6 Yıl yattıktan sonra ceza evinden çıkan Tuncay Özkan, Yavuz Atalay a konuştu AKP Lİ VEKİL BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİ

Transkript

1 SAYFA 1 6 Yıl yattıktan sonra ceza evinden çıkan Tuncay Özkan, Yavuz Atalay a konuştu AKP Lİ VEKİL BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİ Yavuz bunu ilk defa sana söylüyorum Ülke uçurumdan aşağı gidiyor, diyen Özkan; Ben başbakan olsaydım, bana yapılanların yapılmasına müsaade etmezdim dedi. Kemal Kılıçdaroğlu nun kendisini aramadığını da sözlerine ekleyen başarılı gazeteci Özkan, şunları söyledi: Arasaydı iyi olurdu. Ama kırgın değilim. Saygı duymak gerekir. GARDİYANLARA, BUNLARA GİRİŞİN (DÖVÜN) TALIMATI VERDİLER KANDIRILDIKLARINI SÖYLEYEN MEHMET METİNER HELALLİK İSTEDİ YEREL SEÇİMLERDE AK PARTİ YÜZDE 38 İN ALTINA DÜŞECEK Sondakika gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulunan Tuncay Özkan, gardiyanların kendilerine çok iyi davrandığını hatta gardiyanlara bunlara girişin talimatı gelmesine rağmen gardiyanyarın bunu uygulamadığını dile getirdi. Ceza evinden çıktıktan sonra Milletvekili Mehmet Metiner in kendisini aradığını söyleyen Özkan, Metiner in kendisine; Bizi kandırdılar. İçerdekilerden bazıları masum. Sende bunlardansın. Hakkını helal et dediğini söyledi Yerel seçimlerle ilgili AK Parti nin durumuna ilişkin sorumuzu yantlayan Özkan, AK Parti kesinlikle yüzde 38 in altına düşecek. Buna yürekten inanıyorum. 31 Mart sabahı herkes AK Parti nin düştüğünü görecek dedi. S.7 Röportaj Yavuz ATALAY 26 Mart 2014 Çarşamba YILDIRIM çarptı İzmir'in paraya değil bana ihtiyacı var! AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, İzmir de 500 bine yakın engelli olmasına rağmen, kentin engellilere dönük altyapı ve erişim olanaklarının yetersiz olduğunu söyledi. Yıldırım, Bu sorunları çözmek için çok büyük paralar ve projeler gerekmiyor. Bunlar büyük işler değil. İş başına gelirsek bu şehirde engelli ya da engelsiz, sorunlardan bezmiş olan hemşehrilerimizi 5 yıl içinde rahata kavuşturacağız dedi. devamı 6 da Abdullah Lelik yazdı TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA SAHİP ÇIKALIM >> 9 da Gözler Vali Toprak ta İzmir İl Genel Meclisi Olağanüstü toplanarak Karaburun da kurulmak istenen Rüzgar Enerji Santrallerini (RES) ret ederek yörede yaşayan halka destek oldu. Emsal sayılabilecek karar doğrultusunda, gelecek olası başvuruların da önü kapanırken, yarımada içerisinde yapılması planlanan RES ler için, İl Özel İdaresi nin kapanması ile birlikte yetkili makam İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olacak. devamı 8 de hizmet gecikti! Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi ni ziyaret eden Başkan Aziz Kocaoğlu, ilçeye 3 yıl içinde tramvay, ardından da metronun geleceği müjdesini verdi. Kocaoğlu, Hükümet yüzünden işe geç başladık dedi Yeni açılan yollar, kavşaklar, alt ve üst geçitlerle önemli yatırımlara imza attıklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Uçanyol diye tabir edilen Homeros Bulvarı nın önce Otogar a, oradan da çevre yoluna bağlanması için 2 k- ilometrelik viyadük planladıklarını belirtti. Bunun için 100 milyon liralık kamulaştırma yapacaklarını ve toplam 200 milyon liralık yatırımla Buca nın ve Karabağlar ın önemli bir kısmını Ankara Caddesi ne sokmayacak bir ana arter açacaklarını söyledi. Başkan Kocaoğlu, Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi nin çevre yoluna bağlanması konusu üzerinde çalıştıklarını da söyledi. Buca tramvayını daha öne hayata geçirmek istediklerini ancak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın biz yapacağız demesi ve sonrasında projesi yoktu, ondan yapamadık açıklamaları üzerine zaman kaybettiklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Buca tramvayının i- halesine hemen çıkacaklarını, metronun da projesini hazırlayacaklarını söyledi. Buca nın tramvayını 3 yıl içinde yapacaklarını belirten Başkan Kocaoğlu, metro çalışmalarının ise Yeşildere nin altından geçileceği için daha uzun süreceğini ifade etti. BE- GOS Başkanı Yaykıran,Kocaoğlu na teşekkür plaketi verdi. 9 da AB out, Asya in Türkiye'den yurt dışına yapılan seyahatler son 10 yılda iki katından fazla arttı. TÜİK verilerine göre, 2003 yılında 3,6 milyon kişi yurt dışına çıkarken, bu sayı geçen yıl 8 milyonu aştı. Yurt dışında Türk vatandaşlarının geçen yıl en fazla seyahat ettiği bölge Batı Asya ülkeleri olurken, Gürcistan 1 milyon 164 bin 100 kişiyle en fazla tercih edilen ülke konumunda bulunuyor. devamı 16 da Akrep savar" evler yeni sezona hazır! Muğla'nın Bodrum ilçesinde iki katlı olarak tasarlanan, pencere ve kapıları akrep gibi haşerelerin "ateş" olarak gördüğüne inanılan mavi renkle boyanan beyaz evlerde turizm sezonu için son hazırlıklar yapılıyor. Mimarlar O- dası Bodrum Temsilciliği Dönem Başkanı Başkanı Erdoğan, "Söve taşları çivit mavisine boyanır. Mavi rengin akrepleri kovduğu söylenir. Bütün Akdeniz mimarisi böyle dedi. 11 de Denizli'den 50 bin ceviz fidanı Denizli'de fidan üreticisi Kamil Okyaz, bir ihracatçı müşterisi için kurduğu ceviz bahçesinin İspanyollarca beğenilmesi üzerine, İspanya'ya ceviz fidanı ihraç etmeye başladı. Okyaz, 1985'ten beri fidan, 1990'lı yıllardan itibaren sertifikalı meyve fidanı ürettiklerini, 2000'li yılların başında yıllık bin olan kapasitelerini 500 bine çıkardıklarını söyledi. 16 da Nakilde iyi bağışta kötüyüz Bağış konusunda Avrupa'nın çok gerisinde olduğumuzu söyleyen Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Soysal, "Kök hücre nakil sayısı 2012 yılında toplam 2 bin 500'ü aşmıştır yılının sadece ilk 6 ayında bin 500'e yakın nakil gerçekleşmiştir. Bundan 10 yıl önce 300 nakil yapılırken, şu an yılda 3 bin nakil yapıyoruz, ancak yeterli değil" şeklinde konuştu. 16 da Hizmet engel tanımadı İzmir Büyükşehir Belediyesi, akülü sandalye kullanan ortopedik engelliler için metro istasyonlarında şarj noktaları kurdu 7-8 saatlik şarj süresini 1 saate indiren istasyonlar, engelliler tarafından çok beğenildi. Şarj istasyonlarının kendilerine büyük kolaylık sağladığını belirten ortopedik engelli Gürbüz Koçak, Daha önce dükkanlardan tekerlekli sandalyelerimizin akülerini şarj etmek için yardım istiyorduk. Şarj süresi 7-8 saati bulduğu için zorlanıyorduk. Şimdi 1 saatte şarj edip istediğimiz yere gidiyoruz. Ulaşım ve seyahat özgürlüğümüzü arttırdığı için teşekkür ediyoruz diye konuştu. 9 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 26 Mart 2014 Çarşamba Kitap kurtları için "sınır"lar kalktı! Kitap kurtları, artık yalnızca üyesi oldukları bir kütüphanenin değil, Türkiye'nin herhangi bir ilindeki kütüphaneden kitap ödünç alabilecek. Bu sayede seyahat, tatil gibi sebeplerle farklı şehirlere giden okurlar, Türkiye'nin bin 118 kütüphanesinden kitap alabilecek Kültür ve Turizm Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, kitap tutkunları için il sınırlarını kaldırıyor. Önceki programların ihtiyacı karşılayamaması üzerine, dünyanın önde gelen otomasyon yazılımlarından Yeni Zelanda kaynaklı KOHA'ya geçen Genel Müdürlük, önümüzdeki günlerde kullanıma açılacak sistemle Türkiye'deki tüm kütüphanelere tek tuşla ulaşma imkanı sağlayacak. Bu sayede, bin 118 kütüphaneden erişimle Türkiye, dünyanın pek çok ülkesinde tercih edilen yazılımı "en geniş noktadan kullanan ülke" olacak. Yakın Doğu Üniversitesince uyarlanan programla, bugüne kadar kütüphanelerdeki toplam 17 milyon materyal tek tek incelendi. Kütüphanelerin i- htiyaçlarına göre yerelleştirilmiş ve konu başlıkları, yazar otorite dizinleri oluşturularak, veri girişinde yazma işlemi en aza indirildi. 9 milyondan fazla bibliyografik kaydın normalizasyon işlemleri tamamlandı. Günde bir milyonun üzerinde ödünç verme işleminin gerçekleştiği Türkiye'de, aynı anda 1,5 milyon okuyucunun o- tomasyon sistemini kullanabilmesi için kütüphanelerdeki bilgisayarların donanımında da güçlendirme başlatıldı. "Hiçbir ücret talep edilmeyecek" Kütüphaneler Yayımlar Genel Müdür Yardımcısı Galip Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sayede ödünç kitap alma sayısının da artacağına inandıklarını belirterek, "KOHA sistemiyle Türkiye'nin her yerinden sisteme ulaşmak mümkün olacak. Böylece, artık bir kütüphaneye üye olma ve sadece o kütüphaneden kitap alma dönemi sona erecek. Gerekli altyapılar tamamlandığında da Trabzon'daki il halk kütüphanesinden bir kitap alan kütüphane abonesi, kitabı tatile gittiği Ankara'dan Antalya'- dan, İstanbul'dan da iade edebilecek" dedi. Bu işlem için hiçbir ücret talep edilmeyeceğini bildiren Yıldırım, okumayı teşvik ve kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını söyledi. KOHA kütüphane müdavimlerine ne kazandıracak? Programla herkes Kütüphaneler ve Yayımları Genel Müdürlüğüne bağlı bin 118 halk kütüphanesine katalog taraması yapabilecek. Kütüphane kataloglarına son 30 günde eklenen materyaller ile kütüphanelerde en çok kullanılan materyaller görülebilecek. Katalog tarama sonuçlarında seçilen eserler sepete atılarak, künye bilgileri sepetten istenen adreslere e- posta olarak gönderilebilmesinin yanı sıra taramalarında "elektronik veri tabanlarında "ara" linki sayesinde taranan eserin yazarı hakkında bilgiye, emeği geçen kişilerin farklı eserlerine, taranan eserle aynı konudaki başka eserlere u- laşabilecek. Üyelerin, daha önceden yaptığı katalog taramalarına, önceki taramalarım listeleriyle, yeniden tarama yapmadan ulaşabilmeleri sağlanacak. Kullanıcılar, kendi üye sayfalarında, kütüphane kataloğ seçtikleri kitapları ekleyebildikleri "sanal raflar" oluşturabilecek. Ödünç alınmak istenen fakat başka okuyucular üzerinde bulunan kitapları kütüphaneye gelmeden ayırtma işlemi yapılabilecek. Kullanıcılar, üye sayfalarından ödünç aldıkları materyalleri ve materyalin iade tarihini görebilecek, süresini uzatmak istiyorsa kütüphaneye gelmeden süre uzatabilecek, tüm aldığı yayınları o güne kadar kütüphaneden kaç adet materyal ödünç aldığı, hangi materyali ne zaman aldığını liste halinde görebilecek. Ata mesleği babadan oğula yaşatılıyor Aydın'ın Çine ilçesinde bağlı Akçaova beldesinde orak, çapa, balta ve kazma gibi tarım aletleri yaparak geçimlerini sağlayan demirci ustaları, çırak bulamadıkları için mesleklerini çocuklarına öğretip gelecek nesillere taşımaya çalışıyor. Gelişen teknoloji ve tarımda makineleşmeye rağmen atalarından kalma usullerle demir malzemeyi kömürle oluşturulan kora bırakan, çekiçle örste döven ve sudan geçirip son şeklini vererek tarım aletlerini üreten ustalar, işin inceliklerini çocuklarına aktarıyor. Demirci ustası Sebahattin Menteş, yaptığı açıklamada, uzun yıllar geçimini sağladığı mesleğini yanında yetiştirdiği iki oğluna bıraktığını, onların da kendi çocuklarına öğretmeye çalıştığını söyledi. Çırak bulunamaması nedeniyle demircilik mesleğinin babadan oğula sürdürüldüğünü belirten Menteş, şunları kaydetti: "İki oğlumu yanımda yetiştirdim ve mesleği onlara devrettim. Onlar da oğullarına öğretip devam ettirecekler. Çünkü artık bu mesleğe çırak olarak kimse gelmiyor. Çocuklar okuyor, okulu bitirdikten sonra da bu mesleği yapmak istemiyor. Demircilik mesleğinin ölmemesi için evlatlarımızı yetiştirmemiz şart. Çırak bulunamayan bu mesleğin yaşaması için babadan oğula sürüp gitmesi gerekiyor." - "Oğlumun bu işi sürdürmesini istiyorum" Mesleği babasından devralan Saim Menteş ise 14 yaşından beri içinde olduğu demircilikte yetiştirecek çırak bulamadığını, oğluna öğreterek yaşatma gayreti sergilediğini anlattı. Peygamber mesleğinin yok olmasına gönlünün razı olmadığını dile getiren Menteş, şöyle dedi: "Kardeşimle beraber babamızdan devraldığımız mesleği sürdürüyoruz. Mesleği devam ettirmek için çırak arıyor, bulamıyoruz. Davut Peygamber de demirciydi. Peygamber mesleği olan demirciliğin yok olmasını istemiyoruz. Bunun için gerek ben, gerek kardeşim, mesleği oğullarımıza öğreterek sürdürmeyi amaçlıyoruz. Küçük yaştaki oğlumu dükkana getiriyor, mesleği öğretmeye, sevdirmeye çalışıyorum. Çünkü biz bugün var, yarın yokuz. Bir çocuk çekirdekten görüp yetişirse iyi meslek sahibi olur. Benden sonra oğlumun bu işi sürdürmesini istiyorum." Orhan Taştan ise babalarının kendisiyle beraber diğer 3 kardeşine mesleği öğrettiğini ifade ederek, "Dört erkek kardeşiz ve hepimiz demirciyiz. Demirci ustaları babalarından devraldıkları işi çocuklarına öğreterek sürdürmeye çalışıyor. Hafta içi okula giden oğluma hafta sonları mesleği öğretiyorum. Bizler ölünce mesleğin yok olmaması için çocuklarımızın devam ettirmesi gerekiyor" dedi. Türbenin gönüllü bekçiliğini yapıyor Gördüğü rüyadan etkilenerek Selçuklular döneminden kalan Cemaleddin Ferruh Darulhadisi'ndeki türbenin 11 yıldır bekçiliğini yapan 70 yaşındaki Yaşar Çelik, görevini son nefesini verinceye kadar sürdürmeyi amaçlıyor. Çelik, yaptığı açıklamada, ''Taş Mescit'' o- larak adlandırılan Cemaleddin Ferruh Darulhadisi'nde bulunan türbenin 11 yıl önce gördüğü rüya üzere bakımını üstlendiğini söyledi. Türbedarlık görevini son nefesini verene kadar yapmak istediğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu: "Bu mübarekleri rüyamda gördüm. 'Üstümüz, başımız açıkta, bize sahip çıkacaksın' dediler. Ben de o zamandan beri buraya sahip çıkmaya çalışıyorum. Hiç kimseden karşılık beklemeden buranın bekçiliğini yapıyorum. Gönüllü olarak türbelerin temizliğini yapıyorum. Her gün sabah namazından sonra kalkıp Taş Mescit ve çevresini dolaşıyorum. Türbelerin etrafındaki çöp ve şişeleri topluyorum. Ayrıca türbelerin içini süpürüyorum ve ibriklerini dolduruyorum. Buranın her türlü bakımını ben yapıyorum. Türbenin örtülerini ve halılarını değiştirdim. Eksik malzemeleri tamamlamaya çalışıyorum." Çelik, evinin Taş Mescit'e yakın olduğunu, türbeyi sürekli kontrol altında tuttuğunu, ailesinin de kendisine destek verdiğini anlattı. "Türbenin bakımını üstlenmeden önce çok hastaydım" diyen Çelik, şöyle devam etti: "Türbeye gelmeye başladığımdan itibaren hasta olmadım. Taş Mescit Medresesi, hastane ve tıp okulu olarak kuruldu. Bunun yanında hadis eğitiminin de verildiği eğitim kurumudur. Burası uzun yıllar hizmet vermiş önemli bir yapı. Taş Mescit'in hadis eğitimi verilen kısmı ile mescit ve Taş Mescit'in çeşitli bölümlerinde başta binayı 1235 yılında yaptıran Cemaleddin Ferruh olmak üzere yakınlarının defnedildiği mezarlar bulunmakta. Cemaleddin Ferruh E- fendimiz, o dönemde hem vali hem doktor hem öğretmen hem de komutandır. Ben burada bu mübareklere bakmaktan mutluyum ve rahatım. İnşallah onlar da bizden hoşnuttur." Taş Mescit'e, Cumhurbaşkanı, bakanlar ve birçok bilim adamının geldiğini vurgulayan Çelik, "Buraya gelenler beni memnuniyetle karşılıyor. Ben de onları güler yüzle karşılayıp rehberlik ediyorum. Ben bu görevin Allah tarafından bana verildiğini düşünüyorum. Ben bu mübareklere ölünceye kadar sahip çıkacağım" şeklinde konuştu. Lahitten çıkan yüzük, "Antakya Mozaiği"ne ilham oldu Üç semavi dine mensup kişilerin yıllardır barış içinde yaşadığı Hatay'da bir gümüş imalatçısı, kentteki arkeolojik kazı sırasında lahit içinde günyüzüne çıkarılan 3 taşlı yüzükten esinlenerek "Antakya Mozaiği" adını verdiği ve patentini aldığı özel yüzüğü üretiyor. İ- malatçı Edip Bozkurt, yaptığı açıklamada, Antakya'da birkaç yıl önce arkeolojik kazıda bulunan Roma dönemine ait olduğu belirlenen lahitin içinden çıkan üç taşlı yüzükten etkilendiğini, yüzüğün aynısı yapmaya karar verdiğini söyledi. Müze yetkilerinden izin aldıktan sonra yüzüğün fotoğraflarını çektiklerini ve imalathanelerinde takının gümüşten benzerini işlemeye başladıklarını ifade eden Bozkurt, ''Yüzüğün üzerindeki üç taş, dikkatimizi çekti ve bunun, Hatay'da mevcut üç semavi dinin bir arada yaşamasını temsil edebileceğini düşündük. Bunun üzerine gerekli izinlerden sonra 'Antakya Mozaiği' adını verdiğimiz yüzüğü gümüş olarak yapmaya başladık" dedi. Bozkurt, Antakya Mozaiği'nin kısa sürede ilgi çektiğini, yurt içi ve yurt dışından yoğun talep gördüğünü kaydetti. El emeği göz nuruyla imal ettikleri Antakya Mozaiği yüzüğünü, kolye ve bilezikle kombine edip, set halinde imal etmeye başladıklarını anlatan Bozkurt, şöyle devam etti: ''Lahitin içinden çıkan yüzükten yola çıkarak bunu, gümüş üzerine işlemeye başladık. Antakya Mozaiği adını verdiğimiz kolye ucu, bilezik ve küpe ürettik. Ortaya değişik ve hoşgörü kentine yakışır bir ürün çıktı. Ürünlerimizde üç semavi dini temsil ettirdiğimiz zümrüt, yakut ve zirkon taşları kullandık. Bu ürünlerimizde, kardeşliği ve birlikteliği simgeleyen Hatay'ın mozaiğini yansıtmış olduk.'' Bozkurt, tasarladığı Antakya Mozaiği setini 280 liradan başlayan fiyatla sattığını, Türk Patent Enstitüsü'nden takının patentini de aldıklarını sözlerine ekledi. Bozkurt, baba mesleği gümüşçülüğü 1948'den beri sürdürdüklerini, imal ettikleri takıların bir çok dizi ve film setlerinde oyuncular tarafından kullanıldığını belirtti. Hatay'ın, Türkiye'de gümüş sektöründe söz sahibi konumunda olduğunu vurgulayan Bozkurt, ''Ürünlerimizin, dizi ve film setlerinde tercih edilmeleri ve kullanılmalarından memnunuz. Hatay'da üretilen gümüş takıların tercih edilmesinin sebebi, otantik, farklı, sıra dışı ve tarihi dokuyu yansıtıyor olmasıdır. Son yıllarda özellikle tarihi anlatan dizi ve filmlerin artması, takılarımıza talebi yoğunlaştırdı'' dedi. Yıl: 3 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Mart 2014 Çarşamba Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Mart Şubat Çarşamba Perşembe Belediye çalışanına darp iddiası Konak Belediye Başkanı Tartan: "Teftiş kuruluna inceleme talimatı verdim, gerekli cezalar verilecek" Konak Belediye Başkanı ve DSP Konak Belediye Başkan adayı Hakan Tartan, "bir belediye çalışanının CHP Konak Belediye Başkan adayı Sema Pekdaş'a destek verdiği için başkanlık korumaları tarafından darbedildiği" iddialarına ilişkin "Teftiş kuruluna inceleme talimatı verdim, gerekli cezalar verilecek" dedi. Konak Belediyesi önünde DİSK Genel-İş Sendikası üyelerinin yaptığı eylemin ardından Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, belediyede iki çalışan arasında meydana gelen ve yargıya intikal eden olay hakkında açıklama yaptı. Konunun iki kişi arasında geçtiğini ve Konak Belediyesi nin kurumsal yapısını bağlamadığını vurgulayan Tartan, teftiş kuruluna inceleme talimatı verildiğini ve olayda adı geçen kişinin de işten çıkarıldığını söyledi. Tartan, Sendikadaki arkadaşlarımız, söz konusu iddianın takipçisi oldular. Ancak buradaki konunun Konak Belediyesi ni bağlayan bir yanı yoktur. Zaten verilen raporlarda çalışanımızda bir darp izine rastlandığı yazmıyor. İki kişi arasında cereyan eden bu hadisenin bir siyasi tartışma konusu yapılmasına karşıyım. Teftiş kuruluna inceleme yapılması için talimat verdim. Gerekli tahkikat yapılacak. Ayrıca konu yargıya intikal etmiş durumdadır. Gereken cezalar verilecektir. Ayrıca bugün itibarıyla olayda adı geçen kişinin de işine son verilmiştir. Haklı ya da haksız olmak bir tarafa, kadından yana tavrımdan ötürü bu kararı vermek ihtiyacı duyduğumu ifade etmek istiyorum dedi. Dede ve torun hayatlarını kaybetmişleridi Dolandırıcılık iddiası Aydın da bir kişi, telefonla dolandırıldığı iddiasıyla polise başvurdu. Alınan bilgiye göre, Esma Kavas (47), cep telefonuyla arayıp kendisini polis olarak tanıtan kişinin direktifleri doğrultusunda verilen banka hesabına 5 bin lira havale etti. Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan Kavas, Efeler Polis Merkezi'ne başvurup şikayetçi oldu.zanlının bulunması için çalışma başlatıldı. Feci kazanın MOBESE görüntüleri çıktı Hemzemin geçitte trenin çarptığı otomobildeki dede ile torunun ölümüyle sonuçlanan kazanın MOBESE görüntü kayıtları ortaya çıktı Çeşme ilçesinde geçen yıl birlikte yaşadığı iddia edilen kadını öldüren ve müebbet hapis cezası Uşak'ta 12 gün önce hemzemin geçitte trenin çarptığı otomobildeki dede ile torunun ölümüyle sonuçlanan kazanın MOBESE görüntü kayıtları ortaya çıktı. Uşak Emniyet Müdürlüğü MOBESE kameralarının kaydettiği görüntülerde, saat 21.18'de Cemil Atalay'ın (63) kullandığı 43 AK 923 plakalı aracın da aralarında bulunduğu üç otomobilin Yavuz Sultan Selim Caddesi üzerinden Huzurkent hemzemin geçidine yaklaştığı görülüyor. Görüntülerde iki otomobil hemzemin geçidin kapalı bariyerlerinin önünde beklerken, bariyerin kenarından raylara geçmeye çalışan Cemil Atalay'ın kullandığı araca İzmir-Uşak seferini yapan tren çarpıyor. Görüntülerde otomobildekileri kurtarma çalışmaları ve yardıma koşan kişiler de yer alıyor. istemiyle yargılanan sanığa 15 yıl hapis cezası verildi. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Güner Aslan, ölen Tülin Şenyıldızoğlu'nun yakınları ve tarafların avukatları katıldı. Sanık, olay gecesi alkollü şekilde Şenyıldızoğlu'nun evine gittiğini, aralarında kıskançlık yüzünden tartışma yaşandığını anlatarak, Evli olduğum için bana hakaretler etti, eşimden korktuğumu söyledi. Onu kıskanıyordum, ama bana 'sen bana karışamazsın, ağabeyinle bile birlikte oldum' dedi. Bu cümleyi duyunca çılgına döndüm. Alkolün etkisiyle ne yaptığım bilmiyordum. İnsan sevdiğini neden öldürsün? Böyle olmasını istemezdim dedi. Şenyıldızoğlu'nu yaralı halde hastaneye götürdüğünü belirten sanık, İnsan bir kez pişman olur, İzmir-Uşak seferini yapan Uşak Ekspresi, 14 Mart akşamı kent merkezine yaklaştığı sırada Huzurkent hemzemin geçidinden kapalı bariyerlerin arasından geçmeye çalışan Cemil Atalay'ın kullandığı 43 AK 923 plakalı otomobile çarpmış, çarpışmanın etkisiyle otomobili yaklaşık 400 metre trenin önünde sürüklenmiş, Atalay ile 14 yaşındaki torunu olay yerinde hayatını kaybetmişti. İzmir'deki cinayet davası Takla atan otomobilin sürücüsü yaralandı Milas'ta meydana gelen trafik kazasında bir kişi yaralandı. Semra Görgen idaresindeki 05 DR 507 plakalı otomobil, Milas-Söke karayolunda takla attı. Ters dönen otomobilde yaralanan sürücü, kazayı görenlerin haber vermesiyle gelen 112 Acil Servis ekiplerince 75. Yıl Milas Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralının hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. ben 7 aydır pişmanım. Vicdan azabı çekiyorum" diye konuştu. Mahkeme Başkanı Erhan Atlı, "Sen evli bir adamsın, çocukların var. Neden bu tür işlere giriyorsun? Evinde eşin ve çocukların seni bekliyor. Sense başka bir kadının evindesin. Alkol de alınca ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. İçmesini bilmiyorsanız, içkiyi de içmeyin" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Güner Aslan'a önce müebbet hapis cezası verdi, daha sonra ölenin hakaret içeren sözlerinden dolayı haksız tahrik indirimi yaparak 18 yıla indirilen ceza, sanığın duruşmalardaki iyi halinden dolayı 15 yıl hapse düşürüldü. Çeşme ilçesinde evli olan Güner Aslan, geçen yıl birlikte yaşadığı ileri sürülen Tülin Şenyıldızoğlu'nu darbetmiş, Çeşme Devlet Hastanesine götürülen Şenyıldızoğlu müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. AHIR TADİLAT VE ONARIMI YAPTIRILACAKTIR ZİRAAT FAKÜLTESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI EGE ÜNİVERSİTESİ EÜZİRAAT FAK MENEMEN ARŞUYGVE ÜRTÇİFTL 160 BAŞLIK SERBEST DURAKLI SÜT SIĞIRI AHIRI TADİLAT VE ONARIM yapım işi 4734 sayılı Kamu ihale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : EGE ÜNİV.ZİRAAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI DÖN.SER.İŞLT. KAMPÜSİÇİ BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ziraatds@mail.ege.edu.tr ç) ihale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2- İhalekonusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 ADET TADİLAT VE ONARIM Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b)yapılacağı yer : E.Ü ZİRAAT FAKÜLTESİ MENEMEN ARŞ.UYG. VE ÜRT. ÇİFTLİĞİ c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 100 (Yüz) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : E.Ü.ZİRAAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI B BLOK TOPLANTI SALONU KAMPÜS/BORNOVA-İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sanatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortaklan, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 70 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Tarih ve Sayılı Yapım işlerinde iş deneyiminde değerlendirilecek benzer işlere dair tebliğde yer alan B/III grubu işler benzer iş olarak değerlendirilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisliği veya Mimarlık 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi vesatın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası)karşılığı E.Ü.ZİRAAT FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ B BLOK K:3 KAMPÜS/BORNOVA-İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar E.Ü.ZİRAAT FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ B BLOK KAT:3 KAMPÜS/BORNOVA-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir, İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Sondakika 26/3 Basın: 3656 Resmi İlanlar: de

4 26 Mart 2014 Çarşamba Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) Yönetim Kurulu Başkanı Atila Ertem, dünyada organik tarıma olan ilginin her geçen gün artmasına rağmen halen Türkiye de kişi başına yıllık organik üretim tüketim tutarının 1 euronun altında kaldığını söyledi Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ile Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi işbirliğinde düzenlenen sohbet toplantısında organik tarım masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan ETO Yönetim Kurulu Başkanı Atila Ertem organik tarımın dünyada yükselen bir değer olduğunu, sağlıklı ve sivil düşünen toplumların organik ürünlere yöneldiğini söyledi. Yıllık kişi başına düşen organik harcamanın Almanya ve İsviçre de 150, İ- talya da 120 euro olmasına rağmen Türkiye de bu rakamın 1 euronun altında kaldığını ifade eden Başkan Ertem, Türkiye organik tarımda dünya sıralamasında geriye doğru gidiyor ların başında dünyada ilk beşte yer alan Türkiye bugün 400 milyon d olarlık yıllık ihracatıyla 42.sıraya düştü. Tarım politikalarında bütünlük sağlayarak organik tarımda potansiyeli ve tüketimi artırmalıyız diye konuştu. Türkiye de tarımla uğraşan üreticinin sanayinin talebine uygun üretim yapmadığı için verim kaybı yaşandığına dikkat çeken Ertem, kaynakların doğru kullanımı için sürdürülebilir, organik tarıma devlet desteği verilmesi gerektiğini belirtti. Ertem, Sağlıklı nesiller için organik tarım koruyucu sağlık hizmeti kapsamında yer alıyor. Sağlıklı beslenen nesiller ile sağlık harcamaları düşer, işgücü kayıpları azalır. Devletin geniş bir perspektifte düşünerek organik üretimi sübvanse etmesi sürdürülebilir kaynaklar açısından oldukça önemli. Organik ürünlerde KDV nin düşürülmesiyle üreticiye katkı sağlanarak, tüketimin artması yolunda önemli bir adım atılabilir dedi. İzmir Organik Tarımda lokomotif durumda Organik tarımda İzmir in Türkiye nin lokomotifi olduğunu ve tarımsal ihracatta Türkiye birincisi olduğunu vurgulayan Ertem, Türkiye yılda 400 milyon dolarlık organik ürün ihracatı yapıyor. 100 milyon dolarlık bir iç tüketim hacmi var. Organik tarım parlayan yıldız olarak görüldüğünden sahte ürünler de piyasaya sürülüyor. Organik ürünleri satın alırken ürün paketi üzerindeki logoyu kontrol ederek ya da üretici sertifikasına bakarak sahte ürünleri ayırt edebilirsiniz ifadelerini kullandı. Türkiye de organik ürün tüketimini arttırmak için önerilerde de bulunan ETO Başkanı Ertem şöyle konuştu: Anaokulu ve kreşlerde organik beslenme zorunlu hale getirilmelidir. İtalya da organik ürün tüketiminin yüzde 33 ü okullarda gerçekleştirilirken, bu oran Türkiye de yüzde 1 in altında. Çocuklarını yüksek ücretli özel okullara gönderen veliler yıllık 20 bin TL okul ücreti veriyor. 500 TL fark vererek çocuğunun sağlıklı organik ürünlerle beslenmesine harcama yapmıyor. Medya aracılığıyla bireylere sağlıklı beslenme ile ilgili bilgi verilmeli. Ekolojik ürünlerin tüketimi artarsa bu ürünlerin üretimindeki tüm aşamalar kayıt altında olduğu için devlete ekstra vergi katkısı olacaktır. İşbirlikleri sürecek Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hicran Özdamar ise; EMD İzmir Şubesi olarak 118 üyesiyle büyük bir gücü temsil ettiklerini ve farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliklerini sürdüreceklerini açıkladı. Özdamar, Üyelerimizin mesleki gelişimine verdiğimiz önemin yanı sıra aynı alanı paylaştığımız sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşlarla bir araya gelerek yaptığımız paylaşımlarla işbirliklerimize ara vermeden devam edeceğiz diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müteahhit Sektör Meclis Başkanı Erdal Eren, inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıların en çok bankacılık sektörüne zarar vereceğini söyledi. Eren, "İnşaat sektörünün artan borç yükünün bankacılık sektörüne olan muhtemel etkileri değerlendirildiğinde, inşaat sektörünü tehdit edecek negatif ekonomik unsurların bankaları da etkileyeceğini düşünmek mümkün." yorumunu yaptı Gaziantep'le özdeşleşen, baklavadan çikolataya, hamurlu tatlılardan yemeklerle kadar birçok alanda kullanılan fıstık, bu sene hem üreticiyi hem de tüketiciyi zor durumda bıraktı Ocak-şubat aylarında kürk giyimindeki ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,2 azalışla 10,9 milyon dolara düşüren deri sektörü, en fazla dış satımı Rusya'ya gerçekleştirdi

5 1Şubat 26 Mart Çarşamba Perşembe Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, "Bankacılık sektöründe bu yıl krediler yüzde 15 ler civarında büyüyecektir diye tahmin ediyorum. Bireysel kredi büyümesi muhtemelen yüzde 10 lar civarında daha kısıtlı kalacak, ticari ve KOBİ kredileri ise biraz daha yüksek büyüyecektir" diye konuştu Rusya ve Ukrayna arasındaki siyasi gelişmelerin Türkiye ekonomisine ve piyasalara olası etkilerini değerlendiren Ökmen, "60 yıl aradan sonra Kırım, Ukrayna ile yollarını ayırırken, Ukrayna nın da AB ile siyasi ortaklık anlaşması imzalaması NATO ile Rusya arasında yeni bir bölgesel kriz kaynağı haline gelmiş gibi gözükse de, uluslararası askeri hareketlilik açısından esasen Ukrayna bağlantılı Kırım krizi sıcaklığını giderek kaybetmektedir" ifadelerini kullandı. Ancak, bu durumun soğuk savaş döneminde çözümsüz kalan diğer bölgesel sorunların birer birer tekrar gün yüzüne çıkmaya başlayacağının işareti olduğuna dikkati çeken Ökmen, üstelik Ukrayna da iç sorunların bitmediğini, batı ve doğu Ukrayna arasındaki çelişkilerin de tekrar canlandığını ve Ukrayna nın bölünme riskinin hala ortada olduğunu savundu. ABD ve AB nin ambargolarının fiili durumu değiştirme gücünün bulunmamakla birlikte yaptırımların daha da ağırlaştırılması halinde, bu kez sadece Rus ekonomisine değil küresel düzeyde negatif ekonomik sonuçlar üreteceğini öngören Ökmen, şimdilik Rusya - da şok etkisi yaratacak bir manzaranın ortada bulunmadığını belirtti. Ökmen, ayrıca Rusya- Ukrayna krizinin Türkiye açısından üreteceği sonuçların yüksek olmayacağını tahmin ettiklerini ve Rusya nın aştığı kırmızı çizginin Batı dünyası tarafından kabullenilmiş gibi gözüktüğünü ifade etti. Diplomatik bir ilerleme olmaması halinde, İran örneğinde olduğu gibi, ABD nin yakın iş birliği içerisinde olduğu ülkeler ile Rusya arasındaki ticarete kapsamlı bir ambargo konulmasının bu kez mümkün gözükmediğine işaret eden Ökmen, zira böyle bir durumun üreteceği sonuçlara AB ülkelerinin birçoğunun ekonomik açıdan dayanamayacağını söyledi. Olası bir yaygın ticari ambargonun Rusya petrolüne bağımlı bulunan Avrupa ve diğer bazı ülkelerin yeniden resesyona girmeleri sonucunu doğuracağını anlatan Ökmen, şunları kaydetti: "Diğer taraftan, artık ekonomik yaptırımların uluslararası ilişkilerde bir tehdit aracı olarak kullanılmasının sakıncaları küresel düzeyde iyice anlaşılmış durumdadır. Ayrıca, Çin, Japonya, Hindistan, Brezilya, İran, kısmen İngiltere ve hatta bazı AB ülkeleri, ABD ile aynı paralelde düşünmüyor. Rusya, kendi liderliğindeki Avrasya Gümrük Birliği ni, Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya arasında siyasi ve ekonomik iş birliğinin artırılması olası gözükmektedir. Ukrayna krizinin uzun vadeli önemli yansımalarından birisi enerji jeopolitiğinde beklenen değişim olacaktır. AB nin Rusya doğalgazına bağımlılığı ve Rusya nın Avrupa nın bir bölümündeki enerji dağıtım altyapısı üzerindeki artan kontrolü Batı açısından uzun dönemli bir tehdit olarak algılanmaktadır. Rusya nın AB nin petrol ve doğalgaz ithalatındaki payı gerçekte yüzde 25 tir. Ancak bazı Doğu Avrupa ülkeleri petrol ve doğalgaz olarak tamamen Rusya ya bağımlıdır." "Türkiye açısından, Rusya dan çıkan Avrupalı sermayeden ziyade, Avrupa dan çıkan Rus sermayesinin Türkiye ye çekilmesi çok daha olası gözükmekte" "Şu an Rusya nın Avrupa ve ABD ile yaşadığı gerginlikten dolayı Rusya daki paraların nereye gitmesini bekliyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine Ökmen, AB ve ABD yatırımcılarının Rusya dan yatırımlarını geri çekmeye başladığını ve ilk çeyrekte milyar dolarlık bir çıkış olduğu bilgisini verdi. Ancak karşı reaksiyon olarak da milyar dolarlık Rus sermayesinin de AB ve ABD den çıkarak ilk etapta kendi orijinine geri döndüğünü ifade eden Ökmen, "Sonuçta Rusya da rezervler yaklaşık 40 milyar dolar zayıflama göstermiştir. Giren ve çıkan paralar şimdilik çoğunlukla kendi orijin ülkelerine döndükleri için başka ülkelere yönelmemiştir. İlerleyen dönemlerde elbette başka gelişmekte olan ülkelere kayabilecektir. Türkiye açısından, Rusya dan çıkan Avrupalı sermayeden ziyade, Avrupa dan çıkan Rus sermayesinin Türkiye ye çekilmesi çok daha olası gözükmektedir" dedi. Rusya'nın global fon yöneticileri açısından son 5 yılda ağırlığı öne çıkmış bir ülke olduğunu ifade eden Ökmen, Rusya nın toplam 750 milyar dolarlık yabancı para borcunun, yüzde 86 lık kısmının özel sektör ve bankalara ait olduğunu ve portföy yatırımlarının ise yaklaşık 350 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu aktardı. Ökmen, Rusya nın bankalarının ve özel sektör firmalarının toplam borcunun milli gelirinin yaklaşık yüzde 30 una denk geldiğini, özel sektörün yabancı para borcunun Rusya için oldukça hassas bir konu olduğunu, ancak Rusya nın yüksek rezervlerinin bu alanda oluşacak şoklara karşı önemli bir tampon olacağını dile getirdi. "Yaşanan son gelişmeler Rusya nın notunda veya not görünümünde bir değişikliğe neden olur mu?" sorusu üzerine Ökmen, şunları söyledi: "Rusya nın ülke kredi notu yatırım yapılabilir seviye olan BBB de bulunmakta. Siyasal gerilim sonrası artan enerji fiyatları ve rubledeki zayıflama özel sektöre ilave yükler getirmiştir. Bütçe açığı oldukça düşüktür. Türkiye'deki işletmelerin ödemekle yükümlü oldukları toplam vergi oranı yüzde 40,2 ile dünya ortalaması olan yüzde 43,1'in altında bulunuyor

6 17 26 ubat Mart Per Çarşamba embe AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, İzmir de 500 bine yakın engelli olmasına rağmen, kentin engellilere dönük altyapı ve erişim olanaklarının yetersiz olduğunu söyledi Yıldırım, Bu sorunları çözmek için çok büyük paralar ve projeler gerekmiyor. Bunlar büyük işler değil. İş başına gelirsek bu şehirde engelli ya da engelsiz, sorunlardan bezmiş olan hemşehrilerimizi 5 yıl içinde rahata kavuşturacağız dedi. Yıldırım, kentte engelli noktaları ve akülü arabalar için ücretsiz şarj noktaları oluşturacaklarını söyledi, iki engelliye akülü araç hediye etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ın ev sahipliğinde Balçova da gazi, şehit yakınları, engelliler ve yaşlıların katıldığı Ücretsiz Ulaşım Tanıtım Toplantısı düzenlendi. Toplantı öncesi otistik engellilerden oluşan mehter takımı gösteri sundu. AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Bedel ödeyen şehitlerimizin hatırası bizim için her şeyin üzerindedir. Onların hatırasına zarar verecek, kemiklerini sızlatacak işin içinde kimse bizi göremez. Ay yıldızlı bayrağımız her zaman göklerde dalgalanmaya devam edecek. Bizim başka milletimiz, ülkemiz yok. Tek ülkemiz Türkiye'dir, tek bayrağımız ay yıldızlı bayrağımızdır dedi. Bezdiren sorunları çözeceğiz Engelli veya engelsiz tüm vatandaşların bezdikleri konulardan kurtaracaklarını ve rahata kavuşturacaklarını söyleyen Yıldırım, Yerel yönetimler ne iş yaparlarsa yapsın şehirde herkesi düşünmesi lazım. Engellileri, bu ülke için canını verenleri, yaşlıları görmezden gelen bir şehir yönetiminin ne iş yaparsa yapsın kıymeti yoktur diye konuştu. Yıldırım, engellilerin kullandığı akülü arabaların şarj edilebilmesi için şarj noktaları kuracakları müjdesini verdi, toplantı sonunda iki engelli vatandaşa akülü araba hediye etti. Birçok uygulamanın mimarıyız AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, kimsesiz çocuklarına, engelli vatandaşına, gazi ve şehit yakınlarına sahip çıkmayan bir devletin sosyal devlet olamayacağını söyledi. AK Parti iktidarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı kurduğunu, yürürlükte olmayan birçok uygulamayı hayata geçirdiğini dile getiren Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nda engellilere yönelik çok kapsamlı projeler geliştirdiklerini, bir çok projenin mimarı olduklarını anlattı. Umumi helalarda engelliler için düzenleme yok Ulaşımda, erişimde engelsiz hayat kurmak istediklerini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: Zihinlerde engel olunca çözüm olmaz. İzmir'de yarım milyona yakın engelli var. Bir kardeşimiz bize umumi helalarda engelliler için düzenleme olmadığını, bundan çok büyük sıkıntılar yaşadığını anlattı. Bunlar için çok büyük paralar gerekmiyor. Bir alaturka tuvalet yanına da bir alafranga tuvalet koyarsanız bir de tutamak koyarsanız alın size engelli tuvaleti olur. Biz 11 yılda engellilerle ilgili yasalar çıkaran bir hükümet olarak karşınızdayız. Ücretsiz ulaşım düzenlemesi kapsamında 65 yaş üstü vatandaşlar, yüzde 40 engelliler ve refakatçileri ile gazi ve şehit yakınlarının toplu ulaşımdan bedel ödemeden faydalanabileceğini söyleyen Binali Yıldırım, şehirlerin gelişmişlik düzeyinin de gelir ve nüfusun artmasıyla değil, kentlinin yaşam standardının yükselmeyle ilişkili olduğunu dile getirdi. Engelli-engelsiz herkesin bezdiği sorunları çözeceğiz Engelli veya engelsiz tüm vatandaşların bezdikleri konulardan kurtaracaklarını ve rahata kavuşturacaklarını söyleyen Yıldırım, Yerel yönetimler ne iş yaparlarsa yapsın şehirde herkesi düşünmesi lazım. Engellileri, bu ülke için canını verenleri, yaşlıları görmezden gelen bir şehir yönetiminin ne iş yaparsa yapsın kıymeti yoktur" dedi. Toplantıya katılan gazi ve şehit yakınlarına da seslenen Binali Yıldırım, "Şehitlerimizin de bizden beklediği ülkemizin huzur içinde olması, Cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda emin adımlarla ilerlemesi ve ülkemizi kimsenin kem gözle bakamayacağı bir seviyeye çıkarmaktır. Bizde şehidin hakkı ödenmez dedi. Türkiye'nin bugünlere gelmesinin kolay olmadığını ve çok büyük bedeller ödendiğini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti; Bedel ödeyen şehitlerimizin hatırası bizim için her şeyin üzerindedir. Onların hatırasına zarar verecek, kemiklerini sızlatacak işin içinde kimse bizi göremez. Ay yıldızlı bayrağımız her zaman göklerde dalgalanmaya devam edecek. Bizim başka milletimiz, ülkemiz yok. Tek ülkemiz Türkiye'dir, tek bayrağımız ay yıldızlı bayrağımızdır. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, hafta sonu mesaisinde pazaryeri esnaf ziyaretleri, mahalle, ev ve dernek toplantılarına katılarak, vatandaşlarla bir araya geldi. Geniş katılımla gerçekleştirilen toplantılarda başkan Karabağ, "Kendimi size emanet ediyorum" diye konuştu Önceki gün geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden CHP Bornova İlçe Örgütü nün sevilen ismi, eski futbolcu Ata Albayrak ın cenazesi, çok sayıda partili ve yurttaşın katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Adayı Aziz Kocaoğlu, Ayrancılar da düzenlenen mitingde konuştu. Başkan Kocaoğlu, kendisini Pancar a davet eden vatandaşlara, 30 Haziran da İZBAN ile geleceğim dedi

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Mart Şubat Çarşamba Perşembe 6 Yıl yattıktan sonra ceza evinden çıkan Tuncay Özkan, Yavuz Atalay a konuştu AKP Lİ VEKİL BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİ Gardiyanlara, bunlara girişin (dövün) talimatı verdiler. Yavuz, bunu ilk defa sana söylüyorum. La ilahe illallah Muhammeden resulullah. İnanan biriyim. Allah a eşim için, kızım için dua ediyorum. AKP %38 in altına düşecek Gazeteci-Yazar Tuncay Özkan Sondakika Gazetesine konuştu ve çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ülke uçurumdan aşağı gidiyor, diyen Özkan; Ben başbakan olsaydım, bana yapılanların yapılmasına müsaade etmezdim dedi. Bu ülkede görülen davalara ve hatta KCK davasına bile inanmadığını dile getiren Tuncay Özkan, kanalı satmasına ilişkin ise, Biz çaresiz bırakıldık ve mecbur kanalı sattık ifadelerini kullandı. Kemal Kılıçdaroğlu nun kendisini aramadığını da sözlerine ekleyen başarılı gazeteci Özkan, şunları söyledi: Arasaydı iyi olurdu. Ama kırgın değilim. Saygı duymak gerekir. Öncelikle çok büyük geçmiş olsun Sağ olasın, çok teşekkür ederim. Varol YARGILANMALARI İÇİN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIM Sizi içeri gönderenlere de geçmiş olsun diyebilir miyiz? Çünkü artık Tuncay Özkan çıktı ve hesap soracak Tabi tabi Şimdi, dün (önceki gün) dağıldılar biliyorsun. 13.Ağır Ceza Mahkemesi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun verdiği kararla bizi yargılayanların tamamı görevlerinden alındılar. Başka yerlere atandı. Bi dava daha görüşülürken, gerekçeli karar çıkmadan, bu denli yozlaşmamış ve çürümemişti. Dünya Siyasi Tarihinde böyle bişey yok. Ama Türkiye de öyle uyduruk, öyle saçma sapan bi dava oluşturdular ki; yalanlarla, bir araya gelmeyecek insanları bir araya getirerek, öyle bir yapılanma kurdular ki bugün içinde bulundukları durum; -Türkiye yi çöle çevirmişlerdi- o çölün onları yutması halidir. Yani, önce tutuklama kararı veren sonra bizi yargılayan yargıçların tamamı görevlerinden alındı ve başka illere gönderildiler. Ben o illerdeki insanlar için de büyük üzüntü duyarım. Çok büyük üzüntü duyuyorum o insanlar için. Bunlarla ilgili olarak mutlaka ve mutlaka yargılama yapılmalı. Bunlarla ilgili, mutlaka ve mutlaka; yanlı kararları verenleri, yanlı yargılama yapanları, adil yargılanma ilkesini yerine getirmemeleri nedeniyle mutlaka haklarında işlem görülmeli. Ben bu konuda şikayetlerimi yaptım HSYK ya Yargılanmaları için sonuna kadar takipçisi olacağım. Elimden ne geliyorsa yapacağım. İçeriye girdiniz Yargılandınız (?) Ve neticesinde, öyle veya böyle size çok ağır bir ceza verildi. O anda ne hissettiniz? Onların verdiği kararlar; bana vız gelir tırız gider. Ben hep söylüyorum Vız gelir bana bunlar. Ama Türkiye adına çok üzüldüm. Cumhuriyet Mitingi düzenledi diye bir adama 36 yıl ağırlaştırılmış müebbet cezası verilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? BUGÜN UTANIYORLARDIR HERHALDE Olamaz Bana, eski idam cezası hükmünü, adam yüzüme karşı okudu. Ve onlara şunu söyledim: Bu kararlarınızdan dolayı, tarih önünde utanacaksınız. Bugün utanıyorlardır herhalde. Siz içerideyken, Sayın Başbakanın size doğrudan veya dolaylı gönderdiği bir mesaj var mıydı? Hayır hayır hayır Yok. Televizyondan söylüyordu zaten. 1 Milyar Doları var diyordu, içerde yatıyor falan gibi şeyler söyledi. Ama onun dışında bana; mesaj göndermek, elçi göndermek gibi bişey olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu sizi aradı mı? Hayır aramadı. Şu ana kadar aramadı. Görüşmedik. Siz içerdeyken aradı mı? Hayır hayır. Ziyaretime filan gelmedi ama Silivri deki davalara KILIÇDAROĞLU ARASAYDI İYİ OLUR AMA KIRGIN DEĞİLİM Bundan dolayı bir kırgınlık oluştu mu sizde? Hayır. Hiç kimsenin beni sevmek, benimle birlikte yolculuk yapmak gibi bi zorunluluğu yok. Ben saygıyla karşılıyorum. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi nin Genel Başkanı. Ben, CHP Genel Başkanının beni aramamasından üzüntü duydum ama bunda kendisine karşı herhangi bişeyim yok. Arasaydı daha iyi olurdu Evet. Arasaydı daha iyi olurdu. Ama kendi takdiridir. Saygı duyuyorum. KALBİMİN YARISI HEP O CAMDA KALIYORDU İçeride unutamadığınız, anlatırken hala ağladığınız bişey var mı? Oraya koyacağım kelimeyi bulamadım. Anı desem, olmayacak (Gülüyor) Öyle çok şey var. Her hafta Çarşamba günü, bizim görüş günümüzdü. Kapalı görüşten sonra, ailemle görüştükten sonraki görüşler bi felaket oluyordu. O telefon ve cam önünde, şöyle söyleyeyim, kalbimin yarısı hep o camda kalıyordu. Çok kötü bir durum Çoook. Bir soğuk cam, eşiniz gelmiş, kızınız gelmiş, aileniz gelmiş işte (Duraksıyor. İçleniyor) Dönüş Orada konuşursunuz, yüzünüzde maske vardır, gülersiniz ama dönüş çok zordur. Ve o dönüş çok ıstıraplı bir dönüştür yani. SÜLEYMAN DEMİREL VE AHMET NECDET SEZER BENİ ARADI Neler söylediler size? Sayın Süleyman Demirel; hak etmediğim ve asla gerçek olmayan şeylerle böyle bir uygulamaya maruz kaldığımı ve hakkımın çok yendiğini söyledi. Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, çok üzgün olduğunu ancak özgürlüğüme kavuşmamın kendisinde çok büyük bir sevinç yarattığını ifade ettiler. Sayın Deniz Baykal aradı İsviçre den Yurt dışındaymış, oradan hemen ulaştılar Çok teşekkür ediyorum Pek çok eski Başbakanlar, politikacılar Pek çok insan ulaştı ve MEHMET METİNER, KANDIRILDIKLARINI SÖYLEDİ VE BEN- DEN HELALLİK İSTEDİ Biz yanlış yapmışız gibi bi söylem oldu mu? Onu sormak istedim aslında Tabi Örneğin, Sayın Mehmet Metiner, biz cezaevindeyken bizi ziyaret etti. Sayın Ayşe Türkmen ile birlikte. O süreç içerisinde, F Tipi Yapı tarafından kendilerinin bu dava ile ilgili olarak kandırıldığını söyledi. Kendilerine yalan söylendiğini söyledi. Bu davanın içine, pek çok masum insanın katıldığını onlardan bir tanesinin de benim olduğumu, söyledi. Ve benden helallik istedi. Ben de kendisine helallik verdim. Böyle konuşan insana, yapacak bi şey yok. Sizinle aynı veya benzer suçlardan yargılanmak üzere içeride olan tutuklularla ne konuşuyordunuz? Zaten ancak duruşma salonunda görüşebilme imkanı vardı. Ben hemen hemen hepsini duruşma salonunda tanıdım. Orda iken karşılaştık ve konuştuk. Kendileriyle, daha çok davayı konuşuyorduk. Ailelerin o anki durumunu konuşuyorduk. Üzüntülerimizi paylaşıyorduk. Ben sadece, uzun süre birlikte kaldığım Mustafa Balbay ve son dönemde birlikte kaldığım Yalçın Küçük Hoca ve Fatih Hilmi Hoca ile zaman geçirdim. Ayrıca Levent Göktaş ve Metin Şükre geldi. Onlarla beraber kaldım. Onlarla, günü nasıl geçireceğimiz ve günlük ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağımız konusunda konuşuyorduk. GARDİYANLARA, BUNLARA GİRİŞİN EM- Rİ VERİLDİ İçeride doğrudan veya dolaylı olarak işkence gördünüz mü? İşkence Dolaylıdan kasıt Ben 517 gün boyunca, tepesinden kanalizasyon akan ve duvarları küf tutmuş bir hücrede kaldım. Bu kadar kötü koşulları, iyi hale dönüştüren; gardiyanların insancıl tutumlarıdır. Ve o gardiyan arkadaşlar, -ben eminim ki- tepeden bir emir gelmese, Ankara dan bir emir gelmese, -%100 eminimasla bize karşı böyle bir muamelelerde bulunmazlar. Kötü bir muamele gördünüz mü? Hayır hayır Bi kere Mustafa Balbay ile bana saldırma konusunda bir talimat verildi ama gardiyan arkadaşlar bunu yerine getirmediler. Yani doğru mu anladım bilmiyorum. Gardiyanlara, Bunlara saldırın emri mi verildi? Evet. Saldırın, girişin diye talimat verildi ama onlar yapmadılar bunu. Ama biz çok kötü koşullarda kaldık. Bana çok kötü bir gününüzü anlatır mısınız? Bi gün sabah kalktım. Ranzadan aşağı ayaklarımı sarkıttım. Kanalizasyon içindeyim. İnsan pisliği içindeyim. Bu 4 kez gerçekleşti. Ve orayı kendiniz temizlemek zorundasınız. Siz temizliyorsunuz. AĞLADIM İçerdeyken çok ağladınız mı? Yalnız E insan bazen oluyor tabi İnsan kendisini bazen tutamıyor ve ağlıyor. Çıktığınızda neler hissettiniz? Veya çıkacağınızı hissettiniz mi? Çıkmayalım diye o kadar çok şey yapıldı ki, kesin çıkacağım filan diye bişey hissetmedim. Ama bi gün çıkacağım O hep vardı. Bir gün mutlaka Ama o bugün müydü? Ölüm veya dirim buradan bir gün çıkacak. Tabi tabi Mutlaka. Orada kimse kalmıyor. Burada önemli olan şey, mücadelenizi sürdürebilmek İnancınızı, kararlılığınızı sürdürebilmek O da aşk ile oluyor. Ben İzmir e aşığım, o aşkla beni ayakta tutuyor, dememin sebebi bu. İnsan, sevdikleriyle, aşık olduklarıyla hücrede direnmeyi başarabiliyor. Yoksa direnemez. Mümkün değil. Bundan sonra gazeteciliğe nasıl yaklaşacaksınız? Aynı tutumunuz devam mı edecek yoksa günümüz basınının modasına mı uyacaksınız? Şöyle söyleyeyim, ben 30 yıllık gazeteciyim. İçerdeyken emekli oldum. Benim gazeteciliğim, belgeli gazetecilikti zaten. Ben sabıkasızdım ve Ergenekon dan hala sabıka giymedim. Sabıkasız olarak mesleği bitiren, ender gazetecilerden bi tanesiyim. Ben yalan haber yapmam. Kimsenin aleyhine kasıtlı haber yapmam. Beni kimse yönlendiremez vicdanımdan başka. Gazeteciliğimi, böyle devam ettireceğim. Biliyor musunuz bilmiyorum ama son tapelerde Başbakanın Fatih Saraç a bulunduğu telkinler var. Şunu şöyle yapın filan diye Siz yayıncılık hayatınızda bu tür baskılar altında kaldınız mı? Bana hiç öyle bişey gelmedi. Hiç kimseden öyle bişey gelmedi bana. Benim 30 yıllık gazetecilik hayatım boyunca bana hiç böyle bişey gelmedi. Yeniden siyaset? Ben siyasetteyim zaten. Şu anda yaptığımız şey siyaset zaten. MEZARDA BİLE OLSAM BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİM Yeni bir parti var mı? Hayır hayır. Öyle bieşy değil. Türkiye de ben, bu karanlığın dağılması için, Mustafa Kemal idealinin tüm Türkiye de egemen olması için canımın-kanımın son damlasına kadar mücadele etmeye kararlıyım. Nerede olursam olayım Mezarda bile olsam bu mücadeleyi sürdüreceğim. KIZIM, DİREN BABA, DİYE BAĞIRDI Eşiniz, kızınız çok destek oldu size Kızım, arkadan; Diren baba diye bağırdı. Cezamı aldıktan sonra eşime telefon ettim; eşim bana dedi ki: Mustafa Kemal Atatürk ün cezasını sana kestiler. Şanındandır. Hiç önemi yok. Aslanlar gibi direniriz. SAVCI, SUÇUMU BENDEN ÖĞRENMEK İSTEDİ Hâkimlerle, savcılarla aranızda geçen ilginç şeyler oldu mu? Olmaz mı? Ben suçumu sordum. Yargıç, suçunu söyleyin, dedi. 3.yıl Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, yarı beline kadar sarktı kürsüden, dedi ki: Tuncay Özkan ın suçunun söylenmesi kararı erken açıklamak olur. Suçunu söylemeyin. Ama o kendi suçunu anlatmak istiyorsa anlatsın. Dinleyelim, biz de öğrenelim. Bu çok anormal bişey sanki Orta Çağ da bile olmadı. Ama bu yargılamalar böyle bişeydir. BEN BAŞBAKAN OLSAYDIM, BUNA MÜ- SAADE ETMEZDİM Şunu sormak istiyorum size Siz Başbakan olsaydınız ve sizin durumunuzda biri olsaydı. Ne yapardınız? Ben asla böyle bişeyin yaşanmasına izin vermezdim. Benim başbakan olduğum bir ülkede, insanlar; siyasi görüşlerinden, muhalif duruşlarından, düşüncelerinden, bunları yayma girişimlerinden, gösteri ve toplantı yürüyüş haklarından dolayı asla ve asla ceza evinde olamazlar. Ben her türlü yasal önlemi alırım. O özgürlüklerin yeşerebilmesi, gelişebilmesi için, ne gerekiyorsa, onu yaparım. Gerekirse kendimi o yasaklar uğruna yakarım. Artık daha da muhalif misiniz? Valla benim muhalifliğimin dahası nasıl oluyor onu bilmiyorum ama Zaten en uçtayım diyorsunuz (Gülüyor) Yani ben muhalifim yani. Ben Türkiye Cumhuriyetinin karartılmasına muhalifim. Benim insanlarla kişilerle problemim yok. Ama bu kişiler Türkiye yi karartmak, Mustafa Kemal i bu ülkenin bağrından söküp atmak isterlerse ben onların karşısındayım. Yaşamım boyunca da bu böyle olacak. AKP %38 İN ALTINA DÜŞECEK AKP nin seçimdeki durumunu nasıl görüyorsunuz? %38 in altına düşecekler. Buna kesin kez inanıyorum. Bu kadar yozlaşma, çürüme, kokuşmadan sonra, orda kalmaları mümkün değil. KCK DAVASINA DAHİL İNANMIYORUM Takip edebildiniz mi bilmiyorum ama bi de şike olayları var ülkede. Spordaki Ergenekon mu desem bilmiyorum. Fenerbahçe ve diğer takımlara karşı girişilen dava, bir ele geçirme operasyonudur. Ben, Türkiye de bu davalardan hiçbirisine inanmıyorum. KCK davası dahil Ben diyorum ki, nerede mahsumiyet ceza evindeyse; onu oradan çıkartmak, insanlık onurunun, erdeminin birinci görevidir. AKP İLE CEMAATİN, AL BİRİNİ VUR BİRİNE AKP ile Cemaat arasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz? Valla, alın birini vurun birine. Koalisyon ortağıydılar. Bütün bu kötülükleri birlikte yaptılar. Bir üçüncü yol var diyorum. O da halkın yolu Mustafa Kemal Atatürk ün yolu Herkes, bi gün o yoldan geçerek; aydınlık ve gelişmiş Türkiye yi yaratacak diye düşünüyorum. BİZ ÇARESİZ BIRAKILDIK VE KANALI SATTIK AKP ve Cemaatte görünen şey, yayın organlarının kontrolünü almak veya yönetmek Siz de yayın organlarınızı sattığınız için söylüyorum. Bunla mı alakalı? Yayın organımızı satın aldılar. KanalTürk ü satın aldılar. Biz çaresiz bırakıldık. Eğer Cuma günü satamasaydım televizyonumu pazartesi günü makine ekipmanımı, kendi yandaş arkadaşlarına açık artırma usulü satacaklardı. Vergi dairesi el koyacaktı. AKP Lİ VEKİL BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİ Gazetecilik yaptınız dönemde; Tuncay çok sert yazıyorsun, Tuncay şunu yazma-bunu yazma gibi şeyler Suikast girişiminde bulundular. AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Aslan beni öldürtmek istedi. Kendisiyle ilgili bir dosyayı yayınladığım için. Bu daha önce açıkladığınız bişey mi? Mahkemede dosyasını getirdim. Duruşmada söyledim. Hayır hayır Medyaya açıkladınız mı bunu daha önce. Hayır, bunu ilk size açıklıyorum. Buradaki temel şey şu, canımıza kastettiler. Bi gün kanaldan çıkarken ateş ettiler üzerimize. Ve bu adamın telefon konuşmaları Matkap Operasyonunda ele geçti. Bu adam benim öldürülmem için talimat veriyor ve bana ateş eden adamla niye öldüremedin, diye konuşuyor. O da işte, ateş ettim ama kanalın binasına denk geldi, falan diye Röportaj Yavuz ATALAY konuşuyor. Sanki, bisikletten düşen bi çocuğun nasıl düştüğünü anlatır gibi rahatlıkta anlatıyor. Sizi kurşunlamaları çok normal bir durummuş gibi Evet, evet, evet Aynen böyle. Aynen böyle. ÜLKE UÇURUMDAN AŞAĞI DOĞRU GİDİYOR Ülkenin durumunu ne görüyorsunuz? Ülke bir uçurumdan aşağı doğru gidiyor. Eğer, birliğimizi, beraberliğimizi, umudumuzu, sevincimizi yaratmazsak -bütün ötekileştirmeleri bir kenara bırakarak- yürek yüreğe, kucak kucağa sarılarak bir geleceğe doğru yürümezsek Türkiye nin sonu çok karanlık olur. Ama ben umudun ve mutluluğun kazanacağına, iyiliğin kazanacağına inanıyorum. Türkiye yi hep kötüler yönetiyor. LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH. İNANAN BİRİYİM Siz dindar biri misiniz? Mustafa Kemal i savunanların imajı genelde- dindar değil bunlar, algısı oluşturuyor ülkede Onun için sordum. Tabi ki de dindar birisiyim. La ilahe illallah Muhammeden resulullah Ben inanan bir insanım. Benim inancımı, -elbetteki doğumdan itibaren Müslümanım ama- sonradan tercih ettim. İncil i de okudum, Tevrat ı da okudum, Buda yı da okudum, diğer dinleri de okudum; İslamiyeti tercih ettim, kabul ettim. Allah da kabul etsin. Yani, bizim Kuran-i Kerim i başkasından öğrenmek gibi bişeyimiz yok. Biz, açıp okuyoruz ve öğreniyoruz. Biz öğrendiğimiz şeyi de yüreğimize basıyoruz. Tabi ki insanlar bize dini anlatabilirler falan ama ALLAH A HEP DUA EDİYORUM. AMA; ALLAH IM, DOLAR VERME EURO VER Kİ TAŞIMASI KOLAY OLSUN, DİYE DEĞİL Direk öğrenmek varken, dolaylıya bence de pek fazla gerek yok. La ilahe illallah Muhammeden resulullah Ben bu kadar açık bir insanım. Ve ben bunu söylerken, büyük bir mutlulukla söylüyorum. Büyük bir huzurla söylüyorum. Allah korusun Ben her zaman dua ediyorum. Kızım için dua ediyorum, eşim için dua ediyorum, bütün gençler için dua ediyorum, Türkiye için dua ediyorum. Allah korusun, diyorum. Beladan, kazadan, felaketten, Allah korusun. Allah korusun; kirli, pasaklı, alçak, hırsız, katil yöneticilerden Allah korusun diyorum. Bu ülkenin başına, masum insanların başlarına çorap örmek isteyen ve karanlığı bu ülkeye çağırmak isteyenlerden Allah korusun. Soframıza oturduğumuz zaman, Allah ım olmayana da ver, diyorum. Allah ım, gördüğümüzden bizi geri bırakma, diyoruz. Allah ım, herkesi bizim gördüğümüz gibi yap diyoruz. Herkesin gönlüne göre ver diyoruz. Bunlar, bizim dualarımız. Ama biz şöyle dua etmiyoruz, ellerimizi kocaman değil, şu kadarcık açıyoruz. Demiyoruz ki: Allah ım bize Euro ver dolar verme taşıması kolay olsun. Allah ım sarı araba verme, kırmızı araba ver; Ferrari olsun. Allah ım, bize apartman dairesi değil, yalı ver, denize karşı olsun. Böyle bişey yok bizde haş a Böyle bişeyi biz elimize almayız. Allah, hayırlı ve helal kazanç nasip etsin. Kursağımızdan haram lokma geçmedi, ben bir işçi çocuğuyum. Alnımızın terini sildik, kazandık. Yaşadık. Allah böyle yaşamayı bize nasip etsin.

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Mart Şubat Çarşamba Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Mart Şubat Çarşamba Perşembe Buca, 3 yıl sonra tramvaya kavuşuyor Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi ni ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ilçeye 3 yıl içinde tramvay, ardından da metronun geleceği müjdesini verdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi ni (BEGOS) ziyaret ederek işadamları ile bir araya geldi. Buca Adatepe de BEGOS Müdürlüğü nde yapılan toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 3 yıl içinde Buca ya tramvayın ardından da metronun geleceği müjdesini verdi. Kocaoğlu na teşekkür BEGOS Yönetim Kurulu Başkanı Timur Yaykıran, organize sanayi bölgesinin 18 yıl önce kurulduğunu ve 10 bin kişiye istihdam sağladığını söyledi. Bölgenin kuruluşundan bu yana belediye başkanlarından büyük destek aldıklarını söyleyen Yaykıran, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu na da daha önce talep ettikleri Yahya Kemal Beyatlı Caddesi'ni açtığı için teşekkür etti. Yaykıran, bu caddenin çok güzel olduğunu ve sadece organize sanayi bölgesi için değil, bölgedeki üniversite ve konutlar için de çok önemli bir bağlantı yolu haline geldiğini kaydetti. Yaykıran, en büyük sorunlarının ise çevre yolu ve İzmir e ulaşmak olduğunu söyleyerek bu konuda Başkan Kocaoğlu ndan destek istedi. Buca nın ulaşım sorunu çözülüyor Yeni açılan yollar, kavşaklar, alt ve üst geçitlerle önemli yatırımlara imza attıklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Uçanyol diye tabir edilen Homeros Bulvarı nın önce Otogar a, oradan da çevre yoluna bağlanması için 2 kilometrelik viyadük planladıklarını belirtti. Bunun için 100 milyon liralık kamulaştırma yapacaklarını ve toplam 200 milyon liralık yatırımla Buca nın ve Karabağlar ın önemli bir kısmını Ankara Caddesi ne sokmayacak bir ana arter açacaklarını söyledi. Başkan Kocaoğlu, Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi nin çevre yoluna bağlanması konusu üzerinde çalıştıklarını da söyledi. Tramvay ve metro geliyor Buca tramvayını daha öne hayata geçirmek istediklerini ancak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın biz yapacağız demesi ve sonrasında projesi yoktu, ondan yapamadık açıklamaları üzerine zaman kaybettiklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Buca tramvayının ihalesine hemen çıkacaklarını, metronun da projesini hazırlayacaklarını söyledi. Buca nın tramvayını 3 yıl içinde yapacaklarını belirten Başkan Kocaoğlu, metro çalışmalarının ise Yeşildere nin altından geçileceği için daha uzun süreceğini ifade etti. İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ve CHP'nin Buca Belediye Başkan Adayı Levent Piriştina'nın da katıldığı toplantıda BEGOS Başkanı Timur Yaykıran, Başkan Kocaooğlu na teşekkür plaketi verdi. Başkan Sındır'a 5 yıl TEŞEKKÜRÜ Bornova Belediye Başkanı Prof Dr. Kamil Okyay Sındır'a çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar teşekkür ziyaretinde bulunup plaket sundu. Beş yıl boyunca ilçede yaşayanların standartlarını yükselten pek çok proje ve hizmet üreten Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır'a çeşitli sivil toplum kuruluşları ile vatandaşın teşekkür ziyaretleri sürüyor. Son olarak Köy-Koop Başkanı Muhittin Akbulut ve yönetim kurulu, İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Kadri Yatkın ve yönetim kurulu, Pınargücü Spor Kulübü yönetimi ile çok sayıda vatandaş Başkan Sındır'ı ziyaret edip teşekkür plaketi verdiler. Beş yıl boyunca yapılan hizmetlerin kente büyük fayda sağladığını ve hep hatırlanacağını belirten dernek yöneticileri, bundan sonra da görüşeceklerinin sözünü aldılar.gösterilen sevgiden onur duyduğunu ifade eden Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Beş yıl boyunca halkın kararı ve desteğiyle bu kente hizmet etmeye gayret ettim. Doğrular, yanlışlar, eksikler mutlaka olmuştur ama elimden geldiğince iyi hizmet etmek ve adaletli davranmak için gayret ettim. Bugün görüyorum ki hemşerimin sevgisini kazanabilmişim. Bu ömrüm boyunca hatırlayacağım bir duygu diye konuştu. Bornova da çocuk olmak bir ayrıcalık Daha öne Çocuk Meclisi kurarak bir ilke imza atan Bornova Belediyesi, şimdi de UNICEF tarafından Çocuk Dostu Şehirler Projesi için pilot belediye seçildi Platformdan yapılan açıklamada, "Dün Çeşme halkından kişilik bir grup, özel mülkiyetlerde izinsiz kazı ve dolgu çalışmalarının yapıldığı bölgeye gittik. Gittiğimizde bir gün öncesine kıyasla muazzam bir tahribat ile karşılaştık. Hatta hukuksuz olarak kazı yapılan şahıslara ait tarlaların arasında kalan kadastral yol dahi kepçe marifetiyle kapatılmış, hafriyatla doldurulmuştu. Biz bölgeye gidince açmak zorunda kaldıkları yol, halen bölge halkı tarafından kullanılan bir yoldur ve yeniden açmaları için 10. dk. kadar bekledik. Bölgeye vardığımızda çalışanların baretleri dahi yoktu, sonradan getirildi. Halen şahıs adına kayıtlı 484 Ada-1 Parsel üzerinde resimlerde göreceğiniz şantiyedir girilmez tabelası koyulmuştu ve 18 Mart tarihinden bu yana sürdürülen izinsiz çalışmalar neticesinde artık 1. derece doğal sit alanındaki tarladan eser kalmamış, tam ortasından yol geçirilmiş, tonlarca hafriyat dolgusu yapılmış ve yol gelişigüzel olarak geçirilmişti. Kazı çalışmaları sırasında yer altından geçen elektrik kabloları koparılmış ve bölgeye yaşayanlar mağdur edilmişti. Neden hukuksuz? Tarlalar hala şahısların tapulu malıdır. Kazıya başlanabilmesi için; Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bedel tespit ve tescil davalarının sonuçlanması, Tarlaların hazineye tescili ve bu konuda taşınmaz sahiplerine tebligat yapılması, Hazineye tescili yapılarak kamulaştırılan tarlaların Milli Emlak Müdürlüğü tarafından şirkete teslimi yapılmalıdır. Bunların hiçbiri yapılmadığı gibi, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davalar 17 Nisan 2014'e ertelenmiştir. Erteleme sebebi, Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle birlikte, EPDK'nın plansız alanda işlem yapmış olması ve acele kamulaştırmanın gerekçesi olmamasıdır. Bu sebeplerle Danıştay tarafından verilen Yürütmeyi Durdurma kararı mevcuttur. Yanı sıra özel mülkiyet sahiplerinin açtığı iptal ve durdurma davaları, ÇED kapsam dışı kararına itirazlar halen dava aşamasındadır. Hal B ornova Belediyesi, UNICEF in Çocuk Dostu Şehirler Projesi ne pilot belediye olarak seçildi. Bornova Belediyesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu nun (UNICEF) öncülüğünde gerçekleştirilecek Çocuk Dostu Şehirler Projesi ne pilot belediye olarak seçildi. Projeye ilişkin protokolü Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır imzaladı. Türkiye den 10 belediyenin davet edildiği proje ile çocuk haklarının, yasa, program ve bütçelere yansıtılması amaçlanıyor. Bornova Belediyesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya Bölgesel Teşkilatı ile Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi ortaklığında gerçekleştirilen Çocuk Dostu Şehirler Projesi ne pilot belediye olarak seçildi. Her hak her çocuk için her yerde sloganı ile hayata geçirilen ve Türkiye den 10 belediyenin davet edildiği projeyle ilgili protokolü Bornova Belediye Başkanı Profesör Dr. Kamil Okyay Sındır imzaladı. Protokol 31 Aralık 2015 tarihine kadar sürecek. Proje kapsamında ihtiyaç analizi çalışmaları yapılacak ve belediyeler çocuk dostu politikalar ve mekanlar geliştirmek üzere desteklenecek. Bizim için onur Böylesi önemli bir projede özellikle pilot belediye olarak yer almanın çok önemli olduğunu ifade eden Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Bornova nın tercih edilmesi ilçemiz, belediyemiz ve Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu Destek Bekliyor Çevrecilerden RES şikayeti >>Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu üyeleri ve Çeşmeli 30 kişilik grup hafta sonunda RES şirketlerinin özel mülkiyetlerde izinsiz olarak yaptıkları kazı ve dolgu alanlarına gittiler. İmzaladıkları şikayet dilekçesini Çeşme Kaymakamlığına veren platform üyeleri savcılığa da başvuracaklarını ifade ettiler. İzmir İl Genel Meclisi Olağanüstü toplanarak Karaburun da kurulmak istenen Rüzgar Enerji Santrallerini (RES) ret ederek yörede yaşayan halka destek oldu. 30 Mart yerel seçimleri sonrasında tüzel kişiliği sona erecek olan ve geçtiğimiz haftalarda son meclis toplantısını düzenleyen İzmir İl Genel Meclisi, olağanüstü oturumunda yeniden bir araya geldi. Karaburun yarımadasında kurulması planlanan Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ile ilgili talepleri değerlendiren İl Genel Meclisi, yarımada halkına destek çıkarak büyük tartışmalara yol açan RES lerin önünü açan imar planı değişikliklerini oy çokluğuyla reddetti. Karaburun ilçesinde, Bozköy, Değirmentepe, Kargılıktepeleri ve Yaylaköy üzerine EPDK tarafından üretim lisansı verilen RES ler için ilgili imar düzenlemesini görüşmek üzere olağanüstü toplantı düzenleyen İl Genel Meclisi, Karaburun halkına destek vererek gelen talepleri reddetti ve yarımadadaki vatandaşlara yanınızdayız mesajı verdi. Yumurta Kapıya Dayandı Olağanüstü Meclis toplantısında konuşan Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, son günlerde büyük tartışmalara neden olan idareye ait taşınmazların paylaşımı ile ilgili tepkisini dile getirdi. Başkan Değirmenci, İl Özel İdaresi nin mal varlıkları ve personelinin ne olacağı belli değil. Yatırım İzleme Koordinasyon Kurulu nda kimler görevlendirilecek belli değil. Yarından itibaren Valilik te dört böyleyken, MÜLKİYET HALA ŞAHISLARDADIR. YAPILAN İŞLEM İŞGALDİR!! Yöre halkı olarak ekte göreceğiniz dilekçeyi hepimiz imzalayarak Çeşme Kaymakamlığı'na sunduk. Bunun yanında tabii Jandarma'ya şikayetçi ve tanık ifadelerimizi verdik. Bugün Savcılık ile ilgili yeni başvurularımız olacak. Bizler Çeşme'ye ve topraklarımıza sahip çıkmakta kararlıyız. Kimsenin kirli oyunlarına memleketimizi teslim etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti hukukunun doğru tecelli edeceğine inancımız tamdır. Bahsettiğimiz bu hukuksuzluklar yalnızca son günlerdeki kazılarla ilgilidir. Projenin başından beri yapılan usulsüzlükleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Tüm kamuoyuna saygılarımızla" dedi. KARABURUN A MECLİS DESTEĞİ gün boyunca üst üste toplantılar var. Taşınmazların paylaşımı ile ilgili görüşmeler yapılacak. Komisyon başkanlarını toplantıya davet etmiş. Bu kadar hassas bir konuyu böyle son ana bırakmak, deyim yerindeyse yumurta kapıya gelince karar verilecek. Son dört gün içerisinde değeri 3,5 katrilyon TL ye a ulaşan mal varlıklarının paylaşımı yapılacak ve İl Özel İdaresi nde çalışan bin personelin durumu belli olacak. Kanun çıkalı bir yıl oldu dedi. Yöre halkı da toplantıyı izledi İzmir İl Genel Meclisinin olağanüstü toplantısından önce Başkan Değirmenci yi ziyaret eden Karaburunlular, yörelerinde RES yapılmasını istemediklerini dile getirdi. Başkan Değirmenci vatandaşlara yaptığı açıklamada, konu mecliste görüşüldükten sonra karar verileceğini söyledi. İzmir İl Genel Meclisi nin son olağanüstü toplantısını Karaburun Kent Konseyi Temsilcileri ve yöre halkı da takip etti. Yarımadada kurulması planlanan rüzgar türbini için komisyon raporlarını oylayan İl Genel Meclisi, tarım ve hayvancılığın yoğunlukta bulunduğu bölgede RES lerin kurulmasına olanak sağlayan imar planı değişikliğini oy çokluğu ile reddetti. Emsal sayılabilecek karar doğrultusunda, gelecek olası başvuruların da önü kapanırken, yarımada içerisinde yapılması planlanan RES ler için, İl Özel İdaresi nin kapanması ile birlikte yetkili makam İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olacak. çocuklarımız adına bir onur kaynağı. Bu protokol çerçevesinde Çocuk Dostu Kent oluşturma adına halen yürüttüğümüz çalışmalar, Birleşmiş Milletler in de desteğiyle daha da özel ve anlamlı boyut kazanacak. Çocuklarımızın eğitim, kültür, sanat ve spor alanlarında daha aktif olmaları sağlanacak. Kentin ve geleceğin mimarları olan çocuklarımıza yönelik çok önemli bir çalışma. Bornova Belediyesi proje kapsamında üzerine düşen her şeyi yapacaktır dedi Çocuk Dostu Şehir nedir? Çocuk Hakları Sözleşmesi nin yerel düzeyde somutlaşmış hali olan Çocuk Dostu Şehir, çocuk haklarının politika, yasa, program ve bütçelere yansıtılması anlamına geliyor. Çocukların haklarını gerçekleştirmeye adanmış bir şehir veya daha genel olarak bir yerel yönetim sistemdir. Çocuk dostu bir şehirde çocuklar etkin bireylerdir. Sesleri ve düşünceleri dikkate alınır ve karar verme süreçlerini etkiler. Bornova bu konuda öncü Daha öne Çocuk Meclisi kuran Bornova Belediyesi, çocuklara yönelik çalışmaları ile örnek oluyor. Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi ile Genç Kaşifler Bilim Evi nde her yıl yüzlerce öğrenci bilim eğitimi, BELGEM (Bornova Belediyesi Gençlik Merkezi) nde ise binlerce öğrenciye İngilizce destek eğitimi, LYS ve LGS lere hazırlık kursu veriliyor. Ayrıca yine çocuklara pek çok branşta spor ve tiyatro gibi özel eğitimler sunuluyor. Engelsiz İzmir e bir adım daha İzmir Büyükşehir Belediyesi, akülü sandalye kullanan gılama ve dolduğu zaman akım kesme özelliğine sahip ortopedik engelliler için metro istasyonlarında şarj noktaları kurdu. 7-8 saatlik şarj süresini 1 saate indiren istadeniyle de engelliler tarafından beğeni topladı. İstasy- sistem, 7-8 saatlik şarj süresini 1 saate indirmesi nesyonlar, engelliler tarafından çok beğenildi. Türkiye de onlara kurulan, kent hakkında bilgilendirmeleri içeren engellilere yönelik ilk stratejik planı hazırlayan İzmir interaktif ekranlar, dolum süresini bekleyen engellilerin Büyükşehir Belediyesi, uygulamaya aldığı Kırmızı zamanlarını sıkılmadan geçirebilmelerine olanak Bayrak, Engelsiz İlaç, Akıllı İşitme Sitemi projelerinin sağlıyor. Şarj istasyonlarının kendilerine büyük kolaylık ardından akülü sandalyeyle ulaşım sağlayan ortopedik sağladığını belirten ortopedik engelli Gürbüz Koçak, engellilerin günlük yaşamlarındaki en büyük sorun olan Daha önce dükkanlardan tekerlekli sandalyelerimizin şarj konusuna da çözüm getirdi. Büyükşehir şirketlerinden İzmir Metro A.Ş. tarafından metro istasyon- 7-8 saati bulduğu için zorlanıyorduk. Şimdi 1 saatte şarj akülerini şarj etmek için yardım istiyorduk. Şarj süresi larında hizmete alınan şarj istasyonları büyük ilgi edip istediğimiz yere gidiyoruz. Ulaşım ve seyahat gördü. İlk etapta Konak, Bornova ve Göztepe istasyonlarında hizmete alınan şarj noktalarından aynı anda 3 Belediyesi ne teşekkür ediyoruz diye konuştu. özgürlüğümüzü arttırdığı için İzmir Büyükşehir akülü sandalye yararlanabiliyor. Şarj seviyesini al- Avrupa Birliği Hukuku Sertifika Programı nı bitirdi şimdi Almanya'da okuyacak Avrupa Birliği Hukuku Sertifika Programı nı başarı ile tamamlayana İzmir Üniversitesi öğrencisi Şizen Madanoğlu, hukuk eğitiminin bir bölümünü Almanya nın Westfälische Wilhelms-Universität Münster de sürdürecek. Türkiye nin en önemli partnerleri arasında yer alan Avrupa Birliği ülkeleri ile olan ilişkileri ve devam eden Avrupa Birliği ne (AB) üyelik süreci, AB hukuku eğitiminin önemini her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda uluslararası hukuk ve AB hukuku konusunda öğrencilerine verdiği eğitimi güncel programları ile de destekleyen İzmir Üniversitesi nin Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Şizen Madanoğlu, AB Hukuku Sertifika Programı nı başarı ile tamamladı. Uluslararası Adalet Divanı nda staj yapacak Program dahilinde Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Barış Sarayı ve Uluslararası Adalet Divanı nı ziyaret eden Madanoğlu, Leiden Üniversitesi nde de AB Hukuku eğitimi alma şansı buldu. SIZINTI Abdullah LELİK Abdullah_lelik@hotmail.com TÜRKÇE OL MP YATLARINA SAH P ÇIKALIM Türkiye'nin gururu, yüz akı, iftihar tablosu Türkçe olimpiyatlarına karşı son günlerde Başbakan'ın olumsuz tavrını anlamak mümkün değil. Gerçi aylardır Başbakan'ın halini garipsemeyen yok gibi. Neler oluyor bu memlekette? PKK, KCK, Ergenekon ve diğerleri adeta unutuldu. Seçim sürecinde Başbakan'dan bu konuda bir kelam işitmedik. Yeni Ergenekon icat edildi. Parelel yapı icad edildi. Varsa yoksa parelel yapı ve hizmet hareketi, bütün suçların, bütün olayların baş sorumlusu olarak ilan edildi. Bütün bunlara bir şey demedik. Belki bir gün gelecek suçlananların suç delilleri, belgeleri ortaya konacak ve yargı suçluların yargılayarak hesaplarını görecek. Başbakan'a göre herkes düşman görülüyor. Yasaklar peş peşe birbirini kovalıyor. Hukuksuz veya yasal dinlemeler biri birini izliyor. Basın üzerindeki baskılar devam ediyor. Basın, yandaş ve ya karşı medya olarak kamplara ayrılmış durumda. İnsanlarda ayrıştırılıyor. Özel hayatlar ayaklar altına alınıyor. İftiralar, çirkin benzetmeler, tahrikler, öfke ve ayrıştırmacılık artarak devam ediyor. Peki, yüz akımız, gururumuz, ülkemizin iftiharı Türkçe Olimpiyatlarını yasaklamak da ne oluyor? Buna hangi insaf, hangi izan, hangi vicdan dayanabilir. Türkçe olimpi yatlarının yasaklanması bu ülkeye ne kazandıracak? Bugüne kadar elde edilen çok kazanımları bir çırpıda yok etmek merhametsizliğin en büyüğü değil mi? Bu gelişme halkımızı çok üzecektir. Yasaklamanın bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Olimpiyatların yasaklanmasına halkımızın karşı çıkacağını düşünüyorum. Sağduyulu, fedakar Türk Milleti'nin, her zaman olduğu gibi bu yılda Türkçe Olimpiyat larına sahip çıkacağının emareleri görülüyor. Erzurumun bir yiğit eri sesini yükselterek Olimpiyatlara sahip çıktığını açıkladı. Daha çok sağduyulu vatan severin sesini yükselterek olimpiyatları sahipleneceğini zaman için göreceğiz. İşte Milliyetçilik diye buna denir. Ulusalcılık diye buna denir. Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Erzurum Büyükşehir Belediye başkan adayı Prof. Dr. Kamil Aydın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın 'stat ve salonlarda Türkçe Olimpiyatları' yaptırmayacağız sözüne tepki göstererek; "Kimin malını kimden esirgiyorlar? O stadyumlar, o salonlar bu milletin malıdır ve Türkçe de, bu milletin öz dilidir. İnşallah biz en az 400 bin kişiyle Türkçe Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacağız." dedi. Seçim çalışmaları çerçevesinde Aşkale'yi de ziyaret eden MHP Erzurum Büyükşehir Belediye başkan adayı Prof. Dr. Kamil Aydın ve MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, halka hitap ettiler. Konuşmasında çıktıkların kervanın adının hizmet olduğunu anlatan Aydın, "Kervanımı zın adı hizmet kervanıdır. Allah ın rızasını ve kul hakkını gözetmekteyiz. Allah tan haya ederseniz, hizmet edersiniz. İktidarın gücüyle kazandıklarımızı, şahsımıza hizmet için değil, millete hizmet için kullanacağız." dedi. Yerel seçim olmasına rağmen bakanların devlet işleriyle meşgul olmak yerine il il, ilçe ilçe dolaşıp seçim çalışması yapmalarını da eleştiren Aydın, iktidarın 'oy yoksa hizmet yok' diyerek insanları tehdit ettiğini savundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Türkçe Olimpiyatlarının yapılmasına izin vermeyeceğiz' sözünü de hatırlatan Aydın, şöyle konuştu: "Kimin malını kimden esirgiyorlar? O stadyumlar, o salonlar bu milletin malıdır ve Türkçe de, bu milletin öz dilidir. İnşallah biz en az 400 bin kişiyle Türkçe Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacağız. diye konuştu. MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ise Başbakan ın Fethullah Gülen Hocaefendi ye 'gel de hasret bitsin' sözünü hatırlatarak, milletin kalbine hançer saplayan, Güneydoğu' da paralel devlet olan KCK ya ses çıkarmadan, Hizmet Hareketi'nin okullarını kapataca ğız sözlerini eleştirdi. 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' diyen Öztürk, haksızlıkların üzerine gideceklerini söyledi. Hizmet Hareketi'ne paralel diyerek yolsuzlukların üstünün örtülemeyeceğini hatırlatan Öztürk, yolsuzluk iddialarına adı karışan bakanların yüce divana gidip aklanmaları gerektiğini ifade etti. Tweetter'ın kapatılmasını da eleştiren Oktay Öztürk, yanlışların duyulmaması için Tweetter ı kapattıklarını aktarıp; "Rüşvetin ve kayırmanın olduğu yerde, devlet ayakta durmaz. Ayetle dalga geçiliyor, sessiz kalınıyor. Bunu bir başkası yapsaydı kıyameti koparırlardı." dedi. Hele 30 Mart bir geçsin, ortaya ne fedakarlar çıkacak. Ne büyük salonlar, stadyumar Olimpiyatlara açılacak ve ev sahipliği yapacaktır. Bunu umuyor ve diliyoruz.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Şubat Mart Perşembe Çarşamba ZOLAN YÜZ GÜLDÜRDÜ Kent içi toplu taşımayı yeniden üstlenerek toplu ulaşımı ciddi ölçüde rahatlatan Denizli Belediyesi, 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlara ücretsiz ulaşım hakkı sağlayarak, ulaşım alanında önemli bir çalışmaya daha imza attı. Bu uygulama gencinden yaşlısına tüm Denizlililer in takdirini kazanırken, her gün binlerce yaşlı vatandaş ücretsiz ulaşım kolaylığından yararlanıyor Toplu taşımayı yeniden kendi bünyesine aldığı Kasım 2013 tarihinden bu yana birbirinden önemli çalışmalara imza atan Denizli Belediyesi, son olarak yaşlı vatandaşların ulaşım ihtiyaçlarını kolaylaştırmak adına 65 yaş ve üzerine ulaşımı ücretsiz hale getirdi. Her gün binlerce vatandaşın hayatını kolaylaştıran bu uygulama, Denizli Belediyesi nin ulaşım alanında gerçekleştirdiği atılımı bir basamak daha yukarıya taşıdı. 65 yaş ve üzerindeki vatandaşların hiçbir formalite ile uğraşmadan, yalnızca nüfus cüzdanlarını kullanarak ücretsiz seyahat edebildiği bu uygulama sayesinde, belediye otobüsünü tercih eden yolcu sayısında da ciddi bir artış yaşandı. Günün her saati istedikleri güzergahta çalışan otobüsleri, istedikleri kadar kullanmaya başlayan 65 yaş ve üzeri Denizlililer istedikleri yere artık daha rahat bir şekilde ulaşabiliyorlar. VATANDAŞLARDAN DENİZLİ BELE- DİYESİ NE TEŞEKKÜR 65 yaş ve üzeri vatandaşlara ücretsiz ulaşımın uygulanmaya başladığı 15 Mart tarihinden itibaren binlerce kişi bu imkandan yararlanırken, Denizli Belediyesi Otobüs İşletmesi de vatandaşlara her türlü kolaylığı sağlamaya özen gösteriyor ve daha önceki yıllarda doğan vatandaşların yalnızca nüfus cüzdanlarını sürücüye göstererek otobüse binebildiği bu yeni uygulamadan dolayı son derece memnun olduklarını belirten yaşlı vatandaşlar, Denizli Belediyesi nin her alanda olduğu gibi, bu konuda da yanlarında olduğunu belirterek, Denizli Belediyesi ne ve Belediye Başkanı Osman Zolan a teşekkür ettiler. ÖZAY GÖNLÜM MUHTEŞEM GECEDE ANILDI Türk Halk Müziği Sanatçısı Özay Gönlüm, aramızdan ayrışılışının 14. yılında Ankara'da düzenlenen program anıldı. Denizlim Derneği ve Denizli Belediyesi'nin birlikte düzenlediği Anma Programı MEB Şura Salonu'nda gerçekleşti. Programa, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Eşi Ayşen Zeybekci,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Denizli Belediyesi Başkan Vekili Ali Değirmenci, AK Parti Denizli Milletvekili Bilal Uçar, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Denizlim Derneği Başkanı Hasan Oymak ile Denizli'den gelen çok sayıda protokol üyesi, oda başkanları ve davetliler katıldı. Programda, salon girişine Denizli'den gelen çok sayıda kuruluş stant açtı. Ekonomi Bakanı Zeybekci, burada yaptığı konuşmada, 'ölümünün 14. yılında anılan Denizlili sanatçı Özay Gönlüm'ü anıyoruz. Gönlüm Türk kültüründe iz bırakan biridir. Gönlüm, türküleri Almanlara, Japonlara ve Avustralyalılara söyleyerek Türk kültürünün tanıtımına da katkıda bulundu. Denizli var oldukça onun türkülerini söylüyor olacağız' şeklinde konuştu. Denizli Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci de Gönlüm'ün Ege yöresi şivesiyle söylediği dillerden dillere dolaşan eserleriyle şehrin tanıtımına önemli katkı sunduğunu söyledi. Programda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de bir konuşma yaptı. Daha sonra Denizli Belediye Konservatuvarı, sanatçıları birbirinden güzel eserleri programa katılanlar için seslendirdi. Konservatuvar sanatçılarından Hakan Eyiden söylediği Özay Gönlüm türküleriyle salonu coşturdu. Bu arada Denizlili öğretmen Sami Alaşık'ın okuduğu 'Ninenin Mektupları' ise herkesten büyük beğeni aldı. Programın sonunda, Gönlüm'ü anma gecesine katkı sunan kurum temsilcilerine plaket verildi. HALK OZANI ÖZAY GÖNLÜM- Denizli nin yetiştirdiği ünlü halk ozanı Özay Gönlüm, 5 Şubat 1940 tarihinde Denizli de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Denizli de tamamlayan Gönlüm, 14 yaşında bağlama çalmaya başladı. Yıllarca Ankara Radyosu nda görev yapan halk ozanı Gönlüm, yılları arasında Ege yöresinde ve özellikle Denizli ile köylerinde folklor araştırması yaptı, 3 bine yakın türkü derledi. Gönlüm, Kültür ve Turizm Bakanlığı nın Türkiye yi tanıtım programı çerçevesinde, 9 u Avrupa da olmak üzere dünyanın 23 farklı ülkesinde Türk Halk Müziği konserleri verdi. Denizli ağzı ve şivesiyle okuduğu Ninenin mektupları ile de özdeşleşen halk ozanı Gönlüm, 1 Mart 2000 de aramızdan ayrıldı. "DENİZLİMİZDE YÜZME BİLMEYEN KALMAYACAK" Denizli Belediyesi tarafından kente kazandırılan ikinci yüzme havuzu olan Kayıhan Kapalı Yüzme Havuzu düzenlenen törenle hizmet vermeye başladı. Kayıhan Kapalı Yüzme Havuzu açılışına, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Belediye Başkan yardımcıları, protokol üyeleri ve binlerce vatandaş katıldı Açılışa katılan Bakan Zeybekci ve Başkan Zolan, yoğun ilgi nedeniyle araçlarından indikten sonra protokol alanına 20 dakikada zor ulaştı. Vatandaşlar, Bakan Zeybekci ve Başkan Zolan'ı, yerlerine oturuncaya kadar alkış yağmuruna tuttu. Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, sıcak havaya rağmen açılışa katılan herkese teşekkür ederek sözlerine başladı. Yüzme havuzunun başta mahalle sakinleri olmak üzere tüm Denizli'ye hayırlı olmasını dileyen Başkan Zolan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sıcak havaya rağmen bizleri yalnız bırakmayıp açılışımıza geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ederim. Her zaman yanımızda olduğunuz gibi bugün de bizleri yalnız bırakmadınız. Biz sizlerin hizmetkarı olarak, ne söz verdiyse yapan kişiler olarak, bugün de söz verdiğimiz bir işin sonuna, bir işin güzelliğine hep beraber ulaşmış bulunuyoruz. Yüzme havuzumuz tüm Denizlimiz'e, tüm çocuklarımıza, tüm hanımlarımıza, tüm vatandaşlarımıza hayırlı olsun. Spor, hem ruh hem beden sağlığı demektir, kurallar demektir. Ekip ruhu sporla sağlanır. Spor hayatın ta kendisidir. Yenilmek de vardır sporda, yenmek de vardır. Düşmek de vardır, ayağa kalkmak da. Her insanımıza spor yaptırmak da bizim görevimizdir. Burada Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ ve milletvekillerimizle birlikte temel atmıştık. Şimdi de yine sizlerin de katılımıyla bu muhteşem eseri hizmete açıyoruz. İnşallah bundan sonra da Denizlimiz'e birçok eser kazandıracağız. Hayal ettiğimiz her şey tek tek vücut bulacak. Yeni dönemde 4 tane daha kapalı yüzme havuzu yapacağız. Denizli'de yüzme bilmeyen kalmasın istiyoruz. Hiç kimsenin 'yüzme bilmiyorum' şeklinde mazereti olmamalıdır. Bugün 24 farklı branşta 7'den 77'ye herkese ücretsiz spor kursları veriyoruz. Bu artarak devam edecek. Şu an burada yüzme için tam 2 bin başvuru aldık. Bir sonraki kurs için ise başvuru var. Beklentinin üzerinde başvuru aldık. Bu bölgemize kapalı pazar yeri yaptık, doğal gazla buluşturduk. Park anlamında dokunmadık yer bırakmadık. 2004'te başlayan o hizmet destanını sizlerle birlikte yazmaya devam ediyoruz." Denizli Valisi Abdülkadir Demir de tesisin yaklaşık 1 yıl önce temelinin atıldığını anımsatarak, "Yağmurlu bir günde yoğun bir kalabalıkla temelini atmıştık. Şimdi de açılışını görmek nasip oldu. Bölgemize ve Denizlimiz'e hayırlı uğurlu olsun. Modern kent; kentin merkezinin imar edildiği, diğer bölgelerin ise ihmal edildiği kentler değildir. Merkezde ne varsa, her bölgeye de onun yapılması lazım. Denizli'de bu iş en güzel örnekleriyle gösteriliyor. Ben Belediye Başkanımız Osman Zolan ve ekibine bu başarılarından dolayı çok teşekkür ediyorum" dedi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise 10 yılda Denizli'nin nereden nereye geldiğini hatırlatarak sözlerine başladı. 2004'te Denizli de yalnızca 1 tane kapalı spor salonu bulunduğunu anımsatan Bakan Zeybekci, "Şu an kaç tane oldu, inanın sayısını ben bile bilmiyorum. 5 bin kişilik, 3 bin kişilik, kişilik spor salonlarımız var. Denizli'nin tüm mahallelerine yüzlerce basketbol ve voleybol sahası yaptık. Denizlimiz'de spor yapmak isteyen herkese her türlü branşta spor imkanı sunuluyor. Denizli Belediye Başkanımız Osman Zolan, on binlerce kadına, on binlerce çocuğumuza spor malzemesi veriyor. İşte sporu sevdirmek böyle olur. Bu çocuklarımız gelecekte olimpiyat şampiyonu olur, dünya şampiyonu olur. Küçücük ülkelerden onlarca şampiyon çıkar. Ama bizde ise 1 şampiyon çıkmaz. Sporda destanlar yazmış, güreşte destanlar yazmış Türkiye maalesef şampiyonluklarda yer bulamamakta. Nedeni ise altyapı eksikliğidir, destek olunmayışıdır. Artık 10 yıldan beri bu gidişat değişmektedir. Bu tesislerle geleceğin olimpiyat ve dünya şampiyonları buralardan çıkacaktır. Ben 26 yaşında köyümüzdeki derede yüzme öğrendim. Ama bu işin öğrenilmesi gereken yerler bu tesislerdir. İnşallah bu tesisler ile gelecekte herkes yüzme öğrenecek. Gelecekte ilkokulu bitirme yaşına gelmiş çocuklarımızın tamamı buradan yüzme öğrenip sertifika alarak mezun olacaklar.

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 GÜNCEL7 26 Şubat Mart Perşembe Çarşamba ÇİRKİNLEŞMEYİN, YAKIŞMIYOR! Bayraklı da yerel seçim yarışının mevcut belediye başkanı tarafından sabote edildiğini açıklayan DSP Belediye Başkan Adayı Hüseyin Aslan, Çirkinleşmeyin, yakışmıyor dedi. Aslan, söz konusu engellemelerin rekabete yakışmayacak boyut kazandığını söyledi. Yarın (26 Mart Çarşamba) günü için düzenledikleri Demokrasi ve Özgürlük Yürüyüşü ilanlarının dahi hedef alındığını açıkladı. Uygulamanın belediye yetkisinde imha boyutuna vardığını açıklayan Aslan, şöyle konuştu; Demokrasi ve Özgürlüğü savunan bir partinin belediye başkanı tarafından, aynı adı taşıyan ve tüm İzmirlilerin davet edildiği bir yürüyüşün ilanına reva görülenin takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Artık e- fendilik ile eziklik karıştırılır oldu. Susarak, olgunlukla karşılamaya çalıştığımız hakaret içerikli uygulamalar da kabul sınırlarını aştı. Adaylığıma yönelik bayrak ve afişlere yapılan resmi belediye saldırılarını da geçmiş durumdayım artık. Demokrasi ve Özgürlük Yürüyüşü ilan ve panolarından ne istiyor? Partisinin savunduğu değer yargıları ile bize yaşattığı birbirine ne kadar uyuyor? Aslan konuya ilişkin değerlendirmesini şöyle tamamladı, "Kendine saygısı ve güveni olmayan insanların başkalarına saygı duymasını beklemek yanlış olur ama vicdani muhasebeye davet etmeden de duramıyor insan. Demokrasiyi savunanlar, demokratik hakları engelliyor. Ülke yönetiminde olanlar için (İktidar olmanın silahını kullanıyorlar) diye halka yakınırken, şikayetçisi olduğunuz uygulamaları rakiplere uygulamanın mantığını biri bana açıklasın lütfen" dedi. EGE OTLARI, İZMİR EKONOMİLİ ŞEFLERLE EŞSİZ LEZZETE BÜRÜNDÜ Ege otları, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü'nün genç şeflerinin elinden lezzetli çorbaya dönüştü. Ege Mutfağına Yıldız Kazandırma Projesi kapsamında, İzmir'e gelen Michelin Ödüllü Fransız Şef Joseph Viola, İEÜ Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Eğitmen Şef Osman Sezener ve öğrenciler, Urla Özbek Köyü'nde gerçekleştirilen Ot Festivali kapsamında, 18 farklı Ege otundan yaptıkları çorbayı festival konuklarına ikram etti. Ege otlarının farklı lezzetleri Fransız tekniğiyle birleştirilirken, her derde deva Ege otlarından oluşan çorba tadanların beğenisini kazandı, uzun kuyruklar oluştu. Ege Mutfağına Yıldız Kazandırma Projesi'nin ikinci etabı kapsamında kentin yerel değerlerini yerinde gören, kendi tekniğiyle İEÜ'lü genç şefleri eğiten Michelin Ödüllü Şef Joseph Viola, Ege'nin ot kökenli mutfağı karşısında çok etkilendiğini söyledi. Türkiye'ye her gelişinde farklı bir deneyim yaşadığını belirten Şef Viola, Üniversitedeki enerjiden çok memnunum. İzmir i ve Ege mutfağını çok sevdim. Daha önce hiç bu kadar çok otla çalışmadım. Festival de çok etkileyici. İnsanların buraya gelip ot kökenli bu yemekleri yemelerinden çok memnunum. Türk Fransız tarafları birlikte çalışıyor çünkü böyle bir ihtiyaç var. Öğrencilerimiz de bu etkileşimden büyük ders çıkaracaklar. İEÜ tarafından bu öğrencilerin bilgilerinin arttırılması için büyük bir çaba harcanıyor dedi. DIŞARIDAKİ İLK DENEYİM İEÜ Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Nazan Turhan da, ilk kez öğrencilerin iki şef gözetiminde halka ikram ettikleri bir çorba pişirdiklerini ifade etti. Prof. Dr. Turhan, Öğrencilerimiz Ege otlarıyla yeni bir çorba yaptılar. Ekip olarak, dışarıda çalışmayı da ilk kez deneyimlediler. Halka bir sunum yaptılar. Bunun zorluklarıyla beraber, güzel yanlarını da öğrendiler. Bu tarz etkinliklerimizi sürdüreceğiz diye konuştu. 2 ŞEFTEN TÜRK-FRANSIZ SENTEZLİ OT ÇORBASI İEÜ Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Eğitmen Şef Osman Sezener de, festival kapsamında öğrencilerin büyük bir deneyim kazandığını belirtti. Şef Sezener, şunları kaydetti: Bu çorbayı, Türk Fransız kültürünü birleştirmek ve Urla da, 'slow food'un öne çıktığı yerde, ülkemize özgü otlarla bir lezzet üretmek için yaptık. 18 farklı ot türü kullanıldık. Hem Türk, hem de Fransız pişirme teknikleri beraber kullanıldı. Çorbayı 500 kişiye servis ettik. Herkes için farklı bir deneyim oldu. Hem slow food farkındalığı artıyor hem de bizim Fransa yla işbirliğimiz artıyor. Bodrum'un "akrep savar" evleri, yeni sezonu bekliyor Muğla'nın Bodrum ilçesinde iki katlı olarak tasarlanan, pencere ve kapıları akrep gibi haşerelerin "ateş" olarak gördüğüne inanılan mavi renkle boyanan beyaz evlerde turizm sezonu için son hazırlıklar yapılıyor. Mimarlar O- dası Bodrum Temsilciliği Dönem Başkanı Başkanı Erdoğan, "Söve taşları çivit mavisine boyanır. Mavi rengin akrepleri kovduğu söylenir. Bütün Akdeniz mimarisinde bunları görürsünüz" dedi Bodrum ilçesinde beyaz boyalarıyla dikkatleri çeken iki katlı evler, turizm sezonu öncesi bakımdan geçiriliyor. İlçeye gelen turistlerin dikkatini çeken, 1974 yılındaki imar planlarına göre iki katlı yapılan ve beyaz renge boyanan Bodrum evleri, begonvil çiçekleriyle kaplı çevresi, mavi boyalı kapı ve pencereleriyle adından söz ettiriyor. Bahçıvanlar tarafından bahçelerindeki çiçekler ve ağaçlar budanan, kapı pencereleri yeniden boyanan evler, turistlerin karşısına göz alıcı güzelliğiyle çıkmaya hazırlanıyor. Beyaz evlerin kapı ve pencerelerinin, akrep gibi haşerelerin "ateş" olarak algılayıp uzak durmasını sağlamak için yıllar önce mavi renge boyandığı belirtiliyor. Evlerde beyaz boyanın tercih edilmesinde ise sıcak havalarda daha serin olmasını sağlamak o- larak açıklanıyor. Öte yandan Bodrum Ticaret Odasınca 2012 yılında yapılan bir araştırmada, ilçede turizme hizmet eden Bodrum evlerinde 38 bin 983 yatak kapasitesi bulunduğu öğrenildi. Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği Dönem Başkanı Başkanı Hamdi Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bodrum'da geleneksel taş ev mimarisi bulunduğunu söyledi. İlçedeki taş evlerinin prizma şeklinde yapıldığını vurgulayan Erdoğan, ilçede "musandıralı", "sakız tipi" ve "kule tipi" olarak adlandırılan evler bulunduğunu ifade etti. Evlerin boyutlarının eldeki malzemeye göre şekil aldığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Geleneksel olarak bazı yapı tipleri oluşmuş. Tek odalı, düz damlı, tek katlı evler karşımıza çıkar. İçerisinde tek bir oda vardır ve iki dar ucunda o- cakları bulunur. Bunun yanı sıra yatma yerleri üst katta olan, alt kısmında ahırların bulunduğu 'musandıralı' olarak adlandırılan evler var. Bu, ilçede en çok görülen ev tipidir. Evlerin bölmeleri duvarla değil, ahşap dolaplarla ayrılır. Sakız tipi ev modeli ise adını Sakız Adası'ndan alan, iki katlı olarak karşımıza çıkar. Kule tipi adını alan evler ise ilçede en az görülen ev tipidir." Bodrum'da evlerin genellikle taştan yapıldığını bildiren Erdoğan, "Yapıların duvarı santimetre kalınlığında olur. Ön ve arka yüzleri kalın moloz taşlarla yapılır.iki büyük iri taşın arasına çakıl ve toprak dolguyla beden duvarı oluşturulur. Dış cephesi çakar sıvayla sıvanır" dedi.

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Mart 2014 Çarşamba SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Türkçe Olimpiyatları'na ev sahipliği yapacağız Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Erzurum Büyükşehir Belediye başkan adayı Prof. Dr. Kamil Aydın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın 'stat ve salonlarda Türkçe Olimpiyatları' yaptırmayacağız sözüne tepki göstererek; "Kimin malını kimden esirgiyorlar? O stadyumlar, o salonlar bu milletin malıdır ve Türkçe de, bu milletin öz dilidir. İnşallah biz en az 400 bin kişiyle Türkçe Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacağız." dedi. Seçim çalışmaları çerçevesinde Aşkale'yi de ziyaret eden MHP Erzurum Büyükşehir Belediye başkan adayı Prof. Dr. Kamil Aydın ve MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, halka hitap ettiler. Konuşmasında çıktıkların kervanın adının hizmet olduğunu anlatan Aydın, "Kervanımızın adı hizmet kervanıdır. Allah ın rızasını ve kul hakkını gözetmekteyiz. Allah tan haya ederseniz, hizmet edersiniz. İktidarın gücüyle kazandıklarımızı, şahsımıza hizmet için değil, millete hizmet için kullanacağız." dedi. Yerel seçim olmasına rağmen bakanların devlet işleriyle meşgul olmak yerine il il, ilçe ilçe dolaşıp seçim çalışması yapmalarını da eleştiren Aydın, iktidarın 'oy yoksa hizmet yok' diyerek insanları tehdit ettiğini savundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Türkçe Olimpiyatlarının yapılmasına izin vermeyeceğiz' sözünü de hatırlatan Aydın, şöyle konuştu: "Kimin malını kimden esirgiyorlar? O stadyumlar, o salonlar bu milletin malıdır ve Türkçe de, bu milletin öz dilidir. İnşallah biz en az 400 bin kişiyle Türkçe Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacağız. diye konuştu. MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ise Başbakan ın Fethullah Gülen Hocaefendi ye 'gel de hasret bitsin' sözünü hatırlatarak, milletin kalbine hançer saplayan, Güneydoğu'- da paralel devlet olan KCK ya ses çıkarmadan, Hizmet Hareketi'nin okullarını kapatacağız sözlerini eleştirdi. 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' diyen Öztürk, haksızlıkların üzerine gideceklerini söyledi. Hizmet Hareketi'ne paralel diyerek yolsuzlukların üstünün örtülemeyeceğini hatırlatan Öztürk, yolsuzluk iddialarına adı karışan bakanların yüce divana gidip aklanmaları gerektiğini ifade etti. Tweetter'ın kapatılmasını da eleştiren Oktay Öztürk, yanlışların duyulmaması için Tweetter ı kapattıklarını aktarıp; "Rüşvetin ve kayırmanın olduğu yerde, devlet ayakta durmaz. Ayetle dalga geçiliyor, sessiz kalınıyor. Bunu bir başkası yapsaydı kıyameti koparırlardı." dedi. (CİHAN) Türkiye, Sudan'dan Somali'ye model hastaneler inşa ediyor Sağlık Bakan Yardımcısı Kafkas, "Kısa süre önce Sudan'- da bir hastane açtık, nisan ayında yine Somali'de açacağız. Afganistan'daki hastanemiz bitti, Lübnan'daki bitti. Yani nerede bir mazlum insan varsa biz oraya el oluyoruz" şeklinde konuştu Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, "Kısa süre önce Sudan'- da bir hastane açtık, nisan ayında yine Somali'de açacağız. Afganistan'daki hastanemiz bitti, Lübnan'daki bitti. Yani nerede bir mazlum insan varsa biz oraya el oluyoruz" dedi. Kafkas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında Türkiye'de ciddi bir çalışmanın yapıldığını ve bu çalışmaların ciddi bir mesafeye ulaştığını söyledi. Sağlık yatırımlarının iki ayrı modelde gerçekleştirildiğini anlatan Kafkas, şöyle devam etti:"türkiye'deki yatırımlarımızı ikiye ayırmak lazım. Bir taraftan kamu-özel sektör ortaklığı modeli ile şehir hastaneleri kuruyor, diğer taraftan da Sağlık Bakanlığı ve TOKİ'nin yatırımlarıyla hastaneler yapıyoruz. Türkiye'deki hasta yataklarımız, hasta yatağı sayılarımız insanımıza uygun değildi. Altı, yedi, sekiz kişilik koğuşlarda hasta tedavi ediyorduk. Bu, k- abul edilebilir bir şey değil. Türkiye'nin üçüncü bin yıl vizyonunda nitelikli oda ihtiyacı var. Banyosunun, tuvaletinin içinde olduğu, bütün tıbbi alt donanımlarının yeterli olduğu müstakil odaların olması lazım. En fazla iki kişinin kalabildiği o- daları ve modern donanımlı Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center hastaneleri hedefliyoruz." Yurt genelinde devam eden 324 hastane inşaatının bulunduğunu, 46 hastanenin de projesinin hazırlandığını belirten Kafkas, "16 hastanemizin temelini attık. Kamu-özel ortaklığı modeli ile 46 hastanemizin daha projesi hazırlanıyor. Türkiye'nin önümüzdeki 3 yıl içinde sağlık altyapısı problemi kalmayacak" dedi. - Yurt dışındaki sağlık yatırımları Sağlık alanındaki vizyonun Türkiye ile sınırlı olmadığını vurgulayan Kafkas, yurt dışındaki çeşitli bölgelerde de hastaneler yaptıklarını ya da gelişmesine yardımcı olduklarını dile getirdi. "Kısa süre önce Sudan'da bir hastane açtık, nisan ayında yine Somali'de açacağız. Afganistan'daki hastanemiz bitti, Lübnan'daki bitti. Yani nerede bir mazlum insan varsa biz o- raya el oluyoruz" ifadelerini kullanan Kafkas, şöyle konuştu: "Yurt dışında uyguladığımız eğitim ve araştırma modelinde hastaneyi yapıyor, beş yıl ortak işleterek oradakilere tabiri caizse balık tutmayı öğretiyoruz. Bu beş yıl içinde tüm uygulamaları kavramalarını sağlayıp oradan kendimiz çekiliyoruz. Süreç bu şekilde devam ediyor. İnanıyorum ki Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, üçüncü bin yılın başında, sağlıkta yakaladığı bu vizyonu yeni şehir hastanelerimizde, yeni konseptiyle dünya standartlarını öteye taşıyacak." - Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri yaygınlaştırılacak Türkiye genelinde Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin yaygınlaştırılması için de bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Kafkas, burada temel amacın hastane konseptinde hastaların tecrit edilip, toplumdan koparılarak tedavi edilmelerinin önüne geçilmesi olduğunu vurguladı. Hastaların toplumun içerisinde, ailenin içerisinde ve toplumdan koparılmadan rehabilitasyonlarını sağlamak için bu yönteme doğru gidildiğine dikkati çeken Kafkas, "Bütün dünyada da bu trend uygulanıyor. Bu, 'psikiyatri hastanelerimizi kapatalım, ruh ve sinir hastalıkları hastanelerimizi kapatalım' anlamına gelmiyor. Belki ileri düzeydekiler yine oralarda tedavisini sürdürecek ama birinci aşamadaki hastalarımızın toplumdan koparılmadan, toplumun içerisinde tedavilerinin yapılmasının daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Bunun için de böyle bir anlayışı, böyle bir konsepti bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" i- fadelerini kullandı. Söz konusu merkezlerin, kentteki ya da bölgedeki ihtiyaca göre kurulacağını dile getiren Kafkas, "Birinci aşamada belki bütün ilçelerde gerçekleştirmemiz mümkün değil. Çünkü doktor altyapımız o kadar güçlü değil. Belki fiziki altyapıları sağlayabiliriz ama bunun, nüfus yoğunluklarına göre kademeli olarak Türkiye'ye yaygınlaştırılması hedefleniyor" diye konuştu. Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 26 Şubat Mart Çarşamba Perşembe Mart Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Özmete, dünyanın ve Türkiye'nin gelecekte ekonomik ve sosyal alanda bir hayli etkili olacak demografik dönüşüm geçirdiğini belirterek, bu dönüşümün en önemli dinamiklerinin doğum oranlarının düşmesi, yaşam sürelerinin uzaması ve yaşlı nüfusunun artması olduğunu ifade etti. Bundan yaklaşık yıl sonra dünya nüfusunun 9,5 milyar olacağını ve bunun 2 milyarını 60 yaş ve üzerindeki bireylerin oluşturacağını belirten Özmete, ''Bugün Türkiye'de yaşlı nüfus oranı yüzde 7,7'dir. 65 yaş üzerinde ise yaklaşık 5 milyon 891 bin 694 kişi yaşamaktadır. 90 yaşın üzerinde ise yaklaşık 90 bin kişi bulunmaktadır'' dedi. Bir ülkede yaşlı nüfusunun artması o ülkenin tıp, teknoloji ve sağlık alanlarında geliştiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Özmete, artan yaşlı nüfusun potansiyelini en iyi şeklide değerlendirebilen ülkelerin gelecekte diğer ülkeler ile rekabet açısından en avantajlı durumda olacağını belirtti. -''Uzun ömür insanlığın en büyük başarısıdır'' Uzun ömrün insanlığın en büyük başarısı olduğunu ifade eden Özmete, ''Bu bir kutlamadır. Ancak uzun yaşamak değil, aktif, üretken ve sağlıklı yıllar geçirmek önemlidir. Bunun için yaşlılara sunulacak olanaklar evde ve kurumda bakım hizmetlerini geliştirmek; yaşlının yanı sıra yaşlıya bakan aile bireylerine de psiko-sosyal açıdan destek olmak önemli hale gelmektedir'' diye konuştu. Dünyanın yaşlanmakta olduğunu, Amerika Nüfus Enstitüsü'nün 2050 yılına kadar asırlık yaşında o- lacak bireylerin sayısının 834 bine yükseleceğini tahmin ettiğini belirten Özmete, yaşlanan nüfusla çalışma yaşamında olan yaşlı bireylerin sayısının da artacağını söyledi. TÜİK tarafından yıllara göre yapılan Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın en son verilerini, 65 ve daha ileri yaştaki bireylerin yaşam memnuniyetlerine göre hesaplayan ve yorumlayan Özmete, ''Türkiye'de 65 ve daha büyük yaştaki bireylerin genel olarak yüzde 53,95'i mutlu, yüzde 6,32'si çok mutludur'' bilgisini paylaştı. Yaşlıların yüzde 61,96 oranında mutluluklarının en önemli kaynağının aile bireyleri olduğunu, yüzde 85,13 oranında yaşlılar için sağlığın mutluluk kaynağı olan en önemli değer olduğunu belirten Özmete, sevgi, para, başarının yaşlılar için az önem verilen değerler arasında yer aldığını belirtti. Özmete, ''Akrabalık ilişkilerinden yüzde 77.6'sı memnun. Yaşlılar akrabalık ilişkilerine göre, arkadaşlık ilişkilerinden daha fazla memnunlar. Yaşlıların evlilik yaşamından duydukları memnuniyet de yüksek'' dedi. Yaşlıların kendi eğitim düzeylerinden yüzde 60,55 oranında memnun olduklarını belirten Özmete, aylık gelir düzeylerinden memnun olduklarını belirtenlerin oranının ise yarıdan az olduğunu söyledi. Yaşlıların işlerinden memnun olma oranının yüzde 64,10, işten elde ettikleri kazançtan duyulan memnuniyetin yüzde 36,32 olduğu bilgisini paylaşan Özmete, yüzde 72,49 oranında yaşlıların emekli maaşlarının miktarını yeterli bulmadığını belirtti. -''Yaşlılar sağlık hizmetlerinden memnun'' Araştırmada yaşlıların sağlık ve diğer hizmetlerden duydukları memnuniyetin de değerlendirildiğini ifade eden Özmete, buna göre çoğunluğun sağlık hizmetlerinden memnun olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Sağlık kuruluşlarında yapılan muayeneden yaşlıların yüzde 77,63'ünün memnun olduğunu, yaşlıların yüzde 80,71'inin doktorların, yüzde 82,61'inin hemşire veya hastabakıcıların hastalara davranışlarında sorun olmadığını söylediğini belirtti. Sağlık hizmetlerinin kalitesinde genel olarak sorun olmadığını düşünen yaşlıların yüzde 81,03, ilaç fiyatlarında sorun olduğunu belirterek memnuniyetsiz olduklarını açıklayanların yüzde 31,99 oranında olduğunu ifade eden Özmete, şu bilgileri paylaştı: ''Yaşlıların büyük çoğunluğu (yüzde 97,47) yaşından dolayı toplumsal baskı hissetmemektedir. Yüzde 74,52'si umutlu olduklarını belirtmekte, 'bir yıl sonra daha iyi olacağını' söyleyenlerin oranı yüzde 17,92, aynı olacağını söyleyenlerin oranı yüzde 47,67, daha kötü olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 12,40'dır. Türkiye de yaşlıların mutlu ve umutlu oldukları, gelecekten beklentilerinin olduğu, en çok sağlık değerine önem verdikleri, tüm aile bireylerinin yanı sıra en çok çocukları ve torunları ile bir arada olmaktan mutlu oldukları, genel olarak sunulan sağlık hizmetlerinden memnun oldukları, ilaç, muayene ve tahlil ücretlerinden, sağlık personelinin sayısından çok memnun olmadıkları, aylık gelirlerini, emekli maaşlarını yeterli bulmadıkları görülmektedir.'' Trabzon'da Teknokent çatısı altındaki Tekno Girişimcilik Sermaye Desteğiyle kurulan Onkozone Şirketince "Onkolojik İlaç Hazırlama Sistemi" projesi hazırlandı. Projeyle, kemoterapi gören hastaların tedavilerinde kullanılacak solüsyonların el değmeden hazırlanması için bir cihaz üretilmeye başlandı Türk Eczacılar Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, piyasada bulunmayan ilaçlara dönük sıkıntıların palyatif tedbirlerle çözüldüğünü belirtirken, ''Ancak sorunu görmezden gelip, çözülüyor noktasından bakarsak, bu önümüzdeki süreçte daha ciddi sorunlara yol açabilir'' dedi

13 ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, 26 Mart 2014 Çarşamba

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Mart Şubat Çarşamba Perşembe ŞAMPİY... FENERBAHÇE Ersun Yanal: "Rakiplerimizle puan farkı bizi ilgilendirmiyor. Onların başarısızlığıyla başarılı olacak değiliz, başkasının başarısızlığından beslenerek şampiyon olacak hiç değiliz" Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, 3-0 kazandıkları Gaziantepspor maçına ilişkin, "Rakiplerimizle puan farkı bizi ilgilendirmiyor. Onların başarısızlığıyla başarılı olacak değiliz, başkasının başarısızlığından beslenerek şampiyon olacak hiç değiliz. Ne zaman olur bilemem ama sonunda biz şampiyon olacağız" dedi. Yanal, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, bugün sahada iyi oynayan bir Fenerbahçe'nin olduğunu, şampiyonluk konusunda önemli yol kat ettiklerini belirtti. Taraftarın ortaya koyduğu duruşun karşılığını hak ettiğini ifade eden Yanal, takımının şampiyonluk yolundaki emin adımlarının kendisini sevindirdiğini kaydetti. Sergiledikleri performansın sonucunu henüz almadıklarına dikkati çeken Yanal, sezon bittiğinde taraftarlara şampiyonluk armağan edeceklerini dile getirdi. Kontraatağı iyi yapıp, rakibe üstünlük kurduklarını anlatan Yanal, "Rakibimizin bize karşı üstünlüğünü görmedim, 2-0'lık skorda sonra dengeli ve kontrollü oynamayı tercih ettik. Rakibe üstünlük kurduğumuz maçları kazanıyoruz. Güçlü bir takımımız var, bunu bugün bir kez daha gösterdik" diye konuştu. Moussa Sow'un değerli bir oyuncu olduğunu vurgulayan Yanal, bu oyuncunun golü çok sevdiğini, kaçırdığında da çok üzüldüğünü ifade etti. Moussa'nın gol atmak için her türlü performansı gösterdiğine dikkati çeken Yanal, şöyle devam etti: "Yüreği ve cesareti var, bugün gol attığı için mutluyuz. Önümüzdeki maçlarda daha çok gol atacak. Fenerbahçe'ye sezon başından bu yana, 3 Temmuz sürecinden bu tarafa bakacak olursak duruşuyla adalet isteğiyle ülkemizde önemli bir sembol olmuştur. Bu şampiyonluğun anlamı çok daha farklı yerlere gidecektir. Biz tertemiz alnı "Herşeyi kendi emeğimiz ve hakkımızla yapacağız. Bundan sonra da emeğimizle maçları kazanacağız. Ne zaman olur bilemem, ama sonunda biz şampiyon olacağız" açık, oyunuyla, performansıyla nasıl şampiyon olunur göstereceğiz. Bu anlamlıdır, çünkü Fenerbahçe her zaman böyleydi. Rakiplerimizle puan farkı bizi ilgilendirmiyor. Onların başarısızlığıyla başarılı olacak değiliz, başkasının başarısızlığından beslenerek şampiyon olacak bir takım hiç değiliz. Her şeyi kendi emeğimiz ve hakkımızla yapacağız. Bundan sonra da emeğimizle maçları kazanacağız. Ne zaman olur bilemem ama sonunda biz şampiyon olacağız." Maçta 2 gol atan Emmanuel Emenike ise, "Güzel bir gün, tüm takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ben golleri attım, ama pası veren arkadaşlarım vardı, çok teşekkür ediyorum. Rakibin mutlaka önemi vardır ama performansımın arttığını söyleyebilirim. Sakatlıklarım oluyor, ama maç oynadıkça performansımı yükseltiyorum" dedi. Fenerbahçe'nin üçüncü golünü atan Moussa Sow da iyi oynadıklarını ve rakip savunmanın hatalarıyla golleri bulduklarını kaydetti. Bu akşam iyi bir maç çıkardıklarını söyleyen Sow, şunları kaydetti: "Maçı kolaylaştırmayı başardık. Gaziantepspor savunmasının iki hatasından dolayı maç bu kadar kolaylaştı. Hızlı şekilde ilk yarı 2 gol bulmayı başardık. İkinci yarıda da üçüncü golü bularak maçı kazandık. Rakiplerimizle puan farkını açıyoruz, bu gelecek açısından bizi oldukça sevindiriyor. Geçen hafta büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Bunun sebebi uzun dönemden beri gol kaçırmak ve atamamanın birikmişliğinden kaynaklanıyordu. Çünkü kariyerimde böyle bir dönem yaşamadım. Belki kariyerimin ilerleyen yıllarında yine pozisyonlar kaçıracağım bunun farkındayım ama duygusal olduğum için maç sonu kendimi tutamadım. Hafta boyunca etrafımdaki herkes bana yoğun destek verdi. Başta başkanımız olmak üzere hocalarım ve arkadaşlarımın yanımda olduğunu hissettim. Taraftar Twitter üzerinden yanımda olduğunu hissettirdi. Geçen hafta zor anlar yaşadım, ağlayarak sahayı terk ettim. Bugün golümü attım ve takımın galibiyetine katkıda bulundum, mutluyum." - Gaziantepspor cephesi Gaziantepspor Yardımcı Antrenörü Murat Şahin ise maçın ilk 10 dakikasına kadar iyi oynadıklarını, gol yedikten sonra oyunun aleyhlerine geliştiğini söyledi. Basit hatalar yaparak gol yediklerini belirten Şahin, "Çok kötü goller yedik. Gollerin ardından Fenerbahçe gibi takıma karşı maçı çevirmek kolay değil. Bugün takım olarak beklenen performansı sağlayamadık. Kötü bir sonuç aldık, zaten Fenerbahçe bizim rakibimiz değil. Karşınızdaki oyuncular kaliteli, basit hatalar yaparsanız affetmezler. Bizi üzen maçtan önce konuştuğumuz şekilde gol yedik, bildiğimiz şekilde gol yedik, basit hatalar sonucu gol yedik" dedi. Bursaspor'da teknik direktör arayışları Spor Toto Süper Lig'de art arda aldığı başarısız sonuçların ardından teknik direktör Christoph Daum ile yollarını ayırma aşamasına gelen Bursaspor'da, Abdullah Avcı'nın ardından Şenol Güneş de yeni teknik direktör adayları arasına girdi. Bir yandan Daum ile sözleşmenin feshi için görüşen yeşil beyazlı yöneticiler, diğer yandan listenin ilk sırasında yer alan Abdullah Avcı ile görüşmelerini sürdürüyor. Teknik direktör konusunda bir olumsuzluk yaşamak istemeyen Bursaspor yönetimi, Avcı'nın yanı sıra daha önce Trabzonspor'da çalışan ve eski milli takım teknik direktörlerinden Şenol Güneş ile aracılar vasıtasıyla temasa geçti. Christoph Daum ile görüşmelerin Alman teknik adamın avukatlarının yarın yurt dışından gelmesiyle devam edeceği belirtildi. Anadolu Efes:77 Mersin Büyükşehir Belediyesi: 71 Vaggelis Aggelou, "Standartlarımızın altındaydık" Beko Basketbol Ligi'nin 23. haftasında Mersin Büyükşehir Belediye- belirterek, her geçen gün daha iyiye şadıkları düşüş üzerinde çalıştıklarını si'ni yenen Anadolu Efes'te gittiklerini ifade etti. başantrenör Vaggelis Aggelou, standartlarının altında bir maç oynadıklarını söyledi. - Mersin Büyükşehir Belediyesi cephesi Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Başantrenörü Mete Babaoğlu ise Mersin Büyükşehir Belediyesi Aggelou, "Karşılaşma öncesi Doğuş kendileri açısından önemli bir maçı Balbay'ın sakatlığının beklediğimizden ciddi olduğunu öğrendik. Bu bi- ve bütçe olarak ortada bazı gerçekler kaybettiklerini kaydederek, "Kadro raz moralimizi bozdu. Maça gelecek var. Kötü oynamadık ama kazanamadığımız için üzgünüm. Maç için- olursak, standartlarımızın altında bir oyun sergiledik. Son maçlarda son de iki büyük sıkıntımız oldu. Dış bölümlerde yaşadığımız problemleri atışlardan çok sayı yedik. Fark açılınca geri dönmek zor oldu. İkincisi gidermeye çalışıyoruz. İyi oynadığımız söylenemez ama daha iyi olmak de Barbour'ın dışında skorer çıkaramadık" diye konuştu. için çabalıyoruz" ifadelerini kullandı. Kadrolarına ABD'li basketbolcu Anadolu Efes'in milli oyuncusu Gerald Fitch'i kattıklarını anlatan Deniz Kılıçlı da maç sonlarında ya- Babaoğlu, "Gerald Fitch ile anlaşarak, kadromuza yeni bir takviye yaptık. Bu dönemde oyuncu bulmak zor. Türkiye'de deneyimi olan bir oyuncu olduğu için tercih ettik. Fitch'in de aramıza katılmasıyla özellikle dış atışlarda verimli bir performans sergileyerek, kalan 7 maçta daha dengeli bir basketbol oynamaya çalışacağız" değerlendirmesinde bulundu. Konuk ekibin başarılı pivotu Samardjiski de Anadolu Efes'i aldığı galibiyetten dolayı kutlayarak, "Ligde zor durumdayız. Kazanmak istiyorduk ama karşımızda THY Avrupa Ligi'nde oynayan tecrübeli bir takım var. Kritik anlarda sayılar üreterek, galibiyete ulaştılar. Kalan haftalarda ligde iyi bir noktaya geleceğimize inanıyorum" şeklinde konuştu.

15 SAYFA 16 Denizli'de fidan üreticisi Kamil Okyaz, bir ihracatçı müşterisi için kurduğu ceviz bahçesinin İspanyollarca beğenilmesi üzerine, bu ülkeye ceviz fidanı ihraç etmeye başladı. Okyaz, Avrupa'da en fazla fidan üreten ve ihraç eden İspanya'ya gelecek yıl 50 bin fidan gönderecek 26 Mart 2014 Çarşamba Denizli'den İspanya'ya 50 bin ceviz fidanı Denizli'de fidan üreticisi Kamil Okyaz, bir ihracatçı müşterisi için kurduğu ceviz bahçesinin İspanyollarca beğenilmesi üzerine, İspanya'ya ceviz fidanı ihraç etmeye başladı. Okyaz, Avrupa'da en çok fidan üreten ve ihraç eden İspanya'ya gelecek yıl 50 bin fidan gönderecek. Kamil Okyaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1985'ten beri fidan, 1990'lı yıllardan itibaren sertifikalı meyve fidanı ürettiklerini, 2000'li yılların başında yıllık bin olan kapasitelerini genişletip ürün çeşitliliğini artırarak 500 bine çıkardıklarını, üretimlerinin yarısının ceviz fidanından oluştuğunu belirtti. Son bir iki yıl içinde hem işletmeleri hem de ülke adına yapmaya çalıştıkları şeylerin getirisini görmeye başladıklarını ifade eden Okyaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle Denizli'de mermer ve tekstilin yanında ihracatta başka ürünler de gidiyor, bunun içinde fidan niye yer almasın diye araştırma yaparken, müşterimizin biri Manisa'ya yatırım yapmıştı. O aynı zamanda bir tekstilciydi. İspanya'ya tekstil ihracatı yapan müşterimizin bahçesine giren İspanyol misafiri, bahçeyi çok beğenip bu fidanları nereden aldığını sormuş, o da bizi tavsiye ediyor. Kalktılar geldiler İspanya'dan, bizi ziyaret ettiler, anaçlığımızı gördüler, çalışma düzenimizi, işletmemizi, işçi sağlığına kadar 2 yıl boyunca incelediler. Ondan sonra dediler ki 'Bu fidanları bize satar mısınız?' Hay hay biz niye satmayalım, ülke kazancı, döviz girdisi bakımından sevindirici bir şey derken böyle bir başlangıç yaptık. Bu yıl İspanya'ya 13 bin 500 fidan gönderdik." İspanya'ya meyve fidanı göndermenin bir ayrıcalık olduğunu vurgulayan Okyaz, "Birincisi, Avrupa Birliğine canlı materyal satmak çok zor. İkincisi, Avrupa'da en çok fidan ihraç eden, üreten ülke İspanya. Bir Almanya veya herhangi bir Avrupa ülkesine göndersek bu kadar anlamlı olmayacak. Mesela iki üç yıldır Ukrayna'ya gönderiyoruz, Ukrayna dışarıdan sürekli fidan alıyor, kuralları çok zor değil, biraz daha esnek davranıyor. Bu yıl Gürcistan'a tekrar göndereceği, o da 4. yılı. Gürcistan'da da kıstaslar çok katı değil. Ama İspanya'ya fidan satmak, fidancılar adına gerçekten bir ayrıcalıktı, kriterleri çok ağırdı. Fidanlar laboratuvarda canlı ortamda kaldı, gözlemlendi, herhangi bir bakteri ve hastalığa karşı analizlerden geçti. Ondan sonra fidanları gönderdik" diye konuştu. Yıkanıp ilaçlandıktan sonra streç filmle sarılıp paketlenen ceviz fidanlarının İspanya'ya 5 günde vardığını kaydeden Okyaz, fidanlar gittikten sonra akıbetini takip ettiklerini dile getirdi. Okyaz, "Bizden alan kişi bir kısmını kendisi dikti, bir kısmını sattı. Müşterilerinin çok beğendiğini, her şeyin dört dörtlük olduğunu, giderken nakliyenin, ambalajının tam istedikleri vasıfta olduğunu belirttiler, dediler ki 'Seneye 50 bin fidan daha istiyoruz.' İnşallah bu olayı giderek büyüteceğiz, hedefimiz üretimimizin 3-4 yıl içinde üretimimizin yarısını ihraç etmek. Az da olsa ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz" diye konuştu. Üretimde kaliteyi yıllardır yaptıkları çalışmalarla yakaladıklarını ifade eden Okyaz, İspanya'nın yanı sıra Ukrayna, Gürcistan ve Lübnan'a da ceviz fidanı ihraç ettiklerini sözlerine ekledi. - "Sektör desteklerle gelişti" Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sezgin Kutlu da Denizli'den ilk defa AB ülkelerinden İspanya'ya meyve fidanı ihracatının yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Son yıllarda bakanlığımız meyvecilik sektörüne büyük destekler vermekte. Bu sektör geliştikçe de bunun bir yan sektörü olan fidancılık da buna paralel olarak gelişti. İlimizde de 13 fidan üretimi yapan firma var. Yıllık 2,5 milyonun üzerinde sertifikalı fidan üretiliyor. Bunlardan birisi de ilk defa AB ülkelerine ihracata başladı. İlk partide 13 bin 500 ceviz fidanı İspanya'ya gönderildi. Önümüzdeki dönem Lübnan, Ukrayna ve Gürcistan'a da ihracat gerçekleştirilecek. Hedefimiz, 2015 yılında bu rakamları önce 100 bin, daha sonra 200 binlere çıkarmak." Cumhuriyetin 100. yılında Denizli'nin ihracat hedefinin 1 milyar lira olduğunu dile getiren Kutlu, "2013 yılında bu rakam 400 milyon lira olarak gerçekleşti. Tarımsal alandaki gelişmeler, son yıllarda tarımı gözde sektör haline getirdi. Bununla ilgili ilimizde de 376 bin hektar alanda yoğun bir tarım yapılıyor. İspanya gibi tarımsal anlamda AB'nin lokomotifi olan bir ülkeye böyle bir ihracatın gerçekleşmesi, daha da anlamlı. Çünkü oraya canlı bir materyal olan fidanı, hastalıktan ari, güvenilir olduğu için ithal ediyorlar. Biz de sertifikalı meyve fidanı ihracı ile gurur duyuyoruz" dedi. İlik naklinde başarılı bağışında gerideyiz! Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Soysal, "Türkiye'de yılda yaklaşık 4 bin kişiye kök hücre nakli yapılması gerektiği öngörülüyor. Kök hücre nakil sayısı 2012 yılında toplam 2 bin 500'ü aşmıştır yılının sadece ilk 6 ayında bin 500'e yakın nakil gerçekleşmiştir. Bundan 10 yıl önce 300 nakil yapılırken, şu an yılda 3 bin nakil yapıyoruz, ancak yeterli değil. En az yüzde seviyesine ulaşılmalı" dedi Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal, Türkiye'de yılda yaklaşık 4 bin kişiye kök hücre nakli yapılması gerektiğinin öngörüldüğünü belirterek, "Kök hücre nakil sayısı 2012 yılında toplam 2 bin 500'ü aşmıştır yılının sadece ilk 6 ayında bin 500'e yakın nakil gerçekleşmiştir. Bundan 10 yıl önce 300 nakil yapılırken, şu an yılda 3 bin nakil yapıyoruz, ancak yeterli değil" dedi. Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başta kan kanserleri olmak üzere bazı hastalıkların tedavisinde uygulanan kök hücre naklinin çok önemli olduğunu söyledi. "Türkiye'de yılda yaklaşık 4 bin kişiye kök hücre nakli yapılması gerektiğinin" öngörüldüğünü belirten Soysal, ülkede ruhsatlı kök hücre nakil merkezi sayısının her geçen gün arttığını ve 2013 yılı içerisinde yurt içi bilgi bankalarına ulaşan tarama başvurularının Ankara için 651, İstanbul için ise 489 olduğunu dile getirdi. Soysal, şunları kaydetti: "Türkiye'de de nakil sayıları artmaktadır yılına gelindiğinde toplam 2 bin 500'ü aşmıştır yılının sadece ilk 6 ayında bin 500'e yakın nakil gerçekleşmiştir. Bundan 10 yıl önce 300 nakil yapılırken, şu an yılda 3 bin nakil yapıyoruz ancak sayı yine de yeterli değil. Türk Hematoloji Derneği, üyelerinin de önerileri doğrultusunda, kendi hastaları için doku tiplendirmesi yapılan vericilerin, bu açıdan potansiyel olarak önemli bir kaynak oluşturabileceğini düşünmektedir. Bu amaçla derneğimiz, kök hücre nakli için doku grubu bakılan tüm bireylerden kendi hastalarına uymadığı takdirde başka bir hastaya kullanılmak üzere gönüllü verici olmalarını özendirmeyi desteklemektedir." -"Türkiye'de bağış oranı 10 binde 3" Soysal, Türkiye'de yapılan nakillerle, Avrupa ülkelerinde yapılan nakil başarılarının aynı olduğunun altını çizerek, "Türkiye'den artık kimseyi ilik nakli olmak için yurt dışına göndermiyoruz. Geçen yıl yaklaşık bin 200 kişi, dünya ilik bankasına başvurdu. Dünyada kemik iliği kayıtlı bağış ortalaması yüzde 1,7. 2 bin 200 yıl önce böyle pişiriyorlardı Ayvacık ilçesi sınırları içinde yer alan Assos Antik Kenti'nde, geçmişi 2 bin 200 yıl öncesine ulaşan, topraktan ve kilden yapılmış ızgara parçaları bulundu. Antik kentteki kazıların başkanlığını yürüten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine, yörede yaşayan insanların özelikle balık ya da et gibi ürünleri kesinlikle yağda kızartmayıp, daha sağlıklı şekilde ateş üzerinde ızgara yaparak yedikleri konusunda önemli ip uçları ele geçtiğini söyledi. Buluntular arasında pişmiş topraktan ve kilden yapılmış ızgaralar, bunlara ait parçalar ile pişirmeyle ilgili küçük ocakların varlığını tespit ettiklerini aktaran Arslan, "Bunları elle taşınabilir küçük ocak olarak nitelendirebiliriz. Yuvarlak şekilde. Altında ateş yakılıyor, üst tarafına ise kaplar konuyor. Bunların bazılarının 'Sakallı Hermes' figürlü yapıldığını görmekteyiz" dedi. Arslan, antik dönem insanının yemek konusunda günümüz insanlarından daha sağlıklı beslendiğinin söylenebileceğini belirterek, "Bazı ızgaraların yüksek ayakları var. Bunlar doğrudan ateş üzerine konuyor. Ateşe en dayanıklı malzeme toprak olduğunu için ele geçen ızgaraların tamamı topraktan yapılmış. Bunların yapımının maliyeti de az olduğu için bu türler tercih edilmiş" diye konuştu. - ''Şimdiki ızgaralardan daha sağlıklı ve dayanıklı'' Izgaraların hepsinin elle şekillendirildiğini, bazılarının formunun yuvarlak, bazılarının ise dikdörtgen şeklinde olduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi: "Geçmişi 2 bin 200 yıl öncesine uzanan bu ızgaralar bence şimdiki ızgaralardan daha sağlıklı ve dayanıklı. Izgaraların üzerinde genelde balık ve et pişirildiğini düşünüyoruz. Çünkü Assosluların bunları hiçbir zaman kızartıp, yemediğini biliyoruz. Deniz kenarında olduğu için balık bol miktar avlanıyor. Geçen yıl da pişirilen balıkların konduğu oldukça işlevsel tabaklar ve olta iğneleri bulmuştuk." Prof. Dr. Nurettin Arslan, kentte yaşayanların sağlıklı beslenip, uzun ömürlü olduğu yönünde bilgiler olduğunu kaydetti. Bağış oranları Almanya ve Amerika'da yüzde 4, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde yüzde 16. Türkiye'de ise bağış oranı 10 binde 3." Soysal, 18 ile 55 yaş arasında ve en az 50 kilogram ağırlığındaki her sağlıklı kişinin kök hücre vericisi olabileceğini ifade ederek, "Bu koşulların sağlanması, kişinin belirli sağlık niteliklerini taşıdığı anlamına gelmektedir. Böylece yapılan bağış da nitelikli olacak ve doğal olarak hastaya yapılan kök hücre naklinin başarıyla sonuçlanma şansı yükselecektir" değerlendirmesinde bulundu. -"Sorun, akraba dışı verici bulamamak" Bağış yapacak kişinin özellikle bulaşıcı hastalık, bağışıklık sistemi hastalıklarına sahip olmaması gerektiğinin altını çizen Soysal, bu alanda en büyük sorunun akraba dışı verici bulamamak olduğunu vurguladı. Soysal, nüfusu 80 milyon düzeyinde olan Almanya'da yılda 5 bin civarında nakil yapıldığını, Türkiye'de ise nüfusuna göre yapılan nakillerin henüz istenen düzeyde olmadığını söyledi. "Dünyada 23 milyon 500 bin civarında kayıtlı verici ve 600 bin kordon kanı varken, Türkiye'de kayıtlı verici sayısının 37 bin, kordon kanının 765 düzeyinde olduğunu" aktaran Soysal, batılı ülkelerde başkasından yapılan nakillerin en az yarısının akraba dışı vericilerden sağlandığını bildirdi. Soysal, şunları kaydetti: "Türkiye'de ise başkasından yapılan nakillerin yüzde 16'sı ancak akraba dışından yapılabiliyor. Bu rakamın artması halinde Türkiye'de de kemik iliği nakli sayıları batıdaki gibi yüzde 50 seviyesine ulaşacaktır. Sorunumuz akraba dışı verici bulamamaktan kaynaklanıyor. Eğer ben bir Alman vatandaşı olsaydım, Almanya'da yaşasaydım ve benim bir iliğe ihtiyacım olsaydı, bana oradaki hekimlerin ilik bulma olasılığı yüzde 93'tü. Yurt dışında ortalama olarak başkasından yapılan nakillerin en az yarısı akraba dışı vericilerden sağlanabiliyor." Prof. Dr. Soysal, Türkiye'deki verici ve nakil sayılarını artırmak için TÜRKKÖK Projesi'nin Sağlık Bakanlığı tarafından bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.