JEOTERMALİ. kullanamıyoruz VAAT SATIŞI İYİ GİDİYOR! Şimşek teki kriz korkusu. Orhan Mertoğlu, Efsane Güzeldereli ye anlattı.

Transkript

1 29 Nisan 2015 Çarşamba Fiyatı 25 Kr AKINCI: Anavatan yüreklerdeki duygu KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendileri için anavatan sevgisinin yüreklerde olan bir duygu olduğunu söyledi. Türkiye hükümetinin KKTC'deki seçimler sırasındaki duruşunun doğru bir tavır olduğunu vurgulayan Akıncı, ilk dış ziyaretini Ankara'ya yapacağını belirtti. HABERİ 12 DE Orhan Mertoğlu, Efsane Güzeldereli ye anlattı JEOTERMALİ kullanamıyoruz Jeotermal enerji kaynaklarının dünya ve Türkiye deki önemli isimlerinden biri olan Orhan Mertoğlu, jeotermal enerji, rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının zorunluluğuna dikkat çekti. Nükleer santrallere karşı olduğunu da söyleyen Mertoğlu nun anlattıklarına bakılırsa, enerji çeşitliliğimiz bol ama Türkiye ya dışa bağımlı olduğu petrol ve doğalgaza kaptırmış paçasını ya da çok tehlikeli bir yol olan nükleere çevirmiş yönünü. Termal su kaynakları, rüzgar, güneş gibi zenginliklerimiz ise şimdilik göz ardı Göz önüne getirmek istediğimiz gerçek şu: Jeotermal zenginlikte dünya 7 ncisiyiz ama kullanmama oranımız: yüzde 85. Rüzgar ve güneş de ihmale uğrayan enerji kaynaklarından Birleşmiş Milletler Jeotermal Teknolojisi Eğitimi, Japonya Kyushu Üniversitesi, jeotermal eğitimi gibi çok özel eğitimlerle donanmış mesleki birikimini, dünya ve Türkiye deki çok önemli uygulamalarla pratiğe döken Orhan Mertoğlu, Türkiye yi idare eden siyasilerin bilgisine ve görüşüne başvurduğu isimdi. Efsane Güzeldereli nin röportajı 13. SAYFADA VAAT SATIŞI Güvercin de GÜZEL dir Güvercin severler, Gölbaşı nda düzenlenen Güvercin Güzellik Yarışması nda bir araya geldi. Çeşitli kategorilerde yapılan yarışmada, dereceye girenlere ödülleri verildi. Kenan ERGEN in haberi 5. SAYFADA ATIKLAR dönüşüyor Çankaya Belediyesi atık geri dönüşüm çaışmalarını aralıksız sürdürüyor. HABERİ 6. SAYFADA Fehmi Koru Adaletin kestiği parmak acıtmamalı 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada İYİ GİDİYOR! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim beyannamesinde yer alan vaatleri seçim meydanlarında da seslendirmeye devam ediyor. www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplumda çok konuşulan, tartışılan seçim vaatlerini seçim meydanlarında da seslendiriyor. Kılıçdaroğlu, "11 milyon emekli kardeşime sesleniyorum, 11 milyonun oyunu bekliyorum, bir tek fireyi bile kabul etmiyorum. Sana bayramlarda onurunla kurban keseceğin bir hayatı sağlayacağım ben" dedi. Kılıçdaroğlu, çiftçinin dünyanın en pahalı mazotunu kullandığını belirterek, çiftçilere mazotun litresini 1,5 liradan vereceğini ifade etti. CHP lideri, "Siyaset halka çalışsaydı biz de 150 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç edebilirdik. Halkın cebi dolacak. Onun parası olacak ki huzur içinde yaşasın" diye konuştu. HABERİ 12. SAYFADA Şimşek teki kriz korkusu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ana muhalefetin ve diğer muhalefetin şu andaki bütün vaatleri ne yapacak? Bütçe açığını patlatacak, cari açığı patlatacak. Türkiye ikiz açıkla karşı karşıya gelecek, bu ikiz açık Türkiye'yi krize götürecek" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi TOKİ, yastık altı nı harekete geçirdi Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, 1-2 ay önce yaptıkları taksit ödeme indiriminden 33 bin vatandaşın yararlandığını belirterek, "Bu yaklaşık 1,5 milyar liralık bir bedel. Bu paranın milyon lirası kredi kullanılmadan vatandaşın yastık altı parası diye tabir edilen paradan getirilip ödendi" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Moskova çark etti Kremlin Basın Sözcüsü Peskov, "(Türkiye ile) çok yönlü işbirliğimizin gelişmesinin bizim için bir öncelik olduğunu daha önce ifade etmiştik. Bu zamana kadar gelişen ilişkilerimizin, bundan sonra da aynı şekilde gelişmesini umut ediyoruz. Çok sayıda ortak projemiz var, bu nedenle yapacak çok işimiz var" dedi. HABERİ 12. SAYFADA AK Parti adayları ATO yu ziyaret etti Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, teknolojiden ticarete kadar Başkent Ankara nın sorunlarını AK Parti Ankara 2. Bölge milletvekili adaylarına dosya halinde sundu. Halen AK Parti Ankara milletvekili olan Emrullah İşler ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya nın başkanlık ettiği Ankara 2. Bölge Milletvekili adayları arasında Nevzat Ceylan da yer aldı. HABERİ. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 29 Nisan 2015 Çarşamba Usta yönetmen Memduh Ün den iyi haber geldi Ceren Bozoğlu 30 kilo vermeyi planlıyor MUĞLA - Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde, geçen yıl kasım ayında rahatsızlanması ve sağlık durumunun kötüye gitmesi sonucu kaldırıldığı hastanenin yoğum bakım servisinde tedaviye alınan sinema yönetmeni Memduh Ün'den iyi haber geldi. Hayat arkadaşı Fatma Girik, Ün'ün yoğun bakım ünitesinde oturmaya başladığını hatta yardımla ayağa bile kalktığını söyledi. Torba Mahallesi'nde hayat arkadaşı Fatma Girik ile yaşayan yönetmen 95 yaşındaki Memduh Ün, geçen yıl 11 Kasım'da aniden fenalaşarak Acıbadem Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu kötüye giden Ün, yoğun bakım servisinde tedaviye alındı. Yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı Memduh Ün; akciğerlerinde sıvı birikmesi, yüksek tansiyon nedeniyle bir süre solunum cihazına bağlı olarak yaşamını sürdürdü. O günden itibaren Girik, Ün'ü bir an olsun yalnız bırakmadı. Endişeli günlerin geride kaldığı haberi Fatma Girik'ten geldi. Girik, "Dün ilk kez yatağında oturdu. Ardından ayağa kalkmak istedi. Doktorlar 'uzun süredir yattığın için adaleler zayıflamış olabilir' dedi. Buna rağmen ayağa kalktı, biz de yardım ettik tabii. Allah'tan asla ümit kesilmez. Bugün çok sevinçliyim, inşallah Memduh bey çok daha iyi olacak" dedi. İSTANBUL - Yeşim Ceren Bozoğlu, rol aldığı O Hayat Benim adlı dizideki karakteri için 30 kilo almıştı. Kısa süre önce tartışmalı bir şekilde diziden ayrılan ünlü oyuncu, şimdi de aldığı kiloları vermek için Kuşadası nda bulunan bir merkezde kampa girdi. Yaz boyunca periyodik olarak bu merkezde kalacağını belirten Bozoğlu, Güne sabah 5 te yürüyüşle başlıyorum. Gün boyunca doktorların hazırladığı diyet listesinin yanı sıra, egzersiz, termal havuzlarda yüzme, ozon tedavisi ve masaj gibi etaplardan geçiyorum dedi. Di zi yi bı rak tı ğın da Ar tık tüm za ma nı mı ken di mi mut lu et me ye ayı ra ca ğım ve faz la ki lo la rı mı ve re ce ği m di yen Bo zoğ lu, Sö zü - mü tu tu yo ru m de di. Ün lü oyun cu ki lo la rın - dan kur tu lun ca Tür kan Şo ra y ın yö ne te ce ği Es ki Kö ye Ye ni Ade t ad lı si ne ma fil min de rol ala ca ğı nı da belirtti. Vizyona yeni girecek filmler "İntikam Kapanı" Salma Hayek, Hiroyuki Watanabe, Laura Cepeda ile Togo Igawa'nın oynadığı "İntikam Kapanı", aksiyon sahneleriyle dikkati çekiyor. Gösterdiği performansla eleştirmenlerden tam not alan Salma Hayek'in başrolünde olduğu filmin yönetmenliğini kendine has tarzı ile adından söz ettiren Joe Lynch üstlendi. Uzun zamandır ekranlardan uzak olan Hayek'in "Everly" karakterini canlandırdığı filmin konusu şöyle: "Everly tam da evden çıkıp gidecekken ihanete uğradığını düşünen eski sevgilisinin tuzağına düşer. Kapının ardında beliren kiralık katiller, mafya lideri olan sevgilisinin talimatıyla onu kapana kıstırmıştır. "Citizenfour" Edward Snowden, Glenn Greenwald, William Binney ve Jacob Appelbaum'un oynadığı belgesel türündeki "Citizenfour" adlı filmin yönetmenliğini Laura Poitras yaptı. Oscar ödülü dahil 0'ın üzerinde ödül kazanan filmin konusu şöyle: "Belgeselci ve gazeteci Laura Poitras ve gazeteci Glenn Greenwald, 'Citizenfour' takma adını kullanan Edward Snowden'la Hong Kong'da buluşuyor. Üst düzey CIA analizcisi Snowden, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın özel hayatın gizliliğini hukuk dışı yollarla ihlal ettiğini kanıtlayan gizli belgeleri kameralar önünde gazetecilere teslim ediyor. "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili 2" İzleyici ile 2012'de buluşan "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili" filminin ikinci serisi "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili 2", Judi Dench, Maggie Smith, Bill Nighy ve Dev Patel ile aynı kadroyu tekrar bir araya getirdi. Yeni seride otelin yeni misafirleri Richard Gere, Tamsin Greig ve David Strathairn olacak. John Madden'in yönettiği komedi türündeki film, hayatlarının ikinci baharını yaşayan kişilerin, yaşamlarını ve ilişkilerini saygı ve sevgilerini sürdürerek nasıl devam ettirdiklerini anlatıyor. 05:23 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:25 Sarayın Doktoru 06:30 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:00 İyi Fikir 12:5 Böyle Bitmesin 1:30 Beni Böyle Sev 16:35 1'de Bugün 16:50 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:5 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Diriliş Ertuğrul 23:00 Yedikule Hayat Yokuşu 01:05 Beni Böyle Sev 03:05 1'de Bugün 03:20 Dizi Klip 03:30 Zengin Kız Fakir Oğlan 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Kara Para Aşk 23:0 Kim Milyoner Olmak İster? 00:55 Bitmeyen Şarkı 02:20 Aşk ve Ceza 03:50 Beyaz Gelincik 07:00 HER SABAH 08:5 2.SAYFA 10:0 DİLARA KOÇAK İLE İYİ YAŞAM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:50 YABANCI SİNEMA ÇARPIŞMA NOKTASI 21:6 YABANCI SİNEMA 23:10 BUNU KONUŞALIM YAŞAM-CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA TEKRAR 01:30 YABANCI SİNEMA TEKRAR 06:00 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:5 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 1:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Güzel Köylü 23:30 Aşktan Kaçılmaz 07:30 Aile Doktoru (Yeni) 08:5 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 11:5 Sekizde 8 12:30 Ütopya Panorama 13:5 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya 20:00 O Ses Türkiye Düelo 23:15 3 Adam 01:15 Bu Tarz Benim 0:5 Ver Fırına 06:00 Geniş Aile 06:5 Günaydın 09:30 Alın 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:5 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:0 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Hayat Yolunda 23:15 Yerli Dizi 01:30 Abbas Güçlü ile Genç Bakış 19:55 DİRİLİŞ ERTUĞRUL 13. Yüzyıl Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 00 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek. 19:50 ÇARPIŞMA NOKTASI Orjinal İsmi:The Hunt For Eagle One Crash Poınt Yönetmen:Henry Crum Oyuncular:Mark Dacascos, Theresa Randle, Jeff Fahey,Joe Suba Yapım Yılı:2006 Tür:Aksiyon / Macera Teröristler, yer kontrol aletini çalmışlardır. Bu kaçırma olayını engelleyen yeni cihaz Hava Trafik Kontrolü'nün pilotun aletlerini kilitleyip, uçağı uzaktan kumanda ile uçurabilmesini sağlamaktadır. Ordu, teröristlerin bir jet yolcu uçağın Güneydoğu Asya'da gizli bir Birlişik Devletler Askeri İstihbarat üssüne düşürme planlarını öğrendiğinde, saldırı timi isyancıların olduğu bölgeye gönderilir. Görevleri, bu cihazı teröristler amaçlarına ulaşamadan geri getirmektir. Kaan ve Kamuran yaptıkları anlaşma üzerine Gül ve Cemal'i huzursuz etmek için harekete geçerler. Gül ve Cemal'in evlerinin bulunduğu ormanda yürüyüş yaparak kendilerini zorla evlerine davet ettirip Cemal'in süprizini bozarlar. Öte yandan Cemal işletmeye açacakları yerin planlarını hazırlarken Yusuf ve Bünyamin de belediyeye baş vurup aynı yere talip olduklarını söylerler. Ancak bundan Cemal ve Gül'ün haberi yoktur. Sultanana'nın ilk aşkı Firat ise ortadan kaybolurken Sultanana ile ilgili gerçekleri anlatan bir mektup bırakmıştır. Bu mektup Gül ve ablasının kafasını karıştırır ve Nihal, gerçeği öğrenmek üzere araştırmaya karar verir. 20:30 GÜZEL KÖYLÜ

3 bölge haberleri 29 Nisan 2015 Çarşamba 3 Türkiye'nin en büyük feribotu Van Gölü'ne indirildi Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr Van Gölü Feribot İşletme Müdürlüğü tarafından yapımı tamamlanan Türkiye'nin en büyük feribotu, Van Gölü'ne indirildi. BİTLİS - Tatvan İskelesi'ndeki tersanede yılda inşa edilen 7 katlı feribot, 136,5 metre uzunluğa, 2 metre genişliğe ve 50 vagon taşıma kapasitesine sahip. Nursoy Şirketler Grubu Proje Müdürü Celalettin Kılıçoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en büyük feribotunu Van Gölü'ne indirdiklerini belirterek, tersanede bir feribotun daha yapımının devam ettiğini ve yakın zamanda onu da suya indireceklerini söyledi. Kılıçoğlu, 2011 yılından bu yana devam eden çalışmaların ardından feribotun Van Gölü ile buluştuğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Feribot içerisinde henüz yapılacak ince işler var. Bunlar da 15 Haziran'da tamamlanacak. Temmuz ayı başında test seferlerine başlanmış olacak. 7 katlı feribotun en alt katında makine ve elektrik daireleri olacak. Bir üst katında vagonların bineceği ray katları var. Onun bir üstünde 350 yolcu kapasiteli geniş bir salon bulunuyor. Salonun içerisinde lokanta, çay ocağı, kafeterya, büfe ve benzeri hizmetlerin verileceği yerler olacak. Ayrıca bu feribotun en büyük özelliği çift yön yükleme yapabilmesidir. Bu feribotlar her iki taraftan simetriktir ve her iki yöne gidebilir. Bu nedenle en üst katta 2 adet kaptan köşkü var. Kaptan gidiş yönüne doğru her iki tarafı kullanabilir." Feribotun bin ton yük taşıma kapasitesine sahip olduğunu ve geminin taşıdığı yükü bir seferde taşıyabildiğini anlatan Kılıçoğlu, "Mevcut gemiler ortalama bin ton yük taşıma kapasitelidir. Bizim geminin kapasitesi ise bin ton. Hız olarak da onlar veya,5 saatte Tatvan'dan Van'a ulaşıyor. Bu gemi ise 3 saat 15 dakikada yol alacak. Dolayısıyla hem yük hem de zaman açısından kazancımız olacak" diye konuştu. Bursa'da bakımevinde engelli çocuklara işkence iddiası BURSA - Bursa Valisi Münir Karaloğlu, bakımevinde engelli çocuklara işkence yapıldığı iddiasına ilişkin, "Olay yeni değil ama bugün neden tekrar ısıtıldı, onu tam anlamış değiliz. Olaylar iddia aşamasındadır. Ne savcılık ne de bakanlık açısından somutlaşmış bir iddia yoktur" dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katılan Karaloğlu, özel bakımevinde engelli çocuklara işkence yapıldığına ilişkin bazı gazeteler ve internet sitelerinde yer alan iddialarla ilgili gazetecilere açıklamada bulundu. "Bakım merkezinde çalışan bir hanımefendinin işten çıkartıldıktan sonra hem kendisine hem de bakım altındaki insanlara kötü muamele yapıldığıyla ilgili iddia çerçevesinde bize müracaatı olmuş" diyen Karaloğlu, "Onun üzerine inceleme başlatmışız. Valilik olarak iddiayı ciddiye almışız. İncelemeden sonra Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuşuz. Sonra da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, 'bu iddialar ciddi' diyerek, bakanlıktan müfettiş istemişiz. Sonra şubat ayında iki müfettişimiz geldi ve uzunca süre burada inceleme yaptı. Mart ayında incelemelerini tamamladılar ama daha teftiş raporları bize ulaşmadı" şeklinde konuştu. Konuyu öğrendiklerinden bu yana üzerine ciddiyetle gittiklerini dile getiren Karaloğlu, şunları kaydetti: "Olay yeni değil ama bugün neden tekrar ısıtıldı, onu tam anlamış değiliz. Olaylar iddia aşamasındadır. Ne savcılık ne de bakanlık açısından somutlaşmış bir iddia yoktur. Hanımefendinin kendisiyle ilgili kötü muamelesine yönelik cumhuriyet başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığıyla ilgili kararı var yani olay iki boyutlu. Bir kadının kendisine kötü muamele yapıldığı... Bu konuyu savcılık sonuçlandırmış. Demiş ki: Burada iddialar doğru değil ve kovuşturmaya yer yok. Oradaki hastalarla ilgili soruşturma hem savcılık hem de bakanlık boyutuyla devam ediyor." Öte yandan, bakımevinin müdürü Halil İbrahim Divli de AA muhabirine yaptığı açıklamada, konunun bir yıldır devam ettiğini anlattı. Suçlamaları kabul etmeyen Divli, ''Burada çalışan bir personelimizin iddiaları bunlar, kabul etmiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının denetiminde özel bir kuruluşuz. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri ile müfettişler zaten bizi denetledi. Her zaman da denetliyor" dedi. İşkence iddialarının yer aldığı basın kuruluşlarına tekzip yayımlamaları için dava açacaklarını ifade eden Divli, "Çamur at, izi kalsın, tekzip isteyeceğiz. Burada bize iftira atılmıştır. Bu kişiler çok ağır engelli hastalar. Yaptığımız işte bir sıkıntı yok" değerlendirmesinde bulundu. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Özgür Kemal Yetkin ise bakımevindeki 3 hasta çocuğun ailesinin kendisine geldiğini kaydederek, "Bu kişiler, bugün gazetelerde yer alan iddiaları anlattılar, fotoğraflar gösterdiler. Bunun üzerine biz de 8 avukat, bu merkezde hasta haklarına aykırı davranışlar olduğu gerekçesiyle cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bugün de birkaç hasta yakını bizi arayarak görüşmek istedi. Konunun takipçisi olacağız" görüşünü paylaştı. Adaletin kestiği parmak acıtmamalı BAŞKA ülkelerde de öyledir, ama yargı mensupları özellikle bizim ülkemizde aşırı saygı görür. Savcıdan, yargıçtan, ağız dolusu, Savcı Bey ve Hâkim Bey diye söz edilir. Zaten bu sebeple, yalnızca bizde Adaletin kestiği parmak acımaz özlü sözü herkesin dilindedir. Eskiden böyleydi, bunun günümüzde de bozulmaması gerekir. Hukuk camiasına buradan bir haberim var: Son zamanlarda yaşananlar yüzünden yargı camiasına bakışta algı kırılmaları fark ediyorum. Güven hâlâ devam ediyor etmesine, ancak Ne oluyoruz? sorusu eşliğinde tereddütler de yaygınlaşıyor. Sorun Ergenekon ve ilintili davalarla başladı. Devlet içinde yuvalanmış çetelerle ve darbecilerle hesaplaşmak amacıyla başlatılan süreç, torbanın içerisine ilgili-ilgisiz şahsiyetlerin tıkılmasıyla amacından saptırıldı. Yalnızca zihinlerde yargıya karşı soru işaretleri oluşturmakla kalmadı birbiri ardına sergilenen yanlışlıklar, siyasi hayatımız ve demokrasi için son derece gerekli bir hesaplaşma da güme gidiverdi. Bugün yaşananlara ne diyeceğiz? Doğrusu ne diyeceğimi ben bilemiyorum. Gördüğüm, yakın tarihte yaşananlardan hiçbir ders alınmadığıdır. Ergenekon sürecinde yapılan yanlışların benzeri, bugün de bir başka eksende tekrarlanıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Zühtü Arslan, dün devletin önde gelen şahsiyetlerinin huzurunda yaptığı konuşmada, lafını eğip bükmeden, Yargının siyasallaşması hukukun sonu olur dedi ve ekledi: Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez. O sözlerin açık anlamı şu: Yargıçlar, hukuk devletlerinde, eldeki yasalara göre hüküm verirler; bunu yaparken kendi vicdanları dışında hiçbir şeyden ve hiçbir kimseden etkilenmezler. Siyaset içinden veya dışından kişilerin telkin veya talimatlarıyla verilen hükümler hukuki olmaz; tam tersine, bağımsız olması gereken yargı taraflı hale geldiğinde, ülkenin yapısına artık hukuk devleti denemez. Son olaya Prof. Arslan ın işaret ettiği temel esas açısından baktığımızda tam bir hukuk kargaşası görüyoruz. Kargaşa, adalet mekanizması içerisinde yer alan yargı mensuplarının, bir tarafın iddiasına göre, siyasetin dışındaki bir odaktan aldığı talimatı yerine getirmek için yasaları eğip bükmesinden kaynaklanıyor... Diğer taraf da, verilen kararı yok hükmünde sayan yargı mensuplarının siyasilerden emir alarak bunu yaptıklarını iddia ediyor. Hangisi doğru? Umarım, iki iddia da doğru değildir. İyi niyetli bakışım, yargıya ve yargı mensuplarına dönük algının olumsuzlaşmasını değiştirmiyor. Galiba en iyisi, doğrudan çağrıda bulunmak... Savcı Beyler... Hâkim Beyler... Yargımızın değerli mensupları... Lütfen toplumda var olan sizlerle ilgili olumlu bakışı zedeleyecek yanlışlıklara kendinizi kapalı tutunuz. Çok sevdiğiniz bir büyüğünüzün veya icraatını beğendiğiniz bir devlet adamının gönlünü hoş etme dürtüsüyle asla hareket etmeyiniz. Başkasının yanlışı, sizi yeni bir yanlışa sürüklemesin. Tutukluluk halini insanlar üzerinde peşin bir ceza mekanizmasına dönüştürmekten kaçının; bir kişiyi haksız yere içeride tutacağınıza, bir suçsuzu cezaevlerinde çürüteceğinize onlarcasını serbest bırakın daha iyi... Siyasilerin savaşlarına nefer olarak yazılmayın; siyasi ajandası olanların güç kullanma sevdasına kendinizi alet etmeyin. Edenler olursa, ne yapıp edip önüne geçin. Gözleri kapalı resmedilen adalet perisini aşüfteler ve alüfteler derekesine düşürmekten ısrarla kaçının. Birbirinizle adalette ve hakkaniyette yarışınız. Zaten yapıyorsunuzdur ya, ben yine de bir hatırlatayım dedim. 28 Nisan 2015/ HABER TÜRK Tarlalardan balık tutuyorlar EDİRNE - Edirne'deki nehir taşkınlarıyla çeltik tarlalarına sürüklenen balıklar, gönüllü kişilerce yakalanıp nehre bırakılıyor. Şubatta, son 31 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak taşan ve çok sayıda tarım arazisini su altında bırakan Meriç Nehri'nin debisi düşmeye başladı. Debinin düşmesiyle taşkın sahasındaki su seviyesi de azaldı. Yıldırım Mahallesi'ndeki çeltik arazilerinde su seviyesi azaldıkça, taşkınla bölgeye gelen balıklar fark edilmeye başlandı. Tarlalara yakın kum ocağında çalışan vatandaşlar, çeltik tarlalarındaki sazan cinsi balıkları kepçe ağ vasıtasıyla yakalayıp kovalara doldurarak Meriç Nehri'ne bırakıyor. Kum ocağı işletmecisi Ahmet Yılmaz, yaptığı açıklamada, suların çekilmeye başlamasının ardından tarlalardaki balıkların da ortaya çıktığını söyledi. Kendi imkanlarıyla bir haftada 5 bin balığı yeniden yaşam alanlarına kavuşturduklarını belirten Yılmaz, "Yetkililer binlerce balığı nehre ulaştırmak için ekip oluşturmalı" dedi. Yılmaz Kıygan da oltayla dahi tarlalardan balık tutulabildiğini kaydetti. Doğum sancısı bahanesi polisten kaçmalarına yetmedi ADANA - Adana'da hamile kadın ve yanındaki şüpheli, polis takibinden kaçmak için "doğum sancısı" bahanesiyle çağırdıkları ambulansla götürüldükleri hastanede gözaltına alındı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Yeşiloba Mahallesi ATİKOP Toptancılar Sitesi'ndeki bankaların bulunduğu bölgede, şüphelendikleri otomobili durdurmak istedi. Uyarıya rağmen kaçmaya çalışan, biri kadın 3 şüphelinin içinde olduğu otomobil, Ova Mahallesi'nde terk edilmiş halde bulundu. Ara sokaklarda arama yapan ekipler, çevredekilerden, eşkale uyan kadının, "hamileyim, sancım var, ambulans çağırın" dediğini, yanındaki kişiyle ambulansa binip uzaklaştığını öğrendi. 112 Acil Servis komuta merkezinden, şüphelilerin Adana Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesine bırakıldığı bilgisini alan ekipler, hastane içinde ve çevresinde arama yaptı. Şüphelilerden Filiz M. acil serviste, diğeri hastane bahçesinde yakalanarak, polis merkezine götürüldü. Kaçan diğer şüphelinin yakalanması için çalışma sürüyor.

4 29 Nisan 2015 Çarşamba Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, teknolojiden ticarete kadar Başkent Ankara nın sorunlarını AK Parti Ankara 2. Bölge milletvekili adaylarına dosya halinde sundu. Halen AK Parti Ankara milletvekili olan Emrullah İşler ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya nın başkanlık ettiği Ankara 2. Bölge Milletvekili adayları Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. ATO Yönetim Kurulu Başkanvekili Koray Güngör Şanal ile üyeler Recai Kesimal, Erdoğan Yıldırım, Hıfzı Kuruşa ile Mehmet Aypek in de bulunduğu ziyarette konuşan ATO Başkanı Bezci, TOBB un 8. Ticaret ve Sanayi Şurası nda Ankara da bulunan 10 oda adına, Başkent in sorunlarını Başbakan Ahmet Davutoğlu na aktardığını anlattı. Ankara nın orta ve ileri teknoloji üretiminde diğer illere göre önemli avantajlara sahip olduğuna, Ankara da faaliyet gösteren 6 teknoparkta 600 e yakın kuruluşta çok sayıda uzman çalıştığına dikkat çeken Bezci, Ankara, üniversite teknopark ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya, Şehir Hastaneleri Projesiyle yapılacak olan sağlık kampüslerinin, yerli sağlık endüstrisi için çok önemli bir fırsat olduğunu söyleyedi. Kaya, Şehir Hastaneleri Projesiyle, 3 sağlık kampüsü toplam 30 milyar liralık yatırımla yapılacak. Bildiğimiz kadarı ile bu kampüslerinden 17 tanesinin ihalesi tamamlandı ve bunlardan 2 si de Ankara da olmak üzere bazılarının inşaatlarına başlandı. Ülkemize sağlık alanında klasman atlatacak böylesi büyük ölçekli yatırımlar ise ilgili sektörleri yeniden yapılandırmak için çok büyük bir fırsatlar sunar. Eğer bu fırsat akılcı şekilde değerlendirilirse yerli sağlık endüstrimiz, kendisini geliştirerek Dünya ile rekabette önemli bir avantaj yakalayacaktır. Fakat geçmişte yaşadığımız tecrübelerimiz sebebiyle bu fırsatın değerlendirilerek yerli imalatın güçlendirilmesi noktasında ciddi tereddütlerimiz var. Hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz dedi. Şehir Hastanelerinin özel girişim tarafından yapılıp, uzun süreliğine devlete kiralanacağını da belirten Kaya; Sistem yap işlet devret modeliyle çalışacak. Bakanlığın düzenlediği ihaleye giren firmalar da tıbbi cihazlara ilişkin fiyatları yerli üreticilerimizden aldılar ve fiyatları buna göre verdiler. İhale gereği kullanılacak tıbbi cihazları da kapsayan tüm yatırım yüklenici firma tarafından gerçekleştirilecek. Durum böyle olunca da yerli imalata uygulanan %15 fiyat avantajından firmalarımız faydalanamayacak. Her ne kadar %1 gibi avantaj sağlanması yönünde bir çalışma olduğunu duymuş olsak da henüz netleşmiş bir şey yok. Kaldı ki bu rakam da yeterli değil. Bu şartlar altında görünen o ki bu fırsatı da kaçıracağız. Tıbbi cihaz sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız katıldıkları yurt dışı fuar ve ihalelerde kendi ülkenizdeki ihaleleri alabildiniz mi sorusuyla karşılaştıklarını da söyleyen Kaya; Küreselleşen Dünya da artık herkesin birbirinden haberi var. Sektör temsilcileri Türkiye de kurulan şehir hastanelerini de biliyor ve yakından takip ediyor. Tıbbi cihaz üreten firmalarımız yurt dışında katıldıkları fuarlarda, kendi ülkenizdeki ihalelerde ne durumdasınız soruları soruluyor. ve sanayi bölgelerinin entegrasyonu sağlanarak, Silikon Vadisi benzeri bir ileri teknoloji üretim merkezi haline getirilebilir dedi. Ankara yı liman kentlerimize bağlayacak demiryoluna ihtiyaç olduğunu anlatan Bezci, Hızlı trenin merkezi olan Ankara da özellikle Akdeniz bölgemizdeki liman kentlerine bağlayacak demiryolu yatırımlarının zaman geçirilmeden yapılması elzem olmuştur diye konuştu. Bezci, Ankara dan yapılan ihracat için gümrükleme işlemlerini yaparak limanlara gidecek araçlara ÖTV den muaf akaryakıt verilmesinin ticaretin gelişimine önemli katkı sağlayacağını söyledi. Ankara nın sağlık hizmetleriyle, turizm potansiyeliyle, fuar ve kongre merkezleriyle turizm şehri olarak da marka haline gelmesi için çalışmalar yürüttüklerini anlatan Bezci, Ancak biz ne kadar çalışırsak çalışalım şehrimize kolay ve doğrudan ulaşım sağlanamadığı sürece bu çalışmalar amacına ulaşmayacaktır. Dolayısıyla Ankara nın dünyanın önemli bölgelerine direkt uçuşlara sahip olması, turizmi ve ekonomisi için büyük önem arzetmektedir. Bu nedenle Esenboğa Havaalanına doğrudan uçuşların artırılması gerekmektedir. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, şoförlüğü meslek edinmiş yaklaşık 1,5 milyona yakın kişinin tekrar odalara üye olabilmesi için 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu ndaki vergi mükellefiyeti şartının yasal değişiklikle kaldırılması çalışmalarının devam ettiğini belirtti yılında çıkarılan 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu ile 507 sayılı yasadaki uygulamanın kaldırılması üzerine ticari araç sahibi olmayan ve vergi mükellefiyet kaydı bulunmayan şoförlerin oda kayıtlarının silindiğini kaydeden Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Yeni düzenleme ile sadece üzerine kayıtlı araç bulunan ve vergi mükellefi olan şoförler meslek odalarına kayıt yaptırabiliyor. Bu şartın Ayrıca, Ankara da yapılacak olan fuar alanının raylı sistem ile hava alanına bağlanması Ankara nın geleceği açısından çok önemlidir. Bu hat için yapılacak yatırım, fuar ve kongre şehri olan Ankara nın canlanan ekonomisiyle karşılığını bulacaktır diye konuştu. Arazisinin yarısı tarım alanı olan Ankara da sulu tarım alanlarının genişletilmesi için baraj ve bent benzeri altyapı yatırımlarının artırılması gerektiğini ifade eden Bezci, jeotermal kaynakların sağlık turizmi ile örtü altı üretimde kullanılması için çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti. Lisanslı depoculukta atıl kapasite sorununu da aktaran Bezci, tarımda ürün çeşitliliğinin azaltılarak verimi yüksek kaliteli tohum kullanılmasının önemine işaret etti. Bezci, Üreticilere, tohum ve prim desteği verilerek, standartlara uygun, yüksek kaliteli ve verimli üretim desteklenmelidir dedi. İşadamlarının seyahatlerinde vize sorunu yaşadığını hatırlatan Bezci, Ankara Ticaret Odası meclis üyeleri ile vergi rekortmeni olmuş iş adamlarına yeşil pasaport sağlanması, şehrimizin dış ticaretinin geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır diye konuştu. dışındaki şoförler ise direksiyonuna geçtikleri aracın çalışan işçisi olarak kabul ediliyor. Yeni yapılacak yasa düzenlemesi vergi mükellefiyeti şartı kaldırılarak meslek odalarına kayıtlı olmayan şoförlerin önündeki engel kalkmış olacak. Böylece anayasanın eşitlik ilkesi de ihlal edilmemiş olacak diye konuştu. Kayıt dışında olan şoförlerin kayıt altına alınması için gereken çalışmaların yapıldığının altını çizen Palandöken, Bir mesleğin tanımlanmasında esas olan mesleki beceridir. Esnaf ve sanatkârlık mesleği de belirli pratik ve teorik eğitimlerle kazanılan meslek adıdır. Vergi mükellefi olmak veya olmamak bir mesleğin belirleyici unsuru olarak düşünülmemeli. Odaya kayıt için vergi mükellefiyeti şart olmamalıdır. Vergi Usul Kanununa göre vergi mükellefiyeti, esnaflar için fiilen işe başladıktan sonra oluşmaktadır. Odaya Ak Parti Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayları, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci'yi ziyaret etti. AK Parti Ankara adayları ATO'yu ziyaret etti ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya: "Şehir Hastaneleri yatırımından payımızı istiyoruz" TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: Şoförlük, mesleksizlerin mesleği olmamalı kayıt için potansiyel vergi mükellefi olma yeterli görülmelidir. Şoförlük, kişisel bilgi ve beceriyi gerektiren ve bedeni çalışmaya dayanan bir meslek dalıdır. Meslek Kuruluşlarının en önemli işlevlerinden birisi, Meslek ahlakını üyelerinde oluşturmak, geliştirmek, denetlemek ve sahip çıkmaktır. Ticari kuruluş vasfındaki eğitim merkezlerinin meslek ahlakını ve bilincini oluşturmasını beklemek gerçekçi değildir. Bugün şoförlerin denetimi başlı başına sorun teşkil ediyor. Özellikle şehir içi yolcu taşımacılığında yeterli şoför eğitiminden ve denetiminden söz etmek mümkün değildir. Şoförlük mesleğine ilişkin yapılacak düzenlemeler karayolu ulaşımı ve trafik güvenliği açısından da faydalı olacaktır şeklinde söyledi Yılında getirilen düzenlemenin ardından şoförlerin kayıtlarının sürekli silindiğini ve bugüne kadar tek bir şoför kaydının yapılmadığına dikkat çeken Palandöken, Düzenlemenin hayata geçmesiyle şoförlük mesleği daha etkili bir denetime ve eğitime tabi tutulacaktır. Şoförlerin kayıt altına alınmasıyla can ve mal güvenliği sorunları da ortadan kalkacaktır. Son yaşanan olaylar kayıt altına almanın ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Şoförlerin kayıt altına alınmasıyla, odalarımızda mesleki eğitimlerden yararlanma imkanı da kolaylaşacak dedi. ANKARA Konukevi sakinleri Anıtkabir'i gezdi Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümü dolayısıyla "Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal'i Anmak" temalı etkinlikler kapsamında, Onkoloji Konukevi'nde kalan hasta ve hasta yakınları da Ata'nın huzuruna çıktı. ŞEBNEM ÜNAL- Yenimahalle Belediyesi'nin Ankara'ya kazandırdığı Onkoloji Konukevi, tedavi amacıyla şehir dışından gelen hasta ve hasta yakınlarına sıcak bir yuva olurken, aynı zamanda düzenlenen etkinlikler, konukevi sakinlerine moral veriyor. Onkoloji Konukevi Müdürü Hakkı Vatansever'in öncülüğünde Anıtkabir'i ziyaret eden 25 hasta ve hasta yakını, böylesine anlamlı bir günde ilk defa Ata'nın huzuruna çıkmanın mutluluğunu yaşadı. Anıtkabir'de görev yapan askerler de ziyaretçilerini hoş bir sürprizle karşıladı. 1'inci Dünya Savaşı'nda giyilen asker kıyafetleriyle nöbet tutan askerler, konuklarını duygulandırdı. Anıtkabir'i ilk defa gören konukevi sakinleri, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar a teşekkür ederek, "Yenimahalle Belediyesi geçirdiğimiz bu zor günlerde bize en büyük desteği verdi. Bize evimizin konforunda bir yuva sundu. Düzenlediği sosyal kültürel etkinliklerle de hayatımıza anlam kattı" dedi. "Çocuklarda mahremiyet eğitimi Yenimahalle Belediyesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Ankara İl Müdürlüğü ile birlikte Batıkent Meydan AVM de Çocuklarda mahremiyet eğitimi konulu seminer düzenledi. Aile Eğitim Programı Formatörü Yasemin Davarcı nın verdiği seminere, çok sayıda ebeveyn katılırken, aileler, çocuklarına mahremiyet konusunda nasıl davranılması gerektiğini öğrendi. Çocuk yetiştirmede mahremiyet duygusu hakkında eğitim alan katılımcılar, eğitmene sorular yönelterek bilgi sahibi oldular. Ailelere çocukları cinsel istismara karşı koruma sağlayacak önerilerde bulunan Davarcı, Küçük yaşlardan itibaren evde çocukları çırılçıplak dolaştırmayınız. Çünkü bu davranışının doğru olmadığını, mahrem olduğunu anlamalıdır. Çocuğunuzun çığlık atmasına da engel olmayınız. Bırakın çığlık atsın bunu öğrensin dedi. Yenimahalle'de İABB Meclisi toplantısı HABER MERKEZİ- İç Anadolu Belediyeler Birliği Genel Başkanı ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar Başkanlığında Biriliğin 50 inci Olağan Genel Kurulu,Yenimahalle Belediyesi 50. Yıl Dört Mevsim Tiyatro Salonu nda yapıldı. 8 maddelik gündemle toplanan mecliste 201 yılı Faaliyet Raporu, 201 yılına ait gelir-gider kesin hesap cetveli ve 2015 yılı yatırım planı ve çalışma programı görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi. Toplantının 7 inci maddesinde ise encümen üyeliği seçimleri vardı. Birliği bağlı üyeler kullandıkları oyla yeni encümen üyelerini belirledi. Buna göre Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Kırıkkale Delice Belediye Başkanı Turgut Özdem, Amasya Gümüşhacıköy, Belediye Başkanı Zehra Özyol ve Niğde Çiftlik Bozköy Belediye Başkanı Yalçın Tekeli yeni encümen üyeleri olarak seçildi. Toplantının son gündem maddesine bağlı olarak da birliğin bir sonraki olağan meclis toplantısının Ekim ayı içerisinde yapılması kararlaştırıldı. Susuz a hizmet sürüyor Susuz da mahalle sakinlerine verdiği sözleri yerine getiren Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, düzenlenen bir törenle Susuz Mahallesi ne Semt Birimi, Sağlık Ocağı ve dev bir parkı hizmete açtı. Yenimahalle Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan yatırımlar bir bir açılmaya devam ediyor. Susuz sakinleri yeni hizmet binalarına düzenlenen açılış töreniyle kavuştu. Törene Başkan Yaşar ın yanı sıra Belediye Başkan Vekili Mehmet Kartal, Belediye Başkan Yardımcıları Başar Bal, Erhan Aras, Hüseyin Boran, Yaşar Neslihanoğlu, CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Ahmet Meşe ve ilçe yönetimi, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve mahalle sakinleri katıldı. Açılış öncesi mahalle sakinlerine seslenen Yaşar 2009 da ilk belediye başkanı seçildiğimde Susuz da doğru dürüst asfalt, kaldırım yoktu. Her yer çamur içerisindeydi. Bir tane yeşil alan yoktu. Belediye adına yapılan tek bir iş yoktu. O günden bu günlere geldik. Geldiğimde söz vermiştim. Hepsini bir bir yerine getirdim.

5 ANKARA 29 Nisan 2015 Çarşamba5 HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN Keçiörenli çiftler, tarihinde hayatlarını birleştirmek için Keçiören Belediyesi Evlendirme Memurluğuna akın etti. Mutluluğa adım atan çiftlerin evliliklerini daha özel kılmak için başvurdukları yöntemlerden biri haline gelen özel tarihlerde evlenme modası bu yıl da tarihini seçenlerle devam etti. Evlilik için aylar öncesinden Keçiören Belediyesi Evlendirme Memurluğundan gün alan çiftlerin sayısı 110'ü geçti. Mutlu anlarını ölümsüz bir tarihle taçlandırmak isteyen çiftler, böylece hem evlilik yıldönümlerini daha net hatırlıyor hem de ilerde anlatacakları bir anıları oluyor. Keçiören Belediyesi Evlendirme Memurları yaklaşık 6 ay önce taleplerin başladığını eğer tarih hafta sonuna denk gelseydi bu rakamın bir kat daha artacağını, hala da başvuruların devam ettiğini dile getirdiler. Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biri olan Keçiören'de yaşayan çiftler mutluluğa adım atarken, özel tarihlerde evlenme çılgınlığı da önümüzdeki yıllarda da devam edecek gibi görünüyor. Türkiye Taklacı Güvercin Federasyonu Oyun Kuşu Güzellik Yarışması, Güvercin sever Aydın Ataman ın organizasyonunda ve ev sahipliğinde Gölbaşı Boyalık Köyü nde gerçekleştirildi. Türkiye geneli düzenlenen yarışmaya güvercin severler yoğun ilgi gösterdi. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı yarışmada, farklı kategorilerde ödüller verildi. Hakem heyetinin birinciyi seçmede zorlandığı Yarışma, büyük çekişmeye ve heyecana sahne oldu. Arap Taklacı Güvercin sınıfında, basık, düz ve takkalı olmak üzere üç kategoride Başkent Ankara nın tanınmış isimlerinden Ertürk Karadağ da ödül alanlar arasındaydı. Karadağ ın ödülünü ve plaketini organizasyon sahibi Aydın Ataman verdi. Karadağ, yaptığı açıklamada yıllardır güvercinler sevgisi ile yaşadığını belirterek, Uzun yıllar sonunda edindiğimi tecrübeler ve arayışlarla bu kalitede kuşları edindik. Böyle organizasyonlar sayesinde bir araya gelme ve bilgi paylaşımında bulunabiliyoruz. Bu tür etkinliklerin devamını bekliyoruz Organizasyonu düzenleyen Sayın Aydın Ataman a ve hakem heyetine teşekkür ediyorum. diye konuştu. Yarışmanın ardından katılımcılara yemek verilirken mezat ta düzenlendi. Programa akşamın ilerleyen saatlerine kadar sürdü. Yarışmanın ardından yapılan açıklamada Yoğun ilgi gören organizasyonun ayda bir Pazar günü yapılması karalaştırıldı. Mamaklı gençlerin yeni gözdesi: Başak Gençlik ve Spor Merkezi Mamak Belediyesi Başak Gençlik ve Spor Merkezi, eğitimin en büyük destekçisi ve eğlencenin merkezi olarak gençleri ağırlıyor. Binlerce genci çeşitli aktiviteler ve eğitimlerle buluşturan merkez, yaklaşık 00 üyesiyle haftanın altı günü hizmet vererek etüt merkezi gibi hizmet veriyor. Spordan sanata pek çok branşta verdiği kurslarla üyelerinin kişisel gelişimlerine destek olan tesis, başarılı işlere imza atıyor. Gerek çalışan ve gerekse okuyan gençlerin, aynı zamanda oyun oynamaya, spor yapmaya, eğlenmeye de hakları olduğu düşüncesiyle açılan merkezde her türlü hizmeti gençlere sunduklarının altını çizen Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, gençlerin hem okul dönemini hem de tatillerini öğrenerek ve sosyal etkinliklerle geçirmelerini hedeflediklerini kaydetti. Akgül, merkez, gençlerin topluma kazandırılmalarına, sosyal ve sportif faaliyetlere katılmalarına, vatana ve millete faydalı bireyler olmalarına destek oluyor dedi. Eğitim, kültür ve spor başta olmak üzere birçok branşta gençlere yeni bir dünyanın kapılarını aralayan merkezde üye sayısı gün geçtikçe artıyor. 200 ü aşkın fitness üyesi ile modern bir fitness salonuna sahip olan tesiste, satrançtan, darta, masa tenisinden, bilardoya fitnessdan okuma salonlarına kadar çok sayıda branştan yararlanılıyor. 3 ayrı özel Güvercin severler, Gölbaşı nda düzenlenen Güvercin Güzellik Yarışması nda bir araya geldi. Çeşitli kategorilerde yapılan yarışmada, dereceye girenlere ödülleri verildi. Başkent te Güvercin Güzellik Yarışması ÖZEL HABER Keçiören in nikahlarında yoğunluğu kulübe basketbol ve voleybol branşında ev sahipliği yapan merkez, Türk savaş sanatı Sayokan Topluluğu nu da ağırlıyor. Yeni ve güçlü arkadaşlıkların yanı sıra gençlerin sosyal yönden de gelişimlerini sağlayan merkez, gençlerin kültür ve sanatla iç içe olmalarını sağlayan kulüpleri ile de gençlerin ilgi odağı. Dil, enstrüman, bilgisayar, fotoğrafçılık, diksiyon, radyosinema, tarih, tiyatro, dağcılık ve doğa sporları, izcilik, su ve su altı sporları, resim ve el sanatları, savunma sporları, gazetecilik ve yazarlık, girişimcilik ve liderlik gibi 0 a yakın kulübün yer aldığı merkezde gençler ilgisi olan alanlardan birini seçerek, o alanda hem teorik hem de pratik eğitimler alıyorlar. Altındağ da engelsiz film Altındağ Belediyesi Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi, Türkiye de engelli vatandaşların ulaşabildiği ilk film festivali olan Ankara Engelsiz Filmler Festivali ne kapılarını açtı. Hep birlikte film izlemek mümkün sloganıyla yola çıkan festival, engellilerin sosyal haklarını kullanabilecekleri şartların oluşmasını amaçlıyor. Festivaldeki filmler görme, işitme ve ortopedik engelli vatandaşların erişebileceği bir konsepte sahip Bu sayede engelli seyirciler, daha rahat koşullarda film izleyebiliyor. Ankara Engelsiz Filmler Festivali nde tüm gösterimler ücretsiz olarak seyircilerle buluşuyor. Festival kapsamındaki filmlerde görme engelliler için sesli betimleme, işitme engelli bireyler içinse işaret dili ve ayrıntılı altyazı kullanılıyor. Festivalde, Türk ve dünya sinemasının en iyi örnekleri Ulucanlar Cezaevi Sinema Salonu nda izleyicilerle buluşuyor. Türk Sineması kategorisinde gösterimde olan filmlerin başında Ben O Değilim, Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtirazım Var, Sivas ve Toz Ruhu gibi yapıtlar geliyor. Vatandaşlar, dünya sinemasından filmlere de büyük ilgi gösteriyor. İlk Ağızdan Sakatlık, Her Şeye Rağmen, Biz de Varız gibi filmler en çok seyredilenler arasında Şükriye Konutları'nda kura heyecanı yaşandı HABER MERKEZİ- Altındağ ın en gözde yapılarından biri olan Şükriye Konutları da yeni sahiplerine kavuştu. Şükriye Mahallesi ndeki modern konutlar için yapılan kura çekimi Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi toplantı salonunda gerçekleşti. Yapılan kura çekiminde tam 65 hak sahibi, yeni evlerine merhaba dedi. 3+1 ve 2+1 dairelerden oluşan 65 konutun anahtarları sahiplerine teslim edildi. Hak sahiplerinden Şener Yazıcı, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki nin çok önemli işlere imza attığını söyledi. Kısa bir süre önce Altındağ ın gecekondularla kaplı olduğunu hatırlatan Yazıcı, dönüşümün herkes tarafından takdir topladığını ifade etti. Yazıcı, Şükriye Konutları nın Ankara daki en modern yapılardan biri olduğunun altını çizerek, Altındağ ın büyük ilgi gördüğünü sözlerine ekledi. Bir diğer hak sahibi Nural Uçar ise şöyle konuştu: Başkan Veysel Tiryaki ile gelinen nokta ortada Altındağ her geçen gün daha modern bir hale geliyor. Altındağ oldukça ilgi gören bir ilçe haline geldi. Çok sayıda vatandaş da artık Altındağ ı tercih ediyor. Bu tür yapılarsa bölgeye değer kazandırıyor. Başkan Tiryaki başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. Sokak, hayvanlarına gıda desteği Keçiören Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, Hayvan Hakları Federasyonu (HAY- TAP) ve bir marketler zinciri ile birlikte sokak hayvanlarını beslemek için harekete geçti. Projeyle son kullanma tarihi yaklaşmış ve raf ömrünü tamamlamak üzere olan gıda ürünleri sahipsiz sokak hayvanlarına ulaştırılıyor. Hem israfın önüne geçen hem de sokak hayvanlarının hayatta kalmasına yardımcı olan proje Keçiören Bağlum Bölgesinde uygulanmaya başlandı civarı sokak hayvanının tavuk ve tavuk ürünleri ile beslendiği etkinlikle hem ürünlerin bozulmadan küçük dostlarımıza ulaştırılması sağlanırken hem de paylaşma kültürünün artması amaçlanıyor. HAYTAP Ankara Temsilcisi Deniz Tokmak Ekinci, projenin Keçiören'de ve Türkiye genelinde devam edeceğini söyledi, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak'a desteklerinden dolayı da teşekkür ettiklerini özellikle belirtti.

6 6 ANKARA 29 Nisan 2015 Çarşamba Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, turizm sezonunun başında şoförleri trafikte daha dikkatli olmaya, kurallara uymaya çağırdı. Büyükşehirden ücretsiz şehir turu Ankara Büyükşehir Belediyesi, her gün binlerce Ankaralıya, şehrin en önemli proje alanlarını karış karış gezdiriyor. Apaydın: Seçim konvoylarına dikkat edin HABER MERKEZİ Turzim sezonunun yaklaşmasıyla iligli açıklamalarda bulunan TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın arak şunları söyledi: Havaların ısınmasına ve turizm sezonunun açılmasına sayılı günler kaldı. Aynı sürelerde milletvekilliği genel seçimlerinin konvoyları da yollarda olacak. Kısa süre içerisinde turizm ve seçim konvoyları yollarda hareketlilik başlatarak, trafik akışını etkileyecektir. Turistleri taşıyan sürücülerin ve seçim konvoylarındaki sürücülerin kesinlikle uyması gereken kurallar olduğu konusunda uyarıyorum dedi. Turizm sektörünün, ülkemize döviz kazandırmasının yanında binlerce esnafın, çalışanın turizmden fayda sağladığı bir sektör olduğunu hatırlatan Apaydın, Ülkemizin iyi tanıtılması, gelen turiste iyi hizmet verilmesi gelecek sezonda ziyaretçi sayısının artışı, daha çok gelir demektir. Geçen yıl yaşanan trafik kazalarının bu yıl yaşanmaması en büyük isteğimiz. Yolcu taşımacılığı yapan ticari araç sürücüleri yola çıkmadan araçlarının bakımını tam yapmalı. Özellikle far ayarları karşıdan gelen sürücünün gözünü almamalı. Araç kullanırken yorgunluk hisseden sürücü yol güzergâhında bulunan uygun yerlerde en az 30 dakika dinlenmelidir. Dinlenme süresi özellikle aracın dışında veya müsait ortam varsa uyuyarak geçirilmelidir. Araç kullanma süreleri aşılmamalı. Yolculukta mutlaka bakımlı olan yollar tercih edilmeli Aşırı sıcak ve trafikteki yoğunluk dolayısıyla biran önce gideceğiniz yere varmak için ana yol güzergâhlarının dışına çıkılmamalı. Firmaların şoförlere süratli ulaşım Çankaya da atıklar dönüşüyor Çankaya Belediyesi atık geri dönüşüm çaışmalarını aralıksız sürdürüyor. Çankaya Belediyesi Atık Yönetim Birimi, ambalaj atıkları, atık pil, bitkisel atık yağ, karton, plastik, alüminyum, atık elektrikli ve elektronik eşyalar gibi evsel atıklarla ilgili vatandaşlardan gelen talep ve şikayetleri değerlendiriyor. Geri kazanılabilenler başta olmak üzere tüm atıklar hakkında eğitici çalışmalarını sürdüren Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü bünyesindeki Atık Yönetim Birimi, özellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu site, spor salonu, sağlık merkezi, okul ve kışla gibi yerlere atık pil ve geri dönüşüm kutuları konulmasını sağlıyor. Son bir hafta içinde Ambalaj Atıkları Geri Kazanım Projesi kapsamında 52 iç mekan geri dönüşüm kutusu ve 1 atık pil kutusu dağıtan ekipler, gelen talepler doğrultusunda atık yağ bidonu bırakılmasını sağlıyor. Birim çalışmalarını tanıtıcı broşürlerle de destekliyor. Konuyla ilgili birime ulaşmak isteyen vatandaşlar no lu telefonlardan Çankaya Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile irtibata geçebilirler. baskısı yapmamalı. Trafik kazalarına meydan vermemek için hem şoförlerimiz hem de turizm firmaları duyarlı olup gereken her türlü önlemi almalı diye konuştu. Genel seçimlerin yaklaşması ile yaklaşık 12 bin milletvekili adayının seçim çalışmalarına başladığını, yollarda konvoylar oluşturulduğunu belirten TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, Seçim çalışmalarının hızlanmasıyla beraber Türkiye nin her yerinde adaylar seçim konvoyları oluşturuluyor. Uzun araç konvoyları şehirlerarası yollarda sıkıntı yaratmasının yanında, zaman zaman da şehir içi trafikte de aksamalara neden olacaktır. Ambulans, itfaiye gibi araçların görev yapmasına mani olmaması için yetkililerimizin güzergâhları iyi ayarlaması gerekiyor. Seçim konvoyları için çok sıkı ve azami önlemler alınmalı diye uyardı. Soroptimistler, Taşdelen Ankara da yaşayan, ancak yaşadığı şehri yeterince görme imkânı bulamayan Başkentliler, Büyükşehir Belediyesi nin otobüsleriyle, tur şirketlerini aratmayan rehber ve gezi hizmetiyle, kentin dört bir tarafını dolaşarak unutamayacakları bir gün yaşıyor. Yeni yasayla birlikte Büyükşehir in sorumluluk alanına dahil olarak, sınırsız hizmetlerinden faydalanmaya başlayan ve Ankara yı yeterince tanımayan yeni ilçeler ve mahalleler (köyler) başta olmak üzere Başkent in dört bir tarafındaki on binlerce Başkentli, Büyükşehir Belediyesi nin tanıtım otobüsleriyle ücretsiz olarak ANKAPARK tan, Hacı Bayram a, Kuzey Ankara dan Aile Yaşam Merkezlerine kadar karış karış Ankara yı geziyor, çalışmaları yerinde görüyor, oyuncaklara binip unutamayacakları anıları yaşayarak, yaşadığı şehrin tadına varıyor. 7 den 70 e yaş sınırı olmadan, aileleriyle, mahalle arkadaşlarıyla, eş ve dostlarıyla birlikte Ankara yı gezerek, Ankara ya yakından bakabilme imkânına kavuşan Başkentliler, şehre bir adım daha yaklaşmanın, yaşadığı şehri tanımanın, yaşadıkları bölgeye gelecek hizmetleri görmenin mutluluğunu yaşıyor. Şehrimizi Tanıyoruz temasıyla yola çıkan ve yine örnek bir hizmete imza atan Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda her gün ortalama biner kişilik gruplar halinde Kızılcahamam dan Güdül e, Beypazarı ndan Şereflikoçhisar a, Elmadağ dan Bala ya kadar Ankara nın dört bir tarafındaki vatandaşları mahallelerinden alıp, Ankara yı gezdirip, yeniden evine bırakıyor. Büyükşehir Belediyesi Tanıtım Dairesi Başkanlığı nın gezi programı, vatandaşlardan da yoğun ilgi görüyor. Ankara ya farklı gözlerle bakın. Çok şeyin değiştiğini göreceksiniz sloganıyla Büyükşehir Belediyesi nin gerçekleştirdiği tarihi dokusuna uygun restorasyon çalışmasıyla inanç turizm merkezi haline gelen Hacı Bayram Camii ve çevresinin gezilmesiyle programa başlayan Başkentliler, bölgenin manevi atmosferinde anı fotoğrafları çekmeyi ihmal etmiyorlar. Gezide çocuklar, avluda bulunan havuz kenarında oyunlar oynarken, büyükler de ibadet ederek dualar ediyor. Ayaşlı çocuklar mutlu oldu Ayaş Ilıca Köyü İlkokulu na sürpriz bir ziyarette bulunanan Etimesgut Belediyesi Kent Konseyi Gençlik Meclisi üyeleri okul ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşıladı. Gençlerbirliği nin eski futbolcuları Taşdelen i ziyaret etti Gençlerbirliği Eski Futbolcuları Derneği Başkanı Cemalettin Sakallıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen I ziyaret etti. Çankaya Belediyesi nin spora yönelik çalışmalarını ilgiyle takip ettiklerini dile getiren Sakallıoğlu, Belediyeciliğin elzem hizmetlerinin yanı sıra spora ve sanata yönelik çalışmalarınızı ayrıca takdir etmek gerekiyor. Gençlerbirliği ne gönül vermiş ve ömrünü sahalarda geçiren bizler gençlerimizin sporla olan bağlantısını güçlendirecek her türlü etkinlikte destekçiniziz dedi. Gençlerbirliği Spor Kulübü nün ve futbolcularının Ankaralının gönlünde ayrı bir yeri olduğuna dikkat çeken Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de Spora, futbola ve Gençlerbirliği ne verdiğiniz katkılar hiçbir zaman unutulmayacak dedi. Çankaya Belediyesi nin düzenlediği Mahalleler Arası Futbol Turnuvası, Yaz Spor Okulları ve Doğaya Dokunuyorum projeleriyle Çankayalı çocuklar ve gençler arasında sporu yaygınlaştırmayı amaçladıklarını söyleyen Taşdelen, Bu aşamada sizlerin desteğini ve takdirini almak bizim için önemli dedi. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Ankara Gaziosmanpaşa Birimi yetkilileriyle Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen bir araya geldi. Başkan Aylin Tekin ve üyelerle buluşan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, belediyenin kadınlara yönelik hizmetleri hakkında bilgi verdi. Belediyecilik hizmetlerinde kadınların ve çocukların her aşamada düşünüldüğünü kaydeden Taşdelen, kadınların iş ve sosyal hayata katılımlarını artırmak için gündüz bakımevlerine özel önem verdiklerini belirtti. Belediyeciliğin sadece yol, kaldırım yapmak ve kentin temizliğini sağlamaktan ibaret olmadığına dikkat çeken Taşdelen, Kentte yaşayan insanlarımızın sosyal hayatını renklendirmek, onları sanatla ve sporla buluşturmak, kadınlarımızın, çocuklarımızı, yaşlılarımızın ve engellilerimizin hayata dâhil olmalarını sağlamak öncelikli görevlerimiz arasındadır dedi. Soroptimistler Kulübü Gaziosmanpaşa Birimi Başkanı Aylin Tekin ise Çankaya Belediyesi'nin kadınlara yönelik çalışmalarıyla birçok belediyeye örnek teşkil edecek işler yaptığını vurgulayarak projelerde ortak çalışma fikriyle bir araya geldiklerini söyledi. Dünyaca bilinen ve tanınan gönüllü bir hizmet kuruluşu olan Soroptimistler, 1921 yılından bu yana daha güçlü ve barış dolu bir dünya için; küresel üyelik ağıyla 90 bin kadınla var olan bir yapı. Kadınlar ve kızların yaşamlarını iyileştirmek için çeşitli projeleri hayata geçiren Soroptimistler kadın ve kızarın eğitim ve liderlik olanaklarına erişimlerinin artması amacıyla küresel bir ses olarak savunuculuk yapıyor. Etimesgutlu gençler, yaptıkları araştırmayla Ilıca İlkokulu öğrencilerinin ihtiyaçları olduğunu tespit ettiler. Okul ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak malzemeleri de yanlarına alan gençler, köyün yolunu tuttular. Ellerinde hediye paketleriyle okula giren ağabeylerini gören öğrenciler, kısa süreli şaşkınlık yaşadılar. Daha sonra futbol, basketbol, voleybol topları, ayakkabı, kıyafet, takım formaları, kol saatleri, boyama ve hikaye kitaplarından oluşan hediyeler öğrencilere dağıtıldı. Birleştirilmiş 2 sınıfta 17 öğrencinin eğitim gördüğü okula bir de bilgisayar hediye edildi. Hediyelerini alan öğrenciler büyük sevinç yaşadılar. Öğrenciler de 23 Nisan da yaptıkları gösterileri ağabeyleri için yeniden sahnelediler. Programa köyün sakinleri de ilgi gösterdi. Gençlik Meclisi üyeleri, öğrencilere telefon ve iletişim bilgilerini vererek herhangi bir sıkıntıları olmaları durumunda aramalarını istediler. Öğrenciler de gençlik meclisi üyelerine teşekkür ederek yolcu ettiler. Okul ziyaretine Etimesgut Kent Konseyi Başkanı Nazım İlgi ve Etimesgut Gençlik Meclisi Başkanı İsmail Açar refakat etti.

7 7 EKONOMİ 29 Nisan 2015 Çarşamba Astronot gıdası kinoa Kırıkkale de yetiştirilecek Limak Enerji İcra Kurulu Başkanı Birol Ergüven, yenilenebilir enerji projelerini büyüteceklerini belirterek, "Güneş alanındaki başlangıç noktamız olan Konya'dakiApa GES projemizin en geç 2017'de çalışır duruma geçmesini ve 23 gigavatsaat üretim yapmayı hedefliyoruz" dedi. KIRIKKALE - ZEKERİYA KARADAVUT - Son yıllarda astronot gıdasının ham maddesi olarak tanınan kinoa, Kırıkkale'de de ekilmeye başlandı. Balışeyh ilçesine bağlı Beyobası köyündeki 15 dekarlık tarlaya ekilen kinoanın, araziye uyumu ve verimine bakılarak ilerleyen yıllarda alternatif ürün olarak ekilmesi planlanıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Recep Limak, ilk güneş santraliyle 23 gigavatsaat üretim hedefliyor ANKARA - NURAN ERKUL- Limak Enerji'nin yenilenebilir yatırımlarını ve bu alandaki hedeflerini anlatan Ergüven, 3 bin megavat seviyesindeki kurulu güçlerinin 700 megavatını yenilenebilir kaynakların oluşturduğunu söyledi. Ergüven, şirket olarak kaynak çeşitliliğine büyük önem verdiklerini ve yenilenebilir portföyünün tamamına yakınının rezervuarlı hidroelektrik santrallerinden oluştuğunu dile getirdi. Güneş, rüzgar ve jeotermal yatırımlarının da üretim portföylerine eklenmesi için yoğun bir çalışma gösterdiklerini vurgulayan Ergüven, şöyle devam etti: "Üretimdeki uzun vade hedefimiz toplam üretim portföy büyüklüğü olarak 5000 MW seviyesine ulaşmaktır. Bu kapasitede hidroelektrik dışı yenilenebilir yatırımlar önemli yer tutuyor. Hidroelektirk potansiyelin limitli olması nedeni ile uzun vadede yatırım trendinin rüzgar, güneş ve jeotermal tarafına kayacağını öngörüyoruz. Tüm bu alanlarda ülkemizin ihtiyaçlarına en uygun projerleri geliştirmek için faaliyetlerimize ara vermeden devam ediyoruz. Güneş alanında bu hareketin başlangıç noktası 201 yılında ihalesini kazandığımız Apa GES projesi oldu. 13,1 MW kapasiteli Konya'da bulunan projemizin en geç 2017 senesinde çalışır duruma geçmesini ve 23 Dünyanın Türkçe içerikli en büyük sitesi, e-ticarette mobile ağırlık verecek İSTANBUL - MUSAB TURAN - Türkiye'de Google ile Facebook'tan sonra en fazla tıklanan ve dünyanın Türkçe içerikli en büyük sitesi olan sahibinden.com, Türk girişimciliğinin dünyada 1,5 trilyon dolar hacme ulaşan e-ticaret alanındaki en büyük başarısını, mobile ağırlık vererek devam ettirecek yılında 3 kişiyle başlayan yolculuğu AA muhabirine anlatan sahibinden.com Üst Yöneticisi (CEO) Burak Ertaş, Türkiye'nin ilan ve alışverişte ilk adresi olan sahibinden.com'un, internetin Türkiye'de yeni gelişmeye başladığı 2000 yılında Taner Aksoy tarafından hayata geçirildiğini anımsatarak, sitenin e-ticaretteki başarı hikayesinin devam ettiğini söyledi. Fikrin projelendirilmesi ve gerekli altyapının hazırlanmasından sonra 2000 yılında yayına başlayan ve bu yıl 15. yaşını kutlayan sahibinden.com'un bu anlamda bir e- ticaret sitesi olmanın ötesinde, Türkiye'de e-ticaretin doğuşundan bugüne olan süreci de temsil ettiğini anlatan Ertaş, "Sonradan gelen girişimci şirketler için bir 'case study' özelliği taşıyor yılında 3 kişilik kadroyla yola başlayan sahibinden.com'da şu an için 370 kişi çalışıyor" dedi. "emarketer 201" e-ticaret araştırmasına göre sektörün dünyada 2013 yılına göre yüzde 20 büyüme gerçekleştirerek 201 yılında tüm dünyada 1,5 trilyon dolar satış hacmine ulaştığını belirten Ertaş, şöyle devam etti: "Amerika, ticaret harcamalarında dünyanın lider ülkesi konumunda yer alırken, Avrupa ülkelerinde e-ticaretle ürün satın alan internet kullanıcılarının sayısı 20 milyona ulaştı. Türkiye e-ticaret Pazarı-2013 raporuna göre ise Türkiye e-ticaret pazarının büyüklüğünü 1 milyar lirayı aştı. Toplam perakende içinde online harcamaların tutarı ise yüzde 1,3 oldu. OECD ortalamasının yüzde 3,6 olduğunu düşünürsek, bu veriler bize e-ticaretin büyük bir potansiyeli olduğunu gösteriyor." Bu yıl dünyadaki trendleri göz önünde bulundurarak Mobilden İlan Verme uygulamasını başlattıklarını kaydeden Ertaş, sahibinden.com uygulamalarını daha kullanıcı dostu yapmanın yollarını aradıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Mobilden İlan Verme uygulamamız sayesinde iphone ve Android kullanıcılarımız artık ilanlarını cepten ve tabletten çok daha pratik şekilde verebiliyor. Kullanıcılarımız tarafından büyük bir beğeniyle karşılanan bu yeniliğimizin Android ve ios uygulamalarıyla bu sene sadece mobil cihazlardan aylık 2,8 milyardan fazla sayfa gösterimine ulaştık. Kullanıcılarımız, ipad Emlak uygulamamız ile sahibinden.com'da yer alan 2 milyondan fazla emlak ilanını harita üzerinde arayabiliyor. iphone ve Android kullanıcılarımız ise 5,2 milyon ilan seçeneği arasında ilan detaylarına ulaşabiliyor. gigavatsaat üretim yapmayı hedefliyoruz. Projenin yatırım bedeli için öngörümüz 15 milyon dolar civarındadır. Buna ihaledeki devlete ödeyeceğimiz lisans bedelini de eklediğimizde rakam 22 milyon dolar seviyesine yükseliyor." Ergüven, proje için teknoloji ve finansman konularında çalışmalarının devam ettiğini ve amaçlarının Türkiye'ye örnek bir güneş santrali kazandırmak olduğunu ifade etti. Apa GES'ten üretilecek elektriğin ilk 10 yıl alım ve fiyat garantisi olduğunu, 10 yıllık alım garantisi sona erdiğinde ise Limak Enerji Ticaret Grubu'nun satış kanallarında değerlendirileceğini belirten Ergüven, "Bu konuda daha şimdiden çok ciddi bir deneyime sahibiz. Bu anlamda sadece kendi yenilenebilir enerji üretim birimlerimiz için değil, aynı zamanda o dönemde 10 yıllık alım garantisi süresinin sonuna gelmiş ve ürettiği enerjiyi piyasaya satması gereken diğer tüm yatırımcılar için de en iyi fiyat alternatiflerini sunacağımızı şimdiden söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Ergüven, güneş projelerini finanse etmek için pek çok esnek mekanizma bulunduğunu, ancak bu konuda belirleyici unsurun santrallerin yapım yöntemleri ve kullanılacak olan ürünlerin menşei olduğunu ifade etti. Apa GES santraline ek ANKARA - REcEP DEMİR - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın bürokratlarıyla birlikte yaptığı toplantıda, Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) doğalgaz götürülmesi görevi BOTAŞ'a verildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, doğalgazın götürülmediği için birçok ildeki OSB'lerin yaşadığı üretim sorunu masaya yatırıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bürokratlarıyla birlikte sorunun çözümü için geniş bir toplantı yaptı. Doğalgaz alt yapılarına ait tesis ve işletme sorunlarıyla çözüm önerilerinin ele alındığı toplantıda, OSB'lere doğalgaz götürülmesi görevinin BOTAŞ'a verilmesi kararlaştırıldı. Buna göre, BOTAŞ, doğalgazı 22 ildeki 25 OSB'nin kapısına kadar götürecek. İşin kalan kısmını ise OSB yönetimleri yapacak. "osb'lere İLgİ ARTAcAK" Işık, doğalgazı olmayan ve yüzde 0'ın üzerinde doluluk oranına sahip olarak, TEİAŞ'ın. paket yarışmasında da projeleri olduğunu belirten Ergüven, şunları kaydetti: "Apa GES projesine ilave olarak TEİAŞ tarafından açıklanmış olan. pakette yarışmaya gireceğimiz, Nevşehir'de yer alan 2 MW kapasiteli Derinkuyu GES var. Bu projemizin de hayata geçmesi durumunda yıllık üretim miktarı toplamda 2 gigavatsaat olacak. Doğru fizibilete ile geliştirilmiş ve bu fizibilite değerlerinin dışına çıkmayan doğru lisans bedelleri taahhüt edilmiş projelerin finansmanında bir zorluk olacağını düşünmüyoruz. En son açıklanan rüzgar iletim kapasitesine yönelik olarak geliştirdiğimiz 00 MW RES proje sahamız mevcut. Bu pakete ilişkin kapasite tahsis ihalelerinin açılmasını bekliyoruz. Bu şekilde kendi geliştirdiğimiz RES projelerinin inşaasına da hızla başlamayı hedefliyoruz." Türkiye güneş enerjisi alanında 6 megavat kurulu güce sahip, bu kapasitenin tamamı lisanssız santrallerden sağlanıyor. TEİAŞ, gerçekleştirdiği güneş yarışmaları ile 23 şirketin toplamda 230 megavat kapasite sağlayacak projesini lisanslandırmak için seçti. TEİAŞ'ın. ve 5. paket yarışmaları ise Nisan tarihlerinde gerçekleşecek. OSB lerin doğalgaz sorunu çözülüyor OSB'lerin tamamının sorunun çözüleceğini belirterek, 3 yıl içinde alt yapı sıkıntılarının giderilmesiyle OSB'lere ilginin daha da artacağını söyledi. Bazı OSB'lerde, doğalgaz olmamasından kaynaklanan üretimde yüksek maliyetler oluşabildiğine işaret eden Işık, "Bu sorunu çözmek için toplandık. Sorunu, mümkün olan en kısa sürede, gelecek 3 yıl içinde çözeceğiz. Böylece maliyetler aşağıya çekilecek, bu da piyasaya yansıyacak. Ayrıca OSB'lerde doğalgaz olunca doluluk oranı artıyor. Önceliğimiz gazı buralara götürmek. Doğalgazı olmadığı için boş kalan OSB'lerimiz, yaptığımız işbirliğiyle dolacak" diye konuştu. 65 MİLYoN DoLARLIK YATIRIM BOTAŞ, 22 ildeki 25 OSB'ye 3 yıl içinde doğalgaz götürecek. Kalkınmada öncelikli birinci ve ikinci bölgede bulunan, doluluk oranı yüzde 0'ın üzerinde olan 25 OSB için 550 kilometre uzunluğunda hat döşenecek. Projenin toplam maliyeti 65 milyon dolar olacak. Doğalgaz götürülen OSB'lerin yönetimleri, kendi yatırımlarıyla işletmelere dağıtım işini gerçekleştirecek. Kırbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kinoanın, Kırıkkaleli ve Türk çiftçiler için yeni bir bitki olduğunu, bitkinin daha çok İspanya, Portekiz, Peru, Kolombiya, Bolivya ve Şili'nin de aralarında bulunduğu ülkelerde ve And Dağları'nın eteklerinde yetiştirildiğini söyledi. Kinoanın geçmişinin, 5 bin yıl öncesine dayandığını belirten Kırbaş, "İnkaların kinoayı ektiği, arkeolojik kazılarda tespit edilmiştir. Pirinç ve buğday gibi tahıl grubunda yer alan bir bitki. Kinoa, protein, vitamin ve mineraller yönünden zengin ve NASA'nın araştırmalarına konu olmuş. Çünkü daha küçük hacimlerde daha yüksek besleyicilik özelliği var. Bundan dolayı uzmanlar uzay yolculuklarında bu bitkiden yararlanma yoluna gitmişler" diye konuştu. Kırbaş, kinoanın 100 gramında 370 kalori enerji, yaklaşık 6 gram yağ, 70 gram karbonhidrat ve 6 gram lif bulunduğunu anlattı. Kinoa'nın temel aminoasitlerle birlikte bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerdiğini ifade eden Kırbaş, astronotların az yer kaplayıp besleyici özelliği yüksek bu bitkiden yapılan yiyecekleri tercih ettiklerini vurguladı. "ÇöLYAK hastalari DA TERcİh EDİYoR" Kırbaş, kinoayı ilk etapta 15 dekarlık alanda yetiştireceklerini belirterek, "Kinoa bitkisinin tohumunu ilgili firmadan temin ettik ve ekimine başladık. Bitki, bin- bin metre yükseklikteki alanlarda yetişiyor. İki buçuk metreye varan boyu var. Toprak şartlarına çok geniş bir adaptasyon yeteneğine sahip. Kurak bölgelerde yetişiyor olması da bizler için avantaj" dedi. Kinoanın, çölyak hastaları için de tamamen doğal bir ürün olduğuna dikkati çeken Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçerisinde gluten bulunmadığı için çölyak hastaları da tercih etmektedir. Dekara 200 gram ekip, 200 kilogram verim bekliyoruz. Şu anda pazarlama konusunda bir sorunumuz yok. Tohumu temin ettiğimiz firma ürünü de alma garantisi verdi. Sözleşmeli üretim söz konusu. İlimiz topraklarına ve yüksekliğine uygun bitki olacağını bekliyoruz." Kırbaş, kinoanın hububat ekim ve hasat makineleriyle işlenebildiğini de sözlerine ekledi. Kinoanın ekimini yapan çiftçi Yunus Emre Akyüz de bitkiyi, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü mühendislerinin önerdiğini söyledi. Kinoa ekiminde ilçeye öncülük yaptıklarını belirten Akyüz, "Çiftçiye alternatif bir ürün olacağına inanıyoruz" dedi. "Patateste makul fiyat için yıllık 5 milyon ton üretim şart" ToKAT - EKBER TÜRKoĞLU - Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Türkiye'de her yıl arz talep dengesine göre fiyatında ciddi düşüş ve artışlar yaşanan patatese daha makul fiyatlarda ulaşılabilmesi için yılda 5 milyon üretimin şart olduğunu belirtti. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin patates üretiminde tohumluk açısından dışa bağımlı olduğunu söyledi. Türkiye'de geçen yıl milyon 00 bin ton patates üretiminin yapıldığını aktaran Yılmaz, "Geçen sene ihtiyacımızdan bir milyon ton az patates üretildi. Fiyatları makul seviyede tutmak için üretim planının olması gerekiyor. Patateste kendi çeşidimizi geliştirmemiz lazım. Kendimize özgü bir çeşit üretmemiz lazım" dedi. Patates üretiminin değişken olmasının birçok nedeni olduğunu aktaran Yılmaz, "Bunların başında patates üretiminde çeşitlilik bakımdan dışa bağımlı olmamız yatıyor. Yani bu, temel tohumluk bakımdan 'dışa bağımlı olmak' demektir. Temel tohumluk üreticinin kullandığı sertifikalı tohumun kaynağıdır. Tohumluk ihtiyacında dışa bağımlı olunca üretici istediği tohumluğu bulamıyor. Tohum fiyatları da yüksek olunca bazen üretici tohumluk alamıyor" diye konuştu.

8 829 Nisan 2015 Çarşamba EKONOMİ Dünya da ilk defa düzenlenen İsTAnbUl (ÖZEl)- Konusunda Dünya da ilk defa düzenlenecek olan enerji zirvesi INERMA 1-3 Ekim tarihleri arasında Türkiye de gerçekleşecek. Akademisyenleri ve iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirecek olan platform Enerji Bakanlığı himayesinde Türkiye nin en önemli kamu kuruluşlarının katılımı ile gerçekleşecek. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu(TKİ), Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK), Maden Tetkik ve Arama (MTA), Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN), Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (TEİAŞ.), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Devlet Su İşleri (DSİ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Boru Hatları ile Petrol 1. Alacaklı ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası yerleşim yerindeki adresi; alacaklı yabancı ülkede oturuyorsa Türkiye'de göstereceği yerleşim yerin deki adresi 2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisi nin adı, soyadı ve yerleşim yerindeki adresi, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası 3. Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacak larda faizin miktarı ile işlemeye başla dığı gün; alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi. Takip terekeye karşı açılmışsa miras çıların adı, soyadı ve yerleşim yerin deki adresleri 5. Borç senedi ve tarihi ve taahhüdün sebebi 6. Rehnedilenin ne olduğu 7. Rehnedilen üçüncü şahıs tarafından : verilmiş veya mülkiyeti üçüncü şahsarehin hakkı sahibinin adı, soyadı, yer leşim yerindeki adresi Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) nin katılımı ile gerçekleşecek zirvede önemli enerji sorunlarına değinilecek. Enerji konusunun akademik dünya tarafından da ele alınması adına İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile yapılan işbirliği çerçevesinde, akademik kurul oluşturularak üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektörden seçici kurul tarafından belirlenen bildiriler zirve süresince tüm katılımcılara sunulacak. İş dünyasıyla akademik çevreleri bir araya getirmesi anlamında büyük önem taşıyan INERMA, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV) ve Clarion Events Türkiye ortaklığında düzenlenecek. T.C. 17. İCRA DAİRESİ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİPTE İCRA EMRİ Dosya No : 201/25632 : GÜVEN SİGORTA T.A.Ş. Bankalar cd. No.33 Karaköy/ İstanbul vekili Av. Hürriyet SÜMER- Toros Sk. 37/10 Sıhhiye/ANKARA Tel: Faks: cep : 1-Atamert Sigorta aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.-Ehlibeyt Mh. 6 Sk. No: 33/11 Çankaya/ANKARA ,00 TL İpotek tutan asıl alacak + : ,00 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemlerine işleyecek ticari temerrüt faizi (takip tarihinden sonra tem.faiz oranı arttığı takdirde artan oranda hesaplanması), icra harç ve masr., vekalet ücreti ile birlikte tahsili istemidir. (*) Yapılacak ödemeler BK 8 md. uyarınca öncelikle işlemiş ve işleyecek temerrüt faiz ve masraflara mahsup edilecektir. (*) Fazlaya dair her türlü dava ve takip hakkımız saklıdır. (*) Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tarihi iibari ile borç toplamı ,31 TL'dir. Kırıkkale ili 2. Bölge Tapu Sicil Md tarih ve 8678 numaralı ,00 TL bedelli 1.Derece 1. sıra ipotek senedi, hesap özeti,acentelik sözleşmesi, fesih, ihtar, müvekkile ait ti cari defter kayıt vs.belgeler vs. belgeler. : Kırıkale ili, Merkez İlçesi, Karacaali Köyü 2580 Ada Parsel 2 nolu bağ. bölüm,) İPOTEKLİ TAŞINMAZ MALİKİ- Çiğdem Gültekin: TC: ,Vergi No: geçmişse onun ve daha sonra gelen Küçükbayat Köyü No:62/ A Bala /Ankara İşbu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren (30) gün içinde borcu ödemeniz; bu süre içinde borç ödenmez veya icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği ihtar olunur. Resmi İlanlar Basın ( T.C. 17. İCRA DAİRESİ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİPTE İCRA EMRİ Dosya No : 201/28 1. Alacaklı ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası yerleşim yerindeki adresi; alacaklı yabancı ülkede oturuyorsa Türkiye'de göstereceği yerleşim yerin deki adresi 2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisi nin adı, soyadı ve yerleşim yerindeki adresi, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası 3. Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacak larda faizin miktarı ile işlemeye başla dığı gün; alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi. Takip terekeye karşı açılmışsa miras çıların adı, soyadı ve yerleşim yerin deki adresleri 5. Borç senedi ve tarihi ve taahhüdün sebebi 6. Rehnedilenin ne olduğu 7. Rehnedilen üçüncü şahıs tarafından verilmiş veya mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse onun ve daha sonra gelen rehin hakkı sahibinin adı, soyadı, yer leşim yerindeki adresi : GÜVEN SİGORTA T.A.Ş. Bankalar cd. No.33 Karaköy/ İstanbul vekili Av. Hürriyet SÜMER- Toros Sk. 37/10 Sıhhiye/ANKARA Tel: Faks: cep : 1-Atamert Sigorta aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.-Ehlibeyt Mh. 6 Sk. No: 33/11 Çankaya/ANKARA + : ,00 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemlerine işleyecek ticari temerrüt faizi (takip tarihinden sonra tem.faiz oranı arttığı takdirde artan oranda hesaplanması), icra harç ve masr., vekalet ücreti ile birlikte tahsili istemidir. (*) Yapılacak ödemeler BK 8 md.uyarınca öncelikle işlemiş ve işleyecek temerrüt faiz ve masraflara mahsup edilecektir. (*) Fazlaya dair her türlü dava ve takip hakkımız saklıdır. (*) Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tarihi itibari ile borç toplamı ,31 TL'dir. : Ankara ili Mamak 2. Bölge Tapu Sicil Md tarih ve 113 numaralı ,00 TL bedelli 1.Derece 1 sıra ipotek sene di, hesap özeti,acentelik sözleşmesi, fesih, ihtar, müvekkile ait ti cari defter kayıt vs.belgeler : Ankara ili Mamak İlçesi Ekin-imar Mah.3730 Ada 6 Parselde Kayıtlı 7 nolu bağımsız bölüm : İPOTEKLİ TAŞINMAZ MALİKİ HANIM KALEÖZÜ TC: Zübeyde Hanım Mah. Samanyolu Cad.No:8/13 Altındağ/ Ankara İşbu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren (30) gün içinde borcu ödemeniz; bu süre içinde borç ödenmez veya icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği ihtar olunur. Resmi İlanlar Basın ( Dünya da ilk defa Enerji Hammaddeleri ve Enerji konusunda Türkiye de başlatılacak Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirve & Sergisi (INERMA) 1-3 Ekim 2015 te İstanbul Hilton Bosphorus Convention Center da gerçekleşecek. Akademi ve iş dünyasını aynı çatı altında toplayan INERMA Enerji Bakanlığı himayesinde düzenlenecek. Zirvede uzmanlar tarafından 10 adet çağrılı ve çok sayıda bilimsel bildiri sunulacak. 3 gün sürecek zirvenin yanı sıra eş zamanlı endüstriden firmaların katılımlarıyla sergi de düzenlenecek. Ayrıca, bakanlık uzmanları ile yerli ve yabancı otoritelerin katılacağı açık oturumlar da organize edilecek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji stratejilerini nasıl etkileyeceği ve devamlılığı konusu uzmanlar tarafından tartışılacak. Gerek Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı nın bugüne kadar kamu ile gerçekleştirdiği etkinlikler, gerek İstanbul Teknik Üniversitesi nin Dünya da ve Türkiye deki önemli bilimsel çalışmaları, gerekse Clarion Events in dünya çapında enerji zirvelerine yaptığı ev sahipliği; dünyada ilk defa yapılacak olan bu etkinliğin başarısını arttıracak. Ödeyen var, alacaklı yok ORDU - HAYATİ AKÇAY - Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK), 2006'dan beri süregelen borçlarının büyük kısmını üreticilere ödedi ancak kalan 3 milyon lira için alacaklılara ulaşamıyor. FİSKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birliğin 2006'dan kalan borçlarının ödenmesi sürecinin devam ettiğini söyledi. Borçları bitirmeyi hedeflediklerini belirten Bayraktar, şu ana kadar bazı banka, SGK ve alacaklı üreticilere 150 milyon liranın üzerinde ödeme yaptıklarını anlattı. Bazı alacaklı üreticilerin parasını verdiklerini, bazılarına ise farklı ödeme alternatifleri sunduklarını kaydeden Bayraktar, "Geriye sadece 3 milyon lira borcumuz kaldı ancak ödemek için muhataplarını bulamıyoruz. Lütfen kurumumuzdan alacaklı olanlar bizlere bir şekilde ulaşsın" diye konuştu. Bazı alacaklı üreticilerin vefat ettiğini, bazılarının da yurt dışında yaşadıklarını düşündüklerini aktaran Bayraktar, "Bu insanlarla bir türlü bağlantı kuramıyoruz. Zaman zaman irtibata geçtiklerimiz de oluyor ancak bunların da mirasçılarıyla sorunlar çıkıyor. Bu nedenle geriye kalan 3 milyon lirayı bir türlü ödeyemiyoruz" ifadesini kullandı. Bayraktar, FİSKOBİRLİK'in borçlarını ödemesiyle ilgili sıkıntısı bulunmadığını, aksine bunun için çaba sarf ettiklerini vurguladı. ARA-SIRA Nurullah AYDIN na7195@gmail.com ADALET SOLDUĞU ZAMAN Çağdaş insan toplum ve devlet değerlerine yönelik saldırıları izledikçe, bunlar kim yahu, nerden geldiler, bu toplumun insanları değil mi diye sorası geliyor. Bir de demezler mi ki millet adına hareket ediyoruz, millet böyle istiyor, insan iyice şaşırıyor. Bunların milleti ne?. Herkes kendi kimliğini söylerken bir kesim ısrarla milletimiz diyor. Kendilerini milletin temsilcisi zannediyorlar. Ya oy vermeyenler onlar millet değil mi? Bir toplum ne zaman çürür, adaleti solduğu zaman. Adalet nereden solar? Pek çok yerden! Lakin adaletin bir de kurumu vardır, adına yargı denir, öncelikle ve özellikle oradan solar. Adaletin tecelli ettiği ve tevdi edildiği yerdir yargı. Adalet, yargının varlık nedenidir. Halk arasında, bu ikisi çoğu zaman eşanlamda kullanılır. Nitekim mahkemelerin bulunduğu binalar da, adalet sarayı olarak adlandırılır. Adalet, yüce bir değer; adillik de, kutsal bir haslettir. Türkiye'de hâkimleri hak adalet merkezinde oturan insan olarak niteleyen anlayış, bunun apaçık göstergesidir. Yargı'nın bu mertebeye layık görülmesi, tarafsızlığına duyulan inanca dayanır. Bu nedenle, tarafsızlık, yargının bir özelliği değil, adeta özüdür. Tarafsızlığını kaybetmiş bir makam, yargı olarak nitelenemez. Yargı eleştirmeni Kurt Tucholsky, mahkemenin açıkça taraflı davrandığı bir yargılama üzerine, der ki: Bu, kötü bir yargı değil. Bu, eksik bir yargı da değil. Bu, kesinlikle yargı değil. Yargı bağımsız olmalıdır elbette. Ancak bağımsızlık kendi başına bir amaç değil, tarafsızlığı sağlamak için bir araçtır. Bağımsız olmayan yargının tarafsızlığı her zaman şüphe altındadır. Bağımsızlık, tarafsızlığı kendiliğinden sağlamaz, tek başına garanti etmez. Şu halde, tarafsızlığı daha iyi tartışabilmek için, önce bağımsızlık sorununu çözmek lazımdır. Türkiye'de yargı uzun süredir tartışmaların odağında yer alıyor. Bunun hayırlı bir şey olduğunu düşünüyorum. Her şeyden evvel bir tabu kırılıyor. Bunun sonucunda, yargıya dair pek çok sorun gündeme taşınıyor; bunların bir kısmını çözmek için adımlar atılıyor. Bağımsızlık açısından sivil yargıda büyük sıkıntılar olduğu, kimsenin meçhulü değil. Bu yönde evrensel demokratik normlara uygun düzenlemeler yapma mecburiyeti her geçen gün kendini biraz daha dayatıyor. Yargı tabusunun henüz yeterince tartışılmayan, hatta görmezden gelinen bir boyutu vardır, o da tarafsızlıktır. Yargı içtihatlarında uzun bir geçmişi olan çelişkili kararlar, aynı hevesle sorgulanmıyor. Yargı'da çelişkili zihniyetin yaygınlığını ve yerleşikliğini gösteren çok sayıda örnek var. Kamuoyunda bilinen davaların seyriyle o kadar çok kişi ve çevre ilgileniyor ki! Hemen herkes hukukçu kesilmiş durumda. Görevli memura sen kim oluyorsun demeyi bile sövme sayan; ulan, terbiyesiz, adam olmamışsın sözlerini hakaret kabul eden Yargıtay hedef tahtasında. Tabii mahkemelerin ve Yargıtay'ın hangi ifadeleri düşünce özgürlüğü kapsamında gördüğü hangisini görmediği da ayrı bir sorundur. İşin acı tarafı, yargının bu tutumunun genel bir kabul görmesi ve bu tür kararların mağduru olanlara, bunu hak etmişler gibi muamele yapılmasıdır. Hukuk devleti ve adil yargıdan söz eden herkes için, en hakiki içten sınavının burada yattığına inanıyorum. Yargının itibarına yönelik en ciddi tehdit, yine bizzat yargının kendisinden gelebilir. Italo Calvino, Bir Yargıcın İdamı adlı öyküsünde; üzerine söz söylemeyi hepten gereksiz kılacak çarpıcılıkta anlatır bu durumu. Adalet, yargı bağımsızlığı ve demokrasi konularında farklı görüşler var. Halkın yargıya düşmanlığı önemlidir. Halkın yargıya güvensizliği daha da önemlidir. Eğer güvensizlik doğarsa, işte asıl felaket o zaman başlamıştır. Günün Sözü : Adalet solduğu zaman toplum çürür, devlet çözülür. T.C. ANKARA 3.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GENEL HACİZ YOLU İLE TAKİP TALEPLERİNDE ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ Dosya No: 201/8605 E. ALACAKLI : Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili Av. Eren ŞAVKLIYILDIZ Dr. Mediha Eldem Sok. No:38/7 Kızılay/Ankara BORÇLU : KENAN KEÇECİ TC: Evren Mah. Koçman Cad. No:38 Çankaya Ankara BORÇ MİKTARI : 5.563,78-TL Asıl alacak 359,87-TL İşlemiş %30,2 temerrüt faizi 17,99-TL Temerrüt Faizinin %5 Gider Vergisi + 62,13-TL Masraf 6.003,77-TL TOPLAM* KENAN KEÇECİ 6.003,77-TL dan sorumlu olmak kaydıyla oluşan takip borcunuzun/borçlarınızın tamamının, yukarıdaki hesap tablosu/tablolarında belirtilen asıl alacak tutarlarına takip tarihinden tamamen tahsiline kadar yukarıda belirtilen kredil/krediler için, yukarıdaki hesap tablosu/tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra harç ve masraflarıyla birlikte fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sözleşme(ler)deki teselsül hükümleri gereğince ÖDENMESİ emridir. TBK. 100 md. uyarınca kısmi ödeme öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilecektir. Alacaklı tarafından alacağın tahsili için genel haciz yolu ile 6.003,77-TL alacağın ve ferilerinin takip talebinde yazılı şartlarla tahsili için yapılan icra takibinde borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ edilememiş yaptırılan emniyet araştırması ve ilgili kurumlardan yapılan adres araştırması sonucunda borçlunun adresi de tespit edilemediğinden, ödeme emrinin gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. İş bu gazete ile yayınlandığı tarihten itibaren kanuni süreye 15 gün ilave olunarak 22 gün içinde borcu ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse yine bu (22) gün içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz; aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı; imzayı reddettiğiniz takdirde icra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız; buna uymazsanız itirazınızın geçici olarak kaldırılacağı; senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yedi gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 7 üncü madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya gerçeğe aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız; dava ve takip işlemlerine esas olmak üzere kendinize ait bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorunda olduğunuz; adresinizi değiştirdiğiniz halde yurt içinde yeni bir adres bildirmediğiniz ve yeni adresinizin de tespit edilemediği durumda, takip talebinde gösterilen adrese çıkarılacak tebligatın size yapılmış sayılacağı; borç ödenmez/veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği hususu ilanen tebliğ ve ihtar olunur. Resmi İlanlar Basın ( M d İ 1 a b c ç 2 a A bc 3 a Kb o b il b iğ T G h s ih k İd

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN 9 29 Nisan 2015 Çarşamba Şanlıurfa mutfağı hayrettinivgin@gmail.com FOLKLOR VE AHİLİK Folklor, toplumların, halkın maddi ve manevi kültürlerini; tarihi, coğrafî v«toplumsal boyutlarıyla, bu boyutların birbiriyle ilişkilerini tespit ederek kaynak, gelişme, yayılım, değişim, etkileşim gibi daha birçok sorunlarını kendine özgü yöntemler yardımıyla çözmeğe, bu arada, bu oluşumlarla ilgili sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bir bilim dalı olarak tanımlanır. Halkbilgisi ise; folklorun, çevreyi oluşturan canlı, cansız doğal nesnelerle ilgili inanç ve uygulamaları konu alan dalıdır. Ahilik bir halkbilgisidir. Yani folklorun bir dalıdır. Halk meteorolojisi, halk botaniği, halk astrolojisi, halk psikolojisi, halk hekimliği, halk tiyatrosu gibi. Ahilik ve ahiliğin oluşturduğu lonca ve gedik örgütleri; demircilik, bakırcılık, kalaycılık, urgancılık, testicilik vb. ileri düzeydeki geleneksel halk uğraşlarının kurumudur. Bir orta yol, bir orta sınıf ve ulusal halk zanaatı örgütlerinin yaygın adıdır. Ahilik yazılı kuralları olmayan bir düzendir. Bu düzen, güçlü gelenekler yoluyla sağlanmış ve çağlar boyunca son yüzyıla değin korunabilmiştir. Durum bu olunca folklor ve ahilik arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Ahilik çevresinde oluşan efsaneler ve anlatılar; ahlâk anlayışı ve fütüvvet erkânlar; esnaf dayanışması, imece, yaran sohbetleri; örgütleniş biçimleri, eğitim anlayışı; hukuk ve cezaî esnaf davaları folklorun uğraşı alanı içine girmektedir. Esnaf şeyhlerinin, esnaf kethüdasının, yiğitbaşıların, işçibaşılarının ve ehl-i hibrelerin seçimleri ve seçim yöntemleri; yamaklık-çıraklık, kalfalık-ustalık ilişkileri; esnafların maddi ve manevî gelenekleri ile peştemal (şed) kuşanma törenleri folklorun en çok ilgilendiği yönlerdir. Bu konulardan, peştemal kuşatma törenleri başlıbaşına folklorik nitelik taşır. Kuşatılan peştemal, kişinin (eli, beli, dili) ni bağlamış, (alnı, kapısı, kalbi) açılmıştır. Bu törenler, bugün çağdaş dünyada bile sosyo ekonomik anlamlar taşıyan; (a) Hizmetiçi eğitim, kişinin başarılarının ölçülmesi, (b) propaganda ve reklâm, (d) ulusal bilincin beslenmesi gibi kavramları dile getirmektedir. Öz olarak bunlar folkloru ilgilendirdiği gibi, törenlerin biçiminde yer alan öğeler de folklorun ilgilendiği şeylerdir, örneğin peştemal töreninde bulundurulan, toprak, tuz, su, terazi, taş, süpürge; usta namzedinin yaptığı alet ya da ürün, ustanın kalfasına vereceği meslekî alet, dualı helvanın bulundurulma anlamları doğrudan folklorun konusudur. Bunlardan yalnızca terazinin bulundurulma anlamı bile halk psikolojisinin engin boyutlarını bize göstermektedir. Terazi adaletin simgesidir. Hak ile alıp hak ile vermenin, işinin ehli olmanın, helâl kazancın faziletini yansıtmaktadır. Ahiliğin güçlü bir esnaf topluluğu yarattığı ortak gelenek, görenek ve davranışlar geliştirdiği, uygulamaları ile ortak bir kültürel düzende esnafı birleştirdiği, gözönüne alınırsa; ahilik, folklorcular tarafından araştırılması gereken bir alan olmaktadır. 6. Balıklıgöl Şiir Akşamları" etkinlikleri yapıldı ŞANLIURFA - "Anadolu'nun Dilleri" temasıyla düzenlenen "6. Uluslararası Balıklıgöl Şiir Akşamları" etkinlikleri kapsamında, Türkiye'nin farklı şehirlerinden gelen şairler Şanlıurfa'da şiirlerini seslendirdi. Anadolu Yazarlar Birliği tarafından, Eyyübiye Belediyesi işbirliğinde gerçekleştirilen ve ülkenin çeşitli yerlerinden gelen şairlerin katıldığı program, tarihi Balıklıgöl yerleşkesinde gerçekleştirildi. Anadolu Yazarlar Birliği Genel Başkanı Yusuf Tosun, burada yaptığı konuşmada, kadim bir şehirde bulunmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Şanlıurfa'da bulundukları süre içerisinde Halep, Şam, Kudüs, Mekke ve Medine'nin kardeş şehir olduğunu hissettiklerini aktaran Tosun, "Anadolu'nun kadim bir medeniyet olduğunu ve tam da medeniyetlerin kavşağında yaşadığımızı burada gördük. Türküyle Kürdüyle Çerkeziyle Lazıyla tam da böyle bir medeniyette bir kez daha yaşadığımızı hissettik. Ve biz de istedik ki Anadolu'nun dilleriyle bu medeniyetimizi, bu kardeşliğimizi, bu dostluğumuzu, bu naif yüreklerin sesinden dinleyelim. Bu yüzden bu yılki Balıklıgöl şiir dinletisinin temasını 'Anadolu'nun Dilleri'nden oluşturduk" şeklinde konuştu. Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Ekinci ise Şanlıurfa'nın tarih boyunca şiirin ve sanatın merkezi olduğunu ifade ederek, etkinliğin burada yapılmasının anlamlı olduğunu söyledi. Etkinlikte emeği geçenlere teşekkür eden Ekinci, "Çözüm sürecinin olduğu bu dönemde, cumhuriyet döneminin en büyük sosyal projesinin gerçekleşmeye doğru hızla ilerlediği bir dönemde 'Anadoluyum ben tanıyor musun' temasıyla böyle bir organizasyon zamana uygun bir şekilde düzenlenmiştir" dedi. Ekinci, programda Anadolu'daki birçok dilde şiirler okunacağını, sadece Ermenice şiir okunmayacağını, bunun nedeninin ise son birkaç günde Türkiye'ye yönelik baskıcı tavırların olduğunu ifade etti. Konuşmaların ardından etkinlik kapsamında Zeynep Arkan, Sümeyye Betül, Sıtkı Caney, Sıddık Ertaş, Faruk Habiboğlu, Serdar Kacır, Şakir Kurtulmuş, Bejan Matur, Mustafa Özçelik ve Cihan Ülsen (Türkçe), Hasip Bingöl (Zazaca), Mustafa Özkurt Çupinaşi (Lazca), Hamid Omeri (Kürtçe), Kevser Ruhi (Gürcüce), Zafer Sürer (Çerkezce), Emrah Tahiroğlu (Arapça) şiirlerini seslendirdi. UNESCO'da ısrarcı Geleneksel mutfağıyla ünlü Şanlıurfa'da, UNESCO'nun "Dünya Gastronomi Şehri" unvanının alınabilmesi için için yürütülen kapsamlı çalışmalar sona erdirilerek, başvuru gerçekleştirildi. ŞANLIURFA - Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "UNESCO'nun Dünya Gastronomi Şehri" unvanını almak istediklerini ve bu inançla hareket ettiklerini söyledi. Geçen yıl Türkiye'den kimseye bu unvanın verilmediğini anımsatan Güvenç, şöyle konuştu: "Bu yıl tekrardan müracaatımızı yeniliyoruz, bunu almak almak listeye girmek, çok önemli elbette ama yarışmakta önemli. Dünyaya entegre KAZAN - Tataristan'ın başkenti Kazan'da, fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar'ın "Türkiye'nin Işığı" isimli fotoğraf sergisi açıldı. Türkiye'nin Kazan Başkonsolosluğu'nda Yunus Emre Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi'nin işbirliği ile açılan sergide konuşan Başkonsolos Turhan Dilmaç, Tataristan ile Türkiye arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin yanı sıra kültürel etkinliklerin de devam ettiğini belirterek, açılışı yapılan fotoğraf sergisinin bunun açık bir örneği olduğunu söyledi. Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yıl NİĞDE - Niğde E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve hükümlüler için "Son Kuşlar" tiyatro oyunu sahnelendi. Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Turgay Tanülkü'nün yönettiği oyunda, İstanbul Devlet Tiyatrosunun genç sanatçıları sahne aldı. Adalet Bakanlığının destek olduğu turne kapsamında Niğde E Tipi Ceza İnfaz Kurumuna gelen Tanülkü ve oyuncular, Sait Faik Abasıyanık'ın eserinden Aylin Tez'in uyarladığı "Son Kuşlar" adlı oyunu mahkumlar için sahneledi. Ceza İnfaz Kurumunun konferans salonundaki oyununu tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra Vali Necmeddin Kılıç, Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, Garnizon Komutanı Albay Ufuk Nayır, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt ve cezaevi yetkilileri de izledi. Oyunun ardından konuşan yönetmen Tanülkü, bir yol hikayesinde mahkumlarla olmanın gurur verdiğini söyledi. Gözyaşlarını tutamayan Tanülkü, "1981'den bugüne kadar ülkemin her cezaevinde mahkum arkadaşlarıma tiyatro yapıyorum. Onlar bana olmak, tanıtım yapmak, açılmak bunun çabası içerisindeyiz, aynı şekilde devam edeceğiz. Bu yıl kabul olmazsa yine kaybedeceğimiz bir şey yok, önemli olan oralarda yer almaktır, dünyaya sesini duyurmaktır. Çalışmalarımız devam edecek." Restoran sahibi Mustafa Zeren de yöredeki tatların başka yerde bulunamadığını, kentteki yemeklerin tanıtılması gerektiğini vurguladı. Yemeklerin lezzetinin kullanılan malzemeden ve yapılış aşamasından kaynaklandığını anlatan Tataristan'da Türkiye'nin Işığı fotoğraf sergisi açıldı dönümü törenlerine dikkati çeken Dilmaç, "Bu kara savaşlarının özelliği Türk milletinin kaderinin yazıldığı savaşlar olmasıdır. Biz Çanakkale Kara Savaşları'nı anarken o zamanda savaştığımız orduların mensuplarını da çağırıyoruz. Onlarla birlikte bu törenleri gerçekleştiriyoruz" dedi. Sergi açılışına gelen konuklara Türk yemekleri ikram edildi. Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar'ın eserlerinin yer aldığı "Türkiye'nin Işığı" sergisi 22 Mayıs'a kadar açık olacak. Son Kuşlar, Niğde'deki mahkumlar için sahnelendi çocuklarını emanet ettiler, okutabilmem için. 23 mahkum ve 2 gardiyan çocuğunu okutuyorum çünkü bu yol hikayesi, hepimize ait. Allah sizleri kurtarsın" diye konuştu. "Kağıttan uçurtma olsak, dünyayı dolaşsak ve ipin ucunu tek çocuk bile tutabilse bu, bize yeter" anlayışıyla yola çıktıklarını anlatan Tanülkü, hedeflerinin 223 cezaevi, 180 bin tutuklu ve hükümlüye ulaşmak olduğunu kaydetti. Vali Kılıç da her insanın ömründe yıllar ve mevsimler gibi birbirini takip eden dalgalanmalar olduğunu söyledi. Cezaevinde bulunmanın "son" olmadığına işaret eden Kılıç, "Her insanın hayatında bir kışı olduğu gibi baharı ve ardından yazı vardır. Belki cezaevi, bir okuldur bazılarımız için. Cezaevinde öğreneceklerimiz, fakülteler bitirsek öğrenemeyeceğimiz şeylerdir. Hayattan ümidinizi kesmeyin, önünüzde kocaman gelecek var. Cezaevini değerlendirin. 'Bundan sonraki hayatımıza kendimizi nasıl hazırlarız', onun gayreti içinde olun. Umuyorum kışınız bitecek, baharınız başlayacak ve ardından yaz mevsiminiz gelecek" diye konuştu. Zeren, UNESCO'yu hak ettiklerini söyledi. Geleneksel damak tatlarının korunmasına çalışılan kentte, Büyükşehir Belediyesi tarafından üç yıl önce açılan Mutfak Müzesi'nde özgün tatlar lezzetler ile mutfakta kullanılan eşyalar tanıtılıyor. Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlayan müzede, yemeklerin yanı sıra kentin kültürünü anlatan tandır, yemek, zahire, misafir, kiler, yaşam ve gelin odası gibi mekanlarda kentin yemek kültürüne ışık tutuyor. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER DİLİN ÖNEMİ VE ŞİİRDE, TÜRKÇEDEN YARARLANMA YOLLARI Kelime hazinesi hususunda, dile hâkim olabilmek için, kelime dağarcığımızı devamlı geliştirmeliyiz. Şiirde asıl önemli olan, neyi, nasıl anlattığımızdır. Türkçeyi bir deryâya, kelimeleri de, onun içinde yaşayan balıklara benzetirsek; bütün cömertliğini bize gösteren deniz karşısında, hep aynı balıkları tutmakta ısrar etmenin bizi tekrara düşürdüğünü ve gereksiz laf kalabalıklarının şiirimize zarar verdiğini görürüz. Dili bilinçli kullanırsak, araştırma ve düşünme neticesinde, kelimelere zamanla hükmedeceğimizi unutmamalıyız. Böyle yapmaz ve kelimelerin ses ve anlam güzelliğini ön plana çıkarmazsak, şiirden bahsetmemiz, beyhûde bir uğraş olur. İşte bu yüzden, günümüzde şairden çok manzume yazarı var. Bu dil ağzımda annemim sütü gididir diyen Yahya Kemal in, Türkçeye ve şiire gösterdiği itinanın aynısını, biz de göstermeliyiz. Şair, dile karşı borçlu olan kişidir ve bu borcu yazacağı güzel şiirler ile ödemek zorundadır. Özellikle bu devirde, Türkçe üzerinde hassasiyetle durmalıyız ve bilmeliyiz ki, dili doğru şekilde kullandığımız ve dilin inceliğine vardığımız zaman, Türkçe, kapılarını, muhakkak biz şairlere açacaktır. Peki, şiirde Türkçeden nasıl yararlanılabilir? Neler yapabiliriz? Bu sorularının cevabına gelince, bu konuda bilinmeyen bir şeyi ortaya koyacağım sanılmasın. Türkçe açısından bilinen birçok özelliği, şiir için bir araya getireceğim. Bu noktalara dikkat ettiğimiz ölçüde, şiirlerimizin daha da güzelleşeceğine inanıyorum. 1-Şiirlerimizde dolaylı ama etkileyici anlatımı kullanmalı; gerektiği yerde, deyim ve atasözlerinden yararlanmayı bilmeliyiz. Ben toprak oldum yoluna Sen aşurı gözetirsin Şu karşıma göğüs geren Taş bağırlı dağlar mısın? ( Yunus Emre) Hem öyle olur hem böyle Hem kara olur hem ak. Hem davul çal hem rebâp Oh ne âlâ memleket NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP (Semih Sergen) 2-Şiirimizi kurarken, hem ses hem de anlam özelliklerinden yararlanmak lazım. Anlamla beraber, imge oluşturabilecek, alışılmamış bağdaştırmalardan da yararlanırsak, şiirimiz etkileyici bir söyleme kavuşur. Bu emel gurbetinin yoktur ucu Daima yollar uzar, kalp üzülür ( Mehlika Sultan-Yahya Kemal Beyatlı) Gördüler aynada bir gizli cihân Ufku çepçevre ölüm servileri ( Mehlika Sultan-Yahya Kemal Beyatlı) 3- Kelimelerin gerçek anlamlarının yanında yan ve mecaz anlamlarından da istifade edersek, şiirimiz mana olarak zenginleşir. Garbın ucunda son kıyıdan en gürültülü (Burada kurşun sözcüğü bulut anlamında) Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü (Yahya Kemal Beyatlı) - Şiirin, düzyazıdan farklı olduğunu kabul etmemiz lazım. Şiir, mısralarla kurulur, cümlelerle değil; ama birçok şairin şiirini mısralar yerine, cümlelerle yazdığını görüyorum. Bazen mısralarımız cümleye de benzeyebilir; fakat şiiriyet içinde, bunlar kaybolur gider. Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. (Otuz Beş Yaş- Cahit Sıtkı Tarancı) 5- Kelimeleri sadece ses ve mana olarak değerlendirmemek lazım. Biz kelimeyi duyduğumuz an, onun arkasındaki manayla beraber, kelimenin duyguya dair değerlerini de hissederiz. Unutmayalım ki, şair, kelimelerini ses, mana ve duygu yönüyle, en etkileyici biçimde seçmesini bilen adamdır. Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Birkaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu (Sevmek-tutku-yalnızlık-ustura ağzı-rezilce Kapının çalınması, kelimelerinin manası dışında bize ulaşan duygu değerleri de vardır.) (Ben Sana Mecburum-Atilla İlhan) (DEVAM EDECEK) GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Aramızda kalmadı aşkta artık hudutlar, Her dem yâri çiziyor gökyüzünde bulutlar. Hasret kalbe ok gibi saplansa da öldürmez, Çünkü aşkı yaşatır mahşerine umutlar.

10 10 29 Nisan 2015 Çarşamba SAĞLIK Minik Esma kanseri ailesinin desteğiyle yenmeye çalışıyor Hastalığı nedeniyle Bursa'nın İnegöl ilçesinden ailesiyle İstanbul'a göç eden, 5 ayda 5 beyin ameliyatı geçiren, konuşma ve yürüme yetisini kaybeden 5 yaşındaki Esma Akay, anne ve babasının desteğiyle minik de olsa adım atmaya başladı. BURSA - Akay'ın beyninde 1,5 yıl önce tümör tespit edildi. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavisine başlanan çocuğa 5 ayda ikişer kez tümör ve beyin kanaması, bir defa da kafasına şant takılmasından dolayı 5 cerrahi operasyon uygulandı. Baba Süleyman Akay, kızının tedavisinin daha iyi ilerlemesi için İnegöl'de mobilyacı olarak çalıştığı iş yerinden ayrıldı. Aile, yaklaşık bir yıl önce İstanbul'da bir yardım vakfının tahsis ettiği eve yerleşti. Ameliyatlardan sonra bir yıl konuşamayan ve yürüyemeyen çocuk, ailesinin desteğiyle hafifçe sendeleyerek adım atabiliyor. Süleyman Akay, AA muhabirine, tek çocuğu Esma'nın 5 ayda ciddi operasyonlar geçirdiğini belirterek, tümörün omuriliğe yayıldığını ve bu nedenle yürüme güçlüğü çektiğini anlattı. Kemoterapinin ardından ilaç tedavisine başlandığı bilgisini veren Akay, şöyle konuştu: "Şu anda beklemedeyiz. Evimiz İnegöl'de ama 1,5 senedir evimizde kalamıyoruz, sürekli hastanedeyiz. İstanbul'a mecburen göç ettik. Çalışamıyoruz da. Şu an biraz rahatız, ondan önce sürekli hastaneye yatışlarımız vardı. Kan değerleri sürekli düşüyor. Trombosit, kırmızı kan lazım oluyor. Ateşi çıkıyor, fenalaşıyor. Mecbur hastaneye geri gidiyorsun. Gittiğimiz zaman eşim içeride bekliyor. Mecbur biz kapıdayız, kan lazım olduğunda ona koşmak, ihtiyaçları karşılamak için. 'Esma yürüyemiyor ve konuşamıyor' diye raporu yüksek çıktı. Yüzde 80 özürlü raporu var." Akay, tedavi sürecinde bazı sıkıntılar yaşadıklarını ifade etti. Özellikle MR çektirmede zorlandıklarını aktaran Akay, "Devlet hastanesinde çektiremiyorsun. Gün veriyorlar. Kanser hastası olduğu için bir an önce çekilip sonuçlarına bakılması lazım. Dışarıda çektirdiğimiz zaman hastaneyle karşılaştırıldığında problem oluyor. Bu sene başında sıra aldım, 2016'ya gün verdiler" ifadesini kullandı. Kanser hastalarına MR gibi konularda öncelik tanınmasını isteyen, şimdiye kadar resmi hastaneler dışında 3 kez MR çektirdiklerini kaydeden Akay, "Yetkililerden bir nebze de olsa yardım bekliyoruz. Biraz maddi sıkıntılarımız var. Sıkıntılarımızı hallettik mi, yeter. Doktorların söylediği 'bu hastalıkta ümit yok' ama canı veren Allah, alacak olan da tek o. Esma, hiç konuşamıyordu, sadece bakıyordu, yürüyemiyordu. Şimdi bizim desteğimizle küçük de olsa adım atabiliyor" diye konuştu. (Keşan-Gelibolu) Ayrımı Mecidiye-İbrice Liman Yolu ve Mecidiye-Erikli Plaj Yoluna (Km: ve ) ait Harita Mühendislik Danışmanlık Hizmetleri Yersel Yöntemle Sayısal Halihazır Harita üretilmesi hizmet alımı 73 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Karayolları Genel Müdürlüğü İsmet İnönü Bulvarı No: Yücetepe ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi: info@kgm.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : Yaklaşık 39,187 km. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : (Keşan-Gelibolu) Ayrımı Mecidiye-İbrice Liman Yolu ve Mecidiye-Erikli Plaj Yolu (Km: ve ) c) Süresi :İşe başlama tarihinden itibaren 210(İKİYÜZON) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Karayolları Genel Müdürlüğü D Blok 1.Kat 115 Nolu Oda (İnönü Bulvarı No:1 Yücetepe/ANKARA) b) Tarihi ve saati : :00. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve 358 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerince aday veya isteklilerin mesleki faaliyetini sürdürdüğünü ve teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren Harita Mühendislik hizmetleriyle ilgili meslek odasından, ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış tescil belgesinin sunulması zorunludur Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Hipnozla doğumun alternatif olarak sunulması yanlış SAKARYA - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Perinatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Özden, hipnozla doğumun alternatif yöntem gibi sunulmasının yanlış olduğunu belirterek, "Hipnoz, ağrısız doğum gibi algılanmamalı yani hipnozla ameliyat yapılmaz, cerrahi kesinin ağrısı giderilemez, böyle bir şey yok. Bunlar güncel tıp bilimine uygun değil" dedi. Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, evde doğumun hem anne hem de bebek için çok tehlikeli olduğunu, kesinlikle yapılmaması gerektiğini söyledi. Doğumun hastane ortamında yapılmasının en sağlıklı yöntem olduğunu vurgulayan Özden, "Sağlıklı doğum için kan desteği, yardımcı personel ve steril ortam lazım. Evde bu koşulları sağlamak kolay değil. Doğum sırasında hasta litrelerce kan kaybedip, şoka girebilir. Ölümüne kadar giden sonuca ulaşabilir. Bu tür vakalara ev koşullarında müdahale edebilmek, hastaneye yetiştirmek mümkün dahi olmaz" diye konuştu. Özden, anne ve bebek açısından hastane ortamında yapılmayan doğumun özendirilmemesi gerektiğine işaret etti. "Bebek veya anne ölümleri bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösterir" diyen Özden, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evde doğum insanlara özendirilirse ve S.NO ADI SOYADI VERGİ NO. DÖNEMİ NEVİ VERGİ MİKTARI CEZA MİKTARI ADRESİ KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN önlenebilir nedenlere bağlı ölümler olursa bu, hepimizi üzer. Hipnoz, ağrısız doğum gibi algılanmamalı yani hipnozla ameliyat yapılmaz, cerrahi kesinin ağrısı giderilemez, böyle bir şey yok. Bunlar güncel tıp bilimine uygun değil. Bunu iddia edenler var ama ağrı kontrolünü anestezi uzmanları yapar. Bu nedenle hipnozla doğumun alternatif olarak sunulması doğru değil. Hastanın yanında refakatçinin olması, sağlık personelinin telkinde bulunması hastayı rahatlatır, ağrı hissini azaltır ve paniğini geçirir." Özden, Türkiye'de anne ölümlerinin önlenmesi konusunda dünya standartlarının yakalandığını, ölümleri arttıracak yöntemlere yönelinmemesi gerektiği uyarısında bulundu. SAÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Fuat Erdem de hipnozun tıbbi altyapısının bulunmadığını ve bu yöntemle doğuma olumlu bakmadığını dile getirdi. Bazı ünlülerin evinde hipnozla doğum yaptığına işaret eden Erdem, "İnsanlar, ağrıdan çekiniyorlarsa pozitif tıbbın öngördüğü doğumları tercih etsin. Hipnoz yerine pozitif bilimin önem verdiği anesteziyi bölgesel veya genel şekilde uygulamanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Doğum anı ağrılı bir süreç. Ağrısız doğum yöntemlerimiz var. Anestezistler, ağrısız doğum yaptırıyor" ifadesini kullandı. 1 ENERKOM MÜŞ MÜH. TAAH. TİC. LTD. ŞTİ KDV, KGV, KV. V.ZİYAI 53.07,76 TL ,28 TL MEBUSEVLER ÖNDER CD. NO:22/6 ÇANKAYA/ANKARA 2 ELİNTAŞ MAD.MET.HAM.MAK.İML,İNŞ.LTD.ŞTİ KGV, V.ZİYAI 11.02,93 TL 11.02,93 TL ANADOLU MAH.65.SOK.27/1 YENİMAHALLE/ANKARA 3 ANKA GRUP İLTŞ TEMZ LTD ŞTİ KDV, KGV, KV. V.ZİYAI ,62 TL 51.70,31 TL SAKARYA MAH T.PAŞA BUL NO:151 ANKARA ATLAS AHŞAP TÜK MAL LTD ŞTİ KDV, V.ZİYAI 8.826,27 TL 8.826,27 TL ÇANKIRI CAD ADA SOK 19/23 5 İBRAHİM ATAY YGV,GGV,KDV,V.ZİAİ 9.2,87 TL 28.27,61 TL DEMİRLİ BAHÇE ERDİREN SOK NO:2/7 ANKARA 6 GÖRKEM T MİMARLIK MÜH İNŞ TİC LTD ŞTİ KDV.KGV.KV.V.Z.ZİYAİ ,00 TL ,00 TL ŞAHİNTEPE MAH.291.CAD NO:22/17 MAMAK Yukarıdaki adı ve soyadı yazılı kişi ve kuruluşların adına düzenlenen Vergi/Ceza ihbarnameleri ilgililerin bilinen adreslerinde bulunamamaları nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılıv.u.k.'nun 103, 106 ve 35 sayılı Genele Tebliğ gereğince ilanen tebliğ edilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle ilan yazısının vergi dairesinin ilan panosuna asılmasını izleyen 15 ilan tarihi bu tarihten itibaren bir ay içinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmesi veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adresini bildirmesi halinde, kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı, aksi takdirde ilan tarihinden itibaren bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı hususu ilan olunur. KIZILBEY VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ Resmi İlanlar Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu..1.. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir..3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Yapımla ilgili hizmet işlerinde son onbeş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler... Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:..1.büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliğine uygun olarak Otoyol, Devlet ve İl Yolu, Demir Yolu, DSİ Sulama Kanalı projelerine altlık olacak sayısal halihazır haritaların Yersel yöntemle üretimi, (Anılan projelerin danışmanlık/mühendislik hizmetleri kapsamında üretilmiş olan iş kalemlerinden sadece harita mühendislik hizmetleri kaleminin parasal tutarı dikkate alınacak olup, yukarıda tanımlanan haritalardan sadece TUTGA sistemine dayalı olarak üretilmiş olanlar dikkate alınacaktır.) 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 10 TRY (Türk Lirası) karşılığı Karayolları Genel Müdürlüğü D Blok 1 Kat 111 Nolu Oda (İnönü Bulvarı No:1 Yücetepe/ANKARA) adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karayolları Genel Müdürlüğü D Blok 1.Kat 117 Nolu Oda (İnönü Bulvarı No:1 Yücetepe/ANKARA) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, götürü bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZYİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın ( Resmi İlanlar Basın (

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Telefonun şarjı eşek sırtındaki güneş panelinden Nisan 2015 Çarşamba TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin Şanlıurfa kırsalında hayvanlarını otlatan, günlerce yaylalarda kalan çobanlar, cep telefonlarının şarj sorununu eşek sırtında taşıdıkları güneş panelleriyle çözüyor Aynı çatı altındaki ayrı hayatlar RİZE - Rize'nin Kalkandere ilçesinde eşleri 12 yıl önce ölen ve birlikte yaşamaya devam eden kumalar Meryem Öztürk ve Saadet Yılmaz, zamanla bazı konularda anlaşamayınca evdeki soba ve televizyon dışındaki tüm eşyaların kullanımını ayırdı. Ormanlı köyünde yaşayan İsmail Yılmaz, ilk eşi Meryem Öztürk'ten (85) çocuğu olmayınca Saadet Yılmaz (73) ile evlendi. İkinci eşinden de çocuğu olmayan Yılmaz, 2003 yılında hayatını kaybetti. Yılmaz'ın ölümünün ardından, 55 yıldır aynı evde yaşayan Meryem Öztürk ve Saadet Yılmaz arasında zamanla bazı konularda anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı. Bazı eşyaları ayrı ayrı kullanan Öztürk ve Yılmaz, evin mutfağına da iki ayrı ocak kurdu. Mutfak ihtiyaçlarını ekmeğe varıncaya kadar ayrı alan kadınlardan Saadet Yılmaz çamaşırlarını makinede, Meryem Öztürk ise elde yıkıyor. AA muhabirine yaşamlarına ilişkin açıklama yapan Meryem Öztürk, evlerini 12 senedir bu şekilde kullandıklarını belirterek, "Mutfak tüpümüz ayrı, paramız ayrı, her şeyimiz ayrı ama bir ŞANLIURFA - Bölgede baharın gelmesi ve meraların yeşermesiyle birçok besici, hayvanlarını yaylalara çıkarıyor. Çobanlara yemek ve su götüren besiciler, hayvanları da burada sağarak sütleri mandıralara ulaştırıyor. Güneşli gün sayısının en fazla olduğu şehirlerin başında gelen Şanlıurfa'da, yayla ve meralarda hayvanların başından ayrılamayan çobanlar, cep telefonlarını güneş enerjisini kullanarak şarj ediyor. Eşek sırtında taşıdıkları, tanesi 300 ile bin lira arasında değişen küçük ebatlı güneş panelleriyle cep telefonlarını şarj eden çobanlar, hem acil durumlarda yakınlarını arayabiliyor hem de telefondan müzik dinliyor. Bağyolu mevkisinde hayvan otlatan çobanlardan Ali Akbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvanların merada otlamaya başladığı bu dönemde gece gündüz dışarıda kaldıklarını söyledi. Bu yıl havaların iyi gitmesi üzerine meraya erken çıktıklarını belirten Akbaş, arazide en önemli sorunlarının başında cep telefonlarının şarjının bitmesi geldiğini ifade etti. Fiyatı 300 ile bin lira arasında değişen güneş panelleri sayesinde bu sorunu aştıklarını dile getiren Akbaş, "Gece, gündüz çobanlık yapıyoruz. Açık alanda elektrik bulamadığımız için cep telefonlarının bataryasını eşeklerin sırtında taşıdığımız panellerle şarj ediyoruz" dedi. Medet Gözüyaşlı da güneş panellerinin kendilerine "ilaç" gibi geldiğini belirterek, "Paneller olmasaydı her gün eve gitmemiz gerekecekti ancak bu da pek mümkün değildi. Allah'a şükür paneller var. Onlarla telefonun bataryalarını şarj ediyoruz. Aynı elektrik gibi. Öğlen telefonu şarj ettiğimizde bir gün bize yetiyor" diye konuştu. Ali Ağa ise eşi ve çocuklarının şehir merkezinde olduğunu, kendisinin ise para kazanabilmek için çobanlık yaptığını dile getirerek, "Beraberimde taşıdığım güneş paneli sayesinde telefonumu şarj edebiliyorum. Böylelikle ailemle iletişim kurabiliyorum" ifadelerini kullandı. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve GAP Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Yeşilata da evde oturup, bir sobadan ısınıyoruz. Bir sıkıntımız yok, herkes kendi parasını harcıyor" dedi. Gıda ihtiyaçlarını da ayrı karşıladıklarını ifade eden Öztürk, "Soframızı ayrı kuruyoruz. Herkes ayrı yemek yapar ve yer. Sobayı birlikte kullanıp, birlikte yakıyoruz. Sabah erken kalkan sobayı yakıyor" diye konuştu. Meryem Öztürk, kumasıyla birbirlerine bu şekilde alıştıklarını da dile getirerek, "Burada olmadığı zaman yetim gibi kalıyorum, sessiz kalıyorum. Ben BUL- MACA Soldan sağa: 1. Çobanların giydiği havsız, kalın, dikişsiz, kalın ve kolsuz üstlük. Bir nota. 2. Piston. Yılan. 3. Eşi olmayan, yegâne, biricik. Koruma, esirgeme, gözetme.. Asya da bir ülke. 5. Tatlı bir tür çörek. Dar ve kalınca tahta. 6. Anakaralardan biri. 7. Sevinç, şenlik, neşe. Radyumun simgesi. 8. Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı. Çirişli bir çeşit parlak bez. 9. Kötü, fena. Kalsiyumun simgesi. Bağırsaklar. 10. İlinek. Uşak ilinin bir ilçesi. 11. Hekimlikte gaz söktürücü olarak yararlanılan bir bitki. 12. Kısırlık, verimsizlik. İlgi eki. 13. Küçük ve sevimli. İçinden çıkılması güç ve sıkıntılı durum. 1. Bir renk. Dişi deve. Favori. 15. Askeriyede verilen görevi başarabilecek en küçük birlik. Ezgi, makam, nağme. 16. Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı. Endonezya nın plaka işareti. Vilayet. 17. Köpek. Hafifseme duygusu ile insan, mal, eşya için kullanılan sözcük. 18. Akarsu yatağı, mecra. Bütünsel. 19. Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz. 20. Rus Kazaklarda başkan. Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir. Yukarıdan aşağıya: 1. Macun. Antalya ilinin bir ilçesi. Bir tür etli ve büyük zeytin. Baston. 2. Meşime, plasenta, son. Lokmanruhu. Zayıf, ince ve uzun boylu kimse. 3. Katı, sert, sağlam. Birbirine bağlı iki tekneden oluşan bir tür gezinti teknesi. Askerin su kabı.. Hayvanlara vurulan damga. Alınıp satılabilen her türlü eşya. Taban, döşeme, yer. 5. Türk müziğinde bir makam. İslam ın beş şartından biri. Kiloamperin simgesi. 6. Takım, grup, kol. Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma. Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde. 7. Nitelik. İki tarla arasındaki sınır. Erkek sesinde bir perde. 8. Manda yavrusu. Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. Cüretkâr. 9. Yer kırığı, çatlak. Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze. Sonsuza kadar. 10. İri yapraklı bir palmiye türü. Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl. Bal. Kokmuş hayvan ölüsü. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu yılın büyük bir bölümünün güneşli olduğu bölgede bu potansiyelin her noktada kullanılabilmesine yönelik girişimlerde bulunduklarını söyledi. Yenilenebilir enerji kullanımı ile en ücra köşelerde karşılaşmanın sevindirici olduğunu vurgulayan Yeşilata, şunları kaydetti: "Profesyonel destekle güneş enerjisinin daha etkin kullanılabilmesi için uzmanlarca çalışmalar yürütülmelidir. Bölge, yıllık 3 bin saat güneş alıyor. Yılın yüzde 35'lik kısmı, çok rahat bu enerjiden yararlanabilecek koşullarda. Güneşin düştüğü her bölgede her kesimden insanın bundan yararlanmaya çalışması memnuniyet verici." televizyondan anlamam, çalıştıramam. Onsuz da yapamıyorum" ifadelerini kullandı. Saadet Yılmaz ise yokluklarında birbirlerini aradıklarını söyledi. Yılmaz, "Evimizin şenliği böyle. Bizimle ilgilenenler de var ama evimizde rahat ediyoruz. Ölene kadar böyle devam edecek. Odunumuzu komşular, akrabalar keser. Ağır işlerimizde de komşular yardım ediyor" şeklinde konuştu. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA SİNSİ KAVMİYETÇİLİĞİN FARKINDAYIZ Emperyalist Batı, özellikle Tanzimat tan beri Osmanlı Devleti bünyesindeki Türk olmayan unsurların ırkçılık damarlarını ve Türk e karşı düşmanlık hislerini sürekli tahrik etmiştir. Yunan ırkçılığı, Bulgar ırkçılığı, Sırp ırkçılığı, Arnavut ırkçılığı, Arap ırkçılığı gibi öteki unsurların ırkçılıklarını da sürekli diri tutarak Osmanlı Devleti ne isyan ettirmiş ve sonunda devletin parçalanmasına sebep olmuştur. Osmanlı milletler birliğini, Türk dışı unsurları ırkçılaştırarak çözen emperyalist Batı, bugün de Türkiye Cumhuriyeti ndeki Türk millet birliğini yine ırkçılık üzerinden parçalama hedefini gütmektedir. Bu sefer Türk vatandaşı olan bir kısım Kürtleri, Kürt ırkçılığı üzerinden örgütleme çalışmalarını uzun zamandan beri yapmaktadır. PKK, silahlı eşkıyalıkla Batı üretimi bu Kürt ırkçılığını eylem planında sergilediği gibi yine Batı kaynaklı fonlardan yemlenen ve beslenen sivil Kürtçü ırkçılar da Türk düşmanlıklarına yazılarıyla, konuşmalarıyla, siyasetleriyle devam ediyorlar. Bugün basın yayın ve siyaset alanlarında Türk milletine yönelik fikir kılıklı ırkçı Kürtçü saldırılar büyük bir bombardıman hâlindedir. Demokrasi adına, özgürlükler, haklar adına PKK söylemine bağlı Kürt ırkçılığı meşru gösterilmekten öte, Türk millî varlığına karşı bir cephe olarak öne sürülmektedir. PKK eşkıyası her gün İstanbul un ortasında bile vatan evlatlarını gök ekin biçer gibi biçerken gazete ve televizyonlarımızda yorum yapan, konuşan, siyaset üreten, güya bize akıl verenlerin hep Türk düşmanı Kürt ırkçıları ya da Kürtçülüğü matah bir şey zanneden mankurt Türkler olduğunu görüyoruz. En İslamcısından en liberaline kadar gazete ve televizyonları işgal etmiş entelektüel gevezeler, yazı ve konuşmalarıyla dolaylı olarak hep PKK eşkıyalığını demokratik bir tepki ve hak olarak yorumlayarak bizi mankurtlaştırmaya çalışmaktadırlar. Bu vasatta en kıymetli varlığı olan evladını vatan için şehit vermiş vatandaşın cenazesinde yasını tutması bile yasak. Cenaze merasimi yapmak, bu merasimde matem tutmak, Türk ün eşkıyaya karşı kararlı ve azimli bir şekilde duruşunu haykırmak, millî tepkimizi dile getirmek terörü azdıran bir sebep olarak yorumlanabilmektedir. Türk vatanında Türk ün en haklı olduğu noktada haklılığını dile getiren en kısık sesi bile liberal faşizm tarafından hemen boğulmak istenmektedir. PKK eşkıyasının terörü dış ve iç mihrakların ortak bir projesidir ve bu proje, uzun yıllar öncesinden beri uygulana gelmektedir. Mesela Amerika, Türkiye ye 1962 de Barış Gönüllüleri adı altında bir sürü ajan, görevli adam gönderdi. Bunlar 1972 yılına kadar 10 yıl süreyle ülkemizin her yerini işgal ettiler. Görünüşte bunlar, üçüncü dünya ülkelerine yardım etme amacında insanî bir örgüttü. Bu adamlar ülkemizin ŞANLIURFA - Şanlıurfa'da 12 yıl önce iki aşiret arasında bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kavganın ardından başlayan husumet, Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Ekinci'nin girişimi sayesinde barış yemeğiyle son buldu. Binised ve Mihsere aşiretleri arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle başlayan husumetin sonlandırılması için Ekinci, ailelerin ileri gelenlerini barışa ikna etti. Şehitlik Çamlık Düğün Salonu'nda düzenlenen barış yemeğinde bir araya gelen taraflar, salavat getirerek, Kur'an-ı Kerim'in altından geçti. İl Müftüsü İhsan Açık'ın okuduğu duanın ardından taraflar, kucaklaşarak aralarındaki husumeti bitirdiklerini söyledi. Ekinci, çatışmaların nelere mal olduğunu ve neleri kaybettirdiğini bölge insanı olarak çok iyi anladıklarını söyledi. Barışın insanlığın geleceği olduğunu belirten Ekinci, şunları kaydetti: "Bugün de bu kardeşliği hatırlamak ve pekiştirmek adına buradayız. Bu anlamda daha önce birçok büyüğümüz böyle çaba içine girmişti. Demek ki bugüne kısmet oldu ve her yerini gezerek bir kısım vatandaşlarımıza sen Kürtsün, Türkler senin düşmanın, sen Alevisin, Sünniler senin düşmanın, sen solcusun sağcılar senin düşmanın diye Kürt, Alevi, solcu diye bazı insanları Türk milletine ve devletine düşman ettiler. Ondan sonra ülkemizde sağ-sol, Alevi-sünni kavgalarını, son olarak da Kürtçülük adına PKK nın Türk Devletine ve milletine açtığı savaşı görüyoruz. Birileri bunu bazen itiraf etmek zorunda da kalabiliyor. Mesela DEHAP Batman il başkanı Mehdi Öztürk, bir açıklamasında şöyle diyor: Bize gelen (batılı) heyetler, farklılıklarınızı ön plana çıkarın, milliyetçiliği (Kürt milliyetçiliği) körükleyin telkininde bulunuyorlardı. Irak ta oynanan oyunun benzeri Türkiye için oynanıyor. Yıllardır yaratılmaya çalışılan bir Türk-Kürt kavgasıdır. Bütün bu örnekler gösteriyor ki, Tanzimat tan bu yana emperyalist Batı, hem Türk hem İslam dünyasını etnik, dinî, coğrafî, sosyal, siyasi, kültürel farklılıkları sürekli kaşıyarak parçalamak ve kolayca sömürülebilir birer lokma hâline getirmek istemektedir. Nasyonalizm (milliyetçilik) politikasını kendi içinde birleştirici, Türk- İslam dünyasında da ayrıştırıcı bir ideoloji olarak kullanmaktadır. Avrupa Birliği yle Amerika sıyla bugün yağmacı, talancı barbar batı, Türkiye mizde emperyalist ayrıştırıcı politikalarını Türk düşmanlığına dayalı etnik siyaset üzerine kurmuştur. Kavmiyetçi Kürt ırkçılığını PKK eşkıyası, masum Türk milletine vahşice saldırarak uygularken; öbür taraftan liberal faşistler ve yedeklerine aldıkları saftirik İslamcı muhafazakârlar ve enternasyonalci komünistler, bu PKK eşkıyasının ırkçı söylemlerine paralel bir biçimde gazetelerde, dergilerde yazı yazıyor, televizyonlarda konuşuyor, partilerde siyaset yapıyorlar. Biz Müslüman Türk milleti olarak bugün sadece eli silahlı PKK eşkıyasının saldırılarına maruz kalmış değiliz. Aynı zamanda ve en çok, sivil PKK propagandacılarının zihinlerimize, ruhlarımıza doğrulttukları aldatma, çarpıtma, ters yüz etme, uyutma, uyuşturma, mankurtlaştırma silahlarına maruz vaziyetteyiz. İşin en kötüsü de PKK güdümlü kavmiyetçi, ırkçı Kürtçülük propagandalarını doğrudan ya da dolaylı olarak yapanlar, tepemize oturttuğumuz, irademizi ve aklımızı teslim ettiğimiz, paralarımızla beslediğimiz, oylarımızla desteklediğimiz, gazeteci, televizyoncu, siyasetçi, uzman, aydın, tarikat şeyhi, cemaat şefi bilmem ne makulesinden adamlardır. Bunlar, İslam ın ümmetçilik anlayışını yanlış yorumlayıp çarpıtarak birleştirici, bütünleştirici olan Türk millet birliğini yok edip, Türk düşmanlığına dayalı Kürt ırkçılığını kavmiyetçi bir söylemle sürekli kutsamaktadırlar. Allah, kendi kendisini inkâr ederek düşmanının değirmenine su taşıyan mankurt Türklere akıl, fikir ve yeniden diriliş ve doğruluş iradesi versin. Şanlıurfa'da 12 yıllık husumet barış yemeğiyle son buldu bugün bir aradayız, gerek daha önce benzer girişimlerde bulunanlar, gerekse de bu süreçte bu kardeşliği kadim kılmak adına çaba içine giren değerli dostlar ve her iki ailemizin ileri gelenlerine, çok çok teşekkür ediyoruz. Onların sağduyusu sayesinde bugün güzel ortamda bir aradayız. İnandığımız gerçek, kendimizden başka hiç kimse bize barışı getiremez. Umarım Rabbim, bundan sonra her zaman böyle güzelliklerde bizleri bir araya getirir." Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük de aileleri barıştıran Ekinci'ye teşekkür ederek, şeytanın bir kez daha yenilgiye uğratıldığını söyledi. Aile fertlerini kutlayan Küçük, gösterilen örnek davranışın diğer husumetli ailelere örnek olmasını diledi. Yemeğe AK Parti Şanlıurfa Milletvekilleri Kasım Gülpınar, Halil Özcan ve Seydi Eyyüpoğlu, İl Jandarma Komutanı Albay Selman Kömürcü, Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç, Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol, Binised ve Mihsere aşiretler inin bireyleri ile çok sayıda davetli katıldı.

12 12 haber 29 Nisan 2015 Çarşamba Şimşek in kriz korkusu ANKARA- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ana muhalefetin ve diğer muhalefetin şu andaki bütün vaatleri ne yapacak? Bütçe açığını patlatacak, cari açığı patlatacak. Türkiye ikiz açıkla karşı karşıya gelecek, bu ikiz açık Türkiye'yi krize götürecek" dedi. Şimşek, A Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Muhalefetin "taşıt saltanatı" iddialarına cevaben Şimşek, devletin ambulansları, tankları, zırhlı araçları ve trafik araçlarının bir yıllık alımı, bakımı, onarımı ve yakıtı gibi maliyetlerinin 3,3 milyar lira olduğunu söyledi. Bunun da bütçenin binde 7'si olmadığına dikkati çeken Şimşek, tasarruf için gereken tedbirleri aldıklarını, almaya devam ettiklerini, bu konuda en ufak bir tereddüttün olmadığını belirtti. Bakan Şimşek, "Siz çıkıyorsunuz bol keseden milyar liralık vaatte bulunuyorsunuz, popülizm yapıyorsunuz, biz de diyoruz ki bu, seçim öncesi gözüne baka baka halkı kandırma çabasıdır. Biz de 'kaynağı ortaya koyun' diyoruz. Bakın biz AK Partiyiz kaç yıldır iktidardayız. Ben Maliye Bakanıyım. Madem bu kadar kaynak var, madem Türkiye'de makroekonomik istikrarsızlığa yol açmadan yani ekonomiyi krize sokmadan, IMF'ye muhtaç etmeden madem bu kadar harcayabiliyoruz ben niye harcamıyorum? Madem bu kadar kaynak var peki biz niye seçimi daha güçlü bir şekilde kazanmak için biz niye harcamıyoruz? Çünkü biz şunu söyledik, 'biz popülizm tuzağına düşmeyeceğiz, biz ne kandıran olacağız, ne kandırılan" diye konuştu. "Dolara müdahale zamanı geldi mi müdahale edilmeli, özele sektörün dış borcu konusunda bir sıkıntı söz konusu mu?" sorusu üzerine de Şimşek, son birkaç aydır finans piyasalarında, özellikle de döviz piyasalarında epey bir dalgalanma olduğunu ve Türk lirasının değer kaybettiğini söyledi. Son bir yıldır doların dünyadaki bütün para birimlerine karşı değer kazandığına dikkati çeken Şimşek, Türkiye'ye özgü bir sıkıntı olmadığını vurguladı. Şimşek, müdahale konusunun Merkez Bankasının takdirinde olan bir konu olduğunu belirtti. Devletin borcu ile özel sektörün borcunu da karıştırmamak gerektiğinin altını çizen Şimşek, "Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yani bütün kamunun, hazinenin, döviz rezervi, döviz borcundan daha fazladır. Yani Türkiye dünyadan alacaklıdır, borçlu değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti net olarak dünyadan alacaklıdır. Bir kere bunu öğrensinler" ifadelerini kullandı. Kurdaki artışla özel sektörün borcunun da arttığını ancak borcu olan özel sektör firmalarının yüzde 88'nin döviz gelirinin bulunduğunu anlatan Şimşek, Türkiye'deki firmaların yüzde 63'nün hiç döviz borcu olmadığını kaydetti. Borcu olanların da çok büyük kısmının turizm veya ihracat geliri olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Geriye çok az firmanın, yani yüzde 12'sinin şu anda kağıt üzerinde döviz geliri yok ama döviz borcu var gibi görünüyor. Fakat büyük olasılıkla bazen küçük şirketlerde, şirket sahibinin varlıklarıyla hesaplarıyla, şirketin hesapları iç içe geçiyor" dedi. - "Muhalefetin vaatleriyle Türkiye ikiz açıkla karşı karşıya kalır" Türkiye'de vatandaşın döviz ve yabancı para cinsinden tahvil gibi döviz türünden varlıklarının net olarak 191 milyar dolar olduğunu belirten Şimşek, "Vatandaşın döviz borcu olmadığını, kendilerinin bu riski görerek küresel kriz döneminde vatandaşın dövizle borçlanmasını yasakladıklarını söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "199 yılında dünya güllük gülistanlıkken içinde bugünkü CHP'nin olduğu SHP, DYP iktidarı Türkiye'yi cumhuriyet tarihinin en büyük krizine götürdü. Çünkü yönetemediler, ikiz açık verdiler. Şimdi bakın ana muhalefetin ve diğer muhalefetin şu andaki bütün vaatleri ne yapacak? Bütçe açığını patlatacak, cari açığı patlatacak. Türkiye ikiz açıkla karşı karşıya gelecek, bu ikiz açık Türkiye'yi krize götürecek" Moskova, rotayı Ankara ya çevirdi MOSKOVA - Kremlin Basın Sözcüsü Peskov, "(Türkiye ile) çok yönlü işbirliğimizin gelişmesinin bizim için bir öncelik olduğunu daha önce ifade etmiştik. Bu zamana kadar gelişen ilişkilerimizin, bundan sonra da aynı şekilde gelişmesini umut ediyoruz. Çok sayıda ortak projemiz var, bu nedenle yapacak çok işimiz var" dedi. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov, Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmeye devam etmesini umut ettiklerini söyledi. Moskova'da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Peskov, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermeni iddialarına destek veren ülkelere ilişkin yaptığı açıklama konusunda bilgilendirildiğini söyledi. Peskov, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, "Çok yönlü işbirliğimizin gelişmesinin bizim için bir öncelik olduğunu daha önce ifade etmiştik. Bu zamana kadar gelişen ilişkilerimizin, bundan sonra da aynı şekilde gelişmesini umut ediyoruz. Çok sayıda ortak projemiz var, bu nedenle yapacak çok işimiz var" ifadelerini kullandı. Peskov, daha önce yaptığı açıklamada, Putin'in diğer ülke liderleriyle beraber Erivan'da bulunmasının gayet doğal olduğunu savunarak, "Putin'in AKINCI: Anavatan yüreklerdeki duygu LEFKOŞA - KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendileri için anavatan sevgisinin yüreklerde olan bir duygu olduğunu söyledi. Türkiye hükümetinin KKTC'deki seçimler sırasındaki duruşunun doğru bir tavır olduğunu vurgulayan Akıncı, ilk dış ziyaretini Ankara'ya yapacağını belirtti. KKTC'de cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Akıncı, AA muhabirine KKTC- Türkiye ilişkilerine yaklaşımı ve Kıbrıs sorununun çözümü konusunda değerlendirmelerde bulundu. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını gözeterek, Kıbrıs sorununda çözüm odaklı bir siyaset izleyeceğini söyledi. Kıbrıs müzakerelerinde taraflar arasındaki 11 Şubat 201 mutabakatı çerçevesinde kalacağını ifade eden Akıncı, söz konusu uzlaşmaya Türkiye'nin ve Derviş Eroğlu'nun da onay verdiğini hatırlattı. BM Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin Mayıs'ta adaya geleceğini söyleyen Akıncı, Eide ile Kıbrıs müzakerelerinin bundan sonrasını ele alacaklarını söyledi. Akıncı, toplumsal konulara duyarlı bir cumhurbaşkanı olacağını belirterek, "Partilerin içiyle değil toplumun içiyle ilgileneceğim" dedi. Bağımsız ve tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağını dile getiren Akıncı, tüm partiler karşısında eşit mesafede duracağını ve tüm "renkleri" kucaklayacağını ifade etti. - Türkiye ile ilişkiler - Türkiye ile ilişkilerin karşılıklı saygıya dayalı, kişilikli bir ilişki olacağını düşündüğünü söyleyen Akıncı, "Kıbrıslı Türklerin kendi kurumlarında söz sahibi olmasını ve bu kurumları da iyi yönetmesini istiyorum. Kıbrıs Türk Hava Yolları'nda olduğu gibi kurumların batırılmasına şiddetle karşıyım. Her türlü ilişkide ne çatışmacı ne de teslimiyetçi bir çizginin izlenmesi taraftarıyım" diye konuştu. Mustafa Akıncı, kendisinin Lefkoşa Belediye başkanı olduğu dönemde Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile iki toplumlu alt yapı projesini hayata geçirdiğini belirterek, aynı dönemde Ankara ile kardeş şehir ilişkisini de kendisinin oluşturduğunu söyledi. anma törenine katılmasının (Türkiye-Rusya ilişkilerine) olumsuz yansıyacağını düşünmüyoruz" düşüncesini aktarmıştı. Putin geçen hafta Ermeni diasporasının Moskova'da düzenlediği bir etkinliğe gönderdiği mektupta "soykırım" ifadesini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermeni iddialarına destek veren ülkelere ilişkin yaptığı açıklamada, "Tabi ben şahsen Putin'in böyle bir adımı atmasına üzgünüm, kırgınım. Bunu da söyledim ve şunu da çok açık, net söyledim. Yani eğer bu tür soykırımlar noktasında bazı adımlar atılıyorsa o zaman Rusya kendi tarihini bir defa masaya yatırması lazım. Fazla gerilere gitmeye gerek yok. Şu anda Ukrayna'da olanlar ortada, Kırım ortada, Donetsk ortada, Luhansk ortada, bütün bu yapılanlar ortada. Bunların da hesabını versinler" demişti. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ TOKİ, yastık altı nı harekete geçirdi İSTANBUL- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, 1-2 ay önce yaptıkları taksit ödeme indiriminden 33 bin vatandaşın yararlandığını belirterek, "Bu yaklaşık 1,5 milyar liralık bir bedel. Bu paranın milyon lirası kredi kullanılmadan vatandaşın yastık altı parası diye tabir edilen paradan getirilip ödendi" dedi. Turan, Anadolu Ajansı'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı olarak yayınlanan AA Finans Masası'nın konuğu oldu. TOKİ'nin kurulduğu günden bu yana kuruluş amacının "konuta erişmekte zorlanan vatandaşları toplu konuta eriştirmek" olduğunu dile getiren Turan, 2002 yılına kadar yani 18 yılda idarenin yaklaşık 3 bin konut yaptığını aktardı yılından 201 yılına kadar geçen zamanda ise 655 bin konut imal edildiğinin altını çizen Turan, "Her idare dünün imkan ve kabiliyetleriyle sorunlara çözüm üretti. Bugünün imkan ve kabiliyetleri daha farklı. Dolayısıyla geçmişteki arkadaşlara haksızlık yapılmamalı. Onlar o günün şartlarına göre yoğun bir emek, insan üstü bir gayretle Türkiye'nin o zamanki potansiyelinin üstünde üretim yaptılar" diye konuştu. Kılıçdaroğlu vaat satıyor BALIKESİR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 milyon emeklinin oyunu beklediğini belirterek, "Bir tek fireyi bile kabul etmiyorum. Sana bayramlarda onurunla kurban keseceğin bir hayatı sağlayacağım ben" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin Kuvayı Milliye meydanındaki mitinginde, taşeronda çalışan işçilere seslenerek, bu sistemin, 21. yüzyılın çağdaş kölelik yolu olduğunu ileri sürdü. Taşeron işçinin ömür boyu asgari ücrete mahkum çalıştığını savunan Kılıçdaroğlu, iş güvencelerinin olmadığını, çalışma saatinin bile bulunmadığını iddia etti. Emeklinin Kurban ve Ramazan bayramlarında torunundan kaçtığını, kurban kesemediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Emekliye 'birer maaş ikramiye vereceğiz' dedik. Koro halinde itiraz ediyorlar, 'parayı nereden bulacaksın?' Balıkesir'den soruyorum. Kaçak saraya para harcarken emekliye sıra gelince mi para yok?" dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyetinin zengin bir ülke olduğunu ifade ederek, "Biz gücümüzü çok iyi biliyoruz. Gücümüzü temsil eden siyasiler bunu farkında değiller, yandaşa çalışıyorlar. Biz işçiye, taşeron işçisine, işsize çalışıyoruz, onların derdini çözmeye çalışıyoruz. 11 milyon emekli kardeşime sesleniyorum, 11 milyonun oyunu bekliyorum, bir tek fireyi bile kabul etmiyorum. Sana bayramlarda onurunla kurban keseceğin bir hayatı sağlayacağım ben. Söz Kılıçdaroğlu sözü. Ramazan ve Kurban bayramı gelecek sen daha düşünmeden paran bankada olacak" diye konuştu

13 29 Nisan 2015 Çarşamba13 EFSANE RÖPORTAJLAR Türkiye de jeotermal sektörünü kuran Orhan Mertoğlu: Efsane GÜZELDERELİ KULLANAMIYORUZ! ORHAN MERTOĞLU KİMDİR? Meslek ve Eğitim; Makina Yüksek Mühendisi ve Jeotermal Uzmanı 1973 yılından beri jeotermal elektrik üretimi ve ısıtma konusunda çalışmaktadır. 1978: Birleşmiş Milletler Jeotermal Teknolojisi Eğitimi (ABD) 1979: Japonya Kyushu Üniversitesi, jeotermal eğitimi Türkiye'de gerçekleştirdiği bazı ilkler; Sarayköy-Denizli 0,5 MWe lik Jeotermal Pilot Santrali ile ilk jeotermal elektrik üretimi İlk jeotermal merkezi şehir ısıtması: Gönen Jeotermal Merkezi Isıtma Sistemi, Sarayköy-Denizli Jeotermal Santralına entegre jeotermal sıvı karbondioksit ve kurubuz üretim projesinin (Dünyada ilk) hazırlanması Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ORME Jeotermal A.Ş. firması Türkiye de konutluk proje ve fizibilite hazırlamıştır. 6 adet jeotermal tesis (şehir ısıtmalar dahil) fiilen Türkiye de işletilmektedir. Çalıştığı bazı kurum, komisyon ve dernekler; 9 yıl MTA da çalıştı CENTO da (NATO/CCMS), Dünya da 5 kişiden oluşan Jeotermal Komisyonunda Türkiye yi temsil etti ORME Jeotermal A.Ş. nin kurucusu ve sahibidir (198). Birleşmiş Milletler (UNITAR/UNDP) ve Uluslararası Enerji Ajansı nda Türkiye yi temsil etti 20 yıl süreyle DPT 5-8 nci Beş Yıllık Kalkınma Planları Jeotermal Özel İhtisas Komisyonları Başkan Yardımcılığı yaptı : merkezi İtalya da bulunan IGA-International Geothermal Association Avrupa Başkanlığı yaptı : GRC-Geothermal Resources Council (ABD) Yönetim -1- Enerji; bugün uğruna savaşlar çıkarılan, ölümcül senaryoların uygulama alanı bir vazgeçilmez hayat kaynağı Efsane Güzeldereli, Türkiye nin, dünyanın gündem kargaşasında flulaşan sektöre dair dosyalar açmak için konunun sadece Türkiye de değil dünyada da sayılı isimlerinden birini, Orhan Mertoğlu nu buldu ve konuştu. Durum bildiğiniz gibi değil! Enerji çeşitliliği bol ama Türkiye ya dışa bağımlı olduğu petrol ve doğalgaza kaptırmış paçasını ya da çok tehlikeli bir yol olan nükleere çevirmiş yönünü. Termal su kaynakları, rüzgar, güneş gibi zenginliklerimiz ise şimdilik göz ardı Göz önüne getirmek istedik İşti sorular ve yanıtları E.G: Sayın Mertoğlu, siz Türkiye'de jeotermal sektörünü yaratan kişisiniz. Nasıl oldu jeotermal ile tanışmanız? O.M: 1973 yılında mühendis olarak mezun olduktan sonra MTA'da göreve başladım. Mesleğe başladıktan bir hafta sonra Denizli Kızıldere Sarayköy jeotermal santralinin yani aramanın bulunduğu, sondajın bulunduğu yere gönderildim. Orada jeotermal buharının çıkışı, kuyudan püskürmesi beni çok etkiledi. Bundan elektrik üretilebileceğini düşündüm. Bir buhar tribünü ve jeotermal santrali projelendirmeyi düşündüm. MTA'nın o zaman ki genel müdürü beni destekledi. Jeotermal buhar tribünü ve santrali projemi dizayn, imal ettim ve oradan elektrik ürettim. Bu çalışmamdan ötürü de 198'te Tübitak'dan teşvik ödülü kazandım. Jeotermale girişim böyle oldu. Jeotermal elektrikten sonra İzmir Balçova'da 9 Eylül Üniversitesi'nde jeotermal ısıtma çalışmaları başlattım. Ardından Gönen ısıtması. Jeotermal ile ilgili bütün ilkleri Allah bana nasip etti. Jeotermal ile elektrik üretimi, ısıtma, kuru buz üretimi, jeotermal kaynakların entegresi v.s bugüne kadar 200'ün üzerinde projem var. Her geçen gün şevkim ve hevesim arttı. Çünkü yaptıklarımın neticesini gördükçe Türkiye'ye ve insanlığa olan faydasını gördüm. JEOTERMAL NEDİR? E.G: Jeotermali bilenler olduğu gibi bilmeyenler de var. Bilmeyenler için jeotermali açıklar mısınız? O.M: Jeotermal yeraltı ısı enerjisidir. Isının kökeni magmadır. Isının sıcaklığı, dünyanın çekirdeğinde yani magmada 5000 dereceler civarındadır. Zaten volkanlar patladığında lavların sıcaklığı biliyorsunuz dereceler arasındadır. Jeotermalde yeraltına inen yağmur, nehir, deniz sularının rezervuarlardan yani poroz kayaçlardan, gözenekli kayaçlara sızıp, o kayaçlarında magma etkisiyle ve kimyasal reaksiyonlar neticesinde ısınıp, içine çeşitli eriyiklerin girmesiyle yüzeye sıcak su, buhar, gaz olarak çıkan akışkana, enerjiye biz jeotermal akışkan diyoruz. NEDEN JEOTERMAL? E.G: Jeotermal enerjiyi neden tercih etmeliyiz? O.M: Jeotermal enerji; yeni, yenilenebilen yani tekrarlanabilen, sürdürülebilen, dışa bağımlı olmayan kendi enerjimizdir. Milli enerjidir. Ayrıca çevre dostudur. Reenjeksiyon yaptığınızdan hiç bir atığı olmaz. Jeotermal ucuzdur. Jeotermal elektrik maliyeti düşük olması sebebiyle en karlı yatırımlardan birisidir. Jeotermal ısıtmayı biz şu an doğalgazın 3'te 1'i fiyatına yapıyoruz. Şu anda ev jeotermalle ısınıyor. En büyüğü İzmir Balçova'da. Bundan başka Simav'da, Kurulu Üyeliği yaptı : EGEC-European Geothermal Energy Council (Belçika) Başkan Vekilliği yaptı : Dünya Jeotermal Kongresi (WGC2005) Dünya Başkan Yardımcısı ve Türk Milli Komitesi Başkanı, : IGA Dünya Başkan Vekili olarak görev yaptı (İzlanda) : IGA*-International Geothermal Association (İzlanda) Avrupa Bölge Başkanı ( Şeref Üyesi) : T.C. Başbakanlık DPT 9ncu Kalkınma Planı Jeotermal Çalışma Grubu Başkanıdır 2010: Türkiye Jeotermal Derneği Genel Başkanlığına 3 yıl için seçildi 2012: T.C. Kalkınma Bakanlığı 10ncu Kalkınma Planı ( ) Komisyonların Jeotermal Çalışma Grubu Başkanı * IGA, Birleşmiş Milletler in danışmanı, AB ve Dünya Bankası GeoFund ın stratejik ortaklık statüsü vediği dünyanın en büyük jeotermal sivil toplum kuruluşudur. Verdiği bazı konferanslar: 1998: ISS-International Summer School on Direct Application of Geothermal Energy ; Azor Adaları- Portekiz, 1999: Oregon Institute of Technology GeoHeat Center-ABD, 2001: Bad Urach (EGEC, GtV, IGA, Unesco) -Almanya da verdiği konferans ve eğitim nedeniyle, Başarı ve Şükran Belgeleri almıştır. 2003: EGC2003 Macaristan (Avrupa Jeotermal Kongresi 2003), 200: International Geothermal Days (Uluslar arası Jeotermal Günleri) Polonya 200 Sempozyumu, 2007: EGC2007 Almanya (Avrupa Jeotermal Kongresi 2007) Bilim Kurulu Üyesi 2009: NUMOV (German Near and Middle East Association), Geothermal Energy in Turkey, Almanya-Potsdam Afyon'da, Edremit'te evler jeotermalle ısınıyor. Tüm dünya ülkeleri, insanlık jeotermali tercih ediyor. Ama jeotermal her yerde yok. Her ülkede yok. JEOTERMAL ZENGİNLİKTE DÜNYA 7.'SİYİZ... E.G: Jeotermal zenginlikte dünyada kaçıncı sıradayız? O.M: Jeotermal zenginlikte dünyada 7. sıradayız. Jeotermal elektrikte dünyada ilk 10'a girdik. Jeotermal ısıtmada da dünyada ilk 5'te bulunuyoruz. E.G: Peki jeotermal enerji kapasitemizin yüzde kaçını kullanıyoruz? O.M: Yeraltındaki jeotermal kaynağa biz potansiyel deriz. Bunu kesin olarak söylemek mümkün değil. Benim global tahminim şu anda jeotermal potansiyelimizi yüzde 15'ler boyutunda değerlendirebildiğimizdir. JEOTERMAL POTANSİYELİMİ- ZİN YÜZDE 85'İNİ KULLANMIYO- RUZ... E.G: Peki geri kalan yüzde 85'ini niye kullanmıyoruz? Madem bu kadar rantabel bir enerji. O.M: Bunun için devletlerin teşvik etmesi lazım. Jeotermal arama riskinin devlet tarafından alınması lazım. Türkiye'de zaten şimdi devlet tarafından alınan riskten sonra daha başarılı 2009: EGEC Geopower Europe2009, Almanya Münih 2010: GtV Alman Jeotermal Derneği Almanya Kongresi ve EGEC Geopower Europe 2010, Paris- Fransa 2011: GeoElec, Aralık 2011, Geoelec, Intelligent Energy Europe, Atina 2011; Geopower Turkey 2011, İstanbul 2012: Geoelec Meeting Almanya 2012, Geotherm Expo & Congress, Frankfurt 2013; EGC2013, EGEC- European Geothermal Energy Council, Pisa 2013 Uluslararası bazda ve yurtiçinde toplam 210 un üzerinde bilimsel tebliğ sunmuş, konferans ve brifing vermiştir. Aldığı Bazı Başarı Ödülleri ve Ünvanlar; 198: TÜBİTAK Teşvik Ödülü 5 Mayıs 2001 de, son yıllarda uluslararası bazda jeotermalin gelişmesine yapmış olduğu katkılardan dolayı, Oradea Üniversitesi nden Fahri Profesörlük unvanı Eylül 2002 de, Selanik Aristotle Üniversitesi tarafından Orhan Mertoğlu nun sahip olduğu knowhow ve tecrübesini uluslararası jeotermal camiası ile paylaşarak dünyada jeotermalin gelişimine yaptığı önemli katkıdan dolayı Şükran Belgesi 2005: Dünyada ve Avrupa da jeotermal uygulamaların geliştirilmesine yapmış olduğu katkılardan ve jeotermal derneklerine verdiği önemli bilimsel katkıların yanısıra gerçekleştirdiği jeotermal uygulamaların başarısından dolayı, GtV-Geothermische Vereinigung (Alman Jeotermal Derneği) tarafından Dünyada sadece toplam 12 kişide bulunan Patricius Madalyonu 2005: GRC-Geothermal Resources Council (ABD) tarafından Jeotermal Kaynakların gelişmesine yapmış olduğu önemli katkılardan dolayı 2005 yılı Özel Başarı Ödülü olmaya başladı ve Türkiye'yi de örnek gösteriyorlar bu konuda. Çünkü arama riskini devlet aldığı zaman biz ona ''mining risk'' diyoruz. Buna özel sektör çok fazla girmiyor. Çünkü risk var aramada. JEOTERMALDE ARAMA RİSKİ E.G. Bu risk tam olarak nedir? O.M: Arama riski, çok iyi bir arama etüdünden sonra, bulma şansımız yüzde 80. Petroldeki bulma şansı 11-15'ler boyutunda. Jeotermal daha tercih edilir yani. Onun için Türk özel sektörü büyük yatırım yaptı. Jeotermal elektriğe son 10 yılda büyük yatırım yapıldı. Jeotermal elektrik üretimi gelişti. Niye? Dünyadaki gelişim ortalamasından daha yüksek bir gelişimimiz var ortalama. Neden? Biz 10 sene evvel 15 megawatt elektrik üretiyorduk. Şu anda 20 megawatt üretiyoruz. TEK döneminde yıllarca o noktada kaldı. Türk özel sektörü başarılı. Devlet de teşvik kanunuyla destek oldu. Devlet arama riskini belli oranda aldı. Özel sektörde, ÇILGIN TÜRKLER'de başardı. Şu anda dünyada biz örnek gösteriliyoruz. ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30'UNU JEOTERMALLE KARŞILA- YABİLİRİZ... E.G: Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde kaçı jeotermalle karşılanabilir? O.M: Jeotermal kaynakları ikiye ayırıyoruz. Bir tanesi hidrotermal. Yani mevcut klasik kaynaklar. Bu kaynaklarla Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 5'ine kadar karşılayabiliriz. Ancak EGS denilen yeni konsept, yeni teknolojiyi uyguladığımız takdirde, devlet buna gerekli teşviki verdiği takdirde bu oran yüzde 30'lara kadar çıkar. JEOTERMALE TEŞVİK İSTİYO- RUZ... E.G: Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 30'unun jeotermalden karşılanabilecek olması muhteşem bir rakam. Allah ülkemize büyük bir zenginlik vermiş. Peki sektörünüzün devletten beklentisi nedir bu yönde? O.M: Jeotermal sektörünün devletten en büyük beklentisi jeotermal arama riskinin büyük olarak devlet tarafından alınması. Çünkü jeotermal kaynak devletindir. Zira bu özel sektöre 30 yıllığına veriliyor. Mal sahibi devlettir. Bizim anayasamız böyle. A.B.D'nde özel sektöründür. Şahıslarındır. Türkiye'de jeotermal elektriğe uygulanan teşvik azdır cent kilowatt saatine veriliyor. Bugün Almanya 30 eurocent veriyor. Japonya 2 dolar centlere çıkardı. Fransa 26 eurocent kilowatt saatine veriyor. İtalya 22 eurocent veriyor. Dolayısıyla şu anda jeotermalin Türkiye'de ihtiyaç duyduğu tek şey teşvik. Buna da ihtiyaç var. Çünkü ana neden özel sektörün bu riski alması. İki teşviğin olması lazım. Amerika bile 12 cent veriyor ki kolay kolay teşvik vermez. Reel ekonomi. Teşvik, teşvik, teşvik. Bir de teşvikin kısa süreli olmaması lazım. Biz de teşvik süresi 10 yıl. Bir çok Avrupa ülkesinde 20 yıl. Biz de kilowatt saatine 15 cent teşvik ve süre de 20 yıl olarak uygulanırsa biz Türkiye'nin elektrik ihtiyacını yüzde 30'una kadar karşılarız. Bu Türkiye'nin menfaatine. Dışa bağımlı olmayız. Riski yok. Vana başkasının elinde değil. Hammadde başkasının elinde değil. Bugün nükleerde hammadde Rusya'nın, Japonya'nın elinde olacak. İşletmesi gene dışa bağımlı. Yatırımı dışa bağımlı. Atığı dışa bağımlı. Ben bir çevreci olarak nükleere karşıyım. YARIN: NÜKLEER ENERJİ VE DİĞİRLERİ

14 1 29 Nisan 2015 Çarşamba TURİZM Tarihi Rumkale, turizme KAZANDIRILACAK Otelcilerin gözü Afrika da İSTANBUL - Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından WTM Afrika Turizm Fuarı'na ilişkin hazırlanan raporda, Afrika pazarının turizm sektörü için önemli ve uzun vadeli bir potansiyeli barındırdığı belirtildi. TUROB'dan yapılan açıklamaya göre, Nisan'da Güney Afrika'nın Cape Town şehrinde düzenlenen fuarın sonuç raporu tamamlandı. Raporda, Türk Hava Yolları'nın (THY) 26 Ekim itibarıyla İstanbul-Capetown direkt uçuşlarını başlatacak olmasının pazarda şimdiden heyecan uyandırdığı, bu gelişmenin turizm alıcıları tarafından önemli bir gelişme olarak görüldüğü ifade edildi. Fuar sırasında yapılan görüşmelerde, özellikle THY'nin aktarmalı uçuş yolcularının, İstanbul konaklamalı transit seyahate sıcak baktığı tespit edilen raporda, THY ile bu yönde bir çalışma başlatılmasının planlandığı vurgulandı. Güney Afrika'dan geçen yıl Türkiye'ye 3 bin, tüm Afrika kıtasından ise 888 bin turist geldiği belirtilen raporda, ülkeye gelen Güney Afrikalı turistlerin büyük bölümünün İstanbul'u ziyaret ettiği ifade edildi. Raporda, Güney Afrika'nın, Afrika kıtasında en çok turist çeken bölgesi olduğu belirtilerek, ülkenin yaklaşık 10 milyon turist ağırladığı, ziyaretçilerin büyük bir kısmını Afrika kıtası ve Avrupa'dan gelen turistlerin oluşturduğu bildirildi. Afrika pazarının henüz yapılanmakta olduğu aktarılan raporda, "Afrika pazarı, istikrarlı tanıtım çalışmaları yapılması durumunda, Türkiye'nin süregelen siyasi, ticari ve turizm ilişkileri ışığında, turizm sektörü için kuvvetli bir pazar ve uzun vadeli başarı potansiyeli barındırıyor" ifadeleri kullanıldı. GAZİANTEP - Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapan Rumkale'nin, turizme kazandırılması amacıyla başlatılan kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor. Gaziantep'in Nizip ve Yavuzeli ilçesi ile Şanlıurfa'nın Birecik ve Halfeti ilçesi sınırlarında bulunan, Urartu, Babil, Sümer, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetlerin izlerini taşıyan Rumkale, Merzimen Çayı'nın Fırat Nehri'ne döküldüğü yerde, sarp kayalıklarla çevrili yüksek bir tepede bulunuyor. Rumkale ve çevresi, tarihi kalıntılarının yanı sıra Fırat Nehri boyunca doğal güzellikleriyle de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Hristiyanlar tarafından da kutsal sayılan Rumkale'yi, Hazreti İsa'nın havarilerinden Johannes'in (Yuhanna) Roma Dönemi'nde mesken tuttuğu ve kayadan oyma bir odada İncil nüshalarını çoğalttığı rivayet ediliyor. Doğu ve batı tarafındaki sur duvarlarında onarım yapılan kalenin kuzeyinde yer alan ve 13. yüzyılda Yakubi Azizi Barşavma'nın, adına inşa ettirdiği Barşavma Manastırı'nda da kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Yavuzeli Kaymakamı Ömer Faruk Güngen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sarp kayalıklar üzerine adeta bir nakış gibi işlenen Rumkale'nin, Güneydoğu Anadolu'nun "gizli cenneti" ve "parlayan incisi" olduğunu söyledi. Rumkale'nin tarihi, doğal ve inanç turizmi açısından önemini vurgulayan Güngen, "Kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Rumkale'yi turizm açısından ön plana çıkarmamız gerek. Buradaki kalıntılar ve doğal güzelliklerden insanların haberdar olması lazım" dedi. Turistlerin bölgede daha fazla zaman geçirmesi için tesis anlamında çeşitli çalışmalar yapıldığını ifade eden Güngen, şöyle konuştu: "Gerçekleştireceğimiz projelerle buradaki vatandaşlara iş olanağı da sunacağız. Hedefimiz, Rumkale'nin ekonomiye olan katkısını 'e, hatta 5'e katlamak. Burası, kimsenin gelip göremediği gizli bir cennet aslında. Geçmişi olan bir alan. Kazdıkça bir şeyler çıkıyor. Bu sebeple Rumkale'nin tanıtımına büyük önem veriyoruz. Vatandaşlarımızı da Rumkale ve çevresini gezmeye bekliyoruz." Kazı Başkanı Dr. Bora Cem Sevencan da sanat tarihi açısından önemli bir yere sahip Rumkale'nin sadece Türkiye'nin değil, tüm insanlığın ortak kültürel miraslarından olduğunu belirtti. Sevencan, çalışmalar tamamlandığında Rumkale'nin inanç turizmi için önemli bir kavşak noktası olacağını vurguladı. ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 212 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 5 Sayı: Nisan 2015 Çarşamba Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Bodrum'da kruvaziyer turizmi MUĞLA -Bahamalar bandıralı yolcu gemisi "Seabourn Odyssey", Bodrum Limanı'na geldi. Yunanistan'dan gelen 198 metre uzunluğundaki kruvaziyer, Paşatarlası'ndaki gemi yanaşma iskelesine yanaştırıldı. Gemide Avustralya, Belçika, İngiltere ve ABD uyruklu 3 turist ile 33 personel bulunduğu öğrenildi. Gümrük işlemlerinin ardından gemiden inen turistler, Paşatarlası, Kumbahçe ve Barlar Sokağı'nda yürüyüş ve alışveriş yaptı, Bodrum Kalesi'ni gezdi. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, limanda gazetecilere yaptığı açıklamada, ilçeye bu sezon üçüncü yolcu gemisinin geldiğini söyledi. Sezon boyunca 100'e yakın yolcu gemisi beklediklerini belirten Kocadon, "Yolcu gemileri Bodrum ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Bu sektörün turizme nasıl katkı sağladığını görüyoruz. Bodrum için yaptığımız tanıtımlar yavaş yavaş kendini gösteriyor" dedi. Bodrum'un ismiyle bir marka değeri taşıdığını ifade eden Kocadon, "Yerel yöneticilerinin ve sivil toplum örgütlerinin birlik beraberlik içinde olması, duyarlı yatırımcı arkadaşların da desteğiyle Bodrum'a turist çekmek çok daha kolay oluyor" diye konuştu. Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/2 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 29 Nisan 2015 Çarşamba Kömür işçilerinin takımı, 2. Lig yolunda ZONGULDAK -Türk futbolunda bir döneme damgasını vuran Zonguldakspor, takımın devamı olarak görülen Zonguldak Kömürspor adıyla eski günlerin sinyalini veriyor. Spor Toto 3. Lig 1. Grup'ta mücadele eden Zonguldak Kömürspor, ligin bitimine 3 hafta kala play-off oynamayı garantilerken, Zonguldak halkı da ikinci lige yükselmenin hayalini kurmaya başladı sezonunda şampiyon olarak çıktığı Birinci Lig'de (Süper Lig) uzun yıllar başarılara imza atan Zonguldakspor'un küllerinden doğan Kömürspor, emekli madenci teknik direktörü ve madenci evladı sporcularıyla kente hasret kaldığı başarıları tattırıyor. Fırtına deplasmanda durdu Fadim teyze 65 yaşında judoya başladı TRABZON - Spor Toto Süper Lig'de deplasmanda Gençlerbirliği ile 1-1 berabere kalarak Avrupa kupalarına katılma yarışında yara alan Trabzonspor, bu sezon iç sahada adeta coşarken dış sahada ise durdu. Kendi evinde 1 maçta 10 galibiyet, 3 beraberlik ve bir mağlubiyetle 33 puan toplayarak ligin en başarılı takımlarından biri olan bordo-mavililer, deplasmanda ise tam tersi bir grafik sergiledi. Dış sahada 1 maçta 2 galibiyet, 8 beraberlik, mağlubiyetle 1 puan toplayan Karadeniz ekibi, zirve mücadelesinde rakip sahalarda önemli puanlar bıraktı. Ligde 7 puanla 6'ncı sırada yer alan Trabzonspor, iç sahada 2,36 puan ortalamasıyla maçlarını oynarken dış sahada ise ortalama bir puanda kaldı. Trabzonspor, iç saha maçlarının dikkate alındığı puan cetvelinde Fenerbahçe'nin 2 puan gerisinde 2'nci sırada yer alırken deplasmanda ise 11. sıraya kadar geriledi. Trabzonspor sahasında 3 gol atarken kalesinde 22 gol gördü. Bursaspor ile iç sahada ligin en fazla gol atan takımı olan bordo-mavililer, 2,3'lük gol ortalaması yakaladı. Deplasmanda ise 1 maçta 17 gol atabilen Karadeniz temsilcisi, ortalama 1,21 gol bulabildi. Karadeniz ekibi, evinde Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Gaziantepspor ile berabere kalırken, Mersin İdmanyurdu, Torku Konyaspor, Gençlerbirliği, Çaykur Rizespor, Medicana Sivasspor, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyespor, İstanbul Başakşehir, Kardemir Karabükspor, Akhisar Belediyespor ve Galatasaray'ı mağlup etti. Bordo-mavili takım, sahasındaki tek yenilgisini Eskişehirspor karşısında aldı. Bordo-mavililer, dış sahada ise Galatasaray ve Mersin İdmanyurdu'nu mağlup edebildi. Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, İstanbul Başakşehir, Akhisar Belediyespor, Bursaspor, Balıkesirspor, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Gençlerbirliği ile berabere kalan Karadeniz ekibi, Kardemir Karabükspor, Beşiktaş, Gaziantepspor ve Torku Konyaspor'a yenildi. Trabzonspor, ligin ikinci yarısında sahasındaki 6 maçı da kazanarak 18 puan toplamayı başardı. Bordo-mavililer, Medicana Sivasspor'u 3-1, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'u 2-1, İstanbul Başakşehir ve Kardemir Karabükspor'u 3-2, Akhisar Belediyespor'u 2-0, Galatasaray'ı da 2-1 yenerek sahasında iyi bir galibiyet serisi yakaladı. Karadeniz ekibi, ikinci yarıda deplasmanlarda ise 6 maçta 6 puan çıkarabildi. Fenerbahçe ile golsüz, Kasımpaşa ve Gaziantepspor ile 1-1 berabere kalan bordomavililer, Gaziantepspor'a 2-0, Torku Konyaspor'a 1-0 mağlup oldu, dış sahadaki tek galibiyetini Mersin İdmanyurdu karşısında 5-1'lik sonuçla elde etti. Sahasında başarılı sonuçlar elde eden Trabzonspor, kalan haftalarda da Beşiktaş, Bursaspor ve Balıkesirspor'u konuk edecek. Bordo-mavililer, şampiyonluğa oynayan rakibi Beşiktaş ile ligin 29'uncu haftasında, Avrupa kupalarına katılma mücadelesi verdiği Bursaspor ile ligin 31. haftasında, Balıkesirspor ile de ligin 33. haftasında karşılaşacak. Türk tenisinin geleceği parlak DÜZCE - Düzce'de judo kursuna katılan 65 yaşındaki Fadim Dudu Aytekin, enerjisi ve azmiyle gençlere örnek oluyor. Kızı ve iki torunuyla Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünce annelere yönelik açılan judo kursuna katılan Aytekin, düzenli olarak antrenmanlara gelerek hünerlerini sergiliyor. Aytekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, judo kursu sayesinde hem spor yaptığını, hem de savunma teknikleri öğrendiğini söyledi. Kurstaki 20 kişi arasında yaşı en ilerlemiş kişinin kendisi olduğunu anlatan Aytekin, yaklaşık 5 aydır eğitimlere devam ettiğini, sağlığı açısından da judonun yararını gördüğünü anlattı. Fadim Aytekin, kızı ve torunlarının teşvikiyle spora yöneldiğini dile getirerek, şunları ifade etti: "Judoya başladığımdan bu yana ayaklarımdaki ağırlar gitti. Elimden geldiğince antrenörümün bana dediklerini yapmaya çalışıyorum. Spor bana çok iyi geldi. Yaşım itibarıyla çok fazla hareket edemesem de elimden geldiğince çaba sarf ediyorum. Temel judo hareketlerinin yanı sıra günlük hayatta bana yarar sağlayacak. Düşerken nasıl hareket edeceğimiz, kapkaç olayı başımıza geldiğinde ne yapmamız gerektiği ve çantamızı nasıl koruyacağımız gibi çok sayıda şey öğrendim." Daha önce hiç sporla uğraşmadığını aktaran Aytekin, sporun insan bedeni için ne kadar önemli olduğunu anladığını ifade etti. Judo antrenörü Nermin Alayıldız da "Fadim teyzenin" azminin örnek alınması gerektiğini belirtti. Annelere yönelik judo kursu fikrinin 7-12 yaş grubu öğrencilere antrenman yaptırırken onları izlemeye gelen ebeveynlerin bu işe ne kadar hevesli olduklarını fark etmeleriyle doğduğunu vurgulayan Alayıldız, şunları söyledi: "Yaklaşık 9 aydır o annelerle antrenman yapıyoruz ve artık kuşak alacak seviyeye geldiler. İki torunu ve kızı judo antrenmanına gelen Fadim teyze ise 5 aydır bizimle. Yaşına uygun antrenmanlar yapıp bizim tempomuza ayak uydurmaya çalışıyor. Kurstaki herkes tarafından çok seviliyor ve 'Süper anneanne' diye adlandırılıyor. Onunla çalışmak bize büyük keyif veriyor." İSTANBUL - Teniste uzun vadede dünya sıralamasında üst sıraları hedefleyen Türkiye Tenis Federasyonu'nun, 20 yaş ve altında 18 bin 720 lisanslı sporcusu bulunuyor. Tenisin zengin sporu olduğu algısını yıkmak isteyen federasyon, Türkiye genelinde valilikler ve belediyelerle yaptığı çalışmalarla genç sporculara ulaşıyor. Türkiye genelinde 20 yaş ve altında korta çıkan 18 bin 720 lisanslı sporcunun 3 bin 711'i İstanbul'da bulunuyor. Türkiye Tenis Federasyonu'nun Anadolu'da ise bu yaş grubunda 15 bin 9 lisanslı sporcusu raket sallıyor. Erkeklerde 1995 ve sonrası doğumlu 10 bin 17 tenisçi bulunurken, bayanlarda 8 bin 573 lisanlı sporcu mevcut. Türkiye Tenis Federasyonu'nun çalışmaları sonucunda Doğu Anadolu ile Güney Doğu Anadolu bölgelerinde, 20 yaş ve altında toplam bin 686 lisanslı sporcu tenis oynuyor. Sadece Bitlis ve Ardahan'da lisanslı tenis oyuncusunun bulunmadığı bölgede gelecek vaat eden sporcular çıkıyor. Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, Ağrılı sporcular Habib Anak ve Mehmet Semih Aslan'dan ileride önemli başarılar beklediklerini söyledi. Durmuş, övgüyle söz ettiği 11 yaşındaki Mehmet Semih ve 10 yaşındaki Habib'in, Ağrı'dan dünyaya açılan yıldızlar olabileceğini ifade etti. Kadın tenisinde ise göze çarpan ve uluslararası arena müsabakalara çıkan 19 yaşındaki İpek Soylu, kısa vadede başarı beklenen isimler arasında yer alıyor. İpek Soylu, 2012 yılında 16 yaşında Wimbledon'da gençler kategorisinde mücadele ederek ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi olma başarısını gösterdi. ABD Açık Tenis Turnuvası'nda geçen yıl genç çiftler kategorisinde İsviçreli takım arkadaşı Jil Belen Teichmann'la şampiyonluk yaşayan İpek Soylu, Türk tenis tarihinde grand slam turnuvalarında bir kategoride şampiyon olan ilk Türk sporcu unvanını elde etti. Gençler kategorisinde birçok uluslararası sınav veren genç tenisçi, 1995 ve sonrası doğumlu sporcular arasında en dikkat çekici isim olarak öne çıkıyor. Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, hedeflerinin hem erkeklerde hem de kadınlarda dünya bir numarası çıkarmak olduğunu söyledi. Genç sporcu sayısını artırarak hedeflerine ulaşmak istediklerini aktaran Durmuş, "Bu da yetenekli genç sporcuları seçmekle oluyor. Zengin sporu algısını yıkarak, bunun böyle olmadığını ispat etmeye çalışıyoruz. Başlattığımız 'Tohum Projesi'nin faydalarını almaya başladık. Bu projeyle dünya bir numarasına aday sporcularımız çıkıyor. Anadolu'daki illerde belediyeler ve valiliklerle çalışıyoruz. Hemen hemen bütün illerde turnuva düzenleyerek yetenekli oyuncuları seçiyoruz" ifadelerini kullandı. Maratonlarda Kenya ve Etiyopya farkı... ANKARA - Bu sene yapılan maraton yarışlarında, son yıllarda olduğu gibi Kenyalı ve Etiyopyalı atletlerin başarılı performansı sürdü. Atletizm dünyasının 6 büyük maratonu arasında yer alan Londra, Boston ve Tokyo'daki yarışlar başta olmak üzere şu ana kadar düzenlenen müsabakalarda Kenyalı ve Etiyopyalı atletlerin başarısı göze çarptı. Atletlerin uzun mesafe koşularında başarılı olmalarının faktörlerinden coğrafi olarak yüksek rakıma sahip Kenya ve Etiyopya, Londra, Madrid, Boston, Tokyo, Los Angeles, Paris, Roma, Dubai, Rotterdam, Viyana ve Hamburg maratonlarında büyük üstünlük kurdu. Türkiye'nin evsahipliği yaptığı üst düzey atletizm organizasyonlarından Vodafone İstanbul Yarı Maratonu'na da Kenyalılar damga vurdu.

16 29 Nisan 2015 Çarşamba Ankara da ilk defa ANKAmall da düzenlenen Downmall etkinliği izleyicilere heyecan dolu dakikalar yaşattı. ANKAmall da çılgın bisiklet turu ANKARA (ÖZEL)- Her hafta sonu farklı etkinliklere ev sahipliği yapan ANKAmall bu kez de çılgın bisikletçileri ağırladı. AVM nin en üst katından bisikletleri ile merdivenlerden inen 1 extreme bisikletçi,rampaları aşıp bitiş çizgisine kadar kıyasıya mücadele etti. 201 ün Downmall Türkiye şampiyonu Emrah Özbay ın sunuculuğunu yaptığı etkinliğe Türkiye nin çeşitli bölgelerinden extreme bisikletçiler katıldı. Türkiye nin en iyi Downhill/Freeride binicilerinin kendilerini gösterdiği etkinlik, izleyenlere adrenalini yüksek dakikalar yaşattı.ankamalldownmall etkinliği kapsamında düzenlediği bisiklet yarışında katılan 1 yarışmacıdan birinci ikinci ve üçüncü olan sporculara para ödülü ve bisiklet ekipmanı hediye etti. Tamamı profesyonel sporculardan oluşan ekip, Ankara da ilk defa ANKAmall da izleyicileriyle buluştu. Uluslararası düzeyde yarışan Emrah Özbay Türkiye de bu tarz organizasyonları daha çok yapıp, Türkiye yi Milli Takım seviyesine taşımayı amaçlıyoruz dedi. Festival etkinliği kapsamında, dünyaca ünlü AMG-Rotwild markasının farklı segmentteki bisikletleri, AVM içerisine kurulan parkurlarda ilgili müşterilere test ettirildi. Bisiklet meraklılarına küçük teknik eğitimler ve bisikletlerle ilgili genel bilgi verildi. MİNİKLER DE BİSİKLETE BİNMEYI ÖğRENDİ Sıfır yer çekimi organizasyonuyla ziyaretçilerine adrenalin dolu bir görsel şölen sunan ANKamall, küçük ziyaretçilerini de unutmadı. Çocuklar tamamen el işçiliğinden üretilen Tay Tay bisikletlerle bisiklete binmeyi öğrendi. Sivri veya keskin uçları olmayan, el ve ayak sıkışmalarını engelleyecek şekilde tasarlanan bisikletle,2-6 yaş grubundaki çocukların bisiklete binmeyi öğrenmeleri için ANKAmall da eğitim verildi.çocukların kas yapısının, sinir sisteminin ve denge sisteminin daha sağlıklı şekilde gelişmesi amacıyla gerçekleştirilen eğitim, ebeveynler tarafında da ilgiyle kkarşılandı. Eğitim sonunda yapılan yarışmada miniklere de ANKAmall tarafından hediyeler verildi. ZEVE ŞEHİTLİĞİ, katliamların en büyük delili Tünelin ucundaki Romanlar Van'da 1915'te Ermeniler tarafından katledilen 2 bin 500 Müslüman anısına oluşturulan Zeve Şehitliği ve "Vay Vay Tarlası", mezalimin en büyük delilleri arasında bulunuyor. VAN - SITKI YILDIZ - Birinci Dünya Savaşı'nda Ermeni çetelerinin yaptığı mezalimin tanıklarının anlatımları, bilinen şehitlikler, çeşitli tarihlerdeki kazılarda ortaya çıkarılan toplu mezarlar ve Genelkurmay Başkanlığının arşivlerindeki belgeler, özellikle Doğu Anadolu'daki katliamları kanıtlıyor. Savaş döneminde eli silah tutan erkek nüfusun cephelere gönderilmesi nedeniyle savunmasız yaşlı, kadın ve çocukların Ermeni çetelerin katliamına maruz kaldığı yıllarını, en acı şekilde yaşayan illerden biri de Van oldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan olaylar ve Ermenilerin yürüttüğü faaliyetlerle ilgili araştırmalarda bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülaziz Kardaş, AA muhabirine, olayların aslında 19. yüzyılda başladığını, asıl sebebinin büyük devletlerin Doğu Anadolu'yla ilgili politikaları olduğunu söyledi. O tarihlerde Osmanlı Devleti'nin "yumuşak karnı" gibi görülen Ermeniler üzerinde çok yoğun propagandalara girişildiğini aktaran Kardaş, 19. yüzyıl sonlarından itibaren bölgeye gelen misyoner, arkeolog ve birtakım siyasi düşüncedeki insanların yürüttüğü faaliyetlerle Ermeni olaylarının başladığını anlattı. Kardaş, Osmanlı Devleti'nin II. Abdülhamit ve Meşrutiyet dönemlerinde olayları belli noktaya kadar dizginlendiğini ancak Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesiyle daha önce örgütlenmelerini tamamlayan Ermenilerin, özellikle Hınçak ve Taşnak Cemiyetleri vasıtasıyla cephe gerisinde kalan Osmanlı vatandaşlarını katletmeye başladığını kaydetti. Osmanlı'nın cephede savaşan ordularının moralinin bozulduğunu ve Ermenilerin çıkardıkları isyanlarla Rusların kolay şekilde Doğu Anadolu'yu işgaline zemin hazırladığı bilgisini veren Kardaş, şunları dile getirdi: "Nisan 1915'ten itibaren Van'da çok yoğun Ermeni isyanının başladığını ve Rusların işini kolaylaştırdığını görüyoruz. Ermeniler ve Ruslar, 20 Mayıs 1915'ten itibaren Van'ı tamamen işgal ediyor. Bu sırada Ermeni çetelerin katliamlarından, Ermenilere hedef olmadan köylerini terk eden Hakis, Derebey, Göllü, Gülsünler gibi köylerde yaşayan 2 binin üzerindeki kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan halk, Van'a sığınmaya çalışıyor. Van'a doğru hareket ettiklerinde şehrin işgal edildiğini, Ermeniler ve Ruslar tarafından yakıldığını öğreniyorlar. Van'daki Müslümanların büyük bir katliama maruz kaldıklarını, canını kurtarabilenlerin Bitlis'e, batıya kaçtıklarını duyduktan sonra geri çekiliyorlar. Eski adı Zaviye olan Zeve köyüne geliyorlar. Bu 8 köy halkı, köylerini savunmaya karar veriyorlar." ZONGULDAK - Mithatpaşa Mahallesi'ndeki Roman vatandaşlar, Zonguldak Valiliği'nin evlerini kendi imkanlarıyla yıkmaları halinde 7 bin lira vereceğini duyurmasının ardından, balyozlarla atalarından kalan evleri yıkmaya başladı. İlk etapta yaklaşık 83 evin yıkıldığı mahalleden gözyaşlarıyla ayrılan Romanlar, başka bölgelerde ikamet etmeye başladı. Evlerini yıkmayan bazı Romanlar ise mahalleyi terk etmiyor. Mahalle sakinlerinden Şerafettin Zengin (52), AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğduğu günden beri Mithatpaşa Mahallesi Aziziye Caddesi'nde yaşadığını söyledi. Oturdukları evin dedesinden kaldığını anlatan Zengin, şöyle konuştu: "Romanlar olarak yaklaşık 100 yıldır burada ikamet ediyoruz. Doğduğumuz ve büyüdüğümüz yer burasıydı. Burada bir tünel geçecek. Bize 'buradan çıkın' diyorlar. Devletimiz bizi mağdur etmeyecekti ama 'çıkın' diyorlar. Buradan çıkacağız ama kimse bize ev vermiyor. Nereye taşınacağız. Bizi mağdur ettiler. Buradan çıkanlara kimse ev vermiyor. Buradan evlerini yıkıp gidenler ağlıyor. Bir arkadaşımızın evi yıkıldı. Bize, 'ben her şeyimi bu eve yatırdım' diyerek sitem ediyor. Ev aldı ama buraya gelip gidiyor ve yıkılan evinin orada her gün ağlıyor. Evlerimize bir değer biçildi. Evlerini kendi yıkanlara para verildi. Biz mahallemizde mutluyduk." Yıldıray Koçaklı da (25) mahallelerinin mazisinin bir asırlık olduğunu belirterek, "Tarihi bir mahalle. Zonguldak'ta yapımı devam eden Mithatpaşa 2 Tüneli'nin çıkış noktasında yaşayan Romanlar, Valiliğin evlerini kendi imkanlarıyla yıkmaları halinde 7 bin lira vereceğini duyurmasına rağmen mahalleyi terk etmiyor. Romanların doğup büyüdüğü bir yerdir. Mahallemizi dağıttılar. Biz kalanlardanız. Ben kolay kolay evimi yıktırmam, tarihi savunan bir insanım. Buradan ayrılanlar hüzünlü ayrılıyor. Burada doğmuş, büyümüş başka bir yere göç edince alışacak sürede ise zaman geçecek. Çevremizdeki insanlarda bizi Romanız diye yargılıyor. Biz de insanız. Gidenlere üzülüyoruz" ifadesini kullandı. Hüseyin Topal (66), mahallede oturan herkesin arkadaş, kardeş ve dost olduğunu vurgulayarak, "Aramızda kavgada oldu ama herkes birbirini sever sayar. Evini yıkıp ayrılanlar oldu. Hepimiz üzüldük. Yaklaşık 0-50 yıldır aynı mahalleyi paylaştığımız arkadaşlarımız gittiler. Üzüldük. Gidenler geri gelerek yıkılan evlerine bakıyorlar ve ağlıyorlar" dedi. YAKLAşIK 83 AİLE EVİNİ BOşALTTI Karayolları 15. Bölge Müdürü Sami Uyar da Zonguldak'ta yapımına başlanan Mithatpaşa 2 tüneli çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. "Mithatpaşa Mahallesi'nde hazine arazisinde bulunan binaların kamulaştırma çalışmaları yapılıyor. Yıkılan binaların ardından kazı çalışmalarına başlayacağız" diyen Uyar, şunları söyledi: "Kamulaştırma çalışmaları sonuçlandığında orada faaliyetlerimize başlayacağız. Gökgöl Mağarası mevkisinden başlayan ve Mithatpaşa'dan çıkacak tünel çalışmalarımız devam ediyor. Her iki tünelde toplam 820 metre ilerlendi. Toplam uzunluğu bin 520 metredir. Her iki taraftan da çalışmalarımız devam ediyor.