzde 2S-30'una ul3 tı. Daha mutlu, sosyal adalet ilkelerine bağlı ve qitlikçi bir dünya doğdu. Bu ohqumların Türkiye'ye yansımaları çe itli boyutlarla ve niteliklerle ortaya çıkmı tır. Birinci Dünya SaV3 ı'ndan yenik ve dağılarak çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları üzerine, Büyük Atatürk'ün öncülüğünde ve yönetiminde dört yıl süren Kurtulu SaV3 ı'ndan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti büyük ekonomik sorunlarla yüz yüze gelmi ti. Atatürk ve Cumhuriyetin yöneticileri durumun son derece ağırlığını bilerek ve duyarak çah maya koyuldular. İzmir'de I. Türkiye İktisat Kongresi'ni topladılar (1923). Büyük Atatürk, Kongreyi açı konu masında öyle diyordu: "Tam bağımsızlık için şu ilke var: Ulusal egemenlik ekonomik egemenlik ile güçlendirilmelidir... Bunlann tümünün gerçekleşmesini sağlamak için en güçlü temel ekonomidir. Siyasal ve askersel başanlar ne kadar güçlü olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandınlmazsa, elde olunan, sonuç SÜ1Üp geli emez..." Bu dü üncelerle yola çıkan yeni Cumhuriyet önce liberal bir politika denemeye koyuldu. Özel sermayeyi tqviközendirme ağırlıklı bir yoldan ulusal bir sanayi geli tirmenin yollarını aradı yılında bir Sanayii Tqvik Yasası çıkardı. Bu politika yeterli bir zamana ve uygulama 3 amasına ul3 amadan 1929 dünya ekonomik bunalımı geldi çattı ve doğalolarak Türkiye'yi de etkisi altına aldı. Ürettiği tarım ürünlerinin ve hammaddelerin fiyatları dünya pazarlarında büyük dü Ü lere uğr~dı; istem de azaldı. 1930'ların ortalarında kapitalist düzenin geleceği tartı ma platformuna çıkarken Türkiye planlı bir kalkınma deneyimine koyuldu ve 1932 yılında I. Sanayile me Planını hazırlayarak yürürlüğe koydu yılında da toplumsal alanda bir atılım yaparak 1936 tarihli İ Kanunu çıkardı. Böylece devlet genelde ekonomik alanda, özelde sanayi kesiminde ve çalı ma ili kileri, toplumsal politika alanında önemli sorumluluklar yüklenmi oldu. Yeni Keynes'çi dü ünce Türkiye'ye de yansıdı. Türkiye devletçi ve planlı iktisat politikalarını 19S0'li yılların b3 ına kadar sürdürdü. Çok elveri siz bir dünya ekonomik konjonktürüne kaqın, parasının değerini koruyabildi, enflasyon azmadı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan dı borçlarını ödedi ve bir Çall ma Bakanlığı kurarak, sosyal güvenlik düzenine doğru ilk adımlarını attı. LİBERAL DÜŞÜNCENİN GERİ DÖNÜŞÜ VE YANıLGıLARı Dünya 1930'lu yıllardan sonra bir Keynes çağı Y3 adl. Adam Smith'in ve ondan sonra gelen liberalcilerin dü ünceleri 1929 yılında Birlqik Amerika'da olu up yayılan ekonomik bunalım ve i sizliğin süreklilik kazanmasından sonra liberal devlet ve liberal ekonomi halkların nezdinde geçerliliğini yitirdiler. Devletin ekonomik Y3 amda etkin bir rol üstlenmesi, demokratik plancılık ve İ sizlikle sav3 ım için devletin önemli sorumluluklar üstlenmesi, yatırımcı olarak yeni politikalar uygulaması 1980'li yılların b3 ına kadar sürdü. 1970'li yılların hemen b3 larında ortaya çıkan durgunluk içindeki enflasyon uzun sürmedi. Tam istihdama yakla ık durumlar devam etti. Böyle olmakla birlikte, liberal devlet ve liberal ekonomi dü üncelerinin bir geri dönü yaptıklarına tanık oluyoruz.

8 10 AMME tdarest DERGtSt Keynes'çi dü ünce itibardan dü me yoluna girdi. Yeni liberal politikalar devlete ve ekonomiye egemen olmaya bqladı. Böylece bir bırakınız yapsıncı dönem yeniden bqladı ve devletin rolü her alanda küçüldü. Ba ka bir deyimle devlet küçüldü. Yenİ teknolojiye dayanan verim artl lan, devlete ait bir çok kurum ve kurulwjun el değiştirmesi yani bir bölüm kamu hizmetlerinin bundan böyle devlet dışında yerine getirilmesi gibi yeni bir düzenin gelişmeye bqlaması ve işten çıkarmalann giderek büyüyerek var olan durgunluğun ve işsizliğin daha da ağırlqması, kamu maliyesinin zayıflaması ve bütçe açıklannın büyümesi ve enflasyonla savqmak için klasik yololan işsizliğin büyümesini kabul etmek ve sosyal kazanımları küçüitmeye çal1 mak gibi önlemler ve politikalar zenginlik ve bolluk içinde bir kesimin yani çalışanların-işçilerin sefaleti ni daha da yoğunla tırdı. Liberalciliğin bu her yanı ile olumsuz dönü ü doğalolarak Keynes'in öngörülerini ve dengeci bir toplum için ekonomik yqamda önemli bir rolü olduğu doğrultudaki düşüncelerini yeniden güncelliğe ulqtırdı. Sürekli artma eğilimi içine girmiş işsizlik, istihdam daralmaları hem yeni liberalciliği hem de liberal kapitalizmi yeni bir tartışmaya çekti. Şunu söyleyebiliriz: 1929 büyük ekonomik bunalımından sonra dünya yeni bir benzer yapısal bunalımın eşiğine gelmiş bulunuyor. Bundan böyle öyle görünüyor ki ilerleme, geli me daha az insana gereksinim duyacak. Bunun anlamı ise daha yaygın işsizliktir. Liberalciliğin birçok dogmaları çatırdıyor ve gene düzenli işlemedi. TÜRKİYE'DEKİ DURUM Dünyada hüküm sürmeye bqlayan ve yeni liberalciliğin bir ürünü olan ekonomik bunalım çeşitli yanları ile doğalolarak Türkiye'ye de yansıdı. 24 ocak 1980 kararları, genellikle gelişmiş ülkelerin ekonomik ve toplumsal politikalarını IMF aracılığı ile ülkemize de aktarmayı öngören pragmatik, fakat temelinde yeni liberalcilik olan nitelikleri ve politikaları içermekte idi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan yeni hükümet içinde bqbakan yardımcılığı görevini ve ekonominin genel yönetimini üstlenen Turgut Özal öncülüğünde bazı olumlu adımlar atıldı ve yeni kararlar alındı. Bunlar, kısaca şunlardır: Önce Türkiye dış dünyaya açıldı ve ekonominin üzerinde yük olwjturan kimi dı ticaret sınırlamalarını ve yabancı paraların giriş ve çıkı larını serbest bıraktı. Türk parasının değerini korumayı amaçlayan 1938 Kararnamesini askıya aldı. Geli mi ülkelerde daha önce bqlamı olan özeııeştirme politikalarını benimsedi. Doğrusu, güneyi ve ortası koyu bir az geli mi lik içinde bulunan ve bölgesel bir kalkınma planına yoğun bir gereksinim duyan Türkiye'nin bu bölgelerinin yeni liberalciliğin ekonomik ve toplumsal yqamda devleti dışlayan politikalarının ne denli geçerli olabileceğini iyi düşünmek gerek. Güney ve güney-doğudaki huzursuzlukların ve bunalımın temelinde az gelişmişlik durumunun yattığını her halde iyi değerlendirmek zorundadır. Akılcı bir doğrultuda yeniden örgütlendikleri taktirde ve ekonominin yasalarına uyarak çalışma olanakları sağlanırsa birçok kamu ekonomik kurulwjunun ülkenin gelişme çabalarına önemli ve olumlu katkılarda bulunabileceğini gerçekçi

9 LıBERALeıLİnİN GERİ DÖNÜŞÜ VE SONRASı 11 olmayan bir iyimserlik olarak algılamamak gerekir. Öte yandan devleti küçültmek ve devletin görevini yalnız altyapılara dönük faaliyetlerle sınırlamaya çalı mak, ortalama nüfus artl l yüzde 2,5, güney ve güneydoğusunda %6-7 gibi dünyada görülmemi olan bir orana ul8 ml bir ülkede, yeni liberalciliğin olaylara ve gerçekıere ters dü en önerileri ve dogmaları ile kaqı koymak nasıl mümkün olur? Bunun gibi Türkiye'yi dl arıya açmak iyidir. Fakat bunun ağır bir maliyeti olabileceğini de dü ünmek gerek. Ekonominin yüksek bir enflasyon içinde ya adığı bir dönemde Türkiye'nin yeni yeni ayakları üzerinde durmaya çalı an sanayiinin rekabet gücünü çok iyi hesaplamak gerekir. Türkiye sanayi ve tekniği henüz bu alanda, dı pazarlarda e itlik sağlayabilecek sınırlara ul8 ml değildir. O nedenle birçok açıdan devletin desteğine hala gereksinim duymaktadır. Ucuz emek desteği de imdilerde gerilerde kalmı bulunuyor. Bu durumda te vikler, ba ta temel nitelikli olanlarla birlikte tarım ürünleri için destekler yani elveri li ve kimi durumlarda özendirici taban fiyatları, dı satımı arttırmaya dönük ve devleti devreye sokan politikalar gereklilik kazanır. Akılcılık adına yeniden yapılanma hareketlerinde küçük ve orta boy fabrikaların kapatılması olayı Türkiye'ye de yansıyor; otomasyon ve robotların Türkiye'ye de girmesi zaten yaygın olan i sizliği körüklüyor ve istihdam daralmalanna neden oluyor. Yoğun i ten çıkarmalar kaygı yaratan boyutlara ula ırken özellikle KİT'lerdeki yüksek ücret-dü ük verim, çözümü güç istihdam sorunları yaratıyor. Öyle ki 1985'ten bu yana ve 1986 yılı 100 olarak kabul olunduğunda 1992 yılında üretim 130'a çıkmı, fakat istihdam 8O'e dü mü tür. Ça1ı llan saatler de azalmı tır. Bu durumun üç önemli nedeni var. Bunlardan biri sermaye yoğun üretime geçi, yani otomasyon, ötekiler hızlı nüfus artl ı ile eğitimsizliktir. İ sizlerin büyük bir bölümü gençler olup düz i çi niteliğini ta ımaktadırlar. Günümüzde imalat sanayiinde bir çalı ana i yaratabilmek için bir milyar lira dolayında bir yatırım gerekiyor. Şu halde yetersiz yatırım, sermaye yoğun üretim ve hızlı nüfus artı ı b8 ta olmak üzere bir dizi ekonomik ve toplumsal nedenlerle yığı an i sizlik ülkemizin önde gelen büyük sorunu olmaya devam ediyor. Yeniden yapılanma ve bunu liberalciliğin ilkeleri, dogmalar. içinde kalarak yapma konunun acı toplumsal sonuçlarını önümüze getiriyor. İ sizliğin yarattığı koyu sefalet, adaletsiz gelir bölü ümü, ücret sendikacılığı sonunda neden olunan yoğun i ten çıkarmalar, sendikasız i çi çalı tırmaya yöne1i, i sizliğin getirdiği erken emeklilik, toplu pazarlık düzeninin dı ında kalan İ çilerin dü ük ücretleri yeni liberalciliğin toplumsal maliyetlerini genellikle i çi sınıfının zayıf omuzları üzerine YÜkıüyor. Böyle olduğu halde sermaye kesimi özelle tirmelerin tamamlanması, devletin küçültülmesi, taban fiyatları politikalarından vazgeçilmesi, dünya pazarları ile bütünle me atılımının tamamlanması, Merkez Bankası'nın bağımsız bir statüye ul8 tırılması ve i güvencesi yasa tasarısının geri çekilmesi gibi istekleri ileri sürmekte ısrarlı oluyor. Türkiye günümüzde de ge1i mekte olan bir ülkenin bütün niteliklerini t8 lyor. Gelir vergisi var, fakat adil değil. Bir sosyal güvenlik düzeni kurmu

10 ıı AMME İDARESİ DERGİsİ olmasına kaqın yaygın ve yeterli olmaktan uzak. Elektriği var, fakat onu tüketecek sanayi henüz zayıf ve elektriği pahalı. Sermaye birikimi yetersiz ve işletme sermayenin önemli bir kaynağını hala devlet kredileri olu turuyor. işçisi ve işsizi çok. Ne var ki, birçok sanayi dalı nitelikli işçi bulmakta güçlük çekiyor. Soğuk savaş döneminin kapanml olmasına kaqın Türkiye hala büyük bir orduyu ayakta tutmak durumu ile kaqı kaqıya bulunuyor. Stratejik konumu ve dış dünya ile olan ilişkileri onu ulusal gelirinin önemli bir bölümünü silahlanmaya ayırmaya zorluyor. 1980'li yıllardan bu yana iç içe yaşadığı enflasyonun hem maddesel hem de moral-ahlaksal çöküntülerinin sıkıntılannı yaşıyor. Güneydoğu'nun aşın az gelişmişliği aynca siyasal sıkıntılan yaratıyor. Bütün bu durumlan 1980'den sonra izlemekte olan ekonomik ve toplumsal politikalann, başka bir deyimle yeni liberalciliğin bir ürünü olarak Türkiye'nin önüne geldi ve kapitalist düzenin, toplumlann bir büyük bölümünün insanına, işçilere sunduğu yaşam düzeyi yeni arayışlara ve Marx'çı düzene yol verdi. Oradan da demokratik sosyalizme, başka bir deyimle sosyal demokrasiye yol açtı. Böylece, önce toplumların siyasal kurumlarına, parlamento ve hükümetlerine katılma ve sonra da örgütlenerek, sendikalar kurarak ekonomik yaşamın işleyişinde rol ve görevalma olanaklanna ulaştı. Bu yollardan kapitalist düzene demokratik ve insancıl bir yön verdi. Bu, sosyal demokrasidir. Düşünüyoruz ki, Türkiye'nin geçici nitelikli enflasyon sorunu, yapısal durumdan kaynaklanan işsizlikle savaşım, birçok ekonomik ve toplumsal sıkıntı ve olumsuzluklann kaynağı olan hızlı nüfus artışı, bir sosyal demokratik düzende daha kolay çözüıür. Refah devletinin olu masl ve adil gelir bölüşümü bu yoldan daha kolay gerçekçi çözümlere ulaşabilir. Hiçbir ekonomik düzen, eğer, halkların temel, ana gereksinimlerinin doyumunu sağlamada başanlı olmazsa, süreklilik kazanamaz. Böyle olunca, gelir dağılımı adaletsizliğinin süreklilik kazandığı, yoksulluğun yaygınlaştığı Türkiye'de doğalolarak katı liberalizmin ve kapitalizmin dışında yeni düzenlere yönelmek zorundadır. Eğer varsa, refah yayginlaşml ve toplumun bütün katmanlanna hakça ölçüler içinde ulaşabilmiş ise, değerli ve sağlıklıdır. Bu amacı sağlamaya dönük bir düzeni ise, yeniden bulmaya, kqfetmeğe gerek yok. Bu, özellikle sosyal demokrat düşüncenin benimsenip yola çıkıldığı ülkelerde, genellikle esnek ve demokratik plancılık olabilir.

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI I. EKONOMİ, TOPLUM BİLİMİ VE SOSYAL POLİTİKA...7 A. EKONOMİ BİLİMİ...7 B. TOPLUM

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Türkiye Đşçi Sendikaları Konfederasyonu KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Ankara Amaç Türkiye de kayıt dışı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. Ülkede son verilere göre istihdam edilenlerin yüzde

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5 Bu sayıda; Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayımlanan Dünya Ekonomik Görünümü Raporu tahminleri değerlendirilmiştir. i Küresel

Detaylı

KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE

KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE II. Bölüm KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE Doç. Dr. Olgun Kitapcı Akdeniz Üniversitesi, Pazarlama Bölümü 1 Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) BAZI KAVRAMLAR Bir ülke vatandaşlarının bir yıl için ürettikleri toplam mal

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir: Thomas Piketty nin Das Kapital im 21. Jahrhundert (21. Yüzyılda Kapital) kitabının Almancasını bitirdim. Baktım, kitap Türkçeye de çevrilmiş. Çevirenler iyi iş yapmışlar çünkü önemli bir kitap Kitap okuma

Detaylı

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi.

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi. REEL SEKTÖRDE DE YENİDEN YAPILANMA ŞART GİRİŞ Prof. Dr. Necmi GÜRSAKAL BTSO tarafından beş yıldan beri gerçekleştirilen Bursa da 250 Büyük Firma çalışması bize göre bu şehirde yapılan en önemli çalışmalardan

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

İktisat Tarihi

İktisat Tarihi İktisat Tarihi 7.5.18 SAVAŞLAR VE EKONOMİK PERFORMANS Savaş 10 milyon askerin ölümüne, 20 milyonunun yaralanmasına neden oldu. Ekonomik açıdan uzun dönemde fizik yıkımdan daha zararlı olan normal ekonomik

Detaylı

Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER J.MAYNARD KEYNES(1883-1946 Radikal düşünceleriyle ekonomide çığır açan Britanyalı iktisatçıdır. Başlangıçta öğrencisi olduğu Alfred Marshall in etkisi altında kalan

Detaylı

Avrupa Birliği AVRUPA BİRLİĞİ -67- Bu bölümde Avrupa Birliği hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Avrupa Siyasi Haritası

Avrupa Birliği AVRUPA BİRLİĞİ -67- Bu bölümde Avrupa Birliği hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Avrupa Siyasi Haritası AVRUPA BİRLİĞİ Bu bölümde Avrupa Birliği hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Avrupa Siyasi Haritası A -67- İkinci dünya savaşından sonra Avrupa'daki altı ülke sosyal, kültürel ve ekonomik birliği sağlamak

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu Hazırlayanlar Yavuz BAYÜLKEN Cahit KÜTÜKOĞLU Genişletilmiş Üçüncü Basım Mart 2010 Yayın No : MMO

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi kökeni Yunanca da ki oikia (ev) ve nomos (kural) kelimelerine dayanır. Ev yönetimi anlamına gelir. Ekonomi yerine, Arapça dan gelen iktisat

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD Merkez Bankası FED, 18 Aralık tarihinde tahvil alım programında azaltıma giderek toplam tahvil alım miktarını 85 milyar dolardan 75 milyar

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017 İktisat Tarihi I 5/6 Ocak 2017 I. Dünya Savaşı öncesinde merkezi devletin yıllık vergi gelirleri, imparatorluk ölçeğindeki toplam üretim ve gelirin % 11 ini aşıyordu İlk dış borçlar 1840 lı yıllarda Galata

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 2. Hafta Ders Notları - 25/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 19/04/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

Kapitalizm. Norman Barry

Kapitalizm. Norman Barry Kapitalizm Norman Barry Kapitalizm, üretim araçlarına bireylerin sahip olduğu ve şahısların işgüçlerini gayri şahsi piyasa tarafından belirlenen bir fiyattan satmakta serbest olduğu ekonomik organizasyon

Detaylı

ÜNİTE:1. Devlet ve Ekonomi ÜNİTE:2. Kamu Maliyesinin İşlevleri ÜNİTE:3. Türkiye de Kamu Kesimi ÜNİTE:4. Kamu Maliyesinde Karar Alma ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Devlet ve Ekonomi ÜNİTE:2. Kamu Maliyesinin İşlevleri ÜNİTE:3. Türkiye de Kamu Kesimi ÜNİTE:4. Kamu Maliyesinde Karar Alma ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Devlet ve Ekonomi ÜNİTE:2 Kamu Maliyesinin İşlevleri ÜNİTE:3 Türkiye de Kamu Kesimi ÜNİTE:4 Kamu Maliyesinde Karar Alma ÜNİTE:5 1 Kamu Harcamaları ÜNİTE:6 Kamu Gelirleri ÜNİTE:7 Devlet Bütçesi

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ KOŞULLARI Demokrasi Kültürümüzün Yetersizliği Bedeli ödenmeden demokrasiye girmiş olmamızın sıkıntılarını çekiyoruz. Art

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 215 BÜYÜME DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen ** 13 Nisan 215 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE)

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU TEMMUZ 2016 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ 1. ÖZET BİLGİLER Resmi Adı : Azerbaycan Cumhuriyeti Nüfus : 9,780,780 Dil :Resmi dil Azerice dir. Rusca ve Ermenice

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ DEĞERLENDİRMEK ÜZERE DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com

Detaylı

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer)

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer) 25 Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Resmî Gazete ile yayımı:

Detaylı

Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest olursa ve rekabet mevcut ise halk o ölçüde fazla fayda sağlar. Adam Smith

Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest olursa ve rekabet mevcut ise halk o ölçüde fazla fayda sağlar. Adam Smith C.Can Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak- İş Konfederasyonu Yayını, 2002. NİÇİN BAZI MİLLETLER ZENGİN, BAZILARI YOKSUL? Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest

Detaylı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm OECD 6 Mayıs ta yaptığı değerlendirmede 2014 yılı için yaptığı

Detaylı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Kasım 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Kasım 2018 İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı Gerçek İşsiz Sayısı 6,4 Milyona Yaklaştı Kayıtlı İşsiz

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 86

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 86 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 86 i Bu sayıda; 2013 Ekim-Kasım-Aralık dönemine ait Kasım ayı İş Gücü ve İstihdam Verileri, 2013 Q4 Kısa Vadeli Dış Borç Verileri değerlendirilmiştir.

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli www.ekrempakdemirli.com 21.05.2014 1923 sonlarında Cumhuriyet Kurulduğunda Savaşlardan yorgun Eğitim-öğrenim seviyesi oldukça düşük bir toplum Savaşlar sonrası ülke harap ve

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek?

AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek? Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek? Ahmet YETİM 2000 Kasım ayında bankacılık-faiz-kur ekseninde gelişen, önce para piyasalarını sonra reel ekonomiyi kemiren krizden bu yana geçen 5 yılda ekonominin

Detaylı

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY İşletmelerin bir ülke ekonomisi içindeki yeri ve önemini, "ekonomik" ve "sosyal" olmak üzere iki açıdan incelemek gerekir. İşletmelerin Ekonomik Açıdan Yeri ve

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

İKTİSAD VE EKONOMİ TERİMLERİNİN FARKI

İKTİSAD VE EKONOMİ TERİMLERİNİN FARKI İKTİSAD VE EKONOMİ TERİMLERİNİN FARKI İktisat Ve Ekonomi Kelimelerinin Kökenlerine Bir Bakalım. İktisat Kelimesi Aslında Arapça Bir Kelime Olup Kasd Kökünden Gelmektedir.1 Kasd İse Hedefe Yönelme, Doğru

Detaylı

Küresel Eğilimler ve Türkiye

Küresel Eğilimler ve Türkiye economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraş tırmaenstitüsü Küresel Eğilimler ve Türkiye Güven Sak Ankara, 22 Kasım 2006 Küresel Eğilimler ve Türkiye Slide 2 Gündem Dünyaya ne oluyor? Dünyada

Detaylı

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations İki tip uluslar arası örgütten bahsedilebilir. Bunlar; Hükümetler Arası Örgütler Hükümet Dışı Örgütler Genel Olarak Uluslar arası örgütlerin sayıca

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi 2015 YILI

Detaylı

KAMU EKONOMİSİ KESİMİ, VERGİ GELİRLERİ ve VERGİ POTANSİYELİ İLİŞKİSİ (TÜRKİYE ÖRNEĞİ)

KAMU EKONOMİSİ KESİMİ, VERGİ GELİRLERİ ve VERGİ POTANSİYELİ İLİŞKİSİ (TÜRKİYE ÖRNEĞİ) KAMU EKONOMİSİ KESİMİ, VERGİ GELİRLERİ ve VERGİ POTANSİYELİ İLİŞKİSİ (TÜRKİYE ÖRNEĞİ) ı Doç.Dr. Turgay BERKSOY Konumuz Kamu Gelirleri içinde Vergi Gelirlerinin yeri ve önemi ve Türkiye'nin vergi potansiyelinin

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME 151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 7 Haziran 1978 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992

Detaylı

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge 24.03.2014. Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge 24.03.2014. Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar İŞLETMELERİN AMAÇLARI Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar Yrd.Doç.Dr. Gaye Açıkdilli Yrd.Doç.Dr. Erdem Kırkbeşoğlu İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge Kar ın İşlevleri

Detaylı

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 17 Aralık 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Aralık 2018 KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK Resmi İşsiz Sayısı 330 Bin Artarak 3 Milyon 750

Detaylı

DR. Caner Ekizceleroğlu

DR. Caner Ekizceleroğlu DR. Caner Ekizceleroğlu Ticaret Üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Dış Ticaret BİR

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ağustos 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 İŞSİZLİKTE KRİZİN AYAK SESLERİ MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

Detaylı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm Çin Ekonomisi Nisan-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı

Detaylı

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz,

Detaylı

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 1-John Maynard Keynes in en önemli eseri ve bu eserin içeriği nedir? İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 2-Keynes in geliştirdiği görüş nedir? Toplam talebin istihdamı

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90 i Bu sayıda; 2014 Ocak ayı İşgücü ve İstihdam Verileri değerlendirilmiştir. i 1 2014 ün ilk ayında gerçek işsiz sayısı 4 milyon 924 bin

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ. 30 Nisan 2014

İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ. 30 Nisan 2014 İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ 30 Nisan 2014 15 MAYIS 2014 Geçmişten bugüne sadece sanayinin ve sanayicinin sorunlarına yönelik dar bir bakış açısına sahip olmayı asla uygun görmedik. Geçmiş,

Detaylı

1. Giriş Giriş...19

1. Giriş Giriş...19 İÇİNDEKİLER ikinci baskıya önsöz...v birinci baskıya önsöz...vıı İÇİNDEKİLER... Xı BİRİNCİ KİTAP ANALİZİN ÇERÇEVESİ I. YÖNTEM SORUNLARI...3 1. Giriş...3 2. Neden yöntem tartışıyoruz?...4 3. Mantıki Bilimler

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II DIŞ TİCARET POLİTİKALARI Doç.Dr.Tufan BAL Not: Bu sunuların hazırlanmasında çeşitli internet siteleri ve ders notlarından faydalanılmıştır. Giriş Tarım Ürünleri

Detaylı

www.astromedya.com Örnek Tarot Okuması

www.astromedya.com Örnek Tarot Okuması Örnek Tarot Okuması Bir tarot okuması, bilinçaltına atılmış bir oltadır. Bizler yani tarot okuyucuları, sizin zihninize, bilinçaltınıza olta atarak, sebeplerini ve sonuçlarını zaten sizin biliyor olduğunuz

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2016/090 30.12.2016 Konu: 2017 Yılı İçin Asgari Ücret Belirlendi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararında, 2017 yılında uygulanacak asgari ücret brüt tutarı aylık 1.777,50 TL olarak belirlenmiştir. Buna

Detaylı

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, 1914-1918 (1) Topyekûn Savaş Çağı ve İlk Büyük Küresel Çatışma Mehmet Beşikçi I. Dünya Savaşı nın modern çağın ilk-en büyük felaketi olarak tasviri Savaşa katılan toplam 30 ülkeden

Detaylı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

GENEL BAŞKANIN MESAJI GENEL BAŞKANIN MESAJI Küresel ekonomik kriz, ekonomiyi kalıcı olarak küresel dünyanın birinci önceliği haline getirdi. İkibinli yılların ilk dönemine yıkıcı bir savaş olan ABD nin Irak işgali damgasını

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır. KLASİK İKTİSAT OKULU Klasik iktisadın felsefi temelini «doğal düzen» ve «faydacı felsefe» oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir: 1) Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir

Detaylı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MART 2016 (SAYI: 85) GENEL DEĞERLENDİRME 31.03.2016 Ekonomi ve İşgücü Piyasası Reformlarına Öncelik Verilmeli Gelişmiş ülkelerin çoğunda ve yükselen ekonomilerde büyüme sorunu

Detaylı