Artık Cumhuriyet Halk Partisi'nde düşmanlık, hakaret, saygısızlık yöntemlerine, anlayışına dayalı siyaset

Transkript

1 Fiyatı 25 Kr Eski Genel Başkan Baykal suskunluğunu bozdu ÇOK ÇARPICI Endonezya'nın Surabaya Adası'ndan Singapur'a giderken pazar günü kaybolan AirAsia uçağı için sürdürülen arama çalışmaları sırasında 6 ceset bulunduğu bildirildi. CHP TESPİTLERİ Endonezya Arama ve Kurtarma Ajansı Başkanı Bambang Sulistyo da arama çalışmaları sırasında Java Denizi'nde bulunan nesnelerin yüzde 95 olasılıkla kayıp uçağa ait olduğunu belirtti. Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Cumhuriyet Halk Partisi artık kendi içinde suçlamalar yaparak, hakaretler ederek siyaset yapmayı reddediyor" dedi. Geride kalan dönemin ciddi değerlendirmesini yaptıklarını ifade eden Baykal, Antalya siyasetinde yeni bir anlayışla Cumhuriyet Halk Partisi'nin toparlanıp ayağa kalkması gerektiğini hep birlikte değerlendirdiklerini anlattı. Artık Cumhuriyet Halk Partisi'nde düşmanlık, hakaret, saygısızlık yöntemlerine, anlayışına dayalı siyaset uygulamasını geride bırakmak zorunda olduklarını dile getiren Baykal, geride kalan dönemde acı olaylar yaşadıklarını, ortaya çıkan sonuçların kendilerini üzdüğünü ifade etti. HABERİ 12. SAYFADA YENİ BİR DÖNEM Deniz Baykal, CHP Muratpaşa İlçe Başkan adayı Ahmet Kumbul'un seçim ofisi ziyaretinde, Antalya siyasetinde yeni bir dönem açıldığını söyledi. Gökçek HAVA ATTI! BEŞTEPE DEVRİ Cumhurbaşkanı Erdoğan a Türk-İş i ziyaretinde çalışma hayatının sorunlarını aktaran bir rapor sunuldu. Talepler arasında madenlerin denetimi, asgari ücretin artırılması, çalışanlardan yapılan vergi kesintileri de yer aldı. Erdoğan a sunulan dosyada, kamuda asıl işi yapan taşeron işçiler de yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ın Gereken neyse yapılsın diyerek taşeron işçiler konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik e talimat verdiği belirtildi. Diğer konularla ilgili de notlar alan Cumhurbaşkanı taleplerin değerlendirilmesini istedi. 8. Sayfada Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ın büyük önem verdiği Çevre Çiçekleri Hareketi hızla büyüyor. Beşinci yılına giren Çevre Çiçekleri Hareketi projesinde, çevre eğitimi alarak Çevre Müfettişi olan öğrenci sayısı 70 bini buldu. HABERİ 5 DE Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili mitinglerinde, Bakanlar kuruluna başkanlık edeceğim diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaştan oy isterken dillendirdiği bu arzusunu yerine getirme kararı aldı. ALTINDAĞ DA 2014 YILININ son buluşması Muhalefetin her fırsatta dile getirdiği ve Cumhurbaşkanı yürütmenin işine karışmasın diye eleştirdiği hususa hükümetin bakışı olumlu. Yani Cumhurbaşkanı, Bakanlar kuruluna başkanlık edebilir Mühim tarih Altındağ ın farklı mahallerinden gelen vatandaşlar, tam 7 yıldır her hafta sonu Ulucanlar Cezaevi Kültür ve Sanat Merkezi nde bir araya geliyor. Başkan Veysel Tiryaki ve eşi Saadet Tiryaki nin ev sahipliğinde gerçekleşen programın 2014 yılındaki son konukları Sakarya ve Zübeyde Hanım Mahallesi sakinleri oldu. Yaklaşık 450 kişinin katıldığı programda dillerde dua, sofralarda bereket ve gönüllerde huzur vardı. HABERİ 5. SAYFADA 19 OCAK! Hükümet memnun Cumhurbaşkanı Erdoğan ın Bakanlar Kuruluna başkanlık etmesiyle ilgili sözleri hükümet tarafından olumlu karşılandı. Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Anayasanın emri hükmünce, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Bakanlar Kurulu Toplantısı'nı uygun buluyoruz. Bundan istifade edeceğimizi de ümit ediyoruz dedi. Arınç, Bakanlar Kurulunu toplantıya davet etmek, kendi başkanlığı altında bu toplantının yapılmasını talep etmek, Sayın Cumhurbaşkanımızın elbette hakkıdır. Bunu Sayın Başbakanımız ve kendilerinden başka açıklayacak veya yorumlayacak bir başka kişinin olması da doğru değildir diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Başbakan'la da konuyu görüşerek ayın 19'unda ben, Bakanlar Kurulu'nu Beştepe'de (Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda) toplayacağım. Ve orada, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık edeceğim" dedi. Erdoğan, "Cumhurbaşkanı üzerinde kimse vesayet kurmaya kalkmasın. Cumhurbaşkanı, bu devletin başıdır. Bu devletin başı olarak da yetkisini kullanır" diye konuştu. Cumhurbaşkanı şunları söyledi: "Vesayetlerle hareket eden birisi de değilim, tam aksine hükümetiyle uyum içerisinde olan, hükümetine güç katmaya çalışan... Çünkü Hükümetimizin başarılı olması, şahsımın başarılı olması anlamına gelmez. Tam aksine, ülkemizin 2023 hedeflerini yakalaması ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması anlamına gelir." EN BABA ZİYARET! 2014 bi git ya 2015 gel artık! MHP Grup Başkanvekili Vural askerdeki oğlunu ziyaret etti HABERİ 12. SAYFADA Maden felaketlerinde, trafik kazalarında yüreğimizi yakan 2014; Filistin, Suriye, Irak, Miyanmar gibi ülkelere katliam yası tutturup, milyonlarca insanı evinden, yurdundan ederken, giderayak üç felaket daha yaşattı. Dursun ERKILIÇ ın yazısı 12. SAYFADA Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 70 bin Çevre Müfettişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın Türk-İş i ziyareti sonrası yaptığı açıklamalar siyaseti; Türk-İş ten yapılan değerlendirmeler de çalışma hayatını etkiledi. TAŞERON TALİMATI Karayolları gibi bazı kurumlarda söz konusu gerekçeyle dava açan taşeron işçilerin mahkemeyi kazandığı ve kamunun milyarlarca liralık bir tazminat yüküyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Türk-İş yönetimi Bu konuda adım atılmalı dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Birlikte geçirdiğimiz 20 yılda olduğu gibi 2014 te dopdolu projelere imza atılan, hafızalara kazınacak bir yıl olarak geride kaldı dedi. 5 TE Fehmi Koru Çay yaprağında okuduklarım Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış ÖZEL HABER Kenan ERGEN Kuyruk çilemiz SONA ERİYOR Tapu ve vergi dairelerinde uzayıp giden kuyrukları ve bir türlü bitmeyen bürokratik işlemler, yeni yılda hayata geçirilecek iki uygulamayla sona eriyor. Ayrıca; 31 Aralık a (bugün) kadar aracını hurdaya ayıran vatandaşların vergi borcu silinecek. Haberi 4. SAYFADA 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi 75 IŞİD çi öldürüldü HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN Nejat İşler futbolcuları yatıştırdı... Alişan ve Çağla Şikel in kayak keyfi... ERZURUM - Şarkıcı Alişan ile sunucumanken Çağla Şikel, Palandöken'de kayak yapmayı öğrendi. Hafta sonu tatili için çocukları Uzay ve Kuzey Altuğ'la Palandöken'e gelen Şikel, özel bir televizyon kanalında birlikte sunuculuk yaptığı şarkıcı Alişan'la kayak ve snowboard dersi aldı. Bir otele ait pistte gün boyu eğitmenler gözetimde dengede durup kayak yapmayı öğrenen Şikel, ayakta durmak için büyük çaba harcadı. Alişan da Şikel gibi eğitmene tutunarak snowboard yapmayı öğrendi. Şikel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havanın çok soğuk olduğunu belirterek, "İlk defa kayak yapıyorum. Henüz ilk denemelerim. Pist çok kaygan, siz de kendinize dikkat edin" dedi. Alişan ise hafta sonu tatili için geldikleri Palandöken'de güzel vakit geçirdiklerini bildirerek, "Ekip olarak hep birlikte böyle bir tatile geldik. Çağla kayak yapmayı, zor olduğu için beceremedi. Daha önce Palandöken'e gelmiştim ama o zaman ders alma imkanım olmamıştı. Spora karşı bir eğilimim olduğu için çabuk öğreniyorum" diye konuştu. MUĞLA - Bodrum'da şampiyonluk maçında çıkan tartışmayı, oyuncu Nejat İşler yatıştırdı. Geçirdiği rahatsızlığın ardından Muğla'nın Bodrum ilçesine yerleşen ve yaşamını burada sürdüren oyuncu Nejat İşler'in yöneticiliğini yaptığı Gümüşlükspor, bugün şampiyonluk maçına çıktı. Bodrum Şehir Stadında oynanan Gümüşlükspor Ortakent-Yahşispor maçı, heyecan dolu dakikalara sahne oldu. Maçın ilk yarısı her iki takımın da karşılıklı ataklarıyla sürdü. Maçı Gümüşlükspor tribününden izleyen Nejat İşler'de heyecan dolu dakikalar yaşadı. Maçın ikinci yarısına hızlı başlayan Ortakent-Yahşispor attığı golle 1-0 öne geçti. Golün ardından Gümüşlüksporlu futbolcunun attığı golle skor eşitlendi. Maçın sonlarına doğru Gümüşlüksporlu futbolcunun kırmızı kart görmesiyle takımın taraftarları hakeme tepki gösterdi. Ortakent-Yahşispor'un attığı ikinci golle maç 2-1 devam etti. Maçın son dakikalarında Gümüşlükspor'un attığı beraberlik golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Ofsayt pozisyonunun ardından maçın bitiş düdüğüyle birlikte Gümüşlüsporsporlu futbolcu ve taraftarlar hakeme tepki gösterdi. Şampiyonluk maçını tribünden takip eden Nejat İşler, maçın ardından sahaya gelerek hakemle tartışan futbolcularını güçlükle sakinleştirdi. Polis ekipleri eşliğinde soyunma odasına geçen hakemlere taraftarlar da tepki gösterdi. İşler, soyunma odasına giden hakemleri korumaya çalıştı. (AA) Liam Neeson, Müslüman olmayı düşünüyor LONDRA - İrlandalı ünlü aktör Liam Neeson, İslam dinine geçmeyi düşündüğünü açıkladı. Ünlü oyuncuyu bu karara yönelten şeyse İstanbul'a yaptığı bir gezide İslamiyet'ten etkilenmesi olmuş. Neeson The Sun gazetesine verdiği özel bir röportajda İstanbul a yaptığı bir ziyarette İslam dininden çok etkilendiğini vurguladı. İslam dininin insanı kendisine çeken bir özelliği var, Müslümanların dua şekli sizin ruhunuza hitap ediyor açıklaması yapan Liam Neeson Ona hiçbir sorun olmadan sarılabilirim dedi. İrlandalı aktör, Günde beş kere dua etmeniz için ezan okunuyor, ilk hafta alışık olmadığınızdan bu durum sizi deliye çevirebilir ancak kısa sürede ezan sesi ruhunuzun derinliklerine girmeye başardığında dünyanın en güzel şeyi olduğunu farkediyorsunuz sözleri etti. İstanbul da 4 binden fazla cami bulunduğunuda hatırlatan Liam Neeson, bazılarının sizi şaşkına çevirecek düzeyde güzellik taşıdığını, bunun bile İslam dinini seçmesi için yeterli olacağını söyledi. 62 yaşında olan Neeson bir katolik gibi eğitildiğini de hatırlatarak her zaman kendi kendisine bu dünyaya ne yapmak için geldiğinin sorusunu yöneltiğini belirtti. Vizyona yeni girecek filmler KIYAMET GECESİ Televizyon muhabiri Angela, büyük uğraşlar sonucunda lanetli binadan dışarı çıkarılmış ve bir petrol gemisinde karantinaya alınmıştır. Ancak kimsenin bilmediği bir gerçek vardır, Angela binadan girdiği şekilde çıkmamıştır. SON UMUT Avustralyalı bir çiftçi olan Connor (Russell Crowe), 1919 yılında Çanakkale Savaşı'nın ardından Türkiye'ye gelir. Gelibolu'da savaşta kaybolan üç çocuğunu bulmak için arayışa koyulur. Arazide su bulma konusunda bir usta olan Connor, oğullarına ait bir iz bulabilmek için her şeyi yapacaktır. YUSUF YUSUF Yusuf & Yusuf'ta, çocukluğundan beri otomobil yarışlarına ilgi duyan, hep rallici olma hayalleri kuran, ancak hayat şartlarına yenilip Ankara da dolmuş şoförlüğü yapmaya başlayan Yusuf'un, dolmuşuna binen bir suikastçiyi engelleme çabalarını izleyeceğiz. Üstelik bu suikastçinin de adı Yusuf'tur. Yapımcılığını Süreç Film, Ali Gündoğdu nun üstlendiği filmin yönetmeni ise Sağ Salim in de yazarı ve yönetmeni olan Ersoy Güler... 05:23 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:25 Sarayın Doktoru 06:30 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:00 İyi Fikir 12:45 Böyle Bitmesin 14:30 Beni Böyle Sev 16:35 1'de Bugün 16:50 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Zengin Kız Fakir Oğlan 23:00 Yedikule Hayat Yokuşu 01:05 Beni Böyle Sev 03:05 1'de Bugün 03:20 Dizi Klip 03:30 Zengin Kız Fakir Oğlan 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Kara Para Aşk 23:40 Kim Milyoner Olmak İster? 00:55 Bitmeyen Şarkı 02:20 Aşk ve Ceza 03:50 Beyaz Gelincik 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 SONGÜL KARLI İLE YENİDEN 16:30 DUDAKTAN KALBE 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA 21:30 YABANCI SİNEMA EFSANE DÖRTLÜ 2 23:40 BUNU KONUŞALIM 00:40 YABANCI SİNEMA 02:20 YABANCI SİNEMA 04:00 YABANCI SİNEMA 06:00 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Güzel Köylü 23:30 Aşktan Kaçılmaz 05:15 Arda nın Mutfağı 06:00 Oynat Bakalım (Tekrar) 07:00 Batman (Tekrar) 07:25 Batman 08:10 Duck Dodgers 09:15 Oynat Bakalım (Tekrar) 09:45 Aramızda Kalmasın 13:00 Arda nın Mutfağı 14:00 Oynat Bakalım (Tekrar) 15:00 Amerikalı Bir Kız 17:00 Hülya Avşar Show 18:30 Çok Güzel Hareketler Bunlar 19:45 Kaçak Gelinler 23:30 Yabancı Sinema 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Hayat Yolunda 23:15 Yerli Dizi 01:30 Abbas Güçlü ile Genç Bakış 19:45 KAÇAK GELİNLER Teyzesinden duyduklarıyla yıkılan Şebnem i toparlamak Selim e düşer. Şebnem kafenin başına geçmeye karar verir. Ancak işler beklendiğii gibi gitmez. Şebnem, Selim in tüm itirazlarına rağmen, kafeyi kara geçirmek için yeni bir plan yapar. Kainat a gelen yeni iş teklifi Pınar ı kıskandırır. Pınar ın oyunu Kainat ve Şebnem in arasının açılmasına neden olur. Özgür ün kendisinden ayrılması üzerine Almilla karalar bağlar. Almilla nın yardımına Önder yetişir. Şebnem Selim in evlenme teklifini kabul eder. Şebnem ve Selim bile aldıkları bu karara inanmakta zorlanırlar. 21:30 ŞEHİR SAVAŞLARI Orjinal İsmi:Urban Warfare Yönetmen:Keoni Waxman Oyuncular:Steven Seagal, Meghan Ory, Warren Christie Yapım Yılı:2011 Tür:Aksiyon/Macera Filmin Konusu : Kane in geçmişi, ekibinin geleceğinde bazı belirsizlikler yaratmaktadır. Bu sırada bir tecavüz suçlusu kaçmıştır ve hedefinde kadın liderler vardır. Ekip tüm gücüyle onun peşindedir. Geçmişinin hayaletleriyle uğraşan Kane, bir yandan da kente yeni gelen Rus elmas mafyasını yakalamaya çalışmaktadır. Gül ve Nihal'i kaçıran adamlar Seval'i geri istemektedirler. Cemal ve diğerleri Seval'i vermek yerine bir plan yaparlar ve Seval yerine Seval kılığına giren Sıddık'ı adamlara vermeye kalkarlar. Ancak adamlar bunu anlar ve Sıddık'la Nihal'i tekrar kaçırırlar. Üstelik para çantası da boştur. Seval bu durumdan rahatsız olur ve adamlarla irtibata geçer. Öte yandan Kaan'ın Gül'ün eski nişanlısı olduğunu öğrenen Sultanana Kaan'a Gül'ü üzdüğü için hesap sorar. Ancak Kaan Gül'ün kendisini yanlış anladığını anlatır. Cemal'in ailesi de Gül'ün Kaan'ın eski nişanlısı olduğunu öğrenince Gül'e karşı tavır alırlar. 20:30 GÜZEL KÖYLÜ

3 yurt haberleri 3 Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bir grup tarafından "bor" madenine ilişkin yapılan çalışmalarda, borlu çimento ve nanoteknoloji ile kaplanmış borlu tuğlaların, nükleer sızıntı ve radyasyonlara karşı nötronları 4-5 kat daha fazla tutma özelliği olduğunu ortaya çıkardı. Radyasyona karşı "MİLLİ KALKAN" KÜTAHYA - Fakültenin Kimya Bölümü Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan başkanlığındaki grup, Türkiye'de yüzde 56'sı Kütahya'da bulunan bor madeni ve atıkları üzerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştirdi. Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın en zengin "bor" yataklarının bir yapı elamanı olacağı ümidindeyiz. Bu çalışmamızın bir milli yarar sağlayacağı gerçektir." Erdoğan, ekibin bu çalışmaya iddialı da olsa, "Radyasyona karşı milli kalkan" ismini koyduklarını anlattı. Bu borlu çimentoların dışında borlu tuğlalar da geliştirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle Türkiye'de bulunduğunu söyledi. devam etti: Dünya bor rezervinin yüzde 75'inden fazlasının Türkiye'de, Türkiye'deki bor rezervle- "Bununla ilgili olarak çok çeşitli tuğlalar geliştirdik. Ayrıca bu borlu tuğlaları nanoteknoloji ile kapladık. Nanoteknoloji ve bor birlerinin yüzde 56'sının da Kütahya'da bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bu bor rezervleri şiminden ortaya çıkan tuğla, normal tuğlaya işletilirken 3,5 milyon tondan fazla da atık Dünyanın, hiçbir zaman Türk "bor"larından vazgeçmeyeceğini ifade eden Erdoğan, oluşmaktadır. Bu atıkların değerlendirilmesi göre (yüzde 400) 4-5 kat daha fazla radyasyon tutmaktadır. Bu tuğlaların basınç dayanı- noktasında ciddi çalışmalarımız oldu. Bu şöyle konuştu: konuda birinci olarak yaptığımız çalışma "Yeryüzünde nükleer enerji olduğu müddetçe, özellikle bu radyasyon kaçağı ve rad- enerjinin kullanıldığı bütün alanlarda bir kalmı da çok yüksektir. Bu tuğlaların, nükleer borlu çimentolar. Yaptığımız bu borlu çimentoların nötron tutucu özelliği var. Askeri sığınaklar yasyondan da nötron kaçağı olduğu sürece, kan olacağı düşüncesiyle üzerinde çalıştık. için nükleer güç santrallerinde ve çevyasyondan resindeki radyasyon, özellikle nötron kaçaklarını önlemek için kullanılabilecek" diye konuştu. Erdoğan, borlu çimentonun basınç dayanımı yüksek ve nükleer enerji için vazgeçilmeyecek bir yapı elamanı olduğunu dile getirdi. Türk 'bor'larına daima ihtiyaç duyulacaktır. Yapılmış olan bu yapı malzemelerine ihtiyaç vardır. Bu yapı malzemelerinin başında, çimentolar gelmektedir. Bizim yaptığımız borlu çimentolar, normal çimentolara göre yüzde 75 daha fazla nötron tutuculuğu olmaktadır. Bu çimentolar ülkemizde yapılacak olan nükleer santraller için vazgeçilmez Bu konuda ben, Yrd. Doç. Dr. Fatih Şen, Yrd. Doç. Dr. Ferda Özmal, Yunus Yıldız, Gaye Başkaya, Esma Erken ve Handan Pamuk'tan oluşan araştırma grubumuz, projeyi tamamlamış bulunmakta." Erdoğan, bu projenin ülke için çok yarar sağlayacağı ümidinde olduğunu da sözlerine ekledi. (AA) Fikirtepe de kamulaştırma devam ediyor İSTANBUL - Fikirtepe'de kentsel dönüşümü hızlandırmak için 3'te 2 oranında anlaşma sağlanan adalarda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca yapılmasına karar verilen "acele kamulaştırma" devam ediyor. Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürü Yaşar Güvenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 134 hektarlık Fikirtepe'de 1/1000'lik imar planlarının onaylandığını, bu imar planına göre 57 ada oluştuğunu, bu adalardaki maliklerin müteahhitlerle anlaştığını anlattı. Bu adalardan her birini bir müteahhit firmanın kentsel dönüşüm için aldığını, 57 adada 34 müteahhit firmanın faaliyet gösterdiğini dile getiren Güvenç, bazı müteahhitlerin 2, 3 veya daha fazla adaya talip olduğunu, bu firmaların kendilerinin dışında mülk sahiplerinin rızasıyla belirlendiğini ifade etti. Güvenç, bazı müteahhit firmaların adadaki maliklerle yüzde 100 anlaştığını, sözleşmeleri yapıp tapudaki işlemleri tamamlayarak avan projelerini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden onaylattıklarını ve kendilerinden ruhsat aldığını söyledi. Bazı firmaların ise 3'te 2 çoğunluğa kadar mülk sahipleriyle anlaştığını, adadaki mülk sahiplerinden 100 kişiden 70'inin firma ile anlaştığını, kalan 30'unun ise "Ben kentsel dönüşüm işini başka firmaya vereceğim" dediğine işaret eden Güvenç, bu nedenle projenin önünün tıkandığını kaydetti. - "Toplantılarımıza rağmen anlaşamayan 3'te 1'e acil kamulaştırma" Güvenç, bu durumdaki firmaların projeye başlayamadığını, Fikirtepe'de bu yüzden binaların bir kısmının boşaltılıp yıkılırken bir kısmının metruk durumda olduğunu, bu ve benzeri çok sayıda problemlerle karşılaştıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Dolayısıyla karşılaşılan sıkıntıları bizim çözmemiz gerekiyor. Bakanlığımız 'acele kamulaştırma' yapalım diye olur gönderdi. 3'te 2 çoğunluğu sağlayan adalarda anlaşma sağlayamayan diğer 3'te 1 oranındaki mülk sahiplerinin yerini acele kamulaştırmayla almaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de hemen giderek 'Bizim elimizde Bakanlık oluru var. Biz senin yerini alacağız' demiyoruz. Önce tebligat çıkarıyoruz. 'Bu proje bizim için önemlidir, önünü açmamız gerekir. Gidin müteahhitle anlaşın' diyoruz. Kendilerine tebliğ ettiğimiz bu yazı ile yetinmiyoruz akabinde daireye çağırıyoruz. Öncelikle kendilerini dinliyorum ve adalarındaki mesela 100 kişiden 80 kişinin müteahhitle anlaştığını söylüyorum ve kendilerinin neden anlaşmadığını soruyorum. Neden anlaşma yapmadığını dinledikten sonra müteahhitle tekrar görüştürdüğümüz mülk sahibi yine anlaşamazsa 'acele kamulaştırma' yapıp projenin önünü açıyoruz." - "57 adanın 12'sinde yüzde 100 anlaşma var" Yaşar Güvenç, 57 adadan 12'sinde yüzde 100 anlaşma sağlandığını, bunlardan 4'ünde ruhsat alındığını ve çalışmaların başladığını aktararak, 2 firmanın iksa ruhsatı aldığını ve kazı yaptığını, 8 adanın da avan projesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde incelendiğini söyledi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Güvenç, şöyle devam etti: "Fikirtepe'de 57 adanın 12'sinde maliklerle yüzde 100 anlaşma sağlanmış, 32'sinde de anlaşılan mal sahibi oranı 3'te 2 çoğunluğa ulaşmış durumda. Bu 32 adanın 21'inde de müteahhitlerle anlaşan mal sahibi oranı yüzde 90'ın üzerinde. Biz şu anda yüzde 90'ın üzerinde anlaşma sağlanan 14 adanın mülk sahiplerine kamulaştırma tebligatı gönderdik. 8 adadaki anlaşamayan mülk sahiplerini de daireye çağırıp yüzleştik. Burada hak sahibi sayıları, adalara göre çok farklılık gösterebiliyor. Yani Fikirtepe'deki 57 adanın 12'sinde yüzde 100 anlaşıldı, 32'sinde 3'te 2 çoğunluk sağlandı. Geri kalanlar da 3'te 2'nin altında maliklerle müteahhit firmaların anlaşma oranı. Bu durumda biz de müdahale edemiyoruz. Şu anda projeye veya kazıya başlayan, ruhsat alan sayısı firmaya çıktığında, ciddi anlamda yapıma odaklandığında hepsinin anlaşacağını düşünüyorum." Kamulaştırma sürecinin yasal boyutlarına da değinen Güvenç, takdir komisyonlarının mal sahibinin yerinin kıymet takdirini yaptığını, daha sonra Muhakemat Müdürlüğü aracılığıyla avukatların dava açtığını ve bilirkişi atayan mahkemenin davayı kısa sürede sonuçlandırdığını dile getirdi. Güvenç, "1 adada mahkemeye bildirdik. Acele kamulaştırması neticelenmek üzere. 3 adada da takdir yapıyoruz. Onları da kısa sürede mahkemeye gönderme ihtimalimiz yüksek. Eğer bizim kamulaştırmamızı insanlar görüp de gider müteahhitlerle anlaşırsa biz de kamulaştırmadan vazgeçeriz. Yoksa biz mal sahiplerinin 3'te 2'sinin müteahhitlerle anlaştığı adalarda, acele kamulaştırmaya devam edeceğiz. Projenin önünü açmak zorundayız" şeklinde konuştu. (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Çay yaprağında okuduklarım... OLMAYACAĞINI biliyorum, ama yine de gönlümden geçeni yazayım: Keşke çözüm süreci görüşme trafiği içerisinde yer alanlar, hükümet veya HDP tarafı, pek de matah geçmeyen 2014 yılını geride bırakırken, önümüzün daha parlak olduğuna inandırmak için, vardıkları mutabakatı toplumla da paylaşsalar... İşin doğasına aykırı olduğu için bunu yapmayacaklardır; keşke yapsalar... Büyük çalkantılara sahne oldu 2014; sonuna yaklaşırken, umudumuzu yeşerten tek nokta, 2015 in ondan daha kötü olamayacağı düşüncesi... Hani Bektaşi nin, önüne konulan iki şişenin ilkini denedikten sonra, ikinciyi göstererek, Bu daha iyidir demesi gibi... En büyük umudum, ülkeye barış getirecek sürecin 2015 içerisinde hayırlı sonuca varması... O noktadan fazla uzak olmadığımızın emareleri hayli fazla. Yazımı buraya kadar okuyup hayretle başını sallayanlara bir uyarım olacak: 6-7 Ekim de yaşananlar ile son Cizre olayları bile, sürecin son -ve bu yüzden en fazla kışkırtmalara açık- aşamasına girildiğinin işaretidir. Bizdekine benzer süreçlerde, her yeni aşamaya girilmesi sırasında sıkıntılar yaşandığını, en kahredici eylemlerin o dönemlerde sahneye konulduğunu biliyoruz. Emareler dediğimde sadece tarafların kamuoyunu bilgilendirme açıklamalarını kastetmiyorum. Gerçi bizdeki süreç başka ülkelerden farklı olarak neredeyse gözler önünde yürütülüyor; ama şundan herhalde kuşku duymamalıyız: Görünenin, bizlere açık yürütülenin ötesinde de gelişmeler yaşanıyor... HDP heyetinin son İmralı ziyaretlerinden birinin kimsenin ruhu duymadan gerçekleştiğini hatırlatırım. Biz geçen hafta İmralı daydık açıklamasını neden sonra yaptı heyet... Mutabakata ulaşıldı mı? Galiba ulaşıldı. Emarelere bakarak benim çıkardığım sonuç, takvime bağlı bir mutabakatın sağlandığı... İlk takvim yaprağında Nevruz yazdığını görür gibiyim; o tarihe kadar yapılacaklarla ilgili karşılıklı taahhütler söz konusu olmalı. İkinci takvim yaprağında ise, tarih yerine, seçim sonrasında ifadesi yer alıyor gibi... Nevruz a kadar geçecek sürede, daha çok HDP nin Kandil den beklenenlerin yerine getirilmesi çabalarına tanık olabiliriz. PKK güçlerinin Türkiye den kitlesel çıkışları bu kez daha ciddi biçimde sağlanabilir. Kobani de kendilerine daha acil ihtiyaç var nasıl olsa... Peşmergelerin Kobani ye geçtikleri yol, PKK militanları tarafından da kullanılabilir. Daha kapsamlı düzenlemelerin, mutabakatın hükümete dönük yüzünün, haziranda yapılacak seçime kadar yerine gelmesini herhalde bekleyemeyiz. Sonuçta eşit vatandaşlık statüsü, anadilde eğitim ve özellikle yerel yönetimlere yetki gibi hususlar ancak kapsamlı bir Anayasa değişikliğiyle hayata geçirilebilir. Anayasa değiştirecek bir çoğunluk yok bugünkü Meclis te... Yüzde 10 barajı yerinde kalsa bile HDP nin seçime parti olarak katılacağını açıklaması bu anlamda önemli bir işaret: Seçimde barajı aşabilen HDP, Meclis te bugünkünden en az bir misli milletvekiliyle temsil hakkı kazanır; HDP nin baraja takılması ise AK Parti nin Anayasa değiştirecek sayıya ulaşmasına yardımcı olabilir. Her iki durumda da, seçim sonrasında takvim sayfasında yazılanlar devreye girer... Başka emare? CHP nin son dakikada kendi çözüm önerisini TBMM Başkanlığı na şimdi sunmasını da emare sayabiliriz. Başbakan Ahmet Davutoğlu dikkatini CHP önerisine verebilirse, çözüm aritmetiğindeki eksik halkayı tamamlama fırsatı yakaladığını fark edecektir. Yeni yıla girişlerde, öngörüleri genellikle çıkmasa bile, falcılara başvurulur ya; bu defa o işi ben üstleneyim istedim. Bakalım öngörülerim gerçekleşecek mi? 30 Aralık 2014/ HABER TÜRK Suriyeli yetim kızlara eğitim desteği ANKARA - Türkiye Diyanet Vakfı, ülkelerindeki iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye'ye gelen ve okul hayatları kesintiye uğrayan 8 bin Suriyeli çocuğa örgün eğitimin verilmesine katkı sağlarken 50 kız çocuğuna da yaygın eğitim vermeye başladı. TDV, ülkelerindeki iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye'ye gelen ve eğitimleri kesintiye uğrayan Suriyeli kız çocuklarının okul hayatlarına destek vermeyi sürdürüyor. TDV Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kamp dışında yaşayan Suriyeli sığınmacı aileler ve çocukları için çeşitli yardım ve eğitim projeleri yürüttüklerini söyledi. Çocukların ve gençlerin, eğitim-öğretim mağduriyetlerini gidermek için çalıştıklarını belirten Palakoğlu, bu doğrultuda Vakıf kapsamında hizmet veren Kadın ve Aile Gençlik Merkezinin (KAGEM) de kamp dışında yaşayan Suriyeli sığınmacı ailelerin kız çocukları için bir proje hazırladığını dile getirdi. Palakoğlu, "Kamp Dışında Yaşayan ve Geçici Koruma Altına Alınan Suriyeli Ailelerin Eğitim Projesi"nin özellikle kız çocuklarının eğitimlerine destek vermek ve onları hayata hazırlayıcı sistematik programları planlamak üzere oluşturulduğunu anlattı. Kamp dışındaki Suriyeli sığınmacı ailelerin kız çocukları için yaygın eğitim vereceklerini vurgulayan Palakoğlu, "Projeyle özellikle küçük yaştaki kız çocuklarının zorunlu evlilikleri önlenecek, kesintiye uğrayan eğitimlerine yaygın eğitimle destek verilmesi sağlanacak. Kız çocuklarının ve gençlerin yaygın eğitimi aracılığıyla yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlanacak. Türkiye'de bulundukları süre zarfında yaşamlarını mevcut koşullarla uyum içinde sürdürebilmeleri için manevi-sosyal destek sunulacak ve ülkelerine bu kazanımlarla dönmelerine imkan verilecek" şeklinde konuştu. (AA) fkoru@htgazete.com.tr

4 4 Yeni yılda tapu ve vergi dairelerinde iki yeni uygulamayla; Kuyruk çilesi sona eriyor Tapu ve vergi dairelerinde uzayıp giden kuyrukları ve bir türlü bitmeyen bürokratik işlemler, yeni yılda hayata geçirilecek iki uygulamayla sona eriyor. Ayrıca; 31 Aralıka (bugün) kadar aracını hurdaya ayıran vatandaşların vergi borcu silinecek. KENAN ERGEN Tapu işlemleri ÖZEL HABER vergi ödemeleri artık elektronik ortamlarda yapılabilecek. Bu kapsamda vergi daireleri bankalar gibi AVM'lerde şube açacak. Yeni yılda tapu işlemleri elektronik ortamda yapılabilecek, tapular internetten alınacak model ve daha eski araçlar, hurdaya ayrılırsa tüm vergi borçları af edilecek. HURDA ARAÇLAR 1990 model ve öncesi araçların hurdaya ayrılması için bu gün son gün Bu güne kadar teslim edilen araçların vergi, gecikme faizi, trafik cezası ve benzeri borçları silinecek. Bu kapsamda otomobil, arazi taşıtı, kaptıkaçtı, motosiklet, minibüs, panel van, motorlu karavan, otobüs, kamyonet, çekici ve benzeri araçlar yararlanabiliyor model yada daha eski pert olmuş araçlarda da vergi ve cezalarının dörtte birini ödeyince borçları silinecek. İNTERNETTEN TAPU ATM'lerde ve bankalardaki sıra çilesi de sona erecek. Tapu harç ve döner sermaye ücretleri Sanal POS sistemi kullanılarak, ödenebilecek. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ve mülkiyet hakkının devrini içeren alım satım işlemlerinde de, alıcı ile satıcının birlikte protokol imzaladığı Takasbank'tan talep etmesi halinde alım-satım bedelinin güvenli bir yöntemle el değiştirmesi, ardından tapunun alınması sağlanacak. Uygulama, 2015 yılı içerisinde uygulamaya geçecek. VERGİ DAİRELERİ ŞUBE AÇACAK Vergi daireleri ihtiyaca göre şube açacak. Bir ildeki onlarca vergi dairesi tek çatı altında toplanacak. Yeni model ile vatandaşların vergi ödemek, borçlarını sorgulamak, beyanname vermek, 'borcu yoktur' yazısı gibi işlemleri şubelerde sıra beklemeden yapabilecek. Tek tip olacak şubeler, AVM'ler dahil olmak üzere nüfusun fazla olduğu yerlerde açılacak. Bütün işlemler elektronik ortama taşınacak. Başkan Güney den Ak Masa toplantısı GÜLHAN ÇUKUR- Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney Ak Masa'da gerçekleştirdiği "Halk Günü" toplantısında ilçe merkezi ve mahallelerindeki vatandaşlarla bir araya gelerek onların sorunlarını, taleplerini ve önerilerini dinledi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı toplantıda, özellikle imar, çevre düzenlemesi ve yardım konularında talep ve öneriler geldi. Başkan Güney vatandaşların özel sorunlarını da dinleyerek tüm bu görüşmeler neticesinde konu ile ilgili görevli personele talimat vererek bir an önce sıkıntı olan konuların giderilmesini istedi. Bir çok vatandaşın da Ak Masa'da yapılan bu toplantı ve genel olarak yapılan hizmetlerle ilgili teşekkürlerini ve başarı dileklerini ileterek Belediye Başkanı na memnuniyetlerini dile getirdi. Şairler Samanyolu nda buluştu Samanyolu Yağmur Şiir Günleri nin dördüncüsü Ankara Samanyolu Eğitim Kurumları Merkez Kampüsü nde gerçekleştirildi. Yağmur Dergisi ve Samanyolu Eğitim Kurumları'nın işbirliği ile bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen şiir etkinlikleri şairlerin Samanyolu Yazarlık Okulu öğrencileri ile yaptığı şiir üzerine söyleşi ile başladı. Şairler şiir nedir? Şiire ihtiyaç var mı? gibi sorular üzerinde durarak, Usta çırak ilişkisinin göz ardı edildiği günümüzde şiir için atölye çalışması yapmak usta ve çırakları bir araya getirmek çok önem arz etmektedir diye ifade edildi. Şairin özgür olması gerektiği ve isterse gökyüzünü kırmızıya boyayabileceği vurgulandı. Bu yıl yapılan şiir günleri etkinliklerine Yağmur Dergisi Şairleri Ahmet Doğru, Bülent Gündoğan, Halil Zenciroğlu, Hasan Çağlayan, Hüseyin Kaya, Kadir Erdal, Mustafa Oğuz, Yaşar Beçene, Ziya Paşa Akyürek olmak üzere dokuz şair katıldı. Şairler tarafından 18 farklı sınıfta şiir üzerine söyleşiler yapıldı. Şiirin insanın olumlu ya da olumsuz anlamda değişimine katkı sağladığı belirtildi. Bu nedenle medeniyetlerin inşasında şiirin vazgeçilmez olduğu paylaşıldı. Samanyolu Yazarlık Okulunun yaptığı şiir yarışmasında dereceye giren ilk 10 şiir ödüllendirildi. Ayrıca ilk 20 ye giren şiirler bir kitapta toplanarak öğrencilere şairler tarafından hediye edildi. Dereceye giren öğrenciler başarı belgelerini şairlerin elinden aldı. İlk 3 e giren şiir ve öğrenciler şöyle: Ben-i Âdem ve Yağmur şiiri ile Muhammed Miraç Özer, Gurbet Ağaçları şiiri ile Alican Keleş, Hazar ın Kıyısında şiiri ile Ahmet Efe Ekici. Samanyolu Anadolu ve Fen Lisesi Müdürü Soner Öner, Okulumuzda bilimsel çalışmaların yanında sosyal aktivitelere de önem vermekteyiz. Zira kültürünü ihmal eden milletlerin kalıcı olması zordur. Bu nedenle her zaman sanatın ve sanatçının yanında yer almaya çalışmaktayız. dedi. MTM, 2014'ün siyaset gündemini değerlendirdi Medya Takip Merkezi'nin 2014 değerlendirmesine göre, AK Parti kamuoyu gündemini bu yıl da etkiledi. En çok haber olan partiler ve siyasetçiler listesine bakıldığında toplam haber adetleri arasında dikkat çekici oranda farklar var. Medya Takip Merkezi, 2014 yılının siyaset gündeminde en çok konuşulan ve haber olan siyasi partiler sıralamasını yaptı. Adalet ve Kalkınma Partisi 2 milyon 596 bin 97 haberle bu senenin en çok gündem belirleyen ve konuşulan siyasi partisi oldu. Yılın en çok konuşulan siyasi isimleri listesinin başında da 2 milyon 52 bin 748 haberle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Çözüm süreci, 30 Mart yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 17 Aralık soruşturması, Soma ile Ermenek'teki maden faciaları, Cemaat'e yönelik operasyonlar, seçim barajı tartışmaları ve bedelli askerlik uygulaması senenin siyasi gündemini oluşturan ana başlıklar olarak yer aldı. CHP VE KILIÇDAROĞLU Medya Takip Merkezi'nin analizinde siyaset gündemini belirleyen ikinci aktör Cumhuriyet Halk Partisi ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu oldu. CHP 2014 yılında çeşitli mecralarda çıkan 1 milyon 831bin 52 habere konu olurken, MHP de ana muhalefet partisinin gerisinde konumlandı. Milliyetçi Hareket Partisi yıl boyunca çıkan 967 bin 133 adet haberle üçüncü sıraya yerleşiyor. Siyasi partiler sıralamasında ilk beşte yer alan diğer partiler ise toplamda 332 bin 773 haberle dördüncü olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve siyasi yaşamına geçen haziran ayında kendi teşkilatı tarafından son veren BDP ise 326 bin 622 haberle beşinci sıraya yerleşti. AK PARTİ CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu çatı aday olarak göstermesi, özellikle CHP içinde hararetli tartışmalara yol açtı. Uzun süre parti içi muhalif tavır sergileyen Emine Ülker Tarhan'ın CHP'den ayrılması ve Anadolu Partisi'ni kurması da CHP'yi sık sık gündeme taşıdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütün mecralarda yer alan 482 bin 669 haberle ikinci sıradaki siyasetçi oldu. 6 Eylül 2014'te resmen Başbakan olan Ahmet Davutoğlu'nun üçüncü ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dördüncü olduğu listede, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise beşinci sırada yer aldı. ANKARA Mamak Zabıtası nın 2014 yılı mesaisi yoğun geçti Mamak Belediyesi zabıta ekipleri ilçede seyyar denetimlerinde, geri dönüşüm çalışmalarında ve işyeri denetimlerinde olmak üzere 2014 yılını yoğun mesai ile geçirdi. 163 personelle hizmet veren zabıta ekipleri sık sık esnafı denetledi ve ilçede dönüşüm çalışması yürüten şirketlerle birlikte çevre konusunda çok sayıda bilinçlendirme semineri organize etti yılı içerisinde kurallara uymayan 60 pazar esnafı hakkında işlem yapıldı. Amaçlarının Mamaklıların huzurunu korumak olduğunu kaydeden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül; Zabıta ekiplerimiz 2014 yılında özverili bir şekilde çalıştı ve bundan sonrada çalışmalarına devam edecek. Vatandaşımızın huzuru ve sağlığı bizim için her şeyden önce geliyor dedi. Nezaket Okulları nda sağlık eğitimi verildi Sağlık eğitimi alan Pursaklar Belediyesi Nezaket Okulu öğrencileri diş taramasından da geçti. Pursaklar Belediyesi Nezaket Hanımevi ndeki Nezaket Okulu öğrencileri özel bir diş kliniği tarafından verilen sağlık seminerine katıldı. Pursaklar Belediyesi tarafından ücretsiz olarak sunulan bu hizmete çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Klinik Doktoru Hasan Özdemir, sağlıklı diş konusunda hem çocukları hem de velileri bilgilendirdi. Sağlıklı beslenme ve gıdalar ile gelen tehlikelere dikkat çeken Dr. Özdemir, doğru diş fırçalama yöntemlerini de uygulamalı olarak anlattı. Seminerin ardından çocuklara sağlık konulu bir tiyatro izlettirilip ardından diş taraması yapıldı. Programın sonunda Nezaket Okulu öğrencilerine Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin in hediye ettiği diş fırçaları ve balonlar dağıtıldı. Uygulamadan memnun kalan veliler Belediye Başkanı Selçuk Çetin e teşekkür etti. Örnek teki dönüşüm için bu kez vatandaş konuştu Örnek Mahalle sakinlerinin daveti üzerine bir toplantı daha gerçekleştiren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Telsizler Blokları ndaki kentsel dönüşüm sürecini değerlendirdi. Kentsel dönüşümün başlaması için bölge sakinlerinin yüzde 90 oranında mutabakata varması gerektiğinin altını çizen Başkan Tiryaki, söz hakkının vatandaşta olduğunu söyledi. Tiryaki, bölgenin kentsel dönüşüm için uygun olduğunu fakat vatandaş istemediği sürece tek bir yıkım yapmayacağını belirtti. Örnek Mahallesi ndeki dönüşümün ada bazında değerlendirildiğine işaret eden Başkan Tiryaki, bölgede yapılması planlanan dönüşümü Vatandaşın ayağına gelen büyük bir fırsat olarak değerlendirdi. Altındağ da mülkiyet sorununu giderdiklerini kaydeden Başkan Tiryaki, dönüşüm projelerinin zorla değil vatandaşlarla tek tek anlaşılarak yapıldığını vurguladı. Tiryaki sözlerini şöyle sürdürdü: Örnek Mahallesi ndeki Telsizler Blokları nın afet riski taşıyan bölge olarak ilan edilmesi, Bakanlar Kurulu nun alacağı karara bağlıdır. Bu karar çıkarsa, dönüşümün başlaması için mahalle sakinlerinin mutabakata varması gerekir. Bölge halkı, dönüşüm için yüzde 90 oranında onay vermezse buraya tek bir çivi çakmam. Tiryaki, Bakanlar Kurulundan karar çıkması durumunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından mülk sahiplerine 18 ay kira yardımı yapılacağını ve bu durumun bölge halkı için bir avantaj oluşturduğunu ifade etti. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak yeni binaların kaç katlı ve ne kadar büyüklükte olacağına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın karar vereceğini sözlerine ekleyen Başkan Tiryaki, hak sahiplerinin asla mağdur olmayacağını da dile getirdi.

5 ANKARA 5 Hamamönü Sanat Galerisi, bu sefer de keçe sanatıyla uğraşan kadınlara kapılarını açtı. Kadın Emeği ve İşbirliğinin Keçe Sanatındaki Yolculuğu konulu sergide 6 sanatçının çalışmaları yer aldı. Keçenin estetik bir görüntüye kavuştuğu sergi Ankaralı sanatseverlerden büyük ilgi gördü. Keçe Sanatçısı Ayfer Ertunç, bu sergide keçenin kullanım alanlarını genişlettiklerini ifade etti. Sergide yaklaşık 150 çalışmanın yer aldığını dile getiren Ertunç, keçeden duvar panosu, örtü, patik, yelek, ceket, çanta, abajur, ajanda, telefon kılıfı gibi birçok aksesuar yaptıklarını söyledi. Ertunç, çalışmalarında geleneksel desenlerden yararlandıklarına dikkat çekerek keçenin yaşatılması ve yaygınlaştırılması için çaba harcadıklarını söyledi. Bir diğer keçe sanatçısı Bahar Eminoğlu ise Altındağ Belediyesi nin sanata ve sanatçıya büyük önem verdiğini vurguladı. Altındağ Belediyesi ne kendilerine sağladığı imkânlardan dolayı teşekkür eden Eminoğlu, Başkan Veysel Tiryaki yle birlikte Ankara da sanatın daha çok önemsendiğini vurguladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Birlikte geçirdiğimiz 20 yılda olduğu gibi 2014 te dopdolu projelere imza atılan, hafızalara kazınacak bir yıl olarak geride kaldı dedi. Gökçek 2014 ü değerlendirdi 2014 yılını değerlendiren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek şunları söyledi: Öncelikle, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri nde beni 5. kez Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçme teveccühünü gösteren değerli Başkentli hemşehrilerime sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ankara ya hizmet yolunda arkamızda bıraktığımız 21 yıl boyunca önceliğimiz Başkentlilerimiz olurken, Ankaramız ve Türkiyemizin adını dünyaya duyurmanın, örnek projeleri hayata geçirmenin gururunu yaşadık ve yaşıyoruz. Başkentlilerin huzur ve refahını artırmayı düstur edindiğimiz yolumuzda insana yaptığımız yatırımlarımızın yanı sıra kente yaptığımız yatırımlardan; kentsel dönüşüm, yeşillendirme, ulaşım, sosyal ve kültürel ile alt ve üst yapı gibi projelerimiz 2014 yılında da devam etti. 30 Mart Yerel seçimleriyle birlikte il sınırlarımız Bütünşehir olarak değişirken, sorumluluk alanımız da 3 kat daha büyüdü. Daha önce 16 ilçe olan sorumluluk yetkimiz 25 ilçeye yükselerek, hizmet alanımız genişledi. Yani kısacası artık sadece 16 ilçenin değil 25 ilçede yaşayan 5 milyonun üzerinde Başkentlinin Büyükşehir Belediye Başkanı olmanın sorumluluğu ile Keçiören den Şereflikoçhisar a, Kalecik ten Nallıhan a, Çankaya dan Polatlı ya kadar her gün ortalama 500'ü aşkın farklı noktada gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla tüm hemşehrilerimin yanında oluyoruz. Sorumluluk alanımızın genişlemesiyle birlikte Büyükşehir Belediyesi nin hizmetlerini en uç noktalara kadar götürmeye bu yıl itibariyle başladık. Bununla birlikte de Başkentimizin hızlı yükselişine değer katacak çalışmalarımızı sürdürmeye de devam ediyoruz. YÜZLERCE DEĞİŞİK PROJE Ankapark tan, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi ne, yeni metro hatlarından, teleferiğe, yepyeni ulaşım projelerinden, 1071 Malazgirt Bulvarı ile Batı Bulvarı na, parklardan, aile yaşam merkezlerine, bölgesel arıtma tesislerinden, baraj hatlarına, alt yapı yenilemelerinden, Keçe sanatı Hamamönü nde canlandı Çevre Müfettişi sayısı 70 bine ulaştı Keçiören Belediyesi Çevre Çiçekleri Hareketi hızla büyüyor. Beşinci yılına giren Çevre Çiçekleri Hareketi projesinde, çevre eğitimi alarak Çevre Müfettişi olan öğrenci sayısı 70 bine ulaştı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nün de katkı verdiği başarılı projede, altıncı uygulamalı Çevre Eğitim Programı başlatıldı. Keçiören sınırları içerisindeki ilköğretim okullarında öğretim gören 12 bin 5 inci sınıf öğrencisi, Necip Fazıl Sahnesi nde eğitime alındı. Öğrencilere, Çevre ve Geri Dönüşüm" konulu eğitim verildi. Daha sonra eğitimi pekiştirici ve destekleyici Kahraman Kaplumbağa ve Patik adlı tiyatro oyunu izletildi. Keçiören Belediyesi nin Çevre Çiçekleri Hareketi Projesi ile çevre eğitimi vererek Çevre Müfettişi ilan ettiği ilköğretim öğrencisi sayısı 70 bine çıktı. Bu hareketin artık Milli Eğitim Bakanlığı ile beraber Türkiye nin bütün okullarında gösterilen bir proje haline geldiğini belirten Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, çocuklara şöyle seslendi: Çevremize sadece sizler sahip çıkmayacaksınız. 7 den 70 e herkesin sahip çıkması gerekiyor. Ama sizler aynı zamanda takip de edeceksiniz, yani denetleyeceksiniz. Bir müfettiş edasıyla sizler etrafınızı kontrol edip kurallara uymayan insanları uyaracaksınız ve insanlara örnek olacaksınız. Başkan Ak, Türkiye nin geleceği olan çocukların çevreye ilgi ve duyarlılığının gelecek açısından umut verici olduğunu ifade ederek Birlikte hareket ettiğimiz zaman çevremizin çok daha güzel olacağına, sokaklarımızın, mahallelerimizin, parklarımızın, bahçelerimizin çiçek açacağına inanıyorum. Çevreye duyarlılık sosyal bir sorumluluktur. Çünkü çevre bize miras değil, korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken bir emanettir dedi. çeşitli yardımlara, sosyal ve kültürel çalışmalardan, kentsel dönüşüm projelerine, kente ışık saçan estetik çalışmalara kadar 2014 yılında da yüzlerce değişik projeye imza attık. Ulusal ve uluslar arası kurum, kuruluş ve kişilerden her yıl aldığımız onur ödüllerimiz, 2014 yılında da sürdü ve Ankaramızın gurur kaynağı oldu. Dünyaya esin, Türkiye ye örnek olan ve 2014 e damga vuran yüzlerce proje ve çalışmayı; Büyükşehir Belediyesi ne bağlı 23 Daire Başkanlığı, 2 Genel Müdürlük, 14 şirket aracılığı ile binlerce personelimizle gerçekleştiriyoruz. Başkan Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye tarafından 2014 yılında yapımı gerçekleştirilen veya devam eden projelerden bazılarını sıraladı 2014 ün son buluşması Altındağ da gerçekleşti Altındağ ın farklı mahallerinden gelen vatandaşlar, tam 7 yıldır her hafta sonu Ulucanlar Cezaevi Kültür ve Sanat Merkezi nde bir araya geliyor. Başkan Veysel Tiryaki ve eşi Saadet Tiryaki nin ev sahipliğinde gerçekleşen programın 2014 yılındaki son konukları Sakarya ve Zübeyde Hanım Mahallesi sakinleri oldu. Yaklaşık 450 kişinin katıldığı programda dillerde dua, sofralarda bereket ve gönüllerde huzur vardı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, yaptığı konuşmada yeni yılın tüm dünyaya ve özellikle İslam âlemine huzur, barış ve refah getirmesini temenni etti. Yeni yılda kardeşlik bağlarının daha da güçlenmesini isteyen Tiryaki: Allah ın rahmeti üzerimizde olsun. Birlik ve beraberliğimiz hep daim olsun dedi. Herkesin sevgi ve muhabbetle bir araya geldiği buluşmada sıcak bir hava esti. Başkan Tiryaki nin Altındağlılarla kurduğu samimi iletişim vatandaşlardan tam not alırken, Altındağlılar ise bu buluşmaları birlik ve beraberliğin sembolü olarak değerlendirdi. Başkan Tiryaki, ailelere çocukların gelişimi ve eğitimi konusunda önemli mesajlar verdi. Özellikle çocukların eğitimine özen gösterilmesi gerektiğini aktaran Başkan Tiryaki, aileleri çocukların sokaktaki tehlikelerinden uzak tutması konusunda uyardı. Programa gelen herkese teşekkür eden Tiryaki, birlik ve beraberliğin daima bereketi de getireceğini vurguladı yılında Altındağ da yaşanan hızlı değişime dikkat çeken Başkan Tiryaki, yeni yılda bu değişimin hızla devam edeceğini de belirtti. Altındağ ın giderek daha modern bir hale geldiğini dile getiren Tiryaki, ilçeye yılda 15 bin konut yapıldığını, binlerce gecekondu yıktıklarını, yeni yollar açtıklarını, parklar, sosyal tesisler ve toplu konut çalışmaları yürüttüklerine dikkat çekti. Tiryaki, vatandaşlara daha rahat yaşam alanları sunmak için gece gündüz gayretle çalıştıklarını ifade ederek Altındağ daki değişimin artık zihinlerde de gerçekleşmeye başladığını vurguladı. Gölbaşı nda seminerler ARALIKSIZ SÜRÜYOR Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Gölbaşı Belediyesi nin iş birliği ile düzenlenen Çocuklarda Davranış Problemleri semineri gerçekleşti. Zübeyde Hanım Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen seminere Gölbaşılı hanımlar yoğun ilgi gösterirken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile Eğitim formatörü Emine Ermiş, verdiği seminerde Çocuklarda Davranış Problemleri konusunu ele aldı. Seminerde çocuklarda görülen davranış sorunları, Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar, çocukların gelişim dönemleri, Çocuklarda davranış bozuklukları, Çocuklarda yalan söyleme gibi bir çok konu ele alındı. Yenimahalle den eğitime tam destek Okul tadilatları yapan, öğrencilere kırtasiye desteğinde bulunan Yenimahalle Belediyesi, geleceğin mimarlara her türlü katkı sağlıyor. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın bu destekleri eğitim çevrelerinden büyük takdir görüyor, Yaşar a teşekkür ziyaretlerinin ardı arkası kesilmiyor. Öğrencilerin derslerine takviye olacak etüt hizmetleri sunan ve düzenledikleri sosyal aktiviteler, rehberlik eğitimleri ile gençlerin kendilerini geliştirmelerini amaçlayan Nebibe Gülcemal Aktif Gençlik Eğitim Derneği nden yetkililer de Başkan Yaşar ve Başkan Yardımcısı Hüseyin Boran a teşekkür ziyaretinde bulundu. Gençlik Merkezi Sorumlusu Mustafa Taha Özcan ve beraberindeki dernek yetkilileri, Yaşar a belediyenin kapılarını derneklere hep açık tuttuğu için teşekkür etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Yaşar, sivil toplum örgütlerine verdiği desteklerden bahsetti. Eğitim alanında yapılan çalışmaları çok önemsediğini ifade eden Yaşar, Ülkemizin gelişip, kalkınması, muasır medeniyetler seviyesine ulaşması ancak eğitimle mümkün olacaktır dedi. Yaşar a yaptıkları ziyarettin ardından Yenimahalle Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Boran a da bir teşekkür ziyaretinde bulunan Nebibe Gülcemal Aktif Gençlik Eğitim Derneği nden yetkililer, Boran la bir süre sohbet etti. Kızılcahamamlı güreşçiler BAŞARIYA DOYMUYOR GAZİ BOZKURT- Kendi okulları adına Ankara Okullar arası yıldızlar güreş turnuvasına katılan Kızılcahamam Belediyesi Güreş Takımı güreşçileri yine madalyalarla döndü. İlçenin okullarında güreşen Kızılcahamam Belediyesi Güreş Takımı sporcularından Anadolu Lisesi Adına Cavit Acar bireysel olarak güreşerek şampiyon olurken, takım halinde turnuvaya katılan Kızılcahamam Endüstri Meslek ikinci, Kızılcahamam İmam Hatip Lisesi üçüncü, Anadolu Lisesi dördüncü oldu. Güreşçilerin başarılarını paylaşan Belediye Başkanı Muhittin Güney; Belediye Güreş Takımı nın okullarına kazandırdıkları başarılarından dolayı güreşçileri tebrik etti.

6 6 EKONOMİ BALIKESİR - ZAFER AKPINAR - AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, olumsuz hava şartlarının etkisiyle fındık, badem, ceviz ve Antep fıstığı gibi ürünlerde rekolte düşüklüğü yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçen yıla göre fındık üretimi yüzde 25 azalarak 549 bin tondan 412 bin tona, ceviz yüzde 14,8 azalışla 180 bin 207 tona, badem yüzde 11,6 düşüşle 73 bin 230 tona, Antep fıstığı ise yüzde 9,7 azalmayla 80 bin tona düştü. Rekoltede yaşanan bu kayıplar, fiyatların yükselmesine yol açarken, en fazla artış fındıkta yaşandı. Tüketiciye ulaşan son ürün olan kavrulmuş fındığın fiyatı yaklaşık 6 ay gibi bir sürede 3 katına yakın yükselirken, kilosu 70 liralara ulaştı. Yılbaşı alışverişlerinin yoğunlaştığı bugünlerde fındığın kilosu, ambalajlı olarak marketlerde 70 liraya, kuruyemiş dükkanlarında ise lira arasında değişen fiyatlardan satılıyor. 50 liraya alıcı bulan badem, kaju ve Antep fıstığı ile lira arasında satılan cevizi fiyatıyla geride bırakan fındık, en lüks kuruyemiş olurken, bir avucu bile 3 lira tutuyor. Kuruyemişçilerde yüksek fiyatlı ürünlerin yerine kilosu 16 lira olan yer fıstığı, 14 liradan satılan leblebi, lira olan ayçekirdeği, 25 liradan alıcı bulan kabak çekirdeği daha fazla tercih ediliyor. Balıkesir'de kuruyemiş dükkanı işleten KONUT SATIŞLARI yüksek faiz dinlemedi İZMİR - AHMET BAYRAM - Türkiye'de konut satışları, kredi faizlerindeki yükselişe rağmen 11 aylık dönemde geçen yıla oranla yüzde 10 arttı. Geçen yıl 11 aylık dönemde 617 bin 637 konutun satıldığı Türkiye'de, konut kredi faizleri bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,30'lara yaklaşsa da 11 aylık döneminde 684 bin konut, el değiştirdi. TÜİK'in açıkladığı konut satış istatistiklerini AA muhabirine değerlendiren Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) Başkanı Hacı Ali Taylan, 2014'ün ilk aylarında konut kredisinde faizlerin yüzde 1,30'lara geldiğini bu nedenle yılın ilk çeyreğinde konut satışlarında bir durağanlık yaşandığını belirtti. Taylan, marttaki yerel seçimlerden sonra faizlerde aşağı yönlü bir hareketin başladığını, 10 Ağutos'taki Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra da konu kredi faizlerinin yüzde 0,90 seviyelerine geri döndüğünü anımsatarak, "Satışlar, siyasi istikrar devam ettiği sürece artmaya devam edecektir. Ben önümüzdeki 20 yıl daha Türkiye'de gayrimenkul sektörünün cazibesini koruyacağını düşünüyorum" dedi. Kredi faizlerindeki artışlarla, konut fiyatlarının arttığına işaret eden Taylan, faizdeki ve fiyatlardaki artışa rağmen konut satışlarının artmasını şöyle açıkladı: Geçen yıla göre üretimi yüzde 25 azalarak 412 bin tona gerileyen fındık, marketlerde ambalajlı olarak 70, kuruyemişçilerde ise 60 liraya varan fiyatlardan satılırken, badem, ceviz, kaju ve Antep fıstığını geride bırakarak, en lüks kuruyemiş oldu. Çerezde zirveye fındık oturdu Vergi dairelerine bankacılık modeli geliyor ANKARA - RECEP DEMİR - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi dairelerinin hizmet odaklı bir anlayışla şubelere dönüşeceğini belirterek, bankacılık modelini esas alan çalışmaların başladığını bildirdi. Bakan Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ilde onlarca vergi dairesinin bulunduğunu, buralardaki büyük hizmetlerin tek çatı altında toplanacağını söyledi. Söz konusu dairelerde yapılan rutin birçok işlemin şubeler aracılığıyla gerçekleştirileceğini ifade eden Şimşek, bu sistemin devrim niteliği taşıdığını, pilot uygulamanın da 2015 yılı içerisinde Eskişehir'de başlayacağını ifade etti. Bakan Şimşek, yeni model ile vatandaşların, vergi ödemek, borçlarını sorgulamak, beyanname vermek ve ''borcu yoktur'' yazısı gibi işlemlerini söz konusu şubelerde sıra beklemeden yapılacağını bildirdi. Yeni modele ilişkin detayları da paylaşan Şimşek, vergi dairelerinin bankalar gibi tek tip olacağını, mükellef memnuniyetini gözeteceklerini ve proaktif çalışacaklarını söyledi. Söz konusu şubelerin, nüfusun ve ekonomik aktivitelerin fazla olduğu yerlerde açılacağını, bu sayede hizmetin, vatandaşın ayağına gideceğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti: "Öncelikle, bu şubeler bankalardaki gibi birbirinin aynı olacak. Bankolardan renklere ve yapılacak işlemlere kadar hepsi bir düzende olacak. Bu da vatandaşların işlerini daha rahat yapmalarını sağlayacak. Ayrıca, açılacak şubeler için nüfus ve ekonomik aktivite dikkate alınacağından, vatandaşın hizmete ulaşımı da daha kolay olacak. Örneğin, bu şubeler büyük bir alışveriş merkezinde olabilecek. Nerede ihtiyaç varsa, şubeler oralara açılacak. Vatandaşımızın hizmet alacağı bu noktaların sayısı da bu anlayışa göre ayarlanacak. Lokasyonu uygun olmayan vergi daireleri gerekirse kapatılacak, bunların yerine daha verimli çalışacak şubeler açılacak. Bu sayede vergiye uyum artırılacak, hem vatandaş hem de idare gereksiz maliyetlerden kurtulacak, vergi dairelerinde uzmanlaşma artacak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlanacak." Öte yandan, yeni modelle bir tasarruf aracına daha kavuşacaklarını dile getiren Şimşek, vergi dairesi başkanlıkları ve şubelerde bundan sonra tüm işlemlerin elektronik ortamda yapılacağını bildirdi. Şimşek, söz konusu şubelere gelen bir evrakın anında dijital ortama taşınacağını, bu sayede hem büyük yekun tutan kağıt masrafından kurtulunacağını hem de işlemlerin daha hızlı ve etkin yapılabileceğini söyledi. Yeni sistemle, adres değişiminden kaynaklı sorunların da ortadan kalkacağını aktaran Şimşek, önemli işlemler il içerisindeki tek merkezden yapılacağı için vatandaşların, işlemlerini farklı vergi dairelerinde takip etme yükünden kurtulacağını ifade etti. (AA) İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) resmi rezerv varlıkları, 2014 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 1 milyar 155 milyon dolar artarak 133 milyar 452 milyon dolara yükseldi. Söz konusu tutar ekim ayında 132 milyar 297 milyon dolar düzeyindeydi. TCMB'nin, 2014 Kasım dönemine ilişkin "Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi" verilerine göre, söz konusu dönemde TCMB'nin resmi rezerv varlıkları tutarı 133 milyar 452 milyon dolar oldu. TCMB tarafından alım satım konusu yapılan dövizlerin tutarı ise bir önceki aya göre 466 milyon dolarlık artışla 111 milyar 122 milyon dolardan 111 milyar 588 milyon dolara çıktı. IMF rezerv pozisyonu, kasım ayında 166 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Kadir Kesebir, fiyatı artan fındığın geçen yıla oranla daha az tüketildiğini belirterek, gelir durumu iyi olanların bile kuruyemişin arasına az miktarda karıştırdıklarını söyledi. Kalp dostu olan bu ürünün kuruyemiş dükkanlarında 20 liralardan liraya ulaştığını ifade eden Kesebir, "Yılbaşı akşamı için vatandaşlar kuruyemişlerini almaya başladı. Fındık oldukça az gidiyor. Bu yıl yılbaşı akşamları fındıksız kalacak" dedi. Vatandaşların kuruyemişte fındık, badem, Antep fıstığı ve kaju gibi yüksek fiyatlı olanlarının yerine daha ucuzlarını tercih ettiğini belirten Kesebir, bu durumun fazla uzun sürmeyeceğine inandığını sözlerine ekledi. (AA) "Faizdeki, fiyatlardaki bu artışa rağmen vatandaşların ev sahibi olma isteği ve yabancıların Türkiye'de konuta yatırım yapması bu artışta etkili oldu. Artık yabancıların aldığı konutlar Antalya ve İstanbul ile sınırlı kalmadı Trabzon, Yalova, Aydın ve Bursa'ya da yayıldı. Özellik Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi körfez ülkelerinin buraya ilgisi yoğun. Suriyelilerin de bu artışta önemli rolü var. Çünkü ülkemizde 1,5-2 milyon Suriyeli var ve bunlarda imkanı olan gayrimenkul alıyor." Taylan, Türkiye'de ev sahibi olmayan nüfusun, toplam nüfusun yüzde 30'u civarında olduğunu dile getirerek, "Bu yüzden ev sahibi olma konusunda ciddi bir talep var. Ayrıca insanlar gayrimenkulu önemli bir yatırım aracı olarak görmeye başladı. Altın ve dövizdeki dalgalanmalar, borsadaki risk insanları gayrimenkule yatırım yapmaya yöneltti" ifadesini kullandı. (AA) Merkez in resmi rezerv varlıkları arttı Aynı dönemde altın rezervleri de 20 milyar 282 milyon dolar olarak hesaplandı. Altın rezervleri 2014 Ekim ayında 19 milyar 578 milyon dolar düzeyindeydi. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları tarafından TCMB'de tutulan kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarından vadesi 1 yıl ve daha kısa olan döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduatlarda kasım ayı itibarıyla 6 milyar 456 milyon doları anapara, 3 milyar 946 milyon doları da faiz olmak üzere toplam 10 milyar 402 milyon dolarlık net çıkış kaydedildi. Net çıkışların 561 milyon doları 1 aya kadar, 1 milyar 366 milyon doları 2-3 ay ve 8 milyar 475 milyon doları da 4 ay-1 yıl arası vadelerde meydana geldi. Bu yıl ekim ayı itibarıyla anapara net çıkış tutarı 6 milyar 625 milyon dolar seviyesindeydi.(aa) ARA-SIRA Nurullah AYDIN na741954@gmail.com MİLLİ ŞAİR M. AKİF ERSOY VE HATIRLATTIKLARI 1873 yılında İstanbul da doğar. Başladığı Mülkiye İdadisi ni bırakıp o yıllarda yeni açılan ve ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ni (Tarım ve Veterinerlik Okulu) 1893 yılında birincilikle bitir ve mezuniyetinden sonra Fransızcasını geliştirir, Kur'an'ı ezberleyerek hâfız olur. Hazine-i Fünun Dergisinde 1893 ve 1894 te birer gazeli, 1895 te ise Mektep Mecmuası nda Kur'an'a Hitab, adlı şiiri yayınlanır, memuriyet hayatına başlar. Bakanlıktaki ilk görevi veteriner müfettiş yardımcılığı olarak başladığı memuriyet hayatını yılları arasında sürdürür. Resimli Gazete de Servet-i Fünun Dergisi'nde şiirleri ve yazıları yayımlanır, İstanbul da bulunduğu sırada bakanlıktaki görevinin yanı sıra önce Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi (1906)'nde kompozisyon (kitabet-i resmiye), sonra Çiftçilik Makinist Mektebi'nde (1907) Türkçe dersleri vermek üzere öğretmen olarak atanır, şiir yazarak ve edebiyat öğretmenliği yapar de, Umur-i Baytariye Müdür Muavinliği görevini sürdürürken Darülfünun da Edebiyat-i Osmaniye dersleri vermeye başlar. II. Meşrutiyet'in ilanından 10 gün sonra on bir arkadaşı ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olur, ancak üyeliğe girerken edilen yeminde yer alan Cemiyetin bütün emirlerine, bilâkayd ü şart (kayıtsız şartsız) itaat edeceğim cümlesinde geçen kayıtsız şartsız ifadesine karşı çıkıp, sadece iyi ve doğru olanlarına şeklinde yemini değiştirtir te kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti'nin halkı edebiyat yoluyla aydınlatma amacı güden neşriyat şubesinde Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid, Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin ile beraber çalışır. 2 Şubat 1913 günü Bayezid Camisi kürsüsünde, 7 Şubat 1913 günü Fatih Camisi kürsüsünde konuşarak halkı vatanı savunmaya çağırır yılında Harbiye Nezareti ne bağlı Teşkilat-ı Mahsusa'dan gelen teklif üzerine Almanya ya (Berlin e ) Tunuslu Şeyh Salih Şerif ile birlikte gider başlarında Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Arabistan'a gönderilir, bu topraklardaki Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtan İngiliz propogandası ile mücadele etmek için karşı propaganda görevini yürütür. Anadolu topraklarının işgale uğraması üzerine Türk Milleti Kurtuluş Savaşı 'nı başlatarak direnişe geçtiği dönemde bu harekete katılmak üzere Balıkesir'e giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii'nde çok heyecanlı bir hutbe verir, halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha birçok yerde hutbe verir ve konuşmalar yapar. Kurtuluş Savaşı nı desteklemesi nedeniyle 1920'de Dâr ül-hikmet il-islâmiye Cemiyeti'ndeki görevlerinden azledilir. Sebil'ür-Reşad ı Ankara da çıkarması için Mustafa Kemal in daveti üzerine Ankara ya gelir. Millî mücadeleye şair, hatip, seyyah, gazeteci, siyasetçi olarak katılır. Anadolu da milli mücadele için dolaşır ve konuşmalar yapar. Mustafa Kemâl in önerisi ile Burdur milletvekili seçilir ve yılları arasında vekil olarak I. TBMM de yer alır. 1921'de Ankara'da Taceddin Dergahı'na yerleşir. Burdur milletvekili olarak meclisteki görevine devam eden, o dönemde Yunanlıların Ankara'ya ilerleyişi karşısında meclisi Kayseri'ye taşımak için hazırlık varken, bunun bir dağılmaya yol açacağını düşünerek, Ankara'da kalınmasını, Sakarya'da yeni bir savunma hattı kurulmasını önerir, teklifi tartışılıp kabul edilir. Milli marşın yazılması düşüncesi üzerine yazarak orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlanan, Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45'te milli marş olarak kabul edilir. Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar ül Mesai vakfına bağışlar. İstiklal madalyası ile ödüllendirilir. İlk büyük destanı, Çanakkale Şehitleri'ne başlıklı şiiri, ikinci büyük destanı ise Bursa'nın işgali üzerine yazdığı Bülbül adlı şiiri, üçüncü olarak da İstiklâl Marşı'nı yazarak İstiklâl Savaşı'nı anlatır. Bir süre Mısır da yaşayan Milli Şair Mehmet Akif Ersoy, İstanbul a dönüşünden sonra 27 Aralık 1936 da siroz hastalığından vefat eder. Ortak milli ve manevi değerleri içeren, ortak milli heyecan ve coşku kaynağı olan eserleriyle Türk Milleti nin seçkin değerlerinden olan; şair, veteriner hekim, öğretmen, istihbaratçı, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi ve siyasetçi M. Akif Ersoy u ölümünün 78. yılında minnet ve şükranla anıyorum. Kıyı balıkçısının yüzünü trol yasağı güldürdü ÇANAKKALE - BURAK AKAY - Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, trollerin yasaklanmasından dolayı bu dönemde kıyı balıkçılarının oldukça güzel bir kazanım elde ettiklerini belirterek, "Bizim amacımız burada sürdürülebilir balıkçılığın artmasını sağlamak. Bunun için bu popülasyonun daha da gelişmesi yönünde çalışıyoruz" dedi. Çanakkale Merkez 1 No'lu Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı da olan Özkurnaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle son yıllarda kıyılarda ağdan çok olta balıkçılığının ön plana çıktığını söyledi. Trol yasağıyla kıyı balıkçısının yüzünün güldüğünü dile getiren Özkurnaz, 1 Eylül'de sona eren su ürünleri av yasağıyla vatandaşların bol ve ucuz balık yeme imkanı bulduğunu bildirdi. Bazı sınırlamaların özellikle bu dönemin iyi geçmesine neden olduğunu belirten Özkurnaz, "Trollerin yasaklanmasından dolayı bu dönemde balıkçılarımız oldukça güzel bir kazanım elde etmişlerdir. Bizim amacımız burada sürdürülebilir balıkçılığın artmasını sağlamak. Bunun için bu popülasyonun daha da gelişmesi yönünde çalışıyoruz" diye konuştu. (AA)

7 7 EKONOMİ Hem cebe hem sağlığa dost yakıt: ZEYTİN ÇEKİRDEKLERİ Otomobil almanın tam zamanı MÜSİAD yerli otomobilde hibrite karşı İSTANBUL - MUSAB TURAN - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Otomotiv Sektör Kurulu Başkanı Cengiz Arslan, kurul olarak Türkiye'nin hibrit değil tam elektrikli yerli otomobil üretimine yönelmesini desteklediklerini bildirdi hedeflerine ulaşmak için yapısal reformlara devam eden Türkiye'de, otomotiv sektöründe yerli üretim için hibrit ve elektrikli araçlara yönelme tercihleri tartışılıyor. AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Cengiz Arslan, tamamen elektrikle çalışan araçların avantajlarına değinerek, bu araçlarda tekerleklerin, elektrik motoru tarafından hareket ettirildiğini, aracın çevreye hiç karbon salmadığını dile getirdi. Tam elektrikli araçlarda hiç yakıt tüketilmediği için emisyonun açığa çıkmadığını ve çevre kirliliğinin oluşmadığını vurgulayan Arslan, "Aynı şekilde tam elektrikli araçlar ülkenin petrole olan bağımlılığını azaltmaktadır. Tam elektrikli araçlar sessiz çalıştığından gürültü kirliliğine de yol açmazlar. Frenleme sistemi çok daha uzun ömürlüdür ve ayrıca hareketli elemanlar fazla olmadığından daha az yağ tüketimi gerçekleşir" ifadelerini kullandı. Arslan, hibrit elektrikli araçlarda tekerleklerin elektrik motorundan ve yanabilen fosil yakıtlardan gelen güç ile hareket ettirildiğini aktararak, "Hibrit araçlar tam elektrikli araçlarda olduğu gibi sıfır emisyon ile çalışamazlar. Mutlaka hibrit araçlarda az veya çok çevre kirliliği olur. Hibrit araçlar tam elektrikli araçlar gibi ülkenin petrol bağımlılığını sıfırlayamazlar, sadece bu bağımlılığı bir miktar azaltabilirler" dedi. Hibrit araçların gürültü kirliliğini minimuma indirebileceğini, buna karşın tamamen sessiz bir şekilde çalışamadığını belirten Arslan, "Frenleme sistemi tam elektrikli araçlardaki gibi uzun ömürlü olmayan hibrit araçlar, tam elektrikli araçlara göre daha fazla yağ tüketimi gerçekleştirirler" diye konuştu. Arslan, elektrikli araçların üstün özelliklerinin hibrit araçlara göre fazla olduğunun konuya ilişkin teknik bilgiye sahip herkes tarafından kolayca görülebileceğini savunarak, "Peki 'Neden hibrit araçlar üzerinde daha fazla çalışmalar yapılıyor' derseniz insanlar alışkanlıklarını kolay kolay değiştiremiyorlar. Fosil yakıt lobileri de boş durmuyor tabii ki. Tolstoy'un dediği gibi 'Herkes dünyayı değiştirmek ister ama önce işe kendisini değiştirmekle başlamaz." (AA) İSTANBUL - MÜCAHİD EKER - Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, otomotiv sektörü için yılın son ayının her zaman en hızlı ay olarak yaşandığını söyledi. Bu yılın da farklı geçmediğini aktaran Bozkurt, aralık ayında satışların, kasım ayına göre yüzde 50 daha yukarıda seyredeceğini düşündüğünü ifade etti. Bozkurt, ayrıca artık otomobillerin model yılının mali yılla beraber değişmesi nedeniyle markaların aralık ayında stok durumlarına göre ilave kampanyalar uyguladıklarını dile getirdi. Toyota özelinde ise çok iyi bir ay geçirdiklerini belirten Bozkurt, "Henüz daha ay kapanmasına bir hafta varken neredeyse satış hedefimizi tutturduk. Daha fazla stokumuz olsaydı çok daha fazla satış gerçekleştirebilirdik" dedi. Bozkurt, otomotiv sektörünün döviz kuruyla çok paralel bir ilişkisi olduğuna dikkati çekerek, "Döviz kuru uzun dönem yüksek seyrederse kaçınılmaz olarak fiyatlara yansıyor. Ama hiçbir zaman döviz kurunu ürünlerine bire bir yansıtan bir sektör olmadık. Geçmişteki iniş çıkışları otomobil fiyatlarına bire bir yansıtmış olsaydık, fiyatlar yüzde 30 artmış olurdu. Ancak kurların stabil olduğu dönemlerde bile aralık ayı genellikle fiyat avantajının olduğu bir dönemdir ve otomobil almak için çok uygun bir zaman olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Ali Haydar Bozkurt, aralık ayı sonunda 2014 yılı toplam pazarın geçen yıla göre yüzde civarında bir daralmayla bin seviyelerinde olmasını tahmin ettiklerini dile getirdi. Toyota olarak ocak-kasım satışlarının 28 bin 244 olduğu bilgisini veren Bozkurti, "2014 yılını sene başındaki hedeflerimizin üzerinde yani bin adetlik satış adedi ile kapatmayı hedefliyoruz. Eğer bu ay elimizde yeterli stok olsaydı bu rakamların da üzerine çıkabilirdik" diye konuştu. Türkiye'deki otomotiv pazarının potansiyelini değerlendirirken nüfus, yaş ortalaması, milli gelir, faizler gibi bileşenleri bir araya getirmek gerektiğini vurgulayan Bozkurt, şunları kaydetti: "Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin pazar ANKARA - Sosyal koruma harcaması 2013'te bir önceki yıla göre yüzde 12,5 artarak 219 milyar 894 milyon lira oldu. Türkiye İstatistik Kurumunun "Sosyal Koruma İstatistikleri, 2013" verilerine göre, sosyal koruma harcaması 2012'ye göre yüzde 12,5 artarak 219 milyar 894 milyon liraya ulaştı. Bu harcamanın yüzde 98,2'sini (215 milyar 924 milyon lira) sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında en büyük harcama 104 milyar 139 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapıldı. Bunu, 65 milyar 859 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip ederken, en düşük harcama ise 2 milyar 616 milyon lira ile işsizlik yardımlarında gerçekleşti. YARDIMLARIN GSYH İÇİNDEKİ PAYI Sosyal koruma yardımlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı, 2013 yılında yüzde 13,8 olarak hesaplandı. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında emekli/yaşlılara yapılan potansiyeli aslında 1 milyonun üzerindedir. ÖTV olmasaydı ya da Avrupa'daki gibi bir vergilendirme sistemi olsaydı, pazarımız 1,5 milyonluk bir seviyeye rahatlıkla ulaşırdı.yeni yatırımların devreye alınması için 1 milyonluk pazarlara ulaşmalıyız. Türkiye pazarı 1 milyon ve üzeri seyretmeye başladığında yatırımı olan markaların ilave model üretimlerine başladığı görülecektir. Hatta üretimi olmayan markalar için de Türkiye cazip hale gelecektir." Genel seçimlerin yapılacağı 2015 yılında sektörün içinde bulunulan ekonomik atmosferden etkilenebileceğini ifade eden Bozkurt, 2014 yılında olduğu gibi temkinli bir duruş sergilenmesi gereken 2015 yılında pazarın bir miktar daha toparlanmayla 780 binler seviyesinde olacağını öngördüklerini belirtti. Bozkurt, "Toyota için 2015 hedefimiz bir miktar büyüyeceğini öngördüğümüz otomotiv pazarında dikkatli ve planlı bir şekilde stratejiler geliştirerek satışlarımızı artırmak ve pazar payımızı daha yukarı seviyelere çıkarmak olacak" dedi. (AA) Sosyal korumaya 219,9 milyar lira harcandı FRANKFURT - Almanya'da 8,5 avroluk saatlik asgari ücret uygulamasını öngören yasa tasarısı 1 Ocak 2015'te yürürlüğe girecek. Almanya'da nisan ayı başlarında Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) çıkardığı asgari ücret yasa tasarısının yeni yılın başında uygulamaya sokulması kararlaştırılmıştı. Yeni yılın başında uygulamaya girecek ve ülke genelinde geçerli olacak brüt 8,5 avroluk saatlik asgari ücret uygulaması, genel olarak tüm faaliyet alanlarında ve tüm bölgelerde geçerli olacak. Ancak, yasa tasarısında bazı istisnalar belirlendi. Koalisyon ortakları arasında sağlanan uzlaşmada, meslek eğitimi olmayan 18 yaşın altındaki yasal çalışanlar ve meslek eğitim kapsamında 3 aya kadar staj yapanlar asgari ücret uygulamasının dışında tutuldu. Yasa tasarı, asgari ücret uygulaması için 2015 yılından itibaren öngörülen iki yıllık geçiş döneminde, işçi ve işveren Otomotiv markaları yılın son ayında kampanyalara hız verdi. Sıfır faiz ve uzun vade gibi avantajlar sunan kampanyalarla hareketli geçen pazarda bazı markalar stoklarını eritti. Otomotiv temsilcileri yılın son günlerinin otomobil almak için uygun zaman olduğunu ifade ediyor. harcamaların yüzde 6,7 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, yüzde 4,2 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve yüzde 1,6 ile dul/yetim harcamaları takip etti. Sosyal koruma yardımlarının yüzde 9,2'si şartlı olarak verildi. Şartlı yardımlar içinde 2013 yılında en büyük payı yüzde 30,8 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu, yüzde 30,3 ile engelli/malul yardımları ve yüzde 18,9 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları izledi. Yardımların yüzde 65,3'ü nakit olarak verilirken, bunların içinde en büyük payı yüzde 94,6 ile maaş ödemeleri (emekli/yaşlı maaşları, dul/yetim maaşları ve engelli/malul maaşları) aldı. Bunu, yüzde 2,5 ile aile/çocuk ve yüzde 1,6 ile işsizlik yardımı ödemeleri takip etti. Sosyal koruma gelirlerinin, 2013 yılında yaklaşık yarısı (yüzde 41,1) devlet katkısı oldu. Bunu, yüzde 27,7 ile işveren sosyal katkıları ve yüzde 25,2 ile koruma kapsamındaki diğer kişilerce yapılan katkılar izledi. Diğer gelirlerin oranı ise yüzde 6,1 olarak gerçekleşti. (AA) Almanya yeni yılda asgari ücret uygulamasına geçecek temsilcileri arasında yapılacak görüşmelerde 8,5 avronun altında saatlik asgari ücreti belirlenebilmesine imkan tanıyor. Almanya'da asgari ücretin gelecekte, işçi ve işveren temsilcileriyle uzmanların yer alacağı, bağımsız bir komisyon tarafından belirlenmesi öngörülüyor. Asgari ücrette ilk artış, 2018 yılında mümkün olabilecek. Asgari ücrete aykırı hareket eden işverenler, 500 bin avroya kadar para cezalarına çaptırılabilecek. Avrupa Birliği'nin (AB) lokomotif ekonomisi Almanya'da bugüne kadar ülke çapında geçerli zorunlu yasal asgari ücret uygulanmıyordu. 13 farklı branşta ise işçi ve işveren temsilcileri arasında yapılan görüşmeler sonunda asgari ücret belirleniyordu. AB üyesi 28 ülkenin 21'inde ise asgari ücret uygulanıyor. Öte yandan, yasa tasarısının kabul edilmesinin ardından, kamuoyunda bu tasarının ülkedeki işsizliğe, özellikle de "genç istihdama" olumsuz katkı yapabileceği tartışmaları gündeme geldi.(aa) BALIKESİR - SUAT SALGIN - Zeytinin, yağa ve diğer ürünlere dönüştürülmesinden sonra açığa çıkan posasından ve çekirdeklerinden yapılan "zeytin çekirdeği yakıtı", yüksek kalorisine karşın kömüre oranla ucuzluğu ve sağlıklı olmasıyla ilgi görürken, Almanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelere ihraç ediliyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, yaklaşık 13 milyon zeytin ağacının bulunduğu Edremit Körfezi, yeşil zeytin ve bundan elde edilen zeytinyağının üretimi açısından ülkenin önde gelen bölgeleri arasında yer alırken, kurulu birçok işletmede zeytinin hemen her unsuru değerlendiriliyor. Yaprağı, meyvesi, yağı ve budanan dalları kadar özellikle zeytinin işlenmesinden sonra açığa çıkan çekirdeği bile değerlendiriliyor, hatta ihraç ediliyor. Tamamen organik olan zeytin çekirdeği yakıtı, bu özelliğiyle yüksek kalori verirken, ucuzluğu, sağlıklı ve çevre dostu olmasıyla iç piyasada ve yurt dışında büyük ilgi görüyor. Edremit Körfezi'ndeki bazı firmalar, fabrikalardan aldıkları zeytin posası ve çekirdeklerine özel işlemler uygulayarak yakıt elde edip, kömüre oranla yüzde 30 düşük fiyata tonunu 400 lira civarında satıyor. Ayvalık'ta kurulu bir pirina fabrikası, posayı ve çekirdekleri, en doğal haliyle, içine hiçbir kimyasal madde katılmadan yakıt haline dönüştürüyor. Firmanın tesis müdürü Sevilay Gürbüz, çevre dostu bir yakıt olan zeytin çekirdeğinin, kömürle kıyaslandığında en önemli özelliğinin içeriğinde kükürtün yok denilecek kadar azlığı olduğunu belirterek, kilosunun 4 bin 200 kalori enerji verdiğini, kömürün inorganik, zeytin çekirdeğinin ise tamamen organik bir yapıda bulunduğunu anlattı. Gürbüz, Avrupa'da biyokütle olarak kabul edilen zeytin çekirdeklerini kullananlara ton başına 20 avroya kadar destek verildiğini vurgulayarak, yıllık ortalama 30 bin ton olan yakıt üretimlerinin 7 bin tonunu Almanya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelere ihraç ettiklerini söyledi. Tesisin satış pazarlama sorumlusu Mustafa Kemal Kazaz ise sanayi tipi büyük kazanlarda ve evlerde zeytin çekirdeklerinin yakıt olarak kullanıldığını belirterek, ucuzluğu, yandıktan sonra açığa zararlı maddeleri çıkarmaması gibi yararlı yanlarından dolayı giderek daha fazla ilgi gördüğünü kaydetti. Kazaz, zeytin çekirdekleri yandığında yüzde 1 civarında kül ortaya çıktığını ifade ederek, "Hem iç piyasa hem de yurt dışından çok yoğun talep alıyoruz ancak kapasite olarak yetemiyoruz. Ama buna rağmen Türkiye ekonomisine ciddi bir oranda gelir sağlayabiliyoruz" dedi. (AA) AK Partili Gedikli: Türkiye, 2015 te başrolde olacak ANKARA - AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Bülent Gedikli, Türkiye'nin küresel organizasyonlardaki etkinliğinin her geçen yıl arttığını belirterek, "Gerek G20 gerek Birleşmiş Milletler gerekse de IMF'de daha fazla rol üstlenmeye başladık. Şimdi artık başrol zamanı. Türkiye, 2015'te hem siyasette hem ekonomide başrolde olacak" dedi. Gedikli, AA muhabirine, 2014 yılını değerlendirdi ve 2015 yılına ilişkin beklentilerini açıkladı. Son birkaç yıldır dünya krizlerle boğuşurken, Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde ekonomisini güçlendirmeye ve büyümeye devam ettiğini dile getiren Gedikli, bunun da ülkeyi bir cazibe merkezi haline getirdiğini ifade etti. Türkiye'nin küresel organizasyonlardaki etkinliğinin de her geçen yıl arttığına işaret eden Gedikli, gerek G20 gerek Birleşmiş Milletler gerekse de IMF'de daha fazla rol üstlenmeye başladıklarını söyledi. Tüm dünyayla eşzamanlı yürütülen yoğun diplomasinin de etkisiyle Türkiye'nin, küresel ekonomi ve siyasette önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Gedikli, "Şimdi artık başrol zamanı. Türkiye, 2015'te hem siyasette hem ekonomide başrolde olacak. Önümüzdeki yıl ev sahipliği yapacağımız G20'deki etkinliklerimiz de bunu en iyi şekilde taçlandıracak" diye konuştu. G20 Zirvesi'ne ev sahipliği yapmanın, Türkiye açısından önemli bir fırsat olduğunu, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Gedikli, şunları kaydetti: "Bunun için ajandamızda şunların olması gerekiyor. G20 daimi sekretaryasının kurulmasını tekrar gündeme getirmeliyiz ve bu sekretaryanın İstanbul'da olması için tüm üyeleri ikna edecek çalışmaları yapmalıyız. Bunun yanı sıra, çok taraflı ticaret anlaşmalarını birincil gündemimizde tutmalı, bunları sonuçlandırmalıyız. Ayrıca, Türkiye'ye doğrudan yatırımları artıracak adımları atmalıyız. Bu, sadece Türkiye'ye değil, bölgedeki ülkelere de fayda sağlayacak, sorunları azaltacak ve küresel kalkınmaya, istihdama katkı sağlayacaktır." Önümüzdeki yıl, Amerika Merkez Bankası'nın (Fed) faiz politikalarının da önemli olacağını belirten Gedikli, bu konuda da artık bir netliğin hakim olduğunu ifade etti. (AA)

8 8 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN POSTMODERN KARŞI DEVRİM Postmodern ve postmodernizm nedir? Gerçi pek çok anlamı var. Hem de birbirini tutmayan, hatta birbirinin karşısında olan anlamlar bunlar. Sözlük anlamı şudur postmodernizmin: XIX. yüzyıl sonu XX. yüzyıl başlarında modernist arayışın canlılığını kaybetmesinden, hatta durağanlaşmasından sonra ortaya çıkan çeşitli üslup ve yönelişlerin adıdır. Modernizm sonrası, modernizm öncesi ve ötesi anlamına gelir. Bu akımda; her türlü akılcılığın bir kenara itilmesi, seçmecilik (ekletizm), öncü olma (avangart), bireyselleşme, küçük topluluklar biçiminde örgütlenme (cemaatleşme) hareketini kabul etmek vardır. Güzellik ve estetik anlayış, her şey sana uyar biçiminde ve kuralındadır. Postmodernciler şöyle diyor: Modern çağ bir aydınlanma çağıdır. Bu çağda bilim ve akla sonsuz güven vardır. Modern olma, akıl ve bilimle sağlanır. Bilim ve akılın sonunda ortaya konan modern hayat (çağdaşlık), insanlığa cennet vaat etmiştir. Ama modern hayat, yani akıl ve bilim, insanlığın hiçbir sorununu çözememiştir. Irkçılık, savaş, yoksulluk, açlık, baskılar, işkenceler, adaletsizlikler, insan hakları ihlalleri maalesef sorun olmaya devam ediyor ve bu sorunlar çözülememiştir. Bu da akla, mantığa ve bilime bir güvensizlik yaratmıştır. O zaman ne yapmak gerekir? Aklı, mantığı ve bilimi inkar mı edelim? Hayır! Ama bunları tartışalım. Gerçeklik ve doğruluk nedir? Mutlak değerlerin yorumunu yapalım. Başka alternatifler bulalım. Seçeneklerin olduğunu da bilelim, bunları tartışmaktan korkmayalım. Bu güvensizlik ortamını olabildiğince yorumlayalım. Belli bir zamanın ve mekanın kelimeleriyle konuşmayalım. Her şeyi kendi bütünlüğü ve özelliği içinde anlamaya çalışalım ve konuşalım. Tek ve mutlak doğrunun egemenliğini yıkalım ve her şeyle hesaplaşalım. Modernlik kalıplaşmaktır, biçimleşmektir. Kalıplaşan ve biçimleşen nesneleri korumaktır ve aynı kalıba sokmaktır modernlik. İşte postmodern (postmodernizm yanlısı) modernliği böyle tanımlıyor. Dolayısıyla postmodern, modern olanı yıkma iddiasında ve amacındadır. Hatta, postmodern görüş, tutarlı olma iddiası taşımayan, hatta tutarlılığı reddeden bir akımdır. Çünkü tutarlı olmak evrensel bir iddiadır. Postmodernlik evrensel iddiaların geçersizliğini kabul etmektir. Bu akım dünyada, 1960 yıllarından itibaren ortaya çıkmış ve 1970 li yıllarda mimarîde uygulamaya geçmiştir. Görüldüğü gibi postmodernizm bir karşı duruştur. Bu akım; toplumlar arasında istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mikro milliyetçilik gelişmiştir, cemaatçilik yaygınlaşmıştır, aşırı dindarlık ve de dinsizlik artmıştır. Sonsuz bir seks serbestliği ve tercihi ortaya çıkmıştır. Homoseksüellik artmış, bunlar kendi aralarında örgütlenmiştir. Aşırı dikta hevesi ortaya çıkmış, ırkçılık hortlamıştır, bunlar da örgütlenmeye başlamıştır. Hoşgörüsüzlük ortamı gelişmiştir. Çünkü postmodernizm başkalarının haklarının önemsizliği üzerine kuruludur. Hukuksuzluk ortaya çıkmış; anayasa, kanun ve kurallar önemsizleşmiştir. Yani adalet duyguları körelmiştir. Toplumsallık değil bireysellik ön plana geçmiştir. Yurt, vatan duyguları ve bunların kutsallığı yerle bir olmuştur. Vicdanî red gibi bir kavram ortaya çıkmış, askerlik mesleği aşağılanmıştır. Ulus-devlet kavramı kınanır hale gelmiş ama mikro milliyetçiler baş tacı edilmiştir. Devletin önemsizliği postmoderncilerin tercihi olmuştur. Devleti kötüleyenler, yıkmak isteyenler, anarşistler postmodernizmin koruyucu anlayışı içinde yer almıştır. Postmodernizmin etkisini; kültür, sanat, edebiyat, mimari, sosyoloji, felsefe vb. gibi sanat ve düşünce alanında gösterdi ve hemen taraftar buldu. Gerçek ve hayal gücü birbirine karıştı. Edebiyatın bütün dallarında, sanat eserlerinin her türünde, sinema ve tiyatroda; gerçekten daha gerçek, mistikten daha mistik olaylar dizisi ve görüntüler konu oldu. Yani hipergerçekler yaşanmaya başlandı. Markalar ön plana geçmiş, seks sonsuz bir serbesti ve aleniyet kazanmıştır. Sanat eserlerinin hepsinde neden-sonuç ilişkileri ortadan kalkmıştır. Akıl ve duygular nerede başlar nerede biter karmakarışık bir hal almıştır. Postmodernliğin sınırı belli değildir. Postmodernliğin bir kaos olduğu artık ortaya çıkmıştır. Postmodernlik yaslanacak bir yer değildir. Ancak şunu söyleyeyim; postmodernlik sadece çağımızda ve günümüzde ortaya çıkmış değildir. Tarih boyunca karşı duruşlar hep olmuştur. Ancak insanlığın değerlerine karşı duruşun adı, günümüzde postmodernizmdir. Belki bunu başka bir yazımda etraflıca anlatabilirim. Türkiye de son yıllarda, bilerek ya da bilmeyerek postmodern anlayışını benimseyenler şu kesimler oldu. Aşırı dinî totaliterlikten yana olanlar ve aşırı solcular, cumhuriyet rejimi ve ulus-devletle sorunu olanlar, Kürtçüler başta olmak üzere mikro milliyetçiler, ateistler, liberaller, Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olanlar, Türklüğe düşmanlık besleyen aymazlar, etnik kökeni farklı olup da bu durumunu saklayanlar. Bunların büyük bir bölümü; postmodernizmin kaos yaratan uygarlık karşısı bir akım olduğunu bilmiyorlar. Her çağdaş değere karşı durmanın demokrasi ve inanç özgürlüğü olduğunu zannediyorlar. Oysaki postmodernizmin;, insanlığın çağdışı bir karşı duruşu olduğunun farkında değiller. Yıkılsın da nasıl yıkılırsa yıkılsın düşüncesi maalesef Türk toplumu içinde hayli taraftar buldu. Dindarlar ve kendini Türk olarak kabul edenler daha çok olumsuzluklarla karşılaşacaktır. Sadece Türk milliyetçiliği olmasın, ama Kürtler milliyetçi olsun, başka mikro etnik gruplar milliyetçi olsunlar ama Türkler asla İstenen budur. Yıkılmak istenen Türklüktür, Cumhuriyettir, şanlı tarihimizdir, Atatürk gibi milli şahsiyet olan değerlerimizdir. Onun içindir ki anarşi ve bölücülük bitmiyor. Hatta yüce dinimize bir karşı duruş vardır. Hristiyan olunsun, ateist olunsun, Zerdüşt olunsun ama Müslümanlık olmasın. Bu ülkenin sağduyulu halkı, gerçek aydınları ve dinamik güçleri bu postmodernizm karşı devrimini püskürtecektir. Ben şahsen inanıyorum. Köy okulunda opera MERSİN - Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), Tarsus ilçesine bağlı Taşçılı köyündeki ilkokul öğrencilerine ve velilere oda müziği ile şan konseri gerçekleştirdi. "Sanat her yerde" anlayışıyla kent merkezine 33 kilometre uzaklıktaki Taşçılı köyüne giden MDOB sanatçıları, oda müziği ve şan konseri verdikleri öğrencilere enstrümanlar hakkında bilgi de verdi. Okulun hoparlöründen yapılan anonsla okul bahçesinde toplanan yaklaşık 50 öğrencinin ilgiyle izlediği etkinliğe katılan veliler ve köyün yaşlıları da seslendirilen klasik müzik ve türkülere eşlik etti. Etkinlik kapsamında öğrenciler, ilk defa ellerine aldıkları keman, korna, yan flüt gibi enstrümanları kullanarak eğlenceli vakitler geçirirken köy sakinlerinden 76 yaşındaki Mehmet Özdemir de çaldığı çello ile tüm köy halkının alkışını aldı. Etkinlikte MDOB solist sanatçıları, şef Anıl Aydın ile piyanist Irina Vitalina yönetiminde, Funda Hayfavi, Hasan Berk, Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı, Hakan Bölükbaşı, türküler ve aryalardan örnek sunarken, etkinlik sonrasında öğrencilere kırtasiye, oyuncak ve kıyafetlerin bulunduğu hediye paketleri dağıtıldı. (AA) Seslerini duyurmak için gazete çıkardılar Şanlıurfa'da yaşayan bir grup Suriyeli gazeteci ve yazar, çıkardıkları Arapça gazeteyle hem sığınmacıların sesi olmayı, hem de vatandaşlarına en doğru bilgiyi ulaştırmayı hedefliyor. ŞANLIURFA - Şanlıurfa'da yaşayan bir grup Suriyeli gazeteci ve yazar, çıkardıkları Arapça gazeteyle hem sığınmacıların sesi olmayı, hem de vatandaşlarına en doğru bilgiyi ulaştırmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 ay önce kentte bir araya gelen bir grup Suriyeli gazeteci ve yazar, Türkiye'deki Suriyelilerin sesini ve ülkelerindeki gelişmeleri duyurabilmek adına kültür, siyaset ve edebiyat ağırlık Arapça gazete çıkarma kararı aldı. Aralarında ülkesinde muhabirlik, editörlük ve yazarlık yapan 11 kişilik ekiple "Al-Harmal" adıyla yayın hayatına başlayan gazete 15 günde bir okurlarıyla buluşuyor. Arap dünyasında yakıldığında kötü ruhları uzaklaştırdığına inanılan tütsüden dolayı Suriye'deki kötülüklerin uzaklaşması için "Al- Harmal" adı verilen gazete, Şanlıurfa Valiliği ve kentteki bazı gazetecilerin desteğiyle sığınmacıların taleplerini Suriye Geçici Hükümetine ulaştırmaya çalışıyor. Al-Harmal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bessam Blibl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de sığınmacı konumundaki Suriyelilerin fikirlerini ve taleplerini doğru bir şekilde anlatabilmesi için gazete çıkarmaya karar verdiklerini söyledi. Ülkelerindeki rejim nedeniyle yıllarca mesleklerinin yapamadıklarını belirten Blibl, "Gazetemizin sloganı, 'Her Daim Özgürlük'. Biz bunu burada yaşıyoruz. Dünyada ve Suriye'de yaşanan gelişmeleri, en sağlıklı şekilde vatandaşlarımıza ulaştırmayı amaçlıyoruz" dedi. Gazetelerinin ilgiyle karşılaştığını ifade eden Blibl, 3. sayısını çıkardıkları 16 sayfalık gazetenin her geçen gün geliştiğini anlattı. Gazetede Türk yazarlara da yer verdiklerini dile getiren Blibl, "Bazı Türk meslektaşlarımız MEHMET NURİ PARMAKSIZ HAYATA VE AŞKA DAİR KADERİN ÜSTÜNDEKİ KADER Kaderin dairesi içinde nefes, aklın ve kalbin güdümünde kafes. Kalp uyumaz beden uyur, kalp unutmaz akıl unutur. Âşık olan bir kalbi ancak yârin ilgisizliği ya da Mevlâ soğutur. Kaderin dairesi içinde nefes, aklın ve kalbin güdümünde kafes. O isterse olur her şey, O istemezse durur her şey. Sadece kalpler değil ki yaratılmışların cümlesi Osmanlı mirası "cam sanatı"nı yaşatmaya çalışıyor BURSA - Bursa'da, bir dönem başkentliğini sonra cam ocağında farklı zamanlarda atölye yaptığı Osmanlı'dan miras kalan cam sanatı, çalışmalarına katılarak bu işi öğrendim. İşi bir usta tarafından atölyesinde yaşatılarak unutulmaması için uğraş veriliyor. sergilemeye çalıştım. Bursa'da benden başka öğrendikten sonra kendi tasarımlarımı yapıp Geleneksel cam sanatı ustası Ümmihan geleneksel cam sanatı atölyesine sahip usta Ağırman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yok. Keşke başka yapanlar da olsa. Ben de 2006 yılından bu yana açık alevde cam boncuk elimden geldiğimce yapmaya, üretmeye çalışıyorum." yaptığını belirterek, Osmanlı dönemine dayanan bu sanatı, unutulmaması için tarihi Balibey El sanatı olduğu için bu işi yapmanın zor Han'da 2009'dan bu yana icra ettiğini söyledi. olduğunu vurgulayan Ağırman, ürettiği hediyelik Osmanlı döneminde taş fırınlarda renkli cam eşyalara yerli turistlerden ziyade yabancıların boncuklar yapıldığını aktaran Ağırman, "Son ilgi gösterdiğini belirtti. yıllarda bu ocakların büyük bölümü kapatıldı. Ağırman, geleneksel cam sanatının, kendisi Şu anda İzmir Nazarköy'de bir ocak bulunuyor ve bu işe meraklı başka sanatçılar tarafından ve orada eski usulle üretim yapılıyor. 2000'li yılların başından itibaren bu sanat tekrar canlan- daha çok ilgi beklediklerini sözlerine ekledi. yaşatılmaya çalışıldığını, bu konuda insanlardan maya başladı. Ben de eğitimler alıp atölye (AA) çalışmalarına katılarak bu sanatı öğrendim ve Bursa'daki atölyemde bu sanatı tekrar canlandırmaya başladım" diye konuştu. Ağırman, cam sanatına başlamadan önce bu meslekle hiçbir ilgisinin bulunmadığını bildirdi. Üniversite yıllarında hobi olarak hazır boncuklar alıp takılar yaptığı bilgisini veren Ağırman, şunları kaydetti: "Hazır olarak aldığım malzemeler hoşuma gitmediği için kendi cam boncuklarımı yapmak istedim ve araştırmalarıma başladım. Böyle bir işin olduğundan da haberim yoktu. Araştırırken İstanbul Beykoz'daki Cam Ocağı Vakfının internet sitesinde bu işlerin yapıldığını, kurslarının olduğunu gördüm. Çok şaşırdım ve sevindim. O dönemde cam ocaklarına gidemedim. Yurtdışında atölye çalışmalarına katıldım. Daha O na bağlı. Ondan izinsiz ne karınca yük taşır, ne de hayaller gerçeğe ulaşır. Ey kaderin üstündeki kader, ey beni de aşkı da var eden kader! Sana iman etti, sana inandı nefesim. Sen varsan biz varız, sen yoksan biz ne yaparız? Senin rızana muhtacım, senin rızana yol alır acım. Acıyı bal eyleyen beni ben eyleyen sensin, sen benimle olduktan sonra gönlüme kim ne yapsın? Ey kaderimi çizen kader! Ey mahşeri arzulayan ruhumun sahibi kader! Zor eyleme imtihanımı, dayanamayacağım yükleri yükleme ömrüme. Zincirlesen de ellerimi kimseye muhtaç kılma kalbimi. Biliyorum kuş, ağaç, nebatât, mahlukât, samanyolu her şey seni zikirde. Biliyorum asıl mutluluk secdelerde, gerçek huzur rızanla sadece bir de. gazetemizde köşe yazısı yazıyor, bu da bizi mutlu etti. Bizler kardeş milletleriz, destek olan herkese teşekkür ederim" diye konuştu. Blibl, ileride gazeteyi Arapça'nın yanı sıra Kürtçe, Türkçe ve Ermenice yayımlamayı planladıklarını söyledi. Gazetenin yazarlarından İbrahim Alalwash da ülkesinde inşaat mühendisliği eğitimi aldıktan sonra, öykü, roman yazarlığı, bazı mahalli gazetelerde de editörlük yaptığını söyledi. Yıllar sonra mesleğinin icra etmenin mutluluğunu yaşadığını dile getiren Alalwash, gazetede kültürel ağırlıklı yazılar yazdığını ifade etti. Türkiye'de Nazım Hikmet, Orhan Pamuk gibi yazarların kitaplarını okuduklarını ifade eden Alalwash, "Fakat daha çok Türk yazarı tanımamız gerekiyor. Türk kültürü bize yakın ve birbirimizden daha çok şey öğreniyoruz. Bizler kültürler arası diyalog olsun istiyoruz. İnşallah ülkemiz rejimden kurtulduğu zaman yeni bir ülke için ortak bir çalışma yaparız" dedi. (AA) Öğretmenler, halk oyunuyla stres atıyor YALOVA - Yalova'da, Bahçelievler İlkokulunun kadın öğretmenleri, ders yoğunluğunda oluşan stresi halk oyunu kursuna giderek üzerlerinden atmaya çalışıyor. Haftada bir gün kursa giden öğretmenler, hem stres atıyor hem de öğrencilerine halk oyunu kültürünü aşılamaya gayret ediyor. Öğretmenlerden oluşan grup, öğrendikleri figürleri müzik eşliğinde sergileyerek yarışmalara katılmayı hedefliyor. Okulun öğretmenlerinden Berna Yurdagül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilere kurs veren öğretici Ayseren Soyer sayesinde halk oyununa ilgi duymaya başladıklarını söyledi. "Biz de böyle bir ekip kurabiliriz" düşüncesinden hareketle çalışmalara başladıklarını anlatan Yurdagül, şöyle konuştu: "Hocamızın önderliğinde çalışmalara başladık. Baktık güzel gidiyor, eğleniyoruz ve çok da keyif alıyoruz, devamını getirmeye karar verdik. Çalışmalarımız bu yönde devam ediyor ve festivallere katılmayı düşünüyoruz. Ayrıca halk oyunu sayesinde burada öğretmen arkadaşlarımızla çok güzel vakit geçiyor ve okuldaki stresimizi atıyoruz. Burası birlik ve beraberliğimiz bakımından çok iyi olurken diğer taraftan öğrencilerimize örnek olmaya ve kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Tabii bunları yaparken çok eğleniyoruz. Umarım herkese örnek oluruz." Soyer ise öğretmenlere Diyarbakır ve Karadeniz ezgileriyle oyunlarını öğretmeye çalıştığını dile getirdi. Kursta öğretmenlerin çok başarılı olduğunu vurgulayan Soyer, "Öğretmenlerin halk oyunu eğitimi alması öğrenciler için de motivasyon oluyor ve mutlu oluyorlar. Ayrıca kültürümüzü hep beraber gelecek nesillere sevdirmeye, öğretmeye ve yaşatmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı. (AA) Ben ki acizliğimi unutmamak için tövbe ettim secdene, ben ki kalbimi senden sonra kördüğümle bağladım yâre. Mükafatım yeter ki sonsuzluk olsun, onsuzlukla beni imtihan eyleme. Ey sonsuzluğu var eden, sonsuzca şükretsem de lütfuna kifâyet edemeyeceğim kader! Rızan ve kalbim için yaşıyorum, boş verdim senden gayrısını. Sensin beni var eden, senden tek dileğim rızandan sonra kaderimi sonsuzca yârin ellerine ver. Ey yâr! Al kalbimi koy kalbinin üstüne, al nefesimi koy nefesinin içine, al gözlerimi koy kirpiklerini gölgesine, al kaderimi koy kaderinin içine. Duamdır, Mevlâ bizi bir eylesin; söylesene sonsuzluğa âşık olan gönlüm sensizlikte yâr, aşkı neylesin? GÜNÜN ŞİİRİ Allah ihsân edecek hâr dönecek mutlu güne Gürleşip kök salacak aşkla yarınlar bugüne.

9 YAŞAM-ÇEVRE 9 BULMACA Bu mahallenin patronları kadınlar Geçme, bulaşma. İlgi eki. 2. Köken bilimi. 3. Eski dilde gölge. Bir göz rengi. 4. Ustalık, hüner. 5. Lisan. Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş. 6. Seslenme sözü. Çobanların omuzlarına aldıkları dikişsiz, kolsuz, keçeden üstlük, aba. 7. Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde. Bir nota. 8. Bir anda oluveren, apansız. Borsada kesin vadeli değerlerin kuru ile prim değer kuru arasındaki fark. 9. San, unvan. Av. 10. El değmemiş, kullanılmamış. Gözde canlılık. 11. Sayma işi, tadat. Kedi, köpek gibi hayvanların ön ayakları. 12. Namzet. Güzel, hoş, sevimli. 13. Afyon ilinin bir ilçesi. Yapraklarından kokain çıkarılan bitki. 14. Ufuklar. Bir nota. 15. Kiloamperin simgesi. At oturmalığı. Lityumun simgesi. 16. Serbest bırakma. Namazın bölümlerinden her biri. 17. Eski dilde ok. Tavlada bir sayı. Eski dilde bağırsaklar. 18. Kaldıraç. 19. Küçük ispirto ocağı. 20. Asya da bir göl. Vakit. Yukarıdan aşağıya: 1. Kulağın duyabildiği titreşim. Fakültenin yönetiminden sorumlu profesör. İçten bağlılık. Bir nota. 2. Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan tahsisat. Açık saman renginde, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı. Bir işteki engelleri yenme kararlılığı. 3. Suudi Arabistan ın para birimi. Kutsal Hint destanı. İri taneli bezelye. 4. Türlü bitki, yaprak ve kabuklarını kokulandırarak yapılan acı bir içki.- Damarlarda dolaşan hayati sıvı. Giysi. Hizmet hayvanlarının tırnağına çakılan demir. 5. Hayır anlamında kullanılan bir sözcük. Haberleşme, komünikasyon. Demiryolu. Gümüş. 6. Arap alfabesinin ilk harfi. Matematikte sabit bir sayı. İridyumun simgesi. Bir sebze. 7. Japonya da kullanılmış eski bir hacim ölçüsü. Düzenli olarak ekilen tarla. Dökme demir, font. Renyumun simgesi. Karındanbacaklı bir kara yumuşakçası. 8. Telefon ve türlü oyunlarda para yerine kullanılan, küçük, metal veya plastik marka. Güreşte bir oyun. Lahana. 9. Bir tür geçirimsiz toprak. Yüreklilik, yiğitlik. Bir tür etli ve büyük zeytin. 10. Askerler. İkiyüzlülük. Verme, ödeme. Bir sayı. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU Kepsut ilçe merkezine 27 kilometre uzaklığında bulunan, 30 Mart'tai yerel seçimlerden sonra köyden mahalleye dönüştürülen Bükdere'nin kadınları, ev, tarla, ahır işlerinin yanı sıra kahvehane ve bakkal dükkanı işletiyor. BALIKESİR - AA muhabirinin aldığı bilgiye vehane, bir bakkal dükkanı ile tavuk ızgara da çay ve kahve. Biz kadınlar bunu her göre, yerel seçimlerine kadar köy ve tost yapan büfede çalışan kadınlar, bık- zaman yapıyoruz. Bu yüzden 'Ben de olan, büyükşehirlerle ilgili düzenlemeyle madan usanmadan her işe yetişmeye kahvecilik yaparım' dedim ve dükkanımızı mahalleye dönüştürülen Bükdere'nin ekonomisi çabalıyor. açtık. Çayı 35 kuruştan veriyoruz. Burada ve sosyal hayatı kadınlardan soru- Mahallenin yaşlılarından Semiha Keser, 3 kahvehane var, hepsinde de kadınlar luyor. 3 ay önce kahvehanenin işletmesini devraldıklarını çalışıyor" diye konuştu. Evde yemek, bulaşık, çamaşır, çocuk belirterek, "Bağ, bahçemizi Keser, kahvehanelerde kadınlar çalıştığı bakımı, tarla işleri ve ahırda hayvan bakımlarının ekmiyoruz çünkü çiftçilik artık kazandırmı- için erkeklerin kötü sözlerden uzak durdu- yanı sıra mahallede bulunan 3 kahyor. Herkes kahvehane işletiyor, yaptıkları ğunu, birbirlerine karşı daha anlayışlı ve hoşgörülü davrandığını dile getirerek, kadınların egemenliğinin erkeklerin davranışlarını değiştirdiğini söyledi. Tavuk ızgara ve tost büfesi işleten, aynı Emekli işçi, yakıt tasarrufu zamanda 7 yıl önce eşiyle açtıkları kahvehanede çalışan Ümmügülsüm Bodur da sağlayan motor icat etti mahallede her işin kadınlardan sorulduğunu kaydetti. ESKİŞEHİR- Eskişehir'de 57 yaşındaki Önceden kahvehane önünden geçeme- emekli işçi Nazmi Ersöz, 40 yıllık yen kadınların şimdi bu dükkanları işlettiği- motor bilgisini kullanarak, evinde icat ni anlatan Bodur, "Kahvehanede eşim de ettiği ve yakıt tasarrufu sağlayan araç duruyor. Büfeyi ise tamamen ben işletiyorum. motorunun patentini aldı. Eşimin ilçede ve Balıkesir'de sık ara- Ersöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lıklarla işleri çıkıyor. Bu durumda kahveha- icadı "İçten Yanmalı Kayar Paletli nede de büfede de ben duruyorum. Rotary Motor"la ülke ekonomisine katkıda Bazen zor oluyor ama ekmek parası" ifa- bulunmayı amaçladığını bildirdi. desini kullandı. Çocukluğunda motorlara ilgi duyduğunu Kahvehanede çalışan Rahime Uysal (36) ve bu nedenle okuduğu Eskişehir Tasarlama aşamasında mühendis olan ise bu tür dükkanları işletmenin en kolay Motor Meslek Lisesi'nden mezun iki oğlumdan fikir aldım" diye konuştu. işlerden biri olduğunu söyleyerek, şunları olduktan sonra bir süre Gölcük Benzinle, LPG ya da dizel olarak çalışabilen kaydetti: "Evde yemek, bulaşık, çocukların Tersanesinde çalıştığını kaydeden motorun teknik özellikleri hak- bakımı, bahçedeki iş, ahırdaki hayvanlar- Ersöz, burada kilogramlık gemi kında bilgi veren Ersöz, şunları söyledi: dan sonra kahvehaneler ve dükkanlar da motorlarını inceleme fırsatı bulduğunu "Mevcut motorlardan farkı, yaptığımız kadınların elinde. Buradaki erkekler haylaz. aktardı. testlerde çok büyük döndürme Kahvehane işi çok kolay, hayvanlarla ilgi- Daha sonra işe girdiği Eskişehir Hava kuvveti olduğunu gördüm. Bu motor lenmek ise çok zor. Biz hepsini yapabiliyoruz. İkmal Bakım Merkezi'nden yaklaşık 8 sayesinde daha az yakıtla, daha uzun Erkekler bir tek kahvehane işi yapıyor yıl önce emekli olduğunu anlatan yol gidebileceğiz. Küçük motorlarla onda da sürekli şikayet ediyor. Erkekler Ersöz, "Teknolojiye meraklıyım. Burada daha büyük güçler elde edebileceğiz. kısa kollu giyip geziyor ortalıklarda. da savaş uçak motorları bölümünde Örneğin 100 kilogram civarında bir Başımızda sağ dursun diye gezdirip duruyoruz. çalıştığım için onların teknolojilerini motorla, 2 bin beygire ulaşabiliriz. Köyümüzdeki işlerde kadınlar ön inceledim. Diğer araç motorlarının da Ayrıca geliştirmeye açık bir motor hatta planda." tekniğini bildiğim için emekli olunca harici bir havayla da gücünü üçe, Mahalledeki tek bakkal dükkanını 25 yıldır böyle bir çalışmaya yönlendim" dedi. dörde katlayabilir. Bu motorun teknolojiye işleten Emine Keskin, babadan kalma Ersöz, motorun yapımını yaklaşık 5 kazandırılarak, ülke ekonomisine işi yaptığını bildirerek, "Kadınlar olarak bir yılda tamamladığını belirterek, katkı sağlayacağına inanıyorum. adım öne çıkmaya çalışıyoruz. Kadınlar "Bilgisayar ortamında tasarladığım Gelecekte tüm otomobil, kamyon, traktör hep ötelendi, ezildi. Artık kendi ayaklarımı- motorun, çalışacağına emin olduktan ve hatta küçük uçakların motorlarızın üzerinde duruyoruz. Erkekler de biz de sonra bazı parçalarını evimdeki atölyede, nın buna dönüşeceğini düşünüyorum." çalışıyoruz. Ekonomik özgürlükse sosyal bazılarını da sanayi de yaptırdım. (AA) hayata katılımsa bizim köyümüzde hepsi var" değerlendirmesinde bulundu. (AA) BUL- MACA Soldan sağa: ÇÖZÜMÜ BUGÜN 11. SAYFADA TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com TÜRKLÜK ŞUURU ve TURAN MEFKURESİ ETRAFINDA PROF. DR. NURULLAH ÇETİN İLE BİR SÖYLEŞİ Enis BOZKURT: Hocam, bugünlerde bir takım çevreler Türk adını, Türklükle ilgili bütün kavramları, değerleri, kurumları; başta anayasa olmak üzere bütün resmî kurumlardan çıkarma gayreti içindeler. Adeta Türklük varlığına karşı büyük bir savaş açılmış gibi bir hal var. Bunun sebebi nedir? Prof. Dr. Nurullah ÇETİN: Enis Bey, Türklük değerlerine ve Türk millet varlığına olan kin, salt iç kaynaklı değildir, ayrıca bu şimdinin meselesi de değildir. Önce bunu vurgulayalım. Tarih boyunca bütün zalim, talancı, yağmacı, emperyalist, sömürgeci devletler, Türklerden rahatsız olmuşlardır. Çünkü Türkler, haksızlığa karşı hakkı, zulme karşı adaleti, sömürüye karşı paylaşımı, kötülüğe karşı iyiliği, batıla karşı Hakk ı temsil etmiş ve savunmuşlardır. En eski zamanlarda Çinliler, Ruslar, sonraları Haçlı Batılılar; bugünlerde de yine bu odakların torunları ve devamları aynı rahatsızlıklarını ve kinlerini sürdürüyorlar. Yani tarih tekerrür ediyor. Güncel anlamda Türk varlığına olan kin, asıl olarak Haçlı-Siyon cephe diye adlandırdığımız emperyalist Batı kaynaklıdır. İçerdekiler de onların temsilcileri, sözcüleri, işbirlikçileri, taşeron acenteleridir. Haçlı-Siyon çevrelerin tarih boyunca dünyaya bâtılı hâkim kılma davalarını akamete uğratan en büyük engel, Türk olmuştur de büyük Türk Alparslan ın Malazgirt zaferi, dünya tarihini değiştirdi. Haçlıların dünyaya hâkimiyet emeline en büyük takozu Türkler koydu. Malazgirt, Haçlının gerilemesi, Müslümanlığın ilerlemesi için bir milattır. Bu zaferle birlikte Anadolu nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması süreci hızlanmıştır. Bu da, Haçlıların Doğuya akışını durdurmuş; hatta geri çekilmesine sebep olmuştur. Bunu bir türlü hazmedemeyen Haçlılar, daha aradan 25 yıl bile geçmeden 1095 ten itibaren onlarca kez tekrarlanan doğrudan talancı saldırılar düzenlediler. Ama bu saldırıların hepsi de onlar açısından hüsranla sonuçlandı. Son Haçlı saldırısı Millî Mücadele sürecidir. Büyük Türk Atatürk ün destansı Kuva-yı Milliye cihadı, o saldırıyı da geri püskürttü. Böyle birleşik ordular halinde gelip doğrudan askerî saldırılarla sonuç alamayacağını anlayan emperyalist Haçlı, Atatürk ün kurduğu bağımsız millî Türk Devletinin hemen ertesinde taktik değiştirdi. Buna göre bağımsız millî Türk Devletini içerden çökertmek ve yıkmak için kendi emperyalist emellerine hizmet edecek hain kadrolar yetiştirdi. Bol para ve imkân sağlayarak amacına hizmet edecek sağcı, solcu, İslamcı, liberal, şucu bucu ve tabii en çok da Türk düşmanı etnik ırkçı çevrelerle işbirliğine girdi. Bu bağlamda emperyalist Batı, birbirine muhalif iki çevreyi çok iyi kullandı. Bunlar laikçi din düşmanı kadrolarla İslamcı çevreler. Bu iki kesimi Atatürk ten sonra sırayla bir dönem birine, bir dönem diğerine fırsat ve imkân tanıyarak kullandı, kullanmaya devam ediyor. Laikçi din düşmanı çevreleri İslam düşmanlığı konusunda, İslamcı çevreleri de Türk milliyetine düşmanlık konusunda destekledi. Böylelikle Türk ün Müslümanlık ve Türklük gibi kimliğini ören iki temel değeri zayıflatılarak; hatta yok edilerek bu coğrafyaya kolayca hâkim olma planlarını devreye soktular. Bugünlerde sizin sorduğunuz Türk düşmanlığının arkasında Avrupa, Amerika ve İsrail troykasının içinde bulunduğumuz coğrafyaya, Orta Doğu ya tam hâkimiyet planları vardır. Bu coğrafyada Türk milliyet ruh ve şuuru temelli güçlü ve bağımsız bir millî Türk devleti, onların emellerinin önündeki en büyük engeldir. Bu coğrafyayı etnik gruplara, mezheplere, hayat tarzı farklılığına ve coğrafî farklılıklara göre paramparça etmek demek olan Büyük Orta Doğu Projesinin kolaylıkla uygulama alanına konulabilmesi, Türk milletinin milliyetinin tamamen iğdiş edilmesine, yok edilmesine ve Türk milletinin mankurtlaştırılmasına bağlıdır. Bugün Türkülük değerlerine ve Türk milletine olan doğrudan saldırının ardında bu proje yatıyor. Enis BOZKURT: O zaman Haçlı-Siyon çevrelerin ve Türk düşmanı bütün emperyalist odakların Türk ve İslam dünyası üzerindeki menfur emellerinin akamete uğraması için Türk milletinin Türklük bilincinin çok ADANA - "Tehlikeli" olarak nitelendirilen inşaat ve madencilik gibi sektörlerde çalışanlara mesleki yeterlilik belgesi alma şartı getirileceği, belgesi olmayanların bu iş yerlerinde çalışamayacağı bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümetin, Soma ve Ermenek'teki maden faciası ve İstanbul'daki asansör kazasının ardından gündeme gelen iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili çeşitli çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Etyemez, bu kapsamda 2012'de İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın çıkarıldığını, bu yasanın bütün kamu kurum ve kuruluşlarını, özel sektörü, devlet kurumlarını ve tüm çalışma şartlarını kapsadığını hatırlatarak "Bu yasa, Soma ve Ermenek hadiselerinin arkasından tartışılmıştı ancak AB normlarına ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün sözleşmelerine de uygun, bunları da kapsayan bir yasaydı" diye konuştu. Soma'daki facianın ardından "torba yasa" ile madencilere çeşitli haklar sağlandığını anımsatan Etyemez, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan seçildikten sonra ilk brifingini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından sağlam olması gerekiyor. Sizin ifadelerinizden o netice çıkıyor. Prof. Dr. Nurullah ÇETİN: Tabii. En eski zamanlardan, Haçlı savaşlarından bu yana Batı bütün Müslümanlara Türk demiş. Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince Türk anlaşılmış. Batılı kaynaklarda bunun yüzlerce örneği, belgesi var. O halde bugün itibariyle Türk olmak demek, bir yönüyle anti emperyalist olmak demek oluyor. Türk olmak demek, tam istiklalci, hür ve şahsiyetli, onurlu ve efendice bir hayat yaşamayı istemek demektir. Türkiye de ve bütün dünyada Türk olmak demek böyle bir şeydir. Türklüğe düşman olmak ve Türklük değerlerini bütün resmî kurumlardan ve kamusal alanlardan çıkarmak demek, Haçlı- Siyon emperyalizmine hizmet etmek, bu coğrafyada Türklerin özgürce değil de, esir hayatı yaşamasını istemek demektir. Hele Türklerin Türklük ruh ve şuurunu yok etmek için canla başla çalışan, bunun için PKK eşkiya örgütünden dinsiz liberallere kadar, bütün karanlık çevrelerle ittifak halinde çalışan İslamcı görünümlü siyasilere destek vermesi demek, kendi idam fermanını kendisi imzalamak demektir. İşte mankurtluk dediğimiz tam da budur. Enis BOZKURT: Günümüz Türkiye sinde mankurtlaştırılmayı tam olarak nasıl anlamalıyız? Prof. Dr. Nurullah ÇETİN: Biraz önce sözünü ettiğimiz Batının emperyalist projelerini gerçekleştirebilmesi için, Türk milletinin zihnen, ruhen, kalben, kafa ve beyin olarak hazırlanması, ayarlanması ve belli bir çizgiye getirilip iğdiş edilmesi gerekiyor. Türk ün bilinci felç edilirse, Türk ün kendilik bilinci dumura uğratılırsa, Türk ün millî ve manevî değerlerine olan bağlılık duygusu yok edilirse, Türk ün vatanını, milletini, bayrağını, dilini, dinini, edebiyatını, geleneklerini göreneklerini, âdetlerini, ahlakını sevmesi, sahiplenmesi, geliştirmesi, koruması ve yaşatması duygusu ve isteği yok edilirse, gelecek Turan tasavvuru hakkındaki ümidi kötürüm hale getirilirse, yok edilirse, Türk ün hamasî duyguları törpülenirse, Türk ün tarihine, ecdadına olan sevgisi ve bağlılığı suçlamalarla aşağılık duygusu içinde yok edilirse yani Türk, vicdan, ruh, kalp ve kafa bakımından tam teslim alınırsa işte o zaman vatanı kolayca ele geçirilebilir, kolayca köleleştirilebilir. Mankurtlaştırma, Türk ü Türk e yani kendine, kendi kimliğine, adına, değerlerine, kültürüne, tarihine düşman etme demektir. Mankurtluk, Türk ün celladının bıçağını yalaması demektir. Mankurt Türk, düşmanı olan Amerika nın, Avrupa nın, İsrail in, PKK nın, onun bunun tek taraflı sırnaşık ve yüzsüz âşığı demektir. Mankurt Türk, kendisine hakaret edile edile sahtiyana dönmüş suratıyla düşmanlarına sırıtan ucube bir yaratık demektir. Bugün Amerikancı, Avrupacı, PKK cı Türk, böyle bir Türk tür. Bugün bu anlamda bir hayli mesafe alınmış gibi görünüyor. Bugün dışarıdan haricî bedhâh olan Haçlı-Siyon çevreler, içerden dahilî bedhâh olan işbirlikçi, mandacı, teslimiyetçi çevreler, ortaklaşa bütün televizyon, gazete, dergi yayınlarıyla, sinemalarla, müziklerle, eğlence program ve faaliyetleriyle, kapitalist tüketim ve israf kültürüyle, ehlileştirilmiş ve tahrif edilip Hristiyanlık ve Yahudiliğin yedeğine sokulmuş, dinlerarası diyalog ve ılımlı İslam ucubesiyle çaputa döndürülmüş bazı cemaat ve tarikatlar, Türk ü mankurtlaştırmak için olağanüstü bir çaba içindeler. Liberaller, Türk mürk yok, hepimiz dünya kardeşiyiz, dünya ise küresel bir köye döndü diyerek, bazı İslamcı çevreler, Türk üm deme ırkçı olursun, günah; ama devamlı Kürt de, o zaman demokrat olursun diyerek, Komünistler, milliyet, vatan, bayrak yok hepimiz proleteryayız yani enternasyonal bir birlik içindeyiz diye Türk ün milliyet bilincini yok etmek için tam bir işbirliği içindeler. O halde bütün Türklerin kendi milliyet kimliklerine sahip çıkmaları, varoluşlarının temel mecburiyetlerinden biridir. (DEVAM EDECEK) Belgesi olmayan "tehlikeli" işlerde çalışamayacak aldığını belirtti. Başbakan Davutoğlu'nun bakanlıkta sivil toplum örgütleriyle iş sağlığı ve güvenliği konusunda toplantı yaptığını ifade eden Etyemez, şöyle konuştu: "Geçtiğimiz günlerde de Başbakanımız iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir eylem planı açıkladı. Bu çerçevede, hem çalışanların hem yönetenlerin, yani herkesin iş sağlığı ve güvenliğindeki bilincini arttırmak üzere meslek liselerine, meslek yüksek okullarına ve üniversitelere iş sağlığı ve güvenliği dersinin konulmasını, ayrıca yüksek lisans ve doktora düzeyinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin yapılmasını öngörecek yeni bir düzenleme getiriyoruz. İş sağlığı ve güveliği konusunda yapması gerekenleri yapmayan ve bu kazaların sonucunda insanların ölümüne vesile olan iş yerine daha çok ceza verilmesi yönünde uygulama bu. Ama bununla beraber yeni bir uygulama da getiriyoruz. 1 yıl boyunca iş sağlığı ve güvenliği konusunda ölümlü kaza yaşanmayan iş yerine bir de ödül getiriyoruz. Bu da işsizlik fonuna ödenen yüzde 2'lik primin yüzde 1'e indirilmesi." (AA)

10 10 Meyve aromalı gazoz ve sodalarda ''ısı-ışık'' uyarısı Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Fatih Gültekin, bazı meyveli gazoz ve meyve aromalı sodalarda kullanılan koruyucu maddelerin güneş ışığı ve ısıya maruz kaldığında kanserojen etkisi bulunan "benzen" maddesine dönüştüğünü söyledi. SAĞLIK Lösemiyi yendi, evliliğe adım attı ADANA - İki yıl önce yakalandığı lösemiyi ABD'den getirilen ilik sayesinde yenen 26 yaşındaki Canan Deniz Günay nişanlandı. Günay ile Kerim Hülya, bir restoranda düzenlenen nişan töreniyle evliliğe ilk adımı attı. Çiftin nişan yüzüklerini, Günay'ın ilik naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Can Boğa taktı. Doktor olmanın hazzını yaşadığını ifade eden Boğa, "Gerçekten bizler için de çok zorlu bir süreç oluyor. Çok üzülüyoruz hastaların durumuna. Neyse ki böyle güzel örnekleri gördükçe bütün yorgunluğa, zorluklara değiyor" dedi. Canan Deniz Günay, gazetecilere, 2012'nin şubatında lösemi nedeniyle ilik nakline ihtiyaç duyduğunu, aynı yıl kasımda, Ulusal Kemik İliği Bankası aracılığıyla ABD'de Sandy kasırgasının hemen ardından bulunan bağışçıdan alınan ilik sayesinde sağlığına kavuştuğunu kaydetti. İlik bulunması sürecinde umudunu kaybetmediğini anlatan Günay, "Kasırganın ardından ilik bulunup, kuryenin alması, benim için büyük şanstı. O dönem yaşadığım kaos zaten çok farklıydı. İlik geldiğinden haberim yoktu. Doktorlar ISPARTA - Prof. Dr. Gültekin, market ve bakkallarda satılan içecekler üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarını AA muhabiriyle paylaştı. Prof. Dr. Gültekin, yaptığı araştırmada meyveli gazozlarda ve meyve aromalı maden sularında antioksidan olarak C vitamini veya meyve suyu, koruyucu olarak da sodyum benzoat kullanıldığını tespit ettiğini belirtti. C vitamini ile sodyum benzoatın bir arada kullanılmasının ölümcül riskleri bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gültekin, şöyle konuştu: "İçeceklerde mikroplar çoğalmasın diye koruyucu maddeler kullanılıyor. Ayrıca konulan bazı maddeler bozulmasın diye de C vitamini ekleniyor. Bu iki madde, yani C vitamini ve koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoat, ikisi bir arada olduğu zaman, eğer bekleme esnasında ısıya veya ışığa maruz kalırsa o zaman C vitamini ile koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoat birleşiyor ve insanlar için kesin, yüzde 100 kanserojen olan 'benzen' denilen bir madde oluşuyor. Maalesef çok büyük tehlike var." İçeceklerde görülmeyen bir başka tehlikenin daha söz konusu olduğunu dile getiren Gültekin, bazı içeceklerde antioksidan olarak C vitamini yerine doğal meyve suyu kullanıldığını, doğal meyve sularında da C vitamini bulunduğunu ve aynı şekilde koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoatla birleşip kanserojen benzen maddesine dönüşebildiğine işaret etti. Yiyecek ve içeceklerde yaygın olarak kullanılan koruyuculardan sodyum benzoatın avantajı yanında sağlık riskleri taşıdığına değinen Gültekin, sodyum benzoatın alerjik özelliğinin bulunduğunu, özellikle astım hastalarının dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Gültekin, bunlara ilave olarak sodyum benzoatın, DNA'ya da zarar verme potansiyeli bulunan bir katkı maddesi olduğunu söyledi. Kanser riski taşıyan bu konunun firmalar tarafından atlandığına dikkati çeken Gülkekin, üretici, satıcı ve tüketicileri uyardı. Gültekin, şöyle dedi: "Bunlardan birincisi üreticiler. Üretici, C vitamini ve sodyum benzoatı beraber kullanmasın. Formülasyonlarını kolaylıkla değiştirebilirler. Sodyum benzoat yerine başka bir koruyucu veya C daha sonra beni aydınlattı bu konuda ama hakikaten çok ter dökmüşler" dedi. Nişanlısı ile tedavi sürecinde tanıştığını belirten Günay, "Ameliyattan sonra ikinci kez doğdum. Şimdi de üçüncü kez doğdum" diye konuştu. Kerim Hülya da arkadaşları aracılığıyla tanıştığı Canan ile aralarında duygusal bağ oluştuğunu ifade ederek, "Tanıştığımızda hastalığını biliyordum. Her şeye rağmen yanında olup, ona destek vermek istedim. Birlikte olduğumuz için mutluyum" dedi. (AA) vitamini yerine başka bir antioksidan kullanabilirler. İkisini bir araya getirmezlerse bu risk ortadan kalkar. İkincisi, bu ürünleri satan market, bakkal veya süper marketler bu ürünleri uygun şartlarda depolasınlar. Hiçbir içeceği güneşe maruz kalacak şekilde ve yüksek derecede ısınacağı şekilde muhafaza etmesinler. Özellikle sahil kesimlerinde bu konu biraz daha önem arz ediyor. Son olarak tüketiciler de dikkat etsinler. İnsanlar sürekli içtiği içeceklerin içindekiler bölümüne baksın. Benzoik asit veya sodyum benzoat ile C vitamini, diğer ismiyle askorbik asit, ikisinin beraber olduğu ürünleri tercih etmesinler." Gıdalarda kullanılan kombinasyonların Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olduğunu ancak risklerinin bilinmediğini öne süren Gültekin, şöyle devam etti: "Bunlar tabii ki bilinçli olarak seçilmiyor. Çünkü bunlar Türk Gıda Kodeksi'ne uygun. Gıda kodeksinde koruyucu olarak sodyum benzoat kullanılır, antioksidan olarak C vitamini kullanılabilir ancak bunun ikisinin bir araya gelmesi ve saklama koşullarının olumsuz denk gelmesi tesadüfi bir şey. Bunu da üreticilerin bilmesi gerekiyor. Muhtemelen gözden kaçmış bir nokta. Üreticilerin gözden kaçan bu noktaya göre düzeltme yapacaklarına inanıyorum." (AA) ÇANKIRI İLİ ÇERKEŞ İLÇESİ ÖRENKÖYLÜLÜR DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ GENEL KURUL İLANI Yönetim kurulumuz tarihinde başkan Ahmet Kındap başkanlığında yaptığı toplantıda aşağıdaki kararları almıştır. 1. Derneğimizin 21. olağan genel kurulu tarihinde saat 12:00 de Ahmet Haşim Cad. 35/22 Dikmen Ankara adresindeki dernek merkezinde yapılmasına, 2. Birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantının aynı adreste Pazar günü saat 12:00 de yapılmasına, 3. Genel kurul için gazete ilan verilmesine, 4. Genel kurul gündemine alınacak maddelerin aşağıdaki şekilde belirtilmesine GÜNDEM 1. Açılış yoklaması saygı duruşu 2. Başkanlık divanının oluşturulması 3. Başkanın konuşması 4. Bilanço ve denetim kurulu raporunun okunması 5. Raporların müzakeresi 6. Bilançonun onaylanması 7. Yönetim ve denetim kurullarının ibrası 8. Aidatlarla ilgili müzakere edilmesi 9. Tahmini bütçenin karara bağlanması 10. Yönetim, denetim, disiplin kurullarının seçilmesi 11. Dilek temeniler ve kapanış YÖNETİM KURULU ÇAMAŞIR YIKAMA HİZMETİ ALINACAKTIR DR. SAMİ ULUS KADIN DOĞ.ÇOC.SAĞ.VE HAS.EĞT.VE ARAŞT.HASTANE SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Çamaşır Yıkama hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Babür Cad. No: Telsizler ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : samiulus@ttmail.com ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 3 Yıllık 6 Kişi İle Çamaşır Yıkama Hizmeti Alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Babür Cad. No: Altındağ ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50 den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir. İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar, iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %15 inden, taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %9 undan az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır. Yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait gelir tablosunu sunmayanlar, iki önceki yılın gelir tablosunu sunabilirler. Bu gelir tablosunun yeterlik kriterini sağlayamaması halinde, iki önceki yılın ve üç önceki yılın gelir tabloları sunulabilir. Bu durumda, gelir tabloları sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya özel sektöre yapılmış personel çalıştırılmasına dayalı her türlü hizmet alımı benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Satınalma Bölümü adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi İhale Komisyon Başkanlığı adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın ( Resmi İlanlar

11 dış dünya Erdoğan, Filistinli küçük Erdoğan'ı unutmadı Lübnan'da yaşamını sürdüren Filistinli çocuk Erdoğan Şenaa ve ailesi, Türk vatandaşlığı almanın sevincini yaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılında Sayda kentine yaptığı ziyaret sırasında söz alan 4 buçuk yaşındaki Filistinli Erdoğan Şenaa'nın ailesi, bu hafta başında Türk vatandaşlığı kazandı. PARİS - Fransa'da IŞİD terör örgütünün olası saldırılarına karşı alınan güvenlik tedbirleri, ülkede 2015 yılında da iç güvenlik endişesinin devam edeceğini gösteriyor. Fransa'yı 2015'te iç ve dış siyasette IŞİD terör tehdidi, Sarkozy'nin siyasete dönüşü, bölgesel seçimler, bütçe açığı, Rusya ile yaşanan Mistral krizi ve İklim Değişikliği Konferansı gibi yoğun gündemler bekliyor. IŞİD'e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun önemli bir parçası olan Fransa, aynı zamanda en fazla IŞİD yanlısının Irak ve Suriye'ye gittiği Avrupa ülkesi konumunda bulunuyor. Fransa'da 2013 yılından bu yana cihat yanlısı grupların planladığı tespit edilen birçok saldırı önlendi. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Fransa'da ikamet eden ya da savaş bölgesinde bulunan bin 200'den fazla kişi, Suriye ve Irak'a gitmek üzere savaşçı yetiştiren cihat yanlısı gruplarla ilişki içinde bulunuyor. Ülkede en çok Fransa dışına çıkmayan ve ülkede terör saldırıları planlayan IŞİD yanlılarından endişe ediliyor. Bazı sosyal paylaşım sitelerinde ABD ve Fransa vatandaşlarının tehdit edildiği ve IŞİD tarafından yüklendiği ileri sürülen videolar yayınlanmıştı. Birçok dilde yayınlanan videolarda, IŞİD sözcüsü olduğu iddia edilen kişinin, "İslam Devletine (IŞİD) karşı koalisyona girmiş Amerikalı veya Fransız, inanmayan kimi bulursanız istediğiniz şekilde öldürebilirsiniz" ifadeleri yer alıyordu. Fransa meclisi, eylül ayında IŞİD terörünün kontrol altına alınması için yeni terörle mücadele yasası çıkarttı. Hükümetin hazırladığı, Fransız gençlerin Suriye ve Irak gibi yerlere savaşmaya gitmesini engellemeyi amaçlayan yeni terörle mücadele yasasına göre, savaş bölgelerine gitmek isteyenlerin yurt dışına çıkışlarına geçici yasak getirildi. Noel kutlamaları öncesinde farklı şehirlerde düzenlenen son saldırıların ardından özellikle başkent Paris'teki turistik yerlerde yeni güvenlik tedbirleri uygulanmaya başladı. Teröre yönelik tedbirlerin 2015 yılında daha sıkı bir şekilde uygulanması öngörülüyor. Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, muhalefetteki merkez sağ partisi Halk Hareketi Birliği'nin (UMP) başına geçerek siyasete geri döndü. Sarkozy'nin partisini SAYDA - Lübnan'da sığınmacı olmanın sıkıntısını yaşadıkları uzun yılların ardından aldıkları vatandaşlıkla yüzleri gülen aile, yaşadığı sevinci evlerine astığı Türk bayraklarıyla süsledi. Mutluluğunu AA muhabiriyle paylaşan küçük Erdoğan'ın babası Muhammed Şenaa, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği sözün bir gün gerçek olacağına dair inancını hep taze tuttuğunu" dile getirdi yılında doğan oğluna o dönemin Başbakanı Erdoğan'ın Filistin meselesi konusundaki tutumu nedeniyle Erdoğan adını verdiğini belirten Şenaa, "Hiçbirşeyi unutmayan büyük bir liderden Türk vatandaşlığı alması" nedeniyle çok sevinçli olduğunu ifade etti. "Düşünün! Erdoğan gibi görevi zor ve çok yoğun bir lider, aradan 4 yıl geçmesine rağmen bizi unutmadı. O, takdiri hak eden çok büyük bir lider. Bu zamanda Erdoğan gibisi yok" diyen Şenaa, Türk vatandaşlığı kazanmanın onlar için çok önemli olduğunu, "Hareket alanı sınırlı bir sığınmacı iken birden herşeyi kolaylaştıran, hakkını arayan büyük bir devletin vatandaşı olduğunu" belirtti. Erdoğan'la Sayda ziyaretinde buluşmasını da anlatan Şenaa, "Erdoğan'ın bir hastanenin açılışını yapmak üzere Sayda'ya geleceğini duyduk. Açılışın yapılacağı yere gitmeye karar verdim. Erdoğan'ı çok seviyordum, uzaktan da olsa onu görmek istiyordum" dedi. Sayda kentinden milletvekili Behiyye el-hariri'nin de törenden önce kendisini aradığını, o zamanlar 2 aylık olan oğlu Erdoğan'la tören alanına gelmesi için kendisine araç gönderdiğini belirten Şenaa, Erdoğan'ın yanına gittiklerinde Hariri'nin onları takdim ettiğini ve Erdoğan'ın oğlunu kucağına alıp öptüğünü söyledi. "Daha sonra Erdoğan'ın oğlunun kimlik belgelerini istediğini ve güzel vaatlerde bulunup yanlarından ayrıldığını" ifade eden Şenaa, "Lübnan'daki yeniden toparladıktan sonra 2017'deki cumhurbaşkanı seçiminde UMP'nin adayının belirleneceği 2016 yılına yönelik adımlar atması bekleniyor. Mart ayında düzenlenecek kanton seçimleri ve aralık ayındaki bölgesel seçimler ise Sarkozy'nin UMP başkanlığındaki performansını göstermesi bakımından önem taşıyor. Sarkozy, iktidardaki Sosyalist Parti'nin başarısız ekonomi politikaları üzerinden oy kazanmayı planlıyor. Ülkede rekor seviyeye ulaşan işsizlik, bütçe açığı ve düşük büyüme oranı Cumhurbaşkanı François Hollande'ın popülaritesini yüzde 20'nin altına kadar düşürdü. Son yapılan ankette Fransızların yüzde 86'sının Hollande'ın 2017'de bir kez daha aday olmasını istemediği görülmüştü. Hollande, işsizliği düşüremediği takdirde 2017'de düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması için herhangi bir sebep kalmayacağını açıklamıştı. Fransa'da bütçe açığıyla başı dertte olan Sosyalist hükümet, 2015 yılı bütçesine göre kamu harcamalarında 21 milyar avro tasarruf öngörüyor. Bu tasarrufun 9,6 milyar avroluk bölümü sosyal yardımlardan, 7,7 milyar avrosu kamu hizmetlerinden, 3,7 milyar avrosu ise yerel dernek faaliyetlerinden yapılacak kesintilerden gelecek. Sendikaların karşı çıktığı kemer sıkma politikaları ve sosyal kesintilere yeni yılda da grev ve protestolarla tepki gösterilmesi bekleniyor. Fransa'nın bütçe açıklarının gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 3'ü geçmesi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ile Paris arasında ciddi sorunlar oluşturuyor. Avro kriterini ihlal ettiği gerekçesiyle Fransa'ya yaptırım uygulama tehdidinde bulunan AB Komisyonu'nun, bu konudaki son kararını mart ayında vermesi bekleniyor. Maliye Bakanı Michel Sapin, bütçe açığının GSYH'ye oranının 2017 yılında avro kriteri olan yüzde 3'e düşürüleceğini taahhüt etmişti. Sapin, 2014 yılı sonu itibarıyla bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 4,4 olacağı tahmininde bulunmuştu. Rusya ile yaşanan Mistral krizinin 2015 yılında da Fransa'da iç siyaseti etkilemeye devam etmesi bekleniyor. Rusya'nın sipariş ettiği iki gemiden biri olan ve teslimata hazır olduğu bildirilen Filistin İnsan Hakları Kurumu'nun konuyla ilgili takibi yaptığını ve Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği'yle temasa geçtiğini" kaydetti. Şenaa sözlerini şöyle sürdürdü: "Tanıdıklarımız, çok hayal kurma! Oğluna Türk vatandaşlığı verilmesi imkansız dediler. Ama hayal kırıklığına uğrayan ben değil, onlar oldu. İnanamadılar. Erdoğan sözünü tuttu. Bu özelliği, müminin vasıflarındandır". Şenaa ayrıca, tüm Filistinli ailelere bir çocuklarına Erdoğan ismi vermeleri çağrısında bulundu. (AA) Fransa'da 2015, terör örgütü IŞİD'le mücadele yılı olacak Mistral tipi helikopter taşıyıcı geminin teslimatının askıya alınmasına "ulusal savunma sanayisinin geleceğine zarar vereceği" gerekçesiyle muhalefet partileri sert tepki gösteriyor. ABD ve diğer Batılı ülkeler ise Ukrayna krizini gerekçe göstererek Rusya'nın sipariş ettiği 1,2 milyar avro değerindeki savaş gemilerini teslim etmemesi konusunda uzun zamandır Fransız yönetimine baskı yapıyor. Rusya, teslimatın yapılmaması halinde Fransa'nın uluslararası ticaret anlaşmaları ihlal ettiği gerekçesiyle yüksek miktarda tazminat ödemesi gerektiği uyarısında bulunmuştu. Ukrayna krizinden dolayı AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımların Rusya'yla birçok alanda ekonomik ilişkileri olan Fransa'yı yeni yılda da olumsuz etkilemesi öngörülüyor. Rusya'da ekonomik sorunların derinleşmesi halinde Fransız bankaları başta olmak üzere bu ülkeye önemli miktarlarda kredi açan Avrupalı finans kuruluşlarının on milyarlarca avroyu bulabilecek zararlarla yüzleşebileceği belirtiliyor. Gıda yaptırımları ise Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi Fransa'yı önemli ölçüde etkiliyor. Yaptırım kararlarının geçerliliğinin sona ereceği 2015 ortasında AB'nin takınacağı tavır krizin şekillenmesinde belirleyici olacak. Fransa, 2015'te 21. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı'na evsahipliği yapacak. Peru'da aralık ayında 20'ncisi düzenlenen konferansta yeni bir küresel iklim paktına zemin hazırlayan anlaşma kabul edilmişti. Lima Anlaşmasıyla gelişmekte olan ülkelerin endişeleri, ülkelerin küresel ısınmayla mücadelede "ortak ancak farklılaşmış sorumlulukları" bulunduğu ifadesine yer verilerek giderildi. Gelişmekte olan ülke temsilcileri, gelişmiş ülkeleri küresel ısınmayla mücadelede sorumluluklarını yerine getirmemekle suçluyordu. Anlaşmaya göre, ülkelerin küresel ısınmayla mücadele taahhütleri, 30 Kasım ile 11 Aralık 2015 tarihleri arasında Paris'teki düzenlenecek zirveden bir ay önce değerlendirilecek. Lima Anlaşması, 200'e yakın ülkeden heyetlerin katıldığı Paris Konferansı'nda imzaya açılacak. (AA) NATO'nun Afganistan misyonu sona erdi KABİL - ABD liderliğindeki NATO güçlerinin Afganistan'daki misyonu başkent Kabil'de düzenlenen törenle resmen sona erdi. Törene, Afganistan'daki NATO Güçlerinin Komutanı General John Campbell, Afganistan Devlet Başkanının Ulusal Güvenlik Müsteşarı Hanif Etmer ile çok sayıda üst düzey Afgan ve yabancı yetkili katıldı. General Campbell, burada yaptığı açıklamada, bugün Afganistan için bir dönemin kapandığını ve yeni bir dönemin başladığını belirterek "Afganistan'da hayatını kaybeden kahramanları unutmayacağız. Bu misyon onların fedakarlıkları sayesinde tamamladı ve başarılı olduk. Afganları karanlık ve umutsuzluktan birlikte çıkardık ve onlara gelecek için umut verdik" dedi. Afganistan'ın geçmişteki kara günlere bir daha asla dönmeyeceğini vurgulayan General Campbell, "Düşman, silahlarını bırakarak barış sürecine katılmalı, artık bunun zamanı gelmiştir" diye konuştu. Campbell, Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) mensuplarına hitaben, "Siz Afganistan'ın daha güçlü ve kendi ülkelerimizin daha güvenli olmasını sağladınız" ifadesini kullandı. Afganistan Devlet Başkanının Ulusal Güvenlik Müsteşarı Etmer de konuşmasında, yabancı yetkililere hitaben, "Ülkemizin güvenliği için topraklarımızda hayatını kaybeden çocuklarınızı asla unutmayacağız, onlar bizim de çocuklarımız" dedi. Ülke güvenliğinin artık Afgan güçleri tarafından sağlanacağına işaret eden Etme, NATO'nun, Afgan güvenlik güçlerinin kurulması için Afganistan'a destek verdiğini ve artık bu güçlerin ortak düşmana karşı mücadele ettiğini söyledi. 13 yıl önce 50'den fazla ülkenin katılımıyla Uluslararası Güvenlik ve BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Destek Gücü (ISAF) kapsamında başlayan Taliban ve El-Kaide ile mücadele misyonu, 1 Ocak 2015'ten itibaren "Kararlı Destek" misyonuna dönüşecek. "Kararlı Destek" misyonu kapsamında 11 bini Amerikalı 13 bin 500 yabancı asker, Afgan güçlerine eğitim, danışma ve yardım hizmeti vermek için ülkede kalacak. Amerikan askerlerinin belli bir kısmı özel durumlarda terörle mücadele operasyonlarına da katılacak. NATO'nun savaş misyonunun 31 Aralık 2014'te sona ermesiyle 350 bin Afgan güvenlik gücü mensubu ülkenin güvenliğinden sorumlu olacak, ABD sadece hava desteği verecek. NATO'nun Afganistan misyonunun başladığı 2001 yılından beri 2 bin 224'ü Amerikalı 3 bin 500 yabancı asker hayatını kaybetti. Afgan uzmanlar ise 57 ülkenin 13 yıl boyunca Afganistan'da yürüttüğü terörle mücadele misyonunun başarılı olmadığını öne sürdü. Kabil Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Profesörü Nasullah Stanikzai, ABD liderliğindeki terörle mücadele misyonunun başarılı olmadığını söyledi. Stanikzai, "Hala her gün onlarca Afgan hayatını kaybediyor. Başkent Kabil bile yaşamak için güvenli bir yer değil. Her gün ülke genelinde saldırılar düzenleniyor, on binlerce Afgan çocuğu okula gidemiyor ve hala Afganistan'ı gerçek bir şekilde savunabilecek bir Afgan ordusu yok" dedi. (AA)

12 12 haber Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Cumhuriyet Halk Partisi artık kendi içinde suçlamalar yaparak, hakaretler ederek siyaset yapmayı reddediyor" dedi. Baykal dan çarpıcı BİR CHP TESPİTİ! ANTALYA- Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Cumhuriyet Halk Partisi artık kendi içinde suçlamalar yaparak, hakaretler ederek siyaset yapmayı reddediyor" dedi. Baykal, CHP Muratpaşa İlçe Başkan adayı Ahmet Kumbul'un seçim ofisi ziyaretinde, Antalya siyasetinde yeni bir dönem açıldığını söyledi. Geride kalan dönemin ciddi değerlendirmesini yaptıklarını ifade eden Baykal, Antalya siyasetinde yeni bir anlayışla Cumhuriyet Halk Partisi'nin toparlanıp ayağa kalkması gerektiğini hep birlikte değerlendirdiklerini anlattı. Artık Cumhuriyet Halk Partisi'nde düşmanlık, hakaret, saygısızlık yöntemlerine, anlayışına dayalı siyaset uygulamasını geride bırakmak zorunda olduklarını dile getiren Baykal, geride 2014 bi git ya 2015 gel artık! Dursun ERKILIÇ Bazı televizyonlardaki magazin programlarının malum anonsu vardır ya, olaylar olaylar olaylar diye. Her türlü olumsuzlukların yaşandığı 2014 yılı içini bu ifadeyi kullanmak abartı olmaz; az bile kalır NE ACILAR YAŞANDI Maden felaketlerinde, trafik kazalarında yüreğimizi yakan 2014; Filistin, Suriye, Irak, Miyanmar gibi ülkelere katliam yası tutturup, milyonlarca insanı evinden, yurdundan ederken, giderayak üç felaket daha yaşattı yılının son pazar günü birçok felaket ile tam bir can pazarına döndü. İlk kara haber uzaklardan geldi. Malezya merkezli havayolu şirketi AirAsia'ya ait Airbus tipi yolcu uçağı, içinde bulunan 162 yolcu ve mürettebat ile birlikte havada seyir halindeyken kayboldu. Daha önce de Malezya nın bir uçağı kaybolmuş bir uçağı da Ukrayna üzerinde vurulmuştu. Sonra bizim yüreğimizi yakan haberler ulaştı Türkiye ye. Yunanistan ın Patra Limanı ndan 422 yolcu ve 56 kişilik mürettebatıyla İtalya'ya giderken yangın çıkan Norman Atlantic feribotunda yaşananlar ve İtalya açıklarında batan Türk yük gemisine ilişkin ölüm haberleri büyük üzüntüye sebep oldu. GİTTİĞİNE BAKMAYIN; 2014 GELİRKEN Yeni yılı kutlamak adettendir ya; 2014 ü karşılarken kutlu olması dileğimi dile getirmiş; Her yılı yeni diye başımıza taç ettik Kimimize hilaldir, kimimizse haç ettik Bir yılda eskiterek gelen yıla baç ettik Devri daim hal alan yeni yıl kutlu olsun Demiştim Demiştim demesine de, yukarıda birkaç örneğini saydığım felaketlerle 2014 fena halde sarstı Türkiye yi, bölgemizi ve dünyayı Lanetlenerek yolcu ediliyor 2015 KAPIYA DAYANDI Yukarıdaki dörtlüğü oluşturan tespit ve dileğim 2015 için de geçerli elbette İçinde bizim için ne muştular, ne acılar, ne sürprizler sakladığını bilmediğimiz 2015, politikaya nükte, spora centilmenlik, ekonomiye istikrar; insanlara aşk, huzur, bereket getirir umarım 2015 de diğer yıllar gibi içinde insanlar için en değerli olan şeyi, zamanı taşıyor Zamana hükmedenler, yıla da hükmederim sanmasın Çünkü; Zaman; hayat için bir ölmez yandır Zamanı ölüme kırdıramazsın Zaman; saniyedir, dakika, andır Durdurmaya kalkma durduramazsın Zamandır aslında bizi yoğuran Acıya inat ya, döndüremezsin Halbuki; zamandır acı doğuran Zamanı acıyla dindiremezsin... YOLLAR VE YILLAR Yollara düşenler, yıllara meydan okuyanlar, 2015 te de bilmeli ki; Yollar... İnsanı insan gibi kollar! Kimine hoşgörüyle bakar Kiminin anasını beller... Bazen, önü - sonu belirsiz bir ufuk çizgisidir... Bazen, acıklı bir yazgı... Uzadıkça uzar... Kiminin içini okur, kimini yazar... Kimini teselli eder, kimini bozar... Yalnızlıkla doludur yıllar... Yalnızlarla doludur yollar... Yolunuz açık, yılınız kutlu, sermayeniz sevgi olsun kalan dönemde acı olaylar yaşadıklarını, ortaya çıkan sonuçların kendilerini üzdüğünü ifade etti. Baykal, siyasi çatışma, düşmanlık anlayışına dayalı dönemin geçtiğini, bunun bir çıkmaz yol olduğunun herkesçe görüldüğünü vurguladı. Son dönemde ilçe kongrelerinde ortaya çıkan sonucun CHP'de saygısızlık ve düşmanlık politikasının örgüt tarafından reddedildiğini gösterdiğini belirten Baykal, şöyle konuştu: "Bu dersi herkesin en iyi şekilde alacağını umut ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi artık kendi içinde suçlamalar yaparak, hakaretler ederek siyaset yapmayı reddediyor. Bunu büyük bir sevinç ve memnuniyetle görüyorum. Biz, maksatlı düşmanlık anlayışını reddediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi örgütü de bunu reddetti. Bu çerçevede hepimize düşen görev var. Husumet, düşmanlık, nefret, suçlama politikasını kaldırmak istedik. Ben bugüne kadar İSTANBUL - "Ergenekon" davası kapsamında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, gözaltına alınıp tutuklandığı dönemle ilgili yaptığı suç duyurusuyla ilgili, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emeklisi muvazzafı bunlara karşı yürütülen iftiralar, asılsız iddialar, gizli tanık ifadelerine dayanılarak yaşatılan mağduriyetlerin arkasında, gerek planlayıcısı gerekse uygulayıcısı olarak kimlerin olduğunun yargı tarafından ortaya çıkartılması ve suç unsuru görülen konuların da ilgili mahkemelere iletilmesi ve bu kişilerin adil şekilde yargılanmasını istiyoruz" dedi. Avukatı İlkay Sezer ile sabah Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Başbuğ, adliyede İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ile bir süre görüştükten sonra, "Ergenekon" davası ve soruşturması kapsamında kimi sanıkların şikayeti üzerine açılan "kumpas" soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mesut Erdinç Bayhan'ın makam odasına geçti. Başbuğ burada, kendisine kumpas kurularak mağduriyet yaşamasına neden olduğunu iddia ettiği sorumlular hakkında hazırladığı suç duyurusu dilekçesini savcı Bayhan'a sunup, "müşteki" olarak ifade de verdi. İfade verme işleminin ardından adliyede bulunan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Antalya'daki siyasetçinin aleyhinde düşmanlık, nefret, husumet kokan tek bir cümleyi telaffuz etmedim ama çoğuna muhatap oldum. Şimdi örgüt de bunu reddediyor. Böyle bir nefret politikasının Cumhuriyet Halk Partisi'ne yararlı olmadığı ortaya çıkmıştır. Çok ağır bedelini ödedik. Çok gereksiz yere bu politikaya girildi. Partimiz ciddi acılar, kayıplar yaşadı. Artık buna son vereceğiz. Birbirini suçlayarak nereye varabiliriz." Baykal, daha sonra CHP Muratpaşa İlçe Başkan adayı Songül Başkaya'yı görev yaptığı Akdeniz Gerçek Gazetesi'nde, Kepez İlçe Başkan adayları Garip Erdoğan ile Önder Kurnaz'ı da seçim ofislerinde ziyaret etti. Ziyaretlerde Baykal'a CHP Antalya milletvekilleri Yıldıray Sapan, Arif Bulut, Osman Kaptan ve CHP İl Başkanı Cavit Arı ile partililer eşlik etti. (AA) Başbuğ dan suç duyurusu Başmüfettişi ile de görüşen Başbuğ, "Ergenekon" soruşturma ve davasında görev alan savcı ve hakimlerle ilgili daha önce HSYK'ya sunduğu suç duyurularına ilişkin bilgi verdi. İşlemlerinin ardından adliye önünde bekleyen basın mensuplarının karşısına geçen Başbuğ, gelişiyle ilgili açıklama yaptı. Ergenekon davasına bakan dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 30 Aralık 2011'de resen aldığı bir kararla kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve aradan 3 yıl geçtiğini hatırlatan Başbuğ, "Yarın 30 Aralık. Ben de bugün, bu özellikle, genelkurmay başkanlığı dönemimde, yani yılları arasında yaşadığımız olaylara ilişkin olarak tespitlerimi ilgili makamlara iletmek üzere buraya geldim. Yani suç duyurularında bulundum. 3 yıl önce benim hakkımda suç duyurusunda bulunulmuştu. Ben de bugün suç duyurularında bulundum. Allah büyüktür. Benim söyleyeceğim en önemli konu bu" dedi. (AA) 75 IŞİD mensubu öldürüldü ENBAR - Irak'ın batısındaki Enbar vilayetinde ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun hava desteği verdiği hükümet güçleriyle terör örgütü IŞİD arasında çıkan çatışmalarda 50 IŞİD militanının öldürüldüğü bildirildi. Enbar Operasyon Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım el- Muhammedi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ordu birliklerinin IŞİD militanlarının konuşlandığı El- Kerame Nahiyesi'ne düzenlediği operasyonda 50 IŞİD militanının öldürüldüğünü, ağır silahlar taşıyan 10 zırhlı aracın kullanılamaz hale getirildiğini ifade etti. El-Kerame nahiyesinde hayatını kaybeden 50 IŞİD militanının yanı sıra daha önce Fırat Nehri kıyısındaki Elbuganem bölgesinde aşiret milisleriyleişid militanları arasında çıkan çatışmada 13, Ramadi kentinin Hadise İlçesi'nde güvenlik güçleriyle koordinasyon halindeki uluslararası koalisyona bağlı savaş uçaklarının, IŞİD'e ait zırhlı araçlara düzenlediği saldırılarda ise 12 IŞİD militanının öldüğü belirtilmişti. Irak'ta, IŞİD öncülüğündeki silahlı grupların haziran ayında Musul başta olmak üzere bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirmesinin ardından, terör örgütü ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar sürüyor. Irak ordusu ve ABD'ye ait hava unsurları da bir süredir IŞİD'in kontrolündeki bazı hedeflere hava saldırıları düzenliyor. -IŞİD'in saldırıları Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, IŞİD'in Diyala ilinin Mikdadiyye kentinde çeşitli semtlere düzenlediği saldırılarda 3 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi yaralandı. Felluce kentinin Amiriyye beldesinde de IŞİD'in düzenlediği roket saldırılarında 3 çocuk ve 4 kadının yaralandığı, birçok evin hasar gördüğü belirtildi. (AA) KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com DÜNYAYI DAR EDENLER Bir TV kanalında izledim. Çok yayınlanan bir filmdir. Rahmetli Adile Naşit ile Münir Özkul baş roldeler. Turşuculuk yapan bir aileyi oynuyorlar. Filmde Turşu kurmayı en iyi ben bilirim. Yok limonla daha iyi kurulur. Hayır sirkeyle daha kurulur iddialarıyla hızlanan kavga, karı koca ayrılılığına kadar gider. İnsanlar bazen sudan sebeplerle çıkan tartışmaları büyütüp giderler. Verdiğimiz örnek, gerçek hayatta da yaşanır. Ceviz kabuğunu bile doldurmayacak küçücük tartışmalar, olumsuz büyük sonuçlara ulaşır. Tarihe baktığımızda ülkeler arasında da aynı durumların yaşandığı görülür. İki ülke arasında minicik meseleler yüzünden savaşlar çıkarılır. Tabiî savaşların sonu malum; bir sürü insanın ölümü, yaralanması, sakat kalması, ailelerin dağılması ve diğer maddi kayıplar Özetle, bu çağda hiç olmaması gereken şeyler olur. Bir şiirimde şunları yazdım daha önce; Bazıları hayatı zehir, Dünyayı dar ediyorlar. Ne azıcık utanıyor, Ne de ar ediyorlar. Çıkar için yapmadıkları Kötülük kalmıyor, Sanıyorlar ki, Kâr ediyorlar. Bizim için gelip geçici olan şu güzelim dünyada daima sevgi, barış ve kardeşlik içinde yaşasak daha iyi olmaz mı? İnsanın insana yaptığı zulmü, hayvan hayvana yapmıyor. Oysa insan olarak ırk, din, dil, renk ne olursa olsun; hepimiz eşit haklara sahibiz. Kimsenin, kimseden üstünlüğü yoktur. Bu haklar, aramızdaki sevgi ve saygı ile kullanılır. Birbirimize olması gereken sevgi ve saygıyı yok saydığımız zaman, her türlü haksızlık beklenir. O halde tüm bunların, insanların yetişme çağında iken beyinlerine işlenmesi lâzım. Peki bu nasıl olur? Elbette ki, eğitimle Biz, düşünen insanlar olarak, dünyanın neresinde olursa olsun insanın insana zulmü karşısında son derece üzülüyoruz. Savaşlar ve diğer kanlı olaylarda eziyet gören, yaralanan bizmişiz gibi Ölenler bizim yakınlarımız gibi yüreğimiz sızlıyor. Doğal afetlerde yine öyleyiz. Bu dünya hepimize yeter. Kimse, kimsenin dünyasını dar etmesin! Kardeşçe, dostça, sevgi ve saygı içinde, el ele yaşamak varken; birbirimize kötülük etmek hiç oluyor mu? Barış ve huzur içinde geçecek, yeni yıllar diliyorum. Obama: IŞİD gerçek tehdit WASHINGTON - ABD Başkanı Barack Obama, terör örgütü IŞİD'in gerçek bir tehdit olduğunu ve küçümsememek gerektiğini belirtti. Obama, NPR'in "Morning Edition" programında Steve Inskeep'in sorularını yanıtladı. Kongre'de Ocak ayından itibaren çoğunluğun Cumhuriyetçilere geçmesiyle bazı konularda yönetim ve Kongre'nin birlikte çalışabileceğini ama bazı konularda fikir ayrılıklarının devam edeceğini kaydeden Obama, bu nedenle veto hakkını kullanabileceği alanlar ortaya çıkmasını beklediğini söyledi. Obama, "Sağlık, çevre, temiz su ve hava gibi alanlarda elde ettiğimiz kazanımları savunmaya devam edeceğim" dedi. Başkanlığı döneminde Küba'ya büyükelçilik açılmasına karar veren Obama'nın, Tahran ile de benzer bir sürece girme olasılığının bulunup bulunmadığına yönelik soru üzerine, "Asla, asla demem ama bu tür şeyler adım adım gitmeli" yanıtını verdi. "Küba'da 50 yıl boyunca aynı yöntemi deneyip bir şeyleri değiştiremediklerini" ifade eden ve Küba'yı "küçücük ve ABD için önemli bir tehdit oluşturmayan" ülke olarak tanımlayan Obama, İran'ın ise büyük ve karmaşık, terörizmi destekleyen, nükleer silah veya en azından nükleer silah için gereken parçaları geliştirme girişimi olan bir ülke olduğunu savundu. Obama dolayısıyla hem ABD'nin bu iki ülke ile tarihi ilişkilerinin hem de ABD'nin bu iki ülkeyle karşı karşıya bulunduğu durumların farklı olduğunu anlattı. Obama, yine de İran ile nükleer meselede gerçekten anlaşmaya varılabilirse bunun zaman içinde iki ülkenin ilişkilerinin geliştirilmesine de yardım edeceğini bildirdi. IŞİD tehdidini de küçümsememek gerektiğini aktaran Obama, bunların El Kaide gibi kendilerini periyodik saldırılarla sınırlamayıp, büyük toprak kazanıp etkili ordu kurma arzularına sahip olduklarını kaydetti. Bu nedenle IŞİD tehdidini önemsememe yoluna gitmeyeceğini vurgulayan Obama, "Bu gerçek bir tehdit" ifadesini kullandı. (AA) MHP Grup Başkanvekili Vural askerdeki oğlunu ziyaret etti SİVAS - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Sivas'ın Şarkışla ilçesi Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan oğlu Oğuz Vural'ı ziyaret etti. İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Ramazan Ergel'in makamına giden Vural, burada kısa dönem vatani görevini yapan ve terhisine bir ay kalan oğlu Oğuz Vural'la görüştü. Gürçayır Belde Belediye Başkanı Osman Özkan'ı makamında ziyaret eden Vural, görevinde başarılar diledi. Belediye Başkanı Özkan, Vural'a el dokuması kilim hediye etti. Şarkışla Kaymakamı Davut Gül'ü de ziyaret eden Vural'a, Aşık Veysel figürlü hediye takdim edildi. Ardından Öğretmenevi'nde partililerle bir araya gelen Vural, ''basına müdahale'' iddialarına değindi. Vural, "Yaşanan bu süreç içerisinde hakime güvenen var mı? Yok o yargı, yok bu yargı, yok alt yargı, yok paralel yargı... Millet şaşırdı. Adalet arayacak insanlar, artık geliyor davasının çözülmesi için torpil arıyor. Böyle adalet dağıtılmaz. Adalet mülkün temelidir" dedi. Basın özgürlüğünün olmadığını öne süren Vural, şunları söyledi: "Gerçekleri iletmeyen, sizin derdinizi iletmeyen bir medya halkın medyası olabilir mi? Havuzdan medya oluşturuyorlar. Böyle bir yere gidemeyiz, böyle bir demokrasi olmaz. Biz vatandaşsak, bizim özgürlüklerimizi, haber alma hürriyetimizi ortadan kaldıran bu anlayışa karşı demokrasimize sahip çıkmamız lazım. Cumhuriyete sahip çıkmamız lazım." (AA)

13 TURİZM 13 Tatarlar, okçu Batır'la turist çekecek Tataristan, mitolojik karakter okçu Batır ile turistlerin gönlünü çelmeye çalışacak. Rusya Federasyonuna bağlı Tataristan Özerk Cumhuriyeti, başkent Kazan'ı uluslararası turizm merkezi haline getirmek için harekete geçti. ISSN Turizmcilerde Rus pazarı endişesi ANTALYA - Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, 2015 yılının turizm sektörü açısından zor bir yıl olacağını belirterek, "Kötü senaryoya göre önümüzdeki yıl için Rusya'dan gelen turist sayısında yüzde civarında bir kayıp olabilir" dedi. AA muhabirine açıklamalarda bulunan AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya turizminin ana pazarı olan Rusya Federasyonu ekonomisinde yaşanan gelişmeleri turizm sektörü olarak kaygıyla izlediklerini söyledi. Rusya Federasyonu'ndan Antalya'ya gelen turist sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre ekimde yüzde 35,70, kasımda ise yüzde 35,10 azaldığını hatırlatan Hacısüleyman, "Rusya pazarıyla ilgili göstergeler şu anda hiç iç açıcı değil. Biz kış sezonundayız fakat şu anda yüksek sezonda olan Tayland, Mısır, Dubai gibi ülkelere bakıyoruz Rusya'dan gidişlerde yüzde 50'nin üzerinde azalma var" diye konuştu. Kötü senaryoya göre 2015 yılında Rusya pazarında yüzde civarında bir kayıp olabileceğini ifade eden Hacısüleyman, "Gidişat böyle devam ederse Rusya pazarı önümüzdeki yıl 1-1,2 milyon turist azalabilir. Kötü kehanet anlamında bunları telaffuz etmiyoruz, tedbirli olmak anlamında söylüyoruz" dedi. Rusya pazarının daralmasına bağlı olarak turizm gelirlerinde de kayıp olabileceğine işaret eden Hacısüleyman, pazarda yaşanabilecek daralmanın telafi edilmesi için şimdiden harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi. Hacısüleyman, şöyle konuştu: "Rusya'daki krizin en az 2 yıl süreceği belirtiliyor. Alım gücünün azalmasının Türk turizmine, daha doğrusu Rus halkının yurt dışına çıkmasına olumsuz etki yapacağını düşünüyoruz. Bu pazarda yaşanabilecek bir daralma nereden telafi edilebilir, İran'dan gelecek misafirlerden mi, İsrail'den gelecek misafirlerden mi, Batı Avrupa pazarlarından gelecek misafirlerden mi? A, B, C senaryolarına ihtiyacımız var. Hangi pazar geliştirilebilir ona bakmamız lazım. Bu tespitleri ayağımızı yorganımıza uzatalım diye yapıyoruz. Milyonlarla ifade edilen bir pazarda gerileme olduğu zaman ekonomi bundan çok etkilenir. Sadece Antalya değil, Türkiye'nin her yerinden yiyecekten içeceğe, mobilyadan tekstile kadar mal ve hizmet talep ediyoruz. Hizmet aldığımız 52 sektör var, olası bir kriz bütün bu sektörleri etkiler." Pazarın daralmasını önlemek amacıyla seyahat fiyatlarını daha cazip hale getirmenin mümkün olduğunu, fakat turizm ekonomisinde bunu hep en son çare olarak düşündüklerini ifade eden Hacısüleyman, "Fiyatları ucuzlatma gibi bir senaryoyu henüz harekete geçirmedik. Biz bir yerden kayıp olacaksa bunu diğer taraftan nasıl telafi edebiliriz ona bakıyoruz" dedi. (AA) Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Yıl: 44 Sayı: Aralık 2014 Çarşamba Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Yayın Sahibi Macun Mah Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Temsilcisi: Yazı İşleri Tel: (PBX) Fax: gazeteyedigun@gmail.com Yiğit YİĞİT Ankara Temsilciliği İstanbul Temsilciliği Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Ulus/ANKARA No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Tel: (0312) Tel: (0212) KAZAN - Tataristan yönetimi, ülkenin dünya turizm pazarında daha iyi tanıtılması ve bölgeye daha çok yatırımcı çekebilmek için büyük bir şirketle anlaştı. Tatar Türklerinin öncelikli amacı, Kazan'ın dünyada daha kolay tanınmasını sağlayacak bir marka oluşturmak. Uzmanların çalışmaları sonucu "Tataristan'ın Mirası" isimli program hazırlandı. Projenin tanıtım logosu ise mitolojik bir karakter okçu Batır seçildi. Logonun yapımcılarına göre, Batır karakteri azim, enerji, zafer kazanma iradesi gibi Tatarlara has tüm özellikleri barındırıyor. Tataristan Özerk Cumhuriyeti yöneticilerinin tutku dolu bu düşüncesi, 2013'te yapılan Kazan Üniversite Taş Mektep gerçek görünümüne kavuştu Roma hamamında "Arabaşı Yeme Yarışması'' YOZGAT - Yozgat'ın Sarıkaya ilçesinde halk arasında "Kral Kızı" olarak bilinen "Basilica Therma" adlı Roma hamamında "Arabaşı Yeme Yarışması'' düzenlendi. Sarıkaya'da ilk kez düzenlenen yarışmaya 15 kişi katıldı. Yarışmacılar, çorbayı en hızlı şekilde içmek için çaba gösterdi. Renkli görüntülere sahne olan yarışmayı vatandaşlar ilgiyle izledi. Yarışmada birinci olan Erol Böyükboydaş'a altın armağan edildi, diğer yarışmacılara ise çeşitli hediyeler verildi. Sarıkaya Belediye Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Oyunları'ndan sonra oluştu. Rusya Federasyonu'nun ev sahibi olacağı 2018 Dünya Futbol Şampiyonası karşılaşmalarından birinin Kazan Arena'da oynanacak olması, Tatar yöneticilerini daha da ümitlendirdi. Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov, "Tataristan Avrupa ve Asya'nın kesiştiği bir bölgedir. Burada her iki kültür de barış içerisinde yaşıyor. Sadece Kazan Kremlin'i içerisinde hem Provoslavların baş kilisesi hem de cami bulunuyor. Tatar kalesi olan Bulgar kalesinin tamirine yönelik karar alıyorsak aynı kararı Rus kalesi olan Sviyajsk için de alıyoruz. Kul-Şarifi inşa ediyorsak Blaqoveşenski kilisesini de restore ediyoruz" dedi. Yozgat'ta, 2. Abdülhamid döneminde yaptırılan ve bugüne kadar tanınmış birçok ismin mezun olduğu tarihi Yozgat Lisesi binası, gerçek görünümüne kavuşturuldu. ilçenin ve Roma hamamının tanıtımına katkı sağlamak için bu yarışmayı düzenlediklerini söyledi. Arabaşının önceki yıllarda Yozgat Belediyesince Türk Standardları Enstitüsüne tescil ettirildiğini anımsatan Yıldız, "Arabaşı, İç Anadolu bölgesinde kış aylarında sıkça tüketilen bir çorba. Arabaşı çorbası, Türk mutfağından bir çorbadır. Çorbanın özelliği, ekmekle değil, beraberinde hamur yutularak yenmesidir. Öğün arasında yenildiğinden 'ara aşı' denilmiş ve bu isim zamanla değişerek 'arabaşı' halini almıştır. Çorbasıyla hamuru birbirinden ayrılamaz bir yemektir" diye konuştu. (AA) YOZGAT - Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yozgat Lisesi binasının kentin önemli tarihi eserlerinden biri olduğunu ifade ederek, binanın etrafına zamanla çeşitli eklentiler yapılarak görünümünün bozulduğunu söyledi. Yozgat Lisesi binasının 1895 yılında 2. Abdülhamid döneminde beş yıllık nehari idadi (rüştiye denilen ortaokullardan sonra yüksekokullara hazırlayıcı okul) olarak açıldığını anlatan Yazıcı, lisenin 1933 yılında eğitim vermeye başladığını belirtti. Binanın yakın zamanda tarihi özelliklerine dokunulmadan, izin alınarak birkaç kez onarımdan geçirildiğini ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti: "İlki 1981, ikincisi 1988 yılında yapılan çalışmalarla ahşap olan taban ve tavan bütünüyle değiştirilerek tamamen betonarme haline getirildi yılında okulumuzda yine büyük çapta onarım yapılmış, eriyen taşlar değiştirilmiş, dış cephe taşları tıraşlanarak boşalan derzleri doldurulmuş, çürüyen pencereler değiştirilmiştir. Ön cephenin tamamı değiştirilmiştir. Okulun tarihi görünümünü bozan ve sonradan ilave edilen kalorifer bacası yıkılarak yerine Atatürk büstü yapılmış, öğrencilerin içtima alanıyla bütünlük sağlanmıştır." Lisenin etrafına yapılan yüksek bahçe duvarıyla şehirden koparılmış bir duruma getirildiğini anlatan Yazıcı, "Türkiye'de varlığı ve önemi en geç anlaşılmış olan şey, tarihi mekanlarımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması. Bu konuda çok kusurumuz var. İlimizde de elimizdeki mevcut tarihi yapıların gelecek nesillere daha iyi ve sağlıklı bırakılması noktasında çalışmamız var" diye konuştu. Yozgat Lisesi etrafında çevre düzenlemesi çalışmaları yaptıklarını, binayla bütünlük içeren bahçe duvarı inşa ettiklerini belirten Vali Yazıcı, şunları söyledi: "Lisenin bahçe duvarını geri çekip binayla bütünlük oluşturan duvar örüldü. Binaya sonradan yapılan eklentiler kaldırıldı. Binanın gözükmesini engelleyen yığıntı toprak temizlenerek etrafı boşaltıldı ve gerçek görünümüne kavuştu. Yozgat Lisesi, mimarisinde özel bir anlamı olan bina. Orijinal haliyle ışıklandırılmış, ağaçlandırılmış, etrafı rahatlatılmış bir şekilde tekrar Yozgat insanının görsel zevkine sunduk." Binanın çevre düzenlemesinin tam anlamıyla tamamlanmadığını dile getiren Yazıcı, lisenin önünde geçen kaldırımın binayla uyumlu şekilde Yozgat Belediyesi tarafından yapılmakta olduğunu kaydetti. Yazıcı, liseden 1933 yılından bu yana devlet kademelerinde önemli görevler yapmış ünlü şahsiyetlerin yetiştiğini vurgulayarak, Yozgat'ta "Taş Mektep" veya "Sarı Mektep" olarak bilinen okulun, kentin eski üniversitesi gibi itibar gördüğünü ve Türk eğitimine önemli katkılarda bulunduğunu sözlerine ekledi. Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

14 Es-Es deplasman "fobisini" yendi ESKİŞEHİR - Spor Toto Süper Lig takımlarından Eskişehirspor, deplasmandaki 18'inci maçında ilk kez dış saha galibiyeti elde etti. Siyah-kırmızılı takım, sezonunun 14. haftasında deplasmanda yaptığı Kayseri Erciyesspor maçını 2-0 kazanarak hanesine 3 puanı yazdırmıştı. "Kırmızı şimşekler", geçen sezon Kayseri'deki galibiyetinin ardından deplasmanda yaptığı 10 maçta, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı. Eskişehirspor, sezonunda, Trabzonspor maçı öncesinde deplasmanda yaptığı 7 maçta, 5 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. Ligde bu sezon sahasında hiç maç kaybetmeyen Trabzonspor ile karşılaşan Eskişehirspor, rakibini 4-1 yenerek deplasmandaki galibiyet hasretine son verdi. Karadeniz temsilcisine 2 gol atan siyah-kırmızılı takımın forveti Ömer Şişmanoğlu ligde 4 gole ulaştı. Andaç Güleryüz ligdeki ilk golünü atarken, diğer gol ise Funes Mori'den geldi. (AA) İSTANBUL - Spor Toto Süper Lig'de Torku Konyaspor'u 2-1 yenerek liderliğini sürdüren Beşiktaş, 15. haftalar itibarıyla son 23 yılın en iyi deplasman performansına imza attı. En son, namağlup şampiyon olduğu sezonunda 15. hafta sonunda deplasmanlarda 7 galibiyet, 1 beraberlikle 23 puan toplayan siyah-beyazlılar, 23 yıl aradan sonra sezonunda 7 galibiyet, 1 mağlubiyetle 21 puana ulaştı ve dış sahalardaki en başarılı dönemlerinden birini yaşadı. "Kara Kartallar", 76 puan toplayıp namağlup şampiyon olduğu sezonunda oynadığı 15 deplasman maçında 11 galibiyet, 4 beraberlikle 37 puan toplamıştı. O sezondan sonra dış sahalarda aynı başarıya ulaşamayan ve 20 puan barajını geçemeyen Beşiktaş, bu sezon son 23 yılın en iyi dış saha sonuçlarını aldı. Bu 23 yıllık süreçte, sezonunda 15. haftada dış sahalarda topladığı 6 puanla en başarısız dış saha performansını sergileyen siyah-beyazlılar, diğer dönemlerde de istediği sonuçları alamadı. Geçen sezonun tamamında dış sahalarda oynadığı 17 maçta sadece 7 kez galip gelen Beşiktaş, bu sezon henüz 15. haftada yaptığı 8 deplasman maçında 7 galibiyete ulaştı. Bu sezon sadece Kayseri Erciyesspor'a deplasmanda 2-1 öndeyken, 89 ve 90. dakikalarda üst üste yediği gollerle 3-2 kaybeden siyah-beyazlılar, diğer 7 karşılaşmada ise sahadan üçer puanla ayrıldı. Demba Ba dan milli takım teknik direktörü Giresse'ye eleştiri ANKARA - Beşiktaş'ın forvet oyuncusu Demba Ba, kendisini 2015 Afrika Uluslar Kupası aday kadrosuna almayan Senegal Milli Takımı Teknik Direktörü Alain Giresse'yi eleştirdi. Ba, 17 Ocak-8 Şubat'ta Ekvator Ginesi'nde düzenlenecek 2015 Afrika Uluslar Kupası'nda mücadele edecek Senegal Milli Takımı'nın 28 kişilik aday kadrosuna çağrılmamasını ülkesinda yayımlanan Stades gazetesine değerlendirdi. Daha önce sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki "dembabafoot" isimli hesabından teknik direktör Alain Giresse'nin kendisini "takıma almama gerekçelerini öğrenmek ve hepsini bir bir çürütmek için sabırsızlandığını" ifade eden futbolcu, "Kadroya bakınca teknik direktörle değil, bir kuklayla çalıştığımız görülüyor. Çünkü bazı kararları onun vermediği açıkça ortada. Tunus'a yenildiğimiz maçın ardından şaşkın biçimde soyunma odasına geldi ve konuşmasına nereden başlayacağını dahi bilmiyordu" iddiasında bulundu. 29 yaşındaki golcü, yaşadığı sakatlıkların Giresse tarafından bahane edildiğini anlatarak, "Yıllar önce bacağım kırılmıştı ama devamında 3,5-4 yıl boyunca İngiltere'de futbol oynadım ve sakatlık nedeniyle yalnızca 2 maç kaçırdım. Ne Newcastle United ne de Chelsea'de sakatlık yüzünden oynamadığımı hatırlamıyorum. Beşiktaş'ta ise 2 hafif sakatlık yaşadım. Giresse, sakatlık bahanesinin arkasına saklanmamalı. Bu sezon Avrupa kupalarında 8 gol attım. Ligde de birçok golüm var. Bana 3 günde bir maç oynayamayacağımı söylüyor. Perşembe ve pazar günleri maç oynamak, 3 günde bir sahaya çıkmak anlamına gelmiyor mu? Hikaye anlatmak yerine gerçek sebepler bulmalı" yorumunu yaptı. (AA) Trabzonspor sahasında ilk kez kaybetti Spor Toto Süper Lig'de Eskişehirspor'a 4-1 yenilen Trabzonspor, bu sezon sahasında ilk kez kaybetti. ANTALYA - Ligde bu sezon daha önce Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynadığı 7 maçta, 4 galibiyet ve 3 beraberlik alan Karadeniz ekibi, Eskişehirspor karşısında sezonun ilk iç saha yenilgisini aldı. Ligde geçen haftayı 22 puanla 5. sırada kapatan bordo-mavililer, aldığı yenilgiyle 6. sıraya geriledi. Ligde zor günler geçiren Eskişehirspor ise bu sezon deplasmanda ilk 3 puanını Trabzon deplasmanında elde etti. Misafir seyirci tribünündeki yaklaşık 50 Eskişehirspor taraftarıyla Trabzonsporlu taraftarlar arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Polis ekipleri ve özel güvenlik görevlileri bordo-mavili taraftarların misafir seyirci tribününe yaklaşmasını engelledi. Bu arada, VIP tribününden maçı takip eden Eskişehirsporlu yedek oyuncularla Trabzonspor taraftarları arasında ikinci yarıda kısa süren bir arbede çıktı. Güvenlik görevlileri, Eskişehir kafilesini başka bir tribüne aldı. Trabzonspor taraftarlarının 61. dakika kutlamasında bu kez İstiklal Marşı okundu. Maçın 61. dakikasında skorborda Türk bayrağı yansıtıldı, tribünde Türk bayrakları açıldı ve tüm taraftarlar İstiklal Marşı'nı okudu. Taraftarlar daha sonra " Şehitler ölmez, vatan bölünmez" ve "Ne Mutlu Türküm diyene" şeklinde tezahürat yaptı. (AA) Hollandalı futbolcu sosyal medyadan kulüp arıyor ANKARA - Hollandalı orta saha futbolcusu Demy de Zeeuw, sosyal medya üzerinden kulüp aradığını duyurdu. Sosyal paylaşım sitesi Linkedin üzerinde oluşturduğu kariyer sayfasında mesaj yayımlayan Demy de Zeeuw, "31 yaşındayım ve kulüp arıyorum. AZ Alkmaar, Ajax, Spartak Moskova ve Anderlecht'te forma giydim. Oynadığım takımlarda 3 şampiyonluk, 2 kupa zaferi yaşadım" ifadelerini kullandı. Tecrübeli futbolcu, 2001'de başladığı profesyonel kariyerinde geçen sezon Anderlecht'te kiralık olarak top koşturduktan sonra Spartak Moskova tarafından serbest bırakıldı ve herhangi bir takımla anlaşmadı. Hollanda Milli Takımı'nda 27 maça çıkan Demy de Zeeuw, 2010 FIFA Dünya Kupası'nda ikinci olan takımın kadrosunda da yer almıştı. (AA)

15 SPOR 15 Milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu ile hazırlıklarını Sakarya'da sürdüren genç motosikletçi Toprak Razgatlıoğlu, Avrupa Superstock 600 Şampiyonası'nda podyumun zirvesinde yer almak istiyor. 4 milyon kişi kayakla buluşturulacak ERZURUM- Türkiye Kayak Federasyonu tarafından 2026 Kış Olimpiyatları hedefi kapsamında hayata geçirilecek "Dağda Mutluluk" Projesi ile Türkiye'de, 12 yılda 4 milyon kişi kayakla buluşturulacak. Federasyon başkanı Mehmet Erol Yarar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, turizmin değişik kategorizasyonları olduğunu, bir bölgeye gidildiğinde çok farklı gelir gruplarına hitap eden oteller görüldüğünü söyledi. Yarar, bir tarafta 5 yıldızlı, hatta 7 yıldızlı otellerin dünyanın gündemindeyken, öbür taraftan pansiyonlar gibi çok daha iktisadi imkanlarla insanların kalabildiği bir turizm sisteminin varlığından bahsederek, "Zaten bunun benzerini Türkiye'de inşa etmemiz lazım. Herkese hitap eden bir turizm potansiyeli ve turizm yapılaşması, herkesin kullanabileceği tesisler, ulaşabileceği bir kiralama sistemi. İsteyen satın alacak, isteyen kiralayacak" dedi. Bütün bunları uluslararası rekabete açık bir yapıyla planladıklarını, halktan kopuk ve erişemeyeceği bir sistemi kesinlikle istemediklerini belirten Yarar, şöyle devam etti: "Yani buraya sadece yurt dışından insanlar gelsin, Türkiye'nin tadına bakıp gitsin istemiyoruz. 4 milyon Türk vatandaşını kayakçı yapmak istiyoruz. Bu sporu tabana, gençlerimize indirmek istiyoruz. Onun için vatandaşımızla bütünleşik bir proje bu. Herkesi kapsayan ve mutlu edecek bir proje. Ben onun için buna 'Dağda Mutluluk Projesi' diyorum. Dağda mutlu olalım, güvenle kayalım, hep beraber inşallah bu Allah'ın nimetlerinden faydalanalım. 12 yıllık bir süre içinde bunu hedefliyoruz. Zaten şu anda 4 milyon kişi dağlara geleyim dese o kadar otelimiz yok. Bu sefer de fiyatlar patlar. 'Ya çok pahalı başkan, gel dedin geldik, nerede kalacağız' derler. Onun için otel projeleriyle beraber bütün sistemi, her sene çıtayı yükselte yükselte inşallah 4 milyona getireceğiz." Yarar, göreve başladıklarında Türkiye'ye kayak kıyafetlerinin yüzde 100'ünün yurt dışından geldiğini, altı ay içinde milli takım başta olmak üzere yüzde 100 yerli kıyafet yapmayı başardıklarını vurguladı. Bunun, hedef ve vizyonlarını gösteren önemli hamle olduğunu kaydeden Yarar, "Türkiye'nin işsizlik sorununa çözüm bulmalıyız. Ben bir sanayici ve iş adamıyım. Ömrüm sanayicilik ve ticaretle geçti. Milli sanayiyi savunan bir insanım. Tabii ki yurt dışı partnerlerimiz olacak ama Türkiye ile birlikte bu işi yapmalarını istiyoruz. İnşallah 2-3 sene içinde Türkiye'de çok büyük değişiklikler göreceksiniz" diye konuştu. (AA) Özel sporcuların tüm enerjisi Rio için ANKARA- Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Birol Aydın, tüm çalışmalarını 2016 Rio Paralimpik Oyunları'na yönelik yaptıklarını söyledi. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2014 yılının kendileri adına olumlu geçtiğini belirterek, atletizm, masa tenisi ve yüzme branşlarında 8 uluslararası organizasyona katıldıklarını anlattı. Bu organizasyonlarda 1 altın, 12 gümüş ve 6 bronz madalya kazandıklarını hatırlatan Aydın, "Federasyonumuz, ülkemizde bulunan down sendromlu, otizmli ve zihinsel engelli çocuk, genç ve yetişkinlere spor hizmeti sunarak, Türkiye'yi dünya, Avrupa ve paralimpik oyunlarında temsil etmektedir" dedi. Atletizm, masa tenisi, yüzme, futbol ve cimnastik branşlarında 14 milli takım hazırlık kampı yaptıklarını vurgulayan Aydın, "Zihinsel engelli sporcularımıza imkan verildiği takdirde, başaramayacakları hiçbir şey yok. Zihinsel engelliler alanında, daha çok madalya alarak paralimpik oyunlarına katılmak ve oradan da madalya çıkartmak en büyük hedefimiz. Federasyonumuz, yüzme atletizm, masa tenisi branşlarında oyunlara katılabiliyor. (AA) Karatede 5 yılda büyük ivme yakalandı ANKARA - AA muhabirine 2014 sezonunu değerlendiren Delihasan, hem madalya hem de sosyal sorumluluk projeleri açısından başarılı bir yılı tamamladıklarını kaydetti. Ulusal ve uluslararası organizasyonlarda elde edilen derecelerin gelecek adına kendilerini umutlandırdığını vurgulayan Delihasan, "Bir yıl içerisinde 156'si altın, 131'i gümüş ve 185'i bronz olmak üzere ülkemize toplamda 472 madalya getirdik" dedi. Delihasan, son yıllarda aldıkları başarıları koruduklarına dikkati çekerek, altyapıdan gelen sporcuları da yukarı taşıma çalışmalarında başarı kaydettiklerini belirtti. Türk karatesinin iyi bir altyapıya sahip olduğunu ve yapılan yatırımların karşılığının alındığına söyleyen Delihasan, 2009 yılında görevi devraldıklarında 65 bin olan lisanslı sporcu sayısının bugün 170 bine KOCAELİ - Razgatlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şampiyona hazırlıklarını Akyazı ilçesindeki Kenan Sofuoğlu Pisti'nde sürdürdüğünü söyledi. Motosiklet sporuna babası sayesinde başladığını belirten 18 yaşındaki Razgatlıoğlu, "Bu spora motokrosla başladım. Kenan ağabeyi örnek alıp piste girmeye başladım. Şimdi burada Kenan ağabeyle antrenman yapıyorum" dedi. Gelecek yıl Dünya Motosiklet Federasyonu (FIM) Avrupa Superstock 600 Şampiyonası'nda yarışacağını kaydeden Razgatlıoğlu, yarışlara ulaştığını vurguladı. Başkan Delihasan, "Gelecek yıl şubat ayında İsviçre'nin Zürih kentinde yapılacak 42. Avrupa Ümit, Genç ve 21 Yaş Altı Şampiyonası öncesi en ciddi sınavımızı Bulgaristan'ın Sofya kentinde düzenlenen Balkan şampiyonasında verdik. Takım olarak 18 kadın, toplam 38 sporcuyla katıldık ve 15 altın, 5 gümüş, 10 bronz madalya ile takım halinde Balkan şampiyonu olduk. Takımımız, Avrupa Şampiyonası öncesi bize ışık verdi" diye konuştu. Almanya'da düzenlenen Dünya Karate Şampiyonası'nda ise 2 altın ve 3 bronz madalya aldıklarını hatırlatan Delihasan, bundan sonraki çalışmalarda 2015'te Bakü'de yapılacak Avrupa Oyunları'na yönelik hazırlıklarını sürdüreceklerini kaydetti. Delihasan, yeni yıldaki hedeflerini şöyle sıraladı: "Türkiye Şampiyonası'nda ilk 6'ya Karate Federasyonu Başkanı Esat Delihasan, Türk karatesinde son 5 yılda büyük ivme kaydettiklerini ve gelecekten umutlu olduğunu belirterek, "Verilen destekleri boşa çıkarmamak için çok çalışıyoruz" dedi. giren sporcularla Avrupa Oyunları'na katılıp, tüm sıkletlerde mücadele etmek istiyoruz. Orada iyi dereceler elde edeceğimizi düşünüyoruz. 2015'de Büyükler ve Gençler Avrupa Şampiyonası'nda en üst sıralarda yer almayı istiyoruz. Emniyet güçleriyle yaptığımız projeler, işbirliğimiz sürdüğü müddetçe genişleyerek yeni yılda da devam edecek. Doğu ve İç Anadolu illerinde sosyal sorumluluk projelerine devam ediyoruz. Çalışmalarımıza sportif açıdan olduğu kadar sosyal sorumluluk projeleriyle de devam ediyoruz. Bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yılda da başarılı olup daha etkili olacağız." Türk karatesinde son 5 yılda büyük ivme kaydettiklerini ve gelecekten umutlu olduğunu ifade eden Delihasan, verilen destekleri boşa çıkarmamak için çok çalıştıklarını sözlerine ekledi. (AA) Sofuoğlu ile gideceğini ifade etti. Sofuoğlu'nun da dünya şampiyonasında yarışacağını anlatan Razgatlıoğlu, şöyle konuştu: "En büyük hedefim MotoGP'de yarışmak ama ilk hedefim 2015 yılında Avrupa şampiyonu olmak. İnşallah güzel dereceler yapıp Türkiye'ye geleceğiz. Dünya arenalarında yarışmayı hayal ediyordum. Kenan ağabeyle bu kadar yakın olacağımı tahmin etmemiştim ama bu durumdan çok mutluyum. Böyle bir pistte bize antrenman imkanı sağladığı için Kenan ağabeye de çok teşekkür ederim." (AA) Bedensel Engelliler, başarılı bir seneyi geride bıraktı ANKARA (AA) - BUĞRA ERSAVAŞ - Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, 2014 yılının federasyonları açısından oldukça başarılı geçtiğini ve sporcuların uluslararası arenada çok önemli derecelere imza attıklarını söyledi. Şerefhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sporcularını geçirdiklerini başarılı sene için tebrik ettiğini belirterek, "Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımız, Güney Kore'de yapılan Dünya Şampiyonasında üçüncü oldu. Ampute Futbol Milli Takımımız ise Meksika'da organize edilen Dünya Şampiyonasında 24 ülke arasında üçüncülüğü elde etti. Okçuluk, halter, masa tenisi ve atıcılık branşlarında sporcularımız dünya şampiyonluğuna ulaştı" dedi. İlk kez bu sene kadınlarda Tekerlekli Sandalye BasKetbol Türkiye Şampiyonası düzenlediklerini vurgulayan Şerefhan, "Tüm kadın sporcularımızı Gaziantep'te bir araya getirdik ve 4 takımlı bir şampiyona düzenledik. Tüm branşlarımızda Türkiye şampiyonaları organize ettik ve milli takım kamplarımızı devam sürdürdük" diye konuştu. Ampute futbol branşlarını sponsoruyla buluşturduklarının altını çizen Şerefhan, "Ampute futbol liglerimize ve milli takımımıza Taşyapı AŞ sponsor oldu. Geçen sene Tekerlekli Sandalye Basketbol liglerimiz ve milli takımlarımıza sponsorluğa başlayan Garanti Bankası ile bu sene birçok etkinliğe birlikte imza attık" ifadelerini kullandı. Şerefhan, sözlerini şöyle tamamladı: "Ayrıca 2016 Rio Paralimpik Oyunları'na katılım için kota alımı bakımından çok başarılı bir sene geçirdik. Birçok branşımızda sporcularımız şimdiden katılımı garantiledi. Bu başarıların alınmasında Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın desteği, teknik kadrolarımızın ve sporcularımızın azmi çok büyük bir rol oynadı." (AA)

16 Moskova ışıl Belediye ekiplerince yaklaşık bir aydır hummalı bir çalışmayla ışıl ışıl yapılan Moskova, hava karardıktan sonraki görüntüsüyle adeta göz kamaştırıyor. MOSKOVA - Rusya'nın başkenti Moskova, yeni yılı rengarenk karşılamaya hazırlanıyor. Belediye ekiplerince yaklaşık bir aydır hummalı bir çalışmayla ışıl ışıl yapılan şehir, hava karardıktan sonraki görüntüsüyle adeta göz kamaştırıyor. Caddelerin kenarlarında, yol boyunca sıralanan ağaçların hemen hemen tamamına farklı renklerde ışık süslemeleri asıldı. Yüksek binalara çeşitli süslemelerle farklı görünümler kazandırıldı. Kaldırımlar ve apartman girişlerine de ilave ışıklandırma konulan Moskova'da, şehre adeta yeni bir siluet kazandırıldı. Moskova Belediyesi'nin yeni yıl süslemesi için 225 milyon ruble (yaklaşık 10 milyon lira) harcadığı belirtiliyor. Bu miktar geçen sene 400 milyon ruble (yaklaşık 18 milyon lira) civarındaydı. Moskova'da yeni yıl kutlamalarının adresi, Gorkiy ve Sokolniki parkları, tarihi Arbat Caddesi ve Kızıl Meydan olacak. Buralardaki süslemeler hem Rusları hem de turistleri hayran bırakıyor. 2015'DE DE RENKLİ HAYAT DEVAM EDECEK Moskova'da yeni yıl heyecanı ocak ayının ortasına kadar sürecek. 12 Ocak'a kadar resmi tatil ilan edilen Rusya'nın başkentinde, tatil boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Kentteki bazı müzeler ve sergi salonları tatil boyunca ücretsiz hizmet verecek. Şehirde bu amaçla 50'nin üzerinde fuar alanı kurulurken, yaklaşık 300 farklı program düzenlenecek. Öte yandan ekonomik olarak zor günler geçiren Rusya'da mali durum yeni yıl alışverişlerini etkilemedi. Ruslar yeni yılda sevdiklerine hediye verebilmek için reyonlarda, marketlerde kuyruk oluşturuyor. Araştırmalara göre, Ruslar yeni yılda sevdiklerine en çok çikolata ve kozmetik ürünleri hediye etmeyi düşünüyor. (AA) Çin in tasarım yarışmasında altın madalya Türk tasarımcıya Çin'in tasarım alanındaki en prestijli ödüllerinin sahiplerini bulduğu tasarım yarışmasında altın madalya ilk kez Türkiye'nin oldu. ODTÜ Teknokent'te yer alan Designnobis tasarım ofisinin kurucusu ve ODTÜ Öğretim Üyesi Dr. Hakan Gürsu, Çin'deki "Dongguan Cup Endüstriyel Tasarım Yarışması"nda altın madalya kazandı. ANKARA - SELMA KASAP - Dr. Gürsu tarafından geliştirilen "Torchia" isimli tasarımda, taşınabilir şarj ve aydınlatma ünitesi, enerji kaynağı olarak güneşi kullanıyor ve solar panelleriyle elde ettiği enerjinin cep telefonu gibi taşınabilir cihazlarda kullanılabilmesini sağlıyor. Acil durum ve afet halinde de kullanılabilen ürün, aydınlatma ve işaretleme yapabiliyor. Ödül töreninde, Türk tasarımına övgü dolu sözler geldi. Aynı zamanda Dongguan Bilim ve Teknoloji fuarında da yer alan ürün, yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisini topladı. Dongguan eyaleti hükümeti ve Dongguan Ekonomi ve Bilgi Teknolojileri Ofisi'nin desteğiyle düzenlenen Dongguan Cup, Uluslararası Endüstriyel Tasarım Yarışması yaratıcılığı, inovasyon ve endüstriyelleşme ile birleştirerek ülkelerin ekonomik rekabet gücünü arttırmayı hedefliyor. ODTÜ Öğretim Üyesi Dr. Hakan Gürsu, 2007 yılında Tasarım Oscar'ını ilk kez Türkiye'ye kazandırmıştı. Dr.Gürsu ve ekibi, bu yıl 130'uncu tasarım ödülüne ulaştı. (AA)