T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı"

Transkript

1 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 1 Açılma Saati: BAŞKAN: Nimet BAŞ (İstanbul) BAŞKAN Değerli arkadaşlar, Sayın Özkök; Komisyonumuza hoş geldiniz. Öncelikle, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunun davetini kabul edip burada bulunduğunuz için teşekkür ediyoruz ve Komisyonumuzun çalışma yöntemi ve görevleri konusunda kısaca bilgilendirdikten sonra size söz vereceğim. Sizlerin de bildiğiniz gibi Parlamentoda grubu bulunan dört siyasi partinin vermiş olduğu önergeler çerçevesinde kurulmuş Komisyonumuz görevi, ülkemizde 1960 darbesinden başlayarak 71 Muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubat süreci ve 27 Nisan dönemini kapsayacak şekilde demokrasiyi kesintiye uğratan ve demokratik sistemin yerine darbe yönetimlerinin geldiği dönemlere ilişkin olarak araştırma, bilgi toplama ve bundan sonrası için ekonomik, sosyal, siyasal sonuçlarını araştırmak suretiyle bir rapor hazırlayıp bu raporu Genel Kurula sunmak. Bu doğrultuda, bu döneme ilişkin olarak da elbette ki siyasilerden medyaya kadar askerlerden konuya ilişkin bilgileri olan herkesin bilgilerine başvuruyoruz. Bilgilerine başvurduğumuz kişilerin tabii ki dönem tanıklıkları başta olmak üzere, bu konuya ilişkin kendi edindikleri bilgi ve tecrübelerini de paylaşmalarını bekliyoruz, en azından geleceğe yönelik bırakacağımız izler açısından. Davet ettiğimiz konuklarımıza önce davet nedenimiz ve davet ettiğimiz döneme ilişkin bilgi veriyoruz. Siz, 28 Şubat alt komisyonunun daveti üzerine buradasınız. Dolayısıyla dönem olarak genel değerlendirmelerinizi bu doğrultuda yapmanızı rica edeceğiz. Size bir genel değerlendirme yapmak üzere kendi öz geçmişinizi ve sizin kendinizi tanıtarak başlayacağınız genel bir değerlendirme yapmak üzere kısa bir süre vereceğiz. Bu süreden sonra daha somut ve spesifik olaylara yönelik olarak milletvekillerimizin sorularına geçeceğiz. Değerlendirmelerinizi şu açıdan önemsiyoruz: Döneme ilişkin değerlendirmelerinizde yaptığınız değerlendirmeler belki bizim milletvekillerimizin sorması gereken soruları sormadan sizin cevaplarınız karşısında cevaplanmış olabilecek. Elbette ki medya gruplarının bu Komisyona daveti Her zaman ve her gelen konuğumuza da bunu söylüyoruz, burası bir araştırma komisyonu, millet iradesinin tecelli ettiği bir makamdasınız, bir soruşturma ve bir sorgu makamında değilsiniz, yargısal bir faaliyet yapmıyoruz. Şeffaf, demokratik ve gelişmiş bir demokrasi oluşturmak adına -bütün çabalarımız bu yönde- katkılarınızın da bu yönde olması temennisiyle sözü size bırakıyorum. Buyurun lütfen. ERTUĞRUL ÖZKÖK - Sayın Başkan, çok teşekkür ederim. Benim adım Ertuğrul Özkök yılında İzmir de doğdum, İzmir in Kahramanlar Mahallesi nde. İlk, orta ve lise eğitimimi İzmir de yaptım, daha sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulundan mezun oldum. Sekiz ay TRT de muhabirlik yaptıktan sonra devletin açtığı bir burs sayesinde Fransa ya gidip doktora yaptım. Doktora dönüşümde devlete olan borcum gereği Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesinde sekiz yıl boyunca öğretim üyeliği yaptım. Daha sonra, Hürriyet gazetesinde danışman olarak çalışmaya başladım ile 90 yılları arasında Hürriyet gazetesinin Ankara temsilciliği ve Moskova temsilciliğini aynı anda yönettim yılının Mart ayıyla 2010 yılının Ocak ayı başı yani 2 Ocak tarihi arasında Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptım. Aynı dönemde bir süre Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği yanında İcra Kurulu Başkanlığını, Doğan Medya Grubunun Başkan Yardımcılığını, Doğan Medya Holdingin Yönetim Kurulu Üyeliğini, Hürriyet gazetesinin Yönetim Kurulu Üyeliğini yaptım. 2 Ocak 2010 yılından itibaren de bugün Hürriyetteki ve Doğan Grubundaki bütün görevlerimden ayrıldım. Şu anda sadece Hürriyet gazetesinde haftada altı gün yazı yazıyorum. Ayrıca Alman Bild

2 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 2 gazetesinde haftada bir yayınlanan yazılarım var. Dünya Yayıncılar Birliği çerçevesinde kurulmuş olan Dünya Editörler Forumunun Yönetim Kurulu üyesiyim. Çok teşekkür ederim. Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan bir komisyona 2 nci defa geliyorum. BAŞKAN Bu kısma geçmeden önce çok özür dilerim- ben Komisyon üyelerimizi tanıtarak başlayacaktım: Yaşar Karayel Bey AK PARTİ Kayseri Milletvekili ve 28 Şubat Alt Komisyon Başkanı, İdris Şahin Bey AK PARTİ Çankırı Milletvekili, Ali Rıza Öztürk Bey Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili, Sırrı Süreyya Önder BDP İstanbul Milletvekili, Feyzullah Kıyıklık Bey AK PARTİ İstanbul Milletvekili, Ahmet Toptaş Bey Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili, Bilal Özcan Bey Komisyonumuzun üyesi olmamakla birlikte, Meclisimizin en genç ve bu konulara ilgi duyan İstanbul Milletvekili Bilal Macit Bey. Çok özür diliyorum bu tanıtımı atladım. Buyurun. ERTUĞRUL ÖZKÖK - Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan bir Komisyona 2 nci defa geliyorum. 1 incisini tam hatırlamıyorum ama 2000 li yılların başında olduğunu tahmin ediyorum. Medyanın sorunlarını araştırmakla sorumlu olan bir komisyona gidip Aydın Bey le beraber bilgi vermiştik İstanbul Dolmabahçe Sarayı nda düzenlenen bir oturumda böyle. Komisyonunuzun görev tanımını çok güzel ve demokratik ülkelerde çok inandığım bir biçimde verdiniz. Dolayısıyla Hürriyet gazetesinde görev yaptığım bu yirmi yıllık süre içerisinde bilgim dâhilinde olan sorularınızı bütün içtenliğimle, samimiyetimle cevap vereceğimden emin olmanızı bilmenizi isterim. Daha önceki komisyona da aynı şekilde bütün bilgileri bütün açıklığıyla vermiştim. Burada da bilgim dâhilinde olan her şeyi Komisyonun üyelerine açıklayacağımdan emin olmalısınız. O yüzden, ben isterseniz sizin merak ettiğiniz, bilgi almak istediğiniz konular varsa onlarla ilgili bilgi vereyim. BAŞKAN Herhangi bir sunum bu konuya ilişkin olarak ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, benim yani soracağım bir şey yok, yani incelediğimiz dönem Türkiye nin olağanüstü dönemlerinden bir tanesidir. Yirmi yıllık Genel Yayın Yönetmenliğim boyunca olağanüstü birçok dönemi yaşadım. Daha önce öğrenci olarak, öğretim üyesi olarak da olağanüstü dönemlerini yaşadım Türkiye nin. Dolayısıyla bu dönemdeki konularla ilgili elbette bu dönemde ben bir medya grubunun, bir gazetenin başındaydım. Dolayısıyla bana sormak isteyeceğiniz sorular olabilir, bu sorulara bütün açıklığıyla cevap vermeye hazır olduğumu bilmenizi isterim. BAŞKAN Evet, o zaman ben milletvekillerimize söz vererek başlayacağım. ERTUĞRUL ÖZKÖK Tabii, buyurunuz efendim. BAŞKAN Sizlerin de bildiğiniz gibi 1960 darbesi başta olmak üzere, 1980 darbesi ve olağanüstü dönemlerde Türkiye de medyanın rolü son derece önemlidir. Bazı zamanlar bunun taşıyıcısı, bazı zamanlar planlayıcısı, bazı zaman da bunun karşısında duran olmuştur ama rolü çok büyüktür. Dolayısıyla soracağımız sorular çok kapsamlı da olabilir ama sorulan hiçbir soruyu Dediğim gibi dinlediğimiz medya mensuplarına bir yerde bunun bir yargılama, bir sorgulama olmadığı hatırlatmasını bir kez daha yaparak ilk sözü Sırrı Süreyya Önder Bey e veriyorum. Buyurun. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Hoş geldiniz Sayın Özkök. Ben, meseleye bir giriş yapılması bakımından bir soruyla başlamak istiyorum ki bu Komisyonun amacı nihai olarak bir demokrasi bilinci oluşturmaya katkıda bulunmak darbelerle demokrasinin ilişkisi bakımından. Çok kısa bir şey soracağım. Anlattığınız döneme

3 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 3 Olağanüstü bir dönemdi. dediniz konuşmanızda. Biz döneme bakıyoruz normal, formel ölçülerle hiçbir olağanüstülük yok, yani seçilmiş bir Meclisi var, güvenoyu almış hükûmetler tarafından yönetiliyor. Bu dönemi olağanüstü olarak adlandırırken ölçünüz ne? Bununla başlayabiliriz meseleye. Niye olağanüstüydü bu dönem? ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, bakın ben gazeteciyim, benim için olağanüstülük, gazeteciliğin olağanüstü dönemlerini anlatan bir şeydir. Olağanüstü derken buna çok özel bir anlam vererek söylemek istemedim. Mesela Birinci Körfez Savaşı sırası da benim açımdan olağanüstü bir dönemdi. Çünkü gazetecilik mesleğinde o mesleği yaparken çok olağanüstü koşullarda çalıştık haber alma bakımından, şu bakımından. Aynı şekilde İkinci Körfez Savaşı sırasında da bu böyle oldu. Yani benim burada olağanüstüye verdiğim anlam sizin anladığınız siyasi anlamda bir olağanüstü anlamı değil. Doğru, açık bir meclis var, seçimle iş başına gelmiş bir hükûmet var ama o günün koşullarını dikkate aldığımız zaman benim açımdan gazetecilikte çalışma yoğunluğu açısından olağanüstü bir dönemdi. Çünkü her taraftan toplumda bir çatışmacı ortamın olduğu bir dönemi yaşıyorduk ve bizim açımızdan haber kaynakları bakımından zengin bir dönemdi. Dolayısıyla benim verdiğim anlam, benim açımdan, mesleki açıdan olağanüstü bir dönemdi ama onunla ilgili alt sorularla bunu açmak isterseniz onu da verebilirim. Doğru, ben de katılıyorum size seçimle işbaşına gelmiş bir hükûmet vardı. Seçimle gelmiş olan bir hükûmet Parlamentonun kendi matematiği içerisinde oluşmuş bir koalisyonla Hükûmet hâline gelmişti, güvenoyu almıştı. Dolayısıyla bu açılardan baktığınız zaman bu normal bir işleyişiydi Meclisin. Ama ondan sonraki gelişmeler, toplumda ortaya çıkan durum, yaratılan hava, bütün bunlar açısından baktığınız zaman, kimse o dönem için bugün baktığınız zaman geriye demokrasinin işleyişi açısından belki normalde ama o günün oluşan havası açısından sıradan bütün kurumlarıyla işleyen bir demokrasinin, her demokrasinin yaşayacağı cinsten bir şey değildi. Yani bizim açımızdan yoğunluğu yüksek bir dönemdi, habercilik açısından onu kastettim, yoksa başka bir anlam vermek istemedim ona yani. BAŞKAN Olağanüstü dönem ve olağanüstü olaylar derken hangilerini kastediyorsunuz? Mesela neydi olağanüstü olan? ERTUĞRUL ÖZKÖK Yani mesela o günlerde çok tartışılan bir soruşturma önergeleri vardı Mecliste. Malvarlıklarıyla ilgili, şunlarla ilgili, bunlarla ilgili basının yakından takip ettiği. Yolsuzluklar vardı, bu yolsuzluklar Mecliste nasıl bir hâl alacaktı, bunları takip ediyorduk. Ondan sonra, tabii ki şu da var: Yani neticede Refah Partisiyle Doğru Yol Partisinin birlikte kuracağı bir hükûmet vardı. Şimdi, demokrasilerde herkesin kurulacak olan hükûmetlere aynı gözlerle bakması zorunlu diye bir şey de yok yani buna karşı da olabilirsiniz yandaş da olabilirsiniz. Dolayısıyla basının bir bölümü bu koalisyonları kendi görüşleri açısından uygun görmediler, bazıları da uygun gördüler. Bunlar dediğim gibi benim açımdan, demokrasiye baktığım zaman ben son derece normal gördüğüm şeyler. O bakımdan, benim olağanüstülükten kastım, habercilik açısından bizim için çok olağanüstü bir dönemdi, çünkü her yerden haber geliyordu. BAŞKAN Bir ek yapmak istiyor, mikrofona SIRRI SÜREYYA ÖNDER ( İstanbul) Sorum biraz bunun üzerinden gelecek de Sayın Özkök. Almanya da haftada bir yazı yazdığınızı söylediniz, bende biliyorum ki Doğan Grubu Alman medyasıyla yakından ilgili. Almanya da böyle haber yoğunluğunun çok olduğu bir dönemi olağanüstü olarak adlandırır mısınız mesela? Çünkü tam da sorum bu döneme olağanüstü vurgusu yapmaktan geçiyor. Çünkü orta dönem siyasi tarihimize baktığımızda bu ölçülerle olağan olan hiçbir günümüz yok, bu ölçülere vurduğumuzda. Mesela söyleyebilir misiniz ki: Ondan daha az olağan günler yaşadık. Biraz işin ontolojisine girersek daha hızlı

4 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 4 mesafe alırız diye... Siz de biz de biliyoruz ki birbirimizin zekâsını küçümsemezsek olağanüstü olan, olağanüstüden kastedilen demokrasi dışı güçlerin normalde müdahil olmaması gereken güç çerçevesinin dışına taşan birtakım kurumların sürece müdahil olması. Bahsettiğiniz gündem başlıklarının birçoğu bu müdahale oluş biçimiyle alakalı. Belki bununla ilgili bir şey söyleyerek başlarsanız diye ben o olağanüstü Yoksa bir kelime oyunu yapmak gibi bir derdim yok yani. ERTUĞRUL ÖZKÖK Yok, benim de yok, hayır, olağanüstülükten Yani ben dediğim gibi olağanüstülüğe belki de aynı anlamı vermiyoruz yani kavramlar üzerinde bir anlaşma Ben size olağanüstüden neyi kastettiğimi anlattım. Tabii ki o dönemde olağan olmayan şeyler de vardı. Yani şimdi, o askerî brifinglerin olağan olduğunu hiç kimse iddia edecek değil yani ne ben iddia edebilirim ne siz iddia edebilirsiniz. Bunları iddia etmek için doğrusu ya gözleri kapatmak gerekir ya da şey olur. Olağanüstülük açısından baktığım zaman benim için tabii bunların hepsi bir haberdi. Haber olarak izlenmesi gereken, gece yarılarına kadar oturduğum, ne olacağını takip ettiğim bir dönemdi, o bakımdan diyorum. Şimdi, Almanya dan örnek vermek gerekirse Almanya da da var olağanüstü dönemler. Yani daha geçtiğimiz günlerde bir Bild gazetesinin bir haberi yüzünden Alman Cumhurbaşkanı istifa etmek zorunda kaldı. Bu da onlar açısından olağanüstü bir dönemdi yani onu anlatmaya çalışıyorum ben. Dolayısıyla verdiğim anlamı, belki sizin bulunduğunuz yere tam yaklaşmayacak bir şekilde ben anlamlandırdım o cümleyi. Ama dediğim gibi olağan olamayan bir şeyin olduğunu artık geriye bugün baktığım zaman değil o gün baktığımızda da gördüğümüz şeylerdi bunlar, dolayısıyla bunu inkar edecek değilim. BAŞKAN Şimdi, olağanüstülük dönemini siz haber yoğunluğu olarak nitelendirdiğiniz için, zabıtlara da böyle geçtiği için çok olağan bir dönemle olağanüstü dönemi birbirinden ayıran şeyler haberler ve haberlerin yoğunluğu değil, o döneme ilişkin demokratik kriterler açısından bakış açısıdır diye belki altını çizmek gerekir. O dönemde çünkü bir siyasi partiye bir basın grubunun karşı olması, o siyasi düşünceyi benimsememesi, o yönde yayınlar yapması demokratik toplumun bir gereğidir ama askerin ve Genelkurmayın âdeta bir siyasi parti gibi siyasilerin karşısında yer aldığı bir pozisyon hiçbir demokratik ülkede kabullenilebilir bir şey değildir, o dönemi olağanüstü kılan şey de budur, bizim de burada değerlendirmeye çalıştığımız husus budur diye düşünüyorum. Sözü Yaşar Karayel Bey e veriyorum. Buyurun soru sizin. YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Sayın Özkök, hoş geldiniz. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hoş bulduk efendim. YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Burada bir döneme şahitlik etmiş gazetecileri ve o dönemin şahitlerini dinliyoruz, gelecek nesillere de sağlıklı bir doküman bırakalım ve Türkiye de bir daha darbe ve demokrasiye zarar veren unsurlar olmasın gayreti içindeyiz. Bunun için o döneme ait baktığımız zaman 28 Şubat sürecinde Hürriyet grubuna ait gazetelerimiz var, büyük gazetelerimiz ve basınımızın da büyük çoğunluğunu bu grup yönlendiriyor. O dönemde kamuoyunu yönlendiren etkili manşetlerden birinci derecede sorumlu sizlerdiniz yönetici olarak. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hürriyet gazetesinde benim evet. YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Gene o dönemdeki bu manşetlerinize sizin Genelkurmayın o dönemdeki toplumsal ilişkiler bürosuyla paralel çalışmanız mı etkili oldu? Manşetlerin, haberlerin bu ilişkiler doğrultusunda atıldığı, özel haberlerin bu şekilde oluşturulduğu iddiaları, Refahyol un kuruluşuyla başlayan süreçte siyasi iktidar aleyhinde etkili bir tutum geliştirilmiş, Refahyol a ait neredeyse tüm haberlerde dil, üslup olarak

5 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 5 yargılayıcı, küçümseyici, başarısız kılıcı, irticanın kaynağı, toplumun geriye götürülmek istenmesinin görüntüsü Refah Partisi olarak gösterilmiş, Avrupa ülkeleri nezdinde Türkiye nin bir şeriat devletine doğru gidişi olduğu, böylece Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerde de Türkiye nin küçümsendiği, fotoğraf alt yazılarına varıncaya kadar böyle bir eylemin gözlendiği bütün şu andaki manşetlerin altlarında da görüyoruz biz, elimizdeki arşivlerden de bunu tespit ettik. Medya olmasaydı 28 Şubat başarılı olur muydu, sizin de başınızda bulunduğu medya grupları baktığınızda? İsmet Berkan bir mülakatında diyor ki: Bu grupların hepsinin başında Sayın Özkök vardı. ERTUĞRUL ÖZKÖK İsmet nerede diyor onu? YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Bir mülakatında. ERTUĞRUL ÖZKÖK Öyle mi? Ben hatırlamıyorum Sayın Özkök vardı. diye. YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Tepesinde olduğunuz bu Hürriyet grubunun ekonomik ilişkilerinde sizin ne kadar rolünüz oldu? Bu özellikle Yeni Şafak gazetesiyle Hürriyet gazetesi ve sizin Aydın Doğan grubunun BAŞKAN Çok özür diliyorum Sayın Başkan, o kısımlara ikinci merhalede gelelim mi? Yani diğer ekonomik bağlantılar ve patronaj ilişkileri önce bu kısmı bitirsek, ben çok karışır diye düşünüyorum, devamını o şekilde getirirsek YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Peki, yani bunlarla ilgili, sizin şahitlik ettiğiniz dönemle ilgili gerçekten gelecek nesillere kalıcı bir mesajınız ne olacak? Yani bu yapılan çalışmaları o dönemde doğru buldunuz mu, geriye doğru baktığınız zaman yaptığınız bu çalışmalar bugün içinde sizin için doğru mu, bu konularla ilgili ne diyeceksiniz? ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, Sayın Başkan, çok teşekkür ederim. Ben de bütün kalbimle ve bütün açıklığımla cevap veriyorum. Tabii ki bu verdiğim soruları, cevapları ikna edici bulup bulmamak sizin takdirinize bağlı bir şey. Birinci sorudan başlayayım. 28 Şubat süreci boyunca hiçbir askerden şu ya da bu yönde bir manşet yapmamız, haber yapmamız yolunda ben bir talimat almadım, bunu size bütün kalbimle söyleyebilirim. 28 Şubat sürecinde -artık hafızam çok iyi değil ama- Genelkurmay Başkanına bir kere gittim, o gittiğim de son brifingdi ve son brifingde benimle beraber gazeteci vardı. Ondan sonra da, o son brifingden sonra da Sayın Çevik Bir in odasına gittik ve Çevik Bir in odasında biraz sohbet ettik, o sohbette ne konuştuğumuzu da ayrıca yazdım. Bunun dışında, benim hatırladığım bunu Ankara bürosundaki arkadaşlarıma da sordum, çünkü hafızam beni bazen yanıltabilir diye. O dönemde, hatırlamıyorum, sadece bir tek kere Çevik Bir le bir telefon konuşması yaptığımı hatırlıyorum, o telefon konuşması da Sayın Fethullah Gülen le ilgili bir konuşmaydı, çünkü Sayın Fethullah Gülen in elinde bulunduğu iddia edilen okullarla ilgili askerlerin birtakım itirazları vardı. O sırada Alaattin Kaya Bey -Fethullah Gülen in yakınında bulunan isimlerden birisi, benim eskiden beri dostumdur, Ankara temsilciliğinden beri- bana telefon etti ve Biz bu okulları gerekirse devretmeye hazırız. dedi. Ben de bunu yazdım yazı olarak ve Çevik Bir Bey di galiba aradı yanılmıyorsam ve Sayın Çevik Bir le de o gün böyle yapılan şeylerin haksızlık olduğu yolunda kendisine anlattım ve ondan sonra da yanılmıyorsam Alaattin Kaya yla beraber de buluştular Çevik Bir. Bunun dışında da herhangi bir şekilde askerlerle bir ilişkimin olduğunu ben hatırlamıyorum. Arada birkaç tane hatırlamadığım olur ama hatırlamamı gerektirecek haber mahiyetli bir şey olsaydı hatırlarım diye düşünüyorum. Şimdi, tabii ki gazetecilik başka bir meslek siyaset başka bir meslek. Biz gazetelerde haber peşinde koşuyoruz ve haberi yaptıktan sonra bir manşeti attıktan sonra o manşet bizim etkimizden çıkıyor, onun değerlendirilmesi bize ait olmuyor. Yani bazen ben bir

6 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 6 manşeti atıyorum, o manşeti attıktan sonra o manşetin yarattığı etkiye bakıyorum o yarattığı etki benim o manşete verdiğim anlamda bazen taban tabana zıt da oluyor. Mesela size örnek verebilirim, benim en çok tartışılan manşetlerimden bir tanesi Bu Defa Silahsız Kuvvetler Halletsin manşetiydi. Şimdi, bu defa BAŞKAN Evet, tam öyle de olduğu çıktı. Ben de o soruya geliyordum, evet. ERTUĞRUL ÖZKÖK Silahsız kuvvetler manşeti haberini Şimdi bu haberin hikâyesini size anlatayım, çünkü yazdık da bunları defalarca, hiçbir şeyi de bugüne kadar askerlerle olan ilişkilerimiz konusunda gizli bırakmadan hepsini teker teker yazdık, eğer gazetenin arşivlerine girerseniz, benim yazılarıma girerseniz bunları görürsünüz. Şimdi, bu haberin hikâyesi de şöyle: Sayın Güven Erkaya dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı hastaydı. Hürriyetin Ankara temsilcisi Sedat Ergin le daha önce Ankara da benim temsilci yardımcım olan Nurcan Akad ziyarete gittiler, çünkü onlar tanıyorlardı Ankara dan. Aslında geçmiş olsun ziyaretine gittiler. O ziyaret sırasında konular açılmış ve Güven Erkaya da bir takım sözler söylemiş, bunu anlattılar bana. Ben bunu yazayım. dedim. Hatta bana önce itiraz ettiler. Yahu bu çok güzel bir şey, bunu yazayım ben. Ben yazayım. dedim ve Peki, yaz. dediler. Şimdi size müsaadenizle sadece yazının girişini okuyorum, sadece girişini: Konuşan üst düzey bir komutan, tarih 18 Aralık Çarşamba, konu: Son günlerde Ankara kulislerinde yayılan hatta yurt dışına kadar ulaşan söylentiler, Asker huzursuz. Böyle olunca kulislerdeki şu soru akla geliyor: Silahlı kuvvetler bir darbe hazırlığı içinde mi? Sorulabilecek en katı şekliyle soruyu soruyoruz. Üst düzey komutan hafifçe gülüyor ve şu cevabı veriyor: Bu defa işi silahsız kuvvetler halletsin. -tırnak içinde bunlar- Bu defa vurgusundan kastettiği şey açık, 12 Eylülden önceki durumu kastediyor. Arkasından devam ediyor: Toplum büyük bir atalet içinde, herkeste, işler çok kötüye giderse nasılsa Silahlı Kuvvetler bu işi çözer rahatlığı var. Ana Muhalefet Partisi Başkanı bile bu havada. Ama siyasi sorunların çözümünü Silahlı Kuvvetlerden beklememek gerekir. Öyleyse adres kim? Sivil güçler, milletvekilleri, Meclis Bir daha tekrar ediyorum: Sivil güçler, milletvekilleri, Meclis yani bir toplumdaki demokrasinin, çoğulcu demokrasinin temel unsurları. Bu güçler bu platformlarda çözüm aramalı, bu defa işi silahsız kuvvetler halletmeli. Ülkede sorun var ama bunun çözümünü bizden beklemeyin. Şimdi, ben bunları duyunca -ben bunları size bütün kalbimle söylüyorum, bütün kalbimle söylüyorum- bir askerin ağzından duymaktan dolayı mutlu oldum. Çünkü benim hayatım askerî dönemlerle mücadeleyle geçti. Sayın Başkan, ben 27 Mayıs günü Demokrat Partili bir ailenin üyesiydim. 27 Mayıs günü ben mahallede çocuk olarak kendimi güçlü hissederken birden CHP li arkadaşlarımı güçlü hissetmeye başladım ve askerî darbenin ne olduğunu ben ilk defa orada anladım. Adnan Menderes asıldığında benim evimde gece sabaha kadar Kur an okundu. 12 Martta öğrenciydim, Fransa da burslu öğrenciydim, çocuğum daha 1,5-2 yaşındaydı, henüz doğmuştu çocuğum, bursum kesildi benim. Bursumu da -sağ olsun- kayınpederim milletvekiliydi, onun O dönemde Adalet Partili Milletvekili, Milli Eğitim Bakanı olan Sayın Ali Naili Erdem yardım etti ve tekrar burs bağlandı bana ki çocuğumla bursumu bitirdim. 12 Eylülde Bülent Ecevit le birlikte Arayış dergisinde çalıştım, kadrosunda ve Bülent Ecevit 6 ncı sayıdan itibaren yazı yazması yasaklandığı zaman, geriye kalan kırk altı hafta boyunca başyazısını ben kaleme aldım Arayış dergisinin. Dolayısıyla ben bu sözleri okuduğum anda -size bütün kalbimle söylüyorum- bir askerden duymamı gerektiren laf budur diye duydum. Ama bu manşet çıktıktan sonra bunun algılanması artık bana ait değil. Yani orada yanlış da yapmış olabilirim, doğru da yapmış olabilirim. Ben hâlâ -bana sorarsınız- bu manşetin doğru olduğuna inanıyorum, hâlâ, bu yazıyı yazdıktan sonra. Ama sizler buradan Şimdi, şöyle bir laf vardır: Geleceği

7 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 7 düzenleyemiyorsanız geçmişi düzenleyin kendinize göre. Şimdi, geriye bakıp buradan, bu yorumları yapabiliriz ama ben bir gazeteciyim, ben her gün gazetemin manşetini ötekilerden, öteki gazetelerden farklı vermek için çalışıyorum ve zekâmla bu yolda uğraşıyorum. O yüzden de yirmi yıl kaldım Hürriyet in başında ben. Yani çarpıcı bir başlık arıyorum. Bu çarpıcı başlık arayışı tabii ki zaman zaman bizde birtakım deformasyonlara yol açıyor da olabilir. Olabilir ama dediğim gibi, bunların artık algılanması bana ait değil. O algılanma, bugünden geriye baktığınız zaman çok başka bir şekilde de yorumlanabilir. Dolayısıyla, size bütün kalbimle hep bunu söylüyorum, ben hiçbir askerden talimat almadım, yirmi yıl boyunca hiçbir siyasetçiden de talimat almadım. Hayran olduğum siyasetçiler oldu, desteklediğim siyasetçiler oldu ama hiçbirinden talimat almadım. BAŞKAN Feyzullah Kıyıklık FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Hoş geldiniz. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hoş bulduk. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Ben birkaç soru sormak istiyorum, tabii bu tamamen bilgi almak ve olduğu gibi de bu bilgiyi topluma ERTUĞRUL ÖZKÖK Sayın Milletvekilim, bütün açıklığınızla sorun, her şeyi anlatmaya, cevap vermeye hazırım. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Az çok birbirimizi de tanıyoruz, ben bazı sorulara da açıkçası çok rahatlıkla cevap verebileceğinizi umuyorum Şimdi, bu günlüklerde de ortaya çıktı, 137 ye yakın gazeteci ve 137 ye yakın gazeteden böyle bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin el koyması vesaire olduğu takdirde yardım alınacağı, 36 gazetecinin de -kelimenin anlamıyla- sakıncalı piyade olarak tutuklanacağı ki bunların hakkında andıç da daha sonra -biliyorsunuz- yayımlandı ve bundan sonra da gazetecilerin birçoğu işinden oldu. Bunların arasında sizin çok yakın arkadaşlarınızdan da var. Siz ki çok büyük bir grubun Doğan Medyanın da hemen hemen bana göre tek söz sahibiydiniz o zaman. Bunlara karşı niye acaba hiç, bir karşı yazı yazma ihtiyacı hissetmediniz? Sorumun birisi bu. İkincisi: Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri bellidir. Ama toplumu, belki de bir toplum mühendisliği gereği olsa gerek, bilgilendirme ihtiyacını hissettiler ama bu bilgilendirme öyle sıradan bir bilgilendirme değil. Biz biliyoruz ki, daha önce Kurmay Başkanlığı devletin bütün ileri gelenlerini kırmızı kitaplardaki şeyleri öğrenmeleri için bilgilendiriyorlardı, kitaplar veriyorlardı, vesaire, vesaire. Ama çok açıkça bunları bir salona topluyor ve tabiri caizse -ki siz de onlarda bulundunuz- neleri yapmaları, neleri de yapmamaları gerektiği konusunda bilgilendiriyordu ama bilgilendirirken -oradaki ifadelerini siz de gördünüz- hakikaten Bak böyle olursa böyle olacak yoksa Arkasını söylemiyorlar tabii. Yargıyı da, iyice anlasınlar diye iki kere topladılar yüksek yargıyı. Bunu da biliyorsunuz. İş adamlarını topladılar. İşte, büyük holdinglerin yönetim kurulu başkanlarının dışında, onların CEO larını topladılar, medyayı topladılar. Bu konularda da ben gazetenizde hiç şunu görmedim: Yahu, bu çok yanlış bir şey, ordunun görevi bu değil. Ordunun görevi İnsanları irticaya karşı, bölücülüğe vesaireye karşı bilgilendirmek veya onları -bilgilendirmek değil aslında- yönlendirmek hükûmetlerin yapacağı şey, siyasi partilerin yapacağı şey, siyasi liderlerin görevi, eğitimcilerin yapacağı şey. Ordunun görevleri bellidir. Ordu bir eğitim müessesi değil, belki bir tek orduya aldıklarını askerî yönden eğitecektirler. Bu konuda da hiçbir, hakikaten -maalesef- bir itiraz görmedik. Diğer taraftan, 28 Şubatta sizin en yetkili olduğunuz grubunuzun gazetesinin o günkü başlıklarına bakıyorum, çok enteresan. Bunları hep beraber yeniden bir okuyalım, mesela ilk haber: Tarihî karar tabii orada başka şeyler de var ama hemen peşinden gelen haber,

8 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 8 efendim: Askerin yirmi şartı Hoca direniyor Bunları yapın Başlıklarda çıkan şeyler bunlar ve hemen peşinden Erbakan a baskının dozu arttırılıyor Bomba gibi bir açıklama Ya uy, ya çekil ki bu gazetenizin başlıkları bunların hepsi. Aynen imzalandı altı yedi gün sonra da, imza edildikten sonra da verilen haber bu, Ya uy, ya çekil lerden ve diğerlerinden sonra. O arada sizin de yazdığınız bazı makaleler var, zaten birinci sayfada onun özetini veriyorsunuz, onlar da çok enteresan. Bir araştırma grubunun yazısını yayınladınız ve dediniz ki efendim: Burada yüzde 7 Fikrim yok. diyor. Olay da şu: SONAR ın bir araştırması, askerî müdahale istenip istenmediğiyle ilgili, yüzde 30 İstiyorum yüzde 60 da İstemiyorum ama diyorsunuz ki: Bu yüzde 60 ın istememesi rahatsızlığın olmadığını göstermez. yorumunuz. Yorumunuza saygı duyarım. Bu ne anlama geliyor onu da pek anlayabilmiş değilim yani Yüzde 60 ın istememesi rahatsızlığın olmadığı anlamına gelmez. ne kastediliyor onu da bilmiyorum, en iyisini siz bilirsiniz. Ama diğer yazılarınızda da, o zamanki yazılarınızda da bu konuları bayağı irdeliyorsunuz. Yine, gazetenizde Oktay Ekşi Bey de diyor ki: Yani, demokrasi eşittir Meclis değildir. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şu anda Mecliste ama. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Hayır, hayır, yani çok enteresandır o yazı da. Ki ben o gün Oktay Bey e telefon edip bu olayı da sorduğumu çok iyi hatırlıyorum. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Niye böyle şeyler çıkıyor? Bir de, dikkatimi bir şey çekti, o dönemde Sabahla Doğan Medya arasında da tabii bir ekonomik şey de var, en üstte biz olacağız veya en çok satan gazete, en çok satan grup vesaire de Tabii ki rekabetiniz güzel bir şey ama birleştiğiniz bir olay var, Türkiye yarın başka bir Türkiye olacak. diye imzasız bir ilan. Çok uzun bir müddet çıktı. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hangi ilan? Ben hatırlayamadım onu. Acaba FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) İlan aynen şöyle: Türkiye yarın başka bir Türkiye olacak. ERTUĞRUL ÖZKÖK Evet, ne ama içeriği nedir? İçini ben hatırlamıyorum FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Bu kadar sadece. İçeriğini herhâlde ilanı verenler biliyordur ama gazete niye bu ilanı yapıyor onu da anlayamadım. ERTUĞRUL ÖZKÖK Ne, tarih nedir acaba? FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Efendim, 28 Şubattan sonra hemen hemen bir hafta bu ilan yapıldı. Türkiye yarın başka bir Türkiye olacak. İlancının sahibinin ismi yok ama bu, imzasız bir ilan çıktı. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, sizi o konuda Ben hatırlayamadım çünkü. Araştırıp geri döneceğiz. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Neyse, araştırırsınız, bize bir ERTUĞRUL ÖZKÖK Araştıracağım, bakayım yani ne amaçla yapıldığını FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Çok teşekkür ederim. Bir de, gazetede sık sık İrticaya karşı topyekûn savaş 24 Martta böyle bir başlıkla yazı yazılmış. Yani hakikaten Türkiye nin o gün en birinci meselesi bu muydu ve gerçekten Türkiye de irtica diye bir olay var mıydı? Mesela, sizin gazetelerinizin baş sayfalarında ve televizyonlar Diyeceksiniz ki: Ben televizyonla ilgili değilim. ama gazetede de, nedendir bilinmez, o sırada Aczimendîler. Kalkancılar, Müslüm Gündüzler, Ali Kalkancı, Fadime Şahinler ve her gün bunlarla ilgili yazılar Ve ondan sonra nedense, Sayın Erbakan Hükûmeti gitti, bu adamlardan hiçbiri ortada kalmadı. Gazetede ama bunlarla halk çok tedirgin edildi, biz de çok tedirgin olduk. Yani, bu niye acaba diyorum. Hakikaten Türkiye nin birinci meselesi bu muydu o günlerde?

9 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 9 Çünkü biz de yaşıyorduk, bazen de düşünüyordum. Yahu, biz neler yapmışız, bu toplumu ne kadar kötü hâle getirmişiz. En büyük mesele bu ve gazetede her zaman Bir de şu: Arada sırada ordunun rahatsızlığından bahsediliyordu devamlı. Bu bana hep böyle abanın altındaki sopayı hatırlattı. Gerçi korkmuyorduk hiçbir şeyden de. Çünkü bizim de gençliğimiz devletin böyle çok merhametli polislerinden sopa yemekle geçti. ERTUĞRUL ÖZKÖK Ortakmışız yani aşağı yukarı. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Aşağı yukarı evet, aynı kuşağın öğrencileriyiz. Bunlar niye acaba? Bu kadar, toplum niye tedirgin ediliyor? AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Siz pek yemediniz ama! BAŞKAN Ahmet Bey, nedense o Sopa yedik. diyenler bugün -Sayın Özkök de dâhil- 12 Eylülü savunan yazılar yazıyor. Aramızdaki fark da bu. Darbelere kategorik olarak ve yıllardır en azından karşı duruş sergilemeyi başarabiliyoruz. Dayağı kim yedi ve daha çok yediden ziyade darbelere karşı duruş Takdir edip alkışlayanlar da var. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, 60 ihtilalinde, ihtilal öncesi köyünden dışarı çıkamayan bir köyün çocuğu olarak Tarlaları ekin ekmeye gidemiyordu köyümüz, Cumhuriyet Halk Partili olduğu için, mahkemeye gidemiyordu. Bunu çocukken yaşadım, 12 Eylülü de öğrenciyken yaşadım. BAŞKAN Buna kalpten inanıyoruz. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) 12 Marttan sonra ihtilale karşı mücadele etmek için Türkiye de ilk sol derneği kurdum, Sandıklı Devrimci Kültür Derneği diye. BAŞKAN Sizin mücadelenizi takdir ediyoruz. Muhatap siz değilsiniz Komisyonumuzun değerli üyesi. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Benim sorularım ortada kalmasın da AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) 12 Eylülden sonra da bütün gazeteciler ihtilale teslim olurken, bütün gazeteler, Sandıklı Postası diye bir gazete çıkardım, ihtilale karşı mücadele etmek için. Ekmek ve hak dilekçesi Cumhuriyet te yasaklandı, Türkiye ye ben dağıttım. Server Tanilli ve Aziz Nesin o gazetenin sürekli yazarlarından birisiydi. BAŞKAN Burada, en azından milletvekillerimiz olarak siz daha az dayak yediniz, biz daha çok dayak yedikten ziyade bugün kategorik olarak darbelere aynı zihin alt yapısıyla karşı durmak önemli diye düşünüyorum. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Ben, bunlara açıklıkla cevap vereceğinize de inanıyorum. Aslında bu Komisyon yargılama mercii değil, tamamen bir fotoğraf çekme olayıdır. Ola ki bundan sonra topluma bir şeyler verir, hakikaten acı çektik o günlerde biz, çok büyük acılar çektik. ERTUĞRUL ÖZKÖK Sayın Başkan, size Sayın Başkan diyorum çünkü bizim bulunduğumuz bölgenin belediye başkanıydınız ve ben de sizin belediyenizin kültür işlerinin danışmanıydım ve bir iftar gecesi gelip kalabalık bir çevrede konuşma da yapmıştım. Şimdi, önce manşetlerden başlayalım: Belki sizi ikna edemeyeceğim çünkü dediğim gibi gazetecilik öyle bir meslektir ki -hele Türkiye de gazetecilik- böler yani yaptığınız iş her zaman böler. Sıradan bir cinayet olayı bile böler. Bakın, bugün Alex olayını tartışıyoruz, Alex olayındaki manşet bile bölüyor Fenerbahçelileri. Dolayısıyla, ben bunları anlatırken size, sizi ikna etmek gibi bir amacım yok, sadece kendi açımdan görüntüyü size aktarabilirim. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Biz de zaten suçlamak gibi bir şeyle sormadık. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, ben size anlatayım gazeteci olarak. Bana verdiğiniz örnekler: Birincisi: Tarihi Karar Tarihi Karar manşeti 28 Şubat günü Türkiye de Milli Güvenlik Kurulunun yaptığı toplantının haberidir yanılmıyorsam. Değil mi?

10 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 10 FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Evet, evet. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, bakın, o gün Türkiye nin siyasi tarihinin en önemli toplantılarından birini yapıyor Milli Güvenlik Kurulu. Anayasa da yeri olan, Anayasa tarafından belirlenmiş, başında Cumhurbaşkanı bulunan, Başbakanın, Başbakan Yardımcısının ve bakanların katıldığı, Türkiye Cumhuriyeti nin Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey komutanlarının katıldığı anayasal bir kurumda alınan kararlar. Kapıda bütün televizyonlar bekliyor, bütün gazeteciler bekliyor ve ertesi gün ben bunu manşet yapıyorum: Tarihî Karar çünkü tarihî bir karar. Tarihî karar olmasa bugün zaten burada bu Komisyonu toplamış olmazdık. Şimdi, bu kararı bana eğer Niye manşet yaptınız? diye sorarsanız bu konuda bizim anlaşmamız mümkün değil çünkü ben gazeteciyim. O gün, ertesi gün konuşulacak olan konu budur ve ben bunu veririm. Siz bana şunu diyebilirsiniz: Olur mu böyle şey, bu manşeti de verebilirsiniz. Ama bu bir tercih, orada benim tercihim bu. Demokratik bir toplumda gazeteler manşetleri bu şekilde atarlar. İkincisi: Askerin yirmi şartı Bu da orada alınan kararlarda neler Çünkü ilk gün içeriğini tam veremedik, ikinci gün de biz bunu bir gazetecilik başarısı olarak gördük ve askerin şartlarını verdik. Ya uy, ya çekil spotlarını okursanız göreceksiniz ki o haber rahmetli Erbakan ın Sayın Ecevit i ve Deniz Baykal ı ziyaretinden sonra Ecevit in Sayın Erbakan a söylediği laftır ve söylediği laf da aynen şöyledir, alt spotlarını okursanız eğer, diyor ki: 12 Martta bu benim başıma da geldi, ben çekildim, Partimin genel başkanlığından istifa ettim. Siz de ya bunları uygulayın ya da çekilin. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Parantez içinde bir şey sorabilir miyim? Halk küçük yazıları değil, önce bunu görüyor. ERTUĞRUL ÖZKÖK Beni lütfen dinlerseniz ben de size tekrar cevap veririm sizi ikna Yani ikna etmek için değil, ben kendi açımdan kendi gerekçelerimi anlatıyorum. Dediğim gibi buna ikna olup olmamak elbette Sayın Komisyonun üyelerinin takdirindedir. BAŞKAN O çok zorlama bir şey olur. Hiçbirimizin birbirimizi ikna etmek gibi bir rolü yok. Biz sorularımızı soracağız, siz cevaplarınızı vereceksiniz o kadar. ERTUĞRUL ÖZKÖK Evet, evet ben de onu yapmaya çalışıyorum yani ikna etmeye çalışmıyorum sizi, sadece, ben kendi cevaplarımı veriyorum. Aynen imzaladı o gün Sabah gazetesinin manşeti Paşa paşa imzaladı idi. Benimki daha sıradan bir başlık. Şimdi, ben rakip bir gazeteyi Şimdi, belki size çok komik gelecek ama BAŞKAN O yüzden, sizden önce dinlediğimiz arkadaşa daha sert sorular sorduk. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, hayır ama size şunu söyleyeyim, bakın bütün samimiyetimle anlatıyorum: O başlığı gördüğüm zaman, yahu benim zekam niye bunu bulmadı diye şey yaptım. Siz bana dersiniz ki: Yahu, böyle şey olur mu? Gazetecilik böyle bir şey. BAŞKAN Bunu bir zekâ pırıltısı olarak mı görüyorsunuz Ertuğrul Bey? ERTUĞRUL ÖZKÖK Yani, ben öyle görüyorum, ben gazeteciyim çünkü. BAŞKAN Yani, bu emir ve talimatı daha sert bir şekilde ifade etmedim diye üzüntü mü duyuyorsunuz yıllar sonra? ERTUĞRUL ÖZKÖK Verilen talimat değil. Bakın, ikna olup olmamış olabilirsiniz. Ben size diyorum ki: Bana yirmi yıllık gazetecilik hayatım boyunca kimse talimat atmadı. BAŞKAN Yani, öyle bir manşeti niye ben atamadım diye pişmanlık duymanıza ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, hayır pişmanlık duymadım, pişmanlık duymadım. Şimdi baktığım zaman iyi ki öyle atmamışım diyorum. Ama o gün -ben size psikolojimi

11 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 11 anlatıyorum- o başlık daha çok konuşuldu Türkiye de çünkü biz gazete yaparken -gazetecinin bazı psikolojisini de anlatıyorum ben- sadece haberi vermeye bakmayız, dünyanın her yerinde böyledir bu. Sadece haberi vermeye bakmayız, haberi öbürlerinden farklı vermeye bakarız, haberi öbürlerinden daha zeki bir başlıkla vermeye çalışırız, haberi öbürlerinden daha konuşulacak bir şekilde vermeye çalışırız. Bunu siz yadırgayabilirsiniz ama bizim mesleğimizin psikolojisini anlatıyorum ben size. Bu, belki başkaları tarafından Kardeşim, sen bunu doğru dürüst ver Erbakan imzaladı böyle de diyebilirim ben. Nitekim, benimki öyle Aynen imzaladı Dolayısıyla, bu başlıklar böyledir. Şimdi, Sayın Başkan, siz bana diyorsunuz ki: Böyle bir yazı yazmadınız. Ama bakın işinize gelmeyen yazıları da görmüyorsunuz. Bakın, benim aynı dönemde yazdığım bir yazının başlığı da bu. FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Evet. ERTUĞRUL ÖZKÖK Yani, okuyayım isterseniz, Refahı kapatmak yanlış olur. Tarihi de vereyim, 23 Mayıs Ayrıca size bir şey söyleyeyim: Sanmayın ki askerlerle ilişkilerimiz bizim çok çok iyi. Sadece bizim askerlerle ilişkilerimiz 28 Şubat boyunca olmadı, 28 Şubat sonrasında da askerlerle ilişkimiz oldu bizim. Eğer Özden Örnek günlüklerini okursanız, Mustafa Balbay ın notlarını okursanız orada askerlerin benimle ilgili fikirlerini okumuş olmanız gerekir. Benim güvenilmez bir adam olduğumu söylüyor, güvenemez tabii, güvenilmezim, ben gazeteciyim, niye güvenecek ki bana. Orada benim ikna edilmem gerektiği söyleniyor. Neye ikna edilmem gerekiyorsa ben bilmiyorum, hakikaten bilmiyorum neye ikna edilmem gerektiğini ama benim askerlerle ilişkilerim iyi değildi ve 28 Şubat boyunca da benim askerlerle böyle bir ilişkim olmadı ve kimseden talimat almadım. Yalnız size şunu söyleyeyim: Şu demek değildir ki ben de bazen askerlerle aynı görüşte olmayabilirim. Bazen askerlerle aynı görüşlerde oluyorum, bazen olmuyorum. Şimdi, bakın, gazeteciler arasındaki ilişkilerde de böyledir. Birazdan herhâlde soracaksınız bana andıç meselesini. Cengiz Çandar benim çok eski bir arkadaşım. Cengiz Çandar la BAŞKAN Eğer o konuya girecekseniz sorusuyla başlayalım, Süreyya Sırrı Önder soracak o soruyu, andıç meselesine eğer devam FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Birkaç sorum kaldı. ERTUĞRUL ÖZKÖK Sizin başka sorularınız da var, onlara da cevap vereyim. BAŞKAN Feyzullah Bey in sorularını tamamlasın. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, bakın, aynı dönemde Hürriyet gazetesinde rahmetli Yavuz Gökmen ve Hadi Uluengin de yazı yazıyordu, onlar da tam aksini yazıyorlardı. Hürriyet te o dönemde, Hürriyet okurlarının bir bölümü de Hadi Uluengin ile Yavuz Gökmen e -rahmetli- kızıyorlardı, sarışın, güzel kadın diye Tansu Çiller i destekliyordu, Refahyol Hükûmetini destekliyordu. Bu yazılar da vardı Hürriyet te ve bunların hepsi o dönemde yazılarını yazmaya devam ettiler, ne işlerinden oldular ne de herhangi bir sıkıntıyla karşı karşıya geldiler. Dolayısıyla, bizim gazeteciliğimizi değerlendirirken sadece bir manşetle FEYZULLAH KIYIKLIK (İstanbul) Çok özür dilerim, biz burada gazeteciliğinizi değerlendirmiyoruz. Çok özür dilerim. Aman ha, öyle bir şey yok. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, ben de -pardon- anlatmaya çalışıyorum ki: Bazen bizim niyetimizi aşan şeyler de olabilir. Yalnız, şunu da söyleyeyim, dediğim gibi, bazen de askerlerle aynı düşünüyor olabilirsiniz. Bazen yanılabilirsiniz de, bazen kaynaklarınız sizi yanıltabilirler. Bakın, dünyanın

12 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 12 en önde gelen gazetelerinden bir tanesi New York Times, İkinci Körfez Savaşı sırasında Irak taki biyolojik silahlarla ilgili yayınlar yaptı ve savaşın gerekçelerinden bir tanesi buydu ama orada sonradan ortaya çıktı ki bunların hepsi yanlıştı. Yani gazetecilerin illa geçmişlerindeki her şey doğrudur anlamında söylemiyorum. Bana sorarsanız: Gazetecilik geçmişinizde utandığınız şeyler var mı? Var, hem de çok var. Andıç meselesi. Sormadan ben söyleyeyim, hayatımın sonuna kadar taşıyacağım bir utanç, ne yapalım. Evet, dolduruşa geldik ve haberi verirken de -siz sormadan onu da söyleyeyim- çok acı çektim çünkü ikisi de çok iyi arkadaşımdı ama şu, kafamızda da şu vardı: Kendi arkadaşları olunca vermiyorlar. diyorlardı, verdik. Ondan sonra da, o iki arkadaşımızın bizim grubumuzda çalışması için elimden gelen her şeyi yaptım. Bunu, kendileri de buraya gelirse eğer sorarsınız. BAŞKAN O andıç meselesine küçük bir eklemeyle Süreyya Bey bir soru sorsun, en azından o konuyu tamamlamış olalım. Diğer şeylere geçeceğiz. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Bütün darbelere karşıyım. dediniz, önce onunla başlayayım fakat 12 Eylül darbesini olumlayan birden fazla yazınızı hatırlıyorum ben. O gün bunu da şu şekilde temellendiriyordunuz: Ben, ondan bir gün önce 11 Eylül günü can güvenliği kaygısı taşıyordum, her gün onlarca insan öldürülüyordu, ondan sonra rahat ettik. gibi özetlenebilecek bir yaklaşımla 12 Eylülü olumladığınızı biliyorum. Üstelik bunu bu demokrasi bilinci artık darbeleri mahkûm etme meselesinde bir mesafe kat ettiği zamanlarda da yaptınız. Muhtemelen geçen sene de buna benzer yazılarınızı, arşive bakarsak bulabiliriz. Dolayısıyla, bir darbelere karşı olma Menderes e mevlit okutmayla sınırlı gibi geliyor bana. 12 Eylül için böyle birden fazla yazınızı hatırlıyorum. Şimdi, Sakık ın ifadesini açıklıyoruz meselesinde sadece sorun 2 arkadaşınızın işinden olması ve sizin onu grupta muhafaza etmeye çalışma gayretiniz değil. Akın Birdal benden daha fazla PKK cıdır da burada bir spot olarak yer alıyor ve bundan kısa bir süre sonra Akın Birdal vuruldu biliyorsunuz. Fethullah Erbaş, o dönemki Refah Partisi Milletvekilinin Müthiş ihanet mesajı diye Bir başka şey daha, bu ülkenin iki sıkıntılı alanı, bozucu alanı Kürt meselesi ve din, vicdan hürriyeti ya da İslam ı aynı torbaya koyup bir o duvara bir bu duvara çarpma. Apo irticacılara karşı eylem yapmamızı yasakladı. Hatta PKK ya irticayı destekleme emri verildi. Bütün bunlar hayatın olağan akışı içinde gaza gelmekle açıklanabilir mi sizce? Bu kadar oksimoron bir araya geldiğinde bir genel yayın yönetmeni bunun hangi sıkıntıların yollarının taşlarını döşeyeceğini, kimin canına mal olacağını, kimin itibarına mal olacağını, bu ülkede nasıl bir mühendisliğin bu dizaynı yapmaya çalıştığını Mesela, benim önüme gelse iyi manşet bulmaktan çok şöyle bakarım yani, yahu, bu ne kadar oksimoron bir durumdur ve bu kimin faydasınadır? Bizim sizden murat ettiğimiz, bundan utanmanız falan değil, bu ilişkileri bize anlatmanız. Bu nasıl oluyor, nasıl çalışıyor ki sistem olarak bugün de başka bir hâl altında bu işleyiş devam ediyorsa bunun da teşhiri anlamına gelsin. Yarın, öbür gün Meclis bu konuda bir şeyler yapabilecekse bu suç duyurusundan tutun, yasa değiştirmeye ya da yeni yasa çıkarmaya kadar bir sürü faaliyeti içerir. Hemen altında, Apo ve Zana ilişkisi diyoruz. Bakın, bu, insanların idam Ben iki tane idam görmüşüm, o yafta vardır ya, siz de fotoğraflardan görmüşsünüzdür. Kaç insanın idam yaftası oldu, illa ölüm anlamında değil. Altında Apo Zana ilişkisi, altında Sayın Ekşi nin Alçakları Tanıyalım yazısı Türkiye de çok önemli bir kırılmanın idam yaftası gibi bu gazetenin ilk sayısı. Bizim sizden murat ettiğimiz, utanmanız değil, elbette insanız, hepimizin hayatında utanacak yerler, dönemler var. Fakat bu mekanizma nasıl çalışıyor? Bizim merak ettiğimiz bu. Çevik Bir le bir kez görüştüğünüze göre bunu size kim getirdi? Birisi telefon mu

13 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 13 açar, içinizden bu işlerle görevli bir muhabir mi vardır, bir görevli mi vardır? Bizim merak ettiğimiz bu, faydası olacak olan da bu. Yoksa elbette, tarihe, kendi vicdanımıza, varsa itikadımız Allah a, bütün bunlara karşı kendi kendimizle haşır neşir olabiliriz ama işin toplumsal maliyetini azaltmak anlamında bize lazım olan bilgi: Bu sistem nasıl çalışıyor arkadaş? Dün nasıldı, bugün nasıl? Hâlen bir yayın kuruluşunda yazdığınıza göre, hâlen Türkiye deki meseleleri dert ettiğinize göre, eğer bildiklerinizi bu süzgeçte bizimle paylaşırsanız gerçekten memleketin ve tüm insanlığın hayrına bir şey olmuş olur. ERTUĞRUL ÖZKÖK Sayın Önder, isterseniz önce 12 Eylül meselesinden başlayalım: Siz benim, yazdığım hissiyatımı sorguluyorsunuz. Ben bugün değil, yarın değil, ölünceye kadar aynı hissiyatımı yazmaya devam edeceğim. Çünkü ben 12 Eylül öncesinde, çok sevdiğim arkadaşlarımı kaybettim, kendim iki üç defa ölümden döndüm. 12 Eylül darbesini öğrendiğimde CHP nin parti okulunda görevliydim, eğitim derslerine giriyordum ve partinin önünden her gün cenaze kaldırıyorduk. Çocuğumu almak üzere İzmir e giderken Varan otobüsüyle, sabah otobüs Bornova kavşağında durdu, otobüs şoförü radyoyu açtı. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Özür dilerim Sayın Özkök. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, anlatacağım onu da. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Hayır, bir saniye yine anlatın, ben sözünüzü kesmek anlamında değil Şu: Şununla birlikte anlatın: Bütün bunlar demokrasiye ara vermenin gerekçesi olabilir mi? ERTUĞRUL ÖZKÖK Bir dakika, onu da söyleyeceğim müsaade ederseniz. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Bundan çok daha fazlası bile olsa. ERTUĞRUL ÖZKÖK Müsaade ederseniz anlatayım onu da. Çok doğru soruyorsunuz, doğru söylüyorsunuz. Duyduğum andaki hissiyatımı kimseye sansürleme ihtiyacı duymadım kendim ve bugün de duymuyorum. Hissiyatım şuydu: Radyoda duyduğum anda Oh, hayatım kurtuldu. dedim. 30 saniye sonra Sen demokrat bir insansın, nasıl askeri bir darbeden Hayatım kurtuldu. diye sevinebilirsin? dedim. 30 saniye sonra Hayatım gene kurtuldu. dedim. Otobüsten indim, evime gittim - benim babam hayatı boyunca Demokrat Partili, Özalcı ve Süleyman Demirelci oldu- babam boynuma sarıldı Hayatın kurtuldu oğlum. dedi. Çünkü babamın matbaasını 2 defa bombalamışlardı. Bu hissiyatımı anlattım ve orada şunu söyledim Sivil toplum eğer kendisini kuvvetli hissetmezse, kuvvetli olmazsa, kendi sorunlarını çözmezse, biz bundan sonra da daha uzun yıllar Bu darbeleri desteklemek anlamında değil, bir saptama olarak söylüyorum ben bunu. Biz eğer güçlü olmazsak Şimdi bugün Türkiye de sivil toplum güçlenmeye başladı, bundan sonra darbe olmaz Türkiye de, bundan sonra olmaz artık. Ama o gün Türkiye de sivil toplum kuvvetli olsaydı, 5 bin tane sağ militanla 5 bin tane sol militana sokakları teslim etmeseydi, siyasi partilerin üyeleri anlatsalardı, Mecliste buna karşı hep birlikte bir irade oluşturulsaydı, biz 12 Eylül darbesini yaşamazdık." diyorum ben. Bu bir sosyolojik tespit, doğru veya yanlış, benim hissiyatım bu, samimi hissiyatım. Ama ben, aynı ben, 12 Eylül de Ecevit in yanına kendim gönüllü olarak gittim ve bir tek işim vardı, üniversitede öğretim görevlisiydim ve kaybetme tehlikesini göze alarak gittim ve başka hiçbir gelirim yoktu. Şimdi, onu da yapan benim ama ben bu hissiyatımı ve bu somut gözlemlerimi dile getirmezsem de kendimi aydın olarak Doğrusu şöyle de yapmak istemiyorum: Her hâlükârda darbeler kötüdür, hiçbir şekilde ben darbelerin gerisindeki sosyolojik gerçeklere bakmam. Şimdi ben sosyoloğum, ben böyle bakmıyorum, ben gerisine bakıyorum. BAŞKAN Çok şükür hayatım kurtuldu. sözü biraz bencilce bir söz değil mi? ERTUĞRUL ÖZKÖK Bencilce evet, evet.

14 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 14 BAŞKAN Hayatları kurtulmayan ve işkence altında ölen binlerce genç vardı bu ülkede. ERTUĞRUL ÖZKÖK Bencilce, evet bencilce ama ne yapayım, benim hayatım bu, benim hayatım bu. BAŞKAN Evet. Olaylara bakış açım sosyolojik. dediniz de ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır efendim, öyle demiyorum. BAŞKAN - sosyolojik olarak Türkiye 1 milyon gencin hayatının allak bullak olduğu bir darbeden söz ediyoruz, bilançomuz çok ağırdı. ERTUĞRUL ÖZKÖK Elbette, ama ben de 12 Eylül darbesine karşı mücadele ettiğimi anlatıyorum size, mücadele ettiğimi de anlatıyorum ama hissiyatımı da sizden saklayamam. Saklayabilirim de ideolojik olarak, bunun aksini de söyleyebilirim ama samimi olmam o zaman. Benden samimi olmamı bekliyorsanız benim hissiyatım böyle bir hissiyattı. Ben onu anlatmaya çalışıyorum size. BAŞKAN Bir tartışma konusu olsun diye söylemedim, sadece bir değerlendirme olarak söyledim. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, ikinci sorunuza geleyim isterseniz. Şimdi, bakın Bunlar nasıl geliyor? dediniz. Bunlar bugün nasıl geliyorsa hâlâ gazetelere, bize de öyle geliyor. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Biz bilmiyoruz, lütfen bunu açıklayınız. BAŞKAN Nasıl geliyor? ERTUĞRUL ÖZKÖK Balyoz davasının belgeleri nasıl geldi bir gazeteye? SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Valizle mi geldi size de? ERTUĞRUL ÖZKÖK Bize de geldi. Ben size bir şey söyleyeyim. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Valizle mi geldi? ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, ben bir şey söyleyeyim: Nazlı Ilıcak yazdı bunu, Nazlı Ilıcak Hanım yazısında çıkardı ortaya Bu bir andıçtır. dedi ve andıçta Genelkurmay Başkanlığında böyle bir şeyin olduğunu Nazlı Ilıcak ortaya koydu ve Genelkurmay Başkanlığı da kabul etti bunu. Yani nereden geldiği belli, ben değil, ben yazmadım bunu, ben çıkaramadım ortaya, Nazlı Ilıcak çıkardı ve yazdı. Ve yazdıktan sonra da ben 30 defa özür diledim, yapacağım bir şey yoktu. Şimdi, maalesef bu tür şeyler oluyor Türk basınında. Bizim için bunlar çok grur verici, sevindirici, övünç verici şeyler değil, gazetecilik başarıları değil. Ama size bir örnek vereyim: Siz diyorsunuz ki Oksimoron, bunlar yan yana gelir mi? diye. Peki ben size başka bir örnek vereyim: Bundan üç buçuk yıl önce bir gazetenin manşetinde, Ergenekon un medya ayağı diye bir çetele yayınlandı. Tuncay Güney diye bir kişinin el yazısıyla yazdığı bir çete. Bu çetenin başında Dinç Bilgin vardı, manşet olarak yayınlandı. Altında, Dinç Bilgin in yanında çalıştığı söylenen iki gazeteci vardı; Enis Berberoğlu ve Bekir Coşkun. Hürriyet te çalışıyorlardı. Yani yazan adam, daha bunların nerede çalıştığını bilmeyen bir insan. Onun altında Hüseyin Gülerce vardı. Bugün Zaman gazetesinin yazarı. Bir dakika ama dinleyin bakın yani oksimoronu anlatmak için ben size şey yapıyorum. Onun arkasında, altında Yeni Şafak gazetesinin genel yayın yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu vardı, en altta da benim ismim vardı. Şimdi, bu gazete, demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyen gazete bunu manşetten yayınladı medya ayağı diye, bizim isimlerimiz çıktı. Peki sormaz mı insan Ya Yeni Şafak gazetesinin genel yayın yönetmeniyle, Fethullah Gülen in sağ koluyla, Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni ve Bekir Coşkun aynı çete

15 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 15 içerisinde nasıl olur? diye sormaz mı? Bakın, aradan üç buçuk yıl geçti, bu ülkenin Millî İstihbarat Teşkilâtı bu belgeyi gerçekmiş gibi aldı, Genelkurmay Başkanlığına ve Başbakanlığa gönderdi, Başbakanlıktan da Ergenekon savcılığına gitti. Allah tan savcılar bunu ciddiye almadılar. Ve aradan üç buçuk yıl geçti, Ergenekon davalarını sonuçlanmak üzere. Biz neredeyiz o çetenin içerisinde? Yani bu işleyen gazetecilikteki yanlışlıkların kurbanı sadece zamanında bu yanlışlıkları yapanlar değil, bizler de şey yapıyoruz. Belgeler geliyor, bazen araştırma imkânınız olmuyor, bazen de geldiği kaynağa çok güveniyorsunuz. Maalesef. Yani bunu ben size bütün samimiyetimle anlatıyorum. Bakın, Selahattin Sadıkoğlu görevinden ayrıldı o belge ortaya çıktıktan sonra. Bilmiyorum niye ayrıldı, bununla alakası var mıydı yok muydu ama işini kaybetti. Yani bu olaylar aynen devam ediyor. Bakın, siz Andıç diyorsunuz. Geçen gün, Türkiye deki gazetelerin büyük bir bölümünde on tane genç çocuğun fotoğrafları çıktı yan yana, farkında mısınız? SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Elbette, demeç verdim onunla ilgili. BAŞKAN Evet. ERTUĞRUL ÖZKÖK Canlı bomba olarak geziyorlar. diye. Bu çocuklardan iki tanesi ertesi gün Adliye Sarayının önüne gitti ve Adliye Saray ında basın toplantısı yaptı Biz buradayız, polis nerede, bizi arayan? diye. Peki, bu çocuklar o arada vurulsaydı? Yani diyeceğim, bu komisyon bu işi yaparken elbette bunları ortaya koymalı. Gazeteciler açısından burada çıkarılacak çok ders var. Biz kendi açımızdan çıkardık yani ben elbette Andıç davasından kendi üzerime çıkan payı çıkardım. Gerçi artık benim gazetecilikte yöneticilik görevim yok, Allah a şükür de yok yani şu dönemde. Ama çıkardım o dersi, çıkardım. O arkadaşlarımı her gün görüyorum karşımda. Onun benim vicdanımda bıraktığı yarayı Hiçbir komisyon hiçbir şey daha fazla bir acı veremez bana, veriyor onu. Ama diyeceğim, böyle bir komisyon çalışma yaptığı zaman, bu komisyonun sonunda gerçekten bu uygulamaların hâlâ yürümekte olduğunu ve bir gazetecilik pratiği olarak kabul edildiğini de görmeliyiz biz. Maalesef mesleğimizin bu yanları da var ama bunlardan ders alıyoruz elbette, elbette alıyoruz. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) İşte, bize yardımcı olursanız bu konuda. ERTUĞRUL ÖZKÖK İşte, söylüyorum ben, yani ben şimdi SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Genelkurmaydan mı gelmişti Sayın Özkök? ERTUĞRUL ÖZKÖK Ben bilmiyorum nereden geldiğini. Fakat daha sonraki gelişmelerden, haberin kaynağı çıktı zaten ortaya, Genelkurmay Başkanlığında bir andıç hazırlanmış. Bir ihtimal, yani bilmiyorum ben ama o andıçın çerçevesinde geldiğini tahmin ediyorum. Çünkü ben, genel yayın yönetmeni olarak, haber kaynaklarıyla direkt teması olan bir insan değilim. Bana haberler gelir, güvenilir bir kaynaksa güvenilir kaynaktan ben haberimi yapıyorum. O gün güvenilir bir kaynak olarak görünüyordu. PKK nın yöneticilerinden bir tanesinin söylediği laflar gibi görünüyordu. Doğru, şimdi geriye baktığım zaman değerlendirmek daha kolay. Geriye baktığım zaman ben, başka bazı şeyler de var Bugün olsa öyle yapmazdım. diye baktığım ama geçmiş geçmiştir artık, o kaldı orada. BAŞKAN Evet, AHMET TOPTAŞ Bey, buyurun. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Sayın Özkök, kısa kısa birkaç soru soracağım. Önce, biraz önce komisyon üyesi arkadaşlarımdan birisi, siz gelmeden önce Fatih Çekirge ye bir soru sordu. Selçuk Özdağ arkadaşımız dedi ki: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu yla, Aydın Doğan a gittik sizin medya grubunun sahibi Aydın Doğan- RTÜK bize dedi ki RTÜK yasası nı çıkarın, sizi Türk dünyasının lideri yapayım. ERTUĞRUL ÖZKÖK Kim diyor bunu? Söyleyen kim? AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Aydın Doğan

16 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 16 ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, söyleyen kim bunu ama? AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Selçuk Özdağ, komisyon üyemiz. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) AK PARTİ Milletvekili. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Evet, AKP Milletvekili. BAŞKAN AK PARTİ Milletvekili. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Efendim, siz öyle söylüyorsunuz. Müsaade edin efendim ben de kendi deyişimle söyleyeyim. Yani illa sizin gibi söylemek zorunda değilim. BAŞKAN Mizah yapıyorum Ahmet Bey, yapmayın, siyasi takılmalar bunlar. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Evet. Selçuk Özdağ, bir anısını anlattı, dedi ki Aydın Doğan bizimle görüşmek istedi -Muhsin Yazıcıoğlu yla, yani Büyük Birlik Partisinin Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Selçuk da o zaman Büyük Birlik Partisinde- kendisiyle görüşmeye gittik. Kendisiyle görüştüğümüz zaman bize RTÜK Yasası nı çıkarın, sizi Türk dünyasının lideri yapayım. dedi. Bundaki kastı, medya patronları ihaleye giremiyordu, yani bu yasa çıkarsa istediği şekilde, medya patronları da ihalelere girebilsin rahatça diye. Aydın Doğan a çok yakın bir insansınız. Aydın Doğan ın böyle bir talebini duydunuz mu?. Bir. İki: Şimdi, 28 Şubat sürecinde, bilim adamı kılığında televizyona çıkan bir çok kişi de Demokrasilerde demokrasiyi ortadan kaldırma hakkı da vardır. gibi beyanlarda bulunuyorlar. O zaman, rahmetli Erbakan ın Başbakanlıktaki konutunda, bana göre demokrasi inancı olmayan, yani demokrasi kültürüyle hiç alakası olmayan bazı şahısları ağırlamış olmasının, Demokrasilerde demokrasiyi ortadan kaldırma yetkisi, hakkı vardır. diyenlerin de olduğu bir ortamın toplumu rahatsız ettiği, olağanüstü şeyler düşünmesine yol açtığı insanların Dediniz ya, o zaman olağanüstü şeyler oluyordu. Olağanüstü şey gibi görüyor musunuz bunları? Mehmet Altan dün burada verdiği beyanında, alınan beyanında Hiç olmazsa 28 Şubat ta gazetede yazabiliyordum, şimdi onu da yazamıyorum. diyor. 28 Şubat ta akredite edilmemiş, akreditasyonu iptal edilmiş gazeteciler vardı. Şimdi de akreditasyonu iptal edilmiş gazeteciler olaylarıyla karşılaşıyoruz. Bu konularla ilgili değerlendirmede, yani darbe dönemleriyle, içinde bulunduğumuz durum arasında, sivillerin davranışlarından da bir sonuç çıkararak, darbelerin oluşmasına, darbelerin altyapısının hazırlanmasına çanak tutan sivil, iktidar ya da muhalefet, siyasetçi ya da bilim adamlarının bugün nerede varlık göstermeye başladığının farkında mısınız, izliyor musunuz? Yine, bir de, Türkiye nin ünlü gazetecilerinden birisiniz, her türlü haber kaynağının hemen hemen yoğunlaştığı büyük bir medya grubunun yöneticiliğini yaptınız uzun süre. Seferberlik Tetkik Dairesi, JİTEM, Özel Harp Dairesi, Türk Gladyosu gibi illegal örgütlenmelerle ilgili size her türlü bilgi geliyor, bu anlamda bilgiler geldi mi? Faili meçhullerle ilgili herhangi, şu ya da bu şekilde bilgi geldi mi size, bunları değerlendirdiniz mi? ERTUĞRUL ÖZKÖK Teşekkür ediyorum. Şimdi, RTÜK le ilgili meseleden başlayayım. Aydın Bey öbür gün burada olacak. Bence bu soruyu Aydın Bey in kendisine sormanız daha sağlıklı olur, daha sağlıklı bilgi verir. Ama benim bildiğim, tanıdığım Aydın Doğan böyle bir cümleyi telaffuz edecek bir insan değil. Tanıdığım Aydın Doğan. Bir bilgiye dayanmıyor bu söylediğim. Tanıdığım Aydın Doğan bu cümleyi sarf edecek bir insan değil. İkincisi, RTÜK konusundaki bizim görüşümüz belli. Biz RTÜK Kanunu nun değişmesini istiyorduk ve bunu da demokratik bir hak olarak bunun için çaba sarf ettik. Yani Aydın Bey size bu konuda daha iyi bilgi verir. RTÜK Kanunu nun o günkü hâlini eğer

17 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 17 görseydiniz, bugün Türkiye de şu anda çalışmakta olan televizyonların hiçbir tanesi faaliyette olamazdı. Zaten bugün Kanun un yeni hâlinden şikâyetçi olan da yok. Dolayısıyla, bizim o gün RTÜK ün değişmesi için verdiğimiz mücadele, bizim grubumuzun gerçekten samimi olarak, sahipleri kimse, o sahipler belli olsun amacıyla verdiği bir mücadeleydi. Ama dediğim gibi, bu soruyu Aydın Bey e sorun. Ben kendi yazdığım yazıları ben de yazılar yazdım- bu yazıları bu amaçla yazdım. Ama Aydın Bey size bu konuda çok samimi olarak daha iyi bilgiler verebilir. Şimdi, Demokrasilerde demokrasiyi ortadan kaldırma hakkı vardır. cümlesine ben inanmıyorum. Böyle bir hak yoktur diye düşünüyorum ben. Yalnız, o dönemde şu fikir savunuldu: Kendini savunan demokrasi kavramı tartışıldı, kendini savunan demokrasi. Ve bunu da Fransız anayasacılarına falan atfen şey yaptılar. Tabii ben demokrasilerin kendisini savunma fikrine yatkınım. Demokrasilerin kendisini savunması demek, demokrasinin savunulması demektir. O da nedir? Demokrasilerin iyi işlemesi için çoğulcu bir demokrasinin dengeleyici unsurlarının, yani Batılıların checks and balances dedikleri hem kontrol hem de dengeleyici unsurlarının olması gerektiği konusu, ben onu böyle anlıyorum. O soruya o şekilde cevap vereceğim. Mehmet Altan la ilgili şey, o onun tabii görüşü. Ama ben sadece şunu söyleyeyim: 28 Şubat sürecinde işini kaybeden gazeteci bir iki tane oldu, hapse giren gazeteci olmadı. Benim bildiğim, Ahmet Hakan yargılandı fakat tutuklu olarak yargılanmadı ve 28 Şubat döneminde beraat etti, onun dışında içeriye giren gazeteci olmadı. Ama bugün içeride gazeteciler var. Bu da bir somut bilgi yani benim size söylemem gerekmiyor bunu. Zaten bugün Avrupa Birliğinin ilerleme raporuna bakarsanız, bugünkü gazetelerde var, Avrupa Birliğinin ilerleme raporunda Türkiye ile ilgili eleştirileri, oradaki eleştiriler arasında bunlar da var. Dolayısıyla, bu dönemin değerlendirmesinin ben daha ileride yapılacağını düşünüyorum, o yüzden daha ileriye bırakmak lazım. Şimdi, size JİTEM falan gibi konularla ilgili samimi fikrimi söyleyeyim: Bakın, ben yirmi yıldır gazetecilik yaptım. Askerlerle ilişkim yoktu ve askerler de, size bütün kalbimle söylüyorum, tuğgeneral mi, orgeneral mi, tümgeneral mi hangisi daha yukarıdadır daha iki yıl önce öğrendim. Hayatım boyunca hiçbir kuvvet komutanının adını aşağı yukarı öğrenmedim, bilemedim yani, Genelkurmay başkanlarını bilirdim. O yüzden de Yüksek Askerî Şura yla ilgili haberler başlar, önüme gelirdi, hiçbir şey de anlamazdım, kim nereye yükselecek, o nereden gidecek, ne olacak falan hâlâ anlamazdım; JİTEM le ilgili bilgileri ben gazetelerde okudum. Benim bildiğim, bana ulaşmış bir somut bilgi yok, çok da ilgilenmedim açıkçası. Faili meçhullerle ilgili olarak hepimiz biliyor ki Türkiye de faili meçhuller oldu. Karanlık bir dönemi oldu Türkiye nin, faili meçhuller oldu ve bu arada bu faili meçhuller sırasında Türkiye çok kıymetli bazı evlatlarını da kaybetti yani bu da bir gerçek. Dolayısıyla, bu dönemin Türkiye de çok açıklıkla ortaya çıkarılmasının Türkiye de demokrasi açısından büyük faydası olacağına ve kesinlikle yapılması gerektiğine inanıyorum. Onun dışında, size söyleyebileceğim yani JİTEM le ilgili falan, bunun daha uzmanı olan gazeteciler var, kitaplar yazmış gazeteciler var, onlara sormak lazım bunları. Benim, dediğim gibi, gerçekten bilgim yok yani bu konularda. YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Teşekkür ediyoruz. Buyurun Sayın Öztürk. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Evet, Sayın Özkök, hoş geldiniz. ERTUĞRUL ÖZKÖK Hoş bulduk. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.

18 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 18 Ben gençliğimden beri sizin yazılarınızı okurum, özellikle altını çizerek okurum. Çoğu zaman kızmışımdır yazılarınıza. Çünkü ben sizin hep mevcut düzeni koruyan bir anlayışa hâkim olduğunuzu düşünürüm, bende de bıraktığınız iz budur. Demin konuşmanızda Bugünün değerlendirilmesi ileride olacaktır. dediniz az önce Sayın Topbaş ın sorusuna yanıt verirken. Bir de konuşmanızın bir arasında Allah a şükür ki şu dönemde gazete yöneticisi değilim. dediniz. Şimdi, bunlardan şöyle bir şey çıkarabilir miyiz? Benim sorduğum soruları kesinlikle yanıtlamama hakkınız da vardır, saygım vardır. Çünkü ben sizin bilgilerinizi ve gazeteciliğinizi sorgulama durumunda olan birisi değilim, öyle yaparsam kendime bir kere saygısızlık yapmış olabilirim. Ama sadece bugünün haksızlıklarına, hukuksuzluklarına karşı çıkmak için otuz yıl beklememiz mi gerekiyor? Örneğin, 12 Eylül 1980 de yaşanan acılara karşı çıkmak için bugün mü dile getirmek gerekiyor? Bunu ben sadece aşmak adına söylüyorum. Bugün de içinde bulunduğumuz bu döneme, demokratik kriterleri esas alırsak, Sayın Komisyon Başkanımızın söylediği gibi, demokratik kriterler açısından olağanüstü bir dönem diyebilir miyiz? Sizin son zamanlardaki yazılarınızda özellikle suya sabuna dokunmamaya özen gösteriyorsunuz, eskiden böyle değildiniz. Örneğin, 1 Mart 2003 tezkeresi sırasındaki yazılarınızı ben okuyordum, siyasi iktidarın ne kadar iyi şeyler yaptığını, ne kadar övdüğünüzü ve ona karşı çıkanları neredeyse vatan haini olacak kadar suçladığınızı ben biliyorum. Ama son zamanlarda özellikle, bu siyasi iktidarla Doğan Grubu arasında çatışmanın var olduğu söylendikten sonra sizin yazılarınızda suya sabuna dokunmama hâli görüyorum. Bu, bugünkü siyasi iktidarın basına, özellikle de Doğan Grubuna ve size herhangi bir yaptığı baskıdan mı kaynaklanmaktadır? Sizin, Doğan Grubundaki tüm görevlerinizden ayrılmak zorunda kalmanız bağışlayın beni, ben öyle diyorum, zorunda kalmanız- acaba Doğan Grubu ile siyasi iktidarın bugün bir çatışma içinde Veya dün, bugün var mı yok mu bilmiyorum, varsa onu da söyleyin. Bu çatışma sona ermiş midir, bu ilişkiler düzelmiş midir, normalleşmiş midir bilemiyorum ama bir an vardı, hatta o vergiler falan Sizin Doğan Grubundan ayrılmanızın nedeni bu mudur? Yine, siyasi iktidara övgü düzmeyen kimi yazarların Hürriyet gazetesinden sizin başında bulunduğunuz dönemde kovulmasının nedeni nedir? Bunlar gerçekten liyakatsiz insanlar mıydı, gazeteciliği bilmedikleri için mi şey yaptılar? Özellikle o dönemde çıkan yazılarda sizin bu olaylara da taraf olduğunuz Adınız karıştı. Örneğin Emin Çölaşan ın Hürriyet ten ayrılmasında, örneğin Bekir Coşkun un ayrılmasında, yine sanıyorum Ferai Tınç ın ayrılmasında bu tip olayların olduğu basında yazıldı çizildi. Bu kriterlere baktığımız zaman Bizim komisyonumuzun görevi sadece Sayın Başkanımızın belirttiği gibi- 60 ihtilali, 12 Mart, 12 Eylül ya da 27 Nisan, 28 Şubat ı yargılamak değildir. Komisyonumuzun tam adına bakarsanız komisyonumuzun ne olduğu çok açıktır o konuda. Demokrasiyi işlevsiz kılan tüm süreç, neyse girişimler, onların yargılanmasıdır. Bugün de gerçekten BAŞKAN Yargılamak değil. Bu cümleler tutanaklara bu şekilde geçmesin. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Düzeltiyorum; yani demokrasiyi işlevsiz kılan tüm girişimlerin araştırılması ve tespit edilmesidir. Zaten komisyonun tabii ki şeysi yok. Ben bunları merak ediyorum. Yani dünden ders çıkartıp gerçekten bugünü daha düzenli yaşamak, daha demokratik bir anlayış içerisinde yaşamak için bugünkü bu yapılan haksızlıklara niye karşı çıkmıyoruz? Ben niye sizin suya sabuna dokunmadan yazı yazdığınızı doğrusu çok merak ediyorum. Yani, eski Ertuğrul Özkök yok benim gözümde, ben devam ediyorum sizi izlemeye.

19 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 19 Ben teşekkür ediyorum. Bunları ben şey yapıyorum. Dediğim gibi, o yazarların oradan ayrılmasının altındaki gerçek nedenler nelerdir? Teşekkür ediyorum. ERTUĞRUL ÖZKÖK Sayın Milletvekilim, isterseniz bu sorularınızın bazılarına çok samimi, bazılarını da geçiştirerek cevap vereyim. Şimdi, ben hayatım boyunca iki askerî darbe, bir ara dönem, bir de yoğunluk açısından olağanüstü diye değerlendirdiğim bir dönemi yaşadım. Bunların bir tanesini gazeteci olarak yaşadım, 28 Şubat dönemini, öbürlerini de bir ortaokul öğrencisi, bir üniversite öğrencisi olarak yaşadım, bir de üniversite öğretim üyesi olarak yaşadım. Şimdi, tabii ki son yıllarda zamanın ruhu diye bir kavram ortaya attım. Bu zamanın ruhunun kendine ait kuralları var. Şimdi, 27 Mayıs askerî darbesinden önce Hükûmete muhalefet eden, şiddetle muhalefet eden gazeteciler o dönemde basın özgürlüğü kahramanı olarak değerlendirildiler ve bunların bir bölümü askerî darbeden sonra dünyanın en ünlü gazetecilik kuruluşlarının yönetim kurullarına girdiler çünkü zaman öyle bir zamandı. Eğer o günlerde yazılan bazı yazılara bakarsanız, bugün o yazıları yazsak içimizden biri, mahkemelere falan lüzum yok, çalıştığımız gazetelerde bir gün duramayız biz. Ama o günün şeyleri içerisinde onlar normaldi. Onların bir kısmı daha sonra çok demokrat insanlar oldu. O yüzden örnek vermiyorum size çünkü değişebilir, insan değişiyor. 12 Eylül döneminde, eğer arşivlere girerseniz, gazetelerin bir darbeye hazırlık yaptığı gibi bir inancınız varsa haberleri vererek, 12 Eylül öncesinde atılan manşetlerin her biri 12 Eylül ün gerekçesi olarak da değerlendirilebilir. Çünkü çok ünlü bir profesör öldürüldüğü zaman manşetti. Bedrettin Cömert benim evimin 300 metre ilerisinde öldürüldüğü zaman, benim de adımın bulunduğu bir ölüm listesinin altıncı sırasında ismi geçerek ve bundan bir hafta sonra öldürüldüğü zaman manşet oldu, Profesör Orhan Tütengül öldüğü zaman, Gün Sazak öldüğü zaman manşet oldu. Şimdi, bugün geriye baktığınız zaman, gazeteler bu haberleri verdiği için askerî darbeye zemin hazırlığı diye değerlendirme yaparsak bu bence haksızlık olur. Çünkü gazeteler haberleri verdiler, biz de brifingleri verdik. Brifingde komutan çıktı, dedi ki Bizim elimizde İç Hizmet Kanununun Kaçıncı, şimdi unuttum. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) 35 inci. ERTUĞRUL ÖZKÖK 35 inci maddesi var. dedi ve Bu 35 inci maddesi gereğince biz silah kullanabiliriz. dedi ve bana, ben onu manşet yaptığım için yıllarca hesap soruldu. Halbuki o manşeti hatırlıyoruz biz. Başkaları muhtıra diye verdi, herkes manşet yaptı onu, ben daha çarpıcı bir yerinden verdiğim için Şimdi o kanunun maddesi hâlâ yürürlükte. Bugün gene dese onu bir komutan, bugün gene manşet olabilir. Çünkü dediğim gibi, bu kanun devletin kanununu hatırlattı orada. İyi niyetle hatırlattı, kötü niyetle hatırlattı onu tartışmıyorum. Ben haber olarak bakıyorum. Şimdi, 12 Eylül dönemindeki gazetelerin manşetlerine, o sırada yazılan yazılara Huzur Namlunun Ucunda manşetlerine baktığınız zaman, o dönemin esprisi oydu ve oradan çıkan askerî darbenin yaptığı anayasaya bu halkın yüzde 92 si evet oyu verdi, zamanın ruhu böyle çalıştı. Bugün artık öyle değil. Bugün geriye baktığımız zaman, artık Türkiye Allah a şükür o dönemleri yaşamayacak bir zihniyet noktasına geldi. Şimdi, bugüne, sizin sorduğunuz soruya gelirsek. İkinci sorunuz galiba Niye atıldı şeyler? diye. Evet, Emin Çölaşan ın işine biz son verdik, bunu defalarca anlattım. Çünkü Emin Çölaşan la gazetecilik anlayışı üzerinde ciddi farklılıklarımız vardı. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben örnek olarak verdim ERTUĞRUL ÖZKÖK Hayır, ama ben bazı Ben de şey yapıyorum size.

20 Komisyon : (10/236) Giriş :17.30 Tarih : 3/10/2012 Grup : Gökçen Sayfa : 20 Bekir Coşkun un işine biz son vermedik, Bekir Coşkun kendisi ayrıldı. Hatta Bekir Coşkun un ayrılacağı gün Aydın Doğan ın kızıyla ben arabaya bindik, Ayvalık ta Bekir Coşkun un evine gidip onu ikna etmeye çalışmak için yola çıktık ve yoldan geriye döndük. Bekir Coşkun un işine biz son vermedik, Emin Çölaşan ın işine biz son verdik. Şimdi, gazetelerin, çalışanların işine son vermeleri Türkiye de ne ilktir ne de son olacaktır. Bu dönemde o döneme göre çok daha fazla gazetecinin işine son verildi. Ben bunları tartışamam. Şundan dolayı ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Siyasi baskı var mı ben onu öğrenmek istedim. Tabii ki verilebilir. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi, bakın, diyorsunuz ki bana Niye sudan, şeyden yazılar yazıyorsunuz? Samimi söylüyorum, artık yoruldum, yoruldum artık. Hayatımı yaşıyorum, geziyorum. İzmir in Kahramanlar Mahallesi nden çıktım, Allah bana bu imkânları verdi. Hayatımın bu kısmında keyfini yaşamak istiyorum. Sorumluluk taşımak istemiyorum. Bunu eleştirebilirsiniz de, yerden yere de vurabilirsiniz ama şu andaki durumum budur. Bu dönemle ilgili değerlendirmeyi ben yapmak istemiyorum. Bu dönemin değerlendirilmesini, bugün Avrupa Birliğinin ilerleme raporuna bakarsanız orada değerlendirme Yani benim yapmamın bir manası olmaz. Beni taraf olarak görebilirsiniz, Hürriyet gazetesinin, Hükûmetle vergi sorunları yaşamış bir grubun eski bir yöneticisi olarak AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Yok canım, uzlaşıldı, taraf değilsiniz artık yani o konuda, öyle bir derdiniz yok. ERTUĞRUL ÖZKÖK Yani, o konuda ben şey değilim ama bu konuda Avrupa Birliği İlerleme Raporu na bakarsanız Türkiye yle ilgili tablonun ne olduğu görülür ama benim hissiyatım şudur ki BAŞKAN Gündemimize gelelim mümkünse. ERTUĞRUL ÖZKÖK Gazetecilikle ilgili, bu sorguladığımız dönemle ilgili yapılan hataların çok büyük bölümü bu dönemde de yapılıyor. Size çok basit bir örnek vereyim. Belki ismini unuttuk, Ali Tatar diye bir yarbay, bu yarbay da şimdi Bu dönemde, demokratikleşme hem de amacıyla manşetler atıldı, dendi ki: Uyuşturucu kaçakçısı, dendi ki Bilmem ne darbe planında altında ıslak imzası var., dendi ki Karısının başka birisiyle ilişkisi var. Adamcağız kafasına sıktı ve gitti. Ondan sonra ortaya çıktı ki, uyuşturucu kaçakçılığıyla ilişkisi yok, ıslak imza ona ait değil, karısıyla ilgili böyle bir şey yok, olsa da kimseyi ilgilendirmez. Dolayısıyla bu da bu dönemin arızası. Ben kimseyi suçlamıyorum. Bakın, haber kaynaklarıyla ilişkilerimiz açısından bizim bir arıza var ama bu arıza sadece Türk basınında yok, bu arıza Batı da da var. İşte, size New York Times örneğini verdim ve bir savaşa yol açtı o yani bir savaşa giden, İkinci Körfez Savaşı nın arkasında Amerikan halkının, kamuoyunun oluşmasında New York Times ın ve öbür gazetelerin bu belgelerle ilgili yaptığı yayınların etkisi oldu. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Ama devletin referansıyla yaptıkları yayınlar olarak biliyoruz bunları. ERTUĞRUL ÖZKÖK Ben de onu anlatmaya çalışıyorum yani devletin. Şimdi bakın BAŞKAN O organizasyona AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Gazete kendi yazıp da savaşa yol açmıyor yani. Amerika Devleti BAŞKAN Biz de o organizasyona itiraz ediyoruz yani Basın bu mu olmalı? diye. ERTUĞRUL ÖZKÖK Şimdi bakın, ben de onu diyorum. Burada bence basın bu olmamalı ama devlet de bu olmamalı.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı - 'Büyük haber gazetecinin ayağına gelmezse o büyük haberin ayağına nasıl gider? - Söz ağzınızdan bir kez kaçınca rica minnet yemin nasıl işe yaramaz? - Samimi bir itiraf nasıl harakiri ye dönüştü? - Evren

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır Baki olan Rabbimiz ve davamızdır Eylül 26, 2014-2:33:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yine böyle bir şölenle inşallah, bir gün biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bana tevdi ettiği bu görevi bir başka kardeşimize

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın

Detaylı

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin Çalışan Gazeteciler Günü nde Bodrum da görev yapan gazeteciler Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon un Trafo Bodrum da düzenlediği

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015 Türkiye Cezasızlık Araştırması Mart 2015 İçerik Araştırma Planı Amaç Yöntem Görüşmecilerin Dağılımı Araştırma Sonuçları Basın ve ifade özgürlüğünü koruyan yasalar Türkiye medyasında sansür / oto-sansür

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983 - Turgut Sunalp'e seçim kaybettiren medya kazası - Gaffur'a Vakit zulmü Ve - İki ayrı "KANATLI" kaza RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı * * * Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum. Türkiye deki en büyük emek israflarından birisi İngilizce öğreniminde gerçekleşiyor. Çevremde çok insan biliyorum, yıllarca İngilizce öğrenmek için vakit harcamış, ama hep yanlış yerlerde harcamış. Bu

Detaylı

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN Muğla Gazeteciler Cemiyeti 12. Seçimli Genel Kurulu Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezinde gerçekleşti. 23 yıldır cemiyet başkanlığını yürüten duayen gazeteci

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ 02.04.17 Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlarım, Sayın Valim, Milletvekillerim, Büyükşehir Belediyesi Başkanım, İş ve Siyaset Dünyasının,

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Kasım 09, 2013-11:57:28 anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez" dedi. anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez, bunun teminatı AK Parti ve AK Parti hükümetleridir"

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı Komisyon : (10/236) Giriş : 18.15 Tarih : 05/10/2012 Grup : Kadriye Sayfa : 1 BAŞKAN Sayın Ciner Komisyonumuza hoş geldiniz. Öncelikle, Komisyonumuz hakkında kısa bir bilgi vermek, görevimizin çerçevesini

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: Temmuz 03, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'ın düzenlediği basın toplantısının tam

Detaylı

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir.

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Sayın Yargıç, Ben bir yazarım. Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Siyasilerin, savcıların, yargıçların günün koşullarına göre değişip duran arzularına uyarak düşüncelerimi,

Detaylı

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım. Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım. Cenaze namazıyla yapılan cenaze törenine bir kere daha canım sıkıldı da diyemeyeceğim Devrimcilerin bu türlü davranışlarına alıştık

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ 9 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen seçimler ile Bodrum Şöförler ve Otomobilciler Esnaf Odası başkanı seçilen Hasan Kablı, Aytekin Çanakcı dan

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

Üç nesil Anneler Günü

Üç nesil Anneler Günü Üç nesil Anneler Günü Mayıs 10, 2015-11:45:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar, siyasete başladığında 1,5 yaşında olan ve adeta "parti içinde büyüyen" 15 yaşındaki kızı Ayşe ve her zaman kendisine

Detaylı

Şöyle ki ; Etnik köken olsaydı Bir şiir yüzünden yere düşen yiğidi %85 oy ve Üç Millet Vekili ile Parlamentoya gönderilmezdi,

Şöyle ki ; Etnik köken olsaydı Bir şiir yüzünden yere düşen yiğidi %85 oy ve Üç Millet Vekili ile Parlamentoya gönderilmezdi, BELEDİYEDE II.SELİM DÖNEMİ Merhabalar ;Bildiğiniz gibi genelde mali konularda yazılar yazarak sizleri bilgilendirmekteyim Ancak;Bu günkü konumu siyasi içerikli olarak yerel seçim sonuçlarına ayırdım, Öncelikle

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ 15 TEMMUZ DARBE GIRIŞIMININ İSLAM COĞRAFYASINDA YANSIMALARI KONFERANSI 24-26 Ağustos 2016 Kütahya gesam.dpu.edu.tr 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ Araz ASLANLI 1 Türkiye Cumhuriyeti 15-16

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz

Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz Adalet ve Kalkınma Partisi Bodrum İlçe Başkanlığı, Aralık ayı danışma toplantını gerçekleştirdi. Toplantıya katılan Ak Parti

Detaylı

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK L o g o Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK Değişim İhtiyacını Ortaya Çıkarma Farkındalık Karar Problem Çözümü Eylem Destek ve Güçlendirme 2 Farkındalık: Bu aşamada merakı

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015 Türkiye Cezasızlık Araştırması Mart 2015 İçerik Araştırma Planı Amaç Yöntem Görüşmecilerin Dağılımı Araştırma Sonuçları Basın ve ifade özgürlüğünü koruyan yasalar Türkiye medyasında sansür / oto-sansür

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ, ΙΑ ΒΙΟΥ ΜΑΘΗΣΗΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Eğitim, Hayatboyu Öğrenme ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri

Detaylı

ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 1 40. KARADENİZ ODA BAŞKANLARI TOPLANTISI ORDU MALİ MÜŞAVİRLER ODASI EV SAHİPLİĞİNDE 29-30 HAZİRAN TARİHLERİNDE ORDU DA YAPILDI. Ordu'da düzenlenen ve mesleki

Detaylı

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı? Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Amerika Başkanı Donald Trump ilk kez Beyaz Saray'da biraraya geldi. 22.05.2017 / 10:49 Washington Türk-Amerikan

Detaylı

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu - Aman ormancı, yaman ormancı Bıraktın bizde derin bir acı - Dua ile bisiklet gider mi?... - Özbek Paşa'dan AKP falı... Ve - Bush'tan "beni kimse sevmiyor" sendromu RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender

Detaylı

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, ilçede görev yapan 128 mahalle muhtarıyla bir araya gelerek 2014 ün değerlendirmesini yaptı. Geride kalan yılı birbirinden güzel

Detaylı

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar Gençlere anlatacaklar BEŞİKTAŞ Belediyesi genç girişimciler için başlattığı projesi ile eğitimde çalışmalarını sürdürüyor. Genç girişimciler için düzenlenen seminer etkinliklerinde etkinliğe katılacaklara

Detaylı

'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım'

'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım' On5yirmi5.com 'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım' İroni dolu yazıları, aykırı çıkışları ile bilinen gazeteci Fikri Akyüz le uzun soluklu bir söyleşi yaptık. Yayın Tarihi : 20 Nisan 2010 Salı (oluşturma :

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor

Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor Necdet Özel, görev yaptığı dönemde en fazla Gülen örgütü mensubu subayın generalliği yükseldiği dönemin genelkurmay başkanı... 12.08.2016 / 10:27 Eski Genelkurmay

Detaylı

CESUR ÖNCEL CESUR SİYASET VERDİĞİNİZ SÖZLERİ TUTARSANIZ

CESUR ÖNCEL CESUR SİYASET VERDİĞİNİZ SÖZLERİ TUTARSANIZ CESUR ÖNCEL CESUR SİYASET VERDİĞİNİZ SÖZLERİ TUTARSANIZ OLUR Cesur Öncel, Bodrum CHP İlçe Başkanlığının Çarşı binasında kalabalık bir katılımcı grubun karşısında CHP Bodrum İlçe Başkan adaylığını açıkladı.

Detaylı

AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor?

AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor? AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor? AKP'li başkan Hz. Muhammed in nüfus cüzdanını çıkarttı. Tayyip adını çocuklarının arasına koydu. 9 Ekim 2012 AKP li başkan, peygamberi

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! 11.11.2014 Salı İzmir Basın Gündemi O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! Kazım Erkmen Daha dün gibi hatırlıyorum, İzmirlilerin Yeşilyurt Devlet Hastanesi diye bildikleri o Hatay daki hastanenin Başhekimliği ne

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp

Detaylı

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki Gazeteciler Günü Trafo da Kutlandı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Bodrum da görev yapan gazetecilerle Trafo Bodrum

Detaylı

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin CHP İl Kongresine katılarak bir konuşma

Detaylı

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Eylül 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Yenişehir İlçesi CHP Belediye Başkanı aday

Detaylı

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi Oktay Ekşi, katledilişinin 28. yılında Çetin Emeç'i Aydınlık'a anlattı: Çetin Emeç, Erol Simavi ve ben suikast listesindeydik. Çetin,

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar? İSTANBUL TOKAT PAZARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI CENGİZ ÇEVİK DERNEK OLARAK DAĞITTIĞIMIZ KİŞİSEL GELİŞİM DERGİLERİ ÖĞRENCİLERİMİZDE İNANILMAZ GELİŞMELERE SEBEP OLMUŞ 2014 YILINDA 10.000 KİŞİSEL GELİŞİM

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK 5.sınıf öğrencileriyle Karşılıksız İyilik Yapmak ne demektir? sorusu üzerine sınıfta beyin

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Bu haftaki yazımızda, iki medya karşılaşmasında, bürokratların kendilerini star gibi hissetmemesinin etkilerini değerlendireceğiz

Bu haftaki yazımızda, iki medya karşılaşmasında, bürokratların kendilerini star gibi hissetmemesinin etkilerini değerlendireceğiz - Starız, starsınız, starlar FED Başkanı Bernanke, nasıl star olduğunu anladı? THY Genel Müdürü ise rötar yaptı - Fransa daki Rolex krizi - Siyasette bel altı vuruşlara karşı, yakın tarihten çarpıcı bir

Detaylı

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201 4/28/11 12:14 PM Page 201 PARALEL OTURUM I SORULAR VE CEVAPLAR 5 soru-cevap:layout 1 201 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 202 202 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 203 IX. türkiye

Detaylı

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü On5yirmi5.com KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü Kaç gündür bir 'vitamin' sorusudur gidiyor. İşte geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS sorularında yer alan 'vitamin' sorusu ve çözümü... Yayın

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu B.B. Bodrumspor ile Ortakent Yahşi mahallesinde bulunan Bimeks Teknoloji Mağazaları arasında sponsorluk anlaşması yapıldı. B.B. Bodrumspor un Gümbet Mahallesinde

Detaylı

Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi. Copyright 2012 Etiya All Rights Reserved

Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi. Copyright 2012 Etiya All Rights Reserved Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi Ajanda Analiz Özeti Türkiye nin 1 Haftalık Kelime Bulutu Türkiye nin 1 Haftalık Hashtag Bulutu En Çok Retweet Alanlar Gün

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı

Detaylı

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi 6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri

Detaylı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de 22.11.2017-22:35 Son Güncelleme: 22.11.2017-22:35 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, 2019 a giden yolda dava uğruna daha fazla mücadele edeceğiz

Detaylı

Ördek Davranış - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Ördek Davranış - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Güzel bir atasözümüz var: Çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yerde görünme. Yurdumuzun dört bir köşesinden seminer talepleri gelince, hayır, gelemem demek şöyle dursun; uygun olduğumuz her durumda

Detaylı

CAN ATAKLI SAAT SAAT AÇIKLADI...

CAN ATAKLI SAAT SAAT AÇIKLADI... CAN ATAKLI SAAT SAAT AÇIKLADI... Gazeteci Can Ataklı darbe gecesini aydınlatmaya kararlı. Ataklı yine flaş değerlendirmelerde bulundu. Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu 'Türkiye'nin Nabzı'

Detaylı

Đsmail Hilmi Adıgüzel

Đsmail Hilmi Adıgüzel Đsmail Hilmi Adıgüzel Gençlik Platformu / Kurcu Başkan Marka Yönetimi Derneği / Yönetim Kurulu Üyesi Türkiye Fotoğraf Gönüllüleri / Genel Koordinatör Đnternet Medya ve Bilişim Federasyonu / Yönetici Gravga

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10 Gül, ABD ile hizmet sözleşmesi yapmıştır İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün Ankara da bir basın toplantısı düzenledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı

Detaylı

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart! On5yirmi5.com Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart! Üniversitelerin açılmasıyla birlikte geçen hafta İstanbul Polisi, Beyazıt ve Beşiktaş'ta bir dizi korsan fotokopi baskını gerçekleştirildi.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ /CHP içindeki Brütüsleri soran Ertuğrul Akbay a Kemal Kılıçdaroğlu bu cevabı verdi: Benim tek güvencem partililerim ve halkım. Tarih : 05.01.2012 Partililerim ve halkım bana sahip çıkıyor diyen

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10 Bir Gencin Eroin Kullandığı Nasıl Anlaşılır? Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Klinikleri nde Şef Yardımcısı Doç. Dr. Özkan Pektaş a bu soruyu sorduğumda söze şöyle başladı: Daha kırık kırık, çatallı,

Detaylı