Helena Hunting - Aşkın Kanatları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Helena Hunting - Aşkın Kanatları www.cepsitesi.net"

Transkript

1 - Aşkın Kanatları BİRİNCİ BÖLÜM Hayden Başım ağrıyordu. Uykusuz geçen gecenin etkileri artık iyice sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. Fazlasıyla duyarlı ve aşırı tepki veren bir halde, tipik bir sanatçı karışıklığı içindeydim. Dükkandaki kalabalığa rağmen, sandalyede oturan tecrübesiz kızın dövmesini bitirmem gerekiyordu. Tek boynuzlu at dövmesini bitirdiğimde, dükkanı kapatmama bir saat kalmış olacaktı ve başka bir randevum yoktu. Mürekkep kokusundan kurtulmak ve günü bira içerek bitirmeye can atıyordum. Diğer bir alternatif ise, vücuduna çizgi film karakteri çizdirmeye gelen başka bir kolejliye aşık olmaktı. Bazen bu yaptırdıkları dövmenin kalıcı olduğunun farkında olup, olmadıklarını merak ediyordum. Uyandığımdan beri zonklamaya devam eden şakaklarımı ovdum. On dakika kalmıştı ve eğer odaklanırsam motifi tamamlayabilecektim ve bu benim kazanmakta güçlük çektiğim bir savaştı. Dün gece, tuhaf bir rüya görmüştüm. Rüyamda hiç konuşmadığım bir kız vardı. Ne gördüğüm görüntüleri, ne de kızı aklımdan çıkaramıyordum. Bu, aklımı en çok karıştıran kısımdı. Bilinçaltıma gelişi ve onu karışık bir kabusun içine yerleştirmek hiç de uygun görünmüyordu. Kötü rüyalar, benim için alışılmadık değildiler. Onlar benim geçmişimde telafi edemediğim hatalarımdı. Ancak bu kız yeniydi.

2 Teyzem Cassie'nin son kiracısıydı. Yolun karşısındaki Cassie'nin Serendipity isimli antika dükkanı ve cafesinde çalışıyordu. Onu son bir kaç haftada pek çok kez görmüştüm. Ama özellikleri benim için gizem sayılmasına rağmen onu yele gibi siyah saçlarından tanıyabiliyordum. Harika bir poposu vardı, bundan emindim. Onu görmek için Serendipity'ye her gittiğimde ortadan kayboluyordu. Ürkek bir kedi gibiydi. Koltukta oturan kız, dövmenin dış hatlarını çizdiğim sırada öncekine oranla biraz olsun sessizleşmişti ve bu benim için gerçekten iyiydi. Konuşma modunda olduğum pek söylenemezdi. Onun yerine dövme makinasmm uğultusuna yoğunlaşmıştım. Bu ses beni hiçbir zaman rahatsız etmez, kulağıma her zaman iyi bir müzik gibi gelirdi. İnsanı aslında bıktıran şey ergen sohbetleriydi, ayakkabılarının tahta zemindeki gürültüsü ve yüksek sesle konuşmaları sinir bozucuydu. Şu anda da ergen müşterimin burnu tıkalı gibi genizden gelen sesi adeta bu düşüncelerimi onaylar gibiydi. Ama yine de dinlemeden edemiyordum. Başkalarının hayatlarını bilme isteğine adeta karşı koyamıyor gibiydim. Piercing ustası ve muhasebeci olan Lisa'ya doğru dönüp, Müziği kapatır mısın? diye seslendim. Bir dakika, dedi elini sallayarak ve müziği durdurdu. Dükkandaki diğer dövme sanatçısı da müşteri üzerinde çalışıyordu ama dikkatini vermek konusunda sorun yaşayan sadece bendim. Bu sırada kapının açılması beni daha fazla huzursuz olmaktan kurtardı ve Lisa, radyo istasyonunu değiştirdiğinde dükkanın havası rock tınıları ile dolmaya ve yeri de bas titreşimleri ile sarsılmaya başladı. Lisa, müziğin sesini uygun bir seviyeye düşürerek kıstı. 6 Dövme makinasım durdurup, etrafıma baktım. Gelen müşterinin sapkın bir kolejli kız olmaması için adeta dua ediyordum çünkü gelen müşteri benim olacaktı. Bütün kızgınlığım adeta bir anda buhar olup uçmuş gibiydi. Gelen kişiyi tanıyordum. Cassie için çalışan kızdı. Göğsünün üzerinde bir kalkan gibi bir sürü kitap taşıyordu ve uzun saçları rüzgarın etkisiyle yüzüne düşmüştü. Uzun kirpikleri ile çevrelenmiş gri yeşil gözleri ona yönelen bakışlarımı yakaladı. Ürkekliği bana onu incelemek için yeterince fırsat vermişti. Seksiydi. Yüzünde makyaj var mıydı, fark edemiyordum. Dolgun dudakları ve düzgün, mükemmel bir burnu vardı. Uzun kollu siyah bir gömlek ve koyu renk jean giyiyordu. İnce vücut hatları, yuvarlak kalçaları, narin bacakları ve mor con-verseleri ile tamamlanıyordu. Görünümünü önemsemiyor gibi bir hali vardı. Sanatsal olarak adeta el değmemiş bir görünümü vardı. Kıyafetlerinin altında kayda değer bir şeyler var mıydı, merak ediyordum. Kapının yanında beklemesi ortamdan rahatsız olduğunu ve büyük ihtimalle daha önce hiç dövme yaptırmadığını gösteriyordu. Lisa, Tenley! diye seslendiğinde, dikkatini ona doğru yöneltti. Cassie sana sipariş ettiğim yeni mücevherlerden söz etti mi? Tenley, Lisa'mn oturduğu masaya doğru ilerlerken yüzünde bir gülümseme belirdi. Bana bakmamasından rahatsız olmuştum. Oysa Lisa'ya gülümsüyordu ve neşe içindeydi. Lisa, ne zaman cafeye kahve almak için gitse Tenley her zaman müsait olurdu. İkisi iyi arkadaş olmuş gibi görünüyorlardı. Bunun nasıl olduğunu anlamak kolaydı. Lisa'mn şeker pembesi saçları ve ellili yıllara özgü kıyafetleri her zaman dikkat çekerdi. Burun halkası ve kolunun yarısını kaplayan Monroe dövmesi ile insan şeklinde bir güneş ışığı gibiydi. 7 Lisa'mn arkadaşı olan'diğer kızların çoğu çekici olurlardı ama Tenley, onlara göre oldukça normal ve biraz da alıngan görünüyordu. Kitapları tezgahın üzerine bıraktı ve bana sırtını döndü. Teyzem, Doğum Trajedisi'nin bir kopyasını bana göndermiş gibi görünüyordu. Kitapları severdim.

3 Bunları Hayden için getirdim, dedi ama ismimi söylediğinde, dönüp bana bakmamıştı. Bana bakmasını istiyordum. Şehvetli ses tonu sanki bedeninde yankılanmış ve belinin alt kısmında huzursuz bir duygu uyandırmış gibiydi. Bu uygunsuzdu ama o anki haline bakılırsa pek şaşırmamak gerekiyordu. Eğer müşterim olsa ve çalışıyor olsaydım elbette bunu tuhaf karşılamazdım ama bunu hep yapıyordu. Teyzemin bana gönderdiği kitapları bırakıyor ve geldiği gibi hızla çıkıp gidiyordu. Ama bu defa bir bakışını yakalamıştım ve bu bakış ona daha yakından bakmak istememe neden oluyordu. Bana belki de o her zaman ki utangaç gülümsemelerinden biri ile gülümseyecekti ama bu fazlasını istemek olurdu çünkü ben de fazla sıcak biri sayılmazdım. Eğer beklemek istersen, işim beş dakika içinde bitecek dedim. Tuzağıma düşmesini umuyordum. Tenley'in bakışları kollarımda dolaştı ve dövmelerimi inceledi ama bakışları asla dudaklarımdan yukarı çıkmadı. Evet, onu heyecanlandırmıştım. Omuzuna dokundu ve Cassie, beni bekler, dedi. Eminim bir kaç dakika sen olmadan da yaşayabilir. Tenley, düşünceli gözlerle caddeye doğru baktı. Camdan baktığımda Cassie'nin defterin önünde oturmuş, gün sonu işlemlerini yaptığını gördüm. Eve gitme zamanımın geldiğini gösterir gibi dükkan kapısında kapalı, levhasını gördüm. Tenley, Lisa'ya arkasını döndü. Sanırım, mücevhere bakmam gerekiyordu. Bu yanıt bana yönelik olmayabilirdi ama kendi üzerime alabilirdim. Lisa, Tenley'in koluna girdi ve fikrini değiştirmeden önce onu piercing odasına aldı. Kapıdan geçip kaybolana kadar onları izledim ve işimi yapmaya devam ettim. Tenley'in son zamanlarda sıklaşan ziyaretlerini düşünmeye başladım. Lisa ile olan arkadaşlığının filizlenmesinin ötesinde Cassie'nin onu bu kadar sıklıkla buraya göndermesinin başka bir nedeni olmalıydı. Kitaplar benim içindi, o halde mesaj bir yerlerde gizleniyor olmalıydı. Ve bunun benim edebiyata olan ilgimden ötürü olmadığı açıktı. Çalışma saatlerimde Cassie, kitapları inceleme fırsatım olmadığını bilirdi. Cassie'ye sorduğumda bunun hiç bir özel nedeni olmadığını söylemişti. Üstelik benim bir kızın ilgisini fark edemeyecek kadar dikkatsiz olduğumu da eklemişti. Zavallı kızı, kendim gibi biriyle düşünmemeliydim. Onu kahvaltı niyetine yiyebilirdim. Teyzem böyle söylediğinde, onu çıplak halde mutfak masamda hayal etmiştim ve bu fikir hoşuma gitmişti. Sonunda müşterimin dövmesini tamamladım. Oldukça iyi görünüyordu. Tam olarak bittiğinde, bakımını nasıl yapması gerektiğini açıkladım. Özellikle bir kaç ay süresince solaryumdan u-zak durması gerektiğini anlattım. Şikago'da Eylül sonunda, ortada portakal gibi turuncu bir halde gezmek istemezdi. Seans süresince hipotezimi onaylamıştım. Kız, Şikago üniversitesinde yeniydi ve evden ilk defa ayrı kalıyordu. Hatta kendine sahte bir isim bile uydurmuş ve bundan etkilenebileceğimi düşünmüştü. Bunu bildiğimi ve ne kadar saçma olduğunu düşündüğümü ona söyleme zahmetine girmedim. Zaten kendisi öğrenecekti. Son haftalarda müşteri kitlem bu kızın türevlerinden oluşuyordu ve bu durum sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Kolejli çocuklar özgürlükleri henüz çok tazeyken, okulun ilk yılında en anormal hallerini yaşarlardı. Göğüslerinin ucuna gül dövmesi yaptırmak onlara kesinlikle uygunsuz gelmezdi. Neredeyse hiçbirinin isteğini geri çevirmezdim ama bu çocukların bir duvar resmini vücutlarına dövme yaptırmak istemeleri sanatçı ruhumu parçalanna ayırırdı. Ortaklarımdan Chris, müşterisinin dövmesini benden önce tamamlamış ve çoktan çalışma saatlerini yazmak için kayıt defterinin önüne gitmişti bile. Benimle ne zaman dalga geçecek diye bekliyordum. Hiç bir şey yoksa bile Chris benim huzursuzluğumdan bile zevk alırdı. Çok eğlenceli görünüyordu. Kız sana telefonunu verdi mi? diye sordu ama ona yanıt vermedim. Telefonu zaten sistemde kayıtlıydı ve onu asla kişisel amaçlarım için kullanmazdım. Hoş olmayan sahteliğinden öte, dükkanda bozamayacağımız bir kuralımız vardı. Müşterilerle yatamazdık. Chris ve ben

4 aynı müşteriyle yatmanın ne kadar zevksiz olduğunu zor bir biçimde öğrenmiştik. Bunu aynı anda yapmamamıza rağmen kötü bir histi. Bu gece bara gider miyiz? Ya da belki Dollhouse'a gideriz. Benimle en son ne zaman geldiğini hatırlamıyorum bile, dedi Chris, yarının saatlerini kontrol etmek için defterin sayfasını çevirirken. Ben de bilmiyorum, dedim ve Jamie'ye Sen ve Lisa'da gelir misiniz? diye seslendim. Üçüncü ortak Jamie idi. O ve Lisa dükkanı açtığımızdan beri birlikteydiler. Lisa nereye giderse, Jamie'de giderdi. Belki. Arkadaki işinin ne zaman biteceğini öğren, dedi ve müşterisi üzerinde çalışmaya devam etti. Eğer Lisa gelecekse o halde Dollhouse'a gitmek gibi bir seçeneğimiz olamazdı. Lisa, neredeyse çıplak haldeki kadınların direklerle sevişmelerini izlemek istemeyebilirdi. Ayrıca Dollhouse'u pek çok nedenden dolayı küçümsüyor-dum. Bunun nedeni sadece Chris'in orada görüştüğü insanlar de- 10 ğildi. Bizde çırak olarak çalışan Damen'in şimdi orada takılıyor olmasıydı. Kaba bir herifti ve o zamandan beri hiç değişmemişti. Organizasyonlar yapıyordu ve yasa dışı işlerle uğraşıyordu. İkinci iş olarak ise dövme dükkanında Dollhouse'un müşterilerine dövme yapıyordu. Asıl sevmediğim ise Dollhouse'un sahibi Si-enna idi. Dansçılarının Damen'in getirdiği ilaçlardan içmeleri için cesaretlendiriyor ve bu ilaçların gelirinden keyifle payına düşeni alıyordu. Alçakça ahlak anlayışlarını küçümsememin yanı sıra Siena ile bir geçmişim olmuştu ve bunu her seferinde bana hatırlatmak hoşuna gidiyordu. Onu bir yıldan fazla bir zamandır görmüyordum ve görmek de istemiyordum. İyi misin, adamım? diye sordu, Chris. Omuz silktim. Evet, iyiyim. Çömezin dövmesini yeni bitirdim. Diğer bir neden ise kolej çocuklarının oraya akın edecek olmalarıydı ama benim asıl sorunum onlar değildi. Chris, Dollhouse'a her gitmek istediğinde, bunu kabul etmiyordum. Kendimi ona açıklama yapmak mecburiyetinde hissetmiyordum ama benden bir açıklama istediği belliydi. Piercing odasının kapısı açılıp, Lisa ve Tenley dışarı çıktığında nereye gideceğimizi tartışmayı bıraktık. Tezgaha yaklaştıklarında Chris, Hasar nedir? diye sordu. Buna hazar diyemem, dedi Lisa ve yana doğru bir adım a-tarak, Tenley'in görünmesini sağladı. Chris, hafif bir ıslık çalarak, Çok seksi, dedi. Ona yumruk atmak istiyordum. Üstelik bunun hiçbir anlamı da yoktu. Chris, göğüsleri olan her şeyle flört ederdi. Yine de o-nu dövmek istiyordum. Chris ve Tenley arasına doğru süzüldüm ve Chris'in onu görmesini engelleyerek kendi görüş alanıma aldım. Bir bakalım, dedim. İlgim onu heyecanlandırmış görünüyordu böylece en güzel gülümsememle bakmaya devam ettim. Baş parmağımı çenesinin altına götürüp, başını hafifçe kaldırdığımda nefes alışları hızlanmıştı. Çenesini oynatarak başını yana doğru çevirdim. Tenindeki elektriği adeta hissedebiliyordum. Ve bu elektrik damarlarımda dolaşarak tüm bedenimi sardı. Aklımdaki bütün negatifleri arındırıyor, tüm endişelerimi alıyordu. Onunla dokunmanın keyfini çıkarırken, yüz hatlarını inceledim. Minik elmas, burnunun sağ tarafına sanatsal bir şekilde yerleştirilmişti. Dolgun dudakları hafifçe aralanmış, hüzünlü gözleri, onu itaatkar kılıyordu. Ama hızla atan nabzı bana başka şeyler söylüyor gibiydi. Tahrik olmuştum. O da huzursuz olmuştu ve nedeni bendim ama ona dokunmayı bırakmak istemiyordum. Bu çok tuhaf bir duyguydu. Senin beğendiklerinden birini seçti, dedi Lisa, bana dirseği ile vururken. Üstü kapalı bir biçimde bunu yapmayı bırakmamı söylüyordu ama onu umursamadım. Tenley'in omuzlarına dökülen saçlarını düzelttim. Saçları da teni kadar yumuşaktı ve ellerimin arasından ipek gibi

5 kayıyordu. Yüzümü içine gömmek ya da ellerimle sarmak isteyeceğim türden saçlardı. Omuzlarındaki saçları kulağının arkasına attım. Böylece kulakları ortaya çıktı. Belki de onları gizlemek istiyordu. Belki gizemli olmayı tercih ediyordu. Ürkek bakışları bakışlarımı yakaladı. Duygular adeta can bulmaya başladığında, bir adım geri çekildi ve bağlantımızı kopardı. Hafif bir ürperti ile irkildi. Eğer bu kadar dikkat etmiyor olsaydım bunu fark etmeme ihtimal bile yoktu. Tenley, parmaklarını benim parmaklarımın önceden durduğu yere getirdi. Akimın karışmış olduğu yüz ifadesinden belli oluyordu. Onu etkilemiştim. Ve bu durum onu benim için daha ilginç hale getiriyordu. Başka neler gizliyorsun? diye mırıldandım. 12 Aşkın Kanatları Soruyu duymamazlıktan geldi. Geri dönmeliyim. Hemen mi? Bu tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Tezgahın Çizerindeki kitapları düzelttim. Cassie'ye seni bana gönderdiği için ona minnettar olduğumu söyle. Cassie'yi bir daha gördüğümde ona kişisel olarak teşekkür e-decektim ve bu kızla ilgili daha fazla bilgi almayı planlıyordum. Onunla ilgili hoşuma giden bir şey vardı ve bu, onun muhteşem ve taş gibi görünüyor olmasının ötesindeydi. Sorun değil, dedi Tenley ve benden uzaklaşıp, kapıya doğru ilerlerken Lisa'ya, Sana borcum ne kadar? diye sordu. Lisa, yanıt veremeden önce araya girdim. Bunun için endişe etme. Bana önümüzdeki hafta daha fazla kitap getireceğine söz verirsen, sorun yok. Chris, öksürdü. Ama bu... Lisa, araya girdi ve Bu çok hoş. Sonra bir çaresine bakarız. Yarın Serendipity'e uğrarım, dedi. Tamam, dedi Tenley, başını sallayarak. Yüzü benden başka her yere baktığı sırada kızarmıştı. Bu iyi değildi. Sınırlarımı her zamankinden daha fazla aşmıştım. Çabucak veda edip, dükkandan dışarı çıktı. Caddeden karşıya geçtiğinde kaldırım kenarında neredeyse sendelemişti. Hepimiz orada durmuş, onun gidişinin ardından kapıya bakıyorduk.ve ben herkes bana bakmaya devam ederken kapıya bakıyordum. Sessizliği bölen ilk kişi Lisa oldu. Omuzuma yumruk atıp, Vay, canına. Bu ne içindi? Ciddi misin? Senin sorunun nedir? Ona en şaşkın bakışlarımın en iyisini attım. Büyük ihtimalle duygularımı açığa çıkarmıştım ama Tenley seksiydi ve onu etkileyici buluyordum. Belki bunun nedeni ben onun etrafmdayken kendini bu kadar rahatsız hissetmesi ve Lisa ile Chris'in yanında 13 tamamen rahat hissetmesi olabilirdi. Belki onda hissettiğim ürpertiden de etkilenmiştim. Onu yine köşeye kıstırıp, konuşmayı planlıyordum. Ve bu kez onunla tek kelimeden fazlasını konuşmayı planlıyordum. Dostum. Senin sorunun var, dedi Chris yüzündeki gülümsemeyi yumruğuyla gizlerken. Elini yüzünden çekmek istiyordum. Anlaşma nedir? diye sordum, ona ve Lisa'ya bakarak. O-nun kişisel alanına girmem gerektiğini biliyordum ve bunun hata olmayacağını düşünüyordum. Chris, kasıklarımı gösterdi ve kıs, kıs güldü. Başımı eğip, a-şağı doğru baktım. Huh. Tenley'den büyülenen tek yerim aklım değildi. Ciddi şekilde bunu fark etmemiş olmasını umuyordum çünkü gömleğim bile bu durumu kapatmak için yeterli olmamış gibi görünüyordu. Bu çok rahatsız edici, dedi Lisa elleriyle gözlerini, kapatırken. Bu durumun üstesinden gelmelisin.

6 Bunun için eve gidene kadar beklersem iyi olur sanırım. Tenley'e olan tepkim daha önce hiç yaşamadığım bir durumdu. Mastürbasyon şakası uygun değildi ama gerçekten sapkın bir vaziyetteydim. Lisa, bu halimi şakaya alarak görmezden gelmişti. Biliyor musun, bir dövme istiyor. Oh? Neresine? Nasıl bir şey istiyor? diye sordu, Chris. Bununla fazlasıyla ilgilenmiş görünüyordu. Yüzüne doğru parmağımı uzattım. Ona dokunmayacaksın. Hiçbir zaman. Akimdan bile geçirme.. Onu bu şekilde sahiplenmem yersizdi. Müşterileri portföyümüzü hünerlerimize göre belirlerdik. Chris, yazı ve kabilelere özgü çizimler konusunda uzmandı. Jamie, portre de yetenekliydi. Bense çizgi, ışık ve kadınsı çizimlerde iyiydim. Tenley'in isteği 14 hangimize uygunsa o şekilde karar verecektik. İstediği modeli gördün mü? Hayır ama modeli getirmesi için onu neredeyse ikna ettim sayılır. Böylece modele bakabilirsin. Onunla pantolonun üzerinden birlikte olduktan sonra ise modeli imha edebilirsin. Onunla pantolonumun üzerinden birlikte olmak istemiyorum. Eğer seni izleyen birileri varsa bu şekilde olması gerekebilir. Şu anki durumumda buna itiraz etmek kolay değildi. Böyle bir amacım yok. Tenley'i yarın gördüğümde hazar kontrolü yaparım. Ellerini kendine saklamak konusunda söz verirsen, modeli getirmesi için onu ikna edebilirim. Üzerinde çalışırken bunun mümkün olamayacağının far-kmdasm değil mi? Ciddiyim. O halde bende ciddiyim. Lisa, başını salladı. Seninle neden uğraşıyorum ki? Bu kedileri kontrol etmekten bile zor. Bunu duyunca gülmeye başladım. Bazı kurallara uymadığım bir gerçekti. En azından opsiyonel olanlarına ve toplumun büyük kısmının uyduğu kurallara uymadığım söylenebilirdi. Sıra çizgide yürümeye geldiğinde, pek fazla sabırlı olduğum söylenemezdi. İnsanlar yapmaları gereken şeyleri yapıyorlardı çünkü başkalarının neler düşüneceğinden endişe ediyorlardı. Ben bu zırvalığı ö-nemsemiyordum. Bu durum büyük ölçüde böyle sayılırdı ama kararlarımı etkileyen pek az insan vardı. Biri teyzem Cassie ve diğeri de Lisa idi. Bu nedenden dolayı, Tenley söz konusu olduğunda en iyi şekilde davranmaya çalışmalıydım ama başarılı olacağımı garanti edemiyordum. 15 İKİNCİ BÖLÜM ~*~Tenley~*~ Serendipity'nin kapısını iterek içeri girdiğimde kapının üzerindeki zil şıngırdadı. Üzgünüm, geç kaldım. Hayden, beklememi istedi ve Lisa, sipariş ettiğim piercing geldiğini söyledi, dedim ve burnuma dokundum. Son piercing önceden taktığım ikisine benziyordu ama onlardan söz etmedim. Oooh! Çok tatlı! dedi Cassie, içten bir coşku ile. O halde Hayden ile görüştün, değil mi? Görüştüm. Halen başım dönüyordu. Hayden tehlikeli bir biçimde güzeldi. Ve? diye ısrar etti, Cassie. Ve ne? Ne düşünüyorsun? O... Şey... Yanaklarımı şişirdim ve nefesimi dışarı bıraktım. Onu tarif edebileceğim doğru sıfatı bulmaya çalışıyordum ama aklıma uygun bir şey gelmiyordu. Sende iyi etki bıraktı mı?

7 Aslında... O gerçekten ilginç biri. Boş zamanlarında Niet-zsche okuyan bir dövme sanatçısı için başka ne söyleyebilirdim? Bunun yanı sıra tanışmamızın ne kadar güçlü olduğunu ifade etmekten korkuyordum. Eğer konuşmazsam, birbirimize olan tepkimizi hayal ettiğimi düşünebilirdim. İlginç mi? dedi, buna inanmayarak. Şey, o Gerçekten mi? Onunla ilgili söyleyebileceğin tek şey bumu? Daha uygun bir sözcük mü beklerdin? dedim ve huzursuzluğumu bir iğneleme ile örttüm. Eğlence olsun diye on birinci yüzyıl edebiyatı okuyorsun ve söyleyebileceğin en iyi söz sadece ilginç mi? diye sordu, sataşarak. Kızgın bir şekilde ellerimi kaldırdım. Haklıydın. O tümüyle karşı konulmaz ve o kadar muhteşem ki seksiliğin sınırlarını zorluyor. Memnun oldun mu? Cassie, gülmeye başladı. Hatta kahkaha atıyordu. Bu ilginçten çok daha uygun oldu. Oh, tanrım. Bunu söylediğime inanamıyorum. Sen onun teyzesisin. Küçük düşme duygusu ile yüzüm yanmaya başlamıştı. Ona söyleyemezsin. Neden olmasın? Bu onun gururunu okşayacaktır, diye gülümsedi sakince. Bundan büyük oranda kuşkuluyum. Hayden'm övülmek-ten hoşlanan biri olmadığım düşünüyordum. Bir omuzunu kaldırdı ve yeniden indirerek evrak çantasını aldı. Buraya seni görmeye geldiğini biliyorsun. Bunu yapmıyor. Bu akşamdan önce benimle tanışmıyordu bile. Ama seni görüyordu ve belki senin seksiliğin sınırlarını zorladığını düşünüyordu. Bundan vazgeçmeyeceksin, değil mi? Hayden'm beni çekici bulma fikrinin hoşuma gitmesini kabul etmiyordum. Komik geliyordu. Başını salladı ve muzip bir şekilde gülümsedi. Sanırım, vazgeçmeyeceğim. Hayır. Bu sohbet bana lise yıllarımı ve tatlı çocuklar hakkında kız arkadaşlarımla yaptığım konuşmaları hatırlatıyordu. Kamımda 17 uçuşan kelebekleri, hoşlandığım çocuk hakkında nasıl umutlandığımı, onu nasıl beklediğimi hatırladım. O masumiyeti, sıradan bir okul kızı olduğum günleri özlüyordum. Hayatım şimdi çok farklıydı. Hayden, kesinlikle beni fark etmişti. Bunun iyi bir şey olduğundan emin değildim. Lütfen ona söyleme. Bu utançla baş edemem. Cassie, beni şaşırtan bir biçimde sıkıca boynuma sarıldı. Beni bıraktığında ellerim saçlarıma götürdü. Bu davranışı annemi özlememe neden olmuştu. Hiç bir şey söylemeyeceğim, dedi içten bir tavırla. Beni, aniden saran hüzne kapılmamaya çalışarak, Teşekkürler, diye yanıtladım. Dükkanı kilitledikten sonra, geriye bir apartman dairesi olan hapishaneme dönmekten başka yapacak bir şeyim kalmıyordu. Cilalı, ahşap zeminde yürüyerek televizyonun bayağılığında rahatlamak oldukça tuhaf geliyordu. Yalnızlığa alışkındım ama bu akşam, yalnızlıkla teselli bulamıyordum. Hayden, Cassie'nin söylediği gibi çok dikkatli biriydi, hatta belki söylediğinden daha da dikkatliydi. Korkusuz, sınırsız ve toplumun onaylamayacağı seviyede özgürdü. Her şeyi benim yapamadığım ama yapmak istediğim şekilde somutlaştırabilirdi. Sade yaşamımı biraz olsun hareketlendirebilmek için kendimi yaşamımdaki boş çizgilerin içini renklendirmeye adamıştım. Hayden ise yaşamın sosyal yapısını yok etmiş gibi görünüyordu. Ona bakıp bunu kolayca görebilirdiniz. Onu çekici buluyordum ve bu nedenle en

8 başından itibaren aramızda güvenli bir mesafe bırakıyordum. Kimse tarafından beğenilmeyi hak etmiyordum. Dikkatsizce, onun piercinglerinden esinlenmiştim ve sanırım o da benimkilerle ilgilenmişti. Ağzının sol tarafında piercingi, sağ kulağında sıra, sıra küpeleri ve sağ kaşındaki siyah piercingi 18 vardı. Saçları koyu renk ve karışıktı. Kenarları kısa ve üst tarafı u-zundu. Öyle görünmese bile Mohikan tarzmdaydı. Kısa kollu gömleğinden kollarındaki dövmeleri görünüyor ve adeta tüm hikayesi açığa çıkıyordu. Dövme ve piercinglerin haricinde o, gördüğüm en güzel adamdı. Bu akşama kadar aramızdaki kimya konseptinin hep ne kadar tuhaf olduğunu düşünmüştüm. Bu tür şeylerin hikaye olduklarını düşünürdüm. İnsanların temel ihtiyaçlarım davranışlarına neden bu şekilde yansıttıklarını anlamazdım. Şimdi bunu anladığımı fark ediyordum. Vücudumun her parçası, Hayden burnumdaki piercinge daha yakından bakmak için çenemi kaldırdığında bu masum bağlantıyı hissetmiştim. Bu bağlantı sırasında tenimin altında belirgin bir titreşim hissettim. Cassie'nin ima ettiği çift taraflı çekimi görmezden gelmek en doğrusu olacaktı. Benim dünyam zaten yeterince alt üst olmuş bir durumdaydı. Bugün yirmi bir yaşma basıyordum ve kutlama yapmak için hiçbir neden göremiyordum. Yaşamımın en önemli insanları gitmişti. Göğsümdeki acıdan kurtulmanın bir yolunu bulmak istiyordum ama bu acıdan kurtulmamı sağlayacak bir şeye sahip değildim. Geçen ay Arden tepelerinden taşındığımda, eşyalarımı toplarken yanımda getirmekte öncelik gösterdiğim ailemin Amerikan barını açtım. Tezgahın üzerinde açılmamış postalar duruyordu. Onlara baktığımda üzerinde aşina olduğum bir el yazısının olduğu büyük bir zarf fark ettim. Biraz daha yakından bakmadan bunun Trey'den geldiğini fark etmemiştim. Titreyen ellerle zarfı yırttım. İçinde bir kart vardı ve kartın ü-zerinde Mutlu Yıllar! yazıyordu. Kartın içinde ise Trey'in düzensiz el yazısıyla atılmış imzası vardı. Zarfı ters çevirdim ve içinden kağıtlarla birlikte bir de tel zımba döküldü. Kart sadece bir kan- 19 dırmaca idi. Kağıtların ilk sayfasında el yazısı ile yazılmış bir not vardı. Tenley, Umarım bu kez seni bulmuşumdur. Sana mirasını bildirmek istedim ve sana resmi evrakları iletiyorum. Bu evraklardaki cömert teklifi kabul edersen, sana Connor'dan kalan mallar bana geçecek. Arden Tepelerinden başka tutkuların peşinden gitmek için ayrılmak istedin. Bu nedenle ağabeyimin arazisini başkasına bırakmanın uygun olduğuna inanıyorum. Hoffman malikanesinin yaşayan tek varisi ben olduğuma göre, o halde arazinin sorumluluğu da bende olmalı. Bunun işleri senin için ne kadar kolaylaştıracağını düşün. Evrakı imzaladığında, lütfen avukatımın belirtilen adresine gönder ve bir ay içinde devir işlemleri tamamlansın. Selamlar, Trey Mektubu defalarca kez okumuş, Trey'in böyle saçma bir teklifi nasıl makul bir hale getirebildiğini anlayamamıştım. Duyarsızlığı beni şaşırtıyordu. Şok içinde sözünü evrakları inceledim. Zaten yazım jargonundan niyetini açıkça ifade etmiş görünüyordu. Trey, Connor ve benim olan evi istiyordu. Bu ev bize ailesinden hediyeydi. Hawaii'ye gidip evlenmiştik. Kazanın üzerinden yedi aydan fazla bir zaman geçmişti ve bu gece acı halen ilk günkü kadar tazeydi. Trey'in yanlış zamanda yazılmış olan mektubu halen burada olduğumu hatırlatır gibi parçalarına ayrılmış olan hayatımı geri getirerek bana dünyanın halen dönmeye devam ettiğini hatırlattı.

9 Oturma odamda yürümeye başladım ve Trey'i arayıp onunla yüzleşmek miyim, diye karar vermeye çalıştım. Şu an ki durumumda yanlış bir şeyler söyleyebilirdim ve bunu bana karşı kullanabilirdi. Aileleri iki adamı aynı sevgiyle yetiştirmişken, birbirlerinden nasıl bu kadar farklı olabiliyorlardı? Connor, her zaman 20 Aşkın Kanatları kibar ve sabırlı ilen Trey, bağışlamaz ve kaba olmuştu. Hatta cenazede bile duyarsızlık göstermişti. Ağabeyine övgüsünde bile duygu yoktu. Bunun başta kaybın etkisiyle olduğunu düşünmüştüm ama sonraki haftalarda onda hiçbir üzüntü görmedim. Sınırsız bir suçluluk hissi içindeydim. Eğer aylar önce başka şekilde karar vermiş olsaydım, yalnız kalmayacaktım. Apartman dairemin duvarları üzerime, üzerime geliyordu. Dışarı çıkmaya ihtiyacım vardı. Kıyafetlerimi değiştirdim ve makyaj masasındaki aynada nasıl göründüğüme baktım. Uykusuzluk, çanları çalıyordum. Hiç bir makyaj gözlerimin altındaki siyah halkaları kapatamazdı. Ecza dolabında kapatıcı var mı diye baktım ve ağzına kadar dolu olan ilaç kutularını görmezden gelmeye çalıştım. İçindeki antı anksiyete hapları bulunan bir şişe kayıp, lavaboya düştü. Onu lavabodan aldım ve plastik kutuyu avuçlarımın a-rasmda yuvarladım. Bana verdikleri yapay rahatlıktan keyif almayalı çok zaman olmuştu. Kazadan sonraki ilk bir kaç ay hep düşüşteydim. Acı ve sonsuz anksiyete kontrolü için reçeteler dünyayı adeta puslu bir hale getirmişlerdi. Olaylar Şikago'ya taşınmamla birlikte değişmeye, fiziksel ve duygusal acı çok daha fazla idare edilebilir, ilaçlar ise daha az gerekli hale gelmeye başlamıştı. Ama bu gece farklıydı. Yanımda sevdiklerim olmadan doğum günümü kutlamak, Trey' den gelen yasal evraklar ve Hayden ile ilk defa tanışmak, yeniden uçlara doğru sürüklenmeme neden olmuştu. Eğer parçalarıma ayrılacak olursam, etrafta beni yeniden birleştirecek kimse yoktu. Titreyen parmaklarımla plastik ilaç şişesinin üzerindeki ok işaretlerine dokundum ve şişeyi açıp, içinden küçük, beyaz bir ilaç çıkardım. Onun bana getireceği huzuru hak ettiğimden emin olmadan ilacı dilimin altına yerleştirdim. Kimyasalların acı tadı, anlık bir rahatlama veriyordu. İlaç ağzımda erirken adeta huzur sözcüğünün artık o kadar uzakta olmadığını söylüyor gibiydi. 21 Çantamda para ve kimliğimin haricinde siyah bir kart buldum. lan, Northwestern'da ki programımda konuştuğum pek az kişiden biriydi ve bana hafta başında kartım vermişti. Seminer sırasındaki grup çalışması haricinde onunla görüşmem bir sonuç getirmeyebilirdi. Arkadaşlık ise gücümün yetmeyeceği kadar lüks bir istek gibi geliyordu. Şimdiye kadar Lisa, hep ona kolumla uzanabileceğim kadar yakınımda olmuştu. Koridorun sonundaki komşum Sarah'da aynı şekildeydi. Kartın arkasına Ian'm adresi yazılmıştı ve sadece bir kaç blok ötedeki Elbo Room isimli bara aitti. İsim tanıdık geliyordu ve bu barın Lisa'mn beni geçen hafta davet ettiği bar olduğunu hatırladım. Teklifini kabul etmemiştim çünkü onun yanında fazlasıyla rahatlayabilecegimden endişe ediyordum. Ancak bu gece bir kaç tek atmak ve unutmak iyi gelecek gibi görünüyordu. Kapıyı arkamdan kapatıp, apartmanın B koridoruna doğru baktım. Sarah'nm hangi saatlerde çalıştığını bilmiyordum. Yakında bir yerde barda çalıştığını tahmin etmiştim. Yine de evde olma ihtimaline karşı şansımı denemek için gidip, kapısını çaldım. Ama hiçbir yanıt alamayınca dışarı çıktım. Saat on bire yaklaşıyor olmasına ve kapıdaki kapalı işaretine rağmen Dövme Zırhının ışıkları yanıyordu. Camlardan baktığımda Lisa'mn tezgaha doğru eğilmiş olduğunu görebiliyordum. Hayden ise omuzlarını eğmiş belli ki bir motif üzerinde çalışıyordu. Kalemini yere bıraktı ve gerindikten sonra elini saçlarına götürdü. Gözlerini kaldırıp, sankli bana doğru baktı. Bu gece onunla ilk defa tanışmış olmamıza rağmen, onu Cassie'yi her görmeye geldiğinde gizlice incelerdim. Dükkandaki kitap yığınları gizlenerek bunu

10 yaptığımın görünmesini mükemmel bir biçimde engellerdi. Döndüm ve yolun aşağısına doğru yürümeye başladım. Barın kapı görevlisi içeri giriş kartımı vermeden önce çaktırmadan bana doğru baktı. Kapşonlu ceketim ve jeanim, benim ö- 22 nümden içeri giren topuklu, mini etekli kızlara pek uymuyordu. Ama sanırım kıyafetin pek önemi yoktu çünkü yarım ağız bir biçimde Mutlu yıllar, diye mırıldanarak beni içeri aldı. İnsanların arasından bara doğru ilerledim. İnsan kalabalığı ve içerinin sıcaklığı bunaltıcıydı. Kapşonlu ceketimi çıkardım ve çantamın içine koydum. lan, bar tezgahında sıralanmış bardaklara içki dökmeden önce şişeleri döndürerek hava atmakla meşguldü. Yüzündeki soğuk ifadesine rağmen her zamanki gençliği ve yumuşaklığı vardı. Bazılarına göre orta derecede tatlıydı fakat benim görebildiğim kadarıyla erkek olma oyunu oynayan başka bir çocuktu o kadar. Kampüste bunların pek çoğundan vardı. Diğer yandan Hayden, oyun oynamıyordu. Belki bu ona doğru çekiliyor olmamın nedenimi açıklayabilirdi. Oyunu ya da mazereti yoktu. Yaşam onun için Cassie'nin söylediği kadar kolay değil gibiydi. Onunla ilgili sahip olduğum bilgi kırıntıları sadece ilgimin çoğalmasına neden oluyordu. lan, Tenley! diye seslendi ve beni kalabalığın arasından barın arkasına doğru çekti. Burada olmana sevindim! Arkadaşlarınla mı birliktesin? Başımı salladım. Sınıf ve iş dışında pek fazla sosyalleştiğimiz söylenemezdi. Cassie, konuştuğum pek az insandan biriydi. İşverenim ve ev sahibim olduğu için de sayılmazdı. Terli ve sarhoş kalabalıktan uzaklaştığım için memnundum. Gülümsedim ve Eğer bunlar votka shotları ise ben de alabilirim. İşte benim kızım. Tabi ki olur, dedi lan. Ian'm içki içen kızlara olan hayranlığı biraz endişe vericiydi. Bar tezgahının üzerine dört shot bardağı koydu ve içlerini doldurdu. İlk shotta bardaklarımızı tokuşturduk ve kalanları arada sadece nefes almak için durarak birer dikişte bitirdim. Boğazımı yakan alkolü, adeta selamlıyordum. 23 Eşyalarım burada bırakmak ister misin? İşini bilen gülümsemesi, teklifin kulağa çok da dostça gelmesini sağlıyordu. Teşekkürler ama uzun kalmayacağım. Bar tıka, basa doluydu ve sarhoş kalabalığına doğru baktım. Birbirlerini itiyorlardı. Vücutlar, kollar, dirsekler birbirlerini dürtüyor ve itişiyorlardı. İlaç ve votkaya rağmen halen kendimi huzursuz hissediyordum, lan, bardaki müşterilerden birine doğru yöneldi ve böylece ona el sallayıp, uzaklaştım. Bu sırada kolonlardan tanıdık bir müzik yükselmeye başladı. Melodinin bas titreşimleri adeta kemiklerimi titretiyordu. Connor, bu tarz müzikten nefret ederdi ve çok saldırgan olduğunu düşünürdü. Ama pek çok şeyde olduğu gibi müzik konusundaki farklı zevklerimizin de artık bir önemi kalmamıştı. Şimdi istediğim her şeyi dinleyebilirdim. Suçluluk duygusu ile nefes almakta zorlandığımı hissettim. Keder ve sonsuz boşluk tüketiciydi. Kalabalığın içine doğru ilerlerken kendimi biraz daha hafiflemiş hissediyordum. Bu sırada aklımda Connor'm yüzü belirdi. Başta onu sadece hatırladım ama sonra beklenmedik hatıralar bilinçaltımın köşelerinden akm ederek, aydınlanmaya başladılar. Sigara dumanı ve kokudan boğulmuş bir halde dışarı çıkmak için yolu bulmaya çalışıyordum. Aklımda sadece Connor vardı. Onunla ilgili güzel o-lan her şey şimdi kaybolup, gitmişti. Gözlerimi kapatıp, açtığımda dünya, geçmiş ve şimdi zaman kayboluverdi. Gürültü, insanlar, anılar... Hepsi çok fazlaydı. Aklımın içindekilerle, önümde gördüklerimi ayırt edemiyordum. Barda olmak, artık pek de iyi bir fikir gibi görünmüyordu.

11 Alkol almayalı uzun zaman oluyordu. Üstelik şimdi alkolü bir de ilaçların üzerine almıştım. Eve gitmeye ihtiyacım vardı. İnsanları iterek, kırmızı çıkış tabelasına doğru, özgürlüğüme kavuşabilmek umuduyla ilerledim. Tam yaklaştığım sırada biri beni 24 Aşkın. Kanatları kolumdan yakaladı. Parmakları kolumu sıkıca kavramış bir halde beni tutuyordu. Hey, parti yeni başlıyor. Sen nereye gidiyorsun? diye sordu, bana yaklaşıp yüzümü tükürükleriyle ıslatırken. Uzun boyluydu, jöleli saçları birbirine karışmış bir haldeydi. Kıllı kolları dövmelerle doluydu. Kolunun ön kısmında sabır yazılı dövme vardı ama b harfi ters yazılmıştı. Gidiyorum, dedi ve elimi çekmeye çalıştım ama beni sıkıca tutmaya devam ediyordu. Arkadaş ister misin? diye sordu, nefesi içki kokuyordu. Ben iyiyim, teşekkürler dedim ve kolumu saran parmaklarına doğru baktım. İzin verir misin? Yanağını, yanağıma değdirdi ve kirli sakalları tenimi sıyırırken kulağıma, Hadi ama. Parti istediğini biliyorsun, diye bağırdı. Ya ondan uzaklaşmak istediğimi farkına varamayacak kadar içkiliydi ya da bunu umursamıyordu. Ne olursa olsun soğukkanlılığımı korumak gibi özelliğim vardı ama bu beklenmedik dokunuş karşısında soğukkanlılığımı daha fazla koruyabileceğimi sanmıyordum. Kırmızı, sıcak öfke damarlarımdan adeta lav gibi yükselmeye başladı. Sonuçlarını bir an bile düşünmeden yumruğumu boynuna vurdum. İstediğim etkiyi elde etmiştim. Gürültülü, boğulmuş gibi sesler çıkartarak geri çekildi ve beni bıraktı. Öksürmeye başlamıştı ve küfür ediyordu. Bu sırada bar tarafına doğru baktığımda tanıdık bir dövme dikkatimi çekmişti. Bir elinde bira taşırken, diğeriyle para ödüyordu. Doldun dudaklarının sol tarafında çiftli piercing halkalarını fark ettiğim sırada solgun mavi gözleri benimkilerle buluştu. Şaşırmış gibi durmuyor, meraklı ve ilgili görünüyordu. Kalabalığın içinden ilerleyerek, caddenin karşısına geçene kadar bir an bile durmadım. Sıcaklık, serin rüzgarla birlikte biraz azalmıştı ve gökyüzün- 25 de zigzag çizen uçağın ışık huzmesini gördüğümde ürpererek kapşonlu ceketimi üzerime giydim. Yolda ayağım takılıp çukura girdiğinde güçlükle doğruldum ama kalçama giren ağrı, daha fazla uçmama engel olmuştu. Bu şekilde rahatsız hissettiğim için ilaçların ve alkolün etkisi köreliyordu. Tıka basa dolu bir barda idare edebileceğimi düşünmek aptalca olmuştu. Sınırlı alanlar ve kalabalıklar, anılarımın ortaya çıkmasına neden oluyordu. Eve döndüğümde kalçam feci bir biçimde ağrıyordu. Bir saat kadar süren acı anksiyetesi atağından sonra kendime bir ağrı kesici almak için izin verdim. En sonunda uykum gelmişti ve uyuyarak hatıraları bastırmaya çalıştım. Sağır edici bir sesle şok içinde uyandım. Aklım karışmış bir halde etrafıma bakıyordum. Connor, yanımda değildi. Emniyet kemeri ışığı yanıyordu ve uçağın kaptanı cızırtılar arasında anons yapıyordu. Panik içinde emniyet kemerimi çözmeye çalışıyordum. Connor'ı bulmak için tuvaletin olduğu tarafa doğru baktım. Orada olmalıydı. Uzakta olamazdı. Işıklar titredi ve emniyet kemeri acı içinde belimi sıkmaya başladı. Uçak titredi ve düşmeye başladı. Boğazım düğümledi, midem bulanmaya başladı ve dişlerimi sıktım. "Connor?" diye seslendim ve uçak korkunç bir şekilde inişe geçtiği sırada, diğer tüm duygular yerini korkuya bırakmıştı. Sol tarafımda oturan çifte doğru baktım. Birbirlerinin ellerini sıkıca tutmuşlardı. Adamın yüzünden pek çok farklı duyguyu okuyabiliyordum ve sonunda gözlerinde sadece acı kalmıştı. U-çak yere çakılmadan önce karısına doğru döndü ve onu ne kadar çok sevdiğini söyledi. Çığlıklar içinde uyandığımda kolsuz bluzum ve yatak çarşafları terden sırılsıklam olmuştu. Aklımda akmaya devam eden görüntülerden kurtulmaya çalıştım. Görebildiğim tek şey adamın

12 26 Aşkın Kanatları gözlerindeki işkence çeken bakışlardı. Uçak, yere doğru çakılırken korku ve keder içindeydi. Saçlarımı sıkıca tuttum ve hızla çekmeye başladım. Sanki bu şekilde yaparsam, kabusa dönüşen anılarımdan kurtulabilecektim. Ve halen çığlık atmaya devam ediyordum. Sonunda artık bağıramaz hale geldiğimde, güçlükle yataktan çıktım. Başucumdaki komodinde bulunan saat sabahın beşini gösteriyordu. Sonunda ayakta durmayı başarabilmiştim. Duvarların sesimi bastırdığını umuyordum, yoksa komşum binlerinin bana işkence ettiğini ya da çıldırdığımı düşünebilirdi. Aslında her ikisi de gerçeğe çok da uzak sayılmazlardı. Banyonun ışığını yaktığımda, küçük ışık etrafı aydınlattı. Musluğu açtım ve mide bulantısının geçmesi için soğuk suyu yüzüme çarptım. Ama geçmedi. Midemdekiler lavaboya püskürdü. Safra ve votka tadı yeniden kuru, kuruya kusmamı sağlıyordu. Kendimde yürüyecek gücü bulduğumda, güçsüz kollarım üzerinde doğruldum ve aynaya yansıyan görüntüme baktım. İçimdeki tatsızlık adeta yüzüme vurmuş, berbat hissetmeme neden oluyordu. Tırnaklarımı avuçlarıma bastırdım ama çaresizlik, içimdeki a-cıyı dayanılmaz bir hale getiriyordu. Yumruklarımı aynaya vurarak görüntümü paramparça ettim. Böylece artık görünümüm de vücudumun kalan kısmıyla uyum sağlıyordu. 27 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ~*~ Hayden ~*~ Cumartesi sabahı hafif bir içki sersemliği ile uyandığımda, rüyalarımı süsleyen Tenley'in sayesinde kendimi ereksiyon olmuş bir halde hissediyordum. Sonunda fantezilerimi süsleyen bedenle yüzleşebilmiştim. Bu rüyalar, onu tanımadan önce yüzsüz kabuslar gibiydiler. Bir şeyler yapmaya başlamadan önce kendi durumumun icabına bakmam gerekiyordu. Kişisel tatmin seansının ardından duş aldım. Duş alırken ikinci kez, kendi kendime gelmemi sağladıktan sonra bir deve gibi su içtim ve çalışmak için hazır hale geldim. Çoktan işe gecikmiştim. Lisa, yirmi dakikadan fazla bir zaman önce mesaj bırakmıştı. Dükkandan içeri girdiğimde masada oturmuş dövme dergisinin son sayısını gözden geçiriyor ve sipariş etmek istediklerini işaretliyordu. İmalı bir şekilde saate baktı. Dükkanın üzerinde otururken işe geç kalmak nasıl mümkün olabiliyor? Soru retorikti çünkü yanıt vermem için beklemedi. Neyse ki, ilk randevuna bir saat var. Gidip bana latte al. Chris aradı ve saat birden önce gelemeyeceğini, kendini çok bitkin hissettiğini söyledi. Gözlerini dergiden kaldırıp, yanıt vermemi bekledi. Hepimiz bunun ne anlama geldiğini biliyorduk. Ben bardan ayrıldıktan sonra kendine bir kız bulmuş ve onunla takılmıştı. Lisa'mn yüzündeki ifadeden, Chris'in seçimini onaylamadığım anlıyordum ve bu pek de şaşılacak bir durum sayılmazdı. Pek çok 28 açıdan zevkleri pek akıllıca sayılmazdı. Dişiler ve nefes almak o-nun için neredeyse aynı şey demekti. Onun için sevindim. Senin gecen nasıl geçti? Erken ayrıldın. Merakını ve potansiyel düş kırıklığım sezebiliyordum. Tenley ile neler olduğunu görmemişti ve benden de Chris'in ki gibi bir sonuç bekliyordu. Benim gecem Chris'in gecesi kadar ilginç değildi. Gece boyu faaliyet gösterecek gibi hissetmiyordum. Lisa, düşünceli bir ifade ile bana baktı. Bir zamanlar bende aynı şekilde davranır, hatta Chris'ten daha iyi standartlarım olduğunu düşünürdüm. Geceleri rastgele bi-rilerini eve getirmeyeli oldukça uzun zaman olmuştu. Uygunsuz şekilde orgazm olmalarım büyük sorun haline geliyordu. Geceleri kimsenin yatağımda kalmasına izin vermiyordum. Eve

13 getirdiğim kadınların hiç biri yatağımı bile göremiyordu. Halıda, yerde, duvarda... Hepsiyle oynuyordum ama yatak odam bana aitti. Kişisel nedenlerin haricinde, Lisa tek gecelik ilişkilere karşı duyarlıydı. Sanırım bu ona Dollhouse'daki günlerini hatırlatıyor olmalıydı. Onu incitmek ya da Jamie için hayatı zorlaştırmak istemediğimden Lisa etraftayken bu tür konuları açıp, pot kırmaz-dım. Chris, bu durumun onu nasıl etkilediğinin farkında olmadığı için yeterince anlayışlı olmuyordu. Geçmişte bende incinmiştim ama benim geçmişteki eğilimlerim Lisa'mn kararsızlığını anlaşılabilir hale getiriyordu. Beş dakikaya dönmüş olurum, dedim ve yanıt vermek istemediğim daha fazla soru sormasına fırsat vermeden istediği latte1 yi almaya gittim. Serendipity e doğru caddenin karşısına geçtim. Tenley, bugün çalışıyordu. Umarım etrafta olurdu ve nasıl olduğunu görebilirdim. Dükkana girdiğimde kapıdaki zil çaldı. Tenley, görünürde yoktu. 29 Cassie, tezgahın arkasından beni Hayden! diye selamladı. Kitap yığınlarının arkasından güçlükle görünüyordu. Gözleri beni gördüğüne ne kadar memnun olduğunu söyler gibi parlıyordu. Benden on iki yaş büyük olmasına rağmen teyzem olmaktan çok, arkadaşım olmuş ve bir daha asla sahip olamayacağım annemin yerini almıştı. "Selam," dedim tezgahın üzerinden eğilip, yanağına bir öpücük kondururken. Sonra klasiklerden ibaret olan kitap yığınını kenara doğru ittim. Nasıl gidiyor? İyi. Sonunda Tenley ile tanıştığını öğrendim, dedi. Bununla berbat bir biçimde ilgilenmiş gibi görünüyordu. Şimdi gerçekten neyin peşinde olduğunu bilmek istiyordum. Tanıştım. Sevimli bir kıza benziyor ama biraz gergin görünüyor. Yarım gülümsememi gizlemek için dudaklarımdaki pier-cingleri çiğnedim. Dün geceden sonra sevimli kelimesi onu açıklamak için uygun olmayabilirdi ama şimdilik bunu açık etmeyecektim. Oh? Utangaç olabilir ve hepimiz senin korkutucu olabildiğini biliyoruz. Sihirli bir biçimde belirmesini bekleyerek dükkanın etrafına baktım. Benim hakkımda bir şey söyledi mi? Senin ilgi çekici olduğunu söyledi. Bu kulağa iyi gelmiyordu. Nasıl ilgi çekici? Sıkıcı değil gibi olabilir mi? Bilmiyorum. Ayrıntısını sormadım, dedi, kitapları ayırırken. Bu pek yardımcı olmuyordu. Çalışıyor musun? Belki biraz zamanın olur diye umuyordum... derken, duraksadı. İlk müşterim gelmeden önce bir saatim var. Cassie, ayırdığı kitaplara bakmamı istemişti ama hep iki müşteri arasında uğradığımdan buna ayıracak vaktim olmuyor- 30 du. Ellerini heyecanla çırpmasına bakılacak olursa işin içinde bundan daha fazlası olmalıydı. Harika! Tenley, diye seslendi, omzunun üzerinden. Hay-den'e bodrumdaki kitapları gösterebilir misin, tatlım? Bu, heyecanını ve Tenley bizi duyacak kadara yakın olduğundan onun hakkında bilgi vermek istememesinin nedenini a-çıklıyordu. Tenley, tezgahın arkasından kitap yığınları arasından belirdi. Dikkatli tavrı, ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor gibiydi ama ben onun hakkında daha fazlasını biliyordum. Bu uysal dış görünüşün altında benim doğrudan şahit olduğum ateş kıvılcımları vardı. Ancak şimdi bu haliyle bana yırtıcı bir hayvanın yakında olduğundan haberi olan ve kaçamayacağını bilen, korkmuş bir

14 hayvanı anımsatıyordu. Boğazı, gergin bir yut-kunuşla sarsılırken gözleri benim gözlerime doğru yöneldi ve ardından hızla yeniden uzaklaştı. Bakışları adeta bir yaylım ateşi gibi gözlerime yöneliyor ve ardından yeniden uzaklaşıyordu. Direk olarak bana bakamıyor olması, beni onu yeniden kontrol etmeye yönlendirdi. Dün gece gördüğüm rüya adeta bir tufan gibi geri geldi, imgeler zihnimde güçlü ve canlı bir biçimde belirmeye başladı. Sanki vücudumdaki bütün kanın rotası değişmişti. Aklımda oynayan porno filmi kapattım ve cana yakın görünmek için gülümsedim. Onunla ilk tanışmamızda bunu pek yapamamıştım. Bu kez durumu kontrol edecek ve ona tüyler ürperten bir sapık gibi görünmeyecektim. Yanakları pembeleşti ve bakışları yere doğru yöneldi. Ellerini önünde birleştirmişti ve sağ eli sargılıydı. Dün gece o çocuğa sertçe yumruk atarken, bu narin eller pek de sert bir etki bırakmamış olmalıydı. Sanırım siz ikiniz tanışmıştınız, dedi Cassie, bana meraklı bir şekilde bakarken. Başımı kıçımdan çıkarmam ve aptal gibi gülümsemek dışm- 31 da bir şey yapmam gerektiğim biliyordum. Selam, dedim. Sanırım bu iyi bir başlangıç gibi görünüyordu. Ona, çıplak ve akımdayken söylemek istediğim diğer şeylerden daha uygundu. Selam, dedi Tenley ve topukları üzerinde dönerek, kitap yığınlarına doğru manevra yaptı. Peşinden gidiyor muyum diye dönüp bakmadı. Onu bu kadar huzursuz etmiş olmam düşündürücüydü. A-ramızda güvenli bir mesafe bırakarak kalçalarının kıvrılışını izledim. Gözlerimi poposundan uzaklaştırmaya çalışıyordum ama o cömert şişkinliği sıkmak istiyordum. Ya da ona vurmak, ya da ısırmak... Cassie, aşağıda Tenley'in bana göstereceği şeyi kendi başıma da bulabileceğimi biliyordu. Bodruma pek çok kez inmiştim, bu nedenle Cassie'nin Tenley ile konuşmamı sağlamak için bunu yaptığını sanıyordum. Ama ben seksüel fantezilerimi kontrol etmeye o kadar kapılmış bir haldeydim ki, konuşmaya konsantre o- labileceğimi sanmıyordum. Kapının koluna uzandığında gazlı bezle sarılı olan sağ eline baktım. Çok yakınındaydım, fazla yakındım ve yine alanına tecavüz ediyordum. Ona dokunamamak çok zor geliyordu. Parmaklarım bandaja ve oradan sıcak, yumuşak tenine değdiğinde ürperdiğini hissettim. Geri çekilmem gerekiyordu ama yapmadım. Vanilya gibi kokuyordu ve bu kötü kalite ya da sahte değildi. Hatta doğrusunu söylemek gerekirse küçük kekler gibi kokuyordu. Küçük kekleri, olması gerektiğinden de çok severdim. Neredeyse tüm duyularım kapanmıştı, şimdi eğer onun tadına bakabilsey-dim... Ve bu tür duyguların nedeni, onun benim tarafımdan bu kadar telaşlı bir hale geliyor olmasıydı. Duygularını belli etmeyen bir yüz ifadesi takındığımdan emin değildim ve ifademden sapkınlığımı anlayabilirdi. Barda o çocuğa vurduğunu gördüm, dedim. İtirafta bulun- 32 mak iyi bir plan gibi görünüyordu. Zaman kazanmamı sağlayabilirdi. Beni rahat bırakmayacaktı. Biliyorum. Bunu da gördüm. Serttin ve bu çok seksiydi, dedim ama o anda son söylediğimi geri almak istedim. Bunun doğru olması onu söylememi gerektirmiyordu. Eline ne oldu? Ne? dedi, elini arkasına saklarken. O eziği yumruklayarak kendine böyle zarar vermemeliydin. Ne oldu? Düştüm. Eğer pençeleri olsaydı onları şimdi bana yöneltecekti. Ürkek bir kedi için bu çok fazlaydı. Gülümsedim ve sanırım bu onu öfkeli bir hale getirdi. Bunu yemem ama eğer anlatmak istediğin hikaye bu ise, bunu kabul e-derim.

15 Tenley, kapıyı açtı ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Onu yakından takip ediyordum. Hafifçe güldüm. Onu kışkırtma ihtiyacını kendimde neden hissettiğimi bilmiyordum. Tırabzanları tuttu ve bir bacağını diğerinin üzerinden atarak merdivenleri inmeye devam etti. Son basamakta aniden dengesini kaybetti ve geriye göğsüme doğru düştü. Yere düşmesini önlemek için onu belinden kavradım. Vücudunun teması inanılmazdı. Tenini parmaklarımda hissetmekten daha güzel bir duyguydu. Vücudumda dalgalanan e-nerjiyi hissettim ve poposunun teması ile beni tahrik edişi ile boğazımda biriken iniltiyi geri ittim. Bu sabah evden çıkmadan önce iki kez kendimi rahatlatmış olmama rağmen yine kaya kadar sert ve harekete hazır haldeydim. Hiç bir şeye sahip olamayacağımı bilmiyor olmaksa çok kötüydü. Fiziksel temasla şaşkın bir halde onu doğrultmaya çalıştım. İhtiyacım olan son şey onu daha fazla kızdırmak ya da boğa- 33 zıma yumruk atması için ona bir neden vermekti. İyi misin? diye sordum, kendimi çılgın gibi hissederek. Ellerim halen kalçalanndaydı. Gitmesine izin vermem gerekiyordu ama vücudum, beynimin buyruğuna uymuyordu. İyiyim, dedi ve benden uzaklaşıp, bluzunu düzeltti. Bodrum katının hafif ışığına rağmen, utandığını görebiliyordum. Ayrıca kollarında tüylerin diken, diken olduğunu ve ince bluzunun üzerinden göğüs uçlarının sertleştiğini görebiliyordum. Pamukla doldurulmuş sutyen giymiyordu. Şanslıydım. Göğsüne baktım ve arkasını dönene kadar hatlarını hayran bir ifade ile izledim. Tenley, odanın bir köşesinde duran kutuları gösterdi. Ayırdıklarım bunlar. İstediklerini ayırıp, yukarı getirirsin. Yanımdan geçip ilerledi ama merdivenlerin önüne geçip, yukarı çıkmasını engelledim. Ellerimi pişmanlıkla kaldırdım, işleri bir kez daha batırmıştım. Hemen gitme. Seni incitmek istemedim. Gözleri odanın etrafında dolaştı, bana bakmamaya dikkat e-diyordu. Cassie'nin bana ihtiyacı vardır. Bu mazereti daha önce kullandın. Bunun kişisel olduğunu hissetmeye başlıyorum. Yeniden merdivenlere doğru yöneldi ve sargılı eliyle tırabzana tutundu. Yüzünde karanlık duygular belirdi. Ve kaybolmadan önce sadece bir saniye kadar orada kaldıktan sonra kayboldu. Sonra içinde kopan ve ona acı veren fırtınayı hissettim. Bunun nedenini bilmek istiyordum. Huzursuz bir şekilde gözlerime baktı. Kalmak istiyordu, belki en az benim kadar kalmak istiyordu. Eline dokundum. Yarasına dikkat ederek, bileğine başparmağımı hafifçe bastırdım. Nabzı onunla ilk tanıştığımdaki gibi hızlandı. Lütfen, dedim. 34 Aşkm Kanatları Kırılgan karşı koyuşu, korkusu, özlemi içimdeki boşluğun yankısı gibiydi. Kaçmak istemesinin nedeni buydu. O da en az benim kadar yalnızdı. Tamam, kalacağım. 35 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM -Tenley- Hayden'm gülümseyerek verdiği yanıt, tüm tereddütlerimi gideriyor, sanki onunla birlikte kutulardaki kitaplara bakmayı kabul edişimi büyük bir lütuf olarak gösteriyordu. Onunla yalnız başıma zaman geçirmek isteyişim benim açımdan büyük ihtimalle kötü bir fikirdi ama cazibesine dayanamıy ordum. Ve karşı koymak da istemiyordum. Kendimi sürgüne terk edişimden aylar sonra, ilk defa biriyle bağlantı kuruyordum. Sert görünümü, onu güvenli hale getiriyor ve onun da kendini en az benim kadar korumaya

16 aldığını gösteriyordu. Beni hafifçe bileğimden çekerek, üzerinde ismi yazılı olan köşedeki kutulara doğru götürdü. Onların ne kadarını saklamak isteyeceğini bilmiyorum ama yine de ayırdım. Bütün bunları sen mi ayırdın? Yemek masasından iki tane sandalye aldı ve birini oturmam için yanıma koydu. Bu kadar tehlikeli biri için, kişisel alanını korumaya özen göstermiyor gibi görünüyordu. Kendimi kadife kaplı sandalyeye bıraktım. Üst kattaki apartman dairesini kiraladıktan sonra, Cassie'ye yarı zamanlı elemana ihtiyacı olan birilerini tanıyıp, tanımadığını sormuştum. Konu para değildi sadece çok boş vaktim vardı. Böy-lece Cassie bana bodrum katını göstererek, iş verdi ve benim de, kendinin de sorunu çözmüş oldu. Burayı ben çalışmaya başlamadan önce görmeliydin, de- 36 dim, yakındaki bir kutuyu açtığı sırada. O kadar çok eşya vardı ki, merdivenlerden bile güçlükle inebiliyordum. Daha önce buraya gelmiştim. Tam bir anksiyete krizi gibiydi ama şimdi çok daha iyi görünüyor, dedi ve eğilip, eliyle Vik-torya dönemi büyük şamdanın tozunu sildi. Yüzünde ellerini silmek istediğini gösteren bir ifadeyle, Buralarda bez ya da ona benzer bir şeyin var mı? diye sordu. Neden? Biraz tozdan mı korkuyorsun? diye dalga geçtim. Kirlenmekle ilgili bir sorunum yok, dedi kurnaz bir gülümseme ile. Sadece işe döndüğümde bodrum katında yuvarlanmış gibi toza bulanmış halde görünmek istemiyorum. Yumuşak ses tonu sözlerindeki imayı anlamayı zorlaştırıyordu. Aklımda söz ettiği şeyin resmi belirirken, yerimden kalkıp o-danm diğer tarafına doğru yürüdüm. Toz bezleri ve temizlik malzemeleri dolaptaydı. Bezlerden iki tane çıkardım, birini kendime aldım ve diğerini Hayden'e doğru attıktan sonra, yeniden sandalyeme oturdum. Sistemli ve düzenli biri olarak kutulardan çıkardığı her şeyi nazik dokunuşlarla silmeye devam etti. Hassas her bir parçayı, hatta beğenmediklerini bile kutudan çıkarırken gösterdiği özen o-nun nasıl bir sanatçı olduğunu görmemi sağlıyordu. Müşterileri üzerinde de aynı tedbirli hassasiyet ile çalıştığını hayal ediyordum. Eline gerçekte ne olduğunu anlatmak ister misin? Ona doğru baktım. Neyse ki saçlarım ona olan bakışlarımı ve yüzümü saklıyordu. Sorunun beni neden şaşırttığını bilmiyordum. Şaşırtmaması gerekirdi. Hayır, dedim. Kıkırdadı ve bir süre sessiz kalarak kutulardaki eşyaları ayıkladı. Beğenmediklerini bana uzatıyordu ve ben onları boş bir kutuya yerleştiriyordum. Bunu her yaptığında, kollarındaki sanat çalışması dövmelerine bakıyordum. 37 Lisa bana dövme yaptırmak istediğinden söz etti, dedi ve durup bana doğru baktı. Başımı salladım. Hayden'e seçtiğim modeli henüz göstermemiştim ve Lisa'ya bunun için teşekkür etmeliydim. Ona yakm olmak kalbimin çarpmasına neden oluyordu ve temkinli olmaktan kendimi alamıyordum. Dövme yaptırmak yakınlık gerektiriyordu. Hayden'ı çeşitli nedenlerden dolayı zaten cesaret kırıcı bir biçimde çekici buluyordum ve bu nedenlerden biri şiddetli bir biçimde güzel olmasıydı. Onun etrafında olmak bu durumu ve düşüncelerimi değiştirmem için yeterli olmuyordu. Dükkana geldiğinde modellere bakmandan memnun olurum.

17 Bunu düşüneceğim, dedim ve uzun süren sessizlikten sonra sonunda, Ne kadar zamandır dövme sanatçılığı yapıyorsun? diye sordum. Altı yıl oldu. Piercing yaparak başladım ama sonra bana göre olmadığını fark ettim. Neden? Hayden elini beze sildikten sonra saçlarımı kulağımın arkasına götürdü. Kulağımdaki küpeler birbirine değerek ses çıkardılar. Sende güzel görünürdü, dedi nazikçe. Alevler içinde yanarken aniden ürperdiğimi hissettim. Dilini dudaklarına götürüp, piercingleriyle oynadı. Sorun farklıydı. Neydi? Korkarım, pek sadist biri değilim çünkü aletine iğne taktırmak isteyen müşterileri kabul etmek için öyle olmam gerekirdi. Neyse ki, elimde kırılacak bir şeyler taşımıyordum. Tamam, anladım ve bu aklıma bile gelmezdi. Tepkime gülmeye başladı. Dövme sanatçısı olmaya karar 38 Aşkm Kanatları vermeden bir kaç ay önce piercing işi yaptım. Yaklaşık olarak bir buçuk yıl kadar da her ikisini birden yapmaya devam ettim. Belli bir müşteri portföyü oluşturduktan ve işte iyi bir yer edindikten sonra ortaklarım beni ayrılıp kendi işimizi kurmak konusunda ikna etti. Böylece Dövme Zırhı dükkanını açtın. Evet ve o zamandan beri kimsenin aletinde delik açmıyorum. O halde boyundan aşağıya yapılan piercingleri sevdiğin söylenemez. Sıcaklık göğsümden yanaklarıma yayılıyordu. Bu soruyu sormamam gerekiyordu çünkü aklımda uygunsuz görüntüler belirmeye başlamıştı. Böyle bir şey söylemedim. Ağzımı açtım ve söyleyecek bir şeyler aradım ama hiçbir şey diyemedim. Elini göğsünden kemer tokasına doğru götürdü ve Buradan aşağıya yapılanlar pek dekoratif durmuyor, dedi. Çekinen biri değilsin değil mi? Sırıttı ve Gerçekten tarzım değildir, dedi. Konuyu değiştirdim ve O halde dövme sanatçısı olmayı seviyorsun. Dövmeye olan ilgimi açıkça belli ediyordum. Dövme, sosyolojiden master alma karanmı etkilemekte büyük rol oynamıştı. Sosyal sapmalara yoğunlaşmamı sağlayan tek sağlam nedendi. Sanatçı olmam gerekiyordu ama aç kalmamalıydım ve böylece bu benim için bonus olmuştu. Bazı dövmeler sıkıcı, hatta boktan olabiliyor ama kendi tasarımlarım, bu işi yapılmaya değer kılıyor. İnsanın kendi deneyimlerinden yola çıkarak yaptığı tasarım sanatının her şeye değdiğini düşünüyorum. Sonuçları memnun edici olabiliyor, dedi ve açıkça inceleyen bakışlarını bana yöneltti. Bu kıyafetlerin altında bir dövme saklıyor olabilir misin? 39 Hayır, diye yalan söyledim ve daha fazla soru sorması ihtimaline karşı kutunun arkasına doğru geçip yüzümü gizledim. Vücudunda benim dövmemle güzel görüneceğini düşünüyorum. Gözlerindeki ışıktan bunu belli bir amaçla söylemiş olabileceğini hissettim. Her neyse, teklifim geçerli. Fırsatın olduğunda gelmeli ve iki dakikadan fazla kalmalısın. Sana albümlerimi gösterebilirim ve sen de bana dövme tasarım gösterirsin. Belki üzerinde çalışırım. Tamam, belki. Bumerang gibi hızlı ziyaretlerimi fark ettiğini kaçınmamıştım.

18 Tasarılarımdan birini seçebilirsin. Uzun süredir bir taslak çizimi üzerinde çalışıyordum, hatta bu çalışma kazadan öncesine dayanıyordu. Orijinali sanattı ama son aylarda kaybımın sembolüne dönüşmüştü. Hayden'e gösteremeyeceğim kadar kişiseldi. Kendi dövmelerini kendin mi tasarlıyorsun? Pek çoğunu, dedi ve gömleğinin kolunu dirseğinden yukarı sıyırıp, kolunu bana uzattı. Etrafı dikenlerle çevrili bir kalp dirseğinin yakınma yapılmıştı. Kalp damarlarında dolaşan kanlar, dikenlerin ucundan damlıyordu. Çiçek demetleri karanlıkta kümelenmişti ve çiçekler kalpten uzaklaştıkça açıyor, canlanıyorlardı. Hayden, kolunun iç tarafını gösterdi. Orada da damarlar vardı ama daha inceydiler ve bilekten, dirseğe doğru uzanıyorlardı. Bileğindeki damarlar kuru ve çatlamışlardı. Çiçek demetleri solmuşlardı ama dirseğine doğru çiçekler canlanıyorlardı. Kolunun yan tarafından ise turuncu, beyaz kafalı bir balık uzanıyordu ve tasarımın geri kalanı belirsiz hale geliyordu. Uzanıp, kolundaki damarlara dokunmak istedim ama tereddütle izin aldım. Dokunabilir miyim? 40 Aşkın Kanalları Bana elle sarkıntılık etmek için izin mi istiyorsun? Şey... Üzgünüm. Kolay sinirleniyorsun ve bu çok hoş. Misafirim ol. Kolunu dizine dayadı ve avucunu açıp, yukarı doğru kaldırdı. Gülümsemesine bakılırsa sözlerinden dolayı üzgün olmadığı belli oluyordu ama ben fazlasıyla meraklıydım ve o da hevesliydi. Kalbe giden damarlara dokunduğumda kolundaki kaslar gevşedi. Kolunun iç tarafındaki dövme duyarlı bir yerde gibiydi. Renkli noktalarda deri hafifçe kabarıyordu. Bu çok hafifti ama dizaynın boyutunu anlayabilmem için yeterliydi. Bu uzun zaman almış olmalı. Çok acıttı mı? Acı, göreceli bir kavramdır, öyle değil mi? Sorgulayan bir ifadeyle yüzüne baktım. Kulağıma hafifçe dokundu ve Bunlar, bunlar da acıdı değil mi? diye sordu. Elbette ama çok fazla değil. Elini çektiğinde yüzünde hayal kırıklığı vardı. Ama acıda da haz vardır, değil mi? Bu konuda onunla aynı fikirde olduğuma emin olmasam da başımı salladım. Hayden, tereddüt ettiğimi fark etmiş olmalıydı. Her türlü değişiklik, plastik cerrahi, piercingler ve dövmeler bir derecede rahatsızlık yaratabilir. Ama önemli olan da bu değil midir? Bu duygusal boşalım sağlar. Vücudumdaki dövmeler aklımdaki sanatın dışa vurumudur. Sonuç olarak ben bu şekilde yorumluyorum ama herkes benim hissettiğim gibi hissedecek değil. Acıyı açıklama şekli cezbediciydi. Kendi sana tasarımı tenime yaptırma nedenlerim ise açıklanamayacak kadar farklıydı. Yanımda oturan adama karşı çelişkili duygular içindeydim. Dövme üzerinden damlayan kana sanki parmaklarımın ucunda ıslaklığı- 41 m hissedecekmiş gibi dokundum. Çok gerçekçi görünüyor. Jamie, inanılmaz bir sanatçıdır. Lisa'mn erkek arkadaşı mı? Başını salladı.

19 Ne zaman Dövme Zırhı dükkanına gitsem müşterisi olurdu, bu nedenle onun sadece selam, dediğini duymuştum. Ama Lisa ile ikisinin dükkandan birlikte çıktıklarını pek çok kez görmüştüm. Yani, bunu o mu yaptı? diye sordum. Dövmelerimin pek çoğunu yajamie ya da Chris yaptı. Sen tasarlıyorsun ve onlarda yapıyorlar, öyle mi? Evet. Ya da birlikte çalışıyoruz. Tasarlamadığım tek dövme, bu dedi ve diğer kolunu açtı. Tanımlayamadığım siyah bir motif vardı. Nereye kadar gidiyor? Kolumun üzerine ve göğsümün yarısına kadar... Nedir bu? Eğer dükkana gelirsen belki sana gösterebilirim. Hayden'ı üzerinde gömlek olmadan görme fikri adeta bir a-teşin damarlarımı sarmasına neden olmuştu. Bu kez tereddüt etmedim ve Tamam, dedim. Bu, belki demenden daha iyi. Açıkça benimle flört ediyordu. Beni endişeli hale getirdiği gibi aynı zamanda da bir tarafımın ondan hoşlanmasına neden oluyor ve sıcacık bir duyguyu tenimde hissetmeme neden oluyordu. Hayden'm pantolonundan telefonunun titreşim sesi geldi ve elini cebine götürüp, telefonunu kontrol etti. Telefona cevap vermek yerine sesini kapattı. Bir dakika sonra Cassie, merdivenlerin başında belirdi. Reddettiği telefon Lisa'dan gelmişti. Hayden'm müşterisi onu dükkanda bekliyordu ve Lisa halen lattesini alamamıştı. 42 Aşkm Kanatlan Görev çağırıyor, dedi ve doldurduğu kutuyu kolunun altına alıp, Kalanına sonra bakarım. Dükkana uğrayacak mısın? Elbette, dedim ama emin değildim. Hayden ile konuşmak sadece ona delicesine aşık olmama hizmet ediyordu. Dostluğundan memnun olmak bu durumu yok etmiyordu. Bana doğru baktı ama ardından, bakışlarını kaçırdı ve Dostluğun için teşekkür ederim. Sorun değil. Beklenmedik bir şefkatle bana doğru eğildi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Alt dudağındaki piercing halkaları dudağımın kenarına değerken Hoşça kal, Tenley, dedi. Sesi adeta bir fısıltı gibi çıkmıştı. O gittikten sonra ellerim dudaklarının değdiği yere dokunmaya devam ederek öylece kaldım. Bir düzine kadar ateşli senaryo hayal etmeye devam ettim ve hepsi için kendimden nefret ettim. Hayden, aşırı derece harika olmasının yanında aynı zamanda zeki ve tutkuluydu. Sert görünümünün haricinde, aceleci ve flört etmeyi seven biri gibi görünüyor, duyarlı tarafını saklıyordu. Dövmelerini bana gösterecek ve sanatı hakkında konuşacak açık olmasına rağmen, verdiği cevaplar da sınırlıydı. O da benim gibi kendini insanlardan saklıyordu, dövmeleri ise bu duvarların şekillenmiş haliydi. Hayden ile birlikteyken sanki insanları kendinden uzak tutuyor ve böylece güvende oluyor gibi hissediyordum. Ben de insanları kendimden uzak tutmak istiyordum. Hayden'm teklifini kabul etmemem gerekiyordu ama ona itiraz edecek gücü kendimde bulamamıştım. 43 BEŞİNCİ BÖLÜM -Hayden- Bodrum katında takıldığımız günden beri dükkana gelmeyen Tenley, Salı günü öğleden sonra evinden çıktı. Kıvrımlarım saran bir elbise giyiyordu ama yine de muhafazakar sayılırdı, işin iyi tarafı, elbisenin mini oluşuydu. Harika bacakları vardı, tam belime, başıma ya da vücudumun başka yerlerine dolamak isteyeceğim türden bacaklardı. Bu konuda seçici değildim.

20 Dün gece gördüğüm rüyalardan sonra onun iyi olduğunu gördüğüme memnun olmuştum. Bilinçaltım renkli fantezilerle, korkunç kabuslar arasında kalmış tuhaf rüyalar görmeme neden olmuştu. En azından ona kötü bir şey olmadan uyanmıştım. Söylediğimi duydun mu? diye sordu Chris, önümde durup kaldırım manzarasını kapatarak. Ne? diye sordum, haşin bir şekilde. Adamım, senin sorunun nedir? Bütün hafta kendinde değil gibiydin. Neden söz ediyorsun? diye sordum, sandalyeme yaslanıp, parmaklarımı başıma götürüp, umursamaz bir tavır içindeymiş gibi numara yaparken. Anlayışı beni şaşırtmıştı. Bu kadar belli ettiğimi bilmiyordum. Eğer kız olsaydın, adet öncesi sendromda olduğunu söyleyebilirdim ama kız olmadığına göre, seks yapmaya ihtiyacın olduğunu söylemek zorundayım. Ve bu da beni tek taraflı sohbetimize götürecek çünkü sen kaba bir tavırla beni duymazdan geleceksin. 44 Bu gece striptizcileri görmeye gidiyorum, sende gelmelisin. Bunun anlamı Chris'in Dollhouse'a gidecek olmasıydı. Bazen Chris'in bana bunu teklif etmesinin nedeninin beni ahlaki a-şınmasma ortak etmek istemesi olduğunu düşünürdüm. Orada o-luşum sanki onun yaptığı şeyi normal hale getiriyordu. Oysa ki, davranışlarına göz yumuyor olmam onları hoş gördüğüm anlamına gelmiyordu. Ciddi misin? Neden orası? Bir de soruyor musun? Bilmiyorum, adamım. Hatıraları yeniden anımsamak için hevesli olduğum söylenemezdi ve orada Sienna ile karılaşma olasılığım çok yüksekti. Onu çok uzun süredir başarılı bir biçimde kendimden uzak tutuyordum. Ve bu şekilde devam etme meyi-lindeydim. Haydi dostum, orada yeni bir garson kıza yazıyorum. Onu alevlendirmeye başladığımı düşünüyorum, dedi ve yüzü gülümsemeyle parladı. Kızı alevlendirmeye başlamasının içeriğini hayal edebiliyordum, bu sadece Chris'in hayal gücünden ibaret olabilirdi. Düşüneceğim," dedim. Koltuğumda çalışma istasyonuma doğru dönüp, bir sonraki müşterim için hazırlanmaya başladım. Tenley, gitmişti ama yine de belki bu akşam dükkana uğrar diye düşünüyordum. Onu yanağından öpmemem gerekirdi. Kahrolası bir şekilde ileri gitmiştim, gülünç bir biçimde alternatif senaryolarımı ifşa ediyordu. Dükkanı kapatmadan önce arkadaşlarımdan birinin kıçına Amerikan bayrağı dövmesi yapıyordum. Bu tür dövmeleri özel o-dalarda yapardık çünkü kalabalık dövme stüdyosunda insanlar kıçlannı açmak istemezlerdi. Ama sandalyemdeki adam, özel o-dada olmayı kabul etmedi. Belki göstermekten hoşlanıyordu çünkü dükkanın ortasında soyunmakta ısrar etmişti. 45 Bu tuhaf durumun tek iyi tarafı bir gözümün Tenley'de ola-bilmesiydi. Eve geri döndüğünde saat oldukça geç olmuştu. Dükkana doğru baktı ve sanki içeri gelmeyi düşünür gibi adımları yavaşladı ama gelmedi. Onun yerine ara sokağa sapıp, Serendipity' nin arka tarafındaki apartman kapısına doğru ilerledi. Bir dakika sonra dairesinin ışıkları yandı. O akşam onu bir daha görmedim ama aklım sürekli ondaydı. Karanma rağmen, Chris ile birlikte Dollhouse'a gittim. İçeri girdiğimizde sadece bir kaç shot tekila içip akşamı katlanılır bir hale getirmek istiyordum. Ama bunun anlamı Chris'i bana davet etmem demekti ve ben de elimden geldiğince kendi özel alanımı korumak isterdim. Garson kızımız Sarah isminde, açık sarı saçlı bir kızdı. Chris, masayı özel olarak onun çalıştığı taraftan seçmişti. Chris, kızı hedef almıştı ve kıza acıyordum çünkü fazla ısrarcı olabileceğini biliyordum. Bu tür yerlerde çalışan personel gelirini, onlara insandan çok bir mal gibi davranan Sienna gibi patronlar nedeniyle her şeyle kazanılabilirdi. İyi bir fiyata

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen trenler, kaçırılan bağlantı noktaları, ne zaman yeneceği

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT) 02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş ljelinek@uke.de HOŞGELDİNİZ Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT) D-MCT: Uzay Pozisyonu Günün Konusu Davranış Hafıza Depresyon Denken Duyguların

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

3. Zihinden atamadığınız tekrarlayan, hoşa gitmeyen düşünceler. 7. Herhangi bir kimsenin düşüncelerinizi kontrol edebileceği fikri

3. Zihinden atamadığınız tekrarlayan, hoşa gitmeyen düşünceler. 7. Herhangi bir kimsenin düşüncelerinizi kontrol edebileceği fikri 1 Aşağıda zaman zaman herkeste olabilecek yakınmaların ve sorunların bir listesi vardır. Lütfen her birini dikkatle okuyunuz. Sonra bu durumun bu gün de dâhil olmak üzere son üç ay içerisinde sizi ne ölçüde

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

Lütfen her maddeyi dikkatlice okuyun. Soruları boş bırakmayın, kendinizi en yakın hissettiğiniz tek bir şıkkı işaretleyin. Ortaokulu bitirmiş

Lütfen her maddeyi dikkatlice okuyun. Soruları boş bırakmayın, kendinizi en yakın hissettiğiniz tek bir şıkkı işaretleyin. Ortaokulu bitirmiş Lütfen her maddeyi dikkatlice okuyun. Soruları boş bırakmayın, kendinizi en yakın hissettiğiniz tek bir şıkkı işaretleyin. I Adınız soyadınız [..] II Doğum tarihiniz [ ] III Cinsiyetiniz? Kadın Erkek IV

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci Bir Kız Bara Girer Ve... Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci 4 Bir Kız Bara Girer Ve... Bütün kadınlar bir iç çamaşırından çok fazla şey beklememeleri gerektiğini bilirler. Çok seksi olmak istiyorsanız,

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ 19.12.2012 Ben de bilim insanı olmak istiyorum çünkü pes etmem! (7. Sınıf Aklımda bilim insanlarının da hep doğruyu tam olarak bilemeyecekleri kaldı. Bilim insanlarının

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM Bu zamana kadarki okul hayatım boyunca birçok öğretmenim oldu. Şu an düşündüğüm zaman, aslında her birinden bir şeyler öğrendiğimi ve her birinin hayatımın şekillenmesinde azımsanmayacak

Detaylı

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Emrah & Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... yalancı

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne

Detaylı

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2

Detaylı

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu. İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Rüyalar genellikle en saçma göründüklerinde en derindedir. Sigmund Freud Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Anksiyete: kendinize kötü bir şey olacağını ve

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

Hayata dair küçük notlar

Hayata dair küçük notlar Hayata dair küçük notlar İlk önce sen merhaba- de. Olanaklarının altında yaşa. Sık sık -teşekkür ederim- de. Bir müzik aleti çalmayı öğren. Herhangi bir konuda öğretmenlik yap, herhangi bir konuda öğrenci

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N. New York ta bugün kar yağıyor. 59. Cadde deki evimin penceresinden, yönetmekte olduğum dans okuluna bakıyorum. Bale kıyafetlerinin içindeki öğrenciler, camlı kapının ardında, puante * ve entrechats **

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Esrarengiz Olaylar. Dangg Dongg Dangg

Esrarengiz Olaylar. Dangg Dongg Dangg Esrarengiz Olaylar Saatler gece yarısını çoktan geçmişti. Uzaklarda bir yerlerde, sarkaçlı duvar saatinin iç ürperten sesi yankılandı: Dangg Dongg Dangg Bir köpek uludu. Yarasalar, ince tonlu haykırışlarla,

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Güneşli bir günün sabahında, Geyikçik uyandı ve o gün en yakın arkadaşı Tavşancık ın doğum günü olduğunu hatırladı. Tavşancık arkadaşlarına her zaman yardımcı oluyor, ben

Detaylı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı Sınav Destek Semineri Egzersiz & Rahatlama Çalışmaları-2 Engin KUYUCU İnsan Kaynakları Uzmanı 0 535 828 17 93 www.enginkuyucu.com Sınav Destek Semineri Meridyen Enerjisini Aktive Etmek Qi Gong Egzersizi

Detaylı

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim.

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim. Yazan: Ümmü Nur Günlü Ülke: SIRBİSTAN Kuruluş: Bird Protection Study Society Başlama Tarihi: 01.07.2018 Bitiş Tarihi: 15.07.2018 E-posta: mmnrgnl@yandex.com Herkese selamlar, 15 günlük kısa dönem Avrupa

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır.

Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır. Film Deşifresi Açılış Jeneriği Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır. Adım Zohra. Bir buçuk yıldır Central and East London

Detaylı

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU)

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) Samuel Beckett (1981) Türkçesi: Semih Fırıncıoğlu Ohio Doğaçlaması (Ohio Impromptu) ilk kez 9 Mart 1981 de, Ohio State Üniversitesi nin işbirliğiyle, Drake Union, Stadium

Detaylı

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır Berk Yaman Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR Evveel zaman içinde yaşayan iki âşık varmış. Kara sevdaları

Detaylı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım. Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.

Detaylı

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans Form no : Tarih : Bu anket hastalığınızı daha iyi anlayabilmek ve sizlere daha yararlı olabilmek için düzenlenmiştir. Lütfen olabildiğince nesnel (objektif) yanıtlamaya özen gösterin. Ankete kimliğinizi

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

Araştırmalar, evli çiftlerin yarıdan fazlasının birbirini tam olarak tanımadıklarını gösteriyor. Peki siz eşinizi yeterince tanıyor musunuz?

Araştırmalar, evli çiftlerin yarıdan fazlasının birbirini tam olarak tanımadıklarını gösteriyor. Peki siz eşinizi yeterince tanıyor musunuz? Araştırmalar, evli çiftlerin yarıdan fazlasının birbirini tam olarak tanımadıklarını gösteriyor. Peki siz eşinizi yeterince tanıyor musunuz? Prof. Dr. Nevzat Tarhan ın Evlilik Psikolojisi kitabından bu

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Sosyal Ajan. Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ. Marka Uzmanı GİZEM. Kokusunda Davet var ÖZKAN

Sosyal Ajan. Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ. Marka Uzmanı GİZEM. Kokusunda Davet var ÖZKAN Sosyal Ajan Marka Uzmanı GİZEM Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ Kokusunda Davet var ÖZKAN Y eni yepyeni bir dergiyle karşınızdayız. Sosyal medyada tanımanız gereken, takip etmeniz gereken kişileri mercek altına

Detaylı

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen için açıklamalar Sınav süresi : 13 dakika A = Aday G = Gözetmen Birinci Bölüm (3 dakika) KAYIT CİHAZINIZI KONTROL EDİNİZ G: LanguageCert

Detaylı

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR Korku, yaşamın olağan ve doğal bir parçası, kızgınlık, sevinç ya da üzüntü gibi bir duygudur. Korku insanların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri

Detaylı

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri)

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) I. BÖLÜM Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) Marifet, bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en masum,

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ Ben Didem Altunkılıç. 22 yaşındayım. Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde 4. Sınıf öğrencisiyim ve 3. yılımı Erasmus programı dolayısıyla gittiğim İtalya nın Napoli şehrinde Accademia

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR İŞYERİ EGZERSİZLERİ Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR EGZERSİZLERİ Günümüzde, özellikle endüstriyel toplumlarda aktif olmayan yaşam şekli, ergonomik olmayan çalışma koşulları ve İŞYERİEGZERSİZLERİ

Detaylı

Elvan & Emrah PEKŞEN

Elvan & Emrah PEKŞEN Bu hafta için 5 güne 5 değerlendirme hazırlıyoruz. İlk üçünü paylaşıyoruz. 2 Tanesi de çarşamba sitemizde! Puanlama Aşağıda... 1. Sınav Test Soruları 5 puan 6x5=30 Harf,hece tablo 1 puan 45x1=45 Sayı okuma

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU Formun Amacı: Bu form çocuğun sağlık durumu, psikomotor gelişimi, özbakım gelişimi, sosyal duygusal gelişimi ve davranışsal özelliklerine ilişkin bireysel gereksinimleri

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen İçin Açıklamalar Sınav Süresi: 13 Dakika G = Gözetmen A = Aday BİRİNCİ BÖLÜM (3 dakika) KAYIT CİHAZINI KONTROL EDİNİZ G: LanguageCert AÜ

Detaylı

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı; Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü

Detaylı

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz.

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. YARATICI OKUMA DOSYASI En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. MAVİŞ Mavişe göre Dünya nın ¾ nün suyla kaplı olmasının nedeni nedir?...... Maviş in gözünün maviden başka renk görmemesinin

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

manzaraadalar.com.tr

manzaraadalar.com.tr manzaraadalar.com.tr 444 74 96 EVDE VAR EXTRA HAYAT! Manzara Adalar, HomeExtra konseptiyle dünyanızı genişletiyor. Eviniz bir evden çok daha fazlası oluyor, odalar dolusu extra yaşam sizi bekliyor. HOMEEXTRA

Detaylı

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

PoloStart2 Istituto Comprensivo Marcello Candia Milano. ESEMPI DI PROVE DI INGRESSO IN LINGUA MADRE a cura di Emanuela Crisà

PoloStart2 Istituto Comprensivo Marcello Candia Milano. ESEMPI DI PROVE DI INGRESSO IN LINGUA MADRE a cura di Emanuela Crisà PoloStart2 Istituto Comprensivo Marcello Candia Milano ESEMPI DI PROVE DI INGRESSO IN LINGUA MADRE a cura di Emanuela Crisà TEST DE LECTURE EN TURC Traduction de Sedef CANKOÇAK ( dans l exercice 2, le

Detaylı