Cumhuriyet Halk Partisi

Transkript

1 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU ANADOLU NUN KEMAL İ, TÜRKİYE NİN BAŞBAKANI BELGESELİNDE DOLU DOLU GÖZLERİYLE, KEŞKE PARDESÜM OLSAYDI DEDİ. Tarih : İzlediğiniz belgesel her ne kadar benim adımı taşıyorsa da bu belgesel Anadolu nun binlerce Kemal inin belgeselidir. - Babamın okuyacağım diye direnci bizi buralara taşıdı. Annem okuma yazma bilmezdi. Büyük ablamda bilmez. - Ama ben bu ülke için, cumhuriyet için, pırıl pırıl üç çocuk yetiştirdim. Cumhuriyeti cumhuriyet yapan zaten bu eğitimdir. Bize çağdaş uygarlığın kapılarını açması, fırsatlar vermesidir. - 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hiç hatırlamıyorum. Yoktu öyle bir şansı zaten. Pardösüm üniversiteye geldiğimde oldu. Üniversiteye geldim herkesin pardösüsü var, benim pardösüm yoktu. Annem okuma yazma bilmiyor. Mektupları babama yazıyorum. Babamıza söyleyemeyiz. Mektubun altına sadece bir cümle yazdım. Pardösüm olsa iyi olur diye. - Kara lastiğimiz vardı okula giderken. Durumu iyi olanların lastiklerinin içinde kırmızı miflon vardı daha parlak bir şey, sıcak tutuyor. Benim ayakkabım da, ayağımda, çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok. Onlar güzel ayakkabılar giyiyorlar. Ama Türkiye bu sorunu aştı mı? Ermenek teki Recep amca kara ayakkabı giyiyorsa bu dert hepimizin ortak derdi olmak zorunda - Siyaset kişisel çıkar sağlamak değildir. Toplum için yapmalıyız siyaseti, halk için yapmalıyız. Ermenek teki Recep amca 21.yüzyılın Türkiye sinde kara lastik ayakkabı giyiyorsa özellikle iktidardakilerin oturup düşünmesi lazım Cumhuriyet Halk Partisi - 1 /

2 2 - Bireysel başarılar olabilir. Ama önemli olan toplumsal başarıların altına imza atmaktır. Toplumsal başarıların altına imza atmanın yolu, yola beraber çıkmak ve yol arkadaşlığını güçlendirmektir - Eğer bugün buralara geldiysek, eğer bugün onurlu bir birey olarak yurttaşların karşısına çıkıyorsak biz bunu cumhuriyete borçluyuz. - Cumhuriyet eğer bilhassa kimsesizlerin kimsesiyse cumhuriyetin sahip çıktığı Anadolu insanlarıdır. Osmanlı nın sadece savaş olduğu dönemlerde hatırladığı Anadolu. Cumhuriyet öyle yapmadı. Anadolu yu, halkı, insanı, bireyi yüceltti. Bize düşen görev de, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak - Bir hedefim, bir amacım, bir idealim var. Bir hayalde diyebilirsiniz. Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek - Bugün geldiğimiz nokta bize 12 Eylül darbe tabloları yaşatıyor. Biz bunları aşmak zorundayız. Güzel bir Türkiye yi, huzurlu bir Türkiye yi inşa etmek zorundayız. Yazarların, çizerlerin, gazetecilerin hapiste olduğu bir Türkiye yi asla kabullenmemeliyiz. - Ne diyor Nazım? Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine Bir ağaç gibi tek ve hür, ama bir orman gibi kardeşçe yaşamalıyız. Bu davet bizim diyor Nazım Hikmet - Ben bu daveti 77 milyon yurttaşıma yapıyorum. Gelin yeni bir Türkiye yi, özgür ve bağımsız Türkiye yi, düşünce özgürlüğünün olduğu bir Türkiye yi, yoksulun ve yoksulların olmadığı bir Türkiye yi, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye yi, taşeron işçiliğin olmadığı bir Türkiye yi, örgütlenme özgürlüğünün olduğu bir Türkiye yi, gazetecilerin özgürce haber yazdıkları bir Türkiye yi beraber inşa edelim. - Beni buraya cumhuriyet getirdi. Benim cumhuriyete borcum var. Toplumsal başarılara da imza atmak istiyorum. Eğer bu ideallerimi, bu hedeflerimi paylaşıyorsanız, paylaşmaktan yanaysanız o zaman adresimiz Cumhuriyet Halk Partisi. - Hiçbir zaman etnik kimlik üzerinden siyaset yapmadım, yapmayız da, yapmamalıyız da. Hiçbir zaman inanç üzerinden siyaset yapmadım, yapmayız da, doğru bulmayız da. Hiçbir zaman yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmadık, yapmayız da, doğru bulmayız da. Eğer bu coğrafyada aynı havayı teneffüs ediyorsak, sokaklarında beraber yürüyorsak, güzel bir Türkiye yi yeniden inşa etmek istiyorsak, tarihsel birikimi, kültürü, deneyimi, bilgisi olan bir partiye hep beraber omuz vermek zorundayız Belgesel sadece benim belgeselim değil, binlerce Kemal in belgeselidir o belgesel. Anadolu sadece benim Anadolu m değil hepimizin Anadolu sudur o. Acıların, çilelerin yaşandığı Anadolu dur o diyen Kılıçdaroğlu, eşi Selvi, torunu Duru dahil olmak üzere kızları, ağabeyi, kardeş, öğretmen ve can dostlarını da yanına alarak fotoğraf çektirmeden önce belgesel ile ilgili olarak kendisini coşku, sevgi ve saygı ile alkışlayanlara, gençlere teşekkür etti. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye bağrından çıkarttığı bir Kemal le dünya tarihini değiştirdi. Bütün ezilenlerin umudu oldu Mustafa Kemal le. Şimdi bir başka Kemal le Türkiye de düzenin değişmesi gerektiği çağrısı yapılıyor. Bu düzen değişmeli diyor Cumhuriyet Halk Partisi - 2 /

3 3 Anadolu nun Kemal i Kemal Kılıçdaroğlu diyen Ünsal Ünlü den mikrofunu alarak şunları söyledi; İzlediğiniz belgesel her ne kadar benim adımı taşıyorsa da bu belgesel Anadolu nun binlerce Kemal inin belgeselidir. Hemen konuşmamın başında ifade edeyim. Arkadaşlarda sordu yine söyledim. Ama yine söyleyeceğim, söyleyemeye de devam edeceğim. Eğer bugün buralara geldiysek, eğer bugün onurlu bir birey olarak yurttaşların karşısına çıkıyorsak biz bunu cumhuriyete borçluyuz. Ama bazılarımız var ki, cumhuriyetin sayesinde bir yerlere gelmelerine karşın cumhuriyetin değerini öğrenemediler. Biz onlara her ortamda bunu hatırlatmak zorundayız. Cumhuriyet eğer bilhassa kimsesizlerin kimsesiyse cumhuriyetin sahip çıktığı Anadolu insanlarıdır. Osmanlı nın sadece savaş olduğu dönemlerde hatırladığı Anadolu. Cumhuriyet öyle yapmadı. Anadolu yu, halkı, insanı, bireyi yüceltti. Bize düşen bir görev daha var. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız, daha güzel bir demokrasi. Bir hedefim var, bir amacım, bir idealim var. Bir hayalde diyebilirsiniz. Neden biz üçüncü sınıf demokrasiye razı oluyoruz. Bu ülkenin insanı neden birinci sınıf demokrasiye layık değil? Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek. Bunu getirmek zorundayız. Sorunları aşabiliriz. Gördüğünüz belgesel Anadolu nun ücra bir köyünden çıkan bir kişinin yaşamıdır. 67 yıllık bir hayatın dakikalık bir öyküsüdür. Bu öykünün içinde acılarda var, gözyaşları da var. Bu öykünün içinde sevinçlerde var. Babamın okula nasıl başladığını anlatmak isterim size. Köyden dedemle beraber Nazimiye ilçesine geliyorlar. Caddede yürürken, tabi cadde denirse o zaman çok küçük bir kasaba Nazimiye ilçesi. Bir zil çalıyor ve bir kapıdan bir sürü çocuk dışarıya fırlıyor. Babam dedeme dönüyor, dedem, oğlum burası okul diyor. Okul nedir diyor? Buraya gelirler çocuklar okurlar, adam olurlar. Babam, Bende okula gitmek istiyorum diyor. Dedem babamı okula göndermek istemiyor ve babam beni okula göndermezseniz ben yemek yemeyeceğim diyor ve direniyor. Sonunda dedem babamı okula kaydettirmek için tekrar Nazimiye ye geliyor. Yaşı büyük okula almıyorlar. Babam direniyor yaşını mahkeme kararıyla küçültüyorlar ve babam ilkokula başlıyor. İlkokul mezunu zaten. Onun direnci bizi buralara taşıdı. Annem okuma yazma bilmezdi. Büyük ablamda bilmez. Ama ben bu ülke için, cumhuriyet için, pırıl pırıl üç çocuk yetiştirdim. Hangi anne baba çocuklarının iyi okumamasını ister. Hepimiz çocuklarımızın iyi okullarda okumalarını isteriz. Cumhuriyeti cumhuriyet yapan zaten bu eğitimdir. Bize kapılarını açmasıdır. Çağdaş uygarlığın kapılarını açmasıdır. Bize fırsatlar vermesidir. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Zor koşullarda okuduğumu çok iyi biliyorum. Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hiç hatırlamıyorum. Yoktu öyle bir şansı zaten. Pardösüm üniversiteye geldiğimde oldu. Pederşahi bir ailede yetiştik. Evin otoritesiydi. Babamızla çok fazla muhatap olmazdık. Bir derdimiz varsa babaya söylenecek annemize söylerdik. Üniversiteye geldim herkesin pardösüsü var, benim pardösüm yoktu. Annem okuma yazma bilmiyor. Babama yazıyorum aileye mektup için, Cumhuriyet Halk Partisi - 3 /

4 4 haber için. Mektubun altına sadece bir cümle yazdım. Pardösüm olsa iyi olur diye. Ben bir mücadeleyi verdim. Hayatımda önemli bir başarıyı gerçekleştirdiğimi sanıyorum. Ama bu bireysel bir çaba. Kara lastiğimiz vardı okula giderken. Durumu iyi olanların lastiklerinin içinde kırmızı miflon vardı daha parlak bir şey, sıcak tutuyor. Benim ayakkabım da, ayağımda, çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok. Onlar güzel ayakkabılar giyiyorlar. Ama Türkiye bu sorunu aştı mı? Ermenek teki Recep amca kara ayakkabı giyiyorsa bu dert hepimizin ortak derdi olmak zorunda değil mi? Siyaset budur. Siyaset kişisel çıkar sağlamak değildir. Toplum için yapmalıyız siyaseti, halk için yapmalıyız. Ermenek teki Recep amca 21.yüzyılın Türkiye sinde kara lastik ayakkabı giyiyorsa özellikle iktidardakilerin oturup düşünmesi lazım. Bireysel başarılar olabilir. Ama önemli olan toplumsal başarıların altına imza atmaktır. Toplumsal başarıların altına imza atmanın yolu yola beraber çıkmak ve yol arkadaşlığını güçlendirmektir. O nedenle ben sizleri yol arkadaşım olarak tanımlıyorum. Biz becerebilir miyiz? Türkiye yi çağdaş uygarlığa ulaştırabilir miyiz? Evet becerebiliriz ve yapabiliriz. Bu gücümüz var, bu potansiyelimiz var, bu kültürümüz var, bu siyasal tavrımızda var. Özgürlüklerden yana tavır koymamız gerekiyor. Gene yaşamımdan bir örnek anlatayım size li yıllar askeri darbe yapılmış. Devlet beni bir yıl süreyle Fransa ya gönderiyor. Gitmeden önce gidip annemin, babamın elini öpeyim yaşlılar ölüm var kalım var diye Tunceli ye gittim. Dönüşte bir el çantasına kitaplarımı da koydum. Öğrenciyken gönderdiğim kitaplarımı da koydum. Onları İstanbul a gelirken getireceğim. Askeri darbe var, yollarda arama var. Elazığ a girerken askerler kimlik taraması yapacağız dediler herkes insin bavulunun başında beklesin. Bende indim bavulumun başında bekliyorum. Aç dediler, fermuarı açtım en üstte kitaplar var. Kaldırdılar kitap, kaldırdılar kitap. En üstteki kitap hiç unutmuyorum ikinci beş yıllık kalkınma planı. Asker aldı kitabı sayfalarını çevirdi. Sen dedi bunların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun dedi? Ne iş yaparsın dedi? Hesap uzmanı olduğumu söyledim. Kimliğimi istedi kimliğimi verdim. Bizim kimliğimizde Başbakanın, Maliye Bakanının ve Hesap Uzmanları Kurulu Başkanının imzası vardı. Ama darbe olmuş Süleyman bey gitmişti. Herkes bavulunu toplasın dedi. Benden sonraki bavullara hiç bakmadı. Sen bekleyeceksin dedi. Götürdü ilerde kitabı ve benim hüviyetimi komutanına verdi. Komutan aldı kitabı sayfalarını çevirdi. Bu kitapların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun dedi? Dedim ki, bakın üstünde Devlet Planlama Teşkilatı yazıyor. İkinci beş yıllık kalkınma planı bu. Sen sus dedi konuşamazsın izin vermeden. Peki dedik. Bir süre sonra seni affediyorum dedi bir daha görmeyim. Teşekkür ettim aldım bavulu ve otobüse bindim. Böyle bir dönemi yaşadım. Ama bugün geldiğimiz nokta benzer tabloları bize yaşatıyor. Biz bunları aşmak zorundayız. Güzel bir Türkiye yi, huzurlu bir Türkiye yi inşa etmek zorundayız. Yazarların, çizerlerin, gazetecilerin hapiste olduğu bir Türkiye yi asla kabullenmemeliyiz. Onun için birinci sınıf demokrasiye ihtiyacımız var diyoruz. Sözlerimi Nazım ın bir şiiriyle çok sevdiğim iki mısrasıyla bitireyim. Ne diyor Nazım? Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. Bir ağaç gibi tek ve hür olmalıyız. Ama bir orman gibi kardeşçe yaşamalıyız. Bu davet bizim diyor sonunda Nazım Hikmet. Ben bu daveti 77 milyon yurttaşıma yapıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi - 4 /

5 5 Gelin yeni bir Türkiye yi, özgür ve bağımsız Türkiye yi, düşünce özgürlüğünün olduğu bir Türkiye yi, yoksulun ve yoksulların olmadığı bir Türkiye yi, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye yi, taşeron işçiliğin olmadığı bir Türkiye yi, örgütlenme özgürlüğünün olduğu bir Türkiye yi, gazetecilerin özgürce haber yazdıkları bir Türkiye yi beraber inşa edebiliriz. Beni buraya cumhuriyet getirdi. Cumhuriyete karşı benim borcum var. Kişisel olarak benim bir sorunum yok. Çocuklarımın hepsi çok iyi. Burada sadece oğlum yok. O Güney Kore de doktora yapıyor. Hiçbir yükü yok bana. Güney Kore hükümetinin bursunu kazandı ve oraya gitti. O da benim için Türkiye nin bütün çocukları gibi kucakladığım bir çocuk. Biz çok güzel şeyler yapabiliriz. Kişisel başarılar elbette çok önemli. Ama benim cumhuriyete borcum var. Toplumsal başarılara da imza atmak istiyorum. Eğer bu ideallerimi, bu hedeflerimi paylaşıyorsanız, paylaşmaktan yanaysanız o zaman adresimiz Cumhuriyet Halk Partisi. Hiçbir zaman etnik kimlik üzerinden siyaset yapmadım, yapmayız da, yapmamalıyız da. Hiçbir zaman inanç üzerinden siyaset yapmadım, yapmayız da, doğru bulmayız da. Hiçbir zaman yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmadık, yapmayız da, doğru bulmayız da. Eğer bu coğrafyada aynı havayı teneffüs ediyorsak, sokaklarında beraber yürüyorsak, güzel bir Türkiye yi yeniden inşa etmek istiyorsak, tarihsel birikimi, kültürü, deneyimi, bilgisi olan bir partiye hep beraber omuz vermek zorundayız. Cumhuriyeti kuranlar ağır bedeller ödediler. Ama bize güzel bir Türkiye bıraktılar. Bizim hedefimiz çocuklarımıza çok daha güzel bir Türkiye bırakmak. Ancak o zaman sorumluluklarımızı yerine getirebiliriz. Belgesel sadece benim belgeselim değil, binlerce Kemal in belgeselidir o belgesel. Anadolu sadece benim Anadolu m değil hepimizin Anadolu sudur o. Acıların, çilelerin yaşandığı Anadolu dur o. Köyümü gördünüz. Çok küçük bir köy, küçük bir mezra. Cumhuriyetin beni buralara taşıdığı bir süreci yaşadım. Biz bu süreci demokrasiyle, barışla, sosyal devlet anlayışıyla taçlandırmak zorundayız. Gelin hep beraber bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayalım. Bu davet benim. Ünsal ÜNLÜ- Hep diyoruz ya aile en çok meşakkati yaşayandır, en az görünendir. Birde sıkıntıyı asıl çeken insanlardır onlar. Selvi hanım siz nasıl buldunuz belgeseli? Selvi KILIÇDAROĞLU- Valla çok duygulandım. Hem Kemal Kılıçdaroğlu nun bireysel hayatını, hem geçen bir zamanı özetlemiş. Güzel olmuş yani şuanda söyleyeceğim bu kadar. Beğendim. Ünsal ÜNLÜ- Birde müsaade ederseniz ailenin en küçüğüne soralım Duru ya. Duru sen nasıl buldun dedeni? Duru- Güzel. Ünsal ÜNLÜ- Belgesel güzel miydi? Dedeni az görüyor musun sende? Duru- Evet. Ünsal ÜNLÜ- Özlüyor musun peki? Cumhuriyet Halk Partisi - 5 /

6 6 Duru- Evet. Ünsal ÜNLÜ- Ama deden biraz fazla çalıştığı için az görüyorsun biliyorsun değil mi? Çok teşekkür ediyoruz sağolun ve belgeselin diğer konukları var. Değerli konuklar, değerli Cumhuriyet Halk Partililer, 20 dakikalık bir belgesel ama hani konuşmanın ta başında söylediğim gibi aslında Anadolu nun bilinen hikayelerinden. Hepimizin yaşamına bir yerinden dokunan bir hikayeden dolayı bugün bir araya gelmiştik. Çok teşekkür ediyoruz bizimle birlikte olduğunuz için. Hakikaten zor, hakikaten mütevazi ama çok onurlu bir yaşam hikayesini paylaştığınız için, bize destek ve gönül verdiğiniz için. Türkiye bağrından çıkarttığı bir Kemal le dünya tarihini değiştirdi biliyorsunuz. Bütün ezilenlerin umudu oldu Mustafa Kemal le. Şimdi bir başka Kemal le Türkiye de düzenin değişmesi gerektiği çağrısını yapıyor. Bu düzen değişmeli diyor Anadolu nun Kemal i Kemal Kılıçdaroğlu. Çok teşekkür ediyoruz, sağolun. Cumhuriyet Halk Partisi - 6 /