T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI. YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI. YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA:"

Transkript

1 T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA: YATIRIM MODELĠNE GÖRE BĠR ĠNCELEME Yüksek Lisans Tezi Nur Bilecen Ankara-2007

2 T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA: YATIRIM MODELĠNE GÖRE BĠR ĠNCELEME Yüksek Lisans Tezi Nur Bilecen Tez Danışmanı Prof. Dr. Selim Hovardaoğlu Ankara-2007

3 T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA: YATIRIM MODELĠNE GÖRE BĠR ĠNCELEME Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı: Prof. Dr. Selim Hovardaoğlu Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı Ġmzası Tez Sınavı Tarihi...

4 Tamamen farklı bir mesleğe sahipken, yıllardır düşlediğim, ancak artık başlamak için çok geç kaldığımı düşündüğüm Psikoloji ye 20 yıl sonra girmem için beni yüreklendiren; tüm öğrenciliğim ve bu araştırma boyunca anlayışı, sevgisi ve sonsuz bilgisi ile bana destek olan danışmanım, Prof. Dr. Selim Hovardaoğlu na derin teşekkürlerimi sunarım. Bu araştırma süresince ikili ilişkiler konusundaki engin bilgisini, değerli zamanını, tüm çaba ve desteğini benden hiç esirgemeyen sevgili dostum, Dr. Ayda Büyükşahin e çok teşekkür ederim. Öğrenciliğim ve araştırmam boyunca ne zaman ihtiyacım olsa bana kıymetli zamanlarını severek veren, Prof Dr. Ali Dönmez e, Doç Dr. Zehra Dökmen e, Doç Dr. Ayşegül Durak Batıgün, Doç. Dr. Nurhan Er e ve Doç Dr. Şennur Tutarel Kışlak a teşekkürlerimi sunarım. Son olarak, beni Selim hocamla tanıştıran ve tüm yaşamım boyunca en büyük desteğim olan sevgili ablam, Prof Dr. Neşe Taluy Yüce ye, evdeki düzenin aksamasına hiç ses çıkarmadan ders çalışmam için elinden gelen tüm gayreti gösteren ve başarabileceğime inanan sevgili eşim, Serdar a ve bunca yıl sonra tekrar ders çalışmamı hayretler içinde izleyen sevgili oğlum, Sarp a bana destek verdikleri için teşekkür ederim. Nur Taluy Bilecen i

5 ĠÇĠNDEKĠLER I. BÖLÜM GiriĢ... 1 I.1 Bağlanım ve Bağlanım Kuramları... 5 I.2 Karşılıklı Bağımlılık Kuramı I.3 Yatırım Modeli I.3.1 Yatırım Modelinde Cinsiyet ve İlişki Türü Farkları I.4 Romantik İlişkilerde Stres ve Stresle Başa Çıkma I.5 Yakın İlişkilerde Yaşanan Sorunlar Karşısında Geliştirilen Davranış Örüntüleri I.6 Araştırmanın Amacı II. BÖLÜM Yöntem II.1 Katılımcılar II.2 Veri Toplama Araçları II.2.1 İlişki İstikrarı Ölçeği II.2.2 Yakın İlişkilerde Çokboyutlu Başaçıkma Ölçeği II.2.3 Stres Belirtileri Ölçeği II.3. İşlem ii

6 III. BÖLÜM Bulgular III.1 Regrasyon Analizi Sonuçları III.1.1 İlişki Doyumunun Yordanmasına İlişkin Bulgular III.1.2. İlişki Doyumunun Yordanmasında Cinsiyet Farkına İlişkin Bulgular III.1.3 Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirmeye İlişkin Bulgular III.1.4. Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirmede Cinsiyet Farkına İlişkin Bulgular III.1.5 İlişki Yatırımına İlişkin Bulgular III.1.6. İlişki Yatırımının Yordanmasında Cinsiyet Farkına İlişkin Bulgular III.2. Gruplararası Farklara İlişkin Bulgular III.2.1 İlişki İstikrarınına İlişkin Gruplararası Farklar III.2.2 Stres Belirtilerine İlişkin Gruplararası Farklar III.2.3. Stresle Başa Çıkma Tarzlarına İlişkin Gruplararası Farklar 82 IV. BÖLÜM TartıĢma IV.1 İlişki İstikrarınında İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.1 İlişki Doyumunun Yordanmasına İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.2. İlişki Doyumunun Yordanmasında Cinsiyet Farkına İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.3 Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirmeye iii

7 İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.4. Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirmede Cinsiyet Farkına İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.5 İlişki Yatırımına İlişkin Bulguların Tartışılması IV.1.6. İlişki Yatırımının Yordanmasında Cinsiyet Farkına İlişkin Bulguların Tartışılması IV.2. İlişki İstikrarını Yordayan Temel Değişkenler Arasındaki Korelasyonlara İliskin Bulguların Tartışılması IV.3. Gruplararası Farklara ilişkin Bulguların Tartışılması IV.3.1 İlişki İstikrarınına İlişkin Gruplararası Farklara İlişkin Bulguların Tartışılması IV.3.2 Stres Belirtilerine İlişkin Gruplararası Farkların Tartışılması IV.3.3. Stresle Başa Çıkma Tarzlarına İlişkin Gruplararası Farkların Tartışılması GENEL TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER ÖZET ABSTRACT KAYNAKLAR EK.1 İlişki İstikrarı Ve İlişkisel Değişkenler,Stres Belirtileri ve Yakın İlişkilerde Stresle Başa ÇıkmaTarzları Arasındaki Korelasyonlar EK.2 Demografik Ve İlişki İstikarını Etkileyen İlişkisel Değişkenlere Ait Bilgi Formu EK.3 İlişki İstikrarı Ölçeği EK.4 Stres Belirtileri Ölçeği Ek.5. Yakın İlişkilerde Çokboyutlu Başa Çıkma Ölçeği iv

8 ġekġl VE ÇĠZELGELER Şekil-1. Doyum ve İstikrarı Etkileyen Dört Koşul Çizelge II.1. Katılımcıların çeşitli özellikler yönünden dağılımları Çizelge III.1 İlişki Doyumunu Yordayan Değişkenler Çizelge III.2 Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirmeyi Yordayan Değişkenler Çizelge III.3 İlişki Yatırımını Yordayan Değişkenler Çizelge III.4 Katılımcıların Alt Test Puanlarına Ait Ortalamalar vestandart Sapmalar Çizelge III.5 Katılımcıların aldıkları puanlara uygulanan MANCOVA sonuçları 77 Çizelge III.5.1 Flört eden ve evli kadın ve erkeklerin fizyolojik belirtiler alt ölçeğinden aldıkları puanlara ilişkin ortalamalar Çizelge III.5.2 Flört eden ve evli kadın ve erkeklerin kendini destekleme alt ölçeğinden aldıkları puanlara ilişkin ortalamalar Çizelge III.6 İlişki İstikrarı ve İlişkisel Değişkenler,Stres Belirtileri ve Yakın İlişkilerde Stresle Başa Çıkma Tarzları Arasındaki Korelasyonlar v

9 I. BÖLÜM GĠRĠġ İnsanoğlu doğanın kanunlarına tezat oluşturacak şekilde iki insanı birleştirmek niyetine mahkum edilmiş dünyadaki en acınacak varlıktır. Bununla beraber ben kendimi gizli bir aşk macerasına düşmek, umutlu olmak ve coşkulu hissetmek için bir kere daha kandırıyorum. -Carlos Fuentes İnsan yaşamında önemli bir yer tutan yakın ilişkiler konusunda yapılan araştırmalar son yirmi yıl içinde hızla gelişmekte ve çoğalmaktadır lardan bu yana araştırmacılar ilgilerini bu kapsam çerçevesinde bağlanıma, mahremiyete, aşka, güvene, empatiye ve ikili ilişkilere yöneltmişlerdir. Konu önemli ve günceldir ancak yakın ilişkinin ne olduğuna ilişkin görüşlerle başlamak yararlı olacaktır. 1

10 Yakın ilişki, iki kişinin ortak aktivitelerde bulunması ve olayları paylaşması ya da günlük konuşmalarında olumlu karşılıklılık sergilemesi olarak tanımlanabilmektedir (Berscheid, Snyder, ve Omoto, 1989; Gottman, 1998). Yakın ilişkinin sözlük açılımı ortaklık, birlik, beraberlik olarak görünse de yakınlık ve ilişki terimleri ancak kişilerarası tahlillerle, bağlanımın ve karşılıklı bağımlılığın doğasının incelenmesiyle anlaşılabilir (Rusbult, Kumashiro, Coolsen, Kirchner,2004). Bir çok kuramcı ve araştırmacı mahremiyetin, ikili ilişkinin temelini oluşturduğunu ileri sürmektedirler (Bartholomew, 1990; Clark ve Reis,1988; Reis, 1990; Mc Adams ve Constantian,1983). Buna rağmen mahremiyeti kavramlaştırıken çeşitlenmeler görülür. Bazı kuramcılar mahremiyeti, iki kişi arasındaki etkileşimin niteliği olarak ele almakta ve bireylerin sağlam bir yakınlık düzeyini korumak için karşılıklı davranışlarda bulunduklarını ileri sürmektedirler (Laurenceau, Barett, Pietromonaco, 2004). Bazı kuramcılar ise, bireylerin mahrem deneyimlerin arayışı için ne kadar istek duyduklarında odaklanmışlardır. Buna göre, insanlar sıcak ve yakın bir ilişkiye arzu ya da ihtiyaç duymalarının düzeyi bağlamında farklılık gösterebilirler (Laurenceau, Barett, Pietromonaco, 2004 ). Mahremiyet, bir ilişkinin durumu ya da son hali ve zaman içinde dalgalanan ve hareket halinde olan bir sürecin sonucu olarak da kavramlaştırılabilir (Duck ve Sants, 1983). Bu görüşler, yakın ilişkiler ile mahremiyet kavramlarının çok iç içe geçtiğine işaret etmektedir. Ne var ki literatürde, yakın ilişkiler ile mahremiyet bağlantısı yerine, yakın ilişkilerin başlatılıp sürdürülmesi ve sonlanması daha ilgi çekici konular olarak ele 2

11 alınmaktadır. Bu nedenle ilerleyen bölümlerde, bunları ele alan model ve görüşler açıklanmıştır. Tanıştığımız bazı insanlar bizimle uzun dönem arkadaşlıklar kurarken, bazıları hayatımızdan çabucak çıkıp giderler. Aynı durum mahrem (intimate) ilişkiler için de geçerlidir. Bazı birliktelikler uzun ve sargın olurken bazıları kısa soluklu olur. Ancak bazen sıkıntılı ve mutsuz görünen çiftler birlikteliklerini ya da evliliklerini sürdürebilirken uyumlu ve mutlu olarak değerlendirilen çiftler ayrılabilmektedirler. Bu durum, yakın ilişkileri etkileyen pek çok etmenin bulunduğuna ve ilişkideki bireylerin, bu ilişki kapsamındaki özelliklerden etkilendiğine işaret etmektedir. Nitekim Thibaut ve Kelley in (1959) içsel belirleyici olarak adlandırdığı bu durum, mahremiyetle yakından bağlantılıdır ve bazı kuramlar da bu içsel belirleyicileri anlamaya, açıklamaya yöneliktir. Bir erkek ve bir kadının, yakın ilişki olarak nitelendirilen birlikteliklerini sürdürmelerinin nedenleri neler olabilir? Bir çok kuramcı bu soruya yanıt ararken, bağlanımın ve karşılıklı bağımlılığın işin esası olduğunu ileri sürmektedirler (Rusbult, 1983; Rusbult, Kumashiro, Coolsen, Kirchner,2004). Bağımsız bireylere oranla, bağımlı çiftlerde birbirlerinin istekleri ve öncelikleri, bireylerin davranışları ve sonuçları üzerinde nedensel etkiler gösterir (Rusbult ve Van Lange 1996). Nedensel etkiler sözünden de, çiftlerden birine ait duygu, düşünce veya davranışların değişmesine ya da sabit kalmasına bağlı olarak diğer bireyin duygu, düşünce ve davranışlarının etkilenmesi anlaşılmaktadır (Thibaut ve Kelley, 1959). Bazı araştırmacılara göre yakınlık 3

12 karşılıklı bağımlılığın derecesine bağlıdır (Berscheid, Snyder ve Omoto,1989). Yüksek karşılıklı bağımlılık gösteren ilişkilerde çiftler birbirlerini sık sık, güçlü bir şekilde ve çok çeşitli biçimlerde, uzunca bir zaman süresince derinden etkilerler (Reis ve Rusbult, 2004). İki kişinin birbirine davranışı, uzun süreli karşılıklı bağımlı olduklarında farklıdır. Aynı kişiler herhangi bir geçmişleri ve bir gelecek ilişki beklentilerinin olmadığı durumlarda ve ilk kez birarada bulunma durumunda çok farklı davranacaklardır. Kısaca, karşılıklı bağımlılık çiftlerin karşılıklı davranış ve tutumlarını belirler (Reis ve Rusbult, 2004). Karşılıklı bağımlı bir ilişkide çiftlerden her birinin davranışının bir diğeri için sonucu olduğu için çiftlerden her biri kendi adına bağımsız davranamaz. Bunun yerine birbirlerine uymak zorunda kalırlar. Bir karara varmadan önce her ikisinin de farklı tercihlerinden bir ortak noktada buluşmaları gerekir. Belki de bir seferinde biri, bir diğerinde diğeri kendi isteğinden vazgeçip diğerine uyacaktır (Reis ve Rusbult, 2004). Bu durum, genelde kontrol kavramıyla bağlantılıdır ancak bu kapsamda ilişki kontrolü ele alınmamıştır. Bu konudaki ayrıntılı tartışmalar için Thibaut ve Kelley (1959) önerilebilir. Yakın ilişkilerin uzun dönemde sağlıklı kalıp kalmadığı bağlamında incelemeler son yirmi yıldır yapılmaktadır. Bağlanımın ilkeleri ve yapı taşları, çiftlerin refahı, ilişkinin sağlamlığı ve kalıcılığını içeren, incelemelerin temelini oluşturmaktadır. Bu çerçevede incelenen bağlanım (commitment) kavramı, ilişkiyi sürdürme ya da bitirme nedenlerinin anlaşılmasında önemli bir süreci yansıtmaktadır. Bu araştırmanın temel amacı da bu önemli süreci gözlemek, 4

13 aynı zamanda bu süreçte yaşanan zorlayıcı durumlar karşısında bireylerin nasıl bir başaçıkma tarzı izlediklerini incelemektir. Bu çalışmada flört ilişkisi yaşayan ve çoğunluğu üniversite öğrencisi olan bireyler ile evli bireylerin ilişki bağlanımlarını yordayan değişkenler hakkında fikir edinmek amaçlanmıştır. Bu nedenle ilk olarak aşağıda bağlanım (commitment) ve bağlanım ile ilintili kuramlara yer verilmektedir. Bağlanım kuramlarının tanıtılmasının ardından, bu kuramların çoğunun temeli olan Karşılıklı Bağımlılık Kuramı ele alınmıştır. Daha sonra, bu çalışmanın esas kuramını oluşturan ve ilişki bağlanımını açıklamada öncü yaklaşımlardan birini oluşturan Yatırım Modeline yer verilmiştir I.1 Bağlanım ve Bağlanım Kuramları İlişki gelişim kuramlarının tamamı, çiftlerin çeşitli nedenlerle özel olduğunu düşündükleri ilişkilerine bağlanım gösterdikleri noktasında birleşmektedirler. Çiftler ilişkilerini korumak için açıkça bağlandıklarında, psikolojik bağlanım kendiliğinden çeşitli bilişsel süreçler aracılığıyla ilişkinin devamlılığını teşvik eden nedensel bir durum oluşturmaktadır. Buna ek olarak, bağlanım, ilişkinin istikrarını etkileyen başka koşullarda değişimler meydana getirir. Bunlar, aynı eve yerleşme (fiziksel çevresel koşul), ya da aile ve arkadaşlar tarafından bir çift olarak görülmek (sosyal çevresel koşul) olabilir. Bağlanımın romantik ilişkilerin gelişiminde en önemli faktör olduğu 5

14 düşünülmektedir. Sevgi, doyum ve çekicilik gibi pozitif duyguların bağlanımı belirleyen en önemli değişkenler olduğu öne sürülmüştür (Berscheid ve Regan,2005). King ve Christensen in (1983) İlişki Akıbeti Ölçeğindeki son safha evlilik bağlanması olarak adladırılır ki, kendi başına evlilik birçok kişi için en büyük bağlanımı temsil etmektedir. Evlilikteki bağlanım üzerine bir araştırmayı içeren bir çalışmada, Rosenblatt (1977) bağlanımı, Kişinin ilişkiyi korumak için açıkça kabul ettiği niyeti olarak tanımlamıştır. Bağlanımın bu kavramsallaştırması, bireylerin öznel ruh hallerine atıfta bulunmaktadır ve birçok kuramcı ve araştırmacının bağlanım için sonuçta benimsediği tanımdır. Bazı ilişki gelişimi kuramcıları bağlanımın kişiye ait bir niteliktense, ilişkinin niteliği olarak görüldüğüne inanmaktadırlar (Rusbult, Wiesekquist, Foster ve Witcher,1999); böylece ilişki gelişimini öngörmek için her iki çiftin de ilişkiye bağlanımını, ayrıca her birinin bağlanımının bir diğerinin bağlanımı üzerindeki etkisini bilmek gereklidir. Bağlanım, ilişkinin bir niteliği olarak görüldüğünde, çiftler arasındaki bağlanımın nispetsizliği gözönüne alınması gerekli bir hale gelir. Çünkü daha az bağlanan kişi ilişkinin devamlılığındaki ve ilişkinin daha sonraki gelişimindeki zayıf halkayı temsil eder. Yine kuramcılar bağlanımın kategorik mi yoksa sürekli bir değişken mi olduğu ve yine bağlanımın istikrarlılığı konusunda da farklı görüşlere sahiptirler (Berscheid ve Regan,2005). Bu iki çıkarımdan başka, Adams ve Spain (1999) bağlanımın durağan değil, dinamik bir süreç olarak görülmesi gerektiği ve bağlanımın en önemli göstergesinin ise belli bir zaman noktasındaki 6

15 düzeyi değil, zaman içindeki değişkenliği olduğu görüşüne varmışlardır. Ayrıca kuramcılar bağlanımın, ilişkinin devam ettirilmesi yönünde tek boyutlu bir yapı mı yoksa çok boyutlu bir yapı mı gösterdiği konusunda da farklı görüşlere sahiptirler. Bazı araştırmacılar, (örneğin, Rusbult, Martz ve Agnew, 1998) bağlanımın türlerinin olamayacağını belirtirlerken, Johnson (1999) ve Levinger (1965,1991) gibi bazı araştırmacılar da bağlanımın çok boyutlu olarak ele alınabileceğini ileri sürmektedirler. Çok boyutlu görüş, bağlanımın kapsamlı kuramsal analizini yapan sosyolog Johnson (1991,1999) tarafından ileri sürülmüştür. Johnson (1991) bağlanımı, ilişkiyi sürdürmenin öznel ve kişisel kararı olarak görür. Bunun yanında Johnson bir kişinin ilişkiyi devam ettirme kararının, öznel olarak hissedilen üç farklı tip bağlanımın fonksiyonu olduğunu söylemektedir. Bunlar, kişisel bağlanım, ahlaksal bağlanım ve yapısal bağlanım olarak adlandırılmaktadır. Kişisel bağlanım, kişinin o ilişkiyi devam ettirmek için kişisel isteği, ahlaksal bağlanım, ilişkinin devam etmesi gerekliliğine ilişkin his, yapısal bağlanım ise, ilişkinin devam ettirilmesi mecburiyeti hissidir. Johnson un (1991) kuramına göre, bağlanımın bu boyutları da içsel veya dışsal kaynaklı olarak farklılaşır. Kişisel ve ahlaksal bağlanımın kaynağı kişinin içinden gelirken, yapısal bağlanım kişinin dışındaki dışsal kaynaklar nedeniyle deneyimlenir. Yine Johnson a (1991) göre, bağlanımın bu boyutları seçime dayalı veya zorlayıcı olmaları açısından da fark gösterir. Kişisel bağlanım seçim sonucunda deneyimlenirken, ahlaksal ve yapısal bağlanım zorlayıcı duygularla gelişir. 7

16 Kişisel bağlanım ya da başka deyişle ilişkiyi sürdürme arzusunun, üç bileşenin bir fonksiyonu olduğuna inanılmaktadır (Johnson, 1991). Bunlar ilişkiye ilişkin tutum (ilişkinin çekiciliği), partnerine ilişkin tutum (partnerin çekiciliği) ve ilişkisel kimlik, ya da kişinin ilişkideki karı, koca, kardeş ya da bunun gibi konumlarına sargınlığı ve bunun kişinin benlik kavramıyla ne kadar özdeşleştirdiğinin kapsamıdır. Johnson a (1991) göre, kişinin ilişkiye bağlanımına karşı, partnerine bağlanımı arasındaki fark, bağlanım kuramı ve araştırmalarında tam olarak tanımlanamamıştır. Her ikisi de bir çok örnekte kuşkusuz çok ilişkili görünseler de yine de aralarında önemli bir fark vardır, çünkü partnere kişisel bağlanımda, partnerinin refahı ve mutluluğu için bazen ilişkiden vazgeçilmesi gerekebilir; ilişki partneri yıkıcı, yok edici bir yola sürüklüyorsa özellikle sağlam aşklarda bu görülebilir. Ancak Johnson (1991) ilişkilerin zaman geçtikçe değişen dinamik sistemler olduğunu da söyler ve kişinin devam eden hangi ilişkiye bağlandığı sorusunu da gündeme getirir. Örneğin iki kişi arasındaki ilişki birinci yıl ciddi bir flört iken, bu ilişki üçüncü yıl, tek çocuğu olan evli bir çiftin ilişkisi olabilir. Bu çift ilişkilerini korumuş ve sürdürmüşler midir, yoksa bir tür yeni ilişki içine mi girmişlerdir? Diğer yandan bir çift, romantik ilişkiden evlilik ilişkisine geçtilerse, çiftler bu ilk ilişkiyi sürdürmüşler midir yoksa bu eski ilişkiyi yok edip bağlanım düzeyinde değişiklik içeren yeni bir ilişki tipi mi ortaya koymuşlardır? Bir çok çağdaş gelin ve damat, şu andaki ilişkinin zaman içinde değişebileceği ve bu ilişkiye bağlanmaya arzularının kalmayabileceğini gözönünde bulundurarak sonsuza kadar beraberce 8

17 yaşayacağız evlilik andını değiştirmiş ve aşkımız devam ettiği sürece beraber olacağız diyerek ilişkiye değil, partnere bağlanımı gündeme getirmişlerdir. İlişkinin devam etmesi gerekliliğine ilişkin öznel bir his olan ahlaksal bağlanımın da üç bileşenli olduğuna inanılmaktadır (Johnson, 1991). Bunlar, boşanmama yönündeki zorunluluk, eşe karşı zorunluluk ve kişinin değerleri ve inancı nedeniyle ilişkiyi devam ettirme zorunluluğudur. Ahlaksal bağlanım genellikle kaynağını, kişinin dinsel inançlarından alır. Dindarlık ve ilişkiyi devam ettirme davranışları ile ilişkili bulunmuştur. Örneğin çok dindarlar zinayı asla kabul etmezler. Evlilik dışı ilişkiler boşanmanın en sık rastlanan sebebidir. Amato ve Rogers ın (1997) evlilik problemleri ve bunu takiben yaşanan boşanmalara ilişkin boylamsal çalışmalarında, evlilikdışı ilişkilerin boşanmanın öncüsü olduğu ve dindarlığın zina ile negatif ilişkisi olduğunu göstererek bu nedenden boşanmaların dindarlarda daha yüksek oranda olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan Johnson ın (1991) ileri sürdüğü, yapısal bağlanım, ilişkinin devam ettirilmesi mecburiyeti hissi olup, dört fonksiyonla kuramsallaştırılır. Bunları şöyle özetlemek mümkündür. 1) Zaman ve diğer kaynaklar açısından ilişkiye yapılan ve bir daha ele geçmeyecek yatırımlar, 9

18 2) İlişkiyi sürdürmeye yönelik olarak kişinin bulunduğu sosyal ağın üyelerinden gelen sosyal baskı, 3) Sona erdirme sürecinin zorlukları (evliliği sona erdirme hemen her zaman, zaman alıcı ve pahalı olmaktadır). 4)Uygun seçeneklerin varlığı ya da yokluğu Sonuç olarak kişisel, ahlaksal ve yapısal belirleyicilerin, ilişki bağlanımını farklı işlevlerle açıkladığı görülmektedir. Kişisel bağlanım bu ilişkiyi sürdürmek istiyorum., ahlaksal bağlanım bu ilişkiyi sürdürmeliyim ve yapısal bağlanım ise, bu ilişkiyi sürdürmek zorundayım. işlevini sunmaktadır. Bağlanım modellerinden bir başkası Levinger in (1965,1991) Sargınlık Modelidir (Cohesiveness Model). Sargınlık Modeli temelini Lewin in (1951) Alan Kuramından almıştır. Bu kurama göre bağlanımın, şu andaki ilişkinin çekiciliği, seçeneklerin çekiciliği ve engel güçler (barrier forces) olarak üç bileşeni mevcuttur. Levinger e göre çekicilik boyutu ve engel güçler de kendi içinde sınıflanabilirler. Çekicilik boyutu maddi çekicilik (mülkiyet ve parasal kaynaklar), sembolik çekicilik (kariyer, ünvan ve başarıya ilişkin sembolik kaynaklar) ve duygusal çekicilik (arkadaşlık, dostluk, cinsel doyum) olarak sınıflanabilirken; engel güçler, boşanma sonucunda yaşanan maddesel kayıp, sembolik engeller (dini inanışların zorlamaları veya sosyal tepki) ve duygusal engeller (çocukların varlığı) olarak sınıflanabilir. Levinger e göre 10

19 ilişkiye sargınlığın en önemli nedenleri bu zorlayıcı engeller ve çekicilik kaynaklarıdır. Buraya kadar sözü edilen kuramsal modellerin geçerliğini incelemek için yapılan araştırmaların genel bulgularını da özet olarak şöyle açıklamak mümkündür. Adams ve Jones (1997) bağlanımı ölçmek için anketlerle araştırmalar yapmışlar ve sonuç olarak evlilik bağlanımının 3 boyutunu tesbit etmişlerdir. 1) Partnerine aşk ve kişisel adanmışlık ile bağlanım, 2) Kutsal bir kurum olarak görülen evliliğe bağlanım, 3) Finansal zorluk gibi bir nedenle evliliği bitirmenin kişiyi sürükleyeceği zorlu bedelin tahmini ile tuzağa düşürülmüş hissi. Bu üç boyut Johnson un (1991) kişisel, ahlaksal ve yapısal bağlanım modeline çok uymaktadır. Tuzağa düşme boyutu da Levinger in (1965) Sargınlık modelindeki engel güçlerine benzemektedir. Adams ve Jones (1997), bu üç boyutun, ilişki istikrarına farklı zamanlarda farklı yollarla katkıda bulunacağı ve koşullara göre istikrar etkisinin de azalıp çoğalabileceği sonucuna varmışlardır. Buna göre, kişiler ilişkiden doyum alıyorlarsa, ne başka seçeneklerin varlığı, ne de ilişkinin sonlanması için engeller bariz olmaktadır, ancak kişiler ilişkiden doyum almıyorlarsa bu iki durum ortaya çıkmaktadır. 11

20 Kelley (1983/2002), bağlanımın yapısının ilk olarak bir ilişkinin sürdürülüp, sürdürülmeyeceğini yordamak için kullanıldığını gözler. Farklı cümlelerle ifade edilmiş olsa da, ilişkinin sürdürülmesi konusundaki kuramsal modeller Thibaut ve Kelley nin (1959) ele aldığı, ilişkinin içsel ve dışsal belirleyicileri kavramlarına dayanmaktadır. Kelley nin daha sonraki yıllarda belirttiği ve aşağıda özetlenen görüşleri de, özgün modelin bu kavramlarına dayanmaktadır. Kelley, dışsal belirleyicileri yorumlarken, bunların, kişiyi bir ilişkinin içinde tutan ya da o ilişkiden ayıran, koparan, tarafların iradeleri dışındaki bazı şartlar olunduğunu belirtmektedir. Böylece bağlanımı, ilişkiyi sürdürmek için kişinin öznel niyeti olarak gören bağlanım kuramcılarından farklı olarak niteleyen Kelley bağlanımı, tarafların iradeleri dışındaki bir seri şartlar ve ilişkinin istikrarına katkıda bulunan süreç olarak görür. Tarafların iradeleri dışındaki şartlar, bir kişiyi ilişkinin içinde tutar; bunlar ilişkiden alınan doyum ve ilişkinin bitirilmesi sonucu oluşan bedellerdir ki bunlar ilişkinin lehinedir. Kişiyi ilişkinin dışına iten nedenler, örneğin, alternatif bir ilişkinin çekiciliği ilişkinin aleyhine işler. Kelley nin (1983/ 2002) kuramına göre ilişkinin devamını ilgilendiren tarafların iradeleri dışındaki şartların başlıca özelliği ilişkideki her kişi için geçen zaman ve durumlarla tutarlı olarak lehlerin herzaman aleyhlerden daha önemli olduğudur. Birçok kuramcı gibi Kelley de tarafların iradeleri dışındaki şartların ilişki doyumuyla ilintili olanlarını ilişkinin lehine görür. Doyumdaki iniş çıkışlar iki boylamsal çalışmada araştırılmıştır (Arriaga 2001). Yeni oluşmuş romantik ilişkilerde (ortalama 8 haftalık ilişki) doyum ve 12

21 bağlanım değerlendirilmiş ve her bir değişken dokuz hafta boyunca her hafta yeniden değerlendirilmiştir. İlişkinin durumu (bozulmamışa karşı, bozulmuş) 4 ay sonra yeniden değerlendirilmiştir. Son bulgulara göre bozulmuş ilişkideki çiftlere oranla, bozulmamış ilişkilerdeki çiftler ilişkiden ilk başta daha çok doyum almış, zaman içinde daha fazla doyuma ulaşmış ve inceleme boyunca genelde ortalama daha fazla doyum düzeyi bildirmişlerdir. Ancak, genel doyum düzeyinin kontrolundan sonra bile doyumdaki iniş çıkışların derecesi ilişkinin istikrarını etkiler bulunmuştur. Büyük dalgalanmalar büyük ayrılma şansı ile ilintili bulunmuş olup, bu sonuç doyum düzeyi yükselen ya da ortalamada yüksek olan bireyler için özellikle doğrudur. Durağan doyum düzeyi bildirenlerin dalgalanan doyum düzeyi bildirenlere göre ilişkiye daha fazla bağlanım gösterdikleri tesbit edilmiştir. Arriaga nın vardığı sonuca göre mutlu ilişkilerde bile eğer istikrarlı bir mutluluk yoksa ilişki muhtemelen bitmekte, daha az mutlu ilişkiler durağan bir doyum düzeyindeyse devam etmektedir. Burada geçen sürenin de etkinliği önemlidir. Weigel, Bennett ve Reisch (2003) yakın ilişkisi olanlarla gerçekleştirdikleri çalışmalarında, ilişki süresi arttıkça, bağlanımın da arttığı sonucuna varmışlardır. Bağlanım bir ilişkinin istikrarının anlamlı bir yordayıcısıdır (Le ve Agnew2003). Bağlanım ilişkiden alınan doyum ile güçlenirken, olası alternatiflerin varlığı ile zayıflar (Adams ve Jones,1997; Arriaga ve Agnew,2001; Johnson 1991; Rusbult 1983; Rusbult ve Buunk 1993). Bu yorum Thibaut ve Kelley nin (1959) karşılıklı bağımlılık kuramından gelmektedir (Le ve Agnew,2003). Bu nedenle yatırım modeli ve bununla ilgili ayrıntılara geçmeden önce,bu kavramın açıklanmasında yarar vardır. 13

22 I.2 KarĢılıklı Bağımlılık Kuramı Harold Kelley ve John Thibaut, 1959 yılında yayınladıkları Grupların Sosyal Psikolojisi (The Social Psychology of Groups) adlı kitaplarında karşılıklı bağımlılık kuramı prensiplerini grupların sosyal psikolojisi içinde yapılandırdılar (Thibaut ve Kelley,1959). Daha sonra bu yapı kişilerarası ilişkiler içinde Karşılıklı Bağımlılık Kuramı (The Interdependence Theory) adı altında genişletilerek (Kelley ve Thibaut,1978) karşılıklı bağımlılığın yapısını oluşturmuştur. Bu kuramın ataları da Alan Kuramı (Lewin, 1936, 1951) ve Sosyal Mübadele Kuramı (Blau,1964; Homans,1961), Oyun Kuramı (Luce ve Raiffa,1957) ve Skinner in edimsel koşullama görüşüdür. Karşılıklı Bağımlılık Kuramı karşılıklı bağlanımın sonucunda davranış ve güdülerin çiftlerde nasıl şekillendiğini anlatmaktadır (Kelley 1979; Kelley ve Thibaut,1978). Burada bağımlılık kavramı bu kuramın anahtar elemandır. Bağımlılık düzeyi ilişki içinde bulunan her iki kişinin kişisel olarak o ilişkiye ne kadar ihtiyacı olduğuyla ve kişinin o ilişki içinde olmaktaki mutluluğu ve refahıyla ölçülür. Karşılıklı bağımlılık kuramına göre, içinde bulunulan ilişki güzel sonuçlar veriyorsa, yani ilişki doyurucu ve faydalıysa ve alternatif bir ilişkide bu sonuçlar zayıfsa bağlanım yüksektir (Agnew, Van Lange, Rusbult, Langston,1998; Le ve Agnew, 2003). 14

23 Karşılıklı bağımlılık, karşılıklı etkileşim içindeki bireylerin, birbirlerinin istekleri, tercihleri ve davranışları üzerindeki etkilerinin gücünü ve niteliğini tanımlar (Thibaut ve Kelley,1959). Karşılıklı bağımlılık yakın ilişkilerde, çiftlerarası etkileşimle ilgilenir. Etkileşim, bireylerin birbirlerinin huzur, rahatlık ve iyiliği için davranışlarda bulunmaları ve birbirleri ile iletişim kurmaları anlamına gelir. Etkileşim, çiftlerin şu andaki davranışlarının yanında gelecekteki davranışlarını da belirler (Thibaut ve Kelley,1959). Karşılıklı bağımlılığın esasını oluşturan bu etkileşimlerin, doyum ve memnuniyet gibi ödüllerinin yanısıra, acı ve stres gibi bedelleri vardır. Bu etkileşimin sonuçları, genel iyilik hali ya da bedellere karşı ödüller tabirince tanımlanabilir. Bir başka deyişle, bu ödül-bedel ilişkisi, ilişkinin niteliğini oluşturur. Kişinin ilişkisinden elde ettiği doyumlar ve memnuniyetler ilişkinin ödülleri iken, kişinin ilişki için harcadığı çabalar, ilişkide yaşadıkları stres ve kaygı ile yapılan her türlü özverili davranışlar ilişkinin bedelleri olmaktadır (Rusbult ve Buunk, 1993). Karşılıklı bağımlılık kuramı, ödül-bedel temelli bu etkileşimleri özetle sunabilmek amacıyla sonuç matrisi (outcome matrix) adı verilen matris formunda bir yapının kullanılabileceğini ileri sürmektedir (Kelley ve Thibaut, 1978; Rusbult ve Van Lange, 2003). Kurama göre, etkileşimden elde edilen sonuçlar, matris formunda gösterilebilir. Buna göre, 2 x 2 matrisin sütunları A kişisinin davranışlarının seçeneklerini, satırlarıysa B kişisinin seçeneklerini içerir. Matristeki dört hücrenin her biri çiftlerin davranışlarının kesiştiği iki sonuç değerini yansıtır, yani A ve B nin davranışlarının birlikte bulunduğu iki sonuç değeri içerir. A nın sonuçları köşegenin üstünde B ninki altında yeralır. 15

24 Bu değerler her bir kesişimin kişiler üzerindeki etkisini yani eşlerin birbirlerine bağımlılık derecesini temsil eder (Rusbult ve Arriaga, 1997). Etkileşimleri niteleliklerini kavramak için geliştirilen ikinci bir araç ise, değişim listesidir (transition list). Etkileşimci daha önceki durumlarda yaşadıklarını ilerideki seçenek ve sonuçlara dönüştürerek düzeltebilir. Durumların matris olarak sunulması, değişim listelerini kullanmak suretiyle genişletilmiştir (Kelley, 1984b). Bu listeler etkileşimcilerin davranışlarını ve onların sonuçlarını belirler. Bunları her etkileşimcinin direkt sonucu ve etkileşimcilerin gelecekteki davranışları ve onların sonuçları olarak ifade edebiliriz (Kelley ve Thibaut, 1978). Değişim listeleri, durağan matris sunumunu genişletip, ilk davranışların nasıl geliştiğini veya sonraki seçeneklerin nasıl kısıtlanacağı veya yönleneceğini belirterek bağımlılığın ardışık ve geçici özelliklerini sunar. Etkileşim böylece hem sonuçların kontolü hem de değişimin kontrolü ile kavramlaşır (Rusbult,2000). Hem sonuç matrisi hem de dönüştürme listesi, etkileşimcilerin tüm davranışlarını ortaya koyar ve durumsal yapıyı analiz eder (Rusbult ve Van Lange, 1996). Karşılıklı bağımlılık kuramında yer alan en önemli kavramlardan biri de güç kontrolüdür (power control). Bir ilişkideki ödül ve bedellerin kontrolü anlamına gelen güç kontrolü, ilişkideki her bireyin diğerinin davranışlarını etkileme derecesini göstermesi açısından önemlidir. İlişkideki bireylerden birinin diğerinin davranışlarını yönlendirmesi arttıkça, bu yönlendiren bireyin ilişkideki gücü de artmaktadır. Matris örüntüsü her etkileşimcinin sonuçları üzerinde üç adet kontrol kaynağı gösterir; farklı bir ifadeyle söylemek 16

25 gerekirse, karşılıklı bağımlılığın örüntüleri, bireyin sonuçlarına ilişkin üç kontrol kaynağından doğar. Bunlar; tepkisel kontrol ya da aktör kontrolü, kader kontrolü ya da eş kontrolü ve davranış kontrolü ya da ikili kontroldür. a) Tepkisel Kontrol ya da aktör kontrolü (Reflexive control, RC or actor control): Aktörün davranışları tarafından kontrol edilen sonuçların düzeyidir. b) Kader Kontrolü ya da eş kontrolü (Fate Control, FC or partner control): Partnerinin davranışları tarafından kontrol edilen sonuçların düzeyidir. c) Davranış Kontrolü ya da ikili kontrol (Behavior Control, BC or dyadic control): Aktörün davranışlarıyla beraber partnerinin davranışlarının ortak olarak kontrol edildiği sonuçların düzeyidir (Rusbult, 2000). Thibaut ve Kelley (1959) her bir bireyin tepkisel, davranışsal ve kader kontrolüyle birlikte karşılıklı bağımlılık örüntülerinin, 2x2 lik bir matris ile analiz edilebileceğini söylerler. Matris örüntüsünün analizi sonucunda, karşılıklı bağımlılığın yapısının dört özellik tarafından tanımlandığı ortaya çıkar (Kelley ve Thibaut,1978). 1) Bağımlılık düzeyi: Aktörün sonuçlarının partnerinin davranışları tarafından etkilenme derecesidir (RC düşük, FC ve BC yüksek). Ayrıca bireyin şu andaki ilişkisinden elde edebileceği sonuçların ya da kazançların.(outcome), başka seçenek ilişkilerden elde edebileceği 17

26 kazançlardan daha fazla olacağına inanma düzeyi olarak tanımlanır (Kelley ve Thibaut, 1978). Bireyler, tek başlarına ya da başka bir ilişkide iyi sonuçlar elde edeceklerinden emin olmadıklarında var olan ilişkilerine bağımlı olurlar (Rusbult ve Martz,1995). Yine ilişkinin bitirilmesinin bedeli yüksekse birey varolan ilişkisine bağımlı kalabilir (Rusbult ve Arriaga 1997). 2) Bağımlılığın karşılıklı olması: Tek taraflı bağımlılığa karşı etkileşimcilerin karşılıklı olarak bağımlılığının boyutudur. Karşılıklı olarak iki birey de aynı derecede birbirlerine bağımlıdırlar (Kelley ve Thibaut, 1978). Bir ilişkide karşılıklı bağımlılığın olabilmesi için her iki bireyin de bağımlı olması gerekir; yoksa sadece eşlerden birinin bağımlı olduğu durumda bu tek taraflı bir bağımlılıktır. (Rusbult ve Arriaga, 1997; Rusbult ve Van Lange, 2003). 3) Bağımlılığın temeli: Ortak kontrole karşı partnerin kontrolüne dayanan bağımlılığın boyutudur (FC/BC). Bağımlılığın temeli kavramı, aktörün bağımlılığının partneriyle yapılan ortak etkinliklerden mi, yoksa partnerin etkinliğinden mi kaynaklandığını belirlemek için mevcuttur (Kelley ve Thibaut, 1978; Rusbult, Arriaga ve Agnew, 2001). Aktörün sonuçları, partnerin davranışından etkileniyorsa, partner kontrolü vardır. Buna karşılık, aktörün sonuçları, hem kendi hem de partnerinin davranışlarından etkileniyorsa, ortak kontrol meydana gelir. Aktörün sonuçları partnerin davranışlarından etkilenmiyorsa, aktör yüksek aktör kontrollüdür (Rusbult, Arriaga ve Agnew, 2001). 18

27 4) Sonuçların uygunluğu: Etkileşimcilerin ortak davranışsal olayları benzer olarak değerlendirmesinin boyutudur (matris hücrelerindeki sonuçların pozitif korelasyonu olması). Bireylerin yaşanan olayları karşılıklı bir biçimde iyi ya da kötü olarak değerlendirmeleridir (Kelley ve Thibaut, 1978). Bu dört özelliğin birleşimi, karşılıklı bağımlılığın tüm olası örüntülerini tanımlar ve kişilerarası durumların kapsamlı bir modelini meydana getirir (Kelley ve Thibaut,1978). Karşılıklı bağımlılığın yapısı, etkileşimin karakterini göstermede önemli bir göstergedir. Karşılıklı bağımlılık kuramında ödül, bedel ve sonuçlar ile karşılaştırma düzeyi ve seçenekler için karşılaştırma düzeyi kavramları ile etkileşimdeki doyum ve istikrar incelenmiştir. Thibaut ve Kelley e (1959) göre, bireyler ilişkilerinden elde ettikleri sonuçları anlamlı hale getirmek için, karşılaştırma düzeyi (KD) ve seçenekler için karşılaştırma düzeyini (KD seç ) kullanırlar. Karşılaştırma düzeyi (KD), bireyin önceki yaşantı ve deneyimleri ile çevresindeki gözlemlerine dayanarak oluşturduğu bir standarttır. Birey ilişkisinin ne kadar doyum verici olduğunu bu standart yardımıyla değerlendirebilir. Birey mevcut ilişkisinden elde ettiği sonuçların bu yarattığı standart noktayı geçip geçmemesine göre mevcut ilişkisini değerlendirebilir. Kurama göre, sonuç ya da kazanç (outcome) ilişkiden elde edilen ödül ile ilişki için ödenen bedel arasındaki farktır. Dolayısıyla, kazanç doyum anlamına da gelmektedir. Etkileşimdeki doyum, ödüllerin bedellerden 19

28 çıkarılması ile elde edilen sonuçların iyiliği ve karşılaştırma düzeyinin düşük olması durumunda yüksektir. Yani bireyin şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançlar standartın üstünde ise, ilişkiyi doyumlu, ancak ilişkiden elde edinilen kazaçlar, standartın altındaysa birey ilişkiyi doyumsuz olarak değerlendirecektir. Karşılaştırma Düzeyi, bireyin yeni ilişkileri ve deneyimleri ve partnerinden aldığı sonuçlara göre değişebilmekte olup, düzeyi genelde yükselme eğilimindedir (Hovardaoğlu,1996). Seçenekler için karşılaştırma düzeyi ise, bireylerin mevcut ilişkilerini sürdürme ya da sürdürmeme kararlarını alırken kullandıkları bir standarttır. Bu düzey, mevcut ilişki dışında bireyin şu andaki ilişkisini alternatif bir bireylerle yaşaması durumunda alacağını düşündüğü doyum düzeyidir. Seçenekler için karşılaştırma düzeyi, en uygun seçenekteki etkileşimin getireceği kazançların niteliğiyle tanımlanır. Birey, mevcut ilişkisinden başka ilişkileri ve bundan elde edeceği kazançları değerlendirir (Thibaut ve Kelley, 1959) Seçenekler, alternatif bir ilişki, aile üyeleri, arkadaşlar olabileceği gibi, yalnız başına kalma da olabilir (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998). Mevcut etkileşimdeki bağımlılık, ilişkiden elde edilen sonuçların iyiliği ve seçenekler için karşılaştırma düzeyinin düşük olması durumunda yüksektir. Birey şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançları, alternatif bir ilişkiden alacağı kazançtan daha yüksek olarak değerlendirirse, ya da başka bir seçeneği olmadığını düşünürse, ilişkiyi sürdürmeye niyetli olacaktır. Buna karşılık, bireyin şu andaki ilişkisinden aldığı kazançlar, seçenekler için karşılaştırma düzeyinin altına düşerse, birey ilişkiyi bitirmeyi tercih edecektir. Bireyin şu 20

29 andaki ilişkisi doyum verici olsa bile istikrarlı değildir ve birey uygun bir seçenek durumunda ilişkisini bitirme kararı alabilecektir (Thibaut ve Kelley, 1959). Kurama göre, karşılaştırma düzeyi etkileşimin doyumunu, seçenekler için karşılaştırma düzeyi ise, ilişkiye bağımlılığı yani kişinin ilişkiyi sürdürüp sürdürmeyeceğine ilişkin kararını, ilişki istikrarını etkiler (Thibaut ve Kelley, 1959). Doyum, etkileşimdeki memnuniyet hissini oluştururken, bağımlılık kalıcı olma kararını içerir. Birey şu andaki ilişkisini sürdürüp sürdürmeme kararı verirken, aşağıdaki dört önemli koşulu göz önünde bulundurur (Thibaut ve Kelley, 1959): 1) Bireyin şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançlar, hem karşılaştırma hem de seçenekler için karşılaştırma düzeyinin üzerinde ise, birey ilişkisini doyum verici ve istikrarlı olarak nitelendirir. 2) Bireyin şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançlar, karşılaştırma düzeyinin üzerinde, ancak seçenekler için karşılaştırma düzeyinin altında ise, bireyin ilişkisi doyum verici olsa da istikrarlı değildir. 3) Bireyin şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançlar, karşılaştırma düzeyinin altında, ancak seçenekler için karşılaştırma düzeyinin üstünde ise, bireyin ilişkisi doyumsuz ama istikrarlıdır. Seçeneklerden alınan sonuçların kötü olması bireyi ilişkiyi doyumsuz olsa da sürdürmeye yönlendirir. 21

30 4) Bireyin şu andaki ilişkisinden elde ettiği kazançlar, hem karşılaştırma hem de seçenekler için karşılaştırma düzeyinin altında ise, birey ilişkisini doyumsuz ve istikrarsız olarak nitelendirir ve bir süre sonra bu ilişkinin bitmesi beklenebilir. Son yirmi yılda yapılan pek çok araştırma bu görüşleri desteklemektedir (Drigotas ve Rusbult, 1992; Rusbult, 1983; Bui, Peplau ve Hill, 1996). Araştırmaların sonuçlarına göre, çekici seçenekleri olan ve mevcut ilişkilerinde düşük sonuçlar elde eden bireylerin bağlanımlarının ve ilişki istikrarlarının düşük olduğu gözlenmiştir. Hovardaoğlu (1996), evli ve bekarlarla bu görüşleri sınadığı çalışmasında, doyum ve istikrarı etkileyen bu dört koşulun şu şekilde ifade edileceğini bildirmiştir. İstikrarlı İlişki İstikrarsız İlişki Yüksek Doyum Kazanç=Karşılaştırma düzeyi> Seçenekler için karşılaştırma düzeyi Kazanç = Karşılaştırma düzeyi<seçenekler için karşılaştırma düzeyi Düşük Doyum Kazanç < Karşılaştırma düzeyi> Seçenekler için karşılaştırma düzeyi Kazanç <Karşılaştırma düzeyi<seçenekler için karşılaştırma düzeyi ġekil-1. Doyum ve Ġstikrarı Etkileyen Dört KoĢul 22

31 Hovardaoğlu nun çalışmasında da, kuramla tutarlı olarak tüm denenceler doğrulanmıştır. Çalışmada ilişki türüne göre farklılaşmalar bulunmuş ve evlilerin bekarlara oranla doyum, istikrar, bağlanım ve mutluluk puanlarının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Karşılıklı bağımlılığı yapısal olarak inceledikten sonra, kısaca şu ifadeleri söyleyebiliriz. Karşılıklı bağımlılığın yapısı, güce karşı zayıflık, istikrara karşı istikrarsızlık, etkileşimin doğası, biliş ve duygu, etkileşimi düzene koymak için anlaşmalar geliştirmek ve kişilerarası davranışların ifadesi gibi fenomenleri anlamak için çok uygundur (Rusbult ve Van Lange, 1996). Karşılıklı bağımlılık kuramının esasını özetlemek gerekirse, kişilerin ilişkilerinden elde ettikleri sonuçlar ya da kazançlar, olumlu ve doyum verici olduğunda ilişkiler devam etme eğilimindedir. Etkileşimciler, yani ilişki yaşayan çiftler birbirlerinin sonuçlarını etkiler ve böylelikle karşılıklı bağımlılık gelişir. Bu kuramla tutarlı olarak, ülkemizde yapılan bir araştırmada (İmamaoğlu ve Yasak, 1997) evlilik ilişkilerindeki doyumun karşılıklı bağımlılığa dayandığı bulunmuştur. Bir çok özelliğini karşılıklı bağımlılık kuramından almış olan ve karşılıklı bağımlılık kuramını genişleten bir başka bağlanım modeli, bu çalışmanın esasını oluşturan Rusbult un Yatırım Modelidir. 23

32 I.3 Yatırım Modeli Son otuz yılda sosyal psikoloji üzerine yapılan çalışmalarda, bir çok araştırmacı ilişkide doyumu nelerin etkilediğini incelemiş (Ajzen 1974; Berscheid, Brothen ve Graziano, 1976); bazıları ilişkide yaşanan acı ve sıkıntıyı ve buna rağmen devam eden ilişkide bağlanımın değişkenlerini araştırmış (Billings,1979; Birchler, Weiss ve Vincent, 1975; Gottman,1976); son olarak da bir kısmı ilişkinin bitmesinin nedenlerine yer vermiştir (Bentler ve Newcomb,1978; Hill, Rubin ve Peplau,1976; Brown ve Mandela, 1978). Ancak hangi ilişki devam eder, hangisi zamanla bozulur sürecini en güçlü biçimde açıklayan Yatırım Modelidir. Modelin bir çok sınaması romantik ilişkiler üzerine yapılsa da, arkadaşlık da dahil olmak üzere ilişkilerin bir çok tipine bu model uygulanabilmektedir. Rusbult un Yatırım Modeli (Rusbult, 1980, 1983), ilişki bağlanımına ilişkin, deneysel araştırmaların arslan payından sorumlu olan ilişki bağlanım kuramlarından biridir. Yatırım modeli sosyal psikolojinin Mübadele (Blau,1964, Homans,1961) ve Karşılıklı Bağımlılık Kuramından (Kelley ve Thibaut, 1978; Thibaut ve Kelley 1959) hareketle ortaya çıkmıştır. Model, ilişkilerin kurulması, sürdürülmesi ve sonlandırılmasını açıklamak amacıyla geliştirilmiştir. Levinger in (1991) Sargınlık Modeli (cohesiveness) gibi, Yatırım Modeli de daha çok Karşılıklı Bağımlılık Kuramının (Kelley ve Thibaut, 1978; Thibaut ve Kelley,1959) kavramlarından ve yapısından 24

33 etkilenmiştir. Karşılıklı Bağımlılık Kuramında olduğu gibi, Yatırım Modeli de yakın ilişkinin iki önemli özelliği üzerinde durur. Doyum (ilişki ve partnere ilişkin pozitif çekim hissetmek) ve bağlanım (ilişkiyi devam ettirme eğilimi). Doyum için bir çok farklı araştırmacı aynı tanımı kullanırken, bağlanım için tanım iki kategoriye ayrılmaktadır. Davranışsal istek (intent) ve psikolojik bağlanma (Johnson 1973; Rosenblatt1977). Yatırım modeline göre ise, ilişkiden doyum alıp almamalarına bağlı olmaksızın ilişkiyi devam ettirme isteği olan kişiler, psikolojik bağlanma hisleri olduğunu beyan etmişlerdir. Bağlanımdaki düzeyin değişkenliği, kalma / gitme kararına öncülük yapmaktadır. Kalma / gitme davranışı kişinin psikolojik / bilişsel ilişkiye bağlanımı tarafından yönlenir. Yatırım modeli (Rusbult, 1980), ilişki bağlanımını açıklarken, Thibaut ve Kelley nin (1959) Karşılıklı Bağımlılık Kuramına ait iki kavramı kullanır. Şu anda süren ilişkinin doyumlu olup olmadığı kararı, karşılaştırma düzeyi ile verilirken, ilişkinin sürüp sürmeyeceğine ilişkin karar, seçenekler için karşılaştırma düzeyi ile verilir. Rusbult (1983), karşılıklı bağımlılıkta olduğu gibi, yatırım modelinde de kişilerin yüksek ödül ve alçak bedellere sahip, kişisel beklentilerini karşılayan veya olası seçeneklerin düzeyini aşan ilişkilerde daha çok doyum yaşadıklarını söyler. Böylece kişi romantik çifti ile birçok ortak ilgi noktası taşıyorsa, az kavga edip tartışıyorsa ve genelde romantik birliktelikten beklentisi azsa, o zaman görece olarak ilişkisinden doyum almaktadır. Şu andaki ilişkiden elde edilen ödüllerin bedelleri geçmesi durumunda ve bireyin samimiyet,mahremiyet, cinsellik ve beraberlik ihtiyacı 25

34 gibi en önemli ihtiyaclarının mevcut ilişkide karşılanması durumunda, doyum artar; sonuçlar olumludur ve mevcut ilişki devam eder. Doyumun artması ile ilişki bağlanımı artar. Sonuçlar, karşılaştırma düzeyi altına düştüğünde ise, doyumsuzluk yaşanır (Rusbult, 1983; Le ve Agnew, 2003). Literatür incelendiğinde, doyumun yüksek, seçeneklerin zayıf ve ilişki yatırımı fazla olanların ilişkiye bağlanımlarının yüksek olduğu gözlenmiştir (Rusbult,Zembrodt ve Gunn,1982; Agnew,Van Lange, Rusbult ve Langston, 1983; Cox, Wexler,Rusbult ve Gaines, 1997; Rusbult ve Buunk, 1993; Sprecher 1988 ). Sosyal bilimciler bir ilişkinin devamlılığını tehdit eden en önemli unsurun çekici bir seçeneğin varlığı olduğunu söylerler (Kelley, 1983; Thibaut ve Kelley, 1959; Rusbult 1983) Yakın ilişkilerde bağlanım üzerine yapılan araştırmalarda, çekici seçeneklerin bulunduğunu söyleyen bireylerin var olan ilişkilerine bağlanımlarının düşük olduğu, daha az çekici seçenekleri olanların ise, ilişkilerine bağlanımlarının daha yüksek olduğu görülmüştür (Rusbult,1980). Rusbult böylece Yatırım Modelinde (1980,1983), Karşılıklı Bağımlılık Kuramının ilişki bağlanımı üzerinde etkin olan seçenekler için karşılaştırma düzeyi kavramını da benimsemiştir. Seçenekler için karşılaştırma düzeyi, bireyin mevcut ilişkisi dışında, olası seçeneklerden alabileceğini düşündüğü, seçeneklerin tahmin edilen ödül bedel etkileşiminin sonuçları ile değerlendirilir. Daha önce de belirtildiği gibi,seçenekler çekici başka bir partner olabileceği gibi, aile üyeleri, arkadaşlar veya kişinin yalnız başına kalması da olabilir (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998; Le ve Agnew, 26

35 2003). Karşılıklı bağımlılık kuramında olduğu gibi, yatırım modelinde de şu andaki bağlantılarına göre zayıf seçenekleri olan kişiler, olası seçenekleri olumsuz olarak değerlendirdikleri için ilişkilerine daha çok bağlanır ve mevcut ilişkilerini sürdürürler. Ancak mevcut ilişkide doyum düzeyi düşük olan bireyler, olası seçeneklerden daha fazla olumlu sonuç ya da başka bir deyişle kazanç alabileceklerini düşünürlerse veya kendi başlarına ya da arkadaşlarıyla zaman geçirmek daha eğlendiriciyse, bu seçeneklere yönelir ve mevcut ilişkilerini bitirirler. Buna karşılık, mevcut ilişkileri çok doyumlu olmasa da, eğer bireylerin olumlu seçenekleri yoksa, mevcut doyumsuz ilişkiyi sürdürme eğiliminde olabilirler. Rusbult, seçeneklerin niteliğinin zayıf olması durumunda ya da kişinin en önemli ihtiyaçlarının başka bir romantik partner ya da aile üyeleri ve arkadaşları veya sadece kendi tarafından bu ilişkiden bağımsız olarak karşılanamaması durumunda mevcut ilişkiye bağlanım düzeyinin artacağını söyler (Rusbult, 1980; Rusbult, 1983). Bağlanımı yüksek bireyler, ilişkiye sadık ve bağlı olma bilişsel yapısına sahip olarak seçenek ilişkileri değerlendirmekten kaçınırlar. Ayrıca, mevcut birliktelik bir çok beklentiyi ve ihtiyacı karşıladığı için başka bir ilişkiye gereksinim duyulmaz (Johnson ve Rusbult,1989). Yatırım modeli, Karşılıklı Bağımlılık Kuramını iki açıdan genişletir (Rusbult,1983). Birincisi bu model bağlanımın, mevcut ilişkiden alınan doyum, seçeneklerin niteliğinin değerlendirilmesi ve buna ek olarak ilişkiye yapılan yatırımların bir fonksiyonu olduğunu öne sürer (Rusbult,1983). Johnsons ın modelinde çok ufak bir rol oynayan, karşılıklı bağımlılıkta ise hiç 27

36 bulunmayan yatırımlar, bu modelde en önemli rolü oynar ve kuramın merkezindedir. Yatırım modeli, ilişkiye yapılan yatırımın miktarı büyük olduğunda, ya da birçok önemli kaynağın doğrudan ya da dolaylı yolla ilişkiye katılması durumunda, bağlanımın artacağını söyler. Yatırım modeline göre, bireyin mevcut ilişkisini devam ettirme olasılığı, ilişkisinden aldığı doyuma, kabul edilir bir seçeneği olmamasına ve yaptığı yatırım miktarının fazlalığına bağlıdır. Yatırımlar, para ve ortak mallar, ilişkiye zaman ayırma, ilişki için harcanan enerji ve çaba, beraberliğin süresi, çocuklar, ortak arkadaşlıklar olabileceği gibi, ün ve statü gibi kişinin değer verdiği ve kişinin kendisi ile doğrudan ilişkili ya da dolaylı yollarla ortaya çıkmış olan ilişkiye bağlı herhangi başka bir şey olabilir (Rusbult 1980, 1983; Rusbult ve Buunk, 1993; Rusbult Martz ve Agnew, 1998; Hasta, 2002; Büyükşahin, 2006). Yatırımlar genelde ilişkinin bitmesinin bedellerini artırır, çünkü bu yatırımların çoğu ilişkiden ayrılamaz ve eğer ilişki biterse ya tamamen onlar da yok olur ya da değerleri çok düşer (Berscheid ve Regan 2005). Yatırım modeli, bireyin ilişkiyi devam ettirme kararının kişinin ilişkiden aldığı doyumla değil,kişinin ilişkiye bağlanımıyla ilgili olduğunu söyler. Yatırım modeli, doyum ve bağlanımın birbirleriyle kuvvetlice bağlı olmaları gerekmediğini gösterir. Doyum ve bağlanım ilişkisinin (korelasyonu) çok güçlü olması gerekmediğinden, yatırımları fazla olan ve seçeneklerin niteliğinin düşük değerlendirildiği durumlarda, ilişkiden doyum alınmasa da hala ilişkiye 28

37 bağlılık mevcuttur. Yine kişi oldukça doyum verici ilişkisini yapılan az yatırımı ve çekici bir seçeneğin varlığı sonucu bırakabilir. Model, ilişkiye yapılan yatırımların artması ile ilişki istikrarının kuvvetleneceğini ileri sürmektedir. Bir çok araştırma yatırım modelinin bu tezini doğrulamıştır (Le ve Agnew,2003; Rusbult, Martzve Agnew, 1998). Yatırım modeline göre, (Rusbult,1980,1983) ilişkiye yapılan yatırımlar iki çeşittir: Bunlar içsel yatırımlar ve dışsal yatırımlar olarak adlandırılır. İçsel yatırımlar, direkt olarak ilişkiye ayrılan zaman, duygusal çaba, kendini açma gibi doğrudan kaynaklardır. Dışsal yatırımlar ise, ortak arkadaşlar, paylaşılan anılar veya maddesel mülkiyetler, bağımsız olarak ilişkiye bağlanmış, aktiviteler, nesneler, kişiler, olaylar gibi konu dışı kaynakların ilişkiye ayrılmaz bir şekilde bağlanması ile oluşur. Yatırım kaynakları, ödüllendirici veya maliyeti yüksek olabilir, örneğin ortak arkadaşlar ve paylaşılan anılar ödüller olurken, duygusal çaba harcama veya parasal yatırımlar bedeller olabilir. Bir kere yatırım yapıldığı zaman, yatırımlar ister içsel, ister dışsal olsun, bu ilişkiden koparılamaz ve ilişki bitse de ilişkinin bitişiyle yok olmaz veya değer kaybetmez. Yatırımlar bağlanımı arttırır ve bireyi o ilişkiye kilitler. İlişkiyi bitirmek, yapılan yatırımları boşa harcamak demektir. Yatırım kavramı, başka araştırmacılar tarafından da kullanılmıştır. Becker (1960) yatırım yerine yan bahis terimini kullanmış, Levinger (1979) bunlara engel güçler demiştir. 29

38 Yatırım Modelinin ilk sınamalarında (Rusbult, 1983), romantik bir ilişki süren çiftler, 7 ay boyunca her 17 günde bir ilişkilerine bağlanımları, ödülleri, bedelleri, seçenekleri, yatırımları doyumları hakkında anketler cevaplamışlardır. Çalışma bitmeden devam eden ilişkilerin %29 u bitmiştir. İlişki bağlanımı, doyum arttıkça artmakta, seçeneklerin niteliği ile azalmakta ve yatırım miktarı ile yine artmaktadır. Ödüllerdeki artış, buna uyumlu olarak doyumu arttırsa da ya da bazı zamanlar bedellerin fazlalığı doyumu azaltsa da, ilişkinin daha ileri safhalarında (3-7 ay) bedellerdeki değişkenlik doyumu etkilememiştir. Benzer olarak, ödüllerdeki artış, bağlanımın artması ile ilintili bulunmuş, ancak bedellerdeki değişimin ilişkinin ileri tarihlerine kadar bağlanım üzerinde bir etkisi bulunmamıştır. Özetlenecek olursa, bu çalışmada 7 aya kadar devam eden ilişkilerin sonucunda ödüller artmış, bedeller az bir şekilde yükselmiş, doyum büyümüş, seçeneklerin niteliği azalmış ve ilişkiye bağlanım yükselmiştir. Biten ilişkiler için bunun tam tersi doğrudur. Bu çalışma, ilişkisi bitmiş olanlarla karşılaştırıldığında, ilişkisi devam edenlerin, zaman içinde ilişkisel ödül, doyum, yatırım ve bağlanım düzeylerinin arttığını, ilişkisel bedel ve seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirme düzeylerinin ise azaldığını ortaya koymuştur. Bu bulgularla tutarlı olarak elde edilen başka bir araştırmanın sonuçları da şöyledir. İlk bağlanım derecesinin ilişkinin sürekliliğini belirlemede öncü olduğu fikrini öne süren bu boylamsal çalışmada, flört ilişkisi bitenlerin, ilişkisi devam edenlere göre ilişkilerine daha az bağlandıkları belirlenmiştir (Arriaga ve Agnew, 2001). 30

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI n İLİŞKİ DOYUMU için KD (Mutlu muyum?) n İLİŞKİ BAĞLANIMI için KDseç (Sürdürmeli miyim?) YATIRIM MODELİ (Rusbult, 1980,1983) n BAĞLANIMIN belirleyicileri; q İlişki doyumu (KD)

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN İLİŞKİLERDE BAĞLANIM: YATIRIM MODELİNİN BAĞLANMA STİLLERİ VE BAZI İLİŞKİSEL DEĞİŞKENLER YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Detaylı

Kişilerarası İlişkiler

Kişilerarası İlişkiler Kişilerarası İlişkiler Kişilerarası İlişkilere Giriş Yaşamımızın ¾ ünü başkalarıyla birlikte geçiriyoruz (Learson ve ark., 1982) (anne, baba, kardeş, öğretmen, arkadaş, meslektaş vb) Hepimiz, kişilerarası

Detaylı

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ? Ayrılma ve Boşanma AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ? İlişki kaybı genellikle bir çok insan için çok zorlu bir sorun olan boşanma ile eş tutulur. Yine de kayıp değişik biçimlerde gelebilir.

Detaylı

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK G İ R İ Ş 1 İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine karşı niçin dostluk veya düşmanlık

Detaylı

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir ilişkinin nasıl dağıldığı sorusu, neden dağıldığı sorusuyla ilişkili fakat, onunla aynı şey değildir. Duck (1984) ilişki dağılması, evresinden ve onları izleyen yeniden

Detaylı

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

Kişiler arası sevgi ve çekicilik Kişiler arası sevgi ve çekicilik Diğerleriyle neden birlikte olmak isteriz? Bebeklerde BaĞlanma Güvenli Kaçınmacı Kaygılı Toplumsal ilişkilerin yararları Bağlanma Toplumsal kaynaşma Değer doğrulaması Güvenilebilir

Detaylı

UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ BAĞLANTILAR

UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ BAĞLANTILAR T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ (SOSYAL PSĐKOLOJĐ) ANABĐLĐM DALI YATIRIM KURAMI BAĞLAMINDA EVLĐ ÇĐFTLERDE UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Ezgi Özserezli O Evlilik ilişkisi, kişilerin psikolojik sağlığını temelden etkilemektedir.

Detaylı

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86 içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bilimsel Araştırmaların Sınıflandırılması İlişki Aramayan Araştırmalar Betimsel Araştırmalar Deneysel Olmayan Araştırmalar İlişki Arayan Araştırmalar Sebep-Sonuç İlişkisine Dayalı

Detaylı

MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET

MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:22 Sayı:1, Yıl:2007, ss:105-121 MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Murat Selim SELVİ * Hatice ÖZKOÇ

Detaylı

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Rokeach İnsanların sahip oldukları değerler uzun zamandır psikolog ve sosyologların ilgisini çekmiştir.

Detaylı

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON Bireylerin günlük hayatlarının yaklaşık üçte birini geçirdikleri işyerleri, kişi için önemli bir ortamdır. İşyerlerinde

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER 224-235 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Enver CANER 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın.

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş sorular...sorular...sorular İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine

Detaylı

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi Bir Üniversiteye Bağlı Kanser Hastanesinde Çalışan Hemşire ve Doktorlar Arasındaki Empati Eğilimi ve Tükenmişlik Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Türkiye nin Ortasından Bir Örneklem Pervin HORASAN Erciyes

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YÜKLEMELER, İLETİŞİM ÇATIŞMALARI, CİNSİYET VE CİNSİYET ROLÜ YÖNELİMİ İLE EVLİLİK DOYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ Doktora

Detaylı

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIK DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ: ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN İLİ KİLERDE SOSYAL AĞIN İLİ Kİ NİTELİKLERİ İLE BAĞLANTISI Yüksek Lisans Tezi Fatma CAN Ankara-2009 T.C.

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yöntem Dr. Seher Yalçın 3.2.2017 Dr. Seher Yalçın 1 YÖNTEM Araştırmanın Modeli Evren ve Örneklem Veriler ve Toplanması Verilerin Çözümü ve Yorumu 3.2.2017 Dr. Seher Yalçın

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR ARAŞTIRMA MODELLERİ 1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR A. BETİMLEME (KAMUOYU) ARAŞTIRMALARI Bir survey yöntemi olan betimleme yöntemi, grupla ilgili, genişliğine bir çalışmadır. Bu tür araştırmalar, çok sayıda

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK EYLÜL-2013 Bilgisayar, uzun ve çok karmaşık hesapları bile büyük bir hızla yapabilen, mantıksal (lojik) bağlantılara

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA Ünite 9 ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA LİDERLİK Liderlik, geçmişten günümüze üzerinde çalışılan ve birçok araştırmacının da ilgisini çeken bir alan olmuştur. Gösterilen bunca

Detaylı

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi* Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi* Fatih BAYRAKTAR, Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji Bölümü Gözde ÖZDİKMENLİ DEMİR,

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

1. Hafta İlişkilerin Önemi

1. Hafta İlişkilerin Önemi 1. Hafta İlişkilerin Önemi Ø İnsanlar hiç değilse, en az sayıda, kalıcı olumlu ve anlamlı kişilerarası ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek için yaygın bir güdüye sahiptirler. Ø İnsanlar diğer insanlara

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ (Behavior): Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Duygular, tutumlar, zihinsel süreçler

Detaylı

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ Çağdaş kuramlar kişiliğin kalıtımla getirilen bir takım özellikler ve çevreyle kurulan etkileşimler sonucu oluştuğunu ileri sürmektedir. Aile, hem kalıtımla aktarılan özellikler

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikolojide Ekoller & Yaklaşımlar *1879 da Alman psikolog Wilhelm Wundt tarafından kurulan psikoloji laboratuarı

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ Değerli Velimiz; Meslek seçiminin öneminin anlatıldığı ve siz değerli velilerimize yönelik önerileri

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Yrd. Doç. Dr. Esengül Kayan Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 04.10.2017 Çalışmanın Amacı 1.Üniversite öğrencilerinde

Detaylı

YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ ***

YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ *** D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:21 Sayı:2, Yıl:2006, ss:129-149 YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ *** ÖZET Psikolojinin güncel akımını oluşturan pozitif

Detaylı

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Şemaları Biliş, bireyin kendi iç koşulları ve içinde yaşadığı fiziksel ve toplumsal çevreye ilişkin olarak işlediği bir bilgi, inanç ya da düşünce olarak tanımlanabilir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ İ.Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, C: 28, S: 1/Nisan 1999, s; 7-İS MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ Prof.Dr.Ayşe Can BAYSAL ve Prof.Dr.Mahmut PAKSOY İstanbul Üniversitesi

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Sosyal Psikoloji-II Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans ( ) Doktora ( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Psikososyal Güvenlik İklimi Psikososyal güvenlik iklimi, örgütsel iklimin spesifik bir boyutu olup, çalışanların psikolojik

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Motivasyon Kuramları Alfender in ERG Teorisi Clayton Alfender e göre, Maslow un kuramı gerçek hayata uygun değildir. Ona göre,

Detaylı

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Nedensellik BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Kuram, kuramsal açıklama Nedensel açıklama, nedensellik Zaman sırası, ilişki, alternatiflerin elenmesi İyi nedensel ilişki, nedensel mekanizma

Detaylı

Sosyal Algı. Atıflar

Sosyal Algı. Atıflar Sosyal Algı ve Atıflar Sosyal Algı Toplumun da etkisiyle kişiler yada nesneler hakkında oluşturduğumuz tutumlar sosyal algıya karşılık gelir. Başkaları hakkında veya başka nesneler hakkında kararlar verirken

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ DOÇ.DR. ZEHRA ALTINAY SINIF YONETIMI Bu derste, Sınıf ortamı ve grup etkileşimi Grup türleri Grup ve lider Liderlik türleri Grup içi etkileşimin hedefleri

Detaylı

Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE)

Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) 2015 İGR Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) Sıkça Sorulan Sorular Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksinin amacı nedir? İGE üç temel boyutta insani gelişmeye ilişkin kazanımların

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi?

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? İZLENİM OLUŞTURMA İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? Sosyal grupları tanımlayıcı birtakım özelliklere göre mi düşünürsünüz? Yoksa somut bir örneğe

Detaylı

Dr. Hakan Karaş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu

Dr. Hakan Karaş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu Dr. Hakan Karaş Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu Araştırmacı: Yok Danışman: Yok Konuşmacı: Yok Grubun kollektif refahına katkı (Brewer&Kramer,1986) Gruplara

Detaylı

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yaşa bağlı organizmadaki değişimleri inceler Çocuk psikolojisi Ergen Psikolojisi Yetişkin Psikolojisi Deneysel Psikoloji Temel psikolojik süreçler

Detaylı

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN Kuramsal Çerçeve GİRİŞ Psikolojik dayanıklılık üzerine yapılan

Detaylı

Tutum ve Tutum Ölçekleri

Tutum ve Tutum Ölçekleri Tutum ve Tutum Ölçekleri tutum bireye atfedilen ve bireyin psikolojik bir obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilim Smith ( 1968 ) psikolojik obje birey için

Detaylı

İlişkilerin Önemi 1. Çekicilik ve İlişki Gelişimi 19 İÇİNDEKİLER. İlişkilerin Önemi Hakkında Ne Biliyoruz? 2 Ait Olma Gereksinimi 3

İlişkilerin Önemi 1. Çekicilik ve İlişki Gelişimi 19 İÇİNDEKİLER. İlişkilerin Önemi Hakkında Ne Biliyoruz? 2 Ait Olma Gereksinimi 3 İÇİNDEKİLER Ön Söz xiii İlişkilerin Önemi 1 İlişkilerin Önemi Hakkında Ne Biliyoruz? 2 Ait Olma Gereksinimi 3 Bağlanma 4 Bağlanmaların Kaybı 6 Yalnızlık 8 Çağdaş İlişkiler 9 Araştırma Yöntemleri 11 Katılımcı

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

Bölüm Üç. Giriş Geçmiş & Güncel Online Arkadaşlık Bulma Araştırmaları Online Arkadaşlar Ne Kadar Gerçek? Online Arkadaşlıkların Olumlu Yanları

Bölüm Üç. Giriş Geçmiş & Güncel Online Arkadaşlık Bulma Araştırmaları Online Arkadaşlar Ne Kadar Gerçek? Online Arkadaşlıkların Olumlu Yanları Onur Yılmaz (MSc) Bölüm Üç Giriş Geçmiş & Güncel Online Arkadaşlık Bulma Araştırmaları Online Arkadaşlar Ne Kadar Gerçek? Online Arkadaşlıkların Olumlu Yanları Giriş İlişki Bir çok bireyin, bir veya daha

Detaylı

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ Tutum Tutum bir kişinin diğer bir kişi, bir olay veya çevresi ile ilgili olarak negatif veya pozitif tavırdır. Tutum Tutumlar değerler gibi sosyal ve duygusal inşalardır

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

YAPISAL AİLE SİSTEMLER KURAMI. Salvador MINUCHIN

YAPISAL AİLE SİSTEMLER KURAMI. Salvador MINUCHIN YAPISAL AİLE SİSTEMLER KURAMI Salvador MINUCHIN Aile Yapısı Bireylerin birbirleriyle nasıl ilişkiye gireceklerini düzenleyen kurallardır. Bu kuralların oluşumunda iki faktör belirleyicidir: 1. Aile üyeleri

Detaylı

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Psi. Özge Kutay Sos.Yelda ġimģir Ġzmir,2014 HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Ünite 6 NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Doç. Dr. Cevat ELMA Bu ünitede gücün (erkin) yöneticiler tarafından bir etkileme aracı olarak nasıl kullanıldığına

Detaylı

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Toplumsal Cinsiyet Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Cinsiyet (sex): kadın ya da erkek olmanın biyolojik yönünü ifade eder ve biyolojik bir yapıya karşılık gelir. Cinsiyet demografik bir kategoridir. Cins?

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen İki öğenin birbiri ile kurduğu bağlantıya veya etkileşime ilişki denir. Eğer bu tek taraflı ise ilgi olarak tanımlanır.

Detaylı

e-öğrenme KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMALAR Prof. Dr. Yasemin GÜLBAHAR

e-öğrenme KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMALAR Prof. Dr. Yasemin GÜLBAHAR e-öğrenme KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMALAR Prof. Dr. Yasemin GÜLBAHAR e-öğrenme ve Uzaktan Eğitim için Araştırma Alanları Uzaktan eğitim konusunda yapılan araştırmalar için ilk sınıflandırma önerilerinden

Detaylı

Veysi Acar Muhammed Fevzi PARMAKSIZ Murat Çiftçi Reşat şilen

Veysi Acar Muhammed Fevzi PARMAKSIZ Murat Çiftçi Reşat şilen Veysi Acar Muhammed Fevzi PARMAKSIZ Murat Çiftçi Reşat şilen Gelişimsel araştırma ontolojik ve epistemolojik olarak nitel araştırma yaklaşımına dayalı araştırma yöntemlerinden biridir. Nitel araştırmada

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2011 N201127 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Ayşegül Dinççağ 1 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Hasan Çağlayan Dündar 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri 2008 Krizinin

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr 9. HAFTA PFS102 Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ cagataykilinc@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İÇİNDEKİLER MOTİVASYON Motivasyon Teorileri Kapsam Teorileri

Detaylı

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- EĞİTİM VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ: EĞİTİM PSİKOLOJİSİ.... 4 2. ÜNİTE-GELİŞİMİN TEMELLERİ........7 3. ÜNİTE-FİZİKSEL

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ 2017-06 EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI Kübra Nur UZUN* *kubraslann@gmail.com İstanbul Ticaret Üniversitesi

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ İŞTİRME Araştırma rma SüreciS 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça saptanması

Detaylı

Brand Vivo tüketicilerin markayı nasıl deneyimlediğini, markayla nasıl bir bağlantı kurduğunu ve markaya olan bağlılıklarını izler...

Brand Vivo tüketicilerin markayı nasıl deneyimlediğini, markayla nasıl bir bağlantı kurduğunu ve markaya olan bağlılıklarını izler... GfK BRAND VIVO Brand Vivo tüketicilerin markayı nasıl deneyimlediğini, markayla nasıl bir bağlantı kurduğunu ve markaya olan bağlılıklarını izler... 1 GfK Brand Vivo nun yaklaşımı tamamen tüketici odaklıdır.

Detaylı

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Aşk, üç harften oluşan, ancak herkes için ayrı bir anlam taşıyan dev bir sözcük. Yüzyıllarca şairlerin, filozofların, bilim adamlarının tanımlamaya çalıştığı, herkesin kendince yaşadığı, yaşamak istediği

Detaylı

sorular sorular - sorular

sorular sorular - sorular sorular sorular - sorular Yabancı bir ülkeye gittiniz. Kendinizi gergin ve sıkıntılı hissediyorsunuz; insanlara kalacağınız otelin yerini sorduğunuzda biraz uzak davrandıklarını düşündünüz. Niçin? Neden?

Detaylı

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması Meryem Fulya GÖRHAN Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. BAĞLANMA KURAMI Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. Çocukluktaki bağlanma Çocuk ile bakım veren kişi

Detaylı

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2 Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 Türkiye de Aile Kurumu ve Nüşusla İlgili Sorunlar ÜNİTE:4 Türkiye de Eğitim Kurumu ve Sorunları

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III BÖLÜM 1 SOSYAL PSİKOLOJİNİN KONUSU VE GELİŞİMİ 1.1.Sosyal Psikolojinin Konusu ve Alanı 1.2.Sosyal Psikolojinin Bilim Olarak Ortaya Çıkışı 1.3.Sosyal Psikolojinin Gelişimi BÖLÜM 2

Detaylı

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir.

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir. MESLEK SEÇİMİ Kişinin gelecekteki yaşam tarzını belirlenmesinde dönüm noktası olan mesleğini seçmesi; doğru ve isabetli karar vermesi tüm hayatının kalitesini ve mutluluğunu etkiler. Kişinin mutluluğunda

Detaylı

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım YAŞLILIK KURAMLARI Yaşlılık Kuramları Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Aktivite Kuramı Rol Bırakma Kuramı Sosyal-Çevresel Kuram Süreklilik Kuramı Değiş-Tokuş Kuramı başlıkları altında incelenebilir Yaşamdan

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 8 Bilimsel Süreci* 1. Gözlem alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi Toplama Yazın Taraması 3.

Detaylı